Mersin’e 280 Milyon TL’lik sulama yatırımı
Asistanlar sertifikalarını aldı
Meriç, Mersin’de geçirdiği 30 yılı, resimlerle anlattı
Mersin, yaratıcı ekonomileri araştırıyor
>5’te
>2’de
> 2’de
> 2’de
BÜYÜME KARARSIZLIĞI MI, YANLIŞLIĞI MI? Şerafettin AŞUT
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | | YIL: YIL:1817 | | SAYI: SAYI:307 298 | 10-23 | 6-19 Nisan ARALIK 2016 2015
MTSO, meslek liselerini özendirecek altyapı hazırlıyor
İş dünyası umudunu koruyor
M
ersin iş dünyası Türkiye ve dünyada yaşanan gerek ekonomik gerekse siyasi krizlere rağmen geleceğe umutla bakıyor. Türkiye’nin krizlerle yaşamaya alışık olduğu ve iş dünyasının bu krizleri her dönemde fırsata çevirerek aşmayı bildiği görüşünde birleşen sektör temsilcileri, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komite Başkanları ve Yönetim Kurulu kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Sektör sorunlarının dile getirildiği toplantıda genel ekonomik sıkıntılar konuşuldu. Tahsilat sıkıntıları, kalifiye eleman sorunu, mesleki yeterlilik belgeleri, piyasalardaki durgunluk ve sektörel sanayi siteleri ile ticari merkezler için arsa bulunamaması ise ortak sorunlar olarak dile getirildi. Toplantıda konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Oda tarafından yürütülen çalışmalar
hakkında bilgi verdi. Özellikle RİS Mersin+ Projesi’ne değinerek kent ekonomisini ileri taşıyacak yeni sektörlerin belirlenmesinde komitelere önemli görevler düştüğünü anlatan Aşut, ayrıca Meditour 2016 organizasyonu hakkında bilgi verdi. Ardından komite başkanlarının sorularını yanıtlayan Aşut piyasalardaki durgunluğun MTSO bünyesinde kurulan Ticari İstihbarat Merkezi ile aşılabileceğine dikkat çekti. “Yasalar yapılırken işin içinde olmalıyız” Sektörel sanayi siteleri ve ticaret merkezlerine değinen Şerafettin Aşut, bu konuda çalışmaların sürdüğünü anlattı. Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan 1/50.000’lik imar planına katkı koyduklarını vurgulayan Aşut, sektör gruplarının bir arada bulunduğu ticari alanların oluşturulması noktasında çalıştıklarını söyledi. > 7’de
Meslek Liselerinin cazibesini artırarak öğrenciler tarafından tercih edilir konuma getirmeyi hedefleyen MTSO, bir dizi çalışma başlattı. Çalışmalarda öncelik yabancı dil ve temel bilimlerde.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) meslek liselerinin cazibesini artırarak öğrenciler tarafından daha çok tercih edilebilir okullar arasına katılması adına çalışmalarını sürdürüyor. Hedefte daha kaliteli Meslek Lisesi mezunları yetiştirmek ve iş dünyasının talep ettiği nitelikli ara eleman ihtiyacının karşılanması var. Bu noktada ağırlık ise temel bilimler ile yabancı dile verildi. Öğrencilerin mezun olduklarında bir
yabancı dili ana dili gibi konuşması gayreti gösteren MTSO, çalışma kapsamına alınan okullarda öğrencilerin bir taraftan yabancı dilde konuşma pratiği yapmalarını sağlarken diğer taraftan yurtdışı yaz kampı imkanları sunuyor. Temel bilimlerin sevdirilmesi ve ilgi duyulması adına da bir dizi proje yürüten MTSO, Meslek Lisesi öğrencilerine inovatif bakış açısı kazan-
obel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar Türkiye’deki kız çocuklarının eğitimine katkıda bulunmak için yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında aralarında Mersin’in de bulunduğu yedi ilde 6’ncı sınıf kız öğrencileri Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik, Matematik gibi temel bilimlerde farklı bakış açıları kazanabilecek. Geleceğin yeni bilim adamlarını yetiştirmek, bu konularda farkındalık oluşturmak adına çıkılan yolda eğitimde sürdürülebilirliğin sağlanması ise bir diğer
önemli hedef. Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın başlattığı ‘Prof. Dr. Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM Kampları’ Projesi Zonguldak’tan sonra Mersin’de devam edecek. Prof. Dr. Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM (Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) Kampları Proje Yöneticisi Gökhan Çoşkun bu bağlamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’u ziyaret ederek proje hakkında bilgi verdi. > 4’te
Girişimci İnsan Kaynakları Platformu hedef büyüttü
G
irişimci İnsan Kaynakları Platformu çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) işbirliğinde düzenlenen 4. İnsan Kaynakları Zirvesi’nin ardından yeni bir yol haritası belirleyen Platform temsilcileri, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper’i ziyaret ederek önümüzdeki süreçte yapacakları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yeni projeler hazırladıklarını kaydeden Girişimci İnsan Kaynakları Platformu Başkanı Serkan Özada,
YAYIN ADI VE SAYFA NO
bu projelerde MTSO ile yürütmekte oldukları verimli işbirliğine devam etmek istediklerini belirterek, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı ile TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kuruluyla da geliştirilen işbirliğini sürdürmek istediklerini anlattı. Özellikle eğitim çalışmalarını kalite ve sürdürülebilirlik adına MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı ile birlikte devam ettirmek istediklerini vurgulayan Özada, “Şu anda insan kaynaklarının talep ettiği eğitimleri belirlemeye çalışıyoruzİhtiyaç analizlerini tamamlamamız sonrasında çalışma> 2’de lara başlayacağız” dedi.
CMYK
kriteri çerçevesinde seçilecek öğrenciler 15 günlük Matemantık programına katılmaya hak kazanacak. Bu program ile öğrenciler matematik kurallarını ezberlemek yerine matematiği anlamayı, anladığını yorumlamayı ve eleştirebilmeyi öğrenecek. Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, geleneksel eğitim duvarlarını aşarak sonuç odaklı uygulamalar geliştirmek istediklerini söyledi. > 4’te
Mersin’i bir de seyahat “blogger”ları anlattı
Mersin’de kız çocukları bilimle tanışacak N
dırarak sorgulayan, karşılaştıkları sorunlara çözüm üretebilen gençler olarak yetişmelerine destek olmak istiyor. Bunun için Matölye Kurulucusu ve matematik öğretmeni Talip Cengiz ile işbirliğine giden MTSO, çalışmalarını Kadri Şaman Anadolu Teknik Meslek Lisesi’nin ardından Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne taşıdı. Proje kapsamında okulda verilecek seminerin ardından kendisini iyi ifade edebilme
Tarım-gıda ihracatında önemli bir merkez: TAYVAN T
arihi boyunca tarım Tayvan ekonomisinin ana unsurlarından olsa da şehirleşme ve sanayileşmeyle birlikte yıllar geçtikçe önemini yitirmiş ve bugün tarımın GSYİH’deki payı yüzde 1’lere inmiştir. Bu durum Tayvan’ı tarım konusunda dışa bağımlı hale getirmiştir. Türk Ticaret Ofisi kiraz, kayısı, üzüm, incir, portakal, limon, ayçiçeği ve zeytinyağı, fındık, ceviz, deniz ürünleri, meyve suları ve taze sebze gibi çeşitli tarım ürünlerini Tayvan’a ihraç edilebilecek başlıca potansiyel ürünler arasında gösterir. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Tayvan’ın yıllık ta-
Sağlık Komitesi’nden birlik çağrısı
> 2’de
rımsal ürün ithalatı 14,5 milyar dolar civarındadır. Türk ihracatçısı da bu pastadan daha fazla pay almayı hedefliyor. Bugüne dek ülkeye kuru incir, kayısı, ceviz ve fındık gibi ürünler satan Türkiye; Türk Hava Yolları ve Eva Havayolları’nın İstanbul’a direkt uçuşlara başlamasıyla yolcu altı kargo ile yaş meyve sebzeyi de ihraç etmeyi planlıyor. Tayvan topraklarının dörtte biri ekilebilir alanlardan oluşmasına rağmen zamanla katma değeri daha yüksek olan sanayinin tarımın önüne geçmesiyle tarım yapılabilir alanın oranı giderek azalmış. > 6’da
Genç çiftçiye 30 bin TL hibe desteği
> 5’te
B
ugüne kadar yapılan fuar tanıtımları ve reklam çalışmalarının ardından Mersin’i bir de bloggerlar anlattı. Sosyal medya hesaplarından deneyimlerini paylaşan bloggerlar takipçilerine kimi zaman fotoğraflarla kimi zaman değişik hikayeler eşliğinde Mersin’in bilinmeyen yönlerini gösterdi. Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan 12 seyahat bloggerı Mersin’de buluştu. Mersin Ticaret ve Sanayi
Odası’nın (MTSO) desteği, 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi ve gezgindünyası.com işbirliğinde Türkiye’de ilk kez bir destinasyon gezisinde bir araya gelen seyahat bloggerları kenti tanıttı. 7-10 Nisan tarihleri arasında Tarsus’tan Anamur’a kadar kentin tarihi ve turistik bölgelerini gezen, yerel lezzetleri deneyimleyen bloggerlar, kenti anlatan yazı, fotoğraf ve videolarla turizmin canlanmasına katkı sağladı. > 8’de
Biberde, nematodla mücadele sürüyor
> 5’te
Saklı kalmış doğa hazinesi; Yerköprü Şelalesi
> 3’te
2
YIL: 18 | SAYI: 307 | 10-23 Nisan 2016 | www.mtso.org.tr
Asistanlar sertifikalarını aldı M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı, TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu, İş-Kur İl Müdürlüğü ve Toros Üniversitesi İşbirliğinde gerçekleştirilen “Asistanım Olur musun?” projesi sona erdi. Proje sonunda sertifikalarını alan 31 üniversite mezunu genç kız Mersin’in önde gelen firmalarında çalışmaya başladı. MTSO Meclis Salonu’nda düzenlenen Sertifika Töreni’ne Mersin Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Kasım Tanrıöver ile Nuh
Yükselgüngör, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp ve Kurul Üyeleri, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir, İş-Kur adına Serkan Özada katıldı. Törende konuşma yapan TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu Üyesi ve Proje Koordinatörü Canan Sunay çalışmalar hakkında bilgi verdi. İş dünyasının eleman ihtiyacını gidermek adına hazırladıkları projeyi tamamladıklarını ifade eden Sunay, proje süresince verilen eğitimleri anlattı. Yönetici asistanının patronun sağ kolu olduğunu ve bu
nedenle bu alanda verilecek iyi bir eğitimin önemini vurgulayan Sunay, bundan sonraki aşamada işbaşı eğitim programının başladığını bildirdi. İş-Kur adına söz alan Serkan Özada da projeyi çok önemsediklerini vurguladı. 3 ilin daha bu alanda proje yapmak istediğini ve kendilerinden proje protokol örneğini talep ettiğini kaydeden Özada, “Bu projemiz ile Türkiye’ye örnek olduk” dedi. Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper ise konuşmasında buna benzer projeleri önümüzdeki
süreçte de devam ettirip gençleri meslek sahibi yapmak istediklerini söyledi. Bu projenin bir özelliği daha bulunduğuna dikkat çeken Kiper, “İş alımlarında tecrübe şartı aranıyor. Bu proje ile genç kızlarımız İş-Kur İşbaşı Eğitim Programı kapsamında bir yıl istedikleri kurumda çalışarak hem tecrübe sahibi olacaklar hem de CV’lerine bu tecrübelerini yazabilecekler” diye konuştu. Tören sertifikaların, teşekkür plaketlerinin verilmesi ve toplu fotoğraf çekilmesiyle sona erdi.
Mersin, yaratıcı ekonomileri araştırıyor
M
ersin, turizme yönelik çalışmalarını yaratıcı ekonomilerle güçlendirmeyi hedefliyor. Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Mersin Üniversitesi konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Kent tanıtımına katkı sağlayacak, istihdam oluşturacak yeni endüstriler üzerinde araştırma yapan kent dinamikleriilkolarakfilmsektörüneyöneldi. Mobilya sektöründen tekstile, tasarımdan gıdaya, inşaattan lojistiğe kadar birçok sektörü hareketlendi-
rebilecek böyle bir endüstri aynı zamanda Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine de staj imkanı sağlayıp bir atölye niteliği taşıyacak. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Başkanlığında, Belediye Genel Sekreteri Haluk Tunçsu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Üyesi Fuad Budur, Meclis Üyesi Mesut Özcömert, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Elemanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Erkılıç, Mimarlık Fakül-
tesi Öğretim Elemanı Yrd. Doç. Dr. Fikret Zorlu, MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi B. Uçar ve Başkan Danışmanı Ercan Akın, Yönetmen
Osman Sınav ve ekibiyle bir araya geldi. Yaratıcı ekonomiler üzerine yapılan görüşmede önümüzdeki süreçte neler yapılabileceği görüşüldü.
Aşut: “Her zaman paylaşan ve bölüşen olduk”
M
ersin Valiliği koordinasyonunda kentteki kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarının desteği ile oluşturulan Mersin İnsani Yardım Platformu, Suriyeliler başta olmak üzere tüm muhtaçlara yardım için, ‘Sen de mazluma çare ol’ kampanyası başlattı.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO olarak her zaman, yaşanan insanlık dramları karşısında yaraları sarabilecek her türlü çabaya destek olduklarını, toplu bir destek sunulabilmesi için öncü olduklarını söyledi. Mersin iş dünyası olarak yaşanan acıları
hiçbir zaman görmezden gelmediklerini vurgulayan Aşut, paylaşan, bölüşen olduklarını ifade etti. Bunu insanlığa bir borç, sorumluluk olarak gördüklerini dile getiren Aşut, “Çatı örgütümüz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’yle, ilgili Bakanlıklarla ve Valiliğimizle böylesi sıkıntılı günlerde büyük yardım kampanyaları yaptık. Devletimizle işbirliği içinde, kurum olarak iş dünyamız adına büyük çaplı önemli destekler verdik” dedi.Dün olduğu gibi bugün de birlik ve kardeşlik mesajı vermeye devam edeceklerini vurgulayan Aşut mesajında, “Ekonomideki sıkıntılara rağmen, piyasalardaki durgunluğa rağmen, az ya da çok ekmeğini kardeşleri ile bölüşen fe-
irişimci İnsan Kaynakları Platformu çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) işbirliğinde düzenlenen 4. İnsan Kaynakları Zirvesi’nin ardından yeni bir yol haritası belirleyen Platform temsilcileri, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper’i ziyaret ederek önümüzdeki süreçte yapacakları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yeni projeler hazırladıklarını kaydeden Girişimci İnsan Kaynakları Platformu Başkanı Serkan Özada, bu projelerde MTSO ile yürütmekte oldukları verimli işbirliğine devam etmek istediklerini belirterek, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı ile TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kuruluyla da geliştirilen işbirliğini sürdürmek istediklerini anlattı. Özellikle eğitim çalışmalarını kalite ve sürdürülebilirlik adına MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı ile birlikte devam ettirmek istediklerini vurgulayan Özada, “Şu anda insan kaynaklarının talep ettiği eğitimleri belirlemeye çalışıyoruz. İhtiyaç ana-
dakar Mersin iş dünyasına teşekkür ediyorum. Verilen miktar önemli değildir, vermek önemlidir. İnsanımızın elinden tutmak önemlidir. Yalnız değilsiniz mesajını vermek önemlidir” dedi. Aşut, sözlerini Mersin iş dünyasını bu bereketin bir parçası olmaya davet ederek tamamladı.
Detaylı Bilgi İçin Telefon: 0324 237 80 00 0506 363 44 51 0506 655 96 93 Ziraat Bankası Mersin Şb. 207 – 76440800-5001
Yardımlar için:
İş Bankası Mersin Şb. 6600 – 3078640
Mersin İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği
KuveytTürk Mersin Şb. 18 – 8399885 – 2
lizlerini tamamlamamız sonrasında çalışmalara başlayacağız” dedi. Bir diğer önemli ortaklarının TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu olacağını kaydeden Özada, bugüne kadar düzenledikleri panellerde CV, mülakat ve deneyim konuları üzerinde dururken artık buna girişimciliği de ekleyeceklerini bildirdi. Üniversiteler ile yakın temasta çalışmayı sürdüreceklerini ifade eden Özada, aynı şekilde İnsan Kaynakları Zirveleri düzenlemeye de devam edeceklerini anlattı. İlk dört zirvenin farkındalık oluşturmaya yönelik olduğunu, bundan sonrasında zirveleri ulusal, hatta uluslararası platformlara taşımayı hedeflediklerini dile getiren Özada, yalnızca insan kaynakları temsilcilerini değil, patronları da bu zirveye çekebilmek istediklerini söyledi.
sürecinde bunun kontrollü şekilde sürdürülüp CV’lerin, İK departmanları tarafından siteye yükleneceğini bildirdi. Bu nedenle CV’lere bakanların referansları da görebileceğini ifade eden Özada, aynı zamanda ilan bölümünü de ikiye ayırıp personel ilanı veren kuruluşların bu ilanı yalnızca üyelerin görmesini ya da herkesin görmesini talep edebileceğini anlattı. Herkese açık olan ilanların İş-Kur’a da yönlendirileceğini kaydeden Özada, böylece İş-Kur temsilcilerinin direk o firma ile bağlantıya geçip ilgili çalışmaları sürdürebileceğini, böylece işverenin de bürokratik işlemlerden kurtulabileceğini bildirdi. Özada, ayrıca sektörü tanıma rehberi bölümünde ise personel destekleri hakkında bilgi verilebileceğini söyledi.
Öte yandan bir de web sitesi oluşturma yönünde çalıştıklarını ifade eden Serkan Özada, bu sitede yetenek havuzu, ilan havuzu, sektörü tanıma rehberi gibi bölümler düşündüklerini anlattı. Yetenek havuzuna her isteyenin CV bırakamayacağını belirten Özada, ilk etapta deneme
İnsan Kaynakları departmanlarının işverenin yükünün önemli bir bölümünü üstlendiğine dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise bu nedenle insan kaynaklarına yönelik yapılacak her türlü çalışmaya destek vereceklerini söyledi.
CMYK
Ressam Mehmet Ali Meriç, Mersin’de geçirdiği 30 yılını 3 ayrı sergi ile anlattı. Mersin’de 30 yıl boyunca yaptığı eserleri sergileyen Meriç, ilk sergisini geçtiğimiz haftalarda Deniz Müzesi’nde açtı. İkinci kez Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde düzenlenen sergide eserlerini sanatseverlerle buluşturan sanatçı, sergi serisinin sonuncusunu 6-14 Nisan tarihleri arasında İçel Sanat Kulübü’nde açtı. Meriç, eserlerinden elde ettiği gelirin yüzde 25’ini öğrenciler ve yardım kuruluşlarına bağışlıyor. MTSO Sanat Galerisi’nde gerçekleşen açılışa; MTSO Meclis Üyesi Sadık Çağatay Güneş, MTSO Genel Sekreteri A. Kadir Dölek, MTSO Başkan Danışmanı Orhan Çapan, Mersin Tabip Odası Başkanı Ful Uğurhan ve çok sayıda sanatsever katıldı.
Girişimci İnsan Kaynakları Platformu hedef büyüttü
G
Meriç, Mersin’de geçirdiği 30 yılı, resimlerle anlattı
Toplamda 49 eserin yer aldığı sergi, 6 heykel ve 2 seramikten oluştu. Sergide suluboya, yağlıboya ve karışık tekniklerle ağırlıklı olarak deniz ve tekne temasını işleyen sanatçı, seramik form ve heykelciklerden yaptığı eserlerini sergiledi. Sanatçı 30’uncu yılına özel Mersin Deniz Müzesi’nde açtığı ilk sergisinin gelirinin yüzde 25’ini İçel Soroptimist Kulübü’nün üniversite öğrencilerine verdiği burs fonuna ayırdı. MTSO’da düzenlediği ikinci serginin gelirinin yüzde 25’ini
Mersin Tabip Odası’nın öğrenci burs fonuna aktaran Meriç, İçel Sanat Kulubü’nde açtığı son sergisinin gelirinin yüzde 25’ini ise Mersin Alzheimer Derneği’ne bağışladı. Açılışta konuşan Ressam M. Ali Meriç, 30 yıl önce ticari ilişkiler nedeniyle Mersin’e geldiğini ve burada yaşamaya karar verdiğini söyledi. Mersin’e gelmekten çok memnun olduğunu dile getiren Meriç, Mersin gibi illerde bir şey üretildiğinde büyük illere oranla hemen karşılığının alındığını belirtti. Yaşadığı ortamdaki gözlemlerini resim aracılığıyla yansıttığını aktaran Meriç, “Ben malzeme deneyicisiyim. Her türlü malzemeyi kullanarak eser yapıyorum” dedi. Eserlerinde herhangi bir mesaj vermediğinin altını çizen Meriç, Türkiye’de sanat üreticilerine sahip çıkan, ‘sanatçı sponsorluğu’nun olmadığına dikkat çekti. Öte yandan sanatseverlerin ve devletin sanatçılara destek vermediğine de değinen M. Ali Meriç, Türkiye’de çok yetenekli gençlerin olduğuna, sanatseverlerin ve devletin bu gençleri desteklemesi gerektiğine vurgu yaptı. Sergi açılışında, Ressam M. Ali Meriç’in kızı Zeynep Meriç keman, Zeynep Yamaner ise viyolonsel çalarak, sanatseverlere keyifli dakikalar yaşattı. Sergi, 14 Nisan tarihine kadar hafta içi 08.30 – 18.00, Cumartesi günü ise 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Sağlık Komitesi’nden birlik çağrısı M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi sektörde yaşadıkları sıkıntıları görüşmek üzere, gruplarında bulunan firmaların davetli olduğu bir toplantı düzenledi. Komite üyeleri sektör temsilcileri ile bir araya gelerek MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ve Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver’i ziyaret etti. Ziyarette yaşadıkları sıkıntıları anlatan sektör temsilcileri, Mersin Üniversitesi Sağlık, Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne yaptıkları satışların ödemele-
rinin 48 aya dayanmasına rağmen halen bir sonuç alamadıklarını anlattı. Bölgede medikal sektöründe faaliyet gösteren birçok firmanın iflasın eşiğine geldiğini ve zor günler geçirdiklerini dile getiren sektör temsilcileri, Adana ve Mersin’de
firmalarına birlikte hareket etme çağrısı yaptı. Önümüzdeki süreçte Üniversiteden gelecek talepleri karşılama noktasında daha temkinli davranacaklarını ifade eden sektör temsilcileri, yasal haklarını aramayı da sürdüreceklerini bildirdi.
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU Şerafettin AŞUT
A. Kadir DÖLEK
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 18 | SAYI: 307 | 10-23 Nisan 2016 | www.mtso.org.tr
BÜYÜME KARARSIZLIĞI MI, YANLIŞLIĞI MI? Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
D
ünya ekonomisinin %70’ini elinde bulunduran iki dev ekonomi ABD ve AB aralarında bir serbest ticaret anlaşmasına doğru yol alıyorlar. 2016 sonunda tüm fasıl görüşmelerinin tamamlanması bekleniyor. Dünya ekonomisinin iki dev kıtasının yapacağı bu ortaklıktan, bu bölgelerle iş yapan ülkelerin etkilenmemesi mümkün mü? Onların pastadan alacakları payın artması, bizim payımızın azalması anlamına gelir? Bir hazırlığımız veya endişemiz var mı? Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinde, AB ve ABD’nin yanı sıra, tüm dünyayı yakından ilgilendirecek ticarete ilişkin ve hatta üretim sürecini de yakından etkileyebilecek yeni kurallar ve ilkeler belirlenmektedir. Kurallara ilişkin görüşmelerde, gümrük ve ticaretin
yönelik ayrı özel bir bölüm ayırmak istemesidir. TTIP ile KOBİ’lerin ülke dışına daha fazla ihracatta bulunabilmeleri ve yatırım yapabilmelerinin sağlanması ve aynı zamanda küresel tedarik zincirinde yer almalarının kolaylaştırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, taraflar arasında yapılan görüşmelerde KOBİ’lerin iş yapmalarını ve ihracatta bulunmalarını kolaylaştıracak önlemler değerlendirilmektedir. Gerek ABD gerekse AB ekonomisinin omurgasını KOBİ’ler oluşturuyor. Hele hele teknoloji ile değişen ve temelinde internetin olduğu ICT, yani bilgi iletişim teknolojileri ile dönüşen yeni sanayi ve üretim devrimi ile KOBİ’ler daha da önemli hale gelmektedir. Gelişmiş dünya bunu görüyor ve bütün stratejisini buna göre kurguluyor.
kolaylaştırılması, kamu iktisadi teşebbüsleri, ticarette yerelleşme engelleri, fikri mülkiyet hakları ve coğrafi işaretler, rekabet politikası, KOBİ’ler, enerji ve hammaddeler, sürdürülebilir kalkınma (çevre ve iş gücü), şeffaflık ve yatırımların korunması gibi konular irdelenmektedir.
Peki, bu gelişmeler ışığında sadece bu görüşmeleri izleyen durumunda olan Türk ekonomisi KOBİ’lerini bu yarışta nasıl rekabetçi yapacak? TTIP ile küresel ekonomi bambaşka bir boyuta gidiyor. İşler bizim için daha da zorlaşıyor. Çünkü taraflardan biri olan AB pazarı bizim en büyük ihracat pazarımız. En çok ticari ilişki içinde olduğumuz bir pazar. Bu anlaşma 2016 sonunda yürürlüğe girerse bize yansımaları neler olacak? Bu anlamda iş dünyamızın bilgisi olmadığı gibi, bir tedbiri ve B planı olduğunu da düşünmüyorum.
21.Yüzyıl KOBİ’lerin çağı olacak TTIP’de kurallara ilişkin dikkat çeken bir diğer önemli husus da, AB’nin ilk defa bir serbest ticaret anlaşmasında yalnızca KOBİ’lere
Ayrıca, AB ve ABD arasında farklı uygulanan yasal düzenlemelerden dolayı meydana gelen ek maliyet ve artan bürokratik işlemlerin ve çifte uygulamaların önüne geçilmesi de hedeflenmektedir. Müzakerelerde KOBİ’lere ilişkin görüşmelerde odaklanan bir diğer konu da bilgi paylaşımıdır. AB ve ABD yetkilileri KOBİ’lere kapsamlı ve güncel bilgilerin verildiğinin garanti edilmesi gerektiği görüşündeler. Tüm bunların yanı sıra, taraflar ayrıca KOBİ’lerin TTIP’in uygulanması konusunda daha fazla seslerini duyurabilmeleri için bir komite oluşturmayı öngörmektedirler.
Sanırım bu gelişmeler kendi KOBİ’lerimizi küresel ticarette ve üretimde nelerin beklediğini görmeleri anlamında yeterince sinyal veriyor olmalı. TTIP konusunda ülke olarak yavaş kaldığımızı, bu konuya yeterince dahil olamadığımızı düşünüyorum.
öte yandan AB ve ABD arasındaki ihracat ve ithalat işlemlerinin kolaylaştırılması ve hızlandırılmasını istemektedir. Son müzakere turunda anlaşmanın bu bölümüne ilişkin metinde önemli mesafeler kat edildiği belirtilmektedir. Bu turda, AB başta tek pencere sistem uygulaması, veri uyumlaştırılması ve uluslararası standartlar gibi birçok alanda yeni öneriler sunmuştur. Kısaca ABD ve AB KOBİ’lerinin her anlamda eli güçlenirken, önlerindeki engeller kalkarken, Türk KOBİ’leri bu şartlarda nasıl rekabetçi olacak? Hele hele üretimden çıkan bir Türkiye’nin küresel ekonomideki hedefi ne olacak? Evet, sanayi üretim rakamları yıllık bazda büyüdüğümüzü gösteriyor. Ancak bu sanayi büyümesi ülke ekonominin arzu ettiği büyümeyi, cari açığı düşürmeyi, milli geliri arttırmayı ve gereken istihdamı sağlamayı başarmaktan uzak görünüyor. Enerji sarfiyatı artmadan ortaya çıkan bu büyüme daha çok stokların eritilmesi ile açıklanabilir. Bunu reel piyasada görüyoruz.
Biz henüz kendi gümrük prosedürlerini aşamazken, KOBİ’lerimiz ve ihracatçımız kendi gümrüğümüzün yarattığı yavaşlatıcı bürokrasi sarmalında boğuşurken, TTIP’de Gümrük ve ticaretin kolaylaştırılmasına ilişkin yürütülen görüşmelerde, Avrupa Komisyonu, bir yandan, ürünlerin gerekli gümrük kontrollerinden geçişleri sağlanırken,
Ekonomik sıkıntıları aşmaya çalışan sanayiciler müteahhit olmayı tercih ediyor. Rantın inşaata bağlandığı ülkemizde sanayici olmak pek akıllıca değil. Düne kadar ekonominin finansmanını sağlayan, sanayi ve üretimi kredi ile destekleyen bankalar bile bu gün Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları GYO’lar oluşturarak inşaat rantının cazibesine kapılmış ve
Sanayici müteahhit oldu
Saklı kalmış doğa hazinesi; Yerköprü Şelalesi
E
l değmemiş kumsallar, gizlenmiş koylar ve koyların ardında yükselen Toros Dağları… Mersin, ziyaretçilerine keşfetmeye değecek yolculuklar vaat ediyor. Kentler, kentleri çevreleyen surlar, kaleler ve burçlar, kiliseler ve manastırlarla Antik Çağ’ın Kilikya Uygarlığı’ndan kalan zengin bir tarihe ev sahipliği yapan bu topraklar, yöreye gelen ilk Türk boylarının geleneksel yaşamlarından izleri de günümüze taşıyor. Özellikle Mut, Anamur, Silifke gibi Mersin’in batıdaki ilçeleri, hem doğa harikası tabiatıyla hem de antik çağlardan kalan izleriyle öne çıkıyor. Gazetemizin bir önceki sayısında Hititliler Dönemi’nden kalma Mut Kalesini anlatmıştık. Bu kez de Mut’un saklı kalmış doğa hazinesi Yerköprü Şelalesi’ne kısa bir yolculuk yapacağız. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce ‘Tabiat Anıtı’ olarak tescillenen Yerköprü Şelalesi, yeşilliklere bürünmüş derin bir vadi içindeki büyüleyici görüntüsüyle ziyaretçilerini bekliyor. Mersin’in güzelliklerinin, büyülü doğasının, tarihi kalıntılarının ortak bileşenine şahit olacak, tatilinizi unutamayacağınız anılarla renklendireceksiniz. Genel bilgi Şelaleler, doğanın bizlere sundu-
ğu en muhteşem görsel güzellikler arasında yer alır. Milyonlarca ton suyun, aynı yolu izleyerek bir tepeden aşağı dökülmesi, dakikalarca izlenebilecek keyif verici bir manzaradır. Bu manzaralardan biri olan Yerköprü Şelalesi, Mut ilçe merkezine 35 kilometre uzaklıktadır. Göksu Nehri’ni besleyen Ermenek Çayı’nın yıllar boyu süren topraktaki aşındırma etkisi sonucu oluşturduğu derin kanyonunun çıkış noktasında bulunur. Yaklaşık 30 metre yükseklikten akan şelale, 200 metre uzunluğa ve 10 metre genişliğe sahiptir. Yerköprü Şelalesi’nin döküldüğü yerin hemen arkasında bir mağara ve 10-15 metre derinliğinde bir göl bulunur. Doğal güzelliği bozulmamış sarkıtlarla çevrili olan gölün, berrak renkteki suyu görmeye değer güzelliktedir. Şelale, etrafındaki zengin bitki örtüsüyle özellikle bahar aylarında göz kamaştırıyor. Gizli cennet
Şelale’nin tarihi ile ilgili net bilgilerin olmamasına karşın, bağımsızca yapılan araştırmalarda 110 milyon yıl önce çok dar bir kaynak suyun varlığıyla ortaya çıktığı belirtiliyor. Yerköprü Şelalesi, yeşilin her tonunu sularına yansıtıyor. Yosunların sarkıt görüntüsü, dik yamaçlarda
bulunan çam ağaçları sizi sarıp sarmalıyor. Mersin’e çekicilik katan Yerköprü Şelalesi’nde çevreyi gezerken keşfedecek detaylar da gözünüzden kaçmayacak. Şelale özellikle, arkasında oluşturduğu büyük mağara ve bunun içindeki göl ile ziyaretçilerini etkiliyor. Su ise görenleri benzersiz bir renk şöleni ile karşılıyor. 5-10 m genişlikte, tabanı göl olan mağaranın tavanında sarkıtlar yer alıyor. Mersin’in gezilecek yerleri arasında ön sıralarda bulunan şelale, sadece Mersinlilerin değil çevre illerden ve yurtdışından turistlerin de ilgisini çekiyor. Mut’un tarihi Bunca doğal güzelliği bünyesinde barındıran ve onca yıl bozmadan günümüze kadar ulaşan Mersin’in Mut ilçesi, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması dolayısıyla oluşan kültür mozaiğini bize her bir köşesiyle hissettirmektedir. Mut’un tarihi ise kısaca şöyledir; Mut, Toros dağları eteklerinde, Göksu Nehri kıyılarında kurulmuştur. Doğusunda Silifke, Batısında Erdemli, Kuzeyinde Karaman ve Güneyinde Gülnar topraklarıyla çevrili Mersin-Karaman Devlet karayolu üzerinde bulunmaktadır. Mut, Yont-
ma Taş ve Cilalı Taş Devri izlerini taşımakla birlikte kuruluşunun Hititlere dayandığı ve o zamanki adının Yenika veya Yenikande olduğu ve isminin “Yenişehir” anlamına geldiği söylenir. İlçenin Romalılar Dönemi’ndeki ismi ‘Claudo Polis’ olduğu, Mut Kalesi’nin batı kısmındaki kitabeden anlaşılmaktadır. M.Ö 334 yılında Büyük İskender tarafından Makedonya topraklarına katılan Mut’un ismini Büyük İskender›in Mut’s veya Mut’yos isimli komutanından aldığı söylenmektedir. Abbasi Halifelerinden Harun Reşit zamanında 786-809 tarihleri arasında Mut, Müslümanların eline geçer. 11’inci yüzyılda Selçuklu Oğullarının bir boyu olan Yörük Beyleri, Mut ve yöresinin yönetimini ellerine geçirir. Selçuklulardan sonra Karamanoğulları himayesine geçen yöre, 1466 yılında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden İshak Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. İshak Paşa Mut Kalesi’ni onarılmasını sağlamıştır. 1. Dünya Savaşı sonunda İtalyanların işgal bölgesine düşen Mut, fiilen işgal edilmemiş ancak işgal edilen komşu ilçelerin yardımına koşmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda verilen mücadeleye katkılarından dolayı Ulu Önder Atatürk’ten tebrik telgrafı almıştır. Nasıl gidilir? Şelale, Mut ilçe merkezine 35 kilometre uzaklıkta yer alır. Ermenek yönüne 23 kilometre gidilir, Evren Köyü’ne varmadan sola dönülür. Bu noktadan 9 kilometre kadar sonra sağa toprak yola sapılır, yaklaşık 1 kilometre sonra araç yolu biter ve yürüyerek 600 metre kadar yol alınır.
YAYIN ADI VE SAYFA NO
CMYK
bankalar müteahhit olmuştur. Türkiye üretim kanalına girmek zorunda Çözüm tekrar üretim kanalına geri dönmektir. Bunun yolu sanayi ve üretimi cazip hale getirmektir. Çünkü üretim kanalına girmek istihdam yaratmak demektir, ihracat yapmak demektir, cari açığın düşmesi demektir. Üretmek demek, ülke ekonomisinin büyümesi demektir. Burada önemli olan 21. yüzyılın ekonomik ve sanayi dönüşümlerindeki gelişmeleri yakalamaktır. Ekonomimizi orta üstü ve yüksek teknolojili üretim bandına sokabilmektir. Bunun da temel payandası doğru bir eğitim sistemidir. Dünya ekonomisi endüstri 4,0 adında yeni bir sanayi devrimini uygulamaya başladı. İşin içinde siber teknoloji var, işin içinde bulut teknolojiler var. İşin içinde robotik teknolojiler var, internetin merkezde olduğu bilgi iletişim teknolojileri var. Olaya daha makro bakıp buna odaklanmamız lazım. Ekonomimizde sıçrama yaratmanın sanayi ve üretimimizi büyütmenin yolu budur. Biz iş dünyası olarak özellikle bir çatı örgüt olarak Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu vizyona daha çok odaklanıyoruz. Dediğimiz gibi, eğitim bu işin temel payandasıdır. Teknoloji değişiyorsa eğitim de ona koşut değişmelidir. Dünya başka bir çağı yaşıyorsa, eğitim de bu çağı yakalamalıdır.
4
YIL: 18 | SAYI: 307 | 10-23 Nisan 2016 | www.mtso.org.tr
MTSO, iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun eleman yetiştirme hedefinde MTSO, meslek liselerini özendirerek iş dünyasının talep ettiği nitelikli ara eleman ihtiyacını çözmek istiyor. Hedef, öğrencilere inovatif bakış açısı kazandırarak sorgulayan, karşılaştıkları sorunlara çözüm üretebilen gençler yetişmesine destek olmak.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) iş dünyasının talep ettiği nitelikli ara eleman ihtiyacının çözümü için çalışmalarını sürdürüyor. Meslek Liselerinin önemine dikkat çekmek isteyen MTSO, bu okullardaki uygulamaları ile meslek liselerini özendirip daha çok öğrencinin bu okulları tercih etmesini sağlayacak projeler geliştiriyor. Çalışmalarına Kadri Şaman Anadolu Teknik Meslek Lisesi’nde başlayan MTSO, son olarak projelerini Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne de taşıdı. Hedefte, bilimin temelinde yatan matematiği Meslek Lisesi öğrencilerine sevdirerek inovatif bakış açısı kazandırmak var. Sorunlar karşısında pratik çözümler geliştirebilen, kendisini doğru ifade edebilen gençler yetiştirmek
buralarda verilen eğitimlerin iş dünyasının ihtiyacını karşılamaktan uzaklaştığını vurgulayan Aşut, “Bu okullara daha çok öğrenci çekebilmeliyiz. Bu okullarda temel bilimleri, mesleki eğitimi, yabancı dil eğitimini daha aktif verebilmeliyiz” dedi. 4-5 senedir Amerikalı bir öğretmen ile anlaştıklarını ve Kadri Şaman Anadolu Teknik Meslek Lisesi’nde bu öğretmenin öğrencilere İngilizce pratik yapma fırsatı sunduğunu bildiren Aşut, bu yabancı dil eğitimleri sonrasında öğrencilerin AB projeleri yazmaya başladığını söyledi. Ardından başarılı olan öğrencileri yurtdışında yaz kamplarına göndermeye başladıklarını kaydeden Aşut, “Tüm bu uygulamalar sonucunda Meslek Liseleri arasında Kadri Şaman, öğrenciler tarafından tercih edilir bir okul haline gelmeye
dirmek adına proje yürütüyoruz ve benzer çalışmaları Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde de uygulamak istiyoruz” ifadesini kullandı. “Geleneksel eğitim duvarlarını aşmak istiyoruz” Geleneksel eğitim duvarlarını aşarak sonuç odaklı uygulamalar geliştirmek istediklerini kaydeden Şerafettin Aşut, çalışmaya matematiği sevdirerek başladıklarını söyledi. Bu konuda Matölye Kurucusu ve Matematik Öğretmeni Talip Cengiz ile işbirliği yaptıklarını kaydeden Aşut, doğru soruları sormayı öğrenen çocuklar hedeflediklerini anlattı. Doğru sorular soran çocuğun doğruya ulaşabileceğini, araştırma yapabileceğini vurgulayan Aşut, iş dünyasının pratik çözümler üretebilen, Meslek Lisesi çıkışlı öğrencilere iş başvurularında öncelik verdiğini söyledi. Cengiz: “Anlama, yorumlama ve sorgulama becerisi önemli”
de öncelikli hedefler arasında gösterilebilir. Bir diğer amaç ise İngilizceyi anadili gibi konuşan meslek lisesi öğrencileri yetiştirmek. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, konuyla ilgili bilgi vermek üzere MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, Matölye Kurucusu ve Matematik Öğretmeni Talip Cengiz ile birlikte Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti. Okul Müdürü Zeki Orhan ve öğretmenlerle bir araya gelen Aşut, proje hakkında bilgi verdi. Meslek Liselerinin her geçen gün daha çok ikinci plana atıldığını,
başladı” değerlendirmesini yaptı. Yakın zaman önce aynı öğretmenin Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde de çalışmalara başlaması konusunda memnuniyetle girişimde bulunduklarını dile getiren Aşut, “Bu çalışmalarımızla hem öğrencilerimizin bireysel gelişimine hem de kent ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi. Benzer bir çalışmayı şimdilerde temel bilimlerin başında gelen matematik için gerçekleştirmeye başladıklarını ifade eden Aşut, “Tüm bilimlerin temelinde matematik yatıyor. Gençlerimize bu bilimi sev-
Matematik Öğretmeni Talip Cengiz ise yapılacak çalışma hakkında bilgi verdi. İlk olarak eğiticilerle görüştüklerini ardından öğrencilerle bir araya geldiklerini kaydeden Cengiz, şunları söyledi: “Öğrencilerle ilk buluştuğumuzda bir saatlik bir sahne performansı sergiliyoruz. Bu performans ile çocukların ‘Matematiğe hiç böyle bakmamıştım’ demesini sağlıyoruz. Matematiğin farklı yönlerini, hayattaki kullanımlarını gösteriyoruz. Bizim çocuklarımız soruları okuma sabrı gösteremiyorlar. Oysa Türkçeyi iyi anlamayan, kendisini iyi ifade edemeyen matematiği de yapamaz. Ben de “matemantık” adını verdiğim bir sistem geliştirdim. Okulda gerçekleştirdiğimiz bir saatlik sah-
ne performansı sonrasında çocuklardan kendilerini en rahat ifade edecekleri, istedikleri herhangi bir konuda mail atmalarını istiyoruz. En iyi ifade eden 5 çocuk ise matemantık eğitimlerine katılma hakkı kazanıyor ve sertifikasını alıyor. Bu eğitimde amaç çocuğa matematiği öğretmekten ziyade anlama, anladığını yorumlama ve eleştirebilme yöntemini vermek.” Kadri Şaman Anadolu Teknik Meslek Lisesi’nden seçilen 5 öğrenci ile matemantık eğitimlerine 23 Nisan’da başlayacaklarını kaydeden Cengiz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın kıymetli girişimleri ile Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde de benzer çalışmayı sürdürmek istediklerini söyledi. Urhan: “Önce matematik felsefesi verilmeli” Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Zeki Urhan da böyle bir projeye çok sıcak baktıklarını belirterek, “Matematik öğrencilerimizin zorlandığı alanlardan bir tanesi. Bu nedenle matematiğin sevdirilmesiyle ilgili her türlü projeye sıcak bakıyoruz” dedi. Öte yandan yabancı dil konusunda Amerikalı öğretmen ile oldukça güzel bir yol kat ettiklerini kaydeden Urhan, “Bu çalışma yurtdışına çıkacak öğrencilerimize de büyük katkı sağlıyor. Erasmus Projelerinden, yurtdışı staj programlarından faydalanan öğrencilerimiz için çok faydalı oluyor” değerlendirmesini yaptı.
Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde; Makine Teknolojisi, Metal Teknolojisi, Elektrik Elektronik Teknolojisi, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Tesisat Teknolojisi ve iklimlendirme, Gemi Yapımı, Motorlu Araçlar Teknolojisi, Kuyumculuk Teknolojisi ile Mobilya ve İç Mekan Tasarımı olmak üzere toplam 9 ana branşta yaklaşık 2 bin öğrenci eğitim alıyor. 40’a yakın laboratuar ve atölyeye sahip olan okul, aynı zamanda CNC tezgahları, MTSO tarafından destek verilen elektronik kartların programlandığı PLC Laboratuarı, mobilya bölümündeki bantlama, ebatlama tezgahları ve gemi yapım atölyesindeki gelişmiş freze tezgahları ile sanayinin kullandığı teknolojik altyapı imkanlarına da büyük ölçüde sahip. Öğrenciler tarafından yapılan yenilenebilir enerji kaynakları ile okulun aydınlatması için gerekli enerji ihtiyacı karşılanırken yine okul sıralardan okul mobilyasına kadar ihtiyaç duyulan tüm malzemeler de öğrenciler tarafından imal ediliyor.
Mersin’de kız çocukları bilimle tanışacak Prof. Dr. Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM Kampları Projesi 6’ncı sınıfa giden kız öğrencileri temel bilimlerle tanıştıracak. Kamp sonunda katılan öğrenciler Güney Kore ya da Silikon Vadisi’nde yaz kampına katılarak farklı teknolojileri keşfetme imkanı yakalayabilecek.
N
obel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar Türkiye’deki kız çocuklarının eğitimine katkıda bulunmak için yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında aralarında Mersin’in de bulunduğu yedi ilde 6’ncı sınıf kız öğrencileri Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik, Matematik gibi temel bilimlerde farklı bakış açıları kazanabilecek. Geleceğin yeni bilim adamlarını yetiştirmek, bu konularda farkındalık oluşturmak adına çıkılan yolda eğitimde sürdürülebilirliğin sağlanması ise bir diğer önemli hedef. Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın başlattığı ‘Prof. Dr. Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM Kampları’ Projesi Zonguldak’tan sonra Mersin’de devam edecek. Prof. Dr. Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM (Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) Kampları Proje Yöneticisi Gökhan Çoşkun bu bağlamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’u ziyaret ederek proje hakkında bilgi verdi. Görüşme-
ye MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper de eşlik etti. Görüşmede projenin detayları hakkında bilgi veren Gökhan Coşkun, Türkiye’deki kız öğrencilerini STEM (Fen bilimleri, teknoloji, mühendislik, matematik) alanlarına özendirmek için bu projeyi başlattıklarını söyledi. Prof. Dr. Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM Kampları adı verilen projede ortaokul 6’ıncı sınıf düzeyinde öğrencilerin hedef alındığını açıklayan Coşkun, 7 bölgeden 7 ilin hedeflendiğini dile getirdi. Özellikle eğitim-sanayi işbirliği gelişiminin il tercihinde önemli rol oynadığını vurgulayan Coşkun, Akdeniz’de de Mersin’i tercih ederken de sanayi ile eğitim işbirliğindeki gücünü dikkate aldıklarını açıkladı. Mersin’in yanı sıra projenin İstanbul, Zonguldak, Uşak, Ankara, Ardahan ve Şanlıurfa’da uygulanacağını dile getiren Coşkun, her ilden 100 ve toplamda 700 kız öğrenci seçeceklerini anlattı.
“Öğrenciler kayıt yaptırarak başvurabilir” STEM kayıtları için seçilen 7 ilden 6’ncı sınıf kız öğrencilerinin GIS adı verilen web sitesi üzerinden www. gisproject.com adresine kayıt yaptırmaları gerektiğini açıklayan Coşkun şu bilgileri verdi: “Kayıt yaptıran ilk 100 öğrenci kendi ilinden programa katılım hakkı kazanacak. Katılımcılardan hiçbir ücret talep edilmeyecek. Katılım hakkı kazanan ilk 100 öğrenci Mersin Üniversitesi’nde 15-16 Nisan 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek kamp programında yer alabilecek. 15 Nisan günü kız çocuklarının eğitimi, STEM’in önemi ve projenin Türkiye’deki kız çocuklarının eğitimini nasıl etkileyeceği ve sürdürülebilir kalkınmaya etkileri konulu bir panel düzenlenecek. 16 Nisan’da ise yine Mersin Üniversitesi’nde STEM kamp programı eğitmenler eşliğinde uygulanacak ve öğrencilerden bir ürünü
grup içinde yapmaları istenecek. Öğrencilerin yaptıkları ürünü sunmalarının ardından kura ile kimlerin ödüllendirileceği belirlenecek. Kura sonucu 10 öğrenci TÜBİTAK Teknoloji kamplarına katılacak, 10 öğrenciye tablet verilecek ve bir Güney Kore’ye bir de Silikon Vadisi’ne olmak üzere 2 öğrenci de yurtdışında yaz kampına götürülecek.” “Şans büyük faktör” Bu eğitimlerde öğrencilerin hiçbir şekilde yarışma ya da seçilme psikolojisi yaşamamasını istediklerini vurgulayan Gökhan Coşkun, tek amacın bu bilimler konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu söyledi. Kura sistemini ise şans faktörünün insan hayatındaki önemini vurgulamak adına tercih ettiklerine değinen Coşkun, ayrıca projenin panel programlarına STEM alanında öğrencilere rol model olacak konuşmacılar da davet edip deneyim paylaşımları yapacaklarını anlattı.Seçilen şehirlerde ça-
lışmaları yerel makamların desteği ile yürüttüklerini kaydeden Gökhan Coşkun, her şehirdeki kampları ise üniversitelerin kampuslarında gerçekleştirdiklerini anlattı. “Çünkü üniversitelerimiz öğrencilerimize rol model olacak akademisyenlerimizin oldukları kurumlar” diyen Coşkun, aileleri bu projeye katılmaya davet etti. “Yeni Aziz Sancarlar yetiştirebilmeliyiz” Türkiye’den yeni Aziz Sancarların
CMYK
çıkmasının en büyük temenni olduğunu kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise 100 öğrenciden bir tanesinin dahi bilim adamı olarak yetişmesinin büyük önem taşıyacağını söyledi. MTSO olarak her zaman eğitimi odak noktası yaptıklarını vurgulayan Aşut, “Biz de geliştirdiğimiz projelerimizle geleneksel eğitim duvarlarını yıkmak, sorgulayan, düşünen, inovatif gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu nedenle Sayın Aziz Sancar’ın da adının geçtiği bu projeyi önemsiyoruz ve destek vermeye hazırız” dedi.
5
YIL: 18 | SAYI: 307 | 10-23 Nisan 2016 | www.mtso.org.tr
Mersin’e 280 Milyon TL’lik sulama yatırımı
Genç çiftçiye 30 bin TL hibe desteği
K
öye dönüşü teşvik etmek amacıyla kırsalda yaşayan genç çiftçilere, kırsal kalkınma destekleri kapsamında verilecek 30 bin lira hibe desteğinin kapsamı belli oldu. Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Genç Çiftçi Projelerinin Desteklenmesine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu karar, 1 Ocak 2016 ile 31 Aralık 2018 tarihleri arasında, kırsalda yaşayan genç çiftçilerin mahallinde uygulayacağı bitkisel, hayvansal, yöresel tarım ürünleri ile tıbbi ve aromatik bitki üretimine yönelik projelere 30 bin liraya kadar hibe ödenmesine ilişkin hususları kapsıyor. Proje bütçesi katma değer vergisi (KDV) hariç tutularak hazırlanacak. Hibe ödemesi yapılabilmesi için hibe sözleşmesinin imzalanması ve proje yatırımının tamamlanması ge-
rekecek.
Hibe, nüfusu 20 binden az yerleşim alanlarını kapsayacak Proje kapsamında verilecek hibe, 81 ildeki nüfusu 20 binden az olan yerleşim alanları ile 18-40 yaş arasındaki genç çiftçileri kapsayacak. Yapılacak ödemeler için gerekli kaynak, merkezi yönetim bütçe kanunu ile tahsis edilen ödenekten karşılanacak ve Ziraat Bankası aracılığıyla ödenecek. Proje başvuruları, ilgili yıl Bakanlık bütçesinde yer alan ödenek çerçevesinde değerlendirilecek. Belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde projesi kabul edilen genç çiftçilere ön ödeme yapılabilecek. Genç çiftçiler bu program kapsamında verilen hibeden sadece bir kez yararlanabilecek.
Aynı proje konusunda, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının diğer hibe programlarından yararlananlar bu programdan faydalanamayacak. Haksız ödendiği tespit edilen destekleme ödemeleriyle ilgili alacaklar ilgili hükümlerine göre tahsil edilecek. İdari hata sonucu düzenlenen belgelerle yapılan ödemeler hariç, desteklemelerden haksız yere yararlandığı tespit edilenler, beş yıl süreyle destek alamayacak. Kararla; tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması, genç çiftçilerin girişimciliğinin desteklenmesi, gelir düzeyinin yükseltilmesi, alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması ve genç kırsal nüfusun istihdamına katkı sağlayacak kırsal alandaki tarımsal üretime yönelik projelerin desteklenmesi amaçlanıyor. Söz konusu destek, 2016 Yılı Eylem Planı’nın 3 ay içerisinde gerçekleştirilecek vaatleri arasında yer alıyordu.
M
ersin’e tarımsal sulama yatırımları devam ediyor. Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun katılımıyla Mersin’de 9 tesisin temel atma töreni bir tesisin ise açılışı gerçekleştirildi. Toplamda 280 milyon TL’ye mal olacak tesisler tamamlandığında 163 bin 790 dekar tarım arazisinin sulanmasına olanak sağlanacak. Ayrıca projelerle birlikte 16 bin 376 kişiye de istihdam oluşturulması hedefleniyor. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen toplu temel atma töreninde konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu şu bilgileri verdi: “Pamukluk Baraj Sulaması, Pamuk Barajı Sulama İletim Kanalı ve Tesisleri, Mezitli Fındıkpınarı Baraj ve Sulaması, Aksıfat Barajı İçmesuyu Rölekasyonu, Anamur Melleç Deresi Islahı, Anamur Bahçe Mahallesi Kuşaklama Kanalı, Mut
Beci Deresi Islahı, Tarsus TD1 Drenaj Kanalı Üzerine Köprü Yapımı ile Pullu Kuyuluk Tabiat Parkları Yol-Alan düzenlemesi temelini attık. 100. Yıl Tabiat Parkı Giriş Kontrol Noktası ve Çevre İhata Yapımını ise tamamlayarak hizmete açtık. Hayırlı uğurlu olsun.” Pamukluk Barajı Sulama Tesisi’nin 22 Eylül 2017’de tamamlanmasının planlandığını bildiren Eroğlu, ardından önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi. Mersin’in de içinde bulunduğu Akdeniz Gelişim Projesi hazırladıklarını açıklayan Bakan Eroğlu, bu proje kapsamında 2019 yılı sonuna kadar bölgede 3 bin 725 tesis tamamlamayı hedeflediklerini söyledi. Aralarında 38 baraj, 50 sulama tesisi 100 dere ıslahı gibi çalışmaların yer aldığını kaydeden Eroğlu, ayrıca orman projeleri bulunduğu-
nu bildirdi. “Balda markanızı oluşturun” Bir kent ormanı planladıklarına değinen Veysel Eroğlu, bunun yanında Mersin’de 36 adet bal ormanı kurma projeleri bulunduğunu ifade etti. Arıcılara ‘Bir marka oluşturun’ çağrısı yapan Eroğlu, “Kuracağımız bal ormanları ile dünyanın en şifalı organik balı Mersin’de üretilecek” diye konuştu. Bal ormanları dışında gelir getirici ormanlar kurulmasının planlandığını da anlatan Bakan Eroğlu, 5 bin mahalleye 5 bin gelir getirici orman planladıklarını söyledi. Ceviz, fındık, fıstık çamı, zeytin ağaçlarından oluşan ormanlar kurulacağına değinen Eroğlu, “Bu ormanların bakımı 3 yıl devlete ait olacak ancak geliri orman köylüsüne kalacak” dedi. Temel atma töreni köylülere 3 bin 600 adet fidan dağıtımı ile sona erdi.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu yürürlüğe girdi Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Kanun Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanuna göre, kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmadıkça işlenemeyecek. Yasa kapsamında, kişisel veriler, uluslararası sözleşme hükümleri saklı kalmak üzere Türkiye’nin veya ilgili kişinin menfaatinin ciddi şekilde zarar göreceği durumlarda, ancak ilgili kamu kurum veya kuruluşunun görüşü alınarak kurulun izniyle yurtdışına aktarılabilecek. Kanunda kişinin açık rızasının aranmadığı bazı haller de bulunmakta. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Kanunlarda açıkça öngörülmesi, rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin ya da bir başkasının hayatı ve beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması durumu. Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması. Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması. İlgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması ve ilgili kişinin
temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması şartlarından herhangi birinin varlığı halinde kişinin açık rızası olması şartı aranmayacak. “Kişisel veri kapsamı geniş tutuldu” Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkumiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verile-
MIP’den iş güvenliği duyurusu
M
ersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş’den (MIP) yapılan yazılı açıklama ile iş güvenliği şartlarını yerine getirmeyen çalışanların 20 Nisan 2016 tarihinden itibaren operasyon sahalarına alınmayacağı bildirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Liman sınırları içinde ticari amaçla faaliyet gösteren tüm paydaşlarımızın iş sonrası evlerine, ailelerine sağlıklı olarak dönmelerini sağla-
mak ve bakmakla yükümlü oldukları yakınlarına karşı olan sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olmak temel ilkemizdir. Arkadaşlarımızın liman içindeki her türlü faaliyetlerinde can ve mal güvenliği için en emniyetli ortamı sağlamak şirket politikamız olarak benimsenmiştir. Daha önce Liman Mülki İdare Amirliğimiz tarafından onaylanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Özel Talimatı doğrultusunda gerekli bilgilendirmeler yapılmıştı. Firma çalışanlarının can
CMYK
ve mal emniyetini sağlamak adına limanımız CFS sahalarına girecek olan tüm kamu ve özel firma personelinin araçlarını muayene sahası oto park alanına park ettikten sonra CFS sahalarına iş güvenliği kıyafetleri (reflektör, baret, iş ayakkabısı) ile girebileceklerini belirtmiştik. Belirlenen tüm iş sağlığı ve güvenliği kurullarına uyulması konusunda hassasiyet gösterilmesi gerekmektedir. Kurallara uymayanlar belirlenen operasyon sahalarına alınmayacaktır.”
ri özel nitelikli kişisel veri sayılacak. Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına aktarılamayacak. Kişisel veriler ancak; kişisel verinin aktarılacağı yabancı ülkede yeterli korumanın bulunması, yeterli korumanın bulunmaması durumunda Türkiye’deki ve ilgili yabancı ülkedeki veri sorumlularının yeterli bir korumayı yazılı olarak taahhüt etmeleri ve kurulun izninin bulunması şartıyla yurt dışına aktarılabilecek.Yasa kapsamında, kişisel veriler, uluslararası sözleşme hükümleri saklı kalmak üzere Türkiye’nin veya ilgili kişinin menfaatinin ciddi şekilde zarar göreceği durumlarda,
ancak ilgili kamu kurum veya kuruluşunun görüşü alınarak kurulun izniyle yurtdışına aktarılabilecek. Öte yandan düzenleme hükümlerine aykırı olduğu tespit edilen kişisel veriler derhal silinecek, yok edilecek veya anonim hale getirilecek. Ancak bu kanunun yayımı tarihinden önce hukuka uygun olarak alınmış
rızalar, bir yıl içinde aksine bir irade beyanında bulunulmaması halinde bu kanuna uygun kabul edilecek. Yasaya göre, veri sorumlusu, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini ve kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemekle yükümlü olacak.
Biberde, nematodla mücadele sürüyor
“
Kazanlı-Mersin’de örtüaltı biber yetiştiriciliğinde sorun olan nematod ve kök hastalıklarına karşı toprak dezenfeksiyonuna yönelik demonstrasyon ve eğitim çalışmalar” Konulu Proje Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) desteği ve Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü-Mersin Tarım İl Müdürlüğü işbirliğinde yürütülüyor. Proje ile tüketicinin daha sağlıklı ürün tüketmesi ve çevrenin korunmasını amaçlayan entegre mücadele/iyi tarım uygulamaları kapsamında dikim öncesi uygulanması gereken toprak dezenfeksiyonu çalışmalarının sonuçlarını üreticilere göstermek amaçlanıyor. Bir önceki üründe biberde kök hastalıkları /nematod sorunu olan seralarda toprak dezenfeksiyonu amacıyla solarizasyon (toprağın güneş enerjisi ile ısıtılması) uygulaması ile fumigantın azaltılan dozları (75-100 l/da) kombine edilerek uygulamalar yapıldı. Fumigant uygulamalarında halen kullanılan polietilen örtü yanında gaz geçirgenliği azaltılmış naylon örtülerin kullanımıyla gazın atmosfere yayılması yerine toprakta kalarak
daha etkili olması amaçlandı. 20142015 üretim sezonunda 10 ve 20152016 üretim sezonunda 5 biber serasında denemeler yürütüldü. Sonuç olarak; biber fidelerinin dikiminden önce sera toprağına solarizasyon ile birlikte azaltılan dozda fumigant uygulamasının, dikimden sonra yaklaşık 9 ay toprak kökenli hastalıklar ve nematod sorununa çözüm sağlandı. Uygulama yapılan toprakta yetiştirme sezonu sonunda belirlenen nematod oranı verim kaybına neden olmadı. Biberde kök çürüklüğü ve solgunluk hastalığı oranı uygulama yapılmayan toprakta yüzde 30-60 arasında belirlenirken, solarizasyonla birlikte fumigantın azaltılan dozunun birlikte uygulandığı toprakta
yüzde 5-15 arasında oldu. Üreticiler ile yapılan görüşmelerde, kök hastalıkları ve nematod sorunu olan seralarda yazın toprak dezenfeksiyonu yapılarak fide dikilmesi sonucunda biber veriminde yaklaşık yüzde 7580 oranında artış sağlandı. Proje kapsamında 6 adet broşür ve uygulamaların yapılışını anlatan, sonuçları gösteren bir film hazırlanarak eğitim çalışmalarında üretici ve teknik elemanlara dağıtıldı. Biber seralarında yürütülen demonstrasyon denemelerinin ilk yıl sonuçları 18 Nisan 2015 tarihinde düzenlenen tarla günü ile üreticilere ve yayım teşkilatına gösterildi. İkinci yıl için tarla günü 3 Mayıs 2016 tarihinde Kazanlı/Mersin’de yapılacaktır.
6
YIL: 18 | SAYI: 307 | 10-23 Nisan 2016 | www.mtso.org.tr
Tarım-gıda ihracatında önemli bir merkez: TAYVAN T arihi boyunca tarım Tayvan ekonomisinin ana unsurlarından olsa da şehirleşme ve sanayileşmeyle birlikte yıllar geçtikçe önemini yitirmiş ve bugün tarımın GSYİH’deki payı yüzde 1’lere inmiştir. Bu durum Tayvan’ı tarım konusunda dışa bağımlı hale getirmiştir. Türk Ticaret Ofisi kiraz, kayısı, üzüm, incir, portakal, limon, ayçiçeği ve zeytinyağı, fındık, ceviz, deniz ürünleri, meyve suları ve taze sebze gibi çeşitli tarım ürünlerini Tayvan’a ihraç edilebilecek başlıca potansiyel ürünler arasında gösterir. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Tayvan’ın yıllık tarımsal ürün ithalatı 14,5 milyar dolar civarındadır. Türk ihracatçısı da bu pastadan daha fazla pay almayı hedefliyor. Bugüne dek ülkeye kuru incir, kayısı, ceviz ve fındık gibi ürünler satan Türkiye; Türk Hava Yolları ve Eva Havayolları’nın İstanbul’a direkt uçuşlara başlamasıyla yolcu altı kargo ile yaş meyve sebzeyi de ihraç etmeyi planlıyor. Tayvan topraklarının dörtte biri ekilebilir alanlardan oluşmasına rağmen zamanla katma değeri daha yüksek olan sanayinin tarımın önüne geçmesiyle tarım yapılabilir alanın oranı giderek azalmış. Pirinç ve çay Tayvan’da yetişmekte olan en önemli iki ürün. Bundan başka egzotik meyveler, tatlı patates, buğday, yerfıstığı, soyafasulyesi, darı, muz, şekerkamışı ve yerelması da yetiştirilir. Tayvan aynı zamanda, göreli olarak sınırlı miktarda maden ve minerallere sahip bir ülke. Fakat ülkede geniş kömür yataklarının olduğu bilinir. Kömür, doğalgaz, kireçtaşı, mermer, alüminyum ve petrol başlıca mineralleri olarak gösterilebilir. Ancak bu kaynakların genel olarak ticari bir değeri bulunmaz ve ülke, enerji ihtiyacını karşılamak için ithalat yapmak zorundadır. Bunun yanı sıra Tayvan’da 3 tane nükleer santral bulunur. Dördüncü nükleer santral inşaatının devam etmesine rağmen özellikle muhalefetin ve halkın tepkisinden dolayı alternatif kaynaklar üzerinde de çalışılır. Bu yüzden son
yıllarda ülkenin hidrokarbon ürünleri tüketimi artmaktadır. Coğrafi konum Tayvan, Pasifik Okyanusu’nda, Çin Halk Cumhuriyeti’nin güney doğusunda yer alır. Çin anakarasının güneydoğu kıyılarının 160 km açığında bulunan bir ada ülkesidir. Tayvan Adası’nın yanı sıra Tayvan takımadalarındaki 21 adayı, batıdaki Pescadores adalarını kapsar. Tayvan Adası, kuzeyde Doğu Çin Denizi, doğuda Büyük Okyanus, güneyde Bashi Kanalı, batıda da Tayvan (Formoza) Boğazı ile çevrilidir. Nüfus ve işgücü yapısı 2014 yılı rakamlarına göre ülke nüfusu 23,4 milyondur. Nüfusun artış oranı giderek düşerek sıfıra yaklaşmıştır. Nüfus artışının sıfıra yaklaşmasının yanı sıra giderek artan ortalama yaşam beklentileri sonucu, nüfus içinde yaşlıların gençlere oranı da giderek artar. 2026’da 65 yaş üstü insanların toplam nüfusa oranının yüzde 20,6’ya yükseleceği tahmin edilmektedir. Nüfusun yüzde 2’si yerli halktan oluşurken, geri kalanı Çin’den gelen göçmenlerden oluşur. Bu göçmenlerin yüzde 85’i Fujian eyaletinden gelenler, yüzde 15’i ise anadili Hakkaca olan Guangdong bölgesinden gelen Hakka kökenli Çinlilerdir.
Düzenli olarak artan iş gücü ile işsizlik oranındaki güçlü doğrusal ilişki dikkat çeker. 2003’te 10 milyon kişi olan iş gücü, 2010’da 10,6 milyon kişiye yükselirken 2013’te 11,5 milyona yükselmiştir. 2003’te yüzde 5 olan işsizlik oranı zaman zaman inişler sergilese de 2010’da yüzde 5,2’ye çıkmıştır. 2014’te yaklaşık yüzde 4,0’a düşmüştür. Ekonomik performans 1949’dan önce, özellikle şeker ve pirince dayalı tarım temelli bir ekonomiye sahip olan ülke, Kore Savaşı nedeniyle ABD’den gelen büyük miktardaki yardımlar ve yapılan
arazi reformlarıyla elde edilen tarımsal üretim fazlasını, sanayileşme amacıyla kullanır.
Böylece 1952-1960 yılları arasında endüstriyel üretim yaklaşık yüzde 240 yükselir ve sürdürülen ihracata yönelik sanayileşme programları başarı sağlar. 1970’lerde ise devlet ağır sanayi ve kimyasallar üzerinde yoğunlaşınca ekonomik büyüme daha da büyük oranlarda petrol krizine rağmen devam eder. 1980’li yılların başında dünya piyasalarında rekabete imkan verecek şekilde ucuz, düşük katma değerli ve emek yoğun tüketim mallarının kitle üretiminde zorluklarla karşılaşıldığından, bunun üzerine başta elektrikli ürünler ve kimyasallar olmak üzere, sermaye ve teknoloji yoğun endüstrilerde üretime yönelme olur.
270 milyar Amerikan dolarını aşan ithalat potansiyeline sahip olan ve yüksek kişi başına düşen milli geliri ile iç tüketime dayalı büyüme sürecine geçmeye çalışan Tayvan’a yönelik Türkiye’nin ihracatının yeterli bir seviyeye ulaşamamasının temel nedenleri şöyle sıralanabilir: “Bu ülkedeki tüketim eğilimleri ile pazar farklıdır. Tayvan pazarının “kendine özgü” yapısı bulunmaktadır. Bölge içi (Güneydoğu Asya ve Pasifik) ticaret çok güçlüdür. Tayvan başta Çin ve Japonya olmak üzere önemli küresel ticaret ülkeleri ve blokları tarafından çevrilidir. Türkiye ile Tayvan arasında özel ticaret anlaşmaları bulunmamaktadır. Kar-
1990’larda birçok emek-yoğun üretim yapan Tayvan firması, üretim merkezlerini ucuz işgücünün olduğu Çin›e kaydırır. 1990’dan bu yana, Çin’deki Tayvan kaynaklı yatırımların 100 milyar doları geçtiği düşünülmektedir. 2013’te ise Tayvan dışında yapılan yatırımların yüzde 70’nin Çin’e yapıldığı kaydedilmiştir. Dış Ticaret Tayvan’ın ihracatı Tayvan’ın ihracattaki en büyük Pazar Çin’dir. 2014’te Çin’e ihracat yaklaşık 82 milyar $ olarak gerçekleşir. Çin, Tayvan’ın özellikle elektronik ürünlerdeki ihracatında önemli bir rol üstlenir. Çin’in yanı sıra Tayvan’ın önemli miktardaki ihracatı, ABD ve Asya kıtasında başta Hong Kong olmak üzere; Japonya, Singapur ve Güney Kore’ye yönelir. Diğer taraftan Japonya, Çin ve Güney Kore; Tayvan ’ın ithalatında ve karşılıklı ticarette giderek önemi artan ticari ortaklarıdır. ABD ve başta Almanya olmak üzere bazı AB ülkeleri de Tayvan’ın önemli ticari ortakları arasında sayılabilir. Türkiye, 2014’te Tayvan’ın ihracat yaptığı ülkeler arasında yüzde 0,5’lik payı ile 22. sıradadır. 2010 ile 2014 yılları arasında Tayvan’ın ihracatında Türkiye’nin payı artış gösterirken, Tayvan’ın ithalatında Türkiye’nin payı ise azalış göstermiştir. Tayvan’ın ithalatı İhracat artışına karşılık pek çok ihraç ürününün ithal girdiler içermesi nedeniyle ithalatta da önemli bir büyüme olur. Petrol ve maden cevherleri gibi hammaddelerin ithalatında düzenli bir artış eğilimi görülür. Zira yerli üretim artık ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Tayvan’da hasadın kötü olduğu yıllarda mısır, soya fasulyesi gibi temel gıdaların ithalatında da artışlar görülür. Bu ihtiyacın görülmesinde tarımla uğraşan Tayvan nüfusunun üretimde katma değeri yüksek organik gıda ve çiçek gibi ürünlere yönelmesinin büyük etkisi vardır. 2013’e kadar Tayvan’ın en çok ithalat gerçekleştirdiği ülke Japonya iken 2014’ten itibaren Çin ilk sıraya yükselir. ABD, Tayvan’ın en çok ithalat gerçekleştirdiği üçüncü ülke iken Suudi Arabistan petrol ithalatına bağlı olarak dördüncü sırada yer alır. Türkiye ile Ticaret İhracat Türkiye’nin Tayvan’a ihracatı 2002’de zirveye çıktığı 230 milyon Amerikan doları seviyesine kadar, yıllar itibariyle genel olarak artış göstermiştir. 2002’den itibaren bir düşüş eğilimine girerek 2005 yılında 78 milyon Amerikan doları seviyesine kadar geriler. 2005’ten itibaren tekrar yükselmeye başlayarak 2011’de 164 milyon Amerikan dolarına ulaşır. 2014’e gelindiğinde Türkiye’nin Tayvan’a ihracatı 132,9 milyon Amerikan dolarına ulaşır. Fakat bu seviye gerek Tayvan’ın ithalat potansiyeli gerek Türkiye’nin
CMYK
üretim ve ihracat kapasitesi dikkate alındığında yeterli görülmez.
şılıklı yatırım ilişkileri de yeterince gelişmemiştir. Bu nedenlerden dolayı Türk ihracatçıları Tayvan ve Asya-Pasifik bölgesine yönelik sistematik çalışmalar yürütememektedir.” Türkiye’nin Tayvan’a ihraç ettiği ürünlerin başında mermer ve doğal taş, demir, bakır ve krom cevherleri ve diğer kimyasallar gelmektedir. Bununla birlikte, oto yedek parçaları, bazı elektrikli cihazlar, çeşitli makineler (yıkama makinesi, iş makinesi vb.), deri, yün, yumuşakçalar, makarna, meyve ve bitki parçaları konserveleri, boru ve hortumlar, lastik, tütün ve mamulleri gibi bazı ürün gruplarının ihracatında da gelişmeler gözlenir. İthalat Tayvan ile Türkiye’nin ticari ilişkileri ithalat ağırlıklı bir gelişim sergiler. 2002’de 522 milyon Amerikan doları olan Türkiye’nin ithalatı, 2005’te 1,53 milyar, 2010’da ise bir önceki yıla göre yüzde 37,5 artarak, 1,84 milyar Amerikan dolarına ulaşır. 2011’de ise 10,3 artan ithalat 2,03 milyar Amerikan doları seviyesine geldikten sonra 2012’de 2,06 milyar dolara ulaşır. 2013’te yüzde 5,3’lük düşüşten sonra Türkiye’nin Tayvan’dan toplam ithalatı 1,95 milyar dolara gerilemiş olup 2014’te tekrar artarak 2 milyar dolara yükselir. Tayvan’dan gerçekleştirilen ithalatın yapısı incelendiğinde, geniş bir ürün çeşitliliği ile karşılaşılır. İthalatın önemli bir bölümünü yatırım ve ara malları, geri kalanını ise tüketim malları oluşturur. 2013 yılı verilerine göre Türkiye’nin Tayvan’dan ithalatında öne çıkan kalemler, elektronik devreler, elektrik transformatörleri, metal işlemeyle ilgili tezgahlar, otomatik bilgi işlem makineleri ve aksamı, telli telefon-telgraf için elektrikli cihazlar, elektrikli ses/görüntülü işaret cihazlar, elektrik konvertisörleri, kauçuk, pamuk, petrol yağları, televizyon alıcıları, fotoğraf filmleri, lifler ve oto yedek ürünleridir. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler Hediyeler karşılıklı ilişkileri geliştirmede önemlidir. Eğer Türkiye’yi
temsil eden bir hediye verilirse taraflar arasında yakınlaşma sağlanabilir. Fakat asla saat, mendil, şemsiye veya beyaz çiçekler (özellikle krizantem) verilmemelidir çünkü bunlar geleneksel olarak gözyaşı ve ölümü temsil eder. Bunun yanında bıçak gibi keskin aletler de hediye edilmemelidir çünkü ilişkiyi, bağlantıyı kesmek anlamına gelir. Para kullanımı Yabancılar, Tayvan’a 5000 $’a (150 000 NT$) kadar nakit para sokabilmekle birlikte bunun ülkeye girerken gümrüğe beyan edilmesi gerekmektedir. Dövizler, havaalanlarında veya yetkili büfelerde bozdurulabilir. Uluslararası kabul gören kredi kartları pek çok yerde geçerlidir. Vize uygulaması Vize muafiyeti uygulanan ülkelerin dışında her ülke vatandaşı, Tayvan’a girebilmek için geçerli bir Çin Cumhuriyeti vizesi almak zorundadır. Ülkeye geliş sebebi ve kalış süresine göre bu vizeler, turist vizesi ve oturma izni olarak verilebilir. Turist vizesi, ülkeye turizm, eğitim, iş veya benzer yasal sebeplerle girmek isteyen yabancılar için düzenlenir. 60 günlük bir süre için hazırlanan vizeler yine her biri 60 günü aşmamak üzere iki kez yerel polis merkezlerinde uzatılabilir. 14 veya 30 gün ile sınırlandırılmış turist vizelerinin süreleri ise uzatılmaz. Turist vizesi almak için yaklaşık 1000 Yeni Tayvan Doları ücret ödenir. Ülkede çalışma, araştırma yapma, eğitim, yatırım yapma ve benzer yasal sebeplerle 6 aydan daha uzun sürelerle kalmak isteyen yabancılar ise oturma izni
almalıdır. Oturma izni almak için ise 1800 NT$ ödenir. Turist bilgi hattı Tayvan’da, yabancı turistlere her konuda yardımcı olacak bir bilgi hattı kurulmuştur. Bu hat sayesinde, ulaşım olanakları, oteller ve kültürel aktiviteler hakkında bilgi alınabileceği gibi acil durumlar, kayıp eşya ve dil sorunları ile ilgili yardım talep edilebilir. Bilgi hattı, haftanın her günü saat 08:00 – 19:00 arasında hizmet vermektedir. Bu hattın personeli, çok iyi derecede İngilizce konuşmaktadır. Ayrıca diğer dillerde de bilgi almak mümkündür. (Tel: 7173737) Kullanılan lisan Mandarin, Çince, Taiwan dilleri (Hakka ve Güney Fukienese lehçeleri) Ulaşım Ülkeye ulaşım ve kargo taşımacılığında en çok kullanılan havaalanları Chiang Kai-shek ve Kaohsiung uluslararası havaalanlarıdır. Bunun yanı sıra, çok sayıda yerel havaalanı, Tayvan’ın büyük şehirleri ve çevre adalara ulaşım sağlamaktadır. Denizyolu ile ulaşımda ise, Keelung, Taichung, Kaohsiung, Suao ve Haulien limanları kullanılır. Şehir içi ulaşımda kullanılan taksilerde taksimetre vardır. Ülkenin başlıca şehirleri, oldukça geniş otobüs hizmet ağına sahiptir. Yine ülkede yaklaşık bin km uzunluğunda demiryolu ağı vardır. KAYNAK: Ekonomi Bakanlığı
7
YIL: 18 | SAYI: 307 | 10-23 Nisan 2016 | www.mtso.org.tr
İş dünyası umudunu koruyor
M
ersin iş dünyası Türkiye ve dünyada yaşanan gerek ekonomik gerekse siyasi krizlere rağmen geleceğe umutla bakıyor. Türkiye’nin krizlerle yaşamaya alışık olduğu ve iş dünyasının bu krizleri her dönemde fırsata çevirerek aşmayı bildiği görüşünde birleşen sektör temsilcileri, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komite Başkanları ve Yönetim Kurulu kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Sektör sorunlarının dile getirildiği toplantıda genel ekonomik sıkıntılar konuşuldu. Tahsilat sıkıntıları, kalifiye eleman sorunu, mesleki yeterlilik belgeleri, piyasalardaki durgunluk ve sektörel sanayi siteleri ile ticari merkezler için arsa bulunamaması ise ortak sorunlar olarak dile getirildi. Toplantıda konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Oda tarafından yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Özellikle RİS Mersin+ Projesi’ne değinerek kent ekonomisini ileri taşıyacak yeni sektörlerin belirlenmesinde komitelere önemli görevler düştüğünü anlatan Aşut, ayrıca Meditour 2016 organizasyonu hakkında bilgi verdi. Ardından komite başkanlarının sorularını yanıtlayan Aşut piyasalardaki durgunluğun MTSO bünyesinde kurulan Ticari İstihbarat Merkezi ile aşılabileceğine dikkat çekti. “Yasalar yapılırken işin içinde olmalıyız” Sektörel sanayi siteleri ve ticaret merkezlerine değinen Şerafettin Aşut, bu konuda çalışmaların sürdüğünü anlattı. Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan 1/50.000’lik imar planına katkı koyduklarını vurgulayan Aşut, sektör gruplarının bir arada bulunduğu ticari alanların oluşturulması noktasında çalıştıklarını söyledi. Ardından iş sağlığı ve güvenliği konusuna değinen Aşut, bugüne kadar bu alanda eğitimler verildiğini, bundan sonra da devam edeceklerini kaydetti. “Lütfen bu eğitimlere işyeri sahibi olarak bizzat katılın” çağrısında bulunan Aşut, “Çünkü bu eğitimlerde nasıl yetkilendirmeler yapacağınızı, sorumluluklarınızı anlatıyoruz” dedi. Komite başkanlarından bir de talepte bulunan Aşut, şunları söyledi: “Bazı kanunlar hazırlanırken TOBB’dan bize direk görüş soruluyor. Bu görüşleri komitelerimizde iyi değerlendirip tartışmalıyız. Yasalar yapılırken işin içinde daha çok olabilirsek daha iyi sonuçlar alabiliriz. Sektörünüzün geleceği için, ülkemizin geleceği için bu konulara daha çok zaman ayırmalıyız.” Toplantı komite başkanlarının sektör sorunlarını anlatmalarıyla devam etti. Murat Arukaslan (1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi): İki önemli sorunumuz var. Biri Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) diğeri ise analizler. Sebze ve meyvelerin analizi yapılırken Tarım İl Müdürlüğü Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’nün koyduğu bir narh var. Buna göre 400 TL’nin altında analiz yaptıramıyoruz. Bu uygulama kalksa daha çok analiz yapılabilecek. Ayrıca ÇKS kontrolü de yeterli değil. Yalnızca yurtdışına
giden değil, bizim soframıza giren ürünlerin de bu kontrolden geçmeli. Oysa hiçbir sebze meyve halinde ÇKS sorulmuyor. Bu nedenle ülkemizde kanserli hasta sayısı gün geçtikçe artıyor. Haluk Mutluay (2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitesi): En büyük sorunumuz 2012’de çıkan Hal Yasası. Bu yasa üretici ve tüketici halleri ayrılmadan yapılmış. En önemli sıkıntı da işyerimizi kiraya veremiyor olmamız. Türkiye hallerinin geneli tahsis sahibi. Belediyenin kiracısı olunca Yasa’da işyeri kiraya verilemez diye bir öngörü var. Ama biz Mersin Hali olarak özel haliz. Mülkiyet sahibiyiz. İşyerimi, evimi kiraya verebilirken dükkanımı kiraya veremiyorum. İşyerimi satmak istemiyorum. Bir çözüm üretilmeli. Hal rüsumları da ayrı sorun. Eskiden ayda bir yatan rüsum şimdi 5 iş gününde yatmazsa sistem kapanıyor. Hasan Ergün Aral (3 No’lu Hububat, Bakliyat ve Dış Ticaret Meslek Komitesi): Gıda sektörü ciddi miktarda finansman sıkıntısı yaşıyor, piyasada nakit sıkıntısı had safhada. Ödeme vadeleri uzadıkça uzadı. Bu hepimizin ortak sorunu. Mustafa Demirdöğmez (6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi): Girdilerimiz çok yüksek. Uluslararası firmaların sektöre hakim olması nedeniyle artık bakkallar da kalmadı. Gıda Toptancıları da çözüm olarak ihracata yöneldi. Ancak Arap ülkelerinde sıkıntılar olması nedeniyle ihracatta da sorun yaşanıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadelemiz sürecek. İyi günlerin geleceğine inanıyoruz.
nedenle önce Çek Yasası’nda düzenleme yapılmalı, ardından Mersin’de kentsel dönüşümle ilgili kararlar alınarak kentsel dönüşüme başlanmalı. Kentsel dönüşüm, inşaat sektörünü canlandıracaktır. Ayrıca bankalarda konut kredi faizleri çok yüksek. Banka faiz oranlarının Merkez Bankası faiz oranlarıyla paralel gitmesini bekliyoruz. Selami Arıcı (15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi): Komite olarak Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile Mersin’de inşaat sektörünün akıllı, çevreci ve güvenli binalara yönelmesi amacıyla bir konferans düzenlemeyi düşünüyoruz. Bunun çalışmalarını sürdürüyoruz. Süleyman Büyükaydın (16 No’lu İnşaat Malzemeleri, Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi): Müteahhitlerin daire satışlarıyla ilgili sıkıntıları, doğal olarak sektörümüze yansıdı. Bu sıkıntıların ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz. Ayrıca İstanbul’dan gelen çeklerin bir kısmının arkası yazılmaya başladı. İstanbul’un sıkıntısı Mersin’e ne kadar akseder bilemiyorum. Ticaret sürüyor ama tahsilatta ciddi sıkıntı yaşanıyor. Selçuk Kılıç (17 No’lu Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi): Öğrenci ve personel taşımacılığı yapan firmalarımızın sorunları ile Odamız yakından ilgileniyor. Sorunlara geçici çözümler bulundu. Başkanımızın çalışmalarıyla kalıcı çözüme ulaşılacağını düşünüyorum.
Taşıtlar Vergisiyle (MTV) ilgili sıkıntılarımız var. Yılda 70-80 bin TL’lik MTV ödüyoruz ama bu vergiler sayılmıyor. MTV sistemi yeniden düzenlenmeli. Araç alımlarında banka kredileri de ayrı bir sorun. Krediyle araç alıyoruz, arkasından bankalara çalışıyoruz. Faruk Aktuğ (22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi): Krizden elbette biz de şikayetçiyiz. Sizler kazanacaksınız ki eşinize altın, pırlanta alabileceksiniz. Biz kazanacağız ev, araba alıp çocuklarımızı daha iyi okullarda okutacağız. Sıkıntı hepimizde var. Umarım geçmişteki krizlerde olduğu gibi bugünler de en kısa zamanda aşılır. Hürşah Çelik (23 No’lu Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi): Sektörel sitelerle ilgili sıkıntılarımız devam ediyor. Sektör temsilcilerimizin bir arada bulunduğu sanayi siteleri kurulmasını istiyoruz. Belediyenin bu konuda çalışmasını biliyoruz ve bu yöndeki çalışmaların hızlandırılmasını bekliyoruz.
İbrahim Yılmaz (8 No’lu Dayanıklı Tüketim Malları Meslek Komitesi): Ekonomiler sosyal huzura endeksli gelişir. Kavgalı evden kimse kız istemez. Bu nedenle önce birbirimizi samimi olarak algılayıp bağrımıza basarsak ekonomi de hareketlenecektir. Veysel Baysal (9 No’lu Bilgisayar, Elektrik Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi): Ara eleman konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Türkiye’de sadece mühendisler, avukatlar yetişmemeli. Ara elemana da ihtiyaç var. Yavuz Çağır (10 No’lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağ ve Enerji Meslek Komitesi): Nüfus oranına göre dünyada en çok petrol istasyonu olan yer Mersin. Çünkü çok fazla ana dağıtım şirketi var. Şehirdeki istasyonların çoğu zarar ediyor. Eskiden akaryakıtçıların bankalar nezdinde büyük itibarı varken artık bize kredi vermek istemiyorlar. İstasyonlar için ruhsat verilirken dikkat edilmeli. Mehmet Kisin (13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi): Sektörün sorunlarının başında kalifiye eleman sorunu geliyor. Bu konuda bir çalışma yapılması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca her bölgede galericiler sitesi oluşturulabilir. Kentte tek bir bölgede var diye diğer bölgelerde olmamasını doğru bulmuyorum. Buna Mersin ekonomisinin ihtiyacı var. Hasan Engin (14 No’lu İnşaat ve Emlak Meslek Komitesi): İnşaat, Mersin ekonomisinin lokomotifi. Bu sektör sıkıntı yaşarsa beraberinde 250’ye yakın iş kolu sıkıntı yaşar. Bu
platformda dile getirdik ama sonuç alamıyoruz. Akar Tülücü (27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi): Bu dönemde en büyük sıkıntı Mesleki Yeterlilik Belgeleri. Bugün bizim mesleğin de içinde bulunduğu 48 meslek için zorunlu hale geldi. Yarın tüm sektörler için zorunlu olacak. Personelimizin eğitim seviyesi çok düşük. Adını zor yazan var. Oysa MYK belgesi alabilmek için girecekleri sınav üniversite eğitimi gerektiriyor. Üstelik 650 liralık kişi başı maliyet var. Kaynakçı bir belge alıyor ve aynı kişi montajcılık belgesi alırken yine 650 lira ödeme yapılıyor. Devlet desteği 1 kez veriliyor. Özellikle inşaat sektöründe ciddi sorun yaşanacağını düşünüyorum. Ömer Muhsin Yılmaz (28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi): Diğer sektörlerde yaşanan sıkıntılar eğitime de yansıyor. Bu sıkıntıları hep birlikte aşacağımıza inanıyorum. Görkem Aksoy (29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi): Önümüzdeki süreçte seçimle ilgili bir sempozyum yapılabileceğini düşünüyorum. Neyi seçiyoruz, seçim yapmak nedir? İş verirken, iş alırken yaptığımız seçimler önemli. Seçim konusunun bilimsel ve psikolojik olarak ele alınmasında fayda var. Seçim psikolojisi nedir? İnsan psikolojisindeki yeri nedir? İhtiyaçlar nedir? Bunun ele alınmasını istiyorum. Bir de MTSO üyelerinin çocuklarıyla bir juniour ekip oluşturularak geleceğin iş insanlarının hayata hazırlanması gerektiğini düşünüyorum.
Zeki Şan (18 No’lu Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi): Gümrük Bölge Müdürlüğü Kimya Laboratuvarının Tarsus’a gitmesi sıkıntı olur. Bu yapılırsa tüm firmalarımızın tahlili Limandan 25-30 kilometre uzaktaki bir laboratuvara gönderilecek. İthal ya da ihraç mallarında gecikmeler olacak. Bir diğer sorun limanda, yani gümrüklü sahadaki konteyner taleplerimize gemi acenteleri tarafından alınmaya başlanan yüksek depozitolar. Daha önce alınmayan depozitolar son 1,5 yıldır alınmaya başlandı. Son olarak gümrük müşavirleriyle ilgili Türk Ticaret Kanunu’nda Torba Yasa hazırlandı. İçinde çalışmalarımızı sıkıntıya sokabilecek maddeler var. Muazzez Araç (19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi): Maliyetlerimiz çok yükseldi. Karın tokluğuna Mersin’den İstanbul’a yük taşıyoruz. Bir diğer sorun belgesi olmadan sektörde faaliyet gösteren firmalar. Bunun da önüne geçilmeli. Son olarak Motorlu
Mehmet İzol (25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi): Biz sektörlerde yaşanan sıkıntıları çok yakından hissediyoruz. Turizmin gelişmesi için bir takım girişimlerde bulunuyoruz. Kentimizin tanıtımı amacıyla, Mersin’e 13 tane blogger davet ettik. Bu arkadaşlarımız gelip Kentimizi Anamur’dan Tarsus’a kadar gezerek internetteki bloklarında yüz binleri bulan takipçilerine Mersin’i tanıtacak. Amacımız iç turizmde Mersin’i öne çıkarmak. Yasemin Taş (26 No’lu Sağlık Hizmetleri Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi): Tüm sektörlerde sıkıntı yaşanıyor ama dirençli durmalıyız. Bu krizden fırsat çıkarmanın yöntemlerini görmeliyiz. Yeni hedef bölgelere yoğunlaşmalıyız. Odamızın Ticari İstihbarat Merkezi çalışması bu noktada yön gösterici olacaktır. Bizim sektörümüzün en önemli sıkıntılarından biri Mersin Üniversitesi’nden alacaklarını tahsil edememesi. 40 ayı geçen vadeli alacaklarımız var. Sorunumuzu birçok
Kerim Kara (30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi): Bizim gündemimizde trafik sigortaları var. Herkes sigorta primleri düşecek, paramızı geri alabilecek miyiz diye bekliyor. Önümüzdeki ay sektörün önde gelen aktörlerinin katılımıyla gerçekleşecek bir toplantıya evsahipliği yapacağız. Umarım sonrasında bu soruları yanıtlayabileceğiz. Uğur Temiz (31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi): Bizim en büyük sorunumuz taşeron işçilerin kamuya sözleşmeli olarak alınması. Bu uygulama ile birçok firmamız kapısına kilit vuracak. Bu firmalarımızın birçok borcu var. Banka kredisi ödeyenler var. Geçiş sürecinde bu firmalara destek verilmesi için çalışma yapılmasını bekliyoruz. Bilge Gürbüz (32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi): Sektörümüzde büyük iniş çıkışlar var. Demire bir ayda yüzde 30 zam geldi. Bize ise bir faydası olmadı çünkü alan yok. Çeke güven kalmadığı için mal satamıyoruz. Bu nedenle tüm sektör bankalara yöneldi. Tarık Ciğer (34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi): Kuzey Irak Bölgesi ile ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Türkiye, bölgesindeki tüm ülkelere vize uygulamaya başladı. Daha önce e-vize uygulanırken şimdi Schengen vizesi gibi bir sistemle uygulama yapılıyor. Bu da ciddi bir sıkıntı oluşturuyor. Bölgedeki işadamlarının vize almalarında kolaylıklar tanınabilmesi yönünde adım atılması gerektiğine inanıyorum. Mahmut Dağ (35 No’lu Geri Dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi): Geri dönüşler ve ertelemelerin başlaması nedeniyle satış yapmaktan korkar hale geldik. Faizler yükseldikçe bankalar da sıkıntı
CMYK
oluşturmaya başladı. Bizler Mersin’i kalkındırmak için buradayız. Satış yapamazsak nasıl kalkındırabileceğimizi bilemiyorum. Nuh Yükselgüngör (Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı): İnşaat sektörü kişinin yaptığı işten ömür boyu sorumlu tutulduğu tek sektör. Bu nedenle yalnızca çalışana değil müteahhide de mesleki yeterlilik getirilmeli. İnşaat sektöründe dünyada ikinci sıradayız ama müteahhitliğin bir yasası, tanımı, eğitimi yok. Bu konudaki bilinç artırılmalı. Kasım Tanrıöver (Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı): Sürekli kendi işimizin sıkıntılarından bahsetsek de bu işin bir de vergi boyutu var. Devlet bütçeleri buradaki insanların ödediği vergilerle toplanıyor. Yaşanan terör olayları nedeniyle pazardaki daralma, devletin vergi tahsilatında kayba neden oluyor. Henüz 2016 bütçesi gözükmüyor çünkü vergi konusunda öngörü yapılamıyor. Bu konuyu da gözden kaçırmamalıyız. Hakan Sefa Çakır (Yönetim Kurulu Üyesi): Narenciye ihracatında iyi bir sezon geçiriyorduk, Rusya sorunu başladı. Bu yıl çok hissetmedik ama önümüzdeki yıl sorun olabilir çünkü ürettiğimiz ürünlerin yüzde 40’ını Rusya’ya satıyorduk. Bizlerin yeni pazarlar arayışına girmesi gerekiyor. Rusya kapıyı hiç açmasa 2 sene sorun yaşarız ama alternatif pazar, inovatif ürün geliştiririz. Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri yeni pazarlar olabilir. Sektörün bir diğer hedefi ise zirai ilaç kalıntısı olmayan ürün olmalı. Ufuk Maya (Yönetim Kurulu Üyesi): Nakliye sektöründe faaliyet gösteriyor olmamız nedeniyle tüm piyasayı yakından takip edebiliyoruz. Şu sırada en ciddi sorun tahsilatta yaşanıyor. Para döngüsü durdu. Ekrem Sağlam (Yönetim Kurulu Üyesi): Herkes kendi sektörünün sorunlarını anlatıyor ama çözüm yollarını da en iyi kendileri biliyor. Bu nedenle çözüm önerilerinin yazılı olarak Odamıza sunulmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Emek yoğun sektörlerde sıkıntı yaşanıyor. Bir ülkenin kişi başı geliri 10 bin doları geçtiyse emek yoğun sektörlerin önü kapandı demektir. Bu nedenle bu sektörlerin artık başka alanlara yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. Alper Gürsoy (Yönetim Kurulu Üyesi): Piyasalar kötü, ekonomi iyi gitmiyor, herkes kötü hissediyor, ancak ekonominin çarkının dönmesi için moralimizi bozmamalıyız. Bunun için birlikte hareket edip enerji vermeliyiz. Geleceğe umutla bakmalıyız. Bana göre tek sıkıntı bürokrasi. AB kriterleriyle son 3-4 yılda hepimizin işyerlerine belli başlı kriterler geldi. En küçük işletmenin dahi yeni standartlar gereği 8-10 bin TL arasında ekstra gideri oluştu. Bu düzenlemeler gerekli miydi? İşyerlerinde bu uygulamalar sonrasında neler düzeldi bunlara bakmalıyız. Ali Fuad Budur (Yönetim Kurulu Üyesi): Turizm sektörünün ciddi sorunları var. Bu, Mersin’de daha da çok hissediliyor. Komite olarak bir takım çalışmalar yapıyoruz ama sektörü canlandırmak için el ele vermeliyiz. Bunun için eşlerinizle, çocuklarınızla bazı haftasonları değişiklik yaparak otelde kalmanızı öneriyorum. Bu hem sektöre katkı sağlayacak, hem de ailenizle geçireceğiniz güzel bir hafta sonu size büyük moral ve motivasyon katacak.
8
YIL: 18 | SAYI: 307 | 10-23 Nisan 2016 | www.mtso.org.tr
Mersin’i bir de seyahat “blogger”ları anlattı B
ugüne kadar yapılan fuar tanıtımları ve reklam çalışmalarının ardından Mersin’i bir de bloggerlar anlattı. Sosyal medya hesaplarından deneyimlerini paylaşan bloggerlar takipçilerine kimi zaman fotoğraflarla kimi zaman değişik hikayeler eşliğinde Mersin’in bilinmeyen yönlerini gösterdi. Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan 12 seyahat bloggerı Mersin’de buluştu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) desteği, 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi ve gezgindünyası.com işbirliğinde Türkiye’de ilk kez bir destinasyon gezisinde bir araya gelen
ladık. Bu alandaki çalışmaları 2015 yılı Mayıs ayında başlattık ve sürdürüyoruz” dedi. Geçen yıl Mayıs ayında gerçekleştirdikleri ilk çalışmada minimum bütçe ile maksimim verim elde ettiklerini dile getiren Hosta, “1905 TL gibi küçük bir bütçe ile 6,5 milyon kişiye ulaştık ve Mersin’in ismini duyurduk. Bu sonucu gördükten sonra sosyal medya üzerinden pazarlamanın önemini bir kez daha görüp, bu yıl bu alanda daha yoğun bir çalışma yürütmeye karar verdik” diye konuştu.
Mersin’e gelmeden önce Mersin’e ilişkin bir algım yoktu çünkü karşıma çok fazla çıkmadı. Bir tek Kızkalesini biliyordum. Gördüm ki uzun bir sahil şeridine sahip. Özellikle kumlu plajları ile çocuklu gezilere güzel bir alternatif rota olabilir. Gezdikçe tarihi ve kültürel zenginliğine hayran kaldım. Burayı gören herkesin aklında Mersin mutlaka yer edecektir. Sosyal medya ve basın aracılığıyla kent daha fazla anlatılmalı. Zenginlik çok fazla, bunun paylaşılıp gösterilmesi lazım.
“2016 yılı Turizm Haftası yaklaşırken Türkiye’de farklı illerde yaşayan 12 blogger’ı Mersin’e davet ederek, kentimizi onların gözünden anlat-
Hülya Tosun (Adana’dan geliyor / ruhubohcadagezen.com): Mersin’e daha önce gelmiştim. Deniz kenarında nezih bir kent ama betonlaşmanın çok fazla olduğu, apartmanlardan oluşan bir şehir diye düşünüyordum. Bu gelişimde ise hiçbir fikrimin olmadığını gördüm. Çok kültürlü yapısını görerek adeta büyülendim. Ben şehirlerde mekanları tanıtmak yerine hikayeleri paylaşmayı seviyorum. Kısa sürede dahi çok sayıda hikaye biriktirdim. Örneğin Lina Nasif Hanım’ın büyüdüğü sokakta nasıl farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığını öğrendim. Ya da İstanbul’dan Necdet Usta’nın gelerek Mersin’deki kilisenin saatini tamir edip şimdilerde halen arayarak çalışıp çalışmadığını takip ettiğini öğrendim. Sokakta küçük hikayeleri olan güzel bir kent Mersin ve bana kalırsa bu hikayeler daha çok anlatılmalı, daha çok kişiye ulaşılmalı.
Bloggerlar akşam yemeğinde Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve MTSO Başkanı Şerafettin Aşut ile bir araya geldi.
seyahat bloggerları kenti tanıttı. 7-10 Nisan tarihleri arasında Tarsus’tan Anamur’a kadar kentin tarihi ve turistik bölgelerini gezen, yerel lezzetleri deneyimleyen bloggerlar, kenti anlatan yazı, fotoğraf ve videolarla turizmin canlanmasına katkı sağladı. Çalışmalar hakkında bilgi veren 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Üyesi Burak Hosta Kaya: “Yapılanları duyurmak önemli” Gezgindunyasi.com adına konuşan Kemal Kaya ise Mersin’de güzel etkinlikler düzenlendiğini, profesyonel organizasyonlar yapıldığını ancak duyurma noktasında eksik kalındığını söyledi. Günümüzde en hızlı duyurma yönteminin internet olduğunu vurgulayan Kaya, “Duygularımızı, düşüncelerimizi yapılan etkinlikleri, cazibe sebeplerini, kültürel hazineleri, bir destinasyonu öne çıkaracak her şeyi insanlara ulaştırabiliyoruz. Bunun yolu da internet” dedi. “Yaptığımız görüp deneyimlediğimiz, heyecanlarımızı paylaşıyoruz” diyen Kaya, bu sayede insanların hızlı şekilde bilgi sahibi olduğunu, tatil planı yaparken ilham aldığını anlattı. Mersin’in de bu noktadan hareket ettiğini belirten Kaya, önümüzdeki süreçte yeni projeler planladıklarını söyledi. bu çalışma ile hedeflerinin Mersin’i bu işin profesyonellerinin gözünden anlatarak son tüketiciye doğrudan ulaşabilmek olduğunu söyledi. Günümüzün pazarlama teknikleri arasında dijital pazarlama ve sosyal medya kullanımının giderek önemini artırdığına dikkat çeken Hosta, “Biz de turizmciler olarak bu yöndeki çalışmalara ağırlık vermeye baş-
mak istedik” diyen Burak Hosta sözlerini şöyle sürdürdü: “Bloggerları tercih ederken farklı tarzlar taşımalarına özen gösterdik. Kimi çocuklu aileler için tavsiyelerde bulunurken kimi bisikletle gezmeyi tercih edenlere ulaşıyor. Kimi plansız gezmeyi seven tatilcileri hedef alırken kim tarih, doğa sevdalılarına gezdiği yerleri anlatıyor. Biz de bu sayede bir taraftan tüm kesimlere ulaşırken diğer taraftan interaktif bir tanıtım gerçekleştirebiliyoruz.” Artık dünyanın mobil çağda yaşadığını vurgulayan Hosta, bu nedenle Mersin’i de mobil dünyanın içine çekme gayretinde olduklarını söyledi. Mersin’in mistik güzelliklerini, eski mekanlarını, kaybolan değerlerini bloggerlar üzerinden anlatmak istediklerini kaydeden Hosta, Mersin’e farklı bir pencereden bakılması imkanı sunduklarını söyledi. Hosta sözlerini, “Bu önemli etkinliğimizde bizi yalnız bırakmayarak destek olan Büyükşehir Belediye Başkanımız Burhanettin Kocamaz, MTSO Başkanımız Şerafettin Aşut, Lina Nasif, Ali Merzeci ve Eyüp Dinç başta olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederim” diye tamamladı.
Bestami Köse (İstanbul’dan geliyor / plansizgezgin.net): Mersin’e gelmeden önce yalnızca göç alan bir kent olarak biliyordum. Benim aklımdaki imajına göre Mersin, portakal yerine tantuni kokan bir kentti. Aslında benim seyahate çıkma sebebimdir Mersin. Hikayem bu kentte başladı. Ancak detaylı olarak bu seyahatimde gezebildim ve gördüm ki burası sanat ve kültürün merkezi ancak Mersin’in turizme açılmaktan çok tanıtıma ihtiyacı var. Mersin’de yaşayan eski insanlar kaybolmadan bu insanların hikayeleri aracılığıyla tanıtımlar yapılması gerekli. Tarihi mekanları yanında sokakları da tanıtılmalı. Tarsus’ta tarihi sokaklar var. Bu bölgeler öne çıkarılmalı. Sosyal medyanın gücünden daha fazla faydalanıp sırt çantalı, gezmeyi seven insanlara ulaşılmalı. Buğra Tokmakoğlu (İzmir’den geliyor / kesfetsek.com): Daha önce Mersin’e gelmiştim ancak aklımda Mersin’le ilgili kalan tek şey yüksek katlı binaların tepesindeki güneş
tim. Turizm potansiyeli çok yüksek bir kent. Bu potansiyel bence hem avantaj hem dezavantaj. Bir konsept belirleyip hangi konuda önce çıkması gerektiğine karar verilmeli. Mersin deyince ne mesaj verilecek belirlenmeli. Tarihle mi kültürle mi deniz turizmiyle mi anılacak. Bir hikaye olmalı ki insanlar bu hikaye peşinden gitmeli. Ve önce bu hikayeye Mersinliler inanmalı. Antik kentlerin fazla olması nedeniyle tarihiyle başlanabilir. Canan Demiray (İstanbul’dan geliyor / gezgorkesfet.com): Mersin’e daha önce iki kez geldim. Bunlar iş gezileriydi. Tarihi yerini göremesem de doğa güzelliğinden haberdardım. Seyahatlerin özel deneyimler üzerine konumlanmasından yanayım. Çünkü gördüğün yerleri unutabilirsin, fotoğraflar bir şey hatırlatabilir ama deneyimler unutulmuyor. Sıkma börek yapan insanlarla sohbet edip kalkıp onlarla birlikte börek yapmak akılda kalır. Gastronomi önemli. Gittiğim yerlerde o bölgenin yemeklerini ve ne yapabileceğimi öğrenmeyi seviyorum. Herkes kumsala giderken ben aşçılık okuluna gidiyorum. Çocuklara yönelik çalışmalar da yapılmalı. Tarihle, arkeolojiyle yoğrulmuş bir kent Mersin ve çocukların bunları sahada deneyimleyerek öğrenecekleri kamplar yapılmalı. Örneğin çocuklar Avusturya’da tuz madeninde Indiana Jones deneyimi yaşıyor. Mersin’de de yapılabilir. Önemli olan biraz yaratıcılık, eldeki malzemeyi bilmek ve farklılaşmak için doğru yolu seçmek. Beyhan Coşkun (İstanbul’dan geliyor / supergezginler.com): Mersin’e gelmeden önce ben Mersin’i yalnızca palmiyeli yolu ve apartmanları olan bir kent olarak biliyordum. Tarih bilgim yoktu. Gelmeden araştırınca birçok güzellik gördüm. Tarsus’la ilgili gördüklerime çok şaşındım. Bu kadar tarihi yer olması konusunda fikrim yoktu. Bakış açım çok değişti. Mersin’le ilgili daha çok insanların bulunduğu gruplar sosyal medya yoluyla tanıtım yapılabilir.
Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05
istiyor. Yaşanmış hikayeleri görmek istiyor. Tur şirketlerinin paketlerine denizden çok Mersin için yaylayı alması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Mersin deyince akla sıcak havası geliyor ve yayla öne çıkarılarak bu algı değiştirilebilir. Peril Cantürk (Ankara’dan geliyor / gezievreni.com): Mersin’e yıllar önce gelmiştim. Çok sıcaktı ve esmediğini görmüştüm. Oysa şimdi detaylı gezince inanılmaz bir kültür olduğunu gördüm. Sanat tarihi ve arkeoloji ile ilgiliyim. Mersin’in inanılmaz değerleri ve kültürü var. Gastronomi çok güzel. Burada yediğim her şey çok lezzetliydi. Özellikle içtiğim kahve. Çünkü kahveye aşırı düşkünüm. Her gittiğim yerden kahve toplarım ve Mersin’inkini çok beğendim. Hem çekimi hem derecesi çok güzel. Ne sert ne yumuşak. Kesinlikle bu kent için butik turlar önemli. Türkiye’de kültür turizmi denince akla Karadeniz ve Güneydoğu geliyor. Ama burada da büyüleyici bir kültür var. Mersin, kültür turları ile öne çıkmalı. Erkut Özen (Antalya’dan geliyor / kesfet.tv): Belki şarkısı nedeniyle bilmiyorum ama Mersin deyince aklıma Silifke geliyor. Bir de turizmci olduğum için Klikya Kültür Turları. Şimdi ise Mersin deyince aklıma özellikle şehir merkezinin güzellikleri geliyor. Sahilini çok beğendim. Artık Mersin’in neden daha fazla tanıtılmadığı kaygısını ben de yaşıyorum. Bırakın Mersin’in Türkiye’ye tanıtılmasını, Türkiye’nin tanıtımlarında Düden, Manavgat gibi şelaleler yerine şehrin içindeki Tarsus Şelalesi’nin de yer alması gerektiğini düşünüyorum. Turist profili çok değişti, artık insanlar konsept, butik otelleri tercih ediyor. Bence Mersin’in tanıtımın yanında altyapısını güçlendirmeye ihtiyacı var. Havaalanı sorununu çözmeli ve konaklama konusunda daha çok adım atmalı. Turizm şirketleri de taşın altına elini koyup bu dönemde charter seferlerine başlamalı. Pınar Pinzuti (İzmir’den geliyor / bisikletizm.com): Bisiklet blog yazarıyım. Benim bakışım daha
etmiş. Ben gelmemeyle, bu kent de kendisini yeterince anlatamamayla. Ailelere Mersin kaçamakları yaparlarsa kendilerini nelerin beklediği anlatılmalı. Küçük oteller olduğu, nasıl şirin restoranlar bulunduğu bildirilmeli. Bisikletiyle gezmeyi seven Avrupalı turistlere anlatılmalı. Durabilecekleri, fotoğraf çekebilecekleri, sıkma yiyerek ev yapımı ayran içebilecekleri güzel yerler bulunduğu bildirilmeli. Bisikletiyle gelenlere verilmek üzere küçük haritalar hazırlanmalı. Bu haritalarda nereden bisiklet kiralayabilecekleri, nerelerde bisiklet dostu oteller bulunduğu, su kaynakları belirtilmeli, tarihi yerler işaretlenmeli. Bu haritalar tüm turizm ofislerinde, otellerde dağıtılmalı. Restoranlar ve oteller kendilerini bisikletçilerin ihtiyacına göre yenilemeli. Esra Bayhan (İstanbul’dan geliyor / eyesmediaworld.com): Mersin adını ilk duyduğumda çocuktum ve ‘Mersin, tokadımı yersin’ tekerlemesiyle hatırlıyorum. Ardından portakalını duydum ama Altın Portakal’ın Mersin’de yapılmıyor olmasına şaşırdım. Şu anda görüyorum İzol: ‘Hedefte uluslararası bloggerlar var” 25 No’lu Komite Başkanı Mehmet İzol, dijital pazarlamanın, sosyal medyanın kent tanıtımındaki önemine dikkat çekti. Mersin’e gelen gezginleri takip eden yüzbinlerce insan bulunduğunu kaydeden İzol, “Bu takipçiler paylaşılan mekanları ajandalarına kaydediyor ve daha sonra bu kentleri ziyaret ediyor. Bizim de hedefimiz Mersin’i iç turizmde aranan iller arasına yerleştirebilmek” dedi. Bundan sonraki süreçte uluslararası bloggerları davet etmeyi hedeflediklerini ifade eden İzol, yurtdışı tanıtımlarını da sosyal medya aracılığıyla gerçekleştirmek istediklerini anlattı.
“Mersin’i konuşacak bir konu verin” Bloggerların ortak görüşüne göre Mersin’in tarihi, doğası ve yayla turizmi çok daha fazla anlatılmalı. Gezginler, ziyaretçilerin Mersin’e gelmesini sağlamak için kenti konuşacakları konular verilmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Bloggerların Mersin ile ilgili görüşleri şöyle: Embiye Ülgen (İstanbul’dan geliyor / gezenanne.com) : Ben Bulgaristan göçmeniyim bu nedenle ülkemizin kültürünü tanımak benim için büyük önem taşıyor. Aynı şekilde çocuklarıma da Anadolu’nun yerel kültürünü tanıtıp hissettirmeyi seviyorum.
CMYK
enerjileriydi. Mersin’de bir arkadaşımın evinde kaldım ve Mersinlilerin yaşadıkları kentin değerinin farkında olmadıklarını gördüm. Bu gelişimden önce yaptığım kısa araştırmada kentin tarihi turistik doğal birçok farklı değeri olduğunu fark et-
Biz de buna yardımcı olmaya çalışıyoruz. Oya Yıldız (İstanbul’dan geliyor / benimlegez.com): Mesin’e ilk gelişim değil ama ilk kez fotoğraf makinemle gezmek için geliyorum. Bir takım yerlerini biliyordum ama bu kadar yoğun bir tarihi olduğunu bilmiyordum. Rehber eşliğinde ilk kez geziyorum. Mersin birçok bölgenin özelliğini bir arada taşıyor; Doğu Anadolu’nun kültür turizmini, Güneydoğu Anadolu’nun gastronomi turizmini, Karadeniz’in yayla turizmini, Ege ve Akdeniz’in arkeolojik güzelliklerini... Türkiye’nin dört bir yanı burada birleşmiş. Bana göre Marina, palmiyeler, AVM’ler her yerde var ve kimse gitmiyor. Artık tatilciler farklı şeyler yaşamak istiyor. Yörük çadırına girip sıkma börek yapıp, ev yapımı soğuk ayran içmek
farklı. Turistik bölgelerin yavaş hareket edilirse yavaş gezilirse tanınabileceği bakış açısıyla hareket ediyorum. Mersin’e ilk 6 yaşında gelmiştim. O dönemden aklımda kalan tek şey annemin anlattığı Kızkalesi hikayesiydi. Sonrasında bu kentle ilgili başka bir şey duymadım. Mersin’de tatil yapmak hiç aklıma gelmemişti. Bugün gezince anlıyorum ki ben de bu kent de çok ayıp
ki Mersin, ciddi bir tarihe sahip. Önemli bir kültürel altyapısı var. Şehrin ortasında bir şelale var. Genellikle şehirden uzak yerlerde böyle doğa güzellikleri olur. Oysa Mersin’de tarih, sanat, kent yaşamı iç içe. Mersin’in başlı başına markalaşmaya ihtiyacı var ve bunun için medya çok daha etkili kullanılmalı.
MTSO - EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ EKİM AYI İTİBARİYLE YAYINA BAŞLADI. 2 AYDA BİR DARABA FİLM MEDYA EVENT TASARIM AJANSI TARAFINDAN HAZIRLANAN VE 10 BİN ADET BASKIYLA OKUYUCUYLA BULUŞAN MTSO EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ İÇİN REKLAM REZERVASYON:0324 327 81 82