MTSO Haber Sayı 318

Page 1

Kültür ve lezzet şehri Mersin, YÖREX’te

‘Yaşamın içinden’ bir sergi

Çakacak: “Mersin’de 15 binden fazla işgücü ihtiyacı var”

>2’de

>2’de

>4’te

MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33

“Memurlar ülkesi Türkiye...” Şerafettin AŞUT

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr| YIL: | YIL: 1817| SAYI: | SAYI: 318 298| 30 | 6-19 EkimARALIK - 12 Kasım 2015

Mersin’in Gizemi... M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komitesi Başkanları, 5’incisi düzenlenen Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda bir araya geldi. Toplantıda komite başkanları bir taraftan kendi sektörlerinin sorunlarını anlatırken diğer taraftan önümüzdeki süreçte Oda tarafından yapılmasını talep ettikleri çalışmaları dile getirdi. Komite başkanları taleplerini dile getirirken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut da, Oda tarafından hayata geçirilen projelerin, gerçekleştirilen etkinliklerin, yetkililerle paylaşılan tüm sorunların ve belirlenen çözümlerin MTSO Meslek Komitesi Başkanlarının ve üyelerinin çalışmalarının sonucu olduğunu söyledi. Bu nedenle

ortak toplantıları önemsediklerini kaydeden Aşut, “Komiteler verimli çalıştığında, yönetim bunları etkin şekilde takip ettiğinde, Meclis gereken desteği verdiğinde işte bu başarılı işler ortaya çıkıyor” diye konuştu. MTSO, sektörlere yönelik sorunların ve çözüm önerilerinin tespiti için düzenlediği Ortak Komite Toplantılarının 5’incisini Sultaşa Otel’de gerçekleştirdi. Toplantıya Komite Başkanlarının yanı sıra MTSO Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, komite başkanlarının görüşlerinin, önerilerinin, olumlu ve yapıcı eleştirilerinin, MTSO’nun çalışmalarının payandası ve temeli olduğunu söyledi. > 7’de

Suriyeliler ve dezavantajlı grupların topluma kazandırılması toplantısı düzenlendi

A

lman Federal Ekonomi İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı tarafından hazırlanan, ‘Türk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi’ kapsamında Türkiye’de yaşayan başta Suriyeliler olmak üzere göçle gelen dezavantajlı grupların topluma kazandırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.

paydaşlarıyla bir araya geldi.

Proje kapsamında Alman Federal Ekonomi İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı’nı temsilen inşaat ve metal sektörleri temsilcileri ile Mersin’e gelen SEQUA gGmbH temsilcileri Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde konunun

Proje, Suriyeli mültecilerin ve özel politika gerektiren Türk vatandaşlarının yaşam perspektiflerini, mesleki becerilerini, kurslar aracılığıyla geliştirmeyi, mesleki ve girişimsel beceriler kazandırmayı amaçlıyor.

MTSO Başkanı Şerafettin Aşut’un başkanlık ettiği toplantıya SEQUA gGmbH temsilcileri yanında Mersin Büyükşehir Belediyesi, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı, Makine Mühendisleri Odası ile inşaat sektörü temsilcileri katıldı.

MEDITOUR 2016 kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlatılan ‘Mersin’in Gizemi’ başlıklı tanıtım filmi, uluslararası festivallerde yerini almaya hazırlanıyor.

M

erkezi Viyana’da (Avusturya) bulunan Turizm Film Festivalleri Uluslararası Komitesi tarafından iletilen yazıda, Mersin’in Gizemi Filmi’nin Mersin’e seyahat etme ve bu gizemi keşfetme konusunda büyük bir motivasyon oluşturduğu belirtilmiş, sadece bu faktörün bile

MTSO 1

Akdeniz Turizm Forumu - MEDITOUR 2016 kapsamında yapılan hazırlıklardan ve somut çıktılardan birisi olan, 1,5 dakikada izleyenlere Mersin’i merak ettiren film,

Mersin’in bir destinasyon olarak tanıtılması konusunda bir kez daha aracı olacak. Dünyanın önde gelen turizm destinasyonlarını tanıtmak amacıyla hazırlanan filmlerle yarışmak Mersin’in bir dünya kenti olduğunu bir kez daha ortaya koyacak. > 5’te

> 5’te

Mersin Serbest Bölgede maliyetler azaldı, işlemler hızlandı

ersin Serbest Bölge İşleticisi A.Ş (MESBAŞ) Genel Müdürü Edvar Mum, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile yapılan görüşmelerin sonuç verdiğini anlattı. Mersin Serbest Bölgesi ile Mersin Limanı arasındaki koridorda değişen uygulamalar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşandığını hatırlatan Mum, yapılacak yeni çalışmayı şöyle özetledi: “Yapılan değerlendirme sonucunda; muayene işlemlerinin, özellikli durumların haricinde, her iki gümrükte yapılması yerine sadece Serbest Böl-

olma kapasitesinin bulunduğu vurgulanmıştır.

Tarım ve gıda ithalatı Cumhuriyetimizin açısından önemli ülke: 93. yılını gururla kutluyoruz

A M

birçok diğer nedenin yanında Mersin’in bu filmle uluslararası turizm festivallerinde temsil edilmesine ilişkin davetlerine önemli bir altlık olduğu iletilmiştir. Mersin’in Gizemi Filmi’nin rekabet altyapısının yüksek olduğu ve 2017 yılında turizm filmleri alanında büyük ödüle layık

ge Gümrük Müdürlüğü’nde yapılması kabul edilmiştir. Bunun yanında her araç için beyanname açılması yerine tüm sevkiyat için tek beyanname açılması ve teminat talep edilmemesi şeklinde uygulama yapılması da Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca kabul edilen maddeler arasında yer almıştır. Bundan sonraki dönemde Mersin Limanı ve Mersin Serbest Bölgesi arasındaki Koridordan mal geçişleri yine transit beyannamesi düzenlenerek ancak, bu uygulama kolaylığı çerçevesinde yapılacaktır.” > 8’de

CMYK

merika pazarına açılmak isteyenler için Porto Riko, iyi bir yatırım alanı olarak değerlendirilebilir. Lojistik altyapısından kalifiye insan gücüne kadar birçok yönüyle bölge, yatırımcıların dikkatini çekiyor. Porto Riko’da yenilenebilir enerji, bilişim, havacılık/uzay ve imalat sanayi yabancı yatırımcılarca en çok tercih edilen sektörler arasında gösteriliyor. Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa gibi çeşitli pazarlara ulaşım açısından stratejik bir konuma sahip

İran ile tarımsal işbirliği arayışı

>4’te

olan Porto Riko, ABD topraklarında yer alması nedeniyle yatırım altyapısı açısından zengin bir bölge. Ülkenin dış ticarete uygun lojistik altyapısının bulunduğu da söylenebilir. Başkentteki San Juan Limanı’na alternatif olarak inşa edilen ve Porto Riko’nun güneyindeki Ponce şehrinde faaliyet gösteren ‘Port of Americas’ın tamamlanması bölgeye yatırım yapmak isteyenler için önemli bir çıkış kapası olarak gösterilebilir. > 6’da

Tarım sektörü orgamineral gübre istiyor

>5’te

Vergi affında son başvuru 25 Kasım

> 2’de

> 3’te


2

YIL: 18 | SAYI: 318 | 30 Ekim - 12 Kasım | www.mtso.org.tr

Kadına karşı şiddetle mücadelede eğitim desteği

Ö

nemli bir toplumsal sorun olan kadına karşı şiddetle mücadeleye, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Mersin AB Bilgi Merkezi’nden eğitim desteği geldi. Destek kapsamında girişimcilik eğitimi alan 30 dezavantajlı kadın, kendi işlerini kurmak için KOSGEB’in kredi desteklerinden faydalanabilecek. 25 Kasım ‘Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’ kapsamında Mersin AB

Bilgi Merkezi, dezavantajlı grupta yer alan 30 kadına girişimcilik eğitimi verdi. 10-13 Ekim tarihleri arasında MTSO’da düzenlenen etkinlikte eğitimler, KOSGEB Uzmanı Hatice İğde tarafından verildi. 32 saat boyunca eğitim alan kursiyerler, 25 Kasım ‘Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’ gerçekleşecek bilgilendirme etkinliğinin ardından düzenlenecek törenle girişimcilik belgelerini ve sertifikalarını alacak. Etkinlikle de-

zavantajlı kadınların, desteklerden faydalanarak kendi işlerini kurup ekonomik özgürlüklerini kazanmaları hedefleniyor. Ayrıca Türkiye’de AB Bilgi Merkezi Ağı’nın Desteklenmesi Projesi kapsamında 25 Kasım ‘Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’nde, AB Bilgi Merkezlerinin faaliyet gösterdiği illerde bir dizi etkinlik gerçekleştirilmesi planlanıyor.

THY Kargo, devler ligine girme hedefinde

Kültür ve lezzet şehri Mersin,

Yöresel Ürünler Fuarı’nın (YÖREX) 7’ncisi 26-30 Ekim tarihleri arasında Antalya’da düzenlendi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kültür ve lezzet şehri Mersin, yöresel lezzetleriyle fuardaki yerini aldı.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), 100 metrekarelik alanda ilçe Odalar Tarsus, Erdemli, Mut ve Silifke ile birlikte yöresel lezzetleri ve coğrafi işaretli ürünlerini tanıttı. YÖREX’te bu yıl bölgeyi 7 firma temsil etti. Fuarda Mersin standı Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da ilgi odağı oldu. Bakan Tüfenkçi ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, birlikte kestikleri Mersin cezeryesini misafirlere ikram etti. Öte yandan YÖREX’ten aldığı güçle coğrafi işaret çalışmaları başlatılan Silifke yoğurdu, fuar ziyaretçilerinden tam not aldı. MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, YÖREX’in içeriği ile

kent ekonomilerinin kalkınmasında önemli araçlarından biri olduğunu söyledi. Mersin’in yöresel ürünleriyle YÖREX’e düzenli olarak katıldığını anlatan Aşut, “Yerel pazarlarda sıkışıp kalmış yöresel ürünlerimizin daha geniş pazarlarda değer bulmasına yardımcı olan YÖREX, Anadolu’nun rekabet gücünü artırıyor” dedi. Yöresel ürünlerin tanıtımında etkili bir fuar Coğrafi işaret için proje çalışması yapılan Silifke yoğurdu, Mut zeytini ve zeytinyağı, Mut kayısısı, Erdemli limonu, Erdemli balı, Mersin cezeryesi, Mersin kerebiçi, Mersin kahvesi, Mersin Olgunlaşma enstitüsü iğne

oyası, Erdemli aromatik yağları, Tarsus şalgamı, Tarsus üzümü ve Tarsus yayla bandırması ile YÖREX’te yer aldıklarını belirten Aşut şunları kaydetti: “Oda ve borsalar olarak yöresel ürünlerimizi ulusal ve küresel pazarlarda tanıtma konusunda öncü kurum olma özelliğimizden dolayı bizler için YÖREX ayrı bir öneme sahip. Oda ve Borsaların yöresel ürünlerinin ticarileştirilmesi konusunda birbirleriyle kaynaşması, iletişimlerini geliştirmesi ve ortaklaşa çalışmalarına zemin hazırlaması açısından da tam bir iletişim ağı niteliğinde. Bu anlamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Mersin’imizin yöresel ürünlerinin tanıtımı için YÖREX’te olmaya devam edeceğiz.”

‘Yaşamın içinden’ bir sergi H

ava kargoda son 6 yılda yüzde 260 büyüyen Türk Hava Yolları (THY) Kargo, yapacağı yatırımlarla gelecek yıl devler ligi olarak adlandırılan dünyanın kargo taşıyan ilk 10 firması arasına adını yazdırmayı hedefliyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) ve THY işbirliğinde MTSO Konferans Salonu’nda THY Kargo Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi. Toplantıya MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya ile sektör temsilcileri katıldı. Toplantıda hizmetleri hakkında bilgi veren THY Kargo Adana Bölge Müdürü Muhammed Kadri Günay, teknik imkanları ve yeni yatırımlarını anlattı. “Siz ne tür bir operasyon yapmak istiyorsanız kanunlar çerçevesinde her türlü esnek operasyonu, çözümleri sunabiliriz” diyen Günay, en uygun fiyatla en kaliteli hizmeti verme yönünde çalıştıklarını söyledi. THY olarak 323 yolcu ve 11 de kargo uçağı olmak üzere 334 adet uçak filosu ile çalışmalarını sürdürdüklerini bildiren Günay, “115 ülkede 289 havalimanına direk uçuş yapıyoruz, 58 noktaya kargo seferleri düzenli-

yoruz ve tek seferde 110 ton taşıma kapasitesine sahibiz” diye konuştu. Kargo hizmetinde 2010 – 2016 yılları arasında yüzde 260 büyüdüklerini bildiren Günay, gelecek yıl dünyanın kargo taşıyan ilk 10 firması arasına girmek istediklerini ve yatırımlarını da bu doğrultuda sürdürdüklerini söyledi. Bunun için İstanbul’da yeni bir kargo deposu yatırımı yaptıklarını ifade eden Günay yeni yatırımları ile ilgili şu bilgileri verdi: “Devler ligine girebilmemiz için güçlü bir altyapımız olmalı. Bu nedenle 71 bin metrekare alan üzerinde bir depo yatırımı gerçekleştiriyoruz. 43 bin metrekaresi kapalı bu deponun 3 bin metrekaresinde 39 özel kargo deposu bulunacak. Yıllık kargo kapasitesi 1,2 milyon ton olacak depomuzda soğuk hava depoları, değerli kargo odaları, canlı hayvan odaları bulunacak.” Adana Bölge Müdürlüğü’nde ise yılda 22 bin 880 ton civarında kargo kapasiteleri bulunduğunu açıklayan Günay, çalışmalarını 55 kişilik personel ile sürdürdüklerini söyledi. Bölge müdürlüğü olarak 2 gümrüklü havalimanı ve 20 havaalanıyla 24 ile

hizmet verdiklerini anlatan Günay, Adana’dan İstanbul’a haftalık tır seferleri yaptıklarını belirtti. Uçak seferlerinde 3’er ton, truck seferlerinde 20 ton olmak üzere ortalama haftalık 440, yıllık 22 bin 880 tonluk kargo kapasitesine sahip olduklarını aktaran Günay, İstanbul’da Boeing 747’de 310, diğer kargo uçaklarında 240, geniş gövdeli uçaklarda 160 santimetre yüksekliğe kadar yükleme yapabildiklerini bildirdi. Adana çıkışlı ürün gamında taşımaların büyük bölümünü ısı hassasiyeti isteyen ürünlerin oluşturduğuna değinen Günay, sebze, meyve taze balık gibi ürünlerin taşıma oranının yüzde 58 olduğunu anlattı. Adana’daki depolarında -5 ile +21 derece adasında ısı muhafaza eden odaları bulunduğunu kaydeden Günay, yeni uygulamaları ile uçuştan 45 dakika öncesine kadar kargo kabulü yapabildiklerini bildirdi. Kaçırılan uçaklar için endişe edilmemesi gerektiğin de değinen Günay, Adana’dan İstanbul’a günde 14 adet direk seferleri bulunduğunu bu nedenle kargonun mutlaka en kısa sürede ilgili yere ulaştırılacağını söyledi.

Vergi affında son başvuru 25 Kasım V

ergi affı olarak bilinen 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’da yer alan son başvuru süresi, 25 Kasım’a kadar uzatıldı.

31 Ekim’de bitecek olan başvuru süresi 25 Kasım’a uzatıldı. Başvuru süreleri uzatılırken taksit sürelerinin Kasım ve Aralık olarak devam etmesi kararlaştırıldı. Buna göre ilk vergi taksiti Kasım ayında, ilk sosyal güvenlik prim taksiti ise Aralık ayında ödenecek.

atık malzemeleri kullanarak sanat kursları verdiğini dile getiren Ay, heykellerini de tekstil atıklarından yaptığını belirtti. Resimlerinde dünyada yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yaşam sevgisi, güzellikler ve aşk olduğunun altını çizen Ay, malzemelere karşı bir merakı olduğunu resim ya da heykel yaparken her çeşit malzemeyi denediğini söyledi. Ay: “Sanat sadece fırçayla yapılmıyor”

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), 2016-2017 sanat sezonunu ‘Yaşamın içinden’ bir sergiyle açtı. MTSO Sanat Galerisi, yıl boyunca düzenleyeceği sergilerle sanatseverlere dolu dolu bir yıl geçirtmeyi hedefliyor. Ressam Zehra Ay’ın ‘Yaşamın içinden’ resim ve heykel sergisinin açılışı MTSO Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. Sanatçının sergisi, 8 heykel ve 30 resim olmak üzere toplam 38 eserden oluşuyor. Resimlerinde karışık malzeme ve teknik kullanan Ay, heykellerini ise tekstil malzemelerinden yapıyor. Sanatçının soyut çalışmalara yer verdiği sergisinde, yaşama dair her şeyi bulmak mümkün. 2’nci kişisel sergisini açan sanatçının, 2000 yılından itibaren çok sayıda karma sergide imzası var. Şahbaz, “Mersin’deki tek kurum galerisiyiz” 2016-2017 sanat sezonuna güzel bir sergiyle başladıklarını belirten MTSO Sanat Galerisi Sorumlusu Seda Şahbaz, bu yıl da MTSO Sa-

nat Galerisi olarak, resim, heykel, seramik, fotoğraf ve gravür gibi alanlarda 14 sergiye ev sahipliği yapmayı planladıklarını söyledi. Yıl içerisinde şehir dışı ve yurtdışında yaşan Türk sanatçıların eserlerini sanatseverlerle buluşturacaklarını aktaran Şahbaz, bu sanat sezonunda Bünyamin Balamir ve Gaffur Uzuner gibi iki büyük isimi ağırlayacaklarını bildirdi. Mersin’de aktif olan sanat galerilerinin kapandığına da değinen Şahbaz, MTSO Sanat Galerisi olarak Mersin’deki tek kurum galerisi olduklarını hatırlattı. “Mersin sanat kenti ve bunu yaşatmak istiyoruz” diyen Şahbaz, sanatı ve sanatçıyı aracısız olarak desteklediklerini vurguladı. ‘Yaşamın içinden’ isimli 2’nci kişisel sergisini açan Ressam Zehra Ay ise, Mersin’de ilk defa sergi açtığını söyledi. Asıl mesleğinin resim öğretmenliği olduğunu aktaran Sanatçı Ay, öğretmenliği yanında sanat çalışmalarına da devam ettiğini anlattı. Geri dönüşüm üzerine kurduğu firmasıyla belediye, okul, kültür kuruluşları gibi kurumlarda

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU

Çalışmalarında hayatı gibi açık sözlü olmak istediğini belirten Zehra Ay, “Sanat sadece fırçayla yapılmıyor” dedi. Sanatta ifadeye önem veren sanatçı, ifade güçlü olduğu takdirde el becerisinin önemli olmadığını söyledi. Doğru ifadeyi verebilmek için çok kültürlü olmak gerektiğini söyleyen Ay, aslında sanatı tek başına yapmadığını, etrafındaki insanlardan etkilendiği için herkesle beraber yaptığını kaydetti. Ay, sergiyi 20 günlük bir sürede hazırlandığını belirtti. 16 Kasım’a kadar açık kalacak sergi, hafta içi 08.30-18.00, hafta sonu ise 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Şerafettin AŞUT

A. Kadir DÖLEK

Derya GÜLEÇ

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

Oda aidat borçlarına yapılandırma... 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.

MTSO 2

CMYK

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 18 | SAYI: 318 | 30 Ekim - 12 Kasım | www.mtso.org.tr

Memurlar ülkesi Türkiye… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

T

Türkiye’nin bir memurlar ülkesi olma yolunda ilerlemesi geleceğimiz açısından endişe veriyor. Çünkü ekonomisi güçlü devletler girişimcilerinin çokluğu ile bu noktaya gelmişler.

ürkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı- TEPAV’ın İstihdam İzleme Bülteni düzenli olarak takip ettiğimiz bir bülten. SGK verilerinin yayınlanmasını takiben TEPAV tarafından düzenli olarak yayınlanması öngörülen İstihdam İzleme Bülteni, SGK verilerinin bir araya getirilerek kayıtlı istihdama ilişkin büyük resmin ortaya konmasını, ayrıca istihdamın kısa ve orta vadeli eğilimlerinin tespit edilmesini hedefliyor. Bültende “Sigortalı ücretli istihdamı, kadın istihdamı, işyeri, esnaf, çiftçi ve kamu çalışanı sayısında aylık ve yıllık en fazla artış gösteren iller ile sektörler ve işsizlik ödeneğine başvuran ve ödenek alanların sayısı en fazla artış gösteren iller” verilerinin yer alması öngörülüyor. Tüm bu veriler bir durum analizi ve gelecek öngörüleri ve buna bağlı çözüm üretme imkanı anlamında çok önemli. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Temmuz 2016 verileri kullanılarak hazırlanan bültenin 55. sayısı yayımlandı. Bültene göre KOBİ’lerde istihdam edilen sigortalı çalışan sayısı Temmuz 2015 – Temmuz 2016 arasında 10 bin, Haziran 2016 – Temmuz 2016 arasında ise 272 bin azaldı. Yani, geçtiğimiz 12 ayda KOBİ’lerdeki istihdamda 10 bin sigortalı çalışan azalırken, sadece 2016 Temmuz ayında, bir ayda sigortalı çalışan sayısı 272 bin azalmış. Rakamlara dikkatle bakmanızı isterim. Özellikle en çok azalmanın olduğu 10 temel sektör içinde 4 tanesinin üretim ve imalat sektörü olması çok önemli. Bir sektörde istihdam hızlı bir şekilde azalıyorsa o sektörde ciddi bir sorun var demektir. Ekonomisi üretim ve imalat

yapan KOBİ’lere bağlı bir ülke olarak imalat sanayindeki bu istihdam düşüşü tehlikeli bir durumdur. Hükümetimiz bu tehlikeyi hızlı gördü ve acil bazı eylem planları, yeni bir teşvik mantığı ile gündemi olumluya dönüştürmeye başladı. KOBİ’ler ülke ekonomisinin omurgasıdır. Çünkü KOBİ’lerin çoğu ihracat odaklıdır. Yani, ülkenin cari açığını kapatacak yegane enstrüman KOBİ’lerdir. Gençlerimiz memur olma cazibesine kapılıp üretimden uzaklaşıyor 2015-2016 verilerine baktığımızda genel sigortalı çalışan anlamında bir önceki yıla göre 167 bin artış var. Kamu çalışan sayısında ise 124 bin artış var. Kamuda hızlı bir şekilde devam eden memur alımları ve Türkiye’nin bir memurlar ülkesi olma yolunda ilerlemesi geleceğimiz açısından endişe veriyor. Çünkü ekonomisi güçlü devletler girişimcilerinin çokluğu ile bu noktaya gelmişler. Gençlerimiz zorlu ekonomik piyasalar karşısında memur olmanın cazibesine kapılmakta ve üretimden uzaklaşmaktadırlar. Öte yandan 2015-2016 yılında esnaf sayısı 53 bin azalırken, yine kayıtlı çiftçi sayısı da 99 bin azalmıştır. Yani, memur sayısı sürekli artarken ülkenin girişimci sayısı, esnaf sayısı, üretim ve imalattaki KOBİ’lerin istihdamı önemli bir azalma göstermiş. Gittikçe memurlaşan bir ülkede ülkenin zenginleşmesini, cari açığın kapanmasını, vergilerle bütçenin zenginleşmesini kim sağlayacak? Bu ülkenin döviz kaynağı ihracatçıları sayesindedir. Bu ülkenin cari

açığının kapanması ihracata dayalı üretim yapan KOBİ’lerin sayesindedir. Bu ülkenin hizmet için topladığı verginin artmasının nedeni esnaftır, çiftçidir, girişimcileridir. Eğer bu ülkenin girişimcisi, esnafı, çiftçisi, sanayicisi, ihracatçısı, üreticisi bu sektörlerden çıkarsa, ülkenin geleceği olan gençler girişimci olmak, katma değer yaratmak yerine, birer memur olma yarışına girerse, ülkemiz hangi insan kaynağıyla ve nasıl bir ekonomik modelle Dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girecek? Bu zenginliği kim, nasıl yaratacak? Türkiye, özel sektör ile ekonomik sınavdan başarıyla çıktı 2008-2009 küresel finans krizi son 100 yılda dünyanın gördüğü en ciddi ekonomik krizlerden biriydi. Gerçekten hala bu kriz atlatılamadı. Dünya 2008 öncesi küresel ticaret hacmine hala ulaşamadı. Bu krizin büyüklüğünü sosyal ve siyasal sonuçlarıyla da görüyoruz. Son yılarda yaşanan Arap Baharı, Kuzey Afrika’daki sosyal ve siyasal hareketler, iç savaşlar, Suriye’den Yemen’e kadar yaşanlar… Tüm bunların arkasında 2008 küresel finans krizinin rolü vardır. Gerek bu bölgelere yakınlığından dolayı, gerekse bu bölgelere olan büyük ticaretinden dolayı Türkiye bu yangınların arasında kalmıştır. Ekonomimiz ciddi zarar görmüştür. Sadece bu bölgelere olan ihracatımız değil, aynı zamanda pazarlarımıza giden yollar da zarar görmüştür. Her şeye rağmen Türkiye makro bütçe yapısından taviz vermemiş ve bu sınavı Avrupa’nın iflas ilan

Toroslar’ın son konar-göçer Yörükleri:

eden devletleri göz önünde tutulduğunda iyi vermiştir. Ve unutulmaması gereken bir şey var ki, eğer Türkiye 2008 krizini birçok gelişmiş ülkeye göre daha kolay atlatabildiyse ve sosyal, siyasal ve ekonomik istikrarını sağlayabildiyse bunun arkasında özel sektörün ekonomiye verdiği güç vardır. Eğer özel sektörün, KOBİ’lerin dünya ile rekabet eden o gücü olmasaydı bu kriz atlatılamazdı. İşte bundan dolayı güçlenen bir memur devlet değil, güçlenen bir girişimci devlet, özel sektörün çok güçlü olduğu bir Türkiye, ekonomisiyle de demokrasisiyle de dünyanın ilk 10 ülkesi içinde olacaktır. Vizyon bu olmalıdır. Biz iş dünyası gerçekçi bir camiayız. Bardağın yarısı bizim için hep doludur. Yani, umudumuzu asla kaybetmeyiz. Ama bardağın yarısının boş olduğu gerçeğini de asla unutmayız. Bundan dolayı zaman zaman gündeme getirdiğimiz eleştiriler bir umutsuzluk veya karamsarlık yaratma çabası değil, aksine sorunlarımızı görüp tedbir alma çabasıdır. Biz kendimize, kentimize, devletimize ve milletimize güveniyoruz. Tüm bunları yapabilecek gücümüz olduğunu bildiğimiz için bunları söylüyoruz. Yeter ki sanal gündemlerden sıyrılıp, kendi gerçek gündemlerimize odaklanalım. Yeter ki 29 Ekimlerin, 15 Temmuzların ruhunu yaşatalım ve birlik olalım, tek yürek olalım. Bu vesileyle bizlere en umutsuz anda bile neler başarılabileceğini gösteren atalarımızı, şehitlerimizi bir kez daha minnetle anıyor, tüm Mersinlilerin, milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içen dileklerimle kutluyorum.

Yörük aşiretleri ve obaları isimlerinde genellikle ‘Karakeçili’, ‘Sarıkeçili’ gibi koyun ve keçi kelimelerini barındırırlar. Yörük kelimesinin etnik özelliği yoktur. Yörüklük bir yaşam biçimidir. Oğuzlar, Türkmenler ve Yörükler hepsi göçer olan ve aynı köklü topluluğun değişik zamanlarda ve yerlerde aldığı adlardır. Anadolu’nun güneyinde, Taşeli Platosu’nun iç kesimine doğru, Orta Toroslar üzerinde, İç Anadolu’ya geçiş noktasında yer alan Gülnar, önemli Yörük duraklarından birisidir. Özellikle 19. yüzyılda çoğunlukta olan Yörüklerden, geriye 200 haneli Sarıkeçililer kalmıştır.

Ferman padişahınsa, dağlar bizimdir. Yörükler Sarıkeçililerin yaşam tarzı

A

kdeniz’in el değmemiş incisi Mersin, sonbaharda bir başka güzel… Gazetemizin tanıtım sayfasında Mersin’in güzelliklerini anlatırken yazılarımızı hep deniz, kum, güneş üçlemesi ve günümüzde hızla gelişen inanç turizmi çerçevesinde hazırladık. Hazır sonbahar da gelmişken sizleri Akdeniz’den alıp Toroslar’ın eşsiz güzelliklerine götürmek istiyoruz. Yaylarımızdan ören yerlerimi-

ze, yeşilin her çeşidinden endemik bitkilere kadar doğanın insana sunduğu tüm güzellikleriyle Mersin, adeta Akdeniz’de doğanın renklendirdiği bir tablo… Bu tablonun içini ise Yörüklerden Çerkezlere, Boşnaklardan, Tatarlara, Hıristiyanlardan Alevilere, Sünnilerden Kürtlere, Araplardan, Türklere kadar birçok etnik yapıda ki insan dolduruyor. Hatta Mersin Şehir Mezarlığı, tüm bu etnik yapının geçmişten günümüze gelen en büyük örneğini teşkil ediyor. Her dinden insanın defnedildiği şehir mezarlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Taşınmaz Kültür Varlığı’ olarak tescil edildi ve korumaya alındı. Bu kadar çok çeşitliliğin bir arada yaşadığı şehrin adı; Mersin. Bu çeşitliği oluşan parçalardan biri de Yörükler. Özellikle 19. yüzyılda Mersin’in Gülnar ilçesinde sayılarının çoğunlukta olduğu Yörüklerden, günümüzde tek tük obalar kalmış durumda. Bunlardan biri olan Sarıkeçililer, Türkiye’nin son konar-göçer Yörükleridir. Kışın Mersin sahillerine inen Sarıkeçililer, yazın Karaman’a Toros Dağları’na çıkarak ortalama 450 ile 600 kilometre arasında yolculuk

MTSO 3

CMYK

Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları’na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez. Mustafa Kemal Atatürk yapmaktadır. Mersin’le özdeşleşen Sarıkeçililer, Yörük kültürünü de Mersin yaşantısına büyük ölçüde yansıtmıştır. Bu nedenle Mersin’in tanıtımlarında çoğu kez kıl çadırlar kullanılmaktadır. Bu kez sizi Mersin’e bin yıla merdiven dayayan göç kültürünü sürdüren Sarıkeçili Yörüklerini, yani Mersin’in tarihi kültürünü keşfetmeye davet ediyoruz.

Yörük, Anadolu ve Rumeli’de göçebe hayatı yaşayan Türkmenlere verilen addır. Yörük kelimesinin ne anlama geldiği konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Türkçe ‘yürümek’ fiilinden türediği öne sürülüyor. Yörükler, yürümek eylemi için ‘yörümek’ fiilini kullanırlar. Anadolu ağızlarında ise Yörük; cesur, eli ayağı çabuk anlamlarında kullanılır.

Kışları Mersin’in Silifke, Gülnar, Anamur sahillerinde; yazları da Konya’nın Seydişehir ve Beyşehir yaylalarında yazlamaktadırlar. Sarıkeçililerin bütün varlığı deve, davar ve deve sırtında taşınan ev eşyalarıdır. Genellikle göç yolları bellidir. Yolun geçtiği köylerin muhtarlığından geçiş izni alırlar. Her geçtikleri ilçede tanıdıkları vardır ve bu vasıta ile sürünün aşısı ve doğum-ölüm gibi işlemleri yapılır. Halen pek çok Sarıkeçili nüfusa kayıtlı değildir. Kendilerince geliştirilen takvimlere bakarak ve gece yıldızların durumuna göre hava tahminleri yapılır. Kimi fırtınalı günlerde çadırlar kaldırılamaz, kimi belli günlerde de sürüler güneşe çıkarılmaz. Düğün merasimlerinde ise en yakın köy imkanları kullanılır. Ölüleri hayvan sırtında taşınarak yakın bir köyün mezarlığına gömülür. Ölüleri dağda bırakma adetleri yoktur. Düğün için kız tarafı başlık alır. Başlık deve ve keçi olabileceği gibi kısmen altın ve nakit para da olabilir. Kadınların başı feslidir. Entari ve uzun gömlek giyerler. Önde öncek denilen cepler bulunur. Yeni yetişen nesil ise bu usulü devam ettirmiyor. Erkekleri de şalvar, şapka ve ceket giyerler. Sarıkeçililerin dili ise Türkçedir. Din olarak İslam dinine inanırlar. Sarıkeçili çadırlarının ikisini bir arada görmek mümkün değildir. Birbirine en az 500 metre uzaklığa kurulur. Her hane sahibinin hayvanın birbirine karışmaması için bu tür uygulama zorunludur. Göç öncesinde kıl çadırlar onarılır veya eskiyen bölümleri yenilenir. Sarıkeçililer keçi sürüleri ile birlikte göç ederler. Göç

yükü; kilim, keçe, minder, halı yastık, süt-peynir ve yağ üretiminde kullanılan her türlü kap kacak, giyim eşyaları ve bulgur, şeker gibi erzaktır. Göç esnasında yükler deve ve at gibi hayvanlarla taşınır. Sarıkeçililer konakladıkları yerlerde kıldan dokudukları çadırlarda, hayvanları ise taşlarla örülmüş ağıllarda barınırlar. Yaylada günlerini tereyağı, peynir, yoğurt gibi hayvansal üretim yaparak geçirirler. Tarım alanlarının genişlemesi, orman ağaçlandırmalarının artması ve meraların korumaya alınmasıyla birlikte giderek yaşam alanları daralan ve modern hayat tarzı karşısında göçer hayat tarzlarını sürdürmekte zorlanan Sarıkeçililerin, doğayla iç içe yaşayarak edindikleri binlerce yıllık birikimleri de yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Alternatif turizm faaliyeti Sarıkeçililerin yayla göçleri günümüzde medyanın ilgisini çekmiş ve belgesellere konu olmuştur. Günümüzde göç yoluna eşlik etmek alternatif turizm faaliyeti haline gelmiştir. Göç Güzergâhı Göç, Nisan ayında başlayan yaylacılık ile Mayıs-Haziran aylarında sahilden yaylalara uzanır. Bu yolculuk yaklaşık 2-3 ay sürer. Yazın Temmuz ve Ağustos aylarını Seydişehir, Beyşehir, Karaman, Ermenek yaylalarında geçirirler. Yayladan sahile dönüş ise Eylül ayında başlar. Eylül ayını Kasım ayının sonuna kadar dönüş yolculuğu ile geçirirler. Kasım ayında Akdeniz’e inmiş, Haziran ayında ise Seydişehir’e varmış olurlar. Genellikle kışı Mersin’in, Anamur-Silifke ilçeleri arasında geçiren Sarıkeçililer, Mersin’i havası ve ovaları açısından daha elverişli olduğu için tercih ediyor. Fotoğraflar: Mustafa GÜMÜŞ


4

YIL: 18 | SAYI: 318 | 30 Ekim - 12 Kasım | www.mtso.org.tr

Çakacak: “Mersin’de 15 binden fazla işgücü ihtiyacı var”

İran ile tarımsal işbirliği arayışı

İş arayanlarla işverenleri aracısız olarak buluşturan Mersin İş ve Kariyer Fuarı’nın, bu yıl 6’ncısı gerçekleştirildi. Fuara bu yıl da ilgi yoğundu.

A

çılışta konuşan Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Mersin’de yılın ilk 8 ayında işverenler tarafından İŞKUR’a 28 bin başvuru yapıldığını hatırlatarak, 12 bin 600 kişinin işe yerleştirildiğini, ancak halen 15 binden fazla işgücü ihtiyacı bulunduğunu açıkladı. Mersin İş ve Kariyer Fuarı’nın 6’ncısı Mersin Valiliği himayesinde, Mersin İŞKUR koordinesinde, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) yanı sıra ilgili kurum ve kuruluşların desteğiyle düzenlendi. Mersin Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen fuara 130’dan fazla firma katıldı. İki gün açık kalan fuarda yüzlerce genç, firma temsilcileri ile buluştu.

Yegin; “Devir ne olursa olsun asıl olanın insandır’ Açılışta konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Orhan Yegin, ‘devir ne devri olursa olsun asıl olan insandır’ sözünü hatırlatarak, yapılan tüm projelerin, çalışmaların, reformların ve toplantıların temelinde insan faktörünün olduğunu söyledi. Yegin, günümüzde tüm dünyanın Türkiye’den büyük beklentileri olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin büyük bir ülke olması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Çakacak; “İş arayan gençler İŞKUR’a müracaat etmeli” Mersin Valisi Özdemir Çakacak

ise kentte 15 binden fazla işgücü ihtiyacı olduğuna değinerek “Bu nedenle iş arayan gençlerimizi İŞKUR’a müracaat yapmaya davet ediyor ve aranan kriterleri sağlayan gençlerimizi iş hayatına katılmaya çağırıyorum” dedi. Hükümetin üretimden ticarete, finans sektöründen ihracata kadar tüm sektörlerde yeni reformlar hayata geçirdiğini hatırlatan Çakacak, hükümetin istihdam sektöründe de işgücünü daha nitelikli hale getirecek politikalar gerçekleştirmeye devam ettiğini belirtti. Özkan; “Dünyada 200 milyon işsiz var” İŞKUR Genel Müdür Vekili Mehmet Ali Özkan, dünyada 200 milyon işsiz olduğunu belirterek, gençlere bugünden sektörlerin ihtiyaçları doğrultusunda kendilerini yetiştirmeye özen göstermeleri gerektiğini söyledi. İş piyasasında yer alabilmenin işverenin aradığı vasıflara sahip olmaktan geçtiğini vurgulayan Özkan, işgücü piyasasının ortak aradığı vasıfları ise, “Dürüstlük, vasıflılık, etik rekabet edebilme, kararlı olmak” diye sıraladı. Kocamaz; “Türkiye’de 3 milyon Suriyeli yaşıyor” Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise, Mersin’e yatırımların arttığı gün istihdamın da artacağını söyledi. Bu nedenle Mersin’e yatırımların önünün açılması ve istihdam so-

runun çözülmesi gerektiğini vurgulayan Kocamaz, yeni revize imar planı ile bu konudaki ilk adımı attıklarını söyledi. Türkiye’de 81 ilde üniversitenin olduğuna ancak bir işe başlamadan önce birkaç üniversite isminin sorulduğuna dikkat çeken Kocamaz, gençlere seslenerek “Kendinizi çok iyi yetiştirmek mecburiyetindesiniz. Bu kadar istihdam sorunun yaşandığı ülkemizde, tercih edilen olmak zorundasınız” dedi. Kutlu; “Hedefimiz, 3 yılda Türkiye’nin en büyük fuarını düzenlemek” Fuarın ev sahipliğini yapan İŞKUR İl Müdürü Mustafa Kutlu ise, Mersin İŞKUR olarak işsizlik sorununa farkındalık oluşturmak, iş piyasasını hareketlendirmek ve iş arayanların kariyerlerine katkıda bulunmak amacıyla bu fuarları düzenlediklerini anlattı. Mersin olarak hedeflerinin 3 yıl içerisinde Türkiye’nin en büyük fuarını düzenlemek olduğunu aktaran Kutlu, her yıl düzenledikleri iş ve kariyer fuarının bölgenin en büyük fuarı olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından ‘İstihdamın Enleri Ödül Töreni’nde, Mersin’de istihdama en çok katkı sağlayan üç firmanın temsilcisine Vali Çakacak ve Bakan Yardımcısı Yegin tarafından ödülleri verildi. Mersin’de en çok istihdam sağlayan kuruluşlar Dia Holding, Tepe Servis ve Kayacı Bilgisayar oldu.

T

Türkiye-İran Tarımsal İş Forumu ve Türkiye-İran Tarım Yürütme Komitesi 6. Dönem Toplantısı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile İran Tarım Bakanı Mahmoud Hojjati’nin katılımıyla TOBB’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı Yönetim Kurulu Üyesi Enis Gürbüz Hekimoğlu temsil etti.

oplantıdaki konuşmasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, İran ve Türkiye’nin rekabetle küçülmek yerine iş birliğiyle büyümeyi tercih ettiğini belirterek, “160 milyonluk toplam nüfusa ve 100 milyar doları aşkın tarımsal hasılaya sahip iki ülkenin iş birliğiyle oluşturacağı sinerji, bölgenin huzur ve barışı için son derece önemlidir” dedi. İran ve Türkiye ekonomilerinin rakip değil, tarihi İpek Yolu’nda olduğu gibi birbirini tamamlayan nitelikte olduğuna dikkat çeken Çelik, İran’a yönelik ekonomik yaptırımların kalkmasıyla ikili ticaretin hızla yükseleceğine işaret etti. İran’ın Türkiye’nin Asya’ya açılan, Türkiye’nin de İran’ın Avrupa’ya açılan kapısı olduğunu hatırlatan Bakan Çelik, şunları söyledi:

tarımsal gayrisafi milli hasılası ile Avrupa’nın en büyük tarımsal gücü haline geldiğini belirterek, “Ülkemiz, 192 ülkeye bin 680 çeşit tarımsal ürün ihraç eden bir ülke haline gelmiş ve tarımsal ihracatımız 16,8 milyar dolara yükselmiştir. 2023 hedefleri kapsamında 150 milyar dolarlık tarımsal hasıla ve 40 milyar dolarlık tarımsal ihracata ulaşmak için çalışmalarımız hızla sürüyor” diye konuştu. Aralarında Tahran’ın da bulunduğu başkentlerde tarım müşavirlikleri açacakları müjdesini de veren Çelik, şöyle devam etti: “İran ve Türkiye rekabetle küçülmek yerine iş birliğiyle büyümeyi tercih eden iki ülke. 160 milyonluk toplam nüfusa ve 100 milyar doları aşkın toplam tarımsal hasılaya sahip iki ülkenin iş birliğiyle oluşturacağı sinerji, bölgenin huzur ve barışı için son derece önemlidir.”

“2013’te 22 milyar doları bulan fakat geçen yıl 9,7 milyar dolara kadar gerileyen ikili ticaret hacmimizi 30 milyar dolar hedefine çıkarmak için her alanda olduğu gibi tarım alanında da çok çalışmalıyız. 10 milyar dolara yakın ticaret hacmi içinde tarımsal ürün ticaretimizin payı 353 milyon dolarla sadece yüzde 3,6 düzeyinde. Bu, her iki ülkeye yakışmayacak bir rakam.”

“Birlikte, helal piyasaya daha fazla ürün sunabiliriz”

“Tarım Müşavirlikleri açacağız”

Türkiye’nin özellikle ambargo döneminde İran’ın yanında durmasının ortak çalışmalar için zemin hazırla-

Çelik, Türkiye’nin 54,7 milyar dolarlık

İran İslam Cumhuriyeti Tarım Seferberliği Bakanı Mahmud Hojjati de Türkiye’nin Akdeniz iklim özelliğinin, İran’ın kuzey ve batıdaki iklimine benzediğini belirterek, bunun tarım alanındaki ortak çalışmaların zeminini hazırladığını söyledi.

dığını vurgulayan Hojjati, “Şimdiye kadar hayvancılık, ziraat ve su ürünleri konusunda güzel iş birlikleri yapılmıştır. Türkiye, tarım alanında çok değerli rol oynayabilir” dedi. Hojjati, İran’da tarım ürünlerinin yüzde 90’ından fazlasının köyde yetiştirildiğine işaret ederek, bu nedenle daha fazla tarım ürünü yetiştirmenin bölgenin kalkınması için son derece önemli olduğunu ifade etti. İki ülkenin özel sektörünün ortak yatırım yapabileceğine de dikkati çeken Hojjati, helal piyasaya ürün sunmak için de daha fazla iş birliği yapılabileceğini belirtti. “İran, komşu bir devletten öte kardeş ülke” TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz ise İran’ın komşu bir devletten öte kardeş ülke olduğunu vurgulayarak, söz konusu iş forumu ile iki ülkenin tarımsal ticaretinin geliştirilmesi yönünde önemli adımlar atılacağını dile getirdi. Yavuz, İran’a dönük yaptırımlara son veren anlaşmanın Türk iş dünyası tarafından da sevinçle karşılandığını belirterek, “Tarımsal üretimde dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer alan dostumuz İran’ın 19 milyar dolara yaklaşan tarımsal ticaretinde daha fazla pay sahibi olmayı umuyoruz” diye konuştu.

Göç İdaresi Çalıştayı’nda Mersin konuşuldu Hürriyet Yazarları Mersin’i keşfetti tedir. Bu, ciddiye alınması gereken bir konudur. Kamu, bahsettiğimiz birçok alanda ciddi düzenlemeler yaptı. Bu sorunların çözümünde büyük gelişmeler yaşandı. Ancak kentimizde Suriyeli mültecilerin 19 adet okulu var ve 16 bin öğrenci burada okuyor. Beş bin 500 Suriyeli öğrenci ise Türk okullarında okuyor. Evet, Milli Eğitim Müdürlüğümüzün kontrolünde olduğu söyleniyor ama bu konuda bizler bu çözümü yeterli bulmuyoruz” dedi.

T

ürkiye’de artan göçün ardından Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve Göç Politikası Geliştirme Merkezi (ICMPD) tarafından Göç İdaresi Çalıştayı düzenlendi. ‘Türkiye’de Zorla Yerinden Edilmiş Göçmenler ve Ekonomik Kalkınma, Sessiz Destek-Türkiye’de Kalkınmaya Duyarlı ve Uyumlu bir Göç Politikasının Desteklenmesi Projesi’ kapsamında düzenlenen Çalıştay’ın konuşmacıları arasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut da yer aldı. Göçle gelen sıkıntılara ve bu konuda neler yapılması gerektiğine değinen Aşut konuşmasında Mersin’de yaşananları anlattı. Mersin’e gelen Suriyeli sığınmacıların çoğu zaman yaşadığı, zaman zaman da neden oldukları sıkıntıları göçlerin başladığı ilk anda gündeme getirdiklerini hatırlatan MTSO Başkanı Aşut şunları söyledi: “Göç olgusu Mersin olarak ilk kez yaşadığımız bir şey değildi. Önlemler alınmazsa nelerin olabileceğini az çok tahmin edebiliyorduk. Motorlu araçların Suriye plakası ile dolaşmasının yarattığı sorunlardan, bu araçların sigorta ve kaskosuna bir düzenleme getirilmesine kadar birçok konuya dikkat çektik.

MTSO 4

Mersin’deki Suriyeli göçmenlerin net sayısının tespitinden, açtıkları okul ve hastanelerin yasal temeline, denetimlerine ve kontrolüne, yapılan sosyal yardımlardan tüm bu durumlarla ilgili yasal bir düzenleme olup olmadığına veya hazırlanması gerekliliğine kadar, birçok konuyu gündeme getirdik. Tespitlerimizi resmi makamlara ilettik. Belki de Türkiye’de bu konuları ilk dile getiren il olduk.” “Suriye sermayeli şirketlerin yüzde 20’si Mersin’de” MTSO olarak esnaf değil Suriyelilerin daha çok şirket boyutunu takip ettiklerini belirten Şerafettin Aşut, MTSO’ya kayıtlı bin 323 yabancı sermayeli şirket bulunduğunu ve bunların 845’inin Suriye sermayeli olduğunu anlattı. MERSİS rakamlarına göre Türkiye’de 4 bin 823 Suriye sermayeli şirket olduğunu kaydeden Aşut, “Yani Türkiye’deki Suriye sermayeli şirketlerin yaklaşık yüzde 20’si Mersin’de kurulu ve yaklaşık sermaye tutarları 200 milyon TL” dedi. Bu firmaların lojistik, inşaat, gıda, tekstil üretimi ve ticareti, makine, mobilya, kozmetik, reklam ajansı, gemi acenteliği, seyahat acenteliği, otomotiv, gayri

CMYK

menkul, eğitim danışmanlı gibi sektörlerde faaliyet gösterdiğini anlatan Aşut, bu şirketlerin istihdam dahi yarattığını söyledi. Savaş öncesi dönemde Mersin’in Suriye’ye yılda yaklaşık 20 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini kaydeden Aşut, savaş sonrasında ise, Suriyeli mültecilerin Mersin’de kurdukları firmalar sonrasında bu rakamının 130 milyon dolara çıktığını bildirdi. Türkiye’nin Suriye’ye ihracatının dip noktalara ulaştığı bir dönemde Mersin ihracatının katlandığına dikkat çeken Aşut, ancak her konuda olumlu adım atıldığının söyleyemeyeceğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Elbette bunlar olumlu etkileri. Öte yandan, Sigortasız-Kaçak Suriyeli işçi sorunu çalışma barışını ve iş güvenliğini tehdit etmekte ve haksız rekabet yaratmaktadır. Göçlerin yoğun yaşandığı kentlerde sosyal yaşama ve ekonomiye hiç kimsenin zarar vermesine izin verilmemelidir. Bunları görmezden gelmek o insanlara da bir yarar getirmez.” Mersin’de 300 bine yakın Suriyeli mülteci bulunduğunu bildiren Aşut, “Kent merkezi nüfusunun bir milyon olduğu düşünüldüğünde, 300 bin mülteci burada demografik yapıyı değiştirmek-

Başka bir ülkede göçmenlerin kendi okullarını açıp kendi müfredatını belirlemesine izin verilmeyeceğini anlatan Aşut, adaptasyon ve entegrasyon olmadan sorunların devam edeceğini anlattı. “Toplum Merkezleri yeniden tesis edilmeli” MTSO olarak uzun süre önce Toplum Merkezleri yaparak kente göçle gelenlerin adaptasyon sorununu ortadan kaldırmak adına okuma yazmadan mesleki eğitime kadar birçok alanda uyum eğitimleri verdiklerini hatırlatan Şerafettin Aşut şöyle konuştu: “Bu yapı zamanla ortadan kaldırıldı. Biz bu Toplum Merkezleri Projesi’nin Valilik, Milli Eğitim, Odalar, üniversiteler ve özellikle yerel yönetimler ayağı güçlendirilerek yeniden tesis edilmesini yerinde buluyoruz.” İş dünyası olarak konuyu sadece ekonomiyle, parayla, kar ve zararla sınırlamalarının mümkün olmadığını vurgulayan Aşut, “İşin insani boyutunu görmezden gelecek kadar bencil ve dar görüşlü bir camia değiliz. Bizim için her şeyden önce insan vardır. İnsan hayatı, canı, güvenliği vardır” dedi. Göç sorununa daha bilimsel yaklaşılması gerektiğini kaydeden Aşut, bunun için de eğitim ve adaptasyonun şart olduğunu sözlerine ekledi.

H

ürriyet Gazetesi’nin 17 yazarı Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) İşbirliği’nde düzenlenen ‘Mersin’i Keşfet’ Organizasyonu çerçevesinde Mersin’e gelerek üç gün boyunca kentin tarihi, turistik yerlerini keşfedip, Mersin lezzetlerini tattı. Mersin Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğin ‘Sonuç Toplantısı’ Mersin Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Toplantının açılışında konuşan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, organizasyonun amacını anlattı. Hürriyet Gazetesi’nin ekonomiden siyasete, gastronomiden, turizme kadar farklı alanda yazı yazan 17 köşe yazarı ile Mersin’e geldiklerini anlatan Ergin, kentin marka olarak güç aldığı yönlerine odaklandıklarını ve ülke genelinde duyurduklarını söyledi. Projenin üçlü sacayağı bulunduğunu kaydeden Ergin, bir tanesini yerel yönetimlerin, STK’ların ve kent halkının oluşturduğunu, diğerini turistleri kente taşıyacak seyahat acentelerinin ve üçüncü ayağı da medyanın oluşturduğunu söyledi. Bu sayede güçlü bir sinerjinin ortaya çıktığını vurgulayan Ergin, “Bu sinerjiyi yaratmak, Mersin ile ilgili farkındalık oluşturmak adına geldik” dedi. Mersin’in geleceğe dönük üstün noktalarının öne çıkarılacağı stratejik bir vizyon geliştirilmesi gerektiğine değinen Ergin, bu vizyonda Mersin’in tek ba-

şına ele alınmaması, Akdeniz Çanağı’nın öne çıkarılması gerektiğini anlattı. Ulusoy: “Tanıtım, tanıtım, tanıtım” TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy da kentlerin tanıtımında bu projenin büyük önem taşıdığına değindi. Napolyon’un ‘Para, para, para’ sözünü hatırlatan Ulusoy, “Biz de tanıtım, tanıtım, tanıtım diyoruz. İşte Mersin’in de tanıtılmaya ihtiyacı var” dedi. Mersin’i seyahat acenteleri için ‘yeni bir ürün’ olarak değerlendiren Ulusoy, “Mersin, kongre turizmi, doğa ve gastronomi turizmi için çok uygun. Bu yönleri değerlendirilmeli” dedi. Turizmde son dönemlerde yaşanan sıkıntılara da değinen Ulusoy, “15 Temmuzda bir sıkıntı yaşadık ancak Türkiye dünyaya birlik ve beraberliğini gösterdi. Bölüşe bölüşe tok olmayı öğrendik, bölüne bölüne yok olmayı kabul etmiyoruz. En kısa sürede turizmin de toparlanacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz konuşmasında Mersin kent tarihine ve Mersin’in turizm potansiyeline değinirken, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, kentte devam eden turizm altyapı çalışmaları hakkında bilgi verdi.


5

YIL: 18 | SAYI: 318 | 30 Ekim - 12 Kasım | www.mtso.org.tr

Tarım sektörü orgamineral gübre istiyor Gübre konusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik tarafından atılan umut verici adımlar tarım sektörünün yüzünü güldürdü. Sektör temsilcilerin talepleri doğrultusunda yüksek teknolojiye haiz organimeral ve yeni nesil şellatlar ile kompleksler içeren gübrelerin mevcut yönetmeliklerde revize edilmesinin önü açıldı. “Bu çerçevede önümüzdeki dönemde gübre sektöründe yapılacak yeniliklerin önü açılmış oldu. Türkiye için stratejik öneme sahip tarım sektöründe, bitkisel üretimde çevresel yönü güçlü böylesi bir çalışmanın ürünlerimizin uluslararası pazarda daha rahat yer bulması ve markalaşması adına çok büyük önem taşıdığını düşünüyoruz.” “Bazı formadaki kimyasal gübreler topağa zarar veriyor”

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Enis Hekimoğlu, Tarım sektöründe ilk kez gübre sektöründe yaşanan sıkıntıların tartışıldığını dile getirdi. Bu konunun ele alınmasının yalnızca sektör değil tüm insanlık adına büyük önem taşıdığını vurgulayan Hekimoğlu, “Gübrelerin bazı tiplerinin kullanımı yalnızca ürüne değil, toprak aracılığıyla tüm yeryüzüne zarar vermekte. Çevreye zarar vermeyen, taşıdığı kanserojen maddeler nedeniyle insan ve canlıların sağlığına olumsuz etkisi bulunmayan, çevreyle dost ürünlerin önünün açılması sağlanıyor” değerlendirmesini yaptı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili sektör temsilcilerinin katılımıyla bir toplantı düzenlediğini anlatan Hekimoğlu, MTSO olarak 10 ana özel sektör temsilcisinden biri olduklarını bildirdi. Sektör temsilcileri yanında Bitkisel Üretim Geliştirme Müdürlüğü, Tarımsal Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü gibi konunun paydaşlarının da buluştuğu toplantıda Bakan Çelik’in tüm temsilcileri tek tek dinleyerek çalışmalara hız verdiğini kaydeden Hekimoğlu şunları söyledi:

Gübre sektöründe kimyasalların kullanımı, gıda güvenliğini etkileyen sonuçları ve özellikle orgamineral olarak adlandırılan çevreye duyarlı ürünlerin kullanılmasıyla ilgili yönetmeliğin tekrar gözden geçirilip düzenlenmesi konulu toplantının detaylarını Enis Hekimoğlu şöyle anlattı: “Yaptığımız açıklamada son 20 yılda Türkiye’de bitkisel üretimde önemli adımlar atılmasına rağmen verimde istenilen sonuçların alınamadığını bildirdik. Bu dönemde 4 nesil yeni tohum meyve çeşitleri geldi, damlama sulama sistemleri yönetimleri iyileşti, yeni teknolojiye ait toprak ve yaprak gübreleri piyasaya girmesine, Türk çiftçisinin de daha iyi yetiştiricilik teknikleriyle yaptığı bitkisel üretime rağmen verim düşmüştür. Örnek vermek gerekirse 1994’te Mersin’in Kazanlı bölgesindeki serada biber yetiştiriciliğinde 20-22 ton verim alınırken 2014’te bu verimlerin 8-10 tona düştüğünü anlattık. Burada da özellikle kullanılan kimyevi gübrelerin, fosforik asitlerin, DAP gibi hammadde niteliği taşıyan bu ürünlerin doğru miktarda, doğru formda, doğru zamanda ve doğru uygulama metoduyla kullanılmamasından dolayı yaşanan sıkıntıları ifade ettik. Nitrat birikimiyle yer altı sularımızın

kirlenmesi, toprağın canlı faunasının fakirleşmesi ve atmosfere salınan sera gazlarıyla birlikte ozon tabakasının incelmesine sebep olan tarımın en önemli girdisi kimyasal gübrelerdir.”

MEDITOUR 2016 kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlatılan ‘Mersin’in Gizemi’ başlıklı tanıtım filmi, uluslararası festivallerde yerini almaya hazırlanıyor.

“Gübre sektöründe yüksek teknolojili ürün şart” Türk tarım sektörünün hem uluslararası pazarda hem de iç pazarda hak ettiği yere ulaşabilmesi için gübre sektöründe yüksek teknolojiye haiz ürün kullanımının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Enis Hekimoğlu, “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın mevcut yönetmeliğindeki eksikler ve yanlışlıklar düzeltilmeli” dedi. Bunun ilk adımının atıldığını vurgulayan Hekimoğlu, Türk topraklarını yüzyıllarca koruyacak bitki besleme uygulamalarının yapılabilmesi için orgamineral denilen mikrobiyal gübre ve diğer biostimülantların doğru sınıflandırılarak Türkiye’deki üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Hekimoğlu şöyle konuştu: “Önümüzdeki süreçte Bakanlık nezdinde, özel sektör temsilcileri ve üniversitelerimizle birlikte konu olgunlaştırılarak Türk çiftçisi ileri teknoloji ile tanıştırılmalı. Diğer taraftan çevreye duyarlı, nitrat, klor, ağır metal içermeyen ve en düşük tuz indeksine sahip gübrelerin Türkiye pazarına yerleşmesi için ilgili değişiklikler yapılmalı.” Bu toplantının bir başlangıç olduğunu vurgulayan Hekimoğlu, yine bakanlık himayesinde Gübre Üreticiler ve İhracatçılar Derneği tarafından 21-25 Kasımda Antalya’da Gübre Çalıştayı yapılacağını, ardından da aylık düzenli toplantıların devam edeceğini bildirdi.

M

erkezi Viyana’da (Avusturya) bulunan Turizm Film Festivalleri Uluslararası Komitesi tarafından iletilen yazıda, Mersin’in Gizemi Filmi’nin Mersin’e seyahat etme ve bu gizemi keşfetme konusunda büyük bir motivasyon oluşturduğu belirtilmiş, sadece bu faktörün bile birçok diğer nedenin yanında Mersin’in bu filmle uluslararası turizm festivallerinde temsil edilmesine ilişkin davetlerine önemli bir altlık olduğu iletilmiştir. Mersin’in Gizemi Filmi’nin rekabet altyapısının yüksek olduğu ve 2017 yılında turizm filmleri alanında büyük ödüle layık olma kapasitesinin bulunduğu vurgulanmıştır. Akdeniz Turizm Forumu - MEDITOUR 2016 kapsamında yapılan hazırlıklardan ve somut çıktılardan birisi olan, 1,5 dakikada izleyenlere Mersin’i merak ettiren film, Mersin’in bir destinasyon olarak tanıtılması konusunda bir kez daha aracı olacak. Dünyanın önde gelen turizm destinasyonlarını tanıtmak amacıyla hazırlanan filmlerle yarışmak Mersin’in bir dünya kenti olduğunu bir kez daha ortaya koyacak. Küresel düzeyde turizmi destekleme hedefine sahip bir platform olan Turizm Film Festivalleri Uluslararası Komitesi, turizm alanında hazırlanan filmler konusunda da farkındalığı artırmayı

Suriyeliler ve dezavantajlı grupların topluma kazandırılması toplantısı düzenlendi Alman Federal Ekonomi İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı tarafından hazırlanan, ‘Türk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi’ kapsamında Türkiye’de yaşayan başta Suriyeliler olmak üzere göçle gelen dezavantajlı grupların topluma kazandırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.

P

roje kapsamında Alman Federal Ekonomi İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı’nı temsilen inşaat ve metal sektörleri temsilcileri ile Mersin’e gelen SEQUA gGmbH temsilcileri Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde konunun paydaşlarıyla bir araya geldi. MTSO Başkanı Şerafettin Aşut’un başkanlık ettiği toplantıya SEQUA gGmbH temsilcileri yanında Mersin Büyükşehir Belediyesi, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı, Makine Mühendisleri Odası ile inşaat sektörü temsilcileri katıldı. Proje, Suriyeli mültecilerin ve özel politika gerektiren Türk vatandaşlarının yaşam perspektiflerini, mesleki becerilerini, kurslar aracılığıyla geliştirmeyi, mesleki ve girişimsel beceriler kazandırmayı amaçlıyor. Aralarında Mersin’in de bulunduğu Ankara, İstanbul, Şanlıurfa, Hatay ve Kilis’in de dahil olduğu 6 ili içine alan projede mesleki eğitimin yanı sıra Türkçe eğitimi ve entegrasyona yönelik çalışmalar da planlanıyor. 6 ilde uygulanacak projenin toplam bütçesi ilk etap için 15 milyon Euro olacak. Kuytu: “Sektörler illerin ihtiyaçlarına göre belirlenebilir”

Görüşmede konuyla ilgili bilgi veren SEQUA gGmbH Temsilcisi Aynur Kuytu, çok sayıda projede küçük konsorsiyumlarla çalıştıklarını anlattı. İnşaat ve makinenin bu konsorsiyumlardan biri olduğuna değinen Kuytu, kentlerin ihtiyaçlarını belirlemek istediklerini, bu ihtiyaçlar doğrultusunda farklı meslekler üzerinde de konsorsiyumlar oluşturulabileceğini iletti. Gastronomi ya da limanlar gibi birbirinden farklı alanlarda da projeler hayata geçirilmesinin planlandığını açıklayan Kuytu, “Örneğin Hamburg Limanı Türkiye’de bir liman ile çalışmak istiyor. Bu, Mersin Limanı olabilir. Limanlarda çalışacak personele yönelik eğitimler verilebilir” dedi. 6 il için 15 milyon Euro bütçe bulunduğunu ve ihtiyaç olması halinde bu rakamın artırılabileceğini anlatan Kuytu, “Şu anda buradaki inşaat ve makine sektörlerinden oluşan küçük konsorsiyumun bütçesi 600 bin Euro ve 125 kişiye eğitim planlanıyor” dedi. Aşut: “Vizyonel projeleri konuşmalıyız”

Yapılacak çalışmalarda şehirlere vizyon koyabilecek farklı projelerin oluşturulması gerektiğine değinen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut,

MTSO 5

CMYK

insanların girişimcilik ruhunun nasıl tetiklenebileceğine bakılması gerektiğini söyledi. Göçle gelen kişilerin dezavantajlı gruplar olduğunu ve azınlık psikolojisiyle başarıya odaklandıklarını anlatan Aşut, bu özelliğin iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle göçle gelen gençler üzerinde yoğunlaşmanın önemine dikkat çeken Aşut, şunları söyledi: “Klasik üretim alanları kapsamında ihtiyaç duyduğumuz ara eleman dışında, endüstri 4.0 ve diğer teknolojiye yönelik konuları da göz ardı etmemeliyiz. Almanya, bu konuda öncü olan ülke ve şu anda da çok iyi bir pozisyonda. Bu konuda ciddi destekler sağlanabilir. Çünkü yeni yetişen nesil farklı düşünüyor. Suriye’den gelen yeni nesil içerisinde de böyle çocuklar var. İşgücüne dayalı mesleklere ağırlık verirken bu çocukları da göz ardı etmemeliyiz. Eğer ki bir sosyal diyalog ortamı yaratılmak isteniyorsa bizim vatandaşımız olan gençleri ve Suriye’den gelen gençleri “Maker Spaces” denilen atölyelerde bir araya getirerek fark yaratabileceğimize ve başarıya ulaşabileceğimize inanıyorum. Almanya’nın bu konuda know-how aktarımında bulunması yolunda adım atılması ve böyle bir konsorsiyum planlamasına da gidilmesi gerektiği görüşündeyim.” Sağlam: “Öncelikle can suyu verilmeli”

Göçle gelen kişilerin entegrasyonu ve geçimlerinin sağlanmasının büyük önem taşıdığına dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Sağlam ise bu kişileri hemen iş yaşamına dahil edip, can suyu niteliği taşıyacak, para kazanmalarını sağlayabilecek kolay meslek gruplarına yönelik eğitimlerin önemine işaret etti. Tekstil gibi emek yoğun sektörlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Sağlam, “Mersin, tekstil konusunda önemli bir kümelenmeye sahip. Aynı bölgede 50’ye yakın fabrika 50 milyon bayan dış giyimi üretip tamamını Batı Avrupa’ya ihraç ediyor ve 10 bine yakın insan istihdam ediliyor” dedi. Bu eğitimlerde fabrikalarla işbirlikleri kurulabileceğine de değinen Sağlam, bu sayede hem çalışmanın zaman açısından rahatlayacağını hem de daha çok kişiye dokunmanın mümkün olabileceğini söyledi.

amaçlıyor. Bu çerçevede düzenlenen 14 uluslararası yarışmada en çok ödül kazanan film, dünyanın en iyi turizm filmi ödülüne layık görülüyor. Komite, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, Avrupa Seyahat Komisyonu, Asya Pasifik Seyahat Birliği, Orta Amerika Turizm Organizasyonu ve Karayipler Turizm Örgütü ile işbirliğinde çalışıyor. Geçen yılın büyük ödülünü “Saatler” filmi ile İsviçre kazanmıştı.

Bizzat başvuru yerine davete dayalı katılım sağlanacak yarışmaya ilişkin olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan da görüş alınmış olup, başvuru hazırlıkları MTSO tarafından başlatılmıştır. Filmin Mersinli bir firma tarafından hazırlanmış olması ve bugüne kadar yerli yabancı birçok izleyiciden beğeni alması yanında şimdi uluslararası yarışmalarda görücüye çıkacak olması önemli bir gurur kaynağıdır.

Tarıma dayalı ekonomik yatırımlara destek

T

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ yayınlandı.

ebliğ ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi hedefleniyor. Destekleme, aralarında Mersin’in de bulunduğu 40 ili kapsıyor. Yaş meyve sebzede tasnif, paketleme ve depolama yatırımları ise tebliğde desteklenen yatırımlar konularının dışında tutuldu.

da kalan yatırımlar için 1 milyon 500 bin TL destek sağlanacak. Hayvansal orjinli gübre işlenmesi, paketlenmesi ve depolanmasına yönelik yatırımlar ile yenilenebilir enerji kaynakları kullanan yeni seraların yapımına yönelik yatırımlara 2 milyon TL destek verilecek. Soğuk hava deposu yapımına yönelik yeni yatırımlar ile çelik silo yapımına yönelik yeni yatırımlara ise 1 milyon 500 bin TL destek ayrıldı.

Tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi entegrasyonunun sağlanması için küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek üzere Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ yayınlandı.

Kırsal ekonomik alt yapı yatırım konularında hibeye esas projeler olarak gösterilen Çiftlik faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik altyapı sistemlerine yönelik yatırımlar ile bilişim sistemleri ve eğitimine yönelik yatırımlar için üst limit 500 bin TL olarak belirlendi. Hibeye esas proje tutarı alt limiti ise en az 30 bin TL. Bu limitin altındaki başvurular kabul edilmeyecek.

Hibeye esas proje tutarının yüzde 50’sine hibe yoluyla destek verilecek. Diğer yüzde 50’si oranındaki tutarı başvuru sahipleri temin etmekle yüProgram çerçevesinde aralarında kümlü. Mersin’in de bulunduğu 40 ilde uygulanacak proje konuları şöyle: “Başvuru yapacak kişi ve kuruluşlar” “Yaş meyve sebze tasnif, paketleme ve depolama yatırımları hariç bitkisel Ekonomik yatırım konularını gerçekürünlerin işlenmesi, paketlenmesi ve leştirmek üzere hazırlanacak proje depolanması. Hayvansal ürünlerin başvuruları gerçek ve tüzel kişiler taişlenmesi, paketlenmesi ve depolan- rafından yapılabilir. Kırsal ekonomik ması konusunda sadece ham derinin alt yapı konularından kırsal turizm ve işlenmesi. Soğuk hava deposu, çelik el sanatları ve katma değerli ürünler silo yatırımları. Hayvansal ve bitkisel hariç başvuru sahibi gerçek ve tüzel orjinli gübre işlenmesi, paketlenmesi kişilerin, Bakanlık tarafından oluştuve depolanması. Yenilenebilir enerji rulan çiftçi kayıt sistemine veya Bakullanan yeni sera yatırımları. Kırsal kanlık tarafından oluşturulmuş diğer ekonomik alt yapı yatırım konuların- kayıt sistemlerine son başvuru taridan, çiftlik faaliyetlerinin geliştirilme- hinden önce kayıtlı olması gerekir. sine yönelik altyapı sistemleri, bili- Tüm yatırımlara yönelik proje konuşim sistemleri ve eğitimi yatırımları.” larına başvurabilecek tüzel kişilerin idari ve mali açıdan kamudan baProjeden yararlanmak üzere son baş- ğımsız olması gerekir. Tüm yatırımvuru tarihi 30 Kasım 2016. lar için son başvuru tarihinden önce kurulan kollektif şirket, limited şirket “Ekonomik yatırım ve anonim şirket şeklinde kurulmuş konularında yatırım olan şirketler ve bunların aralarında tutarı ve destekleme oranı” oluşturdukları ortaklıklar, tarımsal amaçlı kooperatifler, üretici birlikleri Ekonomik yatırım konularında yatı- ile bunların üst birlikleri, ekonomik rım tutarı ve destekleme oranları da yatırım konularına tüzel kişilik olaaçıklandı. Buna göre bitkisel ürün rak başvurabilir. Önceki tebliğler işlenmesi, paketlenmesi ve depolan- kapsamında hibe sözleşmesi imzalamasına yönelik yatırımlardan tohum yan yatırımcılardan yatırımını henüz işleme, paketleme ve depolama yatı- nihai rapora bağlayamayanlar hibe rımları için 2 milyon TL, bunun dışın- başvurusunda bulunamaz.


6

YIL: 18 | SAYI: 318 | 30 Ekim - 12 Kasım | www.mtso.org.tr

Amerika pazarına açılmak isteyenler için Porto Riko, iyi bir yatırım alanı olarak değerlendirilebilir. Lojistik altyapısından kalifiye insan gücüne kadar birçok yönüyle bölge, yatırımcıların dikkatini çekiyor. Porto Riko’da yenilenebilir enerji, bilişim, havacılık/uzay ve imalat sanayi yabancı yatırımcılarca en çok tercih edilen sektörler arasında gösteriliyor.

K

uzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa gibi çeşitli pazarlara ulaşım açısından stratejik bir konuma sahip olan Porto Riko, ABD topraklarında yer alması nedeniyle yatırım altyapısı açısından zengin bir bölge. Ülkenin dış ticarete uygun lojistik altyapısının bulunduğu da söylenebilir. Başkentteki San Juan Limanı’na alternatif olarak inşa edilen ve Porto Riko’nun güneyindeki Ponce şehrinde faaliyet gösteren ‘Port of Americas’ın tamamlanması bölgeye yatırım yapmak isteyenler için önemli bir çıkış kapası olarak gösterilebilir. Port of Americas’ın beraberinde kurulması planlanan serbest ticaret bölgeleri ve endüstriyel parklar ise bölgeye yatırım yapmak isteyen firmaların dikkatini çeken diğer unsurlar arasında yer alıyor. Ayrıca, bölgede yenilenebilir enerji, finans, havacılık/uzay, imalat sanayi, film ve yaratıcı hizmetler gibi çeşitli sektörlere yatırım ve vergi teşvikleri sağlanıyor. Ülkede mevcut durumda 4 tane serbest bölge bulunuyor. Bu serbest bölgeler üzerinden ABD, Latin Amerika ve Karayipler pazarlarına girişte önemli fırsatlar bulunuyor. Bölgede istihdam oluşturmak ve imalat yapmak suretiyle yabancı yatırımcıların diğer pazarlara Porto Riko üzerinden ihracatı konusunda da çeşitli avantajlar da göz ardı edilmemeli. Porto Riko ayrıca kalifiye iş gücü açısından da zengin bir bölge. Bölgede 0 – 14 yaş grubu nüfusun yüzde 19,5’ini ve 15 – 64 yaş grubu ise nüfusun yüzde 66,6’sını oluşturuyor. Nüfusun yarısından fazlası iş hayatlarının ilk yıllarında olup iş gücünde kadın ve erkek dağılımı ise dengeli seyrediyor. Yalnız yatırımcı değil, tedarikçi için de önemli bölge Porto Riko’da aralarında liman genişletme projesinin (Port of Americas) de yer aldığı birçok altyapı, otel ve yaşam merkezi projesi bulunuyor. Bu bölgenin yalnızca yatırımcılara değil, söz konusu alanlarda hem inşaat projelerinde yer almak hem de inşaat malzemeleri ve makineleri tedarik etmek üzere inşaat firmaları ve ihracatçılara da çeşitli fırsatlar sunulduğu göz ardı edilmemeli. Öte yandan gelişmiş perakende sektörü ile Türk gıda, hazır giyim ve beyaz eşya ürünlerinin ABD ve Güney Amerika pazarlarına girişinde önem arz ettiği tespit edilmekte. Kalifiye işgücü, ABD’de yaşayan nüfusunun çok oluşu, ABD pazarına vergisiz ihracat imkânı, söz konusu pazarlar ile gelişmiş ticaret ve tedarik ilişkileri dikkate alındığında Porto Riko’da yatırım yapmak suretiyle ABD ve Latin

MTSO 6

Amerika pazarlarına girişin önemli bir fırsat olduğu düşünülebilir. Dünya Bankası’nın Doing Business 2015 Raporu’na göre 189 ülke arasında 47. sırada yer alan Porto Riko, Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde Kolombiya, Peru ve Meksika’dan sonra yatırım ve iş kurma açısından en elverişli ülke olarak gösteriliyor.

Sanayi sektöründe ilaç, elektronik, tekstil, petrokimyasallar, metal, makine, motorlu ulaşım araçları, cam, çimento ve işlenmiş gıda ürünleri öne çıkan faaliyet alanları arasındadır. İlaç sanayisinde önemli ihracatçılardan birisi olan Porto Riko’da firmaların çoğunluğu ihracat odaklı faaliyet göstermektedir. Son yıllarda sanayi sektörü istihdamında; elekt-

aliyet alanlarındandır. Turizm gelirleri daha çok cruz gemi turizminden kaynaklanır. Porto Riko’nun ulaşım alt yapısı Karayipler’e kıyasla oldukça gelişmiştir. Ülkede yolcu taşımacılığı yapan 11 havalimanı bulunur. Porto Riko’daki en büyük havalimanı olan San Juan Uluslararası Havalimanı

Coğrafi konum Büyük Antillerin en doğusunda yer alan Porto Riko; Karayiplerdeki (Küba, Haiti Adası, Jamaika’nın ardından) en büyük 4’üncü adadır. Porto Riko Adası, Güney ve Kuzey Amerika arasında yer alır. Coğrafi olarak Orta Amerika ve Karayipler Bölgesi’nde konumlanır. Uçak ile New York’a 3,5 ve Miami’ye 2,5 saat, ABD’nin Atlantik Okyanusu kıyısındaki limanlarına ve Meksika Körfezi’ndeki limanlarına 4 saat, Venezüella’nın başkenti Karakas’a 1 saat uzaklıktadır. Porta Riko, bölgesel sınırları içinde ana ada dışında Vieques, Culebra ve Mona adında üç küçük adada yer alır. Yaklaşık 13 bin 790 kilometrekare yüzölçümü bulunan adanın iç kesimleri dağlıktır. Yumuşak eğimli kıyı ovalarının geniş yer tuttuğu kıyı kesimlerinde nüfus yoğundur. Yarı tropikal bir iklim yapısına sahiptir. Sıcaklık ortalaması kış dönemi için 23°C ve yaz dönemi için 27°C’dir.

ronik aksam, tekstil ve hazır giyim sektörleri gibi emek yoğun sektörlerde daralma eğilimi gözlenmektedir. Sektörde önem arz eden bazı firmaların patent sürelerinin dolmasına bağlı olarak operasyonlarını durdurması ve küresel bazda faaliyet gösteren şirketlerin rekabet avantajlarının yakalanamaması gibi nedenlerle ilaç sanayisinde daralma yaşanmıştır.

yılda 8 milyon ziyaretçiye hizmet vermekte olup ayda 4 bin 300 kargo uçuş kapasitesine sahiptir. Söz konusu havalimanından Karayipler, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa’daki 20’den fazla şehre doğrudan uçuş bulunmaktadır. 38 bin 600 kilometrelik otoban altyapısı ile herhangi bir havalimanına veya limana ulaşmak en fazla 2 saat

2014 yılı itibariyle 3,6 milyon nüfusu bulunan Porto Riko’da nüfus kıyı kesimlerde ve şehirlerde yoğunlaşır. Halkın yüzde 10,6’sı başkent San Juan’da yaşar. Nüfus sıralamasına göre önde gelen diğer şehirler ise Bayamón (208.000), Carolina (178.000), Ponce (166.000) ve Caguas’tır (143.000).

Ekonomik yapı Porto Riko’da tarım ve hayvancılık sektörünün GSYİH’ye katkısı yüzde 1 iken sanayi ve hizmetler sektörlerinin katkıları sırasıyla yüzde 45 ve yüzde 54 seviyesindedir. Tarım sektöründe önem arz eden şeker üretiminin yerine son yıllarda süt ürünleri ve canlı hayvan üretimi öne geçmiştir.

CMYK

ABD’nin gümrük sınırları içerisinde yer aldığı için Porto Riko’nun dış ticaretinin değerlendirmesinde ABD ile olan dış ticaret verileri yer almamaktadır. Ancak, ABD ile Porto Riko’nun arasındaki ticaret göz önüne alındığında; Porto Riko’nun toplam ihracatının yaklaşık yüzde 70’i ve toplam ithalatının yaklaşık yüzde 40’ı aşan kısmı ABD’den gerçekleşmektedir. İhracatında başlıca ürünler

Nüfus ve işgücü yapısı

Kişi başına düşen yaklaşık 16 bin dolarlık kişisel geliri ile gelir düzeyi yüksek ülkeler / bölgeler kategorisindedir. Nüfusun yüzde 76,2’si beyaz ve beyazların çoğunluğu İspanyol asıllı iken; yüzde 6,9’u Afrika ve yüzde 0,3’ü Asya asıllıdır. Porto Riko’da İspanyol, Amerikan ve çeşitli yerli kültürlerin etkisi gözlenir.

ret hacmi 43,7 milyar dolar olmuştur. İhracatı bir önceki yıla kıyasla yüzde 1,8 artarak 20, 3 milyar dolar, ithalatı ise yüzde 3 azalarak 23,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Porto Riko’nun ihracatındaki başlıca ürünler değerlendirildiğinde ilaç sanayi ürünlerinin ağırlık kazandığı tespit edilmektedir. 2014 yılında ihracatındaki en önemli sektörler; yüzde 36,3 pay ile ilaç sanayi, yüzde 12,6 pay ile serum ve aşılar, yüzde 10,1 pay ile tıbbi hormonlar yer almaktadır. İthalatında başlıca ürünler Porto Riko’nun ithalatındaki başlıca sektörler arasında petrol ve petrol ürünleri, kimya sanayi, ilaç sanayi, otomotiv ve tıbbi araç ve gereçler yer almaktadır. 2014 yılında en çok ithal edilen ürünler arasında petrol yağları (%21,6), organik kimyasallar (%20 ,5), sülfonamidler (%13,1), nükleik asitler (%8), oksijen gruplu amino bileşikler (%5,3), dozlandırılmış ilaçlar (%2,8) ve binek otomobiller (%2,2) yer almaktadır. Porto Riko’nun ihracat yaptığı başlıca ülkeler Kuzey Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu Porto Riko ihracatında ağırlık kazanan pazarlardır. Porto Riko’nun ihracatındaki en önemli ülke ABD’dir. 2014 yılında Porto Riko ABD’ye 49,1 milyar dolar tutarında ihracat gerçekleştirmiştir.

San Juan Limanı’na alternatif olarak inşa edilen ve Porto Riko’nun güneyindeki Ponce şehrinde faaliyet gösteren “Port of Americas”ın tamamlanması bölgenin dış ticaretinin, sanayisinin ve istihdamının gelişimi için oldukça önemlidir. “Port of Americas”ın beraberinde kurulması planlanan serbest ticaret bölgeleri ve endüstriyel parklar ile Karayipler, Güney Amerika, Orta Amerika, ABD ve Avrupa pazarlarına ulaşım açısından önemli bir nokta olacağı düşünülmektedir.

sürmektedir. Bölgede ayrıca “Tren Urbano” isimli ve San Juan metropoliten alanında ulaşımı sağlayan bir toplu taşıma sistemi bulunur. Bölgedeki önemli limanlar arasında Ensenada Honda, Mayagüez, Playa de Guayanilla, Playa de Ponce ve San Juan yer almaktadır. San Juan Limanı’nda yılda 1,2 milyon cruz yolcusu misafir edilmektedir. Porto Riko’nun telekomünikasyon alt yapısı da oldukça gelişmiştir.

Turizm sektörü bölgenin önemli fa-

Porto Riko’nun 2014 yılında dış tica-

Dış Ticaret

ABD dışında Porto Riko ihracatında önem arz eden pazarlar arasında Belçika, Hollanda, Japonya, İspanya ve İngiltere yer alır. 2014 yılında Porto Riko’nun Türkiye’ye gerçekleştirdiği ihracat 76,8 milyon dolardır. Bu rakam ile Türkiye Porto Riko’nun ihracatındaki önde gelen ülkeler arasında 24’üncü sırada yer almaktadır. Porto Riko’nun ithalat yaptığı başlıca ülkeler Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu Porto Riko ithalatında önem arz eden bölgelerdir. Porto Riko’nun ithalatındaki en önemli ülke

ABD’dir. 2014 yılında Porto Riko ABD’den 20,8 milyar dolar tutarında ithalat gerçekleştirmiştir. ABD dışında Porto Riko ithalatında önem arz eden tedarikçiler arasında İrlanda, Singapur, Japonya, Brezilya ve Çin yer almaktadır. 2014 yılında Porto Riko’nun ülkemizden gerçekleştirdiği ithalat 37,7 milyon dolar olup, Türkiye, Porto Riko’nun en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 41’inci sıradadır. Türkiye ile ticaret Türkiye’nin 2014 yılında Porto Riko’ya ihracatı yüzde 34,5 azalarak 37,7 milyon dolara düşmüştür. Türkiye’nin ABD’ye ihracatında önde gelen eyalet ve bölgeler arasında 30’uncu sırada yer almaktadır. Türkiye’nin 2014 yılında Porto Riko’dan ithalatı ise yüzde 72,7 artarak 76,8 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Porto Riko Türkiye’nin ABD’den ithalatında önde gelen eyalet ve bölgeler arasında yine 30’uncu sırada yer alır. Türkiye’nin Porto Riko’ya ihracatında başlıca ürünler 2013 yılında Türkiye’nin 57,5 milyon dolar olan ihracatı, 2014 yılında yüzde 34,5 azalarak 37,2 milyon dolara ulaşmıştır. Porto Riko’ya ihracatımızın değer olarak yaklaşık yüzde 61’ini demir ve çelik, yüzde 6,2’sini doğal taşlar, yüzde 5’ini akrilik oluşturmaktadır. Türkiye’nin Porto Riko’dan ithalatında başlıca ürünler Türkiye’nin Porto Riko’dan ithalatı 2011 yılında 32,8 milyon dolar iken 2012 yılında 52,6 milyon dolara yükselmiştir. 2013 yılında Türkiye’nin Porto Riko’dan ithalatı yüzde 15,4 azalarak 44,4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında ise yüzde 72,7 artarak 76,8 milyon dolara ulaşır. 2014 yılında Türkiye’nin ithalatında önde gelen sektörler; yüzde 75 pay ile organik kimyasallar, yüzde 15,7 pay ile demir ve çelik ve yüzde 7,5 pay ile ilaçlar olarak sıralanmaktadır. İhracat potansiyeli olan başlıca sektörler Türkiye’nin Porto Riko’ya ihracatında potansiyel arz ettiği düşünülen tarım ve gıda ürünleri arasında un, zeytinyağı, şekerli ve çikolatalı mamuller, makarna, bisküvi ve tütün yer alır. Sanayi ürünleri ise; petrol ürünleri, demir çelik, doğal taşlar, boru ve bağlantı parçaları, ambalaj malzemeleri, halı, otomotiv ana ve yan sanayi ile hazır giyimdir. Kaynak: Ekonomi Bakanlığı


7

YIL: 18 | SAYI: 318 | 30 Ekim - 12 Kasım | www.mtso.org.tr

MTSO Komite Başkanları ortak toplantıda buluştu

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komitesi Başkanları, 5’incisi düzenlenen Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda bir araya geldi.

T

oplantıda Komite Başkanları bir taraftan kendi sektörlerinin sorunlarını anlatırken diğer taraftan önümüzdeki süreçte Oda tarafından yapılmasını talep ettikleri çalışmaları dile getirdi. Komite Başkanları taleplerini dile getirirken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut da, Oda tarafından hayata geçirilen projelerin, gerçekleştirilen etkinliklerin, yetkililerle paylaşılan tüm sorunların ve belirlenen çözümlerin MTSO Meslek Komitesi Başkanlarının ve üyelerinin çalışmalarının sonucu olduğunu söyledi. Bu nedenle ortak toplantıları önemsediklerini kaydeden Aşut, “Komiteler verimli çalıştığında, Yönetim bunları etkin şekilde takip ettiğinde, Meclis gereken desteği verdiğinde işte bu başarılı işler ortaya çıkıyor” diye konuştu. MTSO, sektörlere yönelik sorunların ve çözüm önerilerinin tespiti için düzenlediği Ortak Komite Toplantılarının 5’incisini Sultaşa Otel’de gerçekleştirdi. Toplantıya Komite Başkanlarının yanı sıra MTSO Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Komite Başkanlarının görüşlerinin, önerilerinin, yapıcı eleştirilerinin, MTSO’nun çalışmalarının payandası ve temeli olduğunu söyledi.

Piyasada ciddi bir daralma var. İş dünyası umutla hareket eder ama gerçeklerden de kopmaz. Bundan dolayı tüm iş dünyasının daha dikkatli olmasını istiyorum” dedi.

Arukaslan: “Sebze ve meyvede hal girişlerinde analiz yapılsın”

“Bu günlerde ayaklarımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız” uyarısında bulunan Aşut, ulusal gündemde savaş ve terör olduğu sürece piyasalara ve ülkeye giren sermayeye güvenin olmayacağını vurguladı. “Ciddi etkinliklere evsahipliği yaptık” Son aylarda Oda olarak ciddi etkinliklere ev sahipliği yaptıklarını anımsatan Aşut, birçok önemli projeyi hayata geçirdiklerini, birçok Bakan ağırladıklarını ve sorunlarını Bakanlarla ilk ağızdan paylaştıklarını belirtti. Aşut, bu anlamda Bakanlarla paylaşılan sorunların kaynağını komitelerin çalışmaları ve aldıkları kararların oluşturduğunu dile getirdi. Bu dönemde Türkiye’de bir ilk olan ve 18 Kasım’dan sonra www.tbim. org. adresi ile online olarak hizmete girecek olan Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi üzerinde çalıştıklarını anlatan Aşut ayrıca, Personel Belgelendirme Merkezi, tarım ve gıdada nematod sorununun çözümüne yönelik projeler başta olmak üzere

paylaştığını söyledi. Mersin olarak bu soruna kızan, ağlayan veya sadece şikayet eden bir kent olmadıklarına dikkat çeken Aşut, “Bu sorunu bir realite olarak gören ve gerçekçi yaklaşımlar arayan bir kent olarak toplantıya damgamızı vurduk” dedi. Aşut, bu doğrultuda Alman Ekonomi Bakanlığı, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve MTSO işbirliğinde ‘Göçmenlerin Beceri Geliştirme Projesi’ne yönelik hazırlıklarını aktardı. Başkan Şerafettin Aşut’un Oda çalışmaları hakkında verdiği bilgiler sonrasında Komite Başkanları söz alarak sektörlerine yönelik sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdi. İnanoğlu: “Suriyeli çalışanlar Oda üzerinden yönlendirilmeli” MTSO 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Ertaç İnanoğlu konuşmasında Mersin’de yaşayan Suriyeliler üzerinde durdu. Suriyelilerin kuyumculuk sektörüne büyük ilgi gösterdiğini anlatan İnanoğlu, kentte 45 tane Suriyeli kuyumcu dükkanı bulunduğunu bildirdi. Ancak Suriyelilerin farklı talepleri bulunduğunu, Suriyeli kuyumcuların da bu talepler doğrultusunda çalıştığını kaydeden İnanoğlu şunları söyledi:

Aşut: “İş dünyasının daha dikkatli olmasını istiyorum” İlk olarak Türkiye ekonomisine yönelik vizyon çizen Şerafettin Aşut, Mersin iş dünyası temsilcilerinin önümüzdeki süreçte dikkat etmeleri gereken noktalara değindi. 20082009 küresel finans krizinden bu yana dünya ve dolayısıyla Türkiye’nin hala ekonomik toparlanma sürecinden çıkamadığını belirten Aşut, Arap Baharı’nın, Orta Doğu’daki sorunların, Türkiye’nin yanı başındaki savaşların, Kuzey Afrika’da yaşanan siyasal ve toplumsal sorunun artarak dünya gündemine gelmesini, atlatılamayan ekonomik buhranın bir sonucu olarak değerlendirdi. Türkiye’nin son zamanlarda çevresinde yaşanan sıkıntıların içine daha çok girmesi, bazen de geri çekilmesinin ülke ekonomisini kırılgan hale getirdiğine dikkat çeken Aşut, “Evet, bazı dış odaklı kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasi içerikli manipülasyonlarını kabul etmiyoruz ama ne yazık ki reel piyasalar da bu sıkıntıyı gösteriyor.

MTSO 7

birçok yeni çalışmaları olduğunu söyledi. Bunun dışında Eylül ayında 7. Akdeniz Turizm Forumu – MEDITOUR 2016’ya evsahipliği yapıldığını hatırlatan Aşut, bu etkinliğin Mersin ve Türkiye için çok önemli bir imaj çalışması olduğunu, etkinliğe katılan Turizm Bakanı ile Kalkınma Bakanı’nın ise organizasyona güç verdiğini anlattı. Yine geçen haftalarda yapılan girişimler sonucunda Kalkınma Bakanı ile Gümrük ve Ticaret Bakanı’nın Mersin’i ziyaret ettiğini hatırlatan Aşut, bu ziyarette, gümrükten lojistiğe, sanayiden taze sebze ve meyve sektörüne kadar birçok sorunu bakanlara ilk ağızdan anlatma fırsatı yakaladıklarını söyledi. “Mersin olarak şikayet eden değil, çözüm üreten olduk” Yine geçtiğimiz günlerde Göç İdaresi Başkanlığı’nın düzenlediği bir toplantıya katıldığını kaydeden Şerafettin Aşut, burada Suriyeli sığınmacılar ile ilgili tespit ettikleri sorunları, çözümleri ve Mersin’in tecrübelerini

CMYK

nan mağduriyeti dile getirdi. Bu konuda bir çalışma yürütülerek hem personelin hem de işverenin haklarının korunduğu çözümler üretilmesi talebinde bulunan Torun, eğitim ve mesleki standartların belirlenmesinin önemine de değindi.

“Mersin ve Çukurova’da 22 ayar altın satışı yoğundur. Oysa Suriyeliler 21 ayar altın talep ediyor ve Suriyeli kuyumcular da gerek kendi ülkelerinden gerekse İstanbul’dan 21 ayar altın getiriyor. Elbette bizim de Suriyeli müşterilerimiz artmaya başladı. Gerek onların taleplerini yerine getirmek gerekse daha rahat iletişim kurulabilmesi adına Suriyeli çalışanlara sıcak bakıyoruz.” Ancak güven sorunu yaşandığını dile getiren inanoğlu, her Suriyelinin istihdam edilmemesi, Oda olarak bu yönde bir proje geliştirilmesi ve bu insanların Oda üzerinden yönlendirilmesi önerisinde bulundu. Tülücü: “MTSO, sosyal projelere daha çok ağırlık vermeli” MTSO 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Oğuz Akar Tülücü ise MTSO’nun eğitim ağırlıklı sosyal sorumluluk projelerine daha çok yönelmesi önerisinde bulundu. Bu projelerde önceliğin çocuklara verilebileceğini kaydeden Tülücü, eğitim konusu olarak da önceliğin kent ve Türkiye adına büyük önem taşıyan enerji sektörüne verilebile-

ceğini dile getirdi. Araç: “Nakliye sektörüne yönelik proje geliştirilsin” MTSO 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Muazzez Araç ise, sektörün önemli sorunları bulunduğunu ifade ederek, örnek olarak yeni köprü geçişlerini gösterdi. Yeni köprüleri kullandıklarını ancak geçiş ücretlerinin kendilerine geç ulaşması nedeniyle bedelinden fazla ödeme yaptıklarını bildiren Araç, nakliye sektöründe birlik olmamasının, taşıma ücretlerinin düşük olmasının sıkıntısını yaşadıklarını anlattı. Lojistiğin Mersin için önemine değinen Araç, kentte sektörün gelişmesi adına Oda’dan destek beklediklerini, Oda’nın sektörü geliştirecek projeler üretmesini istediklerini söyledi.

MTSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan meyve sebzelerdeki zirai ilaç kalıntılarının denetimsizliğinden şikayetçi oldu. Türkiye’de ölümlerin yüzde 12’sinin kanserden kaynaklandığını, önümüzde ki 10 yılda bu rakamın yüzde 20-25’lere çıkmasının tahmin edildiğini kaydeden Arukaslan, bunun meyve ve sebzelerdeki ilaç kalıntılarının denetimsizliğinden kaynaklandığını söyledi. Oda olarak kalıntıların önüne geçilmesi adına önemli çalışmalara imza atıldığını hatırlatan Arukaslan, ancak bunun yeterli olmayacağını, ürünler hale girmeden önce laboratuvar kontrollerinin etkin olarak yapılmasının sağlanması gerektiğini söyledi.

nı Mustafa Demirdöğmez, piyasaya sunulan gıdaların sağlıklı sunulmadığını belirtti. Özellikle yağlarda ve şekerde korkunç katliam yapıldığını kaydeden Demirdöğmez, hükümetin bu konuda radikal bir programı olmamasından şikayetçi oldu. Kullanıcıları duyarlı olmaya davet eden Demirdöğmez, “Etiket oyunlarıyla kandırılıyoruz. Her türlü ikame ürünle, katkı maddeleriyle katlediliyoruz. İnşallah bu konuda radikal kararlar alınır” dedi. Şan: “Mersin Gümrüğünden Yolcu Salonu Gümrüğüne taşımalarda teminat kaldırılmalı” MTSO 18 No’lu Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Zeki Şan ise konuşmasına geçtiğimiz günlerde Mersin’e gelen iki Bakanın sorunları dinlemesinin ardından Serbest Bölge’deki sorunların yüzde 80-90’ının çözüldüğünü söyleyerek konuşmasına başladı.

Bu konunun ilgili bakanlıklarla görüşüldüğünü kaydeden Şerafettin Aşut ise önümüzdeki süreçte Hal Yasası’nda yapılacak değişimle sorunun çözüleceğine inandığını anlattı. Kalıntı sorununda çiftçilerin eğitilmesi gerektiğini anlatan Aşut, bu konularda Oda’nın herhangi bir zorunluluğu olmasa da Mersin’in zarar görmemesi için bu işleri üstlendiklerini vurguladı.

Ancak bir konunun atlandığını kaydeden Şan, Mersin Gümrüğü ile Mersin Limanı Yolcu Salonu arasında, yurtdışından gelen eşyaların teminatında yaşanan sorunları dile getirerek bunun kaldırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca Gümrük Laboratuvarı’nın artık yeterli gelmediği ve Mersin merkezinde yeni bir yer bulunması gerektiği konusuna da değinen Şan, bu konuda Odanın gösterdiği gayreti başta Valilik olmak üzere diğer kurumlardan da beklediklerini anlattı.

Kayan: “Her önüne gelen müteahhitlik yapıyor”

Hekimoğlu: “Kalıntı dünyanın ortak sorunu”

MTSO 14 No’lu İnşaat ve Emlak Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Atik Kayan, müteahhitlikte kriter bulunmaması sorununun kendi sektörlerinde de olduğunu belirterek, arsa karşılığı müteahhitlik yapıldığını anlattı. Kamu müteahhitliği yapanlar için bir kriter bulunmasına rağmen yap sat sektöründekilerde bunun geçerli olmadığını kaydeden Kayan, yasal olarak önleyici yaptırımlar bulunmamasından şikayetçi oldu. Kayan, her önüne gelenin müteahhit olmaması gerektiğini söyledi. Konuşmanın sonunda konunun taraflarının bir araya getirilerek sorunun tespiti ve çözüm önerileri için bir toplantı yapılması kararlaştırıldı.

MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enis Hekimoğlu ise toplantı sonunda Komite Başkanlarını tarımsal çalışmalar hakkında bilgilendirdi. Tarım Bakanı ile geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıya MTSO’yu temsilen katıldığını anlatan Hekimoğlu, bu toplantıda yalnızca zirai ilaç kalıntılarının değil kullanılan kimyasallardan toprak, hava ve sudaki kirlenmeye kadar her türlü kirlenmenin önüne nasıl geçilebileceğinin görüşüldüğünü bildirdi. Bu sorunun tüm dünyanın sorunu olduğuna dikkat çeken Hekimoğlu, “Almanya’ya gittiğinizde görüyorsunuz ki İspanya’dan, İtalya’dan, Arjantin’den de şikayetleri var. Kalıntı, dünyanın ortak sorunu. Ancak yaptığımız toplantıda yeni Tarım Bakanımızın bu konuda kararlı olduğunu gördüm. Türkiye’nin kısa sürede bu konuda radikal olarak yol alacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Ersöz: “Müteahhitlik kriterleri olmalı” MTSO 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı İbrahim Ersöz ise müteahhitlik sektöründe belli bir akreditasyon sistemi olmadığını anlattı. Her isteyenin müteahhit olabildiğini aktaran Ersöz, müteahhit adayları için belli kriterler getirilmesi gerektiğini vurguladı. Oda olarak bunun gerçekleştirilmesi halinde inşaat sektöründe yatırım adına büyük adım atılmış olacağını dile getiren Ersöz, bu yönde çalışma yapılması talebinde bulundu. Sektörden gelen sorunları üst makamlara ilettiklerini dile getiren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut bu konunu yalnızca üst makamlara iletilmesinin yeterli olmayacağını, sektör temsilcilerinin de konuyu sık sık dile getirip lobi oluşturması gerektiğini söyledi. Geçici çözümler istemediklerini de ifade eden Aşut, TBMM’den çıkacak kararlarla müteahhitler için de Mesleki Yeterlilik sertifikası şartı aranması gerektiğini anlattı. Torun: “İşverenlerin de hakları korunsun” MTSO 9 No’lu Bilgisayar, Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi Başkanı Tuncay Torun ise işçi ile işverenler arasındaki uyuşmazlıklara değindi. Bu sorunun tüm sektörleri etkilediğini anlatan Torun, uyuşmazlıklarda her zaman işverenin haksız bulunması nedeniyle yaşa-

Demirdöğmez: “Gıda konusunda radikal yaptırımlar olmalı” MTSO 6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Başka-


8

YIL: 18 | SAYI: 318 | 30 Ekim - 12 Kasım | www.mtso.org.tr

RÖPORTAJ

Mersin Serbest Bölgede maliyetler azaldı, işlemler hızlandı sağlanmaktadır. Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmaların gümrük, mali ve hukuki danışmanlıkları için il içerisindeki kişi ve kuruluşlardan hizmet alımları yapılmaktadır. Son olarak serbest bölgede faaliyet gösteren firmaların tüm demirbaş ve günlük tüketim malzemelerinin il içerisindeki firmalardan sağlanması sebebiyle sektöre katkı sağlanmaktadır.” MTSO Haber: Mersin Serbest Bölgesi’nin genişleme alanına yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Mersin Serbest Bölgesi’nin mevcut 1, 2 ve 3’üncü kısmın tamamının yatırımcılara tahsis edilmiş olması sebebiyle yeni yatırım alanları oluşturulması çalışmaları uzun süredir devam ediyor. Genişletilecek alanın mevcut serbest bölge arazisine sınır komşusu durumunda olması zorunluluğu dikkate alınarak bu özelliği taşıyan tek alan olarak Mersin Serbest Bölgesi’nin doğusundaki 334 dönümlük alan gösterilebilir. Bu alan üzerinde değişik kuruluşların proje uygulama taleplerinin bulunmasına rağmen yapmış olduğumuz talepler ve Mersin Serbest Bölgesi’nin il ekonomisine katkıları dikkate alınarak Ekim 2016 içerisinde yapılan toplantıda Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından 1/100.000 ölçekli plan üzerinde bu alanın Mersin Serbest Bölgesi genişleme alanı olarak işlenmesi kabul edilmiştir.

Mersin Serbest Bölge’de koridor sorununun çözülmesinin ardından bir taraftan maliyetler azalırken diğer taraftan yapılan işlemlerin süratlenmesi bölge kullanıcılarını mutlu etti.

M

ersin Serbest Bölge İşleticisi A.Ş (MESBAŞ) Genel Müdürü Edvar Mum, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile yapılan görüşmelerin sonuç verdiğini anlattı. Mersin Serbest Bölgesi ile Mersin Limanı arasındaki koridorda değişen uygulamalar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşandığını hatırlatan Mum, yapılacak yeni çalışmayı şöyle özetledi: “Yapılan değerlendirme sonucunda; muayene işlemlerinin, özellikli durumların haricinde, her iki gümrükte yapılması yerine sadece Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü’nde yapılması kabul edilmiştir. Bunun yanında her araç için beyanname açılması yerine tüm sevkiyat için tek beyanname açılması ve teminat talep edilmemesi şeklinde uygulama yapılması da Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca kabul edilen maddeler arasında yer almıştır. Bundan sonraki dönemde Mersin Limanı ve Mersin Serbest Bölgesi arasındaki Koridordan mal geçişleri yine transit beyannamesi düzenlenerek ancak, bu uygulama kolaylığı çerçevesinde yapılacaktır.” Mersin Serbest Bölge’nin çalışmaları, kent ekonomisine katkıları hakkında bilgi veren Edvar Mum ile bölgenin son durumunu konuştuk:

Bölgemiz bugün toplamda 836 bin 322 metrekare alana sahiptir. Net yatırım alanımız ise 625 bin 565 metrekare. MTSO Haber: Mersin Serbest Bölge’yi kısaca tanıtır mısınız? Mersin Serbest Bölge’nin açılışı alt yapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından, kentin kuruluş gününe denk gelecek 3 Ocak 1987’de gerçekleştirildi. Mersin Serbest Bölgesi Yap-İşlet-Devret modeline göre kuruldu ve bu şekilde işletiliyor. 1’inci kısmının modeli, kamuya ait arazi üzerinde, altyapının kamu tarafından yapılması, işletilmesinin ise özel bir şirket olan MESBAŞ tarafından yapılması şeklinde planlandı. 2’nci kısmının modeli, işletici şirket olan MESBAŞ’a ait arazi üzerinde, altyapının ve işletilmesinin de yine MESBAŞ tarafından yapılması şeklindeydi. 3’üncü kısmının modeli ise kamuya ait arazi üzerinde, altyapının kamu tarafından yapılması, işletilmesinin ise bir MESBAŞ tarafından yapılması şeklinde olmuştur. Üstyapılaşmada yatırımcı firmalar için uygulanan model de yap-işlet-devret sistemidir. Bölgemiz bugün toplamda 836 bin 322 metrekare alana sahiptir. Net yatırım alanımız ise 625 bin 565 metrekare. Mevcut durumda yatırım alanlarının tamamı yatırımcı firmalara tahsis edilmiş durumda. Bölgemizde 325 yerli ve 136 yabancı olmak üzere toplam 461 firma faaliyet gösteriyor. Mevcut faaliyet ruhsatlarının yüzde 44’ü alım satım, yüzde 28’i üretim, yüzde 16’sı kiralama, yüzde 9’u depo işletmeciliği, yüzde 1’i bankacılık ve yüzde 2’si ise diğer alanlar üzerine. Bölgemizde, üstyapı yatırımları olarak 626 bin metrekare kapalı alan inşa edilmiştir. Aynı zamanda gümrük hattı dışında olmamız nedeniyle bölge önemli bir lojistik ve depolama alanı statüsündedir. Firmaların kendi amaçları için kullandıkları kapalı alanlar dışında 170 bin metrekare kapalı depolama alanı, 15 bin metrekare soğuk depolama alanı, 5 bin metrekare açık stok alanı ile 75 bin metreküp sıvı mal depolama tankı kiraya verilebilmektedir. Bölgemizde ağırlıklı olarak faaliyet gösteren sektörler ise makine ve metal, kimya, hazır giyim, gıda, medikal, am-

MTSO 8

CMYK

870 kişilik doğrudan istihdam ile de yine Türkiye serbest bölgeleri içerisinde Ege ve Bursa’dan sonra 3’üncü sıradayız. Türkiye’deki serbest bölgeler içerisinde doğrudan denize bağlı rıhtımı bulunan tek serbest bölgeyiz. Mersin Serbest Bölgesi’nin sahip olduğu 565 metre uzunluğundaki rıhtımlarında, serbest bölgeye mal getirip götüren gemilerin yükleme ve boşaltma işlemleri yapılıyor. Bu rıhtımlarda yıllık ortalama 350 - 400 arasında gemiye hizmet veriliyor ve yıllık ortalama 1,3 – 1,5 milyon ton malın yükleme / boşaltması yapılıyor.

balaj malzemeleri olarak sıralayabilirim. Bölgemizde 7 bin 870 kişi doğrudan istihdam edilmekte olup dolaylı istihdam ile bu rakam 9 bin kişiye ulaşır. Ayrıca dış ticarette de oldukça güçlü bir bölgeye sahibiz. Bölgenin kuruluşundan 2015 yılı sonuna kadar gerçekleştirilen ticaret hacmi 53,7 milyar dolara ulaşmıştır. Son 5 yıllık dönemde gerçekleştirilen ticaret hacmi ortalaması yıllık 3,5 milyar dolardır.

Ayrıca Mersin Serbest Bölgesi’nin sahip olduğu bir diğer önemli avantaj ise Mersin Limanı’nın hemen yanında ve sınır komşusu durumunda olmasıdır. Bu sebeple serbest bölge ile liman arasında açılan koridor kapısı ile Mersin Limanı’na yanaşan konteyner gemilerine yüklenecek veya tahliye edilecek serbest bölge adresli malların geçişi sağlanmaktadır. Mersin’in sahip olduğu önemli taşımacılık potansiyeli dikkate alınarak Mersin Serbest Bölgesi’nin bulunduğu coğrafi konum ve lokasyon itibarıyla Orta Doğu ülkelerine transit geçişlere imkân veren konumu sebebiyle Orta Doğu ülkelerine ticarete konu malların da elleçlemeleri yapılabilmektedir.

Ticaret hacmimizin yüzde 66’sını sanayi ürünleri, yüzde 34’ünü ise tarım ürünleri oluşturur. Son 5 yılda Mersin il kayıtlı dış ticaret firmalarının gerçekleştirdikleri toplamı 13,4 milyar dolar dış ticaret hacmine nazaran Mersin Serbest Bölgesi firmalarının gerçekleştirdiği dış ticaret hacmi toplamı 17,8 milyar dolardır. Bu mukayesede Mersin Serbest Bölgesi firmalarının Mersin il kayıtlı dış ticaret firmalarından yüzde 33 daha fazla işlem yaptıkları görülmektedir. Mersin Serbest Bölgesi’nden 682 değişik ürün kulla-

Firmalarımız tarafından yapılan yatırım yaklaşık 240 milyon dolara ulaşmıştır. Serbest Bölgede yaratılan 7 bin 870 kişilik doğrudan istihdam sebebiyle, yaklaşık 30 bin kişi için ekonomik geçim imkânı sağlanmaktadır. nılarak 112 ülke ile ticaret yapılmaktadır. Bu rakamlar dünya ülkeleri ile yapılan ticaretin çok yönlü etkinliğini gösteriyor. En fazla dış ticaret yapılan yabancı ülkeler sıralamasında Irak, İran, Suriye, Ekvador, A.B.D., Çin, İtalya, Ukrayna, İspanya ve Hollanda bulunmaktadır. MTSO Haber: Mersin Serbest Bölge’nin Türkiye’deki diğer serbest bölgeler arasındaki ayırt edici özelliklerini ve mevcut yerini anlatır mısınız? Mevcut durumda Türkiye’de 19 serbest bölge bulunuyor. Mersin Serbest Bölgesi 2016 yılı Eylül sonu itibarıyla gerçekleştirdiği 2,1 milyar dolar işlem hacmi ile Türkiye serbest bölgeleri içerisinde Ege Serbest Bölgesi’nden sonra 2’nci sırada yer alıyor. Ayrıca sağladığımız 7 bin

Bölgemizin yöreye ve ülke ekonomisine katkılarını ise şöyle özetleyebilirim: “Firmalarımız tarafından yapılan yatırım yaklaşık 240 milyon dolara ulaşmıştır. Serbest Bölgede yaratılan 7 bin 870 kişilik doğrudan istihdam sebebiyle, yaklaşık 30 bin kişi için ekonomik geçim imkânı sağlanmaktadır. Düzenlenen ruhsatlar, açık alan kiraları, üretim ve ticari işlemlere ait mal giriş / çıkışları, işletici şirket ve banka gelirlerinden alınan paylardan dolayı Serbest Bölgeler Özel Hesabı için nakdî gelirler sağlanmaktadır. Serbest bölge rıhtımlarına gelen/giden gemilere verilen kılavuzluk ve römorkör hizmetleri ile Mersin Limanı’na yanaşan konteyner gemilerinde işlem görmek üzere gelen / giden Serbest Bölge adresli malların Mersin Liman Sahası’nda işlem görmesi sebebiyle Mersin Limanı tarafından yapılan yükleme/boşaltma ve terminal hizmetlerinden dolayı Mersin Limanı’na ilâve gelirler sağlanmaktadır. Ortalama yıllık 3,5 milyar dolar mal alım-satımından dolayı bankalardan döviz transferleri yapılmakta, oluşan döviz rezervleri ve işlemlerden bankalara gelir sağlanmaktadır. Serbest Bölgede tüketilen elektrik enerjisi ve su için ilgili dağıtım kuruluşlarına ek kaynak ve gelirler sağlanmaktadır. Gemilerden boşaltılan/yüklenen malların depo ile gemi arası nakliyesi için il içerisinde faaliyet gösteren lojistik şirketlerden araç talebi yapılmaktadır. Serbest bölge adresli malların şehirler veya milletlerarası nakliyesi için il içerisinde faaliyet gösteren lojistik şirketlerden araç talebi yapılmaktadır. Yük araçlarının yakıtları ve bakım-onarımları sebebiyle il içerisinde bu konularda hizmet veren firmalara katkı

Diğer tarafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen “3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa Tasarısı” içerisinde serbest bölgelerin ihtiyacı olan alanların Bakanlar Kurulu Kararı ile acele kamulaştırılması maddesi yer almaktadır. Bu çerçevede mevcut alanın kamulaştırılması ve mümkün olan en kısa sürede serbest bölge sınırlarına alınması sayesinde yeni yatırım taleplerinin karşılanması, bu alanda yapılacak yatırımlar sonrası yaklaşık olarak 2 bin kişiye ek istihdam ve 1 milyar dolar ek hacmi sağlanması söz konusu olacaktır. MTSO Haber: Mersin Serbest Bölge ile Mersin Limanı arasındaki ‘Koridor Uygulaması’ndaki son durumu anlatır mısınız? Konteyner gemilerinin Mersin Limanı’na yanaşmakta olması sebebiyle Mersin Limanı’na yanaşan bu gemilere yüklenecek veya tahliye edilecek Serbest Bölge adresli malların geçişinde kolaylık sağlanması amacıyla Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği’nin 34. Maddesi çerçevesinde, 1993’ten 2015 yılına kadar koridor kapısından mal geçişleri Serbest Bölge İşlem Formu ve Koridor Formu düzenlenerek yapılmaktaydı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından alınan kararla 2015’ten itibaren Mersin Limanı ve Mersin Serbest Bölgesi arasındaki koridordan mal geçişleri Transit Beyanname düzenlenmesine tabi tutuldu. Transit Beyanname uygulamasının başlaması ile Mersin Gümrük Müdürlüğü ve Mersin Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü’nde işlemlerin «Kırmızı» olarak belirlenmesi, her araç için beyanname açılması talebi, konteynerlerin, T-1 beyannamelerine bağlı olması sebebiyle Mersin Liman sahasında muayene süreleri uzadı. Oluşan bekleme ücretleri ve zaman kaybı, işlemler için teminat talep edilmesi nedeniyle finansman maliyetleri gibi olumsuzluklar Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkçi ile Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan’ın 9 Ekim 2016 günü Mersin Serbest Bölgesi’ni ziyaretlerinde kendilerine aktarıldı. Yapılan değerlendirme sonucunda; muayene işlemlerinin, özellikli durumların haricinde, her iki gümrükte yapılması yerine sadece Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü’nde yapılması kabul edildi. Bunun yanında her araç için beyanname açılması yerine tüm sevkiyat için tek beyanname açılması ve teminat talep edilmemesi şeklinde uygulama yapılması da Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca kabul edilen maddeler arasında yer aldı. Bundan sonraki dönemde Mersin Limanı ve Mersin Serbest Bölgesi arasındaki koridordan mal geçişleri yine transit beyannamesi düzenlenerek ancak, yukarıdaki uygulama kolaylığı çerçevesinde yapılacaktır. MTSO Haber: Bölgeye yeni yatırım talepleri var mı? Varsa ağırlıklı hangi ülkelerden ve sektörlerden? Mersin Serbest Bölgesinin mevcut 1, 2 ve 3’üncü kısmın tamamının yatırımcılara tahsis edilmiş olması sebebiyle yeni yatırım talepleri için alan tahsis edilememektedir. Bugüne kadar gelinen süreçte mevcut kapalı alanlardan kiralama yapılarak talepler karşılanmaya çalışılmıştır. Değişik ülkelerden ağırlıklı olarak sanayi mal grupları ve gıda mal gruplarında üretim talepleri yapılmıştır. Mersin Serbest Bölgesi alanının genişletme çalışmaları neticelendiği taktirde öncelikli olarak sanayi mal gruplarında üretim yapan firmaların yatırım talepleri değerlendirilecektir. MTSO Haber: Geleceğe dair hedefleri anlatır mısınız? Bundan sonraki süreç içerisinde Mersin Serbest Bölgesi’nin gelişiminin, ticaretin, üretimin ve istihdamın artırılması ile ekonomiye doğrudan ve dolaylı katkılarının devam ettirilmesini teminen; sektörel kuruluşlarla efektif koordinasyon sağlanması, mevcut kapalı alanların tam kapasite ile kullanımının sağlanması, lojistik hizmetlerin geliştirilmesi, yatırım alanlarının tamamının tahsis edilmiş olması sebebiyle, serbest bölgenin doğusundaki 334 dönümlük alanın serbest bölgenin sınırları içerisine alınması ve teknoloji ile istihdam yaratacak sektörlere yatırım imkânı verilmesi, için çalışmalara devam edilecektir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.