marketing europe & anatolia Tarih: Ocak 2020 Sayı: 92
retorik
Dilimizi eşekarıları sokmasın...
kelebeğin fırtınası
Yerli, milli, pilli... zı .. ı n ı z. r a l oru n İla kliy be
İçindekiler
marketing europe & anatolia Sayı: 92 Tarih: Ocak 2020 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia http://aea.eksantrik.com aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu
Kısa Kısa
04 - 07
Teknoloji
10 - 11
retorik
13
Medya Dünyası
14 - 15
Röportaj
16 - 20
kelebeğin fırtanası
21
Reklam dünyası
22 - 23
Röportaj
24 - 26
Kampanyalar
28 - 37
Gezi
38 - 45
Game On
46 - 47
Kültür Sanat
48 - 49
İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
marketing europe & anatolia / 1
Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com
( editörden)
İlanlarınızı bekliyoruz...
Merhaba
marketing europe & anatolia'nın yeni sayısını yine titiz bir çalışmayla hazırladık. Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana her fırsatta dile getirdiğimiz, hiçbir cemaate hizmet etmeyen, aldığı ilan kadar basılmayan, paylaştıkça çoğalan, tam bağımsız, tarafsız sadece ve sadece doğru bildiğini yazan bir dergi olma sözümüzünsadece sözde olmadığını çıkardığımız her sayımızda siz değerli okuyucularımıza ispat ettiğimizi düşünüyorum. Dergimizin aylık okuyucuları 10.000 - 15.000 aralığına yerleşti. Her biri bizim için çok değerli. Medya planlarınıza bizim dergimizi de dahil edip, temsilcisi olduğunuz müşterilerinizin ilanlarıyla bizi bu yürüyüşümüzde desteklemenizi, dergimizi bizim dergimiz olarak değil kendi derginiz olarak paylaşmanızı, yaygınlaştırmanızı diliyorum. Sevgiyle kalın.
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
Çocuk Modası Fuarı... 87 ülkede 40.000 kullanıcıya ulaşan, dünyanın lider trend öngörü firması İngiliz WGSN, 38. Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri fuarı bünyesinde SonbaharKış 20/21 çocuk modası trendlerini aktaracağı çok özel bir seminere hazırlanıyor. 9 Ocak 2020 Perşembe günü saat 14.00’te seminere kayıt yaptıran fuar ziyaretçilerine verilecek ve konu başlıklarını Çocuk Giyim Makro Trendler, Renk & Renk Harmonileri, Kumaşlar, Baskı & Desenler, Süslemeler, Ayakkabı & Aksesuarların oluşturacağı sunumun ardından, ikramlar eşliğinde soru-cevap bölümüne geçilecek. 38. Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuar Direktörü Hatice Dinçer, ‘’ Hedefimiz 9-11 Ocak 2020 tarihleri arasında yapılacak etkinlikte, Sonbahar-Kış 20/21 çocuk modasıyla ilgili gerçekleştirilecek sunumlarla birlikte, yerli sektörün dünya modasıyla aynı anda koleksiyonlarını sergilemesini sağlamak ‘’ dedi.yerli sektörün dünya modasıyla aynı anda koleksiyonlarını sergilemesini sağlamak ‘’ dedi. 38. Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuar
Leshow İstanbul...
4 / marketing europe & anatolia
Direktörü Hatice Dinçer, ‘’ Hedefimiz 9-11 Ocak 2020 tarihleri arasında yapılacak etkinlikte, Sonbahar-Kış 20/21 çocuk modasıyla ilgili gerçekleştirilecek sunumlarla birlikte, yerli sektörün dünya modasıyla aynı anda koleksiyonlarını sergilemesini sağlamak ‘’ dedi.
Modanın Küresel Cazibe Merkezi Leshow İstanbul 2.Kez Kapılarını Açmaya Hazırlanıyor. Deri hazır giyim, tekstil dış giyim, triko, aksesuar, ayakkabı ve çanta markalarının, yeni koleksiyonlarının sergileneceği Leshow İstanbul’da, üretici firmalar ürünlerini yeni pazarlarla tanıştırma fırsatı bulacak. Türkel Fuarcılık A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Yazgan tarafından verilen bilgiye göre, Deri & Moda sektörünün ihracatına, iş hacmine destek olmanın yanı sıra İstanbul Harbiye’de düzenlenecek olan Leshow İstanbul modanın nabzını tutacak. Leshow İstanbul Halkla İlişkiler Müdürü Ebru Gençoğlu “Dönüştür Doğa Kazansın” mottosuyla kalem veren geri dönüşüm otomatlarının yer alacağı fuar alanında çevre temizliğine katkı sağlayacak sosyal sorumluluk projelerinin de gerçekleşeceğinin haberini verdi.
Kısa Kısa
EMITT Fuarı...
Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörleri için gerçekleştirdiği fuarlar ile yabancı yatırımcıları potansiyel iş ortakları ile bir araya getiren Hyve Group, 30 Ocak – 2 Şubat 2020 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek 24. EMITT Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı için bir kez daha dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçileri İstanbul’da buluşturuyor. Turizm profesyonelleri ve tatil tüketicilerinin yoğun ilgi gösterdiği EMITT Fuarı’nda, bu yıl 30 ülke, turist sayısını ve turizm gelirlerini artırabilmek için geniş ve renkli stantlarla yer alacak.
Dünyanın en çok turist çeken 10 ülkesi arasında yer alan Çin, Meksika ve Almanya’nın da katılacağı 24’üncü EMITT Fuarı; Lübnan, Sırbistan, İngiltere, Kuzey Kıbrıs, Malta, Bulgaristan, Dubai, Japonya, Litvanya, Güney Kore, Endonezya, Şili, Hindistan, Hırvatistan, Özbekistan, Azerbaycan, Karadağ, Gine, Nepal, Mongolya, Bosna Hersek, Kosova, Cezayir, Brezilya, Filistin, Makedonya, Gürcistan’a ev sahipliği yapacak. Ülkeler, kuracakları stantlarda, coğrafi özelliklerini, tarihsel ve kültürel ögelerini, yemeklerini ve folklörlerini tanıtarak İstanbullulara renkli bir Fuar deneyimi yaşatacak. EMITT Fuarı, tatil tüketicisine de hitap ettiği ve hemen orada uygun koşullarda ve fiyatlarda tatil satın alması yapılmasını sağladığı için ziyaretçi bakımından da yoğun geçen bir fuar oluyor. Bu yıl 60.000’in üzerinde ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanıyor.
İDEX Fuarı...
Türkiye’de iş hacmi 500 milyon dolara ulaşan diş hekimliği endüstrisi, dünyanın dört bir yanından gelen sektör profesyoneli ile İDEX İstanbul Fuarı’nda bir araya geliyor. Bu yıl 17’nci kez kapılarını açmaya hazırlanan fuarda yerli ve yabancı 1.000’i aşkın markanın ürünleri sergilenecek. 80 ülkeden 30 bin ziyaretçinin beklendiği fuarın 150 milyon doların üzerinde bir ticaret hacmi yaratması hedefleniyor. Türkiye’nin ağız ve diş sağlığı alanında bölgenin en büyük uluslararası fuarlarından biri olan İDEX - Uluslararası İstanbul Ağız – Diş Sağlığı Cihaz ve Malzemeleri Fuarı, 9 12 Nisan 2020 tarihleri arasında CNR Expo İstanbul Fuar Merkezi’nde 17’nci kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık tarafından Diş Malzemeleri Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (DİŞSİAD) işbirliği ile düzenlenen fuar, bölgenin en büyük uluslararası fuarı olma niteliğini taşıyor. Fuarı Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Asya, Rusya ve BDT ülkeleri, Uzakdoğu, Kuzey ve Güney Amerika ile Okyanusya ülkelerinden 30 bin sektör profesyonelinin ziyaret etmesi bekleniyor.
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Yeni Digital ajansı... Türkiye’de eticaret alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla yükselen şirket Yasin Global Group, deneyimlerini The Medya Dijital Ajans ile diğer yerli şirketlerin büyümesine aktarıyor. Türkiye’nin güçlü dijital ajansı sayılacak The Medya, 500 bin TL sermayesi dijital markalaşma hizmetleri sunuyor. Yerli ajanslara rakip olarak kurulan The Medya, gücünü e-ticarette yılların deneyimine sahip ekibinden alıyor. The Medya; influencer marketing, dijital marka kimliği, konumlandırma, e-ticaret, Google adweords, analitik, SEO, SEM ve diğer tüm marka çalışmalarında uzman ve deneyimli ekibiyle hizmet vermeye hazırlanıyor. Rakipler-
Atama...
Türkiye traktör pazarının lider üreticisi TürkTraktör’ün Satınalmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine Erenler Fabrika Direktörü olarak görev yapan Onur Vural atandı. İş hayatına 1996 yılında Ford Otomotiv Sanayi A.Ş.’de başlayan Onur Vural, 2009 yılına dek Ford Otosan Eskişehir Fabrikasında Ürün ve Proses Geliştirme Ekip Lideri, Kalite Müdürü, Ford Üretim Sistemi Müdürü görevlerinde bulundu. 2009 – 2014 yılları arasında Kocaeli lokasyonunda sırasıyla Ürün Geliştirme ve Gölcük ve Yeniköy Fabrikaları Kalite Müdürü olarak görev yaptı. Onur Vural TürkTraktör ailesine 2014 yılında Erenler Fabrikasının kuruluşu aşamasında katıldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümü mezunu olan Vural, yeni atamasıyla birlikte TürkTraktör’ün tüm satınalma süreçlerinin yönetilmesinden ve geliştirme çalışmalarından sorumlu oldu.
6 / marketing europe & anatolia
inden influencer marketing faaliyetleri ile ayrılan ajans, datasında yer alan güçlü fenomenlerle kurumlara güçlü dijital pazarlama çalışmaları sunuyor. “Deneyimlerimizi sektörün gücünü artırmak için kullanıyoruz” 2020 yılına grup bünyesinde kurduğu The Medya ile girecek olan Yasin Global Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Çörekci, “Bünyemizde bulunan Sinoz Kozmetik, Kozmobox.com, Radyo Alaturka, Biolog gibi köklü şirketlerin faaliyetlerini e-ticaret ve geleneksel metotlar ile yürütüyoruz. 2005 yılından bu yana yürüttüğümüz dijital pazarlama çalışmalarımızda edindiğimiz tecrübeyi 3.parti şirketlerin büyümelerinde güçlerini arttıracağımız şekilde sunalım ve ülkemizin ticaretine katkı sağlayalım istiyoruz. Bu anlamda güçlü bir yatırımla kurduğumuz The Medya Dijital Ajans ekibi ile tüm marka ve kurumlara hizmet vermeyi bekliyoruz” dedi.
Atama... Metro Türkiye Kurumsal İletişim Müdürlüğü görevine, Dr. Aslı Duran getirildi. Duran, Ocak 2020 itibarıyla Metro Türkiye’deki görevine başladı. Türk mutfağının daimiyetini sağlama ve gelecek nesillere miras bırakma misyonunu üstlenen Metro Türkiye’de yeni bir atama gerçekleşti. İletişim sektörünün deneyimli ismi Dr. Aslı Duran, Ocak 2020 itibarıyla Metro Türkiye’nin yeni Kurumsal İletişim Müdürü oldu. Metro Türkiye’ye katılmadan önce altı yılı aşkın süredir General Electric bünyesinde Kurumsal İletişim Müdürü olarak çalışan Duran, reklam ve halkla ilişkiler ajanslarında da çeşitler görevler aldı. Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü’nden 2008 yılında mezun olan Duran, kariyerine reklam sektöründe başladı. 2009 - 2013 yılları arasında Bersay İletişim Danışmanlığı’nda uluslararası ve yerel firmalara halkla ilişkiler ve dijital iletişim alanında danışmanlık veren Duran, 2012 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nde Pazarlama İletişimi ve Halkla İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı.
Kısa Kısa
Gönül Kumbaraları... Panasonic Life Solutions Türkiye Gönüllüleri, toplum ve yaşam için sağlanan her bir faydanın değere dönüştüğünün farkında olarak bugüne kadar pek çok sosyal sorumluluk projesinde aktif olarak yer almış bulunuyor. Gönüllülük konusunda birçok örnek uygulamaya sahip bulunan Panasonic Life Solutions Türkiye Gönüllüleri geçtiğimiz yıllarda Özel Sektör Gönüllüleri Derneği tarafından verilen en başarılı gönüllülük programı ödülüne de layık görüldü. Kuruluşun gönüllüleri; “Meslek Eğitimine Destek” Koçluk Programı, köy okulları için kampanyalar, Give Gain Çalışan Gönüllülüğü Günleri, ağaçlandırma projeleri, kan bağışı kampanyaları, geri dönüşüm projeleri, İstanbul Maratonu’nda sivil toplum
kuruluşlarının desteklenmesi gibi projelere ve daha birçok projeye aktif rol alarak katkı sağlıyor. Çalışanların, gönüllülük konusundaki duyarlılığını desteklemek amacı ile Panasonic Life Solutions Türkiye tesislerinde bir de “Gönül Kumbarası” bulunuyor. Çalışanlar ister kullanım fazlası oyuncak ve kırtasiye malzemelerini isterse de yeni alacakları malzemeleri bu kumbaraya atıyor. Kumbara yine çalışanlardan oluşan bir grup gönüllü tarafından açılarak malzemeler ayrıştırılıp, ambalajlanıyor ve ihtiyaç sahibi bir okulun öğrencilerinin yüzünde tebessüme dönüşmek üzere yola çıkarılıyor. Panasonic Life Solutions Türkiye İK ve Kurumsal Gelişimden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Mutlu Kutlu şirketin gönüllülük konusuna verdiği önemi şu sözlerle ifade ediyor; “Panasonic Life Solutions Türkiye olarak, tüm faaliyetlerimizi ‘Daha İyi Bir Yaşam, Daha İyi Bir Dünya’ hedefi ile yürütmekteyiz. Çalışanlarımızın gönüllülük projelerinde yer almasını teşvik etmekteki amacımız ise topluma, dünyamıza ve sürdürülebilir geleceğe karşı olan bireysel sorumluluklarının farkındalığını sağlamaktır.
İşbirliği...
İşbirliği...
S a m s u n g Electronics’in Türkiye’deki iletişim faaliyetleri; hizmet verdiği sektör, marka ve kurumlara özel somut çözümleri, yenilikçi fikirler ve ölçülebilir sonuçlarla sunan Excel İletişim ve Algı Yönetimi tarafından yürütülecek. Dönüştürücü fikirleri ve teknolojileri ile geleceği şekillendiren Samsung Electronics’in Türkiye’deki iletişim danışmanlığını, hizmet verdiği tüm paydaşlarını “sürekli” başarıya taşımayı misyon edinen Excel İletişim ve Algı Yönetimi üstlenecek. Excel İletişim ve Algı Yönetimi, bu yeni iş birliği ile Samsung Electronics Türkiye’ye tüketici elektroniği ve mobil ürünlerinin iletişim faaliyetleri kapsamında; kurumsal iletişim, pazarlama iletişimi, medya iletişimi, kriz iletişimi, konu ve gündem yönetimi, sosyal sorumluluk yönetimi alanlarında hizmet verecek.
Türkiye’nin İlk Hilton Curio Koleksiyonu İletişim Çalışmaları için Sade İletişim Danışmanlığı’nı Tercih Etti Turizm sektörünün güçlü markalarından Dorak Holding’e ait Hilton’un Türkiye’deki ilk Curio oteli olan “Hagia Sofia Mansions-Curio Collection By Hilton”, iletişim çalışmaları için Sade İletişim Danışmanlığı’nı seçti. Uzun yıllardan beri başta Hilton İstanbul Bosphorus, Conrad İstanbul Bosphorus ve Hilton İstanbul Bomonti olmak üzere turizm alanında Hilton’un en prestijli otellerine, eğlenceden perakendeye, finanstan teknolojiye kadar farklı sektörlerden pek çok markaya hizmet sunan Sade İletişim Danışmanlığı, müşteri portföyüne Hagia Sofia Mansions-Curio Collection By Hilton’u ekledi.
marketing europe & anatolia / 7
Teknoloji
Türkiye’nin otomobili... Türkiye’nin 60 yıllık otomobil özlemini gidermek ve Türkiye otomotiv endüstrisinin dönüşümüne öncülük ederek ülkemizin ilk küresel mobilite markası olmak amacıyla kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), pazara sunacağı otomobillerin teknik ve donanım özellikleriyle de ilklere ve enlere imza atacak. TOGG, 2022 yılında C-SUV modeli pazara çıktığında, Avrupa’nın klasik olmayan doğuştan elektrikli ilk SUV üreticisi olacak. Türkiye’nin ilk doğuştan elektrikli, sıfır emisyonlu ve akıllı otomobili olarak üretilecek. TOGG mühendis ve tasarımcıları tarafından ortaya konan, fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait doğuştan elektrikli modüler araç platformu üzerine geliştirilmekte olan Türkiye’nin otomobili, tasarım sürecinde de bir ilke imza attı. Türk tüketicilerinin içgörüleri doğrultusunda TOGG Tasarım
ekibi ve Pininfarina tasarım evinin ortak çalışmaları sonucunda sadece Türkiye’de değil; dünyanın farklı coğrafyalarında da beğeni ile kabul görecek özgün bir tasarım dili ortaya kondu. Türkiye’nin otomobili, yollara çıkacağı 2022 yılına kadar TOGG’un öncülüğünde yayılımını sağlayacak geniş kapsamlı şarj altyapısı sayesinde evlerde, ofislerde ve yol üzerindeki istasyonlarda şarj edilebilecek. 500 Kilometreden Kullanıcılar, yüksek enerjili Lityum-iyon pil teknolojisinin sunacağı 2 farklı menzil alternatifi arasından ihtiyaçlarına yönelik bir seçim yapabilecek. Türkiye’nin otomobili, 300+ km. veya 500+ km. menzil sağlayan 2 farklı pil seçeneği sunacak ve kullanıcıların kendileri için en uygun olanı tercih ederek otomobillerini konfigüre etmesine olanak tanıyacak. Türkiye’nin otomobili hızlı şarj ile 30 dakikadan kısa sürede %80 pil doluluk seviyesine ulaşabilecek. Böylece, seyahat edenler uzun yolculuklarda kısa bir kahve molası süresince dinlenirken, otomobilleri de yolculuğun kalan bölümü için hazır hale gelmiş olacak. 8 Yıl Pil Garantisi:Türkiye’nin otomobili, ileri Lityum-iyon pil teknolojisi ve aktif termal yönetim sistemlerinin sağlayacağı teknik avantajlar sayesinde 8 yıl boyunca pil garanti güvencesine sahip olacak.
Acer Spin 5... Yeni Acer Spin modellerinin her birinde, Wacom AES teknolojisine sahip, hızlı şarj olan Acer Active Stylus kalem, güvenilir ve hızlı Wi-Fi 6 bağlantısı ve Thunderbolt™ 3 destekli USB Type C’nin de yer aldığı çeşitli bağlantı noktaları bulunuyor. Dizüstü modundayken klavyeyi yükselten menteşe tasarımı daha rahat bir yazı yazma deneyimi sunuyor.
Acer yeni Spin 5 ve Spin 3 modellerini duyurdu. Daha ince tasarıma sahip olan modeller en yeni 10. Nesil Intel® Core™ işlemcilerden ve Windows 10 Home işletim sisteminden güç alıyor. Profesyoneller ve öğrencilerin beğenisini kazanacak esnek tasarım, tek bir kolay hareketle gün boyu zahmetsizce çizim yapmayı, not almayı, içerik oluşturmayı ve sunum yapmayı sağlıyor.
10 / marketing europe & anatolia
Yalnızca 14,9 mm inceliğindeki Spin 5’in (SP51354N) 2K çözünürlükteki göz alıcı 13,5 inç ekranının çerçevesi sadece 7,78 mm kalınlığında. Bu sayede ürünün ekran gövde oranı yüzde 80’e ulaşıyor. 3:2 en boy oranına sahip ekran, aynı genişlikteki 16:9 ekranlara göre yüzde 18 daha fazla dikey alan oluşturuyor. Böylece kullanıcılar web sitelerini, belgeleri ve tabloları görüntülerken ekranı daha az kaydırmak zorunda kalıyor. Spin 5, magnezyum alüminyum alaşımlı kasası ve bilek desteği sayesinde yalnızca 1,2 kg ağırlığında dayanıklı bir yapıya kavuşuyor. Spin 5’te ayrıca Windows Hello ile hızlı ve daha güvenli giriş yapmayı sağlayan entegre parmak izi okuyucu bulunuyor.
Teknoloji
En Yeni AMD İşlemciler ADATA... ADATA, teknoloji alanındaki öncülüğüne ve sektördeki yeniliklere en hızlı uyum sağlayan markalardan biri olmaya devam ediyor. Marka bu bağlamda ürettiği DDR 4 belleklerin ve M.2 SSD modellerinin AMD Ryzen™ ve Ryzen™ Threadripper™ işlemcilerle ve X570 ile TRX40 platformlarıyla tam uyumlu olduğunu açıkladı. Yeni Nesil AMD Anakartlarla Tam Uyum Kullanıcıların performans ihtiyaçları günden güne artarken donanım üreticileri de yeni teknolojiler ve ürünlerle performans çıtasını daima yukarı taşımaya çalışıyor. Bu kapsamda Ryzen ve Ryzen Threadripper işlemcileriyle son yıllarda kayda değer bir sıçrama yapan AMD, X570 ve TRX40 platformlarıyla PCIe Gen4x4 arabirimini de desteklemeye başladı. PCIe 4.0 arabiriminin sunduğu 64GB/s veri aktarım hızı, kullanıcılara bu zamana dek görülmemiş hız ve performans seviyelerine ulaşma imkânı tanıyor. Yenilikçilik konusunda sektörün lider markalarından biri olan ADATA da duyurulduğu ilk günden beri desteklediği yeni arabirimi kullanan ürünlerini Computex 2019 esnasında tanıtmıştı. AMD X570 ve TRX40 platformlarının da desteklediği PCIe
4.0 arabirimini kullanan XPG GAMMIX S50 PCIe Gen4x4 M.2, kullanıcılarına saniyede 5500MB’a kadar okuma ve 4400MB’a kadar yazma hızı sunuyor. Ayrıca markanın yüksek performanslı bellek modelleri de kullanıcılara oyun oynarken veya hız aşırtma (overclock) yaparken üst düzey bir deneyim vadediyor. ADATA’nın AMD’nin 3. nesil Ryzen 9 3950X ve Ryzen Threadripper 3960X, 3970X işlemcileriyle tam uyumlu çalışan SSD ve RAM modelleri hakkında detaylı bilgi almak için www.adata.com ve www.xpg.com/tr adreslerini ziyaret edebilirsiniz.
8K Ultra HD TV’leri LG’den... Resmi 8K Ultra HD tanımı ve logosu, 8K Ultra HD gereksinimlerini karşılayan ürünlerin perakendeciler ve tüketiciler tarafından daha iyi tanınmasına yardımcı olmak amacıyla ABD merkezli CTA (Consumer Technology Association) tarafından geliştirildi. LG, CES 2020 Teknoloji Fuar’ında ilk kez sahneye çıkacak olan Gerçek 8K TV’leri ile, çözünürlük, dijital girişler, yüksek dinamik aralık, çözünürlük yükseltme, bit derinliği ve ölçüm metodolojisi ile ilgili olanlar dahil olmak üzere CTA’nın özel gereksinimlerini standartların üzerinde karşılayan ilk şirket olma özelliğini taşıyor. 2020 Ocak ayından itibaren her LG 8K TV, üzerinde CTA’nın 8K UHD logosunu taşıyacak. Yeni 2020 modelleri, LG SIGNATURE OLED 8K ve LG 8K NanoCell TV olmak üzere iki kategoride Gerçek 8K TV’ler sunan tek üretici olarak LG’nin liderlik pozisyonuna katkı sağlıyor. Bahsi geçen modeller CM değerlerini yüzde 90 aralığında sağlarken, sektördeki diğer bazı modeller çok daha düşük çift basamakta kalıyor. Global ürün test ve belgelendirme kuruluşu Intertek tarafından yapılan üçüncü parti testleri, 75 inç LG NanoCell 8K TV’nin ICDM tarafından belirlenen CM ölçüm değerlerinin standardı çok aştığını ve ünitenin yatay olarak yüzde 90
CM, dikey olarak yüzde 91 CM sağladığını doğruladı. Bir diğer önde gelen uluslararası test şirketi VDE (Verband Deutscher Elektrotechniker) yaptığı testte neredeyse aynı CM sonuçlarını bildirdi. LG Ev Eğlence Sistemleri Şirketi, Ar & Ge’den Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Nam Hojun, “CTA, tüketici teknolojisinde endüstri otoritesi olarak kabul ediliyor. LG’nin CTA 8K UHD logosunu kullanması, LG Gerçek 8K TV’nin tüketicilere bekledikleri izleme deneyimini sunacağı konusunda net bir mesaj iletiyor. LG’nin 2020 8K TV serisinin TV sektöründe yeni bir standart oluşturmasını bekliyoruz” dedi. marketing europe & anatolia / 11
Köşe
( retorik)
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com
Dilimizi eşekarıları sokmasın... Bugün burada belki çoğumuzun farkında olduğu, fakat kabullenilmiş bir alışkanlık içerisinde kimsenin seslendirmediği bir konuyu ele almak istiyorum. Acaba bu kabulleniş olması gerekenle aramızdaki bağı tamamen kopardı mı? Yoksa sabırla konjonktürün değişmesini mi bekliyoruz? Bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey var. Devlet dilimiz, demokrasiye, köklü devlet geleneklerimize ve asgari insanlık birikimimize yakışmayacak oranda bozuldu ve bozulmaya devam ediyor. Devlet aklı ile bireysel hırslarımızı birbirine karıştırmış, kutuplaşan siyasi emellerimizi her şeyin önüne koymuş, kurumlara olan inancımızı, kişilere endekslediğimiz umutlarımızla ikame etmiş garip bir sürrealizm dünyasında akıntıdaki ceviz kabuğu misali hedeften yoksun sürükleniyoruz. Unutmayalım ki düşünce sistemimiz de dilimize bağlı olarak olumsuz yönde değişimine devam ediyor.
devlet dili midir? Hele hele bu dili TV haber kanallarının, gazetelerin de kullanıyor olması, sizce toplumsal barışa hizmet eder, “şeriatın kestiği parmak acımaz” kabullenişini doğuracak bir duyguyu yaratır mı? Bu cümle belki toplumun teröre bir yakınını kaptırmamış kesiminin kabaran öfkesine tercüman olabilir, ancak devletin ciddiyeti ve adil duruşuna yakışabilir mi? Bence yakışmaz, yakışmıyor.
Bu satırlardan asla ve asla terörü, teröristi olumladığım sonucu çıkarılmasın. Devlet terörle mücadelesini sonuna kadar sürdürür. Bu mücadele sırasında güç kullanmak devlet olmanın sağladığı haklardan biridir. Hedef terörle mücadele etmek, teröristi yakalayarak hukukun karşısına çıkarmak olsa dahi, bu zorlu görev bazı teröristlerin sağ yakalanmasını imkânsız hale getirip öldürülmelerine neden olabilir. Bunlar devletin egemenlik hakları ve Konuyu somutlaştırmak gerekirse, artık herhangi bir diğer vatandaşlarının güvenliğini sağlama ödevlerinin televizyon kanalındaki haber bültenlerinde bir haberciden, getirdiği zorunluluklardır. Konu duygusal ve tepkisel bir bakanın, cumhurbaşkanının ağzından ya da bir değil, devlet işleyişi içerisinde soğukkanlı, hukuki ve muhalefet liderinden “şehidimizin kanı yerde bırakılmadı” zaruri tedbirlerden ibarettir ve kanı yerde bırakmamak sözünü duymamız vaka-ı adiye halini aldı. Bu cümle, gibi bireysel bir duygu tesellisi cümlesiyle açıklanamaz. sözüm ona halkın teröre olan öfkesinin ateşini düşürmek Açıklanırsa ortada adalet kalmaz, eşit vatandaşlık için kullanılıyor. Peki sizce bu cümlede bir sorun yok kalmaz, devlete inanç kalmaz, nitekim devlet kalmaz. mu? Benim gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda biri böyle bir cümle kuracak olsa hem meslek büyüklerimiz Unutulmamalıdır ki Türk devlet geleneği, organize olmuş hem devlet ve hükümet erkanı, “devlet intikam almaz, aşiretlere ya da vahşi rekabetler sonucu bir kurallar terörle mücadele eder” diyerek bu cümleyi kullananı silsilesine tutunmuş göçebelere dayanmaz. Binlerce paylardı. Çünkü doğrudur; devlet intikam almaz, yıllık bir tarihi geçmişin üzerine inşa edilmiş, sağlam bir duygusal şahlanışlarla hareket etmez, terörle mücadele gelenekler örgüsünün kişilerden bağımsız vücut bulmuş eder, egemenlik haklarını kullanır, halkının güvenliğini halidir. Türk devleti ve geleneği makamı ne olursa olsun sağlamak için gerekirse ve gerektiği kadar güç kullanır. herhangi bir kişinin ya da grubun idrakinden çok daha Bunun sonucu olarak bazen birilerinin yaşamına son engin, fani dünyadaki nüfuzlarından çok daha derindir. vermek zorunda da kalabilir ama bunun nedeni asla O nedenle bağlılığınız ve hayranlığınızın seviyesi ne ama asla birilerinin ki bu birileri hepimizin içini kanatan olursa olsun bir liderin ya da partinin devlet geleneğinden şehit evlatlarımız olsa dahi kanını yerde bırakmamak bihaber tutum ve davranışlar içerisinde geliştirdiği bu olmaz. Eğer amaç terörle mücadeleden çıkar ve intikam yoz dil, sizin de yozlaşmanıza neden olmasın. Eğer almaya dönüşürse orada adaletten, toplumsal barıştan istikbalinizi iktidarı bugün elinde tutanların mevcudiyetine bahsetmek mümkün olamaz. endekslediyseniz, size hatırlatmak isterim ki dilleri işgal ettikleri makamla örtüşmeyenler bu büyük kültürel Devletin komutanı, bakanı, cumhurbaşkanı bir teröristin birikimin içerisinde silinmeye mahkumdur. Umarım bu öldürülmesini, bir şehidin kanını yerde bırakmamayla millet adına devleti yönetenler, bu hatalarından en kısa ifade ediyorsa, ülkemizin kanayan bir yarası olan kan sürede vazgeçerek, devlet dilini yeniden ihya etme davası cinayetlerinin faillerine diyecek bir sözümüz sağduyusunu gösterip bu yozlaşmadan hem kendilerini kalabilir mi? O teröristin ailesine senin çocuğunu terörist hem de temsil ettikleri makamları kurtarırlar. olduğu için öldürmek zorunda kaldık demek yerine, oğlunu öldürerek intikam aldık demek sizce doğru bir Ve yine umarım ki dilimizi eşekarıları sokmaz.
marketing europe & anatolia / 13
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • Doğan Burda Dergi Grubu Dijital İçerik Direktörlüğü görevine Eren Demir atandı. • Milliyet Gazetesi’nin Ankara ekibinde görev yapan editör Ömür Ünver gazetedeki görevinden ayrıldı. • Doğan Burda Dergi Grubu bünyesinde yer alan, Elele dergisinin Yazı İşleri Müdürü Filiz Şeref Kulu yayın ile yollarını ayırdı. • Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğinden istifa eden Vahap Munyar’ın yeni adresi Dünya Gazetesi oldu. Munyar artık Dünya gazetesinde yazacak. • Vogue dergisi yayın yönetmeni Seda Domaniç, bu yıl sonu itibarıyla görevini bıraktığını belirtti. • Newsweek dergisi muhabiri Tarık Haddad istifa ettiğini duyurdu. • Hatay Gazeteciler Cemiyeti (HGC) Başkanlığına Abdullah Temizyürek getirildi. • Posta Gazetesi köşe yazarı Nedim Şener, 9 yıldır yazdığı Posta’ya veda ederek, bundan sonra Hürriyet gazetesinde yazacağını duyurdu. • Bir süredir Sports Tv Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapan Gülgün Bostancı Yavuz, eski görev yeri Milliyet’e geri döndü. Yavuz’un milliyet.com.tr’nin genel yayın yönetmenlik koltuğuna oturacağı öğrenildi. • Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Gümüşhane il temsilciliğine, Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Köprülü, Kars İl Temsilciliğine ise Kars Kuzey Doğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ercüment Daşdelen atandı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri • Yaklaşık iki yıldır Habertürk’te bülten sorumlusu editör olarak görev yapan Erhan Yılmaz görevinden ayrıldı. • Rus haber ajansı Sputnik ve RS FM’deki programları sonlandırılan gazeteci Yavuz Oğhan Halk Tv ile de yollarını ayırdı. • Star TV’nin Drama Direktörlüğü görevine, Şebnem Aksoy Açıkalın atandı. Açıkalın, 9 Aralık 2019 Pazartesi itibarıyla görevine başlıyor. • İhlas Haber Ajansı kameramanı Emrah Akkaya görevinden ayrıldı. • CNN Türk’te, cumartesi günleri ekrana gelen “Teknoloji Her Yerde” programını hazırlayıp sunan Ahmet Can , kanal ile yollarını ayırdı.
14 / marketing europe & anatolia
• Geçtiğimiz sezon TRT 1 ekranlarında Engin Altan Düzyatan’ın sunduğu yarışma programı 3’te 3 Tarih’in yeni sunucusu Pelin Çift oldu. • Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Serhan Asker görevinden istifa etti. • Bloomberg HT ekran yüzü Buse Biçer Akbaş kanal ile yollarını ayırdı. • Show TV’nin Genel Yayın Yönetmenliği görevine Aynur Demirtaş getirildi. • Süper Lig’in yayıncı kuruluşu beIN Sports, spor spikeri Gökhan Telkenar ile anlaştı. • Discovery Türkiye Ticari Satış Direktörü pozisyonuna Egemen Kamu İnce getirildi. • Ekotürk Tv Reklam Grup Başkanlığı görevini yürüten Didem Erdölen görevinden ayrıldı. • Habertürk Televizyon bünyesinde görev yapan editör Esra Demirkıran kurum ile yollarını ayırdı. • Fox eski Ankara Temsilcisi gazeteci Sedat Bozkurt Halk TV Genel Yayın Yönetmeni olarak atandı. • Ciner Medya Grubu ekonomi kanalı Bloomberg HT’nin finans editörü Akın Aytekin görevinden ayrıldı. • CNN Türk’ün ekran yüzlerinden muhabir İsmail Umut Arabacı ve A’dan Z’ye program sunucusu Cem Seymen görevinden ayrıldı. • Ekotürk TV program müdürü Mutlu Hesapçı kanal ile yollarını ayırdı. • Ekonomi Gazetecileri Derneği üyesi Jülide Yiğittürk Gürdamar A Para’da Haber Şefi olarak yeni görevine başladı. Medya Dünyasından Diğer Haberler • Best FM’DE ‘Konuşan Türkiye’ programının yeni sunucusu Selin Sabit oldu. • Olay Medya Grubu 27 yılın altın adamları adına ödül töreni gerçekleştirdi. • 28 yıl TRT’de görev yapan, ve bir dönem Haber Müdürlüğü’nü de üstlenen gazeteci Serdar Sevim vefat etti. • NTV’nin ünlü ekran yüzü anchorman Ahmed Arpat’ın babası Cengiz Arpat vefat etti. • T24 yazarı ve P24 Kurucu Başkanı Gazeteci Hasan Cemal’e yurt dışına çıkış yasağı getirildi. • “Milli güvenliğe tehdit oluşturan yapılarla aidiyeti, irtibatı veya iltisakı olduğu” iddiasıyla 685 gazetecinin basın kartı iptal edildi. • Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) işbirliği içinde yürütülen “Güçlü Gazeteci Özgür Medya” programı kapsamında gazetecilere eğitim verdi. Eğitim, 7 Aralık Cumartesi günü Anemon Otel Manisa’da gerçekleşti. •İhlas Haber Ajansı Kırıkkale Muhabiri Hasan Ay, 13’üncüsü düzenlenen Kırıkalegücü Spor Ödülleri’nde ’Yılın Medya İnsanı’ ödülünü aldı.
Medya DĂźnyasÄą
marketing europe & anatolia / 15
Röportaj
KOBİ’lerde 4 sibe Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu 2019 yılında veri ihlallerinin %43’ü KOBİ’lerde yaşandı ve bir siber saldırının KOBİ’lere ortalama maliyeti ise 38 bin doları buldu. 2020 yılında siber güvenlik alarmlarının ıklıkla KOBİ’ler için çalacağını belirten Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, müşterilerini ve işlerini koruma altına almak isteyen KOBİ’ler için 4 siber güvenlik adımını sıralıyor.
2019 yılında veri ihlallerinin %43’ü KOBİ’lerde yaşandı ve bir siber saldırının KOBİ’lere ortalama maliyeti ise 38 bin doları buldu. 2020 yılında siber güvenlik alarmlarının sıklıkla KOBİ’ler için çalacağını belirten Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, müşterilerini ve işlerini koruma altına almak isteyen KOBİ’ler için 4 siber güvenlik adımını sıralıyor. KOBİ’lere yönelik siber saldırıların artmasıyla 2020 yılı, KOBİ ve müşterilerinin önlenebilir tehditlerden korunması gereken bir yıl olacak gibi duruyor. 2019’daki veri ihlallerinin %43’ünün KOBİ’lerde yaşanması ve bir siber saldırının KOBİ’lere ortalama maliyetinin 38 bin doları bulması, KOBİ’lere yönelik saldırıların boyutunu gözler önüne seriyor. KOBİ’lerin alacakları önlemlerle hasarları en aza indirmek ve gelecekteki saldırıları önlemek için adımlar atması gerektiğini belirten Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu’ya 16 / marketing europe & anatolia
göre, KOBİ’lerin 2020’de uygulamaları gereken 4 önemli siber güvenlik adımı bulunuyor. 1. Yedeklemeleri yapın Şirketler ne kadar küçük veya büyük olursa olsun, depoladığı veriler çok önemlidir. Bir siber saldırı, yıkıcı sonuçlara yol açarak verilerin kaybedilmesine neden olabiliyor. Geçmiş verileri yedeklemek ve gelecekteki otomatik yedeklemeleri planlamak gerekiyor. Yedeklemeler, gönül rahatlığı sağlamasının yanında yalnızca verileri güvende tutmuyor, aynı zamanda donanım veya yazılım arızası durumunda da erişilebilirliği ile şirketlere büyük kolaylık sağlıyor. 2. Sistemleri güncelleyin Hackerler, KOBİ’lerin en güncel yamaları kullanmadığını bildikleri için yaması yapılmayan ve yaygın olarak bilinen açıklardan yararlanıyor. Bu saldırılarla mücadele etmek için, sistemlerin tüm yamalar konusunda güncel olduğundan
er güvenlik adımı...
Röportaj
emin olmak ve tüm yamaları otomatik uygulayabileceğiniz bir patch management (yama yönetimi) kullanmak gerekiyor. 3. Şifreleri yenileyin KOBİ’lerin sahip oldukları her sistem için benzersiz şifreler kullanması gerekiyor. Şifrelerin kalitesini artırmak için özel karakter, sayı ve harflerden oluşan alfanumerik şifreler kullanmaya dikkat edilmeli. Güçlü bir parola olsa bile parolalarınızı yılda iki kez güncelleyin. Bir veri ihlali aylar hatta yıllar sonra ortaya çıksa da bu sizi korsanların bir adım önünde tutacaktır. Uzun ve karmaşık şifreler oluşturmakta ve yönetmekte zorluk çekiyorsanız, Bitdefender Password Manager gibi bir şifre yöneticisi kullanın. Password Manager, parolalarınızı takip etmenizi, gizliliğinizi korumanızı ve güvenli bir tarayıcı deneyimi yaşamanızı sağlar. Kimlik bilgilerinize erişmek için tek bir ana şifre kullanan Password Manager, şifrelerinizi güvende tutmanızı kolaylaştırır. Özel olarak bir çözüm almak için yeterli bütçe ol18 / marketing europe & anatolia
masa bile kullanılan uygulamaların iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) özelliklerinin aktif hale getirilmesi gerekiyor. 4. Güvenlik çözümüne sahip olun Araştırmalar, KOBİ’lerin yarısının siber saldırılara maruz kaldığını gösteriyor. Ancak doğru siber güvenlik çözümlerinden faydalanıldığında,
her KOBİ’nin fidye yazılımından gelişmiş kalıcı tehditlere kadar her türlü saldırıya karşı korunabileceğini hatırlatmak gerekiyor. Bu nedenle başta antivirüs yazılımı olmak üzere güvenlik duvarı ve diğer güvenlik çözümlerinin çalışır olduğundan emin olunmalı.
Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com
Yerli, milli, pilli... Yeni bir yıla daha başladık. Yine iyi dilek mesajlarıyla birbirimizi motive ederek umutlandık. Aslında sadece 24 saatlik bir döngü daha yaşayıp, her zamanki gibi yeni bir güne daha uyandık. Ama biliyoruz ki gerçekler bir yana algı herşeydir. Takvimlerde, telefonun ekranında 2020 yazıyor ya o bile değişik hissettiriyor insanı :) Ben küçükken Uzay Yolu (Star Trek), Uzay 1999 diye bilim kurgu dizileri vardı. bayılıtdım bu dizilere. Uzay Yolu dizisi gezegenlerarası bir barış kuruluşu olan Birleşmiş Gezegenler Federasyonu’na (United Federation of Planets) bağlı bir yıldız gemisi olan Enterprise (Atılgan) mürettebatının maceralarını anlatıyordu. Orijinal seri tam olarak 2265 ile 2269 yılları arasında geçiyordu. Uzay Yolu'nda Atılgan uzay gemisinin kumandanı Kaptan Kirk, Vulkan Gezeninden olan sivri kulaklı Mr Spock, doktor McCoy, durmadan ekrandaki birşeylerle oynayan Uhura, Sulu, Scotty karakterleriyle muhteşem bir diziydi. O zamanlar hayal bile edilemeyen kapaklı cep telefonu gibi bir aygıtla birbirleriyle haberleşiyorlardı. Şimdiki zamanda çok sıradan olsa da ilk kendi kendine açılan kapılar da bu dizide görülmüştü. Ama o dönemler önüne gelince otomatik açılmasını düşünememişler olacak ki, kapı diye seslenince açılıyordu :) Düz monitörler de geleceğin bir yansımasıydı. "Işınla bizi Scotty" diye efsane espri de bu diziden bize armağan. Sonra da Uzay 1999 başladı. Dizi ülkemizde 1970`li yılların sonlarında ve 1980`li yılların başlarında o zamanlar zaten tek kanal olan TRT'de yayımlanmıştı. İngiliz yapımı olan dizi de tıpkı Uzay Yolu gibi o zamanlar çok ilgi görmüştü. Konusu özetle, 13 Eylül 1999 günü, ay üssü Alpha‘nın nükleer çöplüğünde bir patlama olur. Dünya, bir süreden beri nükleer atıklarını Ay‘da kurduğu bu üssün yakınlarına göndermektedir. Alfa’da görevli personelin en önemli işleri bu nükleer atıkları bir tehlike oluşturmayacak şekilde düzenlemektir. Fakat bir terslik olmuş, nükleer patlama meydana gelmiş ve bu patlama Ay’ı Dünya yörüngesinden çıkarmıştır. Alfa’daki 300 personellik Dünya Kolonisi, bir anda uzay gezginleri haline gelmişlerdir. Martin Landau'nun başarıyla canlandırdığı Kumandan John (Jim) Koenig, uzay üsüsnün güzel doktoru Dr. Helena Russell, her türlü yaşam formuna dönüşebilen Bilim subayı Maya her bölümde maceralarıyla beni büyülemiştir.
( kelebeğin fırtınası) Yani diyeceğim o ki yıl oldu 2020, ama biz hala uzayda başka gezenlerde bir yaşam formu bulamadık. Ayda üs oluşturamadık. Kartallar uzay gemilerimiz henüz yok. uzaya gideip elenler var ama, başka gezegenlere gidip keşif yapan insanlar hala yok. NASA, Avrupa Uzay Ajansı ESA ve Rusya Federal Uzay Dairesi Roscosmos uzay çalışmaları devam ediyor. ESA ve Roscosmos Ay'a tekrar gitmeyi planlıyor. Rusya Federal Uzay Dairesi (Roscosmos) 2029 yılında Ay'a insan göndermeyi planladıklarını ve gerekli çalışmalara çoktan başlanıldığını açıklamıştı. Roscosmos'un planına göre Ay'a insan göndermenin yanı sıra Ay üzerinde bir istasyon da kurulacak. Avrupa Uzay Ajansı ESA ile ortak çalışmalar sonucunda 2021'de planlanan ilk yolculuğun ardından araç 2023 yılında NASA istasyonuna yanaşacak. 2025'te uzay aracını mürettebatsız olarak Ay'a gönderecek olan Roscosmos, 2029'da da planının son aşamasını Rus kozmonotları ile tamamlayacak. ...Ve bu sırada Türkiye'de! Yıl 2020. Yerli ve milli arabamızın ilk prototipleri görücüye çıktı. Türk bıyığı, kurt bakışı, Selçuklu motifleri tamam. Peki aracın teknik özellikleriyle ilgili geniş kapsamlı bir bilgi var mı? Akıllı otomobil olarak tanıtldı. Ama o akıl nedir, ne yapacak bilmiyoruz. Güçlü batarya sisteni olan elektrikli bir araç olacağını biliyoruz, Ama bakışı, bıyığı yani dış görünümü dışında arabayı almamız için en önemli nedenlerden biri olan, 100 km'de kaç litre benzin harcıyor gibi, ne kadar elektrik harcayacak kısmını tam bilmiyoruz. Sürüş ve yol tutuş güvenliği, motor hacmi, hızı, fren sistemleri nedir bilmiyoruz. Belki de muhteşem bir araçtır, ama teknik bilgiler bir türlü tam olarak açıklanmadığı için sadece yerli, milli ve pilli diye koşa koşa gidip alamayız. Belki prototip aşaması biraz daha iyileştirilince bu bilgiler de açıklanmaya başlar. Ama o şaşalı lansmanda bunları da görsel güzel olurdu. Ne yapalım 2021 yılında Rusya, Avrupa ile kolkola uzaya giderken biz de arabamızla onları yeryüzünden takip ederiz. Hepinize keyifli bir yıl diliyorum. Dizler hakkında bazı bilgiler için https:/www. bilimkurgukulubu.com sitesinden yararlandım. Teşekkür ederim. marketing europe & anatolia / 21
Reklam Dünyası
Harley - Davidson’un Marka Yüzü... Harley – Davidson yeni sezonu için Türk rock müziğinin sevilen ismi Fatma Turgut ile anlaştı. Fatma Turgut asi ve modern çizgilerle dikkat çeken Harley- Davidson botları ile kamera karşısına geçti. Beykoz Kundura Fabrikası’nda gerçekleşen çekimler fotoğraf sanatçısı Candaş Arın ve Asitane Yapım imzası taşıyor. Sokak modasının özgür ve asi ruhunu ayaklara taşıyan Harley-Davidson, yeni koleksiyonu için Türk rock müziğinin sevilen ismi Fatma Turgut ile kamera karşısına geçti. Kış sezonunda tarzını yansıtmak isteyenlerin markası Harley-Davidson’la anlaşan Fatma Turgut, yeni koleksiyon için birbirinden özel pozlar verdi. Beykoz Kundura Fabrikası’nda gerçekleşen çekimlerde Fatma Turgut yeni koleksiyonun en iddialı parçalarını fotoğraf sanatçısı Candaş Arın’ın objektifinden Murat Tepe’nin styling’iyle tanıttı. Fatma Turgut, ‘Efsane HarleyDavidson botlarıyla sahnede daha güçlüyüm’ dedi.
Elidor’un Marka Elçisi...
Elidor*, genç kadınların hayattaki olasılıkları keşfetmeleri ve hayallerini gerçekleştirmelerini desteklemeye odaklanan çalışmaları için müzik alanında başarılı adımlarıyla kendinden söz ettiren yetenekli isim Zeynep Bastık ile iş birliğine başlıyor. Detayları önümüzdeki günlerde paylaşılacak proje ve 22 / marketing europe & anatolia
kampanyalar 2020 yılında hayata geçirilecek. Zeynep Bastık: “Elidor ile gerçekten çok gurur ve mutluluk duyduğum bir yolculuğa çıktık. Çocukluğumdan beri müziğe dair hayallerim vardı. Şanslıyım ki kendi yolumdan gitme, hayallerimin bazılarını gerçekleştirme şansı buldum. Yine de önümde uzun bir yol var. Elidor ile gerçekleştireceğimiz çalışmalarla da başka kadınların kendi hikayelerini keşfetmelerine, istedikleri gibi hayallerinin peşinden gitmelerine katkı sağlayabileceğimize inanıyorum. Çok yakında detaylarını paylaşacağımız projelerimiz, filmlerimiz ve iş birliklerimiz için şimdiden çok heyecanlıyım.” Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi & Güzellik ve Kişisel Bakım Kategorisi Pazarlama Direktörü Alper Eroğlu: “Elidor olarak genç kadınların hayallerini gerçekleştirmek için attıkları adımları ve yolculuklarında onlara destek olabilmeyi önemsiyoruz. Zeynep Bastık bu adımları atan kadınlardan biri. Aynı zamanda bugüne kadar sesini kadınların hayatına değer katmak için kullanan, hem kendi platformunda projeler üreten hem de sivil toplum kuruluşlarıyla yan yana duran bir müzisyen. Amaçlarımızın ve değerlerimizin bizi buluşturmasından mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Reklam Dünyası
Pantene’in Marka Yüzü... Saç bakımında dünya lideri Pantene, yeni dönemde marka elçisi olarak başarılı oyuncu Demet Özdemir ile anlaştı. Başarılı oyunculuğunun yanı sıra, her zaman güçlü ve bakımlı saçları ile de dikkat çeken Özdemir, Kasım ayından itibaren Pantene’in marka elçisi olarak tanıtım faaliyetlerinde ve televizyon reklamında yer alacak. Kadınları saçlarının en iyi haline kavuşturarak her gün #GünBenimGünüm diyerek güne başlamaya davet eden Pantene, kadınların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayarak, günün getirdiklerine karşı hazır olmalarını amaçlıyor. Bu kapsamda Demet Özdemir ile gerçekleştirdiği fotoğraf çekiminin backstage görüntülerini gecede davetliler ile paylaştı. Demet Özdemir’in objektiflere yansıyan pozitif enerjisi ve neşeli tavırları izleyenlerden tam not aldı. Türkiye’de ve dünyada marka elçisi olarak her zaman güçlü, başarılı ve sevilen isimler ile iş birliği gerçekleştiren Pantene, şimdi de güçlü saçları ve enerjisiyle milyonları ekrana kitleyen Demet Özdemir ile Pantene Saçı ışıltısını yayacak.
“Ülker Halley” gençler yarıştıracak... Ülker markasıyla üniversite öğrencilerinin yenilikçi pazarlama fikirlerini sunmalarına olanak tanıyan “bizz@ kampüs” yarışmasında başvuru süreci başladı. Üniversiteliler 26 Ocak 2020’ye kadar Ülker’in en sevilen markalarından “Halley” için geliştirecekleri fikirle başvuru yapabilecek. Üniversite 3 ve 4. sınıf ile yüksek lisans öğrencilerinin, 2 veya 3 kişilik takımlarla katılabildiği bizz@kampüs’te öğrenciler ekip çalışması, yenilikçi fikir geliştirme, projeyi tüm adımlarıyla planlama ve sunum yapma gibi konularda deneyim kazanacaklar. 9. kez gerçekleştirilecek yarışmaya bugüne kadar 30 bine yakın öğrenci, oluşturdukları 10 bine yakın takımla katıldı.Geçtiğimiz yıl 157 farklı üniversiteden bini aşkın farklı takım adına 2 bin 314 öğrencinin katıldığı yarışmada, birincilik Yeditepe Üniversitesi Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölümü 4. sınıf öğrencilerinden oluşan Aurora takımının olmuştu.Yarışmada ilk 3’e giren takımlara sırasıyla, 20 bin TL, 15 bin TL ve 10 bin TL’lik ödüller verilmesinin yanı sıra pladis’te uzun dönem staj yapma ve işe başlama fırsatı da sağlanıyor. Öğrenciler, başvurularını www.bizzkampus.com adresinden yapabiliyor.
marketing europe & anatolia /23
Ä°hracat 201
Röportaj
19’da rekor kırdı... TİM Başkanı İsmail Gülle
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), aralık ayı ihracat rakamlarını Ankara’da açıkladı. 2019 yılı Aralık ayında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,87 artışla 15 milyar 385 milyon dolara ulaştı. Rapor Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), aralık ayı ihracat rakamlarını Ankara’da açıkladı. 2019 yılı Aralık ayında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,87 artışla 15 milyar 385 milyon dolara ulaştı. Yıllık ihracat ise yüzde 2 artışla 180 milyar 468 milyon dolara yükseldi. 2019’un 8 ayında ihracatta rekorlara imza atılırken, yılın bütününde de Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı. TİM Başkanı İsmail Gülle “Küresel ticaretteki tüm zorluklara rağmen her ay 2019 yılını Cumhuriyet rekoruyla taçlandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Yeni pazarlara, dijitalleşmeye, yüksek katma değere yönelik çıtayı daha da yukarı taşıyacak bir motivasyonla, azimle ve inançla 2020 yılına başlıyoruz. 2020 yılı dünyanın her köşesine bayrağımızı taşıyacağımız; her anını, Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye için değerlendireceğimiz bir yıl olacak” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın katılımıyla aralık ayı geçici dış ticaret verilerini Ankara’da açıkladı. Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre aralık ayında
ihracat yüzde 4,87 artışla 15 milyar 385 milyon dolar oldu. Tüm zamanların en yüksek aralık ayı ihracatına ulaşılırken, 2019 yılının tamamında ihracat 180 milyar 468 milyon dolar ile Cumhuriyet tarihi rekorunu tazeledi. 2019 yılının 8 ayında ihracatta rekorlara imza atıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, küresel ticaretteki tüm zorluklara rağmen, ihracat ailesinin 90 bini aşkın üyesiyle birlikte her ay kırılan ihracat rekorlarını, 2019 yılının sonunda yeni bir Cumhuriyet tarihi rekoruyla taçlandırmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi. Geride bıraktığımız yılın ihracatta sürdürülebilirlik ve yenilik yılı olduğunu aktaran İsmail Gülle “2019 yılında; ihracatın tabana yayılması, ekonomik modellere dayalı raporlar ile ihracatçılarımızın yeni pazarlara yönlendirilmesi, inovasyon, Ar-Ge ve ihracatta yerli ve milli teknolojinin yaygınlaşması gibi konular ana gündemimizi oluşturdu. İhracat 2019 raporuyla başlattığımız, kapsamlı ve hedef pazarlara yönelik ülke raporlarını da, ticaret heyetleri programarketing europe & anatolia /25
Rapor mımıza göre organize edip 2020 yılının her ayında en az 2 rapor çıkartacak şekilde bir takvim oluşturduk. 61 birlik başkanımızı stratejik pazarlarda fahri ihracat elçisi olarak görevlendirdik, ilgili ülkelerdeki fırsatları, edindikleri tecrübe ve bilgiyi ihracatçılarımıza daha hızlı ve daha net bir şekilde sunacaklar.Her zaman olduğu gibi en önemli odak noktamız nitelikli ihracat ve katma değer olacak. Türkiye’nin ihracatı adına yeni pazarlara, dijitalleşmeye, yüksek katma değere yönelik çıtayı daha da yukarı taşıyacak bir motivasyonla, azimle ve inançla 2020 yılına başlıyoruz. 2020 yılı dünyanın her köşesine bayrağımızı taşıyacağımız; her anını, Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye için değerlendireceğimiz bir yıl olacak” dedi. 23 sektör 1 milyar doları aştı 2019 yılında çok önemli başarılara imza atıldığını vurgulayan Gülle, “40 ülkeye 1 milyar dolar üzerinde ihracat gerçekleştirdik. 1 milyar dolar üzeri ihracat yapan il sayımızı ise 18’de koruduk. 2019 yılında Trabzon ilimiz, 1 milyar dolar barajını aşmayı başaran illerimiz arasına katıldı. 2020 yılında bu illerimize yoğunlaşarak, ihracatçı birliklerimizle, ihracat farkındalığını arttıracak ve çok amaçlı hizmet verecek yeni nesil ofislerimizi ve olmayan illerimizde Eximbank şubelerini hayata geçirmek istiyoruz” dedi. İhracatçı sektörler hakkında bilgiler veren İsmail Gülle, “23 sektörümüzün 1 milyar dolar ihracatı aştı. 2018’dan farklı olarak, Gemi ve Yat sektörü ihracatını yüzde 5,2 artırarak 1 milyar dolar sınırını aştı. Kimya, Demir-Demirdışı, Makine, Hububat, Mobilya, İklimlendirme, Çimento, Savunma, Halı, Su Ürünleri, Süs Bitkileri olmak üzere 11 sektörümüzün 2019 yılında Cumhuriyet tarihi rekoru kırmaları, sektörlerimizin küresel ölçekte verdikleri yoğun mücadelenin en anlamlı sonucu. Ülkemizin dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz, KOBİ İhracat Seferberliği Eğitimlerimiz ve TİM 26/ marketing europe & anatolia
Anadolu Meclislerimiz ihracatın vazgeçilmezliği noktasında güçlü bir farkındalık oluşturdu. Bu sayede 2019’da ihracatçı firma sayımız yüzde 9,3 artış kaydetti. Kayıtlarımıza göre tam 17 bin 544 firmamız bu yıl ilk defa ihracata merhaba dedi. Bu firmalarımızın ihracat rakamı ise 4 milyar 345 milyon dolar oldu. Bu rakamlar; yürüttüğümüz ihracat seferberliği çalışmamızın kadar etkili bir şekilde sonuca ulaştığının, en motive edici göstergesidir” dedi. 2019 yılında pazar çeşitliliğini de artırmaya büyük önem verdiklerini söyleyen Gülle, şunları kaydetti: “En büyük pazarımız olan AB’nin payı, Brexit sürecine rağmen yüzde 48,8 olurken Orta Doğu ülkelerinin ihracatımızdaki payı 4,5 puan artışla yüzde 19,3’e yükseldi. Afrika ülkelerinin payı ise 0,4 puan artışla yüzde 9,2 oldu.Bilhassa Çin pazarı özelinde, gerek Pekin 2019’da gerekse Çin İthalat fuarında büyük ölçekli bir katılım ile Türk ihraç ürünlerini sergiledik, yeni iş birliklerini hayata geçirdik.” İhracatta mesafe ortalamamızı yükseltebileceğimiz, ölçek kapasitemizi de arttırmaya yönelik çalışmaları hayata geçireceğimiz bir yıla başlıyoruz. Yıllara göre bakıldığında, Türkiye olarak ihracatımızda mesafe olarak ortalama 3000 km’lik bir mesafe üzerinde hareket ediyoruz. Bu mesafe Çin, İsrail, Hindistan Japonya, ABD ve Vietnam gibi ülkeler için 6500 km civarında. Dünya ortalaması 4654 km. Bu da demek oluyor ki; Güneydoğu Asya, Sahra Altı Afrika ya da Amerika Kıtası gibi bölgelerde lojistik üslere, hızlı çıkış yapabileceğimiz, nefes alabileceğimiz merkezlere ihtiyacımız var. Bu lojistik üsler, ihracatçımızın pazara erişmesinin de ötesinde, her mesafede ve ölçekte daha iddialı olmamıza da olanak sağlayacaktır. İhraç ürünlerimiz için bir liman, depo ve yeni bir güvenli bir üs görevi görecektir. Bu uygulama, e-ihracatın geleceği açısından da vazgeçilmez bir ilerleme
olarak kayda geçecektir.” Aralık ayı ihracat verileri Aralık’ta 2,5 milyar dolarla yine Otomotiv sektörü öne çıktı. Bu sektörü 1,8 milyar dolarla Kimyevi Maddeler, 1,3 milyar dolarla Hazırgiyim,1,1 milyar dolarla Çelik ve 978 milyon dolar ile Elektrik Elektronik sektörü takip etti. Ülke gruplarına göre ihracata bakıldığında birinci sırada yüzde 44,3 pay ile AB yer aldı. İhracatta Ortadoğu ülkelerinin payı 6 puan artışla yüzde 21,5’a yükselirken, diğer Avrupa ülkelerinin payı 4,5 puan artışla yüzde 7,6’ya yükseldi. AB’ye ihracat Aralık’ta 6,8 milyar dolar, AB üyesi olmayan ülkelerde değerlendirildiğinde 8 milyar dolar oldu. AB’yi yüzde 16,2’lik artış ile 3,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirilen Orta Doğu ülkeleri takip etti. Üçüncü sırada ise yüzde 7,8 artışla 1,6 milyar dolar ihracat yapılan Afrika ülkeleri yer aldı. Aralık ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke; 1,29 milyar dolar ile Almanya, 969 milyon dolar ile Irak, 885 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 765 milyon dolar ile ABD ve 749 milyon dolar ile İtalya oldu. İhracat artış oranında öne çıkan ülkeler yüzde 177 ihracat artışıyla ile Umman, yüzde 171 artışla Umman, yüzde 157 artışla Norveç, yüzde 72 artışla Slovenya ve yüzde 67 artışla Türkmenistan olarak sıralandı. İllerin ihracatına bakıldığında ise en çok ihracat gerçekleştiren ilk 5 il, sırasıyla İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara olarak gerçekleşti. İhracatta en dikkat çekici artışlar ise 5 kat artışla Yalova, yüzde 79 artışla Rize, yüzde 68 artışla Ordu, yüzde 55 artışla Şırnak ve yüzde 53 artışla Çankırı oldu. Aralık ayında ihracat miktar bazında yüzde 3,8 artış gösterdi, 12,2 milyon tona ulaştı.TL ile ihracat ise 4,6 milyar TL’ye ulaştı. TL ile ihracat yapılan ülke sayısı 179 oldu.
Kampanyalar
OPPO’nun yeni reklam kampanyası...
OPPO’nun yeni reklam kampanyasında Türk Edebiyatı’nın ustası Orhan Veli’nin “Bir iş var” adlı şiiri Sıla’nın sesinden izleyicilerle buluşuyor. Sıla, Orhan Veli’nin dizelerini okurken OPPO Reno2 ailesinin “ultra geniş açı”, “ultra gece modu”, “ultra video sabitleme” gibi sıra dışı özelliklerine görüntüler eşliğinde vurgu yapılıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: OPPO Türkiye Reklamveren Yetkilisi: Weijian Zhou, Sibel Esenalp, Belemir Özkırım, Beyke Boybeyleri, Ezgi Moğulkoç Reklam Ajansı: Havas İstanbul CCO: Ergin Binyıldız Kreatif Direktör: Yavuzhan Gel Strateji Direktörü: Ayça Çınar Kreatif Ekip: Ahmet Sefer, Betül Saykan, Can Yaylacıkoral, Mehmet Eren Altuniş, Dilara Tuncer, Yıldız Kaya Müşteri İlişkileri Direktörü: Birol Ecevit Müşteri İlişkileri: Özge Asan Dereçayır, İlayda Bahçıvan, Dijital Prodüktör: Mustafa Bulek Digital Group Head: Zihni Başsaray Sosyal Medya Ekibi: Burcu Küçük, Betül Güneş Prodüksiyon Ekibi: Sıla Salgın, Gözde Bilir
Prodüksiyon Şirketi: Depo Film Yönetmen: Hakan Can DOP: Olan Collardy Prodüktör: Ender Sevim, Merve Su Yalçınkaya Müzik: FFW Medya Ajansı: Carat Türkiye PR Ajansı: On İletişim
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
Beko Dem® Çay Makinesi... Beko’nun yeni reklam filminde ünlü sanatçı Fedon, genç bir çiftin mutfağında bir anda beliriyor ve eğlence başlıyor. Mutfakta gördüğü her şeyi kırarak ilerleyen Fedon, Beko Dem® çay makinesinin cam demliğini de kırmaya çalışıyor. McCANN İstanbul imzalı filmin, prodüksiyonu Organic Film’e, müziği Çikolata Müzik Fabrikası’na ait. Yönetmen koltuğundaysa Gökdeniz Uslu oturuyor. Kampanya Künyesi Kreatif Direktör: Can Bilginer Kreatif Ekip: Tuğba Karaman, Berker Akagündüz, Tankut Ağdemir Sosyal Medya: Onur Ersen, Emre Candan, Cemil Haşimi Müşteri İlişkileri Ekibi: Pelin Toykan, Asena Cansu Böke, İlayda Serter Ajans Prodüksiyon Ekibi: Zeynep Doğu, Derya Soyman, Ozan Dündar Arçelik Dijital Pazarlama Ekibi: Metin Çerasi, Selis Aykan Yüksel
Biz Sizi Anlıyoruz... Sompo Sigorta, yeni reklam filmini yayınladı. “Biz Sizi Anlıyoruz” mottosuyla hazırlanan reklam filmi, Sompo Sigorta’nın sigorta sektörüne ve müşterisine bakış açısına vurgu yapıyor. Sompo Sigorta Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özer Şimşek yeni reklam filminden duydukları heyecanı dile getirerek; “Sompo Sigorta olarak yeni reklam filmimizi yayına almaktan çok mutluyuz. Bu reklam aracılığıyla sigorta sektörüne, müşterilerimize olan bakış açımızın mesajını vermeyi hedefledik.” dedi. Kampanya Künyesi Reklamveren: Sompo Sigorta Reklamveren Yetkilileri: Doğukan KARAKAYA, Sema Deliorman Asal, Murat Özgür Reklam Ajansı: Indie Istanbul CCO: Mert Kunç, Güngör Türkömer Yaratıcı Ekip: Ali Hikmet Yavuz, Arda Acar, Yaprak Koçak Müşteri İlişkileri: Burçin Şimşek Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Prodüksiyon Yönetmen: Serter Tırmık İletişim Ajansı: Bersay İletişim Grubu 30 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Ozmo Yumurta Kafalar... duğunu anlatan filmde, söz konusu çikolata olduğunda “-mış gibi” yapılamayacağı vurgulanıyor. Happy People Project imzası ile hazırlanan reklam filminin yönetmen koltuğunda Tolga Karaçelik yer alıyor.
Ozmo Yumurta Kafalar’ın yeni reklam filminde, bir annenin “-mış gibi” yaparak çocuklarıyla birlikte geçirdiği eğlenceli anlar ekrana geliyor. Çocuklarla; doktormuş gibi tedavi etmeye çalışarak, bahçede ekip biçermiş gibi yaparak oyun oynamanın eğlenceli ol-
Kampanya Künyesi Reklam veren: Şölen Reklam veren Temsilcileri: Hayat Kapukaya Turaman, Didem Evgülü, Mehtap Şahin, Selim Esemenli, Mert Cankurtaran Yaratıcı Ajans: Happy People Project Ajans Başkanı: Yaşar Akbaş, Orçun Onural Strateji Ekibi: Emel Göker, Maral Karagöz Yaratıcı Ekip: Atilla Karabay, Setenay Özcan, Ahmet Ülkü, Seral Çelikbaş, Ayça Altmışoğlu, Nida Filiz Müşteri Ekibi: Nathalie Samur, Gözde Nur Akbaş Prodüksiyon Ekibi: Kerem İlbeyli, Alev Cihan Prodüksiyon Şirketi: Anima Film Yönetmen: Tolga Karaçelik Yapımcı: Seda Eroğlu, Hatice Acar Müzik: Nil İşleri
Bal Gibi Yenir... Balparmak’ın genç oyuncu Aslı Bekiroğlu’nun rol aldığı “Bir Kaşık Bal” temalı yeni reklam filmleri yayına girdi. İlk reklam filminde bir kaşık balın güne iyi bir başlangıç yapmaya yardımcı olduğu anlatılırken, ikinci reklam filminde ise yeğenine ballı yoğurt getiren Bekiroğlu, “Güzel bir uyku için bal gibi yenir” diyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Balparmak Reklamveren Temsilcisi: Hakan Şıpkan, Demet Umezu, Elif Gökçe Aydoğmuş, Melis Altıparmak Kreatif Ajans: TBWA\İstanbul Yaratıcı Ekip: Eser Yazıcı, Selin Pervan Müşteri Ekibi: Ömer Üstündağ, İrem Kara, Sıla Ezgi Avcı Stratejik Planlama Ekibi: Özgün Özkalay, Elif Kansız Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, Volkan Alkan Prodüksiyon Şirketi: Red Elephant Yönetmen: Ozan Yalabık Müzik: Jingle Jackson
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Bi’Boya, Kolay Boya... Bi’Boya’nın renkli dünyasını “Hayatı Kolaylaştırma” mesajıyla anlattığı reklam kampanyası yayında. Tüketicilere ev boyama/boyatma işinin düşünülenden daha kolay ve eğlenceli olduğunu anlattığı reklam, boyama işinin kolaylılığını vurguluyor Kampanya Künyesi Reklamveren: Kalekim A.Ş. Reklamveren Yetkilisi: Tuba Özdemir Hesse, Kaan Uludağ Reklam Ajansı: Modiki Kreatif Direktör: Murat Bodur Yaratıcı Ekip: Cumhur Güçer, Emre Şuataman, Mukaddes Gülbüz, Hakan Kava Müşteri Grubu: Fatma Akdağ, Elvan Duman Müzik: Jingle House Yapım Şirketi: Caravan Films Prodüktör: Kardaş Divanoğlu Yönetmen: Onur Sarsıcı Medya ve Dijital Planlama: Mediacom Mecra: Tv, Radyo ve Dijital
QNB Finansbank, yılbaşı reklamı... “QNB Finansbank, her zaman yanınızda” mottosunu vurguladığı yılbaşına özel ihtiyaç kredisi reklam filmini yayınladı. QNB Finansbank’ın hayattaki doğru olduğuna inandığınız anlar geldiğinde ve ihtiyacınız olduğunda her zaman yanınızda olacağını vadettiği reklam dizisinin son filminde o anlara dikkat çekmeye devam ediyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: QNB Finansbank Reklam Ajansı: Rabarba Reklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Nilgün Bosum, Burcu Zorba Yönetici Kreatif Direktör: Pemra Ataç Açıktan Kreatif Direktör: Murat Yaylagül Kreatif Grup Liderleri: Volkan Yanık, Gamze İçhedef Kreatif Ekip: Ayça Eriş, Bora Uz, Hazal Zorba, Alican Kılıçoğlu, Ertunç Gün Strateji: Oğuz Savaşan Müşteri İlişkileri: Gökhan Akbay, Sibel Sezgin, Ceren İlterman Prodüksiyon: Gökhan Akbay, Didem Aydın, 32 / marketing europe & anatolia
İpek Arabacıoğlu Medya Planlama/Satınalma: People Initiative Yapımevi: Filmpark Yönetmen: Bahadır Karataş Yapımcı: Oğuz Ongun Müzik: Nilinişleri Mecra: TV, Sinema, Basın, İnternet, Açık Hava ve Radyo
Kampanyalar
ÇiçekSepeti’nin “Var Var” reklamı... fümden aksesuara, kolyeden çantaya, tablodan sehpaya farklı kategorilerde binlerce ürün yer aldığına ve hediye arayanların istediklerini bulabileceklerine vurgu yapılıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: ÇiçekSepeti Reklamveren Temsilcileri: Emre Aydın, Ceyhun Turan, Sibel Parlak, Beliz Bozkurt Reklam Ajansı: Titrifikir Yaratıcı Ekip Lideri: Mert Demirhan, Oğuzhan Dilek Yaratıcı Ekip: Cem Bulut, Doğukan Yılmaz, Oğuzhan Şen Marka Ekibi: Dilek Sezen, Sahra Ofluoğlu, Özge Kocabaşoğlu Stratejik Planlama: Kerem Sabuncu, Merve Oynargül Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin Prodüksiyon Şirketi: F3 Medya Yönetmen: Fırat Aydın Post Prodüksiyon: F3 Medya ÇiçekSepeti’nin “Var Var” sloganıyla ilgi gören kampanyanın Müzik: Onur Cumaoğlu üç yeni reklam filmleri yayına girdi. Titrifikir imzası taşıyan Mecralar: TV, dijital kampanyanın yeni reklam filmlerinde ÇiçekSepeti’nde par-
Boyner yeni yılı reklam filmi... Boyner, yeni yıl için duygusal bir reklam filmi hazırladı. Boyner’in yeni yılı kutladığı reklam filmi, yılbaşına ve yılbaşı kutlamalarına olan farklı bakış açılarını ortak bir noktada buluşturarak, herkesin ayrı dünyalarda yaşasa da aslında aynı dünyada olduğunu vurguluyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Boyner/Ahmet Bal, Ebru Eğilmez, Fırat Alagözlü, Gizem Piroğlu, Sedef Polat Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul CCO: İlkay Gürpınar CD: Arkın Kahyaoğlu Yaratıcı Ekip Lideri: Erdem Güler, Renan Erdener Yaratıcı Ekip: Ersel Hira, Mert Güler, Mert Avadya, Utku Yazıcı, Hakan Kurucu Genel Müdür Yardımcısı: Ela Bilgisel
Marka Ekibi: Funda Eriş, Ezgi Pedal, Katya Atat CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Direktörü: Ceren Şehitoğlu Kıdemli Stratejik Planlamacı: Gizem Yalçın Stratejik Planlamacı: Onur Gökçe Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, İrem Akalın Post -Prodüksiyon: İmaj marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Özdilek yılbaşı reklam filmi... Özdilek Ev Tekstili 2020 Yeni Yıl Koleksiyonu’nun en yeni ürünlerini dijital mecralarda yayınladığı reklam filmiyle tanıtıyor. Özdilek Ev Tekstili, 2020 Yeni Yıl Koleksiyonu ürünlerine ulaşmak isteyen herkesi, tüm ev tekstili mağazalarına ve Özdilekteyim.com çevrim içi alışveriş sitesine davet ediyor. Kampanya Künyesi Reklam Veren: Özdilek Ev Tekstili Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar Yönetmen: Ramiz Bayraktar Oyuncu: Jessica May Görüntü Yönetmeni: Varol Şahin Müzik: Cordelia Gartside – Waking Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar Medya ajansı: Union İstanbul PR ajansı: EyesOn İstanbul Kullanılan Mecralar: Radyo, Yazılı ve Dijital Mecralar İnternet Sitesi: ozdilekteyim.com / ozdilek.com.tr
Pınar’dan “Lezzeti Pekiyi” Hindi... Pınar, Türkiye’de gıda sektöründe bir ilki gerçekleştirerek pişirilmiş ve tüketime hazır hindi eti olan “Pınar Hindi Fileto Konserve” ürününü yeni reklam filmiyle tüketicinin beğenisine sundu. Pınar Hindi Fileto Konserve reklamı Lezzeti Pekiyi! sloganıyla dijital mecralarda yerini aldı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Pınar Reklamveren Temsilcileri: Okan Kavakçı, Fevzi Gökaliler, Cansu Tiryakioğlu Ajans: PunchBBDO CCO: Ali Musa Paça Kreatif Direktör: Mert Şentürk Kreatif Ekip Lideri: Mehmet Güven Reklam Yazarı: Fatmanur Uğraşkan Art Direktör: Aslı Filis Müşteri İlişkileri: Özlem Şimşek Grafik: İlker Ugan Yapım Şirketi: 2,35 film Yönetmen: Emre Başaran
34 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Gurur Duyuyoruz...
Socar Türkiye’nin doğalgaz iletişimi için hazırladığı reklam filminde, SOCAR uzmanlığıyla doğalgaza kavuşan evlerde yaşanan mutlu anlar ekrana yansıdı. SOCAR Türkiye, hiz-
LeCompte, Pazarlama İletişimi Grup Koordinatörü Zara İbrahimzade Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul CCO: İlkay Gürpınar ECD: Volkan Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip: Orkun Önal, Mesut Koçarslan, Saadet Melek, Eduardo Fumerovivas Genel Müdür Yardımcısı: Tuğyan Çelik Marka Ekibi: Ender Orfanlı, Ceren Çalıkuşu, Can Görkay CSO: Toygun Yılmazer Strateji Ekibi: Özgün Özkalay, Yunuscan Hısımcıl Dijital Proje Yöneticisi: Sanem Aktaş Dijital İçgörü ve Proje Direktörü: Nisan Danışman Sosyal Medya Ekibi: Burcu Yılmaz, Cansu Akdeniz CMO: Nüzhet Algüneş Ajans Prodüksiyon Yöneticisi: Evrim Saraçoğlu
Ajans Prodüktörü: Volkan Alkan Prodüksiyon Şirketi: 25Film Yönetmen: Eralp Vardar Kampanya Künyesi Prodüktör: Koray Şahin, Ceren Tuncer Reklamveren: SOCAR Türkiye Dış İlişkiler Başkanı Murat Müzik: Jingle House metiyle milyonlarca insanı mutlu etmekten duyduğu gururu vurguladı.
Tezken reklam filmi... Performans sanatçısı David Datuno, Paris merkezli çağdaş sanat galerisi Perrotin tarafından Art Basel Miami’de ki sergide koli bandıyla duvara yapıştırılan 120 bin dolar değerindeki “Comedian (Komedyen)” isimli muzu sergi alanında duvardan alarak yemesi büyük gündem yaratmıştı. Sosyal medyada çok konuşulan bu olay üzerine dijital ürün ajansı Creasoup tarafından Tekzen için hazırlanan kampanya da aynı etkiyi oluşturdu. IKSV, Salt Galata, X-ist, gibi sanatseverlerin sık olarak ziyaret ettikleri galerilerin yer aldığı sokaklarda gerilla enstalasyonlar ile de mesaj yayılmayı sürdürdü. Çalışmanın üzerinde bulunan QR Code okutulduğunda ise www.tekzen.com.tr üzerindeki gri bantlara özel sayfalara yönlendirmeler yapıldı. Kampanyada 120 bin dolarlık çağdaş sanat eserinin 8,5 liralık gri bant ile hazırlanabileceğini esprili bir şekilde vurguluyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Tekzen Ajans: Creasoup Ajans Başkanı: Ozan Çağlargil
Kreatif Direktör: Erhan Çırak Kreatif Ekip: Halit Görgeç, Ömer Arısoy, Yeşim Tekin, Umut Durutuna
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
Canavar Araba... Kampanya Künyesi Reklam veren: Aygaz Reklam veren Ekibi : Rıdvan Uçar, Gülem Kaya Özden, Özge Ağar Uysal, Sinan Can Kara, Mehmet Hamit Uras Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul CCO: İlkay Gürpınar ECD: Volkan Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip Lideri: Serkan Ün Yaratıcı Ekip: Özge Yılmaz, Halil Fırat Eren, Özgecan Yalçınoğlu, Hilal Erdem Genel Müdür Yardımcısı: Tuğyan Çelik Marka Ekibi: Ender Orfanlı, İrem Gül, Betül Arıcı CSO: Toygun Yılmazer Aygaz, LPG’nin yüksek oktanlı ve yüksek performanslı bir Strateji Ekibi: Özgün Özkalay, Can Değerli yakıt olduğuna vurgu yaptığı reklam filmi serisine bir yenisini Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, Volkan Alkan, ekledi.Otogazın yüksek oktanlı ve yüksek performanslı bir Zeynep Hacıalioğlu yakıt olduğunu anlatmak üzere Türkiye’nin ilk LPG’li Cana- Prodüksiyon Şirketi: Degas Film var aracını üreten Aygaz, şimdi de yaklaşık 6 metre uzun- Yönetmen: ALEXI&MATIS luğundaki “Canavar Araba”nın 1:30 oranındaki minyatürünü Müzik: Jingle House Fotoğraf: Fırat Çağlar Kılıç oyuncağa dönüştürdü.
Siber Zorba Olma!... Samsung’un internetin sorumlu kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için başlattığı ‘İnterneti Tadında Kullan’ isimli dijital farkındalık kampanyasının son videosu ‘Siber Zorba Olma’ yayına girdi. Elektronik ortamda bir birey veya grubun, diğerlerine yönelik kasıtlı biçimde gerçekleştirdiği aşağılama, iftira, dedikodu, taciz, tehdit, utandırma ve dışlama gibi rahatsızlık verici eylemleri ifade eden “siber zorbalık” kavramı her gün binlerce çocuk ve gencin fiziksel ve psikolojik zarar görmesine sebep oluyor. Kampanya Künyesi Kampanya sahibi: Samsung Electronics Türkiye Reklamveren temsilcileri: Samsung Electronics Türkiye Kullanılan Mecralar: Dijital Reklam Ajansı: Cheil Worldwide Türkiye Prodüksiyon: Jeton Studio Medya Planlama Ajansı: Publicis One Türkiye PR Ajansı: Medyaevi İletişim Danışmanlığı Art Director: Ahmet İltaş İlüstrasyon: Nurullah Öztürk, Ahmet İltaş Animatör: Selahattin İltaş 36 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Kaptanınız Konuşuyor... Corendon Airlines, forma sırt sponsoru olduğu Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımı için özel bir reklam filmi hazırladı. Sarı Melekler’in kaptanı Eda Erdem Dündar ile birlikte takımda kadrosunda bulunan tüm voleybolcuların yer aldığı reklam filminde, Kaptan Eda Erdem Dündar, takım arkadaşlarına megafon ile “Kaptanınız Konuşuyor” şeklinde seslenerek Corendon Airlines’ın desteğiyle birlikte havalara uçacaklarının mesajını verdi. Kampanya Künyesi Reklamveren: Corendon Airlines Reklamveren Yetkilileri: Tuğba Özkan Güner, Gökçe Uzun, Osman Tuğral Reklam Ajansı: Being Çözüm Kreatif Direktör: Ozan Can Bozkurt Yaratıcı Grup Başkanı: Erce Ulusoy Metin Yazarı: Umut Esin Marka Yöneticisi: Esra Soruşbay Prodüksiyon Şirketi: On Film Yönetmen: Hakan Demir
Görünenden Fazlası... Odeabank yeni yıla yeni imaj kampanyası ile giriyor. ”Görünenden Fazlası” temasının anlatıldığı imaj kampanyasında sevilen oyuncu ve yönetmen Onur Saylak başrolde oynuyor. Odeabank’ın uzman kadrosunu, sağlam sermayesini, özel bankacılık hizmetlerini ve teknolojik altyapısını anlatan kampanya TV, radyo, dijital ve açık hava mecralarında yayınlanıyor. Kampanya Künyesi Reklam veren: Odeabank Reklamveren Temsilcileri: Zeynep Karaman, Tuba Aslantaş Top, Ayşem Başhan, Ege Naz Güngör Reklam ajansı: PunchBBDO CCO: Ali Musa Paça Kreatif Direktör: Mert Şentürk Kreatif Ekip Lideri: Mehmet Güven Reklam Yazarı: Emre Ünaylı
Art Direktör: Aslı Filis Müşteri İlişkileri: Aylin Acar, Esra Belsan, Özlem Şimşek Prodüksiyon: Beray Odabaşı Grafik: İlker Ugan, Ozan Küme Yapım Şirketi: Kala Film Yönetmen: Alex & Steffen Müzik: Jingle House marketing europe & anatolia / 37
Işı
Gezi
ıl ışıl Düsseldorf... Bu ay ki gezi yazım, Noel’in yaklaşmasıyla, ışıl ışıl parıldayan, Düsseldorf. Sabiha Gökçen havaalanından, THY ile Düsseldorf 3 saat sürüyor.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com Bu ay ki gezi yazım, Noel’in yaklaşmasıyla, ışıl ışıl parıldayan, Düsseldorf. Sabiha Gökçen havaalanından, THY ile Düsseldorf 3 saat sürüyor. Uçaktan inip bavulumu aldıktan sonra benden 20 dakika önce Düsseldorf’a gelen arkadaşım Nilüfer ile buluşuyoruz. Öncesinde konaklama için booking. com üzerinden rezervasyon yaptırmıştım. Kalacağımız otel Altstadt’ta. Google Maps üzerinde rota çıkardığınızda, size toplu taşıma seçeneklerini de sunuyor. O sayede tek bir vasıta ile otele gidebileceğimizi öğrendik. Ancak kiosk’tan bilet alırken hangi bileti alacağımızı bilemedik. Çünkü uzun mesafe, kısa mesafe vs gibi bir çok seçenek var. o sırada oradakilerden yardım istedik. Onlar da şansımıza, orada yaşayan Türk’ler çıktı. Ancak onlarda bizim gibi
kıyısında kurulmuş olan moda ve fuar kenti Düsseldorf’un, kuzeyinde Ruhr Bölgesi, güneyinde ise Köln bulunmaktar. Kent adını Düssel deresinden alıyor. Dışarısı 3 derece ancak güneşli. Biz de güneşin keyfini çıkarmak için önce Ren Nehri kıyısına gitmeye karar veriyoruz. 16. yüzyılda düzenlenen ve Düsseldorf’un ilk bahçesi olan Hofgarten parkı içinden geçip, Ratinger Tor kapısından Altstadt’a giriyoruz. Ratinger Kapısı, konum olarak Pempelfort bölgesinde, Maximilian Weyne Allee’de yer alıyor. 1811-1815 yılları arasında, mimar Adolph von Vagades tarafından inşa edilen dor sütunlü kapı, Berlin’deki Schinkel’in “Neue Wache” ‘ den esinlenerek yapılmış. Ratinger Tor’u geçtikten sonra Basilika
konudan bi’haberlerdi. Fazla uzatmadan birer bilet aldık (90 dakika bıyunca geçerliymiş) ve trene bindik. Sonra oradan da tramvaya binip otele vardık. Kaldığımız otelin adı Hotel Stern. Otel, toplu taşımaya ve Altstadt’a çok yakın. Çalışanlar çok güler yüzlü ve odalar çok güzel. Yüksek tavanlı, kocaman odaları var. dışarısı 3 derece olmasına rağmen oda sıcacıktı. Eşyalarımızı odaya bıraktıktan sonra şehri keşfe çıkıyoruz. Kuzey Ren - Vestfalya eyaletinin başkenti olan Düsseldorf, ayrıca Düsseldorf Vilayeti’nin de merkezi. Ren Nehri
St. Lambertus’a varıyoruz. St. Lambertus Bazilikası çok büyük bir alan üzerine inşaa edilmiş ve muhteşem görünüyor. Sanki bisküvileri üst üste dizip bina yapmışlar gibi. Üstelik de son derece bakımlı ve pırıl pırıl. Kayıtlarda bulunmuyor olmasına rağmen bazilikanın kökeni 7. yüzyıla dayanıyor. 7. yüzyılda, Ren’e gelen, Anglo-Sakson rahipleri, Düsseldorf’un kuzeyinde bir adada bir manastır inşa etmişler ve oradan da Ren ve Vestfalya’daki putperestlere Hıristiyanlığı kabul ettirmeye başlamışlar. marketing europe & anatolia / 39
Gezi
Bu muhteşem binayı arkamızda bırakıp Burgplatz’a geçiyoruz ve kocaman dönme dolabın önüne çıkıyoruz. Dönme dolap, bazilika ve kule üçlüsü nehir kıyısında muhteşem bir manzara oluşturuyor. Fotoğraf meraklıları için harika bir manzara. Noel yaklaştığı için Burgplatz’a noel pazarı kurulmuş. Minik tezgahlarda el işi hediyelik eşyalar, yiyecek, içecekler satılıyor. Etraf ışıl ışıl ve harika görünüyor. Görüntüye de tarçınlı sıcak şarap kokuları eşlik ediyor :) Etrafa bakındıktan sonra nehir kenarında bir mekana oturup meşhur alt birasını denemek istiyoruz. Hazır güneş de varken anın tadını çıkaralım :) Nehir kıyısı boyunca sıralanmış bir sürü restaurant var. Günü birlik nehir turları yapan tekneler de buradaki iskelelerden yolcu alıyorlar. Almanca eski şehir demek olan Altstadt, Düsseldorf’un Old Town bölgesi, aynı zamanda kentin barları ile ünlü yerleşim yeri. Yan yana ve karşılıklı dizilmiş çok sayıda barın bulunduğu, Altstadt’a, “Die längste Theke der Welt” dünyanın en uzun barı denmesinin sebebi bu. Bence dünyanın en uzun barı Kadıköy :) Rıhtım’dan Moda’ya kadar 40 / marketing europe & anatolia
St. Lambertus Bazilikası çok büyük bir alan üzerine inşaa edilmiş ve muhteşem görünüyor.
uzanan bir rota. Alt birasını denedikten sonra Burgplatz’a geri dönüyoruz. Burgplatz yani Kule Meydanı, araç trafiğine kapalı kocaman bir meydan. Yerleri arnavut kaldırımı ve hemen yanında ismini aldığı kule bulunuyor. Schlossturm, yani kale kulenin yapımı 1288 yıllarına dayanıyor. Şehir surlarının bir parçası olarak yapılmış olan kule, yıllar boyunca çok hasar almış, yanmış, bombalanmış, yıkılmış vs. En son, 1943’te hava saldırısından sonra yanan kule, savaşın sona ermesiyle tekrar restore edilmiş. 1984’ten beri de ziyarete açılan kule, hem müze (Schiffahrt Museum – Denizcilik Müzesi) olarak kullanılıyor hem de çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor. Çok güzel manzarası olduğunu da ekleyelim. Havanın kararmasıyla birlikte biz de bir şeyler yemek için mekan aramaya koyuluyoruz. Otel yolu üzerindeki Brewery im Füchschen restaurant dikkatimizi çekiyor ve oraya giriyoruz. İçerisi
Gezi
o kadar kalabalık ki, zar zor iki kişilik yer buluyoruz. Brewery im Füchschen, daha çok yerel halkın tercih ettiği ve genelde futbol taraftarlarının tercih ettiği bir mekan sanıyorum. Çünkü herkesin üzerinde forma vardı ve tüm LCD ekranlarda futbol maçı vardı. Yemeğimizi yiyip çıktıktan sonra tekrar dolaşmaya çıktık. Bu sefer yine noel pazarlarına ve sabit pazarlara dadandık. Buradaki noel pazarlarında “Christmas market” sadece tezgahlar yok, alanlara kurulmuş sahnelerde canlı müzik yapan gruplar da var. o yüzden sokaklarda vakit geçirmek eğlenceli. Bir kaç alış veriş yapıp, sıcak şarabı da denedikten sonra otelimize geri dönüyoruz. Ancak sıcak şarapları gerçekten çok çok kötü. Sıcak şarap değil adeta sıcak üzüm sirkesi. Yani öyle böyle değil, felaket kötü bir tadı var :( İçtiğimize, içeceğimize bin pişman olduk. Ertesi sabah, otelde kahvaltımızı ettikten sonra tekrar dışarı çıkıyoruz. Bu sefer hedefimiz, Königsallee, Carlstadt vs. Königsallee, Düsseldorf’un Bağdat
Nehir kıyısı boyunca sıralanmış bir sürü restaurant var. Günü birlik nehir turları yapan tekneler de buradaki iskelelerden yolcu alıyorlar. Caddesi gibi. Uluslararası ünlü markaların ve lüks mağazaların yer aldığı alışveriş caddesi, şehrin en hareketli caddesi. Çok sayıda restoran ve kafenin bulunduğu Konigsallee’de muhteşem bir görüntüye sahip bir de göl bulunuyor. Son yıllarda, moda ve alışveriş merkezi olarak önem kazanan bölge, şimdilerde Almanya’nın Paris’i olarak anılıyor. Königsallee’yi güzel yapan bir başka etken ise içinden geçen kanal ve kanalda bulunan Tritonenbrunnen Çeşmesi. Internetten, Dusseldorf diye arama yaptığınızda karşınıza çıkan, heykellerle süslü, çeşmenin adı Tritonenbrunnen Çeşmesi. Belden yukarısı insan, belden aşağısı
balık, ayakları ise at şeklinde hayal edilen, Antik Yunan Deniz Tanrısı Triton’un betimlendiği çeşme, kanalın başlangıcında bulunuyor. Königsallee’den yürüye yürüye, Carlstadt’a varıyoruz. Carlstadt, 18 ve 19. Yüzyıllarda inşa edilmiş, Barok stilde yapılmış binaları, mağaza ve kafeleriyle, Düsseldorf’un en sakin bölgesi. Aynı zamanda da turistik bir bölge. City Museum, St. Maximilian Kilisesi, Filmmuseum Düsseldorf, Kunst im Tunnel, Kunstsammlung, Carlsplatz Market (sabit Pazar) gibi görülesi yerler, Carlstadt’ta yer alıyor. Mimarisi oldukça dikkat çekici olan, K21 Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen, sanat eserlerinin sergilendiği büyük bir müze. 1960’lı yıllarda inşa edilen müzede, Picasso gibi dünyaca ünlü sanatçının eserleri sergileniyor. İçerisinde 3 farklı sergi alanı bulunan müze uzaktan baktığınızda kocaman bir serayı andırıyor. K21 Kunstsammlung NordrheinWestfalen’den nehire doğru yürüdüğünüzde karşınıza Kunst im Tunnel marketing europe & anatolia /41
Gezi
çıkıyor. Kunst im Tunnel, tünelin kullanılmayan kısmına yapılmış bir sergi salonu. Sanatseverler için ilginç bir durak. Kunst im Tunnel’den sonra köprünün altından geçip Rheinturm - Rhine Kulesi’ne varıyoruz. Rheinturm, 172 metre yüksekliğinde ve Duesseldorf’u panoramik olarak izleyebileceğiniz, kentin sembolü olan bir kule. Media Harbour (Medya Limanı) Bölgesi’nde bulunan kulenin üzerinde, radyo, televizyon ve fm verici antenleriyle birlikte bir de dünyanın en büyük dijital saati bulunuyor. Kule her gün 10.00 ile 23.30 saatleri arasında ziyarete açık. Kuleye çıkıp Düsseldorf manzarasını izleyebilirsiniz. Biz kuleye çıkmak yerine Lido Hafen 42 / marketing europe & anatolia
Bölgede çok şık restaurant ve kafeler var. Buradan Düsseldorf gerçekten muhteşem görünüyor. adlı restaurant’a gitmeyi tercih ettik. Kulenin biraz ilerisinde ise Stadttor Binası bulunuyor. Stadttor Binası, kentin simge yapılarından biri. Avrupa’nın en iyi ofis binası ödülünü alan Stadttor Binası’nın, dış yüzeyi tamamen camlarla çevrili, şeffaflık esas alınarak tasarlanmış bir yapı. Yüksekliği 73 metre ve 20 katın bulunduğu Stadttor’da, ulusal ve uluslararası birçok firmanın ofisi bulunuyor.
Medya Limanı’ndan sonra Hafen isimli bölgeye varıyoruz. Hafen bölgesi, Ren Nehri kıyısında yer alan bir yarım ada ve bence Düsseldorf’un en şık, en modern ve en havalı yeri. Bölgede çok şık restaurant ve kafeler var. Buradan Düsseldorf gerçekten muhteşem görünüyor. Ren kıyısında yer alan, farklı modern mimariye sahip, beyaz ve kiremit rengi sembolik binaları da görmek mümkün. Hafen’de bir mekanda oturup, muhteşem manzaraya karşı keyif yapmadan dönmeyin derim :) Lido Hafen Restaurant’tan bahsedeyim bi’lokmacık. Restaurant, nehrin üzerinde yer alıyor ve muhteşem bir manzarası var. iki katlı olan restaurantın alt kısmı bar tarzında, üst kısmı ise restaurant. Biz gittiğimizde saksafon çalan bir sanatçı vardı ve çok başarılıydı. Yemek olarak da, portakal kremalı kestane çorbası, çeşitli turplar ile pişirilmiş, ızgara geyik eti ve milföy pasta vardı. Fiyatlar çok yüksek ancak yemekler muhteşemdi. Ren kıyısına da gezdikten sonra tatlı bir şeyler yemek üzere yola koyuluyoruz.Tatlı için de Café Heinemann’ı seçtik çünkü Pazar günü Düsseldorf’ta her yer kapalı. Baktık, insan yoğunluğu o bölgede var. peşlerine takılıp, Café Heinemann’ı keşfettik. Kafe, Johannes Church’e çok yakın, bir alışveriş merkezinin girişinde bulunuyor. Alk kat pastane ve çok çok fazla çeşit var. üst kata ise kafe ve restaurant. Biz sadece pasta yiyeceğimiz için kafe kısmına geçtik ama kendimizi çok ezik hissettik. Çünkü gelenlerin yaş ortalaması 60+ ve hepsi çok şık giyinip, süslenmiş. Biz gündelik kıyafetlerle kendimizi çok ezik hissettik. En kuytu köşeye oturup pastamızı yiyip, kahvemizi içtik. Pastalar gerçekten muhteşemdi, yolunuz Düsseldorf’a düşerse mutlaka uğrayın. Tatlımı yiyip, ısındıktan sonra tekrar sokaklara döndük. Bu seferde market ve
Gezi kozmetik satan yerleri dolandık. Çünkü Düsseldorf’ta yapılacak başka pek bir şey yok. Eğer sanat eseri ve galerileri seviyorsanız o başka :) Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra Marktplatz’a gidiyoruz. Marktplatz, Düsseldorf’un ana meydanı. Ortasında Jan Wellem Heykeli’nin yer aldığı meydanda, Noel pazarlar ve tezgahlar kurulmuş durumda ve etraf çok güzel tarçın ve tatlı kokuyor :) Yıl içerisinde burada pek çok etkinlik düzenleniyormuş bizim de şansımıza Noel pazarları var :) Rathaus’un da ( Belediye Binası) bulunduğu Markplatz, görsel olarak gerçekten çok güzel bir alan. 1570 ila 1961 yılları arasında H. Tussman tarafından yapılan Belediye Binası, birbirinden farklı dönemleri ifade eden, 3 bölümden oluşuyor. Her Çarşamba, saat 15.00’da rehberli turlarla gezilebilen Rathaus’un önünde Prens Johann Wilhelm II. Anıtı bulunuyor. Anıt Alplerin kuzeyinde, en güzel binicilik heykellerinden biri olarak kabul ediliyor. Heykel demişken, gezilecek yerleri araştırırken, Stadterhebungsmonument diye bir heykel çıkıyordu karşımıza. Oldukça detaylı yapılmış olan bu heykel çok ilgimi çekiyor olmasına
Görmek isteyenler için, Stadterhebungsmonument, Schwan Restaurant’ın hemen yanında yer alıyor. rağmen, heykeli bir türlü göremedim. Sonunda inat ettim heykeli bulmaya. Açtım google maps, heykeli arıyorum ancak bir türlü göremiyorum. Sonunda milimetrik hesaplar yaparak heykeli buldum. Ancak heykel hiç beklediğim
gibi çıkmadı. Duvara yapılmış ve köşe kısımda kalan heykel, insanları dikkatinden kaçıyor. Ancak çok dikkat ederseniz fark edebiliyorsunuz. Görmek isteyenler için, Stadterhebungsmonument, Schwan Restaurant’ın hemen yanında yer alıyor. Hatta dışardaki masalara oturursanız, heykel hemen karşınızda kalıyor. Zaten Stadterhebungsmonument, heykel değil rölyefmiş :) Düsseldorf’un 13. yüzyılda şehir statüsüne kavuşmasına ithaf edilerek, bronzdan yapılmış bir rölyef heykel. Stadterhebungsmonument’u geçip, iç taraflara doğru yürüyünce, karşımıza St. Andreas Kilise’si çıkıyor. Barok tarzında inşa edilmiş olan, St. Andreas Kilisesi, Düsseldorf’un en eski tarihi binalarından biri. Altstadt bölgesini gezdikten sonra Niederkassel bölgesine geçiyoruz. Niyetimiz, Japon Kültür Evi’ni görmek. Toplu taşımaya binip, Niederkassel’e geçtikten sonra Japon Kültür Evi’ne varıyoruz. Ancak bulmak biraz zor oluyor çünkü bir parkın içinden geçtikten sonra giriş kapısına varıyorsunuz. Ayrıca da mekanın açılış saati, 13:00. 1993’te açılan , Japon Kültür Evi’nin amacı Budizm dinini anlatmak ve yaymarketing europe & anatolia /43
Gezi
gınlaştırmak. Oldukça büyük bir alana kurulmuş olan Japon Kültür Evi’nin girişinde içerisinde bir göletin de bulunduğu bir bahçe, Japon mimarisinde inşa edilmiş evler ve bir de kütüphane bulunuyor. Ayrıca Japon kültürüne ait yiyeceklerin satıldığı minik bir de mağaza var. Kiraz ağaçlarının ve bir de minik çan kulesinin bulunduğu bahçe çok güzel ancak ben Aralık ayında gittiğim için pek çok ağaç yapraklarını döküp, kurumuştu. Sanırım buranın en güzel zamanı Nisan ve Mayıs ayları. Japon Kültür Evi’nin yaptığı etkinlikler arasında; Budist festivalleri, çay törenleri, müzikal veya tiyatro gösterileri, kiraz ağaçları bahçe festivallerinin düzenlenmesi, müzik etkinlikleri, temel Budist metinleri için okuma ve çalışma çevreleri, sergiler, geleneksel Japon sanatlarındaki tanıtım kursları (fırça boyama, hat sanatı, İkebana, enstrümantal müzik, dans ve yemek pişirme), Japonca dersleri, film gösterimleri ve güncel temalar üzerine tartışma toplantıları bulunuyor. Biz saatini denk getiremediğimiz için bu etkinliklerde hiç birine katılamadık ama muhteşem bahçeyi gezip, dolaştık. Japon Kültür Evi’nden sonra rotamızı Oberkassel’e çevirdik. Bu bölge daha çok büyük şirketlerin kampüslerinin bulunduğu bir yer. Vodafone, Ericsson, ZTE, T-Mobile vs gibi bir çok büyük şir44 / marketing europe & anatolia
1993’te açılan , Japon Kültür Evi’nin amacı Budizm dinini anlatmak ve yaygınlaştırmak. ketin bu bölgede kampüsleri bulunuyor. Oberkassel’in, Ren’e yakın kısmında ise yine yerleşim yerleri bulunuyor. Burada da Noel Pazarları kurulmuş ancak Altstadt’taki kadar büyük ve eğlenceli değiller. Bu bölgenin en hareketli yeri Belsenplatz. Bir çok kafe, restaurant, mağaza ve market, Belsenplatz’ta bulunuyor. Yemek yemek ve biraz da dinlenmek üzere, eskiden bira fabrikası olarak hizmet veren Alter Bahnhof Oberkassel adlı restauranta oturuyoruz. Düsseldorf’taki restaurantlar iyi güzel de içerisi çok ağır yemek kokuyor. Bu kokular beni çok rahatsız ediyor. Sırf bu kokular yüzünden restaurant fobisi oluştu bende. Yemeğimizi yedikten sonra tekrar Altstadt bölgesine geri dönüyoruz. Avrupa ülkelerinde 2-3 günden fazla kalınca benim canım sıkılıyor çünkü yapacak hiç bir şey bulamıyorum. Ancak bir bara gidip bir şeyler içip vakit öldürebiliyoruz. Biz de vakit geçirmek için Ratinger Caddesine gidiyoruz çünkü en canlı sokak orası. Bir de Bolkerstraße var, çok
canlı olan ancak orası çok gürültülü olduğu için bu akşamlık tercih etmiyoruz. Ratinger Caddesinde yürürken bir binanın önünde sıraya girmiş insanlar dikkatimizi çekiyor. Merak edip bakıyoruz ki, gece kulübü varmış. O akşam canlı müzik varmış. Ancak çok kalabalık olduğu için ve bizim de biletimiz olmadığı için içeri girmiyoruz. Onun yerine Beuys’de oturup bira içiyoruz. Akşam vakit geçirmek için bu cadde oldukça keyifli. Ertesi gün kahvaltıdan sonra Aquazoo’yu görmek için trene binip Kaiserswerther’e gidiyoruz. Aquazoo Löbbecke Museum kocaman bir parkın (Nordpark) içinde yer alan bir akvaryum. 1987’de inşa edilen daha sonra yenilenerek 2017 yılında yeniden hizmete açılan Aquazoo Löbbecke Museum’da 500’den fazla canlı bulunuyor. İsmi akvaryum ama içeride sürüngenler, sinekler, kuşlar da bulunuyor. Dışında bulunan amazon bahçesinde de bir çok çeşit timsah bulunuyor. Ben binayı dışardan görünce çok küçümsemiştim ancak içeri girince fikrim değişti. Gerçekten çok harika bir müze yapmışlar. İlk başta tek hücreli canlıların sergilendiği bölüm var. Sonra balıkların olduğu akvaryumlar. Hatta ortada bir tane akvaryum var, kocaman. İçinde gezinen mantalar o kadar güzel ki. Oturup saatlerce izleyesi geliyor insanın. Sonrasında denizaltında kullanılan ekipmanların olduğu bir kısım var. Oraya bir de ilk denizaltı olan Nautilus’un bir prototipini koymuşlar. Bir diğer kısımda sinekler, arılar, örümcekler ve böcekler var. Bazı panolarda böceklerin kesitleri bulunuyor bu sayede iç yapısını görebiliyorsunuz. Ancak bu kısım insanın içini ürpertiyor :) Diğer kısımda merkitler ve hamster’lar var. Sonrasında kelebekler yer alıyor. Binanın içerisi papatya gibi. Her yaprağında farklı türde canlılar bulunuyor.
Gezi
Bir bakıp çıkarız dediğimiz müzede saatlerce vakit geçirdik. O yüzden burayı görmeden dönmeyin derim. Aquazoo Löbbecke Museum’dan sonra da son durağımız olan Kiefernstrasse’e gidiyoruz. Burası eski şehrin biraz dışında kalıyor. Kiefernstrasse, rengarenk binalarıyla ünlü bir sokak. Flingern-Süd’de yer alan Kiefernstraße, muhteşem duvarları ve bina cepheleri ile harika bir sokak. 1980’lerde çetelerin mekanı olan bu sokak, şimdiler de, turistleri ağırlıyor. Düsseldorf’un en çılgın, punk rock kulübü olan AK47 de, 1983’ten beri Kiefernstraße 23’te hizmet veriyor. Kiefernstrasse, Düsseldorf gezimizin son durağıydı ancak bizim gitmedğimiz yerlerden de bahsedeyim. Barok mimari stilde inşa edilmiş olan, Benrath Sarayı, 1756-1773 yılları arasında yapılmış bir av köşkü. 60 hektarlık bir alanı kaplayan Benrath Sarayı, Hofgarten Parkı’nın da mimarı olan Nicolas de Pigage tarafından yapılmış. Sarayın içerisinde gezebileceğiniz iki tane müze var; Doğa Tarihi Müzesi ve Avrupa Bahçe Sanatı Müzesi. Ayrıca sarayın bahçesinde bulunan 18. yüzyı-
Aquazoo Löbbecke Museum kocaman bir parkın (Nordpark) içinde yer alan bir akvaryum. lın ikinci yarısına ait objeler de sergileniyor. Messe Düsseldorf, toplam sergi alanı 285 bin metrekare olan ve dünyanın en büyük fuar alanı olarak kabul edilen bir fuar merkezi. Düsseldorf’a gelenlerin % 90’a yakını burada düzenlenen fuara katılmak için kenti ziyaret ediyormuş. Luegplatz’da yer alan Düsseldorf Lunaparkı, Avrupa’nın en büyük eğlence fuarıymış. Temmuz ayında açılan alana ulaşmak için feribotu kullanabiliyormuşsunuz. Düsseldorf’u nehirden görmek için Ren Nehri tekne gezilerine de katılabilirsiniz. Nehire yakın olayım derseniz, Altstadt’a yakın yerde demirlemiş olan tekne otelde de kalabilirsiniz :) Paris ve Londra’dan sonra, Avrupa’da bulunan en fazla üçüncü Japon nüfusunun yaşadığı Japon Mahallesinde,
Japon kültürüne ait ürünlerinin satıldığı süpermarketler, kitap mağazaları ve restoranlar bulunuyor. Avrupa kıtasının önde gelen fuar merkezi olan Düsseldorf, küçük bir Avrupa kenti olsa da, gezilip görülecek pek çok yeri ve küçüklü büyüklü pek çok müzesi bulunuyor. Ben Düsseldorf’un en çok mimarisini ve sokaklarını beğendim. Sanki bir masal kenti. Lviv’den sonra en çok Düsseldorf’u sevdim diyebilirim. Biraz da yemeklerden bahsedeyim. Avrupa’da en çok ünlü olan şey gulaş çorbası ancak ben hiç sevmiyorum. Ben bu gezi süresinde en çok et ve sushi yedim:) Düsseldorf’ta uzak doğu yemekleri yapan bir çok yer var. Hepsi de çok lezzetli. Etten sıkılırsanız sushi denemenizi tavsiye ederim. Bir de makarna ve pizza. Ben pizza sevmiyorum ama makarnaya bayılırım. Bir akşam Pizzeria Colosseo’da yemiştik ve gerçekten çok lezetliydi. Pizzeria Colosseo, salaş ve minik bir mekan ama yemekler 10 numara. Düsseldorf gezimizi de burada bitirip güzel ülkeme dönüyoruz :)
marketing europe & anatolia /45
Gameon
LOL Dünya Şampiyonası finali...
Dünyada en çok oynanan Espor oyunu olan League of Legends’ın 2019 Dünya Şampiyonası final karşılaşması, dakika başına ortalama 21.8 milyon farklı kişi tarafından izlenerek rekor kırdı. 16 farklı dilde ve 20'den fazla platformda yayınlanan müsabaka 44 milyon eşzamanlı izleyici sayısına ulaştı. Dünyanın en iyi League of Legends takımını belirlemek üzere her yıl düzenlenen League of Legends Dünya Şampiyonası’nda, bu sene de 13 uluslararası bölgenin en iyi takımları, Sihirdar Kupası'nı kaldırmak için mücadele etti. G2 Esports ve FunPlus Phoenix arasında gerçekleşen 2019 Dünya Şampiyonası Finali ise League of Legends tarihinin en çok heyecan uyandıran maçı oldu. Turnuvanın içerikleri 1 milyar saatten fazla izlendi Fransa’nın Paris şehrindeki AccorHotels Arena'da düzenlenen Dünya Şampiyonası Finali, dakika başına 21.8 milyon izleyici sayısına ulaşarak yeni bir rekora imza attı. Tam 5 hafta süren Şampiyona boyunca Berlin, Madrid ve Paris'te 120 maç oynandı ve dünyanın dört bir yanındaki taraftarlar, turnuva içeriklerini 1 milyar 46 / marketing europe & anatolia
saatten fazla izledi. Ayrıca etkinlikte 99 şampiyon seçildi veya yasaklandı. Böylece 2019 Dünya Şampiyonası, önceki yıllara kıyasla metası en çeşitli şampiyona unvanını da elde etti. Espor Şampiyonası kültürel bir deneyime dönüştü Dünya Şampiyonası deneyimi hem Paris hem de dünyanın dört bir yanında gerçekleşen faaliyetler, etkinlikler ve performanslarla sahnenin de ötesine geçti. Taraftarlar, partnerler ve sanatçılarla etkinlik adeta kültürel bir deneyime dönüştü. Dünya Şampiyonası kapsamında
Paris’te 5 gün boyunca ziyaretçilere açık olan bir Espor Köyü kuruldu ve 17 ülkedeki 151 sinema salonunda etkinlik yayınladı. Louis Vuitton, Sihirdar Kupası'nın içine konduğu LED'li bir kupa taşıma kutusu yaptı. Dünya Şampiyonası Açılış Töreni'nde League of Legends şampiyonlarından oluşan hip-hop grubu True Damage, şarkılarını seyircilerin beğenisine sundu. 2020 Dünya Şampiyonası Finali ise 55 binden fazla koltuk kapasiteli Çin’in Şangay Stadyumu'nda gerçekleşecek.
Gameon
PUBG MOBILE’den Güncelleme... yeni logosuyla paylaşılan son güncellemede yer alan özellikler şöyle: Mekanik Öfke Modu; Mekanik Öfke TDM; Mekanik Öfke PickUp; Kış Cenneti ;Hareket Halinde İyileşme; Mühimmat ; Görünüm Tuşları; Yeni Kayma Mekaniği ;Silah Dengeleri – Klasik modda, birden çok silahın, oynanışı dengelemek açısından özellikleri değiştirildi. Angry Birds ile ortak içerik - Oyuncular artık özel eşyaları açma şansına sahip olacaklar ve Toplanma Alanı’nda Angry Birds bombaları atarak minik bir oyun oynayabilecekler. Ödüller ise Angry Birds macerası etkinliğindeki görevleri taYeni yarış modu, kış temalı içerikler ve çok daha fazlası mamlayarak kazanılabiliyor. PUBG MOBILE’ın iOS ve Android üzerindeki yeni güncellemesiyle sunuluyor PUBG MOBILE, yayınladığı güncelleme ile yeni oyun modları, haritalar, eşyalar ve yeteneklerin yanı sıra 10. yaşını kutlayan Angry Birds oyunuyla bir işbirliği içeriği sunuyor. Apple’ın “Türkiye’deki En Popüler Ücretsiz iOS Oyunları 2019” listesine giren popüler oyun PUBG MOBILE’ın son güncellemesi, App Store ve Google Play üzerinden ücretsiz olarak erişilebiliyor. Yepyeni bir ikon ve Tencent Games’in
3. KOD Ödülleri...
Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunlarının ödüllendirildiği ve üçüncüsünün bu yıl düzenlediği KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması’nın başvuruları başladı. Yarışma; ilkokul, ortaokul ve lise eğitim düzeylerinde, bilişim teknolojilerinin eğitimdeki önemini ve katkısını vurgulamak, bu alanda fikir üreten, dijital oyun geliştiren ve uyarlama yapan kişi ve kurumların çalışmalarına güç katmak ve yetişmekte olan kuşakları özendirmek amacıyla düzenleniyor.
Yarışma sayesinde, Türkiye’de matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunları ödüllendirilerek eğitim sistemindeki yerini alacak. Aralık ayında başlayan başvurular 30 Ocak 2020 tarihinde sona erecek. İki kategoride gerçekleşecek yarışmaya, matematik ve fen bilimlerinde eğitici ve öğretici özellik taşıyan dijital oyun ya da dijital oyun fikri üretenler katılabilecek. Jüri üyeleri Yarışma jürisinde, TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, Netmarble EMEA CEO’su Barış Özistek, Purple PAN Creative Agency Kurucusu ve Kreatif Direktör Ozan Aydemir, Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Güven Çatak, Türkiye İş Bankası Yetenek Yönetimi Bölümü Müdür Yardımcısı Niyazi Arda Aygül, ve İstanbul Enka Okulları Ortaokul Müdürü Dr. Özlem Mecit yer alıyor. Eczacıbaşı Topluluğu’nun ana sponsorluğunu üstlendiği KOD Ödülleri yarışmasının destek sponsoru ise Netmarble oldu. Başvurular ve detaylı bilgi için www.kododulleri.com adresini ziyaret edebilirsiniz. marketing europe & anatolia / 47
Kültür - Sanat
Cam Benim Tutkum... Işık Gençoğlu küratörlüğünde gerçekleşen ve 31 Ocak 2020 tarihine kadar açık kalacak olan sergide, sanatçının hazırladığı bir yerleştirme ve 15 adet heykeli yer alacak. Eserlerinde camın ruhunu ortaya çıkarmaya çalıştığını söyleyen sanatçı, bu sergi için yola çıkış yolculuğunu şöyle anlatıyor: “Sanki evren bizim etrafımızda dönüyormuşçasına kendimizi çok fazla önemsiyoruz. Aslında bizler evrende küçük birer damlayız. Sergiye hazırlık sürecinde, bu farkındalıkla hareket ederek ben merkezli olmadan, ciddiye aldığım şeyleri sorguladım ve camın büyülü dünyasından yararlanarak, tek tek tasarladığım ve oluşturduğum heykellerle bu sorgulamamın sonuçlarını yansıtmaya çalıştım. Bu sergiyle sanatseverleri, kendileri dışında ciddiye aldıkları şeyler konusunda düşündürmeyi de amaçlıyorum.” Cam heykellerini çoğunlukla doğal taşlarla birleştirerek çalışan sanatçının sergisi Pazar ve Pazartesi günleri hariç Cam heykel sanatçısı Ayşen Savcı, “Ciddiye Alıyorum” 12.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak. Ayrıca, isimli sekizinci kişisel sergisini 8 Ocak 2020 tarihinde sergi süresince randevu sistemi ile gelen gruplara özel Beyoğlu Nur-u Ziya Sokak’ta yer alan ISTANBUL CON- gösterim ve söyleşi gibi etkinlikler de düzenlenecek. CEPT Gallery’de açıyor.
Yüzyılın İçinden Düşen Adam... Moritz Rinke’nin kaleminden heyecan yüklü ve bol kahkahalı bir okuma serüveni. Sanatçı kolonisine dönüşen bir Alman kasabası, 68 kuşağından çıkıp New Age kültürüne uyumlanmış baskın bir anne, bir gardırobun içinde dünyaya gelen bir oğul, cebindeki poşet rezene çayıyla gezen, unutulmuş bir ressam, Rilke’nin olduğu iddia edilen ve her misafire gösterilen kutsal tencere. Moritz Rinke, yayımlandığı sene çoksatarlar arasına giren Yüzyılın İçinden Düşen Adam’da karakterlerinin derinliklerine inerken, tıpkı Worpswede bataklıklarından çıkan cesetler gibi derine gömülmüş karanlık sırları gün ışığına çıkarıyor. 48 / marketing europe & anatolia
Sonradan Gurme... ‘Bu toprakların en lezzetli hareketi’ Sonradan Gurmeler, “Daha renkli, daha lezzetli, daha fazla İstanbul” sloganıyla çok sevilen Yerim Seni İstanbul kitabının yeni versiyonunu yayınladı! Güncellenmiş ve genişletilmiş yeni baskıda kendi rekorlarını da geçerek. İstanbul’un 258 lezzet noktasını kaleme aldılar.Mühendis, doktor, iletişimci, danışman, eczacı, bankacı gibi farklı meslek grubundan yemeyi ve keşfetmeyi seven insanların 2008 yılında başlattığı ve kendilerini Türkiye’nin en lezzetli hareketi olarak adlandıran Sonradan Gurmeler ekibi, Temmuz 2016’da takipçileriyle buluşturdukları ve çok sevilen kitapları ‘Yerim Seni İstanbul‘un güncellenmiş ve genişletilmiş yeni baskısını yapıldı.
Kültür - Sanat
İstanbul Devlet Opera ve Balesi... İstanbul Devlet Opera ve Balesi 2020’ ye Bolero, Bahar ve Judith eserlerinden oluşan Dans Üçgeni ile başlayacak. İlk eser Bolero; 20. yüzyılın en önemli bestecilerinden Maurice RAVEL’in 1928 yılında bestelediği en son bale müziğidir. Koreograf Uğur SEYREK’ in neoklasik baleden modern baleye geçişin gözlendiği etkileyici eserinin dünya prömiyeri, 1997 yılında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Sanatçının Türkiye’de sahneye koyduğu ilk eseri olması açısından da önemlidir. Bolero, Uğur SEYREK’ in tüm koreografilerinde olduğu gibi hayattan kesitler alınarak, kadın-erkek ilişkileri üzerine kuruludur. Dünya repertuvarına giren ilk ve tek Türk balesi olan Judith; Çetin Işıközlü’ nün müziği üzerine Deniz Özaydın’ ın koreografisini günümüz anlayışıyla yeniden yorumladığı modern bale olarak üçgende yerini alacak. Eseri ilk kez, ünlü İngiliz koreograf Alfred Rodrigues “İşte bu müzik tam benim aradığım müzik!” diyerek librettosunu yazmış ve 1969 yılında dönemin Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Aydın Gün tarafından davet edilerek Ankara Balesi’nde sahneye koymuştur.
Kadın Gözüyle Hayattan Kareler... Anadolu Hayat Emeklilik tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen ve Türkiye’nin kadınlara özel ilk ve tek fotoğraf yarışması olan Kadın Gözüyle Hayattan Kareler’e başvurular başladı. Kadınların hayata bakış açılarını fotoğraflarıyla yansıttıkları, 18 yaş ve üzeri tüm amatör ve profesyonel kadın fotoğrafçıların katılabildiği yarışmanın başvuruları, 11 Mart’a kadar devam edecek. Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen ve bugüne kadar 19 bini aşkın katılımcının, 75 binin üzerinde fotoğrafla katıldığı yarışmaya başvurular Anadolu Hayat Emeklilik ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu internet sitesi üzerinden yapılabiliyor. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) danışmanlığında ‘Hayata Dair’ temasıyla 18 yaş üzeri tüm amatör ve profesyonel kadın fotoğrafçılar en fazla 4 adet fotoğrafla yarışmaya katılabiliyor. Bu yılki seçici kurulda fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar, Arel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Güler Ertan, fotoğraf muhabiri ve belgesel yapımcısı Coşkun Aral, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Nihal Kafalı ve Anadolu Hayat Emeklilik İletişim Müşaviri Nihan Güney yer alıyor. Sonuçları 3 Nisan 2019 tarihinde Anadolu Hayat Emeklilik’in internet sitesinde ve http://www.tfsfonayliyarismalar.org/ adresinde yayınlanacak olan yarışmanın birincisi 7.000 TL, ikincisi 5.000 TL, üçüncüsü 3.000 TL ödül alırken, 3 eser de 1.000 TL değerinde mansiyon ödülünün sahibi olacak. Ayrıca sergileme alan eser sahipleri 350 TL ödül kazanacak. marketing europe & anatolia /49