Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Güneş oldu
15. Mersin Matematik Olimpiyatları ödülleri sahiplerini buldu
Oda personelinden karma resim sergisi
>2’de
>3’te
>2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
Biz birbirimize saygı duyarsak, Dünya da bize saygı duyar… Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL:|20 YIL: | 17 SAYI: | SAYI: 355 |298 10 -|23 6-19 Haziran ARALIK 2018 2015
Fırınların yakınındaki halk ekmek büfelerinin yeri gözden geçirilmeli Vahit Kenli
MTSO 33 No’lu Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı
M
ersin’de faaliyet gösteren fırıncılar, halk ekmek büfelerinin kent içindeki dağılımından pek memnun değil. Birçok fırının yakınında halk ekmek büfesi bulunduğunu kaydeden MTSO 33 No’lu Komite Başkanı Vahit Kenli, “Bu büfeler halka uygun fiyatlarla ekmek satışı gerçekleştirebilmek adına var. Buna saygı duyuyoruz ve karşı da değiliz. Ancak bu büfelerin yerleri alım gücü daha düşük olan semtler göz önünde bulundurularak yeniden belirlenirse daha iyi sonuç alınacağına inanıyorum”
dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 33 No’lu Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Vahit Kenli, gıda üzerine faaliyet gösteren firmaları temsil ettiklerini söyledi. Sektörün sorunlarını yakından bildiğini ve çözüm üretebilmek adına Komite Başkanlığı görevine talip olduğunu kaydeden Kenli, MTSO Yönetiminin de desteği ile oluşturacakları lobi faaliyetleriyle ilgili kurumlarla temas kurup, sorunlara çözüm üretmek istediklerini anlattı. > 7’de
Bankalar iş dünyasının
yanında olmalı
Sağlık Komitesi sektör sorunlarına odaklandı
Hakan Dindar
MTSO 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı
M
TSO 26 No’lu Meslek Komitesi, sektör sorunlarına odaklandı. Alt sektör temsilcileriyle bir araya gelen Komite Üyeleri, sorunları tespit edip ardından çözümü için lobi oluşturmaya hazırlanıyor. Bir taraftan sorunların çözümüne odaklanan üyeler, diğer taraftan sektör temsilcilerinin ihtiyaç duyduğu eğitimlere ağırlık verme hedefinde. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek
Komitesi Başkanı Hakan Dindar, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Göreve yeni gelmeleri nedeniyle yol haritalarını çizmek adına ilk olarak alt sektör temsilcilerine yönelik toplantılar düzenleyip sorunları tespit etme kararı aldıklarını anlatan Dindar, ardından bu sorunların çözümüne yönelik çalışacaklarını söyledi. Çalışmaya medikal sektörü ile başladıklarını bildiren Dindar, konuşmasını tespit ettikleri sorunlar hakkında bilgi vererek sürdürdü. > 7’de
Tarım Gıda Teknopark’ı ile tarımsal Ar-Ge artacak
E
Ticaretin ayrılmaz parçası, iş dünyasının en güçlü paydaşı bankalar, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ev sahipliğinde MTSO’da bir araya geldi. İş dünyasının yaşadığı sıkıntıların dile getirildiği toplantıda karşılıklı beklentiler konuşuldu.
konomik açıdan iş dünyasının önümüzdeki süreçte daha fazla rahatlatılabilmesi, yaşanan zorlu sürecin en az hasarla atlatılabilmesi adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bankaların Bölge ve Şube Müdürleri ile bir araya geldi. Sektör temsilcilerinin yaşadığı so-
runları ve bu dönemdeki hassasiyetlerini banka temsilcileri ile paylaşan Kızıltan, geçmişte olduğu gibi bugün de iş dünyasının en güçlü partnerleri bankaların iş dünyasının yanında olmasını beklediklerini söyledi. Toplantıda aynı hassasiyeti paylaştıklarını vurgulayan banka temsilcileri, her zaman iş dünyasının
yanında olmayı sürdüreceklerini vurgulayarak bu dönemde iş dünyasından beklentilerini anlattı. Banka Müdürleri ise bu dönemde firmalara temkinli hareket etmeleri, ellerindeki tüm mal varlıklarını bilançolarına yansıtmaları, şeffaf olmaları tavsiyesinde bulundu. İşadamlarının artık yatırım için gayrimenkulden vazgeç-
mesi gerektiğine de değinilen toplantıda kurdaki yükselişin bu bölgede iyi değerlendirilmesi gerektiği özellikle ithalata dayalı olmayan tarım ihracatçılarının bu dönemde avantajlı konuma geçebileceği, sanayi ürünlerinde de benzer avantajları yakalayabilecek firmaların kapasite artırması gerektiği gündeme getirildi. > 4’te
Yatırım kolaylıklarıyla öne çıkan ülke:
MTSO ilk Meclis Toplantısını gerçekleştirdi Dr. Davut Keleş
Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü Müdürü
A
lata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Davut Keleş, bünyelerinde kurulacak Tarım Gıda Teknopark’ında (Mersin Tarım-Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi) faaliyet gösterecek firmaların Enstitünün imkanlarından yararlanarak maliyetlerini ciddi ölçüde düşürüp, Ar-Ge sayılarını artırabileceğini söyledi. Her alanda olduğu gibi tarımda da gelişmenin teknolojiye, yeniliğe yatırımla mümkün olacağına dikkat çeken Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Davut Keleş, uzun süredir üzerinde çalışılan Tarım Gıda Teknopark’ında sona yaklaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını
MTSO 1
CMYK
söyledi. Böylesi bir teknoparkın yalnızca Mersin değil tüm Türkiye adına önem taşıdığını vurgulayan Keleş, “Bu önemin sektör temsilcileri de farkında. Henüz çağrıya yeni çıkılmasına rağmen ulusal ve uluslararası birçok firmadan talep geliyor” dedi. Burada yalnızca Ar-Ge çalışması yürütülmesiyle kalmayıp şirket kuruluşundan patent hizmetlerine, mali danışmanlıktan reklam ve pazarlamaya kadar bir şirketin ihtiyaç duyacağı her alanda danışmanlık hizmeti verileceğini de vurgulayan Keleş, aynı zamanda bu firmaların ulusal ve uluslar arası işbirlikleri yapabilmeleri adına yönlendirmelerde bulunulacağını da bildirdi. > 8’de
M
akedonya ve Türkiye ticaret ilişkileri iki ülke arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmasının uygulanmaya başladığı 2001 yılından beri artıyor. Fakat söz konusu anlaşma sadece sanayi mallarını kapsadığı için tarım ve diğer ürünlerde aynı artıştan söz etmek mümkün değil. Dolayısıyla bu durumTürkiye’ninMakedonya’yayapacağı yatırımlarınsınırlıkalmasınanedenoluyor. Bununla birlikte Makedonya, yatırımlar noktasında sunduğu cazip fırsatlarla dikkat çekiyor. Üretim teknolojisi, girişimci gücü ve sermaye yeterliliği açısından değerlendirildiğinde, Türk girişimcilerin Makedonya’da
Medikal sektörünün sorunları konuşuldu >2’de
hemen tüm sektörlerde yatırım yapma imkanına sahip olduğu söylenebilir. Türk firmaları açısından fide ve fidan yetiştirme, yaş meyve ve sebze üretimi, büyükbaş besi ve süt hayvancılığı, yumurta ve et tavukçuluğu, gıda işleme sanayi ve otomotiv yan sanayi, bilişim teknolojileri paketleme makineleri, tekstil, deri, konfeksiyon sektörleri, ağaç işleme ve mobilya sanayi, her türlü makine imalat sanayi, inşaat malzemeleri, madencilik, su arıtma cihazları, elektrik üretimi, doğalgaz iletim ve işletme malzemeleri ve araçları başlıca yatırım ve ticaret alanları olaraksıralanabilir. > 6’da
Toptancılar ve perakendeciler sorunlarına ortak çözüm arıyor
Mersinli 6 firma, en büyük sanayi kuruluşları arasında
>5’de
>4’te
M
TSO; seçimler sonrasındaki ilk Meclis toplantısını gerçekleştirdi. İlk Meclisin misafirleri arasında Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Mersin Valisi Ali İhsan Su ve Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz yer aldı. Bakan Elvan Meclis Üyelerine Mersin’de devam eden yatırımlar hakkında bilgi verdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ilk Meclis Toplantısını Meclis Başkanı A.Hamit İzol başkanlığında gerçekleştirdi. Tamamlanan MTSO seçimleri sonrasında gerçekleşen ilk Mec-
lis önemli misafirlere evsahipliği yaptı. Toplantıya katılan Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, Mersin’de gerçekleşen ve devam eden yatırımlar hakkında bilgi verdi. MTSO’nun güçlü bir kurumsal yapıya sahip olduğunu belirten Elvan, bu nedenle başkanlar değişse de projelerin takibinin devam ettiğini vurguladı. MTSO ile her zaman uyum içinde çalışma yürütmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Elvan, önümüzdeki süreçte de bu uyumun devam edeceğinden şüphesi olmadığını söyledi. > 5’te
2
YIL: 20 | SAYI: 355 | 10 - 23 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Medikal sektörünün sorunları konuşuldu MTSO 26 No’lu Meslek Komitesi, alt sektörlerin sorunlarını tespit edip yol haritasını çizmek üzere toplantılara başladı. İlk toplantı medikal sektör temsilcileriyle gerçekleştirildi.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi, Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş, Meclis Üyesi Ersoy Kuşçu, Komite Başkanı Hakan Dindar ve sektör temsilcisi Barış Güler koordinesinde Medikal Sektör Toplantısı gerçekleştirdi. Sektörün ihtiyaçlarını ve beklentilerini tespit etmek adına bir araya geldiklerini anlatan Komite Başkanı Hakan Dindar, “Medikal Sektör temsilcilerinin sorunlarını ve bu sorunlarla ilgili önerdikleri çözümleri dinledik. Önümüzdeki süreçte
benzer toplantıları diğer alt sektör gruplarımızla da gerçekleştirip, sektörün ihtiyaçlarına uygun, sağlık sektörünü geleceğe taşıyacak eylem planını oluşturmak istiyoruz” dedi. Toplantıda üyeler yaşadıkları problemleri dile getirirken, 26 No’lu Sağlık Komite temsilcileri ise üyelerin sorun ve problemlerinin çözümü için, ticarette karşılaştıkları her sorunu kendileri ile paylaşmalarının önemli olduğunu belirterek, sektörün sorunlarına çözüm bulmak için özveri ile çalışacaklarının taahhüdünü verdiler.
Üyeler ile daha kolay iletişim sağlamak amacıyla sosyal medyayı aktif olarak kullanacaklarını belirten Dindar, “İnteraktif iletişimi önemsiyoruz. Bu konudaki altyapımızı oluşturuyoruz. Yakında üyelerimize sosyal medya hesaplarımızı duyuracağız” dedi. Yaptıkları toplantıda sektörün genel olarak mevzuat değişimine ayak uydurma noktasında sıkıntı yaşadığını tespit ettiklerini anlatan Dindar, sorunların çözümü için birlik ve beraberliğe ihtiyaç olduğunu, MTSO’nun bu kapsamda sektörü birleştiren olabileceğini, bunun için çaba göstereceklerini söyledi. Medikal sektörünün ihtiyaç duyduğu eğitimlere yöneleceklerine de değinen Dindar, “Bana kalırsa sektörün en büyük ihtiyacı bu. Özellikle değişen mevzuatlar ve firmaların bu konuda yapması gereken prosedürlere yönelik bilgi eksiği var. Bu alanda firmalarımızı güçlendirmek adına Odamızın Eğitim ve Kalkınma Vakfı ile birlikte eğitim çalışmalarına ağırlık vermeyi planlıyoruz” dedi. Dindar, önümüzdeki süreçte, diğer gruplarla da alt sektörler toplantılarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Güneş oldu Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı Seçimli Olağan Genel Kurulu sonunda Sadık Çağatay Güneş, başkan seçildi. Genel Kurul konuşmasında Güneş, dün olduğu gibi bundan sonrasında da kendilerine gelen tüm eğitim taleplerini değerlendirip, Türkiye’nin o konudaki uzmanlaşmış kişi ya da kurumlarla eğitim vermeyi sürdüreceklerini söyledi.
M
TSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Seçimli Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen Genel Kurulda oyların tamamını alan Sadık Çağatay Güneş’in listesi göreve getirildi. Seçimler sonrası yapılan görev dağılımında Güneş yeniden başkan seçildi. Yalçın Darıcı, Nedim İkanç ve Özcan Demir’in Genel Kurul Divanı’nı oluştuğu seçimlerde söz alan Güneş, konuşmasına, “Geçen yıl kaybettiğimiz ve Vakfımızın bugünlere gelmesinde büyük emeği olan İbrahim Kiper’i rahmetle anıyorum. Geçmiş dönemde birlikte çalıştığımız Yönetim Kurulu arkadaşlarıma Mesut Selim Özcömert, İsmet Sökün, Fuat Akbaş, Haci İbrahim Bilir, Ahmet Akbaş, Murat Yüksekbaş, Sabahaddin Yeşiloğlu ve Hüseyin Kış’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür
ediyorum” diyerek başladı. Vakfın öncelikli çalışmasının üyelerden gelen konularda eğitim düzenlemek olduğunu hatırlatan Güneş, “Hangikonuda eğitim talebiniz olursa değerlendirmeye alıp, o konunun Türkiye’deki en iyi uzmanlarını buraya getirmeyi görev kabul ediyoruz” dedi. Geçtiğimiz dönem temel ilkyardım, uygulamalı girişimcilik, patlamadan korunma dokümanı hazırlama, dış ticaret, hijyen, kalite yönetim sistemi, iç denetçi, hipnotik iletişim ve ikna, etkili konuşma ve hitabet, gıda savunması gibi başlıklarda eğitimler verildiğini hatırlatan Güneş, MTSO üye firmalarının çalışanları için gerekli eğitimleri bildirmesi halinde planlama yapacaklarını sözlerine ekledi. Yapılan görev dağılımı sonucu
oluşan Eğitim ve Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: • • • • • • • • •
Sadık Çağatay Güneş (Yönetim Kurulu Başkanı) Mesut Selim Özcömert (Yönetim Kurulu Başkan Vekili) Tamer Güner (Yönetim Kurulu Başkan Vekili) Mustafa Mutlu Koyuncuoğlu (Yönetim Kurulu Başkan Sayman Üye) Fahrettin Aşut (Yönetim Kurulu Üyesi) Hakan Bozbey (Yönetim Kurulu Üyesi) Osman Kiper (Yönetim Kurulu Üyesi) Yakup Yılmaz (Yönetim Kurulu Üyesi) Yalçın Balcı (Yönetim Kurulu Üyesi)
Oda personelinden karma resim sergisi
Doğu Akdeniz’in ilk yat ve yelken yarışı Mersin’de sona erdi
1
. Mersin Marina YYSK Kupası Yat Yarışı 2-3 Haziran 2018 tarihinde Mersin Marina’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Doğu Akdeniz’in ilk yat ve yelken yarışı olarak hayata geçirilen bu yarış, Türkiye Yelken Federasyonu Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğü himayesinde düzenlendi. 10’dan fazla yelkenli ve 60’tan fazla sporcunun katıldığı yelken ve yat yarışı organizasyonuna aralarında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) da olduğu bir-
birinden güçlü sponsorlar katkı sağladı. İlk gün startını MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın verdiği ve 3 kategoride düzenlenen yarışmada İstanbul ve Bodrum’dan gelen uluslararası 5 hakem görev aldı.
Ekibi (Oytun Çalışlar) 2.Hotter (Mert Pozcu) 3.Mersin Yelken 2 (Fırat Kırdı)
Yarışmalar sonunda dereceye giren sporcuların listesi şöyle:
Divizyon 3 1. Rosita (Ersin İlkirlioğlu) 2. Mersin Rota (Feridun Çatıkkaş) 3. Afilli (Nazım Önal) 4. Adanur 2 (Alper Şahinoğlu)
Divizyon 1 1. Mersin Yelken Akademisi ve
İSGEV, dezavantajlı grupları tekstil sektörüne kazandırıyor
İ
SGEV, hazırladığı projelerle dezavantajlı grupları tekstil sektörüne kazandırmayı sürdürüyor. Yeni başlayan proje kapsamında 75 dezavantajlı bayana daha eğitim verilecek. T.C. Kalkınma Bakanlığı Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında, İçel Sanayi Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (İSGEV) başvuru sahibi
olduğu ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ortaklığında yürütülen “Dezavantajlı Grupların Tekstil Sektöründe Ara Eleman Olarak Yetiştirilmesi Projesi kapsamında eğitimler başladı. Projenin açılış kurdelesini MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, İSGEV Başkanı Dilek Kurtuluş, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek, MTSO Genel Sekreter Yar-
Divizyon2 1. Andor (Derya Yalgın) 2. Efe Aras (Hakan Uysal) 3. Bukle (Buğra RefaSakınç)
dımcısı Ezgi Biçer Uçar ve eğitmenlerle birlikte kesti. Proje süresi boyunca 25’er kişiden oluşan 3 grupta toplam 75 kişi tekstil sektöründe meslek sahibi olabilmek için uygulamalı eğitim alacak. Eğitimi başarıyla tamamlayan ve sonunda sertifika almaya hak kazanan her bir kursiyer, projeye destek vermek isteyen tekstil firmalarında 20’şer gün staj da yapacak. Projenin işsiz vatandaşlara istihdam sağlaması yönünden nitelikli bir adım olduğunu dile getiren MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, aynı zamanda ara eleman ihtiyacı olan firmalara da insan kaynağı sağlama hedefiyle olumlu sonuçlara imza atacağına inandığını söyledi. Bu proje ile işsiz nüfusun iş sahibi olacağını, ara eleman arayan firmaların ise kalifiye iş gücüne erişebileceğini vurgulayan İSGEV Başkanı Dilek Kurtuluş ise “Mersin Valiliğimiz desteğiyle yürütülen projemizin başarılı bir şekilde ilerlemesini, sonuçlanmasını ve ilgili taraflara hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
“Ekonomi önceliğimiz ama kaliteli bir yaşam, nitelikli bir medeniyet için sanat olmazsa olmazımız” ilkesiyle hareket eden MTSO, bu kez sanata desteğini Oda personelinin hazırladığı eserlerin bir araya getirildiği “Sanatta Biz” isimli karma sergi ile sürdürdü. Hedef, sanata ilgiyi artırmak. Sanatın ve sanatçının daimi destekçisi Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), bu kez Oda personelinin karma sergisine evsahipliği yaptı. Amatör olarak sanatla ilgilenen Oda personelinin fotoğraf, heykel ve resimlerinden oluşan 30’a yakın eseri, MTSO Sanat Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Oda bünyesinde farklı meslek dallarında faaliyetlerini sürdüren 13 sanatçı ilk kez ‘Sanatta Biz’ ismi ile hazırlanan karma sergide bir araya geldi. İçel Sanat Kulübü Polifolk Korosu’nun mini konseriyle renk kattığı serginin açılışına MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MTSO eski Meclis Başkanı Faik Burakgazi, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek, Genel Sekreter Yardımcısı Yusuf Yel, Oda personeli ile çok sayıda sanatsever katıldı. “Amacımız sanata dikkat çekmek” Sergi açılışında konuşan MTSO Sanat Galerisi Sorumlusu Seda Şahbaz, serginin Oda tarihinde bir ilk olduğunu ve insanları sanata teşvik etmeyi hedeflediklerini söyledi. Mersin’de kurum galerisi olarak tek olduklarını ve aktif galeriler arasında yer aldıklarını belirten Şahbaz, sanata sponsorluk yapan kurum olarak kente büyük bir hizmet verdiklerini vurguladı. Öncelikli amaçlarının sanata dikkat çekmek olduğunu bildiren
Şahbaz, “Kendi çapında sanatla uğraşan personelimizin eserlerini gün yüzüne çıkarmayı, sanata daha bilinçli şekilde devam etmelerini sağlamayı ve diğer insanları da özendirerek sanata teşvik etmeyi amaçlıyoruz” dedi. Serginin, yıllardır planlanan bir proje olduğunu aktaran Şahbaz, şunları söyledi: “Projemizi kabul eden ve destekleyen başta Genel Sekreterimiz Kadir Dölek olmak üzere tüm yöneticilerimize buradan teşekkür etmek istiyorum. Odamız, içimizdeki sanatçılara da destek vererek, gerçekten sanatın daimi destekçisi olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bu sergiden sonra kendi kişisel sergisini açmayı planlayan arkadaşlarımız var. Bu, hem sanat için hem de Odamız açısından bulunmaz bir değerdir.”
Nur Uçgun - Resim (Ticaret Sicil Müdürlüğü) Orhan Çapan - Fotoğraf (Başkan Danışmanı) Ruhi Akkuzu - Fotoğraf (Projeler Müdürlüğü) Sadık Çağatay Güneş - Fotoğraf (Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı) Seda Şahbaz - Resim (Sanat Galerisi Sorumlusu) Sinem Çam - Resim&Heykel (AB Bilgi Merkezi) Şeyda Şahin - Fotoğraf (Basın Yayın ve Kurumsal İletişim) Taner Bilgin - Heykel (Güvenlik) Yasemin Yanpar - Resim (Eğitim ve Kalkınma Vakfı) Zümrüt Yılmaz - Resim (Mali İşler ve Satın Alma Müdürlüğü)
Sergiye katılan sanatçılarımız: Didem Özer - Fotoğraf (Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü) Dilek Kurtuluş - Fotoğraf (Hukuk Müşaviri) Murat Çakmak - Fotoğraf (Mali İş ler ve Satın Alma Müdürlüğü)
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 2
CMYK
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 20 | SAYI: 355 | 10 - 23 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Biz birbirimize saygı duyarsak, Dünya da bize saygı duyar… Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Meclis ve Meslek Komiteleri üyelerimizle birlikte çalışıyoruz. Kentin üretenleriyle, iş ve aş verenleriyle, kentin ekonomisini oluşturanların sesiyiz. Bu anlamda gerçek sorunların gerçekçi çözümlerini üretebiliyoruz, bunu yetkililere doğru şekilde iletebiliyoruz. Bundan dolayı siyaset üstü olan bir kurum olarak, ekonomi gibi siyaset üstü olması gereken bir konuda gündeme getirdiğimiz sorun tespitleri ve yapıcı çözüm önerileri ülkemizin gelişmesi adına konulan katkının dışında bir şey değildir. Bunlar bizim masa başında ürettiğimiz şeyler değil, aksine tabandan gelen bilgilerdir. MTSO olarak görevimiz, icra yetkisi gerektiren bu konuları siyasetçilerimize doğru ve tarafsız şekilde iletmektir. Sonuçta bizler politika yapıcısı değiliz. Ancak, politika yapıcıları ne kadar doğru bilgiye ulaşırlarsa, ortaya çıkacak politikalarda o kadar etkili olur.
MTSO OLARAK BANKALARLA BİR ARAYA GELDİK
24 Haziranda Türkiye olarak önemli bir genel seçim ve bununla birlikte ülke yönetiminde, bürokrasi sisteminde, devletin iş yapma şeklinde ve yöntemlerinde köklü değişimlerin yaşanacağı bir Başkanlık seçimine doğru gidiyoruz.
E
lbette dünyanın gidişatı, ekonominin seyri, teknoloji ve yaşamın değişimine hükümet sistemlerinin de uyum sağlaması normaldir. Önemli olan tüm bunların kapsayıcı üst çatısı olan demokrasi, hukukun üstünlüğü, bireysel özgürlükler, kuvvetler ayrılığı ve parlamenter sistemin korunması, evrensel ilke ve değerler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olan değerler, inançların koruyucu olan laiklik ve çağdaş, bilimsel eğitimin korunması ve yüceltilmesidir. Bunlar olduktan sonra yönetim şeklindeki verimlilik adına, daha iyiye doğru yapılacak sistemsel değişimler kimseyi rahatsız etmez. Bu anlamda biz iş dünyası olarak seçimleri demokrasinin bir nimeti olarak görüyoruz. Bir ülkede özgür seçimlerin olması o ülkenin demokratik ve saygın bir ülke olduğunu gösterir. Yeter ki, biz kendi içimizde seçimleri bir demokrasi şöleni yerine bir kutuplaşma savaşına çevirmeyelim. Milletimizin her bireyini kucaklayacak bir siyasete ve siyaset diline ihtiyacımız var. Kendi içimizde bir ve bütün olmanın tek yolu budur. Bu anlamda yapılacak olan seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. Ülke olarak kutuplaşmalardan, kavgalardan geçmişte çok çektik. Bundan vatandaşlar olarak da, siyasetçiler olarak da dersler almak zorundayız. Biz birbirimize saygı duyarsak
dünya da bize saygı duyar…
MERSİN TARIM-GIDA TEKNOPARKINA KAVUŞUYOR…
Bir yandan ülke gündemi seçim olsa da, biz Mersin olarak, Mersin iş dünyası olarak sorumluluğumuz olan görevlerimize ara vermeden ve ihmal etmeden devam ediyoruz. Özellikle bu haftalarda aldığımız bir proje onayı bizi çok sevindirdi. Uzun süredir pes etmeden devam ettiğimiz bir proje olan ve Türkiye’de bir ilk olacak olan ve Mersin Tarım-Gıda Teknoparkı olarak bildiğimiz ve 2010 yılında başladığımız bu yolculuk sonunda tam adıyla “Mersin Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi” Projesi artık hayata geçiyor. Bu anlamda o günden bu yana katkı koyan herkese teşekkür ediyoruz. Başarı, Odamızın başarısıdır. Çünkü Türkiye’de bu trendi yaratan MTSO olmuştur ve bu projenin Türkiye’de bir ilk olması ayrı bir gurur vesilesidir. Çağımız teknolojinin sektörlere entegrasyonu çağıdır. Tarımın teknolojiye entegrasyonu ve Tarım 4.0 kaçınılmazdır ve Ulusal Güvenlik meselesidir. Katma değerli tarım ürünleri ve buna bağlı gıda üretimi hem güvenlik hem de zenginlik konusudur. Bu projeyle, katma değerli tarım çalışmalarının yapılacağı cazibe alanları yaratılacaktır. Daha önem-
15. Mersin Matematik Olimpiyatları ödülleri sahiplerini buldu
Mersin Üniversitesi tarafından, bu yıl 15’incisi düzenlenen Mersin Matematik Olimpiyatları’nda dereceye giren öğrenciler ödüllerini aldı. Törende konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Sorgulama, düşünme, soru sorma ve analitik düşünme becerisini geliştirecek olan böylesi akıl oyunlarının önemini biliyor ve bundan dolayı destekliyoruz” dedi.
M
ersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü tarafından düzenlenen, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) da sponsorları arasında yer aldığı 15’inci Mersin Matematik Olimpiyatlarında dereceye giren öğrenciler belli oldu. 5 Mayıs 2018’de başlayan süreç, 4 Haziran 2018’de düzenlenen ödül töreni ile son buldu. Bu yıl Olimpiyatlara 55 okuldan 190’ı Mersin, 45’i Adana, 42’si Hayat, 8’i Osmaniye, 12’si Gaziantep ve 6’sı Niğde olmak üzere toplam 303 öğrenci katıldı. 275 öğrenci sınavlara girmeye hak kazandı. 7, 8, 9, 10, 11 ve 12’nci sınıflarda 5 kategoride yarışan öğrencilerden ilk
MTSO 3
CMYK
4’e girenlerine ödülleri verildi. Tören sonunda katkılarından dolayı MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’a Mersin Vali Yardımcısı Süleyman Deniz teşekkür plaketi verirken MTSO Genel Sekreteri Abdulkadir Dölek’e de teşekkür belgesi takdim edildi. Törenin açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Spora önem veren toplumların iyi sporcuları, sanata önem verenlerin iyi sanatçıları, eğitime önem verenlerin iyi eğitimcileri olur. Bilime önem verenlerin ise, iyi bilim insanları, araştırmacıları olur. Peki, ya bizim önem verdiğimiz şey nedir?” sorusunu yöneltti.
“Ne yazık ki eğitime, bilime, sanata, spora son 40-50 yıldır önem vermedik, sürekli yapboz yaparak eğitim sisteminin gelişmesini adeta engelledik” diyen Kızıltan, son 40-50 yıldır Türkiye’de sorgulayan bir eğitimin, yaratıcılığın, analitik düşünme, soru sormanın yerini yanıtları ezberleyen bir nesil aldığını söyledi. Eğitimin dershane olduğunun zannedildiğini ve esas öğretilmesi gerekenlerin evrensel değerler, toplumsal değerler ve bunu tamamlayan bilimsel eğitim olduğunun unutulduğunu vurgulayan Kızıltan, hazır teknolojilerin kullanımının ilerleme zannedildiğini söyledi.
lisi ulusal ve küresel büyük firmalar buraya yatırım yapacak, burada Ar-Ge yaparak kentimize bilgi aktaracaktır. Mersin’in tarım ve gıda ile ilgili KOBİ’leri bu bilgiden çok yararlanacak ve onlar da ulusal ve küresel oyuncu olmanın şansını yakalayacaklar. Kendi milli ve yerli tohumlarımızı üretmek, ulusal savunma sanayi kadar önemlidir. Elbette, “Mersin Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi” sadece tohum ile sınırlı değildir. İşin içinde doğru ve teknolojik tarım uygulamaları var. İşin içinde tarım makineleri Ar-Ge’si var, raf ömrü geliştirme var, yenilikçi ve dayanaklı ürünler var, paketleme sistemleri var. Dahası bu ürünlerin yenilikçi şekilde pazarlanması ve ihraç edilesi var. Sandığımızdan çok daha geniş araştır-
“Bizler iş dünyasının temsilcileriyiz ve gerçekçi insanlarız. Umudunu hiç yitirmeyen kişileriz ama eksikleri görmek ve söylemek de görevimizdir” diyen Kızıltan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan dolayı ülkemizin bilim ve eğitim anlamında başardığı şeyleri de takdir ederiz ve gurur duyarız. Geldiğimiz noktayı küçümsemek, emek verenlere haksızlık olur. Biz çok daha fazlasını istiyoruz. Ama eksikleri görmezden gelmek, sorunları halının altına süpürmek de kendimizi kandırmaktır. Bu anlamda biz, Matematik Olimpiyatları’nın sorgulama, düşünme, soru sorma ve analitik düşünme becerimizi geliştirecek olan böylesi akıl oyunlarının, işte bu hayal ettiğimiz gerçek ilerlemeye gidecek yolun kaldırım taşları olduğuna inanıyor ve bundan dolayı destek veriyoruz. Matematik Olimpiyatlarını çok önemsiyoruz.” “Yeni devrimin odak noktası matematikçilerdir” Dünyada teknolojinin büyük bir hızla geliştiğini, sanayi 4.0 teknolojisinin dünyada hızla yayıldığını kaydeden Kızıltan, “Temelinde robotik teknolojiler, siber teknolojiler, yazılım ve bulut teknolojiler var. Temelinde robottan-insana veya robottan robota iletişim var, yapay zeka var. Yeni çağın ekonomisi artık tek bir alanda uzmanlar değil, multi-disiplin eğitim almış bir insan kaynağı talep edecek. Buna hazır olmak zorundayız” dedi. Bu yeni devrimin odak noktasının temel bilimciler, matematikçiler olduğunu vurgulayan Kızıltan, bu anlamda MTSO olarak, Mersin iş dünyası olarak, eğitimi konuşma ya sorgulamaya, bununla ilgili çözümlerin parçası olmaya devam edeceklerini söyledi. “Çünkü eğitim yalnızca ekonomi konusu değil, varlığımızı sürdürebilmemiz için gereklidir” değerlendirmesini yapan Kızıltan, organizasyonda emeği
maların yapılacağı bir sistemden bahsediyoruz. Sayın Kalkınma Bakanımızın büyük desteğinde valiliğimizin çatısı altında paydaşımız Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü ile birlikte çalıştığımız bu proje, Remi Gazete’de yayınlandı ve şirket kuruluş çalışmaları başladı. Ketimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. Tarım ve gıda alanındaki yenilikçi firmaları burada yer almaya davet ediyorum. Gelecek. yeniliklere uyum sağlayanların olacaktır.
MTSO KENT EKONOMİSİNİN NABZINI TUTUYOR…
MTSO olarak kent ekonomisinin nabzını en iyi tutan kurumuz. Çünkü sektörlerin seçilmiş temsilcileriyle,
geçenleri kutladı. Reşidoğlu: “Olimpiyatlarda dereceye giremeyenler üzülmesin” Olimpiyat Düzenleme Kurulu Başkanı, M.Ü Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hanlar Reşidoğlu ise olimpiyatlar hakkında bilgi vererek olimpiyat sorularının okul müfredatından zor olduğunu, kısa süre verilmesi nedeniyle öğrencilerin bir taraftan bilgi ile diğer taraftan zamanla yarıştığını söyledi. Zamanın sınırlı olması nedeniyle başarılı olamayan öğrencilerin üzülmemesi gerektiğini vurgulayan Reşidoğlu, “Olimpiyatlarda başarı gösterememiş nice önemli matematikçiler var. Matematik hayatımızın her alanında var. Mantık, analitik düşünme hayatımızın her alanında var. Bu nedenle bu olimpiyatlarda dereceye giremeseniz de matematiği hayatınızdan eksik etmeyin” dedi. Gizir: “Hedefimiz organizasyonu ulusal platforma taşımak” Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Murat Gizir ise üniversitenin bir hedefinin de topluma hizmet olduğunu vurgulayarak, “Onur duyduğumuz hizmetlerimizden birisi de bu yıl 15’incisini düzenlediğimiz Matematik Olimpiyatlarıdır” dedi. Matematiği sevdirebilmek ve yetenekli olan öğrencileri ödüllendirmek adına düzenledikleri olimpiyatlarda öğrencilerin bilgilerini kullanıp problem çözme yeteneklerini de geliştirmeyi amaçladıklarını ifade eden Gizir, bu hedeflerini geniş katılımlı, eğlenceli ve heyecanlı bir ortamda gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyledi. “Bu organizasyon ile öğrenciler hem kendilerini sınama hem de yaşıtlarını tanıma fırsatı elde ediyor” diyen Gizir, bölgesel kimlik kazanan bu organizasyonuna ulusal boyut kazandırma hedefinde olduklarını sözlerine ekledi.
MTSO olarak iş dünyasının finans mekanizmalarından biri olan bankalarla düzenli olarak bir araya gelmeye çalışıyoruz. Farklı bakış açılarını görmek önemli. Bazen işin içinde olsak da, resmi tam anlamıyla göremememizden dolayı yanlış uygulamalar olabiliyor. Biz bankalara kentin ekonomisini, bugün ve gelecek anlamında beklentilerimizi anlattık. Bankalar da bunu iyi değerlendirecek ve iş dünyasına doğru destekleri verecektir. Biz birbirimizin rakibi değil, tamamlayıcısıyız. İyi günde varsak, kötü günde de olmak zorundayız. Tek taraflı çıkarlar korunursa ortada bir ekonomi kalmaz ve bankalara da ihtiyaç kalmaz. Bunun için samimi görüşmelerin iş dünyası ve bankalar arasındaki ilişkinin daha sağlam bir zemine oturmasına yardımcı olacağını ve her iki camianın da bu işten yarar sağlayacağını umuyoruz. Tüm üyelerimizin ve tüm Mersinli hemşerilerimizin yaklaşan Ramazan Bayramını şimdiden kutluyorum.
Olimpiyatlarda dereceye giren öğrencilerin isimleri şöyle: 7. Sınıflar 1- İbrahim Çağrı Çırak (Özel Yenişehir Mersin Final Okulu) 2- Osman Eren Karagöz (Sadık Eliyeşil Ortaokulu) 3- Celal Erdam (Mustafa İstemihan Talay Yatılı Bölge Ortaokulu) 4- Gamze Avci (Menteş Ortaokulu) 8. Sınıflar 1 – Kaan Erdem Güven (Sadık Eliyeşil Ortaokulu) 2 – Merve Dönmez (Dörtyol Nene Hatun İmam Hatip Ortaokulu) 3 – Beyza Şefika Arıkan (Sadık Eliyeşil Ortaokulu) 4 - Onat Deveci (Özel Hatay Bahçeşehir Ortaokulu) 9. Sınıflar 1 – Ömer Utku Göçer (Eyüp Aygar Fen Lisesi) 2 – Kutay Özmen (Eyüp Aygar Fen Lisesi) 3 – Dilber Zelal Aras (Özel Sanko Fen ve Teknoloji Lisesi) 4 – Merve Nur Çopuroğlu (Seyhan İMKB Fen Lisesi) 10. Sınıflar 1 – Mehmet Efe Aloğlu (Özel Adana Final Anadolu Lisesi) 2 – Ozan Özel (Yahya Akel Fen Lisesi) 3 – Bilal Orak (Eyüp Aygar Fen Lisesi) 4 – Hatice Görücü (Özel Adana Final Fen Lisesi) 11 ve 12. Sınıflar 1 – Mert Kağan Yıldırım (Eyüp Aygar Fen Lisesi) 2 – Yusuf Baki (Yahya Akel Fen Lisesi) 3 – Emre Atalay (Dörtyol Fen Lisesi) 4 – Arda Gürsul (Özel Mektebim Çukurova Bilfen Fen Lisesi)
4
YIL: 20 | SAYI: 355 | 10 - 23 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Türkiye’nin ilk Genç Girişimci Merkezi Mersin’de açıldı
Cazibe Merkezleri Programı kapsamında MEÜ ve MTSO ortaklığında hazırlanan, proje fikri olan gençleri destekleyecek, fikirlerini geliştirmelerine imkan sağlayacak, bu fikirleri yatırımcılarla buluşturacak Türkiye’nin ilk Genç Girişimci Merkezi, Kalkınma Bakanlığı’nın Cazibe Merkezleri Hibe Programı kapsamında MEÜ bünyesinde açıldı.
MTSO, bankalarla bir araya geldi
G
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bankaların Bölge ve Şube Müdürleri ile istişare toplantısı gerçekleştirdi. MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ve Yönetim Kurulu Üyelerinin de katıldığı toplantıda bankalara, iş dünyası ile aynı gemide yer aldıklarını unutmadan tüm sektörlerin yanında olmaları gerektiği mesajı verildi.
erek finans gerekse reel sektörün son dönemlerde içinde bulunduğu sıkıntılı sürecin en az hasarla atlatılabilmesi adına Bankaların Bölge ve Şube Müdürleri MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan evsahipliğinde bir araya geldi. Müdürlere MTSO Üyelerinden gelen talepler ve hassasiyetler aktarıldı. Görüşmede iş dünyasının bu talep ve hassasiyetine duyarlı olacaklarını belirten banka yetkilileri, zorlu sürecin atlatılması aşamasında mümkün olduğunca iş dünyasının yanında olacaklarını belirtti. Toplantının açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bankaların ticaretin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek başladığı sözlerini, “Son haftalarda finans piyasalarında önemli gelişmeler yaşıyoruz. Bu normal bir süreç değil. Bu süreçte ne yapabileceğimizi görüşmek adına bir araya geldik” diye sürdürdü. Üyelerle yaptıkları görüşmelerde bir takım hassasiyetleri olduğunu gördüklerini, ileriye hep birlikte daha büyük bir umutla bakabilmek adına birlikte hangi adımların atılabileceğini saptamak istediklerini belirten Kızıltan, bankalardan özellikle borç yapılandırma aşamasında, günü gelmeyen kredilerin geri çağırılmaması noktasında ve asılsız dedikoduların yayılmasının önüne geçilmesinde destek beklediklerini vurguladı. Meclis Başkanı Hamit İzol, ise ekonomik açıdan zor bir süreçten geçildiğini belirterek bu sürecin atlatılması noktasında işadamlarının bankalarına danıştığını hatırlatıp, bu görüşmelerin gizli tutulması gerektiğini vurguladı. İşadamının yaşadığı sıkıntıların gizli kalmaması durumunda piyasalarda dedikoduların başladığını, bu durumda sıkıntılı süreçten kurtulabilecekken işadamının iş alamayarak daha çok sıkın-
tıya girebildiğini belirten İzol, “Ardından bankalar da muslukları kapatıyor ve sıkıntı daha da büyüyor. Bu dönemde gizlilik esasına daha çok dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum” değerlendirmesini yaptı. “Bankacılık sistemi açısından şeffaflık önemli”
Banka Müdürleri ise bu dönemde firmalara temkinli hareket etmeleri, ellerindeki tüm mal varlıklarını bilançolarına yansıtmaları, şeffaf olmaları tavsiyesinde bulundu. Basel sisteminin ardından 1 Ocak itibariyle yürürlüğe giren muhasebe standardlarına göre bankaların kredi ve faiz karşılıkları sorumluluklarının ciddi derecede arttığını dile getirdiler. Bankacılık sisteminin artık tamamen değiştiğini ve bu değişen yeni uygulamalar ve yükümlülükler konusunda MTSO Üyelerine bilgilendirme toplantıları yapılabileceğinin anlatıldığı toplantıda müdürler, yeni dönemde firmaların bilançolarının artık çok önemli olduğunu, bilanço reytinglerine göre fiyatlamalar yapıldığını anlattı. Temi-
natların da önem taşımaya başladığına değinen müdürler, teminatlara göre kredi planlamaları yapılacağını ifade etti. Müşterideki samimiyet, şeffaflığın görülmesi halinde her bankanın yaklaşımının olumlu olacağının vurgulandığı toplantıda, banka müdürlerinden bir de tavsiye geldi. Bu süreçte kredi yapılandırma taleplerine kaynak olarak Hazine ürünlerinin tercih edilebileceğine dikkat çeken müdürler, Hazine ürünleri ile borçlanmada dövizden TL’ye dönüş yapılabileceğini, kredi vadelerine göre erteleme cezalarının uygulanmadığı, taşıma maliyeti yüksek olmayan riskin minimize edilmesinde yardımcı ürünlerle çalışma imkanı tanınabileceğini anlattı. İşadamlarının artık yatırım için gayrimenkulden vazgeçmesi gerektiğine de değinilen toplantıda kurdaki yükselişin bu bölgede iyi değerlendirilmesi gerektiği özellikle ithalata dayalı olmayan tarım ihracatçılarının bu dönemde avantajlı konuma geçebileceği, sanayi ürünlerinde de benzer avantajları yakalayabilecek firmaların kapasite artırması gerektiği gündeme getirildi.
M
ersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Ahmet Çamsarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol, Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, il protokolü ve gençlerin de katıldığı törende konuşan Bakan Lütfi Elvan, merkezin 5-6 ay gibikısasüredeyapıldığınıdilegetirdi.Artık iş arayan değil, işveren gençler yetiştirmek istediklerinivurgulayanElvanaçılıştakikonuşmasındaşunlarısöyledi: “Genç Girişimci Merkezi’ni de üniversitemiz bünyesinde bu amaca yönelik oluşturduk. Böyle bir merkez oluşturduk çünkü eğer küresel ölçekte söz sahibi olmak, rekabet gücünüzü daha da artırmak istiyorsanız, mutlaka yenilikçi bir yaklaşım içerisinde olmalısınız. Ayrıca araştırma ve geliştirme faaliyetlerine daha fazla kaynak ayırıp bu kaynaklarla yeni ürünler ortaya koymak zorundasınız. Eğer sizler yenilikçi bir yaklaşım içerisinde değilseniz ve yeni ürünler ortaya koyamıyorsanız, sizin ülke olarak rekabet etme şansınız olamaz artık. Dünyada 100-150 yıllık devasa çok köklü şirketler var. Bu şirketler dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteriyor. Ama bir bakıyorsunuz yeni kurulmuş 5-10 yıllık şirketler bu devasa köklü şirketleri geride bırakmış. Bu genç şirketlerin başında da 25-30 yaşında gençler var. Peki, nasıl oluyor da 100-150 yıllık şirketler bu kadar
Mersinli 6 firma, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük ilk 500 firması arasında yer aldı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Ülkemizin üreten, katma değer yaratan, iş ve aş veren tüm sanayicileriyle gurur duyuyoruz” dedi.
KOSGEB, KOBİGEL proje teklif çağrısına çıktı
roje teklif çağrısının amacı, İllerde Rekabet Avantajına Sahip İmalat Sanayi Sektörleri ve Yazılım Sektörlerindeki KOBİ’lerin Rekabet Gücünün Geliştirilmesidir. Çağrı kapsamında; bulunduğu ildeki faaliyeti “İller Bazında Başvuru Yapabilecek İmalat Sanayi Sektörleri Matrisi”ne uygun olan imalat sanayi işletmeleri ve tüm illerdeki yazılım işletmelerinin, rekabet gücünün geliştirilmesi teması ile ilişkilendirilen stratejilerden biri veya birkaçını içeren projeleri, çağrı kapsamında desteklenecek olup, Proje kapsamında verilecek desteğin üst limiti, geri ödemesiz 300 bin TL ve geri ödemeli 700 bin TL olmak üzere
MTSO 4
CMYK
“Gençlerimiz iş verir konuma gelecek” Merkezde yapılacak çalışmaları da anlatanElvan,“Birkereönkuluçkadediğimiz, yani proje fikri netleşmemiş kardeşlerimize yenilikçilik, girişimcilik konusunda çok değişik eğitimler vereceğiz. Proje fikri olan kardeşlerimize de yine danışmanlık, eğitim ve hemen her alanda hem eğitim vereceğiz hem danışmanlık yapacağız. Gençlerimizin kendi işlerini kurmalarına, kendi ürünlerini üretmelerine öncülük edeceğiz. Burada belirli bir aşamaya gelen gençlerimizi, yatırımcılarımızla buluşturacağız. Yatırımcılarımızla bu gençlerimiz karşılıklı oturacak, konuşacak ve eğer yatırımcımızındüşüncesiolumluolupbuprojeye yatırım yapmak isterse birlikte yatırım yapacaklar.Ogençgirişimcikardeşimizide yanınaalarak,buyatırımıgerçekleştirecekler.İşbulmakisteyenlereyinedanışmanlık
Mersinli 6 firma en büyük sanayi kuruluşları arasında
İ
P
hızlı büyüyemezken, 3-5 yılda devasa şirketleroluşuyor?İştebuyenilikçianlayışsayesinde. Onun için biz hem üniversitedeki gençlerimize hem de üniversite dışındaki gençlerimize yeni bir imkan sunuyoruz. Proje fikriniz varsa, kendiniz yeni bir şeyler geliştirmek istiyorsanız, şirket kurmak istiyorsanız, yenilikçi bir takım ürünler geliştirmek istiyorsanız Mersin’deki Genç GirişimciMerkezimizegelindiyoruz.”
desteği vereceğiz. Bir gencimizin iş veren olması ve yenilikçi üretim gerçekleştirebilmesi için ne gerekiyorsa her türlü desteği ücretsiz vereceğiz. Genç girişimcilerimiz ileride birçok insanımıza iş verir konuma gelecek”dedi. Elvan, bakanlık olarak genç girişimci merkezlerinin sayısını artıracaklarını belirterek, Mersin’de ilkini açtıklarını, bundan sonra Malatya, Elazığ ve Adana’da ve diğer illerde sırasıyla bu merkezleri açacaklarını söyledi. Mersin Valisi Ali İhsan Su da kentte yapılan hizmetlere yeni bir halkanın daha eklendiğini dile getirdi. Bu hizmetle genç girişimcilere iyi bir ortam sağlayarak onların küresel rekabette daha iyi duruma gelmeleri ve fikirlerini ortaya çıkarmaları, geliştirmeleri için fırsat sağlanacağını kaydeden Su, merkezin oluşumunda emeği geçenherkeseteşekküretti. Rektör Ahmet Çamsarı ise yeni fikirlerin ortaya çıkmasının, proje olarak hayata geçmesinin ve üretime dönüşüp katma değer oluşturmasının önemine değindi. Projenin 3.5 milyon hibe destekli bir proje olduğunu kaydeden Çamsarı, “Mersin Genç Girişimci Merkezi yaklaşık bin 700 metre kare kapalı alanı ve sunacağı hizmetlerle ilimizdeki ve bölgedeki girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, girişimcilerin küresel ölçekte rekabet edebilirliliğine katkı sunması hedefiyle hayata geçirilmiştir. Bakanlığımız 2017 yılının sonunda üniversitemizle birlikte Atatürk ve İnönü üniversitelerinde de genç girişimci merkezlerinin kurulumunu desteklemiştir. Yaklaşık 5 aylık çalışma sonrasında bitirmiş olduğumuz merkezimizin, bu 3 merkez arasında hayata geçen ilk merkez olmasından dolayı da ayrı bir mutluluk duydum”dedi. Konuşmaların ardından Elvan ve protokol üyeleri merkezin açılış kurdelesini kesti.
azami 1 milyon TL’dir. Projenin son başvuru tarihi ise 22 Haziran 2018’dir. Bu proje teklif çağrısına; Mersin’de aşağıdaki NACE Kodlarında faaliyet gösteren imalat sanayi sektörü KOBİ’leri, yüksek teknolojili imalat sanayi sektörü KOBİ’leri ve yazılım sektörü KOBİ’leri başvurabilecektir. Başvuracak imalatçı işletmeler, imalat yerinin bulunduğu ildeki sektör kıstasına tabi olacaktır. Mersin’de başvuru yapabilecek imalat sanayi sektörleri:
NACE 21 - Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı NACE 26 - Bilgisayarların,
elektronik ve optik ürünlerin imalatı NACE 30.3 - Hava ve uzay araçları ve ilgili makinelerin imalatı, NACE 62 - Bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faaliyetler NACE 10 Gıda ürünlerinin imalatı NACE 25 Makine ve teçhizat hariç, fabrikasyon metal ürünleri imalatı NACE 28 Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı NACE 20 Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı NACE 22 Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı
stanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında 2017 yılında Mersin’den 6 firma yer aldı. Rakamların açıklanması sonrasında değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kuru Başkanı Ayhan Kızıltan, bu listeleri önemsediklerini ve motive edici bulduklarını söyledi. Bu listelerin kısmen de olsa ülkenin sanayi envanterini belirlediğine dikkat çeken Kızıltan, “Listeye giren firmaların sık değişmesi aslında dinamik bir ekonomiye sahip olduğumuzu gösteriyor” değerlendirmesini yaptı. “İSO Listeleri gururumuzdur ama ekonomimizin KOBİ’lere dayandığı da unutulmamalıdır” diyen Kızıltan, şunları söyledi: “Elbette, ulusal ve küresel çapta, markalaşmış firmalar hedefimizdir. Bu anlamda bu firmaları oluşturmaya çalışırken bir yandan da ekonomimizin omurgası olan KOBİ’lerimizi de büyütmeye, geliştirmeye çalışıyoruz. Bu anlamda KOBİ’lerin büyümesi adına destekler verilmelidir.”
“En büyük sıkıntı sanayi alanı yaratılamaması”
Üretmeyen Türkiye’nin gelişemeyeceğini vurgulayan Ayhan Kızıltan, Mersin özelinde en önemli sıkıntı olarak sanayiciye yatırım alanı yaratılamamasını gösterdi. Mersin gibi ithalat ve ihracatın ana kapısı ve limanı olan bir kentin sanayicinin yatırım için düşüneceği ilk yatırım yeri olacağına dikkat çeken Kızıltan, “Ancak sanayi alanlarını yakın zamana kadar yaratamadık. Yeni dönemde ise mevcut OSB’nin genişlemesi, Tarsus’ta 2 farklı noktada Tarımsal Üretim İhtisas OSB, Mut’ta yeni bir OSB kurulması, bir tane de Mega Endüstri Bölgesi kuruluş çalışmalarına başlanması, sanayi parsellerinin artmasına, yeni sanayi firmalarının yatırım yapmasına veya var olanların kapasitesinin artmasına neden olacaktır. Bu sevindiricidir” dedi. Üretilecek sanayi parsellerinin artmasıyla halihazırda bekleyen 200’den fazla yatırımcıya yer verebilir hale gelineceğini kaydeden Kızıltan, bunun da Mersin’in üretim, özellikle katma değerli üretim miktarını artıracağını dile getirdi.
Sanayi alanlarının artırılmasıyla, katmadeğerli üretimin artmasıyla birlikte Mersin’in İSO 500 sıralamasında daha fazla firmayla yer alacağına inandığını anlatan Kızıltan, “Ülkemizin üreten, katma değer yaratan, iş ve aş veren tüm sanayicileriyle gurur duyuyoruz. Türkiye’nin ekonomide 3 çıkış yolu vardır. Üretmek, kaliteli ve katma değerli üretim ve ihracatla bunu gerçek zenginliğe dönüştürmek. Mersin olarak biz de bu hedefle yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. İSO ilk 500’e giren Mersin firmaları şöyle:
1 – Çimsa Çimento San ve Tic. A.Ş (100’üncü sırada) 2 – Başhan Tarımsal Ürünleri Pazarlama San ve Dış Tic. A.Ş (193’üncü sırada) 3 – Aves Enerji Yağ ve Gıda San. A.Ş (225’inci sırada) 4 – Memişoğlu Tarım Ürünleri Ticaret Ltd. Şti (335’inci sırada) 5 – Arbel Bakliyat Hububat San ve Tic. A.Ş (389’uncu sırada) 6 – Teknopanel Çatı ve Cephe Panelleri Üretim San ve Tic. A.Ş (441’inci sırada)
5
YIL: 20 | SAYI: 355 | 10 - 23 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
MTSO, ilk Meclis Toplantısını gerçekleştirdi bilgileri verdi: “MTSO ile birlikte Mersin Üniversitesi’nin arkasında Dijital Dönüşüm ve Tasarım Merkezi, Organize Sanayi Bölgesi’nde ise Model Fabrika kuracağız. Dijital dönüşümün nasıl gerçekleştiğini o model fabrikalarda göreceksiniz. Nasıl bir dönüşüm gerçekleştirilebileceğinin eğitimleri verilecek ve fabrikanızda bunu gerçekleştirebileceksiniz.
Türkiye’de gerçek anlamda dijital dönüşümü gerçekleştiren bir sanayici altyapısı Mersin’de olacak. Eski İngiliz Yağ Fabrikası’nı Bilim Merkezi ve Sanayi Müzesi’ne dönüştürüyoruz. Çalışmalarına başladık. Ayrıca 6-7 aydır Mega Endüstri Bölgesi üzerine çalışıyoruz. Fizibilite çalışması bitti. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na sunduk. Hukuki süreci Sayın Valimiz takip ediyor. Bu bölgede
Elvan: “Piyasalardaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz”
MTSO; seçimler sonrasındaki ilk Meclis toplantısını gerçekleştirdi. İlk Meclisin misafirleri arasında Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Mersin Valisi Ali İhsan Su ve Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz yer aldı. Bakan Elvan Meclis Üyelerine Mersin’de devam eden yatırımlar hakkında bilgi verdi.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ilk Meclis Toplantısını Meclis Başkanı A.Hamit İzol başkanlığında gerçekleştirdi. Tamamlanan MTSO seçimleri sonrasında gerçekleşen ilk Meclis önemli misafirlere evsahipliği yaptı. Toplantıya katılan Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, Mersin’de gerçekleşen ve devam eden yatırımlar hakkında bilgi verdi. MTSO’nun güçlü bir kurumsal yapıya sahip olduğunu belirten Elvan, bu nedenle başkanlar değişse de projelerin takibinin devam ettiğini vurguladı. MTSO ile her zaman uyum içinde çalışma yürütmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Elvan, önümüzdeki süreçte de bu uyumun devam edeceğinden şüphesi olmadığını söyledi. Göreve geldiklerinde kentin öncelikli sorunlarını saptadıklarını ve bu doğrultuda çalıştıklarını anlatan Bakan Elvan, bu sorunları ulaşım altyapısındaki sıkıntılar ve istihdam olarak açıkladı.
“Mersin ulaşımda cazibe merkezi olacak bir kent” Öncelikle kentin ulaşım altyapısını güçlendirmek adına çalıştıklarını dile getiren Elvan bu alanda yapılan çalışmaları şöyle özetledi: “Mersin özellikle ulaşım altyapısı itibariyle cazibe merkezi olma konumunda bir kent. Bu noktada önemli çalışmalar gerçekleştirildi. 2 yıllık süreçte Akdeniz Sahil Yolu’nda 10 tünel ile 2 viyadük tamamladık. Bu yılın sonunda birkaç tünel açılışı daha gerçekleştireceğiz. 460 Km’lik yolda bölünmüş olmayan sadece 30 Km’lik bölüm kaldı. Tüm çalışma tamamlandığında Akdeniz Sahil Yolu bir bütün olarak tamamlanıp Mersin ile Antalya arası 4 saate inecek. Liman Hal Kavşağı ise bir diğer önemli proje. Burada da çalışmaların yüzde 95’i tamamlandı. Burada da 4
adet köprülü kavşak var. Devasa bir çalışma. Seçime kadar yan yolları devreye alacağız. Temmuz sonu itibariyle kavşak hizmete girmiş olacak. Bekirde, Kazanlı Köprülü Kavşaklarını da tamamlayıp 7.7 Km’lik kesimi 8 şeride çıkaracağız. Akbelen Bulvarı Mezarlık Kavşağı’nda ise 2 katlı köprülü kavşak yapıyoruz. Buranın açılışını da 13 Haziran’da gerçekleştireceğiz. Mut – Silifke Güzergahı da önemli bir proje. Çalışma tamamlandığında Mut ile Silifke arası 20 dakikaya inecek. 1,5 milyar liralık devasa bir proje. 10 tünel ve 10 viyadük olacak. 2 tünel bitti ışıklandırma ve arada viyadük çalışması sürüyor. Bu yıl onu da açacağız. Ulaştırmada 43 projemiz sürüyor. Çeşmeli Otoban’ı 1.7 milyar liralık bir proje. 2 sene gibi kısa sürede projesini bitirdik. ÇED’ini tamamladık. İzinlerini aldık ve Bakanlar Kurulu Kararı’nı çıkardık. İhale talimatı verildi ve 14 Ağustos’ta Yapım İhalesi için toplanan teklif zarfları açılacak. Kazanan firma belli olup yapımına bu yıl başlayacağız.”
“Mersin’i ikinci Belek yapacağız” Turizme yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Lütfi Elvan, Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi Projesi’nde 12 Haziran’da temel atılacağını bildirdi. 4 milyar TL’lik 8 bin yatak kapasiteli, golf sahası, sağlık merkezi ile önemli bir turizm kompleksinin temelini atacaklarını belirten Elvan, “Firmalarımız çalışmalarını tamamladı. Kazanlı’yı ikinci Belek yapacağız. Bunu görüp yaşayacaksınız. Binlerce turisti Mersin’e getireceğiz. Buna inancım tam” dedi. Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesinin de hızla ilerlediğini ve bu proje tamamlandığında da yalnızca ticarete değil turizme de önemli katkılar sunacağını vurgulayan Bakan Elvan, bu proje ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın
üst yapı inşaatına başladık. Altyapı ise önümüzdeki ay bitiyor. Bir tek asfaltlama çalışması kaldı. Pistler, apron çalışmaları tamamlandı. Üst yapıya da başlandı. Önümüzdeki yıl bu yatırımı da hizmete sunacağız. Bu da devreye girince turizmde patlama yaşayacağız.”
“Projeler 65 bin yeni istihdam getirecek” Tüm bu projelerin sonunda Mersin’in en büyük sorunları arasında yer alan istihdam sorununun çözümüne de önemli katkılar sunulacağını kaydeden Lütfi Elvan, mevcut durumda kentte 60 bin kişinin iş aradığını, iş dünyasının 15 bin eleman aradığını ama bulamadığını belirtti. Devam eden 3 proje ile 65 bin yeni istihdam sağlanacağını açıklayan Bakan Elvan, Kazanlı Turizm Bölgesi’nde 7 bin 500, Çukurova Havalimanında 6-7 bin ve yeni yapılacak OSB yatırımları ile de 50 bin kişiye istihdam sağlanacağını söyledi. Mersin’e yatırım talebinin çok fazla olduğunu ancak yatırım arazisi bulma noktasında sıkıntı yaşandığını hatırlatan Elvan, bu nedenle yeni OSB kurulumlarına ağırlık verildiğini anlattı. Elvan, tamamlandığında 3 olan OSB sayısının 9’a çıkacağını hatırlattı. Tarsus’a bir üniversite kurulmasından sektörel sanayi sitelerinin oluşturulmasına, yatırımın kolaylaşması adına Tek Durak Ofisi çalışmasından üniversite içerisinde Girişimci Destekleme Merkezi kurulmasına kadar birçok alanda bilgi veren Bakan Elvan, “Biz sorun çözmek için buradayız. İhtiyaç duyduğunuz her alanda destek vermeye hazırız” dedi. “Dijital Dönüşüm ve Tasarım Merkezi kuruyoruz” Mersin’de teknoloji alanında önemli yatırımlara imza atmaya hazırlandıklarını da belirten Bakan Elvan şu
B
akan Elvan MTSO Meclis üyeleriyle daha sonra iftar yemeğinde bir araya geldi. Sabah saatlerinde kentteki yatırımları anlatan Elvan, akşam ise Türkiye ekonomisine yönelik değerlendirmeler yaptı. Son dönemlerde piyasalarda yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Elvan, “Küresel görünüme bakacak olursak aslında sadece Türkiye’de değil, diğer gelişmekte olan ülkelerin de finansal göstergelerinde dalgalanmalar gözlemliyoruz” dedi. Cumhuriyet tarihine bakıldığında siyasi istikrarsızlığın nelere mal olduğunu en fazla iş insanlarının bildiğini aktaran Elvan, şunları söyledi: “Bunun için bu seçim en fazla sizin seçiminiz. Son dönemde piyasalarda yaşanan gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Küresel görünüme bakacak olursak aslında sadece Türkiye’de değil, diğer gelişmekte olan ülkelerin de finansal göstergelerinde dalgalanmalar gözlemliyoruz. Bu hareketlerin arkasında temelde iki sebep var. Birincisi dış koşullar. Nedir bu dış koşullar? ABD doları küresel bazda değer kazanıyor, dolar son 1 yılın en yüksek seviyesinde. Pek çok gelişmekte olan ülkenin para birimi dolara karşı değer kaybediyor. ABD 10 yıllık tahvil faizleri son 5 yılın en yüksek seviyesinde ve yüzde 3’lerin üzerine çıkmış durumda. Petrol fiyatları son 4 senenin zirvesinde.” Elvan, petrol ithalatçısı ülkeler açısından enerji maliyetlerinin yükselmeye başladığına işaret ederek, “Türkiye dahil olmak üzere gelişmekte olan pek çok ülkenin kendine has özellikleri var. Bu noktada biz politikacılar için önemli olan içerideki sorunları temizlemek ve dışarıdan kaynaklanabilecek olası problemlere karşı dayanıklılığımızı artırmaktır. Meseleyi biliyoruz. Enflasyon ve cari açıkla mücadele başta olmak üzere geçmişte bu meselenin üstesinden geldik, bugün de geliyoruz, gelecekte de kararlı şekilde geleceğiz” ifadesini
kullandı. “1 milyonun üzerinde genç istihdamı sağlandı” Son 16 yılda ortalama yılda 5,8’lik bir büyüme performansı gerçekleştirdiklerini vurgulayan Elvan, bu dönemde sadece yüksek büyüme oranları yakalamadıklarını aynı zamanda büyümenin kalitesinde de önemli iyileşmeler sağladıklarını aktardı. Yüksek iş gücüne katılım oranları da yakalandığını vurgulayan Elvan, şöyle devam etti: “Şu anda dünyada iş gücüne katılım oranı artışı itibarıyla dünyanın önde gelen ülkelerinden bir tanesi Türkiye. Yıllık ortalama yüzde 1’in üzerinde iş gücüne yeni katılım söz konusu. Bunun anlamı yılda ortalama 1 milyon civarında yeni iş gücü demek. Son 8 yılda yaklaşık 8,7 milyon vatandaşımıza yeni iş imkanı oluşturduk. Bu aslında muazzam bir başarı. Ulaşılan rakamın büyüklüğü uluslararası bir karşılaştırma yapıldığında daha net şekilde ortaya çıkıyor. AB’ye üye 28 ülke, son 8 yılda toplamda 8,2 milyon kişilik bir istihdam oluştururken tek başına Türkiye 28 ülkeyi geride bıraktı. Genç istihdamına baktığımızda ise AB’nin 28 ülkesinde 4,5 milyon azalmagörülürken,Türkiye’deson7yılda 1 milyonun üzerinde genç istihdamı sağlandı.”
kimya sektörü ön planda olacak.” Mecliste söz alan Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin’de projelerin Bakan Lütfi Elvan’ın yoğun gayreti ile hızla ilerlediğini belirtirken Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, güzel çalışmalar yapıldığını, el birliği ile sorunların üstesinden daha rahat gelinebileceğini vurguladı. “2017’yi yüzde 1,5’lik bir bütçe açığı ile kapattık” Elvan, ekonomiyle ilgili çeşitli dönemlerde karşılaştıkları sıkıntıları teker teker bertaraf ettiklerini vurguladı. Hem büyüme sağladıklarını hem de enflasyonu aşağı çektiklerini anlatan Elvan, Türkiye’nin bunu başaran ender ülkelerden birisi olduğunu dile getirdi. Bakan Elvan, bugün güçlü bir kamu maliyesi ve kamu bankacılık sektöründe pek çok gelişmekte olan ülkeden pozitif bir biçimde ayrıştıklarını aktararak, konuşmasını şöyle tamamladı: “Geçtiğimiz sene milli gelirimiz yüzde 7,4 oranında arttı. Bu sayede G20 ülkeleri arasında birinci sırada yer aldık. Büyümeyi tüm sektörlere yaydık. Tarımdan, sanayiden ve hizmetlerde çok güçlü bir performansa imza attık. Geçtiğimiz sene 157 milyar dolarlık bir ihracat hacmimizle bugüne kadarki en yüksek ikinci değere ulaştık. 2017 yılı Aralık dönemi verilerine göre 2016 yılının aynı dönemiyle kıyaslandığında 1 milyon 635 bin kişilik istihdam oluşturduk. Yine geçtiğimiz sene mali disiplinden taviz vermedik ki orta vadeli programımızda yüzde 2’lik bir bütçe açığı öngörmüşken yüzde 1,5’lik bir bütçe açığı ile 2017’yi kapattık. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere baktığımızda bu bütçe açıklarının yüzde 3 ile 4 civarında olduğunu görürsünüz. Önümüzdeki dönemde enflasyonla mücadelemiz sürecek. Enflasyonu tek haneli rakamlara çekeceğiz. Bu mücadelede tüketimi kısmak değil, üretimi artırmayı planlıyoruz. Tarım ve gıda ürünlerindeki üretim artışına yoğunlaşacağız. Türkiye’nin pahalı et, süt ve sebze sorunu olmayacak. 5 yılın sonunda işsizlik yüzde 7’Lere enflasyonu yüzde 5’lere düşüreceğiz. Cari açık ve bütçe açığı sorunumuz kalmayacak. Kişi başı gelir 20 bin doların üzerine çıkacak. Refah seviyemiz daha da artacak. Cumhuriyetin 100. yılına dijital dönüşümü tamamlamış, yüksek verimle çalışan güçlü sanayisi, yüksek katma değerli tarımsal üretimi, küresel bazda örnek gösterilen hizmetler sektörüyle gireceğiz.”
Toptancılar ve perakendeciler Kızıltan: “Tarım Teknopark’ı savunma sanayine eş değer bir yatırım” sorunlarına ortak çözüm arıyor
M M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi ile 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi ortak sorunlarına birlikte çözüm arıyor. Komite toplantısını bir arada yaparak güç birliğine giden komite üyeleri, öncelikli olarak rekabette yaşadıkları sorun üzerinde durdu. Bu konuda ‘Turuncu Levha Projesi’ ismini verdikleri yeni bir satın alma sistemi üzerine
MTSO 5
CMYK
çalışma kararı alan Komite Üyeleri, planladıkları sistemi şöyle açıkladı: “Bu sisteme dahil olmak isteyen bakkallar, marketler, büfeler çalıştıkları kurumlara turuncu levha asacaklar. Bu levhayı taşıyan yerler gıda, temizlik gibi satışını yaptıkları ürünlerden poşet, kağıt gibi ortak kullanılan sarf malzemelerine kadar her türlü alımı birlikte gerçekleştirip alımda fiyat avantajı sağlayacak. Geniş kapsamlı bir çalışma düşünülü-
yor. Ortak alımlarla başlanmasına rağmen satın almadan, lojistiğe, nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar hemen her aşamada birlikte hareket edip maliyetler aşağı çekilerek rekabetçi yapı güçlendirilecek.” Perakendeci ile toptancı arasındaki iletişimi artırmanın ise bir diğer hedef olduğunu vurgulayan komite üyeleri, diyalogu artırmak adına sektör temsilcilerini bir araya getirecek toplantılar düzenleyip ortak adım atabilmenin yollarını araştırma kararı aldı.
TSO ilk Meclis Toplantısı’nda Mersin Tarım Gıda Teknoparkı ve Tarımsal Ürün İşleme İhtisas OSB gibi önemli projeler konuşuldu. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Bu projelerle katma değerli tarım çalışmalarının yapılacağı cazibe alanları yaratılacaktır” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ilk Meclis Toplantısı’nda Mersin Tarım Gıda Teknoloji Geliştirme Bölgesi ile Tarımsal Ürün İşleme İhtisas OSB Projeleri gündeme getirildi. Mecliste Tarım Gıda Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ni işletecek şirket kurulumunda MTSO’nun yer alması ve bu projenin tamamlayıcısı niteliğindeki Tarımsal Ürün İşleme İhtisas OSB’nin Müteşebbis Heyeti’nin kurucu ortakları arasına MTSO’nun da girmesi oybirliği ile kabul edildi.
Toplantıda Tarım Gıda Teknoloji Geliştirme Bölgesi ile ilgili bilgi veren Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Merkezi’nin Tarım Teknoparkına dönüştürüldüğünü anlattı. Bu konudaki süreçlerin tamamlandığını kaydeden Bakan Elvan, “İlk çalışmayı bu yıl Tarsus’ta yapacağız. Ardından Alata’yı faaliyete geçireceğiz. Mersin için tarım ve gıdanın önemini biliyoruz” diye konuştu. Ardından söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, kabul edilen iki projenin Mersin’e büyük değer katacağına işaret etti. Özellikle MTSO’nun uzun süre üzerinde çalıştığı Tarım Gıda Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin savunma sanayi ile eşdeğer bir yatırım olarak düşünülebileceğini kaydeden Kızıltan,
“Çağımız, teknolojinin sektörlere entegrasyonu çağıdır. Tarımın teknolojiye entegrasyonu ve Tarım 4.0 kaçınılmazdır ve ulusal güvenlik sorunudur. Katma değerli tarım ürünleri ve buna bağlı gıda üretimi hem güvenlik hem de zenginlik konusudur. Bu projeyle katma değerli tarım çalışmalarının yapılacağı cazibe alanları yaratılacaktır. Daha önemlisi ulusal ve küresel büyük firmalar buraya yatırım yapacak, burada ar-ge yaparak kentimize bilgi aktaracaktır” dedi. “Kendi milli ve yerli tohumlarımızı üreteceğiz” Bu projenin hayata geçmesiyle birlikte Mersin’de yerli ve milli tohumların üretileceğini vurgulayan Ayhan Kızıltan, “Bu konu ulusal savunma sanayi kadar önemli bir konudur” diye konuştu. MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır da projelerin önemine dikkat çekerek, “Uzun yıllardır yürütülen çalışmalar sonucunda MTSO’nun ülkemize, sektöre ve Mersin’e kazandırdığı çok önemli projeler. Buna vesile olmaktan önümüzdeki süreçte Meclis olarak hepimiz gurur duyacağız. Odamız güzel işler yapıyor ve bundan sonrasında da güzel projeleri hayata geçirmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
6 Yatırım kolaylıklarıyla öne çıkan ülke: YIL: 20 | SAYI: 355 | 10 - 23 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Makedonya ve Türkiye ticaret ilişkileri iki ülke arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmasının uygulanmaya başladığı 2001 yılından beri artıyor. Fakat söz konusu anlaşma sadece sanayi mallarını kapsadığı için tarım ve diğer ürünlerde aynı artıştan söz etmek mümkün değil. Dolayısıyla bu durum Türkiye’nin Makedonya’ya yapacağı yatırımların sınırlı kalmasına neden oluyor.
B
ununla birlikte Makedonya, yatırımlar noktasında sunduğu cazip fırsatlarla dikkat çekiyor. Üretim teknolojisi, girişimci gücü ve sermaye yeterliliği açısından değerlendirildiğinde, Türk girişimcilerin Makedonya’da hemen tüm sektörlerde yatırım yapma imkanına sahip olduğu söylenebilir. Türk firmaları açısından fide ve fidan yetiştirme, yaş meyve ve sebze üretimi, büyükbaş besi ve süt hayvancılığı, yumurta ve et tavukçuluğu, gıda işleme sanayi ve otomotiv yan sanayi, bilişim teknolojileri paketleme makineleri, tekstil, deri, konfeksiyon sektörleri, ağaç işleme ve mobilya sanayi, her türlü makine imalat sanayi, inşaat malzemeleri, madencilik, su arıtma cihazları, elektrik üretimi, doğalgaz iletim ve işletme malzemeleri ve araçları başlıca yatırım ve ticaret alanları olarak sıralanabilir. Hizmet sektöründe ise otel, restoran ve kafe yatırımları ile sağlık sektörü üzerinde durulabilecek alanlar arasında yer alır. İş yapma kolaylığında 11. sırada Makedonya, Dünya Bankası verilerine göre İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ne göre 2018 yılı sıralamasında 190 ülke içinde 11’inci sıradadır. İş kurma, vergi ödeme ve düşük payla ortakların korunması hususlarında genel sıralamasından da daha başarılı bir durumdadır. Öte yandan inşaat izinleri, büyük projelerde elektrik bağlatma, sözleşme ifası, dış ticaret ve gayrimenkul kaydı konuları geliştirilmeye özellikle muhtaç olan alanlar arasındadır. Bununla birlikte Makedonya Anayasası yabancıların kanunlara uygun olarak mal edinmelerini, kazançlarını serbestçe yurtdışına çıkarmalarını ve Makedon vatandaşlarıyla eşit şekilde şirket kurabilmelerini garanti eder. Yabancı yatırımları düzenleyen özel bir kanun bulunmaz, yabancılar da Makedon vatandaşlarıyla eşit haklara sahiptir. Yine yüzde 10’luk oran ile bölgede en düşük vergi uygulayan ülke olarak önemli bir yatırım avantajına sahiptir. “Makedonya stratejik bir konuma sahip” Makedonya’da yatırım yapacak firmaların dikkatle değerlendirmesi gereken bir konu da Teknolojik Sanayi Geliştirme Bölgeleri’nde özel teşviklerin uygulanması. Makedonya’daki Teknolojik Sanayi Gelişme Bölgeleri (Serbest Bölge) aslında Türkiye’deki serbest bölge uygulamalarından farklı olarak seçilmiş bazı sektörlerde sadece üretim yapılması üzerine tasarlanmış. Söz konusu bölgelerde sadece ticari faaliyette bulunacak firmalar çalışmıyor. Bu bölgelerde yapılacak üretimin de iç piyasa yerine ihracata yönelik olması gerekiyor. Ayrıca yüksek tek-
MTSO 6
CMYK
nolojiye sahip yatırımlara izin verilmekle birlikte son zamanlarda tekstil – konfeksiyon sektöründeki yatırımlara da izin veriliyor. Öte yandan, jeopolitik konumu ve içinde barındırdığı çok milletli nüfus yapısı bakımından Balkanlar’da stratejik öneme sahip Makedonya’da gerçekleştirilecek yatırımların diğer Balkan ülkelerine de yayılma anlamında stratejik önemi bulunmakta. Coğrafi konum Makedonya; kuzeyde Sırbistan ve Kosova, batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan, doğuda Bulgaristan ile komşu. Makedonya’nın tek büyük ırmağı ülkenin tam ortasından geçen Vardar Nehri’dir. Ülkede yüksekliği iki bin metreyi geçen 16 dağ bulunur. En büyük göller Arnavutluk, Yunanistan ve Makedonya Cumhuriyeti’nin kesiştiği noktada yer alan Ohri, Prespa ve Doyuran’dır. Nüfus ve işgücü yapısı
Makedonya’nın nüfusu tahmini olarak 2,1 milyondur. Yaşlanan nüfus göz önüne alındığında toplam nüfusun % 17,5’i 0-14 yaş arasında ve % 12,7’si 65 yaş ve üzeridir. Ülkede 2016 yılı tahmini rakamlarına göre 958 bin civarında işgücü bulunur. Bu işgücünün % 18,3’ü tarım, % 29,1’i sanayi, % 52,6’sı hizmetler sektöründedir. Sanayi altyapısı, eski Yugoslavya döneminden miras kalan birkaç yatırımdan ibarettir. Ülke donanımlı ve rekabet edebilir bir işgücüne sahip olmakla birlikte, iş olanakları çok yetersizdir. 2016 IMF tahminlerine göre işsizlik oranı ortalama % 25,4’tür. Doğal kaynaklar ve çevre Makedonya’da, demir, kurşun-çinko, bakır, demir mineralleri, manganez, nikel, krom, altın, titanyum ve uranyum bulunur. Ayrıca Veles’in doğusundan Yunan sınırına doğru ferro-nikel madenine rastlanmıştır. Ülkede az da olsa, molibden, volfram, cıva ve altın da bulunur. Makedonya’da zengin demir-dışı metaller de mevcuttur. Mermer ve dekoratif taşlar Prilep, Gostivar ve Tetova yakınlarında çıkarılır. Magnesit ve Kratova yakınlarında zengin kuvars yatakları vardır. Ülkenin çoğu yerinde seramik endüstrisinde kullanılan yüksek kalitede bentolitik kil bulunur. Makedonya, zengin bitki örtüsü ve hayvan varlığı ile ünlü yüksek dağlara, dağ akarsularına, göllerine ve birçok termal kaynağa sahiptir. Ekonomik yapı Makedonya genel olarak tarım ekonomisine dayanan bir ülkedir. Tarım sektörü GSYİH’nin %11,2’sini oluşturur ve aktif nüfusun da % 18,3’ünü içerir. Başlıca tarım ürünleri; pirinç, pamuk, tütün ve çeşitli meyvelerdir.
Koyun ve keçi besiciliği de bir o kadar önemlidir. Ülkede sınırlı kapasitede demir, bakır ve kurşun cevherleri bulunur. Ülkenin en önemli sanayi sektörleri; kimyevi ürünler, demir-çelik, makine, metalürji ve tekstildir. Tekstil, özellikle de deri sanayi, önde gelen sanayi kolunu oluşturur. Sanayi sektörü GSYH’nin %26,3’üne katkıda bulunup, işgücünün %29,1’ine istihdam sağlar. Hizmet sektörü ise GSYİH’nin % 62,5’ini oluşturur ve nüfusun da % 52,6’sını istihdam eder. Hizmetler özellikle ticaret, taşımacılık, telekomünikasyon, bankacılık alanlarında yoğunlaşır. Kurumlar ve gelir vergisi %15’ten 2007’de %12’ye, 2008 yılında ise %10’a düşürülerek Bölgedeki hatta Avrupa’daki en düşük vergi olmuştur. Bu önlemle yabancı yatırımların arttırılması, ekonomik büyümenin sağlanması ve işsizlik oranının düşürülmesi hedeflenmiştir. Hükümetin önceliği yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek ve özel sektöre ağırlık vermektir. Makedonya Yatırım Ajansı’nın ülkeye yabancı yatırımcı çekmek için hazırladığı yayınlarda ve gerçekleştirdiği sunuşlarda Makedonya’nın gelişmiş bir altyapıya sahip olduğu belirtilmesine ve bu bilginin diğer bölge ülkeleriyle kıyaslandığında doğru olmasına rağmen, ülke ekonomisinin hemen her alanının ciddi olarak modernleştirilmesi, geliştirilmesi ve her şeyden önemlisi bürokrasi, yargı ve özel sektörde hakim olan ağır ve gevşek iş kültürünün profesyonelleştirilmesi yönündeki şiddetli ihtiyacı devam eder. Ekonomik performans 2008 yılı sonunda başlayan ve 2009’da bütün dünyayı saran küresel ekonomik ve finansal kriz Makedonya’da çok etkili olmamıştır. Bunun nedeni, Makedon ekonomisinin ve özellikle finans piyasasının küresel ekonomiye henüz entegre olamamasının sağladığı avantajdır. Özellikle krizin kaynağı pozisyonunda bulunan ve küresel ekonomideki çöküşten doğrudan etkilenen uluslararası finans kuruluşlarının zaten çok küçük olan Makedonya finans piyasasında operasyonlarının bulunmaması, Makedonya finans sisteminin ayakta kalabilmesine vesile olmuştur. Bununla birlikte Makedonya ekonomisinin, 1991’de ülkenin bağımsızlığını kazandığı dönemlerdeki ekonomik büyüklüklerine ancak ulaştığı dikkate alınmalıdır.Kağıt üstünde, özellikle maliyetler açısından önemli avantajlar sunan Makedonya’da, çok ağır işleyen, bilgi ve istatistik yaratma ve depolamada önemli zaafları bulunan ve bu nedenle kayda değer bir değerlendirme yapılma-
sına imkan vermeyen bir bürokrasi bulunur. Çok sık değişen mevzuat ve güven duyulmayan yargı sistemi, olası yabancı yatırımcıların Makedonya’da gerçekleştirmeyi öngördüğü yatırım kararlarını bir kez daha değerlendirme gereği duymalarına neden
olabilir. Ticareti etkileyen kültürel faktörler Makedonya’da başarılı olabilmek için güçlü yerel bağlantıları olmalıdır. Güvenilir bir acente ya da dağıtım firması ile iletişime geçmek tüm ülkeyi kapsayacak iş bağlantıları için önemlidir. Bu sayede firmalar, potansiyel pazarlara ulaşabilir, iletişim noktası bulabilir ve hem ülke içinde hem de ülkenin komşularıyla iş yapabilir. Ülkede her türlü dağıtım kanalı bulunmakla birlikte sistem, sofistike dağıtım ağına sahip batı pazarlarından daha yetersizdir. Ülkedeki en önemli pazar, birçok ticari aktivitenin gerçekleştiği Başkent Üsküp’tür. Diğer önemli iş merkezleri, Bitola, Prilep, ve Tetovo’da bulunur. Doğrudan satış Makedonya’da gelişmemiştir. Doğrudan pazarlama tekniklerinin geliştirilmesine ve tüketiciyi koruyan düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç vardır. Kırsal alanda yaşayan tüketiciler genellikle yerel satıcılarla görüşmeyi daha çok tercih eder. Mevcut yasal düzenlemeler, hem yabancı hem de yerel yatırımlarda ortaklık kurmaya, karma yatırımlara izin verir. Sıklıkla karşılaşılan durum, yerel bir firmanın bina, depo, ofis alanı ve personel sağlarken yabancı firmanın ise eşya, ekipman ve tecrübe ile destek vermesidir. Makedonya’daki harcanabilir gelir hala diğer Batı Avrupa ülkelerine göre oldukça aşağıdadır. 2015 yılı tahmini verilerine göre kişi başına milli gelir yaklaşık 14 bin ABD $ civarındadır. Tüketiciler aşırı derecede fiyatlara duyarlı ve firmalar da mallarını fiyatlandırırken çok dikkatli davranmaktadır. İthal malların fiyatları, yerel mallara göre oldukça yüksektir.Çoğu tüketici için ürünlerin fiyatlarının makul olması birincil faktördür. Bu durum geleneksel dükkanlarda satılan düşük kalitedeki mallara olan ilgiyi devam ettirir. Yerli ürünler ender olarak belli bir kalitede olmaktadır. Fikri mülkiyet haklarındaki gelişmelerin yavaş ilerlemesinin bir sonucu olarak da çoğu ürün, tüketicilerin ilgisini çekmek için
sahte markalarla satılabilir. Ancak her geçen gün, kaliteye olan ilgi ve iyi kalitedeki mallara daha fazla ücret ödemek isteyen tüketici kesimi artmaktadır. Finansman ve ödeme koşullarına dikkat etmek ülkede başarılı bir satışı gerçekleştirmek için en önemli noktaları oluşturur. Çoğu tüketici alışverişlerinde aylık taksitlendirmeyi tercih eder. Yerel firmalar, kalite artırıcı ve destek hizmetlere daha yeni başlamıştır. Reklamcılık Makedonya’da en hızlı gelişen hizmet sektörüdür. Hem tüketiciler hem de firmalar reklam ve diğer pazarlama hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunu artık fark etmeye başlamıştır. Ülkede her türlü medya; gazete, dergi, televizyon, radyo, billboard kullanılır. Ülkede firmalar tarafından tercih edilen reklam şekilleri sırasıyla; yazılı medya, gazete ve dergiler, radyo, billboard’lar-tabelalar, ticari fuarlar, satış geliştirme literatürü (broşür, ilan, katalog vb.), etkinliklere sponsor olma ve televizyondur. Televizyon reklamları çoğu Makedon firması için çok pahalı olduğu için bu yolu genellikle yabancı firmalar, özellikle de tüketim malları için, kullanır. Sosyal medya ağı da giderek gelişmektedir. Çalışma saatleri Kamu kuruluşları Pazartesi-Cuma 7:00-15:00 ya da 7:30-15:30 Bankalar Pazartesi-Cuma 7:30-19:30 Cumartesi 8:00-13:00 Özel Kuruluşlar Pazartesi-Cuma 8:00-16:00 ya da 8:30-16:30 Mağazalar Pazartesi-Cuma 8:00-20:00/21:00 Cumartesi 8:00-15:00 Devlet Daireleri Pazar-Cuma 8:00,9:00-15:00,16:00 Kaynak: Ekonomi Bakanlığı ve Dünya Gazetesi
Makedonya
ülke analizi D
etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Makedonya’nın ithalatı 2017’de dünya genelinden 7,7 milyar dolar ithalat gerçekleştiren Makedonya’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla; 910,2 milyon dolar ile Almanya, 780,1 milyon dolar ile İngiltere ve 617,9 milyon dolar ile Yunanistan’dır. Türkiye, Makedonya’nın ithalat yaptığı ülkeler arasında %4,8 pay ve 367,1 milyon dolar ile 7. sırada yer alır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Makedonya’nın dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde, 707,5 milyon dolar ile Platin (İşlenmemiş/Pudra Halinde) ilk sıradadır. Diğer yağlar ve müstahzarlar kategorisine giren ürünler 414,1 milyon dolar ile ikinci sırada yer alırken, Kimyasal ve laboratuvar işlerinde kullanılan cihaz ve eşyalar (diğer) ise 288,7 milyon dolar ile üçüncü sırada yer almaktadır. Makedonya’nın ihracatı 2017’de dünya geneline 5,67 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Makedonya’nın en fazla ihracat yaptığı ilk üç ülke sırasıyla; 2,66 milyar dolar ile Almanya, 474,6 milyon dolar ile Sırbistan ve 332,9 milyon dolar ile Bulgaristan’dır. Türkiye ise 88,5 milyon dolar ve %1,6 pay ile Makedonya’nın ihracat yaptığı ülkeler arasında 9. sıradadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Makedonya’nın dünya geneline gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde, 941,9 milyon dolar ile takviye katalizörler (aktif maddesi kıymetli metal/ kıymetli metal bileşikleri) ilk sırada yer alır. İkinci sırada 597,2 milyon dolarla, diğer motorlar için olan hava filtreleri bulunur. Üçüncü sırada ise taşıtlarda kullanılan ateşleme kablo setleri, 388,7 milyon dolar ile yer almaktadır.
Makedonya – Türkiye dış ticaret ilişkileri Makedonya’nın Türkiye’den yaptığı ithalat 2017 yılında Makedonya’nın, Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 5,7 milyon dolar ile plastikten diğer eşya kategorisine giren ürünler yer alır. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Makedonya’ya ve diğer ülkelere yaptığı ihracatın %1,76’sına denk gelir. Makedonya’nın, Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün 5,6 milyon dolar ile diğer elektrikli fırınlar, ocaklar, ızgaralar vb. kategorisinde yer alan ürünlerdir. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Makedonya’ya ve diğer ülkelere yaptığı ihracatın %0,75’ine denk gelir. Bağlantı parçaları takılmış olan (gerilimi:<1000 V.) diğer elektrik iletkenleri 5,2 milyon dolar ile Makedonya’nın, Türkiye’den en çok ithal ettiği üçüncü sıradaki ürün grubu olmuştur. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Makedonya’ya ve diğer ülkelere ihracatının %4,9’una denk gelir. Makedonya’nın Türkiye’ye yaptığı ihracat 2017 yılında, Makedonya’nın Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 19,8 milyon dolar ile kalınlığı 600 mm’den büyük olan düz haddelenmiş demir ve alaşımsız çelik bulunur. Bu değer, Makedonya’nın bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yapmış olduğu ihracat rakamının %26,7’sine denk gelir. İkinci sırada 9,7 milyon dolar ile kalınlığı 600 mm ve fazlası olan yassı demir veya alaşımsız çelikten mamul yer alır. İlgili değer, Makedonya’nın bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %17,8’ine denk gelir. Üçüncü sırada ise 7,3 milyon dolar ile baskılı devreler bulunur. İlgili değer, Makedonya’nın bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %51,1’ine denk gelir. Yukarıda yer verilen çalışmada 2017 yılına ait veriler kullanılmış olup ilgili bölümlerde 6 haneli gümrük tarife istatistik pozisyonu baz alınmıştır.
7
YIL: 20 | SAYI: 355 | 10 - 23 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
Sağlık Komitesi sektör sorunlarına odaklandı M Hakan Dindar
MTSO 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı
Hastaların sağlık harcamaları oldukça yüksek. Bu sıkıntılı dönemlerinde biraz olsun kolaylık sağlanması adına özellikle hasta bezi gibi zaruri ve sık kullanılan ürünlerin KDV’sinin sıfırlanmasının faydalı olacağına inanıyorum.
TSO 26 No’lu Meslek Komitesi, sektör sorunlarına odaklandı. Alt sektör temsilcileriyle bir araya gelen Komite Üyeleri, sorunları tespit edip ardından çözümü için lobi oluşturmaya hazırlanıyor. Bir taraftan sorunların çözümüne odaklanan üyeler, diğer taraftan sektör temsilcilerinin ihtiyaç duyduğu eğitimlere ağırlık verme hedefinde. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı Hakan Dindar, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Göreve yeni gelmeleri nedeniyle yol haritalarını çizmek adına ilk olarak alt sektör temsilcilerine yönelik toplantılar düzenleyip sorunları tespit etme kararı aldıklarını anlatan Dindar, ardından bu sorunların çözümüne yönelik çalışacaklarını söyledi. Çalışmaya medikal sektörü ile başladıklarını bildiren Dindar, konuşmasını tespit ettikleri sorunlar hakkında bilgi vererek sürdürdü. Sektörde yaşanan en büyük sorun olarak haksız rekabeti gösteren Dindar, şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıllarda medikal sektöründe sistem değişikliğine gidildi. Buna göre faaliyet gösteren firmaların mesul müdür, satış elemanı gibi ek personel çalıştırması zorunlu oldu. Bu çalışanlarda 4 yıllık fakültelerden mezun olma şartı arandı. Ya da dükkanların belirli metrekarelerin altında olamaması gibi bir dizi şart getirildi Medikal sektör temsilcileri kendilerini bu sisteme hazırlamak, gerekli belgeleri almak, gerekli personeli bulmak adına ciddi bir çaba içine girdi. Maliyetler ciddi ölçüde arttı. Ancak sektör temsilcileri işlerini devam ettirebilmek için bu kadar titizlikle hareket ederken medikal malzeme satışına izin verilen eczaneler için bu şartlar aranmıyor. Bu durumda ekstra maliyetleri bulunmaması nedeniyle ürünleri daha uygun fiyatlarla satabiliyorlar ve haksız rekabet oluşuyor.” Eczanelere medikal malzeme sa-
Fırınların yakınındaki halk ekmek büfelerinin yeri gözden geçirilmeli M ersin’de faaliyet gösteren fırıncılar, halk ekmek büfelerinin kent içindeki dağılımından pek memnun değil. Birçok fırının yakınında halk ekmek büfesi bulunduğunu kaydeden MTSO 33 No’lu Komite Başkanı Vahit Kenli, “Bu büfeler halka uygun fiyatlarla ekmek satışı gerçekleştirebilmek adına var. Buna saygı duyuyoruz ve karşı da değiliz. Ancak bu büfelerin yerleri alım gücü daha düşük olan semtler göz önünde bulundurularak yeniden belirlenirse daha iyi sonuç alınacağına inanıyorum” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 33 No’lu Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Vahit Kenli, gıda üzerine faaliyet gösteren firmaları temsil ettiklerini söyledi. Sektörün sorunlarını yakından bildiğini ve çözüm üretebilmek adına Komite Başkanlığı görevine talip olduğunu kaydeden Kenli, MTSO Yönetiminin de desteği ile oluşturacakları lobi faaliyetleriyle ilgili kurumlarla temas kurup, sorunlara çözüm üretmek istediklerini anlattı. İlk olarak halk ekmek büfeleri ile ilgili düşüncelerini ortaya koyan Kenli, şöyle konuştu: “Mevcut durumdaki fırınlarımızın önemli bir bölümü zarar ediyor. Maalesef fırınlarımızın oldukça yakınında bir adet halk ekmek büfesi bulunuyor. Bizim fırınlarımızda 300 gramlık bir ekmek 2 TL’ye satılıyorken halk ekmek büfelerinde 500 gramlık ekmekler 1,5 TL’ye satılıyor. Belediye fırınının üretim kapasitesinin yüksek olması nedeniyle daha uygun fiyatlarla ürün satabilmesi oldukça doğal. Aslına bakılırsa bu fırınların kurulma amacı da halka ucuz ekmek sunabilmek. Ancak bu satışların gelir düzeyi düşük semtlerde artırılması gerektiğine inanıyorum. Aksi halde bizim rekabet imkanımız azalıyor ve üretici fırınlarımız sıkıntı yaşıyor.” Türkiye’nin her yerinde halk ekmek satışı olduğunu ve böyle bir uygulamayı desteklediklerini vurgulayan Kenli, “Ancak satış yeri
MTSO 7
CMYK
olarak Siteler, Çay Mahallesi, Eğripazar, Demirtaş gibi semtler tercih edilmeli” dedi. Fırınların çok sayıda işçi çalıştırdığını, her birinin sigortası, vergisi, maaşı, kirası bulunduğunu hatırlatan Kenli, “Emek yoğun bir sektörde faaliyet gösteriyoruz ve hiçbir çalışanımız asgari ücretle çalışmıyor. Tatilimiz, bayramımız yok. Zor bir mesleğimiz var ve bu nedenle birçok arkadaşımızın gideri oldukça fazla. Kentimizdeki 80 adet ekmek fabrikasının 60’ı rekabette zorlanması nedeniyle son üç yılda fabrikasını satma noktasına geldi. Biz halk ekmek büfelerinde ekmeklerin düşük fiyatlarla satılmasına değil, bu büfelerin fırınlarımızın yakınında kurulmasına karşıyız” ifadelerini kullandı. Konuyla ilgili olarak Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile görüşeceklerini anlatan Kenli, yaşadıkları sorunu paylaşmak istediklerini söyledi. Fiyat rekabetine gidemeyince sorunun çözümü için ürün çeşidini artırma yoluna gittiklerini anlatan Kenli, “Birçok firmamız gayrimenkullerini satıp borçlarını kapatmaya çalışıyor, ancak dayanma güçleri azaldı. Bu konuda destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “Küme mantığı ile çalışmalıyız” Sektör olarak yetişmiş eleman bulma noktasında sıkıntı yaşadıklarına da değinen Vahit Kenli, artık eskisi gibi alttan usta yetişmediğini de anlattı. Bu nedenle mevcut ustaların maliyetinin arttığını dile getiren Kenli, “Oysa maliyetlerimizi düşürmemiz, mevcut durumda rekabetçi yapımızı güçlendirebilmemiz adına önemli” değerlendirmesini yaptı. Önümüzdeki süreçte komite olarak sektör temsilcilerinin rekabetçi yapılarını güçlendirebilmek adına maliyetleri minimize edebilecek çalışmalara yoğunlaşacaklarını bildiren Kenli, özellikle küme mantığı ile hareket edebilmenin yollarını araştıracaklarını, küme olmayı başarabilmeleri ha-
linde sarf malzemelerinin ortak alımı sonucu üretim maliyetlerini düşürebileceklerine inandığını söyledi. Suriye ekmeklerinin satışı noktasında da memnuniyetsizlikleri bulunduğunu anlatan Kenli, bu alanda faaliyet gösteren firmaların çok azının kurallara uygun çalıştığını, büyük bölümünün faaliyetini merdiven altı olarak tabir edilen kayıt dışı yollarla sürdürdüğünü bildirdi. Suriye ekmeği satan birçok firmanın ruhsatının, vergi levhasının bulunmadığını ifade eden Kenli, “Tandırı kurup ekmeği açıkta pişirip satan çok sayıda kişi var. Hijyenden bahsetmek mümkün değil. Bu sorunla mücadele adına denetimlerin artırılması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu. “Maliyetlerin düşmesi önemli” Son 2-3 ay içinde tüm girdi maliyetlerine zam geldiğini de kaydeden Vahit Kenli, şöyle konuştu: “Un, maya, elektrik, su, poşet, kağıt, susam, kısacası aklınıza gelebilecek tüm girdilerimizin fiyatları arttı. Örneğin susamın kilosunu 6 bin liraya alırken 2 ay içinde 10 bin liraya çıktı. Ya da poşeti bin TL’ye alırken yine 2-3 ay içinde 9 bin TL’ye almaya başladık. Ancak bu yükselen maliyetimizi fiyatlarımıza yansıtmamız mümkün değil. 2 yıldan bu yana fiyatlarımız değişmedi. Ekmeğin maliyeti 1 liranın üzerinde olmasına rağmen biz hala 1 liraya satıyoruz. Hatta bakkallara 70 kuruştan vererek zarar ediyoruz.” Bir firmanın zarar görmesinin paralelinde birçok tedarikçi firmayı olumsuz etkilediğini anlatan Kenli, “Mersin’de 138 fırın varken son 8 yıl içinde sayı 80’e düştü. Bu sayının hızla azalmasından endişe ediyoruz” dedi. Sıkıntılı geçen süreçte sektör temsilcilerine tavsiyelerde de bulunan Kenli, “Bu dönemde kaliteden ödün vermemek büyük önem taşıyor. Özellikle hijyen önceliğimiz olmalı. Aynı zamanda işinin başında
tışına izin veriliyorsa benzer kurallara uyum şartı aranması gerektiğini kaydeden Dindar, “Tek sorun bu malzemelerin eczanelerde satılıyor olması değil. Sektörde kalite artırmak adına bir takım çalışmalar yapılmasına rağmen uygulamalarda maalesef hassas davranılmaması. Çünkü medikal malzemeler son dönemlerde Tekzen, Koçtaş gibi mağazalarda dahi satılmaya başladı. Sektörümüzün kalitesi giderek azalmaya başladı” dedi. Hastanelerde hiçbir bilgileri olmamasına rağmen hasta bakıcıların dahi medikal malzeme satabildiğini kaydeden Dindar, bu sorunların çözümü için ilgili yerlerle önümüzdeki süreçte temasa geçeceklerini ve lobi çalışmalarına ağırlık vereceklerini anlattı.
“İnternet satışları bizi yoruyor” Öte yandan internet satışlarının da sektör üzerinde önemli bir yük olduğuna değinen Hakan Dindar, “Yaklaşık 2 yıl önce Sağlık Bakanlığı tarafından medikal ürünlerin internet satışları yasaklanmış olmasına rağmen halen bu satışların devam ediyor olması da sektörü oldukça zorluyor” diye konuştu. Bir taraftan haksız rekabetler nedeniyle satış fiyatlarını artıramazken diğer taraftan maliyetlerinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Dindar, döviz kurlarının yükselmesinin hemen hemen tüm kalemlerin fiyatını artırdığına değindi. Bu dönemde stoklu çalışan firmaların sıkıntı yaşamadığını ancak yeni alım yapan firmaların ciddi fiyat farklarıyla karşılaştığını vurgulayan Dindar, “Satış fiyatlarımız neredeyse alış fiyatımız oldu. Kazançlarımız yok denecek kadar azaldı. Sektör temsilcilerinin bu durum ile mücadele edebilmesi her geçen gün zorlaşıyor” değerlendirmesini yaptı. “Zaruri ürünlerdeki KDV oranları gözden geçirilmeli” Fiyatları artıran diğer bir unsur olarak KDV oranlarını gösteren Hakan Dindar, özellikle zaruri olan
durup iyi takip eden kişiler de yaşanan sorunlara karşı zamanında pozisyon alarak çözüm üretebilecektir” dedi. Konuşmasını komite olarak önümüzdeki süreçte yapmayı planladıkları çalışmaları özetleyerek sürdüren Kenli, “Önceliğimiz sektörde diyalogu artırmak olacak. Birlikte hareket edebilmek adına çalışacağız. Ayın zamanda kamuda da sorunlarınızın çözümü adına lobi çalışmalarına ağırlık vereceğiz” diye konuştu. “Mersin markası oluşturulabilir” Yaşanan sıkıntıların çözümünde güç birliğinin yalnızca alımlarda değil her alanda önemli olduğunu vurgulayıp markalaşmanın önemine değinen Vahit Kenli, şöyle konuştu: “Mersin’de her mahallede 5-6 tane pide fırını açılmasının yanı sıra artık halkın alışveriş alışkanlıklarının da değişmeye başladığını görüyoruz. Günümüzde alışverişin büyük bölümü AVM’lerden yapılıyor. Özellikle AVM’ler içinde yer alan büyük marketler kendi unlu mamullerini, ekmeklerini de üretiyor. Bu durum fırıncılık sektörünü etkiliyor ve sektörün geleceğine dair endişe uyandırıyor. Komite olarak bu sorunun çözümünü güç birliğiyle giderebileceğimize inanıyorum. Belki tek bir fırın sahibi kompleks bir yer açamaz ama güçlerimizi birleştirip kentte her türlü unlu mamul çeşidinin, tatlı çeşitlerinin bir arada satıldığı, insanların alışveriş yapmanın yanı sıra oturup dinlenebildikleri, çocuklarının oyun oynayabildiği geniş, nezih mekanlar açabiliriz. Güçlerimizi birleştirirsek Simit Sarayı benzeri, farklı bir konsept ile Mersin markası dahi oluşturabiliriz. Önümüzdeki süreçte çalışmalarımızı bu doğrultuda yoğunlaştıracağız. Bugün güç birliğine giden firmaları devlet de destekliyor ve KOSGEB başta olmak üzere birçok kurum çeşitli destekler veriyor. Bu birlikteliği sağlayarak hem yaşanan sıkıntılı ortam içinden çıkabileceğimize hem de diğer sektörlere örnek teşkil edebileceğimize inanıyorum.”
malzemelerde KDV’nin sıfırlanmasının tüketiciler açısından büyük bir rahatlama getireceğine dikkat çekti. Bu uygulamanın doğrudan yüzde 18’lik indirim anlamına geleceğini ifade eden Dindar, girdi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak ürün fiyatlarının yeterince arttığını buna bir de KDV eklenmesi ile birlikte tüketicinin de ciddi sıkıntı yaşadığını belirtti. Birçok zaruri üründe KDV’nin sıfır olduğunu hatırlatan Dindar, “Örneğin tekerlikli sandalyede sıfır, ancak hasta bezinde yüzde 18 KDV uygulanıyor. Oysa bu da çok sık tüketilen bir sarf malzemesi ve kesinlikle zaruri bir ihtiyaç. Hastaların sağlık harcamaları oldukça yüksek. Bu sıkıntılı dönemlerinde biraz olsun kolaylık sağlanması adına özellikle bu üründe KDV’nin sıfırlanması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
“Kalifiye eleman bulmak çok zorlaştı” Hemen her sektörde olduğu gibi medikal sektöründe de yetişmiş eleman bulma noktasında sıkıntı yaşandığını anlatan Hakan Dindar, “Günümüzde gençlerin büyük bölümü maalesef masa başı iş, memuriyet istiyor. Bu nedenle bizim sektörümüz de dahil olmak üzere birçok alanda yetişmiş eleman bulmakta zorlanıyoruz. Komite olarak bir taraftan sektörün ihtiyaç duyduğu konularda eğitim verirken diğer taraftan sektöre kalifiye eleman yetiştirilmesi noktasında neler yapabileceklerini araştıracaklarını söyledi. Bugüne kadar sektörde yaşanan en ciddi sıkıntının Üniversite Hastanesi alacakları olduğunu da hatırlatan Dindar, “Bu, özellikle ihale ile çalışan firmalarımızı geçmiş yıllarda olumsuz etkileyen en büyük sorundu. Ancak çözümü yönünde adımlar atılmaya başladı. Ödemeler yavaş yavaş gerçekleştiriliyor. Önümüzdeki süreçte firmalarımızın daha da rahat edeceğine inanıyorum” diye konuştu.
“SUT fiyatları gözden geçirilmeli” Medikal sektörünün yanı sıra özel sağlık kuruluşlarının sorunlarına da değinen Hakan Dindar, özel hastanelerde Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarının geçerli olduğunu hatırlatarak son 9 yıldır bu fiyatlarda bir artış yaşanmamasının sektöre sıkıntı verdiğine dikkat çekti. Devletten alınan fiyatlar artmamasına rağmen işletme giderlerinin 9 yılda yaklaşık yüzde 300 arttığını belirten Dindar, aradaki farkın hastalardan tahsil edilmeye başladığını söyledi. Dindar, hastadan alınan farkın minimuma indirilebilmesi adına SUT fiyatlarının en az yüzde 50 artırılması gerektiğini dile getirdi. Bir diğer sorun olarak farklı alanlarda farklı tarihlerde yapılan denetimleri gösteren Dindar, şöyle konuştu: “Çok sayıda kurumdan farklı tarihlerde denetim yapılıyor. Örneğin Sağlık Bakanlığından, Maliye Bakanlığından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından farklı zamanlarda farklı denetçiler geliyor. Bizler denetime hiçbir zaman karşı olmadık ama bu denetimlerin tek çatı altında toplanması halinde iş kayıplarının önüne geçilecektir. Ya da tüm personel denetime yoğunlaştığı için düşen hizmet kalitesinin önüne geçilecektir.” Doktorlara getirilen kadro sınırlamasının ise bir diğer sorun olduğunu belirten Dindar, ara ara Sağlık Bakanlığı tarafından açılan kadroların yeterli gelmediğini, hastanelerin ihtiyaç duyduğu doktoru çalıştırmasına izin verilmesi gerektiğini ifade etti. Konuşmasının sonunda Mersin’de devam eden havaalanı yatırımına paralel olarak kentte sağlık turizminin geliştirilmesine yönelik komite olarak yaptıkları çalışmaya da değinen Dindar, “Sağlık turizmini geliştirmek adına bir Ur-Ge Projesi yürütüyoruz. Yakın zamanda sektör temsilcilerini Odamızda toplayarak bilgilendirme yapacağız” dedi.
Vahit Kenli
MTSO 33 No’lu Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı
Sektör temsilcileri olarak halk ekmeğe karşı değiliz. Türkiye’nin her yerinde dar gelirli vatandaşı desteklemek adına bu uygulama yapılıyor. Ancak bu büfeler açılırken fırınlarımızın yakını yerine gelir seviyesi düşük semtlerin tercih edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
8
YIL: 20 | SAYI: 355 | 10 - 23 Haziran 2018 | www.mtso.org.tr
RÖPORTAJ
Tarım Gıda Teknopark’ı ile tarımsal Ar-Ge artacak getirmektedir. MTSO Haber: Hangi sektörlerde faaliyet gösteren firmalar bu teknoparkta kendisine yer bulabilir? Mersin Tarım Gıda ihtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde planlanan öncelikli Ar-Ge konularını şöyle sıralayabilirim: Meyve ve sebze yetiştiriciliği ile ıslahı konusunda yapılacak Ar-Ge çalışmaları Meyve
Dr. Davut Keleş
Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü Müdürü
Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Davut Keleş, bünyelerinde kurulacak Tarım Gıda Teknopark’ında (Mersin Tarım-Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi) faaliyet gösterecek firmaların Enstitünün imkanlarından yararlanarak maliyetlerini ciddi ölçüde düşürüp, Ar-Ge sayılarını artırabileceğini söyledi.
H
er alanda olduğu gibi tarımda da gelişmenin teknolojiye, yeniliğe yatırımla mümkün olacağına dikkat çeken Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Davut Keleş, uzun süredir üzerinde çalışılan Tarım Gıda Teknopark’ında sona yaklaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Böylesi bir teknoparkın yalnızca Mersin değil tüm Türkiye adına önem taşıdığını vurgulayan Keleş, “Bu önemin sektör temsilcileri de farkında. Henüz çağrıya yeni çıkılmasına rağmen ulusal ve uluslararası birçok firmadan talep geliyor” dedi. Burada yalnızca Ar-Ge çalışması yürütülmesiyle kalmayıp şirket kuruluşundan patent hizmetlerine, mali danışmanlıktan reklam ve pazarlamaya kadar bir şirketin ihtiyaç duyacağı her alanda danışmanlık hizmeti verileceğini de vurgulayan Keleş, aynı zamanda bu firmaların ulusal ve uluslar arası işbirlikleri yapabilmeleri adına yönlendirmelerde bulunulacağını da bildirdi. Bölgede faaliyet göstermesi adına çok uluslu, büyük, küçük, orta boy ve yeni kurulacak işletmeler olmak üzere farklı ölçeklerdeki firmalara yer verileceğini bildiren Keleş, küçük ve orta ölçekli olarak adlandırılan 65 firmanın her birine 20 bin, büyük ölçekli olarak adlandırılan toplamda 5 firmanın her birine ise 40 bin metrekare Ar-Ge alanı ayrılacağını ifade etti. Bu çalışma ile Mersin’in tarım ve tarıma dayalı üretimin merkezi konumuna gelebileceğini vurgulayan Keleş, Tarım Gıda Teknopark’ı ile ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı: MTSO Haber: Mersin’de kurulması planlanan Tarım Gıda Teknopark’ın teknik detayları hakkında bilgi verir misiniz? Bir alanda kalkınma isteniyorsa Ar-Ge ve inovasyon büyük önem taşır. Bu konu tarımsal kalkınma için de geçerli. Tarımsal kalkınmanın olması için gerekli Ar-Ge’ye OECD ülkeleri Gayri Safi Milli Hasılalarının (GSMH) % 2’sini ayırırken, Türkiye, % 0.8’ini ayırıyor. Gelişmiş ülkelerde tarıma dayalı milli gelirin % 2.6’sı, Türkiye’de ise % 0.51’i tarımsal Ar-Ge’ye ayrılıyor. Ar-Ge faaliyetleri, ekonomik büyümenin önemli kaynağı olduğundan günümüz dünyasında Ar-Ge harcamaları ile büyüme arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu nedenle Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü içerisinde kurulacak olan Mersin Tarım Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi tarımsal kalkınma adına önemlidir. Tarsus ilçesinde Reşadiye (Heleke) Mahallesinde 96 bin 375 metrekare, Alifakı Mahallesinde 703 bin 330 metrekare olmak üzere toplam 799 bin 705 metrekare alan, Tarım Teknopark alanı olarak belirlenmiştir. MTSO Haber: Biraz da Mersin Tarım Gıda İhtisas Teknoparkında yer alacak kurum ve kuruluşlar ile girişimcilere verilmesi planlanan hizmetleri anlatabilir misiniz? Firmalara tohum ıslahı ve çeşit geliştirmeleri için gerekli açık ve sera tarım arazileri sağlanacak. Biyoteknoloji, gıda kontrol, kimya, gibi laboratuvar imkanları sunulacak. Ayrıca teknopark bünyesinde çeşitli ofisler yer alacak. Bu ofisleri iki bölümde inceleyebiliriz. İlki Proje Destek Birimi Ofisi. Bu ofis, firmaların uluslararası ve ulusal desteklerden yararlanması için başvuracakları programlara destek verecek. İkincisi ise Girişimci Destek Birimi Ofisi. Bu ofis ise firmaların yeni alanlara yönlendirilmesi, sektörde talep edilen Ar-Ge alanlarına yönelik Ar-Ge çalışmalarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi, firmaların uluslararası ve ulusal işbirlikleri sağlanması adına var olacak. Aynı zamanda firmalara çeşitli danışmanlık hizmetleri de verilecek. Bu danışmanlık hizmetleri ise şirket kuruluş danışmanlığı, iş planları hazırlık danışmanlığı, teknoloji danışmanlığı, mali danışmanlık, denetim, hukuk danışmanlığı, patent hizmetleri, muhasebe işlemleri, reklam ve pazarlama danışmanlığı ile proje danışmanlığı olarak sıralanabilir. Ayrıca biyoteknoloji laboratuvarı, atölye, kütüphane, uluslararası bilgi ağlarına erişim, ofis hizmetleri,
MTSO 8
CMYK
yatırım paketleri, konferans ve toplantı salonları, veri tabanı gibi destek birimler de yer alacak. Bölgede yer alacak girişimciler çok uluslu, büyük, küçük, orta boy ve yeni kurulacak işletme olarak planlandı. Buna göre küçük ve orta ölçekli 65 firmanın faaliyet göstermesi bekleniyor ve her birine 20 bin metrekare alan tahsis edilecek. Faaliyetlerini büyük ölçekli sürdürmesi planlanan 5 firma için de her birine 40 bin metrekare olmak üzere toplam 200 bin metrekare ArGe alanı ayrılacak. MTSO Haber: Tarım Gıda Teknopark’ın kent ekonomisine Mersin ve ülkenin tarım sektörüne sağlayacağı katkıları anlatır mısınız? Bu teknoparkın en önemli katkısı bana kalırsa ArGe yapan firmaların Ar-Ge maliyetlerini düşürmesi olacak. Bu sayede daha fazla Ar-Ge yapılarak yeni buluş ve inovasyonların ortaya çıkması sağlanacak. Bu da Mersin ve ülkemizin büyümesinin sürekliliğini sağlayarak rekabet gücünü arttıracaktır. Böylece insanlarımızın refah düzeyini yükseltecektir. Kentimizde geliştirilecek katmadeğerli ürünlerle Mersin’in Türkiye’ye ve dünya ekonomisine katkısı artacaktır. Böylece Mersin, tarım ve tarıma dayalı sektörlerin merkezi haline gelerek çok hızlı şekilde daha da büyüyecektir. MTSO Haber: Tarım Gıda Teknopark’ın Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü içerisinde kurulacak olması hangi avantajları beraberinde getirir? Alata bir araştırma enstitüsü. Kısaca Ar-Ge ve yenilik çalışmalarının yürütüldüğü bir merkez. Bu nedenle iki çalışma birbirini destekleyecek yapıda olacaktır. Örneğin Alata, Ar-Ge projelerinin yazımından sonuçlandırılmasına kadar tüm aşamalarında Teknopark bünyesinde faaliyet gösterecek firmalara danışmanlık hizmeti verebilir. Enstitü bünyesindeki yayım ve bilgilendirme birimi firmalar ve sektör arasında iletişim ve etkileşimi sağlayacaktır. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), üniversite, araştırma enstitüleri bünyesindeki araştırmacı ve uzman havuzu ya da araştırmacılara erişim adına protokol imzalandı ve bu protokol çerçevesinde hizmet alımları gerçekleştiriliyor. Bunun da Teknopark’ta faaliyet gösterecek firmalar adına önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü bu protokol sayesinde firmalar, talep edecekleri uzman ve araştırmacılara oluşacak havuzdan rahatlıkla ulaşma imkanı bulacak. Firmalar, Alata bünyesindeki tarım-gıda sektörüne yönelik bilgi ve veri tabanı geliştirme faaliyetlerinden (CBS gibi araçlarla veri ve envanter sisteminin geliştirilmesine yönelik faaliyetler) de yararlanabilir. Ortak temel laboratuvar ve personel hizmetleri (Doku kültürü çalışmalarının da yürütülebilineceği DNA analiz laboratuvarı), büyütme odası, örtüaltı yetiştiriciliğin geliştirilmesi (erkenci üretime teşvik edecek teknoloji ihtiyacı) için gerekli materyallerin geliştirilmesi, (manch seralar), pomoloji laboratuvarı taşınabilir seralar, meyvecilikte çeşit ve adaptasyon çalışmaları için laboratuvar imkanları ki bunlar biyoteknoloji ve doku kültürü laboratuvarı ve farklı boyutlarda alıştırma seraları üretim laboratvuarı olarak detaylandırılabilir, biyolojik mücadele çalışmaları için iklim odaları gibi teknik imkanlar ortak kullanıma sunulabilir. Alata tarafından firmalara sulama, gübrele-
me araştırmalarının yapıldığı Araştırma ve Denemeler için danışmanlık sağlanabilir. Örtüaltı yetiştiriciliğinin geliştirilmesi (erkenci üretime teşvik edecek teknoloji ihtiyacı) için gerekli ihtiyacı karşılayacak farklı büyüklüklerde ve farklı özelliklerde ıslah materyalleri sunulabilir. Bu materyalleri şöyle sıralayabilirim:
1) Çeşit ve anaç ıslahı (klasik ve modern ıslah yöntemleri ile) a) Sofralık (narenciye, limon, …) b) Sanayiye yönelik ürün c) Biyotik ve abiyotik koşullara dayanıklı çeşit ve anaç ıslahı 2) Çeşit ve anaç adaptasyonu a) Sofralık b) Sanayiye yönelik ürün 3) Meyvecilikte tür, çeşit ve anaç varlığının zenginleştirmesi 4) Verimlilik ve kalitenin yükseltilmesine yönelik çalışmalar, tarım ve teknolojileri geliştirme a) Teknolojik standardizasyona yönelik Ar-Ge faaliyetleri (süreç standardizasyonu) b) Yetiştiricilikte farklı ve inovatif yöntemlerin geliştirilmesi c) Örtü altı yetiştiriciliği ve hasattaki yeni yöntemler (mekanik hasat vb.) 5) İsmine doğru hastalıklardan ari başlangıç anaç ve çeşit temini, çoğaltılması 6) Üretimde altyapı (Toprak ve Su kaynakları), üretim teknikleri ve bitki envanteri konusunda (İklim verileri gibi) bilgi bankası hizmetleri. Coğrafi bilgi sistemleri laboratuvarının kurulması ve tarım ile ilgili bilgilerin buraya aktarılarak dağıtımının sağlanması. 7) Biyolojik mücadele Sebze
• Biyoteknoloji laboratuvarı, • Screening (izleme) odası, • Teknopark içerisinde sera kurulması aşamasında
Tohum ıslahı ve adaptasyonu
•
1)Derim sonrası çürümelerin azaltılması. 2) Yeni inovatif ambalaj malzemelerinin (akıllı ambalaj malzemelerinin ) geliştirilmesi, mevcut kimyasallara alternatif sürdürülebilir, doğal kaynaklı kimyasalların kullanım potansiyelinin araştırılması ve geliştirilmesi. 3) Doğal ve sürdürülebilir kaynaklı muhafaza metodlarının geliştirilmesi. 4) Raf ömrünün belli ürünlerde uzatılması. 5) Belirli ürün tür ve çeşitlerinin pazarlama süresinin uzatılması. 6) Akıllı etiketlerin geliştirilmesi ve RFID gibi sistemlerle izlemelerinin sağlanmasına yönelik araştırma faaliyetleri. 7) Sağlıklı minimum kalıntılı ve kalıntısız ürünlerin muhafazasına yönelik çalışmalar. 8) Yenilebilir antimikrobiyel ambalaj filmlerinin geliştirilmesi ve kullanım potansiyelinin belirlenmesi. 9) Tüketici ambalajına yönelik ambalaj çalışmaları. 10) 4. Gam ürünlere alternatif ambalajların geliştirilmesi. 11) Yeni nesil meyve ve sebze tasnif (algılayıp ayırma işlemini yapacak) edecek makine ve teknolojinin geliştirilmesi. 12) Araştırma konuları seçilirken öncelikle araştırmacıların sonuçlanmış Ar-Ge faaliyetlerini ihtiyacı olan firmalarla bir araya getirilmesi ve öncelikle bu projelerin desteklenmesi gerekmektedir.
• • • •
gerekli danışmanlıklar Muhafaza: Ürün ve çeşitlere özgü muhafaza laboratuvarı ve gerekli tüm altyapı, Kontrollü odalar (sıcaklık, gaz ve rutubet kontrollü odalar), Pomoloji laboratuvarı, Mikrobiyoloji laboratuvarı, Bu imkanların ortak kullanımı ile tarım sektöründeki Ar-Ge potansiyelinin artacağına inanıyorum.
MTSO Haber: Böyle bir teknoparkta yer almanın firmalara faydaları ne olur? Firmalar neden burayı tercih etsin? Aslına bakılacak olursa ciddi avantajlardan bahsetmek mümkün. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün uzman araştırmacılar, laboratuvar, deneme alanları olması ciddi bir ayrıcalık getirecektir. Bölgenin iklim koşulları da büyük bir fırsat sunuyor. Yeterli büyüklüklerde tarımsal arazi varlığı, bölgede yapım tamamlandıktan sonra firmalar için avantaj sağlayacak olanaklar, seralar, açık deneme alanları, araştırmacı akademisyen ve uzmanların teknopark aracılığı ile hizmet verebilmesi ile yeni tohum ıslah firmaları ve yabancı firmaların teknoparka gelmesi için cazip olabilecektir. Kurucu heyette yer alan kurumların ticaret, sanayi, ortak proje konularındaki destekleri önemli bir avantajdır. Araştırmacıların, teknopark aracılığı ile hizmet vermesi de yeni tohum ıslah firmaları ve yabancı firmaların teknoparka gelmesi için cazip olabilecektir. Ortak temel laboratuvar ve personel hizmetleri sunulması planlanmaktadır. Üretimde veri ve bilgi sistemi desteği sağlanacaktır. Patent ve sertifikasyon müşavirlik hizmetleri sunulacaktır. Bu da firmaların Ar-Ge maliyetlerini ciddi şekilde aşağıya çekilmesini sağlayacağından firmalar bir yerine 10 ayrı Ar-Ge faaliyeti sürdürecektir. MTSO Haber: Projeyi özel sektör ne kadar sahipleniyor? Şu anda size ulaşan talep var mı? Mersin Tarım Gıda ihtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin ilanı çok yeni olmasına rağmen ulusal ve uluslararası küçük büyük birçok firmadan talep geliyor. Çünkü Ar-Ge yapan firmaların bizatihi kendileri de teknoparkın kendilerine ne büyük imkan ve fırsatlar verdiğinin bilincinde. MTSO Haber: Bu teknopark genişleme alanına sahip mi? Mersin Tarım Gıda ihtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin genişleme alanı bulunmakta. Teknoparkın Çukurova’da kurulması, yapılmakta olan havaalanına çok yakın ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü ile iç içe olması teknoparkı çok avantajlı konuma
Muhafaza konusunda yapılacak Ar-Ge çalışmaları
Ulaşım ve depolama için simülasyon çalışmaları 1) Meyve ve sebze atıklarının değerlendirilmesine yönelik çalışmalar (gıda ve yem gibi diğer) 2) Soğuk hava depoları için yalıtım malzemelerinin geliştirilmesi. Yukarıda saydığımız konuda faaliyet gösteren tüm firmalar teknoparkta yer alabilecektir. MTSO Haber: Eklemek istedikleriniz… Bu çerçevede, Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü geçmişten gelen Türk tarımı ve insanına yaptığı hizmeti; dünyada değişen ve daha fazla acımasızlaşan rekabet koşullarında tarım sektörüne, firmasından üreticisine hatta tüketicinin gıda güvenliğinden endişe dahi duymadığı bir durumda olması için daha etkin ve verimli çalışabilmesi için tarımsal amaçlı teknoparkın (Mersin Tarım-Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi) kurulması ve daha sonra gelişip ülkemiz insanının refahını arttırmada önemli rol üstlenecektir. Sonuç olarak Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü; okul olarak ilk kurulduğunda Çukurova yani Doğu Akdeniz Bölgesi’nde bahçe bitkileri tarımının geliştirilmesi ve insanların günün teknolojik bilgileri ile donatılarak üretim yapma imkanları sağlanarak insanlarımızın dengeli ve sağlıklı beslenmesi için gerekli olan meyve ve sebzenin insanımıza sunulmasını kendisine yüksek amaç edilmiş ve bu konuda çok büyük katkıları olmuştur. Enstitü, değişen ekonomik piyasa şartlarında firmalarımızın gerekli bilgi birikiminin oluşması ve yeni ürünlerin geliştirilerek rekabet güçlerinin arttırılması ile insanlarımızın daha güvenli ve düzenli tarım ürünleri arzı sağlayarak fiyat dalgalanmalarını önlenmesi için çevre ile dost tarımsal teknoparkın kurulması gerçekliği ile ülkemize hizmetlerini sürdürmek istemektedir. Son söz olarak; Ar-Ge’ye şaşı bakan geleceğine kör bakar, Tarımsal Ar-Ge’ye şaşı bakan geleceğine hem kör hem de aç bakar.