PAZ - Sürekli Otonom Bölgeler

Page 1

PAZ - Sürekli Otonom Bölgeler TAZ (Temporary Autonomous Zones – Geçici Otonom Bölgeler) kuramıyla Babil Kulesi’nde açılan çatlakları değerlendirmeyi ve iktidar okyanusunda minik özgürlük adaları oluşturmayı öneren Hakim Bey, PAZ’la (Permanent Autonomous Zones- Sürekli Otonom Bölgeler) bu adaların sürekliliğinin nasıl sağlanacağını, aralarında iletişimin nasıl kurulacağını ve bu özgün akıntıların kendilerini ana akıma karşı nasıl savunacaklarını – görünmezlik, renk değiştiren canlılar, doğanın zarafeti... – araştırıyor. Sokaklarda şarkılar söyleyen bir grup olduğumuzda, yollarımız bir obada buluştuğunda, bir yürük çadırında cıgaramızı sarıp yaralarımızı paylaştığımızda oluşan ışık pırıltılarının arasında bir geçişliliğin sağlanması mümkün mü? Kendiliğindenlik her an oluşup dururken, sürekliliğin örgütlenmesine de bir çağrıda bulunuyor gibi. Çayırlardan tek tek kalkan kelebekler gruplar oluşturup kral kelebeği otellerinde – sırrına erilemeyen ağaçlar* – konaklayıp ayrıldıktan sonra bir koku, biraz toz bırakıyorlar, geriye dönecek bir sonraki kuşak için, [ “Gerçek yolculuk geriye dönüştür” diye ekledi Shevek**] arkada kalmış bir dost için, bir sonraki buluşma için ve göçebenin bıraktığı kamp ateşinin korları, yolcuları bir çeşit sürekliliğe davet ediyor. Hakim Bey, TAZ için olduğu gibi PAZ için de zaten mevcut olandan bahsediyor; bir teori ya da ideoloji oluşturmaktan öte varolanın örgütlenmesi, bir karşılıklı etkileşim taslağı çizilmesi, kendini korumaya yönelik bir taktik zinciri dizilmesi... – çoktan başlamış olan dansın ve neşenin odaklanıp, öz-farkındalık kazanıp bir şenliğe dönüşmesi. Şenliğin bir parçası olarak mutfak da göz ardı edilmiyor. Yemeğin nasıl pişeceği herkesin aklını kurcalayan bir soru ve şenliğin (ya da “Devrim”in) can alıcı noktası da zaten mevcut merkezi, Devlet-ilişkili ekonomilere karşı bütüncül bir yeraltı ekonomisinin oluşturulabilmesi. PAZ’da Hakim Bey cömertçe soru işaretleri dağıtıyor ve coşkulu bir sesle esinler veriyor; kendi deyişiyle “öncü”yü değil, “ebe”yi ya da “övgüler düzen”i oynamaya devam ediyor. Biz de bu topraklarda özgün TAZ’larımızın (olmadığını söylemeyin, çatlaklar her yerde ve ışığı sızdırmaya devam ediyorlar***) ve kendiliğindenliğin nasıl bir süreklilik kazanacağını araştırırken, Bey’in lirizminden esinlenebiliriz. Örgütlü Kaos. Ütopya Şimdi. İnan Mayıs Aru Notlar: * Kral kelebekleri Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya doğru uzun göçleri boyunca hep aynı, belirli ağaçlarda konaklarlar. Bu ağaçlar yolculuğu geriye doğru tekrarlayan bir sonraki kelebek nesli tarafından da kelebek moteli olarak kullanılır. Bilim adamlarının ağaçların doğal kokularını, biçimlerini ve çeşitli niteliklerini değiştirmelerine rağmen kelebekler konakladıkları ağacı tereddütsüz tekrar bulurlar ve ağacın bedeni bir kez daha siyah-turuncu kelebek desenleriyle kaplanır. ** Mülksüzler, Ursula K. LeGuin, Metis Yayınları *** Nietzsche mi söylemişti: “Çatlaklar kutsaldır, ışığı sızdırırlar...”


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.