MTSO Haber Sayı 296

Page 1

Gıda, Gıda Teknolojileri ve Narenciye Fuarı birlikte düzenlendi > 2’de

İnovasyon haftasında ‘Üniversite – Sanayi İşbirliği’ tartışıldı

Aşağı Saksonya Eyaletiyle eğitim ve enerjide işbirliği görüşüldü

Kent Edebiyat Ödülü Çapan’ın

> 5’te

> 2’de

> 2’de

MERSİN’İN GELECEĞİ Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015

DİFİF, tüm meyve sebzelere uygulanmalı Murat ARUKASLAN

Mersin, hoşgörülü yaşamıyla örnek oldu

1 No’lu Komite Başkanı

S

ektöre yönelik değerlendirmeler de yapan Murat Arukaslan, Türkiye’de üretilen meyve ve sebzenin yüzde 5’inin ihracata gönderildiğine dikkat çekip, Çukurova Bölgesi’nde ise bu oranın yüzde 1’in dahi altında olduğunu açıkladı. İstenilen kalitede ürün yetiştirilememesi nedeniyle yalnızca ihracatta değil, yurtiçinde de ürünlerin tüm pazarlara gitmediğine değinen Arukaslan, batıda en fazla İç Anadolu’ya kadar ulaşmanın mümkün olduğunu, ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu pazarlarıyla çalışabildiklerini anlattı. Türkiye’deki tarım politikalarının yenilenmesi gerektiğine işaret eden Arukaslan, hükümet düzeyinde sek-

törü geliştirecek yönde kararlar alınmasına karşın denetim ve uygulamada yaşanan aksaklıklar nedeniyle beklenilen sonuçların alınamamasından şikâyetçi oldu. Önemsedikleri önemli çalışmalardan bir tanesinin Çiftçi Kayıt Sistemi olduğunu vurgulayan Arukaslan, iyi tarım uygulamalarına geçişte bu sistemin kağıt üzerinde çok etkili olmasına rağmen denetim eksikleri nedeniyle amacına ulaşamamasının sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Bu nedenle ihracata gönderecek kalitede ürün bulmakta zorlandıklarını dile getiren Arukaslan, gerek kaliteyi gerekse ihracatı artırıcı destekler beklediklerini anlattı. > 7’de

Yüksek Yapılar Yönetmeliği geniş katılımla oluşmalı Sadık Çağatay GÜNEŞ 15 No’lu Komite Meclis Üyesi

15

No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Güneş, Komite çalışmalarına ve sektörde yaşanan sorunlara yönelik açıklamalarda bulundu. İlk olarak Komitelerini tanıtan Güneş, bünyelerinde mimarlar, inşaat mühendisleri, makine mühendisleri, elektrik-elektronik mühendisleri, şehir plancıları, peyzaj mimarları, çevre mühendisleri, harita mühendisleri gibi tüm teknik alanlarda faaliyet gösteren 200 civarında üye bulunduğunu anlattı. Faaliyet alanlarına ise bina projelendirmeleri, yapı denetim firmaları, doğalgaz ve

tesisat işleri, elektrik taahhüt işleri, haritacılık ve kadastro işleri, küçük ölçekli taahhüt işleri, dekorasyon işlerinin girdiğini kaydeden Güneş, şu bilgileri verdi: “Komite Üyelerimiz ise benim dışında Mimar Selami Arıcı, İnşaat Mühendisi İbrahim Ersöz, Mimar Mustafa Torna ve İnşaat Mühendisi Serdal Kuyucuoğlu’ndan oluşmaktadır. MTSO Meclis Üyesi de olan Serdal Kuyucuoğlu’nun bu seçim döneminde Mersin Milletvekili olarak Ankara’ya gitmesi ve orada MTSO’nun sesi olması ise bizi ayrıca mutlu etmiştir”. > 7’de

MTSO Ailesi kampta buluştu

Mersin’deki çok renkli kültürel yapı ‘Kültür Denizi Mersin’ ismiyle belgesele konu oldu. Belgesel ile Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bir arada barış ve kardeşlik içinde hoşgörüyle yaşayabilme kültürü gözler önüne serildi

M

ersin, barış ve kardeşlik içinde, bir arada yaşayabilme kültürünün Türkiye’deki en önemli simge kentlerinden biri. Son günlerde yurt genelinde artan, terör olaylarına inat, bir arada yaşama kültüründen uzaklaşıp çatışma kültürünü ön planlara çıkaranlara inat Mersin, barış ve kardeşlik mesajı verdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

(MTSO) lansmanını gerçekleştirdiği ‘Kültür Denizi Mersin’ Belgeseli ile Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bir arada barış ve kardeşlik içinde hoşgörüyle yaşayabilme kültürünü gözler önüne serdi. Avrupa Birliği (AB) Delegasyonu işbirliğiyle hazırlanıp, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencileri tarafından çekilen Kültür Denizi

Mersin isimli belgesel, izleyenlerin büyük beğenisini topladı. Yaklaşık 500 misafirin katıldığı belgeselin lansman gecesinde ilkler de yaşandı. Mersin’de düzenlenen bir organizasyonda ilk kez interaktif tanıtım gerçekleştirildi. Program öncesi ve esnasında facebook, twitter ve instagram hesaplarından #kültürdenizimersin hastag’i ile yayınla-

Çukurova, yeni nesil ticari Fikir Otobüsü, tarım, turizm ve lojistik bilgi üretecek için kalkıyor Ç ukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2015 Yılı Üretim ve Çevre Altyapısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı Kapsamı’nda hazırlanan TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Edebilirliği İçin ‘Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ Kurulumu Projesi tanıtıldı. Proje kapsamında Mersin, Adana ve Tarsus’ta kurulacak Ticari İstihbarat Merkezleri ile firmalar, ticaret ve sanayi odaları kanalıyla; dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel müşterilerinin ve tüm rakiplerinin cirolarından, banka hareketlerine, firma sahibinin cep telefonundan

üretim detaylarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilecek.

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ile Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. Ruhi Koçak, Mersin’de düzenlenen ortak basın toplantısı ile projenin detaylarını anlattı. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, rekabetin ticaretin başladığı günden bu yana bulunduğunu hatırlatarak, “Günümüzde ise bu rekabet acımasız ve sert bir seviyeye geldi.

M D

eğişen dünyaya; artan rekabete; değişen dünya ekonomisine uyum sağlamak ve yeri geldiğinde öncü olabilmek için bu vasıfların daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Şerafettin Aşut sözlerini şöyle tamamladı: “Bu anlamda söz konusu eğitim olduğunda, çalışanlarımızın eğitimlerinden taviz vermedik. Bu gün verilecek olan eğitimleri sadece çalışanlarımızın değil, ben ve yönetim kurulumuzun da alacağını vurgulamak isterim. Çünkü hepimizin eğitime ihtiyacı var. Dikensiz gül bahçesi yok. Elbette kişi ve kurum olarak hepimizin eksikleri var. Bu anlamda, hepimizin çözümün bir parçası olması gerekiyor. Bu kuru-

MTSO GAZETE SAYFA NO 1

mu; daha kaliteli, çalışanlarının ve hizmet alan üyelerinin daha mutlu olduğu kurumsallaşmış bir yer haline getirmenin sadece yönetim kurulu olarak bizlerin değil, aslında çalışanlarımız olarak sizlerin bu sürece daha çok katılmasıyla mümkün olduğunu iyi biliyorum. İşte bu eğitimlerden en büyük beklentim budur. Sorunları en iyi bilen sizlersiniz. En etkin çözümlerin de, yine sizden geleceğine eminim. Gelin bu iki gün hem biraz dinlenelim, biraz daha birlikte zaman geçirelim, hem de bu kurumu, yani ailemiz ve yuvamız gibi gördüğümüz, en çok zamanımızı geçirdiğimiz emek verdiğimiz bu kurumu nasıl daha ileriye taşırız bunu konuşalım. > 4’te

CMYK

nan mesajlar ve fotoğraflar kokteyl alanına kurulan dev ekranda gösterildi. MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, gösterim öncesi yaptığı konuşmada, kentin gerçek zenginliğinin insanları oludunu ifade ederek, çeşitli kültürlerin Mersin’de uzun yıllar uyum içinde yaşadığını söyledi. Aşut, konuşmasında farklılıkların ayrışma olarak görülmesi yerine kente ayrı bir güç kattığını dile getirdi. > 8’de

TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise konferanstaki konuşmasında gençleri memur olma yarışına girmiş bir ülke ile değişen dünya ekonomisinde zenginliğin, refahın yakalanmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu nedenle memur bir ülke değil, girişimci bir ülke hedeflediklerini vurgulayan Aşut, şöyle konuştu: “İnsan kaynağından başka zenginliği olmayan bir milletin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içine

> 4’te

Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi için acil kamulaştırma kararı > 2’de

İbrahim Kiper, güven tazeledi

> 2’de

İstihdam Fuarı için geri sayım başladı

> 2’de

girmesi mümkün değildir. İşte ‘Fikir Otobüsü’ dediğimiz, yani, ön kuluçka merkezi diyebileceğimiz, bir girişimci desteği ile kentimizin en temel üç sektörü olan tarım, turizm ve lojistik hedeflenmiştir. Hedef; bu üç sektörde yenilikçi iş fikrini geliştirmek isteyen genç girişimci adaylarını ortaya çıkartacak bir eko sistem yaratmaktır. Hedef, genç girişimcilere, düşünceden şirket kurulumuna kadar geçen tüm süreçte destek vermektir.” > 5’te

Dünya Kültür Mirası; Alahan Manastırı

> 3’de


2

YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Aşağı Saksonya Eyaletiyle eğitim ve enerjide işbirliği görüşüldü

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ortaklığıyla yürütülmekte olan Avrupa İşletmeler Ağı Projesi Kapsamında Almanya’nın Aşağı Saksonya Eyaleti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Olaf Lies, Aşağı Saksonya Eyaleti Meclis Üyeleri, Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri ile Alman işadamları Mersin’e geldi. Mersin’de düzenlenen ikili iş görüşmelerinin ardından Ekonomi ve Ticaret Bakanı Olaf Lies başkanlığındaki heyet Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Ziyarette ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve enerji sektörünün yanı sıra özellikle mesleki eğitimde karşılıklı yapılabilecek çalışmalar üzerinde duruldu. Mesleki eğitimi önemsediklerini vurgulayan Alman ve Türk temsilciler, bu

konudaki işbirliğine her zaman hazır oldukları mesajını verdi. Alman heyeti MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver ve Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya ile birlikte kabul etti. Görüşmede Mersin’de 70’e yakın Alman şirketin faaliyet gösterdiğini anlatan Aşut, bu şirketlerin genel olarak hizmet sektöründe yapılandığını söyledi. Alman şirketlerin Türkiye’de üretim yapmasını beklediğini vurgulayan Aşut, “Üretimle ilgili Mersin Serbest Bölgesi’ni, Mersin Limanı’nı ve hinterlandında bulunan Ortadoğu hatlarını kullanabilirsiniz” diye konuştu. Aşağı Saksonya Eyaleti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Olaf Lies Mersin’e ilk kez bir ekonomi heyetiyle geldiklerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Aşağı Saksonya tarım ürünlerinde oldukça iddialı. Gıda sanayisi de gelişmiş durumda. Ayrıca enerji konusunda bir numarayız. Özellikle yenilenebilir enerjilerde; rüzgar ve güneş enerjisinde bir numarayız. Ayrıca otomobil sektörü de çok önemli bir yere sahip. Volkswagen’ın kalbinin attığı bir merkez. Bu çalışmalarımızda işbirliklerinin sağlanabilmesi için güçlü bir lojistiğe ihtiyaç var. Bu nedenle sahil şeridinde önemli limanlara da sahibiz. Ekonomik olarak da lojistik olarak da bu limanlarımızın genişletilmesi çalışmalarına ağır-

“Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı” ile “Narenciye Fuarı” birlikte düzenlendi

Mersin’de bu yıl 9. Uluslararası Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı ilk kez Mersin Narenciye Fuarı ile birlikte düzenlendi. Yenişehir Fuar Merkezi’nde 5 Kasım’da ziyaretçilere kapılarını açan fuar, 8 Kasım’da sona eriyor. Fuarın açılışında konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Kasım Tanrıöver, “Mersin’in zenginleşebilmesi için üretmekten, özellikle ileri teknoloji ve yenilikçiliği kullanarak katma değer yaratmaktan, ürettiğini markalaştırmaktan başka çaresi yoktur” dedi. Çadırda başlayan fuar serüveninin bugün uluslararası bir boyutta devam ettiğine dikkat çeken Tanrıöver, küresel ekonomik krizlere rağmen fuar organizasyonlarına aralıksız devam edildiğini söyledi. Önceleri tarım ve gıdanın tek bir fuar çatısı altında düzenlendiğini hatırlatan Tanrıöver, ardından kendi içinde ikiye ayrılarak ihtisaslaştığını anlattı. Bugün ise gıda fuarına narenciye fuarının da entegre edildiğini kaydeden Tanrıöver, “Bu yenilik fuara başka bir boyut kattı. Tarımsal üretici ve teknoloji üreticisi bir araya geldi” dedi. “Fuarların devamlılığı önemli” Küresel ekonomik sıkıntılara, seçim durgunluğu nedeniyle piyasalarda oluşan olumsuz tabloya rağmen fuarlara kesintisiz devam edilmesinin büyük önem taşıdığını da vurgulayan Kasım Tanrıöver, sözlerini şöyle tamamladı: “Mersin temel anlamda tarımda çok güçlü bir kent. Ancak, gıda sektörünün önemi; tarım ve hayvancılıktan elde edilen ana ürünleri katma değere dönüştürmesidir. Gıda sektörünün bilim ve ileri teknoloji desteğinde gelişmesiyle birlikte; tarım ürünlerinin işlenmeden, katma değer yaratılmadan, para kazanma-

YAYIN ADI VE SAYFA NO

yan bir anlayışla yurt dışına ihraç edilmesi dönemi geride kalmıştır. Mersin artık gıdada katma değer yaratır hele gelmiştir. Mersin uluslararası alanda aldığı yeni rollerle, lojistik gücüyle, ihracat deneyimleriyle ülkemizin gıda sektörünün pazarlandığı yer haline gelmiştir. İşte bu fuarın önemi ve amacı budur”. Açılış konuşmalarında Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer, hedeflerin büyük tutularak EXPO’nun hedeflenmesi gerektiğini söyledi. EXPO’nun kent tanıtımlarındaki önemine dikkat çeken Göçer, bir haftalık etkinlik için organizasyonun düzenlendiği kente 20 milyon dolarlık yatırım götürüldüğünü, 20-40 milyon arası ziyaretçinin geldiğini söyledi. Açılışta tarımın Mersin ekonomisi için önemine dikkat çeken Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise üretilen tarım ürünlerinin sanayi ürününe dönüştürülmesi yönündeki girişimleri desteklediklerini, müteşebbislerden de bu konuda ellerini taşın altına koymasını beklediklerini söyledi. Belediye bünyesinde Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’nı kurduklarını açıklayan Kocamaz, üreticilere eğitimlerle yol gösterici olmak, bir taraftan da üretilen ürünlerin saklanması, pazarlanması, konsantre ürünlere dönüştürülmesi gibi birçok projeyi hayata geçirmek için çalışmalar başlattıklarını söyledi. Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz narenciyenin Mersin için önemine dikkat çekerek 2020 yılında 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi’nin Mersin’de düzenleneceğini hatırlatırken, CNR Holding Kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Erdem Taylanlı, “Narenciye Fuarı’nı da önümüzdeki yıllarda geliştirerek Mersin’i ulusal ve uluslararası pazarlarda pay sahibi yapacak ticari bir etkinliğe dönüştürmeyi hedefliyoruz” dedi.

CMYK

Kent Edebiyat Ödülü Çapan’ın

Cevat ÇAPAN lık veriyoruz. Mersin Limanı’nın da konteyner limanı olarak genişleme çalışmalarını bu nedenle önemsiyoruz.” “Öğrenci değişimleri olabilir” Yalnızca ticari anlamda değil, kültürel ve insani boyutlarıyla da Türkiye ve Almanya’nın güzel ilişkileri bulunduğunu hatırlatan Bakan Lies, üniversite gençleri arasında değişimler yapılarak eğitim alanındaki işbirliklerinin artırılabileceğini söyledi. Konya ile benzer bir çalışma yapıldığını hatırlatan Lies, henüz Konya ile de çalışmaların istenen düzeyde olmadığını ancak eğitime önem verdiklerini ve bu alanın dinamik bir yapıya kavuşturulmasını istediklerini söyledi. Öte yandan enerji sektörünü önemsediklerini de vurgulayan Lies, bu konuda Türkiye’de yürütülen çalışmalar hakkında bilgi istedi. Aşut: “Bölgemiz güneş enerjisiyle ilgili gelişmeye açık” Mersin’in güneş enerjisinden faydalanma altyapısı olduğunu vurgulayan Şerafettin Aşut, suyun

ısıtılmasıyla başlayan kullanımın kurulan güneş enerjisi tarlalarıyla elektrik üretimine doğru ilerlediğini anlattı. Türkiye’de yapılan çalışmalar sonucunda Mersin’in yazın çok güneş almasına rağmen rutubet nedeniyle istenilen verime ulaşılamadığının görüldüğünü kaydeden Aşut, en verimli bölge olarak Konya Karapınar bölgesinin belirlendiğini söyledi. Ancak Mersin’de de güneşten elektrik enerjisi üretimine yönelik yatırımların arttığını açıklayan Aşut, yeni hükümetten enerji konusundaki desteklerin artırılmasını beklediklerini, dile getirdi. Eğitim konusuna da değinen Aşut, bu alandaki işbirliğine açık olduklarını vurguladı. Mevcut durumda Türkiye’de mesleki eğitimin de istenilen düzeyde olmadığını kaydeden Aşut, işyerlerinin, fabrikaların çalıştıracak işçi bulmakta zorlandığını kaydetti. Kurulacak yeni hükümetten bu alandaki çalışmalara ağırlık vermesini beklediklerini ifade eden Aşut, Türk gençlerinin mutlaka üniversite okuması gerektiği hissinden kurtarılması gerektiğini söyledi. Ziyaret karşılıklı verilen hediyeler ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

İstihdam Fuarı için geri sayım başladı M ersin’de bu yıl 5’incisi düzenlenecek İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı için geri sayım başladı. 17-18 Kasım tarihlerinde Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek olan Fuarın ilk gününde müzik dinletisi eşliğinde firma stantlarına başvurular yapılacak. Ardından protokol konuşmalarının gerçekleştirileceği fuarda ‘İstihdamın En’leri Ödül Töreni’ düzenlenecek. İzgören Akademi

Resmi Gazete’de yayınlanması sonrasında yürürlüğe giren karar

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde 9 yıldır sürdürülen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Şair ve Çevirmen Cevat Çapan oldu. Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, ‘İrlanda Tiyatrosunda Gerçekçilik’ (1966) ve ‘Değişen Tiyatro’ (1972) adlı yapıtlarıyla tiyatronun poetik bir düzlemde incelenmesini sağladığı için, usta şair ve çevirmen Cevat Çapan’ın bu yıl ödüle değer bulunduğunu bildirdi. Çapan’ın Modern Türk şiirine anlatı-şiir geleneğinin içinden katkıda bulunduğunu kaydeden Aşut; şiirin insanla, doğayla, insanın tarihiyle ilişkisini sade, yalın bir söyleyişle kurarak yansıttığını söyledi. Şiirlerinde insani acıların ve sıkıntıların, yaşama sevinci, umut ve güvenle aşılabileceğine ilişkin iyimser bir tutumu işaretlediğine dikkat çeken Aşut, Çapan’ın eserlerinde lirizmi ve ironiyi yalın bir üslupla buluşturduğunu anlattı. “Çin’den Peru’ya,

MTSO’nun girişimleriyle son 9 yıldır Türkiye’de ve Mersin’de edebiyata ilgiyi artırmak, ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere, yapıtlarıyla Türk edebiyatının gelişimine katkıda bulunmuş kişileri onurlandırmak adına Mersin Kenti Edebiyat Ödülleri düzenleniyor. Bu yıl Ödül Değerlendirme Kurulu üyeleri Ahmet Ada, Celal Soycan, Sina Akyol, Metin Cengiz ve Ogün Kaymak’tan oluştu. Yapılan titiz değerlendirmeler sonucunda usta şair ve çevirmen Çapan’ın eserleri ödülle buluştu. Çapan, ödülünü Aralık ayında MTSO’da düzenlenecek ödül töreni ile alacak.

İbrahim Kiper, güven tazeledi

şöyle:

“Mersin ili Tarsus ilçesindeki Tarsus Sahil Turizm Merkezi Yolu’nun yapımı amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 23 Ekim 2015 tarihli ve 208227 Sayılı yazısı üzerine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27’nci maddesine göre Bakanlar Kurulu’nca 26 Ekim 2015 tarihinde kararlaştırılmıştır.”

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı 2015 Yılı Olağan Genel Kurulu’nda İbrahim Kiper 4’ncü kez başkan seçildi. Kiper, Akdeniz Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortak çalışmalara ağırlık vererek yeni dönemde de sosyal projelerle eğitime katkı sunmayı hedeflediklerini söyledi. Çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini, önümüzdeki süreçte de aynı istikrar ve kararlılıkla kaldıkları yerden projeleri takip edip yeni projelere yoğunlaşacaklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kiper, ilk hedeflerinin Mersin Alzheimer Yaşlı Yaşam Merkezi’ni bitirmek olduğunu söyledi. 3 milyara yakın bağışın toplandığını hatırlatan Kiper, bu bağışların yüzde 80’inin

Nematodla mücadele çalışmaları sürüyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Eğitim Kalkınma Vakfı üyelerince karşıladığını bildirdi. Yeni dönemde Akdeniz Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte Akdeniz ilçesindeki ilkokullara anaokulu yaptırmak için proje başlattıklarını kaydeden İbrahim Kiper, önümüzdeki süreçte kurum dergisini çıkartmaya da devam edeceklerini açıkladı. MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı’nın yeni dönem Yönetim Kurulu İbrahim Kiper, Hacı İbrahim Bilir, Nihat Tan, İsmet Sökün, Murat Yüksekbaş, Sadık Çağatay Güneş, Fuat Akbaş, Ahmet Akbaş ve Hüseyin Kış’tan oluşurken Denetim Kurulu’nda Hatem Dülek, Ahmet Akın ve Mustafa Demirdöğmez görev aldı.

Şerafettin AŞUT

A. Kadir DÖLEK

Derya GÜLEÇ Müzeyyen AŞKAR Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN

D

oğru Mücadele, Kalıntısız Ürün sloganıyla başlatılan nematodla mücadele toplantıları aralıksız sürüyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) düzenlenen toplantıda bir araya gelen sektör temsilcileri nematod yanında tarımsal üretimin geliştirilmesine yönelik farklı konuları da görüştü. Mersin’de sebze yetiştiriciliğinde yeni teknolojilerin sektöre kazandırılması konusunu görüşen paydaşlar yeni sera tipleri, yeni besleme teknolojileri, yetiştiricilik ve sulama yöntemlerini tartıştı.

dünya şiirinin Türkçeye kazandırılması, dolayısıyla birçok dilden şiiri ve oyunu dilimize çevirmesi, büyük bir tutkuyla çevirdiği şiirlerin çağdaş Türk şiirinin ufkunu değiştirmesinde etkisi görülüyor” diyen Aşut, Çapan’ın bu özellikleriyle ödüle layık görüldüğünü söyledi.

Eğitmeni Ahmet Şerif İzgören’in ‘At Şu Adamı’ isimli sunumuyla renk katacağı fuarın ilk günü firma stantlarının ziyareti ve protokol yemeği ile sona erecek. İkinci günün konuşmacıları ise Çağ Üniversitesi’nden Yardımcı Doç. Dr. Murat Koç ile Yrd. Doç. Dr. İbrahim İnan olacak. ‘Başarıya Giden Kariyer Patikaları’ konulu panelde konuşma yapacak olan akademisyenler gençlere ışık tutacak.

Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi için acil kamulaştırma kararı M ersin turizminin gelişiminde önemli yapı taşları arasında gösterilen Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi Bölgesi Sahil Yolu’nun yapımı için acil kamulaştırma kararı alındı. Bölgede gerekli üst yapı çalışmalarına başlanmasında önemli bir engel olarak gösterilen yolun yapımı önündeki engelin Bakanlar Kurulu tarafından alınan acil kamulaştırma kararı ile çözümlenmesi bekleniyor.

M

Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

Çalışmalarında kayıpları azaltıp kazancın artırılması mücadelesi verdiklerini kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Üyesi ve 5 No’lu Tarımsal Destekleme Faaliyetleri Komitesi Meclis Üyesi Enis Hekimoğlu, toplantıda önümüzdeki süreçte yapılacak eğitim çalışmalarını, çiftçi

buluşmalarını görüştüklerini anlattı. 2016’da kapsamlı bir arama konferansı planladıklarına değinen Hekimoğlu, ayrıca Aralık ayının ilk haftasında bitki beslemeye yönelik doğru uygulamalar konusunda bir de eğitim çalışması planlandığını anlattı.

Turkuvaz Matbaa Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

MERSİN’İN GELECEĞİ… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

M

ersin’in geleceğini kurgulamak için önce geçmişe dönmek gerekir. Geçmişimizi iyi algılamadan gelecek projeksiyonu kuramayız. Mersin ve bölgesi binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapmış olsa da, modern kent konsepti anlamında oldukça yeni bir kenttir. Ticaret sanayi odamız bundan 130 yıl önce kurulmuş. Kayıt altına alabildiğimiz süreci, bilgimiz olan süreci baz alacak olursak Mersin 150 yıllık bir geçmişi olan genç bir kent. Mersin tarihin ve talihin ona verdiği şansı kullanarak birden öne çıkar. Bir ticaret ve ulaşım merkezi olmaya başlar. Mersin aslında Cumhuriyet tarihinin ilk sanayi hamlesinin başladığı birkaç kentten birisidir. Mersin ilklerin kentidir. İlk bayan belediye başkanı Mersin’dedir. İlk Ticaret ve Sanayi odalarından birine sahiptir. Birçok konuda Mersin Türkiye’de hala ilklerin kentidir. Ancak bir şey var ki; ona birçok kentten çok daha sonra kavuştuk. Bence bugün Mersin layık olduğu yerde değilse nedeni budur. Geç kavuştuğumuz şey nedir derseniz, elbette üniversite derim, bilgi derim… Neden ilk üç içinde değiliz? Şu an Mersin gerek ticaret hacmi gerekse üretim hacmi ile 81 ilde ilk 10 içindedir. Peki, neden ilk üç değil? Bence bunun nedeni üniversitenin Mersin’de çok geç kurulmuş olmasıdır. Yani, bilgi ile geç buluşmamızdır. Bu gün ekonomisi ile Mersin’in üzerindeki kentlere bakın, hepsinde üniversitelerin Mersin’den 40-45 yıl

Dünya Kültür Mirası; Alahan Manastırı

önce kurulduğunu göreceksiniz. Demek ki, basit mantıkla bu iller bizden 40-45 yıl ilerde. Bakınız, Kayseri Erciyes üniversitesi 1978 yılında, Adana Çukurova Üniversitesi 1969 yılında, Gaziantep Üniversitesi 1973 yılında, Konya Selçuk Üniversitesi 1971 yılında kurulmuş. Mersin’de üniversite, dünya üçüncü bin yıla girerken, gelişmiş dünya bilgi çağını yaşarken ancak 1992 yılında kuruldu. Biraz önce sorduğum “Mersin neden ilk üç kent arasında değil?” sorumu geri alıyorum. Bilgiye ve bilime önem vermeyen bir toplum sadece yönetilen ve kendisine verilene razı olandır. Bilmeyen talep edemez. Bilmeyen yönetemez. Bilmeyen doğru değişemez. Organize Sanayi Bölgelerinin tarihi Avrupa ve Amerika’da 100 yılı buluyor. Bilginin paraya dönüştüğü yer olan teknoparklar ise 50 yılı geçiyor. Biz bunlara daha yeni kavuştuk. Rakiplerimizin kim olduğunu iyi bilelim. Geleceğe ait bir vizyon çizeceksek, daha doğrusu bir gelecekten bahsedeceksek önce rakiplere göre ne durumdayız ona bakmak gerek. Avrupa 1770’de buharlı makinayı icad ediyor, 1885’de motorlu taşıta geçiyor. Yıl 1885 tarihe dikkat edelim. Yani Atatürk doğduğunda Avrupa araba ile seyahat ediyordu. Elektrik üzerine çalışmalar Avrupa’da 16. Yüzyılda başlıyor,17. Yüzyılda gelişiyor. 1881’de New York kenti elektrik üretim merkezi ile evlere ve sanayiye elektrik veriyor. Yani Atatürk doğduğunda Avrupa ve Amerika sanayide elektrik kullanıyor. Yıl 1876: Graham

Miras Listesi’ne önerilecek adaylar arasında da yer alıyor. Torosların eteklerinde bir kilise; Alahan Manastırı ‘Batı Kilisesi’ ya da kapısındaki betimler nedeniyle ‘İncilciler Kilisesi’ olarak da adlandırılan Alahan Manastırı, Mut ilçesinde bulunan, Torosların eteğinde yaklaşık 1800 metre yükseklikte eski Roma döneminde inşa edilmiş büyük bir ibadet merkezi. Toroslarda çam ağaçları arasında, Sertavul Geçidi yakınlarında yüksek bir dağın zirvesine inşa edilmiş. Bu kadar yükseğe inşa edilmesinin sebebi, yaptırıldığı tarihte Hıristiyanlık dinin yaygın olmaması. Muhteşem manzarası ve mimarisi ile görülmeye değer bu yapıyı ziyaret etmeden Mersin’den sakın ayrılmayın. Tarihi geçmişi

Ö

zellikle tarihten bugüne çok farklı dinleri barındırmış ve bu dinlerin inanışlarına dair izleri günümüze kadar bozulmadan saklayabilmiş olan Mersin, bu özelliğiyle inanç turizmi açısından turizmcilerin gözdesi olarak tanımlanabilir. Yalnız Mersin’in değil, bölgenin bu anlamda öne çıkan gücü göz önünde bulundurularak Kültür ve Turizm Bakanlığı 2023 yılı Turizm Stratejisi kapsamında, Mersin’den başlayarak Adana, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay illerinden oluşan Doğu Akdeniz ve Güneydoğu “İnanç ve Gurme Turizmi Aksı” olarak nitelendirilmiş. Biz de gazetemizin bu sayısı

YAYIN ADI VE SAYFA NO

itibariyle önümüzdeki birkaç sayıda Mersin turizminin deniz-kum-güneş üçlemesinin dışında kuvvetli olduğu bir başka alana değinerek inanç turizminde sahip olduğu potansiyel ve değerlere yer vermek istedik. Son yıllarda Mersin’i kültür ve inanç turizmi kapsamında ziyaret eden turist sayısındaki artışı da göz önünde bulundurarak kentimizin batısından başlayıp doğusuna doğru giderek inanç turizm merkezlerini anlatacağız. Mersin’in en batısında yer alan ve inanç turizminde öne çıkan merkezlerden ilki Alahan Manastırı. Etkileyici mimarisi ile Alahan Manastırı aynı zamanda UNESCO Dünya

CMYK

İsa›nın havarilerinden Tarsus’lu Pavlus (St. Paul) ve yine Tarsus’ta yaşamış Hıristiyanlığın öncülerinden Barnabes, M.S. 41 yılında Hıristiyanlığı yaymak için Anadolu’da çeşitli yolculuklar yapmış. Bu Azizlerin gezileri sırasında konakladıkları hemen her yerde anılarına tapınaklar yapılmış. Fakat o tarihte Hıristiyanlık henüz resmi din olmadığından ve ibadet gizli olduğundan tapınakların da gözden uzak ve ulaşımı güç yerlerde olması tercih edilmiş. Ancak bugünkü manastır öreni Hıristiyanlığın resmen kabul edilişinden sonra, beşinci yüzyılda inşa edilmiş. Finansmanı büyük ölçüde Bizans İmparatoru tarafından sağlanan manastırı yaptıran kişi

Bell telefonu icad ediyor. Sene 1876, daha Atatürk doğmadı. Yıkılmakta olan bir Osmanlı imparatorluğunda doğan Atatürk, Cumhuriyetle birlikte okuma yazma oranı %15 olan, ulaşımın, iletişimin ve enerji ve üretimin olmadığı, tüccarın, sanayicinin yani serbest müteşebbisin olmadığı bir ülkeyi ele alıyor. Şimdi, Avrupa ve Amerika ile yeni Türkiye Cumhuriyeti arasındaki uçurumu düşünün. Atatürk bunun eğitim, bilgi ve bilim eksikliğinden kaynaklandığını biliyordu, ona göre bir vizyon oluşturdu. Bu vizyonun uygulandığı dönemler oldu uygulanamadığı dönemler oldu. Bu vizyona uyan kentler oldu uymayan kentler oldu. Süreç bu günlere geldi. Bu süreçte Mersin büyük gelişmeler gösterdi ama eğitim, özellikle üniversite ayağının çok geç tamamlanması bize pahallıya mal oldu. Bizim bundan sonraki vizyonumuz nedir derseniz? Bizim geleceğimizi şekillendirecek, büyük dönüşümü sağlayacak olan şey nedir derseniz? Geç de olsa eğitim, bilgiye ulaşmak ve onu kullanmak olacaktır derim. Bir Amerikalı ile aynı cep telefonunu, aynı bilgisayarı kullanıyor olmak ekonomik olarak, bilimsel olarak onlarla aynı düzeyde olduğumuzu göstermez. Kendi bilgisayarımızı üretemediğimiz sürece yüksek teknolojiden bahsedemeyiz. Tarım ülkesiyiz diye övünüyoruz, üretebileceğimiz bir çok ürünü ithal ediyoruz. Enerji faki-

ise manastırda lahdi ve bir kitabesi olan Tarasis adlı bir rahip. Kimi kaynaklar manastırın M.S. 440-442 yılları arasında, kimi kaynaklar da M.S. 474’ten sonra inşa edildiği görüşünde. Manastırın parlak döneminin Arap akınları başlayınca, yani 7. yüzyılda sona erdiği anlaşılmakta. Manastırın yüzyıllar boyunca ayakta kaldığını, 17. yüzyılda ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin (1611-1683); ‘Usta elinden yeni çıkmış gibi duruyor’ sözleri de kanıtlar nitelikte. Mimari yapısı Alahan Manastırı, Batı Kilisesi, Manastır ve Doğu Kilisesi, kaya oyma keşiş odaları ile çevredeki mezarlardan oluşan geniş bir kompleks niteliğinde. Kompleksin taş işçiliği ve motiflerle bezeli zengin süslemeleri dönemin en usta ellerinden çıktığını göstermekte. Ne var ki, Batı Kilisesi yıkılmış, Doğu Kilisesi ise bir ören olarak varlığını sürdürmekte. Yıkılmış Batı Kilisesi’nin girişi olduğu sanılan bir mekânda aralarında Cebrail ve Mikail’in de bulunduğu kanatlı melek ve çeşitli hayvan tasvirleri ve İsa büstü var. İki yapı 115 m uzunluğunda kolonlu kemerli bir galeri-terasla birbirine bağlanmış. Galerinin ortasında kabartma süs-

riyiz ama nerdeyse tüm üretimimiz yoğun enerji kullanan bir yapılanmada. Enerjimizi üretmeden, düşük ve orta teknolojili üretimden yüksek teknolojili üretime geçmeden, tarım ve gıda sektörlerinde ileri teknoloji ile verimliliği arttırmadan, ürünlerini markalaştırmadan, girişimcisini arttırmadan ve daha önemlisi bu dönüşümü sağlayacak nitelikli, becerikli insanları yetiştirmeden bu açığı kapatamayız. Evet bu gün dünyanın 17.inci, Avrupa’nın 6.ıncı büyük ekonomisiyiz. Peki, eğitimde, bilimsel araştırmalarda, Ar-Ge’de, markalaşmada kaçıncıyız? Kaç tane dünya markamız var. Bizler iş dünyasının temsilcileri realist insanlarız. Bardağın dolu tarafını görürüz ama boş yanını, eksiklikleri, riskleri göz ardı edemeyiz. Mersin’in geleceğini, aslında bu anlamda ülkenin geleceğini konuşuyoruz. İşte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Mersin’in tüm kurum ve kuruluşları ile iş birliği ile bu vizyonu sağlamak için çalışıyoruz. Mersin sosyal ve kültürel boyutu ile zengin bir kent. Mersin yaşanabilir kentler listesinde üst ligde bir kent. Mersin ticarette, turizmde, lojistikte, tarımda hatta sanayide bölgenin ve dünyanın odaklandığı bir kent. Mersin artık üç üniversitesi ve teknoparkı ile bir bilim ve bilgi kenti. Artık, Mersin’in zaman kaybetmeye tahammülü yoktur. Artık, Mersin’in boşa harcayacak enerjisi yoktur. Son yıllarda yakaladığımız iş birliği ruhu ve ortak aklı artarak devam etmelidir. Daha verimli olmalı ve önemsiz,

leme ile her yanı işlenmiş büyük bir niş yer alır. Aynı galeride apsisli bir vaftizhane bulunuyor. Vaftizhane içinde haç biçimli bir havuz var. Vaftizhanenin karşısında kaya mezarları oyulmuş. Mezarlardan birisi Manastır grubunun kurucusu Tarasis’e ait. Kitabesinde şunlar yazıyor: Burada çok mümtaz Flavius Severinus ve Flavius Dagalaiphus’un konsüllüğünden sonra İndiktionun 15. yılının 13 Şubatında kutsal oruçların ilk haftasının salı günü ölmüş olan kutsal kurucu Tarasis yatıyor. Doğu Kilisesi özenli bir işçilikle kesme taşlardan inşa edilmiş. Kilisenin değişik yerleri kabartma süsler ile dekore edilmiş. Dikdörtgene yakın planlı kubbenin binayı aşan duvarlarında her cephede birer adet olmak üzere dört pencere bulunmakta. Kilise, altmış yetmiş yıl sonra (532-537) inşa edilmiş olan İstanbul’daki Ayasofya kilisesi ile ortak özelliklere sahip.

sanal konularla geleceğimizi ıskalamamalıyız. Bu noktada, Sivil Toplum Kuruluşlarımıza büyük görevler düşmektedir. Özellikle üniversitelerimize büyük bir görev düşmektedir. Üniversitelerimiz sade teorik bilgi üreten yerler olmamalı, kente ve kentin ekonomisine entegre olan, yakın ilişkide olan ve kentin ekonomik ve sosyal yaşamını dönüştürecek bir yapılanmaya geçmeleri gerekiyor. MTSO olarak tüm üniversitelerimizle bu ruhu yeni yeni yakaladık. Bu devam ettirilmelidir. Biz üniversitelerimizin bu güce sahip olduğuna inanıyoruz. Tüm STK’larımızı zenginliğimiz olarak görüyor ve Mersin için güzel bir fikri olan, bu kente bir katkıda bulunacak her kuruma değer veriyoruz. Yeter ki, birlik ve beraberliğimizi koruyalım. Yeter ki, bir masa etrafında buluşabilelim. Ben Mersinlilerin kültüründe bu olumlu özelliklerin zaten bulunduğuna inanıyorum. Hoşgörünün, demokrasinin ve güzelliklerin şehri olan Mersin’de yaşadığım için, bu kente hizmet ettiğim için gurur duyuyorum. Eksiklerimiz vardır, imkansızlıklarımız vardır, engellerimiz vardır. Ancak, bu makamlarda oturan bizlerin şikayet etme ve mazaret üretme hakkı yoktur. Çalışıyoruz, Mersin için çalışmaya devam edeceğiz. İnanmanızı isterim ki Mersin’in yarını bugününden daha zengin, daha refah, daha mutlu olacaktır. Mersinliler buna layıktır.

Dünya kültür mirası Alahan Manastırı 25 Şubat 2000 tarihinde Dünya Kültür Mirası aday listesine eklenmiş. Türkiye listesinin ise 12. sırasında yer alıyor.

Arkeolojik çalışmalar

Nasıl gidilir?

Alahan’da 1955-1972 arasında Alman arkeoloji profesörü Prof. Michael Gough tarafından bilimsel kazılar yapılmış. Bu kazılar sırasında Gough bir ara Ankara’da İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Müdürlüğü görevini de yürütmüş.

Mut ilçesi sınırları içerisinde yer alan Alahan Manastırı Mersin’i Karaman’a bağlayan devlet karayolunun 2 km kadar doğusunda ve Mut ilçesinin kuş uçuşu 15 km kadar kuzeyinde yer alır. Manastırın yolu hemen hemen her mevsim açıktır.


4

YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Çukurova, yeni nesil ticari bilgi üretecek M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) koordinatörlüğünde, Adana Ticaret Odası ile Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası ortaklığında Türkiye’de ilk kez Çukurova’da kurulacak Ticari İstihbarat Merkezi ile Çukurova’da yeni nesil ticari bilgi üretilecek. Buradan elde edilecek bilgilerle gerek rakiplerini gerekse ticarete konu olacak müşterilerini daha yakından tanıma fırsatı bulacak firmalar rekabette bir adım öne geçecek. Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2015 Yılı Üretim ve Çevre Altyapısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı Kapsamı’nda hazırlanan TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Edebilirliği İçin ‘Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ Kurulumu Projesi tanıtıldı. Proje kapsamında Mersin, Adana ve Tarsus’ta kurulacak Ticari İstihbarat Merkezleri ile firmalar, Ticaret ve Sanayi Odaları kanalıyla; dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel müşterilerinin ve tüm rakiplerinin cirolarından, banka hareketlerine, firma sahibinin cep telefonundan üretim detaylarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilecek. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ile Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. Ruhi Koçak, Mersin’de düzenlenen ortak basın toplantısı ile projenin detaylarını anlattı. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, rekabetin ticaretin başladığı günden bu yana bulunduğunu hatırlatarak, “Günümüzde ise bu rekabet acımasız ve sert bir seviyeye geldi. Sadece daha iyi ürün üretme veya daha ucuza satma bir kriter değil” dedi. Bölgesel işbirliğinin günümüzde gücü beraberinde

getirdiğine dikkat çeken Aşut, “İşte TR62 Bölgesinde Yer Alan Firmaların Rekabet Edebilirliği İçin Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Kurulumu Projesi’nin hedeflerinden birisi de bu bölgesel iş birliğidir” ifadesini kullandı. “Artık gündemimizde hiper rekabet var” Küresel düzeyde hiper rekabetin artık gündemde olduğuna dikkat çeken Şerafettin Aşut, böylesi bir rekabet ortamında firmaların sürdürülebilir stratejik üstünlük sağlamalarının da zorlaştığına değindi. 1990’lardan başlayarak hızlı bir ivme ile gelişen hiper rekabete karşı; rekabet istihbaratı veya ticari istihbarat konseptinin geliştirildiğini anlatan Aşut, bu konseptin ABD’den başlayıp doğuya doğru yayıldığını söyledi. Tüm firmaların temel amacının sürdürülebilir kârlılık olduğunu vurgulayan Aşut, “Ancak, bunun ölçülmesi ve buna uygun yaklaşımların ve çözümlerin üretilmesi gerekir. Günümüz ekonomisi ve bilgi iletişim teknolojilerinin dönüştürdüğü yeni dünya ticaretinde, artık küçük gibi görünen bir firma bile bir gün küresel ticaretin bir parçası olabilir” dedi. Firmaların hiper rekabet ortamında sağlıklı stratejiler geliştirip sürdürülebilir karlılığı sağlamaları için ticari ve bilgi istihbarat merkezlerine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Aşut sözlerini şöyle sürdürdü: “Hazırlanan proje ile Çukurova Bölgesi’ndeki Ticaret ve Sanayi Odaları çatısı altında kurulacak Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezleri’nde bölgemizin kalkınmasını destekleyecek ve firmalarımızın uluslararası alanda rekabet edebilirliğini sağlayacak ‘yeni nesil ticari bilgi’ üretilecek. Bunlardan bir kaçını sizler ile paylaşmak isterim. Bu proje ile firmalarımız, dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel

müşterilerinin ve tüm rakiplerinin detay bilgilerini elde edebilecek. Ürettiğimiz ürünü veya satmak için belirlediğimiz hedef ülkelerdeki rakiplerimizin detay analizi yapılacak ve böylece pazarda ürünümüz için doğru konumlandırmayı yapabileceğiz. Firmalarımız GTİP ve SIC ürün kodları ile ürün bazında, hedef pazar tespitini bu merkezlere yaptıracak, o ülkedeki hedef müşterilerimiz ile ilgili ihtiyaç duyduğumuz tüm verilere ulaşabileceğiz.” “Ulusal ve uluslararası ihale takibi yapılabilecek” Yine proje bazında ulusal ve uluslararası alanda gerçekleşecek olan ihalelerin takibi ve raporlanmasının yapılabileceğini anlatan Aşut, “Hedef ülkelerle ilgili ürün bazında mevzuat çalışmalarının yapılması, ulusal ve uluslararası kredilerin ve hibe fonlarının takibi ve kamuoyu ile paylaşılması, yine proje kapsamında kurulacak olan bu merkezler tarafından yürütülecek” dedi. Bu projenin Çukurova Bölgesi’nin küresel ekonomideki iddiasının bir göstergesi olduğunu açıklayan Aşut sözlerini, “Artık yeni nesil ticari bilgiye kim daha hızlı ulaşıyorsa, o bir adım öndedir” diye tamamladı.

Menevşe: “Avantajlı ticaret imkanı oluşacak” Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Menevşe ise konuşmasında bu proje ile ticaret yapan, üretim yapan firmaların dış alım ve satımlarını gerçekleştirirken avantaj yakalayabileceği bilgilere ulaşabileceğini söyledi. Bu proje ile bir veri tabanı oluşturulduğuna dikkat çeken Menevşe, şöyle konuştu: “Dünyada ticaret çok büyük rekabet altında. Büyük ülkeler ticari anlaşmalarını gözden geçiriyorlar. Şimdi Amerika’yla Avrupa Birliği arasında bir Trans Atlantik Anlaşması söz konusu. Aynı şekilde Amerika ile Uzakdoğu ülkeleri arasında yine bir Trans Pasifik organizasyonu var. Bunlar artık ticareti kendi ülkeleri arasında daha çok yapmanın fırsatlarını yaratıyorlar. Türkiye’nin de bunların içinde olması lazım. Sürekli bunları konuşuyoruz. Maalesef Türkiye’nin böyle bir gruplaşmanın dışında olması ülkeye büyük dezavantajlar getirecek. Biz de bu dezavantajlı durumu azaltma gayretindeyiz”. Koçak: “KOBİ’lerimizin gelişimine de katkı sağlanacak” Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Baş-

kanı H. Ruhi Koçak ise konuşmasında Türkiye’de işadamlarının önce işlerini kurup üretime başladığını, ardından pazar arayışına girdiğini hatırlatarak şunları söyledi: “Bu proje ile firmalarımızın pazar bulma noktasındaki sorunlarını en aza indirip üretilen ürünlerin daha iyi değerlendirilmesine imkan oluşturulacaktır. Bölgesel anlamda işbirliğinin güzel bir örneğine imza atıyoruz. Bu çalışma sayesinde KOBİ’lerimizin de büyüyüp dış pazarlarda kendisine daha çok yer bulabilmesine imkan tanınacaktır. Bilgi en önemli güç ve bunun ticarette kullanılması büyük önem taşıyor. Yurtdışında bu çalışmalar uzun yıllardır kullanılıyor. Biz de Türkiye’de Çukurova Bölgesi’nden kullanmaya başlıyoruz. Bu işadamlarımız için önemli bir fırsat.” Yeni nesil ticari bilgiye nasıl ulaşılacak? Tanıtım töreni kapsamında MTSO Proje Müdürlüğü’nce projenin teknik detayları da aktarıldı. Dünyada artık ticarette izlenebilirlik kavramının büyük önem taşıdığı anlatılırken, uluslararası hareket yapan bir firmanın malını bir ülkeden başka ülkeye transfer etmeye başladığı andan itibaren izlenebileceği

vurgulandı. Ardından MTSO Proje Müdürlüğü Şefi Fevzi Filik şu bilgileri paylaştı: “Dünyadaki tüm ticari işletmelerin kullanabileceği gümrük beyannameleri açık. Herhangi bir ürünün herhangi bir yerden alınıp satıldığı andan itibaren kimin alıp sattığını elde edebileceğiniz bir veri tabanı var. Mersinli bir firma Uzakdoğu’ya bir hareket yapacaksa bize GTİP numarasını verecek biz Çin’de ilk 20 şirketin alıcılarını çıkaracağız. İlk 20’nin ilk 3’ünü alan firmanın sahibine kadar, tüm firma bilgilerine kadar, cirosuna kadar vereceğiz. Ayrıca o firmanın direk sahibinin cep telefonuna kadar temin edip bir uçak biletiyle Mersin’e davet etme imkanı yakalamanıza yardımcı olacağız. Buna Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi deniyor. Uluslararası alanda hareket eden tüm firmaların verileri açık. Ticarette izlenebilirlik var. Rakip firmalarınızın ya da müşterilerinizin10 yıllık cirosunu izleyebilirsiniz. Bankadaki mali yapısına, detaylı ulaşabilirsiniz. Sonra gelip o firma ile görüşme yaparak ticaretinizi daha kontrollü sürdürebilirsiniz. Verilecek bu hizmetle hiper rekabet çağında sürdürülebilir rekabet imkanı yakalayabilirsiniz”.

MTSO Ailesi kampta buluştu M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri ve çalışanları, aileleriyle birlikte Wonasis Otel’de 24-25 Ekim tarihlerinde düzenlenen eğitim kampında bir araya geldi. ‘Kritik Olayların Yönetimi’ konulu eğitim çalışmasının gerçekleştirildiği kampta MTSO ailesi düzenlenen tavla turnuvası ve dans atölyesi etkinlikleriyle eğlenceli bir haftasonu geçirdi. Kamp süresince tüm katılımcılar #mtsokampta hashtag’i ile duygu ve düşüncelerini gerek yazı gerekse fotoğraflarla sosyal medyada paylaşma imkanı da buldu. Kampın açılışında düzenlenen toplantıda konuşma yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “MTSO ailesi diyorum; çünkü bizler sadece sayıları 60-70 kişi olan siz

çalıştığımız, emek verdiğimiz bu büyük kuruma bu gözle bakmanızı rica ediyorum. Bu gözle bakarsak gerçek gücümüzü daha iyi görürüz. Nasıl bir kurumun parçası olduğumuzu, hem de öyle sembolik değil, aksine, aktif; karar veren; uygulayan ve yön veren bir parçası olduğumuzu görürüz.” “Sizler kurumun omurgasını oluşturuyorsunuz” Yönetim kurulu üyelerinin göreve seçimle ve belirli süreler için geldiklerini anlatan Şerafettin Aşut, “Görevlerimiz bitince bu görev ve makamları bizden sonra geleceklere layıkıyla bırakmak tek amacımız. Ancak sizler, bu büyük kurumun sürekli parçasısınız ve omurgasısınız. Bu da sizin bu kurum için değerinizi ve öneminizi bir kez daha

lışmayı Allah bana nasip etti” dedi. Yapılan her projede, Oda’nın gösterdiği her başarıda bu kalitenin etkisinin görüldüğünü vurgulayan Aşut, “Burada tek tek sayamayacağım kadar çok başarıyı Mersin’e kazandırdık” dedi. Tüm departmanların özveriyle, bilgi ve tecrübeleriyle Mersin’de fark yarattığını ve Oda’yı bugünlere getirdiğini kaydeden Aşut, tüm çalışanlara teşekkür etti. “Eğitim her zaman önemli”

değerli çalışanlarımızdan oluşmuyoruz. Ailelerimizle, çocuklarımızla birlikte sayımız ikiye üçe katlanıyor” dedi. Binlerce üye ve ailelerinin de katılımı sonrası bu rakamın çok daha yüksek seviyelere ulaştığını kaydeden Aşut, şöyle konuştu: “Yani biz; binlerce kişilik büyük bir aileyiz. Gücümüz de buradan gelmektedir. Ben sizlerden, hep birlikte

YAYIN ADI VE SAYFA NO

arttırıyor” ifadelerini kullandı. Oda bünyesinde 1999 yılında aktif olarak çalışmaya başladığını kaydeden Aşut, “Ekibin niteliği söz konusu olduğunda, ben kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum. MTSO gibi; gerek yönetim kurulu, gerekse çalışanları anlamında, eğitim düzeyi, vasıfları, görgü ve kültürü gerçekten yüksek bir ekiple ça-

CMYK

Değişen dünyaya; artan rekabete; değişen dünya ekonomisine uyum sağlamak ve yeri geldiğinde öncü olabilmek için bu vasıfların daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Şerafettin Aşut sözlerini şöyle tamamladı: “Bu anlamda söz konusu eğitim olduğunda, çalışanlarımızın eğitimlerinden taviz vermedik. Bu gün verilecek olan eğitimleri sadece çalışanlarımızın değil, ben ve yönetim kurulumuzun da alacağını vurgulamak isterim. Çünkü hepimizin eğitime ihtiyacı var. Dikensiz gül bahçesi yok. Elbette kişi ve kurum olarak hepimizin eksikleri var. Bu anlamda, hepimizin çözümün bir parçası olması gerekiyor. Bu kurumu; daha kaliteli, çalışanlarının ve hizmet alan üyelerinin daha mutlu olduğu kurumsallaşmış bir yer haline getirmenin sadece yönetim kuru-

lu olarak bizlerin değil, aslında çalışanlarımız olarak sizlerin bu sürece daha çok katılmasıyla mümkün olduğunu iyi biliyorum. İşte bu eğitimlerden en büyük beklentim budur. Sorunları en iyi bilen sizlersiniz. En etkin çözümlerin de, yine sizden geleceğine eminim. Gelin bu iki gün hem biraz dinlenelim, biraz daha birlikte zaman geçirelim, hem de bu kurumu, yani ailemiz ve yuvamız gibi gördüğümüz, en çok zamanımızı geçirdiğimiz emek verdiğimiz bu kurumu nasıl daha ileriye taşırız bunu konuşalım. Ben; güzel, keyifli ve verimli bir hafta sonu diliyorum. Katıldığınız için hepinize, özellikle

bizleri onurlandıran ve bize güç veren değerli ailelerinize, bu farklı eğitimi bizlere sunan değerli eğitmenlere, bu vizyonu gösteren ve eğitim konusunda bana her zaman destek veren değerli yönetim kuruluma teşekkür ediyorum”. Kamp, ilk günün sonunda düzenlenen akşam yemeği ile devam etti. Gecede Oda’ya uzun yıllar hizmet vermesi sonrasında emekli olan çalışanlar da unutulmadı. Ömer Muku, 31 yıllık hizmeti sonrasında Dış Ticaret Şefi olarak emekli olurken Mehmet Uğur Sümen 27 yıl-

lık görev süresi sonunda Ticaret Sicil Müdür Yardımcısı olarak çalışma hayatını tamamladı. Recep Güdelek 24 yılın sonunda veznedar olarak emekli olurken Cem Tigin İçen 27 yıllık hizmetinin ardından İdari İşler Evrak Kayıt Uzmanı olarak emekli oldu. Geceye katılamayan Ayşe Yurteri 20 yıllık MTSO hizmetini İdari İşler Şefi olarak tamamlarken Hatice Coşkun ise 13 yıllık görevi sonrasında Oda’dan İç Ticaret Memuru olarak emekli oldu. Emeklilere gecede hizmetleri adına birer plaket ile hatıra olarak birer cep telefonu hediye edildi.


5

YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Fikir Otobüsü, yola çıktı M

ersin’in ekonomik gelişimi için anahtar olarak belirlenen tarım-gıda, turizm ve lojistik sektörlerinde yenilikçi iş fikirleri geliştiren genç girişimci adaylarını ortaya çıkarmayı hedefleyen ‘Fikir Otobüsü’, TOBB Genç Girişimciler Üst Kurulu Başkanı Ali Sabancı’nın katıldığı bir konferansla yola çıktı. ‘Fikirleriniz Doğru Yolda’ konulu konferansta genç girişimci adaylarıyla bir araya gelen Sabancı, deneyimlerinden yola çıkarak aktardığı tavsiyelerle genç fikirlere ışık tuttu. TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu hazırladığı Fikir Otobüsü Projesi ile Mersin’de yenilikçi iş fikirleri olan gençlerin projelerini hayata geçirmelerine zemin hazırlıyor. Fikir Otobüsü Projesi kapsamında, kentte öncelikli sektörler olarak belirlenen

tarım, turizm ve lojistiğe yönelik yenilikçi iş fikirleri olan girişimci adayları ortaya çıkarılarak fikrin oluşmasından şirket kurulumuna kadar geçen sürede ihtiyaç duyulan her alanda destek verilecek. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Üniversitesi, TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu ve Mersin Teknoloji Transfer Ofisi işbirliğinde hazırlanan projede Sabancı Üniversitesi partner, Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. de sponsor olarak yer alıyor. Fikir Otobüsü Ön Kuluçka Merkezi Açılış Töreni ile projenin ilk adımı atıldı. Ardından Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen

konferansla girişimci adayları proje partnerleriyle buluşma imkanı yakaladı. Mersin’deki kamu, özel, sektör ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile üniversite öğretim görevlileri ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferans öncesinde MTSO ile Mersin Üniversitesi arasında üniversite-sanayi işbirliğini somut temellere oturtmak adına bir protokol imzalandı. Ayrıca, TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu ile Mersin Teknoloji Transfer Ofisi arasında da Fikir Otobüsü Projesi kapsamında gerçekleştirilecek çalışmalar ve görev paylaşımına yönelik bir protokol imzalandı. Toplantının interaktif platformda gerçekleşmesi de gençler tarafından ilgiyle karşılandı. #fikirotobüsü etiketi ile sosyal medyada paylaşılan mesajlar sahnede kurulan platformla katılımcılar

tarafından takip edildi. Katılımcılar ayrıca salon dışında kurulan Fikir Otobüsü maketi içerisinde fotoğraf çektirme imkanı da buldu. Sabancı’dan gençlere tavsiyeler “Fikirleriniz Doğru Yolda” konulu konferansta deneyimlerini paylaşan Ali Sabancı gençlere bir takım tavsiyelerde bulundu. İlk olarak ‘kendinize göre değil, hizmet alacak misafire göre iş kurun’ tavsiyesinde bulunan Sabancı, bunun için iyi araştırmalar yapılması gerektiğini dile getirdi. Temiz ticarete önem verilmesi, kar etmekten önce itibarın ön planda tutulması gibi önemli konulara da değinen Sabancı, başarıya ulaşmak

için özellikle çalışan ile yönetici arasındaki iletişim kanallarının doğru yönde açılmasının önemine dikkat çekti. İnsanın başarı için en önemli kaldıraç olduğunu vurgulayan Sabancı şöyle konuştu: “Bir işyerinde network oluşturulabilmesi çok önemli. Eskiden patron ile çalışan arasında aşılması zor dağlar vardı. Ancak başarıya ulaşabilmek için tüm ekibin aynı istikamete götürülmesi gerekli, ki bu da çok zor. Bunu başarabilmek için öncelikle çalışan ve yönetici arasındaki makasın daraltılması gerekiyor. Hedeflerinizi, fikirlerinizi ve cebinizi, yani maddi başarılarınızı çalışanlarınızla paylaşın. Biz aile şirketimizde bunu uyguluyoruz. Eğer yetki paylaşımına giderseniz bir patron olarak tatile de çıkabilirsiniz. Aksi halde şansınız kalmıyor. Eğer hedeflerinizi paylaşırsanız çalışanlarınız sorumluluk almaktan hiçbir zaman kaçamayacaktır.” Gençlerin mutlaka kendilerine benzemeyen insanlarla bir araya gelmesi, farklı bakış açılarıyla karşılaşması gerektiğini belirten ve her gün ya da her hafta kendilerine vakit ayırıp ilgi alanları dışındaki konularda da okuma yapmaları tavsiyesinde bulunan Sabancı, “Eğer gün gelip de kendi işinizi kuramasanız da çalıştığınız işlerde bu söylediklerime dikkat edin” çağrısında bulundu. Aşut: “Hedef, girişimci ülke olmak” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise konferanstaki ko-

nuşmasında gençleri memur olma yarışına girmiş bir ülke ile değişen dünya ekonomisinde zenginliğin, refahın yakalanmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu nedenle memur bir ülke değil, girişimci bir ülke hedeflediklerini vurgulayan Aşut, şöyle konuştu: “İnsan kaynağından başka zenginliği olmayan bir milletin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içine girmesi mümkün değildir. İşte bir ön kuluçka merkezi olarak faaliyet gösterecek ‘Fikir Otobüsü’, kentimizin en temel üç sektörü olan tarım, turizm ve lojistikte yenilikçi iş fikrini geliştirmek isteyen genç girişimci adaylarını ortaya çıkartacak bir eko sistem yaratmayı hedeflemektedir. Hedef, genç girişimcilere, düşünceden şirket kurulumuna kadar geçen tüm süreçte destek vermektir”. Daha önce de bu alanda denemeler yapıldığını hatırlatan Aşut, ancak somut bir destek oluşmaması, genelde özel sektörün dinamiklerini çok iyi bilmeyen, masa başı bürokrat bakış açısı ile hazırlanması nedeniyle denemelerin sonuçsuz kaldığını söyledi. Bu kez ise işin içine reel iş dünyasının bakış açısının dahil edildiğini kaydeden Aşut, bu vizyonu anlayan ve bilginin merkezi olan Mersin Üniversitesi’nin katıldığını, ekosisteme destek vereceğine inandıkları Teknoloji Transfer Ofisi’nin işin de içinde olduğunu ifade etti. Sermayesi ve tecrübesi çok fazla olmayan gençlerin yeni bir fikirle yola çıktığında önlerine çıkan engellerden çabuk etkilendiklerini hatırla-

tan Aşut, çoğu zaman mükemmel fikirlerin dahi yarı yolda kaldığını anlattı. Fikir Otobüsü Projesi ile yenilikçi iş fikri olan genç girişimcilerin yoluna çıkan taşların temizleneceğini ifade eden Aşut, “Gençlerimiz bu sayede ekonominin engebeli yollarında daha güvenle ve hızlı ilerleyebilecektir” dedi. Projenin yalnızca Mersin’de değil, Türkiye genelinde yepyeni bir genç girişimci hareketini, girişimci ruhunu tetikleyeceğine inandığını vurgulayan Aşut, “Bu kıvılcımın, ülke genelinde bir enerji ve sinerji yaratacağına ve son zamanlarda üzerimize çöken ataleti, durgunluğu kaldıracağına yürekten inanıyorum” dedi. Çamsarı: “Girişimciliğin desteklenmesi olmazsa olmaz” Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ise konuşmasında girişimciliğin desteklenmesinin olmazsa olmazlar arasında yer aldığını vurguladı. Türkiye’de her 100 kişiden 32’sinin gelecek üç yıl içinde girişimcilik faaliyetinde bulunmak istediğini belirten Çamsarı, bu oranın gelişmiş ülkelerde yüzde 14, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 29 olduğunu söyledi. Türkiye’de eğitimli kişilerin girişimcilik faaliyetine katılım oranının gün geçtikçe artmasının sevindirici olduğunu kaydeden Çamsarı, ancak girişimci sayısının artmasının tek başına yeterli olmayacağına dikkat çekti. Bir girişimin başarılı olabilmesinin başka koşulları bulunduğunu dile getiren Çamsarı, uygun makro ekonomik koşullar dışında eğitim ve danışmanlık desteği de gerektiğini, bu

aşamada üniversitelere büyük görev düştüğünü anlattı. Çamsarı, “Bu nedenle üniversite olarak teorik bilgilerimizi fikir üreten girişimci adaylarıyla paylaşmak, üstleneceğimiz en önemli görevlerden biri” dedi. Ocakoğlu: “Manevra kabiliyetimiz güçlendi” Mersin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Birim Sorumlusu Kasım Ocakoğlu ise konuşmasında TTO’nun açılan ön kuluçka merkezi ve Fikir Otobüsü gibi projelerle manevra alanının daha yüksek, daha aktif hale geleceğine inandığını söyledi. “Bugün açılan ön kuluçka merkezi, öğrenci ve akademisyenlere güncel proje fikirlerini ürüne dönüştürme sürecinde destek verecektir” diyen Ocakoğlu, ön kuluçka merkezinin proje fikri olan gençlere başarı getirmesini dilediğini söyledi. Kiper: “Hedef, Mersin’i girişimci merkezine dönüştürmek” TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Başkanı Osman Kiper ise projenin detayları hakkında bilgi vererek temel amaçlarının hazırlanacak 9 projenin 9’unun da melek yatırımcı almasını ya da kendi işini kurabilmesini sağlamak olduğunu anlattı. Mersin ve bölgesinin girişimciler için önemli bir nokta haline gelmesini ve bu projenin daha sonra diğer illere de yayılmasını istediklerini belirten Kiper, 10 yıl içinde bu hedefe ulaşmayı beklediklerini sözlerine ekledi.

İnovasyon haftasında ‘Üniversite – Sanayi İşbirliği’ tartışıldı T

ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile Akdeniz İhracatçıları Birliği (AKİB) ortaklığında düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası etkinlikleri kapsamında organize edilen kongrenin son panelinde ‘Üniversite-Sanayi İşbirliği’ masaya yatırıldı. Panelde bir araya gelen sanayiciler ve üniversite rektörleri çalışmalardan daha iyi sonuç alınabilmesinin yöntemlerini tartıştı. Konuşmasında sanayici ile akademisyenlerin işbirliğine hazır olduğuna dikkat çeken Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, bunun başarılabilmesi için şartların düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Geçim derdine düşen bir akademisyenin araştırma yapma isteğinin kalmayacağını vurgulayan Aşut, öncelikle bu sorunun çözümünün tartışılması gerektiğini anlattı. Adana Sheraton Otel’de iki gün süren etkinlikler kapsamında düzenlenen ve moderatörlüğünü Habertürk Gazetesi Editörü Seçkin Ürey’in gerçekleştirdiği panelin konuşmacıları arasında Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Hacı Sabancı OSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütçü, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı ve ÇKA Yönetim Kurulu Üyesi Şerafettin Aşut, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli ile Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy yer aldı.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

Aşut: “İnovasyon kavramını Türkiye’ye taşıyan Mersin’dir” Konuşmasına İnovasyon Haftası’nı çok önemsediğini dile getirerek başlayan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, inovasyon kavramını Türkiye’ye taşıyan kentin de Mersin olduğunu belirtti. Bu kavramın 2005’te hazırlanan RİS Mersin Projesi sonrasında oluşup yayıldığını hatırlatan Aşut, o proje ile Mersin’in inovasyon yapabileceği stratejik sektörlerini belirlediğini anlattı. Bugün ise bu projenin revize edilme zamanı geldiğini kaydeden Aşut, şimdilerde RİS + Projesi’ni geliştirdiklerini, bu proje ile de revize edilen ilk projenin akıllı şehirle entegre bir yapıya dönüştürüleceğini söyledi. Mersin’in ardından Adana’nın da RİS Adana’yı yapmaya hazırlandığını kaydeden Aşut, “Adana da önümüzdeki süreçte hangi sektörleri inovatifse onları yukarı taşıma gayretine girecek. Bu sayede üniversite sanayi işbirliği de güçlenecek. Bilime dayalı birçok bilgi ortaya çıkacak ve Adana için önemli bir kaynak oluşacak” dedi. Mersin’de geliştirilen bir diğer inovatif ve üniversite-sanayi işbirliğine dayalı projenin ise Fikir Otobüsü Projesi olduğunu kaydeden Aşut, bu projede de Mersin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi bünyesinde kurulan ön kuluçka merkezinde yine tarım, turizm, lojistik sektörlerine yönelik geliştirilecek inovatif fikirlerin melek yatırımcılarla buluşturularak hayata geçirilmesini hedefledikleri-

CMYK

ni anlattı. “Bilim üreten akademisyenlerin maddi kaygısı olmamalı” Üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesinin formülünü de veren Aşut, şöyle konuştu: “Ben sanayicilerle akademisyenlerin birbirine ulaşmadığına inanmıyorum. Ancak maddi kaygı içinde olan bir akademisyenin bilimsel çalışma yapmasını da bekleyemezsiniz. Önce bu konuyu tartışmalıyız. Mevcut durumda akademisyenin ders saatinden zaman ayırıp proje araştırması, emeğinden feragat etmesi gerekiyor. Bu sistemin önüne geçilmeli.” Ardından Türkiye’de temel bilimlerde yapılan çalışmaların yetersizliğine dikkat çeken Aşut, son dönemlerde fizik, kimya, matematik gibi temel bilimlerin kapatılması yönünde adım atıldığını ve bu yanlıştan dönüldüğünü hatırlattı. Ancak yine de bu bölümlerden mezun olan öğrencilerin öğretmen olma gayretini üzülerek takip ettiğini dile getiren Aşut, “Bu öğrenciler sanayinin, bilimin, ar-ge’nin ihtiyacı olan nitelikli personel. Ancak bu alanlar geliştirilemediği için öğretmen olmak istiyorlar. Bu noktada mevzuatsal düzenlemeler yapılmalı” dedi. Kıvanç: “Meslek liselerini TOBB yönetmeli” Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç ise konuşmasında yalnızca üniversite-sanayi işbirliğinin değil, sanayinin sanat okulları, meslek

liseleriyle de aktif işbirliğinin tartışılması gerektiğini vurguladı. Üniversitelerle iyi iletişim halinde olduklarını kaydeden Kıvanç, “Ancak çıraklığı yapılmayan işin ustalığı da olmaz. Biz üniversite öğrencilerimizin eğitiminin bir bölümünü sanayide geçirmesini istiyoruz” talebinde bulundu. Öte yandan sektörlerin çok dinamik olduğunu ve ihtiyaçların doğru belirlenmesi gerektiğini de kaydeden Kıvanç, özellikle teknik lise ve meslek lisesi müfredatlarının ihtiyaca göre belirlenmesi gerektiğine işaret ederek, “Meslek liselerini TOBB Yönetmeli” ifadesini kullandı. Sütçü: “Sanayideki mühendis onay vermeden öğrenci mezun olmamalı” Sanayicinin beklentilerini karşılayabilecek üniversite mezunlarının oluşması adına da bir işbirliği yapıl-

ması gerektiğine dikkat çeken Adana Hacı Sabancı OSB Başkanı Bekir Sütçü, üniversite öğrencilerinin eğitiminin belli bir bölümünü sanayi kuruluşlarında alması gerektiğini söyledi. Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de sanayi kuruluşlarındaki mühendisler onay vermeden öğrencilerin mezun olmaması gerektiğini kaydeden Sütçü, bu sayede istenilen kalitede personel yetişmesinin sağlanabileceğine değindi. Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, geliştirilen fikirlerin yeterince patente dönüştürülememesinden şikâyetçi olurken Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, her üniversitenin kendi bölgesinin şartlarına uygun araştırmalar yapması halinde gelişimin sağlanabileceğini söyledi. An-

tepfıstığını Gaziantep’in araştırması gerektiğini ifade eden Çamsarı, “Biz de narenciye üzerine çalışmalar yapmalıyız” dedi. Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy Türkiye’de bilgi temeli oluştuğuna dikkat çekerek, konunun yalnızca üniversite-sanayi işbirliğiyle kalmaması, buna bir de devlet unsurunun dahil edilmesi gerektiğine dikkat çekerken İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli şunları söyledi: “Türkiye’de üniversite-sanayi işbirliği sorunu değil, üniversite-sanayi işbirliğini yönetememe sorunu var. Konu 3’lü sarmaldan 4’lü sarmala gelmeli. Üniversite, sanayi ve kamu işbirliğine toplumun işbirliği de eklenmeli ki sonuca ulaşılabilsin”.


6

YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Asya ve ABD pazarını birleştiren köprü: PERU G

üney Amerika’nın yüzölçümü bakımından üçüncü, doğal ormanlar açısından ise ikinci büyük ülkesi Peru, Pasifik Okyanusu sayesinde üyesi olduğu ve dünyanın en hızlı gelişen bölgelerinden APEC (Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği) ülkeleri ile de yakın ilişki kurma fırsatı sunuyor. ‘Güney Amerika Bölgesel Altyapı Birleştirme Girişimi’ kapsamında Güney Amerika, Asya ve ABD pazarlarını birleştiren bir köprü görevi gören Peru, bölge ülkeleri arasında iş yapma kolaylığı açısından Kolombiya’dan sonra ikinci sırada geliyor. Ülke, zengin doğal kaynakları, kamu hizmetleri, gelişmiş bankacılık sistemi ve altyapı hizmetleri ile yabancı şirketlere de önemli fırsatlar sunuyor. Birçok sektörde olduğu gibi tarımı da gelişmiş ülkeler arasında yer alan Peru’nun ürün gamı Mersin ile zaman zaman benzerlik gösteriyor. Pamuk, limon, portakal, muz, kuru fasulye, buğday yetiştirilen tarımsal ürünler arasında yer alıyor. İmalat sanayinde ise ülkede bu yılın sonunda yüzde 3,8 reel büyüme bekleniyor ve bu alandaki en önemli sektörleri kauçuk, gıda işleme ile kimya. Dünyanın en büyük gümüş üreticisi olan Peru’ya ihracat potansiyeli olan başlıca sektörler ise gıda, inşaat malzemeleri, otomotiv yan sanayi, pompa ve kopresörler, kimyasallar, havalandırma ve soğutma cihazları, iplik, plastik, kozmetik ve müteahhitlik sektörü olarak sıralanabilir. 1980 yılında demokrasiye geçen Peru,

olan Peru’da nüfus artış hızı yüzde 1, yaş ortalaması ise 73,4. Doğal kaynaklar ve çevre Ülkenin doğal kaynaklarına, tarımsal ve sanayi ürünlerine bakıldığında çeşitlilik arz ettiği söylenebilir. Başlıca doğal kaynakları arasında bakır, gümüş, altın, petrol, kauçuk, balıkçılık, demir cevheri, kömür, fosfat, potaş, hidroelektrik ve doğal gaz yer alıyor. Tarım da önemli sektörler arasında. Başlıca tarım ürünlerini; kuşkonmaz, kahve, kakao, pamuk, şeker kamışı, pirinç, patates, mısır, muz, üzüm, portakal, ananas, guava, elma, limon, armut, domates, mango, arpa, şifalı bitkiler, palm yağı, soğan, buğday, kuru fasulye; hayvansal ürünlerini ise sığır eti, kanatlı etler ve deniz ürünleri oluşturuyor. İmalat sanayisinde ise başı çeken sektörler; madencilik ve maden işleme, çelik, metal işleme, petrol işleme, doğal gaz, balıkçılık, gıda işleme ve tekstil. Ülkenin en büyük sıkıntıları arasında şiddetli depremler, tsunamiler, sel, heyelan ve volkanik faaliyetlerin sıkça görülmesi, başlıca çevre sorunları arasında ise; ormanlık arazilerin tahribi, erozyon, çölleşme, belediyelerin ve maden atıklarının oluşturduğu su kirliliği ve Lima’da görülen hava kirliliği gösterilebilir. Ekonomik yapı Ülke için önemli sektörlerin başında tarım geliyor. İşgücünün yüzde

tı yaygın. Bunlar arasında yengeç, ıstakoz, pota cinsi kalamar, deniz tarağı (conchas de abanico), midye, ton ve dil balığı yer alıyor. Ayrıca bölgede çok sayıda balık unu fabrikası da bulunmakta. Konservecilik ve madencilik de bölgede öne çıkan sektörlerden. Konservede özelikle deniz ürünleri ilk sırayı teşkil ederken madencilikte zengin potasyum, bakır, kurşun ve çinko kaynakları bulunmakta. Ülkenin finans bölgesi Lima ve Callao Bölgesi Bir diğer tarım ve madencilik bölgesi Ancash bölgesi ve Huaraz Şehri. Ülkenin finans bölgesi ise Lima ve Callao Bölgesi. Yani Haura Eyaleti, Huacho şehri. Nüfusun 3’te 1’i burada yaşıyor. Lima, serbest bölge, liman ve havaalanı imkanları ve finans merkezi ile ülkenin en büyük eko-

Peru, Latin Amerika bölgesinde ise Kolombiya’dan sonra 2. Sırada yer alıyor. Ekonomide geleceğe yönelik beklentiler Peru’da 2014 yılında yüzde 2,4 olarak tahmin edilen büyüme hızı 2015 yılı için yaklaşık yüzde 4,7 olarak öngörülüyor. Gelecek yıllarda özellikle madencilik ve inşaat alanında önemli yatırım projeleri ve güçlü iç tüketim sayesinde bu büyümenin sürmesi bekleniyor. Ancak ülkede işsizlik oranı hala yüksek olup (%6,1), 2015’te yüzde 2,7 enflasyon öngörülüyor. Türkiye ile ticaret Genel durum Türkiye ile Peru arasındaki ticaretin seyrinde, yıllar itibarıyla dalgalanma görülse de genel olarak Türkiye lehine bir dış ticaret fazlası söz konusu. 2008’de 7 kat artışla 124,6 milyon dolara yükselen Peru’ya ihracat, 2009’da yarıya düşerken 2010’da ise 2,5 kat artıyor. 2014’te ise ikili ticarette Türkiye lehine 213 milyon dolarlık dış ticaret fazlası ve 362,8 milyon dolarlık ticaret hacmi gerçekleşti. 2014’te bir önceki yıla kıyasla Peru’ya ihracat yüzde 4,5 artarak 288 milyon ABD dolara yükselirken ithalat yüzde 20,6 azalışla 74,8 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Peru, Türkiye’nin dış açık vermediği nadir Latin Amerika Ülkeleri arasında gösterilebilir.

başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Ülke; Amazonas, Ancash, Apurimac, Arequipa, Ayacucho, Cajamarca, Callao, Cusco, Huancavelica, Huanuco, Ica, Junin, La Libertad, Lambayeque, Lima, Lima*, Loreto, Madre de Dios, Moquegua, Pasco, Piura, Puno, San Martin, Tacna, Tumbes, Ucayali olmak üzere 25 bölgeden ve 1 eyaletten oluşuyor. Amazon Nehri ve İnkalar turistlerin ilgi odağı Güney Amerika’nın batısında ve Güney Pasifik Okyanusu kıyısında yer alan Peru, madencilik ve enerji kaynakları açısından son derece zengin bir ülke. Coğrafi açıdan kıyı bölgeleri, dağlık bölgeler (And Dağları) ve yağmur ormanları olmak üzere üç ayrı bölgeden oluşan Peru’nun kıyı bölgeleri ülke topraklarının yüzde 11’ini, nüfusun ise yüzde 52’sini barındırıyor. Ülkenin önemli şehirlerinden olan Lima, Trujillo, Piura, Chiclayo, Ica ve Tacna da bu bölgede yer alıyor. Dağlık bölgeler ise ülke nüfusunun yüzde 37’sinin yaşadığı ve İnkalar’ın başkenti olan Cusco’nun yer aldığı bölge. Bu bölge hem yerli hem de yabancı turistlerin ziyaret ettiği başlıca bölgeler arasında yer alırken önemli şehirleri Puno, Arequipa, Huancayo, Ayacucho, Huaraz ve Cajamarca olarak gösterilebilir. Yağmur Ormanlarının yer aldığı üçüncü bölge ise çok çeşitli bitki ve ağaç türlerine, nehirlere ve aynı zamanda da petrol ve doğal gaz yataklarına sahip. Ülke topraklarının yüzde 56’sını oluşturan bu bölgede nüfusun yüzde 11’i yaşıyor. Başlıca şehirleri ise Iquitos ve Pucallpa. Yaklaşık 31 milyon nüfusa sahip

YAYIN ADI VE SAYFA NO

7,6’sına istihdam sağlayan tarım sektörü, ülkenin ihracatında da önemli paya sahip. Deniz ürünleri ve balık yağının yanı sıra pamuk, şeker kamışı, kahve ve soya fasulyesi, ülkenin başlıca tarım ihraç ürünlerini oluşturuyor. İmalat sanayinde ise toparlanma 2009 yılı sonunda başladığı söylenebilir. 2015’te sanayide yüzde 3,8 reel büyüme bekleniyor. Kauçuk, gıda işleme ve kimya, en önemli sanayi sektörleri. Tekstil ve yün (alpaka, lama, vikunya) sektörlerinin gelişimi devlet tarafından destekleniyor. İnşaat sektörü de en fazla gelişim gösteren sektörlerden olup, hidroelektrik santrali projeleri son yıllarda gittikçe önem kazanıyor. Madencilik sektörü ise ihracatın yaklaşık yüzde 60’ını, vergi gelirlerinin ise yüzde 30’unu sağlıyor. Dünyanın en büyük gümüş üreticisi olan Peru, bakır, çinko, altın, demir, fosfor ve manganez açısından da önemli rezervlere sahip. Turizm ise ülkedeki toplam işgücünün yüzde 6,8’ini, GSYİH’nin de yüzde 7,7’sini oluşturuyor. Peru’nun limon üretiminin yüzde 64’ü Paita’dan Ülke, bölgelere ayırarak incelenecek olursa 6 bölgeden bahsedilebilir. İlk bölge Piura Bölgesi Paita Şehri olarak adlandırılabilir. Burası bir liman kenti. Bölge halkının yüzde 37’sinin ana iş alanı tarım. Bölge, ülkenin başlıca limon, mango, muz ve marucuya üreticisi. Ülke limonunun yüzde 64’ü ve mango üretiminin yüzde 66’sı bu bölgede gerçekleşiyor. Bölge ihracatında yüzde 27,2’lik pay ise balıkçılık sektöründe. Kabuklu ve yumuşak deniz ürünleri ihraca-

CMYK

nomi merkezi. Bu bölge Karal antik şehri gibi turizm potansiyeline sahip tarihi ören yerlerini de içeriyor. Dağlık bir bölge olan Pasco Bölgesi ise ağırlıklı olarak madencilik sektörüyle öne çıkıyor. 5. Bölge Lambayeque ise yine Peru’nun kuzeyinde yer alan önemli tarım bölgelerinden biri. Son bölge olan Arequipa ise madencilik ve tarımın yanı sıra özellikle tekstil sektöründe öne çıkıyor. Bölge iplik, kumaş ve elyaf üretiminde lider konumda. Ekonomik performans Dünya Bankası’nın “Doing Business 2015” raporuna göre 189 ülke arasında; iş yeri açma ve kapama, krediye ulaşım, yatırımcıları koruma, vergi ödemeleri, imzalanan kontratları uygulama açısından yapılan değerlendirmede 35. sırada olan

Ürün gruplarına bakıldığında ise Türkiye’nin Peru’ya 2014’te en çok demir-çelik çubuklar, yarı mamuller, filmaşin ve profil gönderdiği görülüyor. Tarım ve gıda ürünleri ise, Türkiye’nin Peru’dan gerçekleştirdiği ithal ürünlerin önemli bir bölümünü oluşturuyor. 2014’te söz konusu ülkeden ithal edilen ürünler arasında işlenmemiş çinko, tohumlar, işlenmemiş kurşun, sentetik devamsız lifler; yağlı tohumlar, balık unu, kuru baklagiller yer alıyor. İhracat potansiyeli olan başlıca sektörler Gıda, inşaat malzemeleri, otomotiv yan sanayi, pompa ve kompresörler, kimyasallar, havalandırma ve soğutma cihazları, iplik, plastik, kozmetik ve müteahhitlik sektörü potansiyel

ihraç sektörleri olarak sayılabilir.

dıyla vizeden muaftır.

İki ülke arasındaki ticarete İlişkin önemli hususlar ve başlıca sorunlar

Resmi tatiller ve çalışma saatleri

Peru ile Türkiye arasında ikili ticaretin yasal altyapısının tamamlanmamış olması nedeniyle, Peru’ya yapılan ihracatta vergi yükünün, Peru’nun Tercihli Ticaret Anlaşması imzaladığı diğer ülkelere oranla daha yüksek olması başlıca sorunlar arasında yer alıyor. Diğer Latin Amerika ülkelerinde de olduğu gibi sosyal ve ticari anlamda bu pazarda Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin yeterince tanınmaması, coğrafi uzaklık ve doğrudan uçak seferleri bulunmayışı nedeniyle işadamlarının karşılıklı ziyaretlerinin yeterince sık olmaması, bölge ülkeleri ile rekabette ve lojistikte karşılaşılan dezavantajlar arasında gösterilebilir. Peru’nun Mart 2013’te yürürlüğe giren AB ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) nedeniyle önümüzdeki dönemde Türkiye aleyhine bir ticaret sapması oluşması ise muhtemel gösteriliyor. İşadamlarının pazarda dikkat etmesi gereken hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler Peru’da iş çevrelerinde İngilizce de konuşulmakla birlikte, iş görüşmeleri genellikle İspanyolca yapılıyor. Tanıtım materyallerinin İspanyolca olarak hazırlanması da bu nedenle son derece önemli. Görüşmelerde takım elbise giyilmesi ve kartvizitlerin değişimi de yaygın uygulamalar arasında yer alıyor. Para kullanımı Peru’nun resmi para birimi Nuevo sol’dur (Ns). ATM’lerde, bankalarda, büyük otellerde döviz değişimi yapılması mümkün olup, pasaport gösterilerek kredi kartı da kullanılabilir. Pasaport ve vize işlemleri Türkiye ile Peru arasında 18 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da imzalanan ve gerekli onay işlemleri tamamlanan Vize Muafiyet Anlaşması, 12 Haziran 2013 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. Bu çerçevede, resmi (diplomatik, hizmet ve hususi) ve umuma mahsus pasaport hamili Türk vatandaşları, Peru’ya yapacakları seyahatlerinde veya Peru’dan transit geçişlerinde, toplam ikamet süresi ilk giriş tarihinden itibaren 180 gün içerisinde 90 günü aşmamak kay-

Resmi tatiller 5 Nisan Paskalya’dan Önceki Perşembe -6 Nisan Kutsal Cuma -1 Mayıs İşçi Bayramı -24 Haziran Çiftçi Günü(Yarım gün) -29 Haziran Aziz Peter ve Paul Günü -28-29 Temmuz Bağımsızlık Günü -30 Ağustos Aziz Rose Günü -8 Ekim ‘‘Angamos Deniz Savaşı’’ Donanma Günü -1 Kasım Azizler Günü -8 Aralık Azize Immaculate Conception Günü -25 Aralık Noel -1 Ocak Yeni Yıl Peru’da çalışma saatleri genellikle 08:00 – 17:00 arasındadır. İş görüşmeleri son dönemde kahvaltı ile de birlikte yapılmakta, öğlenleri ise saat 13:00 – 15:30 arasındadır. Bazı mağazalar ve işletmeler 10:00 – 13:00 ve 16:00 – 20:00 arasında açıktır. Bankalar dışındaki kurumlar Cumartesi günü kapalıdır. Ulaşım Aerolineas Argentinas, Aeromexico, Air Canada, American Airlines, Avianca, Continental Airlines, Copa Airlines, Delta Airlines, Ilberia, KLM, LAN Airlines, Spirit Airlines, TACA Peru, TAM ve Air Europa firmaları Lima’daki Jorge Chavez havaalanından yolcu taşıma ve kargo hizmetleri veriyor. İç hatlarda Lima ve diğer büyük şehirlerarasında LAN Peru, TACA, L.C. Busre, Star Peru, Peruvian Airlines ve ATSA uçuş yapıyor. Ülkenin ikinci büyük havaalanı Cusco. Bu limandan günlük 10-15 arası uçuş gerçekleşiyor. Havaalanına veya havaalanından transferlerde taksi ücreti yaklaşık 25 dolar. Taksiye binmeden önce gidilecek yere ait tutarın konuşulması tavsiye ediliyor. Yerel saat Peru ile Türkiye arasındaki saat farkı 8 saat olup, örneğin Türkiye’de saat akşam 16.00 iken Peru’da saat sabah 08.00’dir. Telefon kodları Peru’nun uluslararası telefon kodu 51’dir. Türkiye’den Peru’ya yapılacak aramalarda 00 + 51 + alan kodu + telefon numarası tuşlanmalıdır. Kaynak : Ekonomi Bakanlığı


7

YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

DİFİF, tüm meyve sebzelere uygulanmalı Türkiye’de üretilen tarımsal ürünlerin yalnızca yüzde 5’inin ihracata gönderildiğini anlatan MTSO 1 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan, ürün kalitesinden, ihracatta rekabetçi yapıyı güçlendirmeye kadar birçok konuda düzenlemeye gidilmesini istedi.

M Murat ARUKASLAN 1 No’lu Komite Başkanı

Köylerde kadrolu ziraat mühendisleri görevlendirilmeli. Bu mühendisler o köyde ikamet ederek devlet adına her türlü bilgilendirme ve denetimi yapmalı.

ersin Ticaret ve Sanayi Odası 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan, ihracatta yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini anlattı. Özellikle Dış Ticareti Destekleme Fonu’nda (DİFİF) yaşanan sıkıntılara değinen Arukaslan, DİFİF’in yalnızca narenciye ihracatına verildiğini hatırlatarak, bu desteklemenin tüm tarımsal ürün ihracatı için geçerli olmasını beklediklerini söyledi. Narenciye ihracatında ton başına 150 dolar DİFİF verildiğini kaydeden Arukaslan, “Eğer diğer ürünlerde de destekleme yapılırsa yetiştiriciler de ona göre planlama yapar ve daha kaliteli ürün yetiştirme gayretine girer” değerlendirmesini yaptı. Mevcut durumda Türkiye’deki tarımsal üretimin yalnızca yüzde 5’inin ihraç edilebildiğini dile getiren Arukaslan, meyve sebze ihracatında rekabetçi yapının güçlendirilmesi adına bir dizi önlem alınması gerektiğini anlattı. Komite çalışmaları hakkında bilgi vererek bünyelerinde yaş meyve ve sebze ihracatçılarının yer aldığını bildiren Murat Arukaslan, sektörün sorunlarına yönelik çalışmalar sürdürdüklerini söyledi. Çalışmalarında öncelikle üreticilerin eğitimine önem verdiklerini bildiren Arukaslan, özellikle 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Komitesi ile birlikte zirai ilaçların kullanımına yönelik bilgilendirme eğitimlerine yoğunlaştıklarını açıkladı. Eğitimlerin yanı sıra sektörde kalitenin artmasına yönelik faaliyetleri bulunduğunu da anlatan Arukaslan şunları söyledi:

“Sektörümüzün önemli sorunlarından bir tanesi hasat sırasında kullanılan materyallerdi. Çiftçimiz ürünleri toplarken ağırlıklı olarak küfe olarak adlandırılan kargı sepetleri kullanıyordu. Bu malzeme hem tarımsal ürünü zedeleyerek kalite kaybına yol açıyordu hem de hijyen kurallarına uyum sağlamıyordu. Komite Üyeleri olarak gerek Tarım İl Müdürlüğü gerek Hal Müdürlüğü gerekse yerel yönetimler nezdinde geliştirdiğimiz lobi faaliyetleriyle bu ürünün kullanımının önüne geçtik. Son iki yıldır kargı sepetler yerine temizlenebilir plastik kasalar kullanılıyor”. “İhracatta rekabeti artırıcı tedbirler alınmalı” Sektöre yönelik değerlendirmeler de yapan Murat Arukaslan, Türkiye’de üretilen meyve ve sebzenin yüzde 5’inin ihracata gönderildiğine dikkat çekip, Çukurova Bölgesi’nde ise bu oranın yüzde 1’in dahi altında olduğunu açıkladı. İstenilen kalitede ürün yetiştirilememesi nedeniyle yalnızca ihracatta değil, yurtiçinde de ürünlerin tüm pazarlara gitmediğine değinen Arukaslan, batıda en fazla İç Anadolu’ya kadar ulaşmanın mümkün olduğunu, ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu pazarlarıyla çalışabildiklerini anlattı. Türkiye’deki tarım politikalarının yenilenmesi gerektiğine işaret eden Arukaslan, hükümet düzeyinde sektörü geliştirecek yönde kararlar alınmasına karşın denetim ve uygulamada yaşanan aksaklıklar nedeniyle

beklenilen sonuçların alınamamasından şikâyetçi oldu. Önemsedikleri önemli çalışmalardan bir tanesinin Çiftçi Kayıt Sistemi olduğunu vurgulayan Arukaslan, iyi tarım uygulamalarına geçişte bu sistemin kağıt üzerinde çok etkili olmasına rağmen denetim eksikleri nedeniyle amacına ulaşamamasının sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Bu nedenle ihracata gönderecek kalitede ürün bulmakta zorlandıklarını dile getiren Arukaslan, gerek kaliteyi gerekse ihracatı artırıcı destekler beklediklerini anlattı. İhracatta rekabeti olumsuz etkileyen girdilerin başında analiz ücretlerinin geldiğini kaydeden Arukaslan şunları söyledi: “Ülkemizde tarımsal analiz ücretleri oldukça yüksek. Analiz başına 400 TL ödemek durumunda kalıyoruz ve serbest piyasa ekonomisi uygulanmasına rağmen yasal olarak hiçbir laboratuar bu rakamın altında fiyat uygulayamıyor. Ürünlerimizin sınır kapısından dönmemesi için her tıra analiz yaptırmak istesek de maliyetlerin yüksek olması nedeniyle bunu gerçekleştirmemiz mümkün değil. Bu konuda düzenleme bekliyoruz”. “Kooperatifler, birlikler kurulmalı” Tarım politikalarının yenilenmesi gerektiğini ifade eden Murat Arukaslan, teknolojik olarak gelişmiş, tarımsal desteklerin üst seviyede olduğu, geniş arazilerde üretim yapı-

lan Avrupalı ihracatçılarla rekabetin kolay olmadığını anlattı. Avrupa’da binlerce dönüm arazide teknolojinin hakim olması nedeniyle en fazla 3 kişinin çalıştığını bildiren Arukaslan, “Türkiye’de ise bir tır pırasanın yüklenmesi için en az 200 – 250 kişi çalışıyor. Bu da maliyetlerimizi artırıyor” dedi. Kooperatif ve birliklerin kurularak örgütlü bir yapı oluşturulması gerektiğini dile getiren Arukaslan, bu sayede üreticinin bir araya gelip güçleneceğine, pazar çeşitliği ve satış garantisi sorunlarına çözüm üretilebileceğine inandığını söyledi. “Köylere kadrolu ziraat mühendisi gönderilmeli” Tarımsal ürünlerin kalitesinin artırılması için denetimlerin artırılması gerektiğini belirten Murat Arukaslan, bu denetimin yalnızca ihracatçının gerçekleştirdiği laboratuar analizi ile sınırlı kalmaması gerektiğini söyledi. “Bu yük yalnızca ihracatçının omzunda olmamalı” diyen Arukaslan sözlerini şöyle tamamladı: “İstenilen kalitede ürün elde edilmesi adına denetimler tarlada başlamalı. İlaç kullanımından sulamaya, gübrelemeye kadar tüm aşamalar kontrolden geçirilmeli. Köylerde kadrolu ziraat mühendisleri görevlendirilmeli. Bu mühendisler o köyde ikamet ederek devlet adına her türlü bilgilendirme ve denetimi yapmalı. Ve mümkünse bu mühendislerin ceza yetkileri de olmalı. O zaman istenilen verimin alınacağına inanıyorum.”

Yüksek Yapılar Yönetmeliği geniş katılımla oluşmalı 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi üyeleri kent yapılanmasında aktif rol üstlenme hedefinde. Kentin yapısal kurgusunda rol almak istediklerini kaydeden Meclis Üyesi Sadık Çağatay Güneş, aynı zamanda yeni kurulacak hükümetten sektöre yönelik beklentilerini de anlattı.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Meclis Üyesi Sadık Çağatay Güneş, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından üzerinde çalışılan Yüksek Yapılar Yönetmeliği›nin sektör temsilcilerinin de içinde olduğu geniş katılımlı bir platform tarafından hazırlanmasını beklediklerini söyledi. Komite olarak bünyelerinde bu konuda oldukça yetkin üyeler bulunduğunu hatırlatan Güneş, “Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarında biz de rol almak istiyoruz. Bu konu kentimiz için oldukça önemli. Gerek MTSO Komite Üyelerimizin gerekse Meslek Odaları’nın içinde bulunduğu bir paydaşlar grubu oluşturulup konu, uzun zaman diliminde görüşülerek karara bağlanırsa çok daha sağlıklı bir sonuç alınabilir” değerlendirmesini yaptı. 15 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Güneş, Komite çalışmalarına ve sektörde yaşanan sorunlara yönelik açıklamalarda bulundu. İlk olarak Komitelerini tanıtan Güneş, bünyelerinde mimarlar, inşaat mühendisleri, makine mühendisleri, elektrik-elektronik mühendisleri, şehir plancıları, peyzaj mimarları, çevre mühendisleri, harita mühendisleri gibi tüm teknik alanlarda faaliyet gösteren 200 civarında üye bulunduğunu anlattı. Faaliyet alanlarına ise bina projelendirmeleri, yapı denetim firmaları, doğalgaz ve tesisat işleri, elektrik taahhüt işleri, haritacılık ve kadastro işleri, küçük ölçekli taahhüt işleri, dekorasyon işlerinin girdiğini kaydeden Güneş, şu bilgileri verdi: “Komite Üyelerimiz ise benim dışında Mimar Selami

YAYIN ADI VE SAYFA NO

Arıcı, İnşaat Mühendisi İbrahim Ersöz, Mimar Mustafa Torna ve İnşaat Mühendisi Serdal Kuyucuoğlu’ndan oluşmaktadır. MTSO Meclis Üyesi de olan Serdal Kuyucuoğlu’nun bu seçim döneminde Mersin Milletvekili olarak Ankara’ya gitmesi ve orada MTSO’nun sesi olması ise bizi ayrıca mutlu etmiştir”. “Sorunların çözümüne odaklandık” Komite olarak çözüm odaklı çalıştıklarını vurgulayan Sadık Çağatay Güneş, sektör temsilcileriyle yaptıkları görüşmeler ve yaptıkları anketler sonucunda sorunları saptayıp çözüm önerileri geliştirdiklerini anlattı. İlk olarak yapı denetim sektöründeki sorunlara yöneldiklerini kaydeden Güneş, yapı denetim firmaları temsilcileri, yerel yönetim temsilcileri ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileriyle toplantılar düzenleyip yaşanan aksaklıklara çözüm önerileri hazırladıklarını bildirdi. Bu önerileri MTSO yönetimi aracılığıyla TOBB ve oradan da ilgili bakanlıklara ulaştırdıklarını açıklayan Güneş, diğer meslek grupları için de benzer çalışmalar yürüteceklerini söyledi. Yine Komite bünyesinde eğitim çalışmalarına büyük önem verdiklerini vurgulayan Güneş, önümüzdeki süreçte özellikle alt teknik kadroların eğitimine yönelik çalışma planladıklarını açıkladı. “Eğitim sistemi düzenlenmeli” Yeni kurulacak hükümetten birçok alanda beklentileri olduğuna da

CMYK

değinen Sadık Çağatay Güneş, önceliğin eğitime verilmesi gerektiğini vurguladı. Üniversitelerin ilgili bölümlerinin sayısının ve kontenjanlarının saptanması gerektiğini dile getiren Güneş şöyle konuştu: “Bizim sektörümüzde bulunan firma işkollarının çoğu Belediyeler ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı düzenlenmiş yasalarla iş yapıyor. Bir kısmı da özel taahhüt firmaları ve ikili anlaşmalar ile iş yapıyor. Özellikle üniversitelerin bizimle ilgili bölümlerinin sayısı, kontenjanları saptanmalı, ülkemizin gerçekten gereksinim duyduğu bölümler desteklenmeli ve fazlası bulunan bölümler kontrol altına alınmalıdır. Bu nedenle ülkemizin bugün ve gelecekte hangi işkollarında yetişmiş insan gücüne ihtiyacı olduğu acilen saptanmalı ve yüksek öğrenim bilimsel esaslara göre düzenlenmelidir.” “Yetkin Mühendislik Yasası çıkarılmalı” Bir diğer beklentinin de Yetkin Mühendislik Yasası çıkarılması yönünde olduğunu anlatan Güneş, yurtdışında uygulanan bu sistemin Türkiye’ye de getirilmesini beklediklerini bildirdi. Yeni mezun bir mühendisle 20-30 yıllık tecrübesi bulunan mühendisin aynı yetkiye sahip olmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Güneş, “Yeni mezun bir mühendis, çok tecrübeli bir mühendis gibi sınırsız yetkiye sahip. Rahatlıkla 50 katlı bir yapıyı projelendirip imzalayabilir” dedi. Bunun can ve yapı güvenliği açısından da doğru olmayacağını vurgulayan

Güneş, yurtdışında olduğu gibi yetkinin kademeli olarak verilmesini beklediklerini söyledi. “5+5” modelini önerdiklerini kaydeden Güneş, ilk 5 yılın staj gibi geçmesini, sonrasında verilecek bir belge ile geçirilecek 5 yılın ardından her türlü yetkiye sahip olunması gerektiğini dile getirdi. “KOSGEB destekleri yenilenebilir enerjide artmalı” Öte yandan temiz ve yenilenebilir enerjiye büyük önem verdiklerini ve bunun yaygınlaşması adına küçük ölçekli firmaların desteklenmesini beklediklerini ifade eden Sadık Çağatay Güneş, “Örneğin KOSGEB’in bir araya gelen firmaları destekleyen bir modeli var. Küçük firmalar bir araya geldiğinde yenilenebilir enerji konusunda da destek alabilmeli. Bu yöndeki kurgu artırılmalı” dedi. Yeni dönemde yapı denetim konusunda ilgili bakanlıkların ve yapı denetim firmaları temsilcilerinin bir araya gelerek gerçekten sağlıklı, depreme dayanıklı yapıların üretilmesi için gereken konularda ortak çalışmalar yapılmasını beklediklerine de değinen Güneş, “Ve yasanın da aksayan yönleri değiştirilmeli” diye konuştu. Güneş, kentsel dönüşüm konularında, ranta dayalı olmayan, kamusal çıkarların ön planda olduğu çalışmalar ve düzenlemeler yapılması gerektiğine de dikkat çekti.

Sadık Çağatay GÜNEŞ 15 No’lu Komite Meclis Üyesi

Yeni mezun bir mühendis, çok tecrübeli bir mühendis gibi sınırsız yetkiye sahip. Yetki kademeli olarak verilmeli


8

YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05

MTSO’dan interaktif tanıtım

Mersin, Kültür Denizi Mersin Belgeseli lansmanında tek yürek oldu Mersin’de Hıristiyan, Müslüman, Alevi, Sünni, Türk, Arap, Kürt, Çerkez, Roman, Giritli, Yörük ve daha birçok kültürün birlikte hoşgörü içinde yaşamasının konu alındığı Kültür Denizi Mersin Belgeseli izleyenlerden tam not aldı.

A

vrupa Birliği Delegasyonu ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi işbirliğiyle hazırlanan ‘Kültür Denizi Mersin’ Belgeseli lansman ve kokteylinde, kentte yaşayan tüm kültürler tek yürek oldu. Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından çekilen belgeselde kentte yaşayan Yörüklerden Gayrimüslümlere, Romanlardan Çerkezlere, Kürtlerden Suriyelilere, Alevilerden Giritlilere kadar tüm kültürler kendi gelenek göreneklerini ve Mersin’de bir arada, barış ve huzur içinde birlikte yaşayabilme kültürünü anlattı. Proje danışmanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Erkılıç’ın, yönetmenliğini ise M.Ü İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema

Bölümü yüksek lisans öğrencileri Kader Çetintaş ile Esra Nur’un üstlendiği belgeselin ilk gösterimi Yenişehir Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yaklaşık 500 kişinin izlediği belgesel öncesi söz alan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, konuşmasında birlik, beraberlik, kardeşlik ve Cumhuriyet vurgusu yaptı. Mersin’in en büyük zenginliğinin farklı kültürleri olduğuna dikkat çeken Aşut şunları söyledi: “Bu akşam bu salonda bulunan ve Mersin’e değer katan, Mersin ekonomisine, sosyal yaşamına, kentimizin kültürüne bugününe ve geleceğine değer katan insanları, aidiyet anlamında tek tek saymayacağım. Bunları belgeselimizde detaylı şekilde göreceğiz. İzin verirseniz, sizlere sadece değerli Mersinliler olarak

Kocamaz: “Mersin, kır bahçesi gibi” L ansman sonrasında belgeselle ilgili düşüncelerini açıklayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin’in tarihten bugüne birçok kültüre, medeniyete evsahipliği yaptığını hatırlatarak, “Kentimiz, inançların buluşma noktası. Bu çeşitlilik adeta bir kır bahçesini andırıyor” dedi. Belgeselde de bu kır bahçesinin parçası olan insanların birbiriyle hoşgörü, sevgi, barış içerisinde yaşadığının gö-

YAYIN ADI VE SAYFA NO

rüldüğüne dikkat çeken Kocamaz, bunun büyük bir mutluluk ve dünyaya örnek olacak bir çalışma olduğunu dile getirdi. Mersin’de yaşayan insanların yalnızca sağlığında değil, vefat ettikten sonra da bir arada yaşamaya devam edip aynı mezarlığı paylaştıklarını hatırlatan Kocamaz, “Böyle bir belgesel kentimiz adına gerekliydi. Bu işte emeği geçen başta MTSO olmak üzere herkese teşekkür ediyorum” dedi.

CMYK

hitap etmek istiyorum. Çünkü ekmeğini, huzurunu, geleceğini bu kentte arayan, bu kente; işi, aşı, huzuru ve ailesinin mutlu geleceği için gelmiş herkes bizim için artık Mersinlidir. Bu kentin ayrılmaz, parçalanmaz, yok sayılamaz en değerli parçasıdır. Başka ne zenginliğimiz var ki, sormak isterim?” “Bu kentin gerçek zenginliği insanıdır”

biliyorsak, işimizi, ailelerimizi, geleceğimizi bu vatanda ve bu kentte kurabiliyor ve güvenli bir gelecek hayali kurabiliyorsak; bize hayallerimizi veren Türkiye Cumhuriyetine; bize al bayrağımızın altında ayrıştırmadan, huzur ve güven veren bu Cumhuriyete; laikliğin, demokrasinin ve hukukun üstünlüğüne dayanan, bize bir birey olarak değer veren, bizi vatandaşlık ortak paydasında bir araya getiren Türkiye Cumhuriyeti’ne teşekkür ediyoruz”.

Mersin’in gerçek zenginliğinin tarımı, lojistiği, limanı, sanayisi ya “Bu ülke ırkçı değil, vatandaş ve da turizmi olmadığını dile getiren yurttaş bakış açısıyla kuruldu” Şerafettin Aşut, bunların yalnızca maddi zenginlik sağlayacağını söyledi. Bugün var olan bu zenginliğin yarın olmayabileceğini kaydeden Aşut, “Bu kentin tükenmeyen ve Mersin’i geleceğe taşıyacak olan gerçek zenginliği ise insanıdır. Gerçek zenginliğimiz sizlersiniz. Bu kentin zenginliği, Mersin’i oluşturan ve bu kadar farklılıklar arasında ortak bir sevgi paydasında buluşmayı başaran siz değerli Mersinlilerdir” dedi. Kentteki içten sevgi ve saygının farklılıkları konuşmaya izin verdiğini vurgulayan Başkan Aşut, bu içten kardeşliğin farklılıkları bir ayrışma değil, kentin gerçek gücü haline getirdiğini söyledi. “Bu içten sevgi ve yüzlerce yılın damıtarak bu günlere taşıdığı kültür ve dünya görüşüdür ki; farklılıkları uyum ve harmoni içinde yaşatıyor ve bizi tek vücut yapıyor” diyen Aşut sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yapıyor; Mersin’i Mersin yapıyor. Bunu anlamak kolay değildir. Bunu Mersinli olmayan anlamaz. Bu anlamda bu kente göç ederek gelen bir Tatar ailenin çocuğu olarak bizi dışlamadan, geçmişimizin peşine düşmeden bizi kucaklayan, işini, aşını bizimle paylaşan bu kente minnettarız.” Bu ülkenin, Cumhuriyetin, ırkçı bakış açısıyla değil, aksine vatandaş “Bize hayallerimizi veren ve yurttaş bakış açısıyla kurulduğuTürkiye Cumhuriyetidir” nu dile getiren Şerafettin Aşut, “Bu Cumhuriyeti zor zamanlarda kuran Bu vatanda huzur içinde ya- kurucu atalarımız; bir imparatorluk şayabilmeyi, güvenli bir ge- bakiyesi olan bu ülkenin insanlarılecek hayali kurabilmeyi nı, kökeni, dini, mezhebi, aidiyeti TürkiyeCumhuriyeti’neborçluolduk- ne olursa olsun aynı yurdu paylaşan larına işaret eden Aşut şöyle konuştu: yurttaşlar olarak görmüştür” dedi. “Eğer bugün bu vatanda, bu gü- Geçmişte ve belki de bugün bu zel kentte huzur içinde yaşaya- yaklaşımda bazı eksikler ve hata-

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Mersin’de bir ilke imza attı. ‘Kültür Denizi Mersin Belgeseli’nin lansman ve kokteylinde kurulan dev ekranda paylaşılan sosyal medya mesajları ile interaktif bir tanıtım gerçekleştirdi. Sosyal medya kullanımının hızla arttığı günümüzde sivil toplum örgütleri de bu alandaki çalışmalarına ağırlık veriyor. Her alanda olduğu gibi bu alanda da kente öncülük eden MTSO, son olarak düzenlediği organizasyonda sos-

yal medyayı aktif şekilde kullandı. Program öncesi ve esnasında facebook, twitter ve instagram hesaplarından #kültürdenizimersin hastag’i ile yayınlanan mesajlar kokteyl alanına kurulan dev ekranda gösterildi. Bu sayede katılımcılar lansmanla ilgili duygu ve düşüncelerini aynı anda herkesle paylaşma fırsatı buldu. Program süresince 250’nin üzerinde mesaj geldi. Program sonunda yayınladıkları mesajlarla en çok beğeni alan Murat İnal, Fatih Sağnak ve Alpaslan Sarı’ya ise ödül verildi.

lar varsa bu eksiklerin ve hataların Cumhuriyet’e ait olmadığını belirten Aşut, “Bu eksikler ve hatalar, tüm bu değerleri bize altın tepside sunan, bizi yurttaş olarak değerli kılan bu Cumhuriyete ve Cumhuriyet değerlerine yeterince sahip çı-

Gösterim sonrasında belgeselde röportajlarına yer verilen Hanri Leylek, İspir Coşkun Teymur, Yasmina Lokmanoğlu, Vedat Şen, Erdoğan Sevin, Ali Daylan, İbrahim Çamlı, Birsen Çokgezer, Hüsnü Karabulut, Nilüfer Özkan, Döndü Can, Şamil

kamayan bizlerdedir” diye konuştu. Konuşmasında

Koç, Yusuf Duman, Rafiye Duman, Hüseyin Vatansever, Bilge Tatver, Orhan Oğuz Çetinkaya, Ahmet Özuğurlu, Nurhan Güner, Canan Yüce, Hüseyin Cahit Arseven, Fazıl Tütüner, Nur Cemal Yıldırım, Ali Subaşı, Meral Salaz, Mecit Zapsu, Yasmin Haulobi, Tameem Haulobi, Halil Kuriş, Abdullah Kuriş, Vahap Kokulu, Ahmet Uçar, Şinasi Develi ve Kenan Peker’e teşekkür edilerek çiçek verildi.

Cumhuriyet Bayramı’nı da kutlayan Aşut, sözlerini şöyle tamamladı: “Mersin’i Mersin yapan, aidiyeti ne olursa olsun, kim olursa olsun, bu kenti bir kardeş kent yapan, bu kenti yaşanır kılan, kültürü ile bu kenti daha kültürlü, daha medeni yapan herkese, tüm Mersinlilere şükranlarımı sunuyorum”.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.