Mavisehir dergisi ocak2015

Page 1

Ocak 2015 Yıl.2 Sayı.14

5.00

Genel kültür,

Hayatınızda sevgiye yer açın Politikofobi Uğur Oral

Can dostlar için örnek işbirliği


Zor beğenenlerin tercihi

Ücretsiz kargo ve koşulsuz iade imkanları ile www.softcotton.com.tr Soft Cotton bir Gökhan Tekstil markasıdır.

Kabin Ekibi

*Destan Havlu


Sevgiye dair ne varsa... Mavişehir Dergisi Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Aras Attila aras@mavisehirdergisi.com

Editör / Yayın Yönetmeni

Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com

Görsel Yönetmen ve Grafik Tasarım Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Duygu Gönen

Reklam Rezervasyon / Bilgi

Kabin Ekibi 0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500

Yapım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık

Yönetim Yeri

6003 Sk. No.7/A Karşıyaka / İZMİR

Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com

Baskı: Lamineks Matbaacılık

Dijital Baskı İşleri San. ve Tic. Ltd. Şti. 5627 Sokak No:37 Çamdibi - İZMİR Tel: 0232 433 33 55 www.lamineks.com.tr

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral - Özgür Şişik Doç. Dr. Gürkan Ersoy - Serdar Sütçü İsmail Barış Özpazarcık - Kaan Yenilmez Fügen Yenilmez

Hepimizin bildiği gibi 14 Şubat Sevgililer Günü olarak kutlanır. Böyle olunca ben de kendimi sevgi üzerine yazmakla yükümlü hissettim. Sevgiye dair ne varsa yazayım dedim... Sevginin Günü olur mu? Olmaz tabii insan hergün sevmeli; her şeyi sevmeli. Önce kendini, sonra ailesini, arkadaşlarını, insanları, tüm canlıları, bitkileri, hatta eşyaları bile... Sevmek; kelime anlamı olarak sevgi ve bağlılık duymak anlamına gelir hepimizin bildiği üzere... Sevgi; inanmaktır, hoşgörüdür, gülümsemektir, mutluluğa giden yolun başlangıcıdır. Kısaca her şeydir. Sevgisiz insan hiçtir. Seven insan ayırım yapmadan dünya üzerindeki her canlıya, doğaya sevgi besler. Doğayı sevmek, ona değer vermek ve korumakla anlam kazanır. Hayvanları sevmek; onlara yardım elimizi uzatmakla anlam kazanır. Onları beslemek, sokakta mevsim şartlarından korumak, kollamak ve sevgi göstermekle anlam kazanır. Sevgimizi göstermenin de çeşitli yolları vardır elbet. Yüreğinde sevgi barındıran herkes bu yolu kendiliğinden buluyor zaten... En önemlisi insan sevgisi. Ayırım yapmadan insanları seversek daha hoşgörülü davranmış oluruz. Empati kurmak sevginin temel kurallarından biridir bana göre; çünkü karşındaki insanı daha iyi anlayabilir ve ona göre davranabilirsin. Seven insan kötülük yapmayı düşünemez. Çünkü seven insanın bakışı sevgi doludur. Dünyayı seven gözlerle izler. Dikkat edin bakın; seven insanın bakışlarında gülümseme vardır. Dikkat etmediyseniz bundan sonra dikkat edin lütfen; dediğim gibi olduğunu göreceksiniz. Hani derler ya “gözlerinin içi gülüyor” diye; işte öyle bir bakışla karşılaşırsınız. Sevginin her çeşidini tatmanız dileğiyle sevgi dolu günler diliyorum... Sevginiz mutlaka karşılık bulacaktır. Sevgi ve saygılarımla, Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com mavisehirdergisi@gmail.com

İÇİNDEKİLER

• • • • • •

İşte İzmir farki (2) İnönü doğduğu evde özlemle anıldı (10) Ceyhun Fersoy Özel Röportaj (22-23) Soğuklar, donmalar ve ilk yardım köşe yazısı (30-31) Bilim Müzesi Manisa’ya model olacak (40) Köşe Yazıları

Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık - Özgür Şişik - Kaan Yenilmez - Doç. Dr. Gürkan Ersoy - Fügen Yenilmez - Serdar Sütçü


2

İşte İzmir farkı! Türkiye’ye örnek vergi bilincine sahip İzmirli sanayici ve işadamlarından sonra, İzmirli çiftçilerin de “ürettikleri malı kayıt altına alma” konusunda lider olduğu ortaya çıktı. Büyükşehir Belediyesi’nin tarım destekleriyle üretim miktarını ve kalitesini artıran İzmirli üreticiler, 2014 yılında hal kayıt sistemine bildirilen ürün miktarı açısından Türkiye birincisi oldu. Türkiye’de toplanan her 100 liralık verginin 11 liralık kısmını ödeyen ve vergi tahsilat oranlarında da ikinci sırada bulunan İzmir, yeni bir başarıya daha imza attı. Toplumsal ve ticari yaşamın örnek kenti, yasalara karşı sorumluluklarını eksiksiz yerine getiren çiftçileriyle de farkını ortaya koydu. İzmir ve ilçeleri, Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma verdiği büyük destek sayesinde ülkenin en önemli

üretim merkezlerinden biri haline gelirken, üretilenlerin kayıt altına alınması konusunda da ilk sıraya yerleşti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre, 2014 yılında hal kayıt sistemine bildirilen ürün miktarı açısından İzmir, Türkiye birincisi oldu. 2,5 milyon tonun üzerindeki bildirim miktarıyla ilk sıradaki İzmir’i Antalya, Mersin ve Adana izledi. İzmirli üretici kanuna uyuyor Tarım uzmanlarına göre, iki ayrı anlamda önem taşıyan bu sonuç, hem İzmir’in tarımsal üretimdeki gelişimini yansıtıyor, hem de İzmirli üreticinin ürününü pazarlarken kayıt dışı yollara başvurmadığının kanıtı anlamına geliyor. Aynı zamanda kayıt altına alınan ürünler, üretim aşamasından itibaren kontrol altında tutulduğu için

Ocak - 2015

daha sağlıklı ve güvenilir koşullarda tüketiciye sunuluyor. Kayıtlı ve sağlıklı ürün 5957 Sayılı Hal Kanunu’na göre üreticiler ürettikleri sebze ve meyveleri “Hal Kayıt Sistemi”ne bildirerek il içi ya da il dışı piyasaya sevkiyatını yapıyor. Bu bildirimler sonucunda kayıt altına alınan ürünlerin cinsi, miktarı, değeri ve rüsum miktarı belirleniyor. Böylece ürünün hem üretildiği kent, hem de ülke ekonomisindeki yeri sağlıklı bir şekilde belirlenmiş oluyor. Üreticiler çiftçi kayıt sistemine yönlendirilerek bilgilendirildiği ve kontrol altına alındığı için, ürünleri de güvenle tüketilebiliyor. Hangi mevsimde ne üretileceği, ürünün ilaçlanması, kontrol edilmesi ve sağlıklı bir şekilde tüketiciye sunulması konularında üreticinin bilgi sahibi olması sağlanıyor.


Ocak - 2015


Yeni yıla sanatla merhaba Karşıyaka’da sanatın merkezi haline gelen Opera ve Tiyatro Sahnesi, 2014’ü muhteşem bir konserle kapattı, 2015’e merhaba dedi. Karşıyaka Belediyesi ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO) işbirliğinde gerçekleştirilen “Yeni Yıl Konseri” büyük coşkuya sahne oldu. Aryadan türkülere Sanatseverlerin salonu tamamen doldurduğu konserde, Şef Oğuzhan Balcı ile birlikte, Evren Işık (soprano), Caner Akın (tenor), Altuğ Dilmaç (bariton) ve Teyfik Rodos (bas), solist olarak sahne aldı. Gecede opera aryalarından operetlere, müzikal eserlerden yöresel halk türkülerine uzanan geniş bir repertuvar seslendirildi. Yaklaşık iki buçuk saat

süren konser sonunda, izleyiciler sanatçıları ayakta alkışladı. “Sahip çıkacağız” Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “2015’e büyük umutlar, heyecan ve mutlulukla giriyoruz. Sanat dolu bir yıl olmasını diliyorum. Karşıyaka Belediyesi olarak sanata ve sanatçıya verdiğimiz değeri daha da yakından göreceğiz, yaşayacağız. Sanattan giderek daha fazla yoksun kalıyoruz. Bu gidişat karşısında halkımız için Oda Orkestrası kurduk, Sanat Kurulu oluşturduk. Biz sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Karşıyaka çok özel bir kent. Buradan Türkiye’ye bir aydınlanma devriminin ışığını tutacağımıza inanıyorum” dedi.


5

www.mavisehirdergisi.com

Ocak - 2015


6

Karşıyaka ışıl ışıl 2015 yılına girerken Karşıyaka’da cadde ve sokaklar yılbaşı için süslendi. Kentin merkezi noktaları rengârenk ışıklar ve süslerle donatıldı. Karşıyaka Belediyesi, kentin en yoğun bölgelerinde yaptığı süsleme ve ışıklandırma çalışmalarıyla yeni yıl heyecanını sokaklara taşıdı. Kentin en işlek cadde ve sokaklarında akşam saatleriyle birlikte ortaya çıkan renkli manzara, Karşıyakalıların da büyük beğenisini kazandı. Belediye hizmet binasının önünü ışıklandıran ve yapay çam ağacı yerleştiren belediye ekipleri, Karşıyaka Çarşı’yı da baştan sona süsleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturdu. Bostanlı Balıkçı Parkı bölgesini de kapsayan çalışmalar çerçevesinde, ağaçlar ve direkler ışıklarla donatıldı. Kırmızı- gümüş renkli toplar ve ışıklı motiflerden oluşan yeni yıl süslemelerinin vatandaşların talebi üzerine Ocak ayı sonuna kadar toplanmayacağı belirtildi.

ortak olmak istedik. 2015’e dair Karşıyakamız için çok güzel hayallerimiz, umutlarımız var. Yeni yıl, bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğimiz bir sene olacak. 2015’in hepimiz için aydınlık bir yıl olmasını; sağlık, mutluluk, başarı, şans ve barış getirmesini diliyorum” diye konuştu.

“Aydınlık bir yıl diliyorum” Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Yeni yıl coşkusunu sokaklarımıza taşıyarak vatandaşlarımızın tatlı heyecanına Ocak - 2015


www.bosch-algur.com

0(232) 364 69 08

Girne Bulvarı No: 60/A Karşıyaka - İzmir

Ocak kampanyaları Yılın ilk kampanyası

Enerji verimliliği geri dönüşümde 600 TL’ye varan indirim kampanyası başladı KDN 56NW20N NoFrost Buzdolabı

2323 TL

1765 TL KDV 58VW20N LowFrost Buzdolabı

1728 TL

1399 TL WAT 24440 Çamaşır Makinesi

1615 TL

1415 TL

KDV 47VW20 N LowFrost Buzdolabı

1452 TL

1.165 TL WAB 12060 TR Çamaşır Makinesi

856 TL

750 TL SMS 20D02 TR Bulaşık Makinesi

825 TL

730 TL SMS 53E02 Bulaşık Makinesi 5prg.

1350 TL

K AR

K YA

A B OS C

H

Y İİ BA

Daha fazla bilgi için cep telefonunuz ile “QR kodunu” tarayabilir ya da www.bosch-algur.com’u ziyaret edebilirsiniz.

ŞI

1155 TL


8 Köşe Yazısı

Kaan Yenilmez Mimar kaan.yenilmez@gmail.com

Dekorasyonda M

KIŞ STİLİ

erhaba, 2015 yılının ilk günlerinde kış kendini bütün özellikleriyle bize hissettiriyor değil mi? Ama her mevsimi olduğu gibi kışıda yaşamak güzel bence. Bu sayımızda sizlere kış evlerinin sıcak özelliklerini yazacağım.

bitki köşeleri çok yakışıyor. Bu ortamı tamamlayacak yumuşak kadifeler, hasır doku ketenler, örgü tekstiller, etnik ve natural dokumalar sizlere sıcak duygular yaşatacak ve evinize ayrı bir enerji katacaktır.

Kışın daha az gezeriz değil mi? Evlerimizin sıcak ortamının keyfini en çok bu aylarda çıkarırız. Kışın konforlu sadelik yakalamak insana keyif verir. Yaşam alanınızı kalabalık yapan değil, üzeriniz de ferahlık etkisi yaratanları tercih etmeliyiz. Evinizi dekore ederken bazı püf noktalara dikkat etmelisiniz. Malzemede doğal olanı tercih etmek, içine gömüleceğiniz rahat derin ve bol yastıklı kanepelerle birlikte yeşil

Kış stili denince akımıza doğal olarak şömineli evler geliyor. Ateşin enerjisinin yaşam alanlarımıza kattığı duygu ve keyif her zaman çok sevilir. Evinizin konumuna göre seçebileceğiniz çok değişik şömine modelleri var. Şömine karşısına koyacağınız kapitone berjerleriniz, ayağınızı uzatacağınız pufunuz, loş aydınlatma elemanları, büyüklü küçüklü mumlar ve mistik kokular, kışın karekteristik küçük

Ocak - 2015

detayları. Mobilyadan, gıdaya her şeyin el yapımı, el emeği, organik ve doğal versiyonlarının rağbet gördüğü günümüzde bu malzeleri bulmak zor değil, en güzel keyif olmalı. Kendi evinizi rahat ve özgün hale getirmek elbette elinizde. Bunun için zaman yaratmanız çok önemli. Bir sonra ki yazımızda görüşmek üzere... Yeni yılda sağlık ve mutluluklar dilerim.


Ege’de ilk ve tek

Sağlığınızı düşünen kuru temizleme BLUESKY Sağlığınız, kıyafetleriniz, doğa ve geleceğiniz için GreenEarth ekolojik kuru temizleme yapan BLUESKY kuru temizlemeyi tercih etmelisiniz. Neden mi? Sağlığınız için; Kuru temizleyici kimyasallara hoşçakal deyin. Çok daha hassas bir temizleme ile tanışın. GreenEarth kokusuzdur. Anti alerjiktir ve cildiniz için güvenlidir. Temizlik konusunda yeni bir hassasiyet. Güzel elbiseler için; Tertemiz, uzun süreli yeni görünümlü giysiler. Daha temiz bir hava için; Hiçbir petro-kimyasal yoktur. Kirli hava veya sera gazları konusunda endişelenmenize gerek yok. Daha temiz bir çevre için; Toksit kimyasal ve dumanlar

konusunda endişeye gerek yok; çevre dostu bir sistem. Suyumuzu kirletecek hiçbir madde içermez. Burnunuza gereken özeni gösteren GreenEarth ile kuru temizleme kokusu içermeyen temizlemenin keyfini yaşayın. GreenEarth farkını hissedin; Elbiseleriniz aldığınız ilk günkü kadar parlak pürüzsüz ve yumuşak; en narin kumaşlar için bile... Üstelik bütçenize uygun fiyatlarla... GreenEarth’in geleneksel kuru temizleme sisteminden farkları nelerdir? GreenEarth temizleme solventi olarak hammaddesi KUM olan SAF LİKİT SİLİKON kullanılmaktadır. Saf likit silikon bebeklerimizin emzik ve biberonlarında kullanılan madde

ile aynıdır. Geleneksel kuru temizleme sistemlerinde olduğu gibi ağır petro kimyasallar kullanılmamaktadır. (Klor) Özetle GreenEarth; temizleme esnasında kanserojen madde içeren kimyasallar kullanılmadığı için insan ve çevre sağlığına dosttur. GreenEarth ABD çevre koruma kanununda muaf tutulmuş bir kuru temizleme sistemidir. Çamaşır makinanızda kullanmak üzere organik temizleme ürününüzü firmamızdan alabilirsiniz. Bu sistemle tanışmak için BLUESKY Kuru Temizlemenin adres ve telefonlarını not edin lütfen.

Üyelik kartınız ile size özel Evinizde indirimlerden ve randevu ile sürprizlerden ütü servisimiz yararlanabilirsiniz başlamıştır

Adres: 6440/3 Sk. No:12/A Atakent Karşıyaka İzmir Tel: 0232 330 3104


10

İnönü doğduğu evde özlemle anıldı Türkiye’nin ilk Başbakanı, Atatürk’ten sonra CHP’nin genel başkanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 41. ölüm yıldönümünde İzmir’deki doğduğu evde düzenlenen törenle anıldı. Konak Belediyesi’nce organize edilen törene Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, belediye meclis üyeleri, CHP Konak İlçe Yöneticileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. “İnönü’yü karalamak aymazlık olur” İsmet İnönü’nün adını taşıyan sokakta restore edilerek müzeye dönüştürülen evinin önünde düzenlenen törende konuşan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, İnönü’nün kahraman bir asker, başarılı bir komutan, tecrübeli bir diplomat ve usta bir devlet adamı olduğunu söyledi. İsmet İnönü’ye yönelik son yıllarda yapılan haksız saldırılara karşı tepkisini dile getiren Pekdaş, “Bugün bazı televizyonları açtığımızda İsmet İnönü’ye büyük saldırı ile karşı karşıyayız. Hiçbir

milli kahramanı tarihteki yerine koymuyorlar. Cumhuriyet’in yaşaması için, ülkeyi 2’nci Dünya Savaşı’na sokmamak için büyük bedeller ödediler. Her insanı, her kurumu ve her olayı kendi zamanında değerlendirmek gerekir. Bugünden bakıp İsmet İnönü’ye saldırarak Cumhuriyet Halk Partisi’ni kötülemek kadar aymazlık yoktur. Onlar kanlarıyla canlarıyla bir savaşın içine girmişlerdir. Dünyanın en önemli antiemperyalist savaşını vermişler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu olan Lozan Belgesi’nin imzalanması için çalışmışlardır. Demokrasiye geçişi sağlamışlardır. Türkiye’de sancısız şekilde çok partili döneme geçiş olmuştur. Emeğe saygı göstermek, vefa bilmek, büyük devlet adamlığını tescil etmek gerekir. Özellikle bugünlerde buna daha çok ihtiyacımız var. Büyük bir hukuksuzluk içindeyken anıları önünde saygı ile eğilmek onlara vefa borcumuzu sürekli dile getirmek

Ocak - 2015

zorundayız. Bizlerin görevi çok; onları unutturmamak, onların hep yaşamasını sağlamak zorundayız” dedi. Müze ev gezildi Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkezi Eğitim ve Bilim Danışma Kurulu Üyesi Ahmet Gürel de, İsmet İnönü’yü ölümünün 41. yılında Konak’taki doğduğu evde anmanın ayrı bir önemi olduğunu söyledi. İnönü’nün yaşamından kısa anekdotlar veren Gürel, İnönü’nün Lozan’da büyük bir devlet adamlığı başarısı sergilediğini belirterek, zor geçen görüşmeler yüzünden bir gecede saçlarının beyazladığından bahsetti. Anma töreninde 83 yaşındaki emekli Tarih öğretmeni Ertuğrul Atlet de kısa bir konuşma yaparak, herkesi İsmet İnönü’ye sahip çıkmaya çağırdı. Törene katılanlar konuşmaların ardından Konak Belediyesi’nce restore edilen İsmet İnönü Müze Evi’ni gezdi.


Anadolu Kahvaltı ve Ev Yemekleri Birbirinden lezzetli yemekleri bulabileceğiniz, Gülfem Ataç ve Cenk Ataç’ın işlettiği Anadolu Kahvaltı ve Ev Yemekleri ile ilgili keyifli söyleşimizi sizlerle paylaşıyoruz. Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Asıl mesleğiniz nedir? Bu işe ne zaman başladınız? Ben Gülfem Ataç 1994 Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği mezunuyum. Şu anda da Ege Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yapıyorum. Eşim Cenk Ataç, 1992 Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği mezunu. Çalışma hayatımıza özel sektörlerdeki bir çok gıda firmalarında yer alarak başladık. Çalışma dönemimizde edindiğimiz tecrübeyle güvenilir ve kaliteli bir anlayışla kendi markamızı yaratarak, iş hayatımıza devam etme kararı aldık. 2005 yılında, gıda sektörünün eğitimli, bilinçli ve vicdanlı insanların elinde olması gerekir düşüncesiyle, Karşıyaka Bahriye Üçok caddesinde “Anadolu” markası ile Anadolu ev yemeklerinin eşsiz lezzetini sunmaya başladık. Yaklaşık 9 aydır da Bostanlı’da aynı lezzeti müşterilerimize sağlıyoruz. Anadolu’ya geldiğimiz de neler yiyebiliriz? İddialı olduğunuz yemekler nelerdir? Öncelikle serpme kahvaltımız ile güne başlayabilirsiniz. Kahvaltımız da İzmir’de sembol haline gelmiş boyozumuzu mutlaka denemelisiniz. Pişimiz çok farklı ve leziz. Gün içerisinde ise Anadolu mutfağı haricinde, köftemiz ve mantımız

konusunda çok iddialıyız. Köftemiz, mantımız ve diğer tüm çeşitlerimiz bize özeldir. Bunun yanı sıra ev yemeklerimizi kilo ile de sizlere ulaştırabiliyoruz. Biz de hemen hergün minimum 30 çeşit ürün bulabilirsiniz. Bunların bazılarını uğraştırıcı olmasından dolayı haftanın belli günleri yapıyoruz. Örneğin her salı tavuklu keşkek günümüz. Her pazartesi lahana sarması günü gibi... Günlük yemek listenizi neye göre hazırlarsınız? Sebzeleri mevsimine uygun almaya çalışıyoruz. Geçen süre içerisinde bizi tercih eden kurumsal ve bireysel müşterilerimizin talepleri doğrultusunda da hazırlamaya çalışıyoruz. Her gün çıkan çeşitlerimiz var. Onlar sabittir. Yaprak sarması, mücver, kısır, mercimek köfte, kadınbudu, içli köfte, tatlılarımız, elmalı kurabiyemiz, dere otlu peynirli poğaçamız, mantımız gibi. Her gün iki çeşit çorbamız iki çeşit tavuk yemeğimiz iki çeşit etli yemeğimiz, mevsimine uygun zeytinyağlı yemeklerimiz, ve sipariş üzerine yapılan yemeklerimiz var. Anadolu olarak en çok neye dikkat edersiniz? Sağlıklı beslenmenin önemi ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Sağlıklı beslenme günümüzde artık

Gülfem Ataç

çok çok önemli hale geldi. Bu kadar hormonlu, suni ve katkılı gıdalar varken, lezzet arttırıcı ajanlar bu kadar kontrolsüzce kullanılırken, hastalıkların ve alerjik durumların artması çok olağandır. O yüzden tüketicilerin bilinçlenmesi ve tercihini bu doğrultuda yapması çok önemlidir. Örneğin biz hiç bir zaman katı kızartma yağı kullanmayız. Maalesef yağ son ürün kalitesini çok etkiler ve maalesef maliyetide çok etkiler. Çoğu üretici tercihini maliyeti düşürmek adına sağlıksız yağlardan yana kullanır. Ve tüketici bunu hiç farketmez. Sadece kısa vadede mide rahatsızlığı, uzun vadede de damar rahatsızlıkları olarak kendine döner. Biz kızartmalarımızı tıpkı evde ki gibi ayçiçek yağı ile kızartırız. Tatlılarımızda sütü su katkısız kullanırız, elmalı kurabiyemizin içindeki elmalı cevizli harcı kendimiz elma ve şekeri pişirerek yaparız. Hazır marmelat kullanmayız. Yemeklerde kullandığımız biber ve domatesi yazdan hazırlar dondurur ya da kavanozlarız. Yöresel ürünler alıp üretimimizde kullanmaya çalışırız. Pazara kendimiz gitmeye özen gösteririz. Amaç ve hedefleriniz hakkında neler söyleyeceksiniz? Bizi ve markamızı, insanların sevgi ve iyi dileklerle anması. Bizim de topluma hizmetimiz bu şekilde. Sevgiler...

Ocak - 2015- İzmir Tel: 0232 999 94 94 Bostanlı Mah. 2010 Sok. No:4/A Bostanlı www.anadoluevisi.com


12

Hello Prof.Dr. Meltem Onay meltemonay@gmail.com

“Merhaba” kelimesinin yaşamım üzerindeki etkileri

Ç

ok sevdiğim bir arkadaşım Rotary-Interact Asamblesi’nde 12-18 yaş grubu arasındaki öğrencilere bir “Tanışma Konuşması” yapmamı istedi. Hafta içinde sağlık sorunlarım ile biraz haşır neşir olmak zorunda kaldığım için, bir gece önceden battaniyenin altında bir gün sonraki konuşmamda neler yapmam gerektiğini tasarlamaya çalıştım. Kararımı vermiş ve sabahleyin kalktığımda internetten “dünyada tanışma törenleri” şeklinde bir arama yapacak ve bulduklarımı dikkate alarak yarım saatlik bir konuşma hazırlayacaktım. Bu düşünceyle huzur içinde yattım, benim gibi hayatı hep planlar içinde geçen birisi için bu gerçekten çok önemliydi, huzurlu olarak yatmam gerekiyordu ki, sabah kalktığımda aynı tempoyla kaldığım yerden başlayarak koşmalıydım. Sabahleyin çayımı yudumlarken senaryom hazırdı, nerede şaka yapacağım, nerede eğilecek, hatta nerede dans yapacaktım bunları tanımlamıştım. Bilgisayarımı gönül rahatlığı ile açtığımda ve ilk resimli görsellere girinceye kadar hayatımda “merhaba” kelimesinin benim için ne kadar anlamlı olduğunu hiç fark etmediğimi anlamıştım. Birden hani “gönül gözün” açılır ya, benim de birden yaşamımdaki “merhaba” dosyalarım yavaş yavaş aralandı nasıl olduysa… Yaşamım boyunca bana “merhaba” kelimesinin yaşattığı “mucizeleri” anlatmak geldi içimden, artık bir hazırlık yapmama gerek kalmamıştı, hazırdım sunumuma, çünkü kendimi anlatacaktım. Çok uzaklara gitmeye

gerek kalmamıştı, kendimi bulmuştum çok yakınımda, ve ben değişik farklı bir örnektim izleyenlere ve bu izleyenlerim de hayata çok yeni başlayacak çok genç öğrencilerdi. Bu muhteşem bir fırsattı, dokunduğum kalpler yolun başındaydı; çok kırılmamışlardı; çok yorulmamışlardı… Halen kalplerinde yeni açılacak bir dolu yeni kapılar vardı. Konuşma yapacağım salona girdiğimde küçük bir kağıda yaşamımda ilk “merhabalarımı” yazdım hemen, tatlı bir gülümseme yayıldı yüzüme, yaşama hep gülümseyerek bakmış olduğumu fark ettim, içimden bir “kahkaha” attım. Yaşamı ne kadar çok sevdiğimi düşündüm; ve yaşamla alay etmenin beni daha çok “cesurlaştırmış” olduğunu anladım. “Don Kişot” olmayı sevmiştim, bu yüzden de belki arkamda pek çok Don Kişot yaratıyordum ve bundan da muhteşem mutluydum; çünkü mutlu ve heyecanlı olduğum işlerde başarılı olunacağını biliyordum. Eğer bir ölçüde başarılı olduysam, beni ben yapan bazı takipçilerim vardı yaşamımda.. İşte onlar buralara gelmemde çok büyük roller oynamışlardı. Bu kişiler bazen çok sevdiğim “öğrencilerim” olmuştu, bazen de “seminer verdiğim kişiler”, bazen “koçluk yaptığım kişiler”, bazen de “danışmanlık yaptığım şirket çalışanları”… 16 yaşında babam:”Haydi bakalım, İzmir’e taşınıyoruz” dediğinde Muğla’dan ayrıldığım zaman çok mutlu olduğumu net bir şekilde hatırlıyorum. Bu büyük şehirde neler ile karşılaşacağımı bilmiyordum ama İzmir benim için büyük hayalimin bir Ocak - 2015

parçasıydı ve gidiyorduk artık yeni bir yaşama bu benim için başlangıçta yeterliydi. İzmir’de yaşamaya başladığım ilk haftalarda garip bir duygu yaşamaya başlamıştım, ikinci hafta bu duygu daha da yoğunlaşmıştı; neden bilmiyorum ama sokakta hiç kimse beni tanımıyordu, bakkala giriyordum kimse bana “merhaba” demiyordu. Sanki bu şehirde kaybolmuştum, kimse beni bilmiyordu. Halbuki, Muğla’da beni herkes tanırdı. Lisede popüler bir kızdım, ailem sayesinde pek çok kişi tanırdı sokaklarda, selam verirler, gülümser ve benimle konuşurlardı. Ama şimdi tek başınaydım bu şehirde, kimse beni tanımıyor, kimse bana bakmıyor kimse bana “merhaba” demiyordu. Bir gün kuzenim ile birlikte sokakta yürürken bu durumumu ona ilettim, birden onun koşmaya başladığını fark ettiğimde ne yapacağını anlamadan şaşkın şaşkın bakakalmıştım. Birden geri döndü ve bana kollarını açarak:”aaa Meltem, merhaba, sen nerelerdesin?” dedi


13

www.mavisehirdergisi.com

ve beni kucakladı. İşte o gün karar vermiştim, bir daha hayatımda yalnız kalan, yeni gelen birisi gördüğümde onlara hemen “merhaba” diyecektim. Üniversitede birinci sınıf öğrencilerim kendi şehirlerinden kalkıp bizim üniversiteye geldiklerinde onlara bazen anne, bazen abla bazen de hocaları olmalarımın en büyük nedeni yıllar önceki “merhaba”nın tılsımı olduğunu söyleyebilirim. “Merhaba” kelimesinin yaşamıma katkılarını anlatmaya başlayınca susmak mümkün olmuyordu, başladım adım adım ilerlemeye ve bugünlere kadar geldim. -18 yaşındaydım, o dönemlerde Lions Kulüp çok etkiliydi İzmir’de ben de bu kulübün gençleri olan Leo’lara katılmıştım; bir gün başkan: ”Haydi, bakalım “Körler Okulu”na gidiyoruz” dediğinde, nasıl yani biz orada ne yapacağız demiştim. O hafta sonu görmeyen 10 öğrenciye kitap okurken kendimi bulduğumda, aslında kitap okumadığımı, kendi hayallerimi onlara anlattığımı fark ettiğimde söz vermiştim yine, her ne olursa olsun kendimden başka bir kişinin hayatına katkıda bulunacaktım. Halen bizim üniversitemizde her sene öğrencilerimi “Huzurevine” ya da “Kimsesizler Yurduna” götürüyorsam, bunun nedeni yıllar önce “merhaba” dediğim bir kulüp etkinliği sırasında tanıştığım görmeyen bir öğrencilerin bana verdiği ilhamdı. -Aradan yıllar geçti, bir gün Rotaryen oldum, her sene bu kulübe para yatırıyorduk, ama bir gereksiz yatırılan para vardı, her sene ABD’ye giden bir para. Kulüp üyelerine “ya, biz neden ABD’ye para gönderiyoruz, bizim kendi fakirimiz, fukaramız var neden oraya gidiyor bu para” dediğimde, bütün başkanlarım: “dur, gör, yaşa, hisset” dediler. Bir gün ABD’ye giderken, kendi kulüp başkanım: “Orada bir Rotary Kulübü bul ve bir proje yap” dedi bana. Evet 4,5 ay boyunca kaldığım UrbanaChampaign’de bir Rotary Kulubü ile dost oldum ve onlarla bir proje yaptık; şu anda Buca Devlet Hastanesi’nde, doğum öncesi annenin bebeğinin ne ölçüde sağlıklı olduğunu anlamaya yarayan “dört adet monitör” alarak, hep sağlıklı çocukların doğmasına bir ölçüde katkıda bulunduğum için kendimi mutlu hissediyorum. Ben sadece ABD’ye gitmekle kalmamış, orada tanıştığım bir kulüp başkanına “merhaba” diyerek, bakar mısınız neler

okuyan her öğrenciye dokunuyoruz, kazanmıştık, neler öğrenmiştik. Bu onlara iyi bir vatandaş olmanın, genç deneyim sırasında en büyük kazancım olmanın önemini anlatıyoruz. Meslek ne olmuştu biliyor musunuz? ABD’ye sahibi olmanın önemini anlatıyoruz. giden paranın nereye gittiğini de Hepimiz bu öğrencilere mektuplar öğrenmiştim. Bizden gelen 3 lira, ABD yazıyoruz. Sadece Suzan Öğretmene Kulubünden gelen 3 lira ile ne yazık “merhaba” demekle başlayan sıra dışı ki monitör alınamıyordu. Bu nedenle uygulamaya bakar mısınız? dünyadaki bütün Rotary Kuluplerinden gelen bu paralar vakıf aracılığı ile Benim yaşamımda “merhabalar” ile toplandıktan sonra bizim 6 liraya başlayan dostluklar, sevgiler bitmez. ilave oluyor, ve kocaman makinalar alınıyordu. Bu bana daha çok “merhaba” Tek bildiğim ise bu duyguların beni ne kadar çok beslediğinin farkındayım. demem için ilham verdi. Bu nedenle yaşama her zaman her yıl her hafta daha farklı dört elle -Üniversitemde bir gün odamdam yaklaşıyorum. Yaşamı sevmek böyle çıktım koridorda bir “yeşil çarşafın” bir şey her halde. Yapılacak o kadar çok yürüdüğünü gördüm.”Kim, bu diye?” iş, anlatılacak, kalplere dokunulacak sordum. Bana”Büşra,Najma” dediler. kişiler var ki... Örnek olmak gerek, Ona seslendim, bana baktı, sadece hayatı hafife almamak gerek. Ben gözleri gözüküyordu, Somali’den kimim dememek, ya da benim çok gelmişti. Onu yanıma çağırdım işim var mümkün değil bunlara “Merhaba” dedim, yanaklarından yetişmemem dememek gerek. öptüm, çok şaşırdı. Yanından ayrıldım sınıfa derse girdim. Bir baktım ki Mutlu olmayı mı istiyorsunuz, size bizim okulumuzda Kırgızistan’dan, 2015 yılının sihirli formünü söyleyeyim Kazakistan’dan, Türkmenistan, Bosnao zaman. Haydi siz de “MERHABA” Hersek’ten, Rusya’dan, Makedonya’dan, demeyi unutmayın yılbaşı gecesinde, Filistin’den, Afganistan’dan gelen bunu dileyin evrene… Sizi bulacaktır ne kadar çok öğrenci varmış, hiç sevgi dolu “merhabalar”… görmemişim. Onlara “merhaba” dedim. Çünkü o gün fark ettim ki, aynı güneşe Mutluluğu sakın dışarıda aramayın, bakıyorduk, aynı havayı soluyorduk, çünkü mutluluk içinizde; siz istediğiniz aynı sebzeden, aynı meyveden tat zaman sizinle “dans” bile edecektir. alıyorduk, tenlerimizin farklı olması, Asla yaşlanmayacak, hep dinamik dinlerimizin ya da inançlarımızın kalacaksınız onu bulduğunuzda… farklı olması “insan” olmamızı farklı Yaşama daha çok bağlanın, kılmıyordu ki; bizler öncelikle “Dünya sevdiklerinize daha çok sarılın. Yaşamı vatandaşı”ydık. Bu dünyaya geliyor güzel yaşamak ve tadını çıkarmak ve bir süre konuk oluyor sonra da elinizde… Yapmadıklarınızı yapın gidiyorduk. O zaman kavga niyeydi, 2015’de, sakın hiçbir şey içinizde neydi paylaşamadığımız. İşte bu kalmasın. Koşun, dans edin, çılgın “merhaba” sayesinde geçen sene olun, kimseye sorumlu değilsiniz. Kral üniversitemizde ilk “uluslararası sizsiniz, içinizdeki cevheri çıkarın ve kültür festivalini” düzenledik. Meğerse çevrenizdekilere sunun. Afrikalılar ile dans etmek ne kadar Ama unutmayın öncelikle hep zevkliymiş, kesinlikle herkese tavsiye GÜLÜMSEYİN; parlak yıldızlar hep sizi ederim. Onların içindeki enerji hiç bulsun... 2015 yılı size mutluluk, huzur, kimsede yok ve hep gülümsüyorlar. sevgi, aşk dolu muhteşem günler Muhteşem bir kazanç Afrikalılar benim getirsin. SEVGİYLE KALIN… yaşamımda.. -Bir gün Mardin-Efeler Köyü’nden Suzan Öğretmen bir mail yazmış: ”Hocam, kütüphanemiz yok” diye. İyi de ben de para yok ki, ne yapabilirdim ki.. Sonra düşündüm ki, “1 lira” var; nasıl yani diyeceksiniz 1 lira ile kütüphane mi yaptınız? Evet “1 liranın mucizesi” burada.. Okulda 1700 öğrencimiz var, herkesten 1 lira topladım, oldu 1700 lira, şimdi üç yıldır bu köye öğrencilerimi götürüyorum. Gece cep telefonların bile çekmediği bir köyde, öğrencilerim ile kalıyoruz. Orada Ocak - 2015


Hediyeniz size özel olsun

Sevgililer Gününde sevgilinize, eşinize kendi ellerinizle hazırlayacağınız pasta onu çok mutlu edecek ve özel hissettirecektir. Damak tadınıza göre birbirinden farklı tariflerle pastalar ve kurabiyeler hazırlayabilirsiniz. Sizler için hazırladığımız pasta tarifimiz de eminiz hoşunuza gidecek.

ağ, süt, rtalar, sıvı y Şeker, yumu eks kar a tozu ve oval un, kabartm ın. (isteğe ya kadar çırp beyaz olunca Yağlanmış yapılabilir). lu ao ak k re gö tın. 180 C alıbına boşal k ek k ış m n unla 0 dk pişirin. fırında 25-3 , un ışı: Süt, şeker Krema Yapıl ın. muhallebi yap karıştırarak abne L ra dıktan son Ocaktan alın tun. ğu so ip çırpın ve peyniri ekley . ün i parçaya böl Pişen keki ik a kata ve ar ı ay ız krem n ğı dı la ır az H üstünü n. Pastanın etrafına sürü güzel D sleyin. aha sü re gö e iz zevkin ker hamuru in üzerini şe görünmesi iç irsiniz. ile kaplayabil allow ru: Marshm Şeker Hamu , pudra er i usulü itilip ar m en b r le şeker a eklenerek miktar nişast şekeri ve az tenilen elde edilir. İs şeker hamuru k süslenir. şekil verilere


Kabin Ekibi

SEVGİNİZİ GÖSTERMENİN EN DOĞAL HALİ

Beyazlale Çiçekçilik Alsancak Mustafa Bey Cad. No:23/A Alsancak / İzmir 0(232) 421 98 07 - 0(232) 421 79 49 facebook/beyazlalecicekmarket

twitter.com/beyazlalecomtr


16

SEVGILILER GUNU ICIN HEDIYE SECENEKLERI

Kırmızı ru Dolce& j Gabban a

Çicek d Yargı etaylı küpe cı 27, 93 TL

Triko Kırlent English Home 19.90TL

epet Heart S ept nc Mudo Co

ana

bb Dolce&Ga

Pudra allık Sephora

Ocak - 2015

Multifonksiyonel mutfak robotu Hotpoint


17

www.mavisehirdergisi.com

k odanızda İçindeki özel koku kapsülleri sayesinde yata bedeni stresten romantizmi hissedin. Anti-stress özelliğiyle arındırarak uyku kalitesini arttırıyor. Lovely Yatak Doğtaş - 1100 TL

z Duş jeli organik frambua Yves Rocher 16.00TL

Erkek deri bileklik Mango 34,99TL

Zara Home

Erke k Zara gözlük

434TL ka Abajur Karşıya r o o M a Mikas Browni Atölye Tat

Ocak - 2015


a d z ı n ı t a y a H n ı ç a r e y e y sevgi

H

ayatın ne zaman zorlaşacağı bilinmez. İyi günlerin yerini ansızın alıverir kötü günler. Kötü günleri atlatmanın yolu ise hayata aşkla bağlanmaktan, sevdiğiniz insanlara sıkı sıkı sarılmaktan geçiyor.

Hayata pozitif bakmak, olaylara olumlu yaklaşmak, zor şartlar altındayken dahi gülümsemek. Bunların ne kadar önemli olduğunun artık hepimiz farkındayız. Ama sadece bilmek yetmiyor; uygulamaya gelince nedense başaranlarımızın sayısı o kadar azalıyor ki. Sevginin itici gücüyle çevremize, yakınlarımıza, sevdiklerimize daha faydalı, daha verimli olabilir, aynı enerjiyi onlara da yansıtabiliriz. Sevgi hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için en güzel hayat ilacıdır. Güzel görüp güzel düşünmek bütün sıkıntılara, hastalıklara iyimser bir bakış açısıyla bakmak, biyolojik açıdan daha rahat ve sağlıklı olmanızı sağlar.


SEVGI HER SEYIN ILACI

Beyninizin salgıladığı bu salgılar % 40 - 50 oranında daha faydalı olur. Ve hayattan daha fazla zevk alırsınız. Yüz yaşını geçmiş insanlar üzerinde yapılan araştırmalar, bu kişilerin dostluğa çok önem verdiğini, dostlarıyla olan ilişkilerini çok sıcak tuttuklarını hayatlarında sevgiye çok yer verdiklerini ortaya koydu. En acılı günlerimizde, dostlarımız, sevgilimiz eşimiz, ailemiz en iyi ilacımızdır. Size zarar vermeyen dost, arkadaş ve akrabalarla sık sık buluşup sohbet etmek sizi streslerinizden uzaklaştırır. Birlikte oynan tavla, kağıt gibi oyunlar veya anlatılan fıkralar, atılan

kahkahalar ömrünüze ömür katar. Kendi içinize çekilir, streslerinizle baş başa kalırsanız, ömrünüzü çabucak tüketirsiniz. Uyumlu evli çiftlerin, bekârlardan daha sağlıklı olduğu ve daha çok yaşadığı bilimsel bir gerçektir. Burada da stres anında bir yardımlaşma vardır. Uzmanların söylediğine göre; kabuğumuzdan çıkıp varlığımızla barışabildiğimiz anda pasif rolden çıkıp hayatın içinde aktif olarak rol almaya başladığımızı şaşırarak göreceğiz. Enerjimiz pozitif olarak değişecek ve bazı şeylerin düzelmesi için ilk olumlu adımlar atılmış olacak.


20

şk 38 odalı bir kö n BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN GÖZÜ KULAĞI “TAHSİS” KARARINDA Köşkün asıl sahibi John Paterarsoıydı. ı bir mısır tücc Leith, İskoçyal 1859 an Paterson, İzmir’ de tanın özellikle a gelindiğinde lın yı İzmir Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz günlerde çıkan yangın sonucu an birçok cilikte karlı ol en ad m önemli derecede hasar gören Bornova’daki tarihi Paterson Köşkü için ıca John bulundu. Ayr de m şi ri gi z 2 yıldır tahsis kararını bekliyor. Restorasyon için tüm hazırlıklarını ürkiye’ de ilk ke Paterson’un T tamamlayan Büyükşehir Belediyesi, uzayan sürecin köşkün liniyor. bi ğu en kişi oldu ed şf ke u om kr yaşatılmasını zorlaştıracağı görüşünde. ş atlarının kü, yarısı yarı Paterson Köş nüm olmanın eşiğine sürükleniyor. Kapı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kültür llanılan 133 dö ahırları için ku alı pencereleri olmadığı için maruz kaldığı ve Turizm Bakanlığı’nın mülkiyetinde rulmuş, 38 od azi üzerine ku ar çevresel faktörler nedeniyle yapıdaki bulunan Bornova’daki tarihi Paterson 3 yılından şk. Köşkte 196 kö r bi tahribat büyük bir hızla artıyor. Bu Köşkü’nün zaman kaybedilmeden masa da, evin le fertleri yaşa ai ri be nedenle ilgili Koruma Bölge Kurulu restore edilmesi için bir an önce yılına kadar yanoları 1972 pi k yü bü tarafından onaylanmış olan projenin harekete geçilmesini istedi. Tarihi n sakinleri, kaldı. Evin so e ed an ik al m geçerliliğini yitirmesi de ayrı bir endişe köşkün restorasyonuna yönelik n burada yaşaya konusu. Sürecin daha fazla uzaması, tüm hazırlıklar yapılmışken, binanın beş yıl boyunca . ları olmuştu Paterson Köşkü’nün restore edilerek Belediye’ye tahsisinin iptal edilmesi NATO çalışan

Paterson yok olmasın!

nedeniyle iki yıldır tek bir adım atılamadığını hatırlatan Büyükşehir yetkilileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na defalarca yazılı başvuruda bulunarak, gerekli izinlerin verilmesini istedi. Yapılan başvurularda, kentin en önemli kültür varlıklarından birinin yok olmasının önlenmesi adına, köşkün bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmesi gerektiğinin altı çizildi.

Bugün Yargıtay aşamasında olan hukuki sürecin sonuçlanması beklense de, adeta bir harabeye dönüşen kentin en nadide mimari eserlerinden Paterson Köşkü’nün günden güne yıprandığını vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, “İzmir’in en önemli sivil mimari örneklerinden biri yok

yaşatılmasını zorlaştıracak” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Paterson Köşkü’nü restore etmek ve İzmirlilerin kullanımına kazandırmak konusunda son derece kararlı ve hazır olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, tamamlamış oldukları projeyi bir türlü hayata geçirememenin sıkıntısını yaşadıklarını söyledi.

Köşk korunamıyor Gelinen aşamada tarihi binanın güvenliğinden İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü sorumlu. Ancak harabe halindeki köşke özellikle geceleri girip çıkanlar kontrol edilemiyor. Geçtiğimiz gece çıkan yangının, yapının özgün olarak korunabilmiş ender bölümlerinden biri olan güney bloğuna ciddi zarar verdiği belirtiliyor. Ocak - 2015


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


y o s r e F n u h y e C

özel röportaj

Kader beni oyunculukla tanıştırdı ve aşık oldum oyunculuğa... Aşık olmasaydım bu işi yapmazdım.

Bu sayımızda röportajımızı genç ve yetenekli oyuncu Ceyhun Fersoy ile gerçekleştirdik. Seksenler dizisi gibi bir çok başarılı projede yer alan Ceyhun Fersoy, tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı... Biraz kendinizden bahseder misiniz? 10 Nisan 1982 yılında doğdum. Futbolcu olma hayalerimle geçen yıllarım oldu, yurt dışında futbol oynadım, güzel takımlarda top oynadım... Ama maalesef futbolcu olamadım... Futboldan kopmadım ama. Bir şekilde futbol oynuyorum, oynamasam bile futbol hayatımda yer alıyor, play station oynuyorum, maçaları izliyorum bir şekilde futbol hep hayatımda...

Kader beni oyunculukla tanıştırdı ve aşık oldum oyunculuğa... Aşık olmasaydım bu işi yapmazdım. Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Çocukluğumdan beri insanları hep güldürüyorum, onları eğlendirmek benim hoşuma gidiyor. Hala da öyle... Dediğim gibi futbolu bırakınca oyunculukla yolum kesişti, bunun eğitimini almam gerekiyordu. 2 yıl Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde eğitim aldım. BKM Mutfak’ta sahneye


23

www.mavisehirdergisi.com

çıktım ve eğitim aldım. Sinema Televizyon okuluna gittim. Böyle farklı yerlerden eğitim aldım ve bu yola baş koydum. Genç yaşta birçok popüler televizyon projesinde yer aldınız. Bunu neye borçlusunuz? Bunu düşünmedim hiç, çalıştığım projelere bağlıyorum... O projede olmam gerekiyormuş ve oldu... Bir Demet Tiyatro hepimizin hayatında önemli bir yere sahip. Bize o dönemlerinizden biraz bahseder misiniz? O dönemler çok güzel yıllardı. 3 yıl BKM Mutfak’ta hem eğitim alıyordum hem de sahneye çıkıyordum... Çocukluğum Bir Demet Tiyatro ile geçti. “Ben bu usta oyuncuların arasında olacağım” diyordum anneme, o da hee hee deyip geçiyordu... Hayallerim gerçek oldu, muhteşem insanlarla tanıştım ve çalıştım. Şanslıyım sanki :)

Beyaz perde mi tiyatro mu desek? Ben tiyatrodan geldim, bütün yeteneğimi, bilgimi, vizyonumu, oyunculuğumu tiyatroya borçluyum... Tabi ki tiyatro öncelliğim ondan sonrada sinema.

Tek kelime ile cevaplar vermenizi istesek; sosyal medya; güzel kafa aşk; yaşamalı para; araç 2015; umutluyum

Örnek aldığınız oyuncular var mı? Çok beğenerek izlediğim oyuncular var... Jim Carrey’i çok beğeniyorum. Uğur Yücel’i izlerken kafayı yiyorum. Olgun Şimşek, ve Al Pacino beğendiğim sanatçılar arasında...

Hangi takımı tutuyorsunuz? Elhamdülillah FENERBAHÇELİYİM. Henüz yapamadığınız ama en çok yapmak istediğiniz şey nedir? Çocuk sahibi olmak.

Gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz var mı? Var, kendi yazdığım sinema filmini hayata geçirmek istiyorum.

Sıcak ve içten cevaplarınız için çok teşekkür ederiz. Ben de Mavişehir Dergisi ekibine teşekkür ediyorum.

Sizi en çok ne kızdırır? Beni en çok disiplinsizlik kızdırıyor. Sadece iş disiplini için söylemiyorum... Genel anlamda large olmak kızdırır beni.


24

Can dostlar için örnek işbirliği Proje kapsamında öğrencilere eğitim verildi, Karşıyaka Çarşı’da bin adet broşür ve bin adet dışkı poşeti dağıtıldı ve parklara kedi evleri yerleştirildi. Vatandaşların istek ve şikayetleri dinlendi, çözüm önerileri paylaşıldı. Hayvan hakları Can dostlara daha huzurlu yaşam alanları yaratmayı hedefleyen Karşıyaka Belediyesi, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü öğrencileri ile işbirliği yaptı. Üç hafta süren proje kapsamında, öncelikle Veteriner İşleri Müdürlüğü yetkilileri tarafından öğrencilere hayvan hakları, sahipsiz hayvanların bakımı, Hayvanları Koruma Kanunu ve hayvan sahiplerinin uyması gereken kurallar gibi konularda bilgilendirme yapıldı.

Sahipsiz sokak hayvanlarının yaşam şartlarını iyileştirmek için çalışmalarını hızlandıran Karşıyaka Belediyesi, üniversite öğrencileriyle örnek bir işbirliğine imza attı. Broşür dağıttılar Daha sonra da öğrenciler, can dostların hakları, bakımı ve hayvan sahiplerinin uyması gereken yasal zorunlulukları anlatan bin adet broşürü Karşıyaka Çarşı’da vatandaşlara dağıttı. Evcil hayvan sahipleri için de bin adet dışkı poşeti dağıtımı yapıldı. Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü ekiplerinin de katıldığı dağıtım sırasında, vatandaşların can dostlar için istek ve şikayetleri de dinlendi, çözüm önerileri paylaşıldı. Kedilere yuva Üniversiteli gençler, Karşıyaka Belediyesi tarafından sahipsiz kedilerin olumsuz kış şartlarından korunabilmesi amacıyla hayata geçirilen kedi evi projesine de

katıldı. Öğrenciler, 10 adet portatif strafor kedi evinin montajını yaparak, uygun olan parklara yerleştirdi. Son olarak da Karşıyaka Belediyesi Köpek Bakımevi’ni ziyaret eden üniversiteliler, harçlıkları ile satın aldıkları mamaları can dostlar ile paylaştı ve bakımevinin işleyişi konusunda bildi aldı. Belediye yetkilileri, hayvan hakları ve bakımı konusunda her kesimi bilinçlendirmek amacıyla bu tür projeleri uygulamaya devam edeceklerini belirtti.


a d a r u b ” r e l k e m e y “Yencek

Salih Burçoğlu İşletme Sahibi

Lezzetli çorba çeşitleri Taze bakla çorbası Taze fasülye çorbası Mısır çorbası Pırasa çorbası Karışık sebze çorbası Brokoli çorbası Balkabağı çorbası Ispanak çorbası

Meze siparişleriniz hazır

Atölye tat lezzetiyle istediğiniz mezeyi istediğiniz miktarda hazırlatabilir, konuklarınıza güzel bir yemek daveti verebilirsiniz. Menü harici istediğiniz her türlü yemeği de ayrıca sipariş verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Kısıtlı vaktinizde yemek konusunda size tüm titizliği ve lezzetiyle yardımcı olan bir mutfağınız olduğunu unutmayın.

Siz işteyken canınız bir yemek istedi ve vaktiniz yok; istediğiniz yemeği hemen Salih Bey’i arayarak akşam için sipariş verebilirsiniz. Pazardan en taze ürünleri seçerek Atölye Tat’ın tertemiz açık mutfağında yemeğinizi istediğiniz saatte hazır ediyor. Atölye Tat’ın web sayfasından o gün çıkan

B r ow ni e

T ir

ileçe Tatlı

s

ı

Sipariş üzerine yemek, kilo ile yemek...

yemeklerin hepsini görebilirsiniz. 12 senedir yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesinde her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Çorbalar konusunda zengin içeriğe sahip Atölye tat, günlük menülerde de farklı yemeklerle

karşınıza çıkıyor. Her gün ayrı lezzetleri bulabileceğiniz Atölye Tat’ta öğle yemeği menüsü 3 çeşit 12 TL.

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 - 0(533) 601 5200

www.atolyetat.com

Web sayfamızda

dergi sayfalarına sığmayan fotoğrafları görebilirsiniz Öneriler bölümünde; restoranları, cafeleri, kuaförleri ve diğer ilginizi çekebilecek mekanları inceleyebilirsiniz. Logonun üstünde bulunan BÜLTEN ABONELİĞİ’ne bilgilerinizi bırakarak fırsatlardan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Web sayfamızın iletişim bölümünden her türlü öneri ve isteklerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. İleride yapacağımız sürprizler için de Facebook sayfamızı beğenmenizi öneririz. İlgi ve desteğiniz için teşekkür ederiz.

www.mavisehirdergisi.com Daha güncel, daha interaktif

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

Ocak - 2015

Web sayfamızı QR Code okuyucu program ile sağ tarafraki görseli taratarak mobil cihazınızdan görüntüleyebilirsiniz.


İsmail Barış Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü baris@etkininsan.com

Bakış açısı olarak değişmezseniz, değişim koluna Kıyamet’i takar, kapınızı çalar. Tatlı talı değişmezseniz, acı bedeller ödemek zorunda kalabilirsiniz.

İş ve Aile Hayatında Değişimin Kıyamet Alametleri

F

iziksel dünyada her şey eskir. Aracınızı belli zamanlarda bakıma almazsanız, yolda kalabilirsiniz. Bilgisayarınız bir süre sonra ağır çalışmaya başlar, format atmak, ram’ini yükseltmek durumunda kalırsınız. Gardolabınızdaki kıyafetlerinizi bırakır, yeni giysiler alırsınız. Banyoya yeni seramik, mutfağa yeni dolap... Oturma gurupları, perdeler, ışık sistemleri... derken eve gelir sıra; şu evi satmalı üzerine yeni bir eve taşınmalı, demeye başlarsınız. Böyledir, herşey eskirken, biz önce fiziksel olanı yenilenmek isteriz.

Canınızı sıkan bir durum yaşarsınız. Bir hışımla kalkar, kuaföre gidersiniz. Alışverişe çıkarsınız. Eğlenmek üzere kendinizi dışarı atarsınız. Böyledir, herşey eskirken, biz değişmek isteriz. Değişime önce fiziksel olandan başlarız. Oysa ki görmemiz gereken bir şey vardır: Değişim, fiziksel olarak değil, beyinsel olarak başlar. Ne yeni saçlar, ne yeni kıyafetler, ne yeni teknolojik araçlar. Hiçbiri, içinizdeki huzurun kaynağı değildir. Onlar sadece haz araçlarıdır. Kısa süreli zevk almanızı, tatmin olmanızı sağlar, o kadar... Cinsellik gibi. Yemek gibi. Beş yıldızlı otelde tatil gibi. Şahane bir arabada hız yapmak gibi. Adrenalinde tavan yapan macera dolu saatler gibi. Gelir geçer. Geriye kalan, arzu, tutku, hırs, şehvet, rekabet, doymak bilmeyen bir nefistir. Değişim yüzeysel gözükse

de; yüzeysel bir anlayışla değil, derin bir içgörü ile meseleyi ele almayı gerektirir. Değişim, fiziksel gözükse de, ruhsal bir anlayışla idrak ister. Çünkü görünmeyen şey, görüneni değiştirme gücüne sahiptir. Evinizde değişim kapınızı çaldıysa ve içeri girmek istiyorsa... İşyerinizde değişim kapınızı çaldıysa ve içeri girmek istiyorsa... Kapıyı açmamazlık ederseniz, bu size pahalıya patlayabilir. Sadece fiziksel değişikliklerle durumu geçiştiriyor, idare ediyoranız; bedeli sadece fiziksel değil, çok daha derinden yaşarsınız. En iyisi, değişimi görmezden gelmek yerine, yenilenmeye ve güncellenmeye açık olmaktır. Atalardan kalma bir anlayışla evliliğinizi idare edemezsiniz. Aile şirketi mantığında profesyonel olmayan bir tutumla işyerinizi yönetemezsiniz. Kurumsal bir yapı, kardeş çocuklarının sürtüşmesine kurban edilmemelidir. Bir aile, ailenin diğer büyüklerinin elinde can çekişmemelidir. Taraflar kendilerini ifade etmek, açık iletişim kurmak, Kazan/Kazan prensibiyle anlaşmaya oturmak durumundadırlar. Tabii, geçinmeye gönülleri varsa... Şiddetli geçimsizlik altında hala o yapının içindeyseniz, o yapının altında çok ağır faturaları ödemeyi göze almalısınız.

Değişim, bir şeyler eskidikçe baş gösterir. Anlayış olarak, fikir olarak, davranış olarak aklınızı kullanmanızı talep eder sizden. “Aklını kullan; sadece kendini değil, bu yapının içindeki herkesi düşün” der. Aklını kullan; büyük harflarle BEN yerine, “Biz” diyebilmeyi öğren, der. Önce yolunda gitmeyen bir şeyler görürüsünüz. Bazı aksilikler olur. Bunun sonucu olarak hurursuzluk, mutsuz baş gösterir. Duygular aslında, çok önemli sinyallerdir. Arabanızın “tamir”lambasının ışığının yanması gibi, sizi uyarır. Değişim, fiziksel olarak değil, bakış açısı güncellemenizi ister. Bilgisayarımızın “güncelle” programı gibi. Telefonumuza yüklenen yeni, güncel aplikasyonlar gibi. Önce tatlı tatlı anlatır derdini... Anlamazlıktan gelirseniz, tatlı talı konuşmayı bırakır, sizi sallamaya, altüst etmeye başlar. Bunu da anlamazsanız, peşisıra ağır bedeller ödemek durumunda kalırsınız. Çünkü değişim, “Kıyamet” dediğiniz durumun habercisidir. Kıyametle kol kola gezer. Önlem almaz, beyin olarak, bakış açısı olarak derin düzeyde değişim yaşamazsanız, kıyamet senaryolarıyla baş başa kalabilirsiniz.


YENİ YILA

LEZZET

TAVUK MyMAYA

S C H IN IT Z

EL

YENİ MENÜ

YAKIŞIRDI

Damak tadına önem veren herkes

Mavişehir’in en çok ziyaret edilen mekanı MyMAYA’yı tercih ediyor. Muhteşem deniz manzaralı terasta dünya mutfağının en lezzetli yemeklerini denemelisiniz. 0(232) 324 5970 Mavişehir EgePark AVM. 2.Kat www.mymaya.com.tr

KABİN EKİBİ

EFSANE


28

2015 Yılının en anlamlı projelerinden Yaren Tedavi Bebekleri sergisi ilgi gördü Berna Ergin Medya Danışmanlık Cast Ajansı ve Orijin Pr Halkla İlişkiler Şirketi, Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına, “Yeni Yıla çocuklarla el ele vererek özel bir projeye imza attılar. 23-28 Aralık 2014 tarihleri arasında, Mavişehir Egepark Alışveriş Merkezi’nde “Özel Ata Sağlık Hastanesi” ana sponsorluğunda, Zekids, Geniuspy, İzpsikoloji, Sedat Yüce Sanat Merkezi katkılarıyla gerçekleşen organizasyonda çocuklara özel etkinliklere yer verildi. Sedat Yüce Sanat Merkezinin genç yetenekleri etkinliğimize renk kattı Henüz 8 yaşında olan İrem Aydın piyano çalarak AVM’deki herkesi adeta büyüledi. Justin Bieber’a benzerliği ile dikkat çeken Burak Ergün kendi yazıp söylediği yabancı şarkıları ile

gelen davetlilere mini bir dinleti sundu, ayakta alkışlandı. Beyaz melekler kostüm defilesinden masal kahramanlarımız... Keloğlan, Nasreddin Hoca, Pamuk Prenses, Heidi, Şeker Kız, Kırmızı Başlıklı Kız gibi masal kahramanlarının defilesi de 6 7 8 yaş genç yetenekler ve Berna Ergin Ajans “Yeni Yüz” çocukları tarafından gerçekleştirildi. Birbirinden güzel kız ve erkek çocuklarının Robin Hood, Melek, İspanyol kostümleri ile yaptıkları mini defile çok beğenildi. Organizasyonda emeği geçen herkese buvak başkanı Dr. Ülkü Belkızkarlı ve başkan yardımcısı Mustafa Varhan teşekkür belgelerini takdim etti. Kanser, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği vb kronik hastalığı olan

Ocak - 2015

çocukların tedavi sürecinde kullanılan, kumaştan yapılmış, yüzü olmayan Tıbbi Tedavi Bebekleri olan Yaren Bebeklere renk ve umut olan olan stand sahipleri Özel Ata Sağlık Hastanesi, Zekids Oyuncak, Geniuspy, İzPsikoloji, Berna Ergin Ajans, Mavişehir Dergisi, Sedat Yüce Sanat Merkezi yüzlerce satın almasının yanısıra Ege Park Mavişehir Alışveriş Merkezine gelen ziyaretçilere satışını gerçekleştirerek Behçet Uz Çocuk Vakfına bağış yaptılar. Ata Sağlık Hastanesi Yetkilileri ve Berna Ergin Ajans Orijin Pr Organizasyon Yöneticileri “Çocuklarımıza paylaşmayı ve dayanışmayı öğreterek farkındalık yaratmak istediğimiz bu özel projeyi her yıl geleneksel hale getirmeyi planlıyoruz” dediler.


29

www.mavisehirdergisi.com

Belediyenin kendi üretimleriyle birlikte toplam 300 bin çiçek, Karşıyaka’nın parkları, cadde, sokak ve refüjlerini süsleyecek.

Karşıyaka parklarına 300 bin çiçek Kış aylarının gelmesiyle birlikte kenti mevsime uygun bitkilerle donatmaya başlayan Karşıyaka Belediyesi, Bayındır ve Ödemiş’teki kooperatiflerden 270 bin adet çiçek satın aldı. Belediyenin kendi üretimleriyle birlikte toplam 300 bin çiçek, Karşıyaka’nın parkları, cadde, sokak ve refüjlerini süsleyecek. Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Hem ilçemizi çiçeklerle süslemeye hem de köy kooperatiflerine destek olmaya devam edeceğiz” dedi. 270 bin çiçek alındı Kenti güzelleştirmek ve köy kooperatiflerine destek olmak amacıyla, kooperatiflerden çiçek alımı yapan Karşıyaka Belediyesi, bu kış mevsimi için de Bayındır ve Ödemiş’ten satın aldığı 270 bin adet çiçekle kentin her noktasını rengârenk

süslemeye başladı. Çuha, godetya, sıklamen, aslanağzı ve menekşeler, ilçe genelinde toplamda 1 milyon 205 bin metrekarelik 315 park, yeşil alan ve refüjlere dikilecek. Belediye menekşe üretti Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, kendi imkânları ile ürettiği 30 bin adet menekşeyi de toprakla buluşturmaya başladı. Belediye seralarında üretilen çiçeklerin özel bakım yöntemleriyle korunduğu ve kış boyunca ilçenin dört bir yanını süsleyeceği belirtildi.

rengârenk çiçeklerle süslüyoruz. Daha temiz daha güzel bir Karşıyaka yaratmak için çiçek alımlarımıza bundan sonra da devam edeceğiz. Kentin güzelleşmesinin, insanları mutlu ettiğine inanıyorum. Yeşil alan oranımızı artırmaya, daha çok alana ağaç dikmeye ve kentimizi yılın her döneminde çiçek gibi yapmaya özen göstereceğiz” dedi.

Yeşil alanlar artacak Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Kooperatiflerden aldığımız çiçeklerle hem köylerimize destek oluyoruz hem de Karşıyakamızı

Belediye seralarında üretilen çiçeklerin özel bakım yöntemleriyle korunduğu ve kış boyunca ilçenin dört bir yanını süsleyeceği belirtildi.

Ocak - 2015


30

Doç. Dr. Gürkan ERSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık Derneği” Genel Sekreteri

Soğuklar, donmalar ve ilk yardım

D

eğerli okuyucularımız, dergimizin bu sayısında sizlerle paylaşacağımız konu soğuklar, donmalar ve ilk yardım uygulamaları. Neden bu konu? Çünkü yılın en soğuk günlerini yaşıyoruz. Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sömestre tatilinin yaklaşması nedeniyle okuyucularımızın bazılarının Bozdağ, Uludağ, Palandöken gibi kayak sporlarının yapıldığı yerlere gideceğini düşünüyoruz. Zevk ve eğlence için gittiğimiz bu mekânlarda zor durumda kalmamak için konuyu gündeme getirdik. Tabii bu aşamada nöbet tutan askerlerimiz, polislerimiz, evsiz insanlarda konuyu gündeme getirmekteki amaçlarımızdan bir tanesi. Yazımızda donma kelimesinin tarifi, kimlerin daha büyük risk altında olduğu, donma belirtileri ve donan kişide uygulanabilecek ilk yardım uygulamalarını bahsedip konuyu özetleyerek bitireceğiz. Donma nedir? Donma, vücut ısısının 35°C altına düşmesiyle ortaya çıkan belirtiler

ve hastalık tablosudur. İlk aşamada titreme, üşüme gibi hafif belirtiler varken, arkasından el kol bacak gibi uzuvlarımızda donmaya bağlı ağrılar, uyku ve maalesef en sonunda ölüm meydana gelmektedir. Donma konusunda kimler yüksek risk gurubundadır? • Çocuklar, yaşlılar • Yorgun, aç, uykusuz kişiler, • Alkol kullananlar • Zayıf kişiler (kadınlar ve kilolu insanlar donmaya karşı daha korunaklıdır çünkü kalın cilt altı yağ dokusu onları korur) Donma belirtileri • İnsan önce donmaya başladığını hisseder, • Tüylerimiz dikleşir ki arasında hava kalarak soğuğun vücuda işlemesi engellenir. • Kişinin gerginliği artar ajite olur, • Nabzı yavaşlar, Ocak - 2015

• Organlarımızdaki en çok ve erken dönemde donan yerlerimiz uç bölgelerdir. Yani burun, eller, parmaklar, erkeklerde penis ve testisler ve ayaklar donar. Arkasından uyku ve uykuda ölüm meydana gelir. Donmadan korunma Her zaman söylediğimiz gibi, tıpta en etkin, kesin, ucuz ve başarılı tedavi korunmadır. Yani hastalanmadan önce tedbir almaktır. Bunun için alacağımız tedbirleri şöyle özetleyebiliriz. • Bilmediğimiz yüksek bölgelere, yüksek ve soğuk bölgelere gitmeyelim. • Ortamda bulunan kurallara tabelalara mutlaka uyalım (zincir takın, daha ileri gitmeyin, çığ tehlikesi gibi işaretler), • Soğuk bölgelere giderken tek kat değil, birden çok katlı giyinelim, • Yanımızda mutlaka kuru yedek giysi bulunduralım, • Böyle yerlere giderken yüksek kalorili


31

www.mavisehirdergisi.com

besinler alarak gidelim (bal, reçel pekmez vs.), • Alkol almayalım (kanyağın insanı ısıttığı söylenir ama kanyak aynı zamanda insanda uyku veren bir şeyde olduğu için içindeki alkol nedeniyle kişi sarhoş olup veya uykuya dalıp orada soğukta ölebilir) • Böyle riskli yerlere giderken mutlaka iki veya daha fazla kişi birlikte gidelim ki birimiz donacak olursak diğeri onu kurtarsın veya ilgililere haber versin. Donan bir kişide ilk yardım • Donan kişiyi kurtarmaya çalışırken önce kendimizi koruyalım. Çünkü soğuk ortam nedeni ile kendimizde donup ikinci bir afetzede olabiliriz. • 112 no’lu telefonu arayarak ambulans ve eğer dağlık bir bölgede ise aynı zamanda jandarmayı da arayarak profesyonellerin olay yerine gelmelerini sağlayalım, • Kişiyi hemen rüzgarsız, kapalı ve sıcak bir ortama alalım, çünkü rüzgârlı ortamda insan soğuğu daha çok hisseder, • Kişiyi soyalım çünkü ıslak giysiler kişinin daha da üşümesine neden olur, • Bilinci yerinde ise ağızdan ılık sıvı gıdalar verelim (su, çorba, meyve suyu vs), • Filmlerde gördüğümüz gibi, kişinin donan bölgelerini asla kar ila ovalamayalım. Bu tür uygulama hastaya zarar verir, tedavisi güç ve uzun yaraların açılmasına neden olur. • Kişiyi yavaş yavaş ısıtalım, hastayı asla kaloriferin veya yanan sobanın yanına getirmeyelim, çünkü bunlar kişinin vücut ısısının birden yükselmesine ve damarların aniden genişlemesi nedeniyle sıvı kaybına bağlı olarak şok tablosuna girmesine neden olacaktır. Mesela şartlarımız uygunsa kişiyi çok sıcak olmayan ılık bir küvetin içine sokabiliriz,

• Cep telefonumuzu çok az kullanalım ki şarjı bitmesin. Bize ulaşmaya çalışan profesyoneller yerimizi bulabilsin, • Kişilerin birbirlerine sarılarak birbirini ısıtılması önerilen bir yöntemdir, • Kişinin kolunda vücudunda donmaya bağlı baloncuklar oluştuysa bunlara dokunmayalım asla patlatmayalım, • Donma nedeniyle kişinin cildi incelmiş ve yaralanmaya son derece müsait bir duruma gelmiştir. O yüzden kişiyi oynatırken çok dikkat edelim iyileşmesi çok güç yaralar açılmasına sebep olmayalım.

Donmalar, hayati tehlike yaratan ve ölümle sonuçlanabilen kaza türüdür. Özellikle, mevsimin de uygun olması nedeniyle bu tehlikeden kendimizi, çocuklarımızı, yaşlılarımızı koruyalım.

Sonuç Donmalar, hayati tehlike yaratan ve ölümle sonuçlanabilen kaza türüdür. Özellikle, mevsimin de uygun olması nedeniyle bu tehlikeden kendimizi, çocuklarımızı, yaşlılarımızı koruyalım. Böyle soğuk, karlı yerlere tedbirli gidelim, yedek elbise alalım, kurallara uyalım donan kişiye yardım ederken kendimiz de donmayalım, mutlaka jandarma ve 112 ambulans sisteminden yardım isteyelim, cep telefonumuzu şarjı bitmemesi için fazla kullanmadan donan kişiyi kapalı, rüzgarsız, ılık bir ortama alalım, ıslak elbiselerini çıkartalım yavaş yavaş ısıtalım. Nice sağlıklı günlerde görüşmek dileğimle sevgilerimi ve saygılarımı sunarım. Ocak - 2015


32

22. İZMİR AVRUPA CAZ FESTİVALİ’NİN AFİŞİ BELLİ OLDU

13. Caz Afişi yarışmasına Türkiye’nin hemen her yerinden 452 afiş katıldı.

İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) 5 – 21 Mart 2015 tarihleri arasında düzenleyeceği 22. İzmir Avrupa Caz Festivali’nin afişinin belirlenmesi için açtığı “13. Caz Afişi Yarışması” sonuçlandı. Erzurum Atatürk Üniversitesi GSF Yüksek Lisans Öğrencisi, serbest grafiker Alperen Güldü’nün çalışması birinciliğe değer bulundu. 13. Caz Afişi yarışmasına Türkiye’nin hemen her yerinden 452 afiş katıldı. 13 afiş şartnameye uymadığı gerekçesi ile diskalifiye edildi. Prof. Dr. Hakan Ertep, Cihangir Elmaskaya, Maksude Kılıç, Kutsal Lenger, Hüseyin Ekinciler, Okan Özgen ve Ayşe Tatari’den oluşan seçici kurul hayli zorlu geçen değerlendirmenin ardından Alperen Güldü’nün A39G40 rumuzlu çalışmasını birinciliğe değer bularak 22. İzmir Avrupa Caz Festivali’nin Afişi olarak seçti. Seçici kurul halen İKSEV web sitesi ve Facebook sayfasında yayınlanmakta olan 33 afişi de sergilenmeye değer buldu. Birincilik ödülü ve sergilenmeye değer bulunan afişlerin katılım belgeleri 22. İzmir Avrupa Caz Festivali açılışında yapılacak ödül töreniyle sahiplerine sunulacak. Alperen Güldü Kimdir? Erzurum Atatürk Üniversitesi G.S.F. Grafik Tasarım Bölümü mezunudur. Aynı üniversitede yüksek lisans yapmaktadır. Ulusal ve uluslararası pek çok sergiye katılan Güldü, Uluslararası Varna Exlibris Yarışmasında mansiyon kazanmış ve iki cilt halinde hazırlanan Türk İllüsTRasyon Kitabında yer almıştır. Exlibris çalışmaları bazı kitaplarda kullanılan Güldü, halen freelance grafiker olarak çalışmaktadır. Ocak - 2015


33

www.mavisehirdergisi.com

Izmir Doğal Yaşam Parkı, 61 vilayeti geride bıraktı İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, 2014 yılında ağırladığı 968 bin 173 ziyaretçiyle yeni yıla “rekorla” girdi. Sadece bir yıllık ziyaretçi sayısıyla 61 kentin nüfusunu geride bırakan Doğal Yaşam Parkı, açıldığı günden itibaren 4 milyon 944 bin kişiyi konuk etti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Sasalı’da kente kazandırdığı, Avrupa’nın en nitelikli hayvanat bahçeleri arasında gösterilen Doğal Yaşam Parkı, her yıl kırdığı ziyaretçi rekoruna bu yıl bir yenisini daha ekledi. 1500’e yakın hayvan ve 250’den fazla bitki türüne ev sahipliği yapan 425 bin metrekarelik park, belgesellerde izledikleri hayvan türlerini yakından görmek isteyen ziyaretçilerin akınına uğradı. 2014 yılında parkı ziyaret eden 968 bin 173 kişi yeni bir rekora imza atarak 61 kentin nüfusunu geride bıraktı. İzmir’in nüfusunu geçti 6 yıl önce kapılarını açan Doğal Yaşam Parkı’nı bugüne kadar toplam 4 milyon 943 bin 444 kişi ziyaret etti. Toplam ziyaretçi sayısıyla, İzmir’in 4 milyon 70 bin olan nüfusunu geçen Doğal Yaşam Parkı, İstanbul ve Ankara’dan sonra en kalabalık 3. şehir oldu. Ocak - 2015


34Köşe Yazısı

Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

Politikofobi geçiremediği ütopik sistemlerin ilgili bir makalesine rastladığım İngiliz peşindeyseniz bu da sizin bileceğiniz terapist Paul Douglass politikofobiyi bir şey… Ama çağdaş dünyada kural “Siyasetten, siyasetçilerden ve bellidir, her toplum yönetilir… hükümetlerden korkmak” olarak üç Yöneteni ister demokrasiyle gelsin, bölümde incelemiş. ister darbeyle, isterse de saltanatın Politikofobi sonuç itibarıyla devamı olarak… yönetenlerin olduğu her yerde Yönetenin adına “devlet” denir, yönetilenlerin (özellikle de yönetmeye yönetilenin adına da yurttaş… yönelik bir beklentisi olmayanların) Devlette erk sahibi olmak da, siyaset karşı karşıya kaldığı bir rahatsızlık… kurumunun bir ürünü ve ödülüdür… Rasyonel düşünürsek, aslında bu hastalığın geçmişini en eski *** *** uygarlıklara, kadar götürebiliriz… Fobi kelime olarak Yunanca Demokrasinin sağlıklı işlediği, sistemin Ama o zamanlarda demokrasi, seçim, “Phobos”tan geliyor… köklendiği ülkelerde politikofobinin çok kişilerin yönetime katılma arzusu filan Phobos, Yunan Mitolojisi’nde dehşet fazla yayılması mümkün değil… olmadığı için, birey kendine biçilen tanrısı… Fobi, bir şeye yönelik duyulan Bu tarz ülkelerde zaten belli özelliklere kulluk, kölelik gibi rolleri itirazsız kabul derin korkunun bireyin hayatını sahip ol(a)mayanlar siyasette bir etmek zorunda kaldığı için belki de olumsuz yönde etkilemesi… yerlere de asla gelemiyor… günümüzdeki kadar hissedilmiyordu Yani bir başka deyişle korkuların Demokratik ülkeler de siyasetçilerin kontrolden çıkmış haline “fobi” diyoruz… politikofobi… hata yapma lüksleri de çok az… Yerleşik düzene, demokrasiye geçişle Fobi nasıl oluşuyor peki? Bilinçli birey, sağduyulu seçmen yani medeniyetle birlikte ortaya çıkmış Sigmund Freud fobilerin, kişinin siyasetçiyi seçim zamanı bir hastalık bu… bilinçaltındaki çatışmaların bir sonucu cezalandırmasını biliyor… ve ürünü olduğunu söylüyor… Hatta bu ülkelerde seçilenin bile *** Öğrenme psikolojisinin önemli vizyonu öylesine farklı ki, seçimde Bugün, demokrasiyle yönetilen tüm kuramcılarından J.B.Watson’a göre yerle bir olan partilerin liderleri, bizdeki ülkelerde toplumların (ve hatta ise fobiler şartlandırılmış refleks dünyanın) geleceğini politikacılar çizer… gibi bahaneler üretmektense, yenilgiye davranışların sonucunda oluşuyor… kılıf bulmaya çabalamaktansa, direkt Yönetilenlerin kaderini yönetenler, yani istifa ediyor. siyaset kurumu belirler… *** Görünen o ki, politikofobi, seçilenin Savaşların da, soykırımların da, açlığın Politikofobi… “yönetme ve temsil”, seçenin ise da sorumlusu siyaset ve siyasetçiler… Adı üzerinde, bir fobi… sağlıklı karar verebilme yetisine sahip Bunun tam tersi, barışlar da, bolluk Literatürde “Politicophobia” olarak olamadığı sistemlerde ve ülkelerde da, sosyal huzur da yine siyasetin ve geçiyor… kendisini hissettiriyor ve yayılıyor… siyasetçilerin karar(lar)ına bağlıdır… Politikofobi, isminden de anlaşılacağı Özellikle de eğitim seviyesinin ve Bunu inkâr edebilir miyiz? Hayır… üzere politika korkusu… demokratik bilinç düzeyinin düşük Yani bir başka deyişle “Politikacılardan, “Ben hiçbir kurala ve hiçbir yönetime olduğu toplumlarda… bağlı olmak istemiyorum” deyip politikadan korkmak…” Tabii bu bir eğitim meselesi… balta girmemiş bir ormanda, ya da Hatta bunun daha da ilerlemiş hali, Siyasetçi dediğiniz sonuçta serada ıssız bir adada (Robinson Crusoe politikadan ve politikacılardan nefret yetişmiyor, halkın içinden geliyor… gibi) tek başınıza yaşamak isterseniz etme duygusu… Halk neyse, siyasetçi de o… (yaşayabilirseniz) tamam… Ya da Platon gibi, Thomas More gibi *** *** kendilerinin bile başaramadığı, hayata Yabancı kaynakları tararken konuyla Günümüzün değişen, artan beklentileri ve beraberinde gelişen endişeler, yeni psişik hastalıklarla, fobilerle tanıştırıyor bizleri. Agorafobi (Açık alana çıkma korkusu), klostrofobi (kapalı yerde kalma korkusu), akrofobi (yükseklik korkusu) vs. gibi… Fobi çeşitlerini burada madde madde sıralamaya kalksak sayfalar sürer…

Ocak - 2015


35

www.mavisehirdergisi.com

Türkiye’ye geldiğimizde ise politikofobinin oldukça yaygın olduğunu söyleyebilmek mümkün… Kişinin uykuya yattığında bıraktığı Türkiye farklı, uyandığında bulduğu Türkiye farklı… Halk, siyasete ve siyasetçiye güvenmediği için tedirgin… Ve bu tedirginlik arttıkça politikofobiklerin de sayısı hızla çoğalıyor… Çünkü yönetenin uygulamalarını beğenmediğinde alternatif bulamıyor Türkiye’de seçmen… “Ya bu, ya şu” ikileminin içine hapsoluyor… Özgür seçmen iradesi daralıyor… Kendince alternatifleri var belki… Belki A veya B partisinden başka bir parti var kafasında… Ama yüzde on barajından ötürü verdiği oyların bir şeyi değiştirmeyeceğini, bilakis başkalarının ekmeğine yağ süreceğini biliyor… Ve açıkçası, seçimlerde çıkacak sonucu bile bile oy veriyor insanlar… Bile bile lades… Eh, seçmen siyaset kurumuna güvenir mi bu koşullar altında? *** Kurum olarak siyasetten korkar da siyasetçiden korkmaz mı birey? Etimolojik açıdan irdeleyelim, adı üzerinde “milletvekili”… Yani, “milletin vekili” Vekil… Seçen “asil”dir, seçilense sadece “vekil”dir… Asil her zaman vekilin üzerinde değil midir? Öyle olması gerekmez mi? Ama uygulama öyle midir? Bir kez milletvekili seçilen siyasetçi ömrünün sonuna kadar kendisini refah içinde yaşatacak maaşa sahip olur… Seçmen yıllarca çalışıp hak kazandığı emekli ikramiyesiyle varoşta bir ev bile alamaz… Üç kuruşluk bir maaşla ayın sonunu getirmek zorunda kalır… Seçilen sınırsız bir dokunulmazlık zırhına bürünür, seçen en ufak bir kusur işlese başı dertten kurtulmaz… Seçilen zamlar, ekonomik tedbirler karşısında nasıl ayakta kalacağını bilemez ama bakar zam kararını alanların yaşam standartlarında en ufak bir değişme olmaz… Düşe kalka ancak ilkokulu bitiren birisi

milletvekili seçilme hakkı kazanır ama asgari ücretli bir işe talip olanda bile üniversite diploması aranır. İlkokul mezunu birisi pekâlâ milletvekili seçilerek üniversite mezunlarının geleceğini belirleme hakkına sahip olur… Siyasi partiler yüzde elli biri genel başkana ait bir şirket anlayışıyla yönetilir… Seçmen, kendi sesini duyurması için seçtiği vekilinin, yeniden seçilebilmek için sus pus oturduğunu, liderine çıt çıkaramadığını görür. Kandırılmış hisseder kendisini… Seçim gelip çattığında yüz defa ziyaret edilen, kapısı çalınan, sorunları sorulan vatandaş mazbata sonrasında seçtiğinin yüzünü bile göremez… Devam edelim mi saymaya? Biter mi? Bitmez… Yeni mi? Hayır… Böyle gelmiş ve böyle gitmektedir… “Mevcut iktidar kendi yandaşlarını kayırıyor” deriz demesine de, sanki daha öncekiler kayırmadı mı? Sistem değişmiyorsa, hükümetler değişse ne olur? O parti, bu parti değil, siyaset kurumunun işleyişidir sorgulanması gereken... Böyle bir ortamda siyasetten ve siyasetçiden korkmaması nasıl beklenir toplumun? Nasıl salgın haline dönüşmez politikofobi? *** Dikkat ederseniz Türkiye’de hatalı siyasetin en ağır faturasını siyasetten ısrarla uzak durmaya çabalayanlar öder. Mesela… Siz hiç etliye sütlüye bulaşmadan işinizi yaparsınız, siyasi bir kararla tayininiz çıkar ya da göreviniz değiştirilir. Ailece faturasını ödersiniz… Siz maaşınızla ittire kaktıra ay sonunu getirirsiniz, birileri kalkar bir sürü ürüne zam yapar, siz olmazsa olmazlarınızdan ödün vermeye başlarsınız… Siz medeni bir biçimde aracınızla trafikte gidersiniz, “Çok önemli biri(!) geçecek diye trafik kesilir saatlerce mahsur kalırsınız yolda… Siyasetten kaçtıkça siyaset kurumu hatalarıyla birlikte sizin daha da çok Ocak - 2015

üzerinize gelir… Siyaset, hatalı kararlarının faturasını en çok siyasetin “s”sine bile bulaşmamış kesimlere ödetir… *** Fobileri aşabilmenin birinci koşulu fobiyi doğuran sebepleri belirlemek... Bunlarla yüzleş(ebil)mek... (Ki, sebepler son derece belirgin aslında...) Sonrasında da fobilerin üzerine gitmek gerekiyor tabii ki… Hastalığın tanımındaki “politikadan ve politikacıdan korkmak” kavramı kısmen kabul edilebilir… Hatta bir yere kadar tolere bile edilebilir… Ama bu hastalık, ilerleyip de kendisini “politikadan ve politikacıdan nefret etmek” noktasına ulaşırsa işte o zaman, o ülkenin ve o toplumun yarınları adına endişeli bir süreç başlamış demektir… *** Ekonomik açıdan geri kalmış ülkelerde bulaşıcı hastalıkların sıkça görülmesi nasıl ki tıbbi bir realiteyse… Demokratik açıdan geri kalmış ülkelerde de politikofobinin salgın halini alması o kadar doğal… Peki, ne mi yapmalı? Kişi, bu fobisinin üzerine gitmeli. Nasıl mı? Bizzat siyasete katılarak… Görüşlerini beğendiği bir partiye üye olarak… Ya da hiç olmadı, bir sivil toplum kuruluşuna katılıp sesini duyurarak… Siyasete küsmek… Siyasetçiden korkmak… Siyasetten uzak durmak… Politikofobiyi kabullenmek yakışmaz aydın insana… *** “İnsan politik bir hayvandır” der Aristoteles… Kişi, politik haklarına ve sorumluluklarına sahip çıktıkça ilerler insanlık… Dolayısıyla politikofobi; insanlığın da, özgürlüğün de, demokrasinin de geriye gitmesi anlamına gelir… Politikofobi salgınının önüne geçmek ise; toplumun aydınlanmasıyla, bilinçlenmesiyle ve özgürlüklerine sahip çıkmasıyla mümkündür…


36

2014 yılı Kristal Ağaç Ödülü Baydöner’in oldu Baydöner, 2014 Yılının En Girişimci İsimlerinin Belirlendiği Kristal Ağaç Ödül Töreninde, Gıda Dalında “Yılın En Girişimci Gıda Şirketi” Ödülüne Layık Görüldü. girişimcileri ödüllendirmek. Böylece onların girişimci ruhlarını takdir etmek ve Türkiye çapındaki tüm girişimci adaylarını iyi işler yapmaya özendirmek ve teşvik etmek.

Sektörün en güçlü gıda markalarından olan Baydöner, ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu Üyeleri tarafından düzenlenen Kristal Ağaç Ödülleri Töreni’nde “Yılın En Girişimci Gıda Şirketi” ödülünün sahibi oldu. 20 Aralık Cumartesi günü ODTÜ Kültür Kongre Merkezi A Salonu’nda gerçekleştirilen ödül töreninde, 18 farklı sektörden firma, kendi sektörleri bazında girişimcilik alanında ödüllendirildi.

Ödül töreni, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet ACAR, ODTÜ akademisyenleri ve Genç Girişimciler Topluluğu, Üniversiteler ve çeşitli kuruluşların katılımıyla gerçekleşti.

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Kristal Ağaç Ödülleri’nin amacı, kadın, erkek, genç, 2014 yılı içerisinde fark yaratmış, inovatif düşünen ve düşündüğünü uygulamakta başarılı olmuş

“Yılın En Girişimci Gıda Şirketi” ödülünü ODTÜ GGT Yönetim Kurulu Üyesi Berk Işık’tan alan Baydöner Pazarlama ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Burak Sarı konuyla ilgili olarak “Toplumun

her kesimine ve özellikle genç yeteneklere girişimciliğin önemini anlatmak oldukça önemli. Türk ekonomisinin ve Türk girişimciliğinin ilerlemesi gençlerimizin elinde çünkü. Sürdürülebilir bir kalkınma için parlak fikirli ve cesur bireylere ihtiyacımız var. Eminim ki bu gençlerimizin girişimleri de önümüzdeki yıllarda hepimizi gururlandıracak. ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu’na böyle bilinçlendirici bir organizasyon gerçekleştirdikleri için Baydöner ailesi adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bu ödül bizler için bir gurur kaynağı” şeklinde konuştu.

Yat Limanı’nı Mavişehir’e istiyoruz Karşıyaka Belediyesi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, İzmir’de yapımı düşünülen yat limanları ile ilgili açıklamasına yanıt verdi. Açıklamada “İtirazımız, yat limanının Karşıyaka İskelesi ve Nikah Sarayı arasına yapılmasınadır. Projenin Mavişehir’de hayata geçirilmesi doğru olacaktır” denildi. Bugün kamuoyuna yansıtılan ve çeşitli medya kuruluşlarında yer alan açıklamalara göre, Karşıyaka Belediyemizin, ilçemize yapılacak yat limanlarına karşı çıktığı yönünde bir izlenim yaratılmakta, kamuoyu bu bilgiler ışığında yanıltılmaktadır. Bakanlığın açıklamasında yer alan; Karşıyaka Belediye Meclisi’nin,

Mavişehir’de yapılması düşünülen yat limanı projesine karşı çıktığı ifadesi doğru değildir. Meclis kararında reddedilen bölge, Karşıyaka İskelesi ile Nikah Sarayı arasında kalan bölgedir. Yat limanının bu bölgede yapılmasına İzmir Büyükşehir Belediyesi de -denizin doldurulması ile elde edilen inşaat alanının deniz ekosistemini bozacağı, deniz ulaşımını ve kent içi ulaşımı olumsuz etkileyeceği gerekçeleri ileitiraz etmiştir. 1/ 25 binlik imar planlarında da işli olan, Mavişehir’deki yat limanı projesini ise hem Büyükşehir hem de Karşıyaka belediyeleri desteklemektedir. Bakanlığın açıklamasının, yanlış ya da eksik bilgiden kaynaklandığı düşüncesi ile düzeltilmesini istiyoruz.


37

www.mavisehirdergisi.com

Türk sineması

Etkinliğe sanatçı arkadaşlarının yanı sıra Hulusi Kentmen’in gelini Leyla Kentmen ve torunu Melek Kentmen de katıldı.

Hulusi Kentmen’le buluştu!

Hulusi Kentmen, sinemacı arkadaşları ve ailesinin katıldığı kendi anma programında konuklarını 1956 model aracıyla karşıladı… Yeşilçam’ın büyük çınarı Hulusi Kentmen ölümünün yirmi birinci, Türk Sinemasının yüzüncü yılında, ilginç bir seremoniyle İstanbul Kadıköy’de anıldı. İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği’nin organize ettiği, Mobil 1’in destek verdiği etkinliğe, Hulusi Kentmen’in ailesinin yanı sıra Ediz Hun, Selda Alkor, İzzet Günay, Süleyman Turan, Tolga Savacı, Nuri Alço, Yavuz Karakaş, Teoman Ayık, Çetin Tunca gibi önemli birçok sanatçı arkadaşı da katıldı. Ayrıca Ulan İstanbul dizisinin oyuncuları da anma programda hazır bulundular. Konuklarını kendisine ait ve Yeşilçam’da birçok oyuncunun kullandığı 1956 model Ford Fairline marka üstü açık klasik aracıyla

karşılayan Hulusi Kentmen, birebir ölçülerde yapılan hiperrealist heykeliyle, izleyicilere duygusal anlar yaşattı. Yeşilçam’a saygı konseptindeki etkinliklerine bir yenisini ekleyen İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği, anma programında Hulusi Kentmen’e ait, heykeltıraş, ressam ve sanat yönetmeni Talat Doğanoğlu’nun birebir ölçüde yapmış olduğu hiperrealist heykeli de, 1956 model aracının başında hazır bulundu. Etkinliğe sanatçı arkadaşlarının yanı sıra Hulusi Kentmen’in gelini Leyla Kentmen ve torunu Melek Kentmen de katıldı. Leyla Kentmen yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Hulusi Kentmen’in dostları olarak onu en az bizim kadar

Ocak - 2015

iyi tanıyorsunuz. Çünkü babam 81 yıllık hayatının 46 yılını sizlerle birlikte geçirdi. Sizleri bu anlamlı günde yanımızda görmek bizi onurlandırdı. Hani derler ya vefa sadece bir semt adı değil diye o sözü bugün bir kez daha iyi anladım. Bu nedenle sözlerimi daha fazla uzatmadan sizlerin huzurunda bugünü organize eden İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği’ne ve bu anlamlı günde bizleri yalnız bırakmayan değerli misafirlerimize ve basın mensuplarına teşekkür ederim hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz.” İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Serkan Okay ise şunları söyledi : “Hepimizin babası, amcası, çoğumuzun dedesi olmasını isteyecek kadar sevdik onu. Tatlı sertti, otoriterdi ama hep babacandı, iyi kalpliydi, yufka yürekliydi. Hiçbir filminde kötülük yapmasını beklemedik ondan. Beklesek bile O yapamazdı ki. Polis ve hakim rollerinde gerçek adaletin, hoşgörünün, zengin iş adamını oynadığı rollerde dürüst patronluğun, dedeyi oynadığı rollerde hep tontonluğun simgesi olmuştu. Türk Sinemasına büyük emekler vermiş, sinemamızın babası için böyle bir anma programını organize etmekten gurur ve mutluluk duymaktayız.’’


38

Fuar İzmir’in yüzde 85’i tamam Gaziemir’deki Fuar İzmir inşaatının yüzde 85 tamamlandı; enerji hattı deplasesi de gerçekleştirildi. İzmir Valisi ve milletvekillerini Fuar İzmir şantiyesinde ağırlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, kent fuarcılığını 5 kat büyütecek projeyi bitirme noktasına geldikleri için bahtiyar olduklarını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kent fuarcılığına yeni bir boyut kazandırmak için Gaziemir’de hayata geçirdiği ve inşaatının yüzde 85’i tamamlanan Fuar İzmir, Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu üyelerinin ardından bu kez İzmir Valisi Mustafa Toprak ile birlikte kentin milletvekillerini ağırladı. CHP milletvekilleri Oğuz Oyan, Hülya Güven, Mustafa Moroğlu, Alaattin Yüksel, M. Ali Susam, Aytun Çıray, Mustafa Balbay, AK Parti milletvekilleri Hamza Dağ, Ali Aşlık, Rıfat Sait, bağımsız milletvekili İlhan İşbilen, MHP İl Başkan Yardımcısı Selahattin Şahin, CHP İl Başkan Vekili Barış Erel ile birlikte 337 bin metrekarelik inşaat alanında incelemelerde bulunan Başkan Aziz Kocaoğlu, 48 metre yüksekliğindeki kulede konuklarına salep ikram etti.

gelen mermerlerin yer alacağı bilgisini verdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, projenin İzmir’in fuarcılık geleneğinde ulaştığı en büyük nokta olduğunu belirterek “Hizmet, turizm ve kültür-sanat olmak üzere kentimizdeki esas büyümeyi, sıçramayı bu 3 sektörde sağlayacağımızı düşünüyoruz. Proje, İzmir’in fuar geleneğinde ulaştığı en büyük nokta. Bunu yan taraftaki otel ve kongre merkezi izleyecek. 25 Mart’tan itibaren İzmir, fuar

Gezinin ardından Fuar İzmir hakkında brifing veren Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, Türkiye’nin en büyük fuar alanı olacak dev kompleksin inşaatının hızla devam ettiğini, enerji hatlarının deplasesinin ise tamamlandığını söyledi. Gökçe, Fuar Sokağı’ndaki mermer kaplamaların yapımında Türkiye’nin dört bir yanından Ocak - 2015

kapasitesini 5 kat büyütecek altyapıya ulaşmış oldu. Türkiye’nin ve İzmir’in ekonomisinin gelişmesinde önemli bir nokta olduğunu düşünüyoruz. Böyle bir projeyi 10 yıllık uğraşın ardından 3 ay sonra bitirme noktasına getirebildiğimiz için kendimizi bahtiyar hissediyoruz. Baktıkça, gördükçe böyle bir hazzı yaşıyoruz” diye konuştu. Böyle büyük bir projeyi kente kazandırdığı için Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu teşekkür eden İzmir Valisi Mustafa Toprak ise şunları söyledi: “Dışarıdan geçerken bir


39

www.mavisehirdergisi.com

şeyler hissediyorsunuz ama içerisine fiilen girince de devasa büyüklüğü görmüş oluyoruz. Kentimizin özellikle fuarcılık konusunda önemli hedefleri var. Bu hedefe gidecek yolda da böylesi mükemmel önemli alanların oluşturulması gerekiyor. Buraya baktığımızda mevcut fuar alanını alan olarak katlayabilecek metrekareye sahip. Prestijli bir yerde ulaşımın ağları üzerinde bulunuyor. Karayolları geçişiyle ilgili 3 gün önce bakanımız geldi, bu konuda çalışma noktası yapıldı. Karayolu bağlantısı en kısa zamanda yapılmış olur. İzmir, bu fuar alanıyla önemli bir değere daha kavuşmuş olacak” dedi. Rakamlarla Fuar İzmir 337 bin metrekarelik arazi ve 240 bin metrekarelik inşaat alanı ile toplam 50 futbol sahası büyüklüğünde olan

fuar kompleksi, 7 bloktan oluşuyor. Yaklaşık 500 milyon liraya mal olacak yeni fuar kompleksi, 2500 araçlık kapalı otoparkı, ofisleri, restoranları, meydan ve amfi tiyatrosu ile sadece fuar zamanlarında değil haftanın her günü faaliyet gösterecek bir yaşam ve etkinlik alanı olarak tasarlandı. Yeni Fuar Kompleksi tamamlandığında, İzmir’i fuarlar ve kongreler kenti olma hedefine de büyük ölçüde ulaştırmış olacak. Fuarın katılımcı ve ziyaretçilerine farklı bir ortam sunacak 14 katlı seyir kulesi tamamlandı. Amfi tiyatro şeklinde hazırlanan meydan, fuarlar süresince çekim merkezi haline gelecek. Yeni fuar kompleksi projesinde, daha sonra gelebilecek talepleri karşılamak amacıyla, 2. etapta kullanılmak üzere 46 bin metrekarelik bir rezerv alanı oluşturuldu. Bunun haricinde ayrıca, 40 bin metrekarelik

ayrı bir alan da otel ve kongre merkezi yapılması için ayrıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni fuar merkezinde 93 bin metrekarelik kapalı otopark alanı oluşturularak ziyaretçi ve katılımcıların hizmetine sunulacak. Fuar alanında ayrıca, 12 bin metrekarelik fuar sokağı, 865 metrekarelik seminer salonu yer alacak. 11 bin 300 metrekarelik alanda ise kafeterya, restoran ve idari binalar bulunacak. Tesis; sergi holleri, seminer salonları, geniş otoparkı ve sosyal donatı alanları ile uluslararası standartlarda olacak. Fuar merkezinin taban oturum alanı 240 bin toplam inşaat alanı 340 bin metrekare. Bu büyüklükteki bir inşaat alanı ile İzmir’de tek başına yapılan en büyük proje olan yeni fuar alanı, Türkiye’nin en büyük Fuar kompleksi olacak. 20 bin 500 metrekarelik Fuar Meydanı ve 12 bin metrekarelik Fuar Platosu da proje çerçevesinde hayata geçiyor.

Fuar merkezinin taban oturum alanı 240 bin toplam inşaat alanı 340 bin metrekare. Bu büyüklükteki bir inşaat alanı ile İzmir’de tek başına yapılan en büyük proje olan yeni fuar alanı, Türkiye’nin en büyük Fuar kompleksi olacak.


40

7’den 70’e her yaştan bilim meraklısı için çekim merkezi olan tesis, özellikle de çocuklara bilimi tanıtmak ve sevdirmek amacıyla hizmet veriyor.

Bilim Muzesi Manisa’ya model olacak

Ege Bölgesi’nin ilk bilim müzesi olan ‘Karşıyaka Belediyesi Bilim Müzesi’, Manisa’ya model olacak. Müzede incelemelerde bulunan Manisa Valisi Erdoğan Bektaş ve İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy, bilimi sevdirmek ve eğitime katkı sağlamak adına, tesisin bir örneğini Manisa’da kurmayı hedeflediklerini söyledi. Gözlem ve deneyler Bilimin temel prensiplerini gözlem ve deneylerle yakından tanıma imkanı sunan Karşıyaka Belediyesi Bilim Müzesi, Manisa Valisi Erdoğan Bektaş ve İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy öncülüğündeki heyeti konuk etti. Bu tesisi model alarak, Manisa’da da bir bilim müzesi kurmak isteyen heyet, belediye yetkililerinden projenin teknik detayları ve uygulanabilirliğine ilişkin bilgi aldı.

model alarak Manisa’da bir bilim müzesi kurmak, bilimi çocuklarımıza çok daha yakından tanıtıp sevdirmek istiyoruz” dedi. Ziyaret ücretsiz Mavişehir Dudayev Bulvarı’nda, 750 metrekarelik kapalı alanda faaliyet gösteren Karşıyaka Bilim Müzesi, keşif yöntemiyle interaktif öğrenme imkanı sağlıyor. 7’den 70’e her yaştan bilim meraklısı için çekim merkezi olan tesis, özellikle de çocuklara bilimi tanıtmak ve sevdirmek amacıyla hizmet veriyor. Müzede, 60 adet öğrenme istasyonu, 100’e yakın deney düzeneği ile 15 interaktif kiosk bulunuyor. Ücretsiz olarak gezilebilen müzeyi hafta içi ziyaret etmek için 324 60 60 numaralı telefondan randevu almak gerekiyor. Müze hafta sonu ise randevusuz olarak da ziyaret edilebiliyor.

Eğitime katkı Deney istasyonlarında tek tek incelemeler yapan Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, geleceğin bilim insanlarının yetiştirilmesine katkı sağlamak amacıyla tesisin bir örneğini Manisa’da kurmayı planladıklarını belirterek, “Bilim Müzesi aracılığıyla eğitim ve öğretime çok değerli katkılar sunan Karşıyaka Belediyesi’ni tebrik ediyorum. Biz de bu örnek projeyi Ocak - 2015



42

“Beyaz bastonu” fark edin! Kamuoyunda farkındalık yaratmak ve görme engellilerin sorunlarını yetkili kurumlara duyurmak amacıyla kutlanan Beyaz Baston Körler Haftası etkinlikleri kapsamında İzmir’de bir yürüyüş düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü, İzmir Kent Konseyi Engelli Meclisi, Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürlüğü ve Çağdaş Görmeyenler

Derneği tarafından gerçekleştirilen yürüyüş, Konak Metro İstasyonu önünde başladı ve Konak Pier Köprüsü’ne kadar devam etti. Yürüyüşe beyaz bastonlarıyla katılan görme engellilere, çok sayıda sivil toplum gönüllüsü de eşlik etti. Etkinlik sonunda bir açıklama yapan Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı

Ufuk Özen, 7-14 Ocak tarihlerini kapsayan Beyaz Baston Körler Haftası süresince söyleşiler, müzik ve şiir dinletileriyle görmeyenlerin taleplerini tüm kamuoyuna duyurmak istediklerini söyledi. Özen, haftanın amacının görmeyenlerin toplumsal yaşama katılmalarının önemli unsuru olan “beyaz bastonun” tanıtılması olduğunu da sözlerine ekledi.

Görme engelli satranç severlere ışık olmalıyız Konak Rotary Rotaract ve İnteract kulüplerinin geçen yıl vefat eden İzmirli milli takım oyuncusu Kemal ÖZCEYHAN anısına düzenlediği satranç turnuvasına A Kategorisinde (12 yaş altı) 93 sporcu ile UKD ye dahil,B kategorisi -(16 yaş altı) ve, C kategorisinde (Açık) 70 sporcu ile UKD-ELO‘ya dahil satranç turnuvası düzenlenmiştir. İzmir Özdilek Wyndham Grant otelde 03-04.01.2015 tarihlerinde yapılan satranç turnuvasında elde

edilen gelir ile Aşık Veysel Görme Engelliler Okuluna bir satranç sınıfı kazandırılacaktır. 12 yaş altında 1232 Reyting ortalaması, 16 yaş altı 1566 Reyting ortalaması ve Açık kategorisinde 1764 reyting (Kuvvet puanı) ile şimdiden İzmir’in hatta Türkiye’nin kaliteli turnuvaları arasına giren, katılanların övgü ile söz ettiği Konak Rotary–Rotaract– Interact Kulüpleri Geleneksel Satranç Turnuva sonrası, Konak Rotary Kulüp dönem Başkanı Tayfun ŞENOL; bu

Ocak - 2015

turnuvaların önümüzdeki dönemlerde de uluslararası boyut kazandırarak, satrancın ülkemizde gelişmesine, satranç severlerin nezih ortamlarda bulunmasına vesile olup elde edilen gelirlerle de çeşitli sosyal içerikli yardım projelerinde farkındalık yaratıp kaynak oluşturmaya devam edeceklerini söyledi.


43

www.mavisehirdergisi.com

İTK Mezunları Derneği “Lüküs Hayat”ın özel gösterimine ev sahipliği yaptı Türk Tiyatrosu’nun klasik eserlerinden birisi olan ve ilk defa cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarının yapıldığı 1933 yılında sahnelenen Türk toplumunun Batı ile yüzleşmesi ve bu çerçevede yaşanan gülünçlükleri sahneye taşıyan, iki farklı kültürün yüzleşmesinden ortaya çıkan durumun değişmezlerini anlatan “Lüküs Hayat” müzikalinin özel gösterimine İTK Mezunları Derneği ev sahipliği yaptı. Deneyimli yönetmen, oyuncu ve Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden biri olan Haldun Dormen tarafından sahneye konulan, Ali Hoca ve Aytuğ Ülgen’in orkestra yönetmeni, Tayfun Çebi’nin dekoratör, Gülay Korkut’un kostüm kreatörü, Şebnem Şenel’in koreograf, Oktay Kanca’nın ışık kreatörü olarak görev yaptığı 2 perdelik müzikalde 40’a yakın solist sahne aldı ve solistlere

yine İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin deneyimli oyuncuları eşlik etti. İzmir Özel Türk Koleji Mezunları Derneği tarafından satışa sunulan, biletleri kısa sürede tükenen ve en bilinen şarkısı “Şişli’de Bir Apartıman” olan 2 perdelik müzikal “Lüküs Hayat”ın özel gösterimi İTK Mezunu, Devlet Sanatçısı ve İTK Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aytül Büyüksaraç, İTK Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, İTK’lı mezunlar, yöneticiler, velilerden oluşan 300 kişilik bir izleyici kitlesi tarafından izlendi. İTK’lılar tarafından büyük bir beğeniyle izlenen, oyuncuların ve müzikal ekibinin dakikalarca alkışlandığı özel gösterim sonrasında duygularını ifade İTK Mezunları Derneği Genel Sekreteri Ceyda Arslan, biletleri İTK Mezunları

Ocak - 2015

Derneği tarafından satışa sunulan ve kısa sürede tükenen Lüküs Hayat Müzikali’ne İTK’lıların gösterdikleri ilgiden büyük mutluluk duyduklarını ve bu ilginin İTK’nın ve İTK’lıların sanata verdikleri önemin kanıtı olduğunu dile getirdi. İTK Mezunları Derneği Yönetim Kurulu tarafından alınan kararla İTK Mezunları Derneği tarafından yıl boyunca organize edilen tüm etkinliklerin gelirinin İTK Mezunları Kitap Bursu’na aktarılacağını da belirten Ceyda Arslan, müzikale gösterdikleri ilgiden dolayı tüm İTK Ailesi’ne bir kere daha teşekkürlerini iletti.


44

Mutluluğun resmini çizdiler İzmir Büyükşehir Belediyesi, çevre kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesine dikkat çekmek amacıyla ortaokul öğrencileri arasında “Rüzgar ve Güneş, Temiz Enerjiyle Bütünleş” başlıklı bir resim yarışması düzenledi. Resimlerdeki “mutlu insan” figürleri dikkat çekti. Çevre yatırımlarıyla Türkiye’ye öncü olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, günümüzde hızla artan çevre kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesine dikkat çekmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki 5, 6, 7. ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik “Rüzgar ve Güneş, Temiz Enerjiyle Bütünleş” konulu bir resim yarışması düzenledi.

Bireysel olarak enerji tasarrufunun toplumun her kesiminde benimsenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesini hedefleyen yarışmaya büyük ilgi gösteren çocuklar 545 eserle katıldı. Seçici Kurul’un yaptığı zorlu değerlendirmenin ardından ilk üç dereceye giren resim ile sergilenmeye hak kazanan 50 eser belirlendi. Gürçeşme Leman Alptekin Ortaokulu’ndan 8. sınıf öğrencisi Melisa Dülger, Türk Telekom Yatılı Bölge Ortaokulu’ndan 7. sınıf öğrencisi Şengül Sedef Kırbıyık ve Güzelyalı Ortaokulu’ndan 5. sınıf öğrencisi Gizem Emanet ilk 3 dereceyi paylaşarak bisiklet ödülüne hak kazandı Ocak - 2015


Köşe Yazısı www.mavisehirdergisi.com

45 SANAT

Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com

Çağdaş Japon Sanatçılar ve İzmir

M

erhaba sevgili okurlar… 2014 yılının son bulduğu şu günlerde; İzmir’de geçtiğimiz günlerde sanatseverlerin ilgi ve beğenisi bir sergide yoğunlaştı.

Materyaller ile Diyalog isimli Çağdaş Japon Güzel Sanatları ve El Sanatları Sergisi 24 Kasım- 13 Aralık 2014 tarihleri arasında Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu. Sergi süreci boyunca Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin 5 sergi salonu Japon Güzel Sanatlarının geleneksel materyalleri ile yapılan seramik, vernikleme, tekstil

ve kağıt konularındaki el sanatları sergilendi. Sergide farklı yaklaşımlar kullanan ve aynı materyaller ile yaratıcı farklı sonuçlar ortaya koyan Keiko Art International’dan 28 seçkin sanatçının eseri sergileniyor. Tüm eserler geleneksel teknik ve tecrübeye sahip olan kişilere ait.

materyal kullanılmış. Bunlar; seramik, tekstil, kağıt ve lakedir. Sanatçıların Türkiye’de İzmir ilini seçmelerinin sebebi Japonya’ya ve Japon kültürüne karşı meraklı kişiler yaşıyor olmasıymış. Eserlerimizi görmek isteyenler olursa biz seve seve tekrar geliriz diyorlar. Ne kadar güzel…

Uluslararası Sanat Merkezi Sahibi Keiko Fukai, Çağdaş Japon Güzel Sanatları ve El Sanatları Sergisi’ne 28 sanatçının 120’ye yakın eseri olduğunu söyledi. Çağdaş Japon Güzel Sanatları ve El Sanatları Sergisi’nin İzmir’de ilk defa gerçekleşen sergisinde 4

Uluslararası standartlardaki sergiyi İzmir’imize getiren; başta Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ekibine teşekkür ediyorum. İzmir’li sanatseverler de eminim onları tekrar İzmir’de görmek isterler. Bu tarz sergilerin 2015’te daha çok olması dileğimiz. Dünyamızda ve Ülkemizde barışın olduğu, keyifli yıllar dilerim.

Ocak - 2015


46

Serdar Sütçü www.serdarsutcu.com

MOMENTUM

B

ir tenis maçının sonucu, her zaman sporcunun yeteneğine bağlı değildir. Sporcu, maçı lehine çevirebilmek istiyorsa teknik, taktik, fiziksel ve zihinsel (mental) olarak donanımlı ve güçlü olmak durumundadır. Teniste kondisyonun öneminden daha önce bahsetmiştim. Bu yazımda ise, bir tenis maçında sporcunun zihinsel olarak güçlü olmasının ve momentumu kendi lehine çevirmesinin avantajlarından bahsedeceğim. Öncelikle momentumu tanımlayalım. Momentum maçın akışını kontrol eden, gizli bir güçtür. Maçın içindeki tüm dengeleri, inişleri ve çıkışları kontrol altında tutar. Momentum sadece teniste değil, tüm spor branşlarında da mevcuttur. Hatta hayatın içindedir. Momentum, maçın akışına yön verir, maçın içerisinde durumun sizin lehinize veya aleyhinize geliştiğini hissedersiniz. Peki, momentumun sizden yana veya

size karşı olduğunu nasıl anlarsınız ve momentumu kullanmayı nasıl öğrenebilirsiniz?

Momentumun sizden yana olmadığı anlarda ise, maçta hiçbir şey istediğiniz gibi gitmiyor gibi görünür, gereken tüm çabayı gösterdiğiniz halde maçın kontrolü tamamen rakibin elindedir. Kendinizi maç içinde tedirgin hissedersiniz, sanki tüm şanssızlıklar sizi bulmaktadır, çıkış yolu bulmak imkansız gibi gelmektedir.

taşımaktadır. Momentumu kontrol etmek ve kendi lehimize çevirmek için yapmamız gerekenler nelerdir? Tenis maçı çok dinamiktir, her an her şey değişebilir. Momentumu kontrol etme adına tüm ip uçlarını, fırsatları ve dönüm noktalarını değerlendirmek gerekir. Maç sırasında havanın değişmesi, rakibin taraftarlarından gelen olumsuz tezahüratlar, rakibin sakatlık molası kullanması, uzun bir oyunun kazanılması veya kaybedilmesi, kolay bir vuruşu kaçırmak gibi, oluşabilecek tüm durumlar karşısında, durumun kontrol altında olduğu düşüncesiyle hareket edebilmek ve maçı kazandırabilecek durumları yaratmaya devam etme çabası, momentumun kontrolünde ve bizimle kalmasında oldukça önem taşımaktadır.

Kazanıp kaybetmeye bu kadar etkisi olan bir gücü kontrol altında tutabilmek, hiç şüphesiz çok önem

Tüm hayatınızda momentumun sizinle olması dileğiyle, herkese mutlu, sağlıklı ve tenisle dolu bir yıl diliyorum.

Momentumun sizden yana olduğu zamanlarda, kendinizi daha rahat hissedersiniz, kontrolün daha çok sizin elinizde olduğunu düşünürsünüz, puanı kaybetme düşüncesi zihninizden silinmiştir, maçı kazanacağınızı düşünürsünüz.

Ocak - 2015


47

www.mavisehirdergisi.com

Saçlarınız için bakım yaptırmanın şimdi tam da zamanı... Soğuk hava şartları, rüzgarlar, kuru ısıtılmış odalar ve kalın şapka ve bereler saç derisi ve saç için yıpratıcı koşullardır. Şimdi ekstra saç bakımı için uygun zaman. Soğuk mevsimde yıpranmış saçlarınız için bakım yaptırmanın şimdi tam da zamanı... Kuaför Hüseyin Erken’in siz değerli Mavişehir Dergisi okurları ve takipçileri için başlattığı kampanya; her Çarşamba günü tüm saç bakımları ücretsiz olurken yapılan işlemler için % 30 indirim uygulaması devam ediyor. Kışın en ciddi saç ve cilt problemlerinden birinin kuru hava olduğunu vurgulayan Kuaför Hüseyin

Erken “Hava ne kadar soğuksa nem o kadar düşüktür. Bu da çevremizdeki nemin azaldığını gösterir. Bunu cansızlaşan saçlarınıza bakarak ve daha da hassaslaşmış olan saç derinizden anlayabilirsiniz. Yıpranmış kış saçlarına yardımcı olmak için tek yol vardır. Saçlarınıza ve saç derinize hassas bakım ve zengin ürünlerle bakım yapmak. Biz de tam bunun için başlattığımız kampanyamızı, sizler için kısa bir süre için daha devam ettirmeye karar verdik” diyor. Daha ne olsun? Kuaför Hüseyin Erken’i ziyaret etmek için önemli bir sebebiniz var...

Ocak - 2015

Kuaför Hüseyin Erken Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent- Bostanlı-İZMİR Tel : 0232 336 14 74


48

Turkcell çalışanları MyMaya’da erken yılbaşı partisi ile unutulmaz bir gece geçirdiler.

Hacer Sakallı, Ufuk Özdemir, Şahan Tanır, Umut Sarıgöllü ve eşleri

Erdal Görgün, Onur Ölçücü, Erkan Adıyaman ve eşleri

Lenovo, Türkiye’de akıllı telefon pazarına her kullanıcı segmentine yönelik en yeni teknolojili ürünleriyle girişini Anjelique Gece Kulübü’ndeki parti ile kutladı.

Metin Çakmakçı - Ufuk Çakmakçı Bahri Yücesan - Filiz Çakmakçı

Ayşe Özyılmazel

Merve Boluğur - Ceylan Çapa

Hakan - Gizem Hatipoğlu

Ocak - 2015

Ceylan Çapa - Onur Baştürk Didem Soydan - Doğuş Çabakçor

Lal Denizli


Kışın hastalıklardan

KORUNMANIN YOLLARI

K

ışın gelmesiyle beraber, hastalıklar da kendini yavaş yavaş göstermeye başladı. Hasta olmamak için alınması gereken en önemli önlemler, hijyen, el yıkamak ve sağlıklı beslenmek! Soğuk algınlığı aşikar olduğumuz bir sağlık sorunudur. Yakalandığımızda göz ardı etmek yerine en kısa sürede tedavi edilmesini sağlamamız gerekir. Aksi takdirde soğuk algınlığı zatürre gibi daha ciddi sorunlara davetiye çıkarabilir. Hastalık yapan mikrop ve mikroorganizmaların havadaki yoğunluğunun artması, soğuk havadan dolayı vücudun daha fazla enerji harcayıp yorgun düşmesi, kapalı ve kalabalık yerlerde iç içe yaşamak kış aylarında hastalıkların artmasına neden olan etkenlerdir. Başta çocuklar olmak üzere hemen hemen herkes kış aylarında daha sık hasta olur. En gelişmiş ülkelerde bile 5 yaşın altındaki çocuklar 1 yılda ortalama 6-8 kez hastalanmaktadırlar. Özellikle kreşe ve okula başlayan çocukların ilk senelerde daha sık hastalanması doğal bir durumdur. Öksürüğün ilacı ıhlamur Bağışıklık sistemimiz kuvvetli olursa, hastalıklara yakalanma riskimiz azalır. Grip ve soğuk algınlığına bağlı öksürük ve boğaz ağrılarını hafifletmek için basit bir şurup önerimiz olabilir: Bir kahve fincanı pekmezin içinde iki çay kaşığı tereyağını eritip, bu karışımın içine de bir adet limon sıkarak öksürüğünüzü hafifletebilirsiniz. Pekmezli şurubun tadından hoşnut olmayanlar ise;

ıhlamur çayının içine bol bol limon ve iki tatlı kaşığı bal katarak hazırlanan farklı bir karışımı içerek, iyileşmeyi deneyebilirler. Zencefil kökü: Limon ile birlikte tüketildiğinde soğuk algınlığına, yağlı bir yemek sonrası ise sindirime yardımcı olur. Boğazınızda veya vücudunuzda kırıklık, halsizlik, ağrı hissettiğinizde taze zencefil rendesi, limon suyu, bal, hoş kokusu, lezzeti ve ferahlatıcı özelliğiyle iyi hissetmenize yardımcı olur.

Limon çayı: C vitamini bakımından oldukça zengin olan limon çayı grip, nezle gibi üst solunum yolu hastalıklarının tedavisine yardımcı olmak ve kaybedilen enerjiyi kısa sürede geri kazanmak için kullanılabilir. Soğuk veya sıcak olarak tüketebileceğiniz limon çayı, sindirim sisteminin düzgün çalışmasını ve toksinlerin vücuttan daha hızlı atılmasını sağlar. Sabahları içilecek 1 bardak limon çayı güne başlamak için gereken enerjiyi sağlar ve zihinsel rahatlık verir. Ancak asitli içeriği nedeniyle reflüsü olanlara önerilmez ve boş mideyle içildiğinde mide yanmasına neden olabilir. Tavuk çorbası: Tavuk çorbasının burundaki salgının kıvamını azaltarak, tıkanıklığı giderdiği bilinmektedir. Ayrıca özellikle sıcak tavuk çorbası içerseniz, salgı üretiminiz artar, hapşırma ve sümkürme yoluyla mikropların erken atılmasına yardımcı olur.

Karabiber meyvesi: Yemeklere lezzet vermesinin dışında, ağrı kesici ve ateş düşürücü etkisi bulunmaktadır. Toz edilmiş karabiber meyvesi ile hazırlanan çay gargara şeklinde uygulandığında boğaz enfeksiyonlarına ve ağrının azalmasına yardımcı olacaktır.

Bal kürü: Kolay sindirilen bal, bağırsak ve böbreklerin daha iyi çalışmasına da yardımcı olur. Bilindiği gibi bal önemli bir enerji kaynağıdır. Yapılan araştırmalarda da tespit edildiği gibi yorgunluğu giderip, hem beynin hem de bedenin çalışmasını kolaylaştırır. Ayrıca tansiyonu düşürür, kansızlığı giderir, damarları açar, cildi yumuşatır, nezle ve öksürüğe iyi gelir, alerjik durumları önler, ülsere faydalıdır ve ağrı dindirici özelliği vardır. Bütün bunların yanında üç gün süreyle uygulayacağınız bal kürü bağışıklık sistemini bir hayli güçlendirir.


50 Köşe Yazısı

Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

Sigortalı-sigortacı anlaşmazlıklarında hızlı çözüm noktası: Sigorta Tahkim Komisyonu

S

igorta poliçesi satın alırken, dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Bunlarla ilgili mümkün olduğu kadar çok bilgi paylaşımı sağlamaya çalışıyorum. Bu detay bilgilere dikkat edildiği sürece, sigorta şirketleri ile anlaşmazlık yaşama ihtimali oldukça düşecektir. Fakat buna rağmen yine de uyuşmazlık yaşanacak durumlar olabilir. Konunun mahkemeye taşınmasında ise süreç oldukça uzayabilmektedir.

5684 sayılı sigortacılık kanunu, sigorta ettiren ile sigorta şirketleri arasındaki uyuşmazlıkların mümkün olan en kısa sürede sonuçlanmasını sağlamak için bir aksiyon alarak, Sigorta Tahkim Komisyonu’ nu hayata geçirmiştir. Komisyon üyeleri, ülkemizde sigortacılık faaliyetinde bulunan ve üye olmak için başvuran şirketlerdir. Sigortalılar, eğer poliçelerini satın aldıkları sigorta şirketi tahkim komisyonuna üye olan şirketlerden biriyse, komisyona başvurabilmekte, üye değilse başvuramamaktadırlar. Bu durumda sigorta anlaşması yapacağınız sigorta şirketinin bu komisyona üye olup olmadığını öğrenmekte fayda vardır. Sürecin işleyişi şu şekildedir: Poliçe teminatlarına giren bir hasar yaşadık ve sigorta şirketi beklentimiz

doğrultusunda bir sonuç çıkarmadı. İlk önce talebimizi sigorta şirketinin kendisine yazılı olarak yapıyoruz. Talebimizin tamamen ya da kısmen reddettiklerine dair yazılı bir cevap temin etmemiz gerekiyor. Eğer 15 gün içinde bu yazıyı göndermezlerse ve biz 15 gün önce başvuruda bulunduğumuzu kanıtlayabiliyorsak, bu kanıt da tahkime başvurabilmek için yeterlidir. Sigorta şirketinin hasarı reddettiğine dair olan yazısının anında, talebimizde haklılığımızı kanıtlamaya yarayacak mümkün olduğunca çok evrak toplamalıyız. Ayrıca zarar gören kıymetimize ilişkin evraklar da (tapu kopyası, ruhsat kopyası, hasara ilişkin tamir/satın alma teklifleri ya da faturalar, gibi) yine hazır olmalıdır. Başvuru için yatırılması gereken ücretler komisyonun sayfasında (www. sigortatahkim.org.tr) duyurulmaktadır: Uyuşmazlığa konu miktar (TL) Başvuru Ücreti (TL) 0 - 5.000 50 5.001 - 15.000 125 15.000 ve üzeri 300 Son olarak, yine web sayfasından ulaşılabilecek başvuru formunu doldurmamız gerekiyor. Islak imzalı Ocak - 2015

başvuru formuna, yatırılan ücrete ilişkin dekontu, ve yukarıda belirttiğim özelliklere sahip diğer tüm evrakları da ekleyerek, sigorta tahkim komisyonuna iletiyoruz. Bu arada unutulmaması gereken bir diğer detay da, eğer uyuşmazlığı sigorta tahkim komisyonu ile çözmeye karar verdiysek, konunun ayrıca tüketici heyetine, mahkemeye, vs de taşınmamış olması gerekmektedir. Eğer başka bir kuruma da başvurulmuşsa, komisyon talebi direkt reddedecektir. Tekrar vurgulamak istiyorum, komisyonun varolma amacı, sigortalılar ve sigorta şirketleri arasındaki uyuşmazlıkların hızlı bir şekilde çözülmesidir. Fakat bundan daha kısa sürede çözümün anahtarı, o sorunların hiç meydana gelmemesi için gerekli önemleri en baştan almakta saklıdır. Bunun için de teminatlarımızın ihtiyaçlarımıza uygun şekilde oluşturulduğundan emin olmalıyız. Poliçeleri mutlaka okumalı, eksik ve hatalı olduğunu düşündüğümüz kısımları düzelttirmeliyiz. Bir hasar oluştuktan sonra poliçeyi düzeltme şansımız olmayacaktır. Sorunlarla değil, çözümlerle dolu günler dilerim.


www.mavisehirdergisi.com 51

51

EGİAD 5. Ulusal Fotoğraf Yarışması Sonuçlandı

Fotoğraf sanatının geliştirilmesi ve bu alanda aktif çalışma yapanların desteklenerek, özgün sanat değerlerinin ortaya çıkmasına yardımcı olmak amacıyla bu yıl 5.si gerçekleşen Fotoğraf Yarışması sonuçlandı. Birinci kategorisi “Sevgi”, ikinci kategorisi ise “Serbest Mobil Kategori” olarak organize edilen yarışmaya çok sayıda fotoğraf eseri katıldı. Sevgi konulu Genel Kategori Büyük Ödülü 3.000 TL, Mobil Kategori Büyük Ödülü ise 500 TL olarak belirlenen yarışmanın sonuçlanmasıyla eserler, EGİAD Dernek Merkezinde sergilendi. Tören öncesi açıklama yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya,

toplumsal geleceğimizin teminatı insana dokunmak istediklerini ve bunun da en güzel yolunun “Sevgi” den geçtiğini belirterek, “Gençlerimizin, hukukun üstünlüğüne inanan, adalete güvenen, yurttaş olma bilincini ve sorumluluğunu taşıyan, çevreye duyarlı, anlaşmazlıklarını uzlaşma ve barışçıl yollarla çözümleyen bireyler olarak yetişmelerine ve gelişmelerine katkıda bulunmayı amaçlayan EGİAD, bu yolda yapılacak çeşitli çalışmaları özendirmek ve desteklemek için düzenlediği ödüllü fotoğraf yarışmalarının bu yıl 5.sini gerçekleştirmektedir. 1.Kategori konusu sevgi olup, günümüz dünyasında hızla gelişen şiddet ve ona

Ocak - 2015

bağlı unsurların yarattığı ayrıştırıcı ve kaotik düzende unuttuğumuz en yüce değer olan sevginin birleştirici, uzlaşmacı yanını fotoğraf sanatı aracılığıyla işlemek, fotoğrafçının kendi yaratıcılığını kullanarak topluma ve hedef kitlelere sevginin yüceliğini anlatan eserlerin ortaya çıkmasına katkı sunmaktır. İkinci kategorinin konusu ise serbest olup, teknoloji kullanımının üst düzeye çıktığı günümüzde mobil telefon cihazlarıyla fotoğraf çekip servis ederek vatandaş gazeteciliği deyişini literatüre sokan gençleri ve ilgi duyanları fotoğrafın görsel iletişim dilini daha iyi kavrayıp, öğrenmelerini teşvik ve özendirmek amacını gütmekteyiz” dedi.


52

DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir. Mikasa Moor Girne Bulvarı No:109/A Karşıyaka 0(232) 368 5829

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 30 60

Beyaz Lale Çınarlı Çiçek Market Anadolu cad. No:7/3 Çınarlı/İzmir Tel: 0 232 435 96 76

Anadolu Kahvaltı ve Ev Yemekleri Bostanlı Mah. 2010 Sok. No:4/A Bostanlı Tel: 0232 999 94 94

Ege Park AVM Tel: 0(232) 324 44 34

MyMaya EgePark Mavişehir Avm 2.Kat Tel: 0(232) 324 59 70

BLEUSKY kuru temizleme Adres: 6440/3 Sk. No:12/A Atakent Karşıyaka İzmir Tel: 0232 330 3104

Galeri Algur Girne Bulvarı No: 60/A Karşıyaka Tel: 0(232) 364 69 08

Kuaför Hüseyin Erken Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent- Bostanlı Tel : 0232 336 14 74

ŞEHİR REHBERİ

EVLERE SERVİS

LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

RESTORAN VE CAFELER 15 4 112 118 18 6 1 10 185 15 6 155 15 8 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi MedicalPark İzmir Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiyo Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Karşıyaka Tıp Merkezi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Ege Sağlık Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Özel Atakent Polikliniği Özel Bostanlı Sağlık Polikliniği Özel Yalı Polikliniği Özel Nergiz Sağlık Polikliniği Özel Çiğli Polikliniği

KAN MERKEZLERİ Çocuk Hastanesi Ege Üniversitesi Kızılay SSK Tepecik

433 06 08 388 28 61 421 47 89 433 38 74

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

KUAFÖRLER

Hüseyin Erken Nasyonel Kuaför Meridyen Güzellik Salonu

241 10 00 382 06 07 330 64 50 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 369 00 83 323 45 45 461 93 33 336 11 95 483 14 14 343 13 43 412 22 22 463 64 65 441 01 21 386 70 70 483 56 87 433 0084 464 24 00 462 27 27 463 77 00 489 35 35 336 11 95

368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16 441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36

336 14 74 324 42 14 0536 640 49 15

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Kervan Kebap Pide - Karşıyaka Mc Donald’s

483 00 79 347 09 00 369 81 86

MARKET ve ŞARKÜTERİ Albayrak Market - Mavişehir Ömerağa

324 04 03 0(507) 185 11 56 368 11 24

Tire Market Şarküteri

290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 337 35 34 433 38 58 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 484 64 65 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 54 07 308 00 00

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

Gelecek Dershaneleri Fen Dershanesi Körfez Dershanesi Sınav Dergisi Dershanesi Uğur Dershanesi Bostanlı Sürücü kursu Karşıyaka Sürücü Kursu Yalı Sürücü Kursu Sinem Sürücü Kursu Profesyonel Diyalog Dil Okulu Yeni Adım Yabancı Dil Kursu Deniz İngilizce Kursu

369 11 55 368 77 73 369 88 99 446 37 37 381 23 92 362 97 45 63 72 83 372 17 63 367 00 12 368 93 01 330 55 66 330 73 66

EĞİTİM KURUMLARI

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon 27 Ocakbaşı Servet’in Yeri Adanalı Hasan Kolcuoğlu Dante Cafe & Bar Kordon Boyu Balık Pişiricisi Club En Velo La Sera Pepe Rosso Deniz Restaurant Karşıyaka Deniz Restaurant Mavişehir Kervan Döner Kebap Pide Salonu MyMaya Mc Donald’s

483 00 79 337 27 65 362 51 51 324 61 61 323 03 17 464 80 90 463 28 69 464 25 95 464 48 93 364 44 64 324 10 20 323 21 22 324 59 70 369 81 86

PASTA VE UNLU MAMÜLLER Pastafoni Pasta Rüzgarı Lolipop Düşler Roka Mutfak Atölyesi

TAKSİ DURAKLARI

330 47 17 364 65 60 0531 335 67 60 336 78 90

Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umur Mavişehir Taksi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

362 41 53 336 31 39 330 52 01 362 19 92 362 02 52

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Postacılar Kültür Merkezi Puntart Bülent Ecevit Kültür Merkezi İsmail Cem Kültür Merkezi Aydans Sanat Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

369 27 90 368 22 39 363 30 37 369 45 58 361 06 23 361 60 19 364 21 90 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 463 69 79 366 44 59

OTOBÜS ŞİRKETLERİ

KÜLTÜR MERKEZLERİ

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ

1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya - 2015 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişimOcak bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Ege’yi Keşfetmeye Çeşme Marina’dan Başlayın! Türkiye’nin önde gelen yatırım firmalarından biri olan IC İbrahim Çeçen Holding ve marinacılık sektöründe köklü bir geçmişe sahip Camper & Nicholsons Marinas International ortaklığında işletilen Çeşme Marina, tekne sahiplerine ve ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Tarihi ve stratejik bir Akdeniz liman yerleşimi içinde yer alan ve 24 saat boyunca rahatlıkla ulaşılabilecek korunaklı bir limanda bulunan Çeşme Marina, denizde 400, karada ise 100 tekne kapasitesi ile 60 metre uzunluğa kadar olan teknelere hizmet verebilmenin yanında yat kulübü, restoranlar, barlar ve kafeler ile misafirlerine değişik seçenekler sunuyor. Bir yaşam merkezinden beklenileceği üzere marinanın 12 ay boyunca açık olan çarşı alanında birbirinden şık ve huzurlu restoranların yanı sıra giyim ve aksesuar mağazaları, yat satış ve kiralama ofisleri, yelken okulu, optik, sanat galerisi, tasarım mağazaları, müzik ve kitap mağazası, teknoloji market, çocuk oyun alanı yer almaktadır. Çeşme Marina’da restoranlar, kafeler ve barlarla geceleri canlı ve eğlenceli bir atmosfer oluşmaktadır. Çeşme Marina, Ege Denizi’ni ve birbirinden güzel adalarını günübirlik seyirlerle keşfetmek için mükemmel bir konumda yer almaktadır. Maceraperest bir ruha sahip olanlar için bütün Ege, bu kapının ardında keşfedilmeyi bekliyor…

Tel : +90 (232) 712 25 00

e-Mail : info@cesmemarina.com.tr

Fax : +90 (232) 712 99 14

web

: www.cesmemarina.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.