MTSO Haber Sayı 297

Page 1

Firmalarla iş arayanlar istihdam fuarında buluştu

Yerel basına AB Standartlarında eğitim

> 5’te

> 2,’de

İş dünyası öğrencilerle bir araya geldi

Mersin, kruvaziyer gemileri ağırlamayı sürdürüyor

> 2’de

> 2’de

EKONOMİDE 100 GÜN… Şerafettin AŞUT

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 297 | 22 KASIM - 5 ARALIK 2015

Mersin, kardeş şehirleri bir araya getirdi

Meslek Komitesi Başkanları sektörlerine ilişkin sorunları anlattı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Meslek Komitesi başkanlarıyla Lychee Restoran’da düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi. Toplantıda ağırlıklı olarak iş dünyasının yeni kurulacak hükümetten ilk 100 günde atmasını beklediği adımlar görüşüldü. Komite Başkanları ise yeni asgari ücret ile Çek Yasası’na yönelik kaygılarını dile getirerek kendi sektörlerinin özel sorunlarını anlattı. Mayıs ayında düzenlenen Meslek Komiteleri Çalıştayının ardından üçer aylık periyotlarla düzenlenen toplantıların üçüncüsü 17 Kasım 2015’te düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Aşut, Türkiye’nin evsahipliğinde düzenlenen B20 ve G20 toplantılarının sonuçları hakkında Komite Başkanlarını bilgilendirdi. B20 görüşmelerinden çıkan sonuçların Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) aracılığıyla rapor haline getirildiğini ve G20›ye öneri olarak sunulduğunu

anlatan Aşut, bu raporun ticaretin düzenlenmesinden inovasyon ve ar-ge’ye, teşviklerden KOBİ’lerin finansmana ve pazarlara erişimine kadar birçok konuyu içerdiğini kaydetti. Ardından MTSO’nun gerçekleştirdiği bazı projeler hakkında bilgi verdi. İlk olarak Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ne değinen Aşut, ticaretin ana kaynağının istihbarat olduğunu vurguladı. Üyelerin artık MTSO aracılığıyla rakiplerinin hangi ürünü ne kadara hangi firmaya sattığını, ihracat yapacakları ülkelerde hangi konularda tarife dışı engel var, o ülkenin gümrük, hukuk mevzuatı nedir gibi bilgilere ulaşabileceğini dile getiren Aşut, “Bunun için ev ödevinizi iyi çalışın. Ne istediğinizi iyi tespit edin ve istediğiniz bilgiyi bu birimde çalışan arkadaşlarımızdan edinin” dedi.

M

ersin’de düzenlenen 1. Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi dünyanın dört bir yanındaki kardeş şehirleri bir araya getirdi. Zirvede 4 kıta, 25 ülke, 52 belediyeden 180’e yakın temsilci bir araya geldi. Zirve sonunda Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, 2017 yılına kadar Dünya Kardeş Şehirler Birliği Dönem Başkan-

lığına seçildi. İki gün süren Zirvede Ukrayna’nın Kherson Şehri Vali Yardımcısı Valentina Sichova ile Mersin Büyükşehir Belediyesi arasında kardeş şehir protokolü de imzalandı. Zirve, Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi Başkanı Dr. Michael Frenzel, Avrupa-Türkiye Turizm Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner ve Federal Almanya Eski Berlin Eyaleti Başkanı

Y

Bu projeleri kısaca özetlemek gerekirse; Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetim Projesi ile teknolojinin eğitimin temel amaçlarına uygun olarak kullanılmasını hedefliyoruz. Bu projeyi tasarlayarak Avrupa Birliği’ne sunduk ve bu yıl ya da önümüzdeki yıl desteklenmesi halinde uygulamaya başlayacağız. Faaliyetler arasında öğretmenlere yönelik kurslar, yurtdışında iyi uy-

Mesleki yeterlilik kavramına da değinen Şerafettin Aşut, bu kavramın dünyada oturduğunu, Türkiye’de de oturması yönünde MTSO olarak büyük çaba sarf ettiklerini dile getirerek sözü Komite Başkanlarına verdi. > 7’de

gulamaların gözlemlenmesi ve yerelde çoğaltıcı çalışmaların yapılmasını planlıyoruz. E-içerik ve buna özdeş e-öğrenme, 21. yüzyıl eğitim metotları arasında denenmiş en etkin yöntemlerden biridir. Teknolojinin etkin kullanımı ile öğrenme interaktif ve daha kalıcı oluyor. Ancak maalesef ülkemizde e-içerik kavramı kitabın taranarak bilgisayar ortamına aktarılması boyutunda kalmaktan öteye gidemedi. Oysa e-içerik, öğrencinin etkileşimle kullanabildiği bir içerik yöntemidir ve yeni neslin öğrenme alışkanlıklarına uygundur. > 8’de

Kızkalesi, İstanbul Miniatürk’teki yerini aldı

M

ersin ve Çevresi Turizm Alanı Altyapı Hizmet Birliği (METAB) ile Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri sonuç verdi. Mersin’in önemli tarihi eserleri arasında gösterilen, kentle özdeşleşip adeta simgesi konumuna gelen Kızkalesi, İstanbul’daki Miniatürk’te yerini aldı. Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan

MTSO GAZETE SAYFA NO 1

Bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi evsahipliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), BTW ve Mersin Turizm Platformu işbirliğinde gerçekleşti. 12 Aralık’ta Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından organize

edilen Gala Yemeği ile başlayan Zirve iki gün sürdü. Zirvenin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, katılımcıları Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği(ASCAME)’nin gelenekselleşen etkinlikleri arasında yer alan ve 2016 yılı Mayıs ayında Mersin’de düzenlenecek olan Akdeniz Turizm Forumu’na (MEDITOUR) davet etti. > 4’te

‘Asistanım Olur musun?’ Projesi için imzalar atıldı

Eğitimde teknoloji öne çıkacak eni eğitim yılında en çok önem verdiğimiz üç projeyi “Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetimi Projesi’, ‘S.T.E.M. Projesi’ ve ‘Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi’ olarak sıralayabilirim.

Klaus Wowereit gibi sektörün önde gelen isimlerine de ev sahipliği yaptı.

ve 2003’te hizmete giren Miniatürk’te Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketleri yer alıyor. Toplamda 60 bin metrekare alan üzerine kurulu parkta 59’u İstanbul’dan, 57’si Anadolu’dan ve 12’si ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere 128 maket eser sergileniyor. > 2’de

CMYK

M Mersin için güçlü bir alternatif pazar: MEKSİKA

İ

hracat potansiyeli açısından bakıldığında Meksika, Mersin için önemli alternatif pazarlardan biri olarak görülebilir. Kendisine ekonomik yol haritası olarak tarım, turizm ve lojistik sektörlerini belirleyen Mersin’in özellikle tarım gıda ve turizm sektörleri için Meksika pazarını da göz önünde bulundurması faydalı olacaktır. Meksika ile tarıma dayalı sanayi, tarım makineleri, gübre, ambalaj malzemeleri ve ekipmanları başta olmak üzere, yenilenebilir enerji (Özelikle güneş enerjisi), havacılık ve uzay sanayi, inşaat malzemeleri, müteahhitlik hizmetleri alanlarında iş birliği yapılabilir. Gemi ve deniz araçlarının inşası,

Güvenli ticarette doğru adres: karekodlu çek

>5’te

mevcut gemilerin havuzlanması, bakım ve onarımlarının yapılması, çelik konstrüksiyon işleri ve gemi dizel motorlarının imalatında da Meksika, önemli pazarlar arasında. Hem konut hem de işyerleri için güvenlik ekipmanları ve yazılımı üreten firmalar açısından da fırsatlar taşıyan Meksika’da bu kapsamda petrol ve doğal gaz boru hattı, üretim ve işleme tesisi, makine ve ekipmanlar ile elektrik üretimi ve iletimi alanlarda ticaret geliştirilebilir. Ayrıca petrol ve doğal gaz altyapısı ve enerji, Meksika Hükümeti’nin 2014-2018 döneminde de öncelik vereceği sektör arasında. > 6’da

Kobi’lere AB pazarına giriş eğitimi verildi

>5’te

İş dünyası B20 Zirvesi sonuçlarından memnun > 5’te

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı, TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu, İş-Kur İl Müdürlüğü ve Toros Üniversitesi Mersin’de yönetici asistanı yetiştirmek üzere bir araya geldi. ‘Asistanım Olur musun?’ projesi ile kentte 27 yaşını aşmamış 30 üniversite mezunu genç kıza eğitim verilerek iş hayatına kazandırılması hedefleniyor. İmzalanan protokolün ardından projenin ilk adımı atıldı. Protokol töreninde proje hakkında bilgi veren MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, 27 yaş ve altı, tercihen yabancı dil bilen üniversite mezunu 30 gence eğitim verileceğini bildirdi. 52 saatlik teori ve 3 aylık staj süresi olan projenin dört aşamada yürütüleceğini kaydeden Kiper, ilk aşamada teorik, ikinci aşamada ise işyerlerinde düzenlenecek staj imkanıyla pratik eğitim verileceğini anlattı. Üçüncü aşamada asistan ile işvereni bir araya getirip oryantasyon

eğitimi vereceklerini, yalnızca personeli değil işvereni de bilgilendirmek istediklerini vurgulayan Kiper, son aşamada ise Türkiye’de tanınan yönetici asistanlarının katılımıyla tecrübe paylaşımları ve konferans düzenleyeceklerini, bu aşamanın ise tüm işyerlerine açık olacağını ifade etti. Mersin İş-Kur İl Müdürü Mustafa Kutlu ise nitelikli insan gücünü istihdam etmeye yönelik her projenin içinde yer aldıklarına işaret etti. Proje kapsamında kursiyerlerin günlük harçlıklarını ve sağlık sigortalarını karşılayacaklarını dile getiren Kutlu, “Bizi heyecanlandıran bir proje” değerlendirmesini yaptı. İş-Kur olarak istihdamı artırmaya yönelik iş başı eğitim, meslek kursları, girişimcilik eğitimleri gibi farklı doneleri bulunduğunu hatırlatan Kutlu, “Bu kapsamda Asistanım Olur musun? Projesi eğitim kursuna da destek vereceğiz” dedi. > 5’te

Yeraltında bir kilise: Aya Tekla

> 3’de


2

YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr rent Gazeteciliği ve Güvenilirlik’, ‘Basında Ombudsmanlık’, ‘Basın Özgürlüğü’, ‘Haber ve Muhabirlik’ konularında yazı ve tezleri bulunan Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Ömer Kaya ise haber yazma ve değerlendirme konusunda yerel basını bilgilendirdi. Ödüllü kameraman Arif Goriça ise katılımcılara video, montaj, görüntülü haber dili konularında eğitim verdi.

Yerel basına AB Standartlarında eğitim

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi tarafından organize edilip MTSO 29 No’lu Meslek Komitesi ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti tarafından desteklenen

yerel basına yönelik ‘AB Standartlarında Medya ve Gazetecilik Eğitimi’ büyük ilgi gördü. Hedefi, yerel basının bilgi birikimini artırmak ve yeni teknikleri daha yakından takip

edebilmesine olanak tanımak olan eğitim kapsamında Depo Photos Fotoğraf Ajansı Başkanı Abdurrahman Antakyalı basın fotoğrafçılığı konusunda eğitim verirken, ‘İnet-

İki gün süren eğitimde fotoğraf çekerken, haber yaparken ya da görüntü alırken dikkat edilmesi gereken unsurların anlatılmasının yanında uluslararası basında yer alan yazılı ve görsel örneklere de yer verildi ve AB medya ajanslarının görselleri eğitime renk kattı.

Defterden tuale

R

essam ve öğretim görevlisi Hüseyin Sönmez, 'Defterler Anı Taşırlar' isimli Resim Sergisi'nin açılışı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi'nde gerçekleşti. Açılışa Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu, MTSO Eski Meclis Başkanı Faik Bu-

rakgazi, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek ve çok sayıda davetli katıldı. Mürekkep kalem ve suluboya tekniklerinden yararlanarak hazırladığı 33 eserini sanatseverlerin beğenisine sunan Ressam, 2010'dan bu yana doğa karşısında tuttuğu not defterlerinden seçtiği eserlerini sergiledi. 2 Aralık'a kadar açık kalacak sergi hafta içi 08.30-18.00, Cumartesi günü ise 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

MTSO deneyimini bölge ile paylaşıyor

12 saatlik eğitim sonunda katılımcılara sertifikaları verildi.

9 No’lu Meslek Komitesi Üyeleri BTK Bölge Müdürü’nü ziyaret etti

T

ürkiye’de Merkezi Sicil Kayıt Sistemi’ni (MERSİS) kullanan ilk Oda olma özelliği taşıyan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile MERSİS konusundaki bilgi ve tecrübelerini bölge Odalarıyla paylaştı.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası 9 No’lu Bilgisayar, Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) Mersin Bölge Müdürü Memduh Lale’yi ziyaret etti. Ziyarete Komite Başkanı Tuncay Torun, Komite ve Meclis Üyesi Murat Yüksekbaş ile Genel Sekreter A.Kadir Dölek katıldı. Yapılan görüşmede, BTK Bölge Müdürlüğü’nün çalışmaları, hayatımızın vazgeçilmezi mobil iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, kurulan baz istasyonla-

rının kuruluş izin süreçleri konuşuldu. Konuyla ilgili olarak Elektrik Mühendisleri Odası’nca 13-15 Kasım 2015 tarihlerinde düzenlenen Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri Sempozyumu’nda bu konuların detaylı olarak işleneceği ve ilgili firmaların sempozyuma katılmaları konusunda bilgilendirilecekleri dile getirildi. İlerleyen dönemlerde de sektördeki firmaları bilgilendirmeye yönelik bir toplantı yapılmasının da mümkün olabileceği belirtildi.

Mersin, kruvaziyer gemileri ağırlamayı sürdürüyor

Kızkalesi, İstanbul Miniatürk’teki yerini aldı

M

ersin ve Çevresi Turizm Alanı Altyapı Hizmet Birliği (METAB) ile Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri sonuç verdi. Mersin’in önemli tarihi eserleri arasında gösterilen, kentle özdeşleşip adeta simgesi konumuna gelen Kızkalesi, İstanbul’daki Miniatürk’te yerini aldı. Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan ve 2003’te hizmete giren Miniatürk’te Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketleri yer alıyor. Toplamda 60 bin metrekare alan üzerine kurulu parkta 59’u İstanbul’dan, 57’si Anadolu’dan ve 12’si ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere 128 maket eser sergileniyor. Türkiye’nin tanı-

tımı adına böylesine önem taşıyan bir turistik alanda Mersin’e ait hiçbir tarihi ve kültürel eserin yer almaması üzerine çalışmalara başlayan METAB ve Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleriyle Kızkalesi de bu alanda sergilenmeye başladı. Mersin’e ait ilk eser olma özelliği de taşıyan ve gerçek boyutunun 1/25 ölçeğinde küçültülmüş maketi ile Miniatürk’te sergilenen Kızkalesi, ilk olarak 5 dilde, daha sonra da 20 dilde yerli ve yabancı turiste tanıtılacak. Önümüzdeki süreçte Mersin’de yer alan diğer tarihi ve kültürel değerlerin de bu alanda yer alması yönündeki çalışmalar sürüyor.

İş dünyası öğrencilerle bir araya geldi

B

ölge coğrafyasında yaşanan jeopolitik sorunlara rağmen Mersin, geçtiğimiz günlerde ağırladığı 1200 kişilik Thomson Sprit isimli kruvaziyer gemisiyle güvenli liman olma özelliğini koruduğunu dünyadaki kruvaziyer tur operatörlerine gösterdi. Dünyanın en büyük operatörlerinden TUI’ye ait Thomson Sprit isimli gemi Mersin Limanı’nı da ziyaret etti. Kentte bir gece konaklayan İngiliz yolcuların büyük bölümü Tarsus’taki tarihi ve turistik bölgeleri ziyaret ederken kalan kısım Kızkalesi ve Mersin çarşısında zaman geçirdi. Platform olarak 2012’de başlattıkları çalışmaların meyvesini toplamaya devam ettiklerini anlatan Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, “Aralıksız katıldığımız fuarlarda yaptığımız tanıtımlar kruvaziyer gemilerin kentimizi tercih etmesini sağlıyor. Thomson Sprit isimli geminin Mersin’i ziyaret etmesinde de özellikle Büyükşehir Belediye Başkanımız Burhanettin Kocamaz’ın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz son fuar katılımında yaptığımız görüşmelerin etkisinin büyük olduğunu söyleyebilirim” dedi. Federal Almanya Eski Berlin Eyaleti Başkanı Klaus Wowereit’in Mersin’de düzenlenen 1. Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi’ndeki konuşmasında turizm için yaptığı ürkek ceylan benzetmesini hatırlatan Olcar şunları söyledi: “Sa-

MTSO GAZETE SAYFA NO 2

yın Wovereit’in de söylediği gibi turizm kargaşayı sevmez. Turist, tatil için güvenli gördüğü yerleri tercih eder. Bu anlamda Thomson Sprit’in Mersin’e gelmesi kent turizmine sağladığı katkı kadar, dünyadaki tur operatörlerine Mersin’in güvenli bir bölge olduğu mesajını vermesi açısından da anlamlıdır. Önümüzdeki süreçte kentimize gelmek isteyen ancak programlarını erteleyen tur firmalarının Mersin’i programlarına daha erken dönemlerde dahil edeceklerini tahmin ediyoruz”. Mersin’in Akdeniz Kuruvaziyer Limanları Birliği Üyesi olmasının da yapılan çalışmalardan olumlu sonuçlar alınmasına katkı sağladığına dikkat çeken Olcar, “Mersin’in bu çalışmaları yalnızca ilimiz için değil Doğu Akdeniz’de yer alan tüm ülkeler için önemlidir. Çünkü Mersin’e gelecek olan bir gemi bölgedeki diğer limanlara da uğrayacaktır ve paralelinde o limanların da kazancı artacaktır” değerlendirmesini yaptı. Olcar sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle Belediye Başkanımız Burhanettin Kocamaz’ın önderliğinde, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Mersin Deniz Ticaret Odası desteğinde yapılması planlanan Kurvaziyer Limanı’nın kente kazandırılmasının bu anlamda yeni ufuklar açacağına inanıyoruz”.

CMYK

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nın (İTSO) ev sahipliğinde 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun getirdikleri ve MERSİS’in işleyişi ile ilgili seminer düzenlendi. Adana, Osmaniye, Tarsus, Reyhanlı gibi civar il ve ilçelerin Ticaret ve Sanayi Odalarının Sicil Müdürleri ile çalışanlarının katıldığı bilgilendirme seminerinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü MERSİS Şube Müdürü Hüseyin Gürer, MERSİS’in genel yapısı ve amacını anlatırken, MTSO Ticaret Sicil Müdürü Halis Çakır, yeni TTK’ya yönelik bilgiler aktardı.

İTSO Halil Şahin Meclis Salonu’nda düzenlenen seminerde Çakır, yeni TTK’nın eskisinden farklarını açıkladıktan sonra tacir ve ticari işletme hakkında bilgi verdi. Ticaret sicili, ticaret unvanı ve işletme adı, acenteler konusunda katılımcıları bilgilendiren Çakır, sonrasında ise TTK’da üyeleri en fazla ilgilendiren ticaret şirketlerine yönelik bilgileri paylaştı. 4 saat süren toplantının ikinci bölümünde anonim şirketlerde yönetim kurulu ve yönetim kurulunun yönetim ve yetki devri hakkındaki sunumunu gerçekleştiren Çakır, burada anonim şirketlerinin yönetim kurulunun çalışması, yönetim kurulunun görev ve yetkileri, toplantı yapma şekilleri, toplantılardaki karar nisapları, 6102 sayılı TTK’nın yönetim kurulu toplantıları için getirmiş olduğu kolaylıklara değindi. Seminer, soru cevap bölümüyle sona erdi.

Mersin ilk kez bir kitap fuarına evsahipliği yapacak. 28 Kasım -6 Aralık tarihleri arasında Yenişehir Fuar Merkezi’nde kitap fuarının kapıları aralanıyor.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) iş dünyasını, Kadri Şaman MTSO Anadolu Teknik Lisesi öğrencileri ile buluşturdu. Buluşmada gençlere meslek liseleri ve teknik liselerin önemi ile iş dünyasının bu liselerden mezun öğrencilere duyduğu ihtiyaç anlatıldı. Öğrenciler, ‘Benim Okulum Benim Mesleğim Projesi’ kapsamında MTSO 9 No’lu Bilgisayar Elektrik Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Komitesi Meclis Üyesi Veysel Baysal, 26 No’lu Sağlık Hizmetleri Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Yasemin Taş ve TOBB Mersin İl Genç Girişimciler Kurulu Üyesi Andaç Avşar ile bir araya geldi. Okulun konferans salonunda düzenlenen toplantıda gençler sektöründe başarılı iş insanlarına; elektrik, gıda ve biyokimya bölümlerinde merak ettiklerini sorarak, ‘Mezun olduktan sonra nerelerde çalışabiliriz?’ ve ‘Neler yapmamız gerekir?’ sorularına cevap aradı.

Seminere, MTSO Genel Sekreteri Abdulkadir Dölek, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, İŞKUR İş ve Meslek Danışmanı Özlem Gümüş ve Kadri Şaman MTSO Anadolu Teknik Lisesi Okul Müdürü Nural Geyik de katıldı. İşadamlarından öğrencilere tavsiyeler Biyokimya bölümü sektör temsilcilerinde Yasemin Taş, bu sektörün Türkiye’de çok yeni olduğunu ancak bu bölümü okuyan öğrencilerin çok şanslı olduğunu söyleyerek hükümetin 2023 hedefleri kapsamında bu sektöre büyük yatırımlar yapacağı bilgisini verdi. Gelecekte bu bölümden mezun olan öğrencilerin kolay iş bulacaklarını belirten Taş, “Üniversite okumasanız bile işsiz kalmayacaksınız. Ancak üniversite okursanız yolunuz daha açık olacak. Bunun için televizyon ve telefonlardan daha fazla etrafınızla iletişim kurmaya zaman ayırmalısınız” dedi.

Elektrik sektörü hakkında bilgi aktaran Veysel Baysal ise, sektörün meslek liselerinden mezun öğrencilere ihtiyacı olduğunu vurguladı. 23 yıldır ticaret yaptığını kaydeden Baysal, elektrik elektronik sektöründeki önemli eksiklerden bir tanesi olarak tekniker açığını gösterdi. Bu nedenle teknik lise mezunlarına büyük ihtiyaç olduğunu kaydeden Baysal, üniversiteye gidemeyen öğrencilerin umutsuzluğa kapılmamaları gerektiğini ve kendilerini mesleki anlamda daha çok geliştirmeleri gerektiğini söyledi. Gıda sektörü adına konuşan Andaç Avşar, sektörde gıda mühendisi sayısının çok yüksek olduğunu ancak gıda teknisyeni bulmakta zorlandıklarını dile getirdi. Öğrencilerin kendilerini geliştirmesinin diploma notlarından çok daha önemli olduğuna dikkat çeken Avşar, gençlere; ‘Yaz aylarını boş geçirmeyin, mutlaka staj yapın’ tavsiyesinde bulundu.

Şerafettin AŞUT

A. Kadir DÖLEK

Derya GÜLEÇ Müzeyyen AŞKAR Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

Turkuvaz Matbaa Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

EKONOMİDE 100 GÜN… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

S

onuçları bir çok kişiye ve çevreye göre değişse de, herkes için aynı olan bir şey varsa; o da genel seçimlerin huzur içinde, bölgemizdeki sıkıntılara ve demokrasiden uzak yönetimlere inat, demokrasiye yakışır şekilde geçmesidir. Halkımız dünyanın pek çok yerinde ortaya çıkan ve özellikle yanı başımızda yaşanan bir savaşın etkilerinden korunmak için siyasi istikrarın ve ekonominin daha sağlam bir raya oturmasının daha önemli olduğuna karar vermiş ama demokrasinin olmazsa olmazı olan muhalefeti de meclise taşıyarak gerçek bir demokrasi istediğini, istikrar adına tek güç yaratılmasına karşı olduğunu da göstermiştir. Sanırım demokrasinin ve Cumhuriyetin en güzel yanı da bu denge olsa gerek. 2023 hedeflerinden uzaklaştık… Artık seçim atmosferi bitti, sert söylemler yerini daha akılcı söylemlere bıraktı ve ülke daha realist düşünmeye başladı. Siyaset bitti ve siyasetçiler gerçek gündemi yakaladılar, bu önemli… Özellikle Sayın Başbakanımız Davutoğlu’nun zafer siyaseti yerine, acil eylem planlarını gündeme taşıması; 3, 6 ve 12 aylık ekonomik, sosyal ve siyasal reformların yol haritasını daha hükümet kurulmadan ifade etmesi bu anlamda iş dünyası olarak bizler sevindirmiştir. Çünkü, ülkemizin artık basit politikalarla, kavgalarla kaybedecek zamanı yoktur. Son birkaç senedir olumsuz siyasetin ve gerçek gündemlerden uzaklaşmanın bedellerini ağır ödedik. Her anlamda 2023 hedeflerinde uzaklaştık. Artık tekrar bu hedeflere odaklanmamız ve iktidar ve muhalefetin ülkenin temel sorunlarının çözümünde ortak hareket ettiğini görmemiz gerekiyor. Bu ülke ne tek

başına hükümetlerin ne tek başına muhalefetindir. Bu ülke hepimizin ve tek bir vatandaştan, STK’lardan, siyasetçilerden, iktidar veya muhalefet temsilcilerine kadar herkesin çözümün bir parçası olması bir zorunluluktur. Vatandaş herkesin çözümün bir parçası olmasını bekliyor. Terör artık özgürlüklere ulaşmanın aracı değil… Bu süreçte çözüm bekleyen en önemli konulardan birisi yeni Anayasa, diğeri ise terördür. Her ne kadar son zamanlarda yeni terör örgütleri yaratılmışsa da, ülkemiz için uzun süredir devam eden terörün adı PKK terördür. Bu terörü, ülkemizin ayrılmaz parçası olan, kardeşlik bağı ile bağlı olduğumuz ve bir imparatorluk geçmişi ile aynı milletin bir parçası olduğumuz, bu gün ise vatandaşlık bağı ile aynı Cumhuriyetin sahibi olduğumuz Kürt kardeşlerimiz adına yapan bu silahlı örgüt seçimlerin sonucunu iyi okumalıdır. Ayrılıkçı bir düşünce güden bu anlayışın özgürlük adına talep etiği her şey bu gün ülkemizde zaten vardır, serbesttir. Ayrıca mecliste de bu özgürlükleri savunan ve gündeme getiren, bu örgütle yakın iletişim içinde olan siyasi bir parti vardır. O halde kan dökerek elde edilmek istenen şey nedir? Hele hele Paris’teki terör olayı sonrasında artık ne adına olursa olsun, ne gibi kutsal bir amaç için olursa olsun terör eylemlerinin küresel bir değeri kalmamıştır. Buna açıkça destek verecek bir devlet artık yoktur. Artık dünyanın neresinde olursa olsun terör yaratan, insan öldüren, kan döken her örgüt yasadışıdır ve terör örgütüdür; kan döken her kişi artık “romantik özgürlük savaşçıları” veya “gerillalar” değil,

dünya gözünde tam anlamıyla teröristtir, canidir, katildir: insanlık düşmanıdır. Bunu Birleşmiş Milletlerin son kararlarında gördük, G-20 zirvesinde gördük, Paris sonrası ortak küresel tavırda gördük. Sonuç olarak, bu coğrafyada Türk-Kürt beraber huzur içinde, refah içinde yaşayacaksa her sorunun çözümü demokrasidir, barıştır, Türkiye Büyük Millet Meclisidir; dağlar değil, kan değil, terör değil… Artık terör örgütlerinin bu günden sonra özgürlük adına, halkların kardeşliği adına veya kan döktükleri değerler! adına hareket etme süreci bitmiştir. Bu örgütler küresel emperyal güçlerin ihtiyaç duyduğunda para karşılığında kullanacakları taşeronlardan başka bir şey değildir. Umarız bu anlayışın bir parçası olan siyasetçiler aklı selim davranır, dünyanın ve insanlığın bu gerçeğini görür ve bu ülkenin birlik ve bütünlüğünün sadece Türkiye ve Türkler için değil, Kürtlerin geleceği içinde hayati olduğunu idrak ederler. Bunu sağlayacak en önemli unsurlardan birisi de demokrasiyi, bireyi, evrensel insan haklarını yüceltecek bir yeni Anayasadır. Ülke olarak artık dini aidiyetimizi, mezhep aidiyetimizi, etnik kökenimizi, siyasi dünya görüşümüzü bir futbol takımı tutma düzeyindeki sığ bir fanatizmle konuşmayı bırakmalı ve yeni bir Anaysa ile eşit vatandaşlık ve hukukun üstünlüğü ilkesini tek değer olarak kabullenmeliyiz. Bize sadece yılları veya on yılları değil yüz yılları kaybettiren şeyleri hayatımızdan atıp, bilime, eğitime, nitelikli demokrasiye, evrensel hukuka ve insanlık değerlerine odaklanmalıyız. Çünkü ülke olarak hayatımızda böylesi değerli şeyler olursa bizi geriye çeken değersizliklere yer kalmaz.

Karşılıksız çek artıyor

Karekodlu çek neden önemli?

Biraz da reel ekonomik gündeme baktığımızda stratejilerin veya kısa ve orta vadeli ekonomik yol haritalarının dışında, reel anlamda yaşadığımız sorunlar var. Son zamanlarda iş dünyasına en çok sıkıntı yaratan konulardan birisi de karşılıksız çek sorunudur. Aslında bu konuda kendimize de çuvaldızı batırmak isterim. Çeklerin ödenmemesi veya karşılıksız çıkması durumunda iş insanlarına uygulanan hapis cezalarının kaldırılması bizlerin talebi ile kaldırılmıştı. O günlerde düşünce şuydu; hapishaneye girince bu çeklerin ödenme imkanı kalmıyordu ama en azından bu insanlar ticaretine devam ederse kazandığı para ile bu borcunu ödeyebilirdi… Ne yazık ki, reel de bu işe yaramadı. Şimdi iş dünyası bu uygulamadan şikayetçi ve eski uygulamayı istiyor.

Geçmiş dönemlerde karşı tarafın bankacılık siciline, çek siciline ulaşabilmek için çek sahibinin onay vermesi gerekiyordu. Bu çek zincirinde çok kolay değildir. Karekodlu çek ile bu çeki kullanmak isteyen kişinin bilgilerinin paylaşımına otomatik olarak izin veriliyor.

Ticaret yasalarını değiştirmek kolay değil. Ancak, bu sorunu büyük oranda giderebilecek yeni bir uygulama var. Bilgi ve iletişim çağının yarattığı bir çözüm; Karekodlu Çek uygulaması. Karekodlu Çek uygulaması ile karşılıksız çeklerin önüne geçilebilecek. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre Ocak – Ağustos döneminde karşılıksız işlem yapılan çeklerin parasal tutarı yüzde 49 artışla 17,6 milyar TL’ye ulaştı. Karşılıksız çek adedi ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 artış gösterdi. Bu sıkıntılardan yola çıkılarak uygulamasına yeni başlanan karekodlu çeklerle karşılıksız çek alma oranını yüzde 84’e kadar azaltmak mümkün. Karşılıksız çek adedi ilk sekiz ayda yüzde 21, karşılıksız işlem yapılan çek tutarı yüzde 49 arttı. Karşılıksız çek sayısı 490 bin oldu.

“Karekod, fiziksel olarak çek üzerinde karekod olması anlamı taşımıyor. Karekod, daha önce keşideciden alınmış bir izni gösteriyor. Karekodlu çek içinde banka adı, şube kodu ve keşidecinin hesap numarası oluyor. Karekodlu çekin kare kodu cep telefonuyla okutulunca bu bilgiler 3. kişilerin önüne çıkıyor. İbraz edilen ilk çek tarihi görülebiliyor. Yani bu kişi ne kadar süredir piyasaya çek veriyor? İlk çekini size mi yazmış, bir ay önce mi yazmış uzun süredir ticaret mi yapıyor? Görebiliyorsunuz. İbraz edilen son çekin tarihine ulaşabiliyorsunuz. İbrazında ödenen çeklerin adet ve tutar olarak yüzdesini görebiliyorsunuz. Zamanında ödeme yapmış mı? Bu bölümde rakam kullanılmıyor çünkü kimse ticaret hacminin büyüklüğünü paylaşmak zorunda değil. Yüzde gösteriliyor. Arkası yazılan, halen ödenmemiş çeklerin tutar ve adetsel oranları ve gecikmeli ödenen çeklerin de adetsel ve tutar olarak oranları gözüküyor. Karekod okutulunca karşınızda nasıl bir müşteri var görebiliyorsunuz. Bu çeki siz veriyorsanız ve çeklerinizi düzenli ödeyen bir tüccar iseniz ben güvenilir bir kişiyim. Çek geçmişime bak ve ona göre satış yap imajı veriyorsunuz. Yani, teknoloji bize yeni bir imkan veriyor. İş dünyamız bu imkanı iyi öğrenmeli ve kullanmalıdır.

Yeraltında bir kilise: Aya Tekla A

kdeniz Bölgesi’nde birçok uygarlığa ev sahipliği yapması nedeniyle adeta bir açık hava müzesi niteliği taşıyan Mersin, kültür ve inanç turizmi açısından oldukça zengindir. Kent, tüm dinler adına çeşitli ibadethaneleri bünyesinde barındırsa da Hristiyanlar açısından ayrı bir önem taşır; çünkü Hristiyanlık dinin ilk yayıldığı yerlerden biri olarak tanınır. Kentte bulunan birçok dini mekan Hristiyanlar tarafından hac noktası olarak kabul edilmektedir. Bu anlamda Mersin, sadece Türkiye’nin değil, dünyada özellikle Hristiyanlar için de gözde turizm merkezlerinden biri olarak gösterilebilir. Geçen hafta başladığımız, kentimizin Batısı’ndan Doğusu’na doğru giderek inanç turizm merkezlerini anlatmayı sürdürüyoruz. Alahan Manastırı’ndan sonra bu haftaki durağımız, Aya Tekla Kilisesi. Bu kilise Hristiyanlığın en önemli ve en eski merkezlerinden biri olarak kabul edilir. Hristiyanlığı yayan ilk kadın Azize olan Aya Tekla’dan ismini almış. Meryemlik olarak da bilinen Aya Tekla Kilisesi, yeraltı ibadet mağarasıdır. Uzun yıllar gizli ibadet yeri olarak kullanılan mağara, Hristiyanlık dini serbest bırakıldıktan sonra kiliseye dönüştürülmüş.

MTSO GAZETE SAYFA NO 3

Aya Tekla’nın hikâyesi Isa Peygamber’in havarilerinden St. Paul’ün vaazlarından etkilenen 17 yaşındaki Konyalı Aya Tekla, kendini Hristiyanlık dinine adar. Kent yöneticilerinin tepkisini çeken genç kız ölüme mahkûm edilir. Ancak mucizevî gelişmeler sayesinde ölümden kurtulur ve kaçarak Silifke’ye gelir. Burada bir mağarada saklanır. Yöredeki insanlara çok tanrılı dine karşı Hristiyanlık inancını yayarken, mucizeler yaratarak hastaları da iyileştirir. Yine öldürüleceği bir sırada bu mağarada kaybolduğuna inanılır. Aya Tekla, kaybolduktan sonra mağara yöre halkınca kutsal sayılmıştır. Hristiyanlık dini serbest bırakılıncaya kadar gizli bir ibadet yeri olarak kullanılan mağara, M.S. 312 yılından sonra kiliseye dönüştürülür. Ayrıca bir Hac noktası olmasından dolayı da önemli bir merkez olarak kabul edilir. Antik bir rüya; Meryemlik Aya Tekla, Hristiyanlığın en eski ve en önemli kutsal alanlarından biri. Burası daha sonraki Bizans dönemlerinde dini bir yerleşim olmuş ve Aya Tekla olarak anılmış. Kilisede, irili ufaklı sarnıçlar ve nekropol alanını görmek mümkün. Aya Tekla’ya payanda amaçlı korint sütunlar

CMYK

konulmuş, mozaik kaplamalar yapılmış. 4. yüzyıl sonlarında kiliseye dönüştürülmüş. Hristiyanlar, yılın belirli dönemlerinde Aya Tekla Kilisesi’ne gelerek ibadet ederler. Aya Tekla’da farklı kalıntılar görmek isterseniz , üzerine inşa edilen anıtsal Zenon bazilikasının apsis kalıntısı, büyük sarnıç ve hamamı gezebilirsiniz. Hristiyan dünyasının tek kadın şehidi olarak da bilinen Tekla için her yıl, Ortodokslar 24 Eylül’de Katolikler ise 23 Eylül’de anma günü düzenleniyor. Aya Tekla kalıntıları ve yüzey araştırmaları

Aya Tekla’nın yerleşiminde kutsal mağara haricinde, Azize’nin ölümünden sonra yapılmış olan M.S.460-470 üç nefli Tekla Kilisesi, Zenon veya Kubbeli Kilise, Kuzey Kilisesi, üstü örtülü sarnıç yapısı, diğer sarnıçlar, hamam binası, yerleşimi sınırlarla çizen duvar kalıntıları ve nekropol alanı bulunmaktadır. Burayı daha önce detaylı inceleyen Herzfeld-Guyer’e göre Kutsal Mağara’nın daha önceki devirlerde yapıldığı düşünülmektedir. Bu mağara bir yer altı tapınağı işlevine sahiptir. Azize Tekla’dan sonra Hristiyanlar için bir Hac merkezi, “kefaret ödeme yeri” olarak kutsal kabul edilir ve daha sık ziyaret edilir. Bu mağarada yapılan kazılarda ele geçen iskelet 1965 yılında Dr. Refakat Çiner tarafından incelenmiş ve sonuçlar Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Dergisi’nde yayınlanmıştır. Bu iskelet Aya Thekla’ya aittir diye düşünülmüş ancak yapılan incelemelerde bir erkeğe ait olduğu anlaşılmıştır. Kalıntılar 1996 yılında Prof. Dr. Metin Ahunbay tarafından yüzey araştırması yapılarak incelenmiştir. Ahunbay, çalışmalarında yerleşimi ve yapılarını projelendirerek bir planın çıkmasını sağlamıştır. Ahunbay, 1997-1998

yıllarında da Aya Tekla’da çalışmalarına devam etmiş. Ulaşım Aya Tekla’nın adresi “Mukaddem Mah. Aya Tekla Sokak Silifke / Mer-

sin” olarak geçer. Bunu biraz daha detaylandırmamız gerekirse Silifke Taşucu yolu üzerinde 4. kilometreden sağa dönülüp 1 km gidildiğinde, Hristiyanlığın en eski ve en önemli merkezlerinden biri olan Aya Tekla’ya varılır diyebiliriz.


4

YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Kardeş şehirler Mersin’de buluştu

M

erkezi Federal Almanya’nın Hannover kentinde bulunan Kardeş Şehirler Turizm Birliği’nin ilk buluşması 12-14 Kasım 2015 tarihleri arasında Mersin’de gerçekleştirdi. İki gün süren zirvede bir araya gelen turizm temsilcileri gerek destinasyon geliştirme gerekse müşterek pazarlama ve tanıtım çalışmaları konusunda yeni bir başlangıcın ilk adımlarını attı. Bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi evsahipliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), BTW ve Mersin Turizm Platformu işbirliğinde gerçekleşti. Wonasis Otel’de düzenlenen zirvede 4 kıta, 25 ülke, 52 belediyeden 180’e yakın temsilci bir araya geldi. Zirvenin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, sözlerine Avrupa-Türkiye Turizm Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Valisi Özdemir Çakacak ve katılımcılara teşekkür ederek başladı. Yerel yönetimler etkin olup ekonomiye entegre olduğunda bu zirvede olduğu gibi güzel çalışmaların ortaya çıktığına dikkat çeken Aşut, şunları söyledi: “Kardeş kent olmak her ne kadar kültürel bir yakınlaşma gibi görünse de, aslında

turizm başta olmak üzere her alanda ekonomik ilişkileri tetikleyen bir aktivitedir. Kardeş Kentler Zirvesi’nin bizlerin daha çok bir araya gelmesine, böylece halklarımızın birbirini daha çok tanımasına vesile olacağına inanıyorum”. MEDITOUR’a davet Her toplantı ile tarafların birbirinin farklı yönlerini öğrenebileceğine değinerek “Bu iki günlük süre kısa görünse de; Mersin ile ilgili sizlere yepyeni bilgiler sunacağına inanıyorum” diyen Başkan Aşut, Zirvenin, kentlerin temsilcilerine yeni ufuklar açacağına inandığını anlattı. Konuşmasını bir davetle sürdüren Aşut, şöyle konuştu: “Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Akdeniz’de kıyısı bulunan 23 ülkenin, 400’e yakın Ticaret ve Sanayi Odasının üye olduğu Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nin Lojistik Komisyonu Başkanıyız. Önümüzdeki süreçte amacımız ASCAME Turizm Komisyonu Başkanlığını devralmak. ASCAME’deki başarılı çalışmalarımızın sonunda ASCAME yönetimi 23 üye ülkenin oyu ile Mayıs 2016’da MEDITOUR 2016’yı Mersin’de düzenlemeye karar verdi. Bu, ASCAME gibi büyük bir kuruluşun Mersin’in turizm potansiyeline gösterdiği güvendir. Akdeniz’in en bü-

yük Turizm Forumu olan MEDITOUR 2016, Akdeniz’in dört bir yanından; turizm derneklerini, STK’ları, firmaları, acenteleri, tur operatörlerini ve ülkelerin turizm bakanlarını bir araya getirecek. Sizleri şimdiden Mayıs 2016’da Mersin’de düzenlenecek MEDITOUR Turizm Forumuna davet ediyorum.”

manın kolay olmadığına da değinen Wowereit, bunun için belediye bütçelerinin yeterli olmadığını, kent dinamiklerinin güç birliğine gitmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Wowereit: “Bu zirve bir başlangıç olacak”

Mersin’i ve turizm potansiyelini anlatarak sözlerine başlayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise, “Kentimiz turizm konusunda çok çeşitli ve önemli imkanları sunabilecek bir şehir.

Federal Almanya Eski Berlin Eyaleti Başkanı Klaus Wowereit ise deneyimlerini paylaştı. Kardeş şehirlik kavramının kağıt üzerinde çok güzel olduğunu ancak bir faaliyet gerçekleştirilmezse sonuç alınamayacağını vurgulayan Wowereit, kardeş kentlerin diyalogunun artması halinde anlam kazanacağını söyledi. Bu zirvenin bir başlangıç oluşturacağını ifade eden Wowereit, katılımcı şehirlerin fırsatı iyi değerlendirmesi, uzun vadeli, uluslararası anlaşmalar için zemin hazırlanması gerektiğini dile getirdi. urizm konusundaki deneyimlerini de katılımcılarla paylaşan Wowereit, belediyelere şehirleri bir sahneye çevirip cazibesini artırma tavsiyesinde bulundu. Belediyelerin turizmin önemli bir ekonomik faktör olduğunu çok erken fark ettiğine dikkat çeken Wowereit, sivil toplum kuruluşlarının da belediyelere mutlaka destek olması gerektiğini vurguladı. Turizm için ‘ürkek bir ceylan’ benzetmesi yaparak, güvenlik ile sürdürülebilirliğin önemine değinen Wowereit, aynı zamanda uygun fiyatların, farklı etkinliklerin de turist sayısını artıracağını anlattı. Artık şehirlerin birbiriyle rekabet halinde olduğunu belirterek Berlin’in Avrupa içinde en çok ziyaret edilen 3. şehir olduğunu kaydeden Wowereit, günlük 30 milyonun üzerinde geceleme yapıldığını, 800 civarında konaklama tesisi ile 135 bin yatak kapasiteleri bulunduğunu söyledi. Bir şehri dünya çapında marka yap-

Kocamaz: “Mersin turizm konusunda önemli imkanlar sunuyor”

Bu anlamda kendimizi oldukça şanslı görüyoruz” dedi. Önemli olanın var olan bu potansiyelin iyi belirlenerek, doğru yatırımlarla doğru planlamalarla açığa çıkarılması ve geliştirilmesi olduğunu vurgulayan Kocamaz, şunları söyledi: “Bugün inşallah dünyada ilkini gerçekleştirdiğimiz ‘1.Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi’ sizlerle olan birlikteliğimizi pekiştirecek. Burada örneklerini göreceğimiz farklı belediyelerin uygulamaları, projeleri ve yöntemleri bize ışık tutacaktır. Bu anlamda zirvemizin

kentimize, ülkemize ve dünya ülkelerine kardeşlik, huzur ve yeni birliktelikler getirmesini temenni ederim”. Turizm hareketlerinin gelir getirici faaliyetlere dönüşebilmesinin o kentte kalma süresinin artmasıyla mümkün olabileceğini vurgulayan Kocamaz, bunun da turistlere farklı aktivite olanakları sunulmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. “Gecelemeyi teşvik edecek turizm hinterlandının oluşturulması, ortak tanıtım, iş bölümü ve geliştirme tedbirlerinin oluşturulması açısından belde ve belediyeler arasında iş bölümü yapılması gerektiğini kaydeden Kocamaz sözlerini, “Bu alanlarda turizm gelirlerinin arttırılması amacıyla ortak yatırımların gerçekleştirilmesi, yatırımların gerektiğinde yurt içi ve dışı kaynaklardan fonlanmasıyla mümkün olabilir” diye tamamladı.

masının sağlanacağını dile getiren Çakacak, bu buluşmaların katılımcılar için de büyük fırsatlar oluşturacağına dikkat çekti. Böylesine önem atfedilen Zirvenin ilkinin Mersin’de gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Çakacak, Zirvede emeği geçenlere teşekkür etti.

Çakacak: “Zirvenin gücü her geçen gün artacaktır”

Turizmin kent ekonomisi açısından önemine de değinen Çakacak, geliştirdiği yan sektörlerle birlikte kent için önemli bir istihdam kaynağı olduğunu da anlattı. Açılış konuşmaları ardından başlayan Zirve 2 oturumda gerçekleşti. ‘Kardeş Şehir İlişkilerinin Ekonomiye Katkıları’ konulu ilk oturumun moderatörlüğünü Avrupa Türkiye Turizm Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner gerçekleştirdi. ‘Kardeş Şehirler Turizm Hareketliliğinde Yeni Ufuklar’ konulu ikinci oturumun Moderatörü ise Turizm Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fehmi Köfteoğlu oldu.

Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise Zirvenin gün geçtikçe güçleneceğine ve öneminin artacağına inandığını söyledi. Çok daha fazla kardeş şehrin kardeşlik ve dostluk içinde buluş-

Aile fotoğrafı çekilmesiyle sona eren Zirvede yapılan görüşmeler ve alınan kararlar bildirge olarak bir kitapçıkta toplanıp tüm katılımcılara ulaştırılacak.

Frenzel: “Turizm, barış ve diyalog açısından önemli bir araç” dam sağlıyor. Dünyadaki her 10 kişiden en az birisinin turizmle bağlantısı var. 1950’li yıllarda 25 milyon insan sınır ötesi seyahat ederken geçen yıl bu rakam 1,3 milyara ulaştı. Şu anda 1,8 milyar seviyesinde ve gelecek yıl 2 milyara çıkması bekleniyor”.

Dünya Kardeş Şehirleri Birliği Dönem Başkanı Kocamaz oldu

O

turumların sonunda Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Dünya Kardeş Şehirler Birliği Dönem Başkanlığına seçildi. 2017 yılına kadar dönem başkanlığı görevini yürütecek olan Kocamaz, memnuniyetini dile getirerek önümüzdeki süreçte daha geniş katılımlı organizasyonlara imza atarak kardeş şehirler arasındaki turizme yönelik işbirliklerini artıracaklarını söyledi. Zirve sonunda Ukrayna’nın Kherson Şehri Vali Yardımcısı Valentina Sichova ile Mersin Büyükşehir Belediyesi arasında kardeş şehir protokolü de imzalandı.

MTSO GAZETE SAYFA NO 4

İmza sonrasında Vali Yardımcısı Sichova iki şehir arasında yeni bir başlangıç olacağını dile getirerek, “Kiminle arkadaşlık yaparsan onun gibi olursun. Bizler sizin tecrübenizle teknolojinizi benimseyerek iyi bir noktaya gelebiliriz” değerlendirmesini yaptı. Başkan Kocamaz ise iki kentin birbirine çok benzediğine dikkat çekerek, “İnşallah bugün başlayan kardeşlik ilişkisi kişilere bağlı olarak değil kurumlara bağlı olarak devam eder. Hem dostluklar pekişir hem de dünya barışına katkı sağlar” diye konuştu.

CMYK

D

ünya Seyahat ve Turizm Konseyi Başkanı Dr. Michael Frenzel, Zirvede dünya turizmindeki gelişmeleri anlattı. Turizmin barış ve diyalog açısından önemli bir araç olduğunu vurgulayan Frenzel, ‘endüstri’ olarak nitelendirdiği bu sektörün gelişiminin yalnızca ekonomi değil, dünya barışı açısından da önem taşıdığını söyledi. Turizmin değerinin dünyada her zaman olduğundan daha az gözüken bir endüstri olduğunu kaydeden Frenzel, şöyle konuştu: “İnsanların çoğu, turizmi hafif bir endüstri olarak görüyor. Oysa rakamlar bunun tam tersini gösteriyor. Bu endüstrinin büyümesine bakarsanız dünya ekonomisine 7,5 trilyonluk bir katkı sağladığını görürsünüz. Her yıl yaklaşık yüzde 8-10 arasında büyüyor. Dünyada 277 milyondan fazla kişiye istih-

“Vize sorunu çözümlenmeli” Turizmin gelişmesi için önemli konulardan birsinin de vize olduğuna dikkat çeken Michael Frenzel, her yıl yaklaşık 110 milyon vize verildiğini anlattı. “Yani kağıtlar, damgalar, prosedürler uygulanıyor” diyen Frenzel, 1950’li yıllardan bu yana vize uygulamalarında hiçbir değişim yaşanmamasından şikayetçi oldu. Oysa turist sayısının ve vizeye duyulan ihtiyacın arttığını kaydeden Frenzel, e-vize uygulamalarının denenmeye başladığını ve bunun yaygınlaştırılması, sınır ötesi seyahatin farklı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Sınır ötesi seyahatlerdeki artışın bir takım dezavantajları beraberinde getirdiğine de değinen Frenzel, bu ilgi artışına karşı destinasyonların kendisini koruması, aşırı kalabalıktan kaçınması ve bu büyümenin iyi yönetilmesi gerektiğini söyledi.

“Turizmi etkileyen 3 mega trend var” Turizmi etkileyen trendlere de değinen Michael Frenzel, 3 mega trend bulunduğunu anlattı. Bunlardan ilkinin küresel değişim, ikincisinin dijital değişim ve üçüncüsünün ise tecrübeye dayalı değişim olduğunu belirten Frenzel, ardından bu ana başlıkları şöyle açıkladı: “Turizmde küresel bir değişim yaşanıyor. İnsanların geldiği kaynak pazarlar değişiyor. En büyük kaynak pazarlar Amerika ve Avrupa iken şimdi Çin, Rusya gibi yeni kaynak pazarlar geldi. İkincisi dijital değişim. Artık turistler dijital kaynakları kullanarak yolculuklarına yön veriyor, rezervasyonlarını yaptırıyor, biletini kendisi alıyor. Akıllı telefonlar iyi değerlendirilmeli ve kişiye özel hizmet sunulmalı. Son değişim de deneyim ekonomisi. Sürekli seyahat edenler deneyim kazanıyor ve deneyimlere daha fazla odaklanarak seyahat ediyorlar”. “Avrupa’ya odaklan ama Asya’yı da unutma” Pazarlar hakkında da bilgi veren Michael Frenzel, ‘Avrupa’daki turistlere odaklanmaya devam edin ama Asya’yı da unutmayın’ tavsi-

yesinde bulundu. Özelikle Çin ve Hindistan ekonomilerinin büyümeye başladığını ve orta sınıfın da seyahatlerinin arttığını kaydeden Frenzel, “Artık çok değişik bölgelerden turistler geliyor. Bunun için bulunduğumuz yerleri hazır tutmalıyız. Yabancı dil, kültür, yemek çeşitleri açısından kendimizi hazırlamalıyız. Örneğin Hintliler vejetaryen yemek sever ve onlara uygun menüler oluşturabilmeliyiz” dedi. Gelişen teknolojiyi kullanarak kişiye özel hizmetler verilebilmesi gerektiğine değinen Frenzel, yaşanan şehirlerle ilgili aplikasyonlar oluşturulması gerektiğini anlattı. “Dijital dünyamızda kendi imkanlarınızla platformlar kurmalısınız” diyen Frenzel, oluşacak aplikasyonlarda turizm alanları, müze giriş bilgileri, restoran bilgileri bulunması gerektiğini söyledi. Günümüzde müşteri profilinin değiştiğini de vurgulayan Michael Frenzel, artık değişik küme türleri bulunduğunu ve spor turizmi, kongre turizmi gibi ihtiyaca göre ürün sunumu gerçekleştirilmesi gerektiğini anlattı. “Bunu yaparken profilinizi de korumalısınız” uyarısında bulunan Frenzel, diğer destinasyonlarla aynı hale gelinmemesi gerektiğine, turistlerin otantik deneyimler istediklerine vurgu yaptı.


5

YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Güvenli ticarette doğru adres: karekodlu çek Değişen Çek Yasası sonrasında tahsilatlarda yaşanan sıkıntıların artması üzerine geliştirilen karekodlu çek uygulaması şirketlere güvenli ticaret imkanı sunuyor. Türkiye ve dünyada bir ilk olan karekodlu çek kullanımının iş dünyasındaki kullanımı ise henüz istenilen seviyede değil. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yayınladığı bir yazı ile ‘Müşterilerinizden karekodlu çek talep edin’ çağrısı yaptı. TOBB, Türkiye Bankalar Birliği, Kredi Kayıt Bürosu ve ilgili kamu kurumları koordinasyonuyla yapılan çalışma sonucu karekodlu çek uygulaması hayata geçirildi. 15 Haziran 2015’ten itibaren uygulamaya başlanan karekodlu çek, ticaret hayatını doğrudan ve olumlu yönde etkileyecek, yeni ve çok önemli bir finansal ürün olmasına rağmen iş dünyasının kullanımı henüz istenilen seviyelerde değil. TOBB’dan yapılan yazılı açıklamada Türkiye’deki şirketlerin yurtiçi satış

ciroları, yani toplam yurtiçi ticaret hacminin, 2014 yılında 3,7 trilyon lira civarında olduğu bildirildi. Bu yurtiçi ticaret hacminin de yaklaşık üçte ikisinin, yani 2,4 trilyon lirasının, vadeli işlemlerle yapıldığının tahmin edildiği belirtilen yazıda şu ifadelere yer verildi: “Vadeli ticaret, ekonomide büyük paya sahiptir. Karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılmasından sonra, Kredi Kayıt Bürosu ile birlikte, çek sicillerinin özel sektöre açılmasını sağladık. Ancak, reel sektördeki şirketlerimiz bu sistemi beklediğimiz ölçüde kullanmadı. Çek sicil raporlarının yüzde 95’ini finansal kurumlar alırken, reel sektörün payı yüzde 5’te kaldı”. Sisteme MTSO aracılığıyla üye olunabilirÇeklerin piyasada kullanımını kolaylaştıracak, keşideci ile ilgili piyasaya daha fazla bilgi verecek yeni uygulama, karekodlu çekle başlamış oldu. Bunun için iş

dünyasının çalıştıkları bankalardan karekodlu çek talep etmesinin büyük önem taşıdığı vurgulanan yazıda yine ticaret yaparken müşteriden karekodlu çek talep edilmesinin de sistemin yaygınlaşmasını sağlamak adına önem taşıdığı dile getirildi. Karekodlu çek ile daha güvenli bir ticaret ortamı oluşacağı vurgulanan yazıda bu çekin tanıtım ve nasıl kullanılacağına yönelik olarak bir tanıtım filmi çekildiği bilgisine de yer verildi. Tanıtım filmine http://tobb. org.tr/OdaveBorsalarDB/Sayfalar/20151012-Sunum.php adresinden ulaşılabilir.

KOBİ’lere AB pazarına giriş eğitimi verildi

M

ersin AB Bilgi Merkezi, Avrupa KOBİ Haftası etkinliği kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası KOBİ Dışa Açılım Departmanı Projeler Müdürlüğü ile birlikte ‘AB Pazarına Giriş’ konulu bir eğitim gerçekleştirdi. Dış Ticaret Uzmanı Yaman Koç tarafından verilen eğitimde KOBİ’lere ticari bilgi ve dış ticarette ticari istihbaratın önemi anlatıldı. Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu, AB’nin KOBİ’lerle ilgili politikalarına dikkat çekmek ve Türkiye’de girişimciliği desteklemek adına 16-20 Kasım tarihleri

arasındaki Avrupa KOBİ haftasında bir dizi etkinlik düzenledi. Aralarında Mersin’in de bulunduğu 20 ilde eş zamanlı gerçekleştirilen etkinliklerle Delegasyon’un AB Bilgi Merkezleri girişimcilere yol gösterdi. Bu kapsamda Mersin’de organize edilen eğitimde, KOBİ’lerin AB pazarına girmek için gerek duyduğu pazar araştırmasında kullanılan alternatif ticari bilgi kanalları uygulamalı olarak katılımcılara anlatıldı. KOBİ’ler AB pazarında yer almak için ticari bilgi kaynaklarından elde edilen veri analizinin ülke

- ürün bazında yapılması ve buna yönelik pazarlama stratejilerinin belirlenmesi konusunda bilgilendirildi. Eğitimde ihracatta ticari istihbaratın önemine dikkat çeken Dış Ticaret Uzmanı Yaman Koç, bu bilgiler ışığında günümüzde ithalat ve ihracatta nokta atışı yapılabildiğini anlattı. Bugüne kadar Türkiye genelindeki büyük holdinglerin kendi bünyelerinde ticari istihbarat sistemleri kurmasına yardımcı olduğunu kaydeden Koç, Türkiye’de ilk kez bir ticaret odası bünyesinde ticari istihbarat merkezinin hayata geçirileceğine işaret etti.

Firmalarla iş arayanlar istihdam ‘Asistanım Olur musun?’ Projesi için fuarında buluştu imzalar atıldı M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı, TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu, İş-Kur İl Müdürlüğü ve Toros Üniversitesi Mersin'de yönetici asistanı yetiştirmek üzere bir araya geldi. 'Asistanım Olur musun?' projesi ile kentte 27 yaşını aşmamış 30 üniversite mezunu genç kıza eğitim verilerek iş hayatına kazandırılması hedefleniyor. İmzalanan protokolün ardından projenin ilk adımı atıldı. Protokol töreninde proje hakkında bilgi veren MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, 27 yaş ve altı, tercihen yabancı dil bilen üniversite mezunu 30 gence eğitim verileceğini bildirdi. 52 saatlik teori ve 3 aylık staj süresi olan projenin dört aşamada yürütüleceğini kaydeden Kiper, ilk aşamada teorik, ikinci aşamada ise işyerlerinde düzenlenecek staj imkanıyla pratik eğitim verileceğini anlattı. Üçüncü aşamada asistan ile işvereni bir araya getirip oryantasyon eğitimi vereceklerini, yalnızca personeli değil işvereni de bilgilendirmek istediklerini vurgulayan Kiper, son aşamada ise Türkiye'de tanınan yönetici asistanlarının katılımıyla tecrübe paylaşımları ve konferans düzenleyeceklerini, bu aşamanın ise tüm işyerlerine açık olacağını ifade etti.Mersin İş-Kur İl Müdürü Mustafa Kutlu ise nitelikli insan gücünü istihdam etmeye yönelik her projenin içinde yer aldıklarına işaret etti. Proje kapsamında kursiyerlerin günlük harçlıklarını ve sağlık sigortalarını karşılayacaklarını dile getiren Kutlu, "Bizi heyecanlandıran bir proje" değerlendirmesini yaptı. İş-Kur olarak istihdamı artırmaya yönelik iş başı eğitim, meslek kursları, girişimcilik eğitimleri gibi farklı doneleri bulunduğunu hatırlatan

Kutlu, "Bu kapsamda Asistanım Olur musun? Projesi eğitim kursuna da destek vereceğiz" dedi. Harp: "Proje Üzerinde titizlikle çalıştık" Bu projeyi dünden bugüne hazırlamadıklarını yaklaşık 1,5 yıldır üzerinde çalıştıklarını bildiren TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp, "Uzun soluklu ve her türlü ayrıntısı düşünülmüş bir çalışma" dedi. Yola çıktıklarında bir araştırma yaptıklarını ve Mersin'de büyük şirketlerde dahi yönetici asistanı eksikliği bulunduğunu gördüklerini dile getiren Harp, "Kentimizde maalesef sekreter ile yönetici asistanı kavramları karıştırılıyor. Sekreter telefon trafiğini yöneten kişi. Oysa yönetici asistanı yöneticinin tüm yükünü üzerine alan ve yöneticinin farklı konulara yoğunlaşabilmesine destek veren kişidir. Biz bu vasıfta personel yetiştireceğiz" dedi. Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir ise, orta öğretimden yüksek öğretime kadar tüm aşamalarda mesleki eğitimin başarılı şekilde verilmesi halinde STK'ların, üniversite ve devlet kurumlarının bir araya gelerek bu tarz eğitimler vermesine gerek kalmayacağına dikkat çekti. Bu nedenle iş dünyası ile eğitim kurumlarının daha sık bir araya gelerek birbirlerine destek olması gerektiğini kaydeden Özdemir, kursiyerlere de aldıkları eğitimin öneminin farkında olup sahip çıkmaları tavsiyesinde bulundu. Proje fikir sahibi TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu Üyesi Canan Sunay, ise konuşmasında işyerlerindeki sekreter ve asistan algısının değiştirilmesinin önemine değindi.

M

ersin 5. İş ve Kariyer Fuarı 17-18 Kasım tarihleri arasında Mersin Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlendi. Mersin ve dışından 90’ın üzerinde firma, kurum ve kuruluşun stant açtığı fuar; staj yapmak isteyen, iş arayan, girişimci olmak isteyenlerin buluşma noktası oldu.

faydalandırdıklarını açıklayan Kutlu, KOSGEB gibi kuruluşlarla işbirliği yaparak bin 100 kişiye ise girişimcilik eğitimi verdiklerini bildirdi. 82 bine yakın kişiye yine yıl içinde danışmanlık hizmeti verdiklerine işaret eden Kutlu, 18 bine yakın kişiyi işe yerleştirdiklerini açıkladı.

Mersin İş Kur İl Müdürlüğü’nün Mersin Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütünün desteğiyle düzenlediği fuara katılım yoğundu.

Düzenledikleri fuarla öğrencilere yeni fırsatlar oluşturup gençlerin ufkunu açmak istediklerini vurgulayan Kutlu, işsizlikle mücadele çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Gençlere kariyer olanakları sunan fuarın açılış konuşmasını yapan Mersin İşkur İl Müdürü Mustafa Kutlu Mersin’deki çalışmaları hakkında bilgi verdi. 2015’te Mersin’de 3 bin kişiyi iş başı eğitim programlarından

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye’nin evsahipliğinde düzenlenen B20 Zirvesinden küresel ekonominin sorunlarının çözümüne yönelik çıkan önerilerin G20 liderleri tarafından dikkate alınmasının iş dünyası tarafından memnuniyetle karşılandığını söyledi. Zirve çalışmalarının TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) uzmanları tarafından büyük bir titizlikle yürütüldüğünü kaydeden Aşut, ortaya çıkan sonuçların yine TEPAV aracılığıyla rapor haline getirilerek G20’ye öneri olarak sunulduğunu bildirdi. B20 Türkiye’nin küresel ekonominin sorunlarına yönelik 19 çözüm önerisi şöyle;

CMYK

Türkiye genelindeki rakamlar hakkında bilgi veren İşkur Genel Müdür Yardımcısı Cafer Uzunkaya ise 2000’li yıların başında İşkur’un Türkiye genelinde yalnızca on bin-

İş dünyası B20 Zirvesi sonuçlarından memnun

M

MTSO GAZETE SAYFA NO 5

“Türkiye’de işsizlik değil, nitelikli işgücü sorunu var”

lerle ifade edilen insanı işe yerleştirdiğini hatırlatarak, “Bugün ise yalnızca Mersin’de yılsonu itibariyle 20 binin üzerinde insanın iş sahibi olmasına aracılık etmiş olacağız” dedi. Türkiye genelinde ilk 10 ayda 750 bin kişinin işgücü piyasasına aktif katılımına katkı sunduklarını vurgulayan Uzunkaya, şunları söyledi: “Türkiye’de 3 milyona varan işsizden bahsedilirken 2 milyona yakın da iş talep eden bir Türkiye var. Mersin’de 18 bin kişi işe yerleştirildi ancak iş dünyasının talebi 30 bin kişi civarında. Bu da gösteriyor ki Türkiye’de işsizlik değil, nitelikli işgücü sorunu var”. Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Kerim Tufan, Türkiye’de artık ‘Ne iş olsa yaparım’ döneminin sona erdiğine dikkat çekerek, uz- Altyapının menkul değer olarak geliştirilebilmesini kolaylaştırmak amacıyla altyapı yatırım ekosisteminin iyileştirilmesi, - Özellikle teknik, yönetsel ve girişimcilik becerilerini dikkate alacak biçimde, beceri açıklarını gidermeye yönelik programların geliştirilmesi ve finanse edilmesi,

-DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşmasının onaylanması ve yürürlüğe koyulması, -Küresel finansal reform gündeminin nihai hale getirilmesi ve onaylanması, - Kanunlar arasındaki bütünlüğün sağlanmasının vurgulanması ve finansal reform gündemindeki danışma sürecinin iyileştirilmesi, -G20’nin şirketlerde hak sahipliği şeffaflığı prensiplerinin uygulanması, - Ortak bir uluslar arası yatırım prensipleri setinin oluşturulması ve yabancı doğrudan yatırımın vergilendirilmesine ilişkin daha fazla şeffaflık ve uyumun gözetilmesi, - G20 büyüme hedefleriyle bağlantılı olarak ülkelere özel altyapı yatırımı stratejilerinin geliştirilmesi,

- İstihdam olanaklarını arttırmak için işgücü piyasalarını daha dinamik ve kapsayıcı yapacak kapsamlı yapısal reformların uygulanması, - Genç istihdamının ve kadınların istihdama katılım oranlarının arttırılması, - KOBİ kredi güvenilirliği ile ilgili verilerin daha şeffaf ve kolay erişilebilir yapılarak KOBİ’lere kredi sağlama konusundaki riskleri azaltacak bir takım finansal araçların daha etkin kullanılabilmesinin sağlanması, - Politika, düzenleme ve standartların desteklenerek ve uyumlaştırılarak KOBİ’lerin alternatif finansmana erişiminin genişletilmesi ve derinleştirilmesi, - KOBİ’lerin uluslar arası standartlara uyum sağlaması için destek verilmesi ve KOBİ’lerin uluslar arası pazarlara erişimlerinin kapasite ge-

manlaşmanın önemini vurgularken Mersin Vali Vekili Süleyman Deniz, kişilerin yetenekleri doğrultusunda doğru işlerde görev alması gerektiğini anlattı. Arbel’e ödül Açılış konuşmalarının ardından ‘İstihdamın En’leri ödülleri verildi. 2015’te en fazla istihdam sağlayan firma olarak Dia Altyapı İnşaat Hizmetleri firması ödül alırken, 2015 yılı İşbaşı Eğitim Programı’ndan en fazla yafikirlerin peşinden gitmek yerine yeni fikirler üretmeleri gerektiğini de kaydeden İzgören, “Hayatta her zaman çok dinleyen, çok okuyan, çok yazan ve az konuşan insanlar kazanır” diye konuştu. liştirme ve teknik yardım programlarıyla iyileştirilmesi, - 5 yıllık küresel geniş bant bağlantısı hedefinin G20 üyesi ülkelerin büyüme stratejilerine entegre edilmesi ve KOBİ’lerin dijital ekonomiye ve inovasyon ekosistemlerine erişiminin paydaş işbirliği aracılığıyla iyileştirilmesi, - Gelişen dijital ekonomi için küresel ticaret sisteminin iyileştirilmesi, - G20 ülkeleri için bir girişimcilik vizesi programı başlatılması, - Korumacılığın askıya konusundaki taahhütlerin yeniden vurgulanması, özellikle yerelleştirme önlemlerini de içeren ticarete tarife dışı engelleri barındıran mevcut korumacı önlemlerin geriye çekilmesi, - Beş yıl içerisinde kamu-özel işbirliği aracılığıyla tüm G20 ülkelerinde gümrük prosedürleri ve sınırlar arası geçiş sistemleri için kapsamlı bir dijital ortamın geliştirilmesi ve adapte edilmesi, - Kamu alımları dijitalleştirilmesi, High Level Reporting Mechanisms (iş omdusmanlarının) geliştirilmesi ve kamu alımları prosedürleri için iş uyumluluk programlarının teşvik edilmesi.


6

YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Mersin için güçlü bir alternatif pazar: MEKSİKA

yatırımlardaki artışın bu büyümede etkili olacağı düşünülüyor. Altyapı yetersizliği ve iç talepteki zayıflık ise büyümeyi negatif etkiliyor. Ancak Çin’den daha düşük taşıma ve üretim maliyetleri sebebiyle birçok firmanın Meksika’da üretim yapmayı tercih eder hale gelmesi ülkenin orta vadede göstergelerin olumlu olacağı sinyalini veriyor. Meksika’daki tüketici tercihleri

İ

hracat potansiyeli açısından bakıldığında Meksika, Mersin için önemli alternatif pazarlardan biri olarak görülebilir. Kendisine ekonomik yol haritası olarak tarım, turizm ve lojistik sektörlerini belirleyen Mersin’in özellikle tarım gıda ve turizm sektörleri için Meksika pazarını da göz önünde bulundurması faydalı olacaktır. Meksika ile tarıma dayalı sanayi, tarım makineleri, gübre, ambalaj malzemeleri ve ekipmanları başta olmak üzere, yenilenebilir enerji (Özelikle güneş enerjisi), havacılık ve uzay sanayi, inşaat malzemeleri, müteahhitlik hizmetleri alanlarında iş birliği yapılabilir. Gemi ve deniz araçlarının inşası, mevcut gemilerin havuzlanması, bakım ve onarımlarının yapılması, çelik konstrüksiyon işleri ve gemi dizel motorlarının imalatında da Meksika, önemli pazarlar arasında. Hem konut hem de işyerleri için güvenlik ekipmanları ve yazılımı üreten firmalar açısından da fırsatlar taşıyan Meksika’da bu kapsamda petrol ve doğal gaz boru hattı, üretim ve işleme tesisi, makine ve ekipmanlar ile elektrik üretimi ve iletimi alanlarda ticaret geliştirilebilir. Ayrıca petrol ve doğal gaz altyapısı ve enerji, Meksika Hükümeti’nin 2014-2018 döneminde de öncelik vereceği sektör arasında. Genç nüfus gıda sektörünün iştahını kabartıyor Meksika, halihazırda dünyanın 15. büyük ekonomisi. 2020’de satın alma gücü paritesi ile GSYİH bakımından dünyanın en büyük 10. ekonomisi olacağı, 2050’de ise ilk 5 ekonomi içinde yer alacağı tahmin edilen Meksika, 117 milyonluk ve yüzde 70’i 40 yaşın altında olan genç nüfusu ile gıda ürünleri açısından büyük bir potansiyele sahip. Meksika tek başlarına gıda sektörü için özelikli bir pazar gibi gözükmeyebilir. Ancak bu ülkede çok sayıda Orta Doğu kökenli vatandaş yaşıyor. Bu da benzer tüketici tercihlerine sahip olmalarını, etnik ve geleneksel Türk ürünleri açısından potansiyel alıcı konumuna ulaşmalarını beraberinde getiriyor. Öte yandan Meksika’da yaşayan Avrupa kökenli tüketicilerin de Türk ürünleri için önemi yadsınamaz. Turizme gelince ülke; otel ve restoran işletmeciliği alanlarında da oldukça gelişmiş durumda. Her yıl 20 milyondan fazla kişi Meksika’yı ziyaret ediyor. Mexico City’de 35 bin, ülke genelinde ise 250 bin adet restoran bulunmakta olup, bunların yüzde 96’sı küçük işletmelerden oluşuyor. Sektörde yeni teknolojilere ihtiyaç ise oldukça fazla. Meksika ile ticaretteki sorunlar gümrük ve vergi İki ülke arasındaki ticari ilişkiler incelendiğinde önemli sorunların başında gümrük ve yüksek vergilerin geldiği söylenebilir. Meksika’nın AB ile imzaladığı ve Temmuz 2000’den bu yana yürürlükte olan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunmasına rağmen Türkiye ile Meksika arasında halen STA bu-

MTSO GAZETE SAYFA NO 6

lunmamaktadır. Bu nedenle Meksika’ya yapılan ihracatta vergi yükü Avrupalı ülkelere oranla yüksek seyrediyor. Özellikle tekstil, makine ve oto yedek parça sektörlerinde bu durum ticaret sapmalarına yol açıyor. Geçmişte Türkiye ile çalışan bazı Meksikalı firmalar dahi yüksek vergi yükünden kurtulmak için tedarik kaynaklarını AB ülkelerine kaydırmaya başladı. Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması’na (NAFTA) üye diğer ülkeler olan ABD ve Kanada ürünlerinin pazara tercihli gümrük tarifeleri ile girmesi de Türk ürünlerinin söz konusu pazarda rekabet avantajı kazanmasını engelliyor. Meksika ile Türkiye’nin ürün yelpazesinin benzerlik göstermesi de bu ülkeye ihracatta ürün çeşitliliğinin artırılmasını kısıtlayan etkenler arasında. İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin artırılarak yeni işbirliği imkanlarının yaratılması ve ticarete konu olan malların çeşitlendirilmesi için fuarlara katılım ve ticari heyetler yoluyla Türk ürünlerinin bu pazarda yoğun şekilde tanıtılması önem taşıyor. Meksikalıların Türkiye’ye yoğun ilgi göstermesine rağmen bu ülkede halen Türk malı imajı istenilen ölçüde oluşturulmuş değil. Bunda coğrafi uzaklık ve doğrudan uçak seferlerinin yapılamamasının da etkisi büyük. Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele kapsamında Meksika’da gümrük prosedürlerinin uzun sürmesi de pazara girişteki diğer bir engel olarak gösterilebilir. Latin Amerika’nın en güçlü ekonomilerinden Meksika, 1,3 trilyon doların üzerindeki gayri safi milli hasılası ile dünyanın 15. büyük Latin Amerika’nın da en büyük ekonomilerinden biri. 1980’lerde geçirdiği ekonomik dönüşümün ve 1994’te yürürlüğe giren NAFTA’nın etkisiyle ABD ve Kanada ile ticaretini üç kat artıran Meksika, liberal ekonomiye sahip. Ancak özel ve kamuya ait tekelleşmiş şirketlerin ülke ekonomisindeki ağırlığının halen hissedilmesi, rekabeti ve üretkenliği kısıtlayan, fiyatları artıran ve hizmet kalitesini düşüren önemli bir yapısal faktör. Son yıllarda ülke ekonomisindeki ağırlığı azalmakla birlikte petrol gelirleri, hala ihracat gelirlerinin yüzde 10’unu ve tüm kamu gelirlerinin yüzde 40’ını oluşturuyor. Devlete ait olan petrol şirketi Pemex, dünyanın 5. büyük petrol şirketi olup, ülke gelirlerinin üçte biri bu şirketin kazançlarından sağlanıyor. Krizden en çok inşaat, otomotiv ve makine sanayi etkilendi Küresel ekonomik krizin etkilerinin en fazla görüldüğü 2009 yılında yüzde 6,5 oranında gerçekleşen sanayi üretimindeki düşüşten en fazla etkilenen sektörler; inşaat, otomotiv ve makine sanayi oldu. Hizmetler sektöründe ise özellikle restoran işletmeciliği, perakendecilik ve turizm alanlarında H1N1 virüsü ve küresel ekonomik kriz dolayısıyla gelirler düştü. Bankacılık sektörünün eko-

CMYK

nomideki payının az olması, ekonomik krizden etkilenme düzeyi açısından olumlu bir gelişme olsa da, firmaların kredi olanaklarını kısıtlayan önemli bir faktör. Özel bankalar toplam kredilerin yalnızca yüzde 20’sini sağlıyor. Ülkede ekonomik faaliyetler genel olarak başkentte yoğunlaşıyor Ekonomik faaliyetler, genel olarak başkentte yoğunlaşmaktadır. GSYİH’nin yüzde 20’sinin üretildiği başkent Mexico City’nin bağlı olduğu eyalet, ağır sanayinin de merkezi. Kuzey sınırındaki altı eyalet (Baja California, Sonora, Chihuahua, Coahuila, Nuevo León ve Tamaulipas), Meksika’nın imalat sanayi ve özellikle ABD’ye ihraç edilen üretim mallarının üretildiği ve satıldığı fabrikaların yoğunlaştığı bölge. Jalisco, Puebla ve Guanajato ise refah seviyesi yüksek olan ve imalat sanayinin geliştiği eyaletlerken, Veracruz, tarım ve petrol sanayi ile öne çıkıyor. Meksika Körfezi’ndeki eyaletlerden özellikle Quintana Roo turizm açısından gelişmiş. Ülkenin yaklaşık yarısı yoksul olarak değerlendirilmekle birlikte, tarımsal üretimin yoğun olduğu güneydeki eyaletlerde bu oran yüzde 75’e ulaşıyor. Chiapas, Oaxaca, Guerrero’nun bazı alanları ve Pasifik kıyılarında da yoksulluk oranı oldukça yüksek. Göç, üretim bölgeleriyle önleniyor Ekonomik sıkıntılar arasında göç de önemli bir faktör. Meksika’dan ABD’ye göç sorunu, ABD’nin önerisi ile yabancı yatırımların yer aldığı, gümrüksüz ve kotasız ara ve sermaye malı imalatına imkan veren “maquiladora” üretim bölgeleri kurularak önlenmiş. Bu sistemden her iki ülke de yarar sağlıyor. ABD’nin avantajı; ülkesine olan insan göçünü durdurmak ve fason imalatla düşük maliyetli üretim malları üreterek üçüncü dünya ülkelerinde pazar gücünü artırmak yönünde oluyor. Meksika ise, yabancı sermaye girişini hızlandırarak istihdam imkanı sağlıyor. Ekonomik sorunlarının bir kısmına çare bulmuş ve bu üretim bölgelerinde çalışarak yetişen nitelikli insan gücüne kavuşmuş oluyor. Meksika, ticaretini STA’larla yürütüyor Ticaretinin yüzde 90’ından fazlasını STA’larla yürüten Meksika’nın yürürlükte bulunan, 45 ülkeyi kapsayan 12 Serbest Ticaret Anlaşması bulunuyor. Meksika ekonomisinde geleceğe yönelik beklentiler incelendiğinde ise şunlar söylenebilir. Dış talepteki azalmanın ve kamu harcamalarının (dolayısıyla inşaat faaliyetlerinin) azalması nedeniyle 2013’te yalnızca yüzde 1,2 büyüdüğü tahmin edilen Meksika ekonomisinin, 2014’te yüzde 3,4, 2015-2018 yılları arasında ise ortalama yüzde 3,8 büyüyeceği tahmin ediliyor. Meksika ekonomisini güçlendirmeye yönelik telekomünikasyon, enerji ve maliye alanlarında gerçekleştirilen reformlar ve yabancı

117 milyonluk nüfusun artan tüketim harcamaları, giderek genişleyen orta sınıf, NAFTA kapsamında geniş bir hinterlanda sahip olması, Meksika pazarını cazip kılmakla birlikte önemli bir rekabeti de beraberinde getiriyor. Tüketim harcamalarının küresel kriz nedeniyle 2008’den itibaren azalması, Meksikalı tüketicilerin markalı ürünlere göre daha ekonomik olan fason ürünlere ve Çin malı tekstil, kozmetik, oyuncak, küçük ev aletleri, elektronik eşyalara yönelmelerine sebep oldu. Çalışan kadın nüfusunun artması (çalışan nüfusun yüzde 35’ini kadınlar oluşturuyor) özellikle kentlerde paketlenmiş dondurulmuş gıdaların, tüketime hazır ve uzun ömürlü gıdaların, işlenmiş gıda ürünlerinin tüketimini ve paket servislerin kullanımını artırıyor. Kadınların daha ileri yaşlarda ve daha az sayıda çocuk yapma eğilimleri ise gelir artışıyla birlikte dayanıklı ev eşyaları, teknolojik ürünler, kozmetik, kişisel bakım ürünleri, hazır giyim, sağlık, eğitim ve tatil paketleri gibi kalemlerde tüketimlerini artırıyor. Ayrıca her geçen gün daha fazla sayıda kişi, çevreye duyarlı ve sosyal sorumluluk sahibi firmaları tercih ediyor. Meksika’da 15 yaş ve üstü nüfusta görülen obezite oranı oldukça yüksek. Obezite görülme oranında dünyada ABD’den sonra ikinci sırada yer alan Meksika gazlı içecek tüketimi açısından dünyada 5. ve kalori/şeker/yağ içeriği yüksek olan hazır gıdaların da büyük bir tüketicisi. Buna paralel ülkede obeziteye bağlı kalp krizi ve mide rahatsızlıkları da giderek artıyor. Yüksek gelir grupları bu risklere karşı daha sağlıklı ve bilinçli beslenme eğiliminde olsa da, obezite her gelir grubundan insanı etkiliyor. Artan sağlıklı yaşam kaygıları beyaz et, az yağlı ve az kalorili gıda ürünlerinin tüketimini olumlu yönde etkiyor. Yüksek gelir grupları arasında somon füme, özel çaylar, reçel ve bisküvi tüketimi yükseliyor. Hükümet, taze besinlerin tüketimini ve düzenli fiziksel aktiviteyi yaygınlaştırma yönünde adımlar atıyor.

ham petrol (%9,1), binek otomobilleri (%8,2), kara taşıtları aksamı (%5,7), eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar (%5,4), otomatik bilgi işlem makineleri (%5,2), TV alıcıları ve monitörler (%4,2), telefon cihazları, ses, görüntü veya diğer bilgileri almaya veya vermeye mahsus diğer cihazlardır (%4). Ülkenin 2014 yılı ihracatının yüzde 89’u petrol dışı sektörlerden, yüzde 6,4’ü ise tarım ve gıda ürünlerinden oluşur. Dış ticaretinde ABD’ye olan bağımlılığını azaltmak, ürün ve pazar çeşitliliğini sağlamak için üçüncü ülkelerle STA’lar imzalamış olmasına rağmen Meksika’nın 2014 ihracatında yüzde 80 payla ilk sırada ABD yer alır. Kanada (%2,7) ve Çin (%1,5) onu takip eder. Türkiye ise yüzde 0,1 payla Meksika’nın 2014 yılı ihracatında 37. sırada yer alır. İthalat Meksika’nın 2014 yılı ithalatının yüzde 92’si petrol dışı sektörlerden, yüzde 6,7’si ise tarım ve gıda ürünlerinden oluşuyor. Ülke ithalatının yaklaşık yüzde 75’i ara malı, yüzde 15’i tüketim malı ve yüzde 10’u ise sermaye mallarından oluşuyor. İşlenmiş petrol ürünleri (%6,1); kara taşıtları aksamı (%5,8); elektronik entegre devreler (%3,5) ile telefon cihazları, ses, görüntü veya diğer bilgileri almaya veya vermeye mahsus diğer cihazlar (%3,4) ülke ithalatında öne çıkan başlıca ürünler arasında sayılabilir. Genel olarak Meksika’nın ithalatı; makine, otomobil, elektrik-elektronik ürünleri, plastik eşya, ilaç, optik cihazlar, otomotiv yan sanayi, demir-çelikten eşya, organik kimyasallar, plastik ambalaj malzemeleri ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ağırlıklı bir yapı sergiler. Meksika 2013 yılı ithalatının yüzde 49’unu ABD’den gerçekleştirdi. Çin (%16,6) ve Japonya (%4,4) ise ikinci ve üçüncü sıralarda yer alıyor. Türkiye, bu sıralamada 2014 yılında yüzde 0,2 pay ile 37. sırada yer almaktadır. Türkiye – Meksika ilişkileri Meksika, Türk Ekonomi Bakanlığı tarafından 2014-2015 döneminde öncelikli ülkelerinden birisi olarak belirlendi. Türkiye ile Meksika arasındaki ticaret, coğrafi uzaklık, nakliye masraflarının yüksekliği, kolay bozulabilir ürünlerin taşınmasındaki zorluklar, iki ülkenin de benzer üretim ve ihracat portföyüne sahip

mızda yüzde 435,9 artış ve yüzde 9,5 pay ile ikinci sıraya yükseliyor. Meksika’ya ihracatımızın yüzde 7,4’ünü oluşturan ve üçüncü sırada yer alan mücevherat ihracatında ise aynı yıl yüzde 45,4 artış yaşanıyor. Fındık ise toplam ihracattan yüzde 4,1 pay alarak dördüncü sırada yer alıyor. Dizel minibüsler, çinko cevherleri, demir-çelik borular, motor aksamı, takım tezgahları, karoseri, kauçuk lastik, tütün ve pamuklu mensucat ise Meksika’ya ihracatımızda önem arz eden diğer başlıca ürünler arasında sayılabilir. Ticareti etkileyen kültürel faktörler Meksikalılar ile yapılacak iş görüşmelerinde kartvizit bulundurulmalı, başkentin yoğun trafiği hesaba katılarak görüşmeye zamanında gidilmeli. Randevu saati son gün dahi teyit ettirilmelidir. İş görüşmeleri genellikle öğlen yemeği ya da kahvaltı ile birleştirilir. İş hayatında ve üst düzey pozisyonlarda erkeklerin hakimiyeti bulunmakla birlikte; enerji, tarım ve otomotiv gibi sektörlerde bu hakimiyet daha fazladır. Meksikalılar iş görüşmelerinde ana dilleri olan İspanyolca konuşmayı tercih ettiklerinden, yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesi açısından görüşmeye bir tercüman ya da İspanyolca konuşabilen bir personel ile katılım sağlanması tavsiye edilir. Meksikalı işadamları için güven ve kişisel ilişkiler oldukça önemli. Hiyerarşik bir toplum olmasından dolayı kararlar ve sorumluluklar üst düzey yöneticilerin yetkisinde. Sosyal statü, aile bağları ve nezaket gibi kavramların yanı sıra dış görünüşe de önem verilir. Meksikalılar olumsuz görüşlerini doğrudan ifade etmeyi tercih etmeyip, “Size daha sonra dönüş yapacağım” şeklinde dolaylı yanıtlar verebilir. Unvanlar oldukça önemlidir, unvan bilinmiyorsa hitapta Señor (Bay) or Señorita (Bayan) kelimeleri kullanılabilir. Meksikalılar iki soyadı (baba ve anne soyadı) kullanırlar. Resmi tatiller ve çalışma saatleri Meksika’da özel şirketler genellikle Pazartesi-Cuma günleri arasında 09.00–18.00 saatleri arasında çalışır. 14.00–16.00 arasında yemek molası verilir. Bankalar da aynı günlerde 09.00–17.30 arası açık olup, büyük bankaların çoğu Cumartesi günleri 09.00–14.30 arası da hizmet verir. ATM’ler tüm ülkede yaygındır. Kamu kurumları haftanın beş

İçecek üreticileri için önemli pazarlar arasında Meksika, içecek üreticileri için önemli bir pazar olup, kişi başı alkolsüz içecek tüketiminde ABD’nin ardından 2. büyük pazar. Meksika, ayrıca bira tüketimi açısından dünyanın en büyük 10. Pazarı konumunda (Latin Amerika’da ise Brezilya’nın ardından 2. büyük pazar). Şarap ise Meksika’da öncelikle tercih edilen bir içki olmasa da son zamanlarda şarap tüketiminin arttığı da söylenebilir. Meksika’da alkollü, gazlı ve sıcak içecekler piyasalarında yerli üreticiler baskın durumda. Dış Ticaret En büyük ihracat pazarı olan ABD’de başlayıp tüm dünyaya yayılan küresel kriz nedeniyle dış ticareti oldukça etkilenen Meksika’nın ihracatında 2009’da yüzde 21, ithalatında ise yüzde 24 düşüş yaşandı. 2010’dan itibaren ise ülke ekonomisindeki toparlanma dış ticaret verilerine de yansıdı. 2012’de ihracatını ve ithalatını yüzde 6 artıran Meksika yıllar sonra ilk kez dış ticaret açığını kapatarak fazla verdi. 2013’te ise ülke ihracatı yüzde 2,5, ithalatı ise yüzde 2,8 arttı. 2014 itibarıyla Meksika dünyanın 15. büyük ihracatçısı ve ithalatçısıdır. İhracat Meksika’nın başlıca ihraç ürünleri

olması ve Türkiye’nin AB pazarına, Meksika’nın ise ABD pazarına odaklanması nedeniyle istenilen seviyede değildir. Meksika ile Türkiye’nin ikili ticaretine ilişkin veriler incelendiğinde; bu ülkeye ihracatımızın yıllar itibarıyla dalgalı bir seyir izlediği ve 2009’da küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin ikili ticaret verilerine de yansıdığı görülür. Bu dönemde Türkiye’nin Meksika’ya ihracatı yüzde 39 azalır. 2013’ten itibaren toparlanma başladı. 2013’te Meksika’ya Türkiye’nin ihracatı yüzde 16, ithalatı ise yüzde 15 artar. Böylece iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1,2 milyar Dolar seviyelerine ulaşır. 2014’te ise Türkiye’nin Meksika’ya ihracatı yüzde 31 artış gösterir. İthalat ise yüzde 6 azalınca Türkiye aleyhindeki dış ticaret açığı yüzde 17 azalır. Meksika’ya 2014 yılı ihracatımızda yüzde 10,7 pay ile kara taşıtları aksamı yüzde 33,8 artışla ilk sırada yer alıyor. Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar 2014’te bu ülkeye ihracatı-

günü 08.00–18.00 saatleri arasında açıktır. Perakende mağazaları ise genellikle 11.00–19.00 saatlerinde açık olup, büyük süpermarketler ve alışveriş merkezleri saat 21.00’e kadar hizmet verir. Restoranların çoğu 20.00–02.00 arası hizmet verir. Noel kutlamalarına büyük önem verilmekte olup, 15 Aralık–6 Ocak tarihleri arasında çeşitli kutlamalar yapılır. Telefon Kodları Meksika’nın uluslararası telefon kodu 52’dir. Türkiye’den Meksika’ya yapılacak aramalarda 00 + 52 + alan kodu + telefon numarası tuşlanmalıdır. Yerel Saat Meksika ile Türkiye arasındaki saat farkı -8 saat olup, örneğin Türkiye’de saat akşam 18.00 iken Meksika’da sabah 10.00’dur. Kaynak: Ekonomi Bakanlığı


7

YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Meslek Komitesi Başkanları sektörlerine ilişkin sorunları anlattı şey yok” dedi. Yaş meyve ve sebze sektörü örnek verilerek her yıl yalnızca bu sektörde 50 milyon TL’ye yakın paranın kaybedildiğini vurgulayan başkanlar, Çek Yasası’na yeni bir düzenleme ya da ödemelerde çek kullanımının kaldırılması yönünde çalışma başlatılması talebinde bulundu.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Meslek Komitesi başkanlarıyla Lychee Restoran’da düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi. Toplantıda ağırlıklı olarak iş dünyasının yeni kurulacak hükümetten ilk 100 günde atmasını beklediği adımlar görüşüldü. Komite Başkanları ise yeni asgari ücret ile Çek Yasası’na yönelik kaygılarını dile getirerek kendi sektörlerinin özel sorunlarını anlattı. Mayıs ayında düzenlenen Meslek Komiteleri Çalıştayının ardından

üçer aylık periyotlarla düzenlenen toplantıların üçüncüsü 17 Kasım 2015’te düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Aşut, Türkiye’nin evsahipliğinde düzenlenen B20 ve G20 toplantılarının sonuçları hakkında Komite Başkanlarını bilgilendirdi. B20 görüşmelerinden çıkan sonuçların Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) aracılığıyla rapor haline getirildiğini ve G20›ye öneri olarak sunulduğunu anlatan Aşut, bu raporun ticaretin düzenlenmesinden inovasyon ve ar-ge’ye, teşviklerden KOBİ’lerin finansmana ve pazarlara erişimine kadar birçok konuyu içerdiğini kaydetti. Ardından MTSO’nun gerçekleştirdiği bazı projeler hakkında bilgi verdi. İlk olarak Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ne değinen Aşut, ticaretin ana kaynağının istihbarat olduğunu vurguladı. Üyelerin artık MTSO aracılığıyla rakiplerinin hangi ürünü ne kadara hangi firmaya sattığını, ihracat yapacakları ülkelerde hangi konularda tarife dışı engel var, o ülkenin gümrük, hukuk mevzuatı nedir gibi bilgilere ulaşabileceğini dile getiren Aşut, “Bunun için ev ödevinizi iyi çalışın. Ne istediğinizi iyi tespit edin ve istediğiniz bilgiyi bu birimde çalışan arkadaşlarımızdan edinin” dedi.

MTSO GAZETE SAYFA NO 7

Mesleki yeterlilik kavramına da değinen Şerafettin Aşut, bu kavramın dünyada oturduğunu, Türkiye’de de oturması yönünde MTSO olarak büyük çaba sarf ettiklerini dile getirerek sözü Komite Başkanlarına verdi. Asgari ücretteki belirsizlik ortak sorun olarak ifade edildi Komite başkanlarının ortak sorun olarak üzerinde durduğu ilk konu asgari ücretteki artışlar oldu. Herkesin emekçiden yana olduğunu ve gerekirse ücretlerin daha da artırılabileceğini kaydeden başkanlar, sorunun telaffuz edilen rakamdan öte yükselecek vergi dilimleriyle

Başkanlar toplantıda sektör sorunlarına da değindi. Beton sektöründe faaliyet gösterdiğini anlatan Hasan Engin, (14 No’lu İnşaat ve Emlak Meslek Komitesi) Mersin’de beton üreticileri olarak karşılarında iki büyük hazır beton firması bulunduğunu ve bu firmalarla rekabette sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Erkut Özyıldırım ise (9 No’lu Bilgisayar Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi) Komite olarak elektrik ve elektronik sektörüne yönelik ticaret merkezi oluşturmayı planladıklarına değindi. Bununla ilgili çalışmaları bulunduğunu, yerel yönetimlerle bir ön hazırlık süreci yaşadıklarını anlatan Özyıldırım, “Bu konuda Oda’mızdan da destek bekliyoruz” dedi. Konuşmasında Mersin Teknopark’a da değinen Özyıldırım, sözlerini, “Mersin Teknopark kentimiz için büyük önem taşıyor ancak ar-ge’nin gelişmesi için burada da düzenleme yapılmalı” diye tamamladı.

Sektör olarak en stresli dönemlerini yaşadıklarına işaret eden Kerim Kara (30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi) ise 7’nci ayda Hazine’nin bir sigorta şirketinin faaliyetini durdurması sonrasında fiyatlarda yaşanan astronomik yükselişin sektöre etkilerini anlattı. Komisyonların ise bu dönemde oldukça düştüğüne dikkat çeken Kara, “Para kazanamadığımız gibi fiyatlar yükselince müşterilerimizle de sıkıntı yaşıyoruz. Bu konuya dikkat

çekilmesini istiyoruz” dedi.

Karşılıksız çek ve tahsilatlardaki sıkıntılar vurgulandı

Teşvikler konusuna değinen Bilge Gürbüz (32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi) ise şunları söyledi: “Aynı makineyle ilgili yan yana iki firmaya aynı desteğin verilmesi ilk desteğin yerini bulmasını engelliyor. Rekabeti köreltiyor. Buna da çözüm üretilmeli. Suat Koçak (26 No’lu Sağlık Hizmetleri Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi) en büyük sorunu tahsilatlarda yaşadıklarını

CMYK

Mersin’de geri dönüşüm sektörünün hızla büyüdüğünü anlatan Mahmut Dağ (35 No’lu Geri Dönüşüm Plastik ve Kimya Meslek Komitesi) ise dönüşüm malzemesindeki fiyat artışına karşın dönüşümdeki fiyatların düşük kalması konusundaki sıkıntılarını dile getirdi. Komite üyeleri arasında organik gübre üreticileri bulunduğuna da değinen Dağ, “Tarım sektöründe fiyatlar yükselmiyor. İhracatı artırıp ürün fiyatlarının yükselmesi gerekir. Ayrıca stajyer öğrenci bulma noktasında da sıkıntı

sorunumuzdan başlayarak sorunlarımızı tek tek çözmeye çalışıyoruz. Ülkemizdeki tarım politikaları kötü. Umudu kesince kendi imkanlarımızla üreticimizi değişik ürünlere yönlendiriyoruz. Yurtdışında kendimiz savaşıyoruz. Ataşeliklerimiz var ama bizim orada eli çantalı iş kovalayan insanlarımız olmalı.” “Hayvancılıkta okuldan atılmak üzereyiz” Hayvancılık sektöründe Türkiye’nin çok kötü durumda olduğunu, sınıfta kalmayı geçip, okuldan atılma aşamasına geldiğini anlatan Yusuf Cansev (4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi), hayvansal ürünlerin ve hatta

Mersin Limanı’nda yaşanan sorunlara değinen Ufuk Maya (Yönetim Kurulu ve 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi) ise İskenderun Limanı’nın Mersin’e ciddi bir rakip olduğunu kaydetti. İki liman arası rekabetin gün geçtikçe arttığını vurgulayan Maya, bölgeden kaçan her firmanın ekonomiye zarar

“Sigorta sektörü en stresli dönemini yaşıyor”

yaşanabileceğine dikkat çekti. 3 ve 4’üncü aydan itibaren vergi diliminin yükselmesiyle birlikte sıkıntıların daha da artabileceğini kaydeden başkanlar asgari ücrette yapılması planlanan artışın ne şekilde olacağı ve finansmanı konusundaki belirsizlik hususunda yaşadıkları tedirginlikleri dile getirdi. Özellikle, gümrük ya da özel güvenlik gibi hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların bu alandaki sıkıntılarının artabileceği görüşünü paylaşan başkanlar, “Artan maliyetler karşısında gerek rekabet ve gerekse hizmet kalitesinin korunması noktasında sıkıntılar artacaktır” değerlendirmesini yaptı. Asgari ücretin popülist bir yaklaşım olduğunu vurgulayan komite başkanları, asgari ücretin 1300 TL’ye çıkmasının işsizliği körükleyeceğini söyledi.

Komite Başkanlarının ağırlıklı olarak değindiği bir başka konu ise karşılıksız çek ve tahsilatlarda yaşanan sıkıntılar oldu. Bu konuda yasal önlemlerin artırılması gerektiğini belirten başkanlar, “En büyük sıkıntımız açık hesap ve veresiye. Karşılıksız çekler çok fazla ama yapılacak bir

anlatarak, 40 aylık vadelerle karşılaştıklarını vurguladı ve “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun farklı uygulamaları nedeniyle de zor günler yaşıyoruz” dedi.

“Tarım, inşaat, kuyumculuk hangi sektör olursa olsun hiç fark etmez. Hepimiz güzel olanı satmak zorundayız. Bizim en büyük sorunumuz pazarlama. Değerlerimizin farkına varamıyoruz. Bunlara sahip çıkmalıyız. MTSO’nun da önder olmasını istiyorum. Bu konuda bir proje geliştirmek istiyorum. Her kent kendi imkanlarıyla güzelleşebilmeli. Kendi kültürümüzü detaylı işleyip ürünlerimize yansıtırsak pazarlama kabiliyetimiz de artacaktır. Böyle yaparsak turist de çekebiliriz, pazarlama da yapabiliriz. Kendi özümüze dönerek markalaşabiliriz”.

Gümrükte yaşanan sıkıntıları dile getiren Hasan Büyük (20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi) ise Trieste Limanı’ndan gelen yükleri İstanbul’a indirmek durumunda kalmalarından şikâyetçi oldu. Suriyelilerin iş talebindeki artışa dikkat çeken Hürşah Çelik (23 No’lu Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi), bu durumun rekabette sıkıntıya yol açtığını söyledi. Çelik, “Bir diğer konu ise bizim gibi küçük sanayi firmalarının bir arada bulunduğu yeni sanayi siteleri oluşturulmalı” dedi. “Teşvik verilmesinde kriter olmalı”

yaşıyoruz” dedi. “İşbaşı eğitim prosedürleri azalmalı” Eğitimde yaşanan sıkıntılara değinen Mesut Yeter (12 No’lu Mobilya, Halı ve Ev Eşyası Meslek Komitesi), “Örneğin bizim sektörde masa başı eğitim olmaz. İş-Kur ile makine başında eğitim için görüştük ancak prosedürler çok fazla. Bu eğitimlerin kolaylaştırılması gerek” dedi. Ayrıca mobilya sektörü olarak yatırım yapacak arazi talepleri bulunduğuna da değinen Yeter, organize sanayi bölgesi, sanayi sitesi gibi maliyeti düşürülmüş alan talepleri bulunduğunu bildirdi. Haluk Mutluay (2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitesi) ise vadelerden şikayetçi oldu. Tahsilatları 5-6 ayda yapabilirken üreticiye ödemeyi 20 günde gerçekleştirmek durumunda kaldıklarına dikkat çeken Mutluay, “Bu durumda nakit sıkıntısı çekiyor ve bankalara başvurmak durumunda kalıyoruz” diye konuştu. Markalaşma noktasında yaşanan sıkıntıları da anlatan Mutluay, markalaşma çalışmalarına destek verilmesini beklediklerini söyledi. Sektör sorunlarının çözümünde devletten bir beklenti içine girmektense bir araya gelip çözme yolunu seçtiklerini anlatan Hakan Sefa Çakır (Yönetim Kurulu Üyesi 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi) ise şunları söyledi: “Bizim sektörümüzde üretimden ihracata kadar her alanda o kadar çok sorun var ki devletten bir şey beklemekten vazgeçtik. Arkadaşlar bir araya gelip en önemli

samanın ithal edildiğini söyledi. Çok rahat ihracat yapar konuma geçilebileceğini kaydeden Cansev, çözüm önerileri bulunduğunu ancak ilgili kurumlara ulaşamadıklarını anlattı. Enerji konusunda da ciddi sıkıntıları bulunduğuna işaret eden Cansev, “1990’lı yıllarda hayvancılığa elektrik kullanımında verilen sübvansiyon haberimiz olmadan kaldırılmış ve şu anda maliyetlerimiz çok yüksek” açıklamasını yaptı. Sektörün günden güne gerilediğini kaydeden Ertan İnanoğlu (22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi) Mersin’in el işinde bir numarayken sahip çıkılmaması nedeniyle kuyumcu atölyelerini bir bir kaybettiğini söyledi. İstanbul’daki makinelerin sektörü teslim aldığını vurgulayan İnanoğlu, Mersin’de bir kuyumcu kent oluşturulmasını ve tüm sektör temsilcilerinin burada toplanmasını istediklerini dile getirdi. Öte yandan metali tanımayanların sektörde faaliyet göstermesinin önüne geçilmesinin önemine de değinen İnanoğlu, talebini, “MTSO bünyesinde bir heyet kurulup denetim yapılarak kuyumcu dükkanı açılıp açılamayacağına dair yeterlilik verebilmeli” sözleriyle dile getirdi. Mersin’de sektörler arası alışverişin artırılması gerektiğine de değinen İnanoğlu, bunun için karma bir fuar açılması önerisinde bulundu. “Kendi özümüze dönerek markalaşabiliriz” Mersin’e sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Görkem Aksoy (29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi), şöyle konuştu:

verdiğini söyledi. Bundan sonraki dönemde Mersin Limanı ile daha sıkı iletişim kurulması gerektiğinin önemine değinen Maya, “Mersin Limanı ile yapılacak politik girişimlerde düzenlemelerde işin içinde olmalıyız. Şehrin ekonomisi açısından önemli” değerlendirmesini yaptı. Ağaç ve orman ürünleri sektörünün en büyük sıkıntıyı işyerlerini sigortalatamamaları noktasında yaşadığını anlatan Tarık Ciğer (34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi) ise bu konuda çeşitli girişimlerde bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını bildirdi. Ayrıca bilir kişilik sektörüne de düzenleme getirilmesi talebinde bulunan Ciğer, “İşyerime gelmeden Marina’da otururken benimle ilgili rapor yazan ve şirketlerin geleceğiyle oynayan bilirkişiler var. TOBB’un bu konuyu ele alması gerektiğine inanıyorum” dedi. Aşut, talepleri yanıtladı Konuşmaların ardından söz alan Başkan Aşut, çekle ilgili yaşanan sıkıntıların uygulamaya yeni giren kare kodlu çek kullanımının artırılmasıyla çözümlenebileceğini söyledi. İhtisas yatırım alanları konusuna da açıklık getiren Aşut, belediyenin imar planlarına ticaret ve üretim merkezlerini işaretlediğini, Oda olarak da bu yöndeki çalışmaları desteklediklerini söyledi. Tarımda markalaşma yönündeki çalışmaları da anlatan Aşut, Lamas limonu ile ilgili olarak coğrafi işaret alınması yönünde çalışma başladığını söyleyerek, “Sizler de bu alandaki çalışmalara destek verin, yöresel ürün fuarlarına katılın” çağrısı yaptı.


8

YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05

Garau İlkokulu’nda bulunacak. Alsancak Lions Ortaokulu’ndan idareci ve öğretmenlerimiz ise Litvanya’nın Simonaitytes Ortaokulu’nda 6-10 Haziran 2016 tarihlerinde 5 gün süreyle işbaşı izleme faaliyetine katılarak aldıkları eğitimi daha somut hale getirecek. Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi

Eğitimde teknoloji öne çıkacak Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü, eğitimde teknoloji kullanımını artırmayı, eğitimin her seviyesinde girişimcilik, yaratıcılık ve yenilikçilik faaliyetlerine ağırlık vermeyi hedefliyor.

M

ersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü, bu yıl gerek başladığı gerekse hazırladığı projelerle eğitimde teknoloji kullanımını artırmaya odaklandı. Fatih Projesi ile Türkiye genelinde başlatılan teknolojik hamlenin devamının gelmesi ve etkin kullanımının sağlanması adına çeşitli projeler yürüttüklerini anlatan Mersin İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca, bu projeleri; ‘Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetimi’, ‘S.T.E.M Projesi’ ve ‘Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi’ olarak açıkladı. Eğitim ve öğretim sistemlerinin kalitesini artırmanın yanı sıra eğitimin her seviyesinde girişimcilik, yaratıcılık ve yenilikçiliği öne çıkaracak faaliyetlere yoğunlaşacaklarını da kaydeden Koca, kentte iş dünyasını yakından ilgilendiren mesleki ve teknik liselerin durumları hakkında da bilgi verdi. Mesleki ve teknik liselerin geliştirilerek iş dünyasının taleplerini daha iyi karşılayabilmesine katkı sağlanması adına iş dünyasından beklentilerini de dile getiren Âdem Koca, sorularımızı şöyle yanıtladı: MTSO: Göreve geldiğiniz günden bu yana geçen görev sürenizde yaptığınız çalışmaları özetler misiniz? Göreve geldiğim günden bu yana biz duygusunu öne çıkaran, takım çalışmasına önem veren bir ekip oluşturarak eğitime yönelik çalışmaları planlamaya ağırlık verdim. MTSO: Yeni eğitim yılında üzerinde durduğunuz ya da duracağınız en önemli 3 projeniz hakkında

bilgi verir misiniz?

yoludur.

Yeni eğitim yılında en çok önem verdiğimiz üç projeyi “Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetimi Projesi’, ‘S.T.E.M. Projesi’ ve ‘Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi’ olarak sıralayabilirim.

21. yüzyıl eğitim uygulama anlayışları gelişmiş ülkelerde büyük ölçüde değişti. Gelişen teknoloji ile klasik yöntemlerin geçerliliği azaldı. Bu nedenle yeni nesil eğitim yöntem ve teknikleri, küçük yaşlarda teknolojiyi etkin kullanmaya başlayan çocuklarımızın ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamak zorunda. Ülkemizin AB 2020 Stratejik Belgesi’nde de dijital yeterlilikler konusuna değinilmiş ve AB standartlarına ulaşılması hedeflenmiştir. Geldiğimiz noktada eğitim kalitemizin AB standartlarına ulaşması için yenilikçi teknolojilerin eğitim entegrasyonunun önemi her geçen gün artmaktadır. Biz de bu noktadan hareketle eğitimde teknolojik uygulamaların etkinliğinin artırılmasını hedefliyoruz. Bu bağlamdaki bir diğer hedefimiz ise kentin eğitim vizyonunu geliştirmek.

Bu projeleri kısaca özetlemek gerekirse; Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetim Projesi ile teknolojinin eğitimin temel amaçlarına uygun olarak kullanılmasını hedefliyoruz. Bu projeyi tasarlayarak Avrupa Birliği’ne sunduk ve bu yıl ya da önümüzdeki yıl desteklenmesi halinde uygulamaya başlayacağız. Faaliyetler arasında öğretmenlere yönelik kurslar, yurtdışında iyi uygulamaların gözlemlenmesi ve yerelde çoğaltıcı çalışmaların yapılmasını planlıyoruz. E-içerik ve buna özdeş e-öğrenme, 21. yüzyıl eğitim metotları arasında denenmiş en etkin yöntemlerden biridir. Teknolojinin etkin kullanımı ile öğrenme interaktif ve daha kalıcı oluyor. Ancak maalesef ülkemizde e-içerik kavramı kitabın taranarak bilgisayar ortamına aktarılması boyutunda kalmaktan öteye gidemedi. Oysa e-içerik, öğrencinin etkileşimle kullanabildiği bir içerik yöntemidir ve yeni neslin öğrenme alışkanlıklarına uygundur. Bununla birlikte bu etkin içeriklerin daha aktif kullanılması için web 2,0 araçları da en etkin teknolojik programlama yöntemidir. Elektronik ortamda her türlü eğitim materyalinin entegre edilebileceği web araçları e-içerik ve e-öğrenmenin destek programlama

S.T.E.M. Projesi Bu proje ülkemizde FETEMM (Fen, Teknoloji, Matematik ve Mühendislik Uygulamaları) adı ile tanınıyor. S.T.E.M. ise Science (bilim), Technology (teknoloji), Engineering (mühendislik), Maths (matematik) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma. Bu proje ile AB 2020 eğitim stratejisi hedefleri doğrultusunda eğitimin her seviyesinde girişimcilik, yaratıcılık ve yenilikçiliğe yönelik faaliyetleri artırarak eğitim ve öğretim sistemlerinin kalitesiyle etkinliğini yükseltmeyi planlıyoruz. Bu doğrultuda ilin ihtiyaçları düşünülerek Müdürlüğümüz önderliğin-

de Yenişehir Belediyesi Anaokulu, Necdet Ülger İlkokulu ve Alsancak Lions Ortaokulu’ndan oluşan konsorsiyum ile projemizi hazırladık. S.T.E.M. ile öğrencilerimizin fen ve matematik alanında becerileri gelişecek, kavramlar somutlaştırılarak kalıcı öğrenme sağlanacak, öğrencilerin mühendislik becerileri geliştirilecek. S.T.E.M, öğrencilerin matematiği veya fen bilimlerini ders olarak almasını değil, edindiği bilgileri hayatlarında uygulamasını sağlayacak bir proje. Bu proje kapsamında kullanılacak birleştirme parçaları, robotik mekanizmalar, sensörler gibi gerekli yapım malzemelerinin alınarak konsorsiyum üyesi pilot okullara dağımı için gerekli çalışmalar başladı. Ardından bu malzemeleri kullanacak öğretmenlerin eğitim ihtiyacı giderilecek. Bunun için konsorsiyum üyesi okullardan 4’er öğretmen ve birer idareci olmak üzere toplamda 12 öğretmen ve 3 idareciye eğitim verilecek. Eğitimler 4-8 Nisan 2016 tarihlerinde İngiltere’deki National S.T.E.M. Center’da 5 gün süreyle gerçekleştirilecek. Bu sürede “S.T.E.M nedir?”, “Uygulamaları nasıldır?”, “ Derslerde ve ders dışı faaliyetlerde nasıl etkin kullanılır?” sorularına yanıt aranırken S.T.E.M. ders planı hazırlanması, mevcut eğitim programlarına dahil edilmesi gibi konularda da bilgi alınacak. Bu ana eğitimin ardından iş başı izleme faaliyetleri başlayacak. Bunun için Yenişehir Anaokulu’ndaki idareci ve öğretmenler 25-29 Nisan 2016’da İsveç’te, Förskolan Opalen Anaokulu’na gidecek. Necdet Ülger İlkokulu’ndan idareci ve öğretmenlerimiz 16-20 Mayıs 2016’da İspanya’nın

İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Cumhuriyetin 100. yılına eğitim alanında atılacak etkili adımlarla damga vurmak istiyoruz . Bunun için 2013 yılında başlatarak uygulamaya koyduğumuz Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Proje’miz bulunmakta. Bu proje kapsamında öncelikli hedefimiz yönetici ve öğretmenlerimizin yeniliğe açık, mesleğin formasyonuna uygun davranan ve bu davranışları süreklilik arz eden, sabır, hoşgörü sahibi, vizyonlu eğitimciler olarak görevlerini sürdürmelerini sağlamak. Müdürlüğümüzce uygulamaya konan özgün çalışmalarla Mersin’de eğitimin niteliğinin geliştirilmesi, yükseltilmesi, eğitim ortamlarının iyileştirilmesi, eğitim çalışanlarının motivasyonunun arttırılması ve eğitimde kalite hedeflerine ulaşmak istiyoruz. Proje sonunda ortaya çıkan her türlü eğitim çıktılarını değerlendirip basılı hale getirerek paydaşlarımıza ulaştıracağız. MTSO: Mersin’deki meslekî ve teknik eğitime yönelik çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? İlimizde, Bakanlığımız Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet gösteren 64 adet meslekî ve teknik ortaöğretim okulu bulunuyor. Bu okullardan 49’u Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi, 14’ü Çok Programlı Anadolu Lisesi, bir tanesi ise Meslekî ve Teknik Eğitim Merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Ülke geneline mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında eğitim öğretimi yapılan 52 alan ve 204 dal bulunmakta. İlimizdeki meslekî ve teknik ortaöğretim okulunda ise 43 alan, 116 dalda eğitim öğretim faaliyetleri devam ediyor. Bakanlığımızca geçen yıl meslekî ve teknik ortaöğretimde gerçekleştirilen yeni yapılandırma sonrasında Anadolu Meslek ve Anadolu Teknik olmak üzere 2 türlü program uygulanmaya başladığını da belirtmek isterim. Ayrıca ilimizdeki mevcut 64 meslekî ve teknik ortaöğretim okulunda 3 bin 483 öğretmen görev yaparken toplam 38 bin 417 öğrenci eğitim alıyor. 2014-2015 eğitim öğretim yılı itibariyle ilimizde meslekî ve teknik eğitimde okullaşma oranı yüzde 49.89’dur. Bununla birlikte yapımı devam eden okullarımız da bulunmakta. Devlet yatırım programı kapsamında Silifke’de 16 derslikli ve 200 öğrenci pansiyonlu bir meslek lisesi ile Mezitli’de 24 derslikli ve 3 atölye binasından oluşan meslek lisesi inşaatı devam ediyor. Biraz da eğitim hakkında bilgi verecek olursam tüm ortaöğretim okullarında 9. sınıflar ortak ders alır, ardından meslekî ve teknik ortaöğretimde öğrencilerimiz 9.sınıf sonunda alan, 10. sınıf sonunda ise dal seçimi yapar. Öğrencilerimizin 12. sınıfta ise işletmelerde meslekî eğitim görmeleri esastır. Ancak; İl İstihdam ve Meslekî Eğitim Kurulu kararıyla ilgili alanın/dalın modüler eğitim programlarını uygulamaya elverişli eğitim birimi bulunan işletmelere, 11. sınıf öğrencileri de meslekî eğitim için gönderilebilir. Bu sayede

MTSO GAZETE SAYFA NO 8

CMYK

mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışların geliştirilmesi, iş yaşamına uyumları sağlanıyor. Bir de staj imkanı bulunmakta. Staj 10. sınıfın sonundan itibaren yapılabiliyor. Staj yapılabilecek işletme sayısının artması en büyük beklentimiz. MTSO: Mersin iş dünyasından kentteki meslekî ve teknik okulların çalışmalarını daha aktif ve verimli olarak sürdürebilmesi adına beklentilerinizi yazar mısınız? İş dünyası mesleki ve teknik okullar aracılığıyla ulusal ve uluslararası rekabet gücünün artırılması için bilgili ve becerikli, yetenekli, girişimci, bilimsel düşünce ve rekabet edebilme bilincine sahip elemanlara ulaşabilmek istiyor. Mesleki ve teknik eğitim okulları ise mezunlarının daha çok istihdam edilmesini, hayat standartlarının yükselmesini ve daha fazla öğrencinin bu okullara yönlendirilmesini bekliyor. Bu nedenle okul – sanayi işbirliğinin artırılması en büyük beklentimiz. Mesleki eğitim öğrencilerine az da olsa burs imkanı sağlanarak bu okullarda eğitim almaları özendirilebilir. Diğer yandan iş dünyası ile işbirliği artırılarak nitelikli eleman yetiştirilebilmesi adına okullardaki teknolojik altyapının desteklenerek yenilenmesinin önü açılabilir. Okul – sanayi işbirliği çerçevesinde ortak projeler artırılmalı. Meslekî ve teknik okullardan mezun olup, mesleklerinde başarılı olmuş iş insanları tarafından meslekî ve teknik ortaöğretim okullarımızda öğrenim gören öğrencilerimize yönelik bilgi, birikim, beceri ve deneyimlerinin aktarılmasına yönelik konferans ve söyleşiler düzenlenebilir. Son olarak işverenlerin işletmelerde meslekî eğitime gönderilen öğrencilerimizi yanlarında çalışacak bir personel gibi görüp o yönde eğitimlerine katkı sunmalarını ve staj ücretlerini sağlıklı şekilde ödeyerek iş dünyasına katılmaya motive etmelerini bekliyoruz. MTSO: Mersin, bir tarım kenti. Kentin bu özelliğini desteklemeye yönelik çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile okullarda organik tarım uygulamalarına yönelik bir işbirliğimiz bulunmakta. Bu kapsamda ilk etapta belirlenen okullarda yakın zamanda çalışmalara başlayacağız. Koordinasyonu, MTSO’da olan projede Milli Eğitim olarak okulların belirlenmesi ve uygulama için gerekli hazırlıkların yapılması ve okul çalışanları ile öğrencilerin çalışmalara destek olması için motivasyonu noktasında projeye katkılarımız devam ediyor. Ayrıca Mezitli’de yer alan Fatma Aliye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde bulunan seralarda öğrenciler tarafından tohumdan fidan üretimini hedefleyen bir çalışma hazırlığındayız. Bu kapsamda öğrenciler tarafından yetiştirilen fidanların başta okullarımız olmak üzere diğer kurum ve kuruluşların bahçelerine dikilmesi ve peyzaj düzenlemelerinin yapılması sağlanarak hem kamu kaynaklarının etkin kullanımı hem de daha büyük ölçekli olan ‘Okullar Hayat Olsun Projesi’ne katkı sunulması planlanıyor. MTSO: Kişisel olarak yapmaktan zevk aldığınız uğraşlar hakkında bilgi verir misiniz? Her eğitimci gibi okumayı, araştırmayı ve bilimsel çalışmaları önemsiyorum. Evli ve iki çocuk babası olmam nedeniyle daha çok ailemle birlikte zaman geçirmeyi seviyorum.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.