Bakan Yardımcısı Kaymakçı Balkanları hedef gösterdi >2’de
MTSO ile Tarsus Üniversitesi arasında işbirliği protokolü imzalandı
Suluboyanın ustasından MTSO Sanat Galerisi’nde sergi
>2’de
>2’de
Birlikten kuvvet doğar… > 3’te
Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 22| |YIL: SAYI: 17 388 | SAYI: | 19298 Ocak| 6-19 - 01 Şubat ARALIK 2020 2015
Sorunlar Pakdemirli ile paylaşıldı Romanya’daki iş fırsatları anlatıldı
R
omanya Ankara Büyükelçisi Gabriel Şopandă, Mersinli işadamlarını Romanya’ya yatırıma davet etti. Romanya pazarının tanıtılması, ülkedeki yatırım fırsatları ve iş ortamı hakkında bilgi verilip karşılıklı iş birliği fırsatlarının değerlendirilmesi adına ‘Romanya ile İş Yapmak’ konulu seminer düzenlendi. Seminerde Romanya Ankara
Büyükelçisi Gabriel Şopandă, Ticaret Müşaviri Cornel Diaconita ile Bükreş Ticaret ve Sanayi Odası Yöneticisi Razvan Parvulescu,MTSO Üyelerine Romanya’yı anlattı. Türk İş Adamları (TİAD) Derneği Başkanı Güven Güngör ile Dernek Yönetim Kurulu Üyeleriise Romanya’da faaliyet gösteren Türk işadamları olarak deneyimlerini paylaştı. > 3’te
Mersin Özçelik Türkiye’nin tamamına yayılmayı hedefliyor
Sabahattin Özdemir Özdemir Demir Çelik Ürünleri Genel Müdürü
M
ersin’in demir çelik ticaretinde önde gelen firmaları arasında yer alan Mersin Özçelik Demir Çelik Ürünleri firması, ikinci neslin de çalışmaya başlamasıyla yönünü Türkiye geneline çevirdi. Bugün Türkiye’nin önemli şehirleriyle ticaret yapan firma, yurt geneline yayılmayı hedefliyor. Faaliyete 1977 yılında kardeşleri Sedat ve Yusuf Özdemir ile 50 metrekarelik küçük bir alanda kurdukları torna tesfiye atölyesinde başladıklarını anlatan
Şirket Genel Müdürü Sabahattin Özdemir, bugün sektör değiştirerek demir çelik ticareti ile uğraştıklarını söyledi. Kendisi de dahil olmak üzere kardeşlerinin küçük yaşlardan itibaren sanayide büyüdüklerini ve belli bir tecrübeye sahip olmaları sonrasında kendi işlerini kurma kararı aldıklarını anlatan Özdemir, Mersin’in liman kenti olması nedeniyle o yıllarda ağırlıklı olarak limana ve paralelinde lojistik sektörüne hizmet verdiklerini söyledi. > 6’da
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan tarım sektörünün sorunlarını ilk ağızdan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ile paylaştı.
M
TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ile TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla düzenlenen tarım sektör toplantısına katıldı. Toplantıyı tarım sektöründe faaliyet gösteren MTSO Meclis ve Komite üyeleri de takip etti. Sektörün sorunlarını dile
getirmek adına söz alan Başkan Kızıltan, toplantı sonunda Bakan Pakdemirli’ye sektör temsilcilerinin taleplerini içeren bir de dosya sundu. Ağırlıklı olarak tarımsal ihracatta yaşanan sorunları dile getiren Başkan Kızıltan, Kooperatifleşmeden Sera A.Ş.’deki düzenlemelere, gıda güvenliğinden ihracata, meyve sebze hallerindeki düzenleme-
lerden hayvancılığa kadar sektörü ilgilendiren tüm konulara dikkat çekti. Taleplerin madde madde sıralandığı dosyada MTSO öncülüğünde Eylül ayında düzenlenen Tarımın Geleceği konulu konferansın sonuç bildirgesinden bazı başlıklara da yer verildi. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli toplantıda ilk olarak Türk tarımına yönelik genel
bir değerlendirme yapıp ardından sektörü ilgilendiren konularda bilgi verdi. Tarım ve gıdanın savunma sanayi kadar önemli olduğuna dikkat çeken Pakdemirli, “Uçaklarınız olabilir, roketleriniz olabilir ama yiyeceğiniz yoksa o uçak ve roketleri çalıştırmaya gücünüz olmaz. Tarım, günlük hayatımızda da günlük siyasetimizde de speküle edilmemeli” dedi. > 3’te
Gazetecilikte hikaye anlatımının önemi artıyor
Üyelere Hedging uygulamaları anlatıldı
Mahmut Kaya Kaya Makine Genel Müdürü
Kaya Makine, çelik indüksiyon ocağı yatırımı için gün sayıyor
M
akine, makine yedek parça, çelik konstrüksiyon imalat ve montajı, konveyör/elevatör imalatı, talaşlı imalat işleri, proje üretim ve planlama gibi alanlarda faaliyet gösteren Kaya Makine, kentin ilk çelik indüksiyon ocağı yatırımına hazırlanıyor. Mersinli firmaların bu konuda şehir dışından hizmet almak durumunda kaldığını kaydeden Şirket Genel Müdürü Mahmut Kaya, 2021’den itibaren Mersin’de bu hizmeti vereceklerini bildirdi. Sektöre küçük yaşlarda adım
MTSO 01 CMYK
attığını anlatan Kaya Makine Genel Müdürü Mahmut Kaya, kendisinin de babası İbrahim Kaya gibi sektöre ilk adımı Sumas Pompa’da attığını söyledi. “Babam, Sumas Su Pompa Fabrikası dökümhanesinde ustabaşı olarak çalışıyordu. Emekli olunca 1994’te Kaya Makine ismiyle bir şahıs firması kurarak Mersin Sanayi Sitesi’nde 500 metrekare alanda çalışmaya başladı” diyen Kaya, kendisinin de aynı fabrikada küçük yaşlardan itibaren torna ustası olarak çalıştığını söyledi. > 6’da
M
edyanın sorunlarının masaya yatırıldığı, dijitalleşmeye paralel evrilen yeni medya düzeninde sektör temsilcilerinin nasıl ayakta kalabileceğinin tartışıldığı ‘Medyanın Geleceği’ konulu panelde, olaya tanıklık edilmesiyle haber yapılması arasındaki farkın iyi anlaşılmasının önemi ile güçlü ve doğru hikaye anlatımının değeri ön plana çıktı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti işbirliğinde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla ‘Medyanın Geleceği’ konulu bir panel düzenlendi. Dünya Gazetesi Mersin Temsilcisi Fahriye Kutlay Şenyurt moderatörlüğünde düzenlenen pa-
Güneş’ten Eğitim ve Kalkınma Vakfı’na destek çağrısı >2’de
nelin konuşmacıları Habertük TV Program Yapımcısı Veyis Ateş, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Senem Duruel Erkılıç ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe oldu. Açılışta konuşan MTSO 29 No’lu Kırtasiye Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Turgay Demirtaş günün anlam ve önemini belirtti. Ardından söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, halkın haber alma özgürlüğüne dikkat çekerek, “Özgürlüğümüz ne kadar çok artarsa demokrasimiz de hayatımız da o kadar kolaylaşır“ dedi. > 4’te
Beyaz eşyacılardan pankartlı eylem: ‘Herkes Kendi İşini Yapsın’ >2’de
15 No’lu komite yerel yönetimlerle temasını artırdı >2’de
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Global Menkul Değerler A.Ş. iş birliğinde piyasalara ve yatırım araçlarına ilişkin 2020 yılında beklentiler ile kur riskinden korunmak için türev araçların nasıl kullanılacağına dair bilgi vermek adına “Kur Riski Yönetimi ve Hedging Uygulamaları” konulu panel düzenlendi. Panelde Global Menkul Değerler Araştırma Bölüm Direktörü Burak Salman, Türkiye ve dünyanın 2019 yılı ekonomik verilerini değerlendirip 2020 projeksiyonu çizerken; Vadeli İşlemler Birim Müdürü Engin Küçük, hedging uygulamalarını anlattı. 2019 yılının ekonomik açıdan Türkiye için bir dengelenme yılı olduğunu anlatan Global Menkul Değerler Araştırma Bölüm Direktörü Burak Salman, 2020’de de Türkiye ve dünya ekonomileri açısından olumlu verilerin devam edeceğini söyledi. Toparlanmanın 2019 yılı ikinci yarısında başladığını, bu toparlanmanın iç tüketimle
öne çıktığını kaydeden Salman, bu dönemde otomobil, beyaz eşya, konut ve mobilya gibi tüketim odaklı sektörlede ciddi bir toparlanma görüldüğünü anlattı. 2019’un Türkiye için tedbirli başladığını yıl içinde alınan önlemlerle, tüm finansal kalemlerde yılın olumlu tamamlandığını bildiren Salman, dünyada da bu dönemde çeşitli çalkantılar, küçülmeler, ticaret savaşları yaşandığını ifade etti. 2020’de ise global ekonomilerde büyüme hazının toparlanmasını beklediklerine değinen Salman, “ABD –Çin ticaret savaşlarının sona ermesi, Berxit’in 31 Ocak’ta karara bağlanarak gerçekleşmesi bekleniyor. 2019’u dengeleme yılı olarak geçiren Türkiye ekonomisinin büyüme hızının artması, 2019’da dengelenen enflasyonun 2020’de bir miktar daha gerilemesi bekleniyor. Aynı zamanda Merkez Bankası politika faizini tek haneye indirmesi ve yurtiçi talepte canlanma da beklenenler arasında” dedi. > 4’te
2
YIL: 22 | SAYI: 388 | 19 Ocak - 01 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr
Bakan Yardımcısı Kaymakçı Balkanları hedef gösterdi
Prim borcu olanlar hastaneden hizmet alabilecek
P MTSO ile Tarsus Üniversitesi
rim borcu bulunan BAĞ-Kur’lular ile genel sağlık sigortası (GSS) prim borcu olanlara hastanelerin kapısı yeniden açıldı. Prim borcu olanlar, 2020 yılı sonuna kadar hastanelerden sağlık hizmeti almaya devam edecek. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
arasında işbirliği protokolü imzalandı
D
ışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı güçlü olduğumuz komşu ülkelerle ticaretimizin daha da geliştirilmesi gerektiğine ve pazar çeşitlemesine gidilmesinin önemine dikkat çekerek Mersin iş dünyasına Balkan ülkelerini hedef gösterdi. Önümüzdeki süreçte bu ülkelerin AB’ye girme olasılıklarını hatırlatan Kaymakçı, imkanı olan firmaların burada yatırım yapabileceğini söyledi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ı ziyaret etti. Başkan Kızıltan’a Yönetim Kurulu Üyeleri Yasemin Taş ile Ahmet Belice’nin eşlik ettiği ziyarette Mersin Yatırımcı İş insanları Derneği (MERYAD) Başkanı Coşkun Doğmuş ve Yönetimi ile 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi Yürütme Kurulu Başkanı Kemal Kaçmaz da hazır bulundu. Görüşmede Bakan Yardımcısı Kaymakçı, dünyada yaşanan gelişmeleri özetleyip bakanlığın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Gerek Ortadoğu, gerek Avrupa,
gerekse Afrika pazarlarında yaşananları değerlendiren Kaymakçı, Mersinli yatırımcıların güçlü oldukları Irak pazarında daha da büyümeleri gerektiğine dikkat çekerek, yatırım için Balkan ülkelerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda yurtdışı kaynaklı destekler hakkında da bilgi veren Kaymakçı, ardından Mersin iş dünyasının taleplerini dinledi. Kaymakçı, 8-13 Kasım 2020’de Mersin’de düzenlenecek olan Turunçgil Kongresi’ne destek sözü de verdi. Ziyarette Başkan Ayhan Kızıltan ise, iş dünyasının dünyanın hiçbir coğrafyasındaki iş insanlarıyla sorun yaşamadığına dikkat çekip, ancak hükümetler arası gerginliklerden etkilendiklerini dile getirdi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyanın önemli imkanlara sahip olduğunu ve bu bölgedeki zenginliğin iyi kullanılması halinde tüm dünyaya yeteceğini kaydeden Kızıltan, “Türkiye bu konuda bir strateji geliştirmeli ve bu noktada sizlere büyük görevler düşüyor” ifadelerini kullandı.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Tarsus Üniversitesi arasında üniversite sanayi işbirliğini geliştirmek adına protokol imzalandı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Tarsus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Aydın’ın imza attığı protokol törenine MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Darıcı ile 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Komitesi Meclis Üyesi Tamer Güner de katıldı. Törende kısa bir konuşma yapan Tarsus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Aydın, üniversite bünyesinde mühendislik, uluslararası ticaret ve lojistik ile bankacılık ve finans bölümlerinde intern uygulaması başlattıklarını söyledi. Bu çerçevede öğrencilerin mezun olmadan önce son dönemlerini işyerlerinde çalışarak geçireceğini kaydeden Aydın, uygun işyerleriyle eşleştirme yapılabilmesi adına MTSO ile işbirliği protokolü imzalandığını söyledi. Bünyelerinde aynı zamanda bir de Ticaret ve Lojistik Uygulama ve Araştırma
15 No’lu komite yerel yönetimlerle temasını artırdı
Suluboyanın ustasından MTSO Sanat Galerisi’nde sergi
M
U
sta sanatçı Hasan Kırdı, 69’uncu kişisel sergisini Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde açtı. MTSO Sanat Galerisi, suluboyanın usta isimi Hasan Kırdı’nın resim sergisini ağırlıyor. Daha önce MTSO Sanat Galerisi’nde dört kez sergi açan sanatçı, kendi sanat tekniğiyle hazırladığı 22 eserini Mersinli sanatseverlerin beğenisine sundu. Antalyalı ressamın sergi açılışına, MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Darıcı, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş, Başkan Danışmanı Orhan Çapan, Genel Sekreter Kadir Dölek ve İnsan Kaynakları Müdürü Ercan Akın’ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Kırdı: “Her resmin bir hikayesi vardır” Sergi açılışında konuşan Sanatçı Hasan Kırdı, küçük yaşlarda başladığı resmi bugüne kadar tutkuyla yaptığını söyledi. Ağırlıklı olarak, balıkçı barınakları, köy ve kasaba temaları üzerine çalıştığından bahseden Kırdı, “Her resmin bir hikayesi vardır. Ben resimleri önce yerinde inceliyor, fotoğraflarını çekiyor, aklımda hikayeleştiriyor sonra da tuvale döküyorum” dedi. Suluboya üzerine kendi geliştirdiği teknik ile çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Kırdı, bugüne kadar ulusal ve uluslararası olmak üzere 68 kişisel sergi açtığını bildirdi. Antalya’da kendi atölyesinde çalışmalarını sürdürdüğünü ve öğrenciler yetiştirdiğini anlatan
Kırdı, “İki öğrencim Tayvan’da uluslararası bir yarışmada finale kaldı. Bu benim için gurur verici bir durum. Aynı zamanda kullandığım teknik birçok kurumun da dikkatini çekti. Tekniğimi, İngiltere Kraliyet Akademisi’nde ders olarak okutmak istiyorlar” diye konuştu. “Resim azim ve emek isteyen bir iş” Resmin yetenekten ziyade azim ve emek isteyen bir iş olduğuna dikkat çeken Kırdı, bu işe çok düşkün olduğunu ve ne iş yaparsa yapsın resim yapmayı bırakmadığını anlattı. Antalya’da uzun süre memur olarak çalıştıktan sonra özel sektöre geçerek bir sürede burada hizmet verdiğinden bahseden Kırdı, son 22 yıldır profesyonel olarak resim yaptığını ve hayatını resimlerden kazandığını söyledi. Suluboyanın yanı sıra fresk, yani duvar ve tavan resimleri de yaptığını ifade eden Kırdı, kendini geliştirmek için Fransa ve İtalya’da da bulunduğunu bildirdi. Konferansların yanı sıra özel gruplara dersler verdiğini de söyleyen Kırdı, eğitimlerle birlikte kendini tamamen resme adadığını belirtti. Mersin’le ilk kez Ressam Doğan Akça vesileyle tanıştığını ve Ankara’da Mersin’i temsil ettiğini de anımsatan Kırdı, MTSO Sanat Galerisi’nde dört kez sergi açtığını ve yeniden sergi açmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. 23 Ocak’a kadar açık kalacak sergi, hafta içi 8.30-18.00, hafta sonu ise cumartesi günü 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
MTSO Sanayi Akademi 5. dönemi başlıyor
Ü
retim yapan aile şirketlerinin ikinci kuşaktan gelen yönetici adaylarına; geleceğe doğru attıkları adımlarda yardımcı olmak amacıyla, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından yürütülmekte olan Avrupa İşletmeler Ağı İrtibat Ofisi faaliyetleri kapsamında hazırlanan MTSO Sanayi Akademi - Geleceğin Yöneticileri Sertifika Programı beşinci dönemi başlıyor. Programa başvuru süresi 30 Ocak cuma günü sona erecek. Üretim yapan aile şirketlerinde ikinci kuşaktan gelen yönetici adaylarının gelecekte en çok
MTSO 02 CMYK
ihtiyaç duyacakları temel yetkinlikler düşünülerek tasarlanan program; 31 Ocak 2020 - 29 Şubat 2020 tarihleri arasında gerçekleşecek. Beş haftaya yayılmış şekilde 10 (on) gün sürecek program çerçevesinde temel yönetim becerileri, aile şirketlerinde kurumsallaşma, dış ticaret, bütçe hazırlama ve bütçe kontrol yönetimi, uygulamalı dijital pazarlama konularında eğitim verilecek. Başvurular (0324) 238 95 00 / 210 telefon numarasından MTSO Projeler Müdürlüğü’ne yapılabilecek.
Merkezi oluşturduklarını bildiren Aydın, bu merkezde Türkiye genelinde eğitim gören yabancı öğrencilerin hangi ülkelerden geldikleri ve hangi bölümlerde eğitim aldıklarının envanterini çıkardıklarını, erasmus öğrencilerine de bu envanterde yer verdiklerini belirtip, “Bu öğrencilerin iş insanlarımızın dış ticaret elçisi olarak çalışması adına iş dünyasının bu envanter havuzundan yararlanmasını sağlayacağız” dedi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise üniversitenin yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin kentin ihtiyaç duyduğu alanlarda tez üretmesi, yine iş dünyasının ihtiyaç duyduğu alanlara yönelik bölümler açılması noktasında işbirliği yapılacak olmasına dikkat çekti. Her iki kurumun projeler departmanının kent adına ortak çalışmalar yürüteceğine işaret eden Kızıltan, “Bu çalışmaların kağıt üzerinde kalmaması için konunun takipçisi olacağız” diye konuştu.
TSO 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Üyeleri yerel yönetimlerle temasını artırdı. İlçe Belediyelerin ilgili birimlerini ziyaret eden Komite Üyeleri, kentsel dönüşüm konusunda bilgi birikimlerine başvurulmasını, görüş alınmasını talep ediyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi çalışmalarını yoğunlaştırdı. Üye ziyaretlerine ağırlık veren Komite, bir taraftan
üyelere yürüttükleri çalışmalar ve Oda’nın kurumsal yapısı hakkında bilgi verirken diğer taraftan üyelerin Oda’dan beklentilerini saptıyor. Yaşanan sorunları tespit edip çözümleri konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunulan görüşmelerde ihtiyaç duyulan konulardaki eğitimler de saptanıyor. Üyelerin yanı sıra yerel yönetimlerin ilgili birimlerini de ziyaret eden 15 No’lu Komite Üyeleri, buralarda kentsel dönüşüme dair yaptıkları görüşmeler yanında belediyelerin hizmet alımlarında bölgedeki teknik bürolardan yararlanıp bölge konusunda tecrübe sahibi kişilerden yararlanılmasını talep ediyor. Üniversite ile temasını da artıran Komite Üyeleri, nitelikli, sektörün talep ettiği mezun standartlarına ulaşabilmek adına neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunuyor.
Avrupa’ya yönelik taşımalarda TIR karne fiyatları yüzde 55 düşürüldü
T
OBB, Avrupa’ya yönelik taşımalarda kullanılan TIR karnesi fiyatlarını yüzde 55 indirimle 227 liradan 102 liraya düşürdü. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden (TOBB) yapılan açıklamada, 2018’de başlayan enflasyonla mücadele kapsamında ani döviz artışını TIR karne fiyatlarına yansıtmayan Birliğin sektöre önemli katkı sağladığı belirtildi. Açıklamada, daha sürdürülebilir bir çözüm arayışıyla TIR karnesinin baz maliyetinin düşürülmesi için Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği ile yürütülen görüşmelerden olumlu netice alındığı ifade edilerek, şu ifadeler kullanıldı: “Ulaştırma ve lojistik sektörüne destek kapsamında Avrupa’ya yönelik taşımalarda 227 lira olan TIR karnesi fiyatları, yüzde 55 düşürülerek 102 lira oldu. Buna göre, 100 bin avro teminat limitine karşılık gelen TIR karnesiyle yaklaşık 102 lira maliyetle taşımacılık yapılabilecek. Yeni uygulama bu ayın ilk yarısı içinde başlayacak.” TOBB’un uluslararası taşımacılık alanında sektörün maliyetlerini azaltmak ve rekabetçiliği artırmak anlayışıyla hizmetler geliştirdiği vurgulanan açıklamada, “Bu anlayış çerçevesinde TIR sisteminin elektronikleşmesi ve uluslararası paydaşlarla iş birliği yöntemlerinin çeşitlendirilerek, maliyetlerin düşürülmesiyle birlikte sürdürülebilir bir TIR transit sistemi geliştirilmesi hedefleniyor” denildi.
Beyaz eşyacılardan pankartlı eylem: ‘Herkes Kendi İşini Yapsın’
B
eyaz eşya satıcıları temsilcileri İzmir’de bir araya geldi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ilgili sektör Meclis Üyeleri
Özcan Demir ile Hamit Doğan’ın da katıldığı toplantıda zincir mağazalarda beyaz eşya satışına tepki gösterildi.
Toplantıda İzmir Beyaz Eşyacılar Derneği Başkanı Metin Aztekin’in, 8-10 bin şubeli zincir marketler nedeniyle esnafın her geçen gün kan kaybettiğini dile getirdiği toplantıda Türkiye genelinde önlem almaya karar verdikleri duyuruldu. Sektör temsilcileri uğradıkları zarara dikkat çekmek için dükkanlarına ‘Herkes Kendi İşini Yapsın’ yazılı pankart asarak protesto eylemi başlatma kararı aldı. Meclis Üyesi Hamit Doğan, kararın arkasında olduklarını dile getirdi. Sektörün ciddi sorunlar yaşadığını ifade eden Özcan Demir de bu konuda işbirliğine gidilmesini önemsediklerini söyledi.
Güneş’ten Eğitim ve Kalkınma Vakfı’na destek çağrısı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Çağatay Güneş, hem doğaya katkı sunmak hem de eğitime destek vermek isteyenleri, cenaze törenleri açılışlar, nikah törenleri gibi özel günlerde çiçek göndermek yerine vakfın çelengini kullanmaya davet etti. MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Yönetim
Kurulu Başkanı Sadık Çağatay Güneş, Yönetim Kurulu Üyeleri Osman Kiper ve Fahrettin Aşut ile birlikte, Mersin’in yeni ticaret merkezi Mega Center’ı ziyaret etti. Soylu Gürüz Gayrimenkul Yatırım A.Ş. adına Mehmet Soylu ve Ferhat Gürüz’ün ev sahipliğinde gerçekleşen ziyarette, Soylu ve Gürüz’e vakfa desteklerinden dolayı teşekkür plaketi verildi. Ziyarette konuşan Güneş, “Bu modern
yapı Mersin’e kazandırılan önemli bir değerdir. Bu önemli yapının açılışında da, çiçek kabul etmeyip vakfımıza bağış yapılmasına ön ayak olduğunuz için teşekkür ederiz. Vakfa desteğin önemli bir bölümünü çelenkler oluşturuyor” dedi.
Serbest Bölgede yer tahsisleri için son teklif tarihi 6 Şubat
M
ersin Serbest Bölge’de 3 parsel yatırımcılara tahsis edilecektir. Mersin Serbest Bölgesinde faaliyet göstermek isteyen yatırımcılara tahsis edilebilecek alanlarla ilgili ilan, 8 Ocak 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olup teklifler 6 Şubat 2020 tarihine kadar Mersin Serbest Bölge Müdürlüğüne verilebilecektir. Konuyla ilgili detaylı bilgiye www.mtso.org.tr adresinden ulaşılabilir.
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK Derya GÜLEÇ
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00 Çağrı Merkezi: 0 850 304 33 33
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 22 | SAYI: 388 | 19 Ocak - 01 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr
Birlikten kuvvet doğar…
Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Kalkınma Planı “Yeni Ekonomi Bölgeleri”nevurgu yapıyor. Çok akılcı ve gerçekçi bu vurgunun planlardan hayata geçmesi için daha çok çaba göstermek zorundayız.
T
ek tek kentler olarak böyle bir şeyi hayata geçirebilmek mümkün değil. Adı üstünde yeni ekonomi bölgeleri birçok kenti kapsayan bir oluşum. Benzer veya birbirini tamamlayan ekonomik üretim desenlerine sahip kentleri planlı bir şekilde birbirine bağlamak ve bütüncül bir ekonomik sistem yaratmak kentlerin etkin bir işbirliği kurabilmesinde yatıyor. Bizim bölgemiz söz konusu olduğunda birinci halkayı elbette Mersin ve Adana’nın oluşturduğu Çukurova Ekonomi Bölgesi oluşturuyor. Bu bölge gerek doğal anlamda gerekse ekonomik anlamda arasına bir sınır çizilemeyen, ortak kaderi paylaşan bir bölge. Zaten bu iki ilin Kalkınma Ajansı olan Çukurova Kalkınma Ajansı da Mersin ve Adana illerini kapsadığı için bu birliği göstermektedir. Adana gerek sanayi üretimi, gerek tarımsal üretimi, gerekse enerji ve kimya alanlarındaki kümelenme ve önemiyle, Mersin ise bu üretimi dünyaya açan dış ticaret, lojistik ve
Tarım sektör sorunları Pakdemirli’ye iletildi
M
TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’ye sunduğu dosya ile sektör temsilcilerinin taleplerini ilk ağızdan iletti. Kooperatifleşmeden Sera A.Ş’deki düzenlemelere, gıda güvenliğinden ihracata, meyve sebze hallerindeki düzenlemelerden hayvancılığa kadar sektörü ilgilendiren tüm konuları içeren dosyada Eylül ayında MTSO öncülüğünde gerçekleşen Tarımın Geleceği konulu konferansın sonuç bildirgesinden bazı önemli başlıklara da yer verildi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ile TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lutfi Elvan’ın katılımıyla düzenlenen tarım sektör toplantısına katıldı. Toplantıyı tarım sektöründe faaliyet gösteren MTSO Meclis üyeleri de takip etti. Burada söz alan Başkan Kızıltan, sektörün sorunlarını dile getirmesinin ardından Bakan Pakdemirli’ye sektörün beklentilerini içeren bir de dosya sundu. Meclis Başkanı Hamit İzol ise toplantıda biyolojik mücadelenin önemine dikkat çekti. Lavanta ekimi yapılan tarlaya komşu tarlada yapılan başka bir üründe kimyasal ilaçlama yapılmadan yüksek verim elde edildiği örneğini paylaşan İzol, lavanta ekiminin özendirilmesi
MTSO 03 CMYK
gerektiğini vurguladı. Sektör temsilcileri de yaşadıkları sıkıntıları ve taleplerini anlattı. “Mersin, entegre mücadelede pilot bölge olabilir” Toplantıda konuşan Ayhan Kızıltan, tarımsal ihracatın artırılması adına sektörün önemli taleplerini de dile getirdi. Özellikle kalıntı kontrolü ve analizler konusuna değinen Kızıltan, Mersin’in kimyasal ve biyolojik mücadelenin bir arada yapılacağı entegre mücadelede pilot bölge ilan edilmesini isteyerek sektörün beklentilerini şöyle sıraladı: “Zirai ilaçlar konusunda ciddi bir açık olduğunu düşünüyoruz. Tarımsal mücadelede yazanla satanın aynı olduğu reçete sisteminin yerine gerçekçi bir sisteme geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Pestisit kontrolü ve ürün standardı oluşturulması adına zorunlu ve sorumlu zirai danışmanlık sistemine geçilmesi arzusundayız. Gübre üretimi yerlileştirilerek yerli ürün kullanımı desteklenmeli. Biyolojik mücadele yöntemleri üreticilere anlatılarak uygulama özendirilmeli. Bakanlığımızın 2018’den bu yana laboratuvar analiz ücretlerinde yaptığı ciddi artışlar ihracatçılar için ciddi maliyet artışı yaratmaktadır. 2017’de 600 TL olan pestisit analizi 2020’de 1500 ile 1800 TL aralığındadır. Bu ücretlerin daha makul seviyelere çekilmesi yerinde olacaktır.”
liman gücüyle, Adana sanayisini tamamlayan sanayi ve tarım gücüyle tam bir ekonomik bütünlük arz etmektedir. Her ne kadar bu iki kentin kendi dinamikleri bu konuda hala yeterli iş birliğini ortaya koymayı başaramadılarsa da, Çukurova var olan doğal ortak değerleri ile bu birliği ve yeni ekonomik bölgeyi ortaya çıkartmaktadır. Bu anlamda böylesi ortak bir kaderi olan kentler artık birbirini rakip değil doğal bir ortak ve destekçi olarak görmek zorundadır. Aksi halde artan rekabet ortamında ve zorlaşan bir ekonomide tek başına ayakta kalmak mümkün olmayacaktır. Bu bölgenin Mersin ve Adana dinamiklerinin ortak aklıyla ekonomik olarak güçlenmesi Çukurova’yı bir cazibe merkezi haline getirecek, böylece bu bölgede yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılar için birinci tercih olacaktır. Bu aynı zamanda ulusal boyutta ülkelerin Türkiye’ye yönelmesi gibi dolaylı bir katkıyı sunacaktır.
Pakdemirli: “Tarım ve gıda savunma sanayi kadar önemli” Ardından söz alan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ilk olarak Türk tarımına yönelik genel bir değerlendirme yapıp ardından sektörü ilgilendiren konularda bilgi verdi. Tarım ve gıdanın savunma sanayi kadar önemli olduğuna dikkat çeken Pakdemirli, “Uçaklarınız olabilir, roketleriniz olabilir ama yiyeceğiniz yoksa o uçak ve roketleri çalıştırmaya gücünüz olmaz. Bu nedenle tarım, günlük hayatımızda da günlük siyasetimizde de speküle edilmemeli” dedi. Buğday konusunda yapılan spekülasyonları hatırlatan Pakdemirli, “Türkiye kabaca son 15 yılda 20 milyon ton buğday üretir, 20 milyon ton buğday tüketir. Türkiye’nin buğdayda ithalatı var mıdır, vardır. Olmasının sebebi de un ve makarna ihracatında dünyada ilk sırada yer almamız. Eğer rahmetli Özal zamanında bir taraftan koruyarak muz ithalatını serbest bırakmasaydı bugün muzda bu noktaya gelebilir miydik? Kontrollü olduğu sürece bu tür konularda ithalat yapabilirsiniz. Mersin yakın zamanda muz ihracatına başlayacaktır. Bir kaç yıl içinde Mersin artık sadece Türkiye’ye değil dünyaya muz satacaktır” diye konuştu. “Sektörün talepleri dosya haline getirildi” Toplantı sonrasında Başkan Kızıltan’ın Bakan Pakdemirli’ye sunduğu sektörün tüm paydaşlarının görüşü alınarak hazırlanan dosyadaki başlıklar arasında şu maddelere yer verildi: - Mersin’de tarımsal kalkınma için, Bakanlığımızın ve yerel yönetimlerin de desteği ile ilçe bazında, ürün desenine ve rekabet gücüne bağlı olarak ilçe bazında kooperatifçiliğin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
Çukurova Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı hazırlanmalıdır Mersin iş dünyası olarak sürekli gündeme getirdiğimiz ve MTSO olarak uzun süredir bir çok veri alt yapısını çalıştığımız “Çukurova Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı”nı Mersin ve Adana dinamiklerinin, özellikle Çukurova Kalkınma Ajansı’nın da desteği ile hazırlanmak, Merkezi destek ve onaylarla ulusal strateji ve hedeflere de uyumlu hale getirilerek ortaya konmak zorundadır. Biz Mersin olarak hazırız. Kardeş Adana’nın da bu konuda daha aktif olmasını bekliyoruz. Çünkü bizler kararlı ve istekli olmazsak, arzu ettiğimiz makro ölçekli desteği alamayız. Bizim için Çukurova Ekonomi Bölgesi bu büyük halkanın merkezidir. Ancak bu halkanın bir de dış ve daha geniş halkası olarak düşündüğümüz ve Mersin ile Adana dışında Çukurova’dan ayrı göremeyeceğimiz Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay’ı kapsayan “Doğu Akdeniz Ekonomi Bölgesi” vardır.
- Mersin seracılıkta 2. sırada gelmektedir. Seracılıkta deneyimli bir kent olarak Bakanlığımızca kurulan Sera A.Ş.’nin Mersin’deki faaliyetlerini Mersin olarak bizler yürütmek istiyoruz.
Bu illerle birlikte hayata geçmesini hayal ettiğimiz Doğu Akdeniz Ekonomi Bölgesi’nde sadece bu 5 il değil aynı zamanda Çukurova Kalkınma Ajansı’na ek olarak bir de Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı var. Yani sanayisi, tarımı, ticareti, dış ticareti, lojistiği, limanları, iki önemli ovası ve ihracat gücü ile 5 il ve 2 önemli Kalkınma Ajansı varbölgenin. Bu 5 ilin sahip olduğu organize sanayi bölgeleri, limanlar, serbest bölgeler, ihtisas OSB’ler, teknoparklar, tarımsal enstitüler ve daha önemli sayısız üniversitelerle yaratılan olağan üstü vasıflı bir insan kaynağı var.Bunlarla da sınırlı değil; Çukurova Ekonomi Bölgesi’ni desteleyen Doğu Akdeniz Ekonomi Bölgesi’nin hemen dışındaki hinterlandın içinde olan ve birçok konuda bu iki bölgenin ayrılmaz parçası olan Gaziantep, Kayseri, Niğde, Aksaray, Karaman, Konya, Malatya da eklendiğinde ekonomik büyüklük ve önem anlamında bırakın Marmara Bölgesini, var olan bu gücüyle Marmara Bölgesi’nin bile
ekonomik gücünü aşan bir bölge çıkmaktadır. Bu yeni ekonomi bölgesi Mersin, Adana, Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay, Gaziantep, Kayseri, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Konya, Karaman, Niğde, Aksaray illerine ek olarak Ahiler, Çukurova, Doğu Akdeniz, İpek Yolu, Karacadağ ve Mevlana Kalkınma Ajanslarını da kapsamaktadır. Yani en az 15 il ve 6 kalkınma ajansını kapsayan bir ekonomi bölgesinden bahsediyoruz. Türkiye’nin sanayi ve tarım üretimini sırtlayan bir ekonomi bölgesinden bahsediyoruz. Türkiye’nin ihracatını, istihdamını sırtlayan bir ekonomi bölgesinden bahsediyoruz. Ülkenin katma değer yaratan bir bölgesini bütüncül bir hale getirmekten ve bunun yaratacağı büyük cazibeyi yatırıma ve katma değere dönüştürmekten bahsediyoruz. Neden ülkemizin ekonomik anlamda yeni bir Marmara’sı, hatta Marmara’yı bile geçen yeni bir ekonomi bölgesi daha olmasın? Bu vizyon ve yapılacak destekle yaratılacak bir Marmara daha ülke ihracatının iki kat artması demektir, cari açığın düşmesi, iş ve aş demektir. Bu anlamda bu işin olmazsa olmazı yerel yönetimler olmalıdır. Yeni ekonomi bölgesi demek güvenli liman demektir Yerel yönetimler bu vizyonu benimsemeli ve ekonomiye daha çok entegre olmalıdır. Bölge siyasetçileri, vekillerimiz bu vizyon ve hedefi önemsemeli ve bu vizyona destek vermelidir. Belki de bu konu hepimizin başat konusu olmalıdır. Çünkü ekonomik refah demek sosyal yaşam kalitesi, sosyal huzur demektir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu hedefe ulaşmak için her çabayı göstereceğiz. Dünya büyük bir ekonomik fırtına yaşıyor. Ve görünen o ki, bu fırtına daha da artacak. Bu fırtınadan tek tek kurtulmak mümkün değil. Bir araya gelmek, ortak aklı yakalamak ve bahsettiğimiz bölge temelinde güvenli bir liman yaratmak zorundayız. Bu, hem bölgemizin hem de ülkemizin çıkarınadır. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu çağrımıza gerek bahsedilen illerin iş oluşumlarının gerek kalkınma ajansları ve yerel yönetimlerinin gerekse bölge vekillerinin bir tepki vereceğine ve kurtuluşumuz olan bu vizyonu sahipleneceklerine inanıyoruz. İnandığımız bir şey varsa: Birlikten kuvvet doğduğudur…
Romanya’daki iş fırsatları anlatıldı
- Üretim zincirinde yer alan halkalar kayıt ve denetim altına alınmalı. - Gıda ürünlerinde sahtecilik ve tağşiş yapan işletmelere uygulanan cezalar artırılmalı, bu sahtecilerin unvan değiştirerek üretim yapmalarının önüne geçilmesi ana beklentimizdir. - Yerli üretimi artırmak için üreticiler, özellikle küçük üreticiler özendirilmeli ve desteklenmelidir. - Hayvancılığın ana girdisi olan yem desteklenmelidir. - Nadas alanlarının üretime kazandırılarak bakliyattaki arz açığı kapatılmalı. - TMO’nun işlem yaptığı ürün sayısı artırılarak fiyat dalgalanmalarını önleyecek şekilde regülatör görevi görmeli. - Havza Bazlı Destekleme Modelinin işlerliği artırılmalı. - Münavebeli Ekim Sistemi kapsamında destek ödemelerinin düzenlenip denetimleri sıklaştırılmalı. - Bakliyatta sertifikalı tohum üretimi ve kullanımı desteklenmeye devam edilmeli. - Haller dışında yapılan satışların kayıt altına alınmasında sorunlar yaşandığını düşünüyoruz. İl sınırları içinde satışı ve sevki yapılan tüm ürünlerin Haller üzerinden yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
R
omanya Ankara Büyükelçisi Gabriel Şopandă, Mersinli işadamlarını Romanya’ya yatırıma davet etti. Romanya pazarının tanıtılması, ülkedeki yatırım fırsatları ve iş ortamı hakkında bilgi verilip karşılıklı iş birliği fırsatlarının değerlendirilmesi adına ‘Romanya ile İş Yapmak’ konulu seminer düzenlendi. Seminerde Romanya Ankara Büyükelçisi Gabriel Şopandă, Ticaret Müşaviri Cornel Diaconita ile Bükreş Ticaret ve Sanayi Odası Yöneticisi Razvan Parvulescu,MTSO Üyelerine Romanya’yı anlattı. Türk İş Adamları (TİAD) Derneği Başkanı Güven Güngör ile Dernek Yönetim Kurulu Üyeleriise Romanya’da faaliyet gösteren Türk işadamları olarak deneyimlerini paylaştı. Seminerin açılışında konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Romanya’nın Türklere ayrı bir sempatisi bulunduğunu dile getirerek, “Romanya bu bağlamda Türk iş insanı için Avrupa’da en rahat iletişim kurup iş yapılabilecek ülke” değerlendirmesini yaptı. Büyükelçi Gabriel Şopandă ise iki ülke ticaretinin 6,5 milyar Euro’yu aştığını dile getirdi. Kültürel, sosyal ve eğitim alanında çok iyi programları bulunduğunu kaydeden Şopandă, turizmde de iyi bir performans yakalandığını, her yıl 500 binden fazla Romen’in Türkiye’yi ziyaret ettiğini söyledi. Güven: “Romanya, yatırım için en uygun AB ülkesi” TİAD Başkanı Güven Güngör ise
yatırım olanakları hakkında bilgi verdi. Romanya’da yabancı yatırımcıya karşı hiçbir önyargı bulunmadığını dile getiren Güngör, Türkleri yakın hissettiklerini anlattı. Girdi maliyetleri ve arazi fiyatlarının düşük olduğunu, uygun vergi olanakları sunulduğunu belirten Güven, istikrarlı ekonomisi, huzurlu iş ortamı ve sağladığı güvenle Romanya’yı Avrupa’da yatırım yapılabilecek en uygun ülke olarak nitelendirdi. Metal ve metal ürünleri, tarım ürünleri, bitkisel yağlar gibi alanlarda karşılıklı ticaret yürütüldüğünü kaydeden Güven, “Romanya’nın ekilebilir alanı genişlik bakımından Avrupa’da ikinci sırada. Tarımsal alanda kullanılmayan ciddi bir potansiyel var “ dedi. Yıkar: “Devlet desteklerinden yararlanılabilir” TİAD Genel Sekreteri Barbaros Yıkar ise devlet destekleri hakkında bilgi verdi. Minimum 1 milyon Euoru’luk yatırımların desteklendiğini kaydeden Yatır şunları söyledi: “Yeni binaların inşaatı, mevcut binalar için kiralama maliyeti, teknik tesisatlar ve araçlara yönelik sermaye harcamaları ile fikri mülkiyetin kazanılması destekleniyor. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji bölgesinde üretim yerleri veya ofisler kuran yatırımcılar için arazi, bina ve kentsel planlama vergi muafiyeti, yeni binaların inşaatına yönelik yardımlar, konum değiştirmek için tahsil edilen vergilere yönelik muafiyetlerle de değişik destekler sağlanıyor.”
4
YIL: 22 | SAYI: 388 | 19 Ocak - 01 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr
Dünyanın 9. büyük tüketim pazarı:
IMF verilerine göre Kanada yaklaşık 1,7 trilyon dolarlık GSYİH ile dünyanın 11. büyük ekonomisidir. Kuzey Amerika pazarı ile hızla gelişen Asya ekonomileri arasında köprü görevi gören stratejik pozisyonu ile Kanada, dünyanın en büyük dokuzuncu tüketim pazarıdır.
A
BD ve Meksika ile gerçekleştirilen Kuzey Amerika Serbest Ticaret Alanı sayesinde 443 milyonu aşan bir tüketici kitlesine ulaşma imkanı sunar. Ülke, güvenli iş ve yatırım ortamı ile de dünyanın en dinamik ekonomileri arasındadır. Tarım ve hayvancılık Tarıma elverişli toprakları ülkenin güney sınırı boyunca dağılır. Sınırlı tarım alanına karşılık Kanada, başta buğday olmak üzere dünyanın önde gelen tarım üreticilerindendir.Son 50 yılda Kanada tarım sektörü önemli bir yapısal değişim geçirmiş, diğer sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi tarım sektörünün ve tarımda istihdam edilen nüfusun payı giderek azalmış, çiftlikler büyümüş ancak sayıları azalmıştır. Tarım ve gıda ürünlerinde önemli bir üretici konumundaki Kanada, özellikle daha sıcak iklimlerde yetişen ürünlere yönelik talebin karşılanması adına düzenli ithalat yapar. Diğer sanayileşmiş büyük ülkelerin aksine Kanada çiftçileri üretimleri için devletten büyük sübvansiyonlar almaz. Kanada’da çiftçilere yalnızca tabii afet ve kuraklık gibi durumlarda destek verilir.Ülkenin denize kıyıları ve iç su kaynaklarına bağlı olarak balıkçılık geleneksel olarak önem taşır.
büyümesi gerekse piyasanın belirsiz yapısına bağlı olarak 2002 yılından itibaren Kanada’da sanayi sektöründeki istihdam giderek azalmıştır. Kanada’nın önde gelen sanayi sektörleri, otomotiv ve yedek parça, telekomünikasyon, elektrikli ve elektronik cihazlar, kimyasallar ve metal ürünleridir. Başta otomotiv olmak üzere ülkedeki pek çok sanayi kolu, ABD üretimi ile entegre halde faaliyet gösterir. Ülkedeki imalat sanayinin önemli bir kısmı ABD firmalarının şubelerinden oluşur. Ülkede uzay endüstrileri, ilaç sanayi, biyo teknoloji ve bilgi teknolojileri gibi yüksek teknolojili sektörler de önemli sanayi sektörleri arasındadır.
Madencilik Kanada ekonomisinin gelişiminde mineral ve mineral dışı kaynakların payı büyüktür. Ülke genelinde 60’tan fazla farklı mineral ürün çıkartılan 884 adet maden ve ocak faaliyet gösterir. Kanada dünyanın en büyük potas ve ikinci büyük uranyum üreticisi olması yanında nikel, çinko ve asbestte dünyada ön sıradadır. Ülke aynı zamanda bakır, kadmiyum, alüminyum, tuz, altın ve kobalt gibi çok sayıda mineralin en büyük üreticilerindendir. Kükürt üretiminde de dünyada ABD’den sonra ikinci sırada olup, ülke bu elementin net ihracatçısıdır.
hiçbir ülkede olmadığı kadar bol nehir ve göl kaynaklarıyla Kanada’nın toplam elektrik üretiminin %60’lık kısmı hidroelektrik, %24’lük kısmı termal üretim kalanın büyük kısmı da nükleer elektrik olarak yapılır. Hizmetler Hizmetler sektörü, çalışan nüfusun dörtte üçünü istihdam eden, GSYİH’nin ise üçte ikisini oluşturan büyük ve çok yönlü bir sektördür. En büyük alt sektör,
Turizm Doğal güzellikleri, açık hava faaliyet imkanları ve nispeten temiz ve güvenli şehirleri, Kanada’yı turizm açısından cazip kılar. Ülkenin gelişmiş altyapısı ve dünyanın en büyük turizm pazarına sahip olan ABD’ye kültürel ve coğrafi yakınlığı, turizm sektörünü destekler. Ayrıca Kanada, hem yüksek teknolojili hem de yerel ve uluslararası tüketime cevap veren bir eğlence endüstrisine sahiptir. Ülkeye gelen yabancı turistler içinde ilk sırayı ABD alırken ABD’yi İngiltere, Japonya, Fransa ve Almanya takip eder. Bu ülkelerden gelen turistlerden elde edilen gelirler, ülke içi turizm gelirleri ile beraber toplam seyahat ve turizm gelirlerinin %90’lık kısmını oluşturur. Enerji Zengin petrol, doğal gaz, kömür ve uranyum rezervlerine sahip olan Kanada, dünyanın üçüncü büyük doğal gaz ve altıncı büyük ham petrol üreticisidir. Ülkenin toplam rezervlerinin 180 milyar varil düzeyinde olduğu tahmin edilir.Gerek ülke topraklarının büyüklüğü ve zor iklim koşulları, gerekse yüksek sanayileşme düzeyine bağlı olarak, net kişi başına enerji tüketimi açısından Kanada dünyanın en büyük tüketicileri arasındadır. Buna rağmen, ihracata yöneltilen ciddi düzeyde enerji fazlası verir. Kanada aynı zamanda dünyanın önde gelen elektrik üreticilerindendir. Başka
Sanayi Gerek sanayi sektörlerinde verimliliğin artması, gerek hizmetler sektörünün
Gazetecilikte hikâye anlatımının önemi artıyor
M
edyanın sorunlarının masaya yatırıldığı, dijitalleşmeye paralel evrilen yeni medya düzeninde sektör temsilcilerinin nasıl ayakta kalabileceğinin tartışıldığı ‘Medyanın Geleceği’ konulu panelde,olaya tanıklık edilmesiyle haber yapılması arasındaki farkın iyi anlaşılmasının önemi ile güçlü ve doğru hikaye anlatımının değeri ön plana çıktı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti işbirliğinde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla ‘Medyanın Geleceği’ konulu bir panel düzenlendi. Dünya Gazetesi Mersin Temsilcisi Fahriye Kutlay Şenyurt moderatörlüğünde düzenlenen panelin konuşmacıları Habertük TV Program Yapımcısı Veyis Ateş, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Senem DuruelErkılıç ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe oldu. Açılışta konuşan MTSO 29 No’lu Kırtasiye Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Turgay Demirtaş günün anlam ve önemini belirtirken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, halkın haber alma özgürlüğüne dikkat çekip, “Özgürlüğümüz ne kadar çok artarsa demokrasimiz de hayatımız da o kadar kolaylaşır” dedi.MTSO
MTSO 04 CMYK
Meclis Başkanı Hamit İzol ise kendisinin de sektör içinde yer aldığını belirterek gerek çalışanların gerekse medya kuruluşu sahiplerinin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Ateş: “Oyun bitti” Habertürk TV Program Yapımcısı Veyis Ateş, sözlerine, “Geleneksel medyada oyun bitti” diyerek başladı. Artık haberin gazetelerden değil tiwitter’dan alındığını kaydeden Ateş, dijitalleşmenin sektörü zorlamaya devam edeceğini söyledi. Yalnızca yerel değil yaygın basında da aynı sorunların yaşandığına işaret eden Ateş, “Tanımlayamadığımız yeni bir gelişme üzerimize doğru geliyor ve ben de en az sizler kadar tedirginim” dedi. Habertürk’ün gazete kapatan ilk kurum olduğunu hatırlatan Ateş, televizyonların bu olumsuz gidişata biraz daha direneceğini düşündüğünü söyledi. İnternet gazeteciliğinin de henüz çok karmaşık olduğunu ancak önümüzdeki süreçte taşların oturacağına inandığını kaydeden Ateş, “Bilgi kirliliği çok fazla. Ancak internet gazeteciliğinin de yasal bir zemine oturup, internet habercilerinin de sarı basın kartı almasıyla sorunun çözüleceğine inanıyorum” diye konuştu.
Erkılıç: “Önemli olan doğru sözü üretebilmek” Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Senem Erkılıç ise içerik üretim ve tüketiminin tamamen değiştiğine dikkat çekerek, “Günümüzde fotoğrafı çeken ve bunu paylaşan çok insan var ama herkes gazeteci midir? Tanıklık edenle gazeteci ayrılmalı. Editoryal süreç, bu sürecin nasıl yorumlanacağı ve ne zaman paylaşılabileceği konusunda öngörü sahibi olan kişidir gazeteci” dedi. Erkılıç, gazetelerin farklılaşabileceğini ancak araçlar değişse de üretimin, anı yakalama çabasınındeğişmeyeceğini anlattı. Yayınların artık çok daha rahat duyurulabildiği bir sürecin başladığını kaydeden Erkılıç, “Çok fazla bilgi var. Bunların hepsi bir yerde toplanıyor. Özgün ve kendisine ait üretimi olanlar öne çıkacak. Hikaye anlatın. Tarih anlatıcılığında olduğu gibi gazetecilik de hikaye anlatımının öneminin arttığı döneme evriliyor” dedi. Tepe: “Sektör arafta kaldı” Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe ise dijitalleşmeyle birlikte yerel medyanın da yaygın medyaya dönüştüğüne dikkat çekti. Bu dönüşümün sektörü rahatlatması gerekirken sıkıntılarını artırdığını kaydeden Tepe, yerel mi ulusal mı düşünmeleri gerektiği konusunda ikilem yaşayıp içerik üretmekte zorlandıklarına dikkat çekti. Aynı şekilde kitle iletişim araçları çeşitlenip artınca herkesin gazeteci gibi hareket etmeye başladığını kaydeden Tepe, sektörün arafta kaldığını ve ciddi sıkıntılar yaşadığını söyledi. Maddi yönden sorunlar bulunduğuna, reklam pastasının daraldığına da değinen Tepe, işlerine yatırım yapmakta ve kalifiye personel istihdamında zorlandıklarını söyledi. Panel plaketlerin verilmesi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
çalışan nüfusun yaklaşık %13’ünü barındıran perakende sektörüdür.Hizmet sektörünün ikinci en büyük kısmını, işletme ve şirket idaresi sektörü oluşturur. Bu sektör finansal hizmetler, gayrimenkul ve telekomünikasyon endüstrilerini içerir.Eğitim ve sağlık sektörleri Kanada’nın en büyük iki sektörü olmakla birlikte, her ikisi de kamu faaliyet alanı olarak ön plana çıkar. Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Kanada ülke analizi
D
etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Kanada ithalatı (2018) 2018 yılında 459,84 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Kanada’nın ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; 235,2 milyar dolar ile Amerika Birleşik Devletleri, 58,3 milyar dolarla Çin ve 28,4 milyar dolar ile Meksika’dır. Türkiye, Kanada pazarında 1,8 milyar dolar ve % 0,39 pazar payı ile 24. sıradadır. Ürün özelinde, Kanada’nın gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde 14,95 milyar dolar ile ilk sırada, petrol yağları ve bitümlü minerallerden elde edilen yağlar yer alır. Esas olarak kişilerin taşınması için tasarlanmış motorlu arabalar ve diğer motorlu taşıtlar 14,39 milyar dolar ile ikinci sıradadır. Bu ürünleri 11,15 milyar dolar hacim ile Hacimce>= % 90 olan petrol veya bitümlü minerallerin hafif yağları ve preparatları takip eder. Kanada ihracatı (2018) Kanada’nın toplam 450,7 milyar dolar ihracatında en büyük paya sahip ilk 3 ülke sırasıyla 338,2 milyar dolar ile ABD, 21,3 milyar dolar ile Çin ve 12,6 milyar dolar ile İngiltere’dir. Türkiye, Kanada’nın ihracatında 1,02 milyar dolar ve %0,23 payı ile 23. sıradadır. Ürün özelinde Kanada’nın gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde 66,9 milyar dolar ile ilk sırada petrol yağları ve bitümlü minerallerden elde edilen yağlar gelir. Bu ürün grubunu 20,4 milyar dolar hacim ile başka yerde sınıflandırılmamış emtia, 1,9 milyar dolarlık hacimle ise esas olarak kişilerin taşınması için
tasarlanmış motorlu arabalar ve diğer motorlu taşıtlar takip eder. Kanada - Türkiye dış ticareti (2018) Kanada’nın Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 195,5 milyon dolarlık hacimle demir veya alaşımsız çelik çubuklar gelir. Bu değer Kanada’nın, Türkiye ve diğer ülkelerden yaptığı toplam ithalat değerinin %43,3’üne karşılık gelir. Kanada’nın Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün ise 95,2 milyon dolarlık hacimle esas olarak kişilerin taşınması için tasarlanmış motorlu arabalar ve diğer motorlu taşıtlardır. Bu değer Kanada’nın, Türkiye ve diğer ülkelerden yaptığı toplam ithalat değerinin %0,7’sine karşılık gelir. Kanada’nın Türkiye’den en çok ithal ettiği üçünü sıradaki ürün ise 40,2 milyon dolarlık hacimle tankerlerdir. Bu değer Kanada’nın, Türkiye ve diğer ülkelerden yaptığı toplam ithalat değerinin %40,53’üne karşılık gelir. Kanada’nın Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 127,2 milyon dolar hacimle kalaylı demir veya çelik atıkları ve hurdaları (radyoaktif, atık ve hurdalar hariç) yer alır. Bu değer Kanada’nın bu ürün özelinde Türkiye dâhil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %51,49’una karşılık gelir. İkinci sırada 122 milyon dolar hacimle gübre olarak kullanmak için demir veya çelik atıkları ve hurdaları (cüruf, kireç ve diğer üretim atıkları hariç) yer alır ve Kanada’nın bu ürün özelinde yaptığı ihracatın %16,87’sine karşılık gelir. Toz haline getirilmiş olsun veya olmasın bitümlü kömür, 94,5 milyon dolar hacimle üçüncü sıradadır ve Kanada’nın bu ürün özelinde yaptığı ihracatın %1,63’üne karşılık gelmektedir. Kaynak: MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Hedef Pazar Matrisi, 2020
Üyelere Hedging uygulamaları anlatıldı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Global Menkul Değerler A.Ş. iş birliğinde piyasalara ve yatırım araçlarına ilişkin 2020 yılında beklentiler ile kur riskinden korunmak için türev araçların nasıl kullanılacağına dair bilgi vermek adına “Kur Riski Yönetimi ve Hedging Uygulamaları” konulu panel düzenlendi. Panelde Global Menkul Değerler Araştırma Bölüm Direktörü Burak Salman, Türkiye ve dünyanın 2019 yılı ekonomik verilerini değerlendirip 2020 projeksiyonu çizerken; Vadeli İşlemler Birim Müdürü Engin Küçük, hedging uygulamalarını anlattı. 2019 yılının ekonomik açıdan Türkiye için bir dengelenme yılı olduğunu anlatan Global Menkul Değerler Araştırma Bölüm Direktörü Burak Salman, 2020’de de Türkiye ve dünya ekonomileri açısından olumlu verilerin devam edeceğini söyledi. Toparlanmanın 2019 yılı ikinci yarısında başladığını, bu toparlanmanın iç tüketimle öne çıktığını kaydeden Salman, bu dönemde otomobil, beyaz eşya, konut ve mobilya gibi tüketim odaklı sektörlede ciddi bir toparlanma görüldüğünü anlattı. 2019’un Türkiye için tedbirli başladığını yıl içinde alınan önlemlerle, tüm finansal kalemlerde yılın olumlu tamamlandığını bildiren Salman, dünyada da bu dönemde çeşitli çalkantılar, küçülmeler, ticaret savaşları yaşandığını ifade etti. 2020’de ise global ekonomilerde büyüme hazının toparlanmasını beklediklerine değinen Salman, “ABD –Çin ticaret savaşlarının sona ermesi, Berxit’in 31 Ocak’ta karara bağlanarak gerçekleşmesi bekleniyor. 2019’u dengeleme yılı olarak geçiren Türkiye ekonomisinin büyüme hızının artması, 2019’da dengelenen enflasyonun 2020’de bir miktar daha
gerilemesi bekleniyor. Aynı zamanda Merkez Bankası politika faizini tek haneye indirmesi ve yurtiçi talepte canlanma da beklenenler arasında” dedi. Küçük: “Kur riski hedge edilmeli” Türev Araçları Birim Müdürü Engin Küçük ise Hedging işlemlerinin detaylarını ve kimlerin bu yönteme başvurması gerektiğini anlattı. Gelir ve gideri farklı para birimlerinden olan kişilerin kur hareketlerinden olumsuz etkilenmemek adına açık pozisyonlarını hedge etmesi gerektiğini vurgulayan Küçük, “Kısacası bu işlem kar kaygısı gütmeden kur riskinin yönetilmesi olarak adlandırılabilir” dedi. Konuyu örneklendirerek anlatan Küçük, kur riskinin nasıl hedge edileceğini ise, “Spot piyasada taşınan pozisyonlar ve açık bekleyen pozisyonlara karşılık vadeli piyasalarda aynı büyüklükte ters pozisyon alınarak hedge işlemi yapılır. Koruma amaçlı işlemlerde kar amacı güdülmez. Riskten korunmak için fiyat sabitlemesi yapılır” sözleriyle açıkladı. Özellikle kurdaki hareketlenmenin kısa zamanda büyük boyutlara ulaştığı dönemlerde ciddi koruma sağladığına değinen Küçük, “Bilançonuzu olumlu etkileyecek gelişmeleri değerlendirmeniz yanında olumsuz etkileyecek savunma planları da yaparsanız iyi olur. Şirketler savunma planı oluştururken ilk olarak şirket parasının ne kadarını riske atmak istiyor, ne kadar riske girebilir saptamalı çünkü her hedge işleminin bir maliyeti vardır. İkincisi şirketin bu riski kaldırabilecek gücü var mı? Bu iki noktaya dikkat ederek bilançolarında olumsuz etkilenecek bir savunma planı oluşturulması mümkün” dedi.
5
YIL: 22 | SAYI: 388 | 19 Ocak - 01 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr
19 No’lu Komite altyapı yetersizliğinden şikayetçi Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektöre ilişkin gelişmeleri değerlendirip önümüzdeki süreçte komite olarak yürütecekleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. Üyeler özellikle 30 Haziran 2020 tarihine kadar ertelenen Ulaştırma Elektronik Takip Denetim Sistemi’ne (U-ETDS) veri gönderme zorunluluğu, sayısal takograf uygulamaları ve Taşıma İşleri Organizatörlüğü (TİO) Belgesi konularına değindi.
Kemal Yüksel
M
TSO 19 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyeleri yeni yılda sektörde uygulanacak zorunlulukları değerlendirdi. Uzun vadede yeni uygulamaların sektörün kalitesini artıracağı görüşünde birleşen üyeler, ancak geçiş sürecinin sağlıklı yönetilmesi ve uygulamaları kolaylaştıracak altyapı yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yurtiçi Yük ve
Yüksel: “Altyapı yatırımlarına ağırlık verilmeli” Yeni yılla birlikte taşımacılık sektörüne getirilen zorunlulukları değerlendiren Meclis Katip Üyesi ve Yüksel Lojistik Sahibi Kemal Yüksel, bu yeniliklerin fikir olarak iyi olduğunu ancak uygulamada zorluklar yaşanabileceğini söyledi. Özellikle altyapıdaki eksiklikler nedeniyle firmaların hangi durumlarda uyum sağlamakta zorlanabileceğini Yüksel, şöyle açıkladı: “Yeni sayısal takograf uygulamasına göre şoförün 4 saat
Ufuk Maya
araç kullanıp 45 dakika dinlenmesi gerekiyor. Ancak bu 4 saatlik sürenin Türkiye’de hangi karayolunda hangi tesise denk geleceği belli değil çünkü Türkiye karayollarında şoförlerin dinlenmesine imkan sağlayacak yeterli sayıda TIR Parkı ya da tesis bulunmuyor. Gümrüklerde ya da liman kapılarında uzun araç kuyrukları oluyor ve şoförlerimizin kaç saat burada bekleyeceğini tahmin edemiyoruz, ya da
bir ürünü alacağımız zaman fabrika hazırlamamış oluyor ve araçlarımız fabrikada uzun süre bekleyebiliyor. Kısaca kontak çalıştığı andan itibaren takograf devreye giriyor ama bizim dışımızda yaşanan birçok gecikme işimizi aksatıyor ve belirlenen süreler bekleme sırasında dolabiliyor. Bu nedenle gerekli altyapı hazırlanmadan araç sürüş sürelerinde uzatma ve sisteme kademeli geçiş talep ediyoruz.” U-ETDS sistemine veri aktarımına yönelik değerlendirme de yapan Yüksel, bu konuda da yük bildirimlerini kamyoncu yerine nakliye firmasının yapmasını istediklerini, bu durumun sürecin daha sağlıklı işlemesini beraberinde getireceğini söyledi. Konuşmasının sonunda TİO Belgelerine değinen Yüksel, R Belgelerinin yerini alacak bu belgenin de maddi açıdan sektörü zorlayabileceğine dikkat çekerek, belge alımları için taksitlendirme beklediklerini anlattı. Yüksel, “Hükümet düşük faizli krediler tahsis etsin ki herkes belgesini alarak çalışabilsin. Sektör disipline edilsin ama sektö-
26 No’lu Komite projelere yoğunlaştı zamanda 2020 yılında takip etmeyi planladıkları projelere de değinen üyeler, çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Yasemin Taş
MTSO 26 No’lu Meslek Komitesi proje odaklı çalışmalarını sürdürüyor. Sektörü geliştirmek adına Medikal İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nden sağlık turizmine kadar çeşitli alanlara yönelen Komite aynı zamanda eğitim çalışmalarına da ağırlık veriyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak yaşanan sorunları dile getirdi. Aynı
Taş: “Sektörde teknolojik altyapının gelişmesi önemli” Komite olarak sektör temsilcilerinin teknolojik altyapılarını güçlendirecek çalışmaları önemsediklerini kaydeden Yönetim Kurulu Üyesi ve Mersin İlaç Ecza Deposu Yetkilisi Yasemin Taş, bu bağlamda son dönemlerde özellikle Mersin Üniversitesi içerisinde kurulacak Yeşil Medikal Teknopark’ın hayata geçmesini beklediklerini söyledi. Bu teknoparkın alan tahsisinin yapıldığını, ihalesinin gerçekleştiğini bildiren Taş, “Üniversite sanayi işbirliğini geliştirecek böylesi önemli bir çalışma bizim adımıza da önemli. Üyelerimizin, burada yatırım yapması için çalışacağız. Devlet teşviklerinden yararlanarak ortak ya da bireysel araştırma laboratuvarları kurulabilecek üyelerimizin Ar-Ge’ye, inovatif ürüne yönelmesi kolaylaşacak” dedi. Ardından, burada geliştirilecek teknolojik altyapı ve inovatif ürünlerin yatırıma dönüşeceği bir Medikal İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB)
sağlık sektör temsilcilerini bir araya getireceklerini açıkladı.
Barış Güler
kurmak istediklerini anlatan Taş, bu proje üzerinde çalıştıklarını belirtip, “Planlarımızı hayata geçirebilmemiz halinde teknoparkta geliştirilecek ürünler bu OSB’de yatırıma dönüşebilecek” ifadelerini kullandı. Son olarak sektörde yaşanan mevzuat değişikliklerine değinen Taş, bu değişikliklerin firmalara bir takım yazılım yatırımı yapma zorunluluğu getirdiğini hatırlatıp, önümüzdeki süreçte Mersin Teknoparktaki yazılım firmaları ile
Güler: “Eğitim önemli” Komite olarak önem verdikleri konular arasında eğitimin de yer aldığını belirten Meclis Üyesi ve PMS Tıbbi Cihazlar Yönetim Kurulu Üyesi Barış Güler, planladıkları Medikal İhtisas OSB içerisinde sağlık okullarının yer almasını da düşündüklerini, böylece ihtiyaca yönelik ara eleman yetiştirme olanağı yakalayabileceklerini anlattı. Mersin’de Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi içerisinde Biyomedikal Cihaz Teknolojileri bölümü bulunduğunu hatırlatan Güler, “Geleceğin önemli meslekleri arasında yer alan bu bölümün gelişmesi adına önümüzdeki süreçte gerekli destekleri vermeye davam edeceğiz” diye konuştu. Bu okulun bilinirliğinin artması adına çalıştıklarını ifade eden Güler, burada okuyan öğrencilere staj imkanı sunduklarını ve ardından da iş olanakları oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Sektör içi eğitimlerin önemine de değinen Güler şunları söyledi: “Yalnızca personel yetişmesi noktasında değil, sektörde sürekli yaşanan değişiklikler konusun-
36 No’lu Komite 2020’den umutlu
M
TSO 36 No’lu Yurtdışı Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, dış ticaret açısından iyi bir yıl bekliyor. 2019’u az da olsa dış ticaret rakamlarında artışla tamamladıklarına dikkat çeken Komite Meclis Üyeleri, Mersin’in her türlü imkana sahip olduğunu belirtip, kenti dış ticaret merkezi olarak görmek istediklerini belirtiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 36 No’lu Yurtdışı Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Meclis Üyeleri 2019 yılı Mersin’ dış ticaret faaliyetlerini değerlendirip 2020 yılı beklentilerini anlattı. Kent adına önem taşıyan Irak ve İran gibi pazarlarda yaşanan gelişmeleri ve ticarete yansımalarına değinen Üyeler, limanda yaşanan hareketlilikten Çukurova Bölgesel Havalimanı yatırımına kadar sektörü ilgilendiren birçok konuyu ele aldı. Yıldızgörer: “Dünya sermayesinin cazibe merkezi Mersin olsun” Meclis Üyesi ve Dicle Group Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Yıldızgörer, 2019 yılı Mersin ihracatına ilişkin değerlendirmeler yaptı. Mersin’in yılı, ihracat rakamlarında az da olsa bir artışla tamamlandığını kaydeden
MTSO 05 CMYK
de otomotiv endüstrisi. 2019 yılında %57,29’luk bir artış söz konusu. Tüm sektörü sizlerin aracılığıyla tebrik ediyorum.” 2020 yılına da umutla baktıklarını vurgulayan Yıldızgörer, bu dönemde dünya sermayesinin yönünün doğuya çevrilmesinin beklendiğini belirtip, “Bu sermayenin cazibe merkezi de Mersin olsun istiyoruz. Çünkü limanımız, iş gücümüz, jeopolitik avantajlarımız buna elverişli” değerlendirmesini yaptı. Yıldızgörer sözlerini, “Bunun için tekrar ifade etmek istiyorum, tüm gayretimiz özelde Mersin, genelde Türkiye için” diye tamamladı. Serdar Yıldızgörer
Yıldızgörer, şu bilgileri verdi: “2019 yılında 1.8 milyar dolara dayanan ihracatımız sevindirici ve önümüzdeki yıllar için umut vericidir. Sektörel bazda baktığımızda, Mersin’in önemli sektörlerinde artış görüyoruz. İşte yaş sebze meyve ihracatında %3,52’lik, kuru meyve ve mamullerinde %20,01’lik, elektrik elektronikte %23,27’lik, kimyevi maddeler ve mamullerinde %16,24’lük ihracat artışları gerçekleşmiş durumda. Benim dikkatimi çeken sektörlerden biri
İçenler: “Havaalanı yatırımı en kısa sürede tamamlanmalı” Mersin dış ticaretinin gelişmesi için öncelikle teknoloji odaklı, rekabetçi bir üretim yapısı oluşması gerektiğine dikkat çeken Meclis Üyesi ve Algan Gıda Maddeleri Firma Sahibi Zühal İçenler, yüksek maliyetli girdiler, finansal zorluklar ve maliyeti yüksek işgücü nedeniyle bu hedefe ulaşmakta zorlandıklarını söyledi. Paralelinde kalite sorunu yaşanabildiğini anlatan İçenler, “Kalitesiz ve ucuz ürünlerin dış piyasada başarılı olma imkanı yoktur. Yeni teknolojiyi
Zühal İçenler
kullanarak çok daha kaliteli ve belirli standartlarda üretim yapmalıyız” dedi. Doğru pazar analizlerinin önemine de dikkat çeken İçenler, “Dünya pazarları çok değişken. Bu nedenle pazarlar iyi analiz edilmeli ve bu analizler sonucu yeni stratejiler belirlenmeli ki pazarda sürdürülebilir ve ortalamanın üzerinde bir gelir elde edilebilsin” değerlendirmesini yaptı. Üretimindeki ithal ürün girdi oranının iyi kurgulanmasının önemine de değinen İçenler, aksi halde ihra-
re uyum şartları hafifletilsin. Amaç ceza kesmek yerine herkesin bu belgelere ulaşabilirliğini artırmak olsun” dedi. Maya: “Mersin lojistikte iyi bir yıl geçirdi” Meclis Üyesi ve Ufuk İntermodal Lojistik Sahibi Ufuk Maya Mersin’in lojistik sektörü adına iyi bir yılı geride bıraktığını anlattı. 2019 yılında Mersin Limanı’nda elleçlenen konteyner hacminin yüzde 13 arttığını bildiren Maya, aynı şekilde kuru yük elleçlemesinde %2, ihracatta %7’lik, Ro-Ro ile Avrupa’ya yapılan araç taşımasında ise % 11 artış yaşandığını söyledi. Türkiye’nin jeopolitik konumu gereği Doğu ile Batıyı, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayarak küresel ticaret için önemli bir kesişme noktasında yer alması yanında toplam küresel ticaretin yarısına karşılık gelen birçok pazara erişim sağlayan bir ülke olduğunu kaydeden Maya şunları söyledi: “Bu özellikleriyle bölgedeki taşımacılık faaliyetleri için bir üs işlevi görmektedir. Türkiye
da üyelerimizi de haberdar edecek eğitim programlarına yöneliyoruz. Ürün Takip Sistemi konusunda
Ersoy Kuşçu
önemli değişiklikler yaşandı. Geçtiğimiz aylarda düzenlediğimiz bir eğitimle üyelerimizi bu konuda bilgilendirdik. Bu yılın ilk çeyreğinde Medikal Cihazlar Yönetmeliği (MDR) değişiklikleri ve firmaların yeni döneme oryantasyonu için bir eğitim planlıyoruz.” Kuşçu: “SUT Fiyatları güncellenmeli” MTSO Meclis Üyesi ve İMC Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ersoy Kuşçu ise özellik-
catçıdan çok fason üretici konumuna gelinebileceğini belirtip, doğru çalışmalar yürütülmesi gerektiğini anlattı. Sorunun temelinde teknoloji yatırımları bulunduğunu kaydeden İçenler sözlerini, firmaların teknoloji altyapılarını güçlendirebilmesi adına hibe destekler beklediklerini belirterek tamamladı. Baran: “Irak sorunu çözümlenmeli” Mersin’in bir dış ticaret kenti olduğunu ve bu alanda daha çok yol alabilmesi için ulaşım kanallarının güçlendirilmesini beklediklerini ifade eden Meclis Üyesi ve Baranmar Süt Gıda Ürünleri Firma Sahibi Ahmet Baran, “Dış ticaretin iki katına çıkması için kentimizde mutlaka ikinci bir liman yatırımı yapılması gerektiğine inanıyoruz” dedi. Limanda yaşanan doluluğun ticaretin hareketli olduğunu göstermesi adına sevindirici olmasına rağmen iş akışının gerekli hıza erişememesi adına sıkıntı verdiğini kaydeden Baran, işlemleri hızlandırabilmek adına ikinci bir liman yatırımı beklediklerini söyledi. Son olarak Irak ticaretine değinen Baran, Kuzey Irak’ta tüm sorumluluğun Bağdat’a geçmesiyle sorunların arttığını anlattı. Bazı ürünlerin ticaretinde sıkıntı yaşandığını kaydeden Baran, özellikle Bağdat’ta üretimi yapılan ürünlerin girişinin tama-
lojistik sektörü günümüzdeki hacmiyle Türkiye milli gelirinin yaklaşık %13’ünü oluşturur. 2018 yılında yapılan anketlerde ve yorumlarda 2019 yılında ekonomik daralma ve krizlerin lojistik sektörünü fazlasıyla etkileyeceği yönünde görüşler ortaya atılmasına karşın 2019 son ayında sektörün beklendiği kadar kötü bir tablo çizmediğini görmekteyiz. Son yıllarda dövizin hızlı yükselişi nedeniyle sektörün borç yükü artmış görünse de GSYH içindeki payıyla kıyaslandığında sektörün borç yükünün yüksek olmadığı görülüyor.” Türk taşımacılık ve lojistik sektörünün coğrafi konumu ve ekonominin dış ticaretteki esnekliği yanında Ulaştırma Bakanlığı’nın sektörü disipline etme ve geliştirme tedbirlerinin de sektörün orta vadede önünü açacağına inandığını kaydeden Maya, “Bununla birlikte lojistik sektör uzun vadede küresel rekabetten geri kalmamak için dijital teknolojilerdeki gelişimle uyumlu olarak dönüşümü mutlaka gerçekleştirmelidir” değerlendirmesini yaptı.
le Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarına değindi. Devletin ameliyattan gözlük çerçevelerine kadar hiçbir kalemde verdiği rakamların 10 yıldır değişmediğini kaydeden Kuşçu, işletme giderlerinin ise 3-4 kat artmasının sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Zor bir 2019 yılını geride bıraktıklarını ifade eden Kuşçu, özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmaların ciddi sıkıntılara yol açtığını, tıbbi cihaz ve malzeme fiyatlarının 3 kat artmasına rağmen gelirin aynı oranda artamadığını dile getirdi. Ardından komite bünyesindeki sektörlere yönelik değerlendirmeler yapan Kuşçu, kozmetik ürünler imalatında Uzakdoğu ile rekabette yaşanan sıkıntılara, medikal sektöründe ise medikal malzemelerin eczanelerde, discount marketler ve internet sitelerinden online satılıyor olmasının getirdiği sorunlara değindi. Eczanelerde medikal ürün satışında belli bir kota bulunmasına rağmen bu kotanın dışına çakıldığını kaydeden Kuşçu, denetimlerin artmasını beklediklerini anlattı. Optik sektöründe ise optisyenliğin ciddi bir sektör olmasına rağmen gerek güneş gözlüğü gerekse numaralı gözlüklerin korsan satışının yaygınlaşması nedeniyle sorunlar yaşandığını kaydeden Kuşçu, bu alanda da denetim beklediklerini sözlerine ekledi.
men durduğunu açıkladı. “Ürün yola çıkarken farklı yasa, yoldayken farklı, ürün ulaştığında
Ahmet Baran
farklı yasa uygulanıyor. Ciddi sıkıntılar yaşıyoruz” diyen Baran, hükümetler arası ilişkilerle bu sorunun çözümünü beklediklerini söyledi. Transit ticarette de Iraklı tüccarların daha ürkek davranmaya başladığını ifade eden Baran, yurtdışından sipariş verdikleri ürünleri Türkiye’de beklettiklerini ve bu durumda demoraj ve ardiye maliyetlerinin artmasıyla rekabetçi yapının kaybolmaya başladığını ve iyi bir pazarı kaybetme tehlikesi yaşadıklarını dile getirdi.
6
YIL: 22 | SAYI: 388 | 19 Ocak - 01 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr
Kaya Makine, çelik indüksiyon ocağı yatırımı için gün sayıyor
Makine, makine yedek parça, çelik konstrüksiyon imalat ve montajı, konveyör/elevatör imalatı, talaşlı imalat işleri, proje üretim ve planlama gibi alanlarda faaliyet gösteren Kaya Makine, kentin ilk çelik indüksiyon ocağı yatırımına hazırlanıyor.
larını açıklayan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başlangıçta böyle bir yatırıma başlama noktasında tereddütlerimiz vardı. Ancak her zaman babamız olarak gördüğümüz, Sumas Fabrikası’nda elinde büyüdüğümüzü söyleyebileceğim MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan’ın teşvik etmesi, bizi yüreklendirmesiyle ilk adımı attık. Yeni fabrikamızın da devreye girmesiyle birlikte üretim kapasitemiz iki katına çıkacak. Ardından fazla kapasiteyi değerlendirebilmek adına ihraca-
ta yoğunlaşmayı düşünüyoruz.” Yeni fabrikalarında çelik indüksiyon ocağı yatırımı gerçekleştireceklerine de değinen Kaya, Mersin’de böyle bir yatırım bulunmadığını, kendileri de dahil olmak üzere tüm sektör temsilcilerinin şehir dışından hizmet aldığını söyledi. Kaya, bu yatırımla birlikte kendi maliyetlerini düşürüp özellikle hedefledikleri yurtdışında rekabetçi yapılarını güçlendirme yanında Mersin’e de bu alanda hizmet sunabileceklerini dile getirdi.
çimento sanayi, enerji sektörünün önde gelen firmaları adına imalata başladıklarını bildirdi.
Mahmut Kaya Kaya Makine Genel Müdürü
M
ersinli firmaların bu konuda şehir dışından hizmet almak durumunda kaldığını kaydeden Şirket Genel Müdürü Mahmut Kaya, 2021’den itibaren Mersin’de bu hizmeti vereceklerini bildirdi. Sektöre küçük yaşlarda adım attığını anlatan Kaya Makine Genel Müdürü Mahmut Kaya, kendisinin de babası İbrahim Kaya gibi sektöre ilk adımı Sumas Pompa’da attığını söyledi. “Babam, Sumas Su Pompa Fabrikası dökümhanesinde ustabaşı olarak çalışıyordu. Emekli olunca 1994’te Kaya Makine ismiyle bir şahıs firması kurarak Mersin Sanayi Sitesi’nde 500 metrekare alanda çalışmaya başladı” diyen Kaya, kendisinin de aynı fabrikada küçük yaşlardan itibaren torna ustası olarak çalıştığını söyledi. Burada elde ettiği tecrübeyle birlikte 1996’da babasının yanına geçtiğini kaydeden Kaya şu bilgileri verdi:
“Şirkette Murat, Müslüm, İsa ve Mehmet olmak üzere 4 kardeşim ve babam vardı. Benim de dahil olmamla birlikte 5 kişi çalışmaya başlamıştık. 1996’da şahıs firmasından limited şirkete çevirdiğimiz Kaya Makine’de ağır sanayi makineleri imalatı ve yedek parça imalatı yapıyorduk. O dönemde çalıştığımız tek firmanın yine Sumas olduğunu söyleyebilirim. Sumas adına taşeronluk yapıyorduk.” Geçmişten gelen müşteri portföylerinin de bulunması, sektöre yabancı olmamaları nedeniyle kısa zamanda iş hacimlerini geliştirdiklerini ve tezgah parkurlarının büyüdüğünü ifade eden Kaya, mevcut alanlarına sığamayarak 2004’te Tırmıl Sanayi Sitesi’ndeki 1 dönüm arazi üzerine kurulu mevcut alanlarına taşındıklarını söyledi. Yeni yerle birlikte tezgahlarını yenilediklerini, CNC tezgah yatırımı yaptıklarını kaydeden Kaya, ardından cam sanayi,
“İhracat da yaptık” Yeni yerleriyle birlikte Türkiye genelinde çalışmaya başladıklarına değinen Mahmut Kaya, hizmet verdikleri firmaların yurtdışı fabrikalarına da iş yaparak yurtdışına da açıldıklarını söyledi. Soda Sanayi’nin Bosna’daki fabrikasına çalışıp burada yurtdışı deneyimi edinmeleri sonrasında yoğun şekilde Kıbrıs’a iş yaptıklarını dile getiren Kaya, önümüzdeki yıllarda ihracatın toplam iş hacimleri içindeki payını artırmak istediklerini ifade etti. Yeni yatırımları sonrasında çalışmalarını 22 kişi ile sürdürmeye başladıklarını, ürün çeşitlerini artırdıklarını anlatan Kaya, bugün talep gelen sektörlerin tamamına hizmet verebildiklerini söyledi. Çukurova Kalkınma Ajansı ve KOSGEB desteklerinden yararlanarak makine yatırımları yaptıklarını da anlatan Kaya, “Teknolojiyi yakından takip ederek gücümüz ölçüsünde mevcut makinelerimizi yenilemeye gayret gösteriyoruz “ diye konuştu. “OSB’de yatırım yaptık” Yatırımların önümüzdeki süreçte de devam edeceğini vurgulayan Mahmut Kaya, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi genişleme alanından 10 dönüm arazi satın aldıklarını anlattı. İlk etapta bu arazinin 5 bin metrekaresini kapatmayı planladıklarını ve inşaatın yaklaşık yüzde 30’unu tamamladıklarını kaydeden Kaya, 2021 yılında yeni fabrikalarına taşınmayı hedeflediklerini söyledi. Mevcut yerlerini de kapatmayacaklarını ve kesimhane olarak kullanacak-
Mersin Özçelik Türkiye’nin tamamına yayılmayı hedefliyor Mersin’in demir çelik ticaretinde önde gelen firmaları arasında yer alan Mersin Özçelik Demir Çelik Ürünleri firması, ikinci neslin de çalışmaya başlamasıyla yönünü Türkiye geneline çevirdi. Bugün Türkiye’nin önemli şehirleriyle ticaret yapan firma, yurt geneline yayılmayı hedefliyor.
Sabahattin Özdemir Özdemir Demir Çelik Ürünleri Genel Müdürü
F
aaliyete 1977 yılında kardeşleri Sedat ve Yusuf Özdemir ile 50 metrekarelik küçük bir alanda kurdukları torna tesfiye atölyesinde başladıklarını anlatan Şirket Genel Müdürü Sabahattin Özdemir, bugün sektör değiştirerek demir çelik ticareti ile uğraştıklarını söyledi. Kendisi de dahil olmak üzere kardeşlerinin küçük yaşlardan itibaren sanayide büyüdüklerini ve belli bir tecrübeye sahip olmaları sonrasında kendi işlerini kurma kararı aldıklarını anlatan Özdemir, Mersin’in liman kenti olması nedeniyle o yıllarda ağırlıklı olarak limana ve paralelinde lojistik sektörüne hizmet verdiklerini söyledi. Ardından askere gidip dönmeleriyle birlikte 1980’li yıllarda Mersin Sanayi Sitesi’nde 60 metrekarelik bir alana
MTSO 06 CMYK
taşındıklarını dile getiren Özdemir, “O dönemde de yine torna hizmeti vermeyi sürdürüyorduk. Yeni yerle birlikte yaptığımız yeni yatırımlarla torna makine sayımızı ve kapasitemizi artırmıştık. Sektördeki açığı görerek çıktığımız yolda bir süre sonra faaliyet gösteren firma sayısının artmasıyla pazarda bir daralma yaşanınca yeni arayışlara girdik. Gelen taleplerden yola çıkarak sektör değiştirme kararı alıp 1997’de demir çelik ticaretine başladık” dedi. “Yerli otomobile katkı sunmak istiyoruz” Yine Mersin ile çıktıkları yolda kısa zamanda önce bölgeye ardından da yurt geneline ürün göndermeye başladıklarını bildiren Sabahattin Özdemir, bugün çalış-
malarını 2 bin metrekare alanda sürdürdüklerini ve başta vasıflı imalat çeliği ve çelik çekme boru olmak üzere ihtiyaç duyulan her türlü demir çelik ürününü perakende ve toptan olarak sattıklarını anlattı. 2008 yılından itibaren şirketleştiklerini dile getiren Özdemir, geniş ürün yelpazeleri ile otomotivden beyaz eşyaya, makine sanayinden savunma sanayine kadar pek çok sektöre hizmet sunduklarını söyledi. İkinci kuşağın da aktif olarak görev almasıyla birlikte hedeflerinin büyüdüğünü vurgulayan Özdemir, “Bizim için yeni nesil, genç fikirler çok önemli. Sektörde bir adım daha ileri gidebilmemizin farklı fikirleri tartışabilmemizden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu nedenle ikinci kuşağın rahat çalışabilmesi, fikirlerini hayata geçirebilmesi adına fırsat tanımaya özen gösteriyoruz” değerlendirmesini yaptı. Küçük yaşlarından itibaren çalışmalarına ortak ettikleri ikinci kuşağın bugün, finans, muhasebe, pazarlama gibi kilit noktalarda görev yaptığını bildiren Özdemir, “Yeni neslin hayata bakışı bizden biraz farklı. Daha farklı alanlarda yer almak istiyorlar. Önerileri üzerine geçtiğimiz yıllarda Mersin Üniversitesi öğrencilerinin güneş enerjisi ile çalışan araba imalatına sponsor olarak malzeme desteği sağlamıştık. Şimdiki hedefleri ise Türkiye’nin ilk yerli otomobiline de malzeme tedarik edebilmek. Biz de bu hedeflerini destekliyoruz” diye konuştu.
Kızıltan: “Sanayiden doğup büyüyen firmaları OSB’de görmek istiyoruz”
T
ırmıl Sanayi Sitesi’nde Kaya Makine’yi ziyaret ederek Mahmut ve Murat Kaya ile bir araya gelen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, firmanın çalışmaları hakkında bilgi alarak sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Küçük yaşlardan itibaren sanayinin içinde çalışıp kendi firmasını kurarak ayakları üzerinde güçlü şekilde durmayı başaran firmaları
“Dış ticaret çalışmaları ön plana çıkacak” 3 kardeş olarak bugüne kadar yurtiçi ağırlıklı çalıştıklarını ve özellikle Mersin, Adana, Osmaniye, Hatay gibi illerde önemli bir pazar payına ulaştıklarını vurgulayan Sabahattin Özdemir, Türkiye genelinde ise Bursa, İzmir, Ankara ve Gebze’de etkili olduklarını söyledi. İkinci kuşakla birlikte yurtdışına da açılma fikrinin oluştuğuna işaret eden Özdemir, yalnızca ihracat değil ithalat ayağını da değerlendirdiklerine değinip, yurtdışından uygun maliyetlerle ithal edecekleri ürünlerle rekabetçi yapılarını güçlendireceklerini, ardından yurt genelinde daha uygun maliyetlerle satış gerçekleştirebileceklerini anlattı. Bunun yanında ihracat planladıklarını da kaydeden Özdemir, özellikle Ortadoğu’da pazar araştırmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Yapılacak pazar araştırmalarının ardından mevcut altyapılarını da ihracata hazırlamak adına yatırım planları bulunduğunu dile getiren Özdemir, alanlarını 6 bin metrekareye çıkarıp ürün yelpazelerini daha da geliştirmek istediklerini söyledi.
görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Kızıltan, güçlü ekonomiler için üretimin önemine dikkat çekerek, “Sanayi sitelerimizde yetişen, kabuğuna sığamayan firmalarımızın ölçek büyütüp Organize Sanayi Bölgeleri’ne taşınmasını önemsiyoruz. Sizler gibi firmalarımızın sayısı arttıkça daha güçlü bir Mersin, daha güçlü bir Türkiye ekonomisi olacaktır” diye konuştu.
“Personel konusunda sürdürülebilirlik önemli” Başarılarında doğru personel ile çalışmanın büyük rol oynadığına da değinen Sabahattin Özdemir, “Kurulduğumuz günden bu yana birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız var” dedi. Çalışanlarını da aileden biri olarak gördüklerini ve bu nedenle aidiyet duygusu oluştuğuna inandığını kaydeden Özdemir, “Yıllar geçince artık konuşmadan dahi birbirinizin ne istediğini anlıyorsunuz. Herkes görev ve sorumluluklarına hakim oluyor ve yaptığı işi sahipleniyor. Bu da başarıyı beraberinde getiriyor. Çalışanlarımızın tümünün MYK Belgesi var ve uluslararası kalifikasyona sahipler” dedi. Son olarak aile şirketi olmalarına da değinen Özdemir sözlerini şöyle tamamladı: “Maalesef ülkemizde aile şirketlerinin ömrü uzun soluklu olmuyor. Bizim ise birbirimize olan güvenimiz sonsuz. Bugüne kadar para kazanmaktansa aile olabilmeyi her zaman ön planda tuttuk. 1977’den bu yana sektördeki gücümüzü artırarak yolumuza devam edebilmemizin temelinde de bunun etkili olduğunu düşünüyorum.”
Kızıltan: “Güçlü aile şirketlerini görmek sevindirici”
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Özçelik Demir Çelik Ürünleri firmasını ziyaret ederek Sabahattin, Sedat ve Suat Özdemir kardeşler ve çocuklarıyla bir araya geldi. Firmanın çalışmaları hakkında bilgi alan Kızıltan, sektörde yaşanan gelişmeleri ve sorunları dinledi. Kalabalık bir aile olarak çalış-
malarını sürdüren Özçelik ailesinin başarılarını gururla takip ettiğini anlatan Kızıltan, “Bu şirket Mersin’e ve Türkiye’ye mal olmuş bir şirket. Birlik ve beraberliğinizi bozmadan 3. nesle aktarma görevi de size düşüyor. Ülkenin ve Mersin’in artık 100 yılı aşmış şirket sayısını artırması gerektiğine inanıyorum. Bu noktada sorumluluğunuz büyük” dedi.