MTSO Haber Sayı 374

Page 1

TAMEB Projesi’ne katılan kursiyerler sertifikalarını aldı >3’te

Sanatın ‘Güney İstasyonu’ MTSO Sanat Galerisi

MTSO’da dayanışma günü

>2’de

>2’de

Seçim sonrası oluşan iyimser hava kentimizin itici gücü olacaktır… > 3’te Ayhan KIZILTAN

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 21| |YIL: SAYI: 17 374 | SAYI: | 28298 Nisan | 6-19 - 11 Mayıs ARALIK 2019 2015

Metal sanayi ihracata ağırlık verecek Yavuz Beller

MTSO 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı

M

TSO 32 No’luMetal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Yavuz Beller, önümüzdeki süreçte iç pazara çalışan firmalaranazaran ihracattaki gücünü artıran firmaların daha güçlü şekilde ayakta kalabileceğine dikkat çekerek, ihracat yapan firmaların da pazarlarını çeşitlendirmesi tavsiyesinde bulundu. Komite olarak üyelerinin ihracat pazarlarını çeşitlendirmesine katkı vermek istediklerini vurgulayan Beller, Oda’nın Ticari Bilgi ve İstihbarat hizmetlerinden faydalanıp üyelere yönelik projeler yürütmek istediklerini söyledi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Yavuz Beller, sektörel değerlendirmeler yaparak komite çalışmaları hakkında bilgi verdi. İlk olarak dövizde yaşanan dalgalanmaların sektör üzerindeki etkisini değerlendiren Beller, tüm dünyada demir çelik sektöründe sıkıntı yaşandığını, ancak bu sıkıntıların Türkiye’de biraz daha fazla hissedildiğini anlattı. Beller, “Demir çelik sektörü sadece Türkiye’de değil, dünyada sert dalgalanmaların yaşandığı bir dönemden geçiyor” dedi. > 7’de

1 No’lu komiteden tabana yayılan kooperatifçilik modeli önerisi Kerem Baltu

MTSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı

M

TSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi, tarım sektöründe çiftçiden, lojistikçiye, marketten ihracatçıya kadar ilgili tüm kesimlerin sorunlarına çare olacak yeni bir kooperatifçilik modeli önerisi getirdi. Komite Başkanı Baltu, üretici birliklerinin çıkarlarını gözeten, maliyetleri aşağı çeken, ortak kullanım, ortak satış yaparak hem yurtiçi hem yurtdışı pazara hakim bir kooperatifleşme modeli istediklerini anlattı. Bu sistemde kooperatifin bir şirket ya da yapıya bağlı kalmaması gerektiğini ise özellikle vurgulayan Baltu, kurulacak bağım-

sız kooperatifle ürünlerin istendiği miktarda üretilip istenilen her pazara satılabilmesi gerektiğini söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Kerem Baltu, komite çalışmalarını anlatarak sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Son dönemlerde komite olarak özellikle kooperatifleşme modelleri üzerine yoğunlaştıklarını bildiren Baltu, doğru bir sistemin hayata geçirilmesi halinde sektörün tüm paydaşlarının sorunlarına çare olunabileceğini dile getirdi. > 7’de

S

Mersin ve Adana güç birliğine giderek ortak adımlar atmayı sürdürüyor. Çukurova Bölgesi’ndeki firmaların sınai mülkiyet bilincini geliştirip rekabetçi yapılarını güçlendirecek Hezarfen Adana–Mersin Projesi için imzalar atıldı. Firmalarda oluşacak marka ve patent bilinci, Bölgenin topyekun kalkınmasına katkı sağlayacak.

anayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Türk Patent ve Marka Kurumu, Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA), Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Adana Sanayi Odası (ADASO) işbirliğinde hazırlanan Hezarfen Adana–Mersin Projesi başlıyor. Proje kapsamında Haziran ayında Türk Patent ve Marka Kurumu

yetkilileri Mersin ve Adana’da toplam 60 firmayı ziyaret ederek patent, marka, tasarım ve teknoloji konularında bire bir ücretsiz danışmanlık hizmeti verecek. Firmaların marka ve patent başvurularını gerçekleştirmelerine yardımcı olup yol gösterecek. Törendeki konuşmasında Adana ve Mersin’in son dönem-

lerdeki uyumlu çalışmasına dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Çukurova Bölgesi olarak el ele verip, Türkiye’de güçlü yeni bir ekonomik bölge oluşturmalıyız” ifadelerini kullandı. Kızıltan, Mersin’in bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmaya hazır olduğunu belirtti. Törende Coğrafi İşaret Tescili

yapılan “Mersin Kerebici” için Tescil Belgesi de verildi. Kerebiç, Mersin’in coğrafi işaretli 10’uncu ürünü oldu. Başkan Kızıltan tescil belgesini Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Adana Valisi Mahmut Demirtaş ve Mersin Vali Yardımcısı Süleyman Deniz’den aldı. > 4’te

M

İl Müdürü Mustafa Kutlu arasında gerçekleştirilen imza törenine MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ile Girişimci İnsan Kaynakları Derneği (GİDERİK) Başkanı Serkan Özada’da katıldı. Tören sonrasında kısa bir açıklama yapan İl Müdürü Kutlu, bu yıl fuarda 130 kurum ve kuruluşun stant açacağını belirterek 110 tanesinin özel sektör temsilcisi, kalanının üniversiteler, STK’lar ve Odala’dan oluştuğunu anlattı. Özel sektör temsilcilerinin ise ağırlıklı olarak perakende, sanayi ve turizm alanında faaliyet gösterdiğini bildiren Kutlu, “Bugüne kadar düzenlediğimiz fuarlarda güzel geri dönüşler aldık. Fuarlarımız aracılığıyla 1400 kişiyi işe yerleştirdik. 1200 gencimizi de işbaşı eğitim programımızdan yararlandırdık. Bu fuardan da güzel sonuçlarla ayrılacağımızı düşünüyorum” dedi. > 5’te

Altyapı yatırımlarıyla dikkat çeken ülke:

Çağ Üniversitesi ‘Kalite’ye odaklandı

Prof. Dr. Ünal Ay

Çağ Üniversitesi Rektörü

Ç

ağ Üniversitesi, günümüz gençlerinin eğilim ve ilgilerini de göz önünde bulundurup geleneksel eğitim sistemiyle yeni nesil teknolojiyi harmanlayıp, mezun öğrencilerini çalışacakları sektörlerin talep ettiği becerilerle donatılmış olarak mezun etmeyi hedefliyor. Bunun için eğiticilerin eğitimine de önem veren Üniversite, gençleri geleceğin dünyasına hazırlamayı öncelik olarak görüyor. Elbette bugünden yarının mesleklerini tahmin edip o doğrultuda eğitim vermeye başlamanın mümkün olamayacağını belirten Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünal Ay, “Ama özgüveni yüksek, karşılaştığı farklılıklara kolay uyum sağlayabilen, esnek, çok yönlü gençler yetiştirirseniz onlar zaten evrilip yeni mesleklere uyum sağlayacaktır. Biz de bu hedefle çalışıyoruz”

MTSO 01 CMYK

diyor. Aynı zamanda üniversite-işletme işbirliğini geliştirmeye odaklandıklarına da değinen Ay, bunun için özellikle yüksek lisans öğrencilerinin tez konularını hazırlarken bölgedeki işletmeleri ve Odaları ziyaret ederek mevcut sorunları belirleyip bu sorunların çözümüne odaklanacaklarını, ardından da ortaya çıkan sonuçları bulacakları teşviklerle hayata geçirmeye çalışacaklarını söylüyor. Öğrencilerin geleceğe hazırlanması kadar önem verdikleri bir diğer konunun ise kurumsallaşma ve kalite standartlarının yükseltilmesi olduğuna dikkat çeken Ay, “Kalite bizi yönetici ve yetkililerin yönlendirdiği kurumdan ziyade kendi kendisini yöneten bir kuruma dönüştürecek. Mekanik bir yapıdan organic bir yapıya doğru evriliyoruz.” dedi. > 8’de

P

olonya, alt yapı yatırımlarının hız kazanması, doğrudan yabancı sermayenin pazara olan ilgisinin kesintisiz devam etmesi ve tüketim harcamalarının mali krizden nispeten daha az etkilenmesi gibi nedenlerden ötürü son yıllarda pozitif büyüme gösteren yegane AB üyesi ülke olarak gösterilebilir. Ülkede AB fonları kaynaklı alt yapı yatırımlarının devam etmesi, doğrudan yabancı sermayenin Polonya pazarına olan ilgisinin devam etmesi ve tüketim harcamalarının diğer Avrupa ülkelerine göre mali krizden nispeten daha az etkilenmesi gibi nedenlerden ötürü, Polonya ekonomisinin önümüzdeki dönemde de pozitif büyümesi muhtemeldir. Polonya’ya giriş yapan doğrudan ya-

Üyeler U-ETDS ve Sayısal Takograf konusunda bilgilendirildi >5’te

bancı sermayenin ülkelere göre dağılımına ilişkin verilere bakıldığında, ülkeye gelen doğrudan yabancı sermayenin % 80’den fazlası AB kaynaklıdır. Yabancı yatırımlar imalat sanayinin yanı sıra ticaret ve finansman alanlarında yoğunlaşır. Yabancı yatırımların yoğun olduğu imalat sanayi kolları ise gıda işleme, otomotiv, kağıt, elektrik ve kimya endüstrileridir. Doğrudan yabancı sermayenin Polonya’yı tercih etmesinin başlıca sebepleri arasında, ülkenin AB üyeliği ve Orta Avrupa’daki konumu, kalifiye iş gücü, büyük şirketlerle işbirliğine hazır çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmenin mevcudiyeti, AR-GE, iyi yönlendirilmiş devlet yardımları ve üniversitelerle işbirliğine hazır tekno parklar sayılabilir. > 6’da

Sektör temsilcileri sigorta hasarları konusunda bilgilendirildi >2’de

İnşaat komiteleri güç birliğine gidiyor

>4’te

ersin İş ve Kariyer Fuarı için geri sayım başladı. 2-3 Mayıs günlerinde Palm City Mersin AVM’de düzenlenecek fuar öncesinde Mersin İŞKUR ile MTSO arasında işbirliği protokolü imzalandı. Mersin Valiliği himayesi, Mersin Çalışma ve İş Kurumu (İŞKUR) Koordinasyonunda bu yıl 9’uncusu düzenlenecek olan Mersin İş ve Kariyer Fuarı için Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Mersin İŞKUR arasında işbirliği protokolü imzalandı. Türkiye’nin bu alandaki ilk dijital fuarı olma özelliği taşıyacak olan fuarı farklı illerde iş arayanlar da online ortamda ziyaret edip iş başvurusu yapabilecek. İş arayanlar ve işverenleri buluşturacak olan fuar ile iş gücünün artırılması, istihdam ortamının hareketlendirilmesi hedefleniyor. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Mersin İŞKUR


2

YIL: 21 | SAYI: 374 | 28 Nisan - 11 Mayıs 2019

| www.mtso.org.tr

MTSO’da dayanışma günü Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) geçmiş dönem ile yeni dönem Meclis Üyeleri yemekte bir araya geldi. Büyükşehir, Mezitli, Yenişehir ve Toroslar Belediye Başkanlarının da katıldığı gece tam anlamıyla bir kaynaşma ve dayanışma gününe dönüştü.

Kızıltan ve İzol, İleri İlköğretim Okulu öğrencileriyle bir araya geldi

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, İleri İlköğretim Okulu öğrencileriyle bir araya gelerek tecrübe paylaşımında bulundu.

M

TSO, Odanın geçmiş dönem ve yeni dönem meclis üyelerinin katılımıyla bir yemek düzenledi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı A.Hamit İzol’un ev sahipliğinde gerçekleşen yemeğe, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşin Yılmaz, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ve MTSO geçmiş dönem ve yeni dönem Meclis Üyeleri katıldı.

Yemekte söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, oluşan birlik ve beraberliğin Mersin’e çok yakıştığını söyledi. Uzun zamandır bu atmosferin yakalanması için çalıştıklarını belirten Kızıltan, bundan sonra da bozulmaması için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. Kızıltan, Meclis Başkanı A.Hamit İzol başta olmak üzere geceye katılan tüm misafirlere teşekkür etti. MTSO Meclis Başkanı A.Hamit İzol da sözlerine geceye katılan tüm

misafirlere katılımlarından dolayı teşekkür ederek başladı. MTSO var olduğu sürece birlik ve beraberliklerini hep koruyacaklarını vurgulayan İzol, “Bu dönem biz varız, bir sonraki dönem siz olabilirsiniz. Kimin görevde olduğu önemli değil, bu bir bayrak yarışı. Önemli olan birlik ve beraberliğimizi koruyabilmemiz. Her zaman hep birlikte çalışalım ve Mersin için önemli işlere imza atalım” dedi. Gece, geçmiş dönem Meclis Üyesi Yalçın Tekli’ye plaket verilmesinin ardından sona erdi.

Sektör temsilcileri sigorta hasarları konusunda bilgilendirildi

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi öncülüğünde, son zamanlarda artan sigorta hasarlarının doğru yönetilmesi ve mağduriyetlerin yaşanmaması adına, “Hasar Süreç Yönetimi, İş kazaları ve Sorumlulukları” konularının anlatıldığı bir seminer düzenlendi. TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Osman İnandıoğlu’nun da katıldığı seminerde herhangi bir mala, eşyaya verilen fiziki hasarı veya kişinin gerek bedeni, gerekse manevi zararını ifade eden “Sigorta Hasarları” ile hasar anında ve sonrasında adım adım yapılması gerekenler

TSO, firmaların faaliyetlerini uzun soluklu devam ettirebilmesi, sürdürülebilirliklerini sağlaması adına desteklerini sürdürüyor Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından yeni üyelerin tanışması, gerek birbiriyle gerekse

leri İlköğretim Okulu’nun Meslek Tanıtım Etkinliği’nin 14’üncüsü Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) gerçekleşti. MTSO Yöneticiyle bir araya gelen öğrenciler Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol’un tecrübelerini dinledi. Toplantının açılışında konuşan Başkan Kızıltan kendisinin de İleri İlköğretim Okulu’ndan mezun olduğunu hatırlatarak sözlerine, “Okul arkadaşlarım hepiniz hoş geldiniz” diye başladı. Okulun isminin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Sizler de hayatınız boyunca daima ileriye bakacaksınız. Hedefiniz Atatürk’ün de dediği gibi her zaman ülkemizi ileri medeniyetler seviye-

sine taşımak olmalı” dedi. ‘Mutlaka hayal kurun’ tavsiyesinde bulunan Kızıltan, önce hayal kurup sonra bu hayalleri gerçekleştirmek için çok çalışarak başarıya ulaşılabileceğini söyledi. Meclis Başkanı Hamit İzol da, “Bizim geleceğimiz sizlersiniz. Siz olmazsanız bu ülke devam edemez” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürdü: “Sizler bizlerin yerini alacaksınız, sizin çocuklarınız ise sizin yerinizi alacak. Bu sayede ülkemiz gençleşip güzelleşecek. Sizlerin başarısı, aldığınız iyi eğitimler ülkemizi ileri medeniyetlerin üst seviyesine çıkaracak. Çok çalışın, derslerinizi çok iyi dinleyin.”

Başarının önemini vurgulayan İzol, başarılı insanların her zaman avantajlı olacağına dikkat çekerek, “Yaptığı işte başarılı olan insanın hataları göze çarpmaz. Başarılarınızla ön planda olmaya gayret edin” tavsiyesinde bulundu. Açılış konuşmaları sonrasında Başkan Kızıltan ve İzol, 8 C Sınıf Başkanı Zeynep Baştaş, 8 F Sınıf Başkanı Kübra Demirci, 8 E Sınıf Başkanı Yusuf Deniz ve okul birincisi Hatice Taymış ile birlikte kürsüye çıkarak öğrencilerin sorularını yanıtladı. Toplantı sonrası fuayede de öğrencilerle bir araya gelen Kızıltan ve İzol öğrencilerle bir süre sohbet etti. Toplantı toplu hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.

Başkan Kızıltan, Turizm Haftası açılışına katıldı Bu hedef doğrultusunda yürüttükleri çalışmaları sıralayan İzol, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TÜRSAB gibi paydaş kurum ve kuruluşlarla yaptıkları etkinlikleri anlattı. İzol, sözlerini, “Bu yıl Mersin’de turizm atılım yılı olsun” diyerek tamamladı. Bayındır: “Mersin potansiyeli ile turizmcilere her zaman ışık olmuştur”

anlatıldı. Bilgilendirme seminerinde, Hasar Uzmanı Sami Çetükkaya , “Hasar Süreç Yönetimi” konusunda bilgi verirken, Mefa Danışmanlık firmasından İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Yasin Yıldırım ise “İş Kazaları ve Sorumluluklar” konula-

KOBİ Akademi yılın ilk toplantısını gerçekleştirdi

M

İ

Oda ile iletişimini artırması ve ihtiyaç duydukları konularda bilgilendirilmesi amacıyla başlatılan MTSO KOBİ Akademi Projesi’nin 2019 yılı ilk toplantısı gerçekleştirildi. Yaklaşık 50 yeni üye iş hayatında faydalanacakları destekler ve Oda çalışma-

rında sunum yaptı. Komite Başkanı Abdülcelil Alkış, seminer sonrasında katılımcılara ve emeği geçenlere teşekkür ederek, verimli bir seminer olduğunu ve eğitimlerin önümüzdeki günlerde farklı konularla devam edeceğini söyledi. ları hakkında bilgilendirildi. Yeni üyelerin tanışması ve ihtiyaç duydukları konularda bilgilendirilmeleri adına başlatılan MTSO KOBİ Akademi Projesi devam ediyor. Yılın ilk toplantısında Mersin KOSGEB Müdürlüğünden Uzman Yardımcısı Oğuzhan Er, katılımcıları KOBİ destekleri hakkında bilgilendirirken MEFA Danışmanlık Hizmetleri Uzmanı Yasin Yıldırım, sosyal güvenlik prim teşvikleri ve sosyal güvenlik mevzuatına ilişkin güncel değişiklikleri anlattı. Mali Müşavir Öznur Dilara Taş’ın KOBİ’lerin dikkat etmesi gereken temel muhasebe konuları hakkında bilgilendirme yaptığı toplantıda MTSO Genel Sekreteri Abdulkadir Dölek, Oda faaliyetlerini anlatıp Üyelerin hangi alanlarda faydalanabileceğini özetledi. Toplantı, soru cevap bölümü ile sona erdi.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Arkeoloji Müzesi’nde düzenlenen 43. Turizm Haftası Açılış Toplantısına katıldı. Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, 15-22 Nisan Turizm Haftası dolayısıyla kutlama programı düzenlendi. Toplantının açılışında konuşan Vali Yardımcısı Atsız, “Mersin, yaz ve kış turizmine uygun bir kent. Turizm sezonunu bir yıla yaymalıyız. Bunun için sağlık turizmine yönelik bazı çalışmalar yürütüyoruz. Spor

turizminden de pay almak istiyoruz” dedi. Kültür ve Turizm İl Müdür Vekili Aktürk ise Türkiye ve Mersin’in turizm potansiyeli hakkında bilgi verdi. İzol: “Bu yıl Mersin’de turizm atılım yılı olsun”

MERTİD olarak bir taraftan Mersin’de turizm altyapısını geliştirmek diğer taraftan turizm işletmelerinin sorunlarını en aza indirmek adına çalıştıklarını anlatan Başkan Hamit İzol, amaçlarının kente gelen turist sayısını zirveye taşımak olduğunu söyledi.

TÜRSAB Mersin İl Temsilcisi Hakan Bayındır ise turizmin ülke ekonomisine katkılarına işaret etti. 32 sektöre doğrudan, birçok sektöre de dolaylı girdi sağlayan turizmin ülkenin en önemli milli değerlerinden olduğunu vurgulayan Bayındır, “4’te 3’ü denizlerle çevreli olan ülkemiz, dört farklı iklimiyle turistler için önemli bir durak noktasıdır” dedi. Bayındır, Mersin’in de turizm çeşitliliği ve potansiyeli ile her zaman turizmcilere ışık olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından Mersin Devlet Opera ve Balesi sanatçıları mini bir konser verdi. Konserin ardından Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu gösteri yaptı.

TOBB Mersin Genç Girişimcileri, öğrencilerle tecrübe paylaştı

T

OBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Osman Kiper ve Kurul Üyeleri, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan eşliğinde, Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarı, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Erdemli Genç Girişimcileriyle bir araya geldi. Ardından Erdemli Anadolu Fen Lisesi öğrencileriyle de buluşarak, başarı hikayelerini paylaşan Kurul Üyeleri sonrasında Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’na geçti.

Ayhan KIZILTAN

A. Kadir DÖLEK

Derya GÜLEÇ

Ziyaretler sırasında gençlerle bir arada olmanın kendisini motive ettiğini kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Sizlere her

zaman yardım etmeye hazırız. Kendinizi sürekli geliştirin ve fikirlerinizi söylemekten çekinmeyin” diye konuştu.

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00 Çağrı Merkezi: 0 850 304 33 33

www.kartoncw.com Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93

MTSO 02 CMYK


3

YIL: 21 | SAYI: 374 | 28 Nisan - 11 Mayıs 2019

| www.mtso.org.tr

Seçim sonrası oluşan iyimser hava kentimizin itici gücü olacaktır… dir. Bu iyimser hava iyi kullanılmalıdır. Ben bu iyimser ve umut dolu havanın Mersin’in her anlamda itici gücü olacağına inanıyorum.

Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Yerel seçim sonuçları belli olduktan sonra MTSO olarak yaptığımız açıklamada demokraside kaybeden olmaz demiştik. Gerçekten özellikle Mersin’de seçimlerin yüksek katılımlı ve sorun yaşanmadan, demokratik bir olgunlukla geçmesinden memnuniyet duyuyoruz. Bundan daha da mutlu olduğumuz konu ise, seçimlerden sonra göreve başlayan Belediye Başkanlarımızın ilk günden itibaren kente hizmet verme anlamında siyaset üstü bir şekilde davranarak iş birliği ve uyum içinde çalışacaklarını açıklamış olmalarıdır.

S

eçim sonrası mazbatalar alındıktan sonra yaptığımız ziyaretlerde de belediye başkanlarımızdaki bu samimi iradeyi gördük. Mersin için hangi partinin kazandığı belediye olursa olsun tüm belediye başkanlarımızın içten ve samimi şekilde bölgeleri ve Mersin adına uyum içinde, birbirlerine zorluk çıkartmadan, aksine birbirlerinin önünü açarak çalışacaklarını ifade etmeleri bizleri heyecanlandırmış ve motive etmiştir. Çünkü önü açılan aslında Mersin’dir, hizmet bekleyen Mersinlilerdir. Meclis Üyeleri, belediyelerle bir bütündür Ancak, kente hizmetin kesilmemesi adına en az Başkanlar kadar sorumluluk alan bir kesim daha var. O da, Belediye Meclisleridir. Meclis Üyeleri Belediye ile

bir bütündür, ayrışamazlar. Hangi siyasi partinin mensubu olurlarsa olsunlar, Meclis Üyeleri Mecliste kent adına bulunmaktadırlar ve siyaseten değil, hizmet odaklı davranmak zorundadırlar. Seçilen birçok Meclis Üyesi ile yaptığımız görüşmelerde de bu samimi irade ve içten niyeti görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Meclis Üyelerinin de Belediye başkanları ile uyum içinde çalışacaklarına, Mersin’in çözüm bekleyen sorunlarına destek olacaklarına inanıyoruz. Unutulmasın ki, tüm Mersin bu süreci yakinen takip etmektedir. Sırf muhalefet olsun diye engel çıkaran bir Belediye Meclisi toplumun sevgi ve saygısını kaybedecektir. Her Meclis Üyesi o makamlarda bir Mersin evladı olarak önce Mersin için vardır. Kentin menfaatleri için iş birliği içinde çalışan bir Meclis gerçekten kentin kaderini değişti-

rebilir. Biz Mersin iş dünyası olarak, siyaset üstü konumda olan bir camia olarak Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere, her belediyemizin yanında olacağız, destek vereceğiz. Tüm Mersin, Belediye Meclislerinde uyum ve uzlaşma beklemektedir. Mersin’in kısır çekişmelere, engelleyici muhalefetlere değil, projelerin önünü açacak olan katkılara ihtiyacı vardır. Meclisler bu anlamda Mersin sevgisinin sözde değil, özde gösterildiği yerler olacaktır. Mersin uzun zamandan sonra uyum ve dostluk içindedir MTSO olarak seçimlerden önce tüm Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirmiş ve STK’lar arasında bir birlik ve beraberlik havası yaratmıştık. Bu iyimserlik havasını şu an için yerel yönetimler arasın-

da da görmek bizleri gelecek adına gerçekten umutlandırmaktadır. Bu anlamda Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Vahap SEÇER olmak üzere, Yenişehir Belediye Başkanımız Sayın Abdullah ÖZYİĞİT’e, Akdeniz Belediye Başkanımız Sayın Mustafa GÜLTAK’a, Mezitli Belediye Başkanımız Sayın Neşet TARHAN’a, Toroslar Belediye Başkanımız Sayın Atsız Afşın YILMAZ’a, diğer tüm ilçe Belediye Başkanlarımıza ve Meclis Üyelerimize ilk günden itibaren gösterdikleri bu samimi iş birliği tavrından dolayı, dostluk mesajlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Mersin uzun zamandır ilk defa Valiliğimiz, yerel yönetimlerimiz, üniversitelerimiz, Oda ve Borsalarımız, Organize Sanayi Bölgemiz, STK’larımız, basınımız ve kentin sayısız dinamiği anlamında bir uyum, dostluk ve iyimserlik içinde-

Vekillerimizden de aynı uyumu bekliyoruz Seçimlerle gelen siyaset gündeminin artık yerini gerçek gündem olan ekonomiye, toplumsal uzlaşıya ve sorunlarımızın çözümüne bırakmasını diliyoruz. Gelin artık hep birlikte ekonomiye, istihdama, ihracata odaklanalım. Kentimizin iş ve aşla gelecek olan refaha ve bunun yarattığı toplumsal huzura ihtiyacı var. Özellikle Mersin özelinde kentimizin çözüm bekleyen sorunlarını kentin tüm dinamikleriyle ortaya koyduk, Başkanlarla paylaştık. Artık, kolları sıvama ve yeni bir enerjiyle, yeni seçilen yerel yönetimlerin yeni kan değişimleriyle, bu yenilenmenin sonunda umut ettiğimiz dinamik katkılarla sorunlarımızı çözme zamanıdır. Özellikle bu konuda yerel yönetimlerin, belediye başkanlarımızın karşılıklı yarattığı iyimser havaya tüm siyasi partilerimizin vekillerinin de aynı katkıyı vermesini ve Mersin adına yapılacak olan hizmetlerde siyasi parti ayrımı yapmadan ortak bir hareket ve tavır sergilemelerini bekliyoruz. Tüm Mersin vekillerimizden ortak bir Mersin lobisi oluşturmasını bekliyoruz. Mersinliler ne belediyelerde ne de Ankara’da iktidar veya muhalefet ayrışmasını görmek istemiyor. Eğer demokrasi halkın iradesi ise, halk çatışma, kavga ve siyasi rekabet istemiyor. Halk Mersin’e hizmet anlamında herkesi tek yumruk görmek istiyor, uzlaşma istiyor. Seçim sonuçlarının Mersin’e ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, ülkemizin demokrasi kültürüne katkı koyan herkesi kutluyorum. Yeter ki demokrasi ve millet iradesine saygı duyalım ve bunu koruyalım. Seçim sonrasında söylediğimiz şeyi tekrar söylüyoruz; demokraside kaybeden olmaz.

Fark yaratan projeler bu lisede TAMEB Projesi’ne katılan Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Avrupa kursiyerler sertifikalarını aldı Birliği (AB) destekli bilişim, tıbbi laboratuar, elektrik elektronik teknolojileri gibi mesleki eğitim alanlarında fark yaratan projelere imza atıyor.

H

azırladıkları projelerle teknolojiyi eğitim sistemlerine entegre eden lise, bir yandan eğitim kalitesini artırırken, diğer yandan öğrencilerinin donanımlarını geliştirip mezun olduklarında daha kolay iş bulmalarını sağlıyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) AB Bilgi Merkezi, AB destekli iyi uygulama örneği olan Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan eşliğinde ziyaret etti. Okul Müdürü Nural Geyik ve lise öğretmenlerinin ev sahipliğinde gerçekleşen ziyarette Kızıltan, okul ve yürütmekte olduğu projeler hakkında bilgi aldı. AB destekli bilişim, tıbbi laboratuar, elektrik elektronik teknolojileri gibi mesleki eğitim alanlarında fark yaratan projelere imza atan lise, projeler sayesinde bir yandan eğitim kalitesini geliştirirken diğer yandan öğrencilerinin donanımını artırıyor. Aynı zamanda bu liseden mezun olan öğrenciler Mersin’in kalifiye elaman ihtiyacının giderilmesine de katkıda bulunuyor. Geyik: “En büyük destekçilerinden biri MTSO” Okul hakkında bilgi veren Okul Müdürü Nural Geyik, en büyük destekçilerinden birinin MTSO olduğunu söyledi. Diğer sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı ve il müdürlüğünün de destekleriyle gelişimini sürekli devam ettirdiğini belirten Geyik, “AB projeleri başta olmak üzere birçok proje yürütmekteyiz. Bu projeleri yaparken tüm ekip önce hayal ediyor, sonra hayallerini gerçeğe yansıtıyor ve bunu icraata döküyor. Projelerimizi yapmakla yetinmeyip sivil toplum

MTSO 03 CMYK

kuruluşlarıyla da bunu paylaşıyoruz. Bu, bizi motive ediyor” diye konuştu. Kızıltan: “Kadri Şaman MTSO Meslek Lisemizle gurur duyuyoruz” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise, Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin eğitim alanında yaptığı projelerle kendini geliştirmesinden dolayı gurur duyduklarını dile getirdi. Kızıltan, “Bugün lisemizin AB destekli başarı gösterdiği projelerini yerinde incelemek için buradayız. Özellikle akıllı sınıf yöntemleri projeleriyle oldukça başarı kaydedilmiş. Başta müdürümüz ve öğretmenlerimiz olmak üzere emeğe geçenlere teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi. Türkiye’nin gelişmesinin teknolojiyi iyi kullanmaktan ve eğitime entegre etmekten geçtiğini aktaran Kızıltan, “Lisemizde bunun en iyi şekilde yapıldığını görebiliyoruz” ifadelerini kullandı. Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, AB Eramus+

ve IPA hibe programlarından yararlanan iyi uygulama örneklerinden biridir. Bu kapsamda hazırlanan projelerden biri olan “Eğitimin Görselleştirilmesi İçin Mobil Uygulamalarının Temellerini Öğrenme” Projesi, 2014’te AB Eramus+ Hibe Programı kapsamında başvurusu yapılmış ve yedek listeden IPA kapsamında hibe almıştır. Yine 2015’te AB Erasmus+ Projeleri kapsamında yer alan Mesleki ve Teknik Eğitim Stratejik Ortaklıklar Hibe Programı kapsamında “IOT Uygulamalarıyla Eğitim Ortamının Dijitalleştirilmesi” Projesi de hibe almaya hak kazanan diğer bir proje olmuştur. 2 yıl süren proje faaliyetlerinin tamamlanması ile eğitim öğretim ortamlarının yeniden dizaynı ve okul-veli-öğrenci iş birliğinin artması, öğrencilerin nesnelerin interneti ekosistemine adaptasyonu sağlanmıştır. Bu proje faaliyetlerinde aktif görev alan bazı öğrenciler ise Mersin’deki önemli yazılım firmalarından iş teklifi almıştır. 2 öğrenci şu anda yazılım firmasında çalışmaya başlamış, 1 öğrenci kendi işini kurmuş ve 2 öğrenci de bilgisayar mühendisliği bölümünde eğitim görmeye başlamıştır.

Mersin’de dezavantajlı Türk vatandaşlarının ve geçici koruma altındaki Suriyelilerin mesleki becerilerini geliştirmek amacıyla Türk Alman işbirliğinde gerçekleştirilen Mesleki Beceri Geliştirme Projesi’ne (TAMEB) katılan kursiyerler, sertifikalarını aldı.

T

ürk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi (TAMEB) kapsamında 29 Haziran 2016 tarihinde dezavantajlı Türk vatandaşları ile Suriyeli göçmenler adına başlatılan, Türkçe dil eğitimi ile birlikte sosyal entegrasyonu temel alan mesleki beceri geliştirme kursları sona erdi. 3 yıldır devam eden proje kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Alman Federal Birlik Mesleki Eğitim Değişim Programları Derneği arasında imzalanan alt protokol ile Suriyeli sığınmacılar ve dezavantajlı Türklere metal sac işleme, duvar örme ve kalıpçılık alanlarında meslek kazandırmaya yönelik kurslar düzenlendi. Kursların sonunda eğitim alan bireylerin eğitimlerinin belgelendirilmesi amacıyla Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun (MYK) ilgili alanlarda açılan sınavlarına katılımları sağlandı. Projenin sona ermesinin ardından Yunus Emre Kültür Merkezi’nde projenin kapanış töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, her zaman eğitimden yana olduklarını belirterek, “Firmalar eleman ararken en iyi yetişmiş olanı tercih ediyor. Bu

nedenle eğitim projelerini önemsiyoruz. Sizlerin bu projelerle iyi eğitimler aldığınızdan eminim. Çünkü çok değerli eğitmenlerle çalışıyorsunuz. Umarım hepiniz çok iyi işler bulacaksınız” dedi. Özellikle Suriye’den gelen vatandaşların bu eğitimler ile mesleklerini geliştirdiğini ya da yeni meslekler edindiğini kaydeden Kızıltan, “Suriyeli misafir kardeşlerimiz burada iş bulup yaşamlarını daha rahat sürdürebildikleri gibi ülkelerindeki ortam düzelip döndüklerinde orada da avantajlı konuma geçecek ve rahat iş bulabilecekler. Türkiye ile Suriye arasındaki ticareti geliştirecekler. Hepimizin burada bir arada olmasından mutluluk duyuyorum. Geleceğinize katkı sağlayabildiysek ne mutlu bize. Belki bu bir kapanış toplantısı ama eğitim üzerine yeni projelerimiz devam edecektir” ifadelerini kullandı. Yılmaz: “Ara eleman açısından önemli bir proje” Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşin Yılmaz ise 3 ana atölyede düzenlenen kurslarda, metal sac işleme, duvarcılık ve ahşap kalıpçılık alanlarında mesleki eğitimlerin verildiğini söyledi.

Kurslar sonunda 120 kişinin sertifika almaya hak kazandığını kaydeden Yılmaz, “Bu proje birçok açıdan önemli. Birincisi genel olarak ara eleman sıkıntımız var, nitelikli iş gücü sıkıntımız var ve en önemlisi işsizlik sıkıntımız var. Bu eğitimlerle bu sorunlara çözüm olunacak” dedi. Sosyal birçok problemin işsizlik sorununun çözümüyle ortadan kalkacağına dikkat çeken Yılmaz, “Eskiden usta çırak ilişkisi vardı. Bugün artık usta sıkıntısı çekiyoruz, ara eleman sıkıntısı çekiyoruz. İşverenler de zaman zaman dile getiriyorlar. Bir taraftan işsizlik var bir taraftan ise nitelikli insan sıkıntısı var. Bu proje Suriye’den gelen misafirlerimizin entegrasyonu açısından önemli olduğu kadar ara eleman yetiştirilmesi adına da önem taşıyor” diye konuştu. Kurt: “Bu son yeni başlangıçlara vesile olacak” Proje Koordinatörü Abdi Kurt ise emeği geçenlere teşekkür ettiği konuşmasında, “Bu belki bir son, bir kapanış toplantısı ama bu son yeni başlangıçlara vesile olacak. Sertifikasını alan kursiyerlere yeni iş imkanları sağlanacak” dedi. 15 milyon Euro’luk ciddi bir projenin tamamlandığına işarete eden Kurt, “Bu tarz projeleri kovalayıp kentimize kazandırmalıyız. İşbirliğini esirgemeyen tüm kurum ve kuruluşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından kursiyerlerin hünerlerinin de sergilendiği tören, sertifikaların verilmesi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.


4

YIL: 21 | SAYI: 374 | 28 Nisan - 11 Mayıs 2019

| www.mtso.org.tr

Çukurova’nın KOBİ’leri, Hezarfen Projesiyle kalkınacak

Mahir Eller Projesiyle iş arayanlar bir adım önde

T

ürk Patent ve Marka Kurumu’nun KOBİ’lerin yenilik kapasitelerini artırmak amacıyla her yıl farklı şehirlerde ve sektörlerde yürüttüğü Hezarfen Projesi, bu yıl Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren KOBİ’lere yönelik uygulanacak. Hedef, KOBİ’lerin rekabetçi yapısının güçlendirilmesi ve sınai mülkiyet bilincinin artırılması. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Türk Patent ve Marka Kurumu, Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA), Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Adana Sanayi Odası (ADASO) işbirliğinde hazırlanan Hezarfen Adana-Mersin Projesi başlıyor. Proje kapsamında Haziran ayında Türk Patent ve Marka Kurumu yetkilileri Mersin ve Adana’da toplam 60 firmayı ziyaret ederek patent, marka, tasarım ve teknoloji konularında bire bir ücretsiz danışmanlık hizmeti verecek. Firmalara patent, marka ve tasarımın önemi anlatılarak giderek zorlaşan rekabet ortamında fikri mülkiyetin nasıl bir avantaj unsuru olarak kullanılabileceği öğretilecek. Projenin Açılış ve İşbirliği Protokol İmza Töreni ADASO evsahipliğinde gerçekleştirildi. Törene; Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, ADASO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile ÇKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın yanı sıra projede yer alacak firmalar katıldı. Törende ayrıca, Adana ve Mersin’de 2014 - 2018 yıllarında en fazla tasarım, patent, faydalı model, marka başvurusu yapan firmalara ödülleri verildi. MTSO tarafından başvuru işlemleri tamamlanan Mersin Kerebici Coğrafi İşaret Tescil Belgesini ise MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan aldı. Tören sonrası katılımcılara kerebiç ikram edildi. Kızıltan: “Tek hedef, üreteni desteklemek olmalı” Törende konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Adana ve Mersin’in son dönemlerdeki uyumlu çalışmasına dikkat çekti. “Çukurova Bölgesi olarak el ele verip, Türkiye’de güçlü yeni bir eko-

nomik bölge oluşturmalıyız” diyen Kızıltan, Mersin’in bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmaya hazır olduğunu belirtti. Türkiye’nin 80 milyonluk nüfusunu kalkındırmak için üretmesi gerektiğine işaret eden Kızıltan, “Bunun için tek hedef, üreteni desteklemek olmalıdır” dedi. KOBİ’lerin güçlenip, sürdürülebilir yapılarını koruyabilmesi için üretimlerindeki buluşları, yeni tasarımları ve özgün çalışmaları ilk uygulayıcılar olarak kayıt altına alması gerektiğini kaydeden Kızıltan, bunu yapan KOBİ’lerin markalaşma ve katma değer sürecinde başarıya ulaşacağını belirtti. Ancak çoğu firma ve KOBİ’nin bu kavramlara yabancı olduğunu ve ana gündemlerine bu kavramları almadıklarını anlatan Kızıltan, “Bu nedenle süreçleri onlar adına tasarlayıp, izleyecek, eğitim ve danışmanlık hizmetiyle destekleyecek ara yüzlere ihtiyacımız vardı. Odalar olarak bu konularda KOBİ’lere ciddi destekler veriyoruz. Hezarfen Projesi’nin de, bu konuda bir seferberlik başlatacağına inanıyorum” dedi. Kıvanç: “Firmalarımızın yapısal dönüşümünü tamamlamak zorundayız” ADASO Başkanı Zeki Kıvanç, geçtiğimiz hafta açıklanan ekonominin yeni yol haritasında ihracata dayalı, yüksek katma değer ve teknolojik üretim önceleyen bir ekonominin altının çizildiğini hatırlatarak, bu açıdan gerçekleştirilecek Hezarfen Projesi’nin belirlenen hedeflere ulaşma noktasında bölge ve ülke adına faydalı olacağını söyledi. “Bir yandan mega projelere somut adımlar atılırken, diğer taraftan firmalarımızın yapısal dönüşümünü de tamamlamak zorundayız” diyen Kıvanç, Hezarfen Projesiyle Haziran ayında yaklaşık 60 firmaya, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yapılacak ziyaretlerle patent, marka, tasarım ve teknoloji trendlerinde bire bir ücretsiz danışmanlık hizmeti verileceğini sözlerine ekledi. Asan: “Türkiye, marka başvurularında son 6 yıldır Avrupa’da birinci” Türk Patent ve Marka Kurumu

Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ise Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerini yakalaması ve orta gelir tuzağından kurtulması için katma değeri yüksek ürünler üretmesi gerektiğini söyledi. Hezarfen Adana-Mersin Projesi ile söz konusu iki ilde 30’ar işletmeye birebir danışmanlık hizmeti vereceklerini bildiren Asan, “Onlara patent, marka ve tasarımın önemini anlatacağız. Gittikçe zorlaşan rekabet ortamında fikri mülkiyeti nasıl avantaj unsuru olarak kullanacaklarını öğretmeye çalışacağız” dedi. Türkiye’de fikri mülkiyet alanında son 10 yılda önemli gelişmeler olduğunu belirten Asan, “Türkiye marka başvurularında son 6 yıldır Avrupa’da birinci, tasarımda ikinci sırada. Patent başvurularında dünyada 13, Avrupa’da 7’nci sırada. Bu fikri mülkiyet portföyünden nasıl daha fazla katma değer yaratabiliriz, bunun arayışı içindeyiz” diye konuştu. Demirtaş; “Amacımız, fikirleri devasa yatırımlarla buluşturmak” Adana Valisi Mahmut Demirtaş ise, Hezarfen Projesi kapsamında Adana ve Mersin’de yapılacak çalışmalarla, bölgedeki firmaların patent, marka, tasarım, ticari sır, teknoloji transferi, lisanslama gibi konularda bilgilendirileceklerini söyledi. Adana genelinde 12’si Ar-Ge, 9’u Tasarım Merkezi olmak üzere toplam 21 inovasyon merkeziyle çalıştıklarını aktaran Demirtaş, “Amacımız, buralarda üretilen fikirleri, önümüzdeki dönemde hayata geçecek devasa yatırımlarla buluşturmaktır. Böylelikle hem ülkemizin hem de Adana’mızın ekonomisine ciddi katma değer sağlayacaktır. Bu vesileyle Hezarfen Adana-Mersin Projesi İşbirliği Protokolü’nün her iki ilimize de hayırlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından Asan, Demirtaş, Kızıltan ve Kıvanç, Hezarfen Adana-Mersin Projesi alanında İşbirliği Protokolü’nü imzaladı. Günün anısına toplu fotoğraf çektiren protokol üyeleri, fuaye alanında tescilini alan Mersin Kerebicini tattı.

İnşaat komiteleri güç birliğine gidiyor gerektiği vurgulandı. Toplantıda öne çıkan diğer talepler ise şöyle: 1 - Ofis çalışanların en azından bir yıllık sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmesi halinde işsizlik sorununa da çare olunacaktır. Mevcut şartlarda yetişmiş personelimizin maaşını ödeyerek çalıştırmakta zorlanıyoruz.

S

on dönemlerde yaşanan ekonomik sıkıntıların ardından sıkıntıya giren inşaat sektörünün geleceğini konuşup bir arada hangi adımların atılabileceğini görüşmek adına MTSO 14, 15, 16, 39 ve 40 No’lu Komite üyeleri bir araya geldi. Toplantıda zorlu sürecin kent içinde faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin birbirine sahip çıkıp, güç birliğine gidilmesi ile aşılabileceği ortak görüşü oluştu. Mersin’de inşaat sektörünün geleceğini konuşmak adına 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat, 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık, 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti, 39 No’lu Emlak

MTSO 04 CMYK

ve Destek Faaliyetleri ile 40 No’lu Genel İnşaat Faaliyetleri Meslek Komitesi üyeleri bir araya geldi. Toplantıda müteahhitten, malzemecisine, mimarından emlakçısına kadar bir sektörün her aşamasını temsil eden bütünleyici bir grup oluşturulduğuna dikkat çekilerek birlikte hareket edilmesinin önemine değinildi. Özellikle ekonomik sıkıntıların üst düzeyde hissedildiği bir dönemde yeni yatırım yapmanın zorluğunun öne çıktığı toplantıda, mevcut dönemde yapılacak ticaretin mutlaka üyeler arasında gerçekleştirilmesi gerektiği, MTSO Üyelerinin birbirine sahip çıkıp paranın şehir dışına gönderilmemesi

2 – Geçmişte inşaat sektörünün mobilya, beyaz eşya gibi farklı alanlarında uygulandığı gibi sektörü ilgilendiren tüm alanlarda KDV oranının yüzde 8’e düşürülmesi maliyetlerimizi azaltacak ve elimizi rahatlatacaktır. 3 – KOBİ’lere yönelik KOSGEB destekli krediler sağlanıp uygun maliyetli kaynak sağlanması durumunda zor sürecin daha az hasarla atlatılabileceği düşünülmektedir. 4 – Konut kredi faizlerinin yüzde 1’e düşürülmesiyle birlikte satışlar hareketlenecek, paralelinde sektörde de kıpırdanmalar olacaktır.

T

ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ortaklığıyla yürütülen “Mahir Eller Projesi”, meslek teknik lisesi mezunlarını Mesleki Yeterlilik Belgesi (MYK) almaya teşvik ediyor. Meslek lisesi mezunları MYK Belgesi almaları halinde iş başvurularında bir adım öne geçecek. Mersin’deki meslek liseleri yöneticileri ve eğitimcileri, Mahir Eller Projesi kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) evsahipliğinde düzenlenen ‘Mahir Eller Mesleki Teknik Lise Toplantısı’nda Proje yürütücüleriyle bir araya geldi. Toplantıya Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Abdülkadir Perşembe Vakfı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Hafsa Sultan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Akdeniz Mersin Deniz Ticaret Odası Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Zeytinlibahçe Mesleki ve Teknik Anado-

lu Lisesi ve Nihal Erdem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi idarecileri ve öğretmenleri katıldı. Toplantı ile mesleki ve teknik liselerde eğitim görüp 2018-2019 eğitim-öğretim döneminde mezun olacak veya hâlihazırda mezun meslek lisesi öğrencilerinin Mahir Eller Projesi’ne katılımını sağlayarak, mesleklerini belgelendirme olanağı sunulması hedeflendi. ‘Mesleğini belgele, farkını koy ortaya’ sloganıyla 12 ilde yürütülen “Mahir Eller Projesi” ile toplamda 30 bin kişiye ulaşılması planlanıyor. Proje ile bu kişilerin beceri haritası çıkartılıp, mesleki yetkinliklerinin belirlenmesi ve 3 bin kişinin istihdam edilmesi de hedefler arasında. MTSO Mahir Eller Proje Ekibi, proje faaliyetleri kapsamında Ekim ayından itibaren toplam 1287 kişinin beceri haritasını belirledi. MYK mezunlara ne sağlıyor?

Mesleki teknik lise mezunla-

İMOB Mersin Mobilya Fuarı kapılarını açtı C NR Holding’in organize ettiği Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) desteklediği ‘İMOB Mersin Mobilya Fuarı’ 20 – 28 Nisan günleri arasında CNR Expo Yenişehir Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Ev ve ofis mobilyaları, ev aksesuarları, bahçe ve yazlık mobilyaları ile mobilya yan sanayi ürünlerinin sergilendiği fuar sektör temsilcilerini bir araya getirdi. CNR Expo Yenişehir Fuar Merkezi’nde düzenlenen ‘İMOB Mersin Mobilya Fuarı’nın açılışına Mersin Valisi Ali İhsan Su, KKTC Mersin Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı Hamit İzol, ilçe belediye başkanlarıyla sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Fuarı, 50 binin üzerinde ziyaretçi gezdi.

Kızıltan: “Fuarı, perakende sektöründeki daralmaya karşı ilaç olarak görüyoruz”

Fuarın açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, sözlerine organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ederek başladı. MTSO olarak her zaman fuar organizasyonlarını desteklediklerini kaydeden Kızıltan, birliktelik vurgusu yaptığı konuşmasında, “El ele vererek, Mersin’in lider bir kent olması için uğraşıyoruz, uğraşacağız” dedi. Mersin Mobilya Fuarı’nı, perakende sektöründeki daralmaya karşı bir ilaç olarak gördüklerine de

değinen Kızıltan, “Bu fuarla, katılımcı firmalarımız ve markalarımız çok geniş ürün yelpazeleri ile son teknoloji ve tasarımlarını halkımızın ilgisine sunuyor” diye konuştu.

Vali Su: “Mobilya sektörü hızla gelişen bir sektör”

Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin’in her sektörde çok önemli potansiyele sahip bir il olduğunu söyledi. Bu potansiyeli değerlendirmenin yolunun ise fuarlar düzenlemekten geçtiğini kaydeden Su, bu anlamda açılışını gerçekleştirdikleri Mobilya Fuarı’nın büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. Mobilya sektörünün hızla geliştiğine değinen Su, “İlk etapta insan ihtiyacından kaynaklanan mobilya sektörü geldiğimiz noktada sadece temel ihtiyaç değil, artık bir tüketim ve konfor malzemesi. İş dünyası da bunun farkında. Çin, ABD, Almanya, İtalya ve İngiltere çok önemli mobilya ihracatçıları. Bunların içerisinde ülkemiz de var” diye konuştu. Artık genel fuarlar yerine her sektörde ihtisas fuarlarının düzenlendiğine işaret eden Vali Su, “Biz de bu alanda ciddi adımlar atıyoruz. İnanıyorum ki bu tür fuarlarla yaptığımız ihracatları artıracağız. Hem ülkemizin hem de ilimiz kalkınmasına katkılar sunmuş olacağız” dedi. Seçer: “Fuarlar, yatırımlar için iyi birer araçtır”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin eko-

rının Mesleki Yeterlilik Belgesi alması pek çok avantajı da beraberinde getiriyor. Kendi alanı dışında başka bir alanda da uzmanlığı olan kişi, MYK sınavına girerek ve ücretsiz olarak bu becerisini belgeleyerek alanında avantaj sahibi oluyor. Bunun yanı sıra, Mesleki Yeterlilik Belgesi ile teorik bilgisinin yanı sıra pratik bilgiye de sahip olduğunu gösteriyor. Bu belgeye sahip olanların okuldan işe geçiş sürecinin hızlanacağını, kendi alanındaki işlere olan ilgisinin artacağı öngörülüyor. Ayrıca, kendi ilindeki sanayi ve ticaret odalarında işverenler ile bir araya gelerek kendi bölüm mezunlarından bir adım öne geçiyor. Mesleki Yeterlilik Belgesi ile bireyler, sahip olduğu bilgi, beceri ve yetkinlikleri daha iyi sergileyebiliyor; işverenler ise, nitelikli ve belgeli iş gücüne daha kolay ulaşabiliyor ve teşvik imkânlarından daha kolay yararlanabiliyor. Bu anlamda Mahir Eller Projesi nitelikli insan kaynağıyla tüketiciye sunulan ürün ve hizmet kalitesinin artmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

nomisinin daha ileriye gitmesi için durmadan üretmesi gerektiğini vurguladı. Üretimin yolunun ise Mersin’e gelecek yatırımlardan geçtiğini kaydeden Seçer, “Fuarlar, yatırımlar için iyi birer araçtır. Bu nedenle fuarlar önemli organizasyonlar” değerlendirmesini yaptı. Mersin’in daha geniş bir fuar alanına ihtiyaç duyduğuna da dikkat çeken Seçer, önceki belediye yönetiminin bu alanda bir adım attığını ve bunun üzerinde çalıştıklarını hatırlattı. 75 bin metre kare alanda bir bölgenin fuar alanı olarak satın alındığını bildiren Seçer, “O arazinin genişleme imkanı da var. Muazzam bir fuar projesi olabilir. Kara, demir, hava yollarına yakın. Çok kısa sürede bu konuda önemli çalışmaları açıklayacağım” ifadelerini kullandı. Bulut: “Çukurova Bölgesi’nde fuar sayısını ilk etapta 12’ye çıkaracağız”

CNR Holding İcra Kurulu Başkanı Ali Bulut ise fuarı sadece bölgede değil, Türkiye’nin her yerinde tanıttıklarını söyledi. Önümüzdeki süreçte Çukurova Bölgesi’nde düzenleyecekleri fuarlar sayısını ilk etapta 12’ye çıkaracaklarını müjdeleyen Bulut; “Bu bölgeyi 2020 büyüme planına aldığımızı müjdeleyebiliriz. Gelin bunu hep birlikte yapalım. Biz üstümüze düşeni yapmaya hazırız” dedi. Konuşmaların ardından açılış kurdelesini kesen protokol üyeleri, daha sonra fuara katılan firmaları stantlarında ziyaret etti. MTSO standını ziyaret eden Vali Ali İhsan Su ve katılımcılar, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol ile sohbet etti.


5

YIL: 21 | SAYI: 374 | 28 Nisan - 11 Mayıs 2019

| www.mtso.org.tr

Biber Expo ile yeni çeşitler tanıtıldı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı Hamit İzol, Akdeniz Belediyesi, Adanalı ve Kazanlı Muhtarları, Akdeniz Örtüaltı Üreticileri Birliği ortaklığında düzenlenen BİBEREXPO/ Biber Çeşitleri Tanıtım Günleri Fuarının açılışına katıldı. Etkinlik kapsamında düzenlenen fuarı da ziyaret eden Kızıltan ve İzol, firma yetkilileriyle sohbet ederek yeni çeşitler ve çalışmalar hakkında bilgi aldı. Mersin’de ilki geçen yıl Adanalıoğlu’nda düzenlenen BİBEREXPO’nun ikincisi Kazanlı’da gerçekleştirildi. 18 – 20 Nisan günleri arasında açık kalan Biber Çeşitleri Tanıtım Günleri Fuarı’nda yeni çeşit biberler, biber tohumları ve yeni teknolojiler tanıtıldı. Türkiye’nin önemli üretim merkezleri arasında yer alan Adanalıoğlu ve Kazanlı’daki üretime dikkat çekmek, ürünlerini tanıtmak adına gerçekleştirilen etkinliğe önümüzdeki yıllarda uluslararası boyut kazandırılması hedefleniyor. Fuarın açılış konuşmasını Mersin Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Gürgen yaptı. Ardından söz alan Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Kurtuluş, bölgede yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Nüfusun hızla artmasına rağmen tarım alanlarının azaldığına dikkat çeken Kurtuluş, artan nüfusu doyurabilmek adına daha teknolojik seralara, gelişmiş tekniklere, gelişmiş to-

humlara ihtiyaç duyulduğuna değindi. BİBEREXPO’yu yine biber çeşitlerinin tanıtılması adına önemsediklerini vurgulayan Kurtuluş, şöyle konuştu: “Ülkemizde 30 milyon tonu aşkın sebze üretiliyor. Bunun 3 milyon tonu biber. 120 milyon dolarlık ihracat değerine sahip. Mersin’de ise 50 bin dekarı aşan alanda 300 bin ton biber üretiliyor ve yaklaşık 5 bin çiftçi geçimini bu üründen sağlıyor. İlimiz ve bölgemiz için bu kadar önemli bir ürünün üretim ve ticaretinin gelişmesini önemsiyoruz. BİBEREXPO uluslararası boyuta taşınıp kongre ve sempozyumlarla desteklenmeli.” Gültak: “Kazanlı ve Adanalıoğlu biber üretiminde önde” Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak da biber üretiminin özellikle Adanalıoğlu ve Kazanlı ilçeleri için önemine dikkat çekti. Mersin’in Türkiye’nin örtü altı biber üretiminde önemli merkezlerden biri olduğunu vurgulayan Gültak, “Mersin, bir liman kenti olması, gelişmiş ulaşım olanakları ve bölge ülkelerine yakınlığı nedeniyle önemli bir ihracat potansiyeli taşımaktadır” dedi. Mersin’in Antalya’dan sonra biber üretiminde ikinci sırada olduğunu anlatan Gültak, Akdeniz ilçesinin ise 25 bin dekar alanda yaptığı üretimle Mersin biber üretiminin yüzde 60’ını gerçekleştirdiğini, Türkiye’nin

üretiminin de yüzde 7’sini üstlendiğini anlattı. Bu nedenle BİBEREXPO’yu düzenleyerek bu ürüne ve Akdeniz ilçelerine dikkat çekmek istediklerini vurgulayan Gültak, “Bu organizasyon Mersin ve özelinde Akdeniz ilçesinde yetişen zengin ürün çeşitlerinin ulusal ve uluslararası ölçekte tanınması, tescil edilmesi ve marka değeri kazandırılması adına büyük önem taşımaktadır” dedi. Seçer: “Tarımda mühendisliğe, bilime değer vermeliyiz”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise konuşmasında kendisinin de bir ziraatçı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Her alanda daha fazla zenginleşebilmemiz için teknolojiye yönelmeliyiz. Tarımda da teknolojiyi kullanmalıyız. Bu sayede birim alandan daha fazla ve daha kaliteli ürün alabiliriz. Yalnızca yurtiçi ticaretle kalmamalı yurtdışına da açılmalıyız. Bunun için de ürün çeşidini geliştirip yurtdışında talep gören ürün çeşitlerini, alıcının arzu ettiği yöntemlerle üretmeliyiz. Bilinçli üretim yapmalı, mutlaka tarımda mühendisliğe, bilime değer vermeliyiz. Biz de büyükşehir belediyesi olarak bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Hep birlikte çok çalışmalıyız.” Konuşmaların ardından protokol üyeleri birlikte fuarın açılışını gerçekleştirdi.

Üyeler U-ETDS ve Sayısal Takograf konusunda bilgilendirildi

Ö

nümüzdeki günlerde karayolu taşımacılığında gerçekleşecek değişiklikler nedeniyle sektör temsilcilerinin sıkıntı yaşamaması adına Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TOBB koordinasyonunda, MTSO ev sahipliğinde U-ETDS ve Sayısal Takograf Bilgilendirme Semineri düzenlendi. Karayolu ile yük ve yolcu taşımacılığı yapan yetki belgesi sahibi firmaların 31 Aralık 2019 tarihinden itibaren Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirlenen verilerini Ulaştırma Elektronik Takip Sistemi’ne (U-ETDS) göndermesi zorunlu olacak. Bu zorunluluk sektör temsilcilerine çeşitli yükümlülükleri de beraberinde getirecek. İlgili tarih geldiğinde sıkıntı yaşanmaması adına Ulaştırma Altyapı Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) koordinasyonunda, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde U-ETDS ve Sayısal Takograf Bilgilendirme Semine-

MTSO 05 CMYK

ri düzenlendi. Bölgesel katılım sağlanan seminerde 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yetki belgesi sahibi firmalar ve bu araçları kullanan mürettebatın da kullanmak zorunda olduğu sayısal takograf ünitelerindeki verilerin kart verme otoritesine gönderme zorunlulukları hakkında da bilgilendirme yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Yusuf Yel, firmaların sıkıntı yaşamaması adına bölgesel toplantılar düzenlendiğine değinerek, “Bu anlamda tanıtım zincirinin önemli bir ayağı olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda bilgilendirme çalışmalarına devam ediyoruz” dedi. İki oturumda gerçekleşen toplantının ilk bölümünde söz alan Ulaştırma Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nden Daire Başkanı Yılmaz Kılavuz, Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri çerçevesinde uygulamaya konulan

Mersin İş ve Kariyer Fuarı için protokol imzalandı

Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi (U-ETDS) hakkında genel bilgilendirme yaptı. Halihazırda yolcu taşımacılığında uygulanan sistemin 31 Aralık 2019 tarihinden itibaren Karayolu ile yük taşımacılığı yapan yetki belgesi sahibi firmaların da Bakanlıkça belirlenen verilerin gönderilmesi zorunlu olacağını Kaydeden Kılavuz, uygulamanın firmalara çeşitli yükümlülükler getirdiğini belirtti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TOBB’un uzmanları tarafından da sayısal takograf uygulaması hakkında genel bilgilendirme yapıldı. Uygulama hakkında son gelişmeler anlatıldı. Sunumlarda Karayolu ile yük ve yolcu taşıma yetki belgesi sahibi firmalar ve bu araçları kullanan mürettebatın kullanmak zorunda olduğu sayısal takograf ünitelerindeki verilerin kart verme otoritesine göndermeleri 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren zorunlu hale geleceği belirtildi.

UFÜ ile MTSO arasında işbirliği protokolü imzalandı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Uluslararası Final Üniversitesi (UFÜ) arasında işbirliği protokolü imzalandı. MTSO adına Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan protokole imza atarken UFÜ adı-

na protokolü Rektör Prof. Dr. Abdullah Öztoprak imzaladı. Törene MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ile Türkiye Kıbrıs Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Final Üniversitesi Mütevelli Heyet Baş-

kanı İbrahim Taşel de katıldı. MTSO ile UFÜ arasında karşılıklı ilişkileri geliştirme, güçlendirme ve olanaklar doğrultusunda karşılıklı katkı verip üniversite – sanayi işbirliğini geliştirebilmek adına işbirliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında MTSO, üniversite öğrencilerine staj desteği verip sektörlerin ihtiyaç duyduğu personelin istenilen standartlarda yetiştirilmesine katkı sağlarken Üniversite de MTSO üyelerine yüzde 20 indirim uygulayacak. Aynı zamanda UFÜ ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarına MTSO kanalı ile kayıt yapan her on öğrenciye karşılık MTSO’nun belirleyeceği bir ihtiyaçlı öğrenciye yüzde 100 öğrenim ücreti bursu sağlayacak.


6

YIL: 21 | SAYI: 374 | 28 Nisan - 11 Mayıs 2019

| www.mtso.org.tr

Altyapı yatırımlarıyla dikkat çeken ülke:

hal ettiği ilk üç sıradaki ürün ise ham petrol, otomobil ve karayolu taşıtları için aksam ve parçalardır. Tedavide korunmada kullanılmak üzere hazırlanan ilaçlar da en çok ithal edilen ürünler arasında gösterilebilir. En çok ihracat yapılan ilk 5 ülke sırasıyla Almanya, Çekya, İngiltere, Fransa ve İtalya’dır. Türkiye en çok ihracat yapılan ülkeler arasında 20’nci sıradadır. En çok ithalat yapılan ülkeler ise sırasıyla, Almanya, Çin, Rusya, Hollanda ve İtalya iken Türkiye en çok ithalat yapılan 19’uncu ülkedir. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Polonya, alt yapı yatırımlarının hız kazanması, doğrudan yabancı sermayenin pazara olan ilgisinin kesintisiz devam etmesi ve tüketim harcamalarının mali krizden nispeten daha az etkilenmesi gibi nedenlerden ötürü son yıllarda pozitif büyüme gösteren yegane AB üyesi ülke olarak gösterilebilir.

Ü

lkede AB fonları kaynaklı alt yapı yatırımlarının devam etmesi, doğrudan yabancı sermayenin Polonya pazarına olan ilgisinin devam etmesi ve tüketim harcamalarının diğer Avrupa ülkelerine göre mali krizden nispeten daha az etkilenmesi gibi nedenlerden ötürü, Polonya ekonomisinin önümüzdeki dönemde de pozitif büyümesi muhtemeldir. Polonya’ya giriş yapan doğrudan yabancı sermayenin ülkelere göre dağılımına ilişkin verilere bakıldığında, ülkeye gelen doğrudan yabancı sermayenin % 80’den fazlası AB kaynaklıdır. Yabancı yatırımlar imalat sanayinin yanı sıra ticaret ve finansman alanlarında yoğunlaşır. Yabancı yatırımların yoğun olduğu imalat sanayi kolları ise gıda işleme, otomotiv, kağıt, elektrik ve kimya endüstrileridir. Doğrudan yabancı sermayenin Polonya’yı tercih etmesinin başlıca sebepleri arasında, ülkenin AB üyeliği ve Orta Avrupa’daki konumu, kalifiye iş gücü, büyük şirketlerle işbirliğine hazır çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmenin mevcudiyeti, AR-GE, iyi yönlendirilmiş devlet yardımları ve üniversitelerle işbirliğine hazır tekno parklar sayılabilir. Coğrafi konum Yaklaşık 312 bin kilometrekarelik yüzölçümü ile Avrupa’nın 8. dünyanın 69. büyük ülkesi olan Polonya, Orta Avrupa’da batıda Almanya, güney batıda Çek Cumhuriyeti, güneyde Slovakya, kuzeydoğuda Rusya ve Litvanya, doğuda Beyaz Rusya, güneydoğuda Ukrayna ve kuzeyde Baltık Denizi’ne komşudur. Ülke genellikle düz ovalardan oluşmakta olup, güney kıyısı boyunca da dağlar sıralanır. Polonya sınırlarının toplam uzunluğu 3 bin 511 km’dir. Bunun 3 bin 71 km’si kara sınırları, 440 km’si ise deniz sınırlarıdır. Polonya’nın güneyinde, Baltık Denizi kıyısında 770 km’lik bir kıyı şeridi bulunur. Ülkenin en yüksek noktası 2 bin 499 metre ile Tatra sıradağlarındaki Rysy Dağıdır. En alçak noktası ise, Raczki Elblaskie köyü olup, deniz seviyesinin 1,8 metre altındadır. Başlıca nehirleri Vistül (1.047 km), Oder (854 km), Warta (808 km) ve Bug (772 km) nehirleridir. Ayrıca ülkede alanı bir hektarın üzerinde 9 bin 300 adet göl bulunur. Bunlar arasında en büyüğü 11 bin 383 hektar alanla Sniardwy Gölü’dür. Ülkenin % 30’u ormanlarla kaplı olup, orman ağaçları arasında, çam, meşe, huş ve üvez en önemli türlerdir. Nüfus ve işgücü yapısı Polonya’nın nüfusu, 18,4 milyonu erkek, 19,6 milyonu kadın olmak üzere 38 milyondur. Bu sayının 23,3 milyonu (% 61,1) şehirlerde, 14,8 milyonu (%38,9) kırsal bölgelerde yaşar. Polonya nüfusu etnik özellikleri açısından incelendiğinde, Avrupa’daki en homojen halklardan biridir. Nüfusun %98’inden fazlası Polonya kökenli olup, diğer etnik gruplar ise Alman, Ukraynalı ve Belarusludur.

MTSO 06 CMYK

Polonya Merkez İstatistik Bürosu verilerine göre; 2014 sonu itibariyle 7,3 milyon Polonyalı emeklilik yaşının üzerindedir. Bu rakam Polonya’nın tüm nüfusunun yüzde 19’una denk gelir. Söz konusu nüfusun 5 milyonu kadın olup, 2025 yılında emeklilik yaşının üstündeki nüfusun 8,2 milyona çıkması beklenmektedir. 2050 yılında ise 11 milyona çıkarak nüfusun yüzde 32,7’sini oluşturacağı tahmin edilmektedir. Doğal kaynaklar ve madencilik Polonya taşkömürü, linyit ve bakır başta olmak üzere önemli maden kaynaklarına sahip bir ülkedir. Polonya’da madencilik ve taş ocakları sanayi üretiminin %4,9’unu oluşturur. Taşkömürü toplam sanayi satışlarının %2,8’ini ve sanayi istihdamının ise %4,7’sine denk gelir. Taşkömürü ve linyit rezervleri bakımından dünya sıralamasında 5. konumda bulunan ülkenin 43 milyar ton taş kömürü rezervinin olduğu tahmin edilir. Polonya kömür endüstrisi aşırı kapasiteye sahip olup, devlet yardımlarıyla önemli ölçüde sübvanse edilmiştir. Üretilen kömürün 1/3’ü enerji amacıyla kullanılır. Madencilik verimliliğini artırmak için yeniden yapılanma gereklidir. Ayrıca, dünyadaki üçüncü büyük bakır madeni Polonya’dadır. Öte yandan, sülfür, çinko, kurşun, gümüş, magnezyum, kaolin, kil, potas ve tuz rezervleri mevcuttur. Polonya’nın bakır ve gümüş madenleri işleme kompleksi KGHM, Polska Miedz adlı özel firma tarafından işletilmekte olup, dünyanın en büyük dokuzuncu büyük bakır ve üçüncü en büyük gümüş üreticisi konumundadır. Yıllık 533 bin ton bakır, bin 215 ton gümüş üretilir. Üretimin tamamına yakını Asya ülkelerine ihraç edilir. Madencilik sektörü ithalatında ham petrol, petrol mamulleri, doğal gaz, demir, alüminyum cevheri, azot, gübre, fosfor ve potasyum önemlidir. İhracatta ise, taşkömürü ve türevleri, bakır, petrol ürünleri, demir ve alaşımları, azot ve gübre, gümüş, alüminyum, tuz ve sodyum bileşikleri öne çıkar. Genel ekonomik durum Polonya önemli ölçüdeki yüzölçümü, nüfus ve ekonomik potansiyeli ile orta büyüklükte bir Avrupa ülkesidir. GSYİH’da son yıllardaki artış nedeniyle dünya ekonomisindeki önemi ve payı yükselmektedir. Özelleştirme uygulamaları neticesinde, ülke Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri içerisinde en fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına konu olan ülke durumundadır. Ülkede alt yapı yatırımlarının hız kazanması, doğrudan yabancı sermayenin pazara olan ilgisinin kesintisiz devam etmesi ve tüketim harcamalarının mali krizden nispeten daha az etkilenmesi gibi nedenlerden ötürü Polonya, son yıllarda pozitif büyüme gösteren yegane AB üyesi ülke olmuştur. Polonya’nın ekonomisi, dış pazarlarındaki gelişmelere ve dış kaynak-

lı kredilere ulaşma imkanlarına, iç piyasaya sanayi üretimindeki gelişmelere, tüketici güveninde ve perakende satışlara bağlı olacaktır. Polonya’nın sanayi üretimi, işsizlik veya perakende satışlar gibi göstergeleri aynı zamanda Avrupa pazarında yaşanacak gelişmeler, para birimi Zloti’de aşırı dalgalanmalar ve Polonya Merkez Bankası’nın referans faiz oranını yükseltmesi önümüzdeki dönemin de Polonya ekonomisinde belirleyici olması beklenmektedir. Polonya, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Azerbaycan gibi eski SSCB ülkeleri ile Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Sırbistan gibi civar ülkeleri hedef pazarlar olarak belirlemiş ve bu ülkelere yönelik resmi ve ticari heyet ziyaretlerini yoğunlaştırmıştır. Benzeri girişimleri Güney Kore, Suudi Arabistan ve Katar gibi Uzak Doğu ve Körfez Ülkelerinden yabancı sermaye yatırımların çekilmesi için de gerçekleştirmiştir. Sektörler Tarım GSYİH’nin yaklaşık % 3’ü tarım sektörü tarafından oluşturulur. Ancak, tarım kesiminin ülkedeki sosyal ve politik ağırlığı devam etmektedir. İşgücünün %15’i tarım kesiminde istihdam edilir. Toplam istihdam içerisinde endüstrinin payı dikkate alındığında, söz konusu oranın yüksekliği dikkat çeker. Tarım kesiminin toplam istihdam içerisindeki payı yıldan yıla düzenli olarak düşmektedir. Ancak, bu değişim sırasında sosyal problemlerin en aza indirilmesi konusunda ülkenin yoğun bir çaba harcaması gerekmiştir. Polonya, tarımın yeniden yapılandırılması konusunda AB’nin desteğine ihtiyaç duymuş, AB katılım müzakereleri sırasında en sorunlu alanı tarımda istihdam edilen nüfus olmuştur. Sanayi Polonya sanayisi siyasi ve ekonomik rejimin değiştiği 1990 yılından itibaren köklü bir yeniden yapılanma sürecine girmiş, komünist rejim zamanından kalma eski teknolojili ve devlet desteği ile ayakta durabilen madencilik, demir-çelik, gemi inşa ve demiryolu ekipmanı gibi ağır sanayi işletmeleri zaman içerisinde kapanmış veya el değiştirmiş, imalat sanayi AB ile bütünleşme süreci içerisinde ve büyük ölçüde yabancı sermaye desteği ile otomotiv, elektronik, dayanıklı tüketim malzemeleri ve gıda sanayi gibi ihracat odaklı hafif endüstrilere yönelmiştir. İnşaat Polonya’da faaliyet gösteren inşaat firmalarının çoğu özelleştirilmiştir. Varşova, Poznan, Gdansk gibi büyük şehirlerdeki yeni otel, ofis, konut inşaatları, inşaat sektöründe büyük bir iş imkanı meydana getirmiştir. Bu eğilim diğer şehirlerde daha az olmuştur. Yabancı inşaat firmaları Polonyalı firmalarla ortaklıklar oluşturmuştur. Dış ticaret Polonya’nın son yıllarda dış tica-

retindeki artış, büyük ölçüde uluslararası şirketlerin AB pazarına yönelik üretimlerini Doğu Avrupa’ya kaydırmaları ve artan refah sonucu tüketim harcamalarının artmasıyla açıklanmaktadır. İhraç ettiği başlıca ürünler arasında karayolu taşıtları için aksam ve parçalar, otomobiller, mobilyalar ve aksesuarları sayılabilir. İt-

Ticareti Etkileyen Kültürel Faktörler Polonyalı şirketlerle yapılacak iş görüşmelerinde randevu saatine dikkat edilmesi, görüşmelere resmi giysi ile gidilmesi, kartvizit bulundurulması yararlı olur. Ancak, Polonyalı muhatapların genelde ilk görüşmede herhangi bir reaksiyon vermedikleri, uzun iç istişarelerden sonra hareket ettikleri görülür. Türk firmalarıyla ilk defa çalışan Polonya firmaları genellikle küçük sevkiyatlarla başlamakta, ancak ürün ve ihracatçılara güvenin oluşmasıyla birlikte daha büyük hacimlerle çalışabilmektedirler. Birçok Polonyalı tatillerini Şubat, Haziran veya Temmuz aylarında yapar. Randevularınızı ayarlarken bu durumu dikkate almanızda yarar vardır. Resmi çalışma zamanları Pazartesi-Cuma günleri 8.00-16.00 saatleri arasındadır. Öğle yemeği için resmi bir tatil öngörülmemiştir. Toplantı için en uygun zaman sabah 10.00 ve öğleden sonra ise saat 14.30-16.00 arasındadır. Mağazalar sabah saat 9.00’dan akşam 18.00’e kadar Pazartesi-Cumartesi günlerin-

de açık kalmaktadır. Büyük mağazalar ise 8.00 – 21.00 arasında haftanın her günü açıktır. Resmi tatiller 1 Ocak - Yılbaşı Günü 6 Ocak - Katolik Yortusu 8-9 Nisan - Paskalya 1 Mayıs - İşçi Bayramı 3 Mayıs - Anayasa Tatili 7 Haziran - Katolik Yortusu 15 Ağustos - Meryem Ana’nın Cennete alınması 1 Kasım - Azizler Bayramı 11 Kasım - Bağımsızlık Günü 25-26 Aralık - Noel Bayramı Ulaşım Türk Hava Yolları (THY) ve Polonya Havayolları (LOT) tarafından haftanın her günü İstanbul-Varşova arasında seferler düzenlenir. Ülke içi ulaşımda en yaygın olarak kullanılan araç trendir. Otobüslere göre daha ucuz ve hızlı olan trenler, çok yaygın bir istasyon ağına da sahiptir. İklim Ülkede değişik hava akımlarının mevcut olması, havanın çok sık değişmesine sebep olur ve mevsimlerin süresi üzerinde de etkilidir. Soğuk kutup ve okyanus, ayrıca ılık astropik hava kütlelerinin etkisine açık olan Polonya’da okyanus iklimi ve karasal iklim arasında geçiş niteliği taşıyan bir iklim hüküm sürer. Polonya iklimi, göreceli olarak soğuk kış ve ılık yaz mevsimleri şeklinde tanımlanabilir. Mevsimler arasında yumuşak geçiş görülmektedir. Yıllık ortalama sıcaklık güneybatı düzlüklerinde 8° C, daha soğuk olan kuzeydoğu bölgesinde ise 6° C’dir. Ülke genelinde yıllık ortalama yağış miktarı 600 mm’yi bulur. Kaynak: Ticaret Bakanlığı

Polonya ülke analizi D

etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Polonya’nın 2018 yılı ithalatı

2018 yılında 266,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Polonya’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla; 72,7 milyar dolar ile Almanya, 21,2 milyar dolar ile Çin ve 19,2 milyar dolar ile Rusya Federasyonu’dur. Türkiye, Polonya’nın ithalat yaptığı ülkeler arasında 2,8 milyar dolar ve % 1,1pay ile 19. sırada yer alır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Polonya’nın dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde,14,4 milyar dolar ile ham petrol (petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar) ilk sırada yer alırken 4,01 milyar dolar ile başka yerde belirtilmeyen emtia sınıfına giren ürünler ikinci sırada gelir. Tedavide/korunmada kullanılmak üzere hazırlanan diğer ilaçlar ise 3,9 milyar dolar ile üçüncü sıradadır. Polonya’nın 2018 yılı ihracatı

2018 yılında toplam 260,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Polonya’nın ihracatında en büyük paya sahip olan ilk üç ülke sırasıyla; 73,4 milyar dolar ile Almanya, 16,5 milyar dolar ile Çek Cumhuriyeti ve 16,1 milyar dolar ile İngiltere’dir. Türkiye, Polonya’nın ihracat yaptığı ülkeler arasında 2,9milyar dolar ve %1,1 pay ile 20. sıradadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Polonya’nın dünya geneline yaptığı ihracat incelendiğinde, 4,1milyar dolar ile televizyon (diğerleri, renkli olanlar) kategorisine giren ürünlerin, Polonya’nın ihracat yaptığı ürünler arasında ilk sırada yer alırken kıvılcım ateşlemeli (1000cm3 < silindir= < 1500 cm3) motorlu taşıtlar, 3,9 milyar dolar ile ikinci sırada gelir. Üçüncü sırada ise, 3,6 milyar dolar ile diğer nümerik otomatik bim makineleri kategorisinde bulunan ürünler yer almaktadır.

Polonya – Türkiye 2018 yılı dış ticaret ilişkileri Polonya’nın Türkiye’den ithalatı

2018 yılında Polonya’nın Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 152,1 milyon dolar ile yarı römorklar için olan çekiciler bulunur. Bu değer, Polonya’nın ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin %8,4’üne denk gelir. Polonya’nın, Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün ise 62,4 milyon dolar ile sarnıçlı gemiler (tankerler) olmuştur. Bu değer, Polonya’nın ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin %16,5’ine karşılık gelir. Fındık (kabuksuz)ise 50,3 milyon dolar ile Polonya’nın, Türkiye’den en fazla ithal ettiği üçüncü sıradaki üründür. Bu değer, Polonya’nın ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin %53,9’üne denk gelir. Polonya’nın Türkiye’ye ihracatı

Polonya’nın Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 251,1 milyon dolar ile dizel, yarı dizel kara taşıtları için motorlar gelir. Bu değer, Polonya’nın bu ürün grubu özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %13,1’ine denk gelmektedir. İkinci sırada,145,6 milyon dolar ile hava taşıtı, radar, telsiz-uzaktan kumanda cihazı aksam, parçaları kategorisine giren ürünler yer alır. Bu değer, Polonya’nın bu ürün grubu özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %27,8’ine denk gelir. 131,3 milyon dolar ile sığır eti (diğer kemikli parçalar [taze/soğutulmuş]) kategorisinde bulunan ürünler, Polonya’nın Türkiye’ye en fazla ihraç ettiği üçüncü ürün grubu olmuştur ve bu değer Polonya’nın bu ürün grubu özelinde dünya geneline yaptığı ihracatın %16,8’ine karşılık gelir. Yukarıda verilen değerler; ihracat yönlü bakılıyorsa FOB, ithalat yönlü bakılıyorsa CIF değerleridir. Çalışmada 2018 yılına ait veriler kullanılmış olup ilgili bölümlerde 6 haneli gümrük tarife istatistik pozisyonu baz alınmıştır. Kaynak: MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Hedef Pazar Matrisi, 2018


7

YIL: 21 | SAYI: 374 | 28 Nisan - 11 Mayıs 2019

| www.mtso.org.tr

1 No’lu komiteden tabana yayılan kooperatifçilik modeli önerisi

M Kerem Baltu

MTSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı

Kooperatifleşme tarımı kurtaracak bir model. Kooperatifleşme modeli bir şirket ya da yapının elinde olmayıp tabana yayılmalı. Şirketleşme bir süre sonra tekelleşme getiriyor. Herkes bu kooperatifin üyesi olmalı ve bağımsız bir yapı oluşturulmalı. Üreticiler kendi ürününü kendisi satmak istiyor. İsteyen istediği yere ürün gönderebilmeli, gerektiğinde üretimini artırabilmeli.

TSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi, tarım sektöründe çiftçiden, lojistikçiye, marketten ihracatçıya kadar ilgili tüm kesimlerin sorunlarına çare olacak yeni bir kooperatifçilik modeli önerisi getirdi. Komite Başkanı Baltu, üretici birliklerinin çıkarlarını gözeten, maliyetleri aşağı çeken, ortak kullanım, ortak satış yaparak hem yurtiçi hem yurtdışı pazara hakim bir kooperatifleşme modeli istediklerini anlattı. Bu sistemde kooperatifin bir şirket ya da yapıya bağlı kalmaması gerektiğini ise özellikle vurgulayan Baltu, kurulacak bağımsız kooperatifle ürünlerin istendiği miktarda üretilip istenilen her pazara satılabilmesi gerektiğini söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Kerem Baltu, komite çalışmalarını anlatarak sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Son dönemlerde komite olarak özellikle kooperatifleşme modelleri üzerine yoğunlaştıklarını bildiren Baltu, doğru bir sistemin hayata geçirilmesi halinde sektörün tüm paydaşlarının sorunlarına çare olunabileceğini dile getirdi. Sektörün en ciddi sorunu olarak birlikte hareket etme kültürünün yerleşmemiş olmasını gösteren Baltu, şunları söyledi: “Sektörümüzün en önemli sorunu üretimde ve satışta birlikteliği sağlayamamak olduğunu düşünüyoruz. Bunun için üretici kooperatifleri veya üretici birlikleri kurularak işe başlanması gerektiğine inanıyoruz. Talebimiz, uluslararası sömürgeci zihniyete sahip şirketlerin tekelinden uzak,çiftçinin-köylünün kendi toprağında işçi konumuna düşmeyeceği, toprağında söz hakkını kaybetmeden, kooperatif çatısı altında milli üretim-pazarlama seferberliği gerçekleştirmesidir.” Dev sermaye şirketlerinin devlet desteklerini arkalarına alıp Türkiye’nin imkanlarınıkullanarak Türkiye’nin tarımına zarar vermesinin

Metal sanayi ihracata ağırlık verecek

M

TSO 32 No’luMetal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Yavuz Beller, önümüzdeki süreçte iç pazara çalışan firmalaranazaran ihracattaki gücünü artıran firmaların daha güçlü şekilde ayakta kalabileceğine dikkat çekerek, ihracat yapan firmaların da pazarlarını çeşitlendirmesi tavsiyesinde bulundu. Komite olarak üyelerinin ihracat pazarlarını çeşitlendirmesine katkı vermek istediklerini vurgulayan Beller, Oda’nın Ticari Bilgi ve İstihbarat hizmetlerinden faydalanıp üyelere yönelik projeler yürütmek istediklerini söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Yavuz Beller, sektörel değerlendirmeler yaparak komite çalışmaları hakkında bilgi verdi. İlk olarak dövizde yaşanan dalgalanmaların sektör üzerindeki etkisini değerlendiren Beller, tüm dünyada demir çelik sektöründe sıkıntı yaşandığını, ancak bu sıkıntıların Türkiye’de biraz daha fazla hissedildiğini anlattı. “Demir çelik sektörü sadece Türkiye’de değil, dünyada sert dalgalanmaların yaşandığı bir dönemden geçiyor” diyen Beller sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm dünyada korumacılık tedbirleri nedeniyle sektörde sert dalgalanmalar yaşanıyor. Ülkeler kendilerini korumak adına ithalatta ciddi vergi artışlarına gitti. Bunun sonucunda her ülkenin ihracat durumuna göre fiyatları değişim göstermeye başladı. Yaşanan bugelişmeyi fiyatlardaki dalgalanmaya neden olan ilk unsur olarak sayabiliriz. İkinci unsur ise, dünyada yatırımlar noktasında bir durgunluk başladı. Yatırım yapan şirketlerin sayısının tüm dünyada azalması nedeniyle yatırım mamulleri satan ülkeler, demir çelik grubu daha az taleple karşılaşacak. Stoklar büyüyecek ve fiyatlar düşecek.” Bu gelişimlerin Türkiye’ye yansımasının daha güçlü hisse-

MTSO 07 CMYK

dileceğini anlatan Beller, dünyada demir çelik fiyatları düşerken Türkiye’de dolardaki yükselişe bağlı olarak demir çelik fiyatlarının artıyor gibi gözükeceğini söyledi. Beller, “Fiyatlar TL bazında yükselse de aslında dünyada dolar bazında düşüyor olacak” ifadelerini kullandı.

“Bu yıl karlarkağıt üzerinde kalacak” Dolara endeksli olarak yaşanan fiyat artışı nedeniyle sektörde bu yıl stoklar eriyene kadar ciddi oranlarda karın defterlere yansıyacağını dile getiren Yavuz Beller, ancak satılan ürünün sürekli artan maliyetlerden dolayı yerine konulmasının mümkün olmayacağını ve bu nedenle sıkıntıların asıl gelecek yıl hissedileceğininaltını çizdi. Mersin özelinde de değerlendirme yapan Beller, “Bu noktada Kentimiz biraz daha şanslı iller arasında yer alıyor. Serbest Bölge ve limanın olması ihracatımızın artmasını da beraberinde getiriyor ve sektörde yaşanan olumsuz etkilerin daha az hissedilmesini sağlıyor. Dış ticarete yoğunlaşan firmalar daha az sıkıntı yaşıyor. Ancak bu yeterli değil. Her an çalıştığımız yurtdışı pazarlar da sekteye uğrayabilir. Bu nedenleihracatçı firmalarımızın da ihraç noktalarını çeşitlendirmesi yerinde olacaktır” dedi. Yurtdışındaki alıcılarda değişim beklediklerini, özellikle Avrupa’da sorunlar yaşanması nedeniyle pazarın yön değiştireceğini tahmin ettiklerini dile getiren Beller, bu dönemde Yakındoğu ya da Afrika’dan talep artışı olabileceğini söyledi. Irak pazarının da yavaş yavaş açılmaya başlamasının umut verdiğine değinen Beller, “Ancak bu bölgedeki ülkelerin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor ve ne zaman bir sıkıntı çıkacağını kestirmek zor. Yatırım iklimi devam ederse Türkiye’nin o bölgelerde ciddi bir şansı olacağına inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.

“Küme çalışmalarına devam edilmeli” Komite olarak ihracatın bu dönemdeki öneminin daha da artacağı düşüncesiyle üye firmaları ihracata yönlendirme adına çalışacaklarına değindi. Geçmiş dönemde başlatılan küme çalışmalarının aralıksız devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayan Beller, şöyle konuştu: “Belki hedeflediğimiz gibi bu dönemde bir araya gelerek yurtdışındaki yüksek montanlı işlerden pay alabilmemiz mümkün olmayacak çünkü bir süre böyle yüksek montanlı yatırım gerçekleşmeyecek. Ancak bu da bir fırsat olabilir. Bu süreci küçük ve orta ölçekli firmalarımızı uluslararası talepleri karşılayabilecek standartlara getirmek adına değerlendirebiliriz. Eksiklerimizi tamamlayabiliriz. Pazarlar açıldığında hazır oluruz ve yeniden bir araya gelerek hedefimize ulaşırız.” Kümenin yanı sıra Oda tarafından verilen Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi hizmetinin büyük önem taşıdığına da değinen Beller, bu sistemi kullanarak nokta atışı ihracata yönelmek istediklerini vurguladı. Doğru hedef pazarları tespit edip doğru iletişim adreslerine ulaşmak adına bu sistemi daha yoğun kullanmak istediklerini belirten Beller, üyelerinin de bu sistemden yararlanması adına komitenin gayret göstereceğini söyledi. “İç piyasada fiyatlar düşecek” İhracatını artıramayan firmaların ise iç piyasadan daha fazla pay alma yarışına gireceğini ifade eden Yavuz Beller, bu durumun ciddi bir rekabete yol açacağını ve fiyatları, kar marjlarını büyük ölçüde aşağı çekeceğini bildirdi. Bu fiyat indirimini yatırım yapacak olan şirketlerin iyi değerlendirmesi tavsiyesinde bulunan Beller, maliyetler açısından yatırımcılar için doğru zaman olabileceğini anlattı. Sektöre verilen teşvikler ve

en büyük korkuları olduğunu dile getiren Baltu, “Bunun örnekleri maalesef dünyada fazlasıyla mevcut. Bazı ülkelerde üretilen şeker. Kakao, kağıt, muz gibi ürünleri gelirlerinin yaklaşık yüzde 80’di bazı şirketlerin teklinde. Türkiye’de de böyle bir sorun yaşanmasını istemiyoruz. Tarımda bir seferberlik başlayacaksa isimde ve uygulamada milli olması geleceğimiz açısından önemlidir” değerlendirmesini yaptı. Bu taleplerden hareketle komite olarak Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni bir kooperatif modeli üzerinde çalıştıklarını bildiren Baltu, oluşturulacak bu yapının en önemli özelliğinin ise bir şirket ya da bir yapıya bağlı kalmaması olduğunu anlattı. Belirli bir şirket ya da yapıya bağlı kalınması halinde bir süre sonra tekelleşmenin başladığını, yalnızca bu şirketin satış yaptığı pazarlara ürün gönderildiğini, o şirketin ihtiyacı kadar üretim yapılabildiğini kaydeden Baltu, “Oysa kooperatifleşme modeli tabana yayılmalı. Herkes bu kooperatifin üyesi olmalı ve bağımsız bir yapı oluşturulmalı. Üreticiler kendi ürününü kendisi satmak istiyor. İsteyen istediği yere ürün gönderebilmeli, gerektiğinde üretimini artırabilmeli” ifadelerini kullandı. “Mersin’de çalıştay planlıyoruz” Sektörün tüm temsilcilerinin görüşünü ortaya koyması ve herkesin beklentisini karşılayacak doğru bir tarım stratejisi geliştirilmesi gerektiğine inandıklarını kaydeden Kerem Baltu, bu noktadan hareketle önümüzdeki aylarda Mersin’de bir Tarım Çalıştay’ı düzenlemeye hazırlandıklarını anlattı. Türkiye’de benzer kooperatif modellerinin farklı illerde uygulandığını ve iyi sonuçlar alındığını kaydeden Baltu, bu modelin geliştirilip ülke genelinde tabana yayılabileceğine inandığını söyledi. Baltu, Komite olarak tasarladıkları kooperatif modelinin detaylarını ise şöyle özetledi: “Öncelik üretimde belirli bir standardı yakalamak olmalı. Koopera-

KGF kredilerine de değinen Beller, bu desteklerin ve kredilerin piyasaya olumlu yansıdığını bildirdi. Finans olanaklarına erişim konusundaki çalışmalara önem verdiklerini ve komite olarak bu konuda da çeşitli etkinlikler düzenlediklerini bildiren Beller, geçtiğimiz aylarda üyelere yönelik olarak Mali Tabloların Analizi ve Kredilendirme Teknikleri konulu bir toplantı düzenlediklerini anlattı. Emekli bir bankacının finansal tabloların doğru okunması konusunda üyelere yardımcı olduğunu ifade eden Beller, “Eğer doğru, ayağı yere sağlam basan adımlar atmak istiyorsak mevcut finansal tabloları doğru okuyup değerlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz” dedi. “TOSYÖV işbirliğinde finans olanaklarını anlattık” Komite olarak finansal toplantıları düzenlemeye devam ettiklerini bildiren Yavuz Beller, bu konuda düzenledikleri ikinci toplantının detaylarını ise şöyle özetledi: “KOBİ’lere Girişimcilere Sağlanan Destekler ve Finans Olanakları konulu bir toplantı düzenledik. TOSYÖV, KOSGEB, KGF işbirliği, Denizbank, Bilkent Cyberpark, Logo Yazılım ve KOBİ Efor çözüm ortaklığı, Odamız destekleriyle düzenlediğimiz toplantıda ülke ekonomimizin can damarı KOBİ’lere sağlanan destekler ve finans olanakları anlatıldı.” KOBİ’lerin öz kaynakları ile yola çıktığını ancak bir süre sonra ulusal ve küresel alanda rekabet edebilmek adına sürdürülebilir bir finansman yapısına ihtiyaç duyduklarını kaydeden Beller, bu noktada destek olabilmek adına TOSYÖV gibi köklü ve tecrübeli kurumların deneyimlerinden yararlanma isteğiyle bu tarz bir organizasyonu Mersin’de düzenlediklerini söyledi. TOSYÖV’ün bu çalışmasını Türkiye’nin 22 ilinde gerçekleştirdiğini bildiren Beller, “Halen de düzenlemeye devam ediyorlar” dedi.

tifleşme bu noktada önemli katkılar sağlayacaktır. Kooperatifler kanalıyla köylerde, yerleşim birimlerinde teknik bilgi ve tecrübe sahibi ehil kişiler tarafından ürün yetiştirilmesi konusunda ilaçlamadan budamaya ve ürün toplamaya kadar her aşamada teknik destek verilip, üretici eğitilebilir. Yine kooperatifler ya da üretici birlikleri traktör gibi teknik ekipmana ya da teknik personele sahip olup yakıt, ilaç gibi büyük maddi gideri olan ihtiyaçları üreticiye uygun maliyetlerle temin edebilir ya da kiralayabilir. Küçük üreticiler bilinçlendirilerek devlet desteklerinden faydalanmaları sağlanabilir. Fiyat birliğine gidilip kalitede olduğu gibi fiyat konusunda da istikrar sağlanabilir.” Sektörde yaşanan sıkıntılar ve zorluklar nedeniyle artık gençlerin tarımla uğraşmak istemediğini vurgulayan Baltu, bu durumun da sektör adına ciddi bir handikap olduğunu söyledi. Sorunların çözümüyle gençlerin yeniden tarım sektöründe çalıştırılmaya özendirilmesi gerektiğini anlatan Baltu, “Eğer üretici çocukları işi devralmazsa tarımın geleceği tehdit altında demektir. Bizim gençlerimiz tarımı terk ederken yurtdışındaki gençler tarım ekonomisi okuyup girdi maliyetlerini aşağı çekme yöntemleri üzerinde çalışıyor. Sorunların çözümüne yönelik kooperatifleşme çalışması bu nedenle de önemlidir” değerlendirmesini yaptı. “Kalıntı ciddi sorun” Mevcut durumda üretimde karşılaştıkları bir diğer sorunun da zirai ilaç kalıntısı olduğunu kaydeden Kerem Baltu, bunda mevut durumda uygulanan reçete sisteminin önemli rol üstlendiğine değindi. Bu sistemin çalışmadığını ve acil değişmesini istediklerini kaydeden Baltu, “Mevcut durumda maalesef ilacı yazan ile satan yakın ilişkide. Oysa böyle olmamalı. Sorumlu ve zorunlu danışmanlık sistemleriyle bunların önüne geçilebileceğini düşünüyoruz” dedi. Önerdikleri kooperatifleşme mode-

liyle kalıntı sorununun da en aza indirilebileceğine dikkat çeken Baltu, kooperatif ya da üretici birliklerinin yapacağı eğitimlerle ya da teknik desteklerle sağlanacak standart üretim ve kalite artışı sayesinde kalıntı oranlarının da düşeceğine inandığını söyledi. Hükümetlere göre tarım politikalarının değişmemesi gerektiğini de dile getiren Baltu, bu durumun sektöre zarar verdiğini anlattı. “Komite olarak birlikte hareket etmeliyiz” Komite olarak yürüttükleri çalışmalarda sektördeki en büyük eksikliğin birlikte hareket edememek olduğunu gördüklerini ve bu sorunun çözümüne de odaklandıklarını kaydeden Kerem Baltu, sektörün ihtiyacı olan kaynaşmayı sağlamak, birlikte hareket etme kültürünü oluşturmak adına çalışmalara başladıklarını söyledi. Her ay düzenli olarak bir sektör temsilcisinin evsahipliğinde sohbet toplantıları düzenlemeye başladıklarını bildiren Baltu, “Bu toplantılarda sorunlarımızı tartışıp ihtiyacımız olan yetkilileri davet ederek bilgiler alıyoruz. Küme modeliyle birliktelik kurmaya çalışıyoruz. Artık bunu kurumsal hale getirmek için mücadele edeceğiz” dedi. “Üretim dışa bağımlılıktan kurtulmalı” Sektörün bir diğer sorununun dışa bağımlılık olduğunu kaydeden Kerem Baltu, tohumdan fidana, gübreden ilaca kadar birçok kalemin ithal edildiğini hatırlattı. Devlet destekli ar-ge çalışmaları ile bölgesel şartlara uygun yerli ve milli tohumlar, fidanlar üretmek gerektiğini dile getiren Baltu, “Bu noktada Agropark ile Hasat ve Hasat Sonrası Ar-Ge ve Uygulama Merkezi Projesi modelleri oldukça güzel ve öncü örneklerdir” değerlendirmesini yaptı. Ürünlerin yurtdışından gelmesinin maliyetleri de arttığını, küçük ürecinin dövizdeki dalgalanmalara paralel ihtiyaç duyduğu ürünlere erişemediğini anlatan Baltu, yerli üretimin küçük üreticiyi destekleme anlamında da büyük önem taşıyacağını söyledi.

Yavuz Beller

MTSO 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitesi Başkanı

Dolara endeksli olarak yaşanan fiyat artışı nedeniyle sektörde bu yıl stoklar eriyene kadar kağıt üzerinde ciddi karlar olduğu görülecek. Ancak satılan ürünün ton bazında yerine konması kısa vadede mümkün görünmüyor. Bu nedenle asıl sıkıntının gelecek yıl hissedileceğini tahmin ediyoruz.


8

YIL: 21 | SAYI: 374 | 28 Nisan - 11 Mayıs 2019

| www.mtso.org.tr

RÖPORTAJ

Çağ Üniversitesi ‘Kalite’ye odaklandı

Ç

kişi danışmanıyla birlikte belirleyecek ama YÖK kişinin kendi kafasına göre bir konu belirlemesini istemiyor artık. Mevcut bir işletme veya toplumsal sorun üzerine araştırma yapılmasını talep ediyor. Bundan sonra bizler yüksek lisans öğrencilerimizin tez konularını hazırlamak için gelip sanayi kuruluşlarının, Odaların kapılarını çalacağız. Hangi alanlarda hangi konular sorun olarak görülüyor ve biz buna nasıl yaklaşıp, neresinden tutabiliriz diye fikir alışverişi yapacağız. Kendimizi değişik mekanizmalarla proje destekleriyle de hazırladığımız araştırmaları hayata geçirmeye zorlayacağız. YÖK’ün elinde de değişik mekanizmalar var. Neyi destekleyeceğini söylüyor. Şu alanlarda, şu konularda çalışırsan ben senin tezine destek veririm diyor. Eğer sen o tez konularıyla çalışmazsan destek alamazsın diyor. İnanıyorum ki herkes o destekleri almak isteyecektir. Yüksek öğretimde boş yere harcanacak bir kuruşumuz bile yok. Var olan bütçeyi doğru çalışmalar için harcayalım. YÖK özellikle kamu üniversitelerinde doktora öğrencilerini destekliyor. Özellikle Endüstri 4.0, biyoteknoloji ya da nano teknoloji gibi konularda yapılan araştırmalara destek veriyor.Biz de bu hedefler doğrultusunda sanayi ile işbirliğimizi önümüzdeki süreçte artırmayı planlıyoruz. MTSO Haber: Mersin iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayacak müfredat oluşturma noktasında yaptığınız çalışmaları da anlatabilir misiniz?

Prof. Dr. Ünal Ay

Çağ Üniversitesi Rektörü

Kurumsallaşma amacıyla dönüşüm sürecine giren Çağ Üniversitesi, eğitim /öğretim süreçleinin kalitesini artırmaya odaklandı. Bir taraftan yöneticilerin görüş, tutum ve davranış konusundaki bireysel değişimine odaklanırken, diğer taraftan eğitim / öğretim yöntem ve süreçlerinin kalitesini iyileştirmeye odaklanmak zorunda olduğunu görmekte ve hissetmektedir.

ağ Üniversitesi, günümüz gençlerinin eğilim ve ilgilerini de göz önünde bulundurup geleneksel eğitim sistemiyle yeni nesil teknolojiyi harmanlayıp, mezun öğrencilerini çalışacakları sektörlerin talep ettiği becerilerle donatılmış olarak mezun etmeyi hedefliyor. Bunun için eğiticilerin eğitimine de önem veren Üniversite, gençleri geleceğin dünyasına hazırlamayı öncelik olarak görüyor. Elbette bugünden yarının mesleklerini tahmin edip o doğrultuda eğitim vermeye başlamanın mümkün olamayacağını belirten Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünal Ay, “Ama özgüveni yüksek, karşılaştığı farklılıklara kolay uyum sağlayabilen, esnek, çok yönlü gençler yetiştirirseniz onlar zaten evrilip yeni mesleklere uyum sağlayacaktır. Biz de bu hedefle çalışıyoruz” diyor. Aynı zamanda üniversite-işletme işbirliğini geliştirmeye odaklandıklarına da değinen Ay, bunun için özellikle yüksek lisans öğrencilerinin tez konularını hazırlarken bölgedeki işletmeleri ve Odaları ziyaret ederek mevcut sorunları belirleyip bu sorunların çözümüne odaklanacaklarını, ardından da ortaya çıkan sonuçları bulacakları teşviklerle hayata geçirmeye çalışacaklarını söylüyor. Öğrencilerin geleceğe hazırlanması kadar önem verdikleri bir diğer konunun ise kurumsallaşma ve kalite standartlarının yükseltilmesi olduğuna dikkat çeken Ay, “Kalite bizi yönetici ve yetkililerin yönlendirdiği kurumdan ziyade kendi kendisini yöneten bir kuruma dönüştürecek. Mekanik bir yapıdan organic bir yapıya doğru evriliyoruz. Bunları gerçekleştirdiğimizde gerçekten bir insan daha fazla ne ister? Düşünün kimsenin sizi yönetmeye ihtiyacı yok. Kendi kendisini çevirebilir hale gelen bir kurum. Bu konuda da bir heyecanımız var” diyor. Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünal Ay ile üniversitenin çalışmalarını ve hedeflerini konuştuk.

MTSO Haber: Önümüzdeki süreçte üniversite olarak öncelik vermeyi planladığınız konuları anlatır mısınız?

Türkiye’nin tüm üniversitelerinde olduğu gibi biz de şu anda eğitim kalitesine odaklandık. Bu doğrultuda YÖK’ün de önderliği var. Ülkemiz genelinde 206 civarında üniversite var. Bu, oldukça yüksek bir sayı. Biz de kabul ediyoruz ki artık ülkemizin çok sayıda üniversite yerine kaliteli eğitim veren nitelikli üniversitelere ihtiyacı var. Gerçek anlamda, bir üniversite gibi araştırmaya ve eğitime odaklanmış, mezun öğrencilerin becerisini artıracak üniversitelere. Biz de bu hedefe odaklandık. Çağ Üniversitesi olarak sosyal bilimlerde öne çıktık. Özellikle de hukuk ve idari bilimler fakültesinde piyasa olarak nitelendirebileceğim ilgili sektörlerin çalışma alanlarındaki temsilcileriyle irtibat halindeyiz. Türk Dili ve psikoloji bölümlerimizde de benzer diyaloglar sürüyor. Bu bölümlerden mezun öğrencilerimizin becerilerini toplumsal anlamda işverenin beklentilerini rahat karşılayabilecek düzeye getirmek istiyoruz. Önceliğimiz öğrendiğini icra edebilen mezunlar yetiştirmek. Aslında çok rahat ulaşılabilir bir hedef gibi gözükmesine rağmen bu iş hiç de sanıldığı kadar kolay değil. Aşmamız gereken sorunlar var. Şu anda üniversitelerde öğrenim gören gençlerin büyük bölümü dünyanın her yerinde olduğu gibi sosyal medya tarafından esir alınmış durumda. Artık geleneksel yollarla eğitim öğretim yapmak çok zor. Alternatif yöntemler bulup bu çocukların ilgisini çekerek hayata hazırlamamız gerekiyor. Tez çalışmalarımızla bu sorunlara da eğiliyoruz. Yeni neslin geçmiş nesillerden farklarını, eğilimlerini araştırıyoruz. Görüyoruz ki iş konusundaki tutumları çok farklı. Sadakat açısından gençler büyük farklılıklar gösteriyor. Kurum olarak gerçekten bu farklılıkların

MTSO 08 CMYK

daha iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Gençlerin ebeveynlerinden farklı olabileceklerini Kabul edip, hayata nasıl entegre olacaklarını saptamak için önce onları anlamamız gerekiyor. Tutum ve davranışlarını belki çok eleştirdik ama bunun yeterli olmadığını gördük. Sonunda fark ettik ki eleştirmek yerine onları anlamamız daha doğru olacak. Bazı ölçümler insanların iş yapıyormuş gibi görünüp aslında internette uzunca bir süre vakit harcadıklarını tespit etmiş. Öğrenciler de öyle. Derste telefon ellerinden düşmüyor. Bu ilgilerini değerlendirmeniz gerekiyor. MTSO Haber: Bu hedeflerinize ulaşmak adına hangi adımları attığınızı anlatabilir misiniz?

Mevcut durumda beş binin üzerinde öğrencisi olan bir kurumuz ve bu sayıyı daha fazla artırmak istemiyoruz. Kalitede sayı değil evrensel standartlarda çalışabilme arayışımız var. Bunun için ne yapabiliriz diye düşündük ve karar verdik. Örneğin teknolojiyi kullanabiliriz. Bunun için eğiticilerimizi daha yüksek standartlardan aramaya başladık. Eğitmenlerimizin de öğrenmelerini kolaylaştıracak imkanlar yaratmaya çalışıyoruz. Bunun araştırmalarını yapıyoruz. Sınıftaki öğretim biçimlerini zenginleştirme yöntemlerini çoğaltmak adına eğitimler sunuyoruz. Amaç sadece dersi sunmak olmamalı, karşı tarafın ilgisini de çekmeli ve ona bir şeyler kazandırabilmelisiniz. Bu bağlamda akademik kadromuz oldukça dinamik. Sürekli değişebilir bir yapıda. Özellikle meslek yüksek okullarımızda iş dünyasında olup da yüksek lisansı bulunan kişileri çağırıp ders anlattırabiliyoruz. Bu sayede piyasanın da talepleri doğrultusunda eğitim verilmiş oluyor. Üzerinde durduğumuz konu elbette kalite ama bu bir süreç. Bu sürecin de belli başlı kısımları var. O kısımları yerleştirmeye yoğunlaştık. Toplam kalite süreçlerini iyileştiriyoruz. Mezunlarımızda istediğimiz kalite ve standarda ulaşmak için o istediğimiz sonuca ulaşırken kat edilen süreç kalitesini artırmak da önemli. Şu anda bizi nihai hedefe götürecek süreçler üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışmanın önümüzdeki altı ayda sonuçlanmasını hedefliyoruz. Bunun için öncelikle kalitenin sadece Rektörlüğün ya herhangi bir birim sorumlusunun değil, herkesin sorumluluğu olduğu kabul edilmeli. Bunun için kalite kavramını güvenlik görevlisinden, bahçıvanımıza, öğretim görevlisinden rektöre kadar herkesin içselleştirmesi, benimsemesi adına çalışıyoruz. Elbette öğrencilerimiz de bu sürecin bir parçası. Kalite konusunda ikna olmaları önemli. Daha büyük hedeflerimize ulaşabilmemiz için önce ikna olunması gerekli. Yıllardır herkes kendi işini benimsemiş ve görevlerinde bu benim işim ben bunu yaparım demiş. Ama doğru olan bu değil. Böyle sonuç alınmıyor. Hepimizin işi ortak ve karşılıklı olarak birbirimize bağımlıyız. Bunu kabul edip anlamak önemli. Önceliğimiz bunun anlaşılmasını ve birlikte hareket etmeyi sağlamak. Tüm canlılar sosyal birer varlıktır. İçinde bulunduğu durumlara uyum sağlamak ister. Kurumlar da bundan farklı değil. Bazen yönetmek kendi başına sorun olabiliyor. Birisinin bir kişiyi yönetmesi tehlikeli durumlara neden olabiliyor. Programlanmış kararlar önemli. Kurumsallaşma bu nedenle önemli. Herkes görevini, yerini sınırlarını biliyor. Uzağa bakmalı ve kurumlarımızı dönüştürmeliyiz. Kalite bizi yetkililerin yönlendirdiği kurumdan ziyade kendi kendisini yöneten bir kuruma dönüştürecek. Mekanik bir yapıdan organik bir yapıya doğru evriliyoruz. Gerekli süreçleri oluşturup uygulamaya dönüştürdüğümüzde gerçekten bir insanın isteyebileceğinden daha fazlasını geçekleştirmiş olacağız. Düşünün kimsenin sizi yönetmeye ihtiyacı yok. Kendi kendisini çevirebilir hale gelen bir

kurum. Bu konuda da bir heyecanımız var. MTSO Haber: Değişen dünyada yeni mesleklerin türeyip klasik mesleklerin yok olacağı söyleniyor. Üniversite olarak gençleri gelecekle ilgili senaryolara nasıl hazırlıyorsunuz?

Meslek öğretmekten ziyade daha kolay çevreye ve var olan koşullara uyum sağlayan bireyler yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. İşletme bölümünü bitirdim diye yapacağım iş ille de pazarlama, muhasebe, finansman veya insan kaynakları alanlarında çalışmak olmayabilir. Çok yönlü insanlar yetiştirilmesi gerekiyor. Bu noktada bireyin kendi motivasyonu çok önemli. Eğer bu varsa hangi okulda neyi bitirdiğin çok önemli olmayabiliyor. Biz bir eğitim kurumu olarak böyle bir bakış açısı ve özgüven sağlayabilmeliyiz. “Sen de yapabilirsin” klişesi vardır ya hani. Gerçekten kendini aşan bir adım atarsan sen de yapabilirsin. Öğrencilerimizin bunu anlamalarını ve benimsemelerini istiyoruz. Bugüne kadar batının bize aktardığı perspektifi yani uzmanlığı çok benimsedik. Geldiğimiz noktada uzmanlık daraldı. Bu durum artık kişinin kendi kendisini kısırlaştırması gibi geliyor. Öğrenciye dünyaya bakışıyla ilgili, gelecekte neler yapabileceği ile ilgili farklı bakış açıları sunmak gerekiyor. Bu bağlamda bireysel gelişimle ilgili Sürekli Eğitim Merkezi’nde birçok faaliyetimiz oluyor. Gençleri yüreklendirmeyi önemsiyoruz. Puanın düşük olsa da sen de başarabilirsin düşüncesini benimsetmeye çalışıyoruz. Sayısal başarılar veya başarısızlıklar bireyleri hedeflerinden alıkoymamalı. Bugün başarılarıyla öne çıkmış olan herkesin geçmişte yaşadığı başarısızlıklar mutlaka vardır. Ben sürekli başarılı olurum demek deliliğin ta kendisi. Hiç başarısız olmadan başarılı olabilmek sağlıklı bir perspektif değil. Biz de öğrencilerimizle bunu paylaşıyoruz. Özetlemek gerekirse şu andan geleceğin mesleklerini tahmin edebilmek kolay değil ama özgüveni yüksek, karşılaştığı farklılıklara kolay uyum sağlayan gençler yetiştirirseniz onlar zaten evrilip yeni mesleklere uyum sağlayacaktır. MTSO Haber: Üniversite – Sanayi işbirliği konusunda yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi verir misiniz? Bu konuda iş dünyasından beklentileriniz nelerdir?

Üniversite sanayi işbirliğini güçlendirecek daha çok çalışma yapmalıyız. YÖK de bu konuda ısrarcı. Örneğin bir tez konusu hazırlanacak. Bu konuyu

İşletme ile ilgili programlarda laboratuarlaşmayı artırıyoruz. Öncelikle finans dersleriyle başladık. Yanında lojistiği ekledik. Stratejik yönetim dersini ekleyeceğiz. Artık bilgisayar üzerinden simülasyonlarla birlikte öğrenci konuyu veya sorunu yaşayarak daha bir içselleştirerek öğreniyor. Borsada sistemin nasıl çalıştığını sözel olarak anlatmak yerine önüne canlı olarak simülasyonla getirip sorunu kendisinin çözmesine yöneliyoruz. Borsada hem yatırımcı hem de yönetici gibi pozisyon alabiliyorlar. Ya da lojistik için Mersin’den Erzurum’a malı göndereceksiniz. Hangi yollardan gidecek? Bu tercih ettiği yollarda neyle karşılaşacak hepsini simülasyon üzerinden yaşıyor. Öğrencilerin bu şekilde yetişmesi de beni önemli ölçüde heyecanlandırıyor. Soyut bir içeriği okumaktan ziyade, terminoloji ezberlemek yerine görüp yaşayarak öğrenmesi önemli. Lojistikte hem lisans düzeyinde hem de Yüksekokul düzeyinde etkiliyiz. O alanda aktif çalışıyoruz. Üzerinde çalıştığımız bir diğer konu Proje Yazma. Proje Yazma üzerine eğitim vermek istiyoruz. Devlet organları ve sivil toplumla işbirliği nasıl yapılır? İşlemler nasıl yürütülür gibi soruların yanıtları bu eğitimde olacak. İş dünyası da buradan mezun bir öğrenci ile çalışınca diğer kurumların desteklerinden nasıl yararlanabileceğini bilecek. Danışmanlığı alternatif bir mesleğe dönüştüreceğiz. Güvenilir danışmanlar, proje hazırlayan personel yetiştireceğiz. MTSO Haber: Hedeflerinize daha hızlı ulaşabilmek adına iş dünyasından beklentilerinizi anlatır mısınız?

İş dünyasının kendisine has çok sayıda sorunu olduğunu biliyoruz. Ancak eğer kalifiye personel sorununu çözmek istiyorlarsa özellikle staj noktasında üniversitelerle doğru işbirliği yapmalarını önemsiyoruz. Tezlerimizi hazırlarken daha önce de belirttiğim gibi iş dünyasının sorunlarını çözebilecek konulara yoğunlaşma arzusundayız. Bu nedenle tezlerle ilgili veri toplama noktasında da bizlere karşı daha anlayışlı olmalarını istiyoruz. Bazen, sadece “bizim o kadar vaktimiz yok” gerekçesiyle cevap vermemelerini doğru bulmuyorum. Ne onlar ne de biz sadece kendi amacımıza odaklanarak hareket edemeyiz. Toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Tüm dünyada artık çağ, işbirliği çağı. Üniversite olarak toplumsal kabul görebilmemiz için tüm kurumlarla birlikte hareket etmeliyiz. Diğer kurumlardan ve işletmelerden de aynı tutumu bekliyoruz. MTSO Haber: Diğer kurumlarla işbirliği demişken, son olarak varsa yurtdışı bağlantılarınıza da değinir misiniz?

AB projeleri üzerinde çalışıyoruz. Bu bağlamda yurtdışındaki üniversitelerle (Çin, Hindistan, Fas, Cezayir) bağlantılarımız var. Öğrenci ve öğretmen değişimlerimiz olacak. 80-100 bin Euroluk bir proje. AB, yurt dışından başka üniversitelerle aranızda iletişim kurun, birlikte çalışın destek verelim diyor. Biz de bu alanda çalışıyoruz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.