MTSO Haber Sayı 305

Page 1

Arbella Makarna Fotoğraf Yarışması ödülleri verildi

MTSO’dan Mersin SMMMO’ya Muhasebe Günü ziyareti

“Eserlerimle dünyaya iz bırakmak istiyorum”

Ticari istihbarat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor

>2’de

>4’te

> 2’de

> 4‘te

GÖZDEN KAÇAN GELİŞMELER… Şerafettin AŞUT

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr || YIL: YIL:18 17 || SAYI: SAYI: 305 298 || 13-26 6-19 ARALIK Mart 2016 2015

Çukurova’da güç birliği

Ahşap ambalajda ISPM-15 Stantartları anlatılacak Tarık CİĞER

MTSO 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı

İ

hracatta kullanılan ahşap ambalaj malzemelerde yaşanan sıkıntıların en aza indirilmesi adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi, üyelerine ISPM-15 standartlarını anlatacak. Bu etkinlikle ihracatta ahşap ambalaj kullanımındaki kurallara uyumun önemi konusunda farkındalık yaratılması ve ülke ihracatına katkı sağlanması hedefleniyor. MTSO 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Tarık Ciğer, komite çalışmaları hakkında bilgi vererek sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Meslek Komitesi bünyesinde kereste üreticileri, ahşap palet üreticileri, kapı pencere doğramacıları ile hammadde tedarik eden firmaların bir arada bulunduğunu kaydeden Ciğer, komite olarak sektör sorunlarını saptayıp çözüm üretmeye yoğunlaştıklarını söyledi. Bunun için sektörel araştırmalar yaptıklarını anlatan Ciğer çözüm yollarının saptanması adına toplantılar düzenlediklerini söyledi. Yeni pazarlar aradıklarını ve fuar organizasyonları düzenlediklerini de kaydeden Ciğer ardından Nisan ayında gerçekleştirmeyi planladıkları etkinlikler hakkında bilgi verdi. > 7’de

“Metal sanayicisi banka faizlerinde indirim istiyor’’ Bilge GÜRBÜZ

MTSO 32 No’lu Metal Sanayi MeslekKomitesi Başkanı

P

iyasalardaki durgunluk nedeniyle sıkıntılı günler geçiren metal sanayicileri zorlu süreç atlatılana kadar banka faizlerine indirim istiyor.

üreticisinin bir arada bulunduğunu anlatan Gürbüz, sektör sorunlarını takip ettiklerini ve çözümlerini araştırdıklarını bildirdi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Bilge Gürbüz, Komite çalışmalarını anlatarak sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Komite bünyesinde ağırlıklı olarak makine ve inşaat sektörlerine hizmet veren her türlü demir ve çelik

Ardından sektöre ilişkin değerlendirme yapıp ilk olarak piyasaların son durumunu anlatan Bilge Gürbüz, bir süredir büyük bir durgunluk yaşandığını ve tüm sektörlerde olduğu gibi metal sektöründe de nakit para akışının kesildiğini söyledi. > 7’de

Kadınlar, hemcinslerine nefes oldu

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Kadın Komite Üyeleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde ‘Kadına Özgür Nefes’ ismiyle nefes terapisi eğitimi verdi. Eğitimden elde edilen gelirle kadın sığınma evlerinde yaşayan ihtiyaç sahibi kadınlara destek olunacak. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları kapsamında Bilge Gürbüz, Emel Bildik, Dilek Kılıç, Görkem Aksoy, Sema Tezcan, Muazzez Araç, Yasemin Taş’tan oluşan MTSO Meslek

Komitelerinin Kadın Üyeleri ve İSGEV işbirliğinde nefes terapi eğitimi verildi. Nefes Eğitmenleri ve Koçları Pınar Doğan, Eylem Temel Özel, Deniz Bayram, Yener Kazım Ölçer, Belgin Narinoğlu tarafından verilen eğitimde katılımcı kadınlar sağladıkları destekle kadın sığınma evlerindeki kadınlara nefes oldu. Eğitimin açılış konuşmasını yapan MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar, organizasyon hakkında bilgi verdi. > 5’te

Üyelere ticaret şirketlerindeki cezai sorumluluklar anlatıldı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Hukuk Müşavirliği tarafından üyeleri bilgilendirmek adına Ticaret Şirketlerinde Cezai Sorumluluk Semineri düzenlendi. Toplantıda üyeler şirket ortak ve yöneticilerinin cezai sorumlukları, iş kazaları bağlamında iş sağlığı ve güvenliği konusunda işverenlerin uygulamada alması gereken tedbirler ile ölümlü ve yaralamalı iş kazalarından doğan cezai sorumluluklar konularında bilgilendirildi.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

MTSO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını MTSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuh Yükselgüngör gerçekleştirdi. Oldukça yoğun bir katılımla gerçekleşen toplantının ilk bölümünde Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Mahkemesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çetin Arslan, katılımcılara ticaret şirketlerindeki cezai sorumluluklar konusunda bil>4’te gi verdi.

CMYK

Türkiye’nin ekonomide söz sahibi bölgeleri arasında yer almak isteyen Çukurova, güç birliğine gitti. Bölge Oda ve Borsa başkanları bir araya gelerek yapılacak ortak lobi faaliyetlerini görüştü.

Ç

ukurova Bölgesi Oda ve Borsa başkanları tek ses olup bölge taleplerini daha gür duyurabilmek adına çalışmalarını sürdürüyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde Mersin’de bir araya gelen Çukurova Bölgesi İl ve İlçe Oda ve Borsa Başkanları bölge sorunlarını masaya yatırdı. Toplantıda Çukurova Havalimanından, D-400 Karayolu’nun genişletilmesine, tarımdan turizme, Mer-

sin’den Gaziantep’e hızlı tren hattı oluşturulmasından yürütülecek lobi faaliyetlerine, makro yatırımların ortak planlanmasından fuarcılığa kadar birçok konu gündeme geldi. Toplantı sonunda katılımcı Oda ve Borsa başkanları terörün lanetlenmesi adına kamuoyuna ortak bir bildiri yayınlanması noktasında görüş birliğine vardı. Bir sonraki toplantının ise Mayıs ayında gerçekleştiril-

konomisinin belkemiğini tarım gıda ürünleri oluşturan Mersin için Endonezya alternatif bir pazar olarak gösterilebilir. Ekonomi Bakanlığı tarafından Endonezya’ya ihracat potansiyeli bulunan başlıca ürünler arasında buğday unu, zeytinyağı, zeytin, domates salçası, kuru ve sert kabuklu meyveler, tütün, yaş meyve sebze gibi tarım ürünleri yer alıyor. Bununla birlikte Endonezya’ya gıda ihracatında karşılaşılan bazı zorluklar da bulunuyor. 2009 Kasım ayında yürürlüğe giren uygulama ile Endonezya’ya ithal edilecek bitkisel menşeli taze gıda ithalatında, gıda güvenliği gerekçesiyle, ürünlerin gümrüklerde analize tabi tutulması bu zorluklardan biri olarak gösterilebilir. Söz konusu düzenleme yaş meyve, sebze ve hububatı kapsıyor. Türk menşeli et ve et mamulleri ile süt ve süt mamullerinin (süt tozu hariç) Endonezya’ya ithalatı ise şap hasta-

KOSGEB Geri Ödemeli Desteklerinden yararlanacak KOBİ’lere KGF teminatı

>2’de

lığı gerekçe gösterilerek yapılamıyor. Yaşanan sıkıntıların yanında ihracatı kolaylaştırabilecek adımlar da atılabilir. Endonezya’ya yönelik gıda ürünleri ihracatı sırasında, ithalatçılar tarafından malın İslami esaslara göre hazırlandığını ve işlendiğini gösterir Helal Sertifikası bulunması ihracatı kolaylaştırabilir. Helal Sertifikası ithalat sırasında aranan zorunlu bir belge olmamakla birlikte, ürünün ülke içi pazarlamasında çok önemli bir belge niteliği taşıyor. Endonezya, Türkiye’nin de üyesi olduğu D-8 ülkeleri içinde yer alıyor. D-8’in diğer üyeleri ise Bangladeş, İran, Malezya, Pakistan, Nijerya ve Mısır. Bu organizasyon, üyelerinin sosyal ve ekonomik ilişkilerinin zenginleştirilmesine yeni bir boyut katıyor. D-8’in amacı, üye ülkeler arasındaki ticareti ve işbirliğini artırmak. Türkiye ile Endonezya arasındaki dış ticaret hacmi de giderek artıyor. > 6’da

Meslek Komiteleri’nde 3’üncü kadın başkan >2’de

TOBB Ticaret Borsaları Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir’in yönettiği toplantıda tek tek kürsüye gelerek söz alan Oda ve Borsa başkanları, bölgenin ekonomik ve ticari potansiyelini anlatarak önümüzdeki süreçte hangi alanlarda çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini kararlaştırdı. Toplantının

açılış

konuşmasını

yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise MTSO’nun önümüzdeki süreçte yapacağı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Dünyanın sayılı turizm forumları arasında yer alan Meditour 2016’ya Mayıs ayında Mersin’in ev sahipliği yapacağını kaydeden Aşut, bu çalışmayı elbirliği ile yürütüp bölge tanıtımı için fırsata dönüştürülmesi çağrısı yaptı. > 8’de

İnsan Kaynakları Zirvesi’nin Dördüncüsü MTSO’da yapıldı

Gıda ihracatında alternatif pazar: ENDONEZYA E

mesi kararlaştırıldı.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), İş-Kur ve Girişimci İnsan Kaynakları Grubu işbirliğinde MTSO Toplantı Salonu’nda Dördüncü İnsan Kaynakları Zirvesi düzenlendi. İki gün süren zirvenin ilk gününde katılımcılara konularında uzman kişiler tarafından Yeni Personel Teşviki, İşbaşı Eğitim Programları, İş Hayatında İmaj Yönetimi ve Beden Dili ile Mülakat Psikolojisi konularında bilgi verildi. Zirve ikinci gün, Türkiye’de İnsan Yönetimi, Tecrübelerle İnsan Yönetimi ve Çalışanı Anlamak konularında yapılan sunumlar ve MIP’den Barbaros Arısüt, Soda Sanayi’nden Cem Oğuz, YKM’den Tahir Gökçek’in fark yaratanlar bölümündeki tecrübe paylaşımı ile sona erdi. Zirvenin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, işyerlerinde insan kaynakları biriminin önemine dikkat çekti. Yakın zamana kadar insan

kaynakları biriminin yalnızca büyük kuruluşlarda, holdinglerde olması gereken bir birim olarak görüldüğünü kaydeden Aşut, KOBİ’ler için bu departmanın bir lüks olarak düşünüldüğünü söyledi. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, ekonomilerde insana duyulan gereksinimin asla azalmayacağını vurgulayan Aşut, şöyle konuştu: “Şirketlerimiz, ister beş-on çalışanı isterse yüzlerce çalışanı olsun, sadece kullandığı teknoloji ile değil; aslında, kendisine değer katan insanları merkeze aldıkça büyüyor. Şirketler, fiziksel alt yapıya gösterdiği ilgi ve değeri, insana gösterdiğinde, işte o zaman gerçek anlamda bir değer üretebiliyor. Merkezine alacağı insanı doğru seçtiğinde, değişen ekonomiye ve dünyaya karşı onu sürekli eğitebildiğinde büyüyor. >5’te

MTSO Sigorta Akademi’de 2’nci etap başlıyor > 2’de

Ölümsüz aşkın simgesi; Dört Ayak Anıt Mezarı

> 3’te


2

YIL: 18 | SAYI: 305 | 13-26 Mart 2016 | www.mtso.org.tr

Süs Bitkileri Üreticileri Birliği, 2016’da hedef büyüttü M ersin Süs Bitkileri Üreticileri Birliği Mart Ayı Genel Kurul Çoğunluklu Toplantısı’nı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Toplantı Salonu’nda gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Mersin Süs Bitkileri Üreticileri Birliği Başkanı Okan Mehmet Takan, 2016’da yeni projeler planladıklarını ve bu projelerle hedef büyüttüklerini söyledi. Geçtiğimiz dönem Mersin Ticaret

ve Sanayi Odası koordinasyonunda Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün de desteğiyle ‘Dış Mekan Süs Bitkileri Sektöründe Gelişim ve Yatırım Stratejisi Projesi’ ve ‘Dış Mekan Süs Bitkileri Sektöründe Dış Ticaret Kapasitesinin Arttırılmasına Yönelik Üretici Kümelenmesi Projesi’ isimli iki başarılı projeye imza atıklarını hatırlatan Takan, bu projelerle sektörün ivme kazandığını söyledi.

Tekstilciler Gaziantep Fuarı’nda M ersin Ticaret ve Sanayi Odası 11 No’lu Tekstil Konfeksiyon ve Ayakkabı Meslek Komitesi Gaziantep’te düzenlenen 5. Penye, Tekstil ve Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Fuarda çeşitli temaslarda bulunduklarını anlatan 11 No’lu Meslek

Komitesi Meclis Üyesi Özcan Demir, güzel bağlantılarla döndüklerini dile getirdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde düzenlenen fuara yaklaşık 15 kişilik bir ekiple katıldık-

“Eserlerimle dünyaya iz bırakmak istiyorum” R larını bildiren Özcan Demir, bu tür fuarlarla üyelerin trend modelleri takip edebildiğini, yenilikçi konsept oluşumuna katkı sağladığını söyledi. Fuara Gaziantep’in yanı sıra Adı-

yaman, Şanlıurfa, Kahramanmaraş gibi çevre illerden katılım olduğuna da değinen Demir, fuarların sektörlerin gelişimi açısından büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.

KOSGEB Geri Ödemeli Desteklerinden yararlanacak KOBİ’lere KGF teminatı T eminat yetersizliği nedeniyle, KOSGEB destek programlarındaki geri ödemeli desteklere erişmekte zorlanan KOBİ’lere çözüm olabilmek amacıyla, KOSGEB ile Kredi Garanti Fonu A.Ş. (KGF) arasında 27 Haziran 2014’te, imzalanan “KOSGEB Geri Ödemeli Desteklerinden Yararlanacak KOBİ’lere KGF’nin Doğru-

dan Kefaleti Protokolü” sürekliliği sağlanmak ve KOBİ’lerin maliyetlerini düşürmek amacıyla, 09 Şubat 2016 itibariyle «KOSGEB Desteklerinden Yararlanacak KOBİ›lere KGF›nin Doğrudan Kefaleti Protokolü» adı altında yenilenmiştir. Yenilenen

protokolün

yürürlüğe

girdiği tarihe kadar olan iş ve işlemler, 27 Haziran 2014 tarihli protokol hükümlerine göre yürütülecektir. Yenilenen protokol ile KGF tarafından KOBİ’lerden istenen ve 1.300 TL’ye kadar olan başvuru ücreti 500 TL’ye, yüzde 1,5 olan yıllık komisyon oranı ise yüzde 0,75’e (en fazla) indirilmiştir.

essam Ahmet Suna’nın, 7’nci kişisel sergisi MTSO Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Açılışta konuşan sanatçı; “Eserlerimle, yaşadığım sürece ve sonrasında, dünya üzerinde iz bırakmak istiyorum” dedi.

ettiğini anlattı. “Resim yapmak, Tanrı’nın bana verdiği bir ceza olduğunu düşünüyorum” diyen Suna, resim yaparak hem içindeki enerjiyi attığını hem de bu enerjiyi sanata çevirdiğini söyledi. Sanatın karşılık beklemeden sevgi ile yapılması gerektiğini vurgulayan Sergi açılışına; Mersin Ticaret ve Suna, sanatla uğraşmak isteyen Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Ku- gençlere, “Yaptığınız işten hemen rulu Üyesi Ali Fuad Budur, MTSO karşılık beklemeyin ve sürekli bir Genel Sekreteri Kadir Dölek, MTSO şeyler üretmeye devam edin” tavBaşkan Danışmanı Orhan Çapan, siyesinde bulundu. “Üretmediğiniz MTSO Sanat Galerisi Sorumlusu sürece yok olursunuz” diyen Suna, Seda Şahbaz ve çok sayıda sanat- eğitim, bilim, sanat gibi dallarda sever katıldı. 12 eserin yer aldığı arının bal ürettiği gibi üretim yasergi, Melekler, Paris ve Modern pılması gerektiğine dikkat çekti. Soyutlama konseptli 3 seriden 2010’dan bu yana Paris’te yaşadıoluşuyor. Eserlerinde akredite re- ğını ve çalışmalarına orada devam sim tekniği kullanan sanatçı, 7’nci ettiğini anlatan sanatçı, sanat hakişisel sergisini açtı. Farklı çalış- yatına katkı sunacağına inandığı malarıyla dikkat çeken Ressam için Paris’e yerleştiğini söyledi. Ahmet Suna; “Eserlerimle, yaşadı- Mayıs ayında Paris’te resim fuarığım sürece ve yaşamımdan sonra, na katılacağını da bildiren sanatçı, dünya üzerinde iz bırakmak isti- Mersin’de daha önce de sergileri yorum” dedi. Hiperaktif bir kişili- bulunduğunu ve bir kez daha sergi ğinin olduğunu dile getiren Suna, açmış olmanın mutluluğunu yaşaresim yaparak kendini disipline dığını söyledi.

MTSO Sigorta Akademi’de 2’nci etap başlıyor

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi’nin, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı işbirliğinde düzenlediği ‘MTSO Sigorta Akademi’ isimli eğitimin 2’nci etabı başlıyor. Sektöründen büyük ilgi gören eğitimler, yoğun talep üzerine 21-25 Mart tarihleri arasında 2’nci kez gerçekleştirilecek. İlk etapta 42 katılımcıyla düzenlenen ve büyük ilgi gören eğitimler, kapsamı genişletilerek, Mersin Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü öğrencilerini de dâhil ederek, 2’nci kez düzenlenecek. Kursiyerler, 5 gün boyunca pazarlama stratejileri, etkili iletişim yöntemleri, yangın ve nakliyat sigortaları, sağlık sigortaları, hasar, trafik

ve kasko sigortaları hakkında bilgilendirilecek. 21-25 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek eğitimler için başvurular başladı. Kontenjanın sınırlı olması nedeniyle eğitimlere son başvurular 17 Mart Perşembe Günü mesai bitimine kadar MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı’na yapılabilecek. MTSO Sigorta Akademi’nin 2’nci etap eğitim programı ise şöyle:

son günü olan 25 Mart Cuma günü, sağlık eğitimleri verilecek. Eğitimler 5 günün sonunda, kursiyerlerin sertifika töreni ile son bulacak. Öte yandan, önümüzdeki süreçte MTSO Meslek Komiteleri Birimi’nin organizasyonunda, Mersin Üniversitesi Erdemli Meslek Yüksek Okulu (MYO) işbirliğinde sigortacılık bölümü öğrencilerine yönelik, sigortacılık mevzuatı konulu konferans düzenlenmesi planlanıyor.

Eğitimin ilk günü olan 21 Mart Pazartesi günü, kişisel gelişim, iletişim, imaj, pazarlama ve sigortacılık mevzuatı eğitimleri verilirken; eğitimin ikinci günü, yangın ve nakliyat sigortaları eğitimleri verilecek. Trafik ve kasko sigortaları eğitimleri 3’üncü gün, hasar eğitimleri 4’üncü gün ve eğitimin

Bu kapsamda MTSO Sigorta Acenteleri Levha Kayıt İşlemlerini yürüten Meslek Komiteleri Uzmanı Murat Korkmaz’ın öncülüğünde MTSO 30 No’lu Meslek Komitesi üyeleri, MEÜ Erdemli MYO Finans Bankacılık ve Sigortacılık Bölüm Başkanı Şeyda Kapıkıran’ı ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu.

Türkiye ile Irak arası vize uygulamaları değişti

Arbella Makarna Fotoğraf Yarışması ödülleri verildi

B

u yıl 5’ncisi düzenlenen Arbella Makarna Uluslar arası Fotoğraf Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Bu yılın FIAP En İyi fotoğrafçısı ödülünü Çinli Fotoğraf Sanatçısı Hong Li aldı. Fotoğrafların da sergilendiği Ödül Töreni’ne Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir’in yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Yarışmada bu yıl 46 ülkeden 844 fotoğrafçının 6 bin 3 eseri birincilik mücadelesi verdi. Yemeğini Paylaşmak, Anne Sevgisi ve serbest olmak üzere üç ayrı kategoride düzenlenen Fotoğraf Yarışmasının destekçileri arasında FIAP, UPI ve TFSF yer aldı. Yarışmada Çinli sanatçı Hong Li

FAIP En İyi Fotoğrafçısı ödülü alırken, TFSF Özel Ödülü Vitnamlı Tuy Tran Van’a verildi. Arbella Özel Ödülü’nün sahibi ise Hırvatistan’dan Petar Sabol oldu. Ödül töreninde konuşma yapan Arbella Makarna Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, “Bu sergi, dünyanın en büyük fotoğraf yarışmalarından birisinin sergisi” dedi. 6 binin üzerinde fotoğraf ile katılım sağlandığını hatırlatan Arslan, “Bu yıl yarışmamızın 5’incisini düzenledik. Önceki yıllarda Gaziantep ve İstanbul’da düzenlediğimiz ödül törenlerini bu yıl yarışmanın Mersin’e mal olduğunu ve dünyanın sayılı yarışmaları arasında yer aldığını belirtmek için Mersin’de yapmak istedik” diye konuştu.

Arbella Makarna Genel Müdürü Abdulkadir Külahçıoğlu ise kültüre de yatırım yapan bir firma olmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Düzenleyecekleri 6’ncı yarışmanın tarihini ise değiştirip öne aldıklarını açıklayan Külahçıoğlu şu bilgileri verdi: “Bu yıl yarışmamız 23 Nisan’da olacak. Bunun nedeni 2016 Birleşmiş Milletler tarafından Uluslar arası Bakliyat Yılı ilan edildi. Biz de yarışma kategorilerinden birini bakliyat olarak ilan ettik. Yarışma öne alındı çünkü Mayıs ayında tüm dünya bakliyatçıları İzmir’de toplanacak. Bu nedenle tarihi öne almak istedik.” Ödül töreni düzenlenen kokteyl ile sona erdi.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU Şerafettin AŞUT

A. Kadir DÖLEK

T

ürkiye ile Irak arasındaki vize uygulamalarında değişikliğe gidildi. Shengen, İngiltere, İrlanda ya da ABD vizesi bulunmayan Irak vatandaşlarına e-vize veya Türkiye’deki havalimanlarında normal vize verilmesi uygulaması kaldırıldı. Irak Dış İşleri Bakanlığı’nın henüz resmi bir mütekabiliyet kararı bulunmamasına rağmen 10 Şubat’tan bu yana Basra ve Bağdat Havalimanlarına gelen Türk vatandaşları da geri gönderiliyor. Türkiye İhracatçı Meclisi’nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

YAYIN ADI VE SAYFA NO

“Ekonomi Bakanlığı yazısına atfen, daha önce umuma mahsus pasaport sahibi Irak vatandaşlarının 6 ay geçerli 30 gün ikamet süreli ve tek girişli e-vizeyi www.evisa.gov. tr internet adresinden temin etmesinin veya Türkiye’deki havalimanlarından almasının daha önce mümkün olduğu belirtilmektedir. Ancak Shengen, İngiltere, İrlanda veya ABD vizesi bulunmayan Irak vatandaşlarına e-vize veya havalimanlarında normal vize verilmesi uygulamasının 10 Şubat 2016 tarihi itibariyle sonlandırıldığı ifade edilmektedir.

CMYK

Aynı yazının devamında konuya ilişkin olarak Irak Dışişleri Bakanlığı’nın henüz resmi bir mütekabiliyet kararı bulunmamasına rağmen 10 Şubat 2016 tarihinde Bağdat ve Basra Havalimanlarına gelen 20’ye yakın vatandaşımızın geri gönderildiği, Erbil ve Süleymaniye Havalimanlarında ise havalimanında vize verilmesi uygulamasının sürdürüldüğü iletilmektedir. İş adamlarımızın ve üyelerimizin Irak’a gitmeden önce İstanbul, Ankara ve Gaziantep’te bulunarak Irak’ın dış temsilciliklerinden vize almaları gerektiği bildirilmektedir.”

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.

Derya GÜLEÇ

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 18 | SAYI: 305 | 13-26 Mart 2016 | www.mtso.org.tr

GÖZDEN KAÇAN GELİŞMELER… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Ç

oğu zaman köşe yazılarımızı vizyon oluşturmak için kullanıyoruz, ki bu gerçekten çok önemlidir. Gerek küresel gerekse ulusal ekonomideki vizyon açan gelişmeleri, yenilikleri Mersin iş dünyası ile paylaşıyoruz. Sonuçta, bizi her alanda dönüştürecek olan şey bilgidir. Ancak, bu haftaki köşe yazımızda yine iş dünyamızda vizyon oluşturacak konulara değinirken, gündelik gelişmelerde gözden kaçan veya iş dünyamızın yoğun gündeminde bakma veya görme fırsatı olmadığını düşündüğümüz konulara değinmek istiyoruz. Özellikle Şubat 2016’da yaşanan ve iş dünyası açısından olumlu veya olumsuz algılanabilecek bazı önemli gelişmeleri özellikle iş dünyamız ile paylaşmak istiyoruz. Öncelikle iş dünyası olarak bizlerce olumlu algılanan bazı gelişmelere değinmek isterim. Uzun süredir gündemde olan trafik sigortası konusunda, kusurun paylaşılması ve primlerin azaltılacak olması olumlu bir gelişmedir. Yine son zamanlarda tartışma yaratan asgari ücret konusunda, asgari ücret artışının işverene maliyetini azaltmak için brüt 2 bin 550 TL ve altı maaş alan işçileri kapsayan desteğin başlamış olması ekonomi açısından olumludur. Böylece işverenler 100 TL eksik beyanname verecektir. Öte yandan, ülke ekonomimiz için çok önemli olan mevduatın artması konusunda devletin büyük bir çabası görünüyor. Mevduat artışı neden önemli derseniz? Bir ülkede mevduat ne kadar fazla ise, bankalar bu mevduatı krediler yolu ile yerli yatırımcılara, iş dünyasına aktarır ve ülke ekonomisinde önemli bir kaynak oluşur. Peki ülkenin yeterince mevduatı yoksa ne olur? O zaman bankalar veya iş

dünyası dış borçlanmaya gider ve iş dünyasının dış borcu artar, bu borç dövize endeksli olduğundan her ekonomik dalgalanma borcu daha da arttırır. Bundan dolayı kabine mevduata destek yoluyla kaynak yaratma konusunda ısrarcıdır. Bunun yolarından birisi de BES denen Bireysel Emeklilik Sistemi’nin teşvikidir. Bu konuda devlet destekleri revize edilmiştir. Mevduat oluşturma ve bu yolla kaynak yaratma anlamında olumlu gelişmelerdir. Biraz da dış dünya ile ilgili olumlu gelişmelere bakarsak: Londra Yardım Konferansı’nda, Suriyeli sığınmacılar için 10.7 milyar USD taahhüt toplanmış ve bunun belli bir kısmını Türkiye alacak gibi görünüyor. En azında bundan sonraki yükün paylaşılması ve bütçe üzerinde yük oluşturmaması anlamında olumludur. Almanya’nın denizaltı ve motor teknolojileri transferiyle Piri Reis Denizaltı inşaatına Gölcük’te başlanmış olması ve yine Alman Linde Grup ile Erdemir’in modernleşme yatırımının gerçekleşmesi Türkiye-Almanya, dolayısıyla Türkiye-AB ilişkiler anlamında, bu ilişkilerin sağlamlığı ve devamı anlamında önemli bir gösterge ve mesajdır. AB bizim, ne olursa olsun, en güvenli ve istikrarlı pazarımızdır, ekonomi ortağımızıdır. Bakınız, Suudi Arabistan hayatında ilk kez dış borç alma durumuna geldi. Çevre ülkeler zaten siyasi anlamda istikrarsız, diğer Körfez ülkeleri ve kuzeyde Rusya 35-40 dolara düşen petrol fiyatlarından dolayı bütçe açıkları ile boğuşacaklar ve 2016 petrol gelirlerine mahkum olan pazarlarımız için ve dolayısıyla bizim için parlak gözükmüyor. Çin ithalatını %25 azalttı. Bundan dolayı, AB ve yeni yeni yükselen ABD

pazarı bizim için vazgeçilmezdir. Olumsuz denilebilecek gelişmeler neler derseniz? AB’nin 3 milyar Euro’luk yardımı Şubat sonuna kadar gelecekti ama Merkel “Mart ayında durumu izlememiz gerekiyor” dedi. Bu da ilişkilerimizi biraz gerdi diyebiliriz. Özellikle bölgemizi ilgilendiren bir gelişme ise; Rusya’ya sebze ve meyve ihracatındaki düşüş oranları oldukça yüksek. Narenciyede Mersin dinamiklerinin yaptığı girişim bu yıl durumu kurtardı ama 2016’da ne olacak belirsiz. Özellikle bölgemizde diğer önemli bir pazar olarak gördüğümüz İran’ın, nükleer konusunda verdiği taviz ile elde ettiği ambargo yumuşaması ve takibinde ABD ve AB’li yatırımcıların yatırım demeçleri bizi önce korkutmuştu. Acaba çok mücadele verdiğimiz İran pazarı elden gidiyor mu diye? Ancak, son zamanlarda şunu gördük ki, bu ambargoların kalkmasını ABD ve AB tek taraflı algılamış! Yani, kendileri istediklerini satabilecekler, örneğin İran’ın uçak siparişleri gibi. Ancak, pek de İran’a yatırım yapacak gibi görünmüyorlar. İran’a nakit para girişi hala yok. Yani, İran hala bizim için önemli bir pazar, çünkü İran’ın etrafında sanayisi, tarımı, teknolojisi bizim kadar gelişmiş başka bir ülke yok. İş dünyamız İran pazarından umutlu olmalı ve iletişimi kopartmamalıdır. Üretim maliyetlerini ve vatandaşı olumsuz etkileyeceğini düşündüğümüz diğer bir gelişme ise enerji ve hammadde temini konusunda, elektrikte tek zamanlı tarifeye gelen yüzde 6.8’lik zammın ardından, gece düşük fiyattan elektrik kullandıran 3 zamanlı tarifeye zam yapılmış olmasıdır. Tüm bunlar elbette izlediğimiz her

şeyi kapsamıyor ama en azında bilgi vermek konusunda önemli olduğunu düşündüğümüz bir kaç gelişmedir. Bu gelişmeleri ay bazında izliyor ve notlarımızı alıyoruz. Önemli gelişmeleri, iş dünyamızın önlem alması gereken, gelecek projeksiyonlarında bilmeleri gereken konuları mümkün olduğunda yazmaya ve bilgi vermeye devam edeceğiz. Bu noktada Mersin iş dünyası küresel ekonominin aktif bir parçasıdır ve küresel gelişmeleri yakından izlemelidirler. Bizler iş dünyası olarak realist insanlarız. Bardağın dolu kısmını görür ve yolumuza umutla devam ederiz. Ancak, bardağın boş kısmını görmezden gelemeyiz ve riskleri mutlaka düşünürüz. Şu bir gerçek ki, düşen petrol fiyatları cari açığımız anlamında yararlı olsa da, ülke ve Mersin olarak en önemli pazarlarımızın genelde petrol geliri ile geçinen ülkeler olması bizi de olumsuz etkilemiştir, etkilemeye devam edecektir. Dünyanın günde 90 milyon varil petrole ihtiyacı varken, her gün 92 milyon varil petrol piyasalara arz ediliyor. Ve bu yüksek arz 2016’da da devam edecek gibi görünüyor, çünkü düşen petrol gelirlerinden dolayı kendi bütçelerini dengelemek için bu ülkeler daha çok petrol satmak isteyeceklerdir. Bizim mantığımız bunu gösteriyor. Görünen de budur. Bundan dolayı iş dünyamızın yeni pazarlarda daha aktif olması gerekiyor. AB pazarında daha aktif, ihmal edilen ABD pazarında daha aktif olmamız gerekiyor. Her yazımızda “ülkemizin doğal gazı, petrolü yok, tek zenginliğimiz girişimci insanımız” derdik. Şimdi doğal gazı, petrolü olan da batıyor, bütçe açığı veriyor, dış borç alma durumuna geliyor. Demek ki hak-

lıymışız. Bu ülkeler petrole güvendi ve girişimci yaratmadı, devlet her şeyi kontrol etti. Ne kadar şanslıyız ki, biz bu güne kadar liberal ekonomiye ve girişimcimize güvenerek bu duruma geldik. Bundan dolayı girişimci sayımızı, girişimci kalitemizi arttırma zorundayız. Kadınlarımızı ekonomiye daha çok entegre etmek zorundayız. Gençleri, yeni çağın ve değişen ekonominin, bilgi ve iletişim çağının öncüleri olan gençleri ekonominin merkezine almak ve onların zekalarından yararlanmak zorundayız. Çünkü bu çağ onların çağı. Bir üniversite öğrencisinin interneti kullanarak, yazılım kullanarak kurduğu bir firma bu gün petrol devlerini geride bırakıyor. Yaptıkları bir yazılımla dünyadaki otellerin sadece rezervasyonlarını yapan ve sadece 50 çalışanı olan bir firma, dünya çapında 400 oteli ve 20 bin çalışanı olan bir dev otel zincirinden 50 kat fazla para kazanıyor. Dünya sanayide, tarımda ve hizmette yeni bir ekonomik devrim yaşıyor. Gelişmiş ülkeler, internetin ve bilgi-iletişim araçlarının ekonomiye entegrasyonunun nimetlerini topluyorlar. Artık ülke olarak siyasetten ve sanal sorunlardan sıyrılıp ekonomi kanalına girmek zorundayız. Eğitimde yeni çağın dönüşümünü yapmak zorundayız. Yoksa ömrümüzü döviz fiyatlarını, petrol fiyatlarını izlemekle geçecek ve dünya ekonomisinin kırıntılarıyla yaşamak zorunda kalacağız. Ülkemizin bu güçlü potansiyelleri vardır. Türkiye’nin vereceği gerçek ikinci kurtuluş savaşı budur. Eğitimle, girişimcisiyle, teknolojisiyle sağlam bir ekonomi yaratmak ve bu refahı ülkesine homojen bir şekilde yaymak toplumsal huzurumuzun da bir gereğidir.

Ölümsüz aşkın simgesi; Dört Ayak Anıt Mezarı

D

oğu Akdeniz’in en büyük şehirlerinden biri olan Mersin; güney sahil şeridinde, mütevazı bir tatil yerinden öteye medeniyetlerin buluştuğu, çok sayıda tarihi ve kültürel varlığa sahip, mavi ile yeşilin bütünleştiği bir liman kentidir. Akdeniz kıyısı boyunca 321 kilometre uzanan Mersin’in 108 kilometrelik bölümünü doğal plajlar oluşturuyor. Deniz, kum ve güneş gibi klasik tatil anlayışının yanı sıra tarihe tanıklık eden bu kent, inanç turizmi ile de ön plana çıkıyor. Mersin’in bu turizm zenginliğine katkıda bulunan ilçelerinden birisi de Aydıncık. Geçmişi antik çağa kadar giden ilçe, şehir merkezinden 169 kilometre uzaklıkta yer alıyor. İlçe, sosyal ve kültürel değerler bakımından oldukça zengin. Aydıncık, tarihi dokusunun yanı sıra, halk arasında Dört Ayak olarak anılan Piramidal Çatılı Mezar ile dikkatleri üzerine çekiyor. Milattan sonra 2 veya 3’üncü yüzyılın başlarında yapıldığı tahmin edilen anıt mezar, efsanelere göre bir aşk hikayesi üzerine kurulu. Hikâyenin sonunu tam olarak kimsenin bilmediği bu anıt mezar, gizemini hala koruyor. Mersin’e geldiğinizde bu anıt mezarı ziyaret etmeden giderseniz, Mersin’i

YAYIN ADI VE SAYFA NO

tam keşfetmemiş olursunuz. Piramidal çatılı mezar; Dört Ayak Dörtayak, tarihin derinliklerinden güzümüze kadar ulaşan nadir anıt mezarlardan birisidir. Oldukça iyi korunan anıt, sekiz metre yüksekliğe ve 4 adet fil ayağa sahip. Üst kısmı kornişle süslü olan yapıtın, milattan sonra 2. yüzyıl sonlarında yapıldığı tahmin ediliyor. Dört adet ayağı olduğu için halk arasında Dört Ayak olarak anılıyor. Dörtayak’ın en eski resmi, 1851 yılında Museum of Antiquities’de yayımlanan bir gravür. Öte yandan anıtın içinde mezar odası olmadığı için hakkında birden fazla efsane yazılmış. Dört Ayağın ardındaki aşk hikayesi Bu görkemli yapının ardında efsanelere göre bir aşk hikayesi yer alıyor. Söylenceye göre, dönemin kralının, güzelliği dillere destan bir kızı varmış. İki genç birden âşık olmuş kıza. Kral, eminmiş her iki gencin de kızını mutlu edeceğinden ancak seçim yapmakta zorlanmış. Bu nedenle her ikisinden de birer istekte bulunmuş. Birinden kanal yaparak

CMYK

su getirmesini, diğerinden de Dört Ayak yapmasını istemiş. Kim erken bitirirse işini, ona verecekmiş güzel kızını. Günler, aylar, yıllar geçmiş. Su getirmekle görevlendirilen aday, dereleri, tepeleri aşan kanal yapmış. Diğeri ise Dört Ayağ’ın son taşını koymak üzereymiş ancak diğer aday çoktan bitirdiği için yaptığı anıtın bir anlamı kalmamış. Ancak son taşı da koymuş anıtın üstüne. Kaybettiğini anlayan genç, güzel kızı kaybetmenin acısına dayanamayarak uçurumdan atlayarak intihar etmiş. Hikâyenin sonu hala tartışılır. tKimilerine göre suyu getiren genç dünya evine girmiş sevdiği kadınla. Kimilerine göre ise; kız Dört Ayağı yapan gence âşıkmış, sevdiğini kaybedince o da atmış kendini denize. Efsaneler doğru mu yanlış mı bilinmez ama anıt mezar tüm ihtişamıyla hala ayakta duruyor. Dört Ayak, eski Kelenderis Haritası’nda Anıt mezar, Kaptan Beaufort’un Chelindreh (eski Kelenderis) Limanı haritasında da yer aldığı biliniyor. Haritada “Cenotaph” diye tabir edilen, ölüp de başka bir yerde

gömülmüş kişinin anısına yaptırılan boş mezar olduğu belirtiliyor. Kelenderis (Celenderis), günümüzde Mersin’e bağlı Aydıncık ilçesinde yer alan antik bir kent. İlk kez 1987 yılında kazılmaya başlanmış. Kurulduğu günden günümüze dek yerleşim gördüğü için kentten günümüze çok az kalıntı kalmış. Liman

surları, liman hamamı, amfitiyatro, kentin çeşitli yerlerindeki sarnıçlar ve bu sarnıçlara su taşıyan kanallar günümüze kalan birkaç yapıdır. Ayrıca kentin çevresindeki mezarlar Antik Dönem’den Roma Dönemi sonuna kadar kullanılmış. Bu mezarlardan bir tanesi de Dört Ayak’tır.

Nasıl gidilir? Aydıncık ilçe merkezinde, S. Çakmakoğlu Caddesi Dörtayak Sokak’ta yer alan Anıt Mezar’a, Aydıncık merkezden yaya olarak ulaşılabilir. Aydıncık-Mersin arası ise; 169 kilometre olup; şehir merkezinden 2 saat 24 dakika sürmektedir.


4

YIL: 18 | SAYI: 305 | 13-26 Mart 2016 | www.mtso.org.tr

Ticari istihbarat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor

T

ürkiye’de ilk kez Çukurova Bölgesi’nde uygulanacak olan TR 62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde yer alan firmaların rekabet edebilirliği için Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Kurulumu Projesi tüm hızıyla sürüyor.

Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2015 Yılı Üretim ve Çevre Altyapısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı Kapsamı’nda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) koordinatörlüğünde, Adana Ticaret Odası ile Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası ortaklığında yürütülen projenin Haziran’da uygulamaya başlaması hedefleniyor. Bugüne kadar çalışmaları yürütecek personele verilen eğitimlerin ardından son olarak Mersin, Adana ile Tarsus Oda ve Borsa başkanları, yönetim kurulu üyeleri bir araya

gelerek ticari istihbarat eğitimi aldı. Amaç üyelere hizmet verilmesi sırasında ortak bir dil kullanmak ve aynı kalitede hizmet verebilmek.

Proje ile Adana ve Mersinli firmalar rekabet güçlerini artırma fırsatı yakalayabilecek. Ticaret ve Sanayi Odaları kanalıyla; dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel müşterilerinin ve tüm rakiplerinin cirolarından, banka hareketlerine, firma sahibinin cep telefonundan üretim ve patent detaylarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilecek. Dış Ticaret Danışmanı Yaman Koç tarafından verilen eğitime Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Adana Ticaret Odası, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu başkan ve yönetim kurulu üyeleri yanı sıra Mer-

sin Deniz Ticaret Odası ile Mersin Ticaret Borsası yetkilileri de katıldı. Eğitimde artık dünya pazarlarının daralmaya başladığını anlatan Yaman Koç, “Bizler başarılı olabilmek için her pazarı sonuna kadar kullanabiliyor olmalıyız” dedi. Odaların kendi bölgelerindeki firmaları odak pazarlara götürmesi gerektiğini kaydeden Koç, yönlendirilen pazarlarda firmaların mutlaka satış yapabilmesi gerektiğini anlattı. Üyelere hizmet verirken 225 milyon veriyi kapsayan bir veri tabanı kullanacaklarını bildiren Koç, bu veri tabanında dünyadaki tüm firmalara erişim bulunduğunu, bazı ülkelerde çok bazılarında az veri bulunduğunu ancak bazı ufak tefek eksiklerin de başka veri tabanlarından tamamla-

nabileceğini söyledi. “Bilgi düşündürür, istihbarat hareketlendirir” Üyelere aylık olarak sektörel gelişmeler ve hareketler hakkında bilgilendirme yapılması gerektiğini kaydeden Yaman Koç, “Üyeleri heyecanlandırmayacak bilgileri vermeyeceğiz. Çünkü bilgi kirliliğine ihtiyaç yok. Bilgi kişiyi düşündürür, istihbarat ise hareketlenirir. Üyelerimize ‘Bu pazar önemliymiş, orayı

kaçırmamalıyım’ dedirtecek bilgi sunacağız” diye konuştu. Haziran ayı sonrasında düzenli olarak sektörel raporlamalara başlanacağını kaydeden Koç, “Amacımız üyelere global rekabette kullanabilecekleri, basit ve kolay kullanabilir bilgi vermek, operasyonel bilgi vermek, bilgiye boğup kafa karıştırmamak” ifadelerini kullandı. Dünyada teknik bilgi sağlayacak veri tabanlarına ulaşımın mümkün olduğunu da vurgulayan Yaman

Koç, tüm patentlerin içeriğinin, çizimleriyle birlikte veri tabanlarında yer aldığını, firmalar isterlerse üretmek istedikleri ürünlerin geçmişte alınan patentlerini inceleyip onları geliştirebileceğini söyledi. Önemli olanın firmanın ne talep etmek istediğini doğru saptaması olduğuna dikkat çeken Koç, “Benim ürettiğim ürün dünyada nerede, daha ne kadar geliştirebilirim? gibi soruların tümüne yanıt verebiliriz” dedi.

MTSO’dan Mersin SMMMO’ya Muhasebe Günü ziyareti

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 1 Mart Muhasebe Günü dolayısıyla MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyeleriyle birlikte Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasını ziyaret etti. Başkan Aşut, Mersin SMMMO Başkanı Ömer Faruk Tokgöz’ün şahsında bütün meslek mensuplarının 1 Mart Muhasebe Gününü kutladı. Ziyarette muhasebe ve mali müşavirlik mesleğine ilişkin değerlendirme yapan Başkan Tokgöz şunları söyledi:

İşletmeler, özünde maksimum kar etme amacıyla kurulurken; Mali Müşavirlerin de işletmelerin sürekliliği açısından hayati önem arz eden, iş hacimlerinin genişletilerek öz kaynakların büyümesi için, etkin biçimde çalışarak, işletme sahiplerine vergisel ve finansal anlamda hatırı sayılır bir farkındalık yaratmaktadır.

“Bildiğimiz üzere ülkemizde vergi mükelleflerine vergi, sosyal güvenlik ve diğer mevzuatlar yönünden hemen hemen her gün yeni bir yük getirilmektedir. Bu yükün kaldıraç görevi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir camiasına düşmekte ve böyle bir algı yaratılmaktadır.

“Mali müşavirlerin şirket üzerindeki etkisi yadsınamaz”

Mali müşavirler, onların da takımın bir parçası haline gelmeleri için mesleki eğitimlerine de ciddi katkılar sağlar.

Oysa mali müşavirlik mesleğinin temel amacı tam zamanlı belge akışına paralel oluşturulan muhasebe kayıtları sonucunda, iç kontrol ve sınırlı uygunluk denetimi yaparak, işletmenin rotasını, kurumsal bir altyapı ışığında günümüz ihtiyaçlarına uygun olarak hazırlamaktır.

Günümüz iş dünyasında yaşanan gelişmeler ile işletmelerin tipik aile kurumu anlayışından sıyrılarak sermaye işletmeleri haline dönüşümünde de yer alan mali müşavir meslek mensupları, işletmelerin gelecekleri ile ilgili stratejik kararlarını doğru alabilmelerini sağlayabilmek için iyi eğitimli, deneyimli muhasebe kadrolarının istihdam edilerek, muhasebe departmanların da görev alan arkadaşlar ile sürekli iletişimle, onların da çözümün bir parçası olmalarını sağlar.

Meslek mensupları, görevlerini kanunlar çerçevesinde ifa ederken, aynı zamanda firma yöneticilerine ve çalışanlarına, işletme kültürü aşılayarak önemli bir rol üstlenmektedir.

İşletmelerde güncel bilgi akışı ile dinamik işleyen bir muhasebe sisteminin kurulması, sosyal ve teknolojik alt yapı ile sürdürülebilmesinde biz meslek mensuplarının tecrübeleri, iş dünyasında olumlu bir biçim-

de kabul görmekle beraber mesleğe düşen görev ve sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. Bu görev ve sorumluluklar ise işletmelerin geleceklerinin de doğrudan etkilenmesine neden olabilecektir.

Mali Müşavirlik mesleği; sürekli gelişen, değişen ve karmaşık bir bilgi yapısını barındıran, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümünde mesleki bilgi birikimi ve tecrübenin de kullanıldığı, ihtiyaç sahiplerinin yararına hizmet eden bir meslek grubu olarak da tanımlanmaktadır. Meslek mensupları muhasebenin temel kavramları ve ilkelerini temel alarak, meslek etiği çerçevesinde tarafsızlık, sır saklama ve kamu yararı gibi kavramlarla, gelişen ve değişen çağın gereklerine uygun çözümler üreterek iş dünyasına önemli katkılar sağlar. Muhasebe bilgi sistemi işletmelerin mali durumları ve faaliyet sonuçları hakkında üçüncü kişi ve kurumlara bilgi veren bir sistemdir. Genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre; doğru, güvenilir ve şeffaf temele dayalı hazırlanmış raporlar işletme sahipleri tarafından yorumlanarak işletmelerde yarattıkları etkiler nedeniyle, alacakları kararları da doğrudan belirlemektedir. Etkin kurumsal modele sahip işletmeler de maliyetler düşürülerek, perfor-

mans ve karlılıklarını artırarak, yatırımcılar açısından tercih edilebilir olacaklardır. İşletmelerin gelişimlere ayak uydurarak yönetilebilmeleri, ancak etkin bir muhasebe sistemine sahip olmaları ile gerçekleşebilecektir. “Yeni TTK’nın yüklediği sorumluluklar da bulunmakta” Bu bağlamda sadece vergi kanunlarının değil yeni TTK’nın da muhasebe meslek mensuplarına yüklediği

sorumluluklar da bulunmaktadır. Önceden işletmelerin mali durumları sadece ortaklarını ilgilendirirken, günümüzde üçüncü kişileri de doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendirmektedir. Hesap verilebilirlik sadece işletme ortaklarıyla sınırlı kalmayıp diğer kesimlerin de sonuçları yorumlama ihtiyacına sebep olmuştur. Bu noktada biz mali müşavirlerin iş dünyasına katkıları hissedilir oranda artmıştır, Muhasebe bilgi sistemlerinden üretilen doğru anlaşılır sağ-

lıklı bilgilerin, meslek mensupları ve çalışma arkadaşlarındaki eğitim ve iş tecrübesinin olumlu etkilerinden kaynaklanmaktadır. Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Muhasebe standartlarının uygulamaya geçmesi ile birlikte işletmelerin daha gerçekçi hareket etmeleri ile muhasebe dışındaki departmanlarının da fonksiyonel biçimde gelişmesi ile biz mali müşavirlerin işletmeler üzerindeki etkinliği ve verimliliği daha da artacaktır.”

Üyelere ticaret şirketlerindeki cezai sorumluluklar anlatıldı

Meslek Komiteleri’nde 3’üncü kadın başkan

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) bünyesinde faaliyet gösteren 35 Meslek Komitesi’nde kadın komite başkan sayısı üçe yükseldi. Yurtiçi taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren Muazzez Araç, MTSO 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi’nin yeni başkanı oldu.

Başkan değişikliğine giden 19 No’lu Meslek Komitesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle başkan yardımcısı görevini yürüten Muazzez Araç’ı, komite üyelerinin de oy birliği ile başkan seçti.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

Araç’tan boşalan Başkan Yardımcısı görevine ise Zeki Rasim Özdere seçildi. MTSO Yönetim Kurulu Toplantı Salonu’nda bir araya gelen komite üyeleri, yeni başkanlarıyla ilk toplantılarını gerçekleştirdi. 19 No’lu Meslek Komitesi yeni Başkanı Muazzez Araç, komite üyelerine teşekkür ederek, “Böyle bir günde beni onurlandırdığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.

artmasını da beklediklerini söyledi. Bunun için bir de öneri getiren Araç, “MTSO Meclisi’ne kadın kotası getirilebilir. Başlangıç için en az yüzde 10’luk kota bekliyoruz” diye konuştu. Bunun için çalışmalara şimdiden başladığını aktaran Araç, “Mecliste hiç kadın olmaması bizi üzüyor. Başarılı kadınlarımız var. Bu alanda bu başarının Meclisimize de yansımasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Bir kadın olarak başkan seçilmenin onurunu yaşadığını dile getiren Araç, komite başkanları yanı sıra MTSO Meclisi’ndeki kadın sayısının

Öte yandan toplantıda, liman giriş kartları konusunda nakliye araç sürücülerinin yaşadığı sorunlar da görüşüldü.

CMYK

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Hukuk Müşavirliği tarafından üyeleri bilgilendirmek adına Ticaret Şirketlerinde Cezai Sorumluluk Semineri düzenlendi. Toplantıda üyeler şirket ortak ve yöneticilerinin cezai sorumlukları, iş kazaları bağlamında iş sağlığı ve güvenliği konusunda işverenlerin uygulamada alması gereken tedbirler ile ölümlü ve yaralamalı iş kazalarından doğan cezai sorumluluklar konularında bilgilendirildi. MTSO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını MTSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuh Yükselgüngör gerçekleştirdi. Oldukça yoğun bir katılımla gerçekleşen toplantının ilk bölümünde Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Mahkemesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çetin Arslan, katılımcılara ticaret şirketlerindeki cezai sorumluluk-

lar konusunda bilgi verdi. Konuşmasında ceza hukukunda gerek uygulamada gerekse mevzuatta alanın giderek genişlediğini anlatan Arslan, sık yaşanan değişimler nedeniyle takipte de bir takım sıkıntılar doğabildiğini belirterek ardından teknik bilgiler aktardı. İnşaat Mühendisi İş Güvenliği Danışmanı Turgut Sarıfakıoğlu ise iş kazaları bağlamında iş sağlığı ve güvenliği konusunda işverenlerin uygulamada alması gereken tedbirler konusunda bilgi verdi. Dünya ölçeğinde ne tedbir alınırsa alınsın yüzde 2 oranında iş kazasından kaçma imkanı olmadığını anlatan Sarıfakıoğlu, ardından Türkiye’de bu alanda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. İşverenin çalışanların işle ilgili, sağlıkla ilgili güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu bildiren Sarıfakıoğlu, özellikle en çok so-

runun sağlık raporlarında yaşanabildiğine dikkat çekti. Bu nedenle işyeri hekimlerinin ve işverenin meslek hastalıklarını çok iyi bilmesi gerektiğini vurgulayan Sarıfakıoğlu, “Aksi halde rutin kontrollerde bazı hastalıklar gözden kaçabilir ve sağlık raporu getiren bir işçi sonrasında şirkete sıkıntı çıkartabilir” uyarısında bulundu. Sarıfakıoğlu konuşmasında ayrıca bakanlık denetimlerinde işverenin hazır bulundurması gereken evrakları ise şöyle sıraladı: “İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu Toplantı Tutanakları, acil durum planları tatbikat notları, kaza olay raporlama, ortam ve maruziyet ölçüm kayıtları raporları.” Toplantı Çetin Arslan’ın Ceza Hukuku Boyutuyla iş kazalarını anlatması ile sona erdi.


5

YIL: 18 | SAYI: 305 | 13-26 Mart 2016 | www.mtso.org.tr

Kadınlar, hemcinslerine nefes oldu

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Kadın Komite Üyeleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde ‘Kadına Özgür Nefes’ ismiyle nefes terapisi eğitimi verdi. Eğitimden elde edilen gelirle kadın sığınma evlerinde yaşayan ihtiyaç sahibi kadınlara destek olunacak.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları kapsamında Bilge Gürbüz, Emel Bildik, Dilek Kılıç, Görkem Aksoy, Sema Tezcan, Muazzez Araç, Yasemin Taş’tan oluşan MTSO Meslek Komitelerinin Kadın Üyeleri ve İSGEV işbirliğinde nefes terapi eğitimi verildi. Nefes Eğitmenleri ve Koçları Pınar Doğan, Eylem Temel Özel, Deniz Bayram, Yener Kazım Ölçer, Belgin Narinoğlu tarafından verilen eğitimde katılımcı kadınlar sağladıkları destekle kadın sığınma evlerindeki kadınlara nefes oldu. Eğitimin açılış konuşmasını yapan MTSO Genel Sekreter Yardımcısı

Ezgi Biçer Uçar, organizasyon hakkında bilgi verdi. Kadına verdiği destek açısından görev yaptığı kurumla gurur duyduğunu anlatan Uçar, “29 kadın çalışanımız var. İki Genel Sekreter Yardımcımızdan birisi kadın. 7 müdürlüğümüzün 3’ü, şeflik düzeyindeki 4 alt birimimizden 3’ü yine kadın yöneticilerimize emanet” dedi. Kadınlar Günü dolayısıyla böyle bir etkinlik düzenlemek istediklerinde Yönetim Kurulunun sonuna kadar bu organizasyonun arkasında olup destek verdiğini kaydeden Uçar, “Bunun kıymetini biliyoruz. Çünkü maalesef her gün yazılı ve görsel medyada kadına şiddet, hor görme içerikli birçok haberle karşılaşıyoruz” diye konuştu. Etkinlik organizasyonunda emeği geçen Komite Üyeleri ve ISGEV Başkanı›na teşekkür eden Uçar “Bu güzel ortamın sizlere İSGEV’i tanıtmak açısından da vesile olmasını isterim. Çünkü gerçekten orada kadınlarımı-

za meslek öğretmek için çabalayan bir oluşum var ve bu oluşum içerisinde de başından beri tüm bilgi birikimini cömertçe sunan kişiler var” dedi.

Uçar konuşmasını MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un Kadınlar Günü mesajı ile tamamladı. Aşut mesajında şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizin en büyük zenginliği kadınlar” “Nüfusumuzun yüzde 50’sini kadınlar oluşturmasına rağmen, ülkemizde kadınlarımızın iş gücüne katılımı yüzde 25. Kadınlarımız hayatın içinde değil, ekonominin ve üretimin yeterince parçası değil. Çalışan kadınlarımız ise hak ettikleri düzeyde olmadıkları bir gerçek. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, son yıllarda yaptığımız eğitim projelerinin büyük bir

kısmının özellikle genç kızlarımıza ve kadınlarımıza yönelik sertifika kursları, kişisel gelişim ve mesleki eğitimler olması Odamızın konuya verdiği önemin bir göstergesidir. MTSO çatısı altında oluşturduğumuz İl Kadın Girişimciler Kurulu çalışmaları ile kadınlarımızı sadece bir çalışan olarak değil, bir işveren olarak,

kentimizin zenginliği olan girişimcilerimiz olarak görmek istiyoruz. Çünkü iş gücüne katılım yüzde 25 olan kadınlarımızın girişimci oranı ise daha kötü, sadece 6-7 düzeyinde. Ülke olarak en büyük zenginliğimi israf ederek dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içine girmeye çalışıyoruz.”

Açılış konuşmasının ardından başlayan eğitimde katılımcılara uygulamalı olarak nefes egzersizleri yaptırıldı. Eğitmenlere verdikleri destekler nedeniyle günün anısına birer plaket verilirken eğitim sonunda yapılan çekilişte de bir kişiye çini tablo hediye edildi.

İnsan Kaynakları Zirvesi’nin Dördüncüsü MTSO’da yapıldı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), İş-Kur ve Girişimci İnsan Kaynakları Grubu işbirliğinde MTSO Toplantı Salonu’nda Dördüncü İnsan Kaynakları Zirvesi düzenlendi. İki gün süren zirvenin ilk gününde katılımcılara konularında uzman kişiler tarafından Yeni Personel Teşviki, İşbaşı Eğitim Programları, İş Hayatında İmaj Yönetimi ve Beden Dili ile Mülakat Psikolojisi konularında bilgi verildi. Zirve ikinci gün, Türkiye’de İnsan Yönetimi, Tecrübelerle İnsan Yönetimi ve Çalışanı Anlamak konularında yapılan sunumlar ve MIP’den Barbaros Arısüt, Soda Sanayi’nden Cem Oğuz, YKM’den Tahir Gökçek’in fark yaratanlar bölümündeki tecrübe paylaşımı ile sona erdi. Zirvenin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, işyerlerinde insan kaynakları biriminin önemine dikkat çekti. Yakın zamana kadar insan kaynakları biriminin yalnızca büyük kuruluşlarda, holdinglerde olması gereken bir birim olarak görüldüğünü kaydeden Aşut, KOBİ’ler için bu departmanın bir lüks olarak düşünüldüğünü söyledi. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, ekonomilerde insana duyulan gereksinimin asla azalmayacağını vurgulayan Aşut, şöyle konuştu: “Şirketlerimiz, ister beş-on çalışanı isterse yüzlerce çalışanı olsun, sadece kullandığı teknoloji ile değil; aslında, kendisine değer katan insanları merkeze aldıkça büyüyor. Şirketler, fiziksel alt yapıya gösterdiği ilgi ve değeri, insana gösterdiğinde, işte o zaman gerçek anlamda bir değer üretebiliyor. t Böyle olunca böylesi önemli bir birimin sorumlusunun da konusunda gerçekten uzman ve birikimli olması gerekmektedir. Çünkü insan kaynakları uzmanı sadece kendisine verilen görevi yapan bir memur değil, ondan bu konularda öneri getirmesi ve yönlendirme yapması beklenen, bu işi yönetmesi gereken kişidir.”

YAYIN ADI VE SAYFA NO

Tanrıöver: “Verimlilik insanda başlıyor” M TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver ise Zirve’nin ikinci gününde gerçekleştirdiği açılış konuşmasında firmalarda verimliliğin insandan başladığını, makinelerin tek başına fayda sağlamayacağını söyledi. Firmaların merkezine alacağı insanı doğru seçmesi ve sürekli eğitimini sağlaması halinde büyüyeceğini kaydeden Tanrıöver, bu noktada insan kaynakları birimine büyük görev düştüğünü söyledi. Firma sahiplerinin çoğu zaman işe odaklanmaktan insanın önemini bilse de unutabildiğini belirten Tanrıöver, şunları söyledi:

Aşut: “İnsan kaynakları moda değil, gerekliliktir” İnsan kaynaklarının bir moda değil gereklilik olduğunu ifade eden Şerafettin Aşut, böylesi önemli bir zirvenin dördüncü kez yapılıyor olmasının yaratacağı farkındalık açısından da değerli olduğunu anlattı. Bu tür zirveleri özellikle insan kaynakları konusunda farkındalık oluşturması adına önemsediğini dile getiren Aşut, zirvelerin, çalıştayların bu yeni kariyerin İnsan kaynakları birimlerinde çalışacak uzmanların daha iyi yetişmesinde neler gerektirdiğini, iş dünyasının özellikle neler beklediğini anlamalarında büyük bir vizyon oluşturduğunu söyledi. İş-Kur, KOSGEB gibi kamu kurumlarının yalnızca KOBİ’lere hibe desteği veren, finans sağlayan değil, eğitim ve vizyon veren yerler olması gerektiğini vurgulayan Aşut, “Bu anlamda İş-Kur’u bu vizyonundan dolayı kutluyorum” dedi. Kutlu: “Hedefimiz Türkiye’de ilk sıraya yükselmek” İş- Kur Mersin İl Müdürü Mustafa Kutlu ise toplantıda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. 2010 yılı sonrasında insan kaynaklarına yönelik olarak iş gücü piyasasının

CMYK

beklentilerini karşılayan hizmetleri artırdıklarını dile getiren Kutlu, bu alanda yaptıkları çalışmaları şöyle özetledi: “Hem iş arayan hem de işverenlere hizmet veriyoruz. 2015 yılında iş arayanlara yönelik olarak 9 bin 503 iş ve meslek danışmanlığı hizmeti verdik. 16 bin 841 adet işyeri ziyareti gerçekleştirip kurumumuzun hizmetlerini anlattık. Bu ziyaretler sonrasında 39 bin 500 özel sektörden açık iş alındı ve 20 binin üzerinde işe yerleştirme gerçekleştirildi. Bu rakamlarla Türkiye genelinde

İstanbul, Ankara ve İzmir’i dışarıda tutarsak ilk sırada olduğumuzu söyleyebilirim.” Ardından İş-Kur tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarına değinen Kutlu, bu programlarla işverenin ihtiyaç duyduğu personeli işyerinde yetiştirmesini, iş arayanların da deneyim sahibi olmasını sağladıklarını söyledi. İşveren için maliyetsiz bir program olduğunu da hatırlatan Kutlu, “Bu nedenle son zamanların en önemli personel teşviklerinden biri olduğu söylenebilir. Mersin’de 3 bin 96 kişi ge-

“Aslında işi yapanın insan olduğunu unuturuz. Ya da onları hep mükemmel zannederiz. Çalışanlarımız hata yapmamalı, hasta olmamalı. Makineler hata yapabilir, onların servisi var, tamircisi var. Bedeli ve maliyeti mi? Hiç önemli değil, yeter ki çalışsın. Peki, ya insan? Ya çalışanlarımız? Onların kaybının bedeli nedir bir firma için? İşte insan kaynaklarınız iyi çalışmamışsa, gelişi güzel vasıflarda çalışanlara çen yıl bu programdan yararlandı. Bu yıl rakamı daha da üst sıralara taşıyacağız” dedi. Bu veri ile de Türkiye’de 3’üncü sırada bulunduklarını ifade eden Kutlu, hedeflerinin ilk sıraya yükselmek olduğunu dile getirdi. Özada: “Eğitimlere ağırlık vereceğiz” Girişimci İnsan Kaynakları Grubu Başkanı Serkan Özada ise çalışmaları hakkında bilgi verdi.

sahipseniz; bir değerleri yoktur. Her zaman yerine biri gelir. Gelen de, giden gibi bir değer üretmez. Bu firma da bir yere gitmez. Ama gerçekten değer üreten çalışanlarınızı kaybederseniz, uzun vadede bu size bir servete mal olur. Bunun telafisi de çok zordur.” İnsan kaynaklarının bu nedenle doğru vasıfta çalışan bulmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Tanrıöver, bu doğru insanların da paslanmasına izin vermemeleri, sürekli eğitimle dinamik tutulmalarını beklediklerini bildirdi. İnsan yönetiminden daha çok, duyguları yöneterek iş yerini büyük bir aileye dönüştürmelerini ve patronları bu işin ayrılmaz bir parçası yapmalarını beklediklerini kaydeden Tanrıöver, bunun kolay da olmadığını söyledi. Ancak bir işyerinde çalışan, yönetici ve patron iletişimi kurulmadan huzur ve verimliliğin de olmayacağını belirten Tanrıöver, bu nedenle insan kaynakları uzmanlarının çok donanımlı olması gerektiğini vurguladı. 2010’dan bu yana faaliyet gösterdiklerini belirten Özada, 2016 yılı sonrası için 5 yıllık çalışma planı hazırladıklarını söyledi. Bugüne kadar insan kaynakları alanında farkındalık oluşturma adına faaliyetler gerçekleştirdiklerini ifade eden Özada, bundan sonrasında ise insan kaynaklarına yönelik, ihtiyaç odaklı eğitimler üzerinde duracaklarını sözlerine ekledi. Zirve teşekkür plaketlerinin verilmesiyle sona erdi.


6

YIL: 18 | SAYI: 305 | 13-26 Mart 2016 | www.mtso.org.tr

Gıda ihracatında alternatif pazar: ENDONEZYA

E

konomisinin belkemiğini tarım gıda ürünleri oluşturan Mersin için Endonezya alternatif bir pazar olarak gösterilebilir. Ekonomi Bakanlığı tarafından Endonezya’ya ihracat potansiyeli bulunan başlıca ürünler arasında buğday unu, zeytinyağı, zeytin, domates salçası, kuru ve sert kabuklu meyveler, tütün, yaş meyve sebze gibi tarım ürünleri yer alıyor.

Bununla birlikte Endonezya’ya gıda ihracatında karşılaşılan bazı zorluklar da bulunuyor. 2009 Kasım ayında yürürlüğe giren uygulama ile Endonezya’ya ithal edilecek bitkisel menşeli taze gıda ithalatında, gıda güvenliği gerekçesiyle, ürünlerin gümrüklerde analize tabi tutulması bu zorluklardan biri olarak gösterilebilir. Söz konusu düzenleme yaş meyve, sebze ve hububatı kapsıyor. Türk menşeli et ve et mamulleri ile süt ve süt mamullerinin (süt tozu hariç) Endonezya’ya ithalatı ise şap hastalığı gerekçe gösterilerek yapılamıyor. Yaşanan sıkıntıların yanında ihracatı kolaylaştırabilecek adımlar da

atılabilir. Endonezya’ya yönelik gıda ürünleri ihracatı sırasında, ithalatçılar tarafından malın İslami esaslara göre hazırlandığını ve işlendiğini gösterir Helal Sertifikası bulunması ihracatı kolaylaştırabilir. Helal Sertifikası ithalat sırasında aranan zorunlu bir belge olmamakla birlikte, ürünün ülke içi pazarlamasında çok önemli bir belge niteliği taşıyor.

Endonezya, Türkiye’nin de üyesi olduğu D-8 ülkeleri içinde yer alıyor. D-8’in diğer üyeleri ise Bangladeş, İran, Malezya, Pakistan, Nijerya ve Mısır. Bu organizasyon, üyelerinin sosyal ve ekonomik ilişkilerinin zenginleştirilmesine yeni bir boyut katıyor. D-8’in amacı, üye ülkeler arasındaki ticareti ve işbirliğini artırmak. Türkiye ile Endonezya arasındaki dış ticaret hacmi de giderek artıyor. İhracat potansiyeli olan başlıca sektörler Buğday unu, zeytinyağı, zeytin, domates salçası, kuru ve sert kabuklu meyveler, tütün, yaş meyve ve sebze gibi tarım ürünlerinin yanı sıra sanayi ürünleri olarak demir çelik

ürünleri, değirmen makineleri, gıda işleme, paketleme makine ve ekipmanları, tekstil makineleri, ağaç işleme makineleri, inşaat malzemeleri, mermer, halı, seccade ve savunma sanayi ürünleri gibi ürünlerde Endonezya potansiyel bir pazar olarak gösteriliyor. İki ülke arasındaki ticarette yaşanan sorunlar

Türk menşeli buğday ununun ithalatında Endonezya tarafınca, 17 Kasım 2008 tarihi itibarıyla anti-damping soruşturması başlatılmış olmakla beraber, söz konusu soruşturma tamamlanarak, uygulamaya alınmamıştır. Diğer taraftan, Endonezya Sanayi Bakanlığı Standardizasyon Merkezi tarafından un ithalatında, Endonezya’daki mevcut standartlara uygunluğu gösteren SNI sertifikası aranmaktadır. Söz konusu sertifikanın alınabilmesi için söz konusu merkez elemanlarının üretim tesislerini yerinde incelemesi gerekir. Bu belgenin alınması için minimum 2-3 aylık bir süreye gerekmektedir. Gıda ürünleri ithalatında, ithalat öncesi ithalatçı tarafından mal bazında Sağlık Bakanlığı’ndan alınan ML (Overseas Mark) uygulaması devam etmekte olup, bu uygulama ithalat prosedürünü zaman olarak uzatır. İhracatçıların karşılaştığı diğer bir sorun ise ithalatta gümrük vergilerinin hesaplanmasında asgari birim fiyat uygulamasıdır. Bu uygulamadaki belirsizlikler ihracat için engel oluşturmaktadır. Uygulama ile ithalatta alınan gümrük vergileri miktarı arttırılmaktadır. Ticari anlaşmazlık halinde, firma alacaklarının yasal olarak takibi ve anlaşmazlıkların halli oldukça uzun zaman almaktadır. Bu itibarla ödeme şekli firmalarımız açısından önem taşır. Türkiye’ye; klimalar, polyester elyaf, lamine parke, demir ve çelikten boru bağlantıları, polyesterden teksturize iplik, sentetik ve suni devamsız liflerden iplik, menteşeler ve sabit askılıklar, motorsiklet ve bisiklet iç ve dış lastikleri ile cam kapak gibi toplam 10 ürün grubunda Endonezya’dan yapılacak ithalatta anti-damping vergisi mevcuttur. Uzakdoğu’da bölge içi ticaretin ağırlığı, navlun fiyatları, pazar hakkında ihracatçımızın yeterince bilgi sahibi olmaması ve kısa vadeli bakış açısı Türkiye’den yapılan ihracat önündeki diğer engellerdir. Doğrudan yabancı yatırımların görünümü Ülkeye yabancı sermaye girişinde son yıllarda artış gözlenmektedir. Gerek portfolyo gerekse doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında artış bulunmaktadır. 2007 yılında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını teşvik amacıyla yeni yasa uygulamaya konmuştur. Ülkeye yapılan yatırımların önemli bölümü Jakarta’ya yönelmektedir. Dış ticaret politikası Dünya Ticaret Örgütü’ne 1995’te üye olan Endonezya, ithalatta ASEAN ülkeleri ve ASEAN ülkeleri dışı ülkeler için ayrı gümrük tarife oranları uygulamaktadır. Endonezya’nın ortalama tarife bağlama oranı 2008’de yüzde 37’dir. Buna karşın uygulamada vergiler

YAYIN ADI VE SAYFA NO

CMYK

ortalama yüzde 7-8 civarındadır. Coğrafi konum

Güneydoğu Asya ile Avustralya anakaraları arasında uzanan bir adalar grubu devleti olan Endonezya’nın karasuları toplam yüzölçümünün yaklaşık olarak dört katı kadardır. Kuzeyde Malezya, doğuda Papua Yeni Gine ile komşu olup, batısında ve güneyinde Hint Okyanusu bulunmaktadır. 13 bin kadar adasıyla Endonezya pek çok önemli ticari ve stratejik su yollarını kontrol eder. Endonezya topraklarının yarısından fazlası ormanlık olup, önemli bir bölümü de dağlık ve volkaniktir. Nüfus ve işgücü yapısı 247 milyon nüfusuyla Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından Endonezya dünyanın en kalabalık 4’üncü ülkesidir. 1960’ların sonlarından itibaren uygulamaya konulan aile planlaması programı sonucunda nüfus artış oranında azalma olmuştur. Yüzölçümünün sadece yüzde 7’sini oluşturan Java, Bali ve Madura adalarında halkın yüzde 61’i yaşamaktadır. Ülke dil, din, kültürel ve sosyal açıdan çeşitlilik arz etmektedir. Nüfusun yüzde 95’i Malay kökenlidir fakat aralarında Melanezyalı, Polinezyalı ve Mikronezyalıların da olduğu 300’ün üzerinde farklı etnik grup vardır. Endonezya’da yaklaşık 4 milyonluk Çin etnik kökenli Endonezyalı bulunmaktadır. Endonezya nüfusunun yüzde 30,4’ü 15 yaş altındadır. 65 yaş üzeri nüfus ise yüzde 4,6’dır. Ülke bu yapıyla artan bir işgücüne sahiptir. İşsizlik ülke için önemli bir sorun olup, işsizlik oranı yüzde 9,1’dir. İşsizlik genç nüfus grubu 15-24 yaş arasında yaygındır. İşgücünün verimliliği ise eğitim seviyesiyle bağlantılıdır. Doğal kaynaklar ve enerji Endonezya maden kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Ülke kömür, kalay, bakır, nikel, boksit, altın, gümüş, demir cevheri, kaolin, mermer, granit kaynaklarına sahiptir. Ayrıca, orman ürünleri ve su ürünleri bakımından da zengindir. Endonezya dünyadaki en büyük kömür rezervlerine sahip üç ülkeden biridir. Rezerv miktarı 64 milyar tondur. Kömür rezervi bakımından ABD, Çin’den sonra üçüncü sıradadır. Kömür rezervinin yüzde 48’i linyit, yüzde 1,7 si antrasittir. Avustralya’dan sonra dünyanın ikinci büyük kömür ihracatçısıdır. 2014 yılı itibarıyla bakır üretimi 989 bin ton, altın üretimi 111 ton, ferro-nikel üretimi 17 bin 970 ton, gümüş üretimi 323 ton, nikel üretimi 78 bin ton ’dur. İşadamlarının pazarda dikkat etmesi gereken hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler Uzun vadeli kişisel ilişkilerin oluşturulması hayati önem taşır. Endonezya iş kültüründe ilişkiler saygı ve güven temeli üzerine oturtulur. Sunuş malzemenizin ve şirket tanıtım broşürünüzün Bahasa diline tercüme edilmesi gerekir. Ayrıca, resmi bütün temasların bu dilde yapılması gerekir. Bu dilin kullanımı reklamlarda ve yayınlarda zorunludur. Devlete ait kurumlarda İngilizce konuşulsa da, toplantılarda Bahasa dili konuşulur. Ancak toplantılarda İngilizce bilen tercümanlar bulunur. Endonezya iş kültürü oldukça hiye-

rarşik bir yapıya sahiptir. Eğer bir görüşme veya delege grubunun bir parçasıysanız sıradaki yerinizi alınız, çünkü ilk önce çok önemli şahıslar tanıştırılacaktır.

Eğer cevap verecek kişi kasten sorunuza cevap vermiyorsa, bu “hayır” demenin başka bir yoludur. Endonezyalılar bilmedikleri bir soruya genelde cevap vermemektedirler.

Kartvizitlerinizi renkli ve kabartmalı yapmanız iyi bir hareket olacaktır. Endonezyalılar bu tür süslü kartvizitleri sever. Kartınızın bir yüzünün Bahasa diline tercüme edilmesi iyi bir izlenim bırakacaktır. Kartvizitinizi sağ elle ve alıcının yüzüne doğru gelecek şekilde uzatmaya gayret ediniz. Birisinin kartvizitini alınca, kartı dikkatlice incelediğinizi gösteriniz. Çünkü kartı alıp incelemeden hemen cebinize koymanız saygısızlık olarak kabul edilebilir.

Endonezya iş ahlakında hiyerarşi geçerlidir. Karar verme üst yönetimlerce alınır.

Toplantılarda Endonezyalı katılımcıların çok az şey konuşur. Bu suskunluk olumsuz bir şekilde yorumlanmamalıdır. Katılımcılar grupları ile oybirliğine ulaşana kadar suskun kalacaklardır. Ayrıca Endonezyalılar yumuşak bir şekilde konuşma eğilimindedir. Aynı şekilde hareket etmek için siz de gayret ediniz. Endonezya iş protokolüne göre herhangi bir soruya cevap verecek kişinin saygılı bir şekilde duraksaması beklenir. Bu süre 10-15 saniye kadar sürebilir.Başarılı bir konuşma yapabilmek için Endonezyalıların kendilerinden üstün, aşağıda veya eşit statüde bir kişiyle görüşüp görüşmediğini bilmesi gerekir. İnsanlar genellikle statünüzü öğrenene kadar kendilerini rahatsız hisseder.

Büyük şirketlerle randevularınızın en erken 1 hafta öncesinden alınması gerekir. Randevusuz görüşmelerden veya son anda alınan randevulardan iyi sonuçlar elde edilmesi mümkün görünmez. Pasaport ve vize işlemleri Endonezya’ya girmek isteyen tüm ziyaretçiler geçerli bir pasaport bulundurmak zorundadırlar. İki çeşit vize uygulaması vardır. İlk gruptaki vizeler diplomatik ve resmi vizelerdir. İkinci gruptaki vizeler transit vizeleri, iş ziyareti vizeleri, sosyo-kültürel ziyaretler için vizeler ve geçici vizeleri içerir.Avrupa Birliği üyesi ülkeler, ABD, Kanada, Avustralya, İskandinavya ve ASEAN pasaportu taşıyanlar dışında herkesten vize istenmektedir. Irian Jaya’yı ziyaret edebilmek için Göçmen Bölümünden özel izin almak gerekmektedir.Türk vatandaşları için diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri 14 güne kadar olan seyahatlerinde vizeden muaftır. Umumi Pasaport hamilleri vizeye tabidir. KAYNAK: Ekonomi Bakanlığı


7

YIL: 18 | SAYI: 305 | 13-26 Mart 2016 | www.mtso.org.tr

“Metal sanayicisi banka faizlerinde indirim istiyor’’

P

iyasalardaki durgunluk nedeniyle sıkıntılı günler geçiren metal sanayicileri zorlu süreç atlatılana kadar banka faizlerine indirim istiyor.

Bilge GÜRBÜZ MTSO 32 No’lu Metal Sanayi MeslekKomitesi Başkanı

Piyasalardaki istikrarsızlık karamsar bir tablo oluşturuyor. Bu karamsar ortamdan çıkışın yolu ise banka faizlerinin düşürülmesinden geçiyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Bilge Gürbüz, Komite çalışmalarını anlatarak sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Komite bünyesinde ağırlıklı olarak makine ve inşaat sektörlerine hizmet veren her türlü demir ve çelik üreticisinin bir arada bulunduğunu anlatan Gürbüz, sektör sorunlarını takip ettiklerini ve çözümlerini araştırdıklarını bildirdi. Ardından sektöre ilişkin değerlendirme yapıp ilk olarak piyasaların son durumunu anlatan Bilge Gürbüz, bir süredir büyük bir durgunluk yaşandığını ve tüm sektörlerde olduğu gibi metal sektöründe de nakit para akışının kesildiğini söyledi. Dolardaki ani iniş çıkışların da sektörü ciddi şekilde etkilediğine dikkat çeken Gürbüz, “Bu durum bizim de fiyatlarımızın iniş çıkışını beraberinde getiriyor. Sermayemizin erimesine yol açıyor ve güç kaybediyoruz” değerlendirmesini yaptı. Yaşanan sıkıntı karşısında açığı kapatmak adına banka kredilerine yönelmek durumunda kaldıklarını ifade eden Gürbüz, bu durumda güçlerinin daha da azaldığına işaret etti. Banka faizlerinin çok yüksek olması nedeniyle borçlarının daha da katlandığını dile getiren Gürbüz şöyle konuştu: “Aşırı faiz artışı nedeniyle borcunu ödemek isteyen esnaf dahi borcunu ödeyemez duruma geliyor. Banka faizleri esnafımızın kaldıramayacağı bir yük haline geldi. Biz yükümüzden kurtulmaya çalışırken yükün üzerine yük bindi. Esnaf bu sıkıntılı süreci atlatana kadar banka faizlerinde indirim talep ediyoruz.”

Nakit sıkıntısını oluşturan sebeplerin başında yenilenen Çek Yasası’nın geldiğini kaydeden Gürbüz, piyasaların mevcut çeklere güven duymaması nedeniyle mal vermekten çekindiğini anlattı. Her çek yaprağının arkasında bankaların ödeyeceği belli bir TL garantisi bulunması gerektiğini ifade eden Gürbüz, ancak bu durumda esnafın verilen çeke güven duyabileceğini söyledi. Gürbüz, “Bir nevi doğrudan borçlanma sisteminde olduğu gibi yapılır ise piyasalara yüzde yüz güven geri gelir ve herkes gücüne göre alış-veriş yapar” diye konuştu. “Komşu ülkelerdeki savaşlar bizi de etkiliyor” Çevre ülkelerde yaşanan savaşların, siyasi istikrarsızlıkların tüm dünya ekonomisini olumsuz etkilediğine değinen Bilge Gürbüz, paralelinde Türkiye ekonomisinin de yavaşladığını söyledi. Piyasaların çevre ülkelerde yaşanan siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle güvensiz hale geldiğini vurgulayan Gürbüz, döngüsü olmayan bir sürece girildiğini anlattı. Bu karamsar tablodan çıkabilmenin tek yolunun ise kurun belli bir düzeyde tutulması ve banka faizlerinin düşürülmesi olabileceğini ifade eden Gürbüz, yetkililerden destek beklediklerini söyledi. Bu dönemde ayrıca devletin vergi, SGK ödemeleri gibi konularda da kolaylık sağlayabileceğini dile getiren Gürbüz, esnafın bu dönemde rahatlatması için bir takım adımlar atılmasının kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Geçen yılı iş ve sermaye olarak yaklaşık yüzde 25 kayıpla tamamladıklarını bildiren Gürbüz, bu yılki kaybın ise yüzde 40’lara ulaşacağını tahmin ettiklerini anlattı. İç piyasa-

nın yanı sıra ihracatta da durgunluk yaşandığını dile getiren Bilge Gürbüz, geçmiş dönemlerde sektör olarak KKTC, Irak, Gürcistan pazarlarına yoğun olarak çalışmalarına rağmen şu anda bu pazarların da tamamen durduğunu söyledi. “Kalifiye eleman en büyük sıkıntı”

Tüm sektörlerde olduğu gibi metal sektöründe de eleman sıkıntısı yaşandığını vurgulayan Bilge Gürbüz, yalnızca kalifiye eleman değil, eleman bulmakta dahi sıkıntı çektiklerini anlattı. Gençlerin tümünün masa başında çalışabilecekleri iş aradıklarına dikkat çeken Gürbüz, emek yoğun sektörlere ilginin ise giderek azaldığını söyledi. Bunun için sektörün cazibesinin artırılması gerektiğini dile getiren Gürbüz, birçok meslek lisesi mezununun zor çalışma şartları nedeniyle sanayi ve metal sektöründe faaliyet göstermek istemediğini anlattı. Kalifiye ara eleman sorununu çözmek için UMEM Kapsamında İŞKUR desteği ile eğitimler öngördüklerini ancak bunlardan da istedikleri sonuçları alamadıklarını dile getiren Gürbüz, gençlerin bu mesleklere dikkatlerinin çekilmesi yönünde çalışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. Özellikle genç kızların metal sektöründe eğitim görmesi için seminerler, kurslar düzenlenip bu alanda okullarda bölümler açılmasını istediğini anlatan Gürbüz, “Kadınların her iş kolunda olduğu gibi metal sektöründe de başarılı olacaklarına inanıyorum. Yurtdışında kadınların egemen olduğu birçok metal sektörü bulunduğunu biliyorum” dedi. “Mersin esnafına sahip çıkılmalı” Sektörlerin hareketlenmesi için Mersin firmalarının güç birliğine gitmesi gerektiğine de değinen Bilge Gürbüz,

“Tüm firmalarımız birbirine sahip çıkarsa hep birlikte kalkınacağımıza inanıyorum. Sanayicimizin alım yapacağı zaman, bir talebi olduğunda önceliği Gaziantep ya da Konya firmaları yerine Mersin firmalarına vermelerini bekliyoruz. Mersin’de de taleplerini karşılayabilecek kalitede üretim yapabilecek firmalarımız bulunmakta. Esnafımız da çok daha fazla birlik olmalı ki hep birlikte güçlenelim. Birlikten güç doğar ve gücü de kimse yıkamaz” dedi. “Kadın olarak gücümüzü artırmalıyız” 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftası nedeniyle kısa bir değerlendirme de yapan Bilge Gürbüz, erkek egemen bir sektörün kadın Meslek Komitesi Başkanı olmaktan gurur duyduğunu söyledi. Demir-çelik sektöründe kadın yöneticiye çok fazla rastlanmadığını kaydeden Gürbüz, “Aile mesleği olarak bu sektörde 30 yıldır faaliyet gösteriyorum. Sektördeki büyüklerimizin yanımda olması, beni desteklemesi sayesinde de Meslek Komitesi Başkanı oldum. Herkese teşekkür ediyorum” dedi. Hemcinslerine tavsiyede de bulunan Gürbüz, “Kadınlar mutlaka her alanda mücadeleci olmalı. Çok çalışır ve kendimizi geliştirsek hedeflerimize ulaşabiliriz toplumsal cinsiyet eşitliğini ilk önce kadınlarımızın benimseyip sonra bunu toplumda yaygınlaştırmasını sağlamalıyız. Ulu Önder M. Kemal Atatürk’ün de dediği gibi büyük başarılar kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur” değerlendirmesini yaptı. Günümüzde genç kadınların çok daha fazla imkâna sahip olduğuna da dikkat çeken Gürbüz, bu imkânın iyi değerlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Ahşap ambalajda ISPM-15 standartları anlatılacak

İ

hracatta kullanılan ahşap ambalaj malzemelerde yaşanan sıkıntıların en aza indirilmesi adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi, üyelerine ISPM-15 standartlarını anlatacak. Bu etkinlikle ihracatta ahşap ambalaj kullanımındaki kurallara uyumun önemi konusunda farkındalık yaratılması ve ülke ihracatına katkı sağlanması hedefleniyor.

oluşturmak adına Oda bünyesinde Nisan ayında bir bilgilendirme toplantısı düzenlemeyi planlıyoruz” dedi.

MTSO 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Tarık Ciğer, komite çalışmaları hakkında bilgi vererek sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Meslek Komitesi bünyesinde kereste üreticileri, ahşap palet üreticileri, kapı pencere doğramacıları ile hammadde tedarik eden firmaların bir arada bulunduğunu kaydeden Ciğer, komite olarak sektör sorunlarını saptayıp çözüm üretmeye yoğunlaştıklarını söyledi. Bunun için sektörel araştırmalar yaptıklarını anlatan Ciğer çözüm yollarının saptanması adına toplantılar düzenlediklerini söyledi. Yeni pazarlar aradıklarını ve fuar organizasyonları düzenlediklerini de kaydeden Ciğer ardından Nisan ayında gerçekleştirmeyi planladıkları etkinlikler hakkında bilgi verdi.

“Bu işlemin hedefi dünya ormanlarını korumak. Bir ülkedeki haşereyi, zararlı böcekleri ahşap içindeki larvaları başka bir ülkeye taşımamak. Bu alanda son dönemlerde artan şikayetler üzerine bir toplantı yapmaya karar verdik.

Türkiye’den yapılan ihracatlarda ağırlıklı olarak ahşap ambalaj malzemeler kullanıldığını anlatan Tarık Ciğer, bu malzemelerin ISPM-15 kriterleri gereği ısıl işlemden geçmesi gerektiğini söyledi. Ancak son dönemlerde bölgeden yapılan ihracatlarda bu işlem ile ilgili şikayetlerin arttığına dikkat çeken Ciğer, “Biz de komite olarak bu sorunun önüne geçebilmek, konuyla ilgili farkındalık

YAYIN ADI VE SAYFA NO

Bu kriterleri sağlayacağına, gerekli ısıl işlemleri gerçekleştireceğine yönelik 200 ülkenin taahhüdü bulunduğunu ve bunlar arasında Türkiye’nin de yer aldığını dile getiren Ciğer şunları söyledi:

Aksi halde Türkiye’deki yapılan ahşap ambalaj malzemeler belki de bir kısım ülkeler tarafından önümüzdeki süreçte kabul edilmeyecek. Ülkemizin 500 milyar dolarlık ihracat hedefi için ayağımızın içinde bir çakıl taşı oluşturmamak amacıyla, hızla koşabilmemiz adına ısıl işlemin önemine dikkat çekmek istedik.” “Sektörümüzdeki teknolojiyi yakından takip ediyoruz” Sektörün ilerlemesi adına teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerini de anlatan Tarık Ciğer, bunun için çeşitli fuarlara katıldıklarını bildirdi. Son olarak geçtiğimiz Eylül ayında TÜYAP’ta düzenlenen Ağaç Teknolojileri Fuarı’na katıldıklarını açıklayan Ciğer, 65 yabancı, 200’ü aşkın da yerli firmanın yer aldığı fuarda önemli temaslar gerçekleştirdiklerini anlattı. Ayrıca yine gelişen son teknolojiyi takip edebilmek adına sektörlerine yönelik makine üretici-

CMYK

lerini düzenledikleri toplantılara davet edip üreticileri bilinçlendirmeye gayret gösterdiklerini de ifade eden Ciğer, “Bu konuda en son düzenlediğimiz toplantımızda dikili ormanlarda ağaç kesimini kolaylaştırmak amacıyla geliştirdikleri makine ve ekipman teknolojisini anlatmak üzere bir Alman firmayı konuk etmiştik. Nisan ayında da makineyi yerinde incelemek üzere Almanya’ya gitmeyi planlıyoruz” dedi.

riskli olması nedeniyle işyerlerini sigortalatamadığını hatırlattı. Ciğer, Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi’nden bu konuda destek beklediklerini ifade etti. “Hammadde miktarı artırılmalı”

“Bankalardan düşük faizli kredi bekliyoruz”

Bir diğer sorunun ise hammadde noktasında yaşandığını anlatan Tarık Ciğer, hammadde bulamadıklarını söyledi. Orman Genel Müdürlüğü’nden sorunun çözümü için destek beklediklerini ifade eden Ciğer şöyle konuştu:

Sektör sorunlarına da değinen Tarık Ciğer, özellikle bölgede en çok narenciye ihracatındaki daralmadan dolayı sıkıntı yaşadıklarını bildirdi. Narenciye sektörünün bu krizden etkilenmemesi adına devletin bir önlem aldığını ve narenciye üreticilerinin desteklendiğini kaydeden Ciğer, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yeterli hammadde bulamamamız nedeniyle rekabetçi fiyatlar oluşturamıyoruz. Çare olarak ithalata yönelim oluyor ancak yükselen kurlar yine rekabet edebilirliğimizin önüne geçiyor. Yaklaşık 3 yıldır konuştuğum gibi orman tahsisi, hammadde tahsisi konusu bir an önce hayata geçirilmeli.”

“Fakat onların yan sanayi üreticisi olarak ahşap ambalaj ve palet üreticileri unutuldu. Şehrimizdeki birçok palet üreticisi senenin 5 ayında aktif olan bu narenciye sektörüne hizmet edip geçimini bu şekilde sağlıyor. Bu bağlamda bu sektör temsilcilerinin sene başında yapmış olduğu hazırlıklar boşa gitti. Stokladıkları hammadde ellerinde kaldı. Zararın karşılanabilmesi adına düşük faizli ya da faizsiz uzun vadeli banka kredisi desteği verilebilir. Odamız da bankalarla görüşmelerimizde öncü rol üstlenebilir.”

Plantasyon ağaç yetiştiriciliğini bu noktada önemsediklerini dile getiren Ciğer, Amerika’da çabuk büyüyen ağaç cinsleri üzerinde durulduğunu anlattı. Genetik mühendisleri ile yapılan ortak çalışmalarda ciddi anlamda hammadde ihtiyacının plantasyon ağaçlardan karşılandığını bildiren Ciğer, Türkiye’de de Orman Genel Müdürlüğü’nün genetik mühendisleri ile koordineli çalışması gerektiğini söyledi.

Çözümlenemeyen bir diğer konunun yangın sigortaları olduğunu kaydeden Ciğer, ağaç orman ürünlerinde faaliyet gösteren firmaların

Ağaç ve orman ürünleri sektörünün ciddi anlamda istihdam sağlayan bir sektör olduğunu vurgulayan Ciğer, sağlanacak hammaddenin sektörü canlandıracağını ve paralelinde istihdam artışına da katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

Tarık CİĞER MTSO 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı

Ülkemizin 500 milyar dolarlık ihracat hedefi için ayağımızın içinde bir çakıl taşı oluşturmamak hızla koşabilmemiz adına ısıl işlemin önemine dikkat çekmek istiyoruz


8

YIL: 18 | SAYI: 305 | 13-26 Mart 2016 | www.mtso.org.tr

Çukurova Oda ve Borsaları ortak sorunlarını değerlendirdi

Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05

Ortak sorunların saptanması, güç birliği sağlanması, Bölgenin Türkiye’nin yeni bir endüstri bölgesi olabilmesi adına Çukurova Bölgesi Oda ve Borsa başkanları bir araya geldi.

Ç

ukurova Bölgesinde yer alan il ve ilçe Oda ve Borsaları Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) evsahipliğinde Mersin’de bir araya geldi. Toplantıda Çukurova Havalimanından, D-400 Karayolu’nun genişletilmesine, tarımdan turizme, Mersin’den Gaziantep’e hızlı tren hattı oluşturulmasından yürütülecek lobi faaliyetlerine, makro yatırımların ortak planlanmasından fuarcılığa kadar birçok konu gündeme geldi. Toplantı sonunda katılımcı Oda ve Borsa başkanları terörün lanetlenmesi adına kamuoyuna ortak bir bildiri yayınlanması noktasında görüş birliğine vardı. Bir sonraki toplantının ise Mayıs ayında gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Toplantıyı TOBB Ticaret Borsaları Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir yönetti. Ortak sorunları saptamak, güç birliğine gitmek, lobicilik yapmak açısından bu toplantıların önem taşıdığını vurgulayan Özdemir, “Burada çıkacak çözüm önerileri bölgemizin gelişmesi adına çok değerli” diye konuştu. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise konuşmasına son dönemlerde artan terör olaylarını lanetleyerek başladı. Ortak toplantıların önce bölgeye ardından da güç birliğine giderek ülkeye katkı vermek amacıyla gerçekleştirildiğini kaydeden Aşut şunları söyledi: “Dünya ekonomilerinde artık ülkeler değil, bölgeler yarışıyor. Bölgelerin gücü ise o bölgede bulunan il ve ilçelerin etkin iş birliğinden ve ortak iş yapabilme becerisinden kaynaklanıyor. Eksiklerini tamamlama becerisinden kaynaklanıyor. Bu noktada rekabetin iki önemli ayağı olan verimlilik ve maliyet adına birçok alt yapı hizmetini, birlikte etkin şekilde kullanabilmek öne çıkıyor. Yani, senin-benim kayıkçı kavgası yerine; “bizim” diyebildiğimizde, gerçek güç ortaya çıkıyor.” Ortak kazanım ve ortak bölüşmenin başarıldığı gün Çukurova Bölgesi’nin ekonomik anlamda ülkenin Yeni Marmarası yeni endüstri bölgesi olabileceğini vurgulayan Aşut, Mersin ve Adana’nın ekonomik anlamda birer İstanbul olmayı çoktan hak ettiğini dile getirdi. Güçlü bir Adana’nın güçlü bir Mersin, güçlü Ceyhan, güçlü Tarsus ve Silifke anlamına geleceğine dikkat çeken Aşut, bu işbirliğinin en önemli, Türkiye’ye örnek olacak projelerinden bir tanesinin de Ticari İstihbarat Merkezi Projesi olduğunu ifade etti. Ardından Mersin’deki çalışmalar hakkında bilgi veren Aşut, önümüzdeki dönemde dördüncü İnsan Kaynakları Zirvesi’nin düzenleneceğini belirterek tüm katılımcıları zirveye davet etti. “Meditour önemli bir tanıtım fırsatı” MTSO’nun Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (ASCAME) üyesi olduğunu hatırlatarak, iki yılda bir düzenlenen turizm formu Meditour 2016’ya bu yıl MTSO’nun evsahipilği yapacağını dile getiren Şerafettin Aşut, “Meditour2016 Akdeniz’de kıyısı bulunan 23 ülke ve 500’e yakın Ticaret ve Sanayi Odasının üye olduğu dev oluşum olan Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği “ASCAME” nin Odamızla birlikte düzenlediği Dünyanın sayılı Turizm Forumlarından birisidir. Bu ülkelerden Turizm Bakanları gelecek, kamu ve özel turizm temsilcileri, dernekler, seyahat ve tur

YAYIN ADI VE SAYFA NO

acenteleri, tur operatörleri gelecek. Bu 23 ülkenin basını, ulusal ve uluslararası basın mensupları gelecek. Turizm firmaları ve birçok uzman ve akademisyen gelecek. Akdeniz havzasının turizmi konuşulacak, vizyonlar konulacak. Bu Forumda; Mersin ve Adana birlikte hareket ederse, olağanüstü bir tanıtım yapma fırsatı yaratacaktır” dedi. Menevşe: “Güç birlikten doğuyor” Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ise toplantıda gücün bir araya gelerek oluştuğuna dikkat çekti. Çukurov Bölgesi’nin Türkiye’nin en önemli ilk 3 bölgesi arasında yer aldığını kaydeden Menevşe, turizm konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduklarını anlattı. Bölgenin bir dönem inanç turizminde önemli adımlar attığını kaydeden Menevşe, bölgenin tekrar bu alana yönelmesi gerektiğine inandığını söyledi. Bölgedeki yatak kapasitesinin arttığını, yeni yatırımlar yapıldığını dile getiren Menevşe, bu otellerin tam kapasite çalışması için yatırımların önem taşıdığını ve bu konuda Oda’lara önemli görevler düştüğünü söyledi. Ardından ulaşıma değinen Menevşe, hızlı tren uygulaması önerisi getirdi. Mersin’den Gaziantep’e hızlı tren yapılması için lobi çalışması yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Menevşe, böyle bir yatırımın bölgeye dinamizm getireceğine inandığını söyledi. Bunun için Adana ve Mersin’in büyük şansı bulunduğuna dikkat çeken Menevşe, “Çünkü şehirlerimizde bir tane güçlü başbakan yardımcısı bir tane de bakanımız var. Bu şansımızı iyi değerlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı. Kıvanç: “İşimizi sıkı takip etmeliyiz” Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç ise sorunların sık sık dile getirildiğini ancak sonuç alınması için güçlü lobi faaliyetine ve bıkmadan usanmadan işin takip edilmesine ihtiyaç olduğunu anlattı. “Oda ve Borsalarımız el birliğiyle taleplerimizi ortak mutabakatta talep edersek bölgemiz için her işin üstesinden geliriz” diyen Kıvanç, ardından teşviklere değindi. Bölgeye yatırım yapılması gerektiğini kaydeden Kıvanç, mevcut teşviklerle yatırımların 20 yılda amorti edilebildiğini söyledi. Bunun için ilçe bazlı ve sektörel teşvikleri beklediklerini dile getiren Kıvanç, 2023 hedeflerine ulaşılması için bu konunun üzerine gidilmesi gerektiğini ifade etti. Yatırım alanı bulmakta zorlandıklarına da işaret eden Kıvanç, bunun için zeytin yasasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine, bu nedenle Adana’da 26 bin dönüm arazinin sanayiye açılamadığına değindi. Kaya: “Sonuç odaklı çalışalım” Tarsus Ticaret Borsası Başkanı Murat Kaya ise konuşmalar sırasında sorunların belirlendiğini ancak hedefe varma noktasında çeşitli sıkıntılar yaşandığını anlattı. En önemli iki ya da üç sorunun belirlenip bunların çözümüne öncelik verilmesi gerektiğini kaydeden Kaya, önceliğin D-400 Karayolunun genişletilmesi, hızlı tren çalışması ve Çukurova Havaalanı’na verilmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. Bölgenin tarım bölgesi olduğunu hatırlatan Kaya, bölgedeki karışıklıkların ticareti de etkilediğini anlattı. Gıdanın stratejik öneminin farkına varılıp u alanda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirten Kaya, “Bölgemizde her türlü tarımsal ürün yetişiyor ancak bunu sanayiye çevirmekte güçlük çekiyoruz. Ürünlerimizi hızla sanayiye aktaracak yapılanmayı gerçekleştirmeliyiz. Bunun

CMYK

için de ortak hareket etmeliyiz” dedi. Koçak: “Çakılan her çivi tüm bölgeyi etkiler” Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ruhi Koçak ise yapılacak her yatırımın tüm bölge adına önem taşıdığına dikkat çekilerek, “Adana ya da Mersin’e çakılacak tek bir çivi tüm bölge için önemli” dedi. İsteklerin doğru ifade edilmesi ve yüksek sesle dile getirilerek siyasilerin elinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Koçak, “Zamanında Çukurova Havalimanı’nı istiyoruz, Adana Havalimanından da vazgeçiyoruz diye yüksek sesle söyleyebilseydik bugün belki de Çukurova Havalimanı yatırımı tamamlanmıştı” değerlendirmesini yaptı. Bölge ikliminin uygun olması nedeniyle Organize Süs Bitkisi kurma projeleri bulunduğunu anlatan Koçak, bu noktada Adana ve Mersin’in de güzel çalışmalar yaptığını ancak bir koordinasyonsuzluk bulunduğunu söyledi. Artık yüksek katmedeğerli ürünlere yönelmek gerektiğini kaydeden Koçak, bunun için de birlikte hareket etmenin önemine dikkat çekti. Bölgedeki fuar çalışmalarına da değinen Koçak, mevcut fuar alanlarının büyütülmesine çalışmak yerine Çukurova Havalimanı arazisinde büyük bir kongre ve fuar merkezi oluşturulması talebinde bulunma çağrısı yaptı. Çomu: “Yatırım arazisi bulmakta güçlük çekiliyor” Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı Hüseyin Çomu ise bölgede yatırım arazisi bulunması noktasında yaşanan sıkıntılara değindi. 2023 hedeflerine ulaşmak için daha çok yatırıma ihtiyaç olduğunu ancak yatırım yapılacak arazi bulunması noktasında sonuç alınamadığını kaydeden Çomu, makro planlamalarda Adana ve Mersin’in ortak hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Çomu, D-400 Karayolu’nun genişletilmesi çalışması üzerinde ise bir kez daha çalışılması gerektiğine inandığını söyledi. Yağan: “Tarım alanları toplulaştırılmalı” Kozan Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Yağan ise tarıma değindi. Tarım alanlarının toplulaştırılması gerektiğini ifade eden Yağan, ayrıca çiftçilerin hazine arazilerini alması konusunun kolaylaştırılması için destek beklediklerini anlattı. Koordinasyon eksikliği ve bölgede yenileme kadastrosu çalışmalarının yapılması halinde parçalanmış tarım alanlarının toplulaşması gerçekleştirilerek çiftçiye satışın mümkün olabileceğini söyleyen Yağan, bu konuda destek istedi.

Torunoğlu: “Üretim arttı Pazar sıkıntısı var” Anamur’un ekonomisinin tarıma dayalı olduğunu ifade eden Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Feridun Torunoğlu ise özellikle çilek üretiminin arttığı bir dönemde dış ticarette yaşanan sıkıntıların artması nedeniyle Pazar bulmakta zorlandıklarını söyledi. Turizmde de istenilen sonuçları alamadıklarını ifade eden Torunoğlu, şunları söyledi: “Anamur’a daha çok dikkat çekilmesini istiyoruz. Kıbrıs’a en yakın nokta Anamur. Liman yapılacak proje çizildi ama Kalkınma Bakanlığı’nda bekliyor. Anamur gümrük kapısı açılması için destek bekliyoruz.” Sarı: “Otoban önemli” Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Orhan Sarı ise bölge turizminin canlanması için D-400 Karayolu’nun Erdemli’ye doğru da iyileştirilmesi gerektiğini, otoban çalışmasına önem verilmesi gerektiğini söyledi. “Taşucu, Çeşmeli Otobanı’nın yapılmasını takip etmeliyiz” diyen Sarı, geçmiş yıllarda Osmaniye, Gaziantep, Konya’dan yaz aylarında gelen iç turizmde yol sorunu nedeniyle azalmalar yaşanmaya başladığını söyledi. Kaynar: “Tanıtımda kentin bütünü ele alınmalı” Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Kaynar da otoban sorununun önemine dikkat çekerek, Silifke ve sonrasında yer alan ilçelerin tanıtımına ağırlık verilmesini beklediklerini dile getirdi. Tanıtımlarda kentin bütününün ele alınmasını beklediklerini vurgulayan Kaynar, özellikle kentin batı bölümünde yüzlerce turistik mekan bulunduğunu, buraların daha etkin şekilde anlatılabileceğini söyledi.

Teröre ortak tepki…

Mersin ile Adana Oda ve Borsa Başkanları Ortak Toplantısı’nda son zamanda artan terör eylemlerine yönelik ortak bir demeç yayınlanması kararı çıkmıştır. Ortak deklarasyon aşağıdaki gibidir:

TOBB’a bağlı Oda ve Borsalar olarak barışı teşvik eden ama terörü lanetleyen bir duruş sergiledik. Evrensel insan haklarının ve demokrasinin gereklerine sonsuz evet ama şiddetle, terörle hak aramaya sonuna kadar hayır dedik.

“Ülke olarak uzun süredir yaşadığımız; ancak, son zamanlarda çevre ülkelerdeki siyasal ve sosyal sorunların artması ile daha da hızlanan milletimize yönelik terör eylemlerini Adana ve Mersin Oda ve Borsaları olarak, bu iki kentin iş dünyası olarak lanetliyor ve kınıyoruz.

Bu vesile ile son zamanlarda terör örgütleri tarafından emniyet kuvvetlerimize ve vatandaşlarımıza yönelik elim terör olaylarında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

Adana ve Mersin son terör olaylarında çok şehit verdi. Bu ateşin acısını derinden yaşadık. Ancak, her zaman akl-ı selim davrandık.

Milletimizin başı sağ olsun. Bizler bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da; Ülkemizin birlik ve bütünlüğü, milletimizin parça-

lanmaz kardeşliği, demokrasi ve insan hakları adına her mücadeleyi desteklemeye devam edeceğiz. Ancak, söz konusu terör olduğunda; masum insanları korkakça öldürmek olduğunda; söz konusu ülkemizde dış destekli bir kaos yaratmak ve kardeşliğimiz darbe vurmak olduğunda; Adana ve Mersin iş dünyası her zaman olduğu gibi devletinin arkasında, gerektiğinde teröre karşı devletimizin yanında omuz omuza olacaktır.Tekrar tüm şehitlerimizi ve hayatını terör olayları sonucu kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, bu topraklarda yaşayan Anadolu insanının binlerce yıllık kardeşliğiyle teröre karşı en güzel cevabı birbirine daha sıkı sarılarak vereceğine gönülden inanıyoruz.”


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.