Mersin tantunisi tescillendi
MTSO’dan Oytun Çalışlar’a destek
MEDITOUR 2013 hazırlıkları sürüyor
>2’de
>4’te
>2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
“Dünya beşten büyüktür” Şerafettin AŞUT
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr || YIL: YIL: 17 18 || SAYI: SAYI:298 315 | 6-19 18 Eylül ARALIK - 1 Ekim 2015
Düğün sezonu kuyumcuyu memnun etmedi
Ü
lkede 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin olumsuz etkilerini en çok hisseden sektörler arasında kuyumcular yer aldı. Bu tarihten sonra vatandaşın var olan parasını altına dövize çevirmek ya da bankaya yatırmak yerine nakit olarak elinde tutmak istemesi sektörü olumsuz etkiledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
Proje bazlı teşvik dönemi başladı
(MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı Faruk Aktuğ, düğün sezonu olmasına rağmen piyasaların açılmadığını ve bekledikleri satışları gerçekleştiremediklerini söyledi. “Allah bir daha göstermesin, satışlarımızda darbe girişiminin büyük etkisi oldu” diyen Aktuğ, yaşadıklarını özetledi. > 7’de
Bakliyat kullanım alanları yaygınlaştırılmalı
Ar-Ge ve teknolojiyi öne çıkaracak, nitelikli yatırımlara destek verilmesini öngören, projeli yatırımlara süper teşviklerin yer aldığı Torba Yasa Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
6
B
irleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2016’yı Uluslararası Bakliyat Yılı olarak ilan etmesinin ardından tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bakliyatın geliştirilmesine yönelik çalışmalar arttı. Özellikle tüketim alanlarının çeşitlendirilmesi adına yapılan denemeler olumlu sonuçlar verdi. Protein bakımından zengin bakliyat ununun buğday unuyla karıştırılarak kullanımı tüketiciler tara-
fından büyük beğeni topladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 3 No’lu Hububat, Bakliyat ve Dış Ticaret Meslek Komitesi Başkanı Hasan Ergün Aral, bakliyat kullanım alanlarının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Bu yılın Uluslararası Bakliyat Yılı olduğunu hatırlatan Aral, bu yıl dolayısıyla bakliyata yönelik çok önemli çalışmalar yapıldığını bildirdi. > 7’de
Elektronik Konteyner ve Liman Takip Sistemi hayata geçiyor
M
ersin’de Konteyner ve Liman Takip Sistemi, 20 Eylül tarihinden itibaren uygulanmaya başlıyor. Bu tarih itibariyle ihracatçı, gümrük müşaviri, nakliyeci, acente gibi beyan sahiplerinin yürürlükte istenilen bilgileri Liman İşletmesi’ne teslim etmesi gerekiyor. Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “1972 Konteynerlerle İlgili Gümrük Sözleşmesinin
745 Sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeler yüzde 100’e varan vergi indirimlerinden, devletin proje bazlı yatırımlara ortak olmasına, nitelikli personele teşvikten yenilenecek ticari araçların ÖTV muafiyetlerine kadar yatırımcıya
birçok alanda kolaylık sağlayacak. Yeni Kanun, proje bazlı sanayi yatırımları kadar turizm yatırımlarına da çeşitli kolaylıklar getiriyor. Buna göre, turizm tesisleri yapmak üzere kamu arazisi tahsis edilen işletmecilerden 2016’da alınması gereken kira, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile izinsiz kullandıkları Hazine taşınmazlarının ecrimisillerin ödeme süreleri bir yıl ertele-
Ayrıca benzer bir düzenleme, yine bu Kanunun 64’üncü maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun istisnalar başlıklı 5 inci maddesinde de yapılıyor. Yürürlük dahil toplam 82 maddeden oluşan kanunda, ayrıca faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumları ve kamulaştırma gibi konularda da düzenlemeler yer alıyor. > 5’te
Tarım ve gıda ithalatı Mersin büyük bir açısından önemli ülke: şantiyeye döndü
ve Geçici İthalat Sözleşmesinin Konteynerlerle ilgili Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile konyetner ve liman takip formlarının elektronik ortamda alınmasına ilişkin düzenleme yapıldı. Yürürlüğe göre, Türkiye’ye giriş ve çıkış yapan konteynerlerin çip aracılığıyla teknolojik olarak izlenmesi mümkün olacak. > 2’de
İş kadınlarının destekçileri artıyor
K M
akao, bu ihtiyacını ağırlıklı olarak Çin anakarasından karşılasa da altyapısının oldukça gelişmiş olması nedeniyle tüm dünyadan gelen yatırımcılara üst düzeyde hizmet sunuyor. Mesafe nedeniyle Türk ihracatçısı açısından meşakkatli bir ülke olarak gözükse de Makao, yatırımcılara sunduğu hizmetler açısından başta gıda yatırımcıları olmak üzere birçok sektörde yatırım yapılabilecek ülkeler arasında düşünülebilir. Ülkede
İstihdam seferberliğinde TOBB ile İŞKUR el ele > 4’te
MTSO 1
necek. Yeni kanun ile bayanların daha rahat çalışabilmesine olanak tanımak adına kreş ve gündüz bakım evlerinin devamlılığını sağlayacak, sayılarını artırmaya yönelik teşvikler de veriliyor. Özel kreş ve gündüz bakım evlerine faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren 5 vergilendirme dönemi süresince elde ettikleri kazançları gelir vergisinden istisna getiriliyor.
CMYK
>2’de
bankacılık sisteminin hakim olduğu küçük bir finansal sistem sayesinde finansmana erişim kolay sağlanmakta. Sermaye piyasalarının ise henüz gelişim aşamasında olduğu söylenebilir. Birçok alanda yeni yeni gelişen Makao’nun yatırımcılar için gelecek vaat ettiği değerlendirmesi yapılması yanlış olmayacaktır. Serbest piyasa ekonomisini benimseyen Makao’da yaşam standartlarının yüksek oluşu ve her geçen gün artması da yatırımcılar açısından pozitif bir etken olarak gösterilebilir. > 6’da
YÖREX, Anadolu’nun rekabet gücüdür
>2’de
alkınma Bakanlığı yanında aynı zamanda Mersin Milletvekili de olan Lütfi Elvan, kenti ve sorunlarını yakından tanıyor. Seçim döneminde Mersin’i karış karış dolaşan, sivil toplum örgütleriyle sık sık bir araya gelerek kentin ihtiyaçlarını ve sorunlarını dinleyip projelerini bu doğrultuda belirleyen Elvan, Bakan olması sonrasında seçim döneminde hazırladığı projelerine hızlı bir başlangıç yapıyor. Gazetemiz için yaptığımız söyleşide Elvan, Mersin’in öncelikle bir ulaşım ve erişim altyapısına ihtiyaç duyduğunu saptadıklarını söylüyor. Çalışmalarını da bu alana yoğunlaştıran Bakan Elvan, gerçekleştirilecek yatırımlar sonunda bir lojistik kenti olarak Mersin’i Türkiye’de ve dünyada söz sahibi konuma yükseltmeyi hedefliyor. Mer-
sin’de ulaşımdan sağlığa, turizmden, tarıma kadar hemen her alanda yatırımların başladığını bildiren Elvan, bu yatırımlarla kentin büyük bir şantiyeye döndüğü benzetmesini yapıyor. Ulaşım altyapı çalışmalarıyla Mersin’in başta iç kesimler olmak üzere ülkenin diğer bölgeleri ile olan bağlantılarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Bu anlamda ardı ardına havayolu, karayolu, denizyolu ve demiryolu ağlarının standartlarını yükseltecek projelerin ihaleleri yapılıyor. Bu süreçte ilk etapta Mersin ekonomisine önemli katkı sağlayacak Akdeniz Sahil Yolu Projesi, Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi gibi mega projelerde önemli adımlar atılıyor. > 8’de
Yerli makine alımlarına kredi faizi desteği
> 2’de
> 3’te
2
YIL: 18 | SAYI: 315 | 18 Eylül - 1 Ekim | www.mtso.org.tr
MEDITOUR 2016 hazırlıkları sürüyor
Elektronik Konteyner ve Liman Takip Sistemi hayata geçiyor
Akdeniz Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (ASCAME) çatısı altında, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde 28-30 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan 7. Akdeniz Turizm Forumu (MEDITOUR 2016) hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor.
K
ültür ve Turizm Bakanlığı, Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi hamiliğinde gerçekleşecek organizasyon, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) evsahipliğinde düzenlenecek. Organizasyonun hazırlık çalışmaları Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından birebir takip ediliyor. Ulusal düzeyde TOBB, TÜRSAB, Türk Havayolları, Uluslararası SKAL Dernekleri Federasyonu ve CNR Holding’in destek verdiği organizasyonun yerel düzeydeki en büyük destekçisi ise Çukurova Kalkınma Ajansı.
Organizasyonda çevre illerin desteği de büyük önem taşıyor. Bu nedenle çevre iller de ziyaret edilip çalışmalar hakkında birebir bilgi veriliyor. Bu kapsamda, ilk ziyaret Adana Ticaret Odası Meclisine gerçekleştirilirken, ikinci durak Gaziantep oldu. MTSO 25 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Serkan İzol ve Komite adına MEDITOUR 2016 çalışmalarını takip eden Komite Üyesi ve Çukurova SKAL Başkanı M. Burak Hosta, Gaziantep’te Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gazi-
antep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık ve Gaziantep Genç İşadamları Derneği Başkanı Bora Tezel ile görüştü. 7. Akdeniz Turizm Formu hakkında bilgilendirme yaparak Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un MEDITOUR 2016 davetlerini iletti. MEDITOUR 2016 kapsamında bölgelerin açacakları stantları Mersinliler 28 Eylül - 1 Ekim tarihlerinde (saat 10:00 ve 20:00 arasında) ziyaret edebilecek.
Mersin tantunisi tescillendi
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca geliştirilen sistemle Konteyner ve Liman Takip formlarının elektronik ortama alınmasıyla ilgili süreç Mersin’de 20 Eylül’de başlıyor.
M
ersin’de Konteyner ve Liman Takip Sistemi, 20 Eylül tarihinden itibaren uygulanmaya başlıyor. Bu tarih itibariyle ihracatçı, gümrük müşaviri, nakliyeci, acente gibi beyan sahiplerinin yürürlükte istenilen bilgileri Liman İşletmesi’ne teslim etmesi gerekiyor. Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “1972 Konteynerlerle İlgili Gümrük Sözleşmesinin ve Geçici İthalat Sözleşmesinin Konteynerlerle ilgili Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile konyetner ve liman takip formlarının elektronik ortamda alınmasına
ilişkin düzenleme yapıldı. Yürürlüğe göre, Türkiye’ye giriş ve çıkış yapan konteynerlerin çip aracılığıyla teknolojik olarak izlenmesi mümkün olacak. Söz konusu sistemle, konteynerlere ilişkin bilgilerin elektronik ortamda kayıt altına alınması, limanlarda gerçekleştirilen gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması, hızlandırılması ve liman işlemlerine bağlı maliyetlerin azaltılması hedefleniyor. Sistem sayesinde; gümrük idaresinin sistemleriyle liman işletmesinin sistemleri entegre edilerek gümrük denetimlerinin etkinliği artırılacak. Sistemin sorunsuz işlemesi ve kayıt
işlemlerinin daha hızlı kesintisiz yürütülmesi için; ihracatçı, gümrük müşaviri, nakliyeci, acente gibi beyan sahiplerinin 20 Eylül’den itibaren aracın limana girmeden önce, MIP’nin web sayfası üzerinden aşağıdaki bilgilerin girilmesi gerekiyor.
• Araç plaka bilgisi, • Araç dorse bilgisi, • Beyanname var/yok bilgisi •
(İhracat/Transit/Antrepo Beyannamesi), İhracat/Transit/Antrepo Beyannamesi varsa beyannamenin sayısı ve tarihi ve işlem yapacağı gümrük idaresi (Mersin/ Mersin Yolcu Salonu).
İstihdam seferberliğinde TOBB ile İŞKUR el ele ile mesleki yeterlilik belgesi olmayan çalışanlara yönelik kurs düzenlenmesi de yine protokol çerçevesinde verilecek destekler arasında yer alıyor.
Ç M
ersin Kebapçılar Lokantacılar Kafeteryacılar ve Pastacılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın 2014 yılında Türkiye Patent Enstitüsü’ne Mersin tantunisinin coğrafi işaret olarak tescillenmesi konusunda yaptığı başvuru sonuçlandı. Konuya ilişkin Resmi Gazete’de yayımlanan ilanın ardından Mer-
sin tantunisi coğrafi işaret olarak tescillendi. Resmi Gazete’de yayımlanan ilanda, tantuninin ayırt edici özelliğinin yapımında dana etinin yağlı kaburga kısmı ile pamuk yağının kullanılması olduğu belirtildi. İlanda, Mersin tantunisinin koşullara
uygunluğunun denetiminin, Mersin Kebapçılar, Lokantacılar, Kafeteryacılar ve Pastacılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası koordinasyonunda Mersin Tarım İl Müdürlüğü, Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü ve Oda’dan birer kişi olmak üzere toplam 3 kişilik bir komisyon tarafından yapılacağı kaydedildi.
alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) ile TOBB arasında Mesleki Eğitim ve İstihdam Seferberliği Protokolü imzalandı. Protokol ile iş arayanların istihdam edilmelerinin ve işverenlerin ihtiyaç duydukları nitelikli işgücünün temin edilmesi amaçlanıyor. Protokol kapsamında TOBB ile İŞKUR, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Beceri’10 Projesi’nde olduğu gibi istihdam
seferberliğinde de işbirliği yapacak. Yerelde İŞKUR’un partneri Oda ve Borsalar olacak. İki kurum arasında hayata geçirilen seferberlik ile İŞKUR ve TOBB arasında etkin şekilde işleyen bir işbirliği tesis edilerek işverenlere yönelik etkili işveren danışmanlık hizmetleri sunulacak. Yine bu kapsamda işgücü piyasasının talep ettiği niteliklerde işgücü temin edilmesine yardımcı olmak için iş arayanlara yönelik danışmanlık hizmetleri verilecek. İşverenlerin stajyer ihtiyaçlarının karşılanması
Bu amaçları yerine getirmek için ülke genelinde yer alan 365 Oda ve Borsa aracılığı ile İŞKUR işbirliğinde seferberlik ile ilgili bilgilendirme ve tanıtım toplantıları düzenlenecek. İşgücü talepleri toplanarak İŞKUR kayıtlarından taleplerin ivedilikle karşılanmasına öncelik verilecek. Mevcut kayıtlardan taleplerin karşılanamaması halinde ise sadece karşılanamayan kısım için il hedefleri ve bütçe olanakları çerçevesinde işbirliği yönetimiyle işyerinde istihdam garantili mesleki eğitim kursları ve/veya işbaşı eğitim programı düzenlenecek. Böylece Oda/Borsa üyelerinin işgücü taleplerine daha hızlı cevap verme imkanı oluşturulacak.
Yerli makine alımlarına kredi faizi desteği
Şerafettin AŞUT
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından desteklenen, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Mersin İl Müdürlüğü işbirliğinde başlatılan ‘Örtüaltı Sebze Yetiştiriciliğinde Toprak Kökenli Hastalıklar ve Nematodlarla Mücadele, Solarizasyon ve Toprak Dezenfeksiyonu Uygulamaları Projesi’nden istenilen sonuçların alınması sonrasında benzer bir uygulamanın çilekte denenmesi kararlaştırıldı.
MTSO 2
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarımda öncü çalışmalara desteğini sürdürüyor. Kentteki biber üretiminde kalıntı sorununu çözen, ‘Nematodla Mücadele Projesi’ni tamamlayarak Türkiye’de biber üretiminde model oluşturan MTSO, benzer bir çalışmayı çilekte gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Özellikle Silifke Bölgesi’nde yoğunlaşan çilek üretiminde kalıntı sorununa çözüm için MTSO’da bir araya gelen sektör temsilcileri sorunları ve çözüm öne-
CMYK
rilerini tartıştı. 2016-2017 sezonunu kapsayacak proje ile Mersin ekonomisine 350 milyon TL’lik katkı sağlayan çilek üretiminde yaşanan 85 milyon TL’lik kaybın önüne geçilmesi, yaklaşık yüzde 50’lik verim kaybının ortadan kaldırılması hedefleniyor.
Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Çiftçilerin çilek üretimini terk ederek muza yönelmesi nedeniyle yaşanacak yüzde 90’lık istihdam kayıpları da önüne geçilmesi planlanan bir diğer konu.
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 18 | SAYI: 315 | 18 Eylül - 1 Ekim | www.mtso.org.tr
“Dünya beşten büyüktür” Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Ülke ve millet olarak en değerli şeyimiz nedir? Sanayimiz mi, tarım değerlerimiz mi? Nedir bizim en önemli şeyimiz? Elbette en değerli şeyimiz bizi geleceğe taşıyacak olan insanımızdır, gençlerimiz ve evlatlarımızdır.
15 Temmuz gecesi yaşadığımız acı hadiseler gösterdi ki, tüm bu hainlik dolu sürecin temelinde ciddi bir eğitim süreci varmış. Hani her hükümetin, her yeni Bakanın, her yeni ekibin oyuncak gibi oynadığı ve devletin elinin üstünde olması gerekirken, gelecekte var olma meselemiz olan ama böylesi önemli bir konunun bir cemaatin veya grupların eline teslim edilen bir eğitim varmış. Ve o eğitimle yetişen birkaç jenerasyonun kısa sürede nasıl bir silah haline getirildiğini gördük. Hani bir bilim insanının dediği gibi: “Bana bir çocuk verin, onu eğitimle isterseniz bir dahi, isterseniz bir cani yapayım…” Evet, eğitimin tek başına bir kavram olarak kutsanacak bir konu olmadığını, eğitim kelimesinin tek başına çözüm olmadığını gördük. Tüm bu acı olaylar bize bilim ışığında, sorgulayan, analitik temelli, evrensel değerlerin merkezinde olduğu bir eğitim modeli olmadığı sürece adı göstermelik eğitim olan, sınıf veya okul sayısı istatistiklerinin her zaman gerçek bir eğitime yetmediğini göstermiştir. Ülke ve millet olarak en değerli şeyimiz nedir? Sanayimiz mi, tarım değerlerimiz mi? Nedir bizim en önemli şeyimiz? Elbette en değerli şeyimiz bizi geleceğe taşıyacak olan insanımızdır, gençlerimiz ve evlatlarımızdır. Peki, çocuklarımıza bu kadar büyük bir rol ve sorumluluk verirken, onların bu yükü taşımasına destek verecek olan eğitimi layıkıyla verebiliyor muyuz? Gördük ki, böylesi önemli
bir konu birilerine havale edilince bu kadar oluyormuş. Artık gördük ki, ülkemizin en önemli, konusu eğitimdir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu konuya harcadığımız emeğin ve zamanın ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha görüyoruz. Yeter ki eski hatalardan ders alalım. Ülkenin eğitimini kurgularken sadece bu terör örgütü veya örgütlerinin parçası olan okulları kapatmak ve sözde eğitmenleri bu camiadan temizlemek yetmez. Bunlar elbette titizlikle yapılmalıdır. Ancak, asıl yapılması gereken gerçek öğretmenlerin vasıflarını arttırmak, öğretmenleri yetiştiren kurumların çağa göre yeniden düzenlenmesi ve eğitim müfredatının çocuklarımızı ve gençlerimizi yeni dünyanın ekonomik ve teknolojik gerçeklerine ve beklentilerine göre yetiştirebilmesidir. Daha önce dediğimiz gibi; siyaset üstü, partiler üstü bir yaklaşımla, uzun vadeli bir devlet politikası olarak bilimsel bir şekilde kurgulanmış, kişiden kişiye değişmeyen, hükümetten hükümete dokunulmayan, bilimsel, analitik, sorgulayan, yaratıcı, evrensel değerleri kendi öz kültür ve inanç kodlarımızla çağdaş bir şekilde buluşturan, demokrasi ve hukuk düşüncesini bireylere veren bir eğitim sistemi milletimizin ve devletimizin varlığının sigortası olacaktır. Ülkemiz ve milletimiz için her konuda tasarruf yapabiliriz, kısıntı yapabiliriz, kemerleri sıkıp her alanda fedakarlık yapabiliriz. Ama eğitim hariç. Bundan sonra
eğitime harcanan her emek her para bu hedefler doğrultusunda yerinde harcanmış demektir. G-20 Çin’de yeni hedefler koydu Çin’de düzenlenen G-20 liderler zirvesi küresel anlamda yeni hedefler koydu. Yenilik ve yeni kelimesi en çok vurgulanan kelimeler oldu. Yeni küresel ilişkiler, yeni dinamikler, yeni güçler ve yeni umutlar… Özellikle G-20’de küresel eş güdüm ve küresel yönetişim kavramları aslında Birleşmiş Milletler ve benzeri küresel oluşumların – aslında sadece bir avuç gelişmiş ülkenin kontrolünde olan bu oluşumların - artık küresel sorunlara cevap veremediği ortaya çıkmıştır. Bugün dünyadaki savaşların, huzursuzlukların, ciddi çevresel sorunların ve küresel ekonomik adaletsizlik ve paylaşım sorunlarının arkasında bu oluşumlarda söz sahibi olan aynı devletleri görüyoruz. İronik olan ise sorunun nedeni olan bu devletlerden çözüm bekliyoruz. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın “dünya beşten büyüktür” sözü aslında bu sorunu su üstüne çıkaran bir sözdü. Eğer bir sorun küresel bir sorunsa bu noktada her ülkenin bir sözü olmalı, bir söz hakkı olmalıdır. Çin’de yapılan G-20’de özellikle az gelişmiş ülkeleri gözeten bir kalkınma vizyonun ortaya çıkmasında bu çıkışın önemli olduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde dünyanın gideceği yer hiç de
aydınlık değildir. Sözde dünyanın çeşitli sorunlarına çözüm olmak ve dünya barışını ve gelişimini tesis etmek adına kurulan 100 yıllık kurumların artık ne çevre sorunlarına, ne dünya barışına ne de küresel ekonomik dengesizliklere çözüm olmadığı aşikardır. Dünya daha etkin, daha adil oluşumlara ihtiyaç duymakta ve bunun tek yolu da tüm ülkelerin zengin-fakir, gelişmiş-az gelişmiş gibi yapay sınıflandırmalar yapılmadan yeni ve umut veren oluşumların tesisidir. Dünyanın artık gerçek anlamda umuda ihtiyacı vardır. Dünyaya umut veren oluşumlara ihtiyacı vardır. Görünen o ki, bu yeni oluşumun temelleri Asya’dan çıkacaktır. Ve görünen o ki, Türkiye bu oluşumun en güçlü parçası olacaktır. Türkiye olarak mülteci krizinde dünyaya verdiği insanlık dersiyle, 15 Temmuz’da Türk milletinin dünyaya verdiği demokrasi dersiyle gerçekten umut olmuştur. Biz bu rolü daha önce düveli muazzama denilen ülkelere Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşımızda vermiş ve o zamanda ezilenlere moral olmuştuk, rol-model olmuştuk. Sanırım dünya yeni bir şeylere gebe. Yeter ki bir eğitim alt yapımızla, vasıflı insan gücümüzle, bilime ve teknolojiye verdiğimiz önemle, hukuk ve evrensel değerlere olan bağlılığımızla Cumhuriyet ve demokrasiye olan tutkumuzla bu değişime hazır olalım. Çünkü talih hazır olana gülermiş.
Toros Dağlarındaki Mucizeler; Mersin Yaylaları T
urizm stratejisi kapsamında belirlenen alternatiflerden biri de yayla turizmi. Türkiye, dünya turizmine katılan toplam yabancı turist sayısının yaklaşık yüzde 1,7’sini ağırlayan ve en fazla ziyaretçi kabul eden 6’ncı ülke konumunda.
Yayla turizmi, günümüzde yazın sıcağından uzaklaşmak için çıkılan yer amacının dışına çıkarak, ülke ve bölge ekonomisi için gelir getiren alternatifler arasına girmiş durumda. Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki, önümüzdeki yıllarda değişen turizm anlayışına paralel olarak; çevreye duyarlı, doğayla, farklı kültür ve yaşam biçimleriyle bütünleşmeye olanak sağlayan turizm ürünlerine yönelik talepler artacak. Bozulmamış doğal yapısı, yaşayan yöre kültürü, huzuru, sessizliği ve daha birçok özelliği ile Türkiye’nin yayları da turizme aday turistik cazibelerimizden. Kültür ve Turizm Bakanlığı yaylaları; ‘Yararı kamuya ait olan
yayla turizmini Mersin’de yerel halk geçmişten günümüze kadar sürdürmektedir. Yayla mevsimi genellikle Haziran ayında başlar ve Ekim ayına kadar devam eder. Günümüzde Mersin yaylaları, alt yapı açısından da geliştirilmiş ve günübirlik gidip gelmeye müsait hale getirilmiş durumda. Tatil planınızda Mersin var ve yüksek sıcaklıklardan biraz uzaklaşıp serin havada vakit geçirmek isterseniz, adresiniz Mersin yaylaları olmalı. 20’ye yakın yaylası bulunan ve henüz keşfedilmemiş birçok doğal güzelliklere sahip Mersin’in yaylarını sizler için derledik. MTSO Haber Gazetesi olarak 2 sayımızda anlatacağımız Mersin yaylarından bir kaçı; Çamlıyayla (Namrun) Külpet Dağı’nın eteğinde bin 430 metre rakımdaki Çamlıyayla, Namrun Kalesi çevresinde tarihi ve doğal
Çamlıyayla mallar’ olarak tanımlıyor. Yaylalar, ortak yararlanma ilkesi doğrultusunda kullanılıyor ve buralara ancak köy halkı uygun gördüğü takdirde ev yapılabiliyor. 150’ye yakın yaylanın mevcut olduğu Türkiye’de, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Yayla Turizmi Projesi’ kapsamında 26 yayla, turizm merkezi olarak ilan edilmiş durumda. Akdeniz’in incisi Mersin, 20’ye yakın yaylasıyla deniz-kum-güneş imajına meydan okuyor. Mersin’in doğal ve kırsal kültürel değerlerinin varlığını canlı biçimde sürdürüyor olması, yayla turizminin geliştirilmesi için büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Mersin’de Akdeniz ikliminin hâkim olduğu yazlar, çok sıcak geçer. Yaz aylarında 39 dereceyi aşan sıcaklar ve yüzde 90’a varan nem oranları görülür. Bu nedenle
MTSO 3
raltı mağarası bulunur. Arslanköy ile Gözne beldesi arasındaki orman içinden geçen toprak yol yakınına veya orman kenarına kamp kurularak, çevre gezileri ve ornikolojik (kuş gözetleme) inceleme yapılabilir. Ulaşım: Mersin’den 52 kilometrelik asfalt yolla ulaşılmaktadır.
Gözne getirilmelidir. Gözne Beldesi (Yaylası) Mersin ilinin kuzeyinde Toros Dağları’nın bin 200 metre yükseltisinde bulunan yayla, çam, ardıç, meşe gibi maki türü bitki toplulukları ve elma, kiraz, vişne, ayva gibi meyve ağaçları ile kaplıdır. Doğal güzelliği ile önce çıkan, altyapısı tamamlanmış olan yaylada, PTT, jandarma, sağlık ocağı hizmet vermektedir.
halkının yazlık evleri de bulunmaktadır. Altyapısı tamamlanmış olup yaylada PTT, Sağlık Ocağı hizmet vermektedir. Ulaşım: Mersin’in 24 kilometre kuzeyinde bulunan yaylaya, Gözne beldesi (yaylası) yolunun 23. kilometresinden sola dönülerek 1 kilometre sonra ulaşılır. Günün belirli saatlerinde Mersin’den minibüs bulunabilir.
Arslanköy güzelliklerle iç içe, oldukça geniş bir alana yayılmış durumdadır. Alt yapısı tamamlanmış olan yaylada ikinci konut olarak yapılan yazlık evler de bulunur. Yaban hayatı yönünden zengin olan bu yörede, Cehennemderesi ve çevresi, yaban keçisi koruma-üretme bölgesi ve avlak olarak değerlendirilmektedir. 4 kilometre yakınında bulunan Sebil Beldesi -Cehennemderesi Kanyonu, yaya yürüyüşü (trekking) için ideal rotalardan biridir. Cehennemderesi’nde sportif olta balıkçılığı da yapılabilir, Namrun Kalesi ile Papazın Bahçesi gezilebilir.
Konaklama-Yeme-İçme: Yaylada kır kahveleri, bakkal ve lokanta bulunmaktadır.
Konaklama-Yeme-İçme: Gözne Kalesi ve çevresi kamp yapmak için uygundur. Yaylada kır kahveleri, bakkal ve lokanta bulunmaktadır.
Arslanköy Beldesi (Yaylası)
Yayla köyü olan Soğucak’ta Mersin
CMYK
Bakir doğası, bol oksijenli havası olan bu yayla beldesinin çevresi, çok yüksek olmayan tepelerle çevrilidir. Çevre tepeler, çam, ardıç ve maki türü bitkiler ile yaylanın iç kesimleri ise tamamen meyve ve sebze bahçeleri ile kaplıdır. Alt yapısı tamamlanan beldede, sağlık ocağı ve jandarma hizmet vermektedir.
Fındıkpınarı
Konaklama-Yeme-İçme: Kamp yapmanın dışında yayla evleri kiralanabilir. Erdemli-Küçük Sorgun Yaylası Alt yapısı tamamlanmış yayla, yörenin yayla mimarisine uygun evleri meyve ve sebze bahçeleri ile çevrilidir. Yaylada kır kahvesi, et yemekleri sunan lokantalar, bakkallar bulunur. Ulaşım: Erdemli ilçesinin 49 kilometre kuzeyinde bulunan Sorgun Köyü yolunun 41. kilometresinden sola (kuzey batıya) dönülerek 8 kilometre stabilize yolla ulaşılır. Yaz aylarında günün belirli saatlerinde
Toros Dağlarının ortasında kurulmuş olan Arslanköy Beldesi meyve ve sebze bahçeleri ile iç içedir. Altyapısı tamamlanmış durumdadır. Beldenin 500 metre kuzeyinde, Şekersu Kayası yakınında, bir ye-
Ulaşım: Mersin-Antalya karayolunun 12. kilometresinde bulunan Mezitli Beldesi’nden kuzeye dönülerek Toros Dağları içlerine doğru 32 kilometrelik asfalt yolla ulaşılmaktadır. Mersin ve Mezitli beldesinden günün belirli saatlerinde minibüs bulunabilir.
Erdemli ilçesinden minibüs bulunabilir.
Konaklama-Yeme-İçme: Yaylada bakkal, fırın, lokanta ve kır kahveleri bulunmaktadır.
Silifke - Balandız (Gümüşlü) Köyü (Yaylası)
Erdemli - Sorgun Köyü (Yaylası)
Ulaşım: Mersin’den 90 kilometre asfalt yolla ve günün belirli saatlerinde minibüslerle ulaşılmaktadır. Konaklama-Yeme-İçme: Kamp için çadır ve temel ihtiyaç malzemeleri
Fındıkpınarı Beldesi (Yaylası)
Ulaşım: Toros Dağlarının ortasında bulunan yayla köyüne Erdemli ilçesinden 41 kilometre asfalt, 4 kilometre stabilize yolla ulaşılmaktadır.
Sorgun
Ulaşım: 27 kilometrelik asfalt yolla ve günün belirli saatlerinde Mersin’den minibüslerle ulaşılabilir.
Soğucak (Bekiralanı) Yaylası
Konaklama-Yeme-İçme: Kamp için çadır ve temel ihtiyaç malzemeleri getirilmelidir.
kulesi gezilebilecek yerler arasındadır.
Tepeler arasında küçük bir vadide kurulmuş olan köy, tamamen elma bahçeleri içerisindedir. Erdemli, Tömük ve civar köylerdeki halkın yoğun ilgi gösterdiği yaylada tipik yayla evleri bulunmaktadır. Güney yönünde yola 1 buçuk kilometre uzaklıkta bulunan tarihi gözetleme
Konaklama-Yeme-İçme: Yaylanın 2 kilometre doğusunda bulunan ve yerden kaynayan birçok su kaynağının bulunduğu mevkide kamp yapılabilir.
Çevresi çam, maki, Antepfıstığı, meyve, sebze bahçeleri, ceviz ağaçları ile kaplı olan şirin yaylada tipik köy yaşamı süregelmektedir. Ulaşım: Silifke karayolunun 21. kilometresindedir. Konaklama-Yeme-İçme: Kamp için çadır ve temel ihtiyaç malzemeleri getirilmelidir.
4
YIL: 18 | SAYI: 315 | 18 Eylül - 1 Ekim | www.mtso.org.tr
İş kadınlarının destekçileri artıyor
Kadın KOBİ ve işletmelere finansmanın yanı sıra ihtiyaç duydukları alanlarda bilgi ve danışmanlık desteği sağlamak amacıyla kurulan TEB Kadın Bankacılığı’nın yetkilileri, Mersinli iş kadınlarıyla bir araya geldi.
K
adın işletmecilerin sorunlarının masaya yatırıldığı toplantıda, 5 Ekim tarihinde Mersin’de kadın patronların katılacağı bir ‘Girişimcilik Eğitimi’ verilmesi kararı alındı. Türkiye’nin ilk kadın bankacılığı hizmetini sunan ‘TEB Kadın Bankacılığı’nın yetkilileri Ayşegül Akşak ve Sara Hepşen, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Mersin Kadın Girişimciler Kurulu üyelerini Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) ziyaret etti. Kadın patronların sorunlarının masaya yatırılarak çözümlerinin arandığı toplantıya MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar da katıldı. TEB Kadın Bankacılığı Yöneticisi Sara Hepşen ve ActionCOACH Firması İşletme Koçu Ayşegül Akşak’ın verdikleri hizmetleri
anlatması sonrasında TOBB Mersin Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp ile Kurul Üyeleri Canan Sunay, Yelda Narin, Hamide Ünal, Gülizar Güneş ve Zuhal İçenler de yaşadıkları sıkıntıları aktardı. Toplantıda sunum yapan TEB Kadın Bankacılığı Yöneticisi Sara Hepşen, hayata geçirdikleri projelerle kadın patronlara, iş hayatının çeşitli alanlarında karşılaştıkları engelleri aşmaları konusunda yardımcı olduklarını söyledi. İşletmelerini büyütebilmeleri için gereken bilgiye ulaşma, yeni pazarlara erişim, networking kurma gibi hizmetlerle, kadın KOBİ’lere ve patronlara özel eğitim, danışmanlık ve mentörlük alma olanakları sağladıklarını belirten Hepşen, bu kapsamda TEB
Kadın Akademisi’ni kurduklarını söyledi. Türkiye’nin dört bir yanındaki kadın patronlara ulaşarak iş hayatında desteğe ihtiyaç duydukları alanları belirlemek ve gereken desteği sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürdüklerini kaydeden Hepşen, hedeflerini gerçekleştirme noktasında teorik ve uygulamaya yönelik bilgi desteği sağladıklarını dile getirdi. Hepşen; “Kadınların çalışmak istediği banka olmak istiyoruz” Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 10’unun sahibinin kadın olduğunu aktaran Hepşen, kadın ortaklı işletmelerin oranının ise yüzde 43 olduğunu belirtti. En büyük hedeflerinin ise kadınların çalışmak istediği
banka konumuna gelmek olduğunu vurgulayan Hepşen, kadınların danışman bankası olmak istediklerini anlattı. Hepşen kadınlara özel olarak hazırlanan çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı: • 3 yıla varan vade ile 125 bin TL’ye kadar maddi teminatsız kredi, • 5 yıla varan vade ile 85 bin TL’ye kadar KGF kefaleti kredi desteği • 24 aya varan vade ile 3 aya kadar ödemesiz dönemle 30 bin TL’ye kadar kredi desteği. Harp; “Bankalar, kadın patronlar için faiz oranlarını geri çekmeli” Bu tür projelerin temel amacın ka-
dın istihdamını arttırmak olduğunu söyleyen TOBB Mersin Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp, kadın patronların erkek patronlara oranla daha başarılı olduklarını belirterek, daha fazla desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Biz kadınlar evimizde olduğu gibi çalışma hayatımızda ve ödeme konusunda da çok disiplinliyiz” diyen Harp, bu konuda bankaların kadın patronlar için faiz oranlarını geri çekmesi gerektiğini kaydetti. Öte yandan toplantıda TEB Kadın Bankacılığı tarafından organize edilen Adana ve İstanbul’dan sonra Mersin’de bulunan kadın patronlara ‘Girişimcilik Eğitimi’ verilmesi yönünde karar alındı. 1 günlük eğitim tarihi 5 Ekim olarak belirlendi.
Atlantik’i yelkenli ile geçecek sporcuya MTSO’dan destek
ARC (Atlantic Rally For Cruises) 2016 yarışında Mersin’i ilk kez temsil edecek olan ve Atlantik’i yelkenli ile geçecek grup arasında yer alan Mersinli sporcu Oytun Çalışlar’a bir destek de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’ndan (MTSO) geldi.
2
0 Kasım - 20 Aralık tarihleri arasında Atlantik okyanusunda gerçekleşecek olan yarışta 200 yat ve yaklaşık 2 bin sporcu yarışacak. Türkiye’nin 3’ncü kez katıldığı yarışmada sporcular 1 ay boyunca durmaksızın 2 bin 750 deniz mili gidecek. Mersin Yelken Akademisi ve Spor İl Müdürlüğü Yelken Antrenörü Oytun Çalışlar, Türkiye’nin 3’ncü kez katıldığı ARC Cup (Atlantic Rally For Cruises) 2016 yarışmasında Mersin’i ilk kez temsil edecek. ARC 2005 yelken yarışında Türkiye’ye ikincilik getirmiş, Türkiye Olimpiyat Komitesi tarafından ödüllendirilmiş olan ünlü denizci Cumhur Gökova tarafından davet edilen sporcu, Türkiye’yi temsil eden 9 kişilik ekibin içerisinde yer alıyor. Yarış 20 Kasım tarihinde Gran Canaria Adaları’nda başlayıp toplamda 2
MTSO 4
bin 750 deniz mili devam etmesinin ardından 20 Aralık tarihinde Saint Lucia Adası’nda son bulacak. MTSO da uluslararası bu yarışmada Mersin’i temsil edecek, kentin adını dünyada duyuracak olan sporcu Oytun Çalışlar’a destek verecek. “Bu yarış, denize yatırımı teşvik edecek” Türkiye olarak bu yarışı tamamlamanın önemli olduğunu, bunun için de hırslı oldukları belirten Oytun Çalışlar, yarışa katılan ekibin yelken antrenörleri ve sporcularından oluştuğunu belirtti. Zorlu okyanus şartlarında ve durmaksızın geçilecek bir yarışta disiplin, bilgi ve tecrübenin bazen yetersiz kalabildiğini kaydeden Çalışlar, ekip ruhu ve sabırla bu işin üstesinden geleceklerine inandıklarını söyledi. Kendisi ve ekip
CMYK
için unutulmaz bir tecrübe olacağını dile getiren Çalışlar, “Bu yarışmalar,
gelecekte bu tarz projelerin önünü açacak. Aynı zamanda bu yarış, bu
coğrafyadan da insanların böyle maceralara katılmalarını ve denize yatırım yapmalarını teşvik edecek bir geçiş niteliği taşıyor” dedi. Öte yandan Mersin Yelken Akademisi kurucularından olan Oytun Çalışlar, 2014’ten bu yana Mersin’de yelken kursları verdiklerini ve yaklaşık 160’ın üzerinde öğrenci yetiştirdiklerini aktardı. Uzun yol kaptanı olan Halime Tunç ile birlikte 2014 yılında, bir kaptan ve bir yelkenci olarak Mersin Yelken Akademisini kurduklarını anlatan Çalışlar, 3’üncü yıllarına girmelerine rağmen beklediklerinden fazla ilgi gördüklerini kaydetti. Kuruldukları ilk yıllarda uluslararası bir yat yarışı olan 25. Marmaris İnternational Race Week’e katıldıklarını kaydeden Çalışlar, 151 yat ile bin 500 sporcunun mücadele ettiği
yarışı IRC5 grubunda 11’nci sırada bitirdiklerini aktardı. 2014 ve 2015 yıllarında düzenledikleri 30 Ağustos Zafer Kupası organizasyonları ile deniz kenti Mersin’de denize ve denizciliğe ilgiyi arttırmayı hedeflediklerini belirten Çalışlar, bu organizasyonlara 2014’te 14 yelkenlinin, 2015’te ise 18 yelkenli yatın katıldığını söyledi. 2016 yılının Haziran ayında, Mersin ve Adana’dan gelen yelkencilerden bir ekip oluşturarak Channel Regatta-Rodos Marmaris Kupası’na katıldıklarını aktaran Çalışlar, 25 yatın yarıştığı kupada genel klasmanda 5’inci olduklarını söyledi. Son olarak Çalışlar, 20 Kasım - 20 Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek Atlantik Okyanus geçiş yarışına katılacak kadroda yer alıp Mersin için bir başka ilke imza atmayı planladığını sözlerine ekledi.
5
YIL: 18 | SAYI: 315 | 18 Eylül - 1 Ekim | www.mtso.org.tr
Projelere ‘Süper Teşvik’ dönemi Projeli yatırımlara süper teşvikler öngören düzenlemelerin de yer aldığı torba yasa Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bir yatırımın proje bazlı desteklerden yararlanabilmesine ilişkin kararı Ekonomi Bakanlığı verecek. •
•
•
A
rz güvenliğini sağlama, dışa bağımlılığı azaltma, teknolojik dönüşümü sağlama, yenilikçi, ArGe yoğun ve katma değeri yüksek nitelikli yatırımlara destek verilmesini öngören düzenlemenin de içinde yer aldığı 6745 Sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre projeli yatırımlara süper teşvikler öngörülüyor. Bu teşviklerden yararlanacak projelerde kararı verecek kurum ise Ekonomi Bakanlığı. Buna göre; desteklenmesi öngörülen projelerde yüzde 100’e kadar indirimli kurumlar vergisi uygulanacak. Gümrük vergisi muafiyeti tanınabilecek. Yürürlükteki teşvik unsurlarından farklı olarak devlet, proje bazlı yatırımlara ortak olabilecek. Bu yatırımlar için gereken arazi bedelsiz olarak verilebilecek, nitelikli personel için brüt asgari ücretin 20 katına kadar destek sağlanacak. Torba yasada ayrıca, ticari aracını yenileyenlerin ÖTV’den muaf tutulması ile Bağ-Kur’lulara 5 puanlık prim indirimi içeren düzenlemeler de var. Yürürlük dahil toplam 82 maddeden oluşan kanunda, ayrıca faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumları ve kamulaştırma gibi konularda da düzenlemeler yer alıyor. Kanun özetle şu düzenlemeleri içeriyor: •
Kurumlar vergisi oranı yüzde 100’e kadar indirimli uygulanabilecek, yatırımın işletmeye geçmesinden itibaren 10 hesap dönemine kadar, yatırımlardan elde edilen kazançla
sınırlı olmak üzere, kurumlar vergisi istisnası tanınabilecek. •
•
•
•
•
•
•
Hazine arazisine yapılan yatırımlar için 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebilecek, bu yatırımda öngörülen istihdamın 5 yıl sağlanması şartıyla talep edilmesi halinde bu arazi bedelsiz olarak yatırımcıya devredilebilecek.
Sabit yatırım tutarının finansmanında kullanılan yatırım kredisi için 10 yıla kadar faiz veya kar payı desteği ya da hibe desteği sağlanacak. Yatırım için özel önem taşıyan belirlenen sayıda her bir nitelikli personel için 5 yılı geçmemek üzere brüt asgari ücretin 20 katına kadar ücret desteği verilecek. Yatırım tutarının yüzde 49’unu geçmemek ve edinilen payların 10 yıl içinde halka arz veya yatırımcıya satış şartıyla devlet bu yatırıma ortak olabilecek. Proje bazlı yatırım konusu ürüne süresi ve miktarı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek alım garantisi verilebilecek.
Projenin gerekli kıldığı durumlarda bu yatırım için her türlü altyapı yatırımı yapılabilecek. Devredilen yatırımlarda, devralan kurum da ayın koşulları yerine getirmek şartıyla, istisna, muafiyet ve desteklerden yararlanabilecek.
•
Yatırıma katkı yüzde 100’e çıkarıldı
•
Yatırıma başlama tarihinden itibaren kurumun diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulanmasıyla belirlenen yatırıma katkı tutarı, teşvik belgeli tüm yatırımlar için yüzde 80’den yüzde 100’e çıkarıldı. Mevzuata yeni giren proje bazlı yatırımlar da bu yatırıma katkı oranından yararlanabilecek.
Prime esas kazanç alt sınırına bağlı kalınmaksızın, 10 yıl süreyle sigorta primi işveren hissesi karşılanacak. İşletme döneminde 10 yıla kadar, yatırıma ilişkin enerji tüketim harcamalarının yüzde 50’sine karşılanacak.
Yatırıma diğer kanunlarla getirilen, izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler için Bakanlar Kurulu kararı ile istisna getirilebilecek.
•
Kanunun, 30’uncu maddesi ile teşvikli yatırımlara inşaat işleriyle ilgili uygulanan Katma Değer Vergisi indiriminde, ‘stratejik yatırım’ şartı kaldırıldı. Böylece yatırım teşvik belgesi kapsamında bulunan yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilmeyen KDV, stratejik olarak kabul edilmeyen yatırımlar için de iade konusu olabilecek. Bu hükümden yararlanmak için geçerli olan 500 milyon liralık asgari yatırım şartı da 50 milyon liraya indirildi.
2B başvuru ve ödemelerine süre uzatımı
Kanunun 69’uncu maddesi ile 2B arazileri için zamanında başvurmayan veya başvuruda bulunmuş olmasına rağmen ödemelerini aksatanlara ek süreler verildi. Buna göre, süresi içinde başvurmayanlar, kendilerine yapılan tebliga-
İran’da Türkiye-Doğu Azerbaycan Ticaret ve Yatırım Konferansı
ta rağmen bedeli süresi içinde ödemeyenler, taksitli satışlarda sözleşmede belirtilen taksitlerden ikiden fazlasını vadesinde ödemeyenler için 6 ay ödeme süresi verildi. İlgili kanun uyarınca Hazine’ye ait tarım arazilerini satın almak isteyenlere, madde yürürlüğe girdiği tarihten itibaren1 yıl süre verilecek. Bakanlar Kurulu, bu süreleri iki katına kadar arttırabilecek. Tahsisli turizm arazileri için düzenleme
Turizm tesisleri yapmak üzere kamu arazisi tahsis edilen Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden 1 Ocak 2016 – 31 Aralık 2016 tarihleri arasında tahsil edilmesi gereken kira, kesin izin ve tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin yatırımcıları ve işletmecilerden hazine taşınmazlarını izinsiz kullanmaları nedeniyle tahsil edilmesi gereken ecrimisillerin ödeme süreleri bir yıl ertelenecek. Isı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamaların gider gösterilmesi
9 Ağustos 2016’da işletmeye dahil olan gayrimenkullerin iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamaların yapıldığı yılda doğrudan gider yazılmasına imkan sağlanmıştı. Yeni Torba Kanun ile benzer bir düzenleme gayrimenkul sermaye iradı elde edenler için de getirilecek. Buna göre, bu Kanunun 6’ncı maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun Giderler başlıklı 74’üncü maddesinde yapılan değişiklik ile gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamaların Vergi Usul Kanunu’nun 313’üncü maddesinde yer alan amortisman sınırını (2016 yılı için 900 TL) aşması halinde de gider yazılabilecek. Kredi teminatı sağlayan kurumların kazanç ve iratları üzerinden vergi kesintisi
ebriz Ticaret, Sanayi, Maden ve Ziraat Odası ile İran-Türkiye İş Konseyi, T.C. Tebriz Başkonsolosluğu, İran Dışişleri Bakanlığı Tebriz Temsilciliği ve Doğu Azerbaycan Yatırım Hizmetleri Merkezi’nin işbirliğiyle ‘Türkiye-Doğu Azerbaycan Ticaret ve Yatırım Konferansı’ düzenlendi. Türkiye’nin önde gelen Ticaret ve Sanayi Odaları’nın davet edildiği Konferansta Mersin’i, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut ile Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Sağlam temsil etti. İran’ın Doğu Azerbaycan Eyaleti Yatırım Hizmetleri Merkezi Başkanı Hüseyni, konferansta yaptığı sunumda, eyaletin sahip olduğu imkanları ve İran’ın yabancı yatırımcılara yönelik teşviklerini paylaştı. Sunumunda teşviklerle ilgili başlıkları; yabancı yatırımcılar için yasal teşvikler, vergi teşvikleri, yatırım teşvikleri ve gümrük muafiyetleri şeklinde sıralayan Hüseyni, yaklaşık 3 milyon 500 bin
MTSO 5
nüfuslu Doğu Azerbaycan eyaletinin tarihi İpek Yolu üzerinde olduğunu vurguladı. Yabancı yatırımcıların yerli yatırımcılarla aynı haklardan yararlandığına dikkati çeken Hüseyni, yabancı uyruklular adına yüzde yüz yabancı sermayeli şirket kurabilmesi, İran’da kayıtlı olmak şartıyla şirket adına mülk edinebilmesi, yatımcılar, müdürler, yabancı uzmanlar ve onların birinci derecede yakınları için 3 yıllık ikamet tezkeresi verilmesi, bütün yabancı yatırım metotlarının geniş destek kapsamı içinde olması konularını ele aldı. Hüseyni, bu yıldan itibaren, rekabetçi üretim alanındaki engelleri kaldırma ve ülkenin finansal sistemini geliştirme kanunu uyarınca hastane, otel, turizm ve konaklama merkezleri, sanayi ve maden alanlarındaki yatırımların 5 yıldan 13 yıla kadar KDV’den muaf tutulduğunu kaydetti. Tebriz’in 2018’de “İslam Ülkelerinin Turizm Başkenti” olarak seçilmesine dikkati çeken Hüsey-
CMYK
Toplantı sonrası değerlendirme yapan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, “Bizim acilen oturup İran’la ekonomik çalışmalarımızı gözden geçirmemiz lazım” dedi. İki ülke arasında ticaret ve yatırımların artırılması için küçük şeylerle uğraşılmayıp doğrudan ekonomiye odaklanmak gerektiğini vurgulayan Aşut, sorun teşkil eden konuların ortadan kaldırılması gerektiğini anlattı. Aşut, “Bu bölge için 150 milyon nüfusun hükmettiği bir yapıya kavuşmamız lazım. İslam coğrafyası olarak da güçlü bir yapıya kavuşacağımızı düşünüyorum. Küçük şeylerle uğraşmak yerine Türkiye, İran ve dünya için büyük düşünelim” diye konuştu.
Kanunun 55’inci maddesiyle, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli 2 sayılı listeye, hibrit araçlar için farklı vergi oranları eklendi.
Motor silindir hacmi 1600 cm3’ü geçen fakat 2000 cm3’ü geçmeyenler Elektrik motoru da olanlardan elektrik motor gücü 50 KW’ı geçip motor silindir hacmi 1800 cm3’ü geçmeyenler
90
Diğerleri
90
Motor silindir hacmi 2000 cm3’ü geçenler Elektrik motoru da olanlardan elektrik motor gücü 100 KW’ı geçip motor silindir hacmi 2500 cm3’ü geçmeyenler
145
Diğerleri
145
Haziran 2019’a kadar yenilenen ticari araca ÖTV yok Yasanın 54’üncü maddesi ile ticari taşıtların yenilenmesi için alınacak yeni araçlar için, 30 Haziran 2019 tarihine kadar ÖTV muafiyeti getirildi. Buna göre, şehir içi taksi, dolmuş, servis, minibüs, midibüs, otobüs taşımacılığı faaliyeti yürüten ya da kamyon ve kamyonetle yük taşıyan kişiler, söz konusu tarihe kadar yeni bir araç almaları halinde, bu araçlar için ÖTV ödemeyecekler. ÖTV muafiyetinden, araç kiralama, özel yolcu transferi ve benzeri hizmet ifası yürütenler ise yararlanamayacak. ÖTV muafiyetinden yararlanıp araç satın alanlar, mevcut araçlarını iki yıl içinde satacak. Eğer satış işlemini yapmazsa, yeni alınan araca ilişkin zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecek. Aynı şekilde ÖTV’siz alınan araç, üç yıl geçmeden ticari faaliyetten çekilmesi halinde, ilk iktisap tarihindeki matrah esas alınarak, faaliyetten çekilme tarihindeki oran üzerinden hesaplanan ÖTV alınacak. Az tehlikeli iş yerlerinde ve kamu kurumlarında iş sağlığı yükümlülüğüne erteleme Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinin iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğünün süresi 1 Temmuz 2016’dan 1 Temmuz 2017’ye uzatılıyor. Öte yandan, torba yasa ile çalışa hayatında tartışma konusu olan bir uygulamaya da açıklık getirildi. 2009 Temmuz istatistiğine göre toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi alan sendikalar ile bu istatistiğin yayımından sonra 15 Eylül 2012’ye kadar kurulan işçi sendikalarının, bu düzenlemenin yayımı tarihinden itibaren 2 yıl içinde yapacakları yetki tespit başvuruları, yüzde 1 şartı aranmaksızın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca sonuçlandırılacak. Bağ-Kur’lulara da 5 puanlık prim indirimi Yasa uyarınca, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına bağımsız çalışanların, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden 5 puanlık kısmına isabet eden tutar Hazine tarafından karşılanacak.
YÖREX Yöresel Ürünler Fuarı’nın 7’ncsi bu yıl 26-30 Ekim tarihleri arasında Antalya Expo Center’da düzenlenecek. Her yıl olduğu gibi Mersin, bu yıl da fuara desteğini sürdürüyor. İçeriği ile ülkenin, özellikle Anadolu kentlerinin ekonomisinin kalkınmasının çok önemli araçları arasında yer alan YÖREX, Anadolu lezzetlerinin tanıtımı açısından büyük önem taşıyor.
ni, 2018’e kadar turizmin geliştirilmesine katkı sağlayacak tüm inşaat yatırımlarının ruhsat ve harçlardan muaf tutulacağını ifade etti. Aşut: “Acilen oturup İran’la ekonomik çalışmalarımızı gözden geçirmeliyiz”
Hibrit araçlar için farklı vergi oranları
YÖREX, Anadolu’nun rekabet gücüdür
İran’ın Doğu Azerbaycan Eyaleti Yatırım Hizmetleri Merkezi Başkanı Reza Hüseyni, Türk iş adamlarına Doğu Azerbaycan eyaletindeki yatırım teşvikleri hakkında bilgi verdi.
T
Kanunun 8’inci maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67’nci maddesinde yapılan değişiklik ile kredi teminatı sağlayan kurumların, Gelir Vergisi Kanununun kazanç ve iratları üzerinden vergi kesintisi yapılmaması sağlanacak.
F
uara sayılı günler kala Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut konuyla ilgili değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: “Gerek yöresel ürünlerin ticarileşme süreçlerini desteklemesi, yöresel ürünlerde markalaşmayı sağlaması, bu ürünlerin katma değerini arttırması ve bu ürünleri üreten işletmelerin ekonomik kapasitelerini geliştirmesi yönünden gerekse yöresel ürünleri kamuoyuna mal etmek ve iç pazarda baskınlık kuran ithal ürünler arasında eriyip gitmesine engel olması adına olağan üstü katkı koyan bir organizasyondur.” Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Mersin olarak YÖREX’i çok önemsediklerini vurgulayan Aşut, bu fuara düzenli olarak katıldıklarını bildirdi. Fuarın, yerel pazarlarda sıkışıp kalmış yöresel ürünlerin,
daha geniş pazarlarda değer bulmasına yardımcı olduğuna değinen Aşut, “Yöresinin adını almış ve bu özelliği ile tescillenmiş ürünlerin ulusal ve küresel pazarlardaki değerini artmasına destek olması adına da fuarı önemsiyoruz” dedi. Bu oluşumun aynı zamanda adını almış, ancak tescillenmemiş ürünleri, coğrafi işaretler başta olmak üzere benzeri belgelendirmeler ile tescillenmesini teşvik etmesi açısından da hayati bir önem taşıdığına değinerek, doğrudan rekabet gücünün artmasını sağladığını ifade etti. Ardından Mersin’de bu alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Aşut, şunları söyledi: “Özellikle Mersin olarak tescil ettiğimiz ve tescil işlemine devam ettiğimiz birçok Coğrafi, İşaretli ürünümüz var. Mersin cezeryesi, tantuni, Erdemli limonu, Mut kayı-
sısı, Tarsus üzümü ve yayla bandırması gibi tescil ettirdiğimiz birçok coğrafi işaretli ürünümüz bulunurken, Silifke yoğurdu, Mut zeytini ve zeytinyağı, Tarsus Şalgamı gibi ürünlerin de tescil çalışmalarını takip ediyoruz.” Oda ve borsaların yöresel ürünlerinin ticarileştirilmesi konusunda birbirleriyle kaynaşması, iletişimlerini geliştirmesi ve ortaklaşa çalışmalarına zemin hazırlaması açısından da YÖREX’in tam bir iletişim ağı niteliği taşıdığına değinen Aşut sözlerini şöyle tamamladı: “Bu anlamda MTSO olarak Mersinimizin yöresel ürünlerinin tanıtımında YÖREX’te olmaya devam edeceğiz. Katkı koyan herkese, tüm kişi ve kuruluşlara Mersin ve ülke ekonomimiz adına teşekkür ediyor, fuarın artan başarılar göstermesini diliyorum.”
6
YIL: 18 | SAYI: 315 | 18 Eylül - 1 Ekim | www.mtso.org.tr
Tarım ve gıda ithalatı açısından önemli ülke:
anakarası ve yüzde 15’ini Makao karşılayacaktır. 2016 yılında ise tamamlanması beklenmektedir. Ancak Özel İdari Bölgelere Çin vatandaşlarının geçişleri izne bağlı olduğundan, yasal olmayan geçişler sürekli kontrole tabi olacağından ve yabancılara, geçişlerde üç ayrı ülke muamelesi yapılmasından dolayı sınırdaki bekleme ve kontrollerin devam edeceği düşünülmektedir. Otoyollar Makao, bir yarımada ve Taipa ve Coloane adalarından oluşur. Yarımadayı Taipa Adası’na bağlayan üç köprü ve iki adayı birbirine bağlayan 2,2 km’lik bir köprü bulunmaktadır. Havaalanları Makao Havalimanı’ndan Tayvan, Şanghay, Manila, Bangkok, Singapur ve iç hatlardaki birçok noktaya ulaşım vardır. Makao’daki uygulamaya göre, yolculuklarında bu havalimanını kullanan tüm yolcular, yolcu ve havaalanı vergisine tabi bulunmaktadır. Limanlar 41 km’lik sahil şeridine sahip Makao’nun oldukça gelişmiş ve etkin kullanılan bir limanı bulunur. Feribotla ulaşımın etkin olması taksilerin, otobüslerin ve diğer kara taşıtlarının kullanımını da kolaylaştırmıştır. 500 bine yakın yolcu feribotlarla taşınabilmektedir. Ekonomi politikaları
Uzakdoğu’da bir yarımadada yer alan Makao’da, yüzölçümünün sınırlı olması nedeniyle tarım yapılamıyor. Bu durum ülkenin tarım ve gıdada dışa bağımlığını da beraberinde getiriyor.
M
akao, bu ihtiyacını ağırlıklı olarak Çin anakarasından karşılasa da altyapısının oldukça gelişmiş olması nedeniyle tüm dünyadan gelen yatırımcılara üst düzeyde hizmet sunuyor. Mesafe nedeniyle Türk ihracatçısı açısından meşakkatli bir ülke olarak gözükse de Makao, yatırımcılara sunduğu hizmetler açısından başta gıda yatırımcıları olmak üzere birçok sektörde yatırım yapılabilecek ülkeler arasında düşünülebilir. Ülkede bankacılık sisteminin hakim olduğu küçük bir finansal sistem sayesinde finansmana erişim kolay sağlanmakta. Sermaye piyasalarının ise henüz gelişim aşamasında olduğu söylenebilir. Birçok alanda yeni yeni gelişen Makao’nun yatırımcılar için gelecek vaat ettiği değerlendirmesi yapılması yanlış olmayacaktır. Serbest piyasa ekonomisini benimseyen Makao’da yaşam standartlarının yüksek oluşu ve her geçen gün artması da yatırımcılar açısından pozitif bir etken olarak gösterilebilir. Makao, stratejik coğrafi konumunun yanı sıra gelişmiş bir altyapı ağına da sahiptir. Bu yüzden Güney Çin’in iş merkezi haline gelmiştir. Böylece, İnci Nehri Deltası’ndaki diğer şehirler ile Makao arasında ekonomik entegrasyon oluşmuştur. Çevresiyle bir bütün olarak değerlendirildiğinde Makao için şunları söylemek mümkün: “Guangzhou ve Shenzhen’den sonra Guangdong eyaletinin en çok turist çeken şehri olan Zhuhai, ekonomik gelişim olarak henüz bir Shenzhen seviyesinde değil, ancak serbest sanayi bölgeleri öncülüğünde son derece süratli bir büyüme içerisinde. Zhuhai’de sürekli artan fırsatları değerlendirmek isteyen, deltanın batısına açılmak isteyen firmalar Makao ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki düzenlemelerden faydalanarak bir avantaj sağlayabilir ve Makao’dan bu şekilde daha çok faydalanabilirler. Zhuhai’nin Hong Kong-Zhuhai-Makao köprüsünün tamamlanmasının ardından ekonomik olarak daha da büyümesi ve yeni fırsatlar sunması beklenmektedir. Örneğin, Zhuhai’de Makao’nun altı katı kadar işçi bulunması Makao’nun hizmetler sektöründeki bir üs haline getirilmesi konusunda önemli bir faktör olacaktır.”
MTSO 6
Coğrafi konum Makao, İnci Nehri’nin batısındaki bir yarımadada yer almaktadır. Aynı adlı yarımadada, Guangzhou’nun (eski Kanton) 115 km kadar doğusunda, Hong Kong’un batısında, Zhujiang Irmağı kıyısında yer alan Makao, kıyılarının açığındaki iki küçük adayı (Taipa ve Coloane) da içerir. Deniz seviyesinden en yüksek noktası Coloane Alto (172,4 m), en alçak noktası ise Güney Çin Denizi’dir. (0 m). Aşırı sıcak ve belli dönemlerde yağışlı yazlar ile yarı tropik bir iklime sahiptir. Özellikle Mayıs-Haziran dönemi çok yağışlı geçer. Bazı günler dışarı çıkılamayacak derecede yağışlar görülür. Makao’da hava durumu olarak en iyi mevsim, kış mevsimidir. Ekim - Aralık ayları günlerin güneşli, ılık ve nemin çok düşük olduğu aylardır. Ocak - Mart aylarında ise hava oldukça soğuk fakat güneşlidir. İlkbahar’da nem artmaya başlar, yazın sonuna kadar iklim ılıktır ve nemli yağmurlar tayfunlara sebep olur. Rüzgarlar serttir ve zamanı kestirilemeyen tayfunlar mevcuttur.
Makao, aşağı yukarı bütünüyle kentleşmiştir ve tarıma ayrılan alanlar toplam yüzölçümün ancak yüzde 10’u kadardır. Yıllık sıcaklık ortala-
CMYK
ması 22 derece, yıllık yağış ortalaması ise 1.800 mm’dir. Nüfus ve işgücü yapısı Makao’nun nüfusu 636 bindir. Makao nüfusunun yüzde 99’unu Çinliler (Fujian eyaletinden), yüzde 1’ini Portekizliler ve diğer yabancılar oluşturur. En yaygın dil Çince (Kanton Lehçesi), en yaygın din de Budizm’dir. Siyasi yapı Makao’nun yasama organı olan ‘Yasama Meclisi’nde 29 üye bulunur. Bu üyelerden 12 tanesi doğrudan seçilerek, 10 tanesi iş dünyası ve kamuoyunun önde gelen isimlerinden oluşan 300 kişilik bir komisyon tarafından seçilerek, 7 tanesi ise başkan tarafından atanarak göreve başlamaktadır. Makao hükümeti iç işlerinde ve DTÖ üyeliği gibi ticari kararların yönetiminde bağımsızken, savunma ve dış işleri gibi konularda Çin anakarasının koruması altında yer almaktadır.
İdari yönetim Başkan Fernando Chui’den önce Makao’da maaş artışları ekonomik bü-
yüme oranlarının altında kalıp küçük ve orta ölçekli işletmeler de kumarhane ekonomisinin kaynaklarıyla mücadele edemeyip yok olmaya başlamıştı. Tüm bu olumsuzluklara bir de kamudaki yolsuzluk skandalları eklenince hükümet protestolara maruz kalmıştı. Chui’nin gelişiyle gergin siyasi ortam sakinleşmeye başlar. Başkan Fernando Chui tarafından siyasetin sivil toplum örgütleri aracılığıyla tamamen halka indirildiği bir yapı kurulmaya çalışılır. Halkın seçimlerde daha çok söz sahibi olması için reformalar gerçekleştirmişlerdir. Fernando Chui’nin öncelikle çözmeyi amaçladığı problemlerin başında yoksullukla mücadele ve halkın genel memnuniyetsizliği gelmektedir. Ayrıca eğlence ve bahis sektörüne dayanan ekonomik aktivitelerin farklı alanlara da yönlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Ciddi reform çabalarının olmaması sebebiyle ekonomide geniş tabanlı ve dinamik bir işgücü piyasası oluşturulamamıştır. Parasal istikrar en iyi muhafaza edilen ekonomik kalemlerden birisi olmuştur. İthalatta tarifelerin kaldırılmış olmasına rağmen ticaretin maliyetini yükseltmek için tarife dışı engeller kullanılmaktadır. Makao ekonomisi son yıllarda istikrarlı bir büyüme kaydetmiştir. Çin anakarasının uyguladığı sıkı para politikalarına rağmen ekonomik performans korunmaya devam etmiştir. ABD kökenli işletmelerin Makao eğlence ve bahis sektörüne yönelik yatırımlara başlamasının da etkisiyle ülke ekonomisi önemli oranda bir büyüme yaşamıştır. Makao’nun ekonomisinde hizmetler sektörü ihracatı özellikle kumarhane gelirleri büyük öneme sahiptir. Hükümet sergi, fuar, lojistik gibi diğer hizmetler sektörlerini de geliştirmek yönünde destek sağlasa da halen kumarhane sektörü ülke ekonomisi içindeki önemini korumaktadır. Bu durum ülke ekonomisini de kırılgan bir noktaya getirmektedir.
maya başlayacak resmi temsilcilikler açacaklarını belirtmiştir. 2011 yılının Aralık ayından beri Hong Kong tarafından 8, Makao tarafından 4 geçici temsilci Tayvan’da yaşamaya ve geçici ofislerinde çalışmaya başlamıştır. Açılan temsilciliklerdeki amaç ticaret, kültürel, eğitim, teknoloji, gezi ve tıbbi yenilikler alanlarında bölgeler arası koordinasyonun artırılmasıdır. Ülkenin dış ticareti Makao’da yüzölçümünün sınırlı olması nedeniyle tarım yapılamadığından ülke Çin anakarasından gelen gıda ürünleri ve ham maddeye bağımlı durumdadır. Başta tarım ürünleri olmak üzere birçok ürünün ithalatı Çin’den yapılmaktadır. Ülkenin altyapısı oldukça gelişmiştir. Bu sayede ülke, tüm dünyadan gelen yatırımcılara üst düzey hizmet sunmaktadır. Makao’nun önde gelen ihracat kalemleri tekstil, giyim ve hizmetler sektörleridir. Fakat ülkenin katma değerli üretim oranı Hong Kong ve Singapur’un gerisinde kalmıştır. Türkiye ile dış ticaret Türkiye ile Makao arasındaki dış ticarete bakıldığında yıllar itibariyle Türkiye’nin ihracatının arttığı ve dış ticaret fazlası verilmeye başlandığı söylenebilir. 2014 yılında Türkiye ile Makao arasındaki dış ticaret hacmi 10,5 milyon dolara yaklaşır. Bu dönemde Makao’ya 7 milyon 562 bin dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye, 3 milyon doların biraz üzerinde ithalat yapar. Zeytinyağı ve fonksiyonları, unlu mamuller, pirinç, mermer, traverten, kireçli taşlar, izole edilmiş teller ihraç ettiği ürünlerin başında gelir. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Pasaport ve vize işlemleri Makao, Türk vatandaşlarının buraya yapacakları turistik ve iş görüşmesi amaçlı seyahatlerinde bir aylık vize muafiyeti uygulamaktadır. Girişte pasaportlara bir ay geçerli giriş vizesi damgası vurulmaktadır. Bu işlem ücretsizdir. Bunun yanında girişte, otel rezervasyonu, ziyaretin amacı, dönüş bileti, yeterli maddi imkana sahip olunup olunmadığı gibi konularda sorular sorulabilmekte veya belge istenebilmektedir. Hong Kong ve Makao Özel İdare Bölgeleri Çin’in bir parçası olmakla birlikte birçok uygulama açısından anakara Çin’den ayrı bir ülkeymiş gibi kabul edilmektedir. Bu nedenle anakara Çin’den bu bölgelere geçiş yapıldığında ülke dışına çıkılmış olunur. Dolayısıyla tek girişli vize ile anakara Çin’e giriş yapıldıktan sonra Hong Kong’a veya Makao’ya çıkış ya-
Serbest piyasa ekonomisini benimseyen Makao’da yaşam standartlarının yüksek oluşu ve her geçen gün artması sonucunda siyasi istikrar sağlanmaktadır. Doğal kaynaklar ve çevre Makao’ya Hong Kong’dan sadece deniz yolu ile ulaşılabilmektedir. Bu durum önemli bir engel teşkil etmektedir. Aynı gün içerisinde Hong Kong, Makao ve sınırdaki Zhuhai’ye gitmek mümkün olmakta ancak yabancıların ve bölgede yaşayanların defalarca sınır kontrollerinden geçmeleri gerekmektedir. Özellikle Çin Halk Cumhuriyeti sınır kapılarından geçenler ciddi zaman kaybı ve sıkı kontrollere maruz bırakılmaktadır. Bu bölgedeki ulaşım engellerinin Hong Kong, Makao, Zhuhai karayolu köprüsü ile bir ölçüde çözülebileceği iddia edilmektedir. Örneğin Hong Kong’dan Makao’ya feribotla 70 dakikada gidilirken köprünün yapılmasıyla aynı mesafe karayolu ile bir saatin altına inecek. Böylece havayoluyla Hong Kong’a gelen bir turist artık Makao’yu daha çok ziyaret etmek isteyecektir. Ayrıca Guangzhou ile Zhuhai arası 45 dakikaya ineceğinden Makao’dan Guangzhou’ya ulaşım daha kolay olacaktır. Bu köprünün 2009 yılının sonlarında yapımına başlanmıştır. Köprü için yapılacak olan masrafların 11,5 milyar Doları aşacağı tahmin edilmektedir. Masrafların yüzde 50’sini Hong Kong, yüzde 35’ini Çin
2014 yılında ülke ekonomisinde yaşanan gerilemenin etkilerinin 2015 yılında da kendini göstermesi beklenmektedir. 2014 yılında ülkenin GSYİH’sinde yüzde 0,4 oranında gerileme yaşanmıştır. Bu gerilemenin başlıca nedeni anakara Çin’de başlatılan yolsuzluk karşıtı kampanyadır. Söz konusu kampanya yüksek bahis oynayan bahisçilerin harcamalarını azaltmasına neden olmuştur. Yolsuzluk karşıtı kampanyanın 2015-16 yıllarında da devam etmesinin Makao ekonomisini olumsuz yönde etkileyeceği tahmin edilmektedir. 2015 yılında ülke ekonomisinde yüzde 24 oranında gerileme beklenmektedir. 2016 yılı için büyüme oranı tahmini ise yüzde 6,7’dir.
pılır ise bu bölgelerden aynı vizeyle anakara Çin’e yeniden giriş yapılması mümkün değildir.
Bölgesel eğilimler
Barınma
Makao’nun Çin anakarası ve diğer komşularıyla sorunsuz ilişkiler içinde olması göze çarpmaktadır. Makao Hükümeti, Hong Kong Hükümeti ile beraber Tayvan’da aktif olarak çalış-
Otel fiyatları Hong Kong’a kıyasla daha makuldür. Şehrin gürültüsünden uzak kalmak isteyenler için tam bir tatil bölgesi olan Taipa Adası’ndan bir otel seçmek daha doğru olacaktır.
6 aylık düzenlenen çok girişli vizeler, her girişte ülkede 30-60 gün kalınmasına izin verir. Yerel hükümetlerden, kamu kuruluşları veya firmalarından alınan davetiye, vize alınmasına kolaylık sağlamaktadır. Ulaşım Makao’ya gelmenin en basit yolu Türk Hava Yolları ile aktarmasız olarak Hong Kong’a gelip oradan feribotlarla Makao’ya geçmektir. Hızlı feribot yolculuğu ile bir saatte Hong Kong’dan Makao’ya varılmaktadır.
7
YIL: 18 | SAYI: 315 | 18 Eylül - 1 Ekim | www.mtso.org.tr
Bakliyat kullanım alanları yaygınlaştırılmalı Hasan Ergün ARAL
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 3 No’lu Hububat, Bakliyat ve Dış Ticaret Meslek Komitesi Başkanı
Bakliyata verilen destek primleri büyük önem taşıyor ancak tek başına yeterli değil. Bunun için hem dekar başına verimi artıracak çalışmalar yapılmalı hem de Tarım ve Gıda Bakanlığı tarafından hazırlanan Havza Projesi hayata geçirilmeli.
B
irleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2016’yı Uluslararası Bakliyat Yılı olarak ilan etmesinin ardından tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bakliyatın geliştirilmesine yönelik çalışmalar arttı. Özellikle tüketim alanlarının çeşitlendirilmesi adına yapılan denemeler olumlu sonuçlar verdi. Protein bakımından zengin bakliyat ununun buğday unuyla karıştırılarak kullanımı tüketiciler tarafından büyük beğeni topladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 3 No’lu Hububat, Bakliyat ve Dış Ticaret Meslek Komitesi Başkanı Hasan Ergün Aral, bakliyat kullanım alanlarının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Bu yılın Uluslararası Bakliyat Yılı olduğunu hatırlatan Aral, bu yıl dolayısıyla bakliyata yönelik çok önemli çalışmalar yapıldığını bildirdi. Özellikle İstanbul’da Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayiciler Derneği (PAKDER) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmanın güzel sonuçlar verdiğine değinen Aral şunları söyledi: “PAKDER’in yaptığı çalışmalar sonunda protein bakımından zengin nohut unu, buğday unu ile karıştırılarak pizzalar yapıldı. Bakliyat ürünlerinin farklı kullanım alanları denendi. Glütensiz nohut unları gerek besleyicilik gerekse lezzet bakımından büyük beğeni topladı. Biz de bu yıl komite olarak bakliyat ununun Mersin’deki un üreticileri tarafından kullanımının artırılması yönünde çalışmalar yapacağız.”
Bu konuda İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile ortak çalışma yapıldığını hatırlatan Aral, “Amerika’da protein tozlarının sanayideki kullanımı çok yaygın. Bu üniversiteler yaptıkları çalışma ile bakliyat ürünlerinden protein tozunun yüzde 100 çıkarılabildiğini gördü. Fire verilmeden protein alabiliyor ve istediğiniz gıdaya enjekte edebiliyorsunuz. Bu sayede bakliyatın farklı bir kullanım alanı ortaya çıktı. Unu ve proteini çıkarıldı. Bu kullanım alanları Mersin’de de ülkemizde de yaygınlaşmalı” dedi. Özellikle gençler arasında bakliyat tüketiminin giderek azaldığına değinen Aral, protein bakımından oldukça zengin bu besin maddesinin tüketiminin artırılması için gençler arasında tüketimi her geçen gün artan pizza, makarna gibi ürünlerde kullanılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Aral, bunun da nohut unu gibi bakliyat unu tüketiminin artmasıyla mümkün olabileceğine değindi. “Desteklerin artışı sevindirici” Ardından sektöre ilişkin değerlendirmeler yapan Hasan Ergün Aral, Bakliyat ürünlerinin ihracat potansiyeli yüksek ürünler olduğunu anlattı. Ancak Türkiye’de üretim rakamlarının her geçen gün azalmasından duydukları üzüntüyü dile getiren Aral, Uluslararası Bakliyat Yılı dolayısıyla yapılan görüşmelerin sonuç vermesiyle iki sene önce kilo başına 10 kuruş olan bakliyat desteğinin 30 kuruşa çıkarılmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Kilo başına desteğin tek başına yeterli olmadığına dikkat çeken Aral, verimin de artırılması ge-
rektiğini anlattı. Amerika’da yeşil mercimekte 1’e 18 verim alınırken Türkiye’de bu oranın 1’e 6’yı zor yakaladığını kaydeden Aral, toprakla, gübreyle, tohumla ilgili sorunların aşılıp verim farkına da bir çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Bunun için Tarım ve Gıda Bakanlığı tarafından hazırlanan Havza Projesi’ni çok önemsediklerini vurgulayan Aral, “Bu projenin vakit kaybedilmeden hayata geçirilmesini bekliyoruz. Çiftçimize ekilecek doğru yerler gösterilirse verilen bu desteklerle, doğru uygulamalarla bakliyat üretiminin artacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. “Nohut üretimi tüm dünyada düşüyor”
Kırmızı mercimekte rekoltede ciddi bir düşme beklemiyoruz. Paralelinde fiyatlar da yükselmeyecektir. Yurtdışında da benzer bir tablo hakim. Yeşil mercimekte ise iyice geriledik. 20 bin tonlara düştük. Oysa yaklaşık 60-70 bin ton tüketim var. 40 bin tona yakın ithal ediyoruz. Bu da Kanada ve Amerika’dan geliyor. Fasulyede ise çok fazla bir ithalat yapıldığı söylenemez. En fazla 20 bin ton ithalat olabilir. Türkiye’deki barbunya üretimi ise yetmiyor ve İran’dan, Kırgızistan’dan barbunya geliyor. Bu da fiyatları yükseltiyor.
Ürün bazında da değerlendirme yapan Hasan Ergün Aral, üretim rakamları hakkında bilgi verdi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre geçen yıl 450 bin ton nohut, 200 bin ton fasulye, 20 bin ton civarında yeşil mercimek ve 350 bin tona yakın da kırmızı mercimek üretimi gerçekleştirildiğini bildiren Aral, bu yıl aynı rakamlara ulaşmanın zor gözüktüğünü söyledi. Aral şöyle konuştu:
Hububata da kısaca değinecek olursak bu yıl 1 milyon ton civarında pirinç üretimi beklendiği söylenebilir. Bu yıl Osmancık pirincin yanı sıra, geçen yıl deneme üretimi yapılan başta Ronaldo, Meo ve Komeo cinsleri olmak üzere 6-7 yeni cins pirinç ekildi. Her yıl üretim artarak devam ediyor. Ancak burada da tarla verimi önemli. Eğer verimde 750 kilo ortalama yakalanabilirse hedeflere ulaşmak mümkün olur.”
“Maalesef nohut üretiminde bu rakamların yakalanamayacağı kesin. Kuraklık ve ekimdeki verim düşüklüğü rekolteyi büyük ölçüde düşürdü. Ancak yalnızca ülkemizde değil dünyada kuraklık nedeniyle nohut üretimi büyük ölçüde düştü. Bu durum fiyatlara da yansıdı ve son 6 ayda yüzde 30-40’lık bir artış yaşandı. Dünyada da fiyatlar dolar bazında arttı. Ancak Fiyatların ulaşabileceği son noktaya geldiğini düşünüyorum.
Mersin’de bakliyat sektöründe faaliyet gösteren çok büyük şirketler bulunduğunu ve bu şirketlerin çok büyük kapasitelerle çalıştığını vurgulayan Aral, üretimin artması halinde ihracatın da artacağını söyledi. 1990’lı yıllarda Türkiye’de 1 milyon 800 bin ton üretim yapıldığı yıllardaki ihracat artışlarını hatırlatan Aral, bu nedenle Havza Projesi’nin hayata geçirilmesini çok önemsediklerini bir kez daha yineledi.
Düğün sezonu kuyumcuyu memnun etmedi Ü
lkede 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin olumsuz etkilerini en çok hisseden sektörler arasında kuyumcular yer aldı. Bu tarihten sonra vatandaşın var olan parasını altına dövize çevirmek ya da bankaya yatırmak yerine nakit olarak elinde tutmak istemesi sektörü olumsuz etkiledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı Faruk Aktuğ, düğün sezonu olmasına rağmen piyasaların açılmadığını ve bekledikleri satışları gerçekleştiremediklerini söyledi. “Allah bir daha göstermesin, satışlarımızda darbe girişiminin büyük etkisi oldu” diyen Aktuğ, yaşadıklarını şöyle özetledi: “Darbe girişimi gecesi halkın bir bölümü marketleri açtırdı ve stok yaptı. Elinde nakit parası olmayanlar komşusundan borç alarak alışverişini gerçekleştirdi. Bu durum bizim sektörümüze nasıl yansıdı derseniz, bu olay sonrası insanlar altın almak yerine parasını cebinde tutmayı tercih etti. Hatta bankaya da yatırmak yerine yanında bir miktar nakit bulundurması gerektiğini düşünmeye başladı. Bu da tekrar yastık altına dönüşleri beraberinde getirdi. Halkta bir tedirginlik oluştu. Altın alımı o günden sonra durdu. Ayrıca o dönemde Euro, Dolar ve altındaki bir miktar yükseliş de tedirginlik yarattı. Satacak olanlar acaba daha yükselir mi diye
MTSO 7
bekledi. Alacak olanlar yüksek olduğu için alamadı ve piyasalar durdu.” Son dönemlerde artık eski ananelerin de kaybolmaya başladığına işaret eden Aktuğ, düğün sezonu açılmasına rağmen gerek bu değişen ananeler gerekse var olan tedirginlikle istedikleri satışları yapamadıklarını anlattı. Artık ailelerin çocuklarının mutlu yuvasını görme isteği ile yalnızca bir bilezik, iki alyans alarak asgari ölçülerde düğün yapmayı tercih ettiğini ifade eden Aktuğ, “Ayrıca çeyreğin çeyreği olarak ifade edilen 0,62 cm altınların üretilmiş olması da yaşanan sıkıntının ciddiyetini daha net yansıtmaktadır” değerlendirmesini yaptı. “Caddenin güzelleşmesi için işyerleri arasında birlik şart” Ardından kuyumcu esnafını etkileyen çalışmalar hakkında değerlendirme yapan Faruk Aktuğ, Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan çalışmalara değindi. Atatürk Caddesi, Mersin Oteli, Silifke Caddesi, Yoğurt Pazarı civarını da kapsayan dönüşümü büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Aktuğ, bu bölgenin bir ada olarak düzenlenmesi ve insanlar için bir gezi sahası oluşmasının esnafın önümüzdeki süreçte daha rahat çalışmasını ve işlerinin açılmasını da beraberinde getireceğini söyledi. Bu çalışmanın ise özellikle ku-
CMYK
yumcuların iş yoğunluklarının arttığı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına denk gelmesinin ise yaşadıkları olumsuzlukları artırdığını kaydeden Aktuğ, “Dükkanlarımızın önündeki çalışmalar nedeniyle zaten altın alma noktasında kararsız olan halkımızın dükkanlarımıza uğramasının iyice önünü kesiyor. Temennimiz en kısa sürede bu çalışmaların tamamlanmasıdır” değerlendirmesini yaptı. Ayrıca yalnızca belediyenin çalışmasının yeterli olmadığını, cadde üzerinde faaliyet gösteren işyerlerine de görevler düştüğünü anlatan Aktuğ, bunun için esnafın birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi. Dış dekorasyonların caddeye yakışır şekilde yenilenmesi gerektiği vurgusu yapan Aktuğ, gerekirse belediyenin bu konuda bir zorunluluk getirmesini beklediklerini söyledi. Tüm iş yerlerinde tek tip tente kullanımı, tabela kullanımı olması gerektiğini dile getiren Aktuğ, “Hatta belli bir ölçü kıstası getirilmeli, herkes tabelalarında aynı rengi, yazı fontunu kullanmalı. Böylece caddeye görsel bir bütünlük gelecektir ve estetik kazandırılacaktır” diye konuştu. “Atatürk Caddesi Mersin’in kalbidir” Atatürk Caddesi’nin kent tarihinde çok önemli bir yeri bulunduğunu hatırlatan Faruk Aktuğ, “Atatürk Caddesi, Mersin’in kal-
bidir” benzetmesi yaptı. Ancak bu kalbin durmak üzere olduğunu ve vakit kaybedilmeden gerekli adımların atılması gerektiğini anlatan Aktuğ, şöyle konuştu: “Mersin’e bir turist geldiği zaman kuyumculara geliyor vitrinlere bakıyor ve sonra bize nereleri gezebileceklerini soruyorlar. Biz ise çarşıdan uzaklaştırmak istemiyoruz. Oysa çarşıda istedikleri gibi gezebilecekleri, oturabilecekleri kahve içebilecekleri bir yer yok. Yol düzenlemelerinin ardından Atatürk ve Silifke Caddesi AVM mantığı ile dizayn edilmeli. Trafiğe kapatılmış olan bu caddelerde gerekirse cadde üzerinde 4-5 masalı mini büfeler oluşturulup hareket getirilebilir.” Ancak önceliğin çok katlı otopark ve temiz tuvaletler oluşturulmasına verilmesi gerektiğine değinen Aktuğ, bunların yapılması halinde kent halkının çarşıyı daha fazla kullanacağına inandığını anlattı. Aktuğ, caddelerin güzelleştirilmesi noktasında kuyumcular olarak Belediye’ye her türlü desteği vermeye hazır olduklarını vurguladı. Caddenin hareketlenmesi ve cazibesinin artması adına bir de öneri getiren Faruk Aktuğ, Silifke Caddesi ile Atatürk Caddesi arasında ring yapan 20 kişilik mini bir tramvay çalıştırılabileceğini söyledi. Bu tramvay ile yaşlıların istedikleri yere daha rahat gidebileceğini çocukların gezebileceğini kaydeden Aktuğ, böylesi bir çalışmanın ilgi de uyandıracağına inandığını dile getirdi.
Faruk AKTUĞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı
Atatürk Caddesi Mersin’in kalbi. Belediyenin çalışmalarına ek olarak işyerleri dış görünüşlerini tek tip yaparak görsel bütünlüğü yakalamalı. Tek tip tabela, tek tip tente kullanılır ve gerekirse dış cepheler de aynı renkte olursa bu caddeye estetik kazandıracaktır.
8
YIL: 18 | SAYI: 315 | 18 Eylül - 1 Ekim | www.mtso.org.tr
Mersin, büyük bir şantiyeye döndü
RÖPORTAJ
ilgili neler söyleyebiliriz? Belki de en önemli projemiz hızlı tren. Mersin’i hızlı tren ile buluşturuyoruz. Konya-Karaman arasındaki hızlı tren çalışmalarımız bitmek üzere. Bu hattı Ulukışla üzerinden Mersin’e ulaştıracağız ve Mersin’in İç Anadolu bölgesine bağlantısını sağlayacağız. Ayrıca Mersin-Adana arasındaki hızlı tren çalışmalarımız da sürüyor. Bu hat daha sonra Osmaniye, Gaziantep ve Şanlıurfa’ya oradan da Habur’a kadar uzanacak. Böylece Mersin ticaretin merkezi haline gelecek. Biliyorsunuz hızlı trenler ile yük de taşıyacağız. Mersin limanına gelen yükler İç, Doğu ve Batı bölgelerimize, oralardan gelen yükler de Mersin’e hızlı bir şekilde ulaştırılmış olacak. MTSO Haber: Mersin aynı zamanda bir tarım kenti. Tarım kentinin en önemli ihtiyaçlarının başında ise sulama suyu geliyor. Bu alanda yatırımlar var mı? Elbette bu alanda önemli yatırımlar yapılıyor. Mersin’in 50 yıllık içme suyu ihtiyacını giderecek dev projeleri de hayata geçiriyoruz. Bunlardan Tarsus Pamuklu, Erdemli Sorgun ve Aksıfat Barajlarının inşaatları devam etmekte. Yine içme ve sulama suyu açısından önemli projelerden biri olan ve proje bedeli 200 milyon lira olan Mezitli Erçel-Değirmençay Barajı’nı bu yılın ek yatırım programına aldık. Sadece barajlar değil göletler konusunda da önemli mesafeler kat ettik. İl genelinde 22 sulama göletinin yapımına başladık, 55 sulama göletinin etüt-proje yapım çalışması ise sürüyor. Hepsini 2019 yılına kadar tamamlamayı ve ilimizin sulama problemini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.
K
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Mersin’de ulaşımdan sağlığa, sulama altyapısından turizm ve eğitim yatırımlarına kadar gerçekleştirilecek projelerin tümünü en kısa sürede tamamlamaya odaklandıklarını bildirdi.
alkınma Bakanlığı yanında aynı zamanda Mersin Milletvekili de olan Lütfi Elvan, kenti ve sorunlarını yakından tanıyor. Seçim döneminde Mersin’i karış karış dolaşan, sivil toplum örgütleriyle sık sık bir araya gelerek kentin ihtiyaçlarını ve sorunlarını dinleyip projelerini bu doğrultuda belirleyen Elvan, Bakan olması sonrasında seçim döneminde hazırladığı projelerine hızlı bir başlangıç yapıyor. Gazetemiz için yaptığımız söyleşide Elvan, Mersin’in öncelikle bir ulaşım ve erişim altyapısına ihtiyaç duyduğunu saptadıklarını söylüyor. Çalışmalarını da bu alana yoğunlaştıran Bakan Elvan, gerçekleştirilecek yatırımlar sonunda bir lojistik kenti olarak Mersin’i Türkiye’de ve dünyada söz sahibi konuma yükseltmeyi hedefliyor. Mersin’de ulaşımdan sağlığa, turizmden, tarıma kadar hemen her alanda yatırımların başladığını bildiren Elvan, bu yatırımlarla kentin büyük bir şantiyeye döndüğü benzetmesini yapıyor. Ulaşım altyapı çalışmalarıyla Mersin’in başta iç kesimler olmak üzere ülkenin diğer bölgeleri ile olan bağlantılarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Bu anlamda ardı ardına havayolu, karayolu, denizyolu ve demiryolu ağlarının standartlarını yükseltecek projelerin ihaleleri yapılıyor. Bu süreçte ilk etapta Mersin ekonomisine önemli katkılar sağlayacak olan Akdeniz Sahil Yolu Projesi, Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi gibi mega projelerde önemli adımlar atılıyor. İlk olarak Devlet Hava Meydanları tarafından 218 Milyon TL’ye halkın uzun zamandır beklediği, hem dış ticareti hem turizmi canlandıracak Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi Altyapı İhalesi gerçekleştiriliyor. Ardından sırasıyla diğer ulaşım altyapı yatırımları geliyor. Seçimlerin ardından Mersin için 127 proje ihale ediliyor. Bu projelerin toplam tutarı ise 2,9 milyar lira. Seçimler öncesinden gelen 83 proje de ihmal edilmiyor ve tamamlanması için yoğun çalışmalar devam ediyor. Geçmişte, biten bir projenin ardından yenisi başlarken mevcut durumda tüm projeler eş zamanlı olarak sürdürülüyor. Çünkü zaman kıymetli, kısa sürede kentin ve paralelinde Türkiye’nin 2023 hedeflerine taşınması gerekiyor. Herhangi birisinde aksama olması halinde ise anında müdahale ediliyor.
Bu doğrultuda Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan ile kentte devam eden yatırımları ve hedefleri konuştuk.
bir alt yapıyı hak ediyor. Biz de bu bilinçle Mersin’e yönelik çok sayıda projemizi açıkladık. Ve bunların hayata geçirilme çalışmalarına da hızla başladık.
MTSO Haber: Mersin ile ilgili genel düşüncelerinizi anlatır mısınız?
MTSO Haber: Kentin beklediği öncelikli yatırımlar arasında Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi geliyor. Bu projeyle ilgili çalışmaları anlatır mısınız?
Mersin; konumu, tarihi, doğası, kültürel ve demogra-
Mersin’in 50 yıllık içme suyu ihtiyacını giderecek dev projeleri de hayata geçiriyoruz. Bunlardan Tarsus Pamuklu, Erdemli Sorgun ve Aksıfat Barajlarının inşaatları devam etmekte. fik yapısı ile Türkiye’nin en nadide illerinden birisidir. Türkiye’deki tüm unsurları içinde barındıran bir şehir. Barış ve kardeşlik içinde nasıl yaşanabileceğinin en güzel örneklerinden. Şehir, ekonomisi ile de Türkiye’de ve dünyada söz sahibi olabilecek bir konumda. AK Parti hükümetleri döneminde Mersinimize 14 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık ve ilimize dev eserleri kazandırdık. Burada yaptıklarımızı anlatmak yerine, şu an yaptıklarımız ve bundan sonra yapacaklarımızdan bahsedeceğim. Zira Mersin’de daha yapacak çok işimiz var. Bir lojistik kenti olarak, bir tarım ve sanayi şehri olarak Mersinimiz daha iyi
Özellikle karayolu, demiryolu, havayolu ve denizyolunda Mersin’i söz sahibi yapacak çalışmalarımız var. Öncelikle Mersin’i modern bir havalimanına kavuşturmak zorundayız. Bu kapsamda Mersin ve Adana arasında Çukurova Bölgesel Havalimanını inşa edeceğiz. Yap-İşlet-Devret modeli ile ihaleye çıkılmıştı. Ancak sadece bir firma başvuruda bulununca ihale iptal edildi. Biz de bu işi fazla uzatmamak adına Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın bu havalimanını devlet imkanları ile yapmasına karar verdik. Ardından Bakanlığımız ihaleye çıktı. Kendi alanında uzman ve yeterliliğe sahip 19 firma başvuruda bulundu. Ve bu firmalardan biri ihaleyi kazandı. Hızlı bir şekilde havalimanımızın alt yapı yapım çalışmalarına başlayacağız. En kısa sürede havalimanımızı bitirip Mersin’i Türkiye ve dünya ile bütünleştirmiş olacağız. MTSO Haber: Sayın Bakanım, Mersin’in bildiğiniz gibi bir de uzun süredir devam eden yol sorunu var. Başta Antalya Sahil Yolu olmak üzere diğer yol projelerini bizimle paylaşır mısınız?
MTSO 8
CMYK
Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olan Mersin Şehir Hastanesi’nde artık sona geldik. Bu yılın sonuna doğru hastanemizi milletimizin hizmetine sunacağız ve Mersinimize dev bir eseri daha kazandırmış olacağız. Eğitimde, sağlıkta, turizmde ve daha birçok alanda burada saymakla bitiremeyeceğim 210 adet projemiz ve çalışmamız var. Ancak içlerinden bazılarından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Bunlardan biri Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olan Mersin Şehir Hastanesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde yapımına başlanan hastanede artık sona geldik. Bu yılın sonuna doğru hastanemizi milletimizin hizmetine sunacağız ve Mersinimize dev bir eseri daha kazandırmış olacağız. Yine Mersin’in önemli sorunlarından biri olan elektrik alt yapısında önemli gelişmeler kaydedildi. Bu konuda kronikleşmiş sorunları bir bir çözüyoruz. Bu yıl elektrik alt yapısı için 110 milyon lira ödenek ayrıldı. Trafo, iletim hattı ve panolar tamamıyla elden geçiyor ve yenileniyor.
Yol konusunda da Mersin’in sorunlarını A’dan Z’ye biliyoruz. Erdemli Çeşmeli’den Taşucu’na uzanan bir otoyolunu Mersin’e kazandıracağız. Proje çalışmalarını hızlandırdık ve en kısa sürede Yap-İşlet-Devret Modeli ile yapım ihalesine çıkacağız. Akdeniz Sahil Yolu’nda çalışmalarımız tüm hızıyla ilerliyor. Mersin ve Antalya’yı bölünmüş yolla birbirine bağlıyoruz. 446 kilometre olan bu yolda uzunluğu 11 kilometreyi bulan 27 adet tünel ve uzunluğu 3 buçuk kilometreyi bulan 6 adet viyadük yapıyoruz. Mersin tarafında 3, Antalya tarafında 5 tüneli tamamlayarak milletimizin hizmetine sunduk. Ayrıca Mersin’i Adana’ya bağlayan D400 karayolunu da 4 şeritten 8 şeride çıkarıyoruz. Bu yolda da yapım çalışmaları başladı. Şu anda Hal-Liman Kavşağı ile Bekirde Köprüsü arasında çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Yine, Mersin’in ilçeleri ile ve ilçelerin de diğer illerle bağlantısını da güçlendiriyoruz. Batı’ya, Kuzey’e ve Doğu’ya bağlanan tüm güzergahlarda Mersin şu anda şantiyeye dönüştürülmüş durumdadır. Her yerde çalışmalarımız hızla ilerliyor.
Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi
MTSO Haber: Peki Sayın Bakanım lojistik ve tarım altyapısını güçlendirecek önemli projeler anlattınız. Bunların dışında kenti hangi yatırımlar bekliyor?
MTSO Haber: Biraz da demiryolu yatırımlarından bahsetmemiz gerekirse, hızlı tren projesiyle
MTSO Haber: Eklemek istediğiniz başka bir konu var mı? İnşallah hızlı bir şekilde projelerimizi tamamlayarak Mersinlilerin kullanımına sunacağız. Hain terör örgütlerine ve onların tüm oyunlarına rağmen, milletimize hizmet aşkından vazgeçmeyeceğiz. Tek amacımız var, o da 2023 hedeflerine ulaşmak ve milletimizin refah seviyesini artırmak. Bu amaçla gece gündüz demeden çalışıyoruz ve hedeflerimizi bir bir gerçekleştiriyoruz.