Bilim, gençlerin fikirleriyle şekilleniyor
MTSO’dan ‘Engelsiz Sanat’a destek
Kızıltan: “Anneler Günü kutlu olsun”
>2’de
>2’de
>2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
Üç sorun, üç çare; Üretim, ihracat, istihdam… Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: | YIL: 20 17 | SAYI: | SAYI: 353298 | 13| 6-19 - 26 Mayıs ARALIK 2018 2015
29 No’lu komite sektöre yeni bir soluk getirme hedefinde
Turgay Demirtaş
MTSO 29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı
M
TSO 29 No’lu Komite Başkanı Turgay Demirtaş, yeni dönemde önceliklerinin birlik ve beraberliği sağlamak olacağını vurguladı. Demirtaş, birliğin sağlanmasıhalindehemsektörünkalitesinin artacağına hem de kentte medyaya bakış açısının değişeceğine inandığını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Turgay Demirtaş, seçimler sonrasında 4 yıl için sektörü temsil etmek adına görev aldıklarını belirterek yeni dönemde yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı. Bu yıl içinde Komite Başkanlığı
Gastronomi Turizminin Yükselen Destinasyonu
görevine seçilmesi yanında aynı anda Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’na seçildiğini de kaydeden Demirtaş, bir taraftan sektör adına yapmayı planladığı çalışmalara değinirken diğer taraftan sektör sorunlarını ve çözüm önerilerini sıraladı. Basın-Yayın sektöründe Mersin’in oldukça ileri seviyede olduğunu kaydeden Demirtaş, komite bünyesindeki diğer sektörlerden reklamcılığın güçlü olduğunu, matbaacılıkta ofset baskılara geçildiğini, eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılayan kitap kırtasiye işletmelerinin mevcut hizmetlerini en iyi şekilde vermeye devam ettiğini anlattı. > 7’de
Makine sanayicileri güçlü sinerji oluşturma hedefinde
Akar Tülücü
Deniz, güneş, kum turizminin yanı sıra inanç turizmi, alternatif sporlar ya da yayla turizmi gibi farklı alanlarda da öne çıkan Mersin, gastronomi turizmindeki iddiasını da ortaya koydu. MTSO tarafından hazırlanan ‘Mersin Seni Çağırıyor – Gastronomi’ kısa filmi, Uluslararası İstanbul Turizm Filmleri Festivali’nde gastronomi kategorisindeki en iyi film ödülüne layık görüldü.
MTSO 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Oğuz Akar Tülücü, önümüzdeki süreçte sanayiciler arasındaki iletişimi artırıp güçlü bir sinerji oluşturmayı hedeflediklerini anlattı. Tamamlanan MTSO seçimleri ardından önümüzdeki süreçte yapmayı planladıkları çalışmalar hakkında bilgi veren 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı O. Akar Tülücü, ekip olarak geçen dönemde de görev aldıklarını hatırlatıp, önceliği yarım kalan
çalışmalarını bitirmeye vereceklerini söyledi. Önceki dönemde sanayicilerin sorunlarını belirlediklerini ve bu dönemde ise bu sorunların çözümüne ağırlık vereceklerini vurgulayan Tülücü, ilk olarak sektörel sorunların çözümünü kolaylaştırmak adına branşlaşmaya ağırlık vereceklerini anlattı. Makine Meslek Komitesi içerisinde asansörcüden pompacıya toplam 16 farklı iş kolu bulunduğunu dile getiren Tülücü, her bir iş kolunun ayrı bir uzmanlık alanı olduğunu ve sorunlarının da farklılaştığını belirtti. > 7’de
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından geçen yıl kent turizminin önemli yönlerini çevre illere sosyal medya üzerinden tanıtmak adına hazırlatılan 30’ar saniyelik kısa filmler arasında yer alan ‘Mersin Seni Çağırıyor – Gastronomi Filmi’ katıldığı festivallerde dikkat çekiyor. Uluslararası İstanbul Turizm Filmleri Festivaline katılan film, Oscar ödüllü yapımcıların ve ödüllü yönetmenlerin jüri üyeleri
arasında yer aldığı Festivalde gastronomi dalında en iyi kısa film ödülünü kazandı. Festival Başkanı ve CIFFT Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Can Saraçoğlu Festival sonunda yaptığı değerlendirmede başta ‘Mersin’in Gizemi’ olmak üzere MTSO’nun yapımcılığını üstlendiği diğer tanıtım filmlerin de değinerek, “MTSO tarafından hazırlatılan Mersin tanıtım filmi birçok ülkede
ödüller kazandı. Gösterimlerde yer aldı ve dikkatleri üzerine çekti. MTSO aynı zamanda festivallerde düzenlediği etkinlikler ile de bölgesel ve kültürel değerlerimizi festivaller aracılığı ile Dünyaya tanıtma fırsatı buldu” dedi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise bu tür festivallerin önemli turizm tanıtım etkinlikleri olduğunu vurguladı. Yüksek bütçeli tanıtım kampanyalarına göre festivallerde elde
edilen başarıların kent tanıtımında çok daha etkili olduğuna dikkat çeken Başkan Kızıltan, “Çünkü festivalin en büyük avantajı turizm sektörünün en önemli aktörlerine doğrudan ulaşmasıdır” dedi. Bu filmin de Mersin’in farklı bir yönünü tüm dünyaya gösterdiğini kaydeden Kızıltan, önümüzdeki süreçte gastronomi turizminde de önemli yol kat edileceğine inandığını söyledi. > 3’te
2030 Vizyonu ile Yeni teşvikler, Kazanlı Turizm Bölgesi için biçilmiş kaftan Türkiye’ye fırsat aralayan ülke:
R
esmi Gazetede 28 Nisan 2018 tarihinde yayımlanan ‘Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’ Kazanlı Turizm Bölgesi için biçilmiş
kaftan. Yayımlanan bu karar, 7 bin 500 yatak kapasitesini haiz turizm yatırımları için faiz desteği, vergi indirimleri, KDV iadesi gibi yeni ek teşvik kalemleri içeriyor. > 4’te
TÜBİTAK’ta hedef, bilimsel temelli kalkınma
MTSO’dan ilçelere ziyaret
O S Prof. Dr. Hasan Mandal TÜBİTAK Başkanı
T
ÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Çocuklarımızı geleceğe hazırlarken, gençlerimizin yanında olurken, girişimcilerimizi desteklerken temel amacımız kalkınmamızı bilimsel bir temele oturtma gayretidir” dedi. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, kurumun çalışmaları hakkında bilgi vererek, hedeflerini anlattı. Bilimsel temelli çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Mandal, “Ülkemizde bilim kültürü oluşturması ve yaygınlaştırılması amacıyla yürütülen faaliyetlere
MTSO 1
CMYK
yönelik desteklerin başlangıç yılı olan 2007’den 2017’ye kadar geçen sürede toplam 274,8 milyon TL destek sağladık” dedi. Bu kapsamda bilim merkezlerini yaygınlaştırmak istediklerine değinen Mandal, ülkede bu merkezlerin yıllar içinde sayılarının artmasını hedeflediklerini söyledi. Konya, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Elazığ’da Bilim Merkezleri kurulduğunu bildiren Mandal, Antalya ve Üsküdar’da ise 2018 yılı sonunda bilim merkezlerinin açılmasına yönelik çalışmalara başladıklarını ifade etti. > 8’de
uudi Arabistan’ın petrol gelirine bağımlı ekonomisini değiştirme hedefiyle ortaya koyduğu 2030 Vizyonu başta inşaat, enerji ve turizm sektörleri olmak üzere birçok alanda yatırımcının iştahını kabartıyor. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın açıkladığı 2030 Vizyonunun ana temasını Suudi Arabistan’ın petrol dışındaki kaynaklarının da devreye alınması, ekonomisini çeşitlendirilmesi ile
Alzheimer hastaları destek bekliyor
>2’de
uyumlu farklı yatırım ve üretim fırsatları sunulması oluşturuyor. Bu vizyon çerçevesinde yapılan çalışmalar kapsamında ilk etapta ülkede ciddi bir konut ihtiyacı oluşacağı belirlendi. Suudi Arabistan Konut Bakanlığı’nın tahminlerine göre nüfus beklentileri doğrultusunda 2025 yılına kadar 3 milyon konut açığı oluşacak. Bu tahminler çerçevesinde ülke çapında toplu konut projeleri gerçekleştirilmesi planlanıyor. > 6’da
4. Mersin Kalite Sempozyumu düzenlendi
>2’de
Vergi ve diğer alacaklar yeniden yapılandırıldı
>5’te
da ve Borsa seçimlerinin tamamlanması sonrasında İlçe Odaları ziyaret eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis ve Yönetimi, kent ekonomisinin canlanması, güçlenmesi adına ilçelerle birlikte hareket etmek istiyor. Meclis Başkanı Hamit İzol ziyaretler sonrasında birlik ve beraberlik vurgusu yaparken Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ilçelerin gelişimi için tüm imkanları seferber edeceklerini söyledi. MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ve Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan başkanlığındaki Heyet, ilçe Odaları ziyaret etti. Başkanlara ziyaretlerde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, Sayman Üye Cem Bucuge ve Yönetim Kurulu Üyeleri Nedim İkanç ile Hacı Halil Kürek de eşlik etti. Tüm
gün süren ziyaretlerde Anamur, Mut, Silifke ile Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanları, Yönetim Kurulu Başkanları, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleriyle bir araya gelindi. İlçelerde ynı zamanda Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe ile Mut Belediye Başkanı Nebi Yılmaz da ziyaret edildi. Seçimler sonunda ilçe Odalarda Anamur TSO Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Torunoğlu, Mut TSO Başkanı Gürsel Aydın, Silifke TSO Başkanı Nurettin Kaynar, Erdemli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarı ile Meclis Başkanı Nihat Taner görevlerine devam ederken; Anamur TSO Meclis Başkanı Mehmet Yılmaz, Mut TSO Meclis Başkanı Nebiattin Ata ile Silifke TSO Meclis Başkanı Baki Uysal yeni seçilen isimler oldu. > 3’te
2
YIL: 20 | SAYI: 353 | 13 - 26 Mayıs 2018 | www.mtso.org.tr
Kızıltan: “Anneler Günü kutlu olsun”
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, annelerin, anne aday-
larının ve tüm kadınların Anneler Günü’nü kutladı. Kızıltan mesajında şu ifadelere yer verdi: “Hayatı güzelleştiren, anlamlı kılan en yüce duygu sevgidir. Sevgilerin en üstünü ise karşılıksız olması nedeniyle anne sevgisidir. Kadınlarına ve annelerine gereken değeri vermeyen toplumların, medeniyet yarışında geri kalmaya mahkum olacakları su götürmez bir gerçektir. Ancak, kadınlarımızı sadece annelik görevine de hapsedemeyiz. Kadınlarımız annelik gibi zor bir görevin yanında, elinin hamurunu iş dünyası-
na bulaştırarak ekonominin bereketini artırmışlardır. İsteğimiz, arzumuz iş dünyasındaki kadın girişimci ve çalışan sayısının artması ve toplumun yarısını oluşturan kadınlarımızın bu büyük gücünün ekonomiye katma değer olarak yansımasıdır. Annelere ve kadınlara verilen değer, aile hayatındaki yerleri ve çalışma hayatındaki ağırlıkları toplumların medeniyet ve gelişmişlik seviyeleri açısından gerçekçi göstergeleridir. Bu duygularla tüm annelerin, anne adaylarının ve tüm kadınlarımızın Anneler gününü içtenlikle kutlarım.”
Çukurova Havalimanında üst yapı çalışmaları başlıyor Bilim, gençlerin fikirleriyle şekilleniyor Türkiye’nin en büyük havalimanlarından biri olması
K
Geleceği şekillendirecek bilimsel projeler, Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin TÜBİTAK destekli 4006 Bilim Fuarı’nda sergilendi. Bu yıl 4’ncünsü düzenlenen fuarda, İngilizceden matematiğe, yazılımdan elektrik elektroniğe, gıda sektöründen yenilenebilir enerjiye kadar çeşitli alanlarda yıl boyunca hazırlanan projeler yer aldı.
adri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarı’nın bu yıl 4’ncüsü düzenlendi. Öğrenciler tarafından yıl boyunca hazırlanan 26 proje, katılımcıların beğenisine sunuldu. Fuarın açılışına Mersin Milli Eğitim İlçe Müdürü Mehmet Badas, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Yönetim Kurulu Üyeleri İsa Çani ile Yasemin Taş ve MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş katıldı. Fuarın açılış konuşmasını yapan Kadri Şaman MTSO Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Nural Geyik, bu yıl 4’üncüsünü düzenledikleri Bilim Fuarı’nda
Endüstri 4.0 projelerine de yer verdiklerini söyledi. Öğrencilerin hazırladıkları rüzgar enerjisinden 3D yazıcıya, meyve ve sebzelerin raf ömrünü uzatan yüzde yüz doğal yöntemlerden İngilizce, matematik ve tarih konularını daha kolay anlama metotlarına kadar bir çok dalda proje bulunduğunu belirten Geyik, her birinin ciddi projeler olduğunu ve çok önemsediklerini vurguladı. Kızıltan: “Sorgulayan ve uygulayan nesiller yetiştiriyoruz”
Açılışta konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, öğrencilerin bilim fuarları gibi önemli fuarlar düzenlenmesinden dolaylı gururlandığını ve
umutlandığını söyledi. Özellikle meslek okullarının bilimsel çalışmalar gerçekleştirmesinin gurur verici olduğunu belirten Kızıltan, “Sorgulayan ve uygulayan nesiller yetiştiriyoruz. Gözüken budur. Başta emeği geçen öğrencilerimiz ve öğretmelerimiz olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum” dedi. Açılış konuşmalarının ardından fuara katılan protokol üyeleri, fuarın açılış kurdelesini kesti. Stantları tek tek gezerek öğrencilerden projeleri hakkında bilgi alan protokol üyeleri, daha sonra öğretmen ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
planlanan Çukurova Bölgesel Havalimanı’nda çalışmalar sürüyor.
A
K Parti Mersin İl Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan’ın her aşamasını yakından takip ettiği Çukurova Bölgesel Havalimanı’nda çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Havalimanında alt yapı hemen hemen tamamlanmak üze-
MTSO’dan ‘Engelsiz Sanat’a destek
M 4. Mersin Kalite Sempozyumu düzenlendi
K
Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) ev sahipliğinde, Türkiye Kalite Derneği (KALDER) işbirliğiyle bu yıl 4.’sü gerçekleştirilen Mersin Kalite Sempozyumu, ‘İletişimde Kalite’ temasıyla düzenlendi.
ongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen Sempozyuma Mersin Valisi Ali İhsan Su ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile çok sayıda davetli katıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ’nin tanıtım filmleriyle başlayan Kalite Sempozyumu, 4 oturumda gerçekleşti. Sempozyumun açılışında konuşan Mersin Valisi Ali İhsan Su, kalitenin günümüzde en önemli konulardan biri olduğuna ve ge-
lişen rekabetin kalitenin artmasında oynadığı role değinerek; “Hayatta kaliteli olmak, kaliteyi yakalayabilmek için insanlarımızı kaliteli hale getirmeliyiz. Kaliteyi yakaladığımız zaman ülkemizi, dünyamızı daha iyi hale getirebiliriz” dedi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise insanlığın tüketim çağında olduğunu, her şeye sahip olmaya çalıştığını ve kaynakları hızla tükettiğini dile getirdi. Sürdürülebilir yaşam döngüsünün ancak sevgi odaklı kurulabileceğini be-
lirten Kocamaz, “Daha konforlu yaşamak için daha çok tüketmek, daha çok tüketebilmek için daha çok üretmek kısırdöngüsünü hep birlikte kıralım. Dünyamızın geleceğini, gelecek kuşakların hak ve hukukunu koruyacak, sürdürülebilir yaşam döngüsünü mümkün kılalım” dedi. KALDER Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı ise hızla değişen dünyada dönüşüme liderlik etmenin önemine değinerek, dönüşümün doğru bir modelin kılavuzluğunda olabileceğinin altını çizdi.
re. Önümüzdeki aylarda havalimanının pistleri ve apronu bitmiş olacak. Türkiye’nin en büyük terminallerinden birine sahip olacak Çukurova Havalimanı için üst yapı ihalesi Nisan ayında gerçekleştirildi. İşi alan firma ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü sözleşme imzaladı. Firma,
TSO Sanat Galerisi, Dünya Engelliler Haftası dolayısıyla Mersin Ortopedik Engelliler Derneği’nin ‘Kitre Bebek Sergisi’ne ev sahipliği yaparak sanatın engel tanımadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Dünya genelinde 10-16 Mayıs günleri arası Dünya Engelliler Haftası olarak kutlanıyor. Bu kapsamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde Mersin Ortopedik Engelliler Derneği’nin ‘Kitre Bebek Sergisi’ açıldı. Dernek üyeleri tarafından hazırlanan 36 eserin sanatseverlerin beğenisine sunulduğu serginin açılışına MTSO Meclis ve Yönetim Kurulu Üye-
leri ile Mersin Büyükşehir Belediyesi Engelliler Daire Başkanı Hasan Celal Taş katıldı. Öte yandan serginin açılışında işitme engelli dansçılar tarafından gerçekleştirilen performans bir taraftan sergiye renk katarken diğer taraftan izleyenlerden tam not aldı. Bakır: “Engelliler sadece tüketici değil, aynı zamanda üreticidir”
Sergi açılışında konuşan Mersin Ortopedik Engelliler Derneği Başkanı Nalan Bakır, engellerin bedende değil, zihinde olduğunu söyledi. Sergi açmak için özellikle Engelliler Haftasını seçtik-
A
MTSO 2
CMYK
“Yapacak çok işimiz var”
MTSO’da ikinci kez sergi açtıklarına da değinen Bakır, bu tarz sergilerin üyelerini şevklendirdiğini ve daha çok üretmelerini sağladığını söyledi. Dernek üyelerine yönelik olarak kitre bebek, keçe yapımı, dekoratif tablo yapımı gibi el sanatları kurslarının yanı sıra bilgisayar alanında da kurslar açtıkları anlatan Bakır, “Bizim tek ihtiyacımız olan destek. Üretici olmak için desteğe ihtiyacımız var. Sadece bacaklarımız tutmuyor. Yapacak çok işimiz var” dedi. 16 Mayıs’a kadar açık kalacak sergi, hafta içi 08.30-18.00, hafta sonu ise 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
A. Kadir DÖLEK
MEDOS Sistemi yürürlüğe girdi
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
lerini belirten Bakır, engellilerin sadece tüketici değil ayı zamanda birer üretici olduklarını vurguladı. Bu serginin de üretici engelliler tarafından yapıldığını bildiren Bakır, engellilerin önü açıldığı zaman daha çok üretebilecek potansiyele sahip olduklarını, bunun için de eğitimin şart olduğunu kaydetti. 300’ün üzerinde üyeleri bulunduğunu aktaran Bakır, engellileri hayata ve topluma kazandırmak için çalıştıklarını söyledi. Dernek olarak, balık yemeyi değil balık tutmayı öğretmeyi misyon edindiklerini anlatan Bakır, “Benim tek hayalim, her bir engellinin kendi ayakları üzerinde durabilmesi. Sanatta dahil hiçbir alanda engel yoktur. Yeter ki, zihinde engeller olmasın. Tek engel kaldırımlardır” diye konuştu.
Ayhan KIZILTAN
Alzheimer hastaları destek bekliyor
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
havalimanın üst yapısına zaman kaybetmeden başlayacak, terminal binası yapımına hemen geçilecek. 2019’da tamamlanması planlanan havalimanı nihai aşamada 30 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak ve 7 bin 500 kişiye istihdam kapısı açacak. Yan sektörlerde de 3 bin kişiye istihdam oluşturulması bekleniyor. Havalimanın şehre bağlantısı için de çalışmalar aralıksız sürüyor. Mersinlilerin kolay ulaşımını sağlamak üzere otoyoldan havalimanına yol bağlantısı gerçekleştiriliyor. Ayrıca şehir merkezinden havalimanına hızlı tren ile ulaşım da 15 ile 20 dakikada mümkün olacak. Hızlı tren hattı şu an yapımı süren havalimanı yolunun ortasından geçecek. Havalimanı tamamlandığında Mersin’in turizmine, ticaretine ve tarımına çok önemli katkılar sunacak.
.TR Dolaşım Belgelerinin elektronik ortamda düzenlenmesi, onaylanması ve vize edilmesine ilişkin T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan MEDOS sistemi (https://medos.tobb. org.tr) 14 Mayıs 2018 Pazartesi günü itibariyle yürürlüğe girdi. 14 Mayıs 2018 tarihi itibariyle uygulamaya alınacak otomasyon sistemi ile boş A.TR Dolaşım Belgelerinin satışı, yükümlü tarafından doldurulması, Oda onayına gönderilmesi, Oda onayı ve Bakanlık sistemine gönderilmesi elektronik ortamda
yapılacaktır. Daha önce MTSO’dan alınan A.TR Dolaşım Belgeleri TOBB MEDOS sisteminde otomatik olarak tanımlanacak olup A.TR Belgeleri kılavuzda belirtildiği şekilde doldurulup onay alındıktan sonra baskı yapılmak üzere kullanılabilecek. Bu itibarla, ihracatçı firma ve/ veya Gümrük Müşavirleri için hazırlanan Menşe ve Dolaşım Belgeleri Otomasyon Sistemi (MEDOS) kullanım kılavuzuna www.mtso.org.tr adresinden “Duyurular” ve “Dış Ticaret Hizmetlerimiz” bölümünden ulaşılabilir.
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 20 | SAYI: 353 | 13 - 26 Mayıs 2018 | www.mtso.org.tr
Üç sorun, üç çare; Üretim, ihracat, istihdam… Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
İ
Ekonomisi Küçük ve Orta Ölçekli KOBİ’lere dayanan Türkiye’nin dünyanın gelişmiş ülkelerinin yüksek teknolojili üretimine rakip olması tek başına sınırlı kaynakları olan KOBİ’lere bırakılamaz. Uzun vadeli bir yüksek teknolojili üretim ve KOBİ’lerin sanayi 4.0 strateji belgesi hazırlanmalıdır.
ş dünyası olarak her sıkıntının içinde bir çıkış yolu bulmaya çalışan, umudunu asla kaybetmeyen bir camiayız. Ekonominin bir parçası iseniz, özellikle de küresel ekonominin ayrılmaz bir parçası iseniz önünüzde dümdüz yollar, güzel otobanlar, güllük gülistanlık bahçeler olmadığını bilirsiniz. Bundan dolayı her sıkıntı karşısında hemen pes eden bir camia değildir iş camiası. Ancak, ekonomide bazı sıkıntılı dönemler vardır ki, gerçekten tek başına mücadele yetmez. Her şeyin, birçok olumsuzluğun üst üste geldiği nadir dönemler vardır ki işte tam böyle bir geçiş dönemindeyiz. Geçiş diyorum çünkü her zamanki umut dolu felsefemizle el birliği ile bunu da aşacağımıza inanıyorum. Evet, üst üste gelen sıkıntılar derken bildiğiniz konuları bir kez daha hatırlatmak isterim. Dünya 2008-09’da tarihin belki en büyük ve etkileri anlamında en uzun finans krizini yaşadı. Her büyük ekonomik kriz gibi bu krizin de sosyal ve siyasal sonuçlar doğurmaması beklenemezdi. Ve Amerika’da üretim durdu, işsizlik arttı. Ardından Avrupa Birliği’nde ekonomik krizler patladı. Bazı ülkeler neredeyse iflasını ilan etti. Küresel ekonomi daraldı. Yani, ülkelerin kazançları azaldı. Çin bile küçüldü. Çok geçmeden Arap Baharı ile beklenen toplumsal kaos patladı. Arap Baharına kadar Türkiye bu krize en çok dayanan ülke idi ve kendimizi iyi korumuştuk. Ancak, en büyük pazarlarımızın olduğu Orta Doğu, Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika’daki olumsuz gelişmeler bizi doğrudan etkiledi. İhracatımızı etkiledi, pazarlara ulaşımımızı etkiledi… Tüm bunların ardından Suriye’deki sorunun bir iç savaşa dönüşmesi ve mülteci akını ile sıkıntı bizim için daha da büyüdü. İstikrarsızlaşan
bölgede oluşan örgütlerin yarattığı tehdit bize terör olarak yansıdı. Yani, ekonominin yanı sıra bir de toplumsal gerilimler ve huzursuzluklar buna eklendi. Bir dönem Rusya ile gerilen durum. Ve ardından gelen 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü… Ve bunun devamı olan küresel güçlerin ekonomik spekülasyon ve manipülasyonlarla Türkiye ekonomisini yıkma teşebbüsleri. Döviz oyunları ve kredi derecelendirme kuruluşlarının emir ve talimatla verdikleri siyasi içerikli olumsuz notlar. Ve bu arada hala 2008 yılındaki ekonomik hacmi yakalayamayan bir dünya ekonomisi. İşte tüm bunlar arasında ayakta kalma mücadelesi veren bir iş dünyası. Her şeye rağmen üretmeye, istihdam etmeye ve ihracat yapmaya çalışan bir iş dünyası. “Artık gerçek sorunlarımıza odaklanmalıyız” Ancak, iş dünyası olarak sürekli ifade ettiğimiz bir şey var: “Artık kendi gerçek sorunlarımıza odaklanmalıyız”. Özellikle Ticaret ve Sanayi Odaları gibi siyaset üstü kurumlar olarak bu sorunları yapıcı ve çözüm odaklı olarak gündem yapmaya devam etmeliyiz. Özellikle üst çatı kuruluşumuz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) aracılığıyla, iş dünyansın getirdiği etkin çözümlere kulak verildikçe ortaya gerçekten doğru reformlar çıkıyor. Çünkü TOBB demek sorunlara realist ve çözüm odaklı yaklaşım demektir. Sonunda TOBB demek bir buçuk milyon Türk iş dünyasının, memleketin üreten, istihdam yaratan, emek veren bir camianın sesi demektir. Peki, nedir bu gerçek sorunlarımız? Ülkemizin birinci önceliği üretimdir. Doğal
kaynak anlamında olağan üstü zenginliği olmayan ülkemizin tek zenginlik kaynağı üretmekten geçer. Üretmeyen bir Türkiye kalkınamaz. Ancak sadece üretmek yetmez. Katma değerli üretim yapmak gerekir. Bire imal edip ikiye satarak ve işin düşük teknolojili üretimle hamallığını yaparak bir yere varamayız. İhracatın içindeki yüksek ithal girdilerle para kazanamayız. Daha önce ifade ettiğimiz gibi hükümetin YERLİLEŞTİRME politikası doğrudur ama KOBİ’lere daha etkin yayıldıkça cari açık daha da kapanacaktır. Yüksek teknolojili üretimi ekonomiye entegre etmek zorundayız. Ve eğer devletimiz bir destek verecekse bu konuda uzun vadeli bir destek stratejisini özel sektörle el ele hazırlamalıdır. Bu anlamda başlatılan proje bazlı teşvikler de doğru bir adımdır. Ekonomisi Küçük ve Orta Ölçekli KOBİ’lere dayanan Türkiye’nin dünyanın gelişmiş ülkelerinin yüksek teknolojili üretimine rakip olması tek başına sınırlı kaynakları olan KOBİ’lere bırakılamaz. Uzun vadeli bir yüksek teknolojili üretim ve KOBİ’lerin sanayi 4.0 strateji belgesi hazırlanmalıdır. İmalat sanayinin milli gelir içindeki payı azalmamalıdır. Üretimde rant yaratılmalı, sanayici müteahhit yapılmamalı, en zor oluşan girişimci profili olan sanayicilerin yok olmasına, sektörden çıkmasına izin verilmemelidir. Çünkü üretim, küçük zümrelere değil, büyük çoğunluklara refah getirir. “Sanayi 4.0 vizyonu ihracatta uygulanmalı” İkinci en önemli sorunumuz ise ihracattır. 2017 sonu ve 2018 başında umut veren yükselişler var. Hedefimizin gerisinde olsa da küçümsenmemelidir. Aylık 15 milyar
dolar gibi bir sınırda takıldık kaldık. 500 milyar hedeften bu noktaya geldik. Nedenler çok, yukarıda da vurguladık. Ama bu olumsuz nedenlerden dolayı pes mi edeceğiz? Üretmek önemli ama ürettiğini satmak daha önemli. Sanayi 4.0’ın vizyonu mutlaka ihracat sektöründe uygulanmalıdır. E-ihracat, e-ticaret, yeni pazarlara yeni modellerle gitmek… İhracat cari açığın kapanması ve zenginlik demek. 2018 bizce bir ihracat seferberliği yılı olmalıdır. Ama iyi niyetlerle ihracat olmaz bunun alt yapısı, destek modeli özel sektörle iyi konuşulmalıdır. Özel sektörün dinamizmi iyi kullanılmalıdır. “İnsanımızı ihtiyaca yönelik eğitmeliyiz” Üçüncü önemli konu ise sosyal huzur meselemiz olan istihdamdır. Elbette bunun da temeli doğru mesleki eğitimdir. İnsanımızı ekonomimizin gerçek ihtiyaçlarına göre eğitmek, ara eleman, vasıflı insan kaynağı sorununu çözmek istihdamın temel çözümlerindendir. TOBB, Çalışma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı üçlüsünün başarı ile uyguladığı, TOBB Başkanımız Sayın Rifat HİSARCIKLIOĞLU’nun gerçekten sahip çıktığı Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi yeniden canlandırılmalıdır. İş dünyasına istihdam anlamında destekler verilmektedir. Öncelikle kayıt dışının veya sigortasız işçinin en çok bulunduğu sektörlerden başlayarak bu seferberliğe hepimizi destek olmak zorundayız. Günü kurtaran değil uzun vadeli politikalara ihtiyaç var diyoruz. Üretim, ihracat ve istihdam hem sorunumuz hem de derdimizin devasıdır. 2018’de bu üç konuya odaklanırsak hem refahı, hem sosyal huzuru yakalarız.
Mersin Gastronomi Turizmindeki iddiasını tanıtım filmi ile kanıtladı MTSO tarafından kent turizmine dikkat çekilmesi adına geçtiğimiz yıl hazırlatılan ‘Mersin Seni Çağırıyor – Gastronomi’ filmi Uluslararası İstanbul Turizm Filmleri Festivali’nde gastronomi alanında en iyi film oldu.
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası
Anamur Ticaret ve Sanayi Odası
Oda ve Borsa seçimlerinin tamamlanması sonrasında İlçe Odaları ziyaret eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis ve Yönetimi, kent ekonomisinin canlanması, güçlenmesi adına ilçelerle birlikte hareket etmek istiyor. Meclis Başkanı Hamit İzol ziyaretler sonrasında birlik ve beraberlik vurgusu yaparken Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ilçelerin gelişimi için tüm imkanları seferber edeceklerini söyledi.
M
TSO Meclis Başkanı Hamit İzol ve Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan başkanlığındaki Heyet, ilçe Odaları ziyaret etti. Başkanlara ziyaretlerde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, Sayman Üye Cem Bucuge ve Yönetim Kurulu Üyeleri Nedim İkanç ile Hacı Halil Kürek de eşlik etti. Tüm gün süren ziyaretlerde Anamur, Mut, Silifke ile Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanları, Yönetim Kurulu Başkanları, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleriyle bir araya gelindi. İlçelerde ynı zamanda Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe ile Mut Belediye Başkanı Nebi Yılmaz da ziyaret edildi. Seçimler sonunda ilçe Odalarda Anamur TSO Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Torunoğlu, Mut TSO Başkanı Gürsel Aydın, Silifke TSO Başkanı Nurettin Kaynar, Erdemli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarı ile Meclis Başkanı Nihat Taner görevlerine devam ederken; Anamur TSO Meclis Başkanı Mehmet Yılmaz, Mut TSO Meclis Başkanı Nebiattin Ata ile Silifke TSO Meclis Başkanı Baki Uysal yeni seçilen
isimler oldu. İzol: “Mersin’in önünü birlikte açacağız” Ziyaretler sonrasında kısa bir değerlendirme yapan MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol, Mersin’in sorunlarını bugünden sonra İlçe Odalarla birlikte değerlendireceklerini söyledi. İlçede yaşanan sorunların tüm kentin sorunu olduğunu vurgulayan İzol, “Yapacağımız görüşmelerde talepleri tespit ederek mümkün olduğunca üst makamlara taşıyıp konunun birlikte takipçisi olacağız” diye konuştu. Mersin’in ilçeleriyle bir bütün olduğunu dile getiren İzol, “Bu nedenle birlikte hareket etmemiz önemli ve bu birlikteliği sağladığımıza inanıyorum. Gerçekleştirdiğimiz ziyaretler de bunun en önemli göstergesi. Gerek Meclis Başkanları gerekse Yönetim Kurulu Başkanları ziyaretimizden memnun kaldı. Büyük moral olduğunu düşünüyorum. Sorunlarımızı birlikte tartışıp çözümlere de birlikte ulaşarak Mersin’in önünü birlikte açacağız” değerlendirmesini yaptı.
Erdemli Tİcaret ve Sanayi Odası
MTSO 3
CMYK
Kızıltan: “Ortak projeler yürüteceğiz” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise, Mersin’in ilçeleriyle bir bütün olduğunu ve Kent ekonomisinin ortak atılacak adımlarla daha da güçlenebileceğini vurguladı. İlçe Odalardan da ortak projeler yürütülmesi talepleri aldıklarını kaydeden Kızıltan, “İlçe Odalarımıza her türlü imkanımızı yönlendirerek elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız” dedi. Bugüne kadar başta tarım olmak üzere çeşitli konularda ortak projeler yürütüldüğünü hatırlatan Başkan Kızıltan, bundan sonrasında yine tarım, turizm ve sanayi yatırımları gibi bölgeyi ilgilendiren konularda ortak çalışmalar yapılabileceğini anlattı. Bunun hayırlı olsun ziyareti yanında ilk görüşme olduğunu da dile getiren Kızıltan, “Önümüzdeki günlerde sık sık bir araya gelmeyi sürdüreceğiz. Birlikte ortak toplantılar düzenleyerek yol haritamızı birlikte belirleyip hedeflerimiz doğrultusunda lobi çalışmalarımızı hep birlikte sürdüreceğiz” değerlendirmemsini yaptı.
Mut Ticaret ve Sanayi Odası
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Akdeniz Turizm Forumu (MEDITOUR 2016) kapsamında hazırlatılan Mystery Of Mersin (Mersin’in Gizemi) filminin büyük beğeni toplaması sonrasında sosyal medya aracılığıyla tanıtımlara devam edilmesi adına yönetmenliği Onur Kıratlı tarafından yapılan 30’ar saniyelik 4 ayrı filmden ‘Mersin Seni Çağırıyor – Gastronomi’, katıldığı ilk festivalden ödülle döndü. Mersin Seni Çağırıyor Gastronomi filmi Uluslararası İstanbul Turizm Filmleri Festivali’nde en iyi kısa film oldu. Festivalde MTSO’yu temsil eden Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar ödülü CIFFT Federasyonu Direktörü Alexander Kammel’den aldı. Uluslararası CIFFT Federasyonu’na bağlı 20 üye ülkede 30 yılı aşkın süredir düzenlenen “Uluslararası Turizm Filmleri Festivali” Türkiye’nin de Federasyon’a üye olması ile İstanbul’da düzenlenmeye başladı. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Uluslararası İstanbul Turizm Filmleri Festivali” 9-12 Mayıs 2018 tarihleri arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türk Hava Yolları, Anadolu Ajansı ve TRT World’ün katkılarıyla tüm Dünyadan çok önemli yönetmenleri, yapımcıları, bloggerları, medya temsilcilerini ve turizm otoritelerini ağırladı. Ülkelerin, şehirlerin, turizm firmalarının, otellerin, havayollarının ve birçok turizm markasının filmleri ile katıldığı film yarışmasının kategorileri: kültür filmleri, turizm firmaları, spor turizmi, etkinlik
turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi, eko turizm, eğitim turizmi ve gastronomi kategorilerinden oluştu. Festivalin jürisinde Oscar ödüllü yapımcı Zbigniew Zmudzki, UNESCO filmlerinin ödüllü yönetmeni David Cooper, timelapse ve hyperzoom tekniğinin en başarılı yönetmeni Geoff Tompkinson ve birçok değerli isim yer aldı. İstanbul’da dereceye giren filmler CIFFT Federasyonuna bağlı diğer 20 üye ülke etaplarına doğrudan katılma hakkını ve büyük bir tanıtım fırsatını kazandı. Festival kapsamında film gösterimleri, uluslararası turizm ve tanıtım temalı konferanslar, üniversite atölye çalışmaları, geleneksel el sanatları ve fotoğraf sergileri, konserler, geziler ve uluslararası film yarışması düzenlendi. Saraçoğlu: “Turizm potansiyelinin tanıtımı için önemli bir platform” Festival sonrası değerlendirme yapan Festival Başkanı ve CIFFT Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Can Saraçoğlu,
üçüncü yaşında olmasına rağmen İstanbul festivalinin içerik ve organizasyonel olarak büyük bir başarıya imza attığını belirtti. “Cannes, Los Angeles, Berlin festivallerinin sağladığı başarının önüne geçmemizi sağlayan en önemli faktör ülkemizin kültür ve turizm potansiyelidir. Ülkemiz tarihi, kültürü ve turizm değerleri ile tüm Dünyanın imrenerek baktığı bir güçtür” diyen Saraçoğlu, amaçlarının bu değerleri tüm Dünyaya en iyi şekilde tanıtırken, iyi bir ev sahipliği ile başarılı bir festivale imza atmak olduğunu söyledi. Bu festivalin ülkelerin kültür ve turizm potansiyellerini tanıtmaları için önemli bir platform olduğuna dikkat çeken Saraçoğlu, uluslararası yarışmalara yalnızca Bakanlığa ya da yerel yönetimlere ait filmlerle katılmadıklarını belirterek şunları söyledi: “Mersin Ticaret ve Sanayi Odasının hazırladığı Mersin tanıtım filmi de birçok ülkede ödüller kazandı, gösterimlerde yer aldı ve dikkatleri üzerine çekti. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası aynı zamanda festivallerde düzenlediği etkinlikler ile de bölgesel ve kültürel değerlerimizi festivaller aracılığı ile Dünyaya tanıtma fırsatı buldu. Kısaca 2 yılda kazandığımız ödüllerle hem sinemadaki gücümüzü ortaya koyarken aynı zamanda turizm potansiyelimizin de tanıtımını artı katma değere çevirmiş olduk.” Kızıltan: “Önemli bir başarı” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise ödül sonrasında Mersin turizm filmlerinin katıldığı festivallerden, yarışmalardan başarı ile dönmesinin gurur verici olduğunu söyledi. Bu tür kazanımların kentin tanıtımında çok etkin rol oynadığına dikkat çeken Kızıltan şunları söyledi: “Hazırlattığımız filmler geçen yıl hedefine ulaştı ve sosyal medyada büyük beğeni topladı. Bu aldığımız ödül bize yeni bir kapı açtı. Önümüzdeki günlerde gastronomi turizmi alanında daha etkin çalışmalar yapabileceğimizi gösterdi.”
Akdeniz Turizm Forumu (MEDITOUR 2016) kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından hazırlatılan Mystery Of Mersin (Mersin’in Gizemi) isimli Mersin Tanıtım Filmi, Şubat ayında düzenlenen ITB Berlin Golden City Gate Ödül Töreni’nden üçüncülük elde etmişti. Aynı film Belgrat’ta düzenlenen Uluslararası SILAFEST Film Festivali’nde ise 200 film arasından ‘Yılın En İyi Turizm Filmi’ ödülüne layık görülmüştü.
4
YIL: 20 | SAYI: 353 | 13 - 26 Mayıs 2018 | www.mtso.org.tr
Yeni teşvikler, Kazanlı Turizm Bölgesi için biçilmiş kaftan
Resmi Gazetede 28 Nisan 2018 tarihinde yayımlanan ‘Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’ Kazanlı Turizm Bölgesi için biçilmiş kaftan. Yayımlanan bu karar, 7 bin 500 yatak kapasitesini haiz turizm yatırımları için faiz desteği, vergi indirimleri, KDV iadesi gibi yeni ek teşvik kalemleri içeriyor.
M TOBB, Avrupa’da gücünü hissettiriyor MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Brüksel dönüşü yaptığı açıklamada Avrupa iş dünyasında TOBB ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Eurochambres Başkan Yardımcısı olarak üstlendiği görevle lobi gücünün hissedildiğinin altını çizdi.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) özel davetlisi olarak Eurochambres’ın (Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği) Brüksel’de gerçekleştirilen 60. Kuruluş Yıldönümü Törenine katıldı. MTSO Başkanı Kızıltan’ın yanı sıra Türkiye’den TOBB’u temsil eden Odalar arasında Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arif Parmaksız, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan Arslan, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İzzet Volkan ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Üst Kurul Üyesi Mine Ayhan da yer aldı. Başkan Hisarcıklıoğlu törendeki konuşmasında Eurochambres’ın Avrupa entegrasyon sürecinin vazgeçilmez unsuru haline geldiğini belirterek, “Ekonomik entegrasyon kalıcı barış, güvenlik ile ekonomik ve sosyal refahın ön koşuludur. Start-up’ların önünü açmalı, işletmeler için uygun
koşulları sağlamalıyız. Hem ortak kurallara, hem de esnek bir ortama ihtiyacımız var. Dijital bir çağdayız. Gelecek, büyük fabrikalar kurmanıza veya istihdam ettiğiniz rakamlara bakmayacak. Topladığınız data, birleştirdiğiniz noktalar ve topluma sunduğunuz hizmetlerden ibaret olacak. İnsanları birbirine daha çok bağlayacak. Bizim global kurallardan oluşan bir ticaret sistemine ihtiyacımız var. Bunu da Dünya Ticaret Örgütü’nü yeniden canlandırarak yapmalıyız” dedi. Avrupa Birliği’nin küresel fırsatlara da odaklanması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, Çin tarafından başlatılan ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesinin ihmal edildiğini belirterek, Eurochambres Başkanı Leitl’ın yakın zamanda Çin’e düzenlediği ziyaretin çok önemli olduğunu aktardı. Kızıltan: “TOBB, Türk iş dünyasını Avrupa’da güçlü şekilde temsil ediyor” Brüksel dönüşünde Avrupa ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi açısından önemli görüşmeler olduğunu
kaydeden Ayhan Kızıltan, Türkiye’nin ve Türk iş dünyasının Avrupa’da güçlü şekilde temsil edildiğini vurguladı. Program kapsamında TOBB Brüksel Temsilciliği ile İktisadi Kalkınma Vakfı Brüksel Temsilciliği’ni ziyaret ettiklerini de ifade eden Kızıltan, hem TOBB’un hem de İKV’nin, Türkiye-AB ilişkilerindeki gelişmelere paralel olarak faaliyetlerini artırmak ve AB nezdinde yürüttüğü çalışmaları daha etkin şekilde sürdürebilmek adına Brüksel’de birer temsilcilik açtıklarını hatırlattı. “Bu Temsilcilikler aracılığıyla bizler bilgiye, AB kurumlarına daha kolay ulaşıyoruz, yapılacak düzenlemelerden daha erken haberimiz oluyor, projelerde daha fazla yer alıyoruz” diyen Kızıltan, bu başarılarda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun gayretli çalışmalarının ve deneyimli ekibinin çalışmalarının önemli rolü olduğunu vurguladı. Kızıltan, “TOBB ve TOBB Başkanımız Avrupa iş dünyasının çatı örgütünde önemli bir güce sahip, bunu da bizler iyi kullanmalıyız” değerlendirmesini yaptı.
ersin-Tarsus Kazanlı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin hayata geçmesi adına önem arz edecek bir karar yayınlandı. Resmi Gazete’de yayınlanan kararı değerlendiren Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, teşviklere eklenen yeni kararla, 10 yılı aşkın süredir yatırım yapılması için beklenen Kazanlı – Seyhan Bölgesi’nde tesislerin kurulması için büyük bir şans olduğunu söyledi. Mersin-Tarsus Kazanlı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nde yatırımcılarının bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini belirten Kızıltan, “Bu konuda üzerimize düşen bir şey varsa elimizden geleni yapmaya hazırız. Yatırımcılar bunu iyi değerlendirmelidir. Kalkınma Bakanımız Sayın Lütfi Elvan’ın bu kararın çıkmasında emeği çok büyük. Başta Sayın Bakanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi arz ediyorum. Bugünden itibaren yatırımcıların peşini bırakmayacağız” dedi. Mersin’de, Kazanlı – Seyhan Bölgesi dışında 7 tane daha Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olduğunu, 1 tanesinin kış turizmi diğerlerinin deniz turizmini geliştirme amaçlı bölgeler olduğunu, Kazanlı Bölgesinden sonra buraların da yatırımcılara tahsis edilebilir hale getirilerek Mersin turizm yatırımlarının ivme kazanması gerektiğinin altını çizen Kızıltan şunları söyledi: “Mersin tarihi, doğası, kumu, güneşi, deniziyle büyük bir turizm potansiyeli barındırıyor. İlimizde tespit edilmiş turizm bölgelerinin yatırımcılara tahsis edilebilir hale getirilmesi için büyük çaba harca-
nıyor. Bu teşvikler, bu bölgelerin bazılarına yapılacak yatırımları da kapsayacak. Bu karar bizim için büyük bir fırsat oldu.” Resmi Gazetede yayınlanan kararın detayları şöyle:
1. Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde bir veya birden fazla yatırımcı tarafından gerçekleştirilecek asgari 7 bin 500 yatak kapasitesini haiz turizm yatırımları için beşinci bölgede uygulanan bölgesel destek unsurlarının bu maddede belirtilmeyen hükümleri aynı kalmak üzere aşağıdaki destek, oran, süre, miktar ve şartları uygulanabilir: a) Bankalardan kullanılacak en az bir yıl vadeli yatırım kredilerinin teşvik belgesinde kayıtlı sabit yatırım tutarının yüzde 80’ine kadar olan kısmı için ödenecek faizin veya kar payının Türk Lirası kredilerde yedi puanına kadarı, döviz kredileri ve dövize endeksli kredilerde üç puanına kadarı, Bakanlıkça da uygun görülmesi halinde ilk 10 yıl için ödenmek kaydıyla bütçe kaynaklarından karşılanabilir. b) Vergi indirimi desteği kapsamında yatırıma katık oranı yüzde 55, vergi indirimi oranı yüzde 90 ve toplam yatırıma katkı tutarının yatırım döneminde diğer faaliyetlerden elde edilecek kazançlar üzerinden kullanılabilecek oranı yüzde 100 olarak uygulanır. c) Yatırımcı tarafından talep edilmesi halinde, azami destek
tutarı ve süresi aynı kalmak üzere sigorta primi işleyen hissesi ve desteği uygulanmasına yatırım tamamlama vizesi şartı aranmaksızın yatırım dönemi içerisinde başlanabilir. ç) Sabit yatırım tutarı 100 milyon TL ve üzerindeki teşvik belgeli yatırımlar kapsamında yapılacak bina inşaat harcamaları KDV iadesinden yararlandırılabilir. 2. Müstakil olarak belgelendirilmiş kongre ve sergi merkezi, golf tesisi, sağlıklı yaşam tesisi ve günübirlik tesisler de bu madde kapsamındaki desteklerden yararlanabilir. 3. Yatırıma başlanıldığının kabul edilmesi için bu maddenin yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde teşvik belgesinin ilk düzenlendiği tarihteki sabit yatırım tutarının en az yüzde 10’u oranında veya asgari 5 milyon tutarında harcama yapılması gerekir. 4. Bakanlığa yapılacak teşvik belgesi ve tamamlama vizesi müracaatları, asgari 7 bin 500 yatak kapasitesine ulaşmasını müteakip topluca değerlendirilir. Yatırımların bitiş tarihi 31.12.2022 olup mücbir sebep veya fevkalade haller dışında süre uzatımı yapılmaz. Bu madde kapsamında düzenlenen belgelerin tamamlama vizesinin yapılabilmesi için, bu tarihe kadar yatırımın tamamlanarak turizm işletme belgesinin alınması ve bu tarihi izleyen 6 ay içinde müracaat edilmesi zorunludur.
2018 yılı hayvancılık destekleri yayımlandı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2018 Yılı Tarımsal Desteklemeleri kapsamında çiğ süt desteği, çoban istihdam desteği, buzağı desteklemesi, besilik sığır desteği gibi başlıklarda hayvancılık destekleri verecek.
Bitkisel üretimde biyolojik mücadeleye destek Bitkisel üretimde kimyasal ilaç kullanımının azaltılması için biyolojik veya biyoteknik mücadele yapan üreticilere destekleme ödemesi yapılmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlendi.
G
ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının “Bitkisel Üretimde Biyolojik veya Biyoteknik Mücadele Destekleme Ödemesi Uygulama Tebliği”, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ ile bitkisel üretimde kimyasal mücadele yerine alternatif mücadele tekniklerinin uygulanmasıyla kimyasal ilaç kullanımının azaltılması, insan sağlığının ve doğal dengenin korunması için biyolojik veya biyoteknik mücadele yapan üreticilere destekleme ödemesi yapılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Destekleme ödemesi yapılması için örtü altı üretim yerinin Örtüaltı Kayıt Sistemi’nde (ÖKS), açık alanda üretim yerinin Çiftçi Kayıt Sistemi’nde (ÇKS) kayıtlı olması ve üreticinin birtakım teknik şartlara uyması gerekiyor. Tebliğ kapsamında örtü altında domates, biber, patlıcan, hıyar ve kabak üretimi yapanlara dekar başına 400 lira biyolojik mücadele, feromon kullananlara 60 lira, feromon ve tuzak kulla-
MTSO 4
CMYK
nanlara 120 lira biyoteknolojik mücadele desteği verilecek. Öte yandan biyoteknolojik mücadele desteklerinin yanı sıra turunçgil ve nar üreticilerine de dekar başına 50 lira biyolojik mücadele desteği sağlanacak. Sene başından itibaren biyolojik ve/veya biyoteknik mücadele yapan üreticilerin ürün bazında son başvuru tarihleri de tebliğde yer aldı. Başvurular; son başvuru tarihi mesai bitimine kadar, başvuru dilekçesi ve gerekli belgeler ile birlikte ÇKS ve/veya ÖKS kayıtlarının bulunduğu il/ilçe müdürlüğüne yapılacak. Son başvuru tarihleri şöyle:
Kayısı: 29 Haziran 2018, Ayva, Armut ve Elma: 27 Temmuz 2018, Bağ: 31 Ağustos 2018, Açıkta domates ve zeytin: 5 Ekim 2018, Turunçgil ve nar:
26 Ekim 2018, Şeftali ve Nektarin: 6 Temmuz 2018, Örtüaltı: 31 Aralık 2018, Desteklemelerden yararlanamayacak olanlar
Biyolojik ve/veya biyoteknik mücadele desteklemelerine müracaat edenlerden, 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında; yetiştirdikleri ürünlerde hasat öncesi pestisit denetimlerinde yasaklı veya tavsiye dışı pestisit kullanımı tespit edilen, hasat sonrası pestisit denetimlerinde yasaklı, tavsiye dışı veya MRL üstü tespit edilen ve ihracata giden ürünlerinde pestisit kalıntısı nedeniyle bildirim almış olanlar aynı yıl içerisinde ilgili üründe yapılacak desteklemelerden faydalanamayacak. Aynı zamanda desteklemelerden, kamu kurum ve kuruluşları da yararlanamayacak.
üretici örgütüne 20 Temmuz 2018 tarihine kadar başvuruda bulunacaklar. Bakanlıktan 31 Aralık 2017 tarihinden önce üretim izni alan işletmelerden satın alınmış olması kaydıyla arıcılara, damızlık ana arı ve ana arı desteklemesi de yapılacak. İpekböceği yetiştiriciliği desteklemesi için ipekböceği tohumu üretim ve dağıtımı Kozabirlik tarafından yapılacak, destekten Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Kozabirlik) yararlanacak.
G
ıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Hayvancılık Desteklemeleri Uygulama Tebliği, 8 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Hayvancılığın geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması, hayvancılık politikalarının yürütülmesinde etkinliğin artırılması, yerli hayvan genetik kaynaklarının yerinde korunması ve geliştirilmesi, kayıtların güncel tutulması, hayvan hastalıklarıyla mücadele ve sağlıklı hayvansal üretim için yetiştiricilerin desteklenmesi amacıyla çıkartılan Tebliğ, Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 2018 yılında yapılacak tarımsal desteklemelere ilişkin kararda yer alan hayvancılık desteklemelerine ilişkin usul ve esasları kapsıyor. Hayvancılık desteklemeleri Buzağı desteklemesi, 1 Ocak - 31 Aralık 2018 tarihleri arasında doğan, Bakanlık kayıt sisteminde doğduğu işletmenin ve anasının kaydı bulunan buzağılara verilecek. Buzağıların, küpelenmiş ve birinci dönem buzağı desteklemesine başvuranlar için 1 Ekim 2018 tarihine kadar, ikinci dönem buzağı desteklemesine başvuranlar için ise 1 Nisan 2019 tarihine kadar TÜRKVET/E-Islah’a kayıt edilmiş ve doğduğu işletmede en az 4 ay (120 gün) süreyle yaşamış olması gerekecek. Başvurular, 2 Temmuz – 31 Ağustos 2018 tarihleri arasında ve 2 Mayıs – 1 Temmuz 2019 tarihleri arasında olmak üzere iki dönem halinde yapılacak.
Malak ve anaç manda desteklemesi Malak desteklemesi, 1 Ocak - 31 Aralık 2018 tarihleri arasında doğmuş olan malaklar için verilecek. Anaç manda desteklemesinden faydalanacak yetiştiricilerin işletmeleri ve anaç mandalarının, 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle TÜRKVET’te kayıtlı olması şartı aranacak. Başvurular 1 Kasım - 31 Aralık 2018 tarihleri arasında yapılacak. Anaç koyun ve keçi desteklemesi Anaç koyun keçi desteklemesi, 2 Kasım 2018 tarihi itibari ile yaşları 1590 ay arasında olan anaç koyun keçi için verilecek. Söz konusu yaş aralığı dışındaki dişi hayvanlar desteklemeden yararlandırılmayacak. Mardin, Siirt ve Şırnak illerinde saf ırk anaç tiftik keçileri (Ankara keçisi) Karar’da belirtilen ilave destekten yararlandırılacak. Yetiştiriciler (göçer hayvancılık yapan yetiştiriciler dâhil), üyesi olduğu damızlık koyun ve keçi yetiştiricileri birliğine 1 Eylül - 2 Kasım 2018 tarihleri arasında başvuracak. Arılı kovan desteklemesi Arıcılık Kayıt Sistemine (AKS) kayıtlı ve yetiştirici/üretici örgütüne üye, işletmesinde en az 30 arılı kovan bulunan arıcılara, arılı kovan desteklemesi yapılacak. Arıcılık işletmesi, en az 30 en fazla 1000 adet arılı kovan için desteklemeden yararlandırılacak. Arıcılar, desteğini almak istediği ve üyesi olduğu yetiştirici/
Çoban istihdam desteği En az 200 anaç küçükbaş hayvan varlığına sahip, işletmesi ve işletmedeki hayvanları TÜRKVET’e kayıtlı sürü sahiplerine, çoban istihdam desteği verilecek. Köy-mahalle sürülerini ortak otlatan çobanlar da desteklemeden yararlandırılacak. Çobanın Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin en az altı ay süreyle yatırılmış olması gerekecek. Başvurular, 1 Haziran - 31 Aralık 2018 tarihleri arasında, işletme sahibi veya köy/mahalle sürülerini otlatan çobanlar tarafından işletmenin kayıtlı olduğu il/ilçe müdürlüklerine yapılacak. Çiğ süt desteklemesi, ıslah amaçlı süt içerik analiz desteklemesi, düve alım desteği, besilik erkek sığır desteklemesi, hayvan hastalığı tazminatı desteklemesi, hastalıktan ari işletme desteklemesi de verilecek destekler arasında yer alacak. Üye yetiştiricilerden kesinti
Yetiştirici/üretici örgütlerine üyelik şartı aranan destekleme ödemelerinde, merkez birliğini kurmuş olan; 5996 Sayılı Kanuna göre kurulmuş ıslah amaçlı yetiştirici birlikleri ve/veya 5200 Sayılı Kanuna göre kurulmuş üretici birlikleri ve/veya Bakanlıkça kuruluşuna izin verilen 1163 Sayılı Kanuna göre kurulmuş tarımsal amaçlı kooperatif üyelerinden, hak ettikleri desteklerden hizmet bedeli olarak belirlenen oranlarda Çiftçi Örgütlerini Güçlendirme adı altında sistem üzerinden kesinti yapılacak. Kalan miktar yetiştirici/üreticilerin hesabına ödenecek.
5
YIL: 20 | SAYI: 353 | 13 - 26 Mayıs 2018 | www.mtso.org.tr
Vergi ve diğer alacaklar yeniden yapılandırıldı meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile düzenlemenin yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilecekler. Bildirime dahil edilen kıymetler için amortisman ayrılmayacak. Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları
Tasarıyla, kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarında da düzenlemeye gidiliyor. Buna göre, 2018 yılı mart ayı ve önceki aylara ilişkin olup tahakkuk ettiği halde ödenmemiş sigorta primi, emeklilik keseneği, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi, damga vergisi, özel işlem vergisi, eğitime katkı payı belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.
T
TBMM Genel Kurulunda, “Vergi ve prim borçlarının yapılandırılması, emeklilere ikramiye ödenmesi, imar barışı” gibi düzenlemeleri de içeren kanun tasarısının 12 maddeden oluşan birinci bölümü kabul edildi.
BMM Genel Kurulunda, Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’nın, birinci bölümünün görüşmeleri tamamlandı. Kabul edilen maddelere göre, yapılandırmaya konu alacaklar; alacaklı idare, alacak türü ve alacağın dönemi itibarıyla belirleniyor. Yapılandırmaya konu alacakların ait olduğu idareler; Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, il özel idareleri, belediyeler, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) olarak düzenleniyor. Milyonlarca vatandaşın; vergi ve vergi cezaları, bazı idari para cezaları, ecrimisil ile öğrenim ve katkı kredisi gibi bazı kamu alacakları, gümrük vergileri ve bu vergiye ilişkin idari para cezaları, sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer’i alacakları yeniden yapılandırılıyor. Yapılandırmaya konu alacaklar, 31 Mart 2018 tarihi esas alınarak tespit ediliyor. TOBB üye aidatları da yapılandırma kapsamına alındı
Tasarıyla, yapılandırılan ve düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödemesi devam eden tutarların erken ödenmesi halinde Yİ-ÜFE tutarında indirime gidilmesi öngörülüyor. Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerince takip edilen küçük tutarlı alacakların tahsilinden vazgeçiliyor. Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen, vadesi 31 Aralık 2013’ten önce olduğu halde ödenmeyen, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu kapsamına giren her bir alacağın tutarı 100 lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 200 lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilecek. Ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezasında ise tarih 31 Aralık 2015 veya önceki döneme ait olma şartı aranacak. Emekli olduktan sonra vergi mükellefiyeti tesis ettirerek çalışmaya devam edenler, ödemeleri gereken sosyal güvenlik destek prim borçlarını ödemeyecek. Tasarıyla, iş kazası, meslek hastalıkları gibi nedenlerle Sosyal Güvenlik Kurumunun işverene rücu edilen alacakları yeniden yapılandırılıyor. İş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından
MTSO 5
CMYK
bu tasarının yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar, belirtilen süre ve şekilde ödenirse bu borçlara uygulanan kanuni faiz tahsil edilmeyecek. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla veya yersiz ödendiği tespit edilen emekli aylıklarıyla ilgili alacaklar da yapılandırılacak. Belirtilen şartlarda yapılan ödemeyle bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilecek. Meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı borçları da yapılandırıldı. Yeniden yapılandırılacak borçlar ve konuları;
- Vergi Usul Kanunu kapsamına giren; 31 Mart 2018 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi ve vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, - 31 Mart 2018’den önce Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Askerlik Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları, - Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen, ilgili kanun kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan asli ve fer’i amme alacakları, - İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyanı, - 31 Mart 2018 tarihinden önce Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları, - Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen ancak ödenmemiş olan 2018 yılı mart ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları; isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile gecikme cezası; 31 Mart 2018 tarihine kadar bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve zammı alacakları; damga
vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları; il özel idarelerinin takip ettiği, ödenmemiş asli ve fer’i amme alacakları. Belediye borçlarının yapılandırılması
Tasarıyla, belediyelerin borçları da yapılandırılıyor. Belediyelerin; 31 Mart 2018 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi ve gecikme cezaları ile faizleri; düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarıyla bunlara bağlı fer’i alacakları ile büyükşehir belediyelerinin katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları yapılandırma kapsamında bulunuyor. Ödenecek Motorlu Taşıtlar Vergisi taksit ödeme süresince fenni muayene izni verilecek. Bu düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla, yargı kararıyla kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar da yapılandırılacak. Bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacak. Vatandaşların bu düzenlemelerden yararlanmak istemeleri halinde, belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şartı da aranacak. Kesinleşmemiş ve dava aşamasındaki alacaklar
Tasarıyla, kesinleşmemiş veya dava aşamasındaki amme alacaklar da yapılandırılıyor. İlk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan vergi tarhiyatları ve gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar ile istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf, itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar, yapılandırma kapsamına alınıyor. Vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat çıkarılmayacak
Mükellefler, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarını artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat çıkarılmayacak. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak verdikleri beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile artırdıkları matrahlar, 2013 takvim yılı için 36 bin 190 liradan, 2014 takvim yılı için 38 bin 323 liradan, 2015 takvim yılı için 40 bin 701 liradan, 2016 takvim yılı için 43 bin 260 liradan, 2017 takvim
yılı için 49 bin 37 liradan az olamayacak. Artırılan matrahlar, yüzde 20 oranında vergilendirilecek ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmayacak. Mükellefler, katma değer vergisini artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacak. KDV mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki, ihtirazi kayıtla verilenler dahil, hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2013 yılı için yüzde 3,5; 2014 yılı için yüzde 3; 2015 yılı için yüzde 2,5; 2016 yılı için yüzde 2 ve 2017 yılı için yüzde 1,5’ten az olmamak üzere belirlenecek KDV’yi, vergi artırımı olarak kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan edecek. Tecil-terkin uygulamasından yararlanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülecek. Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, ilgili yıl için Gelir veya Kurumlar Vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden yüzde 18 KDV artırımında bulunmak suretiyle düzenlemeden yararlanılacak. Tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülecek
Hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2013 yılı için yüzde 6; 2014 yılı için yüzde 5; 2015 yılı için yüzde 4; 2016 yılı için yüzde 3 ve 2017 yılı için yüzde 2’den az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar artıracak. Damga vergisi alınmayacak
Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve KDV beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmayacak. Mükelleflerin matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle Vergi Usul Kanunu’nun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmayacak. Kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar
İşletmelerde olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında düzenleme yapılıyor. Buna göre, adi, kollektif ve adi komandit şirketler dahil gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri; işletmelerinde bulunduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince ya da bağlı oldukları
Sağlık hizmetlerinden yararlanacaklar
Düzenlemenin yayımı tarihinden önce Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu bulunanlar, bu kanunda belirtilen şartları taşımaları halinde, düzenlemenin yayımı tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın 31 Aralık 2018’e kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılacak. İdari para cezalarına yapılandırma
31 Mart 2018’den önce tespit edilen fiillere ilişkin idari para cezalarından kesinleşmemiş olanlar ile düzenlemenin yayımı tarihinde sonra tebliğ edilecek olanlara yapılandırma imkanı getiriliyor. Söz konusu hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlular, maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmayacak, açılmış davalardan vazgeçecek ve kanun yollarına başvurmayacak. Ayrıca bu hükümlerden yararlanmak üzere başvuruda bulanan borçlular, taksit ödeme süresince tahakkuk eden sigorta primlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri
halinde, yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybedecek. Hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler halinde ödenebilecek
Hesaplanan tutarın tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi halinde katsayı uygulanmayacak ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların yüzde 90’ının tahsilinden vazgeçilecek. Yapılandırılan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan yüzde 50 indirim yapılacak. Hesaplanan tutarın tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde ise Yİ-ÜFE tutarında yüzde 50 indirim yapılacak. Ayrıca, kanun kapsamında olan idari para cezalarının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde idari para cezalarından yüzde 25, ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödeme yapılması durumunda ise yüzde 12,5 indirim yapılacak. Yapılandırılan borçların taksitler halinde ödenmek istenmesi durumunda, söz konusu borçlar, belirlenen katsayılara göre artırılmış olarak ödenecek. Azami süreler aşılmamak kaydıyla yapılandırılan borçlar 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödenebilecek. Küçük tutarlı alacakların tahsilinden vazgeçiliyor
Tasarı, Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerince takip edilen küçük tutarlı alacakların tahsilinden vazgeçilmesini de kapsıyor. Buna göre, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31 Aralık 2013 tarihinden önce olduğu halde bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 100 lirayı aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 200 lirayı aşmayanların tahsilinden vazgeçiliyor.
Varlık barışı düzenlemesi
Y
urt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarıyla taşınmazlar ve tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların yurt dışında elde ettikleri kazançlar hakkında düzenlemeye gidiliyor. Buna göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, 30 Kasım 2018 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler. Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak yüzde 2 oranında hesapladıkları vergiyi, 31 Aralık 2018 tarihine kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyecek. Bu kapsamdaki varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30 Kasım 2018 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecek. Bu taktirde defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın düzenlemedeki hükümlerden yararlanılacak. Yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirmek suretiyle karşılanmış olması halinde söz
konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla düzenlemeden yararlanılacak. Defter tutan mükellefler düzenleme kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler. Gelir veya Kurumlar Vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30 Kasım 2018 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilecek. Beyan edilen söz konusu varlıklar 30 Kasım 2018 tarihine kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni deftere kaydedilebilecek. Bu taktirde söz konusu varlıklar, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek. Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 2 oranında vergi tarh edilecek ve bu vergi 31 Aralık 2018 tarihine kadar ödenecek. Bu kapsamda ödenen vergi hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecek. Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar Gelir veya Kurumlar Vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim kabul edilemeyecek. 31 Temmuz 2018 tarihine kadar banka veya aracı kuruma bildirilerek Türkiye’ye getirilen, düzenleme kapsamında işleme tabi tutulan varlıklar ile aynı tarihe kadar vergi dairelerine beyan edilerek kanuni defterlere kaydedilen varlıklara ilişkin olarak yüzde 2 oranındaki vergi alınmayacak.
6
YIL: 20 | SAYI: 353 | 13 - 26 Mayıs 2018 | www.mtso.org.tr
2030 Vizyonu ile Türkiye’ye fırsat aralayan ülke:
S
Suudi Arabistan’ın petrol gelirine bağımlı ekonomisini değiştirme hedefiyle ortaya koyduğu 2030 Vizyonu başta inşaat, enerji ve turizm sektörleri olmak üzere birçok alanda yatırımcının iştahını kabartıyor.
uudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın açıkladığı 2030 Vizyonunun ana temasını Suudi Arabistan’ın petrol dışındaki kaynaklarının da devreye alınması, ekonomisini çeşitlendirilmesi ile uyumlu farklı yatırım ve üretim fırsatları sunulması oluşturuyor. Bu vizyon çerçevesinde yapılan çalışmalar kapsamında ilk etapta ülkede ciddi bir konut ihtiyacı oluşacağı belirlendi. Suudi Arabistan Konut Bakanlığı’nın tahminlerine göre nüfus beklentileri doğrultusunda 2025 yılına kadar 3 milyon konut açığı oluşacak. Bu tahminler çerçevesinde ülke çapında toplu konut projeleri gerçekleştirilmesi planlanıyor. Ayrıca Suudi Arabistan’da 2020 yılına kadar alt ve üst yapı için 200 milyar dolar civarında harcama yapılacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan’daki müteahhitlik projelerinin ileri teknoloji içeren üç ana alanda yoğunlaşması bekleniyor. Bunlar akıllı ulaşım, akıllı kamu hizmetleri ve akıllı şehirler şeklinde sıralanabilir. “Bölge turizm de gelecek vaat ediyor” Diğer bir işbirliği sahası ise turizm. Ülkede yakın zamanda turistik vize verilmeye başlanması bekleniyor. 2030 vizyonunun önemli bir bölümünü de turizm ve eğlence sektörlerine destek ve hedefler oluşturuyor. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu sponsorluğunda Kızıldeniz’de 50 adayı kapsayan Kızıldeniz Turizm Projesi gerçekleştirileceği duyurulmuştu. Ayrıca Riyad’ın güney batısında Qiddiya adlı Eğlence Parkı Projesi’nin yapımına başlanacağı da ilan edilmişti. Yine Vizyon 2030 kapsamında Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır sınır bölgesinde oluşturulacak NEOM adlı özel yaşam sahası ve Cidde şehir merkezinin yenilenmesi gibi pek çok proje önümüzdeki 10 yıl boyunca ülkenin gündeminde yer alacak. Coğrafi konum Arap yarımadasında yer alan Suudi Arabistan’ın güney ve güneydoğusunda Yemen, Umman ve Birleşik Arap Emirliklerinin bulunması sebebiyle Hint Okyanusu ve Umman Körfeziyle deniz sınırları bulunur. Doğusunda Katar yer alır. Batıda Kızıldeniz ve doğuda Basra Körfezi’ne deniz kıyısı vardır. Suudi Arabistan; kuzeyinde Kuveyt, Irak ve Ürdün ile kara sınırına sahiptir. Nüfus ve işgücü yapısı Ülke nüfusu batıda Kızıl Deniz kıyısındaki Mekke, Medine ve Cidde; ortada başkent Riyad ve doğuda Dammam bölgesinde yoğunlaşır. Nüfusun tamamına yakını şehirlerde yaşar. Suudi Arabistan Merkez Bankası (SAMA) verilerine göre ülke nüfusunun yaklaşık %27’si yabancılar-
MTSO 6
CMYK
dan oluşur. Nüfusun %55’i erkektir. Yabancı nüfus için bu oran %65 civarındadır. Nüfusun %33’ü 15 yaşın altındadır. Bu da Suudi Arabistan’ın nispeten genç bir nüfusa sahip olduğunu gösterir. Son 5 yıl için yıllık ortalama nüfus artış hızı ise %2,5’tir. Son yapılan sayıma göre Ülke nüfusu 2010’da 27,1 milyondur. 2016 yılı itibarıyla nüfusun ne kadar değiştiği konusunda ise uluslararası bir kayıt yoktur. Hızlı nüfus artışı, özel sektörün daha düşük ücretle yabancı işçileri çalıştırmak istemesi, devlet tarafından her aileye geçinmeye yetecek bir gelir sağlanması, gibi nedenlerden dolayı zahmetli ve beceri gerektiren işler yabancılar tarafından yapılmakta olup, Suudi nüfus için işsizlik oranları yükselmektedir. Son yıllarda uygulanmaya başlanan işgücünde “Suudileştirme” politikası nedeniyle yerli ve yabancı şirketlere, sektöre ve şirketin büyüklüğüne göre değişen oranlarda Suudi personel çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Suudi Arabistan eğitim sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle özellikle teknik düzeyde (sağlık ve inşaat gibi birtakım sektörlerde) kalifiye Suudi işçilerin istihdamı zor olduğundan belirlenen kotalarda zaman zaman revizyona gidilir. Doğal kaynaklar ve çevre Suudi Arabistan dünyada en fazla kanıtlanmış petrol rezervlerine sahip ülke konumundadır. Petrol rezervleri tahmini olarak 264 milyar varil olup, dünya petrollerinin % 21’ine sahiptir. Suudi Arabistan’daki petrol üretim tesisleri ülkenin Doğu’sunda yoğunlaşmaktadır. Ağır sanayi dallarına yapılan yatırımlara, uluslararası medya kuruluşlarının yaygınlaşmasına, su kaynaklarının azalmasına ve büyük şehirlerde hava kirliliğinin dikkat çekici boyutlara ulaşmasına bağlı olarak vatandaşların çevre bilinci artmakta ise de; çevrenin korunması Suudi Arabistan için geçmişten bu yana öncelikli bir konu olmamıştır. Saudi Aramco’nun ülkenin petrol rezervlerinde tekeli bulunmaktadır. Ülkede yabancı yatırıma izin vermek yerine anahtar teslimi sözleşmeler tercih edilir. Bu sistemde, yabancı yükleniciler teçhizatları tedarik etmekte ve altyapıyı oluşturmakta olup, mülkiyet ve işletme (Amerikan Chevron tarafından işletilen Neutral Zone dışında) Saudi Aramco’dadır. Ülkenin kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinde artış görülür. Ülkede 7.17 trilyon metreküp doğal gaz rezervi olduğu tahmin edilir. Bu miktar tüm dünya toplam gaz rezervinin %4’ünü teşkil etmekle birlikte, Iran ve Katar’daki rezervlerden daha düşüktür. Suudi Arabistan’da altın gümüş, bakır çinko, boksit, magnezit ve fosfot yatakları da bulunur.
3 bin metreye varan yüksekliğe rağmen ülke arazisinin genellikle düz olduğu ve bu yüksekliklerin ulaşıma engel olmadığı görülür. İklim her mevsim sıcak ve kurak olduğundan, ülkede akarsu ve göl bulunmaz. Hurma dışında sulama yapılmaksızın üretilebilecek bir meyve ya da sebze yetişmez. Kızıldeniz kıyılarındaki bazı alanlara yeraltı sularını besleyecek kadar yağmur yağmasına rağmen, sahildeki Cidde kentine ve sahile yakın mesafedeki Mekke ve Medine şehirlerine yeterli miktarda yağış düşmez. Ülkenin en fazla yağış alan kısımlarına dahi yılda ancak 130 mm. kadar yağmur yağar. Ülkenin yakın zamanda tarımsal açıdan kendi kendine yeterlilik konusunda hedeflerine ulaşabilmesi pek mümkün görülmez. Su kıtlığı, ülkede sanayileşmeyi de zorlaştıran bir unsur olarak görülmektedir.
Çünkü genellikle fatura içerisinde servis hizmeti de ilave edilir. Domuz eti ve alkol tabu olarak kabul görmekte olup, bu maddelerin alınması yasa dışıdır. Yemeğin sağ elle yenilmesi önemlidir. Toplantılar için en uygun zaman dilimi sabahtır. Ayrıca, yaz sıcaklarında bazı Suudiler karanlık bastıktan sonra toplantı düzenlemeyi ter-
cih edebilirler. Suudiler zamanı daha rahat bir davranış içerisinde kullanırlar. Sosyal toplantıların veya iş toplantılarının kesin bir başlangıç ve bitiş saati olmayabilir. Suudiler konuşma esnasında aralarındaki mesafeyi çok kısa tutar. Siz bu davranış biçimine alışık olmasanız da geriye doğru bir hareket yapmayınız. Bu şekildeki davranışınız sizin hissiz ve soğuk bir kişi olduğunuz imajı verebilir. Suudiler yolda yürürken sık sık el ele gezer. Eğer Suudi biri elinizi tutarsa bu davranışı bir arkadaşlık göstergesi olarak algılamalısınız. Araplar otururlarken bacak bacak üstüne pek atmaz. Karşı tarafa ayak tabanının gösterilmesi de hoş karşılanmaz. Suudiler konuşurken sürekli elleriyle hareket etmekten hoşlanmalarına rağmen, herhangi birisini işaret ederek göstermek kaba bir davranış olarak kabul edilir. Sol el Arap dünyasında temiz olarak kabul görmez. Bu yüzden sol el ile bir davranışta bulunmamaya özen gösterilmesi gerekir. Spor, özellikle futbol, at ve deve güreşi (bahis yasaklanmıştır), avcılık, ülkenin çekici gelen taraflarının ve Suudi mutfağının övülmesi hoşlanılan konuşmalardandır. Orta Doğu politikaları, uluslararası petrol politikaları, İsrail, İslami inanışların sorgulanması ve eleştirilmesi, hastalık, kaza, ölüm, kadınlar hakkında kompliman yapmak ise kaçınılması gereken konuşmalar arasındadır. Para kullanımı Riyal Suudi Arabistan’ın para birimi olmakla birlikte dolarda kullanılır. T.C. Ziraat Bankasının Cidde’de şubesi bulunur. Pasaport ve vize işlemleri Diplomatik, Hizmet, Hususi ve Umuma Mahsus Pasaport hamilleri vizeye tabidir. Resmi tatiller ve çalışma saatleri Çalışma ve dinlenme saatleri Devlet kurumları genellikle saat 7:30’dan 14:30’a kadar, özel işletmeler genellikle saat 9:30’dan 14:00 ci-
varına ve akşamları saat 17:00’den 21:00’e kadardır. Günlük çalışma saati 8 saat, haftalık çalışma saati 48 saattir. Ramazan ayında Müslümanlar için günlük 6, haftalık 36 saat çalışma programı uygulanır. İşçi sürekli olarak 5 saatten fazla dinlendirilmeden çalıştırılmaz. Haftalık tatil günleri Cuma günleri haftalık tatildir. Çalışma ofisine bilgi vererek Cuma yerine başka bir gün tatil yapılabilir. Resmi kurumlar Perşembe günü de kapalıdır. Resmi tatiller Her yıl Ramazan Bayramı ( the Eid al-Fitr)’nda yaklaşık bir hafta ve Kurban Bayramı (Eid al-Adha)’nda 10 gün tatil vardır. Resmi dil Suudi Arabistan’da resmi dil Arapçadır. İş çevresinde İngilizce de kullanılır. Yerel saat GMT’den 3 saat ileridedir. Yerel saat, kış saati uygulaması sırasında (Ekim-Mart) Türkiye’den 1 saat ileri, yaz döneminde ise aynıdır. Yerel ölçü birimleri S.Arabistan’da Metrik sistem kullanılır. Telefon kodları Uluslararası Telefon Kodu: + 966 İklim Yazları kuru ve sıcak, kışları ise yumuşak bir hava hüküm sürer. En sıcak ay Temmuz ayı olup; ortalama hava sıcaklığı 26–42 °C arasındadır. En soğuk ay olan Ocak ayında ise ortalama hava sıcaklığı 8–12 °C arasındadır. En kurak aylar Temmuz, Eylül ve Ekim olmakla birlikte bu aylarda ortalama yağış miktarı 0 mm’dir. En yağışlı ay olan Nisan’da ise ortalama yağış miktarı 25 mm’dir. Kaynak: Ekonomi Bakanlığı Dünya Gazetesi
İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler Ziyaretçilerin bir kefil vasıtasıyla randevu alması önem taşır. Bu yüzden yumuşak mizaçlı, etkili akrabaları olan ve nüfuzlu bir kefil bulunmasında fayda vardır. Toplantılar telefon konuşmaları ile sık sık kesilebilir. Tartışma esnasında genellikle kişisel argümanlar kullanılır. Israr, karşı tarafı ikna etmek için sık sık kullanılan bir yöntemdir. Suudilerle olan iş ilişkilerinde saygılı ve içten davranışlar beklenir. Büyüklere saygı göstermek önemlidir. En sık rastlanan selamlaşma şekli “Salam alaykum”, “Wa alaykum as-salam” şeklindedir. Selamlaşma için bazı temel Arapça sözcüklerin öğrenilmesinde fayda vardır. Kartvizitlerinizin bir tarafının İngilizce, diğer tarafının da Arapça olarak hazırlanması sık rastlanan bir durumdur. Tanıtım materyallerinin Arapça olması bir avantaj sağlayacaktır. Misafirlere iyi davranmak Suudiler arasında erdem olarak kabul edilir. Bu yüzden ülkede gerçekleşecek olan önemli aktivitelere iş yaptıkları kişileri davet etmek isterler. Suudi iş adamları yabancılarla ilgilenir ve yapacakları hataların affedilmesini bekler. Kaba bir davranış olarak kabul edilecek ve onları küçük düşürecek her türlü hareketten uzak durulmalıdır. İş ilişkileri aşırı derecede kişisel davranışlarla yürütülür. Suudilerle iyi ilişki kurabilmenin bir yolu da, onların sağlığı, kardeşleri, amcaları, kuzenleri ve oğulları ile ilgili olabilecek soruları sormaktır. Ancak, ailenin kadın üyeleri hakkında soru sorulmamalıdır. Yemeklerde çok az konuşulur. Suudiler yemekte sessizliği tercih eder. Bahşiş yaygın ve gerekli değildir.
Suudi Arabistan
ülke analizi Detaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Suudi Arabistan’ın ithalatı 2016 yılında dünya genelinden 129,7 milyar dolar ithalat gerçekleştiren Suudi Arabistan’ın en fazla ithalat yaptığı ilk üç ülke sırasıyla; 18,8 milyar dolar ile Çin, 17,3 milyar dolar ile Amerika Birleşik Devletleri ve 8,1 milyar dolar ile Almanya’dır. Türkiye, Suudi Arabistan’ın ithalat yaptığı ülkeler arasında % 2,2 pay ve 2,9 milyar dolar ile on ikinci sırada yer alır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Suudi Arabistan’ın dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde, 6,1 milyar dolar ile kıvılcım ateşlemeli (1500cm3 <silindir= < 3000 cm3) kategorisinde yer alan motorlu taşıtlar ilk sırada yer alır. Kıvılcım ateşlemeli (3000cm3 <silindir hacmi) kategorisinde yer alan motorlu taşıtlar 5,4 milyar dolar ile ikinci sırada yer alırken, başka yerde belirtilmeyen emtialar kategorisine giren ürünler ise 4,8 milyar dolar ile üçüncü sıradadır. Suudi Arabistan’ın ihracatı 2016 yılında dünya geneline 207,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Suudi Arabistan’ın en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla; 6,5 milyar dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 4,1 milyar dolar ile Çin ve 2,4 milyar dolar ile Hindistan’dır. Ülkelerin raporlama farklılıkları, ticaret akışı, yıl ve emtia gibi nedenlerden kaynaklı olarak 164,1 milyar dolarlık önemli bir ihracatın hangi ülkeye yapılmış olduğu net olarak belirlenememektedir. Bu kapsamda, yukarıda ihracatın yapıldığı net olarak belirlenebilen ilk üç ülkeye sırasıyla yer verilmiştir. Türkiye ise 1,5 milyar dolar ve %0,7 pay ile Suudi Arabistan’ın ihracat yaptığı ülkeler arasındadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Suudi Arabistan’ın dünya geneline gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde, 136,1 milyar dolar ile ham petrol (petrol yağları ve
bitümenli minerallerden elde edilen yağlar) ilk sıradadır. İkinci sırada 23,6 milyar dolarla, petrol ve bitümenli yağlardan elde edilen hafif yağlar ve müstahzarları (petrol veya bitümenli yağ oranı >=%70) bulunur. Üçüncü sırada ise polipropilen (ilk şekilde), 4,2 milyar dolar ile yer alır. Suudi Arabistan – Türkiye Dış Ticaret İlişkileri Suudi Arabistan’ın Türkiye’den ithalatı 2016 yılında Suudi Arabistan’ın, Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 388 milyon dolar ile tütün içeren sigaralar yer alır. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Suudi Arabistan’a ve diğer ülkelere yaptığı ihracatın %78,2’sine denk gelir. Suudi Arabistan’ın, Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün 131,1 milyon dolar ile sentetik/suni elyaftan kadife şeklinde dokunmuş hazır eşya kategorisinde yer alan ürünlerdir. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Suudi Arabistan’a ve diğer ülkelere yaptığı ihracatın %8,4 ’sine denk gelir. Sıvı dielektrik transformatörleri (gücü>10000 kVA) ise 112,2 milyon dolar ile Suudi Arabistan’ın, Türkiye’den en çok ithal ettiği üçüncü sıradaki ürün grubu olmuştur. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Suudi Arabistan’a ve diğer ülkelere yaptığı ihracatın %26 ’sına denk gelir. Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye yaptığı ihracat 2016 yılında Suudi Arabistan’ın, Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 489 milyon dolar ile polipropilen (ilk şekilde) bulunur. Bu değer, Suudi Arabistan’ın bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %11,5’ine denk gelir. İkinci sırada, özgül kütlesi 0, 94’ten büyük veya eşit olan polietilen 260,7 milyon dolar ile yer alır. İlgili değer, Suudi Arabistan’ın bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %6,2’sine denk gelir. Üçüncüsıradaise174,7milyondolarileözgülkütlesi0,94’ten küçük olan polietilen bulunur. İlgili değer, Suudi Arabistan’ın bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %4,8’ine denk gelir.
7
YIL: 20 | SAYI: 353 | 13 - 26 Mayıs 2018 | www.mtso.org.tr
Makine sanayicileri güçlü sinerji oluşturma hedefinde
M Akar Tülücü
MTSO 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı
Sektör temsilcileri olarak birbirimizi tanırsak güvenebiliriz. Güvenimiz artarsa ortak hareket edebiliriz. Ortak hareket edebilmemiz ise gücümüzü artıracak ve daha büyük işler yapmamızı sağlayacaktır. Bu nedenle önceliği tanışmaya vereceğiz.
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Akar Tülücü, önümüzdeki süreçte sanayiciler arasındaki iletişimi artırıp güçlü bir sinerji oluşturmayı hedeflediklerini anlattı. Tamamlanan MTSO seçimleri ardından önümüzdeki süreçte yapmayı planladıkları çalışmalar hakkında bilgi veren 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Akar Tülücü, ekip olarak geçen dönemde de görev aldıklarını hatırlatıp, önceliği yarım kalan çalışmalarını bitirmeye vereceklerini söyledi. Önceki dönemde sanayicilerin sorunlarını belirlediklerini ve bu dönemde ise bu sorunların çözümüne ağırlık vereceklerini vurgulayan Tülücü, ilk olarak sektörel sorunların çözümünü kolaylaştırmak adına branşlaşmaya ağırlık vereceklerini anlattı. Makine Meslek Komitesi içerisinde asansörcüden pompacıya toplam 16 farklı iş kolu bulunduğunu dile getiren Tülücü, her bir iş kolunun ayrı bir uzmanlık alanı olduğunu ve sorunlarının da farklılaştığını belirtti. Bu nedenle spesifik sorunlara odaklanabilmek adına yeni dönemde hedeflerinin iş kollarında gruplaşmaya gitmek olacağını kaydeden Tülücü, “Böylece Ur-Ge Projelerine yönelmek, oluşturacağımız kümelerle fuarlara daha sık katılmak ve bünyemizdeki iş kollarını büyütüp geliştirmek istiyoruz” diye konuştu. Sonuç odaklı çalışmaların öncelikleri olacağını vurgulayan Tülücü, gruplara özel çalışmalar yapacaklarını anlattı. “Daha rasyonel yatırımlar yapabiliriz” Sektörde faaliyet gösteren firmaların birbirini yeterince tanımamasından da şikayetçi olan Akar Tülücü, üzerinde duracakları bir diğer çalışmanın üyeler arası iletişimi artırmak olacağını anlattı. “Meslek Komitesini oluşturan işletmelerin hepsinin birbirini tanımasını istiyorum” diyen Tülücü, şunları söyledi: “Maalesef bizim ülkemizde tüm
sektör temsilcileri birbirini rakibi olarak görüyor. Oysa güçlerimizi birleştirirsek rakip olmak yerine sinerji yaratıp ortak bir güç olabiliriz. Firmalarımızın çok ciddi potansiyeli var ama bu potansiyeli verimli kullanamıyoruz. En basiti yatırımlarımızı örnek gösterebilirim. Eğer birliktelik sağlarsak daha rasyonel yatırımlar yapmamız mümkün olur. Birimizin yaptığı bir makine yatırımını bir diğerimiz yapmaz. Alacağımız işler için gerekli başka bir makine yatırımını da diğer arkadaşımız gerçekleştirir ve yeri gelince güçlerimizi birleştirebiliriz. Ortak alımlarımızı birlikte gerçekleştirebiliriz. Böylece hepimiz kazanırız ve hem sektör gelişir hem de firmalarımız.” Ekonomik açıdan yalnızca Türkiye değil, dünyanın zor bir süreçten geçtiğini vurgulayan Tülücü, israf edilecek bir kuruşun bulunmadığını, ortak hareket etme kültürünün mutlaka yayılması gerektiğini söyledi. Bunun da güven ortamında gerçekleşebileceğini vurgulayan Tülücü, bu güvenin de kişilerin birbirini daha yakından tanımasıyla oluşabileceğini, bu nedenle yeni dönemde çalışmalarını üyelerin birbirini daha yakından tanıması üzerinde yoğunlaştıracaklarını söyledi. “Piyasalardaki iniş çıkışta önümüzü görmekte zorlanıyoruz” Sektöre yönelik değerlendirmeler de yapan Akar Tülücü, özellikle gerek döviz kurlarındaki gerek emtia fiyatlarındaki gerekse arz talep dengesindeki iniş çıkışlardan şikayetçi oldu. Bu iniş çıkışlar nedeniyle yarını dahi görmekte zorlandıklarını kaydeden Tülücü, “Bu sıkıntıları yalnızca ülkemizin seçime gidiyor olmasına bağlamak doğru değil. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada finans ve üretim konusunda çok köklü uygulama değişikliklerine gidileceği görülüyor. Paraların kısmen değersizleşeceği, emtiaların ilk çağlarda yapıldığı gibi biraz daha takas usulü ile el değiştirdiği ticari sistemlerin oluşması bekleniyor. Bu
duruma ayak uyduracak tedbirler almamız gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Üretimin ülke ekonomileri adına taşıdığı öneme dikkat çeken Tülücü, son dönemlerde yaşanan iniş çıkışlardan hasarsız sıyrılmak adına çeşitli tavsiyelerde de bulundu. “Sektörel olarak yapacağımız yatırımlarda belli marjları geçmemeliyiz. Borçlarımızı ödenebilir düzeyde tutmalıyız” diyen Tülücü, en az bir yıl arz, talep ve fiyat dengesinin makul seviyelerde kalması halinde yatırımların borçlanma ve kredilendirme çalışmalarının hızlanacağını anlattı. “Çalışanlar bu sektörü tercih etmiyor” Yalnızca maddi imkanlar anlamında değil, personel noktasında da ciddi sorunlar yaşandığına değinen Akar Tülücü, sanayinin artık çalışanlar tarafından tercih edilmediğini söyledi. Yeni neslin ağırlıklı olarak masa başı işleri tercih ettiğini, sanayide çalışacak personel bulabilmek adına ekstra ödemeler yapılması gerektiğini kaydeden Tülücü, bu durumun maliyetleri artırıp rekabetçi yapıyı bozduğuna dikkat çekti. Meslek lisesi mezunlarında ara eleman olarak çalışmak yerine mühendis olma isteğinin daha fazla olduğunu vurgulayan Tülücü, “Meslek lisesi mezunlarına verilen ek puanlar mühendislik fakültelerine rahatlıkla girebilmelerini sağlıyor. Bu durumda ara eleman kalmıyor ve piyasada ihtiyaç fazlası mühendisler oluşuyor” diye konuştu. “Destekler uzun soluklu olmalı” Sektörün içinde bulunduğu sıkıntıları daha rahat atlatabilmesi adına Hükümetin ciddi destekler verdiğine de değinen Akar Tülücü, bu desteklerden istenen sonucun alınabilmesi adına uzun soluklu olmasının önem taşıdığını söyledi. 3 ay, 6 ay ya da bir yıllık desteklerin firmalar adapte olana, prosedürler tamamlanıncaya kadar sona erdiğini kaydeden Tülücü, en az 5 ya da 10 yıllık desteklerin so-
nuç getireceğine inandığını anlattı. Hükümetten bir diğer beklentilerinin ise yönetmelikler noktasında yaşandığını kaydeden Tülücü, yönetmeliklerin çok sık değişmesinin özellikle yan hizmet alanları olan OSGB firmaları, mali müşavirler ya da danışmanlık firmalarını sıkıntıya soktuğunu, adaptasyonda zorlanmaları nedeniyle hizmet verdikleri firmalarla sorunlar yaşadığını söyledi. “Tarım ve tarıma dayalı sanayi önceliğimiz olabilir” Tüm dünyanın hızla Endüstri 4.0’a hazırlandığına da dikkat çeken Akar Tülücü, Türkiye’nin de bu yönde çeşitli adımlar atmasına rağmen henüz istenilen noktaya gelinmediğini söyledi. Türkiye’nin genel sorunu olarak enerjide dışa bağımlı olmasını gösteren Tülücü, “Biz makine sanayicilerinin ülkenin avantajlı ve dezavantajlı olduğu yönleri iyi tespit edip doğru hareket etmesi gerektiğine inanıyorum. Bana kalırsa önceliğimiz ülkemizde güçlü olduğumuz sektörleri belirlemek olmalı. Örneğin tarım ve hayvancılığı modernize edecek makineler ya da ülkemizde bol ve temiz bulunan güneş ya da rüzgar enerji sistemleri üzerine çalışmalıyız” dedi. Türkiye’nin mevcut yapısının farklı bir alanda yenilik ya da ileri teknoloji geliştirmeye imkan vereceğine inanmadığını dile getiren Tülücü, şöyle konuştu: “Bu tür bilimsel konular, üzerinde uzun süre çalışma gerektirir. Bir arge’ye odaklanabilmenin ise bedeli vardır. Öncelikle böyle bir konuda uzun süre çalışacak bilim adamının geçim kaygısı olmaması gerekiyor. Mevcut durumda ülkemizde böyle bir yapı bulunmaması nedeniyle ar-ge çalışmaları özel sektör imkanları çerçevesinde yürütülüyor. Bu nedenle özel sektör yalnızca kendi firmasının ihtiyaçlarına yönelik adımlar atabiliyor. Bu da teknoloji geliştirme konusunda istenen hamleyi yapamamamızı beraberinde getiriyor.”
29 No’lu komite sektöre yeni bir soluk getirme hedefinde
M
TSO 29 No’lu Komite Başkanı Turgay Demirtaş, yeni dönemde önceliklerinin birlik ve beraberliği sağlamak olacağını vurguladı. Demirtaş, birliğin sağlanması halinde hem sektörün kalitesinin artacağına hem de kentte medyaya bakış açısının değişeceğine inandığını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Turgay Demirtaş, seçimler sonrasında 4 yıl için sektörü temsil etmek adına görev aldıklarını belirterek yeni dönemde yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı. Bu yıl içinde Komite Başkanlığı görevine seçilmesi yanında aynı anda Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’na seçildiğini de kaydeden Demirtaş, bir taraftan sektör adına yapmayı planladığı çalışmalara değinirken diğer taraftan sektör sorunlarını ve çözüm önerilerini sıraladı. Basın-Yayın sektöründe Mersin’in oldukça ileri seviyede olduğunu kaydeden Demirtaş, komite bünyesindeki diğer sektörlerden reklamcılığın güçlü olduğunu, matbaacılıkta ofset baskılara geçildiğini, eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılayan kitap kırtasiye işletmelerinin mevcut hizmetlerini en iyi şekilde vermeye devam ettiğini anlattı. Konuşmasını medya özelinde sürdüren Demirtaş, medyanın ülkeler, kentler üzerindeki gücü ve etkisine değinerek, “Toplumun ekonomisinden, sosyal ve siyasal hayatına kadar her alanda güçlü bir yön verici ve belirleyici etkisi olan medyanın doğru kullanımı ve hak ettiği değeri görmesi, ülke ve kent genelinde olmazsa olmazların başında gelmekte” dedi. Bu anlamda kent genelinde bir kültürün ve bakış açısının oluşturulmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Demirtaş, bu oluşacak kültüre paralel olarak da sektörün nitelik ve niceliğinin arttırmasının kaçınılmaz olacağına dikkat çekerek önceliklerinin bu kültürü oturtmak olacağını ifade etti.
MTSO 7
CMYK
“Teknolojiye ayak uydurmalıyız” Herkesin bildiği gibi dünyanın başka bir yöne evrildiğini hatırlatan Turgay Demirtaş, her alanda ileri teknolojinin daha çok kullanıldığı, insanların farkındalıklarının arttığını, bireysel gelişim ve karar verme yetilerinin ön plana çıktığını söyledi. Farklı bir yüzyıla girildiğini ve medya sektörünün de önümüzdeki süreçte tüm bu parametreleri göz ardı etmeksizin hareket etmesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, şunları söyledi: “Özellikle sosyal medya ve diğer dijital platformların milyonlarca insan tarafından kullanıldığını düşünürsek sektörün tüm bu değişimlere muhakkak suretle entegre olması gerek. Düşünsel ve işlevsel olarak çağın gerisinde kalmış bir medya sektörü kabul edilemez. Hele ki tüm dünyada 4. güç olarak değerlendirilen medyanın öncü ve belirleyici olma misyonu göz önünde bulundurulursa bu kaçınılmaz. Görev süremiz içerisinde sektörümüzün bu alanda da gelişim kaydetmesi adına çalışmalar yürütmek istiyoruz.” “Bütüncül bir yaklaşımımız olacak” Komite olarak bu yeni dönemde sektör içinde birleştirici, bütüncül bir yaklaşımla hareket etme hedefiyle yola çıktıklarına dikkat çeken Turgay Demirtaş, “Altını çizdiğim birçok sorunun çözümlenebilmesi için bu düşüncenin hayata geçirilmesi çok önemli. Sektör içinde temsilcilerle istişare içinde olarak konuların ortaya konması ve ortak akıl çerçevesinde eşgüdümle hareket edilmesi inanıyorum ki hem sektörün kalitesini arttıracaktır hem de kentte, bu alana olan bakış açısını değiştirerek belli bir seviyeye yükseltecektir” dedi. Çok sesliliğin hakim olduğu demokratik ve farklı renklerin ortak payda altında buluştuğu bir sektör yaratmak istediklerini vurgulayan Demirtaş, “Elbette tüm bunları yaparken çözüm araçlarının başında gelen eğitim konusu bizim için vazgeçilmez. Her alanda olduğu gibi meslek içi eğitim ve dünyadaki yeniliklerin
sektör temsilcileriyle paylaşılması ve uygulanır kılınması hedeflerimiz arasında” ifadelerini kullandı. Medyanın her alanıyla günümüzün belirleyici olarak kabul edilen lokomotif sektörlerinden biri olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getiren Demirtaş, “Bize düşen, bu lokomotifi liyakat esasıyla doğru istikamette doğru hedeflere ulaştırabilmek. Bu anlamda Mersin’de yeni dönemde sektörümüzdeki sorunları kapsayıcı kucaklayıcı bir anlayışla çözüme kavuştururken, kente ve ülkeye bilgi ve kalite anlamında katmadeğer sağlayacağımıza inanıyorum” diye konuştu. “Medya toplumlar üzerinde güç olmayı sürdürecek” Sektöre ilişkin değerlendirmeler de yapan Turgay Demirtaş, medyanın dün olduğu gibi bugün ve yarın da toplumlar üzerinde en büyük güç olarak varlığını sürdüreceğini söyledi. İnsanoğlunun gelişim sürecine bakıldığında toplumların yapısal, sınıfsal ve sosyolojik şekillenmeleri üzerinde medyanın önemli etkisi olduğunun görüleceğini kaydeden Demirtaş, teknolojideki gelişimlere paralel olarak zaman içinde şekil değiştirse de yazılı, görsel ve işitsel medyanın her zaman insanlar üzerinde fikir, algı ve kanaat oluşturma anlamında belirleyici rol oynadığını anlattı. İnsanlık tarihinde haber alma ve haber verme ihtiyacının her zaman öncelikli talepler arasında yer aldığına dikkat çeken Demirtaş, şunları söyledi: “Tarihte 1926’da televizyonun icadıyla dünya sihirli kutu tabir edilen teknolojinin kaçınılmaz bağımlısı olurken günümüzde özellikle 1980’li yıllarda bilgisayarın yaygınlaşmaya başlamasının ardından 1990’lı yıllarda internet denen teknoloji sayesinde bilginin bit, byte gibi yeni kavramlarla tanımlanır hale gelmesi zaman ve ulaşılabilirlik algısını yeniden şekillendirdi. Tüm bu hızlı dönüşüm sosyal yaşamdan siyasal yaşama, hukuk kurallarından toplumsal sınıf farklılıklarına değin birçok alanın yeniden şekillenmesi ve
oluşmasına sebep oldu. Artık saniyeler içinde bilgiye ulaşmak mümkün olurken bu erişebilirlik ülkelerin siyasal rejimlerinden ekonomik hareketlerine değin hayati önem taşıyan konularda medyanın göz ardı edilemez etkisini daha da ortaya koydu. Zaman içerisinde bu iletişim kanallarının, ekonomide yeni pazarların yaratılmasından tutun da, toplumların yaşam biçimlerinin şekillendirilmesi, kurumların varlıklarını sürdürebilmeleri ve daha birçok alanda etkili oldu. Bu etkinin anlaşılması 4. güç denen medyanın doğru ve etik kullanım kavramlarıyla birlikte sektörün de hem kendi içinde hem de siyasal erk ve diğer kurumlar arasında konum ve görev tanımlamasını yeniden yapma ihtiyacını doğurdu. Biz yeni dönemde bu yeni tanımlamalara odaklanacağız.” “Kaliteli bir medya kültürü oluşmalı” Genel bir bakışın ardından sektöre ilişkin sorun ve yapılması gerekenleri de kısaca özetlemek istediğini vurgulayan Turgay Demirtaş, “Dünya geneline baktığımızda medya sektörüne ilişkin yasal özlük hakları, görev tanımlamaları mesleki örgütlenmeleri, hukuksal temellerin oturtulmuş olması ve ekonomik destekler, nispeten oluşturulmuş ve uygulanabilirken, bu anlamda ülkemizde özellikle Mersin ölçeğinde bu alanda sıkıntılar yaşanmakta” dedi. Medyanın doğru ve etik kullanımı anlamında sektörün kendi içinde de sorunlar yaşandığına işaret eden Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizler kendi içimizde sorun yaşarken toplumda kaliteli bir medya kültürü oluşturamamak da üzerinde çalışılması gereken konuların başında geliyor. Basın yayın dünyasının görev tanımlamasını hem kendi içinde hem de toplumsal anlamda yeniden gözden geçirerek irade ortaya koyma gerekliliği var. Başkanlığına getirildiğim MTSO 29 No’lu Meslek Komitesi görevi çerçevesinde bu sorunları sektör temsilcisi meslektaşlarımla birlikte çözme gayretinde olacağız.”
Turgay Demirtaş
MTSO 29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı
Toplumun ekonomisinden, sosyal ve siyasal hayatına kadar her alanda güçlü bir yön verici ve belirleyici etkisi olan medyanın doğru kullanımı ve hak ettiği değeri görmesi, ülke ve kent genelinde olmazsa olmazların başında geliyor.
8
YIL: 20 | SAYI: 353 | 13 - 26 Mayıs 2018 | www.mtso.org.tr
RÖPORTAJ
TÜBİTAK’ta hedef, bilimsel temelli kalkınma
Prof. Dr. Hasan Mandal TÜBİTAK Başkanı
T
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Çocuklarımızı geleceğe hazırlarken, gençlerimizin yanında olurken, girişimcilerimizi desteklerken temel amacımız kalkınmamızı bilimsel bir temele oturtma gayretidir” dedi.
ÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, kurumun çalışmaları hakkında bilgi vererek, hedeflerini anlattı. Bilimsel temelli çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Mandal, “Ülkemizde bilim kültürü oluşturması ve yaygınlaştırılması amacıyla yürütülen faaliyetlere yönelik desteklerin başlangıç yılı olan 2007’den 2017’ye kadar geçen sürede toplam 274,8 milyon TL destek sağladık” dedi. Bu kapsamda bilim merkezlerini yaygınlaştırmak istediklerine değinen Mandal, ülkede bu merkezlerin yıllar içinde sayılarının artmasını hedeflediklerini söyledi. Konya, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Elazığ’da Bilim Merkezleri kurulduğunu bildiren Mandal, Antalya ve Üsküdar’da ise 2018 yılı sonunda bilim merkezlerinin açılmasına yönelik çalışmalara başladıklarını ifade etti. Ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetişmesi adına çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Mandal, aynı zamanda KOBİ’lerin bilimsel çalışmalar yürütmelerini desteklerini de anlattı. Yalnızca yurtiçi değil uluslararası alanda çalışmaları bulunduğunu da bildiren Mandal, “Uluslararası işbirlikleri başarıyı yakalamanızda önemli bir katmandır. Bu amaç doğrultusunda 46 ülke ile uluslararası arenada çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu. Mandal MTSO Haber’in sorularını şöyle yanıtladı: MTSO Haber: Üretim odaklı girişimcilere yönelik destekleriniz var mıdır, nelerdir? Öncelikle çalışmalarınızda başarılar diliyorum. İlk olarak ifade etmek istediğim husus, yaptığımız tüm çalışmaların sonuca ulaşmasıdır. Bunun için destek mekanizmalarımızın üretim odaklı olmasını planlıyoruz. Son yıllarda Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun özel sektöre yönelik Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini teşvik ettiği programlar kapsamında büyük artışlar sağlandı. 1995-2002 yılları arasında toplam 490 milyon TL destek verilirken, 2003-2017 yılları arasında verilen destek miktarı yaklaşık 13 kat arttı. Sadece 2017 yılında verdiğimiz destek ise yaklaşık 500 milyon TL oldu. Biz girişimciliği, bilim ve teknoloji ile bir araya getirmeye çalışıyoruz. TÜBİTAK, geliştirmekte olduğu yeni mekanizmalarla özel sektörün, üniversitelerin, araştırma merkezlerinin ve bilim insanlarının Ar-Ge çalışmalarında daha güçlü olmasına ve girişimcilik kültürünün artmasına yönelik desteklerinin kapsamını ve çeşitliliğini artırmaya devam etmektedir. Yeni dönemde hedeflerin bütünleştirildiği, planlama/programlama, uygulama, ölçme ve geri besleme mekanizmalarının ayrı ayrı ve birbirleriyle ilişkili düzenlendiği, özel sektörün katma değeri yüksek uluslararası düzeyde rekabetçi yeni ürünler geliştirmesine daha elverişli imkânlar sağlayacağını öngörüyoruz. MTSO Haber: Geleceğin girişimcileri, sanayicileri olan çocuklara ve gençlere yönelik yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? TÜBİTAK olarak ülkede gençliğin gelişimi için bilimsel değerler oluşturmak, hedefler belirlemek, eğitimlerine ve gelişimlerine katkıda bulunmak için ciddi çalışmalar yürütmekteyiz. Ortaöğretimden başlayarak üniversite düzeyine kadar bilimsel yarışma programları düzenlemekteyiz. Yine Ulusal ve Uluslararası Bilim Olimpiyatları, Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmaları, Lisans ve Lisansüstü Öğrencilerine Yönelik Burs ve Destek Programları yürüterek başarılı ve zeki öğrencilerimize destek veriyoruz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi bilimi sevdirmeye yönelik Bilim Şenlikleri, Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Programları düzenliyoruz. Konuyla ilgili
MTSO 8
CMYK
olarak sayabileceğimiz daha birçok etkinliklerimiz ve desteklerimiz var. Bu çalışmaları yapmaktaki amacımız nedir? Bilim ve onun ayrılmaz bir parçası olan teknolojinin gelişimi başta insan gücü, finansman, fiziksel altyapı ve bilgiye dayanıyor. Ama muhakkak ki, bunların başında esas insan gücü geliyor. Bu değerlerimizi yerüstü hazinelerimiz olarak ifade edebilirim. Eğer insan varsa, beyin gücünü de en verimli şekilde değerlendirebiliyorsanız o zaman kalkınmaya, yenileşmeye, teknolojiye yönelik ne varsa hepsini toparlayabilirsiniz. Gençlerimizi programlarımıza, etkinliklerimize katılmaya davet ediyorum. Bu konuda gençlerimiz TÜBİTAK’ın internet sitesi ve sosyal medya hesaplarını takip etsinler. Mutlaka katılacakları, kendilerine yön verecek, ufuk oluşturacak bir etkinlik ve destek programı vardır. MTSO Haber: Bu arada erken aşama girişimcilere destekleriniz nelerdir? Tabi ki; erken aşama girişimcilerimizi çok önemsiyoruz. Teknogirişim Sermaye Desteği (“BiGG”) Programı ile genç ve yenilikçi girişimci adaylarının hayallerini gerçekleştiriyoruz. Program kapsamında 2017 yılı sonunda toplam 415 teknogirişim firmasının BİGG aracılığı ile kurulması sağlandı. 415 firmaya toplam 61 milyon 127 bin TL bütçe tahsis ettik. Burada gençlerimize hep şunu tavsiye ediyoruz, “Başarıyı yakalama konusunda asla pes etmeyin.” Üniversitelere yönelik Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini teşvik ettiği programlar kapsamında, 2003 - 2017 yıllarında 19 bin 27 projeye yaklaşık 7,2 milyar TL hibe destek sağladık. Bununla birlikte 2017 yılında destek kararı verilen proje sayısı 2002 yılına kıyasla 2,5 kat artış göstererek bin 354 olarak gerçekleşti. Bu artış bizi geleceğimiz açısından ümitlendirmektedir. Yine akademik projelere aktarılan destek miktarı 2002 yılına kıyasla 44 katına çıkarak 858 milyon TL oldu. Çocuklarımızı geleceğe hazırlarken, gençlerimizin yanında olurken, girişimcilerimizi desteklerken temel amacımız kalkınmamızı bilimsel bir temele oturtma gayretleridir. Bununla birlikte, teknolojik ilerlemenin esasını oluşturan bilimsel faaliyetlerin arzu ettiğimiz düzeye ulaşması için temel bilimlere ağırlık vermenin ve gençlerimizi bu alanlara yöneltmenin hayati önem taşıdığının farkındayız. Bu amaçla çok cazip burs programları oluşturduk. Temel Bilimler Burs Programı ile fizik, kimya, biyoloji, matematik, felsefe, tarih, coğrafya, sosyoloji, antropoloji, arkeoloji ve sanat tarihi, ilahiyat, Türk dili ve edebiyatı gibi bölümleri tercih eden öğrencilere, 2 bin TL’ye kadar burs desteği vermekteyiz. MTSO Haber: Bilim Merkezleri çalışmalarınız da bulunuyordu? Bu konuyu biraz açabilir misiniz? Memnuniyetle. Ülkemizde bilim kültürü oluşturması ve yaygınlaştırılması amacıyla yürütülen faaliyetlere yönelik desteklerin başlangıç yılı olan 2007 yılından 2017’ye kadar geçen sürede toplam 274,8 milyon TL destek sağladık. Bu kapsamda yer alan desteklerden biri olarak, bilim merkezlerinin toplumumuzda bilim kültürünü yaygınlaştırmak için son derece kritik bir rol üstleneceği öngörüsünden yola çıkılarak, ülkemizde bu merkezlerin kurulması ve yıllar içinde sayılarının artırılmasını hedefliyoruz. Konya, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Elazığ’da Bilim Merkezleri kuruldu. Antalya ve Üsküdar’da da 2018 yılı sonunda bilim merkezlerinin açılmasına yönelik çalışmalara başladık. Bilim merkezlerimize yapılan ziyaret sayılarını gördüğümüzde ne kadar doğru bir adım attığımızı anlıyoruz. Bu bilim merkezlerimize çevre il ve ilçelerden bilimsel tur seyahatleri düzenlenmektedir. Bilim kültürünün yaygınlaşması adına çalışmalarımız
Bilim Merkezleri ile sınırlı kalmıyor, biraz önce de bahsettiğimiz gibi örgün eğitim kurumlarında da bu kültürün gelişmesi için çaba sarf etmekteyiz. Bu anlamda önemli bir uygulama olarak Bilim Fuarları Destekleme Programını sürdürmekteyiz. Program kapsamında her okula 5 bin TL destek veriyoruz. Bugüne kadar 124 bin öğrencimizin katkıları ve 1,8 milyonun üzerinde ziyaretçimizin katılımıyla 17 bin 41 okulda 415 bin proje destekledik. Bizlerin yapması gereken, gençlerimizi küçük yaşlardan itibaren, özgüven sahibi, girişimci bireyler olarak yetiştirmek; onların yaşadıkları topluma, dünyaya saygılı, dürüst, çalışkan ve geçmişi ile barışık bireyler olmalarını sağlamaktır. Dünyaya baktığınızda, ilerleyen, kendi değerlerini koruyan, halkına yüksek yaşam standartları sunabilen ülkelerin en değerli kaynağının bu nitelikteki gençler olduğunu görürsünüz. Dünyayı yöneten markalara, şirketlere bakın. Bu markaların temelinde de karşınıza yenilikçi düşünebilen, sıra dışı girişimci gençler çıkar. Kurdukları şirketler Türkiye’nin Gayrisafi Milli Hasılasının üzerinde olan bu kişiler dünyanın en zeki insanları mı? Çok parlak bilimsel kariyerleri mi var? Hayır. Bunların ortak özellikleri yenilikçi olmaları, olaylara kalıpların dışından bakabilmeleri, analitik düşünebilmeleri, iletişim kurma kabiliyetlerine sahip olmaları, fırsatları yakalayabilmeleri ve risk alabilmeleri... Bu tür yarışmalar/ etkinlikler aslında bu anlamda gençlerimize ciddi katkı sağlayacak. Demek istediğim, kalkınmanın gelişmenin artık sermaye sorunu, para sorunu olmaktan çıkmış olmasıdır. Memnuniyetle görüyorum ki, Türkiye olarak bu anlamda çok ciddi bir potansiyelimiz var. Genç nüfusumuz fazla ve gençlerimizde girişimciliğe, yenilikçiliğe dair çok ciddi bir kültür oluştu. Bu potansiyeli ülkemiz için bir fırsata dönüştürmek durumundayız. Bizim gençlerimizin yarışmaları, projelerini desteklemekteki, düzenlemedeki temel hedefimiz budur. Ülkemizi hedeflerine taşıyacak nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine katkıda bulunmaktır. Lise ve üniversite düzeyindeki öğrencilerimize buluş geliştirme, girişimcilik, ekip halinde çalışma yetenekleri kazandırmaktır. Gençlerimize, yaşadıkları topluma, dünyaya dair bir şeyleri iyileştirme ve hayallerindeki projeleri hayata geçirebilme motivasyonu kazandırmaktır. MTSO Haber: Uluslararası alanda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Uluslararası çalışmalara en az ülkemizde yaptığımız çalışmalar kadar önem veriyoruz. Çünkü global dünyada sorunlarınızı tek başınıza çözemezsiniz. Uluslararası işbirlikleri sizin başarıyı
yakalamanızda önemli bir katmandır. Bu amaç doğrultusunda 46 ülke ile uluslararası arenada çalışmalar yürütüyoruz. Öncelikle Ufuk 2020 programı hakkında size bazı bilgiler aktarayım. TÜBİTAK’ın üniversitelere, kamu kurumlarına ve özel sektöre sağladığı ulusal desteklerin yanı sıra yürütmekle sorumlu olduğu bir takım uluslararası destek programları da mevcuttur. Bu programların başında 80 Milyar Avro’luk bütçesiyle Avrupa Birliği Ufuk 2020 Programı gelmektedir. Ülke olarak 2002 yılında dâhil olduğumuz AB Çerçeve Programlarındaki hedeflerimizden belki de en önemlisi Avrupa Araştırma Alanı ile Türkiye Araştırma Alanı arasındaki entegrasyonun sağlanmasıdır. Bu entegrasyon ancak Avrupalı araştırmacılar ile Türk araştırmacıların ortak projeler gerçekleştirmesi ile mümkün olabilir. Avrupa Birliği Ufuk 2020 Programı’nda ilk defa son 2 yılda ulusal katkı payına göre geri dönüş oranları yüzde100’ün üstüne çıkarak 2015 yılında yüzde 107, 2016 yılında ise yüzde 102 olarak gerçekleşti. Bu çok önemli bir başarıdır. 2020 yılının sonuna kadar devam edecek olan Ufuk 2020 Programı kapsamında hedefimiz Türkiye’nin bu programdan maksimum faydayı elde etmesini sağlamaktır. Ülkemizin Ufuk 2020 stratejisinin ve bunun ötesinde araştırmanın uluslararasılaştırılması hedefinin gerçekleştirmesinde kullanılan bir diğer politika aracını da Kurumumuzca yürütülmekte olan ikili işbirlikleri oluşturmaktadır. Günümüze kadar 46 ülke ile 57 ikili işbirliği anlaşması yaptık. Sadece 2017 yılı içerisinde 15 adet ikili işbirliği çağrısı yürüttük. Bu kapsamda da 267 adet proje önerisi değerlendirilmek üzere teslim alındı. Aynı zamanda 60 ortak projenin desteklenmesine karar verildi. Hali hazırda 4 adet çağrı açık bulunmaktadır ve 128 adet projenin desteklenmesi devam etmektedir.
MTSO Haber: 2018 yılında öncelik vereceğiniz çalışmaları anlatır mısınız? TÜBİTAK olarak 2018 yılı ve ötesine ilişkin temel gayemiz, Ülkemizin 2023 yılı hedefleri ve 11. Kalkınma Planımız doğrultusunda “Araştırma, Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Ekosisteminde Ulusal Hedeflere Odaklanmış Nitelikli Bilgi Üretimi ve Nitelikli İnsan Kaynağının Yetiştirilmesi”dir. TÜBİTAK, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından belirlenen öncelikli sektörlere katkı verecek şekilde bu iki ana eksen üzerine odaklanacak ve girdi esaslı bir yaklaşımdan çıktı esaslı bir yaklaşıma geçecektir. Bu da ancak araştırma - teknoloji geliştirme - yenilikçilik süreçlerinin bütünleşik bir yapıda yani temel araştırma, teknoloji geliştirme ve ticarileşme değer zincirinin bir bütün olarak ele alınması ile mümkün olabilecektir. Bunun için de ARDEB, TEYDEB, BİDEB destek programları yaklaşımından bütünleşik “İhtisas Alanlı Program Yönetimi”ne geçiş yapılması planlanmaktadır. İhtisas Alanlı Program Yönetimi yaklaşımında, teknoloji hazırlık seviyesi 3 ile 6 arası olan süreçlerde biz üniversitelerimizin araştırma altyapılarını, teknoloji hazırlık seviyesinde 6 ile 9 arasındaki olan süreçte ise daha fazla firmayı sürecin merkezinde görmek istiyoruz. Ama her iki yaklaşımda da, hem hazırlık seviyesi 3-6 arasında olsun hem 6-9 arasında olsun, oluşacak işbirliği yapılarına platformlar olarak bakıyoruz. Bu platformlarda, üniversitelerimizin ihtisaslaştığı alanlardaki araştırma merkezleri, sanayinin araştırma merkezleri, TTO ve benzeri arayüz yapılar, KOBİ’ler yer alacaktır. Yani odak sektörlerde yüksek katma değerli ürünlerin oluşmasına zemin hazırlayacak ve birbirlerini bütünleyen yapılar olarak görüyoruz. Tabii ki bu yaklaşımla nitelik bilgi üretiminde en önemli gereksinim ise nitelikli insan kaynağı ihtiyacı. Bunun için de sektörler arasında üniversite-sanayi bilgi akışını sağlayacak insan kaynağı hareketliliğine ihtiyaç var. Bu kapsamda hem özel sektörde halihazırda istihdam edilen insan kaynağının doktora yapmasının sağlanmasına, hem sanayiye yönelik yeni doktoralı insan kaynağı yetiştirilmesine ve hem de aynı sektörde birbirinin rakibi olabilecek firmaların rekabet öncesi işbirliği yaklaşımı odaklı doktoralı insan kaynağının geliştirilmesine yönelik yeni destek programları başlatılacak. Yeni TÜBİTAK olarak “Nitelikli Bilgi ve Nitelikli İnsan” stratejisinin planlanması ve eyleme dönüşümünü, sürecin ilgili paydaşları ile iletişim ve işbirliği içinde gerçekleştiriyoruz ve gerçekleştireceğiz.