Meslek Liseleri en donanımlı makerspace’lerdir >2’de
Dezavantajlı gruplar İSGEV atölyelerinde meslek sahibi oluyor
21. Yüzyılın yeni atölyeleri ‘Makerspace’ler
>2’de
>4’te
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
MTSO Nedir?
Şerafettin AŞUT
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: | YIL: 19 17 | SAYI: | SAYI: 336298 | 9 -| 22 6-19 Temmuz ARALIK 2017 2015
MTSO Meslek Komitelerinin bir sezonu…
M
TSO Haber Gazetesi olarak sezonun son sayısında bir sezon boyunca Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komitelerinin hangi konulara dikkat çektiğini derledik. Üzerinde durulan öncelikli konular arasında kalifiye eleman sorunu, yüksek girdi maliyetleri ve ortak üretim alanları oluşturulması yer aldı. Yıl içerisinde ortak üretim alanları, sanayi alanları taleplerinin karşılanması adına Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planları hazırlanırken, MTSO Meslek Komiteleri de görüş bildirdi ve konu MTSO Yönetim Kurulu tarafından yakından takip edildi.
Akıllı Mersin, öncelikli hedef
Yüksek girdi maliyetlerinin önüne geçilebilmesi adına kümelenme faaliyetlerini özendirici çalışmalar yapıldı. Bunların yanı sıra Komiteleri destekleyecek önemli proje ve organizasyonlar da gerçekleştirildi. Turizm Komitesinin çalışmalarını güçlendirecek Akdeniz Turizm Forumu MEDITOUR 2016, biber ve çilekte kalıntı sorunlarıyla mücadele projeleri, üretim alanında faaliyet gösteren komitelerimizi hareketlendirecek Endüstri 4.0’a yönelik çalışmalar, büyük hacimli işlerde ortak hareket edilmesi adına oluşturulan Çelik Konstrüksiyon Kümesi bu çalışmalardan bazıları. > 7’de
Mersin, sizi çağırıyor…
MTSO, öncelikleri arasına Endüstri 4.0 vizyonunda dijital bir ekonomi ve ‘smart’ yani, akıllı Mersin kavramlarını aldı. Bu konulara yönelik araştırma ve incelemelerini tamamlayan MTSO Yönetimi, önümüzdeki süreçte hazırlayacağı projelerle somut adımlar atma yolunda.
M > 8’de
Rekabetin altın kuralı: İş Etiği
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetimi yönünü Endüstri 4.0’a çevirdi. Son günlerin en çok konuşulan kavramları arasında yer alan ve dördüncü sanayi devrimi olarak tanımlanan Endüstri 4.0’ı ıskalamamak adına çalışmalar başlatıldı. Dünyada bu alandaki örnekler incelendi. Ko-
nuyla ilgili Mersin iş dünyasında farkındalık oluşturuldu. Tüm bu ön hazırlıkların ise artık sonuna gelindi. Oda Yönetimi, bundan sonraki aşamada, hazırlanacak projelerle Endüstri 4.0 adına somut adımlar atma yolunda. Uzun süredir konuşulan Endüstri 4.0 kavramını daha yakın-
dan tanımak, kente ve kent ekonomisine sağlayacağı katkıları daha iyi anlayabilmek adına detaylı bir Endüstri 4.0 araştırması yaptık. Endüstri 4.0 ne demek? Endüstri 4.0’ın artıları ve karşılaştığı zorluklar nelerdir? Endüstri 4.0’ın sektöre etkisi nasıl olacak? sorularına yanıt aradık. Diğer taraftan Oda Yöneti-
mi’nin inceleme ve araştırmalarından kesitler sunarak, bugüne kadar atılan adımlar ve dünyada bu alanda yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler derledik. Endüstri 4.0’ın yalnızca sanayi ile sınırlı kalmayıp gelişmiş kentlerde hangi alanlarda hangi şekilleriyle kullanılabildiğini göstermeye çalıştık. > 4’te
200 milyon nüfuslu Avrasya pazarına açılan kapı: Belarus
MTSO heyeti makerspace’lerin dünya örneklerini inceledi
H
Tayfun Zaman TEİD Yönetim Kurulu Üyesi
Ş
irketler arası şartların giderek eşitlendiği rekabetin her geçen gün zorlaştığı günümüzde bir adım öne çıkmak isteyen firmaların başvurduğu yeni yöntem etik ve itibar yönetimi. Dünyanın dev bir küresel köye döndüğü, ticarette ülkeler arasındaki sınırların kalktığı günümüzde firmaların rekabet yöntemleri de giderek daralıyor. Bugün aynı sektörde faaliyet gösteren birçok şirketin mal ve hizmet kalitesi, maliyet ve satış karlılıkları, verimlilikleri birbirine oldukça yakın. Bu durum küresel rekabette bir adım öne çıkabilmek adına yeni ve daha hassas arayışları da beraberinde getiriyor. Günümüzde firmalar arası eşitliği bozan rekabetin altın kuralı ise “iş etiği”. Artık hangi firmanın riskini daha etkin yönettiği ön planda tutuluyor.
MTSO 1
CMYK
Etik ve itibar yönetimi şirketlerin haklarının korunması adına da büyük önem taşıyor. Bu alandaki yönetimde sağlanacak başarı ile şirket içi suiistimallerin önlenmesinden, şirket kaynaklarının kötüye kullanımının önüne geçilmesine kadar birçok önemli mücadeleyi yapabilmek mümkün. Türkiye Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Zaman bu konuyla ilgili olarak, “Bir Suiistimalcinin Profili Raporuna göre şirketler cirolarının %5’ini şirket içi suiistimallerle kaybediyor. Bu, günümüz yüksek rekabetçi piyasaları için hiç de göz ardı edilemeyecek bir oran” değerlendirmesi yapıyor. Gazetemizin bu sayısında, şirketlerin küresel rekabetinde son yıllarda önemi giderek artan etik ve itibar yönetimini anlattık. > 8’de
T
ürkiye ile Belarus arasındaki ticari ilişkiler her geçen gün yapılan yeni anlaşmalarla gelişip çeşitleniyor. İnşaat ve turizm alanında üst seviyelere tırmanan karşılıklı ticarete son dönemlerde yapılan anlaşmalar ve işbirlikleriyle enerji, bilim ve teknoloji, tarım, eğitim ve öğretim, tekstil ve basın yayın gibi farklı sektörler de dahil oluyor. Belarus sektörel açıdan geniş bir yelpazede işbirliğine imkan tanıması yanında 200 milyon nüfuslu Av-
Sabri Tekli, OSBÜK yönetiminde
>2’de
rasya Ekonomik İşbirliği pazarına açılma olanağı sunmasıyla da öne çıkıyor. Türkiye ile Belarus arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 25’inci yıldönümü kutlanıyor. Diplomasi açısından oldukça kısa sayılabilecek bir sürede iki ülke arasında diğer alanlarda olduğu gibi ticari açıdan da sağlam bir işbirliği kurulduğu söylenebilir. Bu sağlam işbirliğinin en önemli göstergesi ise iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi. > 6’da
9 kent, bütçeye aldığından daha fazla gelir sağladı
>2’de
aziran ve Temmuz aylarında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un önderliğinde Barselona, Amsterdam ve Harlem’dekimakerspace ve Endüstri 4.0 uygulama merkezlerine teknik bir inceleme gezisi düzenlendi. Heyet, Barselona’da dünyanın en önemli lojistik fuarı olan SIL’de, Amsterdam’da ise dünyanın sayılı liman ve terminal teknolojilerinin sergilendiği TOC Fuarı’nda incelemelerde bulundu. Özellikle lojistik sektörüne ait ve mesleki eğitim amaçlı kullanılan simülasyon cihazları incelendi. Konu ile ilgili açıklamasında MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, bu teknik gezilerin son 2 yıldır planlanıp hazırlıkları yapılan,
ilk olarak lojistik sektöründe uygulanması düşünülen Mesleki Eğitimde Simülasyon Merkezi ve Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Atölyesi Projesi’nin son adımları olduğunu anlattı. Artık ellerinde uygulamaya geçecek yeterli bilgi ve know-how oluştuğuna değinen Aşut, bundan sonrasında harekete geçme zamanının geldiğini vurguladı. Avrupa, Amerika ve gelişmiş Asya ülkelerinin üretimde yüksek teknolojiye geçişi tamamladıklarını ifade eden Aşut, bu ülkelerin Endüstri 4.0’la birlikte üretimde robotik teknolojilere geçtiklerini, merkezinde yazılım olan, nesnelerin interneti gelişmelerini hayata geçirerek bunu yaşamın her alanına yaymaya başladıklarını söyledi. > 5’te
Türkiye’de bir ilk: ‘MTSO Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Atölyesi Projesi’ yolda > 5’te
> 3’te
2
YIL: 19 | SAYI: 336 | 9 - 22 Temmuz 2017 | www.mtso.org.tr
Meslek Liseleri en donanımlı makerspace’lerdir
L
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleriyle birlikte Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) içerisinde yer alan Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti.
isedeki atölyeleri gezerek eğitmenlerden bilgi alan Aşut, meslek liselerinin Endüstri 4.0’a zemin hazırlayacak makerspace’lerin oluşumuna imkan tanıyacak önemli merkezler olduğu görüşünü yineledi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, beraberindeki heyet ile birlikte Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi atölyelerini gezerek bilgi aldı. Makine, Metal, Gıda Teknolojileri, Mobilya ve İç Mekan Tasarım ile Elektrik ve Elektronik olmak üzere 5 ayrı bölümde eğitim veren okulda her bölüm için ayrı bir atölye, laboratuvar bulunuyor. Zengin teknik donanım ile uygulamalı eğitim alan öğrenciler, bu uygulamalar sırasında bir taraftan okulun ihtiyaç duyduğu malzemelerin üretimini gerçekleştirirken diğer taraftan kullandıkları makinelerin üretim ve yazılımlarını da kendileri yapıyor.
Ziyaret sonrası değerlendirme yapan Şerafettin Aşut, yeni çağın yeni üretimler ve inovasyon gerektirdiğini belirterek, bu inovasyonun da en hızlı şekilde, ortak üretim alanlarında, ortak akılla oluşacak sinerjiyle sağlanabileceğini vurguladı. Bunun da üretim ve inovasyonun topluma indirgenmesiyle sağlanabileceğine dikkat çeken Aşut, “İşte Makerspace veya Maker Lab olarak tanımlanan yenilikçi ortak üretim alanları dünyada bu amaçla kurulmaya başlanan alanlar. Bu alanların temel amacı beraberce üretebilmek” diye konuştu. Aşut değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: “Yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünleri tasarlamak ve üretmek istiyorsak aslında formül çok net. Öncelikle genç nesillerin faydalanacağı, ortak kullanıma açık çalışma alanı alt yapılarını tüm şehirlerimizde bir an önce oluşturmaya başlamalıyız. Bunun için
Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi ile alt yapıları ciddi anlamda güçlendirilmiş olan meslek liselerimizin kullanılması iyi bir alternatif olabilir. Bu liselerimiz bir an önce üniversiteler ile eşleştirilip ortak projeler geliştirmeleri sağlanmalı, üretim malzemeleri üniversite gençliğinin kullanımına açılmalı, bu yapılar sivil toplum kuruluşları ile irtibatlandırılmalı ve her bir meslek lisesinin sahip olduğu altyapıları herkesin kullanabileceği ‘Makerspacelere’ çevrilmeli. Gerekirse bu okulların teknik altyapıları verilecek desteklerle güçlendirilmeli. Böylece atıl kaynak yaratmamış, var olanı en iyi şekilde kullanmış oluruz. Bir taraftan mevcut ticari şirketlerin gelişimine katkı sağlarken diğer taraftan ticari amaçla başlayacak, daha sonra çok yüksek değerli start-up’lar haline gelecek birçok firmanın ilk üretim alanını sağlamış oluruz.”
Sabri Tekli, OSBÜK yönetiminde
Dezavantajlı gruplar İSGEV atölyelerinde meslek sahibi oluyor
S
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği (AB) Koordinasyon Dairesi Başkanlığı koordinesinde, Toroslar Belediyesi, İçel Sanayi Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Vakfı (İSGEV) ile Günebakan Kadın Derneği işbirliğinde düzenlenen “Dezavantajlı Kişilerin Tekstil Sektöründe İstihdamının ve Küçük Ölçekli Girişimcilerin Desteklenmesi Projesi” tüm hızıyla sürüyor.
ene başında başlayan Proje kapsamında dezavantajlı gruplarda yer alan kursiyerler İSGEV atölyelerinde hazır giyim oluşturmaya yönelik düz dikiş makineciliği eğitimi alıyor. İki ay devam eden eğitimin tamamlanması sonrasında kursiyerler işletmeleri ziyaret ederek staj yapmak istedikleri işletmeyi belirliyor. Bu işletmelerdeki bir aylık staj süresini de tamamlayan kursiyerler, ardından personel ihtiyacı olan tekstil firmalarının sahipleriyle bir araya getirilerek işe yerleştirilmeleri sağlanıyor. Kursiyerlere yalnızca mesleki eğitim verilmiyor. ‘İş Hukuku, Haklar ve Ödevler’, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’, ‘Etkili İletişim teknikleri’ gibi seminerlerle kursiyerlerin iş hayatındaki varlıklarını sağlamlaştıracak farklı konularda da fikir sahibi olmaları sağlanıyor.
Öte yandan bir firmada çalışmak yerine kendi işini kurmak isteyen kursiyerler de destekleniyor. Girişimciliğin özendirilmesi, bu noktada daha bilinçli hareket edilmesi adına Girişimcilik Destekleri ve KOSGEB Bilgilendirme Semineri de verilen eğitimler arasında yer alıyor. Kursiyerlere eğitimleri süresince ulaşım ve yemek konusunda da yardımcı olunuyor. Ayrıca kursiyerlere gerek eğitim gerekse staj sürelerini kapsayan 3 aylık dönem için iş kazası/ferdi kaza sigortası yapılıyor. “En büyük arzumuz daha fazla insanın yüzünü güldürebilmek” Yaklaşık 30 kişinin eğitim aldığı İSGEV Atölyesi’ni ziyaret eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin
Aşut, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Toroslar Belediyesi’nden Proje Sorumlusu Fatih Men atölyede, şirketlerde aktif olarak kullanılan son teknoloji makinelerle eğitim verildiğini bildirdi. Yalnızca eğitim vermekle kalmadıklarını, kursiyerlere dezavantajlı gruplardan oluşmaları nedeniyle psikolojik danışmanlık hizmeti de vererek topluma kazandırılmaları yönünde de hareket ettiklerini anlatan Men, çalışmanın büyük ilgi gördüğünü söyledi. Böylesi projelerin sayısının artırılması gerektiğine dikkat çeken MTSO Başkanı Şerafettin Aşut ise, “Amacımız mümkün odluğunca çok insana dokunabilmek. Sizlerin yüzü güldükçe hepimizin yüzü gülüyor. Sizler iş hayatına dahil oldukça, Mersin ekonomisi büyüyor canlanıyor” dedi.
İş dünyası, Vali Çakacak’a veda yemeği düzenledi M Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi.
ersin’in iş dünyası ve önde gelen Sivil Toplum Kuruluşları (STK), İçişleri Bakanlığı tarafından son yayınlanan Valiler Kararnamesi ile Eskişehir’e atanan Vali Özdemir Çakacak onuruna bir veda yemeği düzenlendi. Yemekte, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Vali Çakacak’a, Mersin’i anlatan Zeynep Dalkılıç imzalı bir tablo hediye etti. Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nin (MTOSB) evsahipliğinde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası katkılarıyla Hilton Oteli’nde düzenlenen veda yemeğine Vali Özdemir Çakacak, eşi Kevser Çakacak ile birlikte katıldı. Gecede konuşan MTSO Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Vali Özdemir Çakacak’ın görev yaptığı sürece her zaman mütevazi kişiliği ile ön plana çıktığını belirterek, Mersin sanayicisini sürekli ziyaret ederek derdini dinleyen bir vali olduğunu, bu nedenle de Eskişehir’deki sana-
yicilerin çok rahat edeceklerini dile getirdi. Vali Özdemir Çakacak ise birlik, beraberlik ve kardeşliğin en güzel örneklerinin sergilendiği Mersin gibi güzide bir ilde görev yapmış olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
9 kent, bütçeye aldığından daha fazla gelir sağladı
Protokol konuşmalarının ardından, MTSO Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Vali Özdemir Çakacak’a, günün anısına Mersin’i anlatan bir tablo hediye etti. Vali Özdemir Çakacak’ın davetlilerle tek tek vedalaşmasının ardından program son buldu.
Şerafettin AŞUT
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 2
CMYK
A
ralarında Mersin’in de bulunduğu 9 il Türkiye’de bütçeden aldığından daha fazla bütçe geliri verdi. Maliye Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de bütçeden aldığından daha fazla bütçe geliri veren il sayısı 9’da kaldı. 2014 yılında 11 il fazla verirken, 2016 sonu ve 2017 Ocak-Mayıs döneminde bu sayı geriledi. Türkiye genelinde iller bazında gelirlerin giderleri karşılama oranı yüzde 95’ler seviyesinde seyretti. Antalya ve Kırıkkale 2014’te fazla verirken ilerleyen yıllarda açık vermeye başladılar.
Turizmdeki düzelme nedeniyle Antalya’nın 2017 sonunda yine fazlaya geçmesi muhtemel. Yine de 81 ilin büyük bir kısmını bütçeden aldığından daha az katkı veriyor olması dikkat çekici. 2016 ve 2017 Ocak Mayıs döneminde bütçeye en fazla katkıyı veren iller ise yüzde 1156 ile Kocaeli, yüzde 806 ile İstanbul, yüzde 437 ile İzmir oldu. Yüzde 226 giderini karşılama oranıyla Tekirdağ da dikkat çeken il durumunda. Bütçeye sağladığı gelirin aldığı paya karşılık en düşük olan iller doğu ve güneydoğu illeri oldu.
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 19 | SAYI: 336 | 9 - 22 Temmuz 2017 | www.mtso.org.tr
MTSO Nedir? Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
M
MTSO, birlik ve beraberliğin adıdır. MTSO, çoğulculuğun adıdır. MTSO, Mersin iş dünyasının vitrini ve sözcüsüdür. MTSO, demokrasi değerlerinin merkezidir.
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tüzüğünden kaynaklanan görevlerinin yanında, yasanın verdiği yetki ile devlet adına bazı resmi hizmetleri de veren, kent ekonomisi başta olmak üzere, kentin ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda gelişmesi için çalışan, kent ekonomisinin üst çatı örgütüdür. Bir siyasi parti değildir. Bundan dolayı siyaset üstüdür. Etnik, dini, mezhep temelli her yapay ayrımcılığı reddeden, yetkililerinin atama ile değil, seçimle iş başına geldiği, demokrasinin ve çok sesliliğin merkezidir. Yapay ayrımcılıkları bir kenara atarak Mersin’i bütüncül olarak kucaklayan bir kuruluştur. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Üyeleri, Komiteleri, Yönetim Kurulu ve Meclisinden aldığımız destekle, nitelikli personelimize olan inancımızla ve 131 yıllık bir çınar ağacı olan MTSO’nun kurumsal tecrübelerinden aldığımız güçle şunu iddia ediyorum ki; Türkiye’de kentinin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine MTSO kadar katkı koyan, vizyon oluşturan, projeleri ile öncü ve örnek olan, küresel değişimleri okuyabilen, kent dinamiklerini harekete geçiren ve onlarla ortak proje yapan bu denli etkin başka bir Ticaret ve Sanayi Odası yoktur. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası geleneklerinden gelen, kurumsallaşmış yapısıyla kentin sadece ekonomik değil, sosyal sorunlarına da duyarsız kalmamış; eğitimden sağlığa, kentsel gelişim projelerinden kültür ve sanatın desteklenmesine kadar birçok sosyal proje üretmiş ve somut destekler vermiştir. MTSO’nun kentteki bu öncü rolü o kadar öne çıkmıştır ki, zaman zaman Mersinliler MTSO’nun görevi veya yasal olarak yapma yetkisi olmayan hizmetleri bile Odamızdan bekler olmuştur. Bu bizim adımıza güzel bir şeydir. Vatandaşlarımızın gözünde bu
güce ve etkiye sahip olmak gerçekten onur verici bir şeydir. Ve bu onur bu Oda’nın 131 yıllık tarihinin her aşamasına katkı koyan, bir parçası olan herkese aittir. Ancak, Ticaret ve Sanayi Odaları yerel yönetimler veya kamu kurumları gibi icra makamları değildir. Odalar öncelikli olarak üyelerine hizmet veren, devletin görevlendirdiği bazı hizmetleri yerine getiren, kentin ekonomik ve sosyo-ekonomik konuları ile ilgili proje üreten, bu projelerin somutlaşması için ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliliği yapan, yani kentin vizyonunu oluşturan, yasa ile kurulmuş üst çatı kuruluşlarıdır. Bu anlamda, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Mersin iş dünyasının oluşturduğu bir sivil toplum kuruluşudur. Ve sınırlı bütçesiyle kent adına ortaya koydukları, yaptığı ekonomik, eğitim, sağlık ve kültürel yatırımlar çok önemlidir. Hepsisin temelinde binlerce üyemizin emeği ve katkısı vardır. “Demokratik yapımız gücümüzdür” Peki, MTSO’ya bu öncü gücü veren ve bu etkin duruşu kazandıran şey nedir? Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na bu gücü veren şey öncelikle Türkiye’nin en demokratik ve katılımcı sistemine sahip oluşudur. Her üyemizin komisyonlarda, her Meclis Üyemizin, Mecliste söz hakkı vardır. Şeffaf bir seçimle her üyemiz, kentimiz için hizmet etmeye aday olur ve defalarca seçim süzgecinden geçerek göreve gelir. Ekonomik ve sosyal sorunlar önce komisyonlarda, Yönetim Kurulu’nda ve Meclis’te konuşulur, tartışılır ve ortak bir karara varılır. Bir eksik olduğunda bu kurullar tekrar ve tekrar projeleri inceleyebilir. Bu kararlar, projeler, uzman personelimizin gözetiminde takip edilir. İşte MTSO’nun gücü bu demokratik yapılanmadan, yönetişim ruhundan, çok seslilikten
çekinmeyen yapısından ve Mersin iş dünyasının girişimci ruhundan kaynaklanmaktadır. Her yeni Meclis ve Yönetim Kurulu, öncekilerin tecrübelerini gözeterek hareket eder. MTSO olarak kurumsal olmanın gereğinin bu olduğunu bilerek hareket ederiz. MTSO, birlik ve beraberliğin adıdır. MTSO, çoğulculuğun adıdır. MTSO, Mersin iş dünyasının vitrini ve sözcüsüdür. MTSO, demokrasi değerlerinin merkezidir. Ne mutlu bize ki, Odamızın bu birlik ve beraberliği kentimizin birlik ve beraberliğine, Odamızın çok sesliliği Mersin’in çok sesliliğine dönüşmüştür. Yani, MTSO değerleri Mersin’in değerleri olmuştur. Bir kentin iş dünyasının bir araya gelerek oluşturduğu, kendi hizmetlerini kolayca almak ve ticareti düzenlemek amacıyla başlayan bu mütevazi yapılanmanın, bugün artık kentin tüm ekonomik ve sosyo-ekonomik yapılanmasında öncü rol oynayan bir duruma ve vizyonuna ulaşması, Odamızın gücünü göstermesi açısından çok önemlidir. Kenti ilgilendiren tüm sorunlar MTSO’yu ilgilendirir Eğer sizin kentiniz için söyleyecek bir sözünüz yoksa, kentiniz adına endişeleriniz ve sunduğunuz çözümler yoksa, kentinize ve o kenti paylaştığınız insanlara karşı bir duyarlılığınız yoksa başkalarından kentiniz adına ne bekleyebilirsiniz ki? İşte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın gücü ve etkinliği bu felsefeden ve inançtan gelmektedir. Mersin’i ilgilendiren ne kadar sorun varsa MTSO’yu ilgilendirir. Bu inançla ve Mersin sevgimizle, MTSO olarak tüm üyelerimizle, Meclisimizle, Yönetim Kurulumuz, Komitelerimiz ve çalışanlarımızla hangi Başkan, hangi Yönetim, hangi Meclis olursa olsun üretmeye, Mersin’in zenginliğine
katkı koymaya devam edeceğiz. Bu kurumsal yapımızla, insanımıza iş ve aş vermeye, mesleki eğitimle nitelikli insan gücü yetiştirmeye, üniversite, Milli Eğitim, MTSO Eğitim Kalkınma Vakfı ve İSGEV’in (İçel Sanayi Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Vakfı) işbirliği ile gençlerimizi meslek sahibi yapmaya devam edeceğiz. Firmalarımızı küresel standartlarla iş yapan, markalaşmış, yenilikçi ve yüksek teknolojili bir yapıya dönüştürmeye; fuarlarla, yurt dışı açılımlarıyla yeni pazarlar bulmaya ve Mersin’i bölgesinde bir marka kent yapmaya devam edeceğiz. Bürokrasi çarkında bekleyen projelerimizin takibinde pes etmeyeceğiz. Büyük veya küçük her projemizi somutlaştırma girişimlerine devam edeceğiz ve bunlara yeni projeler ekleyeceğiz. Yıllardır özlediğimiz ve hep eksik olmasıyla çok şeyler kaybettiğimizi ifade ettiğimiz, Odamızın çatısı altında büyük bir iş birliği ile oluşturduğumuz Mersin Lobisi’ni her düzeyde daha etkili kullanarak, Mersin’in merkezi yönetimden beklentilerini daha gür bir sesle dillendirmeye devam edeceğiz. Hepsinin de ötesinde, Mersin iş dünyası olarak sadece kentin ekonomisini değil, her alanda Mersin’i yükseltmeye, Mersin’in yaşanır bir kent olmasını sağlamaya devam edeceğiz. Mersin sahipsiz bir kent değildir. Mersin iş dünyası Mersin’in bu yolculuğunda en büyük destekçisi olmaya devam edecektir. Bu bizim Mersinlilere ve 131yıllık Oda tarihimize, bize bu bayrağı emanet edenlere olan boyun borcumuzdur. Ancak, bu makamların birer geçici hizmet yeri olduğunu unutmadan, gençlerimize olan güvenimizle, bu görevleri ve bu kutsal hizmet bayrağını Mersin’i her alanda geleceğe taşıyacak olan gençlere devretmek konusunda bir an bile tereddüt etmeyeceğiz. Amaç bu kubbede bir hoş seda bırakmaktır.
yüğü’nün canlandırmasını ve kazıdan çıkan eserlerini, Mezitli’de bulunan ve MÖ. 3. bin yıldan MS. 6. yüzyılın sonlarına kadar iskân gören Soli-Pompeipolis Antik Kentini, Erdemli’de bulunan MÖ. 4. yüzyıldan günümüze kadar yerleşim gören ve Antik Dönemde zeytinyağı ticareti ile ünlenen Elaiussa-Sebaste Antik Kentinin arkeolojik zenginliğine tanık olunabilir. Müze, pazartesi tüm gün, dini bayramların ise birinci günü öğlene kadar kapalı, diğer günlerde mesai saatlerinde ziyarete açıktır. Ulaşım: Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilir. Adres: Atatürk Caddesi Kültür Merkezi, Halk Evi Binası Akdeniz/Mersin
Arkeoloji Müzesi
T
atil severlerin rotalarını son dönemlerde yalnızca deniz, kum ve güneş değil, özel ilgi alanları da şekillendirmektedir. Bu farklı ilgi alanlarıyla birlikte gelişmeye başlayan inanç turizmi, spor turizmi, kültür ve tarih turizmine ilgi her geçen gün artmaktadır. Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, kültür turizmi en fazla gelişme gösteren turizm türleri arasında yer almakta ve önümüzdeki süreçte de gelişimini hızla sürdürmesi öngörülmektedir. Kültür turizmi denildiğinde akla ilk gelen mekan ise müzelerdir. Müzeler, ülkenin, yörenin tarihi ve
kültürel özelliklerini yansıtan, taşınabilir eser ve eşyaların sergilendiği açık ya da kapalı mekanlardır. Aynı zamanda bu mekanlar, medeniyetlerin tarihini ve sanat yapıtlarını da görünür kılar. Tarihin tozlu raflarına ışık tutan bu mekanların ortaya çıkış serüveni ise, insanların biriktirme ve saklama alışkanlığı kazanmasıyla başlamıştır. Antik dönemlerden beri biriktiren ve koleksiyon oluşturan insanlar, ilerleyen çağlarda müzeleri ortaya çıkarmıştır. İlk zamanlarda çoğunlukla arkeoloji, etnografya ve koleksiyon ağırlıklı olan müzeler, şimdilerde yüzlerce türe ulaşmıştır.
Deniz Müzesi
MTSO 3
CMYK
Türkiye’de toplam 409 adet müze mevcuttur. Bunların 193 tanesi Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde, 216 tanesi ise özel müzedir. Yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Mersin’de ise, üç arkeoloji müzesi, iki Atatürk müzesi, birer adet mozaik müzesi ve deniz müzesi mevcuttur. Geçmiş sayılarımızda Atatürk Müzesi’ni sizlere tanıttığımız için bu sayımızda arkeoloji müzelerini ve deniz müzesini anlatacağız. Cennettin yeryüzü yansımalarından biri olan Mersin, güzelliklerinin yarısını da toprak altında saklar. Bu bağlamda Mersin, alternatif bir turizm çeşidi olan kültür turizminde önemli yere sahiptir. Toplamda 7 adet müzesi bulunan Mersin’in, keşfedilmemiş yerler ve sahip olduğu tarihi eserler göz önünde bulundurulduğunda ise tam bir açık hava müzesi olduğu söylenebilir. Bu yaz, klasik tatil anlayışının dışına çıkarak farklı bir tatil deneyimi yaşamak istiyorsanız Mersin’e davetlisiniz. İsterseniz uzayıp giden sahillerindeki mavinin en güzel tonu olan Akdeniz sularında serinleyebilir, isterseniz de yeşilin her tonuna doyacağınız yaylarında temiz havayı içinize çekebilirsiniz. İsterseniz bu eşsiz güzellikteki şehrin, gizemli tarihine kısa bir yolculuk da
yapabilirsiniz. MTSO Haber Gazetesi olarak bu yolculuk rotalarını sizin için derledik. İşte ilk rota; Mersin Arkeoloji Müzesi Mersin’e gelen yerli ve yabancı konuklara ‘görmeden gitme’ diyebileceğimiz yerlerin başında Arkeoloji Müzesi gelir. Günümüzün modern teknolojileri kullanılarak yeni yapılan Mersin Arkeoloji Müzesi geçtiğimiz günlerde ziyarete açıldı. Müzede toplam bin 435 adet eser sergilenmektedir. Ziyaretçiler, Mersin Arkeoloji Müzesi’nde; geçmiş uygarlıkların yaşam ve sanatını, düşüncelerini, inançlarını öğrenmenin yanında kafeteryasında soluklanıp çay kahve içebilir, kütüphanesinde araştırıp bilgilenebilir, Müze Yolu ve Müzepark adı verilen alanlarda bir gününü dolu dolu geçirebilir. Ayrıca giriş katındaki zaman tünelinde tarihe bir yolculuk yapılarak, kronolojik sergi salonunda uygarlıkların her alanda nasıl gelişip neler yaptıkları izlenebilir. Birinci katta sergilenen sikkelerle uygarlıkların yapısı yakından izlenirken, aynı salonda Toroslar’da Müftü Deresi kenarında bulunan ve 9 bin yıldır kesintisiz yerleşim gören Yumuktepe Hö-
2. Rotamız; Tarsus Müzesi Müzenin, arkeolojik eserlerin sergilendiği iki büyük salonu bulunur. Giriş katında yer alan Etnografya salonunda, Çukurova kültürünün önemli bir parçası olan Tarsus ve yöresine ait eserler sergilenir. Salonda, ‘Tarsus Evi’ köşesi oluşturularak geçmiş ev kültürü günümüze yansıtılmıştır. Müzenin alt katında yer alan Arkeolojik eserler salonu, uzun yıllar Tarsus yöresinde yapılan arkeolojik kazı çalışmaları ve satın alma yolu ile müzeye kazandırılan eserlerden oluşturulmuştur. Müzede Kalkolitik, Tunç ve Demir Çağı, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserlerle 7 bin 500 yıllık kültür tarihi ile tamamlanır. Müze, pazartesi günleri ziyarete tam gün kapalı olup diğer günler 08.0016.45 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Ulaşım: Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir. Adres: İsmetpaşa Mahallesi Muvaffak Uygur Cad. 75. Yıl Kültür Merkezi Kompleksi Tarsus-Mersin 3. Rotamız; Silifke Müzesi Silifke Müzesi 2 katlı ve bahçe içinde
yer almaktadır. Arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müze, Neolitik Dönem’den başlayarak M.Ö. 1.200 yılları, Arkaik, Grek, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait eserler sergilenmektedir. Pazartesi dışında her gün 08.0012.00/13.00-16.45 saatlerinde ziyarete açıktır. Ulaşım: Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir. Adres: Atik Mahallesi, Malazgirt Bulvarı, No:29/A 33940 Silifke / MERSİN 4. Rotamız; Deniz Müzesi Mersin Deniz Müzesi, Türkiye’deki altı deniz müzesinden biridir. Müze, Türk deniz harp tarihinin geçmişini gözler önüne seren 500’den fazla obje ve araştırmacılara hizmet veren 800 kitaplı kütüphanesi ile ziyaretçilerine hizmet vermektedir. Ana sergi salonunda deniz tarihi konusunda kronolojik bilgi verilmekte olup, sergi salonunda dönemlere ilişkin gemi modelleri, sancak, arma, askeri kıyafetler, kesici, delici ve ateşli silahlar ile yağlı boya tablolar sergilenmektedir. İnteraktif salonda; Efsane Mahmudiye, Kahraman Hamidiye, Preveze ve Barbaros hayrettin Paşa, tarihin akışını değiştiren Nusret Mayın Gemisi, Milli mücadele döneminin kahramanı Gazi Alemdar ve Yavuz Muharebe Kruvazörü hakkında dijital ortamda bilgiler sunulmaktadır. Müze, pazartesi, salı hariç haftanın her günü saat 09:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Müze kart geçerli değildir. Ulaşım: Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir. Adres: Adnan Menderes Bulvarı Muğdat Camii önü Yenişehir-Mersin
Silifke Müzesi
4
YIL: 19 | SAYI: 336 | 9 - 22 Temmuz 2017 | www.mtso.org.tr
Hedef: Endüstri 4.0 vizyonunda dijital bir ekonomi ve akıllı Mersin yonu adı altında bir girişim de üretim geleceği üzerinde çalışıyor. Bu koalisyonun amacı, üretim istihbaratının benimsenmesini kolaylaştırmak için yaklaşımlar oluşturmak, platform ve ortak altyapı gelişimi için Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmak, uygulama ve savunucu gruplar oluşturmak üzere imalatta sanayi paydaşları sağlamak.
B
Son günlerin en çok öne çıkan, konuşulan konularından bir tanesi de Endüstri 4.0 olarak isimlendirilen dördüncü sanayi devrimi. Önümüzdeki süreçte bu kavramla daha sık karşılaşacağımız düşüncesiyle Endüstri 4.0’ın ne olduğunu daha yakından incelemek istedik.
iliyoruz ki bu yeni sanayi devrimine ayak uyduran firmalar, kentler, ülkeler güçlenerek yoluna devam edecek, geride kalanlar ise işin hamallığını yapmayı sürdürecek. ersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak hedefimiz Endüstri 4.0 vizyonunda dijital bir ekonomi “smart” yani akıllı bir Mersin. Bu noktadan hareketle sezonun son sayısında Endüstri 4.0 ne demek? Endüstri 4.0’ın artıları ve karşılaştığı zorluklar nelerdir? Endüstri 4.0’ın sektöre etkisi nasıl olacak? sorularına yanıt aramak istedik. Endüstri 4.0, Alman Hükümetinin imalat gibi geleneksel bir sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolo-
M
jiyle donatma projesidir. Bu yeni endüstrideki amaç; uyum, kaynak verimliliği ve ergonominin hem müşteriler hem de iş-değer sürecinde iş ortaklarının entegrasyonunu karakterize etmektir. Endüstri 4.0 terim olarak dördüncü sanayi devrimi anlamına gelmektedir. İlk sanayi devrimi su ve buhar gücü ile üretim mekanizmasının üzerine kuruluyken, onu ikinci sanayi devrimi olan elektrik enerjisi yardımı izledi. Daha sonrasında ise üçüncü sanayi devrimi olan dijital devrim gerçekleşerek elektronik kullanımı arttı. Endüstri 4.0, geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatma projesidir.
Endüstri 4.0’ın fikri süreci Endüstri 4.0 terimi ilk olarak 2011 yılında Hannover Fuarı’nda kullanıldı. Ekim 2012 yılında ise Robert Bosch GmbH ve Kagermann çalışma grubu oluşturarak hazırladıkları dördüncü sanayi devrimi öneri dosyasını Alman Federal Hükümeti’ne sundu. 8 Nisan 2013 tarihinde Hannover Fuarı’nda çalışma grubu Endüstri 4.0 nihai raporunu sundu.
uygulanabilir hale gelecek. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Akıllı Üretim Liderlik Koalis-
Endüstri 4.0’ın artıları Endüstri 4.0 vizyonunu şimdiden benimseyen firmalar, endüstri sektörünün tüm değer zincirini değerlendiriyor ve tüm yönetim süreçleri için otomasyon teknolojileri, iletişim ve kablosuz bilgi entegrasyonuyla bütünleştirilmiş bir süreç sunma çalışmalarını yürütüyor. Endüstri 4.0 ile Siber-Fiziksel Sistemler, Bulut Bilişim gibi modern bilgi ve iletişim teknolojileri, imalat sektöründe verimliliği, kalite ve esnekliği artırmak için sistemlere entegre edilecek, olası verim durumlarını analiz ederek rekabet ortamında avantaj sağlayacaktır. Endüstri 4.0’ın karşılaştığı zorluklar
1-) Bu yeni sanayi devrimine doğru yürüyüşü hızlandırmak için yeterli beceri ve bilgi eksikliği
bulunmaktadır. 2-) Endüstri 4.0 demek iş gücü talebinin azalması gibi görünse de, aslında bu devrim yeni meslekler ve iş alanları yaratacaktır. Ama çağını dolduran meslek ve alanlar elbette yok olacaktır. Bunun telafisi ise güncellenmiş bir eğitim modelidir. 3-) Üçüncü sanayi devriminin ritmine ayak uyduran firmalarda Endüstri 4.0 için genel bir isteksizlik havası bulunmaktadır. Endüstri 4.0’ın etkileri neler olacak?
•
İşçi gücünden teknoloji kontrolüne geçen sistemler ile makine kontrolü artacak.
•
Otomatik sistemler dolayısıyla ihtiyaç olan geleneksel iş gücü azalacak ama yeni meslekler ortaya çıkarken mavi yakalı işçi tanımı değişecek.
•
Sosyo-ekonomik çalışma hayatına olan etkisi hissedilecek.
•
Sanayi, farklı bir değer kazanarak pazarda bu entegrasyonu sağlayan büyük paya ulaşacak.
Zaman içinde Endüstri 4.0 Teknolojik temeller, siber-fiziksel sistemler ve internet ağını barındırmaktadır. Uzmanlara göre Endüstri 4.0 yani diğer adıyla dördüncü sanayi devrimi, 10-15 yıl içinde entegrasyonunu tamamlayarak firmalar tarafından
21. Yüzyılın yeni atölyeleri ‘Makerspace’ler Endüstri 4.0 ile birlikte yeni tanıştığımız bir kavram da Makerspace Atölyeleri. Nedir bu atölyeler? Hangi amaca hizmet ediyorlar? Kentlerin, ülkelerin vizyonunu değiştirecek, ekonomisini güçlendirecek, gelecekte var olmasını sağlayacak bu önemli oluşumları da mercek altına almak istedik.
M
akerspace’ler aslında 21. yüzyılın üretiminde yeni çağın atölyeleri, eğitiminde ise yeni çağın sınıflarıdır. Geleneksel dört duvar arasında verilen teorik eğitim yerine uygulamalı ve üretime dayalı bir atölye mantığıdır. Yeni dünyada herkes bir şekilde üretimin bir parçası olacaktır ve makerspace modeli bunun temelidir.
Birçok farklı finans modeli olsa da, gelişmiş ülkelerde kamunun, yerel yönetimlerin ve üniversitelerin desteğinde kurulmaktadır. Özel girişimciler de bu alanı yeni yeni keşfetmekte ve kurdukları makerspace’lerle yeni mezun öğrencilere, start-up denilen yeni firmalara ve sermayesi olmayan girişimcilere, KOBİ’lere ortak bir
Makespace’ler aynı zamanda çok farklı becerilere ait insanları bir araya getirdiği için buralarda bir sinerji oluşmakta ve ortak projeler çıkmaktadır. Birçok genç girişimci bu alanları iş yeri gibi kullanmakta, birçok KOBİ ise bu alt yapıdan, hatta buradaki insanların beceri ve fikirlerinden yararlanmaktadırlar.
MTSO 4
CMYK
kullanım alanı sunmaktadırlar. Makespace’lerin de farklı sektörlere yönelik uzmanlaşmaları varsa da, genel anlamında tüm makerspace’lerin içinde olmazsa olmaz temel ekipmanlar bulunmaktadır. Yeni imalat devriminin ve tersine mühendisliğin ayrılmaz parçası olan 3-D tarayıcılar ve yazıcılar, lazer kesiciler, CNC tezgahları ve bunlara uygun yazlımlar, tüm temel aletler makespace’lerin, yani yeni çağın atölyelerinin temel alt yapısıdır. Özellikle çağımızda mesleki eğitimin en temel aracı olan simülasyon cihazları ve yazılımları vasıflı insan kaynağının yetişmesi için bu alanların sunduğu önemli katkılardır. Firmalar, girişimciler veya böylesi bir
alt yapıyı kuracak sermayesi olmayan ama üretmek isteyen herkesin kullanabileceği ortak alanlardır. Hobi meraklılarına hitap eden makerspace’ler olduğu gibi, tamamen üretime ve profesyonel kullanıcı ve girişimcilere yönelik tasarlanan makerspace’ler daha ağırlıklıdır. Bu alt yapıların küçük modelleri artık ilk ve ortaokullara kadar inmiş ve daha küçük yaşlarda üretim mantığı ile ilgili, farkındalık yaratılmaya başlanmıştır. Makespace’ler aynı zamanda çok farklı becerilere ait insanları bir araya getirdiği için burada bir sinerji oluşmakta ve ortak projeler çıkmaktadır. Birçok genç girişimci buraları iş yeri gibi kullanmakta, birçok KOBİ ise bu alt yapıdan, hatta buradaki insanların beceri ve fikirlerinden yararlanmaktadırlar. Sonuçta dünyadaki tüm ülkelerin ekonomilerinin büyük kısmı KOBİ’lerden oluşmaktadır. Tüm
Ortak kullanım alanları olan ve hem eğitim, hem uygulama hem de üretim ve pazarlama anlamında ortak birer kulanım alanı olan makespace’ler yeni girişimciler, start-up’lar ve KOBİ’ler için olağanüstü bir fırsat eşitliği, rekabet gücü ve ileri teknolojili üretime geçme fırsatı yaratmaktadır. Bu yatırımları yapabilen kentler ve ülkeler geleceğin büyük ekonomileri olacak ve ayakta kalacaktır. KOBİ’lerin ise böyle alt yapıları kurma sermayesi olmadığı gibi, çoğunun böyle bir insan kaynağına ulaşma şansı da yoktur. İşte ortak kullanım alanları olan ve hem eğitim, hem uygulama hem de üretim ve pazarlama anlamında ortak birer kullanım alanı olan makespace’ler yeni girişimciler, start-up’lar ve KOBİ’ler için olağanüstü bir fırsat eşitliği, rekabet gücü ve ileri teknolojili üretime geçme fırsatı yaratmaktadır. Bu
yatırımları yapabilen kentler ve ülkeler geleceğin büyük ekonomileri olacak ve ayakta kalacaktır. Buna yatırım yapmayan ve bu vizyonu gösteremeyen kentler ve ülkeler ise kısa sürede rekabet güçlerini yitirecek, insan kaynağı körelecek ve çevreyi kirleten, girişimciye ve çalışana para kazandırmayan, katma değer yaratmayan, ihracat değeri olmayan düşük teknolojili bir ekonomi ile yavaş yavaş var olan gücünü kaybedecektir.
5
YIL: 19 | SAYI: 336 | 9 - 22 Temmuz 2017 | www.mtso.org.tr
Türkiye’de bir ilk: ‘MTSO Endüstri 4.0
Eğitim ve Uygulama Atölyesi Projesi’ yolda
Yeni çağın endüstri devrimi ile birlikte, 2013 yılından beri incelmelerini sürdüren Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), RIS-Mersin Projesi’nin ardından kent ekonomisinde gerçek bir dönüşümü sağlayacak yeni bir projenin son aşamasına geldi. Hazırlıklarını tamamlayan MTSO, projeyi Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na sunma aşamasında.
D
iğer sanayi devrimlerini ıskalayan Türkiye için ve özelinde Mersin için Endüstri 4.0, son şans olarak kabul edilebilir. Bu fırsata yoğunlaşan MTSO, “MTSO Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Atölyesi Projesi”ni hazırladı. Proje ile çağın gerçekleri olan makerspace uygulamalarını ve amaçlarını daha da büyüterek, buna mesleki eğitim ve simülasyona dayalı uygulamaları da dahil ederek pilot sektör ve firmalarla başlaması planlanan bu Proje, Mersin için yüksek teknolojili üretimin payandası olacaktır. MTSO’nun MYK Personel Belgelendirme Merkezi de, bu çalışmanın destekçi parçası olacaktır. Kurulması planlanan bu merkezde uzman personel ve danışmanlık destekleri ile firmalara her türlü destek verilecektir. Bu anlamda MTSO’nun var olan “Tedarik Zinciri Test ve Ar-Ge Laboratuvarı”, “Personel Belgelendirme Merkezi”, kurulması planlanan ve buna yönelik
gayrimenkul ve alt yatırım planlaması MTSO Meclisi’nin onayına sunulacak olan “Lojistik Simülasyon Merkezi” aslında bütüncül anlamda birbirini tamamlayacak ve Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Atölyesi Projesi’nin tamamlayıcı kısımları olacaktır. Proje kapsamında Stratejik Eylem Planı ve yol haritası hazırlanacak. Endüstri 4.0, sanayi reformunun mevcut durumu, sektörler özelinde getireceği gereksinimler, zorunluluklar, yaratacağı olumlu ve olumsuz etkiler gibi birçok başlık detaylı şekilde incelenerek raporlanacak. Bu rapor ile yüksek teknolojiye geçecek veya geçmesi zorunlu olan firmaların Endüstri 4.0 sanayi reformu için ihtiyaç duydukları kılavuz yol haritası ortaya konulacak. Proje kapsamında ihtiyaç duydukları gereksinimler,bu sorunun çözümüne katkı sunmak ve endüstri sektörünün yenireforma ayak uydurması
için gerekli olan nitelikli iş gücünün oluşturulması adına proje kapsamında Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Atölyesi kurulması ve işletilmesi sağlanacak. Yeni teknolojilerin ve bu teknolojilerin getirdiği makine-ekipmanları kapsayan ekosistemleri minimize ederek kurulacak olan merkezde firmaların bu makine ekipmandan yararlanmasının yanı sıra Endüstri 4.0 sanayi reformu hakkında farkındalıklarının sağlanması ve her şeyden önce vizyon kazanmaları için gerekli olan alt yapı kurulmuş olacak. Bu ortak kullanım alanında sanal gerçeklik yeniliklerinden de yararlanılacak ve yeni bir mesleki eğitim modelinin de yaygınlaşması sağlanacaktır.
Şerafettin Aşut konu ile ilgili, yaptığı açıklamada Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın son yıllarda geliştirdiği veya güçlü bir parçası olduğu tüm projelerde kentin her alanında dijital ve yüksek teknolojili bir ticaret,
üretim, hizmet, belediyecilik, eğitim ve sosyal yaşam seviyesine kavuşmasının temel hedef olduğunu söyledi. Tüm projelerin bu hedefe yönelik bütüncül bir yaklaşıma sahip olduğunu vurgulayan Başkan
Aşut açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “RIS-Mersin Plus daha önceki RIS-Mersin Projesi’nin akıllı uzmanlaşma ile buluşturulması hamlesidir. Tırmıl Sanayi Sitesi’nde bulunan ‘Tedarik Zinciri Test ve Ar-Ge Laboratuvarı’ bu hedefin ilk adımlarından biridir. Planlanan ‘Lojistik Simülasyon Merkezi’ise sadece bir başlangıç olup, daha birçok sektör ve mesleğe yaygınlaşacak üst düzeyde yeni bir mesleki eğitim modelidir. ‘MYK Personel Belgelendirme Merkezi’Projemiz hibe olarak kazandığımız bir projedir ve hedef 44 meslek dalında Akdeniz Bölgesi’nin tamamının mesleki belgelendirmelerini yapmaktır. Tüm bu projeler Endüstri 4.0’a ulaşmanın planlı adımlarıdır. Endüstri 4.0 ve Uygulama AtölyesiProjesi’nin hayata geçmesiyle tüm bu projeler tek çatı altında, kadrolu uzman personel ve teknik danışmanlar eşliğinde, kamu- STK’lar ve üniversitelerin üçlü sarmal modelinde oluşacak sinerji ile yüksek teknolojili üretime sıçramak isteyen KOBİ’lerimizin, yeni girişimcilerin, start-up’ların yanında olacak, en büyük destekçisi olacaktır. , Bu ortak kullanım alanları, sahip olduğu teknik personel ve alt yapı ile bu işlere sermaye ayıramayan firmalarımızın Endüstri 4.0’a geçişinde en büyük sıçrama tahtası olacaktır. Artık zaman farkındalık yaratma zamanı değil, eyleme geçme ve bu eko sistemi oluşturacak alt yapıları kurma zamanıdır.”
Aşut: “MTSO’nun hedefleri bütüncül bir hedefin planlı parçalarıdır”
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
MTSO heyeti makerspace’lerin dünya örneklerini inceledi yönetimler ya da üniversiteler tarafından finanse ediliyor. Makespaceler tam anlamıyla yeni çağın atölyeleri. 3-D yazıcı ve tarayıcılar, lazer kesiciler, CNC tezgâhları, birçok teknik araç gereç ve bir atölyede bulunması gereken tüm temel aletler var. Bazı hobi amaçlı makespaceler varsa da, çoğu makerspace, profesyonel amaçla kurulmuş ve kullanıcıları çoğunlukla bu alt yapıyı kuracak sermayesi olmayan yeni girişimciler, start-up’lar, yeni mezunlar ve KOBİ’ler. Hatta büyük KOBİ’ler bile buraların sinerjisinden ve insan kaynağından yaralanabiliyor, buralara iş veriyor.
Haziran ve Temmuz aylarında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un önderliğinde Barselona, Amsterdam ve Harlem’dekimakerspace ve Endüstri 4.0 uygulama merkezlerine teknik bir inceleme gezisi düzenlendi.
H
eyet, Barselona’da dünyanın en önemli lojistik fuarı olan SIL’de, Amsterdam’da ise dünyanın sayılı liman ve terminal teknolojilerinin sergilendiği TOC Fuarı’nda incelemelerde bulundu. Özellikle lojistik sektörüne ait ve mesleki eğitim amaçlı kullanılan simülasyon cihazları incelendi. Konu ile ilgili açıklamasında MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, bu teknik gezilerin son 2 yıldır planlanıp hazırlıkları yapılan, ilk olarak lojistik sektöründe uygulanması düşünülen Mesleki Eğitimde Simülasyon Merkezi ve Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Atölyesi Projesi’nin
MTSO 5
CMYK
son adımları olduğunu anlattı. Artık ellerinde uygulamaya geçecek yeterli bilgi ve know-how oluştuğuna değinen Aşut, bundan sonrasında harekete geçme zamanının geldiğini vurguladı. Avrupa, Amerika ve gelişmiş Asya ülkelerinin üretimde yüksek teknolojiye geçişi tamamladıklarını ifade eden Aşut, bu ülkelerin Endüstri 4.0’la birlikte üretimde robotik teknolojilere geçtiklerini, merkezinde yazılım olan, nesnelerin interneti gelişmelerini hayata geçirerek bunu yaşamın her alanına yaymaya başladıklarını söyledi.Endüstri 4.0’ın sadece sanayi ile sınırlı olmadığını da kaydeden
Aşut,gezdikleri gelişmiş kentlerde ve uygulama merkezlerinde şehir planlamalarından sağlığa, eğitimden ulaşıma, üretimden hizmetler sektörüne kadar her alanda artık endüstri 4.0 uygulamalarının entegrasyonunun yapıldığını gördüklerini söyledi. Başkan Aşut şöyle konuştu: “Tüm bu sürecin önemli ve ayrılmaz parçasının makerspace’lerolduğu gördük ve dünya örneklerini inceledik. Birçok alanda uzmanlaşan makespaceler olsa da hepsinin temel anlamda alt yapısı çok benzer. Bazı makerspaceler özel girişimlerce işletilirken, çoğu mutlaka ya devlet, ya yerel
leri, ya da başkaları için ar-ge yapıyorlar. En az 2-3 milyon Avroluk yatırım olan bu makerspaceler veya Endüstri 4.0 Uygulama Atölyeleri’nin mekanları çoğunlukla yerel yönetimler tarafından temin ediliyor. “Atıl depolardan teknoloji üssüne”
Amsterdam yakınlarındaki Harlem kentinde ziyaret ettiğimiz “Endüstri Zone” adlı bölge eskiden oto tamircilerinin olduğu boş ve atıl depolardan oluşan bir alanmış. Belediye burayı isteyen makerspacelere tahsis etmiş ve bir kümelenme oluşturmuş. Şunda bu küçük bölge ve 10-15 makerps-
Endüstri 4.0 sadece sanayi ile sınırlı değil. Gelişmiş kentlerde ve uygulama merkezlerinde şehir planlamalarından sağlığa, eğitimden ulaşıma, üretimden hizmetler sektörüne kadar her alanda artık endüstri 4.0 uygulamalarının entegrasyonunun yapıldığını görmek mümkün. “Üyelik sistemiyle çalışıyorlar”
Burayı kullananlar önce üye oluyor ve sembolik ücretler ödüyorlar. Burayı bir iş yeri gibi kullanabiliyor. Önce iş güvenliği eğitiminden geçen kişiler, daha sonra buradaki aletleri kullanmasını öğreniyor. Ancak bazı aletler sadece makespacelerin kadrolu uzman çalışanları tarafından kullanılıyor. Farklı alt yapıda insanların, firmaların bir arada olması olağan üstü bir sinerji ve ortak aklı yaratıyor.Burada ürettikleri protototipleri web sitelerinde pazarlayarak satıp satmayacağını görüyorlar. Ardından seri üretimi planlıyorlar, ürün geliştiriyor veya kendi-
pace bu kenti bir teknoloji üssü haline getirmiş. Hatta bir geleneksel kitap baskı ve matbaa işleri merkezi olan kent, teknolojinin artması ile bu rolü tam kaybederken bu makerspace ve teknoloji hedefi ile tekrar dijital baskı ve yayıncılığın Hollanda’daki merkezi olmuş. Elbette bu alanların aynı zamanda mesleki eğitiminde merkezi haline geldiği unutulmamalı.” Başkan Aşut açıklamasında MTSO olarak amaçlarının tüm bu alt yapıları kurarak, bu alt yapıyı hem yüksek teknolojili üretimin hem de mesleki eğitimin merkezi haline getirmek olduğunu ifade etti. Mersin’deki meslek liselerinin de birer makerspace modeline dönüşmesi için her desteği vereceklerini ifade eden Aşut, kentimizdeki tüm sektörlere bu projelerle Endüstri 4.0 vizyonunu entegre edeceklerini ve Mersin’in bu büyük devrimi Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın büyük vizyonu ve çabası ile bu sefer ıskalamayacağını vurguladı.
6
YIL: 19 | SAYI: 336 | 9 - 22 Temmuz 2017 | www.mtso.org.tr
B
elarus sektörel açıdan geniş bir yelpazede işbirliğine imkan tanıması yanında 200 milyon nüfuslu Avrasya Ekonomik İşbirliği pazarına açılma olanağı sunmasıyla da öne çıkıyor. Türkiye ile Belarus arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 25’inci yıldönümü kutlanıyor. Diplomasi açısından oldukça kısa sayılabilecek bir sürede iki ülke arasında diğer alanlarda olduğu gibi ticari açıdan da sağlam bir işbirliği kurulduğu söylenebilir. Bu sağlam işbirliğinin en önemli göstergesi ise iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi. Ticaret hacmindeki yüksek teknolojili ve bilimsel malların oranı da oldukça dikkat çekici. Son 10 yılda dış ticaret hacmi beş kat artarak 2016 yılı itibariyle 817,4 milyon dolara ulaştı. İki ülke arasındaki karşılıklı bir milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma hedefine her geçen gün bir adım daha yaklaşılıyor. Türkiye, Belarus’a doğrudan yatırım yapan ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Belarus’ta yatırım yapan Türk sermayeli şirketler arasında inşaat ve gayrimenkul, otel işletmeciliği, hafif sanayi, inşaat malzeme üretimi, hijyen ürünleri, hizmet sektörü gibi alanlarda faaliyet gösteren birçok firma bulunuyor. Belarus’ta yatırım yapan 50’nin üzerindeki Türk firmasının doğrudan yatırımlarının tutarı ise 1.2 milyar doları aşmış durumda. Bu yatırımlarla yaklaşık 3 bin 500 kişiye ise istihdam sağlanıyor. Bölgede rağbet gören cam ürünleri, kontrplak, sodyum karbonat gibi diğer ürünlerin üretim tesislerinin kurulmasına yönelik ise ortak proje çalışmaları yürütülüyor. Türk işletmeler için tarım ve gıda ürünlerinin imalatı, ağaç işleme ve mobilya imalatı, lojistik, beyaz eşya imalatı gibi alanlar da oldukça ilgi çekici. Türk sermayeli şirketlerin yatırım için Belarus’u tercih etmesinde özelikle 200 milyon nüfuslu Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) pazarına açılan bir kapı olması da büyük rol oynuyor. AEB ülkeleriyle çalışmak isteyen her Türk şirketi Belarus’ta başarılı bir yatırımcı olabilme imkanına sahip. Bir şirket Belarus pazar ve ticaret şartlarına uyum sağladıktan sonra daha kapsamlı teknolojik işlemler içeren yatırım projelerini uygulayabilir. Böylece AEB pazarı için üretilen hazır ürünün üretim masrafları azalıyor. Türk yatırımcılara kuracakları şirketlerin hukuksal seçimini yapmalarında da serbestlik tanınıyor. Yerel bir ortak ile ya da yüzde 100 Türk sermayesi ile şirket kurmak mümkün. Belarus’ta yatırım projelerinin gerçekleştirilmesine yönelik gereken altyapı ve en önemlisi eğitimli ve kalifiye işgücü de bulunuyor. Ayrıca son yıllarda yatırımları daha cazip hale getirmek adına ülkede yasal düzenlemeler de yapılıyor. Yatırımlara önemli teşvik ve destekler veriliyor. Bu düzenlemeler sonunda Belarus Doing Business 2017 sıralamasında 37’nci sırada yer alıyor.
200 milyon nüfuslu Avrasya pazarına açılan kapı:
Türkiye ile Belarus arasındaki ticari ilişkiler her geçen gün yapılan yeni anlaşmalarla gelişip çeşitleniyor. İnşaat ve turizm alanında üst seviyelere tırmanan karşılıklı ticarete son dönemlerde yapılan anlaşmalar ve işbirlikleriyle enerji, bilim ve teknoloji, tarım, eğitim ve öğretim, tekstil ve basın yayın gibi farklı sektörler de dahil oluyor.
ya güneyde ise Ukrayna ile sınır komşusudur. Ülkenin sınırlarının toplam uzunluğu 2 bin 969 km’dir. Ülkenin başkenti Minsk’tir. Belarus başlıca altı idari bölgeye ayrılır. Bu bölgeler (oblast), Minsk, Brest, Vitebsk, Gomel, Grodno ve Mogilev’dir. Ülkede 118 şehir, 110 kasaba idaresi bulunur. Ülke iklim özellikleri bakımından orta derecede kıta iklimi özelliği gösterir. Kışlar göreli olarak daha yumuşak ve nemli, yazlar daha sıcaktır. Son yıllarda kışlar biraz daha yumuşak geçer. Ocak ayı ortalama sıcaklığı -8ºC ile -4,5ºC arasında ve Temmuz sıcaklığı +17º C +18.5º C arasında gerçekleşir. Sıfırın üstü sıcaklıklar 230-263 gün arası sürer. Belarus topraklarının % 43,2’sini tarım alanları oluşturur. Ülke yüzölçümünün % 40,9 gibi önemli bir kısmını ormanlar oluşturur. Bu oran Doğu Avrupa için de önemli bir katkıda bulunur. Ülke, kişi başına 0,94 hektar orman alanı ve 136,1 m3 kereste rezervleriyle Avrupa ortalamasının neredeyse iki katına yakın orman zenginliğine sahiptir. Ülke yağış rejimi olarak genellikle yağışlı bir bölgede yer alır. Yılda yağan ortalama yağmur miktarı 600-700 mm’yi bulur. Yağışlı gün sayısı ortalama olarak en çok Nisan-Ekim ayları arasında görülür. Kar örtüsü ülkenin güney batısında 75 gün ve kuzey doğusunda 125 gün yerde kalır. Belarus’un denize kıyısı bulunmamakla birlikte nehirler ve su kaynakları yönünden zengindir. Ülkede
fusun azalmasında ölüm oranının doğum oranından fazla olmasının yanı sıra ülke dışına göç de önemli rol oynar. Ülkede çalışan nüfus yaklaşık 5 milyondur. İşgücünün % 9,4’ü tarım, % 45,9’u sanayi, % 44,7’si hizmet sektöründe istihdam edilir. Beyaz Rusya’da emeklilik yaşı kadınlar için 55, erkekler için 60’tır. Ülkede yabancı işçi çalıştırmak için İçişleri Bakanlığı’na başvurulması gerekir. Yabancı işçi çalıştırma isteğinin gerekçeleri ve çalıştırılmak istenen yabancı personel sayısı bildirilerek izin alındıktan sonra, yabancı personel ülkeye getirilebilir. Yabancı personel getirildikten sonra da her bir personelin çalışma izni yine İçişleri Bakanlığı’ndan alınacaktır. Doğal kaynaklar ve çevre
Beyaz Rusya, petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynakları üretimi bakımından fazla zengin olmasa da mineral ürünleri üretimi bakımından Avrupa’da oldukça üst sıralarda yer alır. Özellikle potasyum tuzu rezervinde dünyanın en önemli üreticileri arasındadır. Mozyr, David-Gorodok ve Starobin’deki rezervlerin toplam miktarı 22 milyar ton olarak tahmin edilmektedir. Sapropel rezervleri ise 3 milyar m3’e yakındır. Granit, dolomit (beyaz mermer), marn ve tebeşir, kil, kum ve çakıl, doğal boyaların üretiminde kullanılan ham maddeler önemli doğal kaynak rezervlerini oluşturur. Ülke petrol ve diğer enerji kaynakları açısından fakirdir. Sınırlı miktarda petrol üretimi varsa da bu, ülke ihtiyacının ancak % 12-13’ünü karşılar. Buna karşın ülkede petrol işleme sanayi gelişmiştir. Beyaz Rusya, Rusya Federasyonu’ndan aldığı ham petrolü işleyerek ihraç eder. Petrol ürünleri ülkenin ihracatının yaklaşık üçte birini oluşturur. Naftan ve Mozır ülkedeki en büyük iki petrol rafinerisidir. 2,3 milyon ton turb ve 203 milyon m3 doğal gaz üretimi de diğer doğal kaynakları oluşturur. Ekonomik performans
Coğrafi konum
Belarus (Beyaz Rusya ya da Byelorussia), Avrupa’nın merkezinde, Rusya Federasyonu, Avrupa ülkeleri ve Asya arasında büyük ve önemli kara ve demiryolları arasında kalan, temel iletişim noktaları ile petrol ve doğalgaz boru hatlarının kesiştiği bir konumdadır. Rusya’nın merkezi ve batı kesimleri ile Batı Avrupa, Karadeniz, Baltık Denizi arasındaki en kısa yollar Belarus üzerinden geçer. Eski SSCB üyesi olan Belarus, kuzey Avrupa’da Rusya ile yakın ilişkiler geliştiren ülkelerin başında gelir. Ülke, kuzeyde Letonya, kuzeybatıda Litvanya, kuzeydoğu ve doğuda Rusya Federasyonu, batıda Polon-
MTSO 6
CMYK
irili ufaklı 20 bin nehir ve ırmak bulunur ve bunların toplam uzunluğu 91 bin km’dir. Nehirlerin en büyükleri Dnyeper, Pripyat, Neman; göllerin en büyükleri ise Naroch (Minsk), Osveyskoye (Vitebsk), Chervonoye (Gomel)’dir. Nüfus ve işgücü yapısı
Beyaz Rusya’nın toplam nüfusu 2016 yılı itibarı ile yaklaşık 9,3 milyondur. Nüfusun % 75’i kentlerde, kalanı kırsal kesimde yaşar. Nüfusun % 83,7’si Beyaz Rus, % 8,3’ü Rus % 3,1’i Polonyalı, % 1,7’si Ukraynalı ve % 3,2’si diğer etnik gruplardan oluşur. Ülkede nüfus daralmaktadır. Nü-
Beyaz Rusya, 2008 yılına kadar yüksek büyüme oranları kaydetmiş olmasına rağmen son yıllarda yavaşlayan bir ekonomik büyüme ve makroekonomik istikrar sorunu ile karşı karşıyadır. 2014 yılında reel GSYİH artış hızı % 1,6’dır. 2015 yılında büyüme oranı % -3,9 (EIU) 2016 yılı için büyüme oranı % -2,6 olarak gerçekleşmiştir. (EIU) Dış ticaret
Beyaz Rusya dış ticaretinde yer tutan ürünler arasında en önemli ihraç ürünleri, petrol ürünleri, nitrojen gübreleri, potasyum gübreleri, etilen polimerleri, taşıt araçları lastikleri, kimyasal lifler, alaşımsız çelikten yarı mamuller, alaşımsız çelikten diğer çubuklar, izole edilmemiş demir teller, buzdolabı ve diğer soğutucular, hasat makineleri,
traktör ve kamyonlar, mal taşımaya mahsus taşıt araçları, römork ve yarı-römorklar, mobilya, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri ve şekerdir. Ülkenin ithalatında en çok yer tutan ürünler ise ham petrol, petrol ürünleri, doğal gaz, elektrik enerjisi, demir, çelik borular, izole edilmiş tel ve kablolar, sentetik kauçuk, iletişim cihazları, yolcu taşımaya mahsus araçlar, mal taşımaya mahsus taşıt araçları, hasat makineleri, taşıt araçları ve traktörler için parça ve aksesuar, içten yanmalı motorlar, ilaçlar, bitkisel yağlar, tahıllardır.
gecikmeler, vergi politikaları ve kanunlardaki hızlı ve sürekli yenilemelerdir. Beyaz Rusya Hükümeti’nin ülke ekonomisinin 3’te 4’ünden fazlasını kontrol ediyor olmasıyla birlikte özelleştirmeye ilişkin yasalar güçlendirilmiş ve bir özelleştirme idaresi kurulması onaylanmıştır. Fakat yine de kamu teşebbüslerinin satışının hala yeterli düzeyde olmadığı söylenebilir.
mektuplarında ise davet edilen kişinin adı ve soyadı, doğum yeri ve tarihi, pasaport numarası gibi bilgiler ve ziyaret nedeni belirtilmelidir. Vize ile ilgili dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi de yetkililerin ücretli bile olsa havaalanında vize vermemesidir. Bazı istisnai durumlar dışında bu durum genellikle kabul edilmez. Bu nedenle kişilerin vizelerini Türkiye’den alarak çıkış yapmaları yerinde olacaktır. Belarus Hükümeti’nce 1 Ekim 2000 tarihinden itibaren ülkeye girişlerde sağlık sigortası talep edilmeye başlanmıştır. Söz konusu sağlık sigortalarının, giriş yapan kişilerin başka bir sağlık sigortası bulunsa dahi giriş yapılan gümrükten temin edilmesi gerekmektedir. Sağlık sigortalarının maliyetleri ülkede kalış süresine göre değişiklik göstermektedir. Buna göre sigorta masrafları asgari 1 $’dan (bir günlük kalış için) azami 85 $’a (bir yıllık kalış için) kadar değişir. Belarus Büyükelçiliği tüm vize başvurularını hafta içi her gün 09.00-11.00 saatleri arasında kabul etmekte ve 7 işgünü içinde sonuçlandırmaktadır. Büyükelçilikte yapılmakta olan Express vize uygulaması ise belli bir ücret farkı karşılığında 4 iş günü içinde sonuçlandırılır. İş vizesi için ibraz edilmesi gereken belgeler;
• Şirketin antetli kağıdına kaşeli ve imzalı olarak, konsolosluğun vize departmanına hitaben yazılmış, seyahat detaylarını ve vize talebini belirten dilekçe, • Ticari Sicil Gazetesi Fotokopisi, • Vergi Levhasının Fotokopisi, • İmza Sirküleri Fotokopisi, • Yeni Tarihli Faaliyet Belgesi Fotokopisi, • Hesap Cüzdan Fotokopisi, • Gayrimenkul Tapu Fotokopisi, • Gidilecek ülkedeki Firmadan Davetiye,
Türkiye ile ticaret
Türkiye ile Beyaz Rusya ticareti 1990’lı yılların ortasından itibaren canlanmaya başlamış, bu dönemde sürekli açık veren ticaret 2000’li yıllarla birlikte ihracat değerlerinin arttığı ve günümüze doğru bazı yıllarda açık verilse de genelde ihracat değerlerinin ithalatı aştığı bir görünüm sergilemiştir. Türk menşeli malların ülkeye AB, Polonya, Rusya Federasyonu gibi ülkelerden giriyor olması nedeniyle Beyaz Rusya resmi istatistiklerine göre Türkiye’nin Beyaz Rusya’ya ihracatı daha yüksek düzeydedir. Bu durum aynı zamanda Avrupa ülkeleri ile ticarette uygulanan yüksek vergi oranları nedeniyle Türk mallarının rekabet gücünü de olumsuz etkilemektedir. 2016’da Türkiye’nin Beyaz Rusya’ya ihracatı yaklaşık 357.6 milyon Dolar, ithalatı ise yaklaşık 102.6 milyon Dolar’dır. İşadamlarının pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler
Rusya ile tarihsel bağları sebebiyle çok yakın ilişkileri bulunan ve özellikle oluşturulan gümrük birliği sonrası ekonomik açıdan çok yakın bir ortak durumuna gelen Beyaz Rusya, Rusya pazarına yönelen işadamları için önemli bir potansiyele sahiptir. Ülkede faaliyette bulunan firmaların başlıca şikâyet alanları ülkedeki bürokrasinin yol açtığı
Giderek artan ticaret hacmi sonrası tekstil, otomotiv, gıda, kimyasal ürünler, müteahhitlik, yapı ürünleri, mağazacılık, hizmetler (özellikle hızlı yemek, kafe-bar-restoran işletmeciliği, otelcilik), imalata dönük doğrudan dış yatırım alanları işadamları için önemli fırsatlar sunar. Güvenlik gibi sorunlarla karşılaşma riski bulunmayan ve Rusya pazarına geçiş için de önemli bir üs olabilecek olan Beyaz Rusya %100 Türk sermayeli firma kurmaya da olanak sağlar. Pasaport ve vize işlemleri
Belarus ülkeye girişlere ilişkin Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamaktadır. Ülkeye giriş için gerekli olan vize, Belarus Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nden temin edilmektedir. Bunun dışında vizeyle birlikte ülkeye giriş yapabilmek için Belarus’ta mevcut bir kuruluştan, bir firmadan veya bir gerçek kişiden davet mektubu alma zorunluluğu vardır. Firmalardan alınacak davet mektubu firmanın antetli kağıdına yazılmış olmalı ve firma, bir dış ticaret firması olarak kayıtlı olmalıdır. Gerçek kişilerden alınacak davet
Resmi tatiller ve çalışma saatleri
1 Ocak: Yeni Yıl Tatili 7 Ocak: Noel (Ortodoks) 8 Mart: Dünya Kadınlar Günü 15 Mart: Anayasa Günü (Ülkenin İlk Anayasasının Kabulü) 20 Nisan: Radunitsa 1 Mayıs: İşçi Bayramı 6 Mayıs: Radunitsa 9 Mayıs: Zafer Günü 3 Temmuz: Bağımsızlık Günü (Ülkenin Almanya’nın İşgalinden Kurtuluşu) 7 Kasım: Ekim Devrimi Günü 25 Aralık: Noel (Katolik) Çalışma saatleri
Pazartesi-Cuma 09:00-13:00 14:00-18:00 Bankalar
Pazartesi-Cuma 09:00-10:00 13:00-15:00 Mağazalar
Pazartesi-Cuma 10:00-14:00 15:00-19:00 Cumartesi 10:00-18:00 Kaynak: Ekonomi Bakanlığı
7
YIL: 19 | SAYI: 336 | 9 - 22 Temmuz 2017 | www.mtso.org.tr
MTSO Komitelerinin bir sezonu…
adına gençlik kamplarının yaygınlaştırılması ve yurtiçi tanıtımlara ağırlık verilmesi konularına değindi. Üçüncü yaş turizmi de öncelikli konular arasında yer aldı. Komite ayrıca MTSO’nun evsahipliği yaptığı Akdeniz Turizm Forumu-MEDITOUR 2016 organizasyonunda aktif rol aldı ve ‘Bu sese kulak ver’ sloganı ile MTSO tarafından hazırlatılan, Mersin’in öncelikli olarak çevre illerde tanıtılmasını hedefleyen projeyi hayata geçirdi. 26 No’lu Komite Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesinin dile getirdiği konular arasında kentte artan özel hastane yatırımları ile SGK fiyatlarında talep edilen revizeler yer aldı. Sektöre getirilen sertifikasyon zorunluluğuna da değinilerek bu durumun getirdiği kalite artışı ve disipline değinildi. Ayrıca sektörde faaliyet gösteren firmaların kamu alacaklarına ilişkin lobi faaliyetleri yürütüldü.
M
TSO Haber Gazetesi olarak sezonun son sayısında bir sezon boyunca Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komitelerinin hangi konulara dikkat çektiğini derledik. Üzerinde durulan öncelikli konular arasında kalifiye eleman sorunu, yüksek girdi maliyetleri ve ortak üretim alanları oluşturulması yer aldı. Yıl içerisinde ortak üretim alanları, sanayi alanları taleplerinin karşılanması adına Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planları hazırlanırken, MTSO Meslek Komiteleri de görüş bildirdi ve konu MTSO Yönetim Kurulu tarafından yakından takip edildi. Yüksek girdi maliyetlerinin önüne geçilebilmesi adına kümelenme faaliyetlerini özendirici çalışmalar yapıldı. Bunların yanı sıra Komiteleri destekleyecek önemli proje ve organizasyonlar da gerçekleştirildi. Turizm Komitesinin çalışmalarını güçlendirecek Akdeniz Turizm Forumu MEDITOUR 2016, biber ve çilekte kalıntı sorunlarıyla mücadele projeleri, üretim alanında faaliyet gösteren komitelerimizi hareketlendirecek Endüstri 4.0’a yönelik çalışmalar, büyük hacimli işlerde ortak hareket edilmesi adına oluşturulan Çelik Konstrüksiyon Kümesi bu çalışmalardan bazıları. Eylül ayında başlayacak yeni yayın dönemi öncesinde, bitirmekte olduğumuz dönemin bir özetini yaparak Komitelerimiz geçtiğimiz dönemde hangi konular üzerinde durmuş bir kez daha hatırlayalım: 1 No’lu Komite Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi, geçtiğimiz sezon özellikle tarımda otomasyona ağırlık verdi. Avrupa ile rekabet için Türkiye’nin acil olarak Tarım 4.0’a geçmek üzere adım atması gerektiği vurgulandı. Narenciyede uygulanan Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’nun (DFİF) sebze ve meyveye de getirilmesi, ihracat pazarlarıyla ilişkilerin artırılması, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile ilgili düzenlemeler ve kalıntı kontrollerinde denetimlerin artırılması da talepler arasında yer aldı. 2 No’lu Komite Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitesi, kalıntı sorunun çözümü üzerinde duran bir diğer Komite oldu. Hal girişlerinde yapılacak laboratuvar denetimlerinin kalıntı sorununun çözümünde yeterli olmayacağı görüşü dile getirildi. Yurtiçine ürün dağılımının yalnızca hallerden sağlanmadığı hatırlatılarak, kalıntı ile mücadele için tarlada kontrol başlatılması istendi. Hal Yasası ile başlayan serbest satışların sektöre olumsuz yansımaları, haldeki dükkanların kiralanamaması da değinilen diğer sorunlar arasında yer aldı. 3 No’lu Komite Hububat, Bakliyat ve Dış Ticaret Meslek Komitesi, bakliyat kullanım alanlarının yaygınlaştırılması üzerine çalıştı. Bakliyatın protein bakımından zengin bir gıda maddesi olduğu hatırlatılarak nohut ununun, buğday unu ile karıştırılıp besin değerinin artırılması üzerinde duruldu. Mersin’deki un üreticileri tarafından nohut unu kullanımının artırılması yönünde çalışılması planlandı. Bakliyata verilen destek primleri de sektör temsilcilerini büyük ölçüde memnun etti. 4 No’lu Komite Hayvansal Ürünler ve Destek Faa-
MTSO 7
CMYK
liyetleri Meslek Komitesi, hayvancılık sektörünün kentte gelişmesi adına girdi maliyetlerinin düşürülmesi gereği üzerinde durdu. Bunun için özellikle en büyük girdi kalemi olan hayvan yemi üretiminin artırılması istendi. Yem üretiminin artması için soya ve ayçiçeğine destek talep edildi. Çukurova’nın soya fasulyesi ve ayçiçeği yetişmesine uygunluğu hatırlatılarak, bu alandaki üretim artışı ile gerek kanatlı gerekse besi hayvancılığında Mersin’in cazibe merkezine dönüşmesinin mümkün olabileceği vurgulandı. 5 No’lu Komite Tarım Destek Faaliyetleri Komitesi’nin üzerinde durduğu öncelikli konu gıda güvenliği oldu. Silifke’de çilek üretim alanlarındaki kalıntı sorunu ile mücadele üzerine çalışmalar yürütüldü. İlaç etken maddelerinin revizesine yoğunlaşan Komite, hastalıklar ve zararlılar karşısında etkisi azalan ilaçlarda ise doz ayarlamasına gidilmesi konusunda çalışmalar yürüttü. Turunçgillerdeki yeni ırklar üzerine araştırma ve uygulamalarını sürdüren Komite, bölgeye uyum sağlayacak yeni turunçgil çeşitlerinin tespiti yanı sıra Antalya ve Ege bölgesine uygun çeşitleri de tespit etme hedefiyle çalıştı. 6 No’lu Komite Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi perakende sektöründe yaşanan sıkıntıların toptan gıda sektörüne yansımalarına ve gıda güvenliği konusunda neler yapılması gerektiğine yöneldi. Kent ekonomisini ulusal değil yerel perakendecilerin canlandıracağı anlatılarak yerel marketlere, perakende sektörüne sahip çıkılması gerektiği vurgulandı. Gıda güvenliğini de öncelikli konuları arasına alan Komite, kontrollerin artırılması ve tüketicinin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilmesini istedi. 7 No’lu Komite Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi de yerel marketlere sahip çıkılması çağrısında bulundu. Özellikle kentte indirim market olarak bilinen ‘discount’ marketlerin hızla yayılmasından şikayetçi olan Komite, marketlerin bölge nüfusu göz önünde bulundurularak açılması gerektiğine değindi. Değişen tüketim alışkanlıklarının sektörde oluşturduğu olumsuzluklar da öne çıkan konular arasında yer aldı. 8 No’lu Komite Dayanıklı Tüketim Malları Meslek Komitesi kentin dayanıklı tüketim malzemeleri satışında diğer illere göre avantajlı pozisyonu üzerinde durdu. Bu yıl özellikle klima satışlarında yaşanan yüzde 50’lere varan artışa değinildi. Yıl içinde beyaz eşya ve mobilya sektörüne yönelik gerçekleşen vergisel desteklerin sektöre yansımaları değerlendirildi. Sektör temsilcilerinden bir de ortak fuar çağrısı geldi. Özellikle düğün sezonunun açılacağı Mayıs ayında böyle bir fuar planlanması önerisi getirildi. 9 No’lu Komite Bilgisayar, Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi, bilgisayar satışlarında 9’dan 6’ya düşen taksit sayılarının satışlar üzerindeki olumsuz etkisine değindi. Aynı zamanda yazılım sektörünün gelişmesi adına beklenen vergi desteği, kripto virüsler konusunda
bilincin artırılması gerekliliği ve geleceğin en yaygın suçları arasında yer alması beklenen siber suçlar noktasında alınması gereken tedbirler de üzerinde durulan konular arasında yer aldı.
talebinde bulundu. Zorlaşan nakit döngüsü, teknik personel bulmada yaşanan zorluklar da konuşulan konular arasında yer aldı. Komite yeni ürün ve ar-ge çalışmalarına ağırlık verilmesini istedi.
10 No’lu Komite Akaryakıt, LPG, Madeni Yağ ve Enerji Meslek Komitesi ise akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren firmaların fiyat farklılıklarının getirdiği haksız rekabetin önüne geçilmesi adına tavan fiyat uygulamasından vazgeçilerek, taban fiyat uygulamasının getirilmesini istedi. Kentte yeni istasyon açılacağı zaman MTSO’nun görüşünün alınması gerektiği anlatıldı. Kente denizyoluyla gelen akaryakıtın aktarımının çevre kirliliğinin önüne geçilmesi ve güvenlik açısından tek bir iskeleden yapılması istendi.
17 No’lu Komite Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi toplu taşımada kalitenin artması adına kent kart uygulamasının yaygınlaşması gerektiğine değindi. Servis şoförlerinin çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla ‘Meslektaş Kardeşliği Projesi’ önerisi getirildi. Bu proje ile büyük ilçelerde, şoförlerin okul ya da işyerlerinin dağılmasını beklerken ihtiyaçlarını karşılayabileceği servis parkları oluşturulması istendi.
11 No’lu Komite Tekstil Konfeksiyon ve Ayakkabı Meslek Komitesi sektör özelinde geniş katılımlı bir sektörel buluşma düzenlemeyi planladı. Perakendeciden toptancıya, ihracatçıdan imalatçıya tüm kesimlerin sorunlarını dinleyip çözüm önerilerinin öğrenilmesi hedeflendi. Ardından belirlenen sorunların raporlanarak çözüm önerileriyle birlikte ilgili noktalara ulaştırılması planlandı. Mersin’de konfeksiyon sektörünün gücüne de değinildi. 12 No’lu Komite Mobilya, Halı ve Ev Eşyası Meslek Komitesi’nin geçtiğimiz sezonda önceliği kentte düzenlenen İMOB Mersin Mobilya Fuarı oldu. Bu dönemde sektörün üretimde artış yaşadığı anlatıldı. Daha önceleri Ankara ve İnegöl’den alınıp satılan yemek odaları, koltuk takımlarının artık Mersin’de üretilmeye başlandığı vurgulandı. Mobilya sektörüne uygulanan KDV indiriminin devamı istendi. 13 No’lu Komite Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi’nin öncelikli gündemi ise selde mağdur olan sektör temsilcileri oldu. Ardından kentte oto galericiler site sayısının artırılması konusu gündeme getirildi. Otoban bağlantısı bulunan iki siteye daha ihtiyaç duyulduğu anlatıldı. Planlanacak sitede muayene istasyonu da kurulabileceğine dikkat çekildi. 14 No’lu Komite İnşaat ve Emlak Komitesi sektörde mesleki standart bulunmamasından şikayetçi oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın inşaat sektörüne bir standart getirmesi ve maddi birikimi bulunan herkesin bu alanda çalışmasının önlenmesi gerektiğine değinildi. Aynı zamanda bazı inşaat malzemelerinde KDV indirimleri beklendiği de anlatıldı. 15 No’lu Komite Mühendislik, Mimarlık Meslek Komitesi ise Mersin’de Yüksek Yapı Yönetmeliği hazırlanması gerektiğini söyledi. 20-30 katlı bina sayısının artmasına rağmen yönetmelik bulunmaması nedeniyle riskli yapılar oluşabileceğine dikkat çekildi. Yapı Denetim Sistemi’nin gözden geçirilmesi, müteahhitlik sektörünün standarda bağlanması da talep edildi. 16 No’lu Komite İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi, inşaat malzemesi üreticilerinin bir arada faaliyet göstereceği sanayi sitesi kurulması
18 No’lu Komite Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi, KDV Tebliğinde hizmet faturalarının oranının yüzde 18’den 8’e düşürülmesini talep etti. Liman A kapısındaki sıkışıklığın giderilmesi adına düzenleme, ARF Kabul Sistemi’nin limana gitmeden ofislerden yapılabilmesi ve kimya laboratuarı sorununun çözümü de konuşulan konular arasında yer aldı. 19 No’lu Komite Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi, sektörün rekabetçi yapısının artması adına destek istedi. Araç alımlarında düşük faizli kredi verilebileceği anlatıldı. Sektörün üzerindeki MTV gibi ciddi maliyet doğuran yüklerin hafifletilmesi istendi. Cezaların zamanında gönderilerek gecikme faizlerinin ortadan kaldırılması ile köprü fiyatlarının revizesi de talep edilen konular arasında yer aldı. 20 No’lu Komite Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Avrupa’da yaşanan sıkıntıları anlattı. C-2 Belgesi alınma şartlarında yeni düzenlemeler istendi. Kar lastiği uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi ve lojistik maliyetlerin düşürülmesi de gündeme getirilen konular oldu. 22 No’lu Komite Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi, Atatürk Caddesi, Mersin Oteli, Silifke Caddesi, Yoğurt Pazarı’nı kapsayan çevresel dönüşüme değindi. Bölgenin hareketlendiği hatırlatılarak bu caddeler üzerindeki dükkanların da dış dekorlarını caddeye yakışır konuma getirmesi istendi. Atatürk ve Silifke caddelerinin AVM mantığı ile dizayn edilmesi gerektiği belirtildi. 23 No’lu Komite Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi de sektörel sanayi sitesi talep eden Komiteler arasında yer aldı. Artan turizm yatırımlarının sektörü hareketlendirdiğine değinildi. Fire oranlarına standart istendi. Mersin mermerine artan talep dile getirildi. 24 No’lu Komite Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi, yüksek girdi maliyetlerinden, et fiyatlarından şikayetçi oldu. Mersin gibi sıcak bir kentte kafe ve restoranlar için daha çok açık alan talep edildi. AVM kiralarına, yemek fişi KDV’lerine düzenlemeler de istekler arasında yer aldı. 25 No’lu Komite Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Komitesi, kent turizminin canlanması
27 No’lu Komite Makine Sanayi Meslek Komitesi tarafından, yüksek teknolojili üretimin önemine dikkat çekilerek, bunun sağlanması için devlet desteklerinin uzun soluklu devam etmesi istendi. Desteklerin devamlılığının uzun vadeli planlamaya imkan tanıyarak doğru yatırımlar getireceğine değinildi. 28 Nolu Komite Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi, MEB onaylı kurumlardan eğitim destekleri alınmasının önemine dikkat çekti. MEB’in yaptığı eğitim teşvikleri, eğitimin özelleşmesinin kamu okullarının yükünü hafifleteceğine değinildi. 29 No’lu Komite Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi dünyada yaşanan siyasi değişimlerle birlikte gelen ekonomik daralmaların iş dünyasına ve hizmetler sektörüne yansımalarına değindi. Bu dönemde iş dünyasının önünü açacak tedbirler alınmasının önemine dikkat çekildi. 30 No’lu Komite Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi sabit primli poliçeler üzerinde durdu. Sezonda en çok konuşulan konu trafik sigorta primlerindeki fiyat artışları olunca çözüm olarak sabit primli poliçeler önerildi. Mersin’in DASK’ta Türkiye’de ilk 5’te olduğu belirtildi ve BES konusunda da eğitim verilmesi planlandı. 31 No’lu Komite İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi özellikle biyosidal ürün uygulayıcılarının sorunlarını gündeme getirdi. Kullanılan ilaçlardan uygulayıcılara, uygulayıcı şirketlerden ilaçlama periyotlarına kadar her aşama ve nelerin nasıl yapılması gerektiği anlatıldı. 32 No’lu Komite Metal Sanayi Meslek Komitesi teknik elemanın önemine değinerek Meslek Liselerinin sanayicilerin talep ettiği yönde güçlendirilmesi talebinde bulundu. Sektörün her geçen gün hareketlendiği anlatılarak bu hareketin devamı için personelin önemine dikkat çekildi ve daha çok kadının sanayide görev alması istendi. 33 No’lu Komite Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi sektöre güç birliği çağrısı yaptı. Bu birlikle bir Mersin markası oluşturulabileceği, maliyetlerin aşağıya çekilebileceği anlatıldı. Buğday üretiminin desteklenmesi de talepler arasında yer aldı. 34 No’lu Komite Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Ağaçlandırma Fonu, Tellâliye ve benzeri fonların kaldırılmasını talep etti. Uzak yol navlun primi istendi. Komite tarafından yapılan çalışmalar ile levha sektörünün ithalatının olumlu yansımaları da konuşulan konular arasında yer aldı. 35 No’lu Komite
Geri dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi sektörde su tüketiminin oldukça yüksek olduğuna dikkat çekerek elektrikte olduğu gibi su kullanımında da üreticiye özel indirim talep etti. Bazı ihalelerde kodlama kaynaklı sorunlar yaşandığı hatırlatılarak atık kodlama sistemine de düzenleme istendi.
YIL: 19 | SAYI: 336 | 9 - 22 Temmuz 2017 | www.mtso.org.tr
Rekabetin altın kuralı: İş Etiği
RÖPORTAJ
8
Başta yolsuzlukla mücadele olmak üzere, iş etiği risklerinin etkin yönetimi şirketlerimiz için bir dünya vatandaşlığı görevi değil rekabet avantajı sağlayan bir özellik haline geldi. 2016 Ekim ayı sonu itibarı ile hayatımıza giren ISO37001 Yolsuzlukla Mücadele Standardı’nın da bu durumu hızla geliştirip destekleyeceği görüşündeyim. MTSO Haber: 21. Yüzyılın rekabetçi ortamında ayakta kalmak için KOBİ’ler neler yapmalı? Etik ve itibar yönetimi bu çalışmaların neresinde olmalı? Buna verecek cevabım kısa: “Tam ortasında”. Günümüz rekabetçi ortamında şirketlerin mal ve hizmet kaliteleri, maliyet ve satış kârlılıkları, verimleri birbirine o kadar yakın ki bu konvansiyonel özellikler artık bir rekabet avantajı sağlamıyor. Eşitler arasındaki eşitliği bozacak olan ise, iş etiği. Risklerinizi etkin yönetmek için neler yaptığınız, hangi sistemleri kurup çalıştırdığınız öne çıkıyor.
Tayfun Zaman TEİD Yönetim Kurulu Üyesi
Şirketler arası şartların giderek eşitlendiği rekabetin her geçen gün zorlaştığı günümüzde bir adım öne çıkmak isteyen firmaların başvurduğu yeni yöntem etik ve itibar yönetimi.
D
ünyanın dev bir küresel köye döndüğü, ticarette ülkeler arasındaki sınırların kalktığı günümüzde firmaların rekabet yöntemleri de giderek daralıyor. Bugün aynı sektörde faaliyet gösteren birçok şirketin mal ve hizmet kalitesi, maliyet ve satış karlılıkları, verimlilikleri birbirine oldukça yakın. Bu durum küresel rekabette bir adım öne çıkabilmek adına yeni ve daha hassas arayışları da beraberinde getiriyor. Günümüzde firmalar arası eşitliği bozan rekabetin altın kuralı ise “iş etiği”. Artık hangi firmanın riskini daha etkin yönettiği ön planda tutuluyor. Etik ve itibar yönetimi şirketlerin haklarının korunması adına da büyük önem taşıyor. Bu alandaki yönetimde sağlanacak başarı ile şirket içi suiistimallerin önlenmesinden, şirket kaynaklarının kötüye kullanımının önüne geçilmesine kadar birçok önemli mücadeleyi yapabilmek mümkün. Türkiye Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Zaman bu konuyla ilgili olarak, “Bir Suiistimalcinin Profili Raporuna göre şirketler cirolarının %5’ini şirket içi suiistimallerle kaybediyor. Bu, günümüz yüksek rekabetçi piyasaları için hiç de göz ardı edilemeyecek bir oran” değerlendirmesi yapıyor. Gazetemizin bu sayısında, şirketlerin küresel rekabetinde son yıllarda önemi giderek artan etik ve itibar yönetimini anlattık. Sorularımızı yanıtlayan TEİD Yönetim Kurulu Üyesi Zaman, Dernek çalışmalarını ve iş etiğini şöyle anlattı: MTSO Haber: Kısaca Türkiye Etik ve İtibar Derneği hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman, hangi amaç doğrultusunda kuruldu? 2010 yılında 11 şirket ile kurduğumuz Etik ve İtibar Derneği bugün 140 kurumsal üyesi olan, üyelerinin toplam cirosu 135 milyar doları aşan, konusunda lider bir dernek haline geldi. Derneğimiz iş etiği ilkelerinin tüm şirketlerimizin yazılı kültürünün temel taşı haline gelmesi, iş etiği risklerinin erken teşhisi ve etkin yönetimi alanında kapasite geliştirmek üzere kuruldu ve faaliyetlerine bu amaçlarla devam ediyor. Bir diğer önemli görevimiz Türkiye’de iş etiği ve
mevzuata uyum alanında güncel bir literatür oluşturabilmek. Global Ethics Network’ün bölge temsilciliği ve program direktörlüğü, European Business Ethics Network üyeliği, OECD ve Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Ağları üyeliği gibi uluslararası üyelik ve bağlarımız sayesinde çalışma alanımızda dünyadaki tüm gelişmeleri takip etmek ve ülkemize getirmek fırsatı buluyoruz. MTSO Haber: Verdiğiniz eğitimlerden, hazırladığınız raporlara kadar çalışmalarınızı genel olarak anlatır mısınız? Kimlere hizmet veriyorsunuz? Kuruluşumuzdan bugüne sürdürdüğümüz “Özel Sektör Yolsuzluk Algı Araştırması” yapıyor ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyoruz. 2014 yılında B20 ülkeleri arasındaki ilk “İş Etiği Mükemmellik Merkezi”ni kurduk. Türkiye Cumhuriyeti’nin dönem başkanı olduğu 2015 yılında B20 Yolsuzlukla Mücadele Görev Gücü’nün aktif bir üyesi olarak hazırladığımız iki rehberi B20 literatürüne soktuk. Bunlar; “B20 KOBİ’lerde Yolsuzlukla Mücadele Rehberi” ve “B20 Gümrüklerde Kolektif Eylem Yoluyla Yolsuzlukla Mücadele Rehberi.” 2016 yılında kurduğumuz “Özel Sektör Kolektif Eylem Merkezi” Türkiye ve bölge ülkelerle OECD ve CIPE gibi uluslararası kurumlarla ortak çalışmalar yapıyor. Merkezin amacı, mevzuatın yeterli olmadığı ülke ve sektörlerde özel sektör dinamiklerini kullanarak adil rekabeti desteklemektir. 2016 bizim için çok değerli başka bir atılımın yılı daha oldu. TEİD Etik Akademisi “Etik ve Uyum Yöneticiliği Sertifika Programı” eğitime başladı ve bugün 40’ın üzerinde mezunumuz var. Bu mezunlar uluslararası firmalarda veya global pazarlarda rekabet içinde olan Türk şirketlerinde iş etiği risklerini yönetiyorlar. Dünyada sadece dört ülkede var olan 40 saatlik bu sertifika programının benzerleri arasındaki en kapsamlı eğitim olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim, zira diğer üç programa katılma ve gözlemleme fırsatım oldu. INmagazine, iş etiği alanında çıkan tek Türkçe düzenli yayın ve 1500’ü aşkın yöneticiye doğrudan ulaşıyor.
MTSO Haber: TEİD Üyesi olmak için ne yapılması gerekli? TEİD üyeliği Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulmuş tüm şirketlere açıktır. Buna mukabil, şirket ortakları ve yöneticilerinde borsada işlem yapma yasağı, yüz kızartıcı suçtan hüküm giymemiş olmak, yapılandırılmış olan meşru borçlar dışında SGK ve diğer vergi borcu olmamak gibi tabi oldukları kanuna uygunluğun asgari şartlarının yerine geldiği kurumların üyemiz olmasını tercih ediyoruz. Biz kendimizi bir öğrenme platformu olarak tanımlıyoruz ve bu durum karşılıklı. Her yeni üyeden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu biliyor, onlara katabileceklerimiz konusunda da kendimize güveniyoruz.
Eğer artık kamuoyu önünde ne ürettiğiniz değil de kimliğiniz ile varsanız, iş etiği ve itibar yönetimindeki başarınız şirketinizin gelecek kuşaklara kalıp kalamayacağının temel göstergesi haline geliyor. MTSO Haber: Firmaların etik ve itibar yönetiminde dikkat etmeleri gereken konuları anlatır mısınız? Dev bir küresel köyde yaşadığımızı ve konu ticaret olduğunda ülkeler arasındaki sınırların hiçbir şey ifade etmediği global pazarda rekabet etmek durumunda olduğumuzu gözden kaçıramayız. İhracat yapan her Türk şirketi sadece, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarına uymak değil iş ortaklarının ve müşterilerinin tabi olduğu tüm yasalara uygun davranmak sorumluluğuna sahiptir. Bu da şirketlerimizi özellikle Amerikan, İngiliz, Alman ve Fransız müşterilerinin iş etiği ve yolsuzlukla mücadele risklerini onlar adına yönetmek durumunda bırakıyor. Günümüzde ticari anlaşmalarla birlikte müşterilerimize iş etiği ilkelerine uyum konusunda da teminatlar vermek ve sözleşmeler yapmak durumunda kalıyoruz.
MTSO Haber: Etik ve itibar yönetimi kurumsallaşma ve markalaşma çalışmalarının neresinde? Bu noktada neler yapılmalı? Kurumsallaşma ve bunun sonucunda markalaşma, şirketin artık ürünü ile değil kimliği ile öne çıkıp tanındığı, itibarının ve şirkete duyulan güvenin şirket değerini artırdığı bir dönemin yaşanıyor olduğuna işaret ediyor. Eğer artık kamuoyu önünde ne ürettiğiniz değil de kimliğiniz ile varsanız, iş etiği ve itibar yönetimindeki başarınız şirketinizin gelecek kuşaklara kalıp kalamayacağının temel göstergesi haline geliyor. MTSO Haber: Etik ve itibar yönetimi firmalara yalnızca bir takım sorumluluklar mı yükler? Aksine, şirketin haklarını koruması için de birçok araç ortaya koyar. Örneğin şirket içi suiistimallerin önlenmesi, şirket kaynaklarının kötüye kullanımı ile mücadele. Unutmamamız gerekir ki, KPMG’nin “Bir suiistimalcinin profili” raporuna göre şirketler cirolarının %5’ini şirket içi suistimallere kaybediyorlar. Bu, günümüz yüksek rekabetçi piyasaları için hiç de göz ardı edilemeyecek bir oran. MTSO Haber: Etik ve itibar yönetimini firma içindeki bir personel mi sağlamalı? Dışarıdan hizmet mi alınmalı? Bu bir risk yönetimi sistemi. Kurgulanması için birçok disiplinin bir arada gözetilmesi gerek. İç denetim, iç kontroller, süreç tanımları, insan kaynakları politikaları, hukuk ve mevzuat bilgisi gibi farklı alanların koordinasyonunu gerektiriyor. Bir danışman ile kurgulamak ancak şirket içinde uzman kadro ile yönetmek gereken bir fonksiyon. MTSO Haber: İtibarını kaybetmiş bir şirketin yeniden toparlanma şansı var mıdır? Bunun için neler yapması gereklidir? Elbette vardır. Hatta itibarı olmayan şirketten çok daha yüksektir bu şans. İtibar veya güven, şirketlere müşteriler ve kalifiye iş gücünü çekmek alanında rekabet fırsatı verirken, yaptıkları bir hatanın diğer şirketlerden daha kolay affedilme şansını da verir. Örneğin 2007 yılında tüm dünyada dev bir yolsuzluk skandalına karışan Siemens bu şansı kullandı. Geçmiş itibarına güvendi ve doğru olanı yaptığı taktirde kamuoyunun şirketi affedebileceğine güvendi. Böylece, 2008 yılında, “Etik olmayan iş, Siemens işi değildir” sloganı ile başlattığı yeniden yapılanma süreci tüm dünyada o kadar iyi karşılandı ki 2010 yılının sonunda tüm tarihindeki en yüksek karlılığa ulaştı. Avrupalı mühendisler için yeniden en çok çalışılmak istenen şirket haline geldi. Yani işler yolunda giderken güvene yatırım yaparsanız, sahip olduğunuz itibar fırtınalı günlerde sizin için bir can kurtaran simidi olacaktır. İtibarınız sizi ayakta tutar ve yarınlara dair verdiğiniz sözleri inanılır kılar. Bu durum kanun yapıcı karşısında da geçerlidir. Örneğin bir etik ve uyum programı olan şirket, rekabet ihlali cezası aldığı taktirde, bu ceza bir etik ve uyum programı olmayan şirkete nazaran daha az olacaktır.
Mersin, sizi çağırıyor… Mersin, turizm pastasından aldığı payı büyütmek adına iç turizme yöneldi. Tanıtım çalışmalarında öncelik bu yıl Gaziantep, Kayseri ve Ankara’ya verildi.
G
elecek yıl hedeflenen il sayısı 11’e çıkacak. Daha geniş kitlelere ulaşmak adına bu kez sosyal medya hedef alındı. ‘Mersin sizi çağırıyor’ sloganıyla hazırlanan 30’ar saniyelik tanıtım filmleriyle sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşıldı. Ramazan Bayramı’nda ilki, ardından da ikincisi yayınlanan tanıtım filmleri bugüne kadar yaklaşık 1,5 milyon kişi tarafından izlendi. Temmuz ayı sonuna kadar iki adet kısa film daha tatil severlerin beğenisine sunulacak ve proje sonunda en az 5-6 milyon kişiye ulaşılması hedefleniyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi’nin aldığı karar ve MTSO Yönetiminin desteği ile yeni bir çalışma başlatıldı. Geçtiğimiz yıl
MTSO 8
CMYK
düzenlenen Akdeniz Turizm Forumu - MEDITOUR 2016 kapsamında çekilen Mersin’in Gizemi (Mystery of Mersin) isimli tanıtım filminin büyük beğeni toplayıp, dikkat çektiğini hatırlatan MTSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Turizmci Fuad Budur, bu çalışmanın devamını getirmek istediklerini anlattı. Çekilen Mersin Tanıtım Filmi’nin katıldığı yurtdışı yarışmalardan başarıyla dönmesi, şehir içi ve dışından birçok kurum ve kuruluş tarafından beğenilip, tanıtım materyalleri arasında kullanılmasının talep edilmesi sonrasında yola yeni tanıtım filmleriyle devam edilmesi fikrinin doğduğunu bildiren Budur şunları söyledi: “Günümüzde en yaygın kullanılan iletişim araçları arasında sosyal medya yer alıyor. Bu noktadan hareketle biz de hedef kitle
olarak sosyal medya kullanıcılarını seçtik. Mystery Of Mersin ismi ile facebook hesabı oluşturduk. Ardından yine internet üzerinden tanıtım çalışmalarına başladık. Bu yıl başlangıç yılı olması adına çalışmalarımızı Gaziantep, Kayseri ve Ankara olmak üzere 3 ille sınırladık ancak gelecek yıl daha yoğun bir hazırlıkla bu sayıyı 11’e çıkarıp 11 ildeki görünürlüğümüzü artırmayı planlıyoruz. Ne yaptık derseniz, Mersin’in tarihini, mutfağını, denizi ve konaklama imkanları ile doğa ve macera alternatiflerini anlatan 30’ar 40’ar saniyelik tanıtım filmleri hazırladık. Bunlardan ilki Ramazan Bayramı’nda ‘Mersin’de Tarih Seni Çağırıyor’ sloganıyla yayınlandı. Kısa bir süre sonra ‘Mersin’de Lezzet Seni Çağırıyor’ sloganıyla hazırladığımız ikinci kısa filmimiz
Ali Fuad Budur MTSO Yönetim Kurulu Üyesi
yayınlandı ve büyük ses getirdiğini söyleyebilirim. Temmuz ayı sonuna kadar diğer iki filmimizi de yayınlayarak ilk etap çalışmamızı tamamlayacağız.” “İnteraktif tanıtımlar sürecek” Oluşturulan sosyal medya hesabının kampanya sonrasında da açık kalacağını ve interaktif tanıtıma devam edileceğini bildiren
Budur, çalışmanın kalan bölümünü ve sonraki aşamalarda atılacak adımları ise şöyle özetledi: “Şu anda yaptığımız tanıtımın sonuçlarını raporlar halinde takip ediyoruz. Hangi mahallede hangi semtte ne kadar izlendiğimizi görüp gelecek yıl için yol haritası oluşturacağız. Ardından ilgili kentlerde billboardlarda yer alacağız. Sonrasında ise yine adı
geçen kentlere Mersin’i tanıtan, kentimize ait ürünlerin sergilendiği bir otobüs göndererek çalışmamızı sürdüreceğiz.” Tüm bu çalışmaları yaparken yerel firmalardan hizmet almaya özen gösterdiklerini de vurgulayan Budur, gerek tanıtım filminin çekiminde gerekse sosyal medya tanıtımlarında Mersinli firmalarla çalıştıklarını sözlerine ekledi.