Ağustos - Eylül 2018 Yıl.5 Sayı.55 8.00 Genel kültür,
“
MODA
Sanatla uğraşan insanlar normal değil
“
TUĞÇE TAYFUR İsmail Gökgez’in özel röportajı
Yazdan kalanlar baharda da bizimle
FONKSİYONEL TIP NEDİR?
Uzman Dr. Levent Sepit
SONBAHARIN EN FAYDALI GIDALARI AVRUPA ENERJİ VERİMLİLİK YASASI LOT 20
YENİ
Lot 20 uyumlu NOBO elektrikli ısıtıcılar
Zekâ Küpü Termostatlar Tüm NOBO elektrikli ısıtıcılar, dünyanın önemsediği ve kabul ettiği Lot 20 Enerji Verimlilik Yasasına uygundur. Elektrikli ısıtıcı sektöründe ilklere imza atan, ödüllü tasarıma sahip NOBO ürünleri; size sağlıklı ve kaliteli ısınma konforunun yanı sıra, çalışırken ve bekleme modunda en az elektriği tüketerek bütçenize de katkı sağlayacak. Özel yazılımlı yapak zekâya sahip patentli termostatlar; tıpkı anne şefkati gibi sizin konforunuzu ön planda tutacak.
DAHA TEMİZ YÜZEY DAHA AZ TOZ DAHA ÇOK ISI VERİMLİLİĞİ
Y
DESIGN
IN
U.K.
NORW
A
Nobo elektrikli ısıtıcıların odanıza uygun ölçülerde birçok alternatifi bulunmaktadır.
MAD
0(232) 464 7255
Şehitler Caddesi No: 100 Alsancak / İzmir
www.kainsaat.com
E
Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)
Duygu Attila
Genel Yayın Yönetmeni
Aras Attila
aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve İletişim kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu
Duygu Attila
Hukuk Danışmanı
Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi
0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım
Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu İstanbul Temsilcisi
Süheyl Atay RUNLTD Yayın Türü
Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi
www.mavisehirdergisi.com
ÖNSÖZ
ARAFNAFOBİ Litaretürlere geçsin; özgür ile haddini bilmez arasında kalmış insanlardan korkma... Bence güzel oldu. Şu sosyal medya bize çok büyük özgürlükler sağladı, hiç ulaşamayacağınız insanlara ulaşmaya, yaşantımızı paylaşmaya, ünlülerin yaşantısını takip etmeye, tepkimizi, sevincimizi, kuşkularımızı, öngörülerimizi anında açık etmeye meydan oluşturdu... İnsanlarda kendini önemli ve özel gösterme isteğini ateşledi bir güzel... Evet herkes önemli, herkesin kendine has özellikleri ve ayrıcalıkları var, ancak bu kısmen ulaşamayacağına ulaşabilme açıklığı kimilerine haddini aşma “özgürlüğü” yaşattı. Bilgisi olmasa da, kültürü olmasa da kendi hayat standartlarına göre yargılama, önerilerde bulunma, yol gösterme cüretinde bulunmaya başladı insanlar. Bu durum da toplumsal sorunlarımızdan biri olan bencillik ve kültürsüzlükle direkt birleşti, ortaya tahammül sınırlarını zorlayan tablolar çıkarmaya başladı. Bu ve bu gibi yazılar, tartışmalar, hatta sonunda birinin utandığı diyaloglar kendini keşfetmeye ve geliştirmeye açık insanlara mutlaka yol gösterir. İnsan gelişen ve öğrenen bir canlıdır. Yani öyle olmalıdır. Gelişmek yerine gerilemeyi seçen, kendiyle olan iç savaşını henüz tamamlayamamış insanlar etrafa hep kaos yaşatırlar. İnsanın insana haddini bilmeden yorum yapma ve davranma lüksünü kimseye vermemek gerek. Hele hele kişisel olarak tanımadığı halde, herkesin takdir ettiği, güzel dileklerde, güzel temennilerde bulunduğu, hatta ünü ülke sınırlarının dışına taşmış insanlara bunun hiç yapılmaması lazım... Dikkat ettiyseniz ilk defa 30°C’de narin programda yıkama yaptım. Zaferler saldırıya saldırıyla karşılık vermeden de elde edilir. Saygılarımla,
Baskı:
aras@kabinekibi.com.tr Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik Yeliz Fidan Melike Baykara Birinci Emrah Önder İsmail Gökgez
facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi
• • • • • •
İÇİNDEKİLER
Şarbon ve bulaşma yolları (12-13) Fonksiyonel Tıp nedir? (22-23) Tuğçe Tayfur ile özel röportaj (24-29) Makyajın bronz hali (49) Teknoloji (54-55) Köşe Yazıları
Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü İsmail Barış Özpazarcık - Emrah Önder
w. i w w .c o m er g uu i e - D a s i s n i z ın d i z . r gi a t in D e f o r m b il ir s a uy ok
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor
Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.
EgePark AVM’deki standımız
www.mavisehirdergisi.com
MAĞAZA BOSTANLI SAHİL - 2017 Sk. No:17/1
0(541) 670 27 29
Ege Bölgesi’nin en büyük Personal Training Salonu
PT STUDIO ONE
PT Studio One Kurucusu Ufuk Doğan
Amacınız gerçekten kendinize iyi bakıp, spor yaparak zinde kalmak, vücudunuzu ve kas yapınızı arzuladığınız şekle getirmekse; bir plan ve disiplin çerçevesinde uygun ve doğru antrenmanları yaptıracak, sizi motive edip sonuca ulaştıracak Özel Antrenöre ihtiyacınız olacaktır...
Vücut geliştirmede 5 Kez Türkiye, 1 kez Overall Champion ve 43 kez Ulusal ve Uluslararası Taekwondo Şampiyonu Ufuk Doğan, 10 senedir Profesyonel Antrenör Cenk Uyanık, Milli Güreşçi Cangül Karakuş, Zumba Eğitmeni İnnara Tulunay, Pilates Eğitmeni Hazal Arı ve Pilates Eğitmeni Nursel İlhan PT STUDIO ONE’ın 350 m2’lik alanıyla Özel Antrenör isteyenlere Çiğli Park Yaşam Ataşehir’de hizmet vermektedirler.
Personal Training
size ne katar?
Öncelikle zamandan kazanırsınız. Bilindik spor salonlarında spor yapanların ilk motivasyonunu bozan şey; aletler için sıra beklemesidir. İkincisi; herkesle ilgilenmesi gereken spor hocasını sürekli müsait bulamayınca kendi antrenmanı için müsait zamanı beklemesidir...
İyi bir Personal Trainer ile daha verimli çalışır, amacınıza daha erken ulaşırsınız. Kendi istediğiniz zamanlara göre antrenmanınıza zaman ayırma imkanınız olur. Doğru antrenman, doğru sonuç Genelde spor yapmak isteyenlere klişeleşmiş antrenman programları hazırlanır. Antrenman esnasında ve süreç içinde bu programların kontrolu uzmanlar tarafından yoğunluk nedeniyle pek yapılamaz.
Bodybuilding, Functional Training, Kick Boxing, TRX, Crossfit, Pilates Mat&Reformer, Hamile ve Lohusa Pilatesi, Çocuk Pilatesi
8
Ağustos - Eylül - 2018
Aynı anda 10 hocanın ders verebileceği bir kapasitede özel antrenörünüzle çalışın
Elit ve nezih bir ortam İyi bir Personal Trainer sizin programınızı çok iyi takip ettiği gibi, beslenmenizden vücut gelişiminize kadar sizi yönlendirir. Gelişiminize göre size özel programlar ve antrenmanlar hazırlar.
Kişiye özel
Beslenme Programları ve Vücut Analizleri
PT STUDIO ONE’da tüm odak sizin üzerinizdedir... Sizin kas yapınız, bünyeniz ve istekleriniz göz önünde tutularak size tamamen yaratıcı bir spor serüveni kurgulanır. Beslenmenizden kas lifi tipinize kadar analizlerle size doğru bir plan çizilir. Kendini tekrarlamayan, hedefe ulaşan süreçte vücudunuzun ihtiyaçlarına anında çözümler üreten özel antrenörlerle de sağlıklı ve bilinçli bir sporcu olursunuz.
Cenk Uyanık PT STUDIO ONE’ın Çiğli Park Yaşam Ataşehir’deki 350 m2’lik Personal Training Salonunda son model aletlerle, nezih bir ortamda Türkiye’nin tanınmış antrenörleri ile spor yapmanın ayrıcalığını yaşayın.
Adres: Yeni Mahalle Mh. Eski Havaalanı Cd. No:108 Park Yaşam Ataşehir - İzmir Tel: 0(532) 635 06 22
İnnara Tulunay - Hazal Arı - Ufuk Doğan - Cenk Uyanık - Cangül Karakuş - Nursel İlhan pt_studio_one
Ağustos - Eylül - 2018
9
1994 yılında başlayan bir saglık ve güzellik serüveni... 1994 yılında Yakamoz Eczanesi ile ticaret hayatıma başladım. Daha sonra 2009 yılında kardeşim ile güzellik sektörüne adım atmaya karar verdik. Öncelikle Karşıyaka’da oluşturduğumuz sistemi 2010 yılında Mavişehir Sports International içinde biraz daha geliştirmeye karar vererek, bugüne kadar profesyonel masaj, profesyonel derin cilt bakımları, bölgesel incelme, leke tedavileri, ergen cilt bakımları, epilasyon, bay ve bayan kuaför, el ayak bakımlarını kişiye özel protokollerle birleştirerek sunduk.
sağlıklı yaşam ünitemizi hayata geçirdik. Mark Wenthworth ile renk terapiler konusunda work shoplar ve seanslar, Fotiny Gudela ile kozmik enerji eğitimleri ve seanları, Yeşim Atik ile yüz yogası, Alp Özdel ile biyoenerji ve toplu şifa çalışmaları, Paul Terrell ile Inversion Theraphy, Deniz Bozok ile yoga atölyeleri, Murat Tulga Buyruk ile tasavvuf okulları, Kemal Haluk Cebe ve Saliha Nükte Eskici ile isim analizleri, Ayşe Özgü ile matrix ve aile dizimleri, Evren Gönenç ile Access Bars gibi partner çalışmaları yaptık.
2014 itibarıyla Caher Dudayev Bulvarı’nda terapilerin yapıldığı
2014 yılından itibaren Homeopati eğitimine başladım ve ardından
Arzu Özdemir
Scio Theraphy ile hiperaktivite, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, stres yönetimi, boşanma travmaları, korkular, panik atak gibi sorunlar başta olmak üzere quantum sistemi ile sigara ve şeker bağımlılık terapileri yapmaktayım. 2016 yılından itibaren kozmik enerji ile ilgili kişisel seanslar ve bunun yanında cilt tedavileri ve vücut bakımlarına farklı bir yaklaşım sunarak Suschler Tuzları ile çalışmaya başladım... Bu sistem danışanımıza ruh beden bütünlüğü ve yenilenmesi anlamında çok hız kazandırdı. Kansere özel ve kişinin yaşam enerjisini yükselten detox programlarında kişinin sadece bedeninin değil, enerji alanı ile beraber bedeninin de detokslanması gerektiğinden yola çıkarak yeni bir detox programı yani RUH VE BEDEN DETOXU programı uygulamasına başladık. Tüm bunların yanına grup olarak da yapılabilecek hamile yogası, hamile pilatesi, bar pilates ve hatta tango pratikleri gibi kişiyi sosyallik yönünden de destekleyecek çalışmalar yapmak adına Atakent’te yeni bir alan oluşturduk.
10
Ağustos - Eylül - 2018
*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Bornova *Çiğli *Hatay *Karataş
7 Şubemiz ile hizmetinizdeyiz
A
takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.
Atakent - 0(232) 336 35 27
Bostanlı - 0(232) 323 5545
tatlı anlar
ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN
15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla
ŞUBELERİMİZ Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27
Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent
Tel: 0(232) 336 35 27
Tıp Talatpaş a arı L a b o ra tu v ’de! M av i ş e h i r
ŞARBON VE BULAŞMA YOLLARI Şarbon sıcak, soğuk, UV ışını ve kimyasal dezenfektanlara oldukça dayanıklı bakterilerin neden olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır. Sığırlar, koyunlar, keçiler gibi ahırda yaşayan hayvanlar, bakteriyi taşıyan topraklardan, bitkilerden veya sudan bakteri sporlarını soluyabilir ya da ağızdan alabilirler.
kontamine materyali ile temas (örneğin derisini yüzmek, taşımak, kanının sıçraması, et kesimi, enfekte hayvan ölüsünü temas önlemlerine dikkat etmeden gömmek vb).
İnsanlar enfekte hayvanlarla veya kontamine hayvan ürünleriyle temas ettikleri takdirde şarbon hastalığına yakalanabilirler. Üremesi için mutlaka oksijen gereken bu bakteriler yaklaşık 37 derece ısıya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle insan vücudu onların üremeleri için oldukça uygundur.
Oral yol: Kontamine et ve et ürünlerinin tam pişirilmeden tüketilmesi sonucu sindirim sistemini etkileyen şarbon vücuda alınır. Nozokomiyal bulaş ihtimali bulunmaktadır. Enfekte lezyondan temas ile insandan insana bulaşma riski vardır. Şarbon, solunum yolu ile hızla bulaşabildiğinden ve dış koşullara dayanıklı olması nedeni ile biyolojik silah etkeni olarak da kullanılmıştır.
Şarbon nasıl bulaşır? Direkt temas: Enfekte hayvanın
Solunum yolu: Bacillus antracis sporlarının solunması yolu ile akciğer şarbonu gelişir.
Cilt şarbonunun kuluçka süresi genelde 2 ile 6 gün arasındadır. (sindirim sistemi) Gastrointestinal şarbon ve akciğer şarbonunda kuluçka süresi genelde 3 ile 7 gün arasındadır. Şarbon nasıl teşhis edilir? Her hastalıkta olduğu gibi şarbon hastalığında da erken teşhis oldukça önemlidir. Cilt testi: Cilt şarbonunun teşhisi için yapılır. Ciltteki şüpheli bir lezyondan sıvı örneği ya da küçük bir doku örneği (biyopsi) alınıp incelenir. Göğüs röntgeni veya bilgisayarlı tomografi (CT) taraması: Akciğer şarbonunu teşhis etmek için göğüs röntgeni veya bilgisayarlı tomografi yapılabilir.
Deri şarbonu belirtileri *Yüz, boyun, kol veya ellerde kaşıntıya neden olan küçük kabarcık veya şişlik *Yaraların etrafında ödem *Küçük kabarcıklardan sonra görülen siyah merkezli ağrısız cilt ülseri *Kara çıban görünümlü cilt yaraları *Boğaz ve yakındaki lenf bezlerinde şişme
Akciğer şarbonu belirtileri *Birkaç gün sürebilen boğaz ağrısı, hafif ateş, halsizlik ve kas ağrıları (grip gibi) *Hafif göğüs rahatsızlığı, nefes darlığı *Kanlı tükürme, ağrılı yutma, öksürük *Sersemlik veya baş dönmesi *Mide bulantısı, kusma veya mide ağrıları *Baş ağrısı, aşırı terleme *Aşırı yorgunluk, vücut ağrıları *Hastalık ilerledikçe yüksek ateş, solunum problemi, şok ve menenjit
Dışkı tahlili: Sindirim sistemi şarbonu tanısı için dışkı örneği ile yapılır.
Sindirim sistemi şarbonu belirtileri
Endoskopi: Sindirimi sistemi şarbonu tanısı için yemek borusu ya da bağırsaklara endoskopi yapılarak kesin teşhis konur.
*Ateş, titreme ve iştah kaybı *Boyun ve boyun bezlerinin şişmesi *Boğaz ağrısı, ağrılı yutma, ses kısıklığı *Bulantı ve kusma, özellikle kanlı kusma *Baş ağrısı, karın ağrısı *Kızarma (kırmızı yüz) ve kırmızı gözler
Lomber ponksiyon (belden sıvı alma): Bu testte spinal kanalına iğne takılır ve az miktarda sıvı çekilir. Genellikle şarbon menenjiti tanısını doğrulamak için yapılır. Kan tahlili: Alınan kan örneğinde antraks bakterilerinin mevcudiyeti araştırılır.
Uzm. Dr. Özlem Günay
Uzm. Dr. Serdar Seven
Yalı Mah. 6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir
Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Merkez: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR
Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)
Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)
www.talatpasatip.com
“
Sağlıklı ve istenilen davranışlara sahip çocuklar yetiştirmek, onların gelişim özelliklerini ve bu özellikler doğrultusunda gereksinimlerinin neler olduğunu bilmeye bağlıdır.
“
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM İLE MUTLU VE ÖZGÜVENLİ BİREYLER YETİŞTİRİYORUZ Canan Tiryakigil
LUGO Okul Öncesi Eğitim Kurumları kurucusu Canan Tiryakigil profesyonel eğitim kadrosu ve planlanmış eğitim faaliyetleri ile 2-6 yaş sağlıklı gelişimini kendine misyon edinerek kurumlarını bu yönde yapılandırmıştır.
Okul öncesi eğitim süresince çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı öğrenirler. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun varolan yeteneklerini görünür kılmaktır.
Bu dönem, araştırmacılar için çocuğun yüksek öğrenme potansiyeline sahip olduğu bir dönem olarak görülmektedir. Uygun fiziksel ve sosyal çevre koşullarında ve sağlıklı etkileşim ortamında yetişen çocuklar, daha hızlı ve başarılı bir gelişim gösterirler.
Türkiye genelinde ortalama okul öncesi okullaşma oranı %15 tir. Bu son derece çarpıcı bir orandır. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığı zaman durum daha net olarak anlaşılmaktadır. Avrupadaki birçok ülkede bu oran %100’dür.
Eğitimin ilk basamağını oluşturan okul öncesi eğitim merdivenin ilk basamağıdır ve bunun doğru çıkmayı öğretilmesi gerekir. Çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan ve çocukların daha sonraki yaşamlarında önemli rol oynayan; bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihin ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğin şekillendiği ve çocuğun devamlı olarak değiştiği bir süreçtir. Bu nedenle, çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanmaktadır. Sağlıklı ve istenilen davranışlara sahip çocuklar yetiştirmek, onların gelişim özelliklerini ve bu özellikler doğrultusunda gereksinimlerinin neler olduğunu bilmeye bağlıdır. Erken çocukluk dönemindeki gelişmelerle, okul öncesi eğitim artık anne babanın yalnız başına başarabileceği bir konu olmaktan çıkmış durumdadır. Çocukta zeka gelişiminin %70 lik kısmı 7 yaşına kadar tamamlanır ve öğrenme becerisi bu yaşta gelişir. * Çocuğun grup içine katılması, sağlıklı ilişkiler kurması, kültürel
Okul öncesi eğitiminin desteklenmesi için sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Aile ve eğitimci işbirliği ile gerçekleşen okulöncesi eğitim; çocuğun daha yaratıcı, ileriyi görebilen, yeni ürünler yaratabilen ve çevresini kendi amaçları için yönlendirebilen özerk bir birey olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır. değerlerine sahip çıkması, sosyalleşmesi gibi olgular bu yaşta gelişir. * Bu dönemdeki sapma ve olumsuzluklar çocuğun bütün yaşamını olumsuz yönde etkiler. * Farklı kültür ortamlarından ve ailelerden gelen çocuklar ortak bir yetişme ortamına okul öncesi eğitim kurumlarında ulaşır. Çocuk kendine güven duygusunu bu kurumlarda kazanmaya başlar. * Dilini doğru, yanlışsız ve güzel konuşma özelliğini bu yaşta öğrenir. Toplumu, çevreyi, evreni ve insan davranışlarını tanımaya başlar. * Nesneleri, eşya ve varlıkları, temel bir takım becerileri, davranışları, olumlulukları ve olumsuzlukları öğrenmeye başlama yaşı 4-6 yaşları arasındadır. * Aile içi desteğin tek başına yetmediği, çocuğun kendi yaşıtlarıyla birlikte olabileceği, bedensel ve zihinsel gelişmelerini sağlıklı biçimde sürdürebilecekleri bir ortam olduğu için okul öncesi eğitim zorunlu ve gereklidir.
Biz Lugo Kids Anaokulları olarak çocuklarımızın merhametli, kendini ifade eden, paylaşmayı ve sorumluluklarını bilen karşısındakinin haklarına saygı gösteren ve zamanımızda erdem olarak kabul edilen insan olma ve insanca yaşama öğretileri veren, farklı ülkelerden gelen çocuklarımızla uluslararası bir okul niteliğine dönüşen farklı kültürleri ve ayırıştırmamayı öğrenen çocuklar yetiştiren bir kurumuz. Ayrıca Sosyal Sorumluluk projeleriyle çocuklarımızın topluma ve yaşadıkları dünyaya karşı duyarlı olabilmeleri için farklı kurumlar ile işbirliği yaptığımız çalışmalarımız bulunmaktadır.
MAVİŞEHİR LUGOKIDS
8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64 mavisehir@lugokids.com
KARŞIYAKA LUGOKIDS
Bahriye Üçok Bulvarı Latife Hanım Sk. No: 33/1 Karşıyaka Tel: 0232 323 24 00 Gsm: 0552 220 07 94 karsiyaka@lugokids.com
OKULA DÖNÜŞ DA VINCI KIRTASİYE’DE BAŞLAR
G
eçtiğimiz yıl Mavişehir’de açılan Da Vinci Kırtasiye, Kitabevi Cafe olarak bölge ihtiyaçlarını önemli ölçüde karşılamış bulunuyor. Mavişehir, Atakent, Yalı Mahallesi’nde konsept mağaza olarak düşünülen ve uygulamaya geçirilen mağaza, haftanın 7 günü akşam 21:00’e kadar hizmet vermekte.
Sezona kırtasiye ve kitap kokusu ile girmenin heyecanını sizlerle paylaşmaya bütün enerjisi ile hazır olan Da Vinci Kırtasiye, kaliteli ürünleri ile her türlü ihtiyacınıza cevap veriyor. Kısa zamanda sabit yüksek müşteri potansiyeline ulaşmış, uygun fiyatları
Da Vinci Kırtasiye’de kitap, oyuncak, kırtasiye ürünleri, ofis malzemeleri ve parti malzemeleri bulabilirsiniz.
ve ürün çeşitliliğiyle müşterilerinin gönlünü kazanmış bulunuyor. Önünde bulunan 150 metrekarelik açık alanda çocuk parkı ve cafe hizmeti ile bulunduğu alana getirdiği enerjiden olumlu dönüşler alıyor. Çocuklarınız gözünüzün önünde doyasıya eğlenirken siz de sıcak soğuk içecekler, atıştırmalıklar ile Da Vinci Kırtasiye Kitabevi Cafe’de günün koşturmacasına kısa bir mola verebilirsiniz. Yepyeni ürünlerle okul heyecanınıza eşlik etmek, aynı ürünleri çok daha uygun fiyatlara sunmak ve sizleri seçkin markalarla buluşturmak için sabırsızlanıyorlar.
Adres: 6518 Sokak No: 33/A Yalı Mahallesi Karsıyaka - Izmir Tel: 0232 502 5808 email: davincikirtasiye@gmail.com
kucukkaptananaokulu www.kucukkaptan.com.tr
Çiğli Aydınlıkevler - Çiftehavuzlar mevkii 6779 Sk. No:23
Aysegül Inci YENİ SINGLE ÇALIŞMASI BİR DEVAM FİLMİ’Nİ DİNLEYİCİYLE BULUŞTURDU
A
yşegül İnci yeni single çalışması “Bir Devam Filmi” ile karşımızda! Söz ve müziğinde Ayşegül İnci ile Haluk Kurosman’ın ortak imzası bulunan şarkının düzenlemesini ve prodüktörlüğünü de Haluk Kurosman üstlendi. All Stars Music işbirliğiyle tüm dijital platformlarda dinleyiciye sunulan Bir Devam Filmi için İlker Pehriz yönetmenliğinde Bodrum’da eğlenceli bir video klip çekildi. Sanatçının kadın müzisyen arkadaşlarının da eşlik ettiği klip renkli yaz görüntülerinden oluşuyor. Ayşegül İnci ‘İki yıllık aradan sonra enerjik bir yaz şarkısı olsun istedik. Film kaldığı yerden devam 22
ediyor. Yakında harika sahnelerimiz olacak.” dedi. Müzisyen ve besteci kimliğinin yanı sıra, oyunculuğuyla da konuşulan sanatçı, tamamladığı oyunculuk eğitimi ardından Küçük Prens Müzikali başta olmak üzere çeşitli oyunlarda yer almıştı. Müzikle oyunculuğu birleştirmek isteyen sanatçı, yeni sezonda oyunculuk anlamında da sürprizleri olacağını belirtti. İlk albümü ‘Zamanı Tamir Eden Adam’ı 2013 yılında Alen Konakoğlu prodüktörlüğünde yayınlayan sanatçı, 2016’da ünlü şarkıcı Gökçe’nin çektiği video klibiyle de dikkat çeken ‘Seni Görmemem Lazım’ adlı single çalışmasıyla müzikseverlerden tam not almıştı.
Ağustos - Eylül - 2018
PODOLOGIE CENTER
MAVİŞEHİR
AYAK BAKIM MERKEZİ
BATIK TIRNAK TEDAVİSİ
B
atık tırnak kişiye inanılmaz ağrılar yaşatan, hayatı kâbusa çeviren, günlük yaşamı olumsuz etkileyen bir ayak sağlığı sorunudur. “Kronik paronişi” olarak adlandırdığımız, tırnak yatağının bozulmasıyla ortaya çıkan tablo, batık tırnak sorunu olup, hastanın sosyal hayatını direkt olumsuz etkileyen bir durumdur. Yanlış tırnak kesimi, sivri uçlu, dar, yüksek topuklu ayakkabılar, tırnağın bir travmaya maruz kalıp, mantarlaşarak yatağını kaybetmesi, bu hastalığın başlıca faktörleridir. Avrupa’da yaklaşık 45 yıldır uygulanan çözüm yolları, ülkemizde son 8 yıldır yerleşmeye ve yayılmaya
başlamıştır. Bu tarihe kadar tırnağı çekmek ya da tırnak kenarlarını cerrahi işlemlerle aldırmak, sürekli pedikürlerle batan kenarı kesmek gibi kesin sonuca varılamayan, kısır bir döngüye sokan yollar denenmiştir. 3TO tel sistemi ile tırnak yatağını yeniden oluşturmak sureti ile doğru ve sağlıklı sonuca gitmek başlıca hedefimizdir. Tırnak çekildiğinde, tırnak yatağı bozulduğu için geriden gelen tırnak çıkış yolunu bulamaz ve tırnak uzadığında yine aynı sorunla karşılaşılır. Biz 3TO tel sistemiyle tırnak yatağının tekrar oluşmasını sağlıyoruz. Ağrısız olan bu yöntemle,
Adres: 6518/1 Sk. Ofis 35 No:42 D:11 Mavişehir
tekrarlama riski de ortadan kalkıyor. Bu işlemi yapan kişinin profesyonel olması son derece önemli. Batık tırnak rahatsızlığı yaşayan kişi tırnağını daha önce çektirmişse ve yoğun bir deformasyon oluşmuşsa tedavi süresi biraz uzayabiliyor. Bu yüzden hem süreci uzatan hem de şiddetli ağrı duyulmasına neden olan tırnak çektirme yönteminden uzak durulmasını öneriyoruz. 3TO tel sistemiyle kişi normal yaşantısına devam ederken sağlıklı tırnaklara kavuşmuş oluyor. Tabii bu işlemden sonra aynı sorunların tekrarlanmaması için, ayakkabı seçimine dikkat edilmeli, tırnak kesme şekli doğru olmalı ve ayaklar darbelerden korunmalıdır.
Tel: 0232 503 05 10 - 0545 312 02 56
Facebook: Mavişehir el ve ayak bakım merkezi
İnstagram: el_ayak_bakim
www.mavisehirayakbakim.com
Uzman Dr. Levent Sepit
FONKSIYONEL TIP NEDIR? Çoğu kişinin merak ettiği, kronik hastalıkların tedavisinde yeni bir yaklaşım olan Fonksiyonel Tıp konusunu Uzman Dr. Levent Sepit’e sorduk.
M
utlaka kendimizde yaşamış ya da tanıdığımız birinde duymuşuzdur... Halsizlik, vücutta ağrılar, uykudan uyanmamıza rağmen sabahları yorgun kalkmak, baş ağrısı, kabızlık, gaz, şişkinlik vb. günlük yaşantımızda bizi rahatsız eden normal dışı belirtilerden ötürü kendimizde çok ciddi bir sağlık problemi olduğunu düşünmüşüzdür. Bu sıkıntıları çoğalan ve yaşamı çekilmez hal almaya başlayıp çok
rahatsız olanlar; tüm tetkiklerini, kan tahlillerini yaptırsalar da genelde “tüm değerleriniz normal, herhangi bir hastalığınız yok” cevabıyla karşılaşabilirler. Birkaç ilaç takviyesi ile yaşamlarına devam ederler. Ancak bu sıkıntıları geçmemiştir, mutsuz ve depresif ruh haliyle yaşamaya çalışırlar ve kuşkusuz ki durumlarına çare ararlar. İnsan fizyolojisine göre bazı şeyler gözden kaçabilir... Erken saptanamayan ve gerekli önlemler alınamayan
kişiler de zamanla sağlıklarını kaybedebilirler, gerçekten hasta olabilirler. Fizyoloji; canlıların hücre, doku ve organlarının görevlerini ve bu görevlerin nasıl yerine geldiklerini inceleyen bilim dalıdır. Tababet’in (hekimlik) kilit taşıdır diyebiliriz. İyi bir fizyoloji bilgisi olan bir hekim daima bir adım önde çalışmalar yürütür.
“
Halsizlik, vücutta ağrılar, uykudan uyanmamıza
rağmen sabahları
yorgun kalkmak, baş ağrısı, kabızlık, gaz,
şişkinlik vb. günlük yaşantımızda bizi
rahatsız eden normal dışı belirtilerden
ötürü kendimizde
Sağlık ve hastalık arasında sıkışan bu durumdaki insanlara, ilerideki hastalığın sebebini, hastalığa neden olan fonksiyonel bozukluğun nereden kaynaklandığını bulmaya odaklı çalışmalar Fonksiyonel tıbbın ana felsefesidir. Yaşadığımız şikayetler aslında bedenimizin bize bazı şeylerin yolunda olmadığını söyleyen mesajlardan ibarettir ve o mesajlara kulak vermemiz gerekir. Hastalık tanısı konmadan önce gelişen fonksiyon bozukluklarını bize bu şikayetler söyler.
birçok doğal tedavi yöntemlerinden faydalanılabilir. Kronik hastalıkların altında vücudun dengesini bozan biyolojik, fizyolojik, genetik ve hormonal sebepler vardır. Bütünsel bir yaklaşımla bu hastalıklara neden olan kök nedenler saptanabilir. Gerekli olan önlemleri alarak ve tedavileri uygulayarak hastalıkların ilerlemesi durdurulabilmektedir. Fonksiyonel tıp yaklaşımı ile “tedavisi yok, ömür boyu ilaç kullanması gerekir” diye bilinen birçok hastalığın iyileştirilmesinde başarılı sonuçlar alınabilir.
çok ciddi bir sağlık
problemi olduğunu düşünmüşüzdür.
Erken saptanamayan ve gerekli önlemler
alınamayan kişiler de zamanla sağlıklarını kaybedebilirler,
“
Fizyolojinin en temel yasası SAĞLIK ► Gizli dengesizlik ► Fonksiyon bozukluğu ► HASTALIK
gerçekten hasta olabilirler.
Fonksiyonel tıp hastalığın ana nedenlerini keşfedip, hastalığa neden olan fonksiyonel bozukluğun nereden kaynaklandığını bulmaya odaklanır ve ileri laboratuvar testleri ile hastalığın sebebini ortaya çıkarır. Sonrasında da sebebi ortadan kaldıracak tedavileri uygulatır. Fonksiyonel Tıp tedavilerinde sentetik ilaçlar yerine diyet, beslenme, bitkisel tedavi, hacamat, proloterapi, prp, nöral terapi vb.
Bu yazı genel bilgilendirme amaçlıdır, kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tüm sağlık sorularınız için mutlaka bir uzman hekime danışınız.
TUGÇE TAYFUR özel röportaj
Değerli sanatçı Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe Tayfur, İsmail Gökgez’e verdiği özel röportajında Mavişehir Dergisi okurları için hakkında merak edilenleri anlattı.
İnsanın babasıyla aynı mesleği yapmasının avantajları ve dezavantajları nelerdir? Dezavantajı sadece senin yaptığın işlerin iyi olması gerekiyor, çünkü o iyi işler yapmış ve kötü işi yok. Dolayısıyla sen de yapacağın işlerde seçici olmalısın. En büyük avantajı da ondan müziği öğrendim.
Mesela Hülya Avşar’ın kızı Zehra, hiç bu meslekte değil ama kız küçüklüğünden beri göz önünde. Bir ara sigarayla yakalandı diye haber yaptılar. Size ne?! O yüzden böyle dezavantajları tabii ki var. Gerçekten olmak istediğin karaktere bürünemiyorsun, üzerinde hep bir sorumluluk oluyor.
Bana biraz “Joker” grubundan bahseder misiniz? Üniversite yıllarında müzik yapmaya çalışırken kurduğum bir gruptu. Onlar solist arıyorlardı konuştuk, grubu kurduk. Birlikte bayağı belediye konserleri yaptık, tramvayda şarkılar söyledik. 4 sene falan çalıştık, sonra Amerika’ya gitmek zorunda kaldığım için ayrıldık.
Sanatkâr insanların çocukları olarak dünyaya gelmek nasıl bir şey? Tehlikeli, çünkü hep göz önündesin. Ne kadar saklamaya çalışsalar da seni, onların yapmış olduğu mesleği seçmesen de, bir şekilde karşılaşıyorsun. Benim dönemimde babam ve annem biraz daha dikkatlilerdi, ben daha uzak büyüdüm.
İnsanın babasıyla klip çekmesi, rahat bir şey olmalı. Bu konuda beni onaylıyor musunuz? Ne rahatı? Ferdi Tayfur’dan bahsediyorsun. (Gülüyor) Ferdi Tayfur’la klip çekiyorsun, saatler kıyafetler, her şeyin dört dörtlük olmalı. Bayağı diken üstündeydim. Saat kaç, niye bitmiyor bu klip? diye sürekli sordum. (Kahkahalar atıyor)
26
Ağustos - Eylül - 2018
www.mavisehirdergisi.com
“
Babanızla olan ilişkinizi tarif eder misiniz? Usta-çırak ilişkisi, beraber sahne yaptığımızda kendimi tamamen çırak gibi hissediyorum. Bir keresinde sahne öncesi onun odasında prova yaptık, sesim titriyordu kontrol edemiyordum. Bana bakma başka tarafa bak dedim. (Gülüyor) Kızım dedi, birazdan yüzlerce insana şarkı söyleyeceksin.
Sanatla uğraşan insanlar normal değil
İnsanlar sizi gördükleri zaman tepkileri ne oluyor? Bir tane olayım var onu anlatmazsam ölürüm, meğer beni tanıyorlarmış. Ben makyajsız rahat rahat dışarı çıkıyorum, bir gün Bülent (Seyhan) Abi’nin ofisine gideceğim, kafeye oturdum çay söyledim kendime, derken bir tane adam geldi yanıma telefonunu uzattı, ben telefonunu aldım adamın elinden, adam bana bakıyor ben ona... Nasıl çekeyim falan diye soruyorum adama. Yok dedi, Tuğçe Hanım ben sizinle fotoğraf çektirmek istiyorum. He öyle mi pardon dedim. (Gülüyor) Meğer benimle fotoğraf çektirmek istiyormuş. Genelde, biz babanızı çok seviyoruz hayranıyız onunla büyüdük, annenize bayılıyoruz sizin sesiniz de çok güzel gibi tepkiler veriyorlar. Söz yazmak, vokal, solistlik, besteliyorsunuz da... Babanızın bütün genleri size geçmiş diyebilir miyiz? Yok, hepsi geçmemiş bence ama gırtlak yapısı, beste yapma gibi özelliklerimin geçtiğine, genetiğe inanıyorum. Annemden de oyunculuğun geçtiğini düşünüyorum. Nasıl bir annesinizdir? Bilmem, Efe’ye sormak lazım. (Gülüyor) Ben severim çocuklarla oynamayı zaten. Efe daha çok küçük olduğu için sabahtan akşama kadar oyun oynuyoruz. Onun kaydırağı var evde mesela ondan çok ben kayıyorum. (Gülüyor) Anne ve babanızın anlattıklarından yola çıkarak siz nasıl bir çocuk muşsunuz? Çok yaramazmışım. Ben sanatla uğraşan insanların çok normal olduklarını düşünmüyorum. Ben biliyorum mesela normal bir insan olmadığımı, bunu kabul ettim. (Gülüyor) Daha önce müzik geçmişiniz olmasına rağmen “Babamın Şarkıları” albümüyle öne çıktınız değil mi? Beyaz (Show) aslında benim hayatımı değiştirdi. Türkan Şoray’ın “Uzaklarda Arama” filmi için seslendirdiğim “Huzurum Kalmadı” şarkısını Beyaz’da söyleyince insanlarda şöyle bir algı oluştu: Tuğçe, babasının şarkılarını söylemeli. Sonra Bülent Abi’yle görüştük ve böyle bir projeye girdik. Güzel tepkiler de aldım. Genelde babamın hayranları onun şarkılarını başkasından duymayı pek istemez amaben aile kontenjanından yararlanarak-onlar da sevdi, beğendiler. Bu tamamen proje bir albümdü, proje albüm yapmayı seviyorum. Ağustos - Eylül - 2018
27
“
Daha önce oyunculuk yapmak istediğinize dair açıklamalar yaptınız. Hiç teklif geldi mi? Çok teklif geldi, oyunculuk yapmak istemiyorum aslında Suat (Basın-PR işlerine bakan ekip arkadaşı) istiyor. Nedense insanlar annemin yaptığı
işle de gözükmemi istiyor. Mesela ben ilk müzik yapmak istediğimde babam direk bana dedi ki “Sen kesinlikle oyuncu olmalısın” anneme gittim, annem “kesinlikle şarkı söylemelisin” dedi. Ee ne yapacağım siz karar verin o zaman. Bir de 11 yaşına kadar ben oyuncu olmak istiyordum. Babamın stüdyosuna girip ona vokal yaptıktan sonra kararımı tamamen değiştirdim. Senaryo yazıyorum, o senaryoyu hayata geçirmek istiyorum, eğer geçirebilirsem onda oynamak isterim. Yeni şarkınız #Göstermelik’in hikayesini sizden duymak isteriz. ‘Göstermelik’ aslında slow bir parçaydı. Ama hayranlarım benden hareketli parçalar da bekliyordu. Bu yönde birçok mesaj aldım. Batu’ya (Çaldıran-Aranjör) söyledim, “Tuğçe bu ancak slow olur” dedi. Ya bunu bir de hareketli yapalım dedim. Sonra öyle güzel yaptı ki Çaldıran, sonuçtan çok mutluyuz.
“ 28
Sevenlerinizin karşısına farklı imaj ve şarkıyla çıkıyorsunuz. Aslında bu bir risk, farklı şeyler denemeyi seviyor musunuz? Ve bu denemeleri yaparken neler hissediyorsunuz, heyecanlanıyor musunuz? Aslında ben biraz garanticiyim, çok fazla risk sevmem. Yaptığımız iş müzik olunca uçsuz bucaksız derya deniz. O yüzden bazen böyle şarkılar yapmak içimden geliyor. İçimde öyle bir kadın var ki böyle şarkılar yazabiliyorum. Tabii ki de heyecanlanıyorum çünkü benim için değişik bir tarz oldu. Ama arabesk çok başka bir yerde bende. Siz bir müzisyensiniz her tür şarkıyı söyleyebilirsiniz fakat arabesk söyleyen bir babanın kızı olarak, pop söylerken çekinmiyor musunuz? Aslında ‘Babamın Şarkıları’ albümünde de çok değişik soundlar bulabilirsiniz. Babam bu konuda çok
Ünlü bir sanatçının çocuğu olmak ekstra sorumluluk
Ağustos - Eylül - 2018
“
Babanızın şarkıları yerine sıfır şarkılardan oluşan bir albüm de yapabilirdiniz neden “Babamın Şarkıları”? Yeni şarkı yaparsam genelde single single ilerlemeyi tercih ediyorum çünkü yaptığın şarkılar çok çabuk tükeniyor ya, ben ondan hoşlanmıyorum. O yüzden tek bir şarkıya 2-3 aylık bir zaman verip insanlara onları yaymak daha kolay oluyor. Albüm yaparsam belki o albümün içinde 4-5 tane şarkı var, hepsi güzel ama bu şarkıları bir anda verip insanları diğer şarkılardan mahrum etmek istemiyorum. Teker teker dinlesinler, anlasınlar ve hissetsinler istiyorum.
www.mavisehirdergisi.com
açıktır. Pop söylerken çekinmiyorum. Zaten bu ilk pop deneyimim. Yine de şarkının içine baktığımızda sözleri ve yorumum arabesk öğeler barındırıyor. O yüzden çok da pop yapıyorum denemez. Babanızın onayı olmadan şarkı çıkarmadığınızı biliyorum. Göstermelik ise hareketli bir yaz parçası. Çok merak ediyorum bu şarkıya tepkisi ne oldu? Babamın onayı olmadan şarkı çıkarmıyorum değil. Onaydan ziyade onun görüşlerini alıyorum. Sonuçta bu işe yıllarını vermiş. Onun söylediği her söz benim için çok değerli. Yorumunu her zaman çok merak ediyorum. Bu yüzden önce ona gönderiyorum. Çok şükür şu ana kadar gönderdiğim bestelerimden herhangi bir kötü sonuç almadım. Yazın insanların eğlenebileceği, yeri geldiğinde gönderme de yapabileceği ‘Göstermelik’ çıktı. Ne oldu da ben bu şarkıyı söylemeliyim dediniz? Daha doğrusu bu şarkıda sizi çeken şey neydi? Herhangi bir şey olmadı. Şu oldu da
bu şarkıyı söylemeliyim demedim. Beni takip edenler bu konuda ölçüt oldu. “Tuğçe Abla biz seni dinliyoruz ama yazın hareketli parça yapmayı düşünmüyor musun?” diye sorduklarında şöyle bir düşündüm. Benim hiç hareketli parçam olmadığına karar verdim. Neden olmasın diye denemeye çıktığım bir şarkı oldu. Bu şarkıda takipçilerimin etkisi büyük. Şarkınızın adından yola çıkarak, siz de günümüzde bazı duyguların ve tavırların göstermelik olduğunu düşünüyor musunuz? Dediğin gibi insan duyguların bazen göstermelik olduğunu düşünüyor. Şarkının adı da bu yüzden #Göstermelik, şarkı tam da bu konuyu anlatıyor. Kızın karşı tarafa olan isyanını konu ediniyor. Bu kadar şey yapıyorsun ama bunların hepsi #Göstermelik, senin sevgin de #Göstermelik miş diyor. Bulunduğunuz konumdan memnun musunuz? Her zaman, şükrederim. Ayrıca geldiğim bir yer de olduğunu düşünmüyorum. Gelmişlik çok zor, Ağustos - Eylül - 2018
29
Hayranı olunca gittiğim herkese soruyorum, Ajda Hanım hakkında ne düşünüyorsunuz? İdol bir kadın, çok başarılı.
“
“
bence kolay kolay olacak bir şey değil. Geleceğim bir yer olduğunu da düşünmüyorum. Benim baktığım pencere çok farklı. Öyle star olmak, trend olmak, ünlü olmak, bunlar benim için geçici şeyler ama besteni yapıp ve insanların senin kurduğun cümleleri alıp partnerine geçirmesi benim için paha biçilemez. Ben bunu yapmaya devam edeceğim.
Star olmak, trend olmak, fenomen olmak, geçici şeyler
Karşınızda Sanat Tasarımcı ve gazeteci olmak isteyen bir genç var, bana neler temenni edersiniz? Gazeteci olmak isteyen derken? Bence sen artık gazeteci olmuşsun. (Gülüyor) İnşallah gelirsin istediğin yere, başarılar diliyorum. Sorularımı beğendiniz mi? Evet çok güzel sorular sordun, teşekkür ederim.
Röportaj: İsmail Gökgez Instagram: isogkgz
30
Ağustos - Eylül - 2018
IZMIR’IN ÖZEL TERCIHI Z
NOCHES
eytin ağaçları, hoş bir müzik, son derece zevkli bir dekorasyon ve birbirinden lezzetli yemekler... İzmir’in son dönemlerde en sık tercih edilen mekanlarından biri olan Noches, kendinizi iyi hissetmeniz için gideceğiniz en doğru adres.
Yemeklerin önce göze hitap etmesi gerektiğine inananlardansanız Noches’in zengin menüsünden zevkinize uygun bir yemeği sipariş ederek harika bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Dünya mutfağı kimliğini, İzmir’de hakkıyla temsil edecek bir restaurantın müziğe, kaliteye ve lezzete gösterdiği önem kendinizi iyi hissetmenize fazlasıyla yetecek. İyi hissetmek için rahat ve kaliteli bir ortama, iyi müziğe ve çok lezzetli yemeklere ihtiyacınız varsa Noches’i mutlaka ziyaret etmelisiniz. Tek tek saymak diğer yemeklere haksızlık olacak belki ama; deniz mahsülleri ile aranız iyiyse Noches’e hayran kalacağınız kesin.
Adres: Kültür Mahallesi, Doktor Mustafa Enver Bey Caddesi No:14 Alsancak nochesrestaurantbar
Dünya mutfağının eşsiz lezzetleri, canlı müzik performansları ve büyüleyici bir atmosfer ile İzmir’in özel tercihi Noches...
No:14 35220 Alsancak İzmir - Türkiye
Rez: 0(530) 240 42 22
Tasarım: KABİN EKİBİ
Kültür Mahallesi, Doktor Mustafa Enver Bey Cd.
HEKİM MÜZİSYEN GÖKHAN KAHYAOĞLU
G
ökhan Kahyaoğlu, ilk teklisi ‘Sonu Yok’u bu yılın başında Avrupa/Süper Müzik markasıyla tüm dijital platformlarda yayımladı. Sözü ve bestesi Gökhan Kahyaoğlu’na düzenlemesi Burak Saltan’a ait olan “Sonu Yok” Erdem Sökmen, Volkan Öktem, Göksun Çavdar, İsmail Tunçbilek, Altuğ Öncü gibi dönemin en önemli müzisyenlerinin performansları ile hayat buldu. HEKİM MÜZİSYEN GÖKHAN Farklı vokal tarzı ve yorumu ile de dikkat çeken Kahyaoğlu aynı zamanda çok başarılı bir diş hekimi. Lise yıllarından itibaren müzik ve okulu bir arada yürüten Gökhan
Kahyaoğlu, Diş Hekimliği eğitimi alırken şarkılar yazmaya devam etti. Liseden itibaren farklı enstrümanlara olan ilgisini, profesyonelliğe taşımak için dersler aldı. Bağlama ile başlayan ünlü doktor, gitar derslerine devam ederken keman, ud ve piyano da çalmaya başladı. Ayrıca aranjörlük üzerine de çalışan Kahyaoğlu, şarkılarının oluşum sürecinde daha aktif olmak için stüdyosunu da kurdu.
“Sonu Yok” şarkısını kliplendirdi ‘Sonu Yok’ için Kemal Başbuğ yönetmenliğinde kamera karşısına geçen hekim-müzisyen Kahyaoğlu, sıra dışı video klibiyle de farklı insanların farklı hayatlarını ve bakış açılarını, nasıl ince çizgilerde yaşadıklarını ekrana yansıtıyor. Gökhan Kahyaoğlu, şarkının fotoğrafları için ise Zeynel Abidin Ağgül’ün objektifine poz verdi.
FARKLI SEHIRLER AYNI KAREDE
B
rezilyalı sanatçı Leticia Lampert, Random City adını verdiği çalışması ile sanatseverlerden tam not alıyor. Dünyadaki farklı ülkelerden kareleri kolaj tekniği ile birleştiren sanatçı, algılarla oynayıp kentsel yapılara dikkat çekiyor.
34
Ağustos - Eylül - 2018
Mutfaklarin yeni köseleri
KAHVE BARLAR K
ahve, günlük hayatımızın en keyifli anlarına eşlik etmektedir. Kahve kültürünün giderek arttığı bu dönem farklı kahve makinaları, bardak, fincan, aksesuar ve sunum çeşitlerini de beraberinde getirmektedir. Bunlar da evlerin kafeler kadar farklı kahve çeşitleri ve sunum olanaklarına sahip olduğunu göstermektedir.
Mutfaklarda yenilik olarak son dönemlerde projelerimde sıkça kullandığım Kahve Barlar, dekorasyonun bir parçası haline gelmiştir. Bu da mutfağa yeni bir görünüm kazandırmanın yanı sıra oldukça kullanışlı bir alan sağlamaktadır. Kahve fincanları, kupaları, sunum aksesuarları ve en önemlisi kahve çeşitleri, aynı raflar içerisinde kullandığımızda mutfakta özel bir alan oluşturmuş oluyoruz. Böylelikle kahve ürünleri hem daha kolay bir kullanıma sahip oluyor hem de dekorasyonun çarpıcı hale gelmesini sağlıyor. Kahve barlarını oluşturmak için yapılması gereken tek şey, mutfak içerisinde uygun bir alan seçmektir. Bu alan oturma ve sohbet köşelerine yakın konumlandırılırsa
Yeliz Fidan Mekan Tasarımcısı
çok daha keyifli bir ortam yaratılmış olur. Mutfaklarınızda farklı dokunuşlarla işlevsellik ve tarzınızı yansıtan bir şıklık istiyorsanız, projelendirme ve uygulama için bizimle iletişime geçebilirsiniz…
yelizkahvecioglufidan
Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com
ANTRENMAN ÖNCESI HAZIRLIGIN ÖNEMI T
enis gibi üst düzey performans gerektiren tüm spor branşlarının hepsinde başarılı olmak için çok iyi antrenman yapmak gerekir. İyi bir antrenman için de, sporcunun antrenmana mutlaka hazır gelmesi gerekmektedir. Bana göre ülkemizdeki sporcularımızın daha başarılı olamama nedenlerinden birisi antrenmana çoğu zaman hazır gelmemeleri ve antrenmanı çokta sevmemeleridir. Bir antrenör, sporcusunun her zaman antrenmana hazır olarak gelmesini ister. Gerekli çalışmaları ve yüklenmeleri yapabilmek 36
için sporcunun, antrenmandan maksimum verimi alabilmesi için, fiziksel olarak ve mental olarak antrenmana hazır durumda olması gerekir. Bir çok kez sabah antrenmanlarına kahvaltısını yapmadan, gece çok geç yatmış sporcuların antrenmana geldiğine şahit oldum ve antrenmandan hiçbir verim almadan evlerine dönüşlerini üzülerek izledim. Biz antrenörler olarak her zaman sporcunun yanında olamıyoruz, kamp ve turnuva dönemleri hariç, kontrol mekanizmasını çalıştırmak gerçekten zor oluyor. Burada ebeveynlere düşen en önemli Ağustos - Eylül - 2018
görevlerden birisi, bir oyuncunun evden gelirken antrenmana hazır bir şekilde gelmesini sağlamak, onu teşvik etmek ve bazı alışkanlıkları sağlamakta antrenörle beraber sporcuya yardımcı olmaktır. Çünkü antrenmana tam anlamıyla hazır gelmemesi o günkü antrenmandan hiçbir verim alınamamasına neden olacaktır. Her günün, her antrenmanın performans sporunda önemi çok büyüktür. Aynı amaca baş koymuş herkes çalışırken, bizim sporcumuzun sorumluluklarını yerine getirmediği için, antrenmana hazır gelmediği için o gün tam anlamıyla çalışamamasını ben kabul edemiyorum.
Taze ve lezzetli
U
zun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 4 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, muhteşem lezzetlerini sunmak için sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz. 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060
www.atolyetat.com
SONBAHARIN EN FAYDALI GIDALARI Sonbaharın en faydalı gıdaları nelerdir diye merak ediyorsanız listenin ilk sıralarında balkabağı geliyor. Aromalı lezzeti ve bol lifli yapısıyla kurabiyelerden çorbalara çok geniş bir alanda kullanabileceğiniz kabak, rengi ve görüntüsü ile de sofralarınızı taçlandırıyor. Kabağın içeriğindeki A vitamini özellikle sonbahar mevsiminde yakalanabileceğiniz grip için oldukça etkilidir.
Taze cevizi sonbaharda tüketmeniz sağlık açısından oldukça faydalı. Taze ceviz hem omega 3 hem de E vitamini içerdiği için çift etki ile bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Turp gibi olmak deyiminden de anlaşılacağı gibi, turp yemek son derece faydalıdır. Kökü iyi bir C vitamini kaynağı iken, yapraklarında fazla miktarda A, K vitamini ve folat bulunur.
ALSANCAK’IN KALBI LOCO’DA ATIYOR !
Ç
ılgın ve deli anlamına gelen Loco, Alsancak’ın en güzel, en hareketli yerinde gününüzü şahane geçirmeniz için sizi davet ediyor. Burası, isterseniz bir kahve eşliğinde dinlenebileceğiniz, isterseniz birbirinden lezzetli ve zengin menüsünde ana yemeklerden
tatlılara kadar birçok ürünü sipariş edebileceğiniz samimi, modern ve popüler bir mekan. Menüsüne eklenen yeni lezzetler daha şimdiden ziyaretçilerinin tutkusu olmayı başardı. Ayrıca doğal ürünler kullanılarak hazırlanan kahvaltılar güne mutlu ve keyifli başlamanızı sağlıyor. Loco; masanıza getirdiği Hotstone ile size kendi etinizi istediğiniz kıvamda pişirebilme imkanı sunuyor. Bu yağsız ve sağlıklı pişen etleri mutlaka denemenizi, Loco’nun keyifli ortamına kendinizi bırakmanızı tavsiye ediyoruz.
Kültür Mahallesi, Dr. Mustafa Enver Bey Cd. No:20, 35220 Alsancak İzmir
Rez. 0(530) 240 42 22 38
Ağustos - Eylül - 2018
MAKROYAPI’dan Foça’da muhteşem proje
Foça Terrace evleri, size sahip olmak istediğiniz metrekareyi belirleyebilme imkanı sunan özel bir proje...
Tel: 0(232) 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0(232) 833 3323 www.makroyapi.com.tr
www.focaterrace.com
gerekli kaynağın sağlanmasını sürdüren bir sigortadır.
Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr
EĞİTİM SİGORTASI
Ç
ocuklarımızın iyi bir geleceğe sahip olması adına onlara yapabileceğimiz en önemli yatırım iyi eğitimler görmelerini sağlamaktır. Bunun için de ülkemiz eğitim şartları gereği, ciddi bir maddi kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Detaylara hiç girmeden, sadece iyi bir okulda okumak, sanat ve sporla uğraşmak temel kalemleri dahi oldukça yüksek bir bütçe gerektirmektedir. Buna bir de ailesinden uzakta okumak durumunda olan çocuklar için ev masrafları da eklendiğinde rakam çok daha yükseliyor. Hem anne hem babanın çalıştığı ailelerde iş bir nebze daha kolay. Ebeveynlerden birinin çalışmadığı durumlarda ise genelde ekonomik açıdan oldukça zorlayıcı. Hepimizin bildiği bu gerçekleri daha fazla anlatmaya gerek duymuyorum. Ben konuya sigortacı gözüyle bakarak “beklenmedik ve planları bozan bir olayın yaşanması ihtimalini” de hesaba katmaya çalışacağım. Ve bu ihtimale karşı sigorta sektörünün sunduğu ürün olan eğitim sigortasına değineceğim. Eğitim sigortası nedir? Eğitim sigortası, bir çocuğun eğitimi için gerekli kaynağı sağlayan kişinin hayatını kaybetmesi, ya da sakatlanması nedeniyle çalışamayacak duruma gelmesi durumunda, çocuğun eğitimi için 40
Temel platformu ferdi kaza sigortaları ve hayat sigortalarıdır. Bu iki sigorta arasındaki farkları daha önce başlı başına bir yazı olarak yazdığım için şimdi kısaca değineceğim. Ferdi kaza sigortaları; sigortalının bir kaza sonucu yaşamını yitirmesi ya da daimi sakat kalması durumunda tazminat ödemesi yapan sigortalardır. Poliçe kapsamında dahil edilmiş olması halinde kaza sonrası tedavi masrafları da yine ferdi kaza sigortası kapsamında değerlendirilmektedir. Ferdi kaza tabanlı eğitim sigortalarında, sigortalı sıfatı ile poliçeyi satın alan kişinin yaşam kaybı ya da daimi sakatlık durumu mutlaka bir kazaya bağlı olarak gelişmek zorundadır. Aksi halde sigorta şirketi tarafından bir ödeme yapılmayacaktır. Hayat Sigortaları ise; ferdi kazaya ek olarak kişinin hastalık sonucu ve ecelen yaşamını yitirmesini ve yine hastalık sonucu daimi maluliyet durumuna geçmesi halinde de tazminat ödemesi yapan sigortalardır. Hayat sigortası tabanlı geliştirilen eğitim sigortasından tazminat ödenmesine hak kazanılması için, kişinin hayatını kaybetmiş olmasının bir kazaya bağlı olması şartı aranmamaktadır. Ecelen ve hastalık sonucu gerçekleşen yaşam kayıplarında da tazminat ödenmektedir. Eğitim sigortasının standart ferdi kaza ve hayat sigortalarından farkı nedir? Ferdi Kaza ve Hayat sigortalarını bir tarafa, eğitim sigortalarını diğer tarafa koyduğumuzda aralarındaki en temel fark tazminatın ödenme şeklidir. Ferdi Kaza ve Hayat sigortalarında, riziko gerçekleştiğinde, yani sigortalı hayatını kaybettiğinde ya da daimi sakatlık söz konusu olduğunda, Ağustos - Eylül - 2018
sigorta şirketi poliçede belirlenen tazminatı lehdara (tazminatın ödeneceği kişidir. Poliçede özellikle belirtilmediyse, kanuni varisler lehdar kabul edilir) tek bir ödeme ile öder ve poliçe sona erer. Eğitim sigortalarında ise temel amaç, çocuğun eğitim hayatına devam etmesidir. Bu yüzden tazminat tek seferde ödenip poliçe sonlandırılmaz. Yine poliçe düzenlenme aşamasında belirlenen süre boyunca dönemsel olarak ödenir. Böylece çocuğa miras gibi bir anda tek bir büyük para kalması değil, süreye yayılmış bir gelir akışı sağlanmış olur. Eğitim sigortalarında poliçeye lehdar olarak tanımlanacak çocuk için bir üst yaş vardır. Diyelim ki bu üst yaş 25 ve eğitim hayatını güvence altına almak istediğimiz çocuğun da yaşı 7 olsun. Bu durumda bizim poliçe süremiz en fazla 18 sene olabilecektir. Ödenecek tazminat nasıl belirlenmektedir? Şöyle ki, biz çocuğumuz için senelik 20.000.-tl lik bir geliri garanti altına almak istiyoruz diyelim. Bu durumda bizim poliçemizin bize sunacağı tazminat 18 sene x 20.000.-tl = 360.000.-tl olacaktır. Bunun karşılığı oluşacak primi ödediğimiz anda poliçe başlayacaktır. Poliçe başladığı andan itibaren vefatın meydana gelmesi ile poliçe bitimine kadar kalan süre boyunca sigorta şirketi o tazminatı ödeyecektir. Eğitim sigortası ürününü sunan her şirketin özel şartları elbette kendine has özellikler barındırmaktadır fakat en temel hatları ile ürünün temel çalışma prensibi bu şekildedir. Daha detay bilgiye ihtiyaç duyulması halinde sorularınızı iletmenizi rica ediyorum. İyi eğitim temelinde aydınlık yarınlar yaşamak umuduyla güzel günler diliyorum.
İzmir’in kalbi
KABİN EKİBİ
EGE PARK’ta atıyor
Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr
TUTKULARA TUTUNMAK Y ıllar önce kafama koymuştum, öğrenecektim ata binmeyi. Yolum bir çiftliğe düşmüştü, atlar da vardı. Binmek için izin istedim, “olur” dediler. Bir “ilk” olacaktı benim için. Kahverengili beyazlı, iri yarı bir attı; Şahsuvar’dı adı… Atın sırtına yerleşmeme yardım etti seyis. Atla baş başa kalmıştım, itiraf etmeliyim ki korkmuştum. Ya düşersem, ya at beni sürüklerse, durduramazsam, hayvana hâkim olamazsam vs… Aksi gibi, seyis de çekip gitmişti. Dizginlerine asılıyordum, yürümüyordu ama at... Topuklarımla dürtüyordum, yine yürümüyordu. Ya da bir iki adım atıyor, sonra yine duruyordu. Ne yaptıysam ne ettiysem başaramadım, yürümedi Şahsuvar… Seyis geri döndü bir süre sonra. Sordum, “Hasta mı bu at, neden yürümüyor?” Benim gibi çömezlere alışkındı herhalde, gülümsedi, “Hayır” dedi. “Sen korkuyorsun; at hissetti. At, binicisinin kendisinden korktuğunu 42
anlarsa emir almaz…” Hiç unutmadım seyisin bu öğüdünü. Şahsuvar’ın verdiği hayat dersini de… *** Hayat da ata binmeye benziyor bence. Yaşam da tıpkı at gibi, kendisinden korkandan emir almıyor. Ama ne istediğini bileni, kararlılıkla mücadele edeni; sırtına alıp uçuruyor… *** Yazın, tatil için bir sayfiye yerine gittiğinizde, kumsalda denize girmek için bekleyenleri gözlemleyin. İki farklı grup insan göreceksiniz. Birinci grup, denize ısınmaya çalışanlar.... Hemen fark edersiniz zaten… Denizin dibine kadar gidip, beklerler… Ayaklarını sokarlar suyun sıcaklığını test etmek için. Avuçlarına su alıp omuzlarına dökerler. Denizde yüzen arkadaşları varsa “soğuk mu, gireyim mi?” diye sorarlar… Sürekli bir tereddüt içindedirler; girsinler mi, girmesinler mi? Ya üşürlerse, ya hasta olurlarsa, vs… Ağustos - Eylül - 2018
Nitekim büyük bölümünün gözü yemez denizin serin sularına dalmayı… “Sonra girerim” deyip geri dönerler… Bir de ikinci grup vardır… Son derece kararlı adımlarla gelirler kumsala. Havlularını, terliklerini bir kenara koyarlar dikkatlice… Hiç vakit geçirmeden direkt suya atlarlar, soğuk mu değil mi merak dahi etmeden. Yüzmeye ve tadını çıkarmaya başlarlar denizin o an… *** Hayatın karşısındaki duruşumuz da aslında “denize gireyim mi, girmeyeyim mi?” ikileminden farksızdır. Kimisi cesurca atlar içine… Kimileri ise hayatı tartmakla, tanımakla uğraşırken bir de bakar ki mevsim geçmiş, yaz bitmiş… “Tamam, hazırım” dediğindeyse kış gelmiş, hava soğumuş…
*** William Shakespeare, XVI. Yüzyılda, o meşhur tragedyasında Prens Hamlet’in ağzından “Olmak ya da olmamak, bütün mesele bu.” diyor ya hani…
www.mavisehirdergisi.com
İşte bütün sorun da bu aslında… Yaşamak, ya da yaşarmış gibi yapmak. Ya da bir başka deyişle; “tutkulu” ya da “tutuk” yaşamak. *** Tutku kadar yargısız infaz edilmiş bir kavram yoktur bence. Tutku sürekli çarmıha gerilmiş, kötülenmiş, sorgulanmış bir duygudur. Ama ben, tam tersini düşünürüm açıkçası. Tutku hayatın özü, yaşamın anlamıdır aslında, ihtirasa dönüşmedikçe… İstisnasız, her duygu tutkuyla yaşandığında gerçek değerini bulur ancak. Yemek yerken bile tutkulu olmalıdır insan; çiğnediği her lokmanın tadını sonuna kadar hissedebilmelidir örneğin. Uyurken bile tutkuyla uyumalıdır, kafasını yastığa gömdüğünde bulutların üzerine atladığını hissetmelidir mesela. Tutkuyla hakkını vermelidir yaşadığı her anın, her saniyenin… *** Ataol Behramoğlu’nun “Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” isimli şiiri kadar güzel anlatan bir şiir yoktur tutkuyu… Defalarca okuduğum ve her seferinde ayrı bir tat aldığım o müthiş şiirden bazı satırlar hiç çıkmaz aklımdan... “Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi. Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten. Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği. Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını. Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin. İnsan balıklama dalmalı içine hayatın. Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına. Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına. Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı…” İşte tutkulu yaşamak, Behramoğlu’nun da tasvir ettiği gibi, böyle bir şey. *** Tutku cesaret ister. Tutku kararlılık ister. Tutku sabır ister. Ve risk almaktır tutku. Mutsuz olabilmeyi göze almaktır.
Acı çekmeyi peşinen kabullenmektir. Tarih tutkulu, tutkularının peşinden giden insanlar tarafından yazılmıştır. Büyük zaferler de, hafızalara kazınmış destansı aşklar da... Tutuk hayatların kaderiyse silinip gitmektir; kimse anımsamaz sonrasında... *** Nedense hep tutkusuz, “tutuk” bir yaşam öğütlenir insanlara. Tekdüze hayallerin peşinden gitmeleri istenir. Tutkularını dizginleyip, risk almaktan kaçar insanlar. Üşümekten korkup da denize girmekten vazgeçenler gibi. Garanti hayatların cazibesi büyüler insanoğlunu. Karadan ayrılmayı göze alamadığı için okyanusların sırrını asla öğrenemez. Sadece siyaha ve beyaza programlandığı için “gri”yi tanıyamaz hiçbir zaman. Sadece nefes almayı yaşamak sanır. *** Gecenin bir vakti, ıssız bir sokakta üzerine doğru gelen köpeğe benzer hayat. Korkarsanız, bunu hisseder; daha çok üzerinize gelir. Kaçarsanız kovalar; nefes nefese zor kurtarırsınız canınızı. Hayat kendisinden korkmayana saygı duyar, itaat eder ancak… Ve hayattan korkmayanlar, tutkulu insanlardır ancak… *** Gerçek mutluluğu yakalayanlar tutkularının peşinden gidebilme cesaretini gösterenlerdir her zaman. “Ne şiş yansın ne kebap” öğretisiyle yaşayanlar ikisini de yakar. Ya da ikisi de çiğ kalır. Ne şiş zevk verir ne de kebap. Karnını doyurur doyurmasına belki, aç kalmaz… Ama yemek yemek ile karnı doyurmak farklı şeylerdir son tahlilde… *** Mutsuz olma korkusunu anlarım. Ama mutsuz olmamak “mutlu olmak” değildir ki her zaman. Acıların, çilelerin ve hüzünlerin; mutluluklara ve güzelliklere ağır bastığı bir arena yaşamak. Ve tıpkı gözü kara bir gladyatör gibi çıkıp çarpışmak özgürlüğe ve Ağustos - Eylül - 2018
mutluluğa giden yegâne yol. Tutkuyla üzerine üzerine gitmek yaşamın… Korkup, kenarda beklemek değil. Meydan okumak her şeye… Risk almaktan korkmadan… Cesurca… *** Kılı kırk yaran, atacağı her adım öncesinde saatlerce düşünenleri hiç anlamam bu yüzden. İnsanın ertesi sabah uyanacağının bile garantisi yokken, nedir bu denli temkinli yaşama duyulan özlem? Düpedüz hayattan korkunun dışa vurumu değil midir bu? Bu yüzden tutkularına dizgin vurur, tutuk bir hayatı seçer ya zaten insan. Yirminci yüzyılın en büyük Amerikan yazarlarından Francis Scott Key “Tutkuların kükrediği yerde akıl sözünü dinletemez” der... Peki dinletmeli midir her zaman? Ya insanın içinden gelen o ses? İçten gelen o ilk sestir değil midir aslında insana kendi doğrusunu haykıran? Hep susturulur o coşkulu ses. Sonrasında duyulan stratejinin homurdanmalarına kulak ve öncelik verir insan.. İç sesini hiçe sayarak... İşte o noktada uzaklaşır kendisinden ve tutkularından.. *** Başarısızlıktan korkar insanlar… Ama hayattaki en büyük başarı “mutlu olmak” değil midir? Kendisini mutlu hissetmiyorsa insan, kazanılmış zaferlerin, unvanların, servetin ne anlamı kalır ki? Ve mutlu olmak da, ancak mutsuz olabilmeyi göze alanlara sunulan bir hediyedir. Ne güzel diyor Samuel Beckett: “Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil…” Sadece tutkulu insanlar kabullenirler bu gerçeği… *** Hiç de sanıldığı gibi uzun bir roman değildir hayat… Bilakis çok kısa bir öyküdür aslında… Finalindeki cümlelerdir hayattan geriye kalan… Tutuk bir hayatı tercih edenler yaşayamadıkları hayalleriyle baş başa kalır öykünün sonunda… Tutkularının peşinden gidenler ise yaşanmışlarıyla, anılarıyla… 43
Av. Kemal BUĞDAY
MIRASÇILARIN VE TASINMAZ MALIKLERININ EMLAK VERGISI SORUMLULUGU
Ü
lkemizde kamusal hizmetlerin sağlanması ve kamu borçlarının karşılanması amacıyla idarenin mali bir kaynağa sahip olması gerektiğinin bilinci tam olarak anlaşılamamış olmakla beraber, idarenin vergi uygulamaları konusunda mevzuatta yer alan boşlukları doldurmaması vergi borçlarının ödenmesinde bir takım karışıklıklara ve yanlış uygulamalara yol açmaktadır. Vergi borçlarından doğan sorumluluğu emlak vergisi açısndan inceleyen bu makale, maliklerin ve hak sahiplerinin
44
uygulamada yaşadıkları sorunlara rehber niteliğinde olması amacıyla hazırlanmıştır. Vergi borçlarının çeşitli açılardan incelenmesine geçilmeden önce vergi kavramının tanımından bahsetmek yerinde olacaktır. Vergi; Kamusal hizmetlerin gerektirdiği giderler ile kamu borçları dolayısıyla ortaya çıkan yükleri karşılamak amacıyla, karşılıklı olarak, gerçek ve tüzel kişilerden alınan ve cebri niteliğe sahip para şeklindeki ödemelerdir. Vergi kavramının haiz olduğu ehemmiyet kadar vergi sorumlusu Ağustos - Eylül - 2018
olmanın getirdiği yükümlülükler de bir o kadar önemli hale gelmektedir. Bu sorumluluk hali özellikle birden fazla vergi sorumlusunun bulunması halinde katlanmaktadır. Zira vergi sorumlularının fazla oluşu mükelleflere ödemelerde kolaylıklar getirse de, beraberinde uygulama hatalarına da yol açabilmektedir. Hal böyleyken yasalarda her zaman birey iradesinden üstün tutulan kamu idarelerinden yanlışlığın düzeltilmesini istemek kolay olmamaktadır. Bu nedenle vergi yükümlülüklerinin yerine getirilmesinden evvel, vergi sorumluluğunun sınırlarının iyi bir
www.mavisehirdergisi.com
şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Uygulamada emlak vergisine ilişkin en çok karşılaşılan sorunlardan biri de paylı mülkiyet ve el birliğiyle mülkiyet halinde vergiden sorumluluğun sınırlarının nasıl olacağı hususudur. Paylı mülkiyet; maliklerin gayrimenkul üzerindeki paylarının oranlarının belirli olduğu mülkiyet durumuyken; el birliği ile mülkiyet maliklerin gayrimenkulun tamamına pay ayrımı olmaksızın sahip olması halidir. Kavramların içeriğinden de anlaşılacağı üzere paylı mülkiyette oranlar belirli olduğundan vergi sorumlularının ödeyecekleri tutarlar da sabit olup birbirinden ayrıdır. El birliğiyle mülkiyette ise 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu üçüncü maddesi mülkiyetin kendine özgü yapısı nedeniyle mükelleflere müteselsil yani ortak bir sorumluluk çizmiştir. Vergi mükelleflerinden birinin vergi borcunu ifa etmesiyle borcun sona erme halinin mükellefler açısından kimi durumlarda kolaylıklar arz edeceği bilinse de iç ilişkilerinde karşılıklara ve sorunlara yol açabileceği gerçeği de aşikardır. Böyle bir durumda vergilerin ödenmesi konusunda daha fazla sorumululuk aldığını, idareye ödeme yaptığını düşünen malik diğer malik ya da malikler lehine yaptığı harcamaları ve vergileri Türk Borçlar Kanunu 62. Maddesinde yer alan müteselsil sorumluluğa ilişkin düzenlemeye dayanıp diğer mükelleflere rücu edip zararını karşılayabilecektir. Aynı şekilde benzer bir durum da mirasçılar arasında sıkça görülmektedir. Mirasçılar Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre terekenin borçlarından müteselsil sorumlu olup tüm borcu ifa eden mirasçının diğer mirasçılardan rücu yoluyla fazla ödediği miktarı geri alabileceği hüküm altına alınmıştır.
“
Fotoğraf: pexels.com
Uygulamada emlak vergisine ilişkin en çok karşılaşılan sorunlardan biri de paylı mülkiyet ve el birliğiyle mülkiyet halinde vergiden sorumluluğun sınırlarının nasıl olacağı hususudur.
Esasen vergi ödemelerinde hata yapılması durumunda idareye bizzat başvuru konusunda yasal olarak bir engel bulunmamaktadır. Vergi Usul Kanunu vergide hatayı, vergi hesaplamalarında yapılan hata ve vergilendirmede yapılan olarak ayırmakla birlikte hesaplama hatalarını ve mükellefte hata durumlarını sayma yoluna gitmiştir. Fakat elbirliği ile mülkiyet durumunda maliklerden birinin kendi payına düşenden fazla vergi ödemesi, hem vergi miktarında bir hataya, hem de vergiyi ödememesi gereken kimselerin ödeme yapmasına sebep olmadığından malikler veya mirasçılar fazla ödedikleri verginin tahsilini bu yolla sağlayamamaktadırlar.Bundan dolayı taşınmaza elbirliği ile malik olanlar veya mirasçılar açısından yargı yoluna başvurmak fazla ödedikleri vergilerin tahsilinde en doğru yol olacaktır. Tüm bu sebeplerden ötürü emlak vergisi ödenirken yasal sorumluluk kapsamının snırları mükellefler açısından doğru bir şekilde belirlenmeli, hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından ödenen tüm vergilere ilişkin kişisel detaylar hem idare hem mükellefler tarafından kayıt alıtına alınmalıdır.
Ağustos - Eylül - 2018
45
“
İsmail Barış Özpazarcık - Arzu Özpazarcık www.aurumera.com
Buzdolabının önünde gereksiz atıştırmalar yapan kendimi nasıl durdurdum?
S
tresli olduğum anlarda kendimi buzdolabının önünde buluyorum dedim arkadaşıma. Tatlı tatlı gülümsedi yine: “Ne zamandan beri bunu yaşıyorsun?...” Düşündüm... Çok uzun zamandır yaşıyordum bunu hatırlayamıyordum. Bir aydır yoğun olarak karşıladım bu durumu. “Bir ay önce ne oldu, ne yaşadın?” dedi... “Çocuklar gece daha sık uyanmaya başladılar. Eşim sabah erken uyandığı için çocuklarla ilgilenmek üzere ben kalkıyorum. İhtiyaçlarını gideriyorum, tekrar uyutuyorum ve kendimi buzdolabının önünde buluyorum elimde ekmekle. Domates alıyorum dolaptan ve ekmeğin arasına sıkıştırıp yiyiyorum. Aç oluyor muyum? Aslında hayır. Ama kendimi bunu yapmaktan alıkoyamıyorum. “Ne hissediyorsun, ne düşünüyorsun domates ekmeği yerken?” Kendimle ilgilenemiyorum ve hep böyle geçiştiriyorum. Ve trinkkkk bir ampül yandı zihnimde. Bu durumun matemetiksel döngülerini çıkarmamız
46
gerekiyormuş. Üniversite zamanlarıma denk gelmişti yeni soru. Ne olmuştu, ne yaşamıştım? Anneannem vefat etti dedim. “Peki yemek yemek, kendini geçiştirmekle ilgili bir şey var mı burda?” “Olmaz mı? Anneannem vefat etmişti. Geleneklerine bağlı bir ailem var; bu yüzden günlerce yemek pişmişti evde, düzenli yemek kokularıyla canımın içi anneannemin beni bırakıp gitmesine ağladım. Sürekli birileri bir şeyler tutuşturdu elime yemem için. Kendimle ilgilenmem ve kendime dikkat etmem gerekiyormuş!” Ve trinkkkkk ikinci ampül yanmıştı! Stres topu gibi olduğum bir dönemdi ve kendimi yemekle geçiştiriyordum. Bunun öncesi de vardı. Matematiksel formül bizi o yaşa da götürdü. Bu kez durağımız, 4 yaşındaki çocuk olan halimdi. Çocukluğumda ne olmuştu? Hatırlıyorum, 4 yaşındayken babam ölmüştü. Ama ben bunun farkında değildim. Çevremizdeki büyükler, evdeki yas ortamından korumak için, beni ve kardeşlerimi sıklıkla ekmek arası domates hazırlayıp sokağa gönderiyorlardı oynamamız için. Kardeşlerimi bilmiyorum, ama ben, Ağustos - Eylül - 2018
kendimi “geçiştirilmiş hissettiğimi” şu an, şu yaşımda idrak ediyordum. Strese girdiğimde niçin domates ekmeğe sarıldığımı çözüyordum. Domates ekmek yemek istediğim anlarda, hem kendimle ilgilenmek, hem kendimi geçiştirmek, hem stres yaşamak, hem de stresin üstesinden gelmek gibi paradokslar yaşıyordum. Sonra bu domates ekmek “geçiştirmelik” bir çok şeyin sembolü oldu: Peynir ekmek, bisküvi, cips vs... “Geçiştirmelik” yiyecekler, hem bir stres tetikleyicisi, hem de stres için can simidiydi. Bütün bunlar iç dünyamda beni oradan oraya sürüklerken, kendimi birden bire buzdolabının önünde buluyordum. Domates ekmeğin sırrı deşifre olmuştu. Ve bunları fark ettiğim an, gereksiz atıştırmalara “dur” dediğim andı. Not: Anlattığımız hikaye, bizim gerçekleştirmiş olduğumuz bir NLP-Koçluk seans notudur. Kişi ismi bu nedenle bizde saklıdır. Hikayesini sizinle paylaştık; çünkü söz konusu olan stres ise, hepimizin içini dolduracağı bir hikayesi vardır. Ve farklı hikayeler için de buna yakın senaryolar geçerlidir.
www.mavisehirdergisi.com
Avrupa Enerji Verimliliği Yasası Enerji tasarrufu konusunda büyük adımlar atılıyor...
Lot 20 nedir?
E
nerjiyi daha verimli kullanarak çevreyi koruma adına atılan bu önemli adımla, 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren; Avrupa’da satılan elektrik, gaz veya sıvı yakıt kullanan tüm ısıtıcıların asgari verimlilik standartlarına uygun üretilmesi ve son tüketici ile buluşması zorunlu hale gelmiştir.
Böylece evlerimizi ısıtan verimsiz teknolojiler, çok fazla enerji tüketen, hava kirliliği ve ses kirliliği yapan tüm ısıtıcılar zamanla piyasadan kalkacak. Kullanılan enerji azaltılacak ve genel karbon salınımı azaltma hedeflerine ulaşılarak geriye çevremizi koruyan son teknoloji ürünler kalacaktır.
Ecodesign direktifine göre enerji tüketen ürün grupları 37 kategoriye ayrılmıştır. Lot 20 oda ve mekân ısıtıcıları grubunu temsil etmektedir. Enerji verimliliği, dünya genelinde önde gelen birçok ülke için bir odak noktası haline geliyor ve harcadığımız enerjinin yarısından fazlasının sularımızı ve mekânlarımızı ısıtmak için kullandığımızı düşünürsek, bu harcanan enerjiyi karşılayabilme ve kontrol altına alabilmemiz gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor.
Kullandığınız elektrikli ısıtıcılar Türkiye’nin doğal kaynaklarını koruyor mu?
Geleceğimizi kurtarmak için yeteneklerimizi ve teknolojik bilgilerimizi enerji tasarrufu için kullanmalıyız.
Dünya çapında üreticilere ürünlerin daha iyi çevresel performansı sağlaması için özen gösterme yükümlülüğü getiriyor.
Ülke yönetimleri, kurumlar ve işletmeler, piyasaya sunulan ürünlerin daha iyi bir şekilde geliştirilmesi için büyük çaba göstermektedirler ve Avrupa Komisyonu’nun Ecodesign Direktifi; enerji tüketimlerinde düzenleyici ve yasal değişikliklerin başlıca itici güçlerden biridir.
Aynı zamanda enerji verimliliği açısından geliştirilemeyen ürünlerin piyasaya verilemeyeceği ve piyasadaki verimsiz, zayıf ürünlerin azalacağı ve desteklenmeyeceği anlamına geliyor. Bu sadece karbon emisyonlarını azaltmakla kalmayıp, ürünlerin daha iyi çevresel performanslarının olmasını teşvik ediyor, yeniliği destekliyor.
Ecodesign Direktifi enerji ve kaynak tüketimini azaltmak için, ürünlerin daha verimli enerji harcamasını amaçlamaktadır. Örneğin bir ısıtıcının termostatı, ısıtıcının kendi ısısından etkilenerek sürekli açılıp kapanması veya sürekli açık kalması çok fazla elektrik sarfiyatına neden olacaktır... Ağustos - Eylül - 2018
Ürünler 37 gruba ayrılarak “Lot” olarak adlandırılmaktadır. Bu Lot’lar; benzer işlevselliğe ve amaçlara sahip ürünlerin birlikte gruplandırılmasını sağlamakta ve aynı Ecodesign Direktifi’nin farklı varyasyonlarının daha verimli bir şekilde formüle edilmesine izin vermektedir. 47
Melike Baykara Birinci Instagram: pisimel pisimelblog@gmail.com
YAZDAN KALANLAR BAHARDA DA BIZIMLE Ç anta bir ihtiyaç mı yoksa aksesuar mı tartışılır ama benim stilimin tamamlayıcısı bu yaz, örgü ve hasır çantalar oldu; tıpkı şapkalar ve ip sandaletler gibi. Benim gibi moda meraklısıysanız, instagram fenomenlerinin elinden düşmeyen o çantaları mutlaka görmüşsünüzdür. Karesi, yuvarlağı, büyüğü, küçüğü, elde tutulanı veya 48
omuza asılanı… Ne yapın ne edin soğuk havalar gelmeden mutlaka bir tane edinin. Sizlere de bu konuda işte güzel bir seçenek “Asha Çanta”… Aradığım en tatlı ve trend modelleri @asha_accessory instagram adresinde bulabiliyorum. El emeği, göz nuru bu çantaların hepsi benim olsa asla hayır demem. Bugün benim de üzerimde gördüğünüz çantaların hepsi bu adresten. Peki bu çantaları Ağustos - Eylül - 2018
ne şekilde kullanırsak daha trend daha stil sahibi dururuz? Şöyle tril tril beyaz bir elbise, başımızda fötr bir şapka, ayağımızda sandaletler ve elimizde de bu çantalardan biri… Nasıl da güzel durur ama. Daha rahat görebilmeniz açısından bugün böyle bir görünüm ile karşınızdayım. Ya da sarılar, hardallar, kahveler, pötikareler, çizgilerden oluşan herhangi bir görünüşle de rahatlıkla
www.mavisehirdergisi.com
kombinleyebilirsiniz. Yazı bitirirken, yazdan kalan trendlerin hala devam ettiğini hatırlatmakta fayda var. Örneğin yazın en trend rengi sarı ve pötikareli giysilere hala giysi dolabınızda fazlasıyla yer verebilirsiniz. Bunlar da araya sıkıştırılmış küçük trend tavsiyeleri olsun sizlere. Örgü ve hasır çantalarınızın modeli ne olursa olsun en şık veya en spor kombinlerinizle rahatlıkla tamamlayabilirsiniz. Biz kadınlar için stil sahibi görünmek madem bu kadar önemli, bahsettiğim bu çantalar bizlere böyle görünmek için kestirme bir yol sunuyor aslında. Soğuk havalar gelmeden bu trendin bol bol tadını çıkartın, sevgiyle kalın… Ağustos - Eylül - 2018
49
uzun süren
BRONZLUK B
irçok insan için bronzlaşmak bir tutkudur. Bronzlaşmak çaba isteyen bir iştir ancak bronzluk gelip geçicidir. Yaz aylarına veda ettiğimiz şu dönemde hala bronz olan ten renginizi daha uzun süre korumak için yapmanız gerekenlere göz atabilirsiniz.
Daha kalıcı bir bronzluk elde etmede yediğiniz besinlerin etkisi oldukça fazla. Ciltteki melatonin pigmentinin aktif hale gelmesini sağlayan havuç, kayısı, şeftali gibi beta karoten içeren besinleri sıkça tüketebilirsiniz.
Su cildin en büyük besin kaynaklarından. Bronzluğun korunması için de bol su içilmesi önemlidir. Derinin nemi için içeriden su kaybının önlenmesi bronzluğu uzun kılar ve derinin kuruyup yıpranmasını engeller.
Cildinizin sürekli nemli kalmasına özen gösterin. Çünkü kuruyan cildin derisi daha hızlı soyulur. Banyo sonrası mutlaka bir nemlendirici, güneş sonrası kullanılan besleyici bir krem ya da yağ sürün.
Eğer daha uzun süre bronz kalmak istiyorsanız bazı alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekiyor. Örneğin duş alırken kese yapmak, peeling uygulamak, istenmeyen tüyleriniz için ağda yapmak gibi işlemler, ten renginizin hızla eski haline dönmesini sağlar.
Fondoten fırçası Estee Lauder 109 TL
MAKYAJIN BRONZ HALI Işıltılı mak yaj sabitleyici MAC
Yaz ayları ve sonbahar ayları bronz makyajın en çok tercih edildiği mevsimler arasında. Abartıdan uzak, doğal ve çekici bir görünüm için doğru malzemeleri seçmeniz yeterli olacaktır.
Fondoten Dolge&Gabbana
Bronz allık Bobbi Brown 205 TL
Fondoten ve fırça Chanel
Lip Gloss Victoria Secret
Bronz etkili aydınlatıcı Lancome - 250 TL
Sokaklarda
PARLAYAN YILDIZLAR gibi olun
Ste
lla
Mc
c ar
t ne y
İpekyol
Oscardelarenta
Dolce&Gabbana
Zara
sokaklar sizin podyumunuz!
Küpe Mango
m To
Fo
rd
JCrew
S
on yıllarda sıkça karşımıza çıkan sokak modası; aslında artık birçok kişinin kendisine özen göstermek için sadece özel davetleri beklemediğini ortaya koyuyor. Sokak modasının en güzel yanı, sınır ve kural olmaması. Lüks bir butikten aldığınız bluzu, pazardan aldığınız jean pantolon ile kombinleyebilirsiniz. Hatta sokak modası öyle etkili ki; ünlü modacılar ve tasarımcılar koleksiyonlarını oluştururken sokaklardan esinleniyor. Siz de kendi yaratıcılığınızda elinizdeki en güzel parçaları birleştirip, gezdiğiniz sokakların yıldızı olabilirsiniz.
YAZDANLezzetler KALAN H
angi mevsimi daha fazla yaşadığınızı bulunduğunuz şehir belirler. Biz yazı, yaz ayları dışında da uzun uzun yaşayan şanslı insanlardanız. Hal böyle olunca yaz aylarıyla vedalaşsak bile, denize girmeye, ince kıyafetler giymeye ve serinletici içecekler tüketmeye devam ediyoruz. Evinizde kolayca hazırlayabileceğiniz, ailenize ve misafirlerinize ikram edebileceğiniz, önce göze hitap eden lezzetli içecek tariflerini sizlerle paylaşıyoruz.
Yediğimiz, içtiğimiz şeyler artık günümüzde daha da dikkat edilmesi gereken bir nokta haline geldi. Uzun vadede bir rahatsızlık yaşamamak adına, gerçekten sağlığımız için faydalı şeyleri tüketiyor olmalıyız. Hem bağışıklığınızı kuvvetlendiren hem metabolizmanızı hızlandıran, hem de çok şık bir görüntüye sahip olan içecekleri evinizde rahatlıkla hazırlamanız mümkün. Burada dikkat etmeniz gereken konu ise, her zamanki gibi tükettiğiniz gıdalara alerjinizin olmaması ve tüketim miktarınız olmalıdır.
Ananaslı Süt Ananas, suya maruz kaldığında hemen hemen değişmeden kalan, çözünmeyen lifler bakımından zengindir. Çözünmez lifler bağırsakta bir sünger gibi davranarak bağırsaktaki geçişi kolaylaştırır ve kabızlığı iyileştirmeye yardımcı olur. Yüksek miktarda C vitamini içerir. Bu faydalı meyveyi 1 halka şeklinde kesin ve 1 su bardağı sütle birlikte robottan geçirin. Buzlu bir bardağın içine doldurun. İsteğinize göre; hindistan cevizi veya tarçın ilave edebilirsiniz.
Reyhanlı Ayran Hem sıcak hem de soğuk birçok yemeğin önemli malzemelerinden, bize yaz mevsimini ve Akdeniz’i hatırlatan bu ılıman iklim bitkisi
Ahududu Smoothie
Reyhan, mor rengi ile görsel şölen sunuyor. Reyhanda, A, B, C
İsmi gibi servis edildiğinde kendisinin
ve K vitaminleri vardır. Demir ve
de oldukça havalı bir görüntüsü olan
kalsiyumu boldur. Antioksidandır,
bu serin içecek, tüketildiğinde tokluk
gözlere ve kemiklere faydalıdır. Bir rondoya ya da blendera yoğurt ve reyhan yapraklarını ekleyin. Reyhan yaprakları tamamen parçalanana kadar blenderdan geçirin. Damak zevkinize göre tuz ekleyin. Bardağınızın üzerini Reyhan yapraklarıyla süsleyerek servis edebilirsiniz.
Böğürtlen şöleni Böğürtlen, muz ve yoğurdu pürüzsüz
hissi de sağlıyor. İhtiyacınız olan şeyler ise; 200 gram ahududu, 100 ml. süt, 20 gram yoğurt, 5-6 küp buz.
hale gelinceye kadar blender’dan geçirin. Elde ettiğiniz karışımı geniş
Öncelikle, ahududuları bir poşet
bir kaba dökün. Kabın içine Hindistan
içinde buzlukta bekletin. Yoğurt ve
cevizi sütü ve bal ekleyip tekrar
sütü blenderda çırpın, sonunda da
karıştırın. Buzdolabında soğuttuktan
ahududu ve buzları içine ekleyip
sonra bardaklara paylaştırıp
karıştırın. Doğru bir smoothie kıvamı
böğürtlen ve nane yapraklarıyla
yakalamak için blenderı çok fazla
süsleyerek servis yapın.
çalıştırmamanız gerekiyor.
TEKNOLOJİ
Emrah Önder www.nioya.com
iPhone XR
Uygun fiyatlı bir model olmasına rağmen tasarım anlamında iPhone XS ailesinin diğer üyelerinde oldukça benzeyen iPhone XR, çerçevesiz ve çentikli bir tasarımla karşımıza çıkıyor. Diğer modellerden farklı olarak LCD panel kullanan iPhone XR’ın ekran büyüklüğü ise 6,1 inç ve 12 MP like tek bir kamera barındırıyor. Uygun fiyatlı bir model olmasına rağmen Face ID desteğine sahip olan XR, parmak izi sensörüne ise sahip değil. Sarı, mavi, siyah, beyaz, kırmızı ve mercan renk seçenekleriyle sunulan, 64 GB,18 GB ve 256 GB olmak üzere üç ayrı dahili depolama seçeneği ile karşımıza cihaz 749 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak. Yeni modellerle beraber 3 telefon modelinin ise fişi çekildi: Phone X, iPhone 6s ve iPhone SE Söz konusu modeller Apple Store listelerinden kaldırılırken henüz geçen sene satışa sunulan iPhone X’in de satıştan kaldırılması şaşkınlık yarattı.
56
Apple Eylül 2018
Apple’ın artık gelenekselleşen ve her yıl yeni ürünlerini tanıttığı Eylül etkinliği, şirketin yeni kampüsündeki Steve Jobs Oditoryumu’nda gerçekleşti. Etkinlikte geçen senelerin aksine sadece yeni iPhone modelleriyle yeni Apple Watch serisi tanıtıldı.
daha geniş bir ekrana sahip olduğunu da hemen belirtelim. Gümüş, altın ve uzay grisi olmak üzere 3 farklı renk seçeneğine sahip olan Apple Watch Series 4, 40 ve 44 mm olmak üzere iki farklı model ile karşımıza çıkıyor. Bir önceki modellerle kıyaslandığında, yeni modellerin ekranlarının yüzde 32 ve 35 oranında büyüdüğünü görebiliyoruz.
Önceki Apple etkinliklerine göre daha sessiz geçen ve iOS 12’ye dair herhangi bir bilginin paylaşılmadığı etkinlikte, yıllardır bahsi geçen AR kulaklığı, AirPod, AirPower, MacBook Air gibi herhangi bir Apple ürününe de değinilmedi. Tanıtım konuşmasını yapan Tim Hook, Apple Store’ları yılda 500 milyon ziyaret ettiğini dünya üzerinde 2 milyar iOS cihazının bulunduğunu belirtti. iPhone X’ler de ise %98 gibi başarılması zor bir müşteri memnuniyetine ulaştıklarından bahsetti. Gelin tanıtılan ürünleri tek tek inceleyelim:
Apple Watch Series 4 için yeni bir saat yüzü de tasarlayan Apple, bu saat yüzü sayesinde 8 farklı bilgiyi aynı anda kullanıcısına aktarabiliyor. Saatin sağ tarafında bulunan crown’da ise taptic geri bildirim özelliği bulunuyor. Apple Watch Series 4’te, bir önceki modele oranla yüzde 50 daha güçlü bir hoparlör bulunuyor. Sağlık anlamında önemli gelişmelere sahip olan Apple Watch Series 4, Electrocardiogram (ECG) desteğine de sahip olacak. FDA’dan da onay alan cihazda eğer kullanıcı isterse sağlık bilgilerini doktoruyla da paylaşabilecek.
Apple Watch Series 4 Etkinlikte ilk olarak tanıtılan yeni Apple Watch serisi, tasarım anlamında baktığımızda önceki seriye göre çok büyük bir değişiklik göstermiyor. Ancak Apple Watch Series 4’ün daha ince çerçeveye ve
Apple Watch Series 4’ün 40 mm’lik versiyonu 399 dolar, 44 mm’lik versiyonu ise 499 dolar fiyat etiketi ile 14 Eylül ABD’de satışa çıkacak gönderimlerine ise 21 Eylül tarihinde başlanacak. Türkiye fiyatı henüz belli değil ama cep yakacağı kesin.
Ağustos - Eylül - 2018
www.mavisehirdergisi.com
Phone XS Max
iPhone XS
S takılı yeni telefon serisi çıkarma geleneğini sürdüren Apple, bir önceki amiral gemisi olan iPhone X’in yerine yeni amiral gemisi olarak iPhone XS’i tanıttı. Altın, gümüş ve uzay grisi olmak üzere 3 farklı renk seçeneği ile karşımıza çıkan yeni cihaz, suya ve toza karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlandı. iPhone XS, tıpkı iPhone X modeli gibi 5,8 inçlik bir ekran ile karşımıza çıkıyor. Dolby Vision ve HDR10 desteğine sahip olan Super Retina ekrana sahip olan iPhone XS’te 3D Touch desteği de mevcut. Gelişmiş hoparlörlere sahip olan iPhone XS, başarılı bir çift hoparlör deneyimi sunuyor. Daha hızlı bir Face ID deneyimi sunacak olan iPhone XS’te parmak izi sensörü bulunmayacak. Gücünü A12 Bionic işlemcisinden alan iPhone XW’in en önemli özelliği ise endüstride kullanılan ilk 7 nn işlemciye sahip olması demek mümkün. Bir önceki A11 Bionic ise saniyede 600 milyon işlem gerçekleştirebiliyordu. iPhone X gibi çift kamerayla gelen iPhone XS, portre modu ve
özel filtreleri de destekliyor. 12 megapiksel geniş açılı kamera ve 12 megapiksel telefoto kameraya sahip olan iPhone XS, geniş açı için ƒ/1.8 diyafram ve telefoto için ƒ/2.4 diyafram açıklığı sunuyor. Her iki kamerada da OIS desteği bulunuyor. 7 megapiksellik bir ön kamera tercih eden iPhone XS, ƒ/2.2 diyafram açıklığına ve Smart HDR özelliğine sahip. iPhone Xs modeli geçtiğimiz yıl tanıtılan iPhone X’e oranla 30 dakika daha uzun bir pil ömrü sunacak. Çift sim desteği ile gelen iPhone XS’te eSIM teknolojisi kullanılacak. eSIM, bildiğimiz sim kartların aksine cihazın içinde gömülü bulunuyor ve ne yazıkki ülkemizdeki GSM operatörleri tarafından henüz desteklenmiyor. 64 GB, 256 ve 512 GB olmak üzere 3 ayrı dahili depolama ve 3 renk seçeneği ile sunulan iPhone XS, 999 dolardan başlayan fiyat etiketleri ile 14 Eylül tarihinde ABD’de satışa sunulacak. Türkiye’deki satış fiyatı ve tarihi henüz belli değil. Ancak 8-9 bin TL bandından daha ucuz olmayacağı kesin. Ağustos - Eylül - 2018
iPhone X modeli ile benzer bir tasarıma sahip olan iPhone XS Max, büyük ekranı ile dikkatleri çekiyor. Önceki serilerde Plus olarak adlandırılan bu büyük ekran modeller bu sefer Max olarak adlandırılmış. OLED bir ekran kullanan iPhone XS Max, 6.5 inç tam ekran tasarımı ile birlikte yeni A12 Bionic çip ve çift kamera sistemine sahip. Teknik özellikler açısından iPhone XS ile benzer olan iPhone XS Max’te çift kamera bulunuyor. Cihaz, portre modu ve özel filtreleri de destekliyor. 12 MP geniş açılı kamera ve 12 MP telefoto kameraya sahip iPhone XS Max, geçtiğimiz yıl tanıtılan iPhone X’e oranla 60-90 dakika arası daha uzun bir pil ömrü sunacak. Bir diğer bir yenilik ise iPhone XS Max’in de çift sim desteğine sahip olması. iPhone XS Max’te de 64 GB, 256 ve 512 GB olmak üzere 3 ayrı dahili depolama alanı bulunuyor. 3 farklı depolama seçeneği sunan iPhone XS Max, 1099 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak. 14 Eylül tarihinden itibaren satışa sunulan iPhone XS’in gönderimlerine ise 21 Eylül itibariyle başlanacak. Türkiye’de ne zaman satışa sunulacağı ve Türkiye fiyatının henüz açıklanmadığını belirtelim. Fiyatlar henüz açıklanmamasına rağmen onarım ücretleri açıklandı. Max için ekran onarımı 2490 TL diğer hasarlar ise 7299 TL olacağını göz önüne alırsak fiyatın 10 bin TL’den az olmayacağı çok açık.
57
DERGİ İNDEKSİ
Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.
Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com
MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir Mavişehir Ayak Bakım Merkezi 6518/1 Sk. Oifs 35 No: 42 D:11 Mavişehir Tel: 0232 503 05 10
Da Vinci Kırtasiye Adres: 6518 Sokak No: 33/A Yalı Mahallesi Karsıyaka - İzmir Tel: 0232 502 5808 KA Mühendislik Adres: Şehitler Caddesi No:100 Alsancak / İzmir
Noches Kültür Mah. Doktor Mustafa Enver Bey Cd. No Alsancak Rez: : 0530 240 42 22
LugoKids Anaokulları 8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 mavisehir@lugokids.com
15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135
HASTANELER VE POLİKLİNİKLER
VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği
YARDIM
Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem
DİŞ POLİKLİNİKLERİ Smiles İzmir Diş Kliniği Diş Hekimi Arda Emre Yünük
Yakamoz Beauty Park Adres: 6471 Sk. No:8 Mavişehir Tel: 0232 382 91 91
Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75
EVLERE SERVİS
LÜZUMLU TELEFONLAR
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi Medical Park Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Park Tıp Merkezi
Uluoğlu Pastane Adres: Caher Dudayev Blv. No: 93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27
Yeliz Fidan Adres: Cehar Dudayev Bulvarı No:77 D:5 Mavişehir Tel: 0(232) 336 27 42
Özel Küçükkaptan Anaokulu Adres: Aydınlıkevler Mahallesi 6779 Sk. No: 23 Çiğli Tel: 0232 370 1011
ŞEHİR REHBERİ Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma
PT STUDIO ONE Adres: Yeni Mahalle Mh. Eski Havaalanı Cd. No:108 Park Yaşam Ataşehir - İzmir Tel: 0(532) 635 06 22
241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 222 53 68 462 27 27 367 22 22
368 96 66 337 27 33 336 44 89 330 55 16
441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36
408 88 84 369 69 99
RESTORAN VE CAFELER
RESTORAN VE CAFELER Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Tarihi Bafra Pidecisi Burger Republic Babafingo Burger - pizza
483 00 79 444 62 62 336 72 64 290 20 20 362 65 66
Red Dragon Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Babafingo Burger - pizza
368 11 24 290 06 22
TAKSİ DURAKLARI
483 00 79 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 362 65 66
MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri
SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 İzmir Dağcılık Kulübü 483 22 42 Ege Açık Deniz Yat Kulubü 234 63 24 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25
ÜNİVERSİTELER
Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi
TİYATROLAR
Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu
311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 411 50 00
369 64 87 368 22 39 445 34 55 245 30 92 323 21 02 446 88 57 463 15 15 362 61 61
Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi
OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm
KÜLTÜR MERKEZLERİ
Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi
330 10 77 362 28 28 336 70 94 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 16 66
362 41 53 323 46 20 330 52 01 362 19 92 362 00 79 369 27 90 368 22 39 361 47 93 483 85 20 446 06 64 497 10 00 421 52 42 466 00 13 366 44 59
MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi
Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya
58 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.
324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70
1941 yılında başlayan serüven; tüm ailenin özverili dayanışması ile nesillerdir kalitesini ve lezzetini arttırarak yeni heyecanlarla yoluna devam ediyor.
www.alacatiimren.com
Tasarım: Kabin Ekibi
77 yıldır değişmeyen lezzet
Hiçbir bina “Güven” kadar GÜÇLÜ DEĞİLDİR
GELECEĞE GÜZEL İZLER BIRAKIR
İnşaat · Tasarım · Mimarlık · Yapı Ürünleri
MAKROYAPI 0(232) 329 79 00
www.makroyapitasarim.com Çanakkale Asfaltı No:17 Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen - İZMİR