MAVİŞEHİR DERGİSİ ŞUBAT 2020

Page 1

Şubat 2020 Yıl.7 Sayı.71

35.00

Genel kültür,

ALTAY İsmail Gökgez’in özel röportajı

İZMİR BENİ BAĞRINA BASTI

Tüm dünyayı tehdit eden

CORONA

VİRÜSLER

TALATPAŞA LABORATUVARLAR GRUBU

GELİN MAKYAJININ PÜF NOKTALARI TOLGA AYBAKAN

DEPREMİ ÇOCUĞUMA NASIL ANLATIRIM? GÜLÇE ŞIK


Çeşme’den kopamayanlara

KIŞL AMA K AMPANYASI!

1 Eylül 2019 - 1 Mart 2020 tarihleri arasında karada ya da 1 Ekim 2019 - 1 Nisan 2020 tarihleri arasında denizde kışlamalarda %40 indirim imkanı! #BuradaMutluyum

www.cesmemarina.com.tr 1016 Sk. No:2/24 35930 Çeşme - İzmir

0(232) 712 2500

*Kampanya ve avantajların detayları için lütfen bizimle iletişime geçin...


Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)

Duygu Attila

Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve İletişim kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Attila

Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu İstanbul Temsilcisi

Süheyl Atay RUNLTD Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR

ÖNSÖZ

HEY SEN! TESLİM OL! Hani maddi güçten cebin şişer, salondan yatak odana gitmek için 2 kat yukarı çıkarsın, konforun için kapı dışarı süpürürsün haricindekileri, kendi yüzüne vuramadığın acizliğini; dahilindekileri biçerek şekillendirmeye çalışırsın, herhangi biri olumsuz etkilenecek olsa da senin kararından, düşünmezsin şimdilik. Şu anda canın nasıl istiyorsa, kendini nasıl daha güçlü hissedeceğin konusunda denemeler yaparsın, kendi kendini yücelttiğin o olağan üstü sandığın kişiliğine güç yüklemesi yapmak için… Seni güçlü değil de hain veya alçak görmelerini anlamaz, gençliğinin verdiği enerjiyle doğru yolda olduğunu sanarsın, kimseye ihtiyacın olmadığını, ama sana muhtaç olduklarını düşünürsün, eh bazen de içinden gelmiş gibi yapıp jestler yaparsın dahilindekilere, yatırım uzmanı olduğunu kimse anlamadan çekip çevirirsin jestlerini hedefine... Sonra gün gelir ve yapamadığını görünce tüm yaptıklarını, bir telaş kaplar geri saramayacağın için zamanı; bu sefer tavrını geri sarmaya başlarsın, biçmenin değil ekmenin kıymetini, gücün değil merhametin erdemini anlarsın. Artık doğrunun farkındayım dersin ama belki de farkında olmadığın ya da kabullenmek istemediğin teslimiyeti yaşamaya başlamışsın... Her birimiz teslim olacağız, gerek şartlara, gerek hayata, gerek yanlışlarımıza; zaman geçmiş, sular samanları sürüklemişse çoktan, süpürüp de ortalığı çamur etmemeye bakmalı insan.

Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com Baskı:

aras@kabinekibi.com.tr

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik Melike Baykara Birinci Tolga Aybakan İsmail Gökgez

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Corona Virüsler (10-11) Genital Estetik nedir? (12-13) Bukika Butik ile kombinler (24-25) Altay ile özel röportaj (30-35) Ekin Ekinci ile özel röportaj (36-37) Köşe Yazıları

Özgür Şişik - Serdar Sütcü Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık

w. i w w .c o m er g uu i e - D a s i s n i z ın d i z . r gi a t in D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


Mavişehir’deki En iyi Dairelere Turyap Mavişehir Ayrıcalığı ile Kolayca Ulaşabilirsiniz. Son yılların Mavişehir’deki en başarılı gayrimenkul ofislerinden biri olan TURYAP Mavişehir’in portföyündeki eşsiz gayrimenkulleri keşfedin. Satışa yeni başlayan ve hızla tükenmekte olan

Yasin Gıyasi KALE

konutlar için lütfen randevu talep edin.

TURYAP Mavişehir Caher Dudayev Bul. No: 115/2 Mavişehir (Yayla Kasabı üstü)

0(232) 362 80 90


M AV İ Ş E H İ R

Mavişehir’deki Gayrimenkulünüze Ücretsiz

Değerleme ve Ekspertiz Hizmeti için

Bizi Arayabilirsiniz

-instagramturyapmavisehir www.turyap.com.tr/mavisehir


Ekibimizi tanımanız ve gayrimenkulünüzü değerinde satmanız için sizi ofisimize bekliyoruz.

Yasin Gıyasi KALE

GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ GÜVEN GEREKTİRİR Özellikle Mavişehir bölgesinde lüks konutların satışı ve portföy yönetimi konusunda büyük başarılara imza atan TURYAP Mavişehir; gayrimenkulün alıcısına en hızlı şekilde ulaşarak sektöre bölgesinde öncülük ediyor...

2016 yılının Ocak ayında İstanbul Üsküdar’dan İzmir’e, Mavişehir’e taşınan Yasin Gıyasi Kale; İzmir’e taşındığı 2016 yılından beri Türkiye’nin ilk ve en büyük gayrimenkul pazarlama firması Turyap’ın Mavişehir bayisi olarak hizmet veriyor.

1985 yılından bugüne güvenle... 1985 yılında tamamen yerli sermaye ile İstanbul Şişli’de yönetim kurulu

başkanı Azmi Sarıbay tarafından kurulan Turyap, sonrasında Türkiye’nin her bölgesinde açılan bayilikler ile gayrimenkul sektörünün en köklü ve yaygın organizasyonu haline gelmiştir. Üçyüzü aşkın yurtiçi ve yurtdışı temsilciliği ile ikibini aşkın çalışanıyla Türkiye’nin en büyük ve en köklü gayrimenkul pazarlama zinciri olmuştur.

Gayrimenkulünüz için sizi kim temsil etmeli?

Öncelikle gayrimenkul sektöründe güven ve bu güvene bağlı olarak gayrimenkul danışmanınızın kurumsal bir kontrol mekanizmasına ihtiyacı olduğunu unutmayın. TURYAP kurumsallığı; güvene dayalı şeffaf sistemi ile ilk portföy görüşmesinden tapu işlemine, hatta tapudan sonraki sürece kadar sizi iyi temsil edecek profesyoneller yetiştirir. Doğru yatırım ve iletişim kanalları ile sizi istediğiniz neticeye hızlı bir şekilde ulaştırır. Bizi daha iyi anlamak ve tanımak için ofisimizde sizi ağırlamaktan kıvanç duyarız.


Gayrimenkulünüz Hızlı ve Değerinde Satılıp Kiralansın İstiyorsanız Doğru Adrestesiniz. TURYAP MAVİŞEHİR EKİBİ İLE KAZANÇLI BİR KARİYER HEDEFLEYEN PROFESYONELLERLE EKİBİMİZİ GENİŞLETMEYE AÇIĞIZ.

TURYAP MAVİŞEHİR ailesiyle büyük hedefler başarmak isteyenler

0(232) 362 80 90

nolu telefondan iletişime geçebilirler


Elçin Işıklıgün

Mengerler Egemer CRM ve Pazarlama İletişimi Sorumlusu

İZMİR’İN İLK MERCEDES-BENZ YETKİLİ SATIŞ VE SERVİS BAYİSİ

MENGERLER EGEMER Mengerler 1939 yılında kurulmuş köklü bir firmadır. Türkiye’de İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa, Adana, Samsun, Kocaeli, Sivas, Tekirdağ ve Milas’ta toplamda 10 tane satış ve servis hizmeti veren bayi ağı bulunuyor. İzmir’in ilk MercedesBenz yetkili satış ve servis bayisi Mengerler Egemer olarak 1968 yılından bu yana hizmet vermekteyiz. Çağımızın yeniliklerine ve gelişen teknolojiye ayak uydurarak, her zaman müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı kendine ilke edinmiş bulunmaktadır. Bu amaçla yakın zamanda mevcut konumumuza ek, Gaziemir Akçay Caddesi üzerinde yaklaşık 1 km mesafede Premium konseptli otomobil satış ve servis hizmeti verecek bir şubemiz daha hizmete girecektir.

Elektrikli otomobiller geleceğimiz,

Mengerler Egemer olarak bizler de

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE MENGERLER EGEMER

günlük kullanıma uygun elektrikli Smart araçlarımızı bünyemize dahil ettik.

ÖNCELİĞİMİZ

KADINLAR

Elektrikli otomobiller geleceğimiz, Mengerler Egemer olarak bizler de günlük kullanıma uygun elektrikli Smart araçlarımızı bünyemize dahil ettik. Böylece aracınız servisimizde bakımdayken bu deneyimi yaşayabilirsiniz. Üstelik ikame araç hakkı olmasa dahi tüm kadın müşterilerimize elektrikli Smart araçlarımızla bu hakkı sunuyoruz. Bu sayede günlük hayatlarından geri kalmayıp programlarına devam edebiliyorlar.


Servisimizde günlük olarak ortalama 30-35 civarında aracı bakıma alabiliyoruz. Araçlarınızın model ve yaş durumuna göre bakım paketlerimizden yararlanabiliyorsunuz. Servisimizde bekleme salonumuz, kahvaltı ve çay ikramımız bulunuyor. Üst katımızda bulunan bekleme salonumuzda ise televizyon, internet gibi hizmetlerimiz mevcut. Müşterilerimizin diledikleri aracı hayal güçlerine ve zevklerine uygun şekilde tasarlayabilecekleri dijital deneyim alanımız mevcuttur. Servis hizmeti alırken satış danışmanlarımız ile birlikte istediğiniz aracı dijital deneyim alanında tasarlayabilirsiniz.

İKAME ARAÇ HİZMETİ Aracını servisimize bakım veya onarıma getiren müşterilerimizin memnuniyetini ön planda tutarak araç onarım durumuna göre ikame araç tahsis etmekteyiz. Müşteri memnuniyeti adına sağlamış olduğumuz ikame araç hizmeti dışında, müşterilerimizin önerilerini müşteri ilişkilerine iletmeleri halinde değerlendirmekten memnuniyet duyarız.

HAVAALANI Konumumuz havaalanına çok yakın, müşterilerimiz şehir dışına seyahat ederken araçlarını bakım veya onarım için servimize bırakabiliyorlar.

BİZİ SOSYAL MEDYA SAYFALARIMIZDAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ;

mengerler.egemer

mengerleregemer

mengerleregemer

mengerler-egemer

Onlar seyahatlerini tamamlarken, bizler de araçları ile ilgileniyoruz. Hem araçlarının bakımlarını yapmış oluyoruz hem de seyahat dönüşüne kadar ücretsiz otopark hizmetimizden yararlanmış oluyorlar. Çalışma saatlerimiz içinde aracını bize teslim eden müşterilerimiz dilerlerse, hava alanı transferlerini gerçekleştiriyoruz. Müşterilerimizin seyahat dönüşü sonrasında, havaalanından şirketimize olan taksi ile transfer ücretini de karşılıyoruz.

Adres: Akçay Caddesi 698 Sok. No:2 / Gaziemir - İzmir Tel: 0232 274 66 66


KALİTELİ VE ÖZEL TASARIM ÜRÜNLERİ İLE

YAŞAM ALANLARINIZI GÜZELLEŞTİREN PERİÇE HOME ARTIK YENİ ADRESİNDE

H

izmet vermeye ilk olarak 2012 yılında Bostanlı’da başlayan Periçe Home, uzun yıllardır ürünlerinin çeşitliliği ve kalitesi ile müşterilerini memnun etmeye devam ediyor. Artık yeni adresinde daha fazla ürün çeşidi ile hizmet vermeye devam edecek olan Periçe Home’da eviniz için aradığınız birçok şeyi bulabilirsiniz. Seçmekte zorlanacağınız birbirinden güzel ev aksesuarları, mutfak ürünleri, masif mobilyalar ve aydınlatmalar gibi pek çok seçenek bulunuyor. Periçe Home’un yeni adresi Bostanlı büyük Migros’un karşısında yer alıyor.

Farklı renk ve modelleri bulunan aydınlatmalar


İtalya’dan gelen özel tasarım el işçiliği 72 parça yemek takımı Özel tasarım masif ahşap mobilyalar

Ürünlerinin birçoğunu İtalya’dan getiren Periçe Home, aynı zamanda Türkiye’nin seçkin markalarıyla da çalışıyor. Bu sebeple mağazanın içine girdiğiniz andan itibaren ürünlerin kalitesinin dikkat çekiyor olması kaçınılmaz oluyor. Birbirinden şık masif mobilyalar, sehpalar, büfeler ve dresuar çeşitlerini bünyelerinde bulundurmalarının yanı sıra, kişiye özel sipariş alarak müşteri memnuniyetini ikiye katlıyorlar. Kendi evinize veya sevdiklerinize hediye seçmek için mutlaka Periçe Home’a uğrayın, aradığınızdan çok daha fazlasını bulacaksınız.

PERİÇE HOME Adres: 1735 Sok. No:169/A Bostanlı - Karşıyaka - İzmir (Bostanlı büyük Migros karşısı) Instagram: @perice.home


Hastalık 2-14 gün süren kuluçk a döneminden sonr a mevsimsel grip gibi başlamakta, ateş, baş ağrısı, gözlerde yaşarma, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük gibi üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları ortaya çık armaktadır.

TÜM DÜNYAYI TEHDİT EDEN

CORONA VİRÜSLER

C

oronavirüsler (CoV), soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERSCoV) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromuna kadar (SARS-CoV) ciddi hastalıklara neden olan büyük bir virüs ailesidir. Coronavirüs (nCoV), daha önce insanlarda tanımlanmamış yeni bir virüstür. Çin’in Hubei Eyaleti, Wuhan Şehrindeki çeşitli pnömoni vakalarından sonra, Çinli yetkililer yeni bir virüs tespit ettiklerini doğruladılar. Yeni virüs, geçici olarak “2019-nCoV” olarak adlandırılmıştır. Solunum, sindirim ve boşaltım organlarını etkileyen virüsün insandan insana bulaşması, genellikle sağlıklı bir insanın

enfekte bir insanın vücut salgılarıyla temas etmesi sonucu mümkün olmakta, ancak virüsün ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak, öksürük, hapşırık veya el sıkışma gibi durumlarda da bulaşma gerçekleşmektedir. Virüs, enfekte olmuş bir kişinin temas ettiği bir yere ve/veya eşyaya dokunmanız, ağzınıza, burnunuza veya gözlerinize temas ettirmeniz halinde bulaşabilir. Dünya Sağlık Örgütünün insanların kendilerini ve etrafındaki kişileri hastalıktan nasıl koruyacakları konusunda verdiği bilgiler doğrultusunda; • Alkol bazlı el dezenfektanı veya sabun ve su kullanarak elleri sık sık

temizleyin; • Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu dirseğiniz veya mendil ile kapatın ve mendili derhal atın, ellerinizi yıkayın; • Ateş ve öksürüğü olanlarla yakın temastan kaçının; • Ateş, öksürük ve nefes almada zorluk yaşıyorsanız erken tıbbi yardım alın ve önceki seyahat geçmişinizi sağlık uzmanınızla paylaşın; • Halen yeni coronavirüs vakalarının yaşandığı bölgelerde canlı pazarları ziyaret ederken, canlı hayvanlarla ve hayvanlarla temas eden yüzeylerle doğrudan korumasız temastan kaçının; • Çiğ veya az pişmiş hayvansal ürünlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.


Çiğ et, süt veya hayvan organları, gıda güvenliği uygulamalarına göre pişmemiş gıdalarla çapraz kontaminasyonu önlemek için dikkat edin. • Kalabalık ve kapalı ortamlarda maske kullanın. Yanınızda maske ve tek kullanımlık mendil bulundurun.

yanında bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye çalışmalıyız. Düzenli uyku ve beslenme, stresten uzak durmaya çalışmak ve bol sıvı tüketimi bağışıklık sistemimizi korumanın yollarından. Düzenli egzersiz yapmak ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak bağışıklık sistemimiz için önemlidir.

Yaşlılar, kronik hastalığı olan bireyler, hamileler ve çocuklar diğer virüs salgınlarında olduğu gibi daha fazla risk altındadır. Bu nedenle bu bireylerin yukarıda bahsedilen önlemlere mutlaka dikkat etmeleri ve maske kullanımına özen göstermeleri gerekmektedir.

Hastalık 2-14 gün süren kuluçka döneminden sonra mevsimsel grip gibi başlamakta, ateş, baş ağrısı, gözlerde yaşarma, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük gibi üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları ortaya çıkarmaktadır. Yüksek ateş ve öksürüğe eşlik eden nefes darlığı işaret olabilir. Bazı hastalarda bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı gibi şikayetler görülebilmektedir. Halen tedavisi ve aşısı bulunmayan bu hastalık için korunma önlemlerinin

Yalı Mah. 6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir

Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Merkez: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR

Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)

Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)

www.talatpasatip.com


Genital estetik uygulamaları zor uygulamalar değildir. İhtiyacı olan hastalarımızın, kişisel özgüvenini artırmak ve cinsel hayatında konforu sağlamak açısından gereklidir.

OP. DR. NURDAN YILDIZ

GENİTAL ESTETİK NEDİR?

P

sikolojik, sosyolojik, fizyolojik, hijyenik, estetik ve seksüel problemlere yol açabilen, kadınların dış ve iç genital organlarında, doğuştan ya da sonradan çeşitli sebeplerden dolayı oluşan şekilsel bozuklukların giderilmesi için yapılan tedavilerdir. Genital estetik tedavi yöntemleri *Cerrahi uygulamalar, *Lazer uygulamaları, *Medikal uygulamalar olabiliyor.

EN SIK GÖRÜLEN ŞİKAYETLER: Bazı hastalarımız gerçekten şikayeti olduğu için geliyor, bazı hastalarımız da çekindiği, utandığı için şikayet olarak dile getirmese de, muayene esnasında biz farkına varınca şikayetlerini paylaşıyorlar. Küçük dudakların büyük dudaklardan daha büyük ve/veya asimetrik olduğu durumlarda, en sık görülen sağlık problemleri: kötü kokulu akıntı, sık tekrarlayan vajinal enfeksiyon, idrar yolu enfeksiyonu, giydiği kıyafete sürtünme yarattığı için genital bölgede ağrı, hassasiyet ve tramvatik yaralanmalar gibi sağlık problemleri olabiliyor. Aynı zamanda bu problem nedeniyle özgüven eksiklikleri de oluşabiliyor. Bu yüzden genç kızlarımızda flört edememe, evlenme korkusu yaşanabiliyor. Evli olan

hastalarımız da cinsel problemler yaşayabiliyorlar. Dar kıyafetler giyildiğinde -tayt, bikini gibi- hoş olmayan görüntüler oluştuğundan hastalarımız şikayet edebiliyor.

Vajınanın genişlediği durumlarda ise en sık gördüğümüz sağlık problemleri; vajinal enfeksiyonlar, akıntı, koku, cinsel birleşme esnasında zevk alamama ve bazen de kontrolsüz bir şekilde vajenden gaz çıkma durumları, idrar kaçırma veya büyük tuvaletini yaparken zorlandığı için vajinanın arka duvarına bastırma ihtiyacı olabiliyor. Bütün bunlar yaşanırken işin bir de psikolojik boyutu oluyor. Çünkü yaşanılan özgüven eksikliği, evliliğinde de bazı cinsel problemlere yol açabiliyor. Doğumda epizyotomi sonrası atılan dikişler, bazı hastalarımızda kötü iyileşebiliyor ve skar bırakabiliyor. Skar dokusu da hastalarımızda ağrı, acı, hassasiyet ve cinsel birleşememe gibi şikayetlere yol açabiliyor. Bu sebeplerden dolayı hastalar kadın doğum uzmanlarına bunları düzelttirmek için başvurabiliyorlar. GENİTAL ŞEKİL BOZUKLUKLARIN NEDENLERİ? Genital organlardaki şekil bozukluklarının çeşidine göre nedenleri değişiyor. Labia minus dediğimiz iç dudakların büyük ve asimetrik olduğu

durumlar genelde doğuştan görünse de gebelik gibi hormonal durumların değiştiği durumlarda, yapılan doğum sayısıyla alakalı olarak da iç dudaklar büyüyebiliyor. Vajinanın geniş olması ise; yaşla birlikte kollajen dokunun azalması, menapozda östrojen hormonunun azalması, gebelikte hormonal değişimler, hızlı kilo alıp verme, bebeğin yaptığı baskı, çok doğum, zor doğum, müdahaleli, vakumlu doğumlar, kilolu bebek doğurma sebeplerinden dolayı da vajina genişleyebiliyor. GENİTAL ESTETİK UYGULAMALARINDA HER HANGİ BİR YAŞ GRUBU VAR MI? Labia minusların büyük olduğu durumlar daha ziyade doğuştan olduğu için, en fazla genç kız gruplarımız ve evlenme korkusu yaşayan gençler. Bu hastalarımızı, bekar olsalar da ameliyatlarını yapabiliyoruz ve kızlık zarına kesinlikle zarar vermiyoruz. Labia minusların büyük olma durumlarını daha çok genç kızlarda görsek de ileri yaş gruplarında da değişik faktörlerden dolayı talep görüyoruz. Vajinoplasti uyguladığımız hastalarımız, daha ziyade 40 yaş ve üstü. Çünkü ilerleyen yaş ile birlikte kollajen doku azalıyor ve vajende sarkma meydana geliyor.


SAĞLIK GENİTAL ESTETİK AMELİYATLARI NELERDİR? • Labiaminoraplasty (Küçük dudakların simetrik olarak küçültülmesi) • Labiamajoraplasty (Büyük dudakların küçültülmesi, yeniden şekillendirilmesi) • Clitoral hood reduction (Klitoris küçültülmesi ve şekillendirilmesi) • Vaginoplasty (Vajina daraltma) •Perineoplasty (Perine bölgesinin düzeltilmesi) • Hymenoplasty (Kızlık zarı onarımı) • Revisionsurgeries (Eski ameliyat skarı düzeltme) GENİTAL ESTETİKTE ALTERNATİF YÖNTEMLER VAR MIDIR? • Laser Terapi Vajınal daraltma İdrar kaçırma tedavisi Genital beyazlatma ve gençleştirme Vajınal atrofi tedavisi • G-Noktası büyültme Hyaluronik asit dolgu Kendi yağ dokusu ile dolgu PRP uygulama • Genital bölgenin yenilenmesi: Kök hücre uygulaması Genital PRP uygulama Mesoterapi Son zamanlarda çok popüler olan lazer uygulamaları var. Lazer uygulamalarında termal etkiyle birlikte vajen epitelinin bağ dokusunda kollajen ve elastinin sentezini arttırarak vajinanın yenilenmesine, sıkılaşmasına yardımcı olabiliyoruz. Vajınasında genişlik hissi olan hastalarda lazer uygulaması alternatif bir yöntemdir. Bunun yanında idrar kaçıran hastalarda lazer uygulamalarıyla başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Menapoz durumunda vajinada kuruluk ve ciddi sağlık problemleri olabiliyor, lazer ile vajinadaki kuruluk durumunu giderebiliyoruz. Gebelik, doğum gibi hormonal etkiler sebebiyle, hastaların vücutlarının değişik bölgelerinde renk değişikliği olsa da, genital bölgesinde kararma çok daha fazla oluyor ve lazerle vulva beyazlatma tekniği ile rengi açabiliyoruz. Bunun yanında labia majus dediğimiz büyük dudaklarda da bazı sıkıntılar olabiliyor. Yaşın ilerlemesi, kilo alıp vermeyle birlikte labia majuslarda (büyük dudaklarda) çökme, büzüşme, sarkma gibi şekilsel bozukluklar oluşabiliyor. Eğer hastalar bu durumdan rahatsızlık duyuyorsa cerrahi teknikle büyük dudakları küçültüp yeniden şekillendirilebiliyor. Cerrahi dışı alternatif yöntem olarak labia majuslarda sarkma varsa kişinin

kendi yağ dokusu kullanarak ya da Hyaluronik asit ile dolgu yapılabiliyor. Dış genital bölgeye PRP tekniği kullanılabiliyor. Hastalarda cinsel isteksizlik, haz alamama, orgazm olamama gibi bir sıkıntı var ise kendi kanından elde edilen plazmayı PRP tekniği ile ya da dolgu malzemeleri ile G-noktası bölgesine uygulayarak, G noktasını büyütürek duyarlılığını artırıp, orgazm olma duyusu arttırılabiliyor. KADINLARIMIZ NEDEN İDRAR KAÇIRIR ? İdrar kaçırmanın birçok sebebi olsa da kadınlarımızda en çok stres tip idrar kaçırma dediğimiz karın içi basıncın arttığı öksürme, gülme, ıkınma gibi durumlarda olan idrar kaçırma çeşidini görüyoruz. Bunun en sık sebebi, kişinin kendi zayıf bağ dokusu nedeniyle, mesane tabanını, mesane boynunu ve idrar borusunun altını destekleyen vajen dokusunda sarkma meydana gelmesidir. Menapoz döneminde östrojen hormonunu yitirdiğimiz zaman, bu sarkma daha da artabiliyor. Üzerine çok doğum, çok gebelik, zor doğum, kilolu doğum, vakumlu doğum eklendiyse idrar kaçırma durumu kaçınılmaz bir hal alıyor.

Günlük hayatına devam edebiliyor. Sonrasında da istirahate gerek olmuyor. 10 gün kadar cinsel perhiz öneriyoruz. Biraz akıntı olabiliyor ve bu konuda da ekstra bilgilerle yönlendiriyoruz. GENİTAL ESTETİK DÜŞÜNEN KADINLARA ÖNERİLER NELERDİR ? Eğer hastalarımız, gerek fizyolojik gerekse psikolojik sebeplerden dolayı genital estetiğe ihtiyaç duyduklarını hissediyorlarsa; öncelikle konu hakkında tecrübe sahibi olan hekimlerine muayene olmalarını, ardından tüm içtenliklerinle, hiçbir şey saklamadan çekinmeden şikayetlerini ve tedavi sonrası beklentilerini dile getirmelerini ardından da kendileri için en uygun tedavi şeklini seçmelerini öneriyorum. Genital estetik uygulamaları zor uygulamalar değildir. İhtiyacı olan hastalarımızın, kişisel özgüvenini artırmak ve cinsel hayatında konforu sağlamak açısından gereklidir.

LAZER TEDAVİSİYLE GENİTAL ESTETİK AĞRILI BİR İŞLEM MİDİR ? Lazer tedavisiyle genital estetik ağrılı bir işlem değildir. Ama hastayı rahatlatmak adına lazer uygulanacak bölgeye, lokal anestezi kremleri uygulanıyor. İşlemden sonra, hasta hemen ayağa kalkabiliyor. GENİTAL ESTETİK UYGULAMA METODLARI ARASINDA ÜSTÜNLÜK VAR MI? Genital estetik uygulamalarında medikal, cerrahi, lazer teknikleri vardır. Hastanın şikayetleri, yapılan uygulamadan sonraki beklentileri ve hekimin yaptığı muayene bulguları sonucunda ortak karar ile en doğru yöntem seçilir. Hastaya göre tedavi söz konusudur.

Adres: Yalı Mah. 6523 Sok. 32/B Blok 5. Kat D: 517 Park Yaşam Ofisleri / Mavişehir İletişim: 0542 833 20 47 - nurdanyldz@hotmail.com

www.drnurdanyildiz.com

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.


KİLO VERMEDE DÜŞÜK KALORİLİ DİYETLER

E

Size özel beslenme progr amları

n ideal, en sağlıklı, en doğru beslenme şekli size özel olandır. Yaşam tarzınıza, iş ve çalışma saatlerinize, tüketebildiğiniz ve tüketemediğiniz besinlere, yaşınıza, sağlık durumunuza, kullandığınız ilaçlara, fiziksel aktivite durumunuza ve varsa gebelik - emziklilik gibi özel durumunuza göre şekillenecek, spesifik bir diyet olmalıdır. İhtiyacın karşılanması, kilo yönetiminizin doğru şekilde planlanması yönünden de ciddi önem arz eder. İnternetten bulunan

diyetlerle, arkadaş tavsiyesi ile öğrenilen bilgilerle kilo vermekalmak mümkün değildir. Sürekli devam edilmese de, belirli aralıklarla diyetisyene başvurulması, bir uzman tarafından hazırlanan programa uygun beslenilmesi en sağlıklı ve kilo yönetimini sağlamada en başarılı yöntemdir.

Çok düşük kalorili diyetler kilo verdirir mi?

Ne yazık ki toplum olarak yanlış bir algımız var bu konu ile ilgili. Ne kadar az yersem, o kadar zayıflarım

düşüncesi ile uzun açlıklar, çok düşük enerji, makro ve mikro besin ile beslenme biçimi önceki yıllarda olduğu gibi son zamanlarda da popülerliğini sürdürmekte. Ancak organların, beynin, vücut sistemlerinin doğru şekilde çalışabilmesi için alınması gereken minimum enerji sağlanmadığı takdirde kalıcı kilo vermek mümkün değildir. Çünkü bazal enerji alınmazsa vücudumuz bu durumu bir nevi kıtlık dönemi gibi algılar ve yağ yakımını, diğer bir deyişle kilo vermeyi durdurur.


BÜŞRA DONAT ERGİN’in ŞUBAT AYI TATLI TARİFİ: Tatlı ihtiyacına iyi gelen kakaolu ve kuru meyveli kurabiyemizi denemelisiniz. Besinlerden alınan ve yetersiz olan enerjiyi depolar ve zor zamanlar için saklar. En sağlıklı ve etkili kilo yönetimi, bir beslenme uzmanının belirlediği enerji doğrultusunda, bazal enerjinin altına düşülmeyecek, kişiye en uygun ve sürdürülebilir diyetleri uygulamak, bu beslenme düzenini yaşam tarzı değişikliği haline getirmektir. Doğru beslenmenin en önemli kriterleri dengedir. Uyguladığınız diyette her besin grubuna yer vermelisiniz. Karbonhidrat, protein ve yağ dengeli biçimde dağılmış olmalıdır. Sağlıklı bireylerde meyve, sebze, ekmek grubu, süt grubu, yumurta ve et-kurubaklagil grubu besinlere günlük olarak yer verilmelidir. Sıvı tüketimi kış ayrında da ihmal edilmemeli, beden ağırlığına göre gerekli miktarda su içilmelidir. Çay veya kahve tüketimi, içilmesi gereken su hesabından dışarıda tutulmalı, hatta diüretik etkiye sahip içecekler olduğundan, her bir fincan için 1 bardak su ilave edilmelidir.

Malzemelerimiz: 1 su bardağı kadar kuru incir 1 su bardağı fındık 1 yumurta 1 yk kakao Tarife bakacak olursak: Kuru incirleri yumuşayana dek ılık suda bekletin. Fındık ve kuru meyvenizi küçük parçalar haline gelene kadar rondodan geçirin. Büyük bir kaba yumurtayı, kakaoyu ve incir-fındık karışımını ekleyip tüm malzemleri karıştırın. Bir fırın tepsisine yağlı kağıt serip karışıma şekil vererek dilediğiniz büyüklükte yerleştirin. Önceden ısıtılmış fırında, 180 derecede 15 dakika kadar, fırınınızın ayarına göre takip ederek pişirin. Afiyet olsun. Müthiş lezzetli kurabiyeler sizi bekliyor!

Basit şeker tüketimi kısıtlı; toplam enerjinin %5’ini geçmeyecek şekilde sağlanmış olmalı. Zaman zaman her birimiz tatlı besin tüketimine ihtiyaç duyarız, arada tüketilen porsiyon kontrolü sağlanmış sütlü tatlılar göz ardı edilebilir. Öte yandan şekersiz tarifler, temiz içerikli olacağından gönül rahatlığıyla tüketilebilir ve şeker ihtiyacını yönetmede etkili olabilir. Bu ay dört malzemeli şekersiz ve unsuz, 15 dakikada hazır kurabiye tarifimiz sizlerle.

DONAT BESLENME & DİYET DANIŞMANLIĞI Adres: 6523 Sokak No: 32/B Daire: 301 Park Yaşam Ticaret Merkezi, Yalı Mah. Mavişehir / İZMİR Tel: 232 504 48 12 GSM: 505 426 96 36 www.busradonatergin.com instagram: busradonatergin


Ücretsiz

VÜCUT ANALİZ

imkanından hemen yararlanın Diyetisyenlerin kullandığı ölçüm cihazı ile detaylı olarak vücudunuzun yağ oranı, kas oranı, metabolizma yaşı ve metabolizma hızını öğrenin.

SPORA UZUN VAKİT AYIRAMAYANLARIN

KURTARICISI 20 dakikalık EMS antrenmanı ile 4 saatlik spor etkisi

LetsFit markası spor dünyasının son trendini İzmirlilerle buluşturdu. Mavişehir Park Yaşam Ofisleri’nde hizmet veren LetsFit; kablosuz ve özel bir kıyafet olan Biosuit yardımı ile spor yapmaya vakit ayıramayanlara kısa sürede etkili bir spor imkanı sunuyor. Bu hizmeti İzmirlilerle ilk kez buluşturan Bülent Kapusuz ve Tamer Kandemir, kısa sürede yakaladıkları müşteri memnuniyetini arttırarak devam ettirmek için çalıştıklarını dile getirdiler.

(EMS) Elektriksel Kas Uyarımı sistemiyle spor yaparken, akımlar kesinlikle kalp ve diğer organlarınıza ulaşmıyor. Akımlar yalnızca kaslara ve yağ kitlesine etki ediyor.

Sağlıklı, güvenilir ve kanıtlanmış sistem.


ARTIK İZMİR’de

Kablosuz teknoloji sayesinde özgürce sporunuzu yapın.

20 dakikada 4 saatlik spor etkisi EMS SİSTEMİ NEDİR?

Bu yaza fit girin!

(ELECTRO MUSCLE STIMULATION)

EMS’nin pasif jimnastik ile bir bağlantısı yoktur. Özel bir kıyafet (Biosuit) yardımı ile vücuda verilen akımlarla tüm kasların aynı anda çalışmasını sağlayan ve 20 dakikada 4 saatlik spor etkisi yaratan, kişilere 1500 ile 3000 kalori harcatabilen kas uyarım sistemidir.

NEDEN LETSFİT?

- Randevu sistemi ile tüm stüdyolarımızda size özel hizmet - Kişiye özel antrenör eşliğinde kişiye özel antrenman - kişiye özel diyetisyen programı ile kilo verme - 20 dakikalık EMS antrenmanı ile 4 saatlik spor etkisi - Hijyen standartlarının en üst düzeyde olduğu stüdyolar - ISO 9001 Kalite yönetim sertifikası onaylı konsept Kısaca; spor ve beslenme ile ilgili eşsiz bir deneyim için sizleri LetsFit’e bekliyoruz! #akımasendekatıl

Bülent Kapusuz

EMS Trainer Aslıcan Özdim

Eklemlerde sıfır yük, kaslarda maksimum çalışma ilkesiyle sakatlık riskinin olmadığı, güç artışı - denge - esneklik - dayanıklılık - patlayıcı güç - sıkılaşma - incelme - selülit ve hafif dolaşım bozukluklarının giderilmesi - masaj - fizik tedavi sırt, bel, boyun ağrıları - ideal fiziğe kavuşma, daha sağlıklı bir yaşam ve yüksek standartlı hayat hedefine ulaşmayı sağlayan yeni nesil spor teknolojisidir.

Adres: Park Yaşam Ofisleri Yalı Mah. 6523 Sok. No: 102/B Blok Mavişehir Tel: 0232 502 35 55

Gsm: 0538 570 53 45 Instagram: letsfitmavisehir


YAKAMOZ BEAUTY PARK

ALERJİ VE SOĞUK ALGINLIĞINDAN MI ŞİKAYETÇİSİNİZ?

BEL VE BOYUN FITIĞI AĞRILARI MI ÇEKİYORSUNUZ?

SCIO TERAPİ İLE TANIŞIN!

T

ravmalar, zorlamalar, kazalar veya yaşlandıkça diskin merkezi su içeriğini kaybetmesi gibi sebepler boyun fıtığına sebep olur. Yine aynı şekilde bel fıtığı da omurgalar arasında, amortisör görevi gören disklerin zorlama, düşme, ağır kaldırma ya da zorlanması sonucu kayması veya yırtılması sonucu meydana gelir. Kaymış - yırtılmış disk olarak da adlandırılan bel

fıtığı, zayıflamış veya yırtılmış diski zorlayarak omurilikten çıkan sinirler üzerinde bir basınç oluşturur; bu da şiddetli ağrılara neden olabilir. Bu ağrılarla baş etmek oldukça zordur ve kişinin yaşam kalitesini düşürür. Daha kaliteli bir yaşam sürmek istiyorsanız size enerji beden çalışmalarını deneyimlemenizi öneririm...

Atakent Sağlıklı Yaşam Kompleksi’nde Scio Terapi, kozmik enerji, homeopati ve süschler tuzları uygulamaları ile depresyon, stres, alerji ve daha birçok sizi rahatsız eden sırt ağrıları, bel fıtığı ağrıları, boyun fıtığı ağrıları, baş ağrıları, sık sık soğuk algınlığına yakalanma ve uykusuzluk gibi konfor alanınızı bozan durumların ortadan kolaylıkla kalkmasına yardımcı oluyoruz.


LAZER EPİLASYON

İstenmeyen tüylerimizin kalıcı çözümünde kullanılan epilasyon yönteminde; hijyen uygulama, uygulama alanının yanmaması, ve profesyonel kişiler tarafından uygulama yapılması son derece önemlidir. Siyah kıl ve beyaz ten, epilasyon yönteminde başarıyı yükselten en önemli kriterdir. Bunun dışında kalan sarı, kızıl kıl yapısında süreç biraz daha uzar ve başarı diğerine göre daha az olabilir. Erkekler de lazer epilasyondan rahatlıkla yararlanabilirler.

İNCELMEDE ÇOK İDDİALIYIZ... Çünkü incelme öncelikle travmalarda saklı... Travmalar ve geri planda çalışan maalesef ki kişilerin farketmediği stres, depresyon kişilerin zayıflayamamalarına, zayıflasalar bile çok hızlı geriye daha fazla kilo ile dönmelerine neden olmaktadır... Konforlu, keyifli, anlayarak, görerek, bilerek ve eğlenerek İN CE Lİ YO RUZ ....

Sports : 2040 Sk. No:3 Mavişehir (Sports International içi, üyelik zorunlu değildir.) Atakent: 6471 Sk. No:8 Mavişehir

Yakamoz Beauty Park


ULUOĞLU 6 ŞUBESİ İLE HİZMETİNİZDE

A

takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.

*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Çiğli *Hatay *Karataş


Gaziantep

tatlı anlar

ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN

15 yıldır kalitemizden ödün vermeden ŞUBELERİMİZ sizlerle birlikte olmanın gururuyla

Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 ŞUBELERİMİZ Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 3527 Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27

CaherDudayev Dudayev Blv. Atakent Caher Bul.No:93/A No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 0(232) 336 Tel: 33635352727


Arfa Image Arfa Image, düğün, organizasyon, açılış ve okulların fotoğraf çekimleri, dış çekim ve stüdyo çekimleri, her yaz sezonunda 40’ın üzerinde gelin damat albüm çekimleri, ehliyet, kimlik, pasaport ve vize fotoğrafı çekimleri, vesikalık çekimleri gibi hizmetleri profesyonel olarak vermektedir.

Volkan Çakır

2

000 yılında Bostanlı Şehitler Bulvarı’nda açılan Arfa Image, bahçesinde bulunan havuzda bakımını üstlendiği su kaplumbağaları ile İzmirlilerin sevgisini kazanmış başarılı bir fotoğraf stüdyosu. Yıllardır müşterilerine bağlı, kaliteli ve güvenilir hizmet veren Arfa Image daha verimli çalışabilmek için haftanın 7 günü 08:30-20:30 saatleri arasında açık.

PASAPORT FOTOĞRAFI Biyometrik vesikalık fotoğraflar, standartları ICAO tarafından belirlenen ve makinede okunabilen seyahat belgelerinde kullanılan yüksek kaliteli, belli ölçüleri ve özellikleri olan ve yüz biyometrisinin tespit edilebildiği fotoğraflardır. Başvuru sırasında kullanılacak fotoğrafların tarayıcı tarafından algılanabilmesi için mutlaka 50 mm x 60 mm ebatında olması gerekmektedir. Bu nedenle İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü

tarafından tavsiye edilen vesikalık fotoğraf ebatı 50 mm x 60 mm olarak belirlenmiştir. Bu ebatlardan daha küçük ebatlarda fotoğraf getirilmesi halinde başvuru tamamlanamamakta veya başvuru tamamlansa bile bu pasaportlar tanzim sırasında kalite kontrolden geçemediği için iptal edilebilmekte, bu durumda da yeniden başvurmanız gerekebilmektedir. SCHENGEN (BİOMETRİK) İstisnai durumlar dışında Schengen ülkeleri 35x45 mm ölçülerinde biometrik fotoğrafları, vize işlemlerine kabul etmektedir. Biometrik fotoğrafta olması gereken özellikler; •Maksimum son 3 ay içinde çekilmiş olmalı •Kişinin güncel halini temsil etmeli •Pasaportunda, daha önceki vizelerinde kullanılmamış olmalı •Rötuşsuz, yüzde gölge olmayan beyaz fon üzeri olmalıdır.

Adres: Şehitler Bulvarı No:52/B Bostanlı Tel: 0232 337 34 97 Gsm: 0541 521 9842


Taze ve lezzetli

U

zun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 5 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, muhteşem lezzetlerini sunmak için sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz.

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060

www.atolyetat.com


Melike Baykara Birinci Instagram: pisimel pisimelblog@gmail.com

“CEKETLER VE YÜKSEL BEL PANTOLONLAR SEZONUN YILDIZI OLMAYA DEVAM EDİYOR”

BUKİKA BUTİK İLE KOMBİNLER

2019 & 2020 sonbahar kış trendleri denilince aklıma ilk sırada gelen görünümlerden biri ceket ve pantolonlar. İster takım şeklinde, ister farklı farklı parçaları bir araya getirerek olsun, bu look hiç şüphesiz ki açık ara önde ve daha uzun süre trend olmaya devam edecek. Bu sayıda ben de kombinlerimi bu modaya uygun iki farklı görünümle hazırladım ve “Bukika Butik” bana sponsor oldu. 2016 yılından bu yana Karşıyaka Bostanlı’da hizmet veren; Genç ve dinamik bir tarzı benimseyen Bukika artık kendi jeanlerini de üretmeye başladı. Dört aydır kendi isimleriyle çıkan jeanlerini ben de pötikareli ceketimle kombinledim. Yüksek bel ve aynı zamanda kesimi çok rahat olan jeanlerini kesinlikle denemelisiniz. 24

Şubat - 2020

“Bukika’nın kendi üretimleri olan yüksek bel jeanler, günlük hayatta şık olmayı sevenler için ideal”


www.mavisehirdergisi.com

Toprak tonlarındaki diğer kombinimi de yine Bukika’dan hazırladım; bol paça bir pantolon ve ceketi bir araya getirerek seçtim. Bu arada bol paça gelen pantolonların bu sezon oldukça trend olduğunu hatırlatmakta fayda var. Aksesuarlara da ciddi anlamda yer veren Bukika’ya yolunuz düşerse uğramayı unutmayın, kendi markalarını ilerletme yolunda başarılarının devamını dilerim :) Ayrıca Instagram hesaplarını da takip edebilirsiniz; @bukika.com.tr Şimdilik hoşçakalın.

“Bol paça pantolonlarınızı

isterseniz topuklu ayakkabılarla kombinleyerek şık davetlerde kullanabilirsiniz, isterseniz de botlarınızla kombinleyerek günlük hayata adapte edebilirsiniz.”

Şubat - 2020

25


Tolga Aybakan Makyaj Artisti & Güzellik Koçu Instagram: @tolga_aybakan

GELİN MAKYAJINDA TERCİHİM; MASUMİYET

H

erkese merhaba; Yaz yavaş yavaş yaklaşırken gelin makyajından bahsetmek istedim :) gelin makyajları çok seviniyorum ki artık doğallaştı, bence çok iyi oldu. Gelin makyajı benim için masum görüntüsü olması gereken bir makyaj. Tek bir rengin içinde (gelinlik) o masumiyeti kaybetmemek çok önemli, aslında sorumluluğu çok yüksek bir makyaj, düşünsenize; ömür boyu o fotoğrafa bakacak ve benim kulaklarımı çınlatacak :) o yüzden kötü çınlamaması için çok büyük bir titizlik ve samimiyet ile gelinlerimin makyajını yapıyorum.. Bir gelin makyajında benim için önemli olan sorularım vardır ; *Öncelikle nasıl görünmek istiyorsunuz? *Günlük hayatta nasıl makyaj yapıyorsunuz? *Kullandığınız ve asla vazgeçmedeğiniz renkler hangileri? 26

*Takı olarak ne takacaksınız ? *Gelinliğinizin modeli nasıl ? *Saçlarınızın modeli ve kullanacağınız aksesuarların rengi ve modeli nasıl ? *Ve tabiki düğününüz ya da nikahınız nasıl bir ortamda olacak ? İlk soru çok önemli, makyaj kıyafet gibidir ve onu taşımak lazım. Benim tercihim şuh görünümlü gelinler değil. Yani kırmızı ruj ya da koyu göz makyajı o masumiyeti bozuyor, isteyen gelinlere bu makyajı yapmadım mı? Yaptım :)) çünkü gün onun günü, ve nasıl mutlu olacaksa o şekilde görünmeli, neyse ki gelinlerim benim fikirlerimi de dinlerler ve orta noktada buluşuruz :) Peki bu makyajın detayları nasıl olmalı derseniz; öncelikle fondöten seçimi, rengi ve yapısı çok önemli. İnce, transparan, hafif, aydınlık ve ışıltılı bir ten makyajı olmalı. Şubat - 2020

Sorularımın arasında gelinin günlük hayatındaki makyajda kullandığı renkler de yer alıyor, zira günlük kullandığı renklerin hiçbirisini gelin makyajında kullanmamaya özen gösteriyorum. Alıştıkları değil alışılmışın dışında görmeliler gelinimi, alışılmışın dışında derken; değiştiren makyajlara da karşıyım. Makyaj şekil değiştirmek değil güzel yanları ortaya çıkarmaktır bunu hiç bir zaman unutmayın derim ;) Gözlerde çok yoğun yelpaze kirpikleri de tercih etmiyorum, hiç bir gelinime takmadım mı? Taktımmmm:)) Ama benim tercihim değil... Dudakları gelinliğin ve takıların ışıltısının devamı gibi düşünüyorum her zaman, çok mat ve dudak çizgilerini ortaya çıkaran rujlardansa, daha saydam ince dokulu ve ışıltılı dudakların bütüne daha uygun olduğu fikrindeyim. Çok hafif pembelik ya da şeftalilik çok tazelenmiş bir


www.mavisehirdergisi.com

görüntü verecektir, daha sarı alt tonlu dişlerde pembe, daha beyaz dişlerde şeftali tonları çok daha iyi bir gülüş sağlar... Gelin makyajındaki diğer takıntım da kulaklar. Evet yanlış okumadınız KULAKLAR :) mükemmel bir ten makyajının devamında kulakların kırmızı kalmasını hiç sevmiyorum, düşünsenize makyaj harika kulaklar kırmızı ve çok şık bir pırlanta küpe var... Çok yazık!! O yüzden ten makyajımın devamında yüz gibi kulakları da teni ile aynı renge getirmek BENCE önemli... Dediğim gibi gelin bir bütündür... Makyajın bitiminde vücut makyajı da bence gelin makyajı kadar önemli, 2010 yılında Dubai’de kontür makyaj eğitimi almıştım, o dönem Türkiye’de kontür vs trendi hiç yoktu. Şimdi anlıyorum ki ne kadar önemli detaylar öğrenmişim. Kontür sadece yüzü inceltmekten öte, vücut makyajında köprü kemiklerinin belirginleştirilmesi, göğüslerin

daha yuvarlark görünmesi, sırt bölgesindeki kürek kemiklerinin daha belirginleştirilmesi, omuz başlarına ışıltı koyarak daha yuvarlak bir görüntü sağlanması, hatta alt bacakların daha kaslı görünmesine kadar sihirli makyaj kontür teknikleri bulunuyor. Bence inanılmaz önemli olan en son detay parfüm seçimi. Kesinlikle ağır baharatlı parfümler tercih edilmemeli ( zevkler, renkler) tabi :) benim favorim çiçeksi akorlardan oluşan naif bir parfüm. Estee Lauder Beautiful klasik, tam bir gelin parfümüdür. Küçük bir tavsiye ;) Bu arada gelin makyajlarında boyadığım damatlarda çok oldu :) onlarında en büyük problemi yüzlerinin parlaması ve göz altındaki renk eşitsizliği. Pudra ve göz altı kapatıcısıyla küçük dokunuşlar yapmak lazım, hatta gelin ile ten renkleri yakın ise geline kullandığım Şubat - 2020

pudrayı kullanırım ki fotoğraflarda bütünlük tam olsun diye. Çok belli etmiyorum ama obsesif yanlarım yok değil :)) ama günün sonunda gelinlerim ile ayrılırken hep çok pozitif ve mutlu ayrılmışızdır. Çok değerli, çok önemli bir günde yanlarında olmak benim için çok özel.... aa bir de prova makyaj konusu var onu unuttum, gelin ile tanışmak ve öncesinde renklere karar vermek çok önemli, fakat nikah günü enerjisi ile yaptığımız makyajlar hiç bir zaman prova makyajında çıkmaz... O günün sihiri başka oluyor. Şimdiden 2020 gelinlerine mutluluklar diliyorum... 27


İzmir’de bir ilk! ÇOCUK FELSEFESİ

BİR ÇOCUK DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR L

Canan Tiryakigil

LUGO Okul Öncesi Eğitim Kurumları kurucusu Canan Tiryakigil profesyonel eğitim kadrosu ve planlanmış eğitim faaliyetleri ile 2-6 yaş sağlıklı gelişimini kendine misyon edinerek kurumlarını bu yönde yapılandırmıştır.

ugo Eğitim Kurumları’nda okul öncesi eğitim alan çocukların öncelikle güvenli, sevgi dolu olan ortamda birey kimliklerini bulmaları desteklenir. Bireysel kimliklerinin gelişimi, yapılanması tam zamanlı uzman psikolog tarafından takip edilir. Eğiticiler ve velilerle ortak tutumlar belirlenerek çocukların kendilerini gerçekleştirmeleri için bilinçli desteklemeler gerçekleşir. Bilimsel olarak kanıtlamıştır ki; bir insanın hayatındaki en önemli evre okul öncesi aldığı eğitim evresidir. Hedefimiz; Atatürk ve İnkılaplarını benimseyen bir nesil yetiştirmek. Ailemize katılmanızı bekliyoruz.


Sınıflarımızda aynı anda iki öğretmen eşliğinde hem Türkçe hem İngilizce eğitim verilmektedir.

Değerler eğitimi - Scamper çalışmaları Fen ve doğa etkinlikleri - Robotik kodlama Ritim ve orf - Tam zamanlı İngilizce MAVİŞEHİR LUGOKIDS

8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64 mavisehir@lugokids.com

KARŞIYAKA LUGOKIDS

Bahriye Üçok Bulvarı Latife Hanım Sk. No: 33/1 Karşıyaka Tel: 0232 323 24 00 Gsm: 0552 220 07 94 karsiyaka@lugokids.com


ALTAY “EN BÜYÜK MOTİVASYONUM MÜZİK”

İsmail Gökgez’in özel röportajı


www.mavisehirdergisi.com

Albümlerin alınmadığı ve her şeyin dijitalleştiği bir dünyaya doğru gidiyoruz. Sizce albüm çıkarılmalı mı? Albüm devri kapandı diye düşünüyorum. Ben bundan sonra albüm yapar mıyım? Yapmam. Maxi single yapar mıyım? Onu yapabilirim. O da nasıl? Klipleri çekerim. Hazırda klipler cebimde olur. Ondan sonra üçdört ay arayla yayınlarım. Yani bütün şarkılara klip çekerim diyorsunuz? Tabii, klip çekilmeyecek şarkıya artık yatırım yapmak doğru değil. Çünkü proje üretirken mesela 70’ler 80’ler gibi düşün, tek şarkılık longların yapıldığı plaklar. Şimdi ise insanlar dijital ortamda şarkılara çok hızlı ulaşabildiği için herkes tek tek dinliyor. Yani albümü almış olsa bile hem dijital ortamdan indiriyor veya bir portala üye oluyor oradan şarkıları dinliyor. Bu yüzden de tek şarkı yapmak daha mantıklı. Tek tek ama sık sık. Biz de mesela en kötü altı ay içerisinde bir şarkı

yapıyoruz. Yılda bir veya iki şarkı yapmış oluyorsun. O zaman da ne oluyor? Zaten eskiden yılda bir albüm yapıyordun albümlerine beş ya da altı klip çekiyordun. Yine aynı şey olmuş oluyor. Özel hayatınızda zor zamanlarınızı atlatmak için motivasyonunuz ne oluyor? İnsanın hayatında bütün duygular var. Bir defa şöyle başlar kişisel faktörlerden, ailesel ve çevresel faktörlere geçer zamanla. Hayat bütün duyguları sana yaşatıyor. Bunlardan kurtulmak için benim en büyük aracım, müzik. Ben müzikle iç içe olduğum zaman her şeyden kopabiliyorum, sahneye çıkmadan önce ya da stüdyoda çalışırken… Ayrıca şöyle bir şey var. Sahne daha bir üstü bunun. Özellikle sahnedeyken hiçbir şey beni etkilemiyor. Stüdyodaysam ya da konserdeysem sadece işim var. Konsantrasyonum o. Bir problemim olduğunda stüdyoyu erteleyebilirim ama sahneyi erteleme şansım yok.

O yüzden benim için müzik. Neden bu mesleği seçtim ki dediğiniz zamanlar oldu mu? Asla İsmail’ciğim asla. İyi ki bu mesleği seçmişim, iyi ki bu işi yapıyorum. Peki zorlandığınız zamanlarda ne düşünüyorsunuz? Sevdiğim bir işi yapıyorum ve iyisiyle kötüsüyle bu işi ben seçtim. Hiçbir gün ayaklarım geri geri giderek işe gittiğimi hatırlamıyorum. Zorluklar olmazsa başarının kıymetini anlayamazsın ve sevdiğin işi yapıyorsan böyle düşünmezsin... Hayranı olduğum için gittiğim herkese soruyorum. Ajda Hanım hakkında ne düşünüyorsunuz? Valla Ajda Hanım’ın hayranı olmayan var mı? Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir isim. İşine bu kadar özenli, insanlara bu kadar bağlı, hayata kendisine bu kadar saygısı olan, bütün adımlarını mesleğine göre atan bir kişi daha yoktur.

“ZORLUKLAR OLMAZSA BAŞARININ KIYMETİ ANLAŞILMAZ”

Şubat - 2020

31


Türkiye Cumhuriyeti’nde starlık kavramı varsa o Ajda Pekkan’dır. Her şeyiyle örnek aldığım bir isimdir. Çok sevdiğim üstatlar var: Kayahan, Sezen Hanım, Ajda Hanım, Nilüfer. Erkekler içinde kimi örnek alırsın dersen benim için Erol Evgin’dir. Meslektaşlarınızın samimi olduğunu düşünüyor musunuz? Samimi olanları da var olmayanları da var. Sana aa çok güzel olmuş bu şarkı deyip arkadan ne kadar kötü şarkı diyenler olabiliyor. Bu insanlığın içinde olan bir şey zaten sırf sanat dünyasına ait bir şey değil. Ama ben öyle değilim. Hemen söylerim düşüncemi pat diye. Şarkıcılar çok sık müzik şirketi değiştirirler ama siz öyle değilsiniz. Uzun zamandır Poll Prodüksiyon’la çalışıyorsunuz. O sinerjiyi nasıl koruyorsunuz? Biz projelerimizi büyük bir ekip olarak hazırlıyoruz. Gerek şirketimizde gerek benim ofisimde olsun çevresel faktörlerden de faydalanıp, arkadaşlarımıza, müzisyen dostlarımıza hiç müzikten anlamayan dostlarımızı da işin içine alarak bir şeyler düşünüyoruz. Çünkü asıl doğru onlarda onlar bizim gibi bakmazlar. Ben bir şarkıyı dinlediğim zaman alt yapısını dinlerim, uyumlu olmuş mu diye her şeyine bakarım. Onlar ise sadece şarkıyı dinler. Ama şirketle beraber yürürken iki tarafında mutlu bir şekilde yürüyor olması çok önemli. Yani karşı tarafa saygı gösterip, karşı tarafın da senin işine saygı göstermesi önemlidir. Orada çalışan bütün ekip arkadaşlarımız, ben şey diyorum çalıştığımız herkese mesailer, mesai arkadaşlarım derim. Biz hep birlikte güzel bir enerji yaratmaya çalışıyoruz. Bazı şarkılarımızda oluyor bu bazılarında olmuyor. Biz çok yükseliyoruz bazen mesela bütün ekip aa çok güzel olacak diyoruz olmuyor ya da yükselmediğimiz şarkı patlıyor. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler. Onaylıyor muyuz? Kesinlikle. Eşim benim her şeyim. Allah’ın bana verdiği en güzel şeylerden biri de eşim. 32

Şubat - 2020


www.mavisehirdergisi.com

Peki yeni şarkı çıkmadan önce dinletiyor musunuz? Benim en acımasız eleştirmenlerim eşim ve kızım. Beni yerden yere vuruyorlar. Çünkü onlar benim çok başarılı olmamı istiyorlar. Ama ben yine de inandığım şeyi yaparım. Sonra başarısız olursam da haklıymışsınız derim. Şarkıcı eşi olmak zordur. Belli ki Gülsün Hanım çok anlayışlı biri. Uzun yıllar süren bir birlikteliğiniz var. Anlaşamadığınız noktalar mutlaka oluyordur. Ne yapıyorsunuz o zamanlarda? Hayatta zaten iki insan farklı ortamlarda büyüyor yetişiyor ve gelişiyor. Sonra aşık oluyorsun. Bizim için önemli olan şey saygı ve ortak paydada buluşmak… Karşındaki insanda aynı değerlere önem vermiyorsa zaten aşk olmaz. İmkânı yok birlikte olamazsın. Ortak bir alanınızın olmadığı biriyle nasıl anlaşacaksın? Ayrıca bir evin içinde her konuda oturup konuşulabilmeli. Herkesin fikri alınmalı.

“İZMİR BENİ BAĞRINA BASTI” İzmir’in sizdeki yerini anlatır mısınız? Ben aslında 94 yılında İzmir’e gittim ve İzmirli hemşerilerim beni kendilerinden biri olarak görüp bağırlarına basıp beni büyütüp daha sonra tekrar İstanbul’a gönderdiler. Ben İstanbul’da çalışıyordum. İstanbul’dan İzmir’e bir işe gittim ve orada kaldım. Hala daha İzmir’le bağlantım vardır. En iyi arkadaşlarım İzmir’de yaşar, aile dostlarım vardır. Benim için kıymetlidir. Ben de İzmir’de yaşayan birçok insanın emeği vardır. Onların hepsine teşekkür ediyorum. Bir şey dikkatimi çekti. Zeytinburnu’ndan her röportajınızda bahsediyorsunuz. Nedeni çok seviyor olmanız mı? Seviyorum çünkü çocukluğum. Ben Rize’de doğdum. Doğduktan 60 gün sonra İstanbul’a geldim. İstanbul’da da Zeytinburnu’nda büyüdüm. Sonra 15’li yaşlarımda Bakırköy’e geçtim. Zeytinburnu çocuğuyuz. Öyle derler Şubat - 2020

33


Hesaplarımı ben kullanıyorum. Ama dijital bir çözüm ortağımız var. Onlar yardımcı oluyorlar. Fazla sevmiyorum, girmiyorum. Kendime zaman ayırmaya çalışıyorum. Zararları sizi korkutuyor mu? Sosyal medyayı kullanmasını bilirsen hem iyi hem de kötü. Nasıl televizyonun bazı kuralları varsa sosyal medyanın da kuralları olmalı. Bir gün bu olacaktır. İnanıyorum. İnsanlar tabii ki sosyal medyayı iyi kullanabilirlerse eğlenmek adına ya da geliştirmek adına güzel. Ama bu gidişatın düzeleceğini düşünüyorum. Çünkü bir gün gelecek yasakları olacak. Küfür ederek sokakta dolaşıyor musun? Hakaret ederek geziyor musun? Hayır. Ama sosyal medyanın içinde hepsi var. İşte bu yüzden bazı sınırları olması lazım.

ya. Benim için çok önemli olan iki yer vardır: Biri Zeytinburnu diğeri İzmir. Eğitim hayatındaki okul bırakmalar da dikkatimi çekti. Önce gemi sonra matematik sonra konservatuar… Hepsini denemek ve bırakmak. Zorunda mı kaldınız yoksa bir arayış içinde miydiniz? Ben çocukluğumda müzisyen olmak istiyordum ailem izin vermedi. Sonra Gemi Mühendisliği kazandım. Ama bir sene önce aynı bölümü yazdığım için Gemi Makine İstanbul Teknik Üniversitesi artı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ortaktı. O yüzden de iki sene üst üste yazamıyormuşsun. Bu sefer de matematik puanım yüksek diye Karadeniz matematiğe beni gönderdiler. Dedim ki ben ne yapıyorum? Müziği bu kadar çok severken ne işim var bunlarla dedim. 34

Sonra bıraktım geldim. Ailemden gizli konservatuar sınavlarına girdim. Kazandım, altı sene okudum mezun olamadım. Çünkü hocam Nedret Günbay benim kıymetli büyüğüm ellerinden öptüğüm, beni hayata hazırlayan benim hayatımda çok önemli öğretmenlerimin hepsinin en sonuncusu. Ve bana dedi ki; “git oğlum sen şu anda yaptığın işi yap.” İyi ki de demiş. Yoksa benim konservatuardaki arkadaşlarım daha operada sözleşmeliler, kadrolu değiller. Peki sonradan dışarıdan bitirmeyi düşündünüz mü? Hiç düşünmedim. Sosyal medyayla aranız nasıl? Kahveye benzetirsek sosyal medyayla benim aram sade. Şubat - 2020

Siz kendinizi koruduğunuz gibi çocuğunuzu da koruyabiliyor musunuz? Tabii ki. Benim kızım büyük ve çalışıyor. O da sosyal medya çılgını değil. 28 yaşında Allah’tan biz o dönemi atlattık. Vaaz verir gibi konuşmak istemiyorum ama anne babalara şunu söyleyebilirim çocuklara yemek yedirmek için önlerine telefon koymasınlar. Çocuğa bütün duygularını yaşatsınlar. Çocuğa yemek yedirmenin başka bir yöntemini bulsunlar, bu görevden kaçmasınlar. Bu bir kaçma aslında: kolaya kaçma. Lakin çocuğu monotonlaştırdıklarının farkında değiller. Ve otizmi tetiklediği kanıtlanmış. Özelikle 2 yaşına kadar çocukların önüne koyulan tabletler çocukların otizm ataklarını tetikliyor. Ne mümkün ki sizi kötü ya da olumsuz haberlerle görebilmek... Aslında çok güzel bir kariyer geçirmişsiniz geriye bakıldığı zaman. Hiç mi şöhretin ateşine kapılmadınız? Benim için en önemli değer aile. Bir de Allah bana o kadar güzel bir yol açmış ki ben neden kötü bir yola süreyim? Ya da egolarıma bu yolumu neden feda edeyim? Mütevazi bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. Her insan gibi ölümlü olduğumu


www.mavisehirdergisi.com

unutuyorum ve bu zaman diliminde çok iyi yaşamaya çalışıyorum. Ben de tabii ki iş yaparken stresli sinirli oluyorum, üzülüyorum, bazen gülüyorum ama bana verilenin ne olduğunu biliyorum. Ayrıca benim de zamanımın kısıtlı olduğunun farkındayım. Eğer insana saygı duymazsan insan da sana duymaz. Aynı şey işin için de geçerli. Sahnede nasıl bir Altay var? Müzisyen arkadaşlarıyla beraber kendisi eğlenmeye çalışan, eğlenirken de insanları mutlu etmeye gayret eden bir Altay var. Ben dünyaya insanları eğlendirmeye gelmişim diye düşünüyorum. Allah beni bunun için dünyaya göndermiş. Çalıştığımız yerler bize bir saat sınırlaması vermezlerse insanlar orada olduğu sürece biz şarkı söyleriz. Siz hiçbir tribüte albümde yoksunuz, neden? Teklifler geliyor. Ama ben şarkılarla alakalı kararsız kalıyorum. Söylemeli miyim yoksa söylememeli miyim diye düşündüm. Şöyle de bir şey var. Bu albümlerde niye yokuz diye de düşünmedim. Demek ki bizi düşünmemişler. Fenomenler, mankenler, oyuncular son dönemde şarkıcı oluyorlar. Sizce neden? Ben neden olduklarını bilmiyorum. Şunu biliyorum ki bir insan neyi yapmak istiyorsa yapsın. Çünkü bu dünyaya yaşamaya geliyoruz. Biz ona sen şunu yapabilirsin bunu yapabilirsin diyemeyiz. Bunun cevabını verecek olan dinleyicidir ya da izleyicidir. Mesleğe başladığımda da bugün de şöyle hiçbir zaman bakmadım aman başka iş yapıyormuş ve şarkı söyleyemez. Hayır söyleyebilir! Söylemek istiyorsa söylemeli. Yaptığı proje güzelse eğer insanlar bunu dinliyorlarsa o zaman devam eder. Değilse zaten yapmayı bırakıyor. O yüzden de çok başarılı olan arkadaşlarımız vardır.

Asla! Dinleyici neyi dinlemek istiyorsa o başarılıdır demektir. Ve o dinlediği şey yıllanıyorsa yani bir şarkı yapıp bırakmıyorsa o müziği hangi meslekten gelip yaptığının bir önemi yok. Ben oyuncuyum, şarkı da söylüyorum örnek Zuhal Olcay. Oyuncu olup sesi çok güzel olan arkadaşlarım var. Bu yüzden set koymamak lazım. Ben karar vermesi gereken insanların dinleyici olduğunu düşünüyorum.

Müzik dışında oyunculuk teklifleri de geliyor size. Oynar mısınız? Şu anda gelmiyor lakin zamanında çok geldi. Hele ilk popüler olduğum zamanlarda yapımcılarım yapmak istediler ama benim zamanım yoktu. Haftanın 7 günü şarkı söylüyordum. Ben şuna inanıyorum. Oynayabilecek kabiliyette biri değilim ve yapmak istemiyorum. Nokta bu kadar. Onu oyuncu arkadaşlar yapsın. Beni çekmiyor.

Tık’lar sizin için önemli değil, doğru mudur? Ben de bakıyorum tık’lara. Ama neye göre bakıyorum o önemli. Ben bir önceki şarkım ne kadar dinlenmiş bu şarkım ne kadar izlenmiş diye bakıyorum. Bir önceki şarkım 2 milyondu şu anki şarkım 3 milyonu geçti. Demek ki %50 daha fazla dinlenen bir şarkı yapmışım. Bu çok önemli benim için. Bu bir kıstas…

İsmail’e hayatı boyunca unutamayacağı bir şeyler söyleyin lütfen… Yaşadığımız zaman dilimi o kadar kısa ki aslında. Bir o kadar da uzun. Bunu yaşarken çok uzunmuş gibi düşün. Ama çok kısa olduğunu asla unutma. Sevdiğin işi yap, hiç kimseyi kırmamaya çalış. Ve asla ne olursa olsun hayatta sevmediğin hiçbir şeyi yapma. Zorunlu değilsen sen sevdiğin işi yap. O iş seni güzel yerlere götürecektir. Hayatında hiç kimseye pembe bile olsa yalan söyleme. Benim için bunlar en önemli şeyler. Hayatı yaşa. Hayat çok güzel çünkü. Zaten bir şekilde hayatın istediklerini yapmak zorunda kalıyorsun. Sen hayatı yaşa. Daha genceciksin.

Günümüzdeki tık’lara inanıyor musunuz peki? Doğru olanı da vardır. Çünkü Türkiye halkının çok genç bir nüfusu var. Neredeyse %60’a yakın. Genç nüfusun olması demek, evet dinleniyor anlamına gelebilir. Çünkü neden 1 telefondan 1 kere dinlenmiyor. Zaten bizim öyle bir durumumuz yok.

Peki bu durumun müziğin değerini düşürdüğünü düşünmüyor musunuz?

Sorularımı beğendiniz mi? Çok güzel bir röportaj oldu. Teşekkür ediyorum. Mavişehir Dergisi okurlarına saygılarımı sunuyorum.

İsmail Gökgez - Altay Şubat - 2020

35


EKİN EKİNCİ güzel sesi ve başarılı performansları ile geliyor!


Ekin kısaca bize kendinden söz eder misin? 20 yaşındayım. Aslında kendinden bahset denildiğinde ilk aklıma gelen şey hep müzik oluyor. Şarkı söylemeye olan ilgim ve yeteneğim nedeniyle çok küçük yaşlarda konservatuvar sınavlarına girdim ve MSGSÜ piyano bölümünü kazandım. Lisans öğrencisi olarak eğitimime devam ediyorum.

Çok gençsin, yolun uzun... Korkuların var mı gelecekten ya da şöhretten? Hiçbir korkum yok, olamaz da… Sadece merakım ve hevesim var. Gelecekte tadına vararak yaşayacağım bir başarı hikayesi olmalı. Bunun için negatif sayılabilecek her şeyden olabildiğince uzak kalmak ve yapacağım şeylere odaklanmak istiyorum.

Çok kısa süre oldu seni tanıyalı ama yaptığın işler çok ilgi çekiyor. Bunu neye bağlıyorsun? Yeniliğe açığım, merak eden ve araştıran bir yapıya sahibim. Zorlama hiçbir şeyi sevmiyorum, isteğim şudur; her şeyi olduğu gibi -tüm doğallığı ile- sunmak ve yaşamak.

Hayallerin, hedeflerin neler? Biraz anlatır mısın bize? Her geçen gün hayallerim ve hedeflerim bir adım daha ileri gidiyor, kendi şarkılarımı ve duygularımı insanlarla paylaşıyor olmak çok önemli. İlerisi için hedefim Dünya. Her yerden besleniyor olabilmek ve yenilikçi projeler yaratmak istiyorum.

Çok genç bir ekip çalışıyor seninle. Stilistin, fotoğrafçın, sosyal medyacın. Bu biraz riskli değil mi? Genç ve enerjik bir ekiple çalışıyor olmaktan çok mutluyum. Hepimizin enerjisi ve öğrenmeye açık oluşu bizi kalıplardan uzaklaştırıyor. Her birimiz işimiz ve alanımızdaki disiplini koruduğumuzda risk sayılabilecek bir durumla asla karşılaşmayız. İzmir senin için ne ifade ediyor? İzmir... Her şeyi unutup, kendimi dinleyebildiğim huzurlu anlarım. Yazkış farketmeksizin İzmir’e gitmeyi iple çekiyorum. Fotoğraf: Can FİDAN Stilist: İlayda VELİOĞLU Saç: Zafer TOKGÖZ Makyaj: Ceren KIRAN

İlerisi için hedefim Dünya. Her yerden besleniyor olabilmek ve yenilikçi projeler yar atmak istiyorum.

Instagram: @ekinekinciofficial


Sigorta şirketleri gerçekten hasar ödememeye mi uğraşırlar? Öncelikle şunu sorgulamak lazım; Sigorta şirketlerinin tam olarak faaliyeti nedir? Sigorta sistemi aslında tüm dünyayı içine alan bir ekonomik dayanışma sistemidir. Bizler sigorta poliçesi satın aldığımız zaman, bu sisteme üye olmuş Özgür Muharrem Şişik oluruz. Sigorta şirketleri de, bu Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr sistem içinde sözleşme yapabilmek için yetkilendirilmiş kurumlardır. Dolayısıyla, çok istisnai durumlar dışında, sigorta şirketleri kendi ceplerinden hasar ödemeleri yapan kuruluşlar değildir. Sistemi yönetir, aidatları toplar, ihtiyaç sahiplerine de havuzdan ödeme yaparlar. Sanırım en yalın haliye bu şekilde betimleyebilirim.

SİGORTA ŞİRKETLERİ NEDEN HASAR ÖDEMİYOR? S

igorta şirketleri hasar ödememek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bin dereden su getiriyorlar. Ben bu kadar uğraşacaksam neden sigorta yaptırıyorum? Sigorta ile ilgili bir sohbet açıldığında, konu genelde bu noktaya mutlaka gelir. Bir hasarı olmuş ve o süreç sonunda sıkıntı yaşamış en az bir dertli kişi o ortamda vardır. Eğer mesleğine hakim bir sigortacı da aynı sohbette bulunuyor ise, bahsedilen sorunun kaynağını teşhis edip, gerekli bilgilendirmeyi yapar. Ama yok ise, o zaman sigorta sisteminin el birliği ile toprağa verilmesi kaçınılmazdır. Elbette her an, her konuda olabileceği gibi, sigortacılıkta da hatalı kararlar, yanlış süreç yönetimleri olabilmektedir. Fakat hem poliçenin doğru oluşturulması, hem de hasar sürecinin doğru yönetilmesi ile bu gibi hatalar ortadan kaldırılır. Ortadan kaldırılamayan negatif sonuçların ise mutlaka bir nedeni vardır. Kısaca anlatmaya çalışayım. 38

Dolayısıyla hasar ödememek gibi bir uğraşı içine girerek, müşteri memnuniyetsizliği yaratmak, işlerine yarayacak bir durum değildir. Benim her fırsatta, mutlaka okuyun, mutlaka sorgulayın, mutlaka karşılaştırın dediğim poliçeler de bizlerin bu sisteme hangi şartlarda ve değer üzerinden üye olduğumuzu gösteren sözleşmelerdir

Sigorta poliçesinin bize vadettiği şey nedir? Poliçe ile sigorta sisteminin güvencesine aldığımız varlığın (ev, işyeri, araba, sağlık, tekne, vs), bir hasara uğraması sonucunda, eksilen değerininin yerine konmasıdır. Bu yerine koyma, hasarın meydana gelişinden bir an öncesinde o varlığın değeri ne ise, o değere geri kazandırmaktır üzere hesaplanır. Eğer bizim sigorta şirketinden talebimiz, gördüğümüz zarar rakamının üzerindeyse sigorta şirketi fazla talebi ödemeyecektir. Örneğin bir yangın hasarı sonrası zarar gören buzdolabının yerine daha üst model bir buzdolabı talep edilmesi durumunda, sigorta şirketi, zarar görmüş olan buzdolabının değeri ne ise onu ödeyecektir. Sigortalı da isterse üzerindeki farkı kendi Şubat - 2020

ekleyerek üst model bir buzdolabı elbette alabilir.

Mağduriyet yaşamamak için ne yapmalıyız? Yapılması gereken şey çok basit aslında. Satın alıyor olduğumuz poliçenin bir sözleşme olduğunu aklımızdan çıkartmamak durumundayız. Nasıl ki bir kira kontratı yaparken, sonradan bir sorun yaşamamak adına, tüm detaylarına kadar inceliyorsak, sigorta poliçesini de incelemeliyiz. Bize sadece en düşük fiyatı sunmaya çalışarak geleni değil, sunduğu teklifin içinde bize hangi güvenceleri, hangi şartlarda sunduğunu detaylandırarak anlatabilen sigortacıları tercih etmeliyiz. Şundan emin olunuz ki, kötü niyet içermeyen hasar taleplerine ilişkin ödenmeyen/eksik ödenen dosyaların %90’nında, sahip olduğumuz poliçenin kapsamı, yani sözleşmenin maddeleri etkilidir. Kalan %10 ise hatalı süreç yönetimidir ki, bunun telafisi mümkündür. Eğer poliçemizde, meydana gelen hasara dair bir sözleşme maddesi yok ise o zaman sigorta şirketi o hasarı ödeyemeyecektir. Eğer poliçemizde, zarar gören malımızın değeri, gerçek değerinin altında belirtilmişse, sigorta şirketi de bu hatalı anlaşmaya göre hareket edecektir. Lütfen sunulan teklifleri detaylı inceleyin, sorgulayın, ondan sonra satın alma kararı verin. Sahip olduğunuz poliçelerin analizlerinin yapılmasını isteyen okuyucularımız olur ise, mail adresim üzerinden bana ulaşabilirler. Herkese hasarlardan uzak, mutlu günler dilerim.



Kışın kuruyan

cildinize en dogal bakım

#maske Yağlı ciltler çok sık bakım ister. Ama kuru ciltlerin de dezavantajları var. Mesela çok çabuk kırışırlar ve kışın daha da kuru bir hale gelirler. Kışın aşırı kuruyan cildinize çok fazla vakit harcamadan sağlıklı bir görünüm kazandırmak istiyorsanız bu maskeleri uygulayabilirsiniz.

Kavhe maskesi

Avokado içerdiği vitamin, mineral ve doğal yağ asitleriyle etkili bir nemlendirici görevi görür. Avokado maskesini yarım avokada ve bir tatlı kaşığı balla hazırlayabilirsiniz. Önce avokadoyu sürülecek kıvama gelinceye kadar çatalla ezin. Sonra balla birlikte karıştırın. Bu karışımı yüzünüze sürüp 10 dakika bekleyin ve yüzünüzü ılık suyla yıkayın. Bu maskeyi cildiniz çok kuruysa haftada 2 kez uygulayabilirsiniz.

Kahve maskesi için 2 çay kaşığı kahve telvesini 2 çay kaşığı toz kakao, 3 çay kaşığı süt, 2 tatlı kaşığı bal ile iyice karıştırın. Parmak uçlarınızla masaj yaparak göz ve dudak çevresi dışında kalan bölgelere sürün. 10 dakika bekletip ılık suyla yıkayın. Yüzünüzü kuruladıktan sonra cildinizin nemi tutması için nemlendirici krem kullanın.

Maske yaparken

cildinize nazik davr anmaya ve

Avokado maskesi

cildinizin alerjik

reaksiyon göstermediği ürünleri kullanmaya özen gözterin

Çikolata maskesi Çikolata, doğal nemlendirici etkisiyle cildinizi yumuşatır ve antioksidanlar bakımından zengin olmasıyla da erken yaşlanmayla savaşır. Bir kalıp şekersiz saf çikolatayı eriyene kadar benmari usülü ısıtın. Üç damla badem yağı ekleyin ve karıştırın. Karışımı hala ılıkken temizlenmiş yüzünüze uygulayın ve 15 dakika boyunca bekletin. Nemli bir bez yardımıyla maskeyi çıkarın.


www.mavisehirdergisi.com

Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

ÇOCUK SPORCULARDA KAYGI VE STRES S por karşılaşmalarından önce heyecan, stres ve kaygı düzeyi genelde yükselir. Maç saati yaklaştıkça insanın içi kıpır kıpır olur ve aşırıya kaçmadığı sürece aslında bu durum normal bir durumdur. Yetişkinlerde bu durum daha kolay kontrol altına alınabilir ama çocuklarda bir takım sıkıntılar yaşanabilir.

Böyle durumlarda ebeveynlere oldukça fazla iş düşüyor. Çünkü anne ve babasına en iyi performansını göstermek ve onların beğenilerini kazanmak isteyen sporcularda kaygı düzeyi ortalamanın üstüne çıkabiliyor. Bu gibi durumlarda ebeveynlere, meslek hayatım boyunca kazandığım tecrübelerden çıkardığım bazı tavsiyelerim olacak. Eğer çocuğunuzun maçta

iyi bir performans sergilemesini, baskıyı ve stresi en düşük seviyede hissetmesini istiyorsanız, alınacak sonucun önemli olmadığını çıkıp en iyi performansını sergilemesi gerektiğini, bunun da zaten en büyük kazanç olduğunu söylemeniz en doğru davranış olacaktır. Bu davranış karşısında çocuğunuz sizden aldığı destekle stres ve kaygıyla daha rahat başa çıkmaya başlayacaktır. Çünkü siz onun ebeveynisiniz o size mutlaka en iyi sonucu vermek ister, sizi gururlandırmak ve sizden taktir görmek inanın onun için çok önemlidir. Bunun için çocuklarınıza karşı özellikle maçtan önce ve maç sırasında kullandığınız kelimeleri özenle seçmeniz, mümkünse kendinizi tutup hiçbir Şubat - 2020

şey söylememeniz, kendinizi tutamayacağınızı düşünüyorsanız, çocuğunuzun maçını uzakta bir yerde izlemeniz çocuğunuz üzerindeki baskıyı biraz daha azaltacaktır. Çocuklar zaten duygusallar, hele bir de baskı altında daha da kırılgan olurlar. Gereksiz davranışlarla ve sözlerle onun üstündeki baskıyı arttırmaya ve sonradan üzülmeye hiç gerek yok. Bırakın çocuğunuz elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsın ve bunu gerçekleştirdiği için kendiyle gurur duysun. Siz de sonuç ne olursa olsun, onun kortta gösterdiği mücadeleyle gurur duyun ve en önemlisi bunu ona hissettirin. Anne ve babasının taktirini almak gerçekten bir çocuk için çok ama çok önemlidir. Bunu sakın unutmayın.

41


Gülçe ŞIK info@psikologgulce.com

DEPREMİ ÇOCUĞUMA NASIL ANLATIRIM? S

on zamanlarda gerçekleşen depremler nedeniyle bir kez daha ülkemizin en ağır travmalarından biri olan depremle yüzleşmek zorunda kaldık. Deprem bütün yaş grubundan ve her türden canlıyı ağır sonuçlara maruz bırakırken birçok ebeveynin aklında depremi çocuklarına nasıl anlatacağının soruları dolaşmaktadır.

Her sarsıcı olayda olduğu gibi öncelikle ebeveynlerin kendilerinin ve çocuklarının güvenliğini sağlamaları, daha sonra kendi duygularını düzenlemek adına rahatlatıcı önlemler almaları ilk adımdır. Depremin çocuklarla konuşulabilmesi için öncelikle yetişkinlerin sakin bir ruh haline sahip 42

olmaları çocuklarının ebeveynlerinin yanında güvende olduklarının mesajını verir.

Bu süreci konuşurken yaşanan olayı betimlemek ve konuşmanın içinde duygulardan bahsetmek çocukları da rahatlatmaya başlayacaktır. “Bu gün biz evde otururken (yemek yerken vb.) deprem oldu, biraz sallandık. Hepimiz korktuk, şimdi geçti. Biz sizin yanınızdayız ve bizimle güvendesiniz” şeklinde bir açıklama yaparken bir yandan da sarılmak, ellerini tutmak, sırtlarını sıvazlamak hem olayı zihinlerinde anlamlandırmalarına hem de oksitosin (olumlu duyguların salındığı hormon) salgılamalarına yardımcı olur. Yaşanan olayı anlatırken korkutucu detaylardan Şubat - 2020

uzak durulmalı, konuşma sonunda her türlü önlemlerin alındığı ve sizin yanınızda güven oldukları bir kez vurgulanmalıdır.

Deprem doğal bir afettir ve anlatırken somut örnekler kullanmak etkili olacaktır. Konuşmanın içinde çocukların sorabileceği sorular için zaman tanıyarak sorularına olabildiğince basit cevaplar vermek ancak ne olursa olsun yalan söylememek önemlidir. Az-öz, gerçekçi ve net cevaplar vermek kafalarının da karışmalarını önler. Her çocuk farklı tepkiler verebilir. Kimi çocukların bu durumla baş etme yöntemi; ebeveynlerini dinlemiyormuş gibi davranmaktır.


www.mavisehirdergisi.com

Çocuğunuzun rahatlamakta zorlandığını fark ediyorsanız, “bunda korkulacak bir şey yok, geçti, gitti” gibi olayı ve çocuğun duygusunu hafife alıcı tepkiler yerine “çok korktun, seni bu kadar korkutan ve rahatsız eden şey hakkında konuşmak, resim çizmek, yazı yazmak, oyun oynamak ister misin?” gibi dışavurumcu tekniklerden faydalanabilirsiniz. Çocuklar depremin üzerinden zaman geçmiş olsa dahi tekrar tekrar konu hakkında konuşmak ve soru sormak

isteyebilirler. Bu durum son derece sağlıklıdır ve çocuğun zihninin bu travmatik olayı anlamlandırmaya çalıştığının göstergesidir. Böyle zamanlarda büyük bir sabırla konu hakkında konuşma devam ettirilmelidir. Gündelik rutinlerin (beraber yemek yeme, uyku, banyo saatleri vb.) deprem sonrasında devam ettirilmesi çocukların tekrar kendilerinin güven olduğunu ve her şeyin normale döndüğünü hissettirecektir. Oyun, çocukların ifade dilidir. Bol bol oyun oynamaları, kendileri izin verdiği sürece ebeveynler olarak oyunlara eşlik edilmesi çocukları rahatlatır. Oyun sırasında depremi canlandırarak duygularını düzenlemeye çalışabilirler. Şubat - 2020

Çocuklar depremin üzerinden zaman geçmiş olsa dahi tekrar tekrar konu hakkında konuşmak ve soru sormak isteyebilirler. Bu durum son derece sağlıklıdır ve çocuğun zihninin bu travmatik olayı anlamlandırmaya çalıştığının göstergesidir.

Açıklamaya devam etmek, çocuğun verdiği tepkiye müdahale etmemek, onun bu durumu kabul etme yöntemine saygı duymak gerekir.

Eğer çocuğunuzun endişesinin devam ettiğini ve kendini sakinleştirmekte zorlandığını görüyorsanız, alt ıslatma, tırnak yeme, parmak emme, yoğun öfkeli ya da mutsuzluk hali varsa mutlaka bir uzmana danışmakta fayda vardır. 43


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

INSAN SARRAFI İnsan sarrafı… Yeni tanıştığı birisinin karakterini kısa sürede çöze(bile)nler için kullanırız bu benzetmeyi… Teşbihin mantığı çok doğru aslında… Kâğıt veya madeni paraları birbiriyle değiştirenleri, tahvil alışverişi yapanları tanımlamak için kullandığımız bir kelime sarraf… Yani sarrafın uzmanlığı, değerli ile değersizi; orijinal ve sahteyi bir bakışta ayırt edebilmek… İnsanın sarrafı olur mu, olabilir mi peki? Bana kalırsa bu, hiç kimsenin tam anlamıyla sahip olamayacağı bir yeti… Tıpkı bilgelik gibi… Her şeyi bilmek nasıl imkânsızsa… İnsanın “Sarrafı” olmak da mümkün değil bence… *** İnsan beşer, kuldur şaşar… Hata yapmak, insanın doğasında var. Hele ki bu hatanın nesnesi ve öznesi insansa… İnsanoğlu sosyal bir canlı… Yalnız kalamamazlık yaradılışında var… Sürekli iletişim halindeyiz birileriyle… Kimileri, hayatımıza isteyerek 44

soktuğumuz… Kimileriyse tesadüfen yolumuzun kesiştiği insanlar… Zaman zaman hatalar da yapıyoruz elbette, bu çok doğal… Deneyimlerimiz, yaşadıklarımızdan çıkardığımız dersler bizi olgunlaştırıyor; hata payımız azalıyor belki… Ama insanlar hakkında hata yapma kapısı hep aralık kalıyor; asla tam kapanmıyor… İnsanı “İki çarpı iki eşittir dört.” mantığıyla açıklamaya çalışsak da, sağlamada çuvallıyoruz çoğu zaman… Tamam, olması gereken dört… Ama “üç”lere de çok sık rastlıyoruz, “beş”lere de… Hal böyleyken “insan sarraflığı” iddiası da inandırıcılığını, geçerliliğini yitiriyor bence... “İnsanları tanımak, denizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur.” diyor Mevlana. Kaldı ki insan kendisini tanımaktan acizken… Kendisi hakkında bile tereddütler yaşarken… Nasıl kalkıp da bir başkasını tanıdığını iddia edebilir? Nasıl kalkıp da insan sarrafı olduğunu düşünebilir? *** Sokak köpeklerinin bu bağlamdaki öngörülerini hayretle, hatta hayranlıkla müşahede ediyorum… Yüzlerce, hatta belki de binlerce insan geçiyor gün içinde önlerinden… Bu insan kalabalığının içinde tek tük bir iki kişiye takıyorlar kafayı… İçgüdüsel bir koruma refleksiyle, havlayarak ürkütüp uzaklaştırmaya çalışıyorlar bulundukları bölgeden… Ve dikkat edin ya kılık kıyafetiyle, ya davranışlarıyla “tekin biri” olmadığı hissini verenlere havlıyor sokak köpeği… Ve hiç de yanılmıyor… Bize doğru geldiğini hissettiğimizde, bizim bile gayri ihtiyari tedirginlik hissedeceğimiz, gardımızı alacağımız kimselere havlıyor… Köpek, doğası gereği içgüdüleriyle hareket ediyor… Ama insanoğlunda yok böyle bir Şubat - 2020

yetenek… Köpek hissediyor… Bizse öngörüyor, tahmin ediyoruz… Kimi zaman doğru çıksa da tahminlerimiz… Birçok kez yanıldığımız da vaki oluyor… Ne kadar tecrübeli olduğumuzu sansak da… Tecrübelerimizden ders çıkarmış olduğumuza inansak da… *** İnsanı, bir şeyler paylaşmadan, birlikte yaşamadan tanımak mümkün mü? Çok zor bence… Boşuna değil dilimizdeki “Kavun değil ki bu, dibini koklayasın” deyiminin mevcudiyeti. Hatta bırakın önceden tanımayı, uzun yıllar birlikte olduğu kimseyi bile bazen hiç tanımadığı gerçeğiyle yüzleşmiyor mu insan? “Koynumda yılan beslemişim” deyimi de boşa türetilmemiş.... Ay gibi hep bir yüzü karanlık insanoğlunun da. Ve o karanlık yüzü saklama hususunda son derece mahir herkes… Aslında hepimiz başlarda saklamıyor muyuz kendimizi? Karşımızdaki insan(lar)a güven duymadan paylaşıyor muyuz “özel”imizi? Peki, karanlıkta kalan yüzle yüzleşmedikçe mümkün mü bir insanı gerçekten tanımak? Yıllarca flört ettikten sonra evlenen ama kısa bir süre sonra boşanan insanlar yok mu çevremizde? O malum imzayı atıp o malum dört duvar arasına girmeden… Cicim ayları son bulmadan… Mümkün müdür eşlerin birbirlerini tam anlamıyla tanıması? Sanmıyorum açıkçası… *** İnsan sarrafı olmak imkânsız… Ama yanılma payını aza indirgemek mümkün… Ki bunda tecrübe çok önemli bir rol oynuyor… Bir keresinde, gece yarısı, aracımla


www.mavisehirdergisi.com

seyahat ederken trafik kontrolüne takıldım… Polis durdurduğu tüm araçların sürücülerinden alkolmetreye üflemelerini istiyordu… Sıra bana geldiğinde “Devam edin lütfen beyefendi” dediler. Merak ettim, bana neden üfletmediklerini sordum… “Biz şoförün yüzüne baktığımızda anlarız alkol alıp almadığını.” yanıtını verdi görevli polis memuru… Gerçekten de, direksiyona geçeceğim için bir damla bile içki değmemişti o gün ağzıma… Dededen esnaf bir dostum var… Bir gün dükkânında ziyaret etmiştim. Sohbet esnasında “Ben daha müşterinin dükkâna girişinden anlarım alıcı olup olmadığını.” iddiasında bulunmuştu. “Hadi canım, yok artık.” dedim, inanmadım. Bir oyun oynadık… Müşteri içeri girdiğinde, eğer alıcı olduğuna inanıyorsa, kendisiyle ilgilenmeden önce bana göz kırpıyordu… Bir saat kadar kaldım yanında, ne zaman göz kırptıysa gerçekten de satış yaptı dostum… Haklı çıktı yani… Tabii bu iki örnek insanı sadece bir yönüyle tanımak… Ama deneyimin önemini ortaya koyuyor bence… Bu arada insan tanımada çok farklı ortamlara girmenin farkı kimselerle birlikte olmanın önemli olduğuna inanıyorum… Bu bağlamda şanslı addediyorum kendimi… 13 yılı sahada muhabir olarak geçen 33 yıllık gazetecilik geçmişimde girip çıkmadığım ortam, tanışmadığım kimse kalmadı. İstisnasız, uğurlusu uğursuzu, her kesimden insanla muhatap oldum gazeteci kimliğimle… Sanırım hiçbir meslek sun(a)mazdı bana bu avantajı… Yöneticilik kariyerimde de çok istifade ettim bu kazanımlarımdan… *** İnsanları tanımayı sağlayacak çok farklı yöntemler önerilir hep…

Kimilerine göre insan en iyi yolculukta tanınır… Kimilerine göre birlikte tatile gidildiğinde… Kimilerine göre kumar oynarken… Kimilerine göreyse içki masasında… Her teori kendi içinde haklılık payına sahip… Bir büyüğüm “İnsanın kişiliği para harcarken ortaya çıkar.” demişti yıllar önce… Hiç unutmam bu öğüdü… Platon mesela “Bir insanı tanımak için bir saat oyun oynamak, bir yıl konuşmaktan daha etkilidir” diyor. Bu da bir yöntem… Goethe’ye göre insanı tanımak için onun nelere güldüğünü bilmek gerekirmiş… Neden olmasın? La Bruyere’in saptaması da bence çok doğru… Şöyle diyor Fransız yazar: “Bir insanı tanımak istiyorsanız üst bir mevkiye geçirin.” “İnsan, kişiliğini küçük şeylere olan tutumuyla belli eder.” savını ileri sürüyor Schopenhauer… Çinlilerin de bu bağlamda çok sevdiğim bir sözü vardır… “Gülerken göbeği oynamayan adamdan kork.” der Çinliler… Bunun gibi daha birçok öneri işitmişsinizdir, eminim… *** Herkesin bu amaçla kullandığı özel taktikleri, teknikleri var elbette… Hepimiz insanları analiz ederken kendimize has bazı filtreler uyguluyoruz doğal olarak… Misal ben; öfkeli halini görmediğim birisini tanıdığımı söyleyemem… İki durumda otokontrolünü kaybeder insan... Sarhoşken ve öfkelendiğinde… Boşuna dememişler, “Sarhoşun söylediği, ayıkken düşündüğüdür.” Öfkeli bir yüzde de maske durmaz… Öfke anında tüm yaldızlar dökülür, insanın gerçek kimliği ortaya çıkar… O yüzden öfke anına denk gelmediğim kimse hakkında nihai kararımı vermem… Bir kriterim daha vardır örneğin… Yüz okumak… İnsanın karakterinin yüzüne Şubat - 2020

yansıdığına inanırım ben. Bakışlar, mimikler yeni tanıdığım bir insan hakkında ilk izlenimimin oluşmasında çok etkilidir. Ama elbette bir yere kadar… *** Amerikalı yazar Paul Auster insan tanıma hususunda farklı bir yaklaşımda bulunuyor… “Artık, insanları tanımak için çok uzun zaman harcamıyorum” diyor ünlü yazar ve ekliyor “Nasıl olsa onlar, zamanı geldiğinde yaptıklarıyla kendilerini tanıtıyorlar.” Bir açıdan haklı, çünkü hiçbir şey sonsuza kadar gizli kalmıyor. İnsanın kişiliği de buna dâhil. Ancak o “zaman” geldiğinde bazen iş işten geçmiş olabiliyor. Zamanı geri döndürmek mümkün değil… Güvendiği birisinden yediği kazığın acısını ömür boyu içinde taşıyabiliyor insan… *** İnsan tanıma sanatına dair yazılmış kitaplar var… Ki evet, gerçekten de bir sanat bu aslında… Ancak ben bu kitapların çok da önemli bir katkı sağlayacağı kanaatinde değilim. Zira, bir formülü yok bence bunun. Hata yaptıkça ve hatalarımızdan ders(ler) çıkardıkça artıyor deneyimimiz. Tam anlamıyla insan sarrafı olamasak da, kısmen geliştirebiliyoruz kendimizi. Asla yalnız kalamaz insan. Birileri her zaman olacak hayatımızda, yanımızda. Robinson Crusoe değiliz hiç birimiz, olamayız da… Sonuç olarak.... Nietzche’nin de belirttiği gibi bizi öldür(e)meyen, güçlendiriyor. Haklarından yanıldığımız insanlardan öğreniyoruz insan tanıma sanatını… Asla ustası olamasak da, hep çırağı olarak kalsak da…

45


BİSİKLET Peugeot Bisikletleri Mola Konsept mağazasında

Köstebek Tasarım Ürünleri Mola Konsept mağazasında

Kaliteli bir bisiklet deneyimi yaşamak isteyen herkesi

Farklı olmayı ve farklı görünmeyi seven herkesi

Peugeot Bisikletlerini keşfetmeye bekliyoruz.

Mola konsept mağazasına bekliyoruz.


Çevre dostu ve sessiz... Müziğini aç, hayatı doyasıya yaşa! İstediğin an istediğin yerde Hayata Mola Ver... Kişiye özel tasarım scooter, kask, aksesuar ve daha fazla model seni bekliyor...

Adres: Bostanlı Mah. Cengiz Kocatoros Sk. No:55

0(541) 670 27 29

molakonseptizmir


Arzu Özpazarcık İsmail Barış Özpazarcık www.aurumera.com

SEVGİNİN ŞİDDETE DÖNÜŞMÜŞ HALİ:

BEKLENTİ

İ

nsan varlığının, kendi cennetinde doyumlu, kıvançlı, kudretli, huzurlu yaşarken, yaşam denen deneyim alanına inivermesi, hikayenin başlangıcıdır, hepimiz biliriz. Ademoğlu’nun “adam”lığını, Havva kızının “kadın”lığını, insanlığını bilmesi için yaşam yolu önümüze serilir. Dualitenin başlaması da tam bu noktadadır. Dualite, “ikili denge” anlamındadır. Evrendeki, doğadaki karşıtlık, zıtlık ve zıtların birliği ilkesine verilen genel bir ifadedir. Yin-Yang sembolü ile anlam bulan zıtların birliği; iyiliğin içinde kötülüğün, kötülüğün içinde iyiliğin varlığını görmeyi gerekli kılar. Gerçekliği kendine göre algılayan insan zihni; İyi-kötü, doğru-yanlış, aydınlık-karanlık, beyaz-siyah kavramlarını kendi dünyasına göre algılar. Bir su damlasında okyanusun, bir okyanusta su damlasının olması gibi; baktığımız her yer, gördüğümüz her şey, ona yüklediğimiz anlamın şekline alır. Mutluluk ifadesini oluşturan “Mut”kökü, bütünlüğü, tamlığı temsil eder. İsteklerin bütün ve tam olarak 48

yerine gelmesinden doğan doyumda olma, kıvanç yaşama halidir.

Mutluluk, ihtiyaçların karşılanması halidir.

Mutluluk, değerlerin (bizim için önemli ve öncelikli olan kavramların) doyumda olması halidir. İçinde “huzur” vardır, “güvende olmak” vardır, “sağlıklı olmak” vardır, “özgürlük” vardır, “paylaşmak” vardır, “iyi hissetmek” vardır... Vardır da vardır...

İnsanlar ne zaman mutsuz olmaya başlar?

Korkmaya başladıkları zaman. Özellikle hangi korku programı işlediğinde? Beklentilerinin gerçekleşmemesi korkusu karşısında. Hayatla olan ilişkisini “beklenti” temelinde bir psikoloji ile kurmuş bir birey için, “beklentisizlik hali” ütopya gibidir. İnsan evladı, hep beklemeye alışmıştır. Taa bebeklik döneminden beri bunu yapagelmiştir: Karnının doyurulmasını beklemek, altının Şubat - 2020

temzilenmesini beklemek, annebabasının onayını beklemek, zilin çalmasını beklemek, trenin gelmesini beklemek, başkaları tarafından sevilmeyi beklemek, sinemanın başlamasını beklemek, karşı tarafın bir adım atmasını beklemek, tatilin gelmesini beklemek, aşık olduğu kişinin gözünün içine bakarak “evet” demesini beklemek, en heyecanlı yerinde biten dizinin devamının internete yüklenmesini beklemek, daha çok para kazanmayı beklemek, hayallerinin gerçekleşmesini beklemek, terfi beklemek, saygı beklemek, sözünün kesilmemesini beklemek, verilen sözün tutulmasını beklemek, özgürlüğüne müdehale edilmemesini beklemek... Oysa ki meraklı gözler ve kulaklar, sorup soruşturmaya, beklentileri hatırlatmaya devam eder: -Birini bulamadın mı hala? -Yaşın geldi, evlensene oğlum... Ne zaman evleniyorsun? -Neden çocuk yapmıyorsun? -Yalnızlık Allaha mahsustur, niye yalnız yaşıyorsun? -İkinciyi ne zaman yapıyorsunuz? -İş bulamadın mı hala?


www.mavisehirdergisi.com

-Niçin böyle işe yaramaz şeylerle ilgileniyorsun? Sınırını çizmediysen, kendini ifade etmediysen, “çizmeyi aşanlar” gelir seni bulur: -Bu kıyafet sana hiç yakıştı mı? -İşin gücün felsefe yapmak, okuyup da ne yapacaksın? -Bu zamanda gemisini yürüten kaptan, sen şu X partisine gir. Hayatın kurtulur... -Ne kadar kazanıyorsun?.. Bırak sen bu işleri... -Yanındaki kızı sana hiç yakıştıramadım... -Niye bu kadar az para kazanıyorsun? -Kazandıklarını nereye yatırıyorsun?.. Canım ciğerim dediklerin de, “beklenti” konusunda ciddi bir sınavdır: -Niye bu sınavın notu 100 değil de, 90?.. -Niye oraya doğru baktın? Önüne baksana sen... -Eteğin boyu neden bu kadar kısa? -Yanında ben olmadan dışarı çıkmanı istemiyorum... -Şu saatte gelmezsen bir daha dışarı çıkamazsın... -Bugün beni neden hiç aramadın? -Benim onayladığım arkadaşların dışında başkalarıyla görüşemezsin...

-Bu parfümü sürme, hiç beğenmiyorum... -Neden yemek hazır değil? -Evleneceksin madem, bu apartmanda oturun, uzağa gitmeyin... -Bana yardım etmeyeceksen, bu işi yapmam... -Sizinkiler neden her gün bize geliyor da, bizimkiler gelemiyor? -Beni bırakırsan, seni mahvederim!.. Yukarıdaki ifade biçimlerini düşünmeden söyleyebilenler, bunun adına “düşkün olmak”, “bağlılık”, “sadakat”, “aile”, “tutku”, hatta “aşk” diyorlar. Esneklik, bir durumu, bir hareketi, bir düşünceyi, gerektiğinde bırakabilmek, yeni bir şekle, yeni bir tutuma, yeni bir duruma geçebilmektir. Peki en çok kimlere karşı esnek olamıyoruz? En yakınlarımıza... Kimlerden duygusal baskı, mobing görüyoruz?.. En yakınlarımızdan...

Sevginin şiddete dönüşmüş halini kimlerden görürüz? En yakınlarımızdan...

Şubat - 2020

İnsanoğlu “beklenti”yi ne zaman icat etti, mutsuzluğunu tescil etti. Ne kadar bekliyorsan, o kadar mutsuzsun! Başka türlüsünü bilmemek, alışkanlıkları sürdürmek, ısrarla aynı davranışları sürdürmek, insana yapılan zulümdür. Ve ne yazık ki zulüm, uzaktan değil, çok yakından geliyor. Annneden, babadan, eşten, dosttan... Belki de şunları sormak gerekiyor: Beklentiye girerek mutlu olabiliyor muyum? Beklenti içinde olduğum insan, beklentimize pozitif cevap mı veriyor? Beklenti içinde olduğum durumlar iyi mi hissettiriyor? Beklentide olduğum durumlar benim kontrolümde mi? Bu soruları kendimize sorduğumuzda, cevabımız koca bir HAYIR oluyor. O halde, ne yapmalı? Beklentisizlik halini kucaklamalı. Hiç mi beklemeyeceğiz?.. Hiiiiç. Peki bunu felsefeyi hayata geçirmek mümkün olabilir mi? Niçin olmasın...

49


HAYATINIZI DÜZENE SOKMANIZI SAĞLAYACAK

KOLAY VE ETKILI IPUÇLARI

İşiniz başınızdan aşkın, sık sık mesaiye kalıyorsunuz, belki çocuklarınız ve size ihtiyacı olan bir aileniz var ama siz gün içinde koşturmaktan çoğu zaman yemek yiyecek vakit bile bulamıyorsunuz. Ve artık bu duruma dur demek istiyorsunuz. O halde basit ve etkili çözüm önerilerimize bir göz atın deriz. 50

Şubat - 2020


www.mavisehirdergisi.com

İstikrar

Hayatınızı düzene alma konusunda istekli ve istikrarlı olmanız çok önemli. Bunu adeta bir yaşam biçimi haline getirdiğiniz zaman, işinize ve ailenize yetişememe durumunun daha aza indiğini göreceksiniz.

Saat ve liste

Yeni bir güne, yapacaklar listesi ile başlayın. Gün içerisinde yapmanız gerekenleri önceden bilmek, doğru bir yönde programlı bir şekilde ilerlemenizi sağlar. Bunu yaparken mümkün olduğunca işlerinize süre sınırı belirlemeye çalışın. Örneğin öğle yemeğine kadar olan yapacaklarınız, akşam yemeğine kadar olan yapacaklarınız şeklinde ayırabilirsiniz.

Sosyal medyada daha az zaman harcayın

Ne kadar yoğun çalışırsak çalışalım sosyal medya günümüzün çok ciddi bir vaktini alıyor. Kimi zaman ofiste işlerimizi aksatmamıza ve bu sebeple mesaiye kalmamıza neden oluyor kimi zaman ise evde ailemizle geçireceğimiz değerli zamandan çalıyor. Ya da kitap okumak gibi son derece faydalı ve keyifli olan alışkanlıklarımızdan bizi uzaklaştırıyor. Çağımızın gerçeği olan teknolojiyi hayatımızdan tamamen çıkartmak belki gereksiz olacaktır ama kesinlikle dakika sınırı koymamız kendimize yapacağımız en büyük iyiliklerden olacaktır.

Masanızı düzenleyin

Çalışma masanızdaki kağıt yığınlarından kurtulun ve doğaya karşı sorumlu olduğunuzu, kağıtları geri dönüşüm kutularına atarak gösterin. Gün içindeki notları ufak kağıtlara alıp çığ gibi büyüyen bir dağınıklık yaratmak yerine kendinize iki tane defter edinin. Birini toplantı notlarınız için, diğerini ise gün içinde alacağınız ufak notlarınız için kullanın. Gün sonunda kullandığınız kirli bardakları masanızdan kaldırmayı unutmayın.

Sağlık

Uyku düzeniniz, kahvaltı ve yemek düzeniniz belki de en önemli şeylerin başında geliyor. Hayatınızı sağlıklı bir yaşam üzerine kurgularsanız, aşırı iş yükü emin olun sizi daha az yorar.

Ev düzeni

Eviniz mutlaka düzenli olsun, işten veya okuldan gelen aile bireyleri kıyafetlerini çıkartıp evin herhangi bir yerine atarsa bu durum bir süre sonra içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Düzensiz bir yaşam alanında birçok şey de beraberinde düzensiz ilerler. Evinizin genel hijyeni ve düzeni size sağlıklı bir ortam sağlar.

Keyfinizi düşünün

Daha fazla tatil yapabilmek için gerekenleri yapın. Örneğin ailenize en uygun tarihte hep birlikte harika bir tatile çıkabilmek için çalışırken işlerinizin bitiş süresini buna göre hesaplayın. Yılda en az iki defa işe ara verilmesi, işlerin daha hızlı ve yolunda ilerlemesini sağlar. Çünkü tatile çıkmış bir insan hem fiziksel olarak hem de ruhsal olarak tazelenmiş ve rahatlamış olur. Şubat - 2020

51


Moda dUnyasInI yeniden etkisi altIna alan

NEON RENKLER Hemen hemen her markada görebileceğimiz neon kıyafetler yükselen trendler arasına girdi. Tarzınıza ne kadar uygun bilmiyoruz ancak renkli bir şeyler giymek istiyorsanız şimdi tam sırası!

Dolce&Gabbana


Kemer - Roberto Cavalli

Versace

G

uc ci

Gucci

Gucci

Ayakkabı - Versace

Çanta Gucci

Dolce&Gabbana

Versace

Versace Yeşil ve pembe çantalar Dolce&Gabbana

Versace


&

LEZZET TARIF

Yumurtalı Bonfile Yüksek ısıya ulaşan tavaya/ızgaraya etinizi koyun. Mühürleme yöntemiyle, 1’er dk her yüzünü yüksek ateşte pişirin. Pişirme süresi, dilimli bonfilenin kalınlığına bağlı olarak değişecektir. 1 parmak kalınlığında bonfile ortalama 3 dk, daha kalınsa 5 dk’da orta iyi derecesinde pişer. Etleriniz pişmeden önce servis tabağınızı marul, nane yaprağı, maydonoz ve yeşil biberlerle donatın. Ardından pişen etlerinizi tabağın kenarına yerleştirin. Farklı bir sunum elde etmek içinse bir tavaya bir miktar tereyeğı koyup yumurtayı kırın ve pişirin, sonra pişen yumurtayı tabağınızın üzerine ekleyin.


Balkabaklı Cheesecake İlk olarak geceden küp küp doğrayıp, üzerine şeker döküp beklettiğiniz balkabaklarını kısık ateşte kaynamaya alın. 2 paket yulaflı bisküviyi robottan geçirin. Erittiğiniz tereyağı ile bir kabın içinde iyice karıştırın. Karışımı kalıbınızın tabanına spatula yardımı ile serin. Donması için kremayı hazırlayana kadar buzdolabında bekletin. Un, şeker, 1 litre süt, vanilya ve 2 adet yumurtayı bir tencere içinde koyulaşıncaya kadar pişirin ve ateşten aldıktan sonra labne peynirini de ekleyerek pürüzsüz olana kadar çırpın. Bisküvilerden yaptığınız tabanınızın üzerine kremayı dökerek önceden 160 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 35-40 dakika pişirin. Yarım bardak su içinde 2 kaşık nişastayı eritip balkabaklarının üzerine dökün ve çırpıcı yardımı ile krema halini alana kadar karıştırın. Fırından aldığınız kekin üzerine balkabağı kremasını döküp dışarıda biraz soğumasını bekledikten sonra bir gece dolapta bekletin. Sunum için üzerine krema sıkın ve isteğinize bağlı olarak tarçın veya ceviz ekleyin.

&

LEZZET TARIF


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com

LetsFit Park Yaşam Ofisleri Yalı Mah. 6523 Sok. No: 102/B Blok Tel: 0232 502 35 55

Uluoğlu Pastane Adres: Caher Dudayev Blv. No: 93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27

Donat Beslenme & Diyet Danışmanlığı 6523 Sokak No: 32/B Daire: 301 Park Yaşam Ticaret Merkezi, Yalı Mah. Mavişehir Tel: 232 504 48 12

MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir

Periçe Home Yakamoz Beauty Adres: 1735 Sok. No:169/A Bostanlı Sports : 2040 Sk. No:3 Mavişehir (Bostanlı büyük Migros karşısı) (Sports International içi) Atakent: 6471 Sk. No:8 Mavişehir Tel: 0(232) 382 91 91 Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75

Lugokids Mavişehir 8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mah. Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64

Mengerler Egemer Adres: Akçay Caddesi 698 Sok. No:2 / Gaziemir Tel: 0232 274 66 66

Turyap Mavişehir Caher Dudayev Bul. No: 115/2 Mavişehir 0(232) 362 80 90

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor

Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

www.mavisehirdergisi.com


Triplex Kat Planları 5+2 285 m 2

Dublex Kat Planları 3+1 175 m 2

www.focaterrace.com


Foça’nın merkezinde deniz manzar alı dublex ve trıplex lüks taş evler, sizi tarih ve doğa ile başbaşa olmaya davet ediyor.

MAKROYAPI

0(232) 329 79 00 Çanakkale Asfaltı No:17 Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen - İzmir focaterrace

www.focaterrace.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.