Mavisehir Dergisi Mayıs 2015

Page 1

Mayıs 2015 Yıl.2 Sayı.18

5.00

Genel kültür,

İnternet dünyasında yaratıcılık seni çağırıyor İsmail Barış Özpazarcık

ATSIZ KARADUMAN Tramvay geliyor Meydanlarda ücretsiz internet keyfı başlıyor

19 19 Mayıs Mayıs Atatürk’ü Atatürk’ü Anma Anma Gençlik Gençlik ve ve Spor Spor Bayramımız Bayramımız Kutlu Kutlu Olsun Olsun

Instagram takipçilerimizin #kapakolur etiketi ile paylaştığı fotoğrafları kapağımıza taşıyoruz. Teşekkür ederiz.


Ege’yi Keşfetmeye Çeşme Marina’dan Başlayın! Türkiye’nin önde gelen yatırım firmalarından biri olan IC İbrahim Çeçen Holding ve marinacılık sektöründe köklü bir geçmişe sahip Camper & Nicholsons Marinas International ortaklığında işletilen Çeşme Marina, tekne sahiplerine ve ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Tarihi ve stratejik bir Akdeniz liman yerleşimi içinde yer alan ve 24 saat boyunca rahatlıkla ulaşılabilecek korunaklı bir limanda bulunan Çeşme Marina, denizde 400, karada ise 100 tekne kapasitesi ile 60 metre uzunluğa kadar olan teknelere hizmet verebilmenin yanında yat kulübü, restoranlar, barlar ve kafeler ile misafirlerine değişik seçenekler sunuyor. Bir yaşam merkezinden beklenileceği üzere marinanın 12 ay boyunca açık olan çarşı alanında birbirinden şık ve huzurlu restoranların yanı sıra giyim ve aksesuar mağazaları, yat satış ve kiralama ofisleri, yelken okulu, optik, sanat galerisi, tasarım mağazaları, müzik ve kitap mağazası, teknoloji market, çocuk oyun alanı yer almaktadır. Çeşme Marina’da restoranlar, kafeler ve barlarla geceleri canlı ve eğlenceli bir atmosfer oluşmaktadır. Çeşme Marina, Ege Denizi’ni ve birbirinden güzel adalarını günübirlik seyirlerle keşfetmek için mükemmel bir konumda yer almaktadır. Maceraperest bir ruha sahip olanlar için bütün Ege, bu kapının ardında keşfedilmeyi bekliyor…

Tel : +90 (232) 712 25 00

e-Mail : info@cesmemarina.com.tr

Fax : +90 (232) 712 99 14

web

: www.cesmemarina.com.tr


Dünya değişiyor, hatta değişti bile...

Mavişehir Dergisi Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Aras Attila aras@mavisehirdergisi.com

Editör / Yayın Yönetmeni

Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com

Görsel Yönetmen ve Grafik Tasarım Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Duygu Gönen Attila

Reklam Rezervasyon / Bilgi

Kabin Ekibi 0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500

Yapım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık

Yönetim Yeri

6003 Sk. No.7/A Karşıyaka / İZMİR

Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com

Baskı:

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütçü Doç. Dr. Gürkan Ersoy - İsmail Barış Özpazarcık - Fügen Yenilmez Kaan Yenilmez Prof. Dr. Meltem Onay Kutay Ürkmen - Melis Yolaç Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk

Bir çok kavram da değişti. İletişim şekli de... Bazı değerlerimiz yok olmaya yüz tutmuş. Benim ve benim gibilerin gözlemlediği en önemli konulardan biri sanırım saygı ve sevgi kavramlarındaki farklılaşmalar... Gençlerin birçoğu sevgiden ve saygıdan o kadar uzaklar ki... İnsan üzülüyor. Bir çok kişi “gençlerin bu hale gelmesine bizler neden olduk” diyor. Düşünüyorum; gençleri bu denli rahat, duyarsız hale nasıl getirmiş olabiliriz diye... Metroda, yolda, trafikte saygıdan yoksun insanlarla o kadar çok karşılaşıyoruz ki; nasıl bu hale geldik bilemiyorum. Birçoğumuz öfke ve nefret kusuyor adeta. Trafikte kural dışı hareket eden birine hesap sormaya kalkanın vay haline. Yaptığı hatadan ötürü özür dileyeceğine sesini yükselterek üste çıkmaya çalışanlarla dolu etrafımız. Doğaya da saygısızlık edenlerin sayısı çok fazla. Yolda yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yere atanlara bir çift söz söylemeye kalkın da görün. Bize bencil olmamayı öğretmişti büyüklerimiz ve öğretmenlerimiz. Şimdi ise bencil olmak gerektiğini savunuyor gençlik. “dünyaya bir defa geldim, onu da en iyi şekilde yaşarım, başkası beni ilgilendirmez” diyen çok insan var inanın. Bir çoğunuz bu satırları okurken belki de çok tanıdık gelen duygularla bana hak verecekler. Saygılı davranmak, görgü kurallarına uymak çok önemli ama çağımızda ne yazık ki saygılı davranmanın, görgü kurallarına uymanın gençlerin tabiri ile eziklik olduğu düşüncesi hakim. Aslına bakarsanız nazik insanlar, herkes tarafından beğeni ile karşılanır. Her gittiği yerde saygı görür. Ancak nezaket bile zamanımızda meziyet olmuş. Saygılı, nazik ve sevecen olsa herkes; yaşamak çok daha güzel ve kolay olurdu... Nazik biriyle karşılaştığımda içimi bir huzur kaplıyor, yüzüme sıcak bir gülümseme yayılıyor. İşte diyorum; insan. Onu yetiştirene de şükran duyuyorum. Saygılı davranmanın dışında kurallara uymanın da çok önemli olduğunu savunan biri olarak; çağımızda kuralların hiçe sayıldığını görmek beni üzüyor doğrusu. Umarım benim gibi birçoğumuzu da üzüyordur. Bana göre okullarda toplum içerisinde nasıl yaşanması gerektiği hakkında dersler olmalı. Dersler varsa da öğrencilerin bu dersleri iyi dinlemesi ve uygulaması için cazip hale getirilip öyle sunulması daha doğru olur diye düşünüyorum. Sevgisiz bir dünyayı nasıl düşünemiyorsak; saygısız bir dünyanın da yaşamımızı nasıl altüst edeceğini bir düşünün. Saygı, yaşamımızın her döneminde ihtiyacımız olan en önemli unsurlardan biri... Sevgi ve saygılarımla, Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com mavisehirdergisi@gmail.com

İÇİNDEKİLER • • • • • •

Mutluluk bahçesi (6) Atsız Karaduman Özel Röportaj... (10-11-12) Urla Sakız Enginarı Festivali (30-31) Renkler bize ne öğretiyor? köşe yazısı (36-37) Tramvay geliyor (38-39) Köşe Yazıları

Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık - Özgür Şişik - Doç. Dr. Gürkan Ersoy Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk - Prof. Dr. Meltem Onay - Fügen Yenilmez Kaan Yenilmez - Serdar Sütçü - Kutay Ürkmen


2

Meydanlarda “ücretsiz internet keyfi” başlıyor

Spor Kompleksi ve Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde kurulacak WizmirNET” kablosuz ağı için altyapı çalışmaları başladı. Kablosuz internet ağı ilk etapta Pasaport ile Konak ve Gündoğdu meydanlarında başlayacak. Haziran ayında diğer noktalarda da (Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, Tarihi Havagazı Fabrikası, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Buca Hasanağa Spor Kompleksi, Kültürpark) devreye girecek kablosuz internet ağına bağlanan İzmirliler, akıllı telefon, tablet ve taşınabilir bilgisayarlarından açık alanda internete girebilecek.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin pilot uygulamasına Pasaport’ta başladığı kablosuz internet hizmeti, kentin yoğun olarak kullanılan 7 noktasına daha taşınıyor. Haziran ayında bitirilmesi planlanan altyapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından İzmirliler, kentin 8 farklı noktasındaki ücretsiz internet hizmetinden ücretsiz faydalanabilecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) ile birlikte hayata geçirdiği kablosuz internet projesi için ihale süreci tamamlandı. Gündoğdu Meydanı, Kültürpark (Fuar), Konak Meydanı, Pasaport, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Tarihi Havagazı Fabrikası, Buca Hasanağa

WizmirNET kablosuz ağına bağlanan kullanıcılar, kimlik doğrulama sayfasından kayıt olup cep telefonlarına gelen şifreyi girerek internet hizmetinden ücretsiz olarak yararlanabilecek. Bir kez alındıktan sonra 24 saat boyunca geçerli olan şifreyle 8 noktadan yayın yapan kablosuz istasyonlardan internete girilebilecek. Aynı zamanda “kentli numarasıyla” da giriş yapılabilecek kablosuz internet hizmetinin Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde kapalı salonlarda, Havagazı Fabrikası ve Aşık Veysel Rekreasyon alanında ise hem kapalı hem de açık alanlarda verilmesi planlanıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin farklı medyalar üzerinden yaptırmış olduğu anketler de yine kablosuz internet hizmeti üzerinden İzmirlilere ulaştırılacak. Kıyı projesine özel tasarım Kablosuz internet projesinin pilot uygulaması geçtiğimiz Şubat ayında, Mayıs - 2015

İzmirdeniz Projesi kapsamında Pasaport’ta yer alan meydanda oluşturulan WiFi noktasında başlamıştı. İzmirdeniz Projesi’nin ruhuna uygun özel tasarımıyla dikkat çeken WiFi noktası, işlevselliğiyle yeni bir sosyal çekim merkezi oluşturdu. Doğal ahşap ile teknolojik malzemelerin bir arada kullanıldığı 6 adet modülden oluşan WiFi noktası, geceleri led teknolojisiyle aydınlatılan yarı saydam üst örtüsü ile kullanıcılarına konforlu bir dinlenme alanı sağlıyor. İlk günden itibaren özellikle gençler tarafından büyük ilgi gören WiFi noktasında internete girerken aynı zamanda telefonların şarj edilebilmesi için USB üniteleri de bulunuyor.



4

yorgunluğu her kişide az ya da çok görülmekle birlikte kişinin yaşam tarzı, kişiliği, moral durumu onun bahar yorgunluğunu hafif ya da ağır geçirmesinin belirleyicisi olmaktadır.

İ

çinde bulunduğumuz şu günlerde sabahları uykudan uyanmakta güçlük mü çekiyorsunuz? İşe giderken ayaklarınız geri geri gidiyor ve hiç istemeseniz de yüksek kalorili yiyeceklere yönelip, bir çok şeye konsantre olmakta zorlanıyor musunuz? Sakın telaş etmeyin. Çok büyük ihtimalle sebebi “Bahar yorgunluğu” dur.

İklim değişikliğine bağlı olarak insanların duygu durumlarında değişiklikler olur. Bunun sebebi bahar aylarında havadaki elektrik yükünün artıyor olmasıdır. Havadaki pozitif ve negatif yüklü iyonların artması insan biyoritminde olumlu ya da olumsuz etkiler yaratır. Pozitif iyonlar insanı daha zinde hissettirirken, negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz hissetmesine ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olur. Bu zamanlarda, “bahar yorgunluğu” olarak da bilinen geçici mevsimsel depresyonlar yaşamak çok sık karşılaşılan bir durumdur. Bahar

İnsanın moral durumunun, psikolojik enerjisinin tabiatın değişimlerinden etkilendiği yüzyıllardır kabul edilen bir olgu olup bu kimi zaman az kimi zaman daha yoğun olarak ortaya çıkmaktadır. Soğuk iklimlerde örneğin Kuzey Avrupa ülkelerinde (Danimarka, İsveç, Norveç gibi) yaşayan insanlarda depresyon ve bunun sonucu intiharlara sıklıkla rastlanmakta bunun nedeninin aylarca güneşi direkt olarak görmemeleri, havaların kapalı olması ve sonuçta insanların mutsuz olmalarına neden olduğu düşünülmektedir. Aynı şekilde bu ülkelerde yaşayan insanlar olaylar karşısında daha serinkanlı davranabilmektedir. Bunun tam tersi ise sıcak iklimlerde, özellikle Akdeniz kıyılarında yaşayan insanlarda ortaya çıkmakta, onlar da sürekli güneş ışığına maruz kalarak çabuk parlayabilen, ani tepkiler verebilen, manik atakların daha sık gözlenebildiği insanlar olmaktadır. Bahar yorgunluğu yaşayan kişiler, çoğunlukla bir aylık süreçte yavaş yavaş toparlanabilmektedir. Bu süreci daha çabuk atlatabilmek için öncelikle uyku düzenine dikkat etmek, akşamları geç saatlere kadar Mayıs - 2015

oturmadan sabahları da uyanmak için geç saati beklemeden kalkmak, mümkün olduğu kadar yaşamı gün ışığında devam ettirmek faydalı olacaktır. Alkol alınıyorsa fazla miktarda tüketmekten kaçınmalıdır. Alkol vücut ritmini bozmakta, uyku düzenini bozarak yorgunluğu arttırmaktadır. Aynı şekilde beslenirken de ağır ve yağlı yiyecekler yerine hafif salatalar tercih edilmeli, mümkün olduğu kadar C vitamini alınmalı, bunu da mevsim meyveleri ve kiviyi bol miktarda tüketerek sağlama yoluna gidilmelidir. Her türlü sporun ama özellikle açık havada yürüyüşün bu dönemi daha kolay atlatmaya yardımcı olacağı unutulmamalı ve tembellikten kaçınılmalıdır. Son olarak, uzun süren yorgunlukların ve benzer semptomların mevsim geçişi nedeniyle ciddiye alınmaması, özellikle “Tükenmişlik Sendromu” yaşayan kişilerin, bu problemlerini fark etmemelerine neden olabilmektedir. Çabuk yorulma, mutsuzluk, kas ve eklem ağrıları, kramplar, uyku düzeninde değişiklikler, uykuya dalmada güçlük, sabah zor uyanma, sabahları yorgun kalkma, eskiden yaptığı şeyleri yapmada isteksizlik, kadınlarda adet düzensizliği, sebepsiz asabiyet ve yorgunluk hissi gibi belirtilerden en az 5 tanesinin görülmesi durumunda, mutlaka bir uzmana başvurmak en doğru yol olacaktır.


Tarihi

i n i s e d i p a r f a B muhteşem . .. z i n i s i tl e v a d e y e denem

TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Meşhur lezzet artık Mavişehir’de

S

on zamanların yükseliş gösteren ve ilgi gören restoranı Tarihi Bafra Pidecisi Mavişehir’e yeni bir soluk getirdi...

Özel harmanlanmış unlarla üretilen, yöresel ürünlerin odun ateşinde eşsiz lezzetlere dönüştüğü Tarihi Bafra Pidecisi; unlarını Bafra’dan, tereyağını Trabzon’dan, kavurmalarını Rize’den, pastırmalarını Kayseri’den özel getirerek İzmir’in seçkin lezzet duraklarından biri olacağının mesajını veriyor. Kapalı kıymalı, kavurmalı, pastırmalı, sucuklu, kuşbaşılı ve special olmak üzere 18 çeşit pidenin de kendine has bir özelliği var. Herkesin favorisi olan, 5 buğdayın harmanlanmasıyla elde edilen Bafra Pidesi kapalı olarak servis ediliyor. En önemli özelliği içindeki kavrulmuş kıyma ve kullanılan unun esnekliği... Sakin ve huzurlu bir ortamda, gürültüden uzak ama Mavişehir’in içinde ailecek ya da arkadaşlarınızla pide yiyebileceğiniz harika bir yer Tarihi Bafra Pidecisi...

Rezervasyon 0(232)

Adres: Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 Mavişehir - Karşıyaka - İzmir

336 72 64


6

Mutluluk bahçesi Engelliler için İnciraltı’nda bir hobi bahçesi oluşturan İzmir Büyükşehir Belediyesi, ailelerden müthiş geri dönüşler aldı. Büyükşehir, engelli çocukların enerjilerini toprağa vererek rahatladığı bahçelerin sayısı artırma kararı aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İnciraltı Engelli Hizmet Merkezi’nden eğitim, rehabilitasyon ve sosyal gelişim desteği alan engelli öğrenciler ve aileleri için bir “Hobi Bahçesi” oluşturdu. Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü koordinasyonunda; Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ve Ege Üniversitesi Bayındır Meslek Yüksek Okulu’nun destekleriyle oluşturulan bahçe, engelli öğrencilerin yeni mutluluk kaynağı oldu.

çalışmalarına örnek model olması hedefiyle yola çıkılan projeyi kent geneline yaygınlaştırarak geliştirmek istediklerini söyleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Aysel Özkan, “Amacımız engelli arkadaşlarımızı tarımla rehabilite etmek, onların sosyal gelişimlerine ve eğitimlerine destek olmak ve kendi ürünlerini elde etmelerini sağlamak. Gerçekten de büyük yararı Yüksek Okul öğrencilerinin olacağına inandığımız bir projemiz bu. destekleriyle bahçelerine marul, soğan, Kentin çeşitli yerlerinde geliştirmeyi bezelye, bakla diken engelli öğrenciler, planlıyoruz” şeklinde konuştu. bitkilerinin büyüme sürecini sıkı bir İnciraltı Engelli Hizmet Merkezi’nden şekilde takip etmeye başladı. Onların eğitim, rehabilitasyon ve sosyal gelişim boy atması ile birlikte mutlulukları desteği alan engelli öğrencilerin aileleri artan öğrenciler, ürünlerini alabilmek de çocuklarının hobi bahçesinde çok için sabırsızlıkla beklediklerini söyledi. mutlu olduğunu ve daha pozitif hale “Doğal ortamda tarımla rehabilitasyon” geldiklerini belirterek şunları söyledi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi, çok güzel bir rehabilitasyon alanı oluşturdu. Çocuklarımız şimdi evde de bitki dikmek istiyor. Hobi bahçesinde hem rahatlıyorlar hem de enerjilerini toprağa verebiliyorlar. Buraya geldiklerinden beri büyük değişiklik kaydettiler. Daha pozitif oldular. Engelli çocuklarımıza böyle imkanlar yarattığı için Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ediyoruz.” Mayıs - 2015

Inciraltı Engelli Hizmet Merkezi’nden egitim, rehabilitasyon ve sosyal gelisim destegi alan engelli ögrencilerin aileleri de çocuklarının hobi bahçesinde çok mutlu oldugunu ve daha pozitif hale geldiklerini belirttiler.


Uzman ekibiyle sağlık, güzellik ve estetiği tüm bakım hizmetlerinde üst düzey bir standartta tutmayı başaran By Makas, “Mükemmelliği Yeniden Kodlamak” sloganı ile yola çıkmıştır. Salonunda Wella’nın profesyonel ürünlerini kullanan By Makas, günümüz modern yaşamında erkek bakımının ne denli önemli bir yer tuttuğunun bilinciyle dünya trendlerini takip ederek, gerek yeni stiller ve gerekse yeni bakım ürünleri ile kendini sürekli geliştirmekte... Yetişkin ve çocuk saç kesimi, saç bakımı ve boyasının dışında cilt bakımı ile hizmet yelpazesini genişleten By Makas, şık ve konforlu salonunda birinci sınıf servisini uygun fiyatlarla müşterilerine sunmaktadır.

6436 Sok. No: 2 117/A Ethem Bey Apt. Yalı Mah. Mavişehir - Karşıyaka (Karşıyaka Göz Hast. arkası) Tel: +90 (232) 362 63 23 www.bymakas.net bymakasizmir

bymakasizmir

bymakasizmir


SAĞLIK

Uzm. Dr. Tolga Enver YÜCETÜRK İç Hastalıkları ve Romatoloji drtolgayuceturk@gmail.com www.drtolgayuceturk.com

ŞİFANIN KAYNAĞI GÜNEŞ

Güneşin ne kadarı karar, ne kadarı zarar? U

zun ve soğuk geçen kışın ardından nihayet güneş kendini göstermeye, parlaklığı ve sıcaklığıyla bizi selamlamaya başladı. Pek çoğumuzda da gelen yaz mevsimi ile beraber bir endişe başladı “ya güneşin ışınları bizi hasta ederse, ya cilt kanserine neden olursa” diye. Yıllardır öcü gibi gösterilen güneş aslında tam bir şifa kaynağı. Daha antibiyotiklerin olmadığı dönemlerde pek çok verem hastasının sanatoryumlarda güneş ışınlarıyla sağlıklarına kavuştuğunu, doktorların da uzun yıllar ilaç reçete eder gibi güneş banyosu reçete ettiğini biliyoruz. Güneşin sağlığımıza önemli bir katkısı D vitamini sentezini sağlaması. D vitamini aslında kolesterolden üretilen bir çeşit hormon. Kemik ve kas sağlığını, bağışıklık sistemini düzenlediği gibi pek çok kanser, şeker hastalığı, bunama gibi hastalıklardan da koruyucu etkisi var. Besinler yoluyla ancak az miktarını alabildiğimiz D vitamininin çoğu güneşin Ultraviyole B (UVB) ışınları ile cildimizde üretiliyor. UVB ışınlarının bu etkisini gösterebilmesi için bazı şartların

sağlanması gerekli. Kış aylarında, günün erken ve geç saatlerinde, bulutlu havalarda cildimizde D vitamini üretimi neredeyse hiç olmuyor. D vitaminimizi doğal yollarla yükseltmek istiyorsak en ideal zamanlar bahar ve yaz aylarında, saat 10-14 arası güneşlenmek. Bahardan başlayarak bu saatler arasında 10 dakika ile başlayıp vücudu alıştırarak yazın 20-30 dakika kadar olabildiğince geniş vücut alanı açık olarak güneşlenmek günlük 20.000 üniteye kadar D vitamini üretimi sağlayabiliyor. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için temel prensip ise “ASLA YANMAMAK”. Akıllı telefonlar için üretilmiş “Dminder” adlı uygulama bulunduğumuz konumda güneşin D vitamini üretimine katkısı konusunda yol gösterici olarak kullanılabilir. Güneş ışınlarının en korkulan etkisi cilt kanseri. Ancak yapılan çalışmalarda güneşin UVB ışınlarıyla ciltte üretilen D vitamininin asıl ölümcül seyreden cilt kanseri olan “melanom” oranlarını azalttığı gösterilmiş. Bunun yanı sıra güneş ışınları ve D vitamini pankreas, Mayıs - 2015

meme ve kalın barsak kanserleri başta olmak üzere pek çok kanser oluşumunu da ciddi oranlarda azaltıyor.

Güneş ışınlarının mevsimsel depresyon üzerine olumlu etkileri var. Salgılanan endorfinler yoluyla kişinin moral ve enerjisini olumlu yönde etkiliyor. Fibromiyalji adlı hastalığa bağlı ağrıları ve MS bulgularını azaltıcı etkileri gösterilmiş. Bağışıklık sistemini güçlendirici ve mikrobik hastalıklardan koruyucu etkisi ise yüzyıllardır biliniyor. Pek çok cilt rahatsızlığını da iyileştirici etkisi var Güneş ışınları ile kanda arttığı gösterilen Nitrik oksit, tansiyonu azalttığı gibi kalp krizi ve inme riskini de azaltıyor. Kimler güneşten kaçınmalı Güneş alerjisi (Fotosensitivite) olanlar, yani kısa süre güneşte kalmakla bile cildinde ciddi kızarıklık, yara, kaşıntı olanların güneşten kaçınması gerekir. Yine güneş alerjisinin sıklıkla eşlik


9

www.mavisehirdergisi.com

ettiği bazı romatizmal hastalıklarda da güneş cilde zarar verebildiği gibi romatizmal hastalığın alevlenmesine neden olabilir. Başta Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) ve Dermatomiyozit olmak üzere “Bağ Doku Hastalığı” olarak sınıflandırılan hastalık grubunda olanların güneşten olabildiğince kaçınması ve uygun yöntemlerle güneşten korunması şart. Bazı ilaçların kullanımı da güneş alerjisine neden olabildiği için bu ilaçları alan kişilerin güneşe dikkat etmesi önerilir. Bazı antibiyotikler, kolesterol düşürücü ilaçlar, genelde sara hastalarında kullanılan nörolojik ilaçlar, bazı idrar sökücüler ve romatizmal hastalıklarda kullanılan kinin grubu ilaçlar kişinin güneşe duyarlılığını artırabilir. Bu açıdan kullandığınız ilacın bu çeşit bir etkisi olup olmadığını doktorunuza danışmanızda fayda var. Güneşten nasıl korunmalı? Temel kural güneşten yanmamak olmalı. Cilt hafif pembe renk aldığında bunu bir uyarı kabul etmeliyiz.

Bu düzeyin ötesine geçildiğinde gerek D vitamini üretimi, gerekse güneşin diğer faydalı etkilerinden yararlanamadığımız gibi zararlı etkileri belirginleşmeye başlıyor. Cildimiz pembeleşmeye başladığında gölgede kalmak, üzerimize ince, açık renkli, kol ve bacaklarımızı da koruyan giysiler giymek korunmak için yeterli. Yüz ve göz çevresindeki deri ince olduğundan güneşin yaşlandırıcı etkileri bu bölgelerde daha belirgin görülüyor. Bu bölgelerin siperlikli şapka ile korunması ciltte kırışıklıkların engellenmesini sağlıyor.

olarak kullanılan kremler kolaylık sağlasa da solunum yollarına da ulaşabileceği ve burada nasıl bir etki yapacağı bilinmediğinden tercih edilmemeli. Vücudumuzdaki antioksidan içerikli maddelerin de cildimizi içten koruyucu etkisi var. Taze sebze ve meyveler ihtiyacımız olan antioksidanları sağlayabileceği gibi “Astaxhantin” içeren besin (Somon, karides, yengeç) ve besin desteklerinden de (Ülkemizde bazı Omega-3 destekleriyle kombine tabletler olarak bulunuyor) faydalanabiliriz.

Güneş yağlarının pek çoğu koruyucu olmak bir yana içerdiği kimyasallar nedeniyle sağlığımızı tehdit ediyor. Özellikle içeriğinde Oxybenzone, Retinyl Palmitate (Vitamin A Palmitat), Paraben ve Phtalat içeren ürünlerden kaçınmak gerekli. Pek çok güneş kremi yararlı etkileri olan UVB ışınları engellerken, asıl zararlı olan UVA ışınlardan korumuyor. Bu açıdan hem UVB hem de UVA koruyucu etki mutlaka aranmalı. Çocuklarda sprey

Web sayfamızda

dergi sayfalarına sığmayan fotoğrafları görebilirsiniz Öneriler bölümünde; restoranları, cafeleri, kuaförleri ve diğer ilginizi çekebilecek mekanları inceleyebilirsiniz. Logonun üstünde bulunan BÜLTEN ABONELİĞİ’ne bilgilerinizi bırakarak fırsatlardan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Web sayfamızın iletişim bölümünden her türlü öneri ve isteklerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. İleride yapacağımız sürprizler için de Facebook sayfamızı beğenmenizi öneririz. İlgi ve desteğiniz için teşekkür ederiz.

www.mavisehirdergisi.com Daha güncel, daha interaktif

facebook.com/mavisehir.dergisi

Web sayfamızı QR Code okuyucu program ile sağ tarafraki görseli taratarak mobil cihazınızdan görüntüleyebilirsiniz.

twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

Mayıs - 2015


10

aj rt o p rö l e z ö z ı s At n a m u d a Kar Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Atsız Karaduman kimdir? 1956 yılında Ankara’da doğdum. İlk ve Ortaokulu Keçiören‘de okudum. Liseye Keçiören Lisesi’nde başladım, Atatürk Lisesi’nde bitirdim. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünü kazandım ve Yüksek bölümünden mezun oldum. Cüneyt Gökçer, Mahir Canova, İlyas Avcı, Yücel Erten, Can Gürzap, Saim Alpago, Yıldırım Önal, Asuman Korad, Haldun Marlalı, Muammer Çıpa, Ahmet Leventoğlu, Nüzhet Şenay, Ergin Orbey, Sait Sökmen okuldaki meslek dersi hocalarımdı, hepsini saygı ve minnetle anıyorum. 1978 yılından bu yana Devlet Tiyatrolarında oyuncu olarak görev almaktayım. 2000 yılına kadar Ankara’da, daha sonra İstanbul’da Kurumda görevime devam etmekteyim. Oynadığım bazı oyunlar Cephede Piknik, Gülünç Kibarlar, Sultan Gelin, Oyunlarla Yaşayanlar, Bağdat Hatun, İki Kova Su, Alaaddi’nin Sihirli Lambası, Kral Lear, İntihar, Mine, Bütün Menekşeler Annem Kokar, Buzcu Geliyor, İspinoz Kuşları, İmparatorun İki Oğlu, Uyarca, Moskova Geceleri, Kafesten Bir Kuş Uçtu, Sokullu Ne Yapmalıydı, Domuz Ahırı, Kaygusuz Abdal, İnıshmaan’ ın Sakatı, Ne Dersin Azizim, Zalım Mahmut, Güneş Batarken Bile Büyük. Oynadığım bazı diziler, Küçük Dünya, Duvardaki Kan, Osmanlı Kıyam, Suskunlar, Kurtlar Vadisi, Karadayı.

Sıradışı bir isminiz var, isminizin bir hikayesi var mı? Babam; Şair, Romancı, Tarihçi, Hüseyin Nihal Atsız hayranı idi. Büyük bir sevgisi, saygısı vardı. Benim adımı Atsız, kızkardeşimin adını da Nihal koymuş.

Toplumun her kesiminde ne kadar çürük elma varsa sanat camiasinda da o kadar çürük elma var.

Size tiyatroyu sevdiren neydi? Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Babam Devlet Tiyatroları’nda Genel Müdür Cüneyt Gökçer’in sekreteri idi. İlkokul yaşlarında başlayarak iyi bir tiyatro seyircisi olmuştum. Sahnedeki dev oyuncuları büyük bir hayranlıkla izledim. Liseyi bitirince, rahmetli İlyas Avcı ve rahmetli Baykal Saran’ın yönlendirmeleri Mayıs - 2015


11

www.mavisehirdergisi.com

Eşiniz Sema Aybars ülkemizde çok değerli bir sanatçı. Eşinizle aynı meslekte olmanın avantajları var mı? Sema büyük bir oyuncudur, yetenekli, disiplinli, işini seven ve en iyi icra eden bir sanatçıdır. Bugün dil sorun olmasa dünyanın her yerinde, en iyi tiyatrolarında oynar. Böyle bir kadınla hayatı paylaştığım için başta mesleki anlamda kendimi çok şanslı görüyorum. İyi bir oyuncu olmak istiyorsanız, eleştiriye açık olacaksınız. Sema’nın yapıcı, yol gösterici eleştirileri benim için çok önemlidir. Şu anda sevilen dizi Karadayı’da Dalyan Rıza karakterini canlandırıyorsunuz. Dizi ve rolünüz hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız? Diziler de tiyatro sanatı gibi kollektif iştir. Disiplin, saygı, sevgi, öğrenme azmi, çalışma heyecanı ister.

Diziler gerçekten çok zor şartlarda çekilmekte, her hafta zamana karşı mucizeler yaratılmakta. Ben üç yıldır, Karadayı dizisinde gerçekten büyük bir konfor yaşadım. Başta yönetmenlerim Sayın Uluç Bayraktar’a, Sayın Cem Kargı’ya, ikinci yönetmen Sayın Neslihan Yeşilyurt’a, Sayın Benal Tahiri’ye, oyuncu arkadaşım Sayın Çetin Tekindor, Sayın Kenan İmirzalıoğlu, Sayın Bergüzar Korel, Sayın Yurdaer Okur, Sayın Erkan Avcı ve ismini yazamadıklarımdan özür dilerim bütün arkadaşlarıma, bütün kamera, ışık, yapım ve set ekibi dostlarıma, sizin huzurunuzda teşekkürü bir borç bilirim. Hepsini sevgiyle ve saygıyla anacağım. Dizilerde senaryo çok önemlidir. Senaristlerimiz Sema Ergenekon ve Eylem Canbolat 1973, 1974 Türkiye’sini o kadar gerçekçi o kadar sıcak dile getirdiler ki, o replikleri söylerken çok keyif aldım. Evet o yıllardaki mahalleler artık büyük kentlerimizde yok, o yıllardaki komşuluk ilişkilerine hasretiz... Kibar’la, Dalyan’ın dostuluğuna şimdilerde rastlamak nerdeyse imkansız. Günümüzde

imkansız aşkların peşinden koşmak nerdeyse aptallık olarak görülmekte. Günümüzde, racon sahibi kimi o eski kabadayıların yerini insafsız, ahlaksız, çıkarcı HIRSIZLAR aldı. Dizi ile ilgili izleyicilerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz? Dizi ile ilgili mutlu olduğum en önemlli tepki, DOSTLUK konusundadır. Amacım da o idi zaten. Kayıtsız, şartsız, karşılıksız, bir dostuluğun hayatımızda ne kadar önemli olduğunu bir oyuncu olarak vurgulamak ve yansıtmaktı. Tiyatro ve dizi oyunculuğu arasında fark var mı? Bu konu teknik ve tartışması uzun bir konudur. Ancak şu kadarını söyleyeyim akıllı oyuncular için oyunculuk oyunculuktur. Televizyon, sinema, dizi farketmez. Boş zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz? Çalışma hayatımın en yoğun olduğu bir dönemi yaşıyorum. Devlet Tiyatrosu’nda Güneş Batarken Bile Büyük adlı oyunda oynuyorum. Oyunun

Tiyatro sahnesi kardeşliktir, barıştır, özgürlüktür,demokrasidir, hukuktur, adalettir, sevgidir, aşktır, paylaşmaktır. Velhasıl insana dair ne kadar iyi kavram varsa odur.

Mayıs - 2015

ve sınava hazırlamaları neticesinde kendimi Ankara’da Cebeci’de ki tarihi Konservatuar binasında buldum. O gün, bu gün tiyatro bir sevda olarak hayatımda.


12

yazarı ve yönetmeni konservatuardan sınıf arkadaşım Kazım Akşar. Oyun Goethe’nin hayatından bazı kesitleri seyirciye sunmakta. Basından izleyenler bilirler oyunumuz SANSÜR tehditi ile karşılaşmıştı. Ancak Sayın Kazım Akşar’ın ve o dönemin İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Sayın Şakir Gürzumar‘ın ilkeli ve namuslu tavırları sayesinde SANSÜRSÜZ seyirci ile buluştu. Oyunda başta oyuncu arkadaşım Reha Özcan olmak üzere bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim. Huzurlu, verimli bir sezon yaşadım tiyatroda. Dizi devam ediyor, Dialog’ta hoca olarak görev yapıyorum, Afife Ödülleri jürisindeyim, oyunları seyrediyorum. Umarım yazın boş vaktim olacak ve sadece dinleneceğim. Tiyatro sahnesi sizin için ne ifade ediyor? Tiyatro sahnesi kardeşliktir, barıştır, özgürlüktür, demokrasidir, hukuktur,

adalettir, sevgidir, aşktır, paylaşmaktır. Velhasıl insana dair ne kadar iyi kavram varsa odur. Tiyatro mesaj vermeli mi? Günümüzde tiyatronun rolü nedir? Günümüzde tiyatro ve sanat büyük bir tehditle karşı karşıyadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi internet sitesinde halen yer alan Tüsak yasa taslağı Türkiye’de sanatı yok edecek bir taslaktır. Şu anda var olan ödenekli sanat kurumlarının yasaları bu taslakla mülga edilmekte ve kurumların kapısına kilit vurgulamaktadır. Yani bu zihniyet Türkiye’de tüzel kişiliği haiz sanat kurumlarını kapatarak kendi emrinde, yanaşma, yandaş sanat üretme gayretindedir. 1949 yılında Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi tüzel kişiliği haiz yasalarla kurulmuş ve halen yasal olarak böyle yönetilmesi gereken kurumlardır. Yani oynayacakları

eserleri kendi kurulları seçer, disiplin işlemlerini kendi kurullarında çözer, kuruma alma sınavlarını, tayinleri, görevlendirmeleri kendi kurulları yapardı. Tüsak yasa taslağında bütün bu işlemler direkt olarak hükümetlere bağlı bir Tüsak adlı kuruma verilmiştir. Özlenen, hükümetlerin hizmetinde ve emrinde sanat kurumları yaratmaktır. Ancak sanat tarihi bize öğretmiştir ki, partilere bağlı, onların güdümünde sanat üretilemez, üretilmemiştir. Eğer bu yasa taslağı önümüzdeki dönem yasalaşırsa İzmir dahil, Ankara dahil Anadolu’da sanat biter, bir paket sigara parasına tiyatro, opera, bale seyretmek hayal olur. Bu yasa ile sadece iktidardaki hükümetlerin yandaşları ceplerini doldurur. Ve maalesef Devlet Tiyatroları’nın başında bu yasa taslağını az sayıda destekleyen sanatçılardan biri bulunmaktadır. Şu an tüm Türkiye’nin gözü önünde olan ünlü sanatçılar topluma iyi örnek oluyorlar mı? Sizce sanatçı duruşu nasıl olmalı? Sanatçıların özel hayatları ile gündeme gelmesini çok doğru bulmuyorum. Sanatçı ürettiği ürünlerle gündeme gelmelidir. Toplumun her kesiminde ne kadar çürük elma varsa sanat camiasında da o kadar çürük elma vardır. Sanatçı bütün insani değerlerin yanında olmalıdır, insana zulüm eden, insanı sömüren her düşünceye her eyleme karşı olmalıdır. İzmir ve İzmirliler hakkında ne düşünüyorsunuz? Ankara’da doğdum, büyüdüm, okulumu bitirdim, mesleğimi seçtim, çalıştım, İstanbul’da ülkeme, milletime, kurumuma hizmet etmeye devam ettim. Emeklilik öncesi ve emekliliğimi İzmir’de yaşamak arzusundayım. Mücadelemi İzmir’de sürdürmek isterim. Devlet Tiyatroları’nın İzmir Karşıyaka Sahnesi yeniden yapılmak üzere yıkılmıştı. Beş ay önce sözde bir temel atma töreni yapılmıştı, halen çivi çakılmadı. Umarım orada bir oyunda görev alırım. İçten ve samimi cevaplarınız için çok teşekkür ederiz. Ben de Mavişehir Dergisi ekibine çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın, aydınlık günlerde buluşmak dileğiyle.

Karadayı dizisinden kareler Mayıs - 2015



YAZLIK EVLERDE

dekorasyon

Yoğun kış günlerinden sonra, rahatlamak ve stres atmak bize çok iyi gelecektir. Yazı geçireceğimiz yazlık evimiz, bu konuda bize yardım edecek şekilde dizayn edilmeli. Açık renk duvarlar, yazı simgeleyen aksesuarlar yazlık evlerin vazgeçilmezleri arasında. Mavi ve beyazın yarattığı ferahlık hissini de unutmamakta fayda var.

Yazlık evlerde önem verilmesi gereken ilk şey dekorasyonun huzur verici olmasıdır. Yazın bütün canlı renkelerini içinde barındıran bir o kadar da sakin ve dinlendirici olmalıdır yazlık evlerimiz.

Açık renk koltuklarınızın üzerine yerleştireceğiniz turkuaz, mavi, turuncu ve sarı tonlarındaki minderler, yazın canlı ruhunu evinize yansıtmanıza yardımcı olacaktır. Eğer yazlık evinizi dekore etmeyi, biraz değiştirmeyi veya süslemeyi düşünüyorsanız, önce dikkat etmeniz gereken ayrıntıları kafanızda tasarlamanızı tavsiye ederiz. Özellikle küçük evlerde balkonlar önemli yaşam alanlarından. Bu alanın düzenlemesinde de; bize yer kazandıran, az yer kaplayan ve çok iş gören eşyaları seçmek gerekiyor. Öncelikle istediğinizde kaldırmanız için hafif olmalı. Masa ve sandalyelerde yer kazanmak için katlanır modelleri tercih etmekte fayda var. Beyaz hasır sandalyeler ve üzerine yerleştireceğiniz uçuk mavi minderler balkonunuza harika bir görüntü kazandıracaktır.


GÖKKUŞAĞI PERDE Yaşar Ünalp

‘’Hepimiz alışveriş dünyasının birer parçasıyız ve satın aldığımız ürün ve hizmetlerde problem yaşamak istemeyiz. Ürün kalitesi, satış sonrası hizmet, ihtiyaca cevap veren ürün seçenekleri ve tabii ki fiyat. Gökkuşağı Perde olarak 35 yıllık tecrübe ve ilkeli çalışma anlayışı ile yaşam alanlarınızın dekorasyonunda kaliteli ve seçkin ürünlerle hizmet vermekteyiz. Perde, döşemelik kumaş ve ithal duvar kağıtlarında farklı zevklere hitap edecek geniş ürün yelpazesiyle Şemikler ve Girne Bulvarı’ndaki mağazalarımıza sizleri de bekleriz.’’

Merkez: 6221 Sk. No: 95 Şemikler Tel: 0 (232) 336 8923 Şube: Girne Bulvarı No: 97/B Tel: 0 (232) 362 8497


MAKROYAPI İç Mimari Tasarım ve Uygulama


MAKRO YAPI’NIN KAÇINILMAZ YÜKSELİŞİ MakroYapı İç Mimari Tasarım ve Uygulama, üzerinde çalıştıkları her projede yaratıcılıklarını profesyonellikle birleştirerek, hem inşaat alanındaki tecrübelerini kullanıyor hem de değişen trendleri takip ederek zamanı yakalıyor. Ortaya koydukları her uygulamada profesyonellik ve iş bilgisinin güçlü birlikteliğini görmek mümkün. Yılların verdiği tecrübe, iş bilgisi ve samimi yaklaşımları ile müşterilerini özenle dinleyerek ihtiyaçlarını anlamak ve hayallerine kavuşturmak MakroYapı Tasarım için büyük önem taşıyor. Projeleri ile müşterilerin mekânlarına kazandırılan estetiğin, işlevselliğin ve kurgulanan incelikli detayların onları mutlu etmesi isteniyor. Teknik kadronun gücü ve tecrübesi de eklendiğinde güzel projelere imza atması kaçınılmaz oluyor.

Hülya Çetinok

zli yılında İzmir merke Makro Yapı, 1996 u. ld ru şirketi olarak ku inşaat ve dış ticaret ren iç mimarlık ve 2014 yılından itiba elere rerek, başarılı proj tasarım hizmeti ve ediyor. imza atmaya devam


MAKROYAPI Makro Yapı’nın 11 Nisan 2015 tarihinde gerçekleşen açılışına, İzmir’in tanınmış simaları katıldı. Ömür Türkben - Hale Kayalıoğlu - Hülya Çetinok - Cem Er

T +90 232 329 80 29 – 329 90 29

www.makroyapi.com.tr


Beyazlale Düğün Davet Organizasyon - Alsancak - 0232 4648834 facebook/beyazlalecicekmarket

instagram/beyazlalecicekcilik


20

Dekorasyon Kösesi

Dekorasyon Kösesi

Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi

EVLERİ YENİLEME ZAMANI H

avaların ısınması ile birlikte doğa canlanır ve renklenir. Bizde evlerimizde yapacağımız değişikliklerle bu tazeliği ve canlılığı evlerimize taşıyabiliriz. Üstelik bunun için büyük tadilat işlerine de girişilmesine gerek yok. Yapılacak ufak değişiklikler büyük fark yaratacaktır.

Pastel yeşil,mavi tonları ve floral renkler, bahar ve yaz dekorasyonu için ideal renklerdir. Örnek olarak; salonumuzda bahar hissini yaşamak istiyorsak tek duvarda kullanacağımız pastel yeşil tonlarında boya veya duvar kâğıdı ile yine içinde pastel yeşil bulunduran perdeyi kombinleyip baharı evimize taşıyabiliriz. Aynı zamanda renkli ve desenli kırlentler, kokulu mumlar ve renkli vazolarla bu kombinleri destekleyebiliriz.

Yine aydınlatmalarda yapılacak değişikliklerde evimizdeki değişimi etkileyecektir. Yatak odalarında da eğer dingin bir ortam yaratmak istiyorsak dinlendirici etkiye sahip açık yeşil veya açık mavi renkleri kullanabiliriz. Yine ufak aksesuarlarla ve duvar panolarıyla odamızı renklendirip desenli veya çiçekli nevresimlerle de dekorasyonumuzu destekleyebiliriz. Renk seçimlerini yaparken unutmamalıyız ki, seçeceğimiz her renk ortamda farklı bir his yaratacaktır. Örneğin duvarlar ve perde renkleri için seçeceğimiz koyu renkler mekanı daha küçük gösterirken, seçilen açık renkler mekanın daha geniş ve aydınlık algılanmasını sağlar. Bu yüzden mekanlar için renk seçerken dikkatli davranmalı ve her rengin farklı

özellikler katığını unutmamalıyız. Örneğin, kırmızı renk en sıcak renktir, canlandırıcı etkisi vardır, enerji verir. Mekan olarak yemek odalarında kullanılabilir. Turuncu sıcak renklerden bir diğeridir. İştah açıcı özelliğinden dolayı yemek odalarında, servis takımlarında, sosyal etkileşimi artırdığı için ise salon ve tv odasında da kullanılabilir. Sarı dikkat çekici bir renk olduğu için,insanların hızlı geçişlerini sağlamak istediğimiz yerlerde kullanabiliriz. Soğuk renklerden olan mavi; huzur ve dinginlik verdiği için yatak odaları ve çocuk odalarında kullanılabilir. Beyaz ise mekanları daha ferah, aydınlık ve temiz hissetirir. Bu yüzden hastane, poliklinik ve hijyen gerektiren diğer mekanlarda daha çok tercih edilir. Küçük mekanlarda da beyaz kullanılması mekanı rahatlatır.

MİMARLIK - MOBİLYA - DEKORASYON - GÖRSELLEŞTİRME 6497 Sok. 25/A Yalı Mahallesi Karşıyaka-İzmir Tel: 0534 494 88 53 - 0507 548 58 10 www.woodandirondesign.com info@woodandirondesign.com Mayıs - 2015


Mavişehir’in mobilya tarzı burada hayat buluyor... Birbirinden farklı markalar ile kaliteli ve uygun fiyatlı mobilya seçenekleri için uzağa gitmeyin, Mavişehir’de evinize şıklık ve konforu bir arada sağlamanız artık çok kolay.

KOÇTAŞ AVM MAVİŞEHİR

0232 324 00 40


22

Kaan Yenilmez Mimar kaan.yenilmez@gmail.com

2015 YAZ TRENDİ B

aharın son günlerinde evlerimizde neyi, nasıl değiştirebilirim, yenileyebilirim gibi düşünceleriniz var değil mi? Var olan dekorasyonu değiştirmek hem zor hem de masraflı bir süreç. Tadilat ve yeniliklerin yapıldığı bu dönemlerde, yeni trendlere ve ruh halimize göre küçük değişiklikler yapmak önemli. Yaz ile kış ayları arasındaki temel farklılık, hava sıcaklıklarının çok ötesinde, tam anlamı ile bir ışık farklılığı. Peki bize iç sıkıntısı yaşatmayacak, her mevsimde enerjimizi hiç sıkılmadan kullanabileceğimiz ev ortamını nasıl oluşturmalıyız? 2015 yılındaki yeni trendlere göz atmadan değişime başlamayın derim! Trendlerin moda ve dekorasyon ile ilişkileri, pratik hayatta çok farklıdır. Dekorasyonda eski ile yeni fikirleri karıştırarak füzyon stili yaratma trendi devam ediyor ve 2015’de de değişik malzeme, renk, doku detayları barındıran objeleri birlikte kullanarak, mekanlarımızı dekore etmemize şans tanıyor. Sadece biraz kişisel yaratıcılık ve cesaret yeterli görünüyor. Eskitilmiş, tekrar değerlendirilmiş ahşap, mermer, doğal taş ve kromun birlikte kullanıldığı objeler evdeki en dikkat çekici detaylar olabilir. Grinin tonları, toprak tonlarıyla

zenginleşecek, kobalt mavi, lacivert, lüksü ve zevki çağrıştıran indigo, mavi ve siyah ile tonlandırılmış asit yeşili, turkuaz desenli kumaşlar ve objeler dekorasyonu renklendirecek. Özellikle yeşil tonlarını cömertçe kullanmanın tam zamanıdır. Ekose geri geldi diyebiliriz. Dekorasyonda, özellikle detaylarda tavsiye edeceğim ekoseyi, dozunda kullanmak gerekiyor.

2015’in rengi, daha önceki yazımda da bahsettiğim Marsala… Kırmızı şarap ve kızıl kahveye çalan tarçın tonlarındaki Marsala, mavi gibi soğuk tonlarla kombinlendiği gibi, gri, antrasit ve toprak tonları ile de çok yakışıyor. Genel olarak, renk seçimini yaparken, evde bir denge yaratacak renklerin tercih edilmesi önemli. İstediğiniz bir renk paletini seçip, daha sonra mobilya ve diğer aksesuarlarda, daha gösterişli ve cesur renklere sahip ikonik parçalar kullanmak doğru olacaktır. Kırlent yastıklar kolayca değiştirilebildiğinden, moda renklerin ve desenlerin rahatça kullanılabileceği dekoratif parçalar olmaya devam edecekler. 2015 yılında duvarlarda alışılmadık büyüklükte tablolar, tavanda ve duvarda baklava aynalar gibi tek bir malzemenin, bütünlük Mayıs - 2015

içerisinde kullanıldığı mekanlar ağırlıkta. Multimedya sistemlerinin dekorasyona entegre edilmesi de öne çıkan uygulamalardan biri olacak. Örneğin, duvarda alışılmış televizyon üniteleri yerine tüm duvarı kaplayan, televizyonun duvar kaplamasına entegre edildiği tasarımlar göreceğiz. Mobilyada 80’lerin sonlarına kadar kullanılan masif ahşabı sıkça göreceğiz. Rüstik bir etki yaratacak bu mobilyaları geçmişten günümüze uyarlarken, doğal renklerinde ve natürel cilalarla kullanmayı tercih edeceğiz. Tablolar, odalara karakter katacak. Evin dekorasyonunda kullanılan tüm unsurlarda çevre dostu malzemeler baskın olacak. Yastık, kanepe, koltuk gibi eşyalarda hayvan resimlerini daha fazla göreceğiz. Aynı odada hem rüstik, hem çağdaş, hem de geleneksel tarz bir arada bulunacak. Bunun yanı sıra ikat desende özellikle mavi tonlarda sıkça karşımıza çıkacak. Kısaca özetlersek 2015 yılında tek bir trend olmayacak. Farklı detaylara sahip birçok tarz bir arada kullanılabiliyor. Evlerinizi yenilerken umarım verdiğim fikirler ile sizlere yardımcı olabilmişimdir. Yeni bir sayıda birlikte olmak dileğiyle…


İster Mavişehir’de, ister bir tık uzağında! Beyaz eşyadan küçük ev aletlerine, ankastreden klimaya, elektronikten cep telefonuna farklı markalar, kaliteli ürünler, uygun fiyata... Mavişehir’deki mağazalarımızda ve www.mavipark.com.tr online alışveriş sitemizde!

EGE PARK AVM MAVİŞEHİR www.mavipark.com.tr

KOÇTAŞ AVM MAVİŞEHİR

0232 324 00 40


KUPON

Yaratıcılığınızı evinize yansıtın

Modern görüntüsü ve şık tasarımıyla ön plana çıkan Kupon berjer, geometrik kurgusu ile yaşam alanlarına renk katıyor. Modern tarzın tutkunlarına farklı bir atmosfer vaad ediyor.


Kalite ve konforun mükemmel birlikteliği 2007 yılında Bursa İnegöl’de kurulan Parlak Ev Mobilyaları’nın, Eylül 2014 tarihinden itibaren İzmir Çiğli’de Kent Hastanesi yakınında hizmete açtığı Show Room’u İzmirlilerin beğenisini kazandı.

Kalite ve konforu tüm ürünlerinde ön planda tutan Parlak Ev Mobilyaları, görenlerin ilgi ve takdirini kazanmaya devam ediyor. Parlak Ev Mobilyaları’nı görmeden mobilya almayın. Bizden söylemesi...

near İstasyonaltı — İzmir

facebook.com/ParlakEvizmir instagram.com/parlakevizmir

8229/1 Sokak Numara 14 Odin İş Merkezi Kent Hastanesi yanı Çiğli/İzmir 0532 683 81 85 - 0542 275 76 10


Eviniz ruhunuzun aynasıdır

ALISVERiS ÖNERİLERİ Eviniz sizi, yasam tarzınızı, ruhunuzu yansıtıyor mu? Içeriye girdiginizde, kendinizi dünyanın en huzurlu mekanındaymıs gibi hissedebiliyor musunuz? Kullanılan renkler, mobilyaların tarzı, ortamın ısıgı sizi mutlu ediyor mu?

Evinizde kullanacagınız canlı bitkiler, kendinizi daha mutlu hissetmenizi saglayacak.

Çaydanlık Madame Coc o

Yastıklar H& M Mayıs - 2015

Sepet ZaraHome


Her mevsim kendinizi bahar havasında hissetmek istiyorsanız, evinizde pastel tonlara agırlık verebilirsiniz.

3’lü kavanoz Essenso

Yapay Çiçek Madame Coc o

Kase Paşaba h

çe

Vazo Yargıcı

Tuzluk biberlik Vakko

Yasam alanlarında kullanılan ahsap objeler mekana dogal bir görünüm kazandırırken, aynı zamanda modern bir tarza sahip olmanıza yardımcı olurlar. Beyaz rengin agırlıklı olarak kullanıldıgı salonlarda ahsap objeler tercih edilmelidir. Ah

şap obje Mudo

Chakra Mutfak ürün leri Zara Home Sürahi Boyner

Mayıs - 2015


28

İsmail Barış Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü baris@etkininsan.com

İnternet dünyasında yaratıcılık seni çağırıyor İ

çinde bulunduğumuz çağ bilgelik ve yaratıcılık çağı! Ne mutlu ki, bir grup insanın yarattığı, bir grup insanın onları hayranlıkla takip ettiği bir dönemden, grup grup insanların, akın akın yazıp çizdiği, korolar kurup solo şarkılar söylediği, bir araya gelip sergi açtığı yeni yüzyılın yenilenen insanlarıyız. Yaratıcılık, kimsenin tek-elinde değil, hepimizin yüreğinin içinde çok geniş bir bahçede; yeni yeni tohumlarla meyve veriyor, içimizin derinliklerinden beslenip kök salıyor. Tarihe damgasını vuran sanat-edebiyat akımlarının, ‘İzm’lerin yerini, bireysel, özgün çalışmaların aldığı bir dönemin tanıklarıyız. Sanat eserini gün ışığına çıkarmak için kapı kapı gezip, sektörün önemli kişilerince kabul görmesini beklemek, “Uygun bulunduğunda” ve bazı tavizler verilerek, sansür kurulunun denetiminden geçerek geniş kitlelere ulaşımının sağlandığı karanlık dönemlerin bitişini görebildik. Ülkeler arası duvarların yıkılışı kadar önemli bir devrimdir bu. Öyle bir çağın dünya vatandaşıyız ki, dünyanın bir ucunda tohumlanan bilgi,

dünyanın diğer bir ucuna ışık hızıyla ulaşabiliyor, internet sayesinde. Öyle bir çağın dünya vatandaşıyız ki, yazdığın, çizdiğin, resmettiğin, tasarımladığın eserini, fırından çıkar çıkmaz, sıcağı sıcağına yayına verebiliyorsun, dijital dünyanın binlerce takipçisinin gözü önünde. Şarkı mı üretiyorsun, evinde minik bir stüdyo kurup kendi müziğini yapabilir, dünya çapında takipçilerinle buluşabilirsin. Yüklediğin bir şarkı, bir video her an keşfedilebilir, binlerce, milyonlarca talipçiye ulaşabilirsin. Resim mi yapıyorsun; eserini sanal sanat galerine yükle, uzaklara duyur yüreğinin sesini. Sanat eseri yemekler, pastalar mı yapıyorsun; instagram da yayınla. Sen ne kadar butik çalıştığından ve ne kadar yaratıcı olabildiğinden haber ver. Bu pastaların müşterisi hazır bile! Bilgisayar oyunları, animasyon vb. yaratıcı yeteneklere mi yöneldin? Bu durumda seni bekleyen kayda değer web siteleri var. Yaratıcılık için yeterince emek ve zaman vermeye hazırsan, sadece evinden çalışarak bir şirkette çalışıp kazanacağın paradan daha fazlasını kazanabilirsin. İnternet dünyasında, 17’li yaşlarında olup bilgisayar oyunları tasarımları yaparak evinden hizmet veren, bu şekilde para kazanan gençlerle tanışmanız mümkün. Animasyon ürünü karakterlere giysi tasarlayıp, hem yaratıcı potansiyelini kullanan, hem sevdiği işi yapan bir arkadaşım var. İnternet üzerinden İspanya, İtalya, Almanya gibi bir çok ülke ile profesyonelce çalışıyor. Aynı şey reklam, endüstri ürünleri tasarımcıları için de söz konusu. Her birinin home-ofice’leri var. Bu ofislerini café’ye, metroya, alışveriş merkezine taşıyabiliyorlar. Hatta ille de şehirde yaşamalarına gerek yok. İsterlerse dağ başına, doğaya taşınabiliyorlar. Ofis malzemesi olarak, bir bilgisayar, bir cep telefonu yetiyor. Bir de tabii, internet bağlantısı olunca, keyiflerine değmeyin gitsin. “Blogger’lık mesleğini yapıyorum” diyor, 20’li yaşlarda bir genç. “Blogger derken, hangi alanda uzmanlaştın?” diye soruyoruz. Mayıs - 2015

“Moda tasarım, diyor. Renkli bir hayatım var. Defilelerden defilelere koşturuyorum. Sadece yurt içi değil, özellikle yurtdışını yakından izliyorum.” Diğeri, “Ben video gazetecisiyim”diyor. “Hangi alanda?..” “Gastronomi…” “Ne yapıyorsun?..” “Yemek sanatının ne büyük yaratıcılık gerektirdiğinin sayısız örneklerini sunuyorum.” Diğeri, “Ben sponsor bularak dünyanın dört bir yanını motorsikletimle geziyorum” diyor. Dünyayı dolaşmanın, para ile değil, tutku ile olabileceğini bu gençlerden öğreniyoruz. Yazı mı yazıyorsun? Köşe yazarı mı olmak istyorsun? Yaz, blog’unda yayınla. Yaz, facebook hesabına yükle. Yaz, tweetle… Kitap mı yazdın, yayınlaman için dijital kitap seçeneği var. Eğer tanıtımını da yapacak olursan, hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşman mümkün. Kimbilir kaç hikaye, ona doğru akabilmen, yeryüzüne indirmen için kulağına fısıldamaya hazır durumda seni bekliyor. Kimbilir kaç resim, binlerce renk kombinasyonunun içinden imgelenmeye hazır, boşlukta salınıyor. Senin gönül gözün o frekansa dalsın ki, deryalardan bir bardak suyu daha alsın. Bilgelik ve yaratıcılık çağının insanısın sen. Ne kadar biriktirdiğin şey varsa, durma içini dök, arındır kendini. Ne kadar yükün varsa, ver kurtul. Ne kadar derdin varsa, ifade ederek şifalan. Ne kadar paylaşırsan sende olanı, o kadar çoğalacaksın. Potansiyelinin geniş toprakları, senin en güçlü yanına sahip çıkıp, içindeki tohumlarının uyandırmanı bekliyor. Güneş var. Yağmur var. Su var. Gübre var. Bir sürü farklı sanat eseri ilham alınmak üzere sonsuzluğun hazinesi internette ermine amade, Yapman gereken, kendini bulman. Kendine zaman ayırman. Emek vermeye değer bir uğraş içinde, yüreğinin sesine kulak vermen. Bu çağda yaratıcılığını kullanmayacaksın da, ne zaman kullanacaksın.


Evinizde randevu ile ütü servisimiz başlamıştır. Üyelik kartınız ile size özel indirimlerden ve sürprizlerden yararlanabilirsiniz

Yaz boyunca Kanserojen madde içermeyen özel fiyatlar! Sağlığınızı düşünen kuru temizleme Yorgan & battaniye: 15 TL

BLUESKY

Mont: 10 TL desü: 12 TL Palto&Kaban&Par Kazak: 6 TL 5 TL T-shirt - gömlek: k fiyat) Gelinlik: 75 TL (te

HİÇBİR KOKU DUYMUYORSUNUZ ÇÜNKÜ GÜVENDESİNİZ. BLUESKY Kuru Temizleme, hammaddesi KUM ve SAF LİKİT SİLİKON olan GreenEarth temizleme ürününü kullanır. Bu; bebeklerin emzik ve biberonlarında kullanılan madde ile aynıdır... Sağlığınıza, kıyafetlerinize ve doğaya hiçbir zararı yoktur. Artık direkt teninizle temas eden ve sağlığınız için çok önemli olan kıyafetlerinizde kimyasal kuru temizlemeleri geride bırakıp, ekolojik temizleme yapan BLUESKY’ı tercih etmelisiniz. Kıyafetleriniz ilk aldığınızdan daha yumuşak Suyu bile kirletmeyen, bebek ürünlerinde kullanılan maddelerle temizlenen kıyafetleriniz daha yumuşak ve steril olacak.

Evinizde sağlıklı temizlik ürünleri kullanmak, çamaşırlarınızı ekolojik ve sağlıklı yıkamak ister misiniz? BLUESKY Kuru Temizleme mağazamızdan alacağınız Ekolojik SODASAN temizlik ve çamaşır yıkama ürünleri, hassas ciltlere ve alerjik bünyelere uygundur. Ürünün içeriği, temizlikten sonra doğaya zarar vermeden çözülür. 5 Ekolojik Sertifika ile garantilenmiştir.

BLUE S K Y

’dan

Ege illerin

bayilik fır

6440/3 Sk. No:12/A Atakent Karşıyaka İzmir Tel: 0232 330 3104

e

s at ı


URLA SAKIZ ENGİNARI FESTİVALİNİ

binlerce kişi ziyaret etti

İki gün süren 1.Uluslararası Urla Enginar Festivali tüm Türkiye’yi Urla’ya taşıdı. Urla’nın meşhur sakız enginarının tadını merak edenler hafta sonunda Urla’ya akın etti. Sokaklardan taşan kalabalık enginarın dönerinden, böreğine, tatlısından, dolmasına onlarca çeşit yemeği ile keyifli bir festival yaşadılar. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Belediyesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen 1.Uluslararası Urla Enginar Festivali, Urla’nın güçlü mutfağını gözler önüne sermeyi başardı. Yalnızca yurtiçinden değil, yurt dışından da ziyaretçi akınına uğrayan festivalde Urla’nın merkez sokaklarının her birinde farklı mutfak atölyeleri, paneller, konserler, tadım stantları, enginar temalı ürünler ve daha birçok çeşit stant yer aldı. 30 Binin üzerinde enginar satıldı Urla’nın esnafının yüzü güldü. Bakkalından, manavına, fırınından, kahvesine, lokantasından, butiğine iki gün boyunca ziyaretçi akınına uğrayan esnaf, festival sayesinde kazançlı çıktı. 30 binin üzerinde enginar

satışının olduğu festival sayesinde çiftçi enginarını tanıttı, esnaf kazancını arttırdı, halk ise festivalin tadını çıkararak eğlenceli günler geçirdi. Yabancı şefler Urla enginarını yorumladı ‘Dünya Gurme Şehirler Ağı’ na üye olan İzmir’in bu kapsamda düzenlediği ilk festival olan enginar festivalinde Fransız, İtalyan, Yunan mutfaklarından usta şefler Urla’nın tarihi çarşısı Malga Pazarının meydanında kurulan mutfaklarda enginara kendi yorumlarını katarak leziz yemekler ortaya çıkardılar. İzleyenlere farklı bir festival deneyimi kazandıran mutfak atölyelerinde yabancı şefler, yaptıkları yemekleri adım adım tarif ederek, izleyenlere tadımlar sunmayı ihmal etmediler. Enginar tarlasının ortasında “long table” Urlalı çiftçinin kalkınmasına yönelik gerçekleştirilen festivalde enginar tarlasının ortasına uzun masa kuruldu. Misafirlerine doğal ortamda sunulan güzel öğle yemeğinde Beğendik Abi Restoran’ın birbirinden leziz enginarla


Usta ve amatör sefler enginar için yarıstı

Enginar Festivali kapsamında, Usta Şefler Ekip Enginar Menüsü’’ yarışması ve Amatör Şefler Yemek Yarışması “Geçmişten Günümüze Annelerimizin Enginar Yemekleri” yarışması düzenlendi. Urla Belediyesi‘nin tarihi Eski Tamirhane Binası’nda düzenlenen yarışmalarda enginarla lezzetlendirilmiş yemekler gün boyu ziyaretçilerin akınına uğradı. Usta şeflerin yarıştığı yarışmada Urla Konağı birinci olarak Urla’nın mutfağının güçlü olduğunu tekrar gözler önüne serdi.

Baskanların festival keyfi

çeşitlenmiş yemeklerinin yanı sıra çalkamasından, çiğ dolmasına, kabağından, geleneksel külür ekmeğine kadar birçok lezzet uzun masada yer aldı.Ege Koop Kurucu Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Urla Enginar Festivali Proje Yöneticisi Sırma Güven, şefler, basın mensupları, taş, Ege Koop Kurucu Genel Başkanı Hüseyin Aslan,

Urla Enginar Festivali Proje Yöneticisi Sırma Güven, şefler, basın mensupları, Urla Kaymakamı Murat Sefa Demiyürek, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oğuz Esen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Aşkar, İzmir Ekonomi Üniversitesi Kurucusu Mütevelli Heyet Başkanı ve İzmir

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Urla belediye Başkanı Sibel Uyar iki günlük festival boyunca Sanat Sokağı, Malgaca Pazarı, Urla Cumhuriyet Meydanında yer alan stantları ve mutfakları gezerek, keyifli saatler geçirdiler. Kalabalığın içinde halkla bütünleşen başkanlar, kimi zaman enginarlı börek yaptılar, kimi zamanda ziyaretçilerine meyve ikram ettiler. Urla esnafının yüzünü güldüren Kocaoğlu ve Uyar, çiftçiye, esnafa, halka iyilikle dokunmanın mutluluğunu yaşadılar. Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Koop Kurucu Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Urla Enginar Festivali Proje Yöneticisi Sırma Güven, şefler, basın mensupları, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü öğrencileri katıldı.


32

Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

BAŞARIYI GELECEĞE TAŞIMAK O

ldukça genç bir nüfusa sahip olan ülkemiz de acaba gençlerimiz geleceğe yeterince hazırlar mı? Gelecekte bir hedefleri var mı? Ve bu hedefe ulaşacak planları? Bu planlara uyacak disipline ve uzun bir yolculuğa hazır mı gençlerimiz? Son zamanlarda bu soruyu kendime çok soruyorum. Neden mi? Çünkü, çok başarılı gençlerimiz var. Ama bu başarılarını geleceğe taşınamıyorlar, aynı performansı ilerleyen yaşlarda veya dönemlerde gösteremiyorlar. Sanki bir şeyler eksik gibi duruyor.

Ben profesyonel bir tenis antrenörüyüm, uzun yıllardan bu yana hep çocuklarla ve gençlerle iç içe çalışıyorum. Onları çok iyi gözlemliyorum ve takip ediyorum.

Ama sanki, bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyorum, daha başarılı olabilmeleri için. Takip edenler mutlaka hatırlayacaklardır, geçen aylarda Dünya liseler arası tenis şampiyonasında ülkemizi temsil eden kız takımımız Dünya ikincisi, erkek takımımız ise Dünya üçüncüsü oldu. Geçen haftalarda ise futbolda ve basketbolda erkek takımlarımız, yine Dünya liseler arası şampiyonasını birincilikle bitirip, ülkemize Dünya şampiyonluğunu getirdi. Bir çok spor branşında, çeşitli kategorilerde ülkemizi temsi eden gençlerimiz çok başarılı sonuçlar alıyor. Peki bu başarılar ve gençlerimizin bu müthiş performansları neden geleceğe taşınamıyor? Neden üst düzey spor Mayıs - 2015

arenalarında, bayrağımız bir kaç ata yadigarı spor branşı haricinde başarıyla dalgalandırılamıyor? Anlamakta güçlük çekiyorum. Oysaki yapılacaklar o kadar basit ki. Tüm Dünya’da böyle başarılı gençler el üstünde tutuluyor ve tüm imkanlar o gençler için seferber ediliyor, gençler de bu imkanları maksimum kullanmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Başarıya ulaşmak ve gerçekleştirdikleri eylemde başarılı olmak için herşeylerini her gün tekrardan ortaya koyuyorlar. Ve sonunda istedikleri başarıya ulaşıyorlar. Dünya’nın çoğunluğunda durum böyleyken, biz nerede yanlış yapıyoruz anlamak mümkün değil. Umarım tabloyu değiştirmek için herkes kendi üzerine düşeni bulur ve yapar, biz de gençlerimizin bugünkü başarılarını, yarında alkışlama fırsatı buluruz.


33

www.mavisehirdergisi.com

a d a r u b ” r e l k e m e y k “Yence

Salih Burçoğlu İşletme Sahibi

Siparişleriniz hazır

Atölye Tat lezzetiyle istediğiniz yemeği ve mezeyi istediğiniz miktarda hazırlatabilir, konuklarınıza güzel bir davet verebilirsiniz. Menü harici istediğiniz her türlü yemeği de ayrıca sipariş verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Kısıtlı vaktinizde yemek konusunda size tüm titizliği ve lezzetiyle yardımcı olan bir mutfağınız olduğunu unutmayın.

Sipariş üzerine yemek, kilo ile yemek...

Siz işteyken canınız bir yemek istedi ve vaktiniz yok; istediğiniz yemeği hemen Salih Bey’i arayarak akşam için

sipariş verebilirsiniz. Pazardan en taze ürünleri seçerek Atölye Tat’ın tertemiz açık mutfağında yemeğinizi istediğiniz saatte hazır ediyor. Atölye Tat’ın web sayfasından o gün çıkan yemeklerin hepsini görebilirsiniz. 12 senedir yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesinde her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor.

Yaz mevsiminde en çok tercih gören zeytinyağlı yemekler de günlük menülerdeki yerlerini aldı. Canınızın çektiği herhangi bir zeytinyağlı yemeği Atölye Tat’tan sipariş edebilir ve evinizde afiyetle yiyebilirsiniz. Mevsimin en güzel sebzelerinden taze seçilen ürünler Salih Bey’in hünerli ve lezzetli ellerinden sofralarınıza geliyor. Her gün ayrı lezzetleri bulabileceğiniz Atölye Tat’ta öğle yemeği menüsü 3 çeşit 14 TL.

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 - 0(533) 601 5200

www.atolyetat.com Mayıs - 2015


34

TAY PARK’TA DOĞUM SEVİNCİ

Hoşgeldin Badem Karşıyaka Belediyesi’nin yemyeşil ortamı ve özel konseptiyle fark yaratan tesisi Tay Park’ta doğum heyecanı yaşandı. 9 yaşındaki Shetland Pony atlar anne Karamel ve baba Çikolata’nın 4’üncü yavruları dünyaya geldi. Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri kontrolünde doğan erkek tay, kısa sürede ayağa kalktı ve koşup oynamaya başladı. ‘Badem’ adı verilen sevimli yavruyla birlikte tesisteki toplam at sayısı 11’e ulaştı. 400 Bin ziyaretçi Mavişehir’de 2010 yılında hizmete giren Tay Park, bugüne kadar 400

binden fazla ziyaretçiyi ağırladı. Kentin en gözde çekim merkezlerinden biri olan tesis, ev sahipliği yaptığı onlarca can dostla, adeta küçük bir hayvanat bahçesini andırıyor. Tay Park’ta; Kamerun koyunu, cüce keçi, tavuk, tavşan, ördek ve güvercinlerin yanı sıra yılan, iguana ve sakallı ejder gibi sürüngen türleri de bulunuyor. 3 - 12 yaş arası çocukların ata binme keyfini yaşayabildiği tesiste hafta içinde otizmli çocuklara atla terapi hizmeti de sunuluyor. Hafta sonları kurulan hayvan sahiplendirme stantlarıyla da can dostlar sıcak yuvalara kavuşturuluyor.

Kutlu Payaslı özel konseri Sanata adanmış bir ömür

Konuk sanatçı: Nalan Altınörs Hazırlayan ve sunan: Seher Dilmaç Meriç & Tolga Meriç Yer ve tarih: 04.06.2015 Konak AKM saat: 20.30 Mayıs - 2015

EGİAD’dan eğitim için balo Geçtiğimiz dönem çocuk sağlığına yönelik çeşitli Sosyal Sorumluluk Projeleri gerçekleştiren EGİAD, 13. Dönem Projesi olarak bu kez çocukların eğitimi için yola çıktı. Bir toplumun geleceğinin çocukların sağlıklı ve eğitimli olmasından geçtiğine vurgu yapan EGİAD, 25. Kuruluş Yıldönümü Balosu’nu eğitim yararına gerçekleştirdi. Kaya Termal Otel’de iş dünyasının biraraya geldiği gecede 40. Sanat yılını kutlayan Sanatçı Sezen Aksu sahne aldı. Çeyrek asrı tamamlayan ve bölgedeki en eski genç işadamları derneği unvanına sahip olan Ege Genç İşadamları Derneği’nin 25. Yıl Balosu, 900 seçkin konuğun katıldığı kokteyl ile başladı. EGİAD, kişilerin değil birlikteliğin ortak gücü Kokteylin ardından gecenin açılış konuşmasını yapan EGİAD Başkanı Seda Kaya, çeyrek asır önce kurulan derneğin, İzmir’in kalkınmasına dönük çok sayıda inisiyatif geliştirip öncülük ettiğine dikkat çekerek, EGİAD’ın 25 yıl süresince gelenekleri ve değerleri olan, kişilerin değil, birlikteliğin ve değerlerin önemli olduğu bir örgüt olduğuna vurgu yaptı.


waffle başka bir şey

ÇITIR WAFFLE BAMBAŞKA !

Mavişehir’de keşfedilmesi gereken bir lezzet durağı İster öğlen 12:00’dan akşam 23:00’a kadar 330 1013 numaralı telefonu arayın paket servis evinize gelsin, isterseniz sıcacık bir ortamda mis gibi kokular eşliğinde Derya Usta’nın müthiş sunumuyla mekanımızda bu özel tatla tanışın. Kendinizi şımartmak, mutlu etmek ve sıkıcı diyetlerin sonunda ödüllendirmek istiyorsanız, tatlı, mutlu ve keyifli bir mekan olan Edem Çıtır Waffle Mavişehir’e sizleri bekliyoruz. İddialıyız bir kere deneyince kesinlikle bağımlısı olacaksınız.

6499 Sk. No:8 Mavişehir (Karşıyaka Göz Hastanesi Arkası)

BAŞKA BİR GÜN Melike Çelebi

Bu kitapta sonsuz aşkın sırlarını fısıldayan sayfaların yanında, ilişkilerde güven olgusunun önemi, başlanmak, ayrılık süreci, kıskançlık krizinin nedenleri, çiftler arasında kokunun önemi ve ten uyumu üzerine çeşitli bilgiler bulacaksınız. “Başka Bir Gün” hayatınıza ve ilişkilerinize yeni bir gözle bakmanızı sağlayacak.

N

e kadar aşıksınız? Aşık olunası biri olmanın sırları nelerdir? Aşkta hep kaybeden siz mi oluyorsunuz? O zaman bu kitap tam size göre. Melike Çelebi kişisel gelişim çalışması “Başka Bir Gün”de ilişkilerde kazananları ve kaybedenleri mercek altına alıyor.

“Unutmayın ki paylaşımları güçlü bir ilişkiyi hiçbir şey yıkamaz, içinize hiçbir şey atmayın, gelecek güzel günlerin bugünden geçtiğini unutmayın, sorun biriktirmeyin, aşkın rüzgarına kapılmışken yelkenlerinizi hava ile doldurun, bırakın aşk sizi götürmesi gerektiği yere götürsün. Rotanız aşksa ışıkları söndürmeyi unutmayın, yıldızlar size yolunuzu gösterecektir…” Mayıs - 2015

KUŞLAR UÇAR ÖYKÜ KALIR

Zeynep Cider Karabağ

İ

zmir’in başarılı iş kadınlarından Zeynep Cider Karabağ, Kanguru Kültür Sanat Merkezi’nde süregelen Yaratıcı Yazarlık Atölyesi’nin üçüncü ortak kitabı Kuşlar Uçar Öykü Kalır kitabı ile edebiyat dünyasına adını yazdırdı. 20. İzmir Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşan Zeynep Karabağ; kişisel romanı için de gün saydığının bilgisini verdi. Her yazarın kendi serüvenini anlatan kitap sahici ve içten bir birlikteliğin dışa vurumudur.


36

Prof.Dr. Meltem Onay meltemonay@gmail.com

Renkler bize ne ögretiyor? B

undan birkaç sene önce İllinios Üniversitesi’ne gittim, burada tam 4,5 ay bulundum. Oradayken, yeniden dünyaya gelme şansım olsaydı kesinlikle yurt dışında bir üniversitede okumak istediğimi bir kez daha yineledim... İnsan daha iyiyi ancak bulduğu zaman anlayabiliyor. Ben çok şanslı olduğumu düşünürdüm bitirmiş olduğum üniversiteden dolayı, çünkü yılların Ege Üniversitesi mezunuydum. Daha iyi üniversite şüphesiz Türkiye standartlarında ODTÜ, Boğaziçi’ydi bizim zamanımızda, ama nedense insan aynı ülkede olunca bunun bir kıyaslamasını yapamıyormuş. Ben de üniversiteyi bitirmiş, akademik ünvanımın son aşamasına gelmiş birisi olarak, “ah şimdiki aklım olsaydı” diyorum. Ancak yine de kendimi çok şanslı hissediyorum ki, yaşamımım son döneminde bu bir “ilki” yaşamış oldum. Tamamen dünya vizyonum değişti, üniversiteli olmanın aslından “Universal” olmak olduğunu bu kaldığım süre içerisinde İllinois Üniversitesi’nde anlamış oldum. Anlamış olmak bana hiçbir zaman yetmezdi, çünkü ben gördüğüm olayları

yaşamak ve yaşatmak isteyen bir kişiydim, böyle olunca da ülkeye döner dönmez hemen kolları sıvadım. İllinois Üniversitesi’nde bir “açılış töreni”ne katılmıştım. Büyük bir meydanda, üniversitenin tüm öğrencileri bir arada oluyorlar ve üniversitede faaliyette bulunan tüm “öğrenci kulüpleri” kendilerini tanıtan broşürleri burada yeni gelen öğrencilere anlatarak kendilerini tanıtmaya çalışıyorlardı. Bu şimdiye kadar görmediğim bir faaliyetti. Özellikle bir üniversitede bu kadar çok kulübün olabileceğini hiç düşünmemiştim. Felsefe Kulübünden tutunda, arkeoloji, teknoloji, tarih, kısacası onlarca kulüp ve kulüp üyesi, yeni üyeler kazanmak için birbirleriyle yarışıyorlardı. Ben bile “İnsanlık ve Dünya Sorunları” isimli bir kulübe üye olmuştum, ismimi yazdırdım akşam odama döndüğümde inanmayacaksınız ama kulüp başkanının bana “aramıza hoş geldin” mailli ile karşılaşmıştım. Bu ve benzeri detaylar bana her zaman yurt dışında yaşayan insanların işlerine ve görevlerine karşı ne kadar sorumlu olduklarını gösterdi. Bu okullarda yapılan faaliyetler hiçbir zaman “mış gibi” yapılmadığı için de, yıl içinde Mayıs - 2015

faaliyetlerin sonuçlarını görmek mümkün olabiliyordu. İzmir’e döner dönmez hemen bizim üniversitemizdeki kulüplere baktım, aktif olanlar vardı, isimleri sadece kağıtta yazılanlar da… Kulüp başkanları ve koordinatörleri ile bağlantı kurmaya çalıştım, çok komik ama yazılan numaraları aradım bunlar bile doğru çıkmadı. Mezun olan öğrencilerin isimleri listeden bile silinmemişti. Bütün bunlara rağmen kendi kulübüm olan “Genç Liderler Kulübü”nün “Uçurtma Festivali”ne bazı kişileri çağırma imkanım oldu. Bu kulüplerden birisi de “Dalgıçlık Kulübü”ydü ki, çok heyecanlanmış ve mutluluk duymuştum. Gelirken bize denize dalarken giydikleri giysileri, fotoğrafları getirmişlerdi. Toplasan beş kulüp bile yoktu ama bir ilki başarmanın hazzını duymuştuk bütün öğrencilerim ile birlikte… Bir yandan çocukluk günlerimizi hatırlamaya ve devam ettirmeye yönelik bir etkinlik olan “uçurtma uçurma” öğrencilerimize de yeni başlayan döneme de bir hız kazandıran, coşturan bir faaliyet olmuştu.


37

www.mavisehirdergisi.com

İllinois Üniversitesi’nde gördüğüm ve uygulamaya çalıştığım tek etkinlik bu değildi tabi ki; bu kadar farklı ülkeden gelen insanı bir arada görmemiştim. İnsanın arkadaşları arasında farklı ülkelerden gelen kişilerin olmasının ne kadar olağanüstü olduğunu düşünüyordum. Bu kişilerin kültürlerini, yemeklerini, davranış şekillerini, dünya görüşlerini, hatta aileleri ve yetiştiriliş şartlarını öğrenmenin benim için bir deneyim olduğunu düşünüyordum. İzmir’e döndükten sonra üniversitede ilk günlerde bizim üniversitemizde de yurt dışından gelen öğrencilerin olduğunu görünceye kadar bu “muhteşem deneyimin” bizim öğrencilerimize de yaşatılacağının farkına vardım ve birden aklıma “Uluslararası Kültür Festivali” ismiyle böyle bir etkinliği yapabileceğim düşüncesi şekillendi. Celal Bayar Üniversitesinde toplam 460 yabancı öğrenci vardı öncelikle onlara “Şirin Dostlarımız” ifadesini koyduk kulüp üyesi öğrencilerimle; sonra neler yapabileceğimiz konusunda ciddi bir beyin fırtınası… Bu öğrencilerin yemeklerini denemek istedik, onların ülkelerini tanıtan videolar seyretmeyi arzuladık. Şüphesiz dansları ve müzikleri bizim en çok merak ettiğimiz konular arasındaydı. Hele ki, bu kişiler Afrika ülkesindeki kişiler olunca daha da renkli olacaktı. Öncelikle bu teklifimizi yönetime bildirdiğimizde hem çok hoşlarına gitti hem de bazı kısıtları olduklarını söylediler. Afrikalı öğrencilerin yemek kültürleri bizlerden farkıydı, onlar yemeklerinde bizim alışık olmadığımız malzemeler kullanıyorlardı ve bunları bulmak kolay değildi. Üstelik bu yemeklerin tariflerini onlar yapacaklardı, işimiz bu aşamada daha da zordu, çünkü genellikle bu yemekleri hep anneleri yaptıkları için erkek öğrenciler tam olarak anlatmakta zorlanıyorlardı. Sonunda tam bir gün süren çok etkileyici “1.Uluslararası Kültür Festivali”ni gerçekleştirdik. O dönem Rektörümüz bu olayı da çok olumlu karşıladı ve her an bizlerle birlikte bu etkinliklerde bulundu. Yapılan her aktivitenin sürdürülebilir olması için “1., 2. …” demeyi ilke edinmiştik. Kulüp üyesi öğrenciler ile bu nedenle geçen seneden bu yana yine aynı

Irak, Afganistan, Norveç, Zambiya heyecanı içimizde hissederek neler derken hayalini kurduğum bir gerçeğin yapabileceğimizi düşündük. aslında istenirse gerçekleşebileceğine İşin ilginç tarafı geçen sene olduğu yeniden tanık oldum. gibi, bu sene de elimizde ne para ne Bütün öğrencilerin ellerinde “Türk pul vardı. Sadece bu işe kendini adamış bayrakları” ile coşarken, bizi birleştiren 15 öğrenci ile yine yollara düşmüştük. tek ülkünün “Dünya Vatandaşlığı” Bir de bu öğrencilerin yanında geçen olduğuna bir ker daha karar verdim. seneden bu yana bize sevgilerini hiç Nasıl bu dünyaya gelirken anne ve eksiltmeyen 22 “Şirin dostumuz yani babalarımızı seçme şansımız yoksa, Young Leaders- Genç Liderler” vardı. dinlerimizi, ten renklerimizi de seçme Her sene farklı bir tema işleyelim şansımız yoktu. Bu dünyada fani olan dedik ve “Gelecek İçin Kültürlerin tek gerçek “aynı güneşin altında, aynı Buluşması” sloganını sevdik. Yine 22 havayı soluyan insanlardık” sadece… ülkenin yemeğine yapacaktık; ama Bu öyle inanılmayacak bir duyguydu ki, yemek operasyonu “aşçıya ve lokanta anlatılması mümkün değildi. donanımı”na takıldı. Manisa’da bize Eller buluştuğunda, gözler bu konuda destek olacak ne aşçı ne kenetlendiğinde, yürekler çarptığında de lokanta bulduk. Bu haberi duyan insanlığın birbirini anlamaması için yabancı öğrenciler yemeklerini hiçbir neden yoktu aslında. sunma şansları olmadığı için çok üzüldüler. Ama yapabilecek bir başka Bir gün geliyoruz dünyaya ve bir yaşam alternatifimiz yoktu. Bazen arzu boyunca “kin, nefret ve düşmanlık” edilen istekler olmuyor, ama bir kapı ile yaşayıp birbirimizi kırarak geçinip kapanırken, diğer kapı aralanıveriyor. gidiyoruz. Neyi paylaşamıyoruz ki; Niyet iyi olunca, başarmamak mümkün neden kırıyoruz ki birbirimizi. Yok ki olmuyor. Çok sevdiğim bir dostum birbirimizden farkımız.. olan Günseli Türkoğlu, “Yeni Oluşum Renkler böyle bir şey işte… Renkler Derneği” aracılığı ile bize destek farklılıkları anlatıyor. Renkler doğanın vermeye karar verdiler. ”Biz size güzelliğini… Renkler sevginin, tutkunun, tavuk-pilav yaparız” diye bir öneride yaşamın dinginliğini ve huzurunu bulundular. Yine aynı dernek bütün öğrenciler için kurulacak olan “çadırları” gösteriyor. Mavi ile yeşil uyumu; kırmızı ile sarının canlılığını; siyah ile da kiralayacaklarını söylediklerinde beyazın zıtlığını; ara ve ana renklerin hepimizin ağzı kulaklarına gelmişti. buluşmasını... Sanki; siyah, beyaz ve Çok mutlu olduğumuz yüzümüzden sarı ırkın sevgi ile buluşması gibi.. ve hareketlerimizden belli oluyordu. “Dünya vatandaşlığı” yolculuğunda, bir 22 ülke öğrencisi kendi ülkelerini varmış bir yokmuş misali, geldik ve tanıtacak afişler hazırladılar, biz gidiyoruz şeklinde yapılan nakaratlar davetiyeler, broşürler bastık. Bu gibi, bizler de umarım bu renkler öğrencilerin kendilerini tanıtacakları düşlerine kendimizi kaptırır; sadece ve “dans gösterileri” için imkanlar yarattık. sadece “iyi insan olmak” için bundan Hatta onlar bizlere kendilerini sonra varlık gösterebiliriz. Ne dersiniz? tanıtırlarken, bizlerinde kendi Türk Renkleri tanımaya değer mi? müziğimiz ve folklorumuz ile kendimizi tanıtacağımız bir “Zeybek Ekibi” bile hazırladık. 12 Mayıs Salı günü, sabahtan başlayacak olan etkinlik gece saat 22.00’de bitecekti. Bütün kulüp üyeleri içimizde yaşattığımız “kelebek coşkusu” ile yeni güne merhaba dedik. Öğleyin başlayan festival, saat 21.30’da “gelin halayı” ile bittiğinde, yaşanan saatlere bir baktım. Orta Afrika, Kırgızistan, Kazakistan, Moğolistan, Gürcistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Ahıska Türkleri, Saray Bosna, Arnavutluk, Gana, Somali, Bulgaristan, Uganda, Mayıs - 2015


38

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent ulaşımına yeni bir ivme kazandıracak en önemli ulaşım yatırımlarından tramvayda ray döşeme çalışmalarına Mavişehir’den başladı. 390 milyon liralık Konak ve Karşıyaka tramvaylarıyla birlikte, Büyükşehir Belediyesi’nin Bakan Kocaoğlu döneminde raylı ulaşım için gerçekleştirdiği yatırım miktarı 4 milyar 534 milyon lirayı buldu.

Tramvay geliyor Kent içi trafiğe nefes aldırmak amacıyla hazırlanan KarşıyakaKonak tramvay projelerinin atölyedestek bina inşaatları ile araçlarının yapım çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, güzergahın alt yapı deplasmanları biten bölümlerinde ray döşeme çalışmalarına başladı. Cahar Dudayev Bulvarı’nda ilk ray döşeme işlemi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da

katıldığı bir törenle gerçekleştirildi. Geçtiğimiz ay 400 milyonluk Fuar İzmir’i açtıklarını hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Bugün yine 400 milyonluk bir projenin temelini atıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi, şu anda sadece raylı sistem yatırımı olarak 80 kilometrelik proje yürütüyor. 30 km torbalı hattı, 26 km Selçuk hattı, 24 km Karşıyaka ve Konak tramvayı ile birlikte toplam 80 kilometre.

4 milyar 534 milyon TL’lik yatırım

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öz kaynaklarıyla yapılan bu çalışmalarında bu güne kadar İZBAN için 827 Milyon TL harcadı. Araçlar için yapılan Büyükşehir yatırımları da eklendiğinde, Büyükyehir’in İZBAN’daki toplam yatırım miktarı 1 milyar 227 milyon TL’yi buldu. İzmir metrosunda 20 kilometrelik güzergahta yapılan inşaatlarla birlikte mevcut 87 vagona ilave olarak ihalesi gerçekleştirilen 85 adet vagon alımı da dahil edildiğinde, Büyükşehir’in toplam maliyet 2 milyar 527 milyon TL’yi buldu. Devam eden Selçuk hattı ve 85 adet araç için yapılan yer altı depolama alanı inşaatı ve Bornova güzergâhı projelerine harcanacak toplam 780 milyon TL tutarındaki yatırımlarla birlikte, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin raylı sistem projelerine kendi öz kaynakları ile yaptığı toplam yatırım miktarı 4 milyar 534 milyon TL tutarında gerçekleşti.

Mayıs - 2015

100 kilometre de şu anda çalışıyor, 180 olacak” dedi. Buca tramvayı ile ilgili de konuşan Başkan Kocaoğlu, “Biz proje ihalesine, Karşıyaka-Konak ve Buca birlikte çıkmıştık. Sonra Ulaştırma Bakanlığı bize Buca tramvayını 1650 metrelik hatlarında ‘biz yapacağız’ dedi ve biz de proje ihalesinden Buca’yı çıkardık. Keşke çıkarmasaydık çünkü yapmıyorlar. Devam etseydik, bugün Buca’da da tramvayın temelini atacak ve 3 yıl içinde bitirecektik. Hata yaptık. Bucalılardan özür diliyorum. En kısa zamanda proje ihalesine çıkıp bir an evvel Buca tramvayının da temelini atmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Dayatma istemiyoruz İzmir’de yapılması planlanan statların siyasi malzeme yapıldığını vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu özetle şunları söyledi: “Spor, inanç, alt kimlik, hemşerilik ilişkileri, mezhepsel farklılıklar siyasete alet edilmemeli. Kültür sanat özgürce yapılmalı, siyasete alet edilmemeli. Ama maalesef bir Karşıyaka ve Göztepe stadı İzmir’in sadece moralini bozmaktan, gündemini işgal etmekten ileriye geçmedi. Dönemin Bakanı Faruk Bey ile hesabımızı yapmıştık. Yer belli, yer tahsis edildi. Proje yapılacak, ‘bakanlıkla birlikte yapacağız’ dedik. Olay bu kadar basit. Bu kadar doğru. Hep birlikte karar verdik. 80 dönüm spor kompleksi yapacaktık. Yer tartışmaları oldu. İzmirli hemşerilerimiz dayatma istemiyor, biz dayatma istemiyoruz. Biz katılımcı demokrasi ve yönetim anlayışıyla konularımızı tartışarak, anlaşarak, mutabık kalarak ve uzlaşarak kentimizi yönetmek istiyoruz. ‘Karşıyaka Belediye Başkanı, Büyükşehir izin vermiyor yapamıyoruz’ diyorlar. Buradan tekrar ilan ediyorum.


39

www.mavisehirdergisi.com

Bugün biz statların yapılmasına, doğru yer seçimi olmadığı için karşıyız; bunu da açık yüreklilikle her yerde dile getiriyoruz. Gerekçelerimiz şehircilik anlamında da doğrudur. İlkelidir, savunması gerekir. Bu ayrı... Ama bugün Spor Bakanlığı’nın mevzuat açısından bu statların temelini atıp yapması için hiçbir yasal engel yoktur. ‘Yok Büyükşehir 1400 metrekare arsasını versin, Karşıyaka Belediyesi yalıdaki arazilerini karşılıksız versin de başlayalım’ sözleri tamamen bir kaşık suda fırtına koparmak, ‘yapmaya niyetim yok, oynayamıyorum, yerim dar-yenim dar’ hikayesine dönmüştür. Alsancak Stadı’nda 4 bin 239 metrekare yerimiz var, bugüne kadar ‘bize verin’ demedik.” Büyükşehir Belediye, stat ile ilgili sözlerini şöyle bitirdi: İzmirlileri anlayacaksınız “İzmir’e hizmet edeceksiniz, İzmirli’yi anlayacaksınız. İzmirli’nin yaşam biçimine saygı duyacaksınız. İzmirli’yle kavga etmeyceksiniz. ‘Bana oy verirsen

İki başkandan teşekkür Törende konuşan Çiğli Belediye Başkanı Hasan Aslan, İzmir trafiğinde büyük bir rahatlama sağlayacak olan tramvay hattı için Başkan Aziz Kocaoğlu’na teşekkür etti. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ise şunları söyledi: “Bugün burada örnek bir işi gerçekleştiriyoruz. Kentimizde daha huzurlu, daha mutlu ve daha konforlu yaşamak için çalışıyoruz. Ne mutlu ki, CHP’li belediye başkanları bugün örnek alınıyor, taklit ediliyor. Tıpkı geçen hafta iktidar partisinin ‘biz yapacağız’ diyerek İzmir’in tramvay projelerini seçim bildirgelerine koymaları gibi.. Diliyoruz ve istiyoruz ki, bizi takibe devam etsinler. Biz istiyoruz ki, 8 bin 500-10 bin kişilik butik stadyum yapacaklarına, 25-35 bin kişilik vizyon stadyum yapsınlar.” Tramvayın maliyeti 390 milyon TL Metro sistemini tamamlayıcı nitelikte hayata geçirilen 12.7 kilometre uzunluğunda 19 duraklı Mayıs - 2015

Konak Tramvayı ve 9.87 kilometre uzunluğundaki 15 duraklı Karşıyaka tramvayı ile bu hatlarda çalışacak toplam 38 aracın maliyeti 390 milyon lirayı buluyor. Tramvay projelerinin 2017 yılı sonunda hizmete alınması planlanıyor. Modern ve konforlu tramvaylar Tasarım çalışmaları tamamlanarak yapımlarına başlanan tramvay araçları 32 metre uzunluğunda ve 285 yolcu taşıma kapasitesinde yapılıyor. Yapılan fizibilite çalışmalarına göre Konak hattında günlük 95 bin kişi, Karşıyaka hattında ise 87 bin kişi taşınacak. Tramvaylarda tren kontrol ve izleme ünitesi, yolcu bilgilendirme sistemi, LCD ekranlar, aktif güzergah haritası, kamera, görüntü ve ses kaydedicisi bulunacak.

Izmirli’nin yasam biçimine saygı duyacaksınız. Izmirli’yle kavga etmeyceksiniz. ‘Bana oy verirsen sana hizmet ederim’ demeyeceksiniz. Görevinizi yapacaksınız, isinizi yapacaksınız. Izmirli isterse oy verecek, isterse vermeyecek ama siz Izmirlilere, Türkiye’nin en gelismis kentine hizmet etmek zorundasınız; bu sizin asli görevinizdir.

sana hizmet ederim’ demeyeceksiniz. Görevinizi yapacaksınız, işinizi yapacaksınız. İzmirli isterse oy verecek, isterse vermeyecek ama siz İzmirlilere, Türkiye’nin en gelişmiş kentine hizmet etmek zorundasınız; bu sizin asli görevinizdir. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kentin tüm altyapı sorunlarını çözüp ekonomik olarak büyütmek için yolumuza devam ediyoruz”.


40

Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NÜ KUTLADIK M

erhabalar... 15 Nisan Dünya Sanat Günü’nü geride bıraktık. 2012 yılından beri tüm dünyada kutlanan bu özel gün, İzmirli sanatçı ve sanatseverlerin Gündoğdu’da başlattığı yürüyüşle başladı. Fuar Resim Heykel Müzesi’nde Çamlaraltı Koleji ve TEOS Lions Kulübü’nun evsahipliğinde resim, heykel ve seramik alanındaki eserlerden oluşan sergi açıldı. Sergiye katılan sanatçıların çoğunluğunun değerli akademisyen olması, sergiye katılan sanatçıların seçici bir kurulun seçimiyle oluşu sebebiyle çok kaliteli ve güzeldi.

duyurulur. Güzel İzmir’imizde de böyle kaliteli organizasyonlar olması ve bunların devamlılığının olması harika değil mi? Atatürk’ün, “Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür” sözünde de belirttiği, İzmir’in ilk güzel sanatlar lisesi olan Çamlaraltı Koleji’nin ve Teos Lions külübünün değerli katkılarıyla organize edilen sergi, sanatın ve sanatçının en büyük destekçisi olduğu gibi, yeni sanatçılar yetişmesine de katkı sağlayacak.

Benim de katılımcı olarak dahil olduğum bu sergiye 206 sanatçı katıldı. Değerli sanatçımız Bedri Baykam’ın önerisiyle, tüm dünyanın kabul ettiği ve Leonardo Da Vinci’nin de doğum günü olan 15 Nisan Dünya Sanat Günü, bundan sonra da her sene böyle etkinliklerle kutlanacakmış. Sanat severlere ve sanatçılara şimdiden Mayıs - 2015

25 Nisan günü sergi sona erdi. Bu sergiyi umarım kaçırmamışsınızdır. Başka sanat aktivitelerinde olmak, sanatın aydınlığında buluşmak dileğiyle...


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


42 Gündelik hayatın ve toplumsal yaşamın beklentileri değil, müfredatın içeriği tek kıstas. Gence ne kazandırdığını önemseyen yok, yeter ki sınavı kazandırsın! *** Bu sistemin, bu anlayışın ürünü olan gençler tek yönlü beslenmekten (eğitilmekten) beyinsel obeziteye uğramış adeta… Teorik açıdan iri, pratikte hantal! Beyni detaylarla tıka basa doldurulmuş ama öze dair bilgisiz bırakılmış bir gençlik… Paradoksa bakar mısınız, genç Nil Nehri’nin uzunluğunu, dünyanın yüz ölçümünü biliyor ama bankada havale yapmayı, dilekçe yazmayı bilmiyor… Genç, matematik formüllerini hatmetmiş, amipin üremesini bile ezberlemiş ama iadeli taahhütlü bir mektup göndermeyi bilmiyor. Genç bilgisayarın klavyesine dokunarak oturduğu yerden dünyaya açılıyor ama yabancı dil bilmiyor…

Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

ÖRT Kİ ÖLEM ATV’de yayınlanan ve Kenan Işık’ın başarılı sunumuyla zirveye taşıdığı (Ancak değerli sunucunun sağlık sorunlarından ötürü bir süredir Selçuk Yöntem’in yönettiği) bir bilgi yarışması var:”Kim Milyoner Olmak İster?” Yarışma, hem bilgi veriyor hem de izleyenlerin kendi bilgi birikimlerini sınamasını sağlıyor… Aynı zamanda, dolaylı olarak Türkiye’nin bir gerçeğini de yansıtıyor yarışma… Eğitim alanında durumumuzun ne kadar içler acısı olduğunu… Ya da eğitim alanında uygulanan sistemin içinin ne denli boş olduğunu… Programa yarışmacı olarak katılan, Türkiye’nin en gözde üniversitelerinde okuyan hatta bu üniversiteleri Türkiye çapında dereceyle kazanmış ya da tamamlamış gençlerin performansları(!) gerçekten düşündürücü… Daha ilk soruda elenenler, en basit sorularda bile joker kullananlar; halk arasında neredeyse her gün kullanılan bir deyimin bile ne anlama geldiğini bilmeyenler, ülkenin yakın tarihinden tamamen habersiz gençler… Bu trajik tablo, Türkiye’de eğitim sisteminin gençleri hayata ne denli boş hazırladığının bir itirafı gibi…

Okullarda gençlerin beyinlerinin ne kadar gereksiz bilgilerle doldurulduğunun da… *** Eğitime öğretime yönelik hatalı pragmatik yaklaşımın bir sonucu aslında bugün gelinen nokta… Sosyal hayattaki başarıdan ziyade belirli menfaatleri hedefleyen eğitim anlayışının iflasının onanması bir anlamda… Geçmişte de böyleymiş bu, bugün de böyle… Osmanlı, askeri alanda arka arkaya gelen hezimetlerin ardından fark etmiş eğitimin önemini. İlk açılan batılı anlamdaki okullara bakarsak büyük bölümü askeri alanda, ordunun revizyonunu amaçlayan eğitim kurumları… Yani toplum bilgilensin, bilinçlensin diye bir kaygı yok… Birincil erek, yeniden savaş kazanabilecek hale gelmek! Günümüzde de ayrı pragmatik anlayış sürüyor… Eğitimin amacı gencin iyi bir üniversite kazanması, iyi bir meslek sahibi olması yani “kendini kurtarması…” Genci hayata değil, gireceği sınav(lar)a hazırlayan bir anlayış Bilginin niteliği değil, niceliği önemli. Mayıs - 2015

*** “Eğitim, öğretim şart” deyip duruyoruz sürekli… Burada da başka bir paradoks çıkıyor karşımıza… Eskiden eğitim alabilmek bir imtiyazdı, okullar sınırlıydı, okuyabilmek zordu. Ama o dönemlerde toplum çok daha saygılı, çok daha medeniydi… Kültür, sanat, kitap çok daha fazla önemseniyordu.. Günümüzde eğitim öğretim olanakları çok daha geniş, hemen hemen her şehirde bir üniversite mevcut. Ama bugüne baktığımızda birçok erdem yok olmaya yüz tutmuş durumda, kitap okunmuyor, sanata değer veren yok, toplum evrensel değerlerden kopuk..… Demek ki “eğitim öğretim şart” demek yeterli değil… Esas odaklanılması gereken soru: “Nasıl bir eğitim, nasıl bir öğretim?” Gence, mezun olduktan sonra hiçbir zaman kullanmayacağı, gerekli gereksiz birçok bilgiyi ezberletmeye yönelik, şekilci bir öğretim mi; yoksa genci hayata hazırlayan bir eğitim anlayışı mı? *** İş görüşmelerinde aday kendisini anlatmaya başlıyor: “Falanca okulu şu


43

www.mavisehirdergisi.com

dereceyle bitirdim, şu alanda yüksek lisans yaptım, şu kurslara katıldım… vs. vs. vs.” İşveren hiç sormuyor hangi sporu düzenli yaptığını, hangi sanat dalıyla ilgilendiğini hangi sivil toplum kuruluşlarına üye olduğunu… Diploma notu tek ölçüt… Oysa okul başarısıyla hayat başarısı farklı şeylerdir ve çoğu zaman iki kavramın arasında doğru orantıya rastlayamazsınız… Okul yaşamında vasat bir öğrenci iş yaşantısında çok başarılı bir yere gelebilir ya da bunun tam tersi; üniversiteyi dereceyle bitiren bir genç çalışma hayatında sıradan bir personel olmaktan öteye geçemeyebilir… Tıpkı Einstein için zamanında “Bu çocuk okumaz” denmesi gibi… *** Bugün toplumsal eksikliklerimizin hepsi içi boş eğitim sisteminin bir sonucudur aslında… Medeni cesaret yoksunu bir toplum olmamız öğrencilik yaşamında bireyin özgün fikrini beyan etmesine, sorgulamasına, eleştirmesine izin verilmemesinin bir sonucudur. Bugün sporda dünya çapında isimler yetiştiremiyorsak beden eğitimi dersinin mevcut sistemde fuzuli bulunmasının neticesidir… Bugün toplum olarak okumayı sevmiyorsak bunun da altında edebiyatı “mefailün failün”e endeksleyerek gençlerin küçük yaşta kitaplardan soğutulmasını aramamız lazım… Bugün, sanat alanında evrensel değerler çıkartamıyorsak; bu, sanatla ilgilenmenin derslerden geri kalmakla eşdeğer görülmesinin sonucudur… Bugün, uluslararası literatüre geçmiş Türkiye patentli bilimsel buluşlar, araştırmalar yok denecek kadar azsa bu da üniversite eğitiminde niceliğin niteliğin önüne geçmesinin bir neticesidir. Ve bugün, çağdaş ülkelerle aramızdaki entelektüel uçurum derinleşiyorsa bu da İkinci Meşrutiyet döneminde “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” diyen Emrullah Efendi’nin şaka yollu yaklaşımını ciddiye alan zihniyetin sonucudur…

yetersizliklerini görmelerine rağmen *** kendilerine dayatılan bu kof sisteme Ufak tefek rötuşlara değil zihniyet “eyvallah” diyen öğrenciler mi? devrimine ihtiyaç duyulmaktadır Bir yanlışın bilincinde olup da o yanlışı Türkiye’de eğitim alanında… değiştirmek istemeyenlerin o yanlıştan İki kere ikinin dört etmesi kadar kesin menfaatleri vardır… bir gerçektir bu… Yanlış yıllardır bu kadar açıkken kimse Her gelen hükümetin kendisine göre değiştirmeye yeltenmiyorsa demek ki bir sistem uygulamasıyla yapboz herkesin işine geliyor bu içi boş eğitim tahtasına dönen eğitim ne çağın ne de sistemi… sosyal hayatın beklentilerine karşılık Elbette istisnalar yok değil… vermektedir… Ama sistem kendisini öyle güzel İlköğretiminden üniversitesine kadar koruma altına almış ki, “hataları sistem çoktan çökmüştür… dillendiren(ler)” anında sindirilip Sistemin gözünde iyi öğretmen müfredatı eksiksiz aktaran eğitimcidir… öğütülüyor… “Uyandırma kerizi, bulandırmasın denizi” Ne mi olur? yaklaşımı tüm eğitim sistemini ele Öğretmen üniversiteden mezun olur, geçirmiş adeta…. kendisini geliştirmek gibi bir kaygı gütmez, emekliliğine kadar aynı *** bilgileri tekrarlar durur… Soruyor sunucu: “Buzağı hangi Sistem üniversitelerden sadece hayvanın yavrusudur?” gençleri meslek sahibi yapmasını Genç, joker kullanıyor, iki seçeneği bekler. eliyor ve “inek ile manda” arasında Ne mi olur? Emanuel Kant’ın “Fakülteler Çatışması” seçimini yapıp “inek” yerine “manda” diyor… eserinde altını çizdiği gibi üniversiteler Soruyor sunucu: “Kötü komşu insanı ne “doldur boşalt” zihniyetiyle çalışan sahibi yapar?” “yüksek lise”ler halini alır… Bu çok bilindik atasözünden habersiz Sistem için başarılı öğrenci genç “ev” seçeneği yerine “dert” diyor.. üniversiteye giriş sınavında iyi bir Soruyor sunucu: “Anlatılmak istenen fakülteye yerleşmeye hak kazanmış düşüncenin, dolaylı bir şekilde ifade öğrencidir… edilmesi anlamında kullanılan söz Ne mi olur? hangisidir?” Öğrenci daha ilköğretimden itibaren Genç “satır arası” yerine “kapı arkası” hem anne babası hem de öğretmenleri yanıtını veriyor… tarafından sanatla, sporla, edebiyatla Ödülün ne anlama geldiğini soruyor uğraşmanın kendisine vakit sunucu; genç “mükâfat” seçeneğini kaybettireceğine şartlandırılır. söylemiyor, “lütuf” diyor… Bilgi kelimesinin eş anlamlısını soruyor *** sunucu; genç “malumat” yerine Peki, kim yapacak bu devrimi? “hakikat” diyor... “Bir devlet okuluna kapağı atayım da “Bir olayı kutlamak veya eğlenmek emekliliğimi garantileyeyim” diyen için düzenlenen yemeğe ne ad verilir?” öğretmen mi? diyor sunucu; genç “şölen” yerine Batıda lisans düzeyinde bile panayır yanıtını veriyor… aranmayan devam zorunluluğunu Bu yanıtları veren gençler üniversite “aman öğrenci başka şeyle uğraşmasın, okula gelsin gitsin yeter” diyerek ön şart öğrencisi… Ve hepsi de Türkiye’nin önde gelen olarak benimseyen üniversiteler mi? üniversitelerinde eğitim görüyorlar… “Evrensel doğrularla yetişmiş, dünya Hatta kimileri üniversiteyi dereceyle vatandaşı bir nesil” değil “dindar bir nesil” kazanmış veya tamamlamış… yetiştirmeyi hedefleyen anlayış mı? İşte, “Kim Milyoner Olmak İster?” Çocuğunun deve kuşu gibi kafasını programının gösterdiği sosyal gerçek kuma gömüp sadece derslerine ve bu… Eğitim sürecini tamamlayıp sınavlarına konsantre olmasını teşvik hayata atılmaya hazırlanan bir neslin eden anne babalar mı? durumu buysa… Söylenecek tek bir söz Batılı akranlarının entelektüel kalıyor… “Ört ki ölem” donanımı ve vizyonu karşısında Mayıs - 2015


44

AKLINIZDA BULUNSUN

Tanıtımınız için rezervasyon Tel. 0 (549) 323 30 31

CUPY CUPCAKE

Cupcake ve macaronun yeni adresi Cupy Cupcake, lezzetli ve hafif tatlarıyla pastacılığa yeni bir soluk getiriyor. 50’ye yakın cupcake çeşidini barındıran menüsünde ev yapımı limonata, milkshake ve kahve çeşitleri de bulunmakta. Huzuru simgeleyen dekorasyonuyla ruhunuza da hitap eden Cupy Cupcake’te kahvenizi yudumlamaktan büyük zevk alacaksınız. İletişim: 02323622879-05422872253

ALAÇATI TATLICISI İMREN’in YENİ GÖZ BEBEĞİ

SAĞLIKLI ŞEYLER ATÖLYESİ

Diyetisyen Cansu Uygur kontrolünde, yemekleriniz Türkiye’de bir ilk olan ısı koruyucu çantalar ile her gün adresinize teslim ediliyor. İletişim: 0546 5498021

KABİN EKİBİ REKLAM ve TASARIM AJANSI

Alaçatı’nın en eski tatlıcısı İmren’in Reçel, Kurabiye ve Türk Kahvesi ürünleri artık Sakızlım markasıyla huzurlarınızda... Seçkin marketler ve şarküterilerde bulabileceğiniz Sakızlım ürünleri, Alaçatı’nın en sevilen tatlıcısı İmren’in eserleri.

Reklamın bir harcama değil, bir yatırım olduğunun bilincinde, ucuz işçiliğin önemsenmediğinin farkında olan kişilerle tanışmaktan mutluluk duyacağız.

Hasan Kaşif Ölmezer ve Kahyan Ölmezer kardeşler; dedelerinden kalma tatlıcılık mesleğini çocukları ve tüm ailesiyle birlikte yeni bir boyuta taşıyarak birbirinden lezzetli ve doğal ürünleri evlerimize taşıyorlar. Yakında internet sitelerinden de Türkiye’nin her yanına ürün gönderecek İmren Tatlıcısı yeni markasının heyecanını yaşıyor. Logo ve Ambalaj tasarımları Kabin Ekibi Tasarım Ajansı tarafından yapılan ürünlerin detaylı bilgisi için www.alacatiimren.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Birçok ulusal markanın ajansı olan Kabin Ekibi, sıradışı tasarım ve fikirlerle kaliteli ve güvenilir hizmet vermeye devam ediyor. 0(549) 501 8832 0(232) 330 0 500 www.kabinekibi.com.tr

BOSTANLI LPG

Hizmet alanımız Mavişehir, Şemikler, Bostanlı, Demirköprü ve Aksoy’dur. Ramazan Feyzullahoğlu ve ortağı.

Ahmet Pendikli (1796 sokak) No:11/A Bostanlı Tel: 0232 362 86 86

Mayıs - 2015

KIVANÇ EMLAK

Karşıyaka bölgesindeki satılık ve kiralık gayrimenkuller hakkında profesyonel danışman aracılığı ile hizmetinizde. 6323 Sk. No:17 Demirköprü Tel:0506 135 5405 www.kivancemlakkarsiyaka.com


45

www.mavisehirdergisi.com

Nilay Duman - Caner Duman

Tuğba Eryiğit - Merve Büyüksaraç

LEZZETLE SANATIN BULUŞTUĞU MEKAN... Barbekü ateşinde pişen enfes steakler, zengin kokteyl çeşitleri ve canlı müzik performansları ile misafirlerine eğlenceli, lezzetli ve keyifli saatlerler yaşatan, İzmir’in her yerinden müdavimlerini ağırlayan Blackjack BBQ’da eğlenceli bir gün sizi bekliyor. Mekan Sahibi İsmail DAŞYAKA Bostanlı’da 5. yılı doldurduklarını, ikinci yerleri olan Blackjack BBQ’nun başarı ile yola devam ettiğini, 300 kişilik kapasiteye sahip mekanlarının Barbeküde pişen et, dry aged steak, dünya mutfağından lezzetlerin yanısıra 100’ü aşkın kokteyl çeşidi çıkarabildiklerini, İzmir’in en iyi müzik grupları ile jazz/oldies tarzında müzik yaptıklarını, 3. şubelerini yakın zamanda Çeşme Alaçatı’da açacaklarını ve konuklarının ilgisinden memnun olduklarını dile getirdi.

SOYAK MAVİŞEHİR A ETABINDA 23 NİSAN KUTLAMASI Mavişehir’in en bilindik sitelerinden Soyak Mavişehir, yine çocukların unutamayacakları bir etkinliğe imza attı. Soyak A etabında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında çocuklar tüm gün doyasıya eğlendi. Site sakinleri de havuz bölgesindeki kafeteryada bu anlamlı etkinlikte güzel saatler geçirdiler. 2015 Bahar şenliğine hazırlanan Soyak Mavişehir A bölgesi, renkli etkinliklerin her zamanki gibi devam edeceğinin sinyalini verdi. Soyak Mavişehir A etabı site yöneticisi Orhun Karakaya; site sakinlerimizin mutlu olmaları için sürekli çalışmalarının yanısıra eğlenmeleri için de etkinlikler yapmaya devam edeceklerini söyledi. Mayıs - 2015


46

Doç. Dr. Gürkan ERSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık Derneği” Genel Sekreteri

Ateşli hasta ve ilkyardım uygulamaları D

ergimizin değerli okuyucuları, bu sayımızda, ateş nedir, nedenleri nelerdir, ne gibi yan etkileri vardır ve ateşi yüksek hastada ilkyardım uygulamalarını konuşacağız. Ateş, kelime anlamı olarak, ölçülen vücut sıcaklığının, normal değerlerinin üzerinde olması halidir. Aslında ateş genel olarak vücudun mikroplara karşı cevabıdır. Normal, sağlıklı bir insanda, vücut ısısının 36,5–370C civarındadır. Yüksek ateş, hem biz yetişkinler hem de çocuklarda önemli bir hastalığın belirtisi olabilir. Yüksek ateş çocuklarda havaleye, yaşlılarda ise aşırı su kaybına neden olabilir.

Vücut ısımız neden yükselir (neden ateşleniriz?) Ateş yüksekliği nedenleri genel olarak ikiye ayrılır. Enfeksiyonlar ve enfeksiyon dışı nedenler. • Enfeksiyonlar mikropların neden olduğu, ateşle seyreden hastalıklardır (grip, nezle, ishal, bademcik iltihabı, sinüzit, zatürre, menenjit, idrar yolları iltihabı gibi) • Enfeksiyon dışı nedenler arasında en sık görülen ateş nedeni güneş çarpmalarıdır. Yani özellikle, yazın sıcak havalarda güneş altında uzun süre kalmamız, uzun süre sıcak fırın karşısında çalışınca, vücut ısısını ayarlayan mekanizmanın bozulması

sonucu meydana gelir. Bir diğer neden ise romatizmalı hastalıklarda görülen ateştir ki bu başlık konumuzun dışındadır.

Ateş nasıl ölçülür? Vücut sıcaklığımızı (ateşimiz) ölçmek için kullandığımız cam termometrelerin kullanımı artık yasaklanmıştır. Çünkü bunlar kolaylıkla kırılabilmekte, kişilerin yaralanmasına neden olmakta, yine en az bunlar kadar hatta daha önemlisi de içinde bulunan cıvanın etrafa yayılması ve bu cıvanın da çok zehirli bir madde olmasıdır. Ateşimiz genellikle koltuk altından ölçülür ama koltuk altının terli olması veya uygun bir şekilde konmaması nedeniyle sonuçlar yanlış çıkabilir. En uygun ölçüm yöntemi makattan olan ölçümlerdir ki bu da pratik değildir. Son yıllarda kulaktan ateşimizi ölçen cihazlar sık kullanılmaktadır. Bebeklerin, çocukların ateşini ölçerken annesinin kucağında oturuyor olması işimizi kolaylaştırır. Ateş yüksekliğinde görülen belirtiler • Halsizlik, • Bitkinlik, • Baş ağrısı, • Yaygın kas ve eklem ağrıları, • Terleme, • İştahsızlık, Mayıs - 2015

• Sıvı kaybına bağlı belirtiler (dilde kuruma, zor konuşma, göz kürelerinde çökme, uykuya eğilim) ve daha en ileride aşama ise havale ortaya çıkabilir. Ayrıca enfeksiyon (vücudumuza mikrop bulaşması) nereden kaynaklandıysa, o bölgeye ait belirtilerde görülebilir. Mesela kişide zatüree (akciğer enfeksiyonu) varsa balgam, öksürük, idrar yolları enfeksiyonu (iltihabı) varsa; sık sık idrara gitmek, idrar yaparken yanma sızlama gibi belirtiler olur. Orta kulak iltihabı var ise ciddi kulak ağrısı, ateş görülebilir. Aman dikkat, özellikle çocuklarda yüksek ateş ile birlikte şu belirtiler de varsa hemen acil servise götürülmelidir. • Sürekli ve durdurulamayan ağrı, • Vücutta döküntülerin ortaya çıkması, • Nefes darlığı, • Baş ağrısı ile birlikte kusma, • Uzun süre ağızdan beslenememe, • Su kaybına ait belirtiler (dil ve dudakların kuruması, göz küresinin içine çökmesi, ciltte kuruluk vs). • Çevreye olan ilginin azalması, • Havale geçirme Yüksek ateşli hastada ilk yardım uygulamaları Ateşi yüksek bir hastanın tedavisinde (ilk yardım uygulamasında) temel prensip vücut ısısını düşürmektir. Bu


47

www.mavisehirdergisi.com

şekilde kişi hem rahatlayacak hem de oluşabilecek yan etkiler (havale geçirme vs) engellenmiş olacaktır. Eğer kişinin yükselen ateşini düşüremezsek, havale geçirebilir hatta komaya bile girebilir. Yüksek ateş nasıl düşürülür? • Kişinin klimalı ortama alınması veya üzerine fan ile hava üflenmesi, • Üzerinde kazak, yorgan battaniye vs varsa uzaklaştırılması, • Fazla giysileri çıkartılması ama tamamen soyulmaması (bebekler soyulabilir), • Koltuk altı, el bilekleri ve kasıklar gibi damarlarımızın yüzeysel geçtiği bölgelere soğuk suya bandırılmış bez/ havlu konması, • Özellikle çocukların duş yaptırılması faydalı olur. Burada su olağan vücut ısısında yani, ne soğuk ne de sıcak olmalıdır, • Eğer içebiliyorsa kişiye bol miktarda sıvı gıdalar (su, ayran, çorba vs) verilmesi. Beslenme Toplumumuzda ateşi olan hasta bir kişiye ve de özellikle çocuklara, bir şeyler yedirilip içirilmeye çalışılmaktadır. Çünkü vücut direnci

kırılmasın, hemen iyileşsin diye düşünülür. Hâlbuki hasta olan çocuk yemeği reddedecektir. İstemiyorsa zorlamanın faydası yoktur. Aslında gerekte yoktur.

• Ateşi düşürmek için özellikle çocuklarda aspirin verilmemelidir. Hastalarda “Reye Sendromu” denen, ciddi ve ölümcül olabilen, hastalığa neden olabilir.

Havale geçiren çocukta ilkyardım uygulamaları Ateşi çok yükselen bir çocukta bazen bilinç kaybı, katılaşma ve istemsiz kasılmalar ortaya çıkabilir yani nöbet geçirebilmektedir. Böyle bir durumda önce sakin olalım, kişiyi rahat bir yere yatıralım, ayıltmaya, ağzını açmaya, hareketlerini engellemeye çalışmayalım, sadece başını yana çevirerek kusma durumunda kusmuğunu yutmamasını sağlayalım. Özetle ateşi yüksek olan bir çocuk veya erişkinde çok yükseldi ve/veya havale geçiriyorsa hemen acil servise götürelim.

Özet Ateşi olan bireyde kişinin üzerindeki giysileri azaltalım, yorgan battaniye varsa kaldıralım, vücut ısısındaki suyla duş yaptıralım ve ateş hala düşmüyor, yükselmeye devam ediyor, kişi havale geçiriyorsa en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edelim.

Ateşli hastada yapılan hatalar • Ateşli hastanın ateşini düşürmek için vücuduna alkol sürülmesi. Son derece yanlıştır, sürülen alkol ciltten emilir ve kişiyi zehirler, • Kişiye soğuk suyla duş yaptırmak, tehlikeli ve yanlıştır. Kişinin titremesine, dolayısı ile ateşinin daha da yükselmesine neden olur,

Mayıs - 2015

Sağlıklı günlerde görüşebilmek ümidiyle sevgilerimi saygılarımı sunarım. Kaynaklar • http://www.ulkumenrodoplu.com/ ilkyardim/ • İlkyardım Kitabı. Yakın Kitapevi. Editör: Dr. Ülkümen RODOPLU, • The American Red Cross. First aid and Safety Handbook. Yazarlar: The American Red Cross ve Kathleen A, HANDY, MD. Publication of American College of Emergency Physicians.


48

Instagram takipçilerimizin #mavisehirdergisi etiketi ile paylaştıkları fotoğrafları dergimizde yayınlıyoruz. Herkese teşekkür ederiz.

Özdemir Özçelik

Ziynet Attila

Serdar Kanat

Ceyda Özyeşil

Eiffel Bostanlı

Mavişehir Dergisi binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Her yeni sayıda Ege Park Mavişehir AVM’de açtığımız standımızda bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

Soft Cotton bu Anneler Günü de annelerimizi unutmadı Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Soft Cotton, Anneler Günü’nde dergimizle birlikte dağıtılmak üzere kaliteli ve güzel el havlularından gönderdi. Biz de Ege Park Mavişehir AVM’de açtığımız standımızda, okurlarımıza Mavişehir Dergisi ile birlikte Soft Cotton’un Anneler Günü havlularından dağıtarak anne veya anne adaylarının mutluluklarına tanık olduk. Okurlarımız kaliteli ve güzel Soft Cotton havlular için çok mutlu oldular. Mayıs - 2015

Biz de Soft Cotton markasını üreten Gökhan Tekstil’e bir kez daha teşekkür ediyoruz. Kaliteli ve güzel ürünleriyle zor beğenenlerin tercihi olan Soft Cotton yalnız Türkiye’de değil, Dünyada çok tercih edilen bir markadır. Bizler Mavişehir Dergisi olarak, siz değerli okurlarımızı her fırsatta mutlu etmenin yollarını arıyoruz. Okurlarmıza ve destekçilerimize teşekkür ederiz.


49

www.mavisehirdergisi.com

2015 KIŞ TROFESİ ÖDÜL TÖRENİ ÇEŞME MARİNA’DA GERÇEKLEŞTİ Kış Trofesi IRC2 birincisi Cygnus ekibi Akif Sezer, Kemal Eke, Ali Dilsiz, Haluk Özkaynak, Kemal Oğul, Tolga Yalçıntan, Ateş Okta

Ege Açıkdeniz Yelken Kulübü (EAYK), Çeşme Uluslararası Yat Kulübü (ICYC) ve Urla Yat Kulübü (URİYAT) tarafından müştereken düzenlenen Trofenin ilk üç ayağı Ocak, Şubat ve Mart aylarında Sığacık’ta Teos Marina’nın evsahipliğinde, 4. ve 5. ayağı Çeşme’de Çeşme Marina’nın evsahipliğinde gerçekleşti. 18 Nisan tarihinde yapılan 5. ayağın sonunda Çeşme Marina’da yapılan törenle ödüller sahiplerini buldu. Yelken tutkunları katıldıkları ödül töreninde eğlenerek rekabetlerini dostlukla pekiştirdiler.

EL EMEĞİ ÜRÜNLER BU KERMESTE

Kadınların el emeği ile üretilen ürünlerin yoğun ilgi gördüğü kermeste, Karşıyakalılar el emeği göz nuru ürünlere uygun fiyatlarla sahip oldu. Ahmet Piriştina Rekreasyon Alanı’nın panayıra döndüğü kermeste, tablolar, takılar, örgü giysi ve örtüler, süs eşyaları, işlemeli seramikler ile daha pek çok ürün satışa sunuldu. Anneler Günü’ne yönelik gerçekleştirilen etkinliğe katılan kadınlar, Karşıyaka Belediyesi tarafından yapılan pozitif ayrımcılığa tam not verdi. Toplumsal dayanışma Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Kadının olduğu yerde üretim ve başarı vardır. Kadının olduğu yerde bereket ve adalet vardır. Kermesimiz sayesinde kadınlarımızın, aile ekonomilerine katkı sağlayacağımızı ümit ediyorum. Kadın Kooperatifimiz sayesinde de bine yakın kadınımıza kalıcı gelir sağlıyoruz. İnanıyorum ki dayanışma duygusu içindeki tüm Karşıyakalı vatandaşlarımız da bu el emeği ürünlere gereken ilgiyi gösterecek ve bu toplumsal işbirliği ve sorumluluğun en güzel örneğini göstereceklerdir. Karşıyaka şanslı bir kent çünkü Atatürk annesini Karşıyakamıza emanet etti. O yüzden her anneler günü bizler için daha önemli ve anlamlıdır. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk, Yaşasın Cumhuriyet. Anneler Gününüz kutlu olsun.” dedi.

Mayıs - 2015

“BİZ ÇOCUKLARIMIZI HİZMETİMİZİN EN KIYMETLİ KÖŞESİNE KOYDUK” Çocuklara verdiği değeri her fırsatta gösteren Mavipark, bu yıl 23 Nisan için ödüllü resim yarışması düzenledi. Bu sene 13.yılını kutlayan Mavipark, 23-24 Nisan tarihlerinde Mavişehir Egepark AVM’deki Beko mağazasının vitrinini “Biz çocuklarımızı, hizmetimizin en kıymetli köşesine koyduk” başlığıyla çocukların resimlerine ayırdı. İlkokul ve ortaokullarla ortak olarak düzenlenen yarışmada resmin konusu; “Evsel dönüşüm denilince ne anlıyorsunuz?” idi. Yoğun ilgi gören yarışmada İlkokullar arasında birinciliği Emlak Bankası İlkokulu 4/A Sınıfından Eylül Yağmur kırmızı, Ortaokullar arasında birinciliği Atakent Erdoğan Kibarer Ortaokulu 6/D Sınıfından Melisa Subaşı kazandı. 23 Nisan’da Mavişehir Egepark AVM Beko mağazasında yapılan coşkulu kutlama töreni ile birincilere ödüllerini Mavipark Yönetim Kurulu Üyesi Şeyda Alatekin verdi.


50 muafiyet uygulanmaktadır. Rakamsal örneklerle daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Diyelim ki bir işletmenin bina sigorta bedeli 300.000.-tl ve demirbaş sigorta bedeli de 80.000.-tl olsun. Deprem muafiyet oranının da %2 olarak belirlendiğini varsayalım. İlk önce hem bina hem de demirbaş için ayrı ayrı muafiyet tutarlarını bulmamız lazım. Bina için sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutar 300.000 x %80 = 240.000.-tl Muafiyet tutarı ise 240.000 x %2 = 4.800.-tl

Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

Konut ve işyeri sigortalarında deprem muafiyeti D

eprem riski sigorta şirketleri açısından hep ayrı değerlendirilmektedir. Bunun sebebi bir deprem olayı yaşandığında, vereceği zarar bireysel olmamakta, geniş bir alanda eşzamanlı oluşmaktadır. Sigorta şirketleri de zarara uğrayan tüm sigortalıların hasarlarını azami şekilde gidermek durumunda olacağı için, mali açıdan çok büyük rakamlar söz konusu olmaktadır.

Aynı zamanda deprem riski, bir doğa olayı olması ve meydana gelme sıklığı açısından sigorta şirketlerinin tazminat ödemelerini yoğun yaptıkları bir risk grubudur. Muafiyet uygulamaları ile, belli rakamlara kadar tazminat talebinde bulunulmaması amaçlanmaktadır. Tabii sigortalılar açısından da primlerin daha kabul edilebilir seviyelerde tutulmuş olmaktadır. Konut ve işyeri sigortaları için deprem hasarları muafiyet uygulamaları birbirinden farklıdır. İkisini de ayrı ayrı anlatmaya çalışacağım... Konut Sigortaları Konut sigortalarında bina ve eşya kavramları birbirinden farklı değerlendirilir. Bina ve eşya

kavramlarının, sigortacılıkta ne anlama geldiğini daha önceki bir yazımda detaylı bir şekilde ifade etmiştim. Deprem hasarları için konut sigortalarında; bina için, bina sigorta bedelinin %2 si oranında, eşya içinse eşya sigorta bedelinin %5 i oranında bir muafiyet uygulanır. Bu şu demektir; Poliçede belirtilen bina bedeliniz ne ise, onun %2sine denk gelen tutara kadarki hasarları sigorta şirketi karşılamayacaktır. Örneğin bina sigorta bedeliniz 120.000.-tl ise, bunun %2 lik kısmına denk gelen 2.400.-tl ye kadar deprem hasarlarınız sigorta şirketi tarafından ödenmeyecektir. Daha yüksek hasarlardan da bu tutar düşülerek ödenecektir. Aynı hesaplama eşya sigorta bedeli içinde de %5 oranı ile yapılacaktır. İşyeri Sigortaları İşyeri sigortalarında iş biraz daha karışık hesaplanmaktadır. Öncelikle sigortacı ile sigortalı hasarı %80 ve %20 oranında paylaşmaktadır. Yani olası bir deprem hasarında sigortacı, hasar miktarının %80’inden sorumludur. Bu sorumlu olduğu kısım üzerinden de, tarafların birlikte karar verdikleri bir oranda (genelde %2, %5, %10 oranları kullanılmaktadır.) Mayıs - 2015

Bu demektir ki, sigorta şirketinin sorumlu olduğu %80 lik kısım için 4.800.-tl ye kadar bir hasar ödemesi yapılmayacaktır. 40.000.-tl lik bir hasar oluşması senaryosunu değerlendirdiğimizde: Sigortacının sorumlu olduğu kısım 40.000 x %80 = 32.000.-tl Bu rakamdan muafiyet tutarını düştüğümüzde 32.000 - 4.800 = 27.200.-tl sigortalının alacağı tazminat miktarıdır. Bu hesaplamanın aynısı demirbaşlar içinde yapılacak ve muafiyet tutarı: 80.000 x %80 x %2 = 1.280.-tl olarak belirlenecektir. Bununla beraber bir önemli detay da, geçen her bir 72 saatlik süre, muafiyet uygulamasınının yeniden yapılacağı süre dilimidir. Başta da belirttiğim gibi, bu muafiyet uygulamaları, olası bir deprem hasarının yol açacağı geniş alanlı zararlarda, herkese azami tazminat ödemesinin yapılabilmesi için gereklidir. Bununla birlikte yine belirttiğim üzere, muafiyet uygulaması, sigortalılarca ödenmesi gereken primi, daha makul seviyelerde tutan bir etkendir. Özellikle işyeri poliçelerinizde teklifleri karşılaştırırken verilmiş olan deprem muafiyet oranlarına dikkat edin. Daha yüksek muafiyet oranı, primi aşağı çekerken, yapılacak kesinti miktarını da arttıracaktır. Hasarsız, mutlu günler.


Yaz mevsiminde saçlarınız daha bir özen ister...

Yaz mevsimi ile birlikte saçınızı canlı tutmak için özel bakımlar gerekir. Özel ve kaliteli ürünlerle saçlarınıza yaptıracağınız bakımlar sayesinde yakıcı güneş ışınlarından ve deniz suyundan saçlarınızı koruyabilirsiniz. Kuaför Hüseyin Erken, saçınızın cinsine göre hangi bakımların yapılacağı konusunda sizi bilgilendirirken size gidecek bir saç modeliyle de yaz mevsimini karşılamanızı sağlayacak. Yaz mevsiminde saçlarınız daha bir özen ister. Kuaför Hüseyin Erken canlı, pırıl pırıl saçlara sahip olmanız ve yazı yeni saç modelinizle karşılamanız için tüm uygulamalarda % 30 indirim kampanyasını sürdürüyor. Saçlarınızı Kuaför Hüseyin Erken’e gönül rahatlığı ile teslim edebilirsiniz. Bu fırsatı kaçırmayın. Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent- Bostanlı-İZMİR Tel: 0232 336 14 74


52

DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 30 60

Bafra Pidecisi Adres: Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 Mavişehir Tel: 0(232) 336 72 64

ByMakas Telefon: +90 232 362 63 23

Edem Çıtır Waffle 6499 Sk. No:8 Mavişehir (Karşıyaka Göz Hastanesi Arkası) Tel: 0232 330 10 13

Beyaz Lale Çınarlı Çiçek Market Anadolu cad. No:7/3 Çınarlı/İzmir Tel: 0 232 435 96 76 BLEUSKY Kuru Temizleme Adres: 6440/3 Sk. No:12/A Atakent Karşıyaka İzmir Tel: 0232 330 3104

Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi MedicalPark İzmir Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiyo Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Karşıyaka Tıp Merkezi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Ege Sağlık Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Özel Atakent Polikliniği Özel Bostanlı Sağlık Polikliniği Özel Yalı Polikliniği Özel Nergiz Sağlık Polikliniği Özel Çiğli Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat

Wood&Iron Tel: 0534 494 88 53 0507 548 58 10

381 77 88

RESTORAN VE CAFELER 15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER

Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

Parlak Ev 8229/1 Sokak No: 14 Odin İş Merkezi Çiğli Tel: 0532 683 81 85

EVLERE SERVİS

Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

VETERİNER KLİNİKLERİ

MaviPark Tel: 0232 324 00 40

İzmir Özel Türk Koleji www.ozelturkkoleji.com

Gökkuşağı Perde Merkez: 6221 Sk. No: 95 Şemikler Tel: 0 (232) 336 8923

LÜZUMLU TELEFONLAR

Çocuk Hastanesi Ege Üniversitesi Kızılay SSK Tepecik

MakroYapı Tel +90 232 329 80 29 329 90 29

Ege Park AVM Tel: 0(232) 324 44 34

ŞEHİR REHBERİ

KAN MERKEZLERİ

Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk Adres: 6518 / 6 Sk. Beyaz Nokta Blokları No:2 Kat:4 D:10 Yalı Mahallesi Atakent - İzmir Tel: 0(232) 336 42 40

241 10 00 382 06 07 330 64 50 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 369 00 83 323 45 45 461 93 33 336 11 95 483 14 14 343 13 43 412 22 22 463 64 65 441 01 21 386 70 70 483 56 87 433 0084 464 24 00 462 27 27 463 77 00 489 35 35 336 11 95 433 06 08 388 28 61 421 47 89 433 38 74 368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16 441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36

0539 235 25 87

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Kervan Kebap Pide - Karşıyaka Mc Donald’s

483 00 79 347 09 00 369 81 86

MARKET ve ŞARKÜTERİ Albayrak Market - Mavişehir Ömerağa

324 04 03 0(507) 185 11 56 368 11 24

Tire Market Şarküteri

290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 337 35 34 433 38 58 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 484 64 65 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 54 07 308 00 00

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

Gelecek Dershaneleri Fen Dershanesi Körfez Dershanesi Sınav Dergisi Dershanesi Uğur Dershanesi Bostanlı Sürücü kursu Karşıyaka Sürücü Kursu Yalı Sürücü Kursu Sinem Sürücü Kursu Profesyonel Diyalog Dil Okulu Yeni Adım Yabancı Dil Kursu Deniz İngilizce Kursu

369 11 55 368 77 73 369 88 99 446 37 37 381 23 92 362 97 45 63 72 83 372 17 63 367 00 12 368 93 01 330 55 66 330 73 66

EĞİTİM KURUMLARI

Haftanın her günü servis

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Dante Cafe & Bar Kordon Boyu Balık Pişiricisi Club En Velo La Sera Pepe Rosso Deniz Restaurant Karşıyaka Deniz Restaurant Mavişehir Kervan Döner Kebap Pide Salonu MyMaya Mc Donald’s Borga Çiğ Börek

483 00 79 362 51 51 323 03 17 464 80 90 463 28 69 464 25 95 464 48 93 364 44 64 324 10 20 323 21 22 324 59 70 369 81 86 330 24 12

PASTA VE UNLU MAMÜLLER Pastafoni Pasta Rüzgarı Lolipop Düşler Roka Mutfak Atölyesi

TAKSİ DURAKLARI

330 47 17 364 65 60 0531 335 67 60 336 78 90

Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umur Mavişehir Taksi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

362 41 53 336 31 39 330 52 01 362 19 92 362 02 52

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Postacılar Kültür Merkezi Puntart Bülent Ecevit Kültür Merkezi İsmail Cem Kültür Merkezi Aydans Sanat Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

369 27 90 368 22 39 363 30 37 369 45 58 361 06 23 361 60 19 364 21 90 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 463 69 79 366 44 59

OTOBÜS ŞİRKETLERİ

KÜLTÜR MERKEZLERİ

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ

1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Zor beğenenlerin tercihi

Ücretsiz kargo ve koşulsuz iade imkanları ile www.softcotton.com.tr Soft Cotton bir Gökhan Tekstil markasıdır.

Kabin Ekibi

*Destan Havlu


FIAT - OTOKOÇ - BİRMOT Ankara Asfaltı No:30 Bornova / İzmir Tel: 0(232) 498-9100


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.