Sri Lanka, Mersin ile ticaretini artırma hedefinde >4’te
‘Teknoloji Yatırımcısı Akademisi’ MTSO’da düzenlendi
Ressam Ergen, kadını tuvale yansıttı
>5’te
>2’de
Kürekleri aynı yöne çekenler kazanır… Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
> 3’te
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 21 | YIL: | SAYI: 17 |367 SAYI: | 20 298Ocak | 6-19 - 2 Şubat ARALIK 2019 2015
Lokanta ve pastane temsilcileri, başka sektörlerdeki girişimcilerin yaptığı yatırımdan şikayetçi
Tasfiye Kararnamesi çıktı
Yunus Köy
MTSO 24 No’lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı
M
ersin’de lokanta, kafeterya ve pastane sektöründe faaliyet gösteren firmalar, farklı sektörlerdeki girişimciler tarafından yapılan yatırımlardan şikayetçi. Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO 24 No’lu Komite Başkan Yardımcısı Yunus Köy, bu tür yatırımların bir taraftan sektördeki kaliteyi aşağı çekerken diğer taraftan pastanın bölünmesi nedeniyle hem karlılıkların azaldığını hem de rekabetin zorlaştığını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 24 No’lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek
Komitesi Başkan Yardımcısı Yunus Köy, sektörde yaşanan sıkıntıları ve komite olarak bu yıl hangi çalışmaları yapacaklarını anlattı. İlk olarak sektöre dışarıdan yapılan yatırımlara değinen Köy şunları söyledi: “Sektör dışındaki firmalar, özellikle inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar son dönemlerde yoğun olarak yeme-içme sektörüne yatırım yapmaya başladılar. Pastane, kafeterya, lokanta yatırım maliyetlerinin çok yüksek olmaması nedeniyle tercih ediliyor. > 7’de
Araç sahipleri uzayan araç muayene randevularından şikayetçi Muazzez Araç
MTSO 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı
M
TSO 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Muazzez Araç, sektör temsilcileri olarakaraç muayene istasyonlarındaki uzayan randevu prosedüründen duydukları rahatsızlığı dile getirerek, “Sürelerin uzaması nedeniyle hem trafikte ceza ödüyoruz hem de ek muayene ücretleri ödemek durumunda kalıyoruz. Sistem değişmeli” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 19 No’lu Komite Başkanı Muazzez Araç, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak yaşadık-
ları sıkıntıları anlattı. İlk olarak TÜV ile yaşanan sorunlara değinen Araç, muayene istasyonlarında ikinci randevuların çok geç tarihlere verilmesinden şikayetçi oldu. Araçların çok küçük gerekçelerle muayeneden geçirilmeyerek geri gönderildiğini kaydeden Araç, “Belirlenen eksikleri giderip geri döndüğümüzde kontrol için yeniden randevu alıyoruz ve ikinci randevular çok geç tarihlere veriliyor. Böylece kontrol süresi bittiği için ikinci kez muayene ücreti ödemek durumunda kalıyoruz.” dedi. > 7’de
Ekol Fide, aşılı fideleriyle çiftçinin ihtiyaçlarına cevap veriyor
Ümit Kurtuluş
Ekol Fide Yönetim Kurulu Başkanı
Ç
iftçi kökenli ailelerden gelen Ümit Kurtuluş ve Nurettin Oğuz’un yollarının Mersin tarım sektöründe kesişmesinin ardından bir süre birlikte çalışırlar. Ümit Kurtuluş o yıllarda zirai ilaç, tohum ve gübre bayiliği yapmasının yanında bir yandan da danışmanlık hizmeti vermektedir. Bir süre sonra seracılık, komisyonculuk, teknik danışmanlık noktasında ciddi tecrübelere sahip olan Oğuz ve Kurtuluş, tarımın sanayisine de girmek ister. Bunun üzerine araştırmalara başlarlar. Yapılan incelemelerde sektörde özellikle fide temininde aksaklıklar yaşandığı görülür. Nurettin Oğuz’un sektörel tecrübesi ve Ümit Kurtuluş’un teknik birikimi bir araya getirilerek
MTSO 01 CMYK
2004 yılında Ekol Fide firmasının temelleri atılır. Kurulduğu yıl 15 dekar serada başlayan fide üretim yolculuğu bugün 55 dönümü kapalı toplam 70 dönüm alanda devam ediyor. Son 10 yıldır aşılı fide üretimine de yönelen firma, bugün 15 milyonu aşılı olmak üzere toplamda yıllık yaklaşık 100 milyon adet fide üretiyor. Türkiye genelinde satış yapan Ekol Fide’nin hedefinde önümüzdeki süreçte gelen talepleri değerlendirip ürünlerini yurtdışına da gönderebilmek var. Ekol Fide Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kurtuluş ile sektöre nasıl adım attıklarını ve başarı basamaklarını çıkarken nelere dikkat ettiklerini konuştuk. > 8’de
Kamu Müteahhitlerinin uzun süredir beklediği Tasfiye Kararnamesi çıktı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, kararın sektöre nefes aldıracağını söyledi.
D
öviz kurlarındaki artışa paralel olarak kamu adına çalışan müteahhitlerin, oluşan fiyat farkları nedeniyle yaşadığı sıkıntılar çözüme kavuşturuldu. Kamu Müteahhitlerinin uzun süredir beklediği, tasfiye kararnamesi için gereken kanun değişikliğini de içeren 71 maddelik torba yasa teklifi meclisten geçerek kanunlaştı. Kanun mec-
listen geçerken kamu müteahhitlerinin de talep ettiği gibi tarih değiştirilip 30 Haziran 2018 yerine 31 Ağustos 2018 olarak kabul edildi. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, sektör temsilcilerinin özellikle kamu ihalelerinde ciddi sıkıntılar ya-
şadığına dikkat çekerek, müteahhitlerin ihaleleri aldıkları dönemde yapılan sözleşme fiyatlarıyla bugünün şartları karşılaştırıldığında maliyet artışları nedeniyle fiyatların birbirini tutmadığını, artan maliyetlerin ise sözleşmeye yansıtılamaması nedeniyle zorlandıklarını hatırlattı. Demirden çimentoya tüm kalemlerin döviz kuruna pa-
ralel olarak arttığını kaydeden Kızıltan, “Sektör temsilcilerinin mağduriyeti oldukça fazlaydı. İlgili komite üyelerimizden gelen talepleri değerlendirip konuyu çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile paylaştık ve Hükümetimiz de sesimizi duydu, müteahhitlerimiz nefes aldı, teşekkür ediyoruz” değerlendirmesini yaptı. > 5’te
Turizmle öne çıkan ülke:
Mersin Heyeti, Model Fabrika için Ankara’da
A
merika Kıtası’nın en yoksul ülkesi olan Haiti’de nüfusun yaklaşık % 60’ının asgari geçim sınırının altında yaşadığı bilinmektedir. En önemli geçim kaynağı tarımdır. Üretim büyük oranda kahve, mango, şeker kamışı, pirinç ve mısıra dayanmaktadır. Bu ürünlerin çoğu iklim koşullarından ve piyasadaki fiyat dalgalanmalarından doğrudan etkilenebilmektedir. Nitekim 2010 Ocak ayındaki deprem felaketi ve 2016 Ekim ayında meydana gelen Matthew Kasırgası, Haiti ekonomisine büyük zararlar vermiştir. Ülkeye yapılan dış yardımlar ile
Dünya Bakliyat Gününde çocuklara bakliyat dağıtılacak >3’te
yurtdışında çalışan Haitililerin ailelerine gönderdikleri işçi dövizleri, ekonominin diğer önemli gelir kaynaklarıdır. 2016 yılında Haiti’ye 2,19 milyar ABD doları işçi dövizinin girdiği bilinmektedir. Haiti ekonomisinin önde gelen sıkıntıları arasında siyasi istikrarsızlık, yoksulluk, yolsuzluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik, kalifiye işgücünün azlığı, salgın hastalıklar, doğal afetlerden ileri düzeyde etkilenme ve ülkedeki okur-yazar oranının düşüklüğü gösterilebilir. Ülkedeki gayrı resmi işsizlik oranının %40’ın üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. > 6’da
Taşımacılıkta havuz sistemi talebi
>3’te
İhracat Belgelerinin Elektronik Onay Sisteminde Değişiklik >2’de
M
ersin Valisi Ali ihsan Su başkanlığındaki Mersin Heyetinde MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, MTOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek, MTOSB Bölge Müdürü Halil Yılmaz ile Bölge Müdür Yardımcısı Pınar Özal Kanık yer aldı. Bakanlıklarda tamamlanan görüşmelerinin ardından ASO 1. OSB’de örnek Model Fabrika gezildi ve heyet burada bir süre OSB yönetimiyle bir araya gelerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ziyaretlerin ilk gününde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı müdürlükleri ziyaret eden Mersin Valisi Ali İhsan Su ve beraberindeki heyetin ilk durağı, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede oldu. Mersin’deki sanayi ve ticari gelişmeler hakkında Büyükdede’ye, Mersin Valisi Ali İhsan Su tarafından bilgi verildi. Ardından Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürü Halil İbrahim Çetin ve Sanayi
Bölgeleri Genel Müdürü Ramazan Yıldırım ile bir araya gelinerek Mersin’in sanayi ve ticaretine yönelik konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Ankara ziyaretinin ikinci gününde ASO 1.OSB’de faaliyet gösteren ASO Sürekli Eğitim Merkezi (ASOSEM) yanı sıra Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi (Model Fabrika) eğitim ve uygulama atölyeleri gezilerek incelemelerde bulunuldu. Burada Mersin heyeti ASO 1.OSB Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş, Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Tütek ve Bölge Müdürü Cüneyt Çalık ile de bir araya geldi. Görüşmede, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin yapısı, mesleki teknik eğitimde OSB’lerde yer alan okulların rolü, mesleki teknik eğitim gören öğrencilerin ülke üretimine ve istihdamına katkıları ile işletmelerde verimlilik dönüşümünü sağlayacak Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi’nin ülkemize sağlayacak katkıları ele alındı. >4’te
2
YIL: 21 | SAYI: 367 | 20 Ocak - 2 Şubat 2019
| www.mtso.org.tr
Mersin, yaş meyve sebzede ihracatıyla birinci
T
ürkiye’de geçen yıl yapılan toplam 168,1 milyar dolarlık rekor ihracatın yüzde 43’ü İstanbullu firmalar tarafından gerçekleştirilirken, milyar dolarlık ihracata imza atan il sayısı 17’ye çıktı. Sektörel bazda incelendiğinde Mersin, 461 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihracatıyla birinci oldu. Türkiye’nin geçen yılki ihracatı yüzde 7,1’lik artışla 168,1 milyar dolara ulaştı. Cumhuriyet tarihinin ihracat
rekoru olarak kayıtlara geçen bu rakamın yüzde 43’ü İstanbullu firmalar tarafından yapıldı. 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren il sayısı ise Kahramanmaraş’ın da eklenmesiyle 16’dan 17’ye yükseldi. İthalat ise yüzde 4,6 düşüşle 223,1 milyar dolara geriledi. Bu dönemde Hatay’dan yaklaşık 2,9 milyar dolar, Adana’dan 2 milyar dolar, Kayseri’den 1,9 milyar dolar,
Artık ağır kusur değil Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı tarafından yapılan yeni düzenlemeyle, araç muayenelerinde egzoz emisyon ölçümü olmaması artık “ağır kusur” olmaktan çıkarken, kusurun “hafif” kusur olarak sayılacağı bildirildi. Egzoz emisyon
ölçümü yaptırmak isteyen vatandaşlar hizmeti istasyonlardan 65 TL karşılığında alabiliyor. Düzenlemeyle ilgili detaylar şöyle: Milyonlarca sürücünün yaptırdığı egzoz emisyon ölçümü ile ilgili önemli bir gelişme yaşandı.
Konya ve Mersin’den yaklaşık 1,8’er milyar dolar, Antalya’dan 1,3 milyar dolar, Eskişehir ve Kahramanmaraş’tan da 1’er milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Sektörler bazında bakıldığında da yaklaşık 13 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon, 8,5 milyar dolarlık çelik ve 8,4 milyar dolarlık otomotiv sektörü dahil, toplam 18 sektörde İstanbul lider konumda bulunurken, yaklaşık 634 milyon dolarlık fındık ve mamulleri ihracatında Trabzon birinci oldu. Halı ihracatında 1,6 milyar dolarla ilk sırada Gaziantep yer alırken, savunma ve havacılık sektöründe yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracatla Ankara zirvedeki yerini korudu. 44 milyon dolarlık süs bitkisi ihracatıyla Antalya, 461 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihracatıyla Mersin birinciliği aldı. İzmir 651 milyon dolarlık tütün, 163 milyon dolarlık zeytin ve zeytinyağı ihracatıyla ilk sırada yer aldı. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı tarafından yapılan yeni düzenlemeyle, araç muayenelerinde egzoz emisyon ölçümü olmaması artık “ağır kusur” olmaktan çıkarken, kusurun “hafif” kusur olarak sayılacağı bildirildi. Yapılan düzenleme ise 16 Ocak 2019 tarihi itibari ile hayata geçti.
KOBİ’lere ve Girişimcilere Sağlanan Destekler Finans Olanakları tanıtılacak
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda 24 Ocak 2019 Perşembe günü KOBİ’lere Girişimcilere Sağlanan Destekler ve Finans Olanakları” konulu toplantı düzenlenecek. 13.30’da başlayacak olan toplantı programı şöyle:
Turunçgilde ihracat şampiyonu greyfurt
T
urunçgil ihracatında 2018 yılında yüzde 48 artışla greyfurt ilk sırada yer aldı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Ulusal Tururnçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz, greyfurtu sırasıyla limon ve portakalın takip ettiğini bildirdi. 2018 yılı turunçgil ihracatını değerlendiren Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz, turunçgil ihracatının bu yıl önceki yıla göre yaklaşık yüzde 21 artarak 2 milyon ton olarak gerçekleştirildiğini ve 893 milyon 615 bin dolar döviz girdisi sağlandığını dile getirdi. Turunçgilde en yüksek ihracatın ise yüzde 48’lik artışla 194 milyon 660 tona ulaşan greyfurtta gerçekleştiğini bildiren Kaçmaz, greyfurtu yüzde 34 artış ile limon, yüzde 20 ile
portakal ve yüzde 7 ile mandarinin takip ettiğini ifade etti. Ülke bazında değerlendirme de yapan Kaçmaz, ilk sırada 584 bin ton ihracatla Rusya’nın yer aldığını, ardından Irak, Ukrayna ve Romanya’nın geldiğini açıkladı. Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere turunçgil ihracatında yaşanan artışın sektörü memnun ettiğini vurgulayan Kaçmaz, “Bu tablo turunçgil üretici ve ihracatçısının dünya standartlarında üretim yaptığının en somut göstergesidir” dedi. “Sektörümüz devlet desteğine en çok ihtiyacı olan sektördür”
2018-2019 sezonunda turunçgil ihracatının 20 Ağustos - 31 Aralık 2018 tarihleri ara-
sında yüzde 9 artış ile 1 milyon 150 bin olarak gerçekleştiğini bildiren Kaçmaz, “Aşırı kış şartları ve döviz kurlarındaki dengesizliğe rağmen ihracatta yüzde 9 artışın gerçekleşmesi büyük bir başarıdır. Ekonomiye net döviz girdisi sağlayan, oluşturduğu istihdam ile sosyal hayata pozitif yönde önemli katkılar sağlayan sektörümüz, diğer sektörlere göre devlet desteğine en çok ihtiyacı olan sektördür. Milli tarım politikası çerçevesinde üretim havzaları ve ürün deseni belirlenirken turunçgiller için özel bir çalışma yapılması, üretim planlamasının sağlıklı bir şekilde yapılmasına ve ülkemiz turunçgil sektörünün ihracatının artmasına büyük katkılar sağlayacaktır” dedi.
Ressam Ergen, kadını tuvale yansıttı
13:30-14:00 Kayıt – Çay Kahve İkramı 14: 00 -15:00 Açılış Konuşmaları Ş. Nezih Kuleyin (TOSYÖV Başkanı) Murat Kulaksız (DenizBank KOBİ Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı) Ayhan Kızıltan (Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı) 15:15 -17:30 Panel: “KOBİ ve Girişimcilere Destek Sağlayan Kuruluşlar”
Konuşmacılar: Cavide Topbaş (T.C. Ticaret Bakanlığı / İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Dairesi Şube Müdürü)
Moderatör
Celal Altuntaş (KGF A.Ş Adana Müdürü)
Hilmi Develi (20. Dönem Denizli Milletvekili – KOSGEB Eski Başkanı)
Danyal Peker (KOSGEB Mersin Müdürü)
Emir Murat Gül (T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı/ Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü Dış Ticaret Uzmanı) Engin Eskiduman (DenizBank Çukurova Bölge Müdürü) Oğuz Özbay (TEYDEB-MAKİTEG (Makine İmalat Teknolojileri Grubu) Bilimsel Programlar Başuzmanı)
İhracat Belgelerinin Elektronik Onay Sisteminde Değişiklik
İ
hracat beyannamesi kapsamında düzenlenen A.TR, EUR.1 / EUR. MED Dolaşım Belgeleri, D-8 Menşe İspat Belgeleri, İran ve Malezya Menşe İspat Belgeleri, 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yalnızca elektronik ortamda onaylanacaktır. ETGB, TIR Karnesi ve NCTS beyannameleri kapsamında düzenlenen A.TR, EUR.1 / EUR.MED Dolaşım Belgeleri, D-8 Menşe İspat Belgeleri, İran ve Malezya Menşe İspat Belgeleri ise teknik çalışmaların tamamlanmasını teminen ikinci bir talimata kadar her iki usulde de (hem manuel hem de elektronik ortamda) onaylanacaktır.
DUYURU
2
017-2018 yıllarından aidat ve munzam aidat borcu olan üyelerimizin 30/01/2019 tarihine kadar en az birer taksit aidat (Yıllık aidat-munzam aidat) ödememeleri durumunda üyelik durumları askıya alınacaktır.
Yıllık aidat-munzam aidat ödemelerinizi MTSO veznelerine, Oda Sicil No ve Unvan belirtilerek, MTSO banka hesabına veya www.mtso.org.tr adresindeki aidat ödeme linkinden kredi kartı ile yapılabileceğini siz
sayın üyelerimize duyururuz. Banka Bilgileri : Mersin Ticaret ve Sanayi Odası T.İş Bankası A.Ş. Uray Şb. TR36 0006 4000 0016 6070 0000 29
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde, Ressam Ceren Yonuk Ergen’in ‘kadın’ isimli sergisinin açılışı gerçekleşti. Mersinli sanatseverlerin beğenisine sunulan sergide, bir taraftan kadın kavramı tuval üzerinde irdelenirken, diğer taraftan kadının varoluş süreci anlatıldı. Ressam ve aynı zamanda Mimar olan Ceren Yonuk Ergen, MTSO Sanat Galerisi’nde ‘Kadın’ isimli resim sergisi açtı. 20 adet eserin yer aldığı sergi, aynı zamanda sanatçının ikinci kişisel sergisi. Kadın kavramının irdelendiği serginin açılışına, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş ve çok sayıda davetli katıldı. Sergi açılışında konuşan Ressam Ceren Yonuk Ergen, kadın kavramını renk ve nesnelerle harmanlayarak, kültür, toplum ve aile içerisindeki sosyal farklılaşmasını anlattığını söyledi. Sergi çalışmalarına fikir olarak doktora öğrencisiyken başladığını anlatan Ergen, bugün bu sergiyi açmaktan mutlu olduğunu belirtti. Öğrenimini Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın
Çalışmaları Anabilim Dalı’nda özel doktora öğrencisi olarak tamamladığından bahseden Ergen, mezuniyetinin ardından üç yıl memuriyet hayatının olduğunu, sonrasında ise radikal bir kararla kendi atölyesini açtığını kaydetti. Çalışmalarını burada sürdürdüğünü aktaran Ergen, sanatla hep iç içe olmaya çalıştığını ve bugün sevdiği işi yaptığını söyledi. Soyut ve kavramsal eserler üzerinde çalıştığını dile getiren Ergen, eserlerinde taş, toprak, saç, çerçeve gibi farklı enstrümanlar da kullandığını belirtti. Sergisinde imge olarak kadın kavramını, renk ve nesnelerle plastike edilerek kültür, toplum ve aile içerisindeki sosyal farklılaşmasının resmedildiğine dikkat çeken Ergen, şunları söyledi: “Söz konusu resim çalışmalarımın özünde kadının kendi içinde taşıdığı var oluşuna yönelik irdelenmesi ve kavramsal olarak plastik olana dönüştürülmesi yer alıyor. Koyu, sıcak, soğuk, geniş ve sert renk planlarının kullanılması ile ruhun, içinde bulunduğu mücadeleyi; taş, toprak, saç gibi doğal nesnelerle tarihsel süreç içerisindeki köktenliğini, değişkenliğini
ve gelişimini vurguladım. Örneğin kırmızı ile doğurganlığı, beyaz ile erişkinliği, siyah ile ölümü, taşlar ile yapısallığı, bireyselliği, toprak ile var oluşu, saçlar ile sonsuzluğu simgeleştirdim.” “Sosyo-kültürel ortam kadın kavramının ortaya konmasında etkili olmuştur” diyen Ergen, serginin kadın kavramıyla bağdaştırılmasının nedenlerinden birisinin, kadının toplumsal bir varlık olduğunun herkes tarafından bilinmesi olduğunu söyledi. 7 Şubat tarihine kadar açık kalacak sergi, Pazar günü hariç, hafta içi 08.30-18.00 saatlerinde, Cumartesi günü ise 10.0017.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU
5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %2 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize İşbankası Kredi Kartı ve tüm Bonus Card’lara 6, Yapı Kredi Bankası Kredi Kartına 3 taksitle ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.
MTSO 02 CMYK
www.kartoncw.com Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 21 | SAYI: 367 | 20 Ocak - 2 Şubat 2019
| www.mtso.org.tr
Kürekleri aynı yöne çekenler kazanır… ve Ankara ASO1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu ziyareti ve bölge incelemesinin ardından, Sayın Valimiz Ali İhsan SU, MTSO Meclis Başkanı Sayın İzol, MTOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tekli ve eşlik eden heyetle Eski Kalkınma Bakanımız, Mersin Milletvekili Sayın Lütfi ELVAN’ı ziyaret ederek birçok konuyu yüz yüze konuştuk. İlgililere iletilmek üzere birçok konu paylaştık. Kentin sorunlarının dışında genel konulara da değindik.
Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Tüm dünyanın ekonomik ve sosyal sorunlar yaşadığı bir dönemdeyiz. Huzurun ve ekonominin asla bozulamayacak gibi göründüğü Avrupa ülkelerinde bile sorunlar bitmezken, ABD’de kısmi de olsa hükümet işleri askıya alınırken, dünyanın etkin bir parçası olan ülkemizin ve kentimizin etkilenmemesi mümkün değil elbette.
H
atta son yıllarda bu sorunlardan daha da fazla etkilendiğimizi görüyoruz. Ama gerek hükümetin gerekse iş dünyasının bu noktada çabasını da görüyoruz. Şunu açıkça ve gururla söylemek isterim ki, Türk iş dünyasının, özelinde Mersin iş dünyasının – ki bölgesel sorunlara ve sıkıntılı pazarlara en çok iş yapan bir kent olarak – sorunlara karşı gösterdiği direnç takdire şayandır. Bu noktada özellikle Mersin iş dünyasının direnci, sorunlara karşı duruşu, her şeye rağmen üretmeye, istihdam oluşturmaya ve ihracatla ülkesinin zenginliği olmaya devam etme çabası gerçekten önemlidir. Tüm bu çabanın arkasında ise kentimizin ekonomik Sivil Toplum Kuruluşlarının organize çabası unutulmamalıdır. Mersin’de bulunan tüm ekonomik Sivil Toplum Kuruluşları her ne kadar MTSO üst çatısının altında yer alan üyelerimiz olsalar da, sayısız STK’nın belli kriter veya sektörel anlamda ayrı birer oluşum kurmuş olmalarından, daha
dinamik şekilde kent ekonomisi adına çalışmalarından her zaman memnuniyet duyduk. Asla rakip olmadık, alternatif olmadık. Kentin birlik ve beraberliği adına da böyle bir şey kabul edilemez zaten. “STK’Lar toplumla dayanışma içinde olmalıdır” Bu anlamda bu hafta kentimizin iki önemli, köklü ve değerli STK’sının etkinliğine katıldım. Cuma günü MESİAD’ın geleneksel hale gelen 12’nci İş İnsanları Ödül Töreni’nde Mersin için emek harcayanların sembolik de olsa bir ödülle onore edilmeleri çok ama çok önemliydi, motive ediciydi ve rol model oluşturmak anlamında bence değerli bir etkinlikti. Emek verenlere, tüm MESİAD Yönetimine, Mersin adına teşekkür ediyorum. Haftanın diğer önemli bir etkinliği ise yine MTSO ile her zaman uyum içinde çalışan, kentimizin değerli bir STK’sı olan MÜSİAD’ın Genel Kuruluydu. MÜSİAD’ın birçok etkinliğine
katıldım. Buradaki güzel ve etkin dayanışmayı gördüm. Bu dayanışmanın örnek olmasını diliyorum. STK’lar sadece kendi içinde değil, toplumla ve diğer STK’larla da etkin dayanışma içinde olmalıdır. Hep birlikte bu gücü sağlamalıyız. İşte o zaman kentimiz ve ülkemiz için en hayırlı şeyi oluşturmuş oluruz. Ben kentimizde ve ülkemizde bu DAYANIŞMA, BİRLİK VE BERABERLİK ruhunun temsilci ve destekçilerinden biri olan MÜSİAD’ı ve MESİAD’ı kutluyorum. Bildiğiniz gibi yakın zamanda “ Mersin Başkanlarından Ne Bekliyor” konulu bir arama konferansı düzenlemiştik. MTSO olarak, bu konferansın raporunu ve daha birçok konuyu daha detaylı şekilde konuşmak ve değerlendirmek için geniş çaplı bir “MTSO ve Mersin STK’ları Büyük Buluşması” adında bir etkinlik planlıyoruz. Amacımız kentin ortak aklını yakalamaktır. Unutmayalım, kürekleri aynı yöne çekenler kazanır.
“Kentimizin önemli sorunlarını dile getireceğiz” Bu arada ulusal anlamda da kentimizi ve bölgemizi temsil ettiğimiz toplantılar devam ediyor. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek iki önemli buluşmayı da paylaşmak isterim. Bunlardan biri Ankara’da TOBB’da düzenlenecek olan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ilgili Bakanlarımızın eşlik edeceği Ulusal Ekonomi Şurası, diğeri ise MTSO olarak bizim temsilci ve konuşmacı olacağımız Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi Toplantısı. Bu toplantılarda hem kentimizin hem de Akdeniz olarak Bölgemizin sık sık gündem yaptığımız ve takipçisi olduğumuz sorunları daha etkin şekilde gündeme getireceğiz. Yurt içi etkinliklerimizden bahsederken Mersin’e kurulacak olan MODEL FABRİKA ile ilgili olarak Ankara’da kurulan Model Fabrika’yı Mersin Valimiz Sayın Ali İhsan SU başkanlığında ziyaret ettik. Ziyarete Sayın Valimiz, MTSO, MTSOB heyetleri eşlik ettiler. Ankara Sanayi Odası
“Bankalar sıkıntılı zamanda iş dünyasına destek olmalı” Bunlardan birisi de KOBİ DEĞER KREDİSİ’nin kullanımına ilişkindi. Bankalar sıkıntılı zamanlarda iş dünyasına gerektiği gibi destek olmadı. Son açıklanan KOBİ Değer Kredisi yerinde bir destek olacaktır. Ancak, bu kredileri vermek için bankalar yine ek ve ağır şartlar öne sürmemelidir. Bankalar bu kredileri firmaların kendilerine olan eski borçlarını kapatmak üzere değil, firmaların kendi ekonomik faaliyetlerini yerine getirmesi için vermelidir. Aksi takdirde bu krediler ekonomiye girmez. Bu arada MTSO olarak uluslararası alanda da ihmal etmeden çalışmalarımıza ve uluslararası faaliyetlerde bulunana STK’larımıza destek vermeye devam ediyoruz. Yine önümüzdeki hafta MTSO olarak Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği’nin Beyrut’ta düzenleyeceği ikili iş görüşmelerinin yapılacağı bir Zirveye katılacağız ve MTSO olarak Mersin’i orada hem temsil edeceğiz hem de anlatacağız. Elbette en büyük ticaret potansiyelimizin olduğu Arap ülkelerinin çoğunda sorunlar var. Elbette bu sorunların dış kaynakları, küresel kökleri de var. Ama biz şuna inanıyoruz ve ortada bu mesajı vereceğiz. Bizler bu bölgenin ulusları ve ülkeleri daha güçlü bir dayanışma içinde olursak hem huzurlu oluruz, hem zengin oluruz hem de güçlü oluruz. Biz Mersin olarak hiçbir konuda korkmadan, ön yargılı olmadan yakın veya uzak pazarlarımızla teması kesmeyeceğiz. Kendimizi tanıtmaya devam edeceğiz. Bu anlamda kentimizin diğer değerli ve çok proje üreten STK’larından biri olan TURAB’ı da çabalarından dolayı kutluyorum.
Dünya Bakliyat Gününde Taşımacılıkta havuz sistemi talebi Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 17 No’lu Yolcu çocuklara bakliyat dağıtılacak Mersin Taşımacılığı Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Birleşmiş Milletler 10 Şubatı Dünya Bakliyat Günü ilan etti. Buna göre 2019 yılından itibaren her yıl 10 Şubat, Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanacak. MTSO 3 No’lu Komite Üyeleri ise bu dönemde dezavantajlı okullarda bakliyat dağıtarak hem çocukları bakliyat ile tanıştırıp hem de bu alanda farkındalık oluşturacak.
Burhanettin Kılıç
MTSO 3 No’lu Hububat ve Bakliyatın İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 3 No’lu Hububat ve Bakliyatın İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Burhanettin Kılıç, 10 Şubatın Dünya Bakliyat Yılı ilan edilmesini değerlendirdi. Dünyada obezite ile mücadelenin hızla arttığı bir dönemde bakliyat gibi sağlıklı bir ürüne dikkat çekilmesini çok önemsediklerini dile getiren Kılıç, uzun süredir bu konu üzerinde çalışıldığını ve özellikle Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanlığı görevini bir Türk’ün, Hüseyin Arslan’ın yürüttüğü dönemde böyle bir kararın çıkmasının ayrıca önemli olduğunu vurguladı. Son bir yılda dünyada bakliyatta 7 bin farklı çeşit üretildiğini anlatan
MTSO 03 CMYK
Kılıç şu bilgileri verdi: “Dünya üzerinde, Türkiye’de tüketmediğimiz binlerce bakliyat çeşidi üretiliyor. Yalnızca ülkemiz değil dünya için önemli bir ürün. Türkiye’nin bu alandaki durumuna bakacak olursak da şunları söyleyebilirim. Bundan 30 yıl önce 2 milyon tondan fazla bakliyat üreten ve yarısını yurtdışına göndererek dünyada bakliyat üretim ve ihracatında şampiyon bir ülke konumunda olan ülkemiz, bugün 1 milyon ton üreten ve bu hacmin yarısı kadar da ithalatı olan bir ülkeye döndü. Oysa talep giderek artıyor. Şu anda dünyada 85 milyon ton civarında bakliyat üretimi yapılıyor. Sadece Hindistan’ın 26 milyon ton bakli-
yat tükettiğini belirtmek isterim. Bu bağlamda Hindistan’da ürünün çok ya da az olması fiyat anlamında dünya pazarını etkiliyor. Mersin’in ise Türkiye’nin bakliyat ticaretinde ayrı bir önemi var. Türkiye’nin bakliyat ticaretinin yüzde 85’i Mersin üzerinden yapılıyor. Mersin, dünyada sayılı bakliyat merkezlerinden birisi. Kentte yaklaşık 250 bakliyat firması bulunuyor. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde yer alan 5 Mersin firmasından 3’ü bakliyat sektöründe faaliyet gösteriyor. Yine Türkiye’nin en büyük 100 ihracatçı firmasına giren 16 Mersin firmasının da 7’si bakliyat ihracatçısı konumunda. Bu da bakliyatın kentimiz için ne kadar önemli bir sektör olduğunu ortaya koyuyor.” Komite olarak bu dönemde yapmayı planladıkları çalışmalara da değinen Burhanettin Kılıç, Şubat ayı boyunca belirleyecekleri okullarda bakliyat ürünlerinden hazırlanmış gıda maddeleri dağıtacaklarını anlattı. Dezavantajlı bölgelerde yer alan, bakliyatı çok fazla tüketme fırsatı olmayan okullar arasından seçim yapılacağını bildiren Kılıç, her hafta bir okulda yemek dağıtacaklarını ve farkındalık oluşturacaklarını söyledi.
Özdamar, kentte artan yolcu sayısına paralel olarak yolcu taşımacılığında yaşanan sıkıntıların da arttığına dikkat çekerek, çözümü için havuz sistemini önerdi.
Mustafa Özdamar
MTSO 7 No’lu Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi Meclis Üyesi
M
ersin’in yoğun göç alan bir kent olduğunu bu nedenle ulaşım talebinin ve paralelinde yolcu sayısının da her geçen gün arttığını kaydeden Mustafa Özdamar, “Artan kişi sayısıyla birlikte yollardaki özel araç, toplu taşıma aracı ve belediye araç sayısı da artıyor. Bu araçların tamamı aynı yol güzergahını kullanınca doğal olarak ulaşımdaki konfor da azalıyor” dedi. Komite olarak bu sorunun çözümü için çalıştıklarını kaydeden Özdamar, şöyle konuştu: “Bu sorunun kooperatifler arasında oluşturulacak havuz sistemi ile çözüleceğine inanıyoruz. Bu sistemin oluşması için de büyükşehir belediyesinden bu yönde bir karar alınmasını talep ediyoruz. Mevcut durumda
tüm kooperatiflerin kendilerine özgü uygulamaları var. Bu uygulamada farklı kooperatiflere bağlı araçlar birbirini geçmeye çalışıp yarışıyor. Bu yarış sonucu oluşan hız, güvenlik riski oluşturduğu gibi çalınan kornalar ise gürültü kirliliğine yol açıyor. Üstelik daha fazla yolcu taşıyabilmek adına ayakta yolcu alıyorlar ki bu da yolculuk konforunu düşürüyor. Vatandaşların daha güvenli ve konforlu yolculuk yapması adına havuz sistemine geçilmeli. Toplanan tüm para bir havuzda birikip sonra eşit olarak herkese dağıtılınca minibüsler de kendi arasındaki rekabetten vazgeçecektir. Bu durumda ayakta yolcu alınmayacak, hız ortadan kalkacak konfor ve güven artacak, toplu taşıma araçlarına talep artacaktır. İnsanlar özel araçlarından bir ölçüde de olsa vazgeçince trafik yoğunluğu da azalacaktır.” “Kent kart tüm toplu taşıma araçlarına yayılmalı”
Kent kart uygulamasına da değinen Mustafa Özdamar, tüm toplu taşıma araçlarında bu sistemin kullanılması gerektiğini anlattı. Havuz sistemiyle trafikteki yarışın ortadan kaldırılarak güvenliğin artırılması yanında şoförün para almasının önüne geçilmesiyle daha dikkatli araç kullanmasının sağlanacağını
vurgulayan Özdamar, “Böylece para üstü ile uğraşmak yerine şoför tüm dikkatini yola verecektir. Mutlaka tüm toplu taşıma araçlarında bu sistem kullanılmalıdır” değerlendirmesini yaptı. Aynı zamanda yolcu konforunu artırmak adına akıllı durak sistemine geçilmesi gerektiğine de dikkat çeken Özdamar, yazın sıcaktan, kışın yağmurdan koruyacak kapalı, akıllı durak sayısının artırılması gerektiğini söyledi. “Yaz aylarında denetim artırılmalı”
Aynı zamanda Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ve Bölge Trafik tarafından servis taşımacılığına yönelik yürütülen uygulamaların sonuç verdiğini ve şehir içindeki korsan servisin büyük ölçüde önüne geçildiğini anlatan Mustafa Özdamar, bu durumu memnuniyetle takip ettiklerini bildirdi. Bir tek yaz aylarında sorun yaşandığını kaydeden Özdamar, “Yazın özellikle Adana, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te faaliyet gösteren servis araçları okulların kapanmasıyla birlikte plakalarını değiştirip korsan olarak şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapıyorlar. Bu durum ciddi sıkıntı oluşturuyor. Bu noktada da denetimlerin artırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
4
YIL: 21 | SAYI: 367 | 20 Ocak - 2 Şubat 2019
| www.mtso.org.tr
Mersin Heyeti, Model Fabrika için Ankara’da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile UNDP işbirliğinde, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) koordinasyonunda kurulacak Model Fabrika Projesi ile ilgili çalışmaların takibi adına Mersin Valiliği koordinesinde Ankara’da bir dizi temas gerçekleştirildi.
M
ersin Valisi Ali ihsan Su başkanlığındaki Mersin Heyetinde MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ay-
han Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, MTOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, MTSO Genel Sekreteri
Kadir Dölek, MTOSB Bölge Müdürü Halil Yılmaz ile Bölge Müdür Yardımcısı Pınar Özal Kanık yer aldı.
Bakanlıklarda tamamlanan görüşmelerinin ardından ASO 1. OSB’de örnek Model Fabrika gezildi ve heyet burada bir süre OSB yönetimiyle bir araya gelerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ziyaretlerin ilk gününde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı müdürlükleri ziyaret eden Mersin Valisi Ali İhsan Su ve beraberindeki heyetin ilk durağı, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede oldu. Mersin’deki sanayi ve ticari gelişmeler hakkında Büyükdede’ye, Mersin Valisi Ali İhsan Su tarafından bilgi verildi. Ardından Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürü Halil İbrahim Çetin ve Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Ramazan Yıldırım ile bir araya gelinerek Mersin’in sanayi ve ticaretine yönelik konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Ankara ziyaretinin ikinci gününde ASO 1.OSB’de faaliyet gösteren ASO Sürekli Eğitim Merkezi (ASOSEM) yanı sıra Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi (Model Fabrika) eğitim ve uygulama atölyeleri gezile-
rek incelemelerde bulunuldu. Burada Mersin heyeti ASO 1.OSB Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş, Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Tütek ve Bölge Müdürü Cüneyt Çalık ile de bir araya geldi. Görüşmede, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin yapısı, mesleki teknik eğitimde OSB’lerde yer alan okulların rolü, mesleki teknik eğitim gören öğrencilerin ülke üretimine ve istihdamına katkıları ile işletmelerde verimlilik dönüşümünü sağlayacak Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi’nin ülkemize sağlayacak katkıları ele alındı. Görüşmede mesleki ve teknik eğitime büyük önem verdiklerini vurgulayan Akdaş, “Bünyemizde faaliyet gösteren ASO Teknik Koleji, Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi, Hacettepe Ankara Sanayi Odası 1. OSB Meslek Yüksekokulu ve ASO 1.OSB Anaokulu’nda toplam 1300 öğrencimiz eğitim görmektedir. Amacımız, ülkemizin ve bölge sanayicilerimizin nitelikli, donanımlı çalışanlara olan ihtiyacını karşıla-
mak” diye konuştu. Su: “Model Fabrika Projesi ülkemize çağ atlatacak” Ardından söz alan Mersin Valisi Ali İhsan Su, Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi-Model Fabrika uygulamasına değinerek, teori ve pratiği birleştiren bu merkezin işletmelerin verimliliklerine ve dijital dönüşümlerine katkı sağlayacak çok özel bir uygulama olduğuna inandığını söyledi. Su, model fabrika ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Model fabrika düşüncemizin somutlaşması için Ankara’ya gelip model fabrikayı yerinde ziyaret etmek istedik. Yatırım kararlarını gözden geçirmek isteyen işletme sahiplerinin ASO Sürekli Eğitim Merkezine gelip Dijital Dönüşüm Merkezi-Model Fabrika’yı yerinde görmesi gerekiyor. İnanıyorum ki ülkemizde model fabrika uygulamasının yaygınlaşmasıyla beraber ekonomik anlamda Türkiye’de çok önemli gelişmeler yaşanacak. Fabrikalarımız ve üretimle iştigal eden her sektör bu işe kendini verirse Türkiye çağ atlayacak diyebilirim.”
Sri Lanka, Mersin ile ticaretini artırma hedefinde Sri Lanka Türkiye Büyükelçisi Pakeer Mohideen Amza, Türkiye ile Sri Lanka arasındaki ticareti 2020 yılında 500 milyon dolara çıkarma hedefiyle çalıştıklarına dikkat çekerek, “Bir liman şehri Mersin ile liman şehri olan başkentimiz Kolombo arasındaki ticareti ve ikili ilişkileri artırıp bu hedefe daha hızlı ulaşabiliriz” dedi.
S
ri Lanka Türkiye Büyükelçisi Pakeer Mohideen Amza, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı (MTSO) ziyaret etti. İlk olarak MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş ile bir araya gelip kent ekonomisi hakkında bilgi alan Amza, ardından MTSO Üyelerinin katılımıyla düzenlenen Sri Lanka Ülke Tanıtım Toplantısı’na katılarak ülkesinin yatırım fırsatlarını ve karşılıklı hangi alanlarda işbirliği geliştirilebileceğini anlattı. Türkiye ile Sri Lanka arasındaki ticaretin henüz istenilen seviyelerde olmadığını ancak hükümetler arasında 2020 yılında karşılıklı ticaretin 500 milyon dolara çıkarılması yönünde irade ortaya konulduğunu bildiren Amza, “Biz de bu hedef doğrultusunda kentleri dolaşıp ülkemizi anlatıyoruz. Mersin’e de bu kapsamda geldik” dedi. Sri Lanka’nın 21,4 milyon nüfusuyla Türkiye’nin dörtte bir boyutunda olduğunu dile getiren Büyükelçi Amza, şunları söyledi: “Nüfusumuza bakınca küçük bir ülke gibi gözükebiliriz ancak imzaladığımız Serbest Ticaret Anlaşmalarıyla (STA) birçok ülkeye bizim üzerimizden gümrüksüz olarak ürün gönderebilmek mümkün. Örnek vermem gerekirse Hindistan ile imzaladığımız STA kapsamında bu ülkeye 4 bin 300 farklı ürünü, Pakistan’a 4 bin
700 farklı ürünü gümrüksüz gönderebilirsiniz. Aynı şekilde Singapur ve Güneydoğu Asya’daki diğer ülkelere de ulaşabilirsiniz. Çin ile de STA müzakerelerimiz devam ediyor. Bunu da tamamlamamız halinde dünya nüfusunun yüzde 40’ına serbest ticaretle ulaşabilen bir ülke konumuna ulaşacağız.”
Tekstil ve aksesuar, beyaz eşya, ilaç ve nakliye ekipmanları ithalatının giderek arttığına da değinen Amza, “Bunlar, Türkiye’nin de güçlü olduğu alanlar. Bu nedenle ülkemiz Türkiye için önemli bir ihracat pazarı olabilir” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin Sri Lanka’dan en çok Seylan çayı ithal ettiğini bildiren Amza, “Aynı zamanda doğal kauçukta dünyanın önde gelen ülkelerinden birisiyiz. Özellikle kauçuk araç lastiklerinde önemli bir noktadayız. 42 yıllık gemi imalat deneyimine sahibiz. Liman ve lojistik kenti olan Mersin ile bu alanlarda da ticaretimizi geliştirebiliriz” değerlendirmesini yaptı. Amza, balıkçılık, turizm sektörlerini de işbirliği kurulabilecek alanlar olarak gösterdi.
“Hizmetler sektörü giderek gelişiyor” Ülkenin tarım ülkesi kimliğinden giderek hizmetler sektörü kimliğine yönelmeye başladığını anlatan Pakeer Mohideen Amza, ardından Sri Lanka’nın dış ticareti hakkında bilgi verdi. En çok ihraç edilen 5 ürünü tekstil ve hazır giyim, çay, kauçuk, petrol ürünleri ve baharatlar olarak açıklayan Amza, en çok ihracatı ise Avrupa Birliği, ABD, Hindistan, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptıklarını bildirdi. İthalatta ise en çok kimyasal ürünler, metal ürünler, petrol ve ham petrol ürünleri, gıda ile tekstil ürünlerinde gerçekleştirdiklerini ifade eden Amza, ithalatı ise en çok Hindistan, Çin, AB ülkeleri, Singapur ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gerçekleştirdiklerini söyledi. Amza, hizmetler sektöründe ise turizm, bilişim, nakliye, telekomünikasyon ve sigortacılığın öne çıktığını vurguladı.
“Güney Asya’nın yatırım yapılabilecek ülkeleri arasındayız” Sri Lanka’yı Türk yatırımcıların neden tercih etmesi gerektiğine de değinen Amza, gerekçeleri ise şöyle sıraladı: “Öncelikle dünyanın deniz ticaretindeki en yoğun hattının tam ortasında yer alan bir ülkeyiz. Bizim üzerimizden birçok noktaya ulaşmak mümkün. Aynı zamanda havayollarında da güçlüyüz. Güney Asya’daki diğer ülkelerle karşılaştırıldığımızda ülkemizin genel altyapısının ve yol kalitesinin oldukça iyi durumda olduğunu söyleyebilirim. Elektriğe, internete ulaşım noktasında, bankacılık hizmeti konusunda bölgedeki diğer ülkelere göre yine iyi durumdayız. Eğitilmiş iş gücü oranımız oldukça yüksek. Okur-yazar oranımız yüzde 93,1 ve dünyada okul kalitesi açısından 23’üncü sıradayız.”
Tartı Aletleri Muayene Yönetmeliği İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü’nden yapılan açıklama ile Tartı Aletleri Muayene Yönetmeliği hakkında bilgi verildi. Konuyla ilgili açıklamada şu ifadelere yer verildi: “3516 Sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu ile bu kanuna bağlı olarak çıkartılan Tartı Aletleri Muayene Yönetmeliği’ne göre, ölçü ve tartı aleti kullanan işyeri sahiplerinin kullandığı ölçü ve tartı aletleri için damgalandığı yıldan sayılmak üzere iki yıllık damga süresini dolduranlar için 1 Ocak’tan Şubat ayının son günü mesai bitimine kadar Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü Grup Merkezi Belediye Ölçü Ayar Memurlukları ve Belediyeler ile Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş muayene damga servislerine müracaat etmeleri gerekmektedir. Bu nedenle tartım kapasitesi 2 bin kilonun üzerinde olan otomatik olmayan tartı aletleri için Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’ne, tartım kapasitesi 2 bin kiloya kadar (2 bin kilo
MTSO 04 CMYK
dahil) okuma, çıktı verebilme veya başka elektronik cihazlarla bağlantılı çalışabilme özelliğine sahip 1, 2, 3 ve 4’üncü sınıf otomatik olmayan elektronik tartı aletleri ile herhangi bir cihaza bağlı olmadan bağımsız olarak çalışabilen 2 bin kiloya kadar (2 bin kilo dahil) otomatik ve otomatik olmayan elektronik tartı aletlerini kullanıcıların Bakanlığın www.msurapor. sanayi.gov.tr başlıklı internet adresinde yayınlanan yetkilendirilmiş, Tartı Aletleri Muayene servislerinden herhangi birine tartım kapasitesi 2 bin kilo ve altında 3 ve 4’üncü sınıf otomatik olmayan mekanik ve ibreli
tartı aletleri ile açık veya kapalı Pazar yerlerinde kullanılan her türlü tartı aletlerinin muayeneleri için il merkezinde Büyükşehir Belediyesi ve Toroslar, Anamur, Silifke Grup Merkezi Belediye Ölçüler ve Ayar Memurluklarına, diğer ilçelerde bağlı bulundukları belediyelere ölçü aletinin markası, kapasitesi, seri numarası belirten bir dilekçe ile başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Belirtilen süre içinde ilgili yerlere müracaat etmeyenler hakkında 3516 sayılı Ölçüler ve Ayarlar Kanunu’nun 15/c maddesine göre 2 bin 600 TL idari para cezası uygulanacaktır.”
İHALE İLANI MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI (MTSO) HİZMET BİNASI DIŞ CEPHE YENİLEME İŞİ 1-İdarenin; MERSİN TİCARET ve SANAYİ ODASI (MTSO) a) Adresi : Çankaya Mahallesi Atatürk Caddesi 4718 Sok. No:2 MTSO Hizmet Binası Kat:2 33070 Akdeniz / Mersin b) Telefon ve faks numarası : 0 324 238 95 00 – 0 324 231 96 97 2-İhale konusu yapım işinin; a) Niteliği, türü ve miktarı : MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI (MTSO) HİZMET BİNASI DIŞ CEPHE YENİLEME YAPIM İŞİ’nin ilgili proje ve teknik şartnamelere uygun olarak anahtar teslim götürü bedel ihale usulü ile yapılması işidir. b) Yapılacağı yer : MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 180 (yüz seksen) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer b) Tarihi ve saati
: MERSİN TİCARET ve SANAYİ ODASI (MTSO)’nın Çankaya Mahallesi, Atatürk Caddesi 4718 Sok. No:2 MTSO Hizmet Binası Kat:2 33070 Akdeniz / Mersin adresindeki Mali İşler ve Satınalma Müdürlüğü, Satınalma Birimi : 06 Şubat 2019 - 12:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1 Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri. 4.1.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi. 4.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.2. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Kayıt Belgesi. 4.3. Vekil olarak teklif verilmişse teklif vermeye yetkili olduğuna dair vekaletname. 4.4. Şekli ve içeriği Teklif Alma Şartnamesinde belirtilen teklif mektubu. 4.5. İş artış ve eksilişlerinde kullanılmak üzere yüklenici birim fiyatları cetveli. 4.6. Şekli ve içeriği Teklif Alma Şartnamesinde belirtilen geçici teminat. İstekliler teklif alma şartnamesinin 12. Maddesi ne uygun olarak, 50.000,00 (ellibin) TL nakit teminatı işyeri adresindeki veznelere nakden ya da T.İş Bankası Uray Şubesi nezdindeki TR36 0006 4000 0016 6070 0000 29 IBAN nolu hesabına ödeme yapılabilecek ve ödemenin yapıldığına ilişkin belgenin bir kopyası teklif dosyasında İşverene ibraz edilecektir. 4.7. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Teklif alma şartnamesinin 11. Maddesine uygun, son onbeş (15) yıl içinde tamamlanan işlere ilişkin deneyimini gösteren belgeleri sunması zorunludur. İstekli tarafından teklif edilen bedelin % 75’inden az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ait tek sözleşmeye ilişkin iş deneyimini gösteren belgelerin sunulması gerekir. Kamuya yapılmış işlerde, idarece düzenlenmiş iş deneyim belgesi, özel sektöre tek bir sözleşme kapsamında yapılmış işlerde işe, işe ait sözleşme ve SMMM veya Yeminli Mali Müşavirce aslının aynı olarak kaşelenmiş faturalar iş deneyim belgesi olarak sunulacaktır. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler; bina yapım işleri ve/veya dış cephe kaplama işleri benzer iş olarak kabul edilecektir. İnşaat Mühendisliği mezuniyet belgeleri/diplomalar iş deneyim belgesi olarak kabul edilecek, bunun dışında meslek gruplarına ait mezuniyet belgeleri/diplomalar iş deneyim belgesi olarak kabul edilmeyecektir. 4.8. İhale dokümanının satın alındığına dair belge: 4.9. İhale dokümanı, işyeri adresindeki veznelere 1.000,00 TL (Bin Türk Lirası) karşılığı satın alınabilir. Ödemenin yapıldığına ilişkin belgenin bir kopyası teklif dosyasında İşverene ibraz edilecektir. 5. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 6. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 30 (otuz) takvim günüdür.
5 Kızıltan: “Müteahhitler Tasfiye kararnamesi ile nefes aldı” YIL: 21 | SAYI: 367 | 20 Ocak - 2 Şubat 2019
| www.mtso.org.tr
Döviz kurlarındaki artış sonrasında oluşan fiyat farkları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşayan kamu müteahhitlerinin beklediği kararname yayınlandı. Tasfiye Kararnamesini de içeren Torba Yasa teklifi meclisten geçerek kanunlaştı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, kamu müteahhitlerine nefes aldıracak bu kararnameden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kamu Müteahhitlerinin uzun süredir beklediği, tasfiye kararnamesi için gereken kanun değişikliğini de içeren 71 maddelik torba yasa teklifi meclisten geçe-
rek kanunlaştı. Kanun meclisten geçerken kamu müteahhitlerinin de talep ettiği gibi tarih değiştirilip 30 Haziran 2018 yerine 31 Ağustos 2018 olarak kabul edil-
di. Yine ‘Yüklenicinin yazılı başvurusu ve idarenin onayına bağlı olarak feshedilip’ ibaresi ‘Hazine ve Maliye Bakanlığı onayı alınarak’ şeklinde değiştirildi.
Bakan Varank 2019 yılı KOSGEB desteklerini açıkladı de faydalanacağız.“ diye konuştu.
S
anayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) 2019 yılı desteklerini ve yeni vizyonunu açıkladı. KOSGEB’in büyümeyi ve istihdamı odağına alarak; katma değerli ve kapasiteyi geliştiren yatırımlara öncelik vereceğini vurgulayan Bakan Varank, “İş Birliği Destek Programı ile ilk kez teknoloji düzeyi yüksek KOBİ’leri büyük işletmelerle işbirliği yapmaları halinde 10 milyon TL’ye kadar destekleyeceğiz. Girişimciliği Geliştirme Destek Programını yüksek teknolojiye uyarladık. Yeni girişimciye 360 bin TL’ye kadar kaynak sağlayacağız. Teknoyatırım Destek Programını ise hazırlıklarını sürdürdüğümüz Uçtan Uca Yerlileştirme Programı şemsiyesi altında çalıştırarak ülke ekonomimizin önceliklerine göre hayata geçireceğiz” dedi. Varank, söz konusu programlarda erken ödeme imkânı getirdiklerini belirterek, “Desteğin başlangıç tarihinden itibaren üç ay içerisinde başvuranlar, erken ödemeden yaralanabilecek, erken ödeme için Kredi Garanti Fonu kefaleti de devreye girecek. KOSGEB’in başvuru süreçlerini de basitleştirerek dijital dönüşüme tabi tuttuk. Daha önce KOBİ’lerimizden yaklaşık 400 evrak istiyorduk. Artık bunlar e-Devlet’e taşındı. KOSGEB, 88 hizmeti e-Devlet üzerinden vermeye başladı. Yeni dönemde teknoloji tabanlı KOBİ’leri daha çok destekleyip, KOBİ’leri uluslararası rekabetin aktörü haline getirmek istiyoruz.” diye konuştu. Ticarileşmeye destek KOSGEB’in 2019 yılında tamamen yenilenen üç destek programını Bakan Varank, kamuoyu ile
MTSO 05 CMYK
paylaştı. “Milli Teknoloji ve Güçlü Sanayi” vizyonuyla çalışmalarını yürüttüklerini belirten Varank, “Teknoyatırım Destek Programını, hazırlıklarını sürdürdüğümüz Uçtan Uca Yerlileştirme Programı şemsiyesi altında çalıştırarak ülke ekonomimizin önceliklerine göre hayata geçireceğiz. Yeni yılda Teknoyatırım Destek Programı ile ArGe ürünlerinin endüstrileşmesine ve ticarileşmesine özel önem vereceğiz. Program çağrısını bu hafta açacağız. 2018 yılında orta-yüksek ve yüksek teknoloji alanında kabul edilen 73 projenin 490 milyon TL’lik bir yatırım hacmi oluşturmasını bekliyoruz. Bu bütçenin 208.6 milyon TL’si KOSGEB tarafından desteklenecek. Bunlar içerisinde makine, teçhizat, yazılım, personel, kira, teknik danışmanlık ve eğitim giderleri yer alıyor” dedi. Uçtan uca yerlileştirme Varank, programla birlikte firmaların yatırım süreci içerisinde ticarileşmeye yönelik giderlerinin destekleneceğini de ifade etti. Mevcut durumda destek kararı alınan 73 projeyle de ilgili bilgi veren Varank, “Nanoteknolojik su bazlı radar soğurucu kaplama malzemesi, milli metro aracı boji iskeleti, askeri kullanım amaçlı yardımcı güç ünitesi APU ve yerli modüler trafik radarı (TRAFİDAR) gibi teknolojik ürünlerin üretimi desteklenecek. Yapılan yatırımlar ile istihdama da katkı sağlayacağız. Özellikle ithalatı yüksek ara malların yerlileştirilmesi için yakında ilan edeceğimiz, Uçtan Uca Yerlileştirme programıyla KOSGEB desteklerine daha bütüncül ve stratejik yaklaşma şansını yakalayacağız. Bu sayede tedarikçi ve üreticilerin beraber çalışarak cari açığı azaltacağı bir modelde KOSGEB’ten daha verimli bir şekil-
Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde (KHK) Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürür-
lüğe girdi. Buna göre 31 Ağustos 2018’den önce ihalesi yapılan ve bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmeler, imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı başvurması kaydıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü alınarak, feshedilip tasfiye edilebilecek veya devredilebilecek. Bu kapsamda devredilen sözleşmeler ile bu kapsama girmekle birlikte devredilmeyen sözleşmelerde bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı başvurması kaydıyla süre uzatımına ilişkin kısıtlama ve şartlara tabi olunmaksızın Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak, idare tarafından süre uzatılabilecek. Bu durumda, devir alacaklarda ilk ihaledeki şartlar devir tarihi itibarıyla aranacak, devirden kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmayacak. Sözleşmesi feshedilen veya sözleşmeyi devreden yüklenicinin teminatı iade edilecek. Sözleşmenin bu madde kapsamında feshedilerek tasfiye edilmesi veya devredilmesi durumunda yüklenici, fesih veya devir tarihine kadar gerçekleştirdiği imalatlar dışında idareden herhangi bir hak talebinde bulunamayacak. Yüklenici, işin idarece uygun görülecek can ve mal güvenliği ile yapı güvenliğine yönelik tedbirleri alacak.
Sermayesinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığına ait olan varlık kiralama şirketleri, kendilerine devredilen varlıkların, ihraç amacına uygun olarak değerlendirilmesini teminen bu düzenleme kapsamında sayılan varlıkları yüklenici sıfatıyla inşa ettirebilecek, alt yükleniciler ile inşa anlaşması yapabilecek, bu varlıklara ilişkin imtiyaz haklarını devralabilecek, bu varlıkları geliştirebilecek, yönetici sıfatıyla yönetebilecek ve söz konusu varlıkları devralmış oldukları veya diğer kurum ve kuruluşlara devredebilecek. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, sektör temsilcilerinin özellikle kamu ihalelerinde ciddi sıkıntılar yaşadığına dikkat çekerek, müteahhitlerin ihaleleri aldıkları dönemde yapılan sözleşme fiyatlarıyla bugünün şartları karşılaştırıldığında maliyet artışları nedeniyle fiyatların birbirini tutmadığını, artan maliyetlerin ise sözleşmeye yansıtılamaması nedeniyle zorlandıklarını hatırlattı. Demirden çimentoya tüm kalemlerin döviz kuruna paralel olarak arttığını kaydeden Kızıltan, “Sektör temsilcilerinin mağduriyeti oldukça fazlaydı. İlgili komite üyelerimizden gelen talepleri değerlendirip konuyu çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile paylaştık ve Hükümetimiz de sesimizi duydu, müteahhitlerimiz nefes aldı, teşekkür ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
‘Teknoloji Yatırımcısı Akademisi’
MTSO’da düzenlendi
İş birliğine 10 milyon TL Varank, 2019’da KOBİ’lerin büyük işletmelerle yapacakları iş birliklerini ilk kez destek kapsamına aldıklarını bildirerek, “KOBİ’ler, büyük işletmelerle iş birliği yapmaları halinde destekten faydalanacak. İş Birliği Destek Programı kapsamında ilk kez teknoloji düzeyi yüksek KOBİ’leri 10 milyon TL’ye kadar destekleyeceğiz. Daha önce bu rakam, sadece 1.5 milyon TL idi. Yine önceki versiyonda 5 KOBİ’nin bir araya gelmesi şartı vardı. Bunu da ikiye indirdik. Programımızın çağrısı açık, başvuruları bekliyoruz” dedi. Yüksek teknolojiye 360 bin TL KOSGEB’in yeni girişimcilere yönelik planlanan Girişimciliği Geliştirme Destek Programında önemli bir değişikliğe gittiklerini de anlatan Varank, “Yeni girişimci programımızla, hem geleneksel girişimcileri destekleyecek hem de imalat sektöründe faaliyet gösteren ileri teknoloji girişimcilerin yanında olacağız. Yani Girişimciliği Geliştirme Destek Programını yüksek teknolojiye uyarladık. Eğitimini almış, işletmesini kurmuş ve yüksek teknoloji seviyesinde faaliyet gösterecek cesur girişimcilere 360 bin TL’ye kadar destek sağlayacağız” diye konuştu. Erken ödeme imkanı Üç programda da ilk kez erken ödeme yapılacağının müjdesini veren Varank, şunları söyledi: “Girişimcilikte desteklemeye esas tutarın yüzde 50’si, iş birliğinde yüzde 30’u, teknolojik üründe yüzde 25’i erken ödenebilecek. Erken ödeme; makine, teçhizat ve yazılım için olacak. Desteğin başlangıç tarihinden itibaren üç ay içerisinde başvuranlar, bu imkandan yararlanacak ve erken ödeme için Kredi Garanti Fonu kefaleti de devreye girecek.” İşletmeler e-devlete taşındı Varank, KOSGEB tarafından sunulan hizmetlerin bürokrasiden arındırılmasına özel önem verdiklerini vurgulayarak sözlerini, “KOSGEB’e başvuru süreçlerini basitleştirerek dijital dönüşüme tabi tuttuk. Daha önce KOBİ’lerimizden yaklaşık 400 evrak istiyorduk. Artık bunlar e-Devlet’e taşındı. KOSGEB, 88 hizmeti e-Devlet üzerinden vermeye başladı” diye tamamladı.
T
ürkiye’nin ilk ‘Teknoloji Yatırımcısı Akademisi’, Startupfon ve Mersin Teknopark işbirliğinde, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) evsahipliğinde Mersin’de düzenlendi. Teknoloji Yatırımcısı Akademisi ile potansiyel melek yatırımcılara güncel bilgiler aktarılarak yeni yatırım alanlarına ışık tutulabilmesi ve yatırım kararlarının alınmasında dikkat edilmesi gereken noktalar anlatıldı. Toplantıda Melek yatırımcılık kavramı hakkında bilgi veren İstanbul Startup Angels Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı, Melek yatırımcılık kavramının dünyada eski olmasına rağmen Türkiye’de son 4 – 5 yıldır kullanılmaya başlandığını anlattı. Amerika’da 300 bin aktif melek yatırımcı bulunduğunu ve her yıl yaklaşık
Gülsüm Çıracı
İstanbul Startup Angels Kurucu Ortağıı
24 milyar dolar para yatırdıklarını kaydeden Çıracı, Avrupa’da ise yaklaşık 70 bin melek yatırımcının startuplara yıllık 7 milyar dolar para yatırdığını bildirdi. Türkiye’de ise melek yatırımcı sayısının 428 ile sınırlı olduğunu kaydeden Çıracı, bunların ise çok azının aktif olduğunu, 2017 yılında 103 milyon dolar yatırım yapıldığını, 2018’de ise bu rakamın 50-60 milyon dolarda kaldığını anlattı. “Melek yatırım bir hayır işi değildir”
Melek yatırımcılığın bir hayır işi olarak görüldüğünü ifade eden Gülsüm Çıracı, “Bu kesinlikle yanlış bir düşünce. Melek yatırımcılar yatırım fikri yeni yeni şekillenmeye başladığı, riskin yüksek olduğu dö-
nemde, erken aşamada bir startupa yatırım yapan, kendi parası ile yatırımı gerçekleştirip yüksek risk karşılığı yüksek kazanım bekleyen kişilerdir” dedi. Melek yatırımcıların startuplara yalnızca maddi destek sağlamadığını, kendi networklerinden, tecrübelerinden faydalanmalarına da olanak sağladığını vurgulayan Çıracı, kimi zaman deneyim aktarımının maddi aktarımdan çok daha fazla önem taşıdığına dikkat çekti. Ardından doğru melek yatırım için nelere dikkat edilmesi gerektiğine de değinen Çıracı şunları söyledi: “Doğru kazanç için doğru portföy yönetimi gerekiyor. Yatıracağınız parayı birden fazla startupa bölmenizde fayda olacaktır. Çünkü yatırım yaptığınız starupların birkaç tanesi batacaktır. Yapılan araştırmaya göre yatırımcıların 3,5 senede yaklaşık 2,6 kat getiri elde ettiği sonucuna ulaşılmış. Akıllı bir potföy yönetimi ile yıllık yüzde 27’lik kazanç elde edilebiliyor.” Melek yatırımcıların fikre yatırım yapmadığını ise özellikle vurgulayan Çıracı, fikirden öte bu fikrin nasıl hayata geçirilebileceği, yatırımcının bunu başarabilmek için neler yapabileceğinin ön planda tutulduğunu söyledi. Melek yatırımcının sınırlı bütçesi bulunması nedeniyle sürekli bir yatırımının sözkonusu olamadığına da değinen Çıracı, “Asıl olan ise melek yatırımcının bir startupu fonlaması sonrasında girişim sermayesi fonunun o startupa yatırım yapmasıdır. Yani daha büyük yatırımcıların gelmesi. İşte o zaman kazançlı olursunuz” dedi
6
YIL: 21 | SAYI: 367 | 20 Ocak - 2 Şubat 2019
| www.mtso.org.tr
Turizmle öne çıkan ülke:
yaz bir Haitilidir. Türkiye’nin Haiti Fahri Konsolosluğu Başkente yakın bir yer olan Kenskoff’ta bulunmaktadır. Haiti’ye gidecek Türk vatandaşları (Diplomatik, Hizmet, Hususi ve Umuma Mahsus Pasaport hamilleri) 90 süreyle vizeden muaftır. Kullanılan lisan
Fransızca toplumun okuryazar kesiminde konuşulmasına karşın Haiti’nin resmi dillerinden biridir. Fransızca kökenli Kreol dillerinden biri olan Haiti Kreolü ise nüfusun büyük kısmının ana dilidir. Haberleşme
Haiti, Latin Amerika ve Karayipler’de telekomünikasyon altyapısı en az gelişmiş ülkedir. Haiti’de telefonla iletişim Hai-Tel (Voila) ile yeni kurulan Digicell adlı GSM operatörleri ile sağlanmaktadır. Uluslararası görüşmeler ülke içine göre daha rahat yapılmaktadır. Haiti’nin uluslararası telefon kodu 541’dir. Kablo, teleks, faks, çağrı ve internet hizmetleri mevcuttur. Cep telefonu kullanımı artmaktadır. Ulaşım
Batı yarım kürenin en fakir ülkesi olan Haiti, son dönemlerde adını turizmdeki atılımlarıyla duyursa da tarım da önemli sektörleri arasında yer almaktadır. Ülkenin başlıca gelir kaynaklarını kahve, mango, şeker kamışı, pirinç ve mısır oluşturur. Bunun yanı sıra tarımsal ürün ve gıda ithalatına açık oldukları da söylenebilir. Türkiye’den Haiti’ye bu anlamda makarna ve bulgur ihracatı yapılmaktadır.
A
merika Kıtası’nın en yoksul ülkesi olan Haiti’de nüfusun yaklaşık % 60’ının asgari geçim sınırının altında yaşadığı bilinmektedir. En önemli geçim kaynağı tarımdır. Üretim büyük oranda kahve, mango, şeker kamışı, pirinç ve mısıra dayanmaktadır. Bu ürünlerin çoğu iklim koşullarından ve piyasadaki fiyat dalgalanmalarından doğrudan etkilenebilmektedir. Nitekim 2010 Ocak ayındaki deprem felaketi ve 2016 Ekim ayında meydana gelen Matthew Kasırgası, Haiti ekonomisine büyük zararlar vermiştir. Ülkeye yapılan dış yardımlar ile yurtdışında çalışan Haitililerin ailelerine gönderdikleri işçi dövizleri, ekonominin diğer önemli gelir kaynaklarıdır. 2016 yılında Haiti’ye 2,19 milyar ABD doları işçi dövizinin girdiği bilinmektedir. Haiti ekonomisinin önde gelen sıkıntıları arasında siyasi istikrarsızlık, yoksulluk, yolsuzluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik, kalifiye işgücünün azlığı, salgın hastalıklar, doğal afetlerden ileri düzeyde etkilenme ve ülkedeki okur-yazar oranının düşüklüğü gösterilebilir. Ülkedeki gayrı resmi işsizlik oranının %40’ın üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Coğrafi konum
Haiti Cumhuriyeti Gonave Körfezi’nin ayırdığı iki yarımadadan oluşur. Haiti, Karayipler’de, Karayip Denizi ile Kuzey Atlas Okyanusu arasında, Dominik Cumhuriyeti’nin doğusunda yer alır. Yüzölçümü 27 bin 750 kilometrekaredir. Toplam sınırları 360 kilometredir. Dominik Cumhuriyeti ile 360 kilometre sınırı olup bin 771 kilometre sahil şeridi vardır. Ülkenin üçte ikisi dağlıktır. En yüksek doruğu Selle (3bin 175 metre), en uzun akarsuyu Artibonite Irmağı’dır. Tropikal kuşak içinde bulunan Haiti’de dağlık yüzey şekilleri iklimi yumuşatır. Yıllık ortalama sıcaklık 21°C ile 32 °C arasındadır. Doğal bitki örtüsü, ülke topraklarının yüzde 10′unu oluşturan tropik yağmur ormanlarından oluşur. Tropik kuşak içinde bulunan Haiti’nin yüksek kesimlerinde ılıman, alçak kesimlerde sıcak bir iklim egemendir. Platolar otlak ve çayırlarla kaplıdır. Güneybatıda yağmur ormanları bulunur. Yüksek kesimlerde astropik ormanlara rastlanır. Nüfus ve işgücü yapısı
Haiti’nin nüfusu 10,7 milyondur. Nüfus artış oranı yaklaşık yüzde 0,8’dir. Nüfusun etnik
MTSO 06 CMYK
dağılımına bakıldığında yüzde 95’ini siyah ırk, kalanını ise beyazlar ve melezler oluşturur. Toplam nüfusun yüzde 52’si şehirlerde yaşamakta olup; nüfusun yüzde 60’nı 15-64 yaş grubu, yüzde 36’sını 0-14 yaş grubu oluşturmaktadır. Doğal kaynaklar ve çevre
Doğal kaynakları, altın, krom, antimon, demir, manganez, nikel, fosfat, kalay, uranyum, elmas, platin, bakır, vanadyumdur. Tarım ürünleri, mısır, tahıl, tütün, şeker, meyve, Hindistan cevizi, üzümdür. Endüstrisi; rom, melas ve turizm alanlarında gelişmiştir. Ekonomik yapı
Batı yarımkürenin en fakir ülkesi olan Haiti’de nüfusun yüzde 80’i fakirlik sınırının altında yaşamaktadır. Nüfusun 2/3’ü tarım sektöründen geçimini sağlamaktadır. Ülkede işsizlik oranı yüzde 60’lara varmaktadır. İstihdam edilen kesimin ise 2/3’ü arızi işlerde çalışmaktadır. Okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 50’nin üstündedir. Haiti ekonomisinde, turizm önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Ülkenin başlıca gelir kaynaklarını kahve, mango, şeker kamışı, pirinç, mısır oluşturur. Ekonomi politikaları
Ekonomi politikaları halkla ilişkilerin idaresi, alt yapının geliştirilmesi, tarımsal üretimin desteklenmesi ve yabancı yatırımcı için ortamın cazip hale getirilmesi politikalarına dayanmaktadır. Haiti ekonomisi tarım sektöründen beslenmekte olup, işgücünün yüzde 70’i tarımda çalışmaktadır. Tarımsal üretim gayri safi milli hasılanın yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Kahve ihracatı giderek artmaktadır. Küçük miktarda şeker ve mango ihracatı da vardır. Tarımsal üretimde verimlilik çok düşüktür. Haiti yağmur ormanlarının yüzde 97’si yok olmuştur. Haiti, bakır, gümüş, boksit, altın, mermer, linyit ve asfalt rezervlerine sahip olup yalnızca boksit işletilmektedir. Halen ülkede çok az yabancı yatırımcı vardır. Ekonomi kamu yatırımları ve ülkenin yeniden inşası çalışmalarıyla desteklenmektedir. Dış ticaret
İhracatındaki başlıca ürünler uçucu yağlar, dökme demir, tişört, fanila, pantolon ve canlı balık olarak sıralanabilir. Haiti’nin ithalatında ise en fazla paya sahip olan ürün grubu, yüzde 10
pay ile petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlardır. Bu ürün grubunu pirinç, ilaçlar, çimento takip etmektedir.
lunan Havana Büyükelçiliği’ne bağlı Haiti Fahri Konsolosu vardır. Kendisi ticaretle uğraşan be-
Haiti ile Türkiye arasındaki yolculuk uçakla olmasına rağmen oldukça uzun ve zahmetlidir. Haiti’nin Türkiye’den uzaklığı yaklaşık olarak 11 bin kilometredir. Sağlık
Ülkede sağlık tesisleri sınırlı, başkent dışında ise yetersizdir. Haiti’ye seyahat edecekler, yüksek sıtma riski altında olacakları
için ülkeye gitmeden önce sağlık kurumlarının tavsiyelerini almaları yerinde olur. Haiti genelinde, musluk suyu sağlıklı olmadığından içilmemelidir. Ülkede yoğun şekilde kolera yaşanmaktadır. Haiti’ye gideceklerin sarılık ve tetanos aşılarını yaptırması yerinde olacaktır. AIDS ve Sıtma (malaria) ülkede yaygın olan hastalıkların başında gelmektedir. Güvenlik
Haiti’de güvenlik problemi eskiye oranla azalmıştır. BM’nin ülkede konuşlanması ve 2006 Şubat ayında yapılan başkanlık seçimleriyle güvenlik konusunda mesafe alınmıştır. Ülkede gasp, soygun, kapkaç, bomba ve terör eylemleri gibi olaylarla karşılaşılmamaktadır. Adam öldürme ve hırsızlık olayları nadiren görülür. Güvenlik konusundaki asıl sorun Cité Soleil, Carrefour, Cité Militaire gibi başkent mahallerinde bulunan “bandit” denilen silahlı şahısların başkentin bazı yerlerinde (genelde Pétionville’de) zengin Haitilileri kaçırması ve fidye istemeleri olaylarıdır (kidnapping). Bu olayların sebebi ise ülkede orta gelir düzeyinde nüfusun olmaması, yüzde 1’lik kesimin çok zengin, yüzde 99’luk kesimin de çok fakir olmasıdır. Alışveriş ya da başka bir nedenle aracı park edip bir yere gitmek zorunda kalınırsa araç içerinde sırt çantası, laptop, cep telefonu gibi değerli eşyalar kesinlikle bırakılmamalıdır. Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Haiti’nin ihracat yaptığı başlıca ülkeler
Haiti ihracatının yüzde 56,5’ini ABD’ye gerçekleştirmektedir. 2017 yılında Haiti, ABD’ye 98 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirmiştir. ABD’ye yapılan ihracatın yüzde 29’unu örme ve örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarları oluşturmaktadır. Haiti’nin ihracat yaptığı diğer ülkeler arasında Fransa, Kanada, Tayland, İspanya ve Tayvan yer almaktadır. Haiti’nin ithalat yaptığı başlıca ülkeler
2017 yılında, Haiti’nin toplam ithalatı 2,1 milyar dolardır. Haiti’nin en çok ithalat yaptığı ülke 644 milyon dolar ve yüzde 30 pay ile ABD’dir. Çin, Curaçao, Dominik Cumhuriyeti, Hindistan ve Türkiye diğer başlıca tedarikçilerdir.
Haiti ülke analizi
Türkiye ile Ticaret Genel durum
Türkiye’nin Haiti’ye ihracatı, 2017 yılında 86,3 milyon dolara (%297 artış) ulaşmıştır. Türkiye’nin Haiti’den ithalatı, 2017 yılı itibarı ile 303 bin dolar olup, genelde ithalat yok denecek kadar azdır. Türkiye’nin başlıca ürünler itibarı ile ihracatı
2017 yılında, Türkiye’nin Haiti’ye ihracatı 86,3 milyon dolardır. İhraç edilen başlıca ürünleri demir veya alaşımsız çelikten filmaşin, çimento, buğday unu, makarnalar, demir veya alaşımsız çelikten yassı hadde ürünleri, demir veya alaşımsız çelikten profiller, demir veya alaşımsız çelikten çubuklar, bulgur oluşturmaktadır. Türkiye’nin başlıca ürünler itibarı ile ithalatı
Türkiye’nin Haiti’den ithalatı 2017 yılında 303 bin dolar olmuştur. Haiti’den ithal ettiğimiz başlıca ürünler uçucu yağlar; erkekler ve erkek çocuklar için giyim eşyaları (tişörtler, fanilalar, atletler), kağıt ve karton döküntü ve kırpıkları, örme giyim eşyaları olmuştur. İşadamlarının Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Pasaport ve vize işlemleri
Türkiye’nin Haiti’de Türk Büyükelçiliği yoktur. Küba’da bu-
D
etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim. org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Haiti ithalatı (2017) 2017 yılında 2,15 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Haiti’nin ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; 644,9 milyon dolar ile Amerika Birleşik Devletleri, 206,5 milyon dolar ile Çin ve 156,9 milyon dolar ile Curaçao’dur. Türkiye, Haiti pazarında 68,5 milyon dolar ve %3,1 payı ile 6. sırada yer alır. Ürün özelinde Haiti’nin gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde; 212,2 milyon dolar ile ilk sırada Hacimce %90 (kayıplar dahil) içeren 210 °C “ASTM D 86 yöntemi” (biyodizel içerenler hariç) damıtılmış petrol veya bitümlü minerallerin hafif yağları ve müstahzarları, 122,8 milyon dolar ile kabuklu veya kahverengi pirinç ikinci sırada, 69,9 milyon dolar ile hormonlara, prostaglandinlere, tromboksanlara, lökotrienlere, türevlerine ve bunların yapısal analoglarına dayalı kimyasal kontraseptif preparatları üçüncü sırada yer alır. Haiti ihracatı (2017) Haiti’nin toplam 173,4 milyon dolar ihracatında en büyük paya sahip ilk 3 ülke sırasıyla 98 milyon dolar ile Amerika Birleşik Devletleri ilk sırada, 21,5 milyon dolar ile Fransa ikinci sırada, 7,8 milyon dolar ile Kanada üçüncü sırada yer alır. Haiti’nin Türkiye’ye 2017 yılında ihracatının olmadığı, 2016 yılında ise 2 bin dolar ihracatının olduğu görülmektedir. Ürün özelinde Haiti’nin gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde 18,3 milyon dolar ile ilk sırada uçucu yağlar, terpensiz olsun veya olma-
sın, dahil (narenciye ve nane özleri hariç) yer almaktadır. Bu ürün grubunu, 10,8 milyon dolar hacim ile kalaylı demir veya çelik atıkları ve hurdaları (radyoaktif ve pillerin ve elektrik akümülatörlerinin atık ve hurdaları hariç), 10,6 milyon dolarlık hacimle erkek pantolonları, önlük ve tulumları, pantolon ve sentetik şortları (örme veya tığ işi ve mayo hariç) takip eder. Haiti- Türkiye dış ticareti (2017) Haiti’nin Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 32,2 milyon dolarlık hacimle haddeleme işlemi sırasında üretilen girintiler, kaburgalar, oluklar veya diğer deformasyonlara sahip demir veya alaşımsız çelikten çubuklar yer almaktadır. Bu değer Haiti’nin bu ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin %52,4’üne karşılık gelir. Haiti’nin Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürünün ise 14,8 milyon dolarlık hacim ile portland çimentosudur (beyaz hariç, yapay renkte olsun olmasın). Bu değer Haiti’nin bu ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin% 27,7’sinekarşılık gelmektedir. Haiti’nin Türkiye’den en çok ithal ettiği üçünü sıradaki ürün ise 6,4 milyon dolarlık hacim ile buğday veya meslin unudur. Bu değer Haiti’nin bu ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin % 90,7’sine karşılık gelmektedir. Haiti’nin 2017 yılında Türkiye’ye yapmış olduğu ihracat kaydı bulunmamaktadır. Yukarıda verilen değerler ihracat yönlü bakılıyorsa FOB, ithalat yönlü bakılıyorsa CIF değerlerdir. * başka yerde belirtilmemiş alan: düşük değerli ticaret için veya rapor eden ülke tarafından bir hata yapılmışsa kullanılır. Raporlama yapan ülke bu özel durumlarda ticaret ortağının ayrıntılarını göndermez. Bazen şirket bilgilerini korumak için de bu yöntem kullanılmaktadır.
7
YIL: 21 | SAYI: 367 | 20 Ocak - 2 Şubat 2019
| www.mtso.org.tr
Araç sahipleri uzayan araç muayene randevularından şikayetçi
M Muazzez Araç
MTSO 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı
Şu dönemde lastikten yedek parçaya, tamir fiyatlarından mazota tüm gider kalemleri dövize endeksli olarak yükseldi ve sıkıntı yaşıyoruz. Eğer ticaretin canlanması talep ediliyorsa ticaretin en önemli girdi kalemi olan lojistik maliyetlerin aşağı çekilmesi adına adım atılması da önemli.
TSO 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Muazzez Araç, sektör temsilcileri olarakaraç muayene istasyonlarındaki uzayan randevu prosedüründen duydukları rahatsızlığı dile getirerek, “Sürelerin uzaması nedeniyle hem trafikte ceza ödüyoruz hem de ek muayene ücretleri ödemek durumunda kalıyoruz. Sistem değişmeli” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 19 No’lu Komite Başkanı Muazzez Araç, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak yaşadıkları sıkıntıları anlattı. İlk olarak TÜV ile yaşanan sorunlara değinen Araç, muayene istasyonlarında ikinci randevuların çok geç tarihlere verilmesinden şikayetçi oldu. Araçların çok küçük gerekçelerle muayeneden geçirilmeyerek geri gönderildiğini kaydeden Araç, “Belirlenen eksikleri giderip geri döndüğümüzde kontrol için yeniden randevu alıyoruz ve ikinci randevular çok geç tarihlere veriliyor. Böylece kontrol süresi bittiği için ikinci kez muayene ücreti ödemek durumunda kalıyoruz. Bu sorunun ortadan kaldırılması adına belirlenen eksiklerin giderip kontrole gelen araçların tekrar randevu almasını doğru bulmuyoruz. Sistem gözden geçirilmeli” dedi. Uzayan randevular nedeniyle trafikte de sorun yaşadıklarına dikkat çeken Araç, muayenelerinin bulunmadığı gerekçesiyle yedikleri trafik cezalarının da ikinci bir sorun olarak karşılarına çıktığını anlattı. Firmaların maddi olarak zorlandığı bir dönemde ekstra cezalarla karşılaşmasının bir taraftan rekabeti zorlaştırırken diğer taraftan maddi yönden dayanma gücünü bitirdiğini vurgulayan Araç, “Zor durumdayız. Ekstra cezaları kaldırabilecek gücümüz yok” değerlendirmesini yaptı.
“Hepimiz ekmeğimizi kazanma peşindeyiz”
Bu dönemde de üyelerin sesini duyurmaya, sorunlarını her fırsatta dile getirmeye devam edeceklerini ifade eden Muazzez Araç, ardından otoban ve köprü ücretlerine yapılan zamlara değindi. Bu rakamların makul seviyelere çekilmesini beklediklerini anlatan Araç sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalıştığımız hemen her alanda zamlar yapıldı. Ödemekte zorlanıyoruz. Buna bir de cezalar ve cezalara yapılan zamlar eklendi. Yollarda TIR ya da kamyon görüldüğünde maalesef potansiyel suçlu gözüyle bakılıyor ve hemen ceza yazabilir miyim mantığı ile arabalarımız durduruluyor. Aradıktan sonra da mutlaka bir eksik bulunabiliyor. Biz trafikle uyumlu çalışmak istiyoruz. Hepimiz ekmek kazanma peşindeyiz. Kazandığımızdan daha fazlası cezalara gidiyor. Biraz daha empati ve anlayış bekliyoruz” “Nakliyeciler Sitesi’nin durumu çok kötü”
Sektörde sinerjiyi artırmak, sektör temsilcilerinin daha iyi koşullarda çalışmasını sağlamak adına takip ettikleri konular bulunduğuna da değinen Muazzez Araç, özellikle lojistik merkez ve nakliyeciler sitesine değindi. Mersinli sektör temsilcilerinin uzun süredir Lojistik MerkezProjesi’nin hayata geçmesini beklediğini anlatan Araç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sorunu her fırsatta dile getiriyoruz. Lojistikte İstanbul’un ardından ikinci önemli merkez olarak gösterilen Mersin, Jeostratejik konumu, limanı, güçlü araç filosu, karayolu bağlantıları, depolama kapasitesi, demiryolu bağlantıları ve liman bağlantılı serbest bölgesi ile öne çıkıyor.
Birçok ticaret yolunun kesiştiği önemli bir kavşak il konumundaki Mersin, uluslararası ticaretin kalbinde yer alıyor. Odamız kayıtlarına göre kentte yaklaşık 1300 lojistik firması faaliyet gösterirken yüzün üzerinde firma da lojistik destek faaliyetlerini sürdürüyor. Kentin lojistik avantajından yararlanmak isteyen ulusal ve uluslararası firmalar da yönünü Mersin’e dönmüş durumda. Ancak dağınık halde gerçekleştirilen yatırımlar, ihtiyacı karşılamakta zorlanan depolama sahaları, kentte Lojistik Merkez ihtiyacını her geçen gün artırıyor. En ciddi sorun ise liman sahası art alanının yetersizliği olarak gösteriliyor. Ticaretin gelişmesine paralel olarak limanda artan iş hacmini rahatlatmak adına da sektör temsilcilerimiz bu yatırımda ısrarcı.” Aynı zamanda mevcut nakliyeciler sitesinin de kente ve sektöre yakışmadığını vurgulayan Araç, “Barakalarda nakliyeciler sitesi olmaz. Mersin bir lojistik kentidir ve kentimize yakışan bir site talep ediyoruz. Yeni belediye başkanlarından ve hükümetimizden önümüzdeki süreçte bu konu için destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “Ticari araçlarda MTV en azından bir süre alınmamalı”
ÖTV ve MTV zamlarına da değinen Muazzez Araç, bu zamların da sektörü zorladığına dikkat çekerek, “Ticari araçlar zaten her alanda vergisini ödüyor. Bu nedenle diğer araçlardan farklı tutulup ticari araçlar üzerindeki MTV’ninen azından sektör biraz daha rahatlayıncaya kadar kaldırılması gerektiğine inanıyorum. Şu dönemde lastikten yedek parçaya, tamir fiyatlarından mazota tüm gider kalemleri
dövize endeksli olarak yükseldi ve sıkıntı yaşıyoruz. Eğer ticaretin canlanması talep ediliyorsa ticaretin en önemli girdi kalemi olan lojistik maliyetlerin aşağı çekilmesi adına adım atılması da önemli” değerlendirmesini yaptı. Bu dönemde yalnızca MTV değil, sigorta kasko gibi diğer gider kalemlerinin de makul seviyeye çekilmesini beklediklerini ifade eden Araç, en azından borcunu peşin ödeyenlere indirim talebinde bulunduklarını ancak bu taleplerine de karşılık alamadıklarını anlattı. Firmalar olarak her alanda yapılan zamlarla kaşı karşıya kalmalarına rağmen 3 yıldır müşterilerine bu artan fiyatları yansıtamadıklarını bildiren Araç, “Yansıtacak olursak işi kaybetme durumuyla karşı karşıya kalıyoruz. Gerçekten mağdur durumdayız” dedi. “Bankalar kur farkı almamalı”
Bankalarla da bu dönemde ciddi sorunlar yaşadıklarına değinen Muazzez Araç, özellikle kur farkı taleplerinden şikayetçi oldu. Yükselen kurdan her alanda sorun yaşadıklarını hatırlatan Araç, “Tüm bunların üzerine bir de bankalar geçmişte çektiğimiz krediler için kur farkı talep ediyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz” ifadelerini kullandı. Ticari araç kredilerinin faizlerinin çok yüksek olması nedeniyle bu yıl kredi almakta zorlandıklarına da değinen Araç, bu nedenle TIR ya da kamyonlarını yenileyemediklerini anlattı. Öte yandan TIR karne fiyatlarının yüksekliğinden de şikayetçi olan Araç, “2019 yılında UND’nin verdiği T1 belgelerinin fiyatlarında ciddi artışlar var. En azından şu dönemde derneğimizden de destek bekliyoruz. Yanımızda olmaları gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Lokanta ve pastane temsilcileri, başka sektörlerdeki girişimcilerin yaptığı yatırımdan şikayetçi
M
ersin’de lokanta, kafeterya ve pastane sektöründe faaliyet gösteren firmalar, farklı sektörlerdeki girişimciler tarafından yapılan yatırımlardan şikayetçi. Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO 24 No’lu Komite Başkan Yardımcısı Yunus Köy, bu tür yatırımların bir taraftan sektördeki kaliteyi aşağı çekerken diğer taraftan pastanın bölünmesi nedeniyle hem karlılıkların azaldığını hem de rekabetin zorlaştığını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 24 No’lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Yunus Köy, sektörde yaşanan sıkıntıları ve komite olarak bu yıl hangi çalışmaları yapacaklarını anlattı. İlk olarak sektöre dışarıdan yapılan yatırımlara değinen Köy şunları söyledi: “Sektör dışındaki firmalar, özellikle inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar son dönemlerde yoğun olarak yeme-içme sektörüne yatırım yapmaya başladılar. Pastane, kafeterya, lokanta yatırım maliyetlerinin çok yüksek olmaması nedeniyle tercih ediliyor, ancak yapılan bu kontrolsüz yatırımlar sektörde uzun süredir bu işi yapan firmalara ciddi zararlar veriyor. Belli bir altyapısı olmayan kişilerin farklı sektörlerde yatırım yapması rekabeti de kaliteyi de düşürüyor. “Yemek çeklerinden ödemeleri çok geç alıyoruz” Komite olarak zaman zaman komite üyeleriyle bir araya gelip sorunlarını dinlediklerini ve bu sorunlara çözüm üretmek adına adımlar attıklarını anlatan Yunus Köy, ilk olarak yüksek fiyatlara ve yemek çekleri nedeniyle yaşadıkları sıkıntılara değindi. Girdi maliyetlerinin dövize endeksli olarak ambalajdan
MTSO 07 CMYK
gıda maddelerine, kiralardan elektrik, doğalgaza kadar her alanda geçen yıla göre büyük ölçüde arttığını, toplam maliyet artışının yüzde 200’lere ulaştığını kaydeden Köy, bu artışları ise özellikle çarşıda faaliyetini sürdüren sektör temsilcilerinin müşterilerine yansıtmakta zorlandığını dile getirdi. Çarşıda faaliyet gösteren lokanta, kafeterya ve pastanelerin müşterilerini ağırlıklı olarak işyeri çalışanlarının oluşturduğunu bildiren Köy, şunları söyledi: “Bu kişilerin ise belirli yemek limitleri bulunmakta. Üstelik ağırlıklı olarak da yemek çekleriyle alışveriş yapmaktalar. Bu durum bizi iki yönlü sıkıntıya sokuyor. Bir taraftan artan maliyetlerimizi limitli alışveriş yapılacak olması nedeniyle müşterimize yansıtamıyor ve zarar ediyoruz. Çünkü fiyat artırmamız halinde müşterilerimiz alternatif çözümler üretmeyi tercih ediyor. Diğer taraftan biz müşteriye fiyat artıramasak da yemek çeklerine ciddi komisyonlar ödemek zorunda kalıp ikinci kez zarar ediyoruz.” Aynı zamanda yemek çeklerinde geri ödemelerin 1,5 – 2 ayda yapıldığını da belirten Köy, “Müşterilerimizin yaklaşık yüzde 60-70’i yemek çeki kullanıyor ve aldığımız ödemeleri ancak 2 ay sonra paraya çevirebiliyoruz. Böyle olunca ürün almakta zorlanıyoruz. Aldığımız ürünün de her seferinde zamlar nedeniyle fiyatı değiştiği için yüksek fiyatlardan almak zorunda kalıyoruz. Bu uzun vadelerin biraz daha aşağı çekilmesini bekliyoruz” dedi. Toptan gıda malzemelerin dövize endeksli olarak yükseldiğini hatırlatarak, dövizde geri yönlü hareket olduğunda bu fiyatların aşağı inmemesinden de şikayetçi olan Köy,
maliyetleri kontrol edemediklerini söyledi. “Çarşıda otopark ciddi bir sorun” Çarşıda faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin yaşadığı diğer ciddi bir sorun olarak otopark bulunmamasını gösteren Yunus Köy, “Bu nedenle istediğimiz müşteri yoğunluğuna ulaşamıyoruz. Dışarıdan gelen bir kişi aracını yakın bir yere bıraksa ciddi cezalar ödüyor. Bu nedenle tercih edilmiyoruz” dedi. Özellikle haftasonları ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çeken Köy, haftasonukamu kuruluşları ve ofislerin de kapalı olması nedeniyle müşteri sayılarının daha da azaldığına değindi. Yerel yönetim seçimlerinin yaklaştığını hatırlatarak, göreve başlayacak belediye başkanından otopark sorununun çözülmesini isteyeceklerini anlatan Köy, “Bu konuda Komite olarak da ısrarcı davranıp, Odamızın da desteğini alarak ciddi lobi faaliyetleri yürütme düşüncesindeyiz” ifadelerini kullandı. Çarşının cazibesinin artırılması gerektiğine de değinen Köy, “Otopark bulunmaması yanında çarşının cazibesinin azalması nedeniyle de insanlar haftasonları gelmeyi tercih etmiyorlar. Bu cazibeyi yeniden artırmak adına zaman zaman birkaç deneme yapıldı ancak yeterli değil. Bu çalışmalar kalıcı olmalı” dedi. İstenilen müşteri yoğunluğuna ulaşılamamasının hizmet kalitesini de sıkıntıya soktuğunu belirten Köy, şöyle konuştu: “İşletmeciler olarak bizler de kazancımıza göre hareket etmek durumunda kalıyoruz. Asgari ücretteki artışla birlikte işverenlerin üzerindeki yük de ciddi miktarda arttı. Gücümüz ölçüsünde daha az eleman ile daha çok hizmet vermek durumunda kalıyoruz.
Bu durumda da personel aldığı maaşı beğenmiyor, yaptığı işi beğenmiyor, çalışma saatlerinden memnun kalmıyor. Doğal olarak tüm bunlar da hizmet kalitesine yansıyor.” Aynı zamanda kalifiye personel bulmakta sıkıntı yaşadıklarını da anlatan Köy, bir dönem MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı aracılığıyla eğitim verdiklerini hatırlatıp, önümüzdeki süreçte bu eğitimlere devam etmek istediklerini bildirdi. “Nargile ruhsatlarında sıkıntı yaşanıyor” Çarşının yanı sıra sahil kesiminde faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin sorunlarını dinlemek adına ayrı bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Yunus Köy, sorunların bölge bölge farklılık gösterdiğini anlattı. Bu bölgede de özellikle nargile ruhsatları konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Köy şu bilgileri verdi: “Sahil kesimindeki müşterilerimizin büyük bölümünü Suriyeli vatandaşlar oluşturuyor. Bu müşteri kitlesinin ise nargileye önemli bir talebi var. Oysa kentimizde nargile ruhsatı verilmiyor. Nargile bulunduran işletmelere yapılan kontrollerde ciddi cezalar veriliyor. Oysa Adana, Antalya, İstanbul, Ankara gibi rahatlıkla nargile ruhsatı verilebilen illerimiz bulunmakta. Biz de komite olarak önümüzdeki süreçte bu illerde faaliyet gösteren arkadaşlarımızın ruhsat örneklerini ve işletmelerine ait fotoğrafları toplayarak ilgili mercilerle paylaşıp bu sorunun çözümü adına çalışacağız. Mersin bir sahil kenti ve turizm kenti. Taleplere yanıt verebilmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle yerel seçimlerin ardından göreve gelecek olan belediyemizden hassasiyet bekliyoruz.”
Yunus Köy
MTSO 24 No’lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı
Çarşıda otopark ciddi bir sorun. Tüm çarşı esnafını etkiliyor. İnsanlar araçlarını park edecek yer bulamayınca müşteri artışını yakalayamıyoruz. Hafta sonları kamu kuruluşları ve ofislerin de kapalı olmasıyla müşteri sayımız çok daha fazla azalıyor. Bizler seçilecek belediye başkanından otopark sorununa acil çözüm bulmasını bekliyoruz.
YIL: 21 | SAYI: 367 | 20 Ocak - 2 Şubat 2019
| www.mtso.org.tr
Ekol Fide, aşılı fideleriyle çiftçinin ihtiyaçlarına cevap veriyor
RÖPORTAJ
8
Ümit Kurtuluş
Ekol Fide Yönetim Kurulu Başkanı
Ç
Mersin’in üretim kapasitesi açısından en büyük, Türkiye’nin ise ilk 3 büyük fide üreticisi arasında yer alan Ekol Fide, 10 yıl önce üretimine başladığı aşılı fidelerle çiftçinin ihtiyaçlarına yanıt veriyor. Hastalığa dayanıklı çeşitlerle lezzetli çeşitleri birbiriyle aşılayarak daha kaliteli ve lezzetli sonuçlar verecek fideler sunan Ekol Fide, bu alandaki ar-ge çalışmalarını sürdürüyor.
iftçi kökenli ailelerden gelen Ümit Kurtuluş ve Nurettin Oğuz’un yollarının Mersin tarım sektöründe kesişmesinin ardından bir süre birlikte çalışırlar. Ümit Kurtuluş o yıllarda zirai ilaç, tohum ve gübre bayiliği yapmasının yanında bir yandan da danışmanlık hizmeti vermektedir. Bir süre sonra seracılık, komisyonculuk, teknik danışmanlık noktasında ciddi tecrübelere sahip olan Oğuz ve Kurtuluş, tarımın sanayisine de girmek ister. Bunun üzerine araştırmalara başlarlar. Yapılan incelemelerde sektörde özellikle fide temininde aksaklıklar yaşandığı görülür. Nurettin Oğuz’un sektörel tecrübesi ve Ümit Kurtuluş’un teknik birikimi bir araya getirilerek 2004 yılında Ekol Fide firmasının temelleri atılır. Kurulduğu yıl 15 dekar serada başlayan fide üretim yolculuğu bugün 55 dönümü kapalı toplam 70 dönüm alanda devam ediyor. Son 10 yıldır aşılı fide üretimine de yönelen firma, bugün 15 milyonu aşılı olmak üzere toplamda yıllık yaklaşık 100 milyon adet fide üretiyor. Türkiye genelinde satış yapan Ekol Fide’nin hedefinde önümüzdeki süreçte gelen talepleri değerlendirip ürünlerini yurtdışına da gönderebilmek var. Ekol Fide Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kurtuluş ile sektöre nasıl adım attıklarını ve başarı basamaklarını çıkarken nelere dikkat ettiklerini konuştuk: “Cesaret her şeyden önemli” Ben tarım kökenli bir ailede büyüdüm. Bu sektörü bana rahmetli babam Kazım Kurtuluş sevdirdi. Babamın toprağa, çiftçiye ve üretime olan düşkünlüğü o kadar çok etkilemişti ki üniversitede tarım üzerine tercih yaptım. Ziraat Mühendisiyim. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden 1993 yılında mezun oldum. Askerlik görevimi yerine getirmemin ardından 1995 yılında Mersin Sebze Meyve Hali’nde bir zirai ilaç bayisi açtım. Orada zirai ilaç, tohum ve gübre ticareti yapıyordum. Üretimim yoktu. Aynı zamanda bölgemiz tarım bölgesi olunca ziraat mühendisi olarak seralara teknik danışmanlık hizmeti de veriyor, girdi temin ediyordum. Bugünkü ortağım Nurettin Oğuz ile de bu vesileyle tanıştım. Kendisi bölgemizde yaklaşık 40 yıldır tarım sektöründe faaliyet gösteriyordu. Yaptığımız sohbetler sırasında sık sık birlikte tarımın sanayisine de yönleme isteğimizi dile getiriyorduk. Ardından fide pazarındaki açığı görmemizle birlikte ‘Neden bu alanda üretim yapmayalım?’ diye düşündük. Aslında düşünmüştük düşünmesine ama sektörde o kadar çok uluslararası dev firma vardı ki bir taraftan da ‘Acaba rekabet edebilir miyiz?’ diye adım atmaya korkuyorduk. Sonunda cesaretimizi toplayarak 2004 yılında bu işe adım atmaya karar verdik. Sonuçta bu alanda güçlü bir tecrübemiz ve teknik donanımız vardı. Önemli bir bilgi birikimi vardı ve bu gücü görmezden gelemezdik. O yıllarda bölgemizin fideleri Antalya’dan geliyordu. Biz de bir tarım kenti isek kendi fidemizi üretmeliydik. Bu düşüncelerle gerek Antalya gerekse diğer şehirlerdeki fide üretim çalışmalarını yerinde inceledik ve Mersin’e dönerek 15 dekar arazide 15 kişi ile sektöre ilk adımı attık. Başlangıçta üretim alanımızı belirleyebilmemiz de hemen olmadı. Aslında Kazanlı’da
MTSO 08 CMYK
yüzlerce dönüm arazimiz vardı ama yatırım için doğru araziyi bulabilmek önemliydi. Uzun araştırmalar sonucu bugünkü arazimizi bulduk. Deniz seviyesinden biraz daha yüksekte havadar bir arazi. Sürekli esintisi olan ve nemin daha az bulunduğu bir arazi. Bu özellikler üretim adına büyük önem taşıyor, çeşitli avantajları beraberinde getiriyor. En önemli avantajı ise üründeki hastalık riski bu iklim koşulunda büyük ölçüde azalıyor. Bugün görüyoruz ki ilk adımı atabilmek, cesaret edebilmek çok önemliymiş. Azmedip çalışırsanız arkası mutlaka geliyor. O günkü cesaretimiz sonucu Mersin’de bölgesel sermayenin sektörümüzdeki ilk yatırımcısı olduk. Başlangıçta öz kaynaklarımızla yola çıktık ve hiç devlet desteği almadık. “Çiftçi, çiftçinin talebinden iyi anlar” Sektörde kısa sürede başarı elde ettiğimizi söyleyebilirim. Ürünlerimiz yalnızca Mersin’de değil satış yaptığımız diğer illerde de kabul görüp beğenildi ve kısa zamanda yüksek miktarlarda siparişler almaya başladık. Bunun temelinde bizim de çiftçilikten gelmemizin büyük rolü var. Çiftçilikten geldiğimiz için çiftçinin ihtiyaçlarını ve sorunlarını rahatlıkla anlıyor ve uygun çözümler sunabiliyoruz. Üreticinin ne beklediğini görüp ihtiyaca yanıt verebiliyoruz. Talepler artınca üretim alanımız da yetmemeye başladı. Bunun üzerine üretim alanını genişletip teknolojik donanımızı da güçlendirmeye başladık. Başarımızdaki diğer bir sebep kalitemizden hiçbir şekilde ödün vermememiz. Çiftçinin işini kolaylaştırmak adına hiçbir maliyetten kaçınmıyoruz. En kaliteli gübre, ilaç kullanımına dikkat edip ilaçları olması gereken dozlarda kullanıyoruz. Çiftçimizin emeğinin değerini bildiğimizi düşünüyoruz. Bununla birlikte çiftçinin bize güvenmesi de bizim adımıza çok önemli. Bu güveni sağlamak için ürünümüzün her zaman arkasında duruyoruz. Fideyi sattık ve işimiz bitti diye düşünmüyoruz. Yaşayacakları herhangi bir sorunda mutlaka yanlarında olup gerekli desteği veriyoruz. Ürünümüzün satış sonrası da takibini yapıyoruz. Özellikle yerli tohum firmalarıyla dirsek temasındayız. Böylece yeni çeşitlerin de bölgeye adaptasyonu konusunda kaktı sunuyoruz. Tohumcuların geliştirdiği yeni çeşitlerin hangi bölgeye uyumlu olduğu konusunda da dirsek temasında bulunup daha iyi ürünler çıkarmaya gayret gösteriyoruz. Sürekli bir araştırma içindeyiz. Sektörümüzü ilgilendiren her türlü gelişme bizim için önemli. Bu nedenle son teknolojiyi ya da bilimsel gelişmeleri takip etmek adına yurtiçi ve yurtdışı fuarlara düzenli katılıma önem veriyoruz. “Sipariş üzerine personel yetiştirdik” Bununla birlikte başarıya ulaşmada yetişmiş insan kaynağının öneminin de farkındayız. Özellikle kilit noktalara hem bu alanda yetişmiş insan hem de güvenilir kişilerin çalışması önemliydi. Biz de en kalıcı çözüm olarak kendi içimizden kişileri bu alanda yetiştirmeyi uygun bulduk. İkinci nesli ‘sipariş üzerine’ ziraat mühendisi olarak yetiştirmeye yönlendirdik. Kendileri de zaten burada büyüdükleri için buna
karşı çıkmadılar. Bugün bünyemizde bizim de dahil olduğumuz 7 ziraat mühendisi ve 10’a yakın teknisyen faaliyet gösteriyor. Toplamda 150 kişiyiz. Yetişmiş elemanın başarıdaki rolü büyük. Bu nedenle hizmet içi eğitime de büyük önem veriyoruz. Personelimizin teknik bilgisini canlı tutmak, yeni gelişmelerden haberdar etmek adına düzenli eğitimler düzenliyoruz. Gerektiğinde kurum dışından danışmanlık hizmetleri alıyoruz. Yurtdışına fuarlara katılımlarına olanak sağlayıp vizyonlarını geliştiriyoruz. Bir diğer önemli konunun ise çalışan kişilerin kendisini kuruma ait hissetmesi. Burada hepimiz bir aileyiz ve çalışanlarımıza da bunu hissettirmek adına periyodik olarak birlikte tesisimiz dışında vakit geçirebileceğimiz organizasyonlar düzenliyoruz. Çalışan memnuniyetinin iş verimine yansıyacağı bilinciyle hareket ediyoruz. “10 yıl önce aşılı fide üretimine başladık” Müşteri talepleri ve bizim yaptığımız araştırmalar çalışmalarımıza yön veriyor. Sektörde öncü üretimler bizim için önemli. Bu noktadan hareketle bundan yaklaşık 5 yıl önce yine müşterilerimizin taleplerini değerlendirerek aşılı fide üretimine karar verdik. Bölgemizdeki topraklar artık yeterli gelmiyordu. Bu nedenle aşılama yapmamız önemliydi. Kök hastalıklara dayanıklı fidelerle lezzetli, verimli kaliteli fideleri birbiriyle aşılamak
için çalışmaya başladık. Bu konuda araştırmalarımız uzun süre devam etti. Yaklaşık 1 yıl kadar ar-ge çalışmalarımız sürdü. Sonunda 2009 yılında aşılı domates ve karpuz üretimine başladık. Bölgemizin aşılı fide üreten ilk firması olduk. Halen bu alandaki ar-ge çalışmalarımız devam ediyor. Ar-ge çalışmalarımız yalnızca ürünlere yönelik değil, ürünlerimizin kullanımında elde edilecek verim de bizim için önemli. Bu konuda da yaptığımız araştırmalar sonunda ürünün toprağa adaptasyonunu artıracak, performansını güçlendirecek üretim kapları geliştirdik. Kendimiz tasarlayıp yine aşılı fide üretimine başladığımız 2009 yılında bu ürünün de patentini alarak kendi adımıza özel ürün kapları ürettirmeye başladık. Tek kullanımlık strafor kaplarımız fidenin toprağa adaptasyonunu artırdı. Bugün başta domates olmak üzere, patlıcan, biber, salatalık, kavun, karpuz, marul, lahana, brokoli ve karnabahar gibi ana kalemlerde binlerce çeşit fide üretiyoruz. Sektörümüzde giderek aşılı fidelere talep artıyor. Önümüzdeki yıllarda aşılı fide üretimimizin klasik fide üretiminin önüne geçeceğine inanıyor ve yatırımlarımıza da bu doğrultuda yön veriyoruz. “Hedefimizde ihracat var” Biz firma kurucuları olarak Türkiye genelinde önemli bir Pazar payına sahip olduğumuzu söyleyebilirim. İkinci neslin de aramıza dahil olmasıyla birlikte ihracatı da düşünmeye başladık. Yakın ülkelere küçük küçük ihracat çalışmalarını başlattık ancak bu henüz çok yeni. Yurtdışından gelen talepler var ve bunları karşılayabilmek adına fidelerimizin dayanıklılığını daha da artıracak teknolojik araştırmalar içindeyiz. Bununla birlikte yalnızca ürün ihracı değil, yurtdışında üretim yapmayı da düşünüyor ve bunun için de araştırma yapıyoruz. Hedef pazarlarımıza yakın uygun araziler bulmamız halinde farklı iklim koşullarında farklı ürünleri farklı pazarlara satabiliriz. “Kentimizde bir agropark kurulması önemli” Bununla birlikte kentimizde tarımsal açıdan önemli gelişmeler yaşanıyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın da girişimleriyle Türkiye genelinde hizmet verecek olan Mersin Agropark kentimize kazandırılıyor. Bu yatırım yalnızca Mersin değil Türk tarımının gelişimine önemli katkılar koyacaktır. Tarımın gelişmesi yalnızca bizim firmamız değil tüm firmalar adına önemli. Biz de böyle bir yatırımın hayata geçmesiyle birlikte ar-ge departmanımızı bu alana yönlendirmeyi düşünüyoruz. “Türk Tohumcular Birliği yönetimindeyim” Bu yıl aynı zamanda bitkisel üretim anlamında çatı kurum olma niteliği taşıyan Türkiye Tohumcular Birliği Yönetimine seçildim. Ankara’da yerli ve milli tohumculuğu geliştirmek adına çalışmalar yürüteceğiz. Maalesef sektörümüzde kamuoyunda bilgi kirliliği çok fazla. Konuya hakim olmayan kişiler bilimsel temellere dayanmayan açıklamalar yaparak sektöre zarar veriyor. Hibrit tohumlar konusunda yanlış bilgilendirmeler yapılıyor. Bu tür yanlış bilgilendirmelerle mücadele etme hedefindeyiz. Buradan tüketicilerin gönül rahatlığıyla her mevsim sebze ve meyve tüketebileceğini söyleyebilirim.
Kızıltan: “Özlenen ortaklık yapısını görmek mutluluk verici”
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Ekol Fide firmasını ziyaret edip Şirket Ortakları Ümit Kurtuluş ve Nurettin Oğuz ile bir araya gelerek çalışmaları hakkında bilgi aldı. “Sizler Mersin’in bir değerisiniz. Sektörünüzdeki firmalar sizi elbette tanıyor ama kentimizin de böyle önemli bir değeri tanıması bizim için önemli” diyen Kızıltan, “Sizlerin tanınması, başarılarınızın diğer firmalarımıza da örnek olması hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üre-
ten her firmamıza destek olmaya, hizmet vermeye hazırız” ifadelerini kullandı. Ekol Fide’nin güçlü ortaklık yapısı ile de diğer firmalara örnek olduğunu vurgulayan Kızıltan, “Maalesef ülke olarak gelişmiş bir ortaklık kültürüne sahip değiliz. Sizin gibi engin bir tecrübe ile güçlü teknik birikimin birleşimiyle oluşan güçlü şirket yapısını görmekten gurur duydum. Bu başarının tabana yayılmasını, ortaklık yapısı güçlü yeni şirketlerimizin de oluşmasını temenni ederim” dedi.