Metal Sanayi Komite Üyelerine mali tabloları analiz teknikleri anlatıldı >4’te
Prof. Dr. Ekşi’den uluslararası ticarette mutlaka sözleşme yapın uyarısı
>4’te
Sevgi, sabır ve zarafetin sanatı Tezhip, MTSO Sanat Galerisi’nde >2’de
2019, ekonomimiz için umut yılı olacak… Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr| |YIL: YIL:2117| |SAYI: SAYI:366 298| |66-19 - 19 ARALIK Ocak 2019 2015
Uluslararası taşımacılar Özbekistan ‘Geçiş Belgesi’ sorununa çözüm bekliyor Hasan Büyük
MTSO 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı
M
TSO 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Hasan Büyük, Özbekistan taşımalarında geçiş belgesi konusunda yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, “Yeterli belge olmaması nedeniyle yalnızca Özbekistan’a değil, Özbekistan üzerinden taşıma yapılan Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan’a da ihracatımız durdu. 4 ülke ile ihracatımız kesildi, çözüm bekliyoruz” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 20 No’lu Komite Başkanı Hasan Büyük, sektörde
Türk tarımında devrimin adı:
MERSİN AGROPARK
yaşanan gelişmeleri değerlendirip komite olarak yürüttükleri faaliyetler hakkında bilgi verdi. 2019 yılına artan mali yüklerle girdiklerini anlatan Büyük, motorlu taşıtlar vergisinden, işçi maliyetlerine, yakıtlardan, yedek parça fiyatlarına kadar faaliyetlerinin her alanında maliyet artışı yaşandığını söyledi. Artan maliyetleri karşılamakta zorlandıklarını ifade eden Büyük, “2019 yılında yükümüz daha da ağırlaştı, ayakta kalmak giderek zorlaşıyor” değerlendirmesini yaptı. > 7’de
Müteahhit yönünü yurtdışına çevirdi
Özcan Can
MTSO 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat Meslek Komitesi Başkanı
K
onut satışlarının Türkiye genelinde olduğu gibi Mersin’de de ciddi ölçüde düştüğünü anlatan MTSO 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat Meslek Komitesi Başkanı Özcan Can, sektöre hareket gelebilmesi adına dövizdeki hareketliliği de göz önünde bulundurup komite olarak bu yıl yurtdışı pazarları araştıracaklarını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 14 No’lu Komite Başkanı Özcan Can, komitenin önümüzdeki süreçte yapmayı planladığı çalışmalar hakkında bilgi verip
ardından sektörde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Çok durgun bir yılı geride bıraktıklarını anlatan Can, dövizin yükselmesine paralel olarak inşaat malzemelerinde de ciddi fiyat artışlarıyla karşılaştıklarını söyledi. Kullandıkları tüm kalemlerin maliyetinin arttığını bildiren Can, “Girdi maliyetleri yaklaşık yüzde 80 arttı ancak biz bunu konut satış fiyatlarımıza yansıtamadık. Hatta bazı projelerde fiyatlarda yüzde 20 indirim yaptık ama buna rağmen satışlarımızda canlılık olmadı” dedi. > 7’de
Türkiye’nin ilk tarım ve gıda teknoparkı Mersin’de kuruluyor. Mersin, tarım ile teknolojiyi buluşturup Türkiye’nin tarım sektöründeki gücünü dünya genelinde artırmaya hazırlanıyor.
T
ürkiye’nin tarım ve gıda alanında ihtisaslaşmış, ilk teknoparkı olma özelliğini taşıyan Mersin Agropark’ın kurulumu için çalışmalar başladı. Bu kapsamda Mersin Agropark A.Ş’nin kurulumu gerçekleşti, Yönetim Kurulu oluşturuldu, 800 dekara yakın alan Resmi Gazete’de yayımlanması sonrasında Mersin Agropark kurulumu için tahsis edildi. İlk kez tarım ve teknolojinin aynı çatı altında buluşturulduğu
Mersin Agropark’ta nano teknoloji, tarımsal modern biyoteknoloji, bilişim ve mobilişim teknolojileri, yeni tohum ıslahı ve çeşitleri modern sera teknolojileri ve topraksız yetiştiricilik, gıda işleme, meyvesebze muhafaza ve ambalaj teknolojileri, bitki koruma teşhis ve mücadele yöntemleri geliştirme, tarımsal mekanizasyon ve sulama teknolojileri, tarımsal atıkların yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüşümü konularında yenilikçi
çalışmalar yapılacaktır. İlk etapta 70 firmaya tahsis gerçekleştirilmesi planlanan Mersin Agropark’ta altyapı ve binaların tamamlanması sonrasında 750 ile 800 arasında kişiye istihdam sağlanması planlanıyor. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Agropark Kurucuları arasında yer alan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, “Hedefimiz, tarım ve gıda alanında sektördeki
tüm araştırmacılarla girişimcileri bir araya getirerek ortak sinerji oluşturmak. Bu sinerjiyle verimliliği ve katma değeri yüksek, sağlıklı ürünler üretilmesini sağlayıp, dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmak. Ana hedefimiz, güçlü olduğumuz tarımsal avantajımızı, tarımsal teknoloji ve katmadeğeri yüksek ürün ihracatıyla birleştirip ülkemiz için önemli bir gelir kalemine dönüştürmek olmalıdır” dedi. > 5’te
S
yor. MTSO koordinatörlüğünde ve Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi ortaklığında yürütülecek proje kapsamında kurulacak olan Merkez’de Mersin bölgesinde ileri teknoloji odaklı ve katma değeri yüksek ürün üretmek veya hâlihazırda var olan ürünlerini geliştirmek ya da ürünlerini sanal ortamda test etmek isteyen imalat sanayi firmalarının ihtiyaç duyduğu ürün tasarım ve modelleme (prototip) alt yapısı (makine-ekipman) ile bu alt yapıları profesyonel anlamda kullanacak insan kaynağı yer alacak. Teknoloji tabanlı makine ve ekipmanları bünyesinde barındıran, teknolojiye hakim, nitelikli teknik personelin görev alacağı Merkez, farklı tasarımsal ürün fikri bulunmasına rağmen yeterli teçhizatı ve personeli bulunmayan firmalara ürün tasarımlarını ya da ürün prototipini üretme imkanı tanıyacak. > 3’te
İnsan kaynağını iyi kullanan ülke:
Tarsus Ticaret Borsası, ilçe tarımının gelişimine önemli katkılar sunuyor
Murat Kaya
Tarsus Ticaret Borsası Başkanı
T
arsus ekonomisinin büyümesinde tarım, önemli bir güce sahip. Tarsus Ticaret Borsası ise hazırladığı projeler, gerçekleştirdiği yatırımlarla ilçe tarımının ve tarıma dayalı ticaretin güçlenmesine önemli katkılar sunuyor. Borsa, verdiği eğitimlerden takip ettiği teknoloji yatırımlarına, hazırladığı Ur-Ge Projelerinden gerçekleştirdiği planlamalara kadar attığı her adımla ilçe tarımının ve tarıma dayalı ticaretin gelişimine yön veriyor. Oldukça hareketli bir yılı geride bıraktıklarını ve bu dönemde önemi projelere imza attıklarını bildiren Tarsus Ticaret Borsası Başkanı Murat Kaya, yatırımlarının 2019 yılında da devam edeceğini bildirdi. Kurulumunu geçen yıl tamamladıkları Tarsus Ticaret Borsası Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi’ni bu
MTSO 01 CMYK
yıl faaliyete geçirmek istediklerini anlatan Kaya, lisanslı depoculuk hizmetlerine başlamak istediklerini söyledi. Yıl içinde çeşitli depo yatırımlarına devam edeceklerini anlatan Kaya, bu yatırımların yanı sıra geçen yılın sonunda Tarsus Sarıulak Zeytini için tamamlanan Coğrafi İşaret Tescil çalışmalarını bu yıl da zeytinyağı için yürüteceklerini dile getirdi. Aynı zamanda Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü ile Tarsus Sarıulak Zeytin fidanı üretilmesi konusunda çalışmak istediklerine de değinen Kaya, bir taraftankent tarımını geliştirirken diğer taraftan öne çıkan ürünleri koruyup geliştirerek gerek ülke genelinde gerekse dünya çapında tanıtmak istediklerini vurguladı. Kaya, Borsa olarak yürüttükleri çalışmaları ve önümüzdeki süreçteki hedeflerini MTSO Haber Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. > 8’de
Ü
lkede bugün 7 bini çok uluslu olmak üzere yaklaşık 30 bin yabancı şirket bulunuyor. Türkiye ile 2017 yılı itibariyle 1 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olan ülke ile hedef 2020 yılında bu hacmi 2 milyar doların üzerine çıkarmak. Bu hedefe ulaşmada öncelikli sektör ise müteahhitlik olarak gösteriliyor. Singapur Güneydoğu Asya’nın önde gelen ticaret, yatırım, finans ve ileri teknoloji üssü olarak tanınıyor. Bölgesinde büyük bir ekonomik güce sahip oldukça dinamik bir ülke. Singapur aynı zamanda çok geniş bir coğ-
Türk Eximbank Mersin İrtibat Bürosu hizmete açıldı >2’de
rafyaya açılan ticaret köprüsü işlevi de görüyor. Bu nedenle birçok yatırımcının ilgi odağı. Bu bağlamda, 1 Ekim 2017’de yürürlüğe giren Türkiye ve Singapur arasındaki İkili Serbest Ticaret Anlaşması da Türk firmalarına Singapur üzerinden yeni pazarlara açılmasında önemli fırsatlar sunuyor. Güneydoğu Asya ülkeleri ile Singapur üzerinden iletişim kurabilmek mümkün. Dünyanın en büyük deniz ticaret limanlarından birisine sahip olan Singapur yatırımcılara lojistik anlamda da önemli destekler sunuyor. > 6’da
MTSO’dan işçi ve işveren uyuşmazlıkları için yeni hizmet >2’de
Kadın ve Genç Girişimciler Kurul Üyelik başvuruları başladı >2’de
ürdürülebilir ekonomi, rekabetçi KOBİ’ler oluşturma hedefiyle hareket eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), ileri teknoloji odaklı, katma değeri yüksek ürün üretiminin desteklenmesine yönelik çalışmalarına hız verdi. Bu bağlamda son olarak Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Projeler Müdürlüğü tarafından Cazibe Merkezleri Hibe Programı kapsamında hazırlanan‘Mersin Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi Projesi’ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı. Sözleşmenin imzalanmasının ardından yaklaşık bin 40 metrekare alan üzerinde merkezin kurulum çalışmaları başlayacak. 18 ayda tamamlanması düşünülen projenin hedef kitlesini Mersin bölgesinde ileri teknoloji odaklı ve katma değeri yüksek ürün üretmek veya hâlihazırda var olan ürünlerini geliştirmek isteyen imalat sanayi firmaları oluşturu-
2
YIL: 21 | SAYI: 366 | 6 - 19 Ocak 2019
| www.mtso.org.tr
MTSO’dan enflasyonla mücadeleye destek Hızlı yükselen enflasyonla başlatılan mücadele meyvesini verdi ve son iki ayda düşüş trendine girdi. Ülke genelinde yürütülmekte olan Enflasyonla Topyekun Mücadele’ye Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’dan da destek geldi.
M
TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Oda olarak çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimiz ve Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’nun konuyla ilgili açıklamalarının sonuna kadar arkasındayız” dedi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu açıklamasında, enflasyonla mücadelenin 2019’da da aynı şekilde devam etmesini arzu ettiklerini
vurgulayarak, “Bunu ne tek başına kamu, ne de tek başına özel sektör yapabilir. Sorumluluk ve görev hepimizindir. TOBB ve Odalar-Borsalar, milli bir dayanışma içinde 2019’da da Hazine ve Maliye Bakanlığımızın Enflasyonla Mücadele Programına desteklerini sürdürecektir” ifadelerini kullanmıştı. Hisarcıklıoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Kız Kardeşim Zirvesi Ankara’da yapıldı
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) liderliğinde, Habitat Derneği, Coca-Cola Türkiye ve İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen Kız Kardeşim Projesi kapsamında Kız Kardeşim Zirvesi Ankara’da yapıldı. Zirveye, TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Cengiz Delibaş, Habitat Derneği Başkanı Sezai Hazır, Coca Cola
Türkiye Kurumsal Sürdürülebilirlik Müdürü Tülin Kara Özger, İstanbul Teknik Üniversitesi Akademisyeni Prof. Dr. Gülname Turan, TOBB Sektörler ve Girişimcilik Daire Başkanı Ozan Acar katıldı. TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp de Zirveye katılanlar arasında yer aldı. Kadınların, ekonomik hayata
“Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın liderliğinde hayata geçirilen Enflasyonla Mücadele Programı döviz kurlarındaki yükselişle hızlanan enflasyonun kontrol altına alınmasına çok önemli bir katkı sağlamıştır. Bizler de Türk özel sektörü olarak devletimizle birlikte topyekûn bir duruş sergilemiş, 81 il ve 160 ilçedeki Odalarımız ve Borsalarımızla birlikte bu programı sahiplenip firmalarımızın en geniş şekilde katılımını sağlamıştık. Enflasyonla mücadelenin 2019’da da aynı şekilde devam etmesini arzu ediyoruz. Zira enflasyonla mücadele işsizlikle, yüksek faizle ve artan girdi maliyetleriyle de mücadele demektir. Türkiye ekonomisi zorlu bir süreci geride bırakarak dengelenme ve istikrar yolunda önemli bir mesafe almıştır. İnanıyoruz ki, kamu ve özel sektör istişaresi ve koordinasyonuyla yeniden tempolu büyüme sürecine girecektir.” katılımı konusunda gerekli bilgi ve becerilerle donatılarak toplumsal ve ekonomik konumlarının güçlendirilmesi ve ekonomik kalkınmada aktif rol almalarının sağlanması amacıyla başlatılan proje doğrultusunda 2018 yılında 30 ilde 9 bin kadına ulaşıldı. Finans, bilişim, iletişim ve girişimcilik başlıkları altında eğitim programları düzenlendi. Ayrıca, proje kapsamında İstanbul, Şanlıurfa, Gaziantep, Mersin ve İzmir’de yaşayan toplam 500 mülteci kadın da eğitimden faydalandı. Zirve sonrasında kısa bir değerlendirme yapan Ayla Harp, 2017’de başlayan projenin Mersin’de de başarı ile devam ettiğini, eğitim alan kadınların bir kısmının girişimciliğe yönelmesini büyük memnuniyetle takip ettiklerini söyledi. Projenin 2019’da da devam edeceğini ifade eden Harp, “2019’daki eğitimler ağırlıklı olarak girişimcilik üzerine yoğunlaşacak. İsteğimiz daha fazla kadınımızın bu tür eğitimlerden faydalanabilmesi” diye konuştu.
Kadın ve Genç Girişimciler Kurul Üyelik başvuruları başladı
yöneticisi, genel müdürü veya murahhas azası olması gerekmektedir.
K
İl Genç Girişimciler Kuruluna üye olabilmek için; 18 yaşından gün almış, 40 yaşından ise gün almamış olması, ticaret siciline kayıtlı, gerçek kişi tacir veya tüzel kişilerin ortağı, yönetim kurulu üyesi, yöneticisi, genel müdürü veya murahhas azası olması gerekmektedir. Konu hakkında detaylı bilgi ve başvuru formlarına www. mtso.org.tr adresinden ulaşılabilmektedir.
adın ve genç girişimciliğinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilmesi ve daha donanımlı hale getirilmesi amacıyla politika belirlemek ve girişimcilik kültürünün gelişmesine öncülük etmek amacıyla çalışmalar yürüten TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu ve TOBB Mersin İl Genç Girişimciler Kurulu Üyeleri yenilenecek. Bu kapsamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, İl Kadın ve İl Genç
Girişimciler Kurullarına 99’ar kadın ve genç girişimciyi gönderecek. “2 Ocak günü başlayan İl Kadın ve Genç Girişimciler Kurulları Üyeliği başvuruları 16 Ocak 2019 Çarşamba günü saat 16.00’ya kadar devam edecek. İl Kadın Girişimciler Kuruluna üye olabilmek için; Ticaret siciline kayıtlı, gerçek kişi tacir veya tüzel kişilerin ortağı, yönetim kurulu üyesi,
Teknoloji yatırımcıları Mersin’de buluşuyor
T
ürkiye’nin ilk ‘Teknoloji Yatırımcısı Akademisi’, Startupfon ve Mersin Teknopark işbirliğinde Mersin’de düzenleniyor. Teknoloji Yatırımcısı Akademisi ile potansiyel melek yatırımcılara güncel bilgilerin ulaştırılması, yeni yatırım alanlarına ışık tutulabilmesi ve yatırım kararlarının alınmasında dikkat edilmesi gereken unsurların aktarılması hedefleniyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Konferans Salonu’nda 10 Ocak 2019 Per-
şembe günü gerçekleşecek olan eğitime sınırlı sayıda katılım mümkün olabilecek. Eğitimlere son başvuru tarihi 7 Ocak. Eğitime katılacak konuşmacılar ise şöyle; Gülsüm Çıracı-İstanbul Startup Angels, E. Seyfi MoroğluMoroğlu Arseven, Gamze Canİstanbul Startup Angels, Alper Koper-Nexus Ventures, Hayrettin Demirbilek-Smarttaxi, Uğur Ahmet Çeliker-Hazine ve Maliye Bakanlığı.
Program:
13.30-14.00 Kayıt 14.00-14.45 Melek Yatırımcılık Kavram ve Süreçler 14.45-15.30 “Due Diligence” ve Portföy Yönetimi 15.30-15.45 Kahve Arası 15.45-16.30 Hukuk ve Sözleşmeler 16.30-17.15 Deneyimli Yatırımcı Gözünden 17.15-18.00 Girişimcinin Yatırım Öyküsü 18.00-18.30 Kapanış-Networking
Eğitim ve Kalkınma Vakfı Genel Kurulu gerçekleşti
Türk Eximbank Mersin İrtibat Bürosu hizmete açıldı
İ
hracatçının önemli destekçileri arasında yer alan Türk Eximbank, Mersin İrtibat Bürosu’nu Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB) bünyesinde hizmete açtı. Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım’ın katılımı ile açılışı gerçekleşen büronun, önümüzdeki yıl şube olması hedefleniyor. Törenin açılışında konuşan Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Akdeniz Bölgesi’nde daha fazla çalışmak istediklerine dikkat çekerek, 2017’den bu yıla bölgeye yüzde 26,8 oranında destek sağladıklarını söyledi. Bu oranın büyük bir kısmını Mersin’in oluşturduğu-
nu aktaran Yıldırım, “Sadece kredi rakamlarını ele alırsak, Mersin’de yüzde 30,8’lik bir artış sağlamışız. Mersin’de şimdi irtibat bürosu açıyoruz. Gelecek yıl şubeleşeceğiz” dedi. Türk Eximbank, orta ve uzun vadeli nakdi, gayri nakdi krediler ile sigorta ve garanti destek programları uygulamakta, ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni pazarlar kazandırılması, ihracatçıların uluslararası ticarette paylarının artırılması, girişimlerinde gerekli desteğin sağlanması, ihracatçılar ve yurtdışında faaliyet gösteren müteahhitler ve
yatırımcılara uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve güvence sağlanması, yurtdışında yapılacak yatırımlar ile ihracat amacına yönelik yatırım malları üretim ve satışının desteklenerek teşvik edilmesi gibi hususlarda önemli hizmetler veriyor. Türk Eximbank’ın Mersin İrtibat Bürosu da anılan hususlarda hizmet verecek. Mersin İrtibat Ofisi’ne; 0(324) 325 37 37 numaralı telefondan, eximbankmersin@akib.org.tr mail adresinden ya da Limonluk Mah. Vali Hüseyin Aksoy Cad. No:4 33120 Yenişehir/MERSİN adresinden ulaşılabilir.
MTSO’dan işçi ve işveren uyuşmazlıkları için yeni hizmet
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), üyelerine yönelik olarak işçi–işveren uyuşmazlığı ve sosyal güvenlik danışmanlığı hizmetine başlıyor. MTSO ile ile Mefa Danışmanlık işbirliğinde Oda Üyesi firmaların İş Kanunu kapsamında işçi ve işveren
arasında yaşanan uyuşmazlıklar, firmaların karşı karşıya kaldıkları iş davaları, firmaların çalışanlarıyla uyuşmazlık yaşamamaları için yapılması gerekenler, sosyal güvenlik uygulamalarında karşılaşılan problemlerin çözümü konularında yaşadıkları sorunlara çözüm bulabilmek amacıyla
danışmanlık hizmetine başlanıyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası üyesi firmaların alacakları randevuyla, her hafta Perşembe günleri Oda bünyesinde konunun uzmanlarıyla birebir görüşerek sorunlarına çözüm bulmalarına aracılık edilecek. Üye firmalarımızın mtso.org.tr internet adresine girerek İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanlık Hizmeti Randevu Talep Formu’nu bilgisayarlarına indirip doldurmaları sonrasında kdolek@mtso. org.tr e-mail adresine ya da 231 96 97 numaralı faksa göndermeleri yeterli olacak. Randevu talep eden Üye Firmaların randevu saatleri kendilerine bildirilecektir. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için Oda Genel Sekreterliği veya Hukuk Müşavirliği ile temasa geçilmesi gerekmektedir.
Sevgi, sabır ve zarafetin sanatı Tezhip, MTSO Sanat Galerisi’nde
T
ürk süsleme sanatlarından biri olan Tezhip, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde sergilendi. Tezhip Sanatçısı Esra Bora’nın sabır ve sevgiyle hazırladığı eserler, sanatseverlerden tam not aldı. İstanbullu Tezhip Sanatçısı Esra Bora, MTSO Sanat Galerisi’nde Tezhip Sergisi açtı. Eserlerini guaj boya, akrilik ve 22 ayar ezilmiş altın kullanarak hazırlayan sanatçı, 47 eserini Mersinli sanatseverlerin beğenisine sundu. Sanatçının, hem klasik tezhipten örneklere, hem de kendi yorumunu eklediği çalışmalara yer verdiği serginin açılışına, MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, Yönetim Kurulu Üyeleri Cem Bucuge, İsa Çani, Ahmet Belice, Yalçın Darıcı, MTSO Meclis Üyesi Ahmet Akın ile MTSO Başkan Danışmanı Orhan Çapan, MTSO Hukuk Müşaviri Dilek Kurtuluş, MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar ve davetliler katıldı. Sergi açılışında konuşan Tezhip Sanatçısı Esra Bora, tezhip kelimesinin Arapça olup, ‘altınlamak’ anlamına geldiğini bildirdi. Levha ve evrakların manevi değerlerini ifade etmek amacıyla gelişmiş bir sanat dalı olduğunu belirten Bora, tezhip sanatının en çok Osmanlı Dönemi’nde yapıldığını söyledi. Kuralları olan, sabra dayanan bir sanat olduğunu da aktaran Bora, bu sanatı icra eden kadınlara ‘müzehhibe’ erkeklere ‘müzehhip’ denildiğini söyledi.
“Bu sanatımıza sahip çıkmak ve yorumlamak, beni çok mutlu ediyor”
“Bu güzel ve anlamlı sanatımıza sahip çıkmak, yorumlamak, çok emek verereksizleresunmakbeniçokmutluediyor” diyen Bora, atalarına böyle bir sanat dalını miras bıraktıkları için dua ettiğini söyledi. Eserlerin hazırlanmasında kullanılan malzemelerin doğallığına dikkat çeken Bora, “Zamkı bile o kadar doğal ki. Bildiğimiz nişasta, yemekte kullanılan toz jelatin ve su. Bunarı belirli oranlarda karıştırıp kaynattığınızda harika bir altın suyu ve yapıştırma suyu elde ediyorsunuz. Eskiden çerçeveler camlanmazmış, böcekler yemesin diye de bu karışımın içine şap koyarlarmış. Günümüzde biz şap kullanmıyoruz” dedi. Eserlerini büyük bir titizlikle hazırladığına da değinen Bora, iki yılda bir sergi açtığını söyledi. İçine sinmeyen hiçbir eserle sergi açmadığını vurgulayan Bora, tezhibe başlama hikâyesini şöyle anlattı: “Tezhibe, bir arkadaşımın gittiği tezhip kursundan aldığım eserle başladım. Çalışırken onları seyrettim ve çok beğendim. İlgimi çekti. 20 küsur sene önce ‘Hadi sen de yap’ dediler. Başladım ve bir daha da bırakamadım. Zaten hep sanatın içindeydim konservatuar mezunuyum. İyi ki de başlamışım” dedi.
için 1 buçuk saat emek verdiklerini söyledi. Bu süre zarfında bir an olsun işlemin başından kalkamadıklarını ifade eden Bora, ezilme işleminin yarıda bırakılması halinde kimyasının bozulduğunu kaydetti. Tezhip sanatını yaparken altının ayrı bir değerini keşfettiğini dile getiren Bora, “Yani, altını ortaya koyduğunuz zaman değil, emek verdiğiniz zaman parlıyor. Bu emek insanoğlunda da çok önemli” diye konuştu. Ticaret ve Sanayi Odalarının çok saygınyerlerolduğunubelirtenBora,enson sergisini de İstanbul Ticaret Odası’nda açtığını aktardı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı da bu yüzden tercih ettiğini vurgulayan Bora, “Belli bir zümreye hitap ediliyor, emeğinizin karşılığı veriliyor. Dolayısıyla Mersin’e de memnuniyetle geldim” diye konuştu. 17 Ocak’a kadar açık kalacak sergi, hafta içi 08.30-18.00, hafta sonu ise 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK
“Altını ortaya koyduğunuz zaman değil, emek verdiğiniz zaman parlıyor”
Tezhibe boyanın dışında renk vermek için 22 ayar ezilmiş altın kullandıklarını da belirten Bora, altının ezilmesi
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %2 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize İşbankası Kredi Kartı ve tüm Bonus Card’lara 6, Yapı Kredi Bankası Kredi Kartına 3 taksitle ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 02 CMYK
www.kartoncw.com Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 21 | SAYI: 366 | 6 - 19 Ocak 2019
| www.mtso.org.tr
2019, ekonomimiz için umut yılı olacak… çalışmalarıyla birleşince 2018 yılını Mersin umut verici tamamladı. İyi günlere doğru adım atıldı. 2019’un toparlanma ve büyüme sürecinin tekrar yakalanacağı bir yıl olacağını umut ediyoruz. Bu arada son zamanlarda kentimizin büyük kamu yatırımları ile ilgili haklı bazı serzenişleri anında olumlu anlamda tepki aldı. Yetkin isimlerin sözleri bizleri rahatlattı. Mersin’e yapılacak yatırımlarda da herhangi bir iptal ya da kesinti söz konusu olmayacak. 2019’da yatırımların daha hızlı ilerlemesini bekliyoruz. Kent ekonomisi bu yatırımlarla ivme kazanacak. Her zaman söylediğimiz gibi, Mersin kendisine verileni misliyle ülkesine kazandıran bir kenttir.
Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Mersin iş dünyası devletimizin enflasyonla mücadelesinde omuz omuzadır…
Küresel ve ulusal anlamda meydana gelen ekonomik sıkıntılardan etkilenmemek mümkün değil. Ancak, Mersin genelinde ekonomik olarak çok ciddi, felaket tablosu çizecek bir sıkıntı yaşanmadı. Firmalarımız, özellikle ekonomimizin omurgası olan Mersin Kobileri dirençli çıktı. Ancak, bankalar bu süreçte firmalarımızı yalnız bıraktı, beklenen yeterli desteği vermedi. Dış ticarete dönük çalışan firmalarımız ise döviz kazandırmaya devam etti. Mersin sıkıntılara rağmen üretmeye ve ihracat odaklı çalışmaya devam etti. Bu sayede şehre soluk aldırdı. Firmalarımızın bu çabaları desteksiz bırakılmadı. Hükümetimizin aldığı tedbirler özel sektörün fedakar
Bu arada, Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın açıklamasıyla hayata geçirilen Enflasyonla Mücadele Programı, döviz kurlarındaki yükselişle hızlanan enflasyonun kontrol altına alınmasına çok önemli bir katkı sağlamıştır. Üst çatı kuruluşumuz olan TOBB’la birlikte Mersin iş dünyası olara bizler de devletimizle birlikte topyekûn bir duruş sergilemeye devam ediyoruz. Enflasyonla mücadelenin 2019’da da aynı şekilde devam etmesini arzu ediyoruz. Çünkü enflasyonla mücadele işsizlikle, yüksek faizle ve artan girdi maliyetleriyle de mücadele demektir. Bunu tek başına ne kamu, ne de özel sektör yapabilir. Bunun bir iş birliği gerektiren önemli bir konu olduğunu iyi biliyor ve sorumlulukla harekete ediyoruz. TOBB ve OdalarBorsalar, milli bir dayanışma içinde 2019’da da Hazine ve Maliye Bakanlığımızın Enflasyonla Mücadele Programına desteklerini sürdürecektir. Türkiye ekonomisi zorlu bir süreci geride bırakarak dengelenme ve istikrar yolunda önemli bir mesafe almıştır. İnanıyoruz ki, kamu ve özel sektör istişaresi ve koordinasyonuyla yeniden tempolu büyüme sürecine girecektir. Ülkemizin yapısal reformlara ihtiyacı vardır, firmaların ve sektörlerin desteklere de ihtiyacı vardır ama en çok ihtiyacımız olan şey moraldir, umuttur. 2019 hem iş dünyası hem de milletimiz için umut yılı olmalıdır. Zaman şikayet etme zamanı değil, çalışma, üretme, kendimizi eğitme, eksiklerimizi giderme ve ihracatla, markalaşmayla, yenilikçilikle ekonomimizi kendi çapımızda katkı sunma zamanıdır.
arayan firmalara yönelik olarak da pazar araştırması ve müşteri bulmalarına destek olacak faaliyetler yürütülecek. Bunun yanında bölge firmalarının var olan yönetsel kapasitelerini eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile geliştirmek için imalat ve sanayi firmalarına çeşitli konu başlıklarında (kurumsallaşma, marka yönetimi, kalite, proje, teşvikler vb) eğitim ve danışmanlık desteği verilecek. Mersin Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi’nin sahip olduğu teknik imkanlar ise şöyle sıralanabilir: “Merkez içerisinde eğitim ve toplantı salonu, etkinlik alanı, idari yönetim ofisleri, ortak kullanım alanı ile tasarım ve modelleme (prototip) alanı bulunacak. Mersin’de yüksek teknoloji odaklı ve katma değeri yüksek ürün üretmek veya hâlihazırda var olan ürünlerini geliştirmek isteyen imalat ve sanayi firmalarının ürün tasarım ve modelleme (prototip) hizmeti alacağı tasarım ve eklemeli üretim makineekipman alt yapısına sahip olacak. Bunun yanı sıra merkezin sahip olacağı eğitim ve toplantı salonları ile imalat sanayi sektörünün ihtiyaç duyduğu sektörel eğitimlerin, danışmanlıkların, hizmetlerinin yanı sıra mesleki eğitimlerin gerçekleştirilmesine olanak sağlanacak. Merkez aracılığıyla imalat sanayinde faaliyet gösteren KOBİ’lere sunulacak eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile KOBİ’lerin iş planı hazırlamalarına, kurumsallaşmalarına, yönetsel veya ticari kapasitelerinin gelişmesine katkı sağlanacak. Öte yandan ortak kullanım alanlarının KOBİ’ler tarafından kullanılması ile birbirleri arasında işbirliği ve sinerji yaratılacak ve ortak iş birliği yapma kültürü, ekosistemi güçlendirilecektir.”
Kızıltan: “Firmalarımızın rekabetçi yapısını güçlendirme hedefindeyiz” Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin firmalarının sürdürülebilir büyüme sağlamaları ve her geçen gün daralan pazarlarda rekabetçi yapılarını güçlendirmeleri adına önemli bir projeyi hayata geçirmeye hazırlandıklarını söyledi. “Firmalarımız, teknolojik açıdan hızla gelişen dünyada rekabetçi yapılarını koruyabilmeleri için katma değeri yüksek ürünler üretmeliler” diyen Kızıltan, sözlerine şöyle devam etti: “Ekonomisi güçlü, kalkınmış firmalar bu güçlerini hiç şüphesiz ki katma değeri yüksek ürünler üretemeye borçludur. İşte bu nedenle Mersinli firmalarımızın katma değeri yüksek ürün üretmelerini teşvik etmek ve ihtiyaç duydukları alt yapıyı sağlamak adına yola çıktık. Bu proje, katma değerli ürün tasarımı ve üretimi için ilk adımdır.” Bölgedeki imalat sanayi firmalarının teknoloji tabanlı makineekipman ve sanal uygulamalara ulaşacakları merkeze kavuşacağını vurgulayan Kızıltan, ürün tasarımı ve modelleme hizmeti alacaklarını, sonrasında ise sonuçlandırdıkları ürünlerini pazarlamak için ihtiyaç duydukları danışmanlık hizmetleri veya yönlendirme, eşleştirme hizmetlerini ortak bir altyapıdan alacaklarını bildirdi. Proje kapsamında kurulacak ‘Tasarım ve Eklemeli Üretim Atölyesi’ne de değinen Kızıltan, bu atölye sayesinde Mersinli firmalar arasında ortak çalışma kültürü ve ortak üretim kültürünün gelişeceğine inandığını sözlerine ekledi.
2018 başında, küresel ekonominin gelişmiş veya gelişmekte olan ülke ayrımı olmaksızın büyüme trendlerini artırarak sürdürecekleri tahmin ediliyordu. Ancak yıla ABD ekonomisi başta olmak üzere finansal piyasalarda (borsalar) yaşanan çalkantılar damgasını vurdu.
T
rump’ın küreselleşme karşıtı korumacılık politikaları etkisini 2018’de göstermeye başladı: ihracata dayalı iki ülke olan Almanya ve Çin’in ihracatında ve siparişlerde yavaşlama dünya ticaret hacminin daraldığına işaret etti. Rakamlar bize bunu söylüyor. Petrol fiyatları da bu süreci destekledi ve genelde düşüş eğilimini sürdürdü. Küresel ölçekte sanayi üretiminde ve satış hacimlerindeki gerilemeler de küresel bir durgunluğun geldiğine ilişkin beklentileri artırdı. Gerek IMF gerekse OECD, yılbaşından buyana küresel büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Avrupa’da da işler yolunda değil…
Bu arada Avrupa’da 2018’de çalkantılar bitmedi: İngiltere 2017’de başlattığı Brexit sürecinin son aşamasında kafaları karıştırdı. AB’den çıkış sürecinin tamamlanmasına yaklaşık 3 aylık bir süre kalırken, Hükümet yetkililerinden anlaşmasız çıkışa yönelik hazırlık yapılması yönünde uyarı geldi. AB Komisyonu da İngiltere’nin AB’den anlaşmasız bir şekilde ayrılmasına karşı aldığı
önlemleri açıkladı. Önlemler; finansal hizmetler, havayolu ulaşımı, gümrük ve iklim politikaları başta olmak üzere 14 konuyu kapsıyor. AB’de ikinci çalkantı İtalya’nın Bütçe Açığını GSYİH’ya kıyasla %2.4 olarak açıklaması ile başladı. AB uyarısıyla bu oran %2.04’e çekildi. Üçüncü gelişme Fransa’da yaşanan “sarı yelekliler” gösterileriydi ve bu Avrupa ekonomisi adına olumsuzlukların bir göstergesi oldu. Yani, dünyanın gelişmiş ülkeleri bile sıkıntılarla boğuşuyor. Elbette kendi eksiklerimizi eleştirmek ve sorunlarımıza parmak basmak güzel ama bu büyük resmi de görmek gerekiyor. Kendimizden kaynaklanan eksikleri halı altına süpürmeye gerek yok ama dışımızdaki sorunları ve bize olan etkilerini de realist ve siyaset üstü bakarak görmek gerekiyor. Türkiye’de bankalar sıkıntılı zamanda ortada yoklar…
Türkiye ekonomisi 2017’de Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredi genişlemesi ve ekonomik durgunluğu aşacak devlet destekleriyle yüzde 7.4 gibi yüksek büyüme oranı ile ta-
mamladı. 2017’de büyümenin dinamiğini tüketim harcamaları ve inşaat sektörü ağırlıklı yatırımlar oluşturdu. 2018’de KGF desteklerinin etkisiyle 1. çeyrekte yüzde 7.2 büyüyen ekonomi 2. çeyrekte 5.3 büyümenin ardından ivme kaybederek 1.6 oranında büyüdü. Yılın özellikle üçüncü çeyreği durgunluğun hissedilmeye başladığı bir dönem: özel tüketim harcamaları ve yatırım harcamaları aşırı derecede daralmaya başlamış. Son çeyrekte büyüme beklentisi ise negatif… Bu çerçevede 2018 toplamda yüzde 3-3.5 arasında bir büyüme oranıyla tamamlanmış olacak. Yılın üçüncü çeyreğinde kur artışının hızlanması enflasyonu tetiklerken iç talepte ciddi bir daralmaya neden oldu. Finans sektörü 2018 ortasından itibaren, artan kur ve TCMB’nin keskin faiz artışı ile daralan iç talep çerçevesinde önlemler almaya başladı. Kur ve faiz artışı ekonomik durgunlukla birleştiğinde firmaların nakit akışlarının bozulması kaçınılmazdı. Konkordato, kredi yapılandırmaları özellikle yıl ortasından itibaren görülmeye başladı. Bankalar kredi hacmini daraltmaya başladı.
‘Mersin Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi Projesi’ onaylandı
S
MTSO, imalat sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin ileri teknoloji odaklı, katmadeğeri yüksek ürün üretimlerini artırmasına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Hedef yalnızca Mersin’in değil bölgenin zenginleşmesine katkı sunmak.
ürdürülebilir ekonomi, rekabetçi KOBİ’ler oluşturma hedefiyle hareket eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), ileri teknoloji odaklı, katma değeri yüksek ürün üretiminin desteklenmesine yönelik çalışmalarına hız verdi. Bu bağlamda, son olarak Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Cazibe Merkezleri Hibe Programı kapsamında hazırlanan ‘Mersin Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi Projesi’ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı. Sözleşmenin imzalanmasının ardından yaklaşık bin 40 metrekare alan üzerinde merkezin kurulum çalışmaları başlayacak.
MTSO 03 CMYK
18 ayda tamamlanması düşünülen projenin hedef kitlesini Mersin bölgesinde ileri teknoloji odaklı ve katma değeri yüksek ürün üretmek veya hâlihazırda var olan ürünlerini geliştirmek isteyen imalat sanayi firmaları oluşturuyor. MTSO koordinatörlüğünde ve Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi ortaklığında yürütülecek proje kapsamında kurulacak olan Merkez’de Mersin bölgesinde ileri teknoloji odaklı ve katma değeri yüksek ürün üretmek; hâlihazırda var olan ürünlerini geliştirmek ya da ürünlerini sanal ortamda test etmek isteyen imalat sanayi firmalarının ihtiyaç duyduğu ürün tasarım
ve modelleme (prototip) alt yapısı (makine-ekipman) ile bu alt yapıları profesyonel anlamda kullanacak insan kaynağı yer alacak. Teknoloji tabanlı makine ve ekipmanları bünyesinde barındıran, teknolojiye hakim, nitelikli teknik personelin görev alacağı Merkez, farklı tasarımsal ürün fikri bulunmasına rağmen yeterli teçhizatı ve personeli bulunmayan firmalara ürün tasarımlarını ya da ürün prototipini üretme imkanı tanıyacak. Tasarım odaklı proje fikirleri hayata geçirilebilecek Öte yandan ortak kullanıma
açılacak olan Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi’nin altyapısında yer alan makine ekipmanlarını firmalar bağımsız olarak kullanarak sahip oldukları tasarım odaklı proje fikirlerini de hayata geçirebilecek. Böylece özelikle Avrupa’da yoğun olarak kullanılan MakerLab, yani ortak üretim altyapılarının kullanıcılara tahsis edilmesi ile ortak üretim kültürünün oluşması için Mersin’de ilk adım bu proje ile atılmış olacak. Bu hizmetlerin yanı sıra, kurulacak olan merkez kapsamında başta bölge firmaları olmak üzere ürettiği ürünü uluslararası alanda pazarlamak için uluslararası ticari kanallar
Bu biraz bencilce ve tek taraflı bir karardı. Bankalar ülkeden kazandığını zor zamanda ülkesine veremedi. Bir taraftan nakit sorunu diğer taraftan yüksek faiz iç talepteki daralma şirketler açısından sorun olarak ortaya çıktı. Mersin 2008 krizinden beri ekonomik sorunlara en sağlam direnen kent oldu…
4
YIL: 21 | SAYI: 366 | 6 - 19 Ocak 2019
| www.mtso.org.tr
Metal Sanayi Komite Üyelerine mali tabloları analiz teknikleri anlatıldı
Prof. Dr. Ekşi’den uluslararası ticarette mutlaka sözleşme yapın uyarısı
T
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi organizasyonunda Mali Tabloların Analizi ve Kredilendirme Teknikleri Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi. Konuyla ilgili bilgi veren Değerleme Uzmanı Adnan Koluş, sektör temsilcilerinin ticaretlerini sürdürürken mali konularda dikkat etmeleri gereken noktaların ipuçlarını verdi.
oplantının açılışında konuşan 32 No’lu Komite Başkanı Yavuz Beller, ticari yaşamlarında karşılaştıkları sıkıntıların çözümüne yönelik olarak bilgilendirme toplantısı düzenlendiğini aktardı. Ticaretle uğraşan kişilerin karşısına sürekli yeni tekliflerle gelen müşteriler bulunduğunu kaydeden Beller şunları söyledi: “100 bin liralık bir malzemenin ticaretini dahi yapıyor olsak karşımızdaki müşterimize çek mi havaleyle mi ödeme yaparsınız diye sorduğumuzda açık hesap karşılığı alıyoruz. Firmalarımız açık hesap çalışmalı mı çalışmamalı mı diye değerlendirme yaparken hangi kriterleri göz önün-
de bulundurmalı bilmiyoruz. Bu soruların yanıtlarını bulmak adına bir bilgilendirme toplantısı talep ettiğimizde Odamız Yönetimi talebimize sıcak baktı ve bugün bu buluşmayı gerçekleştirdik. Katılımınız için teşekkür ederim.” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise geçekleşen Oda seçimleri sonrası kendisinin de üyesi olduğu 32 No’lu Metal Sanayi grubuna mensup üyelerin büyük bölümüyle bu toplantı aracılığıyla bir araya gelebildiklerini anlattı. Bu gecikmenin hızlı değişen Türkiye ve Mersin gündemi nedeniyle yürüttükleri yoğun çalışmalara bağlı olduğuna
dikkat çeken Kızıltan, Mersin ve sorunlarının takipçisi olduklarını anlattı. Bundan sonrasında da zaman zaman bir araya gelerek konuları değerlendirmeye devam edeceklerini ifade eden Kızıltan, iyi bir toplantı geçmesini temenni ettiğini sözlerine ekledi. Açılış konuşmaları sonrasında Değerleme Uzmanı Adnan Koluş, “Mali Tabloların Analizi ve Kredilendirme Teknikleri” konulu sunumunda üyelere özellikle bankaların dikkat ettiği mali konular hakkında bilgi verip firmaların da hangi noktalar üzerinde durması gerektiğini anlattı. Seminer kokteyl ve müzik dinletisi ile sona erdi.
Mersinli genç girişimci Sakucoğlu, yazılımıyla dünya pazarında kazandı. 2016 yılında öncelikle katılımcıların işini kolaylaştırmak adına çıktığımız yolda bugün organizatörlere, konuşmacılara ve sponsorlara da ciddi avantajlar sağlıyoruz.”
M
ersinli Yarkın Sakucoğlu, henüz lisedeyken eğitim için gittiği Amerika’da katıldığı bir etkinlikte fark ettiği sorunların çözümü için geliştirdiği yazılımla dünyaya açıldı. 2 yıl önce henüz 20 yaşındayken kurduğu Socio Şirketi ile çalışmalarına başlayan Sakucoğlu, bugün 17 ülkede 300’den fazla müşteriye ulaştıklarını söyledi. Merkezlerinin Amerika Indiana’da bulunduğunu, İstanbul’da ise bir ofis açtıklarını kaydeden Socio CEO’su Sakucoğlu, müşterileri arasında Microsoft’tan Google’a, BM’den Pepsi’ye, Nutella’dan Hyundai’ye birçok dünya devinin yer aldığını anlattı. Mersin’de Adnan Özçelik Anadolu Lisesi’nde öğrenciyken İstanbul tabanlı bir değişim programı ile Amerika’ya gittiğini ve lise eğitiminin son iki yılını Amerika’da Rancho Solano Prep’te tamamladığını anlatan Yarkın Sakucoğlu, nasıl girişimci olduğunun hikâyesini şöyle özetledi: “Liseyi tamamlamam sonrasında bu kez Indiana Eyaleti’nde Purdue Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimi okumaya başladım. Henüz üniversitede öğrenciyken okulda bir etkinliğe katıldım. 5 bin kişilik büyük bir etkinlikti ve tanışmak istediğim kişilere bir türlü ulaşamıyordum. Katılımcı olarak networking sağlamam çok zordu. Eksikliğini hissettiğim bu konu üzerine iki arkadaşım, Alihan Özbayrak ve Joseph Watkins ile birlikte yurtta bir yazılım geliştirme kararı aldık. Socio ismini verdiğimiz bu yazılım büyük konferanslarda, kongrelerde kullanılabileceği gibi lansmanlarda, bayi toplantıları, festivaller gibi etkinliklerde de kullanılabilir özellik
MTSO 04 CMYK
“Kâğıt masrafları ciddi ölçüde azaldı” Etkinlik organizatörlerinin katılımcıları için bir iOS, Android, ve Web uygulaması oluşturmasına yardımcı olan Socio hakkında Yarkın Sakucoğlu, şu bilgileri verdi: “Programın tamamını anlatmama imkân yok ama birkaç önemli noktaya değinecek olursam şunları söyleyebilirim. Katılımcı tüm etkinlik ajandasına, katılımcı ve konuşmacı bilgilerine, toplantıların yapılacağı salonların krokisine buradan ulaşabiliyor. Katilimcilar bu programı cep telefonlarına indirdiğinde bu yazılım üzerinden birbiriyle kontak halinde oluyor. Böylece tanışmak istediğiniz kişinin o anda sizinle aynı salonda olup olmadığını ya da hangi salonda bulunduğunu tespit edebiliyor, kroki aracılığıyla da kendisine ulaşabiliyorsunuz. Ardından tanışmak istediğiniz kişi ile bir araya gelip tanıştığınızda birbirinize kartvizit vermenize gerek kalmıyor. Karşılıklı telefonlarınızı salladığınızda ki biz buna dijital selamlaşma diyoruz, siz bu organizasyon için hangi iletişim bilgilerini sisteme yüklediyseniz o bilgiler karşı tarafın telefonuna geçiyor.” Katılımcının yaşadığı zorlukların yanında ürün satışı arttıkça organizatörlerin de ciddi sorunlar yaşadığını görüp bu sıkıntıları da azaltma adına yazılımlarını geliştirdiklerini kaydeden Sakucoğlu, organizatör için bu sistemin faydalarını ise şöyle anlattı: “Gördük ki organizatörler program, içerik, konuşmacı tanıtımı gibi konulara yönelik çok sayıda kitapçık bastırıyor ve bunlar da ciddi maliyetler oluşturuyor. Örnek verecek olursam 100 liralık bir sponsorluk aldığında 70 lirası baskı maliyetlerine gidiyor. Bu sorun da hazırladığımız yazılımla çözüldü. Böylece organizatör katılımcılara dijital ortamda eş zamanlı ulaşabildi. Anlık program değişimini evrak
üzerinde düzeltemezken bu sistemle interaktif olarak yürütebildi. Baskı maliyetleri ortadan kalktığı gibi doğaya zarar da azaldı. Sponsorlar kendilerini dijital ortamda daha ön planda gösterip kendilerini daha güçlü tanıtma fırsatı yakaladı. Program sonrasında etkinliğin fayda zarar analizini yapmakta zorlanırlarken bu sistem üzerinden raporlama alınabildi. Kısacası düzenlenen organizasyon hem katılımcı, hem organizatör hem de sponsorlar için en yüksek verimin alınabileceği formata kavuştu.” “Konuşmacılarla interaktif görüşme mümkün” Bu sistemin organizasyonun bir parçası olarak kullanılabileceğini de anlatan Yarkın Sakucoğlu, “Büyük panellerde konuşmacının talep eden tüm katılımcılara söz verip sorularını alması mümkün olmuyordu. Geliştirdiğimiz yazılım ile sistem üzerinde konuşmacıya soru sorulmasını sağladık. Bu sayede konuşmacı isterse sonrasında bu soruları yanıtlayabiliyor. Ya da soruları sunumu esnasında ekrana yansıtıp iyi olanları seçerek anında panelde yanıtlayabiliyor” dedi. Bugün çalışmalarını Amerika ve İstanbul’da toplam 25 çalisan ile operasyonlarını sürdürdüklerini kaydeden Sakucoğlu, hedeflerinin 2022’de 100 den fazla istihdama ulaşmak olduğunu söyledi. Bu paralelde satış sonrası hizmetlerini de 7/24’e çıkarmak istediklerine değinen Sakucoğlu, bu nedenle mevcut ofislerinden farklı zaman dilimindeki bir ülkede üçüncü ofislerini açacaklarını açıkladı. Bu yıl ürünlerinin Indiana İnovasyon Ödülü aldığını da bildiren Sakucoğlu, aynı zamanda inovatif iş yaratan bir firma olmaları nedeniyle Amerikan Hükümeti’nden 2.2 milyon dolarlık destek hakkı kazandıklarını da söyledi. Ürünlerinin İngilizcenin yanı sıra Türkçe, İspanyolca, Almanca, Fransızca, Yunanca, Çince, Rusça, Portekizce, İtalyanca, İbranice ve Flemenkçe kullanılabildiğini de anlatan Sakucoğlu, yeni ürünler üzerinde ar-ge çalışmalarının devam ettiğini anlattı.
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Ekşi, uluslararası ticari ilişkilerde atılacak her adımda mutlaka sözleşme yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Yaptığınız sözleşme sizin kanununuz niteliğindedir. Düzgün yapılmış bir sözleşme yaşanacak olası bir uyuşmazlıkta durumu yüzde 50 sizin lehinize çevirir” dedi.
A
rtan dış ticarette daha sağlıklı yol alınması, yaşanabilecek muhtemel hukuki sorunlarda oluşabilecek mağduriyetlerin en aza indirilebilmesi adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Avrupa İşletmeler Ağı Ofisi tarafından ‘Uluslararası Ticari Sözleşmelerden Doğan Anlaşmazlıklar ve Çözüm Yolları’ konulu seminer düzenledi. Seminerde Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Ekşi, MTSO Üyelerine almaları gereken önlemler ve yapmaları gereken çalışmalar hakkında bilgi verdi. Seminere MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır’ın yanı sıra MTSO Üyeleri katıldı. Sunumunda, uluslararası ticarette firmaların hiç beklemedikleri sürprizlerle karşılaşabileceklerine değinen Nuray Ekşi, “Uluslar arası ticaret sizi ne zaman içine çekeceği belli olmayan bir bataklığa dönüşebilir. Önlemler alınmalı” dedi. En önemli önlemin sözleşme olduğunu vurgulayan Ekşi, yapılan iş küçük de olsa, büyük de olsa mutlaka atılan her adımda sözleşme yapılması gerektiğini anlattı. Türkiye’deki şirketlerin sözleşme yerine daha çok proforma fatura üzerinden
çalışmalarını yürüttüğünü kaydeden Ekşi, “Bu alışkanlıkları kırıp profesyonel olmamız şart. Ne kadar profesyonel çalışsak da bazı riskleri, sorunları bertaraf edemeyeceğimizi bilerek yola çıkmalıyız. Sözleşmeler hayati önem taşıyor çünkü dünyanın neresine giderseniz gidin, ister Amerika, ister Tanzanya, Cezayir, İran hiç fark etmez. Tüm ülkelerin mahkemeleri ilk olarak ilgili alanda yapılmış olan sözleşmelere bakıp ona göre hüküm verir” dedi. Sözleşmelerin şirketlerin kanunu niteliği taşıdığını vurgulayan Ekşi, yapılan sözleşme ile firmanın yaşanan uyuşmazlıklarda yaklaşık yüzde 50 öne geçeceğini anlattı. Ekşi, bu nedenle sözleşmeler hazırlanırken de her türlü detaya büyük bir titizlikle dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. “Mutlaka yazılı tüm evraklarınızı saklayın”
“Uluslararası bir iş yapılırken yabancı ülkenin hukukunun uygulanmasıyla karşı karşıya kalabilirsiniz” uyarısında da bulunan Prof. Dr. Nuray Ekşi, “Ben davayı Türkiye’de açıyorum diyerek kendinizi güvenceye alamazsınız. Yabancı ülke hukukunun geçerli olma ris-
kini daima göz önünde bulundurmalısınız” uyarısında bulundu. Türk şirketlerinin aleyhine yabancı ülkelerde açılan davalara örnekler gösteren Ekşi, hukuk sistemlerinin farklılıklarından kaynaklanan sorunlara değindi. Bu noktadan hareketle bir işe başlandığı zaman yazılı tüm evrakların saklanması tavsiyesinde de bulunan Ekşi, “Size kentinizi gezdirmeniz nedeniyle bir teşekkür mektubu yazılmış olsa dahi yazılı olan tüm evrakları saklamalısınız. Çünkü olası bir uyuşmazlık anında bu evraklar dahi işinize yarayacaktır” ifadesini kullandı. Uyuşmazlıkların çözümünde tahkim yoluna başvurulabileceğini de bildiren Ekşi, tahkim tercihinde de sözleşmelerin ön planda tutulacağına dikkat çekti. Ardından yaşanmış güncel olaylardan uyuşmazlık örnekleri verip üretilen çözümleri anlata Ekşi, seminerin ikinci bölümünde ise sözleşme hazırlanması konusunda dikkat edilmesi gereken detaylara değindi. Ekşi, sözleşmelerde karşı tarafın offshore şirketi olması durumunda göz önüne alınması gereken hususlara da değindi.
Yeni yıl, yeni düzenlemeleri de beraberinde getirdi 15 Haziran’a ödeme süresi ise 30 Haziran 2019’a uzatıldı. Öte yandan, İmar Barışı başvurularının devam ettiği 6 ay süresince kamu bankalarının da vatandaşlara kredi kullandırma noktasındaki destek vereceği öğrenildi. Tehlikeli işlerde
Y
eni yıl asgari ücret rakamlarından, bireysel emeklilik sistemine, desteklemelerden yeni uygulamalara kadar ekonomi ve iş dünyasını yakından ilgilendiren çok sayıda değişimi de beraberinde getirdi. Bu yeniliklerden bazıları şöyle: Yeni yılla birlikte asgari ücret 2.020 TL’ye yükseldi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu oy birliği ile 1 Ocak 2019’dan itibaren geçerli olacak asgari ücret rakamını, brüt 2 bin 558 Türk lirası, net 2 bin 20 Türk lirası olarak belirledi. Açıklanan rakam bekar ve çocuksuz bir işçi için geçerli olup, üç çocuklu evli bir işçinin alacağı rakamın 2 bin 155 liraya ulaşacağı açıklandı. Gerek çalışanları gerekse işverenleri bu dönemde ilgilendirebilecek bir diğer konu Bireysel Emeklik Sistemi (BES) düzenlemesi oldu. Yeni yıla girerken Bireysel Emeklilik Sistemi’nde otomatik katılım yönetmeliği değişti. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeye göre, cayma hakkını kullananlar için daha önce 2 yıl olan zorunlu geri dönüş süresi 3 yıla uzatıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, gerek gördüğü takdirde otomatik katılım süresini 5 yıla kadar uzatılabilecek. Öte yandan BES’e geri dönüş imkanı tek seferle sınırlandırıldı. Yönetmeliğin 8. maddesine eklenen maddelere göre, çalışan-
ların 45 yaşını doldurup doldurmadığının tespitinde, emeklilik planına dahil edilmeleri gereken takvim yılının ilk günü esas alınacak. Enflasyonla mücadele kapsamında destekler sürüyor Yeni yılda değişmeyen ise enflasyonla topyekün mücadele kapsamında gerçekleştirilen indirimler. 2018 yılında uygulamasına başlanan ÖTV, KDV ve tapu harcı indirimlerine 2019 yılının ilk üç ayında da devam edilmesi kararı alındı. Buna göre konut, otomobil, beyaz eşya ve mobilyada indirimler sürecek. Konut satışlarında KDV oranları 31 Mart 2019’a kadar yüzde 18 yerine yüzde 8 olarak uygulanacak. Tapu harçlarında yüzde 4’ten 3’e indirim bu tarihe kadar devam edecek. Mobilya sektöründeki KDV oranı yüzde 18 yerine, yüzde 8 olacak. Beyaz eşyada uygulanan ÖTV oranları da sıfırlanmış olarak devam edecek. Otomotivlerde de 1600 cc altı motorlu araçlardaki ÖTV’de 15’er puanlık indirim devam edecek. Ticari araçlarda KDV oranları da yüzde 18 yerine yüzde 1 olarak devam edecek. İmar barışında süre uzadı Öte yandan yoğun talebin ardından mağduriyet yaşanmaması için İmar Barışı’na başvurular
teşvik tebliği yayınlandı 3 yıl süreyle ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen, 10’dan fazla çalışanı olan çok tehlikeli işyerlerine sağlanacak işsizlik sigortası primi işveren payı teşvikiyle ilgili tebliğ yayınlandı. Bu Tebliğin 4 üncü maddesinde aranılan şartların kurum sistemi tarafından otomatik olarak kontrol edilmesinin ardından, işsizlik sigortası primi işveren payı, teşvikten yararlanmaya esas şartların sağlandığı üç yıllık süreyi takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl süreyle her ay/dönem için ilgili ayda Kuruma bildirilen sigortalılara ilişkin prim ödeme gün sayısı dikkate alınmak suretiyle prime esas kazançlar üzerinden %1 olarak hesaplanarak tahsil edilecek. Poşet düzenlemesi uygulanmaya başladı Yeni yılla birlikte başlayan bir diğer yeni uygulama ise plastik poşetlerin kullanımına yönelik oldu. Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun’da yer alan düzenleme uyarınca 1 Ocak 2019’dan itibaren plastik alışveriş poşetleri en az 25 kuruştan satılmaya başladı. Plastik poşetleri ücretsiz veren satış noktalarına kapalı satış alanlarının her metrekaresi için 10 lira idari para cezası kesilecek. Bunun yanında meyve, kargo ve kuru temizleme poşetlerinden ücret alınmayacak.
5
YIL: 21 | SAYI: 366 | 6 - 19 Ocak 2019
| www.mtso.org.tr
Tarımda tarihi adım: Türkiye’nin ilk Agropark’ı Mersin’e kuruluyor
Hakan Sefa Çakır
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Türkiye’nin ilk Agropark’ı Mersin’de kuruluyor. Hedef, teknoloji ağırlıklı modern sistemlerle yüksek katma değerli, verimi daha yüksek ve sağlıklı ürünler yetiştirip çok daha uzak pazarlara gönderebilmek.
M
ersin, tarım ile teknolojiyi buluşturup Türkiye’nin tarım sektöründeki gücünü dünya genelinde artırmaya hazırlanıyor. Amerika’nın Silikon Vadisi ya da Hollanda’nın Food Valley (Gıda Vadesi) gibi teknoloji merkezleriyle hedef sektörlerinde dünya çapında yakaladığı gücü Mersin de tarımda, Mersin Agropark ile yakalama hedefinde. Bu hedef doğrultusunda sektördeki girişimciler ve araştırmacılar Mersin Agropark çatısı altında bir araya gelerek ortak sinerji oluşturup ortak
yol haritaları belirleyecek. Bu sinerjiyle verimliliği artırıp katmadeğeri yüksek, sağlıklı ürünler üretip ülkenin tarımsal ihracatını artıracak. Ülkenin tarım alanındaki güçlü yönlerini daha da geliştirip teknoloji ile buluşturarak katmadeğeri yüksek ürün ihracatını artırıp bu alanda elde edilen gelirin artırılmasına katkı sunacak. Konuyla ilgili bilgi veren Mersin Agropark Kurucuları arasında yer alan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır,
RİS Mersin ile birlikte 2008 yılında başlayan serüvenin 2018 yılında tamamlandığını ve önümüzdeki süreçte ülke tarımı adına çok önemli başarılara imza atılacağına inandığını söyledi. Çakır sorularımızı şöyle yanıtladı: Mersin Agropark fikri nasıl doğdu kısaca özetler misiniz? Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde yürütülen RİS Mersin Projesi kapsamında 2008 yılında kentimizin öncelikli sektör-
lerini tarım, turizm ve lojistik olarak belirledik. Her 3 sektör için de birer platform kuruldu ve çalışmalar başladı. Tarım Platformu’nda Mersin ve Türkiye tarımı için neler yapılabileceği tartışıldı. Bu tartışmalarda herkes, tarımda teknolojiyi geliştirip daha modern sistemlerle üretim yaparak daha sağlıklı, katma değeri yüksek ürünler üretip verimliliği artırarak daha uzak pazarlara ürün gönderilmesi gerekliliği konusunda görüş birliğine varmıştı. Bun yapabilmek için dünya Amerika’daki Silikon Vadisi ya da Hollanda’daki Food Valley (Gıda Vadisi) gibi teknoloji merkezleriyle büyüme göstermişti. Biz de bu noktadan hareketle araştırmacılarımızla girişimcilerimizin bir araya gelebileceği, tarım ve gıda merkezi oluşturmak istedik. Türkiye genelinde tarım ve gıda alanında duayen isimleri bir araya getirip ortak akıl toplantıları gerçekleştirdik. Bu toplantılarda tarım ve gıda alanında böyle bir çalışmanın ihtiyaç olduğu belirlenip, kurulması için en uygun alan olarak gerek tarımsal potansiyeli gerekse uluslararası limanının bulunması gerekçesiyle Mersin gösterildi. Ardından da çalışmalar başladı. Bugün gelinen nokta hakkında bilgi verebilir misiniz? 10 yıl devam eden çalışmaların ardından sonuca ulaştık. 28 Kasım 2018’de kısaca Mersin Agropark olarak tanımladığımız, Mersin Agropark Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi Kurucu ve İşleticiliği A.Ş’yi kurduk. Yine geçen yılın sonunda Tarsus’un Ali Fakı ve Reşadiye mahallelerinde 800 dekara yakın alan Mersin Agropark kurulumu için tahsis edildi. Kabaca bu alan içinde ofislerin, sosyal tesislerin yapılacağını, 6 bin metrekarede
3. OSB için tahsisler yapıldı
tohum ıslahı ve yeni tohum çeşitlerinden nano teknolojiye doku kültüründen ürün geliştirmeye kadar her türlü çalışmanın yürütülebileceği laboratuvarların kurulacağını söyleyebilirim. Ancak daha da önemlisi, kentimiz ve ülkemiz adına böylesi önemli bir çalışmanın Mersin’e kazandırılması adına elbirliğiyle hareket edilmiş olması. Ortak hedef çerçevesinde birlikte hareket ederek sonuç alınması. Bu anlamda kurulan yönetici şirketin ortakları arasında da tüm sektör temsilcilerinin görev almasına özen gösterildi. Şirket ortakları arasında MTSO’nun yanı sıra; Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz İhracatçı Birlikleri, Mersin Üniversitesi, Çukurova Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası, Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası, Tarsus Ticaret Borsası, Tarsus Belediyesi, Erdemli Belediyesi ve Bitki Islahçıları Alt Birliği bulunuyor. Kısaca Agropark’ın özelliklerini anlatır mısınız? Agropark’ın çalışma alanları; tohum geliştirme, bitki ıslahı, sanayiye yönelik ürün gelişimi, biyotik ve abiyotik koşullara dayanıklı çeşit ve anaç ıslahı, yetiştiricilikte inovatif yöntemlerin geliştirilmesi ve sera argeleri ana başlıklarında toplanabilir. Burada yalnızca üretim planlanmayacak. Yeni inovatif ambalaj malzemelerinin geliştirilmesi noktasında da çalışmalar yürütülecek. Çalışmalar bütün olarak ele alınacak. Günümüzün en ciddi sorunlarından bir tanesi de kalıntı. Bu sorunun çözümü adına mevcut kimyasallara alternatif, sürdürülebilir, doğal kaynaklı kimyasalların kullanım potansiyeli araştırılıp geliştirilecek. Doğal ve sürdürülebilir kaynaklı muhafaza metotları geliştirilecek. Ulaçekleştirdi, 58 milyon dolarlık ihracat yaptı. Rakamlar önemli bir başarıya işaret ediyor. İlimizdeki bir diğer teknoparksa; Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’dir. Bu bölgeyi 31 Mart 2018’de ilan ettik. Üretim yapmanın kodlarının değiştiğini, bu nedenle rekabette geri kalmamak adına mevcut eğilimin yakalanması gerektiğini anlatan Mustafa Varank, bu nedenle model fabrika kurulumuna başladıklarını anlattı. İlkini 2 hafta önce Ankara’da açtıklarını hatırlatan Bakan Varank, Mersin için de böyle bir projeleri bulunduğunu söyledi. Varank sözlerini, “Endüstriyel Tasarım Merkezi Projesi ile Model Fabrika’yı birleştirebilir miyiz konuşup bunu en kısa zamanda hayata geçireceğiz” diye tamamladı. Elvan’dan Mersin’e müjdeler
Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Genişleme Alanı 3. Organize Sanayi Bölgesi’nde 21 yatırımcıya 26 parsel tahsisi yapıldı. Yatırımlar tamamlandığında 6 bin kişiye istihdam sağlanacak.
M
ersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Genişleme Alanı 3. Organize Sanayi Bölgesi Yatırımcı Firma Tahsis Töreni gerçekleşti. Törene Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Lütfi Elvan, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın yanı sıra kent protokolü ve çok sayıda davetli katıldı. Törende söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Bu ortam yatırım için bulunmaz fırsat. Herkes geri çekilmişken atak yapıp yatırım gerçekleştirenler, ortam düzeldiğinde rakiplerinden bir adım önde olacak” değerlendirmesini yaptı. Bu bağlamda yatırım yapan 21 yatırımcıyı kutladığını dile getiren Kızıltan, “Yatırım yapmaktan çekinmediniz. Kentimize istihdam sağladınız, ihracatımıza destek oldunuz, katmadeğer sağladınız. Bunun semeresini alacaksınız. Hepinize başarılar
MTSO 05 CMYK
diliyorum” dedi. MTSO olarak her zaman OSB’ye destek verdiklerini vurgulayan Kızıltan, “Geçtiğimiz günlerde Oda olarak 133. yılımızı kutladık. Türkiye’nin en köklü kurumlarından biri olarak tüm Mersin’le birlikte çalışıyoruz. Sanayiden ticarete, kültürden sanata, sosyal etkinliklere kadar her alana destek vermeye çalışıyoruz. OSB ile de yakın ilişkilerimiz var. Son olarak birlikte hazırladığımız Endüstriyel Tasarım Merkezi Projemiz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından onaylandı. Önümüzdeki süreçte de birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi. MTOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, törende sanayicilere ürettikleri katmadeğer ve sağladıkları istihdam için teşekkür ederken Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin’de bir taraftan kamu yatırımlarının diğer taraftan ise özel sektör yatırımlarının devam etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirip bu yatırımların önünü açıp destek
olmayı sürdüreceklerini söyledi. “Büyüme ve istihdam için yatırım şart”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise konuşmasında 2019 ve 2020 yıllarını kapsayacak çalışmaları özetledi. “Sanayicinin üzerindeki ilave yükleri azaltıp yatırımları teşvik etmeye tüm gücümüzle devam edeceğiz. Sizler de tüm enerjinizle yatırıma ve üretime odaklamalısınız” diyen Varank, büyüme için istihdam ve yatırımın şart olduğunu söyledi. Ardından Mersin özelinde değerlendirmeler yapan Varank şu bilgileri verdi: “11 ayda 1,6 milyar dolarlık bir ihracata imza attınız ki bu tutar, geçen seneye göre yüzde 18’lik bir artışa tekabül ediyor. Bu oranla Türkiye ortalamasının üzerinde bir başarı gösterdiniz. İlimizde farklı sektörlerde düzenlenen 742 teşvik belgesiyle 95 milyar liralık sabit sermaye yatırımını destekledik ve 21 bin kişilik ilave istihdam oluşması-
na katkı sağladık. Teşvik mevzuatımıza göre 3’üncü Bölgede yer alan Mersin, sabit yatırım tutarı bazında ilk sırada yer aldı. Yatırım teşviklerine ilave olarak; KOBİ’lerimizi de göz ardı etmedik. KOSGEB aracılığıyla, ilimizdeki 6 bin 800 KOBİ’ye bugüne kadar 79 milyon lira destek verdik. Yine 10 bin 134 işletmeye 31 milyon lira kredi finansman desteği sunarak, 353 milyon liralık kredi hacmi oluşturduk. Biz, sanayiyi ve üretimi sadece OSB’ler ve teşvik mekanizmaları üzerinden okumuyoruz. İçinde Ar-Ge’nin olmadığı bir sanayi, ülkemizi küresel ekonomide hak ettiği noktalara taşıyamaz. Bu bilinçle, Mersin’de faaliyet gösteren 11 Ar-Ge merkezini destekledik. İlimizde yüzde 100 doluluğa sahip bir teknopark var. Mersin Üniversitesi içinde yer alan teknopark; 79 firmaya ve 369 Ar-Ge personeline ev sahipliği yapıyor. Bakanlık olarak teknoparka 9,5 milyon liralık hibe desteği verdik. Buradaki firmalar 518 milyon liralık satış ger-
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Elvan ise Mersin’de yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. 9 OSB ve 50 bin kişiye istihdam hedefiyle yola çıktıklarını ve bugün 4 OSB ile 25 bin istihdama ulaştıklarını anlatan Elvan, çalışmaları devam eden 5 OSB’nin daha hayata geçmesiyle hedeflere ulaşılacağını söyledi. OSB’nin otoban bağlantısıyla ilgili çalışmaların da hızla ilerlediğini, en büyük sorun olan kamulaştırma ayağının çözüldüğünü anlatan Elvan,
şım ve depolama için simülasyon çalışmaları yapılacak. Soğuk hava depoları için yalıtım malzemeleri geliştirilecek. Kısacası üretimin tüm aşamalarını kapsayacak, her alanda teknolojiden yararlanılmasına katkı sunacak çalışmalar yürütülecek. Henüz çok yeni ama duyulmasıyla birlikte talep başladı mı? Evet çok fazla talep var. Özellikle ulusal firmalardan ciddi talep alıyoruz ancak henüz talep aşamasına gelinmedi. Önümüzdeki süreçte bu konuyla ilgili gerekli duyuruları yapacağız. Başlangıçta yaklaşık 70 firmaya tahsis gerçekleştirilebilecek. Gelecek talepler yönetim kurulu tarafından değerlendirilecek. Bugüne kadar tohum, nanoteknoloji, gıda teknolojileri alanında faaliyet gösteren firmalardan talep geldi. Altyapı ve binalar tamamlandıktan sonra ise 750- 800 arasında kişiye istihdam sağlanacağını tahmin ediyoruz. Son olarak bu oluşumdaki hedefinizi kısaca anlatır mısınız? Tarım, ülkeler için stratejik sektörler arasında yer alır. Kontrol altına alınıp geliştirilmesi korunması gerekir. Bu bağlamda kurduğumuz Mersin Agropark sadece bölgeye değil tüm ülkemizin tarım ve gıda sanayisine hizmet edecektir. Hedef, tarım ve gıda alanında sektördeki tüm araştırmacılarla girişimcileri bir araya getirerek ortak sinerji oluşturmak. Bu sinerjiyle verimliliği ve katma değeri yüksek, sağlıklı ürünler üretilmesini sağlayıp, dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmak. Güçlü olduğumuz tarımsal avantajımızı, tarımsal teknoloji ve katmadeğeri yüksek ürün ihracatıyla ülkemiz için önemli bir gelire dönüştürmek. bir ay içinde kalan 8 parselin kamulaştırılacağını, ardından ödeneklerin hazır olduğunu ve ilk OSB’nin otobana bağlanabileceğini anlattı. Çukurova Bölgesel Havalimanı yatırımına da değinen Elvan, son dönemlerdeki ekonomik konjonktür nedeniyle yatırımların yavaşladığını dile getirip şunları söyledi: “Mersin’de 434 yatırım devam ediyor ve her birini tek tek takip ediyoruz. Yağışlar nedeniyle Liman ve Hal Kavşağı yolumuzu açamadık. Önümüzdeki günlerde ilk olarak bu yolu açacağız. Havalimanı yatırımı ise Sayın Cumhurbaşkanımızın yakın takibinde. Hedefimiz Nisan ayında altyapısını tamamlayıp ilk uçağı piste indirmek. Aynı zamanda Kazanlı Turizm Bölgesi’nde de önümüzdeki dönemde iş makineleri çalışmaya başlayacak. Uygulama projeleri tamamlandı. İnşaat projelerini başlatacağız.” OSB’de yatırım yapan firmalar şöyle: KCN Gayrimenkul A.Ş, Lion Paketleme A.Ş, Ramos Agro Gıda, Akyüzler Alüminyum, Baranmar Gıda, Haddat Yapı Kimya, Er-Den Yol A.Ş, Kaya Makine, Erpa Ambalaj Malzemeleri, Fetih Tasarım, İlke Sport, Özgenç Gümrükleme, Ar Yemek, Hacı Baba Ticaret, Alkor Makine, Asilzade Yemekçilik, Akdeniz Altyapı, İz Pelet, Pars Metal, DT Tarım ve Armada Duvar Kağıtları.
Bakanlar MTSO’da işadamlarıyla buluştu
S
anayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Lütfi Elvan Mersin ziyaretleri kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası evsahipliğinde kentteki
işadamlarıyla da bir araya geldi. Yaklaşık 2 saat süren görüşmede işadamlarının taleplerini ve sorunlarını dinleyen Bakanlar önümüzdeki süreçte kentte yürütülecek çalışmalar hakkında bilgi verdi.
6
YIL: 21 | SAYI: 366 | 6 - 19 Ocak 2019
| www.mtso.org.tr
İnsan kaynağını iyi kullanan ülke:
Singapur, Güneydoğu Asya’da büyük bir ekonomik güce sahip son derece dinamik bir ülke. Doğal kaynaklardan yoksun, tek kaynağı genç nüfusu olan Singapur, insan sermayesini doğru şekilde kullanarak yokluklar ülkesinden varlıklar ve umut ülkesine dönüyor.
Ü
lkede bugün 7 bini çok uluslu olmak üzere yaklaşık 30 bin yabancı şirket bulunuyor. Türkiye ile 2017 yılı itibariyle 1 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olan ülke ile hedef 2020 yılında bu hacmi 2 milyar doların üzerine çıkarmak. Bu hedefe ulaşmada öncelikli sektör ise müteahhitlik olarak gösteriliyor. Singapur Güneydoğu Asya’nın önde gelen ticaret, yatırım, finans ve ileri teknoloji üssü olarak tanınıyor. Bölgesinde büyük bir ekonomik güce sahip oldukça dinamik bir ülke. Singapur aynı zamanda çok geniş bir coğrafyaya açılan ticaret köprüsü işlevi de görüyor. Bu nedenle birçok yatırımcının ilgi odağı. Bu bağlamda, 1 Ekim 2017’de yürürlüğe giren Türkiye ve Singapur arasındaki İkili Serbest Ticaret Anlaşması da Türk firmalarına Singapur üzerinden yeni pazarlara açılmasında önemli fırsatlar sunuyor. Güneydoğu Asya ülkeleri ile Singapur üzerinden iletişim kurabilmek mümkün. Dünyanın en büyük deniz ticaret limanlarından birisine sahip olan Singapur yatırımcılara lojistik anlamda da önemli destekler sunuyor. Coğrafi konum Singapur, Güney Doğu Asya’da ekvatorun yaklaşık 137 kilometre kuzeyinde, Malaka Boğazı ile Güney Çin Denizi arasında Malezya Yarımadasının güney ucunda yer alan, 42 kilometre uzunluğunda ve 23 kilometre genişliğinde, kendisine bağlı 63 küçük adayla birlikte 712,4 kilometrekare yüzölçümüne sahip bir şehir-ada devletidir. Singapur’da deniz doldurma yoluyla her yıl toprak kazanılmakta olup, bu yolla kazanılan toprakların oranı ülke toprağının % 10’unu aşar. Singapur kıta Malezyasından Johor Boğazı, Endonezya Adalarından ise Singapur Boğazı ile ayrılır. Başlıca adaları Tekong, Pulau Ubin ve Sentosa’dır. Singapur iki köprü ile Malezya Yarımadasına bağlanır. Malezya’dan sonraki en yakın komşuları ise Endonezya ve Brunei’dir. Singapur’un iklimi tropikal, sıcak, rutubetli ve yağışlıdır. Sıcaklık 25 ila 32 derece arasında değişir. Singapur yılda 2 bin 75 milimetre yağış alır. Şehir devleti olmakla birlikte tropikal bitki örtüsü önemli oranda korunmuştur. Nüfus ve işgücü yapısı Resmi istatistiklere göre Singapur nüfusu içerisinde Çinliler %74,1, Malaylar %13,4, Hintliler %9,2, diğerleri ise %3,3 paya sahiptir. Singapur yönetimi, ül-
MTSO 06 CMYK
kenin bağımsızlığını kazandığı 1965 yılından bu yana, din, dil, örf ve adet bakımından farklı olan etnik Çinli, Malay ve Hintli toplulukları “Singapur potası” içerisinde eriterek bir ulus yaratma yönünde bilinçli ve titiz bir politika izler. Tahminlere göre 2016 yılında genel nüfus artış oranı %1,86’dır. Devletin Singapur vatandaşları arasında nüfusu artırabilmek amacıyla çeşitli teşvikler sağlamasına karşın nüfus artış oranı düşük seviyelerde seyreder. Ekonomik gelişmenin sağlanabilmesi açısından daha önceki yıllarda uygulanan nitelikli iş ve beyin gücünün ülkeye çekilmesi politikasının sürdürülemez olduğu ve ekonomik büyümenin verimlilik artışıyla sağlanması gerektiği yönündeki yeni uygulama 2010’dan itibaren ağırlık kazanmıştır. Singapur vatandaşları ile daimi ikamet iznine sahip olanları kapsayan ve 3 milyon 771 bin 700 kişi olan yerleşik nüfusun yaşlara göre dağılımı incelendiğinde, 654 bin 400 kişinin 15 yaşın altında, 2 milyon 778 bin 900 kişinin 15-64 yaş aralığında, 338 bin 400 kişinin ise 65 yaş üzerinde bulunduğu görülür. Ülkenin idari ve askeri yapısında yükselebilmek için aranan en önemli özelliğin liyakat olduğu Hükümet tarafından vurgulanmaktadır. Anayasaya göre, Malay, Mandarin, Tamil ve İngilizce dilleri Singapur’un 4 resmi dilidir. İngilizce birinci dil olarak kullanılmakla birlikte, Çin ile diplomatik ilişkilerin kurulduğu 1990 yılından itibaren, Çin’in Singapur için sunduğu büyük kaynaklar ve ticari olanaklardan yararlanmak amacıyla genç kuşak Singapurlular ana dil olarak Çince (Mandarin) öğrenmeye özendirilmektedir. Singapur’un, Malay Federasyonu’na dahil iken kabul edilmiş bulunan 1963 tarihli Anayasasında, Hükümetin Singapur’daki din ve ırk temeline dayanan azınlıkların çıkarlarını devamlı gözetme sorumluluğu bulunduğu hükmü yer alır. Azınlıkların tek tek hangi topluluklar olduğu Anayasa’da sayılmamakla birlikte, nüfusun çoğunluğunu oluşturan Çin kökenliler dışında yer alan diğer bütün ırk ve dinlere mensup topluluklar “azınlık” olarak nitelendirilir. Doğal kaynaklar ve çevre Küçük bir şehir devleti olan Singapur’un herhangi bir maden kaynağı bulunmaz. Tüm enerji ihtiyacı ithal girdilerle karşılanmakta, su ihtiyacı da büyük ölçüde Malezya’dan ve su arıtılması yoluyla temin edilmektedir.
Ekonomik yapı Ayrı bir devlet olarak kurulduğu 1965 yılında elektrikli ürün montajı, petrol rafinerisi ve gemi inşa tesislerine dayalı bir ekonomiye sahip olan Singapur, uzun vadeli plan ve politikalarının da etkisiyle önemli atılımlar gerçekleştirerek geçen süre zarfında gerek bölgede önemli bir finans ve ticaret merkezi konumuna, gerekse gelişmiş ülke statüsüne ulaşmıştır. 1967 yılında kurulan ilk yarı iletken fabrikası, 1960’ların sonları ve 1970’lerin başında petrol rafinerileri alanında yaşanan önemli gelişmeler, 1980 yılında bilgisayar disk sürücüsü üreten ilk tesisin faaliyete geçmesi ve Singapur’un bu alanda dünyanın en büyük üreticisi haline gelmesi, 1980’li yıllarda petrokimya endüstrisinin daha fazla ilerleme kaydederek özellikle eczacılık ürünleri olmak üzere bazı yeni sektörlerin üretiminin artması, 1990’lı yıllarda ise elektroniğin tekrar başat sektör haline gelmesi, ülkenin ekonomik gelişimindeki önemli dönüm noktalarına işaret etmektedir. Özellikle 2001 ve 2003 yıllarında yaşanan bazı sıkıntılara karşın, imalat sanayindeki hızlı büyüme dikkat çekicidir. Singapur, ekonomik olarak çok kısa sürede yapılanarak; dünya çapında önemli bir liman ve serbest ticaret merkezi, dünyanın önemli petro-kimya ve elektronik üreticilerinden birisi, bölgede başarılı bir finans ve bankacılık merkezi, gelişen ticaret koşullarına uyum ve hızlı adaptasyon kabiliyetinin de etkisiyle dünya çapında önemli bir transit ticaret merkezi konumuna ulaşmıştır. Asya-Pasifik Bölgesinin dünya ekonomisi ve ticaretindeki yeri ve önemi gün geçtikçe daha da artmakta olup, Singapur Asya-Pasifik bölgesinde ve özellikle Güneydoğu Asya’da önemli bir ticaret merkezi konumunda bulunmaktadır. ABD, Japonya, AB ülkeleri gibi dünyanın gelişmiş ülkelerinin yanı sıra, Malezya, Endonezya, Çin Halk Cumhuriyeti, Hong Kong, Hindistan, Tayvan, Tayland ve Avustralya gibi bölge ülkeleri ile güçlü ekonomik ve ticari bağları Singapur’un bu konumunu güçlendirmekte ve mümkün kılmaktadır. 350 Milyar ABD Doları civarındaki ithalatı, Singapur ekonomisinin gelişmişlik düzeyi ve ülkenin dış ticarete açıklığı konusunda da önemli ipuçları verir. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın 3 katı oranında ticaret hacmine sahip olan ve dışa açıklık açısından dünyadaki en liberal ülke-
ler arasında yer alan Singapur, ithalatının yaklaşık yarısını reexport suretiyle özellikle bölge ülkelerine ihraç etmektedir. Bu
özelliği nedeniyle Singapur, yüksek gelir düzeyine sahip tüketicilerden oluşan dinamik iç pazarının yanı sıra, özellikle bölge ülkelerine ulaşabilmek açısından pek çok ülke tarafından bir merkez olarak kullanılır. Bu çerçevede, başta Güneydoğu Asya ülkeleri olmak üzere bölgeye yönelik Türkiye’nin ihracatının geliştirilebilmesi için Singapur’un lojistik imkanları ile güçlü ekonomik ve ticari bağları Türkiye açısından önemli bir fırsat oluşturur. Singapur ekonomisinin %73,6’sını hizmetler, %26,4’ünü sanayi sektörü oluşturmakta olup, sanayi üretiminde elektronik (%26,3), kimyasallar (%10,2), biyomedikal (%22,2), hassas mühendislik (%14), ulaşım mühendisliği (%16,1) ile genel imalat sanayileri (%11,2) sektörleri ön plana çıkar. 1965 yılında uygulamaya başlanan serbest ticaret politikaları sayesinde ülkenin dış ticaret hacmi hızla büyümüş ve 1980’de 43 milyar Dolar, 1990’da 113 milyar Dolar ve 2015’te ise 644 Milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Bununla birlikte, dışa açıklık ve dış ticaretin ekonomideki yeri ülke ekonomisini global ekonomide yaşanan kriz ve dalgalanmalara daha fazla maruz bırakmaktadır. Bölgesel ve ikili entegrasyonlar ile serbest ticaret anlaşmaları Singapur dış ticaret politikasının temel taşlarından birisini oluşturur. Sahip olduğu geniş bölgesel entegrasyonlar ve serbest ticaret anlaşmaları ağı, Singapur’u bölge ülkelerinin yanı sıra, gelişmiş ekonomilere ve yeni pazarlara bağlamaktadır.
Singapur’un iç pazarının görece kısıtlı olmasından hareketle ihracata dayalı büyüme modeli Singapur açısından uygulanabilir tek seçenek halini almaktadır. Singapur, bir yanda 2015 yılında tek pazar haline dönüşerek dünyanın 11. büyük ekonomisi haline gelmesi hedeflenen yaklaşık 600 milyon nüfuslu ASEAN iç pazarının açık tutulması ve Birlik içerisinde ekonomik bütünleşme sürecine hız verilmesi; diğer yanda ise ABD, Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya, Hindistan gibi klasik pazarlara alternatifler yaratılması hedeflerini gütmektedir. Bu doğrultuda Singapur, ASEAN’ın toplam ticaretinin halihazırda %25’ine tekabül eden birlik-içi payının %40-45’e ulaşmasını amaçlamakta ve dış ekonomi politikasında başta Ortadoğu olmak üzere, Latin Amerika ve Orta Asya bölgelerini giderek ön plana çıkarmaktadır. Güneydoğu Asya’nın ticaret merkezi konumundaki Singapur, aynı zamanda bölge ülkeleri ile Çin ve Hindistan gibi pazarlara ulaşmak açısından da önemli bir merkez görevi görmektedir. Doğrudan yabancı yatırımların görünümü Singapur’da 7 bini çokuluslu olmak üzere yaklaşık 30 bin yabancı şirket bulunmakta olup, bunların 4 bininin bölge merkezi de Singapur’da yer almaktadır. Singapur’daki yabancı yatırımlar, Singapur İstatistik Kurumu tarafından doğrudan yabancı yatırımlar ve portföy yatırımları olarak gruplandırılmaktadır. Kaynak: Ticaret Bakanlığı ve Dünya Gazetesi
Singapur ülke analizi D
etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Singapur ithalatı (2017) 2017 yılında 327,7 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Singapur’un ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; 45,3 milyar dolar ile Çin, 38,9 milyar dolar ile Malezya ve 34,6 milyar dolar ile Amerika Birleşik Devletleri’dir. Türkiye, Singapur pazarında 746,3 milyon dolar ve %0,23 payı ile 36. sırada yer alır. Ürün özelinde Singapur’un gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde 39,5 milyar dolar ile ilk sırada elektronik tümleşik devreler (işlemciler, denetleyiciler, anılar ve yükselteçler hariç), 34,2 milyar dolar ile biyodizel içermeyen, petrol veya bitümlü minerallerin orta yağları ve müstahzarları ikinci sırada, 21,4 milyar dolar ile petrol yağları ve bitümlü minerallerden elde edilen yağlar üçüncü sırada gelir. Singapur ihracatı (2017) Singapur’un toplam 373,3 milyar dolar ihracatında en büyük paya sahip ilk 3 ülke sırasıyla 54 milyar dolar ile Çin, 46 milyar dolar ile Hong Kong ve 39,6 milyar dolar ile Malezya’dır. Türkiye, Singapur’un ihracatında 517,8 milyon dolar ve %0,14payı ile 41. sırada yer almaktadır. Ürün özelinde Singapur’un gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde 31,2 milyar dolar ile ilk sırada biyodizel içermeyen, petrol veya bitümlü minerallerin orta yağları ile müstahzarları yer alır. Bu ürün grubunu, 30,8 milyar dolar hacim ile elektronik tümleşik devreler (işlemciler, denetleyiciler, anılar ve yükselteçler hariç); 30,7 milyar dolarlık hacimle işlemciler ve kontrolörler gibi elektronik entegre devreler (bunlar ile birlikte olsun olmasın) takip eder.
Singapur- Türkiye dış ticareti (2017) Singapur’un Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 132,9 milyon dolarlık hacimle turbo jeneratörler veya turbo pervane parçaları gelir. Bu değer Singapur’un bu ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin %2,1’ine karşılık gelir. Singapur’un Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürünün ise 128 milyon dolarlık hacimle demir veya alaşımsız çelikten çubuklar ile çubuklar, girintili, oluklu olduğu görülmektedir. Bu değer Singapur’un bu ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin % 29’una karşılık gelir. Singapur’un Türkiye’den en çok ithal ettiği üçünü sıradaki ürün ise 106,7 milyon dolarlık hacimle biyodizel içermeyen, petrol veya bitümlü minerallerin orta yağları ve müstahzarlarıdır. Bu değer Singapur’un bu ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin % 0,31’ine karşılık gelir. Singapur’un Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 65,2 milyon dolar hacimle etilen polimerleri birincil formda (polietilen ve etilen vinil asetat hariç) yer alır. Bu değer, Singapur’un bu ürün özelinde Türkiye dâhil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %2,36’sına karşılık gelir. İkinci sırada 37,3 milyon dolar hacimle başka yerde belirtilmeyen emtialar yer alır. Singapur’un bu ürün grubu özelinde yaptığı ihracatın %0,17’sine karşılık gelmektedir. Turbo jeneratörler veya turbo pervane parçaları, 36 milyon dolar hacimle üçüncü sıradadır ve Singapur’un bu ürün özelinde yaptığı ihracatın % 1,25’ine karşılık gelmektedir. Yukarıda verilen değerler ihracat yönlü bakılıyorsa FOB, ithalat yönlü bakılıyorsa CIF değerlerdir. * başka yerde belirtilmemiş alan: düşük değerli ticaret için veya rapor eden ülke tarafından bir hata yapılmışsa kullanılır. Raporlama yapan ülke bu özel durumlarda ticaret ortağının ayrıntılarını göndermez. Bazen şirket bilgilerini korumak için de bu yöntem kullanılmaktadır.
7
YIL: 21 | SAYI: 366 | 6 - 19 Ocak 2019
| www.mtso.org.tr
Müteahhit yönünü yurtdışına çevirdi
K Özcan Can
MTSO 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat Meslek Komitesi Başkanı
Kamu alacaklarında mahsuplaşma süreleri son dönemlerde oldukça uzadı. Bu durumda borcumuza eklenen faiz nedeniyle borcumuz, kamu alacaklarımızla eşitlenmeye başladı. Ya bu süre kısaltılmalı ya da alacağımızda faiz uygulanmadığı gibi borcumuzda da uygulanmamalı.
onut satışlarının Türkiye genelinde olduğu gibi Mersin’de de ciddi ölçüde düştüğünü anlatan MTSO 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat Meslek Komitesi Başkanı Özcan Can, sektöre hareket gelebilmesi adına dövizdeki hareketliliği de göz önünde bulundurup komite olarak bu yıl yurtdışı pazarları araştıracaklarını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 14 No’lu Komite Başkanı Özcan Can, komitenin önümüzdeki süreçte yapmayı planladığı çalışmalar hakkında bilgi verip ardından sektörde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Çok durgun bir yılı geride bıraktıklarını anlatan Can, dövizin yükselmesine paralel olarak inşaat malzemelerinde de ciddi fiyat artışlarıyla karşılaştıklarını söyledi. Kullandıkları tüm kalemlerin maliyetinin arttığını bildiren Can, “Girdi maliyetleri yaklaşık yüzde 80 arttı ancak biz bunu konut satış fiyatlarımıza yansıtamadık. Hatta bazı projelerde fiyatlarda yüzde 20 indirim yaptık ama buna rağmen satışlarımızda canlılık olmadı” dedi. Satışların 2017 yılına oranla yüzde 70’in üzerinde azaldığını kaydeden Can, “Bu dönemde banka faiz oranları yükselince elinde parası olan kişiler de konut yatırımı yerine parasını bankada değerlendirmeyi tercih etti” dedi. Aynı şekilde konut kredi faizlerinin yüksek olduğunu da ifade eden Can, şunları söyledi: “Bu dönemde konut kredi faizleri de yüksek olunca kimse ev alma taraftarı olmadı. Gücü olan bazı müteahhitlerimiz çalıştıkları bankalarla anlaşarak 1.98 olan kredi faizinin bir kısmını kendisi ödemeyi taahhüt edip faiz oranlarını 0,98’e çekti. Ancak yine de istenilen sonuç alınamadı. Üstelik tüm firmalarımız aynı güce sahip olmadığı için bu uygulama tabana da yayılamadı ve sonuç alınması
Uluslararası taşımacılar Özbekistan ‘Geçiş Belgesi’ sorununa çözüm bekliyor
M
TSO 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Hasan Büyük, Özbekistan taşımalarında geçiş belgesi konusunda yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, “Yeterli belge olmaması nedeniyle yalnızca Özbekistan’a değil, Özbekistan üzerinden taşıma yapılan Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan’a da ihracatımız durdu. 4 ülke ile ihracatımız kesildi, çözüm bekliyoruz” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 20 No’lu Komite Başkanı Hasan Büyük, sektörde yaşanan gelişmeleri değerlendirip komite olarak yürüttükleri faaliyetler hakkında bilgi verdi. 2019 yılına artan mali yüklerle girdiklerini anlatan Büyük, motorlu taşıtlar vergisinden, işçi maliyetlerine, yakıtlardan, yedek parça fiyatlarına kadar faaliyetlerinin her alanında maliyet artışı yaşandığını söyledi. Artan maliyetleri karşılamakta zorlandıklarını ifade eden Büyük, “2019 yılında yükümüz daha da ağırlaştı, ayakta kalmak giderek zorlaşıyor” değerlendirmesini yaptı. Ardından ticaretlerinin devam ettiği ülkelerle yaşanan sıkıntılara değinen Büyük, ilk olarak Özbekistan taşımaları üzerinde durdu. Türk Cumhuriyetleri’ne çalışan firmaların ciddi sıkıntılar yaşadığını dile getiren Büyük, “Mevcut durumda Özbekistan’a yeterli sayıda geçiş belgesine sahip olmamamız nedeniyle Gürbulak Sınır Kapısı’nda 500’den fazla aracımız 10 günden fazla süredir bekliyor. Bu şoförlerimizin mazotları çalındı, dolapları kırıldı, erzakları yok, perişan haldeler. Hükümetler arasında vakit kaybedilmeden bu geçiş belgesi sorununa çözüm bulunmasını bekliyoruz” dedi. Bir yıl içinde yaklaşık 17 – 18 bin arası geçiş belgesine ihtiyaç duyulduğunu anlatan Büyük, belgelerin bir şekilde verildiğini ancak bin ya da 2 bin adet gibi az sayılarda gönderilip firmaların uzun süre bekletildiğini anlattı. Uzun süren beklemeler nedeniyle sınır kapılarında yığılmalar yaşandığını, şoförlerin mağduriyeti yanında firmaların
MTSO 07 CMYK
da mağdur olduğunu ifade eden Büyük, “Taşımasını gerçekleştirdiğimiz şirketlere verdiğimiz teslim süresi taahhüdümüzü yerine getiremiyoruz. Malı zamanında teslim edemiyor olmamız nedeniyle hem ciddi ek cezalar ödüyoruz hem de itibarımız zedeleniyor. Artık bu sıkıntıları yaşamak istemiyoruz” değerlendirmesini yaptı. Yalnızca Özbekistan taşımaları değil, Özbekistan üzerinden yola devam etmek durumunda oldukları Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan’a da gidemediklerini anlatan Büyük, bu nedenle 4 ülke ile ticaretin durma noktasına geldiğini söyledi. Ekonomik durgunluğun yaşandığı günümüzde Pazar kaybetmeyi kimsenin istemeyeceğini vurgulayan Büyük, sorunun acil olarak hükümetler nezdinde çözülmesini beklediklerini dile getirdi. 2019 yılı belgelerinin başvurularının çok önce yapılmış olmasına rağmen halen ellerine ulaşmadığını belirten Büyük, çözüm olarak İran üzerinden taşıma yolunu seçtiklerini, ancak bu durumda da hem araç başına yaklaşık 2 bin dolar zarar ettiklerini hem de teslim sürelerinin yine uzaması nedeniyle rekabette geri plana düştüklerini bildirdi. “Irak pazarını kaybetmemeliyiz” Bir diğer önemli pazar olarak Irak’ı değerlendiren Hasan Büyük, geçmiş yıllarda Almanya’nın ardından ikinci büyük Pazar olarak Irak gösterilirken artık bu pazarın İran’a kaptırılması nedeniyle 16, 17’inci sıraya düşmesinin sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Irak’ın her zaman için Türkiye adına önemli bir Pazar olduğunu ve bu pazarın kaybedilmesi halinde aynı ölçüde bir ikame bulunamayacağını vurgulayan Büyük, “Bu pazardan vazgeçmeyi göze alamayız mutlaka sorun ne ise konu görüşülüp çözüme kavuşturulmalı” değerlendirmesini yaptı. “Erbil Ticaret Odası ile görüşmeyi planlıyoruz” Komite olarak önümüzdeki sü-
reçte bu bölgede yaşanan sorunları araştırmak istediklerini, gerekirse Erbil Ticaret Odası ile bir araya gelip sorunları tespit edip talepleri yerinde dinlemeyi planladıklarını anlatan Hasan Büyük, ardından hazırlayacakları raporu Ankara’da ilgili mercilere ileterek çözüm aramak istediklerini anlattı. Mevcut durumda Türkiye ile Irak arası ihracatın 4,5 milyar dolar civarında olduğunu, İran ile Irak arası ihracatın ise 12 milyar dolarlara ulaştığını kaydeden Büyük, “Irak’a İran’dan daha uygun maliyetlerle taşıma yapıyor olmamıza rağmen eskisi kadar rahat iş alamıyoruz. Bu sorunu da 2019 yılında mutlaka çözmemiz gerektiğine inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı. “Mazot cezası ve sigorta sorunu da çözülmeli” Irak pazarının daralmasıyla birlikte bu ülke ticaretindeki artan maliyetlerin daha çok dikkatlerini çekmeye başladığına da değinen Hasan Büyük şunları söyledi: “Araçlarımızdan Irak’tan dönüşlerinde mazot cezası adı altında araç başına 110 dolar ücret alınıyor. Aynı zamanda buradan giderken sigorta adı altında yine araç başına 50 dolar alınıyor. Ama eğer orada kaza yapacak olsanız hiçbir destekle karşılaşmıyorsunuz. Bir şirketin en az 14 – 15 aracının olduğu düşünülecek olursa bu rakam ciddi maliyetleri de beraberinde getiriyor. Yapmayı planladığımız görüşmede bu sıkıntılarımızı da dile getirmeyi düşünüyoruz. Ancak bu sorunun temelden çözümü de yine hükümetler düzeyinde olabilir. Bu nedenle bu konuda da destek bekliyoruz. Irak’a günlük yaklaşık 2 bin aracımız giriş çıkış yapıyor ve çok ciddi maddi kayıplar yaşanıyor.” “Belge kaybında para cezası verilmeli” Sektör olarak belge kayıplarıyla ilgili sıkıntılar yaşadıklarını da belirten Hasan Büyük, “Kimi zaman şoförlerde kimi zaman gümrüklerde belgelerimiz kayboluyor ve Bakanlıklardan yenilerini talep
daha da zorlaştı.” “Sektöre standart gelmeli” Yaşanan sıkıntıların düzelmesinin yolu olarak sektöre standart getirilmesini gösteren Özcan Can, “Her şirket kuran kişinin müteahhitlik yapmasının önüne geçilmeli. Belli bir tecrübe aranmalı. Şirket bünyesinde yeterli inşaat mühendisi, makine mühendisi çalıştırıyor olmasına teknik kadrosunun donanımlı olmasına ve bu kadronun süreklilik arz etmesine dikkat edilmeli. Yeni bir projeye gireceği zaman en az yüzde 50 oranında teminat gösterebiliyor olmasına bakılmalı” dedi. Bu standartları sağlayan kişinin günün birinde bir sıkıntı yaşaması halinde gerek konut alıcılarını gerekse tedarikçilerini mağdur etmeyeceğini vurgulayan Can, mevcut durumda ise bu standartlara bakılmaması nedeniyle bir müteahhidin maddi sıkıntı yaşaması halinde beraberinde birçok firmayı da sıkıntıya soktuğunu vurguladı. Can, böyle bir standart uygulamasının başlatılmasının yalnızca sektörü maddi açıdan korumayacağını, kaliteyi de artıracağını belirtti. Yaşanan sıkıntılara rağmen projelerin ise durmadığını, mecburen devam etmek durumunda kaldıklarını anlatan Can, “2019 yılı için beklentilerimiz ilk olarak konut kredi faiz oranlarının düşürülmesi, ikincisi de döviz kurlarındaki geri yönlü hareketin inşaat malzemesi fiyatlarına da yansıtılmasıdır” dedi. “Yabancılara konut satışını araştıracağız” Bu dönemde döviz kurlarındaki artış nedeniyle özellikle yurtdışında yaşayan Türkler için ya da yabancılar için Türkiye’deki konut fiyatlarının oldukça cazip bir noktaya geldiğine dikkat çeken Özcan Can, yurtdışında temsilciliği bulu-
ediyoruz. 5 tane belgeye kadar belge başına para cezası ödeyip belgeyi yeniden çıkarıyoruz. Ancak bir yıl içinde 5’ten fazla belge kaybolacak olursa 10 gün süreyle şirketin işlemleri yapılmıyor, faaliyeti durduruluyor. Bu uygulamayı doğru bulmuyoruz. Para cezası verilmesi anlaşılabilir ama işlem durdurmak doğru değil” dedi. Nakliyecilerin ciddi sıkıntıları bulunduğunu ve bu sıkıntıları artırmak yerine dış ticaret hedeflerine ulaşılabilmesi adına kolaylaştırılması gerektiğini vurgulayan Büyük, uluslararası rekabete olanak tanımak adına maliyetleri artırmak yerine düşürücü adımlar atılması gerektiğini söyledi. “Araçların yüzde 90’ı boş geliyor” Yurtdışına giden araçların yaklaşık yüzde 90’ının boş dönüyor olmasının da önemli bir problem olarak karşılarına çıktığını anlatan Hasan Büyük, bu dönemde yaşanan sıkıntıların azaltılmasına yönelik önlemler alınmasını beklediklerini söyledi. Yurtdışından boş olarak Türkiye’ye giriş yapan araçların yasaklanmasını beklediklerini dile getiren Büyük, “Bizim araçlarımızın boş olarak başka bir ülkeye giriş yapması yasak. Ancak İran araçları boş olarak Türkiye’ye girebiliyor. Ülkemizdeki yükü bizim araçlarımızın taşımasının desteklenmesi adına bu konunun önüne geçilmeli” ifadelerini kullandı. Son olarak kaçakçılığa yönelik değerlendirme de yapan Büyük şöyle konuştu: “Özellikle kaçak sigaraların yakalanması durumunda cezaların şoför yerine araca kesiliyor olmasını doğru bulmuyoruz. Bizim böyle bir durumdan haberimiz dahi olmuyor. Cezayı olayın faili şoför değil, araç çekiyor. Bunu da adil bulmuyor ve düzeltilmesini istiyoruz.” Büyük, bir düzenlemeyi de işçilere yönelik beklediklerini belirterek, işçilerin alacakları için mahkemeye başvurma süresinin bir yıla indirilmesini istediklerini, ilişiği kesilmiş bir işçiye 7 – 8 sonra açılan bir dava nedeniyle ödeme yapmayı doğru bulmadıklarını sözlerine ekledi.
nan bazı firmaların bu fırsatı değerlendirip döviz üzerinden satış yapabildiğini ancak bunun genele yayılamadığını söyledi. Komite olarak bu yıl yurtdışı pazarları araştırmaya ağırlık vereceklerini anlatan Can, özellikle Arap ülkeleri ve Rusya pazarından yoğun talep geldiğini hatırlatıp, bu pazarları değerlendirmek istediklerini bildirdi. Bu konuda yalnızca müteahhitlerin değil, Mersin’in kent olarak çalışması gerektiğini belirten Can, özellikle yerel yönetimlerden destek beklediklerini anlattı. Mersin’de alınacak bir ev ile birçok sektörün hareketlenebileceğine işaret eden Can, “Yurtdışından gelen misafir sayısının artması demek kentimizde alışveriş yapılacağı, ev eşyalarının buradan temin edileceği, kentteki turizmin de canlanacağı anlamına geliyor. Bu nedenle yalnızca müteahhitlerin değil yerel yönetimlerin öncülüğünde tüm kesimlerin ortak hareket etmesi ve Mersin’i yurtdışında tanıtması gerektiğine inanıyoruz” dedi. Mersin’de hem yayla turizminin hem deniz turizminin bulunduğunu, ticaret ve liman kenti olduğunu anlatan Can, bu özelliklerinin iyi tanıtılması halinde kente talebin de artacağına inandığını söyledi. Bölgeye yapılacak yatırımların da sektörün hareketlenmesinde önemli rol oynayacağına inandığını dile getiren Can, özellikle Çukurova Bölgesel Havalimanı, sanayi bölgesi yatırımlarını beklediklerini, bu yatırımlar sonrasında bölgeye daha çok sanayi yatırımı geleceğini ve konut talebinin de artacağını düşündüklerini anlattı. “Kamu alacaklarında mahsuplaşma süreleri kısalmalı” Kamu alacaklarındaki mah-
suplaşmaya yönelik değerlendirmeler de yapan Özcan Can, şunları söyledi: “Şu anda birçok sektör temsilcisinin maliyeden ya da vergi dairelerinden alacakları var. Aynı şekilde kamuya borcu da var. Geçmiş yıllarda yazdığımız dilekçelerle alacaklarımıza karşı borçlarımızı mahsup edebiliyorduk. Şimdi ise dilekçe yazıyoruz ve sadece müfettişlik raporları, takibi minimum 5-6 ay sürüyor. Süreç uzadıkça da borcumuza faiz ekleniyor. Bir süre sonra da alacağımızla borcumuz birbirini karşılar duruma geliyor. Bu uzayan süreleri anlamakta zorlanıyoruz. Bu sürelerin eskiden olduğu gibi yine minimuma indirilmesini, eğer süre uzayacaksa dahi alacağımıza faiz uygulanmadığı gibi ödemelerimize de faiz uygulanmamasını talep ediyoruz.” “Bankalar firmaların işini zorlaştırmamalı” Bankalarla ciddi sorunlar yaşandığına da değinen Özcan Can, şu anda bankaların kredi değil, firmalara çek dahi vermediğini dile getirdi. Bankaların çalıştıkları şirketlere uygulamalarında bu şirketin istikrarını, ödeme düzenini, geçmiş sicilini göz önünde bulundurması gerektiğini vurgulayan Can, “Bir yılda 3 tane daire yapan firmayla büyük projelere imza atan firmalar aynı şartlarda değerlendirilmemeli. Böyle olursa haksızlık yaşanır ve ticaret engellenir. Bu dönemde işlemlerimizin kolaylaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Sağlanacak destek sıkıntılı geçen günlerde firmaların ayakta kalma oranını artırır” dedi. Yaşanan sıkıntıların devam etmesi halinde firmaların güçlerini birleştirip kooperatifleşme yolunu seçeceğini anlatan Can, bu durumda da hizmet kalitesinin düşüp toplu konut versiyonunda standart yapıların oluşacağını dile getirdi.
Hasan Büyük
MTSO 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı
Gümrüklerde ya da şoförlerde zaman zaman belgelerimiz kaybolabiliyor. 5’ten fazla kaybedilen belgenin cezası yine para cezası olmalı. 10 gün süreyle şirketin faaliyetinin durdurulmasını doğru bulmuyoruz.
YIL: 21 | SAYI: 366 | 6 - 19 Ocak 2019
| www.mtso.org.tr
Tarsus Ticaret Borsası, ilçe tarımının gelişimine önemli katkılar sunuyor
RÖPORTAJ
8
Murat Kaya
Tarsus Ticaret Borsası Başkanı
Tarsus ekonomisinin büyümesinde tarım, önemli bir güce sahip. Tarsus Ticaret Borsası ise hazırladığı projeler, gerçekleştirdiği yatırımlarla ilçe tarımının ve tarıma dayalı ticaretin güçlenmesine önemli katkılar sunuyor. Borsa, verdiği eğitimlerden takip ettiği teknoloji yatırımlarına, hazırladığı Ur-Ge Projelerinden gerçekleştirdiği planlamalara kadar attığı her adımla ilçe tarımının ve tarıma dayalı ticaretin gelişimine yön veriyor.
O
ldukça hareketli bir yılı geride bıraktıklarını ve bu dönemde önemi projelere imza attıklarını bildiren Tarsus Ticaret Borsası Başkanı Murat Kaya, yatırımlarının 2019 yılında da devam edeceğini bildirdi. Kurulumunu geçen yıl tamamladıkları Tarsus Ticaret Borsası Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi’ni bu yıl faaliyete geçirmek istediklerini anlatan Kaya, lisanslı depoculuk hizmetlerine başlamak istediklerini söyledi. Yıl içinde çeşitli depo yatırımlarına devam edeceklerini anlatan Kaya, bu yatırımların yanı sıra geçen yılın sonunda Tarsus Sarıulak Zeytini için tamamlanan Coğrafi İşaret Tescil çalışmalarını bu yıl da zeytinyağı için yürüteceklerini dile getirdi. Aynı zamanda Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü ile Tarsus Sarıulak Zeytin fidanı üretilmesi konusunda çalışmak istediklerine de değinen Kaya, bir taraftankent tarımını geliştirirken diğer taraftan öne çıkan ürünleri koruyup geliştirerek gerek ülke genelinde gerekse dünya çapında tanıtmak istediklerini vurguladı. Kaya, Borsa olarak yürüttükleri çalışmaları ve önümüzdeki süreçteki hedeflerini MTSO Haber Gazetesi’nin sorularını yanıtlayarak şöyle detaylandırdı: MTSO Haber: Tarsus Ticaret Borsası olarak çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Ağırlıklı hangi alanlara yönelik faaliyet gösteriyorsunuz? Borsamız 1952 yılında faaliyete başladı. Bugün çalışmalarımızı 30 dönüm alan üzerinde tam teşekküllü yeni hizmet binamızda sürdürüyoruz. Hedefimiz, üyelerimize kalitenin yanı sıra en hızlı şekilde hizmet sunabilmek. Güzel çalışmalar yürüttüğümüzü söyleyebilirim. Son 30 yıllık süreçte edindiğimiz aktifleri yüzde 300 artırdık. Yeni hizmet binamızla üyelerimize kapsamlı hizmet vermeye başladık. Birkaçından bahsedecek olursam; mevcut binamızda 11 adet her biri 200 ton kapasiteli sıfır derece, 2 adet 150’şer ton kapasiteli -30 derece soğuk hava deposuyatırımı gerçekleştirdik. Yine bünyemizde 500’er tonluk 14 adet hububat deposuna sahibiz. Üyelerimizin kullanımı için 20 adet tam kapsamlı büro ile elektronik satış salonumuz bulunmakta. Personelimizin uzmanlığını artırmak adına projeler geliştiriyoruz. Bunlardan bir tanesi de önümüzdeki günlerde daha detaylı anlatacağımız SmartBorsa Projesi.Kısacası ‘Tarsus için çalışan, Türkiye için üreten’ bir kurum olarak yolumuza devam ediyoruz. Bu özverili çalışmalarımız ile Tarsus Ticaret Borsa’sı olarak A Kalite Akredite Borsa Sertifikası’na sahip olduğumuzu da söyleyebilirim. 2014 yılında Akredite Borsa Tescili için başvurumuzu yaptık ve Dünya standartlarında hizmet veren borsalar arasında en yüksek puanla beş yıldızlı hizmet verdiğimizi tescilleyen sertifikamızı aldık. Tarsus, gerek verimli arazileri, gerek tarıma dayalı sanayinin ham maddesini karşılayacak gücü ve gerekse yetişmiş genç nüfusu ile bölge ekonomisinin can damarlarından biri. Ekonomisi tarıma dayalı olan, tarımdan gelen sermaye gücü ile ayakta kalmaya çalışan Tarsus için Borsa’nın, güçlü kurumsal yapısı ile önemli bir kurum olduğunu söyleyebilirim. Türkiye, ihracatla kalkınmak zorunda olan bir ülkedir.İhracata dayalı yatırım yapmamız, ihracatla küresel piyasalarda başarılı olmamız lazım. Çalışmalarımıza bu düşünce yön veriyor, bu kapsamda tarımsal ihracatı geliştirmek adına Ur-Ge Projesi hazırlıyoruz. Hemen belirtmeliyim ki Ur-Ge Projesi hazırlayan ender ilçe Borsalarından biriyiz. Tarım ve tarıma dayalı ticarette ciddi bir planlamaya ihtiyaç duyulduğu bilinciyle hareket edip, bölgemizdeki tarımsal planlamaya önem veriyoruz. Üretilmesi gereken öncelikli ürünleritespit ediyoruz.
MTSO 08 CMYK
Amacımız, üreticinin hak ettiği kazancı elde edebilmesi, yetiştirdiği ürünü değerinin altında satmaması. Bir taraftan çiftçinin kazancını artırmaya yönelik faaliyet sürdürürken diğer taraftan üretim kalitesini yükseltecek çalışmalara da imza atıyoruz. Çiftçimizin üretim standardını yükseltecek uygulamaları teşvik edecek, onları destekleyecek bilgileri sektörel bazlı olarak takip edip kendileriyle paylaşıyoruz. Bugüne kadar 11 tanesi 2018 yılında olmak üzere tarımsal üretime, tarım ticaretine, tarımsal istatistiklere yönelik 39 adet rapor yayınlandık. Gerçekleştirdiğimiz Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA), Bakanlık, SODES ve benzeri projelerin bütçesi 6 milyon TL’ye yaklaştı. Son iki dönemdir üyelerimizin takdiri ile birçok projeye imza attık. Tarım ve hayvancılık sektörlerinin ihtiyaçlarını analiz ettiğimiz bu sürede, kırsal kalkınmayı hedefleyerek lisanslı depoculuk işletmesi kurulması için çalışmalar başlattık. Çok kısa sürede Bakanlığımızın izniyle hedeflemiş olduğumuz Tarsus Ticaret Borsası Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi’ni kurduk. Geçen yıl kurduğumuz şirket çatısı altında bu yıl gerek Tarsus gerekse bölgeye hitap edecek 60 bin ton kapasiteli hububat ve yağlı tohumlar depo yatırımlarını gerçekleştireceğiz. Yine yıl içerisinde TOBB bünyesinde 41 kurucu ortağı bulunan, 100 milyon TL sermaye ile kurulan Türkiye Ürün İhtisas Borsası A.Ş.’ye 600 bin TL ile ortak olan 33 ticaret borsası arasında yer aldık. Gelişen tarım, tarıma dayalı sanayi ve ürünlerin ulusal ve uluslararası ticaretine katkıda bulunacak, tarımı teknolojik temellere taşıyacak ve ülkenin tarım sektöründeki dışa bağımlılığını azaltacak olan Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde 2 milyon sermaye ile kurulan Mersin Agropark Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurucu ortaklarındanız. MTSO Haber: Bölge ekonomisinin tarıma dayalı olduğunu belirttiniz. Bu bağlamda Tarsus’un tarımsal gücü hakkında biraz daha detaylı bilgi verebilir misiniz? Mersin’de toplam 477 bin 400 ton tahıl üretiliyor. Bu üretimin % 46,10’unu buğday, % 42,10’unu mısır, % 6,5’inisoya fasulyesi % 2’sini arpa oluşturuyor. Oluşan toplam satış değeri ise 680 milyon TL’yi aşıyor.Kentin toplam tahıl, yağlı tohumlar ve bakliyat üretim miktarı 477 bin 400 ton iken, Tarsus bu üretim miktarının %74’nü tek başına gerçekleştiriyor. Tarsus topraklarının 1,1 milyon dönümünde aktif tarımsal faaliyet yürütülüyor.555 bin dönüm orman arazisi,30 bin dönüm mera alanı bulunuyor. 65 bin dönüm arazisinde açıkta sebze üretimi yapılıyor. Bu alanda yaklaşık 265 bin ton sebze üretiliyor. 52 bin dönüm arazide örtüaltı sebze üretilmekte olup yaklaşık 435 bin ton ürün elde ediliyor. 97 bin dönüm
alanda narenciye, 110 bin dönümde üzüm, 40 bin dönüm alanda zeytin, 30 bin dönümde nar ve 45 dönüm alanda ise sert çekirdekli meyve (erik, şeftali, nektarin vb) üretiliyor. 580 bin dönümde ise mısır, buğday, soya, ayçiçeği, pamuk üretimi yapılıyor. Bunun yanında hayvancılıkta da bölgemizin iyi durumda olduğu söylenebilir. İlçemizde 38 bin adet büyük baş, 255 bin adet küçük baş hayvan ile 20 milyon adet kümes hayvanı bulunuyor. Peynir, süt, yoğurt, yumurta gibi 160 bin ton hayvansal gıda üretimi yanında yıllık 15 milyon adet kesme çiçek üretiliyor. İlçemizin tarım ürünlerindeki ihracatının 150 milyon dolar civarında olduğunu ve yaklaşık 3,5 milyar TL’lik de tarımsal üretim değerine sahip olduğunu söyleyebilirim. Bu özellikleriyle Tarsus’u ülkemizin tarımsal üretim üssü olarak kabul edebiliriz. MTSO Haber: Nasıl bir yılı geride bıraktınız? Bu dönemde yürüttüğünüz çalışmalardan önemli gördüklerinizi kısaca anlatır mısınız? 2018 yılı başlarında ticaret ve dolayısıyla ekonomide bazı olumsuzlukların yaşandığı hepimizin malumu. Yıl ortasından itibaren yaşanan gelişmelere paralel, ekonomimizin yeniden sağlıklı biçimde nefes almaya başlayacağını temenni ediyoruz. Bu yılı ise toparlanma yılı olarak görüyoruz. İş dünyamız, 2018 yılında kendi üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdi ve bu durum performans göstergelerimize de olumlu yansıdı. Temsil ettiğimiz camiaya mensup tüm üyelerimize, bu özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Biz de Borsa olarak yıl içinde önemli çalışmalara imza attık. Bunlardan birkaçından bahsetmek istiyorum. Yüzde 20 hisse ile Tarsus Gıda İhtisas OSB’nin kurucuları arasında yer aldık. Yönetiminde bir ve mütevelli heyetinde ise 3 kişi ile Borsamızı temsil ediyoruz. Tarsus Devlet Üniversitesi’nin kurulması adına çok ciddi lobi çalışmaları yürüttük. Yoğun çabalar sonucunda Lisanslı Depoculuk Şirketimizi kurduk. Mersin Agropark A.Ş’nin kurulmasına katkı sağladık. Tarsus Beyazı Üzümünün ıslah yoluyla ticari değerinin arttırılmasına yönelik projeye ciddi katkılar sağladık. Tarsus Tarım Ürünleri Grubu İhracatı Geliştirme URGE Projesi’ni hayata geçirdik. 2018 yılında özellikle narenciyeye büyük zarar veren Akdeniz Meyve Sineğiyle mücadele çalışmalarına destek verdik. Dış ticaret uzmanımızı üyelerimizin işyerlerine gönderip bire bir destekle firmalarımızın ihracatını geliştirmesine katkı sunduk. Tarsus Sarıulak Zeytinimize coğrafi işaret tescili alınması için girişimlerde bulunduk ve sonuca ulaştık. Aslında saymakla bitiremeyeceğimiz çalışmalara imza attık diyebilirim. Tarsus Ticaret Borsası olarak kentimizin eğitim sosyal, ticari, ekonomik alanda daha yaşanabilir bir kent olması için her kesimle işbirliği yaparak
kapılarımızı sonuna kadar açtık. Üyelerimize hizmet etmek adına üzerimize düşen tüm görevleri en iyi şekilde yerine getirmenin onurunu ve gururunu yaşıyoruz. MTSO Haber: Varsa bölgenizdeki yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz? Bölgemizde bizim faaliyet alanımıza giren konularda henüz firma bazlı diye adlandıramasak da proje bazlı çok önemli yatırımların temeli atıldı. Bu yatırımlardan bir tanesi Tarsus Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’dir ki, bu alanda yer satışlarının başladığını söyleyebilirim. Diğeri de Türkiye’de bir ilk olarak adlandırabileceğimiz Mersin Agropark A.Ş’nin kurulumuna onay çıkmıştır. Her iki yatırımın da bölge ve ülke tarımının gelişimine önemli katkılar sağlayacağına ve istihdamı ciddi ölçüde destekleyeceğine inanıyorum. MTSO Haber: Az önce Sarı Ulak Zeytini’nin coğrafi işaret almasından bahsettiniz. Bu çok yeni bir gelişme. Bölge adına oldukça önemli olan bu konuda biraz daha detaylı bilgi verebilir misiniz? Tarsus’ta kayıtlı 2 milyonun üstünde zeytin ağacının yaklaşık 400 bini Tarsus Sarıulak çeşididir. Tarsus’ta yıllık üretimi 24-25 bin ton civarında olup, 5-6 bin tonu sofralık, geri kalanı yağ olarak tüketilir. Orijini Tarsus olan bu çeşit, ham olarak çizilip veya tokaçla kırılarak her gün suyu yenilenerek 5-7 gün içinde tüketime hazır hale gelir.Sofralık olarak bu kadar kısa zamanda yemeye hazır dünyada başka bir zeytin çeşidi bulunmamaktadır.Tatlandırma doğal içme suyunda yapılır ve hiçbir şekilde kimyasal eklenmez.Daha ileri bir tarihte tüketilecek ise içme suyu ile hazırlanan zeytine % 5-10 arasında değişen oranlarda tuz çözeltisi ile tatlandırmayapılır. Bu şekilde tatlandırmaya alınan zeytinin muhafaza süresince suyu değiştirilmez ve tuz haricinde hiç bir katkı maddesi ilave edilmez. Bu yöntemle ürün yaklaşık 10-12 ay muhafaza edilebilir. Meyve şekli uzun ve silindirik yapıda olup; iri yapısıyla dikkat çeker. Meyve et oranı %78,20 - 80,70 arasında, meyve ağırlığı (100 meyve) periyodite dönemine göre 335 - 438 gram arasındadır. Meyvenin 1 kilosundaki sayısı 228 -281 adet arasındadır.Yağ oranı %20-22 civarında olup yağ kalitesi oldukça yüksektir. Polifenol zenginliği nedeniyle sağlık için çiğ yağ olarak tüketilmesi tavsiye edilen bu yağımız 2018 yılında Türkiye 2. kalite ödülünü de kazanmıştır. Sekretaryasını yaptığımız ve 2016 yılında oluşturulan Tarsus Zeytin Platformu toplantılarında Tarsus Sarıulak Zeytinimizin marka değerini yükseltmek amacıyla coğrafi işaret üzerinde çalışmalarımıza başladık. Zeytin Platformu toplantılarında, paydaşlarımızla işbirliği içinde 18 Nisan 2017 tarihinde Türk Patent Kurumu’na 100 sayfaya yakın ispatlayıcı kanıtlarımızla ilk resmi coğrafi işaret talebimizi gerçekleştirdik.Tabi bu süreçte coğrafi işareti almamız kolay olmadı. Zeytinimizin yöresel olduğunu ispat etmek için İlçe Tarım Müdürlüğümüz, Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Merkezi yanında üreticilerimizle yaptığımız koordineli çalışma neticesinde, 8’e yakın düzeltme sonucunda 16 Nisan 2018 tarihinde tescilimiz gerçekleşti.Tarsus’a marka değer yaratacağına inandığımız Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin tavsiye listesinde yer alan Doğu Akdeniz’e özgü ve orijini Tarsus olan Tarsus Sarıulak Zeytininin coğrafi işaret tescili ile bir bakıma Tarsus Sarıulak ağaçlarımızı da koruma altına almış olduk. Tarsus Sarıulak Zeytinini diğer zeytinlerden ayıran en önemli özelliği hasadın yapıldığı zeytin ağaçlarının Tarsus yöresinde yetişen zeytin fidanlarından aşılama ve çelikleme yolu ile elde edilmesidir. Kısa bir süre öncede Türk Patent Kurumu’nda tescil takdim törenimiz gerçekleşti. Bu törende 23 yöresel ürünün tanıtımıda yapılmış oldu. MTSO Haber: Geçen yıl yürüttüğünüz eğitim çalışmaları hakkında da kısaca bilgi verir misiniz? Bugüne kadar toplamda bin 300 kişiye Uygulamalı Girişimcilik Eğitimini (UGE) Borsamız kendi bünyesinde vermiştir. Bu eğitimleri alan 250’ye yakın kişi kendi işyerini kurdu. 2019 yılı için biri Çamlıyala’da olmak üzere 15 UGE eğitimi planlandı. Çatı kuruluşumuz olan TOBB’a ise Meclis Başkan Yardımcımız Fatma Temel tarafından ‘Girişimcilik ve Mentörlük’ konusunda bir projemizde sunulmuştur. Yıl içerisinde gerek Yönetim Kurulu Üyelerimize gerek kayıtlı üyelerimize gerekse personelimize yönelik çok sayıda eğitim gerçekleştirilmiştir. MTSO Haber: 2019 yılında özellikle üzerinde durmayı planladığınız çalışmaları anlatır mısınız? Öncelikli olarak Tarsus Ticaret Borsası Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketimizi faaliyete alarak lisanslı depoculuk hizmetlerine başlamak istiyoruz. Soğuk hava ve hububat depolarımızın çatılarında lisanssız elektrik üretim sistemi (GES) kurarak kendi enerjimizi üretmeyi planlıyoruz. Tarsus Sarıulak Zeytinimizin yağının coğrafi işaretinin alınması için de yine yıl içinde girişimlerde bulunacağız. Aynı zamanda Alata ile Tarsus Sarıulak Zeytin fidanı üretilmesi konusunda çalışmak istiyoruz. Bunun yanında bölgemizin önemli sorunları arasında yer alan Akdeniz Meyve Sineği ile mücadelede yeni bir eylem planlaması projemiz bulunuyor. Bu projemizin hayata geçirilmesi adına adımlar atacağız. Üyelerimize daha kaliteli ve hızlı hizmet vermek amacıyla SmartBorsa Projemiz kapsamına dahil edeceğimiz web tabanlı hizmet ile üyelerimiz kendi arasında iletişime geçebilecekler. Fiyat tespiti yapabilecekler. En önemlisi 350’ye yakın eğitim videosu içeriği ile gelişimlerine katkı sağlayacağız.