MTSO Haber Sayı 372

Page 1

Model Fabrika’nın temeli atıldı >5’te

Hayal eden ve üreten bir nesil için, ‘Bilim karavanı yollarda’

25 yıllık koleksiyon sanatseverlerle buluştu

>4’te

>2’de

Her seçim demokrasi binasına konulan sağlam bir tuğladır… Ayhan KIZILTAN

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 21 | YIL: | SAYI: 17 | 372 SAYI: | 31 298 Mart | 6-19 - 13 Nisan ARALIK 2019 2015

Sağlıkçılar Medikal OSB ve sağlık turizmine odaklandı

Hakan Dindar

MTSO 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı

M

TSO 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi, Medikal OSB ve sağlık turizmine yönelik çalışmalara odaklandı. Sağlık turizmi için Kore örneğini incelemekte olan sektör temsilcileri, Medikal OSB için ise dernekleşme çalışmalarını tamamladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı Hakan Dindar, takip ettikleri projeler hakkında bilgi verdi. Komite bünyesinde farklı alanlarda faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin yer aldığını hatırlatan Dindar, ilk

olarak bu sektörleri küçük gruplar halinde toplayıp sorunlarını dinlediklerini anlattı. Medikal malzeme satışı yapan üyelerle iki kez toplanıp sorunları tespit ettiklerini dile getiren Dindar, “Bu toplantıda Medikalciler Derneği MEMDER’in yeniden etkin hale getirilmesi adına destek kararı alındı. Ardından derneğin kuruluşu tazelendi, yeni yönetimiyle, yeni tüzüğüyle faaliyetine başladı” dedi. Bir sonraki grup toplantısını diş hekimleriyle yapacaklarını ifade eden Dindar, toplantıların önümüzdeki dönemde de süreceğini söyledi. > 7’de

Mersin’de hedef

katma değerli üretim

16 No’lu komiteden birlik çağrısı

Erol Berktaş

MTSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı

M

TSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Erol Berktaş, ekonomik daralmanın yaşandığı günlerden el ele verilerek çıkılabileceğini söyledi. Sektör temsilcilerine birleşme çağrısı yapan Berktaş, MTSO bünyesinde yer alan sektör temsilcilerinin birbiriyle alışverişini artırması gerektiğini anlattı. “Eğer hepimiz birbirimize dokunursak güçleniriz” diyen Berktaş, “Biz bir aileysek aile fertleri de birlikte hareket edip birbirini desteklemeli” ifadelerini kullandı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Erol Berktaş, bir taraftan sektörde yaşanan gelişmeleri değerlendirirken diğer taraftan komite çalışmaları hakkında bilgi verip geleceğe yönelik planlarını anlattı. İnşaat sektöründe yaklaşık 1,5 yıldır ciddi bir durgunluk olduğunu kaydeden Berktaş, bu nedenle yeni projelerin hayata geçirilmediğini ve bu durumun doğrudan inşaat malzemesi üretici ve satıcılarını da olumsuz etkilediğini söyledi. > 7’de

Mersin Şehir Hastanesi sağlık turizminde iddialı

Mersin’de üretimin canlanması, sanayinin gelişmesine katkı sağlayacak önemli adımlar atılıyor. Bir taraftan MTOSB 3. Bölge ile Model Fabrika altyapı temelleri atılırken diğer taraftan TÜİOSB kurulum çalışmaları devam ediyor. Hedefte yalnızca ihracatı artırmak değil, katma değerli üretim ve katma değerli ihracatı artırmak var.

M

ersin sanayi yatırımlarında atağa geçti. Son dönemlerde üst üste gerçekleşen temel atma törenleri üretimin artıp istihdama katkı sağlanması noktasında umut veriyor. Yatırımlar tamamlandığında 16 bin kişiye ek istihdam sağlanması öngörülüyor. Ancak üretim tek başına yeterli değil. Katma değeri yüksek ürün üretimi ve ihracatı için Model Fabrika, Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi yatırımlarına da başlandı.

Bir taraftan Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi 3. Bölge Altyapı ve Ham Yol inşaatı temeli atılırken diğer yandan MTSO ve MTOSB ortaklığında kurulum çalışmalarına başlanan Model Fabrika ile Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezinin temelleri atıldı. Altyapı çalışmalarının ekim ayına kadar tamamlanması planlanan 3. Bölgede yılsonuna kadar birkaç fabrikanın faaliyete başlaması planlanıyor. Tamamlandığında 20 fabrikaya tahsis

Yepyeni bir ekonomik düzen geliyor

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi

urulduğu günden bu yana yalnızca Mersin ve çevresindeki illere değil bölgedeki ülkelere de hizmet verme hedefiyle yola çıkan Mersin Şehir Hastanesi, 2018 yılı Mayıs ayında 3. Basamak Eğitim ve Araştırma Hastanesi unvanını da almasıyla birlikte bu aladaki gücünü artırdı. Yurtdışından gelen hastaları havaalanında karşılayıp, refakatçileriyle birlikte VIP odalarda ağırlayan hastane, sunduğu tercüman hizmeti, refakatçiler için düzenlediği şehir turları ya da diğer yabancı hastaların da katılımıyla organize ettiği etnik sosyal aktivitelerle, hastaların kendilerini evlerinde hissetmesine yardımcı oluyor. Kentte sağlık turizminin gelişmesini önemsediklerini vurgulayan Mersin Şehir Eğitim ve

MTSO 01 CMYK

İşleme İhtisas OSB’de (TÜİOSB) ise alt yapı çalışmaları devam ediyor. 2 milyon metrekarelik alanda hizmet verecek bir projeye dönüşen TÜİOSB tamamlandığında 10 bin kişilik istihdam sağlaması hedefleniyor. Tüm arazide jeolojik etüt çalışmaları tamamlandı. İmar planı ve altyapı proje çalışmalarına başlandı. 2019 yılı içinde temel atmaya hazır hale gelecek. Burada da teknoloji temelli üretim ve ihracat yapan firmaların yer alması planlanıyor.

Balıkçılıkla öne çıkan ülke:

Uzm. Dr. Bahar Aydınlı

K

edilecek 33 sanayi parselinde 6 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor. Aynı zamanda 4 ve 5. Bölgelere yönelik çalışmalar da devam ediyor. Model Fabrika ile Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkeziyle de mevcut fabrikaların verimliliğinin artırılması hedefleniyor. Orta ve üst düzey yöneticilere verimlilik artırıcı uygulamalı eğitimler verilecek proje çerçevesinde danışmanlık hizmeti de sunulacak. Mersin – Tarsus Tarımsal Ürün

Araştırma Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Bahar Aydınlı, bu alandaki hizmet altyapılarını güçlendirmeye devam ettiklerini anlattı. Bunun için yazılım firmalarının Sağlık Turizmi Asistanı adı altında bir kiosk geliştirdiğini kaydeden Aydınlı, bu asistan aracılığıyla hastaların kendi ülkeleriyle görüntülü olarak iletişime geçebildiğini bildirdi. Son dönemlerde ise Merkezi Provizyon Sistemi’ni hayata geçirmeye yoğunlaştıklarını kaydeden Aydınlı, bunun da gerçekleşmesi ile birlikte hastaların ödemeyle uğraşmayıp yalnızca tedavilerine yönelebileceklerini, ödemelerin doğrudan sigortalardan tahsil edilebileceğini söyledi. Aydınlı hastanede verilen hizmetleri ve sağlık turizmine yönelik çalışmaların gazetemize anlattı. > 8’de

Y

emen doğal kaynaklar açısında zengin olmayan bir ülkedir. En büyük zenginliği ise genç nüfusu olarak gösterilebilir. 14 yaşından küçüklerin toplam nüfus içindeki oranı %43’tür. Ancak yeterli yatırım bulunmaması nedeniyle işsizlik oranı da yüksektir. Yemen finans sistemi, zayıf olduğundan ve büyük ölçüde nakit paraya dayandığından, küresel sermaye hareketlerindeki oynaklıktan çok fazla etkilenmez. Yemen, genel olarak dış ticaretinde açık veren bir ülkedir. Eylül 2014’te başlayan iç çatışmaların 2015’in başından itibaren iç savaşa dönüşmesi petrol ve gaz üretimi ile ihracatının

Öğrencilerin niteliğini artıracak işbirliği protokolüne imzalar atıldı >3’te

hemen hemen durmasına yol açmıştır. Bu da ekonomik faaliyetlerin ve ihracatın gerilemesine, dolayısıyla dış ticaret açığının yükselmesine yol açmıştır. İnsani yardıma büyük ölçüde ihtiyaç duyan ülkenin özellikle gıda ihtiyacının yüksek olduğu söylenebilir. Ülkenin ihracatında petrolden sonra en önemli kalemi balık ürünleri oluşturur. 41 bin kişilik balıkçı nüfusuna sahip olan Yemen’de balıkçılık sektörüne küçük ölçekli ve yeterli teknik altyapıya sahip olmayan bireysel balıkçı tekneleri hakimdir. 2 bin 500 km uzunluğunda kıyı şeridi bulunan Yemen, balıkçılık açısından önemli fırsatlar sunar. > 6’da

Mersinli genç girişimciler, tanışma toplantısında buluştu >3’te

Geleceği Yazan Kadınlar Projesi başladı

>2’de

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, MTSO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda Komite Üyeleriyle bir araya gelerek güncel ekonomik konuları değerlendirip, firmaların önümüzdeki günlerde almaları gereken tedbirler hakkında bilgi verdi. Toplantının açılış konuşmalarını Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol yaparken, Teknoloji Transfer Ofisi Modül-1 Koordinatörü Burak Doğrulu Teknoloji Transfer Ofisi’nin çalışmaları hakkında bilgi vererek, TÜBİTAK desteklerini anlattı. TOBB Mersin Akademik Danışmanı Dr. Ebru Arıcıoğlu ise katılımcılara Milli İstihdam Seferberliği teşvikleri hakkında bilgi verdi. Açılış konuşmaları sonrası sunumuna başlayan Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu ekonomideki son gelişmeleri değerlendirip önümüzdeki dönemde iş dünyasını nelerin bekle-

diğini anlattı.

“Öncelik üretimde” Ekonomi dendiğinde öncelikle üretime değinmek gerektiğini vurgulayan Uzunoğlu, şunları söyledi: “Üretiminiz azalıp stoklarınız arttıysa bir sorun var demektir. Çünkü ekonominizin iyiye gidip gitmediğinde öncü gösterge stok devir hızıdır. Stoklarını çevirmekte zorlanan işletmenin nakit akışı bozulur ve finansman arayışına girer. Şu anda finansmana erişim çok pahalı. Kredi faizleri yüzde 23,5’lar civarında. Bu da nakit akışınızı bozar. Hesapladığınız maliyetlerin üzerine çıkarak zarar edersiniz.” Son dönemlerde ekonomide yaşanan gelişmeleri herkesin farklı bir isimle değerlendirdiğini hatırlatıp, ister adı kriz olsun, ister durgunluk, isterse darboğaz, isimlere takılmamak gerektiğini vurgulayan Uzunoğlu, önemli olan tek göstergenin üretimdeki düşüş olduğunu vurguladı. >5’te


2

YIL: 21 | SAYI: 372 | 31 Mart - 13 Nisan 2019

| www.mtso.org.tr

Geleceği Yazan Kadınlar Projesi başladı

Eğitim Komitesi Ankara’ya gidiyor

M T

OBB, Turkcell ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu işbirliğinde, mobil teknoloji endüstrisinde çalışmak veya mobil teknolojileri kullanarak iş fikrini hayata geçirmek isteyen kadınların yazılım konusunda eğitilerek, mobil uygulamalar geliştirmelerine destek olmak, kadınların bu alanda istihdam kapasitesini ve girişimciliğini artırmak amacıyla hazırlanan Geleceği Yazan Kadınlar Projesi başladı. Teknolojinin tüm dünyada iş hayatının içine daha çok entegre olduğu günümüzde kadınları yazılım konusunda eğitip bu alanlardaki istihdam kapasitesinin ve girişimciliğinin artırılmasını hedefleyen Projenin eğitimleri Mersin’de de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu öncülüğünde başladı. Mersin eğitimlerine yaklaşık 30 kursiyer katıldı.

16 Mart günü 24 ilde 10.00 – 17.00 saatleri arasında bin 601 katılımcı ile 58 sınıfta eş zamanlı olarak başlayan eğitimler 5 hafta sonu devam ederek 28 Nisan’da sona erecek. Projenin hedef grubunda lise mezunu, üniversite öğrencisi veya mezunu olan, mobil teknoloji endüstrisinde çalışmak veya mobil teknolojileri kullanarak iş fikrini hayata geçirmek isteyen 18 yaş üzerindeki kadınlar yer alıyor. Proje kapsamında sınıf içi eğitimlere katılan ve online eğitimleri tamamlayarak başarı belgesini alan katılımcılar 5 aylık proje geliştirme aşamasına geçebilecek. Bu aşamada katılımcılar proje fikirlerini ister bireysel isterlerse maksimum 3 kişilik ekip oluşturarak yürütebilecek. Bu süreçte katılımcıların proje geliştirirken ihtiyaç duyduğu teknik destek eğit-

menleri tarafından online olarak sağlanacak. Bunun yanı sıra proje geliştirme sürecinin sonuna doğru eğitmenler yüz yüze 2 günlük teknik danışmanlık verecek. Katılımcılara teknik danışmanlığının yanı sıra projelerini doğru iş modeliyle hayata geçirebilmeleri için başarılı iş insanları ve akademisyenler tarafından 3 günlük yüz yüze iş danışmanlığı da verilecek. Ardından da projelerini geliştiren katılımcılar 3 aşamadan oluşan yarışma sürecine katılacak. Projeler, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ve TOBB Kadın Girişimciler Kurul Başkanı Evrim Aras’ın da içinde bulunduğu büyük jüriye İstanbul’da düzenlenecek finalde sunulacak. Başarılı olan finalistler ise ödül ve çeşitli fırsatlara sahip olacak.

TSO 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Komitesi çatısı altında oluşturulan ‘Kurs Tercihtir Platformu’ 7 Nisan’da Ankara’da düzenlenecek olan genel toplantıya katılma kararı aldı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Komitesi, kursların kapatılmaması adına lobi çalışmalarını sürdürüyor. Bu konuyla ilgili Türkiye genelinde, ‘Kurs Tercihtir’ ismiyle

Ölçü ve Ayarlar Kanunu’nda değişiklik

3

516 Sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu’nda yapılan değişiklikle 1 Aralık 2018 tarihinden önce 15. Maddenin (c) bendinde belirti-

len fiillerin işlenmesi nedeniyle cezai duruma düşmüş ölçü aleti kullanıcılarına muafiyet tanınmıştır.

Ü

retim yapan aile şirketlerinin ikinci kuşaktan gelen yönetici adaylarına geleceğe doğru attıkları adımlarda yardımcı olmak amacıyla, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından yürütülen MTSO Sa-

gün sürecek. Katılım 25 kişi ile sınırlı. Katılım ücreti ise KDV dahil 400 TL’dir. Ön başvuru sürecinin tamamlanıp adayın kabul edilmesi sonrasında kayıt işlemi gerçekleştirilecektir. Programın detayları ise şöyle:

1) Endüstri 4.0 Farkındalık Eğitimi (6 Nisan 2019) 2) Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Eğitimi (12-13 Nisan 2019 ) 3) Pazarlama ve Satış Teknikleri Eğitimi (19-20 Nisan 2019) 4) Liderlik Eğitimi (26-27 Nisan 2019) 5) Ticari Bilgi ve İstihbarat Eğitimi (3-4 Mayıs 2019)

Ford Ergin’den Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne hibe araç

M

TSO Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani, göçün yalnızca Türkiye değil dünyanın bir olgusu olduğuna dikkat çekerek, “Özellikle bir sorun olduğunu söylemiyorum çünkü göç, bu olguyu yönetemeyenler için sorundur” değerlendirmesini yaptı. Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve Göç İdaresi Mersin İl Müdürlüğünce düzenlenen “Uyum Buluşmaları” toplantılarının 14’üncüsü, Mersin’de gerçekleştirildi. Toplantıya Mersin Valisi Ali İhsan Su, Göç İdaresi Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu, Göç İdaresi Genel Müdür

M

MTSO 02 CMYK

Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, İl Göç İdaresi Müdürü Prof. Dr. Nalan Yetim ile sivil toplum kuruluş temsilcileri katıldı. Toplantıda konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani, Türkiye’de 190 ülkeden yaklaşık 5 milyon göçmenin yaşadığına dikkat çekerek, Mersin’in Türkiye temelinde bu göçü başarıyla kucaklayabilen illerden olduğunu söyledi. Bir realitenin yok saymakla yok olmadığını vurgulayan Çani şunları söyledi: “Sorunları yok sayarak çözemeyiz. MTSO olarak; eğitimden sağlığa, sosyal uyumdan adaptasyona, bir-

çok konuda bu göç olgusuna destek verirken, özellikle konumuz olan ekonomik boyutu elbette odak noktamız yaptık. Gerek mesleki eğitim, gerek istihdam gerekse işyeri açma anlamında tüm desteği verdik, danışmanlık yaptık. Göçle gelen bu insanları kentin ekonomisine yasal ve kaliteli şekilde entegre ettik.” Rakamsal verilere de değinen Çani, Aralık 2018 verilerine göre; Mersin’de, MTSO’ya kayıtlı bin 524 adet Suriye sermayeli firma bulunduğunu söyledi. Bu firmaların büyük bölümünün hizmetler ve imalat sanayinde faaliyet gösterdiğini kaydeden Çani, “Odamızın Geçici Koruma Altındaki Suriyelilere yönelik yürüttüğü birçok proje mevcuttur” diyerek bu projelerin detaylarını anlattı. MTSO olarak göçü yönetmenin temelinde işin uyum tarafını gördüklerini vurgulayan Çani, “Göç olgusunu çözülmez bir korku değil, kentin yararlanacağı bir durum haline getirmeye çalışıyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

25 yıllık koleksiyon sanatseverlerle buluştu

M

ali Müşavir ve Koleksiyoner Osman Yılmaz, 25 yıldır birik47 ildeki mesleki ve teknik lise Müdürü Ozan Tuncel, Endüstri tirdiği resim koleksiyonuyla Mersin öğrencileri, uygulamalı eğitimler Meslek Lisesi Müdürü Zeki UrTicaret ve Sanayi Odası (MTSO) Saile ilk kez yeni nesil teknoloji- han da katıldı. lere sahip motorları, elektronik Ford Otosan’ın katkıları ve Er- nat Galerisi’nde sergi açtı. Yılmaz, bu sistemleri ve diğer tüm parçaları gin AŞ desteğiyle bağışlanan ara- sergisiyle halkı koleksiyona teşvik inceleme ve üzerinde çalışma fır- ca gerekli özel takım, ekipman etmek ve sanat eksperlerinin yetişsatı yakaladı. ve sarf malzeme ihtiyaçlarının mesine vesile olmak istiyor. MTSO Sanat Galerisi, KoleksiFord Otosan katkıları Ergin karşılanacağı bildirildi. Ayrıca A.Ş desteğiyle bir adet Ford belli periyotlarda okul ziyaret yoner Osman Yılmaz’ın koleksiyon Transit aracın teslim töreni Er- edilerek, araçla ilgili teknik bil- sergisini ağırlıyor. Yılmaz tarafından gin Plaza da, Ergin AŞ Yönetim gi akışı hem öğretmenlere, hem özenle biriktirilen 32 eser, sanatseKurulu Üyesi Kubilay Doğan ev de öğrencilere aktarılacak. Proje verlerin beğenisine sunuldu. Sergisahipliğinde gerçekleşti. Teslim kapsamında gençlerin staj dö- nin açılışına, çok sayıda sanatsever Törenine MTSO Yönetim Kurulu nemlerinde de pratik yapma ih- katıldı. Sergi açılışında konuşan Başkanı Ayhan Kızıltan’ın yanı tiyaçları karşılanıp, sonrasında Osman Yılmaz, koleksiyoner olmasıra Mersin Milli Eğitim Müdürü Ergin AŞ’de istihdam edilmeleri nın sanatın ve zamanın seçilmişine sahip olmak anlamına geldiğini söyAdem Koca, Ford Otosan Bölge için gerekli destek verilecek. ledi. Resim ve görsel sanatların hem MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU zevk yatırımı hem de bir iktisadi yatırım aracı olduğunu bildiren Yılmaz, herkes tarafından bilenen döviz, altın, hisse ve gayrimenkul yatırım araçlarının yanı sıra, sanat yatırım5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam larının az sayıda insan tarafından aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı bilindiğini, göze, gönle ve cebe kaAmme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %2 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. zandıran bir yatırım aracı olduğunu Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize İşbankası Kredi Kartı ve tüm Bonus Card’lara 6, Yapı Kredi Bankası Kredi kaydetti. Koleksiyon yapmanın saKartına 3 taksitle ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur. natçıya destek gibi algılandığına işa-

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Ford Otosan katkıları ve Ergin A.Ş desteğiyle Mersin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne hibe edilen aracın teslim törenine katıldı. Türkiye’nin kalkınmasına destek olmak adına farklı alanlarda sosyal sorumluluk projeleri yürüten Ford Otosan ailesi olarak, liselerin motor ve teknik bölümlerinin geliştirilmesi amacıyla 47 ildeki 71 farklı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine yeni nesil teknolojilerle donatılmış 71 adet araç bağışlandı. Bu sayede

Bu muafiyet kapsamında 1 Aralık 2018 tarihinden önce damgası kopmuş, bozulmuş, damga süresi geçmiş olduğu için cezai duruma düşmüş ölçü aletinin kullanıcıları 28.02.2019 tarihinden itibaren 90 gün içinde ölçü aleti türüne göre ilgili il müdürlüklerine ya da yetkili muayene servislerine periyodik muayene başvurusunda bulunmaları halinde söz konusu fiilden dolayı herhangi bir idari para cezası ödemeksizin muayene ve damgasını yaptırarak ölçü aletini kullanabilecekler.

“Göç, yönetemeyenler için sorundur”

Sanayi Akademi 4’nücü dönem başlıyor nayi Akademi - Geleceğin Yöneticileri Sertifika Programı 4. dönem eğitimleri başlıyor. Başvurular 3 Nisan Çarşamba günü sona erecek. Avrupa İşletmeler Ağı (AİA) Projesi kapsamında hazırlanan MTSO Sanayi Akademi - Geleceğin Yöneticileri Sertifika Programı’nın dördüncü dönemi, 6 Nisan 2019’da, MTSO’da başlayacak. Üretim yapan aile şirketlerinde ikinci kuşaktan gelen yönetici adaylarının gelecekte en çok ihtiyaç duyacakları temel yetkinlikler düşünülerek tasarlanan program 6 Nisan 2019 – 4 Mayıs 2019 tarihleri arasında Cuma ve Cumartesi günleri 9.30 – 17.30 saatleri arasında düzenlenecek olup, toplamda dokuz

bir platform kurulduğunu anlatan Komite Meclis Üyesi Tamer Güner, “Biz de bu platformu komitemiz çatısı altında Mersin’de harekete geçirdik” dedi. Üst üste 3 toplantı düzenleyip yol haritası belirlediklerini bildiren Güner, “Geniş katılımlı son toplantımızda yereldeki mücadelemizi diğer illerle güç birliğine giderek yurt geneline yayabilmek adına 7 Nisan’da Ankara’da diğer çatı dernekler tarafından organize edilecek olan toplantıya katılma kararı aldık” dedi. “Kurs ihtiyaçtır ve öğrencilerimizin yasal olmayan merdivenaltı kurumlara gönderilmesi yerine yasal kurumlarda eğitim almaya devam etmelerini istiyoruz” diyen Güner, bu hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.

ret eden Yılmaz, “Oysa durum tam tersi. Asıl, sanatçı sanat yatırımcısına ciddi kazançlar sunuyor” dedi.

lar yükleyerek bağlanmaya başladığını ve biriktirmeye devam ettiğini söyledi. İlerleyen dönemlerde, kentin sanatçılarının eserlerinin yer aldığı ‘Mersin Resim Müzesi’ kurmak istediğine de değinen Yılmaz, “Mersin, kurvaziyer gemilerinin geldiği bir yer olmak zorunda. O gün geldiğinde, gelen insanlar alışveriş merkezlerine ihtiyaç duymayacak. Çünkü aynısı kendilerinde de var. Geldikleri şehrin dokusunu yansıtan tarihi binaları, müzeleri ve doğal güzellikleri arayacaklar. Bu nedenle müze açmak istiyorum” diye konuştu. 17 Nisan’a kadar açık kalacak sergi, hafta içi 08.30-18.00, hafta sonu ise 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

“MTSO, kültürel ve sanatsal duyarlılıkta öncü”

MTSO’nun kültürel ve sanatsal duyarlılıkta öncü olduğunu kaydeden Yılmaz, MTSO’nun kentsel ve sosyal sorumluluk üstlendiğini ve benzer kurumların çoğalmasına da örnek olduğunu aktardı. “Ben de MTSO’nun teşviki ile bu koleksiyon sergisini açıyorum” diyen Yılmaz, temel amacının halkı koleksiyon yapmaya teşvik etmek, karma koleksiyon sergilerine vesile olmak, çok sayıda koleksiyonerin ortaya çıkmasını, yarışmasını ve sanat eksperlerinin yetişmesini sağlamak olduğunu belirtti. 25 yıldır koleksiyon yaptığını belirten Yılmaz, resim yapmayı denediğini ancak ilgisini çekmemesi nedeniyle devam etmediğini aktardı. Koleksiyona ise tanıdığı ve sevdiği arkadaşlarının sergilerinden birer eser satın alarak başladığını anlatan Yılmaz, zamanla o nesnelere anlam-

Ayhan KIZILTAN

A. Kadir DÖLEK

Derya GÜLEÇ

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

www.kartoncw.com Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 21 | SAYI: 372 | 31 Mart - 13 Nisan 2019

| www.mtso.org.tr

Her seçim demokrasi binasına konulan sağlam bir tuğladır…

Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Bugün tüm Türkiye ve özelinde Mersin olarak yerel yönetimleri idare edecek olan belediye başkanlarımızı seçeceğiz. Öncelikle, her seçim ülkemizin demokrasi binasına konulan sağlam bir tuğladır.

D

emokrasiye inanan bir toplum olarak bu seçimlerin önce kentimize, daha sonra ülkemize hayırlı sonuçlar getirmesini ve sonunda kazananın milletimiz olmasını diliyoruz. Dileğimiz o dur ki, seçim bittikten sonra artık siyaset bir kenara konsun, gereksiz parti ayrışmaları unutulsun ve seçilen tüm Başkanlar Mersin’i yapay tüm ayrımcılıkları bir kenara iterek kucaklasın. Doğrusu seçim kampanyaları sürecinde aslında tüm adaylarda bu birleştiriciliği hissettik ve mutlu olduk. Kavgacı olmayan üsluplarından dolayı, birleştirici sloganlarından dolayı tüm adaylara teşekkür ediyoruz. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak dileğimiz yerel yönetimlerin ekonomiye daha çok entegre olması, hatta kente gelecek olan yatırımlarda öncü olmasıdır. Bunun için tüm adayların seçim süreçlerini yakından izledik. Siyaset üstü bir kurum olarak, siyasi parti ayrımı yapmadan tüm adayların davet edildiğimiz her toplantısına katıldık. Bunun yanı

sıra, tüm adayları da Odamıza davet ederek iş dünyamızın, sektörlerimizin seçilmiş temsilcileri olan Meclis Üyelerimiz ve Meslek Komiteleri üyelerimizle bir araya getirdik. Bu buluşmalarda hem adayların görüşlerini, Mersin için projelerini dinledik, hem de onlara kendi bakış açımızı, kent ekonomisinin talep ve beklentilerini ilettik. Adaylar beklentilerimize kulak verdi Bildiğiniz gibi 2018 yılı Kasım ayında pro-aktif bir davranışla, daha adaylar bile belli olmadan MTSO öncülüğünde, işe tüm Mersin dinamiklerini de katarak “Mersin Başkanından ne Bekliyor?” konulu bir Arama Konferansı düzenlemiş ve kentin yerel yönetimlerden beklentileri anlamında ortak sesini oluşturmuştuk. Bu konferansın detaylı sonuç raporunu da tüm adaylarla paylaşmıştık. Bu raporda sadece ekonomi değil, kentin sanat ve kültür yaşamından sosyal hayatına, ekonomisinden ulaşımına

kadar birçok alanında Mersinlilerin yerel yönetimlerden beklentileri vardı. Seçim kampanyaları boyunca tüm adayların seçim propagandalarında adayların neredeyse tüm afiş ve tanıtımlarında bu rapordaki beklenti ve önerilere kulak vermiş olduklarını gördük. Geçmişteki seçimlerde adaylar genelde kendi sloganlarını oluştururdu ve kentin beklentilerinden çok, onlara puan getirecek siyasi mesajlara yer verirlerdi. Ancak, bu seçim kampanyası süresince tüm adayların gündemlerine ulaşım sorunlarının çözümü, metronun yapılması, küçük sanayi sitelerinin açılması, sektörel ticaret sitelerinin kurulması, kente gelecek yatırımda, istihdamın artmasına yerel yönetimin başat rol oynayacağı, tarım sorunlarının çözümü, üretimin artması, yüksek teknoloji, akıllı kent yaratma, kentin sanat yaşamının geliştirilmesi, hayvan barınakların kurulması, gençleri ve yaşlıları ilgilendiren projeler, ekoloji, turizm, lojistik, ihracat, ar-ge gibi daha önce ye-

rel yönetimlerden duymadığımız sayısız konunun alınması bizleri sevindirmiştir. Yerel yönetimler kentin ekonomisinden de sorumludur Çalışmalarımız sayesinde yerel yönetimler kentin ekonomisinden sorumlu olduğunu daha iyi anlamıştır. Çünkü bunlar sadece iş dünyasını ilgilendiren konular değildir. Bunlar kenti bütüncül olarak geliştirecek olan konulardır ve ayrı değerlendirilemezler. Bir kentin sosyal huzuru, yaşam kalitesi, kültür düzeyi, sanat zenginliği, eğitim kalitesi o kentin ekonomik zenginliğine, o kentin üretim gücüne doğrudan bağlantılıdır. Tüm bu konuların adayların baş gündemi olması – ki bunların hepsi Arama Konferansımızın raporunda var - adaylar için hazırladığımız raporun tüm adaylar tarafından iyi okunduğunu ve adayların Mersinlilerin gerçek taleplerini dikkate aldıklarını göstermektedir. Yani, Odamız öncülüğünde yapı-

Öğrencilerin niteliğini artıracak işbirliği protokolüne imzalar atıldı Ay: “Tüm kurumlar birbiriyle entegre çalışmalı”

M

TSO ile Çağ Üniversitesi arasında işbirliği protokolü imzalandı. Protokol ile üniversite öğrencilerinin iş dünyasının talep ettiği donanıma sahip olarak mezun olabilmesi, dolayısıyla bölgedeki nitelikli iş gücünün artırılmamsı hedefleniyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünal Ay, bölgenin geleceğine yatırım yapılmasına ciddi katkılar sağlayacak önemli bir işbirliği protokolüne imza attı. Yaratıcı, bilimsel, yenilikçi eğitimle iş hayatının bütünleştirilmesinin hedeflendiği protokol kapsamında iş dünyası öğrencilerin staj ve kariyerlerine hazırlık süreçlerini bilinçli ve nitelikli yöntemlerle tamamlayarak iş dünyasına daha başarılı hazırlanmalarını sağlamada yardımcı olacak. Öğrencilerin mezuniyetleri sonrasında istenilen ve tercih edilen bireylere dönüşmelerine imkan tanıyarak istihdamlarına destek verilmesi hedeflenen işbirliği protokolüyle bölgede nitelikli iş gücünün oluşturulması, bölgenin geleceğine yatırım yapılması, donanımlı, yeni nesillerin ekonomik kalkınmaya etkisinin sağlanması planlanıyor.

MTSO 03 CMYK

Kızıltan: “Öğrenciler de akademisyenler de iş dünyası içinde yer almalı” İmza töreni sonrası kısa bir değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, eğitimin ülkelerin varlığını sürdürebilmesi adına önemine dikkat çekerek, bunun için nitelikli eğitimi önemsediklerini vurguladı. “Bir ülkedeki üniversite sayısının çokluğu değil, niteliğinin yüksek olması önemli” diyen Kızıltan, bunun da üniversitelerin iş dünyasıyla diyaloğunu artırmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekti. Kızıltan şunları söyledi: “Buradan yetişen insanlar iş dünyası içinde çeşitli kademelerde görev alıyor. Üniversiteler iş dünyası ile iç içe olmazsa öğrencilere verilen eğitim de teoride kalıyor. Teori okullarda, uygulama ise bizde var. Teori ile uygulamayı birleştirdiğimiz zaman eğitim hedefine ulaşır. Nitelikli üniversiteler nitelikli insanlar yetiştirince ülkemiz daha iyi noktalara gelir. Bu nedenle protokolü önemsiyoruz.” Öğrencilerin yanı sıra akademisyenlerin de uygulama alanında yer alması gerektiğine değinen Kızıltan,

Beklentimiz göreve gelecek başkanın Mersin’i kucaklaması Biz Mersinliler olarak hangi partinin adayı seçilirse seçilsin, seçimin siyasi propaganda sloganlarını bir kenara koymasını ve tüm Mersin’i kucaklamasını istiyoruz. İlk gündem demokrasidir ve bu kucaklama ile önce kentin demokrasi değerini, yüzlerce yıllık hoşgörü değerini kormuş oluruz. İkinci olarak sosyal huzurun ve toplumsal refahın ana payandası olan ekonomi geliyor. Tüm adayların verdiği mesajlar ve sloganlar, ekonomik projeler harika. Kısa sürede bunların bir kısmı bile hayata geçse Mersin’in ekonomik zenginliğinin önü açılır. Maddi refahın olmadığı bir kentte manevi huzuru, kaliteli bir yaşamı yakalamak mümkün değildir. Üçüncü olarak, seçim sonunda herkesin kolay ulaşabildiği, halkın içinde bir başkan, kurumlarla rekabet eden değil, dayanışma içinde çalışan, kentin dinamiklerinin gücünden yararlanan bir başkan istiyoruz. Unutulmasın sadece 5 yıl için bir başkan seçeceğiz. 5 yıl sonra yine bir seçim var ve yine sandık var. Sözlerini tutmayan adayların bu kentte artık seçilme şansı yok. İşte bundan dolayı seçimler önemli ve değerlidir. Özellikle kentimizde tüm parti ve adaylar açısından demokratik bir olgunluk ve huzur içinde geçen kampanya sürecinden dolayı tüm adaylara ve Mersinlilere teşekkür ediyorum. Her seçim güzel bir demokrasi yarışıdır ve her seçim demokrasi binasının duvarına konulan sağlam bir tuğladır. Bugün Mersinliler olarak hangi adaya oy verirsek verelim, kazanan önce demokrasi olacaktır, kentimiz ve ülkemiz olacaktır. 1 Nisan’dan sonra yapacak çok işimiz var. Mersinli iş ve aş bekliyor, Mersinli kaliteli yaşam bekliyor. Mersinli refah ve huzur bekliyor. Bunun için de artık gerçek gündemimiz olan bu konulara dönmemiz ve hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Yerel seçimlerin sonuçlarının kentimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, Mersin iş dünyası olarak tüm adaylara başarılar diliyoruz.

cilik farkındalığı yaratmak ve girişimciliğin geliştirilmesine yönelik faaliyetler gerçekleştirmek olduğunu kaydetti. Bu kapsamda birçok kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşunu ziyaret ettiklerini anlatan Kiper, bu ziyaretleri tanışmak için değil, yaptıkları bir işi ya da projeyi anlatmak amacıyla düzenlediklerini söyledi.

“Bu sağlanırsa verilen bilgiler gerçekle bağdaşır ve tam bilgiye dönüşür. Bu nedenle üniversite ile iş dünyasının işbirliği artırılmalı” dedi.

Çağ Üniversitesi Rektörü Ünal Ay ise üniversitelerin artık hedeflerini tek başına değil, çevresiyle oluşturacağı birliktelikle gerçekleştirebileceğini söyledi. Özellikle iş dünyası ile interaktif ilişkinin artırılması gerektiğini vurgulayan Ay, yapılan iş birliği protokolünün büyük önem taşıdığını anlattı. “Geldiğimiz ortamda Türkiye’deki üniversiteler değerlendirilirken paydaşlarınızla ne kadar diyalog kurup birlikte çalıştığınız göz önünde bulunduruluyor. Paydaşların senin aktaracağın bilgide, vereceğin eğitimde ne kadar söz sahibi oluyor ona bakılıyor” diyen Ay, “Biz idari bilimler ağırlıklı bir üniversiteyiz. Bu bağlamda özellikle Sanayi ve Ticaret Odaları ile artan diyalog bizim için ekstra önemli” değerlendirmesini yaptı. Bu işbirliklerinin biraz daha operasyonel olması gerektiğini anlatan Ay, şunları söyledi: “Türkiye’de üniversite sistemi yeni bir evreye geçiyor. Eğitim sadece eğitimcilerin işi olmaktan çıtı. Entegre bir yapı kuruluyor. Ben bu işin her şeyini bilirim deme dönemi bitti. Tüm kesimler ortak hareket etmeli. İşadamları eğer aradığı nitelikte personel bulmak istiyorsa üniversitelerin ders programlarına da katkı sunmalı. Bu noktada paydaşlık kavramı önemli. Tüm kurumların birbiriyle entegre çalışması önemli.”

lan çalışma adayları bilgilendirmiş, yönlendirici olmuş, vizyon ortaya koymuş ve amacına ulaşmıştır. Artık bize düşen, adaylar tarafından verilen sözlerin takibini yapmak ve onlara bu vaatleri hatırlatmaktır.

Mersinli genç girişimciler, tanışma toplantısında buluştu

M

ersin genelindeki genç girişimcileri buluşturmak ve kaynaşmalarını sağlamak amacıyla TOBB Mersin İl Genç Girişimciler Kurulu tarafından, tanışma toplantısı düzenlendi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın da eşlik ettiği toplantıda, genç girişimciler bir yandan birbiriyle tanışırken, diğer yandan önümüzdeki süreçte yapılacak faaliyetleri görüştü. TOBB Mersin İl Genç Girişimciler Kurulu, geçtiğimiz günlerde yapılan üye seçimlerinin ardından geniş kapsamlı ilk toplantısını düzenledi. Mersin genelindeki tüm genç girişimcileri bir araya getirerek, tanışıp kaynaşmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen toplantıda, önümüzdeki süreçte yapılması planlanan faaliyetler de görüşüldü. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan da genç girişimcileri yalnız bırakmadı. Toplantıda söz alan Başkan Kızıltan, girişimci denildiği zaman akıllara umut kavramının

geldiğine işaret ederek, “Sizler bizim geleceğimizsiniz, umudumuzsunuz” dedi. İş dünyası olarak, girişimcilerin önünü açmak için çalıştıklarını belirten Kızıltan, her bir girişimcinin ülke adına çok değerli olduğunu, bu nedenle girişimcilerle ilgili her türlü projenin yanında olduklarını kaydetti. ‘Kendinizi her alanda yetiştirin’ tavsiyesinde de bulunan Kızıltan, koltuk ve makam için değil, hizmet için çalışmak gerektiğini vurgulayarak, bu amaçla çalışıldığı takdirde gerekli makamın ve koltuğun kendiliğinden geldiğini aktardı. TOBB Mersin İl Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kiper ise, üye seçimleri sonrasında geniş kapsamlı ilk toplantılarını yaptıklarını ve önümüzdeki süreçte iki ayda bir toplanmayı hedeflediklerini söyledi. İl genelindeki tüm Oda ve Borsalarda temsilcilerinin bulduğunu bildiren Kiper, temel misyonlarının, girişim-

Kiper: “Mersin’i girişimci üssü yapmayı planlıyoruz” Mersin’i girişimci üssü yapmayı planladıklarını vurgulayan Kiper, misyonlarına uygun projelere her zaman destek verdiklerini belirtti. Mersin Üniversitesi ortaklığında kampus içerisinde yer alan Ön Kuluçka Merkezi’ni bu doğrultuda hayata geçirdiklerini kaydeden Kiper, bunun yanında Fikir Otobüsü Projesi’nin de yoğun ilgi görmesi üzerine Fikir Otobüsü’nü liseye taşıdıklarını anlattı. Kiper, bu kapsamda önümüzdeki süreçte liselerarası proje yarışması düzenlemek istediklerini ve ilk üçe seçilen projeleri Teknopark İstanbul’a götürmeyi planladıklarını söyledi. Önümüzdeki süreçte TOBB tarafından her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ‘Geleceğin Gücü Girişimciler Formu’nu Mersin’e getirmek istediklerini aktaran Kiper, ayrıca 18 Nisan’da ‘Mersinli Girişimciler Tanışıyor’ etkinliği düzenleyeceklerini sözlerine ekledi. Toplantı, genç girişimcilerin kendilerini tanıtması, çalışma gruplarının oluşturulması ve toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.


4

YIL: 21 | SAYI: 372 | 31 Mart - 13 Nisan 2019

| www.mtso.org.tr

Hayal eden ve üreten bir nesil için, ‘Bilim karavanı yollarda’

Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezlerinin bulunduğu 20 ilde toplam 5’er gün kalan ‘AB Bilim Karavanı’, Mersinli çocuklarla da buluştu. 18-22 Mart tarihleri arasında Mersin’i ziyaret eden karavanın ilk durağı, Yenice Şehit Buminhan Temizkan Ortaokulu oldu.

H

ayal eden, tasarlayan ve üreten bir neslin hedeflendiği karavanda öğrenciler, ahşap modelleme, robotik kodlama, 3D Modelleme, 3D baskı ve elektronik çalışmalar gerçekleştirdi. AB Türkiye Delegasyonu Türkiye’de AB Bilgi Merkezleri Ağının Desteklenmesi Projesi kapsamında 20 ilde TOBB, Ticaret ve Sanayi Odaları, İKV, ESİAD ortaklığı ve MEB işbirliği ile ‘Bilim Karavanı Yollarda’ projesini gerçekleştiriyor. Çocukların tüketen değil üreten bir nesil olması için özel olarak tasarlanmış eğitim karavanı ile dezavantajlı gruplara ulaşmak ve üretimi sevdirmek amaçlanıyor.

Karavanda öğrenciler, ahşap modelleme, robotik kodlama, 3D Modelleme, 3D baskı ve elektronik çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda Mersin’e gelen ‘AB Bilim Karavanı’nın ilk durağı, Yenice Şehit Buminhan Temizkan Ortaokulu oldu. Öğrencilerin bilimle buluşma heyecanına AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Almanya Türkiye Büyükelçisi Martin Erdmann, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Mersin İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serbülent Sevdi de ortak oldu. Öğrencilerle

birlikte karavanda incelemelerde bulunan protokol, daha sonra karavan önünde toplu fotoğraf çektirdi.

Berger: “Hedefimiz gençlerimizi bilim ve teknoloji ile tanıştırmak”

Mersin AB Bilgi Merkezi koordinesinde gerçekleşen etkinlikte konuşan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, AB ve Türkiye’nin eğitim alanında birçok iş birliğinde bulunduklarını söyledi. Bu projenin AB Türkiye Delegasyonu ve Almanya Büyükelçiliği tarafından ortaklaşa fonlandığını bildiren Berger, “Bugün burada

bulunduğum ve Tarsuslu çocuklarla birlikte AB Bilim Karavanını ziyaret ettiğim için büyük mutluluk duyuyorum. Amacımız, meraklarını cezbedip öğrencileri bilime ve inovasyona yakınlaştırmak ve onları hayal kurup, tasarlayıp, üretmeye teşvik etmek” dedi. AB Bilim Karavanı’nı, başka alanlara da örnek teşkil edebilecek şekilde AB ile Türkiye arasında bilim, teknoloji ve yenilikçilik sahasında var olan işbirliğinin bir göstergesi olarak niteleyen Berger, “Bugün, daha fazla insanın bilim ve teknolojiye dikkatini çekmek ve dolayısıyla, gelecekte karşılaşabileceğimiz yetkin kişi eksikliğinin giderilmesine katkıda bulunduğumuzu samimiyetle umuyorum” diye konuştu. Erdmann: “Genç jenerasyonu, özellikle en genç nesli hedefliyoruz”

Karavanı için gelen MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan’a teşekkür eden Erdmann, “Oda başkanımız bizimle olduğu için memnuniyet duyuyorum. Ama daha da önemlisi sizin üyeleriniz buradaki çocuklara gelecekte iş fırsatı sunacak. Bu açıdan bu iki kutbun bir arada olması çok önemli” diye konuştu. Öğretmenlere de seslenen Erdmann, “Çocuklara en yakın kişiler sizlersiniz. Onlarda bilim heyecanı uyandıracak bu projeyle, bilim, kimya ve matematik gibi alanlarda öğrencilere vermek istediğiniz mesajı daha kolay verebilirsiniz” dedi. Kızıltan: “Çocuk, bütün dünyada çocuktur”

MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan ise, çocuklar için bu tür projelere gösterilen destekten dolayı teşekkür etti. “Çocukların bence

milliyeti yoktur. Çocuklar bütün dünyada çocuktur” diyen Kızıltan, bütün çocukların eşit ve en iyi şekilde eğitim alması gerektiğini vurguladı. Bunun sağlanması için bu tür projeleri desteklediklerini aktaran Kızıltan, daha iyi bir eğitim ortamı sağlanması halinde dünyanın gelecekte çok daha iyi bir yerde olacağına inandığını sözlerine ekledi. AB Bilim Karavanı 18-22 Mart tarihlerinde, her gün bir okul olmak üzere 5 gün boyunca merkez ilçelerinde kısıtlı imkânlara sahip okulları ziyaret etti. Ortaöğretim 7. sınıf öğrencilerinin katılacağı atölye çalışmalarına bir eğitim-öğretim günü boyunca yaklaşık 120 öğrenci katıldı. Bilim Karavanı sırasıyla 700. Yıl Ortaokulu, Alsancak Lions Ortaokulu, Güney Ortaokulu, Celile Öner Ortaokulu’nu ziyaret etti.

Almanya Türkiye Büyükelçisi Martin Erdmann da karavanla özellikle genç bir nesli hedeflediklerini ve onlara bilimin yanında umudu da vermek istediklerini söyledi. Bilim Karavanı’nın aynı zamanda çocukların özgüvenini artıracak bir proje olduğunu da belirten Erdmann, bilimin, başta göçle gelenler olmak üzere dezavantajlı gençlerden oluşan bir neslin kaybını da önleyeceğini vurguladı. Özellikle dezavantajlı çocuklar için yürütülen projeleri önemsediklerini vurgulayan Erdmann, proje ortaklarının ise birer umut kaynakları olduğunu söyledi. Özellikle AB Bilim

MTOSB’de 3. Bölgenin temeli atıldı

Başkan Kızıltan’dan Teşvik Sistemi’ne düzenleme talebi

M

TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ülke ekonomisinin canlanması için katma değerli üretimin önemine değinerek, “Teşvik sistemimizin katma değer sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı Hamit İzol, Mersin – Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas OSB (TÜİOSB) Genişleme Alanı ve Alt Yapı Çalışmaları Tanıtım Toplantısı’na katıldı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz, Sivil Toplum Kuruluşu Başkanları ve çok sayıda iş adamanın katıldığı törende TÜİOSB’de devam eden çalışmalarda gelinen son durum hakkında bilgi verildi. Toplantının açılışında konuşan TÜİOSB Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek, Çukurova Bölgesi’nin ihtiyacı olan sanayi alanlarını genişletmek adına yola çıktıklarını ve tarımda düşük maliyetli, yüksek verimli üretimle yurtiçi ve yurt dışı pazarlarda rekabet avantajı sağlayarak bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedeflediklerini anlattı. Mersin’in değil Çukurova’nın üretim üssü olmak istediklerini belirterek, pastörize yumurta üretiminden bitkisel kozmetik ürün üretimine, tohum işleme ve paketlemeden, endemik bitkilerin işlenmesine kadar tarımsal üretimin her alanında faaliyet gösterecek yatırımcıya hizmet vereceklerini bildiren Akyürek şunları söyledi: “Bölgemize artan talebi karşılayabilmek için gerçekleştirdiğimiz

MTSO 04 CMYK

genişleme alanı talebimize Sayın Lütfi Elvan’ın da destekleriyle olumlu yanıt verildi. Bu sayede çalışmalarımız 2 milyon metrekare alanda hizmet verecek bir projeye dönüştü. 10 bin kişilik istihdam ile stratejik bir girişim olma yolunda önemli bir adım attık. Genişleme alanları dahil tüm arazide jeolojik etüt çalışmaları tamamlandı. İmar planı ve altyapı proje çalışmalarına başlandı. 2019 yılı içinde modern bir altyapı sistemi kurulup temel atmaya hazır olacağız. Yüzde 80’i ihracat odaklı yatırımcılarıyla bölgeye önemli miktarda döviz girdisi sağlama arzusundayız.” Kızıltan: “TÜİOSB tarımsal üretime katma değer sağlayacak” Toplantıda konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise tarımın dünya üzerindeki önemine dikkat çekerek, “Biz tarımı son yıllarda biraz geri planda bırakmıştık ama TÜİOSB sayesinde yeniden tarıma hak ettiği değer verilecek ve bu oluşum çiftçinin üretimine katma değer sağlayacak” dedi. Hemen her alanda yıllardır ürünlerin işlenmeden ham haliyle satıldığını kaydeden Kızıltan, “Ham halinde 10 liraya sattığımız ürünleri işlenmiş olarak 50 liraya geri alıyoruz. Buna dur deme zamanı geldi. Teşvik sistemimizin katma değer sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi lazım. Böyle bir düzenleme ile katma değerli üretimin artacağına inanıyorum” değerlendirmesi yaptı. Genç girişimcileri de bu anlamda attıkları adımdan dolayı tebrik eden Başkan Kızıltan, “Göreve yeni geldiğim günlerde genç arkadaşla-

rımız beni ziyaret ederek projelerini anlattı. Gözlerindeki heyecanı şevki görünce kendilerine inandım ve destek olmak istedim. Ben güvendim, sizler güvendiniz. Hepimiz bu arkadaşlara güvendik ve semeresini de alacağız” dedi. Elvan: “Cumhurbaşkanımızın imzasını bekliyoruz” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Biz genç girişimcilerimize çok güveniyoruz. Bir yola çıktık ve genç iş insanlarının ne kadar başarılı olabileceğini bu yolda gördük. Yola çıktığımızda onlar kaygılıydı. Ancak kendi güçlerini bizzat kendileri görünce kısa sürede OSB ile ilgili tüm iş ve işlemleri tamamladılar. Kısa sürede yer tahsisi ve ÇED onayını yaptılar. Talep sayısının fazla olması nedeniyle bu kez genişleme alanı istediler. Bununla ilgili girişimler başladı. Şimdi TÜİOSB, 54 hektarlık alandan 202 hektara çıkarılma aşamasında. Bunun sağlanması Bakanlığımız da gerekli onayı verdi. Bir tek Cumhurbaşkanımızın imzası kaldı. Bu imza sonrasında tüm işlemler bitecek ve 10 bin kişiye iş ve aş sağlayacaklar. Çok sayıda yabancı yatırımcı ile görüşmeler sürüyor. Umuyorum ki bu başarılı girişim devam eder. Teknoloji yoğun alanlardaki yatırımcılarımızı çekmeye çalışalım ki katma değeri yüksek ürünler üretme imkanı olsun.” Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Lütfi Altunsu’yun ajans destekleri hakkında bilgi verdiği toplantı, toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

M

ersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde (MTOSB) ‘3. Bölge Altyapı ve Ham Yol İnşaatı’nın temeli, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan ve Mersin Valisi Ali İhsan Su tarafından törenle atıldı. 3. Bölge tamamlandığında 6 bin kişiye istihdam sağlaması hedefleniyor. MTOSB 3. Bölge’de MTOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli’nin ev sahipliğinde düzenlenen temel atma törenine, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve Mersin Milletvekili Elvan ile Vali Su’nun yanı sıra protokol üyeleri ve sanayiciler katıldı. Törende yaptığı konuşmada, Mersin’in temel sorununun işsizlik olduğunu belirten Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Elvan, organize sanayi bölgelerinin Mersin’in işsizlik sorununa çözüm olacağını söyledi. Özellikle gençlerin iş sahibi olmaları için yoğun çaba harcadıklarını ifade eden Elvan, “Her bir gencimize iş ve aş fırsatı sunacak olan önemli bir yatırımımızın temel atma törenini gerçekleştiriyoruz. MTOSB 3. Bölgedeki alt yapı çalışmalarının ekim ayına kadar tamamı bitirilmiş olacak” dedi. “6 bin kardeşimize iş imkanı sağlanacak” Yıl sonuna kadar yeni etapta bazı fabrikaların işler hale gelmesini istediklerini vurgulayan Elvan, “3. Bölgede 6 bin kardeşimize iş imkanı sağlanacak. Bununla da yetinmeyip 4. ve 5. organize sanayi bölgesini hayata geçireceğiz. Hedefimiz 2023 yılında Mersin’de bir tane bile işsiz kardeşimizin kalmamasını sağlamak. Diğer ta-

raftan yatırım ve istihdam ile ilgili olarak iki önemli çalışma daha yapıyoruz. Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve Tarımsal Ürünlerin İşlenmesine Yönelik Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarımız da devam ediyor. Neticede bu organize sanayi bölgelerinin tamamlanması ile birlikte 6 bin idari istihdam, 19 bin çalışanla toplamda 25 bin kardeşimiz iş ve aş sahibi olacak. Müteakip organize sanayi bölgelerimizin açılması ile birlikte bu rakamı 50 bine ulaştıracağız ve Mersinimizin iş ve aş problemini kökünden çözmüş olacağız” diye konuştu. Su: “Mersin büyük bir sanayi bölgesi olacak” 3. Bölgenin temel atma törenini gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını dile getiren Vali Su ise 3. ve 4. bölgelerin tamamlanması ile birlikte Mersin’in tam anlamıyla sanayi bölgesi olacağını vurguladı. Su, “3. Bölgemiz ve hemen ardından hayata geçireceğimiz 4. Bölgemiz ile Mersin büyük bir sanayi bölgesi olacaktır. 3.

Bölgemizin 6 bin kişiye istihdam sağlayacak olması kentimiz için çok önemli. Kısa sürede 3. Bölgemizi faal hale getirerek büyük bir istihdam alanı oluşturacağız” ifadelerini kullandı. Tekli: “Çalışmalar heyecan verici” MTOSB Başkanı Sabri Tekli ise bölge hakkında bilgi verdi. “98 hektar alan üzerindeki yaklaşık 700 bin metrekare sanayi alanında, 33 parsel oluşturulmuş olup, 20 firmamıza tahsis gerçekleştirdik” diyen Tekli, “19 bin kişiye istihdam sağladığımız 1. ve 2. Bölgelerimizin tam doluluk oranına ulaşması bizleri yeni sanayi alanlarına yöneltti. MTOSB 3. Bölgenin Mersin ve ülkemiz ekonomisi için katma değer oluşturacak bir alan olacağına inancım tamdır” dedi. Yılsonunda altyapı çalışmalarını tamamlamayı planladıkları 3. Bölge ile birlikte 4. ve 5. bölgelerin çalışmalarını da yürüttüklerini kaydeden Tekli, bu çalışmaların heyecan verici olduğunu söyledi.


5

YIL: 21 | SAYI: 372 | 31 Mart - 13 Nisan 2019

| www.mtso.org.tr

Yepyeni bir ekonomik düzen geliyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomi Danışmanı, Ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Türkiye’nin yepyeni bir ekonomik düzen içine girdiğini belirterek, bu dönemde firmaların ayakta kalabilmesi adına, ihracata ağırlık vermeleri, güç birliğine gitmeleri ve mecbur kalmadıkça kredi kullanmamaları tavsiyesinde bulundu.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, MTSO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda Komite Üyeleriyle bir araya gelerek güncel ekonomik konuları değerlendirip, firmaların önümüzdeki günlerde almaları gereken tedbirler hakkında bilgi verdi. Toplantının açılış konuşmalarını Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol yaparken, Teknoloji Transfer Ofisi Modül-1 Koordinatörü Burak Doğrulu Teknoloji Transfer Ofisi’nin çalışmaları hakkında bilgi vererek, TÜBİTAK desteklerini anlattı. TOBB Mersin Akademik Danışmanı Dr. Ebru Arıcıoğlu ise katılımcılara Milli İstihdam Seferberliği teşvikleri hakkında bilgi verdi. Açılış konuşmaları sonrası sunumuna başlayan Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu ekonomideki son gelişmeleri değerlendirip önümüzdeki dönemde iş dünyasını nelerin beklediğini anlattı. “Öncelik üretimde” Ekonomi dendiğinde öncelikle

üretime değinmek gerektiğini vurgulayan Uzunoğlu, şunları söyledi: “Üretiminiz azalıp stoklarınız arttıysa bir sorun var demektir. Çünkü ekonominizin iyiye gidip gitmediğinde öncü gösterge stok devir hızıdır. Stoklarını çevirmekte zorlanan işletmenin nakit akışı bozulur ve finansman arayışına girer. Şu anda finansmana erişim çok pahalı. Kredi faizleri yüzde 23,5’lar civarında. Bu da nakit akışınızı bozar. Hesapladığınız maliyetlerin üzerine çıkarak zarar edersiniz.” Son dönemlerde ekonomide yaşanan gelişmeleri herkesin farklı bir isimle değerlendirdiğini hatırlatıp, ister adı kriz olsun, ister durgunluk, isterse darboğaz, isimlere takılmamak gerektiğini vurgulayan Uzunoğlu, önemli olan tek göstergenin üretimdeki düşüş olduğunu vurguladı. Bu düşüşün işsizlik oranlarına yansıdığına dikkat çeken Uzunoğlu, “Peki yaşananları neden çok fazla hissetmiyoruz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Çünkü bankalar mevcut kredilerini geri çekmek yerine yüzde 25 gibi yüksek faizlerle de olsa yeniden yapılandırmaya gitti. Burada şirketleri

ayakta tutmak önemliydi ama sorun şu ki, yeniden yapılandırma kapsamında 6 ay ya da 2 yıl ödeme yapamayacak olan firmaların bu sürenin bitiminde faaliyet gelirlerinde bir artış olacak mı? Çünkü bu kredilerin geri ödenmesi için faaliyet gelirleri artmalı. Artan konkordato talepleri engellendi, çünkü kredileriniz yeniden yapılandırılıyor dendi. Kısacası bu yapılandırma, borçluları kısa vadede ayakta tutsa da borçlarının artması anlamına da geliyor. Çünkü önümüzdeki süreçte faaliyet gelirlerinin artması kesin değil.” “İçimizdeki toplumsal değişimi iyi görmeliyiz” Kapitalist sistemlerin her zaman kriz ürettiğini ve iyi giden bir dönemin ardından mutlaka krizlerin geldiğini kaydeden Sadi Uzunoğlu, sorunun toplumsal değişimlerin iyi analiz edilmesiyle aşılabileceğini anlattı. 2000’li yıllardan itibaren köyden kente ciddi bir göç yaşandığını hatırlatan Uzunoğlu, şu bilgileri verdi: “Şuan şehirleşme oranında yüzde 80’e ulaştık. Bu, ekonomi için ciddi bir oran. Kente gelen insanlar ev

aldı, evlerini döşedi, faizler düşüktü arabalarını aldı. Şu anda toplumun önemli bir kısmı 5 yıl alışveriş yapmasa idare edecek eşyaya sahip. O dönemki patlamayı gören iş insanları müteahhit olmak istedi, cafe açayım dedi. Mevcut işletmelerinin sermayesini güçlendirmedi. Bunun yerine banka kredisi kullandı, dövizle borçlandı, parasını sabit kıymete bağladı. Güzel günlerdi. Ama birden kur ve faizler yükseldi, sermaye de olmayınca, ne kullanacağız? Bankalar kredi vermeye istekli değil. Bu kez çekleri, senetleri kullandık. Çek yazdık ama ödeyemedik. Protestolu çekler arttı. Kendimizi toparlamamız için yeniden bir göç dalgası benzeri talep patlaması yaşanmalı ama ben bunun kısa vadede olmayacağını düşünüyorum.” “Marketlerde de ciddi bir dönüşüm yaşandı” Dengeyi bozan bir dönüşümün de perakende sektöründe yaşandığını kaydeden Sadi Uzunoğlu, bu dönüşümün kendi işini yapan esnaf ve sanatkarı bitirdiğini söyledi. İlk olarak alışveriş yönteminin dönüşüp, internet satışlarının arttığına

dikkat çeken Uzunoğlu, ardından insanların daha uygun fiyatlı ürünlere yönelmeye başlamasının da ciddi bir sıkıntıyı beraberinde getirdiğini söyledi. Uygun fiyatlı ürün satılıyor diye insanların discount marketlere yöneldiğine değinen Uzunoğlu, “Satın alma gücünün düşmesi insanları bu marketlere yönlendirdi. Bu marketlerin ise kendi satın alma kanalları var, kendi paketleme tesisleri, lojistik teşkilatları var. Meyve–sebze hallerine ve toptancılara uğramadan direk üreticiden tüketiciye ürün sunuyorlar. Marketlerinde ekmek dahi pişirmeye başladılar. Böylece uygun fiyatlı satış yapıyorlar. İnsanlar buralara yönelince diğer firmalarda daralma başladı ve ayakta kalmakta zorlanmaya başladılar.” Bu dönemde diğer firmaların ayakta kalabilmesi adına ortaklık yöntemine başvurması tavsiyesinde bulunan Uzunoğlu, “Birleşin, mevcuttan daha büyük market zincirleri kurun, ortak depolar oluşturun. Ama maalesef bizim ülkemizde aile şirketleri bile ayakta kalamıyor” dedi. “Krediler tabana yayılmalı” Bu dönemde firmaları rahatlatmak adına kredilerin verildiğini ancak bu kredilerin yaklaşık yüzde 54’ünün büyük, kurumsal firmalara gittiğini kaydeden Sadi Uzunoğlu, bu durumun nakit sıkışıklığını da beraberinde getirdiğini söyledi. Büyük firmaların aldığı kredileri kendi küçük networkünde paylaştığını, kredinin tabana yayılmadığını vurgulayan Uzunoğlu, alınabilecek tedbirleri ise şöyle özetledi: “Bu dönemde ihracat ayağını

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomi Danışmanı

Mersin’de sanayi ve teknoloji alanında ciddi çalışmalara imza attıklarını belirten Mersin Valisi Ali İhsan Su ise Model Fabrika ile Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi’nin temelini attıklarını, en kısa sürede MTOSB’de bir de Bilim ve Sanayi Müzesi kazandırmak istediklerini söyledi. Mersin’de sanayi ve teknoloji alanında ciddi çalışmalar yapıldığını belirten Su, “Bu çalışmalardan dolayı Sayın Bakanımız Lütfi Elvan’a verdiği desteklerden dolayı şükranlarımı sunuyorum” dedi. Kızıltan: “Model fabrikalar meslek liseleri ile entegre edilmeli”

S

anayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde faaliyete geçirilen Model Fabrikaların 3’üncüsünün temeli Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde (MTOSB) atıldı. Mersin, Adana, İzmir ve Gaziantep belgesini kapsayacak olan Model Fabrika’nın yanında Endüstriyel Tasarım ve KOBİ Danışmanlık Merkezi de yer alacak. Sanayi 4.0 kapsamında dijital dönüşümü desteklemeye yönelik eğitim vermeyi amaçlayan fabrikalardan, mevcut bir fabrikada çalışan mühendisler ile o fabrikaların orta ve üst düzey yöneticileri yararlanabilecek. Bu fabrikalarda alacakları verimlilik artırıcı uygulamalı eğitimler sonucu edinecekleri kazanımları kendi fabrikalarına uyarlayacaklar. Uygulamalar sı-

MTSO 05 CMYK

rasında kendilerine danışmanlık hizmeti de verilecek. Ayrıca bünyesinde bulundurduğu uzmanlarıyla firmalara KOBİ mentörlük hizmeti de verilecek. TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı, Mersin Milletvekili Lütfi Elvan’ın katılımı ile gerçekleştirilen MTOSB Model Fabrika temel atma törenine Mersin Valisi Ali İhsan Su, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MTOSB Başkanı Sabri Tekli, MÜSİAD Mersin Şube Başkanı Serdar Yıldızgörer, milletvekilleri ve sanayiciler katıldı. Elvan: “Rekabet için dönüşüme ayak uydurmak şart”

Törenin açılışında yaptığı konuşmada OSB’lerdeki firmaların ayakta kalabilmesi için rekabet güçlerinin yüksek olması

gerektiğini belirten TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, bölgede faaliyet gösteren firmaların ayakta kalabilmesi için dünyadaki diğer firmalarla rekabet edebilecek düzeyde olması gerektiğini söyledi. Dünyada çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşandığına dikkat çeken Elvan, “Eğer siz bu değişime ayak uydurabilirseniz, güçlenebilme imkanına kavuşursunuz. Ayak uyduramazsanız da yavaş yavaş işçi sayısını azaltmaya başlayıp hatta belirli bir noktada fabrikayı kapatma durumuyla karşı karşıya kalabilirsiniz” dedi. Günümüzde rekabette güçlenebilmek adına sanayi 4.0’a ihtiyaç olduğunu hatırlatan Elvan, “Biz buna sanayinin dijital dönüşümü diyoruz. Mevcut tesislerimizin tama-

mıyla otomasyona kavuşması, daha verimli daha kaliteli ürün üretmesi için sanayinin dijital dönüşümüne ayak uydurmalıyız. Temelini attığımız model fabrika ile mevcut tesislerimizin sanayi 4.0’a uygun olarak dijital dönüşüme öncülük edeceğiz” dedi. Tasarım İnovasyon Merkezi’nin ise ikinci önemli proje olduğunu belirten Elvan, “Bu merkezi de model fabrikanın yanına kurarak, organize sanayi bölgemizin içinde olmasını sağladık. Tasarım inovasyon merkezimiz, KOBİ’lere yönelik eğitim faaliyetlerinin verilebileceği, destek programlarının uygulanacağı bir merkezdir. Bununla da inşallah tasarım ve inovasyon alanında çığır açabilecek, çok sayıda genci istihdam edebileceğimiz bir merkez oluşturacağız” dedi.

“Kur riski almayın” Seçimler sonrasında kurların ne olacağının da en çok merak edilen konular arasında yer aldığını hatırlatan Sadi Uzunoğlu, bu konuda ise şu açıklamaları yaptı: “Ne faiz, ne kur, ne borsa, bunların hepsi şu anda piyasa kuralları dışında fiyatlarla gerçekleşiyor. Kur sadece politik nedenle artmaz. Şu anda giriş var. Tekrar çıkış başlayacak. Kur riskiniz varsa beklemeyin. Her aşağı düşüşte o kur yukarı gelecektir. Ama sizin bu iniş çıkışı takip edecek zamanınız olmuyor. İthalat yaptıysanız ya da döviz ödemeniz varsa çoğunlukla kurun yüksek olduğu döneme yakalanıyorsunuz. Kur riski almayın, ‘hedge’ edin. İstikrarlı, kapsayıcı duruşumuzu devam ettirmeliyiz. Dünyanın durumu da iyi değil. Dünya genelinde taleplerde halen daralma var ve devam ediyor. Almanya’da durgunluk sinyalleri var ve stresin arttığı bir dönem. Bizler bu dönemde tasarruf ederek, hem kredi hem de kur riskinde uzak durmalıyız, eğer mümkün olursa sermayemizi güçlendirmeliyiz. İşletmelerin ayakta kalabilmesinin temeli güçlü sermaye yapısına dayalıdır, bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.”

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu

Su: “Sırada Bilim ve Sanayi Müzesi var”

MTSO koordinesinde ve MTOSB ortaklığında kurulum çalışmaları tamamlanan Model Fabrika’nın temeli atıldı. Törende konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bu yatırımın Mersin sanayisinin dijital dönüşümüne çok önemli katkılar sağlayıp sanayide verimliliği artıracağına dikkat çekerek, “‘Model Fabrikalar KOBİ’ler için önemli bir vizyon ve eğitim merkezi olabilir” dedi.

düzgün kuranlar ayakta kalıp mücadele edebilecek. Yurtiçinde proje üretenlerin kısa vadede sonuç almasını beklemiyorum. En az 2-3 yıl iç talepte ciddi bir artış olmayacağını düşünüyorum. Bir araya gelip güç birliğine giderek ayakta kalmaya çalışacaksınız. Kredilerden kurtulmalıyız. Gerekirse az harcayalım ama bunu yapalım.”

MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan yaptığı konuşmada, model fabrikaların KOBİ’ler için önemli bir vizyon ve eğitim merkezi olabileceğine işaret etti. Model fabrikaların kurulacağı illerin Mersin, Kayseri, Gaziantep ve Konya gibi aynı hinterlant içinden seçilmesinin aslında Türkiye’nin yeni sanayi ve üretim bölgesini de gösterdiğini vurgulayan Kızıltan, “Bu bölgelerin

üretim gücüne yapılacak her yatırım, bize endüstriyel üretim anlamında yeni bir Marmara Bölgesi kazandıracaktır. Model Fabrikaların Organize Sanayi Bölgelerinin içinde yer almasının yanı sıra meslek liseleri ile entegre de edilmelidir” dedi. Tekli: “Eğitime büyük önem veriyoruz”

Model fabrikaların hem Türkiye’nin teknolojik geleceği hem de eğitim açısından önemli bir proje olduğunu belirten MTOSB Başkanı Sabri Tekli ise Türkiye’nin model fabrikayı yeni yeni tanımaya başladığını söyledi. “Burada hem üreten hem de eğiten bir organize sanayi bölgesi mantığıyla eğitime büyük önem veriyoruz” diyen Tekli, model fabrika ile de gerek sanayicileri gerekse yöneticilerini ve mühendislerini eğitme konusunda güzel bir tesise sahip olacaklarını anlattı. Tekli, sözlerini, “Önümüzdeki teknolojik gelecekte bu fabrikanın çok büyük faydalarını göreceğimize inanıyorum” diyerek tamamladı. Konuşmaların ardından model fabrikanın temel atma töreni gerçekleştirildi.


6

YIL: 21 | SAYI: 372 | 31 Mart - 13 Nisan 2019

| www.mtso.org.tr

Balıkçılıkla öne çıkan ülke:

Komşularıyla karşılaştırıldığında küçük bir ekonomiye sahip olan Yemen, ağırlıklı olarak gıda ithalatıyla öne çıkar. Üretim denildiğinde ise akla balıkçılık gelebilir. En çok buğday, şeker, pirinç, tavuk eti, mısır, süt, krema, bisküvi gibi gıda maddeleri ithal eden ülkenin dış ticaretinde Türkiye önemli bir yere sahiptir.

Y

emen doğal kaynaklar açısında zengin olmayan bir ülkedir. En büyük zenginliği ise genç nüfusu olarak gösterilebilir. 14 yaşından küçüklerin toplam nüfus içindeki oranı %43’tür. Ancak yeterli yatırım bulunmaması nedeniyle işsizlik oranı da yüksektir. Yemen finans sistemi, zayıf olduğundan ve büyük ölçüde nakit paraya dayandığından, küresel sermaye hareketlerindeki oynaklıktan çok fazla etkilenmez. Yemen, genel olarak dış ticaretinde açık veren bir ülkedir. Eylül 2014’te başlayan iç çatışmaların 2015’in başından itibaren iç savaşa dönüşmesi petrol ve gaz üretimi ile ihracatının hemen hemen durmasına yol açmıştır. Bu da ekonomik faaliyetlerin ve ihracatın gerilemesine, dolayısıyla dış ticaret açığının yükselmesine yol açmıştır. İnsani yardıma büyük ölçüde ihtiyaç duyan ülkenin özellikle gıda ihtiyacının yüksek olduğu söylenebilir. Ülkenin ihracatında petrolden sonra en önemli kalemi balık ürünleri oluşturur. 41 bin kişilik balıkçı nüfusuna sahip olan Yemen’de balıkçılık sektörüne küçük ölçekli ve yeterli teknik altyapıya sahip olmayan bireysel balıkçı tekneleri hakimdir. 2 bin 500 km uzunluğunda kıyı şeridi bulunan Yemen, balıkçılık açısından önemli fırsatlar sunar. Coğrafi konum

Yemen, Orta Doğu’da Arap Yarımadası’nın güney batı ucunda yer alır. En aktif nakliye hatlarından biri olan Aden Körfezi üzerinden Kızıldeniz’i Hint Okyanusuna bağlayan Bab el Mandeb boğaz girişine hakim konumuyla stratejik bir öneme sahiptir. Kuzeyde Suudi Arabistan, doğuda Umman ile komşudur. Toplam kara sınırı bin 746 km olan Yemen’in kuzeyinde Suudi Arabistan kuzeydoğusunda ise Umman yer alır. Suudi Arabistan ve Yemen arasında uzun süredir devam eden sınır anlaşmazlığı Cidde Antlaşması’nın imzalanması ile çözülmüştür. Bu anlaşma, kara ve sahil sınırlarının belirlenmesi ile önemli miktarda petrol potansiyeli olan Yemen’in doğu çöllerinde bulunan bölgelerinin kullanımını belirlemektedir. İki ülke arasındaki sürtüşmeler ortak sınır güvenliğinin kurulması ile hafifletilmiştir. Nüfus ve işgücü yapısı

Yemen, yaklaşık 25 milyonluk nüfusuyla Suudi Arabistan’dan sonra Arap Yarımadası’ndaki en kalabalık ülkedir. Ortalama %3’lük nüfus artış hızıyla, nüfusu en çok artan ülkeler arasında ön sıralardadır. Yemen genç bir nüfusa sahiptir. 14 yaşından küçüklerin toplam nüfus içindeki oranı %43’tür. 25 yaşından küçükler ise toplam nüfusun üçte ikisini oluşturur. Hızla artan nüfus, sıkıntıları da beraberinde getirir. Her yıl işgücü piyasasına yeni katılan binlerce kişi işsizliğin çığ gibi büyümesine yol aç-

MTSO 06 CMYK

maktadır. İşsizlik %50 gibi büyük bir rakama ulaşmıştır. Gençler arasındaki işsizlik ise yaklaşık %75 ile çok daha kötü durumdadır. Ülkede görülen geniş çaplı işsizliğe rağmen 5-17 yaşları arasındaki 1,3 milyon çocuğun çeşitli işlerde çalıştırıldığı araştırmalarla ortaya konmaktadır. Okullaşma oranının düşük olması kalifiye işgücü arzında sıkıntı yaratmaktadır. İki milyon civarında Yemenli, Suudi Arabistan ve diğer çevre ülkeler başta olmak üzere yurtdışında çalışır. Dolayısıyla, yurtdışı çalışma kaynaklı gelir pek çok hane halkının geçim kaynağını oluşturur.

Doğal kaynaklar ve çevre

Yemen doğal kaynaklar açısında zengin olmayan bir ülkedir. Doğalgaz kaynaklarını yeni işletmeye başlayan ülke petrol açısından da kısıtlı ve gün geçtikçe azalan bir rezerve sahiptir. Son yıllarda 10’dan fazla çokuluslu firma potansiyel görülen altın, gümüş, çinko ve kurşun gibi madenlere yönelik faaliyetlerini sürdürmektedir. Ülkenin en büyük problemi ise artan nüfusun da etkisiyle su sıkıntısıdır. Yağışlar, bazı bölgelerde yoğun görülmesine karşın, ülkenin su ihtiyacını karşılamakta yetersizdir. Bunun sonucunda yer altı suyuna yönelim artmakta ancak her yıl 2 metre düşen su seviyesi nedeniyle zorluklar çekilmektedir. Ekonomik yapı

Komşuları ile karşılaştırıldığında küçük bir ekonomiye sahiptir. Fakir bir ülke olan Yemen, azalmakta olan petrol gelirlerine bağımlıdır. Diğer Körfez ülkelerindekinin aksine Yemen’deki petrolün standardı düşüktür. 2003 yılında günlük 451 bin varille en üst seviyeye ulaşan üretim, sonraki yıllarda gerilemeye başlamıştır. Petrol ve doğalgaz sektörü tüm ekonomiyi yönlendirse de geleneksel olarak tarım, ülke ekonomisindeki ağırlığını muhafaza eder. Nüfusun yaklaşık dörtte üçünün kırsal kesimde yaşadığı Yemen’de tarım sektörü GSYİH’ya %17,5, doğrudan ve dolaylı olarak istihdama %54 civarında katkı sağlar. Dolayısıyla tarım sektörü, GSYİH’ya yaptığı mütevazi katkıya rağmen, istihdama, gıda tedarikine ve genel olarak kalkınmaya sağladığı katkı ile Yemen’in en önemli sektörü konumundadır. Sanayi temel olarak petrol rafinesine ve doğalgaz çevrimine dayanır. Üretim çeşitliliği ve yeteneği son derece kısıtlıdır. Tüketici ürünleri ile alt yapı materyalleri üreten sanayinin %95’i genel olarak bir ila dört kişinin çalıştığı küçük KOBİ’lerden oluşur. Ekonomi politikaları

Yemen’de gelir dağılımı eşitsizliği ve fakirlikle mücadele öncelikli hükümet politikalarındandır. Ulaşım altyapısının geliştirilmesi, petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının arttı-

rılması da öncelikli kalkınma planları arasında yer alır. Ayrıca hükümet yabancı yatırımları desteklemek için vergi alanında çeşitli düzenlemeler yapmakta ve çeşitli sektörlerde özelleştirmeye gidilmesini planlamaktadır. 2013’ün ilk altı ayında petrol ve doğalgaz boru hatlarına yapılan çok sayıda saldırı önemli ölçüde gelir kaybına yol açmıştır. Diğer taraftan hükümet, düzenli olarak Suudi Arabistan ve BAE’den yakıt yardımı almasına karşın, yakıt fiyatlarını sübvanse etmeye devam eder. Dolayısıyla, harcamaları kısma yönündeki niyetler, siyasi istikrarın tesisi için sürekli ertelenmektedir. Finans sistemi, kısıtlı kaynakları ve derinlikten uzak yapısı ile oluşan bütçe açıklarının karşılanmasında yetersiz kalır. Merkez Bankası’nın da kaynak sağlama konusunda yasal limitlerine ulaşması dış kredilere duyulan ihtiyacı artırır. Yemen finans sistemi, oldukça zayıf olduğundan ve büyük ölçüde nakit paraya dayandığından, küresel sermaye hareketlerindeki oynaklıktan çok fazla etkilenmez. Buna karşın, Merkez Bankası’nın en önemli politika araçlarından biri olan faiz oranındaki ayarlamaların etkisi büyük oranda kaybolur. Yemen Merkez Bankası faiz politikasını liberalleştirmeyi hedefler.

Türkiye ile ticaret

2014’te 643,8 milyon dolarla en üst seviyesine ulaşan Türkiye’nin Yemen’e ihracatı, Yemen’deki iç karışıklıklar nedeniyle 2015’te önemli oranda azalarak 400 milyon doların altına gerilemiştir. 2016’da tekrar toparlanan ihracat 2017 yılı itibarıyla 573 milyon dolar civarında gerçekleşmiştir. Türkiye’nin Yemen’den kayda değer bir ithalatı bulunmamaktadır.

Nüfusun yaklaşık dörtte üçünün kırsal kesimde yaşadığı Yemen’de tarım sektörü GSYİH’ya %17,5, doğrudan ve dolaylı olarak istihdama %54 civarında katkı sağlar. Dolayısıyla tarım sektörü, GSYİH’ya yaptığı mütevazi katkıya rağmen, istihdama, gıda tedarikine ve genel olarak kalkınmaya sağladığı katkı ile Yemen’in en önemli sektörü konumundadır. Tarım sektörü ciddi tehditler altındadır. Eski teknoloji, gübre kullanma ve sulama imkanlarının yetersizliği rekoltenin düşmesine yol açar. Toprak erozyonu, kum aşınmaları ve ormanlık arazilerin azalması ise diğer önemli tehditlerdir. Hububat ve yağ gibi bazı temel gıda maddelerinde dışa bağımlıdır. Örneğin, hububat üretimi ihtiyacın yalnızca %15’ini karşılar. Sektörde son zamanlarda görülen temel değişiklik hububat üretiminden meyve üretimine geçiştir. Hububat yetiştirilmesi yağmur suyuna dayalıyken meyve ise sulamayı gerektirir. Bu da su açısından kıt kaynaklara sahip olan Yemen üzerindeki baskıları artırır. Sulamada kullanılan suyun yaklaşık %30’unun, Yemen’de çokça yetiştirilen hafif uyuşturucu özelliği de bulunan kat (Qat) bitkisi için kullanılır. Tarıma elverişli arazilerin büyük bölümünde bu bitki yetiştirilir. Arazilerin kalan bölümünde ise iç piyasa ihtiyacını karşılayacak sebze ve meyveler ekilir. Ülkenin ihracatında petrolden sonra en önemli kalemi balık ürünleri oluşturur. 41 bin kişilik balıkçı nüfusuna sahip olan Yemen’de balıkçılık sektörüne küçük ölçekli ve yeterli teknik altyapıya sahip olmayan bireysel balıkçı tekneleri hakimdir. 2 bin 500 km uzunluğunda kıyı şeridi bulunan Yemen, balıkçılık açısından önemli fırsatlar sunar. Sanayi Temel olarak petrole dayanan Yemen sanayisinin finansal eksikliklerden ve çoğu ara girdinin ithalat-

la sağlanmasından dolayı, büyüme olanağı sınırlıdır. Biri Marib, diğeri Aden’de olmak üzere iki petrol rafinerisi bulunur. Petrol rafinerisi dışında, tüketici ürünleri ile alt yapı materyalleri üreten sanayinin %95’i genel olarak bir ila dört kişinin çalıştığı küçük KOBİ’lerden oluşur. Madencilik

Yemen zenin doğal kaynaklara sahip değildir. Doğalgaz kaynaklarını yeni işletmeye başlayan ülke petrol açısından da kısıtlı ve gün geçtikçe azalan bir rezerve sahiptir. Yeni rezervler bulunmaması halinde var olan 3 milyar varillik rezervin 2020 yılında tükeneceği tahmin edilir. Yemen’de petrol rezervlerinin azalmasıyla birlikte doğalgaz önemli bir alternatif olmuştur. Kanıtlanmış doğalgaz rezervi 259 milyar m3 civarındadır. Bu da en az 20 yıl süreyle yılda 6,7 milyon tonluk sıvı doğalgaz üretimini ve ihracatı garanti eder. Diğer taraftan, son yıllarda 10’dan fazla çokuluslu madencilik firması potansiyel görülen altın, gümüş, çinko ve kurşun gibi madenlere yönelik faaliyetler yürütmektedir. Müteahhitlik hizmetleri Müteahhitlik projelerinde ortaya çıkabilecek en önemli sorunlardan biri proje alımı ve işin yürütülmesi sırasında resmi ve yerel unsurlarca ifade edilen kayıt dışı taleplerdir. Müteahhitlik işlerinin karlılık düzeyinin yüksekliği bazı firmaları yanıltabilmekte, ülkenin şartları dikkate alınmadan verilen fiyatlarla başlanan işlerde finansman, önemli bir sıkıntı olmaktadır. Ülkede iş hayatının yavaşlığı, buna paralel olarak hak ediş düzenlemelerinin zamanında sonuçlandırılamaması ve ödemelerin gecikmesi diğer önemli sorunları oluşturur. Ayrıca, yerel piyasadan vasıflı işçi bulmak da zor olup dışarıdan getirilen işçilerin ise maliyetleri öteki ülkelere göre daha yüksek olabilir. Kaynak: Ticaret Bakanlığı

Yemen ülke analizi

Dış ticaret

Ülke ekonomisi bütünüyle petrol ve petrol gazı üretimi ve ihracatına bağımlıdır. Petrol ve gaz dışındaki en önemli ihraç ürünü balık ve diğer deniz ürünleridir. Muz ve kahve de, payları çok az olmakla birlikte, ihraç ürünleri arasında yer almaktadır. Yemen, genel olarak dış ticaretinde açık veren bir ülkedir. Eylül 2014’te başlayan iç çatışmaların 2015’in başından itibaren iç savaşa dönüşmesi petrol ve gaz üretimi ile ihracatının hemen hemen durmasına yol açmıştır. Bu da ekonomik faaliyetlerin ve ihracatın gerilemesine, dolayısıyla dış ticaret açığının yükselmesine yol açmıştır. İç çatışmalardan dolayı tamamıyla insani yardıma muhtaç hale gelen ülkenin ithalatı da 10 – 13 milyar dolar seviyelerinden 6,5 milyar dolar civarına gerilemiştir. Çin, Tayvan, Hindistan, Güney Kore ve Japonya geleneksel olarak Yemen’in en çok ihracat yaptığı ülkelerdir. Petrol ihracatının hemen hemen durma noktasına gelmesiyle bu ülkelere yapılan ihracat da durma noktasına gelmiştir. Yemen en çok buğday, petrol yağları, şeker, demir - çelik çubuklar, ilaçlar, pirinç, otomobil, tavuk eti, palm yağı, mısır, süt ve krema, soya fasulyesi küspesi, bisküvi, çimento, kauçuktan yeni dış lastikler ve çeşitli gıda katkıları ithal eder. Çin, Türkiye, Suudi Arabistan, Hindistan, Umman, Brezilya, Mısır, Avustralya ve ABD en çok ithalat yaptığı ülkelerdir.

Sektörler Tarım ve hayvancılık

D

etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Yemen ithalatı (2017) 2017 yılında 7,05 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Yemen’in ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; 1,64 milyar dolar ile Çin, 571,2 milyon dolar ile Türkiye ve 513,2 milyon dolar ile Hindistan’dır. Ürün özelinde Yemen’in gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde; 609,2 milyon dolar ile ilk sırada buğday ve meslin (ekim için tohum ve makarnalık buğday hariç) yer aldığı görülür. 331,6 milyon dolar ile petrolün veya bitümlü minerallerin hacimce >%90’ı olan hafif yağlar ve müstahzarları ikinci sırada; 312,9 milyon dolar ile demir veya alaşımsız çelikten çubuklar ve çubuklar, girintiler, kaburgalar, oluklar veya diğer deformasyonlar ise üçüncü sıradadır. Yemen ihracatı (2017) Yemen’in toplam 2,15 milyar dolar ihracatında en büyük paya sahip ilk 3 ülke sırasıyla, 659,9 milyon dolar ile Çin birinci, 445,7 milyon dolar ile Umman ikinci, 402 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri üçüncüdür. Türkiye 675 bin dolar %0,03 pay ile 33’üncüdür. Ürün özelinde Yemen’in gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde, 867,8 milyon dolar ile ilk sırada ham petrol yağları ve bitümlü minerallerden elde edilen yağlar yer alır. Bu ürün grubunu, 784,4 milyon dolar hacimle parasal olmayan amaçlar için işlenmemiş altın, platin kaplı altın dahil; 23 milyon dolarlık hacimle bakır atıkları ve hurdaları (külçe-

ler veya benzeri diğer şekiller hariç) takip eder. Türkiye -Yemen dış ticareti (2017) Türkiye’nin Yemen’e ihraç ettiği ürünlerin başında 312,9 milyon dolarlık hacimle demir veya alaşımsız çelikten çubuklar ve çubuklar, girintiler, kaburgalar, oluklar veya diğer deformasyonlar yer alır. 312,9 milyon dolar ile Türkiye’nin bu ürün özelinde yaptığı toplam ihracat değerinin %12,7’sine karşılık gelir. Türkiye’nin Yemen’e en çok ihraç ettiği ikinci sıradaki ürün ise 27,2 milyon dolarlık hacimle tatlı bisküvidir. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelinde yaptığı toplam ihracat değerinin % 8,15’ine karşılık gelir. Türkiye’nin Yemen’e en çok ihraç ettiği üçünü sıradaki ürün 17,2 milyon dolarlık hacimle kakao olsun ya da olmasın ekmek, hamur işleri, kekler, bisküviler ve diğer fırıncılık mallarıdır. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelinde yaptığı toplam ihracat değerinin % 4,6’sına karşılık gelir. Türkiye’nin Yemen’den yaptığı ithalatta ilk sıralarda yer alan ürünler; 594 bin dolar ile başka yerde belirtilmeyen emtialar, 49 bin dolar ile başka yerde belirtilmeyen dondurulmuş balık, 30 bin dolar ile kahvedir (kavrulmuş ve kafeinsiz hariç). Yukarıda verilen Yemen ithalat ve ihracat değerlerinde mirror data* kullanılmıştır. Direkt veri bakışının tersine ihracat yönlü bakılıyorsa CIF, ithalat yönlü bakılıyorsa FOB değerlerdir. Kaynak: MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Hedef Pazar Matrisi,2019 *Mirror data: Ülke verisinin olmadığı takdirde, diğer partner ülkelerden alınan verilerdir.


7

YIL: 21 | SAYI: 372 | 31 Mart - 13 Nisan 2019

| www.mtso.org.tr

16 No’lu komiteden birlik çağrısı

M Erol Berktaş

MTSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı

İnşaat malzemesi üreticilerinin dağınık halde faaliyet göstermesinin önüne geçmek, sinerji oluşturabilmek, ortak alımlar yaparak maliyetlerimizi düşürebilmek adına sanayi sitesi talebimizi yineliyoruz.

TSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Erol Berktaş, ekonomik daralmanın yaşandığı günlerden el ele verilerek çıkılabileceğini söyledi. Sektör temsilcilerine birleşme çağrısı yapan Berktaş, MTSO bünyesinde yer alan sektör temsilcilerinin birbiriyle alışverişini artırması gerektiğini anlattı. “Eğer hepimiz birbirimize dokunursak güçleniriz” diyen Berktaş, “Biz bir aileysek aile fertleri de birlikte hareket edip birbirini desteklemeli” ifadelerini kullandı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Erol Berktaş, bir taraftan sektörde yaşanan gelişmeleri değerlendirirken diğer taraftan komite çalışmaları hakkında bilgi verip geleceğe yönelik planlarını anlattı. İnşaat sektöründe yaklaşık 1,5 yıldır ciddi bir durgunluk olduğunu kaydeden Berktaş, bu nedenle yeni projelerin hayata geçirilmediğini ve bu durumun doğrudan inşaat malzemesi üretici ve satıcılarını da olumsuz etkilediğini söyledi. Tahsilât yapmakta zorlandıklarını bildiren Berktaş, “Böyle olunca satış yapmak da yeni malzeme alıp borçlanmak da istemiyoruz. Çünkü bu silsile yukarıdan aşağı doğru tüm firmalara yansımış oluyor. Ancak her birimizin sabit masrafları var. İşlerimizin de bir şekilde dönmesi gerekiyor. Biz de mecburen daralmaya gidiyoruz. Minimum hareketle ticaret yapmaya çalışıyoruz. Tabi bizimle birlikte piyasalar da daralıyor” dedi. Bir diğer sorun olarak kamu borçlarını gösteren Berktaş, özellikle SGK ve vergi borçları olmak üzere tüm kamu borçlarının ödenmemesi halinde hacizle cezalandırılmalarından şikayetçi oldu. Borç çok yüksek olmamasına rağmen böyle bir yönteme başvurulmasını anlamlandıramadıklarını vurgulayan Berktaş, yaşadıkları sıkıntıları şöyle özetledi: “Örneğin bir kişinin 1 milyon liralık mal varlığı varken bir kuruma 100 liralık borcu oluyor ve bu borç karşılığında kamu görevlisi bir tuşa

basarak borçlunun tüm mal varlığına haciz gönderiyor. Bunu neden yaptıklarını sorduğumuzda da yetkililer gerekçe olarak tüm mal varlığını görebilme imkanları bulunmamasını gösteriyor. Oysa ekspertiz ile çalışabilirler. Tüm mal varlığına haciz gelince firmanın hiçbir hareket kabiliyeti kalmıyor. Belki bir mal varlığını satıp tüm borçlarını kapatabilecek ama buna fırsat tanınmıyor. Hatta eli kolu bağlanınca bu kişinin kredi borçları, faturaları gibi diğer ödemeleri de duruyor. Özellikle bu dönemde dövizle borçlanan kişilerin borcu 3 kat arttı. İnsanların zor duruma düşmeyeceği çözümler üretilmeli.” “Biz her zaman birlikte hareket etmekten yanayız” Komite olarak geçtiğimiz dönemde sektörel bir toplantı yapıp tüm üyeleri bir araya getirdiklerini anlatan Erol Berktaş, bu toplantıda yol haritasını belirlediklerini, birlikte hareket etmenin önemini konuştuklarını söyledi. Katılımcılara MTSO’nun ve komitenin çalışmalarını anlattıklarını, yapacakları periyodik beyin fırtınaları ile sorunlarına ortak çözümler arayıp bir araya gelerek lobi çalışmaları yürütebileceklerini vurguladıklarını kaydeden Berktaş, toplantıda, komite olarak oluşturdukları www.mimsu.com web sitesini tanıttıklarını söyledi. Bu siteyi hızlı ve rahat iletişim kurmak adına oluşturduklarını dile getiren Berktaş, “Eğer bir çalışma yürütmek istiyorsanız önce birbirinize ulaşabilmeniz gerekiyor. Bu nedenle network’e büyük önem veriyoruz. Tüm üyelerimizin iletişim bilgilerinin güncellenmesi ile çalışmaya başlamıştık şimdi de birbirimize taleplerimizi iletebileceğimiz sosyal bir platform olması adına web sitesi kurduk. Bu sitenin daha aktif kullanılması için çalışacağız” dedi. “Komiteler arası iletişim artmalı” MTSO çatısı altındaki komitelerinin büyük bölümünün birbiriyle ilintili sektörlerde faaliyet göstermesine rağmen birbirini tanımadığını kaydeden Erol Berktaş, iletişimin artma-

sı halinde ticaretin de artabileceğini kaydetti. Bunun için inşaat sektörüne yönelik faaliyet gösteren komite başkanlarıyla bir araya gelerek neler yapılabileceğini görüşmeyi planladığını ifade eden Berktaş, “Bugün hepimiz alışveriş yapacaksak önce tanıdığımız kişilere gideriz. Bu nedenle hepimiz birbirimizin ihtiyacı olan malzemeyi satıyorsak tanışmamız halinde ihtiyacımız olduğunda önce birbirimizi ziyaret ederiz. Ancak önce tanışmamız şart” değerlendirmesini yaptı. İletişimin güçlenmesi halinde aynı sektörde faaliyet gösteren kişilerin ortak projeler geliştirebileceğini de anlatan Berktaş, KOSGEB, TÜBİTAK gibi devlet kurumlarının da bu birleşmeleri özendiren önemli teşvikleri bulunduğunu, bunlardan da yararlanmanın mümkün olabileceğini hatırlattı. Şehir içindeki firmaların birbiri ile temasının azalması durumunda oluşan açığı şehir dışından gelen firmaların doldurduğunu anlatan Berktaş, bu durumda kentin parasının da şehir dışına aktığını söyledi. Birlikte hareket edilip güç birliği oluşturulması halinde kapasitenin artırılacağını, bu sayede şehir dışı ve hatta yurtdışından dahi daha büyük çaplı işlerin alınabileceğini dile getiren Berktaş, bu birlikteliğin sağlanabilmesinin ilk adımının iletişimden geçtiğini söyledi. “İş güvenliği konusunda denetimler artmalı” Sektörleri iyileştirmek adına bir takım yasal zorunluluklar getirildiğini ve bunların atılması gereken adımlar olduğunu, desteklediklerini ifade eden Erol Berktaş şöyle konuştu: “Ancak atılan adımların arkasının da iyi takip edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Örnek vermek gerekecek olursa iş güvenliği ile ilgili hazırlanan yasa gereği belli sayı üzerinde personeli bulunan firmaların kurum hekimi, iş güvenliği uzmanı gibi ek kişiler çalıştırması gerekiyor. Bunların her biri bir maliyet ve bir kısım firmalar bu maliyeti üstlenip yasalara uyar-

ken bir kısım firma yerine getirmiyor ve haksız rekabet sağlıyor. Bu konuda daha yoğun bir denetim yapılması gerektiğine inanıyorum.” Benzer şekilde mesleki yeterlilik zorunluluğu getirildiğini ifade eden Berktaş, bu zorunluluğu da önemsediklerini ve personel konusunda daha doğru seçim yapılmasına olanak tanıyacağını ve sektörel kalitenin artmasına katkı koyacağına inandığını söyledi. “İnşaat malzemesi üreticileri için sanayi sitesi istiyoruz” İnşaat malzemesi üreticilerinin Mersin’de dağınık alanlarda faaliyet gösterdiğine de değinen Erol Berktaş, bu durumun gerek gürültü gerekse üretim sırasında oluşan atıklar nedeniyle çevre kirliliğini beraberinde getirdiğini anlattı. Aynı zamanda bu firmaların büyük makinelerinin ya da ürünlerinin kaldırılıp indirilmesi için kullandığı vinçlerin de gerek trafiğe gerekse çevre sakinlerine önemli ölçüde sıkıntı verdiğini vurgulayan Berktaş, “Tüm bu sorunlar, bu iş kolundaki üreticilerin şehir dışında bir merkezde toplanması ile çözülebilir” dedi. Şehir içine büyük araçların girememesi nedeniyle yükleme ve boşaltmalarda da ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Berktaş, böyle bir sitenin kurulması halinde üreticinin kazanacağını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Üretici aynı merkezde bir araya gelirse organize sanayi bölgelerlinde olduğu gibi elektrik doğalgaz gibi bazı konularda avantajlar da elde edebilir. Ya da ortak tüketim malzemelerinin ortak alımları yapılarak fiyat avantajları sağlanabilir. Aynı zamanda alüminyumdan panjur üreticisine PVC üreticilerine kadar tüm sektör bir arada bulunduğunda, sinerji de oluşacaktır. Böylece müşteri bir firmaya geldiği zaman ihtiyaç duyabileceği diğer hizmetleri de aynı noktadan alabilecek, ekstra bir araştırma yapmasına, zaman kaybetmesine gerek kalmayacaktır. Böyle bir site oluşumu için, sosyal donatılarının da olacağı göz önünde bulundurulursa, 50 dönüme yakın bir arazinin yeterli olacağını düşünüyorum.”

Sağlıkçılar Medikal OSB ve sağlık turizmine odaklandı

M

TSO 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi, Medikal OSB ve sağlık turizmine yönelik çalışmalara odaklandı. Sağlık turizmi için Kore örneğini incelemekte olan sektör temsilcileri, Medikal OSB için ise dernekleşme çalışmalarını tamamladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı Hakan Dindar, takip ettikleri projeler hakkında bilgi verdi. Komite bünyesinde farklı alanlarda faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin yer aldığını hatırlatan Dindar, ilk olarak bu sektörleri küçük gruplar halinde toplayıp sorunlarını dinlediklerini anlattı. Medikal malzeme satışı yapan üyelerle iki kez toplanıp sorunları tespit ettiklerini dile getiren Dindar, “Bu toplantıda Medikalciler Derneği MEMDER’in yeniden etkin hale getirilmesi adına destek kararı alındı. Ardından derneğin kuruluşu tazelendi, yeni yönetimiyle, yeni tüzüğüyle faaliyetine başladı” dedi. Bir sonraki grup toplantısını diş hekimleriyle yapacaklarını ifade eden Dindar, toplantıların önümüzdeki dönemde de süreceğini söyledi. “Sağlık turizmi konusunda üyeleri bilgilendirdik” İkinci önceliği sağlık turizmine verdiklerini anlatan Hakan Dindar, bu alanda yürüttükleri çalışmaları ise şöyle özetledi: “Bu alanda bir toplantı yaptık. Turizm acentelerini ve sağlık sektör temsilcilerini bir araya getirip turizmciler için akreditasyon süreçleri, sağlıkçılar için de aranan kriterleri anlattık. İkinci aşamada Nisan ayı ortalarına doğru Kore’ye giderek konuyla ilgili oradaki bir sağlık köyünü ziyaret edip incelemelerde bulunacağız. İşleyiş hakkında bilgi alıp Mersin’e nasıl entegre edebileceğimizi araştıracağız.” Dünya nüfusunun ve yaşam kalitesinin yükseldiğini dile getiren Dindar, birçok ülkede buna paralel tedavi maliyetlerinin de arttığını

MTSO 07 CMYK

söyledi. Bu ülkelerdeki kişilerin daha kaliteli ama daha ekonomik şartlarla hizmet veren ülkelere yönelmesiyle de sağlık turizmi kavramının oluştuğunu belirten Dindar, “İnsanlar artık sağlıkta yüksek teknolojiye uygun maliyetlerle ulaşmak istiyor. Tedavi olmanın yanı sıra gittiği ülkeyi gezmek, farklı kültürleri tanımak istiyor” dedi. Bu noktadan hareketle özellikle Ortadoğu, Asya ve Afrika’da yaşayan zengin halkın Amerika ve AB ülkelerini tercih ettiğini dile getiren Dindar şunları söyledi: “Ancak 11 Eylül saldırıları sonrasında özellikle Ortadoğu’daki Müslümanlar için ABD ve AB vizeleri zorlaştı. Ortadoğu ülkeleri Türkiye ile ticaret yapmasına rağmen sağlık alanında kendimizi iyi tanıtamamış olmamız nedeniyle sağlık turizmi denildiğinde akıllarına gelmiyorduk. Bugün bu fırsat iyi değerlendirilmelidir. Ortadoğu’ya kendimizi iyi anlatmalıyız. Bu bölgede sigorta sisteminden ziyade vatandaşı ikna etmek önem taşıyor. Bu nedenle tanıtım ve pazarlama çalışmalarının artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda şehrimizin tanıtımı ve pazarlamasını yürütmek için Odamız çatısı altında ortak bir çalışma grubu oluşturarak hedef bölgedeki medya araçlarını aktif kullanmamız gerektiğine inanıyoruz.” Mersin’in Ortadoğulular tarafından tanınıyor olmasının avantajını stratejik eylem planlarıyla fırsata çevirmek gerektiğini vurgulayan Dindar, Mersin’in entelektüel altyapısı, modern tedavi merkezleri, lojistik yakınlığı, iklimi ve tarihi dokusu ile Ortadoğu ve Asya ülkelerinin dikkatini çeken bir cazibe merkezine dönüştürülebileceğini söyledi. Dindar, “Bu noktadan hareketle MTSO olarak Mersin’i sağlık turizminde marka kente dönüştürebilmek için sektörü bu turizm türünü yapabilecek altyapıya sahip hale getirmeyi amaçlıyoruz” dedi. “Medikal OSB çalışmalarımız sürüyor” Üzerinde durdukları bir diğer

konunun Medikal Organize Sanayi Bölgesi olduğunu kaydeden Hakan Dindar, bu alanda da lobi faaliyetlerini sürdürdüklerini belirtti. Konuyla ilgili araştırmalar yaptıklarını ve hedefe ulaşmak için ilk adımda küme kurulması gerektiğini bildiren Dindar, “Bu nedenle Adana ve Mersin’deki tıbbi malzeme üreticileriyle Çukurova Tıbbı Malzemeciler Derneği kurma çalışmalarına başladık. Tüzüğünü hazırladık, kurucu üyeler belirlendi ve Nisan ayında da kurulumunu tamamlamayı hedefliyoruz. Böylece OSB kurabilmenin ilk adımını tamamlamış olacağız” dedi. Bu derneğin ilk çalışmasının Mayıs ayında geniş katılımlı bir toplantı düzenlemek olacağını anlatan Dindar şu bilgileri paylaştı: “Çukurova Tıbbi Malzemeciler Derneği olarak Mayıs ayında Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Kurumu, İl Sağlık Müdürlüğü, TÜBİTAK; KOSGEB, Çukurova Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Teknopark, Mersin Şehir Hastanesi temsilcilerinin de yer aldığı çoklu katılımlı bir toplantı planlıyoruz. Bu toplantıyı düzenlemedeki amacımız böyle bir OSB kurulumunda devlet katkıları neler olabilir, üniversiteler, teknoparklar ne şekilde destek verebilir öğrenmek.” “Mersin, yatırım için önemli avantajlara sahip” Mersin’in medikal yatırımcıları için önemli avantajlara sahip olduğuna dikkat çeken Hakan Dindar, “Planladığımız OSB’de ihracatçıları ve üretici firmaları toplamak istiyoruz. Mersin stratejik bir konumda olduğu için yalnızca yerli değil, yabancı yatırımcıları da getirebileceğimize inanıyoruz” dedi. Mersin Limanı’nın Avrupa ile Çin arasında kurgulanan İpekyolu Projesi üzerinde önemli bir çıkış noktası olduğunu kaydeden Dindar, “Mersin, Akdeniz çanağında Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Avrupa’nın bazı limanlarına bir günlük mesafede. Lojistik avantajı çok yüksek. Uzak bölgelerdeki ülkeler bu avantajdan

yararlanmak adına yatırım düşünüyor. Bunun için Çin Kalkınma Ajansı ile Çin’den bu alana yatırım yapmak isteyebilecek yatırımcıların bulunup bulunmadığını öğrenmek istedik. Belli bir sayı var mıdır diye veri talep ettik. Onların da bu konuda çalışmaları olduğunu öğrendik. Konuyla ilgili araştırma yapıp bize dönecekler” diye konuştu. Ortadoğu’da yaptıkları araştırmalarda da Mersin’e özellikle bioteknoloji üzerine yatırım yapmak isteyebilecek firmalar olduğunu gördüklerini belirten Dindar, Ortadoğu ve Uzakdoğu’dan yatırımcı arayışlarını sürdürdüklerini söyledi. “Zaruri ürünlerdeki KDV oranları gözden geçirilmeli” Projelerin yanı sıra sektör sorunlarına da değinen Hakan Dindar, medikal sektörünün en ciddi sorununun şu dönemde döviz kurları olduğunu dile getirerek, “Bu alanda yüzde 95 dışa bağımlıyız. Bu dönemde yüksek fiyatlar nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz” dedi. Fiyatları artıran diğer bir unsur olarak KDV oranlarını gösteren Hakan Dindar, özellikle zaruri olan malzemelerde KDV’nin sıfırlanmasının tüketiciler açısından büyük bir rahatlama getireceğine dikkat çekti. Bu uygulamanın doğrudan yüzde 18’lik indirim anlamına geleceğini ifade eden Dindar, girdi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak ürün fiyatlarının yeterince arttığını buna bir de KDV eklenmesi ile birlikte tüketicinin de ciddi sıkıntı yaşadığını belirtti. Birçok zaruri üründe KDV’nin sıfır olduğunu hatırlatan Dindar, “Örneğin tekerlikli sandalyede sıfır, ancak hasta bezinde yüzde 18 KDV uygulanıyor. Oysa bu da çok sık tüketilen bir sarf malzemesi ve kesinlikle zaruri bir ihtiyaç. Hastaların sağlık harcamaları oldukça yüksek. Bu sıkıntılı dönemlerinde biraz olsun kolaylık sağlanması adına özellikle bu üründe KDV’nin sıfırlanması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.

Hakan Dindar

MTSO 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı

MTSO olarak Mersin’i sağlık turizminde marka kente dönüştürebilmek için sektörü bu turizm türünü yapabilecek altyapıya sahip hale getirmeyi amaçlıyoruz. Bu nedenle eğitim çalışmalarımız devam ediyor.


YIL: 21 | SAYI: 372 | 31 Mart - 13 Nisan 2019

| www.mtso.org.tr

Mersin Şehir Hastanesi sağlık turizminde iddialı

RÖPORTAJ

8

K

şehre iyi duyurulması gerektiğine inanıyorum.

İNME MERKEZİ: Bu merkezimizin önceliği beyin kanaması ya da beyne pıhtı atılması vakalarına erken müdahalede bulunup hastayı felç kalmadan, en az hasarla kurtarabilmek. Damardan trombolitik tedavi yapıyorduk, buna ek olarak girişimsel radyoloji ile hastaların tedavisine yardımcı olmaya başladık. Yani daha anlaşılır olabilmesi adına benzetme yapacak olursam; beyinde bir kanama olduğunda bu tedavi yöntemiyle damardan anjiyo gibi girip kanamanın olduğu yeri sıkıştırıp yayılmasını engelleyebiliyoruz. İnme merkezleri çok önemli çünkü ülkemizde hipertansiyon hasta sayısı çok fazla. Buna bağlı olarak nörolojik hastalık da çok. Bakım hastası haline gelen bu hastaların sayısını azaltabilmek adına inme merkezleri önemli. PALYATİF BAKIM MERKEZİ: Bu merkezimizde de 46 yataklı erişkin ve 24 yataklı çocuk bölümümüz bulunuyor. Hastalarımıza refakatçi eşliğinde evde bakım öncesi tüm tıbbi desteğin eğitimini verip mümkün olan en az cihaz desteği ile evlerine yollamaya çalışıyoruz. Yaşlanan bir toplumuz. Türkiye’nin son dönemlere bakınca artan sayıda palyatif merkezi açtığı görülecektir. Bir adet de geriatri uzmanımız bulunuyor. Bu uzmanımız da Mersin’de tek. İleri yaşta oluşabilecek tüm hastalıkların takibi, yönlendirmesi ve tedavisinden sorumlu

Uzm. Dr. Bahar Aydınlı

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık turizmindeki iddiasını, teknolojik altyapısı ile bir adım ileri taşıyor. Donanımlı teknik ve fiziki imkanlarını, uzman hekim kadrosunu teknoloji yatırımlarıyla daha da güçlendiren hastanenin hedefinde Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetlerine de sağlık hizmeti sunmak var.

urulduğu günden bu yana yalnızca Mersin ve çevresindeki illere değil bölgedeki ülkelere de hizmet verme hedefiyle yola çıkan Mersin Şehir Hastanesi, 2018 yılı Mayıs ayında 3. Basamak Eğitim ve Araştırma Hastanesi unvanını da almasıyla birlikte bu aladaki gücünü artırdı. Yurtdışından gelen hastaları havaalanında karşılayıp, refakatçileriyle birlikte VIP odalarda ağırlayan hastane, sunduğu tercüman hizmeti, refakatçiler için düzenlediği şehir turları ya da diğer yabancı hastaların da katılımıyla organize ettiği etnik sosyal aktivitelerle, hastaların kendilerini evlerinde hissetmesine yardımcı oluyor. Kentte sağlık turizminin gelişmesini önemsediklerini vurgulayan Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Bahar Aydınlı, bu alandaki hizmet altyapılarını güçlendirmeye devam ettiklerini anlattı. Bunun için yazılım firmalarının Sağlık Turizmi Asistanı adı altında bir kiosk geliştirdiğini kaydeden Aydınlı, bu asistan aracılığıyla hastaların kendi ülkeleriyle görüntülü olarak iletişime geçebildiğini bildirdi. Son dönemlerde ise Merkezi Provizyon Sistemi’ni hayata geçirmeye yoğunlaştıklarını kaydeden Aydınlı, bunun da gerçekleşmesi ile birlikte hastaların ödemeyle uğraşmayıp yalnızca tedavilerine yönelebileceklerini, ödemelerin doğrudan sigortalardan tahsil edilebileceğini söyledi. Aydınlı hastanede verilen hizmetleri ve sağlık turizmine yönelik çalışmaların detaylarını şöyle anlattı: MTSO Haber: Bize biraz hastane hakkında bilgi verir misiniz? Şubat 2017’de Cumhurbaşkanımız tarafından resmi açılışı yapılan Türkiye’deki ilk şehir hastanesiyiz. Açılıştan bugüne 5 milyonun üzerinde hasta kabulü gerçekleştirdik. Bu sayının giderek artacağını düşünüyoruz çünkü Sağlık Bakanlığımızın şehir hastanelerinde hekim planlaması en üst düzeyde. Şu anda benim yan dal branşlarımda erişkin ve çocuk yan dallarda eksik 2 branşım kaldı. Bunlar çocuk alerji ile çocuk yoğun bakım doktoru. Bakanlık şehir hastanelerinde portföy olarak eksik branş hekimi olmaması adına çalışıyor. Hedef, güçlü bir kadro ve güçlü bir teknolojik altyapı ile sağlık konusundaki tüm gereksinimlerin aynı çatı altında karşılanabilmesi. Hastanemizde Sağlık Bakanlığı’na bağlı 2 bin 800’ün üzerinde kamu çalışanı ile 2 bin 500’ün üzerinde de şirket çalışanı var. Burası kamu özel sektör işbirliğinde çalışan dev bir kompleks. Sağlık hizmeti elbette tamamen kamuya emanet ama güvenlik, temizlik, yemek, otopark gibi yan hizmetleri satın aldığımız bir özel ortağımız bulunuyor. Yüzde 95 dolulukla çalışıyoruz. MTSO Haber: Biraz da fiziki şartlarınızı anlatır mısınız? 374 bin metrekarelik kapalı alana sahip dev bir kompleksimiz bulunuyor. 1096 adet nitelikli yatığımız var. Odalarımız tek ve iki kişilik olarak ayrılıyor. İki kişilik odalarda dahi her hastaya ait bir televizyon ve bluetooth kulaklıklarımız var. Refakatçiler için alanımız bulunuyor. 204 adet yoğun bakım yatağına sahibiz. 1300 yatak tescilimiz var. İlin en yüksek kapasitede yeni doğan yoğun bakımına sahibiz. 54

MTSO 08 CMYK

adet kuvöz bulunuyor. Doğum oranı yüksek bir il olmamız nedeniyle bu alanda hizmet kapasitemizin çok üzerinde çalışıyoruz. Bu nedenle diğer hastanelerde yalnızca erişkin ve çocuk acil girişi varken bizde kadın doğum acil girişi de yer alıyor. Geçen yıl Mayıs ayında 3. Basamak Eğitim Araştırma Hastanesi unvanını aldık. Artık 3. Basamakta yapılabilir tüm sağlık hizmetini verebilir yetideyiz. Mersin’de kamuda kalp cerrahisi ve kardiyolojide 7/24 hizmet verebilen tek hastaneyiz. 7/24 aktif çalışan anjiyo cihazımız bulunuyor. Tüm kardiyak girişimleri yapabiliyoruz. Benzer şekilde de 7/24 hizmet verebilen bir kalp cerrahisi hizmetimiz var. Olabilecek tüm ameliyatları yapabiliyorlar. Şehir hastanesi olarak sağlıkta öncü olmak istiyoruz. MTSO Haber: Bize biraz da teknik donanımınızı anlatır mısınız? Fizik tedavi merkezimizde 24 saat çalışan bir yürüme robotumuz var. 3 tomografimiz ve 2 MR cihazımız bulunuyor. Biri 1,5 tesla, diğeri ise 3 tesla. Görüntüleme hizmetlerimizi 3 gün içinde yapıyoruz. Bir sonraki aşamada ise açık MR yatırımı planlanıyor. 2 tane Linac cihazımız var. Bu cihazı radyasyon onkolojisi kullanıyor. Çevre ülkelerimize bakınca emsali yok. Hatta o kadar ki, Rusya’dan gelen bir ekip bu cihazımızla selfi çekmişti ve bu çok hoşumuza gitmişti. Radyasyon onkolojisi hastalarına hizmet sunup radyoterapide kullanılan bu cihaz, kanserli bölgenin yerini özel işaretleyicilerle tespit ediyor ve hedefe yönelik tedavi uyguluyor. İleri teknoloji olduğu için de tercih sebebi. İmmünoterapi ve akıllı ilaç uygulamasına da başladık. Ön prosedürü tamamlanınca uygun olan hastalara bu tedaviler veriliyor. MTSO Haber: Kentte çok fazla olmayan, sizin burada verdiğiniz hizmetler var mı? Özellikli hizmetlerimiz var. Birkaçını sayacak olursam Obezite Merkezi, Diyabet Okulu, Gebe Okulu, Akılcı İlaç Polikliniği, Getat Merkezi, Sağlık Turizmi, İnme Merkezi bunlardan bir kaçı. Yanık Ünitemizin de Yanık Merkezi’ne dönüşmesi için tescil bekliyoruz. Tüm bu özellikli hizmetleri sunabilmek için Bakanlığımızın da desteğiyle eğitim talep eden tüm sağlık çalışanlarımızı eğitime gönderiyoruz. Bu merkezlerimizden bir kaçı hakkında daha detaylı bilgi vermek isterim. OBEZİTE MERKEZİ: Aslında obezite artık toplumsal bir sorun. Biz bu merkezimizde kişinin ameliyat talebiyle obezite cerrahisinin gerçekleşmemesini istiyoruz. Önce her şeyi denemeli sonuç alınamıyorsa cerrahi müdahaleye karar verilmeli. Bakanlığımızın obezite ile mücadele kampanyası kapsamında birçok tesiste obezite merkezleri açıldı. Bizim merkezimizde önce bireysel ardından da grup olarak eğitim verilen bir program uyguluyoruz. Bu program sonucunda kişi gerçekten obezite ile mücadele edemiyorsa cerrahi karar alınıyor. Bu eğitimlerde diyetisyen, psikolog ve bir de spor hekimi yer alıyor. Haftalık eğitimlerle kilo kontrolü sağlanmaya çalışılıyor. Sadece muayene ücreti ödeniyor ve ek ücret talebi bulunmuyor. Obezite cerrahisi önemli bir karar. Bu karar verilmeden önce tüm yollar denenmeli ve bunun

DİĞER MERKEZLER: Bu kapsamda da kısaca yanık ünitesi ve hiberbarik ünitesinden bahsedebilirim. Yanık ünitemiz yakın zamanda merkeze dönüşecek ve yatak kapasitemiz artıp yanık yüzdesi daha yüksek vakaları tedavi edebileceğiz. Hiperbarik ünitemizde ise teknik bakım devam ediyor. Bu bakım tamamlanınca tekrar hizmete sunabileceğiz. MTSO Haber: Biliyoruz ki kurulduğu ilk günden itibaren sağlık turizmini önemsiyorsunuz. Bu alanda yapılan çalışmaları anlatır mısınız? Sağlık turizmi, açılım yapmamız gereken bir alan. Mersin olarak bu konuda öncü olmak istiyoruz. Özellikle Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetlerde kemoterapi ve radyoterapi randevu süreleri çok uzun ve maliyetli. Bu ülkelerden talep alıyoruz. Bunun yanında serpme olarak Avrupa’dan da şu an hasta alıyoruz. Bu tamamen bir lansman işi. Neyi ne kadar duyurduğumuzla ilgili. Bu duyurma konusunda sık sık yurtdışı bağlantısı kuran işadamlarımızdan da destek istiyoruz. Gittikleri yerlerde son teknolojiye sahip şehir hastanemizden bahsetmeleri halinde kent ekonomisine de önemli katkı sağlanacağına inanıyorum. Yurtdışından çok daha uygun fiyatlarla hizmet veriyoruz. Bize başvuran hastanın proformasını gönderiyoruz. Bunu kabul edince bize giriş yapacağı gün ile ilgili uçuş bilgileri geliyor. Hastayı havaalanında karşılayıp ilk sağlık kontrolleri sonrası VIP odalarda yatışı hazırlanmış oluyor. Bu odalar refakatçilerin de konaklamasına imkan veren odalar. Gelen hastanın kültürel beklentisine göre sunulan hizmette, örneğin yemek menülerinde belli modifikasyonlar yapıyoruz. Uzun süreli tedavilerde birden fazla refakatçi ile gelen hastalar oluyor. Bu refakatçilerin belirli dönemlerde şehre ulaşımını sağlıyoruz. AVM’lere, Marina’ya götürüyoruz. Doktor kontrolünde izin alabilmeleri durumunda hastaların da çarşıya gitmesi mümkün olabiliyor. Bu sayede kent ekonomisine de katkı sağlıyoruz. Ama önceliğimiz hastanın turist olarak görülmesi değil. Hasta tedavi edilirken refakatçisinin turist olarak şehri gezebilmesi. Bu hastalarımıza kendi dillerini konuşan tercümanlar eşlik ediyor. Bu tercümanlara 24 saat ulaşabilecekleri bir iletişim sistemimiz

var. Olası ihtiyaçları için hastanemizdeki tüm ATM’ler döviz dönüşümü yapıyor. Hastane içinde bir de döviz bürosu açıldı. Aynı zamanda sağlık turizmi hastalarının konforu için yazılım firmamız bir de Sağlık Turizmi Asistanı ismiyle kiosk geliştirdi. Bu sayede hastalar görüntülü olarak kendi ülkeleriyle iletişime geçebiliyor.

MTSO Haber: Sağlık turizmine yönelik hangi branşlarda öne çıkma hedefiniz var? Talep edilen tüm alanlarda hizmet verebiliriz ama ağırlıklı olarak onkoloji, ortopedi ve fizik tedavi hastalarıyla başladık. Bunlara öncelik verdik çünkü tedavi süreleri uzun. Bir ya da iki refakatçi ile birlikte geliyorlar. Açıldığımız günden bu yana bu alanda faaliyet gösteren birçok ülke heyeti ziyaretimize geldi. Sağlık turizminde yeni bir açılım yapmak istiyoruz. Merkezi provizyon sistemi gelecek. Bu sayede hastayı hastanemizde ücret ödemeyle uğraştırmayacağız ve ödeme işlemlerini doğrudan sigorta şirketleri üzerinden yürüteceğiz. Hasta gelince ücret ödemek, vezneye gitmek gibi prosedürlerle uğraşmak yerine tedavisine konsantre olacak. Merkezi provizyon sisteminin kurulabilmesi için ciddi bir yazılım desteği gerekiyor ve yazılım firmamız da bunun gerekli altyapı çalışmasını yürütüyor. MTSO Haber: Şehir hastanesi denildiğinde akla bu hastanenin büyüklüğü geliyor ve herkes gideceği doktoru bulmakta zorlanacağı endişesi taşıyor. Bu konuda neler yapıyorsunuz? Şehir hastanesi teknolojik bir hastane dedik. Bu kadar büyük tesisi ileri teknolojiyle yürütmeye ve yönetmeye çalışıyoruz. Kaybolmayasınız diye de Türk Telekom tarafından hastanemize özgü patenti alınan bir navigasyon sistemimiz var. Bu sistemi telefonlarınıza indirdiğinizde navigasyon evinizden doktorun muayene odasının kapısına kadar olan rotayı gösteriyor. Sesli yardım ile de sizi talep ettiğiniz yere kadar getiriyor. Hizmet burada da bitmiyor. Ardından bu sistemden yararlanıp yaptıracağınız tetkik yerlerine ulaşıyorsunuz. Sonrasında en yakın eczaneleri gösteriyor. Eğer geç bir saat ise nöbetçi eczanenin ismini ve telefon numarasını bildiriyor. Kısacası akıllı telefonu olan kimse 374 bin metrekarelik kapalı alanımızdan korkmasın, navigasyondan yardım alsın. MTSO Haber: Önümüzdeki dönem için planlarınızı anlatır mısınız? Kardiyoloji alanında genişlemeye çalışıyoruz. Kapalı kapak ameliyatları, kalp pilleri ve kapalı yöntemle damar grefti yerleştirme işlemleri teknolojik altyapımızdan alınan destekle ilgili uzman hekimlerimiz tarafından gerçekleştirilmeye başlandı. Hala bu konuda alacağımız yol var. Kardiyolojide eğitime giden hekimlerimiz var. Bahsi geçen alanlarda Mersin’de hizmet sunan tek kamu hastanesiyiz. MTSO Haber: Eklemek istediğiniz başka bir konu var mı? Son olarak sosyal sorumluluk projelerimizden de bahsedebilirim. Burada uzun süre yatan çocukların kendisini hastanede gibi hissetmemesi adına resim kursları düzenliyoruz. Mersinli ressamlarımızın da desteği ile onların seçtiği boyaların ya da malzemelerin doktor onayı alınması sonrasında boyama çalışmaları yapılıyor. Bu resimlerle hazırlanan sergilerde çocuklarımızın resimlerini satın alıyoruz ve bu onlara büyük moral oluyor. Yaptıkları resimlerin beğenilip satın alınması çok hoşlarına gidiyor. Aynı şekilde Palyatif Merkezi’ndeki refakatçiler için de benzer uygulamalar düzenliyoruz. Önümüzdeki günlerde de sürekli yatıp kalkamayan çocuklar için gezici kütüphane çalışmasına başlayıp odalarına kitap servisi yapacağız.

Kızıltan: “Mersin’de sağlık turizminin gelişimini önemsiyoruz”

M

ersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Bahar Aydınlı’yı ziyaret eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Özellikle Sağlık Turizmine yönelik faaliyetleri çok önemsediklerini vurgulayan Kızıltan, bu

konuda her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Oda bünyesinde de gerek Sağlık Komitesi gerekse Turizm Komitesi’nin bu alanda çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Başkan Kızıltan, tüm dinamiklerin bir araya gelip ortak hareket etmesi ile kentteki bu pastayı büyütebileceğine dikkat çekti.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.