Genç fikirler ödüllerini aldı >2’de
Mersinli kadın girişimcilere, sosyal medya eğitimi
Kaya: “Finansal istihbarat önemli bir güç”
>3’te
>2’de
Sivil insiyatifin gücü > 3’te Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL:| 21 YIL:| 17 SAYI: | SAYI: 379 | 298 07 - |20 6-19 Temmuz ARALIK 2019 2015
Küçükalıç: “Yapı stoğu azaltılmadan yeni konut yapılmamalı”
Enver Küçükalıç
Irak’la yeniden...
MTSO 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Başkanı
M
TSO 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Komitesi Başkanı Enver Küçükalıç, gerek Mersin gerekse Türkiye genelinde yapı stoğunun çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, bu stok eritilmeden yeni konut inşa edilmemesi gerektiğini söyledi. Sorunların önümüzdeki süreçte devam etmemesi adına iyi bir planlama yapılması gerektiğini vurgulayan Küçükalıç, inşaat sektöründe yaşanan sorunların temelinde bugüne kadar yürütülen plansız çalışmaların yattığını anlattı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Başkanı Enver Küçükalıç, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak komite çalışmaları hakkında bilgi verdi. İlk olarak son dönemlerde sektörde yaşanan daralmaya dikkat çeken
Küçükalıç, bunda ülke genelinde yaşanan ekonomik daralma kadar bugüne kadar sektörel bazda plansız hareket etmenin de önemli rol oynadığını anlattı. Planlama yapılmadan, konut gereksinimi ortaya çıkarılmadan, nüfusun 5-10-20 yıllık artışları göz önünde bulundurulmadan hareket edildiğini kaydeden Küçükalıç, “Mevcut durumda belli bir miktar geliri olan herkesin sektöre adım atması stokları artırdı. Eğer doğru bir planlama yapılsaydı belki de 10 yıllık süreçte 100 tane konut yerine 10 konut üretilecek ve bugün yaşanan sıkıntılar bu boyutlara ulaşmayacaktı” dedi. Bugün sıkıntıların azaltılıp, daha sağlam adımlar atılması için mutlaka planlama yapılmasını istediklerine değinen Küçükalıç, özellikle yerel yönetimlerden destek beklediklerini anlattı. > 7’de
MTSO’dan İSO listesine giren firmalara moral ziyareti
İ
stanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde Mersin’den bu yıl 8 firma yer aldı. MTSO Heyeti,Mersin’den İSO ilk 500 Sanayi KuruluşuListesi’ne giren firmalara tebrik ziyareti gerçekleştirdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cem Bucuge, Yönetim Kurulu Üyesi Halil Kürek ve Başkan Danışmanları Orhan Çapan ile Cenk Cenkcimenoğlu, İstanbul
Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 Sanayi Kuruluşu Listesi’nde yer alan Mersinli firmaları ziyaret etti. Çimsa Çimento A.Ş, Başhan Tarımsal Ürünler, Aves Enerji, Memişoğlu Tarım, Teknopanel A.Ş, Arbel Bakliyat, Çukurova İnşaat Makinaları ve Durum Gıda yöneticileriyle bir araya geldi. Firmalarla bir araya gelip çalışmaları hakkında bilgi alan, fabrikaları gezerek üretimi yerinde inceleyen heyet, aynı zamanda firmaların sorunlarını ve taleplerini de dinledi. > 7’de
Bölgesel kalkınma hedefiyle çevre illerle diyaloğunu geliştirmeye odaklanan MTSO, çıtasını bir adım daha ileri taşıdı. Bir taraftan çevre illerle ticaretini artırmak adına Kardeş Oda Protokollerine ağırlık veren MTSO, diğer taraftan bulunduğu coğrafya ile birlikte hareket edip ekonomisini canlandırmaya yöneldi. Bu noktadan hareketle Irak’ta çeşitli temaslarda bulunan MTSO Yönetimi, Irak’la ticaretten sosyal ve kültürel ilişkilere kadar her açıdan işbirliğini artırmayı hedefliyor.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve MTSO Meclis Başkanı A. Hamit İzol başkanlığındaki 10 kişiden oluşan Mersin Heyeti, Türkiye – Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TISİAD) organizasyonunda düzenlenen zirvede Irak’ta bir dizi temasta bulundu. MTSO Başkanı Kızıltan, Irak’ta katıldığı televizyon programlarında bir
taraftan Mersin ekonomisi hakkında bilgiler verirken diğer taraftan Mersin ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında karşılıklı diyaloğun artırılması için neler yapılabileceğinin ipuçlarını verdi. Mersin iş dünyasının uzun süreden sonra Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak resmi ziyarette bulunması özellikle Kuzey Irak basınında geniş yer buldu. Zirveye Kuzey Irak tarafından en üst
Hüsamettin Memiş
M
ersin’in önde gelen bakliyat üreticilerinden Başhan Tarım, yapacağı yeni fabrika yatırımıyla üretim yelpazesini genişletmeye hazırlanıyor. Fabrika kompleksi içerisinde kurulum çalışmaları devam eden yem fabrikasının Eylül ayında tamamlanması planlanıyor. Ticari hayata 1984 yılında gıda ticareti ile şahıs firması olarak adım attıklarını anlatan Başhan Tarım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Memiş, Muş’ta başlayan yolculuğun Mersin’de devam ettiğini söylüyor. Mersin’de 5 kardeş ortaklığında kurulan fabrika ile önce yurtiçinde güçlenen firma, ardından bu gücünü dünya pazarlarına taşıyor. Bugün dünya üzerinde kurulu 8 tesisinde toplam 100 bin metrekare alanda günlük 3 bin 140 tonluk üretimiyle dikkatleri üzerine çeken Başhan Tarım, sistemli çalışması, güçlü stratejisi ile başarı ba-
MTSO 01 CMYK
samaklarını emin adımlarla tırmanıyor. “Hiçbir zaman başarı listelerinde en üst sıralarda yer almak hedefimiz olmadı” diyen Hüsamettin Memiş, başarılarının sırrını ise, “Tek hedefimiz piyasada iyi anılmak, işimizi geliştirmek oldu. Eğer işinize odaklanıp yalnızca kendi kendinizi geçme hedefiyle hareket ederseniz başarı da kendiliğinden gelir” sözleriyle özetliyor. Yönetim Kurulu Başkanı Memiş gıda ticaretinden dünya bakliyat piyasalarında söz sahibi olmaya giden süreci şöyle anlatıyor: “Ticaretle başladık, üretime adım attık”
Gıda sektörünün içinden gelen bir aileyiz. Yabancı olmadığımız, hatta hakim olduğumuz bir alanda üretime başlamamız da önümüzü görebilmemizi ve doğru adımlar atabilmemizi beraberinde getirdi. > 8’de
bağının verdiği hukukla karşılıklı çıkarlarımızı el birliği ile geliştirmek, her iki ülkenin ve aynı coğrafyanın insanları olarak birlikte kazanmak, birlikte paylaşmak için Irak’ta olacağımız mesajını verdik. Önümüzdeki süreçte artık özellikle Mersin ve Kuzey Irak arasındaki ticaretin, yatırımların, turizmin ve kültürel ilişkilerin başka bir boyuta taşınacağına gönülden inanıyorum.” > 4’te
Tekstil ve tarımda öne çıkan ülke:
Başhan Tarım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı
Başhan Tarım, yem fabrikası kuruyor
düzeyde katılım gerçekleşmesi ise temasların önemini bir kat daha artırdı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, şunları söyledi: “Başkaları gibi Irak’a sadece almak için değil, alış veriş yapmak için gittik. Başkaları gibi yıkmak için değil yapmak için Irak’ta olacağımızı söyledik. Tek taraflı çıkarlar için değil, binlerce yılık kadim bir kardeşlik
S
on yıllarda tekstil ve tarım ürünleriyle öne çıkan Tunus, bu alanlardaki gücünü artırabilmek adına gerçekleştirdiği yatırımlarla Türkiye’nin ihracatını artırmasında da önemli bir potansiyel taşıyor. Tekstilde özellikle iplik, kumaş gibi hammadde ve tekstil makinesi alımları, tarımda ise zeytinyağı ve unlu mamul işleme tesisi, makine ve ekipman alımı Türkiye’nin değerlendirebileceği alanlar arasında gösteriliyor. Tunus ekonomisi, turizm başta olmak üzere, hizmet sektörü, tarım, tekstil ve konfeksiyon, hafif sanayiler ile petrol ve fosfat üretimine dayanan gelişme yolunda bir ekonomi. Kalkınmaya dönük yatırımlarda
Oda aidatları bankalardan ödenebilecek
>2’de
gerek Batılı devletlerin gerek uluslararası kuruluşların sağladığı mali destek ülke için oldukça önemli. Afrika’nın en iyi kalifiye iş gücüne sahip ülkesi Tunus’ta 10 bin civarında çeşitli dallarda mühendis bulunuyor. Tunus’ta 2 bin kişiye bir bilim adamının düştüğü de biliniyor. Bunun yanında ülkede vasıfsız iş gücü temininde de sorun yaşanmıyor. Bu bağlamda yalnızca ihracat değil, yatırıma elverişli ülkeler arasında da gösterilebilir. İç pazarı düşünüldüğünde küçük bir ülke olarak görülüp yatırıma elverişli izlenimi vermese de yatırımcılara AB, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki daha büyük pazarlara giriş imkanı sunduğu görülür. > 6’da
Van Daele: “Hedefimiz Mersin’in lojistik pastasını büyütmek”
Kızıltan: “Mersin her açıdan otomotiv yatırımlarına hazırdır”
>5’te
>5’te
Suriyelilere destek fonları ekonomiyi ve istihdamı büyütme odaklı olmalı
M
ersin iş dünyası geçici koruma altındaki Suriyelilerin Sosyal Uyum Yardım Programı kapsamında aldıkları destekler nedeniyle çalışma iznine başvurmamasından şikayetçi. Bu durumun çalışma sırasında doğacak iş kazalarında işveren ve işçinin ciddi sorunlar yaşaması başta olmak üzere birçok sıkıntıyı beraberinde getirdiğini vurgulayan MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fuad Budur, “İş dünyası olarak talebimiz bireylere fiili yardım yapılması yerine bu fonlarının istihdam sağlayacak işverene aktarılarak çalışanların kayıt altına alınması yönündedir” dedi. Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyelilere yönelik uygulanmakta olan Sosyal Uyum Yardım Programı’nın sahadaki
yansımaları, ilgili tarafların katılımıyla Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) evsahipliğinde düzenlenen toplantıda değerlendirildi. MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fuad Budur’un başkanlığında Avrupa Komisyonu İnsani Yardım ve Sivil Koruma Genel Müdürlüğü, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Temsilcileri, Türk Kızılayı, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Ticaret İl Müdürlüğü, İŞKUR İl Müdürlüğü, Çukurova Kalkınma Ajansı ile Akdeniz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı temsilcilerinin katıldığı toplantıda tarafların önerileri ve talepleri dinlenerek önümüzdeki süreçte yardımların hangi kriterlerde devam ettirilebileceği görüşüldü. > 5’te
2
YIL: 21 | SAYI: 379 | 07 - 20 Temmuz 2019 | www.mtso.org.tr
Genç fikirler ödüllerini aldı
Kaya: “Finansal istihbarat önemli bir güç”
T
OBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu koordinatörlüğünde yürütülen Fikir Otobüsü Lise Projesi Ödül Töreni’nde dereceye giren genç girişimciler ödüllerini Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Dereceye giren giremeyen tüm öğrencileri kutluyorum. Yılmayın ve sürekli araştırma içinde olun” dedi. Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA), Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı tarafından desteklenen, MTSO, TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu, Mersin Üniversitesi ve Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde yürütülen Fikir Otobüsü Lise Projesi Ödül Töreni MTSO Hizmet Binası’nda düzenlendi. Törenin açılışında konuşan TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Osman Kiper, Fikir Otobüsü Lise Projesi Kapanış Toplantısı’nın ardından ödül törenini yaptıklarını belirtip, “Ödül törenimizde
dereceye giren öğrencilerimiz projelerini de sunacak. Proje sunumlarının yatırımcıların ilgisini çekmesini umut ediyorum” dedi. Ardından söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bunun bir yarışma olduğunu, bu nedenle dereceye giren ya da giremeyen projelerin bulunmasının normal olduğunu dile getirip şunları söyledi: “Bu bir yarışma ve bir kazanan belirlenmek durumundaydı ancak sonuçta katılan tüm projeler takdire şayandı. Hepsinde bir emek ve bilgi birikimi vardı. Bu projeleri hazırlayıp yarışmaya katılmanız, cesaretinizin, özgüveniniz yüksek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle geleceği şekillendirecek siz gençlerle gurur duydum. Dereceye giren girmeyen tüm öğrencileri kutluyorum. Geleceği sizler yöneteceksiniz. Yılmayın ve sürekli araştırma içinde olun.” 20 Aralık 2018’de başlayıp 10 Haziran 2019’da sona eren Fikir Otobüsü Lise Projesi’ne yapılan 20 başvuru sonrasında jüri de-
ğerlendirmesiyle dereceye giren okullar ve öğrencilerin isimleri şöyle: Kadri Şaman MTSO Anadolu Lisesi öğrencilerinden Sertay Sakar, Enes İlçiktoğ ve Kerem Çiçek’in Berrin Tosmur Şahin danışmanlığında yürüttüğü IOT Class (İnternet of thinks class) Projesi birinci oldu. ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Mersin Anadolu Lisesi’nden Hüsniye Sude Denizci, Tolga Metin ve Melisa Ünal’ın Hakan Öztürk danışmanlığında yürüttüğü ‘Gteck MI’ Projesi ikinci, Şehit Kübra Doğanay Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri Saliha Turanalp ile Berivan Küçükkaya’nın Kemal Bozkurt danışmanlığında yürüttüğü ‘Hem Temiz Hem Tasarruflu’ isimli projesi üçüncü oldu. Öğrencilerin proje sunumları, ödüllerin takdim edilmesi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona eren törende birinci olan ekibin tamamına diz üstü bilgisayar hediye edilirken ikincilere arduino uyumlu saat ve üçüncülere ise Raspberry pi seti verildi.
Mersin’de ‘Mavi Büyüme’ buluşması
K
arekodlu çek sistemleri hakkında bilgi veren Kredi Kayıt Bürosu Çukurova Bölge Müdürü Tuncay Kaya, reel sektörün findeks uygulaması aracılığıyla ticari bağlantı kuracağı firma ya da üçüncü kişiler hakkında finansal istihbarata ulaşabileceğine dikkat çekerek, bunun mevcut ekonomik ortamda kullanıcısına ciddi bir güç kazandıracağını söyledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Kredi Kayıt Bürosu Çukurova Bölge Müdürlüğü işbirliğin-
de ‘Findeks Karekodlu Çek Sistemi Bilgilendirme Toplantısı’ düzenlendi. Toplantıda katılımcılara karekodlu çek kullanımının avantajları ve karekodlu çek raporlarının nasıl yorumlanması gerektiğinin detayları anlatıldı. Konuşmasına findeks ve kredi kayıt bürolarının çalışmaları hakkında bilgi vererek başlayan Kredi Kayıt Bürosu Çukurova Bölge Müdürü Tuncay Kaya, “Kredi kayıt bürosu bankalara finansal veri akışı sağlarken, findeks reel sektöre, yani
IRU yetkilileri MTSO Üyeleriyle bir araya geldi
U
luslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) ve TOBB yetkilileri Mersin’de TIR Sistemini kullanan Mersin Tica-
ret ve Sanayi Odası (MTSO) Üyelerini ziyaret ederek yaşanan sorunları dinledi. Kullanıcılarla bir araya gelerek sorunu yerinde
iş dünyasına hizmet veriyor. Bu sistemle reel sektör temsilcileri karşısındaki firma ya da kişi ile ticari bir çalışma yapmalı mı yapmamalı mı, verdiği çekleri kabul etmeli mi etmemeli mi karar verebiliyor” dedi. Bu uygulamanın kullanıcısına çok ciddi bir finansal istihbarat sağladığını vurgulayan Kaya, bu istihbaratın da özellikle günümüz ekonomik risk koşullarının arttığı ortamda büyük bir güç olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Karekodlu çek sayesinde kullanıcıların sahte çekleri anlayabileceğini, kayıp ve çalıntı çekleri tespit edebileceğini, keşidecinin çek ödeme performansını görebileceğini anlatan Kaya, “Bu tür bilgileri almak için bankanızı aramanıza hiç gerek yok. Telefonunuza indireceğiniz bir uygulama ile bankaların görebildiği bilgilerin tamamına, hem de daha anlaşılır bir raporlama sistemiyle, anında, ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz” dedi. Kaya, sunumunu cep telefonuna indirilecek findeks uygulaması aracılığıyla temin edilecek karekodlu çek raporlarının nasıl yorumlanması gerektiğinin detaylarını anlatarak sonlandırdı. tespit eden yetkililer, sistemin iyileştirilmesi ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi adına neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulundu. Sektör temsilcileri ile yapılan görüşmelerin ardından MTSO’da 20 No’lu Uluslararası yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Üyeleri ve MTSO TIR Servisi personeliyle bir araya gelen IRU ve TOBB yetkilileri, görüşmeler sonucu ortaya çıkan önerileri değerlendirdi. Değerlendirme toplantısında; eTIR uygulamasının aktif olarak kullanımı için yapılan çalışmaların hızlandırılması, elektronik TIR karnesi uygulaması çalışmalarının hızlandırılması ve 2019 yılında TIR sistemine yeni giren ülkeler için saha çalışmalarının yapılması konuları ele alındı.
MTSO 15 No’lu Komite İnşaat Fuarı’nda
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanları, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden akademisyenlerle bir araya gelerek kentin deniz potansiyelini ve denizin sunacağı imkanlardan ekonomik alanda daha geniş çerçevede, çevreye zarar vermeden nasıl faydalanılabileceğinin detaylarını değerlendirdi. Türkiye’nin en önemli deniz kentlerinden biri olan Mersin’in denizin potansiyelinden hak ettiği ölçüde yararlanabilmesi, sürdürülebilir bir “mavi büyüme” sağlanması için konunun tarafları ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde bir araya geldi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, Başkan Danışmanı Cenk Cenkcimenoğlu, Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanı Cihat Lokmanoglu ve beraberlerindeki yöneticiler, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden akademisyenlerle buluştu. Buluşmada, Mersin’in geleceği için pek çok farklı alanda denizden yararlanılabilecek potansiyel değerlendirildi. Görüşmede akademisyenler Tür-
MTSO 02 CMYK
kiye denizleri, okyanuslar ve kutuplar da dahil tüm dünya denizlerinde yaptıkları araştırmaların detaylarını paylaşıp denizlerimizden sürdürülebilir şekilde yararlanılmasını hedefleyen Mavi Büyüme çalışmaları hakkında detaylı bilgi aktardı. Denizlerden daha fazla nasıl yararlanılabileceğine dair ortak yürütülebilecek projeler konuşuldu. Mersin Büyükşehir Belediyesi ile ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü arasındaki ortaklık çerçevesinde süregelen ve son 8 yılda 7 binin üzerinde çocuğa sunulan deniz farkındalık eğitimlerinin artarak devam edebileceği vurgulandı. Kızıltan: “Deniz Alanı Planlaması yapılmalı” Mersin’in bir deniz kenti olmasına rağmen denizlerden hem ulaşım, hem üretim hem de turizm konusunda yeterince faydalanılamadığını dile getiren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Önceliğimiz Deniz Alanı Planlaması (DAP) yapmak olmalı. Denizlerimizin 1/100.000’lik planı anlamına gelen DAP’ın yatırım süreçlerinde tartışmaları önleyeceğini ve ülkemiz için pilot çalışma olup yatırımcıların önünü aça-
cağını ve şehrimizin marka değerini artıracağını söyleyebilirim.” Halihazırda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Kıyı Alanı Planlaması yapıldığına da değinen Kızıltan, “DAP konusunda son dönemin konuyla ilgili en büyük AB Projesini alarak deneyimini pekiştiren ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün de içinde bulunacağı, Sayın Bakanımız Lütfi Elvan ve Sayın Valimiz Ali İhsan Su himayesinde, Odamız ve Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle yürüyecek çalışmalar şehrimize vizyon katacaktır” dedi. “Denizlerimiz uzun vadede korunmalı” Buluşmayla ilgili değerlendirme yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise, Akdeniz’in incisi Mersin’de denizin uzun vadede korunması, başarılı bir deniz ekonomisinin kurulması ve bilimsel araştırmalar için yeni yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu vurguladı. 321 kilometrelik eşsiz sahile sahip Mersin’de denizin potansiyelden daha fazla yararlanmak gerektiğini kaydeden Seçer, denizin yeni istihdam alanları oluşmasında ve büyüme için önemli görevler üstlenebileceğine dikkat çekti.
M
TSO 15 No’lu Komite Üyeleri Türk yapı sektörünün ve bölgenin lider fuarları arasında yer alan 42’nci Yapı Fuarına katılarak sektördeki yenilikleri ve gelişmeleri yakından takip etti. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Üyeleri 18 – 22 Haziran günlerinde İstanbul Beylükdüzü’ndeki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde bu yıl 42’ncisi düzenlenen Yapı Fuarı’na katıldı. Komite Başkanı Enver Küçükalıç başkanlığında İstanbul’a giden Komite Başkan Yardımcısı Mustafa Torna, Meclis ve Komite Üyesi Sadık Çağatay Güneş ile
Komite Üyesi Pervin Akbaş, bir taraftan sektördeki yeni ürünleri yerinde incelerken diğer taraftan düzenlenen etkinliklere, panellere katılarak sektörel gelişmeler hakkında bilgi aldı. Üyeler fuarda Mersinli firmaları da yalnız bırakmadı. Stantları tek tek ziyaret eden üyeler Mersinli meslektaşlarına destek verdi. Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO Meclis Üyesi ve 15 No’lu Komite Üyesi Sadık Çağatay Güneş, ekonomik krize bağlı olarak sektörde yaşanan daralmanın kendisini fuarda da hissettirdiğini söyledi. Gerek hol sayısı gerekse katılımcı sayısının önceki yıla oranla düşmesi nede-
Oda aidatları bankalardan ödenebilecek
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Oda aidatları hizmet binasına gelmeden, cep telefonu, ATM ya da banka şubeleri aracılığıyla anlaşmalı bankalardan da ödenebilecek. TOBB Dijital Dönüşüm Projesi kapsamında Oda aidatlarının tahsil edilmesi ile ilgili Akbank, Halkbankası, Yapıkredi Bankası, Vakıflar Bankası, Ziraat Bankası ve İş Bankası ile “Kurumsal Tahsilat” protokolü yapılmış olup, Haziran 2019 dönemi itibariyle, Halkbank,
Akbank ve Yapı Kredi Bankası sistemi test edilerek kullanıma başlandı. Vakıflar bankası, Ziraat bankası ve İş Bankasının Temmuz ayı içerisinde kullanılmaya başlanacağı öngörülüyor. Bu kapsamda MTSO üyeleri protokolde yer alan bankaların şubelerinden, ATM’lerinden, internet bankacılığı ve mobil bankacılık sistemlerinden Oda Sicil Numarası ve Vergi Numarası ile online aidat ödemesi yapabilecek.
niyle bu yorumu yaptığını dile getiren Güneş, “Aynı zamanda giderek artan dijital dünya da fiziki fuarlara ilgiyi azaltıyor. Artık insanlar dokunma duygusu dışında her türlü bilgiye internet aracılığıyla ulaşabiliyor. Ancak genel olarak verimli bir fuar olduğunu ve özellikle düzenlenen etkinliklerle sektörün geleceğine dair güzel bilgilerle döndüğümüzü söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK
Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00 Çağrı Merkezi: 0 850 304 33 33
www.kartoncw.com Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 21 | SAYI: 379 | 07 - 20 Temmuz 2019 | www.mtso.org.tr
Sivil inisiyatifin gücü Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
21’inci yüzyılın dünyasında askeri tedbirlerin veya devletlerin ürettiği kamu politikalarının veya siyasetin çok ama çok üstünde olan “sivil inisiyatifler” çok daha etkin çözümler sunmaktadır.
D
evletler, hükümetler aslında bu sivil inisiyatiflerin görünmez destekçileri olduğunda devlet de kazanmaktadır. ABD, İngiltere ve Avrupa bu mantıkla ekonomide de, eğitimde de, kültürel konularda dünyada önde ve güçlü. Çünkü gelişmiş ülkeler bazı istisnalar hariç dünyanın her yerinde kendi sivil inisiyatiflerini, örneğin Sivil Toplum Kuruluşlarını, özel sektörünü, markalarını öne çıkarıyor. Türkiye olarak biz de son zamanlarda bunun önemini gördük ama hala tam olarak bu sivil gücü ne ülke içinde ne ülke dışında kullanamıyoruz. İşte tam bu amaçla Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak – ki tüm Oda ve Borsalar veya STK’lar bahsettiğimiz bu sivil inisiyatifin en etkin oluşumlarındandır – önce yurt içinde bölgesel bir iş birliği hedefi ile bu inisiyatifi aldık ve işe koyulduk. Madem bölgemizde, Mersin ve hinterlantı anlamında Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu’nun Mersin’le bağı olan illeri, Güney Doğu Anadolu ve İç Anadolu’nun yine Mersin’le yakın olan kentlerini içine alan bölgede ortak bir ekonomik payda var, o halde neden birlikte hareket etmiyoruz dedik. Mademki bu illerin ortak bir ekonomik yanı var, ekonomik anlamda birbirini tamamlayıcı özellikleri var,
Mersin, Tanzanya ile ticari hacmini artırma hedefinde
M
TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Tanzanya’nın ticari potansiyeline dikkat çekerek ülkeye denizden giriş kapısı olan, liman kenti Darüsselam ile Mersin arasında işbirliğini artırmak istediklerini söyledi. Bu kapsamda Darüsselam Ticaret Odası ile temasa geçilerek Eylül ayında Tanzanyalı 30 iş adamının Mersinli meslektaşlarıyla buluşturulması hedefleniyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Tanzanya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Prof. Elizabeth K. Kiondo’yu ağırladı. Mersin ile Tanzanya’nın liman ve ticaret kenti Darüsselam arasında karşılıklı geliştirilebilecek işbirliği imkanlarının konuşulduğu görüşmede Başkan Kızıltan’a Meclis Üyesi Ahmet Akın da eşlik etti. İki ülke arası 500 milyon dolarlık ihracat hedefine ulaşmada Mersin’in kilit rol üstlenebileceğinin vurgulandığı toplantıda Mersin ve Darüsselam’da faaliyet gösteren iş insanlarının diyaloğunun artırılması kararlaştırıldı. Buna göre ilk iş buluşmasının Eylül ayında Mersin’de gerçekleştirilmesi adına anlaşmaya varıldı. Tanzanya hakkında kısaca bilgi vermek, yatırım fırsatlarını anlatmak
MTSO 03 CMYK
adına Mersin’e geldiklerini bildiren Büyükelçi Prof. Elizabeth K. Kiondo, bölgenin en istikrarlı ve güvenli ülkesi olduklarını vurguladı. 60 milyon nüfusa sahip olduklarını ancak Doğu Afrika Topluluğu Birliği üyelikleri ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu’na üye olmaları nedeniyle 200 milyonluk bir pazara hitap ettiklerini kaydeden Kiondo, Tanzanya ile ticaret yapan ülkelerin bu bağlamda çeşitli avantajlara sahip olabildiğini bildirdi. Türkiye ile Tanzanya arası ticaretin 30 milyon dolardan 200 milyon dolara yükseldiğini bildiren Kiondo, hedefin ise 500 milyon dolar olduğunu ve bu hedefe ulaşmada Mersin’in kilit rol oynayacağını söyledi. “Tarım ve hayvancılıkta güçlüyüz”
Ülke nüfusunun yüzde 70’inin tarımla uğraştığını dile getiren Elizabeth K. Kiondo, öne çıkan ürünlerin ayçiçeği, baharat çeşitleri, çay, kahve, tütün ve kaju olduğunu bildirdi. Hayvancılıkta da oldukça ileride olduklarını, 30 milyon baş hayvan ile özellikle büyükbaşta Afrika’da ikinci sırada olduklarını ifade eden Kiondo, bu noktada dericilik sektörünün de önemli fırsatlar sunduğunu anlattı. Balıkçılıkta ise yıllık 341 bin tonluk üretim ile iyi bir noktada olduklarını kaydeden
neden o ulusal hedeflerimizin içinde olan YENİ EKONOMİ BÖLGESİ’ni birlikte yaratmıyoruz? İstanbul ve Marmara Bölgesine sıkışan ve ülkenin zenginliğini, refahını ve buna bağlı sosyal yaşam kalitesini tek bir bölgeye hapseden bir ekonomi mantığı, zenginliğin ülke çapında adil dağılımının önündeki en büyük engeldir. Peki, mademki hükümetimizde bu yeni ekonomi bölgeleri yaratma işine sıcak bakıyorsa, neden somutlaşamıyor? Bizce bunun nedeni bu işin sivil inisiyatif ayağının zayıf olmasıdır. İşte bundan vazife çıkartarak, bunu görev bilerek MTSO olarak Şanlıurfa Oda ve Borsalarını ziyaretle işe başladık. Adana ile zaten başlamıştık. Bunu duyan Malatya iş dünyası Mersin’i ziyaret etti. Yani, davet beklemeden hemen inisiyatif aldı. Bizim sıramızda Adıyaman var ve daha birçok bölge kenti sırada. Bir araya geldiğimizde deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Başarılarımızı nasıl gerçekleştirdiğimizi veya hangi hatalarla projelerimizin yarım kaldığını anlatıyoruz. Üretimden ticarete, hizmet sektörlerinden birçok alana kadar iş birliklerini nasıl kuracağımızı konuşuyoruz. Ön yargılarımı kırıyoruz, bir birimizi tanıyoruz. Aslında bölge kentleri olarak bir birimize ne kadar ihtiyacımız var onu
Kiondo, ülkede turizm sektörünün de giderek geliştiğine dikkat çekerek, bu konuda daha fazla yatırım çekmek istediklerini söyledi. Kiondo, aynı zamanda altın, elmas, bakır, gümüş, nikel gibi değerli taşlara sahip olmaları nedeniyle madencilikte de ciddi fırsatlar barındırdıklarını vurguladı. Tanzanya’nın Afrika’nın en hızlı büyüyen ülkelerinden olduğuna da değinen Kiondo, büyüme oranlarının yıllık ortalama yüzde 7 olduğunu bildirdi. Yatırımların artması adına devlet demiryolu inşaatı, havalimanı inşaatı gibi altyapı yatırımlarına ağırlık verdiğini kaydeden Kiondo, aynı zamanda Tanzanya Yatırım Merkezi aracılığıyla tek merkezden yatırımcıların tüm taleplerinin karşılanabildiğini söyledi. Kızıltan: “Tanzanya’yı çok benimsedik”
Büyükelçinin sunumu sonrasında “Tanzanya’yı gerçekten çok benimsedik” diyen MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, özellikle Darüsselam ile Mersin’in ticari açıdan büyük benzerlikler ve paralelinde de avantajlar taşıdığını söyledi. Mersin’in lojistik gücüne değinen Kızıltan, “Lojistikte dünyanın önemli merkezlerindeniz. Türkiye’den ürünleri Tanzanya’ya getirip oradan sizlerin aracılığıyla üçüncü ülkelere gönderebileceğimiz gibi, sizlerden gelen ürünleri de Mersin üzerinden Avrupa ülkelerine, Türk Cumhuriyetlerine, Ortadoğuya ve Rusya’ya taşıyabiliriz” diye konuştu. Tarım ve turizm alanında da güzel işbirlikleri yapılabileceğine işaret eden Kızıltan, “Bugünden itibaren çalışmaya başlayalım ve Eylül ayında Mersin’de firmalarımızı bir araya getirelim. Darüsselam Ticaret Odası ile işbirliği içinde 30 Tanzanyalı iş insanını Mersin’de ağırlamaktan mutluluk duyarız. Bu buluşma iki ülke arasındaki dış ticaretin 500 milyon dolara çıkarılması hedefine daha hızlı ulaşmamızı sağlaması adına da önemli” diye konuştu.
anlıyoruz. Ben bu sivil inisiyatiflerin sadece bölgemizin ekonomisinin güçlenmesinde değil, aynı zamanda yılların kemikleştirdiği bazı sosyal sorunların da çözümünde, kentlerin kardeşlik bağlarının güçlenmesinde olağanüstü yarar sağlayacağına inanıyor ve bunu somut olarak görüyorum. Eğer bu iletişim bu hızda gider ve bölge kentleri, bölge iş dünyası, bölge üniversiteleri, bölgenin her anlamdaki STK’ları bu dalgaya katılırlarsa işte o zaman YENİ EKONOMİ BÖLGELERİ slogandan çıkar ve hayata geçer. Uluslararası boyutta sivil inisiyatif
MTSO olarak yurt içinde bölgesel iş birliği adına başladığımız çaba yetmez dedik, bunu uluslararası boyuta taşımak gerekir dedik ve buna komşularımızla başladık. Bu hafta Türk-Irak Sanayici ve İş Adamları Derneği- TISİAD tarafından düzenlenen ve MTSO olarak destek verdiğimiz Kuzey Irak İş Zirvesine katıldık. Gazetemizde detaylı olarak verilen haberi okuduğunuzda aslında samimi bir iletişimin nelere yol açtığını göreceksiniz. Samimi ziyaretlerin ön yargıları nasıl kırdığını göreceksiniz. Binlerce yıllık kardeşlik bağımızın ol-
duğu, kültür ve inanç ortaklığımızın olduğu bu bölgede en etkin iş dünyasının Türk iş dünyasının olması gerekmez mi? Her şeyimize ihtiyaç duyan, Türkiye’ye sevgi besleyen, Türk ürünlerine güvenen ve tercih eden bir coğrafyada neden etkili değiliz? Sadece siyasetin sonuçlarını bekleyerek, sadece iki ülke ve bölge arasında devletlerin ilişkilerinin sonuçlarını bekleyerek ne ticareti ne de toplumsal iletişimi geliştirebiliriz. İşte bu mantıkla MTSO olarak STK’ların, SİAD’ların ayağı yere basan her projesine destek oluyoruz ve bu anlamda TISİAD’ın Erbil’de düzenlediği zirveye destek verdik. Mersin iş dünyasının en üst çatı oluşumu olan MTSO Yönetimi olarak, Mersin firmaları olarak katılım sağladık. MTSO’nun resmi katılımı Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin en üst düzeyde katılımını sağladı. Bugüne kadar masaya yatırılmayan birçok konu o anda konuşuldu, masaya yatırıldı. Karşılıklı yatırımlar gündeme geldi. Aslında bu kadar yakın olduğumuz komşumuzla birbirimizi tanımak anlamında ne kadar uzak olduğumuzu öğrendik. Bu anlamda bu zirvenin TürkiyeIrak, özelinde Mersin ve Kuzey Irak arasında yepyeni bir başlangıcı tetikleyeceğine inanıyoruz. İnşaattan turizme, sağlık ve ilaç sektöründen tarım ve gıdaya, eğitimden kültürel ilişkilere kadar yepyeni bir sayfaya hazır olun dersem inanın abartmış olmam. Özellikle Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan ve Bakan Yardımcımız Sayın Rıza Tuna Turgay’ın destekleri işte tam bu aradığımız desteklerdi. Irak Bağdat Büyükelçimiz Sayın Fatih Yıldız, Erbil Başkonsolosumuz Sayın Hakan Karaçay ve Ticaret Ataşemiz Sayın Zihni Tuğrul, Mersin Valimiz Sayın Ali İhsan Su’nun verdiği destekler, ziyaret eden heyetimize güç vermiştir. TISİAD Başkanının şahsında tüm ekibine teşekkür etmek gerekiyor. Bu sivil inisiyatifin arkasındaki gücü gören Iraklı yetkililer olaya başka bakmaya başlamışlardır. Adana-Erbil uçak seyahatleri gündeme gelmiş ve hızlandırılması talep edilmiştir. MTSO olarak, Mersin iş dünyası ve kentin tüm paydaşları olarak bu sivil inisiyatifin gücünü göstermeye ve hem kentimizin hem de ülkemizin ekonomik gücü olmaya devam edeceğiz. Mavi ekonomi için sivil inisiyatif
Üç tarafı denizlerle çevrili bir Türkiye ve Akdeniz’de 326 kilometre
Mersinli kadın girişimcilere, sosyal medya eğitimi
M
ersinli kadın girişimciler, işletmelerini daha ileriye taşıyabilmek için dijital çağın getirisi sosyal medyayı daha aktif kullanmanın yollarını arıyor. Bu kapsamda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Facebook Sosyal Medya Platformu ile yaptığı iş birliği çerçevesinde kadın girişimcilere destek olmak amacıyla ‘Sosyal Medya’ eğitimleri, düzenliyor. TOBB, Facebook Sosyal Medya Platformu iş birliğinde düzenlediği eğitim aracılığıyla, bir taraftan sosyal medya platformları üzerinden ticaret yapan kadınların sayısını artırırken diğer taraftan kadın girişimcilerin sosyal medyanın gücünü kullanarak daha verimli çalışmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. ‘Sınırları Aşan Türkiye Projesi’ kapsamında, ‘Facebook She Means Business’ serisi altında 10 şehirde gerçekleştirilen eğitim, Mersin’de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile TOBB Mersin Kadın Girişimciler Kurulu desteğiyle yapıldı. Mersinli kadın girişimcilerin yanı sıra girişimci adaylarının da katıldığı eğitim, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) E-Ticarette Sürekli Eğitim Merkezi (ETicaret SEM) Eğitmeni Bora Önalan tarafından verildi. Eğitimde kadın girişimciler, ticarette sosyal medyanın gücü, sosyal medya işletme sayfaları, işletme sayfalarının verimli kullanımı, potansiyel müşterilere erişim ve sosyal çevre
dışındaki müşterilere erişim için hedef kitle seçimi ile reklam konularını uzmanından öğrendi. Ayrıca sosyal medyada görsel içerik hazırlama konusunda kullanılabilecek programlar örneklerle anlatıldı. Harp: “Kadınlar güçlenirse ekonomi de güçlenir”
Eğitim öncesi söz alan TOBB Mersin Kadın Girişimciler İcra Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Ayla Harp, sosyal medyanın herkes tarafından bilindiğini ancak yeteri kadar aktif kullanılmadığını söyledi. Ekonomik hayatta arzu edilen güçte yer almayan kadınların verilen eğitimlerin ardından dijital platformu daha profesyonel kullanarak öne çıkabileceğini vurgulayan Harp, “Kadın güçlenirse, ekonomimizin de güçleneceğine inanıyoruz” dedi. Bugün pek çok kadının evde yaptığı ürünü sosyal medya aracılığıyla pazarlayarak önemli bir ekonomik kazanç elde ettiğine dikkat çeken Harp, “Dolayısıyla bu alandaki gücün artması önemli. Bugün bahsettiğimiz platformlarda, nasıl daha etkin olabileceğimizi konuşacağız” ifadelerini kullandı. Önalan: “Sosyal medyada inanılmaz potansiyel müşteri var”
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) E-Ticarette Sürekli Eğitim Merkezi Eğitmeni Bora Önalan ise yaptığı sunumunda, girişimcile-
sahili olan bir Mersin, denizinden daha çok yaralanmak ve denizini ekonomiye, yaşamına entegre etmek zorundadır. Bu noktada son zamanlarda özellikle Mersin’i yakından ilgilendiren Doğu Akdeniz’de yaşanan uluslararası kriz ve doğal kaynakları paylaşma sorunu işte tam da bu sivil inisiyatifi kapsamaktadır. Eğer Türkiye Doğu Akdeniz’deki haklarını savunmak istiyorsa ve bu bölgedeki gücünü ve haklarını göstermek istiyorsa işin sadece askeri, siyasi ve uluslararası haklar tarafını değil, aynı zamanda bu Doğu Akdeniz’de özel şirketlerin, araştırma kurumlarının ve diğer sivil toplum kurumlarının yaptığı çalışmalarla burada olduğunu göstermek zorundadır. Ülkemizin deniz ekonomisini kullanma anlamına gelen “Mavi Ekonomi” yatırımları anlamında da bu alanda söz sahibi olduğunu göstermek zorundadır. Bu noktada nasıl ki kentimizin bir 100 binlik imar planı varsa, denimizin de bir imar planı olmak zorundadır. Hangi yatırımların nereye yapılacağını veya hangi yatırımların nerede yapılamayacağını, hangi yatırımlar için en ideal noktanın nereler olduğunu deniz üzerinde gösteren bir Akdeniz İmar Planımızın olması en az askeri önlemler kadar Doğu Akdeniz’de egemenliğimizi korumak anlamında ciddi bir sivil inisiyatif olacaktır. Devletimizin asli görevi de işte bu özel yatırımları korumaktır. İşte o zaman uluslararası hukukta elimiz de güçlenmiş olacaktır. İşte bu amaca yönelik olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanları, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden akademisyenlerle bir araya gelerek MAVİ BÜYÜME, MAVİ EKONOMİ adıyla kentin deniz potansiyelini ve denizin sunacağı imkanlardan ekonomik alanda daha geniş çerçevede, çevreye zarar vermeden nasıl faydalanılabileceğinin detaylarını değerlendirdik. Özellikle Büyükşehir belediyemizin bu konuda istekliliği, mavi ekonomiye ilgisi ve hazırlığı bizleri memnun etti. Bu proje aslında dediğimiz gibi sadece kentin veya ülkenin denizini ekonomiye planlı ve bilimsel şekilde entegre etmeye yaramayacak, aynı zamanda uluslararası anlamda da Doğu Akdeniz’deki sivil varlığımız güçlendirecektir. Unutulmasın, sivil varlığımız nerede güçlü ise devletimiz de orada güçlüdür…
rin kaynaklarının kısıtlı olduğunu, bu nedenle kaynakların iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Sosyal medyanın pazarlamada önem kazandığını vurgulayan Önalan, “Dünya mobile geçti. Artık tüm işlemlerimizi telefonlarla yapıyoruz. Raporlara göre aylık aktif Facebook kullanıcı sayısı 2,3 milyar kişi gözüküyor. Bu, inanılmaz bir topluluk ve potansiyel müşteri demek. Bu platform üzerinden daha çok kişiye ulaşmalıyız” dedi. İnstagram ya da Facebook ayrımı yapmaksızın her iki platformunun da amacına uygun kullanılması gerektiğine değinen Önalan, İnstagram’da hızlı ve anlık etki yaratılırken, Facebook’ta yapılacak paylaşımlarla iletişim kurup, etkileşim sağlayıp, müşteri bağlarının güçlendirilebileceğini aktardı. Bu platformlarda işletme sayfası açmak için önce kişisel hesapların açılması gerektiğine de değinen Önalan, “Nasıl bir işletmenin sahibi varsa sosyal medyadaki işletme sayfasının da bir sahibi olmalı. Birden fazla platforma aynı anda girebilirsiniz. Ancak kaldırabileceğiniz yükün altına girin. Bu işe başladığınızda yavaş yavaş başlayın. Örneğin Facebook ve İnstagram ile başlayabilirsiniz” tavsiyesinde bulundu. Bireylerin sosyal medyada interaktivitesi yüksek olan paylaşımlara ilgi gösterdiğine işaret eden Önalan, şunları söyledi: “Bu işin bir ipucu, ABC’si yok. Paylaşımlarınız ve görseliniz etkili olmalı ki, arama motorunda en üst sırada çıkabilin. Sosyal medyada müşterilerinizin sizi bulmasını istiyorsanız, bilgileriniz güncel ve doğru olmalı. Ancak kişisel telefon numaranızı bu platformlara girmenizi tavsiye etmem. İkinci bir hat alıp, onu paylaşabilirsiniz. İçerikleri hazırlarken, düzenli çalışmalısınız. Her zaman bilgisayar başında olmayabilirsiniz. Önceden mesaj ve görsellerinizi hazırlayın. Uygun zamanı hedef kitlenize göre siz kendiniz belirleyebilirsiniz. Ölçerek ve kendinizi deneyerek uygun zamanı bulabilirsiniz.”
4
YIL: 21 | SAYI: 379 | 07 - 20 Temmuz 2019 | www.mtso.org.tr
MTSO, bölge ülkelerle diyaloğunu artırmaya odaklandı Kılıç: “MTSO’ya bu güçlü inisiyatifi için teşekkürler” TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç ise Mersin’e dönüşte yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Hem dostluğumuz hem ticaretimiz gelişiyor. Gerçekten Irak ve bölgesel yönetimi bizim için çok önemli. Zaten şu an önemli ticari partnerimiz Irak ve IKBY’dir” ifadelerini kullandı. Biz Türk-Irak Sanayici ve İş Adamları Derneği olarak yıllardır iki ülke arasında köprü olmaya çaba sarf ediyoruz. Türkiye’nin birçok noktasında Temsilciliklerimiz var ama merkezimiz Mersin’de, çünkü Irak’ın kalbine giden yol Mersin’dir. Limanıyla, lojistik gücüyle, tarım-gıda ve sa-
yapı alanındaki tecrübesinin dünyada gözde örneklerden biri olduğunu belirten Dizayi, Türkiye’deki tecrübeden IKBY’deki işadamlarının yararlanabileceğini söyledi. Türkiye’nin özel sektör aracılığıyla sadece ekonomik olarak IKBY ile kazanç temelinde ilişki içerisinde olmadığını vurgulayan Dizayi, bunun yanında dostluk ve kardeşliğin gelişmesine katkı sağlayacağını kaydetti. Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Karaçay da Türkiye’nin komşusu Irak ile ikili ticari ve yatırım alanında ilişkilerini geliştirmeyi arzu ettiğini söyledi. Irak’ta yakın dönemde yaşanan sorunların geride bırakılmasıyla ikili ticari ilişkilerin güçlendirilme-
İzol ise Mersin ve bölgesinin turizm potansiyeline dikkat çekti. Mersin ile Irak arasında karşılıklı olarak ticaretin yanında turizmin de geliştirilebileceğini kaydeden İzol, özellikle sağlık turizminde önemli çalışmalar yürütülebileceğini anlattı. Mersin hastanelerinin kapasiteleri hakkında bilgi verdiği konuşmasında İzol, bu alanda yapılabilecek işbirliklerine değindi. Özellikle ulaşımın kolaylaştırılmasının önemine dikkat çeken İzol, Adana ve Erbil ile Adana ve Süleymaniye arasında direk uçuşların acil olarak başlamasının karşılıklı turizmin yanında karşılıklı ticareti de artıracağına inandığını söyledi.
nayi üretim gücüyle, birçok Irak sermayeli şirketin gönül rahatlığıyla Mersin’de iş yapabilmesiyle Mersin, Irak ve Kuzey Irak’ın doğal partneri olmalıdır. Bu anlamda çabalarımız hep bir noktada tıkanıyordu. Bu sefer Mersin Ticaret ve Sanayi Odamızın olağanüstü desteği, ilişkileri daha da güçlendirmiş ve görüşmeleri anlamlı hale getirmiştir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odamızın desteği, güçlü bir heyetle katılımı, Irak tarafında büyük etki yapmış ve Iraklı yetkililer en üst düzeyde katılım sağlamıştır. Bu anlamda MTSO Başkanımız Sayın Kızıltan benzer bir zirvenin Eylül ayında Mersin’de yapılması daveti kaşı tarafta memnuniyet yaratmıştır. Bu anlamda TISİAD olarak, değerli Başkanımız Ayhan Kızıltan’ın şahsında Mersin Ticaret ve Sanayi Odasına bu desteği için, gösterdiği bu vizyon ve aldığı bu güçlü, cesur inisiyatif için teşekkür ediyorum.”
sinin beklendiğini dile getiren Karaçay, “Bu bağlamda zirvenin özellikle Irak’ın yeniden imarında önemli bir ayak olduğunu düşünüyoruz. Zira Türk firmaları, müteahhitlerimiz her alanda faaliyet gösteren işadamlarımız ve tüccarlarımız bu konuya özel ilgi gösteriyor. Irak’ın özellikle DEAŞ teröründen zarar görmüş bölgelerindeki yeniden imar faaliyetlerinin başlamasıyla hem bölgenin yeniden kalkınmasına ve imarına katkı sunulmuş olacak hem de gerek ülkemizin ihracatına gerekse firmalarımızın kendi ticaretlerinin gelişmesine katkı sağlanacak” diye konuştu.
Kılıç: “Hem dostluk hem ticaretimiz gelişiyor” TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç ise Zirve’deki konuşmasında Türkiye’nin farklı bölgelerinde 70 iş adamı ile birlikte katılım gösterdiklerini bildirdi. Kılıç, “Hem dostluğumuz hem ticaretimiz gelişiyor. Gerçekten Irak ve bölgesel yönetimi bizim için çok önemli. Zaten şu an önemli ticari partnerimiz Irak ve IKBY’dir” ifadelerini kullandı.
Bölgesel kalkınma hedefiyle çevre illerle diyaloğunu geliştirmeye odaklanan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), çıtasını bir adım daha ileri taşıdı.
B
ir taraftan çevre illerle ticaretini artırmak adına Kardeş Oda Protokollerine ağırlık vermeye başlayan MTSO, diğer taraftan bulunduğu coğrafya ile birlikte hareket edip ekonomisini canlandırmaya yöneldi. Bu noktadan hareketle Irak’ta çeşitli temaslarda bulunan MTSO Yönetimi, Irak’la ticaretten sosyal ve kültürel ilişkilere kadar her açıdan işbirliğini artırmayı hedefliyor. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve MTSO Meclis Başkanı A. Hamit İzol başkanlığındaki 10 Kişiden oluşan Mersin Heyeti, Türkiye – Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TISİAD) organizasyonunda Irak’ta bir dizi temasta bulundu. Başkan Kızıltan, Irak’ta katıldığı televizyon programlarında bir taraftan Mersin ekonomisi hakkında bilgi verirken diğer taraftan Mersin ile Kuzey Irak
Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında karşılıklı diyaloğun artırılması için neler yapılabileceğinin ipuçlarını verdi. Heyet, temaslar sarısında ilk olarak Irak’ın Erbil kentinde Türkiye – Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TISİAD) ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi (IKBY) İthalat ve İhracatçılar Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen Türkiye – Irak (IKBY) Ticaret ve Yatırım Zirvesi’ne katıldı. IKBY Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Sefin Dizayi ile bir araya gelen heyet, aynı gün IKBY Ticaret Odaları Başkanı ve Erbil Ticaret Odası’nı da ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dara Celil Khayat ile görüştü. Büyükelçilik ve konsolosluklarla sıkı işbirliği içinde olan MTSO, bu güçlü diyaloğu Irak’ta da sürdürdü. Türkiye Cumhuriyeti Erbil Başkonsolosu Hakan Karaçay ve Ticaret Ataşesi Zihni Tuğrul ile görüşen MTSO önderliğindeki Mersin iş dünyası, bölgedeki ticari faaliyetler ve yatırım olanakları hakkında bilgi alarak karşılıklı ticaretin geliştirilebilmesi adına neler yapılabileceğinin yollarını aradı. İlk gün Irak Türkmen Cephesi görüşmesi ve IKBY Milletvekili Aydın Maruf’un da katılımıyla Türkmen işadamları ile birlikte düzenlenen toplantıyla son buldu. Mersin Heyeti, Irak temaslarında Türk işadamlarını da yalnız bırakmadı. Erbil’de düzen-
MTSO 04 CMYK
lenen Reconstruct Erbil 2019 Fuarı’nda Başkan Kızıltan, Meclis Başkanı İzol ve beraberindeki heyet, fuara katılan Mersinli firmaların stantlarına giderek destek oldu. İkinci günde de önemli temaslarda bulunuldu. Mersin Heyeti, IKBY Yüksek Öğretim Bakanlığı’ndaki toplantıda Genel Müdür Dr. Dawood Atrushi ile bir araya geldi. Ardından Erbil Valisi Newzad Hadi Mawlood ve Vali Yardımcısı Tahir A. Osman ile görüşen Mersin Heyeti, sonrasında Selahattin Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Ahmed Anwar Dezaye ile görüştü. İkinci gün de IKBY İthalat ve İhracatçılar Birlikleri üyeleri ve IKBY Müteahhitler Birliği Erbil Şubesi Üyeleriyle yapılan görüşmelerle son buldu. Kısa sürede yapılan bu yoğun temaslar Irak televizyonlarında ve basının geniş yer buldu.
Kızıltan: “Coğrafya olarak güçlenmeliyiz” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, yoğun geçen Irak temasları dönüşü kısa bir değerlendirme yaptı. Globalleşen dünyada artık şehirlerin tek başına mücadele edemeyeceği, çevre iller ve ülkelerle ortak hareket ederek bölgelerin gelişmesiyle istenilen sonuçların alınabileceği düşüncesiyle hareket ettiklerini kaydeden Kızıltan şunları söyledi: “Göreve geldikten sonra bilindiği gibi ilk olarak çevre illerimizle diyaloğumuzu artırmaya odaklandık ve gerek Şanlıurfa gerekse Malatya ile Kardeş Oda Protokolleri imzaladık. Sırada Adıyaman var. Bir diğer adımda da çevre ülkelerle ilişkilerimizi artırmak istiyorduk. Bunun ilk adımını da Irak ile gerçekleştirdik. Hepimiz bu coğrafyada yaşıyoruz. Birlikte hareket edersek güçlenebiliriz. Bunun için gerekli bağlantıları kurduk. Önümüzdeki süreçte, Eylül ayı gibi, kalabalık bir Irak heyetini Mersin’de ağırlamaya hazırlanıyoruz. Dünyanın bir ucuna ihracat yapmaya çalışırken, yanı başımızdaki potansiyeli daha kolay kullanabiliriz. Kültürel bağlarımızın, kardeşlik bağlarımızın güçlü olduğu Irak ve özelinde Kuzey Irak’la karşılıklı olarak daha güçlü bir ekonomi yaratabiliriz. Bizler Irak’a gelen başka küresel güçler gibi sadece almak için, tek ta-
raflı bir çıkar için orada değiliz ve olamayız. Bizler hem almak hem de vermek için Irak’tayız. Kardeşlik ve komşuluk hukuku budur. Bu iyi niyeti, bu içten ve samimi yaklaşımı Irak’lı kardeşlerimiz görmüştür. Ancak bu karşılıklı temaslar bunu daha somut hale getirmektedir.” Bu duygu ve düşüncelerini Iraklı muhataplarıyla da paylaştıklarına değinen Kızıltan, “Yaptığımız görüşmelerde her zaman, aynı coğrafyanın iki ülkesiyiz. Bu nedenle sizinle çalışırken Irak’tan herhangi bir şey götürmeyi asla düşünmeyiz, tek derdimiz karşılıklı ticaret ve ekonomimizi birlikte büyütmek olur ama Avrupa’dan, Amerika’dan gelenler Irak’ı almaya gelir, yönündeki düşüncemizi vurguladık. Aynı coğrafyanın insanları olarak sorunlarımızı birlikte çözmeyi teklif ettik. Ben inanıyorum ki iş dünyası bu sorunların çözümün-
de etkin rol oynayacaktır. Bu düşüncelerimiz Irak’ta da karşılık buldu” dedi. Irak’ta Türkleri çok sevdiklerini de vurgulayan Kızıltan, “Bu sevgilerinin karşılıksız olmadığını, bu nedenle yüzlerini Türkiye’ye dönmelerini beklediklerini söyledim. Ancak gözlemlediğim kadarıyla mevcutta psikolojik bir moral bozuklukları var. Bu sorunların da iş dünyasının temaslarının artmasıyla çözümleneceğine inanıyorum. Ben sivil inisiyatiflerin, iş dünyası gibi siyaset ve politikaların üstünde temasların ikili olumlu ilişkilerde çok daha etkin olacağına, var olan yapay sorunları yok edeceğine inanıyorum. Biz iyi günde de zor zamanlarda da bu bölgedeki kardeşlerimizin yanında olmaya devem edeceğiz ” ifadelerini kullandı. Kuzey Irak’ın Irak Merkezi Hükümetinden hak ettikleri paylarını alamamaları nedeniyle mevcut durumda bir mali kriz yaşandığını ve iş yapma imkanının biraz düşük düzeyde olduğunu da ifade eden Kızıltan, ancak yeni hükümetin kurulduğunu ve önümüzdeki süreçte bu sorunların ortadan kalkacağına inandığını söyledi. MTSO olarak bölgeyi takip etmeye devam edeceklerini vurgulayan Kızıltan, önümüzdeki yıllarda Irak’ın yeniden Türkiye’nin önemli ticari partnerleri arasında yer alacağına inandığını söyledi.
Irak’ın yeniden imarı Ticaret ve Yatırım Zirvesi’nde konuşuldu MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığındaki Mersin Heyeti ilk gün Irak’ın Erbil kentinde TISİAD ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İhracat ve İhracatçılar Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen Türkiye – Irak (IKBY) Ticaret ve Yatırım Zirvesi’ne katıldı. Zirveye IKBY Hükümet Sözcüsü Sefin Dizayi, Erbil Valisi Newzad Hadi, Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Hakan Karaçay’ın yanı sıra Türkiye ve Irak’tan çok sayıda işadamı katıldı. IKBY Hükümet Sözcüsü Dizayi, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin bir süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildiğini hatırlatarak, “Görüşmede ele alınan konulardan biri ekonomik ilişkilerin artırılmasıydı” dedi. Türkiye’nin özel sektör ve alt-
Kızıltan: “Bölgede hep birlikte güçlenelim istiyoruz” Zirvede konuşmacılar arasında yer alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Türkiye’nin birçok sektördeki tecrübesine dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye’nin çok köklü bir geleneği var. Kurumsallaşmada, bilim, teknoloji, eğitimde büyük deneyim sahibi bir ülke. Müteahhitlikte Çin’den sonra dünyada önde gelen ikinci ülkeyiz. Sanayi üretiminde İtalya ve Çin arasındaki en etkin ülkeyiz. Ve Irak’a bu olumlu ekonomik gücüyle en yakın ülkeyiz. Kalite ve maliyet açısından Irak için en avantajlı ülkeyiz. Mersin olarak bu deneyimlerimizi paylaşmak istiyoruz. Biz, Irak’a sadece bir şeyler satmaya gelmedik. Amacımız birlikte hareket edip birlikte güçlenebilmek. Biz aynı coğrafyada yaşıyoruz. Gelin tecrübemizi ve gücümüzü birleştirelim ve sorunlarımızı el ele verip çözelim. Aynı coğrafyada birlikte güçlenelim.” İzol: “Adana ile direk uçak seferleri başlamalı” Zirveye panelist olarak katılan MTSO Meclis Başkanı Hamit
“Erbil’de ticari işbirliği olanakları görüşüldü” İkinci günde Irak Türkmen Cephesi (ITC) Erbil İl Başkanlığında Iraklı Türkmen işadamlarıyla bir araya gelindi. Görüşmede ticari işbirliği olanakları ele alındı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan görüşme sonrası değerlendirmesinde “Türkiye, devlet kurumlaşmasında, hukukta, eğitimde, sanayide, teknoloji ve ticarette büyük deneyimleri olan bir ülke. Biz bu deneyimlerimizi Irak halkı, IKBY ve Türkmen dostlarımızla paylaşmak istiyoruz” dedi. Türkiye’nin Irak ile ticaret hacminin 20-25 milyar dolara çıkmasının hedeflendiğini söyleyen Kızıltan, bu konudaki çalışmaların devam ettiğini ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin yükselmesini beklediklerini belirtti. ITC Erbil Milletvekili Aydın Maruf da, “Bu görüşmede hedefimiz Irak’taki Türkmen işadamlarıyla ana vatan Türkiye’den gelen iş adamları arasında bir ortam yaratmak ve ticari faaliyet yaptırmaktır” diye konuştu. Irak’ın yeniden imarında Türkiye’nin özel sektörünün önemine değinen Maruf, “İleride hem Musul hem Kerkük hem de Türkmeneli bölgesinde imar, kalkınma, inşaat ve eğitim gibi tüm alanlarında Türkiye’nin katkı sağlamasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
5
YIL: 21 | SAYI: 379 | 07 - 20 Temmuz 2019 | www.mtso.org.tr
Van Daele: “Hedefimiz Mersin’in Kızıltan: “Mersin her açıdan otomotiv yatırımlarına hazırdır” lojistik pastasını büyütmek” M
A
lman otomotiv firması Volkswagen’in 1.3 milyar euroluk yatırım için Türkiye ve Bulgaristan arasında seçim yapması beklenirken, Türkiye’de özellikle Mersin’de, iş dünyası ve yerel yönetim, yatırımın Mersin’e gelmesi için çağrı yaptı. İş dünyası adına açıklama yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan; “Mersin her açıdan otomotiv yatırımlarına hazırdır” dedi. 2022 yılında faaliyete geçmesi ve 4-5 bin kişilik istihdam yaratması beklenen Volkswagen fabrika yatırımının Mersin’de yapılması için kollarını sıvayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin’in, hinterlandının avantajlarını, liman ve lojistik üstünlüğünü ve güçlü sanayisini bölgenin avantajları arasında göstererek yatırım çağrısında bulundu. Kızıltan’a bu çağrısında, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi ve Mezitli Belediyesi de destek verdi. Volkswagen’in yatırım kararının açıklanmasının ardından, değerlendirme yapan
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, teknik fizibilitelerde, Mersin’in yerli ve yabancı otomotiv yatırımları için en verimli bölge olarak görüldüğünü ve Mersin’in her açıdan otomotiv yatırımlarına hazır olduğunu söyledi. Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan’ın konuyla ilgili açıklamalarına ve desteğine de dikkat çeken Kızıltan, Mezitli Belediyesi’nin ekonomik yatırımlarla ilgili pro-aktif bir duruş sergilediğini belirtip, yerel yönetimler adına özlenen bir duruş sergilediğini kaydetti. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanın da yatırımlar konusunda istekli ve yol açıcı bir tutum içinde olduğunu kaydeden Kızıltan, “Toplum bu konuda artık siyaset üstü bir davranış bekliyor. Hükümet, özellikle Anadolu’da yerel yönetimlerle uyum içinde çalışarak bu yatırımların önünü açmalıdır” dedi. “MTSO olarak bu tip yatırımlar için her türlü işbirliğine hazırız”
Yeni yatırımlarda Marmara’nın artık gündemden çıkarılması ve yeni ekonomi böl-
gelerinin oluşturulması adına böylesi büyük yatırımların fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Kızıltan, şunları söyledi: “Bu, artık bir toplumsal refah ve buna bağlı toplumsal huzur meselesidir. Mersin iş dünyası olarak, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz bu tip yatırımlar için her türlü işbirliğine hazırız. Her türlü lobinin zaten içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu anlamda bu yatımların Anadolu’ya yayılması anlamında, zenginliğin ülkeye adil dağılımı anlamında yatırımcı firmalara bu yönde tavsiyeler ve destekler vereceğine, bu yatırımları Anadolu’ya yönlendireceğine inanıyoruz.” Otomotiv sektöründe hayati öneme sahip yan sanayi konusuna da değinen Kızıltan, Mersin ve bölgesinin bu konuda tecrübesi ve becerisi olduğunu söyledi. Mersin’in, ister beyaz yakalı, ister mühendis, ister vasıflı teknik eleman ya da işçi olsun her türlü insan kaynağına ulaşma noktasında yeterli olduğunu bildiren Kızıltan, ayrıca Mersin’in böylesi araç üretimleri için aranan lojistik avantajlara, Türkiye’nin en büyük limanına sahip olduğunu da sözlerine ekledi. Mersin’in sanayi üretim kalitesi ve gücüyle, nitelikli insan kaynağıyla, limanının sağladığı lojistik avantajlarıyla, güçlü yan sanayisiyle bu yatırıma hazır olduğunu bir kez daha hatırlatan Kızıltan, “Yatırım arazisi sorunları olsa da, aslında bunlar imar planları üzerinde kolayca revize edilebilecek konulardır. Bu noktada yerel yönetimler ve ilgili Bakanlıklara görev düşmektedir” diye konuştu.
ersin Liman İşletmesi A.Ş (MIP) Genel Müdürü John Van Daele, lojistik sektör temsilcilerinin merak ettiği PSA Lojistik A.Ş.firmasının faaliyet konularına açıklık getirdi. Bu şirketi hiçbir lojistik firmasına rakip olarak kurmadıklarını vurgulayan Van Daele, “Firmamız global trendleri araştırıp iş geliştirmeye odaklanmak, Mersin’in lojistik pastasını artırmak amacıyla çalışmalar yürütmek amacıyla kuruldu. Hedefimiz tüm kullanıcıları bu firma ile dijital platformda tek çatı altında toplamak, ortağımız PSA’nın dünyada buna benzer çok sayıda şirketi var” dedi. MIP Genel Müdürü Johan Van Daele, Kamu İlişkileri Komitesi Genel Koordinatörü Metin Altınsoy ve Pazarlama Müdürü Kerem Kavrar Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Ziyarette Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’a lojistik sektörü Komitelerinin Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri eşlik etti. Sektörde yaşanan gelişmeler ve sorunların ele alındığı ziyarette limanda artan bekleme sürelerinden yeni yatırımlara, MIP tarafından kurulan yeni şirketten toplu iş sözleşmesinin son durumuna kadar merak edilen tüm sorulara cevap arandı. Görüşmede ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladığı konuşmasında MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ardından sektör temsilcilerinin ve liman kullanıcılarının taleplerini dile getirdi. İlk olarak liman giriş çıkışlarında her geçen gün artarak devam eden sorunları özetleyen Kızıltan, ardından merak edilen konuları şöyle sıraladı: “Üyelerimizden liman işlemlerinde bekleme sürelerinin oldukça uzadığı yönünde geri dönüşler alıyoruz. Liman içi elleçleme sahasında yaşanan yetersizlik, bunun yanında işçi ve makine par-
kının yetersiz olduğu malum. Yeni alanlar yaratılıp yaratılamayacağı ya da yeni personel alımı ve yeni makine yatırımlarınız hakkında yürüttüğünüz çalışmalar da merak konusu. Önemli bir diğer konu ise liman tarifelerinin yüksek görülmesi nedeniyle bazı yüklerin İskenderun Limanı’na yöneliyor olması. Bunun önüne geçecek çalışmalar yürütüyor musunuz? Ayrıca firmalarımız özellikle operasyonel anlamda anlık olarak yaşadıkları sorunların çözümünde muhatap bulamamaktan şikayetçi, bu konulara açıklık getirebilirseniz çok seviniriz. Tabi bir de en önemli konu, yeni kurduğunuz PSA Lojistik A.Ş şirketi. Bu şirketin ne tür faaliyetler yürüteceğinin açıklığa kavuşması da sektör adına önem taşıyor.” Van Daele: “Yaşanan sıkıntıların farkındayız” Limanda yaşanan yoğunluğun ve sebep olduğu aksaklığın farkında olduklarını belirten MIP Genel Müdürü Johan Van Daele, bu sorunun çözümü için bir takım yatırımlar öngördüklerini anlattı. Genişleme yatırım kararı ile liman giriş çıkışlarında yaşanan aksaklığı gidecek liman girişi yatırımının onay aşamasında olduğunu dile getiren Van Daele, aynı zamanda Liman-İş Sendikası ile yürütülen
toplu iş sözleşme görüşmelerinde son aşamaya gelindiğini anlattı. Kurulan PSA Lojistik A.Ş firmasına ilişkin açıklamalarda da bulunan Van Daele, bu firmayı hiçbir lojistik firmasına rakip olması adına kurmadıklarını özellikle vurguladı. Bu firmanın, global trendleri araştırıp iş geliştirme faaliyetlerine yoğunlaşacağını ifade eden Van Daele, “Dijital platformlar ile tüm kullanıcıları tek bir platformda toplamak istiyoruz” dedi. Amaçlarının Mersin’in lojistik pastasını büyütmek olduğunu dile getiren Van Daele, “Belki bu firma ile bir hinterland hub’ı oluşturabiliriz. Hinterlandımızda yer alan bir yerde depo yatırımı yapılabilir. Ancak kesinlikle bu hiçbir firmamıza rakip olacağımız şeklinde yorumlanmamalı. Böyle bir niyetimiz yok. Bir kez daha tekrarlıyorum ki hedef, Mersin’in lojistik pastasını büyütmektir” ifadelerini kullandı. Limanı kullanım hakkına sahip oldukları 2043 yılına kadar tüm projeksiyonları ortaya koyduklarında bölgenin lojistik potansiyelinin artarak devam edeceğinin görüldüğüne de dikkat çeken Van Daele, gerek Mersin, gerekse İskenderun Limanlarının her zaman işinin olacağının görüldüğünü ve yatırımlarının da bu projeksiyon doğrultusunda belirlendiğini sözlerine ekledi.
‘Biyosidal Ürünlerin Kullanım Suriyelilere destek fonları ekonomiyi Usul ve Esasları Hakkında ve istihdamı büyütme odaklı olmalı Yönetmelik’ yayınlandı
S
ağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmeliğe göre, ürün hazırlama ve uygulama işlerinde, hamileler, 18 yaşından küçükler, işitme ve görme engelliler, ağır psikiyatrik bozukluğu olanlar, uyuşturucu bağımlısı veya alkolik olduğu sağlık raporuyla sabit kişiler çalıştırılamayacak. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yönetmekle, 27 Ocak 2005 tarihli ve 25709 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” yürürlükten kaldırıldı.
Biyosidal ürünler nedir?
Bir veya birden fazla aktif madde içeren, kullanıma hazır halde satışa sunulmuş, kimyasal veya biyolojik açıdan herhangi bir hedef organizma üzerinde kontrol edici etki gösteren veya hareketini kısıtlayan, zararsız kılan, yok eden aktif madde ve preparatlar olarak tanımlanan biyosidal ürünlere ilişkin yönetmelikle halk sağlığını ve huzurunu bozan zararlılara karşı biyosidal ürün kullanarak mücadele etmek isteyen gerçek ve tüzel kişilere ait iş yerleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının uygulama usul ve esasları belirlendi.
MTSO 05 CMYK
Yönetmeliğe göre, Bakanlık tarafından eğitilmiş profesyonel kullanıcı nezaretinde izin verilen biyosidal ürün kullanarak zararlılar ile mücadele etmek isteyen gerçek ve tüzel kişiler ile ücretli olarak bu hizmeti vermek isteyen kamu kurum ve kuruluşları, faaliyet gösterecekleri ilin müdürlüğüne müracaat ederek izin alacak. İş yeri faaliyette olduğu sürece bir mesul müdür bulunacak ve mesul müdür sadece bir iş yerinde bu görevi üstlenebilecek. Mesul müdürlük için hekim, veteriner hekim, eczacı, kimyager, mühendis, biyoloji alanında lisans veya entomoloji, toksikoloji alanında yüksek lisans veya doktora diploması bulunması zorunlu olacak. 12 ayda bir genel kontrol
İş yerinin sahip olması gereken teknik koşullarının da belirlendiği yönetmeliğe göre, ürün hazırlama ve uygulama işlerinde, hamileler, 18 yaşından küçükler, işitme ve görme engelliler, ağır psikiyatrik bozukluğu olanlar, uyuşturucu bağımlısı veya alkolik olduğu sağlık raporuyla sabit kişiler çalıştırılamayacak. Fiilen ürün hazırlama ve uygulama işlerinde çalışanlar, günde devamlı olarak 3, toplam 6 saatten fazla çalıştırılamayacak. Hazırlama ve uygulama işlerinde fiilen çalışacak olanlar, işe başlamadan önce sağlık raporu alacak. Raporda kişinin astım, KOAH gibi kronik solunum yolu hasta-
lıkları, alerjik hastalıklar, cilt hastalıkları ve nörolojik hastalıklarının bulunup bulunmadığının ve kanında cholinesteras enzim seviyesi ölçümü ve diğer sağlık kontrollerinin yapılarak bu işe uygun olduğunun belirlenmesi zorunlu olacak. Çalışan, bu işte çalıştığı sürece 12 ayda bir genel sağlık kontrolünden geçirilecek. Uygulama yasakları
Zararlılara karşı hava aracı kullanılarak uygulama ile sıcak sisleme yöntemiyle uygulama yapılması yasak olacak. Ancak gerekli tedbirler alınması kaydıyla bölgesel olarak kanalizasyon sistemlerinde sıcak sisleme sınırlı olarak kullanılabilecek. Olağanüstü durumlarda Bakanlıktan izin alınarak havadan uygulama yapılabilecek. Açık alan karasinek ergin uygulaması, insan ve hayvanların etkilenmeyeceği sabah erken saatlerinde, sivrisinek ergin uygulaması insan ve hayvanların etkilenmeyeceği gün batımından sonra uygulanacak. Uygulama yapılacak mahalde uygulama yapılmadan halka gerekli tedbirleri alabilmesi için duyuru yapılacak. Halk sağlığı zararlılarına karşı mücadelede çalışacaklara yönelik olarak mesul müdür ve uygulayıcı eğitimi olmak üzere iki kategoride eğitim düzenlenecek. Yönetmelikle ayrıca personel ve fiziki alt yapı standartları da belirlendi.
M
ersin iş dünyası geçici koruma altındaki Suriyelilerin Sosyal Uyum Yardım Programı kapsamında aldıkları destekler nedeniyle çalışma iznine başvurmamasından şikayetçi. Bu durumun çalışma sırasında doğacak iş kazalarında işveren ve işçinin ciddi sorunlar yaşaması başta olmak üzere birçok sıkıntıyı beraberinde getirdiğini vurgulayan MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fuad Budur, “İş dünyası olarak talebimiz bireylere fiili yardım yapılması yerine bu fonlarının istihdam sağlayacak işverene aktarılarak çalışanların kayıt altına alınması yönündedir” dedi. Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyelilere yönelik uygulanmakta olan Sosyal Uyum Yardım Programı’nın sahadaki yansımaları, ilgili tarafların katılımıyla Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) evsahipliğinde düzenlenen toplantıda değerlendirildi. MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fuad Budur’un başkanlığında Avrupa Komisyonu İnsani Yardım ve Sivil Koruma Genel Müdürlüğü, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Temsilcileri, Türk Kızılayı, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Ticaret İl Müdürlüğü, İŞKUR İl Müdürlüğü, Çukurova Kalkınma
Ajansı ile Akdeniz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı temsilcilerinin katıldığı toplantıda tarafların önerileri ve talepleri dinlenerek önümüzdeki süreçte yardımların hangi kriterlerde devam ettirilebileceği görüşüldü. Tüm kurum temsilcilerinin bugüne kadar Suriye vatandaşlarına yönelik yürüttüğü çalışmalarını özetlediği toplantıda MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fuad Budur, şunları söyledi: “Odamıza kayıtlı 22 bin üyenin 3 bini yabancı ve bunların 2 bini de Suriyeli. AB projelerinden destek alan birçok kurum, istihdama yönelik hazırladığı projeler sonrasında bizimle işbirliği yapmak istiyor. Ancak mesleki eğitim konusunda o kadar çok proje yürütüldü ki artık birbirinin tekrarı olmaya başladı. Bir taraftan Avrupa Komisyonu aracılığıyla geçici koruma altındaki mültecilere sosyal yardım yapılırken diğer taraftan istihdam edilebilmeleri için eğitimler düzenlenmesi ise çelişkili. Bu çelişkinin nasıl aşılabileceği üzerine çalışma yürütmeli. 75 bini Mersin’de olmak üzere Türkiye genelinde 1.6 milyon kişi bu sosyal uyum yardımlarından yararlanıyor. Bu insanlar yapılan yardımların kesileceği korkusuyla ka-
yıtlı istihdama yönelmiyor. Suriyeli istihdam eden firmalar desteklenerek işçilerin çalışma izinleriyle kayıt altına alınmasını sağlamak adına neler yapılabilir bunu düşünmeliyiz.” “Öncelik Mersin ekonomisini büyütmek olmalı”
Sadece mesleki eğitim vermeyle sorun çözülmediğini de vurgulayan Budur, kentin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi. Toplantıda ayrıca Suriyelilere yönelik proje yapan kurumların özellikle istihdama yönelik projelerini hiçbir araştırma yapmadan kurgulamaları ve projelerini kısa sürede sonuçlandırmak adına birbirinin tekrarı faaliyetler yürütülmesinden şikayetçi olundu. Proje bitiminde Mersin’e ne katacağı konusunun araştırılmamasının büyük sorun olduğu vurgulanan toplantıda, “Bugün yardımlardan bahsediyoruz ama yardımlar kesilse de bilmeliyiz ki Mersin’in bir kapasitesi, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü var. Mersin’in ekonomik gücünü, kapasitesini artırmadan bu insanları istihdam edemezsiniz. Bu nedenle öncelikle Mersin ekonomisini büyütmeye odaklanmalıyız. Destekler bu noktaya evrilmeli” denildi.
6
YIL: 21 | SAYI: 379 | 07 - 20 Temmuz 2019 | www.mtso.org.tr
Tekstil ve tarımda öne çıkan ülke:
İşadamlarının pazarda dikkat etmesi gereken hususlar Ticareti etkileyen kültürel faktörler Tunus, Avrupa ile Arap dünyası arasında köprü oluşturan bir ülke olmakla övünç duyar. Ülkenin resmi dili Arapçadır. Fransızca yaygın şekilde kullanılır ve iş hayatına hakim dil olarak kendini gösterir. Pek çok Tunuslu aynı zamanda Almanca, İtalyanca ve İngilizce de konuşur. Tunus Hükümeti son zamanlarda İngilizce öğretiminin yaygınlaştırılması konusuna önem vermektedir. Resmi tatiller ve çalışma saatleri Resmi tatiller: 1 Ocak: Yılbaşı Tatili 20 Mart: Bağımsızlık Günü 21 Mart: Gençlik Bayramı 9 Nisan: Şehitler Günü 1 Mayıs: İşçi Bayramı 25 Haziran: Cumhuriyet Bayramı 13 Ağustos: Kadınlar Günü 7 Kasım: Değişim günü
Son yıllarda tekstil ve tarım ürünleriyle öne çıkan Tunus, bu alanlardaki gücünü artırabilmek adına gerçekleştirdiği yatırımlarla Türkiye’nin ihracatını artırmasında da önemli bir potansiyel taşıyor. Tekstilde özellikle iplik, kumaş gibi hammadde ve tekstil makinesi alımları, tarımda ise zeytinyağı ve unlu mamul işleme tesisi, makine ve ekipman alımı Türkiye’nin değerlendirebileceği alanlar arasında gösteriliyor.
T
unus ekonomisi, turizm başta olmak üzere, hizmet sektörü, tarım, tekstil ve konfeksiyon, hafif sanayiler ile petrol ve fosfat üretimine dayanan gelişme yolunda bir ekonomi. Kalkınmaya dönük yatırımlarda gerek Batılı devletlerin gerek uluslararası kuruluşların sağladığı mali destek ülke için oldukça önemli. Afrika’nın en iyi kalifiye iş gücüne sahip ülkesi Tunus’ta 10 bin civarında çeşitli dallarda mühendis bulunuyor. Tunus’ta 2 bin kişiye bir bilim adamının düştüğü de biliniyor. Bunun yanında ülkede vasıfsız iş gücü temininde de sorun yaşanmıyor. Bu bağlamda yalnızca ihracat değil, yatırıma elverişli ülkeler arasında da gösterilebilir. İç pazarı düşünüldüğünde küçük bir ülke olarak görülüp yatırıma elverişli izlenimi vermese de yatırımcılara AB, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki daha büyük pazarlara giriş imkanı sunduğu görülür. AB ile arasındaki Ortaklık Anlaşması, Avrupa pazarına girişte sanayi ürünlerinde gümrüksüz giriş imkanı sağlar. Coğrafi konum Tunus, 162 bin 155 km2 yüzölçümüyle Kuzey Afrika’da yer alan bir ülkedir. Doğusu ve kuzeyinde Akdeniz, güneydoğusunda Libya, batı ve güney batısında Cezayir bulunur. Kuzey bölgelerde ve kıyı boyu Akdeniz iklimi, iç kesimlerde ve güney bölgelerde yarı kurak çöl iklimi hakimdir. 1300 km’lik kıyı şeridine sahip Tunus’un kuzeyi ve güneyi arasında yer şekilleri açısından büyük farklar bulunur. Kuzey ve batı bölgeleri arasında dağlık bir yapı göze çarparken, orta bölgelerde stepler, güneyde ise büyük çöller yer alır. Ülkede sıcaklık 11,4 (Aralık) ve 29,3 (Temmuz) arasında değişir. Kış boyunca sağanak yağış devam eder. Orta bölgelerde zeytin ağaçları, güneyde ise hurma ağaçları bulunur. En önemli akarsuları, Oued Medjerda et Oued Méliane olup, Tozeur, ülkenin en önemli gölüdür. Nüfus ve işgücü yapısı Tunus nüfusunun % 98,2’sini Araplar, % 1,2’sini genelde Tunus’un güney bölgesinde yaşayan Berberiler, kalanını ise Fransızlar ve İtalyanlar oluşturur. Tunus nüfusunun, % 98’i Müslüman, % 1’i Yahudi, % 1’i de Hıristiyanlar ve diğer dinlerdir. Nüfusun % 80’inin orta sınıfta yer aldığı kabul edilen Tunus’ta, halkın % 4’ü asgari hayat standartlarının altında yaşar. Nüfusun % 64’ü kentlerde ve ailelerin % 80’i mülkiyeti kendilerine ait konutlarda yaşar. Hane sayısının % 99,5’inde elektrik, % 97,8’inde su, % 97,1’inde TV ve % 85,2’sinde mobil telefon bulunur. Resmi rakamlara göre % 18,3 olan işsizlik, ülkenin kronikleşen temel ekonomik sorununu oluşturur. İş gücünün % 49’u hizmet, % 17,9’u tarım ve % 33,1’i sanayide istihdam edilir. Tunus, Afrika’nın en iyi kalifiye iş gücüne sahip ülkesidir. Ülkede 10 bin civarında çeşitli dallarda mühendis bulunur. İş başvurularının % 53’ü, üniversite mezunları veya profesyonel yetişmiş iş gücüne sahip kişilerce yapılır. Tunus’ta 2 bin kişiye bir bilim adamı düşer. Yeterli sayıda mühendis ve kalifiye eleman bulunup, elema-
MTSO 06 CMYK
nın tecrübesine ve niteliklerine bağlı olarak ücretleri değişir. Tunus’ta yabancı dil Fransızcadır ve yaygın olarak konuşulur. İngilizce bilen kişi sayısı çok sınırlı olmakla birlikte, özellikle Türkiye’de çeşitli üniversitelerde eğitim görmüş eleman bulmak mümkündür. Vasıfsız iş gücü temininde de bir sorun olmaz. Aylık ücret, ilgili kanuna göre belirlenen asgari ücrete uygun olmak şartıyla, toplu sözleşmeler veya işçi-işveren arasında yapılacak sözleşmeyle serbestçe belirlenir. 13 üniversite bulunan ülkede yükseköğrenim gören öğrenci sayısı 336 bindir. Üniversitede okuyan kız öğrencilerinin oranı %59,5’tur. Tunus Sosyal Sigorta Sistemi hemen hemen bütün ücretli ve hak sahiplerine mesleki ve sosyal kategorilerine bakmaksızın hizmet verir. Genel ekonomik durum Tunus ekonomisinin genel yapısı incelendiğinde, ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1956’dan 1970’li yıllara kadar devletin ekonomik yaşama önemli ölçüde müdahale ettiği görülür. Sömürge döneminin bir sonucu olarak yabancıların elinde bulunan geniş araziler 1964’te kamulaştırılarak köylülere dağıtılmış, aynı dönemde köylüleri tarım kooperatiflerinde örgütlemeye yönelik girişimlerde bulunulmuş, ancak söz konusu girişimlerden kırsal kesimdeki yaygın muhalefet ve kredi veren devletlerin baskısı sonucunda vazgeçilmiştir. Tunus’ta 1972’den itibaren özel sektör yatırımlarının teşvik edilmesi adına bazı önlemler yürürlüğe konmasına rağmen, gerçek anlamda serbest piyasa ekonomisine ancak 1987’de adım atılabilmiştir. Tunus ekonomisi, turizm başta olmak üzere, hizmet sektörü, tarım, tekstil ve konfeksiyon, hafif sanayiler ile petrol ve fosfat üretimine dayanan gelişme yolunda bir ekonomidir. Kalkınmaya dönük yatırımlarda gerek batılı devletlerin gerek uluslararası kuruluşların sağladığı mali destek önemli yer tutar. Tunus ekonomisi dünya genelinde meydana gelen çeşitli ekonomik çalkantılara rağmen nispeten olumlu görüntü sergiler. Tunus Hükümeti, ekonomiye ilişkin müdahalelerini sosyal istikrar, ücretler ve istihdam üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirecek şekilde uygulamaya büyük gayret sarf eder. Dünya geneline göre global krizden en az etkilenen ülke olmuştur. Gıda ürünleri ithalatta önemli bir yer tutmakla birlikte ülke, başta zeytinyağı olmak üzere önemli bir tarım ürünleri ihracatçısıdır. Dünya fosfat üretiminde ilk sıraları alan Tunus, fosfatı işleyerek fosforik asit ve gübreye dönüştürür. Ülkede petrol ve gaz üretilmektedir. İmalat sektöründe ise, tekstil ve deri ürünleri en önemli ihraç kalemlerini oluşturur. Üretimde ve ihracatta fosfat ve petrol eski önemini yitirmiştir. Diğer taraftan tekstil, gıda işleme, elektrikli ürünler önem kazanmıştır. Tunus hükümeti, tekstil, makine ve elektrikli ürünler, otomotiv parçaları, eczacılık ürünleri, ayakkabı ve deri, gıda ve bilişim teknolojilerine yapılacak yatırımlar açısından reka-
bet avantajına sahip olduklarını duyurmuştur. Tunus iç pazarının küçük olduğu düşünüldüğünde Tunus’un AB, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki daha büyük pazarlara giriş imkanını da yatırımcılara sunduğu görülür. AB ile arasındaki Ortaklık Anlaşması, Avrupa pazarına girişte sanayi ürünlerinde gümrüksüz giriş imkanı sağlar. Tarım ve balıkçılık sektörünün GSYİH’daki payı % 9’a yükselmiştir. İhracat gelirlerinin ise özellikle gıda işleme alanında yaklaşık %10’u bu sektörden elde edilir. Bu sektör toplam işgücünün yaklaşık %16’sını istihdam eder. Yerli üreticileri korumak için AB dışı ülkelerden gelen ürünlere hükümet belirgin ticari engeller uygular. Özellikle sermaye malı olmayan ithalata tarife dışı engeller uygulanır. 2022 yılına kadar Tunus’un GSYİH’ndaki artışın yılda %4’ün üzerinde olacağı tahmin edilir. Bu dönemde, sanayi üretiminin yılda ortalama %4,2 ve tarım üretiminin ise %2,6 büyümesi beklenmektedir. Aynı dönemde enflasyonun yılda ortalama %3,9 artacağı tahmin edilmektedir. Tunus, önümüzdeki 5 yıllık dönemde sosyal ve ekonomik zorluklarla yüzleşmeye devam edecektir. Siyasi yapının çok parçalı olması, koalisyon hükümetlerin kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Eşitsizliğin azaltılması, kamu hizmetlerinin güçlendirilmesi ve istihdam yaratılmasına yönelik çabaların yavaş ilerlemesi, Tunus halkında huzursuzluğa yol açmaktadır. Güvenlikte bazı iyileştirmeler olmasına rağmen, siyasi, ekonomik, sosyal ve dini faktörler göz önüne alındığında, kökten dinci terörün önlenmesi kolay olmayacaktır. Dış ticaret Tunus’un dış ticaretine baktığımızda, Her yıl dış ticaret açığı verdiği görülmektedir. Tunus’un ithalatında tüketim mallarının payı yaklaşık % 30 gibi yüksek bir oran tutmakta olup, bu durum endüstri açısından ülkenin kendine yeterli olmadığının göstergesidir. Hammadde ve yarı mamuller ithalatı, başta pamuk ve kumaş olmak üzere, işlenmiş petrol ürünleri, petrol gazları, otomobiller, elektrik devresi teçhizatı, kablolar, buğday, elektronik devreler, ilaçlar, karayolu taşıtları için aksam, parçalar, bakır çubuklar ve profiller, plastikten eşya, demir veya çelikten yarı mamuller, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, pamuklu kumaşlar, telefonlar, cihazlar için aksam ve parçalar, soya fasulyesi, örme kumaş, mısır, şeker, etilen polimerleri, özel makine ve cihazlardan oluşur. Tunus’a tekstil hammaddesi ve tekstil makineleri, hububat, tütün ve mamulleri, çeşitli demir-çelik ürünleri, metal eşya, otomotiv yan sanayi ürünleri, büro makineleri ve haberleşme cihazları, elektriksiz makineler, ulaşım araçları, elektrikli makineler ve cihazlar ile inşaat malzemelerinin Tunus’a ihraç edilebilecek potansiyel ürünler olduğu düşünülmektedir. Türkiye ile ticaret Türkiye ile Tunus arası ticari ilişkiyi geçmiş yıllar boyunca incelediğimizde, ticaretin Türkiye lehine bakiye verdiği görülür. 2000 yılında ikili ticarette Türkiye lehine dış ticaret fazla-
sı 97 milyon ABD Doları iken, 2018’de dış ticaret fazlası 6 katın üzerinde artarak 722 milyon ABD dolarına ulaşmıştır. Türkiye’nin Tunus’a ihracatı Tunus’a zeytinyağı işleme, unlu mamuller işleme tesisi makine ve ekipmanlarının uygun fiyat nedeniyle satılabildiği bilinir. Tunus dış ticaret politikasının genel yaklaşımı ile de uyumlu olmak üzere, Tunus’a tekstil hammaddesi ve tekstil makineleri, hububat, tütün ve mamulleri, demirçelik ürünleri, metal eşya, otomotiv yan sanayi ürünleri, büro makineleri, haberleşme cihazları, elektrikli ve elektriksiz makineler ile ulaşım araçları ihraç edilmektedir. 2018 yılında Türkiye’nin Tunus’a ihracatı 904 milyon ABD Dolarıdır. Aynı yıl Tunus’a ihraç edilen belli başlı ürünler, demir veya çelikten yarı mamuller, pamuklu kumaşlar, ağaçtan lif levhalar, otomobiller, örme kumaşlar, demir çelikten yassı ürünler, petrol gazları, demir çelikten boru ve profiller, sentetik filament iplikten kumaşlar ve kağıt, selüloz tabakalardır. Türkiye’nin Tunus’a ihracatı kayıtlı rakamlarla sınırlı değildir. Buna paralel, yılda 50 bini aşkın Tunus vatandaşı alışveriş ve/veya bavul ticareti amacıyla Türkiye’ye gelmektedir. Kesin rakam bulunmamakla birlikte, bu kapsamda yapılan ticaretin miktarının yılda 150-200 milyon ABD Doları’na ulaştığı değerlendirilir. Mevcut koşullarda “bavul ticaretinin” önümüzdeki dönemde belirgin biçimde azalması beklenmemekle birlikte, AB mevzuatına uyum sürecindeki yükümlülükler çerçevesinde Türkiye tarafından Tunus vatandaşlarına vize zorunluluğu getirilmesi halinde, bu ticaret olumsuz yönde etkilenebilir. Özellikle hazır giyim, deri ürünleri, başta altın olmak üzere ziynet eşyaları ile küçük elektrikli ev aletleri bavul ticaretine konu olmaktadır. Türkiye’nin Tunus’tan ithalatı Tunus’un önemli ihraç ürünlerinden fosfat türevleri karşılaştırmalı üstünlüğe sahip görülür, Tunus aynı zamanda tarım ve kimya sektörüne ucuz hammadde sağlanması açısından önemlidir. Türkiye’nin 2018’de Tunus’tan ithal ettiği başlıca ürünler, azot, fosfor, fosforik asitler, kimyasal gübreler, hurda demir, pamuklu kumaşlar, elektrik panoları, diyotlar, kablolar ve hurmadır.
Dini tatiller: Ramazan Bayramı: 2 gün Kurban Bayramı: 2 gün Mevlüt Kandili: 1 gün Hicri Yılbaşı: 1 gün Çalışma saatleri Resmi Kuruluşların Çalışma Saatleri: Pazartesi-Perşembe günleri 09.00-13.00 ila 14.30-17.45, Cuma ve Cumartesi günleri ise 09.00-14.00 saatleri arasındadır. Ramazan ayında ve yaz döneminde (Temmuz-Ağustos ayları) resmi kuruluşlar 08.00-14.00 saatleri arasında yemek arası vermeden çalışır. Finans sektöründe haftalık çalışma süresi Pazartesi-Cuma olmak üzere 5 gündür. Bazı kuruluşlar ek olarak Cumartesi günü de 10.00-13.00 saatleri arasında da çalışır. *Ramazan ayı boyunca 08.0014.00 saatleri arasında çalışılır. THY, Türkiye (İstanbul) ile Tunus arasında haftanın her günü sefer düzenlenir. Yerel saat Türkiye’den 1 saat geridir. Tarım ve Hayvancılık Tarım sektörü Tunus’un en önemli sektörlerinden biri olup, ülke ekonomisindeki yeri GSYİH olan %9’luk katkısı ve toplam ihracattaki %6’lık payı ile tartışılmaz durumdadır. Toplam tarım ve gıda ürünleri ihracatı yaklaşık 1 milyar dolardır. Tunus gıda maddeleri ile ilgili kendi kendine yeter bir ülke konumuna gelmiş olup, stratejik tarım ürünlerinin üretimi ve tüketimi arasındaki fark giderek azalmaktadır. Tunus, gıda maddeleri ithal ettiği gibi, aynı zamanda önemli bir tarım ürünleri (özellikle zeytinyağı) ihracatçısıdır. Tunus’ta üretilen zeytinyağının, yıllık üretim miktarına bağlı olarak yaklaşık % 75’lik kısmı ihraç edilir. Tunus dünyada zeytinyağı üretiminde, AB’den sonra ikinci büyük üreticidir. Zeytinyağı ihracatı toplam tarım ürünleri ihracatının % 25’ine karşılık gelir. Tunus, zeytinyağı ihracatının % 70’ini İtalya ve ABD’ye gerçekleştirir. Hurma, turunçgiller, bağcılık, çeşitli sebzeler gibi ticarete konu olan tarımsal üretimin yanı sıra balıkçılık ve su ürünleri sektörleri ülkenin diğer önemli tarımsal faaliyetleri arasında sayılabilir. Sanayi Tunus’ta sanayi sektörü GSYİH’nın %30,4’ünü oluşturur. Ülkenin en önemli sanayi faaliyetleri; tekstil ve deri, petrol üretimi ve başta fosfat olmak üzere madencilik alanlarında yoğunlaşır. İmalat sanayi üretiminin % 26,6’sını tekstil-konfeksi-
yon ve deri sektörü, %16,6’sını gıda, % 22,7’sini makine-elektrik sanayi, %18,1’ini kimya sanayi, %9,2’sini ise inşaat malzemeleri ve toprak sanayi teşkil eder. Tunus, 10 milyon ton civarındaki yıllık üretimi ile dünya fosfat üretiminde ilk sıralardadır. Çıkarılan fosfatın büyük bölümü ihracata dönük gübre ve kimyasal madde üretiminde kullanılır. Petrol ithal eden bir ülke olan Tunus’ta yılda 4,2 milyon ton petrol üretilmekte, söz konusu üretim Tunus’un petrol ihtiyacının sadece % 46’sını karşılar. Tunus, sanayileşme politikasında önceliği tarım ürünlerinin işlenmesine vermiştir. Buradaki hedef, yakın zamana kadar her türlü gıda maddesini ithal eden ülkenin, öncelikle bu sektörde kendine yeterli olması ve daha sonra makarna, kuskus, domates salçası, margarin, zeytinyağı gibi temel gıda maddelerini ihraç edebilmesidir. İmalat sanayi başta tekstil, tarım ürünlerinin işlenmesi ve konserve haline getirilmesinden oluşan gıda sanayi, inşaat malzemeleri sanayi ve büyük ölçüde fosfat işlemeye dayalı kimya sanayinden oluşur. Üretimin % 92’si AB ülkelerine ihraç edilmekte olup, Tunus, AB’nin 4. büyük tedarikçisidir. Müteahhitlik hizmetleri Tunus, müteahhitlik ve inşaat sektörü Ekipman, İskan ve Arazi Planlama Bakanlığı’nın idaresi altındadır. Bakanlık, lojman inşası, alt yapı çalışmaları ve kamu binalarının inşası gibi faaliyetleri yönetmektedir. Tunus ekonomisinde tekstil, gıda sanayi ve tarımdan sonra dördüncü sırada inşaat sektörü gelir. Nüfusun % 80’inin kendi evinde oturduğu ve 2005’te yürürlüğe giren yabancıların ekonomik ve turistik amaçlı belirlenen bölgelerde mülk edinmelerinin kolaylaştırılmasına ilişkin yasa dikkate alındığında, gayrimenkul inşaatında son 10 yılda görülen yıllık ortalama % 3 artışın, önümüzdeki yıllarda da devam etmesi beklenmektedir. Tunus, çeşitli büyük inşaat projeleri için Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Afrika Kalkınma Bankası gibi kuruluşlardan finansman yardımı alır. Elektrik üretiminin özelleştirilmesinin ardından, hükümet havalimanı, liman ve su işleri ile ilgili inşa projelerini de özelleştirme yolunda büyük adımlar atmıştır. Turizm Hizmet sektörü, GSYİH’nın yaklaşık %44’lük bölümüne tekabül eder. Turizm sektörünün hizmetler içindeki payı %14’tür. Tunus’a her yıl gelen 5-6 milyon civarındaki yabancı ziyaretçilerin %70’lik bölümü başta Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya olmak üzere Batı Avrupa ülkeleri vatandaşlarıdır. Turizmin Tunus ekonomisine en önemli katkısı istihdam alanında gerçekleşmekte olup, doğrudan veya dolaylı olarak turizmden hayatını kazanan kesim toplam nüfusun % 13’üdür. Diğer ülkelerin turizm sektöründeki gelişmelerine ayak uydurmak için yeni stratejiler belirleyen Tunus, sağlık turizmine ve de termal merkezlere önem vererek ülkeyi uluslararası arenada önemli bir güvenlik ve sağlık turizmi merkezi haline getirmeyi planlamıştır. Bu konuyla ilgili olarak, Tunus Hükümeti de çeşitli turistik yörelerde yeni ve modern turistik tesislerin kurulması için finansal yardım ve teşvikler sağlamaktadır. Çöl, çevre, kültür, kongre ve golf turizmi de geliştirilmeye çalışılmaktadır. Sektörün en büyük sorunu, ucuz hizmet verilmesinden dolayı, alım gücü düşük olan Avrupalı turistlerin ülkeye gelmeleri olarak özetlenebilir. Kaynak: Ticaret Bakanlığı
7
YIL: 21 | SAYI: 379 | 07 - 20 Temmuz 2019 | www.mtso.org.tr
Küçükalıç: “Yapı stoğu azaltılmadan yeni konut yapılmamalı”
M Enver Küçükalıç
MTSO 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Başkanı
Tamamlanan 1/5.000’lik nazım imar planlarının 1/1.000 ölçekli uygulamaları da vakit kaybedilmeden yapılarak depo, antrepo, lojistik, sanayi, turizm, iş merkezi, konut alanları planlı hale getirilerek yatırıma açılmalı.
TSO 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Komitesi Başkanı Enver Küçükalıç, gerek Mersin gerekse Türkiye genelinde yapı stoğunun çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, bu stok eritilmeden yeni konut inşa edilmemesi gerektiğini söyledi. Sorunların önümüzdeki süreçte devam etmemesi adına iyi bir planlama yapılması gerektiğini vurgulayan Küçükalıç, inşaat sektöründe yaşanan sorunların temelinde bugüne kadar yürütülen plansız çalışmaların yattığını anlattı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Başkanı Enver Küçükalıç, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak komite çalışmaları hakkında bilgi verdi. İlk olarak son dönemlerde sektörde yaşanan daralmaya dikkat çeken Küçükalıç, bunda ülke genelinde yaşanan ekonomik daralma kadar bugüne kadar sektörel bazda plansız hareket etmenin de önemli rol oynadığını anlattı. Planlama yapılmadan, konut gereksinimi ortaya çıkarılmadan, nüfusun 5-10-20 yıllık artışları göz önünde bulundurulmadan hareket edildiğini kaydeden Küçükalıç, “Mevcut durumda belli bir miktar geliri olan herkesin sektöre adım atması stokları artırdı. Eğer doğru bir planlama yapılsaydı belki de 10 yıllık süreçte 100 tane konut yerine 10 konut üretilecek ve bugün yaşanan sıkıntılar bu boyutlara ulaşmayacaktı” dedi. Bugün sıkıntıların azaltılıp, daha sağlam adımlar atılması için mutlaka planlama yapılmasını istediklerine değinen Küçükalıç, özellikle yerel yönetimlerden destek beklediklerini anlattı. Türkiye genelinde yapı kullanma izni alınmış 5 milyon üzerinde konut bulunduğunu kaydeden Küçükalıç, paralelinde Mersin’de de oldukça fazla stok bulunduğunu söyledi. “Hiç konut yapılmasa dahi stokların 3 – 5 yılda eriyebileceğini tahmin ediyoruz” diyen Küçükalıç, bu stokların eritilmesi adına yapılabilecek küçük desteklerin de önemli olduğuna değindi.
MTSO’dan İSO listesine giren firmalara moral ziyareti
“Konut kredi faizleri yüzde 1’in altına düşmeli”
Konut satışlarında özellikle banka kredilerinin önemli rol oynadığını ifade eden Enver Küçükalıç, mevcut durumuyla kredi faizlerinin yüksek olmasının konut satışlarını olumsuz etkilediğini, hatta sıfırlandığını hatırlatarak, “Satış olmadığı gibi mevcut inşaat firmaları da yeni inşaata başlamıyor. Bu durum zincirleme olarak tüm sektöre etki ediyor. Malzemecisinden ustasına inşaatı ilgilendiren alanların tümünde durgunluk yaşanıyor” dedi. Konut fiyatlarının yarı yarıya düşmesine rağmen ilgi görmediğini anlatan Küçükalıç şu değerlendirmeyi yaptı: “Günümüzde artık gayrimenkul yatırım aracı olarak görülmüyor. Çünkü fiyatları neredeyse yarı yarıya düştü. Bu da fiyatlara doğrudan yansıyor. Yatırım olarak değil, ihtiyaç için almak isteyenler ise yeterli mali kaynağa ulaşamıyor çünkü konut kredi faiz oranları oldukça yüksek. Mevcut durumda kredi faizleri yüzde 2 civarında. Bunun yüzde 1’in altına düşmesinin piyasaları biraz olsun rahatlatabileceğini tahmin ediyoruz.” Aynı şekilde KDV indirimlerinin de sektörü rahatlatabileceğini ifade eden Küçükalıç, daire satışlarındaki KDV indirimlerinin devam etmesini talep ettiklerini, bu uygulamanın uzun soluklu olmasının uzun vadede satışları destekleyici bir etki yapabileceğini belirtti. Küçükalıç, tapu alım satımlarında devletin aldığı harçlardaki indirimlerin de devamlı hale gelmesinin sektörü rahatlatacağına inandıklarını söyledi. “Müteahhitlikte yönetmelik uygulanmalı”
Sektörde kalite konusuna da değinen Enver Küçükalıç, her önüne gelenin, maddi gücü olan kişinin müteahhit olmasının önüne geçilmesi gerektiğine de dikkat çekti. Bu durumun bir taraftan inşaat kalitesini artırırken diğer taraftan stok artışının önüne geçeceğini de belirten Küçükalıç, konuyla ilgili bir yönetmeliğin çıktığını Resmi Gazetede yayımlandığını ancak henüz tam
stanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde Mersin’den bu yıl 8 firma yer aldı. MTSO Heyeti,Mersin’den İSO ilk 500 Sanayi KuruluşuListesi’ne giren firmalara tebrik ziyareti gerçekleştirdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cem Bucuge, Yönetim Kurulu Üyesi Halil Kürek ve Başkan Danışmanları Orhan Çapan ile Cenk Cenkcimenoğlu, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 Sanayi Kuruluşu Listesi’nde yer alan Mersinli firmaları ziyaret etti. Çimsa Çimento A.Ş, Başhan Tarımsal Ürünler, Aves Enerji, Memişoğlu Tarım, Teknopanel A.Ş, Arbel Bakliyat, Çukurova İnşaat Makinaları ve Durum Gıda yöneticileriyle bir araya geldi. Firmalarla bir araya gelip çalışmaları hakkında bilgi alan, fabrikaları gezerek üretimi yerinde inceleyen heyet, aynı za-
MTSO 07 CMYK
manda firmaların sorunlarını ve taleplerini de dinledi. Kızıltan: “Mersin gücünü, güçlü firmalarından alıyor”
Ziyaretler sonrasında kısa bir açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, gerçekleştirdikleri ziyaretlerle Mersin’in değerlerini ortaya çıkarmak, farkındalık oluşturmak istediklerini vurguladı. Mersin’in göründüğünden çok daha güçlü bir kent olduğunu dile getiren Kızıltan, “Bu gücünü de güçlü firmalarımızdan alıyor. Elde ettikleri başarılar tüm kente, tüm firmalarımıza moral oluyor. Bu nedenle biz de başarılı firmalarımızı ziyaret ederek onlara moral verip tebrik etmek istedik” dedi. MTSO olarak başarılı firmaların her zaman yanında bulunduklarını ve ellerinden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduklarını kaydeden Kızıltan, “Mersin’i ve bizleri gururlandıran tüm firmalarımızı yürekten tebrik ediyoruz” diye konuştu.
İzol: “Firmalarımızla gurur duyuyoruz”
MTSO Meclis Başkanı A. Hamit İzol ise, ziyaretler sonrası yaptığı değerlendirmede, “Mersin iş dünyası olarak listelere giren tüm firmalarımızı gönülden kutluyorum. İş verdiler, aş verdiler, ihracatla ülkemize zenginlik getirdiler, vergileriyle ülkemize katkıda bulundular. Hepsiyle gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı. Ticaretin geliştirilmesi, ihracatın artırılması noktasında karşılaşılan zorlukları el ele vererek aşabileceklerini de belirten İzol, “Firmalarımızın başarısının artarak devam etmesini dilerim” dedi. Ziyaretlerden duydukları memnuniyetleri dile getiren firma yetkilileri ise onur duyduklarına dikkat çekerek, paradan çok takdir edilmenin kendilerini mutlu ettiğini kaydeden firma yetkilileri, sanayicinin ihmal edildiği kentlerin gelişmesinin mümkün olmayacağını, bu nedenle sanayicinin yanında olan bir Oda Yönetimi görmeyi memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
“Eğitimde nicelik değil, nitelik önemli”
Mühendislik ve mimarlık sektörüne yönelik sıkıntılar yaşandığını da anlatan Enver Küçükalıç, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinin planlanarak okul açılması, fazla olan bölümlerin ise kapatılarak eğitimin kalitesinin artırılması gerektiğini vurguladı. İşsizliğin temelinde yatan nedenlerden birisinin de eğitimde planlama yapılmamasından kaynaklandığını kaydeden Küçükalıç, eğitim kurumu arttıkça yetkin öğretim elemanı bulmanın da zorlaştığını, bu durumun eğitimin kalitesini de düşürdüğünü söyledi. Mimarlığın bir sanat dalı olduğunu ve geçmişte mevcut üniversitelerde bu sanatın farklı ekollerinin hakim olduğunu hatırlatan Küçakalıç, “Bugün ise maalesef lise seviyesinde eğitim veriliyor. Önemli olan nicelik değil nitelik olduğunu
Tarsus TSO 140 yaşında
T
İ
olarak uygulamaya geçmemiş olmasının sıkıntılarının sürdüğünü söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapı müteahhitliği yapmak için gerekli şartların yönetmelikle belirlendiğini kaydeden Küçükalıç şu bilgileri verdi: “Bu yönetmelikle müteahhitlik yapma şartları kapsamlı şekilde duyuruldu. Yönetmeliğin amacı plan, fen, sanat, sağlık, çevre şartlarına ve standartlarına uygun yapı inşa edilmesine yönelik yapım faaliyet ve süreçlerinin takibinin sağlanması, yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliliklerine göre sınıflandırılarak yetki belgesi numarası verilmesi, kayıtlarının tutulmasıydı. Yönetmelik, yapı ruhsatına tabi her türlü yapım işinde yapı müteahhitliğini üstlenecek olan gerçek ve tüzel kişiyi kapsıyordu. Bakıldığında oldukça güzel amaçlarla yola çıkıldı ancak bugün halen bu yönetmeliğin tam olarak uygulandığı söylenemez. Halen mesleki ve teknik yeterlilik arandığı, müteahhitlerin ekonomik ve mali yeterliliklerinin tam olarak gözetildiği söylenemez. Bu da çeşitli riskleri ve sıkıntıları beraberinde getiriyor.”
ürkiye’nin ilk ticaret ve sanayi odaları arasında yer alan Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası kuruluşunun 140. yılını kutladı. Kutlama töreninde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, bölge ekonomisine önemli katkılar sağlayacak organize sanayi bölgelerinin son durumu hakkında bilgiler paylaştı. 140’ıncı yıl kutlamalarına TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Milletvekilleri Hacı Özkan, Ali Mahir Başarır, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Hazine ve Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç, Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu üyeleri başta olmak üzere çok sayıda davetli katıldı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı A. Hamit İzol da 140. yıl kutlamalarında Tarsus TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Koçak ve Meclis Başkanı Eyüphan Eyüpoğlu’nu yalnız bırakmadı. Törende Başkan Kızıltan’a Mersin Agropark’ın kuruluşuna destek veren kurumlar kapsamında teşekkür plaketi de verildi. Tarsus TSO Başkanı H. Ruhi Koçak ve TOBB’u temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken’in açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlik TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’ın bölge ekonomisine ilişkin güncel bilgileri paylaşmasıyla devam etti.
“2020 yılı başında ilk kazmalar vurulacak”
Elvan, çalışmaları devam eden organize sanayi bölgelerinin son durumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 5 adet organize sanayi bölgesi yapımı için süreçleri başlattıklarını açıklayan Elvan, 2019 yılsonuna
kadar Gıda İhtisas OSB’nin kamulaştırma çalışmalarının tamamlanıp ilk etap için 2020 yılı başında inşaata başlanacağını bildirdi. Aynı şekilde Tarımsal Ürün İşleme OSB’de de ilk kazmanın yılsonunda vurulacağını kaydeden Elvan, 1 ve 2’nci OSB’ye ilave olarak 3’üncü OSB’nin çalışmasını da tamamladıklarını, yılsonunda altyapıyı bitireceklerini ifade etti. Dijital dönüşümün önemini de vurguladığı konuşmasında Elvan, bölgedeki fabrikaların dijital dönüşümüne destek olmak adına Türkiye’nin ilkleri arasında yer alacak Model Fabrika ve İnovasyon Merkezi yatırımını da yılsonunda tamamlamaya hazırlandıklarını söyledi. Bölge sanayicisinin uzun süredir beklediği MTOSB’nin otoban bağlantısı yatırımına da açıklık getiren Elvan, “2-3 ay içinde otoyol bağlantı kavşağı tamamlanmış olacak. Bunun sonrasında ulaşım altyapısı da rahatlayacak” ifadelerini kullandı. Turizm yolunun devam ettiğini ve 2-3 yıl içinde tamamlanmasının planlandığını kaydeden Elvan Çukurova Uluslar arası Havalimanı’nın son durumunu ise şöyle özetledi: “31 Mart’ta pisti tamamlamamıza rağmen güvenlik açısından uygun görülmemesi nedeniyle inişi gerçekleştiremedik. Apronların asfaltlama çalışmaları devam ediyor. 800 civarında işçi havaalanındaki çalışmalarını sürdürüyor.” Sanayi yanında yoğunlaşmaları gereken alanlardan birisinin de turizm olduğunu vurgulayan Elvan, bu alanda bazı çalışmaları ise önümüzdeki günlerde yapacakları toplantılarda açıklayacaklarını sözlerine ekledi. Sigorta sektörü Tarsus’ta buluştu
Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası’nın 140. Yıldönümü kapsamında düzen-
düşünüyoruz. Eğitimlerin standart bir seviyeye getirilmesi de sektörün kalitesini artıracaktır” değerlendirmesini yaptı. “Yapı denetimde istediğimiz sonucu aldık”
Yapı denetim firmalarının seçimi noktasında yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Enver Küçükalıç, bu alanda istedikleri sonuca ulaştıklarını söyledi. Yapı denetim firmalarını geçmiş dönemde müteahhitlerin kendilerinin seçtiğini hatırlatan Küçükalıç, “Kendi denetimcilerini kendilerinin seçmesini hiçbir zaman doğru bulmadık. Komitemizin bu konuda verdiği önergeler dikkate alındı ve artık yapı denetim firmaları çevre ve şehircilik il müdürlükleri tarafından görevlendiriliyor” dedi. Bu uygulama ile yapı kontrollerinin kalitesinin artacağına işaret eden Küçükalıç, taleplerinin kabul görmesinden dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdi. “1/1000’lik planlar süratle yapılmalı”
Değerlendirmelerini kentin nazım imar planına değinerek tamamlayan Enver Küçükalıç şunları söyledi: “Mersin merkez dört ilçenin 1/5.000’lik nazım imar planı tamamlandı. Bu planların 1/1.000 ölçekli uygulamaları yapılmalı, bu uygulama imar planının hayata geçirilmesi ile depo, antrepo, lojistik, sanayi, turizm, iş merkezi, konut gibi alanlar yatırımlara açılacaktır. Projeci teknik elemanların sağlıklı proje üretebilmeleri için uygulama imar planları Mersin Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda ilçe belediyelerince süratle yapılmalıdır. Bu koordinasyon ilçelerce üretilen planların bütüncül ve eşitlikçi olmasını sağlayacaktır.” 15. Grup bünyesindeki firmaları tek tek ziyarete başladıklarını, Perşembe günleri gerçekleştirdikleri rutin ziyaretlerde sorunları yerinde tespit ettiklerini de kaydeden Küçükalıç, bu ziyaretlerin çalışmalarına yön verdiğini de sözlerine ekledi. lenen etkinliğin ikinci bölümünde ise Sigortacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile sigorta sektörünün 2023 vizyonu hedefi ve beklentilerini içeren panel gerçekleşti. Moderatörlüğünü Hürriyet Gazetesinden Noyan Doğan’ın yaptığı panele Hazine ve Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Korkut, Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin sigorta sektöründe önde gelen CEO ve üst düzey yöneticilerinin buluştuğu ve interaktif şekilde devam eden panelde sektörün mevcut durumu, 2023 vizyonu ve hedefleri masaya yatırıldı. Panel sonrası Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürü Murat Hakseven tarafından sigorta şirketleri yöneticilerine sektördeki güncel bilgilerle ilgili sunum yapıldı. Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni’nde ödül verilen kategoriler ve dereceye girenlerin isimleri ise şöyle: Kurumlar Vergisi Rekortmenleri 1 – Çukurova Makina İmalat 2 – Berdan Cıvata 3 – Seçer Tarım Gıda Gelir Vergisi Rekortmenleri
1 – Rasim Çavaş 2 – Zakir Elcan 3 – M. Esat Tamer
Tarsus’a Eğitim ve Kültür Alanında Katkıda Bulunan Kurumlar
1 – Tarsus Üniversitesi 2 – mersin Üniversitesi 3 – Boğaziçi Üniversitesi Tarsus Gözlükule Araştırma Merkezi En Fazla İstihdam sağlayan firmalar
1 – Koluman Otomotiv Endüstri 2 – Seçil Kauçuk 3 –Medical Park
En fazla ihracat yapan firmalar
1 - Çukurova Makina 2 – Seçil Kauçuk 3 – Sarıkaya Narenciye Paketleme Yeni Yatırımcılar
1 – Çift Başak İnşaat 2 - Turyam Geri Kazanım 3 – Abalıoğlu Yağ Sanayi
8
YIL: 21 | SAYI: 379 | 07 - 20 Temmuz 2019 | www.mtso.org.tr
RIS MERSİN + PROJESİ ÖZEL HABERİ: İNOVASYONLA MERSİN'İ ÖN PLANA ÇIKARAN FİRMALARIMIZ
Başhan Tarım, yem fabrikası kuruyor tırımlarda çevreci yaklaşımları da önemsiyoruz. Bu bağlamda özellikle bir çalışmamızı da anlatmak isterim. Kapasite artırım yatırımlarımız esnasında bulgur fabrikamızda bulguru elde ederken gerçekleştirdiğimiz yıkama, kaynatma sürecinde oluşan atıksuyumuzdaki bakteriden elde ettiğimiz metan gazını enerjiye dönüştürecek bir sistem yatırımı da yaptık. Bu sistemi aktif olarak kullanmaya başlamamızla birlikte tükettiğimiz enerjinin yüzde 10’unu karşılayabileceğimizi hesaplıyoruz. Özetlememiz gerekirse bulgur ve mercimek başta olmak üzere çiftçiden doğal haliyle tesislerimize getirdiğimiz tüm ürünleri hızlı otomasyon sistemi ile el değmeden işliyor ve paketliyoruz. Laboratuvarlarımızda uygulanan analizler ile gıda güvenilirliğini kontrol altına alıyoruz. Tüm bu çalışmalarımıza bir de çevreyi gözeten yatırımlarımızı dahil ediyoruz. Hüsamettin Memiş
“İşimize odaklanıyoruz”
Başhan Tarım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı
T
Mersin’in önde gelen bakliyat üreticilerinden Başhan Tarım, yapacağı yeni fabrika yatırımıyla üretim yelpazesini genişletmeye hazırlanıyor. Fabrika kompleksi içerisinde kurulum çalışmaları devam eden yem fabrikasının Eylül ayında tamamlanması planlanıyor.
icari hayata 1984 yılında gıda ticareti ile şahıs firması olarak adım attıklarını anlatan Başhan Tarım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Memiş, Muş’ta başlayan yolculuğun Mersin’de devam ettiğini söylüyor. Mersin’de 5 kardeş ortaklığında kurulan fabrika ile önce yurtiçinde güçlenen firma, ardından bu gücünü dünya pazarlarına taşıyor. Bugün dünya üzerinde kurulu 8 tesisinde toplam 100 bin metrekare alanda günlük 3 bin 140 tonluk üretimiyle dikkatleri üzerine çeken Başhan Tarım, sistemli çalışması, güçlü stratejisi ile başarı basamaklarını emin adımlarla tırmanıyor. “Hiçbir zaman başarı listelerinde en üst sıralarda yer almak hedefimiz olmadı” diyen Hüsamettin Memiş, başarılarının sırrını ise, “Tek hedefimiz piyasada iyi anılmak, işimizi geliştirmek oldu. Eğer işinize odaklanıp yalnızca kendi kendinizi geçme hedefiyle hareket ederseniz başarı da kendiliğinden gelir” sözleriyle özetliyor. Yönetim Kurulu Başkanı Memiş gıda ticaretinden dünya bakliyat piyasalarında söz sahibi olmaya giden süreci şöyle anlatıyor: “Ticaretle başladık, üretime adım attık”
Gıda sektörünün içinden gelen bir aileyiz. Yabancı olmadığımız, hatta hakim olduğumuz bir alanda üretime başlamamız da önümüzü görebilmemizi ve doğru adımlar atabilmemizi beraberinde getirdi. Ticari hayatımızın nasıl başladığını soracak olursanız, ben ailedeki 5 kardeşin en büyüğüyüm. 1984 yılında Muş’ta yaşadığımız yıllarda gıda ticareti yapmak adına Hüsamettin Memiş ismiyle bir şahıs şirketi kurduk. Önce yalnızca yerel bazda alım satım yapıyorduk. Elbette sattığımız ürünler içerisinde bakliyat da vardı. Ardından çevre illere de satış yapmaya başladık. Bu illerden birisi de Mersin’di. Bir taraftan bu kentle ticaretimizi geliştirirken diğer taraftan bakliyat sektörünün buradaki gelişimi her geçen gün biraz daha fazla dikkatimizi çeker oldu. Biz de gelişimin içinde yer almalıydık. Faaliyete başladığımız ilk günden beri hayalimizde bir gün üretim ve ihracat yapmak vardı. Mersin, bu hayallerimizi yerine getirebilmemiz adına da uygun bir şehir olarak görünüyordu. Çünkü birincisi bakliyatın kalbi Mersin’di ve bu alanda yatırım yapılabilirdi.
MTSO 08 CMYK
İkincisi limanı vardı ve hedef pazarlara yakın olması nedeniyle çok geçmeden üretimle birlikte ihracata da başlayabilirdik. Her zaman hedefli çalışmayı tercih ettik. Bu hedeflerimize ulaşabilmek adına doğru zamanı bekleyip doğru stratejilerle hareket etmeye özen gösterdik. Şartların olgunlaştığına inandığımız 2005 yılında ise 5 kardeşin ortaklığında Mersin’de Başhan Tarım ismiyle şirketimizi kurduk. “Kiralık fabrikan üretim kompleksine”
Gıda ticaretini çok iyi biliyorduk ama henüz üretime yabancıydık. Bunun için 2 bin metrekarelik bir alan kiralayarak üretime başladık. Bu tesis ile hem üretime hem de pazarlamaya yöneldik. Önce bakliyat eleme ve boylamasıyla çalışmaya başladık. Ürettiğimiz ürünleri satmakta zorlanmadığımızı söyleyebilirim çünkü zaten yurtiçinde hazır bir pazara sahiptik. Üretim ise bu pazarımızı daha da genişletebilmemize destek oluyordu. Ancak bizi asıl heyecanlandıran ve hedeflerimiz arasında yer alan konu ihracattı. Bir taraftan yurtiçindeki bağlantılarımızı güçlendirirken diğer taraftan yurtdışı pazarları da araştırmaya başlamıştık. Daha sağlıklı adımlar atabilmek adına bünyemizde bir de dış ticaret departmanı kurduk. Ancak üretim alanımız hedeflerimize ulaşmamızda yetersiz kalıyordu. Kapasitemizi ve çeşitliliğimizi artırmamız gerektiğini düşünerek çok geçmeden bir yıl sonra 2006’da Karacailyas’ta 50 bin metrekarelik arazi satın aldık. 2007 yılında 7 bin metrekaresini kapatarak bu kez bize ait bir fabrika kurduk. Bu fabrika bir taraftan iç piyasada artan talebi daha rahat karşılamamıza yardımcı olurken diğer taraftan ihracat hayallerimize ulaşmamızı sağlayacaktı. Kendi mülkümüze taşınmamızla birlikte eleme ve boylamanın yanında bakliyat paketlemesine de başladık. Çok geçmeden de ihracat geldi. Önceliği tanıdığımız bildiğimiz komşu ülkelere verdik ve Ortadoğu pazarı ile başlayan ihracatımız zaman içinde tüm kıtalara yayıldı. “Önce mercimek, sonra bulgur ardından çeltik fabrikası geldi”
Yurtiçi ve yurtdışından talepler arttıkça bizim de yatırım planlarımız ve hedeflerimiz yükseldi. İlk olarak 2008 yılında mercimek fabrikamızı inşa
etmemizle kapalı alanımızı 10 bin metrekareye ulaştırdık. Ardından 2009’da bulgur fabrikası geldi. 2011 yılında ise Balıkesir Gönen’de çeltik fabrikamızı kurduk. Tüm bunları yaparken yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarımızı da güçlendirmeye devam ettik. Yıllar itibariyle rakamlarımız arttı ve bugün üretimimizin yarısına yakınını 80 ülkeye ihraç eder durumdayız. Kırgızistan’da bir fabrikamız var. Tek tek saymak zaman alabilir ama şöyle özetleyebilirim ki, dünya üzerinde kurulu 8 tesiste üretim yapıyoruz. Toplamda günlük 600 ton mercimek, 350 ton bulgur, 500 ton fasulye ve nohut gibi taneli ürün, 250 ton da çeltik üretiyoruz.Günlük 750 ton paketleme kapasitemiz var ve toplamda 100 bin metrekare üretim alanına sahibiz.
çalışmalarımızı tamamlamayı hedefliyoruz. Bu yatırım tamamlandığında günlük üretim kapasitemiz 3 bin tona ulaşacak ve sektörde üretim bakımından en yüksek kapasiteye sahip fabrikalardan birisi olacağız. Bu arada bir taraftan kalitemizi artırmaya yönelik yürüttüğümüz çalışmaları anlatırken diğer taraftan mevcut kalite belgelerimize de değinmeden geçemeyeceğim. ISO 9001 BRC, ISO 22000 ISO14001, ISO 27001, OHSAS 18001, Helal sertifikaları sahip olduğumuz kalite belgelerinden bazıları. “Çevreye duyarlılık bizim için önemli”
Aynı zamanda yaptığımız ya-
Daha önce de belirttiğimiz gibi bizim tek rakibimiz yine biziz. Başarı kriteri olarak her zaman bir önceki yaptığımızın daha iyisini yapmaya, kendimizi aşmaya odaklanıyoruz. Piyasada iyi anılmak, işimizi geliştirmek her zaman önceliğimiz. Aynı zamanda bir aile şirketi olmamızın da dışarıdan bakıldığında handikapları var gibi gözükebilir. Çünkü maalesef ülkemizde aile şirketlerinin çalışmalarını çok uzun soluklu sürdüremediği bilinir. Bizim ise avantajımız birbirimizi dinleyebiliyor olmamız. Zaman zaman fikir ayrılıklarımız olsa da ortak bir noktada buluşabiliyor olmamız. Çünkü hepimizin hedefi ortak. Kardeşler olarak işi yalnızca fabrikada konuşur, tartışırız ve evimize hiçbir zaman taşımayız. Tüm bunlar elbette uyumu ve uzun soluklu iş yaşamını da beraberinde getiriyor. 2018 yılı verilerine göre Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Listelerinde
294’üncü sırada yer aldık. Sektörümüzde ise 16’nıcı sıradayız. İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan ISO ilk 500 listesinde ise 2018 yılında 210’uncu sıradayız. “2021 için Premium bir markaya hazırlanıyoruz”
Ulaştığımız her hedef bize yeni bir hedefi de beraberinde getiriyor. Önümüzdeki süreçte yurtiçi ve yurtdışında yeni çalışmalara imza atmayı planlıyoruz. Şu anda yurtdışı tedarik zincirlerimizi oluşturuyoruz. Bunu yaparken Kazakistan, Kırgızistan, Rusya gibi bazı bölgelerde termal oluştururken bazı bölgelerde ofis bazında çalışmayı, kimi ülkede de fabrika kurarak üretimlerimizi yurtdışında sürdürmeyi istiyoruz. Bunu planlarken dünya piyasalarındaki rekabet gücümüzü artırmak, fiyat istikrarı sağlamak ve kalitemizi artırmak da önceliklerimiz arasında yer alacak. Aynı zamanda 2021 yılında Başhan Grup çatısı altında kalite ve standardı yüksek bir bakliyat markası oluşturmak istiyoruz. Premium algısıyla piyasaya çıkacak bu markamızın 2021 yılında Türkiye ve dünyaya raflardaki yerini almasını planlıyoruz. “Sektörün rahatlaması adına ulaşım sorunu çözülmeli”
Yalnızca bizim değil tüm sektörün daha fazla gelişebilmesi ve ticarette istenen rakamlara ulaşabilmesi için bir takım sorunlarımıza da değinmek istiyorum. En büyük sorunu ulaşımda yaşıyoruz. Bu nedenle limandaki yoğunluğun çözümlenmesi adına bir takım adımlar atılmasını bekliyoruz. Yaşanan yoğunluk nedeniyle dökme malları getiren büyük gemilerin ürünlerini Mersin’e getirmekte zorlanınca İskenderun’a kaymaya başladı. Bu da bize zaman kaybettiriyor. Bu soruna bir çözüm bekliyoruz. Aynı zamanda limanın şehirlerarası bağlantı yollarında da sıkıntı var. Bu yolların çoğaltılıp iyileştirilmesi sektörü rahatlatacaktır.
“Teknoloji yatırımı önemli”
Gelişen piyasaları, talepleri ve sektörün eğilimlerini elbette her zaman olduğu gibi bugün de takip ediyoruz ve yatırımlarımıza da bu takipler yön veriyor. Tüm dünyada daha sağlıklı olması, obeziteyle mücadelede etkili bir besin maddesi olarak görülmesi nedeniyle bakliyat ürünlerine yönelimin arttığını gözlemliyoruz. Farklı bakliyat ürünlerinin tüketim trendi giderek yükseliyor. Biz de artan bu taleplerden daha fazla pay alabilmek adına bir taraftan ürün kalitemizi diğer taraftan üretim kapasitemizi artıracak teknolojik yatırımlara ağırlık veriyoruz. Verimlilik ve kalite standardımızı en yükseğe çıkarmak adına Endüstri 4.0 teknolojisini kullanarak daha hızlı, yüksek kalitede, daha güven veren ve dünya pazarında tercih edilen bir firma, marka haline gelmeye odaklandık. Yeni teknolojileri kullanarak inovatif ürünlerimizi artırıp, ürün yelpazemizi dünya pazarlarının taleplerine yanıt olabilecek şekilde genişletmeyi hedefliyoruz. Bu konudaki ar-ge çalışmalarımız da devam ediyor. “Yem fabrikasında sona yaklaştık”
2016 yılında kapasite artırımı ve yeni bir alan olarak yem fabrikası kurulması yönünde karar aldık. 2016 yılı ve 2017 yılının ilk yarısında bu konuda fizibilite çalışmalarını tamamlayarak kararımızın uygunluğunu saptadık. 2017’de doğru bir karar aldığımızı somutlaştırmamızla birlikte yatırım kararımızı onayladık. Ardından çalışmalara başladık ve 2019 Eylül ayında
Kızıltan: “Sanayicimizin her zaman yanındayız”
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, İSO ilk 500 listesinde yer alan Başhan Tarım’ı ziyaret ederek başarılarının devamını diledi. Başhan Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Memiş ile bir araya gelen MTSO Başkanı
Kızıltan ve Meclis Başkanı İzol, fabrikanın çalışmaları hakkında bilgi alarak firmanın sorunlarını ve taleplerini dinledi. Kent ekonomisinin gelişmesi adına böylesi büyük sanayi kuruluşlarının sayısının artmasına ihtiyaç olduğunu kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Oda olarak ya-
şanan sıkıntıların aşılması adına her türlü desteği vermeye hazır olduklarını, sanayicinin her zaman yanında yer aldıklarını söyledi. Meclis Başkanı İzol da, başarılarının devamını dileyerek, gelecek yıl Başhan’ı İSO Listesinin daha üst sıralarında görmek istediklerini ifade etti.