Temmuz - Ağustos 2019 Yıl.7 Sayı.65 10.00 Genel kültür,
özel röportaj
ZAHIDE YETIS
En doğal şifa kaynağı
deniz suyu
DEKORASYON
Yaz ruhlu evler Mindfulness Egzersizleri Arzu Özpazarcık Ismail Barıs Özpazarcık
444 0 459
%0.99 2999TL
’den
www.ekmasmavisehir.com Yalı Mahallesi, 6523. Sk.. 32 A Mavişehir/Karşıyaka/Izmir
www.mavisehirdergisi.com
Faizlerdeki DÜSÜS
Gayrimenkulde FIrsata DÖNÜSECEK E
kmas Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, piyasalardaki beklentileri değerlendirdi; Ülke genelinde yatırım ortamında iyileşme belirtilerinin arttığını söyleyen Ekmas Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, ‘Faizlerin düşey seyir izlediği bu dönemlerde satın alma motivasyonu artacağı için, gayrimenkul yatırımları fırsata dönüşecektir’ dedi.
İç ve dış politikadaki gelişmeler sonrası ekonomideki beklentileri değerlendiren Özgür Ekmekçioğlu, ‘yatırımcılar ve tüketiciler, piyasalardaki hareketliliğin etkilerini hissetmeye başladı. Piyasadaki iyileşme eğiliminin devam edeceğini ön görüyoruz. Bu gibi dönemlerde, birikimlerini faizde tutanlar özellikleri olan gayrimenkullere yatırım yapacaklardır’ dedi.
Temmuz - Ağustos - 2019
1
ETKİLİ BİR TALEP GÖZLEMLİYORUZ
Yaşam kalitesini artıran projeleri hayata geçirdiklerini söyleyen Ekmekçioğlu, ‘Karşıyaka’nın en değerli ve özellikleri olan konumunda yer alan Ekmas Mavişehir projemizi tamamlamak üzereyiz. Seçim sonrası piyasaların sakinleşmesinde sonra, projemizin satış-pazarlama sürecinde etkili bir artış olduğunu gözlemliyoruz. 1+1 loft dairelerimizin çoğu tükendi. Diğer dairelerimize ise günümüz piyasa koşullarına göre etkili bir talep var. Projemiz, yaşamında konforu, ulaşımda rahatlığı arayanlar için harika bir seçenek oluşturdu’ dedi.
2
Önümüzdeki süreçte, gayrimenkul yatırımına yönelik birçok projenin tamamlanmasıyla, İzmir’in hem ticaretin hem de yaşamın merkezi olacağını ön gördüklerini belirten Özgür Ekmekçioğlu, ‘ekonomiye katkı yapacak, İzmir’e değer katacak projeler üretmeye devam edeceğiz’ şeklinde konuştu.
Temmuz- Ağustos - 2019
Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)
Duygu Attila
Genel Yayın Yönetmeni
Aras Attila
aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve İletişim kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu
Duygu Attila
Hukuk Danışmanı
Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi
0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım
Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu İstanbul Temsilcisi
Süheyl Atay RUNLTD Yayın Türü
Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi
www.mavisehirdergisi.com
ÖNSÖZ Kızımla durduk yere ağaçlara sarılırız, evimizin balkonunda ve salonunda her gün dokunup sevdiğimiz 3 tane zeytin, 1 tane muz ağacımız var… Hayal ettiğimiz evimizin bahçesinde yerlerini almak için onlar da sabırsızlanıyorlar. Doğaya olan sevgi ve saygımız huzurlandırıyor beni, ancak ruhları sizin bizim gibi hissetmeyen çok fazla yaratık var ortalıkta; hayatları boyunca sevgi saygı görmemiş, yakmaya yıkmaya odaklı kişiler... Sosyal sorumluluk adına bir şeyler yapmak istemiştik, derginin de ham maddesinin ağaç olduğundan yola çıkarak; derginin reklam gelirlerinden ağaç dikelim diye bir isteğimiz olmuştu, araştırıp girişimde bulunmaya çalışınca istediğimiz nitelikte ağaçlandırma projesinin bizi aştığını fark ettik, bireysel olarak yürüttüğümüz bu ağaç dikme eylemini şimdi dernek ve sivil toplum örgütlerine destek olarak gerçekleştireceğiz. Duyurularımızı sosyal medya kanallarından yaparak ağaç dikme etkinliklerimizi sayfalarımıza sürekli taşıma arzusundayız. Yanan onca güzelim ormanlarımız geri gelmeyecek ama yenilerini yeşertmek için uğraşacağız. Saygılarımla
aras@kabinekibi.com.tr
Baskı:
Basım ve Yayın Tarihi
Katkıda Bulunanlar Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik İsmail Gökgez
facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi
• • • • • •
İÇİNDEKİLER
Tropik meyvelerin faydaları (16) Zahide Yetiş ile özel röportaj (20-27) Serden Bircan ile röportaj (30-31) Yaz ruhlu evler (44-45) Lezzetli tarifıer (54-55) Köşe Yazıları
Özgür Şişik - Serdar Sütcü Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık
w. i w w .c o m er g uu i e - D a s i s n i z ın d i z . r gi a t in D e f o r m b il ir s a uy ok
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.
www.mavisehirdergisi.com
Foça’da 44 bin zeytin ağacı korunacak
İ
zmir Büyükşehir Belediyesi, kentte sağlıklı gıda üretimi teşvik etmek, ürün kalitesini ve verimini arttırmak amacıyla üreticiye destek çalışmalarını sürdürüyor. Zeytin ağaçlarını tehdit eden “zeytin sineğine” karşı da üreticilerle işbirliği yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, binlerce ağacın kimyasal
kullanmadan bu hastalıktan kurtulması için kolları sıvadı. Karaburun’da 654 üreticinin zeytinliklerine “besi tuzağı şişesi” asarak 82 bin zeytin ağacını koruyan, zeytinin verimini ve kalitesini arttıran Büyükşehir, şimdi de Foçalı zeytin üreticilerine ulaştı. Foça’da Ilıpınar, Kozbeyli ve Yeniköy
mahallelerindeki 191 üreticinin 44 bin 107 ağacına 46 bin besi tuzağı hazırlandı. Besi tuzakları gönüllü üniversite öğrencilerinin desteği ile ağaçlara asıldı. Böylelikle gençler hem doğayla buluşturuldu hem de zeytin ağaçlarını koruma yöntemi öğretilerek çevrelerine anlatması hedeflendi.
“Tarımın kilidini İzmir açacak” Ü retici kooperatiflerinden alınan sütü binlerce çocuğa ücretsiz dağıtan ve bu sayede hem çocukların gelişimine hem de tarımın güçlenmesine katkı sağlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi “Süt Kuzusu” adı verilen projeyi büyütüyor. Bu daha başlangıç İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yaptığı konuşmada Süt Kuzusu Projesi’nin sadece aileleri ve çocukları mutlu eden bir yardım projesi olmadığını vurgulayarak, “Bu proje tarımı destekleyen, çiftçiye sahip çıkan Türkiye’ye örnek bir projedir. Kooperatiflerimizle
yaptığımız yeni süt alım sözleşmesi ile süt üreticilerinin nefes almasını sağlarken, projeden yararlanan çocuk sayısını da arttırıyoruz. Bizim hizmet anlayışımızda tek bir kişinin kazanması yok. Sloganımız ‘herkes kazansın’. Yeni süt alım sözleşmemiz herkese hayırlı olsun. Torbalı, Menderes, Urla, Seferihisar, Kemalpaşa, Menemen, Foça ve Aliağa ilçelerinin 96 merkez mahallesinde 20 bin çocuğumuza daha süt dağıtacağız, projeden yararlanan çocuk sayısı 155 bin olacak. Bu daha başlangıç. Tarımı, çiftçiyi, üreticiyi destekleme devam edeceğiz” dedi. Temmuz - Ağustos - 2019
5
Koray Yılmaz
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK PIRELLI KONSEPT MAĞAZASI
YÜKSEL JANT VE LASTİK VIP HİZMET SUNUYOR 1999 senesinin sonlarında 50m2’lik bir alanda faaliyete başlayan Yüksel Lastik; 2019’un yaz aylarında 30 yıllık hayalin gerçeğe dönüştüğü muhteşem bir tesis haline geldi... Araba jant ve lastik konusunda Avrupa standartlarında hizmet veren, Türkiye’de sayılı ve üstün özelliklere sahip makineleri, her modele ve çeşide uygun stok avantajı ile çok hızlı çözüm sunan Yüksel Jant ve Lastik firmasını, firma sahibi Koray Yılmaz’dan dinledik... Hayal ve vizyonun gerçeğe dönüşme hikâyesi Yüksel Lastik 1999 senesinin sonlarında 2000 yılının başında Atasanayi Sitesi’nde faaliyete başlayan bir firma. O dönemlerde 50 m2 üzerinde bir alanda hizmet veriliyordu. Ama hep daha iyisini yapmak isteyip, hep daha iyisini vizyonlayan bir firmaydık. Bu süre içerisinde biz hep hayal kurduk. 30 senelik bir hayal bu. Biz bu hayalin peşinden koşarken herkes “acaba yapabilir misiniz, bunu hayata geçirebilir misiniz” diyordu. Biz olacağına inandık ve başardık. Karşıyaka’nın ve İzmir’in güzel insanları böylesine kaliteli bir hizmeti hak ediyorlar. Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan bir tesisi İzmir’de hayata geçirdik. Hayalimizi gerçekleştirebildiğimiz için çok mutlu ve gururluyuz. Şimdi hayalimizi hep birlikte yaşamak için herkesi Yüksel Jant ve Lastik’e bekliyoruz.
2002 senesinde ilk olarak Falken bayiliğini aldığımızda 50 m2 dükkanımızda her şeyin daha iyiye gideceğine inanmıştık. 21 Haziran 2019 tarihinde ise istediğimiz ve hedeflediğimiz sonuca ulaştık. Tabii bu sonuca ulaşana kadar 2014 senesinde Pirelli ile iş ortaklığımız başladı, bu iş ortaklığında projemizi hayata geçirebilmek için Türkiye satış müdürümüz ve İtalyan Ceo’muzla beraber bir karar alarak bu tesisi kurmak için yola çıktık. Yapmak istediğimiz her şeyi düzgün bir şekilde sırasıyla, iyi bir analizle hayata geçirdik. Avrupa’da uzun araştırmalar yaptık, her semtte nasıl bir işletme var, kimlere hitab ediyorlar, insanlar nelerden hoşlanıyor, bunların hepsini analiz etmeye çalıştık ve Türkiye’de bu konseptin en üst versiyonunu hayata geçirdik. Bizim konseptimizin Los Angeles ile arasındaki tek farkı orada araç satışının içinde olup 4000 m2 alana sahip olmasıdır. Bizim tesisimiz de 1080 m2 bir tesis. Bu tesisi kurarken; biz gelen müşterilerimizi nasıl rahat ettirebiliriz, neler sunarsak mutlu olurlar, daha keyifli nasıl vakit geçirebilirler diye düşünerek hazırlandık. Üst katımızda bulunan geniş oturma alanlarımızın olduğu bölüme çocuk oyun alanı, bilardo masası, 2 adet play station gibi müşterilerimizin keyifle vakit geçirebilecekleri bir mekan oluşturduk.
Engelli vatandaşlarımızı da elbette unutmadık. Tesisimize engelli misafirlerimiz geldiğinde, bünyemizde bulunan elektrikli engelli aracımızdan yararlanarak alt kattaki engelli tuvaletini rahatlıkla kullanabilecekler. Ayrıca üst kata çıkmak istediklerinde tesisimizde bulunan asansör ile rahatlıkla üst kata ulaşabilecekler. Tesisimize gelip işlemlerinin bitmesini beklerken namaz kılmak isteyen misafirlerimiz içinse bir mescit bulunuyor. Sosyal alanımızda kafeteryasından, engelli tuvaletine, oyun alanlarından, rahat oturma alanlarına kadar her detayı düşündük ve son teknokoji cihazlarla beraber hepsini değerli müşterilerimizin hizmetine sunduk. Özellikle kadın müşterilerimizin burası sanayi sitesi diye gelmekten çekinmemeleri için tesisimizi tamamen onların rahatlığı ve huzurunu düşünerek hazırladık. Yanlarında çocuklarıyla rahatlıkla gelebilecekleri bir tesisimiz var. Hatta işleri olmasa dahi bir kahvemizi içmeye bekliyoruz. Kafeteryamızda farklı aktivitelere başladık. Bizlerle sabah kahvaltısı yapmak isteyenler için özel sunumlar hazırladık, aynı zamanda farklı kahve çeşitlerini sunacağız. Yani burada keyifli bir aile ortamı yaratacağız.
Biz ciddi bir ürün gamına sahibiz. Her araç kitlesine göre, yani en ufak ölçüden en büyük ölçüye kadar hepsini kapsayan bir ürün gamına sahibiz. Hizmetimizi verirken müşterilerimizin değerli vaktinden çalmadan hızlı ve doğru şekilde işlemlerimizi tamamlıyoruz. Kendimizi iyi yetiştiriyoruz, profesyonel bir kadromuz var. 2019 ve 2025 senesinin konseptine uyarlanmış bir şekilde bütün versiyonları yüklenmiş olan bir makina parkurumuz bulunuyor. Tesisimiz aynı anda 11 arabayı hazırlayabilecek ve son derece hızlı bir şekilde teslim edebilecek kapasitede bir yapıya sahip. Biz müşterilerimiz için elimizden gelen hizmetin en iyisini vermek adına hep daha çok çalışıyoruz. Ancak değerli müşterilerimiz eğer bir eksik görürlerse bu önerilerini dikkate alarak daha iyisini yapmaya çalışmak için hazırız.
VALE HİZMETİMİZ BAŞLIYOR
Eylül ayından itibaren vale hizmetine başlıyoruz. Yani bir müşterimiz örneğin Mavişehir’de alışveriş merkezinde vakit geçirirken biz araçlarını oradan alıp, işlemlerini tamamlayıp sonra yine bulundukları yere teslim ediyoruz. Aynı zamanda onlara da kameralarımızın IP numalarını veriyoruz, bu sayede rahatlıkla araçlarını işlem sırasında izleyebiliyorlar. Bunun yanı sıra aracın bütün işlemleri bittiğinde cep telefonlarına gönderdiğimiz mesajla araçlarının teslime hazır olduğunu bildiriyoruz. Bu mesajdan sonra aracı geri istedikleri zamanı bize söyledikleri takdirde, biz o saatte bulundukları yere araçlarını teslim ediyoruz. Makina parkurumuzdaki en büyük avantaj; 9700 elit dediğimiz balans makinası... Sürüş güvenliği ve emniyet için çok önem arz eden bir durum; lastikler tamamen aracın yolda seyrettiği hali ile bir simülasyona tabi tutuluyor, artık bu teknoloji olarak sözün en son noktası. Jant ve lastikteki balansı hatasız önümüze seren bir sistem. Bu cihaz tam manasıyla aracın komple lastiklerinin düz basıp basmadığını ve yoldaki dengesizliğinin hepsini algılayabilen 600 kg basınç uygulayıp, yoldaki bütün hakimiyetini, yumuşalıklık ve konfor
testini yaparak sıfır tolereye düşüren bir cihaz. Aynı zamanda bu cihaz birçok iyi otomobil markasının fabrikalarında kullandığı bir cihazdır. Onun yanı sıra Hunter’ın elite modeli rot ayarı cihazımız BMW, Mercedes gibi üst segment araçları tamamıyla salıncaktan ölçüm yapabilen, tekerlek diş derinliklerini ölçen ve her modelin 2025 senesine kadar dolu dolu bütün versiyonlarına hakim olup, bütün ölçü birimlerini birebir datasıyla beraber sunabilen bir cihazdır. Bizim cihazımızın ekstra özelliği de alt takım kontrolünü kendi başına yapabilip listeleyebilmesidir. Amacımız hizmetin en iyisini verebilmek, amacımız her müşterimizi buradan gülümseterek uğurlamak, amacımız dostlarınızla muhabbetiniz esnasında kendimizden bahsettirebilmek.
Adres: 8780 / 35 Sokak No: 7 Atasanayi Sitesi / Çiğli - İzmir Tel: 0232 328 13 50
GENİTAL SİSTEM ENFEKSİYONLARINDA TEK TEST İLE ETKEN BELİRLENEBİLİYOR
G
enital sistem enfeksiyonları kadın ve erkeklerde en fazla görülen enfeksiyon hastalıklarındandır. Genital organlarda görülen enfeksiyonlar, birçok mikrobun bir arada oluşturduğu enfeksiyonlardandır. Genital sistem enfeksiyonları vulvit, siğil (kondinom), genital uçuk, bartolin bezi absesi, Molluscum Contagiosum, vajinit, mantar enfeksiyonları ve klamidya, rahim ağzı enfeksiyonu, üreoplazma ve mikoplazma enfeksiyonları, Gonore (bel soğukluğu), Endometrit, frengi, Pelvik enflamatuar hastalıklara ve toksik şok sendromuna varan sonuçlara neden olabilmektedir. Cinsel yönden aktif bireylerde sık görülen genital sistem enfeksiyonları hem kadınları hem de erkekleri etkilemektedir. Basit ve kolaylıkla tedavi edilebilen genital sistem enfeksiyonları, tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir.
Genital sistem enfeksiyonları bazen belirgin belirtiler vermeyebilir. Bu nedenle bireylerin düzenli aralıklarla hekimlerinin belirlediği muayene ve tetkikleri ihmal etmemeleri gerekmektedir. İlerleyen enfeksiyonlar üreme organlarında kalıcı hasarlara neden olabilir.
KISIRLIĞA NEDEN OLABİLİR Cinsel temas yolu ile geçen hastalıklardan en sık görülen Klamidya Enfeksiyonlarıdır. Bu enfeksiyonlar kadınlarda tüplerde tıkanıklık, yapışıklığa neden olarak dış gebelik ve infertiliteye neden olabilir. Klamidya enfeksiyonu doğumda yüzde 20-50 oranında bebeğe geçebilir. Bebeklerde göz enfeksiyonlarına ve akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir. Gebelikte trikomonas enfeksiyonu erken doğum, düşük ağırlıklı bebek, lohusalıkta ateşli enfeksiyonlara neden olabilir. Primer herpes enfeksiyonları düşüklere ve gelişme geriliğine neden olabilmektedir.
Kadınlarda renkli (sarı, yeşil, gri, beyaz) akıntı, kanlı veya köpük görünümünde akıntı, beyaz peynir görünümünde akıntı, akıntı miktarında aşırı artış, cinsel ilişki sırasında ağrı veya kanama, genital bölgede kaşıntı veya yanma, idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma, aşırı terleme veya ateş, ishal ve bulantı, adet dönemi haricinde kanama, genital bölgede yara, siğil veya uçuklar, baş ve eklem ağrıları, alt karın bölgesinde ağrı görülebilir. Erkeklerde, penisten akıntı gelmesi, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, karın ağrısı ishal, ateş, yorgunluk, baş ve eklem ağrıları, genital bölgede siğil, döküntü, kaşıntı veya yaralar görülebilir. Tedavi edilmeyen erkek ve kadınlarda, enfeksiyonun kan yolu ile vücuda yayılması sonucu toksik şok sendromuna varabilen durumlar görülebilir.
ERKEN TANI VE TEDAVİ YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTİYOR Erkeklerde ve kadınlarda görülen genital sistem enfeksiyonları yaşamı tehdit edebilen boyutlara varabilmekte. Bu nedenle erken tanı ve doğru tedavi oldukça değerlidir. Genital sistem enfeksiyonları ciddi komplikasyonların dışında günlük yaşamı da olumsuz yönde etkilemekte, yaşam kalitesini düşürmektedir. Sık görülen mantar enfeksiyonları neden olduğu kaşıntı, yanma ve akıntı gibi bulgular nedeniyle günlük hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. HPV vücuda dahil olduktan sonra 2-3 ay içinde siğil oluşumuna neden olur. Siğiller en sık genital bölgede görülür ama vücudun her yerinde oluşabilir. HPV vürüsü kadınlarda rahim ağzı kanserine, erkeklerde ise ağız, dil ve anal kanalda kansere neden olabilmektedir.
Genital sistem enfeksiyonlarının erken tanı ve tedavisi kısırlık, dış gebelik, tekrarlayan düşüklerin önüne geçerek, ileride oluşabilecek ciddi komplikasyonları da engellemektedir. TANI Bireylerin düzenli hekim kontrolünde olmaları ve genital sistem enfeksiyonlarının bulaşma yolları hakkında bilinçli olmaları, aşı ve tedavilerini aksatmamaları oldukça önemlidir. Genital sistem enfeksiyonlarının tanısı oldukça kolaydır. Hekim muayenesi, laboratuvar tetkikleri, gerekli durumlarda patolojik değerlendirme ile tanı kolaylıkla konulabilmektedir. Laboratuvarımızda uygulanan genital sistem testi, ürogenital sistemde enfeksiyon etkeni olabilecek patojenik etkenlerin incelenmesini, mycoplasma için sayım ve antibiyotik
duyarlılığının belirlenmesini tek test ile sağlamaktadır. Mycoplasma ve Ureaplasma, Trichomonas ve Candida (mantar), Escherichia coli, Proteus, Pseudomonas, Gardnerella vaginalis, Staphylococcus aureus, Streptococcus feacalis, Neisseria gonoreae (bel soğukluğu), Streptococcus agalactiae genital sistem testi ile tayin edilebilmekte, aynı numune ile antibiyotik seçiminin doğru olmasını sağlayacak, antibiyotik duyarlılığı testini de içermektedir. PAP smear testi ile HPV’ye ait değişimler bulunduğunda aynı materyal içerisinde DNA incelemeleri de yapılarak HPV’nin tipi belirlenebilmektedir.
Yalı Mah. 6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir
Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Merkez: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR
Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)
Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)
www.talatpasatip.com
S PAKeEtiTmizSle EisteRrsVenİiz
hizm terseniz iş yerinize, is . verebilirsiniz ş ri a ip s e iz evin
Tarihi
TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Açıldığı günden beri ürünlerinin kalitesi ve lezzetiyle Mavişehirlilerin vazgeçilmez adresi olan Tarihi Bafra Pidecisi’nin paket servis hizmeti de bulunuyor. Herkesin favorisi olan, 5 buğdayın harmanlanmasıyla elde edilen Bafra Pidesi kapalı olarak servis ediliyor. En önemli özelliği içindeki kavrulmuş kıyma ve kullanılan unun esnekliği… Sakin ve huzurlu bir ortamda, gürültüden uzak ama Mavişehir’in içinde ailecek ya da arkadaşlarınızla pide yiyebileceğiniz harika bir yer Tarihi Bafra Pidecisi….
TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Rezervasyon: 0(232) 336 72 64
Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir
www.tarihibafrapidecisi.com
Yiyebileceginiz en lezzetli döner ve Cag kebap Mavibahçe’de
25 MART OLTU CAĞ KEBAP
Donuk et asla kullanmayan, lezzeti ile fark yaratan, hijyen kurallarını göz önünde tutan ve işini layıkıyla yapan 25 Mart Oltu Cağ Kebap, sizi birbirinden güzel kebap ve çorba çeşitleriyle tanıştırmak için bekliyor.
25 Mart Oltu Cağ Kebap gerçekten damak tadına önem veren herkesin gitmesi gereken bir yer. Buradaki lezzetli etleri deneyen herkes hayran kalıyor. Mavibahçe AVM’de bulunan 25 Mart Oltu Cağ Kebap, porsiyonlarının büyüklüğü, etlerinin kalitesi, çorbalarının lezzeti ve bol köpüklü yayık ayranı ile İzmirlilerin lezzet durağı olmuş şık bir mekan. Birçok markanın dondurulmuş et sattığı günümüzde, 25 Oltu Cağ Kebap günlük taze etleri ile kalpleri fethediyor. Cağ döneri de normal döneri de meşe odun ateşinde pişiriliyor. Hijyen kurallarına uygun mutfağı, güler yüzlü personeli ve birinci sınıf lezzetleri ile 25 Mart Oltu Cağ Kebap, ailecek gidebileceğiniz keyifli bir mekan.
Burada dürüm döner, gobit ekmek arası döner, bol etli kendi suyunda kellepaça çorbası ve diğer çorba çeşitleri, yayık ayran, pilav üzeri cağ, pilav üzeri döner, salatalar ve tatlı çeşitlerini de bulabilirsiniz.
En lezzetli Cag Kebap için Erzurum’a kadar gitmenize gerek yok!
Kazım Dirik Mah. 372 Sk. No:95/A (Forum Bornova karşısı) Bornova Tel: 0(232) 343 35 25 Aziz Nesin Bulv. Mavişehir Mah. Mavibahçe AVM - B Blok Kat:3 No:306 Tel: 0(232) 503 57 76
Atakent - 0(232) 336 35 27
Bostanlı - 0(232) 323 5545
Uluoğlu 7 şubesi ile hizmetinizde
A
takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.
*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Bornova *Çiğli *Hatay *Karataş
tatlı anlar
ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN
15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla
ŞUBELERİMİZ Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27
Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent
Tel: 0(232) 336 35 27
TROPIK MEYVELER ILE hayata gülümseyin B
elki her gün tüketmeye alışık olmadığımız tropik meyvelerin sağlığımıza öyle büyük faydaları var ki... üstelik lezzetleriyle de yüzümüzü gülümsetiyorlar. Sıcak bir yaz gününde sahilde uzandığınızı hayal ederek, tropik meyveleri afiyetle tüketebilirsiniz.
Ananas: Bir kase ananas günlük C vitamini ihtiyacımızın %94’ünü karşılayarak bağışıklığımızı güçlendirir. Kas, sinir ve kemik sağlığı için önem taşıyan manganez ve bol miktarda da lif içerir. Proteinlerin parçalanmasına ve sindirime yardımcı olan ve eklem ağrılarını dindiren bromelin adlı bir enzimi de Ananas’ta bulunur.
Papaya: Hücrelerin DNA yapısını koruyarak mutasyona uğramalarını önler. Bu sayede tümör ve kanser oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Kötü kolesterol seviyesini düşürerek damarların tıkanmasının önüne geçer.
Coconat: Hindistan cevizi suyu içmek hazma iyi gelir ve sindirim sisteminin güçlendirilmesine yardımcı olur. Kabızlığı giderir ve Ph seviyesini düzenleyerek vücudun temizlenmesine ve metabolizmanın geliştirilmesine yardımcı olur.
Mango: Hücrelerin enfeksiyon ve bakterilerden olumsuz etkilenmesini önler. Kuersetin, isoquercitrin, astragalin, fisetin, gallik asit ve metilgallatın maddeleri sayesinde meme, lösemi ve prostat kanserlerinin gelişmesini engeller.
SMOOTHIE TARİFLERİ 1 adet avokado - 1 adet muz - 1 su bardağı süt. Bütün malzemeleri blender ya da mutfak robotuna atıp iyice karıştırın. Buzdolabında soğumasını bekledikten sonra ortadan kesilmiş hindistan cevizinin içine dökerek servis edin. 3/4 Su Bardağı Ananas - 1 Su Bardağı Süt - Yarım Su Bardağı - Taze Hindistan Cevizi - Yarım Adet Muz. Ananas, muz, hindistan cevizi ve sütü blenderdan geçirin. İçilebilecek bir kıvama gelince servis bardağına alıp buzdolabında soğutun.
Her yaş grubuna hitap eden lezzetleri ile Shebo’s Sandwich & Burger eşsiz tatlarını sizlerle buluşturmak için bekliyor.
Adres: Bestekar Sadi Hoşses Sokak No:42/B Bostanlı Sipariş için: 0(232) 336 00 66 www.shebosburger.com shebos_burger
İstisnalar: Bir poliçe kapsamındaki teminata ilişkin, hiçbir şekilde ödenmeyecek olan durumlardır. Örneğin 3. şahıslara karşı sorumluluğumuz için teminat verilmiş iki tane poliçenin klozlarına baktığımızda, birinde manevi tazminatlar da kapsam dahilindeyken, diğerinde istisna tutulmuş olabilir. Klozlarını okumadığımız sürece, her 2 Özgür Muharrem Şişik poliçenin de aynı kapsamda olduğunu Sigorta Danışmanı düşünebiliriz. Fakat ikisi birbirinden ozgur@kavramsigorta.com.tr farklıdır. Dolayısıyla ödenmesi gereken primler de farklı olacaktır.
SİGORTA SATIN ALIRKEN DİKKAT 3: KLOZLAR
S
atın aldığımız sigorta poliçesinin, ihtiyacımıza uygun olması için dikkat edilmesi gereken noktalara dair uyarılarda bulunmaya devam ediyorum. Geçen iki yazımda “teminatlar” ve “sigorta bedelleri”ne dikkat çekmiştim. Eksik ya da hatalı kaydedilen teminat bedelleri, ya da poliçeye dahil edilmemiş teminatların, bir hasar zamanında karşımıza olumsuz sonuçlar çıkaracaklarını anlattım. Poliçelerde dikkat edilmesi gereken diğer önemli konu da, bu ayki konumuz olan “klozlar”dır. “Aman küçücük küçücük yazıyorlar, bir şey anlaşılmıyor” diyerek okumaktan kaçındığımız metinlere poliçenin klozları diyoruz. Klozlar, o poliçe ile satın aldığımız teminatların kapsamlarının açıklandığı maddelerdir diyebiliriz. Eskisi gibi küçük yazılarla yazılmamaktadır son yıllarda. Poliçele ile hangi risklere karşı, hangi şartlarla güvence aldığımızı gösterir. Uygulanan istisnalar, muafiyetler, bekleme süreleri, ya da bir tazminatın ödenebilmesi için sigortalı tarafından sağlanmış olması zorunlu tutulan ön şartlar hep klozlarda yer alır. Her şeyi aynı gibi gözükse de, klozlarda yer alan farklılıklar ödenmesi gereken primlerde de farklılığa neden olur. Bunlara kısa kısa değinmek istiyorum: 18
Muafiyetler: Poliçemizde yer alan bir teminat kapsamına giren hasarda, belli bir tutar ya da orana göre, ödenmemek üzere tazminattan düşülecek kısmı ifade eder. Örneğin, bazı kasko poliçelerinde cam kırılması hasarları için “Cam hasarlarında anlaşmalı cam servisleri tercih edilmemesi durumunda hasarın %20 si oranında muafiyet uygulanacaktır.” ifadesi yer almaktadır. Bu durumda, anlaşmalı cam servisine gidilmediği takdirde sigorta şirketinin hasarın tamamını ödemeyeceği belirtilmiş olmaktadır. Kasko tekliflerimizi karşılaştırırken, klozlarını da dikkate almazsak, aracımızın camı kırıldığında, sürecin nasıl ilerleyeceği, seçtiğimiz poliçenin şartlarına göre şekillenecektir. Bekleme süreleri: Daha çok sağlık sigortalarında karşımıza çıkan bekleme süresi kavramı, bir teminatın aktif hale geçmesi için, onu satın aldığımız tarihten itibaren geçmesi gereken süreyi ifade etmektedir. Belli hastalıklar, sigortaya ilk kayıt olduğumuz tarihten itibaren genelde bir sene içinde ortaya çıkması durumunda, buna ilişkin bir tazminat ödemesinin yapılmayacağı belirtilmiş olabilir. Sigorta şirketlerinde bekleme süresine tabi olan hastalıkların listesi, ya da beklemeye ilişkin süreleri birbirlerinden farklı olabilir. Ön şartlar: Bazı teminatların çalışması için, sağlanmış olması gereken ön koşullar bulunabilir. Mesela işyeri sigortaları için, zemin katta yer alan işyerlerine hırsızlık Temmuz- Ağustos - 2019
teminatı verilebilmesi için, cam ve kapılarında kepenk olması ön şartı koyulmuş olabilir. Eğer bu klozdan haberimiz yoksa, poliçemizde hırsızlık teminatı bulunmasına rağmen, hırsızlık meydana geldiğinde sigorta şirketi hasarımız reddedecektir. Ya da örneğin konut poliçelerimizde, ziynet eşyalarının çalınması, kasa içinde bulunuyor olması önşartı ile teminat dahilinde olabilmektedir. Eğer bu ön şartı sağlamamışsak, yine talebimi sigorta şirketi tarafından karşılanmayacaktır. Unutulmaması gereken çok önemli bir şey vardır. Sigorta şirketleri aslında, risk yönetim şirketleridir. Katılımcılardan (sigortalılar) havuza fon (prim/para) katkısı isterler. Her sigortalının da sisteme devrettiği riskinin derecesine göre ne kadar prim ödeyeceğini belirler. Yine sisteme dahil olan katılımcılardan, zarara uğrayanlara, havuzda biriken bu fon ile tazminat öderler. Dolayısıyla, sigorta şirketlerinin zaten amacı hasar ödemek iken, bunu yapmaktan kaçınmaları söz konusu olamaz. Yeter ki doğru poliçeye sahip olalım ve yaşanan hasar poliçede teminat altına alınmış bir konudan gerçekleşsin. Aslında sistem bu kadar basit. Hasarların tam olarak ödenmediği durumlarda esas sebep satın aldığımız poliçenin, bizim ihtiyacımıza uygun olup olmadığıdır. Bunu da temel olarak teminatlar, bedeller ve klozlar belirlemektedir. Karşılığında ödenmesi gereken prim ise, belki de en son aşamada kararımızı etkilemelidir. Yoksa sadece daha ucuz olduğu için bir poliçeyi tercih etmek, belki o az miktardaki paramızı da çöpe atmamız anlamına gelecektir. Hasar süreçlerindeki maddi kayıplarımızın telafisinde memnun olmak istiyorsak, tabi ki bir uzmandan destek almalıyız. Ama ondan daha önemlisi mutlaka alacağımız poliçeyi iyice okumalıyız. Hasarlardan uzaki mutlu günler dilerim.
Atölye Tat tam 5 yıldır sizlerle
Taze ve lezzetli
U
zun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 5 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, muhteşem lezzetlerini sunmak için sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. (Yaz dönemi boyunca cumartesi günleri kapalı.) Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz. 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060
www.atolyetat.com
özel röportaj
Zahide Yetis
Güleryüzü ve güzel enerjisiyle herkesi kendine hayran bırakan, izleyenlerin onu artık ailelerinden biri gibi kabul ettiği güzeller güzeli İzmirli sunucu Zahide Yetiş, tüm samimiyeti ile Mavişehir Dergisi okurlarına merak edilenlerini anlattı. Röportaj: Duygu Attila
20
Temmuz- Ağustos - 2019
www.mavisehirdergisi.com
için çok önemli bir aydınlanma süreci yaşatıyor insana. Annem babam ayrı olmasına rağmen benimle hep ilgilendiler. Babam Avusturya’da çalıştı ve uzun yıllar orada kaldı. Ama yaz aylarında geldiği zaman çok güzel vakit geçirirdik. Pek çok şeyi babamdan öğrendim. Annemse sevmeyi ve sevilmeyi öğretti bana. Sevgisi çok içten gösteren, sarılan ve sevgisi çok güzel anladığım, hissettiğim bir insandı. Allah rahmet eğlesin, bütün ölmüşlerimizi. O yüzden bir taraftan şaslı bir çocuktum. Ben hem evlenirken hem normal hayatta insanların aileleriyle birlikte hayatlarına devam ettiğini düşünüyorum. Çünkü onlardan aldığınız terbiye ve kültür sizinle beraber gelişiyor. Bazı şeylerse hiç değişmiyor.
“
Şimdi Aras’ı yetiştiriken hep bunları düşünüyorum, ona hep güleryüzlü davranıyorum, asla kızmıyorum, anlatıyorum. Şuan bir yaşında olduğu için belki anlattıklarımın bir kısmını anlamakta zorluk çekiyor ama hep büyük insanmış gibi konuşmaya çalışıyorum onunla. Aras henüz konuşmaya başlamadı ama ben cevapları vermeye çoktan başladım. Hiç kavga görmüyor, Allah göstermesin. Keşke ben de onun şartlarında büyüyebilseydim. Bazen de düşünüyorum insan zorlanmadan, sınanmadan, gerçekliklerle yüzleşmeden hayata hazırlayamıyor kendini. Hepimizin farklı sınavları var hayatta, tabii ki benim de oldu ama dediğim gibi ailemin dezavantajlarını avantaja döndürmeyi bildim.
Ar as henüz konuşmaya başlamadı ama ben cevapları vermeye çoktan başladım. Keşke ben de onun şartlarında büyüyebilseydim.
Ailenizin bugünkü duruşunuzda nasıl bir etkisi oldu? Kendinize kimi örnek aldınız? Aile; çocuğun gelişimi için büyüdüğü zaman yaptığı yanlışlar ve doğrular Temmuz - Ağustos - 2019
“
Zahide Hanım sizi herkes tanıyor seviyor ama biraz daha detaylı bilmek istiyoruz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Nasıl bir ailede yetiştiniz? Öncelikle Mavişehir Dergisi okurlarına, tüm İzmir’e ve buradan ulaştığımız herkese sevgi ve selamlarımı sunuyorum. Çok kolay bir çocukluk geçirdiğimi söyleyemem. Her zaman yayınlarda bahsetmişimdir. Babaannemin varlığı, onun gücü, bana ne olacak duygusunu bana kesinlikle yaşatmaması hayatımın en zor olabilecek dönemini aslında keyifli hale getirdi. O zamanlar sınıfta anne babası ayrı olan tek çocuk bendim. Tabii ki bunun zorluklarını yaşadım ama babaannemin müthiş ilgisi ve sevgisi beni daha da güçlü kıldı. Hayatla mücadeleye de aslında o zamanlarda başlamış oldum. Sevgiyle büyüyen bir çocuktum. Bunun da güzelliklerini çok gördüm. Şimdi herkese yüz puan vererek başlıyorum, sıfırla değil. Herkese güveniyorum, bazen hayal kırıklıklarına uğrasam bile bunu göze alarak herkese güvenmeyi seçiyorum. Çünkü güven olmadan, sevgi olmadan ilerleyebileceğimi düşünmüyorum. Programlarımda da bu böyle, özel hayatımda da böyle... Çocukluk dönemimde meraklı bir çocuktum ama biraz tombikçeydim :) bu yüzden dalga geçilen bir çocuktum. İlkokul üçüncü sınıfta ilk defa sahneye çıktım ve ilk defa alkışlandım, adım soruldu, sınıfta daha ilgi duyulan biri haline gelmeye başladım. İlk okul bittikten sonra bluğ çağı başlayınca bedensel bir değişimde biraz daha genç kız formuna kavuştum. Bunu niye anlatıyorum; çünkü kilolu olmayı ve dalga geçilmeyi küçükken bir şekilde yaşamış oldum, sonra büyüdüğüm zaman asla insanlarla dalga geçilmesine katlanamadım ve hep korumacı bir tavır takındım. Hala da öyleyim, her zaman da öyle olacak.
21
Sonra bunu hayatta pek çok yerde uyguladım. Hiçbirimize her şey bütün güzelliğiyle gelmiyor. Elbette hayatın sıkıntıları, zorlukları ve problemleri var ama biz bir yolunu bulup çıkmaz sokaklardan sokak yaratmalıyız kenimize. Mutlaka bir çıkış yolu var ve o yolu bulmalıyız. Bu özel hayatta da böyle, iş hayatında da böyle. Yaşadıkça kendi dengelerimizi oluşturuyoruz, bunun için aile çok önemli. Ben kendime babamı örnek aldım, çok şey öğrendim babamdan. Erkekleri babamla tanıdım o yüzden pek yanıldığım söylenemez bu 22
konuda. Geriye dönüp baktığımda iyi ki yapmışım dediğim çok şey oldu. Bunları babama borçluyum. Televizyonda olmayı ve sunuculuğu nasıl seçtiniz? Okul yıllarınızdan ve iş hayatınıza atıldığınız ilk dönemlerinizden bahseder misiniz? Aslında bu kendiliğinden oldu desem... Fatih Koleji mezunuyum ben. Kolejdeki öğretmenlerimin desteğiyle şiir okuma yarışmalarına katıldım ve çok güzel dereceler aldım. İlkokulda pasif biriyken, ortaokul ve lise de bu durum tam tersine dönüştü. O yüzden çocuğunuz bir dönem pasif Temmuz- Ağustos - 2019
kalabiliyor ve siz bundan endişe ediyorsanız korkmayın sonrasında çocuk bir şekilde açılabiliyor, bunun en güzel örneği benim :) muhtemelen ilkokul sıralarındayken beni gören birisi, ileride televizyoncu olacağımı asla düşünemezdi. Hayat ve insanlar sürprizlerle dolu, lütfen çocuklarınıza güvenin ve onların mümkünse ne yapmaktan keyif aldıklarını, neye yetenekleri olduğunu bulmaya çalışın. Ben kendimi çok şanslı görüyorum çünkü yeteneğimin olduğu bir işi devam ettirebiliyorum. Artık günümüzde şöyle bir gerçek var; hangi okuldan mezun olursanız olun, kendinizi doğru ifade edemiyor, belli bir prezantabl görüntüyü yakalayamıyorsanız ne yazık ki aynı şartlarda iki kişi karşı karşıya geldiği anda diğeri tercih edilir oluyor. O yüzden mutlaka, akıllı ve çok çalışkan olmanız gerekiyor. Bir taraftan da ifade gücünüzün çok daha iyi olması gerekiyor. Anlama ve anladığını doğru şekilde ifade edebilme hatta insanları doğru yönlendirebilme gibi yetenekleriniz olması gerekiyor. Bunlar kendiliğinden gelişti sanırım bende ve sonrasında radyo ile başladım. FM İzmir 101 yerel bir radyoydu, sonra İstanbul’a KanalD ile geçtim fakat öncesinde İzmir’de 10 sene çalıştım. Kanal Ege’de, Kanal1’de... Benim için şahane deneyimlerdi. Ama en güzel ve keyifli olan tarafı İzmir’de TRT’de yetişmekti. Sacit Şahin, İsmail Elden benim ilk yapımcılarımdır. Onları her zaman her fırsatta teşekkürlerle dile getiririm. Gerçekten çok özel zamanlardı, benim çok şey öğrendiğim bir yuvadır TRT İzmir televizyonu. Cemalettin Özdoğan benim sesimi radyoda duyup onlara tavsiye etmiş ve böylece başlamıştır benim iş hayatım. Bu da torpilin olmadığı güzel bir dönem oldu benim için. Cemallettin Özdoğan Hürriyet’in Ege bölge temsilcisiydi o zaman ve sabahları işe giderken meğer radyoda beni dinlermiş ve benim o zaman yapımcılarım da televizyon için bir sunucu arayışındalarmış. Onlara demiş ki bir kız var sabahları sesini duyuyorum, bir görüşün tanışın demiş. Sonra radyoyu aradılar dediler ki TRT’den sizi arıyorlar.
www.mavisehirdergisi.com
Birçoğumuz hayat telaşından gülümsemeyi unuttuk. Sizi ekranda hep güleryüzlü halinizle görüyoruz. Ama yakından görünce de anladık ki günlük hayatınızda da güleryüzlü ve çok zarifsiniz. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Hayata olumlu bakmaya çalışarak, mutlaka iyi tarafını görerek, iyi tarafı yoksa bile bulmaya çalışarak aslında... Ben çok şükrediyorum, şükretmek var olan güzellikleri tekrar tekrar görmeme sebep oluyor. Nelere sahip olduğumu görüyorum, anlıyorum ve mutlu olmak için çok sebebim olduğunu fark ediyorum. Ki aslında ben şanslıyım, iyi bir ailem, iyi bir evladım, iyi bir eşim var ve iyi bir işim var. Etrafımda sevdiğim insanlar var. Kazıklar da yedim, işlerimin yolunda gitmediği de oldu, parasız da kaldım, hayal kırıklığına uğradığım zamanlar da oldu ama insanız biz, bunlar normal. İnsanlardan, olaylardan beklentinizi sınırlarsanız zaten mutsuzluğunuzu da sınırlamış oluyorsunuz. Herkesten her şeyi beklemelisiniz, negatif veya güvensiz olmaktan bahsetmiyorum, tam tersi olabilir yapabilir der geçerim ben. İnsandır çiğ süt emmiştirder geçerim. Çok fazla kafama takmamaya çalışırım. Gamsızlığın biraz daha insani boyutu benimkisi. Programlarımda izleyicime de hep söylüyorum. Düşün düşün, çalış koştur, herkesin derdini dert edin nereye kadar? Yaşanacak bir ömürümüz var ve hayat bir gün gibi geçiyor. O bir gün de bugün hepimiz için. Yani şuan bu röportajı okuduğunuz an mesela... asla tekrarı yok geriye dönemiyorsunuz. Ben hayatımda bu mantıkla hareket ediyorum. Sabah telefonum 06:37’de çalar ve her sabaha aynı mesajla
“
uyanırım; uyan ve gülümse, hayat İnsanlardan, bir gün, o da bu gün ve asla tekrarı olaylardan beklentinizi yok. Bu mesaj aslında benim hayatımın anlamı oldu, çünkü çok sınırlarsanız zaten doğru. Yaşadığınız zamanın, saatin, mutsuzluğunuzu da söylediğiniz sözün, duyduğunuz güzel sınırlamış oluyorsunuz. cümlelerin ya da negatif cümlelerin tekrarı yok. Negatifi en aza indirmek, iyi olanı fazlalaştırmak gerekiyor. Bir de iyi niyetli olmak gerekiyor yaa... üç günlük dünya... olumlu bakabilmek sizi gençleştiriyor, daha iyi bir insan yapıyor, hayata daha fazla sarılıyorsunuz, hayat da size daha fazla gülümsüyor. Ben olumlu mesajların olumlu geri dönüşleri olduğunu düşünüyorum. Şanslı hissettiğinizde kendinizi gerçekten şans bir şekilde gelip sizi buluyor. Diliyorum sizin de hayatta şansınız çok olur.
“
Kalbimin nasıl attığını anlatamam size (gülüyor) Görüşmeye gittiğimde yine aynı şekilde çok heyecanlıydım. Sonra işe alındım. Daha 17 yaşındaydım, okulum devam ediyordu ve Genç Gözüyle adlı bir gençlik programı sunmaya başladım. Benim için müthiş heyecanlı bir işti ve çok güzel deneyimlerdi. TRT’nin benim özgeçmişimde muazzam bir yeri vardır.
Bir televizyon programı yapmak insanları eğlendirmeyi gerektirir ama aynı zamanda izleyenlere bir şeyler katabilmeli, bir şeyler öğretebilmelidir. Sizin programlarınız bu anlamda oldukça başarılı. Bu durum size ne hissettiriyor? Söyledikleriniz bizim için çok değerli önce bunu söylemek istiyorum. Çünkü gerçekten eğlendirirken bilgi aktarmak çok kıymetli televizyonda. Bize ayrılan sürenin sonuna geldiğimizde mutlaka herkes o gün kendine yeni bir şeyler katmış oluyor. Eğlenerek öğreniyor. Çok samimi bir ortamda yapıyoruz programımızı, aslında biz hayatımızın o kısmını beraberce yaşıyoruz. Yani ben orada söylediğim hiçbir şeyi özel hayatımda farklı hale getirmiyorum, neysem o yum. Doktorlarım çok kıymetli ve çok özel, üstelik istediğimi sorabiliyorum onlara. Bizim anlayabileceğimiz düzeyde cevap vermelerini sağlıyorum, böylece herkes daha anlaşılır, daha kaliteli ve keyifli bir program izlemiş oluyor. Geri dönüşlerden anlıyorum. Bu program benim için pek çok hayata dokunma fırsatı, çok Temmuz - Ağustos - 2019
23
fazla hayır duası alıyoruz. En çok mutluluk duyduğum cümlelerden birisi “Allah sizden razı olsun” bunu söyletecek çok şey olabiliyor programda. Programın müthiş bir gücü var, doktorlarımızla beraber bu gücü kullanıyoruz, pek çok ameliyat yaptırdık şimdiye kadar, pek çok bebeğimiz oldu tüp bebek tedavisiyle. Hiç görünmeyen birçok rahatsızlıkla programda beraber tanıştık. Aynı sorunları yaşayan insanlar programda görüp tekrar tekrar geldiler bize. Yani hayatın belki en kıymetli anı sağlıkla ilgili sıkıntıyı hissettiğiniz ya da duyduğunuz andır. En çaresiz olduğumuz zamandır. Kendimizde olmasa bile eşimizde, çocuğumuzda olabilir. Hele çocuğumuzda varsa binbir kat artarak bize döner sıkıntı. O yüzden sağlık çok önemli. Sadece bir sağlık programı değiliz, yemek yapıyoruz, farklı meslek gruplarından misafirler davet ediyoruz, eğleniyoruz ve elbette sağlık çatısı altında çok şey öğreniyoruz. Sağolsun izleyicimizin müthiş enerjisi ve bize olan güveniyle devam ediyoruz.
Ekranların en güvenilir yüzlerinden birisiniz. Bu size fazladan bir sorumluluk yüklüyor mu? Günlük hayatınızda dezavantaj yarattığı durumlar oldu mu? Şöyle bir şey yaşadım; elinde doktor reçetesi ve tahlillerle bir hanımefendi koşa koşa geldi bana gösterdi, oysa yanımda bir profesör vardı. Dedim ki ona soralım bunu siz sorun o zaman dedi. Müthiş bir güven bu tabii yıllar içinde oluşan bir güven. İnsanlar çok zekiler, hissediyorlar, biliyorlar ve farkındalar, yıllarca hiç yalan söylemedim onlara. Ne hissediyorsam, yüreğimde ne varsa beraber paylaştık. Benim de sorunlarım oldu, bebekle ilgili mesela. Çoğu kişi bana dua etti, ailelerinin bir parçası yaptılar beni, evlerinin kızı yaptılar. Yine duyduğum en güzel cümlelerden biri “keşke senin gibi bir gelinim olsa” idi bu muazzam bir şey benim için çünkü hiçbir anne kolay kolay bir kıza bunu söylemez. Ben bunu hala da duymaya devam ediyorum, inanın bana verilen değerin en güzel yönüdür bu, bir annenin evladına böyle bir gelin tahsir etmesi. Bazen bana eşim bu kadar açık olma diyor ama elimde değil, yüreğimde ne varsa anlatıyorum ben, beni anlayacaklarını düşünüyorum, zaman zaman aynı şeyleri hissettimizi düşünüyorum. Bazen gelinleri oluyorum konuşuyorum onlarla, bazen kayınvalide oluyorum konuşuyorum onlarla :) gelen herkesle aslında bütünleşiyoruz, sadece ben değil bütün ekibim öyle... bir kişinin ağrısını, sızısını, aıcısını onlar da hissediyor ve beraberce çözüm arıyoruz. İnanın iyi bir ekip olmasa bir programın başarısı sadece bir kişiyle özdeşleştirilemez. Ben ekibimi çok seviyorum yıllardır aynı insanlarla çalışıyorum ve beni çok büyüttüklerini düşünüyorum, bu vesileyle hepsine teker teker teşekkür ediyorum. Sizce hanımların sizi bu kadar çok sevip, kendi ailelerinden biri gibi görmelerinin sebepleri nedir? Şuanda iki farklı projenin reklam yüzüyüm bu çok önemli bir sorumluluk benim için. Pek çok
24
Temmuz- Ağustos - 2019
www.mavisehirdergisi.com
ihtimale karşı ekran yüzlerinden çok farklı kişilere, kitlelere sorular soruyorlar, o soruların çok olumlu cevaplarının bana döndüğünü görüyorum o araştırmaların sonucunda. Çok ciddi araştırmalardan bahsediyorum. Büyük reklam kampanyalarında reklam yüzleri bu şekilde seçiliyor. Ve inanmadığım hiçbir şeye evet demedim bu güne kadar. Reklam yüzü olduğum pek çok markanın da beraberce büyümesine şahitlik ettim. Bu beni çok mutlu ediyor ve gururlandırıyor. Yani bir şeye budur dediğimde önce ben inanmalıyım, önce ben kullanmalıyım ya da ben gözlemlemeliyim. Belki bu hassasiyeti gösterdiğimiz için de bir teveccüh oluşuyor insanlarda. Sizi siz yapan özelliklerinizden biraz bahseder misiniz? Bilmiyorum ki, sadece yaşıyorum aslında... Zaten bunu düşünmezsiniz hayatta, sonra prensipleriniz oluşmaya başladığında fark edersiniz. Mesela çok zor yalan söylerim. Asla yalan söylemem diyemem ama çok zordur benim yalan söylemem. Ve mutlaka işin içinde birisi için kötü bir algı vardır ve onu düzeltmek için bu yola başvuruyorumdur. İnsanlara çok içten davranmaya çalışırım, kolay kolay kızmam yani beni böyle kızgın gören insan sayısı oldukça azdır, hayatımda belki iki kere bağırmışımdır, sinirlenmem için çok ciddi şeyler olması gerekir. Oldukça sakin bir yapıya sahibimdir, kavga etmeyi hiç sevmem, sesimi yükseltmeyi hiç sevmem, haa tabii bu mazlumum anlamına da gelmiyor, ensesine vur lokmasını al şeklinde bir yapım yok elbette. Negatif yönlerimi de bilirim, bu da çok önemli bir erdemdir. Bazen kelimelerim kılıç yarası gibidir, kavga etmem sesimi yükseltmem ama tabii ki söyleyeceğimi söylerim. Ama bunu artık yapacak başka şey kalmadığında söylemeyi tercih ederim. Kalp kırmamaya çalışırım, herkese iyi davranmaya çalışırım. Polyanna gibi değil ama hayata hep olumlu bakmaya çalışırım, ne kadar şanslı olduğumu çok defa düşünürüm ve Rabbime çok dua eder ve çok
şükrederim. Her ikisinin de bana kattığı çok şey olduğunu düşünürüm. Sizi en çok ne sinirlendirir? En hassas olduğum şey, yaşlı insanlar, çocuklar ve hayvanlar. Onlara kötü bir şey yapıldığında bir hayli sinirleniyorum. Çok üzülüyorum. Bazen haberlere bakmaya bile dayanamıyorum, onun dışında günlük hayatta beni çok sinirlendiren bir şey yoktur. Her şeyi tolere edebilecek durumdayım. Bu yaşla da ilgili herhalde, belki 20 yaşında böyle değildim ama şimdi artık biliyorum ki üç gün sonra unutulacak, biliyorum ki bir sene sonra hatırlanmayacak bile, biliyorum ki o kişi bunu söylüyorsa ve yapıyorsa mutlaka hayatında bir problem olmuştur, kötü bir şey yaşamıştır. Bakın size bir şey anlatmak istiyorum; bir adam otobüse biner, yanında üç çocuğu da vardır. Çocuklar otobüsü nasıl dağıtır, herkes son derece rahatsızdır. Adamın umrumda değildir oturmuş önüne bakıyordur, insanlar gerçekten çok sinirlenir. Beklenti, adamın çocuklarını alıp toplaması ve yanında tutup sessiz kalmalarını sağlamasıdır. Oysa çocukları birinin eşarbını çeker, birinin saçını çeker, gürültü yapar ve oyun oynamaya devam ederler otobüsün ortasında. Sonunda birisi dayanamaz ve adama der ki “kardeşim sen ne biçim bir adamsın neden çocuklarına sahip çıkmıyorsun utanmıyor musun?” der. Adam döner usulca der ki; “Bugün anneleri vefat etti, hastaneden dönüyorum ve kendimde değilim” otobüsteki herkesin başından aşağı kaynar sular dökülür.
evlilikle bir kadının üzerine hangi görevler düşüyor? Teşekkür ediyorum ama hiç kimsenin çook mutlu çook harika bir evliliği olduğunu düşünmüyorum, bu masallarda var... evet evliliğim çok iyi gidiyor şükürler olsun, ama hiçbir şeyin garantisi yok dünyada, bunun bilinciyle yaşarım ben her zaman. Zaten evlilikte ohh harika gidiyor her şey garanti altında dediğiniz zaman bir şeyleri farklı ya da eksik yapmaya başlayabilirsiniz. Ben yayında da şunu söylüyorum ilişkinizin sevgiye dönüşmesini bekleyin, yani aşıkken evlenmeyin, aşk geçici bir görme
O yüzden ben hiç kimseye ön yargıyla yaklaşmam. Herkesin bir hikayesi vardır. Elbette tacize, tecavüze asla tavizim yok, asla böyle bir şey için bunun da altında bir sebebi vardır demem, hatta en katı olduğum konular bunlar. Ama onun dışında insanların olumsuz davranırken mutlaka bir sebebi vardır diye düşünürüm. Harika bir evliliğiniz ve dünyalar tatlısı bir oğlunuz var. Mutlu evliliğin bir sırrı var mı? Sizce Temmuz - Ağustos - 2019
25
bozukluğu ve bu sırada birçok şeyi görmenize engel olan hormonlar çalışıyor. Hormonlar sakinleştikten, biraz zaman geçtikten sonra eğer hissettikleriniz sevgiye dönüşüyorsa işte o zaman evliliği düşünün. Aşk çok enteresan bir duygudur ve nefrete de dönüşebilir. Ben aşkım sevgiye dönüştükten sonra evlenenlerdenim. Bir şey daha; bu dergi İzmir gibi, Mavişehir gibi son derece aydın, kültürel düzeyi yüksek ve gerçekten Türkiye’nin nazar boncuğunda yayınlanıyor. Ne yazık ki Türkiye sadece İzmir’den ibaret değil... keşke öyle olabilse... ama kadınların hor görüldüğü, hiçe sayıldığı, evden çıkarılmadığı gibi acı gerçekler var. Mesela İstanbul’da yaşayıp deniz görmeyen insanlar var, ve bu insanların çoğu kadın. Ne yazık ki kadınların üzerinden hükümdarlık gibi devam eden pek çok evlilliğe de şahit oldum ben. Bu yüzden kız çocuklarımız mutlaka okutulmalı, bence geleceğin sırrı burada aslında. Mutlu evliliğin sırrı var mı; sır demeyelim ama paylaşabileceğim birkaç şey var elbette. Bir kere sakin olmak, olaylara uzaktan bakabilmek, önce susmayı bilmek, sonra tartıp konuşabilmek sadece evlilikte değil normal hayatınızda da sizi bir adım önde tutabilen bir erdem haline geliyor. Konuşabildiğiniz birisiyle evli olabilmek şahana bir olay. Yani bir şeyleri anlatırken heyecanlandığınız, paylaşabildiğiniz, birbirinize dokunmaktan keyif aldığınız, yıllar sonra hala gözlerinin içine bakabildiğiniz, bazı şeyler tekdüze gitmeye başlasa bile hala ona olan vicdani duygularınızın devam ettiği, kıyamadığınız bir evlilik gerçekten şahane olur. Bir de çocukla taçlanırsa işte o zaman değmeyin keyfimize :) Biz şuan bu aşamadayız. İnşallah yıllarca böyle devam eder. 26
Temmuz- Ağustos - 2019
www.mavisehirdergisi.com
Hamilelik ve lohusalık dönemindeki annelere tavsiyeleriniz var mı? Hayatınızın en güzel dönemini yaşıyorsunuz lütfen tadını çıkartın, gereksiz şeylere çok fazla kafanızı takmayın. Hormonlarınız sizi çok farklı şekillerde yönlendiriyor o yüzden bazen bilinçsiz yapılan şeyleri ciddiye almayın. Kimi insanın çok güzel geçiyor hamileliği ben onlardan birisiyim, kiminin biraz zorlu geçiyor ama zaten annelik zorlu bir sınav, hiç bitmiyor ne derdi ne keyfi, buna hazırsanız anne olun derim. Burada babalara da çok büyük görev düşüyor, asla bize kilolu olduğumuzu söylemeyin (gülüyor) en azından bu dönem kendimizi hep iyi ve güzel hissetmemizi sağlayın, çünkü duygu durum değişiklikleri hamileleri çok etkiliyor. Bir de kayınvalidelere de bir sözüm var; lütfen gelininizi kendinizle kıyaslamayın, bırakın hamileliğini kendi istediği gibi yaşasın, kadınsal dürtüleri ve fitne fesadı bir kenara bırakıp torununuzun tadını çıkartın. Bu arada çok iyi kayınvalideler de var sözüm onlara değil, anneden anne, yakından destek olan kayınvalideler başımızın tacı onlar sağolsunlar. Bu arada benim kayınvalidem de bana çok destek oldu, asla hakkını ödeyemem o konuda. Hamilelik
bence şahane bir şey, bir kadının hayatta yaşaması gereken bir deneyimmiş ama olmasaydı çocuğum, yaşayamasaydım bunları ona da şükür diyecektim, hayat böyle de güzel diyecektim çünkü hayat devam ediyor. İzmir’e ve Çeşme’ye hangi sıklıkta geliyorsunuz? Ben zaten İzmirliyim biliyorsunuz. Çeşme’de evimiz var ve her yıl yaklaşık iki ayı burada geçiriyoruz. İzmir çok sevdiğim bir şehir, çok sevdiğim bir anlayış, bir kültür İzmir aynı zamanda... Herkesin çok para kazanıp İzmir’de yaşamak istiyorum dediği yer benim zaten memleketim, ne büyük bir şans benim için. Mavişehir ve Karşıyaka eşimle birlikte hayatıma girdi, ben aslında Göztepeliyim, Güzelyalılıyım :) evlenince evim de Karşıyaka’da olunca tabii Karşıyaka’nın güzelliğini ve keyfini daha çok yaşamaya ve hızla alışmaya başladım. Yaz aylarının büyük bir bölümünü Çeşme’de geçiriyoruz. Programımız yaz sezonuna girip bitince yine İzmir’e geleceğim ve bunun için çok mutluyum.
“
Bu dergi İzmir gibi, Mavişehir gibi son derece aydın, kültürel düzeyi yüksek ve gerçekten Türkiye’nin nazar boncuğunda yayınlanıyor. Ne yazık ki Türkiye sadece İzmir’den ibaret değil... keşke öyle olabilse...
“
Peki oğlunuz Aras dersek neler söylemek istersiniz? Dünyaları kelimelere sığdırabilseydim ve mutluluğu uçurabilseydim havaya heralde Aras’ı tarif edebilirdim (gülüyor) bambaşka bir duygu, tarifsiz bir mutluluk ve çelişkili bir dünya demekmiş. Bir taraftan o kadar mutluyum ki ama bir taraftan da hayatımda hiç korkmadığım kadar korkuyorum, başına bir şey gelirse diye olmadık zamanlarda saçma sapan korkulara kapılıyorum. O yüzden evlat sahibi olmanın ne demek olduğunu en iyi bilenlerden birisi olarak şu dünyada Rabbim hiçbir anneyi evlatsız bırakmasın, hiçbir evladı da annesiz bırakmasın diye diliyorum. Anne olmak muhteşem bir duyguymuş, Allah isteyen herkese nasip etsin inşallah.
Son olarak İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Mis gibi kokan kent, imbatıyla, güleryüzlü insanlarıyla, neşesiyle, zerafetiyle, yaşam biçimiyle, hayata bakışıyla bambaşka bir şehir İzmir. İzmirli olmak ise büyük bir keyif bir güzellik, her zaman her yerde İzmirliyim diyorum, hala programda simit yerine gevrek diyorum :) Yılmaz Özdil’i büyük bir keyifle okuyorum. Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama İzmir’den İstanbul’a gittiğiniz zaman bir sıfır önde başlarsınız derler, ben öyle duydum en azından... Gerçekten İzmir’in yüreği güzel insanlarını çok seviyorum. Bu samimi röportaj için çok teşekkür ederiz. Ben de size ve tüm ekibinize teşekkür ediyorum, sevgilerimi sunuyorum. Temmuz - Ağustos - 2019
27
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor
Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.
EgePark AVM’deki standımız 28
Temmuz- Ağustos - 2019 www.mavisehirdergisi.com
YAZA HAZIR MISINIZ?
müzik için yaratılan adam
SERDEN BIRCAN
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Adım Serden Bircan. Söz yazarlığı ve bestekarlık yapıyorum. 35 yaşımdayım. Evliyim ve 1 kızım var. Aynı zamanda show, piyano, performans, armoni, müzik teorisi, kompozisyon üzerine özel dersler veriyorum. Kuşadası, Aydın’lıyım ama İzmir’de doğdum.
“MUSTAFA CECELİ’NİN ‘İYİ Kİ HAYATIMDASIN’ ŞARKISI BANA AİT” İstanbul’a ne zaman geldiniz? Ailem, kardeşimin yüksek lisansı için İstanbul’a taşındı. Ben de 2008 yılında üniversiteyi bitirip temelli geldim. Afyon Devlet Konservatuarı’nda okuyordum. Erasmus’la Polonya bursu kazandım. Kafam karışıktı gitmedim. Daha sonra İstanbul’da Türk Müziği üzerine yüksek lisansa başladım. Mimar Sinan’da hocalık yaptım. Koton Mağazaları’nın müzik direktörlüğünü yaptım. 11 yıldır Koton müzik orkestrasının da şefiyim aynı zamanda. İstanbul’da birçok otel ve gece klubünde çaldım. Seda Sayan dahil birçok canlı yayında orkestra çaldım.
Kanal D, Show Tv gibi kanallarda... Uzun yıllardır beste yapıyorum. Mustafa Ceceli ‘İyi Ki Hayatımdasın’ şarksının söz ve müziğini yazdım. Türk Pop Müziği tarihinde klipsiz 5 günde 1 milyon 2 bin tık alan tek şarkıdır. Ayrıca Altın Kelebek adayı oldu. Serhan Atak’a ‘Slogan’ adlı bir parçamı verdim. Ekim ayında bir parçamız çıkacak, şarkımı Rençber kardeşim okuyacak.
Önümüzdeki günlerde başka ünlülere besteler yapacak mısınız? Hadise için bir tane yaptım. Hadise’ye ulaşırdım fakat o an için şarkı çıkarmayı düşünmüyordu. Daha önce Ebru Gündeş’e de bir parça gönderdim. Bu borsa gibi bir durum. Bazen beğenir bazen beğenmez veyahut uygun bulur ya da bulmaz. Hadise’ye verdiğim parçayı Blue Tv’de bir diziye uyarladık. Dizinin çıkmasını bekliyorum. Kendinizi nasıl tanımlarsınız? Öğretmen mi? Aranjör mü? Bestekar mı? Yakın çevrem bana müzik adam diyor. Ben de kendimi böyle tanımlamayı seviyorum. Ben teknik adamım.
Elimden müzik konusunda 10-12 tane her iş geliyor. Hatta arkadaşlarım bana babamın müzik versiyonu olduğumu söylerler. Benim asıl kendimi gördüğüm yer söz yazarı ve bestecilik. Sadece şarkı yazarı değilim. Oda müziği eserleri, senfonik, adaptasyonlar. Birçok şeyi yapabilecek düzeydeyim. Bizim aldığımız eğitime sadece şarkı sözü yazarı demek çok az kalır. Londra’dan, İngiltere’den, Litvanya’dan yabancı birçok müzisyenle çalıştım. Polonya devlet bursum da vardı. Burs işi o zamanlar yeni çıkmıştı ve ben bu işin ilklerindenim. Okulu dereceyle bitirmiştim. Peki ailede var mı müzikle uğraşan? Annem var. Annem eline aldığı her enstrümanı kulaktan dolma çalar. Meslek lisesine gidiyordum. Elektronik mühendisliğine ya da sayısal bir şeye karar vermek istiyordum. Bıçak gibi kestim çalışmayı konservatuara hazırlandım. Hatta annem babam doktor olmamı istiyorlardı. Çünkü sayısalım çok iyiydi. Arkadaşlarım sen tıbbı kazanamazsan kimse kazanamaz derdi. Herkes dört işlemi yazarak
yaparken ben aklımdan hepsini peş peşe yapardım. Tabii şimdi köreldi. Annem tıbba gitmediğim için üzüldü. Konservatuara gittikten sonra desteklediler. Çok kısa bir çalışmayla konservatuvara girdim. Arkasından yurt dışı bursu Haliç Üniversitesi yüksek lisansı. 100’den fazla konserde bulunmuşumdur. Ahmet Özhan’la Melahat Gürses’in arkasında çaldım. Şebnem Keskin öğrencilerim arasındadır. O Ses Türkiye’deki Aziz öğrencimdi. Siz ileride single çıkarmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorum fakat şu an enstrümantal farklı projelerim var. Verdiğim bestelerin farklı senfonik düzenlemelerini çıkarmak istiyorum. Farklı şeyler yapmak istiyorum. Çünkü bu devirde ya çok güçlü olacaksınız ya da çok farklı. İki seçeneğiniz var. Besteci ya da aranjör meslektaşlarınız bir süre sonra şarkı çıkarıyorlar. Ayla Çelik, Tarık İster gibi. Mutfakta kalmak bir süre sonra yetmiyor mu? Bence zaten aranjörlerin ve bestecilerin de ön planda olması gerekiyor. Olmamasına hayret ediyorum. Her aranjör single çıkarmalı demiyorum ama potansiyeli varsa geri de kalmamalı diye düşünüyorum. İşin mutfağındaki insanlar aslında o işi en iyi bilenlerden… Çekirdekten gelen insanların daha ön planda olması fark yaratacaktır. Ben de aynı kafadayım. Şarkı çıkarmayı düşünüyorum. Fakat şu an değil. Beklediğim bir zaman var. Peki oyuncuların fenomenlerin eğitimi olup olmaksızın şarkıcılığa soyunmalarına ne diyorsunuz? Eğitim bazen amatör ruhu alıp sizi kalıplara da sokabilir. Eğitimi alıp bence o masumiyeti kaybetmeden müzik yapmak lazım. Eğitim artı masumiyet diyorum. Bizim gibi müzisyenler ya da sanatçılar birçok dizide, filmde oynayabiliyor. Bence böyle bir kota koymak doğru değil. Yapılan işin estetik olması ve insanlarda haz uyandırması önemli. Sanat sosyolojisinde de böyle bir şey vardır. Bence herkes şarkı söyleyebilir. Atilla Özdemiroğlu’yla nasıl bir ilişkiniz vardı? Atilla ağabeyin çok güzel bir sözü vardı: “İyi iş kendisini satar” Onun bu sözünü hiç unutmam. Allah rahmet eğlesin. Çok yakındık. Kızı ve eşiyle hala
görüşüyoruz. Güneş balçıkla sıvanmaz. İyi bir iş yapıyorsanız eninde sonunda 10-15 yerinden çatlamış bir testi gibi su bir yerden sızar. Suyun akışını nasıl engelleyebilirsiniz ki? Büyük bir aydındı Atilla ağabey. Her sözünde filozofik bir yön vardı, çok doluydu. Bizim son zamanlarında samimi olma şansımız oldu. Daha önceden tanışamadığımız için çok üzülüyorum. Benim için çok büyük kayıp. Uzun yıllar boyunca tanışmak isterdim. Her lafı bilim, her lafı ilim, her lafı dolu bir insandı. Tarifini yapamam Atilla ağabeyin. Benim müzik konusunda deli olduğumu düşünüyordu. Hatta eşine söylemiş: “Bu çocuk deli, müzik açısından bu çocuktan her şey beklenir” Son zamanlarda onun yaptığı parçalara kendi yorumumu katıyordum. Bu onun çok hoşuna gidiyordu. Atilla ağabeyin kızına ders veriyordum.
“ATİLLA ÖZDEMİROĞLU’NUN AĞZINDAN ÇIK AN HER KELİME BİLİMDİ” Başka ders verdiğiniz ünlü çocukları var mı? Egemen Bağış’ın kızına, Zeynep Talu’nun ve Soner Olgun’un çocuklarına da ders verdim. Alinur Velidedeoğlu da benim öğrencimdi. O da bana “sen piyano şeytanısın” der. Şu an ismini vermek istemediğim birçok siyasinin ve sosyetenin çocuklarına ders verdim. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Her kumaşa her tarza uygun beste yapıyorum. Yelpazem çok geniş. Halk müziği, Türk müziği Batı müziği hepsini okudum. Müzikte sınırım yok. Bu işe tutkuyla bağlıyım. Müzikten başka bir
“MUSTAFA CECELİ, HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ” alanda çalıştığımı düşünemiyorum. O kadar farklı, o kadar fantastik müzikler aklıma geliyor ki bunları dışa vurur ve okuyacak birilerini bulabilirsem ülkede gündem olurum. İçimdeki müziği daha dışarı çıkaramadım. Ev parası araba parası şarkılar için ne düşünüyorsunuz? Ben verilen emeği pahalı bulmuyorum. Çünkü fazla beste yapan yok. Bu Allah vergisi bir şey. Bunun bir matematiği var. Fakat biz matematik yapmıyoruz. Ben ruhu bozmaya karşıyım. Ruhu bozmadan azıcık matematik kullanmayı tercih ediyorum. Para gelsin diye oturursam haftada 7 tane yaparım. İlham geldiği zaman beste yapıyorum. Matematiğe döktüğünüz zaman heyecan kalmıyor. Sizi heyecanlandırmayan iş karşı tarafı da heyecanlandırmıyor. İyi beste iyi bir araba gibidir bence 4x4 jip gibi sizi karda kışta yolda bırakmıyor. Fakat kötü beste alırsanız kötü bir araba gibi ucuza alıyorsunuz ama sanayiden çıkamıyorsunuz. PR yapmak gerekiyor sürekli onun için de daha fazla para istiyorlar. Yapımcıların gençlere, yolun başında olan insanlara şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye’de ne deha, ne deli insanlar var. Kendilerini tanıtamıyorlar ya da paraları yok. Ben sektörün içindeysem Mustafa Bey sağ olsun bana destek oldu. Fakat bugün tanınmıyor da olabilirdim. Mustafa Bey iyi bir insan. Birlikte çalıştığımız için demiyorum. Gerçekten kalbi güzel. Bana büyük destek olduğunu da yadsıyamam. Her yerde adımı söyledi. Birçok yerde tanınmama vesile oldu. Buradan da kendisine çok teşekkür ediyorum. Ünlü olmak çok iyi beste yapılıyor demek değil veya tanınmamak kötü beste yapıyor olmak değil. Ben sadece marka algısına karşıyım. Gençler size nereden ulaşabilir? Facebook, Twitter, Instagram, mail ve Linkedln’den ulaşabilirler. Röportaj: İsmail Gökgez İnstagram: isogkgz
BİSİKLET Peugeot Bisikletleri Mola Konsept mağazasında
Köstebek Tasarım Ürünleri Mola Konsept mağazasında
Kaliteli bir bisiklet deneyimi yaşamak isteyen herkesi
Farklı olmayı ve farklı görünmeyi seven herkesi
Peugeot Bisikletlerini keşfetmeye bekliyoruz.
Mola konsept mağazasına bekliyoruz.
Çevre dostu ve sessiz... Müziğini aç, hayatı doyasıya yaşa! İstediğin an istediğin yerde Hayata Mola Ver... Kişiye özel tasarım scooter, kask, aksesuar ve daha fazla model seni bekliyor...
0(541) 670 27 29
röportaj
Bilge Su İlk single’ı “Yaralı” ile profesyonel müzik yaşamına başlayan Bilge Su, bu çalışmasına dair ayrıntıları Mavişehir Dergisi’ne anlattı. Güzelliğin alışılagelmiş tanımını yıkmaya gelen Bilge Su, dayatmalara boyun eğmeyerek tüm kadınlara ilham olmaya, yaraları sarmaya geliyor... Bilge Su ilk single’ın “Yaralı” hayırlı olsun. İlk olarak seni tanıyalım? Kimdir Bilge Su? Nereden geliyor bu müzik tutkusu, yeteneği? Çok teşekkürler. 5 Mayıs 1997 Bursa doğumluyum. Üniversiteyi kazanana kadar Bursa’da ailemle birlikte yaşadım. Şu an Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi öğrencisiyim. Çocukluğumdan beri her anımı, her duygu durumumu müzikle birlikte yaşıyorum. Ortaokulda ilk defa sahneye çıktım ve öğrenim hayatım boyunca sahnelere çıkmaya devam ettim. Küçük yaşlardan itibaren piyano ve şan eğitimi aldım. Yeteneğimi geliştirmek için elimden gelen çabayı harcamaya devam ediyorum. Yeteneğimin nereden geldiğine gelirsek, başta annem ve babam olmak üzere ailemden geldiğine inanıyorum. Ailemde genel olarak iyi sesler ve iyi kulaklar var çünkü. Bir radyo programında Süheyla Yengi için hayatımın şansı demişsin. Kendisiyle çalışmaya ne zaman başladın? Yollar nasıl kesişti? Neden kendisi hayatının şansı? Süheyla Yengi ile çalışmaya 2018’in Mart ayında başladık. Uzun zamandır onun sosyal medya hesabını takip ediyordum ve şansımı denemem 34
gerektiğini düşünüp ona sosyal medya üzerinden mesaj gönderdim. Sonrasında bir araya geldik ve ben ondan 1 sene eğitim aldım. Kendisi benim için çok büyük bir şans çünkü o olmasaydı hayatıma çok büyük değerler katan Süheyl Atay, Suat Kavukluoğlu ve Oğuz Çetiner ile yani “Yaralı” ile tanışamayacaktım. Elbette verdiği eğitim ve hayat dersleri olmasa bu yola çıkacak özgüveni kendimde bulamayabilirdim. ‘Tamam artık bir single çıkarmalıyım” fikri nasıl ve ne zaman oluştu? Aslında liseden itibaren aklımda olan bir istek ve hayaldi. Biraz eğitim ve biraz da bu iş için gerekli becerileri anlamaya başlayınca yapmak istediğim işin müzisyenlik olduğuna iyice emin oldum. Böylece doğru zaman, doğru şarkı ve doğru ekiple hayallerime doğru harekete geçtim. Suat Kavukluoğlu ve Oğuz Çetinler çalışması ‘Yaralı’. Bu ikili nasıl bir araya geldi peki? Zaten müzik sektörünün içinde olan iki isim ve öncesinden tanışıklıkları bulunuyor. Daha sonrasında Oğuz Temmuz- Ağustos - 2019
Çetiner’in ilk ismini de kullanıp Aliouz olarak çıkarttığı İngilizce single yayınlanıyor. Bunun üstüne Suat Kavukluoğlu, Oğuz Çetiner’i arayıp söz yazdığından bahsediyor. Stüdyoda buluşup ilk şarkıları olan “Nereye” ve “Yaralı”yı yapıyorlar. Yaralı benim sesimle birleşip hepimizin ilk işi olma özelliğini taşıyor.
“Bu şarkıyla sizle ber aber iyileşmeyi umuyorum!” Neden “Yaralı” peki? Bu şarkı ile çıkış yapmanın özel bir sebebi var mı? Ben her şeyin insanlarda bıraktığı ilk ize çok önem veren biriyim. Yaralıyı ilk dinlediğimde umutsuzluğa düşmesi gereken bir hikâyede bile umut bulan ve bu umuda tutunan birini gördüm. Ben bu şarkıyı “kötü şeyler olsa bile aşk, sevgi veya emek bunlardan birine sahipseniz veya eskiden sahip olduysanız kurtarılacak
www.mavisehirdergisi.com
bir şey her zaman vardır” demek için söyledim ve seçtim. Herkes birilerinden yaralı ve herkes kızgın bile olsa içten içe ikinci şansını arıyor, bekliyor. Aslında yaralı, yarası olan herkesi buluşturması ve iyileştirmesi için söylenmiş bir şarkı. Umarım ben dâhil olmak üzere hepimiz iyileşir ve umut etmekten hiç vazgeçmeyiz. Klip sürecinden bahsedersek, ilk kez kamera karşısına geçmek nasıl bir tecrübeydi? Çok heyecanlı ve bir o kadar gergindi. Klibimizin yönetmenliğini Meltem Şentürk yaptı. Çekimler 8 saat kadar sürdü ve gece Karaköy’de çekildi. İlk klip olduğu için heyecanımız ve telaşımız büyüktü. Benim için unutulmayacak bir tecrübe oldu diyebilirim. Seninle ilgili Adele benzetmesi yapılıyor. Bu yakıştırmadan mutlu musun? Adele benim kahramanlarımdan biri. Dünyaya başka bir tarzın, duruşun olduğunu gösterdiğine inanıyorum ve onun gibi güçlü sesi olan birine benzetilmekten de büyük bir mutluluk duyuyorum. Ayrıca aynı
gün doğmuş olmamız da güzel bir rastlantı.
“Biz k adınlar her halimizle güzeliz!” Kadın müzisyenlerin fit olması gerektiği gibi bir algı var hatta bir dayatma var. Dünya arenasında bu dayatmaya karşı duran bir çok isim var artık. Ülkemizdeki bu durumu değerlendirirsen neler söylersin? Günümüzde hakikatten daha çok gerçek ötesi bir algı yaratma girişimleri ön plana çıkarılmaya çalışılıyor. Oysa önemli olan gerçeğin kendisidir. Müzik insanlarının gerçekliği de sesleri, yorumları ve şarkıları olmalıdır. Ben manken değilim, nitekim büyük beden mankenler de artık gündemde. Bu yüzden bir müzik insanı olarak bedenimle ilgili tek kaygım sağlıkla ilgili olabilir. Sağlıklı olduğum sürece bu konuda hiçbir dayatmaya boyun eğmem. Dünyada artık
Temmuz - Ağustos - 2019
yeni bir anlayış var. Türkiye’nin de bu anlayışı yakalaması gerek. Kadınları tek tip bir güzellik kalıbına sokmaya çalışmaktan vazgeçilmeli, diye düşünüyorum. Biz kadınlar her halimizle, her formumuzla güzeliz! Hayatımız ve bedenimizle ilgili kararları; dayatmalar ve algı yönetimleriyle değil, kendi özgür irademizle vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Yeni şarkı çalışmaları başladı mı? Bize bir kaç tüyo verebilir misin? Evet, yavaş yavaş ikinci şarkımız için çalışmalara başladık. Ben her müzisyenin duygusal olarak geçtiği süreçlere uygun şarkılar çıkardıklarını düşünüyorum. Bu yüzden müzik kariyerim boyunca hissetmediğim duyguları anlatan şarkılardan kaçınacağım. Çünkü müzik bir dert anlatma aracı. Ben de bu sefer derdim neyse onu anlatacağım bir şarkı seçtim. Bu sefer biraz daha farklı bir ben göreceğinizi düşünüyorum. Son olarak senden nasıl haberdar olabiliriz? Sosyal medya hesaplarımı aktif kullanıyorum. Bana instagram ve twitter’da @bilgesumusic olarak ulaşabilir ve bütün duyurularımızı o adreslerden takip edebilirsiniz...
35
Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com
TENİSE BAŞLAYIN, SİZE İYİ GELECEK
G
ünümüz hayatının karmaşası, stresi, hızla değişen dünyaya ayak uydurma çabası, yaşamımızda ister istemez hem zihisel, hem de fiziksel olarak bir sıkıntı yaratıyor. Bu sıkıntıların üstesinden gelmek, rahatlamak ve daha konforlu bir yaşamı elde etme adına düzenli spor yapma alışkanlığının çok faydalı olacağını düşünüyorum.
yaz aylarında herhangi kronik bir rahatsızlığınız varsa hangi spor branşıyla uğraşırsanız uğraşın mutlaka doktorunuza danıştıktan sonra aktiviteye başlayın. Çünkü her şeyin başı önce sağlık. Bu rutin kontroller, yapacağınız spor aktivitesi sırasında yaşabileceğiniz olumsuzluklara karşı önceden önlem almanızı ve aktivitenizi daha güvenli bir şekilde yapmanızı sağlayacaktır.
Teniste, düzenli spor yapmaya başlamak isteyenler için ideal spor branşlarından bir tanesi. Eğer düzenli spor yapma alışkanlığını yaşamınızın bir parçası yapmak ve bunu da tenis oynayarak gerçekleştirmek istiyorsanız, sizlere birkaç ve öneride bulunacağım.
Önceki yollara göre tenis kulüplerinin ve tenis kursu veren tesislerin sayısındaki artış, size seçeceğiniz kurs için daha fazla alternatife sahip olmanızı sağlayacaktır. Ufak bir araştırmayla size en uygun kursu bulabilirsiniz.
Hangi sportif aktiviteyi yapacaksanız yapın, öncelikle doktorunuza mutlaka görünmenizi ve rutin kontrollerinizi yaptırmanızı önemle tavsiye ediyorum. Özellikle sıcak 36
Tenis öğrenmek için ödeyeceğiniz aylık ücretlerde, hiç öyle sanıldığı kadar pahalı değil. Tenis ekipmanlarını da her yerde ve çok uygun fiyatlara bulmanız mümkün, yani kısacası tenis zengin sporu değil. Temmuz- Ağustos - 2019
Size gerekli olan, spor yapmaya uygun mevsime göre kıyafetleriniz ve bir raket sadece bu kadar. Artık tenis oynamaya hazırsınız. Raket çeşitleri ve seçenekleri çok olduğundan, size en uygun olanını bir uzmana danışarak almanızı tavsiye ediyorum. Tenis kursuna başlarken, bir arkadaşınız veya bir yakınınızla başlamanız, kurstan sonraki dönemde partner bulma açısından çok faydalı olacaktır. Tenis oynamaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir. 7’den 77’ye her yaşta tenis oynayabilirsiniz. Gideceğiniz kursta alacağınız temel tenis eğitimiyle, siz de tenis ailesinin bir ferdi olacak, uzun yıllar bu alışkanlığı düzenli bir şekilde hayatınızın bir parçası haline getireceksiniz. Herkese tenisle dolu, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
www.mavisehirdergisi.com
YAZ SICAKLARINA UYGUN TEKSTİL SEÇİMİ NASIL OLMALI?
Y
az sıcaklarının etkisini hissettirmeye başladığı bu günlerde geceleri deliksiz uyumak zorlaşıyor. Dinlenmiş olarak uyanmak ve gün boyu dinç olmak için, günün en az 8 saati uyumak gerekiyor. Uyku ortamının konforu, uyku kalitesini de etkiliyor. Yaz aylarında rahat bir uyku için ince tekstil ürünleri tercih edilmeli… Cotton Box nevresim takımları, yüzde yüz pamuk içeriği ve hava geçirgenliği ile konforlu bir uykuya zemin hazırlıyor. Ortam sıcaklığı uyku kalitesini etkiliyor Sıcak bir ortamda uyumaya çalışmak, uykuya dalmayı etkiyor ve uyku kalitesini bozuyor. Vücut sıcaklığı yaz-kış sabit seviyede kalıyor. Uyanıkken terleyerek, ince giyerek ve çeşitli önlemlerle vücut sıcaklığı sabit tutuluyor, uykuda ise durum biraz farklı… Uyku kalitesi hem sıcaktan hem de soğuktan etkilenebiliyor. 14-24 derece arasındaki ortam sıcaklığı uyku kalitesine pek etki etmezken, sıcaklık 14 derecenin altına düştüğünde ya da 24 derecenin üzerine çıktığında uyku kalitesi etkileniyor. Sıcak havalarda yataklarda, saten ve keten gibi ince kumaşlar tercih edilmeli. Nevresim takımları nefes alan ve ısıyı hapsetmeyen özellikte olmalı. Pamuklu nevresim takımları tercih edilmeli Yaz gecelerinde sıcaktan bunalmadan, rahat ve konforlu bir uyku geçirmek zorlaşıyor. Yataklarda ince ve terletmeyen nevresim takımı kullanmak, rahat bir uyku geçirilmesini sağlıyor. Hava geçirgenliği yüksek, pamuksu yüzeyler terlemenin önüne geçerek, ideal uyku ortamı oluşturuyor. Cotton Box, yüzde yüz pamuk içeriği ile kaliteli uykuya zemin hazırlıyor. Yumuşak dokusu sayesinde rahatsızlık hissini ortadan kaldırarak, sağlıklı bir uyku vaat ediyor.
Açık ve pastel renkler kullanılmalı Güne güzel bir atmosferde mutlu uyanmak için yatak odası dekorasyonunda bazı kriterler göz önünde bulundurulmalı. Özellikle sakin ve dinlendirici bir ortam oluşturmak için renklerin uyku düzeni üzerindeki etkisi göz ardı edilmemeli. Kişilerin farkında olmadan seçtiği renkler, ruh hali ve duygu durumu üzerinde etkili oluyor. Yazın yatak odası dekorasyonunda mavi, yeşil, ekru, beyaz, kum beji ve pudra gibi pastel tonlar kullanılmalı. Mavi yatıştırıcı ve sakinleştirici özelliği ile yaz aylarında yatak odalarında en çok kullanılan renklerden biri. Gökyüzü ve denizi çağrıştıran mavi, huzuru ve dinlenmeyi temsil ediyor. Doğanın rengi olarak bilinen yeşil, stresi yumuşatıyor ve kaliteli bir uyku geçirilmesini sağlıyor. Hayatı ve toprağı temsil eden kahverengi güven hissi veriyor. Pudra, vizon ve bej rengi gibi toprak tonları doğal ve samimi bir atmosfer yaratıyor. Sakin bir uyku uyumak ve dinlenmiş olarak uyanmak için yatak odalarında renklerin sesine kulak vermek gerekiyor. cottonbox.com.tr
Temmuz - Ağustos - 2019
37
Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr
AYNA
F
elsefe konuşmaktan büyük zevk aldığım bir dostum vardı. Hiç tahmin etmediğim, edemeyeceğim bir zamanda ve ortamda kesişmişti yollarımız… Hekimdi… Hastanedeki odasında başlamıştı sohbetlerimiz. Felsefe ortak ilgi alanımızdı. Sonradan müşterek bir hobimizi daha keşfettik. İkimiz de balıkçıydık. Hem de sıkı balıkçı… Ortak avlarımız başladı nitekim daha sonra. *** Gece yarısı, gözümüze kestirdiğimiz bir koya gider, atardık oltalarımızı… Misinalarımızın karada kalan ucuna metal meşrubat kutuları bağlardık. Ola ki balık asılırsa, zaten kutunun çıkardığı tıngırtı bizi alarma geçirmeye yeterdi. Keyifle içeceklerimizi açar, peynirimizi dilimler, beklerdik… Beklerken de sürekli sohbet ederdik. Güneş yükselip, avımızın bittiğini bize duyurana kadar saatlerce sohbet eder, felsefe konuşurduk… 38
Hayatı sorgulardık. İnsanları irdelerdik. Duyguları analiz ederdik. Bazen ava çıkmadan gündemi belirlerdik. “Bu gece şu konuyu konuşalım, tartışalım” diye kararlaştırırdık. Bazen de kendiliğinden ortaya çıkardı konu başlıklarımız. Geceleri hep çok sevmişimdir. Karanlık detayları örter, öze odaklanır insanın beyni geceleri. Biz de dostumla hayatın özüne fokuslanır, sabaha kadar tartışırdık. Saatlerce… Hiç durmadan… Ve hep aynı derinlikte… Dışarıdan bizi bir izleyen olsa adeta Sokrates ile Plato’nun reankarne olduklarını düşünürdü. Balık avı mı daha keyifliydi, yoksa sohbetimiz mi, hala karar veremem. Güzel bir iş teklifi aldı dostum, başka bir ülkeye taşındı. Artık çok ender, ancak sosyal medya üzerinden görüşebiliyoruz. O tadına doyulmaz “derin” sohbetlerimiz mazide kaldı. Temmuz- Ağustos - 2019
*** Neler konuşmazdık ki… Örneğin bir gece saatlerce Zülfü Livaneli’nin “Odam kireçtir benim” diye başlayan şarkısını tartışmıştık. Yoruma açık bir hipotez vardır o şarkının sözlerinde: “Sevda baştan gitmiyor, sarılıp yatmayınca.” Birçok insana tuhaf gelebilir ama biz saatlerce bu hipotezi tartıştık. Her zamanki gibi görüşlerimiz çok farklıydı. Dostum, tensel temasın ilişkinin bitişini duyurduğunu savunmuştu örneğin. Dolayısıyla o malum anın mümkün olduğu kadar geciktirilmesi gerektiğini. Tüm ilişkilerin o özel paylaşımı bitiş noktası bellediğini, artık keşfedilecek, paylaşılacak bir şey kalmayınca yolların ayrıldığını iddia etmişti dostum. Bense tam tersi görüşteydim. Bilakis o özel paylaşım olmadan bir ilişkinin gerçek bir ilişkiye dönüşemeyeceğini savunmuştum. Sarılıp yatmanın
www.mavisehirdergisi.com
sevdayı tutkuya dönüştürdüğünü, sevdaların geçici ama tutkuların kalıcı olduğunu iddia etmiştim. Saatlerce tartışmıştık bu konuyu. Ne o beni kendi düşüncesine inandırmaya çalışmıştı, ne de ben onu kendi tezime çekmeye çabalamıştım… *** Yine bir keresinde “ölümsüzlüğü” tartışmıştık dostumla. O, bana göre biraz daha hedonistti, haz odaklı yaşamayı severdi. Nitekim ölümsüzlüğün “boş” olduğunu savunmuştu. “Sen bu dünyadan çekip gittikten sonra hatırlansan ne olacak, hatırlanmasan ne olacak, bunu asla bilemeyeceksin ki.” demişti. Sürekli arkalarında iz bırakmak isteyenlerin bugünü yaşama becerisine sahip olmayanların bir psikolojik savunma mekanizması olduğunu savunmuştu bütün gece. Bense ölümsüzleşebilme çabasının hayatı anlamlandırdığını, insanı bir ottan, bir böcekten daha değerli kıldığını iddia etmiştim. İnsanın yaşamının bir amacı olması içermesi gerektiğini, hayatın sadece hazlardan ibaret olmadığını ileri sürmüştüm. Saatlerce süren bir tartışmanın ardından ikimiz de hala fikirlerimizin arkasındaydık. Ama dönüş yolunda, arabadaki sessizliğimiz, sanırım düşüncelerimizi yeniden gözden geçirdiğimizin göstergesiydi. *** Bir gece de Descartes’ı çekiştirmiştik örneğin dostumla sabaha kadar. “Düşünüyorum öyleyse varım” sözünü irdelemiştik saatlerce. Rasyonalist bir düşünce yapısına sahipti dostum. İnsanın düşünerek her soruna bir çözüm, her soruya bir yanıt bulabileceğini iddia ederdi.
Bense farklı düşünüyordum Descartes’tan. Tamam, insanı hayvandan ayıran temel özellik düşünebilmesiydi. Ama sadece düşünmek yeter miydi var olmak için? Duygular ne olacaktı peki? Farklı bir yorum getirmiştim Descartes’ın sözüne “Düşünüyorum (ve hissediyorum), öyleyse varım.” O, benim akılcılıktan uzaklaştığımı öne sürmüştü. Bense, onun aşırı katı ve kalıpçı olduğunu… *** Elbette dostumla ender de olsa üzerinde hemfikir olduğumuz konular olmuştu. Ama ekseriyetle, farklı düşüncelerin arkasında durmuştuk. Tam bir münazara şeklinde geçmişti sohbetlerimiz. O beni eleştirirken kendi düşüncelerini tartmıştı. Ben karşı tezlerimi savunurken kendi fikirlerimin sağlamasını yapmıştım. Sentezimize ise kendi kendimizle baş başa kaldığımızda ulaşmıştık. *** Dostuma her zaman için müteşekkirimdir bana kattıkları için. Farklı insanlar olmamız hiç sorun değil. Hatta iyi ki farklıydık ki bana kendi fikirlerimi farklı bir vizyonla sınama şansı sundu. Aynı şeyleri söylüyor olsaydık bu durum ikimizin de birlikte zaman geçirmesini sağlardı sadece. Oysa biz birlikteyken, zamanı geçirmedik, değerlendirdik. Rahatlıkla söyleyebilirim ki, bir insanın sahip olabileceği en büyük zenginlik kendisine ayna olacak bir dost… Mevlana’nın Şems’i gibi.. Baktıkça kendisini görebileceği bir ayna… Puzzle’ın eksik kalmış parçalarının gizlendiği bir kutu. Ya da çıktığı yolda yönünü bulmasını sağlayacak bir pusula… *** Kimse size bir şey öğretemez. Ancak kendi kişisel doğrunuza gidecek yola bir ışık tutabilir. Kapıyı aralar. Girip girmemek sizin kendi kararınızdır. Ve bazen bu kişi hiç beklemediğiniz Temmuz - Ağustos - 2019
bir anda da çıkabilir karşınıza. Sohbet ederken adeta ayaklarınızın yerden kesilip kuşbakışı kendinizi izlemenizi sağlar. Bir cümle bile şimşekler çaktırabilir zihninizde. Aynayı tutup size kendinizi gösterir... *** Felsefenin temel sorusunun “Ben kimim?” olduğu söylenir… Ben bu soruya “a contrario” yani zıt bir yorum getirmeyi tercih ediyorum. Aslında temel soru “Ben kim değilim?” olmalıdır. İnsan kim olmadığını bilmeden, kim olduğuna karar veremez. Olmak istediği, olmaya özendiği kişiyle gerçeği içiçe geçip karışabilir bazen. Kendisi hakkında illüzyonlara da kapılabilir insan. İşte bu noktada hayatınızda size “Kim olmadığınızı” hatırlatan kimseler varsa çok şanslısınızdır. Size görmek istediğiniz kişiyle olduğunuz kişiyi ayırt etmenizi sağlayan o aynadır aslında sizi sizle kavuşturan. *** Kendisini arayan kişinin önce kendisini kaybetmesi… Kendisiyle barışmak isteyenin önce kendisiyle kavga etmesi… Kendisine kavuşmak isteyenin ise önce kendisinden uzaklaşması gerekir. Bu kaotik süreçlerde labirentin çıkışını ancak sizden farklı düşünen dostlarınız gösterebilir. Bir ile biri çarparsanız elde edeceğiniz yine birdir. Önemli olan kişinin kendi birine bir başka “bir”i daha ekleyip iki olabilmesi… Vakit “geçirebileceğiniz” sayısız insan vardır çevrenizde. Vakti “değerlendirebileceğiniz” dostu bulmaktır asıl olan. Dostlar vardır insana kendisini tekrar ettiren... Dostlar vardır kişiye benliğini keşfettiren... Ya camdan bakar yaşananları seyredersiniz. Ya da aynaya bakar yaşadığınızla yüzleşirsiniz. Karar da sizindir, tercih de...
39
Hepimiz bebekken doğru nefes alarak başlarız hayata. Sonra unuturuz. Şimdi bir elini karnına, bir elini göğsüne koy ve nefes almaya başla. Doğru nefeste, sadece karın hareket eder. Böyle nefes alabiliyor musun? Eğer cevabın hayırsa, doğru nefes Arzu Özpazarcık İsmail Barış Özpazarcık için yere uzan ve elini karnının üzerine koy. Karnının hareketini izle. (Bu www.aurumera.com arada göğsün hareket etmeyecek) Şimdi doğru nefes almaya başladın mı? Nefes alırken, karnının hareketine odaklan. Sistemin bunu nasıl yapıyor? Yaklaşık 5 dakika bu egzersizi sakin bir şekilde devam ettirebilirsin. Ve ayağa kalktığında, bu şekilde Mindfulness, bilinçli farkındalık nefes almaya nasıl devam edebilirsin. anlamına geliyor. İnsanın “şimdi Bu egzersiz başta zor gibi gelebilir. ve burada”, anda yaşarken; Fakat giderek kolaylaşacaktır. Tıpkı mevcut olanı, bilinçli bir akıl, açık bebekken olduğu gibi, doğru nefes bir yürek, şefkat dolu bir kalple almaya başlayıp devam edebilirsin. karşılaması, algılaması, kabul etmesi demek. Her ne kadar bir Egzersiz 2: Uyku Kalitesini kavramdan söz ediyor olsak da, Arttırmak Mindfulness, aslında deneyimle Yatağa gitmeden önce, cep yaşanacak, hissedilecek bir olgu. telefonunu kapatıyor musun? Wi-fi Bu nedenle, Batı’da hızla yayılan cihazını fişini çekiyor musun? Bu Mindfulness kampları, özellikle gece uyumadan önce, evdeki bütün stresle iç içe yaşayan insanların, elektronik eşyaların (televizyon, wi-fi) şehir hayatının getirdiği gürültüden, fişini çek. Cep telefonunu mümkünse kargaşadan, karmaşadan kaçması, tamamen kapat. Mümkün değilse, soluk alması anlamına geliyor. mobil bağlantısını kapat ve başka bir odaya koy. Peki günlük hayatın içinde Mindfulness uygulanabilir mi? Niyet, beynimize komut vermenin Bunu hayatımıza nasıl alırız? etkili bir yoludur. Ne şekilde uygularız? “İyi bir dinlenme ve iyi bir uyku Biliyorsunuz, biz her zaman uyumak ve sabah dinç ve enerjik bir deneyimden yanayız. Çünkü, bir şekilde uyanmak istiyorum” mesajını durumu anlamanın en pratik, en kendi kelimelerinle net bir şekilde etkili, en güçlü yolu. ifade edebilirisin. Bu yazımızda, yerimiz elverdiğince, İnancına göre, dua da ediyorsan, bunu günlük Mindfulness egzersizleri nasıl içinden geldiği gibi yapabilirsin. yapabilirizi basit, sade, öz biçimde paylaşacağız. Eğer stresin yüksekse, ayak Her gün için sadece bir egzersizi parmaklarından başlayarak saç uygulamanızı öneriyoruz. Çünkü, diplerine kadar, kaslarını tek tek insan zihni sadece tek bir şeye gevşetebilir ve rahatlayabilirsin. odaklandığında verimli bir sonuç almak mümkün. Uyku kalitesini arttırmak için hatırlamak gereken şey; beden-zihin Egzersiz 1: Nefes Egzersizi ne kadar rahatsa, uyku da o kadar Doğru nefes alıyor musun? rahat seninle olacaktır. Doğru nefes almak, yaşam kalitesi için çok önemlidir.
Mindfulness Egzersizleri
Egzersiz 3: Kasları Gevşetmek Bugün kaslarımızı gevşetme günü olsun. Oturarak ya da ayakta, tamamen sessiz bir şekilde gözlerini kapat. Ve ayak parmak uçlarından başlayarak, vücudunun her organıyla iletişim kurmaya hazır ol. Bütün kaslarını sırasıyla, ayak parmak uçlarından başlayarak, saç diplerine kadar, aşama aşama kas ve gevşet. Önce kas ve sonra gevşet… Farkındalığını; bütün ayak parmaklarının kaslarına yoğunlaştır. İyice kas ve sonra gevşet… Bütün farkındalığını, ayaklarına ver. Ayağındaki bütün kasları kas ve gevşet… Bütün farkındalığını şimdi bacaklarına ver. Bacak kaslarını iyice kas…. Kas, kas, kas ve sonra bırak, gevşe ve rahatlasınlar. Sırasıyla, üst bacak, kalça, bel, karın, göğüs, sırt, boyun, omuz, kollar, eller, yüz ve saç diplerine kadar, önce kaslarını kas, sonra gevşet ve rahatla… Bu egzersiz, sana kendini nasıl hissettirdi? Egzersizden önceki ve sonraki duygularını karşılaştır.
Egzersiz 4: Farklı tatları hissetmek Bugün farklı bir tatla buluşma ve yeni bir tat keşfetme günü olsun. Daha önce hiç denemediğin tropikal bir meyve varsa (papaya, mango, litchi, avakado, altın çilek, kamkat/kumkuat vb.) yepyeni bir tadla buluşma günü yapın. Bir çocuğun yeni bir şeyle tanışmasının merakı ve heyecanı ile yaklaş. Önce meyvenin görüntüsünü incleyerek başla. Rengine, dokusuna bak. Sonra eline al. Ona dokunmak nasıl bir his? Kabuğu ince mi, kalın mı? Pürüzlü mü, pürüzsüz mü? Sert mi, yumuşak mı? Şimdi kokusuna odaklan. Sana ne hissettiriyor? Sonra tadını tahmin etmeye çalış. Sence tadı nasıl? Ekşi mi, tatlı mı, acı mı, mayhoş mu? Şimdi tadına bak. Senin için süpriz oldu mu? Tadını sevdin mi? Lezzetli buldun mu? Onu tekrar yemek ister miydin? Yeni bir şey keşfetmek sana kendini nasıl hissettirdi?
“
“
Stresle başetmek istediğin zamanlarda bu egzersiz sana iyi gelecektir.
Yeni bir şey keşfetmek sana kendini nasıl hissettirdi?
Egzersiz 5: Müzikle ruhu beslemek Müziği kulaklar duyar, ancak kalp hisseder. Seni iyi hissettiren ve kalbine iyi gelen bir müzik eserini dinlemeye hazırlan. Bu, kendininle de başbaşa kalabileceğin bir an olsun. Yanısıra başka bir eylemde bulunmayacağın çok özel bir zaman dilimi… Sadece müzik ve sen. Öyle bir müzik seç ki, adeta kalbini büyütsün ve genişletsin. İçinde yolculuk yapmanı, dinginliği, hafifliği, ruhunun güzelliğini yansıtsın.
Müziği dinlerken, dilersen gözlerini kapatabilrisin. Enstrümanları her birini tek tek birbirinden ayırarak müziği dinlemek… Basları, tizleri, inişleri, çıkışları, notaların sonsuzluğunu hissetmek. Hiçbir şey düşünmeden. Sadece müziğin kendisi olmak. Huşu içinde, sadece müzik olmak. Bugün günlerden müzik. Sadece bir kaç dakika da olsa, hiçbir şey yapmadan sadece müzikle akmak, ruhuna, kalbine iyi gelecektir.
Av. Kemal BUĞDAY
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİN KORUNMASI VE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİN İHLALİ DURUMUNDA BİREYLERİN HAKLARI
H
ukuk devleti olma ilke ve gayesi ile iç hukukumuz toplumu ve bireyleri korumayı amaçlamaktadır. Pozitif hukukta geçerli tüm mevzuat ve Yargıtay içtihatları bu ilke ve gaye etrafına şekillenmekte yürürlükteki kanunlar kişilerin temel haklarını zedelememe hedefi ile oluşturulmaktadır. Kişisel hakların temelini oluşturan yegâne olgu özel hayat ve özel hayatın korunmasıdır. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin koruma altına aldığı çekirdek hakların temeli de yine özel hayatın korunması gayesinden ileri gelir. Özel hayat; ‘’kişinin güven duyduğu kimselerle paylaştığı öteki tüm kişilerin bilgisinden uzak tuttuğu, başkaları tarafından öğrenilmesini istemediği giz alanından ve kişinin giz alanına dâhil olmayan fakat ailesi, yakınları ve arkadaşları gibi kendisine yakın kişilerle paylaştığı bunun dışındaki kişilere gizli kalmasını istediği özel alanından oluşmaktadır.’’ şeklinde tanımlanmaktadır. Türk Ceza Kanunu tanımını açıkladığımız özel hayatın korunmasına ilişkin düzenlemeler yaparak kanunun dokuzuncu bölümünü “özel hayata ve hayatın gizli alanına
42
karşı suçlar’’ başlığı altında özel hayatın ihlali durumunda oluşacak suçlara ve bu suçlara ilişkin cezai yaptırımlara ayırmıştır. Özel hayatın gizliliği ayrıca kişilerin özel bilgilerini kaydeden ve işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken kuralları içeren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile de koruma altına alınmıştır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali ceza ve tazminat olmak üzere iki başlıkta incelenebilir.
Özel hayatın gizliğinin ihlali durumunda kişilere verilecek cezalar Türk Ceza Kanunu’nda maddeler halinde sıralanmıştır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali suçlarından ilki Türk Ceza Kanunun 134. Maddesinde karşımıza çıkmaktadır. Haberleşmenin gizliliğinin ihlali başlığında düzenlenmiş suçun günlük hayatta farklı birçok tezahürü bulunmaktadır. Bir kimsenin eşiyle, arkadaşlarıyla telefon, bilgisayar gibi iletişim araçlarıyla yaptığı kişisel görüşmelerin üçüncü bir kişi tarafından ihlali durumunda bu suç oluşmaktadır. Haberleşmenin mutlaka internet, telefon, faks, mektup gibi elverişli iletişim araçlarıyla gerçekleştirilmesi Temmuz- Ağustos - 2019
gerekmektedir. Suç şikayete bağlıdır. Mağdur şikayet hakkını kullanmadığı takdirde suçun soruşturulması mümkün değildir. Şikayet süresi, mağdurun fiilin işlendiğini ve fiili işleyen kişiyi öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 aydır. Suçun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Üçüncü kişi bu görüşmeleri kaydederse suçun cezası bir kat artırılmaktadır. Kişiler arasındaki telefon konuşmaları, whatsapp mesajları, mektupları, ifşa edilirse suçun nitelikli hali oluşmakta ve suçun failleri 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Özetle, kişiler arasındaki haberleşmenin dinlenme ve kayda alma sureti ile ihlali suçun temel haliyken bu haberleşme içeriklerinin başkasına ifşası nitelikli halidir. Kişilerin kendilerine ait whatsapp mesajları, smsler, telefon konuşmaları gibi haberleşme içeriklerini karşı tarafın rızası olmadan hukuku aykırı bir şekilde yayınlaması da suçtur. Uzun sözün kısası her ne kadar kişinin kendine ait olsa da kişinin başkası ile olan telefon görüşmelerini, sms kayıtlarını, whatsapp mesajlarını karşı tarafın rızası olmadan yayınlaması
www.mavisehirdergisi.com
halinde TCK 132. maddede düzenlenen suç işlenmiş bulunacaktır. Suçun oluşumu için yayının aleni olması gerekmektedir. Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi de TCK’nın 133. maddesine göre suç işlemektedir. Bir kimsenin evinde, iş ortamında sevdikleriyle yaptığı kişisel konuşmaların başka bir kişi tarafından kayda alınması ya da bir teknolojik alet yardımıyla dinlenmesi durumunda şikayet üzerine suçun faili olan kişiler hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır. Söz konusu konuşmaların aleni olarak ifşa edilmesi halinde suçun nitelikli hali oluşacak ve ceza artırılacaktır. Konuşmanın aleni bir yerde ya da gizli bir alanda yapılmış olmasının bir önemi yoktur. Kanun maddesinin gerekçesinde de kişiler arası konuşmanın özel gayret gösterilerek duyulmasının amaçlanmadığı hallerde aleni olmayan konuşma söz konusudur denmektedir. Örneğin kişinin bir kafede arkadaşıyla başkalarının duyması yönünde bir çaba göstermeden yaptığı konuşmanın kaydedilmesi de bu suçu oluşturacaktır. Ancak kişilerin konuşmasına kulak misafiri olmak, bu suçu oluşturmaya yetmeyecek; suçun oluşması için konuşmanın dinlemeye elverişli bir aletle dinlenilip kaydedilmesi gerekecektir. Konuşmanın taraflarından sadece birinin rızası olsa bile diğer tarafın rızasının olmaması bu suçu oluşturmaya yetecektir. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi de bu suçu işlemiş olur. Örneğin üniversitede ders veren hocanın ders anlatımı sırasında öğrencisi tarafından sesinin kayda alınması ve bu kaydın not haline getirilmesi de bu suç kapsamında olmaktadır. Türk Ceza Kanunu (TCK) 134. maddesi ile özel hayatın gizliği başlığı ile kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimsenin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını, gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağını ve kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimsenin iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını düzenlemektedir. Kiminle paylaşacağına kişinin kendisinin
karar verdiği alan giz alanıdır. Kişinin internet ortamında fotoğraflarının izinsiz paylaşılması, fotoğraflarının izinsiz çekilmesi, bir kimseye sır olarak anlattığı bir durumun o kimse tarafından ifşa edilmesi, ev içerisinde yaşanan kimsenin bilmediği ve bilmesinin gerekmediği bir konunun başkaları tarafından ifşa edilmesi, sevgilisine mahrem kalacağı inancı ile gönderdiği fotoğrafların bu kimse tarafından ifşa edilmesi, komşusunun evinin içini gözetlemesi gibi özel hayatının gizliliğini ihlal edildiği durumlarda ihlale maruz olan kişi ihlali yapan kimselere karşı ihlalin meydana gelmesi akabinde ikamet ettiği yerin Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi vererek bu kimselerin cezalandırılması için dava açılmasını talep edebilir. Suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde ceza artırılmaktadır. Örneğin kişinin mahallesinde devriye gezen bekçinin bu kimsenin evinin içinin fotoğraflarını çekmesi durumunda ceza ağırlaştırılarak verilecektir. Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenirse de ceza artırılır. Örneğin; kişinin çalıştığı yerde muhasebeciye verdiği bilgilerin muhasebeci tarafından yayınlanması halinde suç karşılığı verilecek ceza artırılacaktır. Toplum içerisinde yaptığımız çoğu işlemde kişisel veriler kullanılmaktadır. TCK’ya göre hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır. Kişisel verileri izinsiz olarak kaydeden kişiler bu suçun faili olmaktadırlar. Suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Örneğin kişinin ifade verdiği sırada dini veya cinsel tercihlerini öğrenen ve bu verileri sisteme kaydeden polis memuru bu suçun faili olacak ve ceza artırılarak verilecektir. Kanunların belirlediği süreler içinde kişisel verileri sistem Temmuz - Ağustos - 2019
içinde yok etmekle yükümlü olanlar, bu süreler içinde görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılmaktadır. Bir kimsenin kovuşturmaya konu bir olayda kişisel verileri elde edilmiş olabilir. Bu kimsenin beraat etmesi halinde kişisel verilerin silinmesi gerekir. Bir kimseye ceza hükmü tesis edildiğinde ilgili süre geçtiğinde bu kaydın arşive düşmesi ve kanuna uygun sürenin geçmesi halinde arşiv kayıtlarından da silinmesi gerekir. Uygun süre geçtiği halde verilerin silinmemesiyle suç tamamlanmış olmaktadır. Özel hayatın gizliliğinin korunması için kişisel verileri kaydeden kuruluşların bu verilerin başka kişilerce ele geçirilmesini engelleyecek, kişisel verilerin dağıtılmasını önleyecek biçimde yazılım programları kullanmaları gerekmektedir. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile yeni düzenlemeler getirilerek kişisel verilere sahip olan tapu müdürlüğü, icra daireleri, nüfus müdürlükleri gibi kurumların kişisel verilerin başka kimselerce hukuka aykırı ele geçirmeleri engellenecektir. Örneğin bir kimse eski eşinin evlenip evlenmediğini öğrenmek için nüfus müdürlüğünden eski eşinin vukuatlı sorgusu talep edemeyecektir. Özel hayatın gizliliğinin ihlali durumunda mağdurun şikâyeti üzerine açılacak dava ile ihlali yapan kimselerin cezalandırılması sağlanacaktır. Özel hayatın gizliliğini ihlaline yol açan suçlar şikâyete tabidir ve şikâyetin süresi içinde yapılması gerekir. Ceza davası akabinde açılacak maddi ve manevi tazminat davaları ile uğranılan zararın karşılanması amaçlanmaktadır. Maddi zarar olgusu hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilmenin tanımı olup özel hayatın gizliliğinin ihlali sonucu kişilerin toplum nezdinde yahut iş hayatlarında karşılaşabilecekleri ekonomik zararların maddi tazminat davası ile giderilmesi mümkündür. Manevi zarar ise aynı işlem veya eylemler nedeniyle bireyin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı zararlar şeklinde tanımlanmıştır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali sonucu kişiler toplum nezdinde küçük düşebilmekte, psikolojileri bozulabilmektedir. Yazının devamı için; www.mavisehirdergisi.com
43
&
DEKOR ÖNERI
HER MEVSIM YAZ TADINDA
yaz ruhlu evler
Eğer siz de yaz aylarını ve güneşin verdiği aydınlığı sevenlerdenseniz, evlerinize yaptığınız sihirli dokunuşlarla her mevsim yaz ruhunu yaşayabilirsiniz. Mobilyalarınıza uygun yazı simgeleyen yastık ve objelerle kışlık evlerinize enerji katabilirsiniz.
Kırlent kılıfı H&M - 34,99 TL Servis tabağı Mudo 34,99 TL
Yastık seçimi, perde ve mobilya gibi evin genel kimliğini belirlemede büyük rol oynar.
Kırlent kılıfı H&M - 99,99 TL
Mumlar Roberto Cavalli
Kitap tutacağı Vakko
Canlı veya yapay çiçekler kullanarak, yeşilin enerjisiyle evlerinizde her mevsim yaz ruhunu yaşatabilirsiniz. Yeşili, ahşap ve hasırlarla kombinleyebilirsiniz.
Hasır sepet Laura Ashley
Yapay çiçek Yargıcı - 199,99 TL
Aydınlatma - Zarahome - 449 TL
Tablo (zenginlik) Yargıcı - 549,99 TL
ÜNLÜLERDEN
2019 YAZ PAYLASIMLARI
Instagram’da en çok takip edilen yerli ve yabancı ünlülerin 2019 yazına damgasını vuran eğlenceli tatil fotoğraflarını sizler için derledik. Fotoğraflara bakınca sizce bu yazı en eğlenceli geçiren ünlü hangisi? Şüphesiz ki Burcu Esmersoy instagram hesabını harika kullanıyor. Giyim tarzı, gittiği mekanlar ve verdiği pozlar son derece dikkat çekici.
Burcu Esmerso y
Burcu Esmersoy
Bensu Soral
Simge Sağın
Şarkıcı Simge Sağın düzgün fiziği ve bakımlı halleri ile sosyal medyada dikkat çekiyor.
Burcu Esmersoy
Simge Sağın
Kerem Bursin Gülben Ergen
Zeynep Bastık
Hande Yener
İsabeli Fontana
Ece Uslu
Bella Hadid
Rojda Demirer
Çağla Şıkel
Ana Beatriz Barros
Yasemin Özilhan
Duru güzelliği ve kendinden emin giyim tarzıyla Yasemin Özilhan en çok takip edilen ünlüler arasında.
Yasemin Özilhan
EN DOGAL SIFA KAYNAGI
deniz suyu
Serin, tertemiz bir denize kendimizi bırakmak... Yaz aylarında hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında geliyor. Denize genellikle yaz aylarında girilse de soğuk havalarda hala denize girmeyi tercih edenler de var. Çünkü deniz suyu hem ruha hem bedene gerçekten iyi geliyor. Üstelik yüzerek spor yapmış olmak da ayrı bir avantaj. Eski Mısırlıların, deniz suyunun tek başına bir tedavi olduğuna inandıklarını biliyor muydunuz? Peki deniz suyunun gerçekten insan vücuduna faydaları var mı? Evet var çünkü, Deniz suyundaki minerallerin emilmesi vücudun
hastalıklara uğramasına neden olan toksinlerin atılmasını sağlamak için ciltteki gözenekleri açıyor ve böylece bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Deniz suyunda bulunan tüm özellikler denizin olduğu yerdeki havada da bulunur. Deniz havasında bulunan antioksidanlar kanser yapıcı serbest radikal hücrelerin yapısını bozar. Ayrıca solunum yollarını temizleyerek, soğuk algınlığı ve alerjik etkilerini azaltır. Üst solunum yollarına iyi gelir: Astım, şiddetli öksürük, balgam ve diğer solunum problemleri için deniz suyu en doğal tedavi yöntemidir.
Diş ağrısı ve ağzı yaralarını iyileştirir
Uyku sorununa iyi gelir
Deniz suyunun tuzlu olmasından dolayı diş ağrısına da etki ettiği bilinmektedir. Ancak bu durum sürekli bir etki göstermemektedir. Aynı zamanda deniz suyunun ağza temas etmesi ile beraber ağız içi yaralarında iyileşmesinde etkilidir.
Kumsalda geçirdiğiniz bir günün ardından deliksiz uyursunuz. Deniz suyunda bulunan magnezyum, kasları ve sinirleri sakinleştirerek stresi azaltmaya yardımcı olur.
Kemik ve kaslara iyi gelir
Yüksek magnezyum içeriği sayesinde kemik ve kas yapısını güçlendiren deniz suyu eklem ağrılarına birebir fayda sağlar. İltihaplı romantizma hastalıklarında da doğal yöntem olarak kullanılır. Deniz suyu ayrıca yara izlerini iyileştiriyor, egzamaya, kurdeşene, isiliğe iyi geliyor.
Psikolojiyi olumlu etkiler
Deniz suyu, sadece fiziksel hastalıklara deva olmaz. Birçok psikolojik rahatsızlığa da şifa olabilmektedir. Deniz suyu içeriğindeki maddelerin rahatlatıcı etkisi ile huzur ve mutluluk verir. Cildinizle dost
Deniz suyu cilt sağlığını destekler. Deniz suyunun içerisinde bulunan magnezyum hidrat, cildin genç görünmesi için önemli bir mineraldir. İçeriğinde bulunan tuz çözeltisi cildin nemini teşvik eder. Bunun yanı sıra; ciltte bulunan kızarıklık, pürüzlülük, iltihaplı durumlar için iyileştirici etkiye sahiptir. Sindirim sistemini destekler
Yiyeceklerin daha hızlı sindirilmesini sağlayan deniz suyunun içerisindeki tuz, kilo vermeyi de kolaylaştırır. Atıkların sistem içinde birikmesini önlemede yardımcı olur. Vücutta uygun şeker seviyesini korumaya yardımcı olmak için insülin ihtiyacını azaltmaya destek olabilmektedir.
aksesuar olmaktan çok daha fazlası...
ÇANTALAR
Dolce & Gabbana
Canlı renklerle aranız nasıl? Parlak, canlı ve neon renkleri kullanmak cesaret ister. Çünkü renkli parçalar son derece dikkat çekicidir ve bu yüzden kombinlemek ayrı bir zahmet ister. Bütün dikkatler üzerinizde olacağı için hata payını en aza düşürmeniz gerekir. Eğer neon çantalarınızı kolayca kombinlemek istiyorsanız desensiz ve düz renkli elbiseler tercih edebilirsiniz.
Rocco Barocco
Guess
Canlı renkler desensiz elbiselerle iyi anlaşır Rocco Barocco
Düz renkli elbiseler ve pantolonlar, canlı tonlardaki çantalarınızı bir yıldıza dönüştürürken sizi de moda kurbanı olmaktan kurtarır. Zara
Desenli çantalar, düz renkli paltolarla şık duruyor. Ama önemli olan boyu; Elde taşınan, orta boy, saplı, zincirli ya da clutch modellerini tercih edebilirsiniz. Sırt çantaları da bir alternatif. Ama ‘oversize’ yani çok büyük modellerden uzak durun, çünkü desenli ve canlı renklerde oldukları için boyutları büyüdükçe bu çantalar göz yorucu olabiliyor.
Zara Vakko
Mango
Maskülen kostümlere feminen çantalar İşte gerçekten farklı görünmenin anahtarı. Elbette farklı görünmek adına itici olmaktan bahsetmiyoruz. Kendinden emin ve şık olmaktan bahsediyoruz. Bunu en iyi başaran kombinlerin arasında ise maskülen pantolonlar, maskülen ceketlerle, zarif ve kadınsı çantaların bir arada kullanılması yer alıyor. Vakko
Zara Gucci
Pastel renkler Jean’lerle iyi anlaşır
Hangi mevsimde olursak olalım gardıroplarımızdaki yerini alan jean’lerden vazgeçmek asla düşündüğümüz bir şey değil. Şık, gösterişli ve pastel tonlardaki küçük veya büyük çantalar, Jean’lerimize belki de Roberto Cavalli en çok yakışan aksesuarların başında geliyor.
Versace
Gucci
Versace
Modası asla geçmeyen jean ceketler ve jean pantolonlar, kullanan kişiyi moda konusunda son derece özgür kılar. Jeanların içinde ister maskülen isterseniz de son derece seksi görünebilirsiniz.
Dolce & Gabbana
&
LEZZET TARIF
HAZIRLANIŞI KOLAY VE ÖZEL SUNUMLU BİR
KAHVALTI
Görselliği ön planda tutmak isteyenlerin bayılacağı, üstelik hazırlanışı çok kolay bir kahvaltı tarifi... Sirkeli suda belketip iyice duruladığınız yeşillikleri doğramadan tabağınızın kenarına yerleştirin. Kızarmış bir dilim ekmeğe bolca tereyağ ve krem peynir sürüp, çiçek şeklinde kestiğiniz domatesleri üzerine yerleştirin. Ekmeğin diğer yanına küçük küçük doğradığınız salatalıkları da ekleyin. Yeşilliklere sıkmak üzere bir dilim limonu da tabağınıza yerleştirin. Pancake hazırlamak için 1,5 su bardağı süt, 3 yemek kaşığı şeker, 2 yumurta, 2 su bardağı un, yarım çay bardağı sıvı yağ, 1 paket kabartma tozu ve 1 paket vanilyayı 10 dakika boyunca çırpın. Orta ateşte ısıttığınız tavaya bu harçtan kepçe ile azar azar döküp yuvarlaklar oluşturun. Bir tarafı pişince diğer tarafını çevirin. Tabağınıza aldığınız pancakelerinizi rengarenk mevyeler ile süsleyin.
&
LEZZET TARIF
ÜZERİ AY ÇEKİRDEKLİ
DOMATES ÇORBASI Tencereye sıvı yağ ve bir kaşık tereyağını atın üzerine bir kaşık unu ekleyin ve karıştırın, yoğun bir kıvam oluşacak. Bir bardak süt dökerek bu kıvamı açın, krema kıvamına gelene kadar tüm sütü döküp pişirin. Ardından rendelediğiniz domatesi dökün ve bir kaşık salçayı sulandırıp ekleyin. Krema ile salçalı domatesler pişip birbiri ile bütünleşene dek karıştırın. Ardından tuz ve ılık su ekleyin. Çorbanızın kıvamını su ekleme kısmında belirleyebilirsiniz. Çorbanız kaynadıktan sonra ince süzgeçten geçirerek domates çekirdeklerinden kurtulabilirsiniz.
Domates çorbası içerken hemen hemen herkesin tercihi olan kaşar peynirini rendeleyerek çorbanızın üzerine ekleyebilirsiniz. Ama bu kez farklı bir sunum yapmak isterseniz çorbanızın üzerine bir avuç çiğdem (ay çekirdeği) ve maydonoz ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun.
Domates Çorbası Tarifinin Servis Önerisi Çorbayı, kruton ekmek küpleri ya da kızarmış ekmek dilimleriyle servis edebilirsiniz. Çorba tabağının yanında ufak bir kasede rendelenmiş kaşar peyniri bulundurabilirsiniz.
DERGİ İNDEKSİ
Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.
Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com Ekmas Yalı Mah. 6523 Sk. 32/A Mavişehir Tel: 444 0 459
Shebo’s Burger Bestekar Sadi Hoşses Sokak No:42/B Bostanlı Tel: 0(232) 336 00 66
Tarihi Bafra Pidecisi Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Tel: 0(232) 336 72 64
Yüksel Jant ve Lastik 8780 / 35 Sokak No: 7 Atasanayi Sitesi / Çiğli - İzmir Tel: 0232 328 13 50
Uluoğlu Pastane Adres: Caher Dudayev Blv. No: 93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27
Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75
25 Mart Oltu Cağ Kebap Aziz Nesin Bulv. Mavişehir Mah. Mavibahçe B Blok Kat:3 No:306 Tel: 0(232) 503 57 76
MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir
ŞEHİR REHBERİ
EVLERE SERVİS
LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma
15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135
HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi Medical Park Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Park Tıp Merkezi
VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği
YARDIM
Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem
DİŞ POLİKLİNİKLERİ Smiles İzmir Diş Kliniği Diş Hekimi Arda Emre Yünük
241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 222 53 68 462 27 27 367 22 22
368 96 66 337 27 33 336 44 89 330 55 16
441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36
408 88 84 369 69 99
RESTORAN VE CAFELER
RESTORAN VE CAFELER Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Tarihi Bafra Pidecisi Burger Republic Babafingo Burger - pizza
483 00 79 444 62 62 336 72 64 290 20 20 362 65 66
Red Dragon Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Babafingo Burger - pizza
368 11 24 290 06 22
TAKSİ DURAKLARI
483 00 79 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 362 65 66
MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri
SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 İzmir Dağcılık Kulübü 483 22 42 Ege Açık Deniz Yat Kulubü 234 63 24 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25
ÜNİVERSİTELER
Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi
TİYATROLAR
Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu
311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 411 50 00
369 64 87 368 22 39 445 34 55 245 30 92 323 21 02 446 88 57 463 15 15 362 61 61
Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi
OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm
KÜLTÜR MERKEZLERİ
Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi
330 10 77 362 28 28 336 70 94 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 16 66
362 41 53 323 46 20 330 52 01 362 19 92 362 00 79 369 27 90 368 22 39 361 47 93 483 85 20 446 06 64 497 10 00 421 52 42 466 00 13 366 44 59
MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi
Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya
56 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.
324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70
Triplex Kat Planları 5+2 285 m 2
Dublex Kat Planları 3+1 175 m 2
www.focaterrace.com
Foça’nın merkezinde deniz manzar alı dublex ve trıplex lüks taş evler, sizi tarih ve doğa ile başbaşa olmaya davet ediyor.
MAKROYAPI
0(232) 329 79 00 Çanakkale Asfaltı No:17 Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen - İzmir focaterrace
www.focaterrace.com