MAVİŞEHİR DERGİSİ MAYIS 2017

Page 1

Mayıs 2017 Yıl.4 Sayı.40 5.00 Genel kültür,

Robotluk Felsefesi

İsmail Barış Özpazarcık

özel röportaj

ONUR BÜYÜKTOPÇU

Mutluluk böcekleri Uğur Oral

Meyvelerden gelen sağlık Mavişehir Soyak B Sitesi sezona merhaba dedi

Makroyapı’dan

Foça’da muhteşem proje


Zor beÄ&#x;enenlerin tercihi

*Eliza Bornoz

Kabin Ekibi

*Eliza Havlu

w w w. s o f t c o t t on .c om .t r


Mavişehir Dergisi; Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve Pazarlama Sorumlusu

Ziynet Attila

ziynet@mavisehirdergisi.com

Aylin Günay

kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Gönen Attila Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500 Yapım ve Tasarım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri 6323 Sk. No.21/1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com

ÖNSÖZ

DÜĞÜM

Bazı konuları birbirine aniden bağlayacağım ve düğüm yapacağım için çok üzgünüm, İnanmayacaksınız ama, olay tamamen SANATÇI - KÖPEK - ADAM!!! Bazı insanlar için muazzam karmaşık bir denklemden bahsediyorum… Biri olsa diğerini olamıyor, diğeri olsa mutlaka biri eksik kalıyor. Ne acı! Bilenler hatırlayacaktır, rahmetli Sadri Alışık’ın “Sokak köpeklerine selam vermek adam olmaya çeyrek var demektir” tiradını. Eğer kendimizi yapayalnız hissediyor, gidecek yerimizin olmadığını ve parasız kaldığımızı düşünüyorsak, bir köpeğe; benim senden ne farkım var diyebiliriz. Ben de senin gibi köpek muamelesi görüyorum, kendimi bir hiç gibi hissediyorum diyebiliriz. Bu bize köpek olduğumuzu değil, hayatın hallerini saldırgan ve bencil olmadan, masumca yaşayabildiğimizi gösterir. Sadri Alışık gibi; herhangi bir sanatçının da yıllar sonra bize ışık tutacak bir sözü, bir duruşu, bir çözümü olabilir. Sanat; toplum değerlerini yükselten, birlikte yaşamanın renkliliğini, farkındalığını; çeşitli şekillerde anlatan naif bir şeydir. Eğer sanatçı olmak istiyorsak, herhangi bir yerde, ilk girdiğimiz sokak arasındaki bir evin içinde yaşayan birinin standartlarında da serüvenimize başlayabiliriz. Bu bize sıradan biri olduğumuzu değil, ünlü olma meraklısı olmadan, insanlara ışık tutabilecek bir sanatçı olabileceğimizi gösterir. Günün birinde başımıza istenmedik bir olay gelebilir. Bu durumdaki duruşumuz hepimiz için düğüm olan büyük sorunları çözebilir. Geçen haftalarda üst üste yaşadığım trafik terörleri yüzünden bu yazıyı yazıyorum. Vicdansızın biri bir köpeğe çarpıp durmuyorsa ve saatler sonra plakasını düşürdü diye tekrar geri geliyorsa, vicdanı kocaman insanlar da onun pislettiği şeyleri temizlemeye, iyileştirmeye gayret gösteriyorsa burada hepimize iş düşüyor demektir. İnsanlar kötü değil, iyiliğin ne demek olduğunu, nasıl bir şey olduğunu unutmuşlar o kadar. En şeytani varlık, sosyal bağlardan yoksun olandır… Bu düğümü çözecek kişiler de bizleriz.

Baskı:

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar

Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik Dr. Gürkan Ersoy

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Çeşme Marina sezona merhaba dedi (2) Robotluk felsefesi (8) Makroyapı’dan muhteşem proje (20-21-22) Onur Büyüktopçu ile özel röportaj (26-30) Soyak B Sitesi bahar şenlikleri (34-35) Köşe Yazıları

Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü İsmail Barış Özpazarcık - Dr. Gürkan Ersoy

w. om i w w r g i .c er g de - D i y i z i e da en r gin i a t ın in i z . D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay MaviBahçe AVM ve EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


ÇEŞME MARİNA 8. KEZ “SEZONA MERHABA” DEDİ Her yaz sezonu öncesi geleneksel olarak misafirleri ile bir araya gelen Çeşme Marina, 2017 sezonuna, düzenlediği bir parti ile “Merhaba” dedi.

Ç

eşme Marina’da düzenlenen “Sezona Merhaba” partisine, Çeşme Kaymakamı Hacı Mehmet Kara, Garnizon Komutanı Binbaşı Derviş Akova, Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı Şakir Karadede, Çeşme Malmüdürü Salim Cebeci, İMEAK İzmir Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Ege Açık Deniz Yat Komodoru Oğuz Akif Sezer, şarkıcı Pınar Aylin ve çok sayıda davetli katıldı. Çeşme’nin muhteşem manzarası ve Marina’nın büyülü atmosferinde gerçekleştirilen partide, Grup Son Dakika gece boyunca davetlilere neşeli dakikalar yaşattı. Şarkıcı Pınar Aylin’in grup solisti Selin Şengül’ün daveti üzerine sahneye çıkıp iki şarkı söylemesi davetlilere güzel bir sürpriz oldu. Açılış konuşmasını yapan IC Çeşme Marina Genel Müdürü Can Akaltan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladıktan sonra, davetlilere Çeşme Marina’da düzenlenen yat yarışları ve Ticari

2

Alan içerisinde açılan yeni markalar hakkında bilgi verdi. Can Akaltan tarafından sahneye davet edilen İzmir Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, “Türkiye’de 43 tane marina var. Marinaların hepsi çok değerli, fakat Çeşme Marina, çok özel bir yer. Bu güzel marinayı yaratan IC Holding ve Camper&Nicholsons ortaklığına, aynı zamanda sevgili Genel Müdür Can Akaltan’a ve tüm personele çok teşekkür ediyorum” diyerek görüşlerini ifade etti. Yusuf Öztürk’ten sonra sahneye gelen Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı Şakir Karadede’de iyi bir yaz sezonu Nisan - 2017

dileyerek, belediye olarak Çeşme’de önemli bir yeri olan Çeşme Marina’ya her zaman destek verdiklerini belirtti. Son olarak davetlilere seslenen Çeşme Kaymakamı Hacı Mehmet Kara, “Çeşme Marina, dünya turizminde Çeşme’nin yeri olduğunun en güzel kanıtı. Yatlarıyla, limanlarıyla, balıkçısıyla Çeşme artık dünyanın gözbebeği. Yazın en güzel günlerinin Çeşme’de geçmesini diliyorum” diye konuştu.



RADYOCULAR ÇEŞME MARİNA’DA BULUŞTU

U

hediyeleri dağıtıldı. İzmir Kış Trofesi 6. Ayak Yarışları sonucunda; IRC 1’de ATLANTİS-X, IRC 2’de ARNES, IRC 3’de YUNUS MARIN CYGNUS, IRC 4’de VENTUS, IRC 5’de FARMER, Destek Sınıfı’nda ERNESTO ve Yelken Okulları Sınıfı’nda HAPPY LEMONLINEA ROSSA birincilik ödüllerinin sahibi oldu.

luslararası Çeşme Yat Kulüp (ICYC) ve Ege Açık Yat Kulübü’nün (EAYK) ortaklaşa düzenlediği 2017 İzmir Kış Trofesi 6. son Ayak Yarışları, 6-7 Mayıs haftasonu 30 teknenin katılımı ile Çeşme Marina’da gerçekleştirildi. Cumartesi düşük rüzgar altında saat 13:14’de başlayan ilk yarışın ardından ikinci yarış, yükselen rüzgar ile tamamlandı. Kupa töreni, TRT Radyo’nun 90. Yılı kutlamaları nedeniyle düzenlenen organizasyonlar kapsamında “RADYO TRT Yelken Yarışları Ödül Töreni” adı altında Verano’da düzenlendi. Saat 17:00’da TRT Spor’da yayınlanan “Spor Haftasonu” programına canlı bağlanılan törende bir önceki ayakta

dereceye giren tekneler ödüllerine kavuştu. TRT Radyo tarafından hazırlanan nostaljik radyo kupaları, tüm yarışçıların ilgili oldağı oldu. IRC 1’de FLYING BOX - LEMON SAILING, IRC 2’de ARNES, IRC 3’de YUNUS MARIN CYGNUS, IRC 4’de VENTUS, IRC 5’de FARMER, Destek Sınıfı’nda ERNESTO ve Yelken Okulları Sınıfı’nda HAPPY LEMONLINEA ROSSA birincilik ödüllerinin sahibi oldu. Pazar günü brifing sonrası ekipler Kış Trofesi’nde son kez yarıştılar. Yarış sonrasında Çeşme Marina İdari Binası önünde yapılan törende hem 6. Ayak; hem de Trofe ödülleri sahiplerini buldu. Ayrıca yarışa sponsor olan işletmelerin dereceye giren ekiplere

4

Nisan - 2017

İzmir Kış Trofesi sonucunda; IRC 1’de LEZİTA - LEMON SAILING, IRC 2’de ARNES, IRC 3’de YUNUS MARIN CYGNUS, IRC 4’de VENTUS, IRC 5’de FARMER, Destek Sınıfı’nda ERNESTO ve Yelken Okulları Sınıfı’nda HAPPY LEMONLINEA ROSSA birincilik ödüllerinin sahibi oldu. İzmir Sonbahar Trofesi yarışları Ekim ayında Çeşme’de gerçekleşecek.



PİZZA RUCOLA’DAN ÖZEL BİR LEZZET; JÄTTİ PİZZA Uzun yıllardır işini büyük bir başarıyla yapan Levent Kerimoğlu, elde açılan ve hamuru bir gün dinlendirilmiş günlük hazırlanan pizzalarını denemeye davet ediyor. Özel lezzet tutkunları için ise sadece Pazartesi ve Çarşamba günleri hazırlanan Jätti Pizza ile gönülleri fethediyor.

P

izzayı pizza yapan şey kuşkusuz hamurudur... Bu yüzden de en güzel pizzayı ancak butik pizzacılarda yiyebilirsiniz... Pizza hamuru konusunda Pizza Rucola’nın ünlü şefi Levent Kerimoğlu bize çok ince bilgiler aktardı. Neden ince dediğimi yazıyı okuyunca anlayacaksınız ama Levent Kerimoğlu gerçekten işine çok saygılı, bağlı ve hiçbir egosu olmayan bir şef. İnsanların yedikleri şeyin iyi olup olmadığını öğrenmeleri gerektiğini savunuyor.

Levent Kerimoğlu konuyu bize şöyle özetliyor; Pizza Rucola’da pizza hamurları elde açılıyor. Hamurun sosla birlikte malzemeyi de içine alıp emmesi ortaya eşsiz bir lezzet çıkarıyor. Merdane ve makine ile açılan hamur buna izin vermiyor. Lezzetli pizza yemek istiyorsanız, hamurun kesinlikle elde açılması lazım. Pizza Rucola’da hamur açma makinesi yoktur mesela, hatta dükkanda merdane de bulamazsınız. Bizimle çalışmaya başlayan 15 yıldır bu işin içinde olan ustalarımız merdane olmadığını öğrendiklerinde çok şaşırmışlardı. Ama Pizza Rucola’nın iyi pizza yemek isteyenlerin vazgeçemedikleri bir yer olmasının en önemli detaylarından biridir bu bahsettiğim şey. 6

Pizza’nın her aşaması bana göre ayrı bir sanat; hamuru açmak ayrı, sosunun kıvamı ayrı, pişirmesi de ayrı bir sanat. Bizim dünyada eşi benzeri olmayan bir yemek kültürümüz var. Mutfağımız çok zengin. Damak zevki oldukça gelişmiş bir ülkeyiz. Ben Avrupa’nın yaklaşık %85’ini gezdim. Benim kendi yaptığım hamurum ve sosum olması gerektiği gibi hazırlanıyor. İyi pizza yemek isteyen herkesi, bizi test etmeleri için Pizza Rucola’ya davet ediyorum. JÄTTİ PİZZA Biraz da Jätti Pizza’dan bahsetmek istiyorum. Jätti Fince’de XXL yani en büyük boy anlamına geliyor. Orta pizza hamurunu biz aile boyu gibi açıyoruz. Yufka ekmeği gibi incecik açılıyor. Hamuru kaldırıp baktığınızda arkasını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Malzemeleri serpme kullanıyoruz. Malzeme ile sos ve hamur birleştiğinde ortaya çok hafif bir pizza çıkıyor. Pizza büyüyor fakat orta boya konulan kadar malzeme koyuyoruz. Serpmenin özelliği de bu aslında. Bu özel pizzayı

Levent Kerimoğlu

her zaman yapamıyoruz çünkü sadece ben hazırlayabiliyorum. Finlandiya’da 1386 tane pizzacı arasında ilk 11’in içindeydim. Deneyip hamuru açabilen oldu ama tezgahtan kaldıramadılar. El becerisi gerektiren bir iş. Jätti pizza, Pazartesi ve Çarşamba günleri saat 18:00-22:00 arasında bulabileceğiniz paket servisi mümkün olmayan özel bir ürün. Bu özel lezzeti tatmak isteyenleri haftanın iki günü Pizza Rucola’ya bekliyoruz.

Kurumsal yönetici geçmişiyle edindiği tecrübe ve deneyimini Pizza Rucola’nın satın alma ve işletmesinde başarıyla sürdüren Bülent Kerimoğlu; pizzalarda kullanılan her ürünü büyük bir titizlikle seçip, aynı kalitede devam etmenin önemine değiniyor... Nisan - 2017

Bülent Kerimoğlu


Bestekar Sadi Hoşses Sokak No: 42/A Bostanlı - İzmir info@pizzarucola.com www.pizzarucola.com.tr t Alo Pimaizkeile

servis izdeyiz hizmetin

0850 279 7936


Dilini şöyle ifadelere alıştırmalısın mesela: “Ben böyle istiyorum.” “Bana ne senden, benim dediğimi yap”. “Benimle nasıl konuşacağını öğren.”

İsmail Barış Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü baris@etkininsan.com

ROBOTLUK FELSEFESİ

Ç

ocuklar okullarda robot yapmayı öğreniyor. Şimdi çoğu okullarda robot kursları var. Ne güzel, eskiden bilim kurgu filmler arasında robotlarla olanı ilgi çekerdi, şimdi yeni nesil robot üretimine geçti. İnsan soyu robotlaştıkça, robot tasarımlarına giderek daha çok ilgi göstermeye başlıyor. Ve biz, el hüneri ile robotlaşma programını hızlı hızlı yaymaya başlıyoruz. Çivi çiviyi söker derler, bekli de robot yaptıkça, robot olma halinden özgürleşir insanlık, kimbilir. *** Çocuğunuzun, çalışanlarınızın, güzide vatandaşlarımızın robotlaşmasına katkıda bulunmak isterseniz, robotluk felsefesini kullanmalısınız. Bu felsefe hem kendinizi, hem karşınızdakini rahatlatacak sihirli bir etkiye sahiptir. Öyleyse, nedir robotluk felsefesi? *** Robotluk felsefesi birinci kural: Sorgulama, uygula. Duygu ve sorgu ruhunu ortadan kaldır ki, rahatla. Soru sorarsan kafan çalışır, kafan çalışırsa başına iş açılır. Soru sorarsan, akıl devreye girer, akıl devreye girerse vicdanın çalışır. Vicdanın çalışırsa rahatsız, huzursuz olmaya başlarsın. Ne gerek var, huzur bozmaya di mi ya? *** Robotluk felsefesi iknci kural: “Ben” kelimesini sıklıkla kullan.

8

Dünya, sizin çöplüğünüzse, burada egonuzun borusu ötmeli.. Öyleyse... Kimseyle senli benli olma, “benmerkezci” ol. Burnunu yukarı kaldır, küçük dağları yarat ve buyur! Tabii ki söylemeye gerek yok, rica etme, emret! *** Robotluk felsefesi üçüncü kural: Bir şey yaparken, usulüne uygun olması, sistemli olması, etik olması, değerlere, erdemlere, standartlara, bilime, hukuka uygun olması gibi gereksiz ayrıntıları bir kalemde geçebilirsin. “Ben yaptım oldu.” dersin olur biter. *** Robotluk felsefefesi dördüncü kural: Toplumun faydası, canlılar aleminin, doğanın, dünyanın hayrına hizmet edilecek idealleri bir çuvala doldurup, öte dünyaya gönderebilirsin. Ağacı korumak, ormanlara sahip çıkmak, denizleri temiz tutmak sana mı kalmış? Hatta hepsinin canına okuyabilirsin! Burası dünya, sen de melek değilsin. İyilik yapmayı ahrette düşünürsün. Hem zaten kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir. Sen neyi kontrol edebilirsin ki? Kendini uyuştur. Duygularını dondur. Aklını durdur. Kendi çıkarlarını her şeyden üstün tut ki, parlak bir kariyer yap! *** Robotluk felsefesi beşinci kural: Alış. Kanıksa. Duyarsızlaş. Biri, “Bu nasıl olur da böyle olur?..” diye sorduğunda, “Oluyor şekerim, alış artık bunlara” diye cevap ver. “Yapılan yanlış, doğrusu bu...” dediğinde biri, elini vurdumduymaz bir şekilde sallayarak geçiştir. Olur da kazara olumsuz bir haber okuyacak olursan medyada; “Cık cı’kla, üfffff’leyip püffff’le, negatif enerjini sağa sola savur, biraz da söylen, sonra unut. Buna alıştığında emin ol, artık canın yanmayacak. Acı bittiğinde, mutluluk hayallerine dönebilirsin. Bu sahtelik, gerçeklerden kaçmak için iyi bir yol bile olabilir. Hatta bunu yapan sayısız sayıda yol var, şimdi ağzımı açtırıp beni günaha sokma! *** Nisan - 2017

Robotluk felsefesi altıncı kural: Kendin olma, benci ol! Ruhunla iletişim kurma, bedenine tap! Doğallıkmış, içtenlikmiş, samimiyetmiş, kalbini açmaymış, güven ilişkisi kurmaymış, bırak bunları. Kuralları hatırlat. Hatta madde madde say. Görev dağılımını iyi yap. Gereğini yap. Eski köye yeni adet getirmesinler. Herkes işini yapsın. Çenesini kapatsın. *** Robotluk felsefesi yedinci kural: Ağzını hayra aç, cüzdanını paraya. Yaptığın her şeyi para için yap. Parasal faktörleri birinci sıraya koyarak düşün. Güçlü, paralı insanları dost edin. Popüler mekanlarda gezin, yemek ye. Klüplere, derneklere, partilere üye olacaksın, paralı insanların sosyalleştiği yerlerde bulun ki, şanın yürüsün! *** Olur da biri ideallerinden söz ettiğinde “Zavallı” diye bak ona. Kitap kurdunu görünce eski kafalı diyenlerden ol. Sanatla, bilimle uğraşarak vakit kaybedecek olursa birisi, ibretlik hikayeler anlat. Alışveriş merkezindeki trendlerini zihnine, popüler kültürün sabun köpüklerini bedenine tak takıştır, sür sürüştür, gündemdeki insan ol! *** Kimseye eyvallahın olmasın. Yukarı mı tırmanmak istiyorsun; işte burada kural tanıma! Kendi hayallerine giderken, her yol mubahtır. Kalp mi kıracaksın, kır. Yalan mı söyleyeceksin, söyle. Usülsüzlük mü yapacaksın, yap. Mobing mi uygulayacaksın, uygula! İmkansızı iste, imkanları sınırsız insan ol! Ama bunları yaparken ustaca yap n’olur: Algı dünyasını nasıl çarpıtılır, bunları ezbere bil. Lafla peynir gemisini yürürt. Zihnin her şeye inanan saf tarafını kullan, duyguları sömür. Minareyi çalacak olursan, kılıfını hazırla. Manipülasyon nedir, öğren. Laf cambazlığına dilini alıştır. Bulunduğun yerin kurdu ol. Zihninde yüz tilki gezdir, yüzünün de kuyrukları birbirine değmesin. Bunları yap, başaramazsan gel yüzüme tükür. Robota bağla bu şahane bedeni, azmasın! Robota bağla bu şahane beyni, uçmasın! Robota bağla bu şahane sistemi, ele güne rezil olmasın!


GERÇEK KÖMÜR ATEŞİNDE

KÜNEFE Bildiğiniz künefeleri unutturan, yeşili peynirin lezzeti ile birleştiren, elde hazırlanmış kadayıfları ve oldukça hafif şerbeti ile diyeti bozmayan tatlılarımızı mutlaka deneyin.

Adres: Goncalar Mahallesi 6038 Sk. 5/B-E (McDonald’s yanı) Karşıyaka Tel: (0232) 367 16 16


Fotoğraflar: pexels.com

Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

KIYASLAMA YAPMAYIN

H

er birey, diğer başka bir bireyden farklılık gösterir. Herkesin karakteri, davranış biçimi, aile yaşantısı, beslenme düzeni ve alışkanlıkları başka başkadır. Sporcularda bir birey olduğuna göre her sporcunun bir diğerinden farklı olması kadar normal bir şey yoktur. Sizin çocuğunuzun fiziksel özellikleri, uyku düzeni, eğitimdeki farklılıklar, aile düzeniniz ve akla gelebilecek birçok parametreden dolayı sizin çocuğunuz bir diğer sporcudan farklıdır.

10

Bundan dolayı, siz siz olun sakın kendi çocuğunuzu bir başka sporcuyla karşılaştırmak gibi bir hataya düşmeyin. Örneğin çocuğunuz aynı grupta çalıştığı bir sporcu arkadaşıyla beraber aynı turnuvaya katılıyor, fikstür çekiliyor ve turnuva başlıyor. Sizin çocuğunuz ilk turdaki maçını kaybederek turnuvaya veda ederken, aynı grupta çalıştığı arkadaşı maçını kazanarak bir üst tura adını yazdırıyor. Yıllardan beri turnuvalarda çok karşılaştığım bir durum olduğundan dolayı böyle bir örnek veriyorum. Nisan - 2017

Yapacağınız en büyük hata, çocuğunuzu diğer arkadaşıyla kıyaslamak olur. Zaten üzgün bir durumdayken onu daha fazla yaralamaktan başka bir şey yapmamış olursunuz. İnanın bu davranış çocuğunuzu maçı kaybetmesinden daha çok üzer ve onu tenisten soğutmaktan başka bir işe yaramaz. O sizin çocuğunuz, canınız. Tabii ki herkes çocuğunun başarılı olmasını ister ama, dünyadaki hiçbir şey sizin çocuğunuzdan daha değerli değildir. Benim sizlere tavsiyem, çocuğunuzun kaybettiği bir maçtan sonra onunla maç hakkında konuşmamanız. Çünkü, çocuklar bu gibi durumlarda inanılmaz kırılgan olabiliyorlar ve göstereceğiniz en ufak olumsuz bir tepki, dönülmesi güç durumlarla sizleri karşı karşıya getirebiliyor. Herhalde bunu hiçbirimiz istemeyiz.




Mavişehir ve Bostanlı 2 Şube ile

Hizmetinizde

ROTAYI SÖYLE N İ S L E G E N İ V E E HAZİN haratlı çıtır çıtır lzemeleri, yanında ba ma iş çilm se nle öze e Köftesinden ekmeğin ariş için sizi bekliyor. fes hamburgerler sip en ı pım ya ev ıyla lar patates kızartma

MAVİŞEHİR

KABİN EKİBİ

BOSTANLI

3 3 0 72 6 2 362 6566

Mavişehir şube: 6497 sok. 8 A (Karşıyaka Göz Hast. sokağı) Atakent /Mavişehir İzmir Tel: 330 7262 Bostanlı şube: 6349 Sk. No:14/C Bostanlı Karşıyaka Tel: 362 65 66


Baklava ve Pastada

Uluoğlu rüzgarı Atakent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; 15 yıldır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor.

Atakent - 0(232) 336 35 27 14

Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın

Bostanlı - 0(232) 323 5545 Nisan - 2017


tatlı anlar

ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN

15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla

DİĞER ŞUBELERİMİZ Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Karşıyaka - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27 Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 336 35 27


GELECEĞİN VIP EĞİTİMİ FuturePark Bilişsel Gelişim ve Danışmanlık Merkezi İzmir Mavişehir bölgesinde ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine özel VIP eğitim veren merkezlerden biri. FuturePark’ın farkı iç dizaynı ve son teknoloji ürünü eğitim sistemi. Bu tarz dizayn ve teknolojiye sahip eğitim merkezi İzmir de sadece FuturePark’da mevcut. Az sayıda öğrenci grubuna, butik VIP öğretim sağladığı için öğrencilerle birebir ilgileniliyor ve her öğrenciye eğitim danışmanlığı veriliyor. Profesyonel bir takip sistemine sahip. Her öğrencinin sınav başarısı, ödev yapma oranı, ders başarısı ve gelişimi grafiksel sunum ve raporlamalar yoluyla takip edilerek öğrenciye ve ailesine bilgilendirme yapılıyor. FuturePark’da; 6 kişilik sınıflarda akıllı tahta üzerinde akıllı not sistemi ile birebir, 2 kişilik ve 3 kişilik sınıflarda da Mac üzerinden akıllı not sistemi ile eğitim verilmektedir. Her hafta düzenli deneme sınavları yapılarak öğrencilerin Türkiye genelinde ve çalışmalarının başlangıcından itibaren olan gelişim seviyeleri ölçülmekte ve ona göre program revize edilmektedir. Haftada iki kez yapılan yiyecek ikramları öğrencilerin enerji ve motivasyonunu arttırarak, kendilerini özel hissetmelerini sağlamaktadır. 16

12. sınıf öğrencilerine üniversiteye hazırlık paket programı içinde tüm branş derslerinin yanı sıra 36 saatlik kişisel gelişim ve motivasyon çalışmaları yapılmaktadır. Bu program öğrenci ve velisini kapsayan bir programdır. Programın faydaları: 1. Öğrencinin sınav sürecini en verimli şekilde tamamlamasını sağlamak 2. Öğrencinin içinde bulunduğu stresle baş etmeyi öğrenmesini sağlamak, 3. Öğrencinin bu süre zarfında farkındalığının artması, kendini tanıması ve değerlendirmesini sağlamak, 4. Bu dönemde aile iletişimi ve desteğinin doğru verilmesini sağlamak, 5. Öğrencinin motivasyonunu yüksek tutmasını sağlamak, 6. Hedef odaklı çalışmasını sağlamak 7. Öğrencinin kendine olan Nisan - 2017

güvenini arttırmak, 8. Öğrencinin hafızasını ve beynini etkin kullanmasını sağlamaktır. FuturePark’ın eğitim anlayışı, kişisel gelişim ve akademik gelişimin bir arada olması gerektiği yönündedir. Bu nedenle öğrencinin akademik gelişiminin yanı sıra kişisel gelişimine de katkı sağlamaktadır. FuturePark bu yaz dönemini verimli geçirmek isteyen öğrenciler için öğrenciye özel programlar ve 11. sınıfı bitirmiş öğrencilere yönelik tüm YGS konularının verileceği 251 saatlik ders programı oluşturmuştur. Yaz Kampı programında, yazı kendisini geliştirmeye ayırmak isteyen ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri için de ders takviyeleri, hafıza teknikleri, hızlı okuma programları düzenlemiş ve dikkat eksikliği olan öğrencilere yönelik çalışma programları hazırlamıştır.



EN IYI LEZZETLER

EVİNİZE GELSİN

Uluoğlu

0(232) 336 35 27

Yeşilzade 0(232) 367 16 16

18,00 TL (tek kişilik)

Hasır

2-3 kişilik: 38 TL Özel tel kadayıf ile imal edilen, arasında fıstık ve kaymak bulunan çıtır çıtır künefe.

(kilo fiyatı)

55,00 TL Kare Baklava

Antep fıstığı ve Urfa sade yağ ile hazırlanan çıtır çıtır baklava

Waffle Art

0(553) 663 00 35

(kilo fiyatı)

60,00 TL Fıstık Bombası

16,00 TL

Süt, fıstık ve kadayıf ile imal edilen, oldukça hafif diyet tatlısı.

Tabakta Waffle

İki çeşit çikolata, sınırsız meyve, iki çeşit süsleme

Bu sayfada ürünlerinizi tanıtmak için yerinizi ayırtın. Rezervasyon:

0549 323 30 31

(adet fiyatı)

5,00 TL Çiğ Börek

Kıymalı enfes çiğ börek

Borga Çiğ Börek

0(232) 330 24 12


BabaFingo Burger 0(232) 330 72 62

Tarihi Bafra Pidecisi 0(232) 336 72 64

Bafra Pidesi

24,90 TL

5 buğdayın harmanlanması ile elde edilen, kavrulmuş kıymalı kapalı pide

Babafingo Poseidon Burger

İçecekli menü fiyatı 27,90 tl (1 adet kutu içecek)

140 gram 2 adet dana burger, karamelize soğan, domates, iceberg marul, turşu ve yanında baharatlı patates kızartması

12,00 TL

Sushico Bostanlı 444 78 74 (orta boy)

28,00 TL Pizza Rucola

Büyük boy 35 TL

0850 279 79 36

Füme Kaburga

Domates sos, mozarella, Füme kaburga, Cheddar peynir, kırmızı biber.

83,00 TL Salmon Lovers

Sake roll, Philadelphia roll, San diego roll, Sake nigiri.

24,00 TL Sebzeli Noodle

Noodle, taze soğan, brokoli, kapya biber, soya filizi, beyaz lahana, soya sosu

45,00 TL Bonfile Udon

Japon eriştesi, dana bonfile

Sushico Bostanlı 444 78 74


Hülya Hanım MakroYapı’yı ve sizi yakından tanımak istiyoruz. Bize yaptıklarınızdan bahseder misiniz? Tasarımın girdiği her alanda uğraşmaktan büyük keyif alıyorum.” Her yeni proje yeni bir tasarım yeni bir heyecan demektir.” İç ve dış mekan tasarımı, dekorasyon ve inşaat konularında hizmet vermekteyiz. Keyifli zamanlar için keyifli mekanlar tasarlayıp, bizzat kendi ekiplerimizle uygulamasını da yapıyoruz. MakroYapı’nın hizmet verdiği diğer alanlardan bahseder misiniz.? İnşaat, Dış Ticaret ve Pazarlama alanlarında faaliyet gösteren grubumuz şirketlerinin kuruluşu 1988 yılına, İstanbul’a dayanmakta olup, MakroYapı 1996’da İzmir’de kuruldu. Bünyesinde konut, villa ve fabrika binası inşaatı yapan iki inşaat şirketimiz, Gürbay İnşaat ve Canbay İnşaat bulunmaktadır. Inşaat firmalarımız özellikle kiralanabilir alanların çıktığı projeler ile ilgilenmektedir.

Foça Terrace, size sahip olmak istediğiniz metrekareyi belirleyebilme imkanı sunan özel bir proje...

MAKROYAPI’dan Foça’da muhteşem proje Yıllardır birçok başarılı projeye imza atan Makroyapı, son zamanlarda yeni projesi Foça Terrace ile adından sıkça söz ettiriyor. Makroyapı İnşaat bünyesinde kurulan, Makroyapı Tasarım İç Mimarlığın başarılı sahibi Hülya Çetinok ile yaptığımız keyifli söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.

20

Nisan - 2017

MakroYapı, inşaat malzemeleri pazarlama konusunda, Tulsa Plywood ve USA’dan ithal ettiğimiz Langboard OSB panellerin düzenli yüklemelerle Türkiye ve çevre ülkelerde büyük toptancılara, proje bazında inşaat firmalarına satılması ile başlayan yapı malzemeleri ithalatında bugün yurt içinde 1000’den fazla cari hesap çalışan müşterimizle İzmir’den Kars’a, İstanbul’dan Diyarbakır’a, Samsun’dan Antalya’ya inşaat ve


www.mavisehirdergisi.com

izolasyon malzemesi satışı yapmaktadır. Kendi ithal ettiğimiz ürünlerin yanı sıra İzocam, Köster Yapı Kimyasalları, Rigips Alçı & Alçıpan, Özgür Atermit, BTM gibi firmaların Ege Bölgesi bayisi olan Makroyapı, temelden çatıya tüm inşaat malzemesi taleplerinizi karşılayabilecek altyapıya sahiptir. Biraz da yeni projeniz FOÇA TERRACE ve bu proje için neden Foça’yı tercih ettiğinizden bahseder misiniz? Foça İzmir’in 60-70 km kuzeybatısında yer alan 3100 yıllık tarihi bir yerleşim yeri, günümüzün şirin mi şirin sahil ilçesi. Adını Foça çevresindeki adalarda yaşayan foklardan alarak M.Ö. 11. yy’da Aiollar tarafından kurulmuş, ünlü 12 Ion liman kentinden birisidir. Fok terimi İngilizce’ye sanırım Latince’den gelmemiş çünkü fok balığı “seal” diye adlandırılıyor ama İspanyolca “foca” fok balığı demek. Foça tarihi ve arkeolojik öneminin yanısıra Homeros destanında adı geçen mitolojik bir yerleşmedir. “Horoz” ve “fok balığı” olmak üzere iki sembolü olan Foça mitolojik, arkeolojik tarihi doğal ve kentsel SIT’in bir arada olduğu özgün bir ilçedir. Foça; Kuşadası gibi betonlaşmamış veya Çeşme gibi aşırı ticarileşmemiş, İzmir gibi büyük bir şehire çok yakın olup da hala tarihini ve özgün yapısını koruyan şirin bir yer.

Nisan - 2017

21


Siren kayalıkları, Şeytan Hamamı, Taş Ev, Beş Kapılar Kalesi, Dış Kale, Fatih Camii, Osmanlı Mezarlığı vb Ege mimarisinin özelliklerini taşıyan sivil mimari yapıları Foça’nın çevre değerlerini oluşturan unsurlardır. Eşimin dedeleri Foça’ya yaklaşık 100 yıl önce Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra yerleşmiş, burada araziler almış, tarımla, zeytincilikle ve hayvancılıkla uğraşmışlar. Eşim tam bir Foça sevdalısı. Asıl işi inşaat olmakla beraber, Foça’nın yanıbaşındaki 170 dönüm dedelerinden kalan ve üzerine 40-50 yıl hiçbir şey ekilmemiş arazilerine 5500 adet zeytin ağacı diktiler, burada organik sertifikası olan zeytin yağı üretimi gerçekleştirip, ihraç edecekler, bir bölümünü de iç piyasada satmayı planlıyorlar.

Foçanın tarihi ve doğal dokusunu bozmadan, örneklerini İtalya’da Sienna, İspanya’da Toledo, Norveç’te Bergen gibi kentlerde görebileceğimiz şekilde, turistler için ilçeyi cazibe merkezi haline getirecek her türlü projeye girmeye gönüllüyüz, yoksa doğayı ve tarihi yok eden, sadece rantı düşünen, vandalist inşaat projelerine karşıyız. Foça Terrace böylelikle ortaya çıktı. Foça Terrace projesi iki aşamada yapılacak bir proje. İlk olarak 19 adet dublex ve triplex yapmayı hedefliyoruz. (Projemiz Nisan 2017 22

tarihinde başlamıştır.) Toplamda en fazla 37 adet villa olacak. Arazinin toplam alanı yaklaşık 15000m2. Mavişehir Dergisi’nde görsellerimiz yayınlanmaktadır. Villalarımıza müşterilerimizden gelen taleplere göre kişiye özel tasarımlarda yapabilmekteyiz. Villaların olduğu alanda havuz, çevre düzenlemesi, zeytin ağaçları ve doğanın her rengini bir arada görebileceksiniz. Yemyeşil doğa, deniz, manzara ve tarih... İşte Foça Terrace eski taş evler tadında yepyeni bir dünya…. Nisan - 2017



İZMİR’İ GÜLÜMSETEN AÇILIŞ Dişeti Hastalıkları ve Cerrahi Uzmanı Dr. Cem Mangıroğlu, Protetik Diş Tedavisi (protez) Uzmanı Dr. Ali Erdem ve Ortodonti Uzmanı Dr. Sultan Ölmez Gürlen’nin birlikte açtıkları diş muayenehanesi İzmirlilere merhaba dedi. Açılışa Karşıyaka Kaymakamı Sadettin Yücel, BESİAD, İZSİAD ve birçok tanınmış sima katıldı. Jazz Sanatçısı Yavuz Darıdere davetlilere unutulmaz bir müzik ziyafeti yaşattı. Adres: Şehit Cengiz Topel Caddesi No:3 D:2 Karşıyaka Tel: 0(232) 408 88 84

Cem Mangıroğlu

24

Sultan Ölmez Gürlen

Ali Erdem

Nisan - 2017


www.mavisehirdergisi.com

Nisan - 2017

25


Kiralık Aşk dizisinin parlayan yıldızı, Koriş karakteriyle tanıdığımız Onur Büyüktopçu, mütevaziliği, doğallığı ve güler yüzüyle kalpleri feth ediyor. Mavişehir Dergisi’nin sorularını tüm içtenliği ile cevaplayan başarılı oyuncu yeni projelerini ve hayata dair düşüncelerini bizlerle paylaştı.

Mavişehir Dergisi özel röportaj

ONUR BÜYÜKTOPÇU


www.mavisehirdergisi.com

Onur Bey sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Nerede doğdunuz? Nasıl bir ailede yetiştiniz? İnternette doğum yeriniz İstanbul ve İzmir olduğunu söyleyen farklı bilgiler var. Doğum yerim İstanbul ama yaşamadık İstanbul’da. Yani annem ve babam oraya gitmişler. Anneniz babanız nereliler? Babam Çankırılı, annem de göçmen aslında ama ben İzmir’de büyüdüm Göçmenlik var köken olarak ama 18 yaşıma kadar İzmir’de yaşadığım için İzmirliyim diyorum. Türkiye’de hep karışıktır ya; nerede doğduysan orayı söylersin. Aslında babam da yaşamamış Çankırı’da, annem de birçok yerde bulunmuş. İzmir’de yaşamışlar, durum böyle olunca ben de İzmirliyim diyorum ve böyle söylemek hoşuma gidiyor çünkü bana gurur veriyor İzmirli olmak. Peki İstanbul’da yaşam nasıl? İstanbul’da yaşamın en kötü yanı trafik ve kalabalık. Onun dışında güzel, ben çok seviyorum İstanbul’u. 18 yaşımda ayrıldım İzmir’den, bir yurt dışı maceram oldu. Sanırım İngiltere’de bulunmuşsunuz? Evet İngiltere’ye gittim. Mesleğimi İstanbul’da icra edebildim, İzmir’de de Devlet Tiyatrosu’nda oynadım iki yıl kadar ama iş imkanı daha çok İstanbul’da olduğu için orada yaşamayı tercih ettim. İngiltere’ye Tiyatro eğitimi almak için mi gittiniz? Dil okulluna gittim ilk önce, sonra tiyatro okullunda okudum. 4 buçuk sene yaşadım orada ve sonra orada işimin bittiğini düşünüp 2009 yılında Türkiye’ye döndüm. Devlet Tiyatrosu’na girdim. “Ölüleri gömün” adlı tiyatro oyununda oynadım. Daha sonra cast direktörlüğüne başladım. Gündüzlerim boştu, menajerlik yapmaya başladım. Cast direktörlüğüne Kanıt diziyle başladığınızı biliyoruz. Evet Kanıt dizisi ile başladım. Onun son 25 bölümünün castını yaptım. Sonra ayrıldım oradan. Umutsuz Ev Kadınları, Fatih dizisi, Aşk Ekmek

Hayaller dizisi, Ruhumun Aynası ve en son da Kiralık Aşk’ın castını yaptım. Tabii 22. bölüme kadar yaptım castını sonra yoğunluğumdan dolayı yapamadım. Çünkü sette çekimim var ve bir taraftan oyuncu arıyordum. İki işi birden yapamıyordum ve artık yürütemediğim için 22. bölümde bıraktım. Sonra bir daha cast direktörlüğü yapmadım, şu anda da yapmıyorum. Kiralık Aşk dizisinin bu kadar izlenmesinde Koriş karakterinin büyük etkisi vardı değil mi? İşin komedi tarafındaydı Koriş karakteri, bu yüzden çok sevildi. Çünkü romantik tarafında çok şey vardı dizinin. Hani hep bir ağır aksak işleyişi vardı oda olması gereken bir şey sonuçta. Biz bir hapishane görmedik, tutuklanma görmedik, bir ambulans görmedik. Bunlar olmadan bunu başarmak, bu kadar sevilmek çok zor. Çünkü her bölümün sonunda bir soru Nisan - 2017

işareti olması gerekiyor ki sonraki hafta merak unsuru olsun. Komedide özellikle Nergis’e (Nergis Kumbasar) ve bana rol yazmaya başladılar. Oldukça sevildi rollerimiz. Çift olarak sevildiği için, seyirci bizi izlemekten keyif aldığı için de devam etti. Aslında komedi zeka işi, zekayla yapıldığı zaman çok daha değerli oluyor. Günümüzdeki komediyi biliyorsunuz hep argo, vurdulu kırdılı vs. sizin komedi tarafında duruşunuz nasıl? 69 Bölüm boyunca küfür etmeden bir karekteri sevdirebilmek çok büyük bir başarı. Yoksa çok iyi komedi oyuncuları var, çok iyi de komedi işleri oldu şimdiye kadar ama öyle bir karekter küfür etmeden kendini sevdirdiyse bence en önemli şey bu. Ayrıca benim için doğaçlama çok önemliydi. Koray’ı canlandırırken %60, %70 doğaçlama yaptım. Metni okuyordum, anlıyordum ve kendimden bir şeyler katıyordum. 27


Ağlamalar, gülmeler, o iki uçta yaşamalar, yani gülerken birinin aniden ağlaması değişik bir ruh halidir. Bunları doğaçlamayla yansıtmaya çalıştım. Eğer tek düze sadece elimde yazanı okuyup oynasaydım bu kadar çok sevilmezdi diye düşünüyorum. Doğaçlama olduğu için tabii Nergis’le sahnelerimizde özellikle o dile öyle bir alıştık ki, durum bizim için çok eğlenceli bir hal aldı. Benim için büyük bir nimettir Nergis’le oynamak. Benim önümü çok açtı, bana çok iyi paslar verdi. Nergis çok zeki bir kadındır, nereden neyi algıladığını çok iyi anlayan bir kadındır. Biz sahnelerimizi büyük bir hızla pat pat diye bitirirdik :) Kiralık Aşk’ta en kısa süren sahneler bizim sahnelerimizdi. Çok da gülerdik özellikle beraber olduğumuzda çünkü birden bir şey çıkıyordu ağzımdan ve çok eğleniyorduk.

Koriş karakterinin en sevilen özelliği karşısındaki kişiye hakaretler etmesiydi. O hakaretler de mi doğaçlama çıktı? Evet onlar da doğaçlamayla başladı sonra sevildi. Tabii ki ince bir çizgi var onu aşmadım, onu aşsaydım kötüye gidebilirdi. Ayarında, tadında bıraktık. Bazen tabii seyirciler de sıkıldı, çok tekrarlara düştük çok fazla zayıflama ve sürekli bir dedikodu konusu oldu. Çok fazla tekrara girince değişik şeyler yapmaya karar verdik. Senaristimiz de çok iyi bir kalemdi. Meriç’in zekasına hayranımdır, çok ters köşe şeyler de yazdı. Özellikle dizinin dram ve romantik tarafında... Şimdi ne yapıyorsunuz? Şu an Youtube kanalı açtım, her hafta bir ünlüyle bir program yapacağım. Kendi evimde, samimi bir ortamda olacak. Magazin soruları sormayacağım. “Canım nasıl gidiyor çekimler” gibi sorular sormayacağım. Yani kadınlarla Playstation’da maç yapacağım, erkeklere mutfak önlüğü giydirip mutfakta mantı açtıracağım. Birlikte şarkılar söyleyeceğiz ya da birine bana örgü öğret diyeceğim ve birlikte örgü öreceğiz. Bunun gibi değişik şeyler olacak. Peki youtube kanallının getirisi olacak mı size? Maddi açıdan evet, sponsorlar gelmeye başladı ama ben çok reklam kokan şeyleri sevmiyorum. Turkcell

28

Nisan - 2017


www.mavisehirdergisi.com

sponsorumuz oldu, o bakımdan iyi bir şey benim adıma ama manevi olarak getirisi daha önemli. Çünkü ev ortamında eline çiğdemini alıp sohbet ederek program yapmak eminim çok keyifli olacak. Oradaki duruşunuz Koriş karekteriyle bağdaşacak mı yoksa tamamen kendiniz mi olacaksınız? Tamamen kendim olacağım. O zaman kendinizden bahseder misiniz? Onur Büyüktopçu nasıl biri? Yakınlarım hep çok iyi ve temiz kalpli olduğumu söylerler. Küçüklüğümden beri merhametli ve iyi bir insan olmak için gayret ederim. Benim için en önemli şey terbiyedir. Ablam sosyal medya hesabımdan bana gelen yorumları okuyup bir gün beni aradı ve “Sevilmek ne kadar güzel bir his, herkes senin hakkında olumlu şeyler düşünüyor, bu beni çok mutlu ediyor” demişti. Biz hep kendi aramızda konuşuyoruz kimler kapak olamaz dergimize diye, hatta böyle bir afiş yapalım diyoruz :) Gerçekten şansımız öyle güzel gidiyor ki güzel yürekli, güzel kalpli insanlar her zaman kapağımızda röportaj konuğumuz olarak yer alıyor. Bu yüzden çok mutluyuz, sizin karşınızda olmak bize ayrıca mutluluk veriyor. Çok teşekkür ederim. Benim için Mavişehir önemli çünkü ben daha orta okuldayken kazıkları yeni çakılan bir yerdi Mavişehir. Hatta geçen gün arkadaşım Ayhan’a söyledim biz 24 sene önce ders işlerken inşaat seslerini dinlerdik. Buralar bataklıktı. Şimdi ise çok güzel bir gelişim gösterdi. Ailemle burada yaşadık. Annem ve ablamla... Mavişehir’de çok arkadaşım ve çevrem var. O yüzden benim için önemli bir yer Mavişehir. Bir İzmirli olarak Mavişehir Dergisi’ne röportaj vermek beni çok mutlu etti. Sizi de tebrik ediyorum Mavişehir’e çok güzel bir değer kazandırmışsınız.

hiçbir şeye değişmem. Onlar benim için çok önemli ve çok değerli. Kariyer açısından bakıldığında da benim içime sinen ne olursa onu oynamayı seviyorum. Bu benim işim, ben onunla mükellefim. Sabah nasıl işe gidiyor insanlar, benim için de aynı şey geçerli. Artı bir özelliğim yok. Çok ön planda ve popüler olduğumuz için bu durumun getirileri oluyor ama bazen de olumsuz şeyler yaşıyoruz. Onun dışında benim olmazsa olmazım uyku düzenim. Uykum çok önemlidir. Mesela yemeği çok düşünmem belki ama uykumu mutlaka iyi almalıyım.

Hayal ettiğiniz bir rol veya şöyle bir ortamda, şöyle bir sette çalışsam ne kadar güzel olur dediğiniz bir hayaliniz var mı? Ben Muhteşem Yüzyıl’ın ilk sezonunda oynamayı isterdim ama dönem yüzüm olmadığını düşünüyorum. Bir cast direktörü olarak sölüyorum bunu. Kimisi dönem dizisine uygundur, kimisi değildir. Benim öyle bir yüzüm yok. Ben Koray karekterini başkası canlandırırken izleseydim, keşke bu karekteri ben oynasaydım derdim buna eminim. O kadar net oturdu ki o rol üzerime, benim için çok büyük bir şans oldu. Çünkü normal hayatta da komediye yatkın bir karekterim var.

Peki uyku düzeniniz nasıl? Günde kaç saat uyursunuz? 8 saat uyumam gerekiyor. 7 buçuk saat bile uyusam ertesi gün kötü oluyorum. Mesela arkadaşlarım arasında günde 4 buçuk saat uykuyla bütün gün ayakta durup hatta ertesi gün de sabahlara kadar eğlenebilenler var. Ben bunu asla yapamam. Hele ki set zamanı dışarı kimse çıkaramaz beni, doğum günlerine bile gitmem. Benim için işim o noktada ön planda. Hangi burçtansınız ? Boğa burcuyum.

Onur Büyüktopçu ve yeğeni Zeynep

Hem sosyal haytınızda hem de iş hayatınızdaki olmazsa olmazlarınızı ve kesinlikle kabul edemeyeceğiniz şeyleri öğrenebilir miyiz? Ne olursa olsun ailemle dostlarımı Nisan - 2017

29


Onur Büyüktopçu, ablası Berrak Karaöz, yeğeni Zeynep Karaöz ve çok yakın dostu Ayhan Koçak ile birlikte

Aslında hep dramlarda oynadım, hem tiyatroda hem televizyonlarda ama komedi benim için önemliydi ve iyi bir şey yaptığımı düşünuyorum. Ağlatmak çok kolay. Arkaya bir müzik verirsin, bir slow motionlar verirsin, iki damla gözyaşı damlasıyla gözlerin sulanır ve akar. Ama komedide birini güldürmek zordur. Hele ki böyle bir devirde bu kadar olaylar yaşadığmız, bu kadar kayıplarımızın olduğu bir dönemde bunu yaşamak inanılmaz bir şey. Bir anımı anlatayım size; Cihangir’de oturuyordum geçen sene. Bir gün bir markete girdim alışveriş yapacağım, benim yaşlarımda şık giyinmiş bir kadın beni gördü, yanıma geldi birden sımsıkı sarıldı ve kitlendi. Ben de “hay Allah ne yapsam” falan diyorum içimden. Sonra 30

kadın ağlamaya başladı ama nasıl içli içli ağlıyor. Fanlarımdan biri mi diye düşündüm ama onlar da küçük yaşlardaki kızlar oluyor genelde. -Hanım efendi iyi misiniz? diye sordum. -“Annem, babam Cihangir’de oturuyorlar” dedi. “Babama kanser teşhisi konuldu ve ağır bir aşamasında hastanede yapılacak bir şey kalmadığı için eve gönderdiler. Her Cuma akşamı sizin sahnelerinize çok gülüyordu ve bu çocuk ağrılarımı unutturuyor diyordu. Bunu yaşattığınız için teşekkür ederim” dedi. Ben çok şaşırdım, böyle bir durumda ne cevap verilir bilemedim. Başınız sağolsun dedim. Eve gidince ağlamaya başladım. Türkiye’de o kadar zor zamanlar yaşayan ve bir nebze bile olsa “Aaa bu çocuk çıktı yine güldürdü bizi” diyen insanların var olduğunu Nisan - 2017

bilmek dünyanın en güzel şeyi. Benim için parayla pula asla ölçülen bir şey değil. Bu kadar tanınıyor olmanın günlük hayatınıza yansıyan olumsuz yönleri oluyor mu? Oluyor evet. İnsanlar haklı olarak fotoğraf çektirmek istiyorlar. Onun yerine beş dakika konuşsalar benimle belki bir şeyler alacağız birbirimizden. Fotoğraf geçici bir şey, sosyal medyasına koyup “Aaa bak Koriş’le fotoğrafım var” demek için yapılan bir şey. Elbette bu da güzel ama bunun yanında iletişime geçip bir şeyler paylaşabilmek daha iyi olur diye düşünüyorum. İnsanların birbirine bir şey katabilmeleri dünyanın en güzel şeyi. Sevgili Perran Kutman’ın bir röportajını okumuştum, bu durumdan bahsetmişti. Öyle anlar oluyor ki, ben


www.mavisehirdergisi.com

yemekteyim ve çok açım, şekerim düşmüş biri geliyor çok yüksek bir enerjiyle, “Koray’ı görüyor çünkü” Fotoğraf çekilmek istiyor, o an ne yapacağımı şaşırıyorum. Moralim bozuk olabilir, biriyle kavga etmiş olabilirim. İnsanım her şeyden önce. İnsanların yaklaşamı bazen geriyor. Böyle bir anda anlayış göstermek yerine, gerçekte ne kadar ukalaymış diye düşününler bile olabilir. Bana oldu öyle şeyler. Fotoğraf çekilebilir miyiz diyorlar, tabiiki çekilebiliriz diyorum video çekilebilir miyiz diye soruyorlar. Video çekilmeyi çok sevmiyorum ama kırmamak için kabul ediyorum. Onur olarak video çeksinler istiyorum. Hadi Koriş olarak gül onun gibi konuş diyorlar. Ben bunu yapamam -çünkü kanal izin vermiyordu- Onu yapamam dediğim zaman basıyor kalayı bana. Seni izlemeyi bırakırız, size biz değer veriyoruz demeye başlıyorlar. Yani bunlar çok yanlış şeyler, hoşuma gitmiyor.

temizledim, barmenlik yaptım, yaşlı bir adama bakıcılık yaptım. Ona banyo yaptırırdım haftanın iki günü. Yani bunlar çok anormal geliyor ama aslında çok normal şeyler. Paraya ihtiyacım vardı, okulumun parasını ödemem gerekiyordu, kiramı ödemem gerekiyordu, haftanın bir günü arkadaşlarımla bir şey içmek için para lazım oluyordu onun için de çalışmam gerekiyordu. Benim zengin bir ailem yok, bana her ay pountlar gönderemediler. Menajerlik yaptığım dönemde oyuncular gelip dizide oynamak istiyorum diyorlardı. İnşallah diyordum. İstemekle olmuyor şans işidir dizide oynamak. İki aylık param var, iki ay kalabilirim İstanbul’da diyen olduğunda kitapçıda çalışmayı düşünür müsün diye sordum ya da bir yerde satış elemanlığı yapabilirsin. Ama bu fikri asla benimsetemiyordum. Ben yıllarca dublajdan kiramı çıkardım. Sekiz saat bir odaya girerdim

seslendirme yapardım. Dizi için geldim İstanbul’a diyen biri bence baştan kaybediyor. Kardeşim sen sanat için değil ünlü olmak için gelmişsin. O yüzden konservatuarlarda hep oyunculara ego öğretiyorlar diye düşünüyorum. Ego kontrol altında tutulduğunda kötü bir şey değildir. İnsanlara varoş diyerek, tabak fırlatarak ünlü bir oyuncu olmaya çalışırsan bitersin. Ama bir yandan da baktığımda öyle değişik insanlar var ki onunla yakalanıyor, bununla yakalanıyor, bir bakıyorsun reklamlarda baş rol oyunuyor. Türkiye magazini seven bir ülke. Magazinden beslenen bir ülke. Her pazar kahvaltı yaparken bir film izlemek yerine magazin programlarını izliyoruz. O bizi çekiyor. Ben de izliyorum magazin programlarını. Bunların izlenmesine karşı değilim ama aynı zamanda her bireyin kendini geliştirebilmek adına daha çok çaba sarf etmesi gerektiğine inanıyorum. Onur Bey sizinle karşılıklı böyle güzel bir röportaj gerçekleştirmek inanın çok keyifliydi. Çok teşekkür ederiz. Benim için de çok büyük bir keyif oldu. Ben de sizlere teşekkür ederim. Böyle güzel bir dergide yer almak beni de çok mutlu etti. Başarılarınızın devamını dilerim. Mavişehir Dergisi’nin değerli okurlarına sevgi ve saygılarımı sunarım.

Bunu Türk toplumunun kültür veya eğitim yapsına bağlayabilir miyiz? Ben onlara klavye manyakları diyorum. Çok kötü niyetli insanlar var. Tamam bizi çok seviyorlar, izliyorlar ama yaklaşımları yanlış. İngilterede 4 buçuk sene kaldınız. Mesleki anlamda orada bir deneyiminiz olmuştur ya da gözlemleriniz olmuştur. Biraz bahseder misiniz? İngiltere sanat yönünden çok gelişmiş bir ülke. İnsanlar orada gerçekten sanat yapıyorlar. Ben İstanbul’da cast direktörlüğü yaparken, arkadaşımın paraya ihtiyacı var diye yardımcı olmak istemiştim. Şu dizinin castını yapıyorum gel iki bölüm oyna bölüm başına şu kadar para veriliyor demiştim, ben bölüm oyuncusu değilim diye geri çevrildim. O kadar egolu insanlar var ki Türkiye’de. Daha hiçbir şey yapmamış, okuldan mezun olmuş iki oyunda oynamış ama ego tavan. Bence okullarda ve konservatuarlar da ego öğretiliyor.

Röportaj: Duygu Attila - Aras Attila

Ben İngiltere’de oyunculuk okurken harçlığımı çıkarabilmek için tuvalet Nisan - 2017

31


Üniversite mezunu uzman öğretmenleriyle, Her yaş grubuna uygun özel sınıflar

LUGO ÇOCUKLARI HAYATA ÇOK YÖNLÜ HAZIRLANIYORLAR Aydınlık yarınların gerçek sahipleri olan çocuklarımız, Lugo Eğitim Kurumlarında verilen okul öncesi eğitimle daha üretken, yaratıcı ve sosyal becerileri gelişmiş olarak hayata çok yönlü hazırlanıyorlar.

KÜÇÜK DETAYLAR BÜYÜK FARKLAR YARATIYOR Dünyada kabul görmüş eğitim programlarıyla donatılan çocuklarımız ve aileleri, küçük detayların büyük farklar yarattığına tanık oluyor. Ne yapabildikleriyle değil, ne yapabilecekleriyle değerlendirilen; bilişsel, bedensel ve psikososyal yönden gelişen çocuklar, modern çağın bilgi ve becerilerini kazanarak hem kendi hayatlarını hem de yarının Türkiye’sini şekillendirmeleri için yetiştiriliyorlar.

EĞİTİMİN

%50’Sİ İNGİLİZCE SUNULUYOR

Çocuklara sunulan eğitimin her detayı, öğrencilerin başarısı ve mutluluğu için incelikle düşünülüyor. Lugo Eğitim Kurumları, öğrencilerine çok kültürlülüğü yaşatarak dünya vatandaşı olmanın sorumluluklarını öğreten, ilerici ve yenilikçi teknolojilerle donatılmış eğitim metotları sunan London United Education çatısı altında kurulmuştur. Sunulan eğitimin %50’sinin İngilizce olduğu okullarımızda çocuklar, Türkçenin yanında yabancı dili de erken yaşta öğrenerek geleceğe bugünden hazır donanımlı bireyler olarak büyüyorlar.


23 NİSAN’I COŞKUYLA KUTLADILAR LONDON United Education çatısı altında İzmir’de eğitim sektörüne giriş yapan Lugo Kids Anaokulları, yöneticisi Canan Tiryakigil’in ev sahipliğini yaptığı organizasyonla 23 Nisan Çocuk Bayramını büyük bir coşkuyla kutladı.

LUGO KIDS ANAOKULLARI’NIN MUHTEŞEM GERİ DÖNÜŞÜM PROJESİ

Çok sayıda seçkin davetlinin katıldığı kahvaltıda, eğlenceli aktivite ve yarışmalarda veliler de en az çocuklar kadar eğlendi. Çocukların şarkı ve dans gösterileri yaptığı tören hep birlikte İzmir Marşı söylenmesiyle son buldu.

Mavişehir - 1 Lugokids

Mavişehir - 2 Lugokids

Karşıyaka Lugokids

8291/2 Sk. No: 1/E

8291/2 Sk. No: 1/D

Bahriye Üçok Bulvarı

Ataşehir Mahallesi Family

Ataşehir Mahallesi Family

Latife Hanım Sk. No: 33/1

Park Villaları Mavişehir

Park Villaları Mavişehir

Karşıyaka

Tel: 0232 324 41 41

Tel: 0232 324 56 00

Tel: 0232 323 24 00

Gsm: 0532 617 63 14

Gsm: 0553 804 57 46

Gsm: 0552 220 07 94

mavisehir@lugokids.com mavisehirplus@lugokids.com karsiyaka@lugokids.com

Lugo çocukları yaratıcılıkta sınır tanımıyor. Geri dönüşüm malzemeleriyle yaptıkları birbirinden işlevsel oyuncaklarla hem doyasıya oynadılar hem de bu oyuncakları ihtiyaç sahibi okullara ulaştırdılar. Bu sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunan tüm eğitmelerimize ve çocuklarımıza teşekkür ediyoruz.


MAVİŞEHİR SOYAK B

BAHAR ŞENLİKLERİ İLE 2017 SEZONUNA MERHABA DEDİ Mavişehir Soyak B sitesinde 19-20 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen Bahar Şenliği, Mavişehir’deki en iyi şenlik oldu ve büyük ses getirdi.

S

ite sakinlerine verdiği önemle takdirleri üzerine toplayan Soyak B Sitesi yönetimi 2017 Bahar Şenlikleri ile sezona merhaba dedi. Soyak B sitesi katılımcı firmaların, site sakinlerinin ve ziyaretçilerin ilgisini boşa çıkartmayacak bir organizasyona imza attı. Bahar Şenliği kutlamaları 19-20 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti.

34

Nisan - 2017


www.mavisehirdergisi.com

Çevre sitelerden de eğlenceye katılan Mavişehirliler ve Soyak B sitesi sakinleri, birçok firmanın standını ziyaret ederek bilgi sahibi olma imkanı bulurken, çocukları da çocuk oyun alanlarında gönüllerince eğlendiler. Şenliğin iki gecesi de sahneye çıkan Şarkıcı Ata ve Orkestrası, katılımcıları şarkılarıyla ve espirileriyle adeta coşturdu. Şarkıcı Ata’nın kızı Ece’de sahneye çıkıp güçlü sesiyle performansını sergiledi. Unutulmaz anların yaşandığı o dakikalarda herkes müziğe doydu. Soyak B Yönetiminin planlaması doğrultusunda gerçekleşen bahar şenliği partisinde, herkesin çok eğlendiği ve hiçbir şikayetin yaşanmadığı gözlerden kaçmadı

Nisan - 2017

35


Her ay MaviBahçe’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de ve MaviBahçe’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

Her ay EgePark AVM’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

36

Nisan - 2017


Sertlik (ph) 7,20 alkali Suyumuzun tadına sudur bakmak isteyenlere 19 lt damacana Yeni abonelere su ücretsiz olarak 1. ve 5. verilmekte. siparişlerinde 1 hafta sonra damacanamız 6 adet 1,5 lt su teslim alınır. (Aylık 300 adet stok ile hediye

Doğal Kaynak Suları

7 tl

sınırlıdır.)

Topçam Madran içerdiği kalsiyum, magnezyum, florür, potasyum, sülfat ve bikarbonattan oluşan eşsiz mineral bileşimiyle içimi en hafif, en güvenilir doğal kaynak suyudur. Vücuda zararlı ağır metaller alüminyum, demir, mangan ve organik kökenli amonyum içermez.

DURUKAN TİCARET Tel: 0232 330 00 12

Gsm: 0538 241 10 10

360 ŞARKÜTERİ’DEN GÖRKEMLİ AÇILIŞ

D

amak zevkine düşkün olanların vazgeçilmez adresi olmaya hazırlanan 360 Şarküteri geçtiğimiz günlerde görkemli bir açılışa imza attı. Market ve perakendecilik sektöründe tecrübeli çift Erkan Kahya ve Elif Kahya; İzmir’e kazandırdıkları butik şarküterinin heyecanını yaşıyorlar. Aradığınız tüm butik lezzetleri, organik ve sağlıklı gıdaları 360 Şarküteri’de bulabilirsiniz. İsmail Sivri Sokak No:3/B Bostanlı

Nisan - 2017

37


Tel: 0(232) 246 41 41 Üçkuyular Mah. Mehmetçik Blv. 35/B

EVCİL DOSTLARIMIZ EMİN ELLERDE İzmir, Fahrettin Altay Üçkuyular Mahallesi’nde ziyaret ettiğimiz 2015 Nisan ayında açılan Central Animal Veteriner Kliniği’nde bizi enerji dolu bir ekip karşıladı;

Central Animal’ın deneyimli ve uzman ekibi, kliniğin geniş kapsamlı ve profesyonelce yönetiliyor olması çok ilgimizi çekti... Uzm. Vet. Hekim Doruk Babaç ve Uzm. Vet. Hekim Çağdaş İncesu’dan Central Animal Veteriner Kliniği’ni dinledik. Açılış hikayenizi öğrenebilir miyiz? Bize Central Animal Veteriner Kliniği’nden bahseder misiniz?

Dostluğumuz çok uzun yıllara dayanmakta, Central Animal Veteriner Kliniği; üniversite yıllarında kağıtlara karaladığımız bir hayaldi, daha sonra bu dostluğun yanında güçlerimizi ve birikimlerimizi aynı amaca hizmet edebilmek adına birleştirmeye karar verdik ve 4 yıllık bir alt yapı çalışması sonucunda, bizlerin ve İzmirlilerin hayalini süsleyen Central Animal veteriner kliniğini kurduk. Kliniğimiz oniki birimden oluşuyor, iki katlı, toplamda 240 m2’lik bir alanda hizmet veriyoruz, iki muayene odasında da acil müdahale ve klinik hizmetleri veriyoruz. 38

Yoğun bakım ve ameliyathane birimlerimizde uygun koşullarda operasyon ve müdahalelerle 7/24 hayvan dostlarımızın yanında oluyoruz. Doğru teşhis ve tedavi amacıyla tam donanımlı laboratuvar ve görüntüleme birimlerimizle tüm hayvanseverlere güvenilir bir ortam yaratmış bulunuyoruz. Central Animal Veteriner Kliniği’nde kedi ve köpek ayrı olmak üzere; on köpek, on kedi kapasiteli havalandırmalı hospitalizasyon odalarımız da mevcut... Aynı zamanda pet malzemeleri, pet kuaför gibi hizmetlerle de ihtiyaç duyulan her şeyi karşılamanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Aslında en önem verdiğimiz konu da kliniğimize gelemeyecek durumda olan hasta ve hasta sahiplerimize yerinde ve vaktinde müdahale edebilmek için pet araçlarımızla hizmet veriyoruz. Kliniğimizde deneyimli, uzman veteriner hekim ve teknik kadromuzla 7 gün 24 saat hizmet vermekteyiz. Nisan - 2017

Uzm. Vet. Hekim Doruk Babaç, 2011 yılında Adnan Menderes Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra aynı yıl, iç hastalıkları anabilim dalında uzmanlık eğitimine başladı. Eğitim süresi boyunca kedi ve köpeklerde gastroenteroloji, dermatoloji, enfeksiyöz hastalıklar ve üriner sistem hastalıkları üzerine araştırmalarda bulundu. Eğitiminin 6 aylık sürecini yurt dışında devam ettirip, 2014 yılı şubat ayında uzman programını tamamladı. Uzm. Vet. Hekim Çağdaş İncesu, 2009 yılı Adnan Menderes Üniversitesi’nden mezun oldu. Bir yıl sonrasında yine aynı üniversitesin Cerrahi anabilim dalında, kedi ve köpeklerde Veteriner Cerrahi Ortopedi alanında uzmanlık eğitimini tamamladı.


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

Ç

MUTLULUK BÖCEKLERİ

ocuğu hasta olmasın diye aşırı titizlenen, gereğinden fazla korumacı anneler vardır.

“Aman mikrop kapmasın”, “aman terleyip üşütmesin” diyerek adeta pamuk içinde saklarlar çocuklarını. Onu elleme, dışarı çıkma, şunu yeme… Böyle yaparak, akıllarınca çocuklarını hastalıklardan koruyacaklarını zannederler… Ama bilakis, farkında olmadan, daha büyük risklerle karşı karşıya bırakırlar çocuklarını… Adı üzerinde: “çocuk”, düşecek de, kalkacak da, terleyecek de… Uzmanlara göre yerlerde sürünen, arkadaşlarıyla birlikte sokakta oynayan, yani sosyalleşen çocuk daha sağlıklı oluyor. Mikrop, virüs ve parazitlerle tanıştıkça, vücut alışıyor, bağışıklık kazanıyor. İlerleyen yaşlarda daha güçlü oluyor 40

bedeni hastalıklara karşı. Ama cam fanusta büyüyen çocuk en ufak bir soğukta hastalanıp yataklara düşüyor… Yani anne, aslında bu aşırı korumacı tutumuyla çocuğun daha büyük hastalıklara hazırlıksız ve dirençsiz yetişmesine neden oluyor… *** Kişinin hayatın gerçeklerine, zorluklarına, acılarına karşı duruşunu da aşırı himaye edilmiş çocukların durumuna benzetiyorum bazen. Dinlediğimiz pembe masalların büyüsüne fazla mı kapılıyoruz, yoksa işimize geleni mi algılamak istiyoruz? Bu yüzden mi acaba çaresizlikler karşısındaki afallayışımız? “Sana Gül Bahçesi Vaat Etmedim” diyor Joanne Greenberg o meşhur kitabında… Dünyaya gelirken de kimsenin bize böyle bir vaadi, taahhüdü yok aslında. Örneğin, anne babamızı seçme şansımız yok. Nisan - 2017

Dünyaya geleceğimiz ülkeyi seçme şansımız da yok. Cinsiyetimizi bile seçemiyoruz. Yazılmış senaryoların figüranlarıyız hepimiz. Elbette istisnalar var kaderini döndüren, şansını kıran. Yaşam öyküleriyle herkese ilham veren. Ama toplasanız kaç kişi? Hepimiz olanı değil görmek istediğimizi, görmek istediğimiz şekliyle algılamayı tercih ediyoruz. Zorluklar da, acılar da hayatın bir parçası… Bardağın sadece ve hep dolu tarafını görmeye şartlanmak kişinin kendisini kandırması değil mi? *** Son yıllarda bir de “mutluluk böcekleri” türedi… Sosyal medyada özellikle çok sık rastlıyorum kanat çırpmalarına… Onlara göre hayat her zaman toz pembe…


Fotoğraflar: pexels.com

Gül, eğlen, mutlu ol… Kuşu sev, böceği sev, çiçeği sev… Ağaca selam var, buluta “merhaba” de… Yaşamak çok güzel, tadını çıkart… Olumlu hisset, olumlu şeyler olsun… Düşüncelerinle olumlu duyguları kendine çek… Mutluluk böceklerinin popülaritesini bir tür arz talep ilişkisiyle açıklıyorum. The Secret’ın en çok satan kitaplar listesinden düşmemesi de bu talebin bir sonucu bence. İnsanın işitmeye ihtiyaç duyduğu şeyler bunlar… Acı çekene verilen morfin gibi. Ama etkisi geçiyor elbet. Hayat, gerçekliğiyle yüzleştiriyor insanı. Olumlu düşünmeye evet… Hayattan tat almaya da tamam… Ama gerçekten koptuğu an hayaller denizine yelken açıyor insan… Okyanusun dev dalgalarıyla alabora oluyor kolayca. *** Hayat dediğimiz şey dualiteden, yani bir ikili dengeden ibaret değil mi? Aynı zamanda hem karşıt hem de bütünleyen duyguların bir karışımı, sentezi hayat. Beyazın yanında siyah da var. İyinin yanında kötü de mevcut. Mutlulukları kadar acıları da var hayatın. Güzel bir şiir şöyle anlatır bu dualiteyi.

“Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin…” İşte benim tam da anlatmaya çabaladığım bu aslında. Alexandre Dumas meşhur Monte Cristo Kontu isimli kitabında “Eğer yaşadığınız hayatın üzüntüleriyle hayal ettiğiniz hayatın zevklerini karşılaştırırsanız, bir daha asla yeniden yaşamak istemez, sadece hayal kurmak istersiniz” diyor. Hayal edilenle gerçeğin arasındaki farkı çok güzel ifade etmiyor mu Dumas? Analitik psikolojinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile birlikte kurucusu kabul edilen Carl Gustav Jung “Acı olmadan bilinç ortaya çıkmaz” der… Doğru, acılar zorluklar olmasa bilincine varır mıyız güzelliklerin, mutlulukların? *** Hayat, hiç de anlatıldığı, yansıtıldığı gibi bir mutluluk yumağı değil… Mukayese edildiğinde hüzünlerinin coşkulara ağır bastığı bir süreç hatta. Yoksa, beklemediğimiz güzel sürprizler bu kadar şaşırtır mıydı bizi? Çok mutlu ve çok mutsuz olduğunuz anlarınızı sorgulayın içinizde. Emin olun ilk aklınıza gelen acılarınız olacaktır. Ama nedense sürekli gaza getiriliyor insan. Kendisini mutlu hissetmeye zorlanıyor. Ama gerçek hayatı algılamaya başladığımızda terorikle Nisan - 2017

pratik, kuramla eylem, hayal edilen ve yaşanan çelişiyor çoğu zaman. Kafamız karışıyor… “Böyle anlatılmamıştı” diyoruz. *** Önemli olan hayatı sadece mutluluklar yumağı, eğlence silsilesi olarak değil, acılarıyla da, zorluklarıyla da sevip kabullenebilmek. Yani deyim yerindeyse ne “acıların çocuğu” ne de “saflık” düzeyinde iyimser olmak… Karamsar düşünüp hayatın sadece acılarına, çilelerine odaklanmak yanlış. Ama insanın kendisini bekleyen ömrü güllük gülistanlık hayal etmesi de. Hayalleriniz olmazsa mutlu olamazsınız. Fazla hayal kurduğunuzdaysa düşüşünüz çok acı verir… Boks maçını çok iyi yumruk atmayı değil çok iyi yumruk yemeyi beceren kazanır. Hayatta gerçek mutluluk da sadece güzelliklere odaklanmaktansa zorluklara da hazırlıklı olmakla bağlantılı. Kanmayın mutluluk böceklerine. Piyanoda 36 tane siyah tuş vardır, bemol ve diyez veren… Onların varlığıyla hayat bulur 52 tane beyaz tuş… Sadece beyaz tuşlarla yapılan beste ne piyaniste keyif verir ne de dinleyene… 41


MAVİBAHÇE’DE GASTRONOMİZMİR YEMEK VE GURME FESTİVALİ’NE YOĞUN İLGİ Yeme ve içmeye dair bir çok etkinliğin yer aldığı MaviBahçe Gastronomizmir Yemek ve Gurme Festivali yoğun ilgi gördü.

42

Nisan - 2017

İzmir kumrusu Fast Food’a karşı Gurme Lezzetler, sokak lezzetleri, söyleşiler, workshoplar, yarışmalar, atölyeler, konserler gibi bir çok aktivitenin yer aldığı MaviBahçe GASTRONOMİZMİR Yemek ve Gurme Festivali büyük ilgi gördü. Zengin bir programa sahip festivalin ilk gününde Gurme Ahmet Güzelyağdöken moderatörlüğünde ‘İzmir Kumrusu Üzerine’ bir söyleşi gerçekleştirildi. Kumrucu Şevki adına söyleşiye katılan Selen Çilek, kumrunun tarihçesini ve yapılış tarzını anlattı. Söyleşide, ‘Obizete artıyor, kumru fast food’un yerini alabilir mi’ sorusunu yanıtlayan Çilek, “Kumru da hızlı bir yiyecektir. Ancak içerisinde donmuş bir ürün yoktur. Ayrıca ekmeği de nohut mayasından olduğu için hazmı kolay ve doyurucu özellik taşır. Bu özellikle kumruyu daha sağlıklı hale getiriyor” dedi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları Bölümü’nde okuyan öğrencilerinde katıldığı söyleşide söz alan Gurme Güzelyağdöken ise, insanların hızlı yemesinin kendi sorunları olduğunu hiçbir yemeğin hızlı yenmeyeceğini ifade etti.


www.mavisehirdergisi.com

Şefler sunum yaptı Festivalin ikinci gününde ‘Evin Ustaları Yetişiyor’ isimli yemek yarışmasında birbirinden güzel lezzetler birbiriyle yarıştı. Program kapsamında İzmir ve Türkiye’nin önemli restoranlarında görevli şeflerden yemek sunumlar gerçekleştirildi. Festivalin ilk günü gerçekleşen Turbulence Orkestrası ft Garo Mafyan Konseri de etkinliğe renk kattı. Ünlü gurme ve şeflerin, tv programcıları ve yazarların da yer alacağı etkinlik 17 Mayıs günü sona erdi. Workshoplar düzenleniyor Festival kapsamında MaviBahçe’de hizmet veren 06 Patisserie, %100, Adabeyi, Alin’s, Arifoğlu, Big Chef’s, Coffeeshop Company, Caffe Locci’o, Defne Ağacı, Fratelli

Levent Alpat, Pelin Omurcuoğlu, Aşçılar Türk Milli Takımı Yıldızları, Cenk Doğar, TV Yapımcı-Şef Yunus Emre Akkor etkinliklere görüş ve deneyimleriyle katılıldılar.

La Bufala, Gloria Jean’s, Hayal Kahvesi, Macro Center, Midpoint, Sir Winston House’un şefleri özel şovlarıyla workshoplar düzenlediler. Öte yandan Festival boyunca İl Kültür Müdürlüğü’nün İzmir Yemek Fotoğrafları Sergisi, Cüneyt Görgül Sanatsal Yemek Fotoğrafları Sergisi ve Türk Mutfağının Yıldızları Sebze Dekor Sergisi de katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.

Hollandalı aşçı Herpen deneyimlerini paylaştı Etkinliğe Hollandalı aşçı, fotoğrafçı ve gazeteci, Wilco Van Herpen da katıldı. 1999 yılında Türkiye’de yaşamaya başlayan Herpen, 2006 yılından beri İz TV’de Wilco’nun Karavanı adlı gezi programını hazırlayıp sunuyor. Herpen, deneyimlerini festivale katılacak ziyaretçilerle paylaştı.

Ünlü gurme, şef ve yapımcılar buluştu Ahmet Güzelyağdöken, Sanatçı Garo Mafyan, Gastronom-Akademisyen Sırma Güven, MaviBahçe AVM Müdürü Vedat Özeren, Levent Alpat, Movenpick Otel Genel Müdürü Erhan Çetin, Akademisyen Özlem Mekik, Yapımcı Uğur Volkan, Movenpick Otel Şefi Murat Yıldız, Berrin Akar Rasuli, Dünya Şefler Birliği Temsilcisi Nisan - 2017

43


Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

Sigorta sektöründe karşılaşılan bazı ilginç itirazlar

İ

ş hayatı içinde herkes çeşitli itirazlarla ve taleplerle mutlaka karşı karşıya kalıyordur. Bu itiraz ve talepler çok haklı gerekçelerle olduğu kadar, meslektaşlar arasında gülümsemelere neden olabilecek türden de olabilmektedir. Fakat sanıyorum ki, sigorta sektörü içinde karşılaşılanlar diğerlerinden biraz daha farklıdır. Bunun en büyük sebebi, aslında sigorta sisteminin çalışma prensibi konusunda çok fazla bilgi sahibi olmamakta yatıyor. İkinci sebep ise, sigortacılar tarafından tam ve doğru bilgilerin her zaman verilmiyor olmasıdır. Bu da olması gerekenden yüksek beklentirleri yaratmaktadır. Üçüncü sırayı ise suistimale yönelik girişimlerin, sanki bir kazanç sağlama yöntemiymiş gibi anlatılması diye düşünüyorum. Uzun yıllardır çalışıyor olduğum sigortacılık mesleğimde karşılaştığım bazı itiraz ve taleplerden yola çıkarak sistemin işleyişini anlatmaya çalışacağım. Bu kadar önlemi aldıktan sonra sigortaya ne gerek var? Sigortacılık bir risk yönetim işidir. Bunun için de önce karşılaşılabilecek tehlikelerin neler olabileceği tespit edilir. Daha sonra bu tehlikelerin oluşumunu engelleyebilecek önlemler belirlenir. Bu noktada sigortalıya bu analize dair bilgiler 44

verilir. Yangın tüplerinin var olması, kepenklerin bulunması, alarm takılması, gibi tavsiyeler sunulur. Bunun sebebi, aslolanın bir hasar oluştuktan sonra onun telafi edilmesi değil, o hasarın oluşumunun önüne geçilmesidir. Alınacak tüm önlemlere rağmen o hasarın oluşma ihtimali sıfırlanamaz. İşte sigorta bu noktada devreye girer. Siz malın sahibi olarak, onu koruyacak önlemlerinizi alın, tüm önlemlere rağmen hasarın oluşması durumunda sigorta zararı karşılasın. Yoksa gerçekleşme ihtimali çok yüksek olan bir riskin altına kimsenin girmek istemeyeceği gibi, sigorta şirketi de benzer bir yaklaşım gösterecek ve sigorta yapmayacaktır. Dolayısıyla sigorta sistemi, sigortalının maruz kalacağı riskleri ve kayıpları azaltacak önlemlerin bir alternatifi değil, bu önlemlerden biridir. Hiç hasar yaşamadım, ödediğim parayı geri alabilir miyim? Biraz gerçek dışı gibi görünse de, gerçekten karşılaşılan taleplerden biridir bu. Sigorta için ödenen para, yani prim, sigorta şirketinden alıyor olduğumuz hizmetin bedelidir. Bu hizmet diğer somut hizmetler gibi (konaklama hizmeti, bankacılık hizmeti, sağlık hizmeti, vb) ödemeyi yapar yapmaz alınabilen bir hizmet değildir. Belki de bu yüzden poliçe süresi içinde hasar almayan sigortalılar, sanki parayı boş yere ödemiş gibi hissedebiliyor. E tabii akla da böyle bir soru gelebiliyor. Sigortalılar, ödedikleri prim ile, kendileri için tehdit oluşturan risklerin NEDEN OLABİLECEĞİ zararları sigorta şirketlerinin üzerine devretmiş olurlar. Poliçe süresi içinde bir hasarın meydana gelmemiş olsa da, sigorta şirketinin bu riski üzerinde taşımakta, yani aslında hizmete devam etmektedir. O kadar para ödüyorum, sigorta şirketi de bunu ödeyiversin. Sigorta poliçelerimiz için ödediğimiz primler, sigorta şirketinin üzerine devrettiğimiz risklerin büyüklüğü ve ortaya çıkabilme ihtimalinin yüksekliği ile orantılıdır. Herşeyi ile birebir aynı olan iki binanın, farklı deprem bölgelerinde bulunmaları her iki binanın aynı deprem teminatı Nisan - 2017

için ödeyecekleri primin farklı olmasına neden olur. 1. derece deprem bölgesindeki bir bina için, 4. derece deprem bölgesindeki bina için ödenecek primden daha yüksek bir prim ödenmesi doğaldır. Yani ödediğimiz primler, sigorta şirketinin üstlendiği riskin bedelidir. Bu durumda, sanki sigorta şirketine karşılıksız bir para verilmiş, sigorta şirketi de bunun karşılığında bir jest yapması gerekirmiş şeklinde bir algı oluşmamalıdır. Örneğin evimizin ya da iş yerimizin tadilatı için harcamamız gereken paranın, sigorta sistemi ile hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü ortada bir hasar yoktur ve satın aldığımız hizmete konu oluşturacak bir durum yaşanmamıştır. Benzer şekilde, yaptırılmak istenen bir estetik ameliyatı için de sağlık sigortası tarafından bir miktar katkı sağlanması beklememelidir. Sigorta şirketleri de bu gibi taleplerin hiç değilse bir kısmını dahi ödemeyeceklerdir. Fakat ben dürüst davrandım ve gerçeği anlattım, keşke farklı bir beyanda bulunsaydım. Beni en çok üzen itirazların başında bu geliyor. Sigorta kapsamına girmeyen bir olay yaşandığında, sigorta şirketinin hasarı ödememesi doğaldır. Fakat bir tazminat alabilmek için, yaşanan olayın gerçek durumundan faklı bir şekilde anlatılması gibi bir düşünce tamamen yanlıştır. Sigorta suistimalleri ya da sigorta dolandırıcılığı diye adlandırılan bu girişimler, hem sektörü hem de dürüst sigortalıları olumsuz etkilemektedir. Bu şekilde haksız tazminat alma yoluna gidenler, sigorta şirketleri kadar, diğer sigortalılara da zarar vermektedir. Çünkü sistem, toplanan primler ile oluşan hasarların ödenmesi üzerine kuruludur. Bu durumda ödenen her hasar, havuzda biriken fonun azalması demektir. Dolayısıyla azalan fonlar, yeniden toplanacak olan primler ile tamamlanacaktır. Hepsinin ötesinde, her ne olursa olsun dürüstlükten ayrılmamak gerekmektedir. Dürüst olmak bir meziyet değil, zaten hepimizin sahip olması gereken bir özelliktir. Dürüstlükten ve samimiyetten ayrılmadığımız güzel günler dilerim...


www.mavisehirdergisi.com

Yatçılık

Egitimleri ileri seviye yelkenli yatçılık 4 kişilik Tamamı tekne üzerinde uygulamalı eğitim ileri seviye yelken, yelken trimleri, balon yelken eğitimi ve trimi, denizcilik terimleri, denizde güvenlik eğitimleri 6 gün, günde 2 saat toplam 12+2 saatlik pratik eğitim ve 2 saatlik teorik eğitim olarak planlanmıştır. İletişim: 0(532) 494 6670 e-Posta: mithatcan@betabodrumyelken.com instagram: betasailingacademy Beta Sailing Academy

Nisan - 2017

45


Fotoğraflar: pexels.com

Prof. Dr. Gürkan ERSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık Derneği” Genel Sekreteri

M

YAZ AYI ACİLLERİ VE İLK YARDIM

avişehir Dergisi’nin değerli okuyucuları. Dergimizin bu ay ki sayısında, yaz aylarında görülen acilleri ve böyle durumda yapılabilecek ilk yardım uygulamalarını gözden geçireceğiz. Sıcak yaz ayları geldi. Çok haklı olarak hepimizin özlediği, yapmak istediği bazı şeyler var; tatile çıkmak, denize, havuza girmek veya kenarında güneşlenmek gibi. Belki tatil süremiz kısa olduğu için, süratle, birkaç gün içinde güneşlenirken bronzlaşmak veya yaylalara, dağlara çıkıp kamp kurmak gibi hayallerimiz olabilir. Ama bu haklı beklentilerimizi gerçekleştirirken, bizi bekleyen bazı tehlikelerin de olduğunu unutmayalım. Yaz aylarında sık gördüğümüz bu başlıklar istemeden keyfimizi kaçırabilir. Bu nedenle, olabilecek bu sıkıntıları öngörür, tedbir alırsak daha keyifli daha huzurlu ve sağlıklı günler geçirebiliriz. Peki, yaz aylarında bizi bekleyen olası tehlikeler, hastalıklar nelerdir? İşte dergimizin bu sayısında bu başlıkları gözden geçireceğiz ve istemesekte başımıza gelmesi durumunda uygulanabilecek ilk yardım 46

yöntemlerini inceleyecek ve sonunda özetleyerek yazımızı bitireceğiz. Yaz ayı acillerini, temel olarak iki ana başlık halinde toplayabiliriz: • Karada görülen aciller; • Sıcak çarpması, • Güneş yanıkları, • Akrep veya arı sokması, yılan ısırması, böcek teması, • Denizde (suda) görülen aciller: • Tatlı (göl, kanalet) veya tuzlu suda (deniz) boğulmalar, • Deniz kestanesi batması, • Deniz canlıları (Denizanası vs) ile temas şeklinde özetleyebiliriz. Şimdi teker teker bu başlıkları, neler olabileceğini ve ilk yardım uygulaması olarak neler yapabileceğimizi gözden geçirelim. • Sıcak çarpması: Sıcak çarpması, artan çevre ısısı nedeniyle vücut ısımızı ayarlayan ısı merkezinin devre dışı kalması sonucu ateşimizin yükselmesi, 40-42 derece üzerine çıkması, cildimizin sıcak ve kuru olması, terleyememe hali, bilinç bulanıklığı ve arkasından gelen ölüm şeklinde özetlenebilir. Bu konu gündeme geldiğinde hemen aklıma gelen en çarpıcı örnek, Türk sinemasının taçsız kralı Ayhan Işık’tır. Hepimizin çok iyi hatırlayacağı gibi rahmetli Ayhan Işık, evinin Nisan - 2017

balkonunda uzun süre güneşlenme sonucu ortaya çıkan güneş çarpması tanısıyla aramızdan ayrılmıştı. • Sıcak çarpmasından korunma: Yaz aylarında sıcak günlerde, yani güneş ışınlarının çok dik geldiği 11:00 ile 16:00 saatleri arasında dışarıya çıkmayalım, denize havuza girmeyelim. Çünkü bu saatlerde güneş ışığının ciddi yan etkilerine maruz kalma riskimiz çok yüksektir. Bunların yanında, unutmayalım ki, güneş ışınlarının cilt kanseri yapıcı etkisi de vardır. Mutlaka çıkmamız gerekiyorsa: • Şapka takalım, • Şemsiye kullanalım, • Açık renkli hafif giysiler giyelim, • Gölgede yürüyelim, • Açıkta olan yerlerimize (kollar, yüzümüz vs.) güneş kremi sürelim. • Güneş çarpması için risk grupları: • Hamileler • Yaşlılar • Çocuklar • Bazı meslek grupları (polis, asker, sporcu, fırında ateş karşısında, gemilerin makine dairesinde çalışanlar vs). • Güneş çarpmasında görülen belirtiler: • Uyku hali,


www.mavisehirdergisi.com

• Bitkinlik, • Sıcak ve kırmızı cilt, • Terleyememe (bu hal vücut ısımızın daha da yükselmesine neden olur) ve daha sonraki dönemlerde de • Bilinç bulanıklığı, şuur kaybı, • Koma ve ölüm. • Sıcak çarpan hastada ilk yardım: • Kişiyi hemen sıcak ortamdan uzaklaştırıp, serin/soğuk ortama taşıyalım, • Soyalım, ortam klimalı değil ise kişinin üzerine bir fan ile serin hava tutalım, • Kan damarlarımızın yüzeysel geçtiği bölgelere (ayak bileği, kasıklar, koltuk altı, vs. ) havluya sarılmış buz parçası koyalım, • Eğer hastamızın şuuru açıksa, soğuk su, ayran gibi içecekler içirelim. Aksi durumda asla bir şey yedirip içirilmemelidir. • Tabii her zaman olduğu gibi, o sırada uygun bir kişi 112 no’lu telefonu arayarak, ambulansın gelmesini ve kişinin en yakın sağlık kuruluşuna götürülmesini sağlamalıdır. • Güneş yanıkları ve ilk yardım: Güneş altında uzun süre kalınca maalesef cildimiz yanıyor, kavruluyor. Takiben cilt yanıkları ortaya çıkıyor. Son derece rahatsız edici, ağrı verici durumdur. Hele yanık alanı sırtımızda ise o zaman uyku düzenimiz bile bozulur, oturmakta güçlük çekeriz. Görünüm olarak cildimiz kızarık, sıcak, parlak görünümde ve gergindir. Ağrılıdır. Hatta daha ileri dönem

yanıklarda, su kabarcıkları da eşlik eder. • Güneş yanıklarında ilk yardım: Önce neleri “YAPMAYALIM”, onlara göz atalım. Lütfen ama lütfen yanık alanı üzerine: • Diş macunu, salça, yoğurt, bal, yumurta • Evimizde bulunan kremlerden SÜRMEYELİM. • Yanık alanı üzerine buz uygulamayalım, cildi daha da yakar. Bunların yerine; • Hemen çeşme suyu ile yıkanalım, • Eğer ihtiyaç varsa yanık alanı üzerine, havluya/beze sarılmış buz uygulayalım ve en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edelim. Çünkü burada doktorumuz yanık alanını görecek, pansuman yapacak, gerekirse tetanos aşısı ve antibiyotik gibi tedavilerimizi düzenleyecektir. • Güneş yanıklarında ilk yardım: • Güneş çarpmasında korunma başlığında saymış olduğumuz tedbirler aynen burada da geçerlidir. Bunlara ilaveten belirtilen saatler dışında güneşte kalmamız ve de mutlaka yüksek koruyucu faktörlü güneş kremleri/losyonları kullanmaktır. • Akrep, böcek, arı sokması, yılan ısırması; Aslında yılın her mevsim ve ayında görülür ama yaz aylarında, kırsal veya bahçe ortamlarında akrep sokması, yılan ısırması daha sık gördüğümüz yaralanmalardandır. Böyle yaralanmalarda yapacağımız ilk yardım uygulamaları son derece basit ve nettir. Bu noktada ısrarla vurgulamak istediğim bazı noktalar var, şöyle ki: Birincisi, yıllardır söylenen, bu bölgelere amonyak sürme fikri tamamen yanlıştır. İlk yardım uygulamasında ilaç kullanımı yoktur. Gerek ilk yardım, gerek acil serviste hastaların tedavisinde Nisan - 2017

amonyak kullanımı söz konusu değildir. Bu nedenle, eğer evimiz veya işyerinizdeki ilk yardım dolabında amonyak var ise, lütfen onu hemen lavaboya boşaltalım. Bir diğer önemli başlık ise bu tür sokma ve ısırma vakalarında asla o bölgeyi ısırmak, emmek, kızgın demirle dağlamak, turnike lastikle sıkmak gibi yöntemler uygulanmamalıdır. Mesela, akrep veya arı soktu; Eğer arının iğnesini görüyorsak onu cımbız ile çıkartalım. Hem akrep hem de arı sokmasında, hemen o bölgeyi sabunlu su ile yıkayalım. Yaraya, herhangi bir ilaç/krem vs. sürmeden acil servise müracaat edelim. Yılan ısırmalarında da tedavi aynıdır. Yılan ısırmalarında ek önerimiz var. Yılanı ısırdıktan sonra yakalamak için çaba sarf etmeyelim, bırakalım gitsin. Çünkü özellikle biz erkekler bunu bir hırs meselesi yapıp bizi sokan yılanı, galip gelme içgüdüsüyle arkasından koşup bir şekilde yakalamaya çalışırız. Böyle bir durumda, yılan bizi birkaç defa daha sokabilir. Bir de unutmayalım ki, yılan veya akrebin soktuğu yerler, yani kırlar bahçeler aslında onların yeri. Biz orada emanet veya misafiriz. Yani onları öldürme veya yaralama hakkımız yok diye düşünüyorum. Deniz veya suda görülen aciller: Her sene havaların ısınması, yani yaz ayının gelmesiyle birlikte, gerek tuzlu su yani denizde, gerekse tatlı su yani havuzda, kanaletler veya gölde boğulma, ölüm vakaları çok artmaktadır. Bunun da en önemli nedenleri; iyi yüzme bilmeden denize girmek, alkol alımı sonrası yüzmek, yüzerken hastalanmak (sara nöbeti, kalp krizi, ani panik hali, ayağa kramp girmesi vs) şeklinde özetlenebilir. Tatlı su yani havuz, gölet gibi tatlı suyun bulunduğu ortamlarda, suyun kaldırma gücü, tuzlu suya (denize) göre daha az olduğu için buralarda boğulma vakası daha fazla görülmektedir. Çünkü kişi yüzerken çok çabuk yorulmakta, sahilden veya karadan çok uzaklaştığı için geri dönemeyip boğulmaktadır. Yazının devamı için www.mavisehirdergisi.com 47


SAĞLIK

MEYVELERDEN GELEN SAĞLIK D

Elma, armut ve üzüm gibi meyvelerin kabukları çok değerli besinler ve iyileştirici faktörler içerir. Fakat bu besinlerin özümsenebilmesi için yutmadan önce çok iyi çiğnenmeleri gerekir.

Fotoğraf: pexels.com

etoks diyeti çevresel etkileri gidermek ve beslenmeye bağlı toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamak amacıyla uygulanan dönemsel bir diyet türüdür. Bu diyet bilinçli şekilde, dotor kontrolü altında ve kısa süreyle yapılmalıdır. Bütün meyveler birbirinden faydalı vitamin ve minarallerden oluşuyor ve hepsi farklı bir rahatsızlığı iyileştiren özelliklere sahip. İşte detoks diyetinde tüketebileceğiniz meyveler...

Yeşil elma biraz daha az şekerlidir. Yeşil elmadan çok güzel bir detoks içeceği hazırlanabilir. İki ya da üç tane yeşil elmayı ve içerisine kabukları soyulmuş limonu sıkıp, üzerlerine biraz zencefil de katıldığında, harika bir detoks içeceği hazırlanabilir. 48

Nisan - 2017


www.mavisehirdergisi.com

Fotoğraflar: pexels.com

SAĞLIK

Kivi, içerdiği E ve A vitaminleri ile, bağırsaklarınızdaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve vücudunuzu serbest radikallerden temizler. Çilek ise, yaşlanmayı önleyici özelliği ile cildiniz için son derece yararlıdır ve karsinojenlerle savaşır. Yaklaşık bir bardak dolusu çilek, iki bardak küp küp kesilmiş karpuz ve biraz biberiyeyi bir sürahiye koyun. Üstüne suyu da ekledikten sonra hafifçe karıştırın ve birkaç saatliğine dolaba koyun. Böğürtlen, vücuda zararlı olan maddelerin temizlenmesi için çok faydalıdır. Vücut için oldukça etkili bir antioksidan kaynağıdır. Böğürtlenleri ayıklayıp iyice yıkayın. Böğürtlenleri ve taze naneleri sürahiye aktarıp üzerini suyla doldurup bir gece buzdolabında bekletin. Her gün günde 6-8 bardak su içmek, yaşamsal organlarınızın en iyi durumda olmalarını ve vücudunuzda yeterince su bulunmasını sağlayacaktır. Fakat suyu tek başına içmek zorunda değilsiniz. Suyunuza, sadece tat vermekle kalmayıp toksinlerin atılmasına da yardımcı olacak, birçok meyve ekleyebilirsiniz. En sevdiğiniz meyvelerle detoks suyunuzu hazırlayarak sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.

Muz tüketmemiz için birçok sebep sayabiliriz. Sindirime yardımcı olur, ülserlere faydalıdır, cilt sağlığına ciddi anlamda katkıda bulunur.

Limon bol miktarda C vitamini içerir. Günde bir limon tükettiğimizde, vücudumuzun bir günde ihtiyacı olan C vitamininin ortalama %50’ni sağlamış oluruz.

Yeterli uyku uyumak, egzersiz ve sağlıklı bir beslenme programı takip etmek kadar önemlidir. Egzersizi artırın. Hareketsiz yaşam ve toksinler vücudumuzda dolaşım sisteminin yavaşlaması ve ödemler oluşmasına sebep oluyor. Kahve ve kafein içeren içecekler, kızarmış besinler, kırmızı et, doymuş yağlar, şeker, işlenmiş gıdalar, beyaz un, tam yağlı peynirler, gazlı içecekler, alkol, sigara vücut için toksik etki yarattığından detoksta kullanılması tercih edilmez. Nisan - 2017

49


Zuhair Murad

H&M

Zuhair Murad

Ayakkabılar Betsey Johnson

Renk Taarruzu

B

aharın neşesi henüz yorgunlukla karşılansa da yerini yavaş yavaş yaz coşkusuna bırakıyor. Yaz sezonu boyunca nelerin moda olacağı daha şimdiden belli oldu. Mavinin, pembenin, yeşilin, sarının her tonunu üzerimizde taşıyacağız. Büyük desenler, çiçekler, tropikal figürlerle sıkça karşılaşacağız.

2017 trendleri yaz mevsimini işaret ederken her tarafımız renkleniyor.

Büstiyer Zara 59,95 TL

50

Çiçek figürlü küpeler Mango 39,99 TL

Mavi taşlı küpeler Etro 225 TL


D&G MiuMiu

Prada

Geçtiğimiz yıllarda sadece plajlarda tercih edilen üzerinde farklı figürlerin kullanıldığı güneş gözlükleri, bu yıl daha geniş bir kullanım alanına sahip.

D&G

Gözlük MiuMiu

Abartılı aksesuarları kullanmaktan çekinmeyeceğimiz bir sezondayız. Ama büyük küpeler, gösterişli saç aksesuarları ve sıra dışı ayakkabılar kullanırken üzerimizdeki diğer ürünleri sade tercih etmeliyiz.

D&G

Zara

MiuMiu

Deri Çanta Network 650 TL

51


Çanta Zara 79,95 TL

Zara

Küçük hanımlar şıklıklarını takılarla çanta ve gözlüklerle tamamlamayı çok seviyorlar. Bu sezon cıvıl cıvıl olacaklar.

HER YASTA

H&M

kendinden emin

Bluz Zara 29,95 TL

Mayo LC Waikiki 24,90 TL Toka seti Mango 25,99 TL

52

Çanta Soobe 39,99 TL


Parfüm Panço 39,95 TL

Papyonlar Soobe

Havaların ısınmasıyla birlikte marin desenler, maviler ve turkuazlar sezonun öne çıkanları arasında yerlerini aldı.

Şort Koton 34,99 TL

2’li tshirt H&M 29,99 TL

Gömlek Mango 69,99 TL

Kot gömlekler her sezon her yaşta insanı kendinden emin ve havalı göstermeye yardımcı iddialı parçalar arasında yerini koruyor.

Tshirt Zara 29,95 TL

53


Eylül 2015 Yıl.3 Sayı.22

Mayıs 2016 Yıl.3 Sayı.30 5.00

Nisan 2016 Yıl.3 Sayı.29

Genel kültür,

Mart 2016 Yıl.3 Sayı.28

5.00

Genel kültür,

Genel kültür,

5.00

Haziran 2016 Yıl.3 Sayı.31 5.00

5.00

Genel kültür,

Genel kültür,

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun

ı

Bencil olma sanat

Uğur Oral

Karşıyaka’nın filizleri büyüyor

“Bayılırım İzmir’e ve medeni insanlara. İyi ki varsınız, bu ülkede temiz bir nefessiniz.”

Billur Kalkavan

Değişime açık olun

2016 yılının trend renkleri

Yeni sezona hazır mısın?

A BAHAR SOFRANIZ TARİF; YAKIŞACAK BİR

Ücretsiz internet rtaj röpo müjdesi

ğba Özerk Tu Düşünceler insanı hasta

özel

özel röportaj

eder mi?

Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk

Yaşam Amacına Koçluk

İsmail Barış Özpazarcık

Çocukların gözünden

Frambuazlı Pancake

“Antik İzmir”

özel röportaj

Astım krizi geçiren hastada ilk yardım

Ece Uslu

Şimdi Yaza Hazırlık Zamanı!

Gülçin Ergül

Benim için İzmir iyot kokusuyla harmanlanmı ş özgürlük hissi. İnsanını, denizin i, sahilini, mutfağ en çok da Atatürk ını, ’e olan sevgis aşık İzmirlin ini, aşka in en çok vatan tutkusunu seviyorum. Doğuş tan İstanbullu, yürekten İzmirliy im.

özel röp”ort

aj

Yonca Lodi

özel röportaj

İş hay atın da başarının sırr Mavişehir Soyak B ı; Moda ve Şıklı eğlencenin k kitabını yazdı

Ölm ede n e yapılac akl ar önc Marina listÇeşme esi merhaba sezona dedi

Sosyal Nostalji Uğur Oral

Evlenme

teklifi için romantik 5 Avrupa şehri

Uğur Oral

Hoşgeldin sıcak yaz !

Astım geçiren hastkrizi ada

ilk Doç Dr. Gürk yardım an Ersoy

MAVİŞEHİR DERGİSİ’Nİ SOSYAL MEDYADA TAKİP EDİN facebook.com/mavisehir.dergisi instagram.com/mavisehir_dergisi www.mavisehirdergisi.com

Mavişehir Dergisi

ABONE FORMU

Aşağıdaki formu eksiksiz ve okunaklı bir şekilde doldurarak banka havale belgesi ile birlikte abone@mavisehirdergisi.com adresine gönderebilirsiniz veya Web sayfamızdaki online abone formunu da kullanabilirsiniz.

Ad - Soyad

:

e-Posta

:

Doğum Tarihi

:

Meslek

:

Adres

:

Telefon

:

12 sayı dergi aboneliği

60 TL

Havale/EFT Bilgileri İŞ Bankası - İZMİR Girne Şubesi Aras Attila IBAN: TR13 0006 4000 001 3479 025 7183 Şube No: 3479 Hesap No: 0257183

Mavişehir Dergisi’nin 60 TL abonelik ücreti karşılığında 12 sayısının adresime gönderilmesini, bilgi amaçlı e-Posta göndermesini kabul ediyor ve onaylıyorum.

54

Nisan - 2017

Tarih :............./............./................

İmza


Model: F5SR Kabuk: Sert integral plastik Hız: 22 km/s Güç: 4.5 kw / 745 N Menzil: 70 dk. Ağırlık: 35 kg Hız ayarı: 7 kademe Enerji: 2.0kWh; 48 V; 42 Ah Dalış derinliği: 2,5m - 40m Ölçüler: 1152mm X 507mm X 372mm

SEABOB F5 SR Dizginlenemeyen yoğun güç

SEABOB F5 S en yüksek performanslı su aracıdır. Yalnızca 35kg ağırlığındaki bu araç, su üstünde mükemmel kullanım özelliklerine sahiptir. Sürüş performansı benzersizdir. SEABOB F5 S, sahip olduğu 680 newton itme kuvveti ile göz kamaştırır. E-Jet Power System, 6 vites seviyesinde kontrol imkanı sunar. SEAFOB F5 S, bu vitesler sayesinde düşük viteste sakin bir sürüş yaparak su üzerinde kaymanıza ya da yüksek hızda daha agresif bir sürüş yaparak 6. vitese kadar çıkmanıza izin verir. Son derece sportif bir karaktere sahip bu su aracı, olağan dışı dinamikliği ile ön plana çıkar. Sportif görünümü, krom ağırlıklı tasarım unsurları ile vurgulanır. SEABOB F5 S denizdeyken kendini evinde hisseder. Yüksek manevra kabiliyeti, büyük havuzlarda da kullanılmasına olanak sağlar.

izmir iletişim : 0(232) 330 0500 0(555) 503 92 58 0(549) 501 88 32


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Beta Yelken Akademisi 0(532) 494 66 70

Lugo Kids www.lugokids.com

Baba Fingo - Hamburger ve Pizza 0(232) 330 7262 6497 Sk. 8/A Atakent - Mavişehir (Karşıyaka Göz Hast. sokağı)

MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir

Future Park Yalı Mah. 6436/2 Sokak No:18 K:3 0232 330 90 91

MaviBahçe - AVM www.mavibahce.com.tr Mio Kuaför 0(232) 999 45 64 Yalı Mh. 6509 Sk. No:14 D/1 Deniz Apt. Mavişehir - Karşıyaka

Gurme Carrefoursa İnönü Mahallesi 6718 Sk. No:68/A Karşıyaka

Pizza Rucola Bestekar Sadi Hoşses Sk. No:42 Bostanlı www.pizzarucola.com

Waffle Art 0(553) 663 00 35 www.waffleart.com.tr

Uluoğlu Pastaneleri 1738 Sok. No:138 Bostanlı Tel: 0(232) 323 5545

360 Şarküteri İsmail Sivri Sk. No:3/B Bostanlı www.360sarkuteri.com

Yeşilzade Kömürde Künefe Goncalar Mahallesi 6038 Sk. 5/B-E Karşıyaka Tel: (0232) 367 16 16

EVLERE SERVİS RESTORAN VE CAFELER

ŞEHİR REHBERİ LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi İzmir Üniversitesi Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Park Tıp Merkezi Kızılay

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat

241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 444 53 68 464 24 00 462 27 27 433 00 84 367 22 22 421 47 90

368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16

441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36 0539 235 25 87

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Nane Lezzet Atölyesi Tarihi Bafra Pidecisi Doritali Pizzeria Elti’s Cafe Edem Çıtır Waffle

483 00 79 444 62 62 833 33 40 336 72 64 502 12 32 330 20 88 330 10 13

MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri

368 11 24 290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 483 22 42 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 745 81 00 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 50 00 308 00 00

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Karşıyaka Ocakbaşı Grano Pizzaria Doritali Pizzeria

483 00 79 362 51 51 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 330 14 44 330 72 62 502 12 32

TAKSİ DURAKLARI Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi

OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

362 41 53 330 22 30 330 52 01 362 19 92 362 00 52

369 27 90 368 22 39 361 06 23 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 466 00 13 366 44 59

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

56 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Satılık

Alaçatı’da 8 odalı Butik Otel Toplam 640 m2 alan içinde 360 m2, 2 katlı, yüzme havuzlu, özel otoparklı, kaliteli inşaat ve mükemmeliyet ödüllü, ruhsatları eksiksiz turistik tesis. Diğer tüm detaylar için bilgi alabilirsiniz.

0(232) 330 0 500 www.jets.estate • 0(549) 501 8832


MAKROYAPI’dan Foça’da muhteşem proje Foça Terrace, size sahip olmak istediğiniz metrekareyi belirleyebilme imkanı sunan özel bir proje...

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Merkez: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr

www.focaterrace.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.