MTSO Haber Sayı 311

Page 1

İşleyen Işıklar’a plaket

Liseli gençlerin bilime ilgisi artıyor

Meslek Lisesi’nde İngilizce Şenliği

>4’te

>2’de

>5’te

Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Hızlan’ın >2’de

ÜLKEMİZİN KAVGAYA DEĞİL, YENİ HEDEFLERE İHTİYACI VAR… Şerafettin AŞUT

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr| YIL: | YIL: 18 17| SAYI: | SAYI: 311298 | 5-18 | 6-19 Haziran ARALIK 2016 2015

MTSO Komite Üyeleri ‘kampta’ buluştu

Lojistiğin kalbi Mersin’de attı M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komite Üyeleri ‘MTSO Komiteleri Kampta’ Organizasyonu’nda bir araya geldi. İki gün süren kampta komite üyeleri bir taraftan eğlenirken diğer taraftan çeşitli konularda eğitimler aldı. Kampta komite üyelerine eşlik eden Bloomberg HT TV Haber Koordinatörü Ali Çağatay ise katılımcılara Küresel ve Bölgesel Gelişmeler Işığında Türkiye Sanayi Sektörü (Rekabetin Neresindeyiz?) konulu sunum gerçekleştirdi. Kampın her iki günü de MTSO 26 No’lu komite üyelerinin ‘Obeziteyle Mücadele’ konulu organizasyonu çerçevesinde düzenlediği sağlıklı yaşam yürüyüşüyle başladı. Survivor Outdoor etkinliği ile devam eden ilk günde 7’şer kişilik takımlara ayrılan komite üyeleri, bir taraftan rakip takımlarla kıyasıya mücadele ederken diğer taraftan kendi takım arkadaşlarıyla ortak hareket edip, takım olabilme mücadelesi verdi. Organizasyon sonunda kazanan takımlar madalyalarını MTSO Başkanı Şerafettin Aşut’tan aldı.

Outdoor etkinlik sonrasında Bloomberg HT TV Haber Koordinatörü Ali Çağatay Küresel ve Bölgesel Gelişmeler Işığında Türkiye Sanayi Sektörü (Rekabetin Neresindeyiz?) konulu sunum gerçekleştirdi. Konuşmasına Türk sanayisinin geçmişini anlatarak başlayan Çağatay, ardından dünya ekonomisinin bugünkü durumunu değerlendirdi. Türkiye’nin sanayide dünyanın 5’te 1’inde, yani bölgesinde, dünya lideri olduğunu kaydeden Çağatay, küresel anlamda ise sıkıntı yaşadığını anlattı. Mevcut durumda ürünleri yanında pazarlarını da çeşitlendiren bir Türkiye modeli bulunduğunu ifade eden Ali Çağatay, en çok ihracatın ise Avrupa Birliği ülkeleri ile Kuzey Afrika’ya gerçekleştirildiğini hatırlattı. Önümüzdeki süreçte ise Latin Amerika pazarında büyümeye doğru giden bir Türkiye bulunduğunu kaydeden Çağatay şunları söyledi: “Sanayide dünyada yıldız ihracatçı sektörümüz yok. Yüksek teknolojili ürün ihracatında çok kötü durumundayız. Bunu artırma imkanımız var ama yapmıyoruz. Bunu yaparsak çok büyük ülke olup Güney Kore ile yarışabiliriz.” > 7’de

Üç gün boyunca lojistik sektörünün kalbinin attığı Mersin’de özel sektör temsilcileri bir taraftan sorunlarına çözüm önerilerini dinlerken diğer taraftan akademisyenlerle bir araya gelerek danışmanlık hizmeti alabilme imkanı yakaladı.

M

ersin, 5. Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi’ne evsahipliği yaptı. Bugüne kadar yalnızca akademik camia tarafından düzenlenen kongre, bu yıl ilk kez özel sektör ile sivil toplum kuruluşlarının ortaklığıyla daha zengin ve geniş bir çerçevede düzenlendi. 26-28 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen kongre ile özel sektör temsilcileri bir taraftan mevcut sorunlarına çözüm

eniz yolunu kullanan ihracatçılar için 1 Temmuz 2016’dan itibaren önemli bir değişiklik geliyor. Konteyner taşımacılığında yeni dönem başlıyor. Daha emniyetli ve güvenli denizyolu taşımacılığını sağlamak, özellikle aşırı yüklemeden kaynaklanan kazaları önlemek amacıyla yürürlüğe girecek yeni uygulamayla ihracatçıya dolu konteynerin brüt ağırlığını bildirme zorunluluğu getiriliyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından onaylanan, Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) hükümleri gereğince 1 Temmuz 2016’da yürürlüğe girecek olan uygulama ile ihracatçılara

dolu konteynerlerin brüt ağırlığının tespit edilerek doğrulanması ve doğrulanmış brüt ağırlıklarının bildirilmesi zorunluluğu getiriliyor. Konteyner taşımacılığında aşırı yüklemeler nedeniyle meydana gelen kazaların önüne geçmek, daha emniyetli ve güvenli bir denizyolu taşımacılığı sağlamak amacıyla IMO tarafından 2014 yılında, dolu konteynerlerin tartılarak beyan edilmesine (VGM-Verified Gross Mass of a Container) karar verildi. SOLAS kapsamına alınan uygulamanın yürürlük tarihi ise sektörün hazırlıklarını tamamlayabilmesi için 1 Temmuz 2016 olarak belirlendi. > 4’te

Aşut: “KOBİ’lere sanayi 4.0 iyi anlatılmalı” T

ürkiye Kalite Derneği (KALDER) İzmir Şubesi’nin bu yıl ‘Vuca: Değişim Dünyası’ temasını işlediği Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’na katılan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, sanayi 4.0’a

YAYIN ADI VE SAYFA NO

geçişin mevcut durumda daha çok büyük işletmelerde sağlandığını, ancak ülkenin yüzde 95’ini oluşturan KOBİ’lere bunun anlatılıp farkındalık yaratmak, eğitim vermek gerekti8’de ğini söyledi.

CMYK

Lojistik Derneği (LODER), Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ile Toros Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen kongreye Mersin Va-

liliği, Büyükşehir Belediyesi, MIP, ÇKA, TÜBİTAK, Tarsus Belediyesi, Mersin Üniversitesi ve Çağ Üniversitesi de destek verdi. Kongrede 8 konuşmacı, 42 farklı üniversiteden 156 akademisyen ve araştırmacı 90 adet tam metin bildiri sunumu gerçekleştirdi. Kongre, 6 salondaki 22 farklı oturumla tamamlandı. Kongrenin açılış konuşmalarında üzerinde durulan ortak konu yatırı-

mı henüz gerçekleştirilmemiş olan Lojistik Köy oldu. Lojistik Derneği (LODER) Başkanı Dr. Mehmet Tanyaş, “Yeni Başbakanımız zaten lojistik kökenli ve bu işleri iyi bilir. Bu nedenle bu konuyu da çözeceğine inanıyorum” derken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin için, “Lojistik Merkezi olmayan bir lojistik kent olur mu?” sorusunu yöneltti. > 8’de

Sigortalılık bilinci arttırılmalı

Lojistik sektörüyle öne çıkan ülke: LÜKSEMBURG

İhracatçılar için konteyner taşımasında önemli A değişiklik

D

bulma fırsatı yakalarken diğer taraftan sunum gerçekleştiren akademisyenlerle önümüzdeki süreçte birlikte çalışabilme, danışmanlık hizmeti alabilme imkanı yakaladı.

vrupa’nın göbeğinde yer alan Lüksemburg, kara, deniz ve hava ulaşımındaki güçlü altyapısı ile lojistik sektöründe öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Avrupa pazarlarına hızlı ulaşım sağlayan bir lojistik merkezi. Bu nedenle ülke, Türkiye’nin 500 milyonluk Avrupa pazarına ulaşmasında stratejik bir önem taşıyor. Ülkede lojistik alanında gerçekleştirilen yatırımlar ve faaliyetler de dikkat çekiyor. CFL Cargo ve CFL Multimodal adındaki iki Lüksemburg firmasının Mars Lojistik ile ortak olarak malların İstanbul, İzmir ve Mersin limanlarından gemi ile Trieste’ye, oradan da tren ile Lüksemburg’a ulaştırılmasını sağlayan, Avrupa’ya hizmet verebilen bir lojistik ağ kurması sektör tarafından önemsenen çalışmalar arasında gösteriliyor. Yapılacak ortak çalışmalarla Mersin ile Lüksemburg arasında lojistik alanındaki ilişkilerin güçlendirilip bu ülke üzerinden Avrupa’ya ticaretin geliştirilebileceği öngörülüyor. Öte yandan Lüksemburg, Türk girişimcilere önemli fırsatlar da sunuyor. Dünya Gazetesi tarafından Lüksemburg Büyükelçisi Arlette

Büyükşehir Belediyesi’nden S Plaka ihalesi

>2’de

S

Conzemius ile yapılan röportajda şu ifadelere yer veriliyor: “Özellikle otomotiv, uzay /uydu sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri, çevre dostu teknolojiler, biyoteknoloji ve araştırma – geliştirme – işbirliğine çok önem veriyoruz. Ayrıca Hükümetimiz, Lüksemburg üzerinden diğer pazarlara açılmak isteyen yenilikçi firmalara devlet destekleri sağlıyor. İşte bu sebeple Türk girişimcilere ülkemizin bu alanda sunduğu fırsatları etraflıca değerlendirmelerini öneriyorum. PayPal, Skype, Microsoft, Amazon, eBay, iTunes ve daha pek çok uluslar arası firmanın Avrupa ve hatta dünya operasyonlarını yönetmek üzere Lüksemburg’u merkez olarak seçmiş olduklarının da ayrıca altını çizmek istiyorum. Yatırımcıları farklı pazarlarla buluşturmak ticaretimizde ön planda yer almaya başladı. 27 farklı ülkeden 143 bankanın faaliyet gösterdiği ülkemiz, Avrupa’nın en büyük özel bankacılık merkezi. Ayrıca Lüksemburg Finans Merkezi bugün, Avrupa’nın en büyük yatırım fonu merkezi. > 6’da

Mesleki Yeterlilik Belgesi’nde süre uzadı

>2’de

igorta bilincinin artırılması amacıyla, 30 Mayıs - 3 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘Sigorta Tanıtım ve Bilinçlendirme Haftası’, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi’nin organizasyonunda çeşitli etkinliklerle kutlandı. Hafta kapsamında resmi ziyaretlerin yanı sıra okul ziyaretleri yaparak çocuklara DASK Sigortası kumbaraları dağıtan komite üyeleri, düzenledikleri bowling turnuvası ile de kutlamalara renk kattı. Hafta, son gün düzenlenen kokteyl ile sona erdi. Kutlamalar 30 No’lu komite üyelerinin basın mensuplarıyla bir araya gelerek etkinlikleri tanıtmasıyla başladı. TOBB Sigorta Acenteleri İl Delegeleri ve Mersin Sigorta Acenteleri Derneği’nin destekleriyle düzenlenen etkinlikler il protokol ziyaretleriyle devam etti. Hafta süresince çeşitli yerel radyo ve televizyonların canlı yayınlarına konuk olarak sektör hakkında bilgiler veren komite üyeleri aynı zamanda sigorta bilincini küçük yaşlardan başlatabilmek adına Osmaniye İlkokulu ve İbrahim Karaoğlanoğlu İlkokulu öğrencilerini ziyaret ederek DASK Sigortası kumbaraları dağıttı. Kutlamaları keyifli hale getirmek adına sigorta acentesi firmalar arasında bowling turnuvası da düzenlendi. 27 takımın yarıştığı turnuvada Din-

ler Sigorta birinci olurken, Burçak Sigorta ikinci ve Özhedef Sigorta ise üçüncü oldu. Sigorta Haftası düzenlenen görkemli bir kokteyl ile sona erdi. Kent protokolü ve sektör temsilcilerinin katıldığı kokteylde sektörde 25 yılını aşan duayen sigortacılar da unutulmadı. 25 Yılını Aşan Sigorta Acenteleri Ödül Töreni’nde MTSO’ya kayıtlı olarak 25 yıldır faaliyet gösteren 8 acenteye plaketleri verildi. Plaketleri alan şirketlerin isimleri şöyle: Turgay Kıratlı Sigorta Acenteliği, Metin Çifci-Sigorta Acenteliği, Simtur Mersin Sigorta Acenteliği, Aydın Sigorta Aracılık Hizmetleri, Kınacı Sigorta Aracılık Hizmetleri, Karınca Sigorta Aracılık Hizmetleri, Nihal Keskin-Sigorta Aracılık Hizmetleri ve Yücel Yıldıran Sigorta Acenteliği. Hafta boyunca düzenlenen etkinlik programında; MTSO Meclis Üyeleri Ahmet Akbaş ve Hüseyin Dinler, 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Kerim Kara, Komite Başkan Yardımcısı Emel Bildik ve Komite Üyesi Dilek Divitçioğlu, TOBB Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi İl Delegeleri Osman İnandıoğlu, Ahmet Şenol Keskin ve Memduh Can, TOBB Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi İl Delegesi ve Mersin Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Fahrettin Abeş görev aldı. >5’te

D-8 üye ülkeleri arasındaki ticarette menşei tespitinde yeni kurallar geliyor > 2’de

Bir dinin yeniden doğuşu; St Paul Kilisesi ve Kuyusu

> 3’te


2

YIL: 18 | SAYI: 311 | 5-18 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Mersin’de girişimcilerin yüzde 10’u iş yeri kurdu M Mesleki Yeterlilik Belgesi’nde süre uzadı Ç alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca inşaat, enerji, otomotiv ve metal sektörlerinde toplam 40 meslek için belgesiz çalışma süresinin 31 Aralık 2016’ya kadar uzatılması için kanun değişikliği hazırlanarak Başbakanlığa gönderildi.

lülükler ve cezai müeyyidelerin 31 Aralık 2016’ya kadar ertelenmesine ilişkin Kanun değişikliği hazırlanarak Başbakanlığa gönderildi.”

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından 17’si inşaat, 10’u enerji, 7’si otomotiv, 6’sı metal sektörlerinde olmak üzere toplam 40 meslekte, Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğunun getirildiği anımsatıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ahşap Kalıpçı Seviye 3, Alçı Levha Uygulayıcısı Seviye 3, Alçı Sıva Uygulayıcısı Seviye 3, Alüminyum Kaynakçısı Seviye 3, Bacacı Seviye 3, Bacacı Seviye 4, Betonarme Demircisi Seviye 3, Betoncu Seviye 3, Çelik Kaynakçısı Seviye 3, Direnç Kaynak Ayarcısı Seviye 4, Doğal Gaz, Altyapı Yapım Kontrol Personeli Seviye 4, Doğal Gaz Çelik Boru Kaynakçısı Seviye 3, Doğal Gaz Isıtma ve Gaz Yakıcı Cihaz Servis Personeli Seviye 4, Doğal Gaz İşletme Bakım Operatörü Seviye 4, Doğal Gaz Polietilen Boru Kaynakçısı Seviye 3, Doğal Gaz Polietilen Boru Kaynakçısı Seviye 4, Duvarcı Seviye 3, Endüstriyel Boru Montajcısı Seviye 3, Hidrolik Pnömatikçi Seviye 4, Hidrolik Pnömatikçi Seviye 5, Isı Yalıtımcısı Seviye 3, Isıtma ve Doğal Gaz İç Tesisat, Yapım Personeli Seviye 3, İnşaat Boyacısı Seviye 3, İskele Kurulum Elemanı Seviye 3, Kaynak Operatörü Seviye 4, Makine Bakımcı Seviye 3, Makine Bakımcı Seviye 4, Makine Bakımcı Seviye 5, Otomotiv Elektromekanikçisi Seviye 5, Otomotiv Mekanikçisi Seviye 4, Otomotiv Montajcısı Seviye 3, Otomotiv Sac ve Gövde Kaynakçısı Seviye 3, Panel Kalıpçı Seviye 3, Plastik Kaynakçısı Seviye 3, Seramik Karo Kaplamacısı Seviye 3, Ses Yalıtımcısı Seviye 3, Sıvacı Seviye 3, Su Yalıtımcısı Seviye 3, Tünel Kalıpçısı Seviye 3, Yangın Yalıtımcısı Seviye 3.”

“Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışan yaklaşık 1 milyon kişinin önemli kısmının Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmaması nedeniyle çalışma hayatında sıkıntılara sebebiyet verilebileceği değerlendirildiğinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Süleyman Soylu’nun talimatlarıyla mevcut durum gözden geçirildi. Özellikle inşaat sektöründe yoğun çalışmanın bulunduğu bu dönemde sektörün olumsuz etkilenmemesi için tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğunun sektöre daha iyi anlatılıp iş hayatında farkındalık oluşturularak iş yerlerinin faaliyetlerinin devamının sağlanması, işçilerin istihdam sorunu yaşamaması ve işverenlerin cezai müeyyidelere maruz kalmaması için mevcut mevzuat maddesinde geçiş sürecini yeniden düzenleyen kanun değişikliği hazırlandı. Bu kapsamda söz konusu yüküm-

Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu 31 Aralık 2016’ya kadar uzatılan meslekler şunlar:

Büyükşehir Belediyesi’nden S Plaka ihalesi M ersin Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Daire Başkanlığı 390 adet S Plaka için ihaleye çıktı. İhale ile toplu taşımacılığın geliştirilmesi, korsan taşımacılığın önlenerek kayıt ve disiplin altına alınması, fiilen çalışan esnaf menfaatlerinin korunması, trafik güvenliği ve yolcu emniyetinin sağlanması amaçlanıyor.

Bu amaçla Mersin Büyükşehir Belediye sınırlarındaki okul taşıtı ve personel servis aracı olarak faaliyetini sürdüren tahditli S Plaka araç sayısının ihtiyaç doğrultusunda artırılması planlanıyor. Plakaların 110 adeti Mersin merkez ilçeleri olan Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli için kalanı Çamlıyayla, Silifke, Mut, Gülnar, Aydıncık, Bozyazı ve Anamur ilçeleri için ihale

edilecek.

İhaleye müracaatlar Mersin Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı Ticari Plakalar ve Denetleme Şube Müdürlüğü’ne yapılacak olup, 27 Mayıs tarihinde başlayan müracaat süresi 16 Haziran’da sona erecek. İhaleye katılma hakkı elde edenler 20 Haziran 2016 tarihinde ilan edilecek olup, ihaleye katılma hakkı elde edenler 23 Haziran Perşembe günü 13.00 – 14.00 saatleri arasında tekliflerini verebilecek ve ihale aynı gün saat 14.00’de Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre Merkezi Sarayı Cami Şerif Mahallesi İsmet İnönü Bulvarı Akdeniz / MERSİN adresinde yapılacaktır. Detaylı bilgiye www.mersin.bel.tr adresinden ulaşılabilir.

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı, TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu ve Mersin KOSGEB işbirliğinde 7-16 Nisan tarihleri arasında düzenlenen, KOSGEB Girişimcilik Eğitimleri sona erdi. Eğitime katılan 30 kursiyer, düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Sertifika törenine, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Osman Kiper, Mersin KOSGEB Müdürü Danyal Peker ile girişimci adayları katıldı. Törende konuşan Mersin KOSGEB Müdürü Danyal Peker, Mersin’de KOSGEB eğitime katılan girişimcilerin yüzde 10’unun iş yeri açtığını belirtti. 2016 yılında girişimcilik desteklerini 50 bin TL geri ödemesiz ve 100 bin TL geri ödemeli hale getirdiklerinin bildiren Peker, bu yılki girişimci sayısının ise bin

24 Mayıs 2016 tarihli Resmi Gazete’de D-8 Üyesi devletler arasında daha önce imzalanmış olan Tercihli Ticaret Anlaşması Çerçevesinde Ticarette Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespitine Yönelik Yönetmelik yayımlandı. İlgili Yönetmelik, D-8 üye devletleri arasında imzalanan Tercihli Tica-

ret Anlaşması çerçevesinde, üye ülkelerden Türkiye, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan arasında yapılacak ticarette menşei kurallarının uygulanmasına dair usul ve esasları düzenliyor.Yönetmelik kapsamında, tamamen üretilmiş veya elde edilmiş ürünler ile ürünün fabrika çıkış fiyatının en az yüzde 40’lık kısmı bir taraf ülkede üretilmiş ürünler, Yönetmelik kapsamında menşeli ürün olarak kabul ediliyor. Yönetmelikte ayrıca, Menşei kümülasyonu hakkında hükümler de bulunuyor. Buna göre; gerekli şartları taşıyan ve tercihli rejimden yararlanmaya ehil bir nihai ürün için bir taraf ülkede girdi olarak kullanılan ürünler, nihai üründeki taraf ülkeler menşeli toplam içeriğin

CMYK

Açılan yeni iş yerlerinin sürdürebilir olması ve büyüyerek daha yüksek noktalara gitmesi gerektiğinin altını çizen Peker, KOSGEB olarak var olan iş yerlerinin kapasitelerini arttırmak ve bölgesel rekabeti ulusal seviyeye yükseltmek için çalıştıklarını belirtti. Peker, “Önünüzde önemli ve zorlu bir yol var. Bu yolda başarı elde ettikçe istihdam sayınızı da arttıracaksınız. Bu da hem bizim hem de ülkemiz için önemli bir katkı. Sizlere bu yolda başarılar diliyorum” diyerek sözlerine son verdi. Sertifika alan tüm girişimcileri tebrik eden MTSO Eğitim ve Kalkınma

Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, girişimcilerin dürüst, sözünün eri ve çalışkan olması gerektiğini vurguladı. Son yıllarda girişimciliğin öneminin giderek arttığını belirten TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Osman Kiper ise, sertifika alan kursiyerler arasında Fikir Otobüsü

Projesi’nde yer alan genç girişimcilerin de olduğunu belirtti. Girişimcilere cesaretli olmaları konusunda tavsiyede bulunan Kiper, girişimcilerin birçoğunun iş yeri açmasının sevindirici bir haber olduğunu kaydetti. Sertifika töreni, toplu fotoğrafın ardından sona erdi.

Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Hızlan’ın M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Mersin Kenti adına verilen Edebiyat Ödülü’nün 10’uncusu Usta Yazar ve Eleştirmen Doğan Hızlan’a verilecek. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut yaptığı açıklamada Türkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekebilmek adına 10 yıldır Mersin Kenti Edebiyat Ödülü verildiğini söyledi.

Edebiyat camiasından seçkin isimlerin yer aldığı Değerlendirme Kurulu’nun kararını hiçbir etki altında kalmadan verdiğini vurgulayan Aşut, bu yıl ödülün Usta Yazar ve Eleştirmen Doğan Hızlan’a verileceğini bildirdi. Aşut, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Sayın Hızlan’ın Mersin kentinin bu ödülünü kabul etmesi öncelikle bizim için bir gurur kaynağıdır. Sayın Hızlan edebiyat dünyamız ile okur arasında köprü görevi gören, eleşti-

ri ve değerlendirmeleri ile düşünce dünyamızda yeni ufuklar açan, eserlere farklı bir gözle bakmamızı sağlayan üslubuyla edebiyatı bizlere sevdiren yapıcı bir kişi olmuştur. Onun umut kırmak yerine umut veren, yıkmak yerine yapan, cesaret kırmak yerine cesaret veren yazıları ve yorumları Türk edebiyatının yükselişinin ve düşünce hayatımızın zenginleşmesinin itici gücü olmuştur. Özellikle Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün ülke çapında duyurulması ve bir marka haline gelmesinde büyük katkısı olmuştur. Bu anlamda bu ödülü alması Mersinliler için ayrıca önemlidir. Her ne kadar jüri bağımsız değerlendirme yapmışsa da aslında Mersinlilerin, Mersinli edebiyat severlerin duygularına tercüman olmuşlardır. Aralık ayında yapılacak törenle Sayın Hızlan’a Mersin için, Mersin’in kültürel gelişimi için çok önemsediğimiz Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü takdim edeceğiz. Sayın Doğan Hızlan’a bu ödülü kabul ederek kentimizi onurlandırdığı içi tek-

rar teşekkür ediyorum.” Ödülün verilme gerekçesi “Eserlerin güncel, kültürel değerini kavramayı öne alan bütünlüklü eleştiri yazılarında her kesimden okurun ilgisine açık şefkatli bir dil kullanması önemli bir etken oldu. Ayrıca Hızlan, eserle okur arasında anlamlı bir sevgi bağı kurmayı da gözeten tanıtıcı, kuşatıcı yazılarıyla çok özel bir okur çevresi yarattı. Şiir başta olmak üzere edebiyatın her alanında, sinema sanatında ve müziğin her türünde yetkin çözümleyici, tanıtıcı yazılarıyla onlarca eser ortaya koydu. Bununla birlikte günlük gazete ve dergi yazılarıyla en son

eserlere dikkat çekerek yeniliğe açık tavrıyla bir ekol haline geldi. Edebiyata güncel sanatsal, sosyal ve kültürel olaylar üzerinden not düşerek, sanatı hayatın canlı ritmine katabildi. Yeni olanın değerini eski, unutulmuş olanla bağlantı kurarak işaretledi ve edebi hafızamızı güncelledi. Edebiyatın çeşitli dallarındaki değerlendirme kurullarında etkin görevler alarak 60 yıldan fazla süredir sanat dünyasının içinde bir yönlendirici, bir âkil insan olarak özveriyle çalıştı. Tüm bu özellikleri nedeniyle Usta yazar, değerli sanat eleştirmeni, edebiyatımızın güçlü hafızası Doğan Hızlan’ı Değerlendirme Kurulu ödüle layık bulmuştur.”

Liseli gençlerin bilime ilgisi artıyor Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri TÜBİTAK destekli 4006 Bilim Fuarı’nda projelerini sergiledi. Gıda sektöründen yenilenebilir enerjiye, yazılımdan elektrik elektroniğe kadar çok çeşitli alanda yıl boyunca hazırlanan 32 proje, ziyaretçilerden tam not aldı. Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’nde TÜBİTAK 4006 Bilim Şenliği Fuarı düzenlendi. Fuarın açılışına Mersin Milli Eğitim İlçe Müdürü Mehmet Badas, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, MTSO yetkilileri ile eğitmenler katıldı. Fuarın açılış konuşmasını yapan Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Nural Geyik, fuarın bu yıl ikincisini düzenlediklerini söyledi. Yıl boyunca danışman öğretmenlerle birlikte öğrencilerin hayallerini önce teoriye

D-8 üye ülkeleri arasındaki ticarette menşei tespitinde yeni kurallar geliyor T ürkiye’nin de aralarında yer aldığı, gelişmekte olan 8 ülkenin kalkınmaya yönelik işbirliğini, ekonomik ve sosyal ilişkilerini geliştirmek amacıyla oluşturduğu D-8 ülkeleri, aralarındaki ticarette menşei tespit uygulamaları değişiyor. Yeni yönetmelik 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak.

500’ün üzerinde olduğunu kaydetti. Geçen sene desteklenen kurum sayında da artış olduğuna değinen Peker, “Bu iyi bir gelişme. Girişimcilik konusunda duyarlılık oluşmuş durumda. Girişimciliğin bir kariyer seçeneği olarak görülmesi bizim açımızdan önemli bir nokta” dedi. ;

yüzde 40’tan az olmaması kaydıyla, nihai ürünün işçilik veya işleminin gerçekleştirildiği taraf ülke menşeli olarak kabul edilir. Bunun yanında yönetmelikle hangi işlemlerin yetersiz işçilik ve işlem olduğu da açıklanmıştır. Diğer yandan yönetmeliğin 14’üncü maddesinde ise, anlaşma kapsamında sağlanan tercihli işlemlerin, sadece yönetmeliğin gerekliliklerini yerine getirmiş taraf ülkeler arasında doğrudan nakledilen ürünler için uygulanacağı belirtiliyor. Ayrıca eşyanın menşei ispatına ilişkin olarak taraf ülkelerden biri menşeli ürünlerin, ithal edilmeleri esnasında bir örneği yönetmelik ekinde yer alan D-8 Menşei İspat Belgesi’nin ibrazıyla anlaşmadan yararlanacağı belirtiliyor.

döktüklerini, ardından da pratiğe yansıtmaya çalıştıklarını kaydeden Geyik, “Bundan sonraki aşamada hedefimiz hayatımızı kolaylaştıracak ürünlerin ortaya çıkarılması” dedi. Geçtiğimiz günlerde Mersin Üniversitesi TÜBİTAK Şöleni yapıldığını hatırlatan Geyik, bu şölene Türkiye çapındaki üniversiteler, kurum ve kuruluşların katıldığını söyledi. “Bizim okulumuzdan da bir projemiz bu şölene katıldı” diyen Geyik, tüm Türkiye’de ilk 30 proje arasına seçildiklerini söyledi. Okul olarak AB projelerine özel ilgi gösterdiklerini ve diğer okullara da bu konuda yardımcı olduklarını ifade eden Geyik, ayrıca edebiyat ve spor alanında düzenlenen çeşitli etkinliklerde de dereceye girerek bilimin yanı sıra farklı alanlarda da başa-

rılara imza attıklarını vurguladı. Konuşmanın ardından tören, danışman öğretmenlere plaket verilmesi ve fuar alanının ziyaret edilerek projeler hakkında bilgi alınması ile sona erdi.

9, 10, 11 ve 12’nci sınıf öğrencilerinin katıldığı fuarda 16 danışman öğretmen görev aldı. Öğrenciler projelerini geliştirerek bundan sonraki aşamada gelecek yıl TÜBİTAK Orta Öğretim Öğrencileri Araştırma Projesi Yarışmasına katılmayı hedefliyor.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU Şerafettin AŞUT

A. Kadir DÖLEK

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.

Derya GÜLEÇ

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 18 | SAYI: 311 | 5-18 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

ÜLKEMİZİN KAVGAYA DEĞİL, YENİ HEDEFLERE İHTİYACI VAR… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

D Ülkemizin basit siyasi kavgalara değil, büyük hedeflere, milleti bir birine kenetleyecek hedeflere ihtiyacı vardır. 2023 hedefi bu anlamında bize bir motivasyon sağlamıştır. Tekrar siyasetteki bu değişimi 2023 hedeflerimize ulaşma coşkusuna dönüştürmeliyiz.

ünya sıralamasında Türkiye bundan 10 yıl önce orta gelirli bir ülkeydi. Hala aynı yerdeyiz. Elbette ekonomimizde büyük gelişmeler var ama diğer rakip ülkelerimizde de var. Bundan dolayı büyük sıçramalar yapmadan üst gelir grubu ülkeler arasına girmemiz daha uzun bir süre mümkün görünmüyor. 2002-2007 yılları arasındaki o heyecan, ekonominin merkezde olduğu, AB üyelik sürecinin şaha kalktığı, henüz 2008 küresel finans krizinin yaşanmadığı o süreç devam edebilseydi; aynı zamanda, 2010’da başlayan Arap Baharı’nın beklenmeyen olumsuz sonuçlarının sınırımıza kadar dayandığı gelişmeler olmasaydı, bu gün belki de 2023 hedeflerine ulaşma yolunda ilerliyor olacaktık. Elbette tarih, keşkelerle veya şöyle-böyle olsaydı diye okunmuyor ne yazık ki. Olanlar oldu. Sorun, biz bu süreçlerde kendi içimize daha çok odaklanabilseydik; yapısal sorunlarımızın çözümlerine ağırlık verebilseydik tüm bunların etkileri çok daha hafif olurdu. Dünyanın gelişmiş ülkeleri de sorunlar yaşadı diyebilirsiniz. ABD ve Avrupa Birliği’nin gelişmiş ülkeleri de elbet büyük sorunlar yaşadı ama onların sorunları konjonktürel, bizimki ise yapısal. Biz daha yapısal sorunları aşamamışız. Hala bürokrasi ile uğraşıyoruz; hala yapılacak olan bir lojistik Merkez’in yetkisi hangi bakanlıkta bunun karmaşasını yaşıyoruz; hala Çukurova’nın tarım ve gıdasının katma değerini kat ve kat arttıracak, süs bitkileri gibi yeni sektörleri yaratacak, bölgenin turizmini hızlandıracak bir havalimanının zar

zor ihalesini yapabiliyoruz. Makro anlamda sürekli eğitim politikaları ile oynuyoruz. Anayasa gibi milletin ortak konsensüsü gereken bir şeyi hayata geçirmek için bir ortak akıl bile oluşturamıyoruz. Ha bire siyasallaşıyor, ha bire kutuplaşıyoruz. Alt yapısı kaliteli iller büyümüş Evet, Türkiye, dünya klasmanında hala orta gelirli bir ülke olarak kabul ediliyor. 15 yıldır çabalayıp duruyoruz ama sonuç ortada. Türkiye, orta gelirli ülkeler grubundan yüksek gelirli ülkeler grubuna geçemedi. Peki, il bazında baktığımızda ne görülüyor? Tepav’ın verilerine göre: 2001 yılından 2013 yılına kadar, yalnızca 12 ilimiz orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna geçmiş. Yani, son 15 yıldır memleketin ancak beşte biri orta gelir tuzağını aşabilmiş. Orta gelirli iller grubundan küresel ölçekte yüksek gelirli iller grubuna geçen bu illerimiz nasıl olmuş da bunu başarmış. Tepav’ın araştırma ve raporları bize şunu gösteriyor: Alt yapısı iyi iller gelişme göstermiş. Otoyolu, havalimanı, enerji alt yapısı, üniversiteleri olan iller üretimde, ihracatta öne çıkmış. Özellikle AB’ye ihracat yapan iller sıçrama kaydetmiş. Türkiye, Edirne’den başlayarak ülkeyi çapraz kesen otoyolun Konya-Adana arasını şu son 15 yıldır tamamlamaya öncelik vermiş olsaydı şimdi çok daha fazla sayıda ilimiz orta gelir tuzağını aşmış olurdu. Orta Anadolu, bir sanayi bölgesine dönüşmüş olurdu. Yeni ekonomi bölgeleri yaratılmış olurdu. Zenginlik ülkeye yayılmış

olurdu. Altyapı yatırımlarında öncelikleri doğru belirlemek, zenginleşmek için ön şarttır. Ekosistem diyoruz sürekli. İşte bahsettiğimiz eko-sistem budur. Şartlar varsa gelişme kendiliğinden olur. Şartlar varsa girişimcimiz ne yapacağını iyi bilir. Ancak lojistik merkezi olmayan bir kentten lojistik maliyetlerde ihracatçının maliyet yükünü azaltmasını bekleyemezsiniz. Havalimanı olmayan bir bölgenin para kazandıran taze sebze ve meyvesini uzak pazarlara göndermesini ve katma değer yaratmasını bekleyemezsiniz. Sanayi arazisi olmayan ve imar planları buna göre yapılmayan bir kentin sanayi yatırımcısını çekmesini bekleyemezsiniz. Meslek liseleri ve üniversitelerin müfredatının reel sektörle uyum göstermediği bir eğitim sisteminden vasıflı bir insan kaynağı bekleyemezsiniz. İnşaat rantı ile hedeflere ulaşamayız Güzel şeyler var, önemli gelişmeler var, destekler var ama bürokrasi insanları bezdirmiş durumda. Türkiye’de ar-ge, girişimcilik ve teknoloji anlamında destek, hibe, danışmanlık veren 20’ye yakın kurum ve 250’ye yakın destek kalemi var. Ancak, 1 milyon 500 bin firmamızın acaba yüzde kaçı bundan yaralanabiliyor. Bu oran o kadar az ki. Türkiye’nin bir teknolojik yenilenme yaşamadan, teknoloji transferi olmadan yeniden toparlanması zor. Doğal kaynağımız yok. Tek zenginlimiz girişimcimiz ve el emeğimiz. Arsa rantı ile yeni Türkiye mucizesi

yaratabilmek mümkün değil. Türkiye’nin inşaat ile gereken büyümeyi sağlaması mümkün değil. Dışarıdan kaynak gelmeden olmaz. Üretmeden olmaz, ihracat yapmadan hiç olmaz. Dışarıdan gelecek kaynak siyasi ve ekonomik istikrara bağlı. Üretim ve ihracat ise yapısal sorunların çözümüne bağlı. Elbette küresel ekonomiye entegre bir Türkiye uluslararası gelişmelerden etkilenmektedir. Elbette bazı şeyler bizim elimizde olmayabilir. Hatta bazı dış gelişmeler bize ciddi zararlar da verebilir. Ancak, şu bir gerçek ki, hiçbir olumsuz gelişme bize kendi yapmamız geren şeyleri yapılmaması kadar zarar vermiyor. Bu anlamda yeni kurulan hükümetin teknokrat ve yatırımcı bir hükmet görüntüsü vermesi iş dünyasını umutlandırmıştır. Ülkenin terör ve diğer olumsuz siyaset gündeminden çıkarak tekrar işe ve aşa dönüleceği beklentisini vermiştir. Ülkemizin basit siyasi kavgalara değil, büyük hedeflere, milleti bir birine kenetleyecek hedeflere ihtiyacı vardır. 2023 hedefi bu anlamında bize bir motivasyon sağlamıştır. Tekrar siyasetteki bu değişimi 2023 hedeflerimize ulaşma coşkusuna dönüştürmeliyiz. Ekonomide, adalette, demokraside, eğitimde yeni bir hedef coşkusu ve motivasyonu ile ataletten, bu durgunluktan, yapay sorunlardan sıyrılmak zorundayız. Bu, bize bu vatanı armağan eden atalarımıza, şehitlerimize borcumuz, çocuklarımıza ve gelecek nesillere karşı ise sorumluluğumuzdur.

Bir dinin yeniden doğuşu; St Paul Kilisesi ve Kuyusu

H

ıristiyanlığın önemli ve kutsal sayılan yerleşimlerinden biri olan Mersin, kilise ve anıtların birçoğuna ev sahipliği yaptığı gibi, Hıristiyanlık tarihi açısından önemli olaylara da sahne olmuştur. Bu olayların ilk sıralarında kuşkusuz St. Paul’un yaptığı seyahatler gelir. Öyle ki, yok olma tehlikesi geçiren Hıristiyanlık, St. Paul’un Tarsus’ta Hıristiyanlığı, ilk kilise toplulukları halinde getirmesi ve tüm dünyaya yayma çabalarıyla kurtulmuştur. Dinlerin birbirine hoşgörüyle yaklaştıkları yer Tarsus, aynı zamanda St. Paul’un doğum yeridir. İncil’de de Tarsuslu Paul olarak geçmesi nedeniyle Tarsus, Hıristiyanlık tarihi açısından oldukça önemlidir. Hıristiyanlığın resmen tanınmasından sonra dini baskılar kalkmış, kiliseler yaygınlaşmaya başlamıştır. M.S. 5. yüzyıldan itibaren de St. Paul adına çok sayıda kilise inşa edilmiştir. Bu kiliselerden birkaç tanesi de St. Paul’un doğum yeri olan Tarsus’ta yer almıştır. Günümüzde bu kiliselerden sadece birkaçı korunabilmiştir. Bunlardan biri olan St. Aziz Paul kilisesi, 1994 yılında tescillenerek koruma altına

alınmış ve anıt müze haline getirilerek ziyarete açılmıştır. UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesinde yer alan St. Paul Kilisesi, St. Paul kuyusu ve çevresi, günümüzde de görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada geliyor. Bu bölge aynı zamanda Hıristiyanlar için hac bölgesi olarak da kabul ediliyor. Hıristiyanlığın adeta yeniden can bulduğu bu inanç mabedini görmeye siz de davetlisiniz. Kilisenin yapısı 1997 yılında başlatılan ve 2001 yılında restorasyon çalışmaları tamamlanan St. Paul Kilisesi, Tarsus’un kent merkezinde, Şehit Kerim Mahallesi’nde yer almaktadır. Kilise, 460 metre alan üzerine inşa edilmiştir. Ön giriş kapısı kuzey tarafta yer alan kilisenin, dikdörtgen biçimi oluşturan yapısı oldukça basittir. Girişi sağlayan kemerli bir ana giriş kapısı ve yanlarda birer pencere bulunmaktadır. Kilisenin sütun başlıkları korint tarzı esas alınarak boyanmıştır. Kilisenin zemini beyaz ve siyah mermerle kaplıdır. Sadece dua edilen alanın önünde küçük bir bölüm üç-

gen formlu siyah ve beyaz mermerlerle basit bir şekilde vurgulanmıştır. İç duvarlarda nişler yer almaktadır. Kilisenin kuzey ve güney taraflarında iki küçük kapı daha mevcuttur. Bunlardan güneyde yer alan kapının yan tarafında çift çıkışlı taş merdiven, kilisenin içindeki asma kat bölümüne dıştan bağlanmaktadır. İç mekân aydınlatılmasını sağlamak amacıyla yanlarda karşılıklı pencereler yer alır. Yanlarda bulunan küçük kapılar üzerinde ki bu pencereler, haç biçiminde yapılmıştır. Yapının kuzeydoğusunda sağda küçük bir sütunla desteklenmiş çan kulesi mevcuttur. Kilise, 1862 yılında geçirdiği büyük çaplı onarımdan sonra genel mimari olarak bugünkü halini almıştır. Hıristiyan ahalinin Tarsus’tan ayrılmasından sonra terk edilmiş, daha sonraları binada bazı değişiklikler yapılarak çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Restorasyon çalışmaları sonrasında kilise, büyük çaplı onarılmış ve Anıt Müze olarak ziyarete açılmıştır.

St. Paul Kuyusu ‘St. Paul Kuyusu’ olarak tanımlanan tarihi yapı, Aziz Paul’un yaşadığı yer kabul edilen yerin avlusunda bulunmaktadır. Tarsus kent merkezinde, Kızılmurat Mahallesi’nde yer alan St. Paul Kuyusu, Hıristiyanlığın yayılmasında önemli bir yer olarak kabul görmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, 2000 yılında İnanç Turizmi ve Sokak Sağlıklaştırma Projesi kapsamında, St. Paul Kuyusu ve çevresinde, çevre düzenlemesi ile kamulaştırma çalışmaları yapılmıştır. Tarsus Müze Müdürlüğünce St. Paul Kuyusu çevresinde arkeolojik kazı çalışmaları yapılmıştır. Yapılan kazı çalışmalarında St. Paul’un doğduğu ev olarak tahmin edilen evin taş duvarları, St. Paul Kuyusu’nun hemen yanında gün ışığına çıkarılmıştır. Kuyunun çapı 1 metre 15 santimdir. Ağız taşının silindir biçiminde olmasına karşın, asıl kuyu gövdesi kare biçimindedir. Derinliği 38 metre olan kuyu, dörtgen kesme taşlarla yapılmıştır. St. Paul kimdir? M.S. 1’nci yüzyıl başlarında Tarsus’ta, Roma vatandaşlık hakkına sahip, Yahudi aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. St. Paul, ilk eğitimini Tarsus’ta almış, öğrenimini tamamlamak üzere Kudüs’e gitmiştir. Bu sürede Hıristiyanlıkla tanışmıştır. Başlangıçta Hıristiyanlığa karşı başlayan saldırıların içinde yer almış ve uzun süre Hz. İsa’ya inananları inançlarından caydırmaya çalışmıştır. Şam’a kaçan Hıristiyanların peşinden giden St. Paul, rüyasında

YAYIN ADI VE SAYFA NO

CMYK

Hz. İsa’yı görmesiyle Hıristiyanlığı kabul etmiştir. St. Paul, hayatı boyunca Hıristiyanlığın yayılması için çalışmıştır. Bu amaçla üç büyük gezi düzenleyerek Roma İmparatorluk topraklarının büyük bir bölümünü dolaşmıştır. Bu geziler sırasında, o dönem Roma İmparatorluğu toprakları içerisinde kalan Anadolu’nun da büyük bir bölümünü gezmiştir. Fikir ve düşünceleriyle sevilen ve sayılan St. Paul, Hıristiyanlar arasında kendine önemli bir yer edinmiştir. Hıristiyanlığı yayma gezileri ve faaliyetlerinden rahatsız olan Romalılar, St. Paul’u tutuklayarak, yargılanması için Roma’ya götürmüşlerdir. Kaynaklara göre M.S. 60’lı yıllarında burada ölmüştür. Bu kutsal alan, günümüzde de yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılaşmaktadır. Hıristiyanlar, bu kutsal mekânı hac amaçlı ziyaret etmektedir. Kuyu suyunun kutsal olduğuna ve şifalı olduğuna inanılır. Adres St. Paul Anıt Müzesi; Tarsus’un Şehit

Kerim Mahallesi Abdi İpekçi Caddesi yer almaktadır. Tarsus ilçe merkezinde bulunan müzeye yürüyerek ulaşılabilir. St. Paul Kuyusu; Tarsus’un Kızılmurat Mahallesi’nde yer almaktadır. Tarsus ilçe merkezinde olduğundan taksi, dolmuş, halk otobüsü ile ulaşım sağlanmaktadır.

“Ben Kilikya’dan Tarsuslu bir Yahudi, ehemmiyetsiz olmayan bir şehrin ahalisindenim” St. Paul


4

YIL: 18 | SAYI: 311 | 5-18 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

KOSGEB KOBİGEL’den 3 yeni proje çağrısı

K

İhracatçılar için konteyner taşımasında önemli değişiklik D

eniz yolunu kullanan ihracatçılar için 1 Temmuz 2016’dan itibaren önemli bir değişiklik geliyor. Konteyner taşımacılığında yeni dönem başlıyor. Daha emniyetli ve güvenli denizyolu taşımacılığını sağlamak, özellikle aşırı yüklemeden kaynaklanan kazaları önlemek amacıyla yürürlüğe girecek yeni uygulamayla ihracatçıya dolu konteynerin brüt ağırlığını bildirme zorunluluğu getiriliyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından onaylanan, Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) hükümleri gereğince 1 Temmuz 2016’da yürürlüğe girecek olan uygulama ile ihracatçılara dolu konteynerlerin brüt ağırlığının tespit edilerek doğrulanması ve doğrulanmış brüt ağırlıklarının bildirilmesi zorunluluğu getiriliyor. Konteyner taşımacılığında aşırı yüklemeler nedeniyle meydana gelen kazaların önüne geçmek, daha emniyetli ve güvenli bir denizyolu taşımacılığı sağlamak amacıyla IMO tarafın-

dan 2014 yılında, dolu konteynerlerin tartılarak beyan edilmesine (VGM-Verified Gross Mass of a Container) karar verildi. SOLAS kapsamına alınan uygulamanın yürürlük tarihi ise sektörün hazırlıklarını tamamlayabilmesi için 1 Temmuz 2016 olarak belirlendi. UlaştırmaBakanlığıYönergehazırladı Yeni uygulamada artık geri sayım başladı. Tüm dünyada aynı anda devreye girecek yeni düzenleme, uluslararası deniz trafiğinde SOLAS sistemiyle limanlarda yükleme yapılan tüm konteynerlere uygulanacak. Türkiye’de de SOLAS kapsamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından ‘Deniz Yoluyla Taşınacak Dolu Konteynerlerin Brüt Ağırlığının Tespiti, Doğrulanması ve Bildirimi Hakkında Yönerge’ hazırlandı. Bu Yönerge ile deniz yoluyla taşınmak üzere Türkiye limanlarında gemilere yüklenecek olan dolu konteynerlerin brüt ağırlıklarının tespit edilerek doğrulanması, doğ-

rulanmış brüt ağırlıklarının bildirimi ve tarafların sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar belirlendi. VGM Belgesi olmayan konteyner gemilere yüklenemeyecek Yönergede, ‘Gönderen (ihracatçı), Hat Operatörü, Taşıma İşleri Organizatörü, Kıyı Tesisi İşleticisi, Taşıyan ve Tartı Alet Operatörü’ne sorumluluk yükleniyor. Bu noktada ihracatçılar tarafından deniz taşıma şirketlerine konteynerlerin teslimi öncesinde ‘VGM’ olarak adlandırılan Konteyner Belgelenmiş/Doğrulanmış Ağırlık Belgesinin ‘Doğrulanmış Brüt Ağırlık’ beyanı vermesi zorunlu hale geldi. Bakanlığın hazırladığı yönergedeki ‘Doğrulanmış brüt ağırlık bilgisi bulunmayan dolu konteynerler gemilere yüklenemez’ hükmü gereğince, armatörlere, acentelere ve gemi işletmecilerine gönderici tarafından VGM beyanı verilmemiş dolu konteynerleri gemiye kabul etmeme, liman operatörlerine de kendilerine VGM beyanı iletilmemiş dolu konteynerleri gemilere yüklememe sorumluluğu getirildi.

Genç girişimcilere, BİGG GARAJ Programı tanıtıldı

OSGEB’in KOBİGEL kapsamında 3 yeni proje teklif çağırısına çıktı. Her üç proje için son başvuru tarihi 1 Temmuz 2016 olup projeler için kurul değerlendirmesi sonrasında bildirimler 1-6 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Ülke genelini kapsayan projelerin başlatılma tarihi ise 7 Eylül olarak belirlendi. Projelerin detayları şöyle: Bilişim Teknolojileri KOBİ’Lerin Geliştirilmesi Projesi İlk proje bilişim teknolojileri üzerine. ‘Bilişim Teknolojileri KOBİ’lerinin Geliştirilmesi’ isimli projenin amacı bilişim teknolojileri alanında üretim ve yazılım geliştirme faaliyetindeki KOBİ’lerin sayısal içerik ve ürünlerin geliştirilmesi, ulusal ya da uluslar arası standartlara uyumlaştırılması. Ürün, oyun, mobil uygulama, yazılım gibi bilgi teknolojilerinin ticarileştirilmesi ve bu kapsamda ekonomideki paylarının ve etkinliklerinin artırılması, rekabet güçlerinin ve sağladıkları katma değerin yükseltilmesi amacıyla hazırlanacak projelerin desteklenmesi hedefleniyor. Proje kapsamında hedef sektörler ise bilgisayarların elektronik ve optik ürünlerin imalatı, bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faaliyetler ile veri işleme, barındırma ve ilgili faaliyetler, web portalları bölüm ve gruplarında faaliyet

gösteren işletmeler. En az 6 en çok 12 ay devam edecek olan projelerin destek üst limiti 100 bin TL’si geri ödemesiz toplam 250 bin TL olarak belirlendi. Hızlı Büyüyen KOBİ’lerde Kapatise Geliştirme Projesi Bu projenin amacı ise şöyle özetlenebilir: “KOBİ’lerin ekonomideki paylarının ve etkinliklerinin arttırılması, rekabet güçlerinin ve sağladıkları katma değerin yükseltilmesi temel hedefinden hareketle istihdam yaratma, ürün, hizmet ve iş modeli açılarından yenilik gerçekleştirme, ihracata katı sağlama. Uluslar arası nitelikleri yüksek olan ve ekonomik büyümeye katkı sağlamada diğer işletmelerden daha başarılı olan hızlı büyüyen işletmelerin hazırlayacakları projelerin desteklenmesi.” Hedef sektörler ise Alkollü içeceklerin damıtılması, arıtılması ve harmanlanması yanında tütün ürünleri imalatı, bina inşaatı, bina dışı yapıların inşaatı, özel inşaat faaliyetleri hariç olmak üzere KOSGEB tarafından desteklenebilen tüm sektörler olarak gösterilebilir. Projenin destek üst limiti ise 300 bin TL’si geri ödemesiz olmak üzere toplam 600 bin TL olarak belirlendi.

KOSGEB Destekli Girişimlere İvme Projesi Projenin amacı; KOSGEB’in ‘Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Programı’ ve ‘Girişimcilik Destek Programı’ndan yararlanarak kurulan ve istihdam yaratma, ürün, hizmet ve iş modeli açılarından yenilik gerçekleştirme, ihracata katkı sağlama. Uluslar arası nitelikleri yüksek olan ve ekonomik büyümeye katkı sağlamada diğer işletmelerden daha başarılı olan hızlı büyüyen veya büyüme potansiyeline sahip işletmelerin rekabet güçlerinin ve sağladıkları katma değerin yükseltilmesi de diğer hedefler olarak sıralanabilir. Hedefte KOSGEB tarafından desteklenebilen tüm sektörler yer alıyor. Proje destek üst limiti ise 100 bin TL’si geri ödemesiz olmak üzere toplam 250 bin TL. Ayrıntılı bilgi için KOSGEB Müdürlükleri ile irtibata geçilip, proje teklif çağrıları ile ilgili duyurulara www. kosgeb.gov.tr adresinden ulaşılabilir.

Aşut: “Çocuklara bilimi sevdirmeliyiz”

A

nadolu’da girişimciliği yaymak amacıyla TÜBİTAK tarafından hazırlanan Bireysel Genç Girişim (BİGG) GARAJ Programı, Mersinli genç girişimcilere tanıtıldı. Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler Kurulu organizasyonunda gerçekleşen tanıtım toplantısı yoğun ilgi gördü. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Teknoloji Transfer Ofisi, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Viveka Kuluçka Merkezi tarafından yürütülmekte olan BİGG GARAJ Programı, 2016 yılı boyunca 24 ilde tanıtım, 16 ilde ise eğitim ve mentorlük hizmetleriyle girişimcilere sunulacak. Bu kapsamda program çerçevesinde 16 il arasında yer alan Mersin’de de tanıtım yapıldı. Tanıtım toplantısında TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Osman Kiper de hazır bulundu. Viveka Kuluçka Merkezi Yetkilisi Ece Kasap, toplantıda Mersinli genç girişimcilere BİGG GARAJ Programı hakkında bilgi verdi. BİGG GARAJ Programı’nın, TÜBİTAK 1512 Teknogirişim Sermaye Programı’nın yeni düzenlemelerle şekillendirilmiş hali olduğunu kaydeden Kasap şunları söyledi: “Program çerçevesinde Mersin’in de aralarında bulunduğu Ankara, Adana, Hatay, Samsun, Ordu, Çorum, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Erzurum, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Afyon, Denizli, Antalya, Burdur, Aydın, Muğla, Bolu, Kırklareli, Tekirdağ ve Edirne’de eğitim ve tanıtım hizmetleri vereceğiz. Amacı-

İşleyen Işıklar’a plaket

M mız ise genç girişimcilerin fikirlerini TÜBİTAK’a götürmeden önce geliştirmek.”

bu eğitimler 27-28 Haziran tarihleri arasında Mersin’de gerçekleştirilecek” dedi.

“150 bin TL’ye varan destek verilecek”

Kasap, programa kimlerin başvurabildiğini ise şöyle sıraladı;

Ardından proje kapsamındaki destek rakamlarına değinen Ece Kasap, TÜBİTAK destek miktarlarını 40 bin TL sermaye ve 110 bin TL proje desteği olarak açıkladı.

“Teknolojik özgün fikiri olan ve bu fikri hayata geçirebilecek bilgi ve beceriye sahip,

TÜBİTAK’ın bu desteklerinin yüzde yüz hibe olduğunun altını çizen Kasap, destek süresinin iş planlarına göre değişiklik gösterdiğini bildirdi. Kasap, 40 bin TL sermaye desteğinin sözleşme sonrasında 20 bin TL ve proje ortasında 20 bin TL olarak, 110 bin TL proje desteğinin ise yüzde 50’sinin proje başlangıcında, yüzde 30’unun 6 ay sonra ve yüzde 20’sinin ise proje sonunda verileceğini aktardı. Programa, teknoloji ve yenilik odaklı girişim faaliyetleri içeren iş fikirlerinin başvurabileceğini belirten Kasap, son başvuru süresin 13 Haziran olduğunu hatırlattı. Başvuru sonrasında 2 günlük fikir geliştirme ve müşteri görüşmeleri ile ilgili eğitimlerin olacağını kaydeden Kasap, “Eğitimler için Ankara’ya gelmenize gerek yok. TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu organizasyonunda

B

ilgi birikimlerini kullanarak emekli olmaları sonrasında da aktif iş hayatına devam eden, başarılarıyla gençlere örnek olan 60 yaşanı aşmış başarılı iş kadınlarına plaket verildi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) koordinatörlüğünde TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu organizasyonunda İşleyen Işıklar 60 Yaş Üstü Başarılı İş Kadınları Plaket

CMYK

Herhangi bir şirket ortaklığı bulunmayan, Daha önce TÜBİTAK 1512 veya Teknogirişim desteği almamış, Örgün öğrenim veren üniversitelerin herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans veya doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru tarihinden en çok on yıl önce almış kişiler.” Kamu veya bir firmada çalışan kişilerin de başvurabildiğini kaydeden Ece Kasap, ancak iş planının başarılı bulunması halinde bu kişilerin mevcut işlerinden ayrılarak sermaye şirketi kurmaları gerektiğini belirtti. Öte yandan Kasap, herhangi bir şirketin ortaklık yapısında bulunan kişilerin programa başvuramadığının da altını çizdi. Töreni düzenlendi. Törende aktif olarak iş hayatına devam eden başarılı 9 iş kadınına plaketleri verildi. Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver, Ortodoks Kilisesi Ruhini Reisi Coşkun Teymur ve çok sayıda davetlinin katıldığı Plaket Töreni’nin açılış konuşmasını TOBB Mersin İl Kadın Gi-

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, temel bilimlerin çocuklara küçük yaşlardan itibaren sevdirilmesi gerektiğini, geleceğe dönük olarak araştırma görevlileri, bilim adamı yetiştirilmesinin temellerinin küçük yaşlarda atılması gerektiğini söyledi. Bu nedenle Mersin’de çalışmaları devam eden Çocuk Üniversitesi Projesine büyük önem verdiğini vurgulayan Aşut, bilimsel çalışmaların erken yaşlara indirgenmesinin ülke geleceği adına büyük önem taşıdığını anlattı. Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Mersin Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve MTSO arasında Şubat ayında imzalanan protokol ile çalışmaları başlayan Mersin Çocuk Üniversitesi çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Yürütme Kurulu Başkanı Adem Koca (Milli Eğitim İl Müdürü), ve Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Ahmet Kıdeyş (ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü), Tuba Kaya (Mersin Büyükşehir Belediyesi), Mehmet Ali Mazmancı (Mersin Üniversitesi, Soner Yurttaş (Mersin Üniversitesi) ve Kadir Dölek’ten (MTSO) oluşan yürütme kurulu üyeleri protokolün paydaşlarını ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi veriyor. Bu kapsamda MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’u ziyaret eden üyeler çocuk üniversitelerinin Türkiye’deki durumu hakkında bilgi vererek Mersin’de neler yapıldığını anlattı. rişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Ayla Harp yaptı. Böyle bir töreni organize etme gerekçelerini açıklayan Harp şöyle konuştu: “MTSO koordinatörlüğünde bu organizasyonu yapmaya karar verdiğimizde düşündük ki bir insanın yetişmesi için çok emek harcanıyor. Ailemize, bizleri yetiştiren eğitmenlerimize, devletimize çok şey borçluyuz. Bu borcumuzu ödemek adına çalışma hayatına başlıyoruz ve en verimli

Yürütme Kurulu Üyesi Soner Yurttaş, Türkiye’de çocuk üniversitesi çalışmalarının 2009’da, Avrupa’da ise 2002’de başladığını bildirdi. Şu anda Türkiye’de 30 çocuk üniversitesi bulunduğunu kaydeden Yurttaş, Mersin’deki çocuk üniversitesinin ise diğerlerinden farklı bir yapılanmaya sahip olduğunu dile getirdi. Diğer üniversitelerin belediyeler, ya da üniversiteler gibi tek bir kurumun çatısı altında kurulduğunu kaydeden Yurttaş, “Mersin Çocuk Üniversitesi ise kent paydaşlarının çatı kurumlarının bir araya gelerek oluşturduğu bir yapı. Bu nedenle dernekleşme ya da vakıflaşma gibi tüzel kişilik olabilme durumu var” dedi. Mersin Üniversitesi olarak 2010’dan bu yana aldıkları çeşitli desteklerle 16 bin çocuğa eğitimler verdiklerini bildiren Yurttaş, ancak bunu sistematik hale getirmek istediklerini, hedef odaklı çalışmak istediklerini söyledi. Her kurumun kendi kurumsal kapasitesini kullanarak katkı sağlayacağını dile getiren Yurttaş, ayrıca sponsorluklara da başvuracaklarını bildirdi. Kentin marka firmalarıyla görüşüp öğrencilerin eğitimine katkı sağlamalarını isteyeceklerini bildiren Yurttaş, bu sayede sürdürülebilirliği sağlayacaklarını söyledi. “Hedefimizde sosyal dezavantajlı çocuklar var” Diğer illerde gelir düzeyi yüksek çoçağlarımızda emekli oluyoruz. Evde oturmaya başlamamızla birlikte bize yapılan yatırımlar boşa gitmeye başlıyor. Bize göre toplumlar en önemli güçlerini yani insan gücünü verimli kullanırsa başarıya ulaşır. Biz de bu etkinliğimizle kadınlarımızın iş yaşamındaki gücünü göstermek, bu konuda farkındalık yaratmak istedik.” Törende Güneyada Yapı Denetim Şirketi’nde denetçi olarak çalışan

cukların çocuk üniversitesine gidebildiğini ancak kendi hedeflerinde sosyal dezavantajlı çocuklar bulunduğunu kaydeden Soner Yurttaş, önümüzdeki süreçteki hedeflerini şöyle özetledi: “Mersin Çocuk Üniversitesi olarak Türkiye Çocuk Üniversiteleri Platformu Başkanlığını yapıyoruz. Ulusal Ajansa da proje sunduk ve kabul edilirse önümüzdeki süreçte Çocuk Üniversiteleri Mevzuatını oluşturup MEB mevzuatı ile analiz edip yeni modeller oluşturacağız. Ayrıca Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Bilim Merkezi yapılanması var. Bu yapılanmayı Çocuk Üniversitesi ile entegre ederek yeni bir model oluşturmak istiyoruz. Hedeflerimiz çok yüksek ve destek bekliyoruz.” Aşut: “Sosyal bir yardım olarak görülmemeli” Çocukların eğitiminde bilimsel altyapı olan, topluma faydalı her çalışmanın içinde olmak istediklerini vurgulayan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, ise eğitimde, bilimde farkındalık oluşturmak, Mersin’de farklı bir yapı ortaya koymak istediklerini anlattı. İmkanlar ölçüsünde her türlü desteği vermeye hazır olduklarını kaydeden Aşut, “benim beklentim mümkün olduğunca temel bilimlerde çocuk yetiştirmek. Bu çocukların araştırma görevlisi olabilmelerini sağlamak. Bilimi sevdirebilmek. Çocuk üniversitesi yapılanması da bunun için biçilmiş kaftan” dedi. Fethiye Rüzgar, Küçükler Akademi Kurucusu Hafize Bilgenoğlu, Kasım Özyamanoğlu Serbest Muhasebe Bürosu Ortağı Halise Özyamanoğlu, Gelişim Koleji öğretmenlerinden Hediye Sungur, Profesyonel Direksiyon Eğitmeni Necla Yazırlıoğlu, Eczacı Nuriye Karaoğuz, Restoran Sahibi Örgen Canatan, Turizmci Serpil Demir ile Toros Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rezan Hatungil’e plaket verildi.


5

YIL: 18 | SAYI: 311 | 5-18 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Matematik Olimpiyatlarında ödüller sahiplerini buldu M

ersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Matematik Olimpiyatları’nda ödüller sahiplerini buldu. Olimpiyatlara Mersin’in yanı sıra Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Niğde’den 210

öğrenci katıldı. Beş kategoride düzenlenen olimpiyatlarda önümüzdeki yıllar için hedef katılımcı sayısını artırmak, ardından da olimpiyatlara önce ulusal sonrasında da uluslararası boyut kazandırmak. Mersin Üniversitesi Uğur Oral Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine Mersin Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yöne-

tim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel ile çok sayıda davetli katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Matematik Olimpiyatları Düzenleme Komitesi Başkanı Hanlar Reşitoğlu, matematiğin yalnızca soyut bir bilim dalı olmayıp tüm bilim dalları üzerinde etkisi bulunduğunu anlattı. Bu nedenle iyi bir matematik eğitiminin gelişmede, kalkınmada, iyi yaşam standartlarında büyük rol oynayacağını vurgulayan Reşitoğlu, “Mersin Üniversitesi bu alanda başarılı üniversiteler arasında yer alıyor. ODTÜ’nün araştırmalarına göre Türkiye’deki tüm üniversiteler içinde 5’inci sırada yer alıyoruz. Öğretim üyelerimiz ise dünyadaki matematikçiler arasında ilk 33 içinde. Öğretim üyelerimizin çalışmalarına dünya çapında referanslar verilmekte” dedi. Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Murat Gizir ise konuşmasında Matematik Olimpiyatları sayesinde geleceğin üniversite öğrencileri ile buluştuklarını dile getirdi. Matematik Olimpiyatları’nda başarının kolay elde edilmediğini vurgulayan Gizir, şunları söyledi: “Başarı için bu öğrencilerimiz birçok şeyden fedakarlık yapmıştır. Bugün ise çalışmalarının karşılığını alma zamanı. Mersin ve çevre illerdeki orta öğretim öğrencilerine olimpiyat tecrübesi kazandıran önemli bir fırsat. Önümüzdeki yıllarda bu organizasyonun ulusal düzeye taşınması için gayret göstereceğiz.”

Herkesin son dönemlerde bir ülkenin gelişmesi için temel bilimlerin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladığına dikkat çeken Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ise şöyle konuştu: “Bu olimpiyatlar, üniversite ile yerel dinamiklerin en güçlüsü MTSO’nun katkılarıyla düzenlenmektedir. MTSO’nun üniversitemizle böyle işbirliklerine devam etmesi, bu olimpiyatların kesintisiz devamı önemlidir. Destek arttıkça katılım artar, ulusal ve uluslararası boyuta ilerleyebilir. Emeği geçenlere teşekkür ederim.” Dereceye giren öğrencilerin isimleri şöyle: 11 ve 12. sınıf kategorisinde: Birinci Özel Çağ Koleji’nden Aydın Yiğit Eroğlu, ikinci Yahya Akel Fen Lisesi’nden Jiyan Bozyel, üçüncü Erdemli İMKB Fen Lisesi’nden Kürşat Doğan Çelik ve dördüncü Dörtyol Fen Lisesi’nden Ufuk Ateş oldu. 10. sınıf kategorisinde: Birinci Eyüp Aygar Fen Lisesi’nden Ömer Faruk Özer, ikinci Mersin Bilim ve Sanat Merkezi’nden Beratcan İşler, üçüncü Özel Güney Gelişim Anadolu Lisesi’nden Kerem Tarcan ve dördüncü ise AKİB Zafer Çağlayan Anadolu Lisesi’nden Şahin Can Kayık oldu. 9. sınıf kategorisinde: Birinci Eyüp Aygar Fen Lisesi’nden Durmuş Küçük, ikinci Eyüp Ayfar Fen Lisesi’nden Berdan Ali Kan, üçüncü Özel Güney Gelişim Anadolu Lisesi’nden Bora Ballı ve dördüncü ise Yahya

Akel Fen Lisesi’nden Furkan Telefon oldu. 8. sınıf kategorisinde: Birinci Özel Adana Final Okulları’ndan Mehmet Efe Aloğlu, ikinci Toroslar Atatürk Ortaokulu’ndan Hasan Emre Yıldız, üçüncü Özel Yıldırımhan Ortaokulu’ndan Ozan Özel ve dördüncü ise Özel Doğa Koleji Ortaokulu’ndan Kerim Uygar Özbulur oldu. 7. sınıf kategorisinde: Birinci Özel Yıldırımhan Ortaokulu’ndan Kıtay Özmen, ikinci Erdemli General Vali Ömer Lütfi Hancıoğlu Ortaokulu’ndan Selver Sağır, üçüncü Muhittin Develi Ortaokulu’ndan Mehmet Burak Dağadur ile dördüncü Tarsus Sadık Eliyeşil Ortaokulundan Denizhan Ruaoğlu oldu. Aşut: “Analitik düşünebilen, sorgulayan beyinlere ihtiyaç var” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise olimpiyatlar sonrasında kısa bir değerlendirme yaptı. “Neredeyse son 10 yıldır eğitim sistemimizde, özellikle lise düzeyinde, matematik ve temel bilimlerdeki

başarısız durumumuzu gündeme getiriyoruz” diyen Aşut, bu konuyu çok fazla dillendirmesi sonrasında iş dünyasının matematikle, temel bilimlerle ne işi olduğu noktasında eleştiriler aldığını söyledi. Ülkenin mevcut durumda bir orta gelir tuzağında bulunduğuna dikkat çeken Aşut şöyle konuştu: “Kişi başı ortalama 10 bin dolara takıldık kaldı. Bunun temel nedenlerinden birisi de düşük teknolojili bir üretim sitemimizin olmasıdır. Yani, ar-ge’si olmayan; katma değeri olamayan, teknolojisi olmayan,

kısacası hamallık yaptığımız bir üretim sistemi. Bu sistemin orta-üstü ve yüksek teknolojili bir üretim sistemine dönüşmesi ar-ge yapabilmemize bağlıdır. Bu da düşünebilen, analitik düşünebilen, sorgulayabilen, yaratıcı bir beyin gerektiriyor.”Böyle bir düşünce sistemini ortaya çıkaracak gücün ise matematiğe, temel bilimlere ve fen bilimlerine verilen önemde yattığını kaydeden Aşut, “İşte bu anlamda böylesi organizasyonları ve Matematik Olimpiyatlarını çok önemsiyoruz. Hayal ettiğimiz ve düşündüğümüz hedeflere giden yolu açmasını diliyoruz” dedi.

Meslek Lisesi’nde İngilizce Şenliği

Sigortalılık bilinci arttırılmalı

S M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) desteğiyle meslek lisesi öğrencilerinin yabancı dil yetkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar sonuç verdi. Bu çerçevede Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan İngilizce şenliği izleyenleri hayran bıraktı. MTSO desteğiyle dil eğitimi için Londra’da University College London Yaz Okulu’na giden öğrencilerin festival kapsamında gerçekleştirdikleri gösterilerde İngilizceye hakimiyetleri dikkat çekti. MTSO’nun Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi İngilizce Dersi Zümresi ile son 4 yıldır gerçekleştirdiği ‘Yabancı Dili Konuşan Meslek Lisesi Öğrencileri’ Projesi devam ediyor. Yabancı dil eğitimine büyük önem veren okulda English Fest (İngilizce Şenliği) düzenledi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen, 9-10 ve 11’inci sınıf öğrencilerinin hazırladığı gösterilere ilgi yoğundu. Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’nde düzenlenen şenliğe, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut,

YAYIN ADI VE SAYFA NO

MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Nural Geyik, öğrenciler ve öğretmenleri katıldı. Biri Amerikalı olmak üzere 5 İngilizce öğretmeni denetiminde yaklaşık 30 öğrencinin bir yıl boyunca hazırladığı gösteriler izleyenlerin beğenisini topladı. İngilizce sunum yapılan festivalde öğrenciler, kendilerinin yazıp oynadıkları İngilizce piyesleri sahnelemelerinin yanı sıra, yine Nasrettin Hoca fıkrasından Atatürk’ün hayatına, Türkçe şarkıların İngilizce çevirisinden katıldıkları yurtdışı eğitimlerin sunumuna, popüler İngilizce şarkıların seslendirilmesine kadar birçok etkinliğe imza attı. Öğrencilerin İngilizceyi çok iyi kullandıklarını ve yabancı dile hakim olduklarını söyleyen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Gençlerimiz, İngilizce tiyatro oyunu sergiledi, şarkılar söyledi, sunumlar yaptı. Bu güzel, anlamlı ve keyifli festivalin hazırlanmasında emeği geçen herkesi kutluyorum” diye konuştu. Festival, toplu aile fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.

CMYK

igorta bilincinin artırılması amacıyla, 30 Mayıs - 3 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘Sigorta Tanıtım ve Bilinçlendirme Haftası’, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi’nin organizasyonunda çeşitli etkinliklerle kutlandı. Hafta kapsamında resmi ziyaretlerin yanı sıra okul ziyaretleri yaparak çocuklara DASK Sigortası kumbaraları dağıtan komite üyeleri, düzenledikleri bowling turnuvası ile de kutlamalara renk kattı. Hafta, son gün düzenlenen kokteyl ile sona erdi. Kutlamalar 30 No’lu komite üyelerinin basın mensuplarıyla bir araya gelerek etkinlikleri tanıtmasıyla başladı. TOBB Sigorta Acenteleri İl Delegeleri ve Mersin Sigorta Acenteleri Derneği’nin destekleriyle düzenlenen etkinlikler il protokol ziyaretleriyle devam etti. Hafta süresince çeşitli yerel radyo ve televizyonların canlı yayınlarına konuk olarak sektör hakkında bilgiler veren komite üyeleri aynı zamanda sigorta bilincini küçük yaşlardan başlatabilmek adına Osmaniye İlkokulu ve İbrahim Karaoğlanoğlu İlkokulu öğrencilerini ziyaret ederek DASK Sigortası kumbaraları dağıttı. Kutlamaları keyifli hale getirmek adına sigorta acentesi firmalar arasında bowling turnuvası da düzenlendi. 27 takımın yarıştığı turnuvada Dinler Sigorta birinci olurken, Burçak Sigorta ikinci ve Özhedef Sigorta ise üçüncü oldu.

Sigorta Haftası düzenlenen görkemli bir kokteyl ile sona erdi. Kent protokolü ve sektör temsilcilerinin katıldığı kokteylde sektörde 25 yılını aşan duayen sigortacılar da unutulmadı. 25 Yılını Aşan Sigorta Acenteleri Ödül Töreni’nde MTSO’ya kayıtlı olarak 25 yıldır faaliyet gösteren 8 acenteye plaketleri verildi. Plaketleri alan şirketlerin isimleri şöyle: Turgay Kıratlı Sigorta Acenteliği, Metin Çifci-Sigorta Acenteliği, Simtur Mersin Sigorta Acenteliği, Aydın Sigorta Aracılık Hizmetleri, Kınacı Sigorta Aracılık Hizmetleri, Karınca Sigorta Aracılık Hizmetleri, Nihal Keskin-Sigorta Aracılık Hizmetleri ve Yücel Yıldıran Sigorta Acenteliği. Hafta boyunca düzenlenen etkinlik programında; MTSO Meclis Üyeleri Ahmet Akbaş ve Hüseyin Dinler, 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Kerim Kara, Komite Başkan Yardımcısı Emel Bildik ve Komite Üyesi Dilek Divitçioğlu, TOBB Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi İl Delegeleri Osman İnandıoğlu, Ahmet Şenol Keskin ve Memduh Can, TOBB Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi İl Delegesi ve Mersin Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Fahrettin Abeş görev aldı. “Biz, daha az risklerin olduğu bir dünya için çalışıyoruz” MTSO 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi Hüseyin

Dinler, komite üyeleri adına hafta kapsamında bir değerlendirme yaptı. Düzenlenen etkinliklerle; tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi, sigorta hakkında bilinçlenmeleri ve tüketicilerin sektöre, sektörün de geleceğine güven duymasını sağlamayı hedeflediklerini aktaran Dinler, toplumda sigortacıyla sigortalı arasındaki güvenin çok önemli olduğunu vurguladı. Sigortacılık sektörünün, küresel ekonominin vazgeçilmez unsurlarının başında geldiğini söyleyen Dinler, “Sigorta sektörü, gelişmişlik düzeyinin önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilir. Yarattığı fonlarla ülke ekonomisine kaynak sağlayan sektörümüz, bir yandan istihdam ve yatırımlara destek verirken, diğer yandan bireylerin sağlığını ve varlığını güvence altına alır. Biz, refah içinde daha az risklerin olduğu bir dünya için çalışıyoruz. Geleceğin güvenli ve refah içinde ku-

rulmasında ise sigorta bilincinin tabana yayılması önem taşıyor” dedi. Türkiye’de halen 5 araçtan birinin trafik sigortasının olmadığı kaydeden Hüseyin Dinler, bunun çok ciddi bir kayıp olduğunu belirterek, Van depremi sonrasında sigortalı konut sayısının ancak yüzde 8’e çıkabildiğini hatırlattı. Aracı olan herkesin trafik sigortası yanında kasko da yaptırması gerektiğini belirten Dinler, “Aksi halde yıllarca bir araya getirdiğimiz ekonomik yapımız, atalarımızdan kalan ekonomik değerlerimiz basit bir hasarla kaybolup gidebilir. Birikimlerimizi güvence altına almalıyız. Aynı şekilde işverenler personeline İşveren Sorumluluk Sigortası yaptırmalı. Aksi halde gün gelir çok yüksek cezalara maruz kalabilirsiniz. Bu sigorta, işveren için bir telafidir” diye konuştu.


6

YIL: 18 | SAYI: 311 | 5-18 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Lojistik sektörüyle öne çıkan ülke: LÜKSEMBURG A

vrupa’nın göbeğinde yer alan Lüksemburg, kara, deniz ve hava ulaşımındaki güçlü altyapısı ile lojistik sektöründe öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Avrupa pazarlarına hızlı ulaşım sağlayan bir lojistik merkezi. Bu nedenle ülke, Türkiye’nin 500 milyonluk Avrupa pazarına ulaşmasında stratejik bir önem taşıyor. Ülkede lojistik alanında gerçekleştirilen yatırımlar ve faaliyetler de dikkat çekiyor. CFL Cargo ve CFL Multimodal adındaki iki Lüksemburg firmasının Mars Lojistik ile ortak olarak malların İstanbul, İzmir ve Mersin limanlarından gemi ile Trieste’ye, oradan da tren ile Lüksemburg’a ulaştırılmasını sağlayan, Avrupa’ya hizmet verebilen bir lojistik ağ kurması sektör tarafından önemsenen çalışmalar arasında gösteriliyor. Yapılacak ortak çalışmalarla Mersin ile Lüksemburg arasında lojistik alanındaki ilişkilerin güçlendirilip bu ülke üzerinden Avrupa’ya ticaretin geliştirilebileceği öngörülüyor. Öte yandan Lüksemburg, Türk girişimcilere önemli fırsatlar da sunuyor. Dünya Gazetesi tarafından Lüksemburg Büyükelçisi Arlette Conzemius ile yapılan röportajda şu ifadelere yer veriliyor: “Özellikle otomotiv, uzay /uydu sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri, çevre dostu teknolojiler, biyoteknoloji ve araştırma – geliştirme – işbirliğine çok önem veriyoruz. Ayrıca Hükümetimiz, Lüksemburg üzerinden diğer pazarlara açılmak isteyen yenilikçi firmalara devlet destekleri sağlıyor. İşte bu sebeple Türk girişimcilere ülkemizin bu alanda sunduğu fırsatları etraflıca değerlendirmelerini öneriyorum. PayPal, Skype, Microsoft, Amazon, eBay, iTunes ve daha pek çok uluslar arası firmanın Avrupa ve hatta dünya operasyonlarını yönetmek üzere Lüksemburg’u merkez olarak seçmiş olduklarının da ayrıca altını çizmek istiyorum. Yatırımcıları farklı pazarlarla buluşturmak ticaretimizde ön planda yer almaya başladı. 27 farklı ülkeden 143 bankanın faaliyet gösterdiği ülkemiz, Avrupa’nın en büyük özel bankacılık merkezi. Ayrıca Lüksemburg Finans Merkezi bugün, Avrupa’nın en büyük yatırım fonu merkezi. Dünya’da ise ABD’den sonra ikinci sırada. Bunların dışında Euro Bölgesi’nin en büyük özel bankacılık ve Avrupa’nın en önemli bağlı reasürans merkezi konumunda.” Coğrafi konum Kuzey Batı Avrupa’da bulunan Lüksemburg’un Belçika (148 km), Almanya(138km) ve Fransa (73 km) ile sınırı bulunmakta olup denize kıyısı yoktur. Ülkenin yeraltı zenginliği olan kömür rezervleri kuzeyde Fransa’daki Lille şehrinden Belçika’ya ve Ruhr vadisine kadar uzanır. Kuzeyde, yumuşak kıvrımlı yaylalar, geniş ve sığ vadiler, tepeler ve hafif dağlık arazi bulunurken, güneybatıda dik eğimli arazi Moselle sel yatağına kadar iner. Ülkenin yüzölçümü itibari ile büyüklüğü dünyada 134’üncü sıradadır. Ilıman iklime sahip ülkede kışlar yumuşak yazlar serin geçer. Lüksemburg’da ortalama ısı Ocak ayında 1derece, Temmuz ayında 18 derece olup en düşük ve en yüksek sıcaklık -10 ile 35 derece arasındadır. Şehir yılda ortalama 782 mm yağış alır. Nüfus ve işgücü yapısı 2015 yılı nüfusu 563 bin olup, nüfus büyüklüğü açısından dünyada 173’üncü sıradadır. Lüksemburgluların nüfustan aldıkları pay yüzde 54,1iken kalan yüzde 45,9’unu yabancılar oluşturur. Ülkede 150 farklı ülkeden kişi yaşar. Ülkenin ekonomisi sınır ötesinden gelip çalışanlara ve ülkedeki yabancı işçilere bağımlı durumda olup

YAYIN ADI VE SAYFA NO

yabancı işçilerin toplam iş gücü içerisindeki payı yüzde 60’tır. Ülkede çalışan nüfusun genel nüfustan aldığı pay, 2013 yılı için yüzde 63,9’dur. 2015 yılı Mayıs ayı tahminine göre ülkede çalışan nüfus 453 bin 554 kişi olup bu veriye sınır ülkelerde oturup Lüksemburg’da çalışan nüfus da dâhidir. İşsizlik oranı Mayıs 2015 itibari ile yüzde 6,9 dur. Doğal kaynaklar ve çevre Şehirlerde hava ve su kirliliği, tarım arazisinde toprak kirliliği mevcuttur. Çevre ile ilgili olarak şu anlaşmalara taraf durumundadır: Hava Kirliliği, Hava Kirliliği-Azot Oksitleri, Hava Kirliliği-Kalıcı Organik Kirleticiler, Hava Kirliliği-Kükürt 85, Hava Kirliliği-Kükürt 94, Hava Kirliliği-Uçucu Organik Bileşikler, Biyolojik Çeşitlilik, İklim Değişikliği, İklim Değişikliği-Kyoto Protokolü, Çölleşme, Tehlike Altındaki Türler, Tehlikeli Atıklar, Hukuk Deniz, Deniz Damping, Ozon Tabakasının Korunması, Gemi Kirliliğinin, Tropikal Kereste 83, Tropikal Kereste 94. Genel ekonomik durum Küçük, dengeli, sanayileşmiş ülkeler arasında olup dünyada kişi başına düşen geliri en yüksek ülkeler konumundadır. Fransa, Almanya ve Belçika’ya komşuluğu kendisine avantaj olarak yansır. 2015 yılı verilerine göre gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) 45,745 milyar avro, GSYİH büyüme oranı ise yüzde 4,8’dir. Kişi başı GSYİH’si 90 bin 400 avro olan Lüksemburg’da enflasyon oranı 2015 yılı verilerine göre yüzde 0,47, işsizlik oranı ise yüzde 6,7’dir. Dış ticaret hacmi 29.323 milyar avro olan Lüksemburg’un ithalatı 17,490 milyar avro, ihracatı ise 11, 833 milyar avrodur. Ülkede enflasyon ve işsizlik düşük seviyede seyreder. Ekonomideki iyileşme büyük ölçüde finans sektörünün performansına bağlıdır. Lüksemburg, AB ve OECD tarafından yapılan baskılar sonucu bazı vergi avantajlarını kaybetmiştir. Ülke yüksek alım gücü, dışa açık bakış açısı, özerk yapısı ile dünyadaki önde gelen finans ve idari merkezlerinden biri olmuştur. Ülkede yerel işgücünün az olması sonucunda oluşan açık, yabancı çalışanlarla doldurulmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015 yılı verilerine göre Lüksemburg, AB ülkeleri içinde en rekabetçi 8’inci, dünyada ise 20’nci ülkedir. Lüksemburg, 1970’lerde düşüşe geçen çelik sektörünü ikame edecek yeni bir ana sektör arayışına girmiş ve bilinçli bir tercihle finans ve bankacılık sektörüne yönelmiştir. Bugün, finans ve iş merkezinin beslediği hizmet sektörü Lüksemburg ekonomisinin temelini oluşturmaktadır. Lüksemburg ekonomisinin itici gücü olan finansal hizmetlerin (sigorta sektörü dahil) GSMH’ye katkısı %27’yi bulmakta, sektör istihdamın %10’unu oluşturmaktadır. Lüksemburg halen yatırım fonu yönetimi merkezi rolünü başarıyla sürdürmekte ve büyük servete sahip bireylerin birikimlerini çekebilmektedir. Lüksemburg 2005 yılından bu yana dünyanın New York’tan sonra ikinci büyük yatırım fonu merkezi, Avro Bölgesi’nin de birinci özel bankacılık pazarıdır. 3 bin 894 fondan oluşan Lüksemburg yatırım fonları son bir yıl içinde yüzde 3 oranında azalmakla birlikte 3,187 trilyon avro seviyesindedir. Ekonomi politikaları Ekonomik kriz ve bankacılık sektöründe avantajın azalması ile temel sektörlerde ürün çeşitlenmelisine gidilmeye başlamıştır. AB ve OECD tarafından yapılan baskılar sonucu bazı vergi avantajları kayba uğra-

CMYK

mıştır. Ekonomik performans 2014 yılı için kişi başına düşen milli gelir AB (28) ortalamasının 2,5 katı olarak gerçekleşmiştir. The Travel & Tourism Competitiveness Report 2015’e göre ise; 2013 yılında dünyada kişi başına gelirin en yüksek olduğu ikinci ülkedir. Anılan değer 60 bin 888 dolardır. 2014 yılı enflasyon oranı yüzde 0,6 iken, 2015 yılı haziran ayı tüketici enflasyon oranı yüzde 0,7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Dünya Ekonomik Forumu 2013 yılı Seyahat ve Turizmdeki Rekabet Gücü sıralamasında 140 ülke arasında 46’ncı sırada yer almıştır. Ekonomide geleceğe yönelik beklentiler Lüksemburg’un düşük miktarda borcu ve açığının olmasına karşın uzun dönemde halen cömert nitelikteki emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği konusunda endişeler bulunmaktadır. Türkiye-Lüksemburg ilişkileri Türkiye ile Lüksemburg arasındaki ilişkiler 1987 yılında Türkiye’nin Lüksemburg Büyükelçiliği’nin faaliyete geçmesiyle birlikte ivme kazanmıştır. Lüksemburg’un Ankara Büyükelçiliği de 29 Kasım 2011 tarihinde açılmıştır. Türkiye-Lüksemburg ikili ticaret hacmi 2015 yılında 261 milyon dolar civarında gerçekleşmiştir. Türkiye’nin ithalatı 224 milyon dolar, ihracatı ise yalnızca 37 milyon dolardır. Lüksemburg›a ihraç edilen ürünlerin başında plastik ve kauçuk ürünleri, tekstil, metal ürünleri, makine ve teçhizat gelmektedir. Bu ülkeden Türkiye’nin ithal ettiği başlıca ürünler ise metal ve metal ürünleri, makine ve teçhizat, kimyasal ürünler, plastik, kauçuk ve tekstil ürünleridir. Uluslararası doğrudan yatırım sermaye girişleri açısından Lüksemburg, 2002-2015 döneminde Türkiye’ye yaklaşık 8,7 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirmiştir. Aynı dönemde, Türkiye’den Lüksemburg’a yapılan yatırım miktarı ise 1,1 milyar doları aşmıştır. Türkiye ile Lüksemburg arasında kurulan Ekonomik ve Ticari Ortak Komite (JETCO) mekanizmasının ilk toplantısı, Büyük Dük Henri’nin Türkiye ziyareti kapsamında 21 Kasım 2013 tarihinde İstanbul’da, ikinci toplantısı ise 27 Kasım 2014 tarihinde Lüksemburg’da yapılmıştır. THY, İstanbul-Lüksemburg arasında haftanın her günü karşılıklı seferler düzenlemektedir. Lüksemburg’dan 2015 yılında 12 bin 764 turist Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Lüksemburg’da yaklaşık 900 Türk vatandaşı yaşamakta olup, yaklaşık 200’ünün çifte vatandaşlığı bulunmaktadır. Lüksemburglu yatırımcının Türkiye’ye ilgisi büyük Lüksemburg Büyükelçisi Arlette Conzemius iki ülke arasındaki ilişkileri ise şöyle değerlendiriyor: “Bölgede yaşanan sıkıntılara ve iç politikadaki belirsizliklere rağmen, Lüksemburglu yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi hala büyük. Ancak daha fazla yabancı yatırım çekebilmek için Türkiye’nin de özellikle hukukun üstünlüğü ve reformlar konusunda ciddi adımlar atması gerekiyor. Lüksemburg uzun yıllardan beri Türkiye’deki en önemli yabancı yatırımcılardan biri konumunda. Sadece 2015 yılında Türkiye’ye toplam 12 milyar dolar tutarındaki finansal yatırım girdisinin 1,3 milyar doları Lüksemburg’dan geldi ve ülkemiz en fazla yatırım yapan ülkeler arasında üçüncü sırayı aldı. Stok rakamlarına baktığımızda ise 2014 yılı sonu itibariyle Lüksemburg’dan Türkiye’ye giren yatırım 12,6 milyar dolara ulaşırken ülkemiz yine üçüncü sıradaydı.

Ayrıca altını çizmekte fayda gördüğüm başka bir nokta var. Lüksemburg kaynaklı yatırımcılar hisse senetleri ve devlet tahvillerine de ciddi miktarlarda yatırım yapıyor. 2016’nın ilk çeyreği itibariyle Lüksemburglu yatırımcıların portföyü ABD ve Birleşik Krallık ardından üçüncü sırada olup Borsa İstanbul’daki toplam yabancı yatırımın yaklaşık yüzde 10’unu temsil ediyor. Finans sektörü Lüksemburg ekonomisinin lokomotifi. Sektörün başarısının anahtarını aktörlerin dinamizmi, finansal araçların çeşitliliği, uluslararası yapısı ve yasal çerçevesi olarak özetleyebiliriz. Lüksemburg finans piyasası, sadece yatırım fonları değil, servet yönetimi, sermaye piyasası işlemleri veya danışmanlık ve özellikle sınır ötesi operasyonlarda da uzmanlaşmayı başarmış bulunuyor. Vizelerde dikkat edilecek noktalar Umuma Mahsus Pasaport hamilleri vizeye tabidir. Diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri ise, 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, anılan ülkeye yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır. Kaynak: Ekonomi Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı Dünya Gazetesi


7

YIL: 18 | SAYI: 311 | 5-18 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

MTSO Komite Üyeleri ‘kampta’ buluştu M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komite Üyeleri ‘MTSO Komiteleri Kampta’ Organizasyonu’nda bir araya geldi. İki gün süren kampta komite üyeleri bir taraftan eğlenirken diğer taraftan çeşitli konularda eğitimler aldı. Kampta komite üyelerine eşlik eden Bloomberg HT TV Haber Koordinatörü Ali Çağatay ise katılımcılara Küresel ve Bölgesel Gelişmeler Işığında Türkiye Sanayi Sektörü (Rekabetin Neresindeyiz?) konulu sunum gerçekleştirdi.

Kampın her iki günü de MTSO 26 No’lu komite üyelerinin ‘Obeziteyle Mücadele’ konulu organizasyonu çerçevesinde düzenlediği sağlıklı yaşam yürüyüşüyle başladı. Survivor Outdoor etkinliği ile devam eden ilk günde 7’şer kişilik takımlara ayrılan komite üyeleri, bir taraftan rakip takımlarla kıyasıya mücadele ederken diğer taraftan kendi takım arkadaşlarıyla ortak hareket edip, takım olabilme mücadelesi verdi. Organizasyon sonunda kazanan takımlar madalyalarını MTSO Başkanı Şerafettin Aşut’tan aldı. Outdoor etkinlik sonrasında Bloomberg HT TV Haber Koordinatörü Ali Çağatay Küresel ve Bölgesel Gelişmeler Işığında Türkiye Sanayi Sektörü (Rekabetin Neresindeyiz?) konulu sunum gerçekleştirdi. Konuşmasına Türk sanayisinin geçmişini anlatarak başlayan Çağatay, ardından dünya ekonomisinin bugünkü durumunu değerlendirdi. Türkiye’nin sanayide dünyanın 5’te 1’inde, yani bölgesinde, dünya lideri olduğunu kaydeden Çağatay, küresel anlamda ise sıkıntı yaşadığını anlattı. Mevcut durumda ürünleri yanında pazarlarını da çeşitlendiren bir Türkiye modeli bulunduğunu ifade eden Ali Çağatay, en çok ihracatın ise Avrupa Birliği ülkeleri ile Kuzey Afrika’ya gerçekleştirildiğini hatırlattı. Önümüzdeki süreçte ise Latin Amerika pazarında büyümeye doğru giden bir Türkiye bulunduğunu kaydeden Çağatay şunları söyledi: “Sanayide dünyada yıldız ihracatçı sektörümüz yok. Yüksek teknolojili ürün ihracatında çok kötü durumundayız. Bunu artırma imkanımız var ama yapmıyoruz. Bunu yaparsak çok büyük ülke olup Güney Kore ile yarışabiliriz.”

YAYIN ADI VE SAYFA NO

“Yazılım üretmemiz şart” Türkiye’nin yazılım üretmediğini, ancak yazılım üreten bir ülke olması gerektiğini vurgulayan Çağatay, önümüzdeki süreçte yazılımı üretenler, yapanlar ve satanların öne çıkacağını, bunu kullanan ülkelerin ise aşağıya ineceğini ifade etti. Çağatay sözlerini şöyle tamamladı: “30 sene sonra asgari ücret olmayacak çünkü robot işçiler çalışacak. Askerlik olmayacak çünkü robot askerler gelecek. Dünyadaki tüm ödeme sistemleri robot ödeme sistemlerine teslim edilecek. Başka bir

dünya geliyor. Bu nedenle geleceğe ayak uydurabilmek adına şimdiden

“Yılın En’leri seçildi” Kampın gala yemeğinde Meslek Komitesi üyeleri arasında yılın En’leri de seçildi. Yılın En’leri kategorisinde plaket alan komiteler şöyle: En katılımcı komite üyeleri olarak 18 ve 29 No’lu Meslek Komitelerine plaket verildi. En Üretken Komiteler kategorisinde fuar organizasyonlarına yoğun destek veren 12 No’lu Meslek Komitesi, Kent tanıtımına katkı sağlayan 25 No’lu Meslek Komitesi’ne, obeziteyle mücadele projesi ile 26 No’lu Meslek Komitesi’ne, sektörel eğitimleriyle 30 No’lu Meslek Komitesi’ne, sektörüne yön verecek çalışmalarıyla 27 ve 32 No’lu Meslek Komitelerine plaketleri verildi. Bireysel kategoride toplantılara en çok katılan üyeler ise şöyle: 2 No’lu Meslek Komitesi Üyesi Süleyman Yılmaz 10 No’lu Meslek Komitesi Üyesi Mesut Selim Özcömert 15 No’lu Meslek Komitesi Üyesi Sadık Çağatay Güneş 35 No’lu Meslek Komitesi Üyesi Mahmut Dağ En Espritüel Komite Başkanı ise 8 No’lu Meslek Komitesi Başkanı İbrahim Yılmaz oldu. sanayide rekabetçi ürün üretmemiz, yazılım üretmemiz şart. Bunun için

CMYK

de çocuklarımızı gençlerimizi şimdiden bu yönde yetiştirmeliyiz.” Komite üyeleri eğitim dolu bir gün geçirdi Organizasyonunun ikinci günü ise üst üste düzenlenen eğitim seminerleriyle geçti. Birbirinden keyifli sunumlarıyla İzgören Akademi Eğitmenlerinden Gökhan Yenipazar ‘Birbirimizi Anlamak’ ve ‘İnovasyon’ konu başlıklarında iki ayrı eğitim verirken TOBB Üniversitesi’nden Dr. Nihat Ali Özcan, ‘Türkiye’nin komşuları ile İlişkileri ve Gelecek Vizyonu konulu konferans verdi. Günün ilk eğitiminde İzgören Akademi Eğitmeni Gökhan Yenipazar ‘Birbirimizi Anlamak’ konulu sunum gerçekleştirdi. Katılımcılara uygulamalı eğitim veren Yenipazar, iyi bir iletişimin ipuçlarını anlattı. Kişilerin birbirini anlamasının üç ayağı bulunduğunu, bunların da anlamak, anlatmak ve anlaşmak olduğunu kaydeden Yenipazar, “İletişimsizlik diye bir şey yoktur. İnsanlar istese de istemese de iletişim kurar. İletişim kurmadığımız dönemlerde dahi beden dilimiz karşı tarafa bir mesaj verir” dedi. “Başkalarının bize nasıl davranacağını ise kendi davranışlarımız belirler” diyen Yenipazar, bu nedenle kişinin önce kendi davranışlarını sorgulaması gerektiğine dikkat çekti. İletişimin ses, söz ve beden dilinden oluştuğunu anlatan Yenipazar, iletişimle ilgili şu bilgileri verdi: “Ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimiz önemlidir. İletişimde ilişki içeriğe anlam katar. Bu nedenle iletişim kuran kişilerin birbirine karşı konumu, statüsü de önem taşır. Kurulan iletişimin kalitesi geliştirilebilir bir beceridir. Bu nedenle iyi iletişim kurmayı öğrenebiliriz. İletişim fark etmekle, farkındalıkla başlar. Karşı tarafla aynı sinyalleri aldığınız anda iletişim başlamış demektir. Bu mesaj bazen karşınızdakinin okuduğu gazeteden, kitaptan; bazen de kılık kıyafetinden alınabilir. Kendinizi iletişimde geliştirmek için ilk bakmanız gereken algıdır. Karşı tarafın algı zeminini değiştirmek çok zordur. Bu nedenle başarılı bir iletişim için karşı tarafın algısına göre iletişim kurulmalısınız.’’ ”Özcan: “Suriye’nin toparlanması için 40 yıla ihtiyaç var” TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Nihat Ali Özcan ise ‘Türkiye’nin Komşuları ile İlişkileri ve Gelecek Vizyonu’ konulu konferans verdi. İlk olarak dünyada yaşanan sıkıntıları özetleyen Özcan, ardından Türkiye’nin iç durumu ve komşularıyla ilişkilerini değerlendirdi. Özcan, Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerinde ilk olarak Suriye üzerinde durdu. Suriye’nin savaştan önceki ekonomik ve sosyal yapısına kavuşması için 40 yıla ihtiyaç olduğunu kaydeden Özcan, “Önümüzdeki süreçte yanımızda böyle bir komşu olacak. Altyapısını oluşturmaya çalışan ama çok da kaynağı bulunmayan bir komşu. Maalesef Suriye’nin geleceği ile ilgili iyi bir haber veremiyorum” dedi. Irak’ta da güvenlik ve

yolsuzluk sorunu nedeniyle taşların oturmasının zaman alacağını dile getiren Özcan, ardından Türkiye’nin iç sorunlarını özetledi. Türkiye’nin içeride genel bir güvenlik sorunu yaşadığını bildiren Özcan, DAİŞ ve giderek uluslar arası boyut kazanan PKK sorununun bunların başında geldiğini söyledi. Ayrıca Türkiye’de 3 milyon mülteci misafirin bulunduğunu hatırlatan Özcan, Rusya ile ilişkilerin ise giderek gerilimini artırdığını anlattı. Gelecekte ABD – Türkiye ilişkilerinin parlak gözükmediğini de belirten Özcan, şunları söyledi: “Rusya ile ilişkilerde bazı teknik sorunlar var. Uçak düşmesi teknik sorun ama aslında iki ülke arasında Suriye konusunda çıkar çatışması var. AB ile ilişkilerimiz de gitgeller yaşıyor. İran potansiyel bir pazar gibi gözüküyor ama biz bunu nasıl planlıyorsak, İran’ın da kendine göre planları var. Dikkatli olmalıyız.” “Kısa vadede çözüm yok” Türkiye’nin etrafındaki sorunların kısa vadede çözümü bulunmadığını dile getiren Dr. Nihat Ali Özcan, “Önümüzdeki süreçte yeni siyasi düzen arayışımız sürecek. Güneyimizde siyasi, askeri süreç hızla değişebilir ve gerilim tırmanabilir. Fazla değişiklik umut edilmese de ABD seçim sonuçlarını görmek gerek. Petrol fiyatları bir süre daha böyle gidecek gibi” değerlendirmelerini yaptı. Türkiye’nin her şeye rağmen etrafındaki kara delikleri iyi yönetmesi gerektiğini kaydeden Özcan, sözlerini şu değerlendirme ile tamamladı: “Ortadoğu’da yeni düzen arayışları bizi de içine çekecek gibi gözüküyor, bundan uzak durmalı. Türkiye’nin siyasi kültürü ve sorunlarıyla baş etme kapasitesi var. Demokratik temsil ve seçim kültürü var. Jeopolitik avantajları var. Kimse Türkiye’yi çözüm ortağı yapmadan sorunlarını çözemez. Serbest piyasa ekonomisi, iş adamlarının tecrübesi, girişimcilik ruhu ve fedakarlığı var. İyi ilişki yüksek ticaret demek.” Yenipazar: “İnovasyonla ilgili bilinen 7 hurafe var” Günün son eğitiminde İzgören Akdemi Eğitmeni Gökhan Yenipazar, ‘İnovasyon’ konulu sunum gerçekleştirdi. İnovasyon ile ilgili doğru bilinen yanlışları anlatan Yenipazar, bu konuda Türkiye’de yanlış anlaşılan 7 hurafe bulunduğunu dile getirdi. Her yeniliğin inovasyon olmayacağını vurgulayan Yenipazar, ticarileşen, müşterinin talep ettiği yeniliklerin inovasyon olarak değerlendirilebileceğini, bu nedenle de inovasyon için odalara kapanmak yerine dışarı çıkıp müşteri taleplerini dinlemek gerektiğini vurguladı. Yenipazar Türkiye’de inovasyon konusunda bilinen 7 hurafeyi ise şöyle özetledi: “Bunlardan ilki inovasyon farklılaşmaktır algısı. Evet, içinde farklılaşma olacak ama inovasyonun amacı bu mu? İnovasyon süreci sonunda ortaya çıkacaklar piyasada farklılığı peşinden getirecektir ama ben farklılaşacağım diye yola çıkarsan batabilirsin. İkincisi inovasyon fikirleri birden bire ortaya çıkar. Hayır, bu düşünce de doğru değil. Fikir birden ortaya çıkmaz, bir süreçtir. Üçüncüsü tem-

Aşut: “Tüm hizmetlerin temelinde meslek komiteleri vardır” MTSO’nun kentin ve ülkenin en önemli Sivil Toplum Kuruluşlarından biri olduğunu anlatan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Sadece Mersin’in değil, ülkemizin ekonomisinden eğitim hayatına, işsizliğin çözümünden sosyal yaşamına kadar, her noktasında hizmet adına bizler varız. Tüm bu hizmetlerin temelinde ise Odamızın omurgası olan Meslek Komiteleri vardır” dedi. Meslek Komitesi Üyelerinin seçimle görev gelen, sektörünün teveccühünü kazanmış, iş dünyasının saygın ve lider kişileri olduğunu vurgulayan Aşut, bu durumun üyelere önemli ve kutsal bir sorumluluk yüklediğini dile getirdi.

çalışmaları kutsal bir değere dönüştürdüğünü söyledi. “Bu çalışmaları kendimizden, işimizden ama daha da önemlisi ailelerimizden çaldığımız zamanlarla yapıyoruz” diyen Aşut sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu vesileyle; Meslek Komiteleri üyelerimizin çok değerli ailelerine şükranlarımı sunuyorum, kendilerine teşekkür ediyorum. Eğer onlar bizlere destek olmasaydı, bu önemli hizmetler yapılamazdı. MTSO gibi bir buçuk asırı geride bırakan bir çınarın parçası olmaktan gurur duyduğunu dile getiren Şerafettin Aşut, “Gücümüz; ayrışmalara izin vermeyen, ayrımcılıklara yüz vermeyen yapılanmamızdır. Gücümüz, siyasetin çirkin kutuplaşmalarına izin vermeyen, etnik ve dini yapay bölünmelere yüz vermeyen felsefemizdir” dedi.

“Sorunları birlikte tespit edip çözümler üretiyoruz”

“Bir buçuk asırlık çınarın parçası olmaktan gurur duyuyorum”

Sorunları komite üyeleriyle birlikte tespit edip çözdüklerini kaydeden Şerafettin Aşut, bunların gönüllülük esasına göre yapılmasının ise

MTSO’nun tarihi boyunca ayrıştıran değil birleştiren olduğunu, yıkan değil yapan olduğunu kaydeden Aşut, birlik ve beraberliğin devamını diledi.

beller daha yaratıcı olurlar. Belki çok çalışmayı sevmedikleri için kolay yöntemler bulmaya çalışabilirler ama kaynak israfı çok fazla olur ve atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyebilir. İnovasyon bu değildir. Dördüncüsü inovasyonun yaratıcı bir fikir bulmak olduğu düşüncesi. Elbette fikre ihtiyaç var ama inovasyon sadece bu değildir. Yaratıcı fikir bulmak beyindeki mevcut bilgiler arasında daha önce kurulmamış bağlar kurabilmektir. Geçtiğimiz 100 yılın en yenilikçi 50 inovasyonu, daha önce o sektörle hiç ilgisi olmayan kişiler tarafından yapılmıştır. Beşinci yanlış düşünce yaratıcılık dahilere mahsustur. 1936’da bir market sahibi market arabasını buldu. Bu adamın çok da dahi olduğu söylenemeyebilir. Ya da 1937’de bir

kamyon şoförü konteyner bulmuş. İşine kendisini adamış işini iyi yapan kişiler de inovasyon yapabilir. Dahi olmak gerekmez. Altıncısı fikir tamamen yeni değilse inovasyon değildir algısı. Yani yepyeni bir şey bulacaksın. Bu da yanlış bir kanı. Başka fikirlerden esinlenebilirim. Fikrimin ilk olması şart değil. Son olarak ilk olmalısınız düşüncesi. Bu da doğru değil. İlk olmanın dezavantajları da vardır. Tutacak, tutmayacak, lider olmanın getireceği baskı olur. Bu nedenle ikinci olmak çoğu zaman daha avantajlıdır. Örneğin telefonda ilk marka ipone mu? Hayır, Ericson telefonda ilkti. Hoower ilk elektrik süpürgesini bulmadı ama o markalaştırdı. Singer ilk dikiş makinesini bulmadı ama ticarileştirdi.”


8

YIL: 18 | SAYI: 311 | 5-18 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Lojistik Kongresine ‘Lojistik Köy’ damga vurdu L

ojistik sektörünün kalbi üç gün boyunca Mersin’de attı. Bu yıl 5’incisi düzenlenen Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi 26-28 Mayıs tarihleri arasında Mersin’de düzenlendi. “Kara Taşımacılığı ve Doğu Akdeniz’de Lojistik” temalı kongreye, geciken ‘Lojistik Köy’ yatırımı damga vurdu. Daha önce sırasıyla Konya, Aksaray, Trabzon ve Gümüşhane’de düzenlenen Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi’nin beşincisi Mersin’de yoğun bir katılımla gerçekleşti. Geçmiş yıllarda akademik camia tarafından düzenlenen kongre, bu yıl ilk kez özel sektör ile sivil toplum kuruluşlarının da ortaklığıyla daha zengin hale getirildi. Lojistik Derneği (LODER), Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ile Toros Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen kongreye Mersin Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, MIP, ÇKA, TÜBİTAK, Tarsus Belediyesi, Mersin Üniversitesi ve Çağ Üniversitesi de destek verdi. Kongrede 8 konuşmacı, 42 farklı üniversiteden 156 akademisyen ve araştırmacı 90 adet tam metin bildiri sunumu gerçekleştirdi. Kongre, 6 salondaki 22 farklı oturumla tamamlandı. Üçüncü ve son gün ise katılımcılar Tarsus ve çevresindeki önemli turizm merkez-

lerini ziyaret etti. Kongrenin açılışına Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel, ÇKA Genel Sekreteri Lütfi Altunsu ile Mersin içi ve dışından çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. Kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Köksal Hazır, “Yaşadığımız dinamik dünya her gün yenilikler, farklılıklar ortaya koymayı gerektiriyor. Bu da ancak bilimle, araştırmayla mümkün olur. Bilimsel çalışmaların hız kazanmasında ise kongrelerin önemi büyük” dedi. Lojistik sektöründe de dönüşümlerin yaşandığına dikkat çeken Hazır, 2025 yılı sonrasında Hollanda’nın petrol satışını yasaklayacağını hatırlatarak, “Radikal dönüşümün göstergelerinden bir tanesi de tüm dünyanın petrol kullanımından uzaklaşmaya başlaması. Güneş ve elektrik enerjisine doğru bir eğilim var. Bundan sonraki kongrelerde bu konuların önemli başlıklar olacağına inanıyorum” dedi.

yönelik değerlendirme yaptı. Lojistiğin nakliye ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Tanyaş, lojistiğin daha karmaşık ve bilgi kökenli olduğunu dile getirdi. Ardından lojistik köy kurulumuna değinen Tanyaş, bu sorunun mutlaka çözülmesi gerektiğini vurguladı. Lojistik köy kavramının ilk kez Mersin’de dillendirildiğini hatırlatan Tanyaş, şunları söyledi: “Bugün İspanya’da Zaragoza Lojistik Merkezi 17 bin dönümün üzerinde kurulmuş. Avrupa’da 100 tane lojistik köy var. Devletten en büyük beklentimiz Türkiye’de de bu konunun çözülmesi. Lojistik köy sorunu çözülmezse demiryolları hiçbir işe yaramayacak. Lojistik köyler kurulacak ki onlar arasında ring yapan demiryolları olacak. Demiryolu çalışırsa para kazanılır. Vagonlar giderken dolu, dönüşte boş olursa sonuç alamazsınız. Bu vagonların dolması için de lojistik köylere son derece ihtiyaç var. Yeni Başbakanımız zaten lojistik kökenli ve bu işleri iyi bilir. Bu nedenle bu konuyu da çözeceğine inanıyorum.”

Tanyaş: “Lojistik Köy mutlaka çözülmeli”

Aşut: “Katmadeğer yaratan bir kent olma hedefindeyiz”

Lojistik Derneği (LODER) Başkanı Dr. Mehmet Tanyaş ise sektöre

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise açılışta yaptığı konuş-

mada Mersin olarak gerek lojistikte gerekse onu destekleyen tüm yan sektörlerde katmadeğer yaratan bir kent olmayı hedeflediklerini söyledi. Dünyanın ticaret dengesi değiştikçe, ticaretin de haritasının değiştiğini ifade eden Aşut, “Amacımız, değişen bu haritada Mersin olarak hem Türkiye’nin, hem de Akdeniz havzasının lojistik üssü olmaktır” diye konuştu. Dünyada birçok ekonomik ve siyasi sıkıntı yaşandığını kaydeden Şerafettin Aşut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm samimiyetimle vurgulamak isterim ki, hiçbir uluslararası sorun, ekonomik kriz, bizim içeride yapmamız gereken şeyleri yapmamamız kadar bize zarar vermemektedir.

Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05

Lojistik Merkezi olmayan bir lojistik kent olur mu? Bu iddia, üniversitemiz olmasın ama bilginin kenti olalım iddiası kadar anlamsızdır. Lojistik, Mersin’in omurga sektörlerden biridir. Mersin Türkiye’nin ihracatta en büyük ikinci, ithalatta ise en büyük limanıdır. Gaziantep, Kayseri, Karaman gibi üretimi ihracata dayalı illerin oluşturduğu yeni ekonomi bölgesi olan, üretimde ve dış ticarette ‘yeni Marmara’ dediğimiz bütüncül bir ekonomi bölgesidir. Ancak, hala olmayan lojistik merkeziyle, lojistik değil, ne yazık ki nakliyecilik yapmaktadır.” “Avrupa’nın gözü Mersin’in lojistik avantajlarında” “Avrupa ve Orta Doğu’nun gözü, Mersin ve Mersin’in lojistik avantajlarındadır” diyen Aşut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her geç kalış bize katlamalı zararlar veriyor. İşte Çin, Güney Kıbrıs Limasol Limanı’nın işletmesini alıyor. Bu gecikmeler olmasaydı, Mersin, Lojistik Merkezi’ni kurabilseydi, Çin böyle bir şey yapamazdı. Akdeniz’de en istikrarlı bölge Türkiye. Türkiye’nin Akdeniz’deki en önemli lojistik gücü ise Mersin’dir. Dünya bizi böyle görüyor. Bu sanal bir algı değildir. Bu doğrultudaki çalışmalarımız sürecektir.”

Özdemir: “Bu bölge lojistiğin kalbi” Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir ise kongrenin Küreselleşmeyle Değişen Ticaret, Karma Taşımacılık, Doğu Akdeniz’de Lojistik temasıyla düzenlendiğini söyledi. Bu konunun tüm taşıma disiplinlerini barındırdığını dile getiren Özdemir, “Bu bölge lojistiğin kalbi.Tüm kurumlar olarak bu sektörün gelişimine destek vermeliyiz” ifadelerini kullandı. Çakacak: “Yatırımlar lojistikte sıçrama yaptıracak” Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise Mersin’e yapılan ve yapılması planlanan lojistik yatırımları hakkında bilgi verdi. Tüm kara ve hava yolu yatırımlarının kentin ulaşım altyapısını güçlendirmeyi amaçladığını kaydeden Çakacak, “Aynı zamanda lojistik bir merkez olan Mersin’e bu yönde sıçrama yaptıracak ve devletimizin, hükümetimizin belirlediği hedeflere azami katkı sağlama noktasında kararlılıkla ilerlemesini sağlayacaktır” dedi. Ardından kentin lojistik imkanları hakkında bilgi veren Çakacak, sözlerini, “Bölge olarak sahip olduğumuz tüm imkanlar yanında bu tür bilimsel toplantılar lojistik sektörünün gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır” diye tamamladı.

Aşut: “KOBİ’lere sanayi 4.0 iyi anlatılmalı” T

ürkiye Kalite Derneği (KALDER) İzmir Şubesi’nin bu yıl ‘Vuca: Değişim Dünyası’ temasını işlediği Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’na katılan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, sanayi 4.0’a geçişin mevcut durumda daha çok büyük işletmelerde sağlandığını, ancak ülkenin yüzde 95’ini oluşturan KOBİ’lere bunun anlatılıp farkındalık yaratmak, eğitim vermek gerektiğini söyledi. İzmir Hilton Otel’de düzenlenen ve iki gün süren sempozyuma Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un yanı sıra Futurebright Kurucusu Akan Abdullah, Anadolu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yavuz Odabaşı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şükrü Ünlütürk, Enocta CEO’su Ahmet Hançer, DYO Boya Genel Müdürü Serdar Oran, Bosch Fabrika Müdürü İrfan Bayrak, Maxion Jant Genel Müdürü Hakan Ünlü, Şef Maksut Aşkar, Yapımcı ve Sunucu Defne Sarısoy ile Vira Stratejik Ortaklık Kurucusu ve Yönetim Danışmanı Yazar Senem Kılıç gibi pek çok önemli yönetici konuşmacı olarak katıldı. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancı’nın Oturum Başkanlığı’nı gerçekleştirdiği, Bosch Fabrika Müdürü İrfan Bayrak ile MTSO Başkanı Şerafettin Aşut’un konuk olduğu oturumun konusu Sanayi 4.0 oldu. Oturumda Türkiye’nin bugüne kadar dünyadaki teknolojik ilerlemeleri demode olduktan sonra elde edebilirken bu kez bir sanayi devrimini başında yakalama fırsatı bulduğunu kaydeden Aşut, “Bunun eko-sistemini kurmalı, bu kez kaçırmamalıyız” dedi. Birçok STK, SİAD ile Ticaret ve Sanayi Odası’nın bu konuyu sahiplenmeye başladığına dikkat çeken Aşut, “Bu, güzel bir şey ancak üniversitelerimiz,

YAYIN ADI VE SAYFA NO

bu konuda arzu edilen kadar önde ve farkındalık yaratan bir konumda değil. Bu anlamda iş dünyası olarak üniversitelerin bu konuda öncü, ışık tutan olmasını bekliyoruz” dedi. Üniversitelerde sanayi 4.0 ile ilgili yüksek lisans programları açılması gerektiğini vurgulayan Aşut, iş dünyası ile üniversitelerin işbirliği içinde çalıştığını, iş dünyasının ihtiyaçlarının giderilmesi adına böyle bir talepte bulunduğunu söyledi. İlk etapta önceliğin eğitimlerle sanayi 4.0’ın KOBİ’lere anlatılmasına verilmesi gerektiğini kaydeden Aşut, şunları söyledi: “Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak uzun süredir bu konuyu gündeme taşıyoruz. Mersin’deki üniversiteleri, hatta meslek liselerini bu anlamda yönlendiriyoruz. Sanayi 4.0 yeni bir insan kaynağı talep ediyor. Sonunda bunun da başı eğitim. Tek bir alanda uzman değil; multi-disiplin, yani birden fazla bilimsel alanda eğitim almış yeni bir insan kaynağı profilini eğitmek gerekiyor. Eğitim sisteminin de buna göre şekillenmesi gerekiyor.”

ortağından da çok, halay ortağı bulmaktır. Bu vizyona sahip KOBİ’ler mutlaka bir araya getirilmeli ve hayal ortaklıkları başlatılmalıdır” dedi. Ardından MTSO olarak bu konuda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Aşut şunları söyledi: “MTSO olarak KOBİ’lerin ortak kullanabileceği bazı ortak ar-ge alanları yaratmaya çalışıyoruz. Örneğin MTSO Tedarik Zinciri Test ve Ar-Ge Laboratuarımızı bu amaçla açtık. 3-D, üç boyutlu tarayıcı ve yazıcı koyduk. Bir tasarımcımız var. İstedik ki, lojistik firmalarımız ürünü nasıl taşıyacağının simülasyonunu yapsın. Uygun yenilikçi paketi tasarlasın. Paketleme sistemlerini test etsin ve sigorta maliyetlerini azaltsın.

“Önemli olan hayal ortağı bulmak” KOBİ’lerin büyük bölümünün yabancı olduğu bir konuya karşı temkinli yaklaştığını ve çekindiğini kaydeden Şerafettin Aşut, bu geçiş için maddi imkansızlıkların gösterildiğini söyledi. Oysa bu dönüşüm için maddiyattan önce vizyon gerektiğini vurgulayan Aşut, “Bu işlere ayıracak sermaye birikimlerinin olmaması KOBİ’leri korkutuyor. Sermaye kolay. Bu konuda ortaklık kültürünü arttırmak sermeye oluşumuna bir çaredir. Oysa bence önemli olan, sermaye

CMYK

MTSO - EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ EKİM AYI İTİBARİYLE YAYINA BAŞLADI. 2 AYDA BİR DARABA FİLM MEDYA EVENT TASARIM AJANSI TARAFINDAN HAZIRLANAN VE 10 BİN ADET BASKIYLA OKUYUCUYLA BULUŞAN MTSO EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ İÇİN REKLAM REZERVASYON:0324 327 81 82


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.