ÇKA’dan mikro işletmelere 7 milyon TL’lik destek
Mersinli işadamlarından Türk Kültürü’ne destek
Hasan Kırdı’nın canlı performansı beğeni topladı
> 4’te
> 4’te
> 2’de
Mersin Ulaşım Ana Planı hazırlandı
> 5‘te
Tarım-gıdada bir şeyler yanlış gidiyor… Şerafettin AŞUT
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | | YIL: YIL:18 17 | | SAYI: SAYI:301 298 | 17-30 | 6-19 OCAK ARALIK 2016 2015
Otomobilciler yeni galericiler sitesi istiyor Mehmet KİSİN 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı
O
tomotiv sektör temsilcileri Mersin’in batısında yeni bir oto galericileri sitesi kurulmasını istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi’nin de desteklediği bu yatırım için en az 100 bin metrekarelik yeni bir arazi talebi var. Sektör temsilcileri gerekli çalışmaları yürütmek adına kooperatif kurulumunu tamamladı. Bürokratik engellerin aşılması halinde çalışmalar başlayacak. Yeni site içinde bir muayene istasyonu kurulması da talepler arasında yer alıyor. MTSO 13 No’lu Ulaşım Araç-
ları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kisin, mevcut oto galericiler sitesinin ihtiyacı karşılamakta zorlandığını, bu nedenle sektör temsilcilerinin yeni bir galericiler sitesi talebinde bulunduğunu söyledi. Daha büyük bir site planlanması gerektiğini anlatan Kisin, kurulacak yeni sitenin ulaşım sorununun bulunmaması, otoban bağlantısı olması gerektiğini belirtip, “Bu nedenle de şehrin batısının tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. > 7’de
İnşaat malzemesi satıcıları güç birliğine gitme hedefinde Mustafa KABADAYI
16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi
K
entin değişik bölgelerinde faaliyet gösteren inşaat malzemesi ticareti yapan firmalar tek bir merkezde toplanarak güç birliği sağlamak istiyor. İnşaat malzemesi satıcılarının tümünün aynı lokasyonda yer aldığı güçlü bir yapılanma talepleri bulunduğunu anlatan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO)16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, bu sayede iyi bir sinerji oluşacağına dikkat çekti. Böyle bir yapılanmada alıcıların aynı anda tüm ihtiyaçlarını kısa sürede temin
edebileceğini vurgulayan Kabadayı, bu durumun alıcı için de satıcı için de avantaj sağlayacağını söyledi. Meslek komitesi üyelerinin hırdavatçılar, cam ticareti yapan firmalar, penciler, inşaat malzemesi ticareti yapan firmalar, boya ve malzeme satıcılarından oluştuğunu MTSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, inşaat malzemesi satışına yönelik bir sanayi sitesi oluşturmak istediklerini bildirdi.
kızılay
VERİLEN 1 ÜNİTE KAN 3 KİŞİYE CAN OLACAK Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Türk Kızılayı tarafından organize edilen kan bağışı kampanyasına destek oldu. “1 damla kan 3 hayat kurtarır” sloganıyla düzenlenen organizasyon büyük ilgi gördü. Sponsorların katkısıyla ikram edilen cezeryeler, ayranlar, meyve sularıyla, müzik organizasyonu, oluşturulan fotoğraf çekim alanıyla dağıtılan çeşitli hediyelerle panayır havasın-
da gerçekleşen etkinliğin önümüzdeki süreçte gelenekselleştirilmesi hedefleniyor.
Mersin Şubesi’nin hedefinde Ocak ayı sonunda 70 bin ünite kan toplayabilmek var.
Öncelikli hedef, özellikle kış aylarında kan stoklarının azalması nedeniyle bu dönemde yapılan kan bağışının önemine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak. Kampanyaya MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri, Komite Üyeleri ve personeli büyük ilgi gösterdi. Kızılay
Kampanya, “Bir Kan Bir Fidan” projesiyle de desteklendi. Proje kapsamında Kızılay, her kan bağışına karşılık Toroslar Bölgesi’nde bir de fidan dikecek. Geçen yıl Türkiye genelinde 2 milyon fidan diken Kızılay, Mersin’de ise 60 bin fidana ulaştı. Kan toplama konusunda da
Türkiye genelinde iyi bir noktada olan Kızılay Mersin Şubesi, geçen yıl toplanan kanlar ile Türkiye genelinde bu alanda 5’nci sırada yer aldı. Mersin genelindeki tüm kamu ve özel hastanelerinin kan ihtiyacını yüzde 97’sini karşılayan Kızılay, düzenlenen organizasyonlarla bu rakamı daha üst sıralara taşımayı hedefliyor. > 8’de
Çin’de ara malı ithalatı arttı
> 7’de
Habur Sınır Kapısı MTSO’da masaya yatırıldı
B
ir taraftan Irak’a doğrudan ihracat yapan Türkiye, diğer taraftan Irak’a yapılan transit ticaretin önemli bir merkezi. Bu nedenle Habur Sınır Kapısı’nın kapatılmasının ardından yaşanan sıkıntılar gün geçtikçe artıyor. Sektör temsilcileri bu sıkıntılı süreçte maddi kayıpları yanında pazarı kaybetme endişesi de taşıyor. Alternatif güzergah olarak Gürbulak Sınır Kapısı görülse de orada da olumsuz
hava koşulları, araç yığılmaları ve İran’ın keyfi uygulamaları nedeniyle bu kapıdan da beklenen düzeyde sonuç alınamıyor. Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalardan Mersin Limanı’na, ihracatçıdan taşımacılara kadar birçok sektör bu dönemde birlikte hareket ederek yaşanan olumsuz tablodan en az hasarla çıkmanın yollarını arıyor. > 5’te
Mersin tanıtımı tek elden yürütülecek M
ersin’in ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştireceği tanıtım çalışmalarının tek elden yürütülmesi adına ilk adım atıldı. Kentteki 62 kurum, kuruluş ve iş dünyasının katkılarıyla Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı kuruluyor. Kısa adı METKEV olan Vakfın kurulum işlemlerinin 12 Şubat’ta tamamlanması hedefleniyor. Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen toplantı ile Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı Senedi sunumu gerçekleştirildi. Mersin’in ulusal ve uluslararası boyutta her türlü tanıtım faaliyetini yürütmek, kentin kalkınmasına des-
YAYIN ADI VE SAYFA NO
tek olmak, ilin eğitim ve öğretimine katkı sağlamak ilkelerini benimseyen Vakfın ilk etaptaki geçici bütçesi 5 milyon 120 bin TL olarak belirlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Vakıf aracılığıyla kentte tanıtımda güç birliği sağlanacağına, bu sayede etkinliklerin etkisinin daha yüksek olacağına inandığını söyledi. Kocamaz, “Daha büyük bir güçle oluşacak bu faaliyetlerle Türkiye’nin hatta dünyanın gündemine oturacağımıza inanıyorum” değerlendirmesini yaptı. > 5’ te
CMYK
Ç
in Halk Cumhuriyeti dünya ticaretinde önemli bir yere sahip. Birçok ülkenin aradığı hemen her türlü ürünü uygun rakamlarla temin edilebildiği lokasyon olarak öne çıkan Çin Halk Cumhuriyeti, son yıllarda ithalat rakamlarındaki artışla da dikkat çekiyor. Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında büyük miktarlarda ara malı ithalatına başladı. Ara malı yanında ülkede hasadın kötü olduğu yıllarda yapılan gıda ithalatındaki artışlar da göze çarpıyor. Tüketim eğilimi hızla artan Çin’de fiyatlar yükselirken, yabancı yatırımlar ve şehirde kişi başına düşen gelir de artıyor. Bazı gözlemcilerin Çin’in resmi olarak açıklanandan çok daha hızlı büyüdüğünü öne sürümesi, bu ülke ile yapılabilecek ticaret kalemlerinin çeşitlenebileceği Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Yönetmeliği değişti >2’de
ve ticaretin güçlenebileceği sinyalini veriyor. Önemli bir ham petrol ithalatçısı olan Çin uzay teknolojisi ve elektronik alanında kullanılan bazı ender bulunan madenlerin de artan orandaki üretici ve ihracatçısı. Sahip olduğu hidroelektrik güç potansiyeli ve kömür rezervleri açısından ise dünya birincisi. Rusya ve Kanada’dan sonra yüzölçümü en geniş ülke olan Çin Halk Cumhuriyeti Asya kıtasının doğusunda yer alıyor ve dünyanın en kalabalık ülkelerinden birisi olarak biliniyor. Doğuda Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti; güneydoğuda Makao; güneyde Laos, Birmanya, Vietnam, Hindistan, Bhutan, Nepal; batıda Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan; kuzeyde Moğolistan Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu ile komşu. > 6’da
Suriyeliler çalışma izni alabiliyor
>2’de
Berdan Cıvata’ya ikinci kez İnovaLİG ödülü
> 2’de
Tarım sektörünün özlemi MTSO’nun girişimleriyle sona erdi
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarımsal Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi’nin 3 yıldır sürdürdüğü çalışma sonuç verdi ve tarım sektörünün önemli girdi kalemleri arasında yer alan gübrenin KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e düşürüldü. Bu uygulama ile 64. Hükümet, Türk çiftçisine yaklaşık 500 milyon dolarlık doğrudan destek verdi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası uzun süredir sürdürdüğü kararlı ve takipçi tutumuyla, yürüttüğü lobi
çalışmalarıyla Türk tarımına katkı sağlayan tek Oda oldu. Yeni uygulama ile çiftçinin gübreyi daha uygun fiyatlarla temin edebilmesi ve dekar başına gübre kullanımını artırarak ürünlerinin verimini ve kalitesini, paralelinde de ihracatını artırması hedefleniyor. Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 3 yıldır yürütülen lobi faaliyetlerinin sonuç vermiş olmasının mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. > 5’te
Kuşların diyarı; Göksu Deltası
> 3’te
2 Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Yönetmeliği değişti YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr
Ü
lkemizde tehlikeli malların, 30 Kasım 2005 tarih ve 5434 Sayılı Kanun ile taraf olduğu Tehlikeli Malların Karayoluyla Uluslararası Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR) çerçevesinde yürürlüğe giren Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak taşınma-
sı gerekiyor. Ancak 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete’de yayınlanan Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınması Hakkında Yönetmelikte bazı değişiklikler yapıldı. Buna göre tehlikeli
madde, tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan ve yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte trafik siciline tescilli ve Taşıt Uygunluk Belgesi/ADR Uygunluk Belgesi bulunmayan taşıt sahiplerinin 1 Temmuz 2016’ya kadar taşıtlarına uygunluk değerlendirmesi yaptırması ve Taşıt Durum Tespit Belgesi almaları zorunlu hale geldi.
Belgesi alması gerekiyor. Aynı şekilde 1996-2004 model taşıtlarda bu belgenin alınması için son tarih 31 Aralık 2017 iken 1995 model ve öncesi taşıtlar için son tarih 31 Aralık 2018. Taşıt Durum Belgesi almayan taşıtlara sözkonusu Yönetmeliğin 28’nci Maddesi 4’üncü Fıkrası (e) Bendi gereğince para cezası uygulanacağı bildirildi.
Ayrıca tehlikeli maddelerin yurt içindeki taşımasında kullanılan ve bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte trafik siciline tescilli ve Taşıt Uygunluk Belgesi / ADR Uygunluk Belgesi bulunmayan ve Taşıt Durum Tespit Belgesi almamış olan taşıt sahipleri 2005 – 2014 model taşıtlar için 31 Aralık 2016 tarihine kadar Bakanlıktan veya Bakanlığın yetkilendirdiği kurum ve kuruluştan Taşıt Uygunluk Belgesi/ADR Uygunluk
TOBB’dan yapılan yazılı açıklama ile ayrıca 1 Temmuz 2016’ya kadar bahsi geçen Taşıt Durum Belgesi alınmayan araçların ve yukarıda belirtilen model yıllarına göre belirtilen tarihlere kadar Taşıt Uygunluk Belgesi/ADR Uygunluk Belgesi alınmayan taşıtların da tehlikeli madde taşımacılığında kullanılmayacağı ve dolum tesislerinde kabul edilmeyeceği bilgisinin şifahi olarak alındığı bildirildi.
Suriyeliler çalışma izni alabiliyor
B
akanlar Kurulu’ndaki görüşmelerin ardından Suriyeli göçmenlerin çalışma koşullarına dair yeni düzenlemeler açıklandı. Buna göre belli koşullar altında Suriyeliler de iş gücü piyasasına dahil edilebilecek. Kurulacak yeni sistemden iç savaş nedeniyle ülkesinden kaçıp Türkiye’ye gelen yaklaşık 2,4 milyon Suriyeli etkilenecek.
başvurabilecek. Çalışma izni için yetkili kurum İçişleri Bakanlığı olacak. Çalışma izni başvuruları, geçici koruma sağlanan yabancıları çalıştıracak işveren tarafından e-Devlet Kapısı üzerinden yapılabilecek. -Mevsimlik tarım veya hayvancılık işlerinde çalışacak geçici koruma sağlanan yabancılar çalışma izni muafiyeti kapsamında tutulacak. Çalışma izni muafiyeti başvuruları geçici koruma sağlayan il valiliğine yapılacak.
Geçici Koruma Sağlayan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik’in yürürlüğe konulması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 4 Ocak 2016 tarihli ve 31 Sayılı yazısı üzerine 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91’nci maddesi ile Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 29’uncu maddesine göre Bakanlar Kurulunca 11 Ocak 2016 tarihinde kararlaştırıldı. Geçici Koruma Sağlayan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik 15 Ocak’ta yayınlanan Resmi Gazete ile yürürlüğe girdi.
-Kanunla yalnızca Türk vatandaşları tarafından icrasına izin verilen iş ve meslekler için yapılan başvurular değerlendirme yapılmaksızın işlemden kaldırılacak. -Suriyeliler yalnızca geçici koruma izni aldıkları illerde çalışabilecek. -Bir işyerinde çalıştırılan Suriyeli sayısı işyerindeki toplam çalışan sayısının yüzde 10’ununu geçemeyecek.
Buna göre yeni uygulama şöyle:
Toplam çalışan sayısı ondan az olan işyerlerinde en fazla bir geçici koruma sağlanan yabancının çalışmasına izin verilecek.
- Geçici koruma sağlanan yabancılar geçici kimlik belgesi düzenleme tarihinden 6 ay sonra çalışma izni için
Hasan Kırdı’nın canlı performansı beğeni topladı Ressam Hasan Kırdı, 57’nci kişisel resim sergisini Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde açtı. Sergi açılışı öncesinde Kırdı’nın gerçekleştirdiği canlı suluboya performansı ise Mersinli sanatseverlerden tam not aldı. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok resim sergisi açan Ressam Hasan Kırdı, 20 eserinin yer aldığı 57’nci kişisel resim sergisini 8 Ocak Cuma günü MTSO Sanat Galerisi’nde açtı. Açılışa MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver, Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar, MTSO Hukuk Müşaviri Dilek Kurtuluş Zubaroğlu ve çok sayıda sanatsever katıldı.
-Türkiye İş Kurumu tarafından aktif işgücü hizmetleri kapsamında düzenlenen kurs ve programlar kapsamında bir işyerinde mesleki eğitim ve işbaşı eğitimi görecekler ile bu kişilerin eğitim süresinin sonunda aynı işyerinde çalıştırılması için Bakanlığa başvuru yapılabilecek. Bu madde kapsamında yapılacak başvurularda Bakanlıkça İşyeri istihdam kotası farklı uygulanabilecek.
- Suriyeliler yasal mevzuat kapsamında istedikleri sektörde çalışabilecek. -Suriyeliler de, Türkiye’deki çalışma mevzuatına bağlı olacak. Bu kapsamda Türkiye’de asgari ücretin altında çalışma yaptırılamayacağı hükmü Suriyeliler için de geçerli olacak.
-Geçici tarım işçisi olarak çalışan ya da tarım ve hayvancılık işleriyle uğraşan ya da uğraşacak olan Suriyeli mülteciler için kota uygulamasının kaldırılması için valiliklerin izni alınacak.
-2 milyon 400 bin Suriyelinin yaklaşık yarısının çalışma hayatına katılabilecek durumda olduğu hesaplanıyor. Bu 1 milyon Suriyeliden 200 bine yakınının ilk aşamada kayıtlı istihdama katılması bekleniyor.
kaplama için inovasyon gerçekleştirdi. Ardından çelik yapılarda ve RES’lerde kullanılan yüksek mukavemetli cıvata ve somunların sıcak galvanizle kaplanmasında meydana gelen hidrojen kırılganlığı riskini yok eden firma, bu çalışmasının patentini alındı. Bunların dışında Türkiye’nin ve Avrupa’nın en güçlü (500 ton) Kopma Dayanım Testi Cihazında devrim niteliğinde bir de-
ğişiklik yaptıklarını anlatan Berdan Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Şemsi, kopma dayanım testini basma yoluyla yaptıklarını söyledi. Bu yöntemle İzmit Geçiş Köprüsü için ürettikleri 10 metre boyda 780 kilo ağırlıktaki ankeraj cıvatalarının diş sıyırma testlerini yapabilecek hale geldiklerini vurgulayan Şemsi, bu çalışmanın da patentini beklediklerini açıkladı.
“Ülkemizde resim sanatı öksüz durumda” Resim yapmanın ve sanatın bir kültür olduğunu belirten Hasan Kırdı, Türkiye’de resim sanatının öksüz olduğunu ve sanatçılara yeteri kadar saygı gösterilmediğini
söyledi. Yurtdışında sanata ve sanatçıya verilen değerin çok daha fazla olduğuna dikkat çeken sanatçı, bu nedenle sergilerinin birçoğunu yurtdışında açtığını dile getirdi. “Ülkemde bu saygıyı görsem Türkiye’deki sergi sayımı artırırım” diyen Ressam Kırdı, “Maalesef Türkiye’de gün geçtikçe galeri sayısı azalıyor. Ülkemizde yeni bir toplum meydana geldi. Sürekli tüketen bir toplum olduk, üretmiyoruz. Teknoloji, genç nesli yaratıcılıktan uzaklaştırdı. Gelecek nesil sanatla ilgilenmeli. Fırçayı eline almalı ve emek vermeli” dedi. 2006 yılından bu yana Antalya’da açmış olduğu atölyesinde çalışmalarına devam ettiğini belirten Hasan Kırdı’nın MTSO Sanal Galeresi’ndeki sergisi 21 Ocak Perşembe gününe kadar açık kalacak. Sergi hafta içi 08.30-18.00, Cumartesi günü ise 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Başkan Aşut, asistan adaylarıyla deneyim paylaştı
Berdan Cıvata’ya ikinci kez İnovaLİG ödülü
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Üyesi Berdan Cıvata, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) düzenlediği İnovaLİG yarışmasında ikinci kez ödül aldı. İnovasyona ve ihracata dayalı büyüyen üreticilerden 488’inin katıldığı, ilk elemede 50, ikinci elemede 15 kuruluşun finale kaldığı yarışmada geçen yıl sıralamada 4’ncü olan Berdan Cıvata, bu yıl kendi grubunda 2’nciliğe yükseldi. Böylece Türkiye’de İstanbul-Ankara-İzmir üçgeni
dışında Anadolu’da bu ödülü 2’nci kez alan tek şehir, Mersin oldu. Berdan Cıvata’ ya ödül getiren, büyümesine ve ihracatına katkı sağlayan çalışmaların ilki Asrın Projesi olarak gösterilen Anamur Kıbrıs Barış Suyu Projesi. Firma bu çalışmada 80 kilometre boydaki boruların bütün cıvata-somun ve saplamalarının üretimi yanında, bu ürünleri deniz içerisinde takriben 150 yıl paslanmaktan koruyacak özel bir
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
T
OBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu’nun Asistanım Olur musun?
gerektiğini anlatan Aşut, aynı zamanda iyi bir sırdaş olmayı bilmeleri tavsiyesinde de bulundu.
Projesi eğitimlerine katılan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, asistan adaylarıyla sohbet ederek deneyimlerini paylaştı. Asistan adaylarına ana felsefelerinin çok çalışmak olması
Eğitimin yaşı olmadığını hatırlatarak her dönemde mutlaka eğitime önem vermeleri gerektiğine değinen Aşut, şirketlerin başarısı için asistanın vereceği desteğin önemine dikkat çekti.
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU Şerafettin AŞUT
A. Kadir DÖLEK
Kanunen Üyeliği Askıya Alınacak Üyelerimizin Dikkatine 5174 sayılı Kanunun 10.maddesi gereğince Odamızca her yıl Ocak ayı içinde üyelik kayıtlarının güncellenmesi işlemi yapılmaktadır. 2016 Ocak ayı içerisinde yapılacak kayıt güncelleme işlemi ile 2016 Yılı hariç olmak üzere geriye yönelik iki yıl içinde (2015–2014 Yılları) tahakkuk etmiş yıllık aidat ve munzam aidat borçlarından hiç bir taksitini ödemeyen ve adresleri tespit edilemeyen üyelerimizin kayıtları askıya alınarak meslek grupları ve seçmen listelerinden silinecektir.
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.
Kaydı askıya alınan üyeler geçmiş dönem aidat borçlarının tamamı ödediği takdirde meslek grubu ve seçmen listelerine yeniden kaydedilecektir.
Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir.
Üyelerimizin mağdur duruma düşmemeleri için geçmiş dönem borçlarını ödemeleri ve Oda kayıtlarının güncelliğini kontrol etmeleri rica olunur. Detaylı bilgi için 0.324.238 95 00 nolu telefondan dahili 232 ile görüşebilirsiniz.
Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir.
Sayın üyelerimize duyurulur.
Sayın üyelerimize duyurulur.
YAYIN ADI VE SAYFA NO
CMYK
Derya GÜLEÇ Müzeyyen AŞKAR Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Turkuvaz Matbaa Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr
Tarım-gıdada bir şeyler yanlış gidiyor… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
G
erek Mersin gerekse Türkiye olarak ekonomik büyümede temel strateji olarak ihracata dayalı bir büyüme modelini seçtik. Üreteceğiz ve bu ürünleri yurt dışına satabilen bir ülke olacağız. Bunu da kısmen başardık. Ancak, ihracata dayalı büyüme modelimiz ithalatın bozduğu cari açık sorunumuzu hala çözebilmiş değil. Dahası, 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefine rağmen, son bir kaç yıldır ihracatımız 150 milyar dolar eşiğine takıldı kaldı. Bu anlamda gerek özel sektör gerekse devletimiz alternatif ürünler, yeni alanlar yaratarak, ar-ge tabanlı yenilikçi ve yüksek teknolojili bir üretimi hedefleyen açılımla ihracata bizim de destek verdiğimiz bir ivme kazandırmaya çalışıyorlar. Ar-Ge destekleri gerçekten taktire şayan. Bu açılımlar gelecek vizyonunda orta gelir tuzağından kurtulmak isteyen ülke ekonomimiz için hayatidir ve önemlidir. Peki ya bu gün? Elbette gelecek için hazırlanacağız ama bu gün elimizdeki var olan potansiyelleri yeterince değerlendirebiliyor muyuz? Ar-Ge elbette önemli, yüksek teknolojili üretime geçmek, ekonomiyi bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre etmeye çalışmak elbette vazgeçilmez şeyler. Ancak, sıkıntımız şu anda ve şimdi… Biz bir yandan ekonomimizi geleceğe hazırlarken, eldeki kuşu kaçırmamalı ve var olan potansiyellerimizi harekete geçirmeliyiz. Sadece bunu başarabilsek ihracatımız olağanüstü artar. Tarım-gıda ihracatında neden sıçrama yapamıyoruz? En basiti; ülke olarak bir tarım ülkesiyiz diyoruz. Mersin olarak tarım ekonomimizin omurgası. Ancak, uzun süredir ne Mersin olarak ne de ülke olarak tarım-gıda ihracatında dikkate değer bir sıçrama yapamadık. İklimi, su kaynakları, toprağı
mükemmel olan, pazarlara yakın olan bir ülkenin tarım-gıda ihracatında dünyada söz sahibi olması gerekmez mi? Demek ki Türkiye’de tarımla ilgili bir sıkıntı mevcut. Tarımda bozuk olan bir şeyler var. Türkiye’nin aslında tarım politikaları ile ilgili bir problemi var. Dünya tarımı değişiyor. Gıda üretimi ve arzı değişiyor. Dünya demografisi, kentte yaşama oranları ve tüketim şekli değişiyor ama bizim bu konulardaki politikalarımız nedense pek değişmiyor. Bu da, gıda sanayimizin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Aşağıda ki tabloya baktığımızda; Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin toplam gıda sanayi ithalatının hangi ülkelerden yapıldığını görü-
varında. Evet, Brezilya’nın çok geniş tarım arazileri olduğu doğru. Peki ya Fransa? Bizden daha mı geniş tarım arazileri var. İkinci sıradaki Fransa’nın bizden kat kat büyük bir gıda sanayisi mi var? Bizim bir ilimiz büyüklüğündeki, toprağı olmayan Hollanda’nın gıda sanayi ihracatı bizden fazla. Bu noktada şu iddia edilebilir; bu ülkelerdeki kalite anlayışı çok yüksek… O zaman kalite anlayışı bizden kat kat aşağıda olan Hindistan nasıl oluyor da bu pazara ihracat yapan en büyük ikinci ülke oluyor. Gerçekleri kabul etmek aklın gereğidir. Belli ki tarım-gıdada bir sorunumuz var. Birçok uzmanın hem fikir olduğu bir şey var ki bu sorunun temel nedenin büyük bir bölümü tarım politikalarımızın yan-
Bu grafik olayı biraz daha spesifik ele alıyor ve somut örnek üzerinde gidiyor. Türkiye’nin kanatlı hayvan eti ihracatı 650 milyon dolar civarında. Bölgenin en büyük kanatlı hayvan eti pazarı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE). Toplam ithalatı 750 milyon dolar civarında. Yani, Türkiye’nin toplam ihracat tutarını aşan bir tüketim var BAE’de. Üstüne üstlük son 10 yılda ithalatı hızla büyüyor. Bu arada bizim BAE yönetimi ile bir sorunumuz yok. Aynen iki numaralı kanatlı hayvan eti tüketicisi olan Katar’la bir sorunumuz olmadığı gibi. Orada da 300 milyon dolarlık bir pazar var. Peki,
Orta Doğu ve Kuzey Afrika gıda, tarım ve hayvancılık ithalatının ülkelere göre dağılımı, 2013 Kaynak : Birleşmiş Milletler COMTRADE, TEPAV hesaplamaları
yoruz. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir coğrafyadan söz ediyoruz. Doğal olarak Türkiye gibi güçlü bir gıda sanayine sahip ve Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkenin gıda sanayinin böyle bir bölgede doğal üstünlüğü olması gerekmez mi? Bölgesinde sanayi devi olduğunu iddia ettiğimiz Türkiye’nin gıda sanayi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gıda sanayi mamulleri pazarının ancak yirmide birine hükmedebiliyor. Türkiye, bölgenin toplam ithalatında 5’inci sırada diyebilirsiniz. Peki, ilk sıralara kimler hakim? Bir numarada Brezilya var. Bizim bölgeye uzaklığı neredeyse 10 bin kilometre olan Brezilya… Türkiye’nin bu pazara uzaklığı ise sadece ortalama 1000 kilometre ci-
lışlığından kaynaklanıyor. Önemsediğimiz diğer bir grafik ise Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarına olan kümes hayvanları ihracatımızı gösteren grafik.
problem ne? BAE, Katar gibi ülkeler kanatlı hayvan eti ihtiyaçlarını 958 kilometre ötedeki Müslüman kardeşi Türkiye’den değil, 9500 kilometre ötedeki Brezilya’dan karşılıyorlar. Bölgeye mal temininde
Kümes hayvanları ihracatında Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarında Türkiye’nin rekabet pozisyonu, 2013
Kaynak : Birleşmiş Milletler COMTRADE, TEPAV hesaplamaları
fiyatlarımıza baktığımızda, Brezilya ortalama 1931 dolara mal temin ederken biz ortalama 2217 dolara malı ancak teslim edebiliyoruz. Fiyatımızın, tablodaki mal tedarikçisi ülke ile karşılaştırıldığında rekabetçi olmadığı durumlar özellikle işaretlenmiş tabloda. Türkiye’nin gıda sanayinin bir rekabet gücü sorunu var. Binlerce iş adamı ve devlet görevlisi sürekli bu pazarlarda dolaşıyor ve bu konuda bir adım atabilmiş değiliz, neden? Yoksa sorun bununda ötesinde tarım politikalarımızda mı? Biz tarımda fiyatları bir biçimde bozup yanlış sinyaller mi veriyoruz? Tarım politikalarımızın özellikle bu bölgede gıda sanayimizin rekabet gücünü ortadan kaldırdığı rakamlarla ortada. Tarım sektörü sanayi gibi serbestleşmelidir Türkiye, 1996’dan sonra Avrupa Birliği ile gümrük birliğine girdi. Gümrük Birliği esas olarak sanayi mallarını kapsıyor. İmalat sanayimizi serbestleştirdik. Sanayimizin rekabet gücü arttı. Avrupa’ya imalat sanayi ürünleri ihracatımız üçe katlandı. Türkiye, orta teknolojili bir sanayi ülkesine dönüştü. Gümrük Birliği sanayimize iyi geldi. Ama Türkiye daha tarım sektörünü serbestleştirmedi.
lığı’nın Türkiye için tarım politikası tasarlarken gıda sanayinde daha fazla istihdam yaratmaya ve katma değeri artırmaya öncelik vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Gıda tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kentlerde gıda faturasını ucuzlatarak yaşamı kolaylaştırmaya daha fazla ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Gıda fiyatlarının sosyal yardım aracı olarak kullanılmasına artık son vermemiz gerekiyor. Bu sosyal yardım yapmayalım demek değil. Yapalım ama bu amaç için fiyatlarla oynamayalım. O vakit, pazarımız olan ülkeler, yanı başında Türkiye’nin gıda sanayi dururken gidip dünyanın öteki kıyısından mal alıyor. Nakliyesine de katlanıyor. Türkiye’nin tarım sektöründe neyi neden yaptığı, yaptıklarının neye yol açtığını bir düşünmesi gerekiyor. Tarım sektörü kırsaldan ibaret değildir.Kentlerde işgücü maliyetini ucuzlatmanın yolu tarım sektörüdür. Türkiye’nin tarım politikalarının amaç fonksiyonunu artık değiştirmesi gerekiyor. 1950’lerde kırsalda yaşayanların oranı yüzde 80’lerdeyken tasarlanan bir politika çerçevesi, kırda yaşayanların oranı yüzde 25’in altına indiğinde aynen devam ettirilemez.
Ancak tarım politikaları söz konusu olduğunda, oradaki hatalar için doğrudan idare öne çıkıyor.
Tarım-gıda da kurumsallaşma, Tarım-Gıda Teknoparklarının açılması ve sanayi-tarım entegrasyonu, doğru devlet teşvikleri ve tarım-gı da da sanayide olduğu gibi özel sektöre daha çok kulak verme; tarım politikalarının hazırlanmasında, strateji belgelerinin oluşturulmasında özel sektör ile teması korumak bu işin temel payandalarıdır.
Ortaya çıkan sonucun ağırlıklı nedeni idarenin aldığı kararlardır çünkü. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-
Aksi halde bir zamanlar kendine yeten Türkiye, dünyanın en büyük tarım-gıda ithalatçısı konumuna gelir.
Tarımda piyasadan çok, bürokratların aldığı kararlar belirleyici önemde. İmalat sanayinde bir problem ortaya çıktığında, piyasaların işleyişini suçlayabilirsiniz.
Kuşların diyarı; Göksu Deltası ürüyor veya kışı burada geçiriyor. Dünya çapında nesli tehlikede olan küçük karabatak, tepeli pelikan, yaz ördeği, dikkuyruk, ak kuyruklu kartal, şah kartalı, küçük kerkenez ve ada martısı Göksu Deltası’nın ağırladığı kuş türlerinden bazıları.
Fotoğraf: Mehmet Miras
D
ünyanın en önemli kuş göç yolları üzerinde yer alan Anadolu, 500’e yakın kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Mersin’de yer alan Göksu Deltası, dünyanın sayılı kuş göç yollarından birisi olup, nadir görülen ve nesli yok olma tehlikesi altındaki kuş türlerinin yaşama, üreme, beslenme ve konaklamalarına imkân sağlayan önemli bir delta. Uluslararası öneme sahip bu sulak alan, ilimizin Silifke ilçesinde yer alıyor. Toplam alanı 14 bin 800 hektar olan ve Türkiye’de yaşayan kuş türünün 334’üne evsahipliği yapan Göksu Deltası’nda, Türkiye’nin ulusal ve uluslararası öneme sahip 140 kuş türünden 106’sı, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan 24 kuş türünden de 12’si yaşıyor. Göçün en yoğun yaşandığı Nisan ve Eylül ayları, kuş gözlemciliği açısından en uygun zaman. Kuşları gözlemlemek için en uygun zaman ise sabahın erken saatleri. Sizleri kuşların diyarı olarak ta bilinen Göksu Deltası’na kuşların hareketli dünyasını keşfetmeye, güzel fotoğraflar çekmeye çağırıyoruz. Göksu Deltası, özel çevre koruma bölgesi Göksu Deltası; Mersin’e bağlı Silifke İlçesi’nin güney kenarında, Göksu Irmağı’nın oluşturduğu kıyı ovası
YAYIN ADI VE SAYFA NO
üzerinde yer alır. Toplam alanı 14 bin 800 hektar olan deltanın, doğusunda Erdemli, batısında Gülnar, güneyinde Akdeniz ve kuzeyinde Konya vardır. İl merkezine 100 km uzaklıkta olup, 10 adet yerleşim yeri bulunmaktadır. 1994 yılında Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar (RAMSAR) Sözleşmesi’ne göre Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sayılarak uluslararası koruma altına alınan Göksu Deltası, 1996 yılında da Kültür Bakanlığı’nca 1’nci derece doğal sit alanı ilan edilmiş. Türkiye’nin diğer
Öte yandan Göksu Deltası, zengin bitki örtüsü, bereketli toprakları, hayvan varlığı ve birçok medeniyete yaptığı ev sahipliğiyle görenleri kendisine hayran bırakıyor. Göksu Deltası’nda karasal alanda; tarım arazileri, göller, sazlıklar, tuzlu bataklılar, kumullar, kumsallar ve yerleşim merkezleri yer alırken, 5 bin 500 hektarlık sulak alanda; Akgöl ve Paradeniz Lagünü, birçok irili ufaklı sığ ve çoğunlukla mevsimsel göller ile drenaj kanalları ve çeltik tarlalar bulunuyor. Saz horozu, bölgenin simgesi Kışlama ve kuluçka alanı olarak
Fotoğraf: Mehmet Miras
bölgelerinde nadir görülen göçmen, kışlayan ve kuluçkaya yatan birçok kuş türü burada daha sık görüldüğünden, delta kuş gözlemciliği ve kuşbilimciler (Ornitolog) için çekim merkezi konumundadır. Kuş türlerinin bazıları deltayı sadece göç yolu olarak kullanırken, bazıları deltada
CMYK
çok sayıda kuş türünün kullandığı delta, yılın hemen her mevsiminde, ilginç ve canlı peyzajın oluşumuna katkı sağlayarak çekiciliğini daha da arttırıyor. Özellikle Akdeniz kuşağında yalnızca belirli bölgelerde rastlanan ve sayıları gittikçe azalan Saz Horozu, bölgenin simgesi ola-
rak da nitelendiriliyor. Kış aylarında ve göç zamanında kuş popülasyonu ve tür sayısının önemli ölçüde arttığı deltada, Türkiye’deki 450 türden 328’ini görmek mümkün. Ayrıca, Türkiye’nin ulusal ve uluslararası öneme sahip 140 kuş türünden 106’sı, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan 24 kuş türünden de 12’si Göksu Deltası’nda yaşıyor. 441 bitki türü var
su kaplumbağası, 14 tür kertenkele ve 10 yılan türü bulunuyor.
kadar uzanan çeşitli tarihi kalıntılar bulunuyor.
‘’CarettaCaretta’’ ve ‘’CheloniaMydas’’ türü deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz’deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden biri olarak nitelenen deltada, ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağası’na da rastlanıyor.
Göksü Deltası’nda görülebilecek kuş türleri
Ekolojik değerleri de bünyesinde barındırıyor
Fotoğraf: Mehmet Miras
Delta, kuş çeşitliliği yanında zengin bitki çeşitliliğine de sahip. Florasında 441 bitki türü tespit edilen deltada, Türkiye’de korunmaya ihtiyacı olan türlerden 8 endemik ve 32 nadir tür olmak üzere, toplam 40 bitki türü bulunuyor. Delta, düzenli olarak kullandıkları için, büyük flamingolar açısından da ayrı bir önem taşıyor. Delta kuşlar tarafından kuluçkalama mevsimi dışında, çiftleşme öncesi ve sonrası göçte, kışlamada da kullanılıyor. Carettalara da ev sahipliği yapıyor Göksu Deltası ziyaretçilerine farklı tecrübeler de yaşatıyor. Değişik kuş türleri ve bitki çeşitlerini inceleme yanında yine nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan farklı canlıları da burada görmek mümkün. Göksu Deltası’nda, 4 tür kara ve su kurbağası, 6 tür kara ve
Göksu Deltası ve yakın çevresi tarihi ve arkeolojik değerler açısından da önemli zenginliği bünyesinde barındırıyor. Delta içerisinde bulunan 3 höyük kalıntısının Hitit dönemine ait olduğu tahmin ediliyor. Paradeniz Lagünü kenarındaki kumullarda Roma ve Bizans dönemlerine ait büyük yapı kalıntılarına rastlanırken, İncekum yakınlarında ve Akgöl’ün civarındaki kumullarda da bazı kalıntılar yer alıyor. Bölgeye yakın Hacıpaşalar çiftliğinde bulunan iki alçak höyük, Roma, Bizans kalıntıları, Ulugöz su kovaları ve Atatürk Çiftliği tarihsel nitelik taşıyor. Ayrıca deltanın batısında tarihi 13., 14. yüzyıla
Küçük karabatak ve tepeli pelikan, üreyen yaz ördeği (50 çift ile Türkiye’nin bilinen en büyük popülasyonu) ve pasbaş patka (30 çift), kışlayan büyük orman kartalı ve şah kartal gibi, nesilleri dünya ölçeğinde risk altındaki bu türlerle, delta önemli kuş alanları arasında yer alıyor. Ayrıca, küçük balaban (25 çift), gece balıkçılı (150 çift), alacabalıkçıl (70 çift), erguvani balıkçıl (50 çift), turaç (50 çift), saz horozu (300 çift), kocagöz (60 çift), bataklıkkırlangıcı (300 çift), akça cılıbıt (200 çift), mahmuzlu kızkuşu (300 çift) ve küçük sumru (150 çift) gibi türler bölgede önemli sayılarda ürüyor. Aralarında boz kaz (1450), fiyu (11.648), çamurcun (14.952), kaşıkgaga (4325) ve sakarmekenin (36.240) bulunduğu büyük sayılarda sukuşu (91.097) alanda kışlarken, göç sırasında da çok sayıda çeltikçi (2500) ve leylek (22.000) burada konaklıyor. Adres Mersin’in Silifke İlçesinde Taşucu beldesinde yer alır. İl merkezine 100 km uzaklıktadır. Kaynak: Mehmet Miras
Fotoğraf: Mehmet Miras
4
YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr
Habur Sınır Kapısı MTSO’da masaya yatırıldı Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri
B
ir taraftan Irak’a doğrudan ihracat yapan Türkiye, diğer taraftan Irak’a yapılan transit ticaretin önemli bir merkezi. Bu nedenle Habur Sınır Kapısı’nın kapatılmasının ardından yaşanan sıkıntılar gün geçtikçe artıyor. Sektör temsilcileri bu sıkıntılı süreçte maddi kayıpları yanında pazarı kaybetme endişesi de taşıyor. Alternatif güzergah olarak Gürbulak Sınır Kapısı görülse de orada da olumsuz hava koşulları, araç yığılmaları ve İran’ın keyfi uygulamaları nedeniyle bu kapıdan da beklenen düzeyde sonuç alınamıyor. Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalardan Mersin Limanı’na, ihracatçıdan taşımacılara kadar birçok sektör bu dönemde birlikte hareket ederek yaşanan olumsuz tablodan en az hasarla çıkmanın yollarını arıyor. Habur Sınır Kapısı’nda bekleyen araç sayısının 10 binleri aşması
endişeleri artırıyor. Sorunun çözümü için Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) bir araya gelen konunun tarafları çözüm için fikir alışverişinde bulundu. MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya başkanlığında MTSO’da toplanan UND, Deniz Ticaret Odası, Mersin Limanı, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB), Mersin Antrepocular Derneği, Mersin Üniversitesi ve konuyla ilgili MTSO Meslek Komiteleri temsilcileri sıkıntıları masaya yatırıp çare aradı. Hedef, bu dönemde yaşanan sıkıntıları daha yüksek sesle duyurabilmek adına birlikte hareket etmek ve sıkıntılar geçinceye kadar konunun taraflarının birbirine olan desteğinin artırılmasını sağlamak. Sektör temsilcilerinin yaralarının sarılması adına ilgili bakanlıklardan, bankalara, armatörlerden, acentelere kadar konunun tüm paydaşlarından çeşitli talepler var. Toplantı sonunda hazırlanan raporda bu talepler şöyle belirlendi:
SORUN-1: Habur Sınır Kapısı açılmasına rağmen günde 50-70 araç giriş çıkış yapabilmektedir. Şu anda Habur Sınır Kapısı’nda Habur Kapı – Katran mevkii arasında ciddi bir güvenlik sorunu bulunmaktadır. Bu nedenle kapı açılmış olsa bile randımanlı çalışamamaktadır. ÇÖZÜM-1:Kapının randımanlı çalışması için tedbirler arttırılmalıdır. SORUN-2: İhracatçıların anlaşma ve taahhütleri vardır. Birçok ürün elde kalmıştır. İade olmuştur. ÇÖZÜM-2: Transit ticaret yapan ihracatlara gerekli destekler devlet tarafından sağlanmalıdır. SORUN-3: Eximbank’a olan kredi ve ihracat taahhütleri sipariş iptalleri ve mal iadeleri sebebiyle ihracatçı firmalar büyük sıkıntı yaşamaktadır. İlerleyen günlerde yaşamaya da devam edeceklerdir. ÇÖZÜM-3: Eximbank kredileri ve ihracat taahhütleri ertelenmeli ve özellikle iptal ve iade olan ürünlerde taahhüt aranmaması sağlanmalıdır. SORUN–4: Transit yükler Mersin Limanı’nda yığılmaya başlamış olup Mersin Liman İşletmesi sıkıntı yaşamakta, mevcut sahalar yetersiz
kalmaktadır. Gelen bu transit yükler genellikle Gümrük Bakanlığı’nın antrepoya alınmasını yasakladığı yüklerdir. ÇÖZÜM-4: Gümrük Bakanlığı’nın acilen bu yüklerle ilgili antrepolarda depolama izni vermesi gerekmektedir. SORUN-5: Transit konteynerlerde büyük demorajlar, ardiyeler ile fuzuli işgaliyeler oluşmaktadır. Bu durum sıkıntı yaratmaktadır. ÇÖZÜM-5: Armatör acenteleri ve Mersin Liman İşletmesi mücbir sebep göz önünde bulundurarak demoraj, ardiye ve fuzuli işgaliye bedellerinde indirim yapmalıdır. SORUN-6: Transit taşımacılara verilen 72 saatlik yol geçiş süresi mücbir sebepten dolayı yetersiz kalmakta ve Gümrük Kanunu gereği nakliyeciler usulsüzlük cezalarına maruz kalmaktadır. ÇÖZÜM-6: Gümrük Bakanlığı tarafından 72 saat olan sürenin uzatılması veya tolere edilmesi gerekmektedir. SORUN-7: Ağır ve gabari taşımalarda alınan yol izin belgeleri mücbir sebepten dolayı sürelerini geçirmiş olup tekrar alınması gerekmemektedir. Bu durum taşımacılara ek maliyet getirmiştir.
ÇÖZÜM-7: Mücbir sebeplere takılan bu taşımacıların yol izin belgelerinin süreleri Ulaştırma Bakanlığı tarafından ya uzatılmalı ya da süre şartı aranmamalıdır. SORUN-8: Mücbir sebep nedeniyle transit taşıma yapan nakliyeciler araç kredilerini, motorlu taşıtlar vergilerini, SSK primlerini ödeyememektedirler. ÇÖZÜM-8: Acilen MTV, SSK ödemelerinin kriz bitene kadar alınmaması sağlanmalı ve bankalar ile finans
kuruluşlarına olan borçların ertelenmesi sağlanmalıdır. SORUN-9: Mücbir sebep nedeniyle lojistik sektör zarar görmüştür. ÇÖZÜM-9: Zararların kalıcı etki bırakmaması sebebiyle lojistik sektöre destek verilmelidir. SORUN-10: Transit taşıma yapan taşımalar mücbir sebep nedeniyle iç
piyasaya yönelmiş olup bu durum iç taşıma yapan nakliye sektöründe de dengeleri bozmuştur. ÇÖZÜM-10: Habur Sınır Kapısı biran önce eski performansına kavuşmalıdır. KURUMLAR TARAFINDAN YAPILMASI GEREKENLER 1 – Kriz Koordinasyon Kurulu kurulmalı. Bu kurul bölgenin sivil toplum örgütleri ve ilgili kurum ve kuruluşlardan oluşmalı.
2 – Gelişmeler yakından takip edilmeli, bürokrasi üstü acil çözümler üretilmeli. 3 – Kurul katılımcılarına görev dağılımı yapılmalı. 4 – Bölgemiz milletvekili, Başbakan Yardımcısı Sayın Lütfü Elvan’la direk istişare yapılmalı. Acil yapılabilecek önlemler hızlandırılmalı.
ÇKA’dan mikro işletmelere 7 milyon TL’lik destek masına neden oluyordu. Bu nedenle bu yıl mikro işletmelere yönelik ayrı bir program tasarladık.” Çakacak: “Küçük ölçekli işletmelerden çok sayıda başvuru bekliyoruz” Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise toplantıdaki konuşmasında kaynak bulmakta zorlanan küçük ölçekli işletmeleri desteklemeye önem verdiklerini belirtti.
Ç
ukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2016 yılı Mikro İşletmelerde Kurumsallaşma ve Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Mali Destek Programını açıklandı. Desteğin önceliği mikro işletmelerin kurumsallaşma düzeyi, ihracat, pazarlama ve kalite standartlarını artırmak. İkinci öncelik ise mikro işletmelerin ürün, süreç ya da pazarlama yeniliği, ürün geliştirme, ürün çeşitlendirme olanaklarını artırmak. Bu yıl gıda, içecek, kimya, plastik, tekstil, hazır giyim, makine, metal işleri, metalik olmayan mineral ürünler, ayakkabıcılık, materyallerin geri kazanımı, mobilya imalatı, lojistik, turizm amaçlı asli konaklama tesisleri ve bilişim sektörleri desteklenecek. Sektör ve öncelik alanlarında hazırlanan projelere toplam 7 milyon TL kaynak kullandırılacak. Asgari tutar 25 bin TL, azami tutar ise 250 bin TL olarak belirlendi. Desteklerden faydalanmak işletmelerin elektronik olarak son başvuru tarihi 8 Nisan 2016, matbu başvurularda ise son başvuru 15 Nisan 2016. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ÇKA Genel Sekreteri Lut
fi Altunsu, 2008’den bu yana farklı alanları içeren 22 Mali Destek Programı uygulandığını bildirdi. Proje teklif çağrısı yöntemiyle uygulanan mali destek programları kapsamında ajans tarafından bölgeye 216 milyon TL tutarında kaynak tahsis edildiğini bildiren Altunsu, bugüne kadar 3 bin 121 proje başvurusu alındığını ve bu projeler arasından başarılı bulunan 691’i ile sözleşme imzalandığını açıkladı. Bugüne kadar uygulanan Mali Destek Programı ile 5 bin kişinin üzerinde istihdam sağlandığını, yüzlerce yeni ürünün üretimine başlandığını ifade eden Altunsu, “Ajans desteklerinden yararlanan KOBİ’lerde ortalama yüzde 25 gelir, yüzde 22 istihdam, yüzde 15 pazar payı, yüzde 17 ihracat ve yüzde 60 kapasite artışı yaşanmıştır” dedi. Bölgenin imalat sanayi yapısı içinde mikro işletmelerin ÇKA’nın KOBİ’lere yönelik mali destek programlarından en az yararlanan grubu oluşturduğuna dikkat çeken Altunsu, sözlerini şöyle tamamladı: “Mali destek programlarında mikro işletmelerin küçük ve orta ölçekli işletmelerle aynı koşullarda yarışması mikro işletmelerin dezavantaj yaşa-
Çok sayıda küçük ölçekli işletmenin başvuru yapmasını beklediklerini kaydeden Çakacak, “Bu desteklerden faydalanacak küçük işletmelerin neleri başardıklarını meslektaşları ile paylaşıp örnek olmaları en büyük beklentimiz. Bu durum bizim gelecekteki mali destek programlarımızın da belirleyicisi olacaktır” dedi. “Doğrudan Destek Programları da açıklandı” Öte yandan 2016 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği ve Teknik Destek Programları da açıklandı. Buna göre 2016’da Doğrudan Faaliyet Destekleri için 750 bin TL, Teknik Destek Programı için ise 500 bin TL kaynak tutarı belirlendi. Her faaliyet için verilecek destek miktarı asgari 25 bin TL, azami 90 bin TL. Bu program kapsamında uygun başvuru sahipleri ise Adana, Mersin bölgesinde yer alan; yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, teknoparklar, endüstri bölgeleri, birlikler ve kar amacı gütmeyen kooperatifler olarak açıklandı. Teknik Destek Programı içinse; toplam bütçe 500 bin TL. Azami tutar 15 bin TL.
Köroğlu Operası
Mersinli işadamlarından Türk Kültürü’ne destek K
ültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreterliği, Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği’nin katkılarıyla Mersin’de sahnelenen Köroğlu Operası’na Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclisi ile Yönetim Kurulu Üyeleri de destek verdi. Köroğlu Operası Türk dünyasının ilk milli operası olma özelliği taşıyor. Mersin’de 9, 12 ve 16 Ocak tarihlerinde olmak üzere 3 kez sahnelenen opera, 7 ülkeden 250 sanatçının katılımıyla icra edildi. Geçmiş yıllarda Bişkek, Almatı, Bakü, Ankara ve İstanbul’da da sanatseverlerle buluşan Köroğlu Opera’sı Mersin’de de büyük bir ilgiyle izlendi. Opera’nın önemli bir özelliği daha var. Bestecisi Üzeyir Hacıbeyli’nin doğumunun 130. yıldönümü anısına sahneleniyor. Bu yıl aynı zamanda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası da kuruluşunun 130. yılını kutluyor. Eflatun Neimetzade’nin Türkçe’ye uyarladığı Operanın sponsorları arasında MTSO’nun yanı sıra Arbel A.Ş, Aşut Fiberglass, Doğuş Hastanesi, Sinan İnşaat, Bumer Tur ve Gürsoy Otomotiv de yer aldı. Azerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Faik Bağırov, Azerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği Müsteşarı Ramil Gurbanov, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve
YAYIN ADI VE SAYFA NO
CMYK
Turizm Bakanlığı Temsilcisi Elçin Gafarlı, Kazakistan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilcisi Malik Otarbayev, TÜRKSOY Kırgızistan Temsilcisi Kojageldi Kuluev, Türksoy Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ile çok sayıda davetli katıldı. Opera öncesinde kısa bir konuşma yapan Azerbaycan Büyükelçisi Bağırov, Türkiye ve Azerbaycan’ın kardeş ülkeler olduğuna değinerek, her iki ülkenin de zengin bir tarihe sahip olduğunu anlattı. İki ülke arası diplomasi, kültür, askeri ve eğitim alanlarında ilişkilerinin her geçen yıl daha ileri taşındığını belirten Bağırov, iki kardeş halkın
duygu ve düşünce bütünlüğünün pekiştirilmesinde kültür ve sanat alanındaki işbirliğinin de önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Bu işbirliğinin ilk somut örneğinin Köroğlu Operası olduğunu dile getiren Bağırov, “Bu proje Türk Dünyası’nın ortak projesine dönüşmüştür” dedi. Operayı 250 kişilik dev bir kadronun sahneleyeceğini kaydeden TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ise Mersin’i Türk dünyasının opera merkezi olduğunu belirtip, Mersinli işadamlarına sanata verdikleri destekten ötürü teşekkür etti.
5
YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr
Mersin tanıtımı tek elden yürütülecek
Tarım sektörünün özlemi MTSO’nun girişimleriyle sona erdi
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarımsal Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi’nin 3 yıldır sürdürdüğü çalışma sonuç verdi ve tarım sektörünün önemli girdi kalemleri arasında yer alan gübrenin KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e düşürüldü. Bu uygulama ile 64. Hükümet, Türk çiftçisine yaklaşık 500 milyon dolarlık doğrudan destek verdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası uzun süredir sürdürdüğü kararlı ve takipçi tutumuyla, yürüttüğü lobi çalışmalarıyla Türk tarımına katkı sağlayan tek Oda oldu. Yeni uygulama ile çiftçinin gübreyi daha uygun fiyatlarla temin edebilmesi ve dekar başına gübre kullanımını artırarak ürünlerinin verimini ve kalitesini, paralelinde de ihracatını artırması hedefleniyor. Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 3 yıldır yürütülen lobi faaliyetlerinin sonuç vermiş olmasının mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Yapılan çalışmanın yalnızca Mersin’i
değil, Türk tarımını ilgilendirdiğini vurgulayan Aşut şöyle konuştu: “Her zaman söylediğim gibi Meslek Komitelerimiz Oda’mızın mutfağını oluşturuyor. Komitelerimizin çalışmaları bizlere yön veriyor. Bu bağlamda 5 No’lu Tarımsal Destek Faaliyetleri Meslek Komitemizin çalışması da örnek niteliğindedir. Komitemizin çalışması bizlere rehber oldu. Bizim girişimlerimiz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteği, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı nezdinde yürütülen çalışmalar sonuç verdi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile Maliye Bakanımız Naci Ağbal’a da buradan sektör adına bir kez daha teşekkür etmek isterim.” Hekimoğlu: “Emeğimizin karşılığını hep birlikte aldık” 5 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enis Hekimoğlu ise Türk tarım sektörü için önemli bir girdi kalemi olan gübrede yaşanan gelişmenin
rekabetçi yapıya olumlu katkı sağlayacağını söyledi. “2008’den bu yana Türkiye’de hiçbir sivil toplum örgütü Türk tarımını etkileyecek bu denli önemli bir konu için bu kadar uğraşmamıştı” diyen Hekimoğlu, “Komitemiz bu konunun takipçisi oldu. Komitemizin çalışmaları, MTSO Yönetim Kurulumuz ve TOBB’un aracılığıyla yürütülen çalışmalar, bakanlıklar nezdinde sürdürülen takip ve lobi çalışmaları sonuç verdi” dedi. 64. Hükümetin yeni uygulamasıyla Türk tarımına rekabetçi bir yapı sağladığını vurgulayan Hekimoğlu, “Kullandığımız gübrenin yüzde 85’i ithal ediliyor yüzde 15’i üretiliyor. Umut ediyoruz ki üretici ve ithalatçı firmalar yeni uygulama ile Türk çiftçisine doğru fiyatları yansıtmaya devam eder. KDV oranındaki düşüş çiftçi ve bayi satışlarında fiyatlara yansıtılır” dedi. Tarım sektörünün yıllardır beklediği bir uygulamanın MTSO’nun girişimiyle hayata geçirildiğini kaydeden Hekimoğlu, bu uygulamanın yaratacağı avantaj ile Türkiye’nin bitkisel üretimde, ihracatta söz sahibi olabileceğini anlattı.
M
ersin’in ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştireceği tanıtım çalışmalarının tek elden yürütülmesi adına ilk adım atıldı. Kentteki 62 kurum, kuruluş ve iş dünyasının katkılarıyla Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı kuruluyor. Kısa adı METKEV olan Vakfın kurulum işlemlerinin 12 Şubat’ta tamamlanması hedefleniyor. Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen toplantı ile Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı Senedi sunumu gerçekleştirildi. Mersin’in ulusal ve uluslararası boyutta her türlü tanıtım faaliyetini yürütmek, kentin kalkınmasına destek olmak, ilin eğitim ve öğretimine katkı sağlamak ilkelerini benimseyen Vakfın ilk etaptaki geçici bütçesi 5 milyon 120 bin TL olarak belirlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Vakıf aracılığıyla kentte tanıtımda güç birliği sağlanacağına, bu sayede etkinliklerin etkisinin daha yüksek olacağına inandığını söyledi. Kocamaz, “Daha büyük bir güçle oluşacak bu faaliyetlerle Türkiye’nin hatta dünyanın gündemine oturacağımıza inanıyorum” değerlendirmesini yaptı. Vakfın kent
tanıtımına yönelik bugünkünden farklı etkinlikler oluşturması gerektiğine de değinen Kocamaz, bu çalışmaların bütçesinin de şeffaf olacağını ve katkı sağlayan tüm kurumların desteklerinin ne şekilde değerlendirildiğini takip edebileceğini belirtti. Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer ise Türkiye’de vakıf anlayışının çok eskilere dayandığını, artık vakıfların da kalkınma aracı olarak kullanıldığını, bu nedenle Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfını önemsediklerini söyledi. Aşut: “Toplanacak paralar cansuyu olacak” Yıllardır düşünülen bir projenin hayata geçirildiğini kaydeden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, şöyle konuştu: “Kentteki bir çok kurum ve kuruluş bugüne kadar çeşitli tanıtım faaliyetlerine destek verdi. Her bir kurum ve kuruluş kent tanıtımlarına yönelik çalışmalarda bugün kendilerinden talep edilen rakamların çok daha üzerinde harcamalar yaptı. Örneğin MTSO’dan beklenen bütçe 200 bin TL gözüküyor oysa biz yıl
içinde parça parça yaptığımız tanıtım harcamalarıyla bu rakamın üzerine çıkıyoruz. Ya da bir Ticaret Borası’ndan beklenen 200 bin TL’lik bütçe olmasına rağmen Borsamız geçmiş yıllarda yalnızca bir Narenciye Festivali’nin organizasyonuna 1 milyon TL’nin üzerinde harcama yapıyordu. Sonuç olarak burada belirlenen 5 milyon TL’lik Vakıf bütçesi sembolik bir bütçedir. Henüz yeni kurulan bir vakfın cansuyudur. Bundan sonrasında etkinlikler arttıkça verilecek destekler de artacaktır. Çünkü çalışmalar her geçen gün kentin tamamını kapsayan bir yapıya doğru gidecektir.” Vakfın geçici Yönetim Kurulu’nda yer alan isimler ise şöyle: “Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Denizkızı Turizm A.Ş, Mersin Üniversitesi, Mersin Deniz Ticaret Odası ile Tarsus Belediye Başkanlığı.” Geçici Yönetim Kurulu Vakfın tescil tarihinden itibaren en geç bir ay içinde mütevelli heyeti toplantıya çağıracak olup bu süre içinde senette belirtilen görev ve yetkileri yerine getirecek.
Mersin Ulaşım Ana Planı hazırlandı
M
ersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Boğaziçi Proje Mühendislik firmasına hazırlatılan Mersin Ulaşım Ana Planı kamuoyu ile paylaşıldı. Yeni plan ile yaya ve bisiklet yolları, toplu taşıma ile özel otomobil ve otopark sorununun aynı anda çözümü hedefleniyor. Toplu taşıma, bisiklet ve özel araç yollarının entegre olduğu bir ulaşım modeli planlanıyor. Firmanın Mersin için önerdiği yüksek kapasiteli, konforlu ve hızlı toplu taşıma modeli ise monoray ya da hafif metro. Şehir Plancısı Ulaşım Yüksek Mühendisi Yücel Erden, projenin detayları hakkında bilgi verdi. Projenin öncelikli amacının ulaşım altyapısının planlanması olduğunu kaydeden Erden, bunun için toplu taşıma sistemlerinin, karayolu sisteminin, yaya ve bisiklet altyapısının, otopark sisteminin planlanıp ulaşım türleri arasında bir entegrasyon oluşturulması gerektiğini söyledi. Ulaşım Ana Planı’nı 10 ay gibi kısa bir sürede tamamlamayı hedeflediklerini kaydeden Erden, çalışmanın üç etapta tamamlanacağını anlattı. Bugüne kadar mevcut bilgiler ile yeni bilgileri toparlayıp değerlendirdiklerini ifade eden Yücel Erden, model gir-
dileri hazırlayıp model oluşturma aşamasını da tamamlamak üzere olduklarını söyledi. Son aşamada ise planlamanın yapılacağını belirten Erden, projenin Tarsus’tan Anamur’a kadar ilçeleriyle birlikte tüm Mersin’i kapsadığını belirtti. Bugüne kadar sürücüler, yayalar, yolcular, bisikletlilerden oluşan toplam 23 bin 629 kişi ile anket yaptıklarını, yolcu taşıt ve kavşak sayımları gerçekleştirdiklerini açıklayan Erden, bu saha çalışmalarını 285 kişilik bir ekiple sürdürdüklerini dile getirdi. “Otomobil sayısı hızla artıyor” Yıllara göre karşılaştırmalar yaptıklarını anlatan Yücel Erden, 2009’da yapılan ulaşım ana planı ile karşılaştırıldığında 2015’te kent nüfusunun yüzde 12,5 artışla 908 bin 870 kişiye ulaştığını, otomobil sayısının ise yüzde 60,1’lik artışla 116 bin 946’ya yükseldiğini açıkladı. Ulaşım türleri kıyaslandığında ise 2009’a göre toplu taşıma araçlarında kullanım azalırken özel araç kullanımının arttığının görüleceğini söyleyen Erden, yaya trafiğinin de artış eğiliminde olduğuna dikkat çekti. Kentte top-
lu taşıma araçlarını ya da bisiklet kullanırken yaşanan sıkıntıları tespit ettiklerini ifade eden Erden, bu çalışmalar sonunda kısa vadeli acil eylem planı hazırladıklarını açıkladı. 90 kavşakta trafik düzenlemesi projesi yaptıklarını, sinyal planlarını oluşturduklarını ve mikro simülasyon yazılımları ile test etmeye başladıklarını ifade eden Erden, “Yol yatırımları maliyetlidir ve geri dönüşleri de oldukça zordur. Bu nedenle sıkıntı yaşanmaması için ilk denemeleri simülasyon üzerinden gerçekleştiriyoruz” dedi. Yeni bisiklet yolları, bisiklet park yerleri, kiralık bisiklet
uygulamaları üzerinde çalıştıklarını belirten Erden, uzun dönemde uygulanacak otopark politikalarının da bir diğer çalışma konuları olduğunu anlattı. Tüm kullanıcıları gözeten, standartlara uygun plan ve projelere yoğunlaştıklarına işaret eden Erden, toplu taşıma uygulamalarının rehabilitasyon planları üzerinde çalışıldığını da söyledi. “2030 yılı rakamlarını planlayarak çalışıyoruz” 2030 yılına yönelik tahminler doğrultusunda planlamalar yaptıklarını dile getiren Yücel Erden, 2030’da toplam kent nüfusunun 3 milyon 950 bin kişiye ulaşmasını beklediklerini anlattı. Ulaşım türlerinde yaya ve bisiklet yolu kullanım oranının yüzde 42’den yüzde 31’e gerileyeceğini tahmin ettiklerini belirten Erden, özel araç kullanımının yüzde 22’den yüzde 29’a yükselmesini, servis aracı kullanımının yüzde 12’den 13’e çıkmasını, toplu taşıma araçlarının kullanımının ise yüzde 24’ten yüzde 27’ye ulaşmasını beklediklerini söyledi. Bütüncül bir kentsel ulaşım ana planı için 5’er yıllık yatırım planları düşündüklerini ifade eden Erden, Mersin’e en uygun toplu taşıma sisteminin monoray ya da hafif raylı sistem olacağını vurguladı. Sunumun ardından kısa bir değer-
YAYIN ADI VE SAYFA NO
CMYK
lendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, kentin acil olarak ulaşım ana planının uygulamalarına ihtiyaç duyduğunu anlattı. Projeyi
önemsediklerini ve beğendiklerini bildiren Aşut, kağıt üzerinde çalışmaların iyi gözüktüğünü, ancak asıl önemli bölümün uygulama aşaması olduğunu söyledi.
6
YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr
Çin’de ara malı ithalatı arttı şan ithalat potansiyeline sahip olan ve iç tüketime dayalı büyüme sürecine geçmeye çalışan Çin’e yönelik Türkiye’nin ihracatının yeterli bir seviyeye ulaşamamasının temel nedenleri olarak, bu ülkedeki tüketim eğilimleri ile pazar farklılığı gösterilebilir. Çin pazarının “kendine özgü” yapısı, bölge içi (Güneydoğu Asya ve Pasifik) ticaretin çok güçlü olması, Çin’in önemli küresel ticaret ülkeleri ve blokları tarafından çevrelenmesi, Türkiye ile Çin arasında özel ticaret anlaşmalarının bulunmaması da diğer etkenler arasında.
Ç
in Halk Cumhuriyeti dünya ticaretinde önemli bir yere sahip. Birçok ülkenin aradığı hemen her türlü ürünü uygun rakamlarla temin edilebildiği lokasyon olarak öne çıkan Çin Halk Cumhuriyeti, son yıllarda ithalat rakamlarındaki artışla da dikkat çekiyor. Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında büyük miktarlarda ara malı ithalatına başladı. Ara malı yanında ülkede hasadın kötü olduğu yıllarda yapılan gıda ithalatındaki artışlar da göze çarpıyor. Tüketim eğilimi hızla artan Çin’de fiyatlar yükselirken, yabancı yatırımlar ve şehirde kişi başına düşen gelir de artıyor. Bazı gözlemcilerin Çin’in resmi olarak açıklanandan çok daha hızlı büyüdüğünü öne sürümesi, bu ülke ile yapılabilecek ticaret kalemlerinin çeşitlenebileceği ve ticaretin güçlenebileceği sinyalini veriyor. Önemli bir ham petrol ithalatçısı olan Çin uzay teknolojisi ve elektronik alanında kullanılan bazı ender bulunan madenlerin de artan orandaki üretici ve ihracatçısı. Sahip olduğu hidroelektrik güç potansiyeli ve kömür rezervleri açısından ise dünya birincisi. Rusya ve Kanada’dan sonra yüzölçümü en geniş ülke olan Çin Halk Cumhuriyeti Asya kıtasının doğusunda yer alıyor ve dünyanın en kalabalık ülkelerinden birisi olarak biliniyor. Doğuda Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti; güneydoğuda Makao; güneyde Laos, Birmanya, Vietnam, Hindistan, Bhutan, Nepal; batıda Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan; kuzeyde Moğolistan Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu ile komşu. Çin’in toplam kara sınırları uzunluğu 20 bin kilometreden fazla. Nüfus ve işgücü yapısı 2014 yılı rakamlarına göre ülke nüfusu 1,37 milyara ulaştı. 21. yy ortalarına kadar nüfusun artmaya devam etmesi ve 1,6 milyar civarında dengelenmesi bekleniyor. Uygulanan politikalar sonucunda nüfus azalarak da olsa artma eğiliminde. Nüfus içerisinde yaşlıların gençlere oranı giderek artıyor. Nüfusun yüzde 91,6’sı Han kökenli Çinliler, yüzde 16,7’sini ise aralarında Uygurların da bulunduğu diğer azınlıklar oluşturuyor. Ailelerin tek çocuk sahibi olmaları teşvik ediliyor. Yüksek nüfus, Çin için bir taraftan en büyük sorunlardan birisini teşkil ederken diğer taraftan büyük bir ekonomik güç kaynağı olma özelliği taşıyor. Gelecek 10 yılda yaklaşık 70 milyon kişinin iş gücüne katılacağı öngörülüyor. Doğal kaynaklar ve çevre Çin, maden ve mineraller yönünden
zengin bir ülke. Aralarında demir, demir alaşımlı metal cevherleri, fosfat, tungsten, molibden ve titanyumun bulunduğu yaklaşık 17 maden ve mineral türünde dünya lideri konumunda. Bu arada Çin, uzay teknolojisi ve elektronik alanında kullanılan bazı ender bulunan madenlerin de artan orandaki üretici ve ihracatçısı. Sahip olduğu hidroelektrik güç potansiyeli ve kömür rezervleri açısından da dünya birincisi. Ancak üretilen kömürün kalitesinin düşük olduğu söylenebilir. Yer yer karşılaşılan enerji darboğazları ülke ekonomik gelişmesinin en önemli engellerinden biri. Hali hazırda toplam enerji ihtiyacının yüzde 70’i kömürden elde ediliyor. Çin önemli bir ham petrol ithalatçısıdır. Ekonomi politikaları Çin son dönemde yabancı sermayeyi çekme konusunda çok başarılı oldu. 1990’ların başından itibaren gelişmekte olan ülkelere yapılan yatırımların başında Çin yer alıyor. Çin hükümeti yabancı yatırımlara ayrıcalıklı muamele yerine ülkenin bu anlamda bir doyuma ulaştığı düşüncesi ile yerli ve yabancı yatırımlara eşit muamele anlamına gelen uluslararası kabul görmüş, “Milli Muamele” ilkesini uyguluyor. Bununla birlikte altyapının zayıf olduğu batı ve iç bölgelerde özellikle uzun vadeli projeler için bazı özel teşvikler düşünülüyor.
si nedeniyle Çin’in ithalatında da önemli bir büyüme var. Petrol ve maden cevherleri gibi hammadde ithalatında düzenli bir artış eğilimi görülüyor. Zira yerli üretim artık ihtiyacı karşılamıyor. Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında büyük miktarlarda ara malı da ithal ediyor. Özellikle Çin’de hasadın kötü olduğu yıllarda gıda ithalatında da artışlar görülüyor. Türkiye ile Ticaret Genel durum Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkiler, ilk kez 1 milyar Amerikan doları ticaret hacminin aşıldığı 2000 yılından bu yana düzenli bir gelişme gösteriyor. İkili ticaret 2005’te 7,4 milyar, 2010’da ise 19,5 milyar Amerikan dolarına yükseldi. 2011 yılında ilk kez 24 milyar doların üzerine çıkan dış ticaret hacmi, 2012 yılında da aynı seviyeyi koruyarak 24,12 milyar dolar oldu. 2013 yılında ise dış ticaret hacmi 2012 yılında ara verdiği artış ivmesine devam ederek 28,29 milyar dolara sıçradı.İkili ticari ilişkilerdeki memnuniyet verici gelişmeye rağmen, Çin ile ticarette Türkiye›nin karşılaştığı açık, yıllar
Ayrıca karşılıklı yatırım ilişkilerinin yeterince gelişmemiş olması ve ihracatçılarımızın Çin ve Asya-Pasifik bölgesine yönelik sistematik çalışmalar yürütmemesi de önemli etkenlerdendir. Türkiye’nin Çin’e ihracatının yapısı incelediğinde, Çin ekonomisinin ihtiyaç duyduğu hammadde ve kimyasal ağırlıklı bir yapının olduğu görülür. Bu kapsamda, mermer ve doğal taş, krom cevherleri, bakır cevherleri, kurşun cevherleri, çinko cevherleri, kimyasallar Türkiye’nin Çin’e temel ihraç ürünlerini oluşturur. Bununla birlikte, oto yedek parçaları, çeşitli makineler (gaz türbini, dokuma makinesi vb.) deri, yün, pamuk ve halı gibi bazı ürün gruplarının ihracatında da gelişmeler gözlemlenmektedir. İthalat Çin ile Türkiye’nin ticari ilişkileri ithalat ağırlıklı bir gelişim sergiler. Türkiye’nin 2000’de 1,3 milyar Amerikan doları olan ithalatı, 2005’te 6,8 milyar, 2010’da ise bir önceki yıla göre yüzde 35 artarak, 17,18 milyar Amerikan doları olarak gerçekleşti. 2011’de yine aynı oranda artarak 21,69 milyar Amerikan dolarına ulaştı. 2012’de ise Çin’den yapılan ithalatta -2009’dan bu yanailk kez düşüş yaşandı. 2013’te tekrar yükselişe geçen Türkiye’nin Çin’den ithalatı 24,6 milyar dolar olarak kay-
İş toplantıları sırasında, Çinlilerin ev sahibi olduğu akşam yemeklerinin erken saatte başladığını bilmek gerekir. İş yemekleri çoğu kez akşam saat 18.00’de başlatılır. Yemek, meyvelerden hemen sonra, aniden saat 20.00 gibi sona erdirilir. Bu şaşırtıcı gelse de yaygın bir durumdur. Özellikle bir masaya sığılmayacak derecedeki büyük iş yemeklerinde, hiyerarşi sırasına göre konukları masalarında elde kadehle tek tek ziyaret etmek önemli bir gelenektir. Pasaport ve vize işlemleri Yeşil ve gri hizmet pasaportu taşıyanlar dışındaki tüm Türk vatandaşları ülkeye girmek için vize sahibi olmak zorundadır. Ankara için vize başvuruları Pazartesi, Salı ve Perşembe günleri saat 09.30-12.00 arası kabul edilmektedir. Başvuru sırasında 1 adet fotoğraf gerekmekte ayrıca bir form doldurulmaktadır. Vize verilmesi yaklaşık 10 gün sürmektedir o nedenle Büyükelçiliğe mümkün olduğunca erken başvuru yapılması tavsiye edilir. Turistik çıkışlarda uçak gidiş dönüş konfirmasyonu ve banka hesap cüzdanı fotokopisi istenmektedir. Resmi tatiller ve çalışma saatleri Mesai saatleri, pazartesiden cumaya, sabah 08.00-12.00 ve ara sonrası 13.00-17.00’a kadar uzanır. Bankalar da saat 17.00’ye kadar hizmet verir. Ancak bazı bankalar pazartesi günleri kapalıdır. Alışveriş yerleri akşam 20.30 civarlarında kapanır. Özel lokantalarda ise sabah 06.00’dan gece geç saatlere kadar yemek yenilebilir.
lanmaktadır. Minibüsler, özellikle başlıca ticaret ve turizm merkezleri arasında çokça bulunduklarından tavsiye edilir. Taksi, tüm merkezlerde kolaylıkla bulunabilen ve çok pahalı olmayan bir alternatiftir. Türkiye’de olduğu gibi gidilen mesafeye ve gece-gündüz durumuna göre ücret alan taksilerde dikkat edilmesi gereken şey, inerken fiş talep edilmesidir. Haksız yere yüksek ücret alınması sık rastlanan bir durumdur. Fişte yazılı taksi numarası ile herhangi bir konudaki rahatsızlığın yetkililere iletilmesi mümkün olmaktadır. Ayrıca çoğu taksi şoförünün İngilizce bilmediği gerçeğinden yola çıkarak gidilecek yerin adresinin Çin harfleriyle yazılmış olarak elde tutulması gerekebilir. Özellikle şehirlerarası yolculuklarda kullanılabilecek trenler, pek tavsiye edilmezler. Genelde kalabalık olan trenler pek rahat bir yolculuk imkanı vermezler. Suyolu taşımacılığı tercih edilen bir yol değildir ve bu yol kullanılacaksa önceden bir seyahat acentesi ile temas kurulması özellikle önerilmektedir. Ülke içi havayolu taşımacılığı halen 42 kadar şirket tarafından yürütülmektedir. Yerel saat Çin, büyük bir ülke olduğundan Pekin saati tüm ülke için baz alınmıştır. İki ülke arasındaki saat dilimi farkı 6 saattir. Çin’de yaz saati uygulaması olmadığından bu fark yaz aylarında 5 saate inmektedir. Konaklama Otel rezervasyonlarının önceden yapılması gerektiği yoğun talep dönemlerinde özellikle hatırlanmalıdır. Halen sahip oldukları olanaklar ve hizmetleri açısından, Çin’in başlıca otelleri uluslararası standartları yakalamış durumdadır. Oteller, yüksek, orta ve düşük kalite olmak üzere üç gruba ayrıldığında, yüksek kalite olanların Batı’daki otellerden çok
Dış ticaret Genel durum ABD, Çin’in ihracattaki en büyük pazar. 2014’te ABD’ye ihracat 396,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. ABD’nin yanı sıra Çin önemli miktardaki ihracatını, Asya kıtasında Hong Kong, Japonya ve Güney Kore’ye gerçekleştiriyor. Diğer taraftan Japonya, Güney Kore ve Tayvan Çin’in ithalatında ve karşılıklı ticarette giderek önemi artan ticari partnerleri. AB ülkeleri de Çin’in önemli ticari partnerleri arasında yer alıyor. Hong Kong özel durumu nedeniyle Çin için bir antrepo ve re-export merkezi durumunda. İhracatında başlıca ürünler Yabancı sermayeli şirketler Çin’in ihracat artışına önemli katkıda bulunuyor. Yerli özel sermayeye sahip şirketlerin ihracat içindeki oranı da giderek artıyor. Son yıllarda, özellikle yabancı sermayeli şirketlerde üretimde katma değer düzenli şekilde artıyor. Buna bağlı olarak da otomatik bilgi işlem makineleri gibi katma değeri yüksek ürünlerin ihracatı da artıyor. İthalatında başlıca ürünler İhracat artışına karşılık pek çok ihraç ürününün ithal girdiler içerme-
itibariyle artış göstermektedir. İkili ticarette, 2011 yılı itibariyle dış ticaret açığı 19,2 milyar Amerikan dolarıdır. 2012’de ise dış ticaret açığının 18,5 milyar doların altında olduğu gözlemlenir. 2013 yılına gelindiğinde dış ticaret açığının artışına devam ederek 21 milyar dolar aştığı görülmektedir. İhracat Türkiye’nin Çin’e ihracatı yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte, gerek Çin’in ithalat potansiyeli gerek Türkiye’nin üretim ve ihracat kapasitesi dikkate alındığında yeterli görülmüyor. 2002’de sadece 268 milyon Amerikan doları olan Türkiye’nin Çin’e ihracatı, 2007’de 1,04 milyar Amerikan dolarına, 2013’te ise 3,60 milyar Amerikan dolarına yükseldi. İki trilyon Amerikan dolarına yakla-
dedildi. Çin’den gerçekleştirilen ithalatın yapısı incelendiğinde, geniş bir ürün çeşitliliği olduğu görülür. İthalatın önemli bir bölümünü yatırım ve ara malları (3/4’ünü), geri kalanını ise tüketim malları oluşturur. 2013 yılı verilerine göre Türkiye’nin Çin’den ithalatında öne çıkan kalemler, otomatik bilgi işlem makineleri ve aksamı, telli telefon-telgraf için elektrikli cihazlar, elektrikli ses/ görüntülü işaret cihazlar, elektrik konvertisörleri, pamuk, oyuncak, televizyon alıcıları, iplik ve oto yedek ürünleridir.
Kullanılan Lisan
İşadamlarının pazarda dikkat etmesi gereken hususlar
Çin’e giriş sırasında bulundurulması gereken belgeler arasında geçerli bir pasaport ve vize yanında, sınırda doldurulan “Giriş ve Çıkış Kayıt Formu” önemlidir. Ayrıca ülkede 6 aydan daha fazla kalacak kişilerden HIV negatif belgesi istenir.
Ticareti etkileyen kültürel faktörler Çin’deki iş gelenekleri arasında soyadının önce kullanılması önemlidir. İş toplantıları sırasında kart alınıp verilmesi doğal bir uygulamadır. Kartın bir yüzünün Çin harfleriyle yazılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. İş toplantıları için, gerek kamu kurumlarında, gerekse büyük şirketlerde özel salonlar kullanılır. Büroların kullanılması adet değildir. Toplantılar resmi bir havada geçer ve oturulan yerler protokole göre belirlenir. En üst düzey Çinli katılımcının, en üst düzey misafiri kendi sağına oturtması yaygın bir uygulamadır.
YAYIN ADI VE SAYFA NO
Dakik olmak önemlidir. Toplantı sırasında her iki taraf kısa bir tanışma ve açış konuşması yapar. Önemli olan ise, bundan sonraki kısımda Çinli taraf önce söze başlamışsa, sonuna kadar müdahale etmemek ve kendi görüşlerini en sonda söz alındığında dile getirmektir.
CMYK
Çin, etnik çeşitliliğe sahip bir ülke olarak 56 kadar etnik grubu barındırır. Resmi istatistiklere göre nüfusun yaklaşık yüzde 92’si Han etnik grubuna mensuptur. Çok sayıda bölge güçlü yerel yönetimlere sahip. Ülkede yaygın ve resmi dil Han dili olduğundan, ticari ilişkilerde Çin’ce olarak bu dil esas alınır. Azınlıklar kendi dillerini konuşsalar da yazılı olarak bu diller yaygın değildir. Ulaşım
Çin›de trafik sıkışıklığı özellikle büyük şehirlerde önemli bir problem. Örneğin, Pekin’de oldukça yoğun bir trafik olduğu görülür. Özellikle iş çıkış saatlerinde (iş çıkış saati akşam saat 5.30) trafik sıkışıklıkları yaşanır. Bu trafik sıkışıklığının nedeni şehirdeki özel araç sayısının son yıllarda olağanüstü bir yükseliş göstermiş olmasıdır.
farklı olmadıkları söylenebilir. Orta kalite oteller genelde turistlere hizmet verirler ve güvenle kalınabilecek yerler durumundadırlar. Düşük kalite oteller daha ziyade motel niteliğindedirler. Çin’de kalınan yerlerde çalışanlara bahşiş verilmez. Sağlık Çin’in belli başlı hastanelerinde yabancılara ayaküstü tedavi hizmeti sunan bölümler oluşturulmuştur. Herhangi bir sağlık sorunu durumunda bu bölümlere başvurulabilir. Daha ciddi durumlar için ise buralardaki doktorların referansı ile Hong Kong hastanelerine taşınmak gerekebilmektedir. İklim Çin, kış aylarının oldukça soğuk ve kuru geçtiği bir ülkedir. Örneğin, kışın Pekin›in havası Ankara›dan çok daha kurudur. Yağışlar yaz aylarında toplanmaktadır. Özellikle kış aylarında ülkenin kuzeyi ile güneyi arasındaki ısı farkına dikkat etmek gerekir. Kuzey, daha soğuk iken; güney, tropikal bir etkidedir.
Tüm tabelalar Çince yanında İngilizce ile de yazılmıştır.
Nemlilik oranları da bölgeden bölgeye değişir ve özellikle güneydoğu bölgelerinde nem yüksektir.
Duyurular da İngilizce olarak tekrar-
Kaynak: Ekonomi Bakanlığı
7
YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr
Otomobilciler yeni galericiler sitesi istiyor
Mehmet KİSİN
13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı
Mersin’in ikinci, hatta üçüncü galericiler sitesine ihtiyacı var. Bu siteyi yapmaya sektör temsilcileri talip. Bunun için kooperatif kurulumu tamamlandı. Uygun bir yer gösterilip imar izni verilmesi, bürokratik engellerin kaldırılması halinde çalışmalar vakit kaybedilmeden başlayacak.
O
tomotiv sektör temsilcileri Mersin’in batısında yeni bir oto galericileri sitesi kurulmasını istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi’nin de desteklediği bu yatırım için en az 100 bin metrekarelik yeni bir arazi talebi var. Sektör temsilcileri gerekli çalışmaları yürütmek adına kooperatif kurulumunu tamamladı. Bürokratik engellerin aşılması halinde çalışmalar başlayacak. Yeni site içinde bir muayene istasyonu kurulması da talepler arasında yer alıyor.
ihtiyacı olduğunu anlattı. Önümüzdeki süreçte ihtiyaç doğrultusunda her üç segment için ayrı ayrı galerici siteleri planlanabileceğini ifade eden Kisin, “Binek otomobil alıcıları araç almaya giderken ulaşım sorunu bulunmayan, daha konforlu bölgeleri tercih ediyorlar. Satışlarımızı artırmak istiyorsak yer seçimine özen göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.
MTSO 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kisin, mevcut oto galericiler sitesinin ihtiyacı karşılamakta zorlandığını, bu nedenle sektör temsilcilerinin yeni bir galericiler sitesi talebinde bulunduğunu söyledi. Daha büyük bir site planlanması gerektiğini anlatan Kisin, kurulacak yeni sitenin ulaşım sorununun bulunmaması, otoban bağlantısı olması gerektiğini belirtip, “Bu nedenle de şehrin batısının tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
“Böyle bir sitenin yapımı için Odamıza üye olan sektör temsilcileri 5 yıldan fazla süredir çalışıyor. Biz de komite olarak hemen her toplantımızda bu konuyu görüşüyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmaları yürütmek adına Odamız üyelerinden oluşan bir grup kooperatif kurdu ve gerekli maddi olanak sağlanacak. Bize uygun bir yer gösterilerek imar izni verilmesi halinde derhal çalışmalara başlayabiliriz. En az 100 bin metrekarelik bir alana ihtiyacımız bulunmakta. Bu alanda minimum 200 işletmenin yer almasını planlıyoruz.”
Mersin’de oto galericilerin otomobil, minibüs ile otobüs ve tır ile ağır ticari araç galerileri olarak üçe bölündüğünü kaydeden Kisin, bu alanlarda alım satım yapan 500’e yakın firma bulunduğunu anlattı. Mevcut galericiler sitesinin bu bağlamda bakıldığında yeterli gelmeyeceğini vurgulayan Mehmet Kisin, otomobil müşteri grubunun farklı ihtiyaç ve beklentileri bulunduğuna işaret etti. Bu nedenle eğer bir planlamaya gidilecekse her grup için ayrı bir site planlanabileceğini dile getiren Kisin, Mersin’in ikinci, hatta üçüncü siteye
İçerisinde galericilerin yanı sıra banka, noter, restoran, çocuk oyun parkı gibi sosyal donatılar planladıklarını da açıklayan Mehmet Kisin şunları söyledi:
“Sitede muayene istasyonu kurulabilir” Mersin’de sektörde bir diğer sorunun TÜV muayenelerinde yaşandığına dikkat çeken Mehmet Kisin, “Otomobillerde iki yılda bir, ticari araçlarda yılda bir kez muayene mecburiyeti bulunmakta. Kentimizdeki tüm araç kullanıcılarının bu hizmeti alabilmek adına TÜV Türk İstasyonu’na gitmesi gerekiyor. Ancak araç sayısı her geçen gün artıyor ve bu istasyon artık talebi karşı-
lamakta zorlanıyor” dedi. Mersin merkezde yalnızca bir tane istasyon bulunması nedeniyle kullanıcıların mağdur olduğunu vurgulayan Kisin, sayının mutlaka artması gerektiğini söyleyip yeni istasyon adresi olarak da yeni planladıkları oto galericiler sitesini gösterdi. Teknolojinin her geçen gün geliştiği dünyada artık hiçbir yerde 5-10 günlük muayene bekleme sürelerinin bulunmadığını kaydeden Kisin, bu konuya acil çözüm beklediklerini söyledi. “Personel bulmakta sıkıntı çekiyoruz” Bir diğer sıkıntının kalifiye eleman bulunması noktasında yaşandığını ifade eden Mehmet Kisin, şöyle konuştu: “Komitemiz bünyesinde otomotiv yetkili bayileri, oto galericiler, oto kiralamacıları, otomotiv tamir, bakım ve yedek parça ticareti yapan firmalar bulunuyor. 300’ün üzerinde üyeye sahibiz. Hepimizin ortak sorunu ise kalifiye personel konusunda yaşanıyor.” Meslek liselerinin özellikle otomobil bakım ve tamiratına yönelik branşlarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Kisin, meslek liselerini bu konuda yeterli bulmadığını söyledi. “Bizim sıkıntımız, ülkemizdeki mesleksizlik sorununun en somut örneği” değerlendirmesini yapan Kisin, “Aslında ülkemizde işsizlik değil, mesleksizlik var. Bu konuda İŞKUR’a büyük görev düşüyor” dedi.
“Sigortada rekabetin önü açılmalı” Yaşanan sıkıntılara bu yıl bir de trafik sigortalarının eklendiğine işaret eden Mehmet Kisin, 2015 yılı sonunda araç sahiplerini yakından ilgilendiren zorunlu trafik sigortası maliyetlerinin beklentinin çok üzerinde arttığını söyledi. Bir yıl önce yaklaşık 300 TL’ye yapılan bir sigortanın bugün 700 TL’ye yapılabildiğini hatırlatan Kisin, bu noktada sigorta şirketleri arasında rekabetçiliğin önünün açılması gerektiğini anlattı. Makul seviyelerdeki bir sigortanın aracın maliyetinin belli bir yüzdesini geçmemesi gerektiğini vurgulayan Kisin, “Örneğin bir aracın bedeli 40 bin TL ise sigorta ödemesi 200 TL’yi geçmemeli” ifadelerini kullandı. Hükümetin bu konuda çalışmaları bulunduğunu hatırlatan Kisin, çözümün ivedilikle hayata geçirilmesini beklediklerini bildirdi. Kisin sigorta konusunda hem sigorta acenteleri ve sigorta firmalarının hem de kullanıcıların bilinçlenmesi gerektiğini de söyledi. Yüksek maliyetler bizleri zorluyor Seçim dönemlerinde çeşitli siyasi partilerin verdiği sözler nedeniyle 2016 yılının Ocak ayında asgari ücrette artış yaşandığını da hatırlatan Mehmet Kisin sözlerini, şu değerlendirmelerle tamamladı: “Asgari ücret artışı toplam maliyetimizin yüzde 30’a yakın artmasını da beraberinde getirdi. Üyelerimizin sıkıntısı her geçen gün artıyor. Önümüzdeki süreç, işsizlik sıkıntısının artacağı endişesi veriyor. Bu durum gelecekte hepimizi sıkıntıya sokacaktır.”
İnşaat malzemesi satıcıları güç birliğine gitme hedefinde K
entin değişik bölgelerinde faaliyet gösteren inşaat malzemesi ticareti yapan firmalar tek bir merkezde toplanarak güç birliği sağlamak istiyor. İnşaat malzemesi satıcılarının tümünün aynı lokasyonda yer aldığı güçlü bir yapılanma talepleri bulunduğunu anlatan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO)16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, bu sayede iyi bir sinerji oluşacağına dikkat çekti. Böyle bir yapılanmada alıcıların aynı anda tüm ihtiyaçlarını kısa sürede temin edebileceğini vurgulayan Kabadayı, bu durumun alıcı için de satıcı için de avantaj sağlayacağını söyledi. Meslek komitesi üyelerinin hırdavatçılar, cam ticareti yapan firmalar, penciler, inşaat malzemesi ticareti yapan firmalar, boya ve malzeme satıcılarından oluştuğunu MTSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, inşaat malzemesi satışına yönelik bir sanayi sitesi oluşturmak istediklerini bildirdi. Kısa adını MİMSU olarak düşündükleri Mersin İnşaat Malzemeleri Sanayicileri ve Üreticileri adı altında bir site oluşturma planları bulunduğunu kaydeden Kabadayı, bu konudaki çalışmaları sürdürdüklerini anlattı. Büyükşehir Belediyesi
YAYIN ADI VE SAYFA NO
ile gerekli görüşmeleri yaptıklarını ve en az 200 dönümlük arazi talepleri bulunduğunu bildiren Kabadayı, “Tüm sektörün bir arada olması gücümüzü artıracaktır. Ortak sarf malzemesi alımlarımızı birlikte gerçekleştirip bu sayede maliyetlerimizi de düşürebiliriz” dedi. 200 dönümde yaklaşık 500 esnafın faaliyet gösterebileceğini kaydeden Kabadayı, bu site içinde otel, restoran, banka gibi sosyal donatılar da planladıklarını dile getirdi. Kabadayı, buraya gelecek olan alıcıların aradıkları tüm ürünleri bir arada bulup temin etme fırsatı yakalayarak zamandan tasarruf edebileceğini vurguladı. Bu bölgede yalnızca satış yapılmayacağına da değinen Kabadayı, arzu edilmesi halinde küçük çaplı imalatlar gerçekleştirilebileceğine de dikkat çekti. “2016 için umutluyuz” Sektöre ilişkin değerlendirme de yapan Mustafa Kabadayı, Mersin’de inşaat sektörünün 2015’te umduğunu bulamadığını anlattı. 2016’dan ise umutlu olduklarını belirten Kabadayı, seçimlerin bitmesi ve hükümetin aldığı kararlarla daha iyi bir yıl geçireceklerine inandığını söyledi. Bu yıl hükümetin de kamu ve özel yatırımlara ağırlık vereceğini kaydeden Kabadayı, bu durumun inşaat malzemesi satışlarında hareketlenmeyi
CMYK
de beraberinde getireceğini anlattı. Yatırımlarda Mersin özelinde sıkıntının çözümü için imar planlarının tamamlanmasını beklediklerini ifade eden Kabadayı, “Bu yıl içinde 1/5.000 ve 1/1.000’lik planların tamamlanması halinde sektörümüzün önünün daha çok açılacağını düşünüyorum” değerlendirmesi yaptı. Planların bu yıl tamamlanmasını beklediklerini dile getiren Kabadayı şöyle konuştu:
yı, bu durumun bir süre daha devam edeceğini tahmin ettiğini anlattı. Sektörün hareketlenmesi için beklentilerine de değinen Kabadayı, özellikle banka kredilerinin düşmesini istediklerini söyledi.
“Şehir dışından bölgemize yatırım yapmak isteyen çok sayıda firma var. İmar planlarının tamamlanıp yatırımların açılması halinde hem kentimiz daha çok yatırım çekebilecek hem de sektörümüzde ciddi bir hareketlenme yaşanacaktır, istihdam artacaktır. Böylesi bir hareket piyasaları da canlandıracak ve tüm Mersin kazanacaktır.”
“Mersin için söz verilen yatırımlar hayata geçmeli”
“Fiyat dalgalanmaları sektörü zorluyor” Sektörün önemli sıkıntılarından bir tanesinin de dövizdeki dalgalanmalar olduğunu kaydeden Mustafa Kabadayı, bu dalgalanmalara bağlı olarak demir, çimento gibi inşaat sektörünün lokomotif kalemlerinin fiyatlarında da hareketlilik yaşandığını söyledi. Fiyat istikrarsızlıklarının son aylarda önemli bir sorun haline geldiğini vurgulayan Kabada-
Mustafa KABADAYI
16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi
Mevcut durumda kredi faizlerinin 1,37 seviyesinde olduğunu anlatan Kabadayı, bu rakamın 1’in altına düşmesinin tüm kesimleri rahatlatacağını bildirdi.
Mersin’de son dönemlerde yatırımlarda bir hareketlenme yaşandığına da değinen Mustafa Kabadayı özellikle sağlık turizmini de canlandıracak olan hastane yatırımlarında hareket olduğunu bildirdi. Turizm, lojistik, tarım sektöründe yaşanacak bir canlanmanın paralelinde inşaat sektörünü de hareketlendirdiğine dikkat çeken Kabadayı, “Bu dönemde özellikle Sayın Başbakan Yardımcımız Lütfi Elvan’ın kentimiz için söz verdiği büyük yatırımları başlatmasını bekliyoruz. Bu yatırımların başlamasıyla kentimizin ufku daha da çok açacaktır. Havaalanı, otoban yolları, duble yol yapımları, turizm yatırımları kentimize bir hareket getirecektir” diye konuştu.
Mersin İnşaat Malzemeleri Sanayicileri ve Üreticileri adı altında bir site kurulması halinde oluşacak sinerji alıcıyı da satıcıyı da mutlu edecektir
8
YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr
Kan bağışı kampanyasına yoğun ilgi Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05
Türk Kızılay’ı tarafından organize edilen, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği Kan Bağışı Kampanyası büyük ilgi gördü. Ayrıca kampanya, ‘Bir Kan, Bir Fidan’ projesi ile de destekleniyor. Bu kapsamda Kızılay tarafından Mersin Toroslar Bölgesi’nde her bağışçı adına bir fidan dikilecek. MTSO Hizmet Binası önünde gerçekleştirilen organizasyon şenlik havasında geçti. Kampanyaya katılan bağışçılara sponsor olan Şekerci Hasan Yozgat, Güney Süt ve Yummy Meyvesuları da cezerye, ayran ile meyvesuyu ikram etti. Ayrıca katılımcılara Kızılay ve MTSO logolu polar atkılar hediye edildi. Organizasyon sahasında oluşturulan fotoğraf çekim alanında bağışçılar fotoğraf çekerek sosyal medyada paylaşma imkanı da buldu. Oldukça renkli geçen organizasyona MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri, Komite Üyeleri, personeli ile Büyükşehir Belediyesi yöneticileri ve personeli, çevre esnafı ve halk katıldı. Organizasyon sonrası MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, yaptığı açıklamada, “Bir damla kan hayat kurtarır. Bu nedenle kampanyayı çok önemsiyoruz” dedi. Toplum olarak kan bağışı konusunda duyarlı olmak gerektiğini kaydeden Aşut, Türk Kızılayı’nın bu duyarlılığın sağlanmasındaki etkinliğinin yadsınamayacağını söyledi. Kan toplama ve dağılımını sağlamada yalnızca ulusal değil Türk Kızıla-
yı’nın uluslararası bir marka olduğuna değinen Aşut, “İstiklal Savaşı’nda dahi önemli kan toplayıcı kurumlardan biriydi. Bu gücünü artırarak sürdürüyor” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise insan vücudu için en önemli maddenin kan olduğunu ve bunun tek kaynağının da insan olduğunu söyledi. Kanın öneminin kan anonsları yapıldığı dönemde daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Kocamaz, “Bir ünite kan için nasıl bir telaşa düşüldüğünü iyi biliyorum. Bu konuda herkesi daha duyarlı olmaya davet ediyorum” dedi. Kızılay’ın bu konuya büyük emek verdiğini dile getiren Kocamaz, “Bizler de destek olmaya çalışıyoruz. Umarım hedefe ulaşırız” diye konuştu. “Kan vermek de organ bağışı kadar önemli” Türk Kızılayı Orta Akdeniz Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Tunçhan Demir, kış aylarında kan temininin zorlaşması nedeniyle bu dönemlerde düzenlenen kampanyaların önemli olduğunu söyledi. “Destek olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
Bağışa destek veren firmalarımızdan bazıları
YAYIN ADI VE SAYFA NO
CMYK
ile Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” diyen Demir, şöyle konuştu: “Ayrıca Bir Kan Bir Fidan Projemiz de bulunmakta. 2015 yılında Türkiye genelinde bu kapsamda 2 milyon fidan diktik ve bunun 60 bin adedi Mersin’e dikildi. Önemli olan bu konuda farkındalığı ve bilinci artırabilmemiz.” Türk Kızılayı Mersin Şube Başkanı Necmi Erdem ise kan vermenin de organ bağışı kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Bilinçli bağışçılarla birlikte Mersin’in kan bağışı toplamada Türkiye genelinde 5’inci sırada bulunduğunu anlatan Erdem, “Kan verip bir hayat kurtarmanın manevi değeri hiçbir şeyle ölçülemez” dedi. Geçen yıl Mersin olarak kan bağışı toplama hedeflerine ulaştıklarını belirten Erdem, “Ocak ayı hedefimiz ise 70 bin ünite kan toplamak. Burada bu hedefin startını verdik” ifadelerini kullandı.