İMTİYAZ SAHİBİ
İstmag MagazinAKTÜEL Gazetecilik İç ve Diş Tic. Ltd. Şti. adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr Editor-in-Chief SİMGE GÜNDÜZ simge.gunduz@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr GRAFİK TASARIM TAYFUN AYDIN
simge.gunduz@img.com.tr
tayfun.aydin@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR CÜNEYT AKTÜRK
Sağlıkta yeni dönem
cuneyt.akturk@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr FOREIGN RELATIONS TARIK ORAL tarik.oral@img.com.tr MUHASEBE FİNANS MUSTAFA AKTAŞ muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr BURSA BÖLGE ÖMER FARUK GÖRÜN fgorun@ihlas.net.tr Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481
CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:4 Güneşli - Bağcılar - İstanbul Tel.:+90.212 604 50 50 Faks:+90.212 604 50 51 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr İMG - Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. İMG - Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın haklarıİstmag Magazin Gazetecilik İç Ve Diş Tic. Ltd. ’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
Türkiye gerek siyasi gerekse ekonomik yapısı söz konusu olduğunda suların durulmadığı, dinamik bir ülke. Bu dinamik yapı elbette ki sağlık alanında da etkisini gösteriyor. Sağlığı en yakından ilgilendiren haber ise kabinede yapılan değişiklikler sonucu 65. hükümetin açıklanmasıyla Recep Akdağ’ın yeniden sağlık bakanlığı görevine getirilmesi oldu. Recep Akdağ 22. ve 23. dönem Erzurum Milletvekili seçilerek 58, 59, 60 ve 61. hükümetlerde sağlık bakanlığı görevi yapmış deneyimli bir isim. Bu göreve 4 kez üst üste atanan Akdağ, Dr. Refik Saydam’dan sonra en uzun süre görev yapan sağlık bakanı olma unvanını da elinde bulunduruyor. AK Parti’nin sağlık politikasının temelini oluşturan ve sağlıkta dönüşümünün mimarı olan Akdağ, kabinede görev almadığı dönemde sürdürdüğü çalışmalarının yanında Harvard Üniversitesi’nde de dersler verdi. Recep Akdağ’ın yeniden Sağlık Bakanı olarak gerçekleştirdiği ilk icraatı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, özel hastanelerde kanser hastalarından cerrahi müdahalelerde fark alınmaması için çalışma başlatması oldu. Haziran sayımızda yeni dönemde Sağlık Bakanlığı’nın değişim için düğmeye bastığı ve bizim de genişçe yer verdiğimiz konular arasında ise; - Vatandaşa sağlık harcamalarında ekstra maliyet çıkmaması, - Kanser, Enfarktüs ve anne ölümlerinin azaltılması, - Sigara kullanımının engellenmesi, - Ambulans sisteminin geliştirilmesi, - Gelişmiş aile sağlığı merkezlerinin kurulması yer alıyor. Biz de Medikal Teknik ailesi olarak 80 milyon vatandaşa hizmet edecek ve sağlık alanında önemli atılımların gerçekleşeceği sinyallerini veren yeni bakanımıza görevinde başarılar diliyoruz. Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle…
Simge Gündüz
Bakan Akdağ, sağlık muhabirleri ile bir araya geldi
Sağlıkta eleman açığı artıyor!
12
30
Hedef: Sağlıkta “Öncü” olmak
Amerikan Sağlık Fuarına Türk Firmaları Tg Expo’yla katılıyor
16
40
Türkiye, sağlığın dijitalleşme sürecinde küresel bir güç haline geldi
Aile hekimliği nöbet sistemine yeni düzenleme
20
42
Mindray medikal teknolojileri dünyayla paylaşıyor
Kanserde ‘Genetik Danışmanlığı’ dönemi başladı
46
24 Tıp dünyasında robot cerrah devrimi
Tıp eğitiminde simülasyon dönemi
28
60
HAKER MEDİKAL.............…..4-5
ABEM KİMYA….................. ..A.K.
ARMUTLU TATİL KÖYÜ…..... ..75
ABONE FORMU…................. ..80
İHLAS KOLEJİ................... …..77
ATEKSİS............................ …..19
İHLAS PAZARLAMA….......... ..73
TARTI…................................. ..47
AYDERSAN…................ A.K.İ. 29
İSTANBUL HEALTH EXPO…...79
TG EXPO…............................ ..63
BETA MEDİKAL…................. ..37
MAVİ MEDİKAL…............ .45-61
BIÇAKÇILAR..................... …..15
MİXTA….............................. ..6-7
BİZPOİNT….......................... ..69
MULTİKAN…............... 53-55-57
TÜRKİYE HASTANESİ…....... ..49
EKİNEXPO…......................... ..65
OCTAMED….......................... ..31
ÜZÜMCÜ........................... …..23
ELMED….............................. ..43
ORSA…............................... .Ö.K.
EMS AMBULANS….............. ..17
OTAMED….............. ..Ö.K.İ. 1-33
ENTEGRECİ ELEKTRONİK…...2-3
PROMEK MEDİKAL…........... ..11
ındex
3B SCİENTİFİC.................. …..27
SEBAT KİMYA….................... ..59 SLEEPWELL EXPO…............. .67
TÜRK BARTER….................. ..51
VARİTEKS….......................... ..39 VOLİ TURİZM…..................... ..71
SAĞLIK BAKANLIĞI
Sağlık Bakanı Recep Akdağ öncelikli hedeflerini açıkladı İkinci kez Sağlık Bakanlığı görevini devralan Recep Akdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla, özel hastanelerde kanser hastalarından cerrahi müdahalelerde fark alınmaması için çalışma başlatıldığını açıkladı
A
K Parti iktidarının ilk Sağlık Bakanı olan ve Türk siyasi tarihinde bu vazifede en uzun süre bulunan ikinci bakanı Recep Akdağ yeniden aynı sorumlukla kabinede yer alıyor. AK Parti’nin sağlık politikasının temelini oluşturan ve sağlık dönüşümünün mimarı olan Akdağ, kabinede görev almadığı dönemde sürdürdüğü çalışmalarının yanında Harvard Üniversitesi’nde de dersler verdi. Recep Akdağ’ın yeni dönemde öncelikli hedeflerinin neler olduğu ise verdiği röportajda açıkladı. Yeni hükümet kuruldu. Bu hükümetin temel öncelikleri ve yol haritası nedir? “Hükümet kurulunca Sayın Cumhurbaşkanımızın makamında, külliyede uzun bir bakanlar toplantısı yaptık. Özellikle şu cümle dikkatimi çekti: “Bu bir hamle hükümeti”. Hepimiz söz aldık, bir arkadaşımız da bu cümleyi yorumlarken ‘Bu hamle döneminde bize de seferberlik düşüyor’ dedi. Ben içinde bulunduğumuz dönemi şu anda böyle hissediyorum. Türkiye’mizin çok önemli küresel ve bölgesel problemlerle karşı karşıya olduğu bir dönemdeyiz. Terörle mücadelemiz yoğun ve kararlı şekilde sürüyor. Bir tarafta PKK, öbür tarafta DAEŞ, diğer tarafta DHKPC var. Öte yandan dünyada ekonomi çok iyi gitmezken, ekonomimizi ayakta tutup büyümemizi devam ettirmek gerekiyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bir hamle ve seferberlik dönemi içerisinde olacağız. Bakanlar olarak bize düşen de bu hamle ve seferberlik sürecini layıkıyla geçirmek.” Aynı sorumluluğu yani Sağlık Bakanlığı görevini ikinci kez üzerinizde taşıyorsunuz. Hissiyatınızı öğrenebilir miyiz? “Bir tarafıyla hizmet imkânı olduğu için Allah’a şükrediyorum. 80 milyon insanımıza Sağlık Bakanlığı’nda hizmet etmek büyük bir ayrıcalıktır.
10
Haziran 2016
Ancak öbür taraftan da işin ağır bir mesuliyetini hissediyorsunuz.” Vatandaşa sağlıkta altından kalkamayacağı maliyet çıkmayacak Önümüzdeki sürece ilişkin hedefiniz ne? “Bizim bir hedefimiz var; vatandaş her türlü sağlık hizmetine rahatça ulaşacak. Buna ulaşırken de altından kalkamayacağı bir harcama yapmayacak. Cumhurbaşkanımızın bizden istediği bu. Bakanlar Kurulu’nda bununla ilgili bazı konuları da konuştuk.” Üç ana hedef: Kanser, Enfarktüs ve anne ölümlerinin azaltılması Yeni uygulamalar olacak… “Elbette olacak. Mesela Sosyal Güvenlik Kurumu’muz özel hastanelerle anlaşma yapıyor ve bu anlaşma çerçevesinde vatandaşımız oradan hizmet alıyor ama karşılığında biraz da fark ödüyor. Belli alanlarda bu farkı ödememesi şeklinde yapılıyor bu sözleşmeler. Mesela yoğun bakım, kalp ameliyatı, acil servis gibi birimlerde fark ödemezsiniz. Kanser tedavilerinde de uygulama bu şekildeyken kanser cerrahisinde hastanelerin fark alma imkanı bulunuyor. Cumhurbaşkanımız bu hususta bize talimat verdi. Bunu Çalışma Bakanımızla da oturup konuşacağız. Kanser cerrahisinde hastanelerin fark almadan bu operasyonları yapması imkânını Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yerine getireceğiz. Kanser hastaları özel hastanelerden hizmet alırken cerrahileriyle ilgili de fark inşallah alınmayacak. İkinci olarak; erken enfarktüs ölüm sayılarını çok azalttık. Ama bu işler zamanında yerinde ve tam müdahale gerektiriyor. Bu konuda gereken tedbiri büyük ölçüde almıştık, şimdi bunları tamamlayıp iyice yaygınlaştıracağız. Anne ölümleri, en trajik ölümlerdir. Bunları önlenebilir sebepler açısından asgariye indirecek, neredeyse tamamen ortadan kaldıracak tedbirler almaya devam edeceğiz inşallah.”
www.promekmedical.com
BEGOS 3. Bölge 2/21 Sk. No: 5 Buca, İzmir / TÜRKİYE
Tel: +90 (232) 290 3200 Faks: +90 (232) 290 3201
info@promekmedical.com
SAĞLIK BAKANLIĞI
Bakan Akdağ, sağlık muhabirleri ile bir araya geldi Bakan Akdağ, muhabirlerle sağlık gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu ve sağlık alanında önemli atılımlar gerçekleştireceğinin sinyallerini verdi “Birçok Avrupa ülkesinden daha çok sigara kullanıyoruz” Sigarayla
mücadele
hususunda
çalışmalar
yapacaklarını ifade eden Akdağ; “Bu birbiriyle bağlantılı
alanlar
üzerinde
çok
hassasiyetle
duracağımız, sizlerle buna odaklanacağımız yıllar olacak. Sigara konusunda birçok Avrupa ülkesinden
daha sık kullanımla karşılaşıyoruz. Şişmanlık ve
hareketsizlikte ise dünyada süper ligin ilk takımları arasındayız. Finlandiya’da gününü hareketsiz geçiren kişilerin oranı yüzde 25 iken Türkiye’de gününü
hareketsiz geçirenlerin oranı ise yüzde 75. Aracımızı iş yerimizin ya da evimizin yüz metre ötesine bile park
7
Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ
’den 70’e herkesin, anne karnından kabre girinceye kadar sağlık konusu ile alakalı olduğunu ifade eden Akdağ, ilgilendikleri grubun sadece 79 milyon vatandaş olmadığını, anne rahminde olan bebeklerle beraber 80 milyonluk bir popülasyonla ilgilendiklerini söyledi. Türkiye’de 2005’li yıllarda kanserle ilgili yaptıkları bir çalışmayı anımsatan Akdağ, bu çalışmanın sonucunda insanların yüzde 70’den fazlasının bilgileri televizyondan öğrendiklerini belirlediklerini söyleyerek, bu konuda medyaya büyük görev düştüğünü vurguladı. Sağlık Bakanlığı olarak en çok önem verdikleri alanlardan ikisinin “Sağlık Okuryazarlığı” ve “Sağlıklı Yaşamı Geliştirme” olduğunu ifade eden Akdağ, önümüzdeki dönemde çok yoğun olarak bu mecraları kullanacaklarını söyledi. Aile hekimleri ve sağlık çalışanlarıyla, hastanelerde kullanılacak ekranlarla, el ilanlarıyla, okullardaki faaliyetlerle bilgilendirme çalışmaları yürüteceklerini belirten Bakan Akdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile de ortak çalışmalar yürüteceklerini dile getirdi.
12
Haziran 2016
edemiyoruz. İki ya da üç katlı apartman dairesine
asansör ile çıkmak istiyoruz. Düzenli egzersiz yapan vatandaşlarımızın sayısı az” ifadelerini kullandı.
Akdağ, eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na, “Bisiklete Binme Kampanyası” için teşekkür etti. Bunun
önemli bir girişim olduğuna değinen Akdağ, benzer çalışmaların devam edeceğini, toplumda hareket etme alışkanlığının geliştirileceğini söyledi. Toplumu hastalıklardan koruma açısından bunun önemli bir
hedef olduğunu dile getiren Akdağ, ikinci hedefin ise erken tanı olduğunu bildirdi.
Bu kapsamda aile hekimliği ve kanser tarama merkezlerinin
çalışmaları
sayesinde
Türkiye’de
kanserle ilgili erken teşhis noktasında, özellikle kolon
ve serviks (rahim ağzı) kanserleri konusunda büyük mesafe alındığını söyleyen Akdağ, diyabet ve kronik hastalıklar için de erken tanının önemine işaret etti. “Ambulans sisteminin geliştirilmesi gerekiyor”
Akdağ; “Hastalanan insanların tedavi edilecekleri
yerlere kolay ulaşmaları ve kaliteli hizmet almaları gerekiyor. Bunun için de bütün dünyaya örnek olan ambulans sistemimizin biraz geliştirilmesi gerekiyor.
Özellikle metropol kentlerde ve İstanbul’da. Şehirlerde ihtiyacı olan kişilere ambulansın ilk 10 dakika içerisinde ulaşma oranı yüzde 95’lere çıktı. İlk hedeflerimizden biri de İstanbul’u bu anlamda daha da kuvvetlendirmek” diye konuştu. Kalp krizi geçiren kişinin, ara merkeze götürülmeden doğrudan müdahale edilebilecek bir sağlık kuruluşuna sevk edilmesine yönelik planlama yapılması gerektiğine işaret eden Akdağ, bu planlamanın, vatandaşın bilinçlenmesi ve onun taşınmasından başladığını belirtti. Vatandaşın bu konuda “farkında olma” noktasının zayıf olduğunu ifade eden Akdağ, “Birçok insan göğüs ağrısının geçmesini evinde bekleyerek zaman kaybediyor. Akdağ, anne ve bebek ölümleri konusunda da Türkiye’nin çok mesafe aldığına değinerek, anne ölümlerinin her yüz bin canlı doğumdan 14’e kadar indirildiğini, bu konudaki hedeflerinin 2023 yılına kadar bunu 10’un altına indirmek olduğunu söyledi. Akdağ, bebek ölüm oranını ise her bin canlı doğumda 5’in altına indirmeyi hedeflediklerini bildirdi. “Şehir merkezlerinde gelişmiş aile merkezleri olacak” Aile hekimliği merkezlerine ilişkin yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Akdağ, şöyle devam etti; “Sağlık ocaklarından aile hekimliğine geçerken birkaç basamak yükselmiştik. Aile hekimliği merkezlerini, psikolog, fizyoterapist, ağız diş sağlığı gibi hizmetlerle geliştireceğimiz şehir merkezlerinde biraz daha büyük, kompakt merkezler haline dönüştüreceğiz. Hizmet alma imkânımız daha da artacak. Hastane hizmetleri açısından kamudaki sağlık hizmetini, hastanelerimizde
de güçlendirmeye devam edeceğiz. Kamuda verilen sağlık hizmeti ne kadar güçlü olursa özel sektörden de bu ölçüde kaliteli ve hizmet satın alabiliriz.” Sağlıkta memnuniyet oranlarının yüzde 39’lardan yüzde 75’e çıktığını ifade eden Akdağ, bu oranı yüzde 80’lere çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi. Akdağ, bir önemli hedeflerinin de Türkiye’de sağlık endüstrisini geliştirip gerek ilaç gerek tıbbi ilaç konusunda yerli üretimi sağlamak olduğunu kaydetti. Şehir hastaneleri projesine de değinen Akdağ, şehir hastanelerinin 41 bin yeni yatakla planlandığını belirtti. 27 bin yatağının ihale edildiğini, geriye kalan 14 bin yatağın da önümüzdeki bir yıl içinde ihale edilmesinin planlandığını dile getirerek, bu yıl içerisinde Mersin ve Yozgat şehir hastanelerinin hizmete gireceğini aktardı. “Sezaryen insanlık suçudur” Akdağ, sezaryen hususunda Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), ülkelerde sezaryen uygulamasının ortalama yüzde 15 ila 20 olmasının tıbbi ihtiyaçları karşıladığını raporladığını anımsattı. Akdağ, dünyanın en gelişmiş İskandinav ülkelerinde sezaryen oranlarının yüzde 15-20 civarında olduğunu, Türkiye’de ise bu oranının yüzde 50’nin üzerine yükseldiğini belirtti. Akdağ, şöyle devam etti; “Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek bana göre bir insanlık suçudur. Malpraktis dediğimiz kötü hekimlik uygulamasıdır. Açıkçası bu işi yapanların zihniyeti açısından en hafifi ile istismardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Sağlık Bakanı olarak buna gücüm yettiğince müsaade etmeyeceğim.”
Haziran 2016
13
AKTÜEL
Mersin Şehir Hastanesi’nin hizmete girmesine sayılı günler kaldı Türkiye’nin hizmete girecek ilk şehir hastane olacak Mersin Şehir Hastanesi’nin inşaat ve peyzaj çalışmalarının yüzde 91’lik kısmının tamamlandı kapasite artırımına da gidildiğini ifade eden Doğan, proje ile ilgili; “Kampüs içerisine yüklenici firma
ortaklarından Murat Çeçen tarafından hayır olarak bir cami ve kreş yaptırılacak. Hizmet verecek olan teknik
cihazların tamamına yakınının montajı yapılmak
üzere hazır. Tamamlandığında bin 294 yatakla hizmet verecek hastane, afet ve acil durum hallerinde yatak sayısını bin 500’e yakın bir sayıya kadar artırabilir.
Hastanede aynı anda 50 hasta ameliyat olabileceği gibi
bu hizmetleri verirken de sayılı hastanede kullanılan
5 bin kilovat gücünde elektrik üretebilen jeneratör sistemi ve son teknoloji cihazların kullanılmasıyla birlikte de hizmet kalitesi en üst düzeyde olacak” bilgisini verdi.
Ülke genelinde yapımı devam eden entegre şehir hastanesi projeleri arasında yer alan ve protokolü en son imzalanmasına karşın, ilk olarak bitirilmesi
öngörülen şehir hastanesinin bölge ile sağlık turizmi açısından son derece önemli bir yeri olduğunu
ifade eden Çakacak; “Her zaman dediğimiz gibi mevcut sağlık kapasitesi ve halen yapımı, ihalesi
ve proje çalışmaları devam eden sağlık yatırımları
M
ersin Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, Vali Özdemir Çakacak, inşaatında sona yaklaşılan hastanede incelemelerde bulundu. İnşaat şantiyesini ziyaret eden Çakacak, İşletme Genel Müdürü Abdul Vahap Doğan’dan çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Doğan, haziran ayı itibariyle inşaat ve peyzaj çalışmalarının yaklaşık yüzde 91’lik kısmının tamamlandığını aktararak, çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini, ağustos ayında da inşaat ve teknik işlemleri tamamlamayı hedeflediklerini söyledi. Projede Bakanlıkça uygun görülen bazı alanlarda
14
Haziran 2016
da tamamlandığında Mersin, bir sağlık üssü haline gelecek. Bu sadece Mersin’i değil, Çukurova’yı her
alanda olduğu gibi sağlık alanında da Türkiye’nin önemli bölgelerinden biri haline getirecek. Sağlık sektörü turizm pastasından daha fazla pay alabilmek için tanıtım çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
232 bin metrekare inşaat alanına sahip, bin 294 yatak kapasiteli Mersin Şehir Hastanesi bünyesinde son teknolojinin kullanıldığı anjiyografi merkezi, hiperbarik oksijen merkezi, yanık tedavi merkezi,
radyasyon onkolojisi, nükleer tıp, diyaliz, doğum, tüp bebek ve daha birçok ünitenin hizmet verecek.
Bıçakcılar Laboratuvar Medikal A.Ș. 1984 yılında Bıçakcılar Tıbbi Cihazlar A.Ș. ürünlerine fonksiyonel ve mikrobiyolojik testler uygulamak amacıyla kurulmuștur. 2005 yılından itibaren akredite bir kuruluș olarak hastane ve tıbbi cihaz üretim sektörüne test hizmeti vermektedir.
Medikal Cihaz Testleri • • • • •
İnvitro Sitotoksisite Sterilite Biyolojik Yük LAL/Endotoksin Etilenoksit Kalıntı
Sterilizasyon Validasyonu (ISO 11135:2015)
• Mikrobiyolojik Performans Testleri • Fiziksel Performans Testleri
Ameliyathane ve Kontrollü Alan Temizoda Testleri
BCK-KRM-003
• • • • •
Partikül Sayımı Hepa Filtre Kaçak Testi Hava Akıș Hızı Testi Hava Basınç Farkı Sıcaklık ve Nem Ölçümü
Temizoda Biyokontaminasyon Testi • • • •
Hava Biyokontaminasyonu Yüzey Biyokontaminasyonu El Biyokontaminasyonu Havadan Yüzeye Düșen Partikül Sayımı
Osmangazi Mah. Gazi Cad. No:21, Esenyurt 34522 İstanbul T: (212) 689 02 20 F: (212) 689 02 29
RoHS Testleri
(Elektrikli ve Elektronik Medikal Cihazlar için)
• Kurșun • Civa • Kadmiyum • Krom 6 • PBB • PBDE
Hemodiyaliz Testleri • Kimyasal Testler • Mikrobiyolojik Testler • LAL(Endotoksin) Testleri
SAĞLIK
Hedef: Sağlıkta “Öncü” olmak Türkiye, biyoteknolojik ürünler, plazma, tıbbi cihaz ve aşı gibi alanlarda yerli üretimin sağlanmasıyla sağlıkta bölgesinin “öncü ülkesi” olmayı hedefliyor
6
5. Hükümet Programı’na göre Türkiye, sağlık alanında daha kaliteli, daha hızlı sağlık hizmet sunumu için var olan projelerin yanı sıra yeni uygulamalarla yola devam edecek. Bu kapsamda, fiziken ve ruhen sağlıklı nesillerin yetişmesi amacıyla insan odaklı projelerle sağlık alanında çalışmalar yürütülecek. Sağlık alanında hizmet standardının sürdürülebilirliği sağlanacak, yeni reformlarla hizmet kalitesi yükseltilecek. Sağlık hizmet sunumundan toplumun tüm kesimlerinin faydalanması sağlanacak. Bunun için, sağlık alanındaki insan kaynağı ve hizmet kalitesi sürekli artırılacak. Türkiye’nin tıbbi teknoloji, ilaç ve kozmetik endüstrisi ile sağlık turizminde kapasitesi yükseltilecek. Türkiye, yerli ve milli üretimin sağlanmasıyla sağlık alanında bölgenin “Öncü Ülkesi” olacak. Biyoteknoloji Enstitüsü ile ülke içinde biyoeşdeğer ilaçların geliştirilmesine olanak verilecek. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Projesi kapsamında, sağlık sisteminde rol-model uygulamaları hedefleyen bir ülke olarak çalışmaların, bir üniversite çatısı altında yapılanmasına olanak sağlanacak.
16
Haziran 2016
Koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verilecek Yeni dönemde de bir yandan temel sağlık hizmetleri geliştirilirken diğer taraftan koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verilecek. Bu kapsamda, koruyucu hekimlik yaygınlaştırılacak ve sağlıklı yaşam kültürü teşvik edilecek. Sağlık okuryazarlığının geliştirilmesine yönelik uygulamalar, bu amacın hayata geçirilmesinde en etkili ve kapsayıcı politika aracı olacak. Aile Sağlığı Merkezlerinde yeniden yapılanmaya gidilerek, koruyucu sağlık hizmetlerinin yanı sıra aile hekimliği, tedavi hizmetleri, evde sağlık, 112 acil sağlık hizmetleri bütüncül bir anlayışla ele alınacak ve yeni bir yapı kurulacak. Birinci basamak ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin entegrasyonu sağlanacak. Biyoteknolojik ürünlerde yerli üretim artırılacak. Yerli plazma ürünleri üretilecek. Türkiye, bu teknolojiyi üretebilen ve kullanabilen sayılı ülkelerden biri haline getirilecek. Kişiye özel kanser tedavisini öngören “ONCOGEN” projesi hayata geçirilecek. Türkiye, milli aşı projesiyle kendi aşısını üretecek.
AKTÜEL
GE Sağlık ve DİA Holding, sağlık için 95 milyon dolarlık anlaşma imzaladı T.C. Sağlık Bakanlığı’nın 15 milyar dolarlık sağlıkta dönüşüm stratejisinin bir parçası olan ve alanında dünyanın en büyük yatırımı olacak 29 Kamu Özel İş Birliği (PPP-Public Private Partnership) projesi, yaklaşık 41 bin hasta yatağı kapasitesine sahip olacak
D
İA Holding ve GE Sağlık, Türkiye’nin Sağlık alanında faaliyete geçecek olan ilk Kamu Özel Ortaklığı Projesini (PPP) hayata geçirmek için 95 milyon dolarlık stratejik teknoloji ve çözüm ortaklığı anlaşması imzaladıklarını duyurdu. Program, Cenevre’de düzenlenen 69. Dünya Sağlık Toplantısı’nda T.C Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sayın Prof. Dr. Eyüp Gümüş’ün katılımıyla açıklandı. Müsteşar daha sonra, sağlık sistemlerini güçlendirmede global perspektifleri birleştiren GE’nin Bakanlık panelinde bir araya getirdiği, farklı ülkelerden Sağlık Bakanlıklarının 100’den fazla üst düzey temsilcisine, Uluslararası Gelişim Ajanslarına ve STK’lara konuşma yaptı. T.C Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sayın Prof. Dr. Eyüp Gümüş, konuyla ilgili şunları söyledi; “Türkiye’nin sağlık alanındaki ihtiyaçları son 20 yılda giderek artmıştır. 1990 yılında yalnızca 54 milyon olan nüfusun, 2023 yılında büyük oranda gençlerden oluşması ve 84 milyona ulaşması bekleniyor. Bu da, diyabet, kalp hastalıkları ve kanser gibi bulaşıcı olmayan hastalıklar da dahil olmak üzere artacak
18
Haziran 2016
sağlık ihtiyaçlarına işaret ediyor. Modern sağlık hizmetlerine erişimi artırmak, genel nüfusun uzun süreli sağlık görünümünün iyileştirilmesine yardımcı olacaktır ve böylece vatandaşlarımız daha sağlıklı yaşam sürerek bulundukları çevreye daha çok katkıda bulunacaktır.” Program kapsamında GE Sağlık, ileri teknolojiler ve çözümlerden oluşan kapsamlı bir paket sunacak • Uzun süreli hizmet kontratlarıyla, Manyetik Rezonans, Bilgisayarlı Tomografi gibi sistemlerin, tanı ve görüntüleme cihazlarının yanı sıra yaşam destek ünitelerini de içeren 3000 üniteden fazla tıbbi cihaz ve çözümün kurulumu • GE Sağlık’ın odaklandığı beceri gelişimini ve kapasite kullanımını artırma kapsamında yüzlerce sağlık profesyoneline ulaşılması • Sağlık sektöründe verimliliğini artırmak, Türkiye’de bilgi ve teknoloji paylaşımı sağlamak için varlık yönetimi ve finansal çözümler
Sony
Teknolojisi ile tanışın
Ameliyathanelerde daha fazla netlik, renk ve kontrast için 4K medikal monitörler ve kaydediciler!
www.ateksis.com +90 216 425 99 66
FUAR
Türkiye, sağlığın dijitalleşme sürecinde küresel bir güç haline geldi
H
IMSS Türkiye 2016, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ve HIMSS Başkanı H. StephenLieber’in katılımı ile açıldı. HIMSS Türkiye 2016’da konuşan Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, dijital hastane kavramının sağlık sektörünün tüm dinamiklerini pozitif anlamda etkileyecek bir güce sahip olduğunu belirtti. HIMSS Başkanı H. StephenLieber ise Türkiye’nin kısa sürede 17 hastanesini HIMSS EMRAM 6 seviyesine çıkararak Avrupa’nın öncüsü haline geldiğini ifade etti. Avrupa’da sadece 4 hastanenin sahip olduğu Seviye 7 derecesine Türkiye’den de bir hastanenin layık görüldüğünü söyledi. “Dijitalleşen dünya insan hayatı açısından yeni fırsatlar oluşturdu” Açılışta konuşan ve içinde bulunduğumuz yüzyılın tüm iş süreçlerini temelden değiştirdiğini söyleyen Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, Sağlık Bakanlığı olarak bilişim teknolojileri ile tüm üretim ve
20
Haziran 2016
hizmet sektörlerini bir araya getirmeyi hedefleyen 4. Endüstri devrimine kayıtsız kalmadıklarını belirtti. Zaman ve mekan kavramının yerini istediğiniz yer ve zamanda sürece dahil olabileceğiniz teknolojilere bıraktığını vurgulayan Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci; “Dijitalleşen dünya ve iş yaşamı hem insan hayatı hem de biz sağlıkçılar açısından yeni fırsatları ortaya çıkardı. Artık hastaların teşhis ve tedavi süreçlerine katıldığı ve sürdürülebilir sağlık politikalarının dijital veriler kapsamında ele alındığı bir hizmet sürecinden bahsediyoruz. Bu bağlamda dijitalleşme, teknolojik araçların sağlık sektörüyle entegrasyonu, mobil sağlık araçlarının etkin kullanımı, büyük veri uygulamaları ile teşhis ve tedavi süreçlerinin yönetimi gibi uygulamalar, sağlık profesyonelleriyle hastanelerin ilaç gibi, iğne gibi vazgeçilmez unsuru haline geldi” şeklinde konuştu. HIMSS Türkiye 2016’da Sağlık Bakanlığı olarak gelinen noktanın katılımcılarla paylaşılacağını ve gelecek yıllara ilişkin birlikte gerçekleştirilecek çalışmalar için istişareler yapılacağını söyleyen Birinci, bu kongrede konuşulan şehir hastanelerinde bilişim çözümleri, kişiselleştirilmiş tıp, e-sağlık uygulamaları gibi konuların önümüzdeki yıllarda da tüm sağlık çalışanlarının gündeminde olacağını ifade etti. “Türkiye küresel ölçekte sağlıkta dijitalleşme konusunda örnek uygulamalar geliştiriyor” Sağlık Bakanlığı olarak özellikle son 10 yıldır gerçekleştirilen değişim programı kapsamında toplumun her kesiminin sağlık hizmetlerine erişimini maksimum seviyeye yükselterek önemli bir başarıya imza attıklarını kaydeden Dr. Şuayip Birinci; “Artık küresel ölçekte sağlıkta dijitalleşme kavramını yakalayan ülkeler kategorisinde örnek teşkil edecek uygulamalar geliştiriyoruz. Dijital hastane kavramı sağlık sektörünün tüm dinamiklerini pozitif anlamda etkileyecek bir güce sahip. Sağlık tesislerimizde dijitalleşme, doktorlarımızın daha hızlı ve etkin bir şekilde teşhis ve tedavi süreçlerini yönetmelerini, hastalarımızın ise kendi sağlıklarını kontrol altında tutarak daha sağlıklı bireyler olarak hayatlarını sürdürmelerini mümkün kılıyor.
Bununla birlikte sağlık yöneticilerinin de çok daha rasyonel ve hızlı çözüm üretmelerine imkân tanıyor” dedi. “Türkiye Avrupa’da öncü” Türkiye’nin küresel anlamda teknolojiyi kullanma bakımından ileri ve öncü bir duruma geldiğini ifade eden HIMSS Başkanı H. Stephen Lieber; “HIMSS Türkiye 2016’da İspanya, Hollanda ve Almanya’dan sonra Türkiye’de bir ilki gerçekleştireceğiz. HIMSS’in akreditasyon ve standart modeli EMRAM’da 7 seviyesine gelen bir hastaneyi ödüllendireceğiz. Ayrıca 17 tane EMRAM 6. Seviyeye gelmiş hastane bulunuyor. Burada büyük bir gelişmeden
bahsediyoruz. Türkiye’nin Avrupa’da öncü olduğunu görmekteyiz. Sağlık Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar diğer ülkelerin de örnek alacağı bir işbirliği olarak öne çıkıyor” dedi. Bilgi teknolojilerinin sağlık hizmetlerinin sunumunda ve geliştirilmesinde en uygun ölçüde kullanımının hastanelere güvenli ve iyi bir sağlık hizmeti verme imkanı sağlayacağına değinen Lieber, konuşmasını; “HIMSS olarak 65 binin üzerinde bireysel üyesi ve yüzlerce kurumsal üyesi olan ve kar amacı gütmeyen bir kurumdan bahsetmekteyiz. Misyonumuz dünya genelindeki hastane ve hükümetlere teknolojinin sunduğu nimetlerden yararlanmaları konusunda destek olmak ve tavsiyeler vermektir” şeklinde sürdürdü.
Haziran 2016
21
AKTÜEL
Diyabet hastalarına uygun kalp stenti Cre8™ Alvimedica’nın Cre8™ stentinin etkinlik açısından İlaçlı Stentlerde yeni bir çığır açması bekleniyor
A
lvimedica, Paris’te düzenlenen EuroPCR 2016 Kongresinde “Diyabetik hastalarda PCI-girişimsel kardiyoloji mücadelesini çözüme döndürmek” oturumuna ev sahipliği yaptı. Bu oturumda dünyaca ünlü kardiyologlar Prof Dr. Tchetche ve Prof Dr. Dumonteil Toulouse, Pasteur Kliniği’nde bir diyabet hastası üzerinde Alvimedica tarafından üretilen Cre8™ stentini kullanarak canlı PCI vakası uyguladı. Canlı vakadan sonra, Prof Dr. Byrne, Amphilimus™ formülasyonunun diyabet hastalarında nasıl çalıştığına ve PCI için nasıl bir etki yarattığına dair bir sunum yaptı. Ardından Prof Dr.Sardella klinik program ve Cre8™’in özellikle diyabet hastaları için olan klinik kanıtlarını anlattı. Prof Dr. Stella ise Cre8™stenti’nin klinik bir sonuçlar bağlamında, hastanın günlük yaşamına etkileri üzerine görüşlerini aktardı. Prof Dr. Vernheye ve Prof Dr. Eeckhout bu ilginç ve interaktif oturumu yorumları ile zenginleştirdiler. Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Alaton, “Ameliyat odasında yenilikte bir sonraki seviyeyi arayan medikal profesyoneller için, minimal girişimsel medikal teknolojiler odaklı, faaliyet gösteren genç ve dinamik bir şirketiz. Doktorlarla birlikte “beraber geliştirme” yaklaşımıyla çalışarak, girişimsel kardiyolojide henüz karşılanamamış ihtiyaçları karşılamayı amaçlıyoruz. Dünya çapında
22
Haziran 2016
büyük öneme sahip bu Kongrede Alvimedica’nın, diyabetik kalp hastalarına yönelik, yenilikçi ürünlerinden olan Cre8™ stentinin yine dünyanın önde gelen kardiyologlarından övgü toplaması bizleri gururlandırdı.” dedi. Kongre süresince yenilikçi stentlerinin bu alandaki dünya devlerinin ürünleriyle aynı arenada olduğunu ifade eden Alaton, %100 Türk sermayeli ilk ve tek yerli stent ve kateter üreticisi olarak, Alvimedica’nın geliştirdiği, özellikle diyabetik hastalarda çok daha iyi çalışan ve yaşam kalitesini yükselten Cre8™ ilaçlı stentin medikal pazarda gördüğü ilgiden memnun kaldıklarını ifade etti. Alaton “Diyabet hastalarına uygun stentle ilgili sayısal olarak büyük çapta klinik bir araştırmanın başlangıcını da bu Kongre yaptık. Dünya çapında diyabet hastalarının kullanabileceği başka bir ürün yok. ABD’deki kardiyoloji duayenleri de bu ürünü kullanmaya çok istekli olduklarını bildirdiler.” dedi. Avrupa Girişimsel Kardiyoloji Birliği - EAPCI (European Association for Percutaneous Cardiovascular Interventions) tarafından her yıl organize edilen EuroPCR, girişimsel tıbbın en önemli Kongrelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu Kongre 15.000 m2 alanda, Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika kıtalarından 12 binden fazla katılımcının yer aldığı, altmıştan fazla canlı vakanın gerçekleştirildiği, dünyanın en ilgi gören tıbbı organizasyonları arasında bulunuyor.
RÖPORTAJ
Mindray medikal teknolojileri dünyayla paylaşıyor Mindray Türkiye In-Vitro Diagnostik (IVD) Satış Şefi Onur Zöngür; “Amacımız insanlığa daha kolay erişilebilecek daha iyi sağlık çözümleri üretmek” Klinik Kimya, İmmunokimya, Mikrobiyoloji, İdrar ve Koagülasyon olarak sıralayabiliriz. Her bir ürün grubumuz; cihaz ve cihazlarda kullanılan orijinal reaktif, kontrol, kalibratör ve sarfları içermektedir. Yine her bir ürün grubumuz, her ölçekte laboratuvarın ihtiyacına cevap verebilecek ürün yelpazesine sahiptir. Uluslararası izlenebilirlik kriterlerine sahip olan ürünlerimiz Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde kullanılmaktadır.”
M
indray 1991 yılında tüm dünyada sağlık hizmetlerini daha erişilebilir ve ekonomik hale getirmek amacıyla yüksek kalitede, uygun fiyatlı tıbbi cihazlar üretmek amacıyla kurulmuştur. Mindray yüksek kalitede, kullanımı kolay ve ekonomik tıp teknolojilerini dünya ile paylaşarak sağlık hizmetlerini iyileştiriyor ve bunu her zaman bütünlük, dürüstlük ve hümanizm taahhüdü ile gerçekleştirdiği sözünü müşterilerine veriyor. Mindray Türkiye In-Vitro Diagnostik (IVD) Satış Şefi Onur Zöngür, gerçekleştirdiğimiz röportajda çalışmalarına dair notları Medikal Teknik okuyucuları için anlatıyor. Laboratuvar ürün ve ürün gruplarınızdan bahsedebilir misiniz? Sunmuş olduğunuz hizmetler nelerdir? “Bu yıl, kuruluşunun 25. yılını kutlamakta olan firmamızın laboratuvar ürün gruplarını; Hematoloji,
24
Haziran 2016
Özellikle uzmanlaştığınız ana bir alandan söz edebilir miyiz? Faaliyet alanınızda sunduğunuz çözümleri farklılaştıran ve özel kılan noktalar nelerdir? “Firmamızın In-Vitro Diagnostik (IVD) alanında faaliyetleri Hematoloji Analizörleri ile başlamıştır. Dolayısıyla; Hematoloji alanında uzmanlaşmış bir firma olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Firmamızın tüm faaliyet alanlarında sunduğu çözümleri farklı ve özel kılan en önemli hususlardan biri, her bir ürünümüzün arkasında yatan güçlü Ar-Ge yatırımıdır. Bu nedenledir ki kuruluşu olan 1991 yılından bugüne kadar sayısız patentli teknolojiye sahiptir. Diğer önemli bir husus ise; aynı zamanda firmamızın misyon ve vizyonunun temelini de oluşturan, “insanlığa daha kolay erişilebilecek daha iyi sağlık çözümleri üretmek” ilkesidir.” Son dönem pazara sunduğunuz yeni ürün veya çözümler var mı? “Bu yılbaşından itibaren In-Vitro Diagnostik (IVD) ürünlerimize İmmunokimya, Entegre Klinik Kimya ve İmmunokimya Analizörleri ve reaktifleri, Tam Otomatik Entegre İdrar Analizörleri eklenmiştir. Bu ürünlerin de portföyümüze eklenmesi ile birlikte Mindray olarak laboratuvarların ana ihtiyaç kalemleri olan tüm ürünleri karşılayabilir hale gelmiş bulunuyoruz.”
Ürünlere pazara sunulması noktasında nasıl bir dağıtım yapısı kurdunuz? İş ortağınız olan bayileriniz belirlerken hangi özelliklerine dikkat ediyorsunuz? “Mindray In-Vitro Diagnostik (IVD) Ürünleri, 2003 yılından beri Türkiye pazarına sunulmaktadır. Son yıllarda uyguladığımız tek bir ürün veya ürün grubuna ait tek yetkili distribütörlük ve hatta tüm ürünlerimizi içeren tek yetkili bölge distribütörlüğü iş modellerinden de beklenen verimin elde edilememesi sonucu olarak hem firmamızın global stratejileri hem de Türkiye’ deki yapılanma şekli gereği, InVitro Diagnostik (IVD) alanında ülkemizin tamamını kapsayan tek yetkili distribütörlük iş modeline geçme kararı almış bulunuyoruz. Bu karar doğrultusunda aday firmalar ile yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde, Mindray hedef ve stratejileri ile en iyi uyum sağlayacağına inandığımız ve Türkiye In-Vitro Diagnostik (IVD) sektörünün öncü firmalarından Yaztek Dış Ticaret A.Ş. Firması ile anlaşmaya varmış ve 01 Haziran 2016 tarihi itibariyle sözleşme imzalamış bulunuyoruz.”
eğitilen, distribütör firma personeli vermektedir. Müşterilerimizin memnuniyetini sağlamak amacıyla, distribütör personeli periyodik eğitimlere tabi tutulmakta ve ayrıca firmamız personeli tarafından müşterilerimiz ile irtibat kurularak müşteri memnuniyet anketleri yapılmaktadır. Yaztek Dış Ticaret A.Ş. firmasını tercih etme sebeplerimizden birisi de, Türkiye genelinde yaygın satış, pazarlama ve servis ağına sahip olmasıdır.”
Satış sonrası müşterilerinize teknik destek açısından ne tür katkılar sağlıyorsunuz? Müşteri memnuniyetini sağlama noktasında teknik servisinizin etkinliği hangi düzeydedir? “In-Vitro Diagnostik (IVD) sektörünün olmazsa olmazlarından biri olan satış sonrası teknik servis hizmetini, firmamız personeli tarafından
Haziran 2016
25
AKTÜEL
Bıçakcılar, Gore Medical’in Türkiye distribütörü oldu
D
ünyanın önde gelen tıbbi cihaz markalarının Türkiye distribütörlüğünü yürüten Bıçakcılar, sektöre ve sağlık profesyonellerine kaliteli hizmet vermeye devam ediyor. Bıçakcılar, Haziran ayı itibariyle 40 yılı aşkın süredir kompleks medikal sorunlara yenilikçi ve tedavici edici çözümler sunan Gore Medical’in Türkiye distribütörü oldu. Gore Medical, vasküler greftlerden endovasküler ve girişimsel ürünlere, fıtık ve yumuşak doku rekonstrüksüyonu için kullanılan cerrahi yamalardan stapler hattı güçlendiricisi ürünlere kadar geniş ürün yelpazesi sunuyor. Kardiak ve genel cerrahide kullanılan sütürler de Gore Medical’in ürün grupları arasında yer alıyor. Vasküler ürünler konusunda dünyanın öncü ve yenilikçi firmalarından olan Gore Medical, Bıçakcılar güvencesiyle Türkiye’de satışa sunulacak.
Bıçakçılar’dan sektörde fark oluşturacak yepyeni ürünler
T
ürk medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü rol üstlenen Bıçakcılar, geçtiğimiz ay boyunca katıldığı kongrelerde yeni ürünlerini tanıttı. Medikal sektöründeki büyümeye paralel olarak yeni ürünler geliştirmeye odaklanan Bıçakcılar’ın ürünleri büyük ilgi gördü. Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği (TKMTD) ile Türk Kan Vakfı (TKV) tarafından düzenlenen “IX. Ulusal Kan Merkezleri ve Transfüzyon Tıbbı Kongresi”, Asya Transfüzyon Tıbbı Birliği’nin “XII. Asya
26
Haziran 2016
Transfüzyon Tıbbı Birliği Kongresi” ile birlikte yaklaşık 115 yabancı olmak üzere, 750 sağlık çalışanının katılımına sahne oldu. Sağlık Bakanlığı, Türk Kızılayı, Türk Kan Vakfı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin katkıları ile uluslararası birleşik bir kongre statüsünde düzenlenen kongrede Bıçakcılar, Türkiye’de ilk yerli üreticisi olduğu, transfüzyon tıbbı alanında önemli bir yeri olan B-leuko markalı lökosit filtresi ürününün tanıtımını gerçekleştirdi. Ayrıca, Bıçakcılar Fabrikası’nda üretilen kan alma koltuklarının, kan transfüzyon setlerinin ve Bıçakcılar’ın temsilciğini gerçekleştirdiği Sorin Firması’nın ototransfüzyon cihazı kongreye özel olarak tanıtıldı.
DOĞUM SİMÜLATÖRÜ
SIMone
™
Yeni vakalar, müdahaleler ve tıbbi seçenekler ile vajinal doğumun yüksek stresli senaryolarını uygulayın.
Oruçreis Mah. Tekstilkent Cad. A24 Blok No: 32 Esenler/İST. Telefon: +90212 422 88 00 • E-Mail: info.tr@3bscientific.com
SAĞLIK
Tıp dünyasında robot cerrah devrimi Akıllı doku robotu, en zor cerrahi operasyonlardan olan bağırsak ameliyatının büyük bölümünü kendi başına yaparak gelecekte cerrahlara ihtiyaç kalmayacak mı sorularını akıllara getirdi Ustalıkla dikti Washington’daki Ulusal Çocuk Hastanesi ve John Hopkins Üniversitesi araştırmacıları, üç boyutlu görüntüleme ve son derece gelişmiş sensörlere sahip robotun cerrahi araç gereçleri ustalıkla kullandığına işaret etti. Araştırmacılar STAR’ın sahip olduğu özellikleri son derece zor olan yumuşak doku ameliyatında başarıyla kullandığını rapor etti.
B
ilim adamları, çoğunlukla bağımsız hareket eden bir robotun en zor müdahale edilen organlardan biri olan bağırsak dokularını dikmeyi başardığını duyurdu. ‘Science Translational Medicine’ dergisinde yayımlanan raporda, “STAR (Smart Tissue Autonomous Robot-Akıllı Doku Otonom Robot)” adı verilen robotun laboratuvardacanlı bir hayvanın bağırsakları üzerinde başarılı bir operasyon gerçekleştirdiği belirtildi. Bağırsak ameliyatları, organın yumuşak, kaygan ve delinmeye müsait yapısı nedeniyle en zor cerrahi müdahaleler arasında yer alıyor.
28
Haziran 2016
Robotik cerrahi daha başarılı Geleneksel ameliyat yönteminin robotik cerrahi ile karşılaştırıldığı raporda araştırmacılar gözetimindeki otonom STAR sistemi tarafından yapılan ameliyatın çok daha başarılı olduğu kaydedildi. Raporda, Hollywood sinemasının bilgisayarla görsel efekt yaratmak için kullandığı yüz tarama programlarına benzer bir yazılımla donatılan robotun, ileri teknoloji görüntüleme ve algılama sistemleri sayesinde yumuşak doku üzerinde çok hassas ameliyatları bile yapabildiğine vurgu yapıldı. Yılda 45 milyon hatasız ameliyat Raporu yayımlayan Amerika Bilimsel Gelişim Derneği’ne göre, robot cerrahlar, her yıl sadece ABD’de yapılan 45 milyon yumuşak doku ameliyatında insan hatası ve komplikasyonları azaltarak daha güvenli ve etkili bir iş çıkarabilir. Gelecekte ameliyatların tecrübeli cerrahların gözetiminde robotlar tarafından yapılabileceği umudunu artıran STAR, bilim dünyasında da heyecanla karşılandı. Robot cerrahların, özellikle uzay istasyonları gibi zor ortamlarda insan cerrahların yerini alabileceği düşünülüyor.
SAĞLIK
Sağlıkta eleman açığı artıyor! Çok değil, 10 yıl sonra medikal alanda ciddi bir istihdama ihtiyaç duyulacak
T
ürkiye yaş ortalaması açısından genç bir nüfusa sahip. Sağlık ve medikal alandaki eleman ihtiyacı Türkiye’nin gelişen şartları göz önüne alındığında her geçen gün artıyor. Yeterli iş olanakları sağlandığı takdirde genç nüfus sağlık sektöründe işgücü, finansman ve insan kaynakları açısından bir avantaj taşıyabilir. Uzmanlar gelecek yıllarda iki iş kolunun ön plana çıkacağını belirtiyor. Bunlardan biri sağlık, diğeri ise teknoloji. Gelişen teknolojiye ve artan ihtiyaçlara göre tıp da branşlar da farklılaşıyor. Gelişen teknolojiye paralel olarak medikal mühendisliği ve teknolojileri alanındaki alanları unutmamak lazım ki, uzmanlara göre illa da doktor olmak gerekmiyor. Çünkü çok değil, 10 yıl sonra, medikal mühendislik ve tıp teknisyenliğinde ciddi istihdama ihtiyaç duyulacak. Hal böyle olunca da uzmanlar, tıbbı seçeceklere ya da branş seçeceklere 10 yıl sonrasını düşünerek tercih yapmalarını öneriyor. Türkiye’de yaklaşık 550 bin sağlık çalışanı bulunuyor. Yaklaşık 130 bini hekim olmak üzere 300 binlerde bir kesim de tıp eğitimi alıyor. Türkiye’nin nüfusu 76,5 milyon ve nüfusun yüzde 1,1’i sağlık alanında istihdam ediyor. Avrupa’da ise bu oran yüzde 7’ler seviyesinde. Türkiye’de 100 bin kişiye 171 hekim düşerken, Avrupa’da 350 hekim düşüyor. Daha da önemlisi bugün, ardı ardına tıp üniversitelerinin kurulmasının, gerek özel sektörün gerekse de şehir hastaneleri ile kamunun sağlıkta yatırımlara hız vermesinin ve Türkiye’nin sağlık turizminde önemli bir konuma gelmesinin tek amacı var; o da, 10 yıl sonra sağlık alanındaki istihdamın Avrupa seviyesine çıkacak olması. Yani, 10 yıl sonra 100 bin kişiye 350 hekim düşecek, sağlıkta istihdam edilenlerin sayısı 1,6 milyona çıkacak. Türkiye’de Sağlık Kurumları yetersizlikler ve aksaklıklara rağmen geleneksel olarak bir çalışma yöntemine ve organizasyona sahip. Sağlık alanında doğru işletmeye yönelik, akılcı düzenlemelerle, Türkiye’de mevcut bulunan iyi yetişmiş hekim ve sağlık personeli, Avrupa ülkelerine kıyasla daha ucuz ve kaliteli sağlık hizmeti sunabilir. Bu da Avrupa ve ABD sigorta sistemleri hastalarının maliyet açısından Türkiye’de tedaviyi daha uygun bulmasıyla önemli bir gelir kapısını aralıyor: Sağlık Turizmi.
30
Haziran 2016
AKTÜEL
Sağlıkta eleman açığı her geçen gün artacak Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, sağlık alanlarından mezun olan öğrencilerin işsiz kalma gibi bir durumu olmayacağını, 2016 yılında devlet ve özel hastanelerin işe alım gücünün fazla olacağını belirterek, şunları söylüyor; “Ülkemizde yüzde 2,8 düzeyinde olan sağlık sektöründeki istihdamın toplam istihdama oranı, 2023 Yılına Kadar OECD ortalaması olan yüzde 10 düzeyine çıkarılacak. 2023 yılına kadar 15 bin tıbbi görüntüleme teknikeri, 7 bin fizyoterapist, 10 bin diyaliz teknikeri ve ameliyathane, ağız-diş sağlığı ve iş sağlığı alanında yetişmiş binlerce yardımcı personele ihtiyaç olacağı öngörülüyor. Sağlık Bakanlığı, 2023 yılına kadar, fizyoterapist sayısının yüzde 264,8 artacağını tahmin ediyor. Bu programlardan mezun olan aday sayıları bugün itibariyle toplam ihtiyacın onda biri kadar. Her yıl diyaliz programından 455 kişi, fizyoterapi programından 1000 kişi, ameliyathane hizmetleri programından 240 kişi, ağız ve diş sağlığı programından 375 kişi mezun oluyor. Sağlık sektöründe çalışacak ara eleman ihtiyacı gün geçtikçe artıyor ve 2049 yılına kadar kapanmayacak bir açıktan söz ediliyor. Sağlık sektöründe uzun yıllar sürecek olan istihdam imkânı, üniversite adaylarını bu alana yönelttiği gibi, meslek yüksekokullarını da bu sahada programlar açmaya itiyor. Ülkemizde 100’ü aşkın ağız ve diş sağlığı merkezi faaliyet gösteriyor. Son on yılda diş ünite sayısı 7 kat artmış durumda. Ülkemizde fizik tedavi üniteleri, kür merkezleri, wellness-spa merkezlerinin sayısı her geçen gün artıyor.” Medikal alan gözde meslekler arasında Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık
32
Haziran 2016
Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. S. Haluk Özsarı, yapılan araştırmaların, 2020’ye kadar büyüme hızları ile gelişen sağlık meslekleri arasında ilk 5’de; yüzde 62 ile biyomedikal mühendisi, yüzde 38 ile dental hijyenist, yüzde 39 ile fizyoterapist, yüzde 33 ile ergoterapist ve optometrist, yüzde 23 ile konuşma terapisti gibi mesleklerinin geldiğini belirterek;“Sağlıkta insan kaynağında sayısal olarak daha katetmemiz gereken epeyce mesafe var. Önemli olan, ülkemizde sağlıklı bir sağlık insan kaynakları planlaması yapılamadığı gerçeğidir. Sağlıkta insan kaynağını planlayan, yetiştiren ve çalıştıran kurumlar arasında önce koordinasyon daha sonra da ortak bir vizyon ile politika belirlenmesi gerekmektedir. 2023 vizyonu kapsamında yapılmaya başlanan bu çalışmaların sağlıklı yürüyebilmesi için ortak akıl şarttır. Sağlık insan kaynakları planlamasının koordinatörünün kim olduğu belli olmalı ve bu koordinatör 10-20-50 yıllık perspektiflerde ilgili paydaşlarıyla birlikte; hangi yıl, hangi sağlık meslek grubunda, kaç kişiye ihtiyaç olacağı ile bunların nerelerde ve hangi standartlarda yetiştirileceğini belirlemelidir. Bence sağlık insan kaynakları konusunda koordinatör güç Sağlık Bakanlığı olmalıdır. Sağlıkta insan kaynakları planlaması; doğru sayıda kişinin, doğru yer ve zamanda, doğru becerilerle, doğru tutum ve davranışlarla, doğru maliyetle istihdam edilmesi ilkelerini sağlamaya dayanır.” diyor.
RÖPORTAJ
Kaliteli ve klinik faydası yüksek cihazların adresi: Varinak Varinak Genel Müdürü M. Tolgay Kurt; “Ülkemiz, cihaz ve sistem üretici firmalar için cazip bir pazar olmaya devam ediyor” ile başladım. Siemens’te 12 yıl farklı pozisyonlarda çalıştıktan sonra 2008 yılında halen Genel Müdürlük görevini yürüttüğüm Varinak firmasına Satış Müdürü olarak başladım.”
V
arinak, Radyasyon Onkolojisi ve Radyoloji alanlarındaki faaliyetlerine Türkiye merkezli olarak Romanya, Bulgaristan ve Moldovya’da devem ediyor. İş ortaklarına anahtar teslim projeler sunma amacında olan Varinak, faaliyet gösterdiği alanlarda söz sahibi olan Varian Medical Systems, Samsung Electronics Co. Ltd., Brainlab AG. Ziehm Imaging, gibi markalar ile ürün portföyünü her gün geliştiriyor. Tıbbi cihaz hizmetlerinin en önemli parçası olarak gördüğü teknik servis hizmetlerini üst kalitede sunabilmek için faaliyet gösterdiği ülkenin birçok noktasına yayılmış üretici firma eğitimli mühendis kadrosu ile hizmet veren firma ayrıca ülkemizde iş ortakları ile kurduğu eğitim ve destek merkezleri ile Ortadoğu ve Balkanlarda’ ki ülkelere de eğitim ve proje hizmeti sağlıyor. Yakın zamanda Danimarkalı Gama kamera üreticisi, DDD Diagnostic firmasını da satın alarak medikal cihaz üreticisi olma yolunda önemli bir adım atan Verinak’ı Genel Müdür M. Tolgay Kurt’un anlatımıyla gelin yakından tanıyalım. Öncelikle bize kendinizden ve Varinak’tan bahsedebilir misiniz? “20 yılı aşkın süredir medikal sektörde devam eden profesyonel hayatıma 1996 yılında Siemens firması
34
Haziran 2016
Radyoloji alanındaki gelişmelerden bahseder misiniz? Teknolojinin gelişmesi radyoloji alanında ne gibi değişikliklere sebep oldu? “Yazılım ve dedektör sistemlerindeki gelişmelere paralel olarak, radyoloji alanındaki cihazlarda da gelişmeler yaşanmaktadır. İmaj kalitelerinin artmaları, doz kontrolü yapabilen sistemlerin geliştirilmesi ve mobil iletişime uygun cihazların geliştirilmesi gibi konular ön plana çıkmaktadır. Örnek vermek gerekirse, ultrason kontrolüne giren bir anne adayının bebeğinin gelişimini ve görüntülerini SMS ile cihaz üzerinden direk olarak akıllı telefonuna aktarabilme imkanına sahiptir. Dijital sistemler ile birlikte görüntüleme cihazlarının teşhis ve tedavide getirdiği ciddi faydaları oldu. Dedektör ve imaj işleme teknolojilerinde yaşanan gelişimler, hekimlere daha kolay ve güvenilir teşhis koyma imkânı vermektedir. Hasta konforunu arttırmak ve klinik yükü azaltmak için iş akışını kolaylaştıran hem cihaz kullanıcılarına hem de hekimlere birçok avantaj sunan destek araçları da geliştirilmiştir. Multidisipliner yaklaşımla birbirine entegre edilmiş sistemlerin oluşturduğu, hibrit ameliyathane konseptinin ortaya çıkması ile birlikte diagnostik ve cerrahi işlemlerin bir arada gerçekleştirilebilmekte ve ameliyatların başarı oranını artarak hasta tedavisine önemli katkılar sağlamaktadır.” Satışını yaptığınız ürünler hakkında bilgi verebilir misiniz? Ürün grubunuzda hangi cihazlar var? “Varinak firması olarak görüntüleme alanında birçok markanın Türkiye tek temsilciliğini yapmaktayız. Ürün grubumuzda Samsung gibi teknoloji devinin Dijital Radyografi Sistemleri, Ultrasonografi Sistemleri ve Mobil Tomografi Sistemi bulunmaktadır.
Bilgisayarlı Tomografi cihazı da Samsung’un ürün yelpazesine yeni katılmıştır. Yakın zamanda satışa sunulacaktır. Temsilcisi olduğumuz sistemler hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse, Samsung ultrason alanında deneyimli ve köklü ultrason üreticilerinden Medison firmasını kendi bünyesine alarak üzerine kendi teknolojisini entegre edip yüksek kalitede ultrasonografi cihazları üretmektedir. Samsung, teknoloji alanında rüştünü ispatladığı elektronik ve mobil alandaki tüm bilgi birikimini medikal alana da taşıdı. Ultrasonografi cihazları da bu doğrultuda geliştiriliyor. Ürün portfoyümüzde kompakt yapıda cihazlardan elde taşınabilir portable cihazlara kadar birçok çeşitte her alana hizmet edebilecek ve çözüm üretecek cihazlarımız mevcut. Özellikle Radyoloji alanında RS80A Prestige ve Kadın Doğum alanında WS80A Elite ultrason modelleri ile müşteriye çok üstün teknolojili cihazlarla çalışma fırsatı tanıyıp, tanıya katkı sağlayan, yüksek kaliteli ve kullanım kolaylığı olan rakipsiz çözümler sunmaktadır. S- Detect ve Elastografi gibi özel programlar kullanarak şüpheli lezyonların tanımlanmasında doktorun karar vermesine yardımcı olmakta ve biyopsi oranını azaltmaktadır. Samsung dijital röntgen sistemlerinde de diğer firmalara nazaran pazara geç katılmasına rağmen çok hızlı mesafe kat ederek sektörde çığır açtı. Full motorize sistemleri ile hasta pozisyonlandırmasını otomatik
hale getirdi ve kullanıcıların iş yükünü ciddi anlamda azalttı ve yoğun kullanılan polikliniklerde günlük hasta sayısını artırdı. Ayrıca dijital detektörlerdeki teknolojisi sayesinde daha az X-ışını ile daha kaliteli görüntü almayı sağladı ve hasta sağlığı üzerinde de pozitif etki yarattı. Samsung’un 2013 yılında bünyesine kattığı Amerikan Neurologica firmasının ürettiği mobil bilgisayarlı tomografi cihazları ise hastane içerisinde transfer edilerek acil servis, yoğun bakım ve ameliyathane başta olmak üzere bir çok birimde kullanılabilmektedir. Özellikle ameliyathane içerisinde ameliyat esnasında kullanılarak beyin cerrahisi ve omurga cerrahisi gibi branşlarda ameliyatların başarı oranını ciddi anlamda artırmakta ve tümör gibi kritik vakalarda mortalite oranının azaltılmasına katkı sağlamaktadır.
Haziran 2016
35
RÖPORTAJ
Ayrıca Samsung CERATOM model Mobil tomografi cihazımızı, mobil sağlık / tedavi aracı içerisine yerleştirerek inme tedavisine hizmet vermekteyiz. İnme vakalarında saniyeler bile çok önemlidir. Bu nedenle hızlı müdahale, hızlı teşhis ve hızlı tedavi ile birçok hastada kalıcı hasar oluşmadan tedavi etme imkanı oluşabilmektedir. Mobil tomografi cihazımızı mobil sağlık aracı içerisine adapte ederek, hastaya yerinde teşhis ve yerinde tedavi imkanı sağlanmaktadır. Yurtdışında, Amerika’da ve Avrupa’da uygulanmış pek çok örnek vardır ve bu uygulamanın başarı oranı oldukça yüksektir. Mobil C-Kollu Skopi sistemlerinde dünya pazar lideri olan Almanya üretimi Ziehm Imaging firmasının, Finlandiya üretimi Planmed marka Dijital Mamografi Sistemlerinin de temsilciliğini sürdürmekteyiz. Ziehm marka mobil C-kollu skopi sistemleri ise alanında sektöre yön vermektedir. Ziehm, sadece C-kollu skopi üreten bir üretici olması nedeniyle araştırma-geliştirmeye ciddi yatırımlar yapmaktadır ve her zaman yenilikleri ilk üreten firma olmuştur. Dijital flat panel dedektör teknolojisini, 3D tarama teknolojisini, DSA teknolojisini mobil C-Kollu skopi cihazlarına ilk getiren firma olmuştur. Her cerrahi disipline özel ihtiyaca yönelik modeller geliştirmiştir 36
Haziran 2016
ve sektörde model yelpazesi en geniş olan üreticidir. Ürün gamımızdaki bir diğer başarılı ürün ise Planmed üretimi Dijital Mamografi cihazlarıdır. Mamografide hem tüm alan görüntüleme hem de tomosentezli cihaz alternatiflerimiz bulunmaktadır. Bildiğiniz gibi mamografi sistemleri meme kanseri teşhisinde en önemli rol oynayan cihazlardır. Konvansiyonel sistemlere nazaran dijital sistemler kullanıcıya ve hastaya büyük konfor sağlamaktadır. Uzun süren çekim prosedürleri dijital sistemlerle kısalmaktadır. Özellikle tomosentez teknolojisi sayesinde memenin kesit görüntüleri üç boyutlu olarak elde edilerek şüpheli lezyonların tespiti daha kolay hale gelmiştir. Aynı zamanda günümüzde dedektör teknolojisi kullanılarak daha az dozda yüksek kalitede görüntü elde etmek mümkündür. Görüntüleme cihazlarına ilave olarak, Brainlab marka cerrahi navigasyon sistemlerinin temsilciliğini yapmaktayız. Cerrahi navigasyon sistemleri özellikle beyin cerrahisi ve ortopedi & spinal cerrahide cerrahın ameliyat esnasında göremediği dokuları, ameliyat öncesi hastanın MR ve CT görüntüsü üzerinden yaptığı planlamaya uygun olarak ameliyat esnasında navigasyon ekranı üzerinden kullandığı cerrahi el aletinin hangi doku üzerinde olduğunu eş zamanlı olarak görerek ameliyatı yapmasına olanak tanımaktadır.”
wide range of top quality instruments...
Minimal Invasive Surgery
Arthroscopy
Laparoscopy
Urology
Gynecology
Sterilization
Reusable Instruments
®
Oruç Reis Mah. Tekstilkent Cad. Tekstilkent Koza Plaza No: 12/A Kat: 7 D: 26 Esenler 34235 ‹stanbul T : +90 (212) 438 00 88 pbx F : +90 (212) 438 00 78 GSM Call Center : 0532 755 BETA
info@beta-medikal.com www.beta-medikal.com
RÖPORTAJ
Teknik servis alanında çalışmalarınız var mı? Bu alanı nasıl yürütüyorsunuz? “Varinak olarak iş ortaklarımızın sistemleri en yüksek çalışabilirlik oranları ile kullanabilmesi adına, teknik servis altyapımıza çok önem veriyoruz. Bu konuda sürekli olarak yatırım yaparak, hizmet kalitemizi üst seviyede tutma çabasındayız. Ülkemizin çeşitli bölgelerine konumlandırılmış 35 kişilik mühendis ekibimiz ile sorunlara en kısa sürede müdahale etmeye çalışıyoruz. Sürekli olarak, mühendis ekibimizin üretici eğitimlerini gerek yurt içinde gerekse yurt dışında almalarını sağlayarak sertifikalarını güncel tutuyoruz. Arızalardaki yedek parça bekleme sürelerini minimize etmek amacıyla firmamız bünyesinde ciddi bir yedek parça stoğu tutuyoruz. Teknik servis alt yapımızın en güçlü özelliklerinden biriside, şirketimiz bünyesinde kurmuş olduğumuz cağrı merkezidir. Çağrı merkezinde ki yazılımlarımız sayesinde hizmet verdiğimiz cihaz ile ilgili tüm arıza ve destek kayıtları tutulmakta ve raporlanabilmektedir. Böylece gerek iş ortaklarımız gerekse teknik servis yöneticilerimiz cihazlara yapılan müdahaleleri ve cihaz performanslarını inceleyerek sorunları kısa sürede çözebilmekte veya önlem alabilmektedir.” Son olarak eklemek istediğiniz ve medikal sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mıdır? “Günden güne artan nüfusumuz ve bölgede sağlık
38
Haziran 2016
hizmet sunumu anlamında ciddi talep gören ülkemiz, cihaz ve sistem üretici firmalar için cazip bir pazar olmaya devam etmektedir. Talebin ve rekabetin yüksek olduğu her alanda olduğu gibi medikal alanda da bir takım kalite sorunları sektörümüzde de yaşanmaktadır. Hastalıkların teşhis ve tedavisinde büyük önem arz eden görüntüleme sistemleri seçiminde uzun dönem hizmet verebilecek kapasite, klinik olarak maksimum faydayı sağlayabilecek sistemlerin seçimlerinin birincil öncelik olmasının gerekliliğine inanıyorum. Sektöre sunduğumuz sistemlere bir gün bizlerinde ihtiyacı olabileceğini düşünerek, kaliteli ve klinik faydası yüksek olan cihazlar ile hizmet verilmesi gerekliliğine inanıyorum.”
FUAR
Amerikan Sağlık Fuarına Türk Firmaları Tg Expo’yla katılıyor
2
5 yıldır büyük bir başarıyla gerçekleşen ve dünya sağlık sektörüne yön veren FIME 26. Uluslararası Sağlık Ekipmanları ve Medikal Malzemeler Fuarı, 2- 4 Ağustos 2016 tarihlerinde ABD’nin Miami şehrinde gerçekleşecek. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Türk firmaları fuardaki yerini TG EXPO Uluslararası Fuarcılık A.Ş.’nin milli katılım organizatörlüğünde alacak. Geçtiğimiz yıl 1500 firmanın katılımcı ve 20 binin üzerinde nitelikli satın almacının ziyaretçi olduğu fuarın, ziyaretçilerinin %39’unun Latin Amerika ve Güney Amerika ülkelerinden gelmesi de ihracatçılara bu pazarlara da girebilme imkanı sunuyor. ABD Tıbbi Cihazlar ve Medikal Ürünler Pazarında Dünya Lideri Dünyada hızla büyüyen, yüksek bir dinamizme sahip tıbbi cihazlar ve medikal ürünler pazarında, ABD ortalama %40’lık bir pay ile pazar lideri konumda yer alıyor. Amerika ile 12,8 milyar dolar ihracatı bulunan Türkiye’de ise tıbbi ürünler sektörünün üretim potansiyeli 1 milyar dolar değerinde. FIME International Medical Expo 2016 katılımcılara, özellikle küresel sağlık endüstrisi alanında ABD’deki yeni teknolojileri izleme fırsatı sunuyor. Nurteks Tekstil Nakış San ve Tic. Ltd. Şti, Altera Dış Ticaret Anonim Şirketi ve DLR Medikal Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti. gibi medikal sektörünün önemli firmaları fuarda yerlerini alacak.
40
Haziran 2016
SAĞLIK
Medikal Sektörde Nijerya atağı Türkiye’de başta medikal ürün üreticileri olmak üzere, uzmanlık alanı sağlık turizmi olan kurum ve kuruluşlar tarafından potansiyel pazarlardan biri olarak görülen Nijerya, Türkiye-Nijerya Sağlık Turizmi Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak
K
ültür ve Turizm Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı desteği ile gerçekleşecek TürkiyeNijerya Turizm Zirvesi’ne katılacak kurum ve kuruluşlara, Ekonomi Bakanlığı tarafından ‘Yurtdışı pazarlama ve tanıtım’ kapsamında yüzde 70 oranında destek sağlanacak.Nijerya Sağlık Bakanı, Nijerya’daki 37 eyaletin Sağlık Komisyon Başkanları (yurtdışı hasta ödemeleri fonunu yöneten kişiler), farklı branşlardan 100’den fazla doktor, eğitim hastanelerinin yönetim kadroları ile özel ve devlet hastane yöneticilerinin katılacağı 2 günlük zirve aracılığıyla yapılacak görüşmelerin, Türkiye ve Nijerya sektör temsilcilerinin ortaklık yönündeki işbirliklerine olanak sağlaması bekleniyor. 28-30 Haziran tarihleri arasında Nijerya’nın başkenti Abuja’da, Sheraton Otel’de gerçekleşecek zirveye; Florance Nightingale, Acıbadem Sağlık Grubu, Memorial Sağlık Grubu, İstanbul Onkoloji Hastanesi, İstanbul Cerrahi Hastanesi, Adana Medline Hastanesi, Anadolu Sağlık Merkezi gibi yurt dışına eğitim sağlayan, sağlık turizmi konusunda uzmanlaşmış ve bu konuda yeni yatırım planları olan kurum ve kuruluşlar katılacak. Nijerya medikal sektörü için ciddi bir potansiyel Nijerya 200 milyon nüfusu, gelişmekte olan ekonomik
kalkınmışlığı ile her yıl yurt dışına 300 binden fazla medikal turist ihraç eden bir ülke. Özellikle yüksek katma değer yaratma potansiyeli ile yıldızı parlayan medikal ürün sektörü için ciddi bir potansiyel barındırıyor. Medikal turizm konusunda uzmanlaşmış ülkeler için hedef bir pazar olan Nijerya’da hakim olan eyalet sistemi, oluşturulan ‘Yurtdışı Tedavi Fonu’ kapsamında Nijerya vatandaşlarına yurtdışında tedavi imkanı sunuyor. Geçtiğimiz yıl 700 milyon dolarlık bir fonu vatandaşlarına sağlayan medikal ürün saylayıcılar için en büyük pazar olan Nijerya’daki bu fon, onu tüm dünya ülkeleri tarafından hedef bir ülke haline getiriyor. Türkiye ile Nijerya arasında savunma, turizm, yükseköğretim, karşılıklı yatırımların teşviki ve korunması alanlarında 2011 yılında imzalanan işbirliği protokolü ile, ülke arasında hızla gelişen ticari ilişkiler, bugün farklı sektörleri de içerisine alarak gelişimini sürdürüyor. Turizm sektörüyle paralel olarak sağlık turizmi ve medikal ürünler sektörü de bu gelişimin öncülerinden biri olarak dikkat çekiyor. THY’nin hem Lagos hem de Abuja şehirlerine direkt uçuşlarının olması da bu alana yatırım yapmak isteyen kurum ve kuruluşların rotayıNijerya’ya doğrultmasını destekliyor.
Haziran 2016
41
SAĞLIK BAKANLIĞI
Aile hekimliği nöbet sistemine yeni düzenleme Aile hekimlerinin nöbet sisteminde yapılacak değişiklikle hekimler 8 saatlik nöbetlerini toplum sağlığı merkezlerinde cumartesi, pazar ya da hafta içi tutabilecek
T
ürkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı İrfan Şencan, aile hekimlerinin nöbet sisteminde yapılacak düzenlemelere ilişkin açıklamada bulundu. Şencan, aile hekimlerinin 8 saat nöbet tutmalarına ilişkin kanun çıkarıldığını anımsatarak, “Bu kanuna itirazlar oldu, yasal zemin kullanıldı. Anayasa Mahkemesi de aile hekimlerinin 8 saat nöbet tutması yönünde karar aldı. Aile hekimleri bir ayda 8 saat nöbet tutmak zorunda” dedi. Aile hekimleri için nöbet sistemi uygulamasının cumartesi günleri 8 saat olarak belirlendiğini aktaran Şencan konu ile ilgili; “Nöbet sisteminde ilk olarak aile sağlığı merkezine (ASM) müracaat eden hastalara bakma şeklinde bir uygulama oluşturduk. Bu uygulamadaki eksiklikler ve itirazlar değerlendirildi. Bazı maddeleri değiştirme kanaatimiz oluştu. Aile hekimleri asgari 8 saati mümkünse halk sağlığı müdürlüklerinde değilse toplum sağlığı merkezlerinde tutacak. Nöbet parasını veriyoruz. Nöbet sırasında sadece poliklinik hizmeti vermeyecek. Kronik hasta eğitimini yapabilirler. Böbrek ya da diyabet hastaları varsa onların takibini yapabilirler. Ayda 8 saati korumaya devam ediyoruz. 8 saatin tartışılmasının gereği yok. Bu aile hekimi olmanın gerekliliğidir.” değerlendirmesinde bulundu. Ayda 8 saat nöbet sistemini korumaya devam edeceklerini bildiren Şencan; “Cumartesi 8 saat olan nöbetlerini, ister cumartesi, ister pazar, isterlerse hafta içi tutabilecekler. Mesaiden sonra nöbetinin 4 saatini kullanabilir. Aile hekimi olmak tercihe ve gönüllülük esasına dayalı bir uygulama. Aile hekimi olduktan sonra, aile hekimliğinin mecburiyeti olan kanunla belirlenen nöbeti tutmamak anormal bir durumdur. Aile hekimliği dernekleri ve federasyonları, bu anlamda kanuna karşı bir misyon oluşturuyorlar.” ifadesini kullandı. Büyükşehir belediyesi olan ilçelerde ise nöbet saati 21.00’de bitecek.
Yeni düzenlemeye göre aile hekimlerinin nöbet sisteminde yapılacak değişiklikler şöyle: • Birinci basamak sağlık hizmetinin niteliği gereği, özellikle büyükşehir belediyesi bulunan illere ait ilçelerde nöbet saati bitimi azami saat 21.00’i geçmeyecek. • Nöbet hizmeti sırasında gereken elektronik kayıt işlemleri, halk sağlığı bilgi sistemi veya muayene bilgi yönetim sistemi üzerinden gerçekleştirilecek.
42
Haziran 2016
AKTÜEL
Sağlık devinden eğitime büyük yatırım
L
iv Hospital, Medical Park ve VM Medical Park Hastaneleri’nden oluşan MLPCare Grubu’nun kurduğu” İstinye Üniversitesi” ilk öğrencilerini bu yıl kabul edecek. İstanbul Topkapı’da inşa edilen sağlık kampüsünü adeta bir bilim üssüne çevirdiklerini söyleyen MLPCare Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta; “İstinye Üniversitesi, 25 yıllık bilgi ve deneyimimizin bir ürünü. Sağlık sektöründe hem hizmet eden, hem de nitelikli insan gücü yetiştiren bir güç olmak istiyoruz” dedi. “Araştırma üniversitesi olacağız” Toplantıda konuşan İstinye Üniversitesi Rektörü Melih Bulu ise bu yıl açılacak bölümler ve üniversite hakkında şu bilgileri verdi; “Öğrencilerimize disiplinler arası bir eğitim sunacağız. Böylece öğrenciler herhangi bir bölüme girip oradan mezun olabileceği gibi, isterlerse başka bölüm ve alanlardan dersler alabilecek. İstinye Üniversitesi olarak sağlık alanında tam donanımlı bir araştırma hastanesi olarak eğitim vereceğiz. Bu yıl öğretime başlayacak tıp fakültesi, sağlık bilimleri fakültesi ve sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu ile önce sağlık alanında; yakın gelecekte
44
Haziran 2016
ise diş hekimliği, eczacılık, fen-edebiyat, mühendislik, iktisadi ve idari bilimler ve mimarlık fakültelerinin de eğitim hayatına başlamasıyla diğer dallarda da ülkemizin önde gelen eğitim kurumları arasına gireceğiz.” ‘’Büyük araştırma laboratuvarları kurduk’’ Bilimsel araştırmalara çok önem verdiklerini değinen Rektör Bulu; “Büyük araştırma laboratuvarları kurduk. Bu laboratuvarlardan hem öğrencilerimiz hem de akademisyenlerimiz yararlanacak. Çünkü kadromuzda çok önemli bilimsel çalışmalar yapan yerli ve yabancı akademisyenler var. Biz bilimsel çalışmaların İstinye Üniversitesi laboratuvarlarında tamamlanmasını ve bu birikimin yeni nesillere ülkemiz sınırları içinde aktarılmasını istiyoruz” dedi. “Tıp eğitimine bambaşka bir bakış açısı getireceğiz” Tıp mesleğinin artık belirli sınırlar içinde kalmadığına dikkat çeken İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Oktar Asoğlu; “Sadece doktor değil, çok farklı alanlarda görev alacak tıp insanları yetiştireceğiz” dedi.
DELİCİ, KESİCİ
BATARYALI MOTOR SİSTEMLERİ
HS
Wire and Pin Drill System
Oscillating Saw System
Değirmiçem Mh. Yamaçobalı Dede Cd. Köşe Apt. No:23/1 GAZİANTEP / TURKEY +90 342 324 25 55
+90 342 323 20 09
info@mavimedikal.com.tr www.mavimedikal.com.tr
SAĞLIK BAKANLIĞI
Kanserde ‘Genetik Danışmanlığı’ dönemi başladı Türkiye’de kansere karşı üstün teknolojik ilaçlarla sunulan tedavinin ve taramaların yanı sıra risk altındaki kişilere kanser genetik danışmanlığı hizmeti verilmeye başlandı
S
ağlık Bakanlığı Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Ali Gülçelik, kanser tedavisi kadar tarama, doğru beslenme alışkanlığı kazanılmasının ve tütün gibi risk artıran faktörlerden kaçınılmasının da önem taşıdığını belirterek, tüm kanserlerin yüzde 5-10’unun ailesel geçişli görüldüğünü ve kansere yol açan en önemli etmenlerden birinin genetik olduğunu vurguluyor. Genetik Polikliniği kuruldu Onkoloji hastanelerinde, son teknolojiye sahip cihazlarla ve güncel literatüre uygun tedavi
46
Haziran 2016
protokolleriyle hizmet verildiğini belirten Gülçelik, genetik üzerine yeni bir uygulamaya imza atıldığını bildirdi. Gülçelik, hastanelerinde “Genetik Polikliniği” kurularak, söz konusu poliklinikte, kişisel veya ailesel kanser hikayeleri bulunan ve bu nedenle endişeleri olan kişilere eğitim, genetik danışmanlık, kalıtımsal kanser riski taraması, genetik testler, kişiye özel kanser tarama ve önleme programları ile hizmet sunulduğunu dile getiren Gülçelik; “Genetik kanser riskinden şüphelenenler içinde belli kriterleri taşıyanlar, poliklinikten danışmanlık hizmeti alabilecek. Genetik uzmanınca, başvuran kişinin sağlık problemleri ve aile hikayesi dinlenecek ve soy ağacı çıkarılacak. Genetiğin kanserdeki rolü hakkında bilgilendirme yapılacak ve başvuru sahibinde olası kalıtımsal kanser riski belirlenecek. Bu değerlendirme kapsamında, kişide genetik araştırma uygun görülürse, genetik danışman tarafından özel genetik testler yaptırılacak. Genetik test sonuçlarına göre, başvuru sahibinin veya diğer aile bireylerinin bazı tip kanserlere yatkınlığı hakkında öngörüde bulunulabilecek.” açıklamasında bulundu.
SAĞLIK
Yabancı sağlık çalışanları hakkında yeni düzenleme Türkiye’de mesleklerini icra edemeyen yabancı sağlık çalışanları, bakanlıkça değerlendirilerek yeterli kabul edilmeleri halinde, belirlenecek sağlık kuruluşlarında görev yapabilecek
T
ürkiye’de mesleklerini icra edemeyen yabancı sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığınca değerlendirilerek yeterli kabul edilmeleri halinde, belirlenecek sağlık kuruluşlarında görev yapabilecek. Sağlık Bakanlığınca hazırlanan “Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, yönetmelik, diş hekimi, eczacı, hasta bakıcılar hariç, özel sağlık kuruluşlarında çalışacak tüm yabancı sağlık meslek mensuplarını kapsıyor. Daha önceki mevzuatta yer alan “ebe” ibaresi
48
Haziran 2016
de de
yönetmelikten Türkiye’de
çıkarılarak
görev
yabancı
yapabilmesi
ebelerin
sağlanacak.
Düzenlemeyle ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı tarafından Türkiye’de çalışmalarına izin
verilecek Suriyeli sağlık meslek mensupları için Sağlık Bakanlığınca verilecek ön izin belgesine ilişkin mevcut maddede değişiklik yapıldı.
Bu değişiklik çerçevesinde, Türkiye’de mesleklerini icra edemeyen yabancı sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığınca
değerlendirilerek,
yeterli
kabul
edilmeleri halinde belirlenecek sağlık kuruluşlarında görev yapabilecek.
SAĞLIK
Türkiye’de 1,5 milyon kadına HPV-DNA taraması Sağlık Bakanlığınca, HPV-DNA ile kontrol edilen 1,5 milyon kadının yüzde 3,6’sında yüksek riskli rahim ağzı kanserine yol açan virüs (HPV) tespit edildi
S
ağlık Bakanlığınca, kanser saptama oranları mevcut yöntemlere göre çok daha yüksek olan rahim ağzı kanseri tarama yöntemi (HPV-DNA) ile kontrol edilen 1,5 milyon kadının yüzde 3,6’sında yüksek riskli rahim ağzı kanserine yol açan virüs (HPV) tespit edildi. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı Murat Gültekin, yaptığı açıklamada, rahim ağzı kanseri taramaları için uzun yıllardır ‘’Smear’’ yönteminin kullanıldığını belirterek; ‘’Son yıllardaki gelişmeler, rahim ağzı kanseri taramalarında HPV virüsünün DNA’sının taranabileceğini de gösterdi.” dedi.
50
Haziran 2016
Sağlık Bakanlığının bu tarama yöntemini kullandığı programına yaklaşık 1,5 milyon kadının katıldığını ifade eden Gültekin, yapılan taramalar sonucunda, yaklaşık olarak yüzde 3,6 kadında yüksek riskli HPVDNA tespit edildiğini belirtti. Gültekin’in açıkladığı yüzde 3,6’lık oran, taramaya katılan 1,5 milyon kadının yaklaşık 54 binine denk düşüyor. HPV-DNA tarama sonuçlarına göre iller arası farklılık saptanmadığını dile getiren Gültekin, Türkiye’de görülen kanser yapan HPV tiplerinin de Avrupa ve Asya’dakilere benzer olduğunun tespit edildiğini aktardı. Başvurular aile hekimlerine HPV-DNA yönteminin İngiltere, İtalya, Amerika, Meksika gibi birçok ülkede tarama programlarına dahil edildiğine dikkati çeken Gültekin, Türkiye’de de HPV taramalarında yeni ve etkin metod olan “HPVDNA” testinin kullanılmaya başladığını söyledi ve; “Türkiye, dünyada bu uygulamayı kullanan öncü ülkelerden biri oldu. HPV-DNA testlerinde klasik smear ile kıyaslandığında kanser saptama oranları daha yüksek ve tarama sonucunda kanserin negatif olması durumunda tahmin gücü de yüksek. Bilimsel verilere göre, dünyanın en iyi tarama testi. Kanser yakalama oranları oldukça yüksek. Yani hem kanser yakalama oranı yüksek hem de hızlı ve pratik bir test. Bu yöntemde DNA teknolojisi kullanıldığı için insan kaynakları da verimli kullanılabiliyor.’’ dedi. Türkiye genelinde biri Ankara’da diğeri İstanbul’da olmak üzere iki ulusal HPV analizi laboratuvarının hizmet verdiğini bildiren Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı, tarama yaptıracakların aile hekimlerine başvurmaları gerektiğini söyledi. Gültekin, testin ücretsiz yapıldığını;”Hastalardan alınan örneklerde HPV’nin olup olmadığı, varsa hangi genotipe ait olduğu tespit ediliyor, aynı örnek üzerinde refleks smeari de çalışılıyor ve 10 gün içinde tüm raporlar aile hekimlerine bildiriliyor.’’ belirterek açıklamasına son verdi.
AKTÜEL
Süpermikroplar “Her 3 saniyede 1 kişiyi öldürecek”
Küresel ölçekte yapılan Antimikrobiyal Direnç Araştırması, antibiyotiklere karşı dirençli bakterilerin (superbug) etkileriyle ilgili kötümser sonuçlara ulaştı
A
raştırmaya göre, hemen adım atılmazsa 2050 yılında antibiyotiklere karşı dirençli bakteriler dakikada 20 kişinin ölümüne neden olabilir. Raporda, ilaçlara tepki göstermeyen enfeksiyonlarla mücadelenin “hızla kaybedilen bir savaş” olduğu belirtiliyor ve “bu durum, terör kadar büyük bir tehlike oluşturuyor” deniyor. SPL BBC Sağlık Muhabiri James Gallagher, sorunun yeterince yeni antibiyotik üretilememesi ve elimizdekilerin de harcanması olduğunu söylüyor. Araştırmanın başladığı Haziran 2014’ten bu yana yaklaşık 1 milyon kişi, çeşitli enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybetti. Ekonomiye 100 trilyon dolar ek yük Araştırmacılar 2050 yılına gelindiğinde yılda ortalama 10 milyon kişinin antibiyotiklere dirençli enfeksiyonlar nedeniyle yaşamını yitireceğini tahmin ediyor. İlaca dirençli bakterilerin dünya ekonomisine de 100 trilyon dolar ek yük getirmesi bekleniyor. Raporda şu öneriler sıralanıyor;
52
Haziran 2016
•
Acilen
başlatılmalı,
bir
küresel
farkındalık
kampanyası
• Araştırmalar için 2 milyon dolarlık bir küresel fon oluşturulmalı,
• Enfeksiyonların yayılmasını engellemek için temiz su ve sağlık hizmetlerine erişim artırılmalı, •
Tarım
ve
hayvancılıkta,
faydalı
olmayan
antibiyotiklerin, özellikle insan sağlığına zararlı olanların kullanımı azaltılmalı ya da yasaklanmalı,
• Yeni antibiyotik bulan şirketlere 1 milyar dolar ödül verilmeli İlaçlar yerine aşı kullanımı teşvik edilmeli.
Rapor tıp dünyasında ses getirse de, araştırmanın kesin tahminlerde bulunmak için yetersiz olduğunu düşünenler de var. Sınır Tanımayan Doktorlar
Örgütü’nden (Médecins Sans Frontières) Dr Grania
Brigden,”Bu rapor ilaç piyasasının bu bakterilere karşı ne kadar başarısız olduğunu göstermek adına güzel bir ilk adım, ama özellikle mevcut ürünlere erişimi anlamak için yetersiz” diyor.
TEKNOLOJI
Yapay canlı devrimi! Bilim adamları, 40 milyon dolar harcanan 15 yıllık bir araştırmanın ardından laboratuvarda canlı hücre yaratmayı başardı. Ancak bilim dünyası bu durumdan endişeli...
A
BD’li bilim insanları, dünyada ilk kez insan yapımı DNA kullanarak laboratuvar ortamında canlı bir hücre yaratmayı başardı. Doğada var olmayan, özelleştirilmiş organizmaların geliştirilmesinin önünü açan ve biyolojik mühendislikte devrim yaratan bu sentetik bakteriye “Synthia” adı verildi.
İnsan Genetiği Uyarısı örgütünden Dr. David King de Dr. Venter’ı “Tanrı rolüne soyunmakla” suçladı. Dr. King, “Esas tehlike, bilim insanlarının doğayı kontrol etmeye çalışan dizginlenemez hırsları, pek çok insanın deyişiyle Tanrı’yı oynamaya kalkışmaları” diye konuştu.
Görülmemiş yeni bir yaşam Milyarder biyolog ve girişimci Craig Venter ve ekibi, araştırmaları kapsamında, içeriğinde 850 gen bulunan bir DNA kodunu sentezleyerek alıcı bakterinin içine enjekte etti. Bunun sonucunda biri doğal, biri yapay DNA taşıyan iki hücre oluştu. Deney esnasında kullanılan antibiyotikler, doğal DNA taşıyan bakteriyi yok etti ve geriye sadece yapay DNA taşıyan bakteri kaldı. Birkaç saat içinde, alıcı bakteriye dair tüm izler silindi ve yapay DNA’lı hücreler çoğaldı. Böylece ortaya, daha önce hiç görülmemiş yeni bir yaşam çıktı. Dr. Venter, 15 yıl süren ve yaklaşık 40 milyon dolar harcanan çalışması için, “Artık sadece hayal gücümüz tarafından sınırlanabileceğimiz yeni bir çağa giriyoruz” diye konuştu. Ancak bu gelişme, bilim çevrelerince genel olarak sert tepkilerle karşılandı.
Peki nasıl kullanılacak? Söz konusu dev bilimsel adım aracılığıyla, ileride aşı ve ilaç yapımı için özel mikroplar üretilebileceği, karbondioksidi hidrokarbon biyoyakıtlara dönüştürebilecek algler yapılabileceği düşünülüyor. Ayrıca, bu yeni teknolojiyle birlikte karbondioksidi ve zehirli atıkları temizleyebilecek çevre dostu böcekler de geliştirilebilmesi bekleniyor.
Pandora’nın kutusu Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden sosyal bilim adamı Kenneth Oye, uzun vadede faydaları ve riskleri bilinmeyen bu adımı, karanlıkta ateş etmeye benzetti. Sentetik biyoloji üzerine yapılan çalışmaları takip eden teknoloji izleme örgütü ETC de, bu durumu “Pandora’nın kutusu” olarak nitelendirerek, deneyi “korkutucu” bulduklarını açıkladı.
54
Haziran 2016
Bilim – korku filmlerini aratmayacak senaryolar Bilim dünyasını ve etik çevreleri ayağa kaldıran gelişme, başrolde Will Smith’in oynadığı ve laboratuvar yapımı ölümcül bir virüsten etkilenmeden hayatta kalan son insanı canlandırdığı “Ben Efsaneyim” (I Am Legend) filmini anımsattı. Yapay yaşama dair ortaya atılan endişe verici teorilerin bazıları şunlar; - Herkesi öldürebilecek güçte bir biyolojik silah üretiminin yolunu açabilir. - En küçük hata, milyonları yeryüzünden silecek korkunç bir salgına neden olabilir. -Doğanın dengesi geri döndürülemez bir şekilde bozulabilir. -Laboratuvar üretimi canlılar, gelecekte doğanın kurallarına ‘uymayabilir’.
TEKNOLOJI
Akıllı lens teknolojisi ile diyabet takibi ve kansız şeker ölçümü mümkün olacak
G
üney Kore, Pohang Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden (POSTECH) araştırmacılar diyabeti takip etmek ve hastalık için ilaç vermek amacıyla kullanılacak akıllı kontakt lens – gözlük birleşimi bir teknoloji geliştirdi. Bu teknoloji her gün kan şekerini ölçmek için parmağı göze sokma gereksinimini ortadan kaldırabilir. Ayrıca diyabetik ve glokom gibi diyabet sebepli göz hastalıklarının tedavisi için de çok etkili bir yöntem olabilir. Lens, ortasında çember şeklinde bir devre bulunan iki yumuşak silikon hidrojel katmanından oluşuyor. Devrede glikoz sensörü, mikrodenetleyici çip, ilaç verme sistemi ve gözlükten kablosuz olarak güç alabilmek için bir indüksiyon bobini bulunuyor. Bu
yenilikçi parçalar sayesinde göz yaşı glikoz seviyesi yükseldiğinde sensörün akım çıktısı artırılıyor ve çip bu bilgiyi gözlüğe kablosuz olarak gönderiyor. Ürün, lensi kablosuz bir şekilde şarj eden ve lensle kablosuz olarak iletişim kurabilen bir gözlükle birlikte geliyor. Göze ilaç verebilen elektronik lensler bir ay boyunca kullanılabiliyor. Testlerde, gözyaşındaki glikoz konsantrasyonunun kan şekerini ölçmek için alternatif bir örnek teşkil edebileceği görüldü. Akıllı lens-gözlük ikilisi ayrıca diyabet hastalarının glikoz seviyesini sürekli kontrol ederek, kan şekerindeki ani artış durumlarında hastayı bilgilendirebilir. Ayrıca diyabet ile ilişkili göz rahatsızlıklarının tedavisinde de kullanılabilir.
Diyalize alternatif olarak geliştirilen giyilebilir böbrekler üretildi
Y
eni yapılan bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre, giyilebilir ürünler sağlık alanında çığır açacak. Akıllı saatler, fitness bileklikleri, Google Glass gibi ürünlerle gündemimize giren giyilebilir teknoloji şimdi de sağlık alanında önemli bir atılım yapıyor. ABD’de Washington Üniversitesi bilim uzmanları böbrek yetmezliği çeken hastaları diyaliz derdinden kurtaracak taşınabilir bir cihaz geliştirildi. Yapay böbrek, kanı zararlı maddelerden arındırırken vücuttaki fazla su ve tuzun atılmasını sağlıyor. Üstelik kemer gibi bele takılıyor geliştirdiği yeni bir teknoloji böbrek yetmezliği çeken hastaların hayatını değiştirmeyi vaat ediyor. Testlerine başlanan “Giyilebilir yapay böbrek”, diyaliz makinesini kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor ve böbrek hastalarının hayatlarına kısıtlama olmadan devam etmelerini sağlıyor. Cihaz, hastanın kanını zararlı maddelerden arındırırken, vücuttaki
56
Haziran 2016
fazla su ve tuzun atılmasını sağlıyor. Cihazın en büyük özelliği ise, hastalara uygulanan diyette gizli. Diyalize giren hastaların çok sınırlı bir beslenme programları bulunurken, yeni teknoloji ürünü cihazı kullanan hastaların beslenmelerinde hiçbir değişikliğe ve kısıtlamaya gitmeleri gerekmiyor. Testlerde herhangi bir yan etki göstermeyen cihazı deneyenler diyalize oranla çok daha büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade etti.
TEKNOLOJİ
Bu cihaz düşünceleri sesli hale getirebiliyor! Soruna bir çözüm bulmak için işbirliği yapan Emotiv ve Smartstones, düşünce gücüyle konuşmayı sağlayan bir Think to Speak adını verdikleri bir sistem geliştirdi. Emotiv’in portatif EEG okuyucu cihazları Epoc ya da Insight‘tan birini takan kullanıcıların beyin dalgaları öncelikle sisteme kaydediliyor. Daha sonra kullanıcının düşüncelerinden hangi şekli ya da hareketi düşündüğü algılanıyor. Daha sonra bu veriler :prose uygulamasına aktarılıyor.
Sağlık teknolojileri alanında yatırımlar umut veriyor Sağlık teknolojileri alanında yatırımlar yapan İnventram, bugüne kadar 2 milyon dolar harcanan “İç Organ Kanamalarını Azaltıcı Sistem” ile en önemli çalışmasını tamamladı. Giyilebilir bir teknoloji olan cihaz, insan vücudunda darbe alan bölgedeki organı hedef alarak oradaki kan basıncını yüzde 44 oranında düşürüp, iç kanamayı durma noktasına getiriyor. Doç. Dr. Yusuf Özgür Çakmak tarafından geliştirilen ve İnventram tarafından patentlenerek koruma altına alınan “İç Organ Kanamalarını Azaltıcı Sistem”, ileri teknoloji içeren sağlık ekipmanları üretim ve geliştirilmesi konusunda Türkiye’yi dünyada söz sahibi yapmaya hazırlanıyor. Bugüne kadar 2 milyon dolar harcanan sistemi anlatan Doç. Dr. Yusuf Özgür Çakmak; “Cihaz, insan vücudunda darbe alan bölgedeki organı hedef alarak oradaki kan basıncını yüzde 44 oranında düşürüp, iç kanamayı durma noktasına getiriyor” dedi.
Yapay deri sınırları zorluyor İnsanların en büyük sorunlarından birisi olan yaşlılık ile gelişen kırışıklıklara bilim adamlarından mucize bir formül geldi. Konuyla ilgili yapılan tanıtımlarda yapay deri ile birlikte kişilerin yaşlanmayacağı ve cildin her zaman genç kalacağı belirtilirken, bu durum özellikle kozmetik sektörünü ciddi yönde etkileyecek. MIT’de (Massachusetts Institute of Technology) görevlendirilen ve projelerini burada sürdüren bilim adamlarının yaptığı yapay deri, oldukça esnek bir malzemeden yapılmış durumda ve polimer maddelerden oluşmakta. İnsan teninin üstünü kaplayan bir zar şeklinde üretilen bu yapay deri, cildin dış etkilerden korunmasını sağlıyor. Deriye yapışan bölümdeki faydalı maddeler sayesinde deri sürekli beslenirken, derinin alması gereken tüm ihtiyaç böylece karşılanıyor. Bu durum da cildin yaşlanması yerine yenilenmesini sağlıyor.
Google sağlıkla ilgili sorulara onaylı cevaplar vermeye başlıyor Google’ın duyurduğu habere göre, doktorlar ve klinikler tarafından onaylanan sağlık bilgileri Google arama sonuçlarına ekleniyor. Yenilikle birlikte, sağlıkla ilgili örneğin, “Hipertansiyon nedir? Obezite belitileri nelerdir” gibi yaygın soruları Google’a soran kullanıcılar, cevaplarını doğrudan Google’ın bilgi deposu Knowledge Graph üzerinden sonuçlarda görmeye başlayacak. Aranan hastalığın belirtileri, tedavisi, bulaşıcı olup olmadığı, hangi yaş gruplarını etkilediği gibi detaylı bilgileri sunan Google, bazı sonuçlara lisanslı tıbbi illüstrasyonlar ekleneceğini de söylüyor. Bu bilgilerin onaylanması ve sunumu için Google ve Mayo Clinic doktorlarıyla birlikte çalıştığını belirten şirket, bu bilgileri doktorlardan ve webdeki yüksek kaliteli içerikten derliyor.
Türk öğrenciler üç boyutlu yazıcıyla protez el yaptı Aksaray Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri, mısır nişastası, tutkal ve misinadan üç boyutlu yazıcı ile mekanik protez el yaptı. Öğrencilerin, çalışmalar kapsamında hazırladığı protez, doğuştan sol eli olmayan 39 yaşındaki Serpil Adıgüzel tarafından kullanılmaya başlandı. Protez eliyle bardak tutabilen, kapı açabilen, saçlarını tarayabilen, çantasını ve elbiselerini asabilen Adıgüzel’in en büyük hayali bisiklet kullanabilmek.
58
Haziran 2016
AKTÜEL
Tıp eğitiminde simülasyon dönemi Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Medtronic Medikal Teknoloji Firması arasında yapılan anlaşmayla doktor ve hemşireler simülasyon ortamında eğitim alacak
S
ağlık Bilimleri Üniversitesi açıklamasına göre, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Medtronic Medikal Teknoloji Firması ile anlaşma imzaladı. Anlaşma ile doktor ve hemşirelerin eğitimi, Medtronic firmasının Ümraniye’deki inovasyon merkezinde yapay ortamda verilecek. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Alper Cihan, tıp teknolojisinin hastaların lehine her geçen gün geliştiğini belirterek, sağlık personelinin bu gelişmelerden geri kalmasının söz konusu olamayacağını ifade etti. Prof. Dr. Alper Cihan, işbirliği anlaşmasıyla hem hekim ve sağlık personelinin hizmet içi eğitiminin yanı sıra, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin proje geliştirme, bilgi aktarım merkezleri, bilim merkezi, bilim parkı çalışmalarına destek sağlanmasının da hedeflendiğini kaydetti. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, yeni üniversite vizyonu ile hayata geçirdikleri çalışmaların, Türkiye’yi sağlık alanında daha iyi bir konuma getireceğini belirtti. İnsanların kaliteli
60
Haziran 2016
sağlık hizmeti alabilmesinin, fiziksel yatırımlar kadar nitelikli sağlık kadrolarının yetiştirilmesiyle mümkün olacağını belirten Prof. Dr. Cevdet Erdöl; “Yaptığımız protokol kapsamında, eğitim ve araştırma hastanelerinde çalışan doktor ve hemşirelerimiz, birçok tıbbi uygulamayı simülasyon sistemi ile görme imkanı bulacak. Simülasyon eğitimlerinde doktor ve hemşirelerimiz daha gerçekçi ortam ve koşullarda, yüksek teknolojili simülatörler üzerinde başta uygulamalı beceriler olmak üzere tıbbi karar verme, iletişim ve ekip çalışması alanlarında yeni teknolojilerle tanışacak. Böylece, daha donanımlı ve daha deneyimli sağlık kadroları yetişecek. Modern tıp eğitiminde artık dünyada uygulanan model, hasta yerine simülatörlerin, maketlerin kullanılmasıdır. Tıpta karşılaşılabilecek tüm durumlar artık simüle edilebilmektedir. Bu eğitimler hasta hakları açısından da önemli. Sonuçta tüm bu eğitimlerle de hastaları en az hata ile tedavi etmek amaçlanmaktadır.” dedi.
DELİCİ, KESİCİ
BATARYALI MOTOR SİSTEMLERİ
HS
Wire and Pin Drill System
Oscillating Saw System
Değirmiçem Mh. Yamaçobalı Dede Cd. Köşe Apt. No:23/1 GAZİANTEP / TURKEY +90 342 324 25 55
+90 342 323 20 09
info@mavimedikal.com.tr www.mavimedikal.com.tr
RÖPORTAJ
Yaşam Koçu Ne Yapar? “Bir yaşam koçu, bize yapabileceklerimizi yaptıran kişidir.” diyen Ralp Waldo Emerson günümüzde popüler bir meslek haline gelen yaşam koçluğunu bizlere kısaca özetliyor. 2007 yılından beri yaşam koçluğu, kişisel ve kurumsal gelişim uzmanlığı yapan Funda Durmaz ise bize mesleğin sırlarını ve bilinmeyenlerini anlatıyor. Funda Durmaz Kimdir? “Ankara’da doğup büyüdüm.1994 yılında satış alanında çalışarak başladığım iş hayatıma, İnsan Kaynakları ve Personel özlük alanlarında yöneticilik yaparak devam ettim. Haziran 2015 itibari ile kendi markalaşma yolculuğuma adım attım. Bireylere, iş alanına, kendi hayatıma ve topluma daha faydalı olmak, hayatlarındaki olumlu değişimler için
danışmanlık, eğitim ve bireysel seanslara devam etmekteyim. Yüzlerce seminer, dergi, radyo ve TV programlarına katılım ile hayatlara dokunarak katkı sağlamaya devam ediyorum. 2007 yılında başladığım Kişisel Gelişim alanında aldığım eğitimler; Profesyonel Koç, Yönetici Koçu, Kuantum Terapisti, Profesyonel Eğitimcinin Eğitimi, NLP, Etkili İletişim Stratejileri ve Beden Dili, Motivasyon ve Verimli Çalışma Yöntemleri, İnsanları Etkileme ve İkna Etme Sanatı, Geleceğin Yöneticisi Eğitimi, Ekip Liderliği ve Takım Çalışması Eğitimi, İkna Yöntemleri Eğitimi, Etkili Konuşma ve Hitabet Eğitimi, Dış Ticaret Eğitimi, Kariyer Yönetimi ve Planlama Eğitimi, Profesyonel İletişim, İfade Yönetimi, Algı Yönetimi, Motivasyon Teknikleri, Zaman Yönetimi, Girişimcilik, Öfke ve Stres Kontrolü, Kariyer Planlama, NefesAccess The Barss, Biyoenerji ve Kozmik Enerji.” “Neden bu gökkuşağını daha fazla insana sunmayayım?” sorusu ile yola çıktım. “20 yıllık bir çalışma hayatım var. Edindiğim tecrübe, bana öğretilen ve benim öğrendiğim hayatın tüm renklerini görebilmektir. İş hayatımda beni bu güzel aydınlanma noktasına karşılaştığım zorluklardan şekillenen bir yol getirdi diyebilirim. İş dünyası çok farklı ambiyanslar ile dolu bir dünya ve bu farklılık daha güçlü olmayı, daha yüksek farkındalığı ve daha bilinçli olma zorunluluğunu beraberinde getiriyor. İşte ben de bu gereklilikler sırasında hayatımı daha pozitif bir çerçeve içerisinde renklendirmek için profesyonel eğitimler almaya başladım. Benimsediğim felsefe de; “Değişim önce insanın kendisinden başlar”, “Ben değişirsem dünya değişir” Her insanın mutlaka hedef ve amaçlara sahip olması gerekliliğine inanıyorum. Bunun için sorular sorarım. “Amacım ne? Hedefim ne? Nereye ulaşmalıyım? Neye ihtiyacım var?” ve “Nasıl bir bilgi kaynağı olurum?” İşte burada tüm cevaplar için “Ne?” yerine “Nasıl?” lar getirmek gerekiyor. İşte benim de o “Nasıl?” lar geldiği zaman kişisel gelişimle ilgili eğitim sürecim başladı.” Yaşam Koçluğu hakkında detaylı bilgi verir misiniz? “Yaşam koçunun en önemli özelliği hayatın her alanında kişi ile birlikte yürümesi ve ona yön vermesidir.
62
Medikal Haziran 2016
RÖPORTAJ
Ancak bu işi yapanlar özel eğitimler almamışlarsa astroloji ile uğraşanlar da, kahve falı bakanlar da kendilerine “Yaşam Koçu” derler. “İnsanların yüzde 5’i düşünür, yüzde 10’u düşündüğünü sanır, yüzde 85’i ise düşünmektense ölmeyi yeğler.” Yaşam Koçluğu & Koçluk, öncelikle bulunduğunuz noktayı tespit eder, ulaşmak istediğiniz noktaları net bir şekilde belirlersiniz. Sizi heyecanlandıran, hayata bağlayan bir vizyonunuz olur. En önemlisi de koçluk aldığınız ilk günden itibaren hedeflerinize ulaşmak için kendinizi eylem içinde bulursunuz. Günümüzde pek çok kişi hayatlarını tek yönlü yaşayarak veya tek bir zirveyi hedef alarak kendilerine sağlıksız bir gelecek sağlamaktadır. Örneğin kendisine sadece iş yaşamına adamış kişiler hayatlarının diğer önemli alanlarını ıskalarlar. Bir gün tek yönlü yaşamanın bedelini ağır öderler. Bu bedel bazen bir sağlık sorunu, bazen dağılmış bir aile veya depresyon olur. Böyle bir durumda kendinizi adadığınız alanın da pek bir anlamı kalmaz. Bu açıdan yaşam koçluğu bütünlüklü bir çalışmadır. Kişinin yaşamında bir denge kurmasını ve istediği hedefe ulaşmasını birlikte destekler. Yaşam lideri olmak isteyenler, hedeflerine ulaşmakta zorlananlar, iletişim problemi yaşayanlar, hayallerini öteleyenler, zamanı sağlıklı kullanamayanlar, hayat vizyonu ve amacı olmayanlar, motivasyonları ve hayalleri olmayanlar, sürekli başına aynı şeylerin geldiğini düşünenler, öğrenciler, çalışanlar, kariyer hedefleyenler, yöneticiler, anneler, babalar, öğretmenler yani herkes koçluk alabilirler. Bu arada şunu da buradan eklemek isterim ki yaşam koçluğu Resmi Gazetede 2013 yılında yayımlanan 2013/41 sayılı karar ile resmen bir meslek haline geldi.” 64
Haziran 2016
“Çocuk, rol modeli kim ise onun peşinden gider.” “Rol model anne babalar bu çocukların yetişmesindeki en büyük etkenlerdir. Eğitim sistemine gelişim ve iletişim odaklı özel dersler konulmalıdır. Aile birlik ve bütünlüğü, saygı, sevgi ve hayata dair birçok konuyu eğitim sisteminin ilk basamaklarında vermek gerekiyor. Şiddet konuları neden bu kadar arttı? Şiddet gösteren kişilerin aile yaşantılarına bakmak ve travmaları görmek bugün yaşananlara ışık tutacaktır. Çocuk rol modeli kim ise onun peşinden gider. Anne babalar çocuklarının oynadıkları oyunları incelemeli, yanlarında konuştuklarına ve davranışlarına dikkat etmelidirler. Söylemler davranışlarla bütünleşir, çocuklar davranışları daha çok dikkate alırlar.” Herkes kendi dünyasında seçimleri ile yaşar… Neyi seçiyorsunuz? “Mottom farkındalığın toplumsal baza yayılması, toplumda birlik bilinci ve başarı. “Hata” yapmaktan, “başarısızlıktan” ve “kaybetmekten” korkmayın. Hayatta tüm hataları kendimiz yapacak kadar zamanımız yok. Bedeli başkalarınca ödenmiş dersleri kullanabiliriz. Bunların hepsi daha büyük adımlar ve yükselmek için, daha iyi ve başarılı olmak için olmazsa olmazdır. Hatalar başarısızlıklar ve kaybetmek algısı durduğunuz ve nereden baktığınıza göre değişir. Oprah Winfrey: Kendini kötü hissetmek iyidir. Çukura düştüğünde, bunun başarısızlık olduğunu düşünebilirsin. Bazen kısa süre için bile olsa kendini kötü hissetmek iyidir. Elinden kaçırmış olduklarına üzülmek için kendine izin ver. Seni çukurdan çıkaracak olan şey ise hatalarından ders almak. Birlik bilinci ile tüm başarılara toplum olarak en büyük imzaları atabiliriz…”
AKTÜEL
Down Sendromlu bireyler yardım değil iş istiyor İşverenlerin %35’i hali hazırda zihinsel engelli bireylerle çalıştıklarını ifade ederken kalan %65’i işyerinde zihinsel yetersizliği olan birey çalıştırmadıklarını, ancak çalıştırmaya sıcak baktıklarını söylüyor
S
abancı Vakfı Hibe Programları desteği ile devam eden Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum Programı kapsamında Down Sendromu Derneği ve Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Zihin Engellilerin Eğitimi Ana bilim Dalı öğretim elemanlarının işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırma kapsamında 51 aile, engelli birey çalıştırma zorunluluğu olan 20 şirket ve 46 Down sendromlu genç ile görüşmeler yapılarak zihinsel engelli istihdamına yönelik tutum ve beklentileri analiz edildi. Rapora göre, Down sendromlu bireylerin yüzde 98’inin çalışmak istediği, ancak ailelerinin yüzde 78’inin çocuklarının işe girmesiyle ilgili önceden hiçbir girişimde bulunmadığı ortaya çıktı. Down Sendromu Derneği ve Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Zihin Engellilerin Eğitimi Anabilim Dalı öğretim elemanlarının işbirliğiyle gerçekleşen araştırma sürecinde Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, Doç. Dr. Yasemin Ergenekon, araştırma görevlileri Fidan Güneş Gürgör, Mustafa Uluyol, Gizem Yıldız ve Uzman Nursinem Şirin ile Down Sendromu Derneği Başkan Yar. Fulya Ekmen ve Psikolog Selver Yolsever görev aldı.
seçenek arasından yüzde 72 ile para kazanmak en çok tercih edilen sebep oldu. Bunu yüzde 54 ile ailesine destek olmak, yüzde 48 ile arkadaş edinmek ve evlenmek, yüzde 24 ile istediklerini almak ve yüzde 22 ile de zaman geçirmek izledi. Bireylerin en çok tercih ettiği işler sırasıyla garsonluk, ofis işi, temizlik ve otel görevlisi oldu. Bunları yine sırasıyla kuaförlük, mağaza görevliliği, market görevliliği takip etti. Bireylerin yüzde 74’ü bir işe girebilmek için hiçbir girişimde bulunmadığını, yüzde 13’ü kursa katıldığını, yüzde 10’u işyerleriyle görüştüğünü ancak kabul edilmediğini, yüzde 2’si belediye ile görüştüğünü dile getirdi. Bireylerin yüzde 30’u çok işçi çalıştıran yerlerde ve devlet kurumlarında, yüzde 22’si evde, yüzde 20’si korumalı işyerlerinde, yüzde 15’si az işçi çalıştıran yerlerde çalışmak istediğini belirtirken yüzde 4’ü bir fikri olmadığını ifade etti. Buradaki dikkat çekici nokta aile beklentileri ile karşılaştırıldığında gençlerin çalışma ortamları ile ilgili beklentilerinin daha farklı olması ve korumalı işyerlerinin onlar tarafından çok tercih edilmemesi.
Down sendromlu bireyler hizmet sektöründe çalışmak istiyor Türkiye’de Down Sendromlu Bireylerin İstihdamı İçin Beklentiler Araştırması’na göre Down sendromlu bireylerin yüzde 98’i çalışmak istediğini belirtti. Neden çalışmak istedikleri sorusunda ise birden fazla
Aileler çocuklarının işe girmesi için girişimde bulunmuyor Ailelerle yapılan görüşmelerden çıkan sonuçlar ise ailelerin yüzde 78’inin çocuklarının işe girmesiyle ilgili daha önceden hiçbir girişimde bulunmadığını ortaya koydu.
66
Haziran 2016
inovasyon
teknoloji
tasarım
20-23
Ekim2016
İSTANBUL Fuar Merkezİ - YeşİlKöy
“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ)DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR”
hastane yatakları için...
AKTÜEL
Ailelerin yüzde 33’ü çocuklarının çalışmaya başlamasıyla özgüven kazanmasını, yüzde 24’ü sosyal ilişkilerinin gelişmesini, yüzde 16’sı çocuklarının kendi hayatlarını sürdürebilir hale gelmesini ve yüzde 16’sı kendi hayatlarını yönetmeyi öğrenmesini beklediğini belirtti. Yani kişisel gelişim ve bağımsızlık ana hedef. Ailelerin yüzde 84’ü çocuklarının iş koçu eşliğinde çalışmasını istiyor Ailelerin yüzde 43’ü çocuklarının haftanın beş günü yarım gün şeklinde, yüzde 31’i ise çocuklarının tam zamanlı, yani haftanın beş günü günde sekiz saat şeklinde çalışmasını istiyor. Aileler çocuklarının serbest piyasa koşullarında ya da korumalı işyerlerinde çalışmaları konusunda ise eşit oranda görüşe sahipler ancak %84’ü çocuklarının işe alışma aşamasında iş koçu ile çalışmasını talep ediyor. Bu da bize gösteriyor ki ailelerin önceliği çocuklarının güvenliği ve çalıştıkları işte başarılı olmalarını sağlayacak düzenlemelerin olması. Ücret politikaları açısından beklentilere bakıldığında ailelerin %39’u çocuklarının çalışması durumunda asgari ücret kazanmasını, yüzde 20’si çocuklarının aynı işi yapan kişilerle aynı ücreti almalarını istediğini belirtti Yüzde 29’unun ise hiçbir ücret beklentisi yok. Aileler en çok sosyal güvenceyi önemsiyor Bu sürece destek olmak için, ailelerin yüzde 33’ü çocuklarını iş yerinde nasıl davranacakları konusunda evde destekleyebileceğini, yüzde 68
Haziran 2016
27’si iş yerine zamanında gitmelerini sağlayabileceğini, yüzde 24’ü iş koçuyla işbirliği yaparak yapılan çalışmaları evde destekleyebileceğini belirtti. Aileler çocuklarının çalışabilmesi için destek olmaya hazır. Yeter ki fırsat verilsin. Ailelerin yüzde 80’ini çocuklarının çalıştıkları yerde sosyal güvencelerinin olmasını istiyor. Ailelerin bir diğer beklentisi ise çocuklarının yol parası ya da servis ve yemek parası haklarının olması. İşverenler zihinsel yetersizliği olan bireylerle çalışmaya sıcak bakıyor Gıda, konaklama, sağlık, ilaç sanayi, elektronik eşya, üretim, ambalaj ve giyim sektörlerindeki 20 şirketin insan kaynakları direktörleriyle yapılan görüşmelerin değerlendirmeleri hala devam ediyor, ama ilk gelen sonuçlar sanılanın aksine işverenlerin bu konuya sıcak yaklaştığını gösteriyor. İşverenlerin %35’i hali hazırda zihinsel engelli bireylerle çalıştıklarını ifade ederken kalan %65’i işyerinde z i h i n s e l yetersizliği olan birey çalıştırmadıklarını, ancak çalıştırmaya sıcak baktıklarını, bu bireylerle diğer çalışanları arasında çalışma performansı olarak bir fark olacağını düşündüklerini, ancak bu bireylerden beklentilerinin yüksek olmadığını dile getirdi.
Tanıtımlar
Profesyoneller
Ürünler
Fırsatlar
İndirimler
Ürünler
İş ara
Sohbet
7x24
Sosyal ve Özel
Evden İş
İndirimler
Sosyal Sorumluluk
Hizmetler
Tanıtımlar
Sosyal Sorumluluk
İndirimler
Etkinlikler
Sosyal Sorumluluk
Mekan Ara
Ürünler
Fırsatlar
Teklif İste
C2B
Teklif İste
7x24 Yerel
İş ara
Profesyoneller İndirimler
B2C İndirimler
Sohbet
Sosyal ve Özel
Evden İş Profesyoneller İndirimler Sosyal Sorumluluk B2B C2B Hizmetler 7x24 Profesyoneller Yerel Teklif İste Etkinlikler Tanıtımlar B2C C2C Sohbet Mekan Ara C2B B2B İş ara Sosyal ve Özel Evden İş Ürünler Fırsatlar İndirimler Teklif İste 7x24 ProfesyonellerSosyal ve Özel Hizmetler
Lokasyon Bazlı, Yerel ve Global İş Fırsatları ve Çözümleri Etkinlikler
Tanıtımlar Ürünler
All in one platform B2Bthat connects Yerel businesses B2C B2B, Sohbet Mekan Ara businesses and people B2C Sosyal ve Özel Sosyal Sorumluluk Fırsatlar
Teklif İste
Sosyal Sorumluluk
7x24
Hizmetler
Tanıtımlar
Etkinlikler
Mekan Ara
İş ara
www.bizpoint.com B2B İndirimler
B2B
Yerel
Sosyal ve Özel
Sohbet
Etkinlikler Evden İş
Profesyoneller Sohbet
Hizmetler
Tanıtımlar
B2B
7x24
Ürünler B2C
Evden İş
Profesyoneller
Sosyal ve Özel
B2B
Evden İş
Ürünler
Teklif İste Sohbet
7x24 Tanıtımlar
İş ara Etkinlikler
Tanıtımlar Ürünler
Sosyal Sorumluluk Fırsatlar
Teklif İste
İş ara
Profesyoneller
Sohbet
Evden İş
SAĞLIK
Türkiye’nin Astım ve KOAH raporu Astımın 40’lı yaşlarda kadınlarda, KOAH’ın ise 50 yaş üzeri erkeklerde sıklıkla görüldüğü açıklanan raporda, hastaların çocukluklarında tütün ürünlerine pasif maruziyete kalmış olma öyküleri dikkat çekici bulundu
T
ürkiye genelinde 100’den fazla merkezde, 120’nin üzerinde doktor tarafından yürütülen ve 2 bine yakın hastanın incelendiği rapor, astım hastalığının kadınlarda, KOAH hastalığının ise erkeklerde daha çok rastlandığını ortaya koyuyor. Abdi İbrahim’in verdiği destekle gerçekleştirilen araştırma, Türkiye genelinde hastalıklara dikkat çekmek ve tütün ürünleri kullanan ya da pasif olarak etkilenen kişilerin hastalığa yakalanma olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Raporun açıklandığı toplantıda astım ve KOAH hastalıklarının görülmesinde genetiğin yanı sıra çevresel etkenlerin de çok önemli olduğuna vurgu yapan Prof.Dr. Zeynep Mısırlıgil: Türkiye’de Ankara’dan İzmir’e Adana’dan Trabzon’a kadar uzanan 11 bölgede büyük bir ekiple birlikte gerçekleştirdiğimiz araştırmada, yeni tanılı astım hastalarının 30 ila 39 yaşları arasında, yeni tanılı KOAH hastalarının da sıklıkla 50-60 yaş arasında daha sık saptanmasında çevresel etkenlerin önemli olduğuna dikkat çekti. Astım ve KOAH’ın ortak tetikleyicisi hava kirliliği Yapılan çalışmalarda çıkan sonuçlar 50 ila 59 yaşları arasındaki erkeklerde daha sık görülen KOAH hastalığında tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının en önemli etkenlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. İlerleyen yaşlarda astım hastalığının etkisinin azalmasına karşın KOAH hastalığının arttığı görülürken her iki hastalık da ortak belirtiler veriyor. Araştırmalarda elde edilen veriler nefes darlığı ve öksürük belirtileriyle kendini hissettiren, astım ve KOAH hastalıklarını tetikleyen ortak etkenin hava kirliliği olduğunu gösteriyor. Tütün ürünlerine pasif maruziyet tanımlayanlarda Astım %57, KOAH %65 Astım hastalarında sıklıkla üst solunum yolu hastalıkları, KOAH hastalarında da hipertansiyon daha sık eşlik ediyor. Özellikle çocuk yaşlardan itibaren pasif içici olanların hastalığa yakalanma oranları ise astımda yüzde 57, KOAH’ta yüzde 65 seviyesinde bulundu.
70
Haziran 2016
Astım Hastalarının Yüzde 33’ü, KOAH Hastalarının Yüzde 23’ü Obezite Hastası Türkiye’nin farklı illerinde 2 bine yakın astım ve KOAH hastası üzerinde yapılan araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de her iki hastalığı taşıyan kişilerdeki obezite oranı. Bu sonuca dikkat çeken Prof. Dr. Zeynep Mısırlıgil: Hastalarımızın dörtde birinden fazlasında obezite görülmüş olması dikkat çekiciydi. Yeni tanı alan hastalarda saptanan bu obezitenin tedavi ile alakası olmadığını ve düzgün ilaçlarını kullanan hastalarda aksine kilo artışına rastlanmadığını belirtti. Nefes darlığı şikayeti ilk sırada Astım ve KOAH teşhisi konulan kişilerin nefes darlığı şikâyetiyle başvurduğunu söyleyen Mısırlıgil; “Astım ve KOAH hastalarında nefes darlığı ilk sırada yer alırken, sonra öksürük şikâyeti sık görülen belirti olarak karşımıza çıkıyor.” dedi. Türkiye’de bu kapsamda yapılan ilk araştırma Dünya Tütünsüz Günü’nde açıklanan raporla son dönemlerin en önemli hastalıklarından astım ve KOAH’a dikkat çekmeyi amaçladıklarını dile getiren Abdi İbrahim Medikal Direktörü Dr. Murat Yaycı; “Abdi İbrahim olarak dokunduğumuz hayatları iyileştirmek misyonumuzdan hareketle Türkiye’nin astım-KOAH haritasını çıkaran ekiple birlikte çalışmalara katıldık. Hastalığın yeni tedavi yaklaşımlarının yanı sıra farkındalık yaratmak için büyük bir ekiple Türkiye genelinde geniş kapsamlı bir çalışmaya imza attık. Mevcut çalışmalara olan desteğimizin yanı sıra yapılacak yeni araştırmaların büyük önem taşıdığının bilincindeyiz” dedi.
SAĞLIK
TÜRKÖK’te bağışçı sayısı 150 bini geçti Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezinin (TÜRKÖK) çalışmalarına başladığı 1,5 yıllık süreçte gönüllü kemik iliği verici sayısı 150 bini geçti
T
ürk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Sağlık Bakanlığı ile derneklerinin iş birliğinde yürütülen TÜRKÖK projesinin başarıyla sürdürüldüğünü belirtti. Kınık, yaklaşık 1,5 yıl önce başlatılan projede hedeflenen rakamların teker teker aşıldığını dile getirerek; “Şu anda veri tabanımızda 150 bini aşkın kişinin gönüllü kök hücre veri kaydı oluşturuldu.” dedi. Hedeflenen rakamın üzerinde olduklarına dikkati çeken ve bu rakamların TÜRKÖK projesinin ne kadar başarıyla yürüdüğünü gösterdiğini belirten Kınık; “Bağışların hedeflenen rakamın üzerinde olması çok sevindirici. Projenin başladığı ilk günden bu yana bizleri yalnız bırakmayan tüm bağışçılarımıza teşekkür ederiz.” diye konuştu. Kınık, 12 bölgede kan merkezlerinde, uzmanlar tarafından kök hücre donörlerinin tespit edildiğini anlatarak; “Veri bankalarına bilgiler aktarılıyor. İnşallah Türkiye’de hiç kimse kök hücre arayışında olmayacak. Bilindiği üzere kanser ve lösemi durumundaki insanlar dışarıdan kök hücre arayışına giriyordu ve bu da büyük paralara mal oluyordu. Artık kendi ülkemizdeki donörler sayesinde birçok vatandaşımız sağlığına kavuşuyor.” ifadesini kullandı. Ramazanda kan bağışı Kınık, ramazan ayında kan bağışı oranının düşmemesini istediklerini, bu konuda iftar ile sahur arasında gönüllü kan bağışçılarını beklediklerini vurgulayarak; “Ramazan öncesi kan stoklarımızı her ihtimale karşın artırmıştık. Stoklarımızda yeteri kadar kan var ama yine de vatandaşlarımızı kan bağışına davet ediyoruz.” dedi.
72
Haziran 2016
Sınıfının Lideri Sınıfının Lideri Aura Şofben ile Sıcak Suyunuz
5 Saniyede Hazır...
Aura Magnetic Control Șofben
Aura Micro Control Șofben
Elektronik Kontrol Sistemi Dijital Dokunmatik Ekran
Manyetik Akış Sensörü
5
5
Saniyede Sıcak Su
Saniyede Sıcak Su
5 Emniyetli 3 Kademeli
5 Emniyetli 3 Kademeli
Ücretsiz Kurulum
Ücretsiz Kurulum
Bütçenize uygun taksitlerle.
• Kurulumu kolay, kullanımı pratiktir. • Su tankına ihtiyaç yoktur. • Sıcak su için beklemeniz gerekmez, anında sıcak su sağlar. • Ekonomik olduğundan fazla elektrik harcamaz. • Üç kademeli olduğundan suyu her mevsimde istenilen derecede ısıtır. • Zarif bir görünüme sahip olduğundan yer kaplamaz. • Yaygın servis ağına sahiptir.
facebook.com/ihlaspazarlama
twitter.com/ihlaspazarlama
www.ihlasmagazasi.com
444 49 49
SAĞLIK
Türkiye sağlık turizminde “Dünyada ilk 5’te” Türkiye son yıllarda sağlık turizminin en gözde destinasyonları arasında yer alıyor
T
.C. Sağlık Bakanlığı himayesinde gerçekleştirilen tek fuar olan Global Sağlık Turizmi Zirvesi ve Fuarı (Health Sumex); T.C. Ekonomi Bakanlığı ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) desteği ile, yaklaşık 28 kurum, kuruluş ve derneğin katkılarıyla HHB EXPO fuar şirketi tarafından 18-22 Ekim 2016 tarihlerinde JW Marriott Hotel Ankara’da düzenlenecek. Her geçen gün önem kazanan sağlık turizmi; özellikle sağlık alanında gelişmiş ülkeler için önemli bir ihracat kalemi olmaya başladı. Ülkemiz’de sağlık alanında yapılan gelişmeler ve uygulamalar ise; tüm dünyanın dikkatini çekiyor. Sağlık Turizmi alanında dünyanın önde gelen kişi ve kurumlarının aynı çatı altında bir araya gelmesi ve Başkent Ankara’nın sağlık turizminde marka kent olması amacıyla gerçekleştirilen Health Sumex 2016, Ankara’nın sağlık turizmi konusunda imajını güçlendirecek ve sağlık sektörü alanındaki aktörler arasındaki
74
Haziran 2016
işbirliğini arttıracak. Katılımcıların mevcut ticaretlerini pekiştirmeleri ve geliştirmeleri, en yeni teknolojileri takip edebilmeleri ve B2B görüşmeler yaparak çok kısa zamanda sektörle ilgili geri dönüşüm ve verim alabilmeleri açısından katkı sağlayacak. Fuarla eş zamanlı düzenlenecek, iki gün sürecek konferanslarda önemli konu başlıkları, uluslararası düzeyde sektörün önde gelen konuşmacıları yönetiminde pek çok kanaat önderini bir araya getirerek; katılımcılar arasında bilgi ve deneyim paylaşımının yanında iyi örneklerin öne çıkarılmasına da olanak verecek. Yurt içi ve yurt dışından 3bin’in üzerinde ziyaretçi gelmesi beklenen fuar için, Avrupa, Asya, İskandinav Ülkeleri, Ortadoğu Ülkeleri, Amerika, Balkan Ülkeleri ve Afrika ülkelerinden T.C. Ekonomi Bakanlığı kapsamında gelecek olan ülke heyetleri fuar katılımcıları ile buluşacak.
Bay-Bayan ayrı yüzme havuzları
Kür Merkezler�
Al�an ısıtmalı ve kl�malı da�reler
Bayanlara özel havuz ve plaj
Den�z �t��üsü �le ulaşım �mkanı
AKTÜEL
Memorial’a Sağlık Turizmi’nde dünya çapında başarı ödülü Türkiye’de ve dünyada ilklerin öncüsü Memorial Dünya’nın en prestijli sağlık kuruluşları arasında gösterildi
M
emorial, sağlık turizmi alanında seçkin yayın organlarından Uluslararası Sağlık Turizmi Dergisi’nin (IMTJ) her yıl geleneksel olarak düzenlediği Sağlık Turizmi ödül töreninde, pek çok branşta sağlık hizmeti veren hastaneler arasında ödüle layık görüldü. 24 Mayıs tarihinde, Madrid’te düzenlenen Uluslararası Sağlık Turizmi Zirvesinde, Memorial, özellikle Nöroonkoloji alanındaki başarılarından dolayı IMTJ’nin yabancı hastalara “En Çok Tavsiye Ettiği” 2 merkezden birisi olarak “Higly Commended” ödülünü aldı. Memorial, geçtiğimiz yıl Londra’da gerçekleştirilen organizasyonda 2015 yılının en iyi Tüp Bebek merkezi dalında Memorial Şişli Tüp Bebek ve Genetik Merkezi ile birinci seçilmişti.
Memorial Sağlık Grubu Uluslararası Pazarlama Direktörü Oktay Baştanoğlu, Memorial’ın dünya çapında bir sağlık kuruluşu olarak başarısının pek çok kez tescillendiğini belirterek, ”Uluslararası Sağlık Seyahat Dergisi gibi bu alanda dünya çapında söz sahibi bir kurum tarafından bu ödüle layık görülmek bizim için gurur verici. Memorial tüm branşlarda sağlık hizmeti veren, en kompleks ameliyatların ve uygulamaların dünya çapında hekimler ve son teknoloji kullanılarak yapıldığı çok büyük bir sağlık kuruluşu. Memorial Sağlık Grubu olarak yurt içindeki ve yurtdışından gelen hastalarımıza en kaliteli sağlık hizmetini sunmak için var günümüzle çalışıyoruz. Bu ödüller ve topladığımız takdir ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bize gösteriyor ve yeni çalışmalarımız için bize rehberlik ediyor” diye konuştu.
Reçete yolsuzluğuna ‘şifreli’ önlem Sosyal Güvenlik Kurumu sahte reçete üzerinden yapılan ilaç kaçakçılığının önüne geçmek için hekim, eczacı ve hasta üçgeninde bir dizi önlemi hayata geçirecek
S
osyal Güvenlik Kurumu (SGK) sahte reçete üzerinden yapılan ilaç kaçakçılığının önüne geçmek için hekim, eczacı ve hasta üçgeninde bir dizi önlemi hayata geçirecek. Bu çerçevede, hekimlerin ve eczacıların, reçete provizyon sistemi Medula için kullandıkları şifreleri her ay güncellemeleri zorunlu hale getirilecek, eczane ile hekimin görev yaptığı hastanenin bilgisayarlarının IP’leri eşleştirilecek, hastalar da reçeteleriyle ilgili uyarılacak. SGK, devleti büyük zarara uğratan “İstanbul Merkezli İlaç Kaçakçılığı” operasyonunun ardından, hekim, eczacı ve hastaları kapsayacak güvenlik tedbirleri aldı SGK Başkan Yardımcısı ve Genel Sağlık Sigortası Genel Müdür Vekili Orhan Koç; “Bu konuda 2 ayrı çalışmamız var. E-reçete ve elektronik imza konusu çok önemli konular. Buradaki şifrelerin güvenliği çok önemli. Yazılım olarak aylık şifreleri güncelleme ile ilgili zorunluluk getirdik. Her hekim reçetesini girerken aylık şifre güncellemesi yapacak. Gerek eczanedeki şifrelerin gerek hastanedeki şifrelerin
76
Haziran 2016
aylık güncellemesini zorunlu hale getiriyoruz.” dedi. SGK Başkan Yardımcısı Koç, hekimlerin yazdığı ilaçların hastaya geri bildirimi konusunda da çalışma yürüttüklerini söyledi. Hastalara reçeteleri ile ilgili “Size bu ay şu kadar ilaç yazıldı” şeklinde bir kısa mesaj gönderileceğini dile getiren Koç, şunları kaydetti; “Bu çok kolay bir şey aslında. Burada hastanın cep telefonu ya da mail adresini veriyor olması gerekiyor ki biz onlara kısa mesaj geçelim. Şu anda mesaj sistemi aktif. Hastalara mesajla ‘şu kadar hizmet aldınız geçmiş olsun’ dilekleri gönderiyoruz.” Cep telefonu numaraları kurumun kısa mesaj sistemine kayıtlı hastalara, adlarına e-reçete düzenlenmesi halinde bu bilginin anında ulaştırıldığını aktaran Koç; “Eczaneden reçetelerini temin ederken aldıkları reçete içeriği, ilaç bilgileri ve katılım payı miktarları da anında kısa mesaj ile vatandaşımıza bildiriliyor” diye konuştu.
AKTÜEL
Tatilde çocuğunuzla bol bol oyun oynayın
Çocuk Gelişimi Uzmanı İlknur Güven
T
atil hepimiz için eğlenmek, dinlenmek, rahatlamak ve keyifli zaman geçirmektir. Yazın gelmesi ve okulların kapanmasıyla çocukların stresli ve yorucu eğitimlerini bitirip tatil yapmak istemeleri bir ihtiyaçtır. Karnede düşük notlar olsa bile çocukların tatilde dinlenmesi ve eğlenmesi gerektiğini söyleyen Liv Hospital Çocuk Gelişimi Uzmanı İlknur Güven “Başarısız olduğu dersleri sürekli çocuğunuza hatırlatıp, tatilden mahrum ederek onun keyif alacağı zamanını zehir etmeyin. Bunun yerine çocuğunuzla birlikte akademik başarısını arttırmak için çalışma programı hazırlayabilirsiniz. Çocuğun gelişimsel ve akademik durumuna göre tatilde olduğunu göz önünde tutarak oyun oynamaya uzun süre zaman ayırmanız gerekir. Öğrenme sadece masa başında soru çözerek olmaz. Çocuklar oyun oynayarak öğrenir. Bu nedenle çocuğunuza oynayarak öğreneceği etkinlikler seçebilirsiniz” diyor. Çocuk Gelişimi Uzmanı İlknur Güven ailelere tatil aktiviteleri için
78
Haziran 2016
önerilerde bulundu. Öğrenme yalnızca masa başında olmaz • Aile içi ilişkileri güçlendirmesi ve çocuklarıyla birlikte kaliteli zaman geçirmesi açısından çalışan annebabalar için tatil bulunmaz bir fırsattır. Tüm ailenin oynayabileceği oyunlar oynanabilir. • Çocuğunuzla birlikte eğlenceli aktiviteleri deneyebilirsiniz. Mesela bisiklete binme, uçurtma uçurma, şehirde günübirlik turlar, top oynama, yürüyüş yapma, balık tutma, yüzme, akran gruplarının olduğu akraba ziyaretlerine gitme, piknik, müze ve ören yerlerine geziye gitme, tiyatro ve konsere gitme gibi etkinlikler düzenleyebilirsiniz. • Çocuklar önce anne babalarını model alır. Eğer siz eve geldiğinizde televizyon seyredip internet ve bilgisayar oyunlarını çok oynayıp kitap okumazsanız, çocuğunuzdan da tam tersi davranışların yapmasını beklemeyin. Çocuğunuzun kitap okumasını istiyorsanız birlikte kitapçıya gidin ve herkes kendine uygun olan kitabı alarak birlikte okuma saati yapabilirsiniz. Okuduğunuz sayfaları birbirinize anlatabilirsiniz. • Evde boş kalan çocuk yapacak bir şey bulamayınca televizyon seyretmek, bilgisayar veya interneti kullanmak isteyecektir. Bilgisayar ve televizyon başında günlük en fazla 2 saatten kalınması konusunda sözleşme yapabilirsiniz. • Evde olduğu saatlerde sıkılmaması için çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun olarak ev sorumlulukları verebilirsiniz. Birlikte yemek, pasta veya börek pişirebilirsiniz. Bu onların hem büyüdüklerini hem de evde bir birey olarak yer aldıklarını pekiştirir.
4. Hastane Donanımları, Medikal Cihaz ve Bütünleşik Sağlık Hizmetleri Fuarı 2. Uluslararası Sağlık ve Bakım Kongresi