Nisan 2019 Yıl.6 Sayı.62
10.00
Genel kültür,
ALERJİNİZ VARSA KURTULMAYA HAZIR MISINIZ? Arzu - İsmail Barış Özpazarcık
SAÇLARINIZ YAZA HAZIR MI? Çağlar Yurga’dan saç bakım önerileri
İsmail Gökgez’in özel röportajı
MEME KANSERİNDE AİLESEL YATKINLIK VE BRCA 1-2 GEN ANALİZİ Özel Talatpaşa Tıp Laboratuvarı
ÇOCUKLARA ERKEN YAŞTA SPORU SEVDİRMEK İÇİN
2
Nisan - 2019
Katal İnşaat Yönetim Kurulu üyesi Abdullah Erdem
MAVİŞEHİR’DE LÜKS BİR YAŞAM 20 yıldır inşaat sektörünün içinde olan Katal İnşaat Yönetim Kurulu üyesi Abdullah Erdem, Katal İnşaat’ı ve Portmarin Residence projesini Mavişehir Dergisi okurları için anlattı.
K
atal İnşaat; ilk 6 yılını yönetim kurulu başkanı Mustafa Erdem’in ismini taşıyarak sürdürdüğü; sonrasında bünyesine grup şirketleri de dahil ederek yoluna devam etmeye başlayan 34 yıllık bir kuruluş... Şu an binalarındaki kazıkları, dairelerindeki taşınmaz mobilyaları ve farklı projeleri Katal İnşaat’ın kendi bünyesinde bulunan grup şirketlerle yürüten önemli bir marka konumunda...
6
DEVAM EDEN PROJELERIMIZ
Şu anda yürütülen projeler arasında Aypark Residence, Double Diamond Residence ve Katal İnşaat’ın son projesi; Portmarin Residence bulunuyor. Portmarin Residence lüks konut projesi olarak Türkiye’de ilk üçü zorlayacak bir proje, bu nedenle Katal İnşaat’ın en özel projesi olarak yerini aldı. Mavişehir’de denize sıfır oluşu, evlerin metrekareleri, bütün odaların denizi görüyor oluşu, güvenliği, peyzaj alanları ve balkonların genişliği açısından tamamen benzersiz bir proje. Nisan - 2019
DENIZ MANZARALI GENIS BALKONLAR
Portmarin Residence balkonları, projenin en çok konuşulan bölümü. 4+1 evlerde 33 m2, 3+1 dairelerde ise 39 m2 deniz manzaralı balkonlar bulunuyor. Dikdörtgen yapısı balkonları son derece kullanışlı kılıyor. Satın alacak kişiler deniz manzarasının keyfini doya doya yaşayacaklar... Bina 29 katlı ve balkonlarda güvenlik konusuna çok önem verildi, balkon camlarının yüksekliği 1.50 cm
www.mavisehirdergisi.com
civarında ve normal standart ölçülerin çok çok üzerinde.
BINA ZEMINI
Binanın zemininde 67 metreye ulaşan baret sistemi kazıklar bulunuyor, bu kazık sistemi biraz farklı; 80cm x 280cm ebatlarında, büyük kazıkların zemini 70 metre oyulup içine beton dökülerek oluşturulan bir sistem. Arazinin içinde bu kazıklardan tam 93 tane var. Bu kazıkların her birinde 165 m3 beton kullanılarak binanın çevresindeki deniz suyu ve parazitlerle ilişkisinin kesilmesi için de arsanın çevresinde 35 metre aşağıya kadar perde duvarlar çakıldı. Temel kazıldığında bir damla bile
su yoktu. Sanki kuru bir zeminde çalışıyormuş gibi çalışıldı. Ayrıca bununla da yetinmeyip tekrar bir izalasyon daha yapıldı... Temel betonunda C55 çelik curuf takviyeli beton kullanıldı. İzmir’de bunu ilk kullanan firma Katal İnşaat oldu. Normal binada da beton kalitesi C50 beton. C50 beton da İzmir’de sayılı projelerde kullanılır...
DEPREME DAYANIKLI
Binanın depreme karşı simülasyon testleri yapıldı ve 7.5 şiddetindeki bir depremde bile binada tek bir çatlak oluşmadı.
Nisan - 2019
AILE YASANTISINA UYGUN BIR PROJE
Projenin konsepti aile yaşantısına uygun olması açısından 3+1 ve 4+1 daireler üzerine kurgulandı, 1+1 ve 2+1 daireler projeye dahil edilmedi. Proje tamamen elit bir kesime hitap ediyor ve ailelerin çocuklarıyla birlikte güvenli ve huzurlu bir yaşam sürmelerini hedefliyor. Kadınların en çok vakit geçirdiği alan olan mutfak, projenin çok beğenilen bir detayı oldu çünkü bütün evlerin mutfakları deniz manzaralı ve genelde hepsi çok geniş. 3+1 dairelerde 16,5 m2, 4+1 dairelerde 18 m2 mutfak alanı bulunuyor.
7
PROJE ÖZELLIKLERI
225 m2 4+1 ve 205 m2 3+1 dairelerden oluşan Portmarin projesi girişteki güvenliği, resepsiyonu, kapıdaki valesi, 7/24 hizmet verecek görevlileri ve açık yüzme havuzu ile tam bir rezidans projesi. En büyük artısı ise binanın Katal İnşaat tarafından yönetilecek olması... Bu yüzden aidat fiyatları böyle bir projeye göre oldukça düşük olacak. Her şeyi en ince ayrıntılarıyla düşünülmüş projenin kalitesine gerçekten çok güveniliyor.
VILALAR
Projenin içinde 5 adet denize sıfır villa mevcut. 500 m2 brüt alanlardan oluşuyorlar. Villaların dış cepheleri tamamlandı ancak iç dekorasyonunu satın alacak kişinin zevki doğrulsunda Katal İnşaat’ın mimarları eşliğinde hazırlayıp teslim etmek isteniyor.
TESLIM TARIHI
Projedeki dairelerin anahtarları Haziran sonunda teslim edilmeye başlanıyor. Daireler şu anda yüzde doksan tamamlanmış durumda ama daireler satılmadan içleri tamamlanmıyor. Bunun sebebi; kapı, parke gibi detayların satın alacak kişinin zevkine göre Katal İnşaat’ın mobilya birimi tarafından isteğe göre yapılacak olması. Özellikle mutfağın tarzı, kadınlar için son derece önemli. Evin yeni sahibinin zevkine göre bir mutfak hazırlanabilmesi için tamamlanmadan bekliyor. Bu da Portmarin Residence projesinin büyük bir artısı.
YATIRIMCI IÇIN ÇOK AVANTAJLI Portmarin Residence yatırımcı için son derece avantajlı. İlk bir yılında çok rahat %50 kazandıracağı düşünülüyor.
SOSYAL YASAM
Sosyal tesis katında; yani havuzun olduğu alanda çocuk parkı, hemen hemen 3000 m2 civarında da bir peyzaj alanı bulunuyor. Portmarin sakinlerinin ortak alanda yeşilliklerin içinde keyifle sosyalleşebilecekleri bir alan yaratılıyor. Ayrıca 2 katlı kapalı otopark alanında her daire için 2 araçlık yer ayrılmış durumda... 8
Abdullah Erdem projeden şu sözlerle bahsediyor; “Bu proje öyle ince elenip sık dokunuldu ki, kendimiz de burada oturacağız ve komşularımızla karşılaştığımızda gönül rahatlığıyla günaydın, iyi akşamlar diyebileceğiz.”
ÖZGÜN TASARIM
50 yıl sonra bile bu proje hala ilk günkü güzelliğini koruyacak. Binanın dış cephesi senede 1-2 kez temizlendiği zaman yepyeni görünmeye devam edecek özellikte, çünkü dış cephesi boya kullanılmadan, kompozitlerle kaplanarak yapıldı. Tasarım olarak mevcut mimariye çok uyulmadan, kendine has tarzıyla inşaa edilen Portmarin Residence her zaman güncelliğini ve güzelliğini koruyan bir bina olarak kalacak.
YANGIN ÖNLEMLERI
Evlerin içindeki yangın alarmı konusunda alınabilecek önlemler en üst seviyede tutuldu. Bu konuda oldukça titiz davranıldı; yasal sisteme göre alınacak önlemlerin en az 10 katını alındı. Mesela bir salonda 2 tane spring olması gerekiyorsa bu projede 8 tane kullanıldı. Binadaki çöp şutlarındaki güvenlik de en üst Nisan - 2019
www.mavisehirdergisi.com
seviyede tutuldu. Bütün kapaklar otomatik, örneğin yukarıdan birisi kapağı açtığı zaman aşağıdan başka birisi kapağı açamıyor. Çöp şutları otomasyon sistemine bağlı çalışıyor ve belli sürelerde kendi kendisini yıkayıp, tertemiz hale getirebiliyor. Örnek daireleri görmek isteyen herkesi bekliyoruz. Satış ofisi haftanın 7 günü sabah 09:00’dan akşam 19:00’a kadar hizmet veriyor. 19:00’dan sonra gelmek isteyenler de randevu alarak rahatlıkla gelebiliyorlar. Katal İnşaat, Portmarin Rezidans projesini lüks konut projeleri içinde zirveye yerleştirmiş bulunuyor. Bundan sonra daha çok toplu konut projelerine yöneleceğini söyleyen Abdullah Erdem “Menemen’de 2020 yılında başlamayı düşündüğümüz toplamda 4000 konutluk bir projemiz var. Arazisi bize ait, 1200 konutun da ruhsatı alınmış şekilde hazır. Ayrıca Ödemiş’te 86 villadan oluşan bir projemiz ve yine Ödemiş’te ikinci bir projemiz daha gündemde; 1500 konut civarında olacak. Manisa’da hayata geçecek büyük bir projemiz var. 10bin konut civarında olacak ama 3-5 yıl daha süreceğini düşündüğüm bir proje bu. Katal İnşaat olarak içinde yaşamaktan keyif alınacak yapılar inşaa etmeyi sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
Nisan - 2019
9
Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)
Duygu Attila
Genel Yayın Yönetmeni
Aras Attila
aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve İletişim kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu
Duygu Attila
Hukuk Danışmanı
Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi
0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım
Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu İstanbul Temsilcisi
Süheyl Atay RUNLTD Yayın Türü
Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR
ÖNSÖZ
Büyüyene kadar Nisan sayıları benim :) 23 Nisan için bir günlüğüne derginin genel yayın yönetmeni oldum, geçen sene konuşmayı yeni öğreniyordum -2,5 yaşındayım ve hâlâ tam konuşamıyorumama “En büyük Türk” dendiğinde ATATÜRK diye neşeyle bağırmayı öğrenmiştim. İçimde ATATÜRK’e karşı çok büyük bir sevgi ve saygı var; onun fotoğrafını görünce hemen annemle babama gösteriyorum. Nasıl saygı duymayayım ki; ATATÜRK bütün çocuklara saygısından ve sevgisinden bu güne Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dememiş mi? Türk milleti olarak çok şanslı insanlarız, bize 100 yıl sonra olacakları önceden anlatmış ve anlattıkları bir bir doğru çıkan bir liderimiz olmuş... Okumayı tamamen öğrenmeye başladığım zaman Türk kültürü, Türklük bilinci ve Atatürk’ün hayatını okuyup daha fazla bilgi edineceğim. Ağaçlarımız, hayvanlarımız, çiçekler, gökyüzü, müzikler... Bu güzel vatana katkısı olan, toprağını, milletini, kadınları ve çocukları koruyan kollayan herkese çok teşekkürler. Saygılarımla, Venüs Attila
Web Sitesi
www.mavisehirdergisi.com Baskı:
Basım ve Yayın Tarihi
Katkıda Bulunanlar Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Ahu Bulut Serdar Sütcü Özgür Şişik İsmail Gökgez
facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi
• • • • • •
İÇİNDEKİLER
Saçlarınız yaza hazır mı? (12) Leman Sam ile özel röportaj (30-35) Jacek Yerka Hayatı ve Eserleri (48-49) Çocuklarda kahvaltı alışkanlığı (52-53) Lezzetli tarifıer (54-55) Köşe Yazıları
Özgür Şişik - Serdar Sütcü Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık
w. i w w .c o m er g uu i e - D a s i s n i z ın d i z . r gi a t in D e f o r m b il ir s a uy ok
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.
CA N U Y O B I Y A N A Z R AMA e Çorba Çeşitleri tvlaç Güveçte Fırın Süaktır servisimiz olac
Tarihi
TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Rezervasyon: 0(232) 336 72 64
Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir
www.tarihibafrapidecisi.com
Çevre dostu ve sessiz... Müziğini aç, hayatı doyasıya yaşa! İstediğin an istediğin yerde Hayata Mola Ver... Kişiye özel tasarım scooter, kask, aksesuar ve daha fazla model seni bekliyor...
0(541) 670 27 29
BİSİKLET Peugeot Bisikletleri Mola Konsept mağazasında
Kaliteli bir bisiklet deneyimi yaşamak isteyen herkesi Peugeot Bisikletlerini keşfetmeye bekliyoruz.
Köstebek Tasarım Ürünleri Mola Konsept mağazasında
Farklı olmayı ve farklı görünmeyi seven herkesi Mola konsept mağazasına bekliyoruz.
İzmir The Most Hair Design Studio’nun Sorumlusu Çağlar Yurga, Mavişehir Dergisi okurlarına özel yaz aylarında saçlarınızın daha sağlıklı olması için tavsiyelerde bulundu ve 2019 yaz sezonunun favori saç renklerini anlattı.
SAÇLARINIZ YAZA HAZIR MI? Y
az geliyor, deniz, havuz ve güneş sezonu kapıda. Güneşin ve klorlu suyun zararlı etkilerinden korunmak için cilde gösterilen önemin mutlaka saçlara da gösterilmesini tavsiye ediyorum. Yazın saçların uçları daha çok çatallaşır, saçlar daha fazla kurur. Bu yüzden her zamankinden daha fazla bakım yapılması gerekir. Salonumuzda kişiye özel bakım tavsiyeleri ile saçın ve saç derisinin ihtiyacına göre tavsiyelerde bulunup, uygun ürünleri kullanıyoruz. Ama genel olarak herkesin uygulayabileceği tavsiyelerim elbette var. 14
Öncelikle şampuan seçimi dikkat edilmesi gereken konuların başında geliyor. Çünkü şampuan, saç yapısını etkileyen en önemli detaylardan biridir. Saça nem veren, keratin değeri yüksek şampuanlar kullanılmalı. Biz salonumuzda Aveda ve Schwarzkopf’un ürünlerini kullanıyoruz. Bir diğer önemli konu ise saç rengi. Güneş ışınları ve havuz suyunun içerisinde bulunan kimyasallar saça derinlemesine etki eder. Bu etki sonucunda saçın rengi açılır Nisan - 2019
ya da rengi bozulur. Bunun önüne geçmek için saçlara çeşitli koruyucu maskeler uygulamak gerekir. Ekibimizin saçı gördükten sonra evde de kolaylıkla yapabileceğiniz kişiye özel bakım önerilerini uygulamanızı tavsiye ediyorum.
2019 yaz sezonunda en çok göreceğimiz saç renkleri ise kirli sarı ve parlak mercan tonları olacak. Sarı saçı kullanmaktan keyif alanlar ama saçlarının çok fazla yıpranmasını istemeyenler kirli sarı rengini tercih edebilirler.
Bostanlı Mahallesi Bestekar Sadi Hoşses Sokak No:20/A Karşıyaka - İzmir Tel: 0(232) 337 10 92
MEME KANSERINDE
AILESEL YATKINLIK VE BRCA 1-2 GEN ANALIZI
M
eme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerindendir. Dünya sağlık örgütüne göre tüm dünyada, kadınlarda görülen kanserlerin yaklaşık dörtte biri meme kanseridir. Türkiye’de meme kanseri ortalama 25 yaşından itibaren görülmeye başlar ve görülme sıklığı yaşa göre artar. Çoğu kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de genetik yatkınlık önemlidir. Ailesinde meme kanseri olan bireylerin meme kanserine yakalanma riski artmaktadır. Meme kanserinde genetik geçişin bir diğer özelliği gen mutasyonlarıdır. BRCA 1 ve BRCA 2 genlerinde meydana gelen genetik değişiklikler doğrudan meme kanserine yol açmasa bile meme kanserine yakalanma riskini büyük ölçüde arttırmaktadır.
BRCA 1 ve 2 testi, meme ve yumurtalık kanserleri için risk oluşturan bu genetik değişiklikleri inceleyerek, kişilerin hangi risk grubunda olduklarını belirlememizi sağlar.
Neden BRCA 1 ve 2 testi yapılır ?
Bu test bireylerin kendi genetik özelliklerini ve hangi risk grubunda olduklarını öğrenmesini sağlar. Yüksek risk taşıyan bireyler düzenli takiplerini arttırarak sağlık kontrollerinin bu yönde özelleşmesini sağlayabilirler. Böylece erken tanı ve müdahale imkanı artmış olur. Genetik sebeplere bağlı kanserlerin görülme yaşı daha erken olabilmektedir. Bu nedenle standart taramanın dışında gen mutasyonlarının analizi erken
teşhisi kolaylaştırabilir. Yüksek riskli sonuçlarda testi yaptıran kişinin ailesi de değerlendirilmelidir. Genetik bir mutasyondan söz ettiğimiz için ailenin diğer bireylerinde de ben mutasyonuna rastlanabilir ve erken müdahale edilebilir.
Genetik testlerde risk olmadığı görülürse meme kanserine kesin yakalanmayacağımız söylenebilir mi?
Genetik testlerin negatif çıkması sadece kalıtsal meme kanserine yakalanma olasılığını büyük ölçüde kaldırır. Ancak diğer risk faktörlerine bağlı olarak meme kanserine yakalanma oranı ortadan kalkmaz. Memede lezyon bulunması, uzun
süreli kontrolsüz doğum kontrol hapı kullanımı, hiç doğum yapmamış olma veya 30 yaşından sonra doğum yapma, sigara kullanımı, beslenme sorunları, kanser öyküsü bulunması, çevresel faktörler ve yaş gibi nedenler ile meme kanseri riski kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Meme kanseri gelişme riski azaltılabilir mi?
Düzenli sağlık kontrolü, her ay düzenli olarak kendi kendimize yapacağımız meme muayenesi, sağlıklı ve düzenli beslenme alışkanlıklarının edinilmesi, stres kontrolü, düzenli egzersiz, yaşa uygun kontrol ve değerlendirmeler (doktorunuzun belirlediği, yaş ve risk durumunuza göre belirlenen mamografi ve ultrasonografi sıklığı) meme kanserine yakalanma riskini azaltarak, meme kanserinin erken teşhisi ve tedavisine olanak sağlar.
“
Memede şişlik, meme ucunda akıntı veya kanama, meme derisinde portakal kabuğu görünümü, koltuk altında ve/veya memede kitleler, memede oluşan ağrı, meme başında renk değişikliği, bir memenin diğer memeden farklı görünmesi, morluk veya yara görünümü, meme başında içe çekilme gibi bulgular meme kanserinin belirtisi olabilir. Bu belirtilerin varlığında mutlaka doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.
Memede şişlik, meme ucunda akıntı veya k anama, meme derisinde portak al k abuğu görünümü, koltuk altında ve/veya memede kitleler, memede oluşan ağrı, meme başında renk değişikliği, bir memenin diğer memeden farklı görünmesi, morluk veya yar a görünümü, meme başında içe çekilme gibi bulgular meme k anserinin belirtisi olabilir.
“
Yalı Mah. 6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir
Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Merkez: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR
Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)
Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)
www.talatpasatip.com
BESİAD’IN YENİ BAŞKANI EMRE İPEK
B
BESİAD’ta yaşanan başkan değişimi sonrası yeni katılan üyeler ile kahvaltıda bir araya gelindi. Devir teslimi yapılan kahvaltılı toplantıda yeni üyelere BESİAD rozeti takıldı. Toplantıda konuşan yeni Başkan İpek “BESİAD’taki aile ortamı devam edecek, bana emanet edilen bayrağı daha da yukarılara taşıyacağım” dedi.
BESİAD’ta görevi Emre İpek’e devreden Ali Akdaş konuşmasında dernekle 2004 yılında tanıştığını, yaşamının önemli bir bölümünü derneğin içinde aktif görevler alarak geçirdiğini söyledi. Akdaş sözlerini şöyle sürdürdü. ”BESİAD güzel bir aile. Bu ailenin bir parçası olmaktan ve burada başkanlık yapmaktan onur ve gurur duydum. Geldiğim zaman gideceğim zamanı söylemiştim. Uzun süre bu koltuklar işgal edilmemeli. Kamu yararını gözettim hep. Herkes hakkını helal etsin. Kendini geçecek birini yetiştirsen usta olursun derler. Beni geçecek bir kardeşime derneği emanet etmekten mutluluk duyuyorum. Bir hayalim de umarım bir gün BESİAD’a kadın bir başkan olur”
Bostanlı’da kahvaltılı buluşmada gerçekleşen devir teslim töreninde dernek üyeleri, yönetim kurulu üyeleri, Ali Akdaş, Eski Belediye Meclis üyesi Murat İpek, derneğin eski başkanlardan Feyyaz Sungur ve derneğe yeni katılanlar bir araya geldi.
BESİAD’ın yen başkanı Emre İpek’te 6 yıl önce BESİAD’a katıldığını belirterek şunları söyledi. “6 yıl önce derneğe katıldım. Dernekte görev yapan başkanlardan çok şeyler öğrendim. Projelerimiz devam edecek. Yen projelerimiz olacak. Derneğe sinerji katacak arkadaşlarla
ESİAD’ta olağanüstü kongrede Başkan Ali Akdaş görevi Emre İpek’e devir etti. Sosyal sorumluluk projeleriyle Karşıyaka’daki önemli Sivil Toplum Kuruluşlarından BESİAD’ın ( Bostanlı Esnaf ve Sanayici İş Adamları Derneği) olağanüstü kongresinde başkanlığa genç işadamı Emre İpek getirildi.
18
Nisan - 2019
güzel işler yapacağız. Bu aile ortamı devam edecek. Ailenin bozulmadan büyümesi ben hep mutlu etti. Bu devam edecek. Bu bir bayrak yarışı. Bayrağı daha yukarıya taşımak için mücadele edeceğim.” Yeni başkan İpek, görev devraldığı Akdaş’a çiçek ve plaket takdim etti. Akdaş kendisine takdim edilen çiçeği, çalışmalarında özveride bulunan ve kendisine çok yardımcı olduğunu söylediği eşine verdi.
Her yaş grubuna hitap eden lezzetleri ile Shebo’s Sandwich & Burger eşsiz tatlarını sizlerle buluşturmak için bekliyor.
Adres: Bestekar Sadi Hoşses Sokak No:42/B Bostanlı Tel: 0(232) 336 00 66 www.shebosburger.com shebos_burger
YAKAMOZ BEAUTY PARK
Gökçe Arzu Özdemir Eczacı Terapist
ALERJINIZ MI VAR? SCIO THERAPHY ILE TANISIN
B
aharın gelmesiyle artan polenler karşısında alerji hastalarının sıkıntılı dönemleri başladı. Çevremizde çok miktarda uçuşan polenlere karşı ilaç tedavisi uygulamasının yanında bağışıklık sistemini hızla güçlendiren ve 2 saat sürelerle yapılan Scio Theraphy; alerji içeren frekans alanını tarayarak kişinin kısa sürede enerji bedende güçlenmesini sağlar. Dolayısıyla kişinin yaşam enerjisi güçlenir ve konforlu alan oluşur. Alerjisi olan kişiler dışarıya karşı fazla duyarlı kişilerdir ve bahar aylarında diğer insanlara göre çok daha fazla eziyet çekerler... Sıcak ve rüzgarlı hava polenlerin yayılımını hızlandırır. Özellikle küçük partiküllü polenler rüzgar ile çok
daha fazla taşındığı için korunmak çok mümkün değildir ancak alternatif bir iyileşme metodu ve kişinin kısa sürede güçlenmesini sağlayan Scio Theraphy küçük veya yetişkin herkeste kullanılmaktadır. Polenler özellikle; çayır otu, kavak, arpa, buğday, zeytin vb. çok rastlanan şekilleridir. Baharda oluşan yağmur, polen uçuşmasını önler ve kişilerin şikayeti azalabilir. Ancak devamında özellikle astım hastalığını tetikleyebilir. Nefes alamama, alınan nefesin yetmemesi, kirpik diplerinin kaşınması, balgam çıkarma, öksürük, göğüste sıkışma, tıkanma, burun akıntısı veya yine burunda tıkanma çok rastlanan belirtilerdendir.
Hayvan tüyü veya derisinin neden olduğu alerjierde de kullanılan biorezonans - biofeedback cihaz 5 dakika süre ile oluşturulan testin devamında 2 saat süren bir çalışmayı gerektirir. Seans adeti ise tamamen kişinin yaşam enerjisinin verdiği yanıt ile orantılıdır. Düzenli ve cihazın belirlediği seans aralığı sonucunda açık havada spor yapabilmek, polen maskesi takmadan sokağa çıkabilmek, evlerin camlarını gönül rahatlığı ile açabilmek, arabada sürekli cam kapalı seyahat etmemek, güneş gözlüğü takmadan gezebilmek, kedi köpeklere daha rahat yaklaşabilmek veya parfüm kullanabilmek mümkün hale gelmektedir.
Radyofrekans ve masaj ile SELÜLIT SORUNUNDAN KURTULUN !
Düzenli yapılan selülit masajı ve lenf masajı bununla beraber yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi ile birlikte kişi selülitsiz yaşamını devam ettirebilir. Sadece kadınlarda değil erkeklerde de görünme olasılığı vardır. Ancak erkek bağ dokusu selülit yerleşimine kadınlardaki kadar uygun değildir. Ve östrojen hormonu dengesizlikleri en önemli nedenlerden biridir.
B
Bunun yanında az su içmek, kabızlık, düzensiz beslenme, damar rahatsızlıkları da selülit oluşumunda etkili nedenlerdir. Genellikle 4 evre olarak bilinir. Ve sorunun temeline inilebilmesi için mutlaka profesyonel yardım gerekir.
ahar ile beraber selülit tedavilerinin zamanı geldi. Yumuşak doku enfeksiyonu olarak tanımlanan selülit özellikle bacaklarda ama bunun yanında kolda ve göbekte de oluşabilmektedir. Portakal kabuğu olarak bilinen görüntü hidrolipodistrofi yani deri altındaki yağ dokusunun artması ve lenfatik çıkış alanlarına bası yapması nedeni ile oluşur. Düzenli spor, yeterli su, kahve alkol alımının azaltılması bu oluşumları azaltır.
Bunun yanında cilt altı uygulama tercih eden hastalar da olmakta, ancak ağrılı bir süreç ve mutlaka diğer uygulamalarla desteklenmesi gereken yöntemlerdir. Cilt ürün seçimleri de yaza geçme sürecinde çok önemlidir. Kışın soğuk ve kuru hava nedeni ile kullanılan dermokozmetik ürünler yaz için uygun olmayabilir... Cilt analizi bu konuda çok önemlidir. Kişinin cilt üstü kadar altının da test edilerek ürünlerin verilmesi kişiye daha konforlu bir kullanım sağlar. Güneş koruması içeren ürünler, kişinin yaşam tarzı ve cilt yapısına göre belirlenmelidir...
Radyofrekans, g5, lenf drenaj cihaz veya manuel masaj, selülit ürünleri kullanılarak profesyonel masajlar, fonksiyonel antremanlar selülit için kullanılan başlıca metotlardır.
“
Düzenli yapılan selülit masajı ve lenf masajı bununla ber aber yeme alışk anlıklarının düzenlenmesi ile birlikte kişi selülitsiz yaşamını devam ettirebilir.
“
YAKAMOZ BEAUTY PARK
Sports : 2040 Sk. No:3 Mavişehir (Sports International içi, üyelik zorunlu değildir.) Atakent: 6471 Sk. No:8 Mavişehir
Yakamoz Beauty Park
Mekan Tasarımcısı Yeliz Fidan
SALONUNUZDA DESENLERE VE RENKLERE YER AÇIN E vin kalbi, kişisel kullanımın yanı sıra sosyalleştiğimiz, konukların ağırlandığı, yüklenen işlevler bakımından çok yönlü, kendi konforunuzun dışında misafirlerimizin de konforunu ya da ihtiyaçlarını göz önüne aldığınız, evin en önemli alanıdır salonlar. Ve şüphesiz ki dekorasyon denince ilk akla gelen odalardan biridir. Böylesine önemli tanımlar yüklenen bir odanın dekorasyonu söz konusu olunca, akla gelen onca fikirden sonra güvenli alanda kalmak, nötr tonlar tercih edip risksiz seçeneklere yönelmek sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak 2019’da salon tasarımlarında özgür ve korkusuz seçimler moda.
22
Bu sene salonun her köşesinde renk kartelanız genişliyor, boş kalan duvarları mazide bırakıyoruz. Koyu maviler, derin yeşiller, zengin sarılar salonlarda yerini alıyor. Özellikle duvarlarda kendini gösteren bu iddialı renkler, son zamanların trendi duvar çıtalamalarıyla mekanınıza gösterişli bir hava katıyor. Alçı çıtaların yanı sıra, ayna ya da mobilya kaplamalı duvarlar mekanınıza hareket katıyor. Artık mobilya denilince aklımıza sadece ahşap gelmeyecek. Akrilik malzemeden üretilen hayalet sandalyeler ve sehpalar salonunuzun star parçaları olmaya hazır. Bunun yanı sıra koltuklar da belli Nisan - 2019
Berjer - Mudo 1.390 TL
www.mavisehirdergisi.com
bir standart üzerinden gitmiyor, takımlardan vazgeçiyor, farklı renkler, farklı modeller, farklı kumaşlarla tasarlanmış koltukları bir araya getirerek tek düzelikten sıyrılıyoruz. Koltuk döşemelerinde, her zamanın modası, gösterişli kadifeler yine trend, ancak bu sefer renkler ve desenler konusunda daha özgürüz. Pirinç ve mermer, senenin gözde malzemeleri. Kullanıldığı her mekana şıklık ve gösteriş katan bu malzemeler mobilya kulplarınızda, televizyon ünitenizde, sandalyelerinizde, aksesuarlarınızda, aydınlatmalarınızda, nerede kullanılırsa kullansın salonunuzun gözde parçası olarak öne çıkıyor. Birbirinden bağımsız ögelerin bir arada kullanımı oldukça heycan verici, özgür ve kolay görünse de yeterince özenli uygulanmadığında kafa karıştırıcı, dağınık ve rüküş bir görüntü elde etmeye de müsait. 2019’un trend salonlarını yaratırken kontrast ve kaos ayrımına oldukça dikkat etmek gerekir. Kullanılan her bir parça bağımsız olsa da diğerine atıfta bulunabilmeli ve uyum yakalamalıdır.
2li sehpa -Zarahome 1.339,95 TL
Yeliz Fidan İç Mimarlık Caher Dudayev Bulvarı No:77 D:5 Mavişehir
yelizkahvecioglufidan
Aydınlatma Mudo 3.493 TL
Abajur Yargıcı 3.999,95 TL
Saksı H&M 99,99 TL
Mermer desenli halı Mudo 1039,20 TL Cam vazo Zarahome 179,95TL
Çiçeklik Zarahome 449,95 TL 3lü koltuk Mudo 4190 TL Nisan - 2019
23
Sinem Sözün Designer By
KISIYE ÖZEL SUNUMLAR D
uyguları ve insanın kendi doğasını betimleyebileceği en güzel yöntemlerden biridir takı seçimi. Her kadın için özel bir yere sahiptir aksesuar ve takılar. Aldığım eğitimler ve bu sektörün içindeki yaklaşık 9 yıllık tecrübem ile her gün kendimi daha çok geliştirerek, dünya modasını takip ederek müşterilerime en doğru hizmeti sunmak için çalışıyorum. Designer By Sinem Sözün ailesi olarak uluslararası platformda birçok fuar ve seminerlere katıldık, İtalya ve Dubai gibi takı ve tasarımın kalbinin attığı ülkelerde uzun süren çalışmalar neticesinde ürünlerin kalitesini, tasarım dili ve montür dizaynını inceledik.
Bir takıyı güzel ve dikkat çekici yapan en önemli unsur takıda kullanılan aksesuarların kalitesi ve işçiliğidir. Bu yüzden özel müşterilerimize sunum yaptığımızda onların yüzlerini güldürecek, dikkatlerini çekecek ürünleri titizlikle seçiyoruz. Kolye seçimi ilk izlenim için dahi çok önemli karalardandır. Vücudunuzu tanıyıp, kullanacağınız kıyafetlerle uyumlu bir kolye seçmeniz her girdiğiniz ortamda hemen fark edilmenizi sağlar. Yüzük seçimi de bir o kadar önemlidir. Bir kadının yaşam şeklinden kişiliğine kadar her konuda ip ucu veren yeri elleridir. Bakımlı eller ve tarz sahibi yüzükler sizi en iyi şekilde yansıtacaktır.
Mavişehir Dergisi’nde geçen ay yayınlanan röportajımızdan aldığımız yoğun ilgi ve olumlu geri dönüşler bizleri daha da çok heyecanlandırdı. Mavişehir ve İzmir genelindeki siz değerli müşterilerimize en güzel ürünlerimizi sunmaya devam etmek için sabırsızlanıyoruz. Hizmet kalitemizi en üst seviyede tutmak için müşteri portföyü oluşturup, kişisel analiz yaparak ürünlerimizi randevu sistemiyle beğeninize sunuyoruz. İsterseniz kendi yerinizde, isterseniz sizler için özenle hazırladığımız showroomda sunumlarımızı gerçekleştirebiliyoruz.
İzmir dışında, İstanbul, Ankara ve Antalya gibi şehirlerde de kendilerini özel hissetmek isteyen, kaliteli ürünleri kullanmak isteyen müşterilerimize sunum yapmaya devam ediyoruz. Ürün içeriği konusunda dünyaca bilinen ve tanınan çelik, İtalyan gümüşü, swarovski, pırlanta montrü ve kendi tasarımlarımızdan oluşan zengin ürün yelpazemizle kalite ve garantiden de ödün vermeden kişiye özel müşteri memnuniyeti sağlamaya devam etmekteyiz. Farklılığı ve farkındalığı yaşamak isteyen herkesi bu pırıltlı ve ışıltılı dünyamıza davet ediyoruz.
Detaylı bilgi ve randevu için: 0(541) 200 92 41 design_bysinem
Kişiye özel sunumları ve randevu sistemiyle çalışan showroomu ile fark yaratan özel bir hizmet
Atakent - 0(232) 336 35 27
Bostanlı - 0(232) 323 5545
Uluoğlu 7 şubesi ile hizmetinizde
A
takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.
*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Bornova *Çiğli *Hatay *Karataş
tatlı anlar
ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN
15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla
ŞUBELERİMİZ Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27
Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent
Tel: 0(232) 336 35 27
Özgür Muharrem Şişik Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr
Sigortacılıkta “Azami İyi Niyet” Prensibi
D
ürüstlük, insanlığın olmazsa olmaz erdemlerinden bir tanesidir. Dürüst olmak için çaba gösteriyor olmamalıyız, zaten her davranışımız otomatik olarak dürüstlük mayası ile ortaya çıkmalıdır. Sigortacılığın temel prensiplerinden biri olan “Azami İyi Niyet Prensibi” de bu görüşe dayanmaktadır. Sigorta şirketleri, sigortalıların dürüst davranacaklarını düşünerek, tüm sistemi bunun üzerine kurarlar. Tüm poliçeler sigortalının beyanına göre düzenlenmektedirler. Biraz soru-cevap, daha doğrusu itiraz-cevap şeklinde konuyu ele alalım. Sigorta şirketleri poliçeleri niçin sigortalının beyanına göre düzenlerler? Bir sigorta poliçenin oluşturulabilmesi için gerekli bilgi ve belgeler bellidir. Sigorta şirketleri bunları, sigortalılardan talep edip, en doğru şekilde kendilerine ulaştırılacağını varsayarlar. Ama bir hasar olduğunda her şeyi detaylı olarak sorguluyorlar? Çünkü her ne kadar dürüstlük temelinde hareket edilse de, 28
dürüstlük dışında da pek çok eylem yapıldığını biliyoruz. Sigorta şirketlerinin sistem içindeki görevi, sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesinin devamlılığını sağlamaktır. Bu görev tanımının içinde, sisteme zarar verecek eylemlerin önünü kesmek de bulunmaktadır. Bu yüzden sistemden fon çıkışı yapılması gerekecek her talebi, sistemin tüm katılımcıları (yani tüm sigortalılar) adına sorgulamak ve hileli olanları tespit etmek durumundadır. O zaman, sigortayı yapmadan önce de incelesinler, sonradan bu eksikmiş demesinler! Elbette bu yapılabilir, fakat her bir ön inceleme ek maliyet getireceğinden primlerde artışa neden olur. Aslında sigorta şirketleri, “benim istediğim şu bilgileri bana eksiksiz verirseniz, zaten ön inceleme yapılmışcasına sağlıklı bir poliçeye sahip olursunuz” demektedir. Ayrıca sigorta eksperleri, sigorta şirketlerinden bağımsız çalışmaktadır. Dolayısıyla aynı hizmeti hem sigorta şirketlerine hem de sigortalılara sunabilmektedirler. Sigorta poliçesi yaptırmadan önce, gerekli ücreti ödeyerek bir sigorta eksperinden ön inceleme hizmetini satın alabiliriz. Bu durumda sigorta şirketinden bu ekpertiz raporuna istinaden sigorta poliçesini düzenlemesi talebinde bulunabiliriz. Sigortacım poliçe yapılırken benden detaylı bilgi istemiyor. Burada asıl sıkıntı, sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki bilgi akışında aksaklık yaşandığı zaman ortaya çıkıyor. Sigorta şirketi, aracı kuruma ihtiyaç duyduğu bilgileri bildiriyor fakat aracı kurum bunları sigortalıdan talep etmeksizin poliçe düzenliyorsa, bu noktada aslında ne sigortalının ne de sigorta şirketinin suçu bulunmamaktadır. Önemli olan sorumluluk sahibi olan profesyonel sigorta acenteleri aracılığıyla sigorta poliçesi satın almaktır. Profesyonel bir acente, sigortalısına sorular sorar, ihtiyacı tespit eder, bilgi paylaşımında bulunur. Aldığı verileri Nisan - 2019
eksiksiz bir şekilde sigorta şirketine sunar. Sigorta şirketi de bu veriler ışığında, oluşturulacak sözleşmenin şartlarını ortaya koyar. Bu noktadan sonra da, bir yazılı belge olan sigorta poliçesinde yer alan şartlara göre, hasar süreçleri sorunsuz olarak tamamlanır. İyi de ben her şeyi beyan edersem, sigorta şirketi poliçe yapmaz ki?! Sigorta şirketleri ticari faaliyette bulunan kurumlardır. Çalışma şartları bellidir ve bu şartlara göre hizmet sunmaktadırlar. Eğer bu tarz bir itiraz geliyorsa, zaten bahsi geçen rizikoya bir sigorta güvencesi sunulamayacağına dair bilgi vardır itiraz sahibinde. Bu durumda da aslında haksız menfaat elde etme girişimidir bu. Azami İyi Niyet prensibi ihlal edilmiştir. Elbette suçun cezalandırılabilmesi için, sigorta şirketi bunu tespit etmek zorundadır. İşte hasar süreçlerindeki incelemeler de bu gibi dürüstlük dışı eylemlerden, sistemi korumak için yapılmaktadır. Sigorta şirketilerinde her şey kusursuz mu çalışıyor yani? Elbette hayır. Pek çok kontrol noktası bulunsa da, yine hatalı yorumlamalar sonucu hatalı kararlar verildiği durumlar da yaşanmaktadır. Hayatımızın her anında karşımıza çıkabilecek bir durumun olasılığı gibidir. Önemli olan işin başında satın aldığımız poliçenin doğru düzenlenmiş olmasıdır. Çünkü sistem, bu gibi hatalı yorumlamalar sonucunda da sigortalıların mağduriyet yaşamaması için gerekli önlemleri almaktadır. Bu gibi durumlarda da yine aracı kurum olarak tek mesleği sigortacılık olan profesyonel sigorta acentesi gerekli çözümleri sunacaktır. Unutulmamalıdır ki, bazen kısa vadede kaybediyormuş gibi gözükse de, dürüstlük her zaman kazanır. Dürüst insanlarla karşılaşacağınız günler dilerim.
Atölye Tat tam 5 yıldır sizlerle
Taze ve lezzetli
U
zun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 5 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, muhteşem lezzetlerini sunmak için sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz. 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060
www.atolyetat.com
PANCAR TÜKETMENIN
B
alık, kırmızı et, pilav gibi birçok yemekle aynı tabakta lezzet ve görsellik açısından uyum sağlayan pancarın faydalarından yararlanmak için en uygun aylardayız. Rengini veren pigmenti, posası, suyu hepsi ayrı faydalara sahip. Kırmızı pancar içeriğindeki C vitamini sayesinde bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor. İçeriğindeki nitratın vücutta nitrik okside dönüşmesi sayesinde beynin kanlanması ve bilişsel fonksiyonların en elverişli şekilde yürütülmesinde önemli rol oynuyor. Kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunların önlenmesine yardımcı oluyor. Ayrıca yeterli posa tüketimi kolon kanserine karşı koruyucu bir etkiye sahip.
İki büklüm olduğumuzda, kaburgalarımız diyaframa baskı yaparak aldığımız oksijen miktarını kısıtlıyor, bu da zihnimizi bulandırabilir. Eğik değilken nefes aldığımızda, hava ciğerlerimizin en aşağı kısımlarına kadar erişir. Bu da enerjimizi ve konsantrasyonumuzu artırır. Omuzlarımızı düşürdüğümüzde sırtımızın üst kısmını da bunu dengelemesi için zorlamış oluyoruz. Bu da ağrılara, kas spazmlarına sebep oluyor. Bunların çoğunu birebir yaşadığım için spora başladım. En zorlandığım hareketler hep sırt hareketleri oldu. Vücudumuzun en çok neye ihtiyacı varsa en zorlandığımız yer de orası oluyor.
“DURUSUNU DÜZELT” Ahu Bulut
S
pora başlamamdaki en büyük etken postürümü düzeltmekti. Anne olmak, öğretmen olmak derken, öne doğru eğilmeye başlayan bir duruşum olmuştu.
“Omuzlar Geriye’’ Şimdi hemen postürünü kontrol et. Kambur durmak ruh halini, özgüvenini mahvedebilir. Yeni araştırmalar zararın ağrıyan bir sırttan çok daha fazlası olduğunu söylüyor. Okuduğum kaynaklarda “Zayıf postür, solunum sisteminde sorun yarattığı gibi, hormonların dengesini bozuyor ve enerji seviyesini düşürüyor’’ diyor. Başka bir deyişle, vücudumuzun duruşu bütün hayatımızı etkiliyor.
Neden dik durmalıyız? Çünkü düşük omuzlar gerçekten kötü görünüyor. Vücudumuz eğilerek durduğumuzda, stres hormonu salgılayıp gerilmeye ve özgüvenimizin azalmasına sebep oluyor. San Francisco Üniversitesi tarafından bir araştırmaya göre, dik durarak yürümeyen insanlar dik yürüyenlere göre depresyona daha yatkın oluyormuş. Beyinde duruşumuzdan aldığı ipuçlarıyla hareket ediyor. Mutlu ve güven dolu bir biçimde hareket edersek, ruh halimiz de bizi takip eder. Baston yutmuş gibi dolaşmaya gerek yok, yalnızca dik durmak bile iyi hissettirebilir bizi.
Spor iyi bir fizikten önce bana, düzgün bir postür kazandırdı. Daha sonrasında spor bende egzersiz bağımlılığı yarattı. Bu da ister istemez sağlıklı şekilde doğru beslenmeye yöneltti beni. Aşırı diyet sisteminde yaşamak çocuklarımı da mutsuz edebilir. O yüzden dengeli bir sistem kurmak önemli. Mutfakta olmayı, bir şeyler yaratmayı çok seviyorum. Bunu en sağlıklı şekilde, sağlıklı malzemeler kullanarak yapmaya çalışıyorum şu anda. Beyaz şeker asla eve girmez, kimse kullanamaz. Rafine, beyaz un kullanmıyorum. Glutensiz ve daha sağlıklı unları tercih ediyorum. Yaptıklarımı sizinle paylaşmak için workshoplar yapıyorum artık. Nisan ayı içinde de Karuna Yoga Bostanlı’da glutensiz, rafine şekersiz bir workshop düzenledim. Oldukça keyifli ve güzel geçti. Glutensiz, unsuz rafine şekersiz workshoplarda görüşmek dileğiyle... Siparişleriniz için bana instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz.
ahublt
Sofralarınız yesillensin Roka, tere, dereotu, nane, rezene ve daha bir sürü yeşilliği her öğünde sofranızda mutlaka bulundurun. Çünkü yeşil sebzeler klorofil bakımından zengindir. Yani bedene gereken oksijeni sağlar, kan dolaşımını hızlandırır, canlılığı artırır. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli şey ise yeşilliklerin dalından koparıldığı gibi taze olmalarıdır. Tabii ki şehir hayatında bu kadar taze bulmak pek de mümkün olmayabilir ama semtinizdeki organik pazarları araştırarak taze, pestisit kalıntısı olmayan sebzeleri tüketebilirsiniz.
Cildinizi yeteri kadar temizlediginizden emin olun Temizlenmeyen deri kalınlaşır, yağlanır, kaba ve sivilceli bir görünüm alır. Bu durumun önüne geçmek için cilt yapınıza uygun temizleme jelleri ile günde en az 2 kez cildinizi temizlemeniz gerekiyor. Ardından yine cilt tipinize uygun bir nemlendirici sürmelisiniz. Cildiniz kuru ise yağlandırma sağlayacak kremli ya da zeytinyağlı bir sabun kullanabilirsiniz. Aşırı makyaj yapıyorsanız sadece sabunla temizlenmeniz yeterli olamayacaktır. Sabunla yıkamadan önce badem sütü ile cildinizi silmelisiniz. Badem sütündeki A vitamini deriyi tazeler.
CILDINIZ
YAZA
HAZIR MI? Bahar aylarının ortasına geldik bile. Bütün bir sene dört gözle beklenen yaz mevsimi sonunda geliyor. Kışın solan, parlaklığını ve nemini yitiren cildi ve saçları yeniden canlandırmak gerekir. Cilt sağlığını korumak ve cildi yeni bir mevsime hazırlamak için çok büyük zahmetlere katlanmanıza gerek yok. Doğru adımlar atarak güzel sonuçlar elde etmeniz mümkün.
En önemlisi su içmek ve iyi beslenmek Alkol, çay, kahve, meşrubatlar ve asitli içeceklerden mümkün olduğunca uzak durup, her sabah uyandığınızda ilk önce bir bardak ılık su için. Daha sonra su ihtiyacınızı günde en az 2 litre olacak şekilde karşılayın. Cildin ışıl ışıl ve sağlıklı görünmesinde en büyük etken içeriden yapılan bakımdır. Ve bu bakımın en başında da bol bol su içmek ve sağlıklı beslenmek yer alır. Su içmeyi unutuyorsanız telefonunuza belirli aralıklarla hatırlatıcı kurabilirsiniz.
Cildinizi yenileyip canlandırmak için nane limon maskesi Doğranmış nane yaprakları, yoğurt ve limon suyunu bir kasenin içinde karıştırın. Bu karışımı temiz cildinize göz çevrenize gelmeyecek şekilde sürün. Ardından dilimlediğiniz salatalıkları maskenin üzerine yerleştirin. 15 dakika bekletip bol su ile yıkayın.
Saçlarınıza nem takviyesi yapın Yaz dönemi öncesinde bir uzman tarafından önerilen şampuan, losyon, tonik, saç kremi gibi farklı özelliklere sahip organik ürünlerle saçlarınızı bakıma alın. Saçın yüksek oranda nem tutmasını sağlamak ve saçtaki protein zincirini onarmak için maskeler uygulayın. Ufak bir kasede bir yumurtayı çırpın ve iki çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin. Bu karışımı saçınıza uygulayın. Yarım saat kadar saçınızda bekletin. Bol su ile durulayın. Saçınızı arındırırken normalde kullandığınız şampuan miktarından çok daha fazla kullanıp saçlarınızı yıpratmamaya özen gösterin.
Sesi, dik duruşu, hayvanlara, doğaya olan düşkünlüğü ve yaşam tarzı ile örnek bir sanatçı... Leman Sam hakkında merak edilenleri İsmail Gökgez’e anlattı. Röportaj: İsmail Gökgez Instagram: isogkgz
www.mavisehirdergisi.com
diye bunların tartışmasına girmek benim için son derece gereksiz. Biraz vaktim olunca buna değer insanlarla-sizi de katıyorummerhabalaşmak bir şeyler paylaşmak benim için yeterli. Büyük kalabalıklarla işim olmaz benim. Bir de çok önemli bir şey söyleyeceğim, herkes der ya hani ay herkesi çok seviyorum şöyle böyle... Hayır, ben öyle değilim herkesi çok sevmem. Öyle bir yüreğim yok. Ben sadece yüreğimin aktığı insanları severim. Onun dışındaki birtakım insanlar benim için son derece gereksiz ve geri dönüşümsüz çöptürler.
Leman Sam benim gibi genç bir gazetecinin röportaj teklifini neden kabul etti? Banane de diyebilirdi. Yok, hayatımda hiç öyle demedim. Üniversiteler beni reddetmeden önce söyleşilere gidiyordum. Ama artık biliyorsunuz beni istemiyorlar. Onların istememesi öğrencilerin beni sevmesine engel olmuyor ve ben böyle tekliflere her zaman açığım. Duyunca şok geçirdim. 20 dilde şarkı söyleyebiliyor musunuz? Doğru. Söylediğim dillerdeki şarkı dilini bilirim. İspanyolca, İtalyanca, İbranice vesaire. Bunların bana şöyle
“
BEN MAGAZİN İÇİN İYİ BİR MALZEME DEĞİLİM
Sizin camiadan dost çıkar mı? Altı kara çizgilerle kesin şeyler söyleyemem. Kesin olmaz diye bir şey yok. Genellememek gerek, neden olmasın?
“
Neden Leman Sam sürekli kendisini geride tutuyor? Ne bir polemik, ne bir atışma hiçbir şey yok. Kimle atışayım Allah aşkına? Ne için atışayım ayrıca? Atışacağım bir mevzu da yok, böyle bir şeye ihtiyacım da yok. Bu bir ihtiyaç sonrasında hâsıl olan bir şey muhtemelen. Birine laf atıp da oradan cevap gelsin, televizyonlarda tartışılsın... benim böyle şeylerle işim yok. Çünkü çok şükür konserlerim doluyor, insanlar benimle birlikte şarkı söylüyorlar ve benim kimseye bir hırsım, kinim, kızgınlığım yok. Peki neden yok? Kimseyle yakın temasta değilim, yakın ilişkiler kurmayı çok sevmiyorum. Herkese kendi yerlerinde sonsuz sevgim, saygım var fakat çok samimi olmadım. Tercih meselesi belki de... Sıkılıyorum çünkü benim zamanım çok dar. Neden dar? Öyle şeylere ayıracak, televizyonda o tip şeyleri seyredecek lüksüm yok.
Eskiden magazin nasıldı sizce? Eskiden magazin ne demekti biliyor musunuz? Bir konserin duyurusu, yeni çıkan albümün duyurusu... Şimdi öyle değil, magazin çok farklılaştı. Bence siz olduğunuz yerden memnunsunuz, elinizdekiyle yetiniyorsunuz. Evet, çok memnunum. Tanrının bana verdikleriyle mutluyum. Her gün kapımı açışımdan yatışıma kadar tanrıya şükrederim, bedenimle ağaçlara sarılır, onlara da şükrederim. Bana verilen bütün bu güzelliklere şükrederim. Hayvanları beslemek, onlara yardım etmek beni en çok mutlu eden şeyler... Zaten bunlardan vakit kalmaz. Birtakım yaptığım şeyler var ama onları söylemek istemiyorum, gereksiz, bunlar söylenmez zaten. O kadar zamanım dar ki 24 saat bana yetmiyor. Bunun dışında kafelere gidip magazincilere poz vermek ya da ne giydi ay aman acaba rüküş mü Nisan - 2019
33
“
BİR KISIM KİTLENİN BU K ADAR SEVİYESİZ OLDUĞUNU SOSYAL MEDYAYLA ÖĞRENDİM
“
bir faydası oldu o ülkelere gittiğim zaman derdimi anlatacak, ekmek alacak, yerimi bulacak kadar bilirim. Tanrının bana bahşettiği böyle bir duygu var. Ama karşılığı yok. Ben şimdi İbranice bir şarkı söylesem insanlar bu ne yapıyor derler. Fransızca daha fazla bilinen bir dil olduğu için daha sık söyleme şansım oluyor sahnelerimde. Fransızca biliyor musunuz? Biraz biliyorum, konuşabileceğim kimse olmadığı için pratik yapma fırsatım olmuyor. İngilizcem kadar kuvvetli değil ama biraz biliyorum.
Benim şu kadar takipçim var falan demekten çok hoşlanmıyorum. Benim böyle bir şeye ihtiyacım yok.
Twitter’la aranız pek iyi değil galiba? Çok sinirimi bozan insanlar olduğu için pek girmiyorum. Ne desem bana düşmanlar. Sadece benim için çok değerli bir şey varsa yazıp çıkıyorum.
Leman Hanım söyledikleriniz, yazdıklarınız yanlış anlaşıldığı zaman neler hissediyorsunuz? İlk zamanlar etkileniyordum. Ben bir kısım kitlenin bu kadar seviyesiz olduğunu sosyal medyayla öğrendim.
34
Nisan - 2019
Sosyal medyanın bana böyle bir faydası oldu aslında. Bunu zaten Twitter’a da yazdım. Dünyada her yerde Twittter kullanılıyor ama ben zannetmiyorum bizimki kadar kötü kullanıldığını. Yani ilk zamanlar ay bana bu küfürleri niye ediyorlar diyordum, şaşırıyordum ne yaptım acaba diye. Şimdi artık yüzsüzleştim herhalde. Bazı şeyleri Yasemin (Gökdemir, menajeri, vokali) ben görmeyeyim diye siliyor, ya diyorum ki silme Yasemin ben bayadır küfür duymadım, biraz küfür duymak istiyorum. İki kızınız da şarkıcı. Onları bu işi yapmaları veya yapmamaları konusunda yönlendirdiniz mi? Aslında Şevval Güzel Sanatların Grafik bölümünden, büyük kızım ise gazetecilikten mezun. İkisi de tabii armut dibine düşer misali, müzik
www.mavisehirdergisi.com
yapıyorlar. Büyük kızım davul çalıyor aynı zamanda. Benden daha güzel sesi var. Hiçbir zaman öyle bir şey demedim. Herkes kendi tiyatrosunu oynar arkadaşlar. Sahneye çıkacaklar, alkışı da görecekler tersini de görecekler. Çünkü yıllarca beni çok engellediler, onun için ben kızlarımı çok demokrat yetiştirdim. Özgür yetiştirdim, ne istiyorlarsa... davul davul, şarkı şarkı, reklam reklam, dizi dizi. Hiçbir şeye karşı çıkmadım ama şöyle bir şey var; sadece kapıyı araladım. Benim şöyle bir adımım var-çok mutluyum bundan-iyi bir isim bıraktım çocuklarıma. Kimse ay bırak Leman Sam’ın kızı falan diyemedi. Yaptıkları şeylerde benim tecrübem sayesinde farkettiğim bir şeyler varsa ikaz ederim. Şurada şöyle olmuş, bak burada böyle yapalım derim. Ama aynı şekilde ben de onları dinlerim. Ben de mesela kayıt sırasında kızım bana anne bu böyle olmasın, bak bunu böyle söyle dediği zaman ben de onu dinlerim. Çünkü biz arkadaş gibiyiz. Büyük kızımla arkadaş gibi değiliz çünkü o arkadaş gibi bir anne istemiyor. Sizin zamanınızla günümüz arasında ne gibi farklar görüyorsunuz? Bizim zamanımızda da çok zorluk vardı ama her şey bu kadar pespaye değildi. Ben de çok darbeler atlattım, arkadaşlarımı kaybettim beni içeri aldılar bir sürü şey yaşadık yani. Ama bu dönem bana daha sıkıntılı geliyor, sizler daha zor durumdasınız. Korkularınız var mı? Korku, o kadar insani bir duygudur ki.. Ben şimdi desem ki hayır, hiçbir şeyden korkmam, yalan olur... böyle bir şey yok! Ben korkuyorum çünkü neden korkuyorum? Bir takım tuhaf insanlar var, palalı dolaşanlar falan. Ben şahsen ölümümün onların elinden olmasını istemiyorum. Ben tabiat annenin kızı olarak onun üstünde türemiş mikroplarla ilişkim olsun istemiyorum. Olmasın yani, umarım olmaz.. 8 Mart, Anneler/Babalar Günü, Sevgililer Günü hakkında ne düşünüyorsunuz?
hem sahnede. Benim için son derece gereksiz ve utanç verici. Hem kadınlar günü olarak bir günün ilan edilmiş olması çok gereksiz ve çirkin artı nasıl utanmadan? Kadınların öldürülme haberlerini sık sık duyuyoruz. Bu duruma söyleyecek bir şey bulamıyorum. Her gün iki kadının öldüğü bir ülkede 8 Mart’ın kutlanması son derece tuhaf. Dünya Kadınlar Günü, ne alakası var? Tüketen bir sürü kadın var onların günü değil, bu emekçi kadınların günü! Kadın gidiyor kocasından milyonlar alıp cebine koymuş, “sevgilim bana kadınlar günü için ne aldın?” Şimdi bir şey söylerim ama! Ne kadar acıklı ki 8 Mart kadınlar günü olarak saptanmış. Kadınlar günü var erkekler günü yok! Erkekler günü yapın da ekonomi canlansın! Bu son derece saçma bir şey. Ben karşıyım zaten hayvanlar günü, gazeteciler günü, sevgililer günü... Ben zaten mümkün olduğu kadar çalışmıyorum 8 Mart’ta. Bunu da çıktım söyledim hem gazetede Nisan - 2019
Memur bir ailenin çocuğusunuz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Gayet fakir bir çocukluk geçirdim. Çünkü babam askerdi çok erdemli bir adam olmasının yanı sıra aşırı sertti. Disiplinliydi kimseden bir şey kabul etmediği için biz tabii hep sıkıntılar içerisinde yaşıyorduk. Ben babamı ölümünden 10 yıl önce ancak tanıyabildim. Annemle babam ayrılmışlardı. Babamın mesleğinin bana tek faydası türküleri şuramda söyleyebilmemdir. Çünkü şehirleri gördüm ve o şehirler bugünkü gibi kimliklerini kaybetmemişlerdi. Doğu Doğuydu, Mersin Mersin’di, İzmir İzmir’di. Şimdi artık nereye giderseniz AVM’ler var, her yer birbirine benziyor. Kimliklerini kaybetti kentler, çok mutluyum onları yaşadığım için. 35
Neden Leman Sam’ın hayatını anlattığı bir kitabı olmasın? Benim hayatım benimdir, birisi hayatını yazacağı zaman her şeyi gerçekten açık açık yazmalı. Yazmazsa o yalan olur. Şimdi benim 30 yıla yaklaştı sahnedeki hayatım. Ben neler gördüm, kimleri tanıdım... hepsini yazmam lazım. Hadi diyelim ki isim değiştirerek yazdım, anlar insanlar. Benim hayatım benimdir, herkesin bilmesine ne gerek var? Siz hiç oldum, bittim, tamam diyemiyorsunuz değil mi? Yok, hayır. Nasıl diyebilirim? Böyle bir şey diyebilir mi insan? Ben hala çırağım arkadaşlar. Ayşe Ersayın’dan bahsetmek istiyorum ben çünkü çektiği ilk klip sizin şarkınız “Anladım Ki” Ayşe’yi çok iyi tanımıyorum firmanın önerisiyle Ayşe çekti. Zaten Ajda Pekkan’la çalışmaya başladıktan sonra kimseyle çalışmadı. Ben de çok klip çeken bir insan değilim. 36
“
YILMAZ ERDOĞAN’IN AMCASIYLA OLAN AŞKIMI YAZSAM ÇOK GÖZYAŞI DÖKÜLÜR
“
Vizontele’de nasıl bir şey oldu? Size teklif mi geldi yoksa tesadüf müydü? Ben ortabirdeyken babam Hakkari’ye tayin oldu. Onların farklı önlükleri vardı ben de farklı önlükle gittim. İlk sene öğretmen de yoktu. O kadar yazık bir kentti. Fakat muhteşem bir coğrafyaydı. Ben de tabii tabiat annenin kızı olduğum için o coğrafyayı görünce kendimden geçtim. O yaşta oluyor arkadaşlar böyle ilk aşk durumları. Yılmaz Erdoğan’ın amcası da okulda, lisedeydi. Böyle bir şey başladı ama çok masum çok uzaktan. Yoğun ve güzel bir duygu. Ondan sonra beni geldiler istediler nişan olacaktı, fakat bizim aile tabii kızımız okuyacak dedi. Onlar da dediler ki bizim oğlumuz da okuyacak birlikte okusunlar. Bizimkiler bunu kabul etmeyince ayrıldık oradan. Onu tabii çok etkiledi bu süreç. Kitabını yazsam çok gözyaşı dökülür. Çok önemsediğim çok değer verdiğim için sanki onu yazınca kullanıyor gibi olmamak için hiçbir zaman düşünmedim yazmayı. Yazsam roman olur derler ya o hesap.
Çok güzel bir insandı böyle kayıplar yaşıyoruz. Hazır Ajda demişken ben kendisinin hayranıyım. Ne düşünüyorsunuz hakkında? Saygı duyulacak kadar mesleğine bağlıdır. Çok enteresan bir kadındır. Beni dinlemeye çok geldirdi. İyi bir arkadaşım. Sorularımı beğendiniz mi Leman Hanım? Çok güzeldi, hayran kaldım! Nisan - 2019
90’LARCA Eğlence Mask’taydı! ‘90’lı yılların şarkılarını ‘90’larda doğmuş gençlerin seslendirdiği 90’LARCA Şov, Mask Live Pera’da ilk kez izleyici karşısına çıktı. Mekanı tıka basa dolduran izleyiciler karşısında performans sergileyen 90’lılar, yerli yabancı bir çok şarkıyı seslendirdi. Şovun sürprizlerinden biri de ‘90’ların unutulmaz televizyon şovu Tutti Frutti’nin şarkısı oldu. Tutti Frutti kızlarının dansı 90’LARCA
Şov’da erkek oyuncular tarafından canlandırıldı. Dans, izleyiciler tarafından dakikalarca alkışlandı. Ruhsar, Çılgın Bediş, Friends, sanal bebekler, Furby, 900’lü hatlar, Mehmet Ali Erbil’in Değiştir yarışması, Tarkan, Yonca Evcimik, Back Street Boys ve Destiny’s Child gibi ‘90’ların ikonlarının konu edildiği şov büyük beğeni topladı.
BARBAROS’un YEPYENİ ŞARKISI “KALBİMİN ANKARA’SI” TÜM DİJİTAL PLATFORMLARDA
G
üçlü sesi ve etkileyici performanslarıyla sahnelerin aranan seslerinden Barbaros, yepyeni teklisi “Kalbimin Ankara’sı” nı müzikseverlerle buluşturuyor. Söz ve müziği Tuğrul Cerrahoğlu’na, düzenlemesi Batu Çaldıran’a ait olan “Kalbimin Ankara’sı” DMC etiketi ile piyasada. “Kalbimin Ankara’sı” nın klibi ve albüm fotoğrafları ise Okan Bayülgen’in imzasını taşıyor. Daha önce yayınladığı albüm ve teklilerle müzikseverlerin beğenisini toplayan Barbaros’un duygu dolu yeni şarkısı “Kalbimin Ankara’sı” tüm dijital mecralarda... 38
Nisan - 2019
Yavuz Hakan Tok tarafından kaleme alınan 90’LARCA Şov’un yapımcı ve yönetmeni Süheyl Atay, “Bu şovu gençlere emanet etmekle ne kadar doğru bir iş yaptığımıza bu gece bir kez daha inandım,” diyerek duygularını ifade etti. Geceye basından bir çok isim de eşlik ederken, 90’lı yılları özleyen müzikseverler unutulmaz şarkılara hep birlikte eşlik etti...
www.mavisehirdergisi.com
PINK MARTINI 17 Mayıs İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu
PASION TURCA ORGANİZASYONU İLE TÜRKİYE TURNESİNDE! “Sympathique”, “Hang on Little Tomato”, “Hey Eugene!”, “Splendor in the Grass”, “Joy to the World”, “1969”, “A Retrospective”, “Get Happy”, “Dream A Little Dream” ve “Je Dis Oui” albümleriyle Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip olan, her albümü ile altın ve platin plak kazanan Pink Martini, dünya turnesi kapsamında Pasion Turca organizasyonu ile 14-21 Mayıs tarihleri arasında Türkiye’deki hayranları ile buluşacak. 17 Mayıs tarihinde İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alacaklar.
Kendilerini “Dünyanın değişik köşelerinden melodileri ve ritimleri bir araya getirerek modern bir formda sunan müzik arkeologları” olarak tarif eden topluluğun şarkıları, The West Wing’den Desperate Houseviwes’a kadar birçok dizi ve filmde de yer buldu.
Samurayların aşk şarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransız şansonlarından Brezilya sokak şarkılarına kadar dinlemesi en keyifli şarkıları seslendiren topluluk, China Forbes’un sıcak vokali, zengin repertuvarları ve sürprizleri ile hayranlarıyla buluşacak.
En son yayınladıkları stüdyo albümleri “Je Dis Oui” de birbirinden güzel ve unutulmaz eserlerle yepyeni şarkıları yorumlayan grup, Türk sevenlerine de büyük bir sürpriz yaparak “Aşkım Bahardı” şarkısına yer vermişti. Nisan - 2019
39
BAŞKAN TUNÇ SOYER VE İZMİR’İN İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ
İ
zmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi’nin ardından göreve gelen ilçe belediye başkanlarıyla birlikte Ankara’ya giderek, Anıtkabir’i ziyaret etti. İzmir heyetinin Ankara programına Başkan Soyer’in eşi Neptün Soyer’in yanı sıra, ilçe belediye başkanlarının eşleri de katıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ziyaret kapsamında bir araya gelen heyet, Aslanlı Yol’dan yürüterek anıta ulaştı. Büyükşehir Belediyesi’nin çelengini mozoleye bıraktıktan sonra Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Başkan Soyer, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e şu ifadelerle seslendi:
gibi koruyacağız. Bunun yolunun birlik ve beraberliğimize sahip çıkmaktan geçtiğini öğrendik. O nedenle birbirimize sımsıkı sarılıp ‘yurtta barış, dünyada barış’ şiarıyla kardeşlik mayasını çoğaltacağız. Akıl, vicdan ve cesaretle devrimlerinizin aydınlığından feyz alıp İzmir’i dünyanın müreffeh kentlerinden biri yapacağız. Yılmayacağız, yorulmayacağız ve çok çalışacağız. Biliyoruz ki siz, İzmir’in güzel kalpli insanlarının her daim yüreğindesiniz. Gücümüzün kaynağı bu aziz hatıranıza şerefle ve gururla sahip çıkacağız. Asla unutmayacağız ki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ve Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
“Aziz Atam, bugün huzurunuza, 31 Mart 2019 tarihinde beş yıl için seçilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve İzmir’in yirmi beş ilçesinin belediye başkanları olarak size söz vermeye geldik. Biliyoruz ki özgürlük nefes kadar hayatidir ve bu topraklarda yüz yıldır özgürce nefes alıyorsak sizin sayenizde. Rahat uyuyun, emanetinizi canımız
CHP ve İyi Parti genel merkezlerine ziyaret Anıtkabir programı öncesinde ise Millet İttifakı çatısı altında seçilen İzmirli başkanlar CHP Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile buluştu. Çok büyük bir başarı elde eden İzmirli belediye başkanlarını ağırlamaktan mutluluk duyduğunu
40
Nisan - 2019
ifade eden Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Zor ve eşit olmayan koşullarda bir seçim geçirdik. Buna rağmen başarılı sonuçlar aldık. Sizlere hayırlı olsun diyorum” diye konuştu. Heyetin bir sonraki durağı İyi Parti Genel Merkezi oldu. Başkan Soyer ve ilçe belediye başkanları İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le bir araya geldi. Mansur Yavaş ile görüşme İzmir heyetinin Ankara temasları kapsamında bir diğer buluşma da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaș ile gerçekleşti. Yavaş, “İnşallah güzel hizmetler yapacağız. Bize düşen başarılı olmak” dedi. Başkan Soyer ise yirmi beş ilçe belediye başkanıyla birlikte Türkiye’nin başkentinde olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
www.mavisehirdergisi.com
BASKAN TUGAY,
ZÜBEYDE ANNE’NIN HUZURUNA ÇIKTI K
arşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Büyük Önder Atatürk’ün Karşıyaka’ya emanet ettiği annesi Zübeyde Hanım’ın huzuruna çıktı. Belediye Meclis üyeleriyle birlikte Zübeyde Hanım Anıt Mezarı’na çelenk bırakan ve ardından Kaymakam Ali Rıza Çalışır’ı ziyaret eden Tugay, birlik ve beraberlik mesajları verdi. “Yarınlarımıza Sahip çıkacağız” Yerel seçimlerde Karşıyaka Belediye Başkanı seçilen ve mazbatasını alarak görevine başlayan Dr. Cemil Tugay, ilk ziyaretini Zübeyde Hanım Anıt Mezarı’na yaptı. Karşıyaka Belediye Meclisi üyelerinin de katıldığı törende, Zübeyde Ana’nın kabrine çelenk koyan Tugay, “Mustafa Kemal Atatürk’ün annesini emanet ettiği bu topraklarda yarınlarımıza sahip çıkacağız” dedi.
Birlik ve beraberlik mesajları Başkan Tugay, daha sonra meclis üyeleriyle birlikte Karşıyaka Kaymakamı Ali Rıza Çalışır’ı ziyaret etti. Çalışır, “Biz büyük bir aileyiz ve ailemiz sizlerle daha da zenginleşti. Başarılar diliyorum. Burası devlet kapısı. Bu kapı sizlere 24 saat açık olacak” dedi. Çalışır’a meclis üyelerini tanıtan Tugay, “Bizler için de aynen söylediğiniz gibi olacak. Kapımız sizlere her zaman açık” diye konuştu. Nisan - 2019
41
Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com
TENİS KULÜPLERİ ÜLKEMİZ ADINA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
U
zun bir süredir ülkenin gündeminde yerel seçimler vardı. 31 Mart pazar günü gerçekleştirilen seçimler sonucunda 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticiler seçildi. Tüm seçmenler kendilerine en uygun adaya demokratik hakları gereğince oylarını kullandılar. Ülkemiz için en güzelinin olması her zaman en büyük temennim. Ben de bu yazımda tenis kulüplerinin nasıl yönetilmeleri gerektiğinden ve yöneticilerin ne gibi özelliklere sahip olmaları gerektiği konusundaki fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. Genellemeyeyim ama tenis kulüplerimizin çoğunda yönetici profili ne yazık ki birbirine çok 42
benziyor. Ne yazık ki diyorum, çünkü yöneticisi olduğu kulübe faydası dokunmayan, daha önce bir kaç kere eline raket almış ama tenis hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan bir çok yönetici tanıyorum. Hal böyle olunca da, doğal olarak yönetilenlerle yönetenler arasında bir takım aksaklıklar ve problemler baş gösteriyor. Bu kaos ortamından da kulüpler zarar görüyor ve ortaya çıkan tablo da pek iç açıcı olmuyor. Oysa ki tenis kulüplerindeki yöneticiler tenisin içinden gelen, mümkünse daha önce oyunculuk deneyimi olan, tenisin parametrelerini ve ihtiyaçlarını iyi bilen kişilerden oluşmuş olsa, bence bir çok şey daha iyiye doğru gider. Tenis her ne kadar bireysel bir spor branşı olsa da, oyuncuların çok Nisan - 2019
büyük bir kısmı tenis kulüplerinde altyapıdan başlayan eğitimlerle tenise ilk adımlarını atıyorlar. Bu yüzden kulüpler, ülkemizde tenisin ilerlemesi ve gelişimi için çok büyük öneme sahipler. Kulüplerin tenisi bilen, gelişmeleri takip eden ve vizyoner kişiler tarafından yönetilmesi, tenise mutlaka pozitif bir ivme kazandıracaktır.
Ülkemizde bir şeylerin değişmesi ve gelişmesi için kim ne yaparsa layıkıyla yapması gerekiyor, eğer yapamıyorsa da yeri ve zamanı gelmişse layıkıyla yapacak birine bırakması gerekiyor. O günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle. Herkese sağlıklı, mutlu ve tenisle dolu günler diliyorum.
www.mavisehirdergisi.com
IZMIR’IN ‘‘TERRASSE’’INDA BAHAR PARTISI
Ekmas Yapı’nın İzmir’e kazandırdığı ‘‘EkmasCity Terrasse’’ Alışveriş Merkezi, sportif bir başlangıç ile İzmirlilere merhaba dedi. Ulaşım kolaylığı ve özel mimari yapısı ile Karşıyaka’da öne çıkan Ekmas City Terrasse AVM’de hizmete giren Club Sportiva törenle açıldı.
S
por ve müziğin damgasını vurduğu ‘‘İzmir’in Terrasse’ında Bahar Partisi’’ne iş ve spor camiasından seçkin davetliler katıldı. DJ Performans spinning ile başlayan etkinliğe katılan davetliler, Club Sportiva antrenörlerinin Zumba performansıyla iş stresi ve yorgunluklarından arındı. Sürpriz çekilişlerle keyifli anların yaşandığı geceye; İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürü Nüammer Uslu, Altay Teknik Direktörü Sait Karafırtınalar, Sportif Direktör Özden Töraydın, takım kaptanı İbrahim Öztürk ve yönetim kurulundan Levent Doğanoğlu ile Cem Torunoğlu da katıldı.
Bölgenin ihtiyaçlarına cevap veriyoruz Gecenin ev sahibi olan Ekmas Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Barış Ekmekçioğlu, 30 yıldır; sanayi, gayrimenkul, otomotiv ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren Ekmas Grup olarak Çiğli, Mavişehir, Manisa, Urla ve Torbalı gibi gelişmekte olan bölgelere yatırım yaptıklarını söyledi. Günümüzde yeni konut alanlarının sadece barınma odaklı değil, 7/24 yaşayan ve sakinlerinin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek kapasitede dizayn edilmesi gerekliliğine dikkat çeken Ekmekçioğlu; ‘‘Markamıza değer
Nisan - 2019
katacak ve inandığımız çalışmalara imzamızı atıyoruz. Ekmas Mavişehir bu anlamda gurur duyduğumuz, Ekmas kalitesini her alanında görebileceğiniz bir proje. City Terrase AVM de bu anlamda İzmir’in önemli bir buluşma, sosyalleşme ve alışveriş noktası, Club Sportiva ise spor tutkunlarının vazgeçilmez mekanlarından birisi olacaktır.’’ dedi
43
Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr
PİRUS’LA YÜZLEŞMEK
Ş
an, şeref düşkünüydü Kral Pirus… Epir’de mutlu bir krallık sürmekteydi... Ama yetmiyordu kendisine bu… Romalıların saldırılarından çekinen Güney İtalya’daki Yunan şehirleri Pirus’tan yardım istediler… Bu çağrıyı fırsat bildi Pirus… Yarımadanın lideri olma hayaline kapıldı. Sayısız fil ve askerden oluşan dev ordusuyla, İtalya’nın güney ucuna doğru ilerledi. Romalılar ve Pirus’un ordusu MÖ 280
44
– 275 yılları arasında 5 yıl kesintisiz savaştılar. Başlarda, her şey Pirus’un tasarladığı gibi gitti… Fakat Romalılar yenilmelerine rağmen pes etmiyorlardı. Asker kayıplarını çok çabuk telafi etmeye başlamıştı Romalılar… Her şeye rağmen kral Pirus savaşı kazandı ve Romalıları püskürttü.. Ama gelin görün, yüz bin kişilik koca ordudan geriye sadece on tane asker sağ kalmıştı. Pirus savaşı kazanmıştı ama zafer miydi gerçekten elde Nisan - 2019
ettiği? Herhalde kendisi de buna inanmıyordu… Ki… Savaşın ardından “Olmadı, bu olmadı… Tanrım, bana bir daha böyle bir zafer verme” deme gereği duymuştu Pirus… *** İbretlik bir paradokstur aslında Pirus’un zaferi… Görünenin ve gerçeğin… Şeklin ve özün…
www.mavisehirdergisi.com
Olduğu sanılanın ve “gerçekte olan”ın… Gerçeğin ve illüzyonun… Aslında hiç de aynı şeyler olmadığını gösterir insanlara... Keza, kazanmanın ve başarmanın bazen farklı anlamlar da taşıyabileceğini de… Sonuç itibarıyla savaşın kazananıdır Pirus… Ama hezimeti yaşayan da kendisi değil midir aslında? Zaferini kutlayacak kimse kalmamıştır çevresinde… Neye yarar ki böyle bir zafer?
Zafer sarhoşluğu geçtiğinde başlıyor gecikmiş sorgulama. “Değer miydi?”ler devleşip pişmanlıklara dönüşüyor. “Bir daha dünyaya gelsem var ya…” diye başlayan nafile avuntulara sığınıyoruz… Helalleşemediklerimize, zamanında “sen haklıymışsın” diyemediklerimize ancak mezarları başında günah çıkartırken farkına varıyoruz gerçeğin… Yalnızlığımızla yüzleşiyoruz… Iskaladıklarımızla, yitirdiklerimizle… Ama Heraklaitos’un da dediği gibi aynı suda iki kez yıkanamıyor insan…
*** *** Pirus’un ihtirası “Kazanmak için her yol mubahtır” diyen Makyavel’i çağrıştırır aslında… Tek hedef mi olmalıdır kazanmak? Her galibiyet bir zafer midir? Nasıl kazanıldığı hiç mi önemli değildir? Keza, zafere gidilen yolda nasıl yüründüğü? Ya da hiç mi olası değildir aslında mağlubun galip sayılması girilen bir savaşta? *** Pirus’un bedeni çoktan toprak olsa da ruhu içimizde yaşıyor. Hepimiz aslında biraz Pirus değil miyiz? Hep daha fazlasını istemiyor muyuz hayattan? Pirus’un içine düştüğü şan şöhret tutkusu bizi de eline geçirmiyor mu çoğu zaman? Elimizdekiyle yetinmeyi bilmiyor… Bir hedefe ulaştığımızda daha keyfini sürmeden yeni hedeflere doğru yelken açıyor… Ve sözde kazanımlar için harcamıyor muyuz yıllarımızı, sevdiklerimizi? *** Pirus gibi sadece kazanmaya odaklanıyor, kazanırken kaybettiklerimizin farkında bile olmuyoruz çoğu zaman. Bir yere gelebilmek için geçtiğimiz her yeri tarumar ediyoruz. Bizim için çarpan kalpleri hoyratça kırıyoruz…
Bir grup avcı Afrika ormanlarının derinlerine, avlanmaya gitmişler… Yol çok karışıkmış, ancak rehber eşliğinde yolculuk edebilirlermiş… Önde bir grup yerli, arkada avcılar; düşmüşler yola… Yürümüşler de yürümüşler… Yarım saat, bir saat, iki saat… Derken, ansızın oldukları yere çöküp oturmuş yerliler. Sormuş avcılar “Vardık mı gideceğimiz yere?” “Daha bir bu kadar yolumuz var” yanıtını vermiş yerli rehberler. “Peki, neden durduk o zaman?” diye sormuş avcılar… Bilgece gülümsemiş rehberler “Hayat çok gerimizde kaldı, biraz duralım ki yakalasın bizi hayat” Hikayedeki avcılardan ne farkımız var? Öylesine kaptırıyoruz ki kendimizi hedeflerimize, hayat gerimizde kalıyor… Erdemler geride kalıyor… Benliğimiz geride kalıyor… Anı yaşamıyor, öteliyoruz… Kazansak bile, kayıplarımızın yanında kazancımızın esamesi bile okunmuyor…
tezahüratlar yaratıyoruz kendi kendimize… *** Hırsa da tutkulara da saygı duyarım… Kaderci kanaatkarlıklara, “azıcık aşım ağrısız başım” yaklaşımına da karşıyımdır açıkçası. Ama hırsın dozunu iyi bilmek, dengesini iyi ayarlamak lazım… Zaferlerin en şanlı olanı vicdanla çelişmeyenidir son tahlilde. Bu yüzden utkular sağlamayı gerektirir… Arada durup sorgulamak gerekir gerimizde kalan ve bizi bekleyen yolculuğu… Değdi mi tüm çekilenlere? Kendi mutluluğumuz uğruna mutsuzlar ordusu bıraktık mı arkamızda? Zayıfların üzerine basarak mı yükseldik yoksa bedel ödeyerek mi? Başkalarının zaferlerine de katkımız oldu mu yoksa nalıncı keseri gibi hep kendimize mi yonttuk hayat boyu? Gerçekten bu muydu istediğimiz; yoksa maymun iştahlı bir çaba mıydı? Bize ihtiyacı olanların yanında bulunabildik mi? İşte bu sağlamalarda hesabımız tutuyorsa, başarmışızdır gerçekten. Aksi taktirde bir farkımız kalmaz Pirus’tan… Ordusu kalmamış bir komutandan farksız duruma düşeriz… Seyircisiz bir salonda, kendimiz çalar kendimiz oynarız… Hezimetimizi zafer sanıp kendi kendimizi avuturuz… Ve gün gelir hepimiz… “Tanrım, bana bir daha böyle bir zafer verme” diyen Pirus’la yüzleşiriz…
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oluyoruz... Attığımız taş çoğu zaman ürküttüğümüz kuşa değmiyor... Yani kazandığımızı sanıp kendimizi kandırıyoruz aslında. Kimse bizi alkışlamasa da hayali Nisan - 2019
45
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor
Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.
EgePark AVM’deki standımız
www.mavisehirdergisi.com
EGE PARK’ta BOWLING KEYFİ Royal Bowling & Cafe HAPPY HOUR PZT / SAL / ÇAR / PERŞ 13:00 - 17:00 Bowling + Burger + Patates + İçecek
35 TL
Arzu Özpazarcık İsmail Barış Özpazarcık www.aurumera.com
Alerjiniz Varsa, Kurtulmaya HazIr mIsInIz? B
ahar geldi, yaşasın!.. tam da baharın tadını çıkarmaya hazırlanırken, alerjisi olan var mı? Polen alerjisi? Güneş alerjisi? Güneşle birlikte kollarda, bacaklarda, yüzde minik kızarıklar oluşturan? Polenler çevrede güzel güzel uçuşurken, hapşıran, gözleri sürekli sulanan? Çok farklı alerjiler var. Fakat baharda en yaygın olarak yaşanan iki tür alerjiyle ilgili iki hikayemiz var sizin için. Eğer sizin, sevdiklerinizin, bahar aylarında tetiklenen alerjileri varsa; tıbbi yardımın yanında, ruhsal yönden de farklı bir bakış açısı geliştirmenize katkı sunmak isteriz. Bilinç altının dili metaforlardan oluşur ve beyin hikayelerle çok kolay öğrenir. Hikayeleri dikkatle okuduktan sonra kendi alerji hikayenizi keşfetmeye çalışın. İlk başta zorlanabilirsiniz. Ancak her alerjinin başlangıç noktasında kaynak bir hikaye buluruz. Bu hikayelerde, mevcut deneyimlerimizin bulunduğu çevreyi, ortamı, ambiyansı bilinçaltı kopyalar ve ne zaman aynı ortamla,
48
aynı ambiyansla karşılaşırsa, bilinçaltındaki saklanan hikaye dosyası açılır. Beyin kendini korumak zorundadır bu yüzden hemen tepki verir. Sahip olduğumuz hastalıklara birer yazılım programı olarak bakmayı başarırsak, hastalıkların da tıpkı yazılım programları gibi kodlara sahip olduğunu fark edebiliriz. Kodları bulup deşifre edersek, hastalığımızın bize ne anlatmaya çalıştığını da basitçe anlayabiliriz. Hastalıklarımız, ruhumuzun ihtiyacını fark etmemiz için somut hale dönüşen durumlardır. Şimdi hikayelere geçelim. İlk hikaye 30 yaşında genç bir kadın olan Bahar’a ait. Bahar’ın polen, ev tozları, klimanın çalışması sırasında ortaya çıkan tozlar, battaniyenin içindeki tozlar gibi her türlü toza alerjisi vardı çalışmaya başladığımızda. Yani bu alerji, baharda şiddetleniyor, ancak bahar bitince bir türlü bitmiyordu ne yazık ki... Tüm yıl boyunca farklı ortamlardaki tozlarla aynı alerjiyi yaşatmaya devam ediyordu. Bahar, Nisan - 2019
ne zaman tozun olduğu bir ortamda bulunursa, sürekli olarak hapşırıyor ve gözleri sulanıyor, burnu akıyordu. O’na şunu sordum: -Ne zaman başladı ilk alerjin? “Doğduğumdan beri var.” -Hadi bana annenin hamileliğini anlat o zaman. “Oooo çok sıkıntı çekmiş annem... Annemle babam Almanya’da yaşıyorlarmış. Ben de orada doğmuşum. Annem bana 4 aylık hamileyken çalışmaya başlamış. Bir otelin temizlik görevlilerinden biriymiş.. Her yer halı kaplıymış otelin. Her gün elektrik süpürgesiyle yerleri süpürüyormuş. Sürekli anneme tuhaf tuhaf aşağılayarak bakıyorlarmış çevredekiler. Onlar aralarında konuşurken, annem şuna benzer sözleri duyuyormuş çoğunlukla: “Pis Türkler!..” -Pekiyi, orda çalışmaya devam etmiş mi? “Etmiş tabi paraya ihtiyaçları varmış. Ben doğmadan birkaç gün öncesine kadar çalışmış. Sonra ben doğmuşum, annem kısa bir süre ara vermiş..”. -Pekiyi, annenin hamileliği hangi
www.mavisehirdergisi.com
mevsimlerde olmuş? “Bahar ve yaz.” -Annenin de alerjisi var mı? “Olmaz mı?..” Sizce bu annenin alerji hikayesiyle, onun kızı Bahar’ın alerji hikayesi arasında nasıl bir bağlantı var? Siz bunu düşünürken, ikinci hikayemize geçelim: Deniz 32 yaşında genç bir kadın. Güneşe alerjisi var. Bahar güneşinin ilk ışıklarını hissettiği anda mutlaka doktorun verdiği güneş koruyucu kullanmak zorunda. Eğer zamanını geçirirse, kollarının tamamı minik kırmızılarla doluyor. -Deniz ne zaman başladı alerjin? Diye soruyorum. O da yanıtlıyor: “Lise sona gidiyordum.” -Sembolik olarak bilinçaltında kollar ve eller babayı temsil eder. Babanla aranız nasıldı? Çatışma yaşar mıydınız? “Çatışma yaşamak mı?.. O sene burnumdan getirdi bütün seneyi!.. Bu da yetmezmiş gibi, sene sonuna yakın bahçede bir gün misafirlerle otururken tercihlerimle ilgili beni yerden yere vurdu. Çok ağladım o gün ve ertesi gün ilk kez elimde minik kırmızılıklar gördüm. O yıl çok fazla olmadı ama ertesi yıl kollarımın tamamı minik kırmızı noktalarla doldu. Yaz bitene kadar geçmedi.” Peki ya bu Deniz’in yaşadığı durumla, alerjisi arasında bağlantı kurabildiniz mi? Alerjilerin çıkış şekli ve kullandığı sembolleri ve işaretleri doğru okuyup hikayeleri doğru algılamayı başarırsak, bilinçaltının bu programı işletmesine artık gerek kalmaz ve program artık silinir. Her alerji programı bilinçaltının dilini ve biyolojiyi kullanır.
Biyolojik olarak sistemimiz bilir ki, yabancı bir maddeyi atmak gerekir. Bu nedenle gözlerimiz sulanır ve sadece suyu kullanarak yabancı madde dışarıya atılır. Alerji yaşıyorsanız; sürekli hapşırıyorsanız, gözleriniz sulanıyorsa, burnunuz akıyorsa; bilin ki, biyolojik olarak sisteminiz bir şeyi atmak istiyor. Ancak atmak istediği ilk şey, polenin ya da tozun kendisi değildir. Aslında bir duygudur. İlk hikayeye, Bahar’ın hikayesine dönelim: Bahar bu alerjiyle doğmuş. Yani program kendisine değil annesine ait. Annesinin hoşlanmadığı ve sisteminden atmak istediği ilk şey sizce tozlar mıydı, yoksa orada çalışanların davranışları sonucu hissettiği duygular mı? Kadın hamile olunca bilirsiniz, duyguların yoğunluğu artar, hassasiyet çarpı iki, çarpı üç şeklinde katlanır. Bahar’ın annesi ne hissetmiştir sizce? Derin bir aşağılık ve değersizlik duygusu olabilir mi mesela? Genç kızımız Bahar, bu bakış açısına kavuşup annesinin o günkü koşullarda yaşamış olduğu düşüncelere anlayış geliştirdiğinde, tüm programı deşifre etmiş oldu. Ertesi gün bize çiçek koklarken fotoğrafını yollamıştı.
Diğer genç kızımız Deniz, babasıyla yaşamış olduğu çatışmayı hatırladı. Sonra devam eden tüm çatışmalardaki fikir ayrılığı çatışmasını fark etti. Bu farkındalık O’na, güneş koruyucu kremlerini sadece güneşlenirken sürebilme, güneş yanığı olmamak için kullanma özgürlüğü verdi. Tüm bunlara ilave olarak hiç aklımızda olmayan ve bu durumdan faydalanan bir kişi daha oldu: Bahar’ın annesi. Bahar, sonraki görüşmemizde, annesinin de alerjisinin tamamen geçtiğini ve artık üzerine battaniye örterek uyuduğunu anlattı. Eğer programı doğru okuyup, kodlarda saklı olan duyguyu doğru deşifre edersek, sadece biz değil , bağlantıda olduğumuz sevdiklerimiz de bu durumdan özgürleşirler. Şimdi elinize bir kalem kağıt alın. Alerjinizin ne zaman başladığını hatırlamakla başlayın işe. Kendi hikayenizi keşfedin, deşifre edin, gönderin gitsin. Harika ve sağlıklı bir bahar mevsimi diliyoruz hepinize. Not: O kadar çok kodlamadan söz ettik ki, bir daha ki yazımızın konusu belli oldu: Biz kendimizi nasıl kodluyoruz? Ya da kendi kodlarımızı çözmek mümkün mü?..
Örneğin, hapşırmak biyolojik olarak sisteme giren yabancı bir maddeyi sistemin dışına atmak için kullanılır. Hatırlayın, karabiber, hayatımızda en azından bir kere hapşırtmıştır bizi. Ya da gözümüze yabancı bir şey kaçtığında gözlerimiz sulanır.
Nisan - 2019
49
&
KÜLTÜR SANAT
JACEK YERKA S
ürrealist ressam Jacek Yerka 1952 yılında şimdi de yaşamakta olduğu Polonya’da dünyaya gelmiş, güzel sanatlar ve grafik eğitimi görmüştür. Yerka 1995 senesinde World Fantasy Award yani Dünya Hayal Ödülünü en iyi sanatçı dalında almıştır. Eserleri Polonya, Almanya, Fransa ve Amerika’da sergilenmektedir. 50
2008 senesinde Torun şehri tarafından onursal ödüle layık görülmüştür. Yerka en büyük ilham kaynağını rüyalarından aldığını söylüyor. Kendi web sitesinde yapmış olduğu açıklamalara göre, çalışmalarını önce yumuşak 2B kurşun kalem ile not defterine eskiz şeklinde çiziyor daha sonra geliştirmeye layık gördüğü eserlerini daha kaliteli bir kağıda aktararak renklendirme ve detay eklemeleri yapıyor. Sonra eserini eşinin ve 4 kızının beğenisine sunuyor. Nisan - 2019
Polonyalı sürrealist ressam Jacek Yerka’nın neredeyse hiç insan figürü kullanmadığı ve genelde yüksekte duran yapıların yer aldığı sürrealist çalışmaları oldukça etkileyici. Anne ve babası sanat akademisi mezunu olan Yerka, çocukken dışarıda oynamak yerine, eline bir kalem alıp hayal dünyasını resmedermiş. Sanatçının bakıldıkça derinleşen, her köşesinde dikkat çekici bir detay bulunan fantastik eserleri kendi web sitesinde online olarak da satışa sunuluyor.
&
KÜLTÜR SANAT
SÜRREALİZM NEDİR?
Gerçeküstücülük anlamına gelen Sürrealizm, Fransada ortaya çıkmıştır. Akımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken Dadaizm akımıdır. 20. yüzyılın başlarında André Breton tarafından Freud’un görüşlerine (psikanaliz yöntemi) dayanılarak açılan bir sanat akımıdır. Sürrealizmin bilgi ve esin kaynağı olan Freud’a göre, insanoğlunun dış dünyasından edindiği alışkanlıklar, istekler bilinçaltında toplanır. Bu istekler düş (rüya, yarı rüya) durumunda çözülerek ortaya çıkar. Sürrealistlere göre bilinçaltı; toplum, ahlak, din ve yasa gibi zorunluluk öğeleri ile oluşur. Sürrealistler Freud’un bu görüşünü edebiyata uygulamışlar ve bir anlamda bilinçaltının, bilinç alanına olan egemenliğini savunmuşlardır.
51
ÇOCUKLARA ERKEN YASTA SPORU SEVDIRMEK ICIN
S
por her yaşta önem verilmesi gereken bir aktivite. Çocuklarınıza sporu erken yaşlarda sevdirmek ve onları spor konusunda bilinçlendirmek, sporun yararlı etkilerini hayatlarının ilk yıllarından itibaren yaşamalarını sağlar ve bu durum beraberinde zihinsel ve fiziksel gelişimlerinin olumlu yönde ilerlemesine sebep olur. Özellikle okul öncesi dönemden itibaren çocuklarınızın spor yapmasını sağlamak son derece önemli. Erken yaşta kazanılan alışkanlıklar hayatın ilerleyen dönemlerinde büyük rol oynar. Peki çocuklarımıza sporu sevdirmek için hangi yolları izlememiz gerekiyor?
52
Çocuğunuzun biyolojik yaşını göz önünde bulundurun. Çünkü her çocuğun gelişimi farklılık gösterir. Motor becerileri, kas yapıları ve algılarına göre bir spor seçmeniz daha verimli sonuçlar alınmasını sağlar. Çocuğunuzun yanında kıyaslama yapan cümleler kullanmayın. Konuşmayı yeterince bilmiyor olsa bile algıları son derece açık olduğu için “diğer çocuklar yüzebiliyor, bisiklete biniyor, basket oynuyor ama bizimki hiç birini yapamıyor, spora ilgisi yok” gibi cümleler kurarsanız bir süre sonra çocuğunuz bunu kabullenir ve spora olan ilgisini tamamen kaybeder. Nisan - 2019
Bir diğer önemli konu ise televizyon. Uzmanlar günde 2 saatten fazla televizyon izlemenin çocuklar için zararlı olduğunu söylüyorlar. Bu yüzden televizyonu kapatın! Tablet ve telefonlardan mümkün olduğunca uzak tutun. Bu tip aktiviteler çocuğunuzu hareketsizliğe sürükler. Bu durum alışkanlık haline gelmeye başladığında ise hem zihinsel hem fiziksel açıdan olumsuz sonuçlar doğurur. Onlara örnek olun. Sürekli öğütler vermek yerine çocuğunuzun kazanmasını istediğiniz olumlu davranışları siz yaparak, sizi örnek almalarını sağlayın. Gününüzün çok kısa bir zaman dilimini bile olsa spora ayırarak çocuğunuza örnek olun.
www.mavisehirdergisi.com
Hareket etmeye yönelik aile aktiviteleri geliştirin. Örneğin haftasonları planlarınız arasında nasıl sinemaya gitmek varsa, güzel havalarda açık alanlara gidip ailecek yapabileceğiniz sporları da planlarınız arasına alın. Birlikte bisiklet turlarına çıkın, çimlerde yoga yapın, yürüyüş yapın. Zaten çocuklar bu tür aktiviteleri spordan çok mecera ve oyun olarak görürler. Bu tür aktiviteler çoğaldıkça hem siz hem de çocuğunuz televizyon önünde hareketsiz saatler geçirmekten uzaklaşmış olacaksınız, enerjinizin olumlu yönde değiştiğini fark edeceksiniz. Açık havada, doğada yapılan egzersizler aynı zamanda çocuğunuzun estetik duygusunun da gelişmesini sağlar. Kendi çocukluğunuzu hayal edin. En çok ne yaparken mutluydunuz? Evin içinde otururken mi yoksa dışarıda özgürce oyun oynarken mi? Günümüzün çocukları büyük büyük apartmanların, beton yığınlarının içinde büyümek zorunda oldukları için biz onları doğayla tanıştırmadığımız sürece ne yazık ki kendileri böyle ortamlar bulamayacaklar. Bu yüzden onları her fırsatta koşup oynayacakları yerlere götürmeye özen gösterin. Her mevsime uygun bir spor bularak ona yönlendirin. Yazın yüzen çocuklarınızın kış aylarını da hareket ederek geçirmelerini sağlayın.
Çocuğunuzdan beklentinizi yüksek tutmayın. Üstün bir beklenti içine girmeniz sizi hayal kırıklığına uğratacağı gibi çocuğunuzu da zorlamanıza neden olabilir. Unutmayın, onlar sadece çocuk ve kapasiteleri sınırlı. Aynı yaştaki çocukların fiziksel yetenek ve olgunluklarının farklı olabileceğini kendinize sık sık hatırlatın. Ayrıca spor mutlaka bir başarı elde etmek için yapılan bir şey değil, sağlıklı yaşam adına yapılan bir aktivitedir. Kendi tercihlerini yapabilecek yaştaysa mutlaka önce ona hangi spor dalını seçmek istediğini sorun. Denemeye başladığında hayal ettiği keyifi alamadığını fark ederseniz bunu onunla konuşup yeni bir spor dalı arayışına girebileceğinizi söyleyin. Nisan - 2019
Çocuğunuz okul öncesi dönemdeyse anaokulunu seçerken okulun akademik birikimine bakmakla kalmayıp, gün içinde çocuklara hangi sporları yaptırdıklarına da bakmanızda fayda var. Spor yapan çocuklar enerji fazlalıklarını eğlenerek atarlar, daha az stresli olurlar, öfkelerini kontrol etmeyi daha iyi öğrenirler. Sporla birlikte çocuklarınıza dengeli beslenmeyi de öğretmelisiniz. Spor yapan çocuklara kalsiyum ve protein açısından zengin besinler yedirmek ve hatta bunları sevebileceği tarifler eşliğinde onlara sunmak sağlıklı yaşam konusunda onların hayatına katkı sağlar. 53
ÇOCUKLARA KAHVALTI ALISKANLIGI
E
rken yaşta kazanılan temel alışkanlıklar insan yaşantısında ömür boyu etkili oluyor. Sağlıklı beslenme, spor alışkanlıkları, iyi bir ahlak sahibi olmak gibi alışkanlıklar ne kadar erken yaşta kazanılırsa o kadar avantaj sağlıyor. Kahvaltı alışkanlığını erkenden çocuklarımıza kazandırmak istiyoruz. Peki bunu kolaylıkla yapabilmek için hangi yollara başvurmalıyız?
54
Kahvaltı güne sağlıklı ve enerjik bir şekilde başlamak için atlanmaması gereken en önemli öğünlerden biri. Kahvaltı menüsü; özellikle büyüme çağındaki çocuklar için meyve, sebze ve kahvaltılıklarla hazırlanmış olmalı, besinler çocuğun ilgisini çekebilecek şekilde tabaktaki yerini almalı. Bu anlamda eğlenceli tabaklar, kahvaltıyı sevdirmek için en iyi yollardan biri. Eğer hayal gücünüz Nisan - 2019
bir yerde tıkanıyorsa ya da bunun için vaktiniz yoksa internetten araştırarak hergüne yepyeni eğlenceli bir tabak hazırlayarak çocuğunuzu şaşırtabilir ve iştahla yemesini sağlayabilirsiniz. Örneğin peynirli omleti kurabiye kalıbıyla kesebilir, ev şeklinde hazırladığınız ekmeğin yanına maydonozdan ağaç yapabilir, zeytin ve domateslerden uğur böcekleri yaratabilirsiniz.
www.mavisehirdergisi.com
Kahvaltı yapmak özellikle büyüme çağında olan çocuklar için daha da önemlidir. Okula aç giden bir çocuk gergin olur, sosyal çevresiyle problemler yaşayabilir, şekerli gıdalar yemesi derste uykusunu getirebilir. Bu gibi büyük sorunların önüne geçip sabah kahvaltısını atlamaması için uygulayacağınız bir diğer yol ise ona örnek olmak. Yani her sabah mutlaka 15-20 dakikanızı ayırıp bol çeşitlere yer verilmiş bir sofrada kahvaltı yapın. Sizi bu şekilde gören çocuğunuz da mutlaka size eşlik etmek isteyecektir. Atlanmaması gereken bir diğer önemli konu ise çocukların yemeğini yediği ortam ve yediren kişinin tutumudur. Mümkünse gün ışığı alan, düzenli ve mutlaka temiz bir mutfak ya da oturma odasını onların kahvaltı edebileceği şekilde hazırlayın. Kahvaltıyı yerlerken ısrarcı ve sert bir tavır takınmayın. Mutlu ve güleryüzlü halinizle onlara eşlik edin, iştahlarını açmak için çaba sarf edin.
İyi bir kahvaltı tabağında mutlaka olması gereken besinler şu şekildedir. Süt, yumurta, peynir protein yönünden zengindir ve kan şekerini düzenleyerek yorgunluk, açlık gibi duyguların önlenmesinde etkili olurlar. Bal, reçel, fındık ezmesi, tereyağ, yumurta, zeytin, domates ve kuru meyvelerin yanında taze sıkılmış portakal suyu veya bir bardak süt verebilirsiniz.
Eğer kahvaltı hazırlamaya vaktiniz olmayacaksa bir akşam önceden, tam buğday unu ve yumurta ile krep hamuru hazırlayabilir, sabah teflon veya seramik bir tavada 1 dakika içinde pişirebilirsiniz. Pişirilmiş krep, sürülebilen taze peynirlerle ya da mevsim meyveleri ile sağlıklı bir waffle şeklinde hazırlanabilir. Yine yanında vereceğiniz bir bardak süt ile çocuğunuzun afiyetle yemesini sağlayabilirsiniz.
Ceviz içeriğindeki sağlıklı yağlar, lifler, vitamin ve mineraller sayesinde sağlığımız için son derece faydalı bir yiyecektir. Kahvaltı tabaklarına her sabah 1-2 adet ceviz ekleyebilirsiniz.
“Aferin, gayet iyisin..” gibi onore edici cümlelerinizle onu cesaretlendirin. Ancak bunu çok fazla abartarak çocuğun yemeği bir araç olarak kullanmasını da engelleyin. Nisan - 2019
55
&
LEZZET TARIF
Sebzeli pirzola Kuzu pirzolaları bir gece önceden buzdolabında bekletin, derin dondurucudan çıkarttığınız etleri çözülür çözülmez pişirmeyin. Tuzu pişirme işleminin hemen öncesinde kalem pirzolaların üzerine serpiştirin. Kemikli kısımlarından kaldırdığınız pirzolaların kenar kısımlarını da yüksek ateşte mühürleyin. Mühürlediğiniz kalem pirzolaları sulandırmaması için fırın kabını önceden ısıtın. Fırın kabının içine pirzolaları, havuç, biber ve patatesleri de yerleştirin. Salçalı sosunuzu üzerinde gezdirip biraz da tereyağ ekleyin. 180 derecelik fırında pişme süresini damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.
&
LEZZET TARIF
Fr ambuazlı pasta Fazla vaktiniz yok ama hem güzel görünen hem de lezzetli bir tatlıya ihtiyacınız var. İşte bu tarif tam size göre. Marketten alacağınız hazır keklerle frambuazlı pastanızı kolayca yapabilirsiniz.
“
“
Pastanızın kremasını hazırlamak için, sütü kaynatıp içine ince doğradığınız beyaz çikolata parçalarını ilave edin. Ocaktan alıp çikolatalar eriyene kadar karıştırın. Ayrı bir kapta krem şantiyi kabarana kadar çırpıp çikolatalı karışıma ilave edin. Kekin alt parçasını servis tabağınıza koyun ve hazırladığınız kremadan bolca sürün. İri doğranmış frambuazları kremanın üzerine yerleştirin. İkinci kat keki üzerine koyup aynı işlemi tekrarlayın. En son olarak pastanızın üzerine hazırladığınız kremayı sürüp frambuazları kesmeden bolca yerleştirin.
Fr ambuazlı pasta tarifinin servis önerisi Dilerseniz üzerine çikolata parçaları, toz şeklinde olan Antep Fıstığı ve pudra şekeri serperek servis edebilirsiniz.
DERGİ İNDEKSİ
Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.
Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com
MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir
Ekmas Yapı Tel: 444 04 59 www.ekmasmavisehir.com
Sinem Sözün 0(541) 200 92 41
Katal İnşaat katalportmarin.com 444 61 91
Shebo’s Sandwich&Burger Adres: Bestekar Sadi Hoşses Sokak No:42/B Bostanlı Tel: 0(232) 336 00 66 www.shebosburger.com
Uluoğlu Pastane Adres: Caher Dudayev Blv. No: 93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27
Tarihi Bafra Pidecisi Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Tel: 0(232) 336 72 64
The Most Hair Design Studio Bostanlı Mah. Bestekar Sadi Hoşses Sk. No:20/A Tel: 0(232) 337 10 92
Yakamoz Beauty Park Adres: 6471 Sk. No:8 Mavişehir Tel: 0232 382 91 91
Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75
Yeliz Fidan İç Mimarlık Caher Dudayev Bulvarı No:77 D:5 Mavişehir
Mola Konsept Mağaza: Bostanlı sahil - 2017 sk. No:17/1 Tel: 0(541) 670 27 29
ŞEHİR REHBERİ
EVLERE SERVİS
LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma
15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135
HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi Medical Park Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Park Tıp Merkezi
VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği
YARDIM
Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem
DİŞ POLİKLİNİKLERİ Smiles İzmir Diş Kliniği Diş Hekimi Arda Emre Yünük
241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 222 53 68 462 27 27 367 22 22
368 96 66 337 27 33 336 44 89 330 55 16
441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36
408 88 84 369 69 99
RESTORAN VE CAFELER
RESTORAN VE CAFELER Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Tarihi Bafra Pidecisi Burger Republic Babafingo Burger - pizza
483 00 79 444 62 62 336 72 64 290 20 20 362 65 66
Red Dragon Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Babafingo Burger - pizza
368 11 24 290 06 22
TAKSİ DURAKLARI
483 00 79 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 362 65 66
MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri
SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 İzmir Dağcılık Kulübü 483 22 42 Ege Açık Deniz Yat Kulubü 234 63 24 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25
ÜNİVERSİTELER
Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi
TİYATROLAR
Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu
311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 411 50 00
369 64 87 368 22 39 445 34 55 245 30 92 323 21 02 446 88 57 463 15 15 362 61 61
Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi
OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm
KÜLTÜR MERKEZLERİ
Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi
330 10 77 362 28 28 336 70 94 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 16 66
362 41 53 323 46 20 330 52 01 362 19 92 362 00 79 369 27 90 368 22 39 361 47 93 483 85 20 446 06 64 497 10 00 421 52 42 466 00 13 366 44 59
MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi
Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya
58 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.
324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70
Triplex Kat Planları 5+2 285 m 2
Dublex Kat Planları 3+1 175 m 2
www.focaterrace.com
Foça’nın merkezinde deniz manzar alı dublex ve trıplex lüks taş evler, sizi tarih ve doğa ile başbaşa olmaya davet ediyor.
MAKROYAPI
0(232) 329 79 00 Çanakkale Asfaltı No:17 Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen - İzmir focaterrace
www.focaterrace.com