TURAB yeni yönetiminden MTSO’ya ziyaret
Turizm Haftası, ‘Bu Sene Mersin’ sloganı ile açıldı
Mersin’in rengi Yeşil
Meslek Liselerinin önemi tiyatro gösterisiyle anlatıldı
>2’de
>2’de
> 2’de
> 2’de
Mersin’in hikayesi Başarının hikayesidir… Şerafettin AŞUT
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 18 | YIL: | SAYI: 17 |308 SAYI: | 24 298 Nisan | 6-19 - 7 Mayıs ARALIK 2016 2015
Geri dönüşüm sektörü organize bir sitede toplanmalı Mahmut DAĞ MTSO 35 No’lu Geri Dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı
3
5 No’lu Geri Dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi üyeleri geri kazanım işi ile iştigal eden tüm firmaların organize sanayi bölgeleri gibi organize bölgelerde toplanmasını talep ediyor. Geri kazanım ya da toplama-ayırma firmaların organize bölgelerde toplanmasıyla, mahalle aralarında faaliyet gösteren, gayri meşru çalışan firmaların önüne geçileceğine dikkat çekiliyor. Geri dönüşüm maddelerinin yanıcı, patlayıcı gazlar içerdiğini de hatırlatan Komite Üyeleri, bu işin titizlikle ve işin ehli kişiler tarafından yürütülmesinin önemini vurguluyor.
35 No’lu Geri Dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Mahmut Dağ, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak sorunları ve beklentilerini anlattı. Başta hurdacılar olmak üzere geri dönüşümle uğraşan esnafın özellikle OSB’lerde toplanması gerektiğini kaydeden Dağ, Sanayi Bakanlığı’ndan bu konuda izin beklediklerini söyledi. “Unutulmamalıdır ki hurdacılar en iyi çevrecilerdir” diyen Dağ, “Geri kazanımın ara koridorunu oluşturan bağlantı olduğumuz bilinmeli. Bu konuda devletten destek bekliyoruz” dedi. > 7’de
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeleri başta Mersin halkı olmak üzere tüm ülkenin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladı.
23
Nisan, binlerce yıllık tarihimizin Cumhuriyetle taçlandırılmasıdır. 23 Nisan 1920 milletimiz için hayati değer taşıyan bir dönüm noktasıdır. 23 Nisan, bu topraklarda yaşayan herkesin ruh birliğiyle, yüzlerce yılın oluşturduğu akrabalık ve kardeşlik bağlarıyla, mozaikten mermere dönüşen ayrılmaz yapısıyla kazandığı, vatanına ve Faruk AKTUĞ egemenliğini geleceğine sahip çıktığı gündür. 23 MTSO 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Nisan, binlerce yıllık tarihi derinliğe Meslek Komitesi Başkanı sahip olan ve bir asra yaklaşan bir hedefe ulaşabileceklerini vurgula- Cumhuriyet değeri ile bu tarihi taçyan Aktuğ, ardından planladıkları landıran aziz milletimizin onur ve projeler hakkında bilgi verdi. Mersin’in turistik bir bölge olduğunu dile getiren Faruk Aktuğ, bu nedenle gelen turistlere ziyaret edebilecekleri çarşı içinde cazibe merkezleri oluşturulması gerektiğini söyledi. Mersin Çarşısı düzenlenirken İstanbul’daki Kapalı Çarşı benzeri bir kuyumcular çarşısı planlanmasını beklediklerini dile getiren Aktuğ, tarihi bir görünüm oluşturularak turistlerin bu bölgeyi ziyaret etmesinin sağlanabileceğini anlattı. > 7’de
Kuyumculardan birlik çağrısı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı Faruk Aktuğ, sektör temsilcilerine birlik çağrısı yaptı. Sektörün birlikte hareket etmesi, güç birliği sağlanması halinde yaşanan olumsuzların kısa sürede aşılabileceğini dile getiren Aktuğ, Mersin’i özellikle kuyumculuk sektöründe geçmişteki güçlü günlerine taşımak istediklerini anlattı. Kuyumculuk sektörünün güç birliğine gitmesi, hazırlanan projelere el birliğiyle sahip çıkılması halinde
gurur günüdür. Dünyada çocuklara armağan edilen tek gün ve milli bayram olan 23 Nisan, büyük Atatürk’ün ifade ettiği “ Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” vecizesiyle, milletine inanan bir liderin ve vefakar atalarımızın bize armağan ettiği bir gündür. Derler ki: “Diktatörler korku yaratır; Liderler ise güven…” Milletine inanan bir liderin ve o samimiyete inan bir milletin neler yapabileceğini gösteren bir gündür 23 Nisan. Ülkemiz demokrasisinin, bireyin merkeze alınmasının ilk adımlarının atıldığı; Bu
günkü sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmişliğimizin temelinin atıldığı gündür 23 Nisan. Artık bizden beklenen şey, büyük fedakarlıkla bu vatanı bize yurt yapanlara layık olmaktır. Bunun yolu ise, geçmişimizi unutmamak ve bize emanet edilen değerleri geliştirerek geleceğe taşımaktır. Bu büyük günün emanet edildiği çocuklarımızı en iyi şekilde eğitmek asli görevimiz olmalıdır. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, hedefe giden bu yolda daha çok çalışacağız, Cumhuriyet ve demokrasi değerleri-
ni savunan ve geliştiren öncü kurum olacağız. Bu anlamda, bu günü bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal ATATAÜRK başta olmak üzere, Vatan ve Millet kavramlarının ne olduğunu çok iyi bilen birinci Meclisin tüm üyelerini, aziz şehitlerimizi saygı, şükran ve minnetle anıyoruz. Tüm Mersinlilerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, geleceğimizin güvencesi çocuklarımızı gözlerinden öpüyoruz.
Mersin, 17’nci kurvaziyer gemisini ağırladı
Hal Kayıt Sistemine düzenleme talebi
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi Ticareti Meslek Komitesi ile 2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitesi ortak toplantı düzenledi. Sektör sorunlarının masaya yatırıldığı toplantıda sektör temsilcilerinden Hal Kayıt Sistemine ilave yapılarak ‘Çiftçi Kayıt Sistemi’nin (ÇKS) kaldırılması talebi geldi. Komiteler ortak toplantısına MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Sefa Çakır, 1 No’lu Meslek Komite Baş-
kanı Murat Arukaslan, Başkan Yardımcısı Ahmet Bulut, Komite Üyesi Yusuf Vedat Yücesoy, 2 Nolu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Hikmet Adıgüzel, Komite Başkan Yardımcısı Haluk Mutluay, Komite Üyeleri Süleyman Yılmaz ve Metin Beyan katıldı. İki komitenin ortak toplantısının ana gündem maddelerinden biri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yürüttüğü Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) oldu. Görüşmelerde bu sistemin sıkıntıları ve yapılması gereken düzenlemeler üzerinde duruldu. > 5’te
Mersin’de turizm çeşitliliği artırılmalı
T
urizm sektörünün önde gelen isimleri arasında yer alan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, Mersin’in turizm açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Bu potansiyelden daha fazla yararlanabilmek adına özellikle bölge turizmini 12 aya yayabilecek çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini anlatan Ulusoy, üzerinde durulması gereken alanları kongre turizmi, inanç ve kültür turizmi, termal turizm, deniz ve yat turizmi olarak sıraladı.
YAYIN ADI VE SAYFA NO
MTSO Haber Gazetesi’nin konuğu TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy oldu. Turizm sektöründe son dönemlerde yaşanan gelişmeleri MTSO Haber Gazetesi için değerlendiren Ulusoy, ardından sektör temsilcilerine içinde bulunduğumuz sıkıntılı sezonu en az sorunla atlatabilmeleri adına çeşitli tavsiyelerde bulundu. Mersin’deki turizm çalışmalarını da değerlendiren Ulusoy, kurvaziyer turizmi ve MEDİTOUR 2016’ya ilişkin açıklamalar yaptı. >8’de
CMYK
İnşaat sektörü için M umutların yeniden yeşerdiği pazar: LİBYA
A
rap Baharı öncesi Türkiye için inşaat sektörü adına önemli pazarlar arasında yer alan Libya’nın önümüzdeki süreçte geçmişinden daha hareketli bir pazar haline gelmesi bekleniyor. Libya Büyükelçisi Abdurrazaq Mukhtar, basına verdiği demeçlerde Türk firmalarının aldığı işlerin yeni dönemde üç katına çıkabileceğinin sinyallerini veriyor. Arap Baharı sonrasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle ülkenin alt ve
Mersin’de ‘Kadın Girişimci Yönetici Okulu’ başlıyor
>4’te
üst yapısının yeniden inşa edilmeye ihtiyacı olduğunu anlatan Mukhtar, açıklamalarında bu nedenle 150 milyar dolarlık yatırım planlandığını ifade ediyor. Sürekli hükümet değişikliği ve politik çalkantılar nedeniyle genel olarak projelerin olumsuz etkilenmesine rağmen yeni hükümetle birlikte durdurulan ve planlanan projelerin yeniden hayata geçirileceğini bildiren Mukhtar, eski rejimle yapılan anlaşmalara sağdık kalınacağını vurguluyor. > 6’da
KOBİGEL destekleri KOBİ’LERE anlatıldı
>5’te
ersin 17’nci kurvaziyer gemisini görkemli bir törenle karşıladı. Gemi yanaşmadan tur satın almış olan yolcuların haricinde gemiden inme düşüncesi olmayan 800’e yakın yolcunun düzenlenen organizasyonla kent merkezini ziyaret etmesi sağlandı. Gerek yapılan gösteriler, gerek gönüllü rehberler gerekse engelli dostu otobüsler ziyaretçilerin büyük beğenisini topladı. Thomson Spirit isimli İngiliz Kurvaziyer Gemisi bu yıl ikinci kez Mersin Limanı’na yanaştı. 1225 İngiliz yolcu ve 491 mürettebat ile Güney Kıbrıs’tan yola çıkan gemi, Alanya’nın ardından Mersin’e uğradı. Gemi ile gelen 150 yolcu Tarsus,
Kızkalesi ve Soli turlarına katılırken, 800’e yakın yolcu ise Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Kent Konseyi koordinasyonunda, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO), Turizm Platformu ile Mersin Turizm İl Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen organizasyonla şehir turu yaptı. Organizasyon ekibi yolcuları sabahın erken saatlerinde limanda halkoyunları gösterisi ile karşıladı. İtalya’nın Brindisi Limanı’nda da benzer bir organizasyonla karşılandıklarını belirten yolcular, en sıcak karşılamanın ise Mersin’de gerçekleştirildiğini belirttiler. Mersin’i anlatan broşürlerin dağıtıldığı turistlere ayrıca 20’ye yakın Mersin Üniversitesi Turizm bölümünde eğitim gören öğrenci gönüllü rehberlik yaptı. >4’te
Mersin’de müzik dolu günler başlıyor
> 5’te
Torosların askerleri: Adam Kayalar
> 3’te
2
YIL: 18 | SAYI: 308 | 24 Nisan - 7 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
TURAB yeni yönetiminden MTSO’ya ziyaret T ürk Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB), Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut’u ziyaret etti. Ziyarette Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde yaşanan son gelişmeler ve önümüzdeki süreçte atılması gereken stratejik adımlar konuşuldu.
27 Şubat’ta gerçekleştirilen genel kurul sonrasında görevi devralan TURAB Başkanı Canan Sunay, Yönetim Kurulu Üyeleri Fahri Kuş, Ferudun Yavuz, Özgür Güler, Emrah Deniz ve Hamdi Gökalp ile birlikte MTSO’yu ziyaret etti. Yeni dönemde yeni yönetim olarak Ortadoğu’da yaşanan sıkıntılar nedeniyle yüzlerini Afrika
ve Körfez ülkelerine çevirdiklerini anlatan Canan Sunay, Mayıs ayının ilk haftasında TURAB olarak Cezayir ve Tunus ile temsilcilik protokolü imzalayacaklarını bildirdi. Irak temsilciliği için ise görüşmeleri tamamladıklarını kaydeden Sunay, yurtdışındaki şubeleşme çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Önümüzdeki süreçte Fas ve Tunus’a KOSGEB destekli iş gezileri düzenleyeceklerini de bildiren Sunay, hedeflerinin iki yıl içinde Mersin’de Arap ülkelerinin katılımıyla bir ya da iki fuar düzenlemek olduğunu anlattı. Riskli bir dönemi fırsata çevirmek istediklerini vurgulayan Sunay, yeni pazarlar oluşturmak, istihdam sahaları aç-
Mersin’in rengi Yeşil
mak için çalışacaklarını söyledi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise kabulde yaptığı konuşmada TURAB’ın başarılı çalışmalarını yakından takip ettiğini dile getirdi. Son dönemlerde Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan sıkıntıların işadamlarını kıskaca aldığını belirten Aşut, “Benim önerim, Afrika ve Ortadoğu’dakilere atlama noktası oluşturup oralara birilerini
götüremiyorsak oradaki kişilerin bizim aracılığımızla Avrupa ya da Kafkasya’ya geçişini sağlamak” dedi. Türkiye’deki işadamlarının 15 yıl boyunca adı geçen bölgelere önemli ölçüde finansman aktardığını hatırlatan Aşut, bu bölgelerin de önümüzdeki süreçte yeniden harekete geçirilmesi gerektiğini, bunca yatırımın arkasının bırakılmaması gerektiğini anlattı.
MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı’ndan okul öncesi eğitime destek Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı, okul öncesi eğitime katkıda bulunmak amacıyla anaokulu yaptırıyor. Vakıf, ilk etapta Akdeniz ilçesinde bulunan 11 ilköğretim okuluna anaokulu yapmayı hedefliyor. MTSO Eğitim ve Kalınma Vakfı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliğinde, okul öncesi eğitime destek vermek amacıyla Akdeniz ilçesinde eğitim veren ve anaokulu olmayan ilkokullara anaokulu yaptırıyor. MTSO Eğitim ve Kalınma Vakfı tarafından yaptırılması planlanan 4 derslikli anaokullarının protokolü Vali Çakacak’ın da katıldığı törenle imzalandı. Törene, İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca, Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürü Adem Şimşek, MTSO Yönetim
Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkan Vekili Hacı İbrahim Bilir, Vakıf Sayman Üyesi Nihat Tan ile VakfınYönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Akbaş, Hüseyin Kış ve Murat Yüksekbaş katıldı. “MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı adını ölümsüzleştirecek” İmza töreninde konuşan Vali Çakacak, Mersin’in okul öncesi eğitim sıralamasında ilk sırada olduğunu bildirdi. Mersin’in Türkiye genelinde en çok anaokuluna sahip iller arasında yer aldığını belirten Çakacak, “Anaokulları, çocukların gelişiminde ve diğer eğitim hayatlarında başarılı olmalarında büyük önem taşıyor.
Turizm Haftası, ‘Bu Sene Mersin’ sloganı ile açıldı T urizm bilincini geliştirmek, iç turizmi canlandırmak ve halkın turizm hareketine katılımını sağlamak amacıyla her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası, törenle başladı. Bu yıl 40’ıncı kez düzenlenen Turizm Haftası’nın sloganı, “Bu Sene Mersin” oldu.
netim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuh Yükselgüngör, KKTC Mersin Konsolosu Ayşen Volkan İnanırlıoğlu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca, Mersin Turizm İşletmecileri Derneği (MERTİD) Başkanı Hamit İzol ve turizm sektörü temsilcileri katıldı.
Törene, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Mersin Milletvekilleri Hüseyin Çamak ve Serdal Kuyucuoğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Abdullah Yılmaz, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yö-
Açılışta konuşan Vali Çakacak, Türkiye’nin turizm hareketliliğinin her geçen gün gelişmesiyle dünyada söz sahibi ülkelerin başında geldiğini belirterek, Mersin›in de Türkiye’ye paralel olarak deniz turizmi ve yayla turizmi anlamında önemli
MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı, yaptıracağı anaokulları ile adını ölümsüzleştirecek. Bu okullarda binlerce öğrenci yetişecek. Eğitime destek veren tüm hayırseverlere bol kazançlar diliyorum ki, eğitime daha çok destek versinler. Bu erdemli davranış için MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanımıza ve Yönetim Kurulu üyelerine de teşekkür ediyorum” dedi.
MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper ise, daha önce de bu tip okullar yaptırdıklarını anımsatarak, eğitime her zaman destek vereceklerini söyledi. Anaokullarını üyelerinin destekleriyle yapacaklarını ifade eden Kiper; “Onlar bizi desteklemese bunların hiç birisini yapamayız. Onlara güveniyorum. Yaptığımız işin hayırlı olduğuna inandıkları için destek veriyorlar” diye konuştu.
bir noktaya geldiğini söyledi. Tanıtımda ulusal ve uluslararası çalışmalar yapıldığını ifade eden Çakacak, “Mersin’in, hem ülkemizdeki, hem dünyadaki turizm pastasından daha fazla pay alabilmesini sağlamak için ilimizin dinamikleriyle birlikte çaba gösteriyoruz” dedi.
haettin Kabahasanoğlu da kentin, Türkiye’nin önde gelen turizm merkezlerinden biri olduğunu belirterek, “Mersin’de dört mevsim hizmet sunulabilmesi için her geçen gün yatırımların kapasitesi ile birlikte sunulan hizmetin kalitesi de artmakta” dedi.
Çakacak, turizm sektöründeki çeşitliliğe bakıldığında, Mersin’in potansiyel olarak yaz, kış, inanç ve kültür turizmi açısından bu çeşitliliğin tamamına sahip olduğuna dikkat çekti.
Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Programın sonunda katılımcılar, Mersin Olgunlaşma Enstitüsü tarafından açılan el sanatları sergisini gezdi.
Halatın ritmiyle yaşamın ritmini buluşturan, uluslararası başarılara imza atan Mersinli Ressam Ahmet Yeşil, sanat hayatının 35’inci yılını, 130 yaşındaki Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda kutladı. Ressam Ahmet Yeşil, sanat hayatının 35’inci yılını; ‘35. Sanat Yılını Etkinlikleri’ kapsamında 2 ayrı sergi ve bir panel düzenleyerek kutladı. 70 ila 80 yılları arasında yaptığı çalışmaları İçel Sanat Kulübü’nde sergileyen sanatçı, son dönemlerde yaptığı çalışmaları ise MTSO Sanat Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sundu. Kutlamalar çerçevesinde düzenlenen panelde Şair ve Sanat Eleştirmeni Celal Soycan, Sahne Yönetmeni ve Resim Eleştirmeni Mehmet Ergüven ile Akademisyen ve Ressam Yrd. Doç. Dr. Veli Mert Ahmet Yeşil’i anlattı. Panele CHP Mersin Milletvekilleri Hüseyin Çamak ve Serdal Kuyucuoğlu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, İl Kültür Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu, çok sayıda sanatçı ile sanatsever katıldı. Panel, bugüne kadar 109 kişisel sergi açan, 302 karma ve yarışma sergisine katılan, ulusal ve uluslararası 26 ödül sahibi Ahmet Yeşil’in hayatını konu alan belgesel gösterimi ile başladı. Ardından bir konuşma yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 35’inci sanat yılını kutlayan Ahmet Yeşil’in bu etkinliğinin, 130’uncu kuruluş yılını kutlayan MTSO’nun bir parçası olmasından onur duyduğunu söyledi. MTSO’nun kuruluşundan bugüne, Mersin’in kültür-sanat yaşamının gelişimine katkıda bulunmayı görev bildiğini belirten Aşut, “Bir kenti zenginleştiren şey, sadece fabrikalar, ticarethaneler, liman, tarımsal üretimler
değildir. Gerçek zenginlik evrensel değerlerle bizi buluşturan sanatı ekonomiye entegre etmekle olur” değerlendirmesini yaptı. Yeşil: “22 yıl aradan sonra Mersin’de en kapsamalı sergim” Ressam Ahmet Yeşil ise, aklında böyle bir projenin olduğunu ancak bir türlü gerçekleştiremediğini belirterek; “MTSO böyle bir sergi açmayı teklif ettiğinde çok heyecanlandım. Bu sergimin en özel yanı da 22 yıl sonra Mersin’deki en kapsamlı sergim olması. Sanat hayatımın ilk sergisi olan 20 yaşındayken 1979’da açtığım sergiyi de yine MTSO desteği ile açmıştım. Bu da gösteriyor ki gençler desteklendiğinde önemli başarılara imza atabilirler. Bu nedenle 35’nci yıldaki sergimin yine bu mekanda olması benim için çok anlamlı” diye konuştu. Günümüzde sanatçıların ancak özel kurum ve kuruluşların destekleriyle ayakta durabildiklerine değinen sanatçı, MTSO’nun Sanat Galerisi’ni sanatçıya kazandırmasının, özellikle de galerilerin kapandığı bu ortamda, Mersin için büyük kazanç olduğunu vurguladı. Panelde ise Ahmet Yeşil’i anlatan panelistlerden Celal Soycan, “Yeşil’in resimleri yalın, basit, hakikati basitçe gösteren resimler” derken Ahmet Ergüven, Yeşil’i, “35 yılda uluslararası olmuş bir sanatçı. Kendi bileğinin gücüyle, izlediği tutarlı yöntemle, ödün vermeden, sürekli bir değişimle bu başarıyı yakalamıştır” ifadelerini kullandı. Yrd. Doç. Dr. Veli Mert ise konuşmasında Ahmet Yeşil’in öğrenci topluluklarıyla evrildiğini, her dönemde Mersin’den İstanbul’a kadar pek çok öğrenci topluluğuyla bir araya gelip onlara canlı model olduğunu söyledi.
Mersin’de TAPDK denetimi Mersinli gençler Avrupa Gençlik Forumu’nda T A vrupa Gençlik Forumu; Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından, 13-15 Nisan 2016 tarihlerinde Denizli’de gerçekleştirildi. Etkinlik, AB Bilgi Merkezi’nin bulunduğu 20 ilden (Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Denizli, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İs-
tanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon ve Van) üniversite öğrencilerinin katılımı ile düzenlendi. Forumda öğrenciler, ‘Demokrasi’ ile ‘Aktif Yurttaşlık ve Çoğulculuk’ temaları üzerinden temel
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ba-
haklar, yurttaşlık hakları ve siyasal haklar, farklı kimliklerin temsiliyeti konuları üzerine bilgilendirme semineri ve çalıştaylara katılım sağladı. Öğrencilerin birbirleri ile etkileşimde bulunabilmeleri için demokrasi simülasyonu, koro çalışması, gençlik konseri ve sosyal program gibi kül-
Meslek Liselerinin önemi tiyatro gösterisiyle anlatıldı
türel aktiviteler de gerçekleştirildi. Etkinlik; yazar, yönetmen, sanatçı, akademisyen, farklı dinlere ve etnik kökenlere mensup temsilciler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, aktivistler ve öğrencilerin moderatör eşliğinde gerçekleştirdiği elektronik oylamayla sona erdi.
ütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurumu (TAPDK) yetkileri Mersin’e gelerek oteller, restoranlar ve satış yerlerini denetledi.
TAPDK Başkan Müşavirleri Hikmet Doydun ile Ziya Uzuner 12 – 15 Nisan tarihleri arasında Mersin’e gelerek yasal denetimleri gerçekleştirdi. Denetimler öncesinde Mersin Tica-
ret ve Sanayi Odası’nı ziyaret eden yetkililer burada 6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret, 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret, 24 No’lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler ile 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi temsilcileriyle bir araya gelerek görüş alışverişinde bulundu.
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU Şerafettin AŞUT
A. Kadir DÖLEK
M
eslek Liselerinin önemi tiyatro gösterisiyle anlatıldı
Türkiye’de AB Bilgi Merkezleri Ağı’nın Desteklenmesi Projesi kapsamında yürütülen çalışmalar çerçevesinde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) AB Bilgi Merkezi tarafından bu senenin ilk bölgesel etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında 19-25 Nisan tarihleri arasında, Meslek Liseleri’nde “Meslek Profesörü” konulu tiyatro gösterisi sergilendi. “Meslek Profesörü” ile gençlere meslek liselerinin önemi, AB değerleri ve mesleki eğitime yö-
nelik AB’deki uygulamalar anlatıldı. İlk olarak Evliya Çelebi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde başlayan gösterimler hafta boyunca 7 meslek lisesinde daha devam etti. Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki gösterime MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut da eşlik etti. Gösteriyi gençlerle birlikte izleyen Aşut, ardından gerçekleştirdiği kısa sohbette bir Meslek Lisesi mezunu olarak öğrencilerle deneyimlerini paylaştı. Oyun, Matölye Kurucusu ve Matematik Öğretmeni Talip Cengiz ve
CMYK
Mersin Tiyatro Derneği işbirliğinde yazıldı ve sahnelendi. Gösteride, Cengiz tarafından canlandırılan Zaman Gezgini Profesörü Bay Bilge ve yardımcılarının Meslek Lisesi ziyareti üzerinden Meslek Liselerinin önemi, AB değerleri ve AB’deki iyi uygulamalara değinildi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği tiyatro etkinliğinde çok sayıda AB yayını ücretsiz olarak dağıtıldı. Oyun sonunda MTSO AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Benin Ergenç, sahneye çıkarak gençlerin Avrupa BirliğiTürkiye ilişkileri üzerine sorularını cevaplandırdı.
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 18 | SAYI: 308 | 24 Nisan - 7 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Mersin’in hikayesi Başarının hikayesidir… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
B
ir kentin başarısı veya başarısızlığı konuşulurken bakacağımız parametreler ne olmalıdır? Mersin özelinde baktığımızda – her ne kadar kendimize karşı biraz acımasız olsak da- objektif bir başarı değerlendirmesi yapabilsek acaba ortaya nasıl bir Mersin manzarası çıkardı? Bu başarı düzeyinin dinamikleri nelerdir ve kimlerdir? Sorumluluğu olanlar, icra gücü olanlar, vizyonu olanlar var ama birey olarak her Mersinlinin bu başarı durumunda, markalaşmada, gelir seviyesinde, sosyal yaşam kalitesinde, kentin imajında katkısı veya rolü yok mu? Kurumlar ne durumda, toplum ne durumda? Parametrelere veya kriterlere göre baktığımızda işin ekonomi tarafı var, eğitim, sağlık, kültür, sanat, spor tarafı var. Bunların alt kolları var. Ekonomi deyince, lojistik, tarım, turizm, sanayi gibi sektörler var. Sektörün kurumsal yapıları var. Oda ve Borsalar var. Liman var, OSB, Serbest Bölge, teknopark ve kamu kurumları var. Eğitimde Milli Eğitime bağlı devlet ve özel okullar var, kentin üniversiteleri var, enstitüleri var. Yönetimde Valiliği ve yerel yönetimleri var. Vizyon ve iş birliği anlamında ekonomik veya sosyal odaklı çalışan STK’ları var. Elbette her bütünün mükemmelliği parçaların mükemmelliğinde gizlidir. Kurum ve kuruluşlar veya bireyler bütünün tamamını düzeltemezler ama kendilerini mükemmel hale getirmeye çalışabilirler. Elbette tüm bu dinamiklerin ahengi, kürekleri aynı yöne çekmesi, hedef ve çalışma birlikteliği uyumlu olabilirse ortaya daha mükemmel bir iş çıkar ama bu her zaman kolay olmuyor. İşte tüm bunlara rağmen,
bir kentin başarı veya başarısızlığına bakarken bu bütüncül manzarayı göz önünde bulundurmanın yanında eldeki potansiyeli ve ne ile yola çıkıldığını da unutmamak gerekir. Hani derler ya başarı eldeki imkanların varlığına paralel bir şeydir. Ancak, bu imkanların azlığına rağmen ortaya büyük işler çıkıyorsa işte o zaman o gerçek bir başarıdır. Bu anlamda, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) olarak biz Mersin’in en büyük Sivil Toplum Kuruluşlarından biri olarak; eğitimden sağlığa, kültür-sanattan ekonominin her alanına, sosyal yaşam kalitesini destekleyen yapılanmalardan kentin imaj, marka ve vizyonuna kadar her çalışmanın bir parçası olan MTSO olarak az imkanla çok şey başaran bir kent olduğumuzu düşünüyoruz. Ve bunun gerçek bir başarı hikayesi olduğuna inanıyoruz. Bu düşüncemizi biz değil, yaptıklarımızı örnek alanlar zaten desteklemiş oluyorlar. “Mersin, bir başarı hikayesidir” Evet, kim ne derse desin; Mersin bir başarı hikayesidir…Eğer bu kentin son yıllarda düşünsel dönüşümünü yaratan ülkenin ilk bölgesel inovasyon projesi olan RİS-MERSİN projesi başka iller tarafından örnek alınıyor ve bizden destek isteniyorsa bu bir başarıdır. Eğer havaalanı olmayan bir Mersin, turizmde her şeye rağmen bir iddia ortaya koyuyor ve bölgenin sorunlarına rağmen kurvaziyer gemilerle – sayısı kaç olursa olsun- kente turist getiriyor ve bundan daha da önemlisi dünyaya güvenli bir Mersin, turistin gelebildiği huzurlu bir Mersin imajı çizebiliyorsa bu bir başarıdır. (Bu
arada Başbakan Yardımcımız Sayın ELVAN Havaalanı ihalesinin tarihini açıkladı ve müjdeli haberi verdi, kendisine Mersinliler olarak teşekkür ediyoruz). Eğer Mersin 2008 küresel finans krizinden beri ihracatını düşürmeden, hatta arttırarak devam edebiliyorsa, üretiyorsa, istihdam yaratabiliyorsa bu bir başarıdır. Son yıllardaki ekonomik daralmaya rağmen, çevre ülkelerdeki sıkıntılara, pazarlarımızdaki problemlere rağmen üretiyor, girişimcisini arttırıyor ve istikrarlı bir şekilde ülkenin en çok vergi veren beşinci ili olabiliyorsa bu bir başarıdır. Çevresindeki tüm sorunlara rağmen hala ülkenin hinterlantı ile birlikte İstanbul’dan sonra en büyük dış ticaret merkezi olmayı başarabiliyorsa bu bir başarıdır. Nerdeyse 10 yıldır her yıl iptal etmeden fuarlarına devam ediyor, tanıtım yapıyor, sektörlerini markalaşma, kurumsallaşma, AR-Ge, yüksek teknolojili üretim, yenilikçilik, kalite ve girişimcilik anlamında ileriye taşıyor ve küresel kalitede işler yapan girişimciler çıkartabiliyorsa bu kentin bir başarısıdır. Tüm üyelerimize şunu gurur duyarak ve tüm MTSO üyelerinin de gurur duymasını dileyerek söylemek isterim ki, tüm bu çalışmaların içinde bir olay yok ki MTSO olmasın, Oda’mızın çabası, öncülüğü ve desteği olmasın. Oda’mıza ödenen her aidat, hizmetler karşılığında alınan her para, bu hayırlı işlere ve Mersin’e dönmüştür; ve sebep olan yapan gibidir. Her ne kadar bizler bu gün bu görevlerde birer vekil olarak üyelerimiz adına bu çalışmaları yapsak da, bu tüm üyelerimizin başarısıdır, Odamızın başarısıdır, kentimizin başarısıdır. Çünkü bu işleri yaparken gün oldu
Valiliğimizle ortak çalıştık, gün oldu yerel yönetimlerle, diğer değerli STK’larımızla, üniversitelerimizle ve kentin bir çok değerli kurum ve kuruluşu ile çalıştık. Bunun için her başarı kentin başarısıdır diyoruz. Bu kentte bir proje, bir organizasyon, hayırlı bir çalışma yok ki imece ile yapılmış olmasın. Bu kentin her kurum ve kuruluşun bu kente hizmeti vardır. Bundan dolayı kısır bakışlarla, dar görüşlerle, ön yargılarla kente hizmet veren kurum ve kuruluşlara saldırmak, sürekli olumsuz eleştirmek ve işi kişiselleştirerek basit bir düzeye indirmek sadece bu kente zarar vermektir. Bu kent sıra dışı bir kenttir. Denizdeki balık denizin kıymetini ve varlığını denizde iken anlamaz. Biz de böyle olmayalım. Bu kenti yaşarken onun kıymetini bilelim. Türkiye’de bir kent gösterin ki 300 bine yakın mülteci bir yıl içinde gelsin ve o kent o insanları kucaklasın, iş ve aş versin, ekmeğini paylaşın ve o kentte asayiş sorunu yaşanmasın. Bu kolay bir şey değil. Bu bir kültür meselesidir, eğitim meselesidir, o kentin dünyaya bakışı meselesi ve insanlığıdır. “Bizi ayakta tutan hoşgörü kültürüdür” Evet, Mersin tarihi boyunca devletine sorun yaratmayan, yük olmayan ve aldığından daha fazlasını veren olmuştur. Eğer ki bu ülkenin her hangi bir yerindeki yatırımda Mersinlinin payı varsa bu bizi mutlu eder. Çünkü Mersinli, Akdenizlidir; paylaşmayı sever. Sevgi doludur, kucaklamayı sever. Bu anlamda bu kentin payandası işte bu hoşgörüdür, bu kültürdür. Mersinliler olarak
yapmamız gereken şey bu kültürü daha da güçlendirmek ve bu barış, hoşgörü, demokrasi, çok seslilik ve dayanışma kültürünü bozanlara veya bozmak isteyenlere prim vermemektir. Bu kenti ayakta tutan ve faklı kılan ana payanda ne tarımdır, ne sanayi, ne de lojistik… Bizi ayakta tutan şey hoşgörü kültürüdür, dayanışma ruhudur. Bunu destekleyecek ve yükseltecek şey ise eğitimdir. Zaman zaman bazı dar düşünceler Oda “neden eğitimle bu kadar uğraşıyor?” diyorlar. “Eğitime neden bu kadar bütçe ayırıyor?” diyorlar. İşte nedeni budur… Eğitim her başarının en güçlü payandasıdır, temelidir. Bu kentin en büyük zenginli insan kaynağıdır. En büyük sermayemiz beşeri sermaye, yani insan sermayesidir. Bu sermaye kalitesi ancak ve ancak doğru, bilimsel bir eğitimle artar. Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK: “Az zamanda çok ve büyük işler başarmak zorundayız” demişti. Mersin kısa kent tarihinde büyük işler başarmıştır. Çoğu zaman kendi göbeğini kendi kesen kent olmuştur. Ağlayan, isteyen, talep eden olmamıştır. Alan değil veren olmuştur. Nefreti, ayrımcılığı sınırlarına sokmamıştır. Bölen değil birleştiren, ayrıştıran değil kucaklayan olmuştur. Kısaca yaşayan ve yaşatan kent olmuştur. Bu 150 yıllık kent tarihinde buna destek veren, katkı koyan büyüklerimizi herkesi rahmetle anıyor, yaşayanlara sağlık diliyoruz. Bu vesile ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı MTSO ailesi adına kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Torosların askerleri: Adam Kayalar
A
ntik çağlardan bu yana gelen kültürü, masmavi Akdeniz kıyılarında yüzyıllardır koruyan Mersin, günümüzde bölgenin en gelişmiş kentleri arasında yer alıyor. Denizin ve güneşin ana vatanı Mersin, her geçen gün büyüyen turizm potansiyeliyle özellikle yaz aylarının vazgeçilmezi. Tarihi M.Ö. 7. yüzyıla kadar dayanan Mersin, denizin, kumun ve güneşin yanı sıra, konumu itibariyle yüzyıllarca farklı kültürlere ev sahipliği yapmış. Binlerce yıldır yaşam alanı olan ve bununla birlikte farklı kültür ve inanışların da yurt edindiği Mersin, adeta geçmişin izlerini geleceğe taşır konumda. Yumuktepe, Mezitli, Aydıncık, Bozyazı, Erdemli, Mut, Silifke, Tarsus ve Anamur ilçelerinde yer alan antik bölgeler, antik dönemlere dair izlerin en net biçimde görülebileceği yerleri oluşturuyor. Mersin’in neredeyse tüm bölgelerine yayılmış olan tarihi eserler, geçmişin gizemli öyküsünü anlatıyor. Aynı zamanda Kilikya’nın bir parçası olan Mersin, dünyada eşine rastlanmayan arkeolojik eserleri de bünyesinde barındırıyor. Bunlardan bir tanesi olan, Torosların sarp yamaçlarında M.Ö. 2’nci ve M.S. 3’üncü yüzyıl arasında yapıldığı tahmin edilen ‘Adam Kayalar’ olarak adlandırılan insan kabartmaları, dünyada eşine rastlanmayan arkeolojik bir miras olarak nitelendiriliyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu kabartmaların, önemli kişilerin anısını yaşatmak üzere yakınları tarafından yaptırıldığı sanılıyor. Mersin’de daha birçok değerli miras, leziz ürünler ve gezilecek yerler bulunuyor. Peki, siz bu keyifli yolculuğa hazır mısınız? 11 erkek, 4 kadın, iki çocuk, bir dağ keçisi ve Roma kartalı… Mersin’in Erdemli ilçesinde bulunan Adam Kayalar, Mersin’deki en gözde
YAYIN ADI VE SAYFA NO
turistik noktalardan bir tanesi. Anadolu’da eşine az rastlanan bu tarihi değer, Mersin’in turizm potansiyelini de her geçen gün arttırıyor. Erdemli ilçesinde Şeytan Deresi Vadisi’nde bulunan Kızkalesi beldesinin 5 km kuzeyinde yer alan Adam Kayalar, 9 niş içerisinde 11 erkek, 4 kadın, iki çocuk, bir dağ keçisi ve Roma kartalı kabartmalarından oluşuyor. Kabartmaların, o dönemin ileri gelenlerine veya komutanlarına minnet olarak yapıldığı düşünülmekte. Anadolu’da buna benzer yapılar, kaya mezarları veya kral mezarları olarak karşımıza çıkıyor. Fakat Adam Kayalar, konumu itibariyle de eşine az rastlanır bir görüntü oluşturuyor. Yaklaşık 250 yılda tamamlandığı düşünülen Adam Kayalar, Kızkalesi’ni yukarıdan gören bir manzaraya sahip. Kabartmalar için bu bölgenin seçilme nedeninin, sahilden iç bölgelere giden vadi yollarını kontrol etmek olduğu düşünülüyor. Yapılan bazı incelemelerde, kabartmaların M.Ö 4’üncü yüzyılda Roma’ya kadar uzanan zaman dilimi içinde yapılmış olduklarını da göstermekte. Kabartma sırasının ortasında, 5 basamaktan oluşan oturma kademelerine sahip niş şeklinde bir sunak bulunmakta. Adam Kayalar’ın bir figürü de, bir elindeki testiden diğer elindeki kaseye sıvı dökerken betimlenmiş. Arkeologlar bu figürü, tasvir anma törenleri için yapılmış olan bir mekanda, antik dönem gelenekleri arasında bulunan sıvı sunusunun yapıldığına işaret eden önemli bir ipucu olarak değerlendiriyor. Adam Kayalar’da bir de veda sahnesi bulunuyor. Ayakta duran ve ölmüş olan kişiyi temsil eden erkek, oturur vaziyette gösterilmiş karısıyla el sıkışıyor. Arkeologlar bu sahnelerin, Attika kabartmalarında sık sık tekrarlanan unsurlar olduğunu belirtiyor.
CMYK
Akdeniz Bölgesi’nde farklı alternatiflerle tatil yapmak isteyenleri cezbeden Mersin, tarihi ve kültürel geçmişiyle de dikkat çekiyor. Farklı medeniyetlerin buluştuğu topraklarda çok sayıda antik kent ve yerleşim bulunuyor. Mersin’in gezilecek yerleri arasında bulunan Adam Kayalar, seyahat severler için farklı bir deneyim imkanı yaratıyor. Adam Kayalar’a Nasıl Gidilir? Adam Kayalar, Silifke-Erdemli karayolu üzerinde Kızkalesi’ne yakın bir
konumda bulunuyor. Kızkalesi’nden Mersin’e doğru giderken Uzuncaburç’a giden yola sapıyorsunuz. Yukarıya doğru yaklaşık 5-6 kilometre kadar gittikten sonra Adam Kayalar tabelası karşımıza çıkıyor. Bu tabeladan sonra 2 kilometrelik bir yol giderek vadinin yamacına ulaşıyorsunuz. Bu iki kilometrelik yol, yapım aşamasında olduğu için yaya olarak devam ediyorsunuz. Yol boyunca bölgeyi tarif eden kırmızı ok size eşlik ediyor. İşaretleri takip ederek Adam Kayalar’a ulaşıyorsunuz.
4
YIL: 18 | SAYI: 308 | 24 Nisan - 7 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Mersin, 17’nci kurvaziyer gemisini ağırladı Ekonomik durgunluk nedeniyle sakin günler geçiren Mersin esnafı İngiliz turistlerin çarşıyı ziyaret etmesiyle biraz olsun hareketlendi. Simitçiden berbere, hediyelik eşya satıcılarına kadar birçok dükkan kısa süreli ziyaretin etkilerini yaşadı. Turistler de Mersin’den memnun ayrıldı.
M
ersin 17’nci kurvaziyer gemisini görkemli bir törenle karşıladı. Gemi yanaşmadan tur satın almış olan yolcuların haricinde gemiden inme düşüncesi olmayan 800’e yakın yolcunun düzenlenen organizasyonla kent merkezini ziyaret etmesi sağlandı.
Gerek yapılan gösteriler, gerek gönüllü rehberler gerekse engelli dostu otobüsler ziyaretçilerin büyük beğenisini topladı.
Thomson Spirit isimli İngiliz Kurvaziyer Gemisi bu yıl ikinci kez Mersin Limanı’na yanaştı. 1225 İngiliz yolcu
ve 491 mürettebat ile Güney Kıbrıs’tan yola çıkan gemi, Alanya’nın ardından Mersin’e uğradı. Gemi ile gelen 150 yolcu Tarsus, Kızkalesi ve Soli turlarına katılırken, 800’e yakın yolcu ise Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Kent Konseyi koordinasyonunda, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO), Turizm Platformu ile Mersin Turizm İl Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen organizasyonla şehir turu yaptı. Organizasyon ekibi yolcuları sabahın erken saatlerinde limanda halkoyunları gösterisi ile karşıladı. İtalya’nın Brindisi Limanı’nda da benzer bir organizasyonla karşılandıklarını belirten yolcular, en sıcak karşılamanın ise Mersin’de gerçekleştirildiğini belirttiler. Mersin’i anlatan broşürlerin dağıtıldığı
turistlere ayrıca 20’ye yakın Mersin Üniversitesi Turizm bölümünde eğitim gören öğrenci gönüllü rehberlik yaptı. Öğrencilerin giydikleri t-shirt’lerin önünde ‘Check-in Mersin’, arkasında ise ‘How can I help U?’ yazısı yer aldı. Öğrenciler otobüs gezilerinde tüm duraklarda yolculara eşlik edip yön gösterdi. 2’si üstü açık olmak üzere Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüsler gün boyu 20’ye yakın sefer yaparak kent merkezini ziyaret etmek isteyen yolcuları gezdirdi. Otobüsler Büyükşehir Belediyesi ve Marina’da durarak yolcuların kenti ziyaret ederek alışveriş yapmasını sağladı. Otobüslerin
Medikar, başarısını Mersin’den Avrupa’ya taşıdı
engelli dostu olması ise özellikle engelli ziyaretçilerden büyük beğeni topladı. Öte yandan Mersin’in bisiklet turu için uygun kentler arasında yer aldığını öğrenen bir grup bisikletli turist ise kenti bisikletleriyle dolaştı. Mersin Kent Konseyi Başkanı Yasmina Lokmanoğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Genel sekreter Yardımcısı Ezgi B. Uçar, Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş, MTSO 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sa-
nat, Spor İşletmeleri Komitesi Üyesi M. Burak Hosta başta olmak üzere organizasyona katkı sunan kurumların temsilcileri geminin kaptanına nezaket ziyareti düzenledi. Kaptan Leonidas Panapoulos Mersin’i turist dostu bir kent olarak hatırlayacaklarını belirterek, sıcak karşılama için teşekkür etti. Kaptan Panapoulos ayrıca tur düzenlenenler haricinde Mersin’in barındırdığı ve heyet tarafından dile getirilen, kruvaziyer gemileri için özel hazırlanmış diğer rotaları da ilgili birimlerine ileteceğini vurguladı. Gemi akşam saatlerinde Mersin Limanı’ndan ayrıldı.
Mersin’in kültür ekonomisine bir katkı daha
T
eknolojiye yaptığı yatırımlarla her dönem sektörünün bir adım önünde olan Medikar, Avrupa’nın önemli markaları arasına adını yazdırmaya hazırlanıyor. Ürettiği medikal gaz sistemlerini 2014’te Almanya’da Schönn markası ile satışa sunan firma, yeni markası ile 2017’de 2 milyon dolarlık ihracata ulaşmayı hedefliyor. Yeni markasını bir de yeni ürünle taçlandırmak istediğini anlatan Medikar A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Seyfettin Karakaş, Düsseldorf Üniversitesi ile devam ettirdiği ar-ge çalışmaları tamamlandığında bir ilke imza atarak piyasaya dijital gaz prizi süreceklerini söylüyor. Ticari hayatına 1990’da Cengiz Topel Caddesi’ndeki küçük bir ofiste hastanelere medikal gaz tesisatı montajı yaparak başlayan Medikar, o yıllarda çalışmalarını ithal malzemelerle sürdürüyor. Çok geçmeden ithal etmek yerine kullandıkları ürünlerin bir bölümünü Mersin’de üretme isteği duyduğunu kaydeden Karakaş, 1992’de Küçük Sanayi Sitesi’nde 154 metrekarelik bir alanda imalata başladığını bildiriyor. O yılları, “Bir matkabım, bir revolver tornam vardı ve biri çırak, biri usta olmak üzere üç kişi çalışıyorduk” diye anlatan Karakaş, ilk ürünlerinin ise tıbbi gaz prizi olduğunu söylüyor. Üç yıl geçmeden personel sayısının 25 kişiye ulaştığını açıklayan Karakaş, başarısının ardında yatan sırrı ise teknolojiye olan merakı ve bitmek bilmeyen çalışma azmiyle açıklıyor. Mersin’de sektöründe CNC tezgah yatırımını gerçekleştiren ilk firma olduğuna değinen Karakaş şunları söylüyor: “CNC tezgah yatırımı ile Mersin’de bir ilke imza atmıştım. Ardından 1997’de SGS’nin çalışmasıyla ilk kez tıbbi gaz prizlerine Türkiye’de ISO 900170 sertifikasını alan firma oldum.” Faaliyete priz üretimiyle başlasa da günümüzde hastane gaz sistemleri-
M nin tüm aksamlarının üretimini gerçekleştiren Medikar, 2000 yılında üretim alanını Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’ne (MTOSB) taşıyor. 5 bin metrekarelik arazi satın alsa da Karakaş, ilk yıllarda yalnızca 400 metrekarelik alanı kapatma imkanı buluyor. Çok geçmeden iki yılda 5 bin metrekarenin tamamında üretime başlayarak imalat ve idari ofisin hepsini MTOSB’ye taşıyan Karakaş, bugün yeni ürünlerin üretimi adına fabrika sahasını genişletiyor. 2 bin 500 metrekare ilave tesis yatırımı gerçekleştirdiklerini anlatan Karakaş, “Mevcut durumda 8’i CNC, kalanı konvansiyonel olmak üzere 40’ın üzerinde tezgahla çalışıyoruz. 25 çeşit ürünümüz var ve alt ürünlerle birlikte bu rakam 80’e yaklaşıyor. Bu yılın sonlarına doğru yeni yatırımımız tamamlandığında üretim kapasitemiz de yaklaşık yüzde 50 artacak. Şu anda 120’nin üzerinde kişiye sağladığımız istihdam sayısı da 200’e yaklaşacak” diyor. “İhracatımız her geçen gün gelişiyor” Üretimin MTOSB’ye taşınması sonrasında Medikar’a yalnızca yurtiçi satışlar yeterli gelmiyor. Yıl 2003’ü gösterdiğinde sıra ihracata geliyor. Ürdün’de bin yataklı bir hastane projesi, Azerbaycan’da başka bir hastane projesi derken firma üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını yurtdışına göndermeye başlıyor. Ancak hedef çıtayı daha da yukarılara taşımak. İhracat artışının bir Avrupa markası ile daha hızlı gerçekleşeceğini öngören Seyfettin Karakaş bu konudaki araştırmalarına başlıyor. Aldığı
kararla 2014 yılı Temmuz›unda Almanya’ya giden Karakaş çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Bu kararımızda Kuzey Ren-Vestfalya’nın Türkiye Temsilcisi Adem Akkaya’nın büyük rolü oldu. Gelin burada şirket kurun dedi, biz de Düsseldorf’ta şirket kurduk. 240 metrekare yer ayarladık. Şimdi burada hem depomuz, hem büromuz hem de küçük bir imalat alanımız var. 2014’ten 2015’e kadar zamanımız ürün tasarımıyla geçti. Mevcutta ürettiğimiz hasta başı ünitesi, oksijen azot santrallerini yeni seri olarak tasarladık. Avrupa normlarına uygun yeni ürünlerimiz oluştu. Almanya’da tamamen AB’ye hitap edecek, uluslararası piyasaların beklentisini karşılayacak yeni seriler tasarladık. İşte Schönn markası böyle doğdu.”Yeni ürünüyle 2015’te Almanya’da Dünya Tıp Fuarı’na katılan Karakaş, 2016’da daralan piyasalara rağmen yeni markası ile satışlarını sürdürdü. MTOSB’de ürettiği Schönn marka tıbbi gaz sistemlerini Portekiz, Belçika, Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Cezayir gibi çok sayıda ülkeye gönderdi. Yılsonunda 500 bin Euro’luk satış rakamına ulaşmayı planlayan firmanın hedefinde 2017’de 2 milyon Euro’luk ihracat rakamına ulaşmak var. Schönn markası ile üretimin yarısını ihraç etmeye başladıklarını kaydeden Karakaş, bu oranı da yüzde 70’lere taşımak istediklerini söylüyor. “Dijital gaz prizi ile kontrol artacak” Yatırımlarının büyük bölümünü öz
kaynaklarıyla gerçekleştirmeyi tercih eden firma, mümkün olduğunca devlet desteklerinden de yararlanmaya özen gösteriyor. Değerlendirilebilmesi halinde önemli destekler verildiğini kaydeden Seyfettin Karakaş, özellikle makine ve teçhizat alımlarında KOSGEB desteklerini ve ar-ge desteklerini değerlendirdiklerini söylüyor. Ar-ge çalışmalarını da aralıksız sürdürdüklerini ve Düsseldorf Üniversitesi ile iki yıllık bir proje başlattıklarını bildiren Karakaş, bu çalışma için KOSGEB ve TÜBİTAK desteği alacaklarını da bildiriyor. Çalışma tamamlandığında Schönn markası ile piyasaya dijital gaz prizi üretimine başlayacaklarını dile getiren Karakaş, bu prizin özelliklerini ise şöyle anlatıyor: “Hastanelerde şu anda mekanik olarak kullanılan gaz prizlerinin yerini alacak önemli bir proje. Bu ürün ile hastanelerin tüm gaz kullanımı tek bir bilgisayar ile kontrol edilebilecek. Mevcut durumla hastanenin ihtiyacını, ne kadar gaz kullandığını tespit edebilmesi mümkün değil. Tüp üzerinden hesaplama yapabiliyorlar. Yeni sistem ile dijital ortamda tüm veriler takip edilip hangi hasta ve hastalık için ne kadar gaz harcanıyor tespit edilerek fazla kullanımların önüne geçilebilecek. Kontrollü tüketim yapılacak ve bir gaz kaçağı olması halinde sistem sinyal verecek. 4. jenerasyon ürünlerimiz için patent almıştık. 5. jenerasyon olacak bu ürünün tasarımı da bize ait olacak.”
Mersin’de ‘Kadın Girişimci Yönetici Okulu’ başlıyor K üçük ve orta ölçekli işletmelerin kurucu ortakları ile bu işletmelerin yönetim pozisyonunda çalışan ikinci ve üçüncü kuşak kadın girişimcilere yönelik Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda “Kadın Girişimci Yönetici Okulu” eğitim programı düzenlenecek. Eğitimler Mayıs ve Haziran aylarında planlanıyor. Yeni proje ile hedef, iş sahibi kadınların girişimci ruhlarını daha da geliştirmek, işlerini giderek büyütmek ve uluslararası arenada rekabetçi
YAYIN ADI VE SAYFA NO
güçlerini artırmanın yanında kadın girişimcilere vizyoner bir kimlik sağlamak, ortak oldukları işletmelerin uzun ömürlü aile firmaları olmasında kritik başarı faktörlerini anlatarak işletmelerin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak. Bu noktadan hareketle katılımcıların mesleki ve kişisel gelişimine yönelik sahip oldukları bilgi düzeylerini de artırmak amaçlanıyor. Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu, Garanti Bankası ve Boğaziçi
CMYK
Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliğiyle kadın girişimcilere yönelik ücretsiz olarak düzenlenecek eğitimlerin sonunda katılımcılara Kurumsal Yönetici Yeterlilik Sertifikası verilecek. Kesin tarihin önümüzdeki günlerde duyurulacağı projenin Mayıs ve Haziran aylarında hayata geçirilmesi, 4-5 haftaya yayılacak eğitimlerin haftanın belirli günlerinde beşer saat olacak şekilde programlanması planlanıyor. Eğitim konuları içerisinde yönetim ruhu, kurumsal ve bireysel
motivasyon, işletme organizasyonunda vizyoner kimlik, müşteri ilişkilerinde süreklilik, şirket yönetimine finansal bakış, pozitif düşünce gücü, kurumsal yönetici ve insan kaynakları, yenilikçi yönetim becerileri ile işletmenin evrensel köydeki adresi başlıkları yer alıyor. Eğitime katılmak isteyen adaylar isim, soy isim, GSM numarası ve e-posta adreslerini belirtmek suretiyle meskom@mtso.org.tr adresine mail ile başvurabilirler.
ersin Deniz Ticaret Odası (MDTO), Akdeniz Bölge Komutanlığı ve Mersin Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde Ertuğrul Firkateyni batağından çıkarılan malzemeler ‘Ertuğrul Sergisi’ adı altında Mersin Deniz Müzesi’nde sergilendi. Ertuğrul Firkateyni’ne ilişkin 12’nci sergi olma özelliği ta-
şıyan sergideki eserler daha sonra Amerika ve İspanya’da da sergilenecek. Denizden çıkarılan 8 bin 300’e yakın eserin 340’ı ise MDTO’nun girişimleriyle Mersin Deniz Müzesi’nde kalıcı olarak sergileniyor. Sergi, Kuşimato ve Mersin’in kardeş şehir olmaları dolayısıyla ayrıca önem taşıyor.
STEM Projesi Mersin kampı tamamlandı
N
obel ödüllü Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın girişimiyle Harriet Fulbright Enstitüsü tarafından başlatılan “Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM” projesi Mersin kampı tamamlandı. Mersin’de ortaokul 6. sınıfta okuyan kız öğrencilerden biri ABD Silikon Vadisi’ne, biri de Güney Kore’deki yaz kampına gitme fırsatı yakaladı. Nobel Kimya Ödülü kazanan Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın girişimiyle Harriet Fulbright Enstitüsü tarafından başlatılan ve kız çocuklarının fen ve matematik eğitimini destekleyerek, bu çocukları üniversite ve iş yaşamına kazandırmayı amaçlayan “Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM” projesinin Mersin Kampı sona erdi. Türkiye’de Mersin, İstanbul, Ankara, Zonguldak, Uşak, Şanlıurfa ve Ardahan’da gerçekleştirilen projenin Mersin ayağı, Mersin Üniversitesi Uğur Oral Konferans Salonu’nda düzenlendi. 2 gün süren kampın ilk gününde ulusal ve uluslararası alanda öne çıkmış isimlerin katılımıyla STEM projesinin ortaya çıkışı, amacı ve kız çocuklarının eğitiminin öneminin ele alındığı panel düzenledi. Harriet Fulbright Enstitüsü CEO’su Gökhan Coşkun’un yönettiği panele konuşmacı olarak, TÜGİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Ali Yücelen, Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-
sı Komite Üyesi Yasemin Taş, Mersin Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Sinan Özgelen ve Yrd. Doç. Dr. Nazik Göktaş, Almanya’da uluslararası bir şirketin üst düzey yöneticisi Burcu Dartan Karagöz ve Öğretmen İlknur Kavacık katıldı. Şanslı 22 öğrenci ödüllendirildi İkinci gün projeye başvuran 6. sınıf öğrencisi 100 kız çocuğunun katıldığı kampta, çocuklar guruplara ayrılarak gözetmenler eşliğinde üç boyutlu farklı projeler hazırladı. Öğrencilerin işbirliği ve fikir alışverişiyle hazırladıkları projeler, daha sonra yine öğrenciler tarafından sunuldu. Yenilenebilir enerji kaynakları, çöpe giden ekmeklerin sokak hayvanları için değerlendirildiği ekmek yemlikleri, çok işlevli, güneş enerjisi ile ısıtılan metrobüs, atıkların değerlendirildiği Atıkistan gibi farklı projeler, aileler ve izleyiciler tarafından beğeniyle dinlendi. Sunumların ardından 100 kız çocuğuna çeşitli hediyeler verilirken, yapılan kura çekimiyle belirlenen 22 öğrenciden biri ABD’de Silikon Vadisi’nde, biri de Güney Kore Seul’de bir haftalık eğitim gezisi kazandı. Diğer 20 öğrencinin 10’u TÜBİTAK Konya Bilim Merkezi’nde iki günlük kamp kazanırken, 10’una ise tablet bilgisayar hediye edildi.
5
YIL: 18 | SAYI: 308 | 24 Nisan - 7 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Hal Kayıt Sistemine düzenleme talebi
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi Ticareti Meslek Komitesi ile 2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitesi ortak toplantı düzenledi. Sektör sorunlarının masaya yatırıldığı toplantıda sektör temsilcilerinden Hal Kayıt Sistemine ilave yapılarak ‘Çiftçi Kayıt Sistemi’nin (ÇKS) kaldırılması talebi geldi. Komiteler ortak toplantısına MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Sefa Çakır, 1 No’lu Meslek Komite Başkanı Murat Arukaslan, Başkan Yardımcısı Ahmet Bulut, Komite Üyesi Yusuf Vedat Yücesoy, 2 Nolu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Hikmet Adıgüzel, Komite Başkan Yardımcısı Haluk Mutluay, Komite Üyeleri Sü-
leyman Yılmaz ve Metin Beyan katıldı. İki komitenin ortak toplantısının ana gündem maddelerinden biri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yürüttüğü Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) oldu. Görüşmelerde bu sistemin sıkıntıları ve yapılması gereken düzenlemeler üzerinde duruldu.
Çiftçilerin ÇKS’ye dahil olurken çeşitli zorluklar yaşandığını anlatan komite üyeleri, kayıt belgesi olmayınca ihracatçının bu çiftçiden alacağı ürünü de yurtdışına gönderemediğini bildirdi. Bunun yanında küçük araziler ve hazine arazilerinde üretilen ürünlere ÇKS alınırken yaşanan zorluklara da değinen üyeler, “Bölgemizde küçük sebze üretim alanları oldukça fazla. Bu nedenle bölgemiz için önemli olan ihracat,
özellikle de sebze ihracatı sekteye uğruyor” dedi.
ÇKS’nin ihracata giden ürünlerde çiftçiyi ve kullanılan ilacı kontrol altına almak adına oluşturulduğunu hatırlatan komite üyeleri, ancak zamanla bu sistemin düşünülen amaca hitap etmediği görüşünde birleşti. Yeni öneri ise son yıllarda uygulanmaya başlayan Hal Kayıt Sistemi’ne bazı ilaveler yapılarak ÇKS’nin kaldırılması. Üzerinde durulan diğer konu komisyoncuların dükkanlarını kiraya verememesi oldu. Mersin Hali’nde faaliyet gösteren komisyoncuların dükkanlarını kiraya veremediğini anlatan komite üyeleri, hal dışındaki dükkanların kiraya verilebildiği gibi
benzer bir uygulamayı hal içindeki dükkanlara da beklediklerini anlattı. Konuyla ilgili Büyükşehir Belediyesi İştirakler Dairesi Başkanlığıyla irtibata geçildiğini bildiren üyeler onların da bu konudaki görüşlerinin olumlu olmasına rağmen Gümrük ve Sanayi Bakanlığı’ndan olumsuz mukteza geldiğini bildirdi. Konunun takipçisi olacaklarını vurgulayan ko-
mite üyeleri, ilgili bakanlıklarla görüşmeleri sürdüreceklerini açıkladı. Toplantıda Mersin Hali’nde yaşanan tahsilât sorunu ile karşılıksız çekler de değerlendirilerek Çek Yasası’nın bir an önce hayata geçmesi istendi. Öte yandan 1 No’lu ve 2 No’lu Meslek Komiteleri, önümüzdeki süreçte ortak bir çalışma ile toplantı düzenlemeyi planlıyor. Bu toplantının
amacının üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki farkı masaya yatırmak olduğunu aktaran komite üyeleri, “Bu toplantıyı üretici ile tüketici fiyatları arasında farkın, komisyonculardan kaynaklanmadığını kamuoyuna duyurmak amacıyla düzenleyeceğiz. Ortak bir çalışma yürüterek sesimizi duyurmak istiyoruz” dedi.
Mersin Mobilya Fuarı kapılarını araladı Mersin’de müzik dolu günler başlıyor
A C
NR İMOB Mersin Mobilya Fuarı Mersin Yenişehir CNR Expo Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. 1 Mayıs’a kadar açık kalacak fuar, 15 bin metrekare alanda organize ediliyor. 70 firmanın 200’e yakın marka ile katıldığı fuarda ev ve ofis mobilyaları, ev aksesuarları, bahçe ve yazlık mobilyaları, ofis mobilyaları ile mobilya yan sanayi ürünleri sergilendi. Bu yıl 50 binin üzerinde ziyaretçi beklenen fuarda birçok marka yeni ürünlerini tanıttı. Fuarın açılışına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Fuarın açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, orta gelir baremini aşmanın tek yolu olarak daha yenilikçi, daha yaratıcı, daha girişimci, marka ve arge odaklı çalışmayı gösterip, “Mersin Mobilya Fuarı’nı bu hedeflere
ulaşma anlamında motive edici bir basamak olarak görüyorum” dedi. Sektörel tanıtımın dışında fuarların piyasayı canlandırıcı etkisinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Aşut, “Özellikle bu yıl 10’uncusu düzenlenen Mersin Mobilya Fuarı ile piyasaya bir canlılık getirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Mersin Mobilya Fuarı’nı perakende sektöründeki daralmaya karşı bir ilaç olarak gördüğünü kaydeden Aşut, “Mersin 10’uncu Mobilya Fuarı ile katılımcı firmalarımız ve markalarımız çok geniş bir ürün yelpazesi ile son teknoloji ve tasarımlarını halkımızın ilgisine sunacaklar” dedi. Mersin ve bölge özelinde mobilya sektörünün; daha yaratıcı, daha yenilikçi, ar-ge’ye önem veren ve markalaşmayı hedefleyen bir yapıya kavuşmasını istediğini vurgulayan Aşut, Mersin’in bu alanda ciddi üretim yapılan bir kent
haline dönüşmesi gerektiğini söyledi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise Mersin’in bugünkü yapısıyla yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın ilgi odağı haline geldiğini anlattı. Ticaretin her geçen gün geliştiği Mersin’de fuarların ayrı bir önem taşıdığına değinen Kocamaz, mobilya sektörü adına önem taşıyan Mersin Mobilya Fuarı’nın da firmaların yer almak için yarıştığı bir yapıya büründüğünü görmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. CNR Holding Pazarlama Grup Başkanı Reha Tartıcı ise fuar hakkında bilgi vererek, “Türk mobilya sektörü son yıllarda tasarım ve ar-ge çalışmalarına verilen önemle dünya pazarlarında kabul gören marka haline geldi. Biz de CNR Holding olarak hedeflerin gerçekleşmesine katkı sağlamak adına elimizden geleni yapıyoruz” dedi.
vrupa Festivaller Birliği (EFA) üyesi olan Mersin Uluslararası Müzik Festivali bu yıl 15’inci kez düzenleniyor. 2-28 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek Festival bu yıl da zengin bir repertuar ile sanatseverleri karşılayacak. Yurtiçi ve yurtdışından gelen yıldız isimler ile önemli müzik gruplarının da içinde yer aldığı festival kentin önemli tarihi mekanlarında gerçekleştirilecek. Etkinliklerde cazdan klasik batı müziğine uzanan çeşitlilikte bir repertuar sanatseverler için seslendirilecek. 17. Nevit Kodallı Çoksesli Korolar Şenliği ve bu yıl Mersin Yumuktepe İçin Müzik Arıyor sloganıyla düzenlenen 6’ncı Beste Yarışması 2-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek diğer etkinlikler arasında yer alıyor. Festivalin açılışında büyük bes-
teci Ludwig Van Beethoven’ın 9. Senfonisi Türkiye’nin opera yıldızları tarafından sergilenecek. Festivalin basın lansmanına Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türkgöçer, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut ile çok sayıda davetli katıldı. Toplantıda Festival Yönetim Kurulu Başkanı Selma Yağcı, bu yılki çalışmalar hakkında bilgi verdi. Etkinlik takvimi şöyle: 2 Mayıs 2016 Pazartesi - 6. beste yarışması - saat: 20.00 (Mersin Kültür Merkezi) 6-7 Mayıs – 17. Mersin Polifonik Korolar Şenliği – saat 10.30 – 20.00 (Mersin Kültür Merkezi) 11 Mayıs 2016 Çarşamba - Beethoven 9. Senfoni – saat 20.00 (Mersin Kültür Merkezi) 13 Mayıs 2016 Cuma – Karrin Allyson Jazz Quartet – saat 20.00
(Mersin Kültür Merkezi) 14 Mayıs 2016 Cumartesi – Boğaziçi Caz Korosu – saat 20.00 (Soli Pompeipolis Konser Alanı) 15 Mayıs 2016 Pazar – Haydn Quartet – saat 20.00 (Mersin Üniversitesi Yenişehir Kampusu Konser Salonu) 18 Mayıs 2016 Çarşamba – Gökkuşağını Kocaklamak – saat 20.00 (Mersin Katolik Kilisesi) 20 Mayıs 2016 Cuma – Borusan Quartet – saat 20.00 (Tarsus Saint Paul Anıt Müzesi) 22 Mayıs 2016 Pazar - Türkiye Bale Yıldızları – saat 20.00 (Mersin Kültür Merkezi) 23 Mayıs 2016 Pazartesi – İmam Baildi - saat 20.00 (Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi) 25 Mayıs 2016 Çarşamba – Turkuvaz Beşlisi – saat 20.00 (Mersin Kültür Merkezi) 28 Mayıs 2016 Cumartesi – Ekrem Düzgünoğlu – saat 20.00 (Toroslar Belediyesi Cumhuriyet Meydanı)
KOBİGEL destekleri KOBİ’lere anlatıldı
KOSGEB tarafından yeni açıklanan KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı ile imalat sanayinde katma değerli ürün üretiminin artırılması hedefleniyor. Yeni program ile kullanıcılara toplamda 300 milyon liralık destek sağlanacak.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Projeler Müdürlüğü Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında, Mersin KOSGEB İl Müdürlüğü ortaklığında KOBİGEL – KOBİ Gelişim Destek Programı Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Meclis Üyesi Ayhan Kızıltan, KOBİ’lerin olanaklarının artması ile ülkenin ulusal ve uluslararası hedeflerine ulaşmasında daha etkin rol oynayabileceklerine dikkat çekti. Bu nedenle verilen desteklerin büyük önem taşıdığını vurgulayan Kızıltan, imalat sanayine yönelik verilen KOBİGEL – KOBİ Gelişim Destek Programını ayrıca önemsediklerini dile getirdi. KOSGEB desteklerinin kolay
YAYIN ADI VE SAYFA NO
ulaşılabilecek, sıfıra yakın maliyeti bulunan destekler olduğunu kaydeden Kızıltan, KOBİ’lerin bu fırsatı iyi değerlendirmeleri halinde başarıya ulaşabileceklerini anlattı. KOSGEB Mersin İl Müdürü Danyal Peker ise yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türkiye’deki toplam işletmelerin yüzde 99.82’sini KOBİ’lerin oluşturduğunu kaydeden Peker, istihdamın yüzde 74,2’sinin bu kurumlarda gerçekleştiğini, katma değerin yüzde 52,8’ini KOBİ’lerin oluşturduğunu anlattı. Ekonominin itici gücünün KOBİ’ler olduğunu vurgulayan Peker, dünya ekonomilerinde de tablonun bu şekilde olduğunu ifade etti. Bu nedenle ekonomilerin güçlenmesi adına KOBİ’lerin gelişmesinin, rekabetçi yapısının artmasının önemli olduğunu anlatan Peker, “Bu noktadan hareketle tüm dünyada KOBİ’leri destekleyecek adımlar atıldı. KOSGEB de böyle kuruldu” dedi.
CMYK
KOSGEB veri tabanında 828 bin kayıtlı işletme bulunduğunu ve her yıl 38 bine yakın işletmeye destek verildiğini açıklayan Peker, yıllık yaklaşık 350 milyon TL’lik destek sağlandığını söyledi. 8 başlık altında farklı destek programları uygulandığını bildiren Peker bu destekleri şöyle sıraladı:
“Ar-ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destekleri, İşbirliği – Güç Birliği Destek Programı, KOBİGEL – KOBİ Gelişim Destek Programı, Genel Destek Programı, Girişimci Destek Programı, Meslek Kuruluşları Proje Destek Programı, Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı ile Uluslararası Kuluçka Merkezi ve Hızlandırıcı Destek Programı.” KOBİGEL destekleri hakkında da kısa bilgi veren Danyal Peker, 300 bin TL geri ödemesiz, 700 bin TL geri ödemeli, toplamda 1 milyon TL’ye kadar destek verileceğini anlattı. Bunun yeni bir program olduğunu kay-
deden Peker, bu desteğin amacının KOBİ’lerin ekonomideki paylarını ve etkinliğini artırmak, rekabet güçlerini yükseltmek olduğunu bildirdi. Son başvuru tarihi 6 Mayıs Yalnızca imalat sanayine verilen bu desteklere 1 Nisan – 6 Mayıs tarihleri arasında başvuru yapılabileceğini açıklayan Peker, orta yüksek ve yüksek teknolojide 800 bin TL’ye, geleneksel imalat sanayinde ise 600 bin TL’ye kadar destek verilebildiğini anlattı. Peker’in ardından söz alan KOSGEB KOBİ Uzmanı Mehmet Eren, teknik detaylar hakkında bilgi verdi.
K
OSGEB KOBİGEL Proje tanıtımı sonrası Mersin KOSGEB İl Müdürlüğü ile Ticaret ve Sanayi Odası Projeler Müdürlüğü işbirliğinde KOBİGEL çağrısına proje sunacak olan potansiyel 35 firma ile iki gün süren bire bir proje hazırlama ça-
lışması gerçekleştirildi. KOBİ’lerin proje hazırlama süreçlerinde yaşadıkları sıkıntılar bire bir uzmanlar tarafından ele alınarak KOBİ’lerle karşılıklı çözümlendi. KOBİ’lerin talebi bu tür etkinliklerin artırılması.
6
YIL: 18 | SAYI: 308 | 24 Nisan - 7 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
İnşaat sektörü için umutların yeniden yeşerdiği pazar: LİBYA A
rap Baharı öncesi Türkiye için inşaat sektörü adına önemli pazarlar arasında yer alan Libya’nın önümüzdeki süreçte geçmişinden daha hareketli bir pazar haline gelmesi bekleniyor. Libya Büyükelçisi Abdurrazaq Mukhtar, basına verdiği demeçlerde Türk firmalarının aldığı işlerin yeni dönemde üç katına çıka-
cek sektörler olarak sıralanıyor. Bu alanlarda uygulanacak yatırımlara 5 yıl boyunca, sağlanan kârların tekrar yatırıma dönüştürülmesi halinde ise gelir vergisi muafiyeti tanınıyor. Yatırım “stamp duty”den de muaf tutuluyor. Yabancı yatırımcıların Libyalı firmalarla ortaklık kurarak yatırıma yönelmeleri de destekleniyor. Bu tür yatırımlara öncelik veriliyor. 2004/147 sayılı Başbakanlık “Kararı” ile de yabancı sermayenin (istismara) yatırım yapmasına izin verilen sektörler belirlenmiş. Yasada yer alan ana başlıklar ulaştırma, sağlık, sanayi, eğitim, ziraat, denizcilik, turizm ve belediye hizmetleri olarak belirtiliyor. Karar, 1997 yılında çıkartılan yasanın kapsamını genişletmiş oluyor. Genel Bilgiler Coğrafi konum Afrika kıtasının, kuzeyinde Akdeniz kıyısında yer alan Libya, kuzeyde Akdeniz, doğuda Mısır, güneydoğuda Sudan güneyde Nijer ve Çad, batıda ise Cezayir ve Tunus’la çevrili.
bileceğinin sinyallerini veriyor. Arap Baharı sonrasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle ülkenin alt ve üst yapısının yeniden inşa edilmeye ihtiyacı olduğunu anlatan Mukhtar, açıklamalarında bu nedenle 150 milyar dolarlık yatırım planlandığını ifade ediyor. Sürekli hükümet değişikliği ve politik çalkantılar nedeniyle genel olarak projelerin olumsuz etkilenmesine rağmen yeni hükümetle birlikte durdurulan ve planlanan projelerin yeniden hayata geçirileceğini bildiren Mukhtar, eski rejimle yapılan anlaşmalara sağdık kalınacağını vurguluyor. Mukhtar, basında çıkan haberlerde Türk müteahhitlerden bu dönemde sabırlı olmalarını ve Libya’nın istikrara kavuşmasını beklemelerini söylüyor. Muammer Kaddafi döneminde 16 milyar dolara yakın proje yürütüldüğünü hatırlatan Abdurrazaq Mukhtar, yeni dönemde bu miktarın 3 kat artabileceği görüşünde. Yollar, havaalanları, limanlar gibi altyapıya yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu bildiren Mukhtar, bunun yanında gıdadan tekstile kadar farklı sektörlere de ihtiyaç duyulacağını bildiriyor. Önümüzdeki 10 yılda en az 100-150 milyar dolar yatırım yapılacağını öngören Mukhtar, bu yatırımlarda da Türk şirketlerin aslan payı alacağını düşündüğünü söylüyor. Doğrudan yabancı yatırım Libya’da doğrudan yatırım bekleyen sektörler de bulunmakta. Ülkeye yabancı sermaye girişine 2005 yılı başından itibaren izin veriliyor. İlgili yasada yabancı sermayeye açılan alanlar ise sanayi, sağlık, turizm, hizmetler, tarım ile Genel Halk Komitesi tarafından ileride belirlene-
başına düşen milli gelir bakımından Afrika’nın en zengin ülkelerinden birisi olan Libya’nın ekonomisinin temel belirleyicisi hidrokarbonlar (petrol, doğalgaz). Ülkenin ihracat gelirlerinin yüzde 98’ini, GSMH’nin yüzde 25’ini ve devlet gelirlerinin yüzde 90’ını hidrokarbonlar oluşturuyor. Libya’da tarım sektörünün GSMH içindeki payı yüzde 3’ü geçmiyor. Tarım, Akdeniz kıyısında ve geleneksel yöntemlerle yapılıyor. Ülke genelinde görülen çölleşme, tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor ve üretim maliyetlerini artırıyor. Petrol dışında oldukça sınırlı seviyede olan sanayi üretimi petrol ürünleri, demir ve çelik, gıda, çimento ve inşaat malzemeleri alanlarında yoğunlaşıyor. Tüm hizmetlerin devlet tarafından yürütüldüğü Libya’da, 2007’den itibaren az sayıda da olsa özelleştirmeler gerçekleştirilmiş. Özellikle bankacılık sektöründe yabancı yatırım çekilmeye çalışılmış, bu politika sonucu 2007 ve 2008’de 5 kamu bankasının ikisi yabancı yatırımcılar tarafından satın alınmış. Kalan üç bankanın ikisi ileride özelleştirilmek
Libya, 1.759.540 kilometrekareye ulaşan yüzölçümü ile toprak bakımından Afrika’nın dördüncü büyük ülkesi konumunda. Ancak bu geniş toprakların yüzde 95’i çöl veya kurak arazi. Libya, iklimi yükseklik ve denize yakınlık bakımından çeşitlilik arz ediyor. Fakat genel olarak ülkenin, çöl ikliminin tesiri altında olduğu söylenebilir. Yazları oldukça sıcak ve kurak, kışları çoğunlukla ılık ve az yağışlı geçiyor. Bu yağışlar, birkaç haftayı bulmuyor. Bahar aylarında güneyden esen Ghibli rüzgarı, Sahranın kavurucu sıcaklığını kuzeye doğru taşıyor. Nüfus ve işgücü yapısı Ülkede nüfusun 6,6 milyon olduğu tahmin ediliyor. Libya kilometrekareye düşen üç kişi ile dünyanın nüfus sıklığının en az olduğu ülkelerinden biri. Nüfus artış hızı yüzde 2,5 seviyesinde. Nüfus oldukça genç olup, yüzde 30’u 15 yaşın altında. 65 yaşın üzerindeki nüfus bölgedeki ülkeler arasında düşük düzeyde olup, toplam nüfusun yüzde 4’üne denk geliyor. Nüfusun yüzde 85’i sahildeki şehirlerde özellikle Trablus ve Bingazi’de yoğunlaşıyor. Arap ve Afrika ülkelerinden göçmen işçiye ihtiyaç duyuluyor ve bu sayının 1 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Libya Kuzey Afrika’daki en yüksek okuryazarlık ve okullaşma oranına sahip ülke. Okuryazar yetişkin oranı yüzde 84 seviyelerinde. İlk ve orta eğitimde okula devam oranı yüzde 96 civarında. Eğitim 6-15 yaşları arasında zorunlu ve kız öğrencilerin okullaşma oranı diğer Arap ülkelerine göre daha yüksek. Trablus, Bingazi, Marsa el-Brega, Misurata, Sebha ve Tobruk’ta ise üniversiteler bulunmakta. Genel ekonomik durum Küçük nüfusu ve enerji sektöründen elde edilen gelirler sayesinde kişi
üzere tek çatıda birleştirilmiş. Ayrıca, ekonomik çeşitliliğin yaratılamaması, beraberinde işsizlik oranının da yüksek düzeylerde seyretmeye devam etmesine yol açıyor. Hidrokarbon sektörünün gelirlerin çok büyük bir kısmını oluşturmasına karşın, işgücünün yalnızca yüzde 3’lük bölümünü istihdam ettiği ülkede, gizli işsizlik de dikkate alındığında işsizlik oranının yüzde 30 civarında olması halkın memnuniyetsizliğini arttıran unsurlar arasında yer alıyor.Libya’ya uygulanan yaptırımların kalkması ile birlikte hükümet yeni petrol ve gaz projelerini yabancı yatırıma açtı. Tarım, ağır ve hafif sanayi, enerji ile turizm yabancı yatırıma açılan diğer alanlar. Libya tüm petrol zengini ülkelerin klasik problemleri olan ekonomide hidrokarbonlar dışında sektörel çe-
şitliliği gerçekleştirememe ve yabancı işgücüne bağlı kalma sorunları ile karşı karşıya bulunuyor. “Petrol dışında ekonomide çeşitliliği sağlama politikası” ekonomik politika ve yeni yatırım programlarında temel amaç olmakla birlikte bu konuda sınırlı başarı sağlandığı söylenebilir. Tarım sektörünün performansı ise hayal kırıklığına neden oluyor. Üretim, ekilebilir toprakların ve yerli işgücünün sınırlı olmasından olumsuz etkileniyor. Sanayi işletmeleri de düşük kapasite sorunu ile karşı karşıya. Dış ticaret 2001’den 2008’e kadar düzenli bir artış göstererek 81 milyar dolar ile zirve yapan Libya’nın dış ticaret hacmi, küresel finansal krizin etkisinin en fazla hissedildiği yıl olan 2009’da ise 57 milyar dolara geriledi. 2010’da 69 milyar dolar ile toparlanmaya başlarken, 2011’de ülkede yaşanan iç savaş nedeniyle 25,6 milyar dolara düştü. 2012’de ise dış ticaret toplamı yeniden olaylar öncesi dönemine yaklaştı. 2013’te iç karışıklıkların yeniden başlaması petrol üretimine de yansıdı ve petrol ihracatında da gerilemeye neden oldu. Yıllar itibarıyla giderek artan bir şekilde dış ticaret fazlası veren Libya, en çok dış ticaret fazlası verdiği 2008’de bu değer 44,6 milyar dolarken, 2011’de iç savaş nedeniyle dış ticaret fazlası 12,1 milyar dolara geriledi. 2014’te ise 36,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
üstlenmeleri Türkiye’nin ihracatına olumlu yansıdı ve Türkiye Libya ile ticaretinde dış ticaret fazlası vermeye başladı. Ancak ülkede yaşanan iç savaş nedeniyle 2011’de düşen dış ticaret sonraki yıllarda yeniden yükseliş trendine girdi.
İhracat
İhracat
Petrol ülkesi olan Libya’da 2012’de iç savaşın sona ermesinin ardından petrol üretiminin büyük bir hızla artmasıyla ihracat 58,2 milyar dolara yükseldi. 2013’te iç karışıklıkların yeniden alevlenmesi petrol üretimini düşürdü ve neredeyse tamamını petrol ürünlerinin olan ihracatın gerilemesine neden oldu. 2014’te ihracat yaklaşık 20 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracatın yüzde 98,4’ünü ham ve işlenmiş hidrokarbon ihracatı (petrol, gaz ve rafine ürünler) oluşturuyor. Bu yapı, ihracat gelirlerini petrol fiyatlarındaki değişikliklere bağımlı kılıyor. Hükümet ticaret dengesindeki belirsizliği önlemek için doğal gaz sektörünü geliştirmeye çalışıyor. Hidrokarbon ihracatını demir cevheri ürünleri, ham altın, organik ve inorganik kimyasallar ile kimyasal gübre takip ediyor.
2011’de ülkede yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle, Türkiye’nin Libya’ya ihracatı 747 milyon ABD Doları’na geriledi. 2012-2013 yıllarında Libya’daki rejim değişikliğinin ardından ekonominin kısmen toparlanmaya başlaması, Türkiye’nin Libya’ya ihracatını da olumlu yönde etkiledi. 2014’te ise 2,0 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ayrıca, Libya’ya dış ticaret istatistiklerinde yer almayan 40-60 milyon dolar civarında bavul ticareti de yapıldığı biliniyor.
Para kullanımı Libya’da kredi kartları ve çekler her yerde kabul edilmez. Bu nedenle Libya’ya yapılacak ziyaretlerde bu ziyaretin masraflarını karşılayacak miktarda ABD Doları ile gidilmesi tavsiye edilir.
İki ülke arasında imzalanan ve önce Türkiye tarafından hayata geçirilen anlaşmanın sonucunda Libya tarafı da mevzuatını hazır hale getirmiş ve 19.12.2009 tarihinden itibaren Türk vatandaşlarını vizesiz Libya›ya almaya başlamıştır. Umuma Mahsus Pasaport hamilleri 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, anılan ülkeye yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır. Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaport hamilleri 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, Libya’ya yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır.
Libya’nın 2014’te ithal ettiği başlıca ürünler; rafine petrol ürünleri, otomobil, buğday, uçak yedek parçaları, kablo, ilaç, mücevher, canlı koyun, seramik karolar, motorlu taşıtların aksam ve parçaları ve çimento olarak sıralanabilir. Libya petrolünün temel alıcıları İtalya, Almanya ve Fransa’dır. Bu üç ülkenin Libya’nın ihracatı içindeki payı yüzde 50 civarında olup Libya’nın dış ticaretinde İtalya’nın önemli paya sahip olduğu söylenebilir.
* Ancak pasaportta İsrail’in ziyaret edildiğine dair bir mühür bulunmamalı.
Libya’nın 2014 yılı ihracatında Türkiye 13’üncü, ithalatında ise 3’ncü sırada yer alıyor.
Halk Egemenliğinin ilanı: 3 Mart Kurtuluş Günü: 11 Haziran Devrim Günü: 23 Temmuz Ulusal gün: 1 Eylül *Dini bayramlar Hicri takvime göre kutlanmaktadır.
Genel durum Libya, Ekonomi Bakanlığı tarafından 2014-2015 dönemi için hedef ülkelerden birisi olarak belirlenmişti. Türkiye, Libya’dan çok miktarda petrol ithal ettiği 2000-2006 döneminde Libya ile ticareti sürekli olarak açık verdi. 2007’den sonra Türkiye’nin Libya yerine petrol ithalatını diğer ülkelere kaydırması ve yine bu dönemde Türk müteahhitlerin her yıl artan sayıda Libya’da projeler
CMYK
Ancak Libyalıların bir mesaja cevap vermesi ancak ihtiyaç duymaları sonrasında olabilir. Bir yazışmaya cevap gelmemesini kabalık olarak algılamak yerine o anda söylenecek bir şeyin olmaması olarak yorumlamak daha doğru olacaktır.
Pasaport ve vize işlemleri
İthalatında başlıca ürünler
Türkiye ile Ticaret
YAYIN ADI VE SAYFA NO
arkadaş canlılığı ile bilinir. İş ilişkileri için tanışılan kişilerle daha sonra da ilişkilerin sürdürülmesi önerilir. Burada mektup yerine faks mesajı göndermek daha etkili olur.
Resmi Tatiller ve Çalışma Saatleri Resmi tatiller:
İthalat Libya’dan ithalatımızda önem arz eden ürünler ham altın, petrol yağları, hurda bakır, hurda alüminyum, organik kimyasallar ve petrol gazlar.
Yapılmakta olan işin türüne göre değişiklik göstermekle birlikte İşadamlarının Pazarda Dikkat çalışma saatleri, Cumartesi– PerEtmesi Gereken Hususlar şembe günleri arasında genel olarak 08:00 – 14:00’tür. Resmi tatil günü Ticareti etkileyen kültürel faktörler Cuma’dır. Bankalar, kamu kuruluşları ile pek çok firma Cuma günü Libya muhafazakar bir İslam ülke- çalışmaz. Özel sektör, yaz aylarında si. Bu nedenle kabul görmek için 07:00-14:00 ve 16:00-18:30 sayerel yasalara ve geleneklere saygı- atleri arasında; kış günlerinde ise lı olunmasında yarar var. Kamuya 08:00-13:00 ve 16:00-18:30 saatleaçık yerlerde alkol alımı yasaktır. ri arasında çalışır. Alış veriş saatleri Libya halkı genel olarak dostluğu ve 09:00-14:00 ve 14:30-20:30’dur.
7
YIL: 18 | SAYI: 308 | 24 Nisan - 7 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Kuyumculardan birlik çağrısı
M
Faruk AKTUĞ
MTSO 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı
Sektör temsilcileri daralan piyasalardan çıkış yolu olarak farklı sektörlere yöneliyor. Öncelikli sektörler ise gıda ve inşaat.
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı Faruk Aktuğ, sektör temsilcilerine birlik çağrısı yaptı. Sektörün birlikte hareket etmesi, güç birliği sağlanması halinde yaşanan olumsuzların kısa sürede aşılabileceğini dile getiren Aktuğ, Mersin’i özellikle kuyumculuk sektöründe geçmişteki güçlü günlerine taşımak istediklerini anlattı. Kuyumculuk sektörünün güç birliğine gitmesi, hazırlanan projelere el birliğiyle sahip çıkılması halinde hedefe ulaşabileceklerini vurgulayan Aktuğ, ardından planladıkları projeler hakkında bilgi verdi. Mersin’in turistik bir bölge olduğunu dile getiren Faruk Aktuğ, bu nedenle gelen turistlere ziyaret edebilecekleri çarşı içinde cazibe merkezleri oluşturulması gerektiğini söyledi. Mersin Çarşısı düzenlenirken İstanbul’daki Kapalı Çarşı benzeri bir kuyumcular çarşısı planlanmasını beklediklerini dile getiren Aktuğ, tarihi bir görünüm oluşturularak turistlerin bu bölgeyi ziyaret etmesinin sağlanabileceğini anlattı. Yine turizm kenti olmaları nedeniyle gelecek turistlere daha iyi hizmet verilebilmesi adına altyapı çalışmaları sürdürmek istediklerini de ifade eden Aktuğ, bunun için komite olarak sektör temsilcilerine yönelik İngilizce Kursu düzenlemek istediklerini söyledi. Ardından sektöre ilişkin değerlendirmeler yapan Faruk Aktuğ, son dönemlerde borsanın hareketli ol-
ması, altın fiyatlarında iniş çıkışlar yaşanması nedeniyle zorlu bir süreç geçirdiklerini söyledi. Halkın altını düşük fiyatla alıp yükselince satma isteği bulunduğunu hatırlatan Aktuğ, “Son dönemlerde altın fiyatlarının yükselmesiyle birlikte Türkiye genelinde yastık altındaki altınlar da elden çıkarıldı. İki ay içinde yaklaşık 8 bin ton altın satıldı. Mersin’de de benzer bir tablo yaşandı” dedi. “Kar marjlarımız düştü” Önemli bir kesimde ise tedirginliğin hakim olması nedeniyle bekleme süreci yaşandığını bildiren Faruk Aktuğ, şunları söyledi: “Yaşanan bu sıkıntılar nedeniyle kuyumculuk sektöründe imalat ve satışlarda kar marjları fazlasıyla düştü. Esnaf para kazanamaz duruma geldi. Masraflarımızı dahi karşılamakta zorlanıyoruz. Altın fiyatları nedeniyle yaşanan durgunluğa asgari ücret artışı ile birlikte gelen yüzde 3540’lık vergi yükü, kira stopaj artışları eklenince giderlerimiz de arttı.” Kuyumculuk sektöründe imalat ve satışlarda yüzde 40’a varan daralma olduğunu dile getiren Aktuğ, kapanan işyeri sayısının da yüzde 20’lere ulaştığını söyledi. Mersin’de bundan 10 yıl önce sektörde 300’e yakın atölye bulunduğunu hatırlatan Aktuğ, bugün ise sayının 20’ye düştüğünü ifade etti. Sektör temsilcilerinin daralan piyasalardan çıkış yolu olarak farklı sektörlere
yöneldiğini belirten Aktuğ, özellikle gıda ve inşaat sektörünün tercih edildiğini anlattı. Sektöre yönelik özeleştiri de yapan Aktuğ, kuyumculuk sektöründe on yıl önceki gücü koruyamamalarını sanayileşememeyle açıkladı. Bu alanda çalışan üreticilerin fabrikasyon üretime geçmek, makine yatırımı yapmak yerine el emeğiyle çalışmaya devam ettiğini kaydeden Aktuğ, “Mersin, 22 ayar altın üretiminde Türkiye’de ilk sıradayken bugün bu gücünü başka kentlere kaptırdı” dedi. Çıkış yolunun ise üretimde olduğuna işaret eden Aktuğ, çalışmalarını Mersin’in üretimde güçlü olduğu günlere dönülmesi yönünde sürdüreceklerini anlattı. “Tarım sektörü kuyumculuğu doğrudan etkiliyor” Kent ekonomisinin de sektörü doğrudan etkilediğini dile getiren Faruk Aktuğ, özellikle Mersin’de tarım sektöründeki gelişmelerin kuyumculuk sektörü üzerinde doğrudan etkili olduğunu söyledi. “Mersin’de sektörümüzü ayakta tutan çiftçi müşterilerimizdir” diyen Aktuğ, “Bu nedenle Rusya ile yaşanan sıkıntılardan biz de etkilendik. Üretilen narenciyenin, meyve ve sebzenin satışı bizim için de önemli” değerlendirmesini yaptı. Tüm olumsuzluklara rağmen yaz aylarının geldiğini ve düğün sezonunun açıldığını ifade eden Aktuğ, önümüzdeki süreçte bir miktar da
olsa hareketlenme beklediklerini söyledi. Hareketin devam etmesi için sonbahar ve kış aylarında ise alışveriş günleri düzenlemek istediklerini anlatan Aktuğ, “Gerek kuyumcular arasında indirimler düzenleyip gerekse çeşitli çekilişler düzenleyerek halkımızı alışverişe özendirmek, ticaretin devamlılığına katkı koymak istiyoruz” dedi. Atatürk Caddesi’nin hareketlendirilerek halkın kuyumcuların yoğun olduğu bu bölgeye çekilmesi adına hazırladıkları proje üzerinde çalıştıklarını da anlatan Aktuğ, bu projeyi de tamamlamalarının ardından Mersin Büyükşehir Belediyesi ile temasa geçmek istediklerini söyledi. “Altın zirveyi sever ve geldiği yeri unutmaz” Tüm olumsuzluklara, son dönemlerdeki fiyat dalgalanmalarına rağmen halen dünyanın en önemli yatırım araçlarının başında altının geldiğine dikkat çeken Faruk Aktuğ, şöyle konuştu: “Değerini yitirmeyen, dünyada geçerliliği olan bir yatırım malzemesi. Dolar ve Euro’dan daha kıymetli çünkü dünyanın neresine gidilirse gidilsin geçerliliğini yitirmiyor. Özellikle göçün arttığı dünyamızda bu finansal geçerliliğin önemi bir kat daha artıyor. Tarih boyunca altının geriye gittiği görülmemiştir. İbre her zaman yukarı doğru ilerler. Altın zirveyi sever ve geldiği yeri de asla unutmaz.”
Geri dönüşüm sektörü organize bir sitede toplanmalı
3
5 No’lu Geri Dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi üyeleri geri kazanım işi ile iştigal eden tüm firmaların organize sanayi bölgeleri gibi organize bölgelerde toplanmasını talep ediyor. Geri kazanım ya da toplama-ayırma firmaların organize bölgelerde toplanmasıyla, mahalle aralarında faaliyet gösteren, gayri meşru çalışan firmaların önüne geçileceğine dikkat çekiliyor. Geri dönüşüm maddelerinin yanıcı, patlayıcı gazlar içerdiğini de hatırlatan Komite Üyeleri, bu işin titizlikle ve işin ehli kişiler tarafından yürütülmesinin önemini vurguluyor.
35 No’lu Geri Dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Mahmut Dağ, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak sorunları ve beklentilerini anlattı. Başta hurdacılar olmak üzere geri dönüşümle uğraşan esnafın özellikle OSB’lerde toplanması gerektiğini kaydeden Dağ, Sanayi Bakanlığı’ndan bu konuda izin beklediklerini söyledi. “Unutulmamalıdır ki hurdacılar en iyi çevrecilerdir” diyen Dağ, “Geri kazanımın ara koridorunu oluşturan bağlantı olduğumuz bilinmeli. Bu konuda devletten destek bekliyoruz” dedi. Öte yandan kayıtdışılıktan da şikayetçi olan Mahmut Dağ, sektörde faaliyet gösterenlerin yarısına yakınının kayıtdışı çalıştığını anlattı. Şehirlerde, mahallelerde çok sayıda kayıtlı ve kayıtsız toplayıcı olduğunu ifade eden Dağ, şunları söyledi: “Bu noktada özellikle hurda sektöründe önemli sorunlar yaşanıyor. Hurda sektöründe kayıtdışı çalışan birçok insan bilgisizlik nedeniyle eline geçen atık metalin patlayıcı veya yanıcı tank, tüp, top, mermi, basınçlı LPG tüpleri, otomobil hava yastığı, yağlı ya da gazlı amortisör gibi atıl metalleri ayırt edemeyerek
YAYIN ADI VE SAYFA NO
patlatıyor. Bu durum yangınlara hatta ölümlere sebep oluyor. Ayrıca kayıtdışı çalışan toplayıcılar devlete de hiçbir katkı sağlamadığı gibi görüntü kirliliği de oluşturuyor.” “Atık kodlama sistemi düzenlenmeli”
Öte yandan atık kodlama sisteminde çeşitli sıkıntılar yaşandığına değinen Mahmut Dağ, bazı ihalelerde sorunlar yaşandığını anlattı. Kamu kurumlarının satışa sunduğu atık cinsine başka atık kodu verdiğini, özel sektör firmalarının ise farklı kod verdiğini kaydeden Dağ, bunlara bir düzenleme getirilmesi gerektiğini ifade etti. Atık kodlama sisteminin azaltılarak şeffaflaştırılması gerektiği önerisini getiren Dağ, “Örneğin dağıtım trafosu atık kodu başka, akım trafosu atık kodu başka olmamalı” dedi. Bir diğer sorun olarak hurdacıların doğrudan hurda ithal etme yetkisine sahip olmamasını gösteren Mahmut Dağ, ancak ithalatın ihtiyaç belgeli firmalar adına gerçekleştirilebildiğini anlattı. Bu durumda hurdacıların ihtiyaç belgeli firmalara bağlı kaldığına değinen Dağ, hurdacının devre dışı bırakılıp emeğinin karşılığını alamadığını söyledi. Dağ, bu konuda toplama, ayırma lisansı olan firmaların da hurda ithal edebilmesinin önünün açılmasını beklediklerini anlattı. Bu alandaki son sıkıntı olarak fiyat dalgalanmalarına değinen Dağ şöyle konuştu: “Piyasalarda demir çelik sektöründe çok büyük fiyat dalgalanmaları olmaktadır. Hurdacılar da dev izabe hurda eritme fabrikalarına bağlı çalışır. Bu dev fabrikalar da çok büyük tonajlarda stok hurda bulundurmak zorunda ve maliyetleri çok yüksek
CMYK
olduğu için belirsiz fiyat politikası bir anda zarara dönebiliyor. Bu zararlar hurdacılara da yansıyor. Bu nedenle çok sayıda batan firma oluyor. Bunun önüne geçmek için fiyat konusunda istikrar için devletimizden destek istiyoruz.” “Yüksek enerji maliyetleri azaltılmalı”
Fiyat istikrarsızlıkları yanında girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle sektörün rekabette zorlandığına da değinen Mahmut Dağ, geri dönüşüm tesislerinde ya da plastik sektöründe sanayicinin en büyük sorununun yüksek elektrik faturaları olduğunu anlattı. Kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, dağıtım bedelleri gibi giderlerin kaldırılmasını talep ettiklerini kaydeden Dağ, “Sanayi sicil belgesine sahip firmalar elektrikte yüzde 20 indirim alıyor. Bunun KDV’si çıkınca yüzde 16’lara geliyor. Ancak son zamlarla birlikte bu durumun cazibesi de kalmadı” değerlendirmesini yaptı. Elektriğin yanı sıra sektörde su tüketiminin de yoğun olduğunu dile getiren Dağ, sanayicilere özel su faturalarında da indirim beklediklerini söyledi. “Geri dönüşüm bilinci oturtulmalı” Geri dönüşüm sektörünün önemine değinerek bu alanda bir bilinç oluşturulması gerektiğine de işaret eden Mahmut Dağ, Mersin’de ise tam anlamıyla bir geri dönüşüm bilinci oturmadığını söyledi. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir çalışma yürütmek istediklerini vurgulayan Dağ, “Sayın Belediye Başkanımız Burhanettin Kocamaz’ın Tarsus’taki çalışmalarını biliyoruz. Kendisi bu alanda oldukça tecrübeli bir başkan. Biz de tecrübelerinden faydalanmak istiyoruz” dedi. Her çöp konteynırı
yanına kağıt, cam ve plastik kutuları konulması gerektiğini ifade eden Dağ, bu yöndeki çalışmaların başladığını ancak halen yeterli olmadığını anlattı. Geri dönüşüm malzemelerinin birbirine karıştırılmaması gerektiğini de dile getiren Dağ, aksi halde bunların ayrıştırılması sırasında da önemli bir işgücü kaybı yaşandığına dikkat çekti. Bir ton kağıt ve kartondan elde edilen geri dönüşüm sayesinde 17 ağacın kesilmesinin önüne geçildiğini kaydeden Dağ, cam şişelerin doğada 4 bin, plastiklerin bin yılda yok olduğunu, bunların toplanarak ekonomiye kazandırılması gerektiğini söyledi. Bu noktada halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Dağ, bunun için çeşitli kampanyalar yapılabileceğini anlattı. “Rekabet edemeyince ihracata yönelemiyoruz” Plastik sektörüne yönelik değerlendirme de yaparak hammadde olarak dışa bağımlılıktan yorulduklarını anlatan Mahmut Dağ, kimyasal maddeleri yurtdışından getirmenin maliyetleri artırdığını söyledi. Dolar ve Euro’daki artışların sektörü olumsuz etkilediğini kaydeden Dağ, maliyetlerin arttığını ancak bu artışları ürünlere yansıtamadıklarını söyledi. Türkiye’de üretimi olmayan hammaddelere büyük vergiler geldiğini açıklayan Dağ, bunların başında ise petrokimya ürünlerinin yer aldığını söyledi. Türkiye’de şu anda yüzde 15 yerli hammadde kullanıldığını, yüzde 85 dışa bağımlı olduklarını kaydeden Dağ, yatırımların önünün açılması gerektiğini söyledi. Dağ, Mersin’in liman kenti olmasına rağmen yüksek maliyetler nedeniyle rekabetçi olmadıklarını ve ihracata yönelemediklerini sözlerine ekledi.
Mahmut DAĞ MTSO 35 No’lu Geri Dönüşüm, Plastik ve Kimya Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı
Geri dönüşüm konusunda Mersin’de bilinç oluşturulmalı. Geri dönüşüm malzemeleri birbirine karıştırılmadan biriktirilmesi halinde ayrıştırma sırasında işgücü kaybı da yaşanmaz.
8
YIL: 18 | SAYI: 308 | 24 Nisan - 7 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Mersin’de turizm çeşitliliği artırılmalı
Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy Mersin’de turizmi geliştirmek için sezonu 12 aya yayma önerisi getirirken, sıkıntılı bir sezon geçiren Türk turizmcisine ise farklı pazar ve segmentlerde faaliyet göstermeleri tavsiyesinde bulundu.
T
urizm sektörünün önde gelen isimleri arasında yer alan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, Mersin’in turizm açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Bu potansiyelden daha fazla yararlanabilmek adına özellikle bölge turizmini 12 aya yayabilecek çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini anlatan Ulusoy, üzerinde durulması gereken alanları kongre turizmi, inanç ve kültür turizmi, termal turizm, deniz ve yat turizmi olarak sıraladı. MTSO Haber Gazetesi’nin konuğu TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy oldu. Turizm sektöründe son dönemlerde yaşanan gelişmeleri MTSO Haber Gazetesi için değerlendiren Ulusoy, ardından sektör temsilcilerine içinde bulunduğumuz sıkıntılı sezonu en az sorunla atlatabilmeleri adına çeşitli tavsiyelerde bulundu. Mersin’deki turizm çalışmalarını da değerlendiren Ulusoy, kurvaziyer turizmi ve MEDİTOUR 2016’ya ilişkin açıklamalar yaptı. Başaran Ulusoy gazetemizin sorularını şöyle yanıtladı:
rak sektörün sorunlarını, talep ve dileklerini Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal’a arz etmiştik. Konunun çok kısa sürede kabinede ele alınması ve “Turizm Acil Planı” şeklinde açıklanması bizi memnun etmiştir. Ancak biz turizmcileri asıl memnun eden, devletimizin, hükümetimizin turizm sektörünün sorunlarına ivedilikle çözüm bulma gayreti içerisinde oluşudur. Zira turizm sektörü, bu ülkenin moral kaynağı olan, ülke ekonomisine de çok önemli katkılar yapan bir sektördür. Turizmin ülkeye gelir kazandıran, cari açığı kapatan yönü, dünya ekonomisinin içinde bulunduğu bugünkü konjonktürde göz ardı edilemeyecek noktadadır. Açıklanan eylem planı özellikle küçük ve orta ölçekli seyahat acentelerinin ve işletmelerinin bu zorlu süreci ayakta geçirebilmesi için gerekli destekleri kapsamamaktadır. MTSO: Sektöre yönelik hangi tedbirler alınacak bilgi verebilir misiniz? Birliğimiz ve diğer sektör meslek örgütleriyle ortak bir tedbir paketi hazırlamıştık. Sayın Başbakanımız da yaptığı açıklamalarda, turizm sektörüne desteğin “Acil Eylem Planı” ile sınırlı kalmayacağını, desteğin süreceğini ifade ettiler. Önümüzdeki dönemde talepte bulunduğumuz konularda yeni desteklerin gelmesi ile birlikte mevcut sorunların daha kolay aşılmasını bekliyoruz. Turizm sektöründe alınması gereken tedbirler ve atılması beklenen adımlar ise şöyle: Yapısal ve mali tedbirler; - Turizm sektöründe KDV oranının tüm hizmetler için tek bir oran olarak uygulanması ve bir indirime gidilmesi. Halen konaklamada yüzde 8 diğer hizmetlerde yüzde 18 olarak uygulanan oranların tüm hizmetler için yüzde 5’e çekilmesi, - Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi işletmelerin 2016’da tahakkuk eden tüm vergilerinin faizsiz olarak asgari bir yıl ertelenmesi,
MTSO: Bu yıl turizm sezonunun sıkıntılı geçmesi bekleniyor. Siz nasıl bir sezon bekliyorsunuz ve sizce hükümet tarafından alınan tedbirler, verilen destekler yeterli mi? Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan “Turizm Acil Eylem Planı”nı zorlu bir süreçten geçen turizm sektörüne devletimizin verdiği önemin bir göstergesi olarak görüyoruz. Biz, turizm sektörü temsilcileri ola-
- 2016 yılı için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi tüm işletmelerde çalışanların SGK işveren payının devlet tarafından karşılanması, bu işletmelerin ve 4B statüsünde çalışan rehberlerin prim ödemelerinin de faizsiz olarak asgari bir yıl ertelenmesi, - Turizm taşımacılığında, söz konusu taşımanın Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi bir işletme ile sözleşmeli yapıldığının belgelendirilmesi halinde kullanılan yakıttan ÖTV alınmaması,
- Otellerimizin ecri misil, kira ve benzeri devlete ödenen bedellerinde indirime gidilmesi ve yenileme teşviklerinin verilmesi, - Halen yalnızca sağlık turizminin içinde olduğu “Desteklenen Döviz Kazandırıcı Sektörler” kapsamına tüm turizm sektörünün dâhil edilmesi, - Yayınlanan Hükümet Kararı ile 1 Nisan – 31 Mayıs 2016 tarihleri arasında verilecek 6 bin Amerikan Doları tutarındaki charter desteğinin yeniden ele alınarak, pazarlara göre süresinin yeniden düzenlenip ilaveten Ortadoğu – İran pazarlarında hareketliliği arttırmak üzere İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın da ilave edilmesi, - Kamu çalışanlarına verilecek bir destek ile 2016’da ülke içinde tatil yapmalarının özendirilmesi, - Son yıllarda sektördeki payı ve önemi giderek artan kruvaziyer turizminin önündeki en büyük engel olan İstanbul’daki liman sorununun Yenikapı miting alanında bir kruvaziyer limanı yapılarak çözülmesi, - Kamu kurumları ve Belediyelerin düzenleyecekleri gezilerin ilgili yasalar gereği zorunlu olduğu üzere T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi seyahat acenteleri aracılığı ile yapılması ve kokartlı rehber kullanılması hususunda bir genelge ile uyarılmaları. Tanıtım ve imaj çalışmaları; - Bakanlığımızın tanıtım bütçesinin ciddi biçimde arttırılarak sektör kurumları ile işbirliğinde pazar bazında bir imaj kampanyası başlatılması, - Yapılacak bu kampanyalarda dünyaca ünlü yüzlerin kullanılması suretiyle Türkiye algısının güçlendirilmesi, - Çok hızlı biçimde pazar payımızı yükseltme olanağı olan başta Almanya, Ortadoğu, İran, Çin, Güney Amerika, Balkanlar olmak üzere pazar bazlı roadshowlar ve workshoplar yaparak pazarların hareketlendirilmesi. MTSO: Turizmcilere tavsiyeniz nedir? Sıkıntılı bir sezonu en az kayıpla tamamlamaları adına neler önerirsiniz? Son dönemde küresel ekonomide ciddi bir yavaşlama eğilimi ve piyasalarda önemli dalgalanmalar yaşanmaktadır. Türk turizmi de konjonkturel olarak zorlu bir süreçten geçmektedir. Dolayısıyla seyahat acentelerimizin müşteri portföylerini olabildiğince çeşitlendirmesi, farklı pazar ve segmentlerde faaliyet göstermesi risklerin azaltılması açısından önem
taşımaktadır. MTSO: Mersin’in turizme yönelik çalışmalarını değerlendirir misiniz? Kentte turizmin geliştirilmesi adına neler yapılmalı? Mersin, özellikle tarih, kültür, inanç ve mutfak açısından oldukça zengin bir potansiyele sahip. Biz de bu potansiyeli dikkate alarak Birliğimize bağlı bulunan Mersin Bölgesel Yürütme Kurulu’nu faaliyete geçirdik. TÜRSAB, bölgenin turizm alanında gelişmesi için üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirecektir. Mersin bölgesinde turizmi geliştirmek için yapılması gerekenleri şu başlıklar altında sıralayabiliriz; Tanıtım Yatırım olanaklarının artırılması Bölgenin ulaşım imkânlarının geliştirilmesi Bölgede turizmi 12 aya yayabilmek için öncelikli olarak kongre turizmi, inanç ve kültür turizmi, termal turizmi, deniz, yat turizmi gibi turizm çeşitliliklerinin geliştirilmesi.
Türk turizmi konjonkturel olarak zorlu bir süreçten geçiyor. Dolayısıyla seyahat acentelerimizin müşteri portföylerini olabildiğince çeşitlendirmesi, farklı pazar ve segmentlerde faaliyet göstermesi risklerin azaltılması açısından önemlidir.
MTSO: Mersin’in kruvaziyer turizmdeki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu alanda neler yapmalı? Gelir düzeyi yüksek bir turizm kitlesi olan kruvaziyer turizmi ülkemizin güzide şehirleri arasında yer alan Mersin için de son dönemlerde önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü, Planlama ve İstatistik Dairesi Başkanlığı’nın 2015 yılı verilerine göre Mersin Limanı’na kruvaziyer gemilerle gelen ve giden transit yolcu sayısı 1597 kişi ve Taşucu Limanı’na gemilerle gelen ve giden transit yolcu sayısı ise 286 kişi olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bu yeterli seviyede değildir. Mersin kruvaziyer turizmini geliştirmek için Mersin’de kruvaziyer gemilerine özel ileriyi de görerek aynı anda en az 3 geminin yanaşabileceği bir liman oluşturulması ve bunun yanı sıra da 2012 yılında başlatılan ve bizlerin de yakından takip ettiği “Kruvaziyer Turizmi Eylem Planı” çerçevesinde yürütülen tanıtım ve reklam çalışmalarına artan bir ivme ile devam edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. MTSO: Turizm sektöründe Akdeniz’de düzenlenen en önemli etkinlikler arasında yer alan Akdeniz Turizm Forumu - MEDITOUR 2016, MTSO sahipliğinde 28-30 Eylül tarihleri arasında Mersin’de düzenlenecek. Bu organizasyon ve kent tanıtımına kazandıracakları ile ilgili neler söylersiniz? Akdeniz Turizminin en büyük organizasyonlarından birisi olan MEDITOUR 2016’nın Mersin’de gerçekle-
şecek olması, özellikle 23 Akdeniz ülkesinden Turizm Bakanlarının, sektör temsilcilerinin ve ASCAME üyesi 300’e yakın Ticaret Sanayi Odasının temsilcilerinin Mersin’de buluşacak olması, bu sene organizasyonu bir Turizm Zirvesine çevirecek. Mersin, bu organizasyonla daha önce Malaga, Marsilya ve Barselona gibi Akdeniz Turizminin önde gelen şehirlerinde düzenlenen MEDITOUR organizasyonlarına fark yaratacağa ve çıtayı çok daha yukarıya taşıyacağa benziyor. Çünkü Mersin Ticaret ve Sanayi Odası bu etkinliği çok önemsiyor ve büyük bir titizlikle hazırlanıyor. Hazırlanan web sitesi, www.meditour2016mersin.com’u inceledim. Hem site hem de açılan sosyal medya hesapları, ASCAME ve bizim networkümüzde yer alanlar haricinde Akdeniz havasından sektörle ilgili çok sayıda kişiye ulaşılmasını sağlıyor. Biz de böylesi titiz çalışılan ve sadece Mersin’in değil tüm Türkiye’nin tanıtımına katkı sunacak bir projede partner olmaktan
büyük bir gurur duyuyoruz. Kuşkusuz böylesi geniş çaplı bir etkinlik bölgenin ekonomisine de ciddi oranda katkı sağlayacaktır. MTSO: Kişisel olarak yapmaktan zevk aldığınız uğraşlar hakkında bilgi verir misiniz? İşlerimin yoğunluğu nedeniyle kendime pek vakit ayıramıyorum. Bayramlar, tatiller TÜRSAB’ın en yoğun günleri. Nöbete kalıyoruz. Tatillerimi tatil yapanlara yardım ederek geçirdim. Doğaya, çevreye, sanata ve kültüre eğilimim fazladır. İnsanlara yardım etmeyi severim. Ayrıca evdeyken müzik dinlerim. Ağırlıkla Batı müziği, Türk Musikisi ve türkü dinliyorum. Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Mustafa Sağyaşar, Behiye Aksoy ve Zeki Müren hayranıyım. Dario Moreno’yu çok dinlerim. Eve gittiğimde mutlaka bir, bir buçuk saat gazete okurum. Roman okurum. John Steinbeck ve Dostoyevski’yi çok severim.
MTSO - EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ EKİM AYI İTİBARİYLE YAYINA BAŞLADI. 2 AYDA BİR DARABA FİLM MEDYA EVENT TASARIM AJANSI TARAFINDAN HAZIRLANAN VE 10 BİN ADET BASKIYLA OKUYUCUYLA BULUŞAN MTSO EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ İÇİN REKLAM REZERVASYON:0324 327 81 82
YAYIN ADI VE SAYFA NO
CMYK