Mersin Kenti Edebiyat Ödülü İpek Ongun’un >3’te
KOBİ Destek (Nefes) Kredi Desteği 8 bankayla yeniden başlıyor
Bilge ve Bilgin Kardeşlerle Hayata Bağlan Projesi’ne MTSO’dan destek
>3’te
>2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
Gecenin en karanlık anı güneşin doğduğu andır… Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: | YIL: 20 17| SAYI: | SAYI: 358 298| 16 | 6-19 - 29 ARALIK Eylül 2018 2015
Emlakçılar kayıtdışı ile mücadelede kararlı
Mücadele, meyvesini verdi
Nurettin Su
MTSO 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı
M
TSO 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Nurettin Su, önümüzdeki süreçte önceliği kayıtdışı ile mücadeleye vereceklerini söyledi. Su, bu mücadelede başarılı olmalarında Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliğin sektöre getirdiği standartların büyük kolaylık sağlayacağını vurguladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Nurettin Su, sektörün gelişimini desteklemek adına bir dizi çalışma yürütüp sektör sorunlarına çözüm üretmek istediklerini söyledi. İlk olarak 5 Haziran 2018 tarihli
Resmi Gazete’de yayımlanan Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikle ilgili değerlendirme yapan Su, Yönetmelik ile bir adresi, ofisi dahi bulunmayan kişilerin sektörde çalışmasının önüne geçildiğini, bu sayede belirli standartlar getirildiğini söyledi. Yönetmeliğin getirdiği standartlar öncesinde kayıt dışı çalışan kişilerin sektörü zedelediğini, bir kişinin birden çok kişiye aynı daireyi satıyor gibi gösterip kapora alıp dolandırabildiğini belirten Su, “Yeni yönetmelikle kayıtsız çalışmanın önüne geçilecek. Ticaret İl Müdürlükleri yetki belgesi bulunmayan firmalara ağır yaptırımlar uygulayacak” dedi. > 7’de
Taşeron sisteminden mağdur olan hizmet sektörü yapılandırma istiyor İzzet Kocakaplan
MTSO 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı
T
aşeron işçilere yönelik 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan düzenlenme sonrasında çalışamaz duruma gelen hizmet sektörü temsilcileri, sıkıntılarını atlatabilmek adına özellikle banka borçlarının uzun vadelerde yapılandırılmasını talep ediyor. Borcun uzun vadelere yayılması halinde dahi para kazanamazlarsa ödeme güçlüğü çekebileceklerine dikkat çeken MTSO 31 No’lu Komite Başkanı İzzet Kocakaplan, “Şu anda hiçbir iş yapmıyoruz. Hak ettiğimiz iş bitirmelerimiz var. Bunlar göz önünde bulundurula-
rak inşaat gibi farklı alanlarda değerlendirilebilir. Bizlere farklı alanlarda ihaleye girebilmenin önü açılmalı ki iş yapabilelim ve borcumuzu ödeyelim” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı İzzet Kocakaplan, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak yaşadıkları sıkıntıları anlatıp çözüm önerilerini sundu. Kocakaplan ilk olarak 2017 yılı Aralık ayında başlayan, taşeron işçilerle ilgili yapılan düzenleme sonrasında yaşadıkları sıkıntılara değindi. > 7’de
Silifke TSO, Liderlik Akademisi’ne hazırlanıyor
Akdeniz Meyve Sineği zararlısı için yaz başında başlatılan poşetli mücadele meyvesini verdi. Şeftalide kayıp çok büyük ölçüde azaldı.
M
ersin Valiliği önderliğinde, Tarım İl Müdürlüğü koordinasyonunda, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mezitli Belediyesi başta olmak üzere diğer ilçe belediyeleri, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Ziraat Odaları, Ziraat Mühendisleri Odaları ve Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ve muhtarlar işbirliğinde
Akdeniz Meyve Sineği zararlısını yok edecek kelepçeli poşetler bastırıldı. Mersin Valiliği koordinesinde üreticiye dağıtılan 300 bin adet poşet ile sinekler kaynağında kurutuldu. 5 Haziran’da özellikle şeftalide başlayan mücadele sonunda Akdeniz Meyve Sineği Popülasyonu yüzde 70 azaldı. Üründeki kurtluluk oranı
büyük ölçüde düştü. Şeftali ihracatı ciddi boyutta artarken geri dönüşler de oldukça azaldı. Geçmişte sert çekirdekli meyveler bittiğinde sinekler turunçgil alanına gelirken bu yıl sinek kalmayınca dolaylı olarak turunçgilde de mücadele yapılmış oldu. Konuyla ilgili değerlendirme ya-
pan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, geçen yıl Akdeniz Meyve Sineği zararlısı nedeniyle maddi kaybın 16 milyon TL’ye ulaştığını hatırlatarak, kent ekonomisinin kaybedecek bir TL’ye dahi tahammülünün olmadığını, bu nedenle çalışmayı önemsediklerini söyledi. >5’te
Doğal kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkesi:
MTSO Meclisi MTOSB’de toplandı M Ç Nurettin Kaynar
Silifke TSO Yönetim Kurulu Başkanı
S
ilifke Ticaret ve Sanayi Odası, 18- 20 Ekim 2018 tarihleri arasında düzenleyeceği Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı için geri sayıma başladı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katılımıyla düzenlenecek etkinlikte 3 gün boyunca katılımcıların beşeri ve sosyal sermayelerine katkı sağlanması hedefleniyor. Türkiye’nin bilinirliği en yüksek ilçeleri arasında yer alan Silifke, tarımdan turizme madencilikten denizciliğe kadar çok geniş yelpazedeki ekonomik çeşitliliğiyle de dikkatçekiyor.Konumuvealtyapısıyla özellikle Arap yatırımcıların ilgi odağı olan ilçe, tarihi dokusuyla da yerli ve yabancı turistlere evsahipliği yapıyor. Kızkalesi ile turizmde, Silifke beji
MTSO 01 CMYK
mermer cinsi ile madende marka haline gelen ilçe, yakın süreçte coğrafi işaret tescilini alacak Silifke yoğurdu ile de ilçenin bilinirliğini artırma yolunda ilerliyor. Kent ekonomisini değerlendiren Silifke TSO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Kaynar hedeflerini, “2023 iktisadi hedeflerine hızlı adımlarla ilerleyen Türkiye’de, iktisadi yarışa bütün unsurlarıyla birlikte katılmış bir şehir olabilmek için yerel yöneticilerimiz, kanaat önderlerimiz, üniversitemiz, siyasilerimiz ve merkezi yönetim ile aynı ortak paydada, birlikte faydalı çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz” sözleriyle anlatıyor. Kaynar hedefleri doğrultusunda ilçede hangi çalışmaları sürdürdüklerini MTSO Haber Gazetesi’ne anlattı. > 8’de
ok verimli topraklara, dünyadaki en büyük yağmur ormanlarına, büyük maden ve mineral rezervlerine ve hidroelektrik üretim potansiyeline sahip olmasına rağmen, Demokratik Kongo dünyadaki en fakir ülkelerden birisidir. Demokratik Kongo,1960yılında bağımsızlığını kazandığında Güney Afrika’dan sonra Afrika’nın en çok endüstrileşmiş ikinci ülkesi iken ülke ekonomisi 1980’lerin ortalarından itibaren kötü bir gidişat içine girmiştir. Enflasyon, yolsuzluk, istikrarsızlık ve açık olmayan ekonomik ve mali
Tarım ve Gıda Teknoparkı kuruluş çalışmaları başladı >2’de
politikalar, güvenilmez ve belirsiz hukuki bir altyapı gibi mevcut problemlere, 1996 yılından sonra başlayan iç savaşla birlikte ortaya çıkan ulusal üretim ve gelirin düşmesi ve dış borcun artması gibi yeni sorunlar da eklenmiştir. Bunların sonucunda ülkede faaliyet gösteren yabancı sermaye operasyonlarını durdurmuştur. Ülkenin iç savaştan önce de var olan en büyük problemi yolsuzluktur. Birkaç çokuluslu şirket haricinde ülkede faaliyet gösteren birçok şirketin operasyonlarının bir kısmı halen kayıt dışı yapılmaktadır. > 6’da
Kamu alacakları için gecikme zammı oranı yüzde 2 oldu >2’de
İhracatçıların döviz girdilerine yeni düzenleme
>2’de
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Ağustos Ayı Meclis Toplantısı’na Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) evsahipliği yaptı. Toplantının açılışında konuşan Meclis Başkanı Hamit İzol, evsahipliğinden dolayı MTOSB Başkanı Sabri Tekli ve yönetimine teşekkür etti. MTSO Meclisi’nde ağırlıklı olarak Türkiye ve dünya ekonomisi değerlendirilip ekonominin büyümesinde üretimin önemine dikkat çekildi. Meclis Toplantısı sonrasında bölgedeki fabrikaları ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi alan Meclis Üyeleri, ardından akşam yemeğinde bir araya geldi. MTOSB’nin tanıtımının yapıldığı toplantıda söz alan MTOSB Başkanı ve MTSO Meclis Üyesi Sabri Tekli, bölgenin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Genişleme alanlarının son durumunu anlatan Tekli, yatırım için çok ciddi talep aldıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Üretmek gönüllülük esasına dayanır. Günümüzde faiz oranları
gün geçtikçe yükseliyor ama hala üretim yapacağım diyen insanların sayısı artıyor. Millette bir karamsarlık var ama ben bunu hiç hissetmiyorum. Bölgemizdeki elektrik tüketimlerimiz artmaya devam ediyor. Bu tüketim düşerse ben o zaman korkarım. Çevre ülkelerin hiçbirisiyle benzer tarafımız yok. Üretimi seviyoruz, üretmek mecburiyetinde olduğumuzu biliyoruz. Tüm kaynağımızın üretim olduğunu biliyoruz.” Ekonomideki büyümenin ihracatla mümkün olabileceğinin de altını çizen Sabri Tekli, ihracatın artabilmesi için MTOSB’nin otoban bağlantısının vakit kaybedilmeden yapılmasını beklediklerine de değindi. 22 yıldır bu bağlantı yolunu istediklerini hatırlatan Tekli, “Bugüne kadar devletten hiçbir konuda teşvik istemedik. Her zaman otoyol bağlantısı talebimizi dile getirdik, istemeye de devam edeceğiz” diye konuştu. > 5’te
2
YIL: 20 | SAYI: 358 | 16 - 29 Eylül 2018 | www.mtso.org.tr
İhracatçıların döviz girdilerine yeni düzenleme
Bulgaristan’dan yatırım çağrısı
B
ulgaristan’ın Kaynarca Belediye Başkanı Luben Siev ve ekibi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol’u ziyaret etti. Karşılıklı işbirliklerinin görüşüldüğü ziyarette, Kaynarca Belediye Başkanı Luben Siev, Mersinli iş adamlarını Bulgaristan’a yatırım
yapmaya davet etti. Kaynarca Belediyesi olarak yatırım yapmak isteyen iş adamalarına destek vermeye hazır olduklarını ileten Siev, yatırım için atıl durumda çok sayıda fabrika olduğunu kaydetti. MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, her zaman iş bir-
liklerine açık olduklarını ve bundan sonraki ilişkilerin de daha sıkı ilerleyeceğini belirtti. Bölgenin en büyük Odası olduklarını ve Meclis Üyelerinin dinamik çalışmalar yürüttüğünü aktaran İzol, “MTSO Meclisi olarak önümüzdeki süreçte Kaynarca’yı ziyaret etmekten büyük mutluluk duyarız” dedi.
Bilge ve Bilgin Kardeşlerle Hayata Bağlan Projesi’ne MTSO’dan destek
İ
hracatçılar döviz gelirlerinin yüzde 80’ini TL’ye çevirme zorunluluğu getirildi. Resmi Gazete’de 4 Eylül’de yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı tebliği ile Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedellerin, ithalatçının ödemesi sonrası doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilmesi
ersin Hayata Bağlananlar Derneği (MERBADER) Başkanı Nizamettin Kılıç, Proje Koordinatörü Sibel Öz ile birlikte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol’u ziyaret ederek ‘Bilge ve Bilgin Kardeşlerle Hayata Bağlan Projesi’nin detayları hakkında bilgi verdi. Çocukları bağımlılıklardan uzak tutmak, özgüvenlerini artırıp kişisel gelişimlerine katkı sağlamak adına hazırlanan projeyi dinleyen Başkan İzol, “Projenin paydaşları arasında yer alıp çözüm ortağı olacağız” dedi. Konuyla ilgili bilgi veren Proje Koordinatörü Sibel Öz, 12 ay devam edecek projenin 5-10 yaş arası çocukları kapsayacağını an-
lattı. Mersin Valiliği koordinesindeki projenin paydaşları arasında Büyükşehir Belediyesinin de yer aldığını kaydeden Öz, Bilge ve Bilgin isimli iki maskot ile çocuklara ulaşıp bağımlılığın zararları, özgüven ve kişisel gelişimin önemi konularında farkındalık yaratmak istediklerini anlattı. Anaokulu, ilkokul ve ortaokulları bire bir ziyaret edip çocuklarla bir araya geleceklerini dile getiren Öz, aynı zamanda özel günlerde düzenleyecekleri çocuk şenlikleri ile çocuklara toplu olarak ulaşacaklarını da bildirdi. Proje süresince 2 ayda bir yayınlayacakları dergi aracılığıyla okul etkinliklerini duyuracaklarına dikkat çeken Öz, destek veren kurumların başkanlarının
konuyla ilgili köşe yazılarına da yine dergide yer verileceğini anlattı. Bu paylaşımlarının oluşturulacak sosyal medya hesapları ile destekleneceğini de dile getiren Öz, çalışmaya dezavantajlı bölgelerle başlayacaklarını, proje sonunda 265 bin çocuğa ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Bire bir 40 bin çocukla fotoğraf çektirip bu fotoğraflardan hazırlayacakları magnetleri buzdolaplarına yapıştırmaları için hediye edeceklerini bildiren Öz, “Aynı zamanda sponsorlarımız aracılığıyla temin edeceğimiz zeka oyunlarını da özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayıp bu oyuncaklara ulaşma imkanı sınırlı çocuklara dağıtmak istiyoruz” diye konuştu.
ihracat ağırlıklı yapısı nedeniyle hazır giyimin, kurdaki yükselişe karşı birçok sektöre göre daha korunaklı olduğunu, ancak düzenlemenin sadece hazır giyimcilerin değil tüm ihracatçıların kur riskini artıracağını belirtti. Özellikle hammadde ithalatı ya da kredi ödemelerinde yaşanacak vade uyumsuzlukları nedeniyle sıkıntıların baş göstereceğine dikkat çekildi.
Un ihracatına sınırlama getirildi
T M
şartı getirildi. Buna göre, söz konusu bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemeyecek. Söz konusu bedellerin en az yüzde 80’inin bir bankaya satılması zorunlu olacak. Yeni düzenleme ihracatçılar arasında tedirginlik yarattı. Özellikle hazır giyim sektöründen önemli itirazlar geldi. Sektör temsilcileri,
icaret Bakanlığı, yurtiçi un fiyatlarında istikrarı sağlamak, tüketicileri korumak ve spekülasyonun önüne geçmek amacıyla un ihracatına sınırlama getirildiğini duyurdu. Açıklamada “Sınırlama getirilen un ihracatının payı, ülkemizin toplam un ihracatının
yaklaşık yüzde 1’ini oluşturmaktadır. Bahse konu düzenleme geçici olup, fiyat istikrarının sağlanmasını müteakip sona erdirilecektir.” denildi. Düzenlemenin gerisinde 75 lira olan 50 kiloluk bir çuval unun 95-100 liraya çıkması yer alıyor.
Ticaret Bakanlığı un ihracatında yapılan düzenlemeye yönelik yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Son dönemde yurtiçi un fiyatlarında yaşanan dalgalanmalardan dolayı, Bakanlığımızca İhracat Rejimi Kararında değişiklik yapılarak Dâhilde İşleme Rejimi (DIR) dışındaki un ihracatına yeni düzenleme getirilmiştir. Bu kapsamda Dâhilde İşleme Rejimi (DIR) dışında gerçekleşen un ihracatımıza sınırlama getirilmiştir. Sınırlama getirilen un ihracatının payı, ülkemizin toplam un ihracatının yaklaşık yüzde 1’ini oluşturmaktadır. Düzenlemenin temel amacı yurtiçi un fiyatlarında istikrarı sağlamak, tüketicimizi korumak ve spekülasyonun önüne geçmektir. Bahse konu düzenleme geçici olup, fiyat istikrarının sağlanmasını müteakip sona erdirilecektir.”
Kız Kardeşim Eğitim TIR’ı Mersin’de kadınlarla buluştu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Habitat Derneği, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Coca-Cola Türkiye’nin katkılarıyla, kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımlarına destek olmak amacıyla yürütülen Kız Kardeşim Projesi kapsamında eğitimler devam ediyor. Bu kapsamda 6-7 Eylül günlerinde Mersin’e gelen eğitim TIR’ı, 18- 55 yaş arası Mersinli 50 kadına, iş hayatlarında ve günlük yaşamların-
da faydalanabilecekleri ‘İnternet Teknolojileri’ eğitimi verdi. Katılımcıların internet teknolojileri ile ilgili temel bilgileri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla verilen eğitimler ve atölye çalışmaları kapsamında, ‘Bilgi, Veri ve Kişisel Veri Nedir?’, ‘Kişisel Verilerin Korunması’, konuları anlatıldı. Kız Kardeşim Eğitim TIR’ı, 12 proje ili için yollarda olacak. Proje işbirlikçilerinden TOBB
Mersin Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Ayla Harp, projenin çok başarılı ilerlediğini ve ülke genelinde bir farkındalık yarattığını söyledi. Diğer eğitim konuları ile sınıf eğitimlerine önümüzdeki süreçte devam edeceklerini bildiren Harp, “Girişimcilik yolunda ışık tutan bu projenin eğitim ve donanım desteğiyle, başka başarı hikayelerine vesile olmak için her zaman destek olmaya gönüllüyüz” dedi.
D-8, İran ve Malzeya Menşe İspat Belgeleri MEDOS’tan yapılabilecek
D
-8 Menşe İspat Belgesi, Menşe İspat Belgesi (İran) ve Menşe Belgesi’nin (Malezya) elektronik sistemde düzenlenmesi, onaylanması ve vizelenmesi uygulamasına 17 Eylül’den itibaren geçilecek. Menşe ve Dolaşım Belgeleri Otomasyon Sistemi’nde (MEDOS) stok takibi ve işlem yapılabilmesi amacıyla TOBB tarafından belgelerin barkodlu basımı tamamlanarak Odalara dağıtımı yapılmaya başlandı. D-8 Menşe İspat Belgesi, Menşe İspat Belgesi (İran) ve Menşe Belgesinin (Malezya) MEDOS üzerinden düzenlenmesi, onaylanması ve vize verilmesi uygulamasına 17 Eylül 2018 tarihinden itibaren ikinci bir bildirime kadar hem manuel hem de elektronik olarak düzenlenmeye başlanacak. Barkodsuz eski belgelerin manuel onaylarının MEDOS’tan takibi mümkün bulunmamak-
Tarım ve Gıda Teknoparkı kuruluş çalışmaları başladı
M
tadır. Bu nedenle, halihazırda Oda, firma ve gümrük müşaviri stokunda bulunan barkodsuz belgeler sadece manuel olarak onaylanmaya devam edilecek,
diğer taraftan, söz konusu belgelerin barkodlu olarak basımı yapılanlarının ise MEDOS sistemi üzerinden elektronik ortamda onay işlemi tamamlanacaktır.
MERSİN TİCARETVE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekimaylarıiçindeikieşittaksitteödenmektedir.Süresiiçindeödenmeyenaidatvemunzamaidatlara6183sayılıAmmeAlacaklarıTahsiliUsulüHakkındaKanungereğinceaylık %1,40 oranındagecikmecezasıuygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamızwebsayfasından(www.mtso.org.tr.)vewww.vatandas.mtso.org.tradresindenGarantiBankasıkredikartıile6taksitteödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 02 CMYK
ersin Tarım-Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi Kurucular Kurulu toplantısı ALATA’da gerçekleşti. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde gerçekleştirilen Kurucular Kurulu toplantısına katılan Kurum temsilcileri, tarım-gıda teknoparkı işletici şirketinin biran önce kurulabilmesi amacıyla, ilgili kurumların hazırlıklarını hızlandırmaları kararı aldı. Ekim ayı sonuna kadar hazırlıkların tamamlanmasının ardından şirket kuruluşunun gerçekleştirilip Bakanlık onayıyla
birlikte faaliyetlere başlanması öngörülüyor. Mersin Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi kuruluş kararı 31 Mart 2018 tarih ve 30377 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştı. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün Tarsus Reşadiye Mahallesi ile Alifakı Mahallesi’nde yaklaşık toplam 800 dönümlük alanda kurulacak olan Mersin Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde tarım ve gıda sektörlerinde firmalar ar-ge faaliyetlerini geliştirebilecekleri ortama kavuşmuş olacak.
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
Kamu alacakları için gecikme zammı oranı yüzde 2 oldu Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 20 | SAYI: 358 | 16 - 29 Eylül 2018 | www.mtso.org.tr
Gecenin en karanlık anı güneşin doğduğu andır…
Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
önce iş dünyası tam anlamıyla ne bekliyor, bu krizden çıkmak için neye ihtiyacı var, ülke ekonomisine katkı koyabilmek adına, istihdam yaratmak adına en çok ne bekliyor buna kulak verilmelidir. İş dünyasına kulak vermek gerçek çözüme ulaşmaktır. Bu anlamda ülkemizin yeni yönetim sisteminde gerek Bakanlıklarda gerekse bürokraside ve danışmanlık makamlarında iş dünyasından gelen isimlerin olması bu dönemde bir fırsattır. Her bireyin ülkesine destek olma zamanıdır…
S
Temmuz ve Ağustos aylarında MTSO Haber Gazetemizin yayınına bir yaz molası versek de, MTSO olarak üye hizmetlerimize, çalışmalarımıza ve projelerimize devam ettik. Odamız gece gündüz demeden, gerektiğinde resmi tatillerde bile mesai gözetmeden üyelerine hizmet vermeye devam etmiştir.
adece üye hizmetlerimiz ve projelerimizle değil, ulusal ve uluslararası alanda üstlendiğimiz tüm görevlerimizde de kentimizi yakışır şekilde temsil etmeye, Mersin adını ve markasını, ekonomik ve sosyal anlamda gelişmiş bir Mersin algısını ortaya koymaya devam ettik. Meclisimiz, Meslek Komitelerimiz ve Yönetim Kurulumuzla aynı hedefe koşan bir MTSO oluşturmak için tek vücut yeni dönemde de emeğimizi ve çabamızı kentimiz ve ülkemiz için ortaya koyacağız. Dünya son 10 yıldır ciddi anlamda tarihin sayılı krizlerinden birini atlatmaya çalışıyor. 2008’de Amerika’da başlayan finans krizi önce Avrupa’yı vurdu. Hatırlayacaksınız, bazı Avrupa ülkeleri mali iflas ilan etmişti. Avrupa Birliği’nin güçlü birkaç omurga ülkesinin desteği ile bu kriz aşılmaya çalışılsa da süreç AB için kolay olmadı. Tarihte böylesi ciddi ekonomik buhranların sosyal sonuçlara neden olmaması düşünülemezdi ve beklenen oldu. Bu kriz “Arap Baharı” denen sosyal patlamayı yarattı. Adı her ne kadar “bahar” konulsa da, aslında Arap dünyasına, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya bahar getirmedi.
Aradan 10 yıl geçmesine rağmen bu coğrafyalarda sosyal ve siyasal sorunlar aşılmadığı gibi, bunun olumsuz etkileri belki de krize en çok direnen ve krize meydan okuyan Türkiye’yi de sonunda vurdu. 2008 krizinde gerçekten Türkiye o dönemde yakaladığı mali disiplin ve büyüme ile meydan okumuştu. Ancak giderek dünya ekonomisindeki küresel daralma, azalan ticaret hacmi ve bölgemizdeki istikrarsızlık ülkemizi de etkilemeye başladı. Üretmeye devam ettik…
Tüm bunlara rağmen özellikle özel sektörün dinamizmi, Türk iş dünyasının geçmiş kriz tecrübeleri ile moralimizi bozmadan işimize devam ettik. Üretmeye, yeni pazarlar bulmaya devam ettik. Bu arada bu 10 yılda sayısız yerel ve genel seçim, referandumlar ve bir Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştirdik. Dünyaya demokrasi dersi verdik. Gelişmekte olan bir ülke için, dahası nüfusu 80 milyona yaklaşan ve yaş ortalaması 30’un altında olan bir ülke için bu sıkıntılar içinde ekonomisini ve demokrasisini, toplumsal huzurunu sağlam tutmak hiç de kolay değildi.
Bizler iş dünyasının insanlarıyız ve hayalci değiliz, pembe dünyalarda yaşamayız. Ama ülkemizin bu buhranlı süreçte gösterdiği direnci küçümsersek kendimize, iş dünyamıza, milletimize haksızlık yapmış oluruz. Sorunlarımız çok ama çözümlerimiz de çok…
Tüm bunlar yetmezmiş gibi 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ve ardından hala devam eden ekonomik darbe süreci… Evet, sorunlarımız çok ama çözümlerimiz de çok. Bu aşamadan sonra artık yapmamız gereken şey önce demokrasiden ve hukuktan taviz vermeden sosyal dayanışma ve huzurumuzu sağlamlaştırmaktır. Millet içindeki ayrışmaların nelere sebep olduğunu komşularımızda görüyoruz. Yapay ayrımları bir kenara koyarak “Önce Vatan” demek zorundayız. İkincisi, ekonomide üreten bir Türkiye olmak zorundayız. Sanayide de, tarımda da her alanda üreten Türkiye olmak, ithal ara malı ikamesini azaltarak yerli malına ve yerli üretime destek olmak birinci amacımız olmalıdır. Bunun omurgası ise KOBİ’lerdir. KOBİ’ler koşarsa Türkiye ekonomisi koşar. Bu noktada iş dünyasına da büyük
görev düşüyor, elimize çantalarımızı alıp ülke ülke gezmek, gitmediğimiz pazarlara gitmek zorundayız. Dünyada asimetrik bir ticaret savaşı var. Kurallar yok oluyor. İş dünyamız daha agresif olmak zorunda. Bu noktada devletimizden yurt dışı pazarlarda arkamızda olmasını ve güven vermesini bekliyoruz. Hibe, destek, nefes kredileri vs elbette çok ama çok önemli ama
Zor zamanlarda suçlu aramak en kolay şeydir. Bu gün suçlu arama zamanı değildir. Geçmişte şu olsaydı bu yapılsaydı demenin akılcı hiçbir yararı yoktur. Zaman herkesin, her bir bireyin ülkesine destek olma zamanıdır. Herkes işini layıkıyla yapmak zorundadır. Çünkü ülkemizin eğitimden sağlığa, ekonomiden adalete, tarımdan sosyal yaşama kadar her alanda yenilenmeye, çabaya ve emeğe ihtiyacı vardır. Geçmişte de çok badireler atlattık, bir ve beraber olursak yine atlatırız. Unutmayalım, gecenin en karanlık olduğu an aslında güneşin doğmaya başladı andır. Biz Mersin iş dünyası olarak bu zor zamanlarda şikayet etmeden, üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracatla cari açığımızı kapatmaya destek olacağız. Her mükemmel bütün mükemmel parçalardan oluşur felsefesi ile bu ülkenin bir parçası olarak çalışmaya devem edeceğiz. Ülkemizin zenginliği olmaya devem edeceğiz. Çünkü Mersin her zaman ÖNCE VATAN demeyi bilen bir kent olmuştur.
Mersin Kenti Edebiyat Ödülü İpek Ongun’un giz, Yavuz Özdem, Cemal Sakallı ve Ogün Kaymak ;
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde 12 yıldır sürdürülen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne bu yıl, genç okurlarla didaktik olmayan, sahici ve şefkatli bir edebiyat dünyasında buluşarak, kuşaktan kuşağa gürleşerek süren bir bağ kuran Türkiye’nin önemli yazarlarından İpek Ongun değer görüldü. Ongun’a ödülü, 14 Aralık 2018 Cuma günü düzenlenecek Mersin Kenti Edebiyat Ödül Töreni ile takdim edilecek.
M
“Ülkemizde ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere; yapıtlarıyla Türk edebiyatının gelişmesine katkıda bulunmuş kişileri onurlandırmak, daha yaygın okunmasını sağlamak için” MTSO’nun öncü girişimiyle kent adına verilen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü konusundaki çalışmalar, ilgili yönetmelik gereğince yürütülmüştür.
Konuyla ilgili Değerlendirme Kurulu kararı şöyle:
Ödül Değerlendirme Kurulu üyeleri Celâl Soycan, Metin Cen-
MTSO 03 CMYK
2018 yılı için önerilen adaylar arasından: a) Ülkemizde “İlk gençlik Edebiyatı”nı özgün ölçütler ve değerler ışığında kurumsallaştıran öncü eserler yarattığı; b) Bu eserlerdeki yetkin dil kullanımı üzerinden genç okurların toplumsal ve kültürel değerlerle temasını sağladığı; onlara yalıtık koşulların ötesinde bir düşünme ve duyumsama imkânı sunduğu; c) Genç okurların özdeşleşebileceği kendi varlık koşullarına özgü sorunlar ve çözüm seçenekleri üzerinden, onları derinliğine tartışabilen etkin okurluğa hazırladığı; d) Vicdan, sorumluluk, vefa, sabır, metanet, şefkat ve aile bağı gibi temel insanî düzeyleri, bir yaşama kültürü olarak üç kuşak okura aktardığı; e) Dış dünyayı genç okurun iç dünyasıyla buluşturan kurgularıyla, edebiyatın bir ahlâkî iyileştirme imkânı olduğunu yeniden hatırlattığı; f) Eril dilin rekabeti ve kazanmayı kollayan, güce dayalı hoyrat dünyasını onarıcı karakterler yaratarak; kadın sesini, koruyucu duyuşunu, inceliğini ve bakım etiğini öne çıkardığı; g) Genç okurlarla didaktik olmayan, sahici ve şefkatli bir edebiyat dünyasında buluşarak, kuşaktan kuşağa gürleşerek süren bir bağ kurduğu için; Değerli yazar İpek Ongun’u ödüle değer bulmuştur.”
KOBİ Destek (Nefes) Kredi Desteği 8 bankayla yeniden başlıyor
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, tüm Oda ve Borsaların katılımıyla, 8 bankanın da desteğiyle KOBİ’lere uygun koşullarla finansman desteği yeniden başlıyor. TOBB öncülüğüne üçüncü kez uygulamaya konacak olan KOBİ Destek Kredisi, Odalara ve Borsalara kayıtlı olan Üye, KOBİ niteliğindeki firmalara 6 ay ödemesiz 18 ay vadeli 200 bin TL’ye kadar aylık 1,85 faiz ile kullandırılacak. Destekten faydalanmak isteyen KOBİ niteliğindeki Üyelerimiz Odamızdan alacakları belge ile çalıştıkları bankalara başvurabilecek. Türkiye genelinde daha önce iki kez uygulanan Nefes Kredisi ile KOBİ’lere 2017’de 5 milyar liralık, 2018’in ilk yarısında ise 7,5 milyar liralık kaynak sağlanmıştı. TOBB, Odalar ve Borsalar, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, Garanti Bankası, Vakıf
Katılım, Ziraat Katılım ve Kredi Garanti Fonu (KGF) işbirliğinde verilen krediler ile KOBİ’lerin kredi maliyetlerinin bir ölçüde de olsa düşürülmesi hedefleniyor.
Kredinin yüzde 85’i Hazine destekli KGF kefaleti kapsamında olacak.
Kaynaklar üyeler için seferber edildi
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, içinde bulunduğumuz dönemde KOBİ niteliğindeki üyelerin bu krediye erişiminin önemli olduğunu dile getiren Kızıltan, “Sonuçta hem her alandaki üreticimizi hem de sosyal huzurumuz olan istihdamı olumlu yönde etkileyecek girişimcilere bu kredilerin destek olacağını, onlara nefes aldıracağını düşünüyorum. Bu anlamda MTSO olarak geçmişte olduğu gibi bugün de üyelerimizin yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyorum. Üyelerimizin emeğini tekrar üyelerimizin kullanımına sunuyoruz” dedi.
Tüm Oda ve Borsalar kaynaklarını üyeleri için seferber etti. TOBB başta olmak üzere, Oda ve Borsaların desteğiyle KOBİ’lere 10 milyar liraya kadar yeni kredi imkanı sağlanması hedefleniyor. KOBİ Destek Kredisi’nin detayları ise şöyle: “KOBİ’ler Oda ve Borsalardan alacakları üyelik belgesi ile çalıştıkları banka şubesine başvurabilecek. KOBİ Destek Kredisi faizi aylık yüzde 1.85 olacak. Yani yıllık faiz yüzde 22 civarında olacak. Bir üye azami 200 bin lira kredi kullanabilecek. Kredi 6 ay ana para ödemesiz, sonrasında 12 eşit taksitli toplam 18 ay olacak.
Kızıltan: “Üyelerin emeğini tekrar üyelerimizin kullanımına sunuyoruz”
4
YIL: 20 | SAYI: 358 | 16 - 29 Eylül 2018 | www.mtso.org.tr
Suriye vatandaşları tarım sektöründe değerlendirilecek Türkiye’de tarım sektöründe yaşanan işçi açığının Suriyeli vatandaşların istihdamı ile kapatılması planlanıyor. Bu kapsamda hazırlanan ‘Geçim Kaynaklarına Erişimin Güçlendirilmesi Amacıyla Suriyeli Mültecilerin ve Ev Sahibi Toplulukların Tarımsal Bilgilerinin Arttırılması Projesi’ ile Suriyelilere tarımsal eğitim verilecek.
TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu, girişimcilere yön veriyor
Türkiye’de girişimci sayısının gelişmiş ülkelere kıyasla henüz istenen seviyelerde olmadığını anlatan TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Osman Kiper, girişimcilik konusunda farkındalığı artırmak, nitelikli projeleri olan gençleri desteklemek ve onlara yol göstermek adına yeni dönemde çalışmalarını lise düzeyine indirmeyi planladıklarını söyledi.
G
ünümüzde nitelikli ve yenilikçi girişimciliğin ülkelerin ekonomik refah seviyelerine doğrudan katkısı olduğuna dikkat çeken TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Osman Kiper, özellikle teknoloji ve internet tabanlı teknolojilerin günden güne yeni bir ekonomik çerçevenin sınırlarını çizdiğini söyledi. Bu noktadan hareketle çalışmalarına yön verdiklerini belirten Kiper, önümüzdeki sezonda hangi çalışmalara odaklanacaklarını anlattı. Yaklaşık 3 yıl önce başlayan Fikir Otobüsü Projesi’ne bu yıl da devam edeceklerini dile getiren Kiper, iş fikri olan gençlerin fikirlerini bu proje ile mentörlerin de desteği ile ayakları yere basan ticari değerlere dönüştürmek için çalıştıklarını hatırlattı. Önceki 2 yılda 60’ın üzerinde başvuru aldıklarını ve bunlardan 9 tanesinin ön kuluçkaya alındığını bildiren Kiper, “Biri bilişim, biri de tarım sektöründe olmak üzere iki proje ise ticari değere dönüştü. Şirketlerini kurdular ve çalışmaya başladılar. Başlangıç için belki iyi bir rakam ama yetmez. Bu sayının çokça artırılması için uğraş veriyoruz” dedi. Etkinliklerimizi Girişimcilik Merkezi’nde sürdüreceğiz Daha önce Teknoloji Transfer Ofisi içinde çalışmalarını sürdürürken bu yıl Mersin Üniversitesi içinde 1700 metrekare alan üzerinde açılan Girişimcilik Merkezi’ne taşınmayı planladıklarını dile getiren Kiper şunları söyledi: “Bu yıl Teknoloji Transfer Ofisi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Fikir Otobüsü Projesi’ndeki faaliyetlerimizi Mersin Üniversitesi içerisinde hizmete alınan ve girişimcilik ekosistemi açısından bölgede örnek gösterilebilecek bir alan olan Girişimcilik Merkezi’nde sürdüreceğiz. Bu sayede
bir taraftan gençlere daha rahat ulaşabileceğiz, diğer yandan proje sahipleri, içinde 3 D yazıcıların bulunduğu ya da bazı teknik cihazların olduğu laboratuvarlara daha rahat ulaşabilecekler. Aynı zamanda üniversitede farklı etkinlikler düzenlenebilecek ve daha çok öğretim görevlisi ya da iş dünyasından insanla buluşma fırsatı yakalayabilecekler” Başvuruların Ekim’de başlayacağını açıklayan Kiper, Aralık – Ocak ayı gibi ön kuluçka sürecine başlayacaklarını anlattı. Mersin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi’nin üniversitenin bu konudaki vizyonunu net şekilde ortaya koyduğunu ve bir çok özelliği içerisinde barındırdığını belirten Kiper, “Hem fiziki, hem ekipman, hem de insan kaynağı olarak girişimcinin ihtiyacı olan her şey bu merkezde mevcut olacak. Girişimcilik ekosistemine bu merkezin kazandırılmasında emeği geçen herkese kurulumuz adına teşekkür ederiz” dedi. “Liselere yönelik girişimcilik yarışması düzenleyeceğiz” Kiper, bu çalışmalar sırasında girişimcilik konusunda farkındalığın çok düşük olduğunu tespit etmeleri nedeniyle yeni dönemde genç nesillerin de bu alanda farkındalığını artıracak projelere yöneleceklerini bildirdi. Bu nedenle liseler seviyesinde Yenilikçi İş Fikri Yarışması düzenlemek istediklerini anlatan Kiper, Mersin Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte düzenleyecekleri yarışma sonunda öğrencileri motive etmek adına bir takım hediyeler de vereceklerini açıkladı. Kasım ayında Girişimcilik Haftasının ardından duyuruya çıkmayı planladıklarını kaydeden Kiper, “Yarışmada Mersin’in öncelikli sektörlerine ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Ayrıca finale kalan projeleri de yine Mersin Üniver-
sitesi’ndeki Girişimcilik Merkezi’nde ağırlayacağız. Bu merkezle sürekli irtibatta olmalarını sağlayacağız” dedi. “G-3 Girişimcilik Zirvesi’ni Mersin’e getirmek istiyoruz” TOBB tarafından her yıl 2-3 ilde G-3 Girişimcilik Zirvesi düzenlendiğine de değinen Osman Kiper, yeni dönemde bu zirveye Mersin olarak evsahipliği yapmak istediklerini de bildirdi. Daha önce bu Zirve’nin İstanbul, Ankara, Trabzon, Kayseri gibi illerde yapıldığını dile getiren Kiper, “Zirve’de Türkiye genelinden girişimciler, mentörler ve melek yatırımcılar bir araya geliyor. Bu bağlamda Girişimcilik ekosistemi içerisinde önemli bir noktada olmak isteyen ilimizin bu zirveye ev sahipliği yapması hem ilimizin tanıtımı hem de girişimcilik farkındalığının arttırılması açısından çok önemlidir. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı bir günlük geniş kapsamlı bir zirve oluyor. Bu yıl Zirve’nin Mersin’de düzenlenmesi için çalışacağız” dedi. Girişimcilere 200 bin TL karşılıksız hibe desteği Aynı zamanda Anadolu’da girişimciliği yaymak ve teknolojik girişimlere karşılıksız 200 bin TL hibe desteği vermek amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK tarafından hazırlanan Bireysel Genç Girişim (BİGG) GARAJ Programı’na yönelik çalışmalarının da TOBB ETÜ ile birlikte devam ettiğini hatırlatan Kiper, ‘Akıllı Ulaşım’, ‘Enerji ve Temiz Teknolojiler’, ‘Sanayide Dijital Dönüşüm’, ‘İletişim ve Sayısal Dönüşüm’, ‘Sağlık ve İyi Yaşam’, ‘Sürdürülebilir Tarım ve Beslenme’ konularındaki projelerin destekleneceğini ve www.bigg-garaj.org adresinden online başvuru yapılabileceğini hatırlattı.
TAMEB Projesi’nde 4’ncü dönem eğitimleri başlıyor
P
roje sonunda yüzde 33 istihdam hedefleniyor. MTSO da Proje sonunda düzenlenecek istihdam fuarında kalifiye tarım işçisi ile firmaların buluşması noktasında destek verecek. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve BM Mülteci Örgütü ortaklığı, Tarım ve Orman Bakanlığı işbirliği, İç İşleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü ile İŞKUR destekleriyle düzenlenen proje kapsamındaki çalışmalar başladı. Konuyla ilgili olarak FAO Türkiye Temsilciliği Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ile Tarım ve Orman Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Uluslararası Kuruluşlar Daire Başkanlığı Daire Başkanı Ayhan Baran Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı (MTSO) ziyaret ederek çalışmaları hak-
ürk vatandaşlarına ve geçici koruma altındaki Suriyelilere yönelik mesleki eğitimler yoluyla mesleki beceriler kazandırmayı hedefleyen Türk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi’nin (TAMEB) 4’üncü dönem eğitimleri başlıyor. Son başvuru tarihi ise 28 Eylül Cuma günü. Mersin proje ortakları arasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) da bunduğu Mesleki Beceri Geliştirme Projesi (TAMEB), işi ve mesleği olmayan Türk vatandaşlarına ve geçici koruma altındaki Suriyelilere, mesleki eğitimler yoluyla mesleki beceriler kazandırmayı hedefliyor. Ocak 2016 itibariyle başla-
MTSO 04 CMYK
mış olup Nisan 2019’a kadar sürecek olan projenin 4’ncü dönem mesleki eğitimleri başlıyor. Projeye katılmak ve mesleki bir beceri kazanmak isteyenler 28 Eylül Cuma gününe kadar başvuru yapabilecek. Eylül ayı itibarı ile başlayacak eğitimler arasında; doğalgaz çelik boru kaynakçılığı, sac metal işleme ve inşaat alanlarında mesleki eğitimler yer alıyor. Eğitimler, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde, haftanın 5 günü gerçekleşecek. Eğitim süresince kursiyerlere günlük 30 TL yevmiye verilecek olup aynı zamanda kursiyerlerin sigortaları da yapılacak. Kursiyerlerin eğitim alanına ulaşımları ve öğle yemekleri de proje
kapsamında sağlanacak. Eğitimler sonunda kursiyerlere, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ve Halk Eğitim Merkezi sınavlarına girme ve sertifika alma imkânı sağlanacak. Gerekli Şartlar
18-35 yaş aralığında, herhangi bir kronik rahatsızlığı bulunmayan, meslek öğrenmeye istekli ve eğitimlere devam sorunu yaşamayacak olan Türk vatandaşları ve geçici koruma altındaki Suriyeli bireyler başvuruda bulunabilir. Eğitimlere başvurular; 0324 238 9500 (297) numaralı telefon veya abinfo@mtso.org.tr adresinden yapılabilir.
verileceğini dile getiren Selışık, Tarım İl Müdürlüğü ve Alata koordinesinde verilecek teorik eğitimler sonrasında kursiyerlerin paydaş işletmelerde işbaşı eğitim alacağını söyledi. Yüzde 33 istihdam hedefiyle yola çıktıklarını vurgulayan Selışık, Proje sonunda bir istihdam fuarı düzenlenerek kalifiye personel ile işletmelerin bir araya getirileceğini anlattı. Geçen yıl 900 kişiye ulaşıldığını ve bunun 300’ünün Türk olduğunu bildiren Daire Başkanı Ayhan Baran ise, “Türkiye şu anda dünyada tarımsal üretimde 7. Sırada. Ancak 2023 tarım sektörü hedefi ilk 5 içinde yer alabilmek. Bu hedefe ulaşabilmek adına nitelikli işgücüne ihtiyaç büyük. Bu projenin hedefi de sektöre nitelikli işgücü kazandırılması” dedi.
Komite Başkanı Araç’tan nakliye sektörüne birlik çağrısı
Muazzez Araç
MTSO 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı
M
T
kında bilgi verip hangi alanlarda karşılıklı işbirliği yapılabileceğini görüştü. MTSO Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani’nin evsahipliğindeki görüşmede Proje hakkında bilgi veren Dr. Selışık, geçen yıl başladıkları çalışmayı bu yıl da sürdürdüklerini anlattı. Projenin Mersin’in yanı sıra Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve İzmir’i de kapsadığını bildiren Selışık, 500 kişinin projeden faydalanmasını hedeflediklerini söyledi. Projeden yararlanacak kişilerin yüzde 70’inin Suriyelilerden, yüzde 30’unun Türklerden seçileceğine değinen Selışık, katılımcıların yüzde 30’unun ise kadın olması zorunlu olduğunu bildirdi. Mersin’de kanatlı yetiştiriciliği, sera üretimi (sebze ve süs bitkileri, kesme çiçek) ve meyve üretimi (narenciye) eğitimleri
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Muazzez Araç, nakliye sektöründe yaşanan sıkıntılı günlerin birlik içinde aşılabileceğini söyledi. Sektör temsilcilerinin tümünün sorunlarının ortak olduğuna dikkat çeken Araç, “Gelin birlik olalım, hep birlikte hareket edip birlikte kazanalım. Kimse kaybetmesin” çağrısı yaptı. Son dönemlerde sektörde tüm girdi maliyetlerinin artmasına rağmen bu artışı nakliye fiyatlarına yansıtamadıklarını ve zarar ettiklerini dile getiren Araç, “Çünkü sektörde birlik yok. Herkes fiyatları aşağı çekiyor ve rekabet imkanı kalmıyor. Birlik olup fiyat birliğine gidip hepimiz kazanmalıyız” dedi. Araçların sigortasından kaskoya, yük sigortasından artan yakıt fiyatlarına kadar her alanda artış yaşandığını vurgulayan Araç, bu soruna ancak sektör temsilcilerinin çözüm üretebileceğine dikkat çekti. Bu dönemde döviz kuru farkı nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını da anlatan Araç şunları söyledi: “Bankalardan aldığımız kre-
dilerde kur farkı bizden alınıyor. Kredi taksitini ödememize rağmen kur farkını ödemeyecek olursak bu durum hesaplarımıza yansıtılıyor ve borçlu gözüktüğümüz için yeni kredi çekemiyoruz. Oysa bu dönemde zaten yeterli miktarda yük taşıyamıyoruz. Araçlarımız dolu gidip boş dönüyor. Bu dönemi atlatana kadar destek olunması gerektiğine inanıyorum.” “Türkiye ekonomisinin kalbi taşımacılıktır”
Türkiye ekonomisinin kalbini taşımacılığın oluşturduğunu, ekonomik refahın ihracatla sağlanabileceğini ihracatta da taşımacılığın öneminin büyük olduğunu dile getiren Muazzez Araç, bu nedenle nakliyecilerin sorunlarına çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Kapılardaki ödemelerin çok fazla olduğunu, ÖTV’siz yakıt fiyatlarının dahi çok yükselerek piyasada satılan yakıta yaklaştığını kaydeden Araç, zor günler geçirdiklerini ifade etti. Yurtiçinde köprü ücretlerinin dolara endeksli olmasından da şikayetçi olan Araç, bu fiyatların
da yeniden gözden geçirilmesini istedi. “Şirketlerin e-devleti olmalı”
Sektörün bir diğer sorunu cezalarda yaşadığını anlatan Muazzez Araç, sözlerini şöyle sürdürdü: “HGS’lerden trafik cezalarına kadar birçok alanda sorun yaşıyoruz. Şubat ayında kesilen cezalar Ağustos ayında faizi ile birlikte geliyor ve daha öncesinde de bizlere tebliğ edilmemiş oluyor. HGS’lerimizi günlük sorguluyoruz ama ceza gözükmüyor sonrasında cezalar geliyor anlamıyoruz. Bu nedenle şirketlerin de e-devlet hesapları olmalı ve tüm cezaları, davaları bu hesap üzerinden takip edilebilmeli. Ancak o zaman faiz eklenmeden cezaları zamanında ödeme imkanına kavuşuruz ve hükümet de tahsilatlarını artırır. Araç muayenelerinde yaşadıkları sıkıntıya da değinen Araç, eksiklerin tamamlanmaması nedeniyle muayeneye 3’üncü kez girişte ceza yatırılması gerektiğini hatırlatarak, uygulanan ceza sayılarının azaltılması gerektiğini vurguladı.
5
YIL: 20 | SAYI: 358 | 16 - 29 Eylül 2018 | www.mtso.org.tr
Meyve sineği ile mücadelede istenen sonuç alındı Özellikle sert çekirdekli meyvelerde Akdeniz Meyve Sineği zararlısına karşı başlatılan poşetli mücadele sonuçlarını verdi. Şeftalide zarar yüzde 35’lerden üç ay içinde yüzde 1’in altına indi.
K
ent ekonomisi içerisinde önemli yer tutan tarımsal ihracatın artması adına Mersin tek yürek oldu. Tarımsal ihracatı olumsuz etkileyen Akdeniz Meyve Sineği zararlısına karşı bir araya gelen kent dinamikleri, bastırdıkları 300 bin adet poşet ile sineklerin kaynağında kurutulması adına mücadele başlattı. Bu poşetler sayesinde sineklerin üremesinin önüne geçildi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) bölge ekonomisinin lokomotif sektörleri arasında yer alan tarıma desteğini sürdürüyor. Geçmiş dönemlerde çeşitli tarımsal ar-ge çalışmalarına katkı sunan, tarımsal zararlılarla mücadele noktasında projeler yürüten Oda, son olarak meyve üretiminde ciddi sıkıntı oluşturan Akdeniz Meyve Sineği zararlısıyla mücadeleye dikkat çekerek, sorunun çözümü adına güç birliği oluşturulmasına ön ayak oldu. Aralarında MTSO’nun da yer aldığı birçok kurumun işbirliği, Tarım İl Müdürlüğü’nün organizasyonu ile söz konusu sineği yok edecek kelepçeli poşetler basılarak Mersin Valiliği koordinesinde üreticiye dağıtıldı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MTSO olarak bölgede
mevcut olan ve bu sene popülasyonu daha fazla artan Akdeniz Meyve Sineği zararlısıyla ilgili uzun süredir çalıştıklarını bildirdi. Öncelikle Mersin Valiliğine durumun aciliyetini ve doğuracağı sonuçları anlattıklarını belirten Kızıltan, “Bunun üzerine Sayın Valimiz Ali İhsan Su, konuya duyarsız kalmayarak diğer kurumların da harekete geçmesini sağladı” dedi. “Mersin birlik içinde sorunlarını çözüyor”
Mersin Valiliği önderliğinde, Tarım İl Müdürlüğü koordinasyonunda, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mezitli Belediyesi başta olmak üzere diğer ilçe belediyeleri, muhtarlar, Ziraat Odaları, Ziraat Mühendisleri Odaları ve Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği gibi ilgili kurumların katılımıyla yol haritası belirlenmesi adına toplantılar yapmaya başladıklarını hatırlatan Kızıltan, şunları söyledi: “Yapılan toplantı sonucunda ilk olarak en hızlı şekilde sinek larvası oluşumunun önüne geçilmesine karar verildi. Bu sineklerin oluşumunda yere düşen ve çürüyen meyveler önemli rol oynuyordu. Bu nedenle yere düşen meyvelerin toplanması için kelepçeli poşetler bastırılması
kararı alındı. Tarım İl Müdürlüğü koordinasyonunda, Mersin Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, MTSO ve Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin destekleriyle 300 bin adet poşet bastırılarak dağıtımı sağlandı. Üreticiler ve muhtarlar bu konuda bilgilendirildi. Mersin, birlik içinde tüm kurumlarıyla önemli bir sorunu çözmek adına çok güzel bir mücadele örneği verdi. Çok güzel de sonuçlar alındı. Emeği geçen tüm kurumlara bir kez daha teşekkür ediyorum.” “Ülke itibarı adına önemli”
Ağaçlar üzerinde veya yere dökülerek zarar gören meyveler ile hasat artığı meyvelerin bölgede Akdeniz Meyve Sineği (Ceratitis capitata) için besin kaynağı oluşturduğunu vurgulayan Kızıltan, geçen yıl Akdeniz Meyve Sineği zararlısı nedeniyle maddi kaybın 16 milyon TL’ye ulaştığını hatırlatarak, kent ekonomisinin kaybedecek bir TL’ye dahi tahammülünün olmadığını söyledi. Bu tür mücadelelerin birçok açıdan önem taşıdığına dikkat çeken Kızıltan, Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele adına çiftçinin daha fazla ilaç kullanmak durumunda kaldığını, bu ilaçların ise kalıntı sorununu da beraberinde getirdiğini bildirip sözlerini şöyle tamamladı: “İlaç kullanılmaması durumunda ise gittiği ülkede üründe sinek çıktığında geri gönderiliyor. Bu durum sınır kapılarının kapanmasına kadar önemli sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle meyvecilik ve narenciyenin güçlü olduğu bölgemiz adına yaşananlar büyük sıkıntı. Üreticiden tüccara, ihracatçıdan nakliye sektörüne kadar paralelinde birçok sektör olumsuz etkileniyor. Bu sorunun çözümü Odamız ve kent ekonomisi adına önemliydi, emeği geçen herkese teşekkür ederim. Konunun önümüzdeki süreçte de takipçisi olacağız.”
Çakır: “Kazanç üst seviyelerde”
MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve yaş meyve sebze ihracatçısı Hakan Sefa Çakır ise mücadelenin sonuçları hakkında bilgi verdi. Akdeniz Meyve Sineği zararlısı ile mücadelenin sert çekirdekli meyvelerde yapıldığını, özellikle şeftalinin hedef seçildiğini anlatan Çakır, 5 Haziran’da başlayıp üç ay boyunca devam eden mücadele sonunda toplamda Akdeniz Meyve Sineği popülasyonunun yüzde 70’e yakın azaldığını söyledi. Çakır, geçen yıl şeftalide gözlemlenen kurtlu meyve oranının bu yıl yapılan mücadele sonunda büyük oranda düştüğünü bildirdi. Buna bağlı olarak ihracatta da geçen yıla göre şeftali gönderilerinde geri dönüş oranının azaldığını ve ihracat rakamlarının arttığını bildiren Çakır şu bilgileri verdi: “Geçen iki yılda Akdeniz Meyve Sineği zararlısı en çok sert çekirdekli meyveleri etkilediği için Odamızın da verdiği destekle il genelinde sert çekirdekli meyvelerde kültürel mücadele yürütüldü. Poşetle yapılan uygulamada yere dökülen ürünler toplandı, üretim alanları derinlemesine sürüldü. Bulaşık olan meyveler üretim alanından uzaklaştırıldı. Bu alandaki mücadelenin bir avantajı
daha oldu. Geçmişte sert çekirdekli meyveler bittiğinde sinekler turunçgil alanına geliyordu. Bu mücadele sonucunda sinek kalmayınca dolaylı olarak bölgemiz ekonomisi için çok önemli olan turunçgilde de mücadele yapılmış oldu. İhraç ettiğimiz herhangi bir üründe bu zararlı tespit edilirse, ithalatçı ülke önlem olarak bizden o ürünün alımını uzun süre durdurabilir, bu da bizim bölgemizdeki sert çekirdekli meyve ve narenciye satışını durma noktasına getirebilirdi. Şu anda bölgemiz
ekonomisi için çok önemli olan turunçgil ve narda özel izleme yapmaya devam ediyoruz. Yapılan küçük bir mücadelenin büyük ekonomik kazanımları olması sevindirici. Mersin’de başlatılan kurumlar arası işbirliğine dayalı bu mücadele Adana ve Antakya’ya da örnek oldu. Bu tarz sorunlar sınır tanımadığı için bizler de Antakya ve Adana bölgesinde mücadelemizi sürdürdük. Mücadelenin bölgesel olmasının en önemli yanı orta ve uzun vadede edinilen kazanımların korunmasıdır.”
Taşımacılıkta yeni sistem 1 Kasım’da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Ulaştırma Elektronik Takip Denetim Sistemi’ni (U-ETDS) kullanma zorunluluğunu öncelikli olarak yolcu taşımacılığında, 1 Kasım 2018 tarihinden itibaren başlatıyor. Sistemin öncelikli hedefi yolcu ve karayolu güvenliğini artırmak. Uzun vadede ise karayolu yatırımlarına yön vermeyi hedefliyor.
U
MTSO Meclisi MTOSB’de toplandı
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Ağustos Ayı Meclis Toplantısı’na Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) evsahipliği yaptı. Toplantının açılışında konuşan Meclis Başkanı Hamit İzol, evsahipliğinden dolayı MTOSB Başkanı Sabri Tekli ve yönetimine teşekkür etti.
M
TSO Meclisi’nde ağırlıklı olarak Türkiye ve dünya ekonomisi değerlendirilipekonomininbüyümesinde üretimin önemine dikkat çekildi. Meclis Toplantısı sonrasında bölgedeki fabrikaları ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi alan Meclis Üyeleri, ardından akşam yemeğinde bir araya geldi. MTOSB’nin tanıtımının yapıldığı toplantıda söz alan MTOSB Başkanı ve MTSO Meclis Üyesi Sabri Tekli, bölgenin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Genişleme alanlarının son durumunu anlatan Tekli, yatırım için çok ciddi talep aldıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Üretmek gönüllülük esasına dayanır. Günümüzde faiz oranları gün geçtikçe yükseliyor ama hala üretim yapacağım diyen insanların sayısı artıyor. Millette bir karamsarlık var ama ben bunu hiç hissetmiyorum. Bölgemizdeki elektrik tüketimlerimiz artmaya devam ediyor.Butüketimdüşersebenozaman korkarım. Çevre ülkelerin hiçbirisiyle benzer tarafımız yok. Üretimi seviyoruz, üretmek mecburiyetinde olduğumuzu biliyoruz. Tüm kaynağımızın üretim olduğunu biliyoruz.” Ekonomideki büyümenin ihracatla mümkün olabileceğinin de altını çizen Sabri Tekli, ihracatın artabilmesi için MTOSB’nin otoban bağlantısının vakit
MTSO 05 CMYK
kaybedilmeden yapılmasını beklediklerine de değindi. 22 yıldır bu bağlantı yolunu istediklerini hatırlatan Tekli, “Bugüne kadar devletten hiçbir konuda teşvik istemedik. Her zaman otoyol bağlantısı talebimizi dile getirdik, istemeye de devam edeceğiz” diye konuştu. Saygılı: “2023 hedefleri doğrultusunda çalışıyoruz” Toplantıya katılan Devlet Demiryolları 6. Bölge Müdürü Oğuz Saygılı ise yürütülen projeler hakkında bilgi verdi. Konya’dan Mardin’e kadar 12 ilin 6’ncı Bölge’ye bağlı olduğunu bildiren Saygılı 2018’de bu bölgelerde 144 yatırım gerçekleştirdiklerine dikkat çekerek hedeflerinin 2023 yılı 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkı sağlamak olduğunu söyledi. 12 ilde yürütülen hızlı tren projelerine değinen Saygılı, Mersin’de devam eden çalışmaları ise şöyle özetledi: “Mersin’de 136 km’lik demiryolu ağı bulunuyor. 2003-2018 yılları arasında bu bölgeye 563 milyon liralık harcama yapıldı. Bu yılın ödeneği 93 milyon liraydıve67milyonuharcandı.HızlıTren Projelerinin en önemli ayağını 67 km’lik Mersin ile Adana arası hızlı tren hattı oluşturuyor. Bunun da ihalesi yapıldı. 2023’te hepsini tamamlamayı hedefliyoruz. Bu projenin tamamlanmasıyla
birlikte Mersin ile Gaziantep arasını 2 saate, Mersin ile Adana arasını da yarım saatin altına indirmeyi planlıyoruz. Aynı zamanda Mersin Hızlı Tren Gar Binası projemiz var. Belediyenin yapacağı metro ile entegre etmeyi planlıyoruz. Bunun yanında Ulukışla ile Yenice arası Hızlı Tren Projesi bulunmakta. Coğrafi şartları zor bir kesimde olacak projenin çalışmaları sürüyor. Projede son aşamaya geldik. Kısa zamanda tamamlayıp ihaleye çıkmayı planlıyoruz.” Yenice Lojistik Merkezi Eylül’de açılacak TCDD tarafından Yenice’de 510 dönüm arazi üzerinde yapılan Lojistik Merkez’in ise Eylül ayında açılacağını bildirenOğuzSaygılı,sonolarakTaşkent Yük Merkezi Projesi’ne değindi. Taşkent’te 600 dönüm alan üzerinde bir lojistik merkez kurmayı planladıklarını kaydeden Saygılı, henüz proje aşamasındaki bu çalışmanın tamamlanması halinde MTOSB’nin içine demiryolu getirebileceklerini belirtti. Saygılı, “Sürekli OSB için karayolu bağlantısı konuşuluyor ancak bu da çok önemli bir proje. Bu proje ile Taşkent OSB yük merkezi gibi kullanılabilecek” ifadelerini kullandı. Toplantının ardından heyet OSB’de teknik incelemelerde bulundu.
laştırma Elektronik Takip Denetim Sistemi Bilgilendirme Toplantısı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Düzenleme Genel Müdürü Mahmut Gürses, Yolcu ve Eşya DaireBaşkanıKerimCicioğlu,Ulaştırma V. Bölge Müdürü Ecvet Doğan, MTSO Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani, Meclis Üyeleri Mustafa Özdamar ve Sinan Koç’un yanı sıra Mersin, Adana, Hatay, Karaman ve Niğde’de faaliyet gösteren firmalar, kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı. Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile adlarına A1, A2, B1, B2, D1 ve D2 YetkiBelgesidüzenlenengerçekvetüzel kişilerin Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 40. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına U-ETDS’ye uyma zorunluluğu hükme bağlandı. Buna göre karayolları yolcu taşımacılığında her bir yolcu bilgisi sisteme kaydedilecek. Yük taşımacılığında ise sistem 2019 yılı sonunda devreye alınacak. Yeni sistemle hangi güzergahta ne kadar yük ve yolcu transferisağlanıyor,hangiçeşityüklertaşınıyor, ağırlıklı hangi yollar kullanılıyor gibi konularda eş zamanlı veriler elde edilebilecek. Bu uygulama bir taraftan veri analizi yapılmasına imkan tanırken diğer taraftan karayolu yatırımlarında doğru planlama yapılmasına da zemin hazırlayacak. Konuyla ilgili düzenlenen bilgilendirme toplantısının açılışında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı KarayollarıDüzenlemeGenelMüdürüMahmut Gürses, Türkiye genelindeki 9’uncu toplantıyı Mersin’de düzenlediklerini bildirdi. Sektör temsilcilerinin taleplerini de dinlemek adına bilgilendirme toplantılarını önemsediklerini vurgulayan Gürses, “Toplantılara başladığımızda çok farklı bir noktadaydık, bugün ise
bambaşka bir noktadayız. Hem öğreniyor hem de öğretiyoruz. Bu nedenle sizlerin görüşleri bizler için çok değerli” ifadelerinikullandı. UlaştırmaveAltyapıBakanlığı5.Bölge Müdürü Ecvet Doğan ise “Bu sistem ile gerek yolcu takibi yapılabilecek gerekse yük araçları yola çıktıkları noktadan varış noktasına kadar izlenebilecek. Yeni sistemle karayolları disiplin altına alınıp güvenlik açıkları kapanacak. Bu şekilde verilere eş zamanlı ve doğru olarakulaşılabilecek”dedi. Cicioğlu: “Dünyada olmayan bir sistemi hayata geçiriyoruz”
Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Yolcu ve Eşya Daire Başkanı Kerim Cicioğlu ise sistemin detaylarına değindi. Konuşmasında 2003 yılında çıkan Karayolları Taşıma Kanunu’nu ülke açısından taşımacılıkta bir devrim olarak değerlendirenCicioğlu,şunlarısöyledi: “2004 yılında ise ilk Karayolları Taşıma Yönetmeliğimiz çıktı. Bu yönetmelikle Türkiye’deki taşımacıların yüzde 95’ini kayıt altına aldık. Bu, çalışmaların ilk fazıydı. (U-ETDS) ise ikinci fazolarakdeğerlendirilebilir.Busistemle Türkiye’de kim neyi nereden nereye ve nasıl taşıyor bunu görmek istiyoruz. Bu çalışmanın bir ayağı da ulusal güvenliktir. Çünkü kolay bir coğrafi yapımız yok. Her yolcunun kayıt altına alınması
devletimizin güvenlik anlamında tedbir almasıdemektir.” Bu verileri değerlendirip hatların yoğunluğuna göre yeni yatırım planlamaları yapılabileceğini de kaydeden Cicioğlu, “Bu sayede Türkiye’de dünyada olmayan bir sistemi hayata geçirmiş olacağız. Bu da bizim için ayrı bir övünç kaynağıolacaktır”dedi. “Uygulama öne çekildi”
Yönetmelikte yolcu taşımacılığı ile ilgili bölümün uygulamasının ise öne çekildiğini dile getiren Cicioğlu, “Daha önce 31 Aralık 2019’da yürürlüğe girecekolanzorunlulukilkkezöneçekilerek 1 Kasım 2018’e alındı. Bu nedenle hepimiz hızlı şekilde adapte olmalıyız” değerlendirmesini yaptı. Sistemde verilen bilgilerin doğruluğunun çok sık kontrol edileceğini de anlatan Cicoğlu, bu doğrultuda ödül ve ceza sisteminin devreye alınacağını vurguladı. Firmaların yaptığı hatalı bildirimlerde uyarı verileceğine değinen Cicioğlu, doğru bilgilendirme yapan firmaların ise uyarılarının silinereködüllendirileceğiniifadeetti. Toplantı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Uzmanı Dursun Savaş ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığından Ahmet Yalçın’ın sistemin uygulanmasına dair verdiği teknik bilgilerin ardından soruların cevaplanmasıylasonaerdi.
6
YIL: 20 | SAYI: 358 | 16 - 29 Eylül 2018 | www.mtso.org.tr
Doğal kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkesi:
Çok verimli topraklara, dünyadaki en büyük yağmur ormanlarına, büyük maden ve mineral rezervlerine ve hidroelektrik üretim potansiyeline sahip olmasına rağmen, Demokratik Kongo dünyadaki en fakir ülkelerden birisidir.
D
emokratik Kongo, 1960 yılında bağımsızlığını kazandığında Güney Afrika’dan sonra Afrika’nın en çok endüstrileşmiş ikinci ülkesi iken ülke ekonomisi 1980’lerin ortalarından itibaren kötü bir gidişat içine girmiştir. Enflasyon, yolsuzluk, istikrarsızlık ve açık olmayan ekonomik ve mali politikalar, güvenilmez ve belirsiz hukuki bir altyapı gibi mevcut problemlere, 1996 yılından sonra başlayan iç savaşla birlikte ortaya çıkan ulusal üretim ve gelirin düşmesi ve dış borcun artması gibi yeni sorunlar da eklenmiştir. Bunların sonucunda ülkede faaliyet gösteren yabancı sermaye operasyonlarını durdurmuştur. Ülkenin iç savaştan önce de var olan en büyük problemi yolsuzluktur. Birkaç çokuluslu şirket haricinde ülkede faaliyet gösteren birçok şirketin operasyonlarının bir kısmı halen kayıt dışı yapılmaktadır. Önemli bir ticaret potansiyeline sahip Demokratik Kongo doğal kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Elmas ve altının yanı sıra stratejik önemi haiz koltan ve uranyum gibi madenlere, akarsular bakımından ise dünyanın en büyük havzalarından birine sahiptir. Orman ürünleri önemli gelir sağlamaktadır. Tüm bunlara karşın ülkedeki sosyal yapının harap
olarak tarıma dayanır. Nüfusun %70’i kırsal kesimde yaşar. Tarım sektörünün GSYİH’ya katkısı yaklaşık %40’tır. Tarım genellikle geleneksel metotlar kullanılarak küçük çiftçiler tarafından yapılır. Şeker, pamuk, kahve, kakao, palm yağı, kauçuk, çay önemli ürünlerdir. Ülkenin kuruluşundan bu yana hükümetler tarım sektörüne özendirici bir biçimde davranmamıştır. Üreticilere düşük fiyatlandırma yapmaları yönünde baskı yapmış, ucuz yiyecek maddeleri ithal etmiş, tarım kesimine kredi kullandırmamış, ulaşım ve enerji altyapılarına özen göstermemiştir. En önemli ihracat kalemi madencilik Madencilik Demokratik Kongo’ya döviz kazandıran en önemli sektördür. Fakat potansiyelinin çok altında bir performansla GSYİH’daki payı %11 olarak gerçekleşmiştir. Güney Katanga dünyanın en zengin bakır ve kobalt rezervlerine sahiptir. Çinko, kalay, tantal, nobium, germanyum, kadmiyum, manganez, uranyum ve daha birçok az bulunan maden Demokratik Kongo’nun güney ve doğusundan çıkarılır. Ülkenin bakır ve kobalt rezervlerinin çoğu bir devlet kuruluşu olan “Gecamines” tarafından işletilir. Madencilik sektörünün düşük performansının ana nedenlerinden
söyleseler de maliyetlerin yüksek olması, ticaret odalarının etkisi ve yolsuzluklar nedeniyle her zaman ithalat imalat sanayinin önüne geçmiştir. Nüfus ve demografik yapı Demokratik Kongo’da nüfus yıllara göre çok büyük değişkenlik göstermiş ve 1950’li yıllardan itibaren artma eğilimini sürdürmüştür. 1990’lı yıllarda, yani bağımsızlığın kazanılmasından yaklaşık 30 yıl sonra ortalama 37 milyonluk nüfusu ile Demokratik Kongo, Sahra-altı Afrika’nın en kalabalık ülkesi haline gelmiştir. Günümüzde yaklaşık nüfus 75,5 milyondur. Demokratik Kongo’da nüfusun yaş ve cinsiyete göre dağılımı gelişmiş ülkelerden büyük bir farklılık gösterir. En göze çarpan farklılık nüfusun oldukça genç oluşudur. Kadın ve erkek nüfusun oranı neredeyse eşittir. Kadınlar toplam nüfusun %49’unu, erkekler ise %51’ini oluşturur. Ortalama yaşam beklentisi ise oldukça düşüktür. Kadınlarda yaşam beklentisi 44.97 iken erkeklerde 48.47’dir.
ve eczacılıkta kullanılan bitkilerdir. Demokratik Kongo’nun en çok ithal ettiği ürünler ilaç, petrol yağları, aşı, demir çelik inşaat ve aksamı, maden makinelerinin aksam ve parçaları, tavuk eti, motosiklet, telefon cihazları, ayakkabı, iş ve maden makineleri, kamyon, buğday, pompalar, elektrik transformatörleri, radyo ve TV vericileri, kullanılmış giyim eşyası, elektrik kontrol ve dağıtım tablo ve panoları, pamuklu mensucat, otomobil, izole kablo ve teller ile buğday unu ithal eder. Demokratik Kongo ihracatının önemli bir kısmını Çin’e yapmaktadır. Zambiya, S. Arabistan, G. Kore, Belçika, İspanya, ABD, İtalya
Dış ticaret Doğal kaynak zengini bir ülke olan Demokratik Kongo, kargaşa ve iç savaş ortamı nedeniyle 1990’ların ortalarından 2000’li yılların sonuna
ve Almanya diğer ihraç pazarlarıdır. Demokratik Kongo ihracatında olduğu gibi en çok ithalatı da Çin’den gerçekleştirmektedir. G. Afrika, Zambiya, Belçika, Hindistan, Fransa, Tanzanya, Ruanda ve Almanya diğer önemli tedarikçilerdir. İş Adamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde para transferlerinde yaşanan güçlükler ve dolandırıcılığın yaygın olması Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile ikili ticarette karşılaşılan en önemli sorunlardan biridir. Ayrıca, Türkiye’den gönderilen malların Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne normalden çok daha uzun sürede ulaşmasından dolayı güçlükler yaşanır. Yerel halk, ülkede yıllarca süren savaşların, siyasi çalkantı ve ekonomik istikrarsızlıkların sorumlusu olarak yabancıları, özellikle de Batılıları görmektedir. Bu durum, ülkeye ilgi duyacak iş çevrelerinin mutlaka dikkate alması gereken toplumsal bir risk faktörüdür. Yasal güvenceler, ticari mevzuat ve diğer usuller konusunda Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olmadığının her zaman hatırda tutulması yerinde olacaktır. Ayrıca, Demokratik Kongo’da devletle iş yapmayı hedefleyen iş çevreleri için, devletin sürekli darboğazda olduğunu ve ödemeleri konusunda her zaman sıkıntı çektiğini belirtmekte fayda görülmektedir. Kullanılan lisan Demokratik Kongo’nun resmi dili, işadamlarının ve hükümet yetkililerinin konuştuğu dil olan Fransızcadır. Fransızcanın dışında dört dil daha Anayasa’da ulusal dil olarak kabul edilir. Bu diller; Kikongo, Lingala, Swahili ve Tshiluba dilleridir. Demokratik Kongo Cumhuriyeti pazarında iş yapabilmenin ön
etaylıbilgivetalepleriniziçinwww.tibim.orgveyaMersin TicaretveSanayiOdası,TicariBilgiveİstihbaratMerkezi’ni ziyaretedebilirsiniz.Siziniçinpazararaştırmanızıyapar,kesin müşteriveyapotansiyelmüşterilerinizindetaylıbilgilerini sunabiliriz.
Ekonominin temeli tarıma dayalı Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin ekonomisi temel
MTSO 06 CMYK
biri de zaten bu kuruluşun verimsiz çalışması ve yolsuzluğun sık rastlanır olmasıdır. Demokratik Kongo’nun orta kesimleri, özellikle Doğu Kasai bölgesi, dünyanın en büyük endüstriyel elmas rezervlerine sahiptir. İthalat, imalat sanayinin önünde 1990 sonrası yaşanan ekonomik çöküş öncesi Demokratik Kongo’nun imalat sanayi Sahra’nın güneyindeki diğer ülkelere nazaran çok daha gelişmişti. Kinşasa ve Lubumbaşi’de yoğunlaşmış olan üretim; tekstil, oto montaj, içecek, sabun, plastik, gıda, ayakkabı, tekerlek gibi sektörleri içermektedir. Son zamanlarda, hükümet 1970’lerde kurulmuş olan çelik, çimento fabrikaları ile petrol rafinerisini yeniden canlandırmaya çalışmaktadır. Demokratik Kongo’da hükümetler her zaman yerel imalat sanayini desteklediklerini
kadar bazı istisnalar dışında sürekli ticaret açığı vermiştir. 2010 yılından itibaren bakır ve kobalt üretimi ve ihracatının artmasıyla dış ticarette fazla vermeye başlamıştır. Demokratik Kongo ekonomisi ihracata, en çok da hammadde ihracatına dayalı bir ekonomidir. Buna rağmen Kongo’da ihracatçılar için herhangi bir teşvik ya da devlet yardımı yoktur. Hatta ülkeden ihracat yapmak ülkeye ithalat yapmaktan çok daha zor bir prosedür içerir. Pek çok devlet kuruluşu, birbirinden bağımsız olarak ihracat sürecine müdahale etmektedir. Örneğin kahve ihracatı oldukça fazla sayıda vergi ve izne tabidir. Demokratik Kongo’nun ihracatında en önemli ürünler rafine ve rafine edilmemiş bakır ve bakır cevheri, kobalt matları ve cevheri, ham petrol ve petrol yağları, elmas, kalay cevheri, ağaç ürünleri, niyobyum ve tantalyum cevheri, kakao, parfümeri
Haberleşme Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin uluslararası telefon kodu 243’tür. Ülkede kablo bazlı telefon altyapısı son derece zayıftır ancak buna rağmen cep telefonu kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Ülkede iki adet telefon ve internet servis sağlayıcısı bulunur. Devlete ait olan servis sağlayıcı OCPT kendisine yeni ortaklar aramaktadır. Bir de Amerika merkezli Telecel ülkede hizmet vermekte ve OCPT’nin eksikliğini gidermeye çalışmaktadır. Ülkenin internet kısaltması cd’dir. Ulaşım İstanbul’dan Kinşasa’ya THY ile direk uçuş bulunmaktadır. Güvenlik Diğer birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi, Demokratik Kongo’da da hırsızlık ve dolandırıcılık suçları oldukça yaygındır. Geceleri sokaklarda yalnız yürümek çok tehlikelidir. Hırsız ve yankesicilerden korunmak için her zaman dikkatli ve tedbirli olunması tavsiye edilir. Sağlık Demokratik Kongo, pek çok salgın hastalık bakımından yüksek risk grubunda yer alır. Hepatit A, karahumma, sıtma, uyku hastalığı gibi pek çok salgın hastalık nedeniyle nüfusun büyük bir bölümü risk altında yaşarken, her yıl binlerce çocuk ve yetişkin salgın hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirmektedir. HIV (AİDS hastalığı) pek çok Afrika ülkesinde olduğu gibi Demokratik Kongo’da da önemli bir sorundur. Vize işlemleri Diplomatik, hizmet, hususi ve umuma mahsus pasaport hamili vatandaşlarımız vizeye tabidirler. Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Demokratik Kongo ülke analizi D
halde olması sebebiyle fakirlik ve salgın hastalıklar gibi sorunların üstesinden gelinememektedir. Bu sosyal yapı içerisinde, doğal kaynaklardan elde edilen zenginlikler, yabancı işleticilere, sermaye sahiplerine ve yolsuzluk ekonomisi içerisinde saf tutan kişilere akmaktadır. Bu da alım gücü yüksek bir zümre yaratmaktadır. Diğer taraftan, bu ülkede konuşlandırılmış BM personelinin ve iş maksadıyla bulunan yabancıların sayısı da on binlerle ifade edilmektedir. Bu da başlı başına bir alım gücü doğurmaktadır. Halkın geneline bakıldığında ise, alım gücü her ne kadar düşük düzeyde ise de, kalabalık nüfus göz önünde bulundurulduğunda önemli bir ticaret potansiyeli yaratmaktadır.
koşullarından birisi de Fransızca bilmek ya da bir tercümanla çalışmaktır. İngilizce yaygın olarak kullanılmamaktadır.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin 2017 yılı ithalatı: 2017 yılında, 4,49 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla; 972,2 milyon dolar ile Çin, 879,5 milyon dolar ile Güney Afrika ve 530,6 milyon dolar ile Zambiya’dır. Türkiye, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin ithalat yaptığıülkelerarasında27milyondolarve%0,6payile17.sırada yeralır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde 208,2 milyon dolar ile ilk sıradatedavide/korunmadakullanılmaküzerehazırlanandiğer ilaçlarkategorisindeyeralanürünlerbulunur.146,1milyondolar ileinsanlariçinkullanılanaşılarikincisırada,sülfürikasit(oleum) ise80milyondolarileüçüncüsıradayeralır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin 2017 yılı ihracatı: 2017yılında,toplam7,99milyardolarlıkihracatgerçekleştiren Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin ihracatında en büyük paya sahip olan ilk üç ülke sırasıyla; 3,2 milyar dolar ile Çin, 1,7 milyar dolar ile Zambia ve 598,4 milyon dolar ile Kore Cumhuriyeti’dir. Türkiye, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin ihracat yaptığı ülkelerarasında9,38milyondolarve%0,1payile20.sıradadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin dünya geneline yaptığı ihracat incelendiğinde, 2,47 milyar dolar ile rafine bakır-katotlar ve katot parçalarının ilk sırada yer aldığı görülür. Kobalt matları ve diğer ara ürünü, işlenmemiş kobalt, tozları 1,89 milyar dolar ile ikinci sırada yer alır. Üçüncü sırada ise 988,9 milyon dolar ile bakırcevherlerivekonsantreleriyeralır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti – Türkiye 2017 yılı dış ticaret ilişkileri: DemokratikKongoCumhuriyeti’ninTürkiye’denİthalatı:
2017yılındaDemokratikKongoCumhuriyeti’ninTürkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 10,06 milyon dolar ile horoz ve tavukların parçalanmamış etleri (dondurulmuş) bulunur. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki dünya geneline yaptığı ihracatın%3,2’sinedenkgelir. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün grubu 4,06 milyon dolar ile makarna (yumurtasız [pişirilmemiş]) olmuştur. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki dünya geneline yaptığı ihracatın % 0,86’sına denkgelir. Mayalar (canlı) ise 1,72 milyon dolar ile Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Türkiye’den en fazla ithal ettiği üçüncü sıradaki ürün grubudur. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracatın%0,84’ünedenkgelir. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye ihracatı: Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 3,97 milyon dolar ile rafine bakırkatotlar ve katot parçaları yer alır. Bu değer, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin bu ürün grubu özelinde Türkiye dahil diğer ülkeleredeyaptığıihracatrakamının%0,16’sınadenkgelir. İkincisırada3,1milyondolarlabuğdaydaneldeedilenkepek, kavuz ve diğer kalıntılar yer alır. Bu değer, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin bu ürün grubu özelinde Türkiye dahil diğer ülkeleredeyaptığıihracatrakamının%40’ınadenkgelir. 1,64 milyon dolar ile sökülecek deniz taşıtları, suda yüzen sökülecek diğer araçlar Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye en fazla ihraç ettiği üçüncü ürün grubu olmuştur ve bu değer Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin bu ürün grubu özelinde dünya geneline yaptığı ihracatın %100’üne karşılık gelir. Yukarıda yer verilen çalışmada 2017 yılına ait “Mirror Data(Yansıtılmış Veriler)*” kullanılmış olup ilgili bölümlerde 6 haneligümrüktarifeistatistikpozisyonubazalınmıştır. *Mirror Data (Yansıtılmış Veriler): Ticaret verilerini Birleşmiş Milletlerin Uluslararası Ticaret İstatistikleri Veri Tabanına (ComTrade)bildirmeyenülkelerinticaretinin,buülkelerinticaret yaptığı diğer ülkeler tarafından rapor edilmesi sonucu ulaşılan tahminiverilerdir.
7
YIL: 20 | SAYI: 358 | 16 - 29 Eylül 2018 | www.mtso.org.tr
Taşeron sisteminden mağdur olan hizmet sektörü yapılandırma istiyor
T İzzet Kocakaplan
MTSO 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı
Mersin’de toplamda 37 adet ruhsatlı ilaçlama firması bulunmakta. Lokantacılar Odası, Pastaneler Odası gibi sektörel Odaların başkanları ile bir araya gelip üyelerine ruhsatlı çalışan bu firmaların tanıtımı ve bu sektörün önemine yönelik tanıtımlar yapmayı planlıyoruz. Sektörde bilinçlenme önemli.
aşeron işçilere yönelik 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan düzenlenme sonrasında çalışamaz duruma gelen hizmet sektörü temsilcileri, sıkıntılarını atlatabilmek adına özellikle banka borçlarının uzun vadelerde yapılandırılmasını talep ediyor. Borcun uzun vadelere yayılması halinde dahi para kazanamazlarsa ödeme güçlüğü çekebileceklerine dikkat çeken MTSO 31 No’lu Komite Başkanı İzzet Kocakaplan, “Şu anda hiçbir iş yapmıyoruz. Hak ettiğimiz iş bitirmelerimiz var. Bunlar göz önünde bulundurularak inşaat gibi farklı alanlarda değerlendirilebilir. Bizlere farklı alanlarda ihaleye girebilmenin önü açılmalı ki iş yapabilelim ve borcumuzu ödeyelim” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı İzzet Kocakaplan, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak yaşadıkları sıkıntıları anlatıp çözüm önerilerini sundu. İlk olarak 2017 yılı Aralık ayında başlayan, taşeron işçilerle ilgili yapılan düzenleme sonrasında yaşadıkları sıkıntılara değinen Kocakaplan, şunları söyledi: “KHK kararıyla taşeronluk sistemi değişti. Türkiye genelinde hizmet sektöründe bu alanda çalışan 17 bin firma var. Her bir firma en az iki ortaklı kuruldu deseniz 34 bin kişi. Her bir ofiste en az 3-4 kişi çalışıyordu deseniz yaklaşık 102 bin kişi bu sistem değişikliği sonrasında işsiz kaldı. Hepimizin bankalara borcu var ve işlerimizin tamamen durması sonrasında bu borçları ödemekte güçlük çekiyoruz. Hepimizin evleri bankalara ipotekte. Bu soruna çözüm üretilmeli.” “Başka ihalelere girebilmeliyiz” Gerek temizlik gerek güvenlik, gerekse bilgi işlem hizmetleri için ihaleleri alıp sözleşmelerini yaptıklarını, hak edişlerini kazandıkları bir dönemde
düzenlemeye gidildiğini kaydeden Kocakaplan, “Karar pulunu dahi yatırdığımız bir dönemde ihaleler iptal oldu. Hepimizin kendimize göre bankalar dışında da borcu vardı. Ofis çalışanlarımızın SSK borcu, şirketlerin vergi borcu vardı. Bu borçların yapılandırılması da biz para kazanamadığımız sürece çözüm değil. Şu anda birçok firmamız kirasını dahi ödeyemiyor. Dürüst çalışan firmalar olarak borcumuzu zamanında ödeyememenin sıkıntısını yaşıyoruz” diye konuştu. Ödemeler noktasında yaptıkları planların hepsinin bozulduğunu vurgulayan Kocakaplan, “Hizmet iş bitirmelerimizin başka sektörlerde kullanılması gerektiğine inanıyorum. Ayakta kalabilmemiz için inşaat gibi başka devlet ihalelerine girmemiz sağlanmalı. Ancak bu sağlanırsa bahsedilen firmalar iyi kötü ayakta kalabilir. Hizmet sektöründe mağduriyet çok fazla” değerlendirmesini yaptı. İhaleleri kazanmalarına rağmen işe başlayamadan çalışanlarının devlet kadrosuna alındığını, kendi istekleri dışında yaşanan bu gelişmeye rağmen ayrılan personelin kıdem tazminatının da eski çalıştıkları kurumlardan talep edildiğini bildiren Kocakaplan, “Bizler zaten maddi yönden çok ciddi sıkıntılara girdik. Bir de onca ayrılan personelin kıdem tazminatını ödeyebilmemize imkan yok. İhaleler iptal edilmiş, işçiler elimizden alınmış. Kadroya geçen işçi hangi kadroya geçtiyse o kurumun hanesine kıdem tazminatı da yazılıp emekli olurken ilgili kurum tarafından ödeme yapılması gerektiğine inanıyorum” dedi. “Asgari ücret belirlenirken özel sektör de düşünülmeli” Sektörün bir diğer sorunu olarak asgari ücretlerdeki artışları gösteren İzzet Kocakaplan, düzenlemelerin kamu kurumlarına göre yapıldığını, özel sektörün ise bu artış karşısında çok zorlandığını anlattı. Hizmet
sektörünün emek yoğun çalıştığını ve giderlerinin de oldukça yüksek olduğunu hatırlatan Kocakaplan şunları söyledi: “Personelimizin maaş artışını elbette biz de destekliyoruz. Ancak maalesef personel gideri çok yüksek olduğu için o maaşları da işveren olarak ödemekte zorlanıyoruz. Bu nedenle uzun yıllar bizimle çalışan yetişmiş elemanlarımız bir süre sonra devlet memuru olabilmek adına yanımızdan ayrılmayı tercih ediyor. Onları kaybetmeyi elbette istemiyoruz. Bu sorunun çözümü için personelin işveren üzerindeki yükünün tekrar gözden geçirilip revize edilmesi gerektiğine inanıyorum.” “Denetimler artırılmalı” Sektördeki denetimsizliklerden de şikayetçi olan İzzet Kocakaplan, bu denetimsizliklerin hakız rekabeti de beraberinde getirdiğini söyledi. Sitelere ya da fabrikalara gerek güvenlik gerek temizlik hizmetiyle ilgili maliyetlerin çok altında rakamlar verilerek iş alındığını anlatan Kocakaplan, bu sorunun çözümü için bir taraftan hizmet alan kişilerin konuya daha bilinçli yaklaşması diğer taraftan da denetimlerin artırılması gerektiğini söyledi. Hizmet alacak site ya da işletmenin mutlaka şirketin Türkiye genelinde SSK ya da vergi borcu bulunmadığına dair yazı istemesi gerektiğini vurgulayan Kocakaplan, “Bu yazıya sahip firma kaçak çalışmıyor demektir. Yani çalıştırdığı güvenlik personelinin özel güvenlik belgesi var anlamına gelir. Aksi halde belgesi olmayan çalışanların en önemlisi psikolojik durumunu hizmet alan firmanın bilebilmesine imkan yok. Güvenlik hizmeti almak isterken ciddi sıkıntılar yaşanabilir” dedi. “Esnaf Odaları ile ortak çalışma planlıyoruz” Denetimsizlik nedeniyle sıkıntı yaşanan, komiteye bağlı bir diğer
sektörün biyosidal uygulama sektörü olduğunu hatırlatan İzzet Kocakaplan sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında bu alanda iki yönlü denetimsizlikten şikayetçiyiz. Hem uygulayıcı firmalar yeterince denetlenmiyor hem de hizmet alan gıda firmaları denetlenmiyor. İlaçlama çok ciddi sağlık sorunları oluşturabilecek bir sektör. İnsan sağlığı açısından tehdit oluşturmayan biyosidal ilaçların litresi 150 TL’den satılırken tarım ilaçlarının litresi 4-5 lira. Tarım ilaçları da böceği öldürüyor ama insan sağlığını da büyük ölçüde olumsuz etkiliyor. Kullanıldığı bahçelere dahi 20 gün herhangi bir hayvanın girmesi yasaklanıyor. Biz ise gıda tesislerinde kullanıp ertesi gün çalışmaya devam ediyoruz. Hiçbir önlem alınmadan işyerleri tarafından tarım ilacı alınıp kendi personeline uygulama yaptırılıyor. Bu durumda hem personel hem de o firmadan gıda malzemesi alan müşterisi ciddi tehdit altında kalıyor. Bu konudaki denetimler artırılıp ruhsatsız çalışan firmalar elenmeli. Biz de komite olarak bu konuda mücadele başlatacağız. Mersin’de toplamda 37 adet ruhsatlı ilaçlama firması bulunmakta. Lokantacılar Odası, Pastaneler Odası gibi sektörel Odaların başkanları ile bir araya gelip üyelerine bu firmaların tanıtımı ve bu sektörün önemine yönelik tanıtımlar yapmayı planlıyoruz. Sektörde bilinçlenme önemli.” “Döviz kuru bizi de etkiledi” Biyosidal sektörünün son dönemlerdeki döviz kuru hareketliliğinden olumsuz etkilendiğine de değinen Kocakaplan, kullanılan ilaçların tamamının ithal olduğunu ve en küçük bir kıpırdanmanın girdi maliyetlerini yukarı çektiğini söyledi. Yılbaşında ilaçlama ihalesine çıkıldığını anlatan Kocakaplan, yıllık sözleşme yapıldığını ve bir yıl hizmetin sonunda Aralık ayında kesilen faturanın fiyatının bir yıl öncenin fiyatıyla örtüşmemesinin sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Kocakaplan, “Maalesef bir yıllık artışın tüm yükünü firmalarımız üstlenmek durumunda kalıyor” diye konuştu.
Emlakçılar kayıtdışı ile mücadelede kararlı
M
TSO 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Nurettin Su, önümüzdeki süreçte önceliği kayıtdışı ile mücadeleye vereceklerini söyledi. Su, bu mücadelede başarılı olmalarında Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliğin sektöre getirdiği standartların büyük kolaylık sağlayacağını vurguladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Nurettin Su, sektörün gelişimini desteklemek adına bir dizi çalışma yürütüp sektör sorunlarına çözüm üretmek istediklerini söyledi. İlk olarak 5 Haziran 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikle ilgili değerlendirme yapan Su, Yönetmelik ile bir adresi, ofisi dahi bulunmayan kişilerin sektörde çalışmasının önüne geçildiğini, bu sayede belirli standartlar getirildiğini söyledi. Yönetmeliğin getirdiği standartlar öncesinde kayıt dışı çalışan kişilerin sektörü zedelediğini, bir kişinin birden çok kişiye aynı daireyi satıyor gibi gösterip kapora alıp dolandırabildiğini belirten Su, “Yeni yönetmelikle kayıtsız çalışmanın önüne geçilecek. Ticaret İl Müdürlükleri yetki belgesi bulunmayan firmalara ağır yaptırımlar uygulayacak” dedi. Su, komite olarak kayıtdışı çalışan sektör temsilcilerinin tespiti noktasında titiz bir çalışma yürütüp Ticaret İl Müdürlüklerine destek olmayı planladıklarını vurguladı. “Halkı bilinçlendireceğiz”
Komite olarak yeni gelişmelerle ilgili halkı bilinçlendireceklerini de anlatan Nurettin Su, ilk olarak Ticaret İl Müdürlüklerinden yetki belgesi bulundurulması zorunluluğu ile ilgili yazıyı site yönetimlerine ve kapıcılarına dağıtacaklarını söyledi. Ardından kayıtdışının önüne geçebilmek adına yeni Yönetmeliğin getirdiği bu standartları anlatan toplantılar düzenleyebileceklerini, AVM’lerde stant kurup etkinlikler yapabileceklerini kaydeden Su, “Aslında bu toplantılara önce sektör temsilcilerimizi
MTSO 07 CMYK
bilgilendirerek başladık, sırada halkı bilinçlendirmek var” diye konuştu. Sözlerine sektörün gelişim sürecini özetleyerek devam eden Su, şöyle konuştu: “Cumhuriyet tarihinde emlakçılık mesleği ilk kez yasalar karşısında bir sektör olarak tanındı. Bu meslek geçmişinde tellallık ya da simsarlık olarak adlandırılıyordu. Bir masa ve bir kasası olan herkesin bu işi yapabileceğine inanılıyordu. Ancak Türkiye’de inşaat sektörünün gelişmesi, toplu konutların yapımı, nüfus artışı ve köyden şehre göçlerin etkisiyle sektör hızla gelişti. Örneğin geçmişte konut kredisi yokken bugün öyle bir kavram var. Geçmişte ilkokul mezunları ya da emeklilerin yaptığı bir işken bugün sektörde bu işi yapanların büyük bölümü üniversite mezunu. Bu gelişimlerden yola çıkarak sektörümüzün artan temsilci sayısıyla birlikte bağımsız bir komite olarak değerlendirilmesi gerektiği inancı ile bu yıl bağımsız bir komite olarak kurulduk. Sektörün ihtiyaçlarını tespit edip sorunlarını çözme arzusundayız.” “Emlakçılar da KOBİ kabul edilmeli”
Komite olarak önceliği sektörün sorunlarına vereceklerini anlatan Nurettin Su, hükümet tarafından sektör adına bir takım adımlar atılmasını memnuniyetle takip ettiklerini ancak bazı eksikler bulunduğunu ve bu eksiklerin giderilmesi mücadelesi vereceklerini de söyledi. Öncelikli sorun olarak emlak sektöründe faaliyet gösteren firmaların KOBİ olarak kabul edilmemesini gösteren Su, “Sigorta firmaları KOBİ kabul edildiği için KOSGEB destekleri de dahil olmak üzere KOBİ’lere sağlanan bir çok destekten faydalanabiliyor. Oysa biz yararlanamıyoruz. KOBİ olarak kabul edilmemiz adına çalışacağız” dedi. Ardından Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikle ilgili değerlendirme yapan Su, sektörün artık ciddiyetinin farkına varılması, gelişimi adına bir adım atılmış olmasını büyük mem-
nuniyetle karşıladıklarına değindi. Ancak bu yönetmelikte bir takım eksikler bulunduğunu da vurgulayan Su, yönetmeliğin icrasında yaşanan eksiklerin giderilmesi adına takipçi olacaklarını söyledi. “Yasaların verdiği sorumluluklarla uygulama örtüşmeli”
Yeni çıkan Yönetmelikle ilgili yaşanan sıkıntılardan bazılarını Nurettin Su şöyle özetledi: “Örneğin yeni Yönetmelik, emlakçıya satacağı ya da kiralayacağı emlakla ilgili tüm belgeleri müşterisine gösterme, detaylı bilgi verme zorunluluğu getiriyor. Emlağın çevresinde şu cami, bu okul, hastane var diye tarif edilecek. Emlak üzerinde kısıtlayıcı şerh var mı yok mu bilgisi verilecek. Hatta gayrimenkul satılırken üzerinde elektrik, su borcundan dolayı tutan ya da satın alanı kısıtlayan bir durum var mı bilgilendirecek diyor. Bunun uygulamasına geldiğimizde bu bilgilere ulaşamadığımız için bilgi de veremiyoruz. Elektrik su borcunu sorgulamak istediğimizde Kişilerin Haklarını Koruma Kanunu’na göre bilgilendirme yapılmıyor ya da Tapu Müdürlüğü’ne gidiyorsunuz aynı kanun gerekçesiyle tapu üzerinde şerh olup olmadığını öğrenemiyorsunuz. Bu bilgilerin verilmesi için gayrimenkul sahibinden vekaletimiz olması gerekiyor. Bize böyle bir vekaleti veren de olmuyor, çünkü yeni çıkan Yönetmelikte bilgilendirme yapmamız istenmesine rağmen vekalet alma zorunluluğu getirilmemiş. Kimse bizimle notere gelip de vekalet vermiyor. Yönetmelik bizi bu bilgilerden haberdar olmamız noktasında sorumlu tutuyorsa bilgilere ulaşabilmemizde kolaylık sağlaması adına da zorunluluklar getirmeli.” “Komisyonlarla ilgili düzenlemeye gidilmeli”
Bir diğer sıkıntıyı komisyonlar noktasında yaşadıklarına değinen Nurettin Su, yeni yönetmeliğin komisyonun satış sonrasında hak
edilebileceğini söylediğini oysa satış sonrasında komisyonun tahsil edilebilme ihtimalinin zorlaştığını anlattı. Satış sonrası para ödenmezse tahsilatı sağlayacak bir yaptırım bulunmadığını kaydeden Su, “Alım satım sözleşmesinin yapılması uzlaşmanın sağlanması anlamına gelip emlakçı komisyon hakkı kazanmalı” dedi. Yönetmelikle komisyonlardaki tarifelerde değişikliğe gidildiğini de bildiren Su, şunları söyledi: “Geçmişte, işlemin tamamlanmasıyla emlakçı yüzde 3 alıcı ve yüzde 3 de satıcıdan komisyon alırdı. Yeni düzenlemede bu oran alıcı ve satıcıdan yüzde 2’şer komisyona indirildi. Zaten hiçbir zaman uygulamada yüzde 3 olmaz, mutlaka indirim talep edilirdi. Şimdi bu yüzde 2 üzerinden feragat etmemiz gerekecek. Sektörde zaten ciddi bir kriz var ve konut kredi faiz oranları çok yüksek. O zaman piyasanın hareketlenip sektörün canlanması adına yasa çerçevesinde Ekim ayı sonuna kadar yüzde 2’den 1,5’a indirilen tapu harçları, Ekim ayından sonra da kalıcı olarak yüzde 1,5’tan devam etsin görüşündeyiz.” Avrupa’da yaşayan Türklere tanıtımın tam zamanı
Konuşmasının sonunda yurtdışında yaşayan Türklere tanıtımın tam zamanı olduğuna da değinen Nurettin Su, Avrupalıların Mersin’deki konutlara ciddi bir talep gösterdiğini hatırlatarak, “Döviz kurlarının yükselip Türkiye’den ev satın almanın cazip hale geldiği bir dönemde özellikle Türklerin yoğun yaşadığı Avrupa ülkelerine tanıtımı artırmayı planlıyoruz” diye konuştu. Yeni dönemde sektörün sorunlarına eğilme yanında özellikle döviz kurlarının yükseldiği bu dönemde ticareti canlandırmak adına yurtdışında yaşayan Türklere yönelmek istediklerini kaydeden Su, emekliliği yaklaşan ve Türkiye’ye geri dönmek isteyen kişilerin döviz kurlarının da kendilerine cazip gelmesi nedeniyle ev alma taraftarı olduğunu belirtip yurtdışında yaşayan Türklere tanıtım yapmak istediklerini söyledi.
Nurettin Su
MTSO 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı
KOBİ kabul edilmediğimiz için KOSGEB destekleri de dahil olmak üzere KOBİ’lere sağlanan bir çok destekten faydalanamıyoruz. KOBİ olarak kabul edilmemiz adına çalışma yürüteceğiz.
8
YIL: 20 | SAYI: 358 | 16 - 29 Eylül 2018 | www.mtso.org.tr
RÖPORTAJ
Silifke TSO, Liderlik Akademisi’ne hazırlanıyor Liderliğin ilham veren gücüne ve insanları etkileme becerisine odaklanan çeşitli eğitimöğretim etkinlikleri / seminerler / akademik oturumlar / paneller / B2B görüşmeler ve atölye çalışmalarıyla 3 gün boyunca tüm katılımcıların beşeri ve sosyal sermayelerine katkı vermeyi hedefliyoruz. Ayrıca, Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı’na gönderilen ve Bilim Kurulu’nca kabul edilen sınırlı sayıda seçkin çalışma, Çalıştay süresince “Akademik Oturumlar” bölümünde katılımcılarla paylaşılacaktır. Etkinliğe kabul edilen ve sunulan bildiriler, editörlü kitaplarda “Kitap Bölümü” olarak veya ulusal/uluslararası akademik dergilerde ‘Araştırma Makalesi’ olarak Ekim ayı içerisinde yayımlanacaktır. Etkinlikte sunulan bildiriler arasından Bilim Kurulu’nca belirlenecek olan ilk 3 çalışmaya ‘En İyi Bildiri Ödülü’ takdim etmeyi planlanmaktayız. Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı, bölgenin en geniş kapsamlı akademik etkinliği olarak hafızalarda yerini alacaktır. Detaylı bilgiye www.sitsoakademi.com adresinden de ulaşılabilmektedir. Nurettin Kaynar
Silifke TSO Yönetim Kurulu Başkanı
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası, 18- 20 Ekim 2018 tarihleri arasında düzenleyeceği Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı için geri sayıma başladı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katılımıyla düzenlenecek etkinlikte 3 gün boyunca katılımcıların beşeri ve sosyal sermayelerine katkı sağlanması hedefleniyor.
T
ürkiye’nin bilinirliği en yüksek ilçeleri arasında yer alan Silifke, tarımdan turizme madencilikten denizciliğe kadar çok geniş yelpazedeki ekonomik çeşitliliğiyle de dikkat çekiyor. Konumu ve altyapısıyla özellikle Arap yatırımcıların ilgi odağı olan ilçe, tarihi dokusuyla da yerli ve yabancı turistlere evsahipliği yapıyor. Kızkalesi ile turizmde, Silifke beji mermer cinsi ile madende marka haline gelen ilçe, yakın süreçte coğrafi işaret tescilini alacak Silifke yoğurdu ile de ilçenin bilinirliğini artırma yolunda ilerliyor. Kent ekonomisini değerlendiren Silifke TSO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Kaynar hedeflerini, “2023 iktisadi hedeflerine hızlı adımlarla ilerleyen Türkiye’de, iktisadi yarışa bütün unsurlarıyla birlikte katılmış bir şehir olabilmek için yerel yöneticilerimiz, kanaat önderlerimiz, üniversitemiz, siyasilerimiz ve merkezi yönetim ile aynı ortak paydada, birlikte faydalı çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz” sözleriyle anlatıyor. Kaynar hedefleri doğrultusunda ilçede hangi çalışmaları sürdürdüklerini MTSO Haber Gazetesi için şöyle anlatıyor: MTSO Haber: Silifke’nin ekonomik yapısı hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Öne çıkan sektörler hangileri?
Türkiye’deki 919 ilçe içerisinde Silifke’nin tanınırlığının türkülere de konu olması nedeniyle oldukça yüksek düzeyde olduğu düşünülmektedir. Silifke aynı zamanda çok çeşitli tarım ürünleri, turizm olanakları, farklı kültürel değerleri ve doğal güzellikleri nedeniyle de pek çok kişi tarafından bilinmektedir. İlçenin, Silifke Kalesi, Uzuncaburç ve Ayatekla Kilisesi gibi birçok tarihi mirasa sahip oluşu, farklı uygarlıkların ve medeniyetlerin izlerini görmek isteyen herkese kapıların sonuna kadar açılmasını sağlamakta ve ilçeyi ziyaret edenlere eşsiz kültürel zenginlikler sunmaktadır. İlçemizde yer alan Taşucu Limanı da oldukça önemlidir. Bu limandan KKTC – Girne, Lübnan – Tripoli ve Suriye – Tartaus, limanlarına düzenli olarak Ro-Ro/Yolcu ve Deniz Otobüsü Seferleri yapılmaktadır. Taşucu Limanı bölgedeki deniz ulaşımının önemli bir merkezi konumundadır. İlçemizin ekonomik yapısı tarıma dayalı olup yaş meyve ve sebze yetiştiriciliği önemli bir potansiyele sahiptir. İlçemizde 4 bin 840 çiftçi ailesi Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlıdır. 537 bin 504 dekarlık tarım arazisinin 160 bin dekarı sulanmaktadır. Tarım arazilerinin 30 bin 807 dekarı sebze üretiminde, 105 bin 284 dekarı meyve üretiminde, kalan 401 bin 413 dekarı tarla bitkileri üretiminde kullanılmaktadır. Silifke’nin ekonomisinin diğer bir ağırlıklı kolu da hayvancılıktır. Dağlık kesimlerin iklim ve bitki örtüsü yapısı küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine elverişlidir. Genellikle keçi türü yaygındır. Küçükbaş hayvan besiciliği daha çok dış satıma yöneliktir. Önceleri ovalık kesimde yapılan sığır besiciliği artık dağlık kesimlere de kaymaya başlamıştır. Arıcılık bazı ailelerin geçim kaynağı durumundadır. İlçemizden Rusya, Ukrayna, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Polonya gibi ülkelere tarımsal ürün ihraç edilmektedir. Bu ürünlerin başında çilek gelmektedir. Türkiye çilek ihracatının %70’i ilçemizden yapılmaktadır. Ürün Üretim alanı(dkr) miktarı(ton)
Çilek Limon Zeytin
MTSO 08 CMYK
18.100 21.500 28.750
Üretim
75.900 75.900 25.905
Domates Çeltik Antepfıstığı
18.250 10.590 3.750
204.400 7.325 552
İlçe ekonomisinin bir diğer yapı taşı ise mermerdir. Dünya literatürüne giren bir mermer cinsimiz mevcuttur. ‘Silifke Beji’ cinsi mermerimiz tüm dünyada talep görmektedir. Bu alanda da yıllık 20 milyon Dolarlık bir ihracatımız bulunmaktadır. İhracatı ağırlıklı olarak Çin, Hindistan gibi Uzak Doğu ülkelerine gerçekleştiriyoruz. Son yıllarda Ortadoğu ülkelerine de ihracata başladığımızı söyleyebilirim. MTSO Haber: Silifke TSO olarak çalışmalarınızı, varsa ilçenizde öne çıkan sektörlerin geliştirilmesine yönelik bugüne kadar yürüttüğünüz ya da yürütmeyi planladığınız projeleri anlatır mısınız?
Silifke ilçesi, doğal ve tarihi zenginlikleri ile eşsiz fırsatlara sahip, bilinirliği yüksek, marka kent olma potansiyeline sahip ve turizmin odak noktası olmaya aday bir yerleşim yeridir. Bozulmamış uzun sahil şeridi, geniş biyolojik çeşitlik sunan sulak alanları, merak uyandıran sosyo-kültürel yapısı, sorunsuz ve kolay erişilebilir olması gibi avantajlar sunan kamusal hizmet birimleri ile Silifke yaşanabilir bir kent imajı sergilemektedir. Yönetim Kurulumuzun üye tabanıyla olan iletişim ve etkileşiminde, özellikle meslek komitelerimiz önemli bir rol ve görev üstlenmektedir. Komitelerimiz, üyelerimiz ile yönetim mekanizması arasında bir köprü işlevi görmektedir. Aktif ve verimli çalışmaları sayesinde, sektörlerimizin ve üyelerimizin mevcut durumunu, sorunlarını ve taleplerini düzenli olarak almakta, çözümü için gerekli mercilere intikal ettirip kurumsal düzeyde takibini sağlamaktayız. Üyelerimizin kendilerini ve işlerini geliştirmelerine, kurumsallaşmalarına, dış pazarlara açılmalarına, araştırma-geliştirme çalışmaları ile bilgi ve teknoloji kullanımını artırmalarına yönelik program ve faaliyetlerimiz yoğunlaşarak devam etmektedir. Aynı şeklide Odamızın vizyonunun bir yansıması da üyeleri adına konjonktürü yakından izleyen, üyelerinin bir adım önünde giderek onların yolunu açan, global ölçeğe yayılmış rekabet ortamında, rakipleriyle eşit şartlar-
da mücadele etmeleri için katkı oluşturan bir meslek kuruluşu haline gelmektir. Diğer yandan, ilçemizin öne çıkan ya da gelişme potansiyeli olan sektörlerinin iyi analiz edilerek planlı gelişimleri ve ilimiz ekonomisine optimum düzeyde entegre edilmeleri sürecine Oda olarak çalışmalarımızla aktif biçimde katılım göstereceğiz. 2023 iktisadi hedeflerine hızlı adımlarla ilerleyen Türkiye’de, iktisadi yarışa bütün unsurlarıyla birlikte katılmış bir şehir olabilmek için yerel yöneticilerimiz, kanaat önderlerimiz, üniversitemiz, siyasilerimiz ve merkezi yönetim ile aynı ortak paydada, birlikte faydalı çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz. Silifke ekonomisi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iş dünyasının ve girişimcisinin omuzlarında yükselecektir. Bizlerin öncelikli görevi, çalışkan, fedakâr tüccar ve sanayicimizin yolunu açacak, ufkunu genişletecek çalışmalarda bulunmaktır. Bu önemli sorumluluğun bilincinde, elini taşın altına birlikte koyan Yönetim Kurulumuz ile birlikte, refah düzeyi ve sektörel gelişim grafiği her geçen gün yükselen, yarınlara güvenle bakan, üretim, katma değer ve istihdamını günden güne artıran bir şehir kimliğine kavuşabilmek için var gücümüzle çalışacağız. MTSO Haber: Üzerinde çalıştığınız Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı hakkında bilgi verir misiniz? Hedefiniz nedir ve bu kapsamda neler yapılacak?
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Mersin Üniversitesi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) işbirliğiyle, TOBB Başkanımız Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun teşrifleriyle 18-20 Ekim 2018 tarihlerinde Ulu Resort Hotel’de ‘Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı’ gerçekleştirileceğiz. Burada üniversite-sanayi işbirliğinin önemli adımlarından birini oluşturmak amacındayız. Bu etkinlik kapsamında tüm katılımcılara; Takım Oluşturma, Vizyon Sahibi Olma, Etik Davranma, Karizmatik Liderlik, Stratejik Düşünme, İşbirliğine Yatkın Olma, Koordinasyonu Gözetme, Kurumsallaşma ve İhracat Fikrini Geliştirme gibi konuları kapsayan Sertifikalı Eğitim Programı sunacağız.
MTSO Haber: Varsa bölgenizdeki yatırımlar ya da yeni yapılacak yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz?
Bölgemizde, şu anda en büyük yatırım nükleer santral inşaatıdır. Ayrıca, yine bölgemizdeki büyük yatırımlar arasında Avrupa’nın kapasite olarak en büyük çimento fabrikası olarak bilinen Eren Holding’e ait Medcem Çimento gösterilebilir. Üretiminin %90’ı yurtdışına gönderen tesisin yurtiçi payı %10’dur. Bunu da kendi hazır beton tesislerinde kullanmaktadır. Yakın zamanlarda ÇED raporunu alan Güç Çimento’ya ait bir çimento fabrikası da faaliyete geçecektir. Ülkemizin en büyük balık üreticisi ve ihracatçısı olan Kılıçlar Holding de ilçemizde yatırım faaliyetine başlamıştır. Balık üretim çiftlikleri, balık yemi üretim fabrikası ve balık ürünleri paketleme fabrikası olarak büyük bir yatırıma girmiştir. MTSO Haber: Silifke OSB hakkında kısaca bilgi varsa bu bölgeye yapılacak yatırımları anlatır mısınız?
Silifke Organize Sanayi Bölgesi (OSB), Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) 1997 yılı Yatırım Programına alınmış ve bin dönümlük alanın kamulaştırılması ile gerçekleşmiştir. Bölgede 68 (677 bin 473 m2) sanayi parseli vardır. Doluluk oranı %75’tir. Buna göre 49 firma faaliyet göstermektedir. Talepler artınca, genişleme ihtiyacı oluşmuş ve 1 milyon 250 bin m2’lik genişleme alanı belirlenmiş, Bakanlık nezdinde başvuruları yapılmıştır. Bölgede ağırlıklı olarak mermer ebatlama tesisleri bulunmaktadır. Diğer yatırımlar ise, süt ürünleri, yağ sanayi, araç üstü ekipman, yem, yer fıstığı işleme, plastik ürünler, şarap fabrikaları, balık yemi, hayvan çiğneme tableti fabrikaları şeklinde sıralanabilir. Yatırım talepleri genelde yurtdışı olarak, Arap ülkelerinden gelmektedir. MTSO Haber: Eklemek istedikleriniz...
İklim koşulları, Antalya, Mersin ve İç Anadolu illeri arasında köprü görevini üstlenen konumu, eşsiz doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla Akdeniz’in incisi Silifke, bir turizm kentidir. Silifke eşsiz tatlarıyla bir lezzet merkezidir. Yakın süreçte coğrafi işaret tesciline kavuşacak olan Silifke yoğurdu, Silifke’nin bilinirliğini artırma noktasında büyük katkı sağlayacaktır. Mermer ihracatıyla, Silifke beji mermer cinsiyle, kalitesi ve bilinirliği yüksek üretim kapasitesiyle Silifke bir sanayi kentidir. Silifke Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizler 110 yıldır olduğu gibi ilk günkü şevkle ve motivasyonla çalışmaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu belirtmek ister saygılar sunarım.