MTSO, YÖREX Fuarı’nda >4’te
Soyut ve somut eserler bu sergide buluştu >2’de
MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33
Odamız ve hedeflerimiz Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 20| |YIL: SAYI: 17 361 | SAYI: | 28298 Ekim| 6-19 - 10 Kasım ARALIK 2018 2015
MTSO Komite Üyeleri kampta bir araya geldi
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Komite Üyeleri arasındaki diyalogu artırmak adına geleneksel olarak yılda bir kez düzenlenen “MTSO Meslek Komiteleri Kampta” programı gerçekleştirildi. 12 – 14 Ekim günleri arasındaki etkinlik süresince Komite Üyeleri doğru iletişim ve networking oluşturmadan profesyonel yaşamda giyim kodlarına, kurumsal temsilden protokol kurallarına kadar birçok konuda uzmanlardan eğitim aldı. MTSO Komiteleri Kampı akşam saatlerinde düzenlenen Ritim Atölyesi ile başladı. Komite Üyeleri gerçekleştirdikleri ortak ritim çalışması ile grup olarak hareket etme, takım ruhu oluşturabilme becerisini geliştirebilme adına performans sergiledi. MTSO Komite, Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeleri seçimi sonrasında ilk kamp 12 – 14 Ekim günleri arasında Mersin’de Wonasis Otel’de düzenlendi. Ritim Atölyesi etkinliği ile başlayan kampta Komite Üyeleri gerçekleştirdikleri ortak ritim çalışması ile grup olarak hareket etme ve takım ruhunu geliştirebilme adına performans sergiledi. Kampın ikinci gününde açılış konuşmasını gerçekleştiren MTSO
Meclis Başkanı Hamit İzol, birlik ve beraberlik mesajı verdi. “Yıllar önce Meclis Üyelerimize dahi önem verilmez, tüm çalışmalar Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından yürütülürken bugün Meslek Komitelerimiz ön plana çıkıyor” dedi. Elbirliği ile Mersin’in sorunlarının çözümü yönünde çaba sarf edildiğini vurgulayan İzol, Komite Üyelerine, “Sizler üyelerinizi, bizler hep birlikte Mersin’i temsil ediyoruz” dedi. İzol, “Kimse Oda’dan uzak durmasın. Toplantılara katılıp mutlaka fikirlerimizi anlatalım” diye konuştu. Açılışın ardından ilk sunum ise MTSO Genel Sekreteri Abdulkadir Dölek tarafından gerçekleştirildi ve Komite Üyeleri Oda çalışmaları hakkında bilgilendirildi. Oda’nın birimlerini tanıtan Dölek, yürütülen projeleri anlattı. MTSO’nun görev aldığı yurtiçi ve yurtdışı organizasyonları hakkında bilgi veren Dölek, aynı zamanda eğitime yönelik yürütülen çalışmaları aktardı. Toplantının ikinci gününün açılışında ise MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Hepimiz Komitelerimizin Odamızın en önemli organları arasında yer aldığını biliyoruz. Komitelerimizin yaptığı çalışmalar bizlere yön veriyor. > 7’de
MTSO, sektörel sorunların çözümü adına lobi çalışmalarını hızlandırdı. İnşaattan yaş meyve sebzeye, komisyonculardan sevkiyatçılara kadar birçok sektörde yaşanan sıkıntıları rapor haline getiren MTSO Yönetimi, Ankara’da ilgili mercilerle temasa geçip raporları sunarak sorunların çözümüne önayak oluyor.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte Meslek Komiteleri ortak toplantılarına katılarak sektörel sorunları yakından takip ediyor. Sektörlerin taleplerini raporlar halinde ilgili mercilere taşıyan Başkan Kızıltan ve Yönetimi, sorunlara çözüm arıyor. “Sektörlerimizin sorunlarını Ankara’ya iletmek bizim en önemli görevimiz” diyen Kızıltan, düzenli olarak ger-
çekleştirdiği Ankara temaslarında gerek TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu gerekse ilgili bakanlıklarla bir araya gelip, dile getirdikleri sorunların çözümü noktasında takipçi olacaklarını söyledi. İlk olarak 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat, 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti ile 40 No’lu Genel İnşaat Faaliyetleri Meslek Komiteleri ortak toplantısına katılan Kızıltan, mevcut ekonomik konjonktürde özellikle inşaat
sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılı durumun nasıl aşılabileceğine ilişkin görüş alışverişinde bulundu. Bu zorlu sürecin atlatılması adına sunulan önerileri içeren bir rapor talep eden Kızıltan, sorunun çözümü adına gerekli temaslarına başladı. Başkan Ayhan Kızıltan, ardından Mersin Meyve ve Sebze Toptancıları Tüccarları Dayanışma Derneği’nde MTSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti
ile 2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitelerinin ortak toplantısına katıldı. Kamuoyunda ‘Hal Yasası’ olarak bilinen 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da yapılacak düzenleme öncesinde sektörün taleplerini dinleyen Kızıltan, bu talepleri de bir rapor haline getirip ilgili mercilere ileteceklerini bildirdi. >5’te
Pamuk üretimiyle Seomak Technology, ürettiği öne çıkan ülke: makinelerle ithalatın önüne geçiyor
S Levent Sait Özgören
Seomak Technology Genel Müdürü
Ç
alıştığı firmada kullandıkları ithal makinelerin kısa sürede bozulması Seomak Technology Genel Müdürü Levent Sait Özgören’in hayatına yeni bir yön verdi. Tamir etmek yerine makinenin kartlarını sil baştan yazan Özgören, bir süre sonra imalata da başladı. “Bu ülkeye bu makineden gelmeyecek, ben üreteceğim” hedefiyle yola çıkan Özgören, bugün geliştirdiği yazılımlarla, ürettiği makinelerle tarım sektörünün ihtiyaçlarına cevap veriyor. Görev aldığı firmada yaşadığı teknik aksaklıklar sonrasında Seomak Technology Genel Müdürü Levent Sait Özgören üretici kimliği kazanır. Bilgisayar
MTSO 01 CMYK
kontrollü tarım makineleri imal eden Özgören’in öncelikli hedefi yurtiçine satış yaparak ithalatın önüne geçmek olur. Üretim yaptığı 6 yıl içinde Türkiye genelinde hemen hemen tüm sera sahiplerini ürünleriyle tanıştıran Özgören, bir süre sonra dünya çapında faaliyetini sürdüren bir internet sitesini keşfederek yurtdışına da açılır. Akülü, bilgisayar kontrollü tarım makinelerinin yalnızca Türkiye’de değil dünyadaki ender üreticileri arasında yer alan Özgören, ar-ge ve personele yaptığı yatırmlar sonucunda dünyadaki üreticilerin de en zorlu rakiplerinden birisi haline gelir. > 8’de
ahra altı ülkeleri içerisinde güçlü bir ekonomik yapıya sahip olmamasına rağmen Benin, diğer Afrika ülkelerine açılan bir kapı olma özelliği ile öne çıkıyor. Tarım sektöründe güçlü olan Benin’de en çok üretilen ürün ise pamuk. Pamuk ihracatı ülke ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Ülkede tarım büyük ölçüde yağmura bağlı. Yağışların en yoğun olduğu dönem ise Haziran-Temmuz ayları. Son yıllarda çimento sektörü alt yapı yatırımlarından dolayı gelişmiş olsa da ülkede genel olarak sanayi sektörünün fazla gelişmiş olduğu söylenemez. Ancak bunun
MTSO’dan yaş meyve sebze sektörü için önemli proje >5’te
yanında hizmetler sektörü göze çarpan diğer önemli bir alan olarak gösterilebilir. Hizmetler sektörü içinde başta Nijer ve Nijerya ile yapılan ticaret ve nakliye ön plandadır. Bu noktada eğitim seviyesine de değinmek gerekirse ülkede eğitim seviyesinin, yetersiz yatırım nedeniyle son derece düşük düzeyde olduğu söylenebilir ancak birçok Sahra altı ülkeyle karşılaştırıldığında, son on yıl içinde eğitimle ilgili göstergelerin nispeten iyileştiği gözlenmektedir. 15 yaş üzeri nüfusta okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 48, kadınlarda ise yüzde 24 civarındadır. > 6’da
Almanya Ülke Tanıtım Toplantısı düzenlendi >5’te
Liseli gençlere girişimcilik anlatıldı
>2’de
KTTO, Mersin ile ticari işbirliğini arttırmak istiyor
K
ıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz başkanlığındaki KTTO Heyeti, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı (MTSO) ziyaret etti. Ziyarette, Kıbrıs ile Mersin arasındaki ticari işbirliğinin arttırılması gerektiğine dikkat çeken Deniz, “Bizim için ticaretin şah damarı Mersin Limanı’dır” dedi. Temaslarda bulunmak üzere Silifke ve Mersin’e gelen Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz başkanlığındaki heyet, Silifke Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen Çalıştay sonrası MTSO’yu ziyaret etti. Kıbrıs Heyeti, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı
Hamit İzol, Oda Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis ve Komite Üyeleriyle bir araya geldi. Ziyaret kapsamında KTTO Heyeti ile MTSO Üyeleri arasında ikili görüşmeler de gerçekleştirildi. Deniz: “Üyelerinizi Kıbrıs’a yatırım yapmak için cesaretlendirin”
Ziyarette konuşan KTTO Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz, tarihte ilk kez bu kadar kalabalık bir heyetin Türkiye’ye geldiğini belirtti. Gerçekleşen çalıştayın ve yapılan ziyaretlerin çok anlamlı olduğunu ve kendilerine moral verdiğini söyleyen Deniz, karşılaştıkları ilgiden de memnun kaldıklarını dile getirdi. > 4’te
2
YIL: 20 | SAYI: 361 | 28 Ekim - 10 Kasım 2018 | www.mtso.org.tr
İş fikirleri 54 saat içinde hayat buldu
Mersin Teknopark’ta bu yıl ikincisi düzenlenen Startup Weekend Mersin etkinliğine katılan 100’ü aşkın girişimci adayı 54 saat içinde iş fikirlerini hayata geçirme şansı yakaladı.
M
ersin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi bünyesindeki Girişimcilik Merkezi ‘Girişim Limanı’ ve Çukurova Kalkınma Ajansı işbirliğinde, aralarında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) da bulunduğu 7 farklı kurumun desteğiyle 19 – 21 Ekim günleri arasında Mersin Teknopark Binası’nda Startup Weekend Mersin etkinliği düzenlendi. Etkinlik çerçevesinde Mersin’in yanı sıra Adana ve Kayseri gibi çevre illerden de gelen 100’ü aşkın katılımcı oluşturdukları gruplarla 19 proje oluşturdu. Projelerin 17’sinin sunulduğu etkinlikte dereceye girenler Mersin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi bünyesindeki Girişimcilik Merke-
zi ‘Girişim Limanı’nda yer alan ofis ve laboratuarlardan 6 ay süreyle ücretsiz yararlanma hakkı kazandı. Mersin’de ikinci kez düzenlenen etkinliğin jüri üyeleri arasında MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş’ın yanı sıra TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Osman Kiper ile Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi Doç. Dr. Bahadır Sayıncı da yer aldı. Proje Yürütücüsü Mersin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Girişim Limanı Koordinatörü Selahattin Ciritci konuyla ilgili açıklamasında katılımcılara 54 saat devam eden etkinlik süresince iş modeli hazırlama, etkili sunum hazır-
lama, tasarım, yazılım gibi konularda eğitimler verildiğini bildirdi. İş fikri sahiplerine bu fikirlerini gerçeğe dönüştürebilmeleri adına neler yapmaları gerektiği konusunda yol gösterildiğini ifade eden Ciritci, “Eğitimler sırasında yeni fikirler ve yeni insanlarla tanışma fırsatı bulan katılımcılar yeni deneyimler yaşayarak unutulmaz bir 54 saat geçirme fırsatı buldu” dedi. Yalnızca bir fikirle etkinliğe katılan kişiler etkinlik süresince fikrine uygun kişilerle gruplar oluşturup takım halinde hareket ederek mentörler eşliğinde bu fikirlerin girişime dönüşmesi adına adımlar attı.
Mersin, tarımdaki tecrübesini Özbekistan ile paylaştı
M
TSO, Özbekistan’dan gelen tarım heyetini ağırladı. Görüşmede tarım ticaretinde Türkiye’ye göre henüz çok yeni olduklarını anlatan Özbek Heyet, Mersin’in dış ticaret tecrübesinden faydalanarak dış ticaret faaliyetlerini geliştirmek istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır ile birlikte Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü koordinesinde Özbekistan’dan gelen tarım heyetini ağırladı. Exper İnfo Danışmanlık Ajansı Başkanı İlkhom Ibragimov başkanlığındaki heyet, bölgelerindeki tarım ticaretini anlatırken heyet ile birlikte Mersin’e gelen Özbekistan Tarım Bakanlığı Tarımsal İşletmeleri
Yeniden Yapılandırma Ajansı Meyve – Sebze Sektörü Başkan Yardımcısı Babur Bekbulatov, ülkelerinde yatırımcılara sağlanan destekler hakkında bilgi verdi. Özbekistan’da yaş meyve sebze tarımının ağırlıklı olarak örtü altında yapıldığını ancak doğalgazın çok uygun fiyatlarla kullanılabiliyor olması nedeniyle maliyetlerin yükselmediğini anlatan sektör temsilcileri, bunun yanında verimli topraklara sahip olduklarını dile getirdi. Ülkelerinde yabancı yatırımcıya sağlanan destekleri ise Bekbulatov şöyle özetledi: “2008’de tarım şirketlerini yeniden yapılandırma ajansı kuruldu. Bu ajans tarım şirketlerine krediler konusunda yardımcı oluyor. Bu kredilerde devlet garantisi de var. Kredi dolar ile ve-
riliyor ve bu krediler yurtdışından alınacak makine ekipman için, meyve sebze işlenmesi ekipmanları, soğutma ekipmanları, taşıtlar için kullanılabiliyor. Sera kurulumlarının yüzde 70 finansmanını biz sağlıyoruz. Ayrıca son dönemlerde ülkemizde yapılan yatırımlarda olsun ithalat ihracatta olsun önemli destekler sağlanıyor. Arazi konusunda destek sağlanıyor. Suyumuz ve iklimimiz tarım için elverişli. Her türlü meyve ve sebze yetiştirilebilecek ortama sahibiz. İş yapmak isteyenler için uygun yasal zemin oluşturulmuş durumda.” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan bilgi ve tecrübe dahilinde her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtirken, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, “Ben Türkiye ve Özbekistan’ın tarımda birbirini tamamlayan çalışmalara imza atmasını diliyorum. İklim koşullarımız benzerlik gösteriyor. Ayrı ürünleri üretip rakip olmamalı, birbirimizi tamamlayan farklı çeşitlere yönelmeliyiz” dedi. Çakır, aynı zamanda heyete, Özbekistan’da tarımın nasıl geliştirilebileceğinin ipuçlarını da verdi.
Liseli gençlere girişimcilik anlatıldı
T
OBB Mersin İl Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Osman Kiper ve Başkan Yardımcısı Arda Balkış, liseli gençlerle bir araya gelerek girişimcilik hakkında bilgi verdi. ODTÜ Gelişim Vakfı Fizik Öğretmeni Hakan Öztürk’ün daveti üzerine okulun Girişimcilik Kulübü derslerine katılan Kiper ve Balkış, Kurul’un çalışmalarını anlattı. Konuyla ilgili bilgi veren TOBB Mersin İl Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Osman Kiper, “Ziyaretimiz sırasında kulüp dersine katılan 16 öğrencimizle tanıştık. Bir taraftan onların projelerini dinlerken diğer taraftan kendi çalışmalarımız hakkında bilgi verdik. Önümüzdeki süreçte birlikte neler yapabileceğimizi konuştuk” dedi. Görüşmede özellikle bu yıl çağrısına çıkacakları ‘Fikir Otobüsü Lise Projesi’ üzerinde durduklarını kaydeden Kiper,
“Bu Projemiz için yıl içinde Mersin il ve merkez ilçelerinde meslek liseleri, teknik meslek liseleri, fen liseleri ve özel okullarda çağrıya çıkacağız. Gençler buraya projeleri ile katılıp sunum yapacak. Başarılı görülen proje sahiplerine girişimcilik eğitimleri vereceğiz” ifadelerini kullandı. Liselerarası Girişimcilik ve İş Fikirleri Yarışması’na yönelik bilgi aktardıklarına da değinen Kiper, aynı zamanda gençlerle gerçek girişimcilik başarı
hikayelerini paylaştıklarını, kendilerini hazırladıkları projeler konusunda yönlendirdiklerini, girişimcilikle ilgili yerel fırsatları ve ulusal destekleri anlattıklarını söyledi. Ayda bir kez kulüp derslerine katılmayı planladıklarına da dikkat çeken Kiper, bu alandaki mentörlerle tanıştırıp destek vermelerini sağlayacaklarına, genç girişimcileri getirerek tecrübe paylaşımı yaptıracaklarına değindi.
Dijital çağda iletişim sempozyumu gerçekleştirildi
M
ersin Üniversitesi İletişim Fakültesi ev sahipliğinde İletişim Fakültesi Dekanlar Konseyi (İLDEK) ve İletişim Araştırmaları Derneği (İLAD) işbirliğiyle Uluslararası Dijital Çağda İletişim Sempozyumu düzenlendi. 18-19 Ekim günlerinde düzenlenen Sempozyum süresince İngiltere, Polonya, Mısır, Çin gibi çeşitli ülkelerden ve Türkiye’nin dört bir yanındaki iletişim fakültelerinden gelen akademisyen ve araştırmacılardan oluşan 218 bilim insanı, 139 bildiri sundu. İletişim alanında önde gelen akademisyenlerin, araştırmacıların ve lisansüstü öğrencilerin bir araya geldiği Sempozyumda farklı perspektiflerden yeni düşünceler ortaya kondu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) da destek veren kurumlar arasında yer aldığı Sempozyumun açılışında konuşan Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Senem
Duruel Erkılıç dijitalleşmenin, iletişimin her alanına yaptığı etkiye değinerek, “2017 yılında düzenlenen 25. İletişim Fakülteleri Dekanları Toplantısında iletişim alanındaki akademisyenleri bir araya getirerek ortak bilgi paylaşımı ve üretimini desteklemeyi amaçlayan bir sempozyum düzenleme fikri gündeme gelmişti. O toplantının sonucunda bu sempozyumun Üniversitemizde Fakültemiz ev sahipliğinde yapılmasına karar vermiştik. İLDEK’in geleneksel olarak düzenlemeyi planladığı bu sempozyumdizisininilkineevsahipliğiyapmaktan onur duyduğumuzu belirtmek isterim” dedi. Yaşadığımız çağın, iletişim teknolojilerinin her gün yenilikler getirdiğini belirten İLAD ve İLDEK Başkanı Prof. Dr. Aysel Aziz ise, “Çağımız, iletişim teknolojilerinin her gün yenilikler getirdiği bir çağ. Burada da; bu önemli konuda
iletişim akademisyenleri ile sektörü bir araya getirmeyi amaçladık” dedi. Prof. Dr. Aziz, Mersin Üniversitesi başta olmak üzere katkı sağlayan herkese teşekkür ederek Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinin örnek bir sempozyum organizasyonuna imza attığını ifade etti. Konuşmaların ardından, aralarında MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Belice’nin de bulunduğu kongreye katkı sağlayan kurum ve kuruluş temsilcilerine Mersin Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Kaya ve İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Senem Duruel Erkılıç tarafından plaket takdim edildi. Sempozyumun açılışında konuşan İngiltere Bournemount Üniveritesi Doç. Dr. Salvatore Scifo ve Polonya Lodz Üniversitesi’nden Dr. Monika Kopytowska ise dijital iletişime etkilerine dair bir perspektif çizdi. Scifo sunumunda dijital çağda medyanın sunduğu iletişim fırsatları hakkında bilgi verirken Kopytowska dijital çağın ve bu çağda kullanılan dilin insanlar üzerindeki etkisine dikkat çekti. Açılış konuşmalarının ardından Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi, Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İspanya Malaga Üniversitesi öğrencileri tarafından Foto Safari etkinliği kapsamında çekilen fotoğraflardan oluşan serginin açılışı gerçekleştirildi.
Soyut ve somut eserler bu sergide buluştu M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO ) Sanat Galerisi bu kez, soyut ve somut öğelerin bir arada yer aldığı Ressam M. Ali Meriç ve Fotoğrafçı Berdan Karagöz’ün ‘Soyuttan somuta’ isimli fotoğraf ve resim sergisine ev sahipliği yapıyor. Yansıma ve deniz temalarında karışık teknik kullanılarak hazırlanan sergi, 31 Ekim’e kadar açık kalacak. M. Ali Meriç ve Berdan Karagöz, MTSO Sanat Galerisi’nde ‘Soyuttan somuta’ isimli fotoğraf ve resim sergisi açtı. Karışık teknikler kullanarak hazırlanan sergi, 20’şer fotoğraf ve resimden, toplamada 40 eserden oluşuyor. Yansıma ve deniz temalarında hazırlanan sergide karışık teknik ve fotoğraf teknikleri ön plana çıkıyor. Sanatseverlerin beğenisini toplayan serginin açılışına, MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Halil Kürek ile Yasemin Taş, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek, MTSO Başkan Danışmanı Orhan Çapan ve çok sayıda davetli katıldı.
Karagöz: “Martılar Ebruli Sularda”
Sergi açılışında konuşan Fo-
toğrafçı Berdan Karagöz, sergideki fotoğrafları 2016 yılında bir tesadüf üzerine çektiğini söyledi. Fotoğrafları bir akşamüzeri Müftü Dersi kenarında martıları izlediği sırada çektiğini anlatan Karagöz, su üzerinde farklı yoğunlukta ve çeşitlilikte yansımalar oluştuğunu ve bu yansımalardan çok etkilendiğini belirtti. Karagöz, o anda yaşadığı duyguları ise şöyle anlatı: “Daha birkaç dakika evvel tabanındaki çakıllar, taşlar görünen deredeki; çokta derin olmayan berrak suyun yüzeyine sanki görünmez bir el bir varil boya dökmüş gibiydi. Taban görünmez oldu. Martıların çok hafif ve edalı kıpırtılarla ebruli desenler oluşturduğunu fark ettiğimde hemen fotoğraf çekmeye başladım. Saat 16.49 dan 17.15 e kadar 26 dakika süren, bir ömürde bir daha yaşanamayacak olan bu olayda 152 fotoğraf çektim. Sergideki fotoğraflarım bu inanılmaz tesadüfün kanıtlarıdır.”
Meriç: “Resimlerimde boya ve fırça yok”
Ressam M Ali Meriç ise, Berdan Kakragöz ile yakın arkadaş olduklarını ve ortak sergi açma-
yı sevdiğini söyledi. Uzun yıllar yağlı ve sulu boya üzerine sergiler açtığını belirten Meriç, bu sergisinde ise fırça ve boya gibi enstrümanlar hiç kullanmadığını kaydetti. Bu sergisinin dünya genelinde bir ilk olduğunu vurgulayan Meriç, alışılmışın dışında bir teknik kullandığını söyledi. İlk kez 2005 yılında bu tekniği kullanmaya başladığını bildiren Meriç, kullandığı resim tekniğini ise şöyle açıkladı: “Metal üzerinde pürümüz kullanarak, metalin moleküler yapısını ısıyla değiştiriyorum ve bu şekilde figürler oluşturuyorum. Çeşitli aparatlarla mekanik müdahalede bulunuyor, yani kazıyarak resmimi tamamlıyorum. Bu da resimde hologram etkisi yaratıyor ve resmi hareketlendiriyor.” Önümüzdeki dönem projelerinden de bahseden Meriç, gelecek yıl ‘Abur cubur’ isimli bir sergi açmayı planladığını söyledi. Bu sergisinin de ilginç sergiler arasında olacağını söyleyen Meriç, “Üretmeyi seviyorum” dedi.
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
MERSİN TİCARETVE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekimaylarıiçindeikieşittaksitteödenmektedir.Süresiiçindeödenmeyenaidatvemunzamaidatlara6183sayılıAmmeAlacaklarıTahsiliUsulüHakkındaKanungereğinceaylık %2 oranındagecikmecezasıuygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir. Ayrıca Odamızwebsayfasından(www.mtso.org.tr.)ve GarantiBankasıkredikartıile6taksitteödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 02 CMYK
www.kartoncw.com Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 20 | SAYI: 361 | 28 Ekim - 10 Kasım 2018 | www.mtso.org.tr
Odamız ve hedeflerimiz
Sağlık ve sosyal konularda birçok merkez ve toplum merkezleri yaptırdık. Kamunun ihtiyaç duyduğu bazı yatırımlarda da yine Odamızın büyük katkıları oldu. Özellikle eğitime çok önem veriyoruz, bu anlamda da eğitim konusunda ciddi desteklerimiz oluyor. Kentin kültür ve sanat yaşamı ve gelişimine de önemli katkılarımız devam etmektedir. Eğitimi, sanatı ve sosyal yaşam kalitesini ekonominin dışında görmüyoruz. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü 12 yıldır aralıksız olarak Mersin Kenti adına veriyoruz. Sanat Galerimizde sanatçılarımızın güzide eserlerini sanatseverlerle buluşturuyoruz. Türkiye’de saygın bir organizasyon haline gelen Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin oluşumu ve bugünlere gelmesinde de önemli gayretlerimiz oldu. Tüm bu bütüncül gelişmelerin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. MTSO bu vizyon ve misyonla önce insan demeye devam edecektir.
Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun
Hedefler bir kurumun varlığının ve sürdürülebilir olmasının temel payandasıdır. Ancak daha da önemlisi doğru hedeflerin konulabilmesidir. İşte bu anlamda MTSO olarak bilimsel yöntemlerle hazırladığımız bir STRATEJİK PLAN VE ÇALIŞMA PROGRAMIMIZ var. Ve bunu basılı bir hale getirerek hem üyelerimiz hem de Mersinlilerle paylaşacağız.
M
eclisimizin, Yönetim Kurulumuzun, Meslek Komitelerimizin; Üyelerimizden, yani tabandan gelen doğru bilgilerle ortaya koyduğu ve profesyonel çalışanlarımızın sekreteryasında resmi bir formata kavuşan bu “Stratejik Plan ve Çalışma Programı”, gerçekçi ve ayağı yere basan bir vizyonu ortaya koyması anlamında çok önemlidir. Ben bu planların ve hedeflerin geniş bakış açıyla bakıldığında birçok farklı kurum ve kuruluşa da katkı sunacağına, kentin bütüncül gelişimine yarar getireceğine inanıyorum. Bu anlamda MTSO Stratejik Plan ve Çalışma Programı tekrar ve tekrar okumamız, gözden geçirmemiz ve hatırda tutmamız gereken, Odamızın icra gücü olan Yönetim Kurulumuz tara-
fından titizlikle takip edileceğinden hiç kimsenin şüphesi olmaması gereken bir yol haritasıdır. Hedefi olmayan geminin gideceği bir liman yoktur. Bu anlamda bu çalışma büyük bir vizyonun özüdür, uzun bir yolun kaldırım taşlarıdır. Bizden önceki yönetimlerin çok ama çok büyük emeği vardır. Bizim vizyonumuza da bizden sonraki kardeşlerimiz sahip çıkacaktır. Böylece Odamızın kurumsallığının sürdürülmesi sağlanacaktır. Bu anlamda bu çalışma sadece geçmişe saygı değil, geleceğe bırakılacak bir belgedir. Misyonumuz, üyelerimiz için uygun yatırım ortamı yaratmaktır
Yapılıyor olanlar ve gelecekte
Kızıltan: “Anamur ve Bozyazı üreticisi Türkiye’nin en başarılı çiftçileridir”
yapacaklarımız bu başyazıya sığmayacak kadar çok ve detaylıdır ve çalışma içinde anlatılmaktadır. En kısa sürede hem üyelerimizle hem de toplumla paylaşacağız. Basım çalışmaları devam ediyor. Ancak şunları ifade etmeden geçemeyeceğim. Üyelerimize çalışma içinde detaylı şekilde anlatılan doğrudan verdiğimiz hizmetlerin yanında, henüz çalışma içinde detaylı olarak bahsedilmemiş olsa da, organize sanayi bölgelerinin kuruluşu, serbest bölgenin kuruluşu, teknoparkın kuruluşu, şu an çok yeni olan tarım teknoparkının kuruluşu da Odamızın öncülüğünde olmuştur. Yani bizler üyelerimiz için uygun yatırım alanları ve ar-ge faaliyetleri için uygun ortamlar yaratmayı da kendimize misyon edin-
dik. Bunları hem üyelerimize hem de Mersin’e olan sorumluluklarımız olarak görüyoruz. İçinde bulunduğumuz çalışma döneminde, ihtiyaç duyulan sektörlerin bir arada faaliyet göstereceği sanayi siteleri ve sektörel siteler kurulması önceliklerimiz arasında yer alıyor. Tarım-Gıda Teknoparkı ve Endüstri Bölgesi yatırımlarının Mersin’e kazandırılmasında Valiliğimiz koordinatörlüğünde etkin rol üstlenmekteyiz. Önce insan demeye devam edeceğiz
MTSO olarak, yaşadığımız kente karşı sorumluklarımız olduğunu biliyoruz. Bu amaçla; Mersin’e bir ilkokul, bir meslek lisesi, bir Anadolu lisesi, bir anaokulu kazandırdık.
Silifke’de Liderlik Akademisi düzenlendi Silifke Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayın açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Silifke’nin ekonomiye katkılarını özetleyerek, ilçeyi yoğurt ve çilek konusundaki tescil çalışmaları için tebrik etti.
Bereketli Kazanç Yılı etkinliğinde Anamur ve Bozyazı üreticisini Türkiye’nin en başarılı çiftçileri olarak gösteren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Çünkü bu üreticilerimiz muz ve çilekte bölgeyi bir dünya markası haline getirmiştir” dedi. le, bu milletin kararlı duruşu tüm dünyaya gösterilmiştir.” Torunoğlu: “Devletimize güveniyoruz”
A
namur Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Bereketli Kazanç Yılı Etkinliği düzenlendi. Bozyazı Yaş Meyve ve Sebze Hali’nde düzenlenen etkinliğe Mersin Valisi Ali İhsan Su, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Elvan, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın yanı sıra çok sayıda bürokrat ve sektör temsilcisi katıldı. Açılış etkinliği öncesinde Vali Su ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Elvan ile Sivil Toplum Örgütleri temsilcilerinin katılımıyla bir toplantı düzenlenerek Anamur’un sorunları masaya yatırıldı. Toplantı sonrasında gerçekleşen etkinliğin açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Anamur ve Bozyazı aklınıza gelebilecek her türlü sebze ve meyvenin yetiştirilebildiği, bereketli bir bölgedir. Ancak iklim şartlarının ve coğrafyanın yarattığı bereketin yanında Anamur ve Bozyazı üreticisinin emekleri de göz ardı edilemez. Anamur ve Bozyazı çiftçisi, Türkiye’nin en başarılı çiftçilerindendir. Çünkü çilek ve muz üretiminde
MTSO 03 CMYK
bölgeyi bir dünya markası haline getirmişlerdir” dedi. Elvan: “Oda ve Borsalar ülkenin geleceğine yatırım yapıyor”
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Elvan ise açılıştaki konuşmasında iş dünyasının, Oda ve Borsa temsilcilerinin Türkiye’nin geleceğine, yarınlarına yatırım yapmaya devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “Anadolu coğrafyamızın girişimcilik ruhunun temsilcileri olarak korkmadan, kendinden emin bir şekilde, cesaretle adımlarınızı atmaya devam ediyorsunuz. Yatırım yapıyorsunuz, üretim yapıyorsunuz, istihdam sağlıyorsunuz. Bizlerin görevi de sizleri bu yolda daha güçlü bir şekilde hedeflerinize ulaştırmaktır. Özelde Mersin’e, genelde bölgenin ve ülkenin ticaretine katkı sağlamak için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. 16 yıllık sürece baktığımızda çok büyük badireler atlattığımızı hepimiz biliyoruz. İnanılmaz sıkıntılar çektik, büyük engellerle karşı karşıya kaldık. Ama sizlerin güçlü desteğiy-
Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ferudun Torunoğlu ise son dönemlerde döviz kurlarındaki ve faizlerdeki artışın, zirai üretimdeki girdileri arttırdığına işaret ederek, “Anamur – Bozyazı Sebze halleri bizim darphanemiz. Ülke ekonomisinin can damarları en önemlisi istihdam yaratıcı merkezleridir. Son dönemlerde döviz kurlarındaki ve faizlerdeki artış, zirai üretimdeki girdileri arttırmış olup, hem üreticileri, hem de komisyoncu, sarartma ve paketleme tesislerini olumsuz etkilemektedir” dedi. Bacasız sanayi olarak adlandırılan tarımın bitmesi halinde tarıma dayalı sanayinin de biteceğine dikkat çeken Torunoğlu, “Bizler devletimize güveniyoruz. Bu olumsuzluğun tez zamanda azalacağı inancındayız” ifadelerini kullandı. Anamur Ticaret ve Sanayi Odası olarak 2019’da mera arazilerinin hazineye devrinden sonra Anamur – Bozyazı – Aydıncık Bölgesi’ne hitap edecek tarıma dayalı bir Organize Sanayi Sitesi için çalışmalara başladıklarını bildiren Torunoğlu, bu isteklerinin 1 – 2 yıl gibi kısa bir sürede hayata geçeceğine inandıklarını vurguladı. Su: “Mersin tarımsal üretimiyle ön sıralarda”
Mersin Valisi Ali İhsan Su ise Mersin’in 9 milyar liralık üretimi ile tarım ürünlerinde Türkiye de ilk sırada olduğunu söyledi.
Biz Türk iş dünyası olarak, özelinde Mersin iş dünyası olarak, sorunlara kızmadan ülkemizin zenginliği, milletimizin toplumsal huzuru olmaya devam edeceğiz. Ekonomi başta olmak üzere, eğitimden bilimsel gelişmelere, kültür ve sanattan spora, sağlıktan çevreye, demokrasiden yaşam kalitemize her alanda çözümün parçası olmaya, katkı koymaya devam edeceğiz. Mersin iş dünyası olarak gelecekten umutluyuz ve ülkemizin ve milletimizin parlak geleceğine inanıyoruz. Yarın 29 Ekim. Büyük Atatürk ve atalarımızın 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Cumhuriyeti ilan ettiği ve küllerinden doğduğu bir gündür. Bu, bizim en büyük motivasyonumuzdur. Yokluk yıllarında bu devleti kurduysak, bugün var olan bu gücümüzle, bu birikimlerimizle çok daha büyük işleri yapacak güçteyiz. İnanıyoruz, başaracağız… Bu vesileye Mersin iş dünyasının, tüm üyelerimizin, Mersinlilerin ve aziz milletimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.
S
ilifke Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO), Mersin Üniversitesi ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi işbirliğiyle, Liderlik Akademisi ve Strateji Çalıştayı düzenlendi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Tufan Erhürman, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Elvan, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz ve çok sayıda davetlinin katıldığı Çalıştayda MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’a katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi. Çalıştay’ın açılışında konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nı, ortaya koyduğu vizyonundan dolayı tebrik etti. Hisarcıklıoğlu Silifke’yi yoğurt ve çilek konusundaki tescil çalışmaları için kutlayarak şunları söyledi: “Odamız Türkiye çapında bir ilki yapmış. Bununla da yetinmemiş. Silifke Ekonomik İşbirliği Konseyi’ni kurmuş. Böylece Silifke’yi bir marka haline getirmeyi hedeflemiş. Yine Silifke çileği, sadece Türkiye’de değil dünyada da tanınıyor. Ama tanınmak yetmez. Bunu koruyup, daha fazla kazanca dönüştürmek de lazım. İşte bunun için de Odamız, Silifke çileğine coğrafi işaret almak için de çalışıyor. 110 yıllık köklü bir geçmişe sahip Silifke TSO’muza da bu yakışırdı zaten. Tüm bu vizyoner işlere imza atan
Silifke TSO ile iftihar ediyor, Başkanımızı, Yönetimini, Meclisini ve çalışma arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Yine burada beni çok mutlu eden bir tablo daha var. Herkes bu organizasyon için elini taşın altına koymuş. Mersin TSO, Mersin DTO, Mersin Üniversitesi, TOBB ETÜ ve Sayın Valimize, verdikleri destek için teşekkür ederim. Oda ve Borsalarımızın, TOBB ETÜ ile yakın ilişki içinde olması çok önemli. Unutmayın, burası sizin, yani Türk iş dünyasının üniversitesi.” “Silifke köprü vazifesi görüyor”
Silifke’nin; Kıbrıs’ı, Akdeniz’i, Anadolu’ya bağlayan bir köprü olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Silifke’de sanayi, tarım, hayvancılık ve turizm potansiyeli bulunduğunu anlattı. TOBB Başkanı, Silifke ovası ve seralar sayesinde, yılda 3 ürün alındığından söz ederek, “Her şey yetişiyor ama en önemlisi çilek ve limon. Son geldiğimde Odamızın yeni hizmet binasının açılışını gerçekleştirmiştik. O zaman fiziki kapasite tamam, şimdi sıra hizmet kapasite ve kalitesini artırmakta demiştim. Odamız hemen harekete geçti, akredite Oda haline geldi. Silifke TSO vizyoner çalışmalarıyla camiamızı gururlandırıyor. SİTSO Akademi de bunun en güzel örneği” dedi. Erhürman: “Strateji, vizyon ve amaç varsa etkisini gösterir”
KKTC Başbakanı Tufan Erhür-
man ise konuşmasında vizyon ve amacın önemine işaret ederek, bunun belirlenmesi halinde stratejinin etkisinin görüleceğini kaydetti. Temel vizyonlarının halkın varoluşu ve daha ileri götürülmesi olduğunu ifade eden Erhürman şöyle konuştu: “Halkımızın sosyal ve ekonomik kalkınması en önemli varoluş mücadelemiz. Ekonomik varoluşu sağlayamazsanız, var oluşunuz bir risk altındadır. Bir yandan çözüm anlamında halkımızın haklarını korurken, diğer yandan da halkımızın ekonomik ve sosyal kalkınmasını sağlamamızın gerekliliğini ortadadır. Siyasi eşitlik olmazsa olmazımızdır. Kıbrıs sorununu adil ve kalıcı bir formülle çözülmesini istiyoruz.” Kaynar: “Silifke; tarım, turizm ve ihracat kenti”
Silifke TSO Başkanı Nurettin Kaynar da konuşmasında ilçenin marka kent potansiyelinden söz ederek, tanınırlığı açısından ön sıralarda yer aldıklarından söz etti. Silifke’nin turizm, tarım ve ihracat kenti olduğunu anlatan Kaynar Silifke yoğurdu ve çileğinin yakında coğrafi işarete kavuşacağını bildirdi. Deniz: “Silifke’nin gayretini çok değerli buluyorum”
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz ise, strateji geliştirebilmek ve liderlik yapabilmenin çağın en önemli konularından birisi olduğunu belirterek, Silifke’nin konuyla ilgili bilim insanlarını iş dünyası ile buluşturma gayretini çok değerli bulduğunu ifade etti. Türkiye ile KKTC arasındaki ticaretin kotasız ve sınırsız olması gerektiğine de değinen Deniz, bu hedefe ulaşmak için plan ve programa ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
4
YIL: 20 | SAYI: 361 | 28 Ekim - 10 Kasım 2018 | www.mtso.org.tr
MTSO, YÖREX Fuarı’nda
Enerji Kümesi Ur-Ge Projesi ilk aşama tamamlandı
M
TSO, her yıl olduğu gibi bu yıl da YÖREX’teki yerini aldı. Anadolu kentlerinin yöresel ürünlerinin tanıtımına önemli katkı sağlayan YÖREX’te bu yıl Mersin standında kerebiçten, cezeryeye, humustan nar ekşisine, turunç reçelinden kaya koruğu turşusuna kadar 29 farklı yerel lezzet tanıtıldı. Antalya Ticaret Borsası öncülüğünde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteğiyle Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), Anfaş Fuar Merkezi’nde 24 – 28 Ekim günleri arasında düzenlendi. Bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilen Fuar’a 72 ilin yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de yöresel ürünleriyle destek verdi. 500’e yakın katılımcının yer aldığı YÖREX’te 252 kurum, 135 Oda ve Borsa’nın yanı sıra 19 da kalkınma ajansı yöresel ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sundu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Fuar’da Çukurova Kalkınma Ajansı ev sahipliğinde Adana ile birlikte yer aldı. MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hacı Halil Kürek’in de açılışına katıldığı fuarda Mersin, ürünlerini 100 metrekarelik stantta sergiledi. Kenti kurum olarak MTSO, Tarsus TSO, Erdemli TSO, Tarsus Ticaret Borsası, Tarsus Ziraat Odası temsil ederken; Dondurmacı Halil, Arabağa Kahve, Yurtsever Özel Turşuları, Köse Balcı Zeytincilik,
Orhan Humus, Cankat Çoban Helvası, Batur Tarım ile Eğriçayır Bal ise ürünlerini tanıttı. Ziyaretçilere tattırılan ürünler büyük beğeni topladı. Firmaların Mersin adına tanıttıkları yerel lezzetler şöyle: “Cezerye, Atom cezerye, kerebiç, kabak tatlısı, Türk kahvesi, kapari turşusu, nar ekşisi, kudret narı, harnup kahvesi, harnup marmeladı, harnup pekmezi, deniz börülcesi turşusu, kaya koruğu turşusu, çökelek, zeytinyağı, Sarıulak zeytini, kuru sele zeytin (tuzsuz), acılı ezme, dut pekmezi, elma sirkesi, turunç reçeli, harnup unu, humus, Bozyazı kavutu (çoban helvası), soğuk pres şifalı bitkisel yağlar (%100 saflıkta), tıbbi aromatik yağlar, poliflurolalı çiçek balı (Mersin Toroslar), Propolis ve limon.” Fuarla ilgili değerlendirme ya-
pan MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Halil Kürek, özellikle coğrafi işaretli ürünlere dikkat çekti. Coğrafi işaretli ürünlerin hem ürüne hem de işaretlendiği coğrafyaya önemli katkılar sağladığına değinen Kürek, “Böylesi uygulamalar ürünlere standart getiriyor, kalitesini artırıyor. Bu nedenle ürün adına önemli. Aynı zamanda işaretlendiği kentin, coğrafyanın tanıtımına katkı sağlıyor, bu da kent adına önemli” dedi. YÖREX gibi fuarların coğrafi işaretli ürünlerin sesinin duyurulması, tanıtımının yapılması adına çok önemli olduğunu vurgulayan Kürek, böyle mecralarda yapılacak tanıtımlar ve coğrafi işaretli ürün başvurularının sayısının artırılmasının tüm Türkiye ve Avrupa pazarı tarafından bilinirliğin artmasına da katkı sağlayacağına dikkat çekti.
M
ersin Endüstri Sinerjisi – Enerji Sanayisi için Kümelenme Ur-Ge Projesi’nin ilk aşaması tamamlandı. İlk aşama sonucunda oluşan İhtiyaç Analizi Sonuç Raporu Küme Üyeleriyle paylaşıldı. Projenin ikinci aşamasında ihtiyaç duyulan eğitimler verilerek örnek ülke ziyaretleri gerçekleştirilecek. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Projeler Müdürlüğü tarafından hazırlanan Ur-Ge Projesi’nin tamamlanan ilk aşaması sonunda İhtiyaç Analizi Sonuç Raporu Tanıtım Toplantısı düzenlendi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan başkanlığında bir araya gelen Küme Üyeleri rapor hakkında bilgi alıp projenin ikinci ayağında neler yapılacağını öğrendi. Başta enerji sektörü olmak
üzere dünya genelindeki büyük montanlı işlerden daha büyük pay alabilmek adına bir araya gelen küme üyelerinin yürütülen projenin ilk aşamasının sonunda mevcut pozisyonları belirlendi. Tek başlarına ve birlikte hareket etmeleri halinde hangi ürünlerin üretimini gerçekleştirebildikleri saptandı. Firma analizi yanında sektör analizleri, sektörlerin hangi standartları istediği ve küme üyelerinin bu standartları ne kadar yerine getirebildiği saptandı. Aynı zamanda bu aşamada rekabet analizi de gerçekleştirildi. Dünyadaki örneklerle karşılaştırılarak tek başlarına ya da birlikte hareket edilmesi halinde firmaların ulaşabileceği rekabet gücü ortaya kondu. Bu çalışmanın sonunda firmaların tümü faaliyetlerini hangi seviyede yürüttüğünü görme
fırsatı yakaladı. Saptanan durum tespiti ile birlikte büyük ihalelerden pay alınabilmesi için hangi yolun izlenmesi gerektiğine dair yol haritası çıkarıldı. Küme üyelerinin birlikte hareket edebilmesinin zemini hazırlandı. İkinci bölüm eğitim aşaması. Firmaların ihtiyacı olan alanlarda 4 ayda tamamlanacak bir eğitim dönemi başlayacak. Aynı süreçte örnek ülke ziyaretleri yapılacak. Bu dönemde küme üyelerine sektörel fuar ve zirvelere katılım imkanı da sağlanacak. Toplantı sonunda değerlendirme yapan Başkan Kızıltan, bu küme ile birlikte hareket edebilmenin öneminin kavrandığını, birlikte hareketle dünya genelindeki büyük çaplı işlerden pay alınabileceğini gerçeğinin daha net görüldüğünü söyledi.
Perakende sektörü, enflasyonla KTTO, Mersin ile ticari işbirliğini arttırmak istiyor mücadelede ‘Biz de varız’ dedi
T
ürkiye genelinde başlatılan enflasyonla mücadele çalışmalarına Mersinli perakende sektörleri temsilcilerinden de destek geldi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı perakende sektör temsilcileri enflasyonla mücadele kapsamında indirim kampanyaları için kolları sıvadı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) bünyesinde yer alan 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret, 8 No’lu Dayanıklı Tüketim Malları, 9 No’lu Bilgisayar, Elektrik Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları, 11 No’lu Tekstil Konfeksiyon ve Ayakkabı Ticareti ile 12 No’lu Mobilya, Halı ve Ev Eşyası Meslek Komitesi sektör temsilcileri MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan başkanlığında bir araya geldi. MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fuad Budur, Yönetim Kurulu Üyeleri Halil Kürek ve Yasemin Taş’ın da hazır bulunduğu toplantıda önümüzdeki süreçte sektör temsilcilerinin neler yapabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Kampanyaya destek vereceklerini dile getiren sektör temsilcileri indirim kampanyaları için neler yapılabileceğini masaya yatırdı. Enflasyonla mücadelede sorumluluk ve görev hepimizin
Toplantı sonunda konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan,
MTSO 04 CMYK
“Enflasyonla mücadeleyi ne tek başına kamu, ne de tek başına özel sektör yapabilir. Sorumluluk ve görev hepimizindir” diye konuştu. Fiyat istikrarının makro ekonominin durumunu yansıtan en önemli göstergelerden biri olduğuna dikkat çeken Ayhan Kızıltan, “Türkiye 2002’den sonra mali ve siyasi istikrarla birlikte fiyat istikrarı konusunda da çarpıcı bir iyileşme elde etmiş, enflasyonun tek haneli seviyelere düşmesi sağlanmıştır. Son dönemde döviz kurlarında yaşanan olağandışı hareketlerin de etkisiyle enflasyon oranı yeniden çift hanelere çıkmıştır” dedi. Artan enflasyonla birlikte bir taraftan alım gücü düşen vatandaşlar olumsuz etkilenirken diğer taraftan artan girdi maliyetleri ve faizler nedeniyle firmaların da sıkıntı yaşadığına değinen Kızıltan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu sıkıntıları aşmak için, Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından hazırlanan ve Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın liderliğinde başlatılan Enflasyonla Mücadele Programı’nı son derece önemli buluyor ve destekliyoruz. Zira enflasyonla mücadeleyi ne tek başına kamu, ne de tek başına özel sektör yapabilir. Sorumluluk ve görev hepimizindir.” “Enflasyonla mücadele işsizlikle de mücadeledir”
Enflasyonla mücadelenin aynı
zamanda işsizlikle, yüksek faizle ve artan girdi maliyetleriyle mücadele olduğunu da vurgulayan Ayhan Kızıltan, bu noktada Türk özel sektörünün devletle birlikte topyekun bir duruş sergileyerek elini taşın altına koyduğunu söyledi. Bu çerçevede TOBB ile birlikte yurt genelindeki tüm Oda ve Borsaların, her milli konuda olduğu gibi bu konuda da ülke çapında ortak bir dayanışma içinde hareket ettiğini kaydeden Kızıltan, “81 il ve 160 ilçede Odalarımız ve Borsalarımız Enflasyonla Mücadeleyi sahiplenmekte ve firmalarımızın en geniş şekilde katılımı için çalışma başlatmaktadır. Bu noktada özellikle vurgulamak isterim ki, bu mücadeleye toplumun tüm kesimleri ne kadar güçlü destek olursa, etkisi de o kadar büyük olur” dedi. “Tüm Oda üyelerimizin desteğini bekliyoruz”
Reel sektörden finans sektörüne, kamudan halka kadar, tüm Türkiye’nin aynı hedefe kenetlenmesi gerektiğini dile getiren Ayhan Kızıltan, sözlerini şöyle tamamladı: “Hepimiz tek yürek ve tek ses olursak, enflasyonla mücadelede de netice alacağımıza eminiz. Hem firmalarımızın hem de milletimizin, enflasyonla topyekun mücadeleye en geniş şekilde katılacağına inancımız tamdır. Biz de, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak siz değerli basın mensuplarımız kanalıyla, tüm Oda üyelerimizin desteğini ve bu kampanyaya katılımlarını rica ediyor ve bekliyoruz. İnanıyorum ki, Mersin olarak gereken fedakârlığı gösterip, ülkemiz ve milletimiz için başlatılan bu iktisadi mücadele de en ön cephede yer alacağız. Kamu ve özel sektör arasındaki bu güçlü koordinasyon ve istişareyle, içinden geçtiğimiz bu zorlu süreci de geride bırakacağız.”
K
ıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz başkanlığındaki KTTO Heyeti, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı (MTSO) ziyaret etti. Ziyarette, Kıbrıs ile Mersin arasındaki ticari işbirliğinin arttırılması gerektiğine dikkat çeken Deniz, “Bizim için ticaretin şah damarı Mersin Limanı’dır” dedi. Temaslarda bulunmak üzere Silifke ve Mersin’e gelen Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz başkanlığındaki heyet, Silifke Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen Çalıştay sonrası MTSO’yu ziyaret etti. Kıbrıs Heyeti, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, Oda Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis ve Komite Üyeleriyle bir araya geldi. Ziyaret kapsamında KTTO Heyeti ile MTSO Üyeleri arasında ikili görüşmeler de gerçekleştirildi.
Deniz: “Üyelerinizi Kıbrıs’a yatırım yapmak için cesaretlendirin”
Ziyarette konuşan KTTO Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz, tarihte ilk kez bu kadar kalabalık bir heyetin Türkiye’ye geldiğini belirtti. Gerçekleşen çalıştayın ve yapılan ziyaretlerin çok anlamlı olduğunu ve kendilerine moral
verdiğini söyleyen Deniz, karşılaştıkları ilgiden de memnun kaldıklarını dile getirdi. Kıbrıs ve Türkiye diye bir ayrımın olmadığını ve kendilerinin de Türk olduğunu belirten Deniz, iş birlikteliklerini geliştirmek, artırmak ve yeni iş birliklerine öncü olmak istediklerini vurguladı. İki ülke arasındaki ticaretin görünen ve görünmeyen tüm engellerini ortadan kaldırmayı hedeflediklerini aktaran Deniz, bunun için ilk olarak Nisan ayında TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nu ziyaret ettiklerini, buna karşılık Rıfat Bey’in de bir Çalışma Grubu oluşturulması önerisinde bulunduğunu, kurulan çalışma grubunun başkanlığını da Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanı Cihat Lokmanoğlu’nun yaptığına değindi. KKTC’nin yatırım olanaklarından da bahseden Deniz, Kıbrıs’a katma değeri yüksek, kaliteli yatırımlar beklediklerini vurguladı. Bu yatırımların gerçekleşmesi için MTSO gibi Odaların yardımına ihtiyaç duyduklarını belirten Deniz, “Kazanmak için çeşitli ortaklıkların kurulduğu dünyada, biz neden ilişki, ortaklık kurmuyoruz? Üyelerinize tavsiyelerde bulunun ve onları Kıbrıs’a yatırım yapmak için cesaretlendirin” diye konuştu. Öte yandan ürünlerinin sürekli
olarak Mersin Limanı’ndan geri döndüğü yönündeki şikayetlerin ardından Limanda bir toplantı yaptıklarını, bu toplantıdan da oldukça memnun olduklarını ifade eden Deniz, Mersin Limanı’nın Kıbrıs için hayati öneme sahip olduğunu ve ürünlerinin en büyük çıkış noktası olduğunu belirtti. Deniz, bu noktada ortaklıkların geliştirilmesi gerektiğini ve destek beklediklerini de sözlerine ekledi. Kızıltan: “Güçler birleşirse daha da güçleniriz”
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Kıbrıs ile ilişkilerin gelişmesinde iki önemli noktanın olduğunu söyledi. Bunlarından ilkinin, ticarette malların serbest dolaşımı için ortak çalışma yapılması olduğunu, ikinci konun ise ortak yatırımlar olduğunu belirten Kızıltan, iki Oda arasında bu konuları görüşmek üzere ilişkiler kurulması ve bir yol haritası hazırlanması gerektiğini vurguladı. “Güçler birleşirse daha da güçleniriz” diyen Kızıltan, iş birliklerinin artması için çalışmalar yapacaklarını ve bu konun takipçisi olacaklarını söyledi. İzol: “Bizim en yakın iş yapacağımız ülke KKTC’dir”
MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise, Kıbrıs ile her zaman iş birlikleri yapma niyetinde olduklarını ve Mersin’de KKTC’ye yoğun bir ilginin olduğunu söyledi. Mersin’de üretilen ürünlerle KKTC’de üretilen ürünler arasında bir fark görmediklerini vurgulayan İzol, “Sorunların ortadan kalkması ve ortak işler yapmamız gerekiyor. İki ülkenin beraber yapamayacağı iş yoktur. Bizim en yakın iş yapacağımız ülke KKTC’dir” dedi.
5
YIL: 20 | SAYI: 361 | 28 Ekim - 10 Kasım 2018 | www.mtso.org.tr
MTSO Yönetimi, sektörlerin Ankara’daki sesi olmaya devam ediyor
E
MTSO Yönetimi, sektörlerin taleplerini dinleyip bir taraftan sorunların çözümü diğer taraftan kent ekonomisinin canlanması adına çalışmalarını hızlandırdı.
konomide son dönemlerde yaşanan sıkıntıların olumsuz etkilerini en aza indirebilmek adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetimi sektör temsilcilerinin Ankara’daki sesi oluyor. Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Yönetim Kurulu Üyeleri düzenli olarak gerçekleştirdikleri Ankara temaslarında yetkililerle bir araya gelerek sektörlerin raporlarını sunup taleplerini dile getiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Başkan Kızıltan, şunları söyledi: “Komite toplantılarına katılıyor ve etkin şekilde raporlar alıyoruz. Sizlerle birlikte çok iyi bir çalışma yürütüyoruz. Komitelerimiz de bu işin üzerinde ciddiyetle duruyor. Bu çalışma çok önemli çünkü ne zaman Ankara’ya gitsem, ne zaman TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ya da hükümet yetkilileriyle görüşsem komitelerimizden gelen raporları sunuyorum. Kentimizin en önemli destekçilerimizden biri olan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekilimiz Sayın Lutfi Elvan, kendisine verdiğim raporlar sonrasında bu tür raporları periyodik olarak iletmemi istedi. Bu sayede sektörlerden, tabandan gelen gerçekçi sorunlarla daha sağlıklı yol haritaları çizebileceklerini vurguladı. Özetlemek gerekirse sektörlerimiz çalışacak üretecek, biz de sektörlerimize destek olacağız.”
İnşaat sektörü bankalarla yaşadığı sorunları dile getirdi
Bu çalışma prensibi doğrultusunda ilk olarak inşaat sektör temsilcile-
riyle bir araya gelen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bir taraftan sektörün içinden geçtiği süreç ile ilgili bilgi alırken diğer taraftan sektörün yeniden canlandırılması adına neler yapılabileceğine dair çözüm önerilerini dinledi. Yaşanan sorunların iki başlık altında toplanabileceğine değinen sektör temsilcileri, bunu bankalarla yaşanan sorunlar ve sektörde yaşanan genel sorunlar olarak sıraladı. İnşaat sektöründe yaşanan daralma nedeniyle bankaların sektör temsilcilerine olumsuz bakmaya başladığı anlatılan toplantıda, bu nedenle sektör temsilcilerine çek karnesi verilmediği dile getirildi. Vadesi dolan kredilerin kapatılması sonrasında yeniden açılmaması, rotatif kredilerin faiz oranlarının aşırı yükselmesi, banka çalışanlarının müşterileri hakkında yaptığı olumsuz konuşmalar nedeniyle bu firmaların diğer bankalar nezdinde de olumsuzluk yaşaması sıralanan diğer sorunlar arasında yer aldı. TOBB önderliğinde bir kampanya başlatılsın
Sektör temsilcileri toplantıda yaşanan genel sorunlara da dikkat çekerek ardından çözüm önerilerini sıraladı. İlk olarak İmar Affı düzenlemesinin 31 Aralık 2018 tarihine kadar uzatılması talebinde bulunan sektör temsilcileri diğer taleplerini ise şöyle dile getirdi: “1 – İmar Affı ödemelerinin vadeli olması, 2 – Anahtar teslimi ihaleli yapım işlerinde oluşan aşırı maliyet artışlarının karşılanabilmesine yönelik
düzenleme yapılması, 3 – Çek Yasası’nın yeniden gözden geçirilerek, içinde bulunduğumuz dönemde iş adamlarının oldukça zor durumda olmalarından dolayı, karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılması, 4 – Firmaların geciken vergi ve SGK ödemelerinden dolayı, Vergi Daireleri ve SGK’nın firma hesap, araç ve gayrimenkullerine e-haciz uygulaması, yapılandırma sonrasında da e-hacizi kaldırmaması firmaları zor duruma düşürmektedir. Bu uygulamaya düzenleme getirilmesi, 5 – İnşaat sektörüne destek amacıyla, konut satışlarını artırmaya yönelik TOBB önderliğinde bir kampanya başlatılması.” Komisyoncular, kendilerine yöneltilen suçlamalardan şikayetçi
Başkan Ayhan Kızıltan, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fuad Budur, Yönetim Kurulu Üyeleri Yasemin Taş ve Halil Kürek ile birlikte Mersin Meyve ve Sebze Toptancıları Tüccarları Dayanışma Derneği’nde MTSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti ile 2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komiteleri ortak toplantısına katıldı. Komisyoncular yaşadıkları sektörel sıkıntılara değinmeleri yanı sıra özellikle son günlerde kendilerine yöneltilen haksız suçlamalardan şikayetçi oldu. Son dönemlerde özellikle yaş meyve sebze fiyatlarındaki artışın sebebi olarak komisyoncuların gösterilmesinden büyük rahatsızlık duyduklarını vurgulayan sektör temsilci-
MTSO’dan yaş meyve sebze sektörü için önemli proje
M
TSO, kent ekonomisi için büyük önem taşıyan yaş meyve sebze sektörünün ekonomik ve sosyo-ekonomik gelişimine önemli katkı sunacak bir proje için Ulusal Ajans’tan hibe almaya hak kazandı. Sektörün Kalite ve Verimliliğini Artırmak için On-line Eğitim ve Deneyim Paylaşım Platformu Kurulması Projesi, Erasmus+ Programı Mesleki Eğitim Stratejik Ortaklıklar faaliyeti kapsamında 2018 yılı teklif çağrısı döneminde tüm Türkiye’den sunulan 199 proje arasından destek almaya hak kazanan 9 projeden biri oldu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) koordinatörlüğünde, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi
Odası (Almanya), Science4Life, (Messina Üniversitesi Spin-off) (İtalya) ve Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası ortaklığında Türkiye’nin yaş meyve ve sebze sektörüne yönelik “Sektörün Kalite ve Verimliliğini Artırmak için Online Eğitim ve Deneyim Paylaşım Platformu Kurulumu Projesi” hazırlandı. Oldukça geniş bir vizyonla hazırlanan Projeyle, kalite standartları, ortak ve geleneksel yöntemler (iyi tarım uygulamaları), kalıntı-pestisitler, paketleme, türlere göre taşıma standartları, soğuk zincir değerlerinin belirlenmesi (sıcaklık, nem, ön hasat sonrası ve hasat sonrası), tarımda endüstri 4.0 uygulamaları gibi
yetiştiricilikten ihracata kadar tüm süreçlerde kalite ve verimlilik kıyaslamasının yapılacağı spesifik bilgilerle donatılmış online eğitim ve deneyim paylaşım platformu kurulacak. Almanya ve İspanya’dan ortaklar ile yürütülecek olan Proje ile öncelikle belirli konu başlıklarında ortak saha analiz çalışmaları gerçekleştirilerek üretici ve ihracatçının ihtiyaç duyduğu teknik destek başlıkları uzmanlar tarafından belirlenecek. Ardından, belirlenen ihtiyaçlar özelinde her ülke, ilgili konu başlıklarında uzman desteği ile kendi ülkelerinde uygulanan metot ve yöntemleri inceleyerek raporlayacak. Ülke raporlarının ortak derlemesi soncunda üretimden (hasat öncesihasat sonrası) – ihracata (taşıma, depolama ve paketleme) kadar geçen süreci kapsayacak optimum uygulama yöntemleri yaş meye sektörü için ortaya koyularak online portal aracılığıyla ilgili tarafların hizmetine sunulacak. Proje kapsamında ayrıca üretici ve tüccarların (paketleme tesisi) uluslararası alanda eşleştirilmeleri yapılarak yaş meyve ve sebze üretim ve üretim sonrası süreçlerini kapsayan saha ziyaretleri ve ortak eğitimler gerçekleştirilecek.
Neden taze (Yaş) meyve ve sebze sektörü?
M
ersin, %11’lik taze (yaş) meyve üretimi ile Türkiye birincisidir. Mersin’deki toplam meyve üretimin %43’lük payı ise narenciye üretimine aittir. Ayrıca Türkiye’deki toplam narenciye üretiminin
MTSO 05 CMYK
%23’ü Mersin’de üretilmektedir. Sebze çeşitliğinde en fazla çeşit sayısı ile Mersin, Türkiye birincisidir. Bu denli önemli üretim kapasitesi olan Mersin, tarımsal üretim değeri ile de Türkiye üçüncüsüdür. Öte
yandan Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2017 yılındaki istatistik verilerine göre, Türkiye’den ihraç edilen toplam taze meyve ve sebzelerin (narenciye) %37’si Mersin ili üzerinden gerçekleştirilmiştir.
leri, Halden uygun fiyatlarla alınan ürünlerin pazarlar ya da marketlerde fiyatlarının yükseldiğini vurguladı. “Bu işlemlerden ne köylü, ne komisyoncu ne de tüccar kazanıyor. Kazanan yalnızca büyük marketler. Fiyat yükselişi de büyük marketlerin kar marjından ödün vermemesinden kaynaklanıyor” değerlendirmesini yapan sektör temsilcileri, “Eğer fiyatları komisyoncular yükseltiyorsa marketler doğrudan çiftçiden de ürünü satın alabiliyor. Bu uygulamayı gerçekleştiren marketlerde niye fiyatlar aşağı çekilmiyor?” sorusunu yöneltti. Fiyat artışlarının haller dışında yapılan ticaretten kaynaklığını dile getiren sektör temsilcileri, “Hallerde fiyatlar günlük olarak tespit edilip kamuoyuna ilan edilir. Asıl artışlar Hallerden sonra başlar. Son zamanlarda komisyonculuğun kaldırılacağı bir yasal düzenleme üzerinde çalışıldığı
kamuoyu ile paylaşılmış olup, yasal düzenleme çalışmalarında görüşlerimizin yer alabileceği bir imkan sağlanmasını talep ediyoruz” denildi. “Dükkan satamıyor ya da kiralayamıyoruz”
Aynı zamanda Mersin Hal’inde yaşadıkları sıkıntıları da dile getiren sektör temsilcileri, aydınlatma sorunundan ruhsat sorununa kadar birçok noktaya değindi. Dünyanın en büyük ikinci, Ortadoğu’nun ise en büyük meyve sebze hali olduklarını vurgulayan sektör temsilcileri, Mersin gibi üretim bölgelerinde yer alan Toptancı Hallerinde faaliyet gösteren firmaların sadece Mersin’e değil tüm Türkiye’ye hatta yurtdışına ürün gönderdiğini anlattı. Buna rağmen hal içerisinde ikinci bir işyeri alamamak ve kiralayamamak gibi sorunlar yaşadıklarına değinen Komite Üyeleri, “Bu nedenden dolayı
büyüyen firmalar Hallerde yapabilecekleri faaliyetleri ya OSB’de ya da tarım alanlarında yapmaktadır. Bu nedenle Toptancı Hallerinde bir işletmenin birden fazla işyeri satın alabilmesi ya da kiralayabilmesine izin verecek bir düzenleme yapılması yerinde olacaktır” dedi. Aynı zamanda dükkanların kişinin üzerine kayıtlı olmayıp babası ya da amcası üzerine kayıtlı olması halinde ruhsat alamama sıkıntısı yaşadıklarını da belirten Komite Üyeleri, bu nedenle de dükkanlarını kiralamakta zorlandıklarını bildirdi. Bununla birlikte aydınlatma konusunda ciddi sorunlar yaşandığını da anlatan Üyeler özellikle sevkiyatçılar bölümünde yaşanan enerji sorunu nedeniyle hırsızlık konusunda büyük sorun yaşandığını, bu hırsızlıklar nedeniyle şehir dışında Mersin Hali’nin isminin de zedelendiğini vurguladı.
Üretici de Hallerin devamını istiyor
M
TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan aynı zamanda Mersin Meyve Sebze Hali’nde üreticiler ve komisyoncularla da bir araya geldi. Üretici Ziya Çevik ve Komisyoncu Hasan Basri Köker yaşadıkları sorunları anlattı. Çevik, “Haller bizim vitrinimiz, ürünlerimizi vitrine çıkaramazsak satamayız, şehir dışına gönderemeyiz” diyen Çevik, “Mersin’de herkes üretici. Ürünlerimizi hepimiz pazara götürsek büyük bölümü elimizde kalır ve çürür. Haller olmasa benim üretim yaptığımı çok sınırlı bir alanda duyurabilirim” ifadelerini kullandı. Komisyoncu Hasan Basri Köker
ise üreticinin yanında her zaman komisyoncuların bulunduğunu, sağladıkları maddi destekle üretime devam edebilmelerinin yolunu açtıklarını ifade ederek, komisyoncuların diğer çalışmalarını şöyle özetledi: “Öncelikle netleştirilmesi gereken konu şu ki, bir ürün hale geldiği zaman bu ürün komisyoncunun olmuyor. Komisyoncular üreticinin malına sahip olmuyor. Üretici adına ürünleri satıyor. Bu nedenle biz üretici adına ilgili yerlerle pazarlık yaparak ürünün fiyatını belirleyen bir çeşit borsa görevi gören kurumlarız. İşlerimizin devamlılığı üreticiyi memnun
Tarsus Gıda İhtisas OSB için başvurular başladı
T
arsus’ta kurulması planlanan Tarım Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TGİOSB) tanıtımı yapıldı. Bölgede yatırım yapmak isteyen kişiler başvurularını 0324 616 33 46 telefon numarası ya da 0536 326 65 14 GSM numarasından Veysel Eker’e yapabilecek. Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Koçak, TGİOSB tanıtımını gerçekleştirdi. 530 hektar alana kurulacak Sanayi Bölgesi’nde gıda ürünlerinin imalatı, etin işlenmesi ve saklanması ile balık ürünlerinin imalatı, sebze ve meyvelerin işlenmesi ve saklanması, bitkisel ve hayvansal sıvı ve katı yağların imalatı, fırın ve unlu mamuller imalatı, hazır hayvan yemleri imalatı, gıda ürünleri ve içecek imalatı, ambalajlamadan paketlemeye kadar tarıma ve gıda ürünlerine dayalı sanayi ve alt sanayi sektörlerine hizmet verileceği-
ni bildiren Koçak, bölgede ulusal ve uluslararası arenada yatırımcı ve sanayiciye yatırım imkanı sağlanacağını anlattı. Proje ile 15 bin kişiye doğrudan 40 bin kişiye ise dolaylı istihdam sağlanmasının planlandığına da değinen Koçak, bölgenin 2020’de faaliyete geçmesinin hedeflendiğini söyledi. Bu yatırım ile ülkede ve bölgede artan işsizliği biraz olsun azaltıp, bireylerin ekonomiye katkısını artırmayı hedeflediklerini vurgulayan Koçak, Türkiye’nin tarımsal ekonomide hedeflediği, öngördüğü rakamlara ulaşmasına TGİOSBilekatkısağlamakistediklerini dile getirdi. Bu yatırımın bölgenin gelir düzeyini artıracağını da ifade eden Koçak, “Burada üretilen ürünler yurtiçi pazarlarda katmadeğer yaratacak ve ekonomiyi canlandıracaktır. Burada üretilen ürünler aynı zamanda yurtdışı pazarlarda satılarak ülkeye döviz girdisi sağlayacaktır.
edebilmemizle doğru orantılı. Üretici ürününün iyi bir fiyattan satılmadığını düşünürse, parasını zamanında alamazsa o komisyoncu ile çalışmaz. Vazgeçer ve ürününü başka komisyoncuya götürür. Aynı zamanda komisyoncular devletin vergiler noktasında belediyelerin ise geliri noktasında garantörlük yapıyor. Belediyenin rüsumu tek tek üreticiden alması ya da devletin bir ay içinde 300 farklı üreticinin satışından ayrı ayrı stopajı tahsil etmesi tek bir komisyoncu üzerinden bu işlemi yürütmesine göre daha zor. Bizim üzerimizden işlemler daha kısa sürede yapılabiliyor.”
TGİOSB, bereketli Tarsus topraklarının üreticisine ve yatırımcısına artı değer kazandırmak, ülkenin potansiyelini doğru yerde doğru enerjiye harcamak için kuruluyor” dedi. TGİOSB arsa tahsis fiyatlarına da değinen Koçak, enflasyonla topyekün mücadele kapsamında yılsonuna kadar arazilerin metrekaresinin peşin 125,00 TL, vadeli ise 175,00 TL’ye alınabileceğini bildirdi. Koçak, “50,00 TL/M2 peşin, geriye kalan 125,00TL/M2 ise 8 eşit taksitle iki yılda ödenecektir” diyerek, bu fiyatlardan yararlanmak isteyen yatırımcıların en geç kasım 2018 tarihine kadar talepte bulunması gerektiğini vurguladı. Koçak sözlerini bölgede yatırım yapmanın yatırımcıya sağlayacağı avantajlar hakkında bilgi vererek tamamladı. MTSOYönetimKuruluBaşkanıAyhan Kızıltan ise konuşmasında Mersin olarak her zaman destek vermeye hazır olduklarını dile getirerek, “Emeği geçen herkesi kutluyorum ve başarılı sonuçlar çıkacağına inanıyorum” dedi.
Almanya Ülke Tanıtım Toplantısı düzenlendi
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası iş birliğinde Almanya Ülke Tanıtım Toplantısı düzenlendi. Almanya ile iş ilişkilerini geliştirmek isteyen ya da Almanya’da hali hazırda ticari faaliyet yürüten Üyelere, karşılıklı ticaretin bir adım daha ileri taşınması adına neler yapılması gerektiğine yönelik ipuçları verildi.
Mersin ziyaretinde ilk olarak MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Yönetim Kurulu üyeleriyle bir araya gelen Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Okan Özoğlu ardından MTSO Üyelerine sunum yaptı. İki ülke arası ticari ilişkilerin yüzlerce yıl öncesine dayanmasına rağmen bugün istenilen seviyelere ulaşılmadığına dikkat çekip kökleşen
bu ticari ilişkileri geliştirebilmek adına hizmet verdiklerini vurgulayan Özoğlu, “Almanya ve Türkiye arasındaki tüm ticari faaliyetlerde köprü görevi görmek amacıyla kurulduk. Ticari aktörler arasında denge yaratmak, iki ülke arası alıcı ve satıcıları bir araya getirmek, tanıtımlarla bilgilendirme yapmak, B2B düzenlemek, Almanya’da faaliyet gösteren ya da göstermek isteyen Türk şirketlerinin çıkarlarını korumak, Almanya’dan gelen yatırımcılara yol göstermek öncelikli hedeflerimiz” dedi. Türkiye’nin Almanya’nın 16. en önemli ticari orağı, Almanya’nın ise Türkiye’nin en önemli ticari ortağı olduğuna dikkat çeken Özoğlu, bu noktada bir denge kurulması adına çalıştıklarını, ticaretin dengelenmesi adına iletişimi artırmak istediklerini söyledi.
6
YIL: 20 | SAYI: 361 | 28 Ekim - 10 Kasım 2018 | www.mtso.org.tr
Pamuk üretimiyle öne çıkan ülke:
ihracatı sürekli artış göstermiş her yıl dış ticaret fazlası verilmiştir. Benin’de ekonomik büyümeye ve yeni kalkınma programlarının uygulanmaya konulmasına bağlı olarak talebin artacağı düşünülmektedir. Gerek mevcut ve potansiyel talebin artış yönünde olması ve gerekse ülkenin diğer bazı Afrika ülkelerine açılan bir kapı olması Türkiye’nin ihracatının artırılması için fırsat oluşturmaktadır. Türkiye’nin Benin’e ihracatı
Benin’e 2016 yılında 84 milyon dolar olan Türkiye’nin ihracatı 2017 yılında 92,9 milyon dolara yükselmiştir. Türkiye’nin ihraç ettiği belli başlı ürünler arasında makarna, un, demirçelik filmaşin, profil, inşaat demiri, şekerli mamuller, kağıt ürünleri, demir-çelikten basınçlı yer alır. Türkiye’nin Benin’den ithalatı
Türkiye’de Benin’den 2017 yılında ağırlıklı olarak pamuk ithalatı yapmakla beraber, yıllar itibariyle değerlendirildiğinde düzenli ve kayda değer bir ithalatı bulunmamaktadır.
Togo ve Nijerya’nın arasında yer alan Benin, geçimini büyük ölçüde pamuk üretimiyle sağlıyor. GSYİH’nin yüzde 30’undan fazlasını oluşturan tarım sektörü, nüfusun yüzde 50’den fazlasının ise ana geçim kaynağı.
S
ahra altı ülkeleri içerisinde güçlü bir ekonomik yapıya sahip olmamasına rağmen Benin, diğer Afrika ülkelerine açılan bir kapı olma özelliği ile öne çıkıyor. Tarım sektöründe güçlü olan Benin’de en çok üretilen ürün ise pamuk. Pamuk ihracatı ülke ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Ülkede tarım büyük ölçüde yağmura bağlı. Yağışların en yoğun olduğu dönem ise HaziranTemmuz ayları. Son yıllarda çimento sektörü alt yapı yatırımlarından dolayı gelişmiş olsa da ülkede genel olarak sanayi sektörünün fazla gelişmiş olduğu söylenemez. Ancak bunun yanında hizmetler sektörü göze çarpan diğer önemli bir alan olarak gösterilebilir. Hizmetler sektörü içinde başta Nijer ve Nijerya ile yapılan ticaret ve nakliye ön plandadır. Bu noktada eğitim seviyesine de değinmek gerekirse ülkede eğitim seviyesinin, yetersiz yatırım nedeniyle son derece düşük düzeyde olduğu söylenebilir ancak birçok Sahra altı ülkeyle karşılaştırıldığında, son on yıl içinde eğitimle ilgili göstergelerin nispeten iyileştiği gözlenmektedir. 15 yaş üzeri nüfusta okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 48, kadınlarda ise yüzde 24 civarındadır.
Ortalama ömür beklentisi erkeklerde 61,1 yıl, kadınlarda ise 63,5 yıldır. Nüfusun yüzde 42’si şehirlerde yaşamaktadır. Yıllık şehirleşme oranı yüzde 4 civarındadır. Toplam işgücü 3,3 milyon kişi dolaylarındadır. Ülkede kırktan fazla kabile grubu yaşar. Koloni döneminde güneydeki Fon ve Yoruba grupları Fransız eğitim sisteminden istifade etmişlerdir. Bariba ve Somba kuzeydeki kabilelerin başında gelir. Benin’de eğitim seviyesi, yetersiz yatırım nedeniyle son derece düşük düzeydedir. Bununla birlikte, birçok Sahra-altı ülkeyle karşılaştırıldığında, son on yıl içinde eğitimle ilgili göstergelerin nispeten iyileştiği gözlenmektedir. 15 yaş üzeri nüfusta okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 48, kadınlarda ise yüzde 24 civarındadır. Doğal kaynaklar ve çevre
Ülkede tarım büyük ölçüde yağmura bağımlı olup, yağışların en yoğun olduğu dönem HaziranTemmuz aylarıdır. Togo ile sınırı teşkil eden Mono Nehri’nin hidroelektrik potansiyeli, sulama ve enerji üretimi amaçlı olarak inşa edilen barajlar sayesinde kullanılmaya başlanmıştır. Ülkenin belli başlı doğal kaynakları
tahmin edilmektedir. Dolayısıyla Benin ekonomisi Nijerya’nın ekonomi politikalarına büyük ölçüde bağımlıdır. Son yıllarda çimento sektörü alt yapı yatırımlarından dolayı gelişmiş olsa da ülkede genel olarak sanayi sektörü fazla gelişmemiştir. Tarım sektörü, başta pamuk üretimi, re-export ve Nijerya ile yapılan gayri resmi ticaret ekonomik büyümeyi sürükleyen en önemli unsurlar arasında gösterilebilir. Ekonomik reform programı mali yapının güçlendirilmesine ve özellikle pamuk ile telekomünikasyon sektörlerinde ve Cotonou Limanı’nda yapısal reformların uygulanmasına odaklanmış bulunmaktadır. Ayrıca, ülkenin bazı borçlarının silinmesi sonucu ortaya çıkan kaynaklar eğitim, sağlık, altyapı ve tarım gibi öncelikli sektörlerde kullanılmaktadır. Ülkede para politikası bölgesel merkez bankası (BCEAO: Banque centrale des Etats de l’Afrique de l’ouest - West Africa Central Bank) tarafından kontrol edilmektedir. Bankanın ana önceliği 8 üye ülkesinde CFA Frankının, Euroyla olan bağının korunmasıdır. Bu sebeple, söz konusu Bankanın izleyeceği politika asıl olarak Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) izlediği politikalardan etkilenmektedir.
Benin’in ithalatında başlıca ürünler
Benin’in ithalatı 2017 yılında 3,06 milyar dolara yükselmiştir. Ülkedeki üretimin kısıtlı olması nedeniyle, ithal edilen ürün yelpazesi oldukça geniştir. 2017 yılı itibarıyla ithalatta öne çıkan başlıca ürünler, pirinç, petrol yağları, palm yağı, elektrik enerjisi, tavuk eti, ilaçlar, otomobiller, şeker, motosikletler, balıklar, buğday unu, çimento, gaz türbinleri, telefonlar, petrol gazları, demir veya alaşımsız çelikten filmaşin ve pamuklu kumaşlardır. İthal edilen ürünlerin bir bölümü komşu ülkelere gönderilmektedir. Benin’in ithalat yaptığı başlıca ülkeler
Benin’in ithalatı yeni yatırımlar ve artan iç taleple birlikte her yıl büyüme göstermiştir. Ülkenin ithalatında en önde gelen ülkeler Hindistan ve Tayland’tır. Türkiye ile ticaret Genel durum
2000 yılında bu yana Türkiye ile Benin arasındaki ticareti incelediğimizde, ticaret hacmimizin 2017’de 115 milyon dolara ulaştığı görülür. İkili ticarette Türkiye’nin
Dış Ticaret
Coğrafi konum
Togo ve Nijerya’nın arasında yer alan Benin, kuzeyde Nijer nehrinden, güneyde Atlantik Okyanusu’na kadar uzanan uzun ve dar bir coğrafyaya sahiptir. Ülkenin yüzölçümü 112 bin 622 kilometrekaredir. Bu alanın yaklaşık 2 bin kilometrekaresi nehir ve göllerden oluşmaktadır. Benin’in toplam 121 kilometre sahil şeridi ve bin 989 kilometre kara sınırı vardır. Ülke coğrafyasında genel olarak engebeli düzlükler, alçak tepe ve dağlar hakimdir. Ülkenin en yüksek noktası 658 metre yükseklikteki Sokbaro Dağı’dır. Tropik iklimin hüküm sürdüğü ülkede mevsimler, okyanustan gelen nemli rüzgarların ve kuzeydeki çölden gelen kuru havanın etkisi altındadır. Ülkenin kuzeyinde kuraklık hakimdir. Güneydeki koşullar ise zengin bir tropik bitki örtüsünü desteklemektedir. En sıcak ay Mart (26-28°), en soğuk ay Ağustos (23-25°C), en kurak ay Aralık ve en yağışlı ay Haziran ayıdır. Nüfus ve istihdam
Benin’in toplam nüfusunun 11,1 milyon (IMF) olduğu tahmin edilmektedir. Nüfus artış hızı yüzde 2,5 civarındadır. Nüfusun yarısından fazlasını 15-64 yaş grubu oluşturur.
MTSO 06 CMYK
içinde mermer, kireçtaşı ve kereste yer almaktadır. Denizdeki sondajlar sonucu bulunan petrol hem sınırlıdır, hem de ekonomik olarak verimli değildir. Benin’de en önemli çevre sorunları içinde içilebilir su kaynaklarının yetersiz olması, kaçak avlanma, orman alanlarının azalması ve çölleşme sayılabilir. Ekonomik yapı
Benin’de ekonomide ön plana çıkan sektörler tarım ve hizmetler sektörleridir. GSYİH’nin yüzde 30’undan fazlasını oluşturan tarım sektörü, nüfusun yüzde 50’den fazlasının ana geçim kaynağıdır. Ticari ürünler ihracat için yetiştirilmekte, gıda ürünleri ise hem iç tüketim hem de ihracat amacıyla yetiştirilmektedir. Ülke nüfusunun önemli bir bölümünün geliri pamuk üretiminden sağlanmaktadır. Ülkenin döviz kazançlarının yaklaşık yüzde 10’u pamuk ihracatından temin edilmektedir. Hizmetler sektörü GSYİH’nin yaklaşık olarak yüzde 55’ini oluşturur ve nüfusun yüzde 35’ini istihdam eder. Hizmetler sektörü içinde başta Nijer ve Nijerya ile yapılan ticaret ve nakliye ön plana çıkmaktadır. Nijerya ile büyük bölümü kayıt dışı olan ticaretin, GSYİH’nin üçte biri civarında olduğu
Benin’in ihracatında başlıca ürünler
Benin’in toplam ihracatı 2017 yılında 731,6 milyon dolara yükselmiştir. Benin’in ihracatının yarıdan fazlasını kaju ve pamuk ihracatı oluşturur. Ülkenin diğer önemli ihraç ürünleri, diğer yağlı tohumlar, ayçiçeği yağı, tavuk eti, altın, çimento, petrol yağları, diğer kabuklu meyveler, palm yağı ve pamuklu kumaştır. İhracatta reexport önemli bir yer tutmaktadır. Benin’in belli başlı ihraç pazarları
Benin, ihracatının önemli bir kısmını Vietnam, Bangladeş, Malezya, Hindistan ve Nijerya’ya gerçekleştirir.
Diğer birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi Benin’de özellikle umuma açık yerlerde, turizm bölgelerinde ve otellerde güvenlik sorunu yaşama riski vardır. Sokak suçları ülkede yaygındır. Bu nedenle ziyaretçilerin gerekli güvenlik önlemlerini almaları önem taşır. Haberleşme
Benin’in uluslararası telefon kodu +229 olup, ülkeden uluslararası çıkışta önce 00 ve sonra ilgili ülke ve şehir kodu çevrilir. Mobil telefonlar (5 hizmet sağlayıcı vardır) oldukça yaygındır ve hemen hemen bütün Benin kapsama alanındadır. Bir aylık ve ön ödemeli abonelik mümkündür. Internet kafelerde ve otellerde yüksek hızlı internet hizmeti mevcuttur. Ayrıca ülkede uzun süre kalacakların evlerine ve ofislerine internet hattı bağlatmaları mümkündür. Vize işlemleri
Kişisel ilişkilere büyük önem verildiğinden, gerek mevcut ve gerekse potansiyel müşterilerle yüzyüze görüşme Benin’de iş yapmak için kritik bir faktördür. Genel olarak uluslararası iş gelenekleri uygulanır. Bununla birlikte iş görüşmelerinde “fazla iyi” tekliflere ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Malın zamanında teslim edilmesi ve satış sonrası hizmetler önem arz eder. Benin’de başarılı olmak için sabır ve esneklik gereklidir. Yerel saat
GMT +1 (Yaz saati uygulaması yoktur) Elektrik 220 volt, 50Hz, Soket: E Konuşulan diller
Fransızca, Fon, Yoruba ve ayrıca birçok yerel dil konuşulur. Ülkede İngilizce fazla yaygın değildir. Bu nedenle Fransızca bilmek veya Fransızca bilen bir tercümanla çalışmak oldukça yararlı olacaktır. Sağlık
Güvenlik
Benin’e seyahat edeceklerin sıtma ve diğer tropik hastalıklar konusunda bir sağlık uzmanına danışması ve Batı Afrika için gerekli önlemleri alması tavsiye edilir. Benin’e girişte bütün ziyaretçilerin son 10 yıl içinde sarı hummaya karşı aşılandıklarını gösteren uluslararası sağlık sertifikasını (“WHO” Yellow Card/ Carte Jaune De L’OMS) haiz olmaları
Umuma Mahsus hamilleri vizeye tabidir.
Pasaport
İklim
Tropik iklimin hüküm sürdüğü ülkede mevsimler, okyanustan gelen nemli rüzgarların ve kuzeydeki çölden gelen kuru havanın etkisi altındadır. Ülkenin kuzeyinde kuraklık hakimdir. Güneydeki koşullar ise zengin bir tropik bitki örtüsünü destekler. En sıcak ay Mart (26-28°), en soğuk ay Ağustos (2325°C), en kurak ay Aralık ve en yağışlı ay Haziran ayıdır. Çalışma saatleri
Bankalar: Pazartesi-Cuma: 08:00 - 11:00 ve 15:00 - 17:00 İş yerleri: Pazartesi-Cuma: 08:00 - 12:30 ve 15:30 - 19:00 Cumartesi : 9:00 - 01:00 Resmi Daireler: Pazartesi-Cuma: 0800 - 12:30 ve 15:00 - 18:30 Resmi Tatiller: Yeni yıl (1 Ocak), Geleneksel Dini Gün (10 Ocak), İşçi Günü (1 Mayıs), Bağımsızlık Günü (1 Ağustos), Assumption (15 Ağustos), Azizler Bayramı (1 Kasım), Noel (25 Aralık) Dini bayramların tarihi değişiklik göstermektedir. Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Benin ülke analizi
Genel durum
Benin’de son yıllarda alınan tedbirlerle ihracat artırılmaya çalışılmaktadır. Ülkenin ihracatı büyük ölçüde geleneksel tarım ürünleri ile bazı sanayi ürünlerinin ihracatına dayanır. Bu ürünlerden özellikle tarım ürünlerinin ihracatında, dünya fiyatlarına ve hava koşullarına bağımlılık nedeniyle dalgalanmalar görülmektedir. Benin’de iç talep önemli ölçüde ithalatla karşılanır. Benin’in dış ticaret dengesi genel olarak açık vermektedir. Ülkede 2017 yılı toplam dış ticaret hacmi 3,8 milyar dolar, dış ticaret açığı ise 2,3 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Başta Nijerya olmak üzere komşu ülkelerle kayıt dışı ticaretin (çoğunluğu reexport) varlığı, ülkenin dış ticaret istatistiklerinin sağlıklı olarak belirlenmesinde engel teşkil eder.
Ticareti etkileyen kültürel faktörler
gerekmektedir. Aşı yeni yapılmışsa üzerinden en az 10 gün geçmesi şartı olup, aşı tarihinin üzerinden en az 10 gün geçmemiş olan ziyaretçiler ülkeye alınmayabilir.
D
etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Benin’in 2017 yılı ithalatı 2017 yılında 3,06 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Benin’in en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla; 585,4 milyon dolar ile Hindistan, 443,2 milyon dolar ile Tayland ve 240,7 milyon dolar ile Çin’dir. Türkiye, Benin’in ithalat yaptığı ülkeler arasında 61,4 milyon dolar ve %2 pay ile 11. sırada yer alır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Benin’in dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde, 608,6 milyon dolar ile ilk sırada kırık pirinç yer alır. 306,8 milyon dolarla kavuzu çıkarılmış kahverengi pirinç ikinci sırada, diğer yağlar ve müstahzarlar kategorisine giren ürünler ise 293,7 milyon dolar ile üçüncü sırada yer almaktadır. Benin’in 2017 yılı ihracatı 2017 yılında toplam 731,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Benin’in ihracatında en büyük paya sahip olan ilk üç ülke sırasıyla; 100,4 milyon dolar ile Vietnam, 90,8 milyon dolar ile Bangladeş ve 84,4 milyon dolar ile Malezya’dır. Türkiye, Benin’in ihracat yaptığı ülkeler arasında16,8 milyon dolar ve %2,3 pay ile yine 11. sırada bulunur. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Benin’in dünya geneline yaptığı ihracat incelendiğinde, 345,7 milyon dolar ile kardesiz, taranmamış pamuğun Benin’in ihracat yaptığı ürünler arasında ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Kabuklu kaju cevizi, 73,3milyon dolar ile ikinci sırada yer alır. Üçüncü sırada ise 24,2 milyon dolar ile diğer pamuk tohumu yağları kategorisinde yer alan ürünler bulunur.
Benin – Türkiye 2017 yılı dış ticaret ilişkileri Benin’in Türkiye’den yaptığı ithalat 2017 yılında Benin’in Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 32,5 milyon dolar ile buğday unu/ mahlut unu bulunur. Bu değer Türkiye’nin ürün özelindeki dünya geneline yaptığı ihracatın %3,08’ine denk gelmektedir. Benin’in Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün ise 6,97 milyon dolar ile diğer makarnalar kategorisindeki ürünler olmuştur. Bu değer Türkiye’nin ürün grubu özelindeki dünya geneline yaptığı ihracatın % 32,91’ine denk gelmektedir. Çimento, klinker ise 4,48 milyon dolar ile Benin’in Türkiye’den en fazla ithal ettiği üçüncü sıradaki ürün olmuştur. Bu değer, Türkiye’nin ürün özelindeki Benin ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracatın %2,92’sine denk gelmektedir. Benin’in Türkiye’ye yaptığı ihracat: Benin’in Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 15,9 milyon dolar ile kardesiz, taranmamış pamuk yer alır. Bu değer, Benin’in bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının % 4,61’ine denk gelir. İkinci sırada, 474bin dolar ile pamuk tohumu yağı üretiminden arta kalan küspe ve katı atıklar yer almaktadır. Bu değer, Benin’in bu ürün özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %15,80’ine denk gelir. 153 bin dolar ile tohumluk olmayan soya fasulyesi (kırılmış olsun olmasın), Benin’in Türkiye’ye en fazla ihraç ettiği üçüncü ürün olmuştur ve bu değer Benin’in bu ürün özelinde dünya geneline yaptığı ihracatın %3,15’ine karşılık gelir. Yukarıda yer verilen çalışmada 2017 yılına ait veriler kullanılmış olup ilgili bölümlerde 6 haneli gümrük tarife istatistik pozisyonu baz alınmıştır.
7
YIL: 20 | SAYI: 361 | 28 Ekim - 10 Kasım 2018 | www.mtso.org.tr
MTSO Komite Üyeleri kampta bir araya geldi
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Komite Üyeleri arasındaki diyalogu artırmak adına geleneksel olarak yılda bir kez düzenlenen “MTSO Meslek Komiteleri Kampta” programı gerçekleştirildi. 12 – 14 Ekim günleri arasındaki etkinlik süresince Komite Üyeleri doğru iletişim ve networking oluşturmadan profesyonel yaşamda giyim kodlarına, kurumsal temsilden protokol kurallarına kadar birçok konuda uzmanlardan eğitim aldı.
M
TSO Komiteleri Kampı akşam saatlerinde düzenlenen Ritim Atölyesi ile başladı. Komite Üyeleri gerçekleştirdikleri ortak ritim çalışması ile grup olarak hareket etme, takım ruhu oluşturabilme becerisini geliştirebilme adına performans sergiledi. MTSO Komite, Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeleri seçimi sonrasında ilk kamp 12 – 14 Ekim günleri arasında Mersin’de Wonasis Otel’de düzenlendi. Ritim Atölyesi etkinliği ile başlayan kampta Komite Üyeleri gerçekleştirdikleri ortak ritim çalışması ile
grup olarak hareket etme ve takım ruhunu geliştirebilme adına performans sergiledi. Kampın ikinci gününde açılış konuşmasını gerçekleştiren MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol, birlik ve beraberlik mesajı verdi. “Yıllar önce Meclis Üyelerimize dahi önem verilmez, tüm çalışmalar Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından yürütülürken bugün Meslek Komitelerimiz ön plana çıkıyor” dedi. Elbirliği ile Mersin’in sorunlarının çözümü yönünde çaba sarf edildiğini vurgulayan İzol, Komite Üyelerine, “Sizler üyelerinizi, biz-
ler hep birlikte Mersin’i temsil ediyoruz” dedi. İzol, “Kimse Oda’dan uzak durmasın. Toplantılara katılıp mutlaka fikirlerimizi anlatalım” diye konuştu. Açılışın ardından ilk sunum ise MTSO Genel Sekreteri Abdulkadir Dölek tarafından gerçekleştirildi ve Komite Üyeleri Oda çalışmaları hakkında bilgilendirildi. Oda’nın birimlerini tanıtan Dölek, yürütülen projeleri anlattı. MTSO’nun görev aldığı yurtiçi ve yurtdışı organizasyonları hakkında bilgi veren Dölek, aynı zamanda eğitime yönelik yürütülen
çalışmaları aktardı. Toplantının ikinci gününün açılışında ise MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Hepimiz Komitelerimizin Odamızın en önemli organları arasında yer aldığını biliyoruz. Komitelerimizin yaptığı çalışmalar bizlere yön veriyor. 41 Meslek Komitemizin tamamı sektörlerine ait sorunları ve bu sorunların aşılması adına neler yapılması gerektiğini çok iyi bilen tecrübeli kişilerden oluşuyor. Tüm Komite Üyelerimizi başarılı çalışmalarından dolayı kutluyorum” dedi.
K
işisel Marka ve İmaj Yönetimi Uzmanı Rüzgar Mira Okan, MTSO Meslek Komiteleri Kampı’nın ikinci gününde Komite Üyelerine ‘Profesyonel Yaşamda Giyim Kodları’ ile ‘Kurumsal Temsil ve Protokol Kuralları’ konularında eğitimler verdi. Sunumunda, “Algınızı yönetemezseniz istediğiniz sonuçları alamazsınız” diyen Okan, “İçerik kral ise imaj da kraliçedir. İmajınız sizi dinlemelerini sağlar ancak karşılama bittiğinde de kişinin içeriğinin dolu olması gerekir” ifadelerini kullandı. İmajı yalnızca dış görünüşün oluşturmayacağını da vurgulayan Okan, imajın bileşenlerini görüntü, davranış ve iletişim olarak açıkladı. Modanın bir ürünün satılmasına yönelik olduğunu ancak imajın giyilen kıyafetin gidilen yere
uygun olup olmadığı ile ilgili bir konu olduğunu dile getiren Okan, sunumunun ilk bölümünde katılımcılara giyim kodlarının detaylarını anlattı. Bazen kişilerin otoriter, güçlü ve ikna edici görünmeye ihtiyacı bulunduğunu bazen de daha rahat ve ulaşılır olmaya ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Okan, bunların görünümle sağlanabileceğini belirtip hangi durumlar için nasıl giyinilmesi gerektiğinin şifrelerini açıkladı. Sunumunun ikinci bölümünde kurumsal temsil ve protokol kurallarını anlatan Rüzgar Mira Okan, tanıştırmadan tokalaşmaya, makam adabından hitap ve toplantılara kadar iş yaşamında uyulması gereken davranış kuralları hakkında bilgi verdi.
Erdil: Başarılı politikalar her bölgede aynı etkiyi göstermeyebilir”
Belen: “Bilmek ile tanımak arasındaki fark önemli”
İ
lk gün iki ayrı program ile devam etti. İlk olarak sabah saatlerinde İletişim ve Networking Uzmanı Ertuğrul Belen, önce iletişim ve networking konusunda kısa bir sunum gerçekleştirip ardından da katılımcılara 3’er dakikalık hızlı tanışma uygulaması yaptırdı. Bu uygulama etkinliği ile Komitelerde ilk kez görev alan Üyeler bir taraftan birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı bulurken diğer yandan karşılıklı hangi alanlarda işbirlikleri yapabileceklerini öğrendi. Konuşmasında dünyada artık herkesin akıllı işbirlikleri oluşturmaya gayret gösterdiğini anlatan Belen, Türkiye’de kurulan işbirliklerinin ise bunu tam olarak yansıtmadığına dikkat çekti. Bunu sağlayabilmek için bilmek ile tanımak kelimeleri arasındaki farkın iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Belen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Tanımak, bilmekten daha derin bir kavram. Bir kişiyi tanıdığınız zaman ihtiyaçlarını da tanıyor olmalısınız ve onun ihtiyaçlarına destek olabilmelisiniz. Belki şu anda biz bu odada 100 kişiyiz ama birbirimizi tanır ve ihtiyacını biraz anlarsak o ihtiyaçlarını giderme noktasında tanıdığımız bir başka kişiyi birbirimize yönlendirebiliriz. Böylece 100’den daha fazla kişi ile temas kurmuş oluruz. Network genişler. Her birimiz bir diğerinin çalışmasını bir adım ileri taşıması noktasında yardımcı olabiliriz. Şehir dışına yurt dışına gittiğimiz dönemde yalnız kendimizin değil, tanıdıklarımızın da ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bir
MTSO 07 CMYK
gözle araştırma yaparsak hep birlikte gelişebiliriz. İşte akıllı birliktelikler bu şekilde oluşabiliyor.” “Hemşerilik kavramı bir kenara bırakılmalı”
Avrupalı ya da Amerikalı iş insanları bir araya geldiği zaman ilk olarak birbirlerine ne iş yaptıklarını sormasına rağmen Türk halkının ilk karşılaşmada memleketini sorduğunu hatırlatan Ertuğrul Belen, artık iş yapma kültüründen hemşerilik kavramının, dayanışmasının çıkarılması gerektiğini söyledi. Dünyanın artık hızla değiştiğini, müşterilerin, tedarikçilerin değiştiğini, şehir dışında yurtdışında ofisler açılmaya başlandığını, konferanslara katılımlar gerçekleştirildiğini bildiren Belen, özellikle de şehir dışında yürütülen çalışmaların bir seyahat olarak görülmemesi gerektiğine değindi. Bir konferansa katılırken nasıl yeni kişilerle temas kurulabileceğini, şirkete yeni işlerle dönebileceğini kişilerin biliyor olması gerektiğini belirten Belen, artık birden fazla işin aynı anda yürütülebiliyor olması gerektiğini bunun da kurulacak güçlü networkler ile mümkün olabileceğini anlattı. “Yüz yüze iletişimin gücü artıyor”
Dünyanın hızla dijitalleşmesine rağmen yüz yüze iletişimin önemini hiçbir zaman yitirmediğini, hatta gücünün daha da arttığını kaydeden Ertuğrul Belen, teknolojinin yakından takip edilmesi, ancak yüz yüze iletişimin de bırakılmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle
pazarlama departmanında faaliyet gösteren kişilerin yalnızca broşür dağıtmak yerine karşı tarafla bağ kurmasının kalıcılığı artıracağını dile getiren Belen, “Tatlı sohbetler önemli” dedi. Dünyada son dönemlerde en çok öne çıkmaya başlayan kavramın VUCA olduğunu anlatan Belen, “Bu kavram tamamen değişkenliği temsil ediyor. Bugün Arabistan’daki bir petrol Dolar’ı, Dolar Yen’i, Yen de Türk Lirasını etkiliyor. Benim kuşağım kriz geçecek kuşağıydı. Bunu da atlatırız derdik. Şu anda görülüyor ki kriz normal bir şey. Dünya küçüldü ama yaşanan sorunlar bizi çok etkilemeye başladı” dedi. Bugünkü değişimlere göre kişinin yalnızca kendisini değil, ekibini de yeniliklere uyumlu hale getirmesi gerektiğini ifade eden Belen, “Geçmişte sizin iyi olmanız yeterliydi ama bugün ekibinizle birlikte iyi olmanız lazım. Birlikte işbirliği inşa etmelisiniz” dedi. Mevcut durumda şirketlerin en büyük sosyal sermayesinin kartvizit sayısı olduğunu, tanıdığı kişi sayısı olduğunu ifade eden Belen, “Eskiden işlerimizi tanıdığımız 200 kişi ile sürdürebilirken bugün bu rakam 500 binin üzerine çıktı. Bu kişileri iyi sınıflandırıp artık görüşmelerde önceliklerimizi iyi belirlememiz önemli” değerlendirmesini yaptı. Konuşmasının sonunda doğru iletişim ve networkingin öneminin artarak devam ettiğine değinen Belen, bu dönemde yalnızca kendimiz değil, bizimle aynı sorunları yaşayan başka kişilerle de temas kurup sorunlara ortak çözüm bulmak, networkleri birleştirip konulara farklı açılardan yaklaşabilmek, akıllı işbirliklerine önem vermek gerektiğini söyledi.
M
TSO Meslek Komiteleri Kampta organizasyonu ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Erdil’in son dönemlerin en çok öne çıkan kavramı ‘Akıllı Uzmanlaşma’ konulu sunumu ile devam etti. Akıllı uzmanlaşmanın ne demek olduğunu anlatan, nasıl doğduğunu ve neleri getirdiğini özetleyen Erdil, katılımcılara neler yapılması gerektiği hakkında bilgi verdi. Akıllı uzmanlaşmanın bilgi ve iletişim teknolojilerini merkezinde tutan, inovasyon ve yüksek teknolojili sektörlerin önemine dikkat çeken, bilgi akışını üst düzeye çıkaran ve bilginin yayılmasına önem veren, bölgenin kendisine has özelliklerini tanımlayan bir uzmanlaşma olduğunu açıklayan Erdil, bu uzmanlaşma yönteminin detaylarını ise şöyle anlattı: “Akıllı uzmanlaşmanın söylediklerine göre inovasyon ve yüksek teknolojiyi mutlaka çalışmaya dahil edin. Bir bilgi akışı mutlaka olsun. Tüm paydaşlar bilgiyi paylaşsın. Bölgesel ve küresel perspektiften olaylara bakılsın. Küresel dünyadan kopmadan bölgesel rekabet edebilmek önemli.” Son 10 yıldır bölgesel inovasyon kavramının konuşulduğunu ve bu kavramın günümüzde akıllı uzmanlaşma kavramına evrildiğini bildiren Prof. Dr. Erdil, “Bu kavram AB merkezli bir kavram olarak ortaya çıktı. Parçalı bir yapıya sahip olan AB’de bölgeler arası farkları azaltmak adına geliştirilmiş bir kavramdı ancak içinde bazı handikapları var. Bölgelerin başarılı uygulamalarını örnek alma yoluna gidiliyor ve bu bir sorun. Çünkü bölgeler kendi özgünlükleriyle hareket etmek yerine başarılı olmuş politikaları transfer yoluna gidiyor. Ancak bir bölgede başarılı olan bir politika bir başka bölgede aynı etkiyi vermiyor. Çünkü bölgelerin kültürleri, iş yapma biçimleri farklı. Akıllı
uzmanlaşma da böyle oluşuyor. Bölgelerin kendisine has özelliklerini tanımlaması ihtiyacından doğuyor” dedi. Avrupa, ABD ve Uzakdoğu ile arasındaki farkı kapatmaya başladı
Akıllı uzmanlaşmanın bilgi ve iletişim teknolojilerini merkezine aldığını ancak bunun da yeterli olmadığını kaydeden Erdil, pazarlama ve tasarımın da önemini vurgulayarak, “Çok farklı bir limonata ürettiniz ama eğer iyi bir ambalajınız yoksa, iyi pazarlama yapamıyorsanız bunu satamazsınız” dedi. Son 10 yıldır gelişen politikalar sayesinde Avrupa ile Amerika ve Uzakdoğu arasındaki farkların kapanmaya başladığını anlatan Erdil, bunun bilgi ve yeniliğe dayalı akıllı büyüme yani akıllı uzmanlaşma üzerinden sağlanan büyümeye verilen önemle gerçekleştiğini söyledi. Aynı zamanda etkin kaynak kullanımı, daha yeşil ve rekabetçi bir sorumlu büyümeye önem verildiğini belirten Erdil, “Yüksek istihdamı teşvik eden kapsayıcı eşitlikçi bir büyüme hakim. Toplumun tüm kesimlerinin büyümeden pay almasını sağlamayı hedef olarak belirliyorlar” dedi. Avrupa’daki tüm bölgelerin bölgesel yenilikçilik stratejisi yaptığını ve bunun için 6 adım belirlediklerini açıklayan Erdil bu maddeleri ise şöyle sıraladı: “1 – Bölgenin mevcut durum ve potansiyelinin analizi 2 – Yönetişim: Tüm paydaşların katılım ve sahiplenmesi 3 – Bölgenin geleceği için kapsamlı bir vizyon belirlenmesi 4 – Önceliklerin belirlenmesi 5 – Tutarlı politikaların yol haritası ve eylem planının tanımlanması 6 – İzleme ve değerlendirme mekanizmalarının entegrasyonu
“Tüm politikalar bir arada değerlendirilmeli”
Ardından Türkiye’de yapılan örnekler hakkında bilgi veren Erkan Erdil, Ankara Kalkınma Ajansı tarafından yürütülen çalışmanın detayları hakkında bilgi verdi. “Ancak bizim ulusal araştırma ve yenilikçilik sistemimizin bir takım handikapları var” diyen Erdil, Türkiye’nin Avrupa yenilik göstergesinde düşük performans gösteren ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Erdil, bu sorunun çözümü için yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı: “1 – Üniversitelerde yapılan araştırmaların ticarileştirilmesi teşvik edilmeli. 2 – Yenilikçi ve yüksek büyüme potansiyeli içeren başlangıç firmalarının sayısı artırılmalı. 3 – Özel sektör firmalarının yenilik ve Ar-Ge yetenekleri artırılmalı. 4 – Finansmana erişime yönelik stratejik yaklaşımlara odaklanılmalı. 5 – Araştırma personelinin sayısı ve niteliği artırılmalı.” Bir tek hazırlanacak sanayi ve yenilik politikası ile sorunların çözümlenemeyeceğini, bölgeler arasındaki farkın ortadan kalkmayacağını da anlatan Erdil, sorunun çözümü için eğitim, işgücü, tarım politikası gibi farklı politikaların birlikte ele alınması gerektiğini söyledi. Risklerin planlanması gerektiğini, ölçülebilir hedefler konulması gerektiğini dile getiren Erdil, “İzleme ve değerlendirme yapamadığımız için veriye dayalı politika da yapamıyoruz. Bilgi temelli hizmetlere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. Kaynakların sınırsızmışcasına harcanmaması gerektiğini de vurgulayan Erdil, “Bizim en büyük başarımız durumu iyi analiz edebiliyoruz, durum tespitiyle hastalıklarımızı biliyoruz ama devamını getiremiyoruz” dedi.
8
YIL: 20 | SAYI: 361 | 28 Ekim - 10 Kasım 2018 | www.mtso.org.tr
Seomak Technology, ürettiği makinelerle ithalatın önüne geçiyor
gelişmesi çok önemli. Gelişmesi halinde tüm ihtiyacımı yurtiçinden karşılayabilirim. Bugün artık rutin satışını gerçekleştirdiğimiz ürünlerde stoklu çalışıyoruz. Bir nevi seri üretime geçtiğimi söyleyebilirim. Depomuzdaki mal talep olduğu an satışa hazır bekliyor. Bununla birlikte proje bazlı, kişiye özel çalışmalarımız da devam ediyor. “Personelimizi kendimiz yetiştiriyoruz”
Levent Sait Özgören
Seomak Technology Genel Müdürü
G
Çalıştığı firmada kullandıkları ithal makinelerin kısa sürede bozulması Seomak Technology Genel Müdürü Levent Sait Özgören’in hayatına yeni bir yön verdi. Tamir etmek yerine makinenin kartlarını sil baştan yazan Özgören, bir süre sonra imalata da başladı. “Bu ülkeye bu makineden gelmeyecek, ben üreteceğim” hedefiyle yola çıkan Özgören, bugün geliştirdiği yazılımlarla, ürettiği makinelerle tarım sektörünün ihtiyaçlarına cevap veriyor.
örev aldığı firmada yaşadığı teknik aksaklıklar sonrasında Seomak Technology Genel Müdürü Levent Sait Özgören üretici kimliği kazanır. Bilgisayar kontrollü tarım makineleri imal eden Özgören’in öncelikli hedefi yurtiçine satış yaparak ithalatın önüne geçmek olur. Üretim yaptığı 6 yıl içinde Türkiye genelinde hemen hemen tüm sera sahiplerini ürünleriyle tanıştıran Özgören, bir süre sonra dünya çapında faaliyetini sürdüren bir internet sitesini keşfederek yurtdışına da açılır. Akülü, bilgisayar kontrollü tarım makinelerinin yalnızca Türkiye’de değil dünyadaki ender üreticileri arasında yer alan Özgören, ar-ge ve personele yaptığı yatırmlar sonucunda dünyadaki üreticilerin de en zorlu rakiplerinden birisi haline gelir. Başarı basamaklarını teker teker emin adımlarla çıkan Levent Sait Özgören, bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmaları, başarı hikayesini ve bundan sonraki hedeflerini MTSO Haber Gazetesi için anlattı Eğitimim elektronik üzerine. 2002 yılında bu bilgimi tarım sektörü ile birleştirdim. Bir sera firmasında teknik müdür olarak görev almaya başladım. O dönemde serada kullandığımız bazı tarım makineleri vardı. Bu makinelerin 5 tanesini Danimarka’dan satın almıştık. Yaklaşık bir ayın sonunda satın aldığımız makinelerin tamamı aynı anda bozulunca çok şaşırdık. Yaptığımız araştırmada Danimarkalı firmanın makinelere çalışma sayacı taktığını ve bu makinelerin belli bir süre sonra bozulmaya programlandığını öğrendik. Makinelerin yeniden çalışabilir duruma gelmesi adına yeni kart istediğimizde ise çok yüksek maliyetlerle karşılaştık. Mesleğim elektronik üzerine olunca bu kartların yazılımlarını kendim yapmaya karar verdim. 7 – 8 aylık uğraş sonunda da başarılı oldum. O yıllardaki patronum Hasan Serin, işin en zor kısmının yazılım olduğunu belirtip, ‘Madem yazılımı yapıyorsun makineyi neden yapmıyorsun?’ diye sorunca zihnimde farklı bir pencere açıldı. Bu kez ikimiz bir araya gelip 2006 yılında yeni bir şirket kurarak tarım makineleri imalatına başladık. Bu şirket iki yıl faaliyet gösterdikten sonra kapadı. Bu kez 2008’de ben Seomak Technology firmasını kurarak yola tek başıma devam etmeye başladım. Mersin Sanayi Sitesi’nde 350 metrekarelik küçük bir dükkanda 4 kişilik ekibimle ağırlıklı olarak seralarda kullanılabilecek bilgisayar
MTSO 08 CMYK
kontrollü tarım makineleri üretimine başladım. “Fuarların büyük faydasını gördüm”
Kendi şirketimi kurduğumda aslında ürünlerim tanınıyordu. Çünkü bu firma bir önceki firmamın devamı niteliği taşıyordu. Kültürel işlem makineleri imal etmeyi sürdürmüştüm. 2006 yılında üretime ilk başladığımda yine o yıl ilk kez düzenlenen Antalya’daki Growtech Fuarı’na katılmıştım. Makinelerimiz büyük beğeni toplamıştı çünkü ithal ürünlerle kıyaslandığında hem yarı yarıya daha uygun fiyatımız vardı hem de talep edilen farklı ihtiyaçlara yanıt verebiliyorduk. İlk siparişimizi de bu fuarda almıştık ve ürünümüzü Antalya’ya satmıştık. Böylece bilgisayar kontrollü tarım makinelerinin ithalatının önüne geçme hedefimde ilk adımı tamamlamış oldum. Bugün halen düzenli olarak Growtech Fuarı’na katılıyorum ve ciddi faydalarını görüyorum. Bir süre sonra Türkiye’de tarımın yapıldığı hemen her noktaya makinelerimiz gitmeye başlamıştı. Tabi paralelinde yeni talepler de almaya başladık. 2007 yılının ikinci yarısından sonra artık üretim alanımız bize yetmez oldu. Bunun üzerine yeni bir yer arayışına başladım. Sonunda bugün halen faaliyetimi sürdürdüğüm, yine Sanayi Sitesi içinde yer alan 1110 metrekare kapalı alana taşındım. Şu anda proje bazlı ürettiğimiz özel ürünlerin dışında rutin olarak çalıştığımız yaklaşık 16 farklı makinemiz bulunmakta. Personel sayımız ise 19’a yükseldi. Makinelerimizi CE Belgeli üretiyoruz. “İlk ihracat Kazakistan’a”
Gelen taleplerle birlikte yurtiçine çalışmaya devam ederken bir arkadaşım dünya çapında faaliyetini sürdüren, yurt dışına ürünlerimi satmama imkan tanıyacak bir internet sitesinden bahsetti. O dönem için üyelik rakamı gözüme oldukça yüksek gözükmesine rağmen yurtdışına açılma isteğim ve merakım bu yüksek rakamın önüne geçti. Sonunda siteye üye oldum. Bugün iyi ki üye olmuşum diyorum. Çünkü karşılığını fazlasıyla gördüm. İhracata açılmamda çok ciddi katkısı oldu. Ürünlerimi bu site üzerinden tanıtmamla birlikte ilk yurtdışı satışımı 2012 yılında Kazakistan’a gerçekleştirdim. Benim doğrudan ihracat yapmamın yanında yurtiçindeki firmalar da benden aldıkları makineleri ihraç ediyorlardı. Bu nedenle markam
bir süre sonra yurtdışında da tanınmaya başladı. Bugün üretimimizin neredeyse tamamını 30’a yakın ülkeye gönderiyorum. Ağırlıklı olarak da Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa ile çalışıyorum.
dukça yüksek. İthal ürünler yüzde 95, yerli ürünler ise yüzde 75 randımanla çalışıyor. Ancak bu ürünleri ithal ederken içim acıyor. Türkiye’de bu alanda yan sanayinin
Yaptığınız işten iyi sonuç alabilmeniz kalifiye personel ile doğru orantılı. Ve maalesef özellikle sanayide, üretimde çalışacak kalifiye personel sorunu ülkemizin kanayan bir yarası. Teknik liseler, meslek liseleri istenen kalitede öğrenci yetiştiremediği gibi bu okulları bitiren gençler de sanayide çalışmak istemiyor. Masa başında daha rahat çalışabilecekleri sektörleri tercih ediyorlar. Biz de kendi personelimizi hizmet içi eğitimlerle kendimiz yetiştiriyoruz. Başarı yakalamanızda personel memnuniyeti de büyük önem taşıyor. Bu nedenle bu noktada da hassas davranıyorum. Ar-ge harcamalarında olduğu gibi personele yapılan yatırım da şirketinize mutlaka fazlasıyla geri dönüyor. Ben de bu bilinçle hareket ediyorum. Gerek ar-ge yatırımları gerekse kaliteli bir ekiple yola devam etmemiz nedeniyle 2006 yılında ‘Bu ülkeye bu makine gelmeyecek’ hedefiyle çıktığımız yolda amacımıza ulaştık. 2014’e kadar yurtiçinde ürün vermediğim sera kalmadı. Modern sera yapan herkes benim ürünlerimden mutlaka satın aldı. Bu makinelerin çalıştığı ortamlar gereği mekanik ömrü 5 yıl olmasına rağmen 2008’den bu yana
halen randımanlı şekilde makinemi kullanan firmalar biliyorum. Kendilerinden makineleri isteyip yenilerini vermeyi teklif ediyorum ama halen çalışması gerekçesiyle kabul etmiyorlar. “Gyroscobic araba üzerine çalışıyoruz”
Üzerinde yeni çalıştığımız ürünler de var. Bunlardan bir tanesi Gyroscobic araba. Biraz daha açacak olursam şöyle anlatabilirim. Avrupa’da tarım, genel olarak ıslah edilmiş düz arazilerde gerçekleştiriliyor. Bu nedenle de tarım makinelerinin kullanımında sıkıntı yaşanmıyor. Türkiye ise böyle bir çalışma yok. Araziler engebeli olduğu için makinelerin işlem yapması da zorlaşıyor. Üzerinde çalıştığımız gyroscobic makineler zemin eğimli olsa da kendisini ekseninde düz tutabilen araçlar. Yani yine akü ile çalışan, eğimli zeminde düz gidebilen araçlar üzerinde çalışıyoruz. Yaklaşık 8 aydır bu makineye yoğunlaştık ve bir yıl içinde de tamamlayıp satışa hazır hale getirmeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda talep artışına paralel olarak mevcut üretim alanımız da yetersiz gelmeye başladı ve yeni yer arayışı içindeyiz. Önümüzdeki 2 yıl içinde minimum 4 dönüm arazi üzerinde bir fabrika kurmak istiyoruz. Yeni yerimizle birlikte üretim kapasitemizi artıracağımız gibi yeni ürünler üzerinde de çalışacağız. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki piyasanın ihtiyacı olan ürünü doğru zamanda yaparak, ar-ge yatırımları ve personel memnuniyetine, eğitimine verdiğimiz önemle başarıyı yakaladık. İthalatın önüne geçme hedefimize ulaştık.
“Ar-ge’ye düzenli yatırım yapıyorum”
Yaklaşık son 3 yıldır kadromuzda benim dışımda bir ar-ge elemanı görev almaya başladı. Bu elemanımızla birlikte yalnızca gelen talepleri değerlendirmiyor aynı zamanda sektörü gözlemleyip ihtiyaç olabileceğini düşündüğümüz konularda sektör temsilcilerinin işini kolaylaştıracak yenilikler de getiriyoruz. Aynı zamanda düzenli olarak her yıl kârımın yüzde 2025’ini ar-ge harcamalarına ayırıyorum. Bu uygulamanın da büyük faydasını görüyorum. Ar-ge’ye yaptığımız yatırımlar misliyle şirketimize geri dönüyor. Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan makinelerden birine örnek vermem gerekirse bahçe ilaçlama makinesini anlatabilirim. 4 sene önce ürettiğimiz bu makinenin ar-ge çalışması 6 ay sürmüştü. Bu makine daha çok açık alanda, büyük bahçelerde kullanılıyor ve bitkiyi gördükçe ilaçlama yapıyor. Gelişi güzel ilaç vermiyor. Bu nedenle muadillerine oranla yüzde 50 mazot tasarrufu ve yaklaşık yüzde 40 da ilaç tasarrufu sağlıyor. “Servis hizmeti de veriyoruz”
Dünya genelinde yalnızca satış yapmıyor, aynı zamanda servis hizmeti de veriyoruz. Eğer özel bir makine siparişi geldiyse ekiplerimiz bu makineleri gidip yerinde kurmanın yanı sıra nasıl kullanılacağına dair eğitim de veriyor. Ancak rutin sattığımız bir makine ise yalnızca kurulum yapıyoruz. Satışlar için ayrıca bir pazarlama departmanımız bulunmuyor. Siparişler ürünlerimizin üzerindeki etikete geliyor diyebilirim. Aynı zamanda tanıtım yaptığımız en önemli alan daha önce de söylediğim gibi Antalya Fuarı. Bu yıl ilk kez Hollanda’daki bir fuara da katılmayı planlıyoruz. Ancak genel olarak Antalya Fuarı’nın yeterli olduğunu söyleyebilirim. Çünkü dünyadaki tüm sektör temsilcileri o fuarda bir araya geliyor. Tamamen öz kaynaklarım ile çalışıyorum. Üretimimin yüzde 17,5’i ithal ürünlerden oluşuyor. Kalanı yerli ve milli üretim. Yalnızca motor ve aküyü yurtdışından alıyorum çünkü mevcut durumda yurtdışından gelen akü ve motorun verimi yerli ürünlere göre ol-
Kızıltan: “İhtiyacımız olan şey üretim”
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Seomak Technology Genel Müdürü Levent Sait Özgören’i ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldı. Ülke ekonomisinin ihtiyacının üretim olduğunu vurgulayan Kızıltan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “İmalat ve yenilik yapan firmalarımızı küçük büyük, eski yeni firma demeden gazetemiz aracılığıyla tanıtmak istiyoruz. Firmalarımızın üretime devam ettiğini göstererek motivasyon sağlamak arzusundayız. Sizlerin çalışmaları diğer firmalarımıza da örnek olması adına önemli. Bugün biliyoruz ki ül-
kemizin en büyük ihtiyacı üretim. Katma değerli üretim ise daha da önemli. Artık rant ekonomisiyle sonuç alınamayacağı herkes tarafından görüldü. Geçmişte birçok işletme sahibi üretimlerini durdurup inşaat sektörüne adım atmıştı. Bu hatanın nasıl sonuçlar doğurabileceği, üretimden vazgeçilmemesi gerektiği bugün daha net şekilde anlaşılıyor. Daha fazla gencimizi üretime yönlendirmeliyiz. Bugün gençlerimiz sanayilerde çalışmak istemiyor. Sanayilerimizi daha çok tercih edilir çalışma alanları haline getirmeliyiz. Geçmişte işletmelerin her biri birer okuldu. Bugün usta çırak
ilişkisi kaybolmaya başladı. Çünkü işletmelerimiz çırak bulamaz oldu. Aynı zamanda üretimin devamı için gelişmiş yan sanayi de önemli. Sizin gibi firmalarımızı tanıtıp ihtiyaçlarını ortaya koyarak bu alanlara yönelik bölgemizde yan sanayinin oluşmasına ve gelişmesine de önayak olmak istiyoruz. Ülkemizde çok dinamik bir özel sektör var. Türkiye’yi krizlerden kurtaran da bu özel sektördür. Sizlerin imalatının devam etmesi, ülkemizi ileri taşıyacaktır.” Kızıltan konuşmasını, üretime verilen devlet destekleri hakkında aktardığı bilgilerle tamamladı.