2016 yılı Türkiye açısından hem ekonomik hem de ekonomiyi doğrudan etkileyen iç ve dış siyaset anlamında olağanüstü hareketli bir yıl oldu. Zaten 2015 yılından beri ardı ardına yapılan seçimlerle siyaseten hareketlenen ama ekonominin ikinci sıraya atıldığı bir
Türkiye, dış etmenler ve çevre ülkelerdeki sıkıntılardan dolayı terörün arttığı bir Türkiye’ye ek olarak, Temmuz 2016’da yaşanan ve milletimizin ve ülkemizin geleceğini yok etmeyi amaçlayan bir darbe girişimi ekonomik anlamda karamsar bir tablo sunuyordu. Daha önce yaşanan Rusya ile yaşanan gerginliğin sonunda güneyimizin dışında kuzeyimizle ilişkilerimizin sarsıldığı ve buna ilaveten sayısı 4 milyonu bulan Suriyeli mülteci sorunun daha da tetiklediği AB ilişkilerinin olumsuz seyri 2016’da da devam etti. Tüm bunlar aslında ülkenin birinci sorunu olan ekonomiyi sürekli ikinci plana attı. 2003-2008 arasında ekonomi ülkenin temel ve birincil çözülmesi gereken sorunuydu ...