MTSO Haber Sayı 312

Page 1

Mersin ulaşım altyapı çalışmaları sürüyor

Kobilerin finansmana erişiminde doğru adres KGF

>7’de

>7’de

MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33

Gerçek 2023 hedeflerimiz ne olmalı? Şerafettin AŞUT

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL:| 18 YIL:| 17 SAYI: | SAYI: 312 |298 19 Haziran | 6-19 -ARALIK 2 Temmuz 2015

Mersin ile Granada, Çukurova ve Endülüs arasında köprü olacak

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Granada Ticaret Odası, Çukurova ile Endülüs bölgeleri arasında kurulacak köprünün ilk adımını attı. Granada Ticaret Odası’nın girişimleri ile iki Oda arasında imzalanan işbirliği anlaşması sonucu turizmden tarıma, ilaç sanayinden AB projelerine kadar birçok alanda ortak hareket edilmesi planlanıyor. Mersin heyetinin İspanya temasları sırasında gerçekleştirilen Granada Ticaret Odası ziyaretinde MTSO ile Granada Ticaret Odası arasında işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma öncesinde düzenlenen çalışma toplantısında iki şehir arasında karşılıklı gerçekleştirilebilecek işbirliği alanları saptandı. Yaklaşık altı saat süren görüşmeye Granada Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve Türkiye Fahri Konsolosu Jose LuisAlarcon Morente, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar, Madrid Ticaret Müşaviri Fatma Kayhan,

Granada Ticaret Odası Genel Sekreteri Garcia Heras ve Direktör Joaquin Rubio katıldı. 130’ar yıllık köklü bir geçmiş ve deneyime sahip iki Oda, önümüzdeki süreçte yapılabilecek çalışmaları görüştü. Üzerinde durulan ilk konu turizm oldu. Yıllık yaklaşık 900 bin turist ağırlayan Granada, El Hamra Sarayı ve İspanya’nın en büyük kayak merkezleri arasında yer alan Sierra Nevada sayesinde ülkenin en çok ziyaret edilen şehirleri arasında yer alıyor. Birbirinden güzel sahilleriyle Granada ve Mersin turizm altyapısı ile benzerlik gösteriyor. Bu noktadan hareketle yapılan görüşmede Granada’nın turizmdeki deneyiminin Mersin’e aktarılması konusunda işbirliği yapılabileceği görüşüldü. Bu işbirliklerinin ilk somut adımı ise MTSO’nun evsahipliğindeki MEDITOUR 2016 organizasyonu vesilesiyle gerçekleştirilecek. Granada, bu organizasyona sektör temsilcilerinden oluşan güçlü bir heyetle katılım sağlayarak tecrübelerini paylaşacak. > 4’de

KOBİ’lere nokta atışı ihracat fırsatı başladı K

OBİ’lerin dış pazarlarda rekabet gücünü artıracak Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi (TBİM) kurulum çalışmaları tamamlandı. Merkez, Eylül ayından itibaren aktif hizmetine başlayacak. Hizmet öncesi ilk pilot uygulama ise Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) gerçekleştiriliyor. ‘4 Adımda Nokta Atışı İhracat’ isimli pilot saha uygulamaları ile Mersin, Adana ve Tarsus’ta faaliyet gösteren 30’a yakın firmanın Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi olanaklarını kullanarak bire bir nokta atışı ihracat yapmaları sağlanacak. Bu saye-

ünyanın önde gelen lojistik sektör temsilcileri Barselona’da bu yıl 18’incisi düzenlenen Uluslararası Lojistik Fuarı’nda (SIL) bir araya geldi. 7 – 9 Haziran tarihleri arasında düzenlenen fuar çerçevesinde Lojistik ve Transport Sektör İttifak Komitesi Toplantısı ile 9. Akdeniz Limanları Zirvesi gerçekleştirildi. Lojistik ve Transport Sektör İttifak Komite Toplantısı ile 9. Akdeniz Limanları Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim

YAYIN ADI VE SAYFA NO

İ

Mersin, 2015 yılında İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan İSO 500 listesinde 6 firma ile yer aldı. Her yıl açıklanan listeye yeni firmaların eklenmesi ise ekonominin dinamik yapısının göstergesi

stanbul Sanayi Odası(İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına Mersin’den 6 firma adını yazdırdı. Çimsa Çimento, Arbel Bakliyat, Başhan Tarım, Memişoğlu Tarım ve Teknopanel geçen yıl da listede yer alırken bu yıl aralarına Aves Enerji’nin de eklenmesiyle birlikte listedeki

Mersinli firma sayısı 6’ya yükseldi. Önceki yıl listede yer alan firmaların tümünün mevcut sıralarını üst basamaklara taşımış olmaları ise önemli. Gözden kaçmaması, unutulmaması gereken nokta ise İSO 500 listesinin merkezden belirleme yapan bir liste olmaması. Bu listede var olmak için

Yeni petrol yataklarının keşfedildiği ülke: UGANDA

U

CMYK

mutlaka ilgili sanayi kuruluşunun başvuru yapması gerekiyor.Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, listede yer alan firmalarla gurur duyduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bu listede yer alan tüm Mersinli

sanayi kuruluşlarını, yönetici ve çalışanlarını gönülden kutluyorum. Yarattıkları istihdam, ihracatla getirdikleri döviz ve verdikleri vergilerden dolayı; yani ülkenin zenginliğine, sosyal huzuruna yaptıkları katkılardan dolayı listede yer alan Mersin firmalarımızla gurur duyuyoruz.” > 7’de

Ar-ge ve inovasyon sektörde liderlik getirdi

de hiç ihracat yapmayan firmaların ihracata yönlendirilmesi, ihracat potansiyeli bulunan firmaların ise kapasitelerini artırıp yeni pazarlara girmelerinin sağlanması hedefleniyor. Eylülden itibaren TBİM aracılığıyla hedef pazar analiz raporlarına, hedef müşterilere, rakip analizlerine, üretilen ürüne ilişkin uluslararası alanda uygulanan kotalara, açık ve sonuçlanan ihale bilgilerine ulaşılabileceği ganda düzenli yağış alan bere- nemde hükümet, petrol sanayisi için gibi birebir dış ticaret danışmanlığı ketli toprakları; bakır, altın gibi gereken altyapı yatırım ihalelerinin ve eğitimi de MTSO TİBİM uzmanla- mineral rezervleri ve özellikle son sonuçlanması için çaba gösteriyor. rından alınabilecek. zamanlarda keşfedilen petrol yatak- Uganda’nın petrol dışında başlıca > 8’de larıyla dikkat çekiyor. Verimli top- doğal kaynakları altın, fosfat, demir, rakları, zengin doğal kaynaklarıyla bakır, kobalt, kireç taşı ve tuz olarak Uganda’nın, önemli bir ekonomik sıralanabilir. Ülkedeki başlıca sapotansiyele sahip olduğu söylene- nayi dallarını ise şeker, gıda, tütün, bilir. Yüzde 6’lık büyüme ile Sahra tekstil, çimento ve çelik oluşturuyor. altının en hızlı büyüyen ekonomileri Öte yandan Uganda’nın önemli bir arasında gösterilen ülkede 6,5 mil- kahve, çay, yağlı tohumlar, pamuk, yar varil petrol ve 500 milyar metre- meyve ve büyükbaş hayvan üreticiKurulu Başkanı ve Akdeniz Tica- küp doğal gaz rezervi olduğu tahmin si olduğu söylenebilir. Toplam dış ret ve Sanayi Odaları Birliği (AS- ediliyor. ticareti 7.34 milyar ABD Doları olan CAME) Lojistik Komisyonu Başülkenin ihracatında Sudan, Kenya ve kanı Şerafettin Aşut, Akdeniz’de Uganda’nın ekonomik kalkınma- Ruanda ön sıralarda yer alıyor. İthabirlik ve dayanışma çağrısı yaptı. sının hızlandırılması için özellikle latında ise Kenya, BAE ve Çin ilk üç altyapı ve enerji yatırımlarına dönük sırada geliyor. Konuşmasında Akdeniz’i yaşamın, gerekli planlamalar yapılıyor. Son dö> 6’da medeniyetlerin ve medeniyetlere can veren ticaretin beşiği olarak taÇED sürecinde Üretim yapan şirkete Karşılıksız çeke nımlayan Aşut, “Ancak önemli olan olumlu değişiklik maliyet avantajı hapis cezası şey, Akdeniz’in geçmişine ait bilinen geliyor gündemde bu muhteşem tarihi ve ekonomik gücü, geleceğe nasıl taşıyacağımızdır” diye konuştu. >2’de >2’de > 2’de > 5’te

Lojistik sektörü Barselona’da buluştu D

6 Mersin Firması İSO 500’de

Teknopanel

M

ersin’de 2005 yılında sandviç panel ve EPS (Ekspande Polistiren) üretmek üzere faaliyete başlayan Teknopanel, 10 yıl gibi kısa bir sürede sektör liderliğine yükselir. Üretime başlamasından yaklaşık 5 yıl sonra yeni ürün arayışına girerek ar-ge ve inovasyon çalışmalarına ağırlık veren firma, ürettiği yangın direnci yüksek paneller ile ısı yalıtımlı panellerini Avrupa ve Afrika’da yeni pazarlara satmaya başlar. Yeni ürünler Teknopanel’in Birleşmiş Milletler (BM) tedarikçileri arasına adını yazdırmasını da beraberinde getirir. Firma son olarak yaklaşık bir yıllık ar-ge çalışması sonucunda gizli vidalı çatı panelini geliştirerek üretimine başlar. Hedef ise yeni ürünle pazardan 500 bin metrekare daha pay alarak liderliği sürdürmektir. 10 yıl içinde Türkiye pazarının yüzde 23’üne hakim olan Teknopanel, bugün İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en

Efsaneler Şehri; Tarsus

büyük 500 Sanayi Kuruluşu arasında 392’inci sırada yer alıyor. RİS Mersin + çalışmaları kapsamında, inovasyon ve ar-ge’yi kullanarak sıçrama yapan firmaların çalışmalarını yakından inceliyoruz. Bu konuda iyi örnek oluşturan firmalardan biri de Teknopanel. Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci, şirketinin başarı basamaklarını nasıl tırmandığını paylaştı: “Ben Mersin Meslek Lisesi mezunuyum. 1982’de ise Marmara Üniversitesi’nden mezun oldum. Mezuniyetle birlikte uzun yıllar Koç grubunda çalıştım. Sektörde önemli bir deneyime sahip olmamın ardından kendi işimi kurmaya karar verdim. 8 ortak bir araya gelerek 2005’te Teknopanel’in temelini attık. Sıfırdan bir marka yarattık ve o marka bugün sektör lideri olarak yoluna devam ediyor. >8’de

> 3’te


2

YIL: 18 | SAYI: 312 | 19 Haziran - 2 Temmuz | www.mtso.org.tr

Karşılıksız çeke hapis cezası gündemde

Miniklere çevre sevgisi aşılandı H er yıl 5 Haziran’da, çevre kirliliğine dikkat çekmek ve dünyada doğal hayatı korumak amacıyla kutlanan Dünya Çevre Günü, Mersin’de de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) AB Bilgi Merkezi Dünya Çevre Günü’nü öğrencilerle birlikte kutladı. Kutlamaların hedefi öğrencilere çevre sevgisini aşılamak. MTSO AB Bilgi Merkezi, Türkiye’de AB Bilgi Merkezleri Ağı’nın Destek-

lenmesi Projesi kapsamında Dünya Çevre Günü’nü öğrencilerle birlikte kutladı. Tema Vakfı işbirliğinde Mersin Barbaros İlkokulu’nda gerçekleşen etkinliğe, 3’üncü ve 4’üncü sınıf öğrencileri katıldı. Etkinliğe yoğun ilgi gösteren minikler için düzenlenen seminerde çocuklara çevre kirliliği ve çevrenin korunması için neler yapılması gerektiği anlatıldı. Etkinlikte bir sunum gerçekleştiren Tema Vakfı Mersin İl Temsilcisi Perihan Saydam Pazarbaşı, öğrencileri

çevre kirliliği, suyun ve ormanların önemi, iklim değişiklikleri ve AB iyi uygulamaları konusunda bilgilendirdi. Pazarbaşı; “Birleşmiş Milletler tarafından her yıl 5 Haziran’da kutlanan Dünya Çevre Günü’nde, TEMA Vakfı tüm Türkiye’yi doğal varlıkları korumaya çağırdı” dedi. Seminer sonrasında öğrenciler öğretmenleri eşliğinde çiçek diktiler. Etkinlik, öğrencilere AB’yi anlatan kitap ve oyuncakların dağıtımı ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Mersin vergi rekortmenleri ödüllerini aldı M ersin Valiliği koordinasyonunda Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Vergi Rekortmenleri Ödül Töreni’nde kurumlar ve gelir vergisi rekortmenlerine ödülleri verildi. Kurumlar vergisinde 2015 yılı birincisi Botros Levante Uluslararası Taşımacılık şirketi olurken gelir vergisi lideri de İskender Botros oldu. Kalkınma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Mahmut Arslan, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, çok sayıda STK başkan ve üyelerinin katıldığı törende ödüller sahiplerini buldu. Törenin açılış konuşmasını yapan Mersin Vergi Dairesi Başkanı Adem Güngör, çalışmaları hak-

kında bilgi verdi. Kayıtdışı ekonomi ile mücadelenin öncelikleri olduğunu vurgulayan Güngör, mükelleflerin maliyetlerini azaltmak adına elektronik hizmetlere ağırlık verdiklerini dile getirdi. Mersin’de 2015 yılında 7,8 milyar liralık vergi toplandığını açıklayan Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise konuşmasında toplanan paraların 7 milyar lirasının yine Mersin’de harcandığını anlattı. Toplanan vergilerle Mersin’in Türkiye’de 6’ncı sırada yer aldığını kaydeden Çakacak, verginin kalkınmanın temel aracı olduğunu ve Mersin’in bu noktadaki başarılarıyla öne çıktığını söyledi. Kalkınma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun ise konuşmasında başta vergi rekortmenleri olmak üzere tüm sanayici ve iş adamlarını ülke ekonomisine katkılarından dolayı tebrik etti. “Eğer ülkemizin ekonomik refahının artmasını, ba-

Üretim yapan şirkete maliyet avantajı geliyor H ükümet, üretim yapan şirketlere maliyet avantajı sağlayacak bir dizi düzenlemeyi hayata geçiriyor. Yeni düzenleme çalışma izinleri, damga vergisi ve Türk Ticaret Kanunu değişikliklerini içeriyor. Buna göre, damga vergisi ve harçlarda indirim olacak. Bazı alanlarda damga vergisi kaldırılacak. Hükümet, özellikle nitelikli yabancıların çalışma izinlerini kolaylaştıracak. Çalışma izinleri tek ofis haline getirilecek ve Çalışma Bakanlığı tarafından yürütülecek. Başta tarım olmak üzere işgücü açığı bulunan alanlarda Suriyelilerin çalışmasına izin verilmesi sağlanacak. Yatırıma kolaylaştırma ve vergi teşviki Yatırım teşvik belgeli yatırımlarda tedarikçiler ile yapılan sözleşmelerden damga vergisi alınmayacak. Teşvikli yatırımlarda belge kapsamında inşa edilecek binalar 5 yıl emlak vergisinden muaf olacak. İmarla ilgili harçları alınmayacak. Yatırımlar için tahsis edilen arazilere belge süresince emlak vergisi muafiyeti verilecek. Yurtdışı fuarlara katılım amacıyla yapılan işlemlerden harç alınmayacak. Şirket kuruluş aşamasındaki defter tasdik işlemlerinden harç alınmayacak. Kurucu imza sirküleri noter yerine ticaret sicilinde yapılacak. - Damga vergisi: Sözleşmelerde eğer bir tutar varsa bu tutardan nispi olarak ve her bir nüshadan alınan vergi, tek bir nüshadan alınacak.

Üst limitten damga vergisi alınan bir sözleşmede bedel artışına ilişkin eklemelerden damga vergisi alınmayacak. Yüksek ve Orta Yüksek teknolojili ürünlerin üretimiyle ilgili işlemlerde alınan damga vergisi alınmayacak. Kamu ihalelerinde, iptal edilen ihale işlemleri için yatırılan damga vergisi iade edilecek. Teşvik belgeli yatırımlarda gayri maddi haklarla ilgili satın alma ve kiralamalarda damga vergisi alınmayacak. Bu kapsamdaki sabit yatırımların inşası, teknik müşavirlik sözleşmelerinde damga vergisi alınmayacak. Gemi inşa, bakım ve onarım işlerindeki damga vergisi alınmayacak. Yurt dışında teknoloji edinmeyi sağlayacak şirket satın alma işlemleri için alınan hizmetlerden damga ve harç alınmayacak. - Vergi Usul Kanunu: VUK 153-a madde ve 359. madde çerçevesinde ceza kesilen mükelleflerin, yatırım dahil diğer teşvikleri kesilmeyecek. Daha önce bu maddeler kapsamındaki düzenlemelerle ilgili herhangi bir usulsüzlük ve sahte fatura cezası alanların teşvikleri kesiliyor, süreç tamamlanıncaya kadar teşvikli yatırım yapamıyordu. - Döviz kazandırıcı hizmete gelir vergisi teşviki: Gelirlerinin yüzde 80’i yurt dışına verdiği hizmetlerden oluşan hizmet şirketleri (hizmet sunan şirketler) çalışanlarının gelir vergisini ödemeyecek. Döviz kazandırıcı hizmetler bakımından yabancı şirketlere ve yurt dışına verilen “ürün testi”, “sertifikasyon” ve “veri işleme ve analizi” hizmetleri de yüz-

CMYK

rajlarımızın dolmasını, çocuklarımızın daha iyi okullarda okumasını, yaşlılarımızın daha iyi bakım almasını istiyorsak bunların kaynaklarının temin edilmesi gerekir” diyen Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde petrol doğalgaz olmadığına göre, ihtiyaçlarımızı siz değerli, yüreği bu ülke için çarpan işadamlarımızın üretimi ile karşılayacağız. Önemli işler yapıyorsunuz. Ödediğiniz vergiler ülke ekonomisinin temelini oluşturuyor.” Konuşmaların ardından dereceye giren rekortmenlere ödülleri verildi. Kurumlar Vergisi birincisi Botros Levante Uluslar arası Taşımacılık olurken ikinci Opus Mersin İç ve Dış Ticaret, üçüncü ise Mersin Denizcilik Faaliyetleri A.Ş oldu. Gelir Vergisi rekortmenlerinde ise İskender Botros ilk sırayı alırken Mehmet Hanefi Küçük ikinci, Mişel Şaşati ise üçüncü oldu.

de 50 kurumlar vergisi indirimine konu olacak. - Muhtasar ve SGK bildirimi birleşiyor: Muhtasar beyanname ile SGK’ya verilen bildirimler birleştirilecek. Bunun için yasal düzenleme yapılacak, altyapı yatırımından sonra tek beyanname esas olacak. - Yabancı şirketlere Türkiye’ye gel teşviki: Bölgesel yönetim kavramı ilk kez vergi kanunları içine giriyor. Yabancı şirketler, Türkiye içinde başka ülkeleri de kapsayacak şekilde bölgesel yönetim merkezi kurarlarsa bu bölgesel yönetim merkezi çalışanların üzerinden gelir vergisi ödemeyecek. Bu konuda kurumlar vergisi istisnası verilmesi yönünde de hazırlık yapılmıştı. Uluslararası şirketlerin vergi uyum maliyetini düşürmek amacıyla, başta transfer fiyatlaması uygulaması olmak üzere OECD direktifleriyle uyumlu vergi düzenlemeleri yapılacak. - Ar-Ge teşvikine idari düzenleme: Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarındaki teşvikler temel Ar-Ge kanununa taşınacak. Ar- Ge harcamalarının tamamı gider yazılabilecek. Yeterli kazanç olmadığı durumlarda indirim sonraki yıllardaki kazançlardan indirilebilecek. - Finans kurumlarının vergileri eşitlenecek: Faizsiz sistemle çalışan kuruluşlar ile faiz kullanan kuruluşların her türlü vergi ve istisna koşulu eşitlenecek.

ÇED sürecinde olumlu değişiklik ‘ÇED olumlu’ veya ‘ÇED gerekli değildir’ kararı bulunan projelerde, yapılacak kapasite artışı ve/veya genişletilmesi durumunda, düşük gösterilen kapasitelerle ÇED Raporu hazırlanmadan faaliyete geçmeye son verildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, ‘ÇED olumlu’ veya ‘ÇED gerekli değildir’ Kararı Bulunan Projelerde; Yapılacak Kapasite Artışı ve/veya Genişletilmesi Planlanan Projelere İlişkin Tebliği, 08 Haziran 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlayarak yürürlüğe girdi. Yürürlük, kapasite artışı ve/veya genişletilmesi planlanan projelere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla yayımlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, 25 Kasım 2014 yılında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporuyla, ilgili yönetmelik değiştirilmişti. Bu değişikliğe göre; ÇED Raporu hazırlamamış ve ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı almış olan bütün tesisler, daha sonra yapacakları bir kapasite artışı söz konusu olduğunda, Çevre Bakanlığı’na herhangi bir ÇED raporu hazırlamadan bu sürece devam edebiliyordu. Özetle, kapasiteler düşük gösterilip sonrasında yapılacak kapasite artışlarıyla ÇED Raporu hazırlanmadan yüksek kapasitelerle faaliyette başlanabiliyordu. Yayımlanan tebliğle birlikte bu durumun önüne geçilmiş oldu.

G

ümrük ve Ticaret Bakanlığı, ticari hayatı canlandırmak, bir ödeme aracı olarak piyasada çeke olan güvenin artırılması ve karşılıksız çek suiistimallerini önlemek amacıyla hazırladığı çek kanun taslağında çok önemli düzenlemeler ve yenilikler getiriyor. Adalet Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) görüşleri de alınarak, 27 yıl yürürlükte kalmış olan ve 2012’de kaldırılan ‘karşılıksız çeke hapis cezası’ düzenlemesi geri getiriliyor. Ancak, geçmişteki mağduriyetlerin tekrar yaşanmaması için kanun taslağına başka denge mekanizmaları konuldu. Yasanın mantığı; cezalandırmadan çok piyasanın sağlıklı ve dengeli şekilde işlerliğini sağlamak. Denetimi artırarak suiistimalleri önlemek. Taslak, ticaret oda ve borsalarının, ilgili kurumların ve bankaların da görüşüne açılacak. Taslak düzenleme aynen kabul edilirse karşılıksız çekte 2012’de kaldırılan hapis cezası geri getirilecek. Ceza miktarı istişareler sonucunda belirlenecek ve Bakanlar Kurulu’na sunulacak. Yeni Çek Kanunu’nda yer alan diğer düzenlemeler şöyle: -Arkası yazılan çekler 3 gün içinde piyasadan çekilecek. Banka, çeki yazılan müşteriden çek koçanını geri isteyecek, müşteri-kredi itiba-

rı sağlayacak. -Çekin üzerindeki karekod okutulduğunda müşteri, kaç bankadan çek kullanmış; çek sahibi geçmişte ödemelerini düzgün yapmış mı; şirketin üzerinde iflas erteleme veya tedbir kararı var mı?” tüccar tarafından görülebilecek. -Bir şirketin yönetiminde görev yapan, adına çek düzenlenen kişi, çekleri ödenmiyorsa başka şirketin yönetiminde görev alamayacak. -Ciranta (ciro eden kişi) için de “Merkezi Sicil Sistemi veya TC kimlik numarası zorunlu olacak. Ciranta da ödeme konusundaki yükümlülükleri yerine getirecek. Bu bilgiler ticari sır kapsamından çıkarılacak. -Karşılıksız çek veren kişi başka şirketin yönetim kurulunda olsa dahi 5 yıl çek yazamayacak. Bugüne kadar, birkaç şirket kurup her biri adına çek alınabiliyordu; bunun önüne geçilecek. Risk merkezine TOBB destek verecek Bankalar Birliği bünyesindeki Risk Merkezi’ne Adalet Bakanlığı ve TOBB destek verecek. Bir kredi aracı olarak kullanılmaya başlanan çekler asli işlevine dönecek, ödeme aracı olarak kullanılacak.

MYK Belgesi alacak inşaat ustalarına eğitim verilecek Mesleki Yeterlilik Belgesi (MYK Belgesi) alma zorunluluğu getirilen 40 meslek arasında yer alan inşaat sektörü kapsamındaki meslek mensuplarının MYK Belgesi sınavına hazırlanabilmeleri amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığınca işbirliği protokolü imzalandı.

kaplamacısı, ses yalıtımcısı, sıvacı, su yalıtımcısı, tünel kalıpçısı ve yangın yalıtımcısı mesleklerinde çalışanların sınava hazırlanabilmeleri amacıyla tüm Türkiye’de eğitimler düzenlenmesini kapsayan “Yapı Sektöründe Çalışan Meslek Erbaplarının Mesleki Niteliklerinin Geliştirilmesi İşbirliği Protokolü” 3 Bakanlık tarafından imzalandı.

Meslekî Yeterlilik Belgesi zorunluluğu getirilen mesleklerden inşaat sektörü ile ilgili olan ahşap kalıpçı, alçı levha uygulayıcısı, alçı sıva uygulayıcısı, bacacı, betonarme demircisi, betoncu, duvarcı, ısı yalıtımcısı, inşaat boyacısı, iskele kurulum elemanı, panel kalıpçı, seramik karo

Bu protokol çerçevesinde daha önce Geçici Ustalık Belgesi alan veya almayan ustalara yönelik olarak açılacak kurslara katılım kayıt başvuruları Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Yapı Denetim Şube Müdürlüğüne yapılacaktır. Ustalık kursu için alınan kayıtlar İŞKUR’a iletilecek ve

kursa devam edecek olanların İŞKUR’a da kayıt yapmaları gerekecek. İnşaat sektöründe çalışan geçici ustalık belgesi olanlar http://www.csb. gov.tr/gm/meslekihizmetler/ web adresinde bulunan “Eğitim Başvuru” modülü üzerinden de (T.C. Kimlik numarası ve Geçici Ustalık Belge numarası ile birlikte) müracaat edebileceklerdir. Başvurusunu internet üzerinden gerçekleştirmeyen veya “Geçici Ustalık Belgesi” olmayanlar müracaatlarını Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne şahsen yapacaklardır. Detaylı bilgi ve başvuru formları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün http://www.csb.gov.tr/iller/mersin/ adresinde yer almaktadır.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU Şerafettin AŞUT

A. Kadir DÖLEK

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.

Derya GÜLEÇ

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 18 | SAYI: 312 | 19 Haziran - 2 Temmuz | www.mtso.org.tr

Gerçek 2023 hedeflerimiz ne olmalı? Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

E

skiden Ramazan ayları iş dünyası için sakin geçen bir süreçti ve özellikle yaz ayları ise Mersin ekonomisi adına daha da sakin ve her şeyin yavaşladığı bir dönemdi. Günümüz dünyası dijitalleşmenin ve merkezinde internetin olduğu bilgi ve iletişim teknolojileri ile öyle hızlı akıyor ki, artık yavaşlamak, işleri ağırdan almak mümkün değil. Her gün bir öncekinden daha hızlı, daha gündem dolu ve daha rekabetçi. Bundan dolayı Mersin iş dünyasının çatı örgütü olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) olarak bu hıza uygun çalışmalara devam ediyoruz. Ramazanın da bereketinden yaralanmak istiyoruz. Kent içindeki ve ulusal çaptaki projelerimize devam ederken, bir yandan da üyesi olduğumuz uluslararası oluşumların toplantılarına aktif olarak katılıyor ve Mersin’in varlığını ve adını her yerde duyuruyoruz. Küresel ekonomide ülkelerden çok kentlerin ve bölgelerin rekabet ettiği bu yeni dünyada, Mersin olarak hedef gördüğümüz, iş birliği potansiyeli gördüğümüz, ekonomimiz adına bir şeyler öğrenme potansiyeli gördüğümüz her noktada bulunmak, her noktada aktif hareket etmek kent ekonomimiz için hayatidir. Hatta buralara iş dünyamızın temsilcileri ile Mersin girişimcileri ile birlikte giderek hem ikili ilişkileri geliştirmek hem de dünyadaki değişim ve yeniliklerin görülmesini sağlamak, vizyon oluşturmak çok daha önemlidir. MTSO olarak iş dünyamızı dünya ile buluşturmaya görevimiz ve vizyonumuz gereği devam edeceğiz. İSO 500 listelerinde Mersin’in sanayi markaları yükseliyor Geçtiğimiz hafta yayınlanan, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük ilk 500

sanayi kuruluşu listelerinde Mersin markalarının geçmiş yıla göre sıralarını yükseltmiş olmaları bizleri çok sevindirdi. Sanayinin gelişme süreçlerini gördüğümüz bu listeyi çok önemsiyoruz. Ancak, birçok sanayicimizin bilmediği bir konuyu hatırlatmak ve onları teşvik etmek isterim. İSO 500 listesi merkezden belirleme yapan bir liste değil. Bu listede var olmak için mutlaka sanayicimizin başvurması gerekiyor. Yani, aslında bu listede olabilecek çok daha fazla Mersin sanayi markası varken sanayicilerimiz başvurmadığı ve gereken bilgileri paylaşmadığı için, aslında bu listede bulunan birçok sanayi kuruluşundan büyük olmasına rağmen bu listede yer alamıyor. Bu anlamda Mersin sanayicilerinin İSO 500 listesine girmek adına başvurmaları önemlidir. Elbette bir kentin sanayisi sadece İSO 500 listesi ile değerlendirilemez. Listede bazı iller var ki, Mersin’den daha fazla sanayi kuruluşu ile listede görünürken, genel anlamda sanayi büyüklüğü ve ekonomik büyüklüğü bizim yarımız bile değil. Yine de İSO 500 Listesi ülke sanayisinin birçok konuda durumunu ortaya koyan önemli bir listedir. Bu listede yer alan tüm Mersin sanayi kuruluşlarını, yönetici ve çalışanlarını gönülden kutluyorum. Yarattıkları istihdam, ihracatla getirdikleri döviz ve verdikleri vergilerden dolayı; yani ülkenin zenginliğine, sosyal huzuruna yaptıkları katkılardan dolayı listede yer alan Mersin firmalarımızla gurur duyuyoruz. Mersin ödediği vergi ile Türkiye altıncısı oldu Mersin, 2015 yılında 7,8 milyar liralık vergi tahsilatı ile ülkemizin 6’ncı ili oldu. Mersin çalışan, üreten ve vergisini veren bir kent olarak tek-

rar Türkiye’nin zenginliği oldu. Eğer vergi rakamları bir kriterse; ki öyledir, Mersin ülkenin en büyük altıncı ekonomisi olduğunu bir kez daha göstermiştir. 2015 yılında Mersin gümrük kapılarından 7,3 milyar dolarlık ihracat ve 12,5 milyar dolarlık ithalat olmak üzere toplam 19,8 milyar dolarlık bir dış ticaret gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de İstanbul’dan sonra en büyük dış ticaret merkezi olduğunun damgasını vurmuştur. Yine geçtiğimiz yıl yasal merkezleri Mersin’de olan firmalarca 1,4 milyar dolarlık ihracat ve 1,2 milyar dolarlık ithalat olmak üzere toplam 2,6 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmine ulaşılmıştır. Tüm bunların 2008 küresel finans krizinden hala kurtulamayan dünya ekonomisindeki sıkıntılar ve özellikle çevre ülkelerimizdeki büyük sorunlara rağmen yapması takdire şayandır. Bu anlamda üreten, istihdam yaratan, her soruna rağmen ihracat yapan, pazar bulan ve vergisini ülkesine olan sorumluluk bilinci ile ödeyen tüm vatansever Mersin girişimcisini, sanayici ve tüccarını kutluyorum, tüm yönetici ve çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum. Bizi geleceğe taşıyacak gündemlere dönmemiz gerekiyor Evet, Mersin girişimcileri vergisini ödeyerek Mersin’i Türkiye’nin altıncı vergi rekortmeni kenti yaptılar. Ancak, bu kendiliğinden veya büyük desteklerle veya teşviklerle olmadı. Evet, Mersin sanayisi gelişiyor, İSO listelerinde yükseliyor ama bu yine kendiliğinden veya büyük desteklerle olmuyor. Sorunlar duruyor ve sanayici çoğu zamana kendi göbek bağını kendi kesiyor. Geçtiğimiz aylarda Mersin Lojistik Arama Konferansı ile Mersin lojistiğinin sorunlarını belirlemiş, çözümleri konuşmuş

ve paylaşmıştık. Ne yazık ki, ilgililerle paylaştığımız sorunlar hala orada duruyor. Aynı şekilde 30 Nisanda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak “Mersin Gelecek Vizyonunda; Sorunlar, Çözümler ve Eylem Planları” adında bir Mersin Sanayi Arama Konferansı düzenledik. Sanayicileri, KOBİ’leri, büyük firmaları, küçük sanayicileri, akademisyenleri, STK’ları ve ilgili tüm kamu temsilcilerini bir arya getirdik. Bir beyin fırtınası yaptık. Amacımız suçlu aramak değil, sorunları belirleyip, çözüm önerileri üreterek ortak bir aklı yansıtan, kentin ortak beklentilerini gösteren bir sonuç raporu hazırlamak ve bunu ilgili makamlara iletmekti. Her katılımcı özgürce konuştu, tecrübelerini paylaştı, yeni bakış açıları getirdi. Yakında bir Karar Konferansı ile tüm yetkililer bir araya getirilerek bu raporun sonuçları paylaşılacak. Ancak, rapor ile ilgili birkaç bilgi vermek gerekirse, Mersin sanayicisi 3 ana konuyu Mersin sanayisinin sorunu olarak gördüğünü ortaya koydu. Bunlar: Altyapı, Rekabet Sorunları ve Eğitim. Altyapı sorunlarında ise en çok yatırım ortamı ile ilgili sorunlar gündeme geldi. Yani, Mersin sanayicisi devletinden sürekli teşvik ve para isteyen bir camia olmadığını, aslında tek isteklerinin yatırım arazisi tahsisi, bürokrasinin azaltılması, yeni OSB açılması için uygun arazilerin imarda işaretlenmesi ve eğitim müfredatının reel sektöre uygun olması gibi konuların çözümünü daha çok önemseyen bir camia olduğunu göstermiş oldu. Evet, biz Mersin iş dünyası ağlamayı seven bir camia olmadık. Sorunlara şikayet etmedik. Her zaman kendi dinamiklerimizle bir yol aradık. Ancak temel bazı makro sorunlar var ki, artık bu konuların çözülme-

si sadece Mersin için değil, bölge ve ülke için hayati konulardır. Eğer Mersin bir lojistik kent olarak, ülkenin en büyük ikinci limanı ve en büyük ikinci dış ticaret kenti olarak bu ülkenin bir katma değeri olarak görülüyorsa, Çukurova Uluslararası Bölgesel Havalimanı bitirilmelidir. Bu aynı zamanda bölgeni turizm iddiası için de hayati bir konudur. Mersin artık Lojistik Merkezine kavuşmalıdır. Buna destek verilmelidir. Mersin sanayi yatırımcısı arazi olmadığından beklemektedir ve bu deyim yerindeyse tercihli bir işsizliktir. Yatırımcı var ama arsa yok. Bu kabul edilebilir mi? İşsizlik bu düzeydeyken bu yatırımcılar nasıl yok sayılabilir ve göz ardı edilebilir? Sanayici, yatırımcı yeni OSB bekliyor ve biz MTSO olarak Mersin-Tarsus OSB’nin kurulmasında olduğu gibi yeni OSB’ler için bu öncü göreve hazırız, her katkıya hazırız ama uygun arsa yok, bunu hangi akıl kabul edilebilir? Ülkenin ekonomisi, hedefleri ve işsizlik ortadayken bürokrasi denen şeye nasıl izin verilebilir? EĞİTİM 4.0’ı kurgulamalıyız Eğitim ise başka bir sorun. Dünya yeni bir sanayi devrimine SANAYİ 4.0 denen bir yeni çağa hazırlanırken eğitimin de buna göre hazırlık yapması ve kendisini dönüştürmesi gerekir. Sanayi 4.0 sadece sanayi ile ilgili bir konu değildir. Toplumun ve ekonominin, sosyal yaşamın, eğitimin, sağlığın, ulaşımın, güvenliğin, tarımın, gıdanın, enerjinin ve siyasetin her aşamasını ilgilendiren bir devrimdir. Bu devrimi kucaklama potansiyeli olan ülkeler ayakta kalacaktır. Bunun için Sanayi 4.0’ı destekleyecek, bu devrimi idare edecek nesilleri yetiştirecek bir EĞİTİM 4.0’ı kurgulamak gerekiyor. Eğitimin ilk okuldan başlayarak ileri tek-

noloji, mühendislik, bilim temelinde yükselmesi ve bunların ilk okullara entegre edilmesi gerekiyor. Ulaşımda LOJİSTİK 4.0’ı düşünmemiz ve konuşmamız gerekiyor. Yani, daha dijitalleşen bir lojistik sistemini şimdiden tasarlamamız gerekiyor. Amerika’da 2025’de trafik ışıkları olmayan bir kent yaratmaktan bahsediliyor. YEREL YÖNETİMLER 4.0’ı kurgulamak gerekiyor. Dünya bambaşka kent yapılanmasına gidiyor. TİCARET 4.0’ı konuşmamız gerekiyor. İşte Alibaba.com, işte Amazon.com vb. Dünyanın ticaret yapma şekli değişiyor. Üretim, ihracat, dağıtım şekli değişiyor. Müşteri alışkanlıları değişiyor ve kişiye özel bir ekonomi doğuyor. Yapay zeka, akıllı ve öğrenen makine ve robotla, sürücüsüz araçlar geliyor. İnternete bağlı giysiler ve nesnelerin interneti insanı teknolojiye bağlıyor. Bunlar yeni yüzyılın mega trendleri olacak. Peki, bizim 2023 hedeflerimiz neler? Bunlar var mı? Tüm bu konuları içeren SANAYİ 4.0’ı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak daha çok konuşacağız, buna yönelik konferans ve farkındalık toplantıları planlıyoruz. Artık, bizi 21’inci yüzyılın güçlü bir devleti ve milleti yapacak daha yeni hedeflere ihtiyacımız var. Bize göre bunun adı SANAYİ 4.0’dır. Tüm akademisyenleri bu konuda daha çok bilgi üretmeye çağırıyorum. Ev hanımından iş kadınına, tüccardan sanayiciye, turizmciden bürokratlara ve özellikle devletimizi yöneten tüm siyasetçilere SANAYİ 4.0’ın toplumu dönüştürecek gücüne hazırlık yapmaları çağrısında bulunuyorum. Yani, bu işlerin makro yönetimi, güvenliği ve yasalarını hazırlayacak olan SİYASET 4.0 olmadan, devlet hazır olmazsa bu iş yarım kalır.

Efsaneler Şehri; Tarsus T

arihi Kilikya coğrafyasının merkezlerinden biri olan Tarsus, Mersin’in en büyük ilçesidir. Mersin’in doğusunda bulunan ve bugüne kadar konumunu muhafaza etmiş en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Tarsus, tarihinde Roma ve Bizans gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Yıllarca farklı inançlara hizmet eden ilçe, tarih ve kültür merkezi olarak dünyanın ilgi odağı olmuştur. Hz. İsa Peygamber’in 12 havarisinden biri olan Saint Paul, Tarsus’ta doğmuştur. Tarsus, Hıristiyanlarca hac yeri olarak kabul edilmektedir. Müslümanların kitabı olan Kuran-ı Kerim›de geçen Ashabı Kehf’in (Yedi Uyurlar) kaldığı mağaranın Tarsus’ta olduğu bilinmektedir. Danyal Peygamber’den Abbasi Halifesi Harun Reşid’in oğlu Halife Ma’mun’a, Antik Çağ’ın ünlü filozofu Aristo’dan tabiplerin atası Lokman Hekim’e ve hatta Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya kadar dünyanın tanıdığı birçok isim Tarsus’a ayak basmıştır. Öte yandan dünyanın ilk kanalizasyonlu Tarihi Roma Yolu ve Roma

Hamamı da Tarsus’tadır. Konumu ve coğrafyası nedeniyle yaşanılabilir bir yer olması Tarsus’u tarihte cazibe merkezi haline getirmiştir. Akdeniz’e olan bağlantısıyla Tarsus, ilk ve orta çağlarda deniz ticaretine açık bir liman kentidir. Bu liman kentinin ismi ilk kez Hitit metinlerinde ‘Tarşa’ olarak geçmektedir. Asurlulara göre Que Krallığı’nın başkentidir. İ.Ö. 8’inci ve 7’nci yüzyıllarda Asurlular Tarsus’u, Tarzu olarak isimlendirmişlerdir. Perslerin Tarsus’ta basılan sikkeleri üzerinde de Tarsus adına rastlanmaktadır. Tarsus Arap tarihine göre, Nuh Peygamberin torunu Tarasis tarafından kurulmuştur. Tarsus’un ismi önce Grekçe Tarsos, daha sonra Latince Tarsus olarak kullanılmıştır.

rilmiştir. Üç kapıdan oluşan surlardan geriye sadece bu kapı kalmıştır. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde bu kapıdan ‘İskele Kapısı’ olarak bahsetmiştir.

Tarsus, tam da tatil havasının başladığı şu günlerde tatil listesine yazılacak bir yer. Farklı bir tatil planı arayıp şehir hayatından kaçmak istiyorsanız, Tarsus sizi bekliyor.

Osmanlıların 15’inci asırdan itibaren Anadolu’da yaptıkları bedestenler, günümüze kadar gelmeyi başarmış ve birçoğu halen faaliyetine devam etmektedir. Bu bedestenlerden biri

Gazetemizin daha önceki sayılarında Tarsus’un St. Paul Kilisesi ve kuyusunu anlatmıştık. Yeni sayımızda Tarsus’un merkezinde yer alan, yapıldıkları günden bugüne ayakta kalmayı başaran Kleopatra Kapısı ve Kırkkaşık Bedesteni’ni anlatacağız. Mısır Kraliçesi’nin ayak bastığı yerler; Kleopatra Kapısı Binlerce yılın yaşanmışlığını ve tarihi zenginliğini cesurca sergileyen Tarsus’a bir kapıdan giriş yapılır. İlçe merkezinde yer alan Bizans Dönemi’nde inşa edilen, kent surlarının 3 kapısından biri olan bu kapıya, Kleopatra Kapısı denir. Asıl adı Deniz Kapısı olan yapının ismi, Mısır’ın ünlü Kraliçesi Kleopatra’nın Romalı aşkı General Antonius ile Tarsus’ta buluşarak bu kapıdan geçmesi üzerine, Kleopatra Kapısı olarak değişti-

YAYIN ADI VE SAYFA NO

CMYK

Yapısı Tarsus’un merkezinde yer alan yapı, kesme taşlar ve horasan harcı kullanılarak yapılmıştır. Kemeri at nalı şeklinde yapılan kapının, yerden yüksekliği 6.17 metre ve derinliği 6.18 metredir. İç içe iki surdan oluşan kentte, savaş anında kapatılan kapılardan bir tanesi de Kleopatra Kapısıdır. Tarsus’un Kapalı Çarşısı; Kırkkaşık Bedesteni

olan Kırkkaşık Bedesteni Tarsus’un en önemli tarihi yapılarındandır. Ramazanoğulları Beyliği’nden İbrahim Bey tarafından 1579’da yaptırılmış olan Kırkkaşık Bedesteni, ilk dönemlerde imarethane (Aşevi) ve medrese olarak kullanılmışsa da, Cumhuriyetten sonra kapalı çarşı olarak işlev görmüştür. Yapısı Tarihinde ‘Beyaz Çarşı’ olarak da bilinen Kırkkaşık Bedesteni, dikdörtgen plana sahiptir. Bedesten, adını yapının dış cephesinde bulunan kaşık süslemelerinden almaktadır. Kesme taştan inşa edilen binaya batı ve doğu yönündeki iki kapıdan girilebilmektedir. İçerisinde 21 oda bulunan yapı, 7 kubbeden oluşmaktadır. İçerden iki merdivenle çıkılan iki kule oda ve batı yönünde dış cephedeki iki oda ile birlikte toplam oda sayısı 25’tir.

Mülkiyeti, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait olan Kırkkaşık Bedesteni, Tarsus Belediyesi tarafından kiralanarak 2004 yılında restore ettirilmiştir. Kırkkaşık Bedesteni, 2005 yılında Tarihi Kentler Birliği ‘Proje Yarışma Ödülü’nü almıştır. Tarsus Belediyesi, 2007 yılında, bedestenin dükkânlarını işletmecilere kiralamıştır. Bedestenin içinde, yöresel el sanatlarına ait seramik, ahşap, bakır, gümüş, deri, dokuma, gibi hediyelik ürünlerin yanı sıra yöresel damak tatlarının sunulduğu yiyecek ve içe-

cekler de satılmaktadır. Kleopatra Kapısı’na nasıl gidilir? Tarsus’un Gözlükule Mahallesi’nde İsmet İnönü Bulvarı üzerindedir. Tarsus’a düşen herkesi şehir girişinde bulunan Kleopatra Kapısı karşılamaktadır. Kırkkaşık Bedesteni’ne nasıl gidilir? İlçe merkezinde Ulu Camii yanında bulunan bedestene belediye, halk otobüsü veya yaya olarak ulaşılabilir.


4

YIL: 18 | SAYI: 312 | 19 Haziran - 2 Temmuz | www.mtso.org.tr

Mersin ile Granada, Çukurova ve Endülüs arasında köprü olacak

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Granada Ticaret Odası, Çukurova ile Endülüs bölgeleri arasında kurulacak köprünün ilk adımını attı. Granada Ticaret Odası’nın girişimleri ile iki Oda arasında imzalanan işbirliği anlaşması sonucu turizmden tarıma, ilaç sanayinden AB projelerine kadar birçok alanda ortak hareket edilmesi planlanıyor. Mersin heyetinin İspanya temasları sırasında gerçekleştirilen Granada Ticaret Odası ziyaretinde MTSO ile Granada Ticaret Odası arasında işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma öncesinde düzenlenen çalışma toplantısında iki şehir arasında karşılıklı gerçekleştirilebilecek işbirliği alanları saptandı. Yaklaşık altı saat süren görüşmeye Granada Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve Türkiye Fahri Konsolosu Jose LuisAlarcon Morente, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar, Madrid Ticaret Müşaviri Fatma Kayhan, Granada Ticaret Odası Genel Sekreteri Garcia Heras ve Direktör Joaquin Rubio katıldı. 130’ar yıllık köklü bir geçmiş ve deneyime sahip iki Oda, önümüzdeki süreçte yapılabilecek

çalışmaları görüştü. Üzerinde durulan ilk konu turizm oldu. Yıllık yaklaşık 900 bin turist ağırlayan Granada, El Hamra Sarayı ve İspanya’nın en büyük kayak merkezleri arasında yer alan Sierra Nevada sayesinde ülkenin en çok ziyaret edilen şehirleri arasında yer alıyor. Birbirinden güzel sahilleriyle Granada ve Mersin turizm altyapısı ile benzerlik gösteriyor. Bu noktadan hareketle yapılan görüşmede Granada’nın turizmdeki deneyiminin Mersin’e aktarılması konusunda işbirliği yapılabileceği görüşüldü. Bu işbirliklerinin ilk somut adımı ise MTSO’nun evsahipliğindeki MEDITOUR 2016 organizasyonu vesilesiyle gerçekleştirilecek. Granada, bu organizasyona sektör temsilcilerinden oluşan güçlü bir heyetle katılım sağlayarak tecrübelerini paylaşacak. Bir diğer işbirliği alanı ise sanayi. Granada’da özellikle ilaç sanayi oldukça gelişmiş durumda. İlaç sanayinde kullanılan endemik bitkilerin Mersin’de yoğun olması nedeniyle bu konuda da işbirliği yapılabileceği dile getirildi. Ayrıca işbirliklerinin sürdürülebilirliğini sağlamak adına Mersin heyeti tarafından getirilen öneri çerçevesinde iki Oda’nın Avru-

pa Biriliği (AB) hibe programlarına ortak projeler hazırlaması kararlaştırıldı. Granada Üniversitesi, üretilen bilgilerin takipçisi olarak bu bilgilerin şirketleştirilmesi yönünde çalışmalar sürdürüyor ve Granada Ticaret Odası ile yakın işbirliği içerisindeler. Bu anlamda kurulan küçük şirketlere ise spin-off deniyor. Bu nedenle Granada Ticaret Odası temsilcileri görüşmelerde Mersin’de Mersin Üniversitesi ve MTSO işbirliği ile yürütülen Fikir Otobüsü Projesi’yle de yakından ilgilendi. Aşut: “Birlikte kurabileceğimiz ortak bir geleceğimiz var” Toplantıda MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, iki kent arasında gerek tarım gerekse turizm olmak üzere birçok konuda benzerlik bulunduğuna dikkat çekti. İki kentin ortak bir tarihi ya da coğrafyası bulunmadığını hatırlatan Aşut, “Ancak inanıyorum ki, birçok ortak kültür değerimiz ve birlikte kurabileceğimiz ortak bir geleceğimiz var” dedi. Mersin’in Doğu Akdeniz’in, Granada’nın ise Batı Akdeniz’in iki önemli kenti olduğunu vurgulayan Aşut, Mersin’in Doğu Akdeniz’de Türki-

ye’nin en büyük limanı ve lojistik kenti olduğunu, Granada’nın ise Batı Akdeniz’de İspanya’nın en önemli lojistik ve liman bölgelerinden birisi olduğunu hatırlattı. Mersin’in de Granada’nın da tarımdaki üstünlüklerine değindi. “Turizm ve teknolojide ortak adımlar atılabilir” Şerafettin Aşut, Granada’nın, alternatif turizmdeki öncü konumundan da Mersin olarak yararlanmak istediklerini ifade etti. Mersin’in özellikle kurvaziyer turizmde, gastronomi, inanç ve doğa turizmi gibi alternatif alanlarda ilerlemek istediğine dikkat çeken Aşut, “Bu alanlarda Granada’nın öncü rolü bizim için çok değerli olacaktır” diye konuştu. Öte yandan Mersin’in önemli bir sanayi kenti olduğunu ve hedefin ise özellikle yenilikçi, yüksek teknolojili bir sanayi olduğunu vurgulayan Aşut şunları söyledi: “Bu anlamda Granada’nın yüksek teknolojili vizyonu bizim için önemlidir. Bu konuda üniversitelerimiz işbirliği yapmalıdır. Yazılım, elektronik ve medikal ar-ge’si yapan firmaların bulunduğu bir Teknoparkımız var. Bu konuda Granada Sağlık Bilim ve Teknoloji Teknoparkı ve Mersin

Granada’nın ekonomik yapısı… Nar anlamına gelen Granada aynı zamanda Amerika’yı keşfe giden yelkenlilerin üretildiği şehir olarak da biliniyor. Madrid’e en yakın liman şehri olma özelliği taşıyan Granada, bu yönüyle dış ticaret kenti olarak da öne çıkıyor. Fas’a 200 km, Portekiz’e 400 km uzaklıkla olması dolayısıyla bu iki ülkeyle ilişkileri de oldukça gelişmiş durumda. Granada’yı iklim açısından 10 farklı bölüme ayırmak mümkün. Bu nedenle geniş bir tarımsal yelpazeye de sahip. Bu alanda zeytin, zeytinyağı, şarap, domates, nar, salatalık, biber, kabak, portakal, çilek, ayçiçeği, karpuz ve buğday üretimi yoğun. Aynı zamanda tropikal ürünler olan avokado ve mango da üretiliyor. Granada kıyı bölgesinde cherry domates üretimi oldukça fazla (cirosu yıllık 125 milyon Euro). Genel anlamda seracılık ve domates üretimi ise Almeira Bölgesi’nde yoğunlaşıyor. Granada ulaşımda da güçlü. Karayolu altyapısı gelişmiş olan şehre 2 saatten kısa mesafede ve dış hat uçuşları bulunan 3 havaalanı mevcut. Güney ve Kuzey Avrupa’yı birleştirecek kargo tren hattı proTeknopark neden işbirliği yapmasın?” Teknoloji ile dünyanın giderek küçüldüğü günümüzde mesafelerin artık önemini yitirdiğini dile getiren Aşut, “İstersek, Mersin ve Granada olarak Akdeniz’in, Avrupa’nın ve dünyanın daha zengin, daha huzurlu, daha gelişmiş olmasını sağlayacak projeleri ve işbirliklerini beraber yaratabiliriz. Mersin olarak, Mersin iş dünyası olarak Granada Ticaret Odası ile yapacağımız somut işbirliklerinin bir ilk adımını teşkil eden bu anlaşmayı imzalıyor olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

jesinin 2020’de tamamlanmasıyla kent, tüm ulaşım modlarındaki gücünü artıracak. Yıllık yüzde 3,1’lik büyüme hedefiyle İspanya’nın büyümesinin üzerine çıkan Granada ekonomisinde en büyük pay yüzde 78 ile hizmet sektöründe. Bunda turizm ve eğitim sektörünün ağırlığı oldukça fazla. Bunu yüzde 9 ile sanayi, yüzde 7 ile tarım ve yüzde 6 ile inşaat takip ediyor. Sanayide yüzde 67’lik pay metalürji, kimya ve makine sanayinde, yüzde 33 payı ise maden ve enerji sektörü alıyor. Teknoloji Transfer Ofisi çok aktif çalışan Granada’da son yıllarda teknolojik ve bioteknolojik merkezlerin sayısı giderek artıyor. Kent ayrıca, 625 bin metrekare alana kurulu büyük bir sağlık teknoloji parkına sahip. Dışa açılıma çok sıcak bakan Granada Üniversitesi, Fas ile işbirliği yapıyor. “On Granada” adında Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında bir küme var ve bu alanda yatırımı Granada’ya çekmeye çalışıyor. Bu kümede 450’den fazla şirket var ve toplam ciroları 1 milyar Euro. isteyen Granada Ticaret Odası Üyeleri için Tarım Gıda Platformu’nun çalışmalarından örnekler vererek, Platformun çalışmaları sonucu gübredeki KDV oranının yüzde 1’e düşürüldüğü bilgisini paylaştı. Konuşmaların ardından işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşmaya Granada Ticaret Odası adına Başkan Yardımcısı ve Türkiye Fahri Konsolosu Jose Luis Alarcon Morente ile MTSO Başkanı Şerafettin Aşut imza attı.

Toplantıda ayrıca Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen Granada firmalarını Mersin’e davet eden Aşut, özellikle tarım alanında yatırım yapmak

Toplantı MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un Granada Ticaret Odası Anı Defteri’ni imzalamasıyla sona erdi. Aşut mesajında 6 Haziran 2016 tarihinde ilk adımı atılan somut işbirliğinin, sürdürülebilir şekilde devam etmesi temennisinde bulundu.

sin’in ise yaş meyve sebzede Türkiye’nin lider kenti olduğunu belirten Çakır, Vietnam’a özellikle narenciye ihraç edebileceklerini anlattı. Ancak iki ülke arasında tarım alanında ticari bir anlaşma bulunmaması nedeniyle mevcut durumda bu ticaretin

gerçekleşmediğini kaydeden Çakır, “Siz de biz de kendi ülkemizin bakanlıklarıyla gerekli temaslarda bulunarak bu alanda ticaretin önünü açmalıyız. Biz MTSO olarak bu işin takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.

Vietnam, Mersin ile ticaretini artırma hedefinde M ersin ile ticari ilişkileri artırmak adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı (MTSO) ziyaret eden Vietnam Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Le Phu Cuong, “Mersin bir liman ve dış ticaret kenti. Birçok alanda rakip olmak yerine işbirliği yapabiliriz” dedi. MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri ise görüşmede özellikle Vietnam’a gerçekleştirilebilecek narenciye ihracatı üzerinde durdu. Vietnam Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Le Phu Cuong, MTSO’yu ziyaret etti. Görüşmeye MTSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuh

Yükselgüngör’ün yanı sıra Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Sefa Çakır, Fuad Budur ve Alper Gürsoy katıldı. Görüşmede Vietnam Hükümeti’nin yabancı yatırımcıya çok sıcak baktığını ve Mersinli yatırımcıları Vietnam’a davet etmek adına kente geldiğini kaydeden Phu Cuong, ticaretin karşılıklı olarak artırılması için Mersin’de bir ülke tanıtım toplantısı düzenlemek istediklerini söyledi. Phu Cuong, bu tür toplantılarla karşılıklı ticarette avantaj ve dezavantajların masaya yatırılıp ihtiyaçlar tespit edilerek, hangi ürünlerin ti-

CMYK

caretine ağırlık verilmesi gerektiğinin saptanabileceğini dile getirdi. Vietnam’dan Türkiye’ye ağırlıklı olarak elektronik ürünler, tekstil ürünleri, deniz ürünleri, kağıt, kaju, pirinç, plastik gibi ürünler gönderildiğini ifade eden Phu Cuong, karşılıklı bu ürün gruplarının sayısının artırılabileceğini anlattı. Birçok dünya markasının Vietnam’da yatırımı bulunduğunu kaydeden Phu Cuong, ülkelerinde işçilik maliyetlerinin çok düşük olması nedeniyle yatırım tercih edildiğine dikkat çekti. Özellikle altyapı inşaatları ve sanayi yatırımlarına ihtiyaçları olduğunu

dile getiren Phu Cuong, bu alanda yap işlet devret modeliyle yatırımcıları çekmeye çalıştıklarını söyledi. MTSO adına söz alan Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Sefa Çakır ise yatırımların karşılıklı gerçekleştirilebileceğini anlattı. Vietnamlı yatırımcının Ortadoğu ve Avrupa’ya açılmak adına Türkiye ve özellikle de bir dış ticaret kenti olan Mersin’de yatırımı tercih edebileceğini belirten Çakır, “Bizler de Uzakdoğu’ya açılmak adına Vietnam’ı üs olarak kullanabiliriz” dedi. Vietnam’ın 91 milyon nüfusuyla çok büyük bir pazar olduğunu ve Mer-


5

YIL: 18 | SAYI: 312 | 19 Haziran - 2 Temmuz | www.mtso.org.tr

Lojistik sektörü Barselona’da buluştu

D

ünyanın önde gelen lojistik sektör temsilcileri Barselona’da bu yıl 18’incisi düzenlenen Uluslararası Lojistik Fuarı’nda (SIL) bir araya geldi. 7 – 9 Haziran tarihleri arasında düzenlenen fuar çerçevesinde Lojistik ve Transport Sektör İttifak Komitesi Toplantısı ile 9. Akdeniz Limanları Zirvesi gerçekleştirildi.

Lojistik ve Transport Sektör İttifak Komite Toplantısı ile 9. Akdeniz Limanları Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (ASCAME) Lojistik Komisyonu Başkanı Şerafettin Aşut, Akdeniz’de birlik ve dayanışma çağrısı yaptı. Konuşmasında Akdeniz’i yaşamın, medeniyetlerin ve medeniyetlere can veren ticaretin beşiği olarak tanımlayan Aşut, “Ancak önemli olan şey, Akdeniz’in geçmişine ait bilinen

bu muhteşem tarihi ve ekonomik gücü, geleceğe nasıl taşıyacağımızdır” diye konuştu. Son 10 yıldır dünyanın, ekonominin, ticaret haritalarının değişip, pazarların farklılaştığının konuşulduğuna dikkat çeken Aşut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki 2008-2009 küresel finans krizinden sonra bence bu söylem bitti. Hala bu krizi atlatamayan dünya; sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda yolun sonuna geldi ve tünelin ucu pek parlak görünmüyor. Basit sloganlar ve basit çözümler küresel ve bölgesel sorunların çözümü için yeterli değil. Artık dünyanın yeni bir bilgiye ihtiyacı var. Dünya ekonomisinin yeni bir felsefeye ve mantaliteye ihtiyacı var. Aslında son birkaç yıldır yaşadığımız sıkıntılar bu ihtiyacın sonuçları. Böylesi toplantıların ve inisiyatiflerin bu yeni bilgiyi ve işbirliğini yaratacağına inanıyorum.”

“Limanlarımızın işbirliği sorunu var”

Küresel sıkıntıların bireysel olarak aşılamayacağına işaret eden Şerafettin Aşut, “Batan bir gemide, pahallı ve lüks bir kamaraya sahip olmanın bir anlamı yoktur. Bu anlamda küresel sıkıntıları küresel dayanışma ve işbirliği ile küresel entegrasyonla çözebilirsiniz” dedi. Bölgesel sıkıntıların da bölgesel işbirlikleri ve dayanışma projeleriyle çözülebileceğini kaydeden Aşut, benzer şekilde Akdeniz Limanları özelinde de sorunlar yaşandığına değindi. Limanların yatırım, işbirliği ve entegrasyon sorunları bulunduğunu dile getiren Aşut, Akdeniz Limanlarının kendi aralarında bir rekabet içinde olduğunu söyledi. “Bu öyle bir yarış ki, her ülke, her liman kenti her alanda tek olmak, rakipsiz olmak, en büyük payı almak istiyor” diyen Aşut, ancak eko-

nominin arzular veya duygularla değil, realite ile hedefine ulaşacağını vurguladı. Yaratılan acımasız rekabetin çoğu zaman plansız ve atıl projeleri beraberinde getirdiğini anlatan Aşut, şöyle konuştu: “Küçük veya orta ölçekli ulaşım projelerinde ülkeler veya liman kentleri bireysel hareket edebilir. Ancak, çok büyük projelerde, bölgeyi ve dünyayı ilgilendiren projelerde işbirliği içinde olmak, entegrasyonu sağlayarak daha akılcı olacaktır. Çünkü Akdeniz’i geleceğe taşıyacak olan tek şey dayanışmadır.” “Tek başına projeler işe yaramıyor” Dünya ekonomisi, siyaseti ve ticaret haritasının çok geniş sınırlara ulaştığını belirten Şerafettin Aşut, artık tek başına yapılan muhteşem projelerin bir işe yaramadığını, katma değer üretmediğini söyledi. “Önümüzde yeni bir dünya var”

diyen Aşut, “Ekonomik anlamda daha acımasız olacağını gördüğümüz bir dünya var. Akdeniz ülkeleri ve kentleri birbirinin rakibi olamazlar” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Kafkas bölgesinde, güneyde Irak’ta lojistik avantajları bulunduğunu kaydeden Aşut, benzer şekilde Mısır’ın lojistik anlamda Doğu Afrika ve Körfez ülkelerinde hakim olduğunu, Fas’ın Batı Afrika’ya, İspanya’nın Batı Avrupa’ya, İtalya’nın Orta Avrupa’ya hakim olduğunu söyledi. “Akdeniz’de her limanımız, her Akdeniz kenti kendi hinterlandında çok önemli” diyen Aşut, sözlerini şöyle tamamladı: “Neden bu avantajlarımızı daha etkin kullanmıyoruz? Rekabeti bırakmalı ve projelerimizi paylaşmalıyız. Birbirimizin know-how’ını almalıyız. Tecrübelerimizi paylaşmalı, birbirimize entegre olmalıyız. Ben bu işbirliğine ve Akdeniz ruhuna inanıyorum.”

Lojistik altyapısı ile Mersin, Suriyeli işadamlarının öncelikli rotası

MTSO’dan BM Dünya Turizm Örgütü’ne ziyaret

M B

arselona’da düzenlenen Uluslararası Lojistik Fuarı’nın (SIL) toplantı konularından biri de ‘Akdeniz’de Lojistik, Tedarik Zinciri ve Mülteci Krizi’ oldu. MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar’ın da konuşmacı olarak katıldığı oturumda Uçar, konuşmasına Suriye’de yaşanan iç savaş sonrasında Türkiye’ye gelen Suriyelilerin “Geçici Koruma Altındaki Yabancılar” olarak adlandırıldığını, Türkiye’de sığınma talebiyle bireysel başvuru yapılmadığı sürece «mülteci» sıfatının kullanılmadığını anımsatarak başladı. Uçar, «Bu kısa açıklamanın ardından, uluslararası hukuktaki durumları göz önünde bulundurulduğunda ve oturumun teması gereği ben de bu oturum boyunca mülteci kelimesini kullanmakta sakınca görmüyorum” dedi. Türkiye’ye göçen Suriyeli nüfusun 2,7 milyondan fazla olduğunu anlatan Uçar, bu rakamın Türkiye’yi dünyada en çok Suriyeliye ev sahipliği yapan ülke konumuna taşıdığına dikkat çekti. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre Türkiye’ye gerçekleşen yoğun Suriyeli göçünün Türkiye ve Suriye arasındaki ekonomik ilişkileri büyük ölçüde değiştirdiğini kaydeden Uçar şöyle konuştu: “Türkiye’de faaliyet gösteren 3 bin 680 adet Suriye sermayeli şirket yer almakta. Düşük gelirli Suriyeli ailelerin yanı sıra, Türkiye’de yatırım yapıp ekonomiye katkı sağlayanlar da var. Çalışanların etnik kimliklerine dair veri eksikliği olmasına rağmen, bu Suriyeli firmaların ucuz iş gücü ve toplumsal dayanışmadan dolayı Suriyeli bireyleri istihdam ettiklerini düşünmek yanlış olmayacaktır”.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

“Mersin’in lojistik imkanlarından faydalanılıyor” Akdeniz kenti olan Mersin’in de yaklaşık 300 bin Suriyeli nüfusa evsahipliği yaptığını kaydeden Ezgi Biçer Uçar, 2011’den bu yana özellikle Suriye sınırına yakın şehirlerde Suriyeli ortaklarla kurulan şirketlerin sayısında büyük bir artış yaşandığını söyledi. Mersin’de de 609 Suriye sermayeli şirket ve 4 Suriyeli ortağı bulunan şirket yer aldığını açıklayan Uçar, bu şirketlerin ağırlıklı olarak toptan ve perakende ticaret, lojistik, iletişim, imalat sanayi, inşaat ve depolama gibi sektörlerde yatırım yaptığını bildirdi. Türkiye’nin ilk kurulan Serbest Bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi ve yılda 1,5 milyon TEU’nun üzerinde konteyner elleçleme kapsaitesi bulunan Mersin Uluslararası Limanı vesilesiyle Mersin’de Suriyeli işadamları tarafından çok sayıda ithalat ve ihracat şirketi kurulduğunu dile getiren Uçar, “Bu nedenle, Mersin’deki Suriyeli mülteciler ve lojistik sektöründen bahsederken aklımıza ilk gelen şey, yatırımcılar olmalıdır. Ancak bu durum ne yazık ki tüm Türkiye’de aynı değil” dedi. Mersin’de mülteci kampları bulunmasa da Türkiye’nin Suriye sınırına yakın şehirlerdeki kamplara Mersinli lojistik firmalarının aktif katkı sağladığına değinen Uçar şu bilgileri verdi: “AFAD (Acil Durum ve Yönetimi Başkanlığı) bu kamplardaki kişilerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Ancak AFAD, bu bölgeye hizmet

CMYK

götürürken özel sektörden destek almaktadır. Lojistik sektöründeki Oda üyelerimizin birçoğu AFAD koordinasyonundaki kamplara ürün taşıma konusunda aktif rol almakta. Mersin, Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve daha birçok merkeze bağlantıları ve mevcut antrepoları ile Türkiye’nin en önemli lojistik merkezlerinden birisidr. Bu nedenle AFAD, üyelerimizin deneyim ve bilgi birikiminden faydalanma konusunda tereddüt etmemektedir.” Mersin’in lojistik altyapısı oldukça kuvvetli bir ticaret şehri olduğunu ifade eden Uçar, , “Şehrimize yerleşen Suriyeliler burada iş kurmayı tercih ediyor. Ya da, iş yapmak isteyenlerin Mersin’i tercih ettiğini söyleyebiliriz. Her iki durumda da Mersin’i, bugün dünya gündeminin hassas konularından biri olan Suriyeli mülteciler hususunda birlikte barış içinde yaşamanın iyi bir örneği olarak gösterebileceğimizi düşünüyorum” dedi. Ezgi Biçer Uçar

EDITOUR 2016 Organizasyonu’na evsahipliği yapmaya hazırlanan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) heyeti, İspanya temasları sırasında, ASCAME Turizm Komisyonu Başkanlığını yürüten Malaga Ticaret Odası ile birlikte Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nü (UNWTO) ziyaret etti. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Malaga Ticaret Odası Başkanı Jerenimo Perez, MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar ve Malaga Ticaret Odası Turizm Birimi Sorumlusu Esther Martinez Reyes’in katıldığı ziyarette Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Üye İlişkileri Sekreterliği Genel Müdürü Carlos Vogeler ve Avrupa Bölge Direktörü Isabel Garana ile görüşüldü. Vogeler, Akdeniz’in iki ucunda bulunan iki Oda’nın sergilediği bu işbirliğinden etkilendiğini açıkça dile getirirken, MTSO Yönetim Kurulu

Başkanı Aşut ise bu işbirliği kültürünün Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği-ASCAME çatısında altında uzun süredir birlikte çalışıyor olmanın bir ürünü olduğunu vurguladı. Kültür turizminin öne çıktığı görüşmede MEDITOUR 2016 organizasyonu çerçevesindeki ‘İnanç ve Kültür Turizmi için Akdeniz’in Tarihsel Altyapısı-Kültürel Güzergahların Yönetimi’ başlıklı 3. panel ile «Turizm Sektörünün Gelişimi için Dinler Arası Diyalogun Önemi» başlıklı 4. panele vurgu yapıldı. Mersin heyeti tarafından bu iki panelin detaylarının anlatıldığı toplantıda oturumların kapalı mekanlar yerine Kanlıdivane ve St. Paul Kilisesi gibi Mersin’in mevcut tarihi, kültürel ve inanç turizmi açısından önemli mekanlarında düzenleneceği bildirildi. Kültür ve İnanç Turizminin UNWTO’nun da öncelikleri arasında yer alması dolayısıyla, Carlos

Vogeler de konuşmacı konusunda kendilerinin de önerileri olabileceğini belirtti. MEDITOUR 2016 tanıtımı için özel olarak hazırlatılan 1,5 dakikalık Mersin filmi UNWTO tarafından büyük bir ilgi ile izlenirken, Akdeniz’in en doğusundan tüm dünyaya diyalog ve birliktelik mesajı verilecek olması ayrıca dikkatlerini çekmiştir. Görüşme sırasında ayrıca ASCAME ve UNWTO arasında Fenikelilerin Ticaret Yolu Projesi’ne ilişkin düzenlenen iki toplantının (Madrid ve Beyrut’ta) ardından, MEDITOUR 2016 vesilesi ile bu çalışmanın çıktılarını içeren ortak bir deklarasyon yayınlanması konusunda hemfikir olunmuştur. UNWTO temsilcileri ayrıca kurumlarından üst düzey bir yetkilinin MEDITOUR 2016’ya katılımını sağlayacaklarını belirtmişlerdir.

Turizm ittifak toplantısı Mersinde yapılacak

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası ASCAME İcra Kurulu Üyesi olmamakla birlikte, MEDITOUR 2016’ya ilişkin çalışmaları paylaşmak ve görüş alışverişinde bulunmak üzere ASCAME Turizm Komisyonu Başkanlığı’nı yürüten Malaga Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte toplantıya özel olarak davet edilmiştir. 8 Haziran’da düzenlenen toplantıda, hazırlanan taslak program, web sitesi ve yürütülen tanıtım faaliyetleri hakkında İcra Kurulu Üyeleri’ne ayrıntılı bilgi aktarılmıştır.

MEDITOUR 2016 için hazırlanan 1,5 dakikalık tanıtım filmi büyük beğeni toplamıştır. Öte yandan, İcra Kurulu Üyelerinin sunacakları tanıtım ve lobi desteği üzerinde durulmuştur. Ayrıca Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ile gerçekleştirilecek toplantıda dile getirilecek konuların üzerinden gidilmiş ve bu anlamda yapılan bazı işbirliği çalışmalarının somut sonuçlarının MEDITOUR 2016’da UNWTO ile ortak olarak deklare edilmesi konusunda teklif götürülmesi ka-

rarı alınmıştır. Bunların yanında, ASCAME’nin turizm sektörüne yönelik olarak yürüttüğü projelere ilişkin dönemsel toplantılar ile Euromed Invest Konsorsiyumu Turizm Sektörü İttifak Toplantısı’nın da MEDITOUR 2016 vesilesi ile 28 Eylül 2016 tarihinde Mersin’de düzenlenmesi kararı alınmıştır. Ayrıca MedDiet Projesi’ne (ww. med-diet.eu) ilişkin de bir toplantı düzenlenerek, Mersindeki oteller ve restoranlara bu network’te yer almak için yapmaları gerekenler aktarılacak.


6

YIL: 18 | SAYI: 312 | 19 Haziran - 2 Temmuz | www.mtso.org.tr

Yeni petrol yataklarının keşfedildiği ülke: UGANDA U

ganda düzenli yağış alan bereketli toprakları; bakır, altın gibi mineral rezervleri ve özellikle son zamanlarda keşfedilen petrol yataklarıyla dikkat çekiyor. Verimli toprakları, zengin doğal kaynaklarıyla Uganda’nın, önemli bir ekonomik potansiyele sahip olduğu söylenebilir. Yüzde 6’lık büyüme ile Sahra altının en hızlı büyüyen ekonomileri arasında gösterilen ülkede 6,5 milyar varil petrol ve 500 milyar metreküp doğal gaz rezervi olduğu tahmin ediliyor.

Uganda’nın ekonomik kalkınmasının hızlandırılması için özellikle altyapı ve enerji yatırımlarına dönük gerekli planlamalar yapılıyor. Son dönemde hükümet, petrol sanayisi için gereken altyapı yatırım ihalelerinin sonuçlanması için çaba gösteriyor. Uganda’nın petrol dışında başlıca doğal kaynakları altın, fosfat, demir, bakır, kobalt, kireç taşı ve tuz olarak sıralanabilir. Ülkedeki başlıca sanayi dallarını ise şeker, gıda, tütün, tekstil, çimento ve çelik oluşturuyor. Öte yandan Uganda’nın önemli bir kahve, çay, yağlı tohumlar, pamuk, meyve ve büyükbaş hayvan üreticisi olduğu söylenebilir. Toplam dış ticareti 7.34 milyar ABD Doları olan ülkenin ihracatında Sudan, Kenya ve Ruanda ön sıralarda yer alıyor. İthalatında ise Kenya, BAE ve Çin ilk üç sırada geliyor. Coğrafi konum Uganda Afrika’nın orta-merkez kısmında, Kenya’nın batısında ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusunda yer alıyor. Toplam 241 bin 38 kilometrelik bir alana sahip olan ülkenin 197 bin 100 kilometrekarelik kısmı kara, 43 bin 938 kilometrekarelik kısmı ise sudan oluşuyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile 765 kilometre, Kenya ile 933 kilometre, Ruanda ile 169 kilometre, Güney Sudan ile 435 kilometre, Tanzanya ile 396 kilometre olmak üzere toplam 2 bin 698 kilometrekarelik kara sınırına sahip. Denize kıyısı olmayan ülke Victoria gölüne komşu. Bunun yanı sıra ülkede irili ufaklı birçok göl bulunuyor. Genelde tropikal iklime sahip olup, Aralık-Şubat ile Haziran-Ağustos arası dönemler yağışlı geçiyor. Ancak ülkenin kuzeydoğusu yarı kurak bir iklime sahip. Dağların eteklerine komşu geniş platoları bulanan ülkenin en yüksek noktası 5 bin 110 metrelik yüksekliğiyle Stanley Dağındaki Margherita zirvesi. Ülkenin en alçak rakımlı noktası ise 621 metrelik yüksekliğiyle Albert Gölü. Doğal kaynaklar Ülkenin doğal kaynakları bakır, kobalt, hidro enerji, kireçtaşı, tuz ve altındır. Uganda genel olarak karayla çevrili, birçok göl ve nehirlerle iyi sulanmış, verimli bir arazi yapısına sahiptir. Tarıma uygun olan arazi yüzölçümün yüzde 21.57’sini oluştururken, ekili arazinin oranı ise yüzde 8.92’dir. Ancak tarımsal kullanım için yapılan aşırı su kullanımı, ormanların hızlı bir şekilde yok olması, aşırı otlatma, toprak erozyonu ve yaygın, kaçak avcılık ise Uganda’nın

çözmeye çalıştığı çevresel sorunlarıdır. Nüfus ve işgücü yapısı

Ülke nüfusu 2012 yılı için IMF 36,1 milyon olarak tahmin ediliyor. Ülke birçok farklı etnik grubu da içinde barındırıyor. Ülkede 0–14 yaş arası nüfus yüzde 49,1, çalışan nüfus olarak da adlandırılan 15-64 yaş arası nüfus yüzde 48,8 ve 65 yaş üstü nüfus da yüzde 2,1. Nüfus artış oranı yüzde 3,3’tür. Dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında nüfus artış oranı en fazla olan ülkeler sıralamasında 4’üncü sırada yer alır. Ülkede kentleşme oranı yüzde 13 (2010 tahmini) olup, 2010–15 arası kentleşme artış oranı da yıllık yüzde 4,8 olarak verilir. Ülkede yaşayanların yüzde 42’si Katolik, yüzde 42’si Protestan ve yüzde 12.1’i ise Müslüman’dır. Ülkede İngilizce resmi dil olup bunun dışında Ganda ve Luganda gibi yerel diller de kullanılır.15 yaş ve üzeri için okuma yazma oranı toplam nüfusta erkeklerde yüzde 76,8 kadınlarda yüzde 57,7’dir. Toplam 16 milyonluk bir iş gücüne sahip olup, bu iş gücünün yüzde 82’si tarımda, yüzde 13’ü hizmetler sektöründe ve yüzde 5’i ise endüstri’de çalışmaktadır. Yoksulluk sınırı altındaki nüfus oranı ise yüzde 24,5’tir.

Yolsuzluk Uganda’nın kronik sorunu olarak devam eder. Yolsuzlukla mücadele kapsamında getirilen hapis cezaları ise caydırıcı değildir. Ülkedeki serbest bölgeler (Özel Ekonomik Bölgeler)

Uganda Hükümeti özellikle istihdam yaratmak ve mevcut yerel hammaddeleri etkili bir şekilde kullanabilmek için ülke genelinde 22 adet sanayi ve iş bölgesini kurma sürecinde. Bu Bölgelerin ilki Kampala Sanayi ve İş Bölgesi’dir. Başkent Kampala’ya 11 kilometre mesafede yer alan ve 2 bin 200 kilometrekarelik alana kurulan bölge 200’den fazla yatırımcıya ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Kampala’ya 5 kilometre mesafede yer alan Luzira Sanayi Bölgesi halen 70 yatırımcıya ev sahipliği yapıyor. 45 dönümlük Bweyogerere Sanayi Arazisi ise Kampala’nın 10 kilometre Kuzey Doğusunda yer alıp yedi yatırımcının kullanımına tahsis edilmiştir. Ülkenin dış ticareti Uganda 2014 yılı ITC verilerine göre 8,3 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahip olup 3,8 milyar dolar civarında dış ticaret açığı verir. Temelde tarım ürünleri ihraç eden Uganda, petrol yağları, tıbbi ilaçlar, bazı tarım ürünleri ile sanayi ürünleri ise ithal eder. İhracatında çevre ülkeler ile AB ülkeleri önemli yer tutarken Hindistan ve Çin en çok it-

Almanya, BAE, Belçika, İtalya, Çin ve Tanzanya diğer önemli pazarlardır. Türkiye Uganda’nın ihracatında yüzde 0,2’lik payı ile 34. sırada yer alır. Uganda’nın ithalat yaptığı en önemli ülke ise Hindistan’dır. Ülkenin diğer önemli tedarikçileri Çin, Kenya, BAE, Japonya, GAC, Endonezya, Suudi Arabistan ve Almanya olarak sıralanabilir. Uganda’nın ithalatında yüzde 0,4’lük bir paya sahip olan Türkiye 30’uncu sırada yer alır. Türkiye-Uganda siyasi ilişkileri Türkiye, Afrika ortaklık politikası doğrultusunda, önemli bir ekonomik

Ekonomik yapı İş gücünün yüzde 82’sinin istihdam edildiği tarım, ekonominin en önemli sektörüdür. İhracat gelirlerinin büyük kısmını ise kahve ihracatı oluşturur. 1986’dan bu yana, hükümet - yabancı ülkelerin ve uluslararası kuruluşların desteği ile - ihracat ürünlerinde üretici fiyatlarını yükseltmek, petrol gelirlerini arttırmak, sivil hizmet ücretlerini iyileştirmek ve para reformu yaparak ekonomiyi düzenlemek için çalışmalar yapar. Ekonomi politikalarındaki değişikliklerle özellikle enflasyonun düşürülmesi, üretimin ve ihracatın artırılması hedeflenmektedir. 1990’da yapılan ekonomik reformlardan sonra altyapı, yatırım, üretim ve ihracat için teşvik sistemleri geliştirilmiştir, düşük enflasyon ve sürgündeki Hint-Ugandalı girişimcilerin ülkeye gönderdiği dövize dayanan sağlam bir ekonomik büyüme dönemi başlar. Küresel ekonomik kriz, Uganda’nın ihracatına zarar verir ancak GSYH önceki yıllarda yapılan reformlar sayesinde büyümeye devam eder. Yeni keşfedilen petrol rezervleri ile enerji sektöründeki yatırımların, dolayısıyla gelirlerin de artması beklenmektedir. Uganda 2006’dan itibaren toplam ihracatının yaklaşık yüzde 20’sini Güney Sudan’a gerçekleştirir. Ayrıca, binlerce Ugandalı, Güney Sudan›daki inşaat ve hizmet sektörlerinde çalışır ve bu işçilerin gelirleri geride kalan ailelerinin geçimleri için önemli bir kaynağı oluşturur. Dolayısıyla, Güney Sudan’da yaşanan istikrarsızlık Uganda ekonomisi için bir risk oluşturmaya devam eder.

Türkiye ile ticaret Türkiye’nin Uganda ile 2004’te 6 milyon dolar olan ticaret hacmi 2014 yılı itibarıyla 38 milyon dolara ulaşarak en üst seviyeye gelir. 2015’te ise 29 milyon dolara geriler. Son yıllarda Türkiye’nin Uganda’ya ihracatı sürekli 20 milyon doların üzerinde gerçekleşir. İthalatı ise 2014’te 11,5 milyon dolarlık maksimum düzeyine ulaşmışken 2015’te 7 milyon dolara geriler. Uganda ile Türkiye’nin dış ticareti Türkiye lehine fazlalık verir. Türkiye 2015’te Uganda’ya en çok tohum, hububat ve bakliyat temizleme, tasnif ve ayıklama makineleri, maya, makarna ve metalleri haddeleme makineleri ihraç eder. Türkiye’nin 2015’te Uganda’dan en çok ithal ettiği ürünler ise tütün, yağlı tohum, deri ve pamuktur. Türkiye’nin Uganda’dan ithalatı 2015’te 4’lü bazda 23 kalem üründe gerçekleşir. Tütün ithalatı toplam ithalatın yarısından fazlasını oluşturur. Para kullanımı Uganda para birimi Uganda Şilini’dir. Yabancı para olarak ABD Doları, İngiliz Poundu ve Euro yaygındır. Serbest piyasada döviz bozdurulabilir veya satın alınabilir.

halat yaptığı ülkelerdir. İhracatında başlıca ürünler Uganda’nın ihracatı 2014 yılında 2,3 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Kahve, petrol yağları, işlenmiş su ürünleri, çimento, çay, tütün ve kakao ihraç ettiği başlıca ürünler arasında yer alır. Kahve tek başına Uganda ihracatının yüzde 20’sini karşılar. İthalatında başlıca ürünler Uganda’nın ithalatının yaklaşık 1/5’ini petrol yağları oluşturur. İlaç, palm yağı, otomobil, buğday, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, cep telefonu, şeker, çimento, demir-çelik yassı mamul ve etilen polimerleri en çok ithal edilen diğer ürünlerdir. Başlıca ülkeler itibarı ile dış ticareti Uganda’nın ihracatında Sudan, Kenya, Demokratik Kongo ve Ruanda gibi çevre ülkeler önemli bir yer tutar. İtalya, Belçika, Hollanda,

potansiyele sahip olan Uganda ile ilişkilerini geliştirme arzusundadır. Göller Bölgesi ve Afrika Boynuzu’nun önemli bir ülkesi olan Uganda ile her alanda artan diyalog ve siyasi istişarelerin bu anlamda devam ettiği söylenebilir. Türkiye’nin Kampala Büyükelçiliği 2010’da, Uganda’nın Ankara Büyükelçiliği ise 2011’de faaliyete geçmiştir. Uganda ile Türkiye’nin ikili ticaret hacmi 2015’te yaklaşık 29 milyon dolardır. Bu rakamın 22 milyon dolarını Türkiye’den ihracat oluşturur. Türkiye’nin başlıca ihracat kalemleri hububat ve mamulleri, elektrikli makine ve cihazlar, kauçuk ve mamullerdir. Uganda’da yaklaşık 150 civarında Türk vatandaşı yaşar. Uganda’daki Türk vatandaşları kuru gıda malzemesi ithalatı, hazır giyim, tekstil, elektrik kablo pazarlama, restoran işletmeciliği ve inşaat sektörlerinde 20 civarında ticari işletme dâhilinde faaliyet gösterir. Türk yatırımlarının toplamı yaklaşık 150 milyon dolardır. Türkiye Bursları kapsamında Uganda’ya yüksek öğrenim bursu da tahsis edilir.

Pasaport ve vize işlemleri Umumi Pasaportlar için vize sınır kapısında verilebilir. Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaportlar için de aynı şekilde sınır kapısında 90 günlük vize verilebilir. Vize verilen 4 sınıf vardır: A1: Devlet görevlileri, Birleşmiş Milletler, OAU, PTA ve bakanlık tarafından onaylanan diğer çalışanlar A: Yukarıda belirtilen kuruluşlar için çalışan firma görevlileri B-F: Yatırımcılar G: Çalışanlar Vize’den muaf ülkeler: Doğu Afrika vatandaşları COMESA ülkeleri vatandaşları: Angola, Komor Adaları, Eritre, Kenya, Malavi, Mauritius, Madagaskar, Ruanda, Seyşeller, Swaziland, Tanzanya, Zambiya, Zimbabve Diğer ülkeler: Antigua, Bahamalar, Barbados, Belize, Fiji, Gambia, Grenada, Jamaika, Lesotho, Malta, Sierra Leone, Singapur, Solomon Adaları, St Vincent ve Grenadinler, Tonga, Vanuatu, İtalya (sadece diplomatik pasaport) ve Kıbrıs. Resmi tatiller ve çalışma saatleri Resmi Tatiller: 1 ve 26 Ocak (Ulusal Direniş Hareketi Zafer Günü); 8 Mart (Kadınlar Günü); Good Friday; Easter Monday; Id al-Fitr; 1 Mayıs (İşçi Bayramı); 3 Haziran (Martyrs’ Günü); 9 Haziran (Kahramanlar Günü);

YAYIN ADI VE SAYFA NO

CMYK

9 Ekim (Id Adhuda); 25 ve 26 Aralık (Bağımsızlık Günü); Çalışma Saatleri: Bankalar Pazartesi’den Cuma’ya 8:30-15:00 arası çalışmaktadır. Kullanılan lisan Ülkede İngilizce resmi dil olup bunun dışında Ganda ve Luganda gibi yerel diller de kullanılır. Ulaşım Türkiye’den Uganda’ya THY’nin İstanbul-Entebbe arasında haftanın beş günü uçuşu vardır. Entebbe Uganda’nın başkenti Kampala’ya 30 kilometre mesafede yer alan ülkenin büyük şehirlerindendir. Uganda’ya Dünya çapında seferleri olan hava yolları firmaları: Air Burindi, Air Serv, Air Tanzania, Air Uganda, British Havayolları, Ethiopian Havayolları, Emirates, Kenya Havayolları, SN Brussels, Egypt Air, Gulf Air, KLM Royal Dutch Havayolları, Air France, Lufthansa Havayolları, Precision Havayolları, Royal Daisy, Rwanda Air, South African Havayolları ve Qatar Havayolları’dır. Uganda içinde ise karayolları genelde iyi durumdadır. Dört çekişli araçların kullanımı özellikle yağışlı mevsimlerde ve milli park ziyaretlerinde gereklidir. Toplu taşıma imkanları da mevcuttur. Yerel saat Uganda yerel saati Türkiye’den 1 saat ilerdedir. Telefon kodları Uganda’nın uluslararası kodu +256’dır.

telefon

Barınma Başkent Kampala’da yüksek standartlara sahip otel bulmak mümkündür. Bunun yanı sıra diğer büyük şehirler ve milli parkaların olduğu bölgelerde de belirli standartlarda oteller bulunur. Sağlık Sarıhumma ve kolera aşıları zorunludur. Fort Portal’ın ana kasabaları, Jinja, Kampala, Mbale ve Kigezi’nin bazı kesimleri de dahil tüm ülkede sıtma görüldüğünden bu aşıyı yaptırmakta fayda vardır. Unutulmamalıdır ki Sarıhumma hastalığının görüldüğü bir ülkeden gelen 1 yaşın üzerindeki tüm yolculardan on gün önce sarıhumma aşısı ile aşılandığını gösteren uluslararası aşı sertifikası istenir. İklim En sıcak ay Ocak Ayı’dır ve ortalama sıcaklık 18-28 derece arasında değişir.En soğuk ve kuru ay ise Temmuz olup ortalama sıcaklık ortalama sıcaklık 17-25 derece arasında değişmektedir. Nisan ayı ise en yağışlı ay olup yağış ortalaması 175 milimetredir. Kaynak: Ekonomi Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı


7

YIL: 18 | SAYI: 312 | 19 Haziran - 2 Temmuz | www.mtso.org.tr

İSO 500 listesi orta gelir tuzağından kurtulmadığımızın göstergesi Her yıl yeni firmaların eklenmesi Türkiye ekonomisinin dinamik bir yapıya sahip olduğunu gösterse de listedeki firmaların büyük bölümünün halen düşük veya orta düşük teknolojiye sahip olması, Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulamadığının göstergesidir.

İ

stanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye’nin en büyük 500 büyük sanayi kuruluşunu açıkladı. Geçen yıl 5 firma ile listede yer alan Mersin, bu yıl Aves Enerji’nin de dahil olmasıyla birlikte firma sayısını 6’ya çıkardı. Bu sayede Mersin’den ISO 500’e giren şirketler üretimden net satışlarını önceki yıla göre yüzde 34,4 artırdı. Bir diğer önemli gelişme ise bu yıl listedeki varlığını koruyan firmaların tümünün başarı grafiğini yükseltmiş olması. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin iş dünyası olarak İSO 500 listelerini önemsediklerini ve motive edici bir çalışma olarak gördüklerini söyledi. “Özellikle hala tam bir sanayi envanteri olmayan ülkemizde İSO 500 verilerinin sanayimize dair önemli bilgiler içerdiğini düşünüyoruz” diyen Aşut, her yıl açıklanan listeye sürekli yeni firmaların girmesini ise ekonomik yapının dinamikliğiyle açıkladı. Ancak bu göstergelerin sanayi anlamında salt bir gösterge olarak da görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Şerafettin Aşut şunları söyledi:

“Genel üretim yapısı aktif ve dinamik KOBİ’lere dayanan birçok Anadolu kentinin bu listelerde Marmara kentleri kadar yer almaması buraların sanayisinin gelişmediği anlamına gelmemeli. Örneğin Mersin, bu listelere çok sayıda firma ile giren birçok kentten daha büyük bir sanayi üretimine ve ihracata sahip bir KOBİ kentidir. Elbette, ulusal ve küresel çapta, markalaşmış firmalar hedefimizdir. Bu anlamda bu firmaları oluşturmaya çalışırken bir yandan da ekonomimizin omurgası olan KOBİ’lerimizi de büyütmeye, geliştirmeye çalışıyoruz.”

yor” dedi. Bu listede olabilecek çok daha fazla Mersin sanayi markası olmasına rağmen sanayicilerin başvurmadığı ve gereken bilgileri paylaşmadığı için listede yer alamadığını kaydeden Aşut, “Bu anlamda Mersinli sanayicilerimizin İSO 500 listesine girmek adına başvurmaları önemlidir” diye konuştu.

“İSO listelerinde yer almak için başvuru şart”

“Bu listede yer alan tüm Mersin sanayi kuruluşlarını, yönetici ve çalışanlarını gönülden kutluyorum. Yarattıkları istihdam, ihracatla getirdikleri döviz ve verdikleri vergilerden dolayı; yani ülkenin zenginliğine ve sosyal huzuruna yaptıkları katkılardan dolayı listede yer alan Mersin firmalarımızla gurur duyuyoruz.”

İSO tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük ilk 500 sanayi kuruluşu listelerinde Mersin markalarının geçmiş yıla göre sıralarını yükseltmiş olmalarını ise ‘memnuniyet verici’ sözleriyle değerlendiren Şerafettin Aşut, “Ancak, birçok sanayicimizin bilmediği bir konuyu hatırlatmak ve onları teşvik etmek isterim. İSO 500 listesi merkezden belirleme ile yapılan bir liste değil. Bu listede var olmak için mutlaka sanayicimizin başvurması gereki-

“Firmalarımızla gurur duyuyoruz” Listede yer alan firmalarla gurur duyduğunu vurgulayan Şerafettin Aşut sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sanayi düzeyi artırılmalı” Öte yandan Türkiye sanayisindeki gerçek sorunun görülmesi gerektiğine dikkat çeken Şera-

fettin Aşut, İSO 500›ün katma değer dağılımına bakıldığında Türkiye’nin orta gelir tuzağına takıldığının açıkça görüleceğini anlattı.

borsaya açılma vizyonunu destekliyoruz. Büyük üretim tesislerine sahip olmak çok güzel ama ülkemizin toplumsal refahı ve adil gelir dağı-

lımı toplumsal anlamda orta sınıfın güçlenmesine, ekonomik anlamda ise KOBİ’lerin güçlenmesine ve sayısının artmasına bağlıdır.”

İSO 500 Başvuru kriterleri

ması’na katılmak isteyen kuruluşların; www.iso500.org.tr adresinde yer alan “Anket Kullanıcı Girişi” uygulamasını kullanarak anket bilgilerini doldurmaları ve mali mühür uygulaması ile Kurumlar Vergisi Beyannamesini (E-beyanname) yüklemeleri gerekmektedir.

İSO birinci 500’e giren firmaların büyük bir kısmının halen düşük veya orta-düşük teknolojili üretime sahip olduğunu vurgulayan Aşut, “Yani, düşük ve orta-düşük teknolojili üretim, sanayimizin neredeyse %80’ini oluşturuyor. Ne yazık ki bu sanayi düzeyi arzu ettiğimiz toplumsal zenginliği sağlayacak bir katma değer yaratmamaktadır” dedi. Devlet, özel sektör ve üniversitelerin bu işe odaklanması gerektiğini ifade eden Aşut, aksi halde bu listelerin sıralamadan başka bir anlam ifade etmeyeceğine değindi. Aşut sözlerini şöyle tamamladı: “Mersin olarak bir yandan KOBİ’lerimizi ortaklık kültürüne, Ar-Ge ve İnovasyona, markalaşmaya yönlendirirken, öte yandan bu listelere girecek çapta yatırımları çekmek için gereken cazibeyi oluşturmaya gayret ediyoruz. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak KOBİ’lerimizi ulusal ve küresel çapta oyuncu yapacak

İSO listelerinde yer alma kriterleri şöyle: Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’na katılabilme alt sınırı üretimden satışlarda 70 milyon TL olarak tespit edilmiştir. Büyüklük sıralamasında temel kriter olarak alınan net üretimden satış verilerinin Kurumlar Vergisi Beyannamesi (E-beyanname) ile tutarlı olması gerekmektedir. Bu kriterleri sağlayan ve Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştır-

Önemli Not: 70 milyon TL’lik ciro 2015 yılı kriteridir. Bu rakam önümüzdeki yıl değişiklik gösterebilir. Bu nedenle Mart ayından itibaren www.iso500.org. tr adresinden gerek talep edilen cirosal büyüklüğün gerekse son anket başvuru tarihinin takip edilmesi önem taşı-

maktadır.

Kobilerin finansmana erişiminde doğru adres KGF K

Celal Altuntaş

redi Garanti Fonu (KGF) Adana Şube Müdürü Celal Altuntaş, teminat yetersizliği çeken KOBİ’lere destek olmak adına kurulan KGF’yi anlattı. Büyümek isteyen KOBİ’lerin kredi almak isteğini ancak yeterli te-

minata sahip olmamaları nedeniyle alamadıklarını anlatan Altuntaş, KGF’nin burada devreye girerek KOBİ’lerin bir ölçüde büyümesini desteklediğini ifade etti. MTSO aylık olağan Meclis toplantısına katılan KGF Adana Şube Müdürü Celal Altuntaş, kurumu hakkında bilgi verdi. Dünyada ve Türkiye’de ekonomileri KOBİ’lerin şekillendirdiğini hatırlatan Altuntaş, Türkiye’de KOBİ’lerin yüzde 26’sının nakit kredi kullanabildiğini söyledi. KOBİ’lerin finansmanı amacıyla 1993’te kurulan KGF’nin ortaklık yapısında TOBB ve KOSGEB’in yüzde 32’lik paylara sahip olduğunu anlatan Altuntaş, kalan yüzde 35’lik dilimin ortağının da 21 banka olduğunu anlattı. İştirakler arasında TOBB’un da bulunması nedeniyle Ticaret ve Sanayi Odası temsilcilerinin bu imkanlardan daha fazla yararlanmasını beklediklerini kaydeden Altuntaş

şu bilgileri verdi: “KGF olarak öz kaynaklarımız 278 milyon TL, yabanca kaynaklarımız 2 milyar 25 milyon TL. Yararlanıcılar kimler? KOBİ’lerin yanı sıra, kadın ve genç girişimciler, esnaf ve sanatkarlar, tarımsal işletmeler, çiftçi, serbest meslek mensubu ve hazine desteklerinden şarta bağlı olarak KOBİ olmayan seyahat acenteleri, gemi inşa işletmeleri.” “Biz para vermiyoruz, kefil oluyoruz” Ardından çalışma sistemleri hakkında bilgi veren Celal Altuntaş, KGF olarak kimseye para vermediklerini, yalnızca teminatı yeterli olmayan KOBİ’lere kefil olarak kredi almalarının önünü açtıklarını söyledi. KOBİ’lerin bankalardan alacakları kredilerde yüzde 80’ine kefil olduk-

larını kaydeden Altuntaş, “Yüzde 20’sini banka teminatlandırıyor” dedi. Eximbank kredilerine de banka olmadan direk kefil olduklarını bildiren Altuntaş, şöyle konuştu: “Risk paylaşım esaslı bir sistemimiz var. Bizim biri öz kaynak biri de hazine kaynaklı olmak üzere iki ayrı desteğimiz var. Öz kaynaklı kefaletlerde bir KOBİ için 1 milyon liraya kadar yüzde 80 kefil oluyoruz. Eğer bir risk grubuna bağlıysa birden fazla firması varsa 1,5 milyon liraya kadar çıkıyor. Eximbank tarafından geliyorsa 2 milyon liranın tamamına kefil oluyoruz, risk grubundaysa 2,5 milyon TL’ye kadar. Kadın girişimcilerde ve tekno girişimcilerde ise yüzde 90’ına kefil oluyoruz. Hazine tarafında ise bir KOBİ için yüzde 75 ve 1.5 milyon liraya kadar, bir risk gru-

bunda ise 2 milyon liraya kadar kefil oluyoruz. İmalatçı ise 2,5 milyon ve yüzde 80’ine kadar, risk grubundaysa 3 milyon TL’ye kadar kefil oluyoruz.” “İşletmelerden ne alıyoruz?” Bu kefalet sonrasında işletmelerden aldıklarını da anlatan Celal Altuntaş, öz kaynakta 0,25 ile 2 arası komisyon aldıklarını bildirdi. Genellikle yüzde 2 komisyon alındığını açıklayan Altuntaş, “Bu yüzde 2 komisyon nedir? Siz bankaya gidip başvurup kredi alıyorsunuz yüzde 14 ile kredi

aldınız banka ile yaptığınız pazarlık. Üzerine biz verdiğimiz kefaret üzerinden yüzde 2 komisyon alıyoruz. Bu azalan oranlar şeklinde gidiyor. Diyelim biz ilk yıl 100 bin liraya kefil olduk. İkinci yıl 80 bin liraya düştü. Bunun üzerinden yüzde 2 komisyon alıyoruz” dedi. KGF olarak bankaların kabul etmediği teminatları aldıklarını dile getiren Altuntaş, bunların içinde hisseli arazilerin, hisseli tapuların, işletmeye alınan borcu da bitmiş ama atıl duran makinelerin, ikinci el araçların, TIR, varsa dorseleriyle birlikte teminat olarak aldıklarını bildirdi.

Mersin ulaşım altyapı çalışmaları sürüyor

K

arayolları 5. Bölge Müdürü Yakup Dost, Mersin’de devam eden ulaşım altyapı projeleri hakkında bilgi verdi. 277 kilometrelik Mersin – Antalya arası karayolu çalışmalarının 42,5 kilometresi dışında kalan bölümün bölünmüş yol olarak tamamlandığını bildiren Dost, 2 adet de tünelin açıldığını söyledi. 8 tünelin ise inşaatının devam ettiğini kaydeden Dost, bunlardan 6’sının bu yıl açılacağını anlattı. Aynı zamanda şehir içi yol çalışmalarına da değinen Dost, Mersin – Adana arası yol çalışmasının da devam ettiğini ve iki yıl içinde tamamlanmasının planlandığını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Mahmut

Arslan, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Meclis ve Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Karayolları 5. Bölge Müdürü Yakup Dost’u ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Meclis olarak hem hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak hem de devam eden projeler hakkında bilgi almak istediklerini söylemesi üzerine 5. Bölge Müdürü Yakup Dost şu bilgileri verdi:

tanesi Mersin – Antalya yolu. Tamamı 227 kilometre olan bu yolun 42,5 kilometresi dışında kalan bölümün tamamı bölünmüş yol haline geldi.”

“Biz Bölge Müdürlüğü olarak 7 ilden sorumluyuz. Toplam 5 bin 540 kilometre yol ağımız var. Bunun bin 500 kilometresi Mersin’de. Bunun ise 155 kilometresi otoyol, 505 kilometresi devlet yolu ve 840 kilometresi il yolu. En önemli projelerimizden bir

“Trafik ışıkları arasında senkronizasyon sağlanacak”

Bu güzergah tamamlandığında 22 adet de tünel yapılmış olacağını bildiren Dost, “Bunlardan 3 tanesi tamamlanarak trafiğe açıldı. 8 tanesinin inşaatı sürüyor ve bu yıl 6 tüneli daha trafiğe açacağız. Böylece trafik daha da rahatlayacak” dedi.

Yapılan düzenlemelerle Mersin Silifke arası yolu disipline ettiklerine de değinen Yakup Dost, bu yolun da mevcut durumda daralmış gö-

zükmesine rağmen tamamlandığında kapasitesinin artacağını anlattı. Özellikle trafik ışıkları üzerinde yeni bir çalışma yürüttüklerini bildiren Dost, yeşil dalganın geliştirilmiş bir sistemini uygulamaya çalıştıklarını, trafik ışıkları arasında bir senkronizasyon oluşturulması projesinin devam ettiğini anlattı. Mersin’den Silifke’ye 46 adet trafik ışığı bulunduğunu dile getiren Dost, bu sisteme geçilmesiyle birlikte trafiğin daha da rahatlayacağını bildirdi. Silifke – Mut arası yol çalışmalarının da devam ettiğini açıklayan Yakup Dost, şu bilgileri verdi: “Göksu Nehri’nden sonra Mut çıkışına kadar devam eden yolun 69 kilometresinin ihalesi yapıldı. Bu alanda toplam 10 tünel ve 10 viyadük bulunmakta. Göksu Nehri’ni de asma köprü ile geçeceğiz. Bunun ihalesi de yapıldı. Nehir’e kadar olan bölümün ihalesi de 5 ay içinde yapılacak. Şu anda tek sorun Erdemli’de yaşanıyor. Alt ya da üst geçit yapılması için çalıştık ancak sonuç alınamadı, çevreyolu yapılmasına da uygun değil. Oto yollar tek kurtuluş olacak ancak otoyol yapımı da uzun vadeli projeler.”

YAYIN ADI VE SAYFA NO

CMYK

“Mersin – Adana yolu 2 yılda tamamlanır” Şehir Merkezi’ndeki çalışmalara da değinen Yakup Dost, şehir merkezinde özellikle liman kavşağında ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çekti. Bu nedenle Mersin – Adana yoluna odaklandıklarını bildiren Dost, bu konudaki projeleri tamamladıklarını, ilk bölüm olan yaklaşık 8 kilometrelik alanın ihalesinin de yapıldığını bildirdi. Liman önünde 960 metre viyadük yapılacağını kaydeden Dost şu bilgileri verdi: “Ana yolu üste alacağız. Liman ve hal girişi ise viyadüğün altından açılacak. Adana’ya kadar yol 8 şerit

olacak. 2 geliş, 2 gidiş ve yan yollar olacak. Yalnız, liman kavşağında yer altı yapılarda bazı sorunlar var. Ancak biz çalışmayı yine de başlattık. Çalışmalar devam ederken trafiği aksatmamak amacıyla servis yolları yapacağız. Çalışmalarımız tamamlandığında Mersin Liman kavşağında Tüm bu çalışmanın 2 yılda tamamlanması hedefleniyor.” Yakup Dost turizm alanı ve havaalanı yol çalışmalarının da devam ettiğini açıkladı. Dost’un açıklamaları sonrasında söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Dost’a yeni görevinde başarılar dileyerek kendisine her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.


8

YIL: 18 | SAYI: 312 | 19 Haziran - 2 Temmuz | www.mtso.org.tr

RIS MERSIN + PROJESİ ÖZEL HABERİ: İNOVASYONLA MERSİN'İ ÖN PLANA ÇIKARAN FİRMALARIMIZ

Ar-ge ve inovasyon sektörde liderlik getirdi

M

ersin’de 2005 yılında sandviç panel ve EPS (Ekspande Polistiren) üretmek üzere faaliyete başlayan Teknopanel, 10 yıl gibi kısa bir sürede sektör liderliğine yükselir. Üretime başlamasından yaklaşık 5 yıl sonra yeni ürün arayışına girerek ar-ge ve inovasyon çalışmalarına ağırlık veren firma, ürettiği yangın direnci yüksek paneller ile ısı yalıtımlı panellerini Avrupa ve Afrika’da yeni pazarlara satmaya başlar. Yeni ürünler Teknopanel’in Birleşmiş Milletler (BM) tedarikçileri arasına adını yazdırmasını da beraberinde getirir. Firma son olarak yaklaşık bir yıllık ar-ge çalışması sonucunda gizli vidalı çatı panelini geliştirerek üretimine başlar. Hedef ise yeni ürünle pazardan 500 bin metrekare daha pay alarak liderliği sürdürmektir. 10 yıl içinde Türkiye pazarının yüzde 23’üne hakim olan Teknopanel, bugün İstanbul Sanayi Odası (İSO)

“Ben Mersin Meslek Lisesi mezunuyum. 1982’de ise Marmara Üniversitesi’nden mezun oldum. Mezuniyetle birlikte uzun yıllar Koç grubunda çalıştım. Sektörde önemli bir deneyime sahip olmamın ardından kendi işimi kurmaya karar verdim. 8 ortak bir araya gelerek 2005’te Teknopanel’in temelini attık. Sıfırdan bir marka yarattık ve o marka bugün sektör lideri olarak yoluna devam ediyor. Bu başarının altında ne mi yatıyor? İlk olarak başarımızın temelinde tüm ortakların uyumlu çalışmasının yattığını söyleyebilirim. Firmayı kurarken benim sektördeki tecrübemi sermaye ile birleştirerek yola çıktık. Sektörü çok iyi tanıyordum ve pazarın ne istediğini iyi biliyordum. Başarının bir diğer anahtarı iyi bir kadro kurmaktan geçiyordu. En az bir yabancı dil bilen, teknolojiyi iyi takip eden bir ekip oluşturduk. Bu ekibin

Orhan KAHVECİ

ederek teknolojiye ayak uydurmayı tercih ediyoruz. Ayrıca fuarları ve sektör gelişimini de yakından takip etmek önemli. Biz her yıl İstanbul’daki Yapı Fuar’ına katılıyoruz. Bunun yanında mutlaka en az 4 tane de yurtdışı fuarında bulunmaya gayret gösteriyoruz. Bu fuarlara katılırken maddi bir beklentimiz yok, önceliğimiz sektörümüzün takibi ve pazar araştırması yapmak. “3. fabrika yatırımını İzmir’e planlıyoruz”

tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 Sanayi Kuruluşu arasında 392’inci sırada yer alıyor. RİS Mersin + çalışmaları kapsamında, inovasyon ve ar-ge’yi kullanarak sıçrama yapan firmaların çalışmalarını yakından inceliyoruz. Bu konuda iyi örnek oluşturan firmalardan biri de Teknopanel. Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci, şirketinin başarı basamaklarını nasıl tırmandığını paylaştı:

eğitimlerine periyodik olarak günümüzde de devam ediyoruz. Ayrıca şirket olarak da teknolojiyi yakından takip ettik. Başarı için, yeni ürünler için, kaliteyi korumak için sistemi sürekli yenilemek zorundasınız. Biz de her yıl bütçemize makinelerimizi yenilemek adına pay ayırıyoruz. Bu sayede hem fire oranlarımızı azaltıyor hem de kalitemizi artırıyoruz. Nasıl olsa sistem çalışıyor, üretim yapıyoruz diye düşünmüyoruz. Her zaman bir üst modeli takip

Tel: 0324 231 25 25 Mesai Dışı: 0324 325 86 05

Fabrikamız hakkında bilgi verecek olursam ilk yatırımı 2005’te Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde sandviç panel ve EPS üretmek için 4 bin 500 metrekaresi kapalı toplam 34 bin metrekare alan üzerinde gerçekleştirdik. Kurulum kapasitemiz 3 milyon metrekare sandviç panel ve 250 bin metreküp EPS idi. Tüm hazırlıklar tamamlanınca 2006 yılı Şubat ayında EPS, Ekim ayında ise sandviç panel üretimine başladık. 2010’da kapasite artırımına giderek sandviç panel üretimimizi 6,5 milyon metrekareye çıkardık. Ardından 2013’te Marmara pazarına daha yakın olabilmek, navlun maliyetlerini düşürebilmek adına Sakarya Hendek 2. OSB’de yeni bir fabrika yatırımı gerçekleştirdik. 10 bin metreka-

resi kapalı toplam 35 bin metrekare alan üzerine kurulu bu tesisimizde de 3,5 milyon metrekare sandviç panel hattı ile 300 bin metreküp kapasiteli EPS üretim hattı kurduk. 2014’te burada ikinci EPS hattımızın da devreye girmesiyle birlikte sandviç panel üretim kapasitemiz 10 milyon metrekareye, EPS üretim kapasitemiz ise yıllık 800 bin metreküpe ulaştı. Bugün her iki fabrikamızda toplam 284 personele istihdam sağlıyoruz. Türkiye pazarının yüzde 23’üne sahibiz ve sektörde pazar lideri olduğumuzu söyleyebilirim. 2017’de ise yine Ege pazarına yakın olabilmek adına İzmir’de bir fabrika yatırımı planlıyoruz. Burada da yine sandviç panel ve EPS üreteceğiz. “İnovatif ürünler yeni pazarlar getirdi” Faaliyete başladıktan bir süre sonra yeni ürünler üzerinde çalışmaya başladık. İlk ar-ge çalışmasını poliüretan ürünler üzerinde yanmazlık testleriyle gerçekleştirdik. Bu konuda Alman Basf firması ile ortak çalışmalar yaparak yangın direnci yüksek PIR’ı (Poliizosiyanurat) geliştirip üretimine başladık. Aynı zamanda Amerika’dan FM yanmaz sertifikası alarak yangın direnci daha yüksek bir malzeme ürettik.

KOBİ’lere nokta atışı ihracat fırsatı başladı K

OBİ’lerin dış pazarlarda rekabet gücünü artıracak Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi (TBİM) kurulum çalışmaları tamamlandı. Merkez, Eylül ayından itibaren aktif hizmetine başlayacak. Hizmet öncesi ilk pilot uygulama ise Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) gerçekleştiriliyor. ‘4 Adımda Nokta Atışı İhracat’ isimli pilot saha uygulamaları ile Mersin, Adana ve Tarsus’ta faaliyet gösteren 30’a yakın firmanın Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi olanaklarını kullanarak bire bir nokta atışı ihracat yapmaları sağlanacak. Bu sayede hiç ihracat yapmayan firmaların ihracata yönlendirilmesi, ihracat potansiyeli bulunan firmaların ise kapasitelerini artırıp yeni pazarlara girmelerinin sağlanması hedefleniyor. Eylülden itibaren TBİM aracılığıyla hedef pazar analiz raporlarına, hedef müşterilere, rakip analizlerine, üretilen ürüne ilişkin uluslararası alanda uygulanan kotalara, açık ve sonuçlanan ihale bilgilerine ulaşılabileceği gibi birebir dış ticaret danışmanlığı ve eğitimi de MTSO TİBİM uzmanlarından alınabilecek. Pilot uygulama başladı Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) hibe programı kapsamında MTSO Projeler Müdürlüğü tarafından yürü-

Bu eğitimin amacını, ‘En kısa sürede, en kolay yolla, sürdürülebilir karlılığın sağlandığı pazarlara girişin sağlanması” sözleriyle açıklayan TBİM uzmanları, bu amaca da istihbarat ile ulaşılabileceğini anlattı. Dünyada hiber rekabetin başladığını vurgulayan TBİM uzmanları, bu rekabete uyum sağlayamayan firmaların yok olacağını belirtti. Hiber rekabet ortamında ise ticari istihbaratın olmazsa olmaz kalemler arasında yer aldığını

kaydeden TBİM uzmanları şunları söyledi: “Günümüzde firmaların artık yaşamak için bu bilgi türüne ihtiyacı var. Firmaların artık bünyesinde istihbarat birimleri kurması kaçınılmaz. Pazarlar daraldı ve daralmaya da devam ediyor. Firmaların tümü mutlaka yurtdışına açılmak zorunda. İç pazarda karlar düştü ve düşmeye de devam ediyor. Dünyada 222 ülke var ve artık her firmanın dünyalı olması şart. Eğer bir ayağınız da dışarıda olursa içeride yaşanan krizlerden etkilenmezsiniz. Dış ticaretteki başarı da ticari bilgi ve istihbarata bağlı.” “Finansal güç artık stratejik üstünlük sağlamıyor” Finansal gücün artık tek başına stratejik üstünlük sağlamadığını, iyi bir istihbarata sahip küçük firmaların iş

CMYK

Ar-ge’miz tamamladıktan 3 yıl sonra yani 2015’te toplam üretimin yüzde 10’unu bu malzeme oluşturmaya başladı. Yine 2012 yılında akustik panel çalışması yaptık. Bu ürünümüz de ses izolasyonu sağlıyordu. Ar-ge çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Son olarak bir yıllık ar-ge sonunda bu yılın başında gizli vidalı çatı paneli üretimine başladık. Yeni ürünler üzerindeki çalışmalar da devam ediyor. Yeni ürünler yurtdışında yeni pazarları da beraberinde getirdi. Özellikle yanmazlık konusunda geliştirdiğimiz ürünümüzle Katar, Dubai, Suudi Arabistan gibi yeni pazarlara girdik. Daha önce çalışmadığımız Afrika ülkelerine çok daha rahat satış yapmamızı sağladı. Daha da önemlisi BM tedarikçi listesine adımızı yazdırdık. Yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da pazarımızı genişletmiş olduk. Avrupa pazarında da farklı ürünlerimizle yer alıyoruz. Almanya’ya kadar ürünlerimiz gidiyor. Ancak lojistik avantajları nedeniyle bu pazarlara İtalyanlar hakim. Biz ise ancak özellikli ürünlerimizle kendimize yer bulabiliyoruz.

MÜSİAD Mersin Şubesi, okullarında birinci olan, çeşitli spor dallarında başarı gösteren ve TEOG sınavında derece elde eden toplam 104 öğrenciyi ödüllendirdi.

alma noktasında büyük firmaların önüne geçebileceğini vurgulayan TBİM uzmanları, finansal gücün istihbarat ile desteklenmesi gerektiğini söyledi. Başarı için üç kural olduğunu ve bu kuralları, “Kendini bil, rakibini bil, çalıştığın alanını bil” sözleriyle açıklayan uzmanlar şu bilgileri verdi: “Dünyada çok büyük bir veri var. ‘Big Data’ denilen bu büyük veriden basit stratejiler oluşturmak ise zor. Bu basit stratejiler ancak istihbarat ile oluşabilir. Elimizdeki araçları doğru kullanarak bu büyük veriden ihtiyacımız olan küçük stratejileri oluşturmalıyız. Dünya artık ticari akışlara sektörel bakmıyor. Ürün bazlı yaklaşıyor. Artık kimse ofis mobilyası pazarlarını araştırmıyor. Döner koltuk satacaksa direk gidip döner koltuk pazarlarını araştırıyor. İşte ticari bilgi ve istihbarat da bu noktada devreye girip bizim nokta atışı ihracat yapmamızı destekliyor.” Mersin’den katılım gösteren firmalar şöyle: İnan Gaz Armatürleri, Aşut Fiberglass, Arabağa Kahve, Yiğit Dondurma Küllahı, Kadıoğlu Baharat, Akyüzler Alüminyum, Karman Makine, Yummy Meyvesuları, Timatic Elektronik.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

emelleri 2005-2008 yılları arasında atılan, tarım, turizm ve lojistik olmak üzere kentin temel sektörlerini kapsayan RİS Mersin Projesi’nin tamamlanmasının ardından bir sonraki adım olan RİS Mersin + Projesi’ne geçiş yapıldı. Geçmiş projede kazanılan tecrübeler ışığında yola çıkılan yeni proje ile bir taraftan önceki projede başarı yakalanamayan alanlara yoğunlaşmak diğer taraftan da kentin değişen dünya konjonktüründe oluşan yeni ihtiyaçlarına cevap verebilmek hedefleniyor. Avrupa’da 20 yılı aşkın süredir uygulanan, ‘Bölgesel Yenilikçilik

Stratejisi’ olarak tanımlanan RİS Projesi’nin Türkiye’de uygulandığı ilk kent Mersin. Kent, bu sayede insan kaynağının önemini anladı. Ar-ge, yenilikçilik, markalaşma, kurumsallaşma, kümelenme, patent, coğrafi işaret, ortaklık kültürü gibi rekabeti artıracak kavramlarla tanıştı. RİS Mersin + Projesi’nin ise ‘Akıllı Kent’ kavramının Mersin’de uygulanmasının ilk adımı olması hedefleniyor. Bu proje ile kent ekonomisinin bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre edilmesi, üretimde, satışta, eğitimde, sağlıkta, sanayide, kısacası her alanda daha yüksek

İnovatif çalışmalarımızı nasıl gerçekleştiriyoruz? Aslında inovasyon bir ekip işi. Bu konuda sabit olarak çalışan mühendislerimiz yok. Çünkü yenilik pazarı doğru okumayla, talepleri iyi tespit etmeyle ilgili bir konu. Biz yeni bir ürün tasarlayacağımızda mühendislerimizden, bayilerimizden, üretim çalışanlarımızdan, satış sorumlularımızdan oluşan ortak bir ekip oluşturuyoruz. Bu ekip oturup konuyu tasarlıyor, proje hazırlıyor, deneme üretimleri yapıyor, örnek uygulamalar gerçekleştiriyor ve en son nihai ürün oluşup piyasaya çıkıyor. Tüm paydaşlar konunun içinde yer alınca ortaya çıkan yenilik de pazarın ihtiyacını karşılar nitelikte oluyor. İşte son çalışmamız gizli vidalı paneller de böyle doğdu. Herkesin ürettiği bir ürüne küçük bir cazibe katsanız dahi özellikli bir ürün oluşturmuş oluyor ve bir adım öne geçiyorsunuz. Son ürünümüzü piyasaya sürmemiz bir yılımızı aldı ve yaklaşık 1 milyon TL yatırım yaptık ve bu ürünle pazardan 500 bin metrekare daha pay almayı hedefliyoruz.

104 başarılı öğrenci ödüllendirildi

tülen “TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Edebilirliği İçin Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Kurulumu tamamlandı. Proje çerçevesinde hizmet verecek olan MTSO TBİM, pilot saha çalışmalarına başladı. Çalışma kapsamında “4 Adımda Nokta Atışı İhracat” Programı düzenleniyor. Programa katılan yaklaşık 30 firma 3 ay sürecek eğitim ve bire bir danışmanlık programı çerçevesinde “Hedef Pazar Araştırması ile Analizi” ve “Potansiyel Müşteri Bilgisi ve Rakip Analizi” yapacak. MTSO çatısı altında TBİM tarafından verilen eğitimler ve danışmanlık hizmeti sonunda katılımcı firmalar kendi faaliyet gösterdikleri sektörlere yönelik belirledikleri hedef pazarda, hedef müşteri bilgilerine ulaşarak nokta atışı ihracat gerçekleştirecek.

RiS MERSİN + NEDİR? T

MÜSİAD Mersin Şubesi Kalkınma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun’un da katılımıyla ‘Eğitimde Başarı Ödül Töreni’ düzenledi. Törene Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu üyeleri, çeşitli STK başkanları ve çok sayıda davetli katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Mersin Başkanı Yusuf Yılmaz, “MÜSİAD olarak bugüne kadar ileri teknoloji düsturuyla ülkemizin sahip olduğu yüksek potansiyele inanarak çalıştık. Bu ilkeyle şehrimizin ilerlemesi adına 20 yıldır çalışıyor, üyelerimize özgüven ve vizyon kazandırarak ülke ekonomisine daha çok katkı sağlaması yönünde çaba sarf ediyoruz” dedi. Bunu yaparken ülkenin teminatı olarak gördükleri öğrencileri gençleri de ödüllendirerek desteklemek istediklerini vurgulayan Yılmaz, ülkenin kalkınması için iyi yetişmiş, genç beyinlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Ardından konuşma yapan MÜSİAD Eğitim

Komisyonu Başkanı Halim Aydın, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve Mersin Valisi Özdemir Çakacak ödül alan gençleri tebrik ederek daha çok çalışmaları tavsiyesinde bulundular. Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz, ödül alan gençleri Çanakkale Şehitliği’ne ziyarete götürme sözü de verdi. Coşkun: “Mersinliler testisini dolduracak” Törende konuşma yapan Kalkınma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun ise Lütfi Elvan’ın Kalkınma Bakanı olmasının Mersin için büyük şans olduğunu anlattı. Coşkun, “Önümüzdeki dönemde pınarın başında olan Mersinliler inşallah testisini dolu dolu dolduracak. Kısa vadede Mersin’in hasret kaldığı tüm projeler yatırım programlarına alınacak ve Mersinlilerimizin hizmetine sunulacak” dedi. Öte yandan ödül törenine de değinen Coşkun, “Böyle organizasyonlar gençleri teşvik adına çok önemli. Bu ödüllerin genç arkadaşlarımızı daha çok kamçılayacağına inanıyorum. Bir kenti kalkındırmak için yalnızca projeler, havaalanları, viyadükler, hastaneler yetmez. En önemli değer, iyi yetişmiş gençlerdir. Görüyorum ki Mersin, bu açıdan da çok şanslı” diye konuştu.

MTSO - EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ EKİM AYI İTİBARİYLE YAYINA BAŞLADI. 2 AYDA BİR DARABA FİLM MEDYA EVENT TASARIM AJANSI TARAFINDAN HAZIRLANAN VE 10 BİN ADET BASKIYLA OKUYUCUYLA BULUŞAN MTSO EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİ VE YAŞAM DERGİSİ İÇİN REKLAM REZERVASYON:0324 327 81 82


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.