MTSO Haber Sayı 332

Page 1

Öğrenciler, bilimin ışığında ilerliyor

TÜSGAD Eski Başkanı MTSO’da sergi açtı

Toplumlara anneler yön verir

>4’te

>2’de

>2’de

MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33

Bilim, liseye inmeli… Şerafettin AŞUT

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: | YIL: 17 19 | SAYI: | SAYI: 298332 | 6-19 | 14ARALIK - 27 Mayıs 2015

“Likitte kalın…”

Meslek Komiteleri Kampta buluştu M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Komite Üyeleri gelenekselleşen MTSO Komiteleri Kampta etkinliğinde bir araya geldi. İki günlük kampta üyeler bir taraftan düzenlenen seminerlerle güncel gelişmeleri takip etme imkanı bulurken diğer taraftan sosyal aktivitelerle stres attı. MTSO Komite Üyeleri, 6-7 Mayıs günleri arasında bu yıl 3’üncüsü düzenlenen MTSO Komiteleri Kampta organizasyonu çerçevesinde aileleriyle birlikte Altınrorfoz Otel’de bir araya geldi. Kamp, ‘Sanatla Terapi’ etkinliği ile başladı. Üyeler, Boğaziçi Aile Danışma Merkezi Psikologları eşliğinde gerçekleştirdikleri atölye çalışması ile bir taraftan yoğun iş temposunun stresini atarken diğer taraftan takım ruhu oluşturup birlikte hareket edebilme üzerine çalıştı. Terapi uygulamaları kapsamındaki atölye çalışmaları çerçevesinde üyeler gruplar halinde kil çalışması, müzik, ritim terapisi, takım oyunları, drama ve hikaye tamamlama çalışmaları yaptı. Günlük duyguların dışa vurumcu terapi teknikleriyle iyileştirilmesini hedefleyen etkinlik ile

üyelerin kendi farkındalığını ortaya koymasına yardımcı olundu. Türkiye’de yeni yeni kullanılan bu teknik ile takım ruhu oluşturulup duyguların keşfedilmesi sağlandı. Çeşitli sosyal etkinliklerle başlayan Kamp, eğitim ve ekonomideki son gelişmelere ilişkin seminerlerle devam etti. Atölye çalışması sonrasında Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Politikası Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu üyelere Referandum Sonrası Türkiye Ekonomisini değerlendirerek geleceğe yönelik projeksiyon çizdi. Aşut: “Allah güzel birlikteliğimizi bozmasın”

Kampın ilk günü akşamında ise Komite Üyeleri gala yemeğinde bir araya geldi. MTSO’daki görev süreleri anısına Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Üyeleri Ufuk Maya, Mustafa Kabadayı ve Genel Sekreter Kadir Dölek tarafından verilen plaketlerin ardından üyeler Bedii Şaraplı eşliğinde keyifli bir gece geçirdi. > 7’de

B

Banka kredi faizlerinde artış yaşanması üzerine ekonomistlerden iş dünyasına likitte kalın uyarısı geldi. Özellikle yeniden yapılandırmaların gündemde olduğu ve özel sektörün likiditeye daha fazla ihtiyaç duyacağı bir dönem beklendiğini vurgulayan uzmanlar, “Bu dönemde mecbur kalmadıkça borçlanmayın, öz kaynaklarınıza daha fazla güvenin” mesajı verdi.

anka kredilerindeki faiz oranlarının artışlarını değerlendiren ekonomistler iş dünyasına önümüzdeki süreçte sıkıntı yaşamamaları adına likitte kalma çağrısında bulundu. Merkez Bankası’nın bu dönemde parasal sıkılaşma yolunu tercih ettiğini, bu nedenle bankaların mevduat toplamak adına

kredi faizlerini artırdığını kaydeden uzmanlar, borçlanmaktan kaçınılması gerektiğini söyledi. Merkez Bankası’nın bu tutumunun önümüzdeki süreçte de devam etmesinin beklendiğine ve faiz artışının bir süre daha devam edebileceğine dikkat çeken ekonomistler, “Merkez Bankası

kuru tutma konusunda ısrarcı olacaktır. Bu durum faiz riskini daha da artıracak. İşletmelerin bu dönemde kendi öz kaynaklarına daha fazla güvenmeleri, aşırı borçlanmadan kaçınmaları gerekir. Eğer yurtdışı ve yurtiçi talepte gerçekten ciddi bir artış varsa ve bu artış kalıcıysa o zaman özel sektörün

borçlanarak işletmesinin bütçesini ayarlaması lazım” değerlendirmesini yaptı. Önemli olanın kur değil, faiz riski olduğunu vurgulayan uzmanlar, özel sektörün bu dönemde TL faizlerinin yükselmesine izin vermemesi, engellemesi yönünde adımlar atması gerektiği görüşünde birleşti. > 5’te

Turizm ve Lojistik yatırımında önemli Pazar:

Acente ve hatlarla yaşanan sorunlar masaya yatırıldı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi ile 18 No’lu Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi üyeleri acente ve hatlarla yaşadıkları sorunlara çözüm arıyor. Konunun çözümü için Mersin Deniz Ticaret Odası’nda (MDTO) acente ve hatların temsilcileriyle bir araya gelen komite üyeleri, yaşadıkları sıkıntıları dile getirerek neler yapılabileceğini görüştü. MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli moderatörlüğünde yürütülen toplantıda öne çıkan konu ise lokal masraflardaki

farklılıklardan yaşanan sıkıntılar oldu. Sektör temsilcilerinin MDTO’da bir araya geldiği toplantıda öncelikle lokal masraflardaki farklılıklardan duyulan şikayetler dile getirildi. Masraflardaki farktan doğan sıkıntının ortak tavan fiyat uygulamasıyla dengelenebileceği önerilen toplantıda, “Geçici kabul ya da tahliye ücretlerinde farklılıklar yaşanıyor. Limanın uyguladığı ISPS ya da temizlik hizmeti var ama bunlar her hat üzerinden farklı ücret tarifeleriyle uygulandığı için bir karışıklık yaşanıyor. > 4’te

Mersin Teknopark zirveye yürüyor

M

ersin, Endüstri 4.0’a Mersin Teknopark ile hazırlanıyor. Teknopark bünyesinde kurulan Bilişim Kümesi ile kentin toplam ihracatı içinde orta ve yüksek teknoloji ihracatının payının artırılması hedefleniyor. Tüm dünya ile rekabeti artırmada teknolojinin üretim üzerindeki önemi yadsınamaz bir gerçek. Bu noktada teknoparkların varlığı kentler adına büyük önem taşıyor. Biz de bu sayımızda Mersin Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz ile görüşerek çalışmaları hakkında bilgi aldık. Mersin Teknopark’ın kurulduğu günden bu yana önemli başarılara imza attığını kaydeden Durmaz, bugüne kadar bölgeye katmadeğer sağlayan birçok

MTSO 1

CMYK

projenin öncüsü olduklarını söylüyor. AB Projeleriyle büyüdüklerine dikkat çeken Durmaz, yıllar itibari ile Ar-Ge ve inovasyona dayalı, katma değeri yüksek teknolojik ürünlere ağırlık verdiklerini, hedeflerine paralel firmaları ve girişimcileri inovasyona dayalı çalışmaya teşvik ettiklerini anlatıyor. Yaptıkları çalışmalar sonunda Teknopark bünyesinde yürütülen proje sayısının arttığını, ürüne dönüşen projelerin fikri mülkiyet haklarında, ciro ve ihracat oranlarında artışlar sağlandığını kaydeden Durmaz, Yönetim Kurulundan aldıkları güçle gerçekleştirdikleri çalışmaların meyvelerini de toplamaya başladıklarını belirtiyor. > 8’de

İş dünyasına dijital fırsatlar anlatıldı M

T

ürkiye ile İspanya arasındaki ekonomik ilişkiler son yıllarda dengeli bir seyir izliyor. Mevcut işbirliği İspanya’yı Türkiye’nin dış ticaret hacminde ilk 10 ülke arasında konumlandırıyor. Türkiye ise İspanya’nın ABD ve Fas’tan sonra AB ülkeleri dışındaki en büyük 3’üncü pazarı konumunda. İki ülke arasındaki ticaret bununla da sınırlı değil. Son dönemlerde yatırımlar da giderek artıyor. Türk yatırımcıların İspanya’da özellikle tercih ettiği sektörler ise imalat sanayi, turizm ve lojistik. İspanya küresel ölçekte doğrudan yabancı yatırım girişi olan ülkeler arasında 12’nci sırada. İspanya her yıl kendisini ziyaret eden 75 milyon turistin yanı sıra

Cazibe Merkezleri Destekleme Programı anlatıldı >5’te

46 milyon potansiyel tüketicisiyle cazip bir ekonomiye sahip. Ancak İspanya’yı bu noktada çekici kılan yalnızca iç pazarı değil. Hem AB’ye üye ülke olmamsı hem de Kuzey Afrika ve Güney Amerika’ya köprü konumundan dolayı sahip olduğu ayrıcalıklı jeostratejik konumu, İspanya’yı yatırımda cazip ülkeler arasına alıyor. Ülke bu konumuyla 1.3 milyarlık tüketiciye Pazar erişimi sağlıyor. Tüketici potansiyeli yanında İspanya’nın sağlam altyapısı, hava, deniz ve karayolu taşımalarında çeşitli imkanlar sunması, enerji ve telekomünikasyon ağı da yatırım cazibesini artıran etkenler arasında gösterilebilir. > 6’da

Biyosidal uygulayıcıları yönetmelikte değişiklik ve standart istiyor >5’te

ersin iş dünyasına, günümüzün dijitalleşen ticari trendlerine uyum sağlanmalarına yardımcı olmak, satış ve pazarlama faaliyetlerinde dijital fırsatlardan daha fazla yararlanmalarına olanak tanımak adına dijital fırsatlar anlatıldı. Hedef, minimum maliyetle maksimim fayda sağlamak, sınırlı olanaklarla geniş kitlelere ulaşmak, pazarlama faaliyetini sürdürürken doğru kişiye, doğru zamanda, doğru mesajla ulaşmak. Mersin iş dünyasının satışlarını artırmak ve yeni pazarlara açılmalarına katkı sağlamak adına şirketlerin yakalaması gereken dijital fırsatların ele alındığı 1. Mersin Dijital Zirve’si düzenlendi. Google Partners Türkiye ve Dokuzderece Reklam Ajansı tarafından Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) desteğiyle düzenlenen Zirve’de Google

Partners Türkiye’den Özgür Deniz Aydın, ‘Türkiye’de Dijitale Bakış ve Tüketici Davranışları’ konulu sunum gerçekleştirirken Dokuzderece Reklam Ajansı adına Oğuz Mustafa Hadra, ‘Google ile İşinizi İnternette Nasıl Büyütürsünüz?’ Sorusunun yanıtlarını verdi. Yine Dokuz Derece Reklam Ajansı’ndan Emre Bozkurt, ‘Dijitalde Hangi Tasarımların Firmalara Kazandıracağı’ konusunda bilgi aktarırken, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ömer Karapınar, ‘Dijital Markalaşma ve Online İtibar Yönetimi’ konularına değindi. Organizasyon, Ford Başer Otomotiv Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Evrim Demirkan, Dia Center Pazarlama Müdürü Melek Öztürk ve KöylüBazaarı.com Kurucusu Yasin Keleş’in tecrübe paylaşımı ve başarı hikayelerini anlatmasıyla sona erdi. > 4’te

Meslek lisesi öğrencilerinin İngilizce Festivali hayran bıraktı > 2’de

> 3’te


2 Toplumlara anneler yön verir YIL: 19 | SAYI: 332 | 14 - 27 Mayıs | www.mtso.org.tr

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Anneler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında, kız çocuklarının eğitimine önem verilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Eğer daha güçlü, geleceği daha parlak bir Türkiye istiyorsak geleceğin anneleri olacak kız çocuklarımızı en iyi şartlarda eğitmeli, en güzel

koşullarda yetiştirmek adına seferber olmalıyız” dedi. Aşut mesajında şu ifadelere yer verdi: “Toplumun temeli aile, ailenin temeli annedir. Bu nedenle bir topluma anneler yön verir. İyi eğitimli, vizyonu geniş anneler; iyi eğitimli, dürüst ve çalışkan nesillerin yetişmesine katkı koyarak başarılı toplumların temelini atar. Toplum,

annelerin yetiştirdiği nesillerin omuzlarında yükselir. Eğer daha güçlü, geleceği daha parlak bir Türkiye istiyorsak geleceğin anneleri olacak kız çocuklarımızı en iyi şartlarda eğitmeli, en güzel koşullarda yetiştirmek adına seferber olmalıyız. Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerin yetişmesi mutlu, hayata, geleceğe umutlu bakan annelerle mümkün. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırıldığı, eğitim olanaklarının güçlendirildiği bir yapı olmazsa olmazımızdır. Dünyadaki bütün kötülükleri yenebilecek, savaşları durdurabilecek tek güç sevgidir. Sevgi de anne ile başlar. Bu vesile ile şehit annelerine de minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Sınırsız sevginin, engin hoşgörünün, iyilik, şefkat ve merhametin sembolü baş tacımız annelerimizin ellerinden öpüyor, bu anlamlı günlerini saygı ve sevgiyle kutluyor, vefat eden annelere Allah’tan rahmet diliyorum.”

MTSO, Dragon Yarışında 4’üncü oldu M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), 34 kano kürek takımının yarıştığı Dragon Festivali’nde fun kategorisinde dördüncü oldu. 2008’den buyana gerçekleşen ve dünyanın 3 büyük festivalinden biri olan Dragon Festivali, iş hayatının stresinden kurtulmak ve keyifli anlar yaşamak amacıyla her yıl Mayıs ayının ilk hafta sonu düzenleniyor. Mersin’de bu yıl 6’ncısı düzenlenen

festivalde MTSO, 16 kişiden oluşan takımıyla yerini aldı. Fun ve sport olmak üzere 2 kategoride gerçekleşen yarışta MTSO Takımı, fun kategorisinde 4’ncü oldu. Yarışmada gösterdiği başarının yanı sıra MTSO, Avrupa Bisiklet Yarışması’na gösterdiği destekten dolayı ‘En iyi sosyal sorumluluk’ ödülünü de layık görüldü. İki gün boyuncu süren festival

kapsamında çeşitli yarışmalar ve dans gösterileri de yapıldı. Yarı final ve final yarışmalarından sonra gerçekleştirilen ödül töreni ile dereceye giren takımlar kupa ve madalyalarını aldı. Fun kategorisinde Çağrı Asansör takımı birinci olurken, bu yıl üçüncü kez yarışmalara katılan MTSO dördüncülüğü elde etti. Sport kategorisinin birincisi ise Yıldız Entegre oldu.

Geleceği kadınlar yazacak T

OBB, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ve Turkcell işbirliğinde hazırlanan ‘Geleceği Yazan Kadınlar Projesi’nde son başvuru tarihi 29 Mayıs 2017’ye uzatıldı. TOBB, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ve Turkcell işbirliği ile mobil teknoloji endüstrisinde çalışmak veya mobil teknolojileri kullanarak iş fikrini hayata geçirmek isteyen kadınların yazılım konusunda eğitilerek, mobil uy-

gulamalar geliştirmelerine destek olmak, kadınların bu alanda istihdam kapasitesini ve girişimciliğini artırmak amacıyla, “Geleceği Yazan Kadınlar Projesi” hazırlandı. Projeye yoğun talep olması nedeniyle son başvuru tarihi 29 Mayıs 2017’ye uzatıldı. “Geleceği Yazan Kadınlar Projesi”ne başvuru alımları gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr/gelecegiyazankadinlar adresinden devam ediyor.

Projeye en az lise mezunu, 18 yaş üstü, üniversite öğrencisi veya mezunu kadınlar başvurabiliyor. Sonuçlar katılımcılara 5 Haziran Pazartesi günü duyurulacak. Ardından 24 Temmuz - 10 Eylül günleri arasında Proje Geliştirme Aşaması başlayacak olup 16-17 Eylül günlerinde projeler sunularak finalistler belirlenecek. 25-29 Eylül günleri arasında ise İstanbul’da final yapılacak.

Eğitim Aşaması Eğitim Adı

Sınıf İçi Eğitim Tarihleri

Online Eğitim Tarihleri

Sınavı Tamamlama için Son Tarih

Android 201

10-11 Haziran

12-16 Haziran

16 Haziran öğlen 12:00

Android 301

17-18 Haziran

19-7 Temmuz

7 Temmuz öğlen 12:00

Android 401

8-9 Temmuz

10-23 Temmuz

23 Temmuz öğlen 12:00

Meslek lisesi öğrencilerinin İngilizce Festivali hayran bıraktı

9 Mayıs, Korolar Şenliğiyle kutlandı

TÜSGAD Eski Başkanı MTSO’da sergi açtı

R

essam ve aynı zamanda Tüm Sanat Galerileri Derneği (TÜSGAD) Eski Başkanı Kürşad Yılmaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde sergi açtı. Sergisinde Kızılderilileri konsept alan Yılmaz, “Ben Kızılderililerin ressamıyım” dedi. MTSO Sanat Galerisi, TÜSGAD Eski Başkanı ve Ressam Kürşad Yılmaz’ın resim sergisine ev sahipliği yapıyor. Yağlı boya ve akrilik boya tekniği kullanarak resimlerini hazırlayan sanatçı, 19 eserini sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Konsept olarak Kı-

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.

MTSO 2

CMYK

zılderilileri seçen sanatçı, gerçek fotoğraflarla grafiksel öğeleri bir tuvalde buluşturuyor. Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği sergi açılışına, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş, MTSO Meclis Üyesi Ahmet Akın, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek ve MTSO Hukuk Müşaviri Dilek Kurtuluş katıldı. Sergi açılışında konuşan Ressam Kürşad Yılmaz, son 9 yıldır yaşamlarını ve felsefelerini incelediği Kızılderililerin resimlerini yaptığını söyledi. Çocukluk yılla-

Yapılandırma taksitlerini ödemeyenlere son bir şans daha verildi

Yeniden yapılandırmaya başvurduğu halde 2016’nın Kasım ve Aralık aylarındaki ilk iki taksiti ödemeyen borçlulara son bir şans daha tanındı. Mersin Vergi Dairesi Başkanı Adem Güngör, vergi, SGK primi ve ceza borçlarını yapılandıran, ancak

ilk taksitlerini ödemedikleri için haklarını kaybedenlere, 31 Mayıs 2017 tarihine kadar geç ödeme zammı ile birlikte taksit tutarını ödemeleri halinde yeni bir hak tanındığını, ayrıca borç ödeme sürelerinin de 4 ay uzatıldığını bildirdi.

rında Teksas Tommiks ve kovboy filmleriyle büyüdüğünü ve filmlerde hep Kızılderilileri tuttuğunu anlatan Yılmaz, “Çocukluğumdaki Kızılderili yanlılığımın, Kızılderilileri hayat felsefesi edinince ne kadar doğru olduğunu anladım” dedi. Kendisinin Kızılderililerin ressamı olduğunu belirten Yılmaz, “Çok büyük bir alt yapısı olan ve soykırıma uğramış bir ırkın, sanki misyonunu üstlenmiş gibiyim. Kızılderili tarihini, geleneklerini, ritüellerini çeşitli kaynaklardan araştırıyor ve resimlerimi buna göre yapıyorum. Konularımda, Kızılderililerin simgeleşmiş kavramlarını, desenlerini, kutsal hayvanlarını, portrelerini, kıyafetlerini, takılarını, onlarla bütünleşen tüylerini işliyorum. Onların geleneksel kültürlerini ve yaşamlarında önem verdiğim hususlarını tablolarım yoluyla yaşatmaya çalışıyorum” dedi. 31 Mayıs tarihine kadar açık kalacak olan sergi, hafta içi 08.3018.00, Cumartesi günü ise 10.0017.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Şerafettin AŞUT

A. Kadir DÖLEK

Derya GÜLEÇ

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 19 | SAYI: 332 | 14 - 27 Mayıs | www.mtso.org.tr

Bilim, liseye inmeli… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

B

u yazıma bir tablo ile başlamak istedim. Aşağıdaki tablo 2006 ile 2011 yılları arasında Sanayi Malı Satış Gelirlerindeki değişimi gösteriyor (milyar USD, Kaynak: Ali Rıza Ersoy: On the Way to Industry 4.0, March 2016). Tabloyu ve rakamları, bu rakamlardaki artışları iyi inceleyelim.

Yalnızca meslek liseleri değil, düz lise dediğimiz liselerin de bilim liseleri haline gelmesi ve geleceğin mesleklerine gençleri hazır hale getirmesi gerekir. Yazılım temel bir ders olmalı. Öte yandan üniversitelerimiz geleceğin dünyasına göre yeniden revize edilmelidir. Temel bilimlerin kontenjanları daha da arttırılmalı ve bu öğrenciler arge personeli olarak yetiştirilmelidir.

Ülke

bilgisayarlaşmanın en üst düzeye çıkarılması ve dolayısıyla üretimin yüksek teknolojiyle donatılmasını hedefleyen bir yaklaşımdır ENDÜSTRİ 4.0. Bu yeni devrimin üç temel hedefi var; 1. Üretimde insan emeğinin, iş gücünün en aza indirilmesi ve

2006

2011

Değişim (%)

Euro Bölgesi

550

620

13

ABD

280

280

0

Almanya

190

220

16

Rusya

10

15

50

Çin

170

580

241

Sanırım 2006-2011 yılları arasında Çin’in sanayi malı satış gelirlerindeki olağanüstü artışı kolayca gördünüz. İşte bu günlerde sıkça konuştuğumuz, MTSO olarak bizim 2012 yılında gündeme alarak sürekli farkındalık yaratmaya çalıştığımız, Almanya’nın ise 2011 yılında gündeme getirdiği yeni sanayi devrimi ENDÜSTRİ 4.0 işte bu korkunun bir sonucudur. Alman Hükümeti bu gelişme üzerine Doğu’nun Batı’yı geçtiğini ve aranın hızla açılmakta olduğunu görerek 2011’de Hannover Fuarı’nda Endüstri 4.0’ı gündeme getirdi. Defalarca yazdık ama bir kez daha kısa bir bilgilendirme yapmanın yararlı olduğunu düşünüyorum. Nedir Endüstri 4.0? Asıl olarak imalat sanayinde

üretimdeki hataların minimize etmenin de ötesinde, ortadan kaldırılması. 2. Üretimin en üst düzeyde esnekliğe kavuşturulması ve tüketiciye özel, kişiye özel ürün yapabilme imkânının elde edilmesi. 3. Üretimin hızlandırılması. Yukarıda bir korkudan bahsettik. Neydi bu korku? Öncelikle yarattığı Çin ucuz iş gücü ile artık işçi maliyetleri bazında rekabet edilemez bir ülke oldu. ENDÜSTRİ 4.0 yaratacağı robotik üretimle Çin’in bu avantajını yok edecek. Diğer bir avantaj ise bir yandan hızlı ve kusursuz bir seri imalat yapılırken, diğer yandan müşteriye özel, kişiye özel ürün-

ler hazırlanarak tüketici kazanılacak. Ve elbette daha hızlı ve hatasız üretim olacak. Sonuç, en büyük rakip ve düşman Çin böylece bir tehdit olmaktan çıkacak. Almanya tarafından ortaya atılmış olsa da bugün ABD ve diğer Avrupa ülkeleri de bu korkunun sonucu olarak Endüstri 4.0 üzerinde ciddi çalışma yapıyorlar. Peki, biz bu işin neresindeyiz? Kısa vadede neresinde olacağız? Yine bu devrimin pazarı mı olacağız? Sadece kullanıcı olmakla bu devrim yakalanır mı? Fabrikalarımızda, üretim yerlerimizde yine yurt dışından milyonlarca döviz harcayarak getireceğimiz robotlarla, ithal edeceğimiz yazılımlarla acaba bu devrimi yakalıyor gibi mi yapacağız, yoksa kendi robotik üretim teknolojilerini, kendi yazılımlarımızı yaparak gerçekten bu yeni sanayi devriminin bir parçası mı olacağız? Eğer birincisini yapacaksak, geçmişten ne farkımız olacak? Yine yurt dışından makineler alacağız, fabrikalarımıza monte edeceğiz, onlardan aldığımız yazılımları kullanacağız… Yani, yine bu makineleri yapanlar, bu yazılımları yapanlar para kazanacak. Peki, bu duruma düşmemek için ne yapmalıyız? Elbette tüm teknolojik gelişmelerin temelinde olan şeye odaklanacağız; eğitim, eğitim, eğitim. Ama yılardır bizi, arzu ettiğimiz yere taşıyamayan geleneksel bir eğitimden bahsetmiyorum. Artık temel bilimlerin liseye inmesinden, ortaokula inmesinden bahsediyorum. Sadece Meslek liselerinden bahsetmiyorum, düz lise dediğimiz liselerin de bilim liseleri haline gelmesi

ve geleceğin mesleklerine gençleri hazır hale getirmesinden bahsediyorum. Yazılımın temel bir ders olmasından bahsediyorum. Öte yandan üniversitelerimiz geleceğin dünyasına göre yeniden revize edilmelidir. Temel bilimlerin kontenjanları daha da arttırılmalı ve bu öğrenciler ar-ge personeli olarak yetiştirilmelidirler. Gelecekte birçok meslek ya yok olacak ya da bunları yazılımlarla, insan olmadan halledecek yöntemler ortaya çıkacak. O halde geleceğin işsizlerini yetiştirmek yerine, ENDÜSTRİ 4.0 dünyasında çalışacak vasıflara sahip olan, yazılım bilen, tasarım bilen, temel bilimlere vakıf bir insan gücü yaratmaya odaklanmalıyız. Endüstri 4.0’la mavi yakalı işçi tanımı değişiyor. Artık mavi yakalı demek kas gücünü kullanan demek olmayacak. Mavi yakalılar işte o robotların kontrol panellerini idare edenler olacak. Meslek liselerimiz buna hazır mı? Elbette adı her ne kadar ENDÜSTRİ 4.0 ise de Endüstri 4.0 sadece sanayi ile sınırlı değil. Tüm sektörler, ister üretim olsun isterse hizmetler, kendisini temelinde internet olan yazılım ve yüksek teknoloji olan dijital dünyaya entegre etmek zorundadır. İhracatçı artı e-ihracatı, ticaret erbabı e-ticareti, lojistikçi e-lojistiği, turizmci e-turizmi düşünmek ve buna kafa yormak, hatta başlamak zorundadır. Diğer sanayi devrimlerini kaçırmanın bedelini ağır ödedik. Ancak, bu sefer Endüstri 4.0’ı ıskalarsak bedeli var olmak veya yok olmak derecesinde ağır olacaktır.

Gökyüzü aşıklarının yeni adresi; MERSİN Mersin’de Bulunan Yamaç Paraşütü Parkurları Mersin’de yamaç paraşütü yapılan yerler şu şekildedir: GELİNCİK TEPESİ (EMİRLER MAHALLESİ-YENİŞEHİR) Tepe Adı: Büyük Gelincik Yerden Yüksekliği: 260 metre Kalkış Yeri Eğimi: Uygun, pist yeterli ve geniştir. Yol Durumu: Şehir merkezinden tepeye kadar yol vardır. Şehir merkezine 15 km uzaklıktadır. Rüzgâr Durumu: Genelde limitler dâhilinde günün her saati uçulabilir. İniş Yerleri: Tepenin dibinde çeşitli iniş yerleri vardır. Yer yer ağaçlar ve üzüm bağları vardır. İniş anında bunları göz önünde bulundurulması gerekir.

U

çmanın verdiği heyecanı ve özgürlüğü tatmanın belki de en basit ve en kolay yolu yamaç paraşütüdür. Dilerseniz uçma rüyanızı, kendinizi tecrübeli pilotların kollarına bırakarak doyasıya yaşayabilir, dilerseniz de alacağınız eğitimle bu zevki tek başınıza tadabilirsiniz. Yamaç paraşütü yapmak için önce sağlık kontrolünden geçmeniz, yamaç paraşütü hakkında yeterli bilgilere erişmeniz, sonrasında ise uygun hava şartlarında, bu sporu risk almadan, doğru

yerde yapmanız gerekiyor. Tüm bunları sağladınız ancak rota bulmakta zorlanıyorsunuz. Üzülmeyin, biz size henüz keşfedilmemiş ancak her geçen gün dikkatleri üzerine çekmeyi başaran bir rota hazırladık. Burası tabi ki, gökyüzü âşıklarının yeni adresi olan Mersin. 360 gün güneş alan Mersin’de, 4 mevsim 12 ay yamaç paraşütü yapmak mümkün. Mersin’in kuzeyinde yer alan Toros Dağları, yamaç paraşütçülerin vazgeçilmez adreslerinden birisi. Aynı

zamanda Mersin, tandem uçuşlarına, yani ikili uçuşlara elverişli tepelere de sahiptir. Ortalama yükseklikleri bin metreyi bulan tepelerden rahatlıkla uzak noktalara inilebilir. Son yıllarda paraşütçülerin gözdesi haline gelen Gelincik Tepesi, Mersin’de yamaç paraşütün en sık yapıldığı yerler arasındadır. Son yıllarda alternatif turizm çeşidi olarak yamaç paraşütünde boy gösteren Mersin, özellikle çevre illerden ziyaretçi çekmektedir. Türk Hava Kurumu ve havacılık kulüpleri tarafından verilen yamaç paraşütü eğitimleri ve düzenlenen organizasyonlar, bu konuda öncü rol oynamaktadır. Deniz turizmi açısından da oldukça geniş imkanlara sahip olan Mersin’de alternatif turizm çeşidi arasında yer alan paraşüt sporunu, tekne ile deniz üzerinde yapma olağanı da vardır. Unutmayın, özgürlük sadece kuşların kanatlarında değildir. Ömrünüzün sonuna kadar unutmayacağınız bu eşsiz deneyimi tatmak için bu yaz Mersin’e davetlisiniz. Kısaca yamaç paraşütü nedir? Tepe, yar gibi yüksek bir yerden boşluğa bırakılarak hava akımıyla uçabilen bir tür paraşüttür. Aynı zamanda paraşüt,

MTSO 3

CMYK

turizm alanında sıklıkla görülen bir spor dalıdır. İlk paraşüt çizimlerinin Leonardo Da Vinci’ye ait olduğu tespit edilmiştir. Paraşüt, dikkat ve eğitim gerektiren ekstrem bir spordur. İlk bakışta çok tehlikeli gibi görünse de, istatistikler çok güvenli olduğunu söylemektedir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Paraşüt Birliği (USPA) istatistiklerine göre, 2013 yılında gökyüzü dalışlarındaki bin atlayışta 0,0075 oranda ölüm meydana gelmiştir. Tandem atlayışlarda da bu oran çok daha azdır. Bin atlayışta 0,003. Yani bir insanın üzerine yıldırım düşüp ölme ihtimali, serbest paraşütten daha fazladır denilebilir. 2012’de Red Bull Stratos Projesi kapsamında Felix Baumgartner 38 bin 970 metreden atlamış, ses hızını geçip en yüksekten paraşütle atlama rekorunu kırmıştır. Yamaç paraşütü Mersin’de de alternatif turizm çeşidi olarak her geçen gün gelişmekte, gücünü artırmaktadır. Coğrafi yapısının uygunluğu nedeniyle tercih edilen Mersin’de, aktif olarak 150 civarında yamaç paraşütçü bulunmaktadır. Mersin Doğa Ekstrem Sporları Kulübü (MEDEX) de bu spora merak salanlar için özel eğitimler düzenlemektedir.

ARSLANKÖY YAYLACIK (TOROSLAR) Tepe Adı: Yaylacık Yerden Yüksekliği: 620 metre. Kalkış Yeri Eğimi: Uygun, geniş bir pist var. Yol Durumu: Arslanköy’e kadar asfalt yol var. Ondan sonra yol tepeye kadar stabilizedir. Mersin’e uzaklığı 60 km. Rüzgâr Durumu: Genelde limitler dahilinde, öğleden sonra rüzgar ve termikler artıyor. İniş Yerleri: Oldukça geniş iniş alanları vardır. TARSUS -ESHAB-I KEHF Tepe Adı: Eshab-ı Kehf Yerden Yüksekliği: 250 metre Kalkış Yeri Eğimi: Uygun, pist kısa ve kayalık. Yol Durumu: Şehir merkezinden tepeye kadar yol vardır. Tarsus şehir merkezine 8 km. Rüzgâr Durumu: Genelde limitler dahilinde öğleden sonra rüzgâr ve termik şiddetleniyor. Sadece güney-batı yönünde uçuş yapılabilir. İniş Yerleri: Tepenin dibinde çeşitli iniş

yerleri vardır. Yer yer ağaçlar, cami ve satış stantları vardır. İniş anında bunları göz önünde bulundurulması gerekir. ERDEMLİ-AKPINAR MAHALLESİGÖKTEPE Tepe Adı: Göktepe Yerden Yüksekliği: 600 metre Kalkış Yeri Eğimi: Uygun. Pist çok geniş ve yeterlidir. Yol Durumu: Şehir merkezinden tepeye kadar yolu vardır. Erdemli şehir merkezine 45 km uzaklıktadır. Rüzgâr Durumu: Genelde limitler dahilinde günün her saati uçulabilir. Öğleden sonra rüzgâr ve termikler artabilir. İniş Yerleri: Tepenin dibinde çeşitli iniş yerleri vardır. Yer yer ağaçlar vardır. İniş anında bunları göz önünde bulundurulması gerekir. SİLİFKE-YEŞİLOVACIK TİSAN TEPE Tepe Adı: Tisan Tepe Yerden Yüksekliği: 200 metre Kalkış Yeri Eğimi: Uygun, deniz kıyısı kumsala iniş. Rüzgâr Durumu: Genelde limitler dâhilinde günün her saati uçulabilir. Öğleden sonra rüzgâr ve termikler artabilir. Yol Durumu: Silifke’ye 45 km uzaklıkta olup yol vardır. ANAMUR - AZITEPE Tepe Adı: Azıtepe Yerden Yüksekliği: 860 metre Kalkış Yeri Eğimi: Uygun, Mamure Kalesi yanına iniş. Hava durumu iyi olduğunda daha batıya Anamur sahiline iniş yapılabilir. Rüzgâr Durumu: Genelde limitler dâhilinde günün her saati uçulabilir. Öğleden sonra rüzgâr ve termikler artabilir. Yol Durumu: Anamur’a 12 km uzaklıktadır. 6 km asfalt, 6 km stabilize orman yolu vardır. Altı yüksek araçlarla çıkılabilir. Aynı zamanda trekking güzergahı üzerindedir.


4

YIL: 19 | SAYI: 332 | 14 - 27 Mayıs | www.mtso.org.tr

İş dünyasına dijital fırsatlar anlatıldı videolar sırasında, okudukları haberlerle, sosyal medya gibi mikro alanlarda ulaşmanın önemli sonuçlar getirebildiğini söyledi. Aydın sözlerini, “Ertelemeyin yapın. Artık harekete geçin” diyerek tamamladı. Hadra: “Doğru müşteriye doğru zamanda ulaşın”

Mersin iş dünyasına, günümüzün dijitalleşen ticari trendlerine uyum sağlanmalarına yardımcı olmak, satış ve pazarlama faaliyetlerinde dijital fırsatlardan daha fazla yararlanmalarına olanak tanımak adına dijital fırsatlar anlatıldı.

H

edef, minimum maliyetle maksimim fayda sağlamak, sınırlı olanaklarla geniş kitlelere ulaşmak, pazarlama faaliyetini sürdürürken doğru kişiye, doğru zamanda, doğru mesajla ulaşmak. Mersin iş dünyasının satışlarını artırmak ve yeni pazarlara açılmalarına katkı sağlamak adına şirketlerin yakalaması gereken dijital fırsatların ele alındığı 1. Mersin Dijital Zirve’si düzenlendi. Google Partners Türkiye ve Dokuzderece Reklam Ajansı tarafından Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) desteğiyle düzenlenen Zirve’de Google Partners Türkiye’den Özgür Deniz Aydın, ‘Türkiye’de Dijitale Bakış ve Tüketici Davranışları’ konulu sunum gerçekleştirirken Dokuzderece Reklam Ajansı adına Oğuz Mustafa Hadra, ‘Google ile İşinizi İnternette Nasıl Büyütürsünüz?’ Sorusunun yanıtlarını verdi. Yine Dokuz Derece Reklam Ajansı’ndan Emre Bozkurt, ‘Dijitalde Hangi Tasarımların Firmalara Kazandıracağı’ konusunda bilgi aktarırken, Hacettepe Üniversitesi

Öğretim Görevlisi Ömer Karapınar, ‘Dijital Markalaşma ve Online İtibar Yönetimi’ konularına değindi. Organizasyon, Ford Başer Otomotiv Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Evrim Demirkan, Dia Center Pazarlama Müdürü Melek Öztürk ve KöylüBazaarı.com Kurucusu Yasin Keleş’in tecrübe paylaşımı ve başarı hikayelerini anlatmasıyla sona erdi. Aydın: “Ertelemeyin yapın”

‘Türkiye’de Dijitale Bakış ve Tüketici Davranışları’ konulu sunumunda Google Partner Türkiye Temsilcisi Özgür Deniz Aydın, katılımcılara online tüketici davranışlarını ve perakende için Google Partners Türkiye’nin sunduğu imkanları anlattı. Satış ve pazarlamada dijital mecranın doğru kullanılması halinde büyük verim sağlanabileceğine dikkat çeken Aydın, hangi günlerde hangi saatlerde reklam yapabileceğinizi bu platformda sınırlayabilirsiniz. Bütçenizi ayarlayıp reklam saatlerini, tarihlerini değiştirebilir

böylece yaptığınız tanıtım faaliyetinden daha çok verim elde edebilirsiniz. Bu noktada dijital platform esnek bir yapı sağlıyor. Her şey sizin kontrolünüzde. Para günlük bütçelerle ve tıklamalar oldukça harcanıyor. İşinizin iyi gittiği durumda gaza basabilir, istemezseniz kampanyanızı durdurabilirsiniz. Anında geri dönüşler alıyorsunuz ve bu geri dönüşlere göre kampanyanızı şekillendirebilirsiniz. Her şey sizin kontrolünüzde” dedi. E-ticaretin giderek yaygınlaştığına da değinen Aydın, geçmişte insanların internetten araştırma yapıp ardından mağazadan görerek alışverişi tercih ettiğini hatırlatıp, günümüzde ise bu şeklin değişip önce mağazadan ürüne bakıp ardından en uygun fiyatla nereden alabileceğini internetten araştırmaya başladığını söyledi. İnternetten satışların artması nedeniyle işletmelerin artık tanıtım yaparken doğru kişiye, doğru zamanda doğru mesajla ulaşma formülünü takip ettiğini vurgulayan Aydın, hedef müşteriye, izledikleri

Dokuz Derece Reklam Ajansı’ndan Oğuz Mustafa Hadra ise sunumunda ‘Google ile İşinizi İnternette Nasıl Büyütürsünüz?’ sorusuna yanıt verdi. Tüm kullanıcıların internette dolaşırken geride ayak izi bıraktıklarını anlatan Hadra, bu ayak izlerinin pazarlama noktasında doğru hedeflemelerin yapılmasına katkı sağladığını söyledi. İnternette görülen her 3 reklamdan birinin Google reklam ağı üzerinden geldiğini anlatan Hadra, 1 milyondan fazla işletmenin Google Adwords’ten yararlandığını bildirdi. Dijital pazarlamanın doğru müşteriye doğru zamanda ulaşımı sağladığına dikkat çeken Hadra, “Dijital ortamın en büyük avantajlarından birisi de kesin ölçülebilirlik sağlaması. Haftalık, aylık, yıllık detaylı rapor alabilirsiniz. Böylece harcadığınız bütçenin hangi alanlarda hangi birim maliyetle yapıldığını ve ne kadar tıklanıp sonuç alındığını görebilirsiniz. Demografik bilgilere, cinsiyete, kullanıcının ilgi alanına göre, ilgilendikleri sektörlere göre hedefleme yaparak nokta atışı reklam gerçekleştirebilirsiniz. Bir reklamı telefon, tablet, bilgisayar gibi birçok farklı mecradan gösterebilirsiniz. Bu da verimliliğinizi artırır” dedi. Djital alanda yapılabilecek reklam çeşitleri hakkında da bilgi veren Hadra, “Bu alanda yalnızca Google Arama Ağı reklamları yok. Görüntülü reklam ağı, video reklamlar ve Gmail reklamları gibi alternatifler var. Hepsi bir arada kullanılabilir” ifadelerini kullandı. Hadra, yeniden pazarlama ve dinamik yeniden pazar-

lama gibi yan tanıtım ürünlerinin de e-ticarette büyük rol oynadığını sözlerine ekledi. Bozkurt: “Doğru tasarım önem taşıyor”

Dokuz Derece Reklam Ajansı Kurucusu Emre Bozkurt ise dijital tasarımların önemine dikkat çekti. Tasarımın en çok dijital dünya ile hayatımıza girdiğini anlatan Bozkurt, tasarımı, ara yüzü en basit olan cihazların tercih edildiğine değindi. Web siteleri için de benzer bir durumun söz konusu olduğunu vurgulayan Bozkurt, her zaman kullanımı kolay, anlaşılır, mobil uyumlu, arama butonu olup bilgiye kolay ulaşım sağlayan sitelerin tercih edilmesi gerektiğini anlattı. Aynı zamanda bu sitelerde ya da tasarımlarda kullanılan yazı karakteri ve paragrafların ilgi çekici hale getirilmesinin de büyük önem taşıdığına değinen Bozkurt, “Yalnızca siteniz değil, mail ve reklam tasarımlarınız da önemli. Bu noktada da kurumsal renklerin kullanımına, logo, kampanya ve mesaj dağılımındaki hiyerarşiye, vurgulamak istediğimiz mesajı sade ve net vermeye özen göstermeliyiz. Net ve anlaşılır mesaj güven verir” dedi. Karapınar: “Müşterinize onların tükettiği içerikle ulaşın”

‘Dijital Markalaşma ve Online

İtibar Yönetimi’ konulu sunumunda Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ömer Karapınar ise tüketiciye en kolay hangi yollardan ulaşılabileceğinin ipuçlarını verdi. Markaların ihtiyacının insanların hayatına girebilmek olduğunu ve bunun için de sosyal medyanın, dijital dünyanın önemli fırsatlar sunduğunu kaydeden Karapınar, şunları söyledi: “Rastgele tasarımlarla bir sonuç alamazsınız. Ya da doğru yere reklam vermezseniz başarılı olamazsınız. Harekete geçirici unsurunuz olmalı. Reklamlarda hedef kitle iyi belirlenmeli ve doğru araç kullanılmalı. Bu anlamda sosyal medya çok kıymetli ama internet sadece sosyal medyadan ibaret değil. İnsanlar hayatını burada geçiriyor ve hedef alınabilir. Yaptığınız reklamlarda içerik üretmek de çok önemli. Hedef kitlenin talepleri ve beklentileri içerikte mutlaka olmalı. Müşteri odaklı bir hayat devam ediyor ve müşterinize onların tükettiği içerikle ulaşmazsanız sonuç alamazsınız.” Ford Başer Otomotiv Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Evrim Demirkan, Dia Center Pazarlama Müdürü Melek Öztürk ve KöylüBazaarı. com Kurucusu Yasin Keleş’in tecrübe paylaşımı ve başarı hikayelerini anlatmasıyla sona erdi. Zirve sonunda katılımcılara ve destekleyen kurumlara teşekkür plaketi verildi. MTSO adına plaketi Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar aldı.

Acente ve hatlarla yaşanan sorunlar masaya yatırıldı

Öğrenciler, bilimin ışığında ilerliyor K

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi ile 18 No’lu Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi üyeleri acente ve hatlarla yaşadıkları sorunlara çözüm arıyor. Konunun çözümü için Mersin Deniz Ticaret Odası’nda (MDTO) acente ve hatların temsilcileriyle bir araya gelen komite üyeleri, yaşadıkları sıkıntıları dile getirerek neler yapılabileceğini görüştü. MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli moderatörlüğünde yürütülen toplantıda öne çıkan konu ise lokal masraflardaki farklılıklardan yaşanan sıkıntılar oldu. Sektör temsilcilerinin MDTO’da bir araya geldiği toplantıda öncelikle lokal masraflardaki farklılıklardan duyulan şikayetler dile getirildi. Masraflardaki farktan doğan sıkıntının ortak tavan fiyat uygulamasıyla dengelenebileceği önerilen toplantıda, “Geçici kabul ya da tahliye ücretlerinde farklılıklar yaşanıyor. Limanın uyguladığı ISPS ya da temizlik hizmeti var ama bunlar her hat üzerinden farklı ücret tarifeleriyle uygulan-

MTSO 4

CMYK

dığı için bir karışıklık yaşanıyor. Tavan fiyat uygulamasıyla bu sorun ortadan kalkabilir” denildi. Ordinolar konusu ile depozito ödemelerinin çek ya da nakit olarak yapılması konularına da değinilen toplantıda şu ifadelere yer verildi: “Ordino ücretlerini ödememize rağmen ordinoları kimi acente bir günde kimi 3 günde veriyor bu durum işlerimizin aksamasına ve ekstra masraf ödememize neden oluyor. Öte yandan ordino alınsa bile MIP’den ambar onayı zamanında alınamadığı için yine sıkıntı yaşıyoruz. Ordinolar gümrük firmaları üzerinde bir baskı unsuru oluşturmaktan çıkmalı. Aynı şekilde depolar için istenilen depozitoların zamanında verilmemesi de ciddi bir sorun. Bizler ordino ödememizi kuruşu kuruşuna yapmadan ordinomuzu alamıyoruz ama depozitoların iadesi 15-20 günü buluyor. Üstelik yeni bir ordino talep ettiğimizde içeride kalan depozitomuzdan mahsuplaşamıyoruz ve bu da bizi mali açıdan yoruyor. Bu soruna da çözüm getirilmeli. Depozito ödemelerini ise kimi

hat ya da acente nakit alıyorken kimi çek kabul ediyor. Bizim talebimiz tüm acente ve hatların depozito işlemlerini çekle yapması. Bu durum hem ticaretin gelişmesine hem de rekabetin dengelenmesine katkı sağlayacaktır” “Konteyner hasar tespiti yapılmalı”

Bir diğer sorunu konteyner hasarlarının tespitinde yaşadıklarına değinen sektör temsilcileri, bu konuda da yetkili bir merci bulunmaması nedeniyle yaşadıkları sorunları dile getirdi. Konteyner teslimatlarında hasar bulunup bulunmadığını belgelemek adına konteyner kondisyon raporu verilmesi önerisi getiren sektör temsilcileri, “Şoförlerimiz iş güvenliği nedeniyle konteynerlar yüklenirken araçlarından inemiyor. İnseler dahi hasarı tespit edebilecek bilgi birikimine sahip değiller. Hasar belgelenmesi yanında teslimatlarda konteynerların teslim edildiğine dair dahi bir tutanak tutulmuyor. Bu nedenle ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu sorunun da önüne geçilecek düzenlemelere gidilmeli” ifadeleri kullanıldı.

adri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, TÜBİTAK 4006 Bilim Şenliği Fuarı’nın bu yıl 3’üncüsünü düzenledi. Öğrenciler fuarda, gıda sektöründen yenilenebilir enerjiye, yazılımdan elektrik elektroniğe kadar çok çeşitli alanda yıl boyunca hazırladıkları 20 projeyi sergiledi. Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’nde bu yıl 3’ncüsü düzenlenen TÜBİTAK 4006 Bilim Şenliği Fuarı’nın açılışı gerçekleşti. Açılışa Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya, MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar, MTSO Projeler Müdürlüğü Birim Şefi Fevzi Filik, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş ile Vakıf Üyeleri

Murat Yüksekbaş, Ahmet Akbaş ve Fuat Akbaş, Milli Eğitim Toroslar İlçe Müdürü Mehmet Badas ile eğitmenler katıldı. Açılışta konuşan Okul Müdürü Vural Geyik, okul projeleri hakkın bilgi aktardı. Fuara 36 öğrencinin yıl boyu hazırladığı 20 proje ile katıldığını bildiren Geyik, 14 öğretmenin danışmanlık yaptığı projelerin konusunu ise gıda, bilişim, elektrik elektronik, matematik, kimya, biyoloji ve dil anlatım gibi alanların oluşturduğunu söyledi. Katılımcılara ve desteklerinden dolayı MTSO’ya teşekkür eden Geyik, öğrencilere ise başarılarının devamını diledi. Açılış konuşmasının ardından projede görev alan öğretmenlere, MTSO Yönetim Kurlu Üyesi Ufuk Maya ve

MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş tarafından plaketleri verildi. Ardından fuarın açılış kurdelesini kesen protokol stantları gezerek öğrencilerden projeleri hakkında bilgi aldı. Ayrıca fuarda, Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yürüttüğü, Avrupa Birliği’nin (AB) eğitim, gençlik ve spor alanındaki hibe programı Erasmus+ kapsamında kabul edilen IOT DIGI CLASS Projesi için İtalya, İspanya, Romanya ve Portekiz’den Türkiye’ye gelen katılımcılar da yer aldı. Proje kapsamında hazırlanan, elektronik, yazılım, haberleşme ve veri tabanı gibi sistemleri içeren yazılı eğitim materyali tanıtıldı.

Çocuklara matematiği sevdiren sergi

M

ersin Çocuk Üniversitesi, çocuklara matematiği sevdiren gezici sergiyi Mersinli öğrencilerle buluşturdu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) da katkı sağladığı ‘Harika Matematik Sergisi’, 8-12 Mayıs günleri ararsında Evliya Çelebi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Spor Salonu’nda düzenlendi. Sergide çocuklar bir taraftan eğlenirken diğer taraftan matematiği severek öğrendi. Gezici Harika Matematik Sergisi, Minik Eller Büyük Hayaller Platformu kapsamında QNB

Finansbank ana sponsorluğunda ve IEG işbirliğinde hayata geçti. Projenin amacı, çocuklara matematiğin temel konularını eğlenceli ve interaktif şekilde öğretebilmek. Bu kapsamda 20 Şubat 2017 tarihinden itibaren Türkiye turnesine çıkan iki adet gezgin TIR, 3 ay boyunca belirlenen 22 ilde çocuklarla buluştu. İlköğretim matematik ders konularına uygun olan sergi, her şehirde yerel yönetimlerin desteğiyle belirlenen mekanlarda sergilenerek birer hafta boyunca çocukların ziyare-

tine açıldı. Mersin Çocuk Üniversitesi Yürütme Kurulu Başkanı ve İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca ile Yürütme Kurulu Üyeleri, MTSO Genel Sekreteri A.Kadir Dölek, Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Mazmancı, Mersin Çocuk Üniversitesi Koordinatörü Soner Yurttaş ile Milli Eğitim yetkilileri sergide eğlenceli vakit geçiren öğrencilerle buluştu. Bu kapsamda Mersin Çocuk Üniversitesi çatısı altında Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi, Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve MTSO’nun katkılarıyla Evliya Çelebi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Spor Salonu’nda açılan sergiye çocuklar yoğun ilgi gösterdi. Çocuklar, dans eden geometri, haydi yuvarla, kule yapalım, aynadaki kim ve dev küp modüllerinin bulunduğu, Da Vinci Learning atölye çalışmaları ve Da Vinci Learning Mobil Sinemasını keyifle gezdi.


5

YIL: 19 | SAYI: 332 | 14 - 27 Mayıs | www.mtso.org.tr

Ekonomistlerden ‘borçlanmayın’ uyarısı!

E

Özel sektörü kur değil faiz riskinin olumsuz etkileyeceği görüşünde birleşen ekonomistlerin iş dünyasına tavsiyesi: “TL faizlerinin yükselmesine izin vermeyin.”

konomistler banka kredi faiz oranlarındaki artışın sebeplerini ve bu artışın iş dünyasına yansımalarını değerlendirerek bu

dönemde özel sektörün nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda ipuçları verdi. Bu artışın temel nedenini Türkiye’de Merkez Banka-

sı’nın uyguladığı parasal sıkılaşma ile açıklayan ekonomistlerin değerlendirmeleri şöyle: “Bir taraftan bankalar kredi

vermeye çalışırken diğer taraftan Merkez Bankası çok ciddi bir parasal sıkılaşma içine girdi. Merkez Bankası’nın fonlama maliyeti şu anda %12’lere yakın. Merkez Bankası fonlaması bu rakamlara gelince bankalar da kredi verebilmek için bunun üzerinde oranla kredi faizi belirliyor. Şu anda Kredi Garanti Fonu’nun kullandırdığı kredilerde faiz oranı yüzde 14’lere yükseldi. Enflasyonun üzerinde bir kredi faizi var.” Bankaların kredi verebilmesi için kaynak, yani Türk Lirası toplaması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, “Oysa Merkez Bankası döviz kurlarındaki en küçük yükselişte daha fazla parasal sıkılaşmaya gidiyor. Bu da otomatik olarak TL’nin piyasada azalmasına ve TL’yi toplama maliyetinin, yani mevduatın faizinin yükselmesine yol açıyor” değerlendirmesini yaptı. Özellikle yeniden yapılandırmadan yararlanmak isteyen özel sektörün nakit sıkıntısı yaşadı-

ğını hatırlatan ekonomistler, bu dönemde kredi taleplerinin arttığını kaydederek, “Mevduat faizi yükselince artan kredi talebinin karşılanmasında sorun oluyor ve likit sorunu oluşuyor” dedi. “Önemli olan kur değil faiz riski”

Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası’nın parasal sıkılaştırmayı sürdürdüğü sürece kredi ve mevduat faizlerinin de artmaya devam edeceğine değinen ekonomistler, şunları söyledi: “Kur düşük kalsın diye yapılan bu işlem maalesef finansal piyasalarda faiz riskini ortaya çıkarıyor. Bugün toplam kredilerin yüzde 28-29’u yabancı para cinsinden. Kalanı ise TL cinsinden. Özel sektör ciddi boyutlarda TL ile kredi yüklenmiş durumda. Şu anda bu rakam 1 trilyon 900 milyar TL’ye geldi. Toplam kredi miktarının en az yüzde 70’i TL kredi. TL kredisi bu noktaya gelmişse faiz riski bizim için en önemli risk oluyor. Faizlerdeki 1

puanlık yükselme bile reel kesime yüksek maliyet yansıtıyor. Merkez Bankası’nın döviz kurunu sabit tutma hedefi piyasaları kredi riski ile karşı karşıya bırakıyor. Bu nedenle özel sektörün TL faizlerinin yükselmesine izin vermemesi, engellemesi lazım. Düşük kur Türkiye’yi ithalata mahkum ediyor. Bu konuda mücadele verilmeli, çünkü önemli olan kur riski değil, faiz riskidir.” Önümüzdeki dönemde de faizlerin yükselmeye devam etme eğiliminde olduğunu anlatan ekonomistler, “Merkez Bankası kuru tutma konusunda ısrarcı olacaktır. Bu durum faiz riskini daha da artıracak. İşletmelerin bu dönemde kendi öz kaynaklarına daha fazla güvenmeleri, aşırı borçlanmadan kaçınmaları gerekir. Eğer yurtdışı ve yurtiçi talepte gerçekten ciddi bir artış varsa ve bu artış kalıcıysa o zaman özel sektörün borçlanarak işletmesinin bütçesini ayarlaması lazım” değerlendirmesini yaptı.

Biyosidal uygulayıcıları değişiklik ve standart istiyor

Cazibe Merkezleri Destekleme Programı anlatıldı M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi biyosidal uygulayıcılarının sorunlarını konunun paydaşları ile birlikte masaya yatırarak çözüm aradı. Tespit edilen sorunlar Halk Sağlığı ve Haşere Kontrolü Derneği (HASKOD) aracılığıyla önümüzdeki süreçte T.C. Sağlık Bakanlığı THSK Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı’na rapor edilecek. MTSO 31 No’lu Meslek Komitesi organizasyonunda, Biyosidal (Haşere Kontrol) sektöründe faaliyet gösteren firmalarla, Halk Sağlığı ve Haşere Kontrolü Derneği (HASKOD) Başkanı Övsen Zümre ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Mersin İl Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü ile İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Çevre Sağlığı Şubesi yetkilileri ve firma temsilcileri ile bir araya geldi. Sektör sorunlarının ele alındığı toplantıda özellikle mevcut Biyosidal Ürün Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği ve yaşanan sektörel sıkıntılar ele alındı. Adana, Mersin başta olmak üzere çevre iller ile ilçelerinde faaliyet gösteren sektör

temsilcilerinin katıldığı toplantıda İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü’nü Veteriner Hekim Hülya Güneş, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Gıda ve Yem Kontrol Şubesi’ni Veteriner Hekim Yılmaz Kaya temsil etti. Toplantıda özellikle sahada uygulanabilir bir yönetmeliğe ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilerek, yönetmelikteki açık noktaların netleştirilip yoruma kapatılması talebi gündeme geldi. Önce insan, önce sağlık ilkesi ile hareket ettiklerini vurgulayan HASKOD yönetimi standartların getirilmesi gerektiğini ve ruhsatsız faaliyet gösteren firmalar ile ilgili yönetmelikte düzenleme yapılması için sektör temsilcileri görüşlerini iletti. Bu sorunun çözümünde 2016 yılı Temmuz ayında uygulamaya başlanan Biyosidal Online Ürün Uygulama Takip Sistemi’nin önemli rol oynayabileceği görüşünde birleşen sektör temsilcileri tarafından; bu sistemle saha denetimlerinin kolaylaştırılması, uygun ve uygunsuz çalışan firmaların tespitine yar-

dımcı olacak verilerin oluşturulmasının sektöre ayrı bir dinamik kattığı belirtildi. Toplantıda ayrıca haşere kontrol uygulama sürelerine ve uygulama periyotlarına da değinildi. Bu konuda belli bir standart getirilmesi gerektiğini anlatan sektör temsilcileri, “Biyosidal uygulaması ürüne ve üretim şartlarına göre değişiklik arz edebilir. Ancak unutulmaması gereken, haşere oluştuktan sonra çözüm üretmek değil, haşere oluşumunun önüne geçebilmektir. Bu nedenle özellikle haşerelerin üremesi adına uygun olan sıcak ve nemli ortamlarda haşereler gözlemlenerek uygulama periyotlarının sıklaştırılması, doğru doz doğru yöntem doğru zamanlama ile çözüme ulaşılması gerektiği ifade edildi. Bu nedenle yönetmeliğe ek olarak uygulama periyotlarının da tanımlanıp netlik kazandırmak adına standart getirilmelidir” ifadelerini kullanıldı. HASKOD, sektörün gelişimi ve sorunların yerinde tespiti adına sektörel toplantılara devam edeceğini iletti.

Mobilya sektörü fuarda buluştu

M

ersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, CNR İMOB Mersin Mobilya Fuarı açılışında mobilya imalatçısının sektörel sanayi sitesi kurulması yönündeki talebini hatırlatarak, “1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı 3 Nisan tarihi itibariyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından

MTSO 5

CMYK

onaylandı. Şu anda plan askıda bulunuyor. Belki bu plan, ihtisas sahibi sanayici arkadaşlarımızın sorununun çözümüne de vesile olacaktır” dedi. CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık A.Ş organizasyonuyla mobilya sektörünü buluşturan CNR

İMOB Mersin Mobilya Fuarı, 8 Mayıs günü kapılarını araladı. Bu yıl 11’incisi düzenlenen Fuar, 14 Mayıs’a kadar açık kalacak. Mersin Mobilya Fuarı, Azerbaycan, Irak, Ortadoğu ülkelerinden gelecek alım heyetlerinin yanı sıra Adana, Ankara, Kayseri ve çevre illerden gelecek alım heyetlerini de

ağırlayacak. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED), Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Yenişehir Belediyesi, Mersin Perakendeci İş Adamları Derneği (MEPİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) ve KOSGEB desteğiyle düzenlenen fuarda sektörün önde gelen 70 firma ve 200’e yakın markası yer alıyor. 15 bin metrekarelik alanda 3 holde düzenlenen fuara bu yıl 50 bin ziyaretçi bekleniyor. Ev ve ofis mobilyaları, ev aksesuarları, bahçe ve yazlık mobilyaları ile mobilya yan sanayi ürünlerinin sergilendiği fuarda Mersin’in yanı sıra Adana, Kayseri, Bursa, İzmir, Hatay, Gaziantep, İstanbul, Denizli, Karaman, Zonguldak’tan mobilya firmalarının özenle seçtiği koleksiyonlar da bir arada sunuluyor. Kocamaz: “Pazarlama adına fuarları önemsiyoruz”

Fuarın açılışında konuşan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burha-

nettin Kocamaz, imalatçının üretim değil pazarlama noktasında sıkıntı çekmesi nedeniyle fuarları önemsediklerine dikkat çekti. Mobilyacıların sektörel sanayi sitesi taleplerini de hatırlatan Kocamaz, 1/100.000’lik plan ile birlikte bu sorunun da çözümlenebileceğini söyledi. Yalnızca mobilya sektörü değil, bu konuda talebi olan diğer sektörlere de bu vesile ile yardımcı olabileceklerini kaydeden Kocamaz, “Mersin’in geleceğinden umutluyuz. Önemli olan bir ortak paydada Mersinlilik ruhu etrafında birleşip, geleceğe yönelik projeleri hep birlikte yönetmemiz” dedi. Açılışta CNR Holding Genel Koordi-

natörü Cem Şenel, mobilya sektöründe Türkiye’nin en büyük ve tek fuarı olan CNR İMOB’u Mersin’e getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söylerken, MEPİAD Başkan Vekili Sadık Özkan, “Mersin’de perakendeyi canlandıracak AVM’ler dışındaki tek enstrüman fuarlar olması nedeniyle bu organizasyonu önemsiyoruz” dedi. MÜSİAD Mersin Şube Başkanı Hakan Kayacı ise, “Mobilya sektöründe üretim kalitesi çok yüksek, ancak önemli olan tanıtımdır. Bunun en önemli ayağı da fuarlardır. Üretmek ne kadar önemliyse bu ürettiklerimizi sunmak ve tanıtmak da bizler için önemlidir” ifadelerini kullandı.


6

YIL: 19 | SAYI: 332 | 14 - 27 Mayıs | www.mtso.org.tr

Turizm ve Lojistik yatırımında önemli pazar:

mundadır. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler

İ

Türkiye ile İspanya arasındaki ekonomik ilişkiler son yıllarda dengeli bir seyir izliyor. Mevcut işbirliği İspanya’yı Türkiye’nin dış ticaret hacminde ilk 10 ülke arasında konumlandırıyor. Türkiye ise İspanya’nın ABD ve Fas’tan sonra AB ülkeleri dışındaki en büyük 3’üncü pazarı konumunda. İki ülke arasındaki ticaret bununla da sınırlı değil. Son dönemlerde yatırımlar da giderek artıyor. Türk yatırımcıların İspanya’da özellikle tercih ettiği sektörler ise imalat sanayi, turizm ve lojistik.

spanya küresel ölçekte doğrudan yabancı yatırım girişi olan ülkeler arasında 12’nci sırada. İspanya her yıl kendisini ziyaret eden 75 milyon turistin yanı sıra 46 milyon potansiyel tüketicisiyle cazip bir ekonomiye sahip. Ancak İspanya’yı bu noktada çekici kılan yalnızca iç pazarı değil. Hem AB’ye üye ülke olmamsı hem de Kuzey Afrika ve Güney Amerika’ya köprü konumundan dolayı sahip olduğu ayrıcalıklı jeostratejik konumu, İspanya’yı yatırımda cazip ülkeler arasına alıyor. Ülke bu konumuyla 1.3 milyarlık tüketiciye Pazar erişimi sağlıyor. Tüketici potansiyeli yanında İspanya’nın sağlam altyapısı, hava, deniz ve karayolu taşımalarında çeşitli imkanlar sunması, enerji ve telekomünikasyon ağı da yatırım cazibesini artıran etkenler arasında gösterilebilir. İspanya’da halihazırda 75 Türk firması bulunuyor. Bu firmaların faaliyet alanları elektronik eşya, makine, çelik boru, gıda, otomotiv yan sanayi, inşaat malzemeleri, tekstil, turizm, nakliye, kuyumculuk gibi geniş bir yelpazeyi kapsasa da esas yoğunluk imalat, turizm ve lojistik sektöründe. Ancak her iki ülkenin beklentisi karşılıklı yatırımların artırılması yönünde.

Coğrafi konum

Yüzölçümü 504 bin 782 kilometrekare olan İspanya, AB’nin ve Batı Avrupa’nın Fransa’dan sonra en büyük ikinci ülkesi olarak Avrupa kıtasının güneybatısındaki İber Yarımadası’nda yer alır. Bu yarımadanın dışında Akdeniz’deki Balear Adaları, Afrika’nın kuzeyindeki Ceuta ve Melilla şehirleri ve Atlantik Okyanusu’ndaki Kanarya Adaları da İspanya ulusal sınırları içindedir. İspanya batıda yine İber Yarımadası’nda bulunan Portekiz, kuzeyde Fransa ve güneyde Birleşik Krallık’a bağlı Cebelitarık ile komşudur. Ülkenin başlıca şehirleri, başkent Madrid, Barselona, Valensiya, Seville, Zaragoza ve Malaga olarak sıralanır. Batı Avrupa’nın neredeyse en geniş topraklarına ve en az nüfus yoğunluğuna sahip ülkesi olan İspanya’da iklim ve coğrafya oldukça değişken bir yapı sergiler. Deniz seviyesinden

MTSO 6

CMYK

610 metre yüksekteki Meseta Platosu, gerek çorak toprakları gerekse kötü iklim koşullarından dolayı Avrupa’nın en verimsiz alanlarından biridir. Bununla beraber, başkent Madrid ekonomik olmaktan çok politik nedenlerle bu platonun merkezine kurulmuştur. Ülke nüfusu ve ekonomik faaliyetler çoğunlukla ülkenin sahil bölgelerinde ve ülkeyi kesen iki önemli nehrin etrafındaki vadilerde yoğunlaşmıştır. Bu nehirler kuzeyde Ebro ve güneyde Guadalquivir nehirleridir. Ebro Nehri, Akdeniz’e dökülürken denizciliğe elverişli tek nehir olan Guadalquivir Sevilla, şehrinden geçer. Avrupa’da İsviçre’den sonra ikinci en dağlık ülke olan İspanya’da, plato ve yüksek ovaları çevreleyen dağların batı kesimleri hariç, yarımadanın beşte ikisinden fazlasını sıradağlar kuşatır. Ülkenin kuzeybatı bölgesinde Kuzey Atlantik etkisiyle yağışlar bol ve iklim ılımandır. Akdeniz sahillerinde ise kışlar ılık ve yağışsız, yazlar sıcak geçer. Kuzey doğu sahillerinde yaz yağışları yeterli düzeydeyken güney doğu sahillerinde yağışların yetersizliği özellikle meyve üretiminin yoğun olduğu bu bölgede sulama sistemlerine başvurulması gereğini doğurur.

Guadalquivir Nehri’nin geniş tarım alanları sağladığı güney İspanya’da da yağışların az olmasından dolayı sık sık kuraklık yaşanır. Nüfus ve istihdam

İspanya Ulusal İstatistik Ofisi (INE) verilerine göre 1 Ocak 2016 itibariyle ülke nüfusu yaklaşık 46,5 milyondur. Yabancı nüfus ise 4,4 milyondur. Ülkeye yönelik göçler İspanya’nın nüfus profilini hızla değiştirir. Nüfusun yüzde 49’u erkek ve yüzde 51’i kadındır. Nüfus ülke içinde eşit olmayan bir şekilde dağılarak, büyük şehirlerde ve kıyı şeridinde yoğunlaşır. Nüfusun yüzde 79’u şehirlerde yaşar. Ülkede toplam 73 üniversite bulunmakta olup 23’ü özel okuldur. Öğrencilerin yüzde 90’ı devlet üniversitelerine devam eder. İspanya’nın 2015 yılında yaklaşık 23 milyonluk işgücüne sahip olduğu ve bunun çoğunluğunu orta yaş

grubunun oluşturduğu görülür. İşgücünün yüzde 46’sı kadın ve yüzde 54’ü erkektir. İspanya’da istihdam edilenlerin sektörlere göre dağılımı şu şekildedir: Yüzde 76,3’ü hizmetler, yüzde 13,72’si sanayi, yüzde 5,73’ü inşaat ve yüzde 4,24’ü tarım. İşsizlik yüzde 22,06 olarak gerçekleşmiştir. İşsizliğin artmasındaki en önemli neden inşaat, tarım ve sanayi sektörlerinin daralmasıdır. Doğal kaynaklar

İspanya, Avrupa’nın doğal ve yaban hayatın en çeşitli olduğu alanlara sahiptir. İklim ve fiziksel güzellik özellikle Akdeniz kıyılarında ve adalarda dinamik bir turizm sektörüne katkıda bulunur. Ancak, Akdeniz sahillerinin fazla gelişmesi doğal kaynaklara zarar verdiği tartışmasını da beraberinde getirir. Ülke topraklarının yaklaşık yüzde 10’u verimli, yüzde 45’i orta verimlilikte, yüzde 35’i düşük verimlilikte ve verimsiz, yüzde 10’u kayalıktır. Yağışların az ve düzensiz olduğu Akdeniz kıyılarında kullanılan yoğun tarım tekniklerinin de etkisi ile toprak erozyonu ülkenin en önemli çevre sorunlarından biri haline gelmiştir. Ülke topraklarının yüzde 30’u ekilebilir alan, yüzde 8’i daimi ekilen alan, yüzde 13’ü çayır ve mera yüzde 33’ü de ormanlarla kaplıdır. İspanya, önemli petrol ve gaz kaynaklarına sahip olmamakla birlikte Batı Avrupa’nın mineral doğal kaynaklar açısından en zengin ülkesidir. Demir-dışı ve kıymetli metal üretiminde Avrupa’nın en önemli üreticisidir. 100’e yakın mineral ve maden rezervinin bulunduğu İspanya, bunlardan 18’inde önemli miktarda üretim yapar. Bu metal ve mineraller; bakır, altın, demir, kurşun, çinko, aluminyum, magnezyum, cıva, potasyum, flor, bentonit, kükürt, deniz ve kaya tuzu, kalay, kireçtaşı, tungsten ve kuvarstır. Ülkenin kömür madenleri ve demir cevheri yatakları kuzeyde, önemli cıva rezervleri güneybatıda, bakır ve kurşun yatakları da Andaluçya’da bulunur. Asturya’daki altın madeni Avrupa’daki en büyük altın madenlerindendir. İspanya aynı zamanda granit ve mermerde dünyanın önde gelen üreticilerindendir. Üretim, talebin kat kat üzerinde olduğundan ihracatı da yapılır. Ekonomik yapı

İspanya ekonomisi GSYİH’ye göre dünyanın 13’üncü AB’nin 5’inci büyük ekonomisidir. İspanya, hizmet sektörü temelli modern bir ekonomiye sahiptir. Genç ve iyi eğitimli nüfusla fiyatlarda rekabetçi ve yenilikçi uluslararası bir merkezdir. Ekonominin gelecekteki büyümesine yönelik çalışmalar yapılır ve bu yöndeki araştırma ve geliştirme faaliyetlerine çok önem verilir. Diğer Batı Avrupa ülkeleri gibi

İspanya’nın ekonomisi de 2. Dünya Savaşı’nın ardından bir dönüşüm sürecine girmiş, bu süreçte tarım sektörünün önemi azalırken hizmetler sektörünün önemi giderek artmış ve bu sektör ekonominin hakim sektörü haline gelmiştir. Tarım sektörü GSYİH’nin sadece yüzde 2,5’ini oluştururken hizmetler sektörünün payı yüzde 75’e kadar yükselmiştir. Perakendecilik, turizm, bankacılık ve telekomünikasyon sektörleri ekonomik faaliyetin en önemli unsurlarındandır. Diğer taraftan GSYİH’nin yüzde 17’lik kısmını oluşturan sanayi sektörü ekonomideki önemini korur.

İspanyolların ticari ilişkilerini yakın kişisel ilişkilere paralel yürütme alışkanlıklarından dolayı, İspanya piyasasına girişte en etkili yol, yüz yüze görüşmedir. Özellikle bir dağıtıcı ya da alıcı ile ilk ilişkinin faks ya da telefon yoluyla değil, yüz yüze bir toplantıyla yapılması uygundur. Ülkedeki firma yöneticilerinin yüzde 30’dan azının İngilizce konuşabildiği göz önüne alındığında, bu ülke ile ikili ilişkilerde tercüman gerekebileceği unutulmamalıdır. İş çevrelerinde yaygın yabancı dil İngilizce olmakla beraber, satış literatürünün İspanyolca olarak hazırlanması avantaj yaratır. Ülkede bir toplantıya başlarken, bitirirken ya da anlaşmaya varıldığında el sıkışmak adettir. Tüm anlaşmalar yazılı hale getirilir ve imzalanır. Eğer daha sonra imzalanacak resmi bir sözleşme ya da anlaşma varsa, ilk olarak sözlü anlaşmaya varmalısınız. İspanyollar her iki tarafın da bir işin ya da anlaşmanın koşullarına tam anlamıyla bağlı kalmasını beklerler. Kartvizitlerin bir yüzünün İngilizce diğer yüzünün İspanyolca bastırılması uygun olacaktır. İspanya iş kültüründe hiyerarşinin ve pozisyonların önemi büyüktür. Sizden daha alt derecede bir kişi ile zaman kaybederek iş yapmaya çabalamak pek işe yaramayabilir. Kendi pozisyonunuza denk düşen kişilerle birlikte iş yürütmeniz neticesinde başarıya ulaşılabilir. İspanya’da hiyerarşi o derece aşırı bir düzeydedir ki “e jefe” veya “el padron” diye adlandırılan patronlar karar verme otoritesini ellerinde bulunduru. Ast olan kişiler ise otoriteye uyarlar ve sadece emirleri takip ederler. Diğer taraftan İspanyol iş adamları, satın alma davranışları bakımından oldukça muhafazakar bir portre çizer.

tatil yapma hakkı vardır. Bu tatiller başta Ağustos ayı olmak üzere yaz aylarında (Temmuz-Eylül arası) gerçekleştirilir. Bankalar - Pazartesi-Cuma 8.3014.00 arası, Cumartesi günleri 8.3013.00 arası açıktır. Bankalar, 1 Nisan ile 30 Eylül tarihleri arasında Cumartesi günleri kapalıdır. Resmi Daireler - Pazartesi-Cuma günleri, saat 08.00-15.00 arası çalışır. Diğer İşyerleri - İspanya’da işyerleri, Pazartesi’den Cumartesi’ye kadar 10.00-13.30 ve 17.00-20.30/21.00 saatleri arasında çalışır. Büyük mağazalarda, süpermarketlerde ve hipermarketlerde öğle tatili uygulaması yoktur ve daha geç saatlere kadar hizmet verilir. Rekabet esasları göz önüne alınarak her otonom bölge, işyerlerine yılda en fazla 8 kez, tatillerde veya pazar günleri açık kalma izni verir. Ulaşım

Ülkede 47 havalimanı bulunur. Bunların 33’ünde gümrük kapısı mevcuttur. Madrid Havalimanı en yoğun havalimanıdır. Ardından Barselona ve Palma de Mallorca gelir. Türk Hava Yolları’nın haftanın her günü saat 08.10’da ve pazartesi, perşembe ve pazar günleri saat 12.25’te Madrid’e ve haftanın her günü 09.35 ve 14.05’te Barselona’ya doğrudan uçuşları bulunur. Madrid ve Barselona havaalanlarından şehir merkezine ulaşım otobüsler veya şehir içi tren yoluyla sağlanır. Diğer taraftan ülkenin tüm büyük şehirlerinde kolaylıkla taksi bulmak mümkündür. Ancak lisanslı taksilerde ücretler, mesafeye ya da saate göre değişkenlik gösterebilir. Taksilerin taksi duraklarından temin edilmesi daha uygundur. Ülkenin büyük şehirlerini birbirine bağlayan otoyollar iyi durumda olmakla beraber Galiçya ve Asturya bölgelerinin yolları nispeten daha kötü koşullardadır. Diğer taraftan Madrid ile Sevilla ve Malaga arasında hızlı tren çalışır. Madrid ve Barselona’daki şehir içi

Dış ticaret

İspanya mal ticareti bakımından dünyada ihracatçı olarak 17’nci ve ithalatçı olarak 15’inci sıradadır. Hizmet ticaretinde ise ihracatçı olarak 8’inci ve ithalatçı olarak 16’ncı sırada yer alır. Ülkenin 2015 yılı dış ticaret hacmi 583 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye ile İspanya arasındaki ikili ticari ilişkiler ise 1960’lı yıllara kadar dayanır. Yıllar içinde iki ülke arasındaki ticari ilişki artarak devam eder. 2016 yılında İspanya ile Türkiye’nin ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre artış göstererek 10 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşir. Bu rakam İspanya’yı Türkiye’nin dış ticaret hacmi en yüksek ilk 10 ülkesi arasında konumlandırıyor. Türkiye’nin İspanya’ya ihracatında başlıca sektörler tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin ağırlıklı olduğu tüketim malları, otomotiv sanayi ürünleri, demir çelik ürünlerinden oluşan yarı mamuller ve beyaz eşyanın başını çektiği dayanıklı tüketim mallarıdır. İspanya’nın tekstil ve konfeksiyon ithalatında Çin’in ardından ikinci sırada Türkiye gelir. Türkiye’nin İspanya’dan ithal ettiği ürünlerin başında ise kara ulaşım araçları, otomotiv sanayi ürünleri, kimyasal maddeler ve demir çelik ürünleri gelir. Türkiye, İspanya’nın ABD ve Fas’tan sonra AB ülkeleri dışındaki en büyük 3’üncü ihracat pazarı konu-

Kullanılan dil

Ülke genelindeki resmi dil İspanyolca’dır (Kastilyano). Ancak Katalanca, Baskça ve Galiçyaca da özerk bölgelerde resmi dil olarak kullanılır. Bununla birlikte Valensiya Bölgesi’nde Katalanca’nın bir bask lehçesi olan Valensiyaca konuşulur. Para kullanımı

1 Ocak 1999’dan itibaren ülkenin resmi para birimi Avro olarak kabul edilmekle beraber peseta da varlığını korumuştur. 1 Mart 2002 tarihinden itibaren de tüm ödemelerde sadece avro geçerli olmuştur. İspanya’da başta büyük şehirler olmak üzere kredi kartları yaygın biçimde kullanılır. Resmi tatiller ve çalışma saatleri

İspanyol hükümeti, her yıl resmi tatillerin listesini yayınlar. Bunların dışında her otonom bölgede ayrı ayrı kutlanan bazı tatil günleri vardır. Ayrıca ülkede, her çalışanın yılda 30 gün

tren oldukça yaygındır. Bu şehirlerdeki metro ve otobüsler de hızlı olmakla beraber özellikle mesai bitiş saatlerinde çok kalabalık olabilmektedir. Yerel saat

İspanya, Greenwich’e göre 1 saat ileridedir (GMT + 1). Yani Türkiye’den 1 saat geridedir. Kanarya Adaları ise tüm yıl boyunca, İspanya’dan bir saat geridedir. Barınma

Tüm ülkede yaygın bir otel ağı bulunur ve oteller diğer AB ülkelerindekilerle aynı kalitededir. Büyük şehirlerde, otellerde ve havaalanlarında araç kiralama hizmetleri sağlanır. Madrid ve ülkenin diğer büyük şehirlerinde yemek kalitesinin oldukça yüksek olmasının yanı sıra, büyük süpermarketlerden her türlü yerli ve ithal gıda maddesi temin edilebilir. Kaynak: Ekonomi Bakanlığı ve Dünya Gazetesi


7

YIL: 19 | SAYI: 332 | 14 - 27 Mayıs | www.mtso.org.tr

Meslek Komiteleri Kampta buluştu Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Komite Üyeleri gelenekselleşen MTSO Komiteleri Kampta etkinliğinde bir araya geldi. İki günlük kampta üyeler bir taraftan düzenlenen seminerlerle güncel gelişmeleri takip etme imkanı bulurken diğer taraftan sosyal aktivitelerle stres attı.

rak, “Yani, sektörünün teveccühünü kazanmış, Mersin iş dünyasının saygın, seçkin ve lider kişileridir” diyen Aşut, “Bu da, Komite üyelerimize çok önemli ve kutsal bir sorumluluk yüklemektedir. Bunun için bizlerin komitelerdeki çalışmaları, buralara ayırdığımız mesai çok önemlidir” ifadelerini kullandı. “Ülke ekonomisine önemli katkılar sundunuz”

Komite üyelerinin düzenli çalışmalarıyla yalnızca Mersin değil Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunduğunu vurgulayan Şerafettin Aşut şöyle konuştu: “KDV Kanunu’ndan Sigorta Kanunu’na, Hal Yasası’ndan Perakende Yasası’na, gümrükten sanayiye, sayamadığım birçok konuda komitelerin vizyonu ve öngörüsü, ülkenin vizyonu oldu. Özellikle birçok Komitemizin sürekli eğitimi odak yapması, bilgiyi sektörlerin payandası yaptı. Komitelerin öncü olduğu eğitimler gerçekten ses getirdi, sektörlere kalite getirdi.” Sorunları birlikte tespit ederek çözümler ürettiklerini kaydeden Aşut, bu çalışmaları kutsal bir değere ise gönüllülük esası ile çalışmanın dönüştürdüğünü söyledi. Bu önemli çalışmada gösterdikleri fedakarlık ve destek içi Komite Üyeleri’nin eşlerine de teşekkür eden Aşut, “Eğer değerli eşlerimizin ve çocuklarımızın bu fedakarlıkları olmasaydı, yapılan işler bu kadar verimli ve bereketli olmazdı” ifadesini kullandı.

M

TSO Komite Üyeleri, 6-7 Mayıs günleri arasında bu yıl 3’üncüsü düzenlenen MTSO Komiteleri Kampta organizasyonu çerçevesinde aileleriyle birlikte Altınrorfoz Otel’de bir araya geldi. Kamp, ‘Sanatla Terapi’ etkinliği ile başladı. Üyeler, Boğaziçi Aile Danışma Merkezi Psikologları eşliğinde gerçekleştirdikleri atölye çalışması ile bir taraftan yoğun iş temposunun stresini atarken diğer taraftan takım ruhu oluşturup birlikte hareket edebilme üzerine çalıştı. Terapi uygulamaları kapsamındaki atölye çalışmaları çerçevesinde üyeler gruplar halinde kil çalışması, müzik, ritim terapisi, takım oyunları, drama ve hikaye tamamlama çalışmaları yaptı.

Günlük duyguların dışa vurumcu terapi teknikleriyle iyileştirilmesini hedefleyen etkinlik ile üyelerin kendi farkındalığını ortaya koymasına yardımcı olundu. Türkiye’de yeni yeni kullanılan bu teknik ile takım ruhu oluşturulup duyguların keşfedilmesi sağlandı. Çeşitli sosyal etkinliklerle başlayan Kamp, eğitim ve ekonomideki son gelişmelere ilişkin seminerlerle devam etti. Atölye çalışması sonrasında Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Politikası Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu üyelere Referandum Sonrası Türkiye Ekonomisini değerlendirerek geleceğe yönelik projeksiyon çizdi.

Aşut: “Allah güzel birlikteliğimizi bozmasın”

Kampın ilk günü akşamında ise Komite Üyeleri gala yemeğinde bir araya geldi. MTSO’daki görev süreleri anısına Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Üyeleri Ufuk Maya, Mustafa Kabadayı ve Genel Sekreter Kadir Dölek tarafından verilen plaketlerin ardından üyeler Bedii Şaraplı eşliğinde keyifli bir gece geçirdi. Gecede bir de konuşma yapan Yönetim Kurulu Başkanı Aşut, “MTSO demek, hoşgörü ve demokrasi demektir. Gücümüz; siyasetin çirkin kutuplaşmalarına izin vermeyen, etnik ve dini yapay bölünmelere yüz vermeyen felsefemizdir. MTSO olarak

Türkiye ölçek ekonomisini yakalamalı “Azalan kar kriz üretir”

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu

Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Politikası Anabilim Dalı Başkanı

T

rakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Politikası Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Türkiye’nin mutlaka ölçek ekonomisini yakalayarak minimum maliyetle maksimum kazanç elde edeceği sisteme geçmesi gerektiğini söyledi. Düşük teknoloji, orta, ileri teknoloji demeden her alanda üretim yapılması gerektiğini vurgulayan Uzunoğlu, “Bizim her koşulda her teknoloji düzeyinde üretim yapmamız lazım. Türkiye’nin başka hiçbir çıkışı yok. Tüketmeyip tasarruf edeceğiz. Üretip satacağız” dedi. Kampta düzenlenen seminerdeki konuşmasında ağırlıklı olarak üretimin önemine dikkat çeken Uzunoğlu, son dönemlerde artan kredi desteklerini hatırlatarak bu kredilerin konut, araç gibi yatırımlar yerine üretimde kullanılması gerektiğini vurguladı. Sanayi yatırımlarının artması gerektiğine değinen Uzunoğlu, “Firma sanayi yatırımı yaparken dövizle borçlanmış olabilir. Diyelim 5 yıl yatırım yapmış, 500 milyon dolar borçlanmış. Kur farkı zararını 1 yıla yüklemeyin, bilançolarını bozarsınız. Her yıl yaptığı yatırımı bölün bu yatırımı destekleyin. Ülkenin üretime ihtiyacı var” dedi.

MTSO 7

CMYK

Ancak Türkiye’de son dönemlerde sanayi yatırımları yerine trend olan sektörlere yatırımın arttığına dikkat çeken Sadi Uzunoğlu, hemen herkesin aldığı kredilerle cafe, bijuteri ya da kozmetik dükkanı açtığını söyledi. Bir sektördeki firma sayısının artmasıyla karların azalmaya başladığını, azalan karın da kriz ürettiğini ifade eden Uzunoğlu, “Karlar düşerse birilerinin sektörden çıkması lazım. İnovatif olmayan, verimli çalışmayan, işini doğru planlamayan, stratejisi olmayan bir firmanın sistemden çıkması şart. Peki, biz ne yapıyoruz? Ucuz kredi vererek verimsiz çalışan işletmeleri ayakta tutmaya çalışıyoruz ve o işletme 100 TL ile batacakken 50 TL de kredi aldığı için 150 TL ile batıyor. Beraberinde de birçok şirketi batırıyor” dedi. “Tarım ve hayvancılıkta da ölçek ekonomisi yakalanmalı”

Benzer şekilde tarım ve hayvancılıkta da üretimin artırılması, ölçek ekonomisinin yakalanması gerektiğini vurgulayan Uzunoğlu, şunları söyledi: “Tarımda fiyatı düşüren turizmdir. Çünkü gelen turiste açık büfe yemek veriyorsunuz. Sebze ve meyvedeki talebi ise uygun fiyatlarla ancak tarımı geliştirerek karşılayabilirsiniz. Turizmi geliştiremediğimiz sürece biz domatesi önümüzdeki yıllarda 40-50 liraya yiyebiliriz. Turizmin gelişmesiyle Türkiye geçmişte tarım sektöründe ölçek ekonomisini yakalamıştı. Antalya’da o dönemde 2 bin 500 domates serası kurularak uygun fiyatla gübre, tohum alarak maliyetler aşağı çekilmişti. Bugün turizmin gerilemesiyle tarım, ölçeğini kaybetmeye başladı. Şu anda Antalya’da eski kapasiteyle çalışan sera sayısı 900’e indi. Bu da büyük çoğunluğun ölçek ekonomisini kaybettiğini gösteriyor. Köylüye 9 milyar TL doğrudan

gelir desteği aktarıp tembelleştiriyoruz. Onun yerine çiftçiyi destekleyip üretimi artırmalıyız.” Hayvancılıkta da et fiyatlarının düşürülmesi için Tarım ve Kredi Kooperatifleri’nin doğru kullanılmasının önemine değinen Uzunoğlu, “Millete verdiğimiz faizsiz krediyi Tarım Kredi Kooperatifleri’ne aktararak damızlık hayvanları uygun rakamlarla getirip, burada sağlıklı bir üretim gerçekleştirerek satış garantisi verilebiliriz. Bu yöntemle tavukçulukta ihracatçı konuma geldik. Neden kırmızı ette de yapamayalım?” dedi. “Keşke SEKA, özelleşmeseydi”

SEKA’nın özelleşmesine de değinen Sadi Uzunoğlu, SEKA’nın oluklu mukavva ürettiğini hatırlatarak, “Yani ambalaj malzemesi üretiyordu. Bugün eğer devlet ucuz ambalaj verseydi tarımda, ihracatta tüm dünyayı devirebilirdik” değerlendirmesini yaptı. Konuşmasının sonunda iş dünyasına çeşitli tavsiyelerde de bulunan Uzunoğlu şunları söyledi: “Dünyada dolar likiditesi azalıyor. Tüm ülkeler devalüasyon yaptı. Bizim yüksek borcu çevirebilmemiz için dövize ihtiyacımız var. Uzun vadeli düzgün yatırıma ihtiyacımız var. Eğer değişiklik yapmazsak varlık fonu ile de çözüm üretemeyiz. Bu para üretime gitmez yine inşaat sektörüne giderse sorun büyür. Türkiye’de toparlanma yavaş olacak gibi gözüküyor. Gecikmeli ve yavaş olacak. Riskler aynen devam ediyor. Bu dönemde işinize sahip çıkacaksınız, işten nasıl para kazanırım, verimliliği artırırım, işimi elimde tutarımın yollarını arayacaksınız. Dünya korumacılığa doğru gidiyor. Gerekirse burada bir işletmeniz mi var? Bu yatırımın bir bölümünü korumacı ülkelere taşıyacaksınız. Borçlanmayın ve bu dönemde mutlaka likitte kalın.”

tarihimiz boyunca ayrıştıran değil, birleştiren olduk. Yıkan değil, yapan olduk. İten, dışlayan değil; kucaklayan olduk. Allah bu güzel birlik ve beraberliğimizi bozmasın” dedi. Katılımlarından dolayı tüm üyelere teşekkür eden Aşut, “MTSO, kentimizin ve ülkemizin en önemli Sivil Toplum Kuruluşlarından birisidir. Sadece Mersin’in değil, ülkemizin ekonomisinden eğitim hayatına, işsizliğin çözümünden sosyal yaşamına, kültür-sanat yaşamından sporuna kadar her noktasında, hizmet adına bizler varız. Tüm bu hizmetlerin temelinde ve merkezinde ise Odamızın omurgası olan Meslek Komiteleri vardır” dedi. Meslek Komitesi Üyelerinin seçimle bu göreve geldiğini hatırlata-

“Makamlara değer katmak için çalıştık”

Yaklaşan Oda seçimlerini de hatırlatan Şerafettin Aşut şunları söyledi: “Malum, Oda seçimleri yaklaşıyor.

Bu yıl, birçoğumuz için belki de son hizmet dönemi olacak. Ama görevlerimizi teslim ederken, emanete sahip çıkmanın huzuru ile teslim edeceğiz. Çünkü halka hizmetin Hakka hizmet olduğu inancı ile çalıştık. Buradaki hiçbir komite üyem bir makam için değil, makamlara değer katmak için çalıştı, emek verdi. Hepinizle gurur duyuyorum, birlikte çalışma imkanı bulduğum için onur duyuyorum. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası gibi nerdeyse bir buçuk asrı geride bırakan bir çınarın parçası olmaktan gurur duyuyorum.” “Birlik ve beraberliğimiz bozulmasın”

MTSO’nun gücünün ayrışmalara izin vermeyen, ayrımcılıklara yüz vermeyen yapılanmadan geldiğini hatırlatan Şerafettin Aşut, “Gücümüz, siyasetin çirkin kutuplaşmalarına izin vermeyen, etnik ve dini yapay bölünmelere yüz vermeyen felsefemizdir” dedi. MTSO’nun tarihi boyunca ayrıştıran değil birleştiren, yıkan değil yapan, iten değil kucaklayan olduklarını vurgulayan Aşut, “Allah bu güzel birlik ve beraberliğimizi bozmasın. Allah bizlere, insanımıza hangi, görevde olursak olalım, daha çok hizmet etmeyi nasip etsin. Kentimiz ve ülkemiz her şeyin en güzeline layıktır” diye konuştu. Üyeler okçulukla stres attı

Kampın ikinci gününde Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Karşılaştırmalı Dünya Ekonomisi, Dünya Nereye gidiyor ve Yeni Liderlik kavramlarını kapsayan bir seminer verdi. Kamp, Komite Üyelerinin aileleriyle birlikte aldığı okçuluk eğitimi ile sona erdi.

Türkiye’nin önceliği eğitim olmalı

S

abancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Türkiye’nin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girebilmesi adına önceliği eğitime vermesi gerektiğini söyledi. Dünyanın neresinde doğarsa doğsun her 100 çocuktan en az 5’inin süper zeki doğduğunu anlatan Demirtaş, “Bu çocukları bulup iyi eğitim vermeliyiz. Bu çocukların Apple, Google, Facebook gibi teknoloji markaları oluşturmasını sağlamalıyız. Önceliğimiz ucuz işçilik değil, teknoloji üretmek olmalı. Tüm dünyada kas gücü bitiyor” dedi. Seminerde MTSO Komite Üyelerine farklı bir bakış açısı sunan Demirtaş, sunumunu üç başlıkta topladı. İlk bölümde makro ekonomi finans, dünya nereye gidiyor? Sorularına yanıt veren Demirtaş, ikinci bölümde teknoloji, tıp, uzay, gelecek bilimine değindi. Demirtaş son bölümde ise kişiler, şirketler ve ülkelerin başarılı olması için ne yapması gerektiğini anlattı. Türkiye’nin geçmişten bugüne kadarki ekonomik yapısını özetleyen Demirtaş, ardından dünya ekonomilerine dair projeksiyon çizdi. Tüm dünyada teknolojinin hızla ilerlediğini anlatan Demirtaş, önümüzdeki süreçte teknolojiyle gelişen ülkelerin güçleneceğini, kalanının sıkıntı çekebileceğini anlattı. Bugün petrol zengini ülkelerin gelecekte bilim üretememeleri durumunda zenginliğini sürdüremeyeceğine dikkat çeken Demirtaş, şunları söyledi: “Teknolojinin gelişimi artık eskisi kadar yavaş değil. Geçmişte dünyada teknolojik bir gelişim yaşanması ortalama 50’şer yıllık süreleri kapsıyordu günümüzde ise bu süre oldukça kısaldı. 1990’lı yıllarda bir yıl çalışmayıp teknolojinizi geliştirmeseniz rakiplerinizin 20-30 yıl arkasında kalıyordunuz bugün ise 1 yıl bir şey yapmazsanız rakibinizin 100 yıl arkasında kalıyorsunuz. 2024’ten sonra ise bir

yıl bir şey yapmazsanız rakibinizin bin yıl gerisinde kalacaksınız.” Türkiye’nin çok fazla doğal zenginliği bulunmadığını, bu nedenle doğal kaynaklarla güçlenmesinin de beklenemeyeceğini ifade eden Demirtaş, “En büyük doğal zenginliğimiz bor madeni. Ancak bu dahi tek başına yeterli değil, bor madenini işleyecek bilim adamlarına ihtiyacımız var. Bunun için bilime ağırlık vermeliyiz” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Güney Kore modelini izlemesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, “Güney Kore’yi taklit etmemiz gerekiyordu ama yapmadık. 1980’de kişi başına düşen milli gelirlerimiz Güney Kore ile aynıydı. Onlar tüm paralarını eğitime yatırdı biz darbe yaptık. Şimdi Güney Kore ile kişi başına düşen milli gelirimiz arasında uçurum var” dedi. “Binalar, köprüler zenginleşme yolu değildir”

Türkiye’de yatırımların yön değiştirmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Singapur’da kişi başına düşen ileri teknoloji ihracatının 27 bin dolar, Türkiye’de ise 2 bin dolar civarında olduğunu söyledi. İnşaat, yol köprünün yatırım olarak para getirmeyeceğini, teknolojiye yatırım yapılması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, “Yollar, binalar, köprüler zenginliğin sonucudur zenginleşme yolu değildir. Zenginleşmeden önce yaparsanız batma ihtimalinizi güçlendirirsiniz. Bilim, eğitim, teknolojiye yatırım yaparsanız zenginleşirsiniz” değerlendirmesini yaptı.

“Eğitim, Ar-Ge ve yatırımla zenginleşebiliriz”

Konuşmasının sonunda işadamlarına önümüzdeki süreçte neler yapmaları gerektiği tavsiyelerini de veren Prof. Dr. Özgür Demirtaş, özel sektörün teşviklere güvenmeden, öz sermayeleri ile kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiğini vur-

Prof. Dr. Özgür Demirtaş Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı

guladı. Ardından mutlaka teknoloji geliştirerek işçi sayısı ve paralelinde işçi maliyetinin azaltılması gerektiğini dile getiren Demirtaş, “İşçi sayınızı azaltmadan, maliyetinizi düşürüp ilerleyemezsiniz” dedi. Ciroya odaklanmamak gerektiğine dikkat çeken Demirtaş, “Ciro aşkıyla yanıp tutuşmayın, kar aşkıyla yanıp tutuşun. Türkiye’de ciro fetişizmi var, bundan kurtulmak lazım” diye konuştu. Bir şirkete danışmanlık yaptığında ilk olarak çalışan başına düşen karın ne kadar olduğunu sorduğunu kaydeden Demirtaş, “Otomasyon geliyor ve çalışan başına düşen karınız düşükse gün gelir silinirsiniz. Mutlaka otomasyonu öne çıkarmalısınız” ifadesini kullandı. Demirtaş şunları söyledi: “Şu anda uğraştığınız meslek işçiliğiniz ucuz olduğu için ayakta duruyorsa hala zamanınız var demektir. 20 yıl sonra zamanınız kalmayacak. Acil otomasyona geçmelisiniz. Bunun için Ar-Ge, inovasyon ve teknolojiye yatırım yapmalısınız. Teşviklerden medet umarak ayakta kalmayın. Ama her şeyden önemlisi kötü şeylerden dolayı depresif olmayın, iyi gelişmelerden dolayı da havaya girmeyin. Ne 1 numarayız deyin ne de battık mahvolduk deyin. Ortasını bulup yapılması gerekeni yaparsak Türkiye zaten çok iyi olur.”


YIL: 19 | SAYI: 332 | 14 - 27 Mayıs | www.mtso.org.tr

Mersin Teknopark

RÖPORTAJ

8

zirveye yürüyor

Mersin, Endüstri 4.0’a Mersin Teknopark ile hazırlanıyor. Teknopark bünyesinde kurulan Bilişim Kümesi ile kentin toplam ihracatı içinde orta ve yüksek teknoloji ihracatının payının artırılması hedefleniyor. zirveye doğru yürüdüğünü söyleyebilirim” diyen Özgür Durmaz sorularımızı şöyle yanıtlıyor: MTSO Haber: Teknopark hakkında bilgi verir misiniz? Ne kadar bir alan üzerine kurulu? Kaç firma faaliyet gösteriyor? Firmaların sağladığı ekonomik değer? Kaç kişiye istihdam sağlanıyor? Hangi sektörlerde faaliyet gösteriliyor vs…

Özgür Durmaz

Mersin Teknopark Müdürü

T

üm dünya ile rekabeti artırmada teknolojinin üretim üzerindeki önemi yadsınamaz bir gerçek. Bu noktada teknoparkların varlığı kentler adına büyük önem taşıyor. Biz de bu sayımızda Mersin Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz ile görüşerek çalışmaları hakkında bilgi aldık. Mersin Teknopark’ın kurulduğu günden bu yana önemli başarılara imza attığını kaydeden Durmaz, bugüne kadar bölgeye katmadeğer sağlayan birçok projenin öncüsü olduklarını söylüyor. AB Projeleriyle büyüdüklerine dikkat çeken Durmaz, yıllar itibari ile Ar-Ge ve inovasyona dayalı, katma değeri yüksek teknolojik ürünlere ağırlık verdiklerini, hedeflerine paralel firmaları ve girişimcileri inovasyona dayalı çalışmaya teşvik ettiklerini anlatıyor. Yaptıkları çalışmalar sonunda Teknopark bünyesinde yürütülen proje sayısının arttığını, ürüne dönüşen projelerin fikri mülkiyet haklarında, ciro ve ihracat oranlarında artışlar sağlandığını kaydeden Durmaz, Yönetim Kurulundan aldıkları güçle gerçekleştirdikleri çalışmaların meyvelerini de toplamaya başladıklarını belirtiyor. Türkiye’de faaliyette bulunan 51 Teknopark’ın 39’unun 2015 yılı verilerine dayanılarak hazırlanan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Endeks sonuçlarına göre olgun teknoparklar kategorisinde 5’inci sırada yer aldıklarını bildiren Durmaz, yine tüm teknoparklar arasında genel sıralamada ise 6’ncı sıraya isimlerini yazdırdıklarını anlatıyor. “Bu başarı dikkate alındığında henüz 12 yıllık genç bir Teknopark olan Mersin Teknopark’ın faaliyetleri ile

Mersin Teknopark; Mersin Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Mersin Üniversitesi, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası ile Akdeniz İhracatçı Birlikleri paydaşlığında kuruldu. Bizim teknoparkımızın ülke genelinde yaygın olan Teknopark yapılanmalarından bir de farkı var. Mersin Teknopark, ilimizin tüm uygulayıcı ve karar verici dinamiklerini ulusal bir vizyonla birleştiren bir ortaklık yapısına sahip. Faaliyetimizi Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Kampusu içerisinde 50 dönümlük alan üzerinde sürdürüyoruz. 2017 yılı Mayıs ayı itibari ile bünyemizde 69 firmamız Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor. Bu 69 firmanın yüzde 71’i bilişim sektöründe olup, kalan firmaların yüzde 7’si makine, yüzde 4’ü sağlık, yüzde 4’ü ambalaj-tasarım, yüzde 4’ü gıda, yüzde 2’si medikal, yüzde 2’si otomotiv, yüzde 2’si elektronik, yüzde 2’si biyoteknoloji, yüzde 1’i destek ve yüzde 1’i ise Mekatronik alanında çalışıyor. Kuruluşumuzdan bugüne kadar bünyemizdeki firmalar 326 Ar-Ge projesini tamamlanmış olup, 149 Ar-Ge projesini ise yürütmeye devam etmektedir. 2017 yılı Mayıs ayı verilerine göre Teknoparkımız bünyesinde 500’ün üzerinde personel istihdam edilmektedir. Bünyemizde ticarileştirilen bilgi sayesinde elde edilen toplam kazanç ise yaklaşık 290 milyon TL’nin üzerindedir. Bu satışın yaklaşık 84.5 milyon TL’si 2016 yılında gerçekleşmiştir. Kuruluşundan 2016 yılına kadar Teknoparkımızdan gerçekleştirilen ihracat ise; 21 milyon doların üzerinde olup yaklaşık 18 milyon doları geçen yıl gerçekleşmiştir. Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere kentimizin ekonomisine, ihracatına, özellikle de orta ve ileri teknoloji ihracatına önemli katkılar vermekteyiz. MTSO Haber: Teknopark içerisinde faaliyet göstermenin avantajlarını anlatır mısınız? Firmalara sağlanan kolaylıklar nelerdir?

Tüm dünya yeni sanayi devrimine Endüstri 4.0’a hazırlanıyor. Bu nedenle ekonominin her alanında teknoloji ve bilim ön plana çıkıyor. Buna paralel üniversiteler ve teknoparkların önemi de her geçen gün daha da çok artıyor. Hükümetimiz bu noktadan hareketle teknoparklar bünyesinde faaliyet gösteren firmalarımıza bir takım ayrıcalıklar sağlayarak Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin cazibesini artırıyor. Nedir bu ayrıcalıklar derseniz aslında saymakla bitmez ama en önemli gördüğüm birkaçını anlatmam gerekirse örneğin Teknoparkta faaliyet gösteren firmalarımızın yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançların 2023 yılına kadar gelir ve kurumlar vergisinden muaf

tutulduğunu söyleyebilirim. İkincisi, bölgede çalışan; AR-GE personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri, yine 2023 yılına kadar gelir ve her türlü vergiden müstesnadır. Yazılım geliştirme ve Ar-Ge personelinin ArGe projesi kapsamında TGB Yönetici Şirketinin izni, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın onayı ile Teknoloji Geliştirme Bölgesi dışında geçirdiği süreye ait ücretler de gelir vergisinden muaftır. Mersin Teknopark’ta faaliyette bulunan firma ve girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu sürede bölgede ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri de katma değer vergisinden müstesnadır. Burada saymakla bitiremeyeceğimiz daha birçok ayrıcılık olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Mersin Teknopark tarafından da firmalara çeşitli destekler sağlanıyor. Avrupa işletmeler ağı kapsamında Mersin Teknopark’ta yer alan firmalara ticari işbirliği olanakları konusunda danışmanlık ve bilgilendirmeler yapıyoruz. KOBİ’lere yeni teknolojiler ve teknoloji transferi alanında destek sağlıyoruz. MTSO Haber: Bünyenizde faaliyet gösteren firmalarınızın başarıya ulaşması adına yaptığınız çalışmalar hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine paralel çalışıyoruz. Önceliğimiz bünyemizdeki firmaları büyüterek rekabetçi ve kurumsal bir yapıya kavuşturmak. Firmalarımızın bilişim tabanlı yüksek teknoloji ürünleri geliştirerek ulusal ve uluslararası pazarlarda söz sahibi olması ve kendilerini yenilemelerine yardımcı olmak. Bu kapsamda firmalarımıza ve fikri olan girişimcilere, proje danışmanlığı, şirket kuruluş işlemleri, mali danışmanlık, hukuki danışmanlık, reklam ve pazarlama desteği, fuar ve tanıtım hizmetleri, Avrupa İşletmeler Ağı hizmeti ve İŞKUR hizmetleri danışmanlığı yapıyoruz. Firmaların yurtdışına açılma, kurumsal gelişim, markalaşma, melek yatırımcı ağları ile işbirliklerini geliştirme, Let’s up, Start up faaliyetlerinin yürütülmesi, uluslararası ilişkiler noktasında hızlandırıcı programlara katılım ve ihracat oranlarını artırarak fikirlerini fayda sağlayan iş modellerine dönüştürebilmeleri adına eğitimler düzenliyoruz. Ayrıca firmalarımızı marka, patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım başvuru ve tescil işlemlerini yürütürken de yalnız bırakmıyoruz. Bu kapsamda 2017 yılı itibari ile bölgemizdeki firmalarımız tarafından tescil olunan patent sayısı 11’e, faydalı model sayısı 8’e, endüstriyel tasarım sayısı bire, marka tescil sayısı ise 41’e ulaşmıştı. 14 marka tescili, 22 patent, 2 endüstriyel tasarım ve 3 faydalı modelin ise başvurusu yapıldı. Üniversite sanayi işbirliği noktasında; 23 firma akademisyen ortaklığı ile kuruldu. Ayrıca firmalarımızı kamu kaynaklarına da yönlendiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz proje danışmanlığı ile 2016’da 17 firmamız KOSGEB, bir tanesi Teknogirişim Sermaye Desteği, biri San-

tez ve 4 firmamız da TUBİTAK’tan destek almaya hak kazandı. Bitmedi. Ekonomi Bakanlığı desteği ve Teknoparkımız koordinatörlüğünde yürütülen “Mersin Teknopark Bilişim Kümesi Oluşturularak Mersin’de Bilişim Sektörünün Uluslararası Rekabetçiliğinin Artırılması” Projesi kapsamında kentimizin en güçlü bilişim kümesi kuruldu. Bu sayede firmalarımızın ihracatını artırmalarına katkı sağladık. Orta Doğu’nun en büyük teknolojik etkinliklerinden biri olarak nitelendirilen GITEX Dubai Fuarı’na katılım sağladık ve bünyemizdeki firmalar Orta Doğu ile işbirliği yapmaya başladı. Proje kapsamında yurtdışı pazarlama faaliyeti ile ilgili olarak KKTC’ye Ticari Heyet düzenledik ve firmalarımız işbirliği noktasında yurtdışı ile bağlantılarını güçlendirmeye devam etti. MTSO Haber: Yeni, farklı fikirleri olan genç girişimcileri nasıl destekliyorsunuz?

Ön kuluçka hizmetleri arasında yer alan TİMTEB Girişim Evi’nin altyapısını oluşturarak Türkiye’deki 5 TİM-TEB Girişim Evi’nden birisini Mersin Teknopark’ta hizmete sunduk. Burada amaç, teknolojik, katma değeri yüksek, ihracat odaklı projelere sahip girişimcilerin yetiştirilmesi, genç girişimcilerin ve bünyesinde yer alan firmaların kapasitelerini artırıp büyümelerine destek olmak, melek yatırım ağlarına ulaşmalarını sağlamak ve firmalara uluslar arası boyut kazandırarak küresel rekabette yer almalarını sağlamak. Ayrıca genç beyinleri teşvik etmek amacıyla üniversite ve liselerde farkındalık eğitimleri düzenliyoruz. Böylece geleceğimizin garantisi olan öğrencilerin yaratıcı, yenilikçi, topluma faydalı düşünce yapısını benimsemesi, ülke ekonomisine katma değer yaratacak ve kalkınmayı sağlayacak bireyler olarak yetiştirilmesine öncülük ediyoruz. Çünkü Ar-Ge ve inovasyonun önemini genç kuşaklara anlatabilirseniz bu anlayışı kültürünüzün bir parçası haline getirebilirsiniz. Girişimcileri teşvik amacıyla proje yarışmaları düzenliyoruz. Bu kapsamda 2017 Mart’ında Çukurova Kalkınma Ajansı ve Stage-Co işbirliği ile Çukurova Bölgesi’nde ilk kez düzenlenen Startup Weekend Mersin etkinliğini koordine ettik. 150’den fazla genç girişimcinin başvurduğu etkinlik sonucunda ilk 3’e giren projeleri destekleyek öğrencilerin projelerini geliştirmesi için ücretsiz alan tahsis ettik. Ayrıca Mersin Teknopark tarafından geliştirilen ABC Portal hizmeti ile fikri olan girişimcileri, öğrencileri, stajyerleri, akademisyen, firma temsilcileri ve melek yatırımcılarla bu platformda buluşturarak üniversite ve sanayi iş birliğini arttırmaya çalıştık. MTOS Haber: Bu sıralar üzerinde durduğunuz ya da geleceğe yönelik projelerinizi, hedeflerinizi anlatır mısınız?

Amacımız girişimcilerin ve firmaların Ar-Ge projelerinin ekonomik değere dönüşmesine destek olmak. Bu noktada ürüne dönüşen projelerin, pazarlama ve satış faaliyetlerini daha etkin kılmak, faaliyetlerine en etkili şekilde ulaşılmasını sağlamak, firma karlılığını ve müşteriye ulaşım kolaylığını sağlamak için stratejiler geliştirmelerine yardımcı olmak. Bu yılki hedeflerimiz arasında Yeşil Medikal Ar-Ge ve Kuluçka Merkezi Projesi ile yeni ek kuluçka merkezi oluşturma, Konteyner Kuluçka Alanı Oluşturma Projesi de bulunmakta. Ayrıca uluslar arası arenada işbirliklerimizi artırıp faaliyet alanlarımızı geliştirmek de hedeflerimiz arasında. Bu dönemde bünyemizdeki firmalarımızın yurtdışındaki şubelerini açmalarını kolaylaştırıcı tedbirler de alacağız çünkü Mersin Teknopark Firmaları artık dünyanın her yerinde. Okurlara bir de tavsiyem olacak. Lütfen yerli ürünlerimize güvenin ve yerli ürünleri tercih ederek destek verin.

Mersin’de ilk pedalı MTSO çevirdi Avrupa Bisiklet Yarışması (ECC 2107) heyecanı başladı.Mersin’in adını 50 Avrupa şehrinde duyuracak olan bu önemli organizasyona 46 kişilik ekibiyle katılan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Takımı ilk pedalı 1 Mayıs günü sabahın erken saatlerinde çevirdi.

E

vden işe bisikletle gelerek bu konuda bir taraftan farkındalık oluşturan MTSO Takımı, diğer taraftan kentin tanıtımına da katkı sağlıyor. Takımın bu gayreti Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan tarafından takıma 1 ay boyunca kullanmaları üzere verilen 10 adet bisiklet ile ödüllendirildi. Yarışma, Mayıs ayı bitiminde sona erecek.

Mezitli Belediyesi’nden MTSO takımına destek Yarışmayla bu sene tanışan Mersin’de ilk pedalı MTSO Takımı çevirdi. Oldukça iddialı olan takım üyeleri bir taraftan düzenledikleri toplu bisiklete binme organizasyonları diğer taraftan evden işe gelirken bireysel olarak kullandıkları bisik-

MTSO 8

CMYK

letleriyle Mersin’in adını 50 Avrupa şehrinde güçlü şekilde duyurma mücadelesi veriyor. Personelin yanı sıra MTSO Yönetiminden de organizasyona destek geldi. Yönetim Kurulu Üyeleri, Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında sahilde bir araya gelerek bisiklet sürdü. Mezitli Belediyesi ise verilen bu mücadeleye duyarsız kalmayarak MTSO’ya yarışma boyunca kullanabilecekleri 10 tane bisiklet verdi. Belediye Başkanı Neşet Tarhan, ECC Mersin Koordinatörü M. Kemal Uçar ve MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar’ın başkanlığındaki MTSO Takımına bisikletleri bizzat kendisi teslim etti. Telefonuna Naviki

uygulamasını indir sen de katıl Avrupa Bisiklet Yarışmasıyla 1-31 Mayıs günleri arasında en çok bisiklet kullanan Avrupa Kentleri belirlenecek. Çevreci ve sağlıklı bir ulaşım farkındalığı yaratmayı hedefleyen bu etkinlik ile kent sakinlerinin bisiklet kullanım alışkanlıklarının arttırılması sağlanırken, aynı zamanda Mersin’in uluslararası platformlarda tanıtımı yapılmış olacak. 1 ay boyunca kullanılan güzergahların tespiti ile Mersin Kenti ısı haritası çıkartılacak ve bu doğrultuda Mersin bisiklet yollarının düzenlenmesinde bu veriler esas alınacak. Cep telefonuna ücretsiz Naviki uygulamasını indiren tüm bisiklet kullanıcıları kayıt sürecini tamamlayarak yarışmaya destek verebilecek.

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Kent Konseyi koordinasyonunda yürütülen organizasyona, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Deniz Ticaret Odası, MIP ve ilçe belediyeler de destek oluyor. Türkiye’den ise sadece iki şehir

var. Birisi geçen sene de katılmış olan İzmir ve bir diğeri yarışma ile bu yıl tanışan Mersin. Telefonuna Naviki uygulamasını indir sen de bu tanıtıma katıl. Bisikletini sürerken konumunu açmayı ve yolculuğunu kaydetmeyi sakın

unutma. Katılımın ücretsiz olduğu bu etkinlik hakkında detaylı bilgi için www.eccmersin.com adresini veya organizasyonun sosyal medya hesabı www.facebook.com/eccmersin’i ziyaret edebilirsiniz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.