Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Şair, Yazar Haydar Ergülen’in >3’te
Lina Nasif’in hayatı kitap oldu
Dünya ticareti fotoğraf karelerinde
>2’de
>2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
Endüstri 4.0 hakkındaki yanlış bilgiler… Şerafettin AŞUT
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 20 | SAYI: | YIL: 344 17 || 24 SAYI: Aralık 2982017 | 6-19 - 6 Ocak ARALIK 2018 2015
MTSO 132 yaşında
13 No’lu Komite, ‘Otomotiv Köyü’ kurma hedefinde
Mehmet Kisin
MTSO 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarım Meslek Komitesi Başkanı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarım Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kisin Komite olarak yürüttükleri Otomobil Köyü çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yaklaşık 400 dönüm alan üzerine Otomobil Köyü kurmak istediklerini kaydeden Kisin, bu projelerini hayata geçirebilmek için Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 1/5.000’lik planları çıkarmasını beklediklerini anlattı. İlgili kurum-
larla arazi tahsisi için görüştüklerine değinen Kisin, tahsis yapılması halinde 18 ay içinde projeyi bitirebileceklerini söyledi. Köy içerisinde sıfır ve ikinci el araç satışları yapılacağını dile getiren Kisin, “Aynı zamanda noterden bankaya, eğitim salonlarından, test sürüş alanlarına, botanik bahçesinden postaneye, lastikçiye, çocuk oyun parkından sosyal donatılara kadar ihtiyaç duyulabilecek her birimin bu köyde yer almasını planlıyoruz” diye konuştu. > 7’de
10 No’lu Komite tüp depolama alanı istiyor
Eşref Akdoğan
MTSO 10 No’lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağ ve Enerji Meslek Komitesi Başkanı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 10 No’lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağ ve Enerji Meslek Komitesi Başkanı Eşref Akdoğan Mersin’de tüp depola alanı bulunmamasının sıkıntılarını yaşadıklarını söyledi. Komite bünyesinde akaryakıt, LPG, Madeni Yağ satıcıları ile Enerji sektöründe faaliyet gösteren firmaların bulunduğunu anlatan 10 No’lu Komite Başkanı Eşref Akdoğan, ilk olarak tüp satıcılarının sorunlarına değindi. Mersin’in merkezinde Tarsus’ta olduğu
gibi tüpleri depolayacak uygun bir alan bulunmaması nedeniyle karşılaştıkları sorunları anlatan Akdoğan, Büyükşehir Belediyesi’nden bu konuda çözüm istediklerini dile getirdi. “Mevcut durumda tek tek satıcıların kendisine depo oluşturması imkansız bu nedenle herkes tüpünü dükkanının önünde tutmak durumunda kalıyor” diyen Akdoğan, “Böylesi bir uygulama hem ürünlerin çalınma riskini beraberinde getiriyor hem de çevre güvenliğini tehdit ediyor” değerlendirmesini yaptı. > 7’de
BTK ile Mersin’in ticari gücü artacak
B
akü Tiflis Kars (BTK) Demir İpek Yolu Hattı ile Avrupa ve Asya arasında demiryolu seyahat süresi 15 güne inmekte, demiryolu hattı ile birlikte Avrupa – Çin arası taşımacılık yolu 7 bin km kısalmaktadır. Bu durumun Mersin’in ticari gücünü de artırması beklenmektedir. BTK treninin Mersin varışlı ilk seferini gerçekleştirmesi
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) kuruluşunun 132. yıldönümünü coşkuyla kutladı. Temeli 1886’da atılan ve Türkiye’nin en eski Odaları arasında yer alan MTSO, kurucu Hasip Bey ve ilk Yönetim Kurulu üyelerinden bu yana göreve gelen her yeni yönetimin gayreti ile kent ekonomisi ve sosyal hayatına katkısını artırarak sürdürüyor.
M
ersin Kenti Edebiyat Ödül Töreni ile başlayan 132. yıl kutlamaları kapsamında, kuruluş günü olan 18 Aralık 2017 tarihinde MTSO Meclis Üyeleri Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı ve kutlamalar aynı gün akşam düzenlenen görkemli bir balo ile devam etti. Düzenlenen son etkinlik ise Mersin Kültür Mer-
kezi’nde gerçekleşen 132. Yıl Konseri oldu. Kutlamalar çerçevesinde MTSO Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeleri sabahın erken saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın hep birlikte okunmasının ardından MTSO Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Yönetim Kurulu
Başkanı Şerafettin Aşut ile birlikte Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı. Akşam düzenlenen baloda ise MTSO Yönetimi, Meclis Üyeleri ve personelini Mersin Valisi Ali İhsan Su ile Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz başta olmak üzere kent protokolü yalnız bırakmadı. Kutlamalar Mersin’in
Yabancı yatırımcılara önemli fırsatlar sunan ülke:
sonrasında bu hattın kent ticaretine, lojistiğine katkılarını içeren bir araştırma yapıldı. Asya-Avrupa arasında Türkiye üzerinden geçecek potansiyel taşıma hacminden artması beklenen Türkiye ile Çin ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki ticaret hacmine kadar birçok detay bu araştırmada yer aldı. > 8’de
Yarışmalara katılım, Türkiye’nin adının duyulması adına önemli
Başarılı işadamları ödüllendirildi
M Ü Rona Yırcalı
Dünya Odalar Federasyonu Şeref Başkanı
D
ünya Odalar Federasyonu (WCF) Şeref Başkanı Rona Yırcalı, Türkiye’deki Oda ve Borsaların Dünya Odalar Federasyonu, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) gibi uluslararası oluşumlarda ya da bu oluşumlar tarafından düzenlenen organizasyonlarda daha aktif görev alması gerektiğini söyledi. Uzun seneler Balıkesir Sanayi Odası’nda kurucu başkan olarak başkanlık görevini yürütmesi sonrasında Sanayi
MTSO 1
CMYK
yetiştirdiği yeteneklerin dinleyenlere müzik şöleni yaşatan konseri ile sona erdi. Konserde Mersin’de yetişen ve uluslararası başarılarıyla gurur veren genç keman sanatçısı Yiğit Karataş’a piyano sanatçısı Marina Jincharadze ile yine Mersinli minik piyanist Yahya Azimoğlu eşlik etti. > 5’te
Konseyi Üyeliği, Yönetim Kurulu Üyeliği, Yönetim Kurulu Muhasip Üyeliği, Başkan Yardımcılığı ve Başkanlığı da dahil olmak üzere TOBB’un çeşitli kademelerinde görev alan Yırcalı şu anda DEİK’te İcra Kurulu Üyeliği görevine devam ediyor. Geçmiş yıllarda bu kurumun başkanlığını da yapmış olan Yırcalı, yurtdışında Türkiye adına üstlendiği görevlerle de dikkat çekiyor. > 8’de
rdün, Türkiye’nin üçüncü ülkelere açılabilmesi adına önemli pazarlardan biri. Özellikle ABD ve Körfez ülkeleri ile yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının Ürdün’de yatırım yapacak Türk iş insanlarına çeşitli fırsatlar sağlaması mümkün. Ürdün’de Türkiye için bir serbest bölge inşa edilmiş olmasının da bu ülkeye yatırımı cazip hale getirdiği söylenebilir. Bu ülkede üretim yapan bir Türk yatırımcı, buradan ABD ve Arap
Kuyumculuk sektörü sorunlarını tartıştı
>2’de
ülkelerine gümrüksüz satış imkanı yakalıyor. Çin başta olmak üzere birçok yabancı ülkenin gözü Ürdün üzerinde. Ürdünlü yetkililer ise Türk yatırımcıların bölgeyi yeterince tercih etmediği görüşünde. Ürdün, bölgedeki siyasi istikrarsızlığın olumsuz etkilerine rağmen ekonomik reformlarını sürdürerek yabancı yatırımcıların ilgi göstermeye başladığı bir ülke konumunda. > 6’da
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden MTSO’ya teşekkür belgesi >2’de
Ayakkabıcılar fuarda buluştu
> 2’de
ersin Valiliği, Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) işbirliğinde ‘2016 Mersin İş Dünyası Başarı Ödülleri’ Töreni düzenlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın da katıldığı törende en çok ihracat yapan, en çok istihdam sağlayan, Mersin Serbest Bölgesi’nde ticaret sektöründe işlem hacmi en yüksek olan, Mersin Serbest Bölgesi’nde üretim sektöründe işlem hacmi en yüksek olan şirketlerle Gelir ve Kurumlar Vergi rekortmenleri ödüllendirildi. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, iş insanlarının ödül alma için çalışmadığını, ancak ödüllendirilmenin takdir edilmenin güzel bir duygu olduğunu söyledi. “Küresel ve bölgesel sıkıntılar arasında, fabrikalarımız üretiyor, makinelerimiz çalışıyor. Çok şükür istihdam sağlıyoruz, çalışanlarımızın maaşlarını, vergimizi ödüyo-
ruz. İhracat yapıyoruz” diyen Aşut, bu nedenle ödül törenini daha çok önemsediğini anlattı. Tüm dünyanın zorlu ekonomik ve sosyal bir süreçten geçtiği günlerde Türkiye ekonomisinin yoluna emin adımlarla devam ettiğini kaydeden Aşut, devlet ve özel sektörün el ele vermesi ile neler yapılabileceğini herkesin gördüğünü söyledi. Mersin iş dünyasının tek bir isteği bulunduğunu vurgulayan Aşut, şöyle konuştu: “Bizler, ülkemizin hedeflerine paralel olarak belirlediğimiz sektörlerimizdeki projelerimizin önündeki basit bürokratik engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Bu engeller sadece Mersin’in değil, Türkiye’nin hedeflerinin önündeki engellerdir. Biz gaza basıyoruz ama bu basit engeller el freni gibi bizi durduruyor. Yerel yönetimlerimiz ve bürokrasimizin, hepimizin aynı gemide olduğu gerçeğiyle, aynı ritimde kürek çekmesini arzuluyoruz.” > 4’te
2
YIL: 20 | SAYI: 344 | 24 Aralık 2017 - 6 Ocak 2018 | www.mtso.org.tr
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden MTSO’ya teşekkür belgesi
Ayakkabıcılar fuarda buluştu
M Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Mersin Maratonu’na desteklerinden dolayı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz tarafından teşekkür belgesi verildi.
M
ersin Büyükşehir Belediyesi, 3 Aralık 2017’de üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Mersin Maratonu’na katkı sağlayan kurumlara teşekkür toplantısı gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın evsahipliğindeki toplantıya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, Mersin Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Şaban Güneş’in yanı sıra kurum yetkilileri ile sponsor firma yöneticileri katıldı. Davetliler teşekkür belgelerini, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz’ın elinden aldı. “Mersin’i hak ettiği yere hep birlikte getirelim” Açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Büyükşehir Belediyesi olarak Mersin’i hak ettiği konuma getirmek için çalıştıklarını söyledi. Maratonun ilk yılında bin 49 kişi, ikinci yıl 28 bin ve bu yıl ise 65 bin kişinin katılım gösterdiğini bildiren Ko-
camaz, “Geçen yıl hedefi 50 bin tutalım dediğimde arkadaşlarımız acaba bu rakamı yakalayabilir miyiz diye telaşlandılar. Allah’a çok şükür 65 bine ulaştık. Önümüzdeki yıl ise hedef en az 100 bin. Ben öyle inanıyorum ki, biz ortaya koyduğumuz bu hedefleri aşacağız ve hedefleri koyarken ne kadar mütevazı davrandığımızı da herkes görecek” dedi. Kentin tamamını Uluslararası Mersin Maratonu’nu sahiplenmeye davet eden Başkan Kocamaz, “Biz istiyoruz ki bunlar sadece belediyelerin ya da birkaç kurumun sahiplendiği organizasyonlar olmasın. Kentin tamamı sahiplensin. Mersin Maratonu gelecekte Türkiye’nin bir numaralı maratonu olacak” diye konuştu. 2 yıldır ara verilen ve Tarsus’ta gerçekleştirilen yarı maratona da değinen Kocamaz, 2018’den itibaren Tarsus Belediyesi ile Mersin Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde Mart ayı içerisinde yeniden başlatacaklarını söyledi. Ayrıca toplantıda, Mersin Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Şube Müdürü Vedat Yüksel, 3.
Uluslararası Mersin Maratonu hakkında kısa bir bilgilendirme sunumu yaptı. Aşut: “Mersin’e koş, Mersin’de koş” Bu yıl ‘Mersin’e koş, Mersin’de koş’ sloganı ile 3’üncüsü düzenlenen Uluslararası Mersin Maratonu’na yüksek katılımın herkesi çok sevindirdiğini anlatan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Kentimizin ulusal ve uluslararası alanda tanıtımına katkı sağlayan böylesi önemli bir etkinliğe öncülük etmesinden dolayı başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Burhanettin Kocamaz olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum” dedi. Aynı zamanda Başkan Kocamaz’ın bir ilke imza atarak organizasyon sonrasında teşekkür toplantısı düzenlemesinin de büyük önem taşıdığını kaydeden Aşut, “Ben de gerek böylesi güzel bir organizasyonu düzenleyerek kentimize değer kattığı gerekse bu zarif jesti için kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. Toplantı toplu fotoğrafın çekilmesiyle son buldu.
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 11 No’lu Tekstil, Konfeksiyon ve Ayakkabı Meslek Komitesi üyeleri Gaziantep’te düzenlenen ve sektörün önemli fuarları arasında yer alan 26. Uluslararası Ayakkabı Terlik ve Yan Sanayi Yaz Fuarı’na katıldı. Gaziantep’e 35 kişilik geniş katılımlı bir ekiple gittiklerini an-
latan Meclis Üyesi ve 11 No’lu Komite Üyesi Özcan Demir, “Gaziantep ayakkabı üretiminde oldukça gelişmiş bir kent. Sektörün büyük markalarının önemli bir bölümü Gaziantep’te üretim yapıyor. Biz de toptancı arkadaşlarımızla birlikte yeni ürünleri yerinde görmek adına fuarı ziyaret ettik. Güzel bağlantılarla döndük” dedi.
Fuara 15-16 Aralık tarihlerinde katıldıklarını dile getiren Demir, “300’e yakın firma 800 markası ile fuarda yer aldı. Yaklaşık 35 bin kişinin ziyaret ettiği tahmin ediliyor. Aynı zamanda Türki Cumhuriyetler, Afrika, Irak, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerden de çok sayıda misafir vardı. Verimli bir fuar oldu” ifadelerini kullandı.
Lina Nasif’in hayatı kitap oldu
M
ersin’in yaşayan tarihi olarak anılan Lina Nasif’in hayatı kitap oldu. Yazar Erdal Akalın’ın kaleme aldığı Mersin’in Kanatsız Meleği Lina Nasif adlı kitabın ta-
nıtım ve imza töreni gerçekleştirildi. Mersinli yazar ve aynı zamanda emekli doktor olan Erdal Akalın, Mersin’in ablası olarak bilinen
Lina Nasif’in hayatını kaleme aldı. Mersin’in Kanatsız Meleği Lina Nasif isimli kitabın Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Konferans Salonu’nda tanıtım ve imza töreni düzenlendi. Etkinliğe Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne’nin yanı sıra kent protokolü ve çok sayıda davetli katıldı. İmza töreni ile başlayan etkinlik, Konferas Salonu’nda Lina Nasif’in anılarını paylaşması ile devam etti. Duygu dolu anların yaşandığı tören, toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Dünya ticareti fotoğraf karelerinde
Kuyumculuk sektörü sorunlarını tartıştı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi, sektör sorunlarını masaya yatırmak ve çözüm önerilerini sunmak için sektör toplantısı düzenledi. 2017 yılının da değerlendirildiği toplantıda 2018’in ise yol haritası belirlendi. MTSO 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi tarafından kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteren üyelerin sorunlarının görüşüldüğü sektör toplantısı düzenledi. Toplantıya, Oda üyelerinin yanı sıra sektör firma yetkilileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO 22 No’lu Komite Başkanı Faruk Aktuğ, üyelerden gelen talepler doğrultusunda, sektörün güncel sorunlarını görüşmek ve çözüm önerileri sunmak için bir araya geldiklerini söyledi. Mersin kuyumcuları ve sanatkarları olarak mesleklerini daha iyi yerlere taşımak için mesleklerine sahip çıkmak zorunda olduklarını vurgulayan Aktuğ, geçmişte sektör üyelerinin gereken ileriye dönük yatırımları yapmamasından dolayı, Mersin’de kuyumculuk sektöründe çalışan ustaların ve kalfaların sayısının azaldığını hatta mesleğin yok olma noktasına geldiğini kaydetti. Ayrıca bu
durumun Mersin kuyumcularını, diğer illerden gelen imalatçılara muhtaç ettiğini açıklayan Aktuğ, sektör temsilcilerinin yaşadıkları bu durumdan rahatsız olduklarını aktardı. Aktuğ; “Fiyat birlikteliği sağlanmalı” Toplantı sonunda alınacak ortak kararların, herkes tarafından uygulanması halinde, sektörün hak ettiği konuma geleceğini kaydeden Aktuğ, müşteriler nezdinde güven sağlamak amacıyla üyelere tavsiye edilen altın ve lira fiyatlarını işyerlerinde yayınlamaları ve uymaları konusunda çağrıda bulundu. Bu fiyatları takip edebilmek için iş yerlerine yapacakları ekran kurulumlarında teknik destek verdiklerini aktaran Aktuğ, piyasadaki fiyat birlikteliğini sağlamak amacıyla bu bilgilendirme sistemini tüm üyelerin kullanması gerektiğini belirtti. Ayar-milyem denetlemelerine kesin çözüm getirmek amacıyla MTSO Meslek Komitesi olarak bir sistem geliştirdiklerini belirten Aktuğ, bu sistemle tüm kuyumcuları korunmayı amaçladıklarını bildirdi. Bu sistem çerçevesinde MTSO Meslek Komitesi ve Mersin Kuyumcular Odası ile ortak hareket etmeyi planladıklarını aktaran Aktuğ, şunları söyledi:
“Bu uygulamaya geçildikten sonra kuyumcuların, vitrinlerini kontrol altına alması amacıyla bir süre belirlenmesini ve bu süre bitiminde ayar-milyem denetimlerinin MTSO Meslek Komitesi ve Mersin Kuyumcular Odasının ortak yapmasını düşünüyoruz. Yapılan denetimlerde alınacak örneklerin MTSO Meslek Komitesi sorumluluğu altında olması sağlanarak üyelerde oluşabilecek herhangi bir şüphe veya mağduriyetin önüne geçilmesini amaçlıyoruz. Denetimler neticesinde düşük ayar çalışmayı alışkanlık haline getirenler hakkında ise hukuki yollara başvuracağız.” İnanoğlu, “Kaptanı olduğumuz geminin şimdi yolcusuyuz” MTSO 22 No’lu Meslek Komitesi Üyesi Ertaç İnanoğlu ise ayar-milyem denetlemelerine çözüm olarak geliştirdikleri sistem hakkında bilgi aktardı. Mersin’in eskiden 22 ayar altın işleme imalatında Türkiye’de en popüler il olduğunu söyleyen İnanoğlu, “Ne yazık ki kaptanı olduğumuz geminin şimdi yolcusuyuz” değerlendirmesini yaptı. Mersin ve ilçelerine başka illerden birçok toptancının geldiğini belirten İnanoğlu, bu kişilerden alınan işlenmiş ürünlerin satışının denetimsiz şekilde gerçekleştiğini vurguladı. Şu anda Türkiye’de çok fazla sahte üretim bulunduğuna işaret eden İnanoğlu, bu nedenle MTSO 22 No’lu Meslek Komitesi olarak bir taahhütname hazırladıklarını ve bunu Mersinli kuyumculara dağıtmayı planladıklarını söyledi. Başta müşterileri olmak üzere, kuyumcuları, aracı firmaları ve imalatçıları korumak adına sistem geliştirdiklerini belirten İnanoğlu, “Amacımız ayarı ve milyemi temiz ürünler satmak” dedi.
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 2
CMYK
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) da destek verdiği Korykos 2017 Uluslararası Fotoğraf Yarışması’nın ‘Dünya’da Ticaret’ kategorisinde finale kanal 22 fotoğrafı, MTSO Sanat Galerisi’nde sergilendi. Mersin Olba Fotoğraf Derneği’nin Korykos Antik Kenti’nin ismi ile Mersin’in tanınırlığını artırma hedefiyle bu yıl ilk kez başlattığı Korykos 2017 Uluslararası Fotoğraf Yarışması sonuçlandı. MTSO’nun da Dünya’da Ticaret kategorisine sponsor olduğu yarışma sonrasında, bu kategoride finale kalan 22 fotoğraf için MTSO Sanat Galerisi’nde sergi açıldı. Sergi açılışına MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Çağatay Güneş, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek, MTSO Eski Meclis Başkanı Faik Burak Gazi, Mersin Olba Fotoğraf Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hulki Muradi ile dernek üyeleri ve davetliler katıldı. Açılışta yarışmaya desteklerinden dolayı MTSO’ya ve Osman İnandıoğlu’na teşekkür plaketi verildi. Sergi açılışında konuşan Olba Fotoğraf Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hulki Muradi, bu tarz uluslararası yarışmaların fotoğraf dernekleri başta olmak üzere derneğin bulunduğu ilin ve ülkenin tanınırlılığını arttırdığını vurguladı. Muradi, bu yıl 7’sini düzen-
ledikleri İbrahim Zaman Uluslararası Fotoğraf Yarışması’ndan edindikleri tecrübeye dayanarak Korykos Antik Kenti isimli yarışmayı düzenlediklerini bildirdi. Mersin’de yalnızca fotoğrafçıların değil, geniş bir kesimin bu sanata yatkın olduğuna dikkat çeken Muradi, MTSO gibi kurumlardan aldıkları desteklerle kentin sanata ilgisini tüm dünyaya gösterebildiklerini kaydetti. Muradi; “Konu ticaret ve sanat olunca MTSO mutlaka o işin içinde yer alır”
Korykos 2017 Uluslararası Fotoğraf Yarışması’nın Dünya’da Ticaret kategorisine MTSO’nun sponsor olduğunu hatırlatan Muradi, “Çünkü konu ticaret ve sanat olunca MTSO mutlaka o işin içinde yer alır” dedi. Bu kategoride 106 fotoğrafçının 376 fotoğrafla yarıştığını belirten Muradi, jüri değerlendirmesi sonucunda toplamda 22 fotoğrafın ödüle layık görüldüğünü açıkladı. Muradi, Mersinli 2 fotoğraf sanatçısının da bu kategoride ödül aldığını bildirdi. Yarışmanın 2018 yılında da yapılabilmesi adına çalıştıklarını ifade eden Muradi, “MTSO gibi sanatı destekleyen kurum ve kuruluşların katkılarını bekliyoruz. Gelecek yıl için yarışmamızda bakliyat gibi sektörlere yönelik
kategoriler oluşturabiliriz” diye konuştu. MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek ise, yarışmada emeği geçenlere teşekkür ederek, bu tarz kaliteli ve ciddi organizasyonların içinde yer almaktan onur duyduklarını belirtti. Ayrıca Dölek, gelecek yıl da organizasyonun devamı yapılırsa desteklerini sürdüreceklerini ifade etti.
Şerafettin AŞUT
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 20 | SAYI: 344 | 24 Aralık 2017 - 6 Ocak 2018 | www.mtso.org.tr
Endüstri 4.0 hakkındaki yanlış bilgiler… Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Ü Elbette her kavram önce farkındalık yaratarak gündeme gelir ve yaygınlaşır. Ama farkındalık sonrasında işlerin somutlaşmaya başlaması gerekir. Biz ise sadece farkındalık aşamasında kalıyoruz, konuşuyoruz ama somut çıktılara odaklanmayınca kavram sloganlaşmaya ve içi boşalmaya başlıyor. Aynı şeyi ekonomimizin geleceği olan ENDÜSTRİ 4.0 kavramına yapmamalıyız.
lke olarak sürekli yaptığımız bir yanlışımız var; o da, ne zaman hayatımıza yeni bir kavram girse, o kavramı o kadar çok kullanır ve içeriğini unutacak kadar slogan haline getiririz ki, kavram artık anlamını yitirir, somut faydaları da… İşte bu yeni kavramlarının en popüleri ENDÜSTRİ 4.0’dır… Elbette her kavram önce farkındalık yaratarak gündeme gelir ve yaygınlaşır. Ama farkındalık sonrasında işlerin somutlaşmaya başlaması gerekir. Biz ise sadece farkındalık aşamasında kalıyoruz, konuşuyoruz ama somut çıktılara odaklanmayınca kavram sloganlaşmaya ve içi boşalmaya başlıyor. Aynı şeyi ekonomimizin geleceği olan ENDÜSTRİ 4.0 kavramına yapmamalıyız. Teknolojik gelişmeler bilimsel gelişmeye paralel bir konudur. Bilimsel seviyesi sınırlı bir toplumdan teknolojik gelişmeler bekleyemeyiz. Dünyada cep telefonu kullanma sayısı nüfusunu geçen nadir ülkelerin başındayız. Bu bizim teknolojik olarak geliştiğimizi göstermez. Ya da, yurt dışında olan bir teknoparkın, ar-ge tesisinin veya laboratuvarın aynısını – elbette ekipmanın tamamını ithal ederek- ülkemizde yapmak yüksek teknolojiyi gerçekleştirdiğimiz anlamına gelmez. Hele hele emir ve talimatla bilim, ileri teknoloji veya bunların sonucu olan Endüstri 4.0 ortaya çıkmaz. Bilim bir yaratıcılıktır ve analitik bir düşünce yapısı gerektir. Bu anlamda İlkokuldan üniversiteye bu işin temeli olan eğitim
4.0 olmadan; yani, Endüstri 4.0’ı ortaya çıkaracak ana unsur olan eğitim yeniden buna göre kurgulanmadan gerçek anlamda Endüstri 4.0 olmaz. Sadece güzel teknoparklarımız olur, modern ar-ge tesislerimiz olur, şık binalarımız olur. “Eğitim 4.0 bu yeni devrimin payandasıdır” Gerçek teknolojik ilerlemeleri yakalamak, kendi ülkemizde de gerçekleştirmek doku nakli gibidir. Başkasının dokusu sizin bünyenizde çoğu zaman tutmaz. Hazır teknolojik gelişmeleri alarak gerçek bir Endüstri 4.0 yaratamazsınız. Başkalarının elma ağacının elmalarını kendi ağacınıza takarak elma ağacı yetiştiremezsiniz. Bunu düşünecek beyinler yetiştirmemiz gerek. Bununda başlangıcı ilköğretimdir. Yazılım ve internet Endüstri 4.0’ın temel payandalarıdır. Ne mutlu bize, iş dünyasının gündeme getirmesi sonucu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın desteği ile Kod Yazma eğitimleri ilkokul müfredatına girdi. Bunu çok önemsiyoruz. Ama yetmez. Öğrencilerin analitik düşünme becerisini geliştirecek derslerin oluşturulması, matematik, fizik, kimya, biyoloji, fen derslerinin mühendislik uygulamalarına entegre edilerek, üretime yönelik bir “Maker Space” bakış açısıyla klasik sınıfların atölyeye dönüşmesi gerekir. Bizce akademisyenlerin hafta birkaç saatini mutlaka ilk, orta ve lise eğitimlerine ayırmaları, bunu ger-
Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Şair, Yazar Haydar Ergülen’in
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde 11 yıldır sürdürülen ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne bu yıl, çağdaş şiirin usta Şairi Haydar Ergülen değer görüldü.
T
ürkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) girişimiyle 2007 yılında başlayan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün 11’incisi düzenlendi. Türk edebiyatının gelişmesine katkıda bulunmuş kişileri onurlandırmak, daha yaygın okunmasını sağlamak adına aralıksız devam eden ödülün bu yılki sahibi Şair ve Yazar Haydar Ergülen oldu. Ödül töreninde konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Amacımız sembolik bir ödül vermek değil. Aksine bu değerli ustalara, ‘Sizi izliyoruz, okuyor ve söylediklerinize kulak veriyoruz’ mesajı vermektir” dedi. Ustalar için bu mesajın, verilen küçük maddi ödülün çok çok üzerinde bir anlam ifade ettiğine olan inancını vurgulayan Aşut, “Anlaşılmaktan daha büyük bir ödül olmasa gerek” değerlendirmesini
MTSO 3
CMYK
yaptı. “Sanatçılara kulak verip kendimizi ödüllendiriyoruz” Yaşadığımız dünyayı sanatçılardan daha iyi kimsenin anlatamayacağını vurgulayan Şerafettin Aşut, “Aslında onlara kulak vermekle bir anlamda kendimizi ödüllendiriyoruz” dedi. Bu ödülün Haydar Ergülen’e verilme gerekçesini de değerlendiren Aşut şunları söyledi: “Teknik kısımları sayın jürimize bırakıyorum ama kendi bakış açımla söylemem gerekirse varlık sebebimiz olan Türkçemize yaptığı katkıdır. Her millet, kendi dil kökleri ile düşünür. Kendi olgularını anlatmak için yarattığı, kendi kelimeleriyle düşünce üretir. Kendi kelimelerinizi geliştirmezseniz, düşünce üretemezsiniz. Düşünce üretemezseniz, felsefede, sanatta, bilimde, hatta inanç dünyanızda bile gelişme gösteremezsiniz. Bu anlamda önce dilimize, hazinemiz olan kelime köklerimize sahip
çıkmalıyız.” Ödül verilen edebiyatçıların hepsinin ortak yönünün Türk diline ve dolayısıyla düşünce üretim gücüne yaptığı katkılar olduğunu kaydeden Aşut, “Ülkemizin bu çağda hak ettiği noktada olmamasının nedenini ihracatta, üretimde, teknolojik gelişmede veya ekonomik faaliyetlerde arayanların aslında düşünce üretme becerimizin kaynağı olan dilimize ne kadar sahip çıktığımıza bakmaları gerekir” dedi. Soycan: “Kent adına verilen dünyadaki 3 ödülden biri” Ödül Değerlendirme Kurulu Üyesi Celal Soycan törende yaptığı konuşmada Mersin Kenti Edebiyat Ödül’ünün Türkiye’de kent adına verilen tek edebiyat ödülü, dünyada ise 3 ödülden birisi olduğunu söyledi. Mersin’in sanatın her alanıyla, özellikle de edebiyatla yoğrulduğunu vurgulayan Soycan, bunda kentin kuruluş tarihinin önemli rol üstlendiğini dile
çekleştirmek adına büyük bir yeniklik olur. Ancak, insan kaynağımız bir robot değildir. Robotlar verilen emri yerine getirir, ne kodlarsanız onu yapar. Endüstri 4.0 bu anlamda insanın yerini tamamen alamaz, çünkü yaratıcı olan insandır, robotları idare edecek olan da insandır. Endüstri 4.0’la sadece çalışanların iş tanımı değişecek. Kas gücüne gerek kalmayacak, insan kontrol panelinin arkasına geçecek. Eğer buna hazır olamazsak, insan kaynağımızı buna göre eğitemezsek, işsizlik işte o zaman oluşur. Bu anlamda Endüstri 4.0 seri imalatta, verimlilikte, tehlikeli işlerde, hızlı üretimde vs insanın yerini alsa da, yaratıcılık isteyen işler insanın olacaktır. İnsanlar işsiz kalmayacak aksine yeni meslekler ortaya çıkacaktır. Bu anlamda madem ki Endüstri 4.0 çağında bizi üstün kılacak şey yaratıcılıksa, o halde müfredata sanata yönelik eğitimler daha da çok entegre edilmelidir. Yaratıcılığın kaynağı sanat eğitimidir. Her ne kadar adı Endüstri 4.0 ise de, aslında konu sadece sanayi ile sınırlı değildir. Endüstri 4.0 bir üretim felsefesidir ve teknolojinin her alana entegrasyonunun adıdır. Endüstri 4.0 hangi sektör olursa olsun, ister hizmet, ister ticaret isterse üretim, işin içinde yazılım olmasıdır, internet olmasıdır, nesnelerin interneti, siber teknolojiler, bulut teknolojilerinin olmasıdır. Bu anlamda Lojistik 4.0, Tarım 4.0, Ticaret 4.0, Turizm 4.0 gibi kavramlarla işi zenginleştirebiliriz.
getirdi. Mersin’in kuruluşunda farklı dinlerden, inançtan, farklı kültürlerden insanların bir araya geldiğini hatırlatan Soycan şöyle konuştu: “Mersin’in kuruluş hikayesi karmaşıktır ve bu karmaşa çok kıymetlidir. Mersin’e farklı olanların bir araya geldiği bir toplum armağan etmiştir. Bu özellik tam da edebiyatın aradığı bir ortamdır. Mersin farklı kültürlerden insanların bir araya gelmesiyle kurulduğu gibi sürekli göç alan da bir kent. Kentteki karmaşık yapı bu kentteki farklılıklar manzumesini sürekli yeniden üretir. Bu nedenle Mersin’den çok sayıda şair, yazar, sanatçı çıkmıştır.” Ferhat: “Ergülen’e göre şiir bir yolculuktur” Haydar Ergülen’in arkadaşı Şair Hüseyin Ferhat ise ödül alan şairin edebi özelliklerini anlattı. Kendisi ile 1970-1980’li yıllarda tanıştıklarını dile getiren Ferhat, “Haydar Ergülen’e göre şiir bir yolculuktur. Sarp, tenha yollarda olmaktır, hakikati aramaktır” diye konuştu. Ergülen’in olaylar karşısında farklı bakış açılara sahip olduğuna dikkat çeken Ferhat, özellikle Ergülen’in hakikat karşısında yaptığı farklı değerlendirmeyi şöyle özetledi: “Hepimiz hakikatin peşindeyiz. Bulan var mı peki? Biz bulabilecek miyiz? Hayır. Çünkü hakikat denilen şey arayışın ama bulamayışın kendisidir der Ergülen.” Ferhat Ergülen’in şiirini ise şöyle tanımladı:
Hatta sağlıktan gündelik yaşama kadar her alanı dahil edebiliriz. “Siyaset 4.0 olmadan doğru politikalar oluşamaz” Ancak dediğimiz gibi tüm bunların payandası eğitimdir ve Eğitim 4.0 tasarlanmadan bu hedeflere ulaşmak mümkün değil. Bu noktada sadece fiziksel şartlar değil, aynı zamanda eğiticilerin eğitimi ve müfredat buna uygun olarak revize edilmelidir. Bu anlamda bu işi yapacak en etkin güç elbette devlettir. Bunları yapacak, bu politikaları oluşturacak olan siyasetin de bir Siyaset 4.0’a ihtiyacı olduğu açıktır. Eski siyasi yaklaşımlar yeni insan kaynağını yönetemiyor. Siyaset bu gelişmelerin arkasında kalmamalıdır. Siyaset de kendi dinamiklerini revize etmeli, bürokrasisini ve teknokratını buna göre eğitmelidir. Bu bir değişimdir ve tarih bize göstermiştir ki, hiçbir toplumsal ve ekonomik değişim yok ki siyaseti şekillendirmesin. Öncelikler değişirken hizmetin önceliği de değişmek zorundadır. En basiti modern çağın icra makamı olan, demokrasinin odağı olan yerel yönetimlerin artık kaldırım, yol ve kanalizasyon önceliklerinin yerini ekonomiye entegre olmaya, eğitme entegre olmaya bıraktığını görmek zorundayız. Çünkü kamu, yerel yönetim, özel sektör ve üniversiteler bu masanın dört ayağıdır ve artık bu vizyona kafa yorulmalıdır. Çünkü “Derisini değiştirmeyen yılan ölür…”
“Haydar Ergülen düz ve mecaz anlamda bir derviştir. Bir abdaldır ama yol, yöntem bilen bir abdal. Çivi yazısına runik alfabesine hakim bir abdal. Ahşap trenlere gazeller fısıldayan bir abdal. Kendisinin bir düş olduğunu düşleyen bir abdal.” Cengiz: “Ergülen, şaşırtan bir şair” Şair Metin Cengiz ise Ergülen’i, “Şaşırtan bir şair. Hayatı başka bir yanıyla, şimdiye dek bakılmaya pek alışılmamış bir yanıyla önümüze koyuyor” sözleriyle tanımladı. Ardından Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün önemine değinen Cengiz, bir kentin kendisini ticaretle tanıtabileceğini ama bu tanıtımın kültür olmadan yarım kalacağını söyledi. Ödülün bu açıdan da büyük anlam taşıdığını vurgulayan Cengiz, Ergülen’in şiirlerini ise şu sözlerle tanımladı: “Ergülen’in şiirlerinde mecazdan benzetmeye, kinayeye, mecazı mürselden, dokundurmaya kadar tüm benzetme sanatları var. Haydar’ın şiirlerini okuduğunuzda dizelerin gelenekten yararlanarak modernleştiğini görürsünüz. Söz oyunlarından çok güzel şekilde yararlanıyor. Geçmişi çok iyi okumuş bir şair.” Ergülen: “Kenti temsil eden bir ödül olduğu için kabul ettim” 11. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün sahibi Haydar Ergülen ise 2008 yılından bu yana ödül almayı bıraktığını, ödül törenlerine
katılmadığını belirterek, “Ancak, kenti temsil eden bir ödül olması dolayısıyla bu ödülü mutlulukla kabul ettim” dedi. Kendisi için kentlerin büyük önem taşıdığını, özellikle Eskişehir ve Mersin’in yerinin ayrı olduğunu belirten Ergülen, bunun sebeplerini şöyle anlattı: “Bir şehri sevmek en çok şiirle mümkün oluyor diye düşünüyorum. Ben de öyle bir trendden geliyorum ve kentime de âşık birisiyim. Çocukken de öyleydim. Giderek insan şehirlerden uzak kaldıkça onu daha çok özledikçe ve biraz da yaşlanıp kökenine döndükçe ona âşık oluyor. Öğrencilerime ders veriyorum ve diyorum ki ‘Türkiye Eskişehir olsun’. Eskişehir farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir şehir. Farklılıklarla bir arada yaşamaya Türkiye’nin ihtiyacı var. Eskişehir, Mersin bu örneklerden biri olduğu için ikisi de sevmeye, âşık olmaya değer kentlerimizden. Mersin’i de bu özelliği nedeniyle hiç görmeden sevdim. Bir kenti hiç görmeyebilirsiniz ama şiirler varsa, edebiyat, sanat varsa o görmediğiniz şey size kendisini sevdirebilir.” Neden şiir yazdığına da değinen Ergülen, “Şiir nereden gelir, nasıl yazılır? Şiir kadından geliyor. Anneden geliyor, doğurganlıktan geliyor. Biz de onlara borcumuzu ödemek için yazıyoruz diye düşünüyorum. Biz şiiri daha çok insan olmak için, daha çok hayvan olmak için, tabiattaki varlıklar olmak, birlikte paylaşmak için yazıyoruz” dedi.
4
YIL: 20 | SAYI: 344 | 24 Aralık 2017 - 6 Ocak 2018 | www.mtso.org.tr
Bakan Özlü’den Mersin’e 5 müjde Elvan: “Mersin’de 9 OSB yapıyoruz” K diye konuştu.
Faruk Özlü
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
E
konomideki kalkınmayı yüksek teknolojili üretimle artırmayı hedefleyen Mersin’e Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü 5 önemli müjde verdi. Buna göre Mersin’de bir Mega Endüstri Bölgesi, Bilim Merkezi ve Sanayi Müzesi kurulacak. Bunun yanında Ankara ve Bursa’nın ardından Akdeniz Bölgesi için Endüstri 4.0’a yönelik üçüncü Model Fabrika Mersin’de inşa edilecek. Türkiye’nin ilk Tasarım ve İnovasyon Merkezi Mersin’de kurulacak. Son olarak Tarım Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulması çalışmaları hızlandı. Mersin’de OSBÜK Akdeniz Bölge Toplantısı ile Ödül Töreni’ne katılan Bakan Faruk Özlü toplantılarda yaptığı konuşmalarda kent adına önemli açıklamalarda bulundu. İlk olarak Mersin’in Türkiye ekonomisine katkılarına değinen Özlü, “Mersinli işadamlarımız, üretim ve istihdam seferberliğinde üzerlerine düşeni yapmıştır. Mersin, bugün büyüyen, gelişen sanayileşen Türkiye’nin sembol şehirlerinden biri olmuştur. Bu hepimiz için gurur kaynağıdır. Sizlerin sadece Mersin’e değil, tüm Türkiye’ye değer katmaya devam edeceğinize yürekten inanıyorum. Biz de bakanlık ve hükümet olarak sizlerin yanında olup işlerinizi kolaylaştırmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bakan Özlü müjdelerini anlattı Bakan Özlü, konuşmasında Mersin’e 5 önemli müjde de verdi. Bakanlık olarak bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Özlü, dünyada OSB’lerden daha büyük, geniş öl-
çekte endüstri bölgeleri olduğuna işaret etti. Türkiye’de limana entegre olmanın büyük avantaj olduğunu belirten Özlü, “Mersin, liman konusunda Türkiye’nin en büyük limanlarından birisine sahip. Mersin’de limanla entegre bir Mega Endüstri Bölgesi kuracağız. Biz Türkiye’nin büyük illerinde, Kocaeli’de Bursa’da, Konya’da bilim merkezleri kuruyoruz. Bunları yerel yönetimlerle birlikte yapıyoruz. Mersin’de de Mersin Valiliği ile bakanlığımız bir protokol imzalayacak ve sadece bilim merkezi değil, Türkiye’de ilk kez bilim merkezi ve sanayi müzesini birlikte kuracağız. Bunun için eski bir fabrikayı kullanacağız. Üçüncü olarak, Endüstri 4.0 diye hep konuşuyoruz. Bunun altyapısı da olan, üretim süreçlerini denediğimiz, yani yaparak öğrendiğimiz model fabrikalar konusu var. Birincisi Ankara’da, ikincisi Bursa’da kuruluyor. Akdeniz Bölgesi için ‘Model Fabrika’yı Mersin’de kuracağız. Dördüncüsü, tasarım ve inovasyon merkezleri konusu. Türkiye’nin ilk Tasarım ve İnovasyon Merkezi’ni de Mersin’de kuracağız. Beşincisi ise Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi, yani Gıda İhtisas Teknoparkı. Mersin’de kuracağımız Gıda İhtisas Teknoparkı’nın komisyon kararı dün imzalandı. Bakanlar Kurulu imzasını bekliyor. Bu da hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. Özlü, “Bu proje ilk etapta Tarsus’ta hayata geçecek. İkinci etap Erdemli’de olacak. 5 milyon 300 bin metrekarelik alana kurulacak olan Tarsus Gıda İhtisas OSB, tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde 15 bin kişilik ilave istihdam sağlanacaktır”
Akdenizli sanayiciler Mersin’de bir araya geldi
M
ersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) ev sahipliğinde Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Akdeniz Bölge Toplantısı Mersin’de düzenlendi. Bölge genelindeki 8 şehirde faaliyet gösteren 28 OSB’nin başkan ve sanayicileri Mersin’de buluştu. OSBÜK Akdeniz Bölge Toplantısı’na Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ile Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da katıldı. Toplantıda üzerinde durulan öncelikli konular yeni sanayi parsellerinin oluşturulması, istihdam sorununa çözüm üretilmesi ve üretimde, sanayide ihracatta yüksek teknolojili ürün oranının artırılması oldu. Aynı zamanda Türkiye’deki OSB’lerin genel durumuna da değinilen toplantıda geleceğe yönelik hedefler anlatıldı.
Tekli: “MTOSB’ye yatırım talebi çok yüksek”
Toplantının açılışında konuşan MTOSB Başkanı Sabri Tekli, OSB’de yürütülen çalışmalar hakkında bilgi vererek önümüzdeki süreçte yapılması planlanan yatırımları anlattı. Tarsus’taki iki OSB’de 200 parselde 170 sanayici bulunduğunu kaydeden Tekli, bölgedeki üretimin her yıl arttığını söyledi. MTOSB’nin çok ciddi yatırım talebi aldığına da dikkat çeken Tekli, 3. OSB için çalışmaların devam ettiğini, bu OSB’nin hayata geçmesiyle birlikte yatırımcıya 750 bin metrekare sanayi parseli sağlayabilecek olmalarına rağ-
MTSO 4
CMYK
men gelen talebin 7 milyon metrekarenin üzerinde olduğunu bildirdi. Mevcut durumdaki yatırımlarla her iki OSB’de 16 bine yakın kişiye istihdam sağladıklarını, 3. OSB’nin de hayata geçmesiyle 5 bin kişiye daha iş imkanı oluşacağını ifade eden Tekli, yeni OSB’lerin çalışmalarının da devam ettiğini açıkladı. Üretimin yanı sıra eğitime yöneldiklerini de anlatan Tekli, OSB içerisinde mesleki eğitim verdiklerini, aranan elemanlar yetiştirdiklerini bildirdi. İlk bölgede 630 öğrencinin eğitim gördüğünü kaydeden Tekli, 2. bölgeye de 2 bin öğrenci kapasiteli yeni bir okul yatırımı planladıklarını ifade etti. Aşut: “Doğu Akdeniz, Türkiye’nin yeni Marmara’sı olmaya adaydır”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise konuşmasında ülkenin ekonomik profilini çizerek, tüm zorlu süreçlere rağmen bugüne kadar güzel rakamsal verilere ulaşıldığını, ancak ülkenin ekonomide yeni bir başarı hikayesi yazma zamanının geldiğini söyledi. Başarı hikayelerinin yazılmasında yeni ekonomi, yeni endüstri bölgeleri yaratılmasının önemli rol üstleneceğini vurgulayan Aşut, Doğu Akdeniz Bölgesi ve hinterlandını bu bağlamda Türkiye’nin yeni Marmara’sı olmaya aday gösterdi. Doğu Akdeniz’in ekonomik potansiyeline de değinen Aşut, Türkiye’nin en büyük iki limanına Mer-
“Türkiye, Sanayi 4.0’ın aktif aktörlerinden biri olmak zorunda” Ardından teknoloji üretimine yönelik çalışmalar hakkında bilgi vererek, KOSGEB’in teknoloji üretimine, yerli üretime ve stratejik ürünlere yönelik destek paketlerinden bütün firmaların ve girişimcilerin faydalanmaları gerektiğini vurgulayan Özlü, şöyle devam etti: “KOSGEB, bundan sonra teknolojiye ve üretime yönelik desteklere daha fazla odaklanacaktır. Dünya hızla değişiyor ve dönüşüyor. Bu değişimin ve dönüşümün temel dinamosu, bilim ve teknolojidir. Son birkaç yıldır, Sanayi 4.0’ın getirdiği yeni bakış açısı, bütün üretim ve pazarlama süreçlerini değiştirmiştir. Bizim de Türkiye olarak, bu yeni süreci tam anlamıyla kavramamız şarttır. Türk sanayisini büyütmenin ve ileri sanayi ülkesi hedefine ulaşmanın tek yolu, teknoloji odaklı üretimdir. Türkiye, yüksek teknoloji ile büyüyecektir. Ancak, Sanayi 4.0’ı kavramak yetmez. Bu sürecin aktif aktörlerinden olmak zorundayız. Pasif tüketiciler değil, aktif üreticiler olmalıyız. Teknolojiyi tüketerek değil, teknoloji üreterek ülkemizi büyütebiliriz. Açıkça belirtmek isterim ki; ülkemizin gelecekte nerede olacağı, bilime ve teknolojiye yapacağımız yatırımlara bağlıdır. Bugün teknolojiye yapacağımız yatırımlar, yarın nerede olacağımızı belirleyecektir. Teknoloji açığını kapattığımızda, cari açık problemimiz kalmaz. Bu nedenle, ihracatımız içindeki yüksek teknoloji ürünlerin payını, kademeli olarak yüzde 4’ten yüzde 15’e çıkarmamız gerekiyor. Yüzde 15 rakamına ulaşmak; ARGE, inovasyon, tasarım ve markaya yatırım yapmakla mümkün olacaktır. Sanayi savaşında zafere ulaşmak için cephaneliğimizi teknoloji ile doldurmak zorundayız. Sanayi savaşında mevzi kazanmanın tek yolu ihracattır. İhracatımızın dünya ticaretinden aldığı pay, geçen yıl yüzde 0,89’a çıkarak rekor kırmıştı. Hedefimiz, 2023 yılında, dünya ticaretinden aldığımız payı en az 2 katına çıkarmaktır.”
sin ve İskenderun’un sahip olduğunu, toplamda 25 kamu ve vakıf üniversitesi ile çağın gücü bilgiye sahip olduklarını, 30’a yakın OSB bulunduğunu, 5’i uluslararası 6 adet havalimanına sahip olduklarını,10’a yakın teknopark, sayısız küçük sanayi sitesi, lojistik gücü bulunduğunu, tarımsal gücünü anlattı. Sanayi arazi üretilmesinin gerekliliğini vurgulayan Başkan Aşut, özellikle OSB yer seçim heyetindeki kişilerin daha toleranslı olması gerektiğini söyledi. Bekledikleri desteklere de değinen Aşut şöyle konuştu: “İPA-Rekabetçi Sektörler Programı’na sunduğumuz projemizin ve Tarım 4.0’ı destekleyecek olan; Tarım Teknoparkı projelerimizin onaylanması Endüstri 4.0’a geçişimizin ilk adımı olacaktır. Bu beklentimizin gerçekleşmesiyle bölgemizin, üretimde de ülkemizin daha çok katma değer yaratan bir yeri olmasını diliyorum.” Kütükçü: “2017 OSB’ler için milat oldu”
OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükçü ise toplantıda sanayicilere verilen destekleri değerlendirdi. 2017 yılını OSB’ler için ‘Milat’ olarak nitelendiren Kütükçü, yıl içinde yalnızca Üretim Reform Paketi ile OSB’lerde üretim yapan sanayicilerin üzerinden 1 milyar liralık yük kaldırıldığını anlattı. “Yıllardır ödediğimiz TRT katkı payı ve Emlak Vergisi gibi birçok yükten kurtulduk” diyen Kütükçü, bu kazanımlarını sanayicilerden üretime, yatırıma yönlendirmesi, Türk sanayisinin rekabetçi yapısını güçlendirmeye ayırması talebinde bulundu. Bu dönemde OSBÜK’ün özel bir hukuk tüzel kişiliği kazandığı ve temsil gücünün arttığını da anlatan Kütükçü, önümüzdeki süreçte gerçekleştirmeyi planladıkları çalışmayı ise şöyle özetledi: “Hepimizin ortak sorunu nitelikli eleman yetiştirilmesidir. Bu nedenle soruna biz sahip çıkıyoruz ve başlatılan 300 OSB’de 300 teknik kolej çalışmasını koordine ediyoruz. Tüm OSB’lerimizi taradık ve yetkinliği olanları belirledik. Bu OSB’lerimiz kendi teknik kolejlerini kurmak ve kendi ihtiyaç duydukları personeli yetiştirmek istiyor.”
alkınma Bakanı Lütfi Elvan, Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) ülke ekonomisine katkılarını dile getirerek, Mersin’de yapımı süren ve planlanan OSB’ler hakkında bilgi verdi. Tamamlandığında Mersin’de 9 OSB olacağına dikkat çeken Elvan, yaklaşık 50 bin kişiye de yeni istihdam sağlanacağını söyledi. Bakan Elvan OSB’lerin ve imalat sanayinin Türkiye’nin kalkınmasında, gelişmesinde, motor görevini gördüklerini vurguladı. İmalat sanayinde yaklaşık 5 milyon istihdam olduğunu, bunun 1,7 milyonunun OSB’lerde yer aldığını kaydeden Elvan, şunları söyledi: “İhracatımızın yüzde 90’ı yine imalat sanayinde. Bizim kalkınmamızın, gelişmemizin olmazsa olmazı sanayidir, teknolojidir. Bunun farkındayız ama elbette sorunlarımız var, aşılması gereken konular, atmamız gereken ilave adımlar var.” Türkiye’nin bu noktaya gelmesinde hükümetin gerekli tedbirleri alması ve uygulamaya koymasının yanı sıra iş dünyasının da inanılmaz bir performans sergilediğini vurgulayan Elvan, “Biz sizlere sonuna kadar inanıyor ve güveniyoruz. Artık Türkiye eski Türkiye değil, kimse kusura bakmasın. Toplam yatırımlarımızın yüzde 86’sını özel kesim yapıyor. Sadece yüzde 14’ü kamu tarafından gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla itici, körükleyici olan güç ekonomide özel kesimdir. Elbette sıkıntılarımız, aşmamız gereken adımlar var. Özellikle yatırımcılarımız için en temel problemlerden biri yatırım alanları, yatırım yeri tahsisi hususu. Bu yatırım alanlarının üretilmesi noktasında çok yoğun bir çaba sarf ediliyor” ifadelerini kullandı. Sadece Konya ve Mersin’de yatırım yeri tahsisi yapıldığında 75 bin kişilik ilave istihdam sağlanacağına dikkat çeken Elvan, “Yatırım alanlarının süratle devreye sokulması ve özel kesimin de önünün açılması gerekiyor” diye konuştu. “Yüksek teknolojili ürün ihracatımızın yüzde 10-15’e çıkması arzusundayız” Ar-Ge ve yenilikçi kapasitesinin artırılması gerektiğini de söyleyen Elvan, “Bugün yüksek teknolojili ürün ihracatımızın oranı yüzde 4’e yakın.
Lütfi Elvan
Kalkınma Bakanı
Ama bunun yüzde 10-15’in üzerine çıkmasını arzu ediyoruz. Bu noktada da hem bize hem de sizlere düşen sorumluluklar var. Orta vadeli programımızda özellikle yüksek teknolojili ürünler noktasında destek mekanizmalarımızı artıracağımızı ve ithalatta bağımlı olduğumuz ürünlerde de yerli üretimi artırıcı somut tedbirler alacağımızı açık şekilde ifade ettim. İthalatımızın yüzde 74’ü ara mal ithalatı. Bu oran düşmeli. Ülkemizde daha çok üretmemiz gerekiyor. Bu noktada hem bize hem de size düşen sorumluluklar var. Yüksek dünyadaki değişim ve dönüşüme uyum sağlama yeteneği yüksek olan bir iş dünyasının inşallah bizim vereceğimiz destekle çok daha iyi noktalara geleceğini ve dünyanın dört bir yanında güçlü şekilde Türkiye’nin sesini duyuracağına inanıyorum” dedi. Elvan: “Mersin’e 9 OSB yapıyoruz” Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ekonomideki gelişmelere de değinerek son dönemde büyük bir canlanmanın yaşandığına dikkat çekip, şunları söyledi: “Avrupa ve dünya ekonomisindeki canlanmayı aldığımız tedbirlerle fırsata dönüştürdük. Sizler dünyanın dört bir yanına ürettiği malı satabilen, pazarlayabilen ve dünyanın en güçlü firmalarıyla rekabet edebilen bir yapıya sahipsiniz. Dünyanın dört bir yanına malınızı satmaya devam ettiniz. 2017 yılında belki bir ihracat rekoru kıracağız. Şu andaki göstergelerde yüzde 10 üzerinde bir büyüme performansımız var. Kapasite kulla-
nım oranları yüzde 80’in üzerinde. İhracatımız her geçen gün artarak sürüyor. Ürün ve ülke çeşitlenmesi olarak devam ediyor. Sizlere güveniyoruz. Sizlerin sorunlarını çözmek bizim boynumuzun borcudur. Dünyada başta Avrupa olmak üzere ekonomide, ticari alanda ciddi bir canlanma söz konusu. Gelin bunu fırsata dönüştürelim. Yatırım yapmanın tam zamanı. Gelin ülkemize, milletimize güvenelim.” Ardından Mersin’e yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Bakan Elvan özellikle OSB yatırımlarına dikkat çekti. Yapılacak 6 OSB ile birlikte kentteki OSB sayısını 9’a çıkarmayı planladıklarını bildiren Elvan, bu sayede binlerce kişiye de istihdam sağlanacağını açıkladı. Elvan ardından planlanan OSB yatırımlarının detaylarını şöyle anlattı: “Toplam 9 OSB yatırımı planlıyoruz. Şu anda yatırım çalışmaları devam eden 3’üncü OSB’de 5 bin kişi istihdam edilecek. 530 hektarlık alanda kurmayı planladığımız Tarım Gıda OSB’de 15 bin kardeşimizi istihdam edeceğiz. Yine tarımsal ürünleri işlemeye yönelik bir ihtisas OSB kurulum çalışmaları bitti. Onların müteşebbis heyeti kuruldu. O da hazır. Bu da 5 bin kişilik istihdam demektir. Mevcut OSB’nin 50 hektar genişletilmesi için bir çalışma var. 4’üncü OSB’yi de aynı bölgede yapıyoruz. Onun da çalışmalarına başladık. Yine aynı alana mevcut OSB’lerin bitişiğinde 300 hektarlık alanda çalışıyoruz. MUT OSB’de bitti. Diğer OSB’ler de eklenince yaklaşık 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız.”
Başarılı işadamları ödüllendirildi
M
ersin Valiliği, Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) işbirliğinde ‘2016 Mersin İş Dünyası Başarı Ödülleri’ Töreni düzenlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın da katıldığı törende en çok ihracat yapan, en çok istihdam sağlayan, Mersin Serbest Bölgesi’nde ticaret sektöründe işlem hacmi en yüksek olan, Mersin Serbest Bölgesi’nde üretim sektöründe işlem hacmi en yüksek olan şirketlerle Gelir ve Kurumlar Vergi rekortmenleri ödüllendirildi. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, iş insanlarının ödül alma için çalışmadığını, ancak ödüllendirilmenin takdir edilmenin güzel bir duygu olduğunu söyledi. “Küresel ve bölgesel sıkıntılar arasında, fabrikalarımız üretiyor, makinelerimiz çalışıyor. Çok şükür istihdam sağlıyoruz, çalışanlarımızın maaşlarını, vergimizi ödüyoruz. İhracat yapıyoruz” diyen Aşut, bu nedenle ödül törenini daha çok önemsediğini anlattı. Tüm dünyanın zorlu ekonomik ve sosyal bir süreçten geçtiği günlerde Türkiye ekonomisinin yoluna emin adımlarla devam ettiğini kaydeden Aşut, devlet ve özel sektörün el ele vermesi ile neler yapılabileceğini herkesin gördüğünü söyledi. Mersin iş dünyasının tek bir isteği
bulunduğunu vurgulayan Aşut, şöyle konuştu: “Bizler, ülkemizin hedeflerine paralel olarak belirlediğimiz sektörlerimizdeki projelerimizin önündeki basit bürokratik engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Bu engeller sadece Mersin’in değil, Türkiye’nin hedeflerinin önündeki engellerdir. Biz gaza basıyoruz ama bu basit engeller el freni gibi bizi durduruyor. Yerel yönetimlerimiz ve bürokrasimizin, hepimizin aynı gemide olduğu gerçeğiyle, aynı ritimde kürek çekmesini arzuluyoruz.” Yatırım arazisi bulunması noktasında yaşanan sıkıntılara da dikkat çeken Aşut, bu sorunun da çözümü noktasında destek istedi. Aşut sözlerini, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün müjdeleri karşısında, “Uzun süredir üzerinde çalıştığımız, Tarım 4.0’ı destekleyecek olan Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi projemizin onaylanmış olduğunu öğrendik. Mutluluğumuz tarifsiz” sözleriyle teşekkür etti. Aşut aynı zamanda Bakan Özlü’nün açıkladığı 5 projeye yönelik olarak da “Mersin’e önemli ev ödevleri verilmiştir. Bizim hedeflerimiz paralelinde planlanan bu yatırımların takipçisi olacağız” dedi. Törende ödül almaya hak kazanan ilk üç firmanın isimleri şöyle:
İhracat Şampiyonları • Arbel Bakliyat A.Ş. • Aves Enerji Yağ Sanayi A.Ş. • Memişoğlu Tarım Ürünleri Ticaret Ltd. Şti Kurumlar Vergisi Rekortmenleri • CMA CGM South Turkey Gemi Acenteliği A.Ş. • Mersin Uluslar arası Liman İşletmeciliği A.Ş. • Mersin Dış Ticaret A.Ş. Gelir Vergisi Rekortmenleri • Mehmet Hanefi Küçük • Mişel Şaşati • Rasim Çavaş İstihdam Şampiyonları • Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. • Soda Sanayi A.Ş. • Çukurova İnşaat Makinaları A.Ş. Mersin Serbest Bölgesinde Ticaret Sektöründe İşlem Hacmi En Yüksek Firmalar • ETC Fruit Gıda San. Tic. Ltd. Şti. • Baymar Kuruyemiş Bakliyat Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Mersin Serbest Bölgesinde Üretim Sektöründe İşlem Hacmi En Yüksek Firmalar • Göknur Gıda A.Ş. • HDM Çelik Boru Sanayi A.Ş. • CMC Cosumer Medical Care Pamuk Ambalaj Sanayi Ltd. Şti.
5
YIL: 20 | SAYI: 344 | 24 Aralık 2017 - 6 Ocak 2018 | www.mtso.org.tr
MTSO 132. yaşına girdi
Yiğit Karataş
Sanatın ve sanatçının daimi destekçisi MTSO M
T
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), kuruluşunun 132. yıldönümü kutlamalarına Atatürk Anıtı’na çelenk koyarak başladı. MTSO Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeleri sabahın erken saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın hep birlikte okunmasının ardından MTSO Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile birlikte Atatürk Anıtı’na çelenk koydu.
örende konuşan Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Oda’nın 132 yıl içinde yürüttüğü çalışmaları kısaca özetleyerek, bundan sonra yapılması planlanan faaliyetler hakkında bilgi verdi. MTSO’nun Türkiye’nin en eski Odalarından birisi olduğunu vurgulayan Arslan, “Değerli Meclis üyelerim, bu kadar eski bir yapının içinde olmamızdan dolayı sizler adınıza iftihar ediyorum” dedi. Başkanlığını Hasip Beyin yaptığı 5 kişilik Yönetim Kurulunun MTSO’yu kuruluşunda ilk görevi üstlendiğini hatırlatan Arslan, “132 yıl içinde göreve gelen her yönetici bir tuğla koyarak başarı çıtasını yükseltti. Ben geçmiş dönemlerde Mecliste ve Yönetimde olan herkese, çalışanlarımıza minnet duygularımızı sunuyorum. Geçmiş dönem Yönetim Kurulu ve Meclis Başkanlığı görevlerini başarı ile sürdürmüş ancak bugün hayatta olmayan Kadri Şaman, İbrahim
Kiper ve Hadi Doğan’ı da saygıyla anıyor, onların şahsında vefat eden tüm başkanlar ve yöneticiler ve üyelerimizi minnetle anıyorum” dedi. “Gücümüzü üyelerimizden alıyoruz”
MTSO’nun kentin en önemli sivil toplum kuruluşu olduğunu vurgulayarak gücünü üyelerinden aldığına değinen Mahmut Arslan, şunları söyledi: “MTSO, 17 bini faal 20 bin civarında üyesi bulunan, İldeki 422 bin kişilik istihdamın önemli bir kısmını sağlayan bir oluşum. Bunlar küçümsenecek rakamlar değil. Kent ekonomisi adına yapılan tüm önemli çalışmalarda imzası var. Hatırlayacak olursak Mersin Serbest Bölgesi’nden Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulmasında ve genişleme alanlarının yapılmasında öncü rol üstlenmiş bir Oda. Aynı zamanda
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden sağlık ocaklarına, okullardan karakola kadar birçok değerde MTSO imzası var. Bunlar küçümsenecek çalışmalar değil.” Oda olarak bundan sonra da Mersin ve Mersin ekonomisini geliştirecek önemli çalışmaların takipçisi olmaya devam edeceklerini vurgulayan Arslan, öncelikli konularının ise geçtiğimiz günlerde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü tarafından açıklanan Mega Endüstri Bölgeleri, Tarım Gıda Teknoparkı ile serbest bölge genişleme alanı olacağının altını çizdi. Aşut: “Üretmeye, iş ve aş vermeye devam edeceğiz”
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise Oda’nın kuruluşunun 132. Yılı dolayısıyla yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: “132 yıldır olduğu gibi bun-
dan sonrasında da hiçbir şeyden korkmadan, büyük bir umut ve kendimize güvenle üretmeye, iş ve aş vermeye, ülkenin zenginliği olmaya devam edeceğiz. Projelerimize devam edeceğiz. Siyaset üstü bir duruşla, yapay kavgalara girmeden, bölmeden, ayrıştırmadan, kentimizi ve insanımızı kucaklamaya devam edeceğiz. Mersin iş dünyası olarak devletimizin ve milletimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Yorulmadan, küsmeden, şikayet etmeden oturduğumuz makamların hakkını vermeye devam edeceğiz. 132 yıldır kesintisiz olarak hizmete devam eden bir Ticaret ve Sanayi Odası’nın Yönetim Kurulu Başkanı olarak, tüm Mersinlilerin, Mersin iş dünyamızın bilmesini ve inanmasını istediğim bir şey var. Ülkemizin ve Mersin’in yarını bu günüden daha parlak olacak, daha zengin olacak, daha huzurlu, daha mutlu olacaktır.”
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) sanata ve sanatçıya desteğini sürdürüyor. 132. Kuruluş Yıldönümü kutlamaları Mersinli sanatçıların verdiği konserle sona erdi. Gecede Mersin’de yetişen ve uluslararası başarılarıyla gurur veren genç keman sanatçısı Yiğit Karataş konser verirken Karataş’a piyano sanatçısı Marina Jincharadze ile yine Mersinli minik piyanist Yahya Azimoğlu eşlik etti. Mersin Kenti Edebiyat Ödül Töreni ile başlayan 132. yıl kutlamaları kapsamında, kuruluş günü olan 18 Aralık 2017 tarihinde MTSO Meclis Üyeleri Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı ve kutlamalar aynı gün akşam düzenlenen görkemli bir balo ile devam etti. Kutlamalar kapsamında düzenlenen son etkinlik ise Mersin Kültür Merkezi’nde gerçekleşen 132. Yıl Konseri oldu.
kazanarak lise eğitimine burada devam eden Karataş, 2013’te New York’ta bulunan Manhattan School of Music’ten aldığı davet ile tam burslu olarak lisans eğitimini tamamlamak üzere Amerika’ya gitti. Çeşitli ulusal ve uluslararası yarışmalardan ödüllerle dönen Karataş çalışmalarına Manhattan School of Music’te ünlü keman pedagogu Albert Markov ile devam etmektedir.
Marina Jincharadze kimdir?
Tiflis doğumlu Jincharadze, 1979’da Yetenekli Çocuklar Müzik Okulu’nu altın madalya alarak bitirdi. Yine aynı yıl Tiflis Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Emil Gureviç’in sınıfında eğitimine devam etti. Konservatuvarda eğitim gördüğü sürece Moskova, Sen Petersburg, Paris Konservatuvarlarının profesörlerinin “master class”larına
Kent protokolü 132. yılında MTSO’yu yalnız bırakmadı muz makamların hakkını vermeye devam edeceğiz” dedi. MTSO ailesinin bir parçası olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Aşut sözlerini, “Ailemizin diğer fertleri ile omuz omuza Mersin’e hizmet etmekten gurur duyuyorum” diye tamamladı. Arslan: “Kentimize önemli katkılar sağladık”
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) kuruluşunun 132. yılını görkemli bir balo ile kutladı. Gecede MTSO Yönetimi ve Meclis üyelerini Mersin Valisi Ali İhsan Su ve Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz başta olmak üzere kent protokolü de yalnız bırakmadı. Balonun açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “132 yıl önce dikilen küçük fidan bugün devasa bir çınar haline gelmiştir. Bu anlamda Mersin genç bir kent olmasına rağmen Türkiye’nin en eski Ticaret ve Sanayi Odalarından birisine sahiptir” dedi. MTSO’nun 132 yılın deneyimi, kültürü, geleneği ve terbiyesi ile siyaset üstü davranarak ayrımcılık yaratacak hiçbir ideolojiye yüz vermeden, kenti ve toplumu bir bütün olarak kucakladığını vurgulayan Aşut şunları söyledi: “MTSO öyle bir oluşum ki kentine ve ülkesine karşı sorumluluk duyan, ilk amacı üyelerine hizmet vermek ve kent ekonomisini geliştirmek olsa da bu sorumluluk bilinciyle eğitimden sağlığa hemen her alanda bulunduğu kente katkı sunma çabasın-
MTSO 5
CMYK
da olan bir kurum. Ben, bu kurumun bir parçası olmaktan onur duyuyorum.” Valilik, Belediye, üniversiteler, özel veya kamu tüm yerel dinamiklerle birlikte el ele çalıştıklarını vurgulayan Aşut, kentte bu birlikteliğin yakalanmasında MTSO’nun ortaya koyduğu vizyonun büyük rol oynadığına dikkat çekti. “Önceliğimiz bilimle elde edilecek katmadeğer olacak”
Bugüne kadar Mersin’in derdini icra makamlarına aktarmak için çaba sarf ettiklerini kaydeden Şerafettin Aşut, lobi çalışmalarına bundan sonra da devam edeceklerini ancak önceliklerinin bilgi ve bilimle elde edilecek katmadeğer, insan kaynağını kent ekonomisine entegre etmek olacağını anlattı. İnovasyonda öncü kent olan Mersin’i yenilikçiliğin, Ar-Ge’nin yüksek teknolojinin merkezi yapma yönünde çalışacaklarını dile getiren Aşut, “Sadece bu günümüz için değil, gelecek nesillere olan sorumluluk hissi ve Mersin sevgimizle yorulmadan, küsmeden, şikayet etmeden oturduğu-
132 yıl önce köy olan Mersin’e bir Ticaret ve Sanayi Odası kurulduğunu hatırlatan MTSO Meclis Başkanı Mahmut Arslan ise, “Bir balıkçı köyünden kasabaya dönen Mersin’in ticaret potansiyeli, Türkiye’nin önemli kentlerinden birisi olacağı o yıllarda görülmüş” dedi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e açılan kapısının Mersin olduğunu kaydeden Arslan, kentin sanayileşmede ise çok geç kalındığını, bu gecikmenin Kalkınma Bakanı’nın Mersin Milletvekili olması ile birlikte aşılmaya başladığını söyledi. Mersin’e yapılması planlanan Mega Endüstri Bölgesi, Tarım Gıda Teknoparkı gibi önemli yatırımları hatırlatan Arslan, bu yatırımların da tamamlanması ile Mersin’in çehresinin çok daha fazla değişeceğini, ülke ekonomisine katkılarının artacağını sözlerine ekledi. Su: “Vizyon sahibi kişiler 132 yıl önce bu Oda’yı kurmuş”
Mersin Valisi Ali İhsan Su, 132 yıl önce vizyon sahibi, ileri görüşlü ticaret erbaplarının MTSO’yu kurduğuna dikkat çekerek, “O dönemde kentimize bu değeri kazandıran kişileri rahmetle anıyor ve tebrik ediyorum” dedi. Mersin’in eğitimden sağlığa, sa-
nayiden ticarete, tarımdan kültüre her konuda büyük bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Vali Su, “Bugün bu değerlerimizi daha çok ortaya çıkarmak, geliştirmek için yoğun gayret içindeyiz” ifadelerini kullandı. Konuşmasında sanayici ve işadamlarına da teşekkür eden Su, “Üyelerinin yaptığı yatırımlarla yeni istihdam alanları oluşturup ilimizin gelişmesine büyük katkılar sağlaması yanında Ticaret ve Sanayi Odamız hem kentimizin ekonomik gelişimine hem de sosyal ve kültürel hayatına oluşturduğu sosyal sorumluluk projeleriyle önemli katkılar sunmuştur. Bu bakımdan tebrik ediyor ve başarıların devamını diliyorum” dedi. Kocamaz: “İşsizliğe yatırımlarla çözüm bulunabilir”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise konuşmasında yatırımlara değindi. Ekonomiye yön veren Ticaret ve Sanayi Odalarının kentler için büyük önem taşıdığını vurgulayan Kocamaz, “Bundan 50 yıl önce kentimizin nüfusu 28 bin iken bugün 30 kat artarak yalnızca merkez nüfusumuz 1 milyona yaklaştı. Bu kadar hızlı nüfus artışı yaşayan bir kentin en önemli sorunları başında işsizlik gelir. Bunu çözmemiz de işadamlarımızın yatırım yapmasıyla mümkün olabilir” dedi. Kocamaz, planlanan yeni OSB’lerin de hayata geçmesiyle birlikte Mersin’deki işsizlik sorunun çözümüne önemli katkılar sağlanacağını sözlerine ekledi. Gece Meclis Üyelerine verilen dönem plaketleri ile son buldu.
Yahya Azimoğlu
Kokteyl ile başlayan gece Mersin’in yetiştirdiği yeteneklerin dinleyenlere müzik şöleni yaşatan konseri ile devam etti. İlk olarak sahne alan Yahya Azimoğlu çaldığı 3 parça ile küçük yaşına rağmen geliştirdiği yeteneği ile etkilerken, Karataş ise 8 parça ile dinleyenleri adeta büyüledi. Konser, MTSO Meclis Başkan Yardımcısı Murat Çalışkan ile Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Sefa Çakır ve Ufuk Maya’nın sanatçılara takdim ettiği plaketlerle son buldu. Yiğit Karataş kimdir?
Mersin’de 1994 yılında dünyaya gelen Karataş, müzik hayatına 9 yaşında Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda başladı. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın sınavlarını
katıldı. 1984 yılında Tiflis Devlet Konservatuvarı’ndan solist, konsermaister, oda müziği solisti ve öğretmen olarak mezun oldu. 2007 yılından bu yana Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda çalışmaya devam etmektedir. Yahya Azimoğlu kimdir?
Mersin’de 2008 yılında dünyaya geldi. Vali Şenol Engin İlkokulu 4’üncü sınıf öğrencisi olan Azimoğlu aynı zamanda Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümünde yarı zamanlı olarak eğitim görmektedir. Piyano Öğretmeni Marina Jincharadze olan Azimoğlu, henüz genç yaşına rağmen katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalardan çeşitli derecelerle dönerek dikkatleri üzerine çekmektedir.
6
YIL: 20 | SAYI: 344 | 24 Aralık 2017 - 6 Ocak 2018 | www.mtso.org.tr
Ü
rdün, Türkiye’nin üçüncü ülkelere açılabilmesi adına önemli pazarlardan biri. Özellikle ABD ve Körfez ülkeleri ile yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının Ürdün’de yatırım yapacak Türk iş insanlarına çeşitli fırsatlar sağlaması mümkün. Ürdün’de Türkiye için bir serbest bölge inşa edilmiş olmasının da bu ülkeye yatırımı cazip hale getirdiği söylenebilir. Bu ülkede üretim yapan bir Türk yatırımcı, buradan ABD ve Arap ülkelerine gümrüksüz satış imkanı yakalıyor. Çin başta olmak üzere birçok yabancı ülkenin gözü Ürdün üzerinde. Ürdünlü yetkililer ise Türk yatırımcıların bölgeyi yeterince tercih etmediği görüşünde. Ürdün, bölgedeki siyasi istikrarsızlığın olumsuz etkilerine rağmen ekonomik reformlarını sürdürerek yabancı yatırımcıların ilgi göstermeye başladığı bir ülke konumunda. Bu ülke, sahip olduğu gelişmiş altyapı hizmetleri, Batı normlarına yakın kamu uygulamaları, liberal ekonomisi, eğitimli ve ucuz işgücü
arzı, sağlam bankacılık sektörü ile yatırımcılara ve yabancı firmalara önemli fırsatlar sunuyor. Nitekim Ürdün’ün 2000 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) kabulü, bu ülkenin liberalleşen ekonomisinin de bir göstergesi. Küçük ve orta ölçekli işletmelere de fırsatlar sunuluyor
Ülke yalnızca büyük yatırımcı değil, küçük ve orta ölçekli işletmelere de önemli fırsatlar sunuyor. Yeni Yatırım Kanunu özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için yeni yatırım girişini ve faaliyetlerini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Kanun, iş kurmak için gerekli tüm prosedürleri, zaman çizelgelerini ve belgeleri tamamlamayı amaçlayan tek durak noktasının tesis edilmesi sayesinde özel yatırımcılara gerekli iş kolaylığını sağlıyor. Aynı zamanda yerel ekonomiye değer katan ve yatırım ortamına öngörülebilirlik kazandıran ekonomik faaliyetler için şeffaf ve birleşik teşvikler sunuyor. Ürdün günümüzde sağlık ve ilaç sektöründe Arap ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. İnternet konusunda da güçlü bir altyapıya sahip. Ayrıca İslami Ban-
MTSO 6
CMYK
kacılık, yeni girişimlere destek ve kendi yazılımlarını üretebilme yeteneği açısından da süratle gelişiyor. Bunun yanı sıra Akabe Özel Ekonomik Bölgesi gibi yerlerin yatırımcılara sunduğu imkanların da ilgi çekici olduğu söylenebilir. Müteahhitlik sektörü açısından bakıldığında Türk müteahhitlerin Ürdün’de 2000 yılından bu yana 2,4 milyar dolar tutarında iş üstlendiği görülmekte. Müteahhitlik sektörünün dışında Türk firmalarının Ürdün’de gıda, hazır giyim, elektrikli ev aletleri, otomotiv yan sanayi, mobilya ve ev tekstili alanlarında ve ayrıca Nitelikli Sanayi Bölgeleri’nde yatırımları mevcut. Bazı Türk insanları imzalanan serbest ticaret anlaşmasının bir meyvesi olarak Ürdün’e önemli yatırımlar gerekleştirmiş durumda. Bu arada Türkiye ile Ürdün arasında başta ulaşım ve enerji alanları olmak üzere kimya ve inşaat malzemeleri gibi sektörlerde işbirliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar da devam etmekte.
Coğrafi konum
Akabe Limanı ile Akabe Körfezi’ne açılan ve İsrail ile en uzun sınırı (238 km) paylaşan ülke konumundaki Ürdün, Irak ile 181 km, Suudi Arabistan ile 744 km, Suriye ile 375 km, Batı Şeria ile 97 km uzunluğunda sınıra sahip. Ürdün topraklarının doğusu daha çok çöllerle kaplı düzlüklerden, batı bölgeleri dağlık arazilerden oluşur. Büyük Rift Vadisi, Ürdün Nehri’ni batı ve doğu olmak üzere iki bölgeye ayırır. Ürdün topraklarının % 3,32’si ekilebilir arazilerden, % 1,18’i düzenli hasat elde edilen alanlardan oluşur. Nüfus ve işgücü yapısı
2016 yılı verilerine göre Ürdün nüfusu 7,1 milyon kişidir. Ülke genç bir nüfusa sahip olup %32.4’ü 0-14 yaş grubunda, %10.5’i ise 15-19 yaş grubundadır. Nüfusun yaklaşık % 83’ü kentlerde yaşar. Başkent Amman 2,5 milyon nüfusu ile ülke nüfusunun % 39’undan fazlasını barındırır. Nüfusun yaklaşık % 60’ı Filistin kökenli vatandaşlardan oluşur. Ürdün’de okur-yazarlık oranı % 90 düzeyindedir. Ürdün’deki çalışan nüfusun %
75’inden fazlasını oluşturan erkeklerin çoğu ticaret, imalat ve eğitim sektörlerinde çalışır. Çalışan kadınların yarısından fazlası ise eğitim ve sağlık sektörlerinde istihdam edilmektedir. Ülkedeki yabancı işgücünün sayısının 300 bin ve yıllık artış hızının %10 olduğu; 600 bin Ürdünlünün ise Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkelerinde istihdam edildiği tahmin edilmektedir.
Pasaport ve vize işlemleri
Türkiye ile Ürdün arasındaki vize uygulamaları, Cumhurbaşkanlığı düzeyinde gerçekleştirilen çalışma ziyareti sırasında 1 Aralık 2009 tarihi itibarıyla karşılıklı olarak sonlandırılmıştır. Resmi tatiller ve çalışma saatleri
İşletmelerin çoğu, Amman’ın finans bölgesi olan Shmeisani’de
yer alır. Ürdün’de çalışma saatleri Cumartesi-Perşembe günleri arası olup, Cuma günü resmi tatildir. Bazı işletmeler Cuma günü de açıktır. Kamu kurumlarının çalışma saatleri Pazar-Perşembe günleri 08.00–15.00 arasıdır. Bankaların çalışma saatleri Pazar-Perşembe günleri 08.30–15.00 arasıdır. Özel şirketler için mesai saati ise
08.00–17.00 olmakla beraber, bazen haftalık 40 saatlik mesainin de üstüne çıkılabilmektedir. Dükkanlar Cumartesi-Perşembe günleri 09.00–21.00 arasında açık iken, alışveriş merkezlerindeki dükkanlar akşam 10.00’a kadar açıktır. Ramazan ayında çalışma saatleri genellikle daha da kısalmaktadır. Haberleşme Ekonomik büyüme açısından potansiyel olarak görülen ve altyapının önemli bir parçası olan haberleşme ve bilgi teknolojileri (IT) alanında kalifiye ve İngilizce konuşabilen Ürdünlü işgücü, ülkenin bir bilgi teknolojileri merkezi olma hedefine yadsınamayacak ölçüde hizmet etmektedir. Özelleştirme programlarından ilk etkilenen sektör de, haberleşme sektörü olmuştur. 1995 yılında yürürlüğe giren Telekom Yasası ile birlikte, sabit olmayan hatlarda özel şirketlerin hizmet vermesine izin verilmiş, Mart 2002’de Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı’na sektörün gelişimi için gerekli düzenlemeleri yapma yetkisi verilmiştir. Haziran 2005’te Ürdün Telekomünikasyon Şirketi’nin (JTC) sabit hatlar ve uluslararası hizmetler üzerindeki tekeli kırılarak, sektörün tümü özel şirketlere açılmıştır. Yerel saat Yerel saat GMT’den 2 saat ileridedir ve Türkiye ile aynı saat diliminde yer alır. Her yıl Mart ayının son Perşembe günü saatler 1 saat ileri alınmakta; bu uygulama Eylül ayının son Cuma günü sona ermektedir. Kaynak: Ekonomi Bakanlığı ve Dünya Gazetesi
Doğal kaynaklar ve çevre
Ülkenin batısında yer alan Ürdün Vadisi, en verimli alanlar olarak kabul edilmekte, meyve ve sebze üretiminin çoğu bu bölgede yapılmaktadır. Ürdün’ün başlıca tarım ürünleri; turunçgiller, domates, salatalık, zeytin, çilek ve çekirdekli meyvelerdir. Sınırlı miktarda petrol ve doğal gaz rezervine sahip olan Ürdün’ün başlıca maden kaynakları ise fosfat, potaş ve şist yağıdır. Periyodik olarak meydana gelen depremler, ormanlık alanların tahribi, hayvanların aşırı otlatılması, erozyon ve çölleşme ülkenin başlıca çevre sorunlarıdır. Son yıllarda yaşanan kuraklık, sanayi ve turizm yatırımlarının artması, tarımda suyun verimsiz kullanılması ve hızlı nüfus artışı nedeniyle su ihtiyacının ilerleyen yıllarda daha da artması beklenmektedir. 2004 yılında açıklanan ve 2005–2020 yıllarını kapsayan master planına göre, Ürdün’ün su açığının yıllık yaklaşık 561 m3 seviyesinde tutulması planlanmaktadır. Planda su ihtiyacının 2020 yılında yıllık 1,665 m3’e çıkacağı, su arzının ise 1,276 m3 olacağı tahmin edilmektedir. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler
Kişisel ilişkiler Ürdün’de iş yapmanın önemli bir parçasıdır. Ürdün piyasasında sonuç almak ve satış yapmak için üst düzey temsilciler tarafından Ürdünlü firmalara ziyaretlerde bulunulması gerekir. İş görüşmeleri çok resmi olmayan bir havada geçmekte, görüşmeye başlamadan önce aile, yolculuk ve hava sıcaklıklarına ilişkin kısa konuşmalar yapılmaktadır. Görüşme esnasında ikram edilen çay veya kahve gibi içecekleri nezaketen geri çevirmemek önemlidir. Büyük şehirlerdeki Ürdünlülerin çoğu İngilizce veya Fransızca konuşmakta olup, Batılı yaşam tarzına da aşinadır. E-posta ile haberleşme iş yazışmalarında yaygın olarak kullanılır. Büyük otellerde odalarda internet bağlantısı mevcuttur. Para kullanımı
Ürdün Dinarı, sabit bir kur üzerinden (1 ÜD=1,41 USD) ABD Doları’na endekslidir. 50, 20, 10, 5 ve 1 Dinar değerinde banknotlar mevcuttur. Otellerin ve büyük restoranların çoğunda kredi kartı kullanılabilir.
Ürdün ülke analizi D
etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz.
Ürdün’ün 2016 yılı ithalatı:
2016 yılında toplam 19,207 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Ürdün’ün en fazla ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; Çin Halk Cumhuriyeti (2,690 milyar dolar), Suudi Arabistan (2,325 milyar dolar) ve Amerika Birleşik Devletleri (1,341 milyar dolar) olmuştur. Türkiye ise Ürdün’ün ithalat yaptığı ülkeler arasında 664,7 milyon dolar ve % 9.37’lik pay ile 7.sırada yer almaktadır. Ürdün’ün değer bazında ithal ettiği kalemler incelendiğinde,975,6 milyon dolar ile ilk sırada motorlu taşıt; (kıvılcım, ateşlemeli (1500cm3<silindir=<3000 cm3)) ürün grubu yer almaktadır. İkinci sırada ise 913,5 milyon dolar ile petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar (ham) yer alır. Üçüncü sırada ise 903,5 milyon dolar ile doğal gaz (sıvılaştırılmış) yer almaktadır. Ürdün’ün 2016 yılı ihracatı:
2016 yılında toplam 7,509 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Ürdün’ün ihracatında en fazla paya sahip olan ilk 3 ülke sırasıyla; Amerika Birleşik Devletleri (1,558 milyar dolar), Suudi Arabistan (993,3 milyon dolar) ve Irak (497,5 milyon dolar) olmuştur. Ürdün’ün ihracat yaptığı ülkeler arasında Türkiye, 86,1 milyon dolar ve % 1.14 pay ile 18. sırada yer almaktadır. Ürdün’ün gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde değer olarak 803,8 milyon dolar ile diğer giyim eşyası pamuktan örme ürün grubu ilk sırada yer alır. İkinci sırada ise 434,3 milyon dolar ile tabii kalsiyum; tabii alüminyum, kalsiyum, fosfatlar ve fosfatlı tebeşir (öğütülmemiş) yer almaktadır. Diğer potaslı mineral / kimyasal gübreler ise 425,5 milyon dolar ile değer olarak Ürdün’ün en
fazla ihraç ettiği üçüncü ürün grubu olmuştur. Ürdün– Türkiye 2016 yılı dış ticaret ilişkileri:
Ürdün’ün Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 51,2 milyon dolar ile diğer giyim eşyası; suni/sentetik liften örme gelmektedir. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelinde Ürdün ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin % 78.69’una denk gelmektedir. Ürdün’ün Türkiye’den değer bazında en fazla ithal ettiği ikinci sıradaki ürün ise 21,7milyon dolar ile devamsız poliester (viskoz ipeği liflerinden) olmuştur. Bu değer, Türkiye’nin Ürdün ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin % 13.34’üne karşılık gelmektedir. 14,3 milyon dolar ile diğer yağlar ve müstahzarlar, Ürdün’ün Türkiye’den değer bazında en fazla ithal edilen üçüncü ürün grubu olmuştur. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki toplam ihracat değerinin % 1.34’üne denk gelmektedir. Ürdün’ün Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 59,6 milyon dolar ile azotlu mineral / kimyasal gübreler ve diğer karışımlar yer almaktadır. Bu değer, Ürdün’ün ürün kategorisinde Türkiye’ye ve diğer ülkelere yapmış olduğu ihracatın % 48.03’üne denk gelmektedir. Ürdün’ün Türkiye’ye ihraç ettiği ürünler arasında değer bazında ikinci sırada 2,2 milyon dolar ile tedavide / korunmada kullanılmak üzere karıştırılmış diğer ilaçlar (dozlandırılmamış) yer almaktadır. Bu değer, Ürdün’ün bu ürün özelinde yapmış olduğu toplam ihracatın % 0.95’ine denk gelmektedir. Şişe, kutu vb. doldurma, kapsülleme, içecekleri gazlandırma makineleri ise 1,7 milyon dolar ile değer bazında Ürdün’ün Türkiye’ye en fazla ihraç ettiği üçüncü ürün grubu olmuştur. Bu değer, Ürdün’ün ürün kategorisi özelinde yaptığı toplam ihracatın %45.64’üne denk gelmektedir. Yukarıda yer verilen çalışmada 2016 yılına ait veriler kullanılmıştır. İhracat verileri CIF, İthalat verileri ise FOB değerleri üzerinden hesaplanmıştır.
7
YIL: 20 | SAYI: 344 | 24 Aralık 2017 - 6 Ocak 2018 | www.mtso.org.tr
10 No’lu Komite tüp depolama alanı istiyor
M Eşref Akdoğan
MTSO 10 No’lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağ ve Enerji Meslek Komitesi Başkanı
Mersin’de tüp depolama alanı bulunmaması hem tüplerin çalışması riskini beraberinde getiriyor hem de çevre güvenliğini tehdit ediyor. 20 bin metrekarelik bir alan tahsis edilmesi tüm sorunu çözecektir.
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 10 No’lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağ ve Enerji Meslek Komitesi Başkanı Eşref Akdoğan Mersin’de tüp depola alanı bulunmamasının sıkıntılarını yaşadıklarını söyledi. Komite bünyesinde akaryakıt, LPG, Madeni Yağ satıcıları ile Enerji sektöründe faaliyet gösteren firmaların bulunduğunu anlatan 10 No’lu Komite Başkanı Eşref Akdoğan, ilk olarak tüp satıcılarının sorunlarına değindi. Mersin’in merkezinde Tarsus’ta olduğu gibi tüpleri depolayacak uygun bir alan bulunmaması nedeniyle karşılaştıkları sorunları anlatan Akdoğan, Büyükşehir Belediyesi’nden bu konuda çözüm istediklerini dile getirdi. “Mevcut durumda tek tek satıcıların kendisine depo oluşturması imkansız bu nedenle herkes tüpünü dükkanının önünde tutmak durumunda kalıyor” diyen Akdoğan, “Böylesi bir uygulama hem ürünlerin çalınma riskini beraberinde getiriyor hem de çevre güvenliğini tehdit ediyor” değerlendirmesini yaptı. Sektör temsilcilerine yaklaşık 20 bin metrekarelik bir alan tahsis edilmesinin tüm sorunları çözümleyeceğine dikkat çeken Akdoğan, bu uygulama sonunda daha düzenli satış alanlarının oluşabileceğini söyledi. Sektörde satışların giderek azaldığına da değinen Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüp satışları her geçen gün azalıyor. Bunun paralelinde dükkanlar kapanıyor, çalışan sayılarımız azalıyor. Pazarın her yıl yaklaşık yüzde 5-10 arasında daraldığını söyleyebilirim. 5 yıldan bu yana kent nüfusu artmasına rağmen doğalgazın kentimizdeki kullanımının başlaması tüp satışlarını azalttı. Aynı zamanda dövize bağlı olarak tüp fiyatlarının artması, doğal gaz kullanmayanları da
elektrik kullanımına yönlendirdi.” “Denetimler artırılmalı”
Denetimsizlikten kaynaklanan sorunlar yaşandığına da dikkat çeken Eşref Akdoğan, şu bilgileri verdi: “Bayi denetimleri için bir ekip oluşturulmuş durumda. Bu ekip içinde Emniyetten, Zabıtadan, Sanayi İl Müdürlüğünden, Maliyeden, Jandarmadan temsilciler yer alıyor. Bu ekipler normal şartlar altında ağırlıklı olarak merdivenaltı, ruhsatsız çalışan yerleri denetlemesi gerekirken, belli başlı, düzgün çalışan firmalara denetimde öncelik veriliyor. Biz denetimin mutlaka gerekli olduğu ve artırılması gerektiği düşüncesindeyiz. Ancak bu denetimin yalnızca belli başlı firmalara yapılmasına karşıyız.” “Hafta tatili ruhsat harçlarının kaldırılmasını bekliyoruz”
Akaryakıt sektöründe de önemli sorunlar bulunduğuna dikkat çekerek yıllardır Belediyelere ödenen hafta tatili ruhsat harçlarının getirdiği sıkıntılara değinen Eşref Akdoğan, omuzlarına önemli bir yük bindiren bu mali yükün sona ermesi adına yaptıkları çalışmaları anlattı. Cumartesi-Pazar günleri çalışan akaryakıt istasyonlarının belediyelere ruhsat kapsamında belirli miktarlarda ödeme yaptığını, ancak belediyelerin inisiyatifleri doğrultusunda bazı şehirlerde bu ödemeleri almadığını kaydeden Akdoğan, sorunun çözümü için yaptıkları girişimlerden sonuç alamadıklarını söyledi. Bunun üzerine Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) ile temasa geçtiklerini dile getiren Akdoğan, TABGİS’in girişimleri sonucunda ortaya çıkan kararı ise şöyle özetledi:
“Temmuz ayında yürürlüğe giren Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla birlikte 394 Sayılı Kanun kaldırılmış ve ayrıca Belediye Gelirleri Kanunu’ndan da hafta tatili harcı çıkarılmıştır. Ancak, Buna rağmen bazı illerde Belediyelerin uygulamayı devam ettirmesi üzerine, TABGİS tarafından kanuna aykırı bu durumun düzeltilmesi için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı nezdinde girişimde bulunulmuş ve konu İçişleri Bakanlığı’na İntikal etmiştir. Yapılan ısrarlı çalışmalar sonucunda İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nden gönderilen ve TABGİS’e ulaşan yazıyla tüm çelişkiler ortadan kalkarak uygulamanın bitirildiği açıklığa kavuşmuştur. Gelen yazıda ilgili kanunlarda yapılan değişiklikler neticesinde, 394 Sayılı Hafta Tatili Kanunu ve Hafta Tatili Ruhsat Harcı’nın kaldırıldığı, böylece akaryakıt ve LPG istasyonları için belediyelerden alınan Hafta Tatili Ruhsatı uygulamasının sona erdiğinin değerlendirildiği bildirilmiştir.” Akdoğan, çıkan bu kararla gerekli girişimlerde bulanacaklarını ve önümüzdeki yıl yaşadıkları sorunun ortadan kalmasını, zorlu rekabet koşullarında kendilerine destek olunmasını beklediklerini söyledi. “Satışlarımız arttı ama karlılıklarımız azaldı”
Nasıl bir 2017 yılını geride bıraktıklarına da değinen Eşref Akdoğan, akaryakıt sektöründeki satışların artmasına rağmen karlılıkların azalması nedeniyle istedikleri gibi verimli bir yıl geçiremediklerini bildirdi. 2018’in ise daha sıkıntılı geçebileceğini
kaydeden Akdoğan bunun sebeplerini şöyle özetledi: “2018 yılında başlayacak bir takım yeni uygulamaların bize daha fazla mali yük getireceğini şimdiden görebiliyoruz. Örneğin tüm akaryakıt istasyonlarında Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurulması zorunluluğu geldi. Bu uygulama iki açıdan sıkıntı getirecek. İlki LPG Sorumlu Müdürü çalıştırılması, Ortak Sağlık Kuruluşlarından hizmet alınması gibi zorunluluklarla gelen mali yükümüz yeni bir istihdam kalemiyle daha da artacak. Ama bundan daha da önemlisi talep edilen tehlikeli madde güvenlik danışmanının bulunması noktasında sıkıntı yaşanacak. Bildiğim kadarıyla bir danışmanın aynı anda 3-4 istasyondan sorumlu olması gerekirken mevcut durumda o kadar fazla danışman bulunmaması nedeniyle bir danışman 15-20 istasyondan sorumlu olmak zorunda. Bu noktada sağlıklı bir hizmet alabilmek mümkün olmayacak.” Kredi maliyetlerinin artması nedeniyle kredi kartlarındaki komisyon oranlarında yaşanan yüzde 100’e yakın artışların da 2018 için olumsuz sinyaller verdiğine değinen Akdoğan, Mersin’in araç sayısı bakımından Türkiye’de üst sıralarda olması nedeniyle tüm bu olumsuzluklara rağmen satışlarının iyi gidebildiğini ancak sektör temsilcilerinin kazanmayarak iyi bir yıl geçiremeyeceğine inandığını söyledi. Sektör temsilcilerine tavsiyelerde de bulunan Akdoğan, “Mutlaka akaryakıt istasyonlarının her metrekaresi akaryakıt dışı gelir getirecek yeni çalışma alanları ile değerlendirilmeli. Yıllardır marketlere ağırlık veriliyor. Artık bu hizmetler çeşitlendirilmeli. Fark yaratan, farklı uygulamalara gidenin daha fazla kazanacağı dönemler yaşanıyor” değerlendirmesini yaptı.
13 No’lu Komite, ‘Otomotiv Köyü’ kurma hedefinde
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarım Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kisin Komite olarak yürüttükleri Otomobil Köyü çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yaklaşık 400 dönüm alan üzerine Otomobil Köyü kurmak istediklerini kaydeden Kisin, bu projelerini hayata geçirebilmek için Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 1/5.000’lik planları çıkarmasını beklediklerini anlattı. İlgili kurumlarla arazi tahsisi için görüştüklerine değinen Kisin, tahsis yapılması halinde 18 ay içinde projeyi bitirebileceklerini söyledi. Köy içerisinde sıfır ve ikinci el araç satışları yapılacağını dile getiren Kisin, “Aynı zamanda noterden bankaya, eğitim salonlarından, test sürüş alanlarına, botanik bahçesinden postaneye, lastikçiye, çocuk oyun parkından sosyal donatılara kadar ihtiyaç duyulabilecek her birimin bu köyde yer almasını planlıyoruz” diye konuştu. Otomobil Köyü’nün yanı sıra kentin küçük sanayi sitelerine ihtiyacı olduğuna da dikkat çeken Kisin, “Sanayi siteleri organize sanayi bölgelerinin fidanlığıdır. Kentimizde küçük sanayi sitelerine ve galericiler sitelerine de acil ihtiyaç vardır. Bu konuda da duyarlılık gösterilmesini bekliyoruz” diye konuştu.
“Ara eleman bulmakta zorlanıyoruz”
Ardından sektörün sorunlarına değinen Kisin, en büyük sorunu ara elaman bulma noktasında yaşadıklarını anlattı. Özellikle mekanik ve kaportada kalifiye elaman bulamadıklarını dile getiren Kisin, bu noktada endüstri meslek liselerinden daha fazla yardım talep ettiklerini bildirdi. Ayrıca Mesleki Yeterlilik Belgelerinin de ciddi bir sorun olarak karşılarına çıktığını vurgulayan Kisin şunları söyledi: “Personel bulmakta sıkıntı çekmemizin yanı sıra mevcut perso-
MTSO 7
CMYK
nelimizi de kaybetme noktasındayız. Mesleki Yeterlilik Belgesi alınma zorunluluğu personelimizi rahatsız etmeye başladı. Çalışanlarımız arasında yıllardır yanımızda olup çocuk yaşta bu işe başlayıp, okuma yazma bilmeyenler var. Bu kişilerin sınava girip başarılı olup da belge alması mümkün değil, çünkü okuması yazması yok. Bizim talebimiz en az 5 yıldır sigortalı olup aynı işyerinde çalışan kişilere belgelerin doğrudan verilmesi ve bundan sonrasında işe başlayacak kişilerin sınava tabi tutulması yönündedir. Aksi halde bırakın personel sorununu çözmeyi, sorunumuzu daha da büyüteceğiz.” “İşverenin belgelenmesi sektöre kalite getirir”
Çalışanların yanı sıra işverenin de belge alma zorunluluğu olacağını hatırlatan Mehmet Kisin, Türkiye’deki sıfır ve ikinci el satış yapan kurumlar için meslek tanımı yapıldığını, ilgili sınavlara girip sertifikası olan işverenin otomobil satışı yapabileceğini söyledi. Bu durumun mesleğe bir düzen ve standart getireceğini vurgulayan Kisin, önümüzdeki yıl bu uygulamanın başlamasını beklediklerini ifade etti. Bu sayede kayıt dışılığın önüne geçileceğine de dikkat çeken Kisin, “Yeni uygulamadan müşterilerimizin de memnun olacağı düşüncesindeyiz. Çünkü yeni uygulama ile herkes sattığı aracın arkasında olacak. Örneğin aldığınız araba 3 ay içinde arıza yapacak olursa satış yapan bayilerin tümü ürününün arkasında durup tamiratını yaptırmak zorunda olacak. Mevcut durumda ise kayıt altında olmayan satıcılardan alınan araçlar için aynı durum söz konusu değil” değerlendirmesini yaptı. “Kiralama pazarı giderek büyüyor”
Otomobil sektörünün nasıl bir yılı geride bıraktığına da değinen Mehmet Kisin, 2017’nin diğer yıllardan çok farklı geçmediğini ifade
etti. Son 4-5 yıldır sektördeki büyüme grafiğinin yatay yönde seyrettiğini kaydeden Kisin şunları söyledi: “Bayilerimizin satışlarında artıştan da azalıştan da bahsetmek zor. Ancak bu yıl sektöre bir takım yenilikler de geldi. Yapılan vergisel değişiklikler, yılın sonunda yapılan taşıt pulu ile ilgili değişiklikler ve 2017 yılı içindeki dövizde yaşanan değişimin yansımalarını 2018’de göreceğiz.” 2017 yılında banka kredi faizlerindeki artışları da değerlendiren Kisin, bu artışlarla birlikte sektörde bireysel müşteriye perakende otomobil satışlarının azaldığını anlattı. Her geçen gün kiralama sisteminin geliştiğini belirten Kisin, tabloyu rakamlarla şöyle anlattı: “Geçmiş yıllarda toplam otomobil kullanım oranları içerisinde yüzde 75’lik oranlarla otomobil satın almaları ön plandayken bu oran 2017’de yüzde 40 kiralama, yüzde 60 satış bandına geldi. Önümüzdeki yıllarda beklentimiz kiralama pazarının toplam pazarın yüzde 75’ine ulaşmasıdır. Çünkü mevcut durumda Avrupa’daki oranlar bu seviyelerdedir.” “Merdiven altı onarımlar hayatımızı tehlikeye atıyor”
Kiralamanın gelişmesinin bir takım sıkıntıları beraberinde getirdiğine değinen Mehmet Kisin, şu değerlendirmeyi yaptı: “Öncelikle kiralamak adına filo kuran firmalar servis noktasında mümkün olan en uygun fiyatlı hizmeti tercih ediyor. Bu durumda merdiven altı çalışan, en ucuz fiyatı veren servisler öne çıkıyor. Araçların mevcut standartları da aşağı çekiliyor çünkü standarda aykırı uygulamalar yapılıyor. En basit örneği vermek gerekirse orijinal farı değiştirmek yerine kırılan far yapıştırılıp boyanıp yerine takılıyor. Ertesi gün araç ani bir fren yaptığında far ayar tutmuyor ve yerinden fırlıyor. Yollardaki tehlikeler de artıyor.”
“Doluda yaşanan zararın telafi süreci devam ediyor”
Mersinde geçtiğimiz aylarda yaşanan dolu felaketinin yaralarının sarılmasına devam edildiğini de anlatan Mehmet Kisin, “Öncelikle zarar görenlere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi. Sigorta şirketleri, araç sahipleri, servislerle görüşüp bilgi aldıklarını kaydeden Kisin, “3 bin 500 – 4 bin aracı birden onarmak bizim imkanlarımızla zor olacağı için çevre illerden, hatta yurt dışından dolu onarımıyla ilgili uzman ekiplerle belli bir disiplin ve koordineyle çalışmalarımızı başlattık. Onarımlarımız halen servislerde devam etmekte. Ayrıca bu oranlar bize kaskolu, sigortalı olmanın çok doğru bir karar olduğunu da bir kez daha göstermiştir” dedi. “Trafik kurallarına dikkat edilmeli”
Komite olarak bir tespitlerinin de trafik kurallarına yönelik olduğunu dile getiren Kisin, “Maddi ve manevi trafik kazalarında Türkiye’nin dünyada ilk sıralarda yer aldığını söyleyebilirim. Ehliyet sınavlarına hazırlanırken anlatılan motor nedir? Marş nedir? Şarj nedir gibi tamircilerin bilmesi gereken konular yerine trafik kuralları, trafik ışığı olmayan kavşaklarda geçiş üstünlüğü, yol çizgileri gibi detayların üzerinde daha fazla durulması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. “Kanun işvereni de korumalı”
Son olarak İş Mahkemelerinin işverenin haklarını korumaması noktasında yaşadıkları sıkıntılara değinen Kisin, sözlerini, “Biz pozitif ayırımcılık istemiyoruz ama kanunun, adaletin işverenin haklarını da korumasını istiyoruz. Günümüz ekonomik şartlarında işveren üzerindeki sabit maliyetler ve değişkenler her geçen gün artmaktadır. Buna bir de hak etmediğimiz halde işçiler üzerinden çıkan mali yükün eklenmesini doğru bulmuyoruz” diye tamamladı.
Mehmet Kisin
MTSO 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarım Meslek Komitesi Başkanı
Geçmiş yıllarda toplam otomobil kullanım oranları içerisinde yüzde 75’lik oranlarla otomobil satın almaları ön plandayken bu oran 2017 yılında yüzde 40 kiralama, yüzde 60 satış bandına geldi. Önümüzdeki yıllarda beklentimiz kiralama pazarının toplam pazarın yüzde 75’ine ulaşmasıdır.
8
YIL: 20 | SAYI: 344 | 24 Aralık 2017 - 6 Ocak 2018 | www.mtso.org.tr
RÖPORTAJ
Yarışmalara katılım, Türkiye’nin adının duyulması adına önemli
Rona Yırcalı
Dünya Odalar Federasyonu Şeref Başkanı
Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Şeref Başkanı Rona Yırcalı, Türkiye’deki Oda ve Borsaların Dünya Odalar Federasyonu, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) gibi uluslararası oluşumlarda ya da bu oluşumlar tarafından düzenlenen organizasyonlarda daha aktif görev alması gerektiğini söyledi.
U
zun seneler Balıkesir Sanayi Odası’nda kurucu başkan olarak başkanlık görevini yürütmesi sonrasında Sanayi Konseyi Üyeliği, Yönetim Kurulu Üyeliği, Yönetim Kurulu Muhasip Üyeliği, Başkan Yardımcılığı ve Başkanlığı da dahil olmak üzere TOBB’un çeşitli kademelerinde görev alan Yırcalı şu anda DEİK’te İcra Kurulu Üyeliği görevine devam ediyor. Geçmiş yıllarda bu kurumun başkanlığını da yapmış olan Yırcalı, yurtdışında Türkiye adına üstlendiği görevlerle de dikkat çekiyor. WCF eski Başkanı ve mevcut Şeref Başkanı olarak çalışmalarını yürüten Yırcalı, Oda ve Borsa başkanlarının uluslararası arenada daha aktif görev almalarının önemini anlatıyor. Özellikle WCF tarafından her iki yılda bir düzenlenen kongrelere katılımın ve bu kongreler sırasında düzenlenen yarışmalara projelerle dahil olmanın ülke tanıtımına büyük katkılar sağladığını vurgulayan Yırcalı ile WCF’nin çalışmaları ile Türk Oda ve Borsalarının neler yapması gerektiğini konuştuk.
çalışır. Tüm dünyadaki Odaların dağılımı göz önüne alınarak ülkelere ve kıtalara eşit temsil sağlanmasına çalışılmaktadır. WCF aynı zamanda Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) ile de birlikte çalışır. ICC’nin ülke teşkilatlarının yanında dünyadaki Oda teşkilatlarını da çalıştırır. Dünyada ve her ülkedeki Oda, bugün çok önem kazanmıştır. Hatta ICC’nin milli komitelerinden daha fazla önem kazanmıştır. Dolayısıyla Odaların çalışmaları gittikçe daha fazla ağırlık kazanmakta ve öne çıkmaktadır. Hem uluslararası hem ulusal kuruluşlar hem de daha önemlisi her ülkedeki SME’ler (KOBİ) Odaların bir parçasıdır. SME’ler de her ülkede çok önemli olmalarından dolayı Odaların çalışmalarının daha da önemli olduğunu gittikçe görmekteyiz.
MTSO Haber: Dünya Odalar Federasyonu hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
ICC Türkiye Milli Komitesi ülkemizde TOBB’un başkanlığında yürütülmektedir. Buraya üye olunması halinde Türkiye’deki toplantılarına ve Paris merkezindeki toplantılara katılıp temsilci olunur. Oranın yaptığı çalışmalardan yayınlarından faydalanıldığı gibi ICC’nin çalışmaları da buradaki Milli Komite Teşkilatı aracılığıyla takip edilebilir. Milli Komite Teşkilatı burada Ankara’da TOBB’un binasında ve bünyesinde hizmet vermektedir. Üyelik için TOBB ile direk temasa geçilebilir.
Dünya Odalar Federasyonu dünyadaki Oda ve Borsaların üst kuruluşu olarak hareket eder. Bugün 140 civarında ülkedeki Oda ve Borsaların gerek ülkedeki Odalar Birliği’nin gerekse Federasyonlarının üzerindeki bir şemsiye kuruluştur. Bunların bir başkanlık divanı, bir yönetim kurulu bir de konseyi vardır. Konseyler senede 1-2 kez, yönetim kurulları 4 kez civarında toplanır. Başkanlık divanı ise gerekli görüldüğü takdirde bir araya gelir. Başkanlık divanı; başkan, şeref başkanı, başkan yardımcısı ve genel sekreterden oluşur. Yönetim Kurulu da yine başkan, şeref başkanı, 1. başkan yardımcısı ve diğer başkan yardımcıları ile genel sekreterden oluşur. Başkan iki dönemde 3’er sene başkanlık yapabilir. Sonrasında başkan yardımcısı onun yerine geçer. Konsey üyeleri de 3’er senelik periyotlarla
MTSO Haber: ICC Türkiye’ye üye olmanın şartları ve getirdiği üyelik avantajları hakkında bilgi verir misiniz?
MTSO Haber: Dünya Odalar Federasyonu içinde Türkiye’nin rolünü ve diğer ülkelerle karşılaştırıldığında etkinliğini anlatır mısınız?
Bir kez şunu hemen söylemeli. Türkiye, Dünya Odalar Federasyonu’nda hem ICC de hem de Dünya Odalar Federasyonu’nda önemli yer tutmuştur ve hala aktivitelerinde önemli yer almaktadır. Rahmi Koç ICC’nin Başkanlığını yüklenmiş ve başarıyla yürütmüştür ve uzun seneler de ICC camiasında
hizmet vermiştir. Ben Rona Yırcalı olarak da gerek ICC İş Konseyi’nde, Dünya Konseyi’nde gerekse ICC’nin Finans Komisyonu’nda uzun yıllar Türkiye’yi temsil ettim. Aynı zamanda Dünya Odalar Federasyonu’nun başkan yardımcılığı ve başkanlığını, şimdi de şeref başkanlığını yürütmekteyim. Dolayısıyla Türkiye hem temsil bakımından hem de teşkilattaki yeri bakımından önemli mesafeler almıştır. Bu ayrıcalıklı yerini korumaktadır ve özellikle de WCF içindeki ağırlığını hissettirmeye devam ettirmektedir. Türkiye etkin rol oynadığı kadar bu kurumlardan etkin olarak yararlanmayı da ihmal etmemelidir. ICC Türkiye Milli Komitesi’nin yaptığı çalışmalarda tabiatı ile yer alınabilir. Burada eğitim çalışmaları olduğu gibi dünyadaki uluslararası ticarette ve uluslararası ekonomik ilişkilerdeki son durumları değerlendiren raporlar da yayınlamaktadır. Uluslararası ticaretteki kontratlardaki değişiklikler, bankacılık sistemindeki değişiklikler gibi son zamanlarda BM’de daimi temsilci yetkisi de alan tek uluslararası kuruluş olmalarından dolayı oradaki gelişmeleri de öğrenmek ve bunlara göre iş hayatımızı ayarlamak bakımından takip edilmesinde büyük fayda olduğunu ifade etmek istiyorum. MTSO Haber: Türkiye’nin WCF’deki etkinliğini korumak adına önümüzdeki süreçte ne yapmalı?
Türkiye mevcut durumda bu kurumda ağırlığını koymuştur ve devam ettirmektedir. Bundan sonrasında bizlerin, Rahmi Koç gibi insanların benim gibi diğer vazife alan kişilerin toplantılara katılması, fikir teatisinde bulunması, raporlarda yer alması devam edecektir. Bu çalışmalar daha da genişletilebilir ve bundan sonra da vazife alacak arkadaşların bizlerin tecrübesinden faydalanarak bu konuları daha ileri götüreceğinden eminim. Türkiye aynı zamanda ICC içinde de önemli bir yer almaktadır.
BTK ile Mersin’in ticari gücü artacak
B
akü Tiflis Kars (BTK) Demir İpek Yolu Hattı ile Avrupa ve Asya arasında demiryolu seyahat süresi 15 güne inmekte, demiryolu hattı ile birlikte Avrupa – Çin arası taşımacılık yolu 7 bin km kısalmaktadır. Bu durumun Mersin’in ticari gücünü de artırması beklenmektedir. BTK treninin Mersin varışlı ilk seferini gerçekleştirmesi sonrasında bu hattın kent ticaretine, lojistiğine katkılarını içeren bir araştırma yapıldı. Asya-Avrupa arasında Türkiye üzerinden geçecek potansiyel taşıma hacminden artması beklenen Türkiye ile Çin ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki ticaret hacmine kadar birçok detay bu araştırmada yer aldı. Araştırma sonuçları şöyle: “Bugüne kadar, BTK Treni ile ilkinde 15 vagonda 30 adet konteyner, ikinci seferinde ise 12 vagonla 24 adet konteynerle Mersin7e hububat ürünü getirmiş, bir adetlik gidiş seferinde ise 13 vagonda 26 adet konteynerle tarım ürünleri ve kimya sanayine ait yükler götürülmüştür. Halen, 2. ihracat treni hazırlanmakta olup, bu trenle de 19 adet tarım ve sanayi ürünü bulunan 38 adet konteynerin sevki yapılacaktır. Demir İpek Yolu Hattı olarak isimlendirilmekte olan bu hat, önemli oranda zaman
MTSO 8
CMYK
ve fiyat avantajı yaratmaktadır. Halen, Türkiye’nin ilerisindeki ülkelerle bir takım altyapı detayları görüşülüyor olmakla beraber, şu an itibarıyla Mersin’den 1356 km’lik Gürcistan aktarma merkezine kadar 20’lik bir konteynerin taşıma fiyatı 450 dolardır. Bugüne kadar giden ve gelen trenler bu mesafeyi planlandığı şekilde 40 saatte kat etmiştir. “Zaman ve fiyat avantajları sağlanacak”
BTK Hattında çalışan trenler Türkiye – Gürcistan arasındaki sınır garı Ahılkelek’e kadar geniş hatta gelmekte, buradan sonra Avrupa standardı olan hatla Türkiye’ye devam etmektedir. Tren bir gün önce Ahılkelek’te Azerbaycan Demiryolu vagonlarından teslim alınıp, Türk vagonlarına aktarılmaktadır. Şimdiye kadar yapılan taşımalarda Ahılkelek’te yapılan aktarma ve Kars’ta yapılan gümrük işlemleri hızlı ve sorunsuz işlemiştir. Kazakistan’dan Türkiye’ye kadar yaklaşık 4 bin 695 km’lik mesafedeki yükler güvenli ve akıcı bir şekilde Mersin’e gelebilmiştir. BTK Hattı ile uzak destinasyonlarda da taşımacılık yapılabilecek ve Çin’in Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanmasında; zaman, fiyat ve iklim açısından, öteki alternatif par-
kurlara göre bu hattın daha avantajlı olması beklenmektedir. Nitekim, gelen giden trenler, bu hat üzerinden Mersin’den Bakü’ye 80 saatte, Kurik ve Türkmenbaşı limanlarına 100 saatte, Kazakistan’da Astana’ya ise 180 saatte ulaşılabilmiştir. Ayrıca bu proje Çin’den gelen ithalat mallarının Avrupa’ya transit taşınması için de önemli zaman ve maliyet avantajı sağlayacaktır. Bu bağlamda Mersin’de transit olarak adlandırılan bu taşımacılığın en önemli lokomotifi olacaktır. Yani Çin’den gelen malların Avrupa’ya transferi Mersin Limanı üzerinden yapılabilecektir. Liman bağlantısı nedeniyle bu projede ayrı bir yeri olan Mersin, ithalat ve ihracata ilave olarak demiryolu bağlantısı ile Liman üzerinden Akdeniz’in kuzeyindeki limanlara geçiş özelliğine de sahiptir. “Çin pazarına ulaşımda önemli bir güzergah”
BTK Demir İpek Yolu Hattı, özellikle dünya ticaretinde önemi giderek artan Çin pazarına ulaşımda önemli bir güzergahtır. Yapılan ikili anlaşmalarla birçok ülke, bu parkura entegre olmaya çalışmakta, Türkiye de, Çin – Merkez ve Batı Asya koridoru üzerinde Azerbaycan ve Gürcistan’la beraber kurduğu
MTSO Haber: Milletlerarası Ticaret Odası ve Dünya Odalar Federasyonu tarafından düzenlenen Dünya Odalar Yarışması hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Bu yarışmanın Türkiye’de faaliyet gösteren Oda ve Borsaların projelerinin dünyada tanıtımına ne yönde katkıları bulunmaktadır?
Dünya Odalar Federasyonu tarafından her iki senede bir farklı bir kıta ve ülkede kongre düzenlenmektedir. Bu sene düzenleme yerimiz Avustralya’nın Sydney şehriydi. 2 sene sonra 2019’da Rio’da yapılacak. Bu kongreler içerisinde yer alan önemli organizasyonlardan birisi de yarışmalar. Bu yarışmalar tüm dünyadaki Oda ve Borsalara açık olarak gerçekleşiyor. Kongreler yaklaşırken Odalarımıza yazılar gidiyor. Bu yazıda yarışmanın düzenleneceği 4 ya da 5 kategori ilan ediliyor. Odalar, bu kategorilerde yapacakları projeleri ya da yaptıkları ve sonuç aldıkları projeleri göndererek istediği alana katılabiliyor. Bu kategorilerdeki yarışmacılar arasından 5 yarışmacı Oda finalist olarak seçiliyor. Bunların arasından kongre sırasında yaptıkları tanıtımlara göre de bir kazanan Oda seçiliyor. Kazanan Oda kongrenin kapanış gala yemeğinde ödülünü alıyor. Dolayısıyla yarışma tüm Odalara açıktır. Birçok Türk Oda ve Borsası bugüne kadar çeşitli kategorilerde bu yarışmaya katılmışlardır ve birçok Türk Odası da birinci gelmiş ve ödül almıştır. Ben de uzun senelerdir hem WCF’in başkanlığını yaptım bu arada bu yarışmanın da jüri ve organizasyon başkanıydım. Şimdi şeref başkanlığını sürdürürken yine jüri komitesinin ve organizasyonun başkanlığını yürütmekteyim. Buradaki Türk Odalarını ve arkadaşlarımızı bu konuda daha aktif olmaya davet ediyorum. Projelerini, özellikle sonuç aldıkları projelerini hayata geçirerek buradaki yarışmaya iştirak etmelerinde Türkiye’nin adının duyulması bakımından da çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. MTSO Haber: Hem Türkiye’de hem de yurtdışında özel sektörü temsil eden çatı kuruluşlarda önemli görevler almış ve dolayısıyla dünya genelinde iş dünyasının dinamiklerini çok iyi analiz edebilen bir işadamı olarak Mersin iş dünyasına iletmek istediğiniz öneriler neler?
Uzun seneler Balıkesir Sanayi Odası’nda kurucu başkan olarak başkanlık görevini yürüttüm. Aynı zamanda Sanayi Konseyi Üyeliği, Yönetim Kurulu Üyeliği, Yönetim Kurulu Muhasip Üyeliği, Başkan Yardımcılığı ve Başkanlığı da dahil olmak üzere TOBB’un çeşitli kademelerinde görev aldım. Şu anda DEİK’te İcra Kurulu Üyeliğini yürüttüğüm gibi aynı zamanında başkanlığını da yapmıştım. Bir değer yandan ise Dünya Odalar Federasyonu eski Başkanıyım ve şu anda da Şeref Başkanı olarak vazifemi yürütüyorum. Yıllardır Odalar camiasında hizmet verdim ve Odaları, ülkemizi yurtdışında da temsil etmiş bir arkadaşınız olarak her ildeki Odamızın tabi bunun içinde Mersin Oda ve Borsaları da dahil olmak üzere aktif olmalarını, yalnız seçilmek için değil, seçildikten sonra da bu vazifelerini ellerinden geldiği en iyi şekilde yürütmek için çaba sarf etmelerini arzu ederim. Özellikle ülkemizin olduğu kadar Akdeniz’in de önemli bir limanı olan, gittikçe genişleyen, ticaret, sanayi, tarım, ticaret gibi her türlü ekonomik yapının içinde olan, Türkiye’nin ekonomisinde önemli yeri olan Mersin’in Oda ve Borsalardaki liderlerin Dünya Odalar Federasyonu’na bugüne kadar gösterdikleri önemi bundan sonra da artırarak sürdürmelerini istiyorum. Bunda çok fayda olacaktır. Dünyadaki konjonktür içinde Türkiye’nin temsili bakımından eksiklerinin giderilmesi gerektiğini hep birlikte biliyoruz. Dolayısıyla bu konuda da aktif olarak çalışmasının, tüm Türkiye’nin olduğu gibi Mersin’in de buna katkıda bulanmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Bu vazifelerim devam ettikçe Mersin Oda ve Borsaları için her türlü girişimde bulunmaya hazır olduğumu da belirtmek istiyorum.
birliktelikle orta koridor olarak adlandırılan bu parkurun diğerlerine göre zaman, fiyat ve iklim açısından avantajını öne çıkarmaktadır. “Türkiye’de demiryolu standardının yükselmesi ve boğaz geçişlerinde Marmaray’ın geceleri yük trafiğine açılacak olması, Türkiye üzerinden Avrupa’ya erişimi umutlu hale getiriyor. Özellikle Avrupa ile Asya arası transit taşımalarda Türkiye ve beraberinde
Mersin önemli bir merkez olarak görülüyor. BTK Demir İpek Yolu Hattı’nın ilk etapta yılda 1 milyon yolcu, 6,5 milyon ton yük kapasitesine sahip olacağı ve 2034’te 3 milyon yolcu ile 17 milyon ton yük taşınacağı tahmin edilmektedir. Bu hat ile Avrupa ve Asya arasında demiryolu seyahat süresi 15 güne inmekte, demiryolu hattı ile birlikte Avrupa – Çin arası taşımacılık yolu 7 bin km kısalmaktadır.