Mavisehir Dergisi Şubat 2017

Page 1

Şubat 2017 Yıl.4 Sayı.37

5.00

Genel kültür,

özel röportaj

Çelik 24. İzmir Avrupa Caz Festivali başlıyor

İçimizdeki bilgeyi bulmak için yol haritaları

İsmail Barış Özpazarcık

Sokak Modası


Satılık

Alaçatı’da 8 odalı Butik Otel Toplam 640 m2 alan içinde 360 m2, 2 katlı, yüzme havuzlu, özel otoparklı, kaliteli inşaat ve mükemmeliyet ödüllü, ruhsatları eksiksiz turistik tesis. Diğer tüm detaylar için bilgi alabilirsiniz.

0(232) 330 0 500 www.jets.estate • 0(549) 501 8832


ÖNSÖZ

Mavişehir Dergisi; Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

EZME

Baksana şu dünyaya her şeyin ezmesi ne kadar da değerli... Fıstık ezmesi, badem ezmesi, fındık, ceviz, kayısı... Hepsi ezildi mi değerleniyor. Ezilen badem inanılmaz şekilde statü atlıyor. O artık kese kağıdına bir avuç daldırılarak ağza atılıp çiğnemesi bittikten sonra dişini cııırt diye öttürebileceğin bir şey değil. Pahalı dükkanların arasında ambalajına özenle koyulmuş, ambalajı kadar gösterişli torbasıyla size teslim edilmiş ve en özel anlarınızda yanında bir şey içerek tüketebileceğiniz lüks bir yiyecek.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve Pazarlama Sorumlusu

Ziynet Attila

ziynet@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Size kendinizi ezdirin diyen yok! Ezme olun diyen var. Bulunduğunuz şartlara, bulunduğunuz ortama değer katın diyen var, bütün bademlerin tadını kaçıracak acı yağınızı değil, en kaliteli yağınızı verin diyen var. Yoksa kendini çürüttüğün gibi etrafını da çürütüyorsun diyen var.

Duygu Gönen Attila Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500

“Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Micheangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki, gökteki ve yerdeki herkes durup, burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desinler.” Martin Luther King

Yapım ve Tasarım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık

Ezme ile ezilmişi iyi ayırt edemezseniz tüm kutunun tadı kaçar... Peki o bademin değerini vermezlerse ne olur derseniz, onu da size sistem anlatsın. Çünkü o ambalajı yaptıran, dükkanı çekip çeviren, elini taşın altına koyan, bademlerden ezme yapmasını bilen bir hıyar. Sen bademsin.

Yönetim Yeri 6323 Sk. No.21/1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com Baskı:

Saygılarımla,

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar

Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Serdar Sütcü Fügen Yenilmez Özgür Şişik Dr. Gürkan Ersoy

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Karşıyaka yine zirvede (6) Ünlü sanatçı Çelik özel röportajı Gurme sayfaları (28-32) Doğaya dönüş (44-45) Lezzetli tarif (48-49) Köşe Yazıları

(22-27)

Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü İsmail Barış Özpazarcık - Dr. Gürkan Ersoy Fügen Yenilmez

w. om i w w r g i .c er g de - D i y i z i e da en r gin i a t ın in i z . D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay MaviBahçe AVM ve EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


24. İZMİR AVRUPA CAZ FESTİVALİ BAŞLIYOR İ

zmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV), İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlediği 24. İzmir Avrupa Caz Festivali 01-18 Mart 2017 tarihleri arasında yapılacak. İzmir İtalya Konsolosluğu, İzmir Slovakya Fahri Konsolosluğu, İstanbul Avusturya Kültür Ofisi, İzmir Fransız Kültür Merkezi, Goethe Enstitüsü İzmir, Polonya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu ve Polonya Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosluğu, İsviçre İzmir Fahri Konsolosluğu ve İstanbul Dimitrie Cantemir Romen Kültür Merkezi işbirliği ile düzenlenen Festival, 1 Mart 2017 Çarşamba günü AASSM’de yapılacak sergi açılışı ve Manuel Magrini Konseri ile başlayacak. 24. İzmir Avrupa Caz Festivali, on bir konser, bir sergi, bir seminer, bir film gösterisi, atölyeler ve yan etkinliklerin yer aldığı programıyla İzmirlilere muhteşem bir caz şenliği yaşatacak. 2

Açılış Konseri Magrini’den 24. İzmir Avrupa Caz Festivali’nin 1 Mart 2017 Çarşamba günü saat 20.00’de AASSM konser salonunda yapılacak açılış konserinde sahneye İtalyan cazının sıra dışı yeteneklerinden biri, piyanist Manuel Magrini çıkacak. Olağanüstü yeteneği henüz çok küçük yaşlarda fark edilen, gerek solo gerekse grup olarak girdiği her yarışmadan önemli ödüllerle çıkan Manuel Magrini günümüz İtalyan Cazı’nın genç sesi olarak özel bir yere sahip. Magrini, üstün virtüözitesi ile İzmirli caz dinleyicilerini etkilemeye hazırlanıyor. İzmir İtalya Konsolosluğu işbirliği ile yapılacak konserden önce İKSEV, Festival partnerlerine teşekkür plaketlerini sunacak. Ayrıca 15. Caz Afişi Yarışması’nda ödül kazanan ve sergilenmeye değer görülen afişlerin sahipleri de ödül ve katılım belgelerini alacak. Doğaçlamanın doruğunda canlı video performansı Her geçen gün kendisini aşan ve yenileyen video performans sanatı, 24. İzmir Avrupa Caz Festivali’nde Şubat - 2017

limitleri zorlayan iki özel gösteri ile çağdaş sanatın bu en aktif alanını, uluslararası bir sahnede izleyicisi ile buluşturacak. Bu sanatın önde gelen isimleri Aras Özgün ve Yiğit Eygi’den oluşan, caz müziğinin kurucu ögelerinden olan doğaçlamayı deneysel dijital etkileşim araçlarıyla, seslerle ve görüntülerle kurmayı amaçlayan bir kolektif olan Odyø Vijul, Choronographs: Improvisations on Marey adlı çalışmalarında Etienne Jules Marey’in sinemanın öncülü olan görüntülerini başka bir zaman akışında ve başka bir teknolojik platformda yeniden yorumlayacak. 3 Mart 2017 Cuma günü saat 20.00’de AASSM küçük salonda yapılacak etkinliğin ikinci bölümünde Burak Erdeniz, Hazal Bayar ve Talat Savaşkan, video görselleri ile deneysel elektronik müziğin etkileştiği ve izleyiciye sınır tecrübesi yaşatmayı hedefleyen interaktif projeleri Expérience limite’i sunacak. Bu çok özel etkinlik, davetiye ile izlenebilecek. Etkinlikler 18 Mart tarihine kadar devam edecek.


MB_MODA_ILAN_24x33.indd 1

30/01/2017 17:21



Mavişehir ve Bostanlı 2 Şube ile

Hizmetinizde

ROTAYI SÖYLE N İ S L E G E N İ V E E HAZİN haratlı çıtır çıtır lzemeleri, yanında ba ma iş çilm se nle öze e Köftesinden ekmeğin ariş için sizi bekliyor. fes hamburgerler sip en ı pım ya ev ıyla lar patates kızartma

MAVİŞEHİR

KABİN EKİBİ

BOSTANLI

3 3 0 72 6 2 362 6566

Mavişehir şube: 6497 sok. 8 A (Karşıyaka Göz Hast. sokağı) Atakent /Mavişehir İzmir Tel: 330 7262 Bostanlı şube: 6349 Sk. No:14/C Bostanlı Karşıyaka Tel: 362 65 66


AMAÇ DAHA ÇAĞDAŞ KARŞIYAKA Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Yaptığımız hizmetlerin tarafsız kuruluşlarca değerlendirilip ödüllendirilmesi gurur verici. Karşıyaka halkının yaşam standardını artırmak ve daha yaşanabilir bir kent yaşamı sunmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

BELEDİYELERİN ‘KARNESİ’ AÇIKLANDI

KARŞIYAKA YİNE ZİRVEDE İ

nsani Gelişme Vakfı (İNGEV) Türkiye genelinde 150 belediye arasında, reel verilere dayanarak yaptığı araştırmayı tamamladı. Belediyelerin sosyal hizmetleri, ilçe halkının gelişmişlik oranı, sağlık, eğitim ve yaşam standartları göz önüne alınarak yapılan araştırma sonucunda Karşıyaka Belediyesi İzmir ve Ege Bölgesi’nin En Başarılı İlçe Belediyesi seçildi. Başkan Akpınar “Yaptığımız hizmetlerin tarafsız kuruluşlarca ödüllendirilmesi gurur verici” dedi. BELEDİYELER ÜZERİNDE ARAŞTIRMA Belediye hizmetlerini daha etkin hale getirmek ve halkın yaşam standartlarını artırmak için çalışmalar yürüten İnsani Gelişme Vakfı, Türkiye’deki ilçe belediyelerin karnesini hazırladı. Araştırmaya 150 belediye dahil edildi. Akademisyenler tarafından yürütülen araştırmada; yönetim tarzı, sosyal projeler, ekonomik durum, eğitim, sağlık, sosyal yaşam, çevre ve ulaşım kategorilerinde değerlendirme yapıldı. Belediyelerin faaliyet raporları üzerinden, reel bilgiler ele alındı. KARŞIYAKA ZİRVEDE Araştırmanın sonuçları İstanbul Swissotel’de düzenlenen İnsani Gelişme Zirvesi’nde açıklandı. Değerlendirmeler sonucunda, Karşıyaka Belediyesi, İzmir ve Ege Bölgesi’nin en başarılı ilçe belediyesi seçildi. Belediye başkanları, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinin de katıldığı zirvede, Gazeteci Başak Şengül moderatörlük görevini üstlendi. Sapiens’in yazarı, İsrailli Tarihçi Yuval Noah Harari de sunum yaptı. 6

Şubat - 2017


Tarihi

n o y s a v Rezer 0(232)

4

6 336 72

TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Unlarını Bafra’dan, tereyağını

Trabzon’dan, kavurmalarını Rize’den, pastırmalarını Kayseri’den özel getirerek hazırladığı 18 çeşit eşsiz pidesi ile sizlere kaliteli hizmet vermeye devam ediyor. TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir

www.tarihibafrapidecisi.com


Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

GEREKSİZ ÖDÜL SÖZLERİ VERMEYİN B

ir turnuvadasınız, çocuğunuz birazdan maça çıkacak, haliyle biraz gergin ve kaygılı. Aslında gayet normal bir durum. Siz de birazdan maça girecek çocuğunuz kadar heyecanlısınız ve onun kazanmasını ve mutlu olmasını istiyorsunuz. Maça girmeden önce, son kez konuşurken aklınıza bir fikir geliyor. Acaba ben çocuğuma şu son çıkan telefondan alacağımı söylesem maçı kazanmak için ona yardımcı olmuş olur muyum? Maça daha çok asılması ve daha fazla mücadele etmesi için bu ödül ona yardımcı olur mu? Onu daha motive eder mi? Bu teklif karşısında ekstra motive olmayacak bir çocuk yoktur herhalde, kim ödüle ve hediyeye hayır diyebilir ki? Ama sizce bu davranış doğru bir davranış mıdır? Fazla değil birkaç yıl önce böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımı hatırlıyorum. Sporcu kortta o kadar hayatından bezmiş bir halde ki

8

sanırsınız birilerinin baskısıyla tenis oynuyor. Mutsuz, amaçsız, isteksiz maç bitse de gitsem modunda yani. Antrenörünün ve babasının telkinleri de işe yaramıyor, belli ki çocuk sıkılmış ve motivasyonunu kaybetmiş. Durum böyleyken anne dahiyane bir fikirle durumu değiştirme adına çocuğuna, eğer maçı kazanırsa yeni çıkan oyun konsollarından ona bir tane alacağını söylüyor. Pazarlıkla geçen birkaç diyalogdan sonra sporcu ikna oluyor ve ani bir değişimle maça ortak olup önce seti sonra da maçı kazanarak hemen annesinin yanına koşuyor hak ettiği oyun konsolunun hemen alınması için bir an önce alışveriş merkezine gidilmesi talimatını veriyor. Evet çok değil sadece birkaç yıl önce gözlemlediğim bir durum ve eminim ki hala böyle gereksiz ödül sözleriyle motive edilen ve kortta tutulan sporcular vardır. Şubat - 2017

Bu davranış biçimi tamamıyla yanlış bir davranış biçimidir. Çocuğunuzun motivasyonunu, coşkusunu gereksiz yere verilen ödül sözleriyle sağlamaya çalışmak ona yapılabilecek en kötü davranıştır. Bu gereksiz ödül vaatlerinin yerine, mücadele etmenin bir maç uğruna kortta ter dökmenin, kazanıp kaybetmenin değil de, bu mücadeleyi göstermiş olmanın en büyük ödül olduğunu anlamalarını sağlamak, hem özel yaşamında hem de spor hayatında çocuğunuza çok daha büyük bir fayda sağlayacaktır.


FUTUREPARK FUTUREPARK Bili sel Geli im ve Dan覺 manl覺k

Bili sel Geli im ve Dan覺 manl覺k


İDA 2. DANS SPORU KUPASI TDSF Kulüplerarası Türkiye Şampiyonası 4. Etap Yarışmaları ve Ulusal Sıralama 3. Etap Yarışması 4 Mart 2017 Cumartesi günü İzmir’de yer alacak. İzmir Dans Atölyesi’nin ev sahipliği yapacağı etkinlik Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu’nda düzenlenecek. 08.00-23.00 aralığında yer alacak etkinliğe tüm dans severler davetlidir. TDSF Ulusal Sıralama 3. Etap Yarışması (USY) Ulusal Sıralama Yarışmaları, TDSF Dans Sporu branşında kayıtlı çiftlerin ulusal düzeyde sıralamasının

10

belirlenmesi ve ülkemizi WDSF tarafından düzenlenen Dünya Şampiyonası, Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası ve Avrupa Kupası’nda temsil edecek çiftlerin seçilmesi amacıyla etaplar halinde düzenlenen puanlı yarışmalardır. İzmir bu sene 2016-2017 sezonu Ulusal Sıralama Yarışmaları 3. ayağına ev sahipliği yapacaktır. Yetişkinler, Gençler ve Yıldızlar 2 yaş kategorilerinde sporcular kıyasıya mücadele edecektir. TDSF Kulüplerarası Türkiye Şampiyonası 4. Etap Yarışması (KSY) 2016-2017 Dans Sporu sezonunun

Şubat - 2017

4. yarışmasıdır. Minikler, Yıldızlar, Gençler, Yetişkinler ve Büyükler yaş kategorilerinin yer alacağı bu yarışmalarda kulüpler, sezon sonunda tüm lig yarışmalarından topladıkları puanlar sonucunda Türkiye Kulüplerarası lig şampiyonu olmak için yarışacaklardır.

Ayrıntılı bilgi için: Tel: 0(232) 372 1220 www.idacup.com



Baklava ve Pastada

Uluoğlu rüzgarı Atakent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; 15 yıldır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor.

Atakent - 0(232) 336 35 27 12

Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın

Bostanlı - 0(232) 323 5545 Şubat - 2017


tatlı anlar

ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN 15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla

DİĞER ŞUBELERİMİZ Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Karşıyaka - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27 Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 336 35 27


KİŞİSEL GELİŞİM NEDİR? K işisel Gelişim dendiğinde aklımıza kişisel özelliklerimizi geliştirmek gelir. Aslında bu merkezlerde yapılan çalışmaların çoğu, kişinin kendini tanıması ile ilgilidir. Gerçek ‘Ben’imizi tanımıyorsak ne istediğini de bilemeyiz. Hayatımızda elde etmek veya değiştirmek istediğimiz şeyler vardır. Bunun için de planlar yapar, bunları

uygulamaya çalışırız. Bazen başarır bazen de başaramayız ve tekrar deneriz. Bazen de ne istediğimizi bilsek bile nasıl elde edebileceğimizi bilmiyor olabiliriz. Kişisel gelişim merkezlerinde kişinin değiştirmek istediği yönlerini dönüştürebilmesi için ona uygun olan çalışmalarda ona destek olmak ve yol arkadaşlığı yapmak amaçlanır.

Bir de ne olduğunu tam adlandıramadığımız bazı huzursuzluklarımız, doyumsuzluklarımız, beklentilerimiz olabilir. Hani bazen karnımız tok da olsa bir şeyler yemek isteriz ama ne yemek istediğimizi bilemeyiz ya işte öyle bir huzursuzluk hissederiz. Farkında olmadığımız bir şeyi değiştiremeyiz, dönüştüremeyiz. Kişisel gelişim çalışmalarında kişinin kendini tanıması ile ne istediğinin farkında olmasını sağlamak hedeflenir. Bu farkındalığı kazandığımızda ve farkındalıklarımız doğrultusunda adım attığımızda hayatımızdaki boşlukları doldurabilir, daha doyumlu, huzurlu, neşeli bir yaşama sahip olabiliriz. Gelin bunları birlikte başaralım. www.triogelisim.com

yaparak öğrencilere kendi imkanlarıyla yardımlar yapıyor. Derslerini daha etkili anlatabilmek için kendisinin temin ettiği malzemeleri kullanan Harika öğretmen, herkese öğretmenlik görevinin sadece ders anlatmaktan ibaret olmadığını da kanıtlıyor.

İYİLİK PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR

A

dıyaman’nın Gerger ilçesi Ağaçlı Köyü’ndeki, Ağaçlı Ortaokulu’nda okuyan öğrenciler zor şartlar altında eğitim hayatlarını sürdürüyorlar. Elektiriği ve suyu 14

sık sık kesilen, yolları olmayan bu okulda Karşıyaka’dan Adıyaman’a gidip öğretmenlik yapan Harika Utku, üzerine düşen öğretmenlik vazifesinden çok daha fazlasını Şubat - 2017

Maddi imkansızlıklar ve zor şartlar altında eğitimlerini devam ettiren, gelecek vaad eden Ağaçlı Ortaokulu öğrencilerine destek olmak isteyenler için iletişim bilgilerini paylaşıyoruz. Adres: Adıyaman Gerger ilçesi, Gerger Öğretmenevi Harika Utku: 0534 475 67 83



BOUTIQUE

Ömer Demirçelik, Sertaç Demirçelik ve Ertaç Demirçelik işlerini yıllardır büyük bir aşkla ve başarıyla yürütüyorlar.

B

outique Brawo tam 40 yıldır kalitesinden ödün vermeden yolunda devam etmenin haklı gururunu yaşıyor. 1977 yılında Karşıyaka Çarşı’da ilk mağazasını açan Boutique Brawo; yetmişlerde İzmir’deki ilk butik olma özelliğini taşıyor... İstanbul’da Nişantaşı Rumeli Caddesi’nde, İzmir’de Alsancak Plevne Bulvarı’ında ve Mavişehir Egepark AVM’de bulunan mağazaları ile kaliteyi ve şıklığı bir arada isteyenlerin vazgeçilmez adresi olmaya devam ediyor. Özel günlerinde özel kıyafetler isteyenlerin tercih ettiği, tamamen seçkin ve ithal ürünleri de barındıran, Londra, Paris, New York, Beyrut ve İstanbul’dan modaya yön veren firmalar ve farklı tasarımcıların, her sezon en hit parçalarından özenle seçilmiş kolleksiyonlarını bulabileceğiniz Boutique Brawo, EgePark AVM’deki mağazasına İzmirli alışveriş severleri bekliyor.


BOUTIQUE

1977’den 2017’ye...

40

Yıllık Aşk Egepark AVM Mavişehir Kat:1 No:140 / İzmir 0(232) 324 29 36

Alsancak - İzmir Plevne Bulvarı No: 6/A 0(232) 465 00 08 www.boutiquebrawo.com

Nişantaşı - İstanbul Rumeli Caddesi No: 57/2 0(212) 230 77 78


İsmail Barış Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü baris@etkininsan.com

(70’lerden 2000’ler Kilometre Taşı Kişisel Gelişim Kitapları)

İÇİMİZDEKİ BİLGEYİ BULMAK İÇİN YOL HARİTALARI

Y

ıllardır “kişisel gelişim” adı verilen bu alanda olduğumdan mıdır, sıkı bir okuyucu ve kitap takipçisi olduğumdan mıdır bilmem, eğitimde ya da sosyal yaşamda sık sık bana sorarlar; “Hocam hangi kitabı tavsiye edersiniz?” diye. Ne de olsa bu alana her geçen gün binlerce insan ilgi duyuyor ve eğitimlere katılıyor. Kişisel gelişim alanının her geçen gün ilgi odağı olması, bence şundan kaynaklanıyor: Beden-zihinruh sağlığı için hayatın içinden uygulaması kolay pratikler taşıması. Bu çıkış noktasından hareketle, makalem bu felsefeyi özetleyen bilgiler taşısın istiyorum. İçinde felsefe barındıran kitaplar gelin bu yazıya eşlik etsin... Biz de bu alanın değerli ve önemli kitaplarını zikredelim, hatırlayalım isterim. Kişisel gelişim alanında yazılmış bazı önemli kitaplar var ki, fark yaratıyor. Dale Carnegie üstat ile başlayan bu yol haritaları, özellikle son dönemde “yaşam tarzı” olacak bilgi sunuyor.

18

Dale Carnegie üstat, kitaplarında “akıl veren”, “tavsiye veren” tutumunu hep korudu. “Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı”, “İşten ve Yaşamdan Zevk Almanın Yolları” adlı kitapları; Amerikan tarzı yaşamanın ilk ipuçları veriyordu. Kişisel gelişim yolculuğuna başlamış olanlar bir dönem, Carnegie üstattan çok etkilendi. Fakat bana kalırsa, o artık bir tarih oldu. Carnegie felsefesi değişime yenik düştü. Çünkü, aradan zaman geçti, “tavsiye” rafa kalktı, deneyim paylaşımları öne geçmeye başladı. Antony Robins Kitapları, NLP ve Bilinçaltının Gücü 70’lerin sonları ve ardından gelen 80’li yıllar NLP’nin (Nöro Linguistic Programing: Duyu Dilbilimsel Programlama) doğumuna tanıklık eden yıllar oldu. NLP’yi başta Amerikan başkanları olmak üzere çok sayıda insana danışmanlık yaparak ve bu konuda kitaplar yazarak yayan Şubat - 2017

Antony Robins oldu. “Sınırsız Güç”, “İçinizdeki Devi Uyandırın” kitapları bu alanda yazılmış önemli kilometre taşı eserlerden oldu. NLP’den söz etmişken, bu alanın doğumunu sağlayan, NLP’nin kurucusu Richard Bendler’ın çok değerli eserlerini unutmamalı: Özellikle ülkemizde yayınlanan son kitabı “Eskimeyen Değişim”. Bu kitap, Bendler’ın en önemli NLP tekniklerini hap gibi bir araya getirdiği hazine sandığı niteliğinde. Eğer bunların değerini bilirseniz, kendinizi altın küpünde bile hissedebilirsiniz. NLP yöntemi ile henüz tanışmadıysanız, öncelikle Joseph Murphy’nin “Bilinçaltının Gücü” adlı kitabını okumanızı öneririm. Bu sayede, basit, yalın, bir o kadar da etkili ve güçlü beyin sistemimizin mucizevi özellikleri ile tanışmak umuyorum ki size çok iyi gelecektir. “Kitap dediğin, elle tutulur, uygulanır teknikler vermeli” diyorsanız, “Bilinçaltının Gücü” kitabı tam size göre!


www.mavisehirdergisi.com

Richard Bach Klasikleri Bireysel gelişimin her geçen gün, “Kendin olmak”, “Kendini bilmek”, “Kendini aşmak” anlamına gelmeye başladıkça, metaforlarla bu bilinç daha iyi anlaşılmaya başlandı. Bu bilincin öncülerinden biri de Richard Bach’dır. Özellikle “Martı” kitabı, Jonathan’ın kendisi ile yarışını öyle derin bir şekilde anlatıyordu ki, hepimiz Jonathan gibi gökyüzünün uçsuz bucaksız sonsuzluğunda kanat açıverdik. Richard Bach’ın tüm kitapları özeldir benim için. Özellikle de “Martı”, “Mavi Tüy”, “Bir”, “Uzak Diye Bir Yer Yok”, “Sonsuza Uzanan Köprü” kitapları unutulmazdır. Bunlardan birini seç derseniz, “Mavi Tüy” derim içimizdeki derin bilgeliği oya gibi işlediği için... Louse Hay ile başlayan Hastalık ve İyileşme Kitapları Tıp dünyasında Hipokrat’ın “Hastalık yoktur hasta vardır” yaklaşımı; hastalığın zihinsel bir düşünce şeklinden kaynaklandığını, büyük çoğunluğunun psikosomatik olduğu bilgisini içeriyordu. Buradan hareketle Louse Hay, “Hastalıkların Zihinsel Nedenleri” adlı kitapla bu alanda fırtına estirdi. Kitap sayısız baskı yaptı tüm dünyada. Türkiye’de kitabın çevirisi Nil Gün tarafından yapıldı. Bestseller oldu. Hemen hemen aynı dönemde Akaşa Yayınları tarafından yayınlanan “%100 Düşünce Gücü” ve “Hastalıkların Zihinsel Sebepleri” kitabı, kişinin kendi doktoru ve şifacısı olması için önemli ipuçları taşıyordu. Özellikle Louse Hay kitapları sayesinde pozitif düşüncenin değeri anlaşıldı, iyileşmenin kişisel bir çaba ile olabileceği anlaşıldı. Tabii ki, öğrenmeye ve değişmeye açık olanlar tarafından. Son dönemde tamamlayıcı tıp, iyileşme ve şifa konusunda bence yazılmış en önemli kitap, “Hastalık İyileşmeye Giden Yoldur” kitabıdır. (Kitabın yazarları: Rüdiger Thorwald Dethlefsen) Üç Bilge, Üç Ekol, Üç Okul: Dan Milman, Don Miguel Ruiz, Echart Tolle Dan Milman’ın “Dingin Savaşçı”

adlı romanını okuyunca, saf, dingin bir bilgeyle tanıştım. Üzerine “Ruhun Yasaları”nı okumak, susuzluğumu daha da çok hissettirdi. Bu kitaptan sonra Dan Milman’ın okuluna yazılmış oldum. Özellikle “Hayatınızın Amacı” kitabı başucu kitabı oldu. Hayat amacını kişisel olarak bulmak isteyenler için “Hayat Amacı” ve Jan Spiller’in “Ruhsal Astroloji” adlı kitabı baş yapıttır. Puzzle’ın parçalarını bulmanıza yardımcı olacaktır. Diğer bir ekol de, Don Miguel Ruiz oldu. “Dört Anlaşma”, “Beşinci Anlaşma”, “Ustaca Sevmek”, “Bilginin Sesi” kitaplarının her biri, farkındalık ötesi kitaplardır ki, ruhumuzun şifrelerini görmek için değerlidir. Yerleri özeldir. Hele hele “Dört Anlaşma” okuyanları hayat karşısında duyarlı, özenli ve gönüllü kılar. Ve Eckhart Tolle’ün “Şimdinin Gücü” kitabı nasıl özel bir kitaptır. “Anda olma”, “Anda kalma” deneyimi bu kadar mı etkileyici anlatılır. İnsan huşu içinde bu yolculuğa eşlik ederken, ruhun doruk deneyimi ancak ve ancak “Şimdi de ve anda kalarak” yaşayabileceğini kitabın her bir anında adeta tanıklık eder. Egodan yana başınız dertteyse, Ecart Tolle’ün egonun ipliğini pazara çıkardığı kitabı “Varolmanın Gücü” okunmaya, paylaşmaya değerdir. Ho’oponopono yöntemiyle Zero Limit Okuması, uygulaması kolay, uygula sonuç al tarzı kitaplar dikkatinizi çekiyorsa, hap gibi bir kitap ile hayat motivasyonunuzu arttırmak isterseniz; “Zero Limit” diyorum. İçinde “Ho’oponopono Yöntemi”ni de barındırdığı için, uygulandığında kişiyi sevgi ve affetme ekseninde özgürleştiren bir güce sahip! Koçlar İçin Başucu Kitabı: Cesur Sorular. Koçluk yöntemlerinin bu kadar yaygınlaşması, fark yaratması tabii ki insanları “Bu konuda ne okumalıyım?” araştırmasına götürmesi doğal. Bana eğitimlerde sorduklarında, üç kitap ismi veriyorum: İlki, Dost Can Deniz’in Şubat - 2017

“Cesur Sorular”, ikincisi Andrew Sobel&Jerold Panas’ın “Güçlü Sorular” adlı kitabı. Diğer kitap da, her eğitimci-Koç’un başucunda olması gereken Tamer Dövücü’nün “Optimum Denge Modeli” adlı kitabı. İnsan’ı katman katman ele alan, derinlemesine tanımasına yardım eden ustalık kitabı diyebilirim. İsmail Barış Özpazarcık’a da haksızlık etmemeliyim. Bilge benlik üzerine yazılmış hatırı sayılır kitaplardan biri olan “Deha” bence bu alandaki başyapıtlardan biri. Özellikle evrensel değerler ve erdemler hakkında düşünmek, öz benliğe yolculuk etmek isteyenleri içine alacaktır. Mevlana’nın Menevisi’nden Levh-i Mahfuzun’a Yeni Çağ Bilgeliği Kişisel gelişim yolculuğuna kitaplarla çıkanlar, içsel gücü bulmanın peşinden giderken Mevlana ile karşılaşırlar. Mevlana, çağlar ötesi bilgeliği ile hala mütevazı bir pınar, içimizden dışımıza çağlayarak akan şelaledir. Mevlana’nın Mesnevi’sini Şefik Can çevirisinden okumak, içindeki hikayelerin hayatın içinden metaforları eşliğinde düşünmek, sorgulamak, anlamlı ve keyifli bir yolculuktur. Ve başucu kitabım Levh-i Mahfuz “Kaynak sensin” diyerek öz felsefesine dikkat çeken, içimizdeki tanrısal benliği ve sonsuz bilgeliği anlatan “Levh-i Mahfuz” kitabının 2006 yılından beri takipçisiyim. Takipçisiyim, diyorum, çünkü kitap her basımında kendini güncelliyor. Elime aldığım her sefer, bambaşka bir tatla, insanı bambaşka bir sefere çıkarıyor. Sihir bu olsa gerek!... Kitabın yazarı Burak Özdemir, tam bir yeni çağ bilgesi. Levh-i Mahfuz ise gerçek bir okul. Değişime, dönüşüme kendini açanlar için okyanus ötesi bir yolculuk. Kitabı en az üç kez okudum. Doyamadım. Hep başucumda. Hayatımı bu kadar belirleyen ve etkileyen başka bir kitap daha yok. Her satırında olağanüstü bir lezzet var. Daha ne söyleyeyim, ben bu kitaba hayranım ve onun kalbimdeki yeri sonsuzluk gibi bir şey. 19


ile temas halinde, onunla yapılan anlaşmalara bağlı olarak faaliyet göstermektedirler. Kısacası, tüm sektörün en doğru şekilde yönetilebilmesi için, iyi niyet prensibini ön planda tutarak bir sistem kurmak görevinde olan, sektörün belirleyici kurumlarıdır. Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

Sigorta Sektöründeki Aktörler

S

igortalı yaşantımızda karşılaşıyor olduğumuz aktörlerin görevleri ve süreçteki yerleri konusunda bilgi paylaşmak istiyorum. Çünkü hangi görev kime aittir noktasına hakim olmazsak özellikle hasar zamanlarında bazı yanılgılara düşebiliyoruz. Bunun önüne geçebilmek için kısa kısa üzerinde durmakta yarar var. Sigorta şirketleri Satın aldığımız poliçelerin bir tarafı biz (sigortalılar) iken diğer tarafı da sigorta şirketidir. Yani bizim esas muhattabımız, poliçe satın alarak, üzerimizdeki riski devrettiğimiz kurumlardır. Ana işlevleri, hangi risklere karşı güvence verilip verilmeyeceğini, ve bu riskleri sigortalının üzerinden devralmasının bedelini (primi) belirlemektir. Bunun yanında; toplanan primlerin finansal açıdan yönetimi, hasar yaşayan sigortalıların tazminatlarının ödenmesi süreçlerinin yönetimi, sektörü suistimal etme girişimlerinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması, rücu işlemleri ile hasarlarda kusurlu-kusursuz tarafların belirlenebilmesi altyapısının yönetimi gibi pek çok işlevleri vardır. Diğer tüm aktörler bir şekilde sigorta şirketleri 20

Sigorta acenteleri Sigorta şirketleri ile sigortalıları bir araya getiren aracı kurumlardır. Sektörün en önemli ve aktif aktörleri acentelerdir. Hem sigorta şirketlerinin hem de sigortalıların doğru sözleşmeler ile bir araya gelebilmesini sağlarlar. Sigortalının ihtiyacının doğru belirlenmesi, doğru teminatların en uygun fiyatla satın alınabilmesi için ilk koşuldur. Sigorta acentelerinin varlığının, sigortalı açısından ilk sebebi budur. Daha sonra, yine sigortalının hasar süreçlerinde doğru bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi noktasında acenteler ilk temas noktasıdır. Sigorta şirketleri açısından da, doğru poliçelerin yapılması, suistimallerin önüne geçilebilmesi için ihtiyaç duydukları hayati birimlerdir. Bunun yanında ürünler için doğru fiyatlandırmaların yapılabilmesi için gerekli verilerin piyasadan toplanabilmesi, geribildirimlerin alınabilmesi için de acentelerden yararlanmaktadırlar. Hem sigortalı hem de sigorta şirketi açısından, çalıştıkları acenteler konusundaki tercihleri, kendileri için çok belirleyici olacaktır. Sigorta acenteleri de hem bilgi açısından donanım sahibi olmak adına kendini geliştirmeli, hem de bu bilgileri uygulamaya geçirebilmek adına teknolojiyi takip ediyor olmalıdır. Eksperler Belli konularda söz sahibi olabilecek ve durum tespiti yapabilecek düzeyde uzmanlaşmış kişilere eksper denir. Sigorta sektörü için de, sigortalanacak kıymetin doğru değerinin tespiti ya da oluşan Şubat - 2017

hasarının oluş şekli ve meydana gelen hasarın miktarının hesaplanması gibi görevleri olan kişilerdir. Suistimallerin önüne geçilebilmesi için en önemli katkıyı eksperler verir. Sigorta şirketlerinden bağımsız olarak çalışırlar. Dolayısıyla, direkt sigorta şirketine hizmet etmezler, objektif olarak durum tespiti yaparlar. Eksperler, yaptıkları analizler açısından hem müşteri memnuniyetinin sağlanması, hem de haksız yere bir kazanç elde edilmesinin önüne geçilmesini hedeflemek zorundadırlar. Anlaşmalı kurumlar Sigorta şirketlerinin hasar süreçlerinde sigortalılara hizmet sunan birimlerdir. Tamir servisleri ve sağlık kurumları anlaşmalı kurumlar olarak görev yaparlar. Sigortalılar, hasar zamanında direkt bu kurumlardan hizmet almayı tercih ederse, kurumlar fatura bedellerini sigorta şirketinden alırlar. Anlaşmalı olmayan kurumlarda da geçerli olan bir sigorta sözleşmesine sahipsek, o zaman tek sıkıntı, kurum sigorta şirketi ile anlaşma yapmamış olması nedeniyle, hizmetin bedelini kuruma sigortalı ödemek durumundadır. Daha sonra gerekli evraklarla sigorta şirketine başvurarak ödediği paranın tazmin edilmesini talep edecektir. Önce faturayı ödeyip, sonra sigorta şirketinden tazminat ödemesi almak şeklinde süreci uzatmamak için, sigorta şirketlerinin anlaşmalı kurum ağı, sigortalılar için önemlidir. Asistan hizmeti veren kuruluşlar Sigortalılara, hasar zamanında ihtiyaç duyulan acil yardım hizmetlerini sunmak adına görevlendirilmiş birimlerdir. Araçlarımız için çekici sağlanması, kiralık araç organizasyonu, konut ve işyerleri için çilingir, camcı, tesisatçı gibi hizmetlerin sağlanması, ya da ambulans ulaştırılması gibi acil hizmetleri organize eden kuruluşlardır. Yazının devamı için www.mavisehirdergisi.com


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


Mavişehir Dergisi Özel Röportaj

Celik Canlı dinleme fırsatınız oldu mu? Hayat görüşünün inceliklerini anlamaya çalıştınız mı bilmiyorum... Ama hayatında yaşadıkları ve başardıklarıyla birçok doyuma ulaşmış, hayatın anlamına dair fikirler yürüten ve yaptığı işe duyduğu saygıyla sürekli araştıran ve geliştiren biri var karşımızda... Türkiye’nin en değerli seslerinden biri olan Çelik huzurlarınızda... 12 Mayıs 1966 İstanbul doğumlu Çelik, müzik hayatına İTÜ Türk Musiki Devlet Konservatuarı, Temel Bilimler Bölümü’nde kontrbas eğitimi ile başladı. Hayatımıza ilk 1991 yılında İzel&Çelik&Ercan grubu ile giren, 1993 yılında yoluna yalnız devam eden, birçok unutulmaz şarkıya eşsiz sesiyle can veren Çelik, geçtiğimiz günlerde MaviBahçe AVM’deki Fratelli La Bufala’da İzmirli hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı ve sorularımızı tüm içtenliği ile cevapladı... Yepyeni bir albüm hazırlayan Çelik’e sanatını, kendisini ve merak edilenleri sizin için sorduk.


Başka bir iş benim işim… Dışarıdan bakınca çok parıltılı ama içi viranedir… Herkesin harcı değildir… Çok kişi bu yolda heba oldu gitti… Ayakta kalanlara değil kalamayanlara bakarsanız daha çok olduklarını görürsünüz…

reklamların müziğinin notasını şu an ezbere yazabilirim… O kadar aklıma kazınmış… Bu iyi mi, kötü mü o ayrı bir konu. İnsanlar sürekli yapılmış veya başarılmış bir işin sonucuna göre havaya girerler, yaşanılan sıkıntıları, zorlukları ve ödenen bedelleri hiçbir zaman göremez, sadece ortaya çıkan sonuca ve bulunulan duruma imrenerek fikir yürütürler... Müzik ve sanat tercihinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Yaşadığınız zorlukları, ödediğiniz bedelleri önceden görseniz ne düşünürdünüz? Sorularınız çok güzel ve kaliteli. Cevap verirken dilerim zorlanacağım… İlahi amaca yönelmemiş hiçbir etkinliği sanat olarak görmüyorum… “Hamdolsun hamd ettiren Allah’a” sözünü seviyorum ve bunu “Ben dilemesem siz dileyemezsiniz” ayeti ile karşılamayı çok doğru buluyorum… Yapıp etmelerimiz, havalarımız, cakalarımız, egolarımız, kibirlerimiz var ama buna sadece alet olduğumuz bilincine sahip olamıyoruz…

En başa dönsek, bize Çelik’i anlatır mısınız? Nasıl bir ailede yetiştiniz? Nasıl bir eğitim aldınız? Müzikle tanışmanız nasıl oldu? Allah rahmet eylesin babam bir terzi imiş, işleri bozulunca ilk yeri Sütlüce olan Arçelik fabrikasında işe girmiş… Arçelik ailimize uğur getirdi diye düşünmüş annemle babam... Adımı Çelik koymuşlar… Sanırım bu uğur hala devam ediyor.. Geleneklerine çok bağlı ama bunu asla gösteriş haline getirmeyen

bir ailede büyüdüm… Bu edeple büyütüldük dört kardeşimle beraber.. Anlatsam çok güzel senaryo olur… İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nı, İTÜ Sosyal Bilimler’de yüksek lisansımı ve yine Sosyal Bilimler’de doktoramı tamamladım… İyi hocalara denk düştüm ve sanırım sağlam bir eğitim aldım, konuyu da iyi kavradığımı düşünüyorum… Müzikle tanışma ise ergenlik çağında geceleri radyo dinlememle başladı… O zaman ki tüm Şubat - 2017

Benim yaptığım işte ne bedeller ödeneceği konusu ders olarak okutulamaz, bu mümkün değil… Yani kimse bu konuda vaaz veremez ve ders de çıkaramaz… Çünkü her biri birbirinden farklı kişililerin davranışlarından bahsediyoruz. Ne yapacakları asla belli olmayan ve birbirini tutmayan insanların hangi birisinin davranışını bir başkasına “Bak bu şu bedeli ödedi” diye göstereceğiz ki? Bunlar anlatılamaz yaşanır… Başka bir iş benim işim… Dışarıdan bakınca çok parıltılı ama içi viranedir… Herkesin harcı değildir… Çok kişi bu yolda heba oldu gitti… Ayakta kalanlara değil kalamayanlara bakarsanız daha çok olduklarını görürsünüz… Müzik yapıyor, kitap yazıyor ve projeler üretiyorsunuz... Bizlere müzik dışında da aktardığınız şeyler oluyor. Misyonunuz ve 23


çabanızın temel nedenlerini öğrenebilir miyiz? İlkem var benim… Bu ilkeler halamın ilkeleri değil… İnsanlık var olduğundan beri var olan ilkeler.. Bu ilkeleri kim taşıyorsa o benim önderim… Liderim değil… Barış, adalet, merhamet, sevgi, emek vs.

İnanılmazdır… En kültürlü, en ünlü okula giden kimse “Beni yak kendini yak” sözlerini yazamıyor…. Harry Potter yapamıyor... vs. vs. bunlar senin önüne geliyor… Ne uğruna? Amaç ne? Sadece bir şarkı mırıldamak mı?

Çok düşüncelerimiz var ama bunları yavaş yavaş paylaşabiliyoruz, sanat hep hızlıdır… Galileo hızlıydı, engizisyon onu hep geri çekti… Da Vinci çok hızlı idi ancak günümüz sineması biraz anlar gibi oldu… Hypatya diyeceğim ama kim ismini bilecek ki?

Benimki asla öyle olmadı ama ağır ağır dikkatli bir şekilde ve ana hedefe, ana ilkeye doğru ki o da yaradılışın anlamıdır…

Tabii ki ilkelerimiz ve hedeflerimiz var… Bir simit ile karnımı doyurabileceğim bir dünyada tüm kazançları bir amaç için dönüştürmek bizim işimiz… Olmayanı göstermek… Görünmeyenin görünür hale getirilmesi ilahi bir duygudur…

Bir kişiye bile bir faydamın olduğu bir yaşam mı? Çok sıkıcı ve avam…

24

Bu dünyaya hayvan gibi yiyip içmek pisletmek ve üremek için mi gönderdi beni yüce yaratıcı?

Geçtiğimiz yıllarda ‘Şizoid’ isimli müzik gösterisinin tanıtımı için kadın kılığına girdiniz. Daha sonraki dönemde ise şiddet Şubat - 2017

ve öfkeye dikkat çekmek için soyunarak poz verdiniz. Sizce vermek istediğiniz mesajlar yerine ulaştı mı? Ulaşmış görünmüyor ama bu bizi yolumuzdan döndürmez ve sonunda toplum kendine acı dokundukça çaresini mutlaka arar ama sanatçı, kimse acı çekmesin diye kendi acı çeker… Sanatçı da bu demek zaten yoksa tekniker olurdu. Eski şarkıların müzik altyapıları, sözleri, dinleyiciye verdiği haz yeni şarkılarda bulunamıyor. En azından eski şarkılardaki kadar çok sıklıkla bulunamıyor... Bu kadar eskiye özlem varken sizce artık 90’lı yıllardaki kadar samimi şarkılar neden üretilmiyor? İki ayrı sağlam sebebi var; Birisi ideolojik bir diğeri ise müzik bilgisinin olmaması… Sanat bir ilimdir ehli tarafından yapılmazsa o teknik olur…


www.mavisehirdergisi.com

Günümüz pop müziği imütasyon ve anlamaz denilen halk bunu çok net anlayarak ve eserleri almayarak gösteriyor… Şarkıların alt yapıları aynı kişiler tarafından aynı enstrüman ve teknik kullanılarak yapılıyor ve aynı ritm hızı kullanıyor… Dinleyici inek değil; insan! Ruhunu besleyecek, yemez bunu, sektör bize gösterdi ki yemiyor… Müzik her zaman ruh içermeli. İdeolojik kısmı ise çok daha ağır… Beş evlilik yapmış ve boşanmış adam aşk şarkısı yok diyor. Yahu kardeşim var ve sen anlamıyor olabilir misin? Doksanları arayacağına kendinde ne arıza var arasana... Bu bir özgürlük sorunu! Özgürlük yani sorumluluk… Bu tipolojiye dikkat et. Sorunu başkasında arar, kendisi muhteşemdir, onda hata yoktur… İşini hep başkası yapsın sorununu başkası çözsün ister… Onun laikliğini asker korumaladır. Kendisi sorumluluk almaz, yani veaseyt aklı… Bu akıl 90’ı da arar 80’i de arar; arar da bulamaz. Ve biz de buna göre müzik yapmayacağız… Biz kervanız, yürüyoruz biz… Biraz da yeni albümünüzden bahsedelim.. Bu albümde bildiğimiz ve özlediğimiz Çelik’i mi yoksa bambaşka bir Çelik mi göreceğiz? En iyi bildiğim ve yıllardır yaptığım iş müzik… Bu albümde de hiç sanat yapacağım vs. kaygısı olmadan basit bir şekilde duygularımı aktardım. Sanırım bu içtenlik kolayca hedefini bulur.. Ben hep aynı kişiyim. Sizi en heyecanlandıran parça hangisi oldu? Yine şarkılarınızın sözleri size mi ait? Hangi isimlerle çalıştınız albümünüzde? Hepsi ayrı hoş ve ayrı bir emektir ve bir o kadar da değer yüklüdür ama bu albümde benim hitim “Hey kız”. Müzik okulu gibi bir şarkı… Tabii her zaman ki gibi albümün en son şarkısı. Müzisyenin beğendiği şarkıyı

toplum beğenmiyor, o yüzden ben de kendime yaptım. Yeni albümünüz romantik şarkıların mı yoksa hareketli şarkıların mı ağırlıklı olduğu bir albüm oldu? Bütün albümlerim birbirine asla benzemeyen şarkılarla dolu oldu. Bu albüm de öyle. “Hercai” ile “Meyhaneci” benzemez… “Sen yoluna ben yoluma” ile de “Kızımız olacaktı” benzemez… “Bu şehirde” ve “Cici kız” benzemez… Başka başka dünyalar… Yani içinde bulunduğumuz pop dünyasının tam Şubat - 2017

da tersi... Bu aldüm de aynen böyle her biri birbirinden farklı kontras duygularla dolu bir albüm. Sizin kemikleşmiş bir hayran kitleniz var. Sizin sesinizi dinlemekten asla sıkılmayacak olan bir hayran kitlesi.. Peki bu albümde yeni yetişen nesile de ulaşabileceğinizi düşünüyor musunuz? Biz profesyoneliz… Bir kitleyi ve sadece bir kesimin sanatçısı olmak hayali bizi sıkar, dar gelir bize… “Dum ka ka” sadece aptalca anlamsız bir terennüm değildir. 25


Ya da “dongi dongi…” Bunlar çocukların ilk dillerinin dönebildiği hecelerdir ve toplumda en önce şarkıyı çocuk algılar.. Ben toplumda bugüne kadar “Ateşteyim” şarkısını benden ismi ile isteyeni neredeyse hiç duymadım radyocular haricinde; istek hep aynıdır; dum ka ka! Bu albümde de bir terennüm var… Kolayca hedefi bulacak. “Devir değişti, Çelik’de değişti” sözlerinizin üzerinden yıllar geçti. Çelik tekrar değişti mi? Bu şarkı protest bir şarkıdır… Pop müziğin sırrı budur… Protesto edersiniz ama anlaşılmaz… Saklanır, sırlanılır ki bu da çok iyidir çünkü şarkı topluma mâl olur… 26

Konu şu; ben kararktersiz değilim asla değişme niyetim de yok… İlk gün ne ise o… Dünya değişiyor ve tatsızlaşıyor durum… Ben o değişen dünyaya karşı kendi konumumu ilkelerimden vaz geçmeyeceğim bir yere konumladım… Değişen dünyada yerimi sabitledim, ahdime sadık kaldım…. Değişen dünyada yerim değişti gibi görünüyor… Herkesin ayağı kaydı dünya dönerken, ben ise değişen devre karşı yerimi sabitledim. Sosyal medya çok ciddiye alınmalı mı? Çelik sosyal medyayı ne kadar önemsiyor? Nasıl kullanıyor? Kendi mi yönetiyor yoksa bir ekibi mi var? Sosyal medya cenabet bir yer bunu daha önce de söyledim. Ben onu neden ciddiye alayım ki? Ama o beni ciddiye almak zorunda… Ben onu kullanırım onun kulu olmam, amacım için araç olur… Elektirik kesildiğinde köşeme çekilir ve kitabımı okurum ben ve zerre kadar net neden yok sıkıntısı olmaz bende… Şubat - 2017

İşin profesyonel yönetilen kısmı tabii ki var ama biz işimizi çok iyi takip ederiz… Sadece evet veya hayır’la cevap vermenizi istesek: -- Bankanızda 2.650.000 Tl’nin üstünde paranız var mı? Böyle soruları sevmem ve cevap da vermem. -- Hiç elleriniz doluyken, bir ayağınızla kapı tutup burnunuzla düğmeye basmaya çalıştınız mı? Evet ve hep de başardım. Başarı sırrım burnumun uzunluğu. -- Hiç ufo gördünüz mü? Hiç başaramadım ama hayalim. Son olarak İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Seviyorum o şehri ve orada yaşayanları... Değerli cevaplarınız için çok teşekkür ederiz.. Sevgi dolu saygılarımla...


www.mavisehirdergisi.com

Konu şu; ben kararktersiz değilim asla değişme niyetim de yok… İlk gün ne ise o… Dünya değişiyor ve tatsızlaşıyor durum… Ben o değişen dünyaya karşı kendi konumumu ilkelerimden vaz geçmeyeceğim bir yere konumladım… Değişen dünyada yerimi sabitledim, ahdime sadık kaldım…. Değişen dünyada yerim

değişti gibi görünüyor… Herkesin ayağı kaydı dünya dönerken, ben ise değişen devre karşı yerimi sabitledim.

Röportaj: Aras Attila Şubat - 2017

27


GURME sayfaları

C he f

a n i o l l o P i n a v Geo Ben canım sıkkınken yemek yapmam, çünkü o enerji müşteriye geçer, o yüzden ben yemeklerimi hep kendimi iyi hissederken ve aşkla yaparım... O güzel enerjiyi alacak ve bir sonraki gelişine kadar mutlu ayrılacaksın.

Fratelli La Bufala

İzmir’in en büyük metrekaresine sahip gerçek bir İtalyan restoranı, ünlü sanatçıları dinleyebileceğiniz, gerçek Napoli pizzasını ve İtalyan yemeklerini yiyebileceğiniz, kendinizi oraya ait hissedeceğiniz bir mekan. İzmir’de yaşamanın büyük bir şans olduğunu bilir ve söyleriz ama daha sonradan İzmir’e aşık olup buraya yerleşen birinden bunu duymak eminim ki hepimizi daha fazla mutlu ediyordur... Ünlü İtalyan Chef Geovani Polloina 4,5 yıldır Türkiye’de yaşıyor ve artık İzmir’e yerleşmiş durumda. 28

Dünyanın en önde gelen şehirlerinde şubeleri olan, İtalyan mutfağının en iyi temsilcilerinden Fratelli La Bufala’nın mutfağı Chef Geovani’ye emanet ve birbirinden lezzetli İtalyan yemeklerini çok yakınımızda bizlere sunuyor... Yemek kültürünü hissiyatıyla birleştirmiş, mutfak disiplinini, yemeğin bütünlüğünü ve tarihini misafirleriyle paylaşan, Şubat - 2017

işinin aşığı bir şeften bahsediyorum. Bıçağı da en az onun kadar ünlü Chef Geovani Polloina ve Fratelli La Bufala huzurlarınızda...


www.mavisehirdergisi.com

GURME sayfaları Chef Geovani Polloina büyük şirketlere seminerler veriyor, workshoplar düzenliyor ve Konya’da çok özel bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. Eşsiz yemeklerini tatmanız için sizi Fratelli La Bufala’ya davet ediyor.

Fratelli La Bufala, Türkiye’nin en iyi İtalyan restoranı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Fratelli La Bufala İzmir 15 Şubat 2017’de 1. yaşını doldurdu... 1 yaşını harika etkinlikler, davetler, akşam yemekleri, kutlamalarla dolduran Fratelli La Bufala; İzmir’in en iyi İtalyan restoranı ünvanını taşıyor. Hızla Türkiye’nin en iyi İtalyan Restoranı olma yolunda da ilerliyor. Chef Geovani ile hem kendisinden hem de Fratelli La Bufala’dan bahsettik.

senedir sürekli gelip gidiyordum. Çok uzun zamandır da İzmir’de bir şeyler yapmak istiyordum. En son Fratelli La Bufala’da yaptığım bir tatlı workshopundan sonra benim İzmir’e yerleşmek istediğim, burada bir şeyler yapmak istediğim konusu üzerine ortak paydalarda buluştuk ve artık buradayım, Fratelli La Bufala’yı İzmir’in hatta Türkiye’nin en iyi İtalyan restoranı yapmak için çaba gösteriyorum. Fratelli La Bufala aslında pekçok ülkede ve şehirde var, ben Güney İtalyalıyım yani Napoli yemeklerine çok hakimim ama yeni bir hava getirmek için ve şefliğin gerekliliği olarak menüye kendime ait tariflerle eklemeler yaptım, çünkü gördüğüm kadarıyla İzmir’de bir İtalyan restoranı yok.

M

erhaba ben Chef Geovani Polloina, 4,5 yıldır Türkiye’deyim, 35 yıldır İngiltere’de şeflik yapıyordum. Türkiye’ye geldiğimden beri sadece danışmanlık yapıyordum. Uzmanlık alanım olan İtalyan Restoranı kurup, oranın işleyişi ve menüsü ile ilgili danışmanlık vererek belirli periyotlarda restoranı kontrol edip eğitimlerini üstleniyordum ve işleyişini kurguluyordum. Genellikle bu danışmanlıkları İstanbul’da verdiğim için İzmir’e workshoplar için, İzmir’deki dostlarımı ziyaret etmek için 1,5

Gerçekten İzmir’de bir İtalyan restoranı yok mu? Aslında şöyle; pizzacılar var ama sadece pizza veya makarna bir İtalyan mutfağı demek değildir. İtalyan mutfağı 800-1000 yıllık çok eski bir Roma mutfağıdır ve bunun içerisinde etler, tatlılar, makarnalar, salatalar, pizzalar ve daha birçok şey var... Ben burayı gerçek bir İtalyan Restoranı yapmak istiyorum, daha vizyoner, İtalyan yemeklerini tanıtan ve sevdiren bir restoran... Fratelli La Bufala hakikaten çok güzel bir Şubat - 2017

29


GURME sayfaları

hem insanlarla iletişim kurmamda çok rahat kendimi ifade edebiliyorum. Ancak konuştuklarını yaz desen yazamam :) Öyle bir durum var... Hem okur hem yazar değilim yani :) İzmir’e aşık olduğunuzu söylemiştiniz, İzmir’e yerleşme fikri nasıl oluştu?

yer, İzmir’in en büyük metrekaresine sahip bir restoran, aslında dünyadaki bütün Fratelli La Bufala’ların içinde de en büyük restoran burası. Yani burası İzmir için büyük bir şans. Çok yeni ve çok genç bir restoran burası 15 Şubat’ta daha yeni 1 yaşını dolduruyor, bu da benim çok işime geldi, eski bir restoran olsaydı oturmuşluğundan dolayı yeni bir

çalışmaya başladım ve 18 yıl bir restoranda çalıştım 6 yıl içinde oranın şefi oldum, 18 seneden sonra İngiltere’de 4 farklı restoranın şefliğini yaptım, İngiltere’de 2 bölgesel, 1 yerel olmak üzere 3 ödülüm var. Sonra hayatımda mutfak şefliğinden öte bir şeyler yapmak istedim, kurguladığım şeyi İspanya, Yunanistan veya Türkiye’de yapacaktım, en içime sinen şartlar Türkiye’de oluştu ve Türkiye’ye yerleştim. İlk geldiğimde sırf İngilizce konuşabiliyordum, işim gereği projeler organize ediyordum ama işin içine teknik terimler girince karşımdaki ne kadar İngilizce bilse de bir yerden sonra anlaşmak zorlaşıyor ve bir şekilde projeler iptal olmaya başlıyordu. Baktım bu böyle olmayacak; kendime bir Edebiyat Profesörü tuttum, Pazar günleri hariç 6 ay boyunca aralıksız Türkçe çalıştım ve Türkçe’yi öğrendim, güzel konuşmamın nedeni de bu...

şeyler yapmak pek kolay olmazdı. Ben İtalya’dan 10 yaşımda ayrıldım, İngiltere The University of Manchester’da ekonomi bitirdim, üniversite 2. sınıftan itibaren aşçılığa ilgi duyup part time çalışıyordum. Üniversiteden sonra tamamen 30

Türkiye’ye geldiğimden beri her yeri geziyorum, yeme seyahatleri yapıyorum, Türkiye’deki bütün şarap bağlarının yarısını gezdim mesela, benim kadar gezebilen bir şef yok, Türkçe bilmem çok büyük bir avantaj sağlıyor bana, hem workshoplarda, Şubat - 2017

İzmir’e bir televizyon programı için gelmiştim, uçaktan ilk indiğimde İzmir’e aşık oldum. Ben dünyayı çok dolaştım, 35 senenin vermiş olduğu tecrübe ile havaalanından şehre gelene kadar binalardan, insanların yürüyüşünden, insanların yapısına kadar bir şehrin nasıl olduğunu anlarım. Bu bir hissiyat ve kesinlikle tespitlerimde yanılmıyorum. İzmir beni çok heyecanlandırmıştı, hâlâ da aynı heyecanı yaşıyorum, beni böyle heyecanlandıran dünyada bir şehir daha var o da Paris... Kordon’u falan görünce zaten tamamen aşık oldum İzmir’e. Çok aydınlık bir şehir, insanları, binalar yüksek değil, kimse bir şey için acele etmiyor, rahat yaşıyorlar. Bu çok önemli bu gibi insanların arasında yaşarsan psikolojik olarak o sana da geçiyor. kendini rahat hissediyorsun. İstanbul öyle değil mesela, orada şehir senden önce gidiyor, sürekli kovalaman gerekiyor, buna ihtiyaç yok ki, kovalamak


www.mavisehirdergisi.com

gereken bir şey yok hayatta. İzmir’de 1,5 senedir bir şeyler yapmak istiyor, iş arıyordum çünkü burada yaşamak istiyordum, yerleşmeye karar vermiştim ama İstanbul’a buradan gidip gelmek çok zordu. Fratelli La Bufala karşıma çıktı ve çok memnunum artık İzmir’de yaşıyorum. Bütün taşlar yerine oturdu yani? Hayatta şöyle bir şeye çok inanırım. Bir şeyi gerçekten istemek lazım, hırslanmakla karıştırmayın lütfen, bir şeyi içten isterseniz şartları kendi kendine oluşturursunuz. Her zaman şartlar kendi istediğiniz gibi olmaz, burası da öyle olmadı yüzde ellisi var, yüzde ellisi yok bu yeterlidir. Zaten diğer türlüsü çok fazla hırsa girer, ortak noktada buluşmak her zaman iyidir. Çok mutluyum, her istediğimi yapıyorum. Mavişehir’de oturuyorum, araç kullanmıyorum, otobüse atlayıp karşıya geçip boyoz yiyorum, vapurla dönüyorum böyle bir keyif hiçbir yerde yok.

GURME sayfaları

İtalyan restoranı dememdeki neden bu; Türkiye’de hiçbir yerde göremeyeceğiniz yemekler var burada, Fratelli La Bufala’ya geldiğinizde Floransa usulü bir steak yiyeceksiniz, Sicilya usulü bir tatlı yiyeceksiniz. İzmir’de hiçbir yerde olmayan gerçek Napoli usulü pizza yapıyoruz burada. Makarnamızı mutfakta kendimiz yapıyoruz buraya gelenler büyük farklılığı görecekler.

restoranın atmosferine, terasından, deniz görmesine kadar hepsi bir bütün. Şefliğin gerekliliği budur, yemeğinizin mutfaktan sofranıza gelene kadar görüntüsüyle, içeceğiyle bir bütün olmalıdır.

Genelde şefler mutfaktan çıkmazlar, ben yemeğimi masalara gidip anlatıyorum, yemeğin tarihinden, hikayesine kadar... Bu iş benim için başka türlü bir şey. Ben Güney İtalyalıyım ve güney mutfağı yapıyorum, çok özel lezzetler ve herkesin bildiği şeyler değil. Yemeğinize eşlik edecek içecekten,

Bir de bunun için para da veriyorsanız yemek yemekten keyif almalısınız, İtalyan mentalitesi bunun üzerine kurulmuştur.

Ben bu kültürle kendimi yetiştirdim, insanın hayatının en önemli duraklarından biridir yemek, kendiniz için yaptığınız en önemli şey yemektir.

Buraya geldiğiniz zaman kendinizi Fratelli La Bufala’ya ait hissedeceğiniz bir ortam yaratmaya çalışıyoruz, sadece karnınızın değil

Peki Fratelli La Bufala misafirlerine ne sunuyor? Türkiye yeme içme konusunda çok zengin bir ülke, İzmir de bu konuda çok bilinçli ve meraklı, dedim ya yaşamasını biliyor İzmir’li o yüzden Fratelli La Bufala İzmirli için büyük bir şans. Çünkü burası gerçekten çok iyi bir restoran. Bakın çok net söylüyorum, Şubat - 2017

31


Fratelli La Bufala’da eğlenceyi, lezzeti ve dostluğu bulacaksınız.

ruhunuzun da doyduğu bir yer Fratelli La Bufala.

Türkiye’de rastlayamayacağınız bir menü, milyonlara ulaşan ve hayranı olduğumuz sanatçılar, İzmir’in en farklı pizzası, manzarası, ambiansı, işletmesi ve ekibi... Sizi ağırlamak için tüm enerjileriyle çalışıyorlar. Fratelli La Bufala’yı yakından takip

Burada dostluk, arkadaşlık, samimiyet bulacaksınız, burada sadece yemek yenen bir yer olmasını istemiyoruz, burada insanlar kendini iyi hissetmesi gerekiyor. Yemek sohbet yeridir, sohbet edeceksen, yan masaya bir laf atacaksan, insanlarla iletişimde bulunacaksan, benimle bir şeyler içeceksen, kültürünle, iyi niyetinle eğleneceksen burası sana göre bir yer. Böyle bir sıcaklıkta, böyle bir ortamda keyif almanızı sağlayacağız. Ekip olarak bu enerjiyi ve mantaliteyi barındırıyoruz, amacımız burayı Türkiye’nin en iyi İtalyan restoranı yapmak olacak ve bunu başaracağımızdan emin olun. Çok teşekkürler.

32

Şubat - 2017

edip, burada olup bitenden haberdar olmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. www.fratellilabufalaizmir.com Tel: 0(232) 502 2772 Caher Dudayev Blv. 2040/3 Sok. Mavibahçe AVM A Blok Kat:3 No:304 Mavişehir / İzmir


Model: F5SR Kabuk: Sert integral plastik Hız: 22 km/s Güç: 4.5 kw / 745 N Menzil: 70 dk. Ağırlık: 35 kg Hız ayarı: 7 kademe Enerji: 2.0kWh; 48 V; 42 Ah Dalış derinliği: 2,5m - 40m Ölçüler: 1152mm X 507mm X 372mm

SEABOB F5 SR Dizginlenemeyen yoğun güç

SEABOB F5 S en yüksek performanslı su aracıdır. Yalnızca 35kg ağırlığındaki bu araç, su üstünde mükemmel kullanım özelliklerine sahiptir. Sürüş performansı benzersizdir. SEABOB F5 S, sahip olduğu 680 newton itme kuvveti ile göz kamaştırır. E-Jet Power System, 6 vites seviyesinde kontrol imkanı sunar. SEAFOB F5 S, bu vitesler sayesinde düşük viteste sakin bir sürüş yaparak su üzerinde kaymanıza ya da yüksek hızda daha agresif bir sürüş yaparak 6. vitese kadar çıkmanıza izin verir. Son derece sportif bir karaktere sahip bu su aracı, olağan dışı dinamikliği ile ön plana çıkar. Sportif görünümü, krom ağırlıklı tasarım unsurları ile vurgulanır. SEABOB F5 S denizdeyken kendini evinde hisseder. Yüksek manevra kabiliyeti, büyük havuzlarda da kullanılmasına olanak sağlar.

izmir iletişim : 0(232) 330 0500 0(555) 503 92 58 0(549) 501 88 32


Ambalajla içeriğin örtüşmemesi… Teorikle pratiğin çelişmesi… *** Sosyal yaşam, milyarlarca davetlinin katıldığı bir maskeli balo gibi. Herkes maskesini takıp dahil oluyor bu baloya… İçinden geldiği gibi değil, dilinin döndüğü gibi konuşanlar… Kendisi için istediğini başkasına çok görenler… Sürekli yaptığı hatayı bir başkasında gördüğünde ortalığı ayağa kaldıranlar. Samimiyetsizlik, bu maskeli balonun adı. Birilerine şirin görünme çabası… Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

MAYMUNUN POPOSU Y

alanın her türlüsü kötüdür… Kelimenin başına “beyaz” eklemek suretiyle makul gösterilmek istenilenleri de dahil… Yanlış mı? Güzel yalan yoktur. Var mıdır? Tüm yalanlar kötüdür… İtirazı olan?

Eser kalmamıştır kızgınlığınızdan. Ama kişinin kendisini farklı göstermek için söylediği yalanların tolore edilmesi çok zordur. Birisi hakkında yanıldığını fark eden, kendi kendisiyle de hesaplaşmaya başlar. Kandıranı affetse bile; ona inandığı için kendisini affedemez.

*** Ama bence, yalanın en kötüsü, kişinin kendisini olduğundan farklı göstermesidir… Yani en berbat yalan, insanın kendi hakkında söylediği yalandır aslında. Başkalarını kandırmasıdır, aldatmasıdır.

*** Aslında en sık söylenen yalandır bu. Çünkü en kolayı, insanın kendi kendisini kandırmasıdır. Ve tamamen pragmatist, oportünist yalanlardır bunlar… Her toplumda saygıyı, sevgiyi, itibarı, kabullenilmeyi vs. doğuran belirli normlar vardır. Bu normlara uyarsanız, “muteber” kişi olursunuz… Ama burada bir nüans var; “uyarsanız” diyorum… Uyarmış gibi görünmek farklı bir şey… Ki, işte yazımın girişinde iddia ettiğim en kötü yalan da bu bence. Yani kişinin sözde saygınlık, itibar kazanmak için asıl benliğini kamufle etmesi. Yani, söylemle eylemin birbirini tutmaması… Dilin ayrı konuşması, yüreğin ayrı hissetmesi…

*** Diğer tüm yalanlar “an”ı kurtaran yalanlardır. Anlık bir zor durumu savuşturmak için söylenmiştir. Kişi anlık kandırılmalarıyla daha kolay başa çıkabilir. “Beşte geleceğim der” örneğin muhatabınız. Altıya kadar beklersiniz, gelmez. Kızarsınız “bir daha seninle buluşursam iki olsun” dersiniz. Ertesi sabah uyandığınızda unutmuşsunuzdur bile olayı. 34

Şubat - 2017

*** Günümüzde Maslow’un ihtiyaçlar piramidi paradoksal bir biçimde tepetaklak olmuş durumda. En tepedeki kendini gerçekleştirme gereksinimi gelmiş tabana oturmuş. Her şeyin başı olmuş. Kişinin kendini gerçekleştirme talebi elbette güzel. Ama kriter “başkaları ne der?” olunca olay değişiyor. Kişinin kendisini gerçekleştirmesi, kendisini birilerine beğendirme ihtiyacına dönüşüyor. Ve meydan yalana, yalancılığa kalıyor ne yazık ki. Bir yanda kendilerini “yüce varlık” gibi lanse edip yapay saygınlık kovalayanlar… Diğer yanda kumdan kalelerin ilk dalgada yok olacak kudretine kanıp önünde secde edenler… *** Örnek mi? Mesela, gariban, kendisini sözde rahat bir hayat yaşarmış gibi göstererek kandırır. Baksanız, kredi kartı patlamıştır, her ay asgari ödemeyi bile zar zor yapmaktadır. Ama en pahalı cep telefonunu kullanır. Masanın üzerine koyar hemen telefonunu “bakın ben şöyle kaliteli biriyim” mesajı vermek için. Sınıf atlamanın en kolay yoludur onun için kullandığı cep telefonunun modeli… En ucuz otomobillere diskoyla eşdeğer müzik sistemi kurmanın,


www.mavisehirdergisi.com

yarış arabası lastikleri takmanın mantığı nedir? Dikkat çekmek, ilgi görmek… Adam, hayal ettiği arabaya sahip olamaz belki ama endirekt yollarla ilgi çekmeye çalışır. Sosyal medyadaki paylaşımlara dikkat edin. Herkes mutlu, herkes harika yaşıyor, tatile gidiyor vs. Sanki kimse işsiz değil, herkesin tuzu kuru, herkesin bir eli yağda bir eli balda. Sahte dünyaların mumdan heykelleri olmuş insanlar. Sanal ve sosyal bir düşünsel mastürbasyonun peşine düşmüş herkes. *** Gelelim “krem de la krem” kesime… Garibanın mantığından farklı mı sanki onların durumu? Kendilerini farklı gösterme yarışında aralarında fark yok… Kendisini sözde aydın gösterecek ya… Öğrendiği bir iki tane özlü sözü diline pelesenk ediyor, üç kuruşluk sermayeden trilyonluk kazanç elde etmeyi umuyor aklınca. “Boş zamanlarında ne yaparsın?” diye sorduklarınızın yüzde doksanı “kitap okurum” der. Ama “ne okursun?” diye üsteleseniz kimse bir şey diyemez. Bal gibi yalan söylüyordur çünkü. Ve bilin ki “kitap okuyorum” diyenlerin büyük bölümü boş vakitlerinde ya “chat” yapıyordur, ya da televizyondaki o içi boş dizilere dalıp gidiyordur. Ama bunu söyleme cesaretinden yoksundur. Amaç saygı görmektir ya, bunun en kestirme yolu da kendini “öyleymiş” gibi göstermektir. Zaman zaman okurla buluştuğumda “Uğur Bey yazılarınızı ilgiyle okuyorum” cümlesini duyduğumda hep sormak gelir içimden... “Mesela hangi yazım?” Sor(a)mam ama bu soruyu… Yazar hisseder kimin gerçekten kendisini okuduğunu; tıpkı deneyimli doktorun daha hastanın yürüyüşüne bakıp teşhis koyması gibi… Bile bile, yalan dinlemek zoruna gider insanın.

Hem yanıtını bildiği sorular sormak ne kazandırır ki insana? *** Yabancı dilde bildiği dört beş kelime vardır toplasanız, sürekli onları kullanır gündelik hayatında. Telaffuzundaki hatalara gülenleri umursamadan. Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası”ndaki Bihruz Bey’in durumuna düşmekten gocunmadan… Televizyonda çok tanınmış bir şarkıcıyla röportaj yapılıyordu. Kadın kendisini “seçkin” gösterecek ya, konuşurken mütemadiyen aralara İngilizce kelimeler sokuşturuyordu. Sunucunun tepesi attı, belli ki çok iyi yabancı dil bilgisine sahipti; “Gelin sohbete dilerseniz İngilizce devam edelim” dedi. O “meşhur” şarkıcının “ık mık” edişini hiç unutamam… Rezil oldu bir anda… Sohbetin sonuna kadar bir tane İngilizce kelime kullanmaya cesaret dahi edemedi… *** Ahlak kavramına dair sayısız tanım yapılmış… Ama şimdiye kadar okuduklarım arasında en beğendiğim; “Ahlak, kimse sizi göremezken yaptıklarınızdır” diyenidir. Samimiyeti de aynı perspektiften yorumlarım. Yani insanın “kendi gerçeği”ni oynaması. Evinde yalnızken de, insanlar arasına karıştığında da aynı kişi kalabilmesi, olabilmesi. Neysen “o”sun… Bu kadar basit… Ha, beğenmiyor musun kendini, geliştir o zaman. Ama gelişmek, çabalamakla mümkün. Çabalamaya üşeniyorsan, bırak herkes seni o halinle kabul etsin sevsin. Görkemli, rengârenk bir plastik çiçek olacağına, basit bir çalı parçası ol. Ama “kendin” ol. Yalan söyleme kendine dair. Eleştirilmeye gelemiyorsan, demokrasi havarisi kesilme örneğin. Başkalarını dinlemeyi bilmiyorsan, Şubat - 2017

sözün kesildiğinde bozulma hiç. Okumuyorsan, “okumuyorum” de açık açık… Bilmiyorsan “Fikrim yok” de… Moliere’in “Kibarlık Budalası”ndaki Mösyö Jourdain’e öykünme… *** Gündüz vakti elinde fenerle gezen ve ne yaptığını soranlara “insan arıyorum” diyen Diyojen misali “samimi” insan arıyorum çevremde. Söylediğiyle yaptığı tutarlı… Kendisine dürüst, çevresine dürüst… Maskelerinden arınmış… Bayramdan bayrama takım elbise giyenler vardır. Bakarsınız, takım elbise dökülüyordur üzerinden adamın. Eğreti durur, sırıtır. Bilirsiniz ki bayram münasebetiyle metazori giyilmiştir o takım elbise. Bilirsiniz ki normal hayatında hiç takım elbise giymiyordur, kravat takmıyordur.. Kendilerini çevrelerine farklı yansıtanların durumu buna benziyor. Erdemlerin kişiliklere bol geldiği durumlarda ortaya çıkan tablo, bayramlık takım elbise misali komik ya da rahatsız edicidir. *** Rahmetli Çetin Altan’ın yazılarının birinde kullandığı metafor çok hoşuma gitmişti. Şöyle diyordu Altan: “Maymun ağacın tepesine tırmandıkça yüceldiğini sanır. Oysa ne kadar yükselirse çıplak poposu da o kadar belirginleşir ve rezil olur” İşte, yüzüne taktığı maskeyle suni saygınlık peşinde koşanları ben bu maymuna benzetiyorum. Kendilerine muteber gördükçe daha da komik oluyorlar aslında. Kabak gibi görünüyor, göze batıyor maymunun poposu… Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” sözündeki derin anlamı düşünüyorum maymunun poposuyla yüzleştiğimde… Gülmüyorum ama… Üzülüyorum... Acıyorum…

35


İzmir’in yeni yaşam alanı MaviBahçe’de sevilen oyuncu Evrim Akın’ın sunumuyla ‘Eşimi En İyi Ben Tanırım Yarışması’ düzenlendi.

36

Şubat - 2017


www.mavisehirdergisi.com

M

aviBahçe ziyaretçilerinin büyük ilgi gösterdiği etkinlikte 15 çift yarıştı. Yarışmada çiftlerden biri müzik dinlerken, diğeri Evrim Akın’ın sorularını yanıtladı. Akın, sorularıyla çiftleri birbirlerini ne kadar tanıdıklarını öğrenmeye çalıştı. Akın ile çiftler arasında geçen eğlenceli sohbet, ziyaretçilere neşeli dakikalar yaşattı. Yarışmanın en yaşlı ancak en dinamik çiftlerinden biri olan Işıl-Aktan Dikici’nin sahnedeki sürpriz dansları büyük alkış aldı. Yarışma sonunda yapılan çekilişle çiftlere çeşitli hediyeler verildi, bir şanslı çifte, Favori Kuyumculuk’tan pırlanta tektaş yüzük hediye edildi. Sevgililer Günü’ne özel konser Haftasonu boyunca Sevgililer Günü’ne özel konser verilen MaviBahçe’de, çiftler romantik anlar yaşadı. Aşk şarkılarıyla çiftlere özel şarkılar çalınan konsere yoğun ilgi gösterildi. Çiftlere özel fırsatlar Hem alışveriş yapan hem de yaptıkları alışverişten sürpriz hediyeler kazanan çiftler, MaviBahçe’nin Sevgililer Günü fırsatlarından yararlanarak keyifli bir haftasonu geçirdi.

Evrim Akın

Şubat - 2017

37


Her ay MaviBahçe’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de ve MaviBahçe’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

Her ay EgePark AVM’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

38

Şubat - 2017


www.mavisehirdergisi.com

SOFTCOTTON’DAN MAVİŞEHİR DERGİSİ OKURLARINA SEVGİLİLER GÜNÜ HEDİYESİ Dünyanın birçok yerine havlu ve bornoz ihraç eden Gökhan Tekstil markası Softcotton, EgePark AVM’deki standımızı ziyaret eden okurlarımıza birbirinden güzel havlular hediye etti. Softcotton’un kaliteli ve çeşitli ürünlerini daha yakından incelemek için; www.softcotton.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Her ay Mavişehir Ege Park AVM’de ve MaviBahçe’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz. Şubat - 2017

39


Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com

SELÇUKLU’DA HAYVAN FİGÜRLERİ H

ayvanlar bizlerin en yakın dostları. Onlar içinde kin ve nefret barındırmadıkları için tarihin her döneminde sanatçılara da ilham kaynağı olmuşlar. Çeşitli kültürlerden günümüze kadar uzanan çok güzel örnekler var. Sizlerle biraz geçmişe gidelim mi? Seramik çağdaş sanatının gelişimiyle, günümüze ulaşan çeşitli kültürlerden teknikler ve tarzlar içinde, Selçuklu Seramik Sanatının özel yeri vardır. Seramik sanatı içinde sadece önceki buluş ve gelişmelerle birlikte, yeni teknik ve uygulamaların ortaya çıkmasına zemin sağlayan Selçuklular Orta Asya Türk kültür geleneğini seramik malzemesiyle buluşturarak bir tarz yaratmışlar. Selçuklular’dan kalan seramiklerden anlaşılacağı gibi, onlar kap kacak yapımından çıkarak sanatsal eserler de yapmışlar. Selçuklular seramik ve çinilerde sır, lüster, kabartmalı dekor, siluet kazıma, düz sırlama, akıtmalı-kazımalı gibi çeşitli teknikler uygulamışlar. Selçukluların o dönem yaptıklarıyla günümüze de ışık tutarak, seramik sanatında bugün bizlere örnek olmuşlardır. Bu eserlerde gerek teknik gerekse estetik var. “Bir miletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değer ölçülür’’ demiş atalarımız. Zor günler yaşadığımız bu günlerde sanattan uzaklaşmamak sizlere moral verecektir. Unutmayın, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’’

Büyük Selçuklu Devleti, 1037 yılında Devlet haline gelerek bağımsızlığını ilan etmiş, Bağdat kentini başkent yaparak önce Mezopotamya, sonrasında Anadolu ve İç Asya boylarına kadar sınırlarını genişleterek dönemin en büyük Türk Devleti haline gelmiştir. Büyük Selçuklu Devleti, 1092 yılında iç karışıklıklar neticesinde bölünerek 4 parçaya ayrılmış, daha sonrasında ise beyliklere bölünerek Osmanlı İmparatorluğu’nu tarih sahnesine çıkartan süreci meydana getirmiştir.

40

Şubat - 2017


MAKROYAPI

İç Mimari Tasarım ve Uygulama

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Fabrika: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr


4 farkli obje 4 farkli tarz B

azı objeler o kadar güçlüdür ki evinizin kimliğini belirlemekte size yön gösterebilir. Evinizin hangi mevsimi simgelemesini istediğinize karar verdikten sonra renklerden ve objelerden zevkinize göre yaşam alanları yaratabilirsiniz. Fikir vereceğine inandığımız farklı tarzlardaki objeleri sizler için listeledik.

Tropikal Esinti Canlı bitkiler: İşte evlerin vazgeçilmezi bitkiler. Bakımı kolay olan, evinizin tarzına uygun canlı bitkileri ve çiçekleri evinizi daha sıcak ve samimi bir görüntüye ulaştırmak için kullanabilirsiniz. Son zamanlarda kaktüs dekorasyonda büyük rol oynuyor. Özellikle çok büyük boylardaki kaktüsler, oturma odalarına yerleştirilerek yaşam alanlarına farklı bir yorum getiriyor.

Asi ve Kararli

Deri: Kullanım şekline göre asi, klasik, ve asil bir görüntüye ulaştıran deri, dekorasyonun olmazsa olmazları arasında. Deriyi sadece koltuk ve sandalye gibi büyük mobilyalarda kullanmak dışında küçük detaylarla da evinizin rengine göre farklı yorumlarla kullanabilirsiniz. Mumluklar, duvara asılan objeler ve küçük yastıklar derinin kullanımına alternatif alanlar oluşturuyor.


Altin Detaylar Altın görünümlü objeler: Evinizi genç, dinamik ve modern göstermek için ihtiyacınız olan altın tonlarında yapılmış farklı formlardaki objeler. Bu tonlar daha çok klasik evlerde kullanılmasının yanı sıra, minimal döşenmiş ve beyaz mobilyaların olduğu evlerde tercih edildiğinde modern bir görüntüye ulaştırıyorlar. Çerçevelerde, küçük ve büyük objelerde hatta sofra dekorasyonunuzda altın detaylı objeleri tercih ederek daha dinamik bir görüntü elde edebilirsiniz. Objeler: H&M Home

Zara Home

H&M Home

Romantizm

Mumlar: Romantik bir ev tam benim tarzım diyorsanız mumlar size çok yardımcı olacaklar. Artık çok farklı şekillerde ve renklerde üretilen mumlar dekorasyonda sıkça kullanılan objeler arasında yerlerini aldı. Evinizde farklı boylarda kullanacağınız mumlar sayesinde hoş bir kokunun yanı sıra romantik, dingin ve huzur veren bir yaşam alanı yaratabilirsiniz.


Dogaya Donus

Siz de şehrin kalabalığından ve yapaylığından sıkılanlardansanız, evinizde kullandığınız herşeyde doğanın renklerini ve doğlığını hatırlatan detayları tercih ederek huzurlu yaşam alanlarına sahip olabilirsiniz.

Zarahome - 89,95TL

Madamecoco 9,52TL

Chakra 32,92TL

pastel

İkea 39,99TL

Yargıcı 49,90TL Linens 14,50TL


Englishhome 17,49TL

Tabaklar - Mudo 14,97TL

Duvar kağıdı Laura Ashley

Tepehome - 82,00TL

natural H&M - 26,99TL

H&M - 39,99TL


Sokak Modasi Çanta - Twist 179.00TL

Gri beyaz elbise Zara - 119,95TL

Jean elbise Zara - 89,95TL

Şal - Yargıcı 69,90TL


Eldiven - Koton 19,90TL Saat - Diesel

Küpe - h&m 14,99TL

Büstiyer - h&m 89,99TL

Ayakkabı - Forevernew 249,90TL

Çanta - Mango 29,99TL

Bileklik - İpekyol 99.00TL


LEZZETLİ TARİFLER

EVİNİZDE

PÜF NOKTASI

PİZZA YAPMAYI DENEDİNİZ Mİ? Önce hamur için malzemelerin hepsini (mısır unu hariç) bir kapta karıştırıp, yumuşak bir hamur elde edin. Ağzını streçle kapatıp 30 dakika mayalanmaya bırakın. Tepsiye bir yemek kaşığı mısır unu serpin ve açtığınız hamuru üzerine yayın. Pizzanın hamuru pişerken fazla kabarmaması için çatalla her tarafını delin. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 10 dakika pişirin. Bu arada sosu ve üzerinin malzemelerini hazırlayın. Yarı pişen hamuru fırından alıp üzerine sosu kaşıkla sürün ve rendelenmiş mozzerela peyniri ile birlikte diğer üst malzemeleri dizip fırının alt katında yaklaşık 20 dakika pişirin. Dilimlemeden önce 5 dakika dinlendirin.

KARIŞIK PİZZA HAMURU İÇİN: 4-5 su bardağı un 2 yemek kaşığı instant kuru maya 1 yemek kaşığı şeker yarım yemek kaşığı tuz 2 su bardağı ılık su 4 yemek kaşığı zeytinyağı Pizzanın altına serpmek için iki yemek kaşığı mısır unu

Fazladan tek bir şeye ihtiyacınız var; Pizza pişirme taşı. Birçok yerden bulabilirsiniz. Pizzanın hamurunun çıtır çıtır ve koyu kahverengi olması için gerekli yoğun ısıyı ancak pişirme taşı ile sağlayabilirsiniz. Bir diğer püf noktası da pizzayı fırının üst tarafına mümkün olduğunca yakın pişirmek ve aşırı malzeme kullanmamak.

PİZZA SOSU: 4 yemek kaşığı domates salçası ve 1 çay bardağı su karışımı Bir çay kaşığı kekik Bir çay kaşığı fesleğen 2 yemek kaşığı sıvı yağ 2 diş dövülmüş sarımsak

ÜZERİ İÇİN: Rendelenmiş mozzerela peyniri, sucuk, mantar, zeytin, turşu, domates, biber, sunum için pizzanız piştikten sonra rokayı bolca üzerine serpin.

48

Şubat - 2017


LEZZETLİ TARİFLER

EVİNİZDE

PÜF NOKTASI

ISPANAKLI TORTELLİNİ HAZIRLADINIZ MI? Hamur malzemelerini geniş bir kaba alın ve yavaş yavaş su ekleyerek sert kıvamlı bir hamur hazırlayın. Hamuru streç filme sararak buzdolabında dinlendirin. Ispanakları yıkayıp ince şekilde doğrayın ve üzerine kaynar su dökerek biraz bekletip sıkarak sudan alın. İçine diğer malzemeleri ekleyin. Hamuru 3 top halinde ayırıp merdaneyle fazla ince olmayacak şekilde açın ve çay bardağı ile kesin. İçine iç malzemeyi koyup şekil verin. Tuzlu suda suyun üzerine çıkana kadar haşlayın ve kevgirle sudan çıkarın.

MALZEMELER: Hamuru için : 2 yumurta +1 yumurta sarısı 3 bardak un, 1 tatlı kaşığı tuz, 2 yemek kaşığı zeytinyağı, su İç malzemesi : 250 gr. ıspanak, 200 gr. beyaz peynir, karabiber, tuz, 1 yemek kaşığı un

Makarna hamuru, klasik hamur işi hamurlarına göre daha sert bir yapıya sahiptir. Yoğurduktan sonra dinlendirme işlemi hamurun kıvam alması için önemlidir. Dinlendirilen hamur rahat açılabilecek kıvama gelecektir. Sunumunda daha şık bir görüntü elde etmek için ise, büyük boy ve çukur olan makarna için özel tasarlanmış servis tabaklarını tercih edebilirsiniz.

SOSUN HAZIRLANIŞI: Domatesleri küçük küçük doğrayın ve tereyağı ile kavurup küçük doğranmış sarımsakları ekleyin. Salça, kekik, fesleğen ve tuzunu ekleyerek, makarnanın suyundan birkaç kaşık su da ilave ederek sosu hazırlayabilirsiniz.

ÜZERİ İÇİN: Makarnanın yapımında kullandığınız peynirle ve haşlanmış ıspanak yapraklarıyla tabağınızı süsleyin. Renklendirmek isterseniz minik domatesler ekleyebilirsiniz.

Şubat - 2017

49


2017 Soyak Mavişehir B

BAHAR ŞENLİĞİ Şarkıcı ATA ile Mavişehir yine harika bir etkinlik yaşayacak, eğleneceye doyacak ve Bahar Şenliğinin hakkını verecek gözüküyor... Geçen sene Karşıyaka’nın en ses getiren eğlencesine imza atan Soyak B sitesi şimdiden çalışmalarına başladı bile... Bu sene 18-19 Mayıs tarihlerinde Soyak B Bölgesinde gerçekleşecek Bahar Şenliği’nde yer alacak firmalar seçiliyor, organizasyonun planlanması yapılıyor.

Sevilen şarkıcı ATA

Geçtiğimiz senelerde 2000’in üzerinde kişiye ulaşan Soyak B Bahar Şenliği; Soyak B Sitesi sakinkerinin yanı sıra dışarıdan ziyaretçi de alarak herkesi Bahar Şenliğine davet ediyor.

50

Şubat - 2017


www.mavisehirdergisi.com

Rehber / Oteller

ALAÇATI İMREN HAN OTEL Alaçatı Mah. 1039 Sk. No: 26 Çeşme - İzmir 0 (232) 716 6002 www.alacatiimrenhanotel.com

AMPHORA GRAND HOTEL İsmet Paşa Mahallesi 206 Sokak No: 7 FOÇA / İZMİR 0(232) 812 39 30 www.hotelgrandamphora.com

BEGOVİNA MOTEL Buk Mahallesi No:35 Selimiye Koyu Marmaris Muğla 0(252) 446 4292 www.begovinamotel.com

ÇEŞME MARİNA KONUKEVİ 1016 Sk. No: 2/24 Çeşme 0 (232) 712 1526 www.cesmemarina.com.tr/ konukevi

EGE PALAS BUSİNESS HOTEL Cumhuriyet Bulvarı No:210 Alsancak - İzmir 0 (232) 463 9090

HİLTON İZMİR Gazi Osmanpasa Bulvarı No: 7 İzmir 0 (232) 497 6060 www.izmir.hilton.com

İMREN HAN CADDE OTEL Alaçatı Mah. Kemalpaşa Cad. No: 65 Çeşme - İzmir 0 (232) 716 8356 www.alacatiimren.com

KAMER SUITS & HOTEL Üniversite Mah. 4258 Sok No:1 35945 Dalyanköy Çeşme - İzmir www.kamerotel.com 0(232) 724 05 50

MOY HOTEL Haci Memis Mah. 2070 Sk. No: 29 Alaçatı - İzmir 0 (232) 716 9574 www.moyotelalacati.com

OĞLAKCIOĞLU PARK BOUTIQUE HOTEL 1366 Sokak No: 6 Çankaya / İzmir - 0(232) 425 33 33 info@parkhotelizmir.com www.parkhotelizmir.com

RADİSSON BLU RESORT & SPA Altınyunus Mah. 3435 Sok. No: 25 Çeşme / İzmir +90 232 455 45 00 www.radissonblu.com/tr/ resort-cesme

SHERATON ÇEŞME HOTEL Şifne Caddesi, No: 35 llıca - Çeşme 0 (232) 750 00 00 www.sheratoncesme.com

Rehber sayfamızda yer almak için; İrtibat: 0549 323 3031 Şubat - 2017

51


Prof. Dr. Gürkan ERSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık Derneği” Genel Sekreteri

CANLI BOMBA EYLEMLERİ VE İLK YARDIM

M

avişehir Dergisi’nin siz çok değerli okuyucuları, öncelikle dergimizin yeni yıldaki 2. sayısına hoş geldiniz diyorum. İnşallah 2017 yılı hepimize, insanlığa, dünyamıza sağlık, huzur, barış, mutluluk, dirlik ve düzen getirir. Dergimizin bu sayısında yine gündemde olan bir konuyu (terör) inceleyip oluş mekanizmasını, biz insanlarda ne gibi etki ve yaralanmalara neden olduğunu, bu etkilerden nasıl korunabileceğimizi ve ilkyardım gönüllüsü olarak, o anda yapmamız gereken ilk yardım uygulamalarını sizinle paylaşacağım. Yazımın sonlarında, konu ile ilgili olarak afetlerde yapılan kan anonsları hakkında düşüncelerimi yazıp, yorum ve özet ile bitireceğim. Konumuz maalesef, dünyamızın en büyük ve önemli sorunlardan olan “Terörizm” (canlı bomba nedeni ile olan kütlesel yaralanma ve ölümler). Ülkemiz maalesef bu tür saldırılara son yıllarda gittikçe artan sayı ve şiddette maruz kalmaktadır. Sonucunda, ölen insanlarımız, yaralanan, sakatlanan, gazilik veya şehitlik mertebesine yükselen askerimiz, polisimiz, 52

vatandaşımız. Dünya döndüğü ve bu kafa devam ettiği sürece terörist olaylar azalmadan artacak, daha çok kişi yaralanacak ve daha çok kişi ölecektir. Çünkü hepimizin de bildiği gibi teröristler yaptıkları bu eylemlerde, her geçen gün daha acımasız olmakta, daha değişik hiç kimsenin akıl edemeyeceği yöntemler kullanmakta, halka daha çok zarar verip, daha çok insanın ölmesine veya yaralanmasını hedeflemektedir. Bu yüzden kişiler kullandıkları bombanın içine tahribat gücünün artması, daha ölümcül ve yaralayıcı olması için çivi, vida, bilye gibi metal parçalar ilave etmektedirler (Mesela, Amerika’nın Boston eyaletinde maraton koşusu bitiminde olan saldırıda, bombalar parça tesiri yapması için düdüklü tencere içine konarak ciddi ölüm ve yaralanmalara neden olmuştu). Canlı bomba, kamyon veya kamyonet, araba içinde bomba patlatarak eylemlerini geliştiren süreçler hem sivil hem de askeri hayatta olmaktadır. Irak, Afganistan savaşları, İsrail örnekleri hep aklımızdadır. Yaralanmaların mekanizması: Yazımızın bu bölümünde, bulunduğumuz ortamda bomba patlar veya canlı bomba kendini Şubat - 2017

patlatırsa neler oluyor onu kısaca anlamaya çalışalım. Oluşan patlama, dört ayrı zaman diliminde çevresindeki insanlarda yaralanma veya ölümlere neden oluyor: •Birincil (Primer) dönem: Burada yaralanmalar, patlamanın şiddeti, gücü ve şiddet dalgası ile ortaya çıkmaktadır. •İkincil (Sekonder) dönem: Bomba ve içindeki parçaların, yani bombanın etrafını saran metal ve içindeki çivi, bilye gibi parçalar veya çevreden gelen maddelerin vücudumuza yaptığı yaralanmalar bu dönemde oluşur. •Üçüncül (Tersiyer) dönem: Bu dönemde, bombanın patlama tesiri ve itici/fırlatıcı etkisi ile kişinin bulunduğu yerden uzaklara fırlaması, kontrolsüzce yere düşmesi sonucu vücutta yaralanmalar ortaya çıkmaktadır. Bu yaralanmalar, genellikle kırık, çıkık, ezilme gibi künt yaralanmalardır. •Dördüncü Dönem: Bu dönemde ortamda ortaya çıkan ısı, bomba içindeki kimyasal maddeler vs. nedeni ile ortaya çıkan yanıklar ile eğer varsa patlayıcı içinde ki radyasyon içeren maddeler tarafından oluşan yaralanmalardır. Tabii hepimizde kolaylıkla


www.mavisehirdergisi.com

anlayabileceği üzere, patlamanın merkezine ne kadar yakınsak vücudumuzda olan yaralanmanın genişliği ve şiddeti, o derece fazla olacaktır. O anda, bomba veya patlayan nesneden ne kadar uzaksak yaralanma ve/veya ölme riskimiz o derece azalacaktır. Aslında hiç unutmayalım ki bu tür yaralanmalarda vücudumuzun iki ana sistemi yaralanmaktadır: Bedensel ve ruhsal yaralanmalar. Yani kişi bu terörist olaydan yaralı veya yaralanmadan veya ölmeden kurtulsa bile yaşadığı olayın, gördüğü görüntülerin duyduğu bağrışma ve iniltilerin, yaşadığı ümitsizlik, kaybetme, kaybolma, yok olma, ölme korkuları nedeni ile çok ciddi psikolojik/psikiyatrik sıkıntılar yaşar. Bombalama veya patlama olayları sonrasında en çok yaralanan organlarımız; kulak zarı, akciğerler, kalın bağırsak, kas-iskelet sitemi, beyin, kafatası, karın içinde hava bulunan organlardır (mide, 12 parmak bağırsağı, vs.). Oluşan yaralanmalar da özetle şunlardır: Kulak zarı delinmesi, gözde yaralanmalar, akciğer içinde kanama, göz ve kalp damarlarında pıhtı, karın içi organlarda yaralanmalar vs. Bu tip patlamalarda görülen diğer tip yaralanma ise uzuv kaybıdır. Parmak, ayak, kol, bacak, kopmaları, patlamanın şiddetini göstermesi açısından önemlidir. Şimdi böyle bir patlamada yaralanan organlarımıza teker teker bakalım: •Göz yaralanmaları: Kişilerin çoğunda ortamdan koparak gelen sert metal cisimler nedeni ile göz çukuru yaralanmaları oldukça sıktır. Belirtiler; gözde görme bozukluğu, görme kaybı, ağrı, yanma, kaşınma, göz kenarlarının şişmesi, gözde yabancı cisim hissi, göz kapaklarını açıp kapatırken acı duymak şeklinde sıralanabilir. •Kulak yaralanmaları: Bu tip bombalama olaylarında bombanın patlama etkisi nedeni ile kulak zarımız patlamakta ve kişide duyma sorunları ortaya çıkabilir. Yapılan çalışmalar bu tip olaylarda %10 ile %50 oranında kulak yaralanmaları ve özellikle kulak zarı delinmelerinin oluştuğunu

göstermiştir. Kişilerde, işitme kaybı, kulakta çınlama, ağrı, sersemliksarhoşluk hali, dengeyi bulamama, kulakta uğultu şeklinde bulgular olur. •Akciğer yaralanmaları: Patlayan bomba sonucu, bombanın içindeki metal veya sert parçacıkların kopup, göğüs duvarından geçip, akciğerlere ulaşması sonucu hem akciğer etrafındaki zarı delip akciğer dokusunu zedelemektedir. •Akciğer yaralanması belirtileri: Solunum zorluğu, aldığı nefesin kendisine yetmemesi hali, duygusu, daha sık ve derin nefes alıp vermek, hastanın hava açlığı nedeni ile morarması, öksürmek ve tükürmekle ağızdan kan gelmesi vs. •Karın içi organ yaralanmaları: Kopan parçalar ve patlamanın şiddeti ile karın boşluğundaki organlar (dalak, karaciğer, mide, bağırsak gibi) yaralanabilmektedir.) Oldukça ağır bir tablodur, süratle tedavi edilmez ise kişi ölüme gider. •Karın içi organ yaralanmalarında belirtiler: Şiddetli karın ağrısı, bulantı, kusma, karına dokunmakla ciddi hassasiyet, ağız veya makattan kan gelmesi şeklinde özetlenebilir. •Kalp damar sistemi yaralanmaları: Bunlarda patlamanın şiddeti ile özellikle göğüs ve karın boşluğu içindeki büyük damarların yaralanması, yırtılması sonucu damar içi kan göğüs veya karın boşluğuna toplanır. •Kalp damar sistemi yaralanma belirtileri: Kişinin tansiyonunun düşer, nabzı yavaşlar, solunumu durur. Sonuç: Ölümdür. •Organ kopmaları: Gerek patlamanın şiddeti, gerekse patlayan malzemenin içinden çıkan yabancı cisimlerin etkisiyle kişilerin kol, parmak, kulak, bacak, ayak parmağı gibi uzuvları kopabilir. Burada da en önemli olay ciddi kanamadır. Bu kanamalar turnike ile orada durdurulmaz ise kişi kanamaya bağlı şok nedeni ile ölebilir. •Travmatik beyin yaralanmaları: Patlamanın tesiri ile bombanın içinden çıkan yabancı cisimler veya çevreden kopup gelen yabancı cisimler nedeni ile bunlar Şubat - 2017

kişinin kafatasına oradan beynine girebilmekte ve ciddi zararlar verebilmektedir. •Beyin yaralanmalarında belirtiler: Kişide huzursuzluk, unutkanlık, sarhoş gibi bir hal, konsantrasyon bozukluğu, uyku bozukluğu, depresyon, gece kâbusları veya fiziksel anlamda ise baş ağrısı, bel ağrısı, yaygın ağrılar, baş dönmesi, geçici felçler görülen belirtiler arasındadır. Bomba yaralanmalarında ilk yardım: Öncelikle şunu söylemek istiyorum; bu bir afet durumudur. Gerek olaya tanık olmak gerekse doktor, paramedik, hemşire vs olarak yardıma gitmek, oradaki yaralıları, ölüleri görmek, yardımcı olmaya çalışmak gerçekten çok ama çok ağır bir psikolojik yıkımdır. Yani insanlar hem psikolojik hem de bedensel yaralanmaya maruz kalmaktadır. Bu nedenle bu tür olaylardan etkilenen kişilerin iki türlü tedaviye ihtiyacı vardır; •Psikolojik destek: Bu tür olaylardan yaralı veya canlı kurtulan kişiler olaydan son derece yoğun bir şekilde etkilendikleri için psikolojik olarak çok etkilenirler. Gece uykuda kâbuslar görür, uyuyamazlar, uyanamazlar, uyku düzenleri, cinsel hayatları, iş, aile yaşamları bozulur. O yüzden olay sonrası, mutlaka profesyonel (psikiyatrik) destek alarak bu almaları gerekir. •Bedensel yaralarının tedavisi (sabitleme, kanama durdurma, pansuman, ameliyat vs.) Fiziksel yaralanmalar için ilk yapacağımız şey 112 no’lu telefonu arayarak profesyonellerin (doktor, hemşire, paramedik, acil tıp teknisyeni, sağlık memuru vs.) süratle olay yerine gelmelerini sağlamak olmalıdır. Onlar gelinceye kadar yapabileceğimiz şey önce etrafı gözden geçirip, güvenlik görevlilerinin olay yerine gelmesini beklemektir. Çünkü ortamda 2. veya 3. bomba var olabilir. Bir süre sonra bu bombalar da patlayabilir veya patlatılabilir ve ortamda ikinci bir afet ortamı yaratılmış olur. Yazının devamı için www.mavisehirdergisi.com 53


Eylül 2015 Yıl.3 Sayı.22

Mayıs 2016 Yıl.3 Sayı.30 5.00

Nisan 2016 Yıl.3 Sayı.29

Genel kültür,

Mart 2016 Yıl.3 Sayı.28

5.00

Genel kültür,

Genel kültür,

5.00

Haziran 2016 Yıl.3 Sayı.31 5.00

5.00

Genel kültür,

Genel kültür,

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun

ı

Bencil olma sanat

Uğur Oral

Karşıyaka’nın filizleri büyüyor

“Bayılırım İzmir’e ve medeni insanlara. İyi ki varsınız, bu ülkede temiz bir nefessiniz.”

Billur Kalkavan

Değişime açık olun

2016 yılının trend renkleri

Yeni sezona hazır mısın?

A BAHAR SOFRANIZ TARİF; YAKIŞACAK BİR

Ücretsiz internet rtaj röpo müjdesi

ğba Özerk Tu Düşünceler insanı hasta

özel

özel röportaj

eder mi?

Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk

Yaşam Amacına Koçluk

İsmail Barış Özpazarcık

Çocukların gözünden

Frambuazlı Pancake

“Antik İzmir”

özel röportaj

Astım krizi geçiren hastada ilk yardım

Ece Uslu

Şimdi Yaza Hazırlık Zamanı!

Gülçin Ergül

Benim için İzmir iyot kokusuyla harmanlanmı ş özgürlük hissi. İnsanını, denizin i, sahilini, mutfağ en çok da Atatürk ını, ’e olan sevgis aşık İzmirlin ini, aşka in en çok vatan tutkusunu seviyorum. Doğuş tan İstanbullu, yürekten İzmirliy im.

özel röp”ort

aj

Yonca Lodi

özel röportaj

İş hay atın da başarının sırr Mavişehir Soyak B ı; Moda ve Şıklı eğlencenin k kitabını yazdı

Ölm ede n e yapılac akl ar önc Marina listÇeşme esi merhaba sezona dedi

Sosyal Nostalji Uğur Oral

Evlenme

teklifi için romantik 5 Avrupa şehri

Uğur Oral

Hoşgeldin sıcak yaz !

Astım geçiren hastkrizi ada

ilk Doç Dr. Gürk yardım an Ersoy

MAVİŞEHİR DERGİSİ’Nİ SOSYAL MEDYADA TAKİP EDİN facebook.com/mavisehir.dergisi instagram.com/mavisehir_dergisi www.mavisehirdergisi.com

Mavişehir Dergisi

ABONE FORMU

Aşağıdaki formu eksiksiz ve okunaklı bir şekilde doldurarak banka havale belgesi ile birlikte abone@mavisehirdergisi.com adresine gönderebilirsiniz veya Web sayfamızdaki online abone formunu da kullanabilirsiniz.

Ad - Soyad

:

e-Posta

:

Doğum Tarihi

:

Meslek

:

Adres

:

Telefon

:

12 sayı dergi aboneliği

60 TL

Havale/EFT Bilgileri İŞ Bankası - İZMİR Girne Şubesi Aras Attila IBAN: TR13 0006 4000 001 3479 025 7183 Şube No: 3479 Hesap No: 0257183

Mavişehir Dergisi’nin 60 TL abonelik ücreti karşılığında 12 sayısının adresime gönderilmesini, bilgi amaçlı e-Posta göndermesini kabul ediyor ve onaylıyorum.

54

Şubat - 2017

Tarih :............./............./................

İmza



DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Baba Fingo 6497 Sk. 8/A Atakent - Mavişehir (Karşıyaka Göz Hast. sokağı) Mavişehir Tel: 0232 330 7262 Bostanlı Tel: 0232 362 6566

Fratelli La Bufala Caher Dudayev Bulvarı 2040/3 Sk. Mavibahçe AVM A Blok Kat:3

Brawo Boutique Egepark AVM Mavişehir Kat:1 No:140 www.boutiquebrawo.com Future Park Yalı Mah. 6436/2 Sokak No:18 Kat:3 Karşıyaka Tel: 0232 330 90 91 www.futureparkizmir.com

İzmir Dans Atölyesi www.izmirdansatolyesi.com MakroYapı Tel +90 232 329 80 29 329 90 29 MaviBahçe www.mavibahce.com.tr

Trio Kişisel Gelişim Merkezi Caher Dudayev Bulv. Huriye Cebeci Apt. No: 101/2 Atakent Tel: 0232 369 87 46 www.triogelisim.com Tarihi Bafra Pidecisi Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir www.tarihibafrapidecisi.com Uluoğlu Pastaneleri 1738 Sok. No:138 Bostanlı Tel: 0232 323 5545

EVLERE SERVİS RESTORAN VE CAFELER

ŞEHİR REHBERİ LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi İzmir Üniversitesi Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Park Tıp Merkezi Kızılay

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat

241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 444 53 68 464 24 00 462 27 27 433 00 84 367 22 22 421 47 90

368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16

441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36 0539 235 25 87

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Nane Lezzet Atölyesi Tarihi Bafra Pidecisi Doritali Pizzeria Elti’s Cafe Edem Çıtır Waffle

483 00 79 444 62 62 833 33 40 336 72 64 502 12 32 330 20 88 330 10 13

MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri

368 11 24 290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 483 22 42 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 745 81 00 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 50 00 308 00 00

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Karşıyaka Ocakbaşı Grano Pizzaria Doritali Pizzeria

483 00 79 362 51 51 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 330 14 44 330 72 62 502 12 32

TAKSİ DURAKLARI Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi

OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

362 41 53 330 22 30 330 52 01 362 19 92 362 00 52

369 27 90 368 22 39 361 06 23 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 466 00 13 366 44 59

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

56 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Satılık

Hayalinizdeki ev Çeşme’de... 1070 m2 arsa içinde Modern mimarinin en iyi örneklerinden, teraslar hariç 410 m2, 6+2, 5 banyo, yüzme havuzlu, özel otoparklı... Diğer tüm detaylar için bilgi alabilirsiniz.

0(549) 501 8832 www.jets.estate • 0(232) 330 0 500


MAKROYAPI

İç Mimari Tasarım ve Uygulama

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Fabrika: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.