Ahşap ambalaj üreticileri ISPM – 15 konusunda bilgilendirildi
Mersin’in ilk multimedyasergisi açıldı
>5’te
>2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
Tehditler ve fırsatlar…
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr| |YIL: YIL:1817 | | SAYI: SAYI:309 298 | 8 | 6-19 - 21 Mayıs ARALIK 2016 2015
Et fiyatlarındaki artış restoranları da etkiledi Necmi Göçtü
MTSO 24 Nolu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı
E
t fiyatlarında son dönemlerde yaşanan artışlar restoran ve yemek şirketlerini de olumsuz etkiledi. İşletme sahipleri artan maliyetleri fiyatlara yansıtamamaktan şikayetçi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 24 No’lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Necmi Göçtü, bu sıkıntının çözümü için Türkiye’deki et yetiştiriciliğine mutlaka çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. MTSO 24 Nolu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Necmi Göçtü, komite çalışmalarını anlatarak ardından sek-
töre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Komite bünyesinde lokanta, kafeterya, pastane işletmecileri ile yemek firması sahiplerinin bulunduğunu kaydeden Göçtü, 400’e yakın üyeye sahip olduklarını bildirdi. Komite olarak sektördeki güncel sorunları takip ederek çözüm önerilerini oluşturduklarını anlatan Göçtü, ardından bu çözüm önerilerini ilgili mercilere taşıdıklarını anlattı. Ardından sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak sektör sorunlarına değinen Komite Başkan Yardımcısı, ilk olarak istihdam yükü üzerinde durdu. > 7’de
Resmi kurumlar Temmuzda İSG hizmetine başlıyor Uğur Temiz
31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı
T
ehlikeli ve çok tehlikeli işletmeler için 2014’ten itibaren geçerli olan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alma zorunluluğu Temmuz’dan itibaren resmi kurumlar ve az tehlikeliler için de zorunlu hale gelecek. Bu zorunluluğun ihmal edilmemesi uyarısında bulunan 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Uğur Temiz, “Resmi kurumların özel sektör gibi imza atıp hizmet alması mümkün değil. Bu nedenle geç kalmamaları adına şimdiden ihale prosedürünü başlatmaları gerekiyor” dedi.
nkara’da bu yıl ikinci kez düzenlenen Mersin Tanıtım Günleri, Ankaralıların yoğun ilgisiyle karşılandı. Açılış gününde Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Mersin Milletvekilleri, Güney Afrika Cumhuriyeti Büyükelçisi Pule Malefane ve STK Genel Başkanları da Mersinlileri yalnız bırakmadı. Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik 1 Mayıs’ta sona erdi. Mersin Valiliği’nin himayesinde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonu, Mersin Ticaret ve Sanayi
M
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Murat Kahraman’ın başkanlığında Divan
YAYIN ADI VE SAYFA NO
Orta, küçük ya da büyük sanayi işletmelerinde yaşanan yerel sorunların tespiti ve yerel çözümlerin üretilmesi adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Avrupa İşletmeler Ağı Projesi Kapsamında ‘Mersin Sanayisi Gelecek Vizyonunda Sorunlar, Çözümler ve Eylem Planı Arama Konferansı’ düzenlendi. Konferans sonunda sanayicilerin
tespit ettiği sorunların başında ara eleman eksikliği, kentte OSB ve Küçük Sanayi Siteleri kurulumu için arazi bulma konusunda yaşanan zorluklar ile teşvik ve desteklere ulaşmada yaşanan sıkıntılar geliyor.
şadıkları sorunları da bire bir ifade etme fırsatı buldu. Tüm gün devam eden toplantı sonrasında tespit edilen sorunlar ışığında bir sonuç raporu hazırlanarak “Mersin Sanayi Strateji Belgesi” oluşturulacak.
Düzenlenen konferansta kamu kurum temsilcileri ve akademisyenlerle bir araya gelerek ortak çalışma yürüten sanayiciler kurumlarla ya-
Konferansın açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, sanayinin hem ülke hem de Mersin’in omurga
sektörlerinden olduğunu belirtti. Arama Konferansı ile sanayicilerin bir masa etrafında toplanıp ortak sorunlarını tespit etmek için çalıştığına değinen Aşut, katılımcıların tespit edeceği sorunlar, getireceği çözümler, ortaya atacağı alternatif düşünceler ve vizyonun Mersin sanayisinin sıçrama tahtası olacağına inandığını söyledi. > 8’de
Biberde kalıntıyla mücadelede güneş etkisini gösteriyor
Ardından sektörlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Temiz, ilk olarak iş sağlığı ve güvenliği sektöründe yaşanan gelişmeleri anlattı. > 7’de
Odası (MTSO) başta olmak üzere kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve STK’ların desteğiyle Ankara’da bu yıl ikinci kez Mersin Tanıtım Günleri düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan tanıtım günlerinde Mersin’in ekonomik zenginlikleri, kültürel değerleri, damak tadı, müziği, el sanatları başkentlilere tanıtıldı. Mersin Tanıtım Günleri’nde, yöresel sanatçılar ve ozanlar sahne alırken halk oyunları, defileler, sergiler ve imza günleri gerçekleştirdi. > 4’te
Sorunlara ortak çözümler aranıyor
ersin’de dış ticaretin gelişmesi adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü ile koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Önümüzdeki süreçte de düzenlenecek periyodik toplantılarla bir araya gelecek olan taraflar, yaşanan sorunları masaya yatırarak çözümleri birlikte arayacak.
Mersin’de sanayide yaşanan sorunların çözümü için sektör paydaşları Mersin Ticaret ve Sanayi Odası organizasyonunda düzenlenen ‘Sanayi Arama Konferansı’nda buluştu.
31 No’lu komite olarak işletme destek hizmetleri verdiklerini ve grup bünyesinde yedi sektör bulunduğunu anlatan Uğur Temiz, bu sektörleri, özel güvenlik şirketleri, iş sağlığı ve güvenliği firmaları, temizlik firmaları, muhasebeciler, patent ofisleri, ilaçlama firmaları ve laboratuvarlar olarak sıraladı.
Ankara’da Mersin rüzgarı esti
A
Sanayici sorunlarını tespit etti
Otel’de düzenlenen toplantıda sektör temsilcileri bir araya geldi. Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Gümrük Müdürleri ve Şube Müdürleri, MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, 18 No’lu Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetleri, 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı, 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı, 21 No’lu Deniz Yolu Taşımacılığı ve Destek Hizmetleri Meslek Komitesi başkan ve üyeleri ile MTSO’nun ilgili birim yetkililerinin buluştuğu toplantıda mevcut sorunlar görüşüldü. >8’de
CMYK
2022 Dünya Futbol Şampiyonası Katar’da yeni fırsatlar sunuyor
A
rap Yarımadası’nın doğu kıyısında yer alan Katar, önümüzdeki yıllarda inşaat sektörü için gelecek vaat ediyor. 2022 yılında düzenlenecek Dünya Futbol Şampiyonası’na evsahipliği yapacak olan Katar’da açıklanan 2030 yılı vizyonu da ülkede irili ufaklı birçok alt ve üst yapı inşaatı yapılacağının sinyalini veriyor. İş çevrelerinin ortak kanaati ise bu yatırımların büyük bir bölümünün 2017’ye kadar tamamlanacağı yönünde birleşiyor. Ekonomi Bakanlığı tüm bu gelişmeler nedeniyle ülkeyi, 2016 – 2017 döneminde dış ticarette öncelikli ülkeler arasında gösteriyor. 2022 Dünya Futbol Şampiyonası için 9 adet orta ve büyük ölçekli stadyum yapılması planlanan ülkede, yapılması planlanan diğer önemli projeler metro istasyonu, Katar – Bahreyn Köprüsü, Doha Limanı ve çeşitli karayolları inşaatı olarak sıralanabilir.
Mersin Müzik Festivali açılışı 9. Senfoni ile yapacak
>8’de
Ülkede yabancı yatırımcı için potansiyel arz eden en önemli sektör olarak müteahhitlik gösteriliyor. Katar’da önümüzdeki 5 yılda planlanan 200 kadar yatırım projesinin toplam tutarı yaklaşık 150 milyar doların üzerinde. Bunun yüzde 43’ü altyapıya giderken, kalanının sağlık ve eğitim sektörleri için kullanılması bekleniyor. Sektörde Türk firmalarının en önemli rakipleri ise İtalya, Almanya, İngiltere ve Çin. Pazarın küçük olması ve inşaat sektöründe yoğunluklu olması rekabeti beraberinde getiriyor. Türk firmalarının Katar’daki varlığının aslen müteahhitlik sektörüne bağlı olduğu söylenebilir. Türk müteahhitlik firmalarının tamamladığı veya sürdürdüğü projelerin toplam tutarı yaklaşık 6,7 milyar dolar seviyesinde. > 6’da
Karayolu taşımacılığına düzenleme
>4’te
G
üneşi dezenfeksiyon amaçlı kullanarak Türkiye’ye model olan Mersin’in, biberde nematod zararlısıyla mücadelesi ve paralelinde kalıntı sorunuyla savaşı sonuç verdi. “Nematod ve Kök Hastalıkları ile Mücadele Projesi”nin ikinci yılında düzenlenen “Tarla Günü” etkinliğinde elde edilen sonuçlar kamuoyu ile paylaşıldı. Uygulanan yöntemler sonucunda biberde yüzde 50’ye yakın verim artışı sağlanırken hastalık düzeyinin yüzde 5’lere indiği açıklandı. Geçen yılın sonuçlarını gören bölge çiftçisi, solarizasyonla mücadele yöntemini benimsedi. Hedef, sürdürülebilir ve güvenli tarım uygulamalarında Mersin’i markalaştırmak. Mersin’de Kazanlı bölgesinde “örtü altı biber yetiştiriciliğinde sorun olan nematod ve kök hastalıklarına karşı toprak dezenfeksiyonuna yönelik demonstrasyon ve eğitim çalışmaları” 2015-2016 sezonunda da
devam etti. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) desteği, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü, Mersin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü işbirliğinde yürütülen mücadele sonuçları Kazanlı’da deneme uygulamaları yapılan seralar arasında düzenlenen “Tarla Günü” etkinliğinde açıklandı. Daha sağlıklı ürün tüketilmesi, çevrenin korunması amacıyla hazırlanan “Nematod ve Kök Hastalıkları ile Mücadele Projesi” kapsamında 2014 – 2015 sezonunda 10 serada deneme üretimleri yapılırken 2015 – 2016 sezonunda buna 5 sera daha eklendi. “Tarla Günü” etkinliğine Mersin Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Politikalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Doç. Dr. Birol Akbaş, Mersin Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Çiftepala da katıldı. >5’te
Yeni nesil ticari bilgi ile ihracat başlıyor
> 2’de
Tarihin gizemli kenti; Kanlıdivane
> 3’te
2
YIL: 18 | SAYI: 309 | 8 - 21 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Deniz turizmi tesislerinin ihracatçı sayılma koşulları belli oldu K ültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli konaklama ve deniz turizmi tesislerinin ihracatçı sayılması için sağlamaları gereken döviz miktarına ilişkin karar Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’nin 5 Mayıs tarihli sayısında yer alan Bakanlar Kurulu Kararı’na göre, Turizm Teşvik Kanunu’nun 13’üncü maddesi uyarınca Kültür ve Turizm Bakan-
lığı’ndan belgeli asli fonksiyonu konaklama olan işletmeler ile deniz turizmi tesislerinin ihracatçı sayılabilmeleri için yurt dışından 750 bin dolar ve üzeri döviz miktarı sağlaması gerekiyor.
Genç girişimcilere Bireysel gelir vergisi istisnası sulama sistemlerine G hibe desteği B
S
enç girişimcilerde kazanç istisnasına uygulanacak gelir vergisi indirimlerine ilişkin usul ve esaslar belirlendi.
ireysel sulama sistemleri kurulmasında, hibeye esas mal alım tutarının KDV hariç yüzde 50’sine hibe yoluyla destek verilecek.
Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Bireysel Sulama Sistemlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Program, tarla içi damla sulama, yağmurlama, mikro yağmurlama sulama sistemleri kurulması, lineer sistem, center pivot sistem veya tamburlu sistem yağmurlama sulama makinesi alınması ve güneş enerjili sulama sistemi kurulmasını kapsayacak. Tarla içi damla sulama sistemi kurulması için program tüm illerde uygulanacak.
Maliye Bakanlığının Gelir Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla 29 yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri kazançlarının 75 bin liraya kadar olan kısmı, belli şartlara bağlı olarak gelir vergisinden müstesna tutulacak. Adi ortaklık veya şahıs şirketi kurmak suretiyle faaliyette bulu-
nan mükellefler de ayrı ayrı istisnadan yararlanabilecek. Bu durumda mükelleflerin istisnadan yararlanabilmeleri için tüm ortakların ayrı ayrı istisna şartlarını taşımaları gerekecek. Ortaklardan herhangi birinin istisna şartlarını taşımaması halinde, diğer ortaklar da istisnadan faydalanamayacak. İstisnadan, 10 Şubat 2016 tarihinden itibaren ticari, zirai veya mes-
anatçı Utku Şenbayrak, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Sanat Galerisi’nde bir ilke imza attı. Mersin’in ilk multimedya sergisini açan Şenbayrak, klasik resim ya da heykel sergisi yerine daha çok çağdaş sanatın anlatım dilini kullanmayı tercih ettiğini söyledi.
leki faaliyet nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunanlardan ilgili kanunda öngörülen şartları taşıyanlar faydalanacak. İstisna, her vergilendirme döneminde yıllık 75 bin lira olarak uygulanacak. Bir vergilendirme döneminde istisna tutarının altında kazanç elde edilmesi durumunda istisnadan yararlanılmayan tutar ertesi yıla devredilmeyecek.
Gerçek kişiler ve belirtilen şirketler, “lineer sistem, center pivot sistem veya tamburlu sistem yağmurlama sulama makinesi alınması” hariç kendilerine ait arazilerde veya en az üç yıl ve üzeri süreyle kiralama yaparak başvuruda bulunabilecek. Sulama kooperatifleri ve tarımsal kalkınma kooperatifleri de ana sözleşmelerinde tarımsal üretim yapabileceklerinin yer alması şartıyla kendilerine ait arazilerde veya kamu arazilerinden 10 yıl ve üzeri kiralama yaparak tüzel kişilik olarak başvuru yapabilecek.
TSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi tarafından 4 adımda nokta atışı ihracatı KOBİ saha çalışması başlıyor.
Toros Üniversitesi’nde ‘Özel Sektör Ne İster’ paneli M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, Toros Üniversitesi, Girişimci İnsan Kaynakları Grubu işbirliğinde Toros Üniversitesi’nde Kariyer Günü Etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında, öğrencilerin işgücü piyasasını tanımaları amacıyla ‘Özel Sektör Ne İster?’ paneli düzenlendi. Kurumsal firmaların insan kaynakları yetkilileriyle gerçekleştirilen ‘Kariyer Söyleşisi’ etkinliğine, MTSO Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp katıldı. Ayla Harp, girişimciliğin artmasının ekonomiye, dolayısıyla istihdama olumlu katkı sunacağını söyledi. Girişimci adaylarına, girişimcilik
sürecinde fırsatları görmeleri, ihtiyaçlarının ne olduğunu tespit etmeleri, cesaretli, özgüvenli, yenilikçi olmaları gerektiğini anlatan Harp, teknolojiyi de yakından takip etmeleri tavsiyesinde bulundu. “Peşinden gidecek cesaretiniz varsa, tüm rüyalar gerçek olabilir” diyen Ayla Harp, girişimci adaylarının neden başarısız olduklarını ise şu maddelerle sıraladı: “Riski bölmemek, fikri icra edememek, yanlış kişilerle yola çıkmak, değişime ayak uyduramamak, odaklanamamak, işleri delege edememek, finansal kaynakları yanlış kullanmak, gerçekçi olmayan beklentilere girmek, başarısız olma korkusuna kapılmak ve mentörsüz yola
Çiftçilere tarım destekleri belli oldu Ç iftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dahil olan çiftçilere bu yıl dekar başına 11 lira mazot ve gübre destekleme ödemesi yapılacak.
Bakanlar Kurulu’nun 2016 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Kararı Resmi Gazete’de ya-
ISO 9001 değişiyor M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Türk Standartları Enstitüsü Belgelendirme Grup Başkanlığı işbirliğinde ‘TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Versiyonu ve Farklılıkları’ konulu eğitim toplantısı düzenlenecektir. TSE Belgelendirme Grup Başkanı Mesut Duru tarafından verilecek eğitim 12 Mayıs Perşembe günü MTSO 4. Kat toplantı salonunda gerçekleştirilecektir. Eğitime talebin yoğun ve kontenjanın sınırlı olması nedeniyle başvuruların en geç 9 Mayıs Pazartesi gününe kadar yapılması gerekmektedir. Konuyla ilgili detaylı bilgi ve katılım formuna www.mtso.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Sergisinde, üzerine dijital müdahale yaparak imgenin manipülasyonu sonucu oluşturulan fotoğrafları sergilediğini anlatan Şenbayrak, “Mersin’de ilk kez böyle bir sergi düzenleniyor. Bundan sonraki çalışmalarım da yeni medya üzerine olacak” dedi. Toplam 15 eserin yer aldığı serginin 8 tane fotoğraf, 5 video ve 2 de enstalasyondan (yerleştirme) oluştuğunu kaydeden Şenbayrak, Glitce adını verdiği sergisi için şunları söyledi: “Bu sergim ile zihin, bellek ve mekan kavramlarını dijital bir anlatımla bozulmaya uğ-
ratıp algıya müdahale etmeyi planlıyorum. İmajlarımı çağdaş yaşamın içinden seçtim.” MTSO Sanat Galerisi’ndeki sergi açılışına MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek, Başkan Danışmanı Ercan Akın, MTSO Sanat Galerisi Sorumlusu Seda Şahbaz ile çok sayıda sanatsever katıldı. 1990 yılında Adana’da dünyaya gelen Utku Şenbayrak 2011’de Çukurova Üniversitesi Bilgisayar Destekli Tasarım ve Animasyon bölümünü bitirdi. Sanat eğitimine 2011’de Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Seher Kurt ve Cüneyt Kurt atölyesinde başlayan sanatçı, 2013’te Mersin’e gelerek eğitimini Orçun Çadırcı ve Gülcan Şenyuvalı atölyelerinde sürdürdü. 16 Mayıs Pazartesi gününe kadar açık kalacak olan sergi hafta içi, 08.30 – 18.00, Cumartesi günleri ise 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Yeni nesil ticari bilgi ile ihracat başlıyor M
Kabul edilen başvurulara ilişkin olarak başvuru sahibiyle il müdürlüğü arasında hibe sözleşmesinin imzalanmasından sonra mal alımları en fazla 45 gün içinde tamamlanacak. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olmak şartıyla, başvuru sahibi yatırım konularından sadece biri için tek bir parselde başvuru yapabilecek. Türk Ticaret Kanununda tanımlanan kollektif şirket, limited şirket ve anonim şirket şeklinde kurulmuş olan şirketler, ana sözleşmelerinde tarımsal üretim yapabileceklerinin belirtilmesi şartıyla tüzel kişilik olarak başvurabilecek.
Mersin’in ilk multimedya sergisi açıldı
yımlandı. Buna göre çiftçilere bu yıl verilecek tarımsal destekler belirlendi. ÇKS’ye dahil olan çiftçilere dekar başına 11 lira mazot ve gübre destekleme ödemesi yapılacak. Kilogram başına yapılan fark ödemesi desteği ise şöyle belirlendi:
Yağlık ayçiçeğinde 40 kuruş, kütlü pamukta 75 kuruş, soya fasulyesinde 60 kuruş, kanolada 50 kuruş, dane mısırda 2 kuruş, aspirde 55 kuruş, zeytinyağında 80 kuruş, buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikalede 5 kuruş, çeltikte 10 kuruş, kuru fasulye, nohut ve mercimekte
Irak’a ihracatta sevk öncesi incelemede düzenleme Irak’a yapılan ihracatta sevk öncesi incelemelere yönelik düzenlemeler yapıldı. Konuyla ilgili Akdeniz İhracatçı Birliği’nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan bir yazıya atıfla; Irak’a yapılan ihracatta, yetkilendirilen gözetim firmalarınca ürünlerin mal ihraç ülkesinde iken sevk öncesi inceleme uygulamasına tabi tutulması uygulamasının, Merkezi Irak Yönetimi tarafından 01/07/2011, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi (IKBY) tarafından ise 12/05/2012 tarihinde başlatıldığı ifade edilmektedir. Gözetim yapmakla sorumlu olan firmaların doğrudan Merkezi Irak ve IKBY yetkili otoritelerince atandığı belirtilmektedir.”Anılan yazıda, özellikle ihracatçıların
CMYK
konuyla ilgili doğru ve zamanında bilgilendirilmesini teminen, halihazırda sevk öncesi inceleme yapmakta olan kuruluşların sözleşmelerinin devam edip etmediğine dair Bağdat Ticaret Müşavirliği ve Erbil Ticaret Ataşeliği’nden alınan bilgi şöyle: “2016 yılı itibariyle, TÜV Rheiland ve Bureau Veritas firmalarının hem Merkezi Irak, hem de IKBY; SGS, Cotecna ve Baltic Control firmalarının ise sadece IKBY adına sevk öncesi inceleme yapmak üzere görevlendirildiği ifade edilmektedir. Ayrıca, Cotecna ve Baltic Control firmalarının 2015 yılında Merkezi Irak adına yapmakta olduğu sevk öncesi inceleme görevine son verildiği bildirilmekte olup, adı geçen firmaların iletişim bilgileri ekte sunulmaktadır.”
çıkmak.”
Mersin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Mustafa Kutlu ise, özellikle üniversite öğrencilerinin işgücü piyasasını tanımalarında anahtar rol oynayan işbaşı eğitim programını Kariyer Günü etkinliğiyle tanıtmaya çalıştıklarını belirtti. Kutlu, 2015 yılından itibaren üniversitelilere İŞKUR olarak daha yakın olduklarını ve birçok programla öğrencileri desteklediklerini belirtti. Oturum sonunda üniversite öğrencilerinin soruları panelistler tarafından cevaplanırken, panel sonrasında Mersin İŞKUR Danışmanları tarafından açılan bilgilendirme masalarında üniversitelilere danışmanlık hizmeti verildi.
30 kuruş, çayda ise 13 kuruş. İyi tarım uygulamaları yapan çiftçilere dekar başına meyve, sebze için 50 lira, örtü altı için 150 lira ve süs bitkileri, tıbbi aromatik bitkiler için de 100 lira destekleme ödemesi yapılacak.
Çukurova Kalkınma Ajansı hibe programı kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Projeler Müdürlüğü tarafından yürütülen “TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Edebilirliği İçin Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Kurulumu” Projesi çerçevesinde hizmet verecek olan MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi pilot saha çalışmaları başlıyor. Çalışma kapsamında “4 Adımda Nokta Atışı İhracat” Programı düzenlenecek. Programa katılmak
Miniklerin hayalleri renklerle buluştu M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuklara yönelik düzenlediği etkinlik ile hayallerindeki 23 Nisan’ı çizmelerini istedi. Çocukların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, birbirinden güzel eserler ortaya çıktı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda MTSO Sanat
isteyen firmalar için başvurular başladı. 10 firma ile sınırlı olacak pilot çalışma kapsamında MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi uzmanları ile program katılımcısı firma birebir çalışacak. Bu çalışmada “Hedef Pazar Araştırması ile Analizi” ve “Potansiyel Müşteri Bilgisi ve Rakip Analizi” yapılarak, program katılımcısı firma için belirlenen hedef pazarda, hedef müşteri bilgileri verilerek nokta atışı ihracat yapması sağlanacak. Son başvuru tarihi 17 Mayıs Salı günü olup program hakkında detaylı bilgiye www.mtso.org.tr adresinden veya MTSO Projeler Müdürlüğü’nden ulaşılabilir.
Galerisi’nde düzenlenen etkinlik, MTSO Sanat Galerisi Yöneticisi Seda Şahbaz ve Bilimkent Koleji Resim Öğretmeni Aliye Altunbilek organizasyonunda gerçekleşti. Etkinliğe, MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar ve çocukların aileleri katıldı. Çok renkli bir bayram kutlayan çocuklara, resim malzemeleri hediye edildi.
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU Şerafettin AŞUT
A. Kadir DÖLEK
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 18 | SAYI: 309 | 8 - 21 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Tehditler ve fırsatlar… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
S
avaşların arkasında her zaman milli veya dini bir neden ve motivasyon olduğu düşünülür. Aslında tüm savaşlar ve ülkeler arası sorunların temel nedeni ekonomiktir. Bu gün dünya, özellikle çevremizdeki bölgeler ciddi sorunlar yaşıyor. Savaşlar, isyanlar, Arap Baharı hatta Avrupa ve Amerika’da bile işçi ve sendika ayaklanmaları gündemden düşmüyor. Olaya bütüncül baktığınızda ve bu sorunların arka planına baktığınızda, 2008-2009 küresel finans krizinin hala aşılmamasının etkilerini açıkça görüyorsunuz. Evet, dünya ticaret hacmi hala 2008 öncesi düzeyi yakalayamadı. Dünya devleri küçüldü, işsizlikleri arttı, ihracatları azaldı, ithalatları düştü. Yani, dünya ekonomisi 8 yıldır bataklıkta çırpınan insan gibi. Eskiden böylesi krizlerde elinde petrol, doğalgaz gibi yer altı zenginlikleri olanlar zarar almadan yollarına devam ederdi. Bu gün 47 dolara inen petrol varil fiyatı ile petrol ve doğal gaz üreten ülkeler bile borç alır duruma geldiler. Aslında Rusya’nın agresifliğinin arkasında yatan şey de budur. Dünya, tarihinde görmediği ekonomik ve siyasi bir buhran yaşıyor. Ve elbette bunun olumsuzlukları, ekonomisi KOBİ’lere dayanan, ihracata dayanan bir Türkiye olarak iş dünyamıza sert bir şekilde yansıdı. Eğer bu gün ülke olarak dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi isek, bunun arkasında Cumhuriyet’in kurulmasından bu yana yaratılan 1 milyon 500 bin girişimcinin varlığı bulunmaktadır. Eğer bu rakam 3 milyon olsaydı bu gün bu sorunlar çok daha az olacaktı. Evet, ABD ve AB bile sorunlar yaşıyor ama yine de girişimci sayılarının çokluğu bu ülkeleri hala dünya devi yapmaktadır.
“Sorunların zirve yaptığı anlar iyileşmenin başladığı noktadır” Öte yandan devletçi bir Çin çok fazla büyüyemiyor. İhracatı ve ithalatı düşüyor. Afrika, Asya, Latin Amerika yalnızlaşırken, ABD ve AB Serbest Ticaret Anlaşması ile yeni bir güç oluşturuyor, 2008 krizinin bataklığından kurtuluyor. ABD bütçesinde işler düzelirken, ülke tekrar bir sanayi ve imalatçı devrimini tetikleyerek KOBİ’leri ve girişimcileri desteklerken, Avrupa Birliği’nde ilk kez istihdam artışı yaşanıyor. Bu arada Türkiye olarak bu kıtaların hiç birine ait olmayan konumumuz ile biraz daha yalnız ve çevremizdeki sıkıntılarla biraz daha kırılgan hale geliyoruz. Ancak sorunların zirve yaptığı anlar aslında iyileşmenin de başladığı noktadır. Ekonominin psikolojik etkisi unutulmamalı ve umutlu olmalıyız. Sürekli çevremizdeki karanlığa odaklanmaktansa, biraz kendi ışığımıza bakmalıyız. Bu süreci kendi eksiklerimize odaklanarak bir avantaja çevirmeliyiz. Çünkü hiçbir sorun sonsuza kadar sürmez ve talih hep hazır olana güler derler. “Küllerinden doğmasını bilen bir milletiz” 2002 yılından beri sayısız genel ve yerel seçim, hatta tekrarlanan seçimler yaşadık. Tüm bu süreçleri büyük bir sorun yaşamadan, demokrasi değerlerini yaşatarak atlattık. Siyasi istikrar devam etti, mali bütçe bozulmadı, makro ekonomik göstergeler bozulmadı, büyüme olumsuz etkilenmedi. Bizce 2002 yılından beri gelip geçen hükümetlerin en büyük başarısı toplumun üzerinde yıllardır ekonomik ve psikolojik bir
kambur oluşturan kamu borçları, IMF ve bütçe sorunlarını artık gündemden düşürmesi oldu. Bunlar toplumda güven ve psikolojik bir rahatlama oluşturdu. Artık, ülkemiz kendi içinden kaynaklanan krizlere bir son verdi. Ancak, okyanusları geçerken bazen derede boğulduk. Böylesi önemli sorunları çözerken, aslında biraz empati, biraz hoşgörü ve her kesimin göstereceği biraz daha siyasi uzlaşma ile yeni bir anayasa yapılabilirdi. Siyasetin insanları kutuplaştırmasına ve gereksiz rejim tartışmalarına izin verilmeyebilirdi ve biraz daha nötr bir dış politika ile dış olaylar ülke içine daha az yansıtılabilirdi. Elbette dış olaylarda her şey bizim elimizde değil. Dış güçlerin terörü nasıl desteklediğini biliyoruz. Ama bunlar bu gün ülkenin gündemi olmayabilirdi. Bu anlamda dış olayları, çevremizdeki sıkıntıları bir yana koyarsak, diğer sorunlar aslında kendi yarattığımız, kendi içimizde çözmeyi başaramadığımız sorunlardır. Eğer enerjimizi bunlara ayırabilirsek, siyasi kutuplaşmaları ve kavgaları centilmen bir demokrasi yarışması haline getirebilirsek, ortak paydalarda buluşmayı başarır ve Cumhuriyeti kuran bir millet olarak el ele vererek bir anayasa yapabilirsek, ülkenin sanal konularını bir kenara atıp ülkenin ve toplumun gerçek sorunlarına; yani, ekonomiye, işe, aşa, adalete, eğitime, bilim ve teknolojiye, ülkenin geleceği olan genç nüfusun ihtiyaçlarına odaklanırsak inanın çok daha parlak günler bizimdir. Biz küllerinden doğmasını bilen bir milletiz. Yok oldu derken yeniden doğduysak, bu gün elimizdeki bu güç ve kazanımlarla çok daha güç-
lü hale gelebiliriz. Yeter ki toplum olarak demokrasinin değerini bilelim, Cumhuriyetin kazanımlarının değerini, bir vatana sahip olabilmenin değerini bilelim. Yeter ki, farklı düşüncelerin ortasında ortak paydalarla kürekleri aynı yöne çekebilen bir toplum yaratmayı başarabilelim. Aslında yüz yıllardır bu coğrafyada oynanan oyunlara rağmen, etrafımız neredeyse kabile ve aşiret devletlerinden oluşurken ve parça parça olurken, Anadolu insanının tek yürek olmayı başarması ve bu tezgahlara izin vermemesi en büyük cevaptır ve korunması gereken en büyük güçtür. Vefakar ve cefakar Türk Silahlı Kuvvetlerimizin verdiği mücadele, emniyet teşkilatımızın çabaları takdire şayandır ve iş dünyası olarak arkalarındayız. Ancak, aynı vefakar ve cefakar duruşu, birlik ve beraberliği sağlama çabalarını, Cumhuriyet değerlerini koruma bilincini, yeni bir dönüşümün yaşandığı bu siyaset ortamında tüm partilerden, tüm siyasetçilerimizden bekliyoruz. Türk girişimcisi iş de bulur, aş da verir. Türk girişimcisi üretim de yapar, ihracat da yapar. Yeter ki vatanımızda birlik olsun, huzur olsun. Yeter ki evrensel insanlık değerlerinin yaşatıldığı, bireyin merkezde olduğu, insanların adaletin varlığına inandığı bir ülke olsun. Yeter ki siyasi kavgaların yerini demokrasi temelli saygın bir siyasi rekabet alsın. Bu sadece iş dünyasının değil, toplumun beklentisidir. Bu konularda ülke olarak çok büyük ilerlemeler kaydettik. Bu kazanımlar ülkemizin geleceğe sıçrama tahtalarıdır. Kaybedilmemeli, zenginleştirilmelidir.
Tarihin gizemli kenti; Kanlıdivane
A
kdeniz’e yaz geldi. Parklara, bahçelere, sahillere akın eden çocuklar, yaşlılar ve aileler; 3 ay gibi gözüken ancak 6 ay devam eden Akdeniz yazının tadını çıkarmayı hedefliyor. Akdeniz’de yaz ayı; uzun geceler, bitmeyen sohbetler, yeni arkadaşlıklar, ılık hava, gezilecek yerler, kestirme yollar, yazlıklar, eğlence, spor, deniz, kum, güneş, karpuz, kavun, yayla ve çok daha fazlası demek aslında. Akdeniz’in incisi pırıl pırıl parlıyor şu günlerde. Çünkü yaz geldi, Mersin çiçek açtı. Tüm endamı ve doğal güzelliğiyle Mersin, sizi bekliyor. Siz daha bavulunuzu toplamadınız mı? Mersin, 321 kilometrelik sahiliyle boylu boyunca uzanır Akdeniz’de. Toros Dağlarını arkasına alan Mersin, mavinin yeşille buluştuğu, güneşin 300 gün gökyüzünden inmediği adeta yeryüzü cenneti. Tarihin Mersin’i ilk yazdığı günden bugüne kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması, doğal güzelliğinin yanı sıra bereketli topraklarıyla yaşanabilir bir yer olması cazibesini artırıyor. Antik şehirlerden kalan izler ve kalıntılar yine Mersin’in eşsiz tarihini gün ışığına çıkarıyor. Kanlıdivane de, M.S 4’üncü yüzyıldan bu yana günümüze ulaşan en önemli tarihi eserlerden biri. Kanlıdivane,
30 metre derinliğindeki geniş bir obruk etrafında kurulmuş antik kent. Efsaneye göre Kanlıdivane ismi, Roma döneminde suçluların obruğa atılıp vahşi hayvanlara yem edilmesinden geliyor. Bazı kaynaklarda ise antik dönemde Olba Krallığı’nın sınırlarında yer alan dinsel bir merkez olduğu söylense de son yapılan araştırmalar Kanlıdivane’nin zeytinyağı üretimi ile dikkat çeken ayrı bir kent olduğu yönünde. Bu gizemli kent tam da tatil ve tarihi bir arada sevenler için. Yaz tatili programınıza eklemeyi unutmayın. Kanlıdivane, günümüzde Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alıyor. MÖ 3’üncü yüzyılda kurulan ve MS 4’üncü yüzyılda adı Neapolis olarak değişen kentin, Elaiussa Sebaste’nin sur dışında yer alan uzantısı olduğu tahmin ediliyor. 19’uncu yüzyıl ortalarında Fransız gezgin Victor Langlois tarafından keşfedilen kent, 1970’li yıllarda yapılan kazılarla ortaya çıkarılmış. Yöredeki ilk arkeolojik araştırmaları ise Semavi Eyice gerçekleştirmiş. Efsanelerle Kanlıdivane Kent, doğal bir çökük olan 30 metre derinliğindeki geniş bir obruk etrafında kurulu. Semavi Eyice’ye göre
Kanlıdivane isminin kökeni hakkında iki ihtimal var. İlk ihtimal isimdeki ‘kanlı’, kentin antik ismi olan Kanitellis’ten ya da obruğun içinde yağmur sularıyla toprak rengine bulanan kabartmaların kırmızıya çalan renginden geliyor. ‘Divane’ kısmı ise, burada dağınık olarak yaşayan Türkmen topluluklarının zaman zaman divan adı verdikleri toplantılarından geldiği. İkinci ihtimal ise, Roma döneminde suçluların obruğa atılıp vahşi hayvanlara yem edildiği için kente Kanlıdivane denildiği. Kanlıdivane’nin tarihçesi
Olba Krallığı’nın kutsal yerleşim yeri olan kentin tarihi, MÖ 3’üncü yüzyıla kadar gidiyor. İlk kez Helenistik Dönem’de yerleşim gören kent, Roma ve Geç Antik dönemlerde en yoğun dönemini ve MS 4’üncü yüzyılda en parlak dönemini yaşamış. Ayrıca obruğun içerisinde yer alan merdivenler ve mağaralardan, obruk içerisinin de yerleşim yeri olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Merdivenlerle inilen obruğun büyüklüğünden ötürü tanrısal olduğu düşünülmüş ve kent tarihi boyunca dinsel bir merkez olmuş. Son olarak Bizans İmparatoru II. Theodosius burada kutsal bir Hıristiyanlık merkezi kurmuş. Kentte gerçekleştirilen
yüzey araştırmalarında tespit edilen 15 atölye ile presler, pres yatakları, vida ağırlıkları, pres ağırlık taşları, kırma tekneleri ve kırma taşları gibi üretim araçları kentin özellikle Geç Antik Dönem’de önemli bir zeytinyağı üretimi merkezi olduğunu ortaya çıkarmış. Tarım ekonomisinin geliştiği ve bölgenin tarım ürünü olan zeytinden gündelik hayatta yararlanıldığına dair büyük bir iz olan bu kalıntılar, aynı zamanda ticaret yapısı hakkında da fikir veriyor. Antik Liman ile bağlantısı da ortaya çıkarılan Kanlıdivane antik kentinde çok sayıda sarnıç tespit edilmiş. Kalıntı ve buluntular Kentin çevresinde kurulduğu obruğun içerisinde Armaronxas ailesine ait kaya kabartması bulunuyor. 4 metre genişliğinde, 2 metre yüksekliğindeki bir niş içerisinde yer alan kabartmanın sağ tarafında beş satırlık bir yazıt yer alıyor. Yazıtta ailenin isimleri yazıyor. Obruğun batı duvarlarında ise Kilikya askeri olduğu düşünülen bir savaşçı kabartması var. Obruğun etrafındaki ana yerleşim yerinde ise kesme taştan yapılmış bazilikalar, caddeler, kaya mezarları, sarnıçlar yer alıyor. Yerleşim yerinin güneybatısında MÖ 2’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen kule, kentteki günümüze kadar ulaşan en eski yapı. Kitabesinde yazdığına göre kule, Tanrı Zeus için rahip krallardan Olbalı Tarkyaris’in oğlu Teukros tarafından yaptırılmış. Obruğun çevresindeki bazilikalar ise 4’üncü yüzyıl sonları ile 6’ncı yüzyıl ortaları Bizans dönemi eserleri. Nekropoller Kentin çevresinde üç nekropol (arkeolojik şehirlerde mezarlıklar) tespit edilmiş. Kuzeye doğru uzanan ve yüksek bir noktada bulunan kuzey nekropolü 4,5 hektarlık bir alanı
YAYIN ADI VE SAYFA NO
CMYK
kapsamakta. Burada çok sayıda lahit ve üç tapınak mezar yer alıyor. Bu nekropolün en yüksek yerinde Kraliçe Aba’nın kocası ve iki oğlu için yaptırdığı anıtsal mezar var. Obruğun bir kilometre güneybatısındaki Çanakçı olarak anılan çöküntü alanında ise soylulara ait birçok
kaya mezarı ve lahit yer alıyor. Kanlıdivane’ye nasıl gidilir? Mersin’in 50 km batısında yer alan, Kanlıdivane Ören Yeri’ne Erdemli ilçesine bağlı Yemişkumu Mahallesi’nden kuzeye sapan 3 kilometre uzunluğundaki yolla ulaşılıyor.
4
YIL: 18 | SAYI: 309 | 8 - 21 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Karayolu taşımacılığına düzenleme
K
arayolu taşımacılığında idari yaptırım sonucu doğuracak belli sürelere bağlı hükümlerde sektör lehine düzenlemeye gidildi. Komşu ülkelerde yaşanan sorunlar nedeniyle uluslararası taşımacılık faaliyetlerinde yaşanan daralma ve bunun sektör olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik değişiklikler yapıldı. Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre Karayolu Taşıma Yönetmeliği’ndeki bazı maddelerin sektör tarafından farklı değerlendirilmesinin, bunun da birtakım ihtilaflara neden olmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. İdari yaptırım sonucu doğuracak
belli sürelere bağlı hükümlerde sektör lehine düzenlemeye gidilirken, komşu ülkelerde yaşanan sorunlar nedeniyle uluslararası taşımacılık faaliyetlerinde yaşanan daralma ve bunun sektöre olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik değişiklikler yapıldı.
Buna göre, yetki belgesi sahibinin taraf olduğu finansal kiralama sözleşmesinde ayrıca noter onayı aranmaması sağlandı. Tek araçla yetki belgesi almak isteyen gerçek kişiler için ücret indirimi yapıldı. Uluslararası ve yurt içi kargo işletmeciliği yapan firmalara, yurt içi acentelik faaliyeti gösterenlerle de acentelik sözleşmesi yapma imkanı sağlandı. Taşıtların yaşları nedeniyle öngörülen asgari kapasite şartının kaybedilmesi halinde, asgari kapasitenin
kaybedildiği sürelerin toplamına ilişkin sınır, 5 yıllık dönemde 630 güne çıkarıldı. Kamu kurumlarının 1 yıldan az hizmet alımı sözleşmesi yapılmasına imkan verildi. Yetki belgesinde kurallara uygun olmayan taşıtların kullanılmasına önlem getirildi. Kargo taşımacılığının araç teminin kolaylaştırmak ve
gereksiz yatırımları önlemek için düzenlemeye gidildi. Mükerrer cezalandırmaların önüne geçilmesine ilişkin değişiklikler yapıldı. Tarifeli seferlerde araç bulundurulması zorunluluğunu yerine getirmeyenlere yönelik yaptırımlar azaltıldı. Faaliyet durdurmayla sonuçlanan çeşitli yaptırımlar ortadan kaldırıldı.
MTSO’da kapasite raporu raportörlerine eğitim verildi
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde, bölgede faaliyet gösteren il ve ilçelerdeki Ticaret ve Sanayi Odaları’nda görev yapan, kapasite raporu raportörlerine, “Kapasite Raporu Otomasyon Sistemi ve Raportörler” eğitimi verildi. TOBB tarafından yürütülen ‘Kapasite Raporu Otomasyon Sistemi ve Raportör Eğitimi’ Mersin’de düzenlendi. MTSO evsahipliğindeki eğitime Mersin’in yanı sıra Adana, Aksaray, Antakya, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Sivas, Yozgat ve ilçeleri Ticaret ve Sanayi Odaları’ndan Genel Sekreterler ve kapasite raporu raportörleri katıldı. Eğitim TOBB Sanayi Müdürü Mehmet Ali Bayram tarafından verildi. Toplantının
açılışında
konuşan
MTSO Genel Sekreteri Abdulkadir Dölek, kapasite raporunun önemini anlattı. Raporların daha düzenli hazırlanması gerektiğini vurgulayan Dölek, bu noktadan hareketle verilen eğitimin önemine dikkat çekti ve bu yöndeki eğitimlerin devam edeceğini bildirdi. Eğitimde TOBB Sanayi Müdürü Mehmet Ali Bayram, Odaların kapasite raporlarının ülkenin sınai üretim gücünü tespit etmek, ekonomik ve stratejik plan ve programlara ışık tutmak amacıyla düzenlendiğini belirtti. Bayram, yaptığı konuşmada, raporların usulüne uygun hazırlanmasının ve otomasyon sistemine girilmesinin, verilerin düzgün saklanması ve istatistiklerin oluşturulması açısından da büyük önem taşıdığını, bu aşamada en önemli sorumluluğun eksperlere ve raportörlere düş-
nkara’da bu yıl ikinci kez düzenlenen Mersin Tanıtım Günleri, Ankaralıların yoğun ilgisiyle karşılandı. Açılış gününde Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Mersin Milletvekilleri, Güney Afrika Cumhuriyeti Büyükelçisi Pule Malefane ve STK Genel Başkanları da Mersinlileri yalnız bırakmadı. Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik 1 Mayıs’ta sona erdi. Mersin Valiliği’nin himayesinde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) başta olmak üzere kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve STK’ların desteğiyle Ankara’da bu yıl ikinci kez Mersin Tanıtım Günleri düzenlendi.
tüğünü söyledi. Bayram, kapasite raporlarının TOBB’dan eğitim almış eksperler ve raportörler tarafından hazırlanması gerektiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bu eğitimlerin gerçekleştirileceğini söyledi.
Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan tanıtım günlerinde Mersin’in ekonomik zenginlikleri, kültürel değerleri, damak tadı, müziği, el sanatları başkentlilere tanıtıldı. Mersin Tanıtım Günleri’nde, yöresel sanatçılar ve ozanlar sahne alırken halk oyunları, defileler, sergiler ve imza günleri gerçekleştirdi. 3 bin metrekaresinde yöresel yiyeceklerin tanıtıldığı top-
Elvan: “Mersin’e sahip çıkmak Türkiye’ye sahip çıkmaktır”
“Torosların, Akdeniz’in evladı olarak Mersinle ilgili yapılan her etkinlikte sizinle birlikteyim. Bu konuda bize düşen ne varsa yeri-
ne getirmeye hazırım. Mersin’i bir üniversite şehri olarak, bir liman şehri, deniz şehri olarak tanımlayabiliriz. Sağlık şehri, ticaret şehri olarak tanımlayabiliriz. Tarım şehri, kültür ve turizm şehri olarak değerlendirebiliriz. Tüm bu özellikler ancak markalaştığımız zaman, ilimizin marka değerini üst sıralara taşıdığımız zaman mümkündür.
ise açılışta yaptığı konuşmada turizmin dünyada hızla gelişen sektörlerin başında geldiğini anlattı.
Bu ise birlikte hareketle mümkündür. Mersin birliğimizin de dirliğimizin de teminatıdır. Mersin’e sahip çıkmak Türkiye’ye sahip çıkmaktır.”Mersin’e sahip çıkılması noktasında her kesime görev düştüğünü vurgulayan Elvan, hükümet olarak da üzerlerine düşeni yapacaklarını, hızlı tren, liman, havaalanı, bölünmüş yollar, tarımsal kalkınma yatırımları, sağlık yatırımları gibi her alanda Mersin’in ihtiyacı olan yatırımları gerçekleştireceklerini söyledi.
Mersin’in tarihi ve turistik özelliklerini anlatan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise dünyanın neresinde bir turizm etkinliği varsa Mersin’i oraya taşıma gayretinde olduklarını anlattı. Bugüne kadar Mersin’in tanıtımında çok zaman kaybedildiğini belirten Kocamaz, “Kaybettiğimiz zamanı bu tür etkinlikleri çok iyi değerlendirerek telafi etmek istiyoruz” diye konuştu.
Mersin, turizm pastasındaki payını artırma hedefinde Mersin Valisi Özdemir Çakacak
CMYK
ersin’de bu yıl ilk kez Ulusal Çalışan Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu düzenlendi. 27 – 28 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Sempozyumda ‘Çalışan Sağlığı ve Güvenliğin Temeli’, ‘Çok Küçük ve Küçük İşletmelerde Çalışan Sağlığı ve Güvenliği’, ‘Çalışan ve İşveren Gözüyle İSG’ gibi tüm sektörleri yakından ilgilendiren konular ele alındı.
keler, kazalar, riskler ve güvenlik kültürünün yalnızca iş dünyası ile sınırlı olmadığına dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, şunları söyledi: “Bunlar hayatın ne yazık ki bir parçasıdır. Ancak, önemli olan bu tehlikelerden kaynaklanan riskleri belirlemek; buna uygun tedbir ve önlemleri alarak kişisel mağduriyetleri sınırlandırmak amacıyla etkin bir eğitim programı oluşturmak gerekir. İşin merkezi her
Uygulamalar hakkında da bilgi veren Bayram, çeşitli kullanım detaylarını anlattı. Toplantı, Odaların sorumlulukları, uygulamadaki sorunlar ve çözümlerinin anlatılıp katılımcıların sorularının cevaplanmasıyla sona erdi.
lam 15 dönümlük alanda düzenlenen ‘Mersin Tanıtım Günleri’ne başkentlilerin ilgisi de yoğun oldu.28 Nisan – 1 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen tanıtım günlerinin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Ankara’da yalnızca Mersin turizminin, sanayisinin, zenginliklerinin, ürünlerinin tanıtılmadığını, aynı zamanda büyük Türk kültürüne karışan ana damarlardan biri olan Mersin’in kültürel kimliğinin de anlatıldığını söyledi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı uygulama çerçevesinde birçok ilin kendisini tanıtma imanı yakaladığını hatırlatan Elvan, bunun bir ahilik geleneği olduğunu söyledi. Mersin Tanıtım Günlerinin de bu ahilik geleneğinin devamı olduğunu kaydeden Elvan, ardından Mersin’e yönelik planlanan çalışmaları anlattı. Elvan şöyle konuştu:
M
Büyük işletmelerde iyi uygulama örneklerinin anlatıldığı sempoz-
Ankara’da Mersin rüzgarı esti A
İşçi ve işverenlere çalışan sağlığı ve güvenliği anlatıldı
Tüm dünya ülkelerinin turizm pastasından daha büyük pay alma çabasında olduğunu kaydeden Çakacak, bu amaçla ülkelerin hatta kentlerin kendisini tanıtmaya başladığını söyledi.
Açılış töreni MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un da yer aldığı organizasyonda emeği geçenlere plaketlerin verilmesi ve açılış kurdelesinin kesilmesiyle son buldu.
yumda iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ile çalışan dostu işyerleri hakkında bilgi verildi. Mersin Sanayi Sitesi, Tabip Odası, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Mersin Üniversitesi işbirliğiyle 1. Ulusal Çalışan Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu düzenlendi. Sempozyuma Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı ve daire başkanları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri, Halk Sağlığı Müdürlüğü, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, akademisyenler ve meslek odaları temsilcileri katıldı.Sempozyumun açılışında Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Güldağ, İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu adına Prof. Dr. Gülden Ersöz, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yetkilendirme Daire Başkanı Furkan Yıldız ve İş Teftiş Kurulu Adana Grup Başkanı Veysel Gül birer konuşma yaptı. Aşut: “İnsanımız, en değerli sermayemiz” Sempozyumda konuşarak tehli-
şeyde olduğu gibi bilinçtir ve bu bilinci yaratacak olan şey eğitimdir. Hem işverenlerin hem de çalışanların eğitiminin eş güdümlü şekilde yapılması işin kalbidir.” Aynı zamanda bir işveren olarak iş yerindeki en değerli şeyin insan kaynağı olduğunu vurgulayan Aşut, sözlerini şöyle tamamladı: “Bundan dolayı en değerli varlığımızı korumak birincil derecede önemlidir. Elbette olaya iş dünyası ve çalışma yaşamı açısından baktığımızda; İş kazaları, önlemler ve çalışan sağlığı daha da önemli hale geliyor. Çalışanlarımızın iş sağlığını ve güvenliğini korumak, gereken önlemleri almak, bilgilendirme ve eğitimleri düzenlemek işveren adına yasal bir yükümlülüktür. Ancak bu konu, Türkiye gibi özellikle sanayileşme oranı hızla artan, hızla gelişen ve büyüyen ekonomiler için yükümlülüklerin de ötesinde, sürdürülebilir, kaliteli bir ekonominin gereğidir. Yani, bu sadece bir yasal zorunluluk adına değil, iş dünyasının, ekonominin, kalitesi, verimliliği ve sürdürülebilirliği adına gönülden ve bu bilinçle yapılması gereken bir şeydir.”
5
YIL: 18 | SAYI: 309 | 8 - 21 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Biberde kalıntıyla mücadelede güneş etkisini gösteriyor
G
üneşi dezenfeksiyon amaçlı kullanarak Türkiye’ye model olan Mersin’in, biberde nematod zararlısıyla mücadelesi ve paralelinde kalıntı sorunuyla savaşı sonuç verdi. “Nematod ve Kök Hastalıkları ile Mücadele Projesi”nin ikinci yılında düzenlenen “Tarla Günü” etkinliğinde elde edilen sonuçlar kamuoyu ile paylaşıldı. Uygulanan yöntemler sonucunda biberde yüzde 50’ye yakın verim artışı sağlanırken hastalık düzeyinin yüzde 5’lere indiği açıklandı. Geçen yılın sonuçlarını gören bölge çiftçisi, solarizasyonla mücadele yöntemini benimsedi. Hedef, sürdürülebilir ve güvenli tarım uygulamalarında Mersin’i markalaştırmak.
zanlı’da deneme uygulamaları yapılan seralar arasında düzenlenen “Tarla Günü” etkinliğinde açıklandı. Daha sağlıklı ürün tüketilmesi, çevrenin korunması amacıyla hazırlanan “Nematod ve Kök Hastalıkları ile Mücadele Projesi” kapsamında 2014 – 2015 sezonunda 10 serada deneme üretimleri yapılırken 2015 – 2016 sezonunda buna 5 sera daha eklendi. “Tarla Günü” etkinliğine Mersin Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Politikalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Doç. Dr. Birol Akbaş, Mersin Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Çiftepala da katıldı.
Mersin’de Kazanlı bölgesinde “örtü altı biber yetiştiriciliğinde sorun olan nematod ve kök hastalıklarına karşı toprak dezenfeksiyonuna yönelik demonstrasyon ve eğitim çalışmaları” 2015-2016 sezonunda da devam etti. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) desteği, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü, Mersin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü işbirliğinde yürütülen mücadele sonuçları Ka-
Tanrıöver: “İyi tarım uygulamalarını merkeze almalıyız” “Tarla Günü” etkinliğinin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver, tarım ve gıdanın yalnızca basit bir beslenme aracı olarak görülmemesi gerektiğini, toplum ve çevre sağlığı adına büyük önem taşıdığını söyledi. Son yıllarda yanlış kullanılan kimyasal gübre ve hatalı tarım uygulamalarının gerek toprak
gerekse insan sağlığını tehdit eder duruma geldiğini vurgulayan Tanrıöver, çözüm yolu olarak iyi tarım uygulamalarını gösterdi. “İşte bu noktada sektörün tüm düzeydeki temsilcilerini bilinçlendirme, eğitme ve örnek uygulamaları gösterme adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak öncü olduk” diyen Tanrıöver, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu anlamda biber seralarında örnek demonstrasyon denemelerini Kazanlı’da «örtü altı biber yetiştiriciliğinde nematod ve kök hastalıklarına karşı toprak dezenfeksiyonuna yönelik demonstrasyon ve eğitim çalışmaları” adı altında uyguladık. Bu proje ile tüketicinin daha sağlıklı ürün tüketmesini ve çevrenin korunmasını amaçladık. Kimyasallar olmadan, verim kaybı olmadan, eskiden biberde yüzde 30 ile 60 arasında olan kök çürüklüğü ve solgunluğun, uygulamanın yapıldığı alanlarda yüzde 5 ile 15 düzeyine düştüğü görüldü. Buna ek olarak, uygulamanın yapıldığı alanlarda verimliliğin ise yüzde 80 arttığı tespit edildi. Bu ticari anlamda da olağanüstü bir katma değerdir, kazanımdır.” Tanrıöver sözlerini, daha sağlıklı ürünler, sağlıklı bir çevre ve paralelinde sağlıklı bir toplum adına MTSO olarak tarımı öncelikli konular arasına almayı sürdüreceklerini belirterek tamamladı. Hekimoğlu: “Hedefimiz Mersin’in gıda güvenliğinde söz sahibi olması” MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enis Hekimoğlu ise proje ve uygulamaları hakkında bilgi verdi. Dünyada
gıda güvenliğinin öneminin her geçen gün arttığına dikkat çeken Hekimoğlu, Türkiye ve özelinde ise Mersin’in gıda güvenliğinde söz sahibi olması hedefiyle hareket ettiklerini anlattı. Tarım ilaç kalıntıları, yer altı sularının kirlenmesi gibi sorunlar nedeniyle Kazanlı’da biber üreticilerinin 150 milyon TL’ye varan verim ve kalite kaybı yaşaması sonrasında 2013’te harekete geçtiklerini hatırlatan Hekimoğlu, yaptıkları çalışmalarla Türk çiftçisinin bilinçli, doğru zamanda, doğru uygulamalarla güzel sonuçlar alabileceğini gösterdiklerini söyledi. Mersin’i meyve-sebze üretiminde, gıda güvenliğinde dünyada marka kent yapmak istediklerini kaydeden Hekimoğlu, “Yaptığımız çalışmalar sonucunda güvenli gıda üretimi gerçekleştirildi. Artık hiçbir halk sağlığı endişesi duymadan yenilebilecek ürünler yetiştirmeye adayız” değerlendirmesini yaptı. Mersin’de gerçekleştirilen pilot çalışmanın Türkiye’ye örnek olduğunu vurgulayan Hekimoğlu, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı ile bu alandaki işbirliklerinin önümüzdeki sezonda da devam etmesini talep ettiklerini söyledi. Solarizasyon ve azaltılmış fumigasyon kombinasyonu ile sağlanan bu uygulamanın meyve sebzede diğer örtü altı üretimlerde de kullanılabileceğine dikkat çeken Hekimoğlu, “Bu örnek çalışmanın Türkiye’de yıllardır konuşulan pestisit tarım ilaç-
2015 – 2016 sezonunda nematod ve toprak hastalıkları ile mücadele çalışmaları kapsamında solarizasyon uygulaması Adanalıoğlu ve Kazanlı’da gerçekleştirildi. Seralarında bu uygulamayı gerçekleştiren çiftçiler isimleri ise şöyle: Mahmut Seçkin (Adanalıoğlu), Metin Tamoz (Adanalıoğlu) Mehmet Kurultay (Kazanlı), Ali Atlı (Kazanlı) ve Uğur Çetin (Kazanlı) ları kalıntısını ortadan kaldıracağını düşünüyoruz” dedi. “Gübre konusundaki çalışmaların da takipçisiyiz” Tarım ilaçları kadar bitki besleme ürünleri, kimyevi gübrelerin de toprağa zarar verdiğini, yer altı sularını kirlettiğini anlatan Enis Hekimoğlu, “Bugün dünyada hammadde dahi olarak kullanılmayan gübreler, bitki besleme ürünleri Türk çiftçisine satılıyor” dedi. Tarım Bakanlığı’nın gübre üzerine çalıştığını bildiren Hekimoğlu, yakın bir zamanda bu alandaki yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle çiftçilere doğru ve uygun maliyetli yeni nesil teknolojik
ürünlerin sunulacağını anlattı. Hekimoğlu, “MTSO olarak sürdürülebilir tarım, kalkınma, eko sistemin vazgeçilmez kaynağı toprağı ve çevreyi korumak için bu tür konuların takipçisi olacağız” diye konuştu. Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü adına söz alan Doç. Dr. Seral Yücel, çiftçiyi doğru uygulama yöntemleri hakkında bilgilendirirken üreticiler Ali Atlı ile Uğur Çetinkaya yaptıkları çalışmaları ve aldıkları sonuçları katılımcılarla paylaştı. Mersin’de önemli bir çalışmaya imza atıldığını dile getiren Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Politikalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Doç. Dr. Birol Akbaş ise emeği geçenlere teşekkür etti.
Ahşap ambalaj üreticileri ISPM – 15 konusunda bilgilendirildi
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi organizasyonu ile Ahşap Ambalaj Malzemeleri ve ISPM – 15 bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya konunun hassasiyetine dikkat çekerek, önümüzdeki süreçte ilgili şartları yerine getirmeyen firmaların disiplin kuruluna sevk edilebileceğini bildirdi. Son dönemlerde ihracatta kullanılan ahşap malzemelerin standartlara uygun olmadığı gerekçesiyle ürünlerin geri gönderilmesi oranının artması üzerine MTSO’da düzenlenen toplantı ile Mersinli ahşap ambalaj
üreticileri ISPM – 15 standartları konusunda bilgilendirildi. Bilgilendirme toplantısı öncesinde konuşma yapan MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya, bir dış ticaret kenti olarak, sıkıntı yaşanmaması adına Mersinli firmaların ihraç ettikleri ürünlerin içeriği ve ürünlerin ambalajlanmasında hassas davranmaları gerektiğini vurguladı. İhraç ürünlerinin taşınmasında kullanılan ahşap paletlerle zararlı organizmaların yurtiçinden yurtdışına, yurtdışından da yurtiçine giriş çıkışını, yayılmasını önlemek için yönetmelikler bulunduğunu hatırlatan Maya şunları söyledi: “Ahşap ambalaj malzemelerinin ısıl işleme tabi tutulmuş ve ISPM-15 işa-
retlemesinin yapılmış olması gerekiyor. Oysa son zamanlarda kullanılan ahşap malzemelerin bu normlara uygun olmadığına dair AB ve diğer ülkelerden sıkça geri bildirim alıyoruz. Bu durum ülkemizin ve ürünlerimizin imajını olumsuz etkiliyor. Bu sorunun önüne geçilmesi için kamu kurumları denetimlerini sürdürürken bizlerin de maksimum düzeyde hassasiyet göstermemiz gerekiyor.” Konuyla ilgili olarak gerek ilgili Bakanlık gerekse TOBB tarafından sıkça uyarı yapıldığını hatırlatan Maya, tüm bu çalışmalar sonrasında şikayete konu olan firmaların tespiti aşamasına geçildiğini ve tutumunu devam ettiren firmaların MTSO tarafından disiplin kuruluna
sevk edilebileceğini açıkladı. Maya sözlerini, “Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentimizin ihracatını artırmak önceliğimiz olmaya devam edecektir” diye tamamladı. Mersin Zirai Karantina Müdürü Ali Erden de ISPM-15 standardının önemine dikkat çekti. “ISPM -15 uygulaması farkındalık oluşturmakta geç kaldığımız ancak uluslararası ticarette her geçen gün canımızı yakmaya devam eden bir faktör” diyen Erden, ambalaj üretim firmalarının işyeri sahibinden sahada çalışanına kadar tüm personelin bu konuya hassasiyet göstermesi gerektiğini vurguladı. Erden aksi halde ülkenin uluslararası alanda her geçen gün değer enflasyonu yaşamayı sürdüre-
ceğini söyledi. 34 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Tarık Ciğer ise ISPM -15’in dünyada 56 ülkede uygulandığını bildirdi. Türkiye’de 792 firmaya konuyla ilgili yetki belgesi verildiğini ifade eden Ciğer, bunların 229’unun belgesinin ise iptal edildiğini anlattı. Konunun öneminin daha iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Ciğer, “Bu sıkıntının bir bacağı üretici ise diğer
bacağı kullanıcıdır. İkinci el olarak tabir edilen ahşap taşıma paletleri ve ambalaj malzemeleriyle sevkiyat yapılmamalıdır” diye konuştu. Toplantıda Mersin Zirai Karantina Müdürlüğü adına konuşan Orman Mühendisi Nurullah Özkahraman ISPM -15 standartlarının nasıl uygulanacağına yönelik teknik bilgiler verirken Entomolog Suat Yıldız ise orman zararlılarını anlattı. Toplantı sonunda katılımcılara plaket verildi.
Tarım sektörü Silifke’de buluştu T
arım sektörü, Silifke’de bu yıl ilki düzenlenen ‘Silifke Tarım Günleri’nde buluştu. Silifke Kaymakamlığı öncülüğünde, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Silifke Ticaret ve Sanayi Odası koordinasyonunda, Toprak Ana Fuarcılık organizasyonunda düzenlenen Silifke Tarım Günleri, çevre il ve ilçelerden
YAYIN ADI VE SAYFA NO
gelen sektör temsilcilerini bir araya getirdi.
Ekonomisinin yarısına yakınını tarım sektörü oluşturan Silifke, bu yıl ilki düzenlenen önemli bir organizasyona evsahipliği yaptı. Silifke Tarım Günleri adı altında düzenlenen organizasyonun açılışına Mersin Ti-
CMYK
caret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut başta olmak üzere Mersin’in ilçeleri ile çevre illerden Oda ve Borsa Başkanları ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. Etkinlik kapsamında muzlu baklava, çörekotu yağı gibi farklı ürünler katılımcılara tanıtılırken diğer yandan sektör temsilcileri gerek tarım makinelerinde gerek seralarda kullanabilecekleri son teknolojilerle tanıştı. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Kaynar, “Çiftçilerimiz, üreticilerimiz bu etkinlik ile eğitim, dayanışma ve kaynaşma fırsatı bulacak. Bu nedenle çok önemsiyoruz” diye konuştu. Tarımın istihdama ve kalkınmaya katkı sağlayan stratejik bir sektör olduğunu vurgulayan Kaynar, “İnsanlık var oldukça tarım, stratejik önemini kaybetmeyecektir. Silifke’nin yüzde 50’si tarımla uğraşıyor. Bu nedenle bu tür etkinliklerin yapılması son derece anlamlı” ifadelerini kullandı.
Çiftçilerin, sanayicilerin yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri bu tür etkinliklerle tanıma fırsatı yakalayacağını dile getiren Kaynar, “Hedefimiz önümüzdeki süreçte bölgesel etkinlikler düzenlemektir” diye konuştu. Açılışta, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Abdullah Süngü, Silifke’nin tarımdaki önemini anlattı. 12
ay aktif üretim yapılabildiğini ifade eden Süngü, özellikle çilek dendiği zaman akla Silifke geldiğini söyledi. İlçe Belediye Başkanı Mustafa Turgut ise konuşmasında, “4 mevsim üretim yapıyoruz. Yalnızca çilek ihracatımız toplam ihracatımızın yüzde 40’ını oluşturuyor.
“Silifke, gelişen turizme ve sanayiye sahip ama ana geçim kaynağımız tarım ve bu etkinliği önemsiyoruz” ifadelerini kullandı. Silifke Kaymakamı Şevket Cinbir de tarımın bölge için önemine dikkat çekerek etkinliğin hayırlı olmasını diledi.
6
YIL: 18 | SAYI: 309 | 8 - 21 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
2022 Dünya Futbol Şampiyonası Katar’da yeni fırsatlar sunuyor
A
rap Yarımadası’nın doğu kıyısında yer alan Katar, önümüzdeki yıllarda inşaat sektörü için gelecek vaat ediyor. 2022 yılında düzenlenecek Dünya Futbol Şampiyonası’na evsahipliği yapacak olan Katar’da açıklanan 2030 yılı vizyonu da ülkede irili ufaklı birçok alt ve üst yapı inşaatı yapılacağının sinyalini veriyor. İş çevrelerinin ortak kanaati ise bu yatırımların büyük bir bölümünün 2017’ye kadar tamamlanacağı yönünde birleşiyor. Ekonomi Bakanlığı tüm bu gelişmeler nedeniyle ülkeyi, 2016 – 2017 döneminde dış ticarette öncelikli ülkeler arasında gösteriyor. 2022 Dünya Futbol Şampiyonası için 9 adet orta ve büyük ölçekli stadyum yapılması planlanan ülkede, yapılması planlanan diğer önemli projeler metro istasyonu, Katar – Bahreyn Köprüsü, Doha Limanı ve çeşitli karayolları inşaatı olarak sıralanabilir.
görülmekle birlikte, söz konusu oran ülkenin sanayileşme ve yatırım çalışmaları kapsamında özellikle doğalgaz ve altyapı çalışmaları için bu ülkeye gelen yabancıların sayısındaki artıştan kaynaklanıyor. Ülkede çalışan yabancıların çoğunluğu Hindistan, Pakistan, Nepal ve Filipinler’den geliyor. IMF verilerine göre 2013 yılı Katar nüfusu 2 milyon olup 2016’da 2,6 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Ülkede yabancı yatırımcı için potansiyel arz eden en önemli sektör olarak müteahhitlik gösteriliyor. Katar’da önümüzdeki 5 yılda planlanan 200 kadar yatırım projesinin toplam tutarı yaklaşık 150 milyar doların üzerinde. Bunun yüzde 43’ü altyapıya giderken, kalanının sağlık ve eğitim sektörleri için kullanılması bekleniyor. Sektörde Türk firmalarının en önemli rakipleri ise İtalya,
Doğal kaynaklar ve çevre
Ülke nüfusunun yüzde 77’si erkek ve yüzde 47,5’i 29 yaşın altında. Bu oransızlıklar da yabancı işgücüne bağlı olarak ortaya çıkıyor. Nüfusun yüzde 90’ı şehirlerde yaşıyor. Başkent Doha nüfusun 45,7’sini, 10 kilometre uzaklıktaki Rayyan ise yüzde 36,7’sini oluşturuyor. Ülkenin işgücü neredeyse tamamıyla yabancı işçilere dayanıyor.
Ülke için hidrokarbon oldukça önemli. Petrol Dukhan ve Qatari’de çıkarılmakta olup Katar ekonomisi petrol ve doğalgaza dayanıyor. Ülkenin GSYİH’nın yüzde 56’sı, ihracat gelirlerinin ise yüzde 89’u petrol ve doğalgaz sektöründen elde ediliyor. Doğalgaz da ülke için oldukça önemli bir yeraltı kaynağı. Dünyanın en
Genel olarak Katar, önemli ölçüde ticaret fazlası veren bir ülke. 2011’de 92 milyar dolar olan dış ticaret fazlası, 2012’de 107 milyon dolara, 2013’te 110 milyon dolara, 2014’te 101 milyar dolara ve 2015’te ise 111 milyon dolar olarak seyretti. Son yıllarda hızla gelişen ekonomi ile birlikte ithalat artışı ihracat artışından hızlı gelişse de, ihracatta ana kalem olan enerji kaynaklarının uluslararası piyasa fiyatlarındaki artışı, dolayısıyla söz konusu ticaret fazlası sürüyor. Ekonomik yapı 1995’te iktidarı ele geçiren Şeyh Hamad bin Khalifa al Thani’nin, borçlanarak ekonomiyi çeşitlendirme politikalarına hız verme düşüncesinin, artan enerji fiyatlarının da etkisiyle ülke ekonomisine önemli katkıda bulunduğu söylenebilir. EIU tahminlerine göre ülkede satın alma gücü paritesi göz önüne alındığında kişi başına düşen milli gelir 100 bin doları aşıyor. Bu itibarla Katar, bölgenin en iyi ekonomik performans gösteren ülkesi. Doğalgazın dünya ekonomisinde giderek artan önemi, Katar’ın güçlü ekonomik kalkınma politikalarının başarısını arttıracak gözüküyor. Ekonomi politikaları Katar Hükümeti tarafından uygulanan ekonomik politikalar temel olarak, ülkenin zengin yeraltı kaynaklarının da yardımıyla hızlı bir kalkınma sürecini yakalamayı, dışa açık ve dünyaya entegre bir ekonomi yaratmayı, güçlü ve aktif bir özel sektör oluşturarak ekonomide kamu kesiminin baskın rolünü azaltmayı amaçlıyor. Ekonomik yapının petrole olan bağımlılığını azaltmak isteyen Katar Hükümeti, 1987’de keşfedilen zengin doğalgaz kaynak-
65’ini ise inşaat demiri oluşturuyor. 2008’de Türkiye ile Katar arasındaki ticaret hacmi 1,2 milyar dolar olarak kaydedildi. 2009’da ticaret hacmi 375 milyon dolara geriledi. 2010 ve 2011 yıllarında Türkiye Katar’a yönelik ithalat fazlası vermeye başladı. 2012’de Türkiye’nin Katar’a ihracatı yüzde 37 artarak 257 milyon dolara ulaştı. 2013’te yüzde 5 azalarak 244 milyon dolar oldu. 2014’te Türkiye’nin Katar’a ihracatındaki artış devam etti. 2014’te ihracat yüzde 41 artışla 344 milyon dolar olarak gerçekleşti. Katar ile 2014 yılı ticaret hacmi ise 739 milyon dolar oldu. Dış ticaret istatistikleri Türkiye’nin 2009’da Katar’a ihracatı ani bir düşüşle bir önceki yıla göre yüzde 73 azaldı. Bunun en önemli nedeni Katar’ın inşaat demiri ithalatını durdurması. Türkiye’nin ihracatındaki düşüş 2010’da da devam etti. Katar’a olan ihracat, 2010’da yüzde 43 azalarak 163 milyon dolara geriledi. Bunun nedenlerini küresel krizin yansımalarının devam etmesi, yatırım projelerindeki duraklama ve en önemlisi Katar’a olan ihracatın çeşitlendirilememesi olarak sıralanabilir. 2011’de Türkiye’nin ihracatı 2010’a göre yüzde 16 artarak 188 milyon dolar, 2012’de ise yüzde 37 artarak 257 milyon dolar oldu. Ancak 2013’te yüzde 5 azalarak 244 milyon dolara geriledi. Söz konusu azalış ağırlıklı olarak kablo ve teller ile transformatör ihracatındaki düşüşten kaynaklanıyor. 2014’te yüzde 41 artarak ihracat 345 milyon dolara yükselirken artış trendi 2015’te de sürdü. Türkiye’nin 2015’te Katar’a ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 22’lik artışla 424 milyon dolara ulaştı. Türkiye’nin Katar’a 2015’teki ihracatı toplam ihracat içinden yüzde 0,2 pay alır ve en fazla ihracat yapılan ülkeler arasında ise 57’nci sıradadır. Türkiye’nin ihracatı sektörel bir yaklaşımla incelendiğinde ise şunlar söylenebilir:
Almanya, İngiltere ve Çin. Pazarın küçük olması ve inşaat sektöründe yoğunluklu olması rekabeti beraberinde getiriyor. Türk firmalarının Katar’daki varlığının aslen müteahhitlik sektörüne bağlı olduğu söylenebilir. Türk müteahhitlik firmalarının tamamladığı veya sürdürdüğü projelerin toplam tutarı yaklaşık 6,7 milyar dolar seviyesinde. Takip ettikleri projelerin toplam tutarı da 1 milyar dolar civarında. Diğer taraftan, Türk müteahhitlik firmalarının hem Katar özel sektörünün sahibi olduğu projelerden hem de kamu ihalelerinden pay alma şansı oldukça yüksek. Uluslararası düzeyde önemli başarılara imza atan Türk firmaları kısa sürede Katar pazarına en prestijli projelerle girmeyi başarmış. Coğrafi konum Katar, gerek nüfus gerek yüzölçümü açısından küçük Körfez ülkelerinden biri. Arap Yarımadası’nın doğu kıyısında yaklaşık 11 bin 521 kilometrekarelik bir alana sahip. Kıyı şeridi 550 kilometre kara sınırı ise 60 kilometre olup, Suudi Arabistan’la komşu. Nüfus ve işgücü yapısı Katar’da yüksek bir nüfus artış hızı
YAYIN ADI VE SAYFA NO
büyük 3’üncü doğalgaz rezervine sahip olan Katar’ın rezervleri, dünya doğalgaz rezervlerinin yüzde 15’ine denk geliyor. Katar’ın doğalgaz üretimini 300 yıl boyunca sürdürebileceği tahmin ediliyor. Katar’ın petrol rezervi ise 26,8 milyar varil. İhracat gelirlerinin yüzde 49’unu petrol, yüzde 40’ını LNG oluşturuyor. Ülkenin tamamına yakını düzlük olup, en yüksek rakım deniz yüzeyinden 40 metre. Ülkenin kuzeybatısında bazı tepeler, güneydoğusunda ise kum tepeleri bulunuyor. İklimi Ülkenin iklim yapısı çöl iklimi. Yazın hava sıcaklığı 50ºC civarında olup yüzey suları ve bitki örtüsü yok denecek kadar az. Bazı kuyulardan yeraltı suyu çıkarılsa da, suyun tamamı denizden arıtma yoluyla elde ediliyor. Katar’ın dış ticareti Katar dış ticareti, uluslararası enerji fiyatlarına bağlı olarak şekilleniyor. Diğer taraftan, tamamlanmış veya sürdürülmekte olan petrol ve gaz sektöründeki yatırımlar, altyapı geliştirme programı, sanayi, eğitim ve turizm sektöründeki yatırımlarla artan ihracat ve ithalata bağlı olarak dış ticaret hacmi son yıllarda katlanarak gelişiyor.
CMYK
larını etkin biçimde kullanarak gelir kaynaklarını artırmayı öngören bir politika uyguluyor. Doğalgaz ihracatı, Katar’ın toplam ihracatının yüzde 40’ına denk geliyor. Sözkonusu oranın önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor. Katar’ın toplam doğal gaz rezervi 25,3 trilyon metreküp ve yıllık LNG ihracatı 31 milyon ton. Katar LNG ihracatını yılda 77 milyon ton düzeyine çıkarmayı hedefliyor. LNG tesisleri, Katar’ın imalat sanayinin en önemli kolu olarak göze çarpıyor. Ayrıca, doğalgazdan petrol ürünleri üretilmesini ve ihraç edilmesini öngören “GTL – gas to liquids” teknolojisi konusunda da önemli adımlar atılıyor. Diğer taraftan, ekonominin çeşitlendirilmesine ilişkin politikalar sadece doğalgaz ve buna bağlı sanayi tesislerinin kurulması ile sınırlı kalmayıp, enerji dışı alanlarda faaliyet gösterecek firmaların Katar’a çekilmesine de çalışılıyor. Türkiye – Katar ticareti Türkiye ve Katar arasında ikili ticaret hacmi son yıllarda hızla artıyor. Türkiye’nin ihracatındaki hızlı artışın en önemli nedeni inşaat demiri ihracatı. Türkiye’nin 2008 yılı ihracatının yüzde 74’ünü demir-çelik, yüzde
Her türlü inşaat malzemeleri, ev tekstil ürünleri ve contract mobilya ürünleri, makarna, zeytinyağı, domates salçası, şekerli ve çikolatalı ürünler, bisküvi, süt ürünleri, doğal taşlar, kuyumculuk ve mücevher ürünleri, porselen, seramik ve cam ürünleri, beyaz eşya ve oto yan sanayi gibi ürünlerin ihracatımız açısından Katar pazarında önemli bir potansiyel vardır. Katar’dan ithalatta ise ağırlıklı olarak işlenmemiş alüminyum, kimyasal maddeler, plastik ve plastik mamulleri bulunur. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler Katar, yerel halkın tüm nüfusa oranının yüzde 20 düzeyinde olduğu oldukça kozmopolit yapıda bir ülke. İş görüşmesi yaparken hangi etnik gruptan kişiyle temas halinde bulunulduğuna dikkat edilmeli ve ona göre davranılmalı. Yerel tüccarlar uzun zamanlardan gelen bir ticaret kültürüne sahip olup ticari müzakerelerde oldukça başarılı oldukları söylenebilir. Alışveriş yapılan dükkanlarda ürünler her zaman pazarlığa tabidir. İş görüşmelerine hızlı şekilde geçilmemelidir. İş görüşmelerinden önce kişisel konularda sohbet edilmeli,
belirli bir zaman geçtikten sonra iş konuşulmaya başlanmalıdır. Araplar sert eleştirilere açık değillerdir. Bir eleştiri yapılacağı zaman dolaylı yollar kullanılması uygun olur. Toplantılar belirlenenden daha geç başlayabilir. Dakiklik konusuna fazla önem verilmez. Ancak, sizin toplantılara zamanında gitmeniz uygun olacaktır. Tüm sözlü anlaşmaların aynı zamanda sözleşmeye dökülmesinde fayda vardır. Katar’da işe başlamadan önce karşılıklı güvenin oluşturulması oldukça önemlidir. Katarlı iş adamları bir tanıdık vasıtasıyla iş yapmayı tercih eder. Kişisel temas oldukça önemli olup, hiç tanımadıkları kişilerle e-posta aracılığıyla ticaret yapılması tercih edilmez. Majlis denen yerde toplanarak konular daha rahat bir ortamda ve kahve içerek tartışılır. Toplantılar genellikle sabah ya da akşam saatlerinde gerçekleşir. Katar’da aile hayatına çok fazla önem verilir. Bu nedenle, aile problemleri nedeniyle iş görüşmeleri yarıda kesilebilir ya da iptal edilebilir. Katar’da iş yapabilmek batıya göre biraz daha zor ve yavaş gerçekleşir. İş görüşmeleri sırasında sabırlı olmak gerekir. Bu ülkede misafir ağırlamaya çok büyük önem verilmelidir. Yemeğin elle yenmesi Araplar arasında oldukça yaygındır. Sol el ile yemek yenmesi uygun karşılanmaz, ayrıca sol el ile hiçbir koşulda yemeğe uzanılmaması veya bir şey iletilmemesi gerekir. Yılın en sıcak ayı olan Ağustos ayında, Ramazan ayı ve dini bayramlarda iş görüşmeleri planlanmaması tavsiye edilir. İslam takviminde ay takvimi kullanılır. Ay 28 çeker ve 12 ayda 354 gün bulunur. Bunun neticesinde dini bayramlar her yıl farklı zamanlarda uygulanır. Randevu talep edilmeden önce bayramların hangi tarihe geldiğine dikkat edilmelidir. İş görüşmeleri için Cuma gününe randevu talep edilmesi hoş karşılanmayacaktır. Cuma günü ibadet ve aile içi toplantılara ayrılmıştır. Katar son yıllarda modernleşmesine hız vermiş bir ülkedir. Ancak, ülkenin modern görüntüsüne bakarak halkın geleneksel yapısı göz ardı edilmemelidir. Halk oldukça kadercidir. Kadercilik insanların çok uzun vadeli planlar yapmasını engelleyebilir. Dinin politika, sosyal davranışlar ve iş dünyası üzerinde önemli bir yeri vardır. Karşılıklı konuşmalarda bir kişinin eşi hakkında soru sorulmamalıdır. Bunun yerine çocukların nasıl olduğu sorulabilir. Kadınlara karşı her türlü fiziksel temastan kaçınılmalıdır. Kadının el sıkışmak için elini uzatması durumunda tokalaşılmalıdır. Erkekler arasında el sıkışması
yaygındır. El kalbin üzerine götürülerek de karşı taraf selamlanabilir. En sık rastlanan selamlaşma şekli “Salam alaykum”, “Wa alaykum as-salam” şeklindedir. Selamlaşma için bazı temel Arapça sözcüklerin öğrenilmesinde fayda vardır. Konuşma sırasında göz teması önemlidir. Ancak, bayanların gözlerinin içine bakılmamalıdır. İsrail ve Filistin sorunu ile ilgili konular sohbetten kaçınılması gereken konulardır. Ülke yemekleri ile ilgili konuşmak uygun bir konu olacaktır. Ülkede futbol oldukça popüler olup, konuşma için uygun bir konudur. “İnşallah” kelimesi İngilizce konuşmalarda bile sık sık kullanılmaktadır. Pasaport ve vize işlemleri Diploamatik, hususi ve hizmet pasaportlarına vize uygulanmaz. Umuma Mahsus Pasaport hamilleri Katar’da bir otelde rezervasyon yaptırmaları halinde, Doha Uluslararası Havalimanı’nda 30 dolar karşılığı 10 günlük vize alabilir. Resmi tatiller ve çalışma saatleri Resmi Tatiller: Emir’in tahta çıkması: 27 Haziran Bağımsızlık günü: 3 Eylül Eid al Fitr: 21-24 Eylül Eid al-Adha: 28 Kasım Yeni Yıl: 7 Aralık Milli gün: 18 Aralık Çalışma saatleri resmi kurumlar; Pazar-Perşembe: 07:00-14:00, bankalar için; Pazar-Perşembe: 07:30-13:30, özel sektör için ise; 08:00-13:00 ve 15:30-18:30 (Cuma hariç) arasıdır. Yerel Saat Türkiye yaz saati uygularken Türkiye saati ile saat farkı bulunmamaktadır. Ülkemizde yaz saati uygulaması sona erdiğinde ise Katar saati Türkiye saatinden 1 saat ileridedir. İklim Yazlar sıcak, kışlar ılıman. En sıcak aylar Mayıs-Eylül. Bu aylarda en yüksek sıcaklık 45 dereceye ulaşmaktadır. En soğuk aylar, Aralık-Mart. Bu aylarda ortalama sıcaklık 10-20 derece arasında değişmektedir. En kurak ay Ağustos en yağışlı ay ise Aralık’tır. Yıllık yağış miktarı 39 mm.’dir. Ülkede su kaynakları oldukça kısıtlı olup deniz suyu arıtma sistemi ülkenin su ihtiyacını karşılamaktadır. KAYNAK: Ekonomi Bakanlığı
7
YIL: 18 | SAYI: 309 | 8 - 21 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Resmi kurumlar Temmuzda İSG hizmetine başlıyor T Uğur Temiz 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı
Taşeronların kadroya alınmaları söz konusu. Bu durum ihaleye girmiş, aldığı ihale için yatırım yapmış, bankalara borçlanmış güvenlik ve temizlik firmalarını olumsuz etkileyecek. Konu, firmalar mağdur edilmeden çözülmeli.
ehlikeli ve çok tehlikeli işletmeler için 2014’ten itibaren geçerli olan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alma zorunluluğu Temmuz’dan itibaren resmi kurumlar ve az tehlikeliler için de zorunlu hale gelecek. Bu zorunluluğun ihmal edilmemesi uyarısında bulunan 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Uğur Temiz, “Resmi kurumların özel sektör gibi imza atıp hizmet alması mümkün değil. Bu nedenle geç kalmamaları adına şimdiden ihale prosedürünü başlatmaları gerekiyor” dedi. 31 No’lu komite olarak işletme destek hizmetleri verdiklerini ve grup bünyesinde yedi sektör bulunduğunu anlatan Uğur Temiz, bu sektörleri, özel güvenlik şirketleri, iş sağlığı ve güvenliği firmaları, temizlik firmaları, muhasebeciler, patent ofisleri, ilaçlama firmaları ve laboratuvarlar olarak sıraladı. Ardından sektörlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Temiz, ilk olarak iş sağlığı ve güvenliği sektöründe yaşanan gelişmeleri anlattı. Bu alana yönelik 6331 Sayılı Yasa’nın 1 Ocak 2014’te yürürlüğe girdiğini hatırlatan Temiz, o dönemde firmaların az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere üç sınıfa ayrıldığını bildirdi. Tehlikeli ve çok tehlikeli gruba giren işletmelere Yasa’nın çıktığı tarihten itibaren işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu getirildiğini kaydeden Temiz, “Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Türkiye genelinde bu anlaşmaları yapmayan işyeri oranı yüzde 55” diye konuştu. Bu uygulamanın tüm firmalar tarafından hayata geçirilmesi adına bir öneri geliştirdiklerini dile getiren Temiz, “Her işyeri aylık olarak SGK hizmet belgesi veriyor. OSGB hizmet anlaşması olmayan firmaların aylık prim ve hizmet belgesini elektronik ortamda göndermesi yasaklanabilir. Bu uygulama ile yasa çerçevesinde zorunlu tutulan OSGB anlaşma ora-
nı da doğrudan yüzde 100’e çıkar” dedi. Bu alanda bir diğer sıkıntıyı illerde konuya hakim personel bulma noktasında yaşadıklarına değinen Uğur Temiz, konuyu şöyle özetledi: “OSGB’lerin sorunlarını taşıyabileceğimiz, destek alabileceğimiz iller bazında yetişmiş personel bulmakta zorlanıyoruz. Firmalarımız doğrudan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yönlendiriliyor. Bu durum çalışmaları yavaşlattığı gibi kimi zaman da sorunları çözümsüzlüğe götürüyor. Bakanlıkla telefonla irtibat kuramıyoruz. Elektronik ortama yönlendiriliyoruz. Elektronik ortamdan işlemler standart ve elektronik imza ile yapılıyor. Sistemdeki standardın dışında bir sorun varsa sorunu yine yönlendiremiyorsunuz. Bu da Ankara’ya kadar gitmemize neden oluyor.” Bakanlık personelinin bu konuda çok deneyimli olduğunu vurgulayan Temiz, 81 ilin tamamında SGK İl Müdürlüklerine konuyla ilgili uzman personel gönderilmesini beklediklerini veya illerdeki personelin konuyla ilgili olarak eğitilmesini istediklerini söyledi. Sektör için en önemli gelişmenin ise Temmuz ayından itibaren İSG uygulamasının resmi kurumlar için de geçerli olmasını gösteren Temiz, bu sürecin de istihdama önemli bir katkı sağlayacağını vurguladı. “Taşeronluk 30 bine yakın kişiyi işsiz bırakır” Ardından bir diğer sorun olarak taşeronluk sistemine değinen Uğur Temiz, böyle bir uygulamanın Türkiye genelinde 30 bine yakın kişinin işsiz kalmasına neden olacağını anlattı. Özellikle güvenlik ve temizlik hizmeti veren firmaların kapanacağını ve bu nedenle bu firmalarda çalışan
idari kadroların ve sekreteryanın işsiz kalacağını dile getiren Temiz, şunları söyledi: “Taşeronların 3 yıllık sözleşmeyle kadroya alınmaları söz konusu. Bu durum ihaleye girmiş, aldığı ihale için yatırım yapmış, bankalara borçlanmış güvenlik ve temizlik firmalarını olumsuz etkileyecek. Bu konunun firmalar mağdur edilmeden çözümlenmesi gerektiğine inanıyorum. Sözleşme bedelinin yüzde 5’inin müteahhit firmaya tazmin bedeli olarak ödenmesi durumu var ama bu yeterli değil çünkü sorun sadece ihalenin zararının karşılanması değil, bu firmalar kapanacak ve geleceğe yönelik iş yapamayacak.” Mersin’de kamu ile çalışan 60’ın üzerinde firma bulunduğunu bildiren Temiz, “Kapanacak firmaların mağduriyetini azaltmak için bankalar teminat mektubu limitini kapatıp yeni kredi vermemeye başladı. Ancak bu da firmalar için büyük sıkıntı” değerlendirmesini yaptı. “KDV’lerde düzenleme yapılmalı” Asgari ücrete yönelik sıkıntı yaşandığını da anlatan Uğur Temiz, kişi başı maliyetlerin yükseldiğini, yabancı uyruklu kişilerin kayıtdışı çalışmasının beraberinde geldiğini ve bu durumun sektörü olumsuz etkilediğini söyledi. Hizmet sektöründeki KDV oranlarının yüksek olmasının da maliyetleri artırdığını ifade eden Temiz, “KDV muafiyeti olan, siteler, apartmanlar gibi yerlere de hizmet veriyoruz ancak yine yüzde 18 KDV’li fatura kesmek durumunda kalıyoruz. En azından vergi mükellefi olmayan yerlere kesilen KDV’lerde oranın yüzde 1 ya da 8’e düşürülmesini arzu ediyoruz” diye konuştu. “İlaçlamada denetimler artmalı” Bir diğer sorunun ilaçlama sektöründe yaşandığını dile getiren Uğur
Temiz, bu alanda kayıt dışılığın çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Mersin’de 12 tane lisanslı ilaç firması bulunmasına rağmen rehberlerde bu sayının 200’e kadar yükseldiğini belirten Temiz, bu alanda Halk Sağlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşmeler yaptıklarını söyledi. İlaç firmalarının faaliyet gösterebilmesi için İl Sağlık Müdürlüğü’nden yetki belgesi alması gerektiğini, bunun da ağır şartları bulunduğunu kaydeden Temiz, kayıt dışı çalışan firmaların bu şartları yerine getirmediğini, insan sağlığını tehdit eden, kanserojen etkileri olan ilaçlar kullandıklarını anlattı. Denetim noktasında ise bir karmaşa yaşandığını bildiren Temiz, “İl Sağlık Müdürlüğü denetimi belediyelerin, zabıtanın yapacağını, zabıta ise Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün yapacağını söylüyor. Nereye gideceğimizi şaşırdık” ifadelerini kullandı. “Devlet kurumları yükü mali müşavirlere aktardı” Son olarak da mali müşavirlerin durumuna değinen Uğur Temiz, sektör angaryanın yüksek seviyelere ulaşmasından şikayetçi. Devlet kurumlarının verilen bir şifre ile iş yükünü mali müşavirlere aktardığını kaydeden Temiz, mali müşavirlerin vermek zorunda olduğu beyan ve bildirge sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Verilmeyen beyan ve bildirgelerle ilgili mükelleflere ağır para cezaları getirildiğini ifade eden Temiz, bu noktada mali müşavirlerin mağdur olduğunu anlattı. Mali müşavirlere de konularıyla ilgili olarak, avukatlar gibi vekaletle mükellefini mahkemede temsil hakkı verilmesini talep ettiklerini vurgulayan Temiz, “ticari konularda konuya asıl hakim olan kişiler mali müşavirlerdir. Onların da davalara girmesi gerektiğine inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.
Et fiyatlarındaki artış restoranları da etkiledi
E
t fiyatlarında son dönemlerde yaşanan artışlar restoran ve yemek şirketlerini de olumsuz etkiledi. İşletme sahipleri artan maliyetleri fiyatlara yansıtamamaktan şikayetçi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 24 No’lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Necmi Göçtü, bu sıkıntının çözümü için Türkiye’deki et yetiştiriciliğine mutlaka çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. MTSO 24 Nolu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Necmi Göçtü, komite çalışmalarını anlatarak ardından sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Komite bünyesinde lokanta, kafeterya, pastane işletmecileri ile yemek firması sahiplerinin bulunduğunu kaydeden Göçtü, 400’e yakın üyeye sahip olduklarını bildirdi. Komite olarak sektördeki güncel sorunları takip ederek çözüm önerilerini oluşturduklarını anlatan Göçtü, ardından bu çözüm önerilerini ilgili mercilere taşıdıklarını anlattı. Ardından sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak sektör sorunlarına değinen Komite Başkan Yardımcısı, ilk olarak istihdam yükü üzerinde durdu. Hizmet sektöründe faaliyet gösteriyor olmaları nedeniyle kentte istihdama katkı sağlayan önemli
YAYIN ADI VE SAYFA NO
işletmeler arasında yer aldıklarına dikkat çeken Göçtü, şunları söyledi: “Çok sayıda kişiye iş imkanı tanınması paralelinde ciddi istihdam yükü getiriyor. En küçük işletmemizde dahi en az 4-5 kişi çalışıyor. Bu sayının 300 – 350 kişiye ulaştığı firmalarımız bulunmakta. Ancak istihdam üzerindeki vergi yükü her geçen gün artıyor. Asgari ücret artışı bizleri ciddi sıkıntıya sokuyor. Girdi maliyetlerimiz artıyor.” Emek yoğun bir sektör olmasının girdi maliyetleri dışında etkileri olduğuna da değinen Necmi Göçtü, özellikle kalifiye eleman bulma noktasında sıkıntı yaşandığını anlattı. Komite olarak bu sorunun çözümü noktasında çalıştıklarını bildiren Göçtü, zaman zaman Mersin Valiliği ve MTSO desteği ile ara eleman yetiştirilmesine yönelik kurslar açtıklarını söyledi. Göçtü ayrıca Mersin’deki Turizm Meslek Yüksekokulu ile Turizm Lisesi’nden de stajyer öğrenci alıp fiili olarak yetişmelerine katkıda bulunduklarını anlattı. Sektörlerinin turizmle doğrudan bağlantılı olduğuna da dikkat çeken Necmi Göçtü, bu nedenle zaman zaman özellikle servis elemanlarına turizme yönelik eğitimler düzenlediklerine değindi. Bunların arasında
CMYK
dil kursları ve beceri kurslarının yer aldığını kaydeden Göçtü, önümüzdeki süreçte de bu eğitimlere devam edeceklerini bildirdi. Sektörün turizm sektörüyle yakından ilişkili olması nedeniyle Mersin’de turizmin gelişmesini çok önemsediklerini de vurgulayan Göçtü, “Kentimize yönelik çok özel lezzetlerimiz bulunmakta. Bu ürünlerimizin daha çok tanıtılıp gurme turizminin hareketlenmesini istiyoruz” dedi. Turizme yönelik yapılması planlanan yatırımları takip ettiklerini de kaydeden Göçtü bu yatırımların hızlanmasını beklediklerini söyledi. “Et üretimine çözüm üretilmeli” İstihdamın ardından maliyetleri etkileyen bir diğer girdi maliyetlerine değinen Necmi Göçtü, özellikle son bir yıldır et fiyatlarındaki yüzde 30’a varan artıştan şikayetçi oldu. Maliyetler artsa da piyasa koşulları nedeniyle bunları fiyatlara yeterince yansıtamadıklarını ifade eden Göçtü, kar marjlarında ciddi düşüşler yaşadıklarını söyledi. Ülke olarak et yetiştiriciliği noktasında mutlaka çözüm üretilmesi gerektiğini vurgulayan Göçtü, aksi halde kaçak et kesimlerinin çoğaldığına işaret etti.
Bir diğer maliyet artırıcı unsurun kiralar olduğunu kaydeden Necmi Göçtü şu bilgileri verdi: “Alışveriş Merkezleri’nde (AVM) artan kiralar tüm sektörü olumsuz etkiliyor. Bu artış AVM’ler dışındaki kiralara da yansıdı ve yüksek bedellerle karşılaşıyoruz. Tüm bu olumsuz gelişmeler sektörün önünü tıkıyor.” “Yemek fişlerinde KDV düzenlemesi yapılmalı” Sektör olarak yemek fişleri ve kartlarına yönelik sıkıntılar yaşandığını da anlatan Necmi Göçtü, şu bilgileri verdi: “Yemek fişleri ya da kartlarına yönelik yaptığımız anlaşmalarda KDV sıkıntısı yaşıyoruz. Yemek sektöründe KDV oranları yüzde 8 olmasına rağmen, yemek fişi ve kartları için kestiğimiz hizmet bedellerinde KDV oranı yüzde 18. Aradaki farkı ise işyeri sahibi cebinden ödemek durumunda kalıyor. Bu durum, kurumlarla anlaşma yapmamızın önüne geçiyor. Daha önce bu sıkıntılarımızı dile getirmemize rağmen sonuç alamadık ancak önümüzdeki süreçte de bu konuya yönelik çalışmalarımız devam edecek.”
Necmi Göçtü MTSO 24 Nolu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı
İstihdam üzerindeki yükler, etteki fiyat artışı ya da AVM’lerde artan kira bedellerinin AVM dışındaki restoran, kafeterya ve pastane kiralarına da yansıması rekabetçi yapımızı zorluyor, kar marjlarımızı düşürüyor.
8
YIL: 18 | SAYI: 309 | 8 - 21 Mayıs 2016 | www.mtso.org.tr
Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05
Sorunlara ortak çözümler aranıyor
Mersinli sanayici sorunlarını masaya yatırdı
Mersinli sanayiciler, kamu kurum, kuruluş temsilcileri ersin’de dış ticaretin gelişmeM si adına Mersin Ticaret ve Save akademisyenlerle ‘Sanayi Arama Konferansı’nda nayi Odası (MTSO), Orta Akdeniz ve Ticaret Bölge Müdürbir araya geldi. Sanayinin sorunlarının tespit edildiği Gümrük lüğü ile koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Önümüzdeki sükonferansta katılımcılar çözüm önerilerini paylaştı. reçte de düzenlenecek periyodik
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında ‘Mersin Sanayisi Gelecek Vizyonunda Sorunlar, Çözümler ve Eylem Planı Arama Konferansı’ düzenlendi. Hedef orta, küçük ya da büyük sanayi işletmelerinde yaşanan yerel sorunları tespit ederek yerel çözümler üretebilmek. Ortaya çıkan sonuçlarla Mersin Sanayi Strateji Belgesi’ni oluşturabilmek. Konferansta söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, yeni bir ekonomi dünyasının doğduğuna dikkat çekerek yeni bir sanayi devrimi geldiğini ve Mersinli sanayicilerin bu devrime hazırlanması gerektiğini anlattı. 21. yüzyılın sanayideki tüm gecikmeleri telafi edecek yeni fırsatlar sunduğunu vurgulayan Aşut, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini dile getirdi. Mersinli sanayiciler, kamu kurum temsilcileri ve akademisyenler “Sanayi Arama Konferansı”nda buluştu. Konferansta oluşturulan yuvarlak masalarda sektörlerini ilgilendiren kamu kurum, kuruluş temsilcileri ve akademisyenlerle bir araya gelen sanayiciler sorunlarını tespit etti. Ardından her grup kendi çözüm önerilerini belirledi. Tüm gün devam eden toplantı sonunda ayrı ayrı masalarda tespit edilen sorunlar ve geliştirilen çözüm önerileri katılımcılarla paylaşıldı. Önümüzdeki süreçte sorunlar ve çözüm önerlerinden oluşan sonuç raporu sanayicilerle paylaşılarak çözümler noktasında çalışma başlatılacak.” Aşut: “Ar-ge ve teknoloji ile geç tanıştık” Konferansın açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, sanayinin hem ülke hem de Mersin’in omurga sektörlerinden olduğunu belirtti. Gerek sağladığı istihdam, gerek ihracat odaklı
olup ülkeye döviz sağlaması gerekse tetiklediği yüzlerce yan sektörle sanayinin önemli bir katma değer olduğuna dikkat çeken Aşut şunları söyledi: “80’li yılların başına kadar ihracatımızın yüzde 90’ı tarım ürünleriyken bugün ihracatımızın yüzde 90’ı sanayi ürünleridir ve bu bir toplum için olağanüstü sıçramadır. Ancak, 80’li yıllarda sanayi yarışına aynı anda ve aynı seviyede başladığımız Güney Kore gibi bazı ülkeler bugün sanayide, teknolojide bir dünya devi haline gelirken, biz ne yazık ki bu hızda bir başarı gösteremedik. Bunun altındaki nedenleri o dönemlerde araştırma ihtiyacı göstermedik. Çünkü kendi sorunlarımızı çözebilen bir toplum ve böyle bir ortak akıl kültürü yoktu. Ar-ge ile markalaşma ile yüksek teknolojiye geçişle yenilikçilik, patent ve kalite kavramları ile çok geç tanıştık. Bir masada oturup ortak akıl aramayı yeni yeni öğrendik. Meğer tüm sorunların cevabı buradaymış.” “Mersin Sanayi Strateji Belgesi” oluşacak Arama Konferansı ile sanayicinin bir masa etrafında toplanıp ortak sorunlarını tespit etmek için çalıştığına değinen Şerafettin Aşut, katılımcıların tespit edeceği sorunlar, getireceği çözümler, ortaya atacağı alternatif düşünceler ve vizyonun Mersin sanayisinin sıçrama tahtası olacağına inandığını söyledi. Ortak akıl ve birlikteliğin, var olan sorunların tespit ve çözümünde, hem de geleceğe ait sanayi politikalarının ve “Mersin Sanayi Strateji Belgesi”nin ortaya çıkmasında çok önemli olduğunu vurgulayan Aşut şöyle konuştu: “Bu konferansın sonuç raporu, Kalkınma Ajansımızın vereceği desteklerin daha etkin, daha gerçekçi ve sektörü daha motive edici olmasının
temel alt yapısı olacaktır. Sorunlar bizim. O halde çözümler de bizim olmalıdır. Hiç kimse bizim derdimizi, bizden daha iyi anlayamaz.
ğız ya da 80 öncesinde olduğu gibi sadece tarım toplumuna, sanayi entegrasyonu olmayan bir tarım toplumuna geri döneceğiz. Nüfusu yakın zamanda 100 milyona yaklaşacak Bundan dolayı sanayimiz ile ilgili olan bir toplumu böylesi bir ekonobu yerel sorunlara bulacağımız ye- mi ile geleceğe nasıl taşıyacağımızı rel akıl ve yerel çözümler, özellikle, sormak bile istemiyorum. Çünkü kendi iç dinamiklerimizin olaya bunun sanayi olmadan, yüksek odaklanması, daha ayağı yere basan, teknolojili bir üretim olmadan, bilgi daha gerçekçi sorunlar ve çözümler ve iletişim teknolojilerini sanayiye reçetesi ortaya çıkartacaktır. Buraya entegre etmeden, doğru bir mesleki ne suçlu aramaya geldik, ne de bi- eğitim ve doğru yetişen yeni bir inrilerini veya birbirimizi eleştirmeye san kaynağı olmadan olamayacağını geldik. Tek hedefimiz ortak akıl ya- biliyoruz.” ratmak, Mersin sanayisi önündeki engelleri kaldırmak.” “Kentin sanayisinin gelişmesinde ciddi adımlar attık” “Hepimiz kendi penceremizden sorunları anlatmalıyız” Kentin sanayisinin gelişimine ve kalitesinin artmasına yönelik ciddi Arama Konferansı ile kentin istih- adımlar attıklarını vurgulayan Şeradamına, refahına katkı koyan sana- fettin Aşut, bunu tüm kent dinamikyicilerin bir araya geldiğini belirten leriyle birlikte yaptıklarını söyledi. Aşut, herkesin kendi penceresinden Tırmıl Sanayi Sitesi’nde yer alan bir diğerinin göremediği sorunları MTSO Tedarik Zinciri Akredite Test aktarma fırsatı bulduğunu dile getir- ve Ar-Ge Laboratuarı’nın sanayiciye di. Aşut, “Özgürce yapılacak tecrübe gerek test laboratuarı olarak gerekse paylaşımını sağlamaz ve birlikte ha- üç boyutlu yazıcı imkanı ile tersine reket etmezsek 21. yüzyılın değişen mühendisliğin yapıldığı önemli bir ve gittikçe acımasız bir rekabet içine hizmet sunduğuna dikkat çeken giren ekonomisinde ayakta durma Aşut sözlerini şöyle tamamladı: şansımız kalmayacaktır” dedi. “Yakında Mesleki Yeterlik AkreditasYeni bir ekonomi dünyasının doğdu- yonu da alacak olan Odamız, sanayi ğunu, yeni bir sanayi devrimi geldi- için zorunlu olan meslek dallarına ğini vurgulayan Şerafettin Aşut ko- bu hizmeti kendisi vermeye başlayanuşmasında şu ifadelere yer verdi: cak. Üretim kadar, bir malı satabilmenin, ihraç edebilmenin önemini “Bugünün sanayisi bizi belki bir 10 biliyoruz. Bu anlamda; MTSO olarak yıl daha idare edebilir ama daha Adana ve Tarsus Ticaret Odalarımısonrası inanın yok. Yeni bir ekono- zı da yanımıza alarak oluşturduğumi dünyası doğuyor, yeni bir sanayi muz, firmalarımızın dış pazarlarda devrimi geliyor. Ancak, 21. yüzyıl daha rekabetçi, risk almadan, daha bize tüm gecikmelerimizi telafi ede- güvenle iş yapmalarını sağlayacak cek yeni fırsatlar da sunuyor. İşte olan Ticari İstihbarat ve Bilgi Merke“Endüstri 4.0” denen yeni sanayi zimiz yakında hizmetinizde olacak. devrimi. İşte merkezinde internet Bunlar Odamızın projesi olsa da; asolan, bilgi ve iletişim teknolojileri- lında bir ortak aklın ürünüdür. Aynı nin sunduğu yeni bir dünya. Ya bu şekilde, sanayi yol haritamız için sürece ve çağa, sorunlarımızı aşarak Arama Konferansının sonuç raporu uyum sağlayacağız ve ayakta kalaca- da önemli bir basamak olacaktır.”
toplantılarla bir araya gelecek
olan taraflar, yaşanan sorunları masaya yatırarak çözümleri birlikte arayacak. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Murat Kahraman’ın başkanlığında Divan Otel’de düzenlenen toplantıda sektör temsilcileri bir araya geldi. Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Gümrük Müdürleri ve Şube Müdürleri, MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, 18 No’lu Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetleri, 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı, 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı, 21 No’lu Deniz Yolu Taşımacılığı ve Destek Hizmetleri Meslek Komitesi başkan ve üyeleri ile MTSO’nun ilgili birim yetkililerinin buluştuğu toplantıda mevcut sorunlar görüşüldü. Toplantıda sektör temsilcileri bir taraftan yaşadıkları sıkıntıları dile getirirken diğer taraftan uygulamalara yönelik merak ettikleri soruların cevaplarını yetkili kişilerden doğrudan duyma fırsatı buldu. Açılışta konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut sektörün önünü açmak, yaşanan sıkıntılara ortak çözümler üret-
mek adına bir araya geldiklerini ifade etti. Bu tür buluşmalarla konunun taraflarının birbirini daha iyi anladığını vurgulayan Aşut, “Bizler zaman zaman sıkıntılar yaşıyoruz oysa idari birimdeki kişiler bizden çok daha fazla sorun yaşayabiliyor. Böylesi çalışmalar
tarafların birbirini anlaması için önemli bir fırsat. Bölge Müdürümüze ve ekibine bizimle birlikte oldukları için teşekkür ediyorum” dedi. Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Murat Kahraman ise, MTSO ile bugüne kadar her zaman koordineli çalıştıklarını söyledi. Önümüzdeki süreçte ise bu koordinasyonu bir adım ileri taşımak istediklerini vurgulayan Kahraman, sektör temsilcileriyle periyodik olarak bir araya gelip, sorunları düzenli olarak görüşüp ortak noktada buluşmak istediklerini dile getirdi. Toplantıda ilk olarak Mersin Gümrük Müdürü Yılmaz Dokumacı, birkaç hafta sonra Mersin’de, 1 Aralık’tan itibaren de tüm Türkiye’de uygulamaya başlayacak olan Konteyner ve Liman Takip Sistemi hakkında bilgi verdi. Toplantıda ayrıca Liman ve Serbest Bölge arasındaki koridorun kullanımı esasında güvenlik mührü uygulamasından, ithalat ve ihracatta muayene uygulamaları, x-ray’de yaşanan sıkıntılar, stajyerlerin gümrükte refakati, ekspertiz rapor taleplerine kadar çok sayıda konu ela alındı.
Mersin Müzik Festivali açılışı 9. Senfoni ile yapacak A
vrupa Festivaller Birliği (EFA) üyesi olan ve bu yıl 15’incisi düzenlenen Mersin Uluslararası Müzik Festivali, Beethoven’in 9. Senfoni’si ile perdelerini açıyor. Pek çok orkestranın ve festivalin kuruluş ve organizasyonunda yer alan Prof. Rengim Gökmen yönetiminde seslendirilecek konserde, Türkiye’nin opera yıldızları; Bengi İspir Özdülger, Ezgi Karakaya, Aykut Çınar, Teyfik Rodos solist sanatçı olarak yer alacak. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu’nun da yer aldığı açılış konseri, 11 Mayıs 2016 Çarşamba günü saat 20.00’de Mersin Kültür Merkezi Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak.
Devlet Senfoni Orkestrası ve Devlet Çoksesli Korosu’nun eşsiz yorumu ve Prof. Rengim Gökmen’in yönetiminde seslendirilecek. İnsan sesinin bir senfonide ilk kez kullanıldığı eserin son bölümünde; Kardeş olun ey insanlar / Bunu ister tanrımız / Bu
Biletlerinizi, Mersin Uluslararası
Müzik Festivali Bürosu’ndan, haftanın her günü 13.00/19.00 arası Forum Mersin Atıf Yılmaz Meydanı’nda kurulan festival standından temin edebilirsiniz. Detaylı bilgiye 0324 237 78 10 nolu telefondan ulaşılabilir.
MTSO - EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ EKİM AYI İTİBARİYLE YAYINA BAŞLADI. 2 AYDA BİR DARABA FİLM MEDYA EVENT TASARIM AJANSI TARAFINDAN HAZIRLANAN VE 10 BİN ADET BASKIYLA OKUYUCUYLA BULUŞAN MTSO EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ İÇİN REKLAM REZERVASYON:0324 327 81 82
İlk seslendirilişi 07 Mayıs 1824 tarihinde Viyana’da gerçekleştirilen, dünyanın başlıca orkestralarının repertuarlarında halen başyapıt olarak yer alan eser, bu kez Çukurova
YAYIN ADI VE SAYFA NO
dünyada her şey geçer / Yalnız sana dost kalır / dizeleriyle başlayan, Shiller’in “Neşeye Övgü” şiiri yer almakta. Eserin koro şefliğini, Cemi’i Can Deliorman üstleniyor.
CMYK