Yaşanan süreçte temkinli olmalıyız >3’te
Gümrük müşavirlerine uygulamalı MEDOS eğitimi verildi
Ressam Nasif’ten şehit aileleri yararına sergi
>3’te
>2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
MTSO nedir? Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 20 | YIL: SAYI:17354 | SAYI: | 27 298 Mayıs| -6-19 9 Haziran ARALIK 2018 2015
Döviz kurlarındaki artış yatırımı etkiliyor
Mersin, TOBB’dan görevlerle döndü
Yavuz Beller
MTSO 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı
M
TSO 32 No’lu Komite Başkanı Yavuz Beller, Dolar ve Euro’daki yükselişin ülkedeki yatırımları doğrudan etkilediğine dikkat çekti. Dövizdeki hareketlenmenin yatırım malzemesi fiyatlarına yansıdığına değinen Beller, “Fiyatlar sürekli artış eğiliminde olduğu için yatırıma başlayan bir kişi ne kadara tamamlayacağını tahmin etmekte zorlanıyor. Bu da yeni yatırımlar noktasında yatırımcıyı düşündürüyor” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Yavuz Beller, sektöre yönelik değerlendirmeler yaparak önümüzdeki süreçte yapmayı planladıkları
çalışmaları anlattı. 32 No’lu Meslek Komitesi’nin yatırım malzemesi üreten ve yatırım ürünlerini pazarlayan firmalardan oluştuğunu kaydeden Beller, bu grubun son dönemlerde yaşadığı en ciddi sorun olarak döviz kurlarındaki artışı gösterdi. Yatırım malzemelerinin büyük ölçüde Dolar ve Euro’ya endeksli olduğunu hatırlatan Beller, “Bu nedenle malzemelerin fiyatları her gün değişiyor. Geriye dönüp altı aylık sürece baktığımızda bugüne kadar fiyatların yaklaşık yüzde 50 arttığını görüyoruz. Fiyat değişkenliğinin bu denli yüksek olduğu bir dönemde ise yatarım kararı alabilmek gerçekten zor gözüküyor.” > 5’te
Sigorta acenteleri dijital altyapı istiyor Abdulcelil Alkış
MTSO 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi
T
üm sektörlerde olduğu gibi sigortacılık sektörüne de dijitalleşmenin hakim olduğunu anlatan MTSO 30 No’lu Komite Başkanı Abdulcelil Alkış, bu dönüşüme ayak uydurabilmek adına acentelerin sigorta şirketlerinden destek beklediğini söyledi. Acentelerin web sitesi oluşturarak istedikleri sonuca ulaşamayacağını bildiren Alkış, online poliçe kesmeye imkan tanıyan teknolojik altyapının sigorta şirketleri tarafından oluşturulması gerektiğini anlattı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri
Meslek Komitesi Başkanı Abdulcelil Alkış, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak önümüzdeki süreçte komite olarak yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı. Sözlerine Sigortacılık Haftası dolayısıyla meslektaşlarını kutlayarak başlayan Alkış, sektöre yönelik çalışmaların, bir hafta ile sınırlı tutulamayacağını, bu nedenle tüm yıla yaymayı planladıklarını söyledi. Ardından yaptığı değerlendirmelerde öncelikle sektördeki değişimlere değinen Alkış, her sektörde olduğu gibi sigortacılık sektöründe de dijitalleşmenin ön plana çıktığını vurguladı. > 5’te
Birlik ve beraberlik hedefiyle yola çıkan Mersin Heyeti, TOBB Genel Kurulu’ndan çok sayıda görevle döndü. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan Genel Kurul sonrası açıklamasında, “Mersin’in önümüzdeki dönemde TOBB’daki gücü artacaktır. Bugünün gençlerinin yarın daha iyi görevler alabilmesinin önü açıldı” değerlendirmesini yaptı.
A
nkara’da düzenlenen TOBB Genel Kurulu’na bir hafta kala başkente giden Mersin Heyeti, yoğun çalışmalarının meyvelerini topladı. Merkez Oda ve Borsaları yanı sıra İlçe Oda ve Borsa Başkanları Ankara’dan çeşitli görevlerle döndü. Genel Kurul sonrasında açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan,
“Ankara’da bir hafta süresince çok yoğun çalışmalar yürüttük. Mersin, ilçeleriyle birlikte kenetlenerek birlikte hareket etti ve tüm bu emeğin sonunda TOBB’da güçlü temsil fırsatı yakaladık. Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanımız TOBB Yönetimine girebilir pozisyona geldi. Ben, Genel İdare Kurulu’nda görev aldım. Bundan
sonra Mersin’in TOBB’daki gücü artacaktır” dedi. MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise yalnızca TOBB’da değil, bu dayanışmanın devam etmesi halinde atılan her adımda, yürütülen her faaliyette Mersin’in başarıya ulaşacağına inandığını söyledi. TOBB Genel Kurulu’nun bunun ilk adımı olduğunu be-
lirten İzol, önümüzdeki 4 yıl içerisinde kentin sorunlarını çözümleyecek çalışmaları ardı ardına gerçekleştirmek istediklerini vurguladı. İzol, TOBB’daki güçlü temsilin güçlü lobiyi ve bu hedeflerine ulaşma noktasında önemli bir desteği de beraberinde getireceğine inandığını sözlerine ekledi. >3’te
Uygun iş gücü ile dikkat çeken ülke:
UFS Tekstil’den geri dönüşümlü iş kıyafetleri
D Pınar Oosterhuis
UFS Tekstil Şirket Ortağı
M
ersin Serbest Bölge’de faaliyet gösteren UFS Tekstil, ürettiği iş kıyafetlerinde geri dönüşümlü iplikler kullanıyor. Bu sayede bir taraftan maliyetlerini aşağı çeken firma, müşterisine daha uygun fiyatlarla ürün satışı gerçekleştirirken diğer taraftan sektör için büyük önem taşıyan polyester ithalatının da önüne geçiyor. 2005 yılında bayan giyim üzerine ticari hayatına başlaya UFS Tekstil, bugün yoluna iş kıyafetleri üretimiyle devam ediyor. Ağırlıklı olarak Avrupa’ya çalışan firma, 1,5 yıl önce tekstil sektöründe 150 yıllık bir Hollanda firması ile yaptığı
MTSO 1
CMYK
ortaklıkla gücünü ve satış ağını genişletiyor. Avrupa’daki pazarını geliştirmek adına sürekli yenilik arayışı içinde olan UFS Tekstil, personeline yaklaşımından ürettiği ürünlere kadar birçok alanda sektöründe fark yaratıyor. Adil Giyim Vakfı’na üye olmaları sonrasında bu yöndeki çalışmalarına hız veren firma, son olarak ürettiği QR Kodlu ürünlerle sektördeki şeffaflık ve adil üretim yaklaşımını bir adım daha ileri taşıyor. Firmanın başarı hikayesini ve sektörde oluşturdukları yenilikleri Şirket Ortağı Pınar Oosterhuis anlattı. > 6’da
ünyada nüfus yoğunluğu en yüksek ülke olarak gösterilen Bangladeş, paralelinde uygun işgücünü de beraberinde getiriyor. Özellikle emek yoğun sektör olarak gösterilen hazır giyim sektörünün yatırımda giderek daha çok tercih ettiği Bangladeş’te önümüzdeki dönemde çalışma yaşındaki nüfusun pek çok ülkedeki durumun aksine artış göstereceği tahmin ediliyor. Bangladeş ekonomisi, 20 yıldan fazla bir süre içerisinde yardıma bağımlı bir ekonomiden ticarete bağımlı bir ekonomiye dönüşmüştür. Bununla birlikte, Bangladeş’in orta gelir düzeyinde bir ülke olabilmesi için gerekli
Girişimciler katılım belgelerini aldı
>2’de
görülen yatırım odaklı büyümeye geçebilmesi henüz başarılamamıştır. Hazır giyim sektörü ve işçi gelirleri ekonominin en dinamik olduğu alanlardır. Bangladeş, ülkenin tek bol kaynağı olan düşük ücretli, emek yoğun iş gücünü iyi bir şekilde kullanmaktadır. Önümüzdeki dönemde Bangladeş’in çalışma yaşındaki nüfusunun pek çok ülkedeki durumun aksine artış göstereceği tahmin ediliyor. Bu artışın, ekonomik bağımlılığı düşüreceği, istihdamı, tasarrufları, yatırımları ve ekonomik büyümeyi artıracağı öngörülmekle birlikte bu gelişmelerineğitiminkalitesinebağlıolduğu düşünülmektedir. > 4’te
MTSO’ya paydaşlarından tam not
>2’de
MTSO, yol haritasını belirliyor
>2’de
Mersin’in kültürel mirasına dikkat çekildi M TSO AB Bilgi Merkezi, AB Kültürel Miras Yılı etkinliklerini Aydıncık’ta düzenledi. Etkinlikler kapsamında gerçekleşen Doğu Akdeniz Kültür Varlıkları ve Su altı Kültür Mirası konulu söyleşinin yanı sıra bir de sualtı fotoğraf sergisi düzenlendi. Bölgenin kültürel mirasını oluşturan tarihi yerlerinin ziyaret edildiği program kapsamında katılımcılar farkındalık dalışı da gerçekleştirdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) AB Bilgi Merkezi ile Aydıncık Belediyesi işbirliğinde 2018 Avrupa Kültürel Miras yılı dolayısıyla 11- 13 Mayıs 2018 tarihleri arasında Aydıncık İlçesinde ‘Doğu Akdeniz Kültür Varlıkları ve Su altı Kültür Mirası’ konulu bir etkinlik
düzenlendi. Aydıncık Ünlü Motel’de düzenlenen etkinliğin söyleşi bölümünde İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, “Doğu Akdeniz’de Antik Çağ Denizciliği” konulu sunum gerçekleştirirken Kelenderis Kazı Başkanı-Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Levent Zoroğlu, “Doğu Akdeniz’de Antik Limanlar”ı anlattı. Sualtı Arkeoloğu, Geçmiş Dönem Bodrum Müze Müdürü Yaşar Yıldız’ın “Mersin Adana ve Antakya Sualtı Kültür Mirası” konulu söyleşisi sonrasında konuşmacılar ayrıca Kültür Mirasının Korunması; Kişisel ve Ortak Sorumluluklar üzerine görüş ve önerilerini dile getirdi. > 6’da
Oda aidat borçları yapılandırılacak
2
YIL: 20 | SAYI: 354 | 27 Mayıs - 9 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Girişimciler katılım belgelerini aldı
M
MTSO, yol haritasını belirliyor
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol ve Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Kurumun 4 yıllık süreçteki çalışma konularını belirlemek ve stratejik planını hazırlamak amacıyla Meclis Üyeleriyle gruplar halinde bir araya geldi. 4 ayrı grupla buluşan başkanlar kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri belirlemek adına çalışmalara başladı. Toplantılarda konuşan Meclis Başkanı Hamit İzol, yeni dönemde büyük bir uyum yakaladıklarına dikkat çekerek, “Bu uyum içerisinde Meclis olarak hedefimiz Yönetimin çalışmalarını kolaylaştırmak, daha rahat bir ortamda hızlı hareket etmelerini sağlamak olacak” dedi. Bu noktada Komite Başkanlarına önemli görevler düştüğüne de dikkat çeken İzol, “Komiteler iyi çalışıp sektörel sorunlarını Yönetime taşıyacak, Yönetim de konuyu Meclis’e getirecek ve biz de alınan kararları Meclis’ten geçirerek yönetimin çalışmalarını kolaylaştıracağız” ifadelerini kullandı. Bu dönemde tüm Meclis Üyelerinin söz almasını önemsediklerini vurgulayan İzol, her Meclis Üyesinden sektörlerine yönelik sıkıntıları dile getirmelerini beklediklerini söyledi. Ortak sorunlara ortak çözümler arayacaklarını kaydeden İzol, büyük bir aile olduklarını, birlik ve beraberlik içinde herkesin birbirinin arkasında durmasıyla sağlıklı sonuçlara ulaşabileceklerini anlattı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan da sözlerine, Meclis Üyelerinin fikirlerini çok önemsediklerine dikkat çekerek başladı. MTSO’nun daha güçlü olmasının birliktelik yapısının bozulmamasından ve kurumsallaşmış olmasından geldiğini dile getiren Kızıltan, önümüzdeki süreçte üyelere yönelik ve sonuç odaklı çalışmalar yürütmek istediklerini söyledi. Mersin’de her alanda daha güçlü
bir lobi oluşturulması adına hangi adımların atılması gerektiğini birlikte tartışacaklarını ifade eden Kızıltan, Oda Yönetimi olarak tüm üyelere her zaman her türlü desteği vermeye hazır olduklarını bildirdi. Yapılan 4 ayrı toplantı sonunda genel olarak üzerinde durulan konulardan bazıları şöyle: • Öncelikle spesifik görülen alanlarda çalışma grupları oluşturulması gündeme getirildi. Oluşturulacak bu çalışma gruplarının kendilerine verilen alanlarda yapacakları takipleri raporlayarak Yönetime ve Meclis’e taşımasıyla sorunların daha rahat tespit edilip çözümlere daha hızlı ulaşılabileceği gündeme getirildi. Yerel Yönetimlerin çalışmalarının takibinden, dış ticareti artırmaya yönelik çalışmalara, kent için önem taşıyan sektörlerin geliştirilmesinden, sosyal ve kültürel etkinliklerin takibine kadar birçok alanda çalışma grubu oluşturulmasına yönelik fikirler ortaya çıktı. • Kentte fuarcılığın geliştirilmesine yönelik adımlar atılması konusu da 4 oturumun ortak gündem maddesi arasında yer aldı. • Sorunları tespit edip, öncelikle konuları belirleyerek bu konular üzerinde lobi çalışmalarının yürütülmesi. MTSO’nun bu noktada ağabeylik görevi üstlenerek yerel yönetimler ve bakanlıklarla kent arasındaki diyalogu sağlaması gerektiği de konuşulan konular arasında yer aldı. • Komşu Odalarla temasları ve işbirliğini artırıp bölgesel sorunları tespit ederek TOBB çatısı altında bölgenin sesinin daha çok duyurulmasını ve sonuç odaklı faaliyetler yürütülmesini sağlamanın önemi vurgulandı. • Devlet ve özel sektörün büyük ölçekli yatırımlarının takip edilmesi ve özellikle devlet yatırımlarının zamanında sonuçlandırılması adına çalışmalar yürütülmesi gündeme ge-
tirildi. • Yerli malı kullanımının özendirilmesine yönelik ortak çalışmalar yürütülmesi, güç birliğinin özendirilerek yerli markaların oluşturulmasının sağlanması dile getirildi. • Mersin’de girişim sermayesi ve melek yatırımcılığın var olması adına çalışmalar yürütülmesi talep edildi. • Üyelerin, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların finansmana erişimi konusunda yaşadığı sıkıntılar, finans kuruluşlarının reel sektöre bakış açısını değiştirmesi gerektiği konularında çalışmalar yürütülmesi gündeme getirildi. • Birçok üyenin Odanın yürüttüğü çalışmalardan haberdar olmadığı, üyelerin Oda çalışmalarından haberdar olması için çalışmalar yapılması gerektiği vurgulandı. • Kentte yeni sanayi yatırım alanları üretilmesi, sektörel sanayi ve ticaret siteleri üretilmesi için Odaya büyük görev düştüğü söylendi. • Mersin’in uluslar arası alanda tanıtımının yapılması, yabancı yatırımcıyı Mersin’e çekmeye yönelik çalışmalar yapılması gerektiği vurgulandı. • Eğitim sektörünün dönüşümündeki sancılı süreçte Odanın rol üstlenmesi önerildi. • Üyelerimizin değişen ticaret ortamında ayakta kalabilmesi için eğitim, danışmanlık ve yol göstericilik görevi üstlenmesi gerektiği dile getirildi. • Kent merkezinde kan kaybeden ticaretin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılması önerildi. • Kentte yaşanan elektrik kesintilerine karşı önlem alınması amacıyla çalışma yapılmasının zorunluluğuna değinildi. • Nitelikli personel ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekliliği vurgulandı.
Gümrük müşavirlerine uygulamalı MEDOS eğitimi verildi MTSO 18 No’lu Gümrük Müşavirliği Hizmetleri Meslek Komitesi, üyelerine yönelik olarak TOBB ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan MEDOS sistemini tanıtmak adına uygulamalı eğitim düzenledi. Yeni sistem gümrük işlemlerinde bir taraftan maliyetleri aşağı çekerken diğer yandan zaman tasarrufu sağlayacak.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 18 No’lu Gümrük Müşavirliği Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Zeki Şan, üyelerini sektördeki her türlü yenilik hakkında bilgilendirdiklerini söyledi. Son olarakTOBBileGümrükveTicaretBakanlığı koordinasyonunda gerek ihracatın önünü açmak gerekse sistemi hızlandıraraksektörtemsilcilerinirahatlatmakadına Menşe ve Dolaşım Belgeleri Otomasyon Sistemi’ni hazırladığını kaydeden Şan, kısa adı MEDOS olan bu sistemin elektronik ortamda nasıl düzenleneceğine yönelik olarak üyelerine uygulamalı eğitim dü-
zenlediklerini söyledi. Türkiye’de böyle bir eğitimi ilk kez kendilerinin düzenlediğini ifade eden Şan, yeni sistemle EUR.1 Dolaşım Belgesi, EUR-MED Dolaşım Belgesi, Malezya Menşe Belgesi, İran Menşe İspat Belgesi, D-8 Menşe İspat Belgesi, A.TR Dolaşım Belgesi, Menşe Şahadetnamesi, Özel Menşe Şahadetnamesi (Form-A) ve Basitleştirilmiş Usulde Düzenlenen A.TR Dolaşım Belgesi olmak üzere 9 adet menşe ve dolaşım belgesinde işlemlerin online ortamda yapılabileceğini anlattı. Geçmiş dönemlerde bu işlemleri yapmak için önce bir belge satın alındığını,
ardından bu belgenin Oda’lara getirilip onay işlemlerinin yaptırıldığını, sonrasında ise gümrük müdürlüklerinde gümrük işlemlerinin yapıldığını anlatan Şan, yeni sistemde ise gümrük çalışanlarının bilgisayar başında tek bir tuşla hızlı şekilde onay alabildiğini bildirdi. Sistemin 14 Mayıs 2018 tarihinde devreye girmesine rağmen kullanım sırasında yaşanan aksaklıklar nedeniyle bir süre eski sisteme de devam edildiğini kaydeden Şan, 28 Mayıs’tan itibaren yalnızca MEDOS sisteminin kullanılacağını hatırlatarak üyelerini bu konuda bilgilendirmek istediklerini ifade etti. Şan sözlerini, böyle bir eğitimin düzenlenmesine fırsat tanımaları adına başta MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Yönetim Kurulu Üyeleri olmak üzere MTSO Genel Sekreteri Yusuf Yel ve Dış Ticaret Şefi Metin Sandal ile emeği geçen herkese teşekkür ederek tamamladı. Konuyla ilgili detaylı bilgiye www.mtso.org.tr adresinden ulaşılabilir.
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 2
CMYK
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı ile KOSGEB işbirliğinde düzenlenen Uygulamalı Girişimcilik Eğitiminde başarılı olan 120 kursiyere sertifikaları verildi aldı. MTSO Meclis Salonu’nda gerçekleşen sertifika töreninde Girişimcilik Eğitimine katılan 4 grupta eğitim alan 120 kişi sertifikalarını aldı. Sertifika töreninde 120 kursiyerden 14’ünün işyerini açtığı bildirildi. Törende söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, KOSGEB’in çok sayıda desteği bulunmasına rağmen en değerli bulduğu desteklerden birisinin girişimcilik desteği olduğunu söyledi. Girişimcilere tavsiyelerde de bulunan Kızıltan, “Herkesin yaptığı bir işi yapacak olabilirsiniz ama bu işi herkesin yaptığı gibi yaparsanız başarı şansınız azalır. Başarı için farkınız olmalı, yenilik katmalısınız” dedi. MTSO olarak tüm girişimcilerin her zaman yanında olacaklarını, des-
tek vermeye hazır olduklarını da bildiren Kızıltan, sözlerini, “Girişimcilik yolunda hepinize başarılar diliyorum” diyerek tamamladı. MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Çağatay Güneş ise eğitimin önemine dikkat çekti. “Eğitimlerimizi veren Hatice öğretmenimizin kurslar sırasında sizinle paylaştığı bilgiler büyük önem taşıyor” diyen Güneş, ticari hayattaki başarının derslerde de öğretildiği gibi kağıt üzerinde yapılacak testlerle artırılabileceğini anlattı. “Her konuda işi önce kağıt üzerinde test edin. Her şeyi onaylıyorsanız işinizde de kesinlikle başarıya ulaşırsınız” diyen Güneş, bir de girişimci adaylarına ortaklık kültürünü geliştirmeleri tavsiyesinde bulundu. Daha nitelikli işler yapılabilmesi için güçlerin birleştirilmesinin önemini vurgulayan Güneş, “Birlikte iş yapma alışkanlığını geliştirebilirseniz büyük başarılara imza atabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Peker: “Girişimcilik kültürü oturdu” KOSGEB Mersin İl Müdürü Danyal Peker ise sertifika törenindeki konuşmasında girişimcilik destek programlarını 2010 yılından bu yana sürdürdüklerini hatırlattı. Girişimciliğe talebin her geçen yıl arttığına dikkat çeken Peker, geçen yıl 5 bin kişiye eğitim verdiklerini, bu yılın ise henüz yarısına dahi gelmeden sayının 3 bine ulaştığını bildirdi. Girişimciliğin ülkeler, toplumlar için bir ölçüt olduğunu, ekonominin ana unsuru KOBİ’lerin oluşması için girişimci sayısının artmasının önemini anlatan Peker, şunları söyledi: “Türkiye’de son 20 – 30 yılda bu konuda iyi mesafe aldık. İnsanların kendi işini kurmayı bir kariyer seçeneği olarak görmediği, memuriyeti ön planda tuttuğu noktadan bugün iş yerini açmak isteyen kişilerin girişimcilik kurslarımızda yer bulamadığı bir noktaya ulaştık. Artık girişimcilik kültürü oturdu. Şimdi sırada yenilikçi, katmadeğerli ürünler üreten, küreselleşen dünyanın yeni trendlerine uyum sağlayacak girişimcilerimizin sayısını artırmak var.” Tüm girişimci adaylarına şans dileyen Eğitim Danışmanı Hatice İğde ise, “Şans, bir girişimci için önemlidir ama iyi planlama yapan, öngörü sahibi kişiler de şansını yükseltir” ifadelerini kullandı.
Ressam Nasif’ten şehit aileleri yararına sergi
Lina Nasif Ressam
M
ersin’inin tanınan isimlerinden Ressam Lina Nasif, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde, Afrin’de şehit olan Mersinli askerlerin anneleri yararına resim sergisi açtı. Ressam Lina Nasif, MTSO Sanat Galerisi’nde resim sergisi açtı. Doğal malzemelerle karışık teknik kullanarak hazırladığı 35 eserini sanatseverlerin beğenisine sunan Nasif, sergi gelirini ise Afrin’de şehit olan Mersinli askerlerin annelerine bağışlayacağını söyledi. Mersin’in eski taş evlerini resmeden Lina Nasif’in sergisinin açılışına; Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin İl Emniyet Müdürü Mehmet
Şahne, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Mersin Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Sabri Tekli, Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Demirtaş ile MTSO Eski Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ve MTSO Eski Meclis Başkanı Faik Burakgazi katıldı. Sergi açılışında konuşan Ressam Lina Nasif, 4’ncü kişisel sergisini açtığını ve daha önceki sergilerinde olduğu gibi bu sergisinin gelirini de bağışlayacağını söyledi. Çocukluğundan beri insanlara yardım etmeyi çok sevdiğini belirten Nasif, “Hayatı kendim için değil, hep başkaları
için yaşadım. Yaptığım yardımları da hep gizlemeye çalıştım. Bu yüzden bana ‘gizli mimar’ diyorlar” dedi. Eski Mersin evlerinin tutkunu olduğunu anlatan Lina Nasif, Mersin’de fotoğrafını çekmediği ve remini yapmadığı eski taş evin kalmadığını kaydetti. Asıl mesleğinin ressamlık olmadığını ancak resim yapmayı çocukluğundan bu yana çok sevdiğini belirten Nasif, şunları söyledi: “Ben ressam değilim, alaylıyım. Çocukken pazar günleri babamın mezarına gittiğimiz zamanlarda, Mersin’in eski taş evlerinin fotoğraflarını çekerdim. Bir gün, Mersin’in önemli sanatçılardan biri olan Nevit Kodallı’ya bir resim yaptım. Resmimi çok beğendi. Bu resmimi onda gören Mersin’in tanınan ressamlarından Doğan Akça, Nevit Kodallı ile birlikte beni resim yapmayazorladı.Onlarınzorlamasıylaresim yapamaya başladım. İlk sergimde 95 tane Mersin evini restore edilmemiş haliyle resmettim. Sonrasında 3 sergi daha açtım. Bu benim 4’ncü kişisel sergim.” Yardımseverliğin insana huzur ve mutluluk verdiğini vurgulayan Nasif, özellikle gençlere seslenerek, “Bütün gençlere tavsiyem, yardımsever olsunlar. Çünkü yardımseverlik insana huzur ve mutluluk verir. Özellikle Mersinli gençler. Mersin bir hoşgörü kentidir. Bütün dinlerin bir arada hoşgörüyle yaşadığı yerdir. El ele verip insanlara yardım etmek kadar güzel bir şey var mıdır?” diye konuştu.
MTSO’ya paydaşlarından tam not mevcut diyalogunu koruyarak, onlar için vazgeçilmez ve tek adres olma hedefiyle çalışmalarına devam etmesi yönündedir” dedi. Üyelerin MTSO’ya aidiyetinin çok yüksek olduğunu belirlediklerini de belirten Helk, üretilen hizmetlere yönelik farkındalığın ve iletişim faaliyetlerinin artırılması konusunda tavsiyede bulundu.
D
animarka Sanayi Konfederasyonu ve EBRD, Mersin özelinde yürüttüğü çalışmanın sonuçlarını açıkladı. Buna göre Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), paydaşlarından tam not aldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) yetkilileri ile Danimarka Sanayi Konfederasyonu yetkilileri 29 Ocak-1 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirdikleri temasların sonuçlarını açıkladı. İlgili tarihlerde Mersin’e gelerek MTSO birimlerini, firmalar ve paydaşları ziyaret eden yetkililer, ayrıca odak grup toplantıları düzenlemişti. Bu temasların ardından hazırlanan rapor düzenlenen bir toplantı ile MTSO Yönetimine sunuldu. MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda EBRD KOBİ Finansmanı ve Kalkınma Grubu Kıdemli Yöneticisi Serpil Çetinçift, öncelikle banka ve genel olarak yürüttükleri projeler hakkında bilgi verdi. Suriyeli KOBİ’leri güçlendirmek adına yürütülen çalışmalara da değinen Çetinçift,
projelerin sürdürülebilirliği ve genel refah düzeyinin artırılması için bu projelere de Türk KOBİ’lerini dahil ettiklerini belirtti. Yürüttükleri çalışmalar kapsamında işbirliği yapmak adına Ticaret Odaları’nın kendileri için en doğru partnerler olduğunu vurgulayan Çetinçift, bu anlamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile yaptıkları işbirliğinin EBRD için önemine değindi. Ardından Danimarka Sanayi Konfederasyonu yetkilileri kapasite geliştirme projesi kapsamında hazırladıkları raporu ve MTSO’ya yönelik saptamalarını paylaştılar. Yaptıkları çalışmalarda MTSO’nun paydaşları tarafından takdir edilip, rahat çalışılan bir kurum olarak değerlendirildiğinivurgulayanDanimarkaSanayiKonfederasyonu Müdürü Peter Helk, “Mevcut tabloda MTSO’yu paydaşları ile iletişim ve işbirliği dolayısıyla tebrik ediyoruz. Bilindiği üzere Danimarka Sanayi Konfederasyonu’nda üyelik zorunlu değil. Bu nedenle rekabetçi bakış açısıyla hareket ediyoruz. Tavsiyemiz, MTSO’nun da paydaşları ile
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 20 | SAYI: 354 | 27 Mayıs - 9 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
MTSO nedir? Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
T
MTSO’ya bu öncü gücü veren ve bu etkin duruşu kazandıran şey nedir? Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na bu gücü veren şey öncelikle Türkiye’nin en demokratik ve katılımcı sistemine sahip oluşudur. Bu dönemde bunu daha da arttıracağız.
icaret ve Sanayi Odaları; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini, ahlâk ve tesanüdünü (dayanışmasını) korumak ve kuruluş Kanununda yazılı hizmetleri görmek amacıyla kurulan kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliğe sahip meslek kuruluşlarıdır. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tüzüğünden kaynaklanan görevlerinin yanında, özellikle yasanın verdiği yetki ile devlet adına bazı resmi hizmetleri de veren, kent ekonomisi başta olmak üzere, kentin ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda gelişmesi için çalışan, kent ekonomisinin üst çatı örgütüdür. Siyaset üstü bir kurumdur. Etnik, dini, mezhep temelli her yapay ayrımcılığı reddeden, yetkililerinin atama ile değil, seçimle iş başına geldiği, demokrasinin ve çok sesliliğin merkezidir. Yapay ayrımcılıkları bir kenara atan, Mersin’i bütüncül olarak kucaklayan bir kuruluştur. Bu anlamda demokrasi değerlerinin odak noktasıdır. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası; Üyeleri, Meslek Komiteleri, Yönetim Kurulu ve Meclisinden aldığı destekle, nitelikli personeliyle ve tarihi bir buçuk asra yaklaşan kurumsal deneyimi ve hafızasından aldığı güçle söyleyebiliriz ki; kentimizin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine en çok katkı koyan, vizyon oluşturan, projeleri ile öncü ve örnek olan kurumların başında gelir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası geleneklerinden gelen, kurumsallaşmış yapısıyla kentin sadece ekonomik değil, sosyal sorunlarına da duyarsız kalmamış; eğitimden sağlığa, kentsel gelişim projelerinden kültür ve sanatın desteklenmesine kadar birçok sosyal proje üretmiş ve somut destekler vermiştir, vermektedir ve vermeyi de sürdürecektir. “Odalar icracı değil, ricacı kurumlardır”
Ancak, Ticaret Sanayi Odaları yerel yöne-
timler veya kamu kurumları gibi icra makamları değildir. Bizler icracı değil, ricacı kurumlarız. Lobi oluşturarak çalışırız. Odalar öncelikli olarak üyelerine hizmet veren, devletin görevlendirdiği bazı hizmetleri yerine getiren, kentin ekonomik ve sosyo-ekonomik konuları ile ilgili proje üreten, bu projelerin somutlaşması için ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliliği yapan, yani kentin vizyonunu oluşturan, yasa ile kurulmuş üst çatı kuruluşlarıdır. Bu anlamda, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin iş dünyasının oluşturduğu bir sivil toplum kuruluşudur. Ve sınırlı bütçesiyle kent adına ortaya koydukları, yaptığı ekonomik, eğitim, sağlık ve kültürel etkinlikler çok önemlidir. Hepsinin temelinde binlerce üyemizin emeği ve katkısı vardır. Kentin diğer Sivil Tolum Örgütleri ve Kurumları ile işbirliği ve dayanışma içinde hareket edip kentin sorunlarının, önceliklerinin ve yatırımlarının ortak akıl ile belirlenmesi ve yerel yönetimlere, ilgili kurumlara, hükümet organlarına bildirmek, uygulanmasını sağlamak ve takibini yapmak amacıyla kentin gelişmesine katkı sağlarız. “Türkiye’nin en demokratik sistemine sahibiz”
Peki, MTSO’ya bu öncü gücü veren ve bu etkin duruşu kazandıran şey nedir? Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na bu gücü veren şey öncelikle Türkiye’nin en demokratik ve katılımcı sistemine sahip oluşudur. Bu dönemde bunu daha da arttıracağız. Her üyemizin komisyonlarda, her Meclis Üyemizin Mecliste söz hakkı vardır. Şeffaf bir seçimle her üyemiz kentimiz için hizmet etmeye aday olur ve defalarca seçim süzgecinden geçerek göreve gelir. Ekonomik ve sosyal sorunlar önce komisyonlarda, Yönetim Kurulunda ve Mecliste konuşulur, tartışılır ve ortak bir karara varılır. Bir eksik olduğunda bu kurullar tekrar ve tekrar projeleri inceleyebilir. Bu kararlar, projeler, uzman personelimizin gözetiminde takip edilir. İşte MTSO’nun gücü bu demokratik yapılanmadan, yönetişim ruhundan, çok seslilikten çe-
kinmeyen yapısından ve Mersin iş dünyasının girişimci ruhundan kaynaklanmaktadır. Her yeni Meclis ve Yönetim Kurulu, öncekilerin tecrübelerini gözeterek hareket eder. MTSO olarak kurumsal olmanın gereğinin bu olduğunu bilerek hareket ederiz. “MTSO iş dünyasının sözcüsüdür”
MTSO birlik ve beraberliğin adıdır. MTSO, çoğulculuğun adıdır. MTSO, Mersin iş dünyasının vitrini ve sözcüsüdür. MTSO, demokrasi değerlerinin merkezidir. Ne mutlu bize ki, Odamızın bu birlik ve beraberliği kentimizin birlik ve beraberliğine, Odamızın çok sesliliği, Mersin’in çok sesliliğine dönüşmüştür. Bu anlamda seçimler sonrası ilk düzenleyeceğimiz Meclis toplantısı öncesi Meclis Üyelerimizle gruplar halinde bir araya geldik. Geleceğe yönelik yol haritamızı oluşturacak düşünce ve fikirlerini aldık. Sektörlerinin temsilcisi olarak, büyük bir teveccühle bu makamlara seçilmiş olan Meclis Üyelerimizin fikirleri inanıyorum ki hem Odamızın gerçek gücünü ortaya çıkaracak olan ortak aklı yaratacak, hem de kentimize ve ülkemize katkı koyacaktır. Amacımız tepeden inme bir Yönetim mantığı değil, hep birlikte uygulayacağımız bir YÖNETİŞİM mantığı olacaktır. Derdimiz kürekleri aynı yöne çeken bir ekip dayanışmasıdır. Böylesi strateji belirleme toplantılarını çok daha sık yapacağız. Komitelerimizin ve Meclisimizin daha etkin, daha verimli, daha dayanışma içinde ve daha özgür çalışıp yeni fikirler ortaya çıkarmasına, yeni projeler yaratmasına olanak sağlayacağız. Mutfağımız Meslek Komitelerimizdir. Çünkü inanıyoruz ki, tüm üyelerimizin kentimiz için söyleyecek bir sözü ve koyacağı bir katkısı var. Eğer sizin kentiniz için söyleyecek bir sözünüz yoksa, kentiniz adına endişeleriniz ve sunduğunuz çözümler yoksa, kentinize ve o kenti paylaştığınız insanlara karşı bir duyarlılığınız yoksa, başkalarından kentiniz adına ne bekleyebilirsiniz ki? İşte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın gücü ve etkinliği bu felsefeden ve inançtan gelmektedir. Mersin’i ilgilendiren
ne kadar sorun varsa MTSO’yu ilgilendirir. Bu inançla ve Mersin sevgimizle, MTSO olarak tüm Üyelerimizle, Meclisimizle, Yönetim Kurulumuz, Komitelerimiz ve çalışanlarımızla üretmeye, Mersin’in zenginliğine katkı koymaya devam edeceğiz. Bu kurumsal yapımızla, insanımıza iş ve aş verecek ortamın oluşturulmasına, mesleki eğitimle nitelikli insan gücü yetiştirilmesine, Üniversiteler, Milli Eğitim, MTSO Eğitim Kalkınma Vakfı ve İSGEV’in (İçel Sanayi Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Vakfı) işbirliği ile gençlerimizin meslek sahibi olmasına yardımcı olmayı sürdüreceğiz. Firmalarımızı küresel standartlarla iş yapan, markalaşmış, yenilikçi ve yüksek teknolojili bir yapıya dönüştürme; fuarlarla, yurt dışı açılımlarıyla yeni pazarlar bulmada ve Mersin’in bölgesinde bir marka kent olması yolunda önderlik yapacağız. “Projelerin takibinde pes etmeyeceğiz”
Bürokraside bekleyen Mersin projelerinin takibinde pes etmeyeceğiz. Büyük veya küçük her projemizi somutlaştırma girişimlerine devam edeceğiz. Yıllardır özlediğimiz ve hep eksik olmasıyla çok şeyler kaybettiğimizi ifade ettiğimiz, Odamızın çatısı altında büyük bir iş birliği ile oluşturduğumuz Mersin Lobisini her düzeyde daha etkili kullanarak Mersin’in Merkezi yönetimden beklentilerini daha gür bir sesle dillendirmeye devam edeceğiz. Hepsinin de ötesinde, Mersin iş dünyası olarak sadece kentin ekonomisini değil her alanda Mersin’i yükseltmeye, Mersin’i yaşanır bir kent olmasını sağlamaya katkı koymayı sürdüreceğiz. Mersin sahipsiz bir kent değildir. Mersin iş dünyası Mersin’in bu yolculuğunda en büyük destekçisi olmaya devam edecektir. Bu, bizim Mersinlilere ve Oda tarihimize, bize bu bayrağı emanet edenlere olan borcumuzdur. Önce Mersin demeyi sürdüreceğiz. BEN değil BİZ demeyi sürdüreceğiz. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde davranıp Mersin’in güveninin, gücünün ve heyecanının ayağa kalkmasını sağlayacağız. Mersin’in önü açıktır.
Yaşanan süreçte temkinli olmalıyız
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, döviz kurlarındaki artışı değerlendirerek, “İş dünyasında panik olmamalı. Alınan kararlar sükûnetle desteklenmeli. Konu siyasi olarak düşünülmemeli. Hükümet de yapılan eleştirileri, verilen önerileri siyasi algılamamalı, ortak akılla önlemler alınıp ileriye yönelik önlemler yumağı oluşturulmalı” dedi.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) aylık olağan basın toplantısını düzenlendi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın yanı sıra Meclis Başkanı Hamit İzol ve Yönetim Kurulu Üyelerinin katıldığı toplantının gündem maddelerinden biri Mersin’in TOBB çatısı altında aldığı görevler ve MTSO’nun bundan sonraki hedefleri oluşturdu. Türkiye ekonomisine yönelik değerlendirmelerin de yapıldığı toplantıda MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Kızıltan, sorulan sorular üzerine ilk olarak döviz kurlarındaki artışa değindi. Dolardaki hızlı artışındövizborçlusuülkelerebüyükyükgetirdiğini dile getiren Kızıltan, bu sorunun üstesinden el birliği ile gelinebileceğine dikkat çekti.Katmadeğerliüretiminbunoktadabüyük önem taşıdığına dikkat çeken Kızıltan, ihracatta da katma değerli ürün ihracatının payının artırılması gerektiğini anlattı. Kızıltan sözlerini Mersin’in TOBB çatısı altındaki görevleri hakkında verdiği bilgilerle sürdürdü. MTSO seçimlerinin tamamlanması sonrasında Ankara’da birlik ve beraberlik içinde bir hafta boyunca yoğun bir çalışma sürdürdüklerini ve bu birlikteliğin meyvelerini de topladıklarını vurgulayan Kızıltan, bu çalışma sonrasında TOBB Genel Kurulu’nda kendisinin Genel İdare Kurulu Üyeliği ile Ticaret ve Sanayi Odaları Konsey Başkan Yardımcılığı görevine seçildiğini söyledi. Kızıltan, Mersin’in aldığı diğer görevleri ise şöyle açıkladı: “Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanımız Ferudun Torunoğlu, Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi olurken Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanımız Abdullah Özdemir ile Tarsus Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanımız Murat
MTSO 3
CMYK
Kaya, Ticaret Borsaları Konsey Üyeliğine seçildi. Mersin Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Mehmet Levent Dipçin, Yönetim Kurulu Başkanı M. Cihat Lokmanoğlu, Başkan Yardımcısı Jozef Atat ile Sayman Üye Atahan Çukurova ise Deniz Ticaret Odaları Konsey Üyeliğine seçildi. MTSO Meclis Üyemiz Mustafa Kabadayı TOBB İklim Değişikliği ve Çevre Kurulu Üyesi, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanımız Ruhi Koçak ile Mersin Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Ayla Harp, TOBB Dış İlişkiler Komisyonu Üyeliğine seçildi. Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanımız Orhan Sarı da TOBB Turizm Komisyonu’nda görev aldı.” “Dayanışma TOBB’da güçlü temsil getirdi” Ankara’da Meclis Başkanı Hamit İzol’un, Yönetim Kurulu, Meclis Üyeleri ve delegelerin tamamının yoğun destek verdiğini dile getiren Ayhan Kızıltan, dayanışma ve birlikte hareket etmenin ilk etkisini TOBB çatısı altında gösterdiğini, bu sayede TOBB’da güçlü temsil edilme fırsatı yakaladıklarını söyledi. “Mersin’in önü ünümüzdeki dönemde Odalar Birliği’nde açık. Meclisten geçen Torba Yasayla Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanımız TOBB yönetimine girebilecek pozisyona geldi. Ben Genel İdare Kurulu’ndaki görevimle TOBB yönetimiyle birlikte çalışacağım. Mersin’in sesini daha çok duyuracağız” dedi. Ankara’daki çalışmaları tamamlamalarının ardından hızla Mersin’deki çalışmalarına başladıklarını anlatan Kızıltan, yine kısa, orta ve uzun vadeli yol haritasını, stratejilerini belirlerken birlikte hareket etmeye özen gösterdiklerini
vurguladı. MTSO çatısı altında 99 Meclis Üyesi ve 41 Meslek Komitesi bulunduğunu hatırlatan Kızıltan, “Gruplar halinde Meclis Üyelerimizle istişare toplantıları yapmaya başladık. Bu toplantılarda önümüzdeki dönemde atılması gereken adımlara yönelik stratejimizi belirliyoruz. Meslek Komiteleri ve Meclisimiz, Odamızın mutfağıdır. Onların çalışması biz Yönetim Kurulu’na yön verecektir. Biz de bu çalışmaları başlattık” dedi. Basın mensuplarını arttıkları her adımda bilgilendireceklerini kaydeden Kızıltan, yola hep birlikte devam edeceklerini söyledi. İzol: “MTSO ve basın birlikte güzel çalışmalar yapacağız” MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol da her alanda olduğu gibi önümüzdeki dönemde basınla da birlik, beraberlik ve uyum içinde güzel çalışmalara imza atmak istediklerini söyledi. “Hem Yönetim Kurulu Başkanımız hem de ben sizlerin bilgi ve becerilerine önem veriyoruz” diyen İzol, “Sizlerin saygı sınırları çerçevesindeki yapıcı eleştirilerine her zaman açığız. Sizlerin yönlendirmesi, bakış açısı bizler için önemli” değerlendirmesini yaptı. Kulaktan dolma bilgilerle haber yapılmaması talebinde de bulunan İzol, haber yapılmadan önce her konuda mutlaka görüş alınması gerektiğini hatırlattı. MTSO’da görev alan ekibin yüzde 80’e yakınının değiştiğini kaydeden İzol, sözlerini “Çok heyecanlı yeni bir ekip iş başında. Bu ekibin heyecanını kırmamalısınız. Mersin kalkınırsa hep birlikte büyür, mutlu oluruz. Başka Mersin yok. Bu konuda sizlere şimdiden teşekkür ediyorum. Birlikte güzel bir 4 yıl geçireceğimize inanıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
MTSO Başkanı Kızıltan’a TOBB’da iki ayrı görev
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, TOBB 74. Genel Kurulu’nda TOBB Genel İdare Kurulu Üyeliğine ve Ticaret ve Sanayi Odaları Konsey Başkan Yardımcılığına seçildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) organları, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde düzenlenen 74. Genel Kurulda yapılan seçimlerle oluştu. Seçimde geçerli oyların tamamını alan Rifat Hisarcıklıoğlu 5. kez TOBB Başkanı oldu. TOBB Yönetim Kurulunun görev dağılımı ise şöyle: • • • • •
Ali Kopuz (İstanbul TB) Başkan Yardımcısı Selçuk Öztürk (Konya TO) Başkan Yardımcısı Salih Zeki Murzioğlu (Samsun TSO) Başkan Yardımcısı Ayhan Zeytinoğlu (Kocaeli SO) Başkan Yardımcısı Tamer Kıran
• • • • • • • • •
(İMEAK DTO) Başkan Yardımcısı Faik Yavuz (Ankara TB) Sayman Üye Cengiz Günay (Tekirdağ TSO) Üye Mahmut Özgener (İzmir TO) Üye Davut Çetin (Antalya TSO) Üye Öztürk Oran (İstanbul TO) Üye Zeki Kıvanç (Adana SO) Üye Özer Matlı (Bursa TB) Üye Engin Yeşil (Diyarbakır TB) Üye Oğuzhan Ata Sadıkoğlu (Malatya TSO) Üye
Mersin Oda ve Borsaları Ankara’da yeni görevlerle döndü Seçimler sonunda Mersin Oda ve Borsa Başkanları Ankara’dan çeşitli görevlerle döndü. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Genel İdare Kurulu Üyeliği ile Ticaret ve Sanayi Odaları Konsey Başkan Yardımcılığı göre-
vine seçildi. Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Torunoğlu, Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi olurken Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir ile Tarsus Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kaya, Ticaret Borsaları Konsey Üyeliğine seçildi. Mersin Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Mehmet Levent Dipçin, Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Başkan Yardımcısı Jozef Atat ile Sayman Üye Atahan Çukurova ise Deniz Ticaret Odaları Konsey Üyeliğine seçildi. MTSO Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, TOBB İklim Değişikliği ve Çevre Kurulu Üyesi, Mersin Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Ayla Harp, TOBB Dış İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcılığı, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Koçak, TOBB Dış İlişkiler Komisyonu Üyeliğine seçildi. Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarı ise TOBB Turizm Komisyonu’nda görev aldı.
4
YIL: 20 | SAYI: 354 | 27 Mayıs - 9 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Uygun iş gücü ile dikkat çeken ülke:
dönemine göre yüzde 2,3 oranında azalarak 39,8 milyar ABD Doları olmuştur. 2014’te ciddi bir artış yaşanan dış ticaret açığı, 2015 yılında yüzde 36,3 oranında gerileyerek 3,9 milyar dolar olmuştur. Bangladeş temel ürünlerde ithalata bağımlılığı nedeniyle ticaret açığı problemiyle karşı karşıyadır. Ayrıca, ülkenin en önemli ihracat sektörü olan hazır giyim sektörü iplik ithalatına bağımlı durumdadır. Yurt dışında çalışan işçilerin gelirleri cari açığın azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yurt dışında çalışan işçilerin gelirlerinin 20132018 dönemi boyunca nominal GDP’nin yüzde 8’ini oluşturmakta olduğu tahmin edilmektedir. İhracatında başlıca ürünler Bangladeş’in ihracatında 2015 yılı itibarıyla en önemli ihraç ürünleri; hazır giyim, ayakkabılar, ev tekstili, jüt ve deniz ürünleridir. İthalatında başlıca ürünler Bangladeş’in ithalatında başlıca ürün grupları; pamuklu mensucat, işlenmiş petrol yağları, pamuk, buğday ve mahlut, palm yağı, pamuk ipliği ve telefon cihazlarıdır.
B
Dünyada nüfus yoğunluğu en yüksek ülke olarak gösterilen Bangladeş, paralelinde uygun işgücünü de beraberinde getiriyor. Özellikle emek yoğun sektör olarak gösterilen hazır giyim sektörünün yatırımda giderek daha çok tercih ettiği Bangladeş’te önümüzdeki dönemde çalışma yaşındaki nüfusun pek çok ülkedeki durumun aksine artış göstereceği tahmin ediliyor.
angladeş ekonomisi, 20 yıldan fazla bir süre içerisinde yardıma bağımlı bir ekonomiden ticarete bağımlı bir ekonomiye dönüşmüştür. Bununla birlikte, Bangladeş’in orta gelir düzeyinde bir ülke olabilmesi için gerekli görülen yatırım odaklı büyümeye geçebilmesihenüzbaşarılamamıştır. Hazır giyim sektörü ve işçi gelirleri ekonominin en dinamik olduğu alanlardır. Bangladeş, ülkenin tek bol kaynağı olan düşük ücretli, emek yoğun iş gücünü iyi bir şekilde kullanmaktadır. Önümüzdeki dönemde Bangladeş’in çalışma yaşındaki nüfusunun pek çok ülkedeki durumun aksine artış göstereceği tahmin ediliyor. Bu artışın, ekonomik bağımlılığı düşüreceği, istihdamı, tasarrufları, yatırımları ve ekonomik büyümeyi artıracağı öngörülmekle birlikte bu gelişmelerin eğitimin kalitesine bağlı olduğu düşünülmektedir.
Genel Bilgiler Coğrafi konum Bangladeş, Güneydoğu Asya’da yer almaktadır. Ülkenin doğuda, batıda ve kuzeyde Hindistan ile güneyde ise Bengal Körfezi ve çok küçük olmak üzere Myanmar ile sınırı vardır. Bangladeş’in yüzölçümü 147 bin 570 kilometrekaredir. Alüvyonlu düzlükleri verimli tarım arazileridir. Topraklarının büyük bölümü üç büyük nehrin (Ganj, Brahmaputra, Meghna) ve beraberinde pek çok nehrin ve kanalın oluşturduğu bir deltadır. Engin yeşil tarlalar kuzeydoğuda 244 metre ve güneydoğuda 610 metre ortalama yükseklikleri olan alçak dağlarla çevrilmiştir. En yüksek nokta Chittagong dağlık bölgesinin güneydoğu ucunda bulunmaktadır. Nüfus ve işgücü yapısı Bangladeş, dünyadaki nüfus yoğunluğu en yüksek ülkedir.
MTSO 4
CMYK
Nüfusun2018yılında169,2milyona, 2030 yılında ise 220 milyona ulaşmasını beklenmektedir. Ayrıca, nüfus artışının çevre kirliliğini artıracağı, su ve gıda kaynakları üzerinde olumsuz etkileri olacağı öngörülmektedir. Şehirdeki nüfus artışı toplam nüfus artışının iki katı olup, şehirleşme oranının 2015 yılında yüzde 30 olduğu ve bu oranın 2030 yılında yüzde 40’a çıkacağı tahmin edilmektedir. En önemli şehir olan başkent Dakka, dünyadaki en kalabalık şehirlerden biridir. Yıllık ortalama nüfus artışı yüzde 5 olup, 2020 yılında Dakka’nın nüfusunun 23 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Diğer önemli şehirlerden Chittagong, Khulna ve Rajshahi’nin de hızlı bir şekilde nüfusunun artacağı öngörülmektedir. Ülke nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman, yüzde 9’u Hindu, yüzde
1’i Budist ve Hıristiyan’dır. Önümüzdeki dönemde Bangladeş’in çalışma yaşındaki nüfusunun pek çok ülkedeki durumun aksine artış göstereceği tahmin ediliyor. Bu artışın, ekonomik bağımlılığı düşüreceği, istihdamı, tasarrufları, yatırımları ve ekonomik büyümeyi artıracağı öngörülmekle birlikte bu gelişmelerin eğitimin kalitesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Eğitim sisteminde gelişmeler olmakla birlikte, kısa vadede istihdam edilen kişi sayısında artış sağlayacak yeni iş olanakları sunacak bir yapıya sahip görünmemektedir. Bunun sonucu olarak, Bangladeş ve Hindistan arasında gerginliğe neden olan Hindistan’ın Tripura, Meghalaya, Assam ve West Bengal şehirlerine Bangladeşlilerin göç etmeye devam edecekleri düşünülmektedir. İş imkanlarının sınırlı olması nedeniyle, Bangladeşlilerin halihazırda
kendilerine iş imkanı veren Orta Doğu ülkelerinde de çalışmaya devam etmeleri beklenmektedir. Bunlara ek olarak, nehir deltasında yer alan Bangladeş, artan tuzluluk, sürekli tekrarlayan sel ve erozyonlar nedeniyle ekilebilir tarım alanlarını da kaybetmektedir. Bangladeş’in tarım alanlarındaki azalma ülkenin Hindistan’a göç vermesini de artırmakta ve dolayısıyla iki ülke arasında gerginliğe neden olmaktadır. Ekonomik performans Bangladeş ekonomisi, 20 yıldan fazla bir süre içerisinde yardıma bağımlı bir ekonomiden ticarete bağımlı bir ekonomiye dönüşmüştür. Bununla birlikte, Bangladeş’in orta gelir düzeyinde bir ülke olabilmesi için gerekli görülen yatırım odaklı büyümeye geçebilmesihenüzbaşarılamamıştır. Hazır giyim sektörü ve işçi gelirleri ekonominin en dinamik olduğu alanlardır. Bangladeş, ülkenin tek bol kaynağı olan düşük ücretli, emek yoğun iş gücünü iyi bir şekilde kullanmaktadır. Kişi başına ortalama gelir yıllık cari fiyatlarla 1.300 dolar, satın alma gücü paritesine göre ise 3 bin 600 dolar seviyelerindedir. Uzmanlar, GSYİH’nin düzenli olarak yıllık yüzde 7 oranında büyümesinin ülkedeki yoksulluğu önemli oranda düşürebileceğini belirtmektedir. Bu hedefe ulaşmadaki en önemli engel ise tasarruf ve yatırım oranlardaki düşük büyüme hızı olarak görülmektedir. Bangladeş’te yurt içi tasarrufların GSYİH’ye oranı yaklaşık yüzde 20, yatırımların GSYİH’ye oranı ise yaklaşık yüzde 25’tir. Son yıllarda, toplam yatırımın yüzde 75’inin inşaat sektörü ile ilgili olduğu ve özel sektörün bu yatırımların 2/3’ünü gerçekleştirdiği görülmektedir. Telekomünikasyon sektöründeki özelleştirmelerin sonucu olarak son yıllarda yabancı sermaye yatırımları artmıştır. Yurt içi kaynakların düşük kapasitedeki yatırım finansmanı gücü göz önüne alındığında, ülkenin önceliği ihracat odaklı sanayileri teşvik ederek yurt dışı yabancı sermaye çekmeye vermesi gerektiği uzmanlarca belirtilmektedir. Ayrıca, yabancı sermayenin çekilebilmesi için bürokratik engellerin azaltılması ve zarar eden kamu şirketlerinin satılması da önemlidir. Bangladeş dünyada en düşük oranda kişi başına yabancı yatırım çeken ülkelerden biri konumundadır. Doğrudan yabancı yatırımların görünümü Bangladeş doğrudan yatırım sermayesi konusunda net ithalatçı
olma konumunu sürdürmektedir. Ülkedeki Doğrudan Yabancı Yatırım stoku 2015 yılı sonunda 12,9 milyar Dolara ulaşmıştır. Hükümetin elektrik, altyapı ve doğalgaz üretim sektörlerine olan yabancı yatırımı artırma çalışmalarına rağmen yabancı yatırımlar telekomünikasyon ve bankacılık sektörlerinde yoğunlaşmaktadır. 2015-2018 yıllarını kapsayan dönemde Hindistan ile olan ilişkilerin gelişmesi ile söz konusu ülkede yatırımların artıracağı öngörülmektedir.
Başlıca ülkeler tibarı ile dış ticareti 2015 yılı verilerine göre; Bangladeş’in en önemli ihraç pazarı ABD olup, onu Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İspanya, İtalya, Kanada, Japonya ve Türkiye izlemektedir. 2015 yılında Bangladeş’in ithalatında en önemli ülke ÇHC olup, Hindistan, Singapur, Hong Kong, Japonya, Endonezya, G. Kore, Brezilya ve Malezya ithalatta önemli diğer ülkelerdir. Türkiye ile Ticaret Genel durum 2016 yılında iki ülke arasında gerçekleşen ticaret hacmi yaklaşık 1,2 milyar dolar olup; bir önceki yıla göre ciddi bir değişim görülmemiştir. Türkiye’nin Bangladeş’e yönelik ihracatı incelendiğinde, 2009
yılından beri Türkiye’nin ihracatının 100 milyon doların üzerinde olduğu görülür. 2012 yılında ilk defa 200 milyar doların üzerine çıkan ihracat 2013 ve 2014 yıllarında düşüş eğilimine girmiştir. 2015 yılında yeniden artan Bangladeş’e ihracat, anılan yılda yüzde 34,6 artarak yeniden 200 milyon dolar düzeyine yükselmiştir. 2016 yılında da artış eğilimi devam etmiş ve ülkeye ihracatımız yüzde 32,7 artarak 264 milyon olmuştur. 2016 yılı itibariyle Bangladeş’ten ithalat ise bir önceki yıla göre yüzde 13,1’lik düşüşle 881 milyon dolar olmuştur. Gündemde bulunan anlaşmalar: Bangladeş-Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalanması gündemdedir. Yatırımlar ve Müteahhitlik: Bangladeş Merkez Bankasının verilerine göre, 2015-2016 mali yılında Türkiye’nin Bangladeş’e net Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) girişi 1,41 milyon USD olarak gerçekleşmiş olup, 2016 Haziran ayı itibari ile Türkiye’nin Bangladeş’teki toplam DYY stoku 11,9 milyon USD olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın verilerine göre ise, yurtiçinde yerleşik kişilerin Bangladeş’teki DYY’si sıfır olarak görülmektedir. Turizm: 2000 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Bangladeşli turist sayısı 280 iken, 2014 ve 2015 yıllarında bu sayı yaklaşık 12 bin 500’e çıkmıştır. Kalkınma Yardımları: Türkiye tarafından 2004-2014 yılları arasında Bangladeş’e yapılan kalkınma yardımları 13 milyon ABD Doları civarındadır. Yardımların büyük bölümü eğitim, sağlık ve meslek edindirme alanındadır. Bangladeş’te 2014 yılından itibaren TİKA Program Koordinasyon Ofisi faaliyet göstermektedir. Kaynak: Ekonomi ve Dış İşleri Bakanlıkları
Dış Ticaret Genel durum Bangladeş resmi istatistikleri en son 2011 yılında yayımlanmış olup, Trademap’in tahmini verilerine göre 2015 yılında ülkenin dış ticaret hacmi, bir önceki yıla seviyesini tekrar ederek artarak 75,6 milyar ABD Doları olmuştur. 2015 yılında ihracat bir önceki yıla göre yüzde 3,7 oranında artarak 35,9 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemdeki ithalat ise bir önceki yılın aynı
Bangladeş ülke analizi D
etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Bangladeş ithalatı (2017) 2017 yılında 46,19 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Bangladeş’in ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; Çin Halk Cumhuriyeti 15,2 milyar dolar, Hindistan 5,8 milyar dolar ve 2,9 milyar dolar ile Singapur’dur. Türkiye, Bangladeş pazarında 294,5 milyon dolar ve % 0,64’lük payı ile 24. sırada yer alır. Ürün özelinde Bangladeş’in gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde 2,56 milyar dolar ile ilk sırada petrol veya bitümlü minerallerden oluşan ve biyodizel içermeyen orta dereceli yağlar ve müstahzarlar yer almaktadır. İkinci sırada 1,3 milyar dolar ile taranmamış pamuk yer almaktadır. Bunları 1,2 milyar dolar ile buğday ve meslin (ekim ve durum buğdayı hariç) takip eder. Bangladeş ihracatı (2017) Bangladeş’in toplam 39,7 milyar dolar ihracatında en büyük paya sahip ilk 3 ülke sırasıyla Almanya 6,1 milyar dolar, Amerika Birleşik Devletleri 5,9 milyar dolar ve 3,6 milyar dolar ile İngiltere’dir. Türkiye, Bangladeş’in ihracatında 737,5 milyon dolar ve % 1,85payı ile 14. sırada yer alır. Ürün özelinde Bangladeş’in gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde 5,4 milyar dolar ile ilk sırada erkek veya erkek çocuk pantolonu ve şortu, bu ürünü 5,1 milyar dolar hacimle örme ya da tığ işi t-shirt; 3,1 milyar dolarlık hacim ile kadın veya kız çocukları için pantolon ve şort
takip eder. Bangladeş- Türkiye dış ticaret ilişkileri (2017) Bangladeş’in Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 21,5 milyon dolarlık hacim ile ağırlıkça >% 85 pamuk içeren kot kumaşı gelir. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelindeki Bangladeş ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin %7,6’sına karşılık gelmektedir. Bangladeş’in Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün ise 18,9 milyon dolarlık hacim ile başka yerde sınıflandırılmamış emtiadır. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelindeki Bangladeş ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin %0,8’ine karşılık gelmektedir. Bangladeş’in Türkiye’den en çok ithal ettiği üçünü sıradaki ürün ise 18,6 milyon dolarlık hacim ile tekstil iplikleri, kumaşları veya hazır tekstil ürünleri yıkamakağartmak veya boyamak için makinelerdir. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelindeki Bangladeş ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin %28,38’ine karşılık gelmektedir. Bangladeş’in Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 203,7 milyon dolar hacimle Jüt veya diğer tekstil lifleri ipliği yer almaktadır. Bu değer Bangladeş’in bu ürün özelinde Türkiye dâhil diğer ülkelere de yapmış olduğu ihracat rakamının % 57’sine karşılık gelir. İkinci sırada 62,03milyon dolar hacimle birden çok “katlanmış” veya jüt diğer tekstil atkı lifleri yer alır. Bangladeş’in bu ürün özelinde yaptığı ihracatın %35,4’üne karşılık gelmektedir. Erkek ya da erkek çocuk tişörtleri (örme veya tığ işi, gecelik, atletik hariç) 47,2 milyon dolar hacimle üçüncü sıradadır ve Bangladeş’in bu ürün özelinde yaptığı ihracatın % 2,5’ine karşılık gelmektedir.
5
YIL: 20 | SAYI: 354 | 27 Mayıs - 9 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Sigorta acenteleri dijital altyapı istiyor
T Abdulcelil Alkış
MTSO 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı
Poliçeler iptal edildiğinde komisyonlar da iptal edilmemeli. Aksi halde acentenin emeği yok oluyor. Bu sorunun çözümü için acentenin belli bir hizmet bedeli alması ya da komisyonu iade etmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
üm sektörlerde olduğu gibi sigortacılık sektörüne de dijitalleşmenin hakim olduğunu anlatan MTSO 30 No’lu Komite Başkanı Abdulcelil Alkış, bu dönüşüme ayak uydurabilmek adına acentelerin sigorta şirketlerinden destek beklediğini söyledi. Acentelerin web sitesi oluşturarak istedikleri sonuca ulaşamayacağını bildiren Alkış, online poliçe kesmeye imkan tanıyan teknolojik altyapının sigorta şirketleri tarafından oluşturulması gerektiğini anlattı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Abdulcelil Alkış, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak önümüzdeki süreçte komite olarak yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı. Sözlerine Sigortacılık Haftası dolayısıyla meslektaşlarını kutlayarak başlayan Alkış, sektöre yönelik çalışmaların, bir hafta ile sınırlı tutulamayacağını, bu nedenle tüm yıla yaymayı planladıklarını söyledi. Ardından yaptığı değerlendirmelerde öncelikle sektördeki değişimlere değinen Alkış, her sektörde olduğu gibi sigortacılık sektöründe de dijitalleşmenin ön plana çıktığını vurgulayarak şunları söyledi: “Günümüzde bilinçli müşteri poliçelerini online olarak gerçekleştiriyor. Bu değişime ayak uydurabilmek adına acentelerin de online poliçe satabilmesi şart. Bu noktada sigorta şirketlerinden teknolojik altyapı desteği bekliyoruz. Çünkü bu sorun, acentenin kendi imkânlarıyla web sitesi kurmasıyla üstesinden gelinecek bir konu değil.” Komite olarak önümüzdeki süreçte bu sorun üzerine yoğunlaşmak istediklerini belirten Alkış, tüm sektör örgütleriyle lobi çalışmalarını yürütüp sonuç almak istediklerini anlattı. Özellikle geçen yıl 12 Nisan’da yapılan bir düzenleme ile havuz sistemine geçilip acente komisyon oranlarının düşürülüp, poliçe fiyatlarının sabitlenmesiyle birlikte bankaların ve online satış sitelerin satışlarını artırdığını vurgulayan Alkış, sigorta acentelerinin iş hacminin ve gelirlerinin
azalmaya başladığını, bu sorunun çözümü için acil müdahale gerektiğini söyledi. “Şifreli ödeme sistemine geçilmeli”
Sektörde özellikle mail order ödemelerinde sorun yaşandığına da değinen Abdulcelil Alkış, “Bu konuda çok sayıda mağduriyet yaşanıyor ve doğrudan acente suçlu oluyor. Bunun önüne geçmek için şifreli ödeme sistemine geçilmesi gerektiğine inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Bu sorunun çözümüne yönelik de çalışmak istediklerini bildiren Alkış, ardından yaşadıkları iptal komisyon iadesi sorununa dikkat çekti. Poliçeler iptal edilince komisyonları geri ödemek durumunda kaldıklarını kaydeden Alkış, bu alanda yaşadıkları sıkıntıyı ise şöyle özetledi: “Poliçe yapıldığında belli bir yüzde ile acente komisyon alıyor ancak bu poliçe iptal edildiği zaman komisyonu da geri ödemek durumunda kalıyoruz. Acentenin emeği bu durumda yok oluyor. Bu, yalnızca bizim değil Türkiye genelinde yaşanan ciddi bir sorun. Bu sorunun çözümü için acentenin belli bir hizmet beledi alması ya da komisyonu iade etmemesi gerektiğini düşünüyoruz.” Haksız acente fesihlerinin ise bir başka önemli sorun olarak karşılarına çıktığına dikkat çeken Alkış, “Bu konuya da bir standart getirilmeli. Belli bir denetim sonrasında fesih işlemi gerçekleştirebilmeli. Her sigorta şirketi kendi isteğine göre karar alamamalı” değerlendirmesini yaptı. “Kereste sektöründe sigortanın şartları var”
Sektörde sık sık dile getirilen bir diğer sorun olarak kereste sektörüne yapılamayan sigortaları gösteren Abdulcelil Alkış, bu sektöre de sigorta yapılabileceğini ancak bazı şartların yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Kereste sektörünün tehlikeli gruba girdiğini kaydeden Alkış şöyle konuştu: “Sigorta sektörünün riskli baktığı bir grup olmasına rağmen burada sektör temsilcileri üzerine düşen bazı sorumlulukları yerine getirmesi halinde sigorta yapıl-
mayacak bir sektör de değil. Maalesef bu sektörde güvenlik tedbirlerinin son derece zayıf olduğunu görüyoruz. Birçok işletme bugün belediyelerden dahi işletme ruhsatı alamayacak kadar zayıf güvenlik tedbirlerine sahip. Bazılarında bugünün şartlarında yangın tüpü dahi bulunmuyor. Öncelikle bu tedbirler artırılmalı. İkinci konu poliçeler. Poliçeler yapılıyor ama fiyatları yüksek bulanlar oluyor. Bazı poliçelerde yüzde 5-10, hatta 15’e varan değişik türden muafiyetler oluyor. Kereste sektöründe faaliyet gösteren firmalar bunu da kabul etmiyor ve sıfır muafiyet istiyor. Özetlemek gerekirse belediyelerin öngördüğü yangın ve güvenlik tedbirleri yerine getirilir ve muafiyetler kabul edilirse sigortalama konusunda ciddi bir sorun yaşanmaz.” “Sektörde merdiven altı ciddi sorun”
Bir diğer sorunu merdiven altı sigortacılık olarak tabir edilen illegal çalışma sistemlerinde yaşadıklarını anlatan Abdulcelil Alkış, bu durumun sektörde haksız rekabeti de beraberinde getirdiğini vurguladı. Bu noktada bazı yasal boşluklar bulunduğunu ve kötü niyetli kişilerin de bu boşluklardan yararlandığını anlatan Alkış, “Bir firma, 10 adet yasal şubesi bulunmasına rağmen 100 adet şube ile çalışabiliyor ya da hiç şubesi olmamasına rağmen kurulan teknolojik ekranlarla birçok yetkisiz kişinin poliçe düzenlenmesine fırsat verilebiliyor. Dağıtılan şifrelerle ev hanımlarının dahi evlerinde oturdukları yerde poliçe kesmesini, her birinin birer şube gibi çalışmasını sağlıyor. Bu durumun yeniden terbiye ve dizayn edilmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “Acente eğitimleri eskisi gibi yapılmıyor”
Acentelerin gerek fiyat gerekse şirketlerin farklı ürünler konusundaki iştahları nedeni ile birden çok fazla sigorta şirketi ile çalıştığına değinen Alkış, bu çeşitlilik içerisinde eğitim kısmının ise ihmal edildiğini söyledi. Acentelerin de sigorta şirketlerinin
de eğitime yönelik bir talepleri bulunmadığını vurgulayan Alkış, “Örneğin acentelerin sigorta şirketlerinden en büyük beklentilerinin rekabetçi fiyat olduğunu görüyoruz. Acenteler diğer ürünlere istekli ve satma çabasına girebilseler sigorta şirketleri de memnuniyetle eğitim faaliyetleri düzenleyecektir. Bu noktada biz komite olarak özellikle acentelerimizin oto dışı branşlarda satış yeteneklerini geliştirecekleri eğitimler planlamaktayız” diye konuştu. “Mersin’in sigorta potansiyeli Mersin’de kalmalı”
Mersin’in sigorta potansiyelinin oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Abdulcelil Alkış, “Bu potansiyel yüksek olmasına rağmen şehir dışından gelerek kentte sigorta faaliyeti yürüten işletmeler ve bankalar nedeniyle Mersinli sektör temsilcilerimiz sıkıntı yaşıyor” diye konuştu. Kentin sektörden yeterince yararlanamadığını ve tüm maddi döngünün kent dışına gittiğini söyleyen anlatan Alkış, “Bizim amacımız şehirdeki sigorta potansiyelinden yine şehrin sigorta acentelerinin faydalanabilmesi ve bu işin ekonomik döngüsünün tümüyle şehir içinde kalabilmesidir” dedi. Kişinin en iyi sigortacısının komşusu, tanıdığı, arkadaşı olduğunu, u durumda bir sorun yaşaması halinde rahatlıkla çözebileceğini kaydeden Alkış, “Mersindeki iş adamları yapacağı poliçelerini Mersin’deki acentelerde yapsınlar. Bu acenteler gece gündüz onların yanındadır. Her türlü sorunlarını çözebilecek güçtedir” diye konuştu. Yaşanan sorunların çözümü noktasında sektörün tüm bileşenleri ile dirsek temasını bırakmayacaklarını anlatan Alkış, Türkiye genelindeki sorunlara karşı ortak çözümler üretmeye çalışacaklarını söyledi. Önümüzdeki süreçte Mersin’deki sigorta acentelerine yönelik sektörü ilgilendiren konularda bilgilendirme toplantıları yapmayı planladıklarına da değinen Alkış, özellikle yasal düzenlemeler, pazarlama gibi konularda çalışacaklarını bildirdi.
Döviz kurlarındaki artış yatırımı etkiliyor M
TSO 32 No’lu Komite Başkanı Yavuz Beller, Dolar ve Euro’daki yükselişin ülkedeki yatırımları doğrudan etkilediğine dikkat çekti. Dövizdeki hareketlenmenin yatırım malzemesi fiyatlarına yansıdığına değinen Beller, “Fiyatlar sürekli artış eğiliminde olduğu için yatırıma başlayan bir kişi ne kadara tamamlayacağını tahmin etmekte zorlanıyor. Bu da yeni yatırımlar noktasında yatırımcıyı düşündürüyor” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Yavuz Beller, sektöre yönelik değerlendirmeler yaparak önümüzdeki süreçte yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı. 32 No’lu Meslek Komitesi’nin yatırım malzemesi üreten ve yatırım ürünlerini pazarlayan firmalardan oluştuğunu kaydeden Beller, bu grubun son dönemlerde yaşadığı en ciddi sorun olarak döviz kurlarındaki artışı gösterdi. Yatırım malzemelerinin büyük ölçüde Dolar ve Euro’ya endeksli olduğunu hatırlatan Beller, “Bu nedenle malzemelerin fiyatları her gün değişiyor. Geriye dönüp altı aylık sürece baktığımızda bugüne kadar fiyatların yaklaşık yüzde 50 arttığını görüyoruz. Fiyat değişkenliğinin bu denli yüksek olduğu bir dönemde ise yatarım kararı alabilmek gerçekten zor gözüküyor. Zira yatırımın kaça tamamlanacağını kestirebilmek mümkün olmuyor” dedi. Bu nedenle yatırım ürünlerini imal eden ve satan firmaların iş hacminin gün geçtikçe daraldığını, cirolarının azaldığını dile getiren Beller, “Cirolar fiyat artışı nedeniyle geçen yılla başa baş gitse de kilo bazında bakıldığında
MTSO 5
CMYK
satılan ürünlerin büyük ölçüde düştüğü görülüyor” değerlendirmesini yaptı. “İhracata ağırlık verilmeli” Sıkıntılı bir süreçten geçildiğini ve bu süreci en az hasarla atlatabilmek adına iç pazarın yanı sıra mutlaka ihracata da yönelmek gerektiğini vurgulayan Yavuz Beller, ihracat için özellikle yatırım ortamının iyi olduğu ülkelerin tercih edilebileceğini vurguladı. Bu alanda faaliyet gösteren birçok firmanın daha önce ihracat yapmadığını hatırlatarak bu nedenle müşteri bulmakta zorlanabileceğine değinen Beller şunları söyledi: “Bu noktada komite olarak üyelerimizin Odamızın Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’nden (TBİM) daha fazla yararlanması adına çalışmalar yürüteceğiz. Odamız bünyesinde hizmet veren TBİM ile firmalarımız rakiplerinin müşterilerine ne sattığını, kime sattığını, ham maddeyi kimden aldığını görebiliyor. Bu merkezde rakip analizleri yapabiliyor. Hedef pazar raporları alınabiliyor. Üretilen ürüne ilişkin uluslararası alanda uygulanan kotalara, açık ve sonuçlanan ihale bilgilerine ulaşılabileceği gibi birebir dış ticaret danışmanlığı ve eğitimi de alabiliyor. Nokta atışı ihracat adına bu hizmetten daha fazla yararlanılmasının önemli olduğuna inanıyorum.” “Endüstri 4.0’a yönelik çalışmaları yoğunlaştıracağız” Sektör adına bir diğer önemli konunun tüm dünyanın hemen her sektörde evrildiği Endüstri 4.0 olduğunu anlatan Yavuz Beller, bu geçişe en yakın grubun 32
No’lu Komite Üyeleri olduğunu söyledi. Robot kullanımına en yatkın grup olarak 32 No’lu Komiteyi gösteren Beller, “Grubumuz dijitalleşme oranı yüksek bir grup. Bu nedenle bu dönüşüme başlayacağı düşünülen öncelikli sektörler arasında yer alıyor” dedi. Çağın teknolojisine uygun üretim yapan herkesin önümüzdeki dönemde büyüme performansının yüksek seyredeceğinin şimdiden görüldüğünü kaydeden Beller, komite olarak bu konuda geride kaldığını düşünen üyeleri gerek eğitimler gerekse toplantılarla bilinçlendirip yönlendirmek istediklerini ifade etti. Ardından TOSYÖ hakkında bilgi veren Beller, “Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı (TOSYÖV) 1990’lı yıllardan bu yana Mersin’de başarılı işler yapmış, eğitim organizasyonlarını üstlenmiş, kalkınma ajansları katkıları ile çalışanlarımızın yurt içi ve yurt dışı eğitimlerini üstlenmiş bir Vakıftır” dedi. MTSO’nun da destekleri önümüzdeki süreçte TOSYÖV ile işbirliği içinde hareket etmek istediğini belirten Beller, “TOSYÖV, girişimcileri destekleyen, kendi çalışmalarıyla onlara örnek olan işletmelerden oluşan bir Vakıf, Odamız ile birlikte hareket edilmesi halinde girişimcilere yönelik güzel sonuçlar alınacağına inanıyorum” diye konuştu. Birçok işletmenin ise Endüstri 4.0’a yönelik üretim altyapısı bulunmasına rağmen yaptığı işlemlerin farkında olmadığına dikkat çeken Beller, sektörün ve sektör temsilcilerinin henüz bu konuda farkındalık aşamasında olduğunu ve daha ileri adımlar atılabilme-
si adına görev süreleri boyunca firmaların Endüstri 4.0 dönüşümüne ağırlık vermek istediklerini söyledi. “Üyelerimizi bankacılarla buluşturmak istiyoruz” Komite olarak önümüzdeki süreçte bir diğer çalışmayı finans kaynaklarına erişim noktasında yapmak istediklerine değinen Yavuz Beller, üyeleri bankacılarla bir araya getirecek faaliyetler yürüteceklerini anlattı. Üyelerin gerek kredilere ulaşım konusunda gerekse mevcut ekonomik konjonktürde nasıl bir davranış içinde olmalarını bilmeleri adına bankacılarla bir araya gelerek yapılacak toplantıların büyük önem taşıdığına işaret eden Beller, “Ekonomiye yönelik birçok yöntemi, tedbiri üyelerimiz bilmiyor. Döviz borcunu Hedge etmeyi, opsiyon sözleşmeleri ile kendilerini korumayı bilmeleri gerekir. Finansal okur yazarlık konusundaki bilgi birikiminin artması üyelerimizin daha iyi ve yerinde kararlar alabilmesine yardımcı olacaktır. Doğru kararlar alabilen kişilerin ayakta kalabileceği bir dönemden geçiyoruz. Yapacakları finansal hatalarla üyelerimizin olası iflaslar yaşamasının önüne geçme hedefindeyiz” diye konuştu. Önümüzdeki dönemde vergilerin, işçilik ücretlerinin ve masrafların artacağını dile getiren Beller, KGF gibi finans kaynaklarından daha fazla yararlanmak, ihracat teşviklerinden yararlanarak işletmeleri yaşanan sıkıntılardan en az şekilde etkilenmesini sağlamak gerektiğini söyledi.
Yavuz Beller
MTSO 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı
Ekonomik açıdan güçlenebilmek için iç pazarın yanı sıra mutlaka ihracata da yönelmeli. Sektörümüz adına ihracat için özellikle yatırım ortamının iyi olduğu ülkeler tercih edilmeli. Bu noktada MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’nin üyelerimize önemli destekleri olacağına inanıyorum.
6
YIL: 20 | SAYI: 354 | 27 Mayıs - 9 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
UFS Tekstil’den geri dönüşümlü iş kıyafetleri
Pınar Oosterhuis
UFS Tekstil Şirket Ortağı
2
Mersin Serbest Bölge’de faaliyet gösteren UFS Tekstil, ürettiği iş kıyafetlerinde geri dönüşümlü iplikler kullanıyor. Bu sayede bir taraftan maliyetlerini aşağı çeken firma, müşterisine daha uygun fiyatlarla ürün satışı gerçekleştirirken diğer taraftan sektör için büyük önem taşıyan polyester ithalatının da önüne geçiyor.
005 yılında bayan giyim üzerine ticari hayatına başlaya UFS Tekstil, bugün yoluna iş kıyafetleri üretimiyle devam ediyor. Ağırlıklı olarak Avrupa’ya çalışan firma, 1,5 yıl önce tekstil sektöründe 150 yıllık bir Hollanda firması ile yaptığı ortaklıkla gücünü ve satış ağını genişletiyor. Avrupa’daki pazarını geliştirmek adına sürekli yenilik arayışı içinde olan UFS Tekstil, personeline yaklaşımından ürettiği ürünlere kadar birçok alanda sektöründe fark yaratıyor. Adil Giyim Vakfı’na üye olmaları sonrasında bu yöndeki çalışmalarına hız veren firma, son olarak ürettiği QR Kodlu ürünlerle sektördeki şeffaflık ve adil üretim yaklaşımını bir adım daha ileri taşıyor. Şirket Ortağı Pınar Oosterhuis, sektörde oluşturdukları yenilikleri ve firmanın
başarı hikayesini şöyle anlatıyor: “Bayan giyimden, iş kıyafetlerine dönüştük” Eşim Michiel Oosterhuis ile Mersin Serbest Bölge’de farklı tekstil firmalarında çalışıyorduk ve sonra ikimiz birlikte Hollandalı bir firmada yönetici pozisyonunda birlikte çalışmaya başladık. O yıllarda tekstil sektöründe Uzakdoğu ile rekabette sıkıntı yaşayan Hollanda firması Mersin şubesini kapatıp Uzakdoğu’da şube açmak istedi. Biz de işsiz kalmamak adına ne yapacağımızı düşünürken bu firmanın demirbaşlarını satın alarak kendi şirketimizi kurmaya karar verdik. 2005 yılında şirketimizi kurduk. İlk başlarda 25 kişi ile sektöre adım attık ve bayan giyim üzerine faali-
yet gösteriyorduk. Tek hedef pazarımız da gerek eşimin Hollandalı olması gerekse daha önce çalıştığımız firmadan kaynaklı olarak Hollanda pazarıydı. Ama bir süre sonra gördük ki gerçekten Uzakdoğu karşısında bayan giyimde rekabetçi olabilmek oldukça zor. Daha spesifik, farklı bir alana yönelmeliydik. Sonunda bayan giyim yerine iş kıyafetleri üretimine karar verdik. İş kıyafetleri üretimine başladığımız ilk dönemde fason çalışıp sektörü tanımaya çalıştık. 2008 yılı itibariyle kendimiz doğrudan üretimlere başladık. Tamamen ihracat odaklı çalışıyoruz ve bugün çalışmalarımızı 49 kişi ile sürdürüyoruz. Avrupa’nın hemen hemen tamamına ürün gönderiyor ve Arap ülkelerine de ihracat yapıyoruz. Yaklaşık 1,5 yıl önce
yani 2006 yılı ortalarında 150 yıllık bir Hollanda firması ile ortaklık yaptık. Bu ortaklığımız sonrasında iş hacmimizin iki katına çıktığını ve çalışmalarımızın tamamen farklılaştığını söyleyebilirim. “Adil Giyim Vakfı Üyesiyiz” İlk olarak Hollanda merkezli Adil Giyim Vakfı’na (Fair Wear Foundation) üye olduk. Bu Vakıf, üretimde adaleti sağlamak adına kurulmuş. Bilindiği gibi tekstil sektörü emek yoğun bir sektör ve maalesef sömürünün yüksek olduğu bir alan. Bu Vakıf üyelerinin ise çocuk işçi çalıştırmayacakları, güvenli üretim alanları sağlayacakları, çalışan memnuniyetini ön planda tutacakları ve benzer birçok konuda taahhütleri oluyor. Vakıf zaman zaman da üyelerini
denetleyerek belirlenen kriterlere uygunluğu kontrol ediyor. Firma olarak bu kriterlerin büyük bölümünü geçtik ve 6 ay önce Avrupa’da ilk defa, yaşam standartlarına göre personeline maaş veren şirket olarak ödül aldık. “Personelimize yaşam standardına uygun maaş veriyoruz” Bu konuyu biraz daha açmam gerekirse şunu söyleyebilirim. Eğer yaptığınız işten iyi bir sonuç almak istiyorsanız çalışanınızın memnuniyeti çok önemli. Biz bunu sağlayabilmek için profesyonel destek almayı tercih ettik. Şu anda sektör genelinde yaygın olduğu gibi asgari ücretle personel çalıştırmıyoruz. Hollanda Üniversitesi’nden 3 araştırma görevlisi Mersin’e gelerek kent özelinde gıda masraflarından giyime, çocuk masrafından tatile kadar bir kişinin uygun şartlarda geçimi için gerekli maaş hesaplaması yaptı. Yalnızca maaş da değil, alınması gereken mesaiden SSK ödemelerine kadar gerekli her türlü mali ödeme hesaplandı. Biz de tüm maaşları ortaya çıkan sonuca uygun olarak yükselttik. Aldığımız bu ödül sonrasında Avrupa’dan aldığımız iş hacminin de yaklaşık yüzde 20 seviyesinde arttığını söyleyebilirim. Yüksek montanlı değil ama özellikle spesifik işler alıyoruz. Örneğin Avrupa Parlamentosu iş kıyafetleri ya da Katar Havayollarının kıyafetleri bize ait. “Geri dönüşümden polyester-koton karışımı iplik geliştirdik” Bizim için yenilik her zaman önemli. Bunun için sürekli hedef pazarlarımızın isteklerini takip ediyoruz. Avrupa’da son dönemlerde özellikle çevreci üretim büyük talep görüyor. Biz de bu noktadan hareketle ne yapabileceğimizi düşünüp araştırırken ürünlerimizde geri dönüşüm malzemesi kullanmaya karar verdik. Ancak yaptığımız araştırmalarda gördük ki iplikte, ya polyester geri dönüşüm malzemesi ya da koton geri dönüşüm malzemesi kullanılıyor. Oysa bizim ihtiyacımız olan iplik, polyester ve koton karışımı bir iplikti. Bunun üzerine polyester geri dönüşümü yapan bir firma ile anlaştık. Bir yıl boyunca ar-ge ve mali destek sağlayarak bu ürün üze-
Mersin’in kültürel mirasına dikkat çekildi roğlu, “Şehir yerleşimi ne kadar diğer bölgelerde gelişse de ticaretteki gücü ve stratejik önemi nedeniyle Aydıncık bugün dahi önemini koruyan bir bölgedir” diye konuştu. M.Ö 5. – 6. – 7. yüzyıllarda bölgenin Kıbrıs Adası, Filistin ve Suriye ile ticaretinin yoğun olduğuna da değinen Zoroğlu, “Bunu gemilerle taşınan küplerin içindeki malzemelerden anlıyoruz. Küplerle Kıbrıs, Filistin ve Suriye’de üretilen bal, balık sosu, badem gibi ürünlere rastlanırken bu bölgeden de oralara kozmetikte kullanılan meşe palamudu, anforaların içinin sıvandığı reçineler ya da kereste gönderildiği anlaşılıyor” dedi.
MTSO AB Bilgi Merkezi, AB Kültürel Miras Yılı etkinliklerini Aydıncık’ta düzenledi. Etkinlikler kapsamında gerçekleşen Doğu Akdeniz Kültür Varlıkları ve Su altı Kültür Mirası konulu söyleşinin yanı sıra bir de sualtı fotoğraf sergisi düzenlendi. Bölgenin kültürel mirasını oluşturan tarihi yerlerinin ziyaret edildiği program kapsamında katılımcılar farkındalık dalışı da gerçekleştirdi.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) AB Bilgi Merkezi ile Aydıncık Belediyesi işbirliğinde 2018 Avrupa Kültürel Miras yılı dolayısıyla 11- 13 Mayıs 2018 tarihleri arasında Aydıncık İlçesinde ‘Doğu Akdeniz Kültür Varlıkları ve Su altı Kültür Mirası’ konulu bir etkinlik düzenlendi. Aydıncık Ünlü Motel’de düzenlenen etkinliğin söyleşi bölümünde İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, “Doğu Akdeniz’de Antik Çağ Denizciliği” konulu sunum gerçekleştirirken Kelenderis Kazı Başkanı-Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Levent Zoroğlu, “Doğu Akdeniz’de Antik Limanlar”ı anlattı. Sualtı Arkeoloğu, Geçmiş Dönem Bodrum Müze Müdürü Yaşar Yıldız’ın “Mersin Adana ve Antakya
MTSO 6
CMYK
Sualtı Kültür Mirası” konulu söyleşisi sonrasında konuşmacılar ayrıca Kültür Mirasının Korunması; Kişisel ve Ortak Sorumluluklar üzerine görüş ve önerilerini dile getirdi. Zoroğlu: “Kalenderis her dönem önemli bir ticaret yolu oldu” Kelenderis Kazı Başkanı-Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Levent Zoroğlu, “Doğu Akdeniz’de Antik Limanlar” konulu sunumuna bölge hakkında bilgi vererek başladı. Aydıncık Limanı’nın o dönemki isminin Kalenderis Limanı olduğunu anlatan Zoroğlu, bu limanı dönemin tuz gemilerinin en önemli uğrak limanlarından biri olarak tanımladı. Bu limanın ne zaman kurulduğunu tam olarak bilmediklerini ancak Boğazköy’de bulunan bir bronz tablete
göre Tunç Çağı insanlarının yerleşik olduğu bir liman şehri olduğunun anlaşıldığını kaydeden Zoroğlu, “Dolayısıyla günümüzden en az 4 bin yıl önce yazıtlara bakarak insanların burada yaşadığı anlaşılıyor” dedi. Limanın en önemli özelliği olarak tamamen doğal bir liman olmasını gösteren Zoroğlu, bölgenin rüzgar özelliği nedeniyle teknelerin kolaylıkla bu limana yanaşabildiğini anlattı. Bölgede yalnızca deniz yoluyla değil kara yoluyla da ticaret yapılabildiğine dikkat çeken Zoroğlu, bugün olduğu gibi o yıllarda da Doğu Akdeniz ile Anadolu arasında yapılan ticaretin bu bölgeden sağlandığını söyledi. Ancak şehir yerleşiminin daha düz olması nedeniyle Anamurium, Side ya da Antalya’da daha çok geliştiğini kaydeden Zo-
Sayar: “Bölgede denizciliği geliştiren sedir ağaçlarıdır” İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar ise, “Doğu Akdeniz’de Antik Çağ Denizciliği” konumundaki sunumunda o dönemde denizciliğin bölgede gelişmesini Toros Dağları’nda yetişen sedir ağaçlarına bağladı. Sedir ağaçlarının gemi yapımında kullanıma uygun bir ağaç çeşidi olduğuna dikkat çeken Sayar, şunları söyledi: “Gerek ticarete uygun bir noktada bulunması gerekse farklı kültürlerin içerdiği unsurları bünyesinde barındırıyor olması nedeniyle Aydıncık, stratejik açıdan önemli bir bölgeydi. Aynı zamanda Antik Çağ döneminde gemilerin yapımında kereste çok önemli bir malzemeydi. Bölgede Toros Dağları’nda gemi yapımına uygun olan sedir ağaçların yoğun yetişmesi burada gemiciliği geliştirdi. Denizciler yeni gemi yapımı için bu bölgeyi tercih etti.” Asur Krallığından Lidyalılara, Roma İmparatorluğuna kadar her dönemde bölgede denizciliğin hakim olduğunu kaydeden Sayar, “Bu bölge deniz ticareti açısından tüm eski çağ ve orta çağ boyunca önem taşımıştır. Ortaçağda askeri hareketin de artmasıyla büyük stra-
tejik öneme sahip olmuştur. Sedir ağaçlarının da bulunması bölgenin denizcilikteki gücünü artırmıştır” dedi. Denizlerin yalnızca ticaret değil o dönemde ulaşımda da önemli rol oynadığını kaydeden Sayar, karayolu yerine ağırlıklı deniz yolunun tercih edildiğini anlattı. Bölgeye yakın olan Dana Adası’nda yapılan araştırmalarda gemilerin yapımı için oluşturulmuş bazı kızak yerleri olduğu düşünülen kayalara oyulmuş kıyı şeridi parçalarının tespit edildiğine de değenin Sayar, “Bu çalışmalar henüz başlangıç aşamasında. Bir ihtimal Ptolemaios Devleti’nin donanma gemilerini üreten yerler. Çok disiplinli çalışmaların tamamlanmasıyla kesin sonuca ulaşılacaktır” dedi.
Yıldız: “Doğu Akdeniz sualtı arkeolojisinde önemli yer tutar” Sualtı Arkeoloğu, Geçmiş Dönem Bodrum Müze Müdürü Yaşar Yıldız ise, “Mersin Adana ve Antakya Sualtı Kültür Mirası” konulu sunum gerçekleştirdi. Doğu Akdeniz’in su altı arkeolojisinde çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Yıldız, “Ege Denizi’nde de Akdeniz’de de batık gemiler çoktur ama her zaman Doğu Akdeniz bağlantılı gemiler ön plandadır. Dünyanın en eski gemisini Kaş yakınlarında bulduk ve bunun da Doğu Akdeniz’den yukarı doğru giderken battığını biliyoruz. Önemli bir batık” dedi. Anadolu’nun çok zengin bir kültür mirası barındırdı-
rinde çalıştık. Çok zahmetli bir süreçti. Çünkü denemelerde iplikler ya kopuyor ya da koton ile polyesterin boya tutma özellikleri farklı olduğu için bütünlük sağlanamıyordu. Ancak 1 yılın sonunda istediğimiz sonuca ulaştık ve geri dönüşümden elde edilen polyester-koton karışımı ipliklerimizle ördürdüğümüz ya da dokuttuğumuz kumaşlardan üretime başladık. Bu da müşterilerimiz tarafından büyük beğeni topladı. “Yıpranan ürünlerimizi geri topluyoruz” Geri dönüşüm malzemesiyle gerçekleştirdiğimiz üretim yalnızca tercih edilirliğimizi ve paralelinde cirolarımızı artırmadı. Bir takım ek avantajlar da sağladı. Örneğin ürünlerdeki polyester kullanımını azalttık. Polyesterde Türkiye dışa bağımlı bir ülke. Mevcuttaki ürünlerimizi geri dönüştürmemiz nedeniyle kullandığımız ürünlerde polyester ithalatını da yüzde 70’e varan ölçüde azalttık. Bunun yanında müşterilerimize daha uygun fiyatlarla ürün satabilmeye başladık ve rekabetçi yapımız güçlendi. Müşterilerimiz, kullandıkları ürünleri eskimesi sonrasında bize geri veriyor ve biz de dönüştürüp yenileriyle değiştiriyoruz. Böylece onlar da biz de maliyetlerimizi aşağı çekme fırsatı yakalıyoruz. “Ürünlerde QR kod kullanıyoruz” Yaklaşık 3 aydır da yeni bir çalışmamız var. Ürettiğimiz iş kıyafetleri üzerinde QR Koda yer vermeye başladık. Adil Giyim Vakfı Üyeliğimiz çerçevesinde şeffaflık bizim için önem taşıyor. Bu konuda ne yapabileceğimizi düşünerek QR Kod geliştirmeye karar verdik. Bu kodu ürünlerin üzerine dokuyoruz ve kullanıcı bu kodu okutarak ürünün nerede üretildiği, hangi malzemeler kullanıldığını ya da geri dönüşüm malzemelerinin kullanıldığı diğer modelleri görme fırsatı yakalıyor. Çalışmalarımız elbette bununla da sınırlı değil. Mevcut durumda bazı gıda maddelerinden ip üretimi üzerinde çalışıyoruz. Herkesin çalıştığı bir sektörde farkınızı ortaya koyabilmeniz, kurallara uygun çalışmanız durumunda başarı kaçınılmaz. ğını, doğru orantılı olarak denizlerinin de çok zengin bir mirasa sahip olduğunu belirten Yıldız, Kaş’ta batan ve 1325’lere tarihlenen gemide Kıbrıs’tan yüklenmiş olduğu tahmin edilen bakır külçeler bulunduğunu söyledi. Gemilerin yaşlarını ahşabın yaşından anladıklarını kaydeden Yıldız, “Bu gemiden daha eski gemiler olabilir ama bu, seyir halindeyken batan bir gemi olması adına önemliydi ve gezen bir süper market olarak tanımlanabilirdi” dedi. Gemilerin milliyetini bulmanın mümkün olmadığını belirten Yıldız, “Ama yapım teknikleri ve yapılan ticaretle ilgili önemli bulgular verir” diye konuştu. İlk gün Kalenderis Antik Kenti’ndeki kazı alanının gezilmesi ile sona erdi. “Farkındalık dalışı büyük beğeni topladı” Etkinliğin ikinci günü Martı Adası’nda gerçekleştirilen Kültürel Miras Farkındalık Dalışı ile başladı. Katılımcılar Aquademi Dalış Kulübü ve Kilikya Dalış Merkezi eğitmenleri eşliğinde Kültürel Miras Farkındalık Dalış’ı gerçekleştirdi. Etkinliğin ikinci gününde buzul çağından günümüze kadar ulaşan ve halen aktif olarak varlığını sürdüren en eski kültürel miras arasında gösterilen Aynalı Göl Mağarası ziyaret edildi. Etkinlik süresince Akdeniz Sualtı Sporları Derneği Başkanı Ertaç İnanoğlu ve Kilikya Dalış Merkezi Dalgıçlarından Nuray Avcı’nın fotoğraflarından oluşan Sualtı Fotoğraf Sergisi Ulu Resort Otel’de sergilendi.