Süs Bitkileri Fidanlık Tekniği

Page 1

Bu proje AB tarafından desteklenmektedir This project is funded by the EU

Fidanlık Tekniği Prof. Dr. Zerrin SÖĞÜT Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Adana

Mersin / 2012

Camera di Commercio Mantova





Dış mekan bitkileri kentsel ve kırsal alanlarda çeşitli estetik ve fonksiyonel amaçlarla kullanılmaktadır. Ülkemizde Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgeleri başta olmak üzere çok sayıda üretici işletme bu konuda çalışmaktadır. Doğu Akdeniz Bölgesinde üretim ve/veya ticaret yapan işletmeler genelde aile işletmeleri niteliğinde küçük işletmeler olmakla beraber, büyük ölçekli olup dışsatım amaçlı üretim yapan birkaç işletme de bulunmaktadır. Bölge genelindeki dış mekan bitkilerinin üretim ve ticaretindeki gelişme seviyesi Bölge potansiyeli ile örtüşmemektedir. İşletmelerde üretimde kalite ve standartlar da birkaç işletme hariç tutulduğunda henüz belirli bir düzeye ulaşamamıştır. Üreticilerle çeşitli amaçlarla yapılan görüşmelerde de kalifiye işçi ve bilgi eksiklikleri bir sorun olarak ön plana çıkmıştır. Bu kitap Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonunun da içinde yer aldığı uluslar arası nitelikli “Dış Mekan Süs Bitkileri Sektöründe Gelişim ve Yatırım Stratejisi Projesi” kapsamında üreticiler için hazırlanmıştır. Hazırlık aşaması yaklaşık iki ay olan bu kitapta kullanılan fotoğraf ve şekiller orijinaldir. Böyle bir kitabın hazırlanmasında öncü olan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu elemanlarından Sayın M.Murat HOCAGİL, Sayın Dr. Ayhan AYDIN, Sayın O.Sedat SUBAŞI ile MTSO ilgililerine teşekkür ederim. Ayrıca kitabın yazılması sırasında destek ve yardımlarını esirgemeyen Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğretim üyelerinden Sayın Prof. Dr. Muzaffer YÜCEL ile yüksek lisans öğrencilerim Sayın Parisa AMİNİ ve Sayın Bagher LOTFY’ye en içten teşekkürlerimi sunarım. Kitabın tüm ilgililere yararlı olmasını dilerim. Prof. Dr. Zerrin SÖĞÜT

I


DIŞ MEKÂN SÜS BİTKİLERİ SEKTÖRÜNDE GELİŞİM VE YATIRIM STRATEJİSİ PROJESİ

Programın Adı: TR0703.01-02 Sivil Toplum Diyaloğu II - Balıkçılık ve Tarım Hibe Programı Program Sorumlusu: T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı Toplam Bütçesi: 151,625.04 Avro Süresi: 12 ay Koordinatör: Mersin Ticaret ve Sanayi Odası - Türkiye Ortaklar: Mantova Ticaret Odası – İtalya, Mersin İli Turunçgil Üreticileri Birliği - Türkiye İştirakçi Kurumlar: Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu, Ekolojik Yaşam Girişimcileri ve Gönüllüleri Derneği Genel Amaç: Projede Dış Mekân Süs Bitkileri Sektörüne dair AB uygulamalarının araştırılması ve kıyaslanması ile Mersin odaklı kalkınma ve yatırım stratejisi oluşturulması ve sektörle ilgili yatırımcılara bilinçlendirme çalışmalarının yürütülmesi amaçlanmıştır. Ayrıca proje ülkemiz ve Mersin ili açısından sosyal bir kalkınma projesi olarak tanımlanabilir. Hem büyük ölçekte üretim yapan ve yatırım yapmak isteyen firma ve kuruluşlara hem de küçük ölçekli arazilerde aile işletmeleri gibi üretim yapmak isteyen kişilere, tarıma alternatif dış mekân süs bitkisi üretimi yapabilmeleri için bir model oluşturmak amaçlanmıştır.

II


Özel Amaçlar: 1. Sürdürülebilir üretim yöntemleri, yeni teknolojiler, pazarlama, fidanlık yönetimi, süs bitkileri pazarında rekabeti ve verimliliği arttıracak standartların analizinin yapılması, 2. Pazarlama kanallarının ve ilgili kuruluşların analizi ile Mersin için AB pazar standartlarının incelenmesi ve buna bağlı sektörün pazarlama stratejisinin belirlenmesi, 3. Yatırımcıları sektöre çekmede avantaj sağlaması için iyi uygulamaların incelenmesi, organizasyon yapılarının ve hizmetlerin gözlemlenmesi ve kıyaslanması yolu ile yatırım modellerinin oluşturulması, 4. AB politikalarının, fırsatların ve finansal teşviklerin tarif edilmesi ile sektör liderleri arasında sektör gelişimini ve bilincini arttırıcı lobi faaliyetlerinin yürütülmesi, 5. Ekolojik avantajların yanı sıra şahısların sektöre olan ilgilerinin artırılması ve yatırımlarının teşvik edilebilmesi için Tarım sektöründe bilincin artırılması kapsamında eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi, 6. AB ve Mersin iş ağlarında ilgili kurum ve pazarlama kanalları arasında iletişimin ve işbirliğinin güçlendirilmesi. Faaliyetler: 1. Proje Yönetimi ve Hazırlık Faaliyetleri 2. Dış Mekân Süs Bitkileri Sektörü için Gelişim Modelleme Çalışmaları a - Sektör Analizi b - Üretim ve Pazarlama için Italya Araştırma Seyahati c - AB Fuar Katılımı - IBERFLORA (Valencia, İspanya) d - ArGe, Pazarlama ve Standartlar için Hollanda Araştırma Seyahati

III


e - Ulusal Süs Bitkileri Proje Çalıştayı f - Yurtdışı Heyetinin Mersin Seyahati g - Final Raporu Hazırlanması (Yatırım Ortamı, Üretim, Standartlar, Pazarlama ve ARGE)

3. Bilinçlendirme Çalışmaları ve Eğitimler

a - MersinFlora Çalışma Grubunun oluşturulması b - Avrupa’da Sektörün Durumu ve Tarım Kredileri Bilgilendirme Toplantısı c - Sektör Ortak Üretim Merkezi Projesi Çalışma Toplantısı d - KOSGEB ve Çukurova Kalkınma Ajansı KOBİ Destekleri Toplantısı e - Bitki Pasaportu Bilgilendirme Toplantısı (Mersin İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü) f - Teknik Eğitim (ALATA, Uygulamalı Bahçıvanlık Teknik Eğitimi ) g - Yatırım Promosyon Seminerleri

4. İletişim, Yaygınlaştırma Faaliyetleri ve Kapanış Konferansı

a - Ekonomi Bakanlığının ve Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliğinin desteği ile Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (URGE) projesi çalışması b - Süs Bitkileri Sektöründe Dış Ticarete Yönelik Üretici Kümelenmesi Geliştirilmesine Dair İş Birliği Protokolü (Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Tarım-Gıda Platformu ve Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği arasında) c - Kapanış toplantısı

IV


1. Dış Mekân Bitkileri

1

2. Fidanlık Yer Seçimi 3. Üretimde Etkili Çevre Koşulları

6

12

4. Üretim Yapıları

25

5. Üretimde Kullanılan Ortamlar

36

6. Bitki Büyüme Düzenleyiciler

44

7. Üretim

57

8. Şaşırtma

114

9. Budama - Şekil Verme

123

10. Fidanlıktaki Diğer Kültürel İşlemler

136

Kaynaklar 141

V


Dış mekan bitkileri parklar ve bahçeler başta olmak üzere farklı alanlarda kullanılan birçok bitkiyi içine almaktadır. 20. yüzyılın başlarında I. Dünya Savaşından önce ve hemen başlangıcında süs bitkilerinin yetiştiriciliği ve bu konu ile ilgili araştırmalar henüz gelişmeye başlamıştı. Bu dönemde özellikle büyük ağaç ve çalılar büyük alanlarda; parklar ve bahçelerde ve zenginlerin villa bahçelerinde kullanılıyordu. Doğal olarak bu nedenle süs bitkilerinin ticaretteki payı son derece küçüktü. Üretim ancak az sayıda üretici tarafından yapılıyordu. Bu üreticiler çok sayıda türün üretimini yapıyorlardı ve üretimde bir özelleşme de sözkonusu değildi. Sonraki sosyolojik değişiklikler ve kentlerin geniş alanlara yayılması ile kentsel alanlarda dev artık alanlar ve kamuya ait rekreasyon alanları ortaya çıktı. Bunun sonucunda süs bitkilerine talep arttı. Talep artışı ile süs bitkilerinin yoğun olarak üretimi de yapılmaya başlandı. Daha sonraları hava taşımacılığının önem kazanması ve iletişimdeki gelişmeler bilginin dünya genelinde kolayca yayılmasına olanak tanıdı. Bu durum bitkisel materyalin de dünya üzerinde taşınmasını (dağılmasını) artırdı. Böylece birçok süs bitkisi görsel değerleri için farklı alanlara taşındı ve kentsel mekanlarda ev bahçelerine kadar geldi. Günümüzde artık dış mekan bitkileri üretim ve ticareti büyük bir sektör haline gelmiştir. Çeşitli boy ve şekillerde üretilen bitkiler farklı amaçlarla çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Bu bitkiler gerek estetik katkıları ve gerekse de fonksiyonel (iklimsel yönden sağladığı katkılar, toprak ve su

1


kaynaklarını korumaya yönelik katkılar, vd) katkıları için kamu ve özel mülkiyette çok sayıda alanda yarar sağlamaktadır.

Genel Gruplar Dış mekân bitkileri ağaçlardan başlayarak mevsimliklere kadar uzanan geniş bir yelpazedeki bitkileri içine alır. Dünyadaki çok sayıda bitkinin (tahmini olarak 360 000 – 500 000 adet) gruplanmasında gövdeli olup olmamaları dikkate alınmıştır. Bu bitkiler arasında gövdesiz olanlar da çok sayıda olup, Japonya gibi uzak doğu ülkelerinde üretilen bazı yosunlar dışında dış mekanlarda kullanım için üretilmemektedir. Dış mekân bitkilerinin tamamı gövdeli bitkiler içindeki tohumlu (çiçekli) bitkiler içindedir. Gövdeli bitkiler aşağıdaki şekilde gruplanmaktadır.

Gövdeli Bitkiler Ana Gruplar

Alt Gruplar

Eğreltiler (Pteridophyta)

10.000 Açık tohumlular (Gymnospermae)

Tohumlu veya çiçekli bitkiler (Spermatophyta)

Tahmin Edilen Tür Sayısı (adet)

Kapalı tohumlular (Angiospermae)

600 Çift çenekliler (Dicotyledonea) Tek çenekliler (Monocotyledonea)

200.000 50.000

2


Gövdeli bitkiler de eğreltiler ve tohumlu bitkiler olarak iki gruba ayrılır. Bilindiği üzere eğreltiler de daha fazla oranda iç mekan bitkisi olarak üretilen bitkilerdir. Çiçekli bitkiler de tohum tomurcuğunun açıkta veya kapalı ortamda bulunup bulunmamasına göre iki grupta incelenir. Açık tohumlu bitkiler kapalıtohumlularadan çok daha az sayıda türü içine alır. Ancak özellikle kuzeyyarımkürede iğne yapraklı ormanlar olarak geniş alanları kaplarlar. Bunlar içinde dış mekan bitkisi olarak üretimi yapılan çok sayıda bitki tür ve çeşidi vardır. Özellikle mavi sedir (Cedrus atlantica glauca) gibi büyük ve aşılı olarak üretilenleri yüksek değerlerle de pazarlanır. Açıktohumlu bitki türlerinin yetiştiriciliği genelde yüksek rakımlarda yapılır. Doğu Akdeniz Bölgesinde yetiştirilebilecek açık tohumlu bitki türleri sınırlı sayıdadır.

Dış Mekân Bitkisi Olarak Üretilebilecek Açıktohumlu Bitkiler Sınıflar

Familyalar

Dış mekan Bitkisi Olarak Üretilebilecek Cins veya Türler

Cycadinae Palmiye Yapraklı Açık Tohumlular

Cycadaceae Zamiaceae

Cycas Dioon sp., Zamia sp.

Ginkgoinae Filkulağı Yapraklı Açık Tohumlular

Ginkgoaceae

Ginkgo biloba ve çeşitleri

Coniferae Kozalaklılar / İğne Yapraklılar

Taxaceae Cephalotaxaceae Podocarpaceae Araucariaceae Pinaceae Taxodiaceae Cupressaceae

Taxus Cephalotaxus Podocarpus Araucaria, Agathis Abies, Pseudotsuga, Tsuga, Picea, Pinus, Larix, Pseudolarix, Cedrus Sequoia, Athrotaxis, Taxodium, Sequoiadendron, Cryptomeria Callitris, Thujopsis, Thuja, Libocedrus, Cupressus, Chamaecyparis, Arceuthos, X Cupressocyparis, Juniperus

3


Kapalıtohumlu da bir (tek) ve iki çenekli bitkiler olarak ikiye ayrılır. Tek çenekliler genelde otsu bitkileri içine alır. Ancak bu grup içinde dünyada 2500 civarında türü olan palmiyeler odunsu karakter taşır. Palmiyeler Doğu Akdeniz Bölgesinde önemli yeri olan bitkilerdir. Türkiye’de yetişen ve yetişebilecek toplam palmiye tür sayısı 25-30 civarındadır. Bu türlerin tamamı Doğu Akdeniz Bölgesinde yetiştirilebilecek niteliktedir.

Türkiye’de Yetişen ve Yetiştirilebilecek Palmiyeler Türkiye’de Yetiştirilen Palmiyeler Latince Adı

Türkçe Adı

Türkiye’de Yetiştirilebilecek Palmiyeler Latince Adı

Türkçe Adı

Arecastrum romanzoffianum

Kraliçe Palmiye

Erythea armata

Mavi Palmiye

Chamaerops humilis

Saçlı, Kıllı Palmiye

Erythea brandegii

Mavi Palmiye

Phoenix canariensis-

Kanarya Adaları Hurması

Erythea edulis

Mavi Palmiye

Phoenix dactylifera

Arap Hurması

Erythea elegans

Mavi Palmiye

Phoenix reclinata

Senegal Palmiyesi

Euterpe edulis

Lahana Palmiyesi

Phoenix roebelinii

Bodur Hurma

Jubaea chilensis

Şili Palmiyesi

Phoenix theophrastii

Datça Hurması

Jubaeopsis caffra

Güney Afrika Palmiyesi

Trachycarpus fortunei

Kıllı Palmiye

Neodypsis decaryi

Madagaskar Palmiyesi

Washingtonia filifera

Telli Palmiye

Phoenix sylvestris

Hindistan Palmiyesi

Washingronia robusta Vaşington Palmiyesi

Rhapidophyllum hystrix İğneli Palmiye Rhapis sp.

Parmak Palmiye

Serenoa repens

Sarılıcı Palmiye

Thrinax morrisii

İnce Palmiye

Thrinax radiata

İnce Palmiye

Thrinax parviflora

İnce Palmiye

Thrinax excelsa

İnce Palmiye

4


İki çenekli kapalıtohumlu bitkiler odunsu ve otsu karakterde çok sayıda bitkiyi içine alır. Çok sayıda familyaya ait tür ağaçlar, çalılar ve otsu bitki dış mekân bitkisi olarak yetiştirilmektedir.

Ağaçlar Ağaçlar, genel olarak boyu 3 metreden fazla olan ve bir ana eksen veya gövdesi bulunan çok yıllık odunsu bitkilerdir. Ağaçlar ağaççıklar, küçük ağaçlar, orta büyüklükte ağaçlar ve büyük ağaçlar olarak da gruplandırılabilir. Gruplandırma ne olursa olsun fidanlık koşullarında ağaçlar belirli büyüklüklerde fidan veya büyük bitki olarak yetiştirilip pazarlanırlar. Ağaç fidanları genelde tek veya küçük gruplar halinde kullanılmak üzere yetiştirilirler.

Çalılar Çalılarda odunsu dallar dipten itibaren çok sayıda büyüyüp gelişirler. Bunlar da çalımsı türler, küçük çalılar, orta büyüklükte çalılar ve büyük çalılar olmak üzere gruplandırılabilirler. Çalılar kullanım amacına göre şekillendirilerek farklı yaş gruplarında piyasaya sürülebilirler. İçlerinden bir bölümü hızlı büyüme ve gelişme yeteneğinde olduğu için bir yılın sonunda kaliteli ve yeterli büyüklüklere ulaşarak pazara sunulabilirler.

Otsu Bitkiler Otsu bitkiler farklı niteliklerde çok sayıda bitkiyi içine alır. Bunlar içerisinde tek yıllıklar, iki yıllıklar ve çok yıllıklar bulunur. Bu kitap kapsamında bu bitkilerle ilgili bilgilere çok sınırlı yer verilmiştir.

5


Fidanlık alanı üretilen fidanın kalitesini etkiler, işletmenin pazardaki durumunu belirleyebilir. Fidanlık yer seçimi işletmenin amacına uygun olarak seçilmelidir. Genel olarak bir fidanlık alanında aranılan bazı nitelikler şu şekilde sıralanabilir: - Alan deniz seviyesinden başlayarak 800 m rakıma kadar olmalıdır. Bu yüksekliklerde bir alanda üretim yelpazesi geniştir. Ancak belirli hedef bitkilere bağlı olarak daha fazla yükseklikte de yetiştiricilik yapılabilir. Denizden uzaklık ve yükseklik de fidanlık alanında üretim faaliyetlerini etkiler. Denizden yükseklik arttıkça sıcaklık düşer. Fidanlık işletmeleri geniş yelpazede bitki türü yetiştirmek için kuruluyorsa deniz seviyesinden 0-800 m yükseltiler arasında kurulur. Daha yüksek alanlarda kurulan fidanlıklarda düşük sıcaklıklarda yetişebilen özel bazı bitki türleri yetiştirilir. Kuzey yarımkürenin ılıman kuşağında bahar veya yaz başında bir bitki türünün çiçek açması, meyvelerinin olgunlaşması ve büyüme faaliyetlerinin başlaması gibi biyolojik olaylar kuzeye doğru birbirini izleyen her enlemde veya aynı enlemdeki her 100-130 m yükseltide 3-4 gün gecikme gösterir. Yaz sonu veya sonbahar başında da bitkinin dinlenmeye girmesi aynı şekilde gecikerek olur. Yükseklikler arttıkça fidanlık alanında kullanılması gereken sera alanı da yetiştirilecek tür çeşitliliğine bağlı olarak artar. Bazı türler de ancak belirli bir yükseklikten sonra yetiştirilebilir. Örneğin andız (Arkeuthos drupaceae) 500 m yükseltilerde, servi ardıç veya Finike ardıcı (Juniperus phoenica) 300-500 m’ler arasında, diğer

6


bazı ardıç türleri de (J.oxycedrus, J.foetissima, J.excelsa, J.sabina) 1000-1500 m’ler arasında yetiştirilmeye uygun bitkilerdir. - Alanın hafifçe (% 1-2) güneye doğru eğimli olması ışık ve özellikle sıcaklık yönünden tercih edilir. Fidanlık işletme alanının üretim ve yetiştiricilik sırasındaki teknik işlemlerin yapılmasına izin verecek düzlükte olması gerekir. Bu nedenle işletme arazisinin düz ve düze yakın bir alan üzerinde yapılanması sera ve diğer üretim yapılarının inşaatı sırasında da sorun çıkarmaz. Ayrıca bu alanlarda yolların her yere ulaşması daha kolay olacağı için alan kullanımı yönünden ciddi bir rahatlık ortaya çıkar. Farklı topoğrafik yapıları içinde bulunduran bir fidanlık alanında bazı yapıların inşaatı ve işletilmesi sırasında özel önlemlerin alınması gerekir. Böylece kuruluş maliyeti de artar. Güney ve batı yönünde eğimli alanlar fidanlık işletmesi kuruluşu için daha uygundur. Bu yönler diğer yönlere göre güneş ışığını gün içinde daha fazla görür ve daha sıcak olur. Güneye doğru eğimli alanlarda don olayı da nadiren meydana gelir. - Alanda daha önce herhangi bir faaliyet yapıldı ise, niteliği bilinmelidir. Söz konusu faaliyetin alan üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri bilinmeli ve gereken önlemler alınmalıdır. - Alanda toprak yapısının çok ağır olması istenmez. Alanda doğal drenajın bulunması, herhangi bir şekilde aşırı yağışlardan olumsuz etkilenmeyi engeller. - Alan üretim faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyebilecek nitelikte bir faaliyet veya kirlilik kaynağı yakınında olmamalıdır. - Alan temel girdilere (toprak, gübre, bitki kabı, vs) ulaşımda maliyeti olumsuz etkileyebilecek uzak bir yerde olmamalıdır.

7


- Alan altyapı ve mülkiyet yönünden sorunlu olmamalıdır. Elektrik, su, yol gibi altyapı sorunları çözülmüş veya kolay çözülebilir nitelikli olmalıdır.

Fidanlık Tipleri Dünyadaki fidanlık tipleri farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Fidanlıklar bölgenin ihtiyacına göre de çeşitlenebilmektedir. Belli başlı fidanlık tipleri aşağıda özetlenmiştir. Perakende Fidanlıklar: Üretilen bitkileri başka fidanlıklardan alarak pazarlayan ve sadece perakende iş yapılan fidanlıklardır. Doğu Akdeniz Bölgesindeki bazı fidanlıklar bu şekilde bir yapılanma göstermektedir. Bu tip fidanlıklara Bölgemizde depo fidanlıklar denilmektedir. Yetiştirici-Perakende Fidanlıklar: Bu fidanlıklarda üretim alanları vardır. Aynı zamanda da başka fidanlıklarda üretilmiş fidanları pazarlarlar. Bölgemizde örnekleri bulunmaktadır. Üretim Fidanlıkları: Üretim yapan ve sadece ürettiklerini pazarlayan fidanlıklardır. Kapasitelerine göre farklı büyüklüklerde olabilirler. Birkaç tür veya çok sayıda türün üretimini yapabilirler. Büyüklük ve şekil yönünden farklı nitelikte fidanları üreten ve yetiştiren fidanlıklar olabilir. Bu fidanlıklar içinde dış satım amaçlı yurtdışından sipariş verilen türleri üretenler de olabilir. Bahçe Merkezleri: Her isteğe uygun bitki fidanı ve alet ekipman bulundurur. Bunlar genelde dış mekan bitki düzenlemesi ve bakımı yaparlar. Bu tip fidanlıklar Bölgemizde genellikle belirli

8


bir peyzaj firması bünyesinde karşımıza çıkmaktadır. Bu merkezler dış mekan bitki düzenlemesi için müşteri isteğine bağlı olarak çeşitli alanlardan bitkileri de toplarlar. Bitki Komisyoncuları: Bunlar her yerden fidan toplayarak bu fidanları çeşitli yollarla iç ve dış piyasaya sunarlar. Üretim Materyali Sağlayan Fidanlıklar: Bu fidanlıklar üretim için gerekli olan bitki türlerine ait tohum ve çelikleri sağlarlar. Bu fidanlıklar üretim materyalini tohumdan üretilmiş genç bitki (fide) veya köklendirilmiş çelik olarak da karşılayabilirler. Ayrıca aşı kalemi gibi materyaller ile yeni aşılanmış bireylerin satışını da yapabilirler. Üretim materyali sağlayan fidanlıklar aynı zamanda üretim ortamları da pazarlayabilir. Özellikle organik materyal olarak kompost yapımı ve pazarlaması bu fidanlıklar kanalıyla olabilir.

Fidanlıkta Bulunan Bölümler ve Nitelikleri 1

Ana Giriş

Araç ve yaya girişi için yeterli genişlikte olmalı, görülebilir ve kolay ulaşılabilir olmalıdır. Temiz ve düzenli bir giriş alanı etkileyicidir. Girişte danışma ve park yeri bulunması da istenir.

2

Yollar (Ana ve Tali)

Yollar standartlara uygun olmalı, fidanlık alanının her yerine ulaşabilmelidir.

3

Otoparklar

Personel ve misafir-müşteri için yeterli sayıda olması beklenir.

4

Yönetim Binası Büroların yer aldığı kısımdır. Fidanlıkla ilgili tüm işlemler burada yapılır.

5

Alet Makine Parkı ve Tamirhane

9

Üretim ve yetiştiricilik için kullanılan tüm alet ve makinelerin konulduğu yerdir. Burada alet ve makinelerin yedek bazı parçaları ile basit tamirat işlemleri için gereken malzemeler de bulunur.


6

Depolar

Normal ve soğuk hava depolarını içine alır. Depolarda üretim ve yetiştiricilik sırasında gerekli tüm malzemeler bulunur. Soğuk hava depoları ise gerekirse kullanılabilir. Genelde bazı tohum ve çeliklerin belirli sürelerde saklanması ve soğukta katlama amacıyla kullanılabilir.

7

Saksılama, Harç Hazırlama, Paketleme Üniteleri

Bunlar karışımlara girecek malzemelerin bulunduğu alanlar, saksı ve diğer kapların bulunduğu alanlar ile saksılama ünitesinden oluşan bir komplekstir. Bu alan kolay çalışmaya izin verecek büyüklükte olmalıdır. Ayrıca genç bitkilerin sökülüp getirilmesi için üretim yapılan alanlara da yakın olmalıdır. Saksılanan veya şaşırtılan bitkilerin yerleştirileceği gölgeleme birimleri ile ilişkili olmalıdır.

8

Seralar (Üretim)

Üretim seraları üretilen bitki türlerinin özellikleri ile üretimde kullanılan yönteme bağlı olarak belirli donanımlara sahip olmalıdır. Örneğin yumuşak odun çeliği ile üretim yoğun olarak planlanıyorsa uygun tezgahlar, alçak plastik tünel oluşturma sistemleri ve sisleme üniteleri ile gölgeleme sistemi sera içinde bulunmalıdır.

9

Seralar (Dondan, Soğuktan Koruma)

Genelde ısıtma yapılmayan, ancak ısı koruyucu şekilde yapılandırılmış seralardır. Bu seralarda örtüleme iki kat yapılmış ve taban siyah plastik örtü ile kaplanmıştır.

10

Açık Alanlar (Üretim Alanları)

Açık alanda tohum ekimi ve çelik dikimi için oluşturulan alanlardır. Bu alanlar toprağın iyi nitelikte olduğu (killi tınlı, tınlı, tınlı kumlu gibi), drenajın yeterli olduğu veya drenaj sistemi kurulmuş güneş gören alanlardır. Bu alanların hafifçe güneye meyilli olması istenir. Ayrıca rüzgâr alan bir kısımda olması da istenmez. Sulama sistemi kurulmuştur. Bu alan içinde alçak plastik tünel olarak örtülenen alanlar da bulunabilir.

11

Açık Alanlar (Kaplarda Fidan Yetiştirilen Alanlar)

Bu alanlar kap içinde fidanların pazarlama aşamasına kadar büyütüldüğü alanlardır. Bu alanların tabanı yabancı ot mücadelesi için bir örtü ile örtülmüştür. Drenaj yeterlidir, sulama sistemi kurulmuştur.

10


12

Açık Alanlar (Toprakta fidan yetiştirilen alanlar)

Bu alanlar belirli büyüklüklerde fidan yetiştirmek için kullanılır. Yabancı ot mücadelesi yapılmış, sulama sistemi kurulmuş ve bütün kültürel işlemlerin uygulanacağı şekilde düzenlenmiştir. Toprak işleme, budama ve söküm mekanize olarak yapılabilir.

13

Anaç Parselleri

Anaç parselleri fidanlıkta üretilecek türlerin tohum ve çeliklerinin alınacağı bitkilerin bulunduğu kısımlardır. Burada daldırma ve ayırma ile üretilebilecek bitkiler de bulunabilir. Bu bitkilere düzenli bakım yapılır. Sürekli ve bol çelik alabilmek için anaçların bol sürgün yapması gerekir, bu amaçla budama dahil diğer kültürel işlemler bu alanda süreklilik kazanmıştır. Bazı durumlarda girişte yapılan düzenlemelerdeki bitkilerden de anaç olarak yararlanılır.

Bir fidanlıkta Nerium oleander anaç parseli

11


Fidanlık işletmesinin bulunduğu alandaki bazı nitelikler işletmedeki üretim faaliyetlerini etkiler. Bunlar topografya, eğim, bakı, denizden uzaklık ve yükseklik ile iklim ve toprak olarak sıralanabilir.

Sıcaklık Her bitki için farklı minimum, maksimum ve optimum sıcaklıklar vardır. Minimum sıcaklık bitkinin yaşayabildiği en düşük sıcaklıktır. Maksimum sıcaklık da bunun tam tersi olarak bitkinin yaşayabileceği en yüksek sıcaklıktır. Ortalama sıcaklık ise bitkinin en iyi büyüme gelişme gösterdiği sıcaklık ve/veya sıcaklık aralığıdır. Fidan yetiştiriciliğinde üretilen her tür için sıcaklıklar dikkate alınmalıdır. Bir tür için maksimum olan sıcaklığın, başka bir tür için optimum olabileceği daima hatırda tutulmalıdır. Doğu Akdeniz Bölgesi fidanlıklarında anavatanı ılıman bölge bitkileri ile subtropik bölge bitkileri yetiştirilebilmektedir. Tropik bölgelere ait bazı türlerin de belirli önlemler alarak yetiştiriciliği mümkün olmaktadır. Düşük Sıcaklıklar: Düşük sıcaklıklar ilk ve sonbaharda, kışın en soğuk döneminde ve ılık kış günlerinden hemen sonra ortaya çıkabilir. Düşük sıcaklıkların bitki üzerindeki olumsuz etkileri cins ve türlere, bitki büyüme dönemine, bitkinin yaşına ve bitki dokularına göre farklıdır. Düşük sıcaklık zararlarının ortaya çıkması ve zarar seviyesi; zarara neden olan sıcaklığa düşme hızı, bu

12


düşük sıcaklığın derecesi ve alanda hüküm sürdüğü süre ile etkilenir. Bazı düşük sıcaklıklarda dokuların donmamasına karşın bitkilerin ölmesinin asıl nedeni bitki içindeki bazı kimyasal tepkimelerin bu sıcaklık koşullarında yavaşlaması ve sonunda da durmasıdır. Bitki içinde yaşamsal önemi olan herhangi bir kimyasal olayın durması, organizmanın ölmesi ile sonuçlanır. Düşük sıcaklık zararları arasında ağaç ve çalılarda siyah öz oluşması, çiçek gözlerinin kış döneminde ölmesi, gövdede güneş yanıklığı ve boyuna çatlakların oluşması, aşırı kış zararı ile geniş yapraklı ağaçların tepeden başlayarak kuruması ve ibrelilerde yapraklarda oluşan kış yanıklığı sayılabilir. İlk ve sonbahar donlarında büyüme aktiviteleri sürerken genç sürgünlerle çiçek ve meyvelerde zararlar oluşabilir. Subtropik ve ılıman iklim bitkileri -1oC ile -3oC arasındaki düşük sıcaklıklara en genç sürgünleri dışında dayanabilir. Ancak dayanıklılık sıcaklığın düşme hızı ve derecesi ile yakından ilişkili olduğu için uzun süre devam eden bu düşük sıcaklık dereceleri sonunda bitkilerde zarar daha fazla olabilir. Yazdan sonbahara ve kışa geçişte olduğu gibi çok yavaş düşen sıcaklıklar boyunca bitki dayanıklılık geliştirir. Soğuklama (Üşüme) ve Dinlenme: Bazı organizmalarda yaşam çemberini tamamlayabilmek için belirli bir süre +7oC’den düşük sıcaklıklarda kalma zorunluluğu vardır. Türlerin düşük sıcaklıkla karşılaşma zorunluluğu, bunların dağların üst kısımlarından eteklerine ve kuzey enlemlerinden ekvatora doğru yayılma sınırını belirler. Bu koşul aynı zamanda ılıman iklim bölge meyve türlerinin sıcak iklimlerde yetişebilmesini de sınırlar. Çok yıllık bitkiler bilindiği gibi kış döneminde dinlenmeye girer. Vegetatif gözler veya çiçek gözleri mevsimlere bağlı olarak birkaç nedenle büyüyemez. Sürgünler aktif olarak büyürken yan gözler kuvvetli apikal dominans (uç gözün baskınlığı) nedeniyle büyüyemezler. Günler kısalmaya başladığında birçok ılıman iklim bitkisinde gözler dinlenmeye girer ve diğer tüm koşullar uygun olsa bile büyüme

13


görülmez. Dinlenme sonrasında büyümenin başlaması için sıcaklığın 10oC’nin üzerine çıkması gerekir. Bazı ağaç türlerinde çiçek gözlerinin oluşması için bu soğuk döneme gereksinim vardır. Yüksek Sıcaklıklar: Bir bitki için maksimum olan sıcaklık diğeri için optimum olabilirse de her bitki için belirli değerlerin üzerindeki sıcaklıklar yüksek sıcaklık etkisi yapar. Sıcaklık dereceleri yükseldikçe buna bağlı olarak bitkideki yaşamsal faaliyetler de hızlanır. Bitkideki fizyolojik olaylar sıcaklığın artışı ile çok yüksek düzeye ulaşırsa organizma sürekli olarak kayba uğrar. Bazı sıcaklık derecelerinin üzerinde, bitkilerin solunum hızı fotosentez hızından daha yüksektir. Bu durumda bitkide besin maddelerinin yapımı azalır, büyüme, çoğalma ve besin maddelerinin depolanması engellenir. Bitkiler belirli bir maksimum sıcaklıktan sonra da ölür. Yüksek sıcaklık bitkideki nem dengesini bozacağı için bitkide kurumanın önemli bir nedenidir. Yüksek sıcaklığın olumsuz etkisi bitki türlerine, bitki yaşına, organlara ve yörenin iklimsel geçmişine bağlı olarak değişir. Yörede belirli bir zaman (50 yıl ve daha uzun süreler) sonrasında nadiren ortaya çıkan yüksek sıcaklıklar fidanlık alanlarında ek önlemler (gölgeleme, yağmurlama sulama ile fidanlığın serinletilmesi, vs) alınmasını gerektirebilir. Küçük ve kalın yapraklı, az stomalı ağaç türleri yüksek sıcaklıklara daha dayanıklı iken, ince ve büyük yapraklı türler daha az dayanıklıdır. Kökler yüksek sıcaklıklara karşı bitkinin üst aksamından daha duyarlıdır. Kökler 4 saat 40-45oC sıcaklığa maruz kaldıklarında ölmektedir. Toprağın yüzeyden itibaren 10-15 cm derinliğe kadar ısınması kökleri olumsuz etkiler. 4 litrelik bir saksı güneşe konmuş ve öğleden sonra güneşinin 25 cm saksı toprağındaki sıcaklığı 43-46oC’ye yükselttiği saptanmıştır. Gece de devam eden yüksek sıcaklıklar bitkide solunum oranını arttırır. Birçok bitkide yapraklardan bitkinin diğer

14


taraflarına karbonhidrat taşınması da yavaşlar. Gece yüksek sıcaklıklar birkaç hafta devam ederse bitkinin zayıflamasına neden olur. Bağıl nemin düşmesi solunumu kamçılar. Genç fidan döneminde bitki yüksek sıcaklıklara duyarlıdır. genç ve yeni şaşırtılmış fidanlarda ilkbahar süresince bulutlu ve serin havalar ince ve büyük yaprak oluşumunu teşvik eder. Daha sonra ortaya çıkan sıcak ve bulutsuz yaz günleri fidanın solması ve hatta kuruması ile sonuçlanabilir. Bu nedenle fidanlıklarda gölgeliklerin yaşamsal önemi vardır.

Işık (Radyasyon) Bitkiler ışığın kalitesi (dalga boyu ve renk), yoğunluğu (şiddeti) ve süresinden (gün uzunluğu) etkilenirler. Bitkiler farklı aktiviteler için farklı dalga boylarındaki ışıktan yararlanırlar. İnsan gözü ile görülebilir ışık 380-760 nm arasındaki ışıktır. Karasal bitkiler insanın görebileceği ışığı fotosentezde kullanır. Kırmızı ışık bitkilerde daha etkilidir, sonra sırasıyla mavi, yeşil ve sarı ışık gelir. Tek bir yaprak bireysel olarak maksimum fotosentez için en azından 20 000 lux (1850 foot candle) ışığa gerek duyar. Fotosentez bilindiği üzere bitkideki temel fizyolojik olayların başında gelir. Bu tepkime sırasında bitki kırmızı ve mavi ışıktan yararlanır. Işığa bağlı olarak bitkinin yaptığı yönelme hareketi (fototropik tepki) sırasında da mavi ışık kullanılır. Bitki; gün uzunluğuna bağlı fotoperiyodik tepkilerde de kırmızı ve kırmızı ötesi ışıktan yararlanır. Bitkilerin ışığın değişik dalga boylarından yararlanma durumu bulunulan yere göre farklılık gösterir. Ovalık kesimlerde güneşten gelen ışığın içinde mavi ışık az, daha az kırılan kırmızı ışık daha fazladır. Dağlara gelen güneş ışığında ise mavi ışık fazla bulunur. Ovalık ve dağlık yerlerdeki farklı ışık renkleri bitkilerin büyümelerine etki eder. Uzun dalgalı kırmızı ışıklar bitkilerin boylanmasını sağlarken, kısa dalgalı mavi ışıklar bitkinin boylanmasına engel olur.

15


Işık bitkiler için yaşamsal önem taşır Bitkinin her tarafına ışığın ulaşması gerekir. Bunun için budama yapılır. Böylece bitkinin yaprakları özellikle fotosentetik tepkimeler için ışığı yeterli düzeyde alabilir. Bazı türler bu tepkimeler için yüksek yoğunluktaki ışık düzeyine gerek duyarken, bazı türler daha düşük ışık

16


yoğunluğu koşullarında da bu tepkimeleri yapabilecek yetenektedir. Daha düşük ışık koşullarında fotosentez yapabilme yeteneğindeki türler gölge koşullara dayanıklıdır. Işık bitkinin şeklini de etkiler. Aynı türün güneşte ve gölgede yetişen fertleri arasında şekilsel farklılıklar vardır. Gölgede yetişen göknar (Abies sp.) ve ladin (Picea sp.) fidanlarının yan dalları yatay hale gelir, tepe taçları da şemsiye şeklini alır. Yapraklar da ışığı daha iyi alabilmek için dallar üzerinde yanyana ve yatay konumlanmıştır.

Gölgeye Dayanıklı Bazı Ağaç Türleri Tür Adı

Türkçe Adı

Tür Adı

Türkçe Adı

Acer campestre

Ova Akçaağacı

Mahonia aquifolium

Sarıboya Çalısı

Acer negundo

Dişbudak yapraklı Akçaağaç

Mahonia repens

Sarıboya Çalısı

Alnus glutinosa

Kızılağaç

Prunus laurocerasus

Karayemiş

Alnus incana

Kızılağaç

Sambucus nigra

Mürver

Cornus mas

Kızılcık

Tilia cordata

Küçük Yapraklı Ihlamur

C. sanguinea

Kızılcık

Ulmus carpinifolia

Karaağaç

Crataegus monogyna

Alıç

Fagus orientalis

Kayın

Fraxinus exelsior

Dişbudak

Taxus baccata

Porsuk

Fraxinus nigra

Kara Dişbudak

Quercus sp.

Meşe

Lagerstroemia indica

Oya Ağacı, dantel

Fotoperiyod gün uzunluğu demektir. Gün uzunluğu; güneşin doğuşundan önceki ve batışından sonra aydınlık geçen 20’şer dakikanın gün içindeki süreye eklenmesi ile elde edilir. Bitkiler gün uzunluğuna farklı tepkiler verir. Gün uzunluğuna tepki veren bitkilere fotoperiyodik bitkiler denir. Fotoperiyodik tepki için gerekli olan ışık ise daha düşük olup, 160 luxden (15 ft/c) daha azdır. Fotoperiyodik tepki gösteren bitkilerin yaprak şekli, yaprakların dökülmesi, dinlenme,

17


gelişme ve dallanma, çiçek açma, boğum aralarının uzunluğu, renk pigmentlerinin oluşumu, kök gelişimi gibi olayları gün uzunluğu değişiminden etkilenir. Örneğin kasımpatılar (Chrysanthemum sp.) ve Atatürk çiçekleri (Poinsettia pulcherrima veya Euphorbia pulcherrima) kısa gün bitkileridir. Kısa gün bitkileri kısa günlerde çiçeklendiği için bunlar sonbaharda günler kısalınca çiçeklenirler.

Kasımpatı - Chrysanthemum indicum

Atatürk Çiçeği - Euphorbia pulcherrima

Kısa gün bitkileri kısa günlerde çiçeklenir

Yağış ve Nem Havada bulunan su buharının yoğunlaşması sonucu kar, dolu, yağmur, çiğ ve sis oluşur ve bunların herbirinin etkisi farklıdır. Yağmur sulamayı etkiler. Sis topraktan buharlaşmayı engelleyerek topraktaki nemi arttırır. Dolu, genelde zarar veren bir yağış şeklidir. Yaprak

18


yırtılması ve dökümü ile kabuklarda zarar meydana getirir, küçük dallar kırılabilir. Ancak dolu zararı genelde geçicidir ve yeni büyüyen kısımlarla olumsuz etkisi ortadan kalkabilir. Kar yağışı olumlu ve olumsuz etkiler oluşturur. Kar dallar üzerinde yük oluşturması ile olumsuz etkilidir. Bir dal üzerinde biriken 6 mm kalınlığında kar, dalın ağırlığını 12-17 kat arttırabilmetedir. Dalın tamamı karla kaplı ise dal kendi ağırlığının 40 katı ağırlığa da ulaşabilir. Bu durum 15 m boyunda herdemyeşil bir ağaçta 50 ton (buz) ek ağırlık ortaya çıkabilmektedir. 1 m³ havada bulunan su buharının gram olarak miktarı ya da mm cinsinden buhar basıncı mutlak nem olarak adlandırılır. O andaki basınç ve sıcaklık koşulları altında havada bulunan su buharı miktarının, aynı koşullardaki havanın doyması için gereken su buharı miktarına oransal (nispi) nem denir. Sulanan koşullarda bile yağış miktarının mevsimlik dağılımının bilinmesi gerekir. Yağış dağılımı fidanlıkta sulama politikasını belirler. Bölgemizde vejetasyon periyodu süresince düzenli yağış yoktur. Akdeniz iklim kuşağında yağışlar geç sonbahar döneminden başlayarak erken ilkbahara kadar yoğun olarak devam eder. Bu zaman süresindeki yağışların fidanlık koşullarında belirgin bir yararı yoktur. Teorik olarak bitkiler büyüme veya kökleri ile su alımı için yeterli sıcaklık olmadığı zaman yağışlardan yararlanamaz. Örneğin, 7oC günlük ortalama sıcaklık bir eşik değeridir. Bu sıcaklık derecesinin altındaki koşullarda bitki içindeki büyüme faaliyetleri en az düzeyine indiği için suyun önemli bir fonksiyonu yoktur. Bu nedenle suyun varlığı kadar, belirli bir sulama sisteminin aktif olması da fidanlık için yaşamsal öneme sahiptir. Fidanlık koşullarında yağışların (olumlu) etkileri değerlendirilirken toprak yapısı, sıcaklık değişimleri ve rüzgar birlikte ele alınmalıdır. Yağış olmayan dönemlerde rüzgar, güneşlenme ve yüksek sıcaklıklar topraktan buharlaşarak kaybolan su (evapotranspirasyon) miktarını artırdığı

19


için sulama bu dönemlerde düzenli aralıklarla yapılır. Türlerin gereksinim duyduğu toprak nemi de birbirinden farklıdır. Beş yaşındaki bir kavak (Populus sp.) ağacı günde 100-200 litre su alabilir. Oransal nem fidanlıkta yetiştirilen bitki kalitesi üzerine pozitif etki yapar. Ancak yüksek sıcaklıkla birlikte bazı mantari hastalıkların gelişmesi için uygun ortam oluşmasını da sağlar. Kuru ve/veya sıcak rüzgârlar havadaki oransal nemi dağıtarak azaltır. Bu aynı zamanda fidanlık alanında topraktaki suyun kaybı ile sonuçlanır. Fidanlık alanlarında yapılan malçlama uygulamaları bu nedenle de önemlidir. Bulutluluk da havadaki oransal nemin yüksek kalmasını sağlar. Vejetasyon döneminde bulutluluk ve oransal nemin düşük olması, topraktan buharlaşma yolu ile su kaybını arttırır.

Rüzgâr Rüzgârın etkisi önünde engel olup olmaması ile hızı ve esiş süresine göre değişir. Rüzgârın olumsuz etkisi havanın oransal nemi düşük ve sıcaklık yüksek ise fazladır. Devamlı esen rüzgârlar bitkilerde terlemeyi artırarak su kaybına neden olur. Rüzgârın etkilediği gözler aşırı su kaybı nedeniyle gelişemez. Esen rüzgâr soğuk olduğunda da gözler ölür. Geniş ve açık su yüzeylerindeki rüzgâr hızı kent içinde yarısı kadar, kent yakın çevresinde ise üçte bir oranında düşer. Hafif hızdaki rüzgâr (35m/sn) bitki çevresindeki CO2 oranı düşük havanın, CO2 oranı yüksek hava ile yer değiştirmesini sağladığından fotosentez olayının artmasında etkili olur. Fidanlık alanlarında belirli bir yönden sürekli esen rüzgarların üretim faaliyetlerini olumsuz etkilemesi söz konusu ise rüzgarkırana gerek duyulur. Rüzgarkıranlar rüzgarın hızını azaltır ve

20


bitkilerde rüzgarın ortaya çıkardığı olumsuz etkiler görülmez. Rüzgarkıranlar hakim rüzgara dik olarak 1-3 veya 5 sıra bitki kullanılarak yapılır. Tek bitki kullanıldığında bitkinin yerden itibaren dallanması istenir.

Toprak Bitkinin kök sistemini içinde barındırarak yaşamsal önem taşıyan toprağın yapısı ve derinliği ile diğer bazı özellikleri fidanlık işletmeleri için çok önemlidir. Toprak tekstürü, organik madde miktarı, su tutma kapasitesi (STK), asitlik düzeyi (pH) gibi özellikleri yetiştirilecek bitki türünü etkiler. Toprak; kaya, taş ve çakılların ufalanmasından oluşan kum (çapı 0.20-0.05 mm), silt (çapı 0.05-0.002 mm), kil (çapı 0.002 mm’den küçük) gibi mineraller, humus ve mikroorganizmalar, hava, su ve suda erimiş tuzlardan oluşan bir karışımdır. Toprağın mineral kısmı, farklı büyüklüklerdeki kum, silt ve kil parçacıklarının değişik oranlarındaki karışımından oluşur ve toprak tekstürünü bu karışım oranları belirler. Toprağın köklenmeye uygunluğu, kök bölgesindeki su, ısı ve oksijen durumu ile besin maddelerinin temini, bitki tarafından alınması gibi birçok husus toprak sınıflarına bağlı olarak farklılık gösterir. Araziler toprak işlemeye karşı gösterdikleri sınırlayıcı özelliklerine göre sekiz sınıfa ayrılır. İlk dört grup toprak işlemeye uygun olup, son dört grubunda ise orman ve mera gibi devamlı bitki örtüsü altında bulundurulmak zorundadır. En iyi fidanlık işletmeleri için I. ve II. sınıf toprak yapısına sahip alanlar uygundur. Diğer alanlarda ek önlemler gerekir.

21


Türkiye’de Toprak Özelliklerine Göre Arazi Kullanma Kabiliyeti Sınıfları Özellikler

Sınıflar I

Bölgede yetişen her türlü bitkiyi yetiştirmeye elverişli, meyilleri düz, iyi drene olmuş, kolay işlenebilir, derin ve verimli arazilerdir.

II

Her çeşit bitki yetiştiriciliğine birinci sınıftan daha az elverişlidir. Toprak ve su muhafazasına ait özel uygulamalar gerekir.

III

Toprak, topografya ve yüzey akışına ait şiddetli kısıtlayıcı özellikleri vardır. Ekilen mahsul çeşidi ilk iki sınıfa göre daha azdır. Özel koruyucu uygulamalara gerek vardır.

IV

Toprak derinliği, taşlılık, yaşlık ve meyil yönünden çok şiddetli sınırlayıcı özellikleri vardır. Özel birkaç bitki cinsi için uygun sürümle tarım yapılabilir. Kullanımı çok dikkat ister.

V

Sürümle tarım yapılamayan, düz-düze yakın, meyilli, taşlı veya çok yaş arazilerdir. Genellikle çayır veya ağaçlık olarak faydalanılır.

VI

Meyil, toprak sığlığı gibi aşırı sınırlayıcı özellikleri vardır, sürüm yapılamaz. Çoğunlukla mera veya ağaçlık saha olarak kullanılabilecek arazilerdir.

VII

Toprak sığlığı, taş, kaya, meyil, erozyon gibi çok şiddetli sınırlayıcı özellikleri vardır. Tarımsal yönden ekonomik değildir. Ancak, zayıf mera veya orman ağaçları dikimi için uygundur.

VIII

Bitkisel ürün getirmeyen arazilerdir. Eğlence sahası veya av hayvanları barınağı olarak değerlendirilebilir.

Hidroloji Fidanlık kurulacak alanda su durumunun iyi etüt edilmesi gerekir. Bu nedenle fidanlık çalışmalarında etkili olabilecek göller, akarsular, taban suyu varlığı ve yüksekliği gibi hidrolojik yapıyı gösteren bölgesel öğeler dikkatle ele alınmalıdır. Hidrolojik yapının zenginliği bölgedeki fidanlıklarda üretim miktarı ve kaliteyi doğrudan etkileyen bir unsur olabildiği gibi, maliyeti de etkileyebilir. Arıtılmış atık su tesislerine yakın fidanlıklar bu suyu kullanabilme şansına sahiptir.

22


Alan Kullanımı, Mülkiyet, Altyapı Olanakları Fidanlıkların kurulması sırasında yakın çevredeki fidanlık çalışmalarını etkileyebilecek kullanımlar dikkate alınmalıdır. Bu kullanımların çevreye verdikleri zararın etki derecesi bilinmeli ve etki derecesine bağlı olarak önlemler alınmalı veya fidanlık kurmaktan vazgeçilmelidir. Fidanlık işletmesinde mülkiyetle ilgili bir sorun da bulunmamalıdır. Mülkiyet sorunu işletmenin yapısal olarak gelişmesini engeller, tüm faaliyetler geçici anlayışla yürütülür. Fidanlık işletmesinin olduğu yerde elektrik, su, yol gibi altyapı sorunları çözülmüş veya kolay çözülebilir nitelikli olmalıdır. Altyapı olanakları gelişmiş fidanlıkların üretim maliyetleri daha düşük olur, pazarlamadaki birçok sorun da çözülmüş olunur.

Çevre Kirliliği Çevre kirliliği artan etkinliği nedeniyle her konu için ele alınması ve irdelenmesi gereken bir önem kazanmıştır. Günümüzde pek çok alanda çeşitli kirletici etkileri ile hava, su, toprak gibi doğal kaynaklar kirlenmektedir. Dünyada nüfusun çok artması sonucu doğal kaynaklardan yararlanma, taşıma kapasitelerinin çok üzerine çıkmış ve doğa kendini yenileyemez duruma gelmiştir. Kirlilik bitkilerin yaprak ve sürgünlerinde daha belirgin etkiler meydana getirir. Yaprakta sararma veya renk değişimi ile lekeler oluşur ve yaprak dokusu zarar görür. Yaprak uç ve kenarlarında yanmalar meydana gelir. Yapraklar zamansız dökülebilir. Kirlilik bitki sürgünlerini kurutup öldürebilir. Ayrıca çiçeklerin erken dökülmesi ve meyve olgunlaşmasının gecikmesi ile özellikle tarımsal ürünlerde verim ve kalitede azalmalar meydana gelebilir.

23


Çevre kirliliği içinde en belirgin zararı hava kirliliği oluşturur. Hava kirliliği oluşturan kirleticiler ya kaynaktan doğrudan doğruya çıkar veya atmosferde sonradan oluşur. Kaynaktan doğrudan çıkan kirleticiler kükürt dioksit (SO2), hidrojen sülfür (H2S), azot monoksit (NO), azot dioksit (NO2), karbon monoksit (CO), karbon dioksit (CO2), hidrojen florür (HF) ve çeşitli partiküllerdir. Atmosferde sonradan oluşan kirleticiler ise kükürt trioksit (SO3), sülfürik asit (H2S04), aldehitler, ketonlar, asitler, endüstriyel duman ve benzerleridir.

Bazı Hava Kirlilik Etmenlerine Dayanıklı ve Hassas Türler Kükürt dioksit (SO2)

Ozon (O3)

Florlu Bileşikler

Dayanıklı Türler

Hassas Türler

Dayanıklı Türler

Hassas Türler

Dayanıklı Türler

Acer sp. Gingko biloba Ligustrum vulgare, Lonicera caprifolium Quercus sp. Salix sp. Syringa vulgaris Thuja orientalis Viburnum sp. Wisteria sp.

Catalpa sp. Crateagus sp. Forsythia sp. Fraxinus sp. Liriodendron tulipifera Picea sp. Populus tremuloides Pseudotsuga menziesii Rosa sp.

Acer sp. Euonymus sp. Juniperus sp. Quercus (bazı türler) Poinsettia sp.

Abutilon sp Acacia cyanophylla Acer negundo ve diğer bazı akçaağaçlar Betula sp. Catalpa sp. Fraxinus sp. Liriodendron tulipifera Quercus (bazı türler) Pinus sp. Spirea sp. Syringa sp. Tilia sp.

Abies sp. Cornus sp. Fraxinus sp. Juniperus sp. Laurus nobilis Ligustrum vulgare Picea sp. Pyracantha sp. Robinia pseudoacacia Rosa sp. Salix babylonica Sambucus sp. Spiraea sp. Tilia sp. Tsuga sp. Ulmus sp.

Hassas Türler Mahonia sp. Picea sp. Pinus(bazı türler) Populus sp. Pseudotsuga menziesii Quercus sp.

24


Üretim faaliyetlerinin yürütüldüğü özel yapılardır. Üretim sera veya açık alanda yapılabilir. Dış mekân süs bitkileri üretimi genelde açık alanda planlanabilen bir üretim dalı olmakla birlikte, seralar da daha kısa sürede daha kaliteli fidan üretimi amacıyla kullanılmaktadır. Dış mekân süs bitkileri üretiminin planlandığı seraların donanımı (ısıtma, gölgeleme, vs) yetiştirilecek ürün veya ürünlerin niteliğine bağlı olarak değişmektedir. Gerek açık alanda gerekse de gölgeliklerdeki fidanlar genelde yatak tabir edilen yetiştirme ortamları içinde tutulur. Yataklar toprak seviyesinden biraz aşağıda olduğu için özellikle bölgemiz koşullarına çok uygundur. Yatakların genişliği iki taraftan da orta kısımdaki bitkiye kolaylıkla erişilebilecek genişlikte olmalıdır. Yataklardaki genişlik en fazla 140 cm olarak planlanabilir. Yataklar içine bitki kapları yerleştirilirken devrilme olmaması için bitişik nizamda sıralanır. Bir yatak içindeki kapların aynı büyüklüklerde olması alanın daha verimli kullanılmasını sağlar. Yataklar oluşturulurken yabancı otlarla mücadele etmek için tabana kalın bir tabaka halinde çakıl taşı serilebilir veya geçirgen bir taban örtüsü serilebilir. Siyah renkli olanlar özellikle yabancı ot mücadelesindeki etkinliği nedeniyle tercih sebebidir. Düz bir alanın tamamına yayılan siyah plastik örtü alanın kullanım şeklinin farklı dönemlerde amaca göre değişmesine olanak tanır. Bitki sıraları ve yollar istenilen büyüklüklerde ayarlanabilir. Yollar

25


kültürel işlemlerin ve taşımanın kolay yapılmasını sağlayacak genişliklerde yapılmalıdır. Taşıma şekli ve aracına bağlı olarak bu genişlikler ayarlanmalıdır.

Fidanlıklarda yere serilen plastik örtüler

Fidanlıklarda farklı yetiştirme kapları kullanılabilir. Genelde de yetiştirme kabı olarak farklı büyüklüklerde plastik torbalar ve saksılar kullanılmaktadır. Plastik torbalar farklı boyutlarda ve daha ucuz olduğu için yaygındır. Ancak belirli büyüklüklerde fidan yetiştiriciliğinde bitki kök derinliğine göre çeşitli derinliklerdeki farklı materyallerden yapılmış saksılar kullanılır. Tohum ekiminde ise genelde çimlendirme kasaları veya birleşik olarak üretilmiş küçük kaplar kullanılır.

26


Fidanlıklarda ara yollar

Fidanlık koşullarında üretimde kullanılan yapılar tezgâhlar, hendekler, yatak ve yastıklar, seralar ve gölgeliklerdir.

Tezgâhlar Yerden yüksek (yaklaşık 90 cm) planlanan tezgâhlar genelde ayakta çalışmayı sağlayan üretim yapılarıdır. Fidanlık işletmelerinde tezgâhlar sera içinde, gölgelik altında ve hatta uygun bazı alanlarda açık alanlarda da bulunabilir. Doğu Akdeniz Bölgesinde yapılan dış mekân süs bitkileri yetiştiriciliğinde tohum ekimi veya çelik dikimi amacıyla üzeri örtülenerek kullanılabilir. Özellikle hassas bitkilerde ve küçük çeliklerin köklendirilmesinde başarıyı artırır. Tezgâhlar iki şekilde yapılabilir. Birincisi içinde üretim yapmak ve bitki yetiştirmek için ortam konulabilecek tezgâhlar, ikincisi üzerine saksı veya diğer bitki kaplarının konulabileceği

27


tezgâhlardır. Birinci tip tezgâhlar amaca göre belirli derinliklerde (15-25 cm) yapılabilir. Bu tezgâhlar genelde üretim amacıyla kullanılır. Özellikle çeliklerin köklendirilmesi için çok uygun özellik gösterirler. Tezgah içinde steril ortam veya karışımların kullanılması ile bitkiler toprak kaynaklı hastalık ve zararlılardan korunabilir. Basit sistemlerle genelde de eğik metal aksamlar kullanılarak kolayca örtülenebilir. Isıtma sistemi kurulması da kolaydır. Alttan ısıtma boruları geçirilerek toprak veya köklenme ortamını ısıtma şansı da vardır. İkinci tip tezgâhlar üzerine saksı, kasa gibi bitki kapları konularak da üretim ve yetiştirme işlemleri yapılabilir. Bu tezgâhlarda üretim ve yetiştirme ortamları kaplarla birlikte değiştiği için bitki sağlığı yönünden avantajları olabilir. Bu tezgâhlarda da örtüleme ve ısıtma sistemleri diğer tezgâhlardaki gibi kolay kurulur.

Ayakta çalışmayı kolaylaştırıcı tezgâhlar

28


Tezgâhlar kolayca örtülenebilir

29


Hendekler Toprak seviyesinde, ancak toprakla ilişkisi (beton, sert plastik, vs) kesilmiş olan yetiştirme ortamlarıdır. Toprak seviyesinde olduğu için kurulma aşamasında belirli bir plana gerek vardır. Sulama ve toprakla ilişkisi olmadığı için drenaj sisteminin kurulması gerekir. Örtüleme basit şekilde çözümlenebilir. Kullanımı çok azdır. Kalıcı bir üretim yapısı olduğu için ve taşınamadığı için Bölgemiz koşullarında kullanılması zordur.

Yürüme

Drenaj

Hendeklerin genel kesiti

Yatak ve Yastıklar Genelde açık alanda oluşturulan geçici üretim yapılarıdır. Açık alanda bitkinin özelliğine göre genelde bitki-su ile ilişkilerini düzenlemek amacıyla oluşturulurlar. Alanda taban suyu seviyesi yüksekse, yağış düzenli ve sürekli ise yastıkların kullanımı tercih edilir. Yastıklarda yetişen

30


fideler su fazlalığından olumsuz etkilenmezler. Yataklar ise toprak seviyesinin daha alt kısmında oluşturuldukları için suyun az olduğu alanlarda kök çevresindeki toprakta nemin korunmasına yardımcı olurlar. Yatak ve yastıklar basit bir sistemle alçak tünel haline getirilebilirler.

Toprak Seviyesi Yürüme Yolu

Yastık

Yatak

Bir fidanlıkta üretim yatak ve yastıkları

31


Seralar Üretim yapılacak seralar sabit yatırımlar olup, kışı geçirmek için olanlardan daha farklı şekilde ele alınırlar. Seralar ısıtma, sulama, drenaj, gölgeleme sistemleri ve içinde tezgah, hendek, yatak, yastık gibi üretim yapılarının da yer alabileceği kompleks yapılardır. Bitkilerin üretilmeleri, geliştirilmeleri ve kışı geçirmeleri için kullanılırlar. Seralar genel olarak yapı (ahşap, metal, vs) ve örtü malzemesine (cam, plastik, vs) göre isimlendirilir. Sera yapımında çelik boru kullanımı yaygındır. Örtü malzemesi olarak genelde uzun ömürlü katkılı plastik örtüler, sertleştirilmiş plastik örtüler kullanılır. Camdan daha ucuz olan bu malzemeler ışığı da belirli oranlarda geçirirler. Seralarda ısıtma en önemli masraf kalemini oluşturur. Isıtma çeşitli şekillerde yapılabilir, ayrıca sera içinde ikinci örtüleme, alçak ve yüksek plastik tünellerin oluşturulması da ısıtmada etkilidir. Seralarda bitki sağlığı yönünden çok önemli olan havalandırma tavan veya yanlardaki pencerelerle yapılabilir. Tropik kökenli bazı türlerin kış döneminde zarar görmemesi için de işletmelerde seralara gereksinim duyulabilir. Bu durumda dış mekân bitkileri üreten fidanlıklarda seraların bütün donanımları ile birlikte oluşturulması gerekmeyebilir. Dış mekân bitkileri üreten fidanlıklardaki seralar tohum ekimi ve çeliklerin köklendirilmesi için de kullanılabilir. Çeliklerin köklendirilmesi için sera içinde plastik tüneller yapılabilir. Plastik tüneller içinde havanın oransal nemi ve sıcaklık seradan daha yüksek olduğu için köklenme daha hızlı ve kaliteli olur. Bu amaçla oluşturulacak plastik tüneller eğilmiş metal aksamla kolayca yapılabilir.

32


Çatıdan Havalandırma

Yan Pencerelerden Havalandırma

Gölgeleme Sisleme Sistemi Drenaj Sistemi Isıtma Sistemi

Seralar ve içindeki alçak plastik tünel yapıları

33


Gölgelikler Belirli yüksekliklerde yapılırlar. Örtü malzemeleri genelde belirli oranlarda ışığı engelleyen örtüler veya ağlardır. Gölgelikler fidanlık koşullarında hassas ve genç bitkileri dış koşullara karşı korumasının yanı sıra tüm fidanlarda kalitenin korunması için de gereklidir. Gölgelikler amaç ve türlere bağlı olarak alçak veya yüksek yapılabilirler. Genç bitkiler ışık yoğunluğu ve yüksek sıcaklıklara daha duyarlıdır. Bu nedenle üretim alanlarında bitkinin yoğun güneş ışığı ve yüksek sıcaklıklardan etkilenmemesi için gölgelik gerekebilir. Gölgeleme ile fidanda yaprak kalitesi daha yüksek olur; yapraklar daha iri ve sağlıklıdır. Bitki ışık ve sıcaklık stresine girmediği için boyu da açık alanda yetişenlere göre daha fazla uzar. Doğu Akdeniz Bölgesinde yaz dönemindeki ışık yoğunluğu ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle gölgeliklerin yaşamsal önemi vardır. Fidanlıklarda giriş kısmına yakın oluşturulan gölgelikler satışa sunulan bitkilerin bulunduğu alanlardır. Fidanlıklarda satışa sunulan bitki örneklerinin bulunduğu gölgelikler de olabilir, bunlar özellikle toptan satışlarda müşterinin tüm malları daha küçük bir alanda birarada görmesini sağlar. Gölgelikler farklı renklerde olup, gölgeleme oranları % 35, 55-60, 75 ve 90’dır. Dış mekan bitkisi üreten firmalarda % 55-60 ve yukarısındaki oranlarda gölge sağlayan örtüler özellikle bitkilerin genç dönemlerinde ve bitkinin gölge isteğine bağlı olarak kullanılabilir. Büyük fidanlar, güneş seven bitkiler ile çiçekli bitkilerde % 35 gölgeleme yeterlidir.

34


Gรถlgelikler

35


Fidanlıklarda yetiştirme ortamı olarak genellikle iyi nitelikli bahçe toprağı kullanılır. Tınlı topraklar yetiştiricilik için daha uygundur. Ancak ağır topraklara bazı eklemeler yapılarak yetiştiricilikte kullanılabilir. Özel amaçlı yetiştirilen bitki türleri daha özel ortamlarda da yetiştirilebilir. Dış satım amaçlı yapılan yetiştiricilikte hafif ve temiz ortamlar kullanılır. Fidanlıkta yetiştiricilik amaçlı kullanılacak toprakta bitkinin büyüme ve gelişimi için genel bazı nitelikler bulunmalıdır. Bu nitelikler üretim ortamlarında aranılan niteliklerle de genelde aynıdır. - Su tutma kapasitesi/yeteneği yüksek olmalıdır. Bu ortamlar bünyesindeki suyu da hemen kaybetmedikleri için özellikle tohum çimlenme ortamı ve çelik köklendirme ortamlarında gereklidirler. - Katyon değişim kapasitesi/yeteneği yüksek olmalıdır. Ortamdaki materyal bünyesinde tuttuğu bitki besininin kökler tarafından alınmasına izin vermelidir. - Havalanabilir nitelikte olmalıdır. Genelde granül veya parçacıklı yapıdaki materyaller ortamda havalanmayı sağlarlar. - Hastalık ve zararlılardan arı olmalıdır. - Kolay bulunabilir ve ucuz olmalıdır. Fidanlıklarda maliyeti etkileyen önemli bir husus olarak dikkate alınır.

36


- Tekrar kullanılabilir nitelikte olmalıdır. Özellikle üretimde kullanılan ortamların tekrar kullanılabilmesi işletmedeki üretim maliyetini azaltır. Volkanik tüf, perlit, kum köklenme ortamı olarak yeniden kullanılabilir. Üretim için ortamlar saf veya karışım halinde kullanılabilir. Karışımlar genelde üretimde kullanılır. İşletmenin elinde bulunan materyaller ve deneyimine göre özellikle tohum ekim ortamı olarak farklı karışımlar oluşturulabilir. Bir işletmede çimlendirme ortamına girecek materyallerin seçiminde işletme deneyimi dışında ekonomik faktörler, materyalin kullanılabilirliği, özel kültürel işlemler de etkilidir. Üretim yapılacak ortamlar tohum ekimi ve çeliklerde farklı olabilir.

Ortamda kullanılacak materyallerin elenmesi

37


Organik Ortamlar Fidanlık işletmelerinde farklı amaçlarla kullanılan organik maddelerin ortak özelliği havalanma, su tutma ve katyon değişim kapasitelerinin yüksekliğidir. Besin maddesi içeriği tümünde yüksek olmayabilir. Kaynağına bağlı olarak asitlik değerleri (pH) de farklıdır. Genelde yetiştiricilik yapılan ortamlarda asitliğin 5.5-6.5 arasında olması bitki kök gelişimi için istenir. Turba (torf): Çok eski dönemlerden kalan çürümüş lifli organik maddelerdir. Herhangi bir hastalık veya zararlı etmeni taşımaz. Bitki besini ve asitlik gibi değerleri oluştukları yere göre farklılık gösterir. Dış mekan bitki yetiştiriciliğinde turba özel amaçlarla kullanılabilir. Doğaya zarar verilerek elde edildiği ve genelde pahalı olduğu için de kullanılmaması tercih edilmelidir. Bunun yerine işletmenin kendi öz kaynakları arasında olabilecek kompost başta olmak üzere doğaya zarar vermeden elde edilmiş diğer organik materyaller kullanılabilir.

Turba (torf)

38


Kompost: Bitkisel artıkların mikroorganizmalarca parçalanması ile oluşur. Yapımında çöpler dahil her türlü organik artık kullanılabilir. Yapımı kolaydır. Kompost için kullanılan materyaller aralarına ince toprak tabakaları serilecek biçimde kat kat yığın haline getirilir. Toprak yerine azotlu bir gübre de kullanılabilir. Yığının üstü şeffaf plastik örtü ile örtülür. Altı ay sonra karıştırılıp sulanarak tekrar örtülür. Yabancı otlar, hastalık ve zararlı etmenleri ile ilgili ilaçlamalar da bu sırada yapılabilir. Bir yılın sonunda da kullanıma hazır olur. Kompost yapımının fidanlık işletmesine ve çevreye çok önemli katkıları vardır. Fidanlık işletmesindeki her bir organik artık (çalışanların yemek artıkları dahil) değerlendirilmiş olunur. İşletme kompostu kendi öz kaynağı olarak değerlendirmeyi amaç edinirse, Doğu Akdeniz Bölgesinde birçok organik artık kaynağı bulabilme şansı vardır. Tarla ve bahçe artıkları ile çeşitli meyve-sebze işleme ünitelerinin artıkları bu amaçla kullanılabilir. Kompostlar üzeri kapatılmadan da yapılabilir. Bu durumda süre uzar.

Toprak veya Azotlu Gübre Organik Artık

Kompost yapımında sıralar; ortadaki yeni, sağdaki bir yıl sonra

39


Çiftlik Gübresi: Çiftlik gübresi büyük ve küçükbaş hayvan dışkılarının çürüyüp parçalanması ile oluşur. İyice yanmış çiftlik gübresi 1-1.5 yıl bekletilmiş olanlardır. Çiftlik gübresi fidan büyüme ortamlarında bahçe toprağı ile karıştırılarak kullanılabilir. Özel Hazırlanmış (veya Ticari) Ortamlar: Piyasada farklı şekillerde hazırlanmış karışımlar bulunmaktadır. Ancak bu karışımlar da genelde pahalı olup, fidanlık işletmeleri için çok uygun değildir. Özel amaçlarla ve kısıtlı olarak kullanılabilirler.

İnorganik Ortamlar İnorganik materyaller granül yapıdadır. Havalanmayı sağlamak amacıyla kullanılırlar. Çoğunun su tutma yeteneği de yüksek olduğu için çelik köklendirmeye uygun niteliktedir. Kum: Yetiştiricilikte en fazla kullanılan inorganik materyaldir. Özellikle dişli dere kumu olarak ifade edilen 1-2 mm çaplı kumlar üretim ve yetiştiricilikte daha yaygın kullanılır. Kum tohum ekimi için hazırlanan karışımlarda havalanmayı sağlamak amacıyla kullanılır. Çeliklerin köklendirilmesinde de kullanılabilir. Ayrıca kil oranı yüksek topraklara karıştırılarak daha havadar olması sağlanabilir. Pomza: Boşluklu, süngerimsi, volkanik olaylar sonucunda oluşmuş, fiziksel ve kimyasal etkenlere karşı dayanıklı, gözenekli camsı volkanik bir kayaçtır. Oluşumu sırasında bünyedeki gazların ani olarak bünyeyi terk etmesi ve ani soğuması nedeniyle, makro ölçekten mikro ölçeğe kadar sayısız gözenek içerir. Kendisine özgü rengi, gözenekliliği ve kristal suyunun olmaması gibi bazı özellikleri ile benzer volkanik camsı kayaçlardan (perlit, obsidyen, pekş-tayn) ayrılır.

40


Asidik ve bazik volkanik faaliyetler neticesinde asidik pomza ve bazik pomza (bazaltik pomza) oluşur. Bazaltik pomza kahverengimsi siyahımsı gibi koyu renkli olabilir. İçinde alüminyum, demir, kalsiyum ve magnezyum bileşenleri olduğu için gübre sanayi ve tarımda kullanılır. Perlit: Perlit, ısıyla genleşme özelliği olan, genleştirildiğinde çok hafif ve gözenekli hale geçen bir kayaçtır. Çeşitli perlit kayaçları renk ve yapı itibariyle birbirinden farklılık gösterebilir. Ham perlitin rengi saydam açık griden parlak siyaha kadar değişebilmektedir. Genleştiğinde renk beyazlaşır. Genelde temiz, kokusuz, hafif ve kullanımı güvenli bir ortamdır. Camsı kayacın 800-1150oC arasında bir ısıtma işlemi ile 4-20 kat genleşerek hacmi büyür. Perlitin su tutma kapasitesi yüksektir. Gözenekli yapısı ile drenajın kolay olmasını sağlar. Hastalık ve zararlı etmeni taşımaz. Asitlik derecesi 6.57.5 arasındadır. İçinde çözülebilir iyonlar yok denecek kadar azdır. Çeliklerin köklendirilmesinde kullanımı yaygındır. Vermikulit: Mineralojik olarak tek başına farklı bir grubu temsil eden vermikülit, endüstriyel olarak genleşme özelliğine sahip tüm mika grubu minerallerini kapsayan genel bir terim olarak da kullanılır. Vermikülitin önce 1000-1800ºC arasında genleştirilir. İnce taneli ürünler, toprak düzenleyici malzeme olarak, bitki yetiştirme ortamı hazırlanmasında, tarımda, bahçecilikte, ormancılıkta değişik uygulamalarda kullanılabilir. Toprak yüzeyinden biraz derine gömülen bu malzeme toprağın su ve gübre tutma süresini artırmakta ve yabancı ot ve zararlı böcekler için yapılan ilaçlamanın etkisini de artırmaktadır. Volkanik Tüf: Volkan külü ve volkan tozunun pekişmesiyle oluşan kayaçlar olup, en büyük özelliği içerdikleri silisyum, alüminyum, demir, magnezyum, alkali ve toprak alkali minerallerin

41


oksitlerini, bünyelerinde birbirlerinden ayrılmış kristaller halinde değil de, birbirlerine karışık, ayırt edilemez ve camsı halde tutmalarıdır. Volkanik tüfün ağırlığı azdır, su tutma kapasitesi de yüksektir. Topraktaki nemi korumaya yardımcı olur ve sulama gereksinimini azaltır. Çeliklerin köklendirilmesinde kullanılır. Çeşitli büyüklüklerde pazara sunulabilmektedir. Çeliklerin köklendirilmesinde 1-3 mm çaplı ince kırılmış parçalardan oluşan volkanik tüf kullanılmalıdır.

Volkanik tüf

Ortamların Sterilizasyonu Tohum ekimi ve çelik dikiminin yapılacağı ortamlarda hastalık ve zararlı etmenleri bulunmamalıdır. Bu amaçla kimyasallar, buhar, güneş veya elektrikle olmak üzere çeşitli yollarla sterilizasyon yapılır.

42


Kimyasal sterilizasyon: En çok kullanılan sterilizasyon yöntemidir. Ortamda var olduğu düşünülen hastalık ve zararlıya uygun kimyasallar kullanılmalıdır. Bu amaçla kullanılan özel kimyasallarla da sterilizasyon yapılabilir. Bu yöntemin toprakta artık bırakması, bitkilere toksik etkili olması nedeniyle çeşitli dezavantajları vardır. Buharla sterilizasyon: Toprakta herhangi bir artık bırakmayan bir yöntemdir. Ortam plastik örtü ile sıkıca kapatıldıktan sonra içeriye buhar verilerek topraktaki tüm canlılar (hastalık ve zararlı etmenleri ile yabancı ot tohumları) yok edilir. Buharla sterilizasyonda ortam en az 82oC’ye kadar buhar verilerek ısıtılır ve uygulama bu ısıya ulaştıktan sonra 30 dakika daha devam eder. Buharla sterilizasyon için ticari tipte özel buhar makinaları gerekir. Güneşle Sterilizasyon: Sterilizasyonda güneşin etkisinden yararlanılabilir. Özellikle Doğu Akdeniz Bölgesinde yapılacak yetiştiricilikte güneş etkisi ile sterilizasyon yapma maliyeti düşürür. Bu yöntem çevreyi de korur. Sterilizasyon uygulanacak materyal güneş alan bir alana belirli bir kalınlıkta (50-100 cm) yayılır. Üzeri şeffaf plastik örtü ile hava almayacak şekilde kapatılır. Bir yaz boyu 15-20 günde bir ortam altüst edilerek (karıştırılarak) işlem sürdürülür. Bu uygulamanın bir yararı da ortamda bulunan yabancı ot tohumlarının çimlenerek plastik örtü altında tohum oluşturamadan ölmesi ile ortamdaki yabancı otların da yok edilmesini sağlamasıdır. Elektrikle sterilizasyon: Ortam elektrik kullanılarak da steril hale getirilebilir. Bu sistemde ortama kablolarla elektrik verilerek sterilizasyon yapılır. Özel donanım gerektirir. Enerji harcanır, maliyeti etkileyebilir. Az kullanılan bir yöntemdir.

43


Duhamel du Monceau, 1758 yılında bitki özsuyu hareketinin bitki büyümesini kontrol ettiğini bildirmiş, 1880 yılında da Julius von Sachs, organ oluşumunda çevresel faktörlerle birlikte bazı maddelerin de etkili olduğunu ileri sürmüştür. 1926 yılında da F. Went ilk bitki hormonunu izole etmiş, 1928 yılında da Kogl ve Haagen-Smit aynı hormonu tekrar izole ederek latincede artış anlamına gelen “auxin” adını vermişlerdir. Günümüzde 10 000’den çok fazla doğal ve sentetik bileşiğin bitki büyüme ve gelişmesini kontrol ettiği saptanmıştır. Çoğu düşük konsantrasyonlarda uyarıcı, yüksek konsantrasyonlarda ise engelleyicidir. Büyüme düzenleyiciler köklenmenin uyarılması, dinlenmenin engellenmesi, büyüme, gelişme, çiçeklenme ve meyve gelişiminin kontrolü ve kalitesi, ot kontrolü ve diğer birçok amaçlarla kullanılmaktadır. Kısaca bitki büyüme düzenleyiciler olarak adlandırılmakla birlikte üç ana grupta incelenmektedirler: Bitki büyüme maddeleri (Bitki hormonu, phytohormone): Bitkinin salgıladığı kimyasal bileşiklerdir. Çok düşük konsantrasyonlarda özel bir biyolojik aktivite gösterirler. Bunlar bitki gelişmesi süresince dokuların hassaslığı ve/veya konsantrasyonlarına bağlı olarak fizyolojik olayların düzenlenmesinde temel rol oynarlar.

44


Bitki büyüme düzenleyiciler: Bunlar (hem enerji sağlar, hem de temel besin maddeleri olabilirler) diğer bitki besinlerinden daha organik yapıda olup, küçük miktarlarda uyarıcı veya engelleyici, diğer taraftan da bitkide herhangi bir fizyolojik işlemi düzenleyicidir. Bitki büyüme engelleyiciler: Bunlar sürgün dokularında hücre bölünme ve uzamasını gerileterek yaprak ve gövdelerin deforme olmaksızın boyunu fizyolojik olarak düzenler.

Oksinler Indole-3-acetic acid bitkide doğal olarak bulunurken, 2,4-dichloro phenoxyacetic acid (2,4-D), indole-3-butyric acid (IBA) ve naphthalene acetic acid (NAA) oksinlerin sentetik formlarıdır. Oksinler sürgün ucu meristemi ve gelişen yapraklarda üretilir. Çok sayıda fizyolojik olayda yer alırlar: - Bir doku IAA’e dokundurulduğunda büyümesi artar. Büyüme IAA’in hücre duvarını yumuşatmaya başlayan enzimleri uyarması sonucu meydana gelir. - Oksin bitkinin değdiği tarafında hücre uzamasını sağlar. Büyümeyi karanlık tarafta uyardığı için bitkinin ışığa doğru yönlenmesini sağlar (fototropizm). - Bitki sürgünlerinin yukarı, köklerin ise toprak içine doğru büyümesi oksin miktarındaki farklılıklarla ortaya çıkar. - Bitkinin uç kısımlarda yüksek oksin konsantrasyonları alt dallarda büyümeyi engeller (apikal dominans). - Köklenmenin başlaması için uyarıcı olarak görev yapar.

45


- Oksinler etilen üretimini uyarırlar. Bitkide oksinlerin etkilediği birçok tepkinin etilenin bulunmasına bağlı olduğu bilinmektedir. - Bitkide çiçek cinsiyetinin belirlenmesi ve meyve hacminin artmasında etkilidir. - 2,4-dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) çok bilinen bir oksin olup, geniş yapraklı yabancı otların kontrolünü sağlar (herbisit). Oksinlerin Uygulamada Kullanımı: Oksinlerden en çok indole-3-butyric asit (IBA) kullanılır. Çeliklerin köklendirilmesinde, köklendirilmiş bitkilerin şaşırtılmasında ve aşılanan bitkilerin köklenme oranının arttırılmasında kullanılır. IBA, hem sıvı taşıyıcılar içerisinde çözündürülerek (eritilerek) sıvı halinde, hem de toz taşıyıcılar içerisine karıştırılarak toz halinde kullanılır. IBA toz magnezyum tozu gibi taşıyıcılar içine karıştırılabilmektedir. Toz halinde hazırlanan IBA çeliklere uygulanabilir. Dikimden önce çeliklerin yaklaşık 3/4’lük kısmı toza batırılmakta; iyi köklenme için çeliğin dip kısmındaki kesim yüzeyine IBA’nın düzgün bir şekilde yapışması sağlanmaktadır. Toz halindeki IBA, aşılama işleminde sürgüne (aşı kalemine) doğrudan uygulanarak da kullanılabilir. Sıvı taşıyıcılar içerisinde çözündürülmüş IBA çeliklerin köklendirilmesi için 10-20000 ppm arasındaki konsantrasyonlarda kullanılabilir. Çözücü olarak alkol veya su kullanılabilirse de alkol bitki dokularına zarar verebileceği için su daha kullanışlıdır. Çeliklerde köklenmenin artması için hazırlanan IBA solüsyonlarına çelikler daldırılabilir veya püskürtme uygulanabilir.

46


Çeliklerin Tamamının Daldırılması: Bu yöntemde çeliklerin tümü birkaç saniye süresince çözeltiye daldırılır, çıkarılarak hemen yerine dikilir. Bu uygulama kök kalitesini artırmaktadır. Otsu bitkilerin çelikleri ile Plumbago sp., Clematis sp. (yaban asması), Hedera sp. (sarmaşık), Lavandula sp. (lavanta çiçeği) ve Ficus sp. (kauçuk) gibi odunsu bazı bitkilerin çelikleri için 50-250 ppm IBA yeterli olmaktadır. Çeliklerin Hızlı Daldırılması: Çeliklerin dip kısımları birkaç saniye süresince çözeltiye daldırılır ve hemen sonra yerine dikilir. Ancak bu yöntemde elde edilen köklenme sonuçları farklı olabilir. Bunun nedenleri çeliklerin yüksek IBA konsantrasyonuna kısa bir süre daldırılması ile IBA emiliminin yetersiz olmasıdır. Otsu bitkiler, tropik bazı bitkiler, iç mekan bitkileri, gül ve kasımpatı gibi bazı bitkiler için 150-500 ppm IBA kullanılabilir. Yumuşak odun dokusuna sahip çelikler için 1000 ppm, sert odun dokusuna sahip çelikler için ise 5000-20000 ppm arasında IBA kullanılabilir. 20000 ppm gibi yüksek konsantrasyonlar, köklenmenin zor olduğu bitkilerde kullanılmalıdır. Püskürtme: Çelikler köklenme yerlerine dikildikten sonra yapılır. Püskürtme işlemi solüsyon damlacıklarının toprak (ortam) hizasına inene kadar gövde ve yapraklara yapılır. Bu uygulama düzgün simetrik kökler meydana gelmesini sağlar. Chrysanthemum sp. (kasımpatı), Begonia sp. (yaprak ve çiçek begonyalar), Erica sp. (püren, funda) ve Hibiscus sp. (hatmiler) için 50-250 ppm suda çözünmüş IBA kullanımı yeterlidir. Batırma: Köklenmiş ve şaşırtma aşamasına gelmiş bitkilere uygulanabilir. Meşe (Quercus sp.) fidelerinin şaşırtılması sırasında 1000-3000 ppm IBA çözeltisine daldırılması ile kök uzunluğu ile kök sayısı artar. Açıktaki köklerin uygun konsantrasyona 5 dakika süresince daldırılması ceviz (Juglans sp.), lale ağacı (Liriodendron tulipifera) ve Quercus sp. üzerinde denenmiş; 3000 ppm’den ve daldırma süresinin 5 dakikadan fazla olması durumunda yeni kök büyüme ve oluşumu ile sürgün büyümesinin engellendiği belirlenmiştir. IBA çözeltisinin, gül çalısının (Rosa sp.) şaşırtılmasında kullanılması bitkinin hayatta kalma oranını yükseltmiş, yeni köklerin olgunlaşmasını hızlandırmış, kökün uzama oranını artırmış, daha erken ve daha çok çiçekli ürünler elde edilmesini sağlamıştır.

47


Sürgün Daldırma: Bu yöntem aşılanacak bitkilerde aşılanan bölgede hücre bölünmesini uyarmak için kullanılmaktadır. Mavi ladinde (Picea pungens cv. Hoops) aşı kaleminin üç dakika boyunca 200 ppm IBA çözeltisine daldırılması aşı tutma oranı ve kök oluşumunu artırmıştır. Kalem aşılarında kullanılan sürgüne IBA uygulanması hayatta kalma oranını % 20 arttırmaktadır. IBA kullanımının birçok bitkide köklenmeyi artırdığı ve daha çabuk köklenmeye neden olduğu bildirilmektedir. Bu bitkiler arasında göknar (Abies sp.), akçağaç (Acer palmatum), Chamaecyparis sp., Clematis sp., dağ muşmulaları (Cotoneaster sp.), taflan (Euonymus sp.), ardıçlar (Juniperus sp.), ortancalar (Hydrangea sp.), çoban püskülü (Ilex sp.), yaprakdöken manolya (Magnolia soulengeana ve Magnolia kobus), murt veya mersin (Myrtus sp.), zakkum (Nerium oleander), Pittosporum sp., ateş dikeni (Pyracantha sp.), kavaklar (Populus sp.), orman gülleri (Rhododendron sp.) ve porsuklar (Taxus sp.) yer almaktadır.

Oksinlerden IBA Kullanımı ve Etkileri Bitkiler

Kullanım Dozu

Kullanım Şekli

Etkisi

Daldırma (24 saat)

Köklenmede artış

Cornus sp.

0-25 ppm

Chaenomeles sp.

15 ppm

Camellia sp.

20 ppm

Wistaria sp.

25 ppm

Betula sp. Syringa sp.

50 ppm

Pseudotsuga taxifolia

50 ppm

-

Cupressus sp.

60 ppm

Daldırma (24 h)

Rosa sp.

50-100 ppm

Püskürtme

Rosa sp.

250,500 ppm

Hızlı daldırma

Rosa sp. (saksı)

500, 2000 ppm

Kaliteli köklerin Dip daldırma (5 sn ) oluşması

Poinsettia pulcherrima

200, 500 ppm

Dip daldırma

48


Erica verticillata Jasminum fruticans

250, 2500 ppm

Dip daldırma

Köklenme ve canlı kalma oranında artış

Cotoneaster multiflorus

500 ppm

Daldırma (10 dk)

Köklenmede artış (% 100)

Hydrangea sp.

500-2400 ppm

Dip daldırma (5 sn)

Köklenmede artış

Acer saccharum

1000 ppm

Daldırma

Köklenmede artış

Acer sp.- Akçaağaçlar

Yumuşak çelikler 1000-3000 ppm, Yarı odunsu çelikler Dip daldırma (toz) 8000-10000 ppm

Köklenme ve kök kalitesinde artış

Hydrangea sp.

1000 ppm

Dip daldırma

Köklenmede artış

Campanula isophylla

1000-1500 ppm

Dip daldırma

Köklenmede artış

Syringa vulgaris ‘M. Lemoine’

1250 mg/lt

Dip daldırma (5 dk)

Köklenmede artış

Hibiscus rosa-sinensis

2000 ppm

Hızlı dip daldırma

Köklenmede artış (%87)

Bougainvillea glabra

2000- 4000 ppm Dip daldırma (5 dk)

Köklenmede artış

Arkeuthos drupaceae

8000 ppm

Dip Daldırma (toz)

Köklenmede artış

Abelia sp.

4000 ppm

Daldırma

Köklenmede artış

Cistus creticus Erica arborea Myrtus communis Palirus spina christii Styrax officinalis

2500 ve 4000 ppm

Daldırma

Kök sayısı ve kalitesinde artış

Hibiscus rosa-sinensis

8000 ppm

Hızlı dip daldırma

% 100 Köklenme

49


Chrysanthemum sp.

% 0.1-0.2

Dip daldırma

Köklenmede artış

Poinsettia pulcherrima

% 0.1-0.3

Toz halinde

Köklenmede artış

Bougainvillea glabra ‘Choisy’

% 0.2-0.4

-

Köklenmede artış ( % 66-68)

Gardenia sp.

1 mg/lt

Daldırma

Köklenmede artış

Laurus nobilis

500 mg/lt

-

Köklenmede artış

Oksinler içinde IBA dışında IAA ve NAA kullanımı da olmakla birlikte daha azdır.

Oksinlerden NAA Kullanımı ve Etkileri Bitkiler

Kullanım Dozu

Kullanım Şekli

Etkisi

Hydrangea sp.

500,1000, 2400ppm

Dip daldırma

Köklenmede artış

Poinsettia pulcherrima

200-500 ppm % 0.1-0.3 (toz)

Dip daldırma

Köklenmede artış

Bougainvillea glabra ‘Choisy’

% 0.2 (toz)

Dip daldırma

Köklenmede artış (% 50-96 )

0.1, 0.3 ve 0.6 mg/lt

-

Kök uzunluğu, kök sayısı ve kök ağırlığında artış

4000 ve 6000 ppm

Daldırma

Kök sayısı ve kalitesinde artış

Cornus sanguinea Hibiscus syriacus Salix purpurea Buddleia variabilis Euonymus japonicus Jasminum nudiflorum Erica arborea Myrtus communis Cistus creticus

50


Paliurus spina christii Cotinus coggygria Smilax aspera

6000 ppm

Daldırma

Kök sayısı ve kalitesinde artış

Clematis cirrhosa Arbutus unedo Spartium junceum Crataegus monogyna Berberis craegina Juniperus oxycedrus Potentilla reptans Ricinus communis

Gibberellik Asit (GA) Gibberella fujikuroi mantarından Kuroshawa tarafından (1926) elde edilmiş; Yabuta ve Hayashi (1935) tarafından adlandırılmıştır. 100’den fazla formu vardır. En çok kullanılan GA3’tür. Bitkideki fizyolojik etkileri aşağıda sıralanmıştır: - Gövdenin hızlı uzamasını ve çiçeklenmeyi uyarır. - Tohumlarda çimlenmeyi uyarıcı olarak görev yaparlar. - Birçok bitki türünün dinlenmeden çıkmasında etkilidir. - Bazı türlerde erkek çiçek oluşumunu uyarır. - Meyve büyüklüğü, meyve şekli ve tozlanma ve döllenme olmaksızın meyve oluşumunda (parthenokarpi) etkilidir. GA3 uygulamaları Abies balsamea, Cuppressus sp., Juniperus sp., Taxodium sp., Cryptomeria japonica, Weigelia florida gibi bitkilerde erken gelişmeyi sağlamakta, çiçeklenme de erken ve çok sayıda olmaktadır. GA3 farklı dozlarda da dormansiyi ortadan kaldırarak büyümeyi artırmaktadır. Bu bitkilere örnek olarak Lonicera xyloseum (100-500 ppm), Picea abies ‘Nidiformis’ (100-1000 ppm) ile Magnolia soulengeana (50+15 mg/lt - püskürtme) verilebilir.

51


GA’in farklı formları birlikte uygulanabildiği gibi, farklı materyallerle birlikte de uygulanabilmektedir.

GA Kullanımı ve Etkileri Uygulama

Bitki Adı

Kullanım Dozu

Etkisi

GA3

Rosa sp.

120 ppm

Sürgün uzaması ve çiçeklenme

GA3

Salix purpurea ‘Nana’

100-1000 ppm

Dal sayısında azalma, bitki boyunda artış

GA

Azalea sp.

500 mg/lt

Sürgün büyümesinde artış

GA3

Berberis thunbergii ‘Atropurpurea Nana’

100 ppm

Sürgün sayısı ve büyümesinde artış

GA3

Forsythia intermedia Weigelia florida

400 ppm

Sürgün sayısı ve büyümesinde artış

GA3

Viburnum opulus

100-500 ppm

Dal sayısında azalma, boğum arasında uzama

GA3

Tsuga canadensis

100-1000 ppm

Dal sayısında azalma, sürgün boyunda artış

GA4+7

Euphorbia pulcherrima

20 ve 40 ppm

Sürgün sayısı ve büyümesinde artış

GA4+7

Azalea sp.

1000 ppm

Sürgün sayısı ve büyümesinde artış

GA+BA

Forsythia intermedia Rosa multiflora Salix alba

1000 ppm

Sürgün sayısı ve büyümesinde artış

52


Sitokininler Van Overbeek’in (1941) Cocos nucifera (Hindistan cevizi) meyve özsuyunda bulduğu sitokinin, in Vitro kültürde (laboratuvar koşullarında yapılan mikro üretim) çok önemlidir. Kinetin (sentetik) ve zeatin (doğal) en çok kullanılanlardır. Sitokininin fizyolojik etkileri aşağıda sıralanmıştır: - Hücre bölünmesini, kallus (yara dokusu) oluşumunu uyarır; doku şekillenmesini sağlar. Oksin fazlalığında kök, sitokinin fazlalığında sürgün oluşur. - Klorofil bozulmasını engelleyerek yaşlanmayı geciktirir. Tek bir yaprağa püskürtüldüğünde yapraktaki besin dönüşümü ile yaşlanma gecikir, stomalar açık kalır. - Apikal dominansı etkileyerek yan tomurcuk büyümesini engeller, bazı türlerde dişi çiçek oluşumunu uyarır.

Absizik Asit (ABA) 1965 yılında keşfedilmiştir. Günümüzde birçok bitkide bulunmuş bu kategorideki tek önemli engelleyicidir. En önemli fizyolojik etkileri aşağı sıralanmıştır: - Bitkide stresin sinyalidir. Bir bitki su stresine girdiğinde bünyesinde ABA düzeyi artmakta; stomalar kapanarak terleme ile su kaybı engellenmektedir. - Embriyogenesis, dormansi, dinlenme, çimlenme, büyüme ve gravitropizm gibi birçok olayda rol oynar. ABA üretildiği yerden sadece kısa mesafelere taşınır. Stomaların kapanmasını uyararak fotosentezin azalmasına neden olur, dormansi ve dinlenmeye girmeyi uyarır. ABA ile benzer etkiyi yapan büyümeyi engelleyici veya yavaşlatıcılar aşağıda sıralanmıştır: Phosphon D: Büyümeyi engelleyici etkisi ilk kez 1955 yılında belirlenmiştir. Bazı bitki türlerinde büyümeyi engellemektedir. Phosphon D’nin Azalea sp. (açelya), Camellia sp. (kamelya) ve Ilex aquifolium (çoban püskülü) gibi bitki türlerinde çiçek oluşumunu uyarmaktadır. Phosphon D toprağa uygulandığında aktivitesini bir yıldan daha uzun süre devam

53


ettirilebilmektedir. Bu hormon yetiştirilen bitkilere bağlı olarak 0.16, 0.8 ve 4 gr/m3 toprak hesabı ile toprağa karıştırılabilir. Yüksek oranlarda kullanıldığında yaprak uçlarında yanıklık ve kloroz oluşturabilir. ACPC (AMO-1618) (2-isopropyl-4-trimethylammonium chloride-5-methylphenyl piperidine carboxylate) dörtlü bir amonyum bileşiğidir. Büyümeyi engelleyici etkisi ilk kez 1950 yılında ortaya konulmuştur. Bu büyüme engelleyici sınırlı sayıda bitkide etkilidir. AMO-1618 bitkide daha kısa boğum aralarının oluşmasını, koyu yeşil yaprakların gelişimini ve sıkı dallı (kompakt) bir bitki yapısının oluşmasını sağlamaktadır. Chlormequat [(2-chloroethyl trimethylammonium chloride) (Cycocel-CCC)]: Bu çok aktif dörtlü amonyum bileşiğinin etkileri ilk kez 1960 yılında belirlenmiştir. Gibberellik asit biyosentezinde bazı enzimlere müdahale eden spesifik bir inhibitör olup anti gibberellik etkiye sahiptir. Chlormequat hücre uzamasını engeller, koltuk altı tomurcukların büyümesini sağlar, erken ve bol çiçeklenmeyi sağlar ve kompakt yapıda bitki elde edilmesini sağlar. Daminozide (butanedioic acid 2,2-dimethylhydrazide): Otsu ve odunsu iki çenekli çok sayıda bitki türünde geniş kullanım alanı bulan bu bileşiğin büyümeyi engelleyici etkisi ilk kez 1962’de saptanmıştır. Bu madde uygulandığı bitkilerde sürgün uçlarındaki büyüme baskı altına alınmakta, boğum araları kısalmakta ve yapraklar da daha koyu yeşil olmaktadır. Azalea sp. (açelya), Hydrangea sp. (ortanca), Chrysanthemum sp. (krizantem) ve bazı mevsimlik bitkilerin yapraklarına püskürtüldüğünde kısa boğumaralı ve gösterişli bitkiler üretilebilmektedir. Peyzaj mimarlığı dış mekan bitkisel düzenleme çalışmalarında kullanılan ağaç ve çalılarda da büyüme bu kimyasal ile başarılı bir şekilde kontrol altına alınmaktadır. Gelin duvağı (Bougainvillea sp.), Azalea ve mevsimlik bitkilerde çiçek sayısı ve iriliği üzerine de olumlu etkilidir.

54


Ancymidol (a-cyclopropyl-a-p-methoxyphenyl-5-pyrimidine-methanol) (A-Rest): Bir büyüme engelleyici olarak ilk kez 1970 yılında saptanmıştır. Birçok süs bitkisinde boğum arası uzunluğu ancymidol uygulaması ile azaltılabilmektedir. Toprak veya yapraktan uygulanabilir. Paclobutrazol [(2RS, 3RS)-1-(4 chlorophenyl) 4,4-dimethyl-2-(1,2,4 triazol-1-yl) pentan-3-ol]: Sürgün uzaması ve boğum arası uzunluğunu gibberellik asit (GA) biyosentezini engelleyerek azaltır, yapraklar daha küçük ve kalın oluşur. Dikegulac: Bu büyüme engelleyicinin etkisi ilk kez 1975 yılında bulunmuştur. Kimyasal olarak uç alma etkisi yapar. Orman güllerine uygulandığında yan sürgün büyümesini uyarır. TE (Trinexapac-ethyl= 4-cyclopropyl-α-hydroxy-methylene-3,5 dioxocyclohexanecarboxylic acid ethyl ester): Bu büyüme engelleyici en çok çim bitkilerinde kullanılmaktadır. TE’nin serin ve sıcak iklim çimlerinde büyümeyi baskı altına aldığı, biçim sıklığını önemli derecede azalttığı, kardeşlenme ve köklenmeyi artırdığı ve çim kalitesinin bozulmasını engellediği saptanmıştır.

Etilen Eski Mısır ve Çinlilere kadar uzanan dönemlerden bu yana etkisi tam bilinmeksizin meyve olgunlaştırılmasında kullanılmıştır. Neljubow (1901) etilenin etkisini etiolleşmiş bezelye fidesinde keşfederek adlandırmıştır. Gaz halindeki tek büyüme düzenleyicisidir. Meyve olgunlaşmasında, sararmanın neden olduğu yaşlanmayı uyarmada etkilidir. Stres altındaki bir bitki de etilen üreterek erken dönemde yaşlanır. Bitkinin dinlenmeye girmesini uyarmada ve

55


bazı türlerde dişi çiçek oluşumunu teşvikte etkilidir. Ethephon, Ethrel ve Florel gibi ticari olanlar sıvı formda olup, solüsyondaki pH seviyesi değiştiğinde etilen gazı çıkarır.

Etilen Kullanımı ve Etkileri Kullanılan Madde

Bitki Adı

Kullanım Dozu

Etkisi

Etephon

Callistemon citrinus Pyracantha coccinea Viburnum japonium

500-1000 ppm

Etephon

Hydrangea sp.

4800-19200 ppm Dallanmayı azaltmıştır

Etephon

Eleagnus angustifolia Ligustrum amurense Lonicera tatarica Ulmus pumila

1000-3000 ppm

Dallanmayı azaltmıştır

Etephon

Forsythia intermedia Rosa multiflora Salix alba Spiraea japonica

500 ppm

Çiçeklenmede artış sağlamıştır

Etephon

Lantana camara

1000 ppm

Sürgün uzunluğunu artırmıştır

Dallanmada azalma

56


Kısaca mevcut bir bitkiyi kullanarak bir veya daha çok sayıda yeni bireyin oluşturulması şeklinde tanımlanabilir.

Üretim alanı

57


Üretim iki yöntemle yapılır: Generatif Üretim: Bitkilerin generatif kısmı olan, döllenme sonucu meydana gelen ve embriyoyu taşıyan tohum ile yapılan üretim şeklidir. Vejetatif Üretim: Bitkilerin generatif kısımları dışındaki organlar içinde yeni bir birey oluşturma yeteneğine sahip kısımların kullanılmasıyla yapılan üretimdir. Kök, gövde, dal-sürgün, yaprak, yumru, soğan ve benzeri diğer bitki kısımları kullanılır.

Generatif Üretim Tohumla üretimin bazı avantaj ve dezavantajları vardır. En önemli avantajı çok sayıda bitkinin üretilebilmesine olanak vermesidir. Ayrıca farklı niteliklerde (görünüm itibariyle ana bitkiden farklılık gösteren) bireylerin üretilmesi de bu yolla sağlanabilir. Tohumla üretimin dezavantajları arasında en önemli olanı istenilen büyüklüğe ulaşmalarının zaman alması olabilir. Tohumdan gelişen bitkilerin büyüme hızı da vejetatif olarak üretilenlere göre daha yavaş olabilir. Bireylerin genetik özellikleri birbirinden farklı olduğu için fidan nitelikleri arasındaki bazı farklılıklar fidan kalitesinin de farklı olmasına neden olabilir. Tohum Toplama: Üretici kendi tohumlarını anaç bitkilerden toplayabilir. Anaç bitki olarak türün iyi gelişmiş, üzerinde hastalık ve zararlı etmeni olmayan, güneşli ve havadar bir alanda ve iyi toprak koşullarında yetişmiş bireyleri kullanılabilir. Bu şekilde gelişen bireylerden alınan tohumlar da anaç birey gibi yeterince gelişmiş oldukları için üretimdeki başarı oranı daha yüksek olacaktır. Tohum toplanırken bitkinin güneş gören veya dış kısımlarındaki meyvelerin

58


toplanması da başarı oranını artırır. Tohumlar olgunlaşmış meyvelerden elde edildiği için meyvelerin kendi olgun rengini alması beklenir. Andız (Arkeuthos drupaceae) gibi bazı türlerde toplamak için meyvenin dökülmesi beklenir. Meyveler yerden toplanır.

Kaya gölgesinde (Phytolacca dioica) meyveler rengini alınca toplanır

59


Tohumların Ayrılması: Tohumlar toplandıktan sonra türün özelliklerine bağlı olarak farklı işlemlerden geçirilerek meyveden ayrılır. Meyveden ayrılan tohumlar elenir ve kurutulur. Kurutma genelde havadar ve gölge alanlarda yapılır. Kurutma işleminden sonra da tohumlar ekime kadar muhafaza edilir. Hemen ekilmesi gereken bir tohum ise kurutma işlemi uygulanmadan ekilir. Tohum Saklama: Tohumlar oda sıcaklığı koşullarında saklanabildiği gibi soğuk hava depolarında da saklanabilirler. Saklama öncesinde özellikle mantari hastalıklara yönelik olarak toz halindeki kimyasallarla ilaçlama yapılabilir. Saklama süresi ve koşulları (oda koşullarında, serin yerlerde veya soğuk depolarda, bez torbalarda veya hava almayan kaplar içinde gibi) türlere göre farklılık gösterir. Bazı türlerin tohumları uzun yıllar saklanabilirse de genelde tohumlar 1-2 yıl içinde ekilir. Örneğin andız tohumları en az 10 yıla kadar saklanabilmekle birlikte toplandığı yılın içinde ekim yapılabilmektedir. Ekim Öncesi İşlemler: Kalın ve geçirimsiz kabuk yapısı ile embriyo gelişmesini tamamlamaması gibi nedenlerle tohumlar hemen çimlenmeyebilirler. Ekim öncesinde tohumların belirli sürelerde düşük sıcaklığa maruz kalmaya gereksinimleri de olabilir. Tohumlara ekim öncesinde bazı işlemlerin uygulaması ile çimlenme oranları artırılabildiği gibi, çimlenmeye kadar geçen süre de azaltılabilir. Tohum ekim zamanını erkene alarak sonbaharda ekim yapmak da ilkbahar döneminde tohumların daha erken ve yüksek oranda çimlenmesini sağlar. Ekim öncesinde uygulanacak işlemler şu şekilde sıralanabilir:

60


- Sıcak veya soğuk suda ıslatma: Türlere bağlı olarak belirli sürelerde sıcak veya soğuk suda bekletme tohum kabuğunda bulunan çimlenmeyi engelleyicilerin yıkanmasını sağlayarak çimlenmedeki başarıyı artırır. Soğuk suda bekletme 12-24 saat gibi uzun sürelerdedir. Ancak kaynama noktasına yakın sıcak suya 3-5 dakika gibi çok kısa sürelerde daldırma yapılabilir. Sıcak suya daldırılan tohumlar daha sonra soğuk su içinde de bekletilebilir. - Katlama: Tohumun kasa gibi bir kap içinde kum ve benzeri ortamlarla oluşturulan katmanlar halinde oda sıcaklığında veya belirli düşük sıcaklıklardaki depolarda belirli sürelerde bekletilmesi işlemidir. Katlamada genelde kum kullanılır. Tohumlar kabın içine bir sıra kum, bir sıra tohum olacak şekilde kat kat dizilir, sonra nemlendirilecek kadar sulanır. Katlanılan tohumlar soğuk hava deposuna (1-4oC gibi) konulabilir, oda sıcaklığında bekletilebilir veya fidanlıkta uygun bir alana da konulabilir. Katlamadaki tohumlar çimlenmeye başladığında da asıl yerlerine ekilir. Katlama ile tohumdaki çimlenmeyi engelleyicilerin etkisi azaltılır ve tohumun içindeki embriyonun olgunlaşması sağlanır. Katlama işlemi sandıkta yapılabildiği gibi, fidanlığın uygun bir yerinde toprakta da yapılabilir. Fidanlıkta katlama için uygun yer biraz gölgeli bir alandır. Katlama yapılan yığın bir tepe görünümü alır. Yığının bozulmaması için de en üste ters bir saksı yerleştirilebilir. Yığının etrafına fazla suyun akması için çepeçevre oluk yapılır. Açık alanda yapılan katlamada sorunlar yaşanabildiği için fazla önerilmemektedir. Aynı cinse ait farklı türler farklı sıcaklıklarda katlanabilir. Örneğin ülkemizin doğal akçaağaç (Acer) cinsi içinde yer alan tatar akçaağacı (A.tataricum), Karadeniz akçaağacı (A.trautvetteri),

61


dağ akçaağacı (A.pseudoplatanus), doğu Karadeniz akçaağacı (A.cappadocicum), çınar yapraklı akçaağaç (A.platanoides), Tortum akçaağacı (A.divergens), Türkmen akçaağacı (A.hyrcanum) türleri 1-4oC’de 90 günlük katlamaya gerek duyarken, ova akçaağacı (A.campestre), şimşir veya akşimşir olarak bilinen akçaağaç (A.monspessulanum) ve Toros akçaağacı veya doğu akçaağacı (A.orientale) türleri 30 gün 15-20oC’de katlandıktan sonra 90 gün de 1-4oC’lik soğukta katlamaya gerek duymaktadır.

Katlama

- Mekanik İşlemler: Bazı tohumlarda dış kabuk çok serttir ve çimlenme için gerekli suyun tohumun içine girmesini engeller. Tohum kabuğunun fiziksel işlemlerle zedelenmesi (çizme gibi) veya kırılması ile embriyonun su alması sağlanarak çimlenmenin önündeki engel kaldırılmış olunur.

62


- Kimyasal İşlemler: Tohumda çimlenmeyi engelleyici sert kabuğun kimyasallar kullanılarak aşındırılması işlemidir. Genelde sülfürik asit gibi asitler bu amaçla kullanılır. Bekletme süreleri de genelde dakikalarla sınırlı olmakla birlikte tohum kabuğunun sertliğine bağlı olarak birkaç saat de olabilir. Tohum Ekim Ortamları: Tohum ekim yeri hazırlığı önemli bir konudur. Tohum ekimi açık alanda tarla koşullarına yapılacak ise yastık veya yataklar hazırlanır. Ekim sonbaharda veya ilkbaharda hazırlanan bu alanlara sıraya veya serpme şeklinde yapılır. Ekim kaplar içine yapılacaksa iyi bir çimlendirme ortamı hazırlamalıdır. İyi bir çimlendirme ortamı normal bahçe toprağına ıslah edici bazı materyaller eklenerek de elde edilebilir. Bu materyaller yaprak çürüğü veya kompost, kum, vermikulit veya perlit gibi materyaller olabilir. Çimlenme ortamı olarak dişli dere kumu, perlit ve vermikulit saf olarak da kullanılabilir. Yaprak çürüğü bahçe toprağı ve kum karışımı hacimsel olarak aynı oranlarda karıştırıldığında iyi bir çimlenme ortamı oluşturur. İçinde toprak olmayan bazı ortamlar da çimlendirme ortamı olarak kullanılabilir. Bahçe toprağına hangi materyaller eklenirse eklensin bir çimlendirme ortamının hafif bünyeli olması gerekir. Ayrıca çimlendirme ortamında bulunması gereken diğer bazı özellikler tohumun sağlıklı ve kısa sürede çimlenebilmesini sağlar. İşletmenin çimlendirme ortamında istenen özelliklere dikkat etmemesi durumunda çimlenme oran ve hızının düşük olması nedeniyle zarara uğraması mümkündür. Çimlendirme ortamında olması gereken özellikler tohumun temiz bir ortamda yeterli düzeyde nemi bünyesine alarak kolayca büyüme ve gelişebilmesini sağlayacak özelliklerdir. Çimlendirme ortamı çok iyi havalanmalı ve drenajı çok iyi olmalı, ancak belirli bir miktarda suyu da bünyesinde tutabilmelidir.

63


Çimlendirmede Kullanılabilecek Bazı Karışımlar* (Oranlar hacimsel olarak verilmiştir) Sıra Tınlı Bahçe Toprağı

Turba

Kum 1

Perlit

1

1

1

2

1

1

3

1

1

4

1

1

2

5

1

2

1

6

1

2

1

7

2

2

1

8

2

1

1

9

1

1

10

1

Vermikulit

1 1

1

11

1

1

12

1

1

* karışıma girmeyen ortamların satırdaki yeri boş bırakılmış ve rengi koyulaştırılmıştır.

İlk anda çimlenen genç fideler dış etkenlere karşı savunmasız hassas bitkilerdir. Bu nedenle susuzluktan dolayı herhangi bir kuruma veya fazla su sonucu çürümenin olmaması için ortamın drenajının iyi, su tutma kapasitesinin de olması gerekir. Çimlendirme ortamında havalanmanın iyi olması hem drenajın, hem de köklenme için gerekli oksijenin sağlanması yönünden önemlidir. Karışım çok fazla su tutma kapasitesine sahip olursa fazla sudan dolayı tohumlar çürür. Eğer yeteri kadar su tutma yeteneği olmazsa tohumlar kurur ve çimlenemez. Çimlendirme ortamında besin maddelerinin fazla miktarda olması istenmez. Çünkü fide halinde veya çimlenmeden kısa bir süre sonra şaşırtılacak bitkinin besin gereksinimi de fazla değildir. Eğer

64


ortamda fazla besin maddesi bulunursa fidelerde tuz zararı görülebilir, bunun sonucunda da fideler zayıf gelişir. Her ne şekilde hazırlanırsa hazırlansın iyi bir çimlendirme ortamının ot tohumları, hastalık ve zararlılardan arı olması gerekir. Herhangi bir mantari hastalık etmenine karşı ortam ilaçlanabilir. Ortam hazırlığı sırasında karışıma girecek materyaller elenerek iyi bir şekilde karıştırılır. Çimlenme ortamı asitliğinin (pH) 5.5-7 olması çok sayıda bitki için uygundur. Ortam asitliğinin aşırı düşük veya yüksek olması fidelerde zarara neden olabilir.

Tohum Ekimi Tohum ekiminin yapılabilmesi için öncelikle üretilecek tohumun olması ve bu tohumların da belirli özelliklerinin bulunması gerekir. Tohumlarda olması istenen özellikler şu şekilde özetlenebilir: - Tohumlar eski olmamalıdır. Her türün tohumunun belirli bir ömrü vardır. Tohumun canlı kalma süresinden daha eski tohumlar üretim amaçlı kullanılmamalıdır. - Tohumlar dolgun olmalıdır. Türlere bağlı olarak tohumların belirli hacimler içinde dolgun olması gerekir. - Tohum kendi renginde olmalıdır. Kararmış veya rengini kaybetmiş tohumların canlılığı şüphelidir. - Tohumlarda küf kokusu olmamalıdır. Tohum kuru ve havadar ortamlarda saklanabildiği gibi, hava almayan kaplar içinde soğuk hava depolarında belirli sıcaklıklarda da muhafaza edilebilir. - Tohumlar içinde başka tohumlar bulunmamalıdır.

65


- Her türün tohumunun çimlenme oranı aynı değildir. Örneğin çitlenbiklerde (adi çitlembik-Celtis australis, Türk çitlenbiği- C.tournefortii, Kafkas çitlenbiği- C.caucasica ve tüylü çitlembik- C.glabrata) 100 tohumdan 77-96 adedi çimlenebilirken, defnelerde (Laurus nobilis) çimlenme oranı %73-88, alıçlarda (3 ve daha çok tohumlu meyveleri olanlar: Crataegus orientalis, C.tanacetifolia, C.aronia ve tek veya iki tohumlu meyveleri olanlar: C.monogyna, C.monogyna azerella, C.sinaica) %3560, harnupta (Ceratonia siliqua) %80-95, iğdelerde (Eleagnus angustifolia) %60-85, murt veya mersinlerde (Myrtus communis) %73-85, menengiç (Pistacia terebinthus) veya sakız ağacında (Pistacia lentiscus) %85-96, sumakta (Rhus coriaria) %75-88, cehrilerde (Rhamnus sp.) %6077, porsuklarda (Taxus baccata) %67-90 oranlarındadır. Çimlendirme kaplarının da steril olması için kimyasallar kullanılır. Bu amaçla yaygın bir şekilde dezenfektan olarak çamaşır suları kullanılır. Bu dezenfektanlar 1:10 veya 1:50 oranında sulandırıldıktan sonra kaplar bu çözelti içinde 10-30 dakika bekletilir. Daha sonra kapların temiz su ile iyice durulanması gerekir. Tohumlar tohum kaplarına veya satış yapılacağı kaplara doğrudan ekilebilir. Tohum kapları olarak genelde plastikten yapılmış, çeşitli ebatlardaki kaplar kullanılır. Çimlendirme kabının çok derin olması gerekmez. Ancak çok sığ da olmamalıdır. Bu amaçla kullanılan kapların derinliği 8-12 cm arasında değişebilir. Tohum kaplarının ortamla doldurulması sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar ortamın kabın üst hizalarına kadar doldurulmaması ve ortamın baskılanarak sıkıştırılmasıdır. Böylece tohumların aşağıya veya kabın dışına taşan su ile kaçabileceği boşluklara izin verilmemiş olunur. Bu işlemleri başarabilmek için çimlendirme kabına konulan ortamın çok kuru olmaması veya çamurlaşmış olmaması gerekir. Ortam kabın içine konulup sıkıştırıldıktan sonra boşlukları tümüyle yok

66


etmek için sulanır. Ortam tekrar fungusitle ıslatılarak yetiştirilecek bitkilerin mantari hastalıklardan korunması da garanti altına alınır. Daha sonra ekim işlemine geçilir.

Tohumla üretim

Ekim öncesinde önce eğer ilaçlı değilse toz halindeki bir fungusitle tohumların kaplanması bitki sağlığı açısından gerekir. Bu amaçla piyasada kolay bulunan fungusitler kullanılabilir. Farklı çeşitlerin tohumları için vibratör, titreticiler veya ortak bir ekim kabı kullanıldığında tür veya çeşitlerin birbirine karışmasını engellemek için her kullanımdan sonra temizlenmesi gerekir. Tohum sıralara, serpme yoluyla veya doğrudan mekanik tohum mibzerleriyle ekilebilir. Çok küçük tohumların ekiminde tohumun kum ile karıştırılması, uygun ekim aralıklarının oluşmasını

67


sağlayabilir. Tohumlar çok sık ekilmemelidir. Eğer çok sık ekim yapılırsa şaşırtma işlemi daha çok zaman aldığı gibi, fideler de kolayca kırılarak zarar görebilir, şaşırtma sonrasında tutma-yaşama oranı da düşebilir. Bu nedenle fideler arasında belirli bir mesafenin olması gerekir. Her bitki tohumu birbirinden farklı büyüklüklerde olduğu için ekim sıklıkları da farklıdır. İşletmenin deneyimi ile her bitki için en iyi ekim yöntemi ve çimlendirme kasası için gerekli fide miktarı belirlenir. Tohum ekiminde her tür ve çeşit için ayrı kasalar kullanılmalıdır. Böylece, özellikle küçük tohumlu olanların farkına varılmaksızın diğerleri ile karışmaları engellenir. Sıraya Ekim: Ekimden önce ortam bir baskı tahtası ile sıkıştırılır, sıralar işaretlenir, tohumlar sıralara ekilir, tohumların üzeri ortamla kapatılır ve tekrar baskılanır. Sulama en sonraki işlemdir. Sıraya ekim mantari hastalıkların yayılmasını engeller. Sıralar arasında kalan boş alan genç fideler için hava sirkülasyonu sağlar. Hastalıklar genellikle sıralar boyunca yayılır. Her hangi bir bulaşıklık durumunda hazırlanan fungusitler sıralar arasındaki alanlara uygulanabilir ve böylece hastalığın yayılması önlenir. Sıraya ekimle çimlendirme kabı içinde fideler kalabalık olmaz. Genç fideler yeterli büyüklüğe ulaştığında kolay sökülüp şaşırtılır. Serpme Ekim: Baskılandıktan sonra ortam yüzeyi hafifçe pütürlü hale getirilir. Tohumlar her kasa için eşit iki parçaya bölünerek sırasıyla ve 90o’lik açıyla kasanın tümüne serpilir. Böylece çimlendirme kabı içinde en iyi tohum dağılımı sağlanır. Serpme ekim elle yapılabilir, fakat sıtma ağacı (Eucalyptus camaldulensis), fırça çalısı (Callistemon sp.) gibi küçük tohumlu bitkilerde tuzluk-biberlik de bu amaçla kullanılabilir. Tohum büyüklüğüne bağlı olarak deliklerin bazıları tohum akışını kontrol için kapatılabilir. Ekimden sonra üzeri kapatılır, baskılanır, sonra da sulanır. Serpme ekimden sonra çimlenen fideler arasında düzensiz ve az

68


olabilen boşluklar, şaşırtmada zorluk çıkarabilir. Ekim doğrudan plastik saksı veya tüpler, bölünmüş kaplar, kasalar ve benzeri kaplara da yapılabilir. Böylece şaşırtma için zaman, emek ve para harcanmamış olunur. Birçok işletme için bu yol kullanışlı olmayabilir, ancak belirli bir deneyim kazanan işletmelerde bu yolun uygulanması ile üretim maliyeti azaltılabilir. İşletme ekimde mekanize olmuşsa, yani ekim sırasında her kaba bir tohum ekilebiliyorsa, doğrudan kaplara ekim en iyi yoldur. İri tohumlar elle ve kaplara tek tek ekilebilir. Ekimden sonra sulamaya çok dikkat edilir. Eğer tohum bünyesine aldığı suyu kaybeder, sonra yine alır ve bu işlem tekrarlanırsa canlılığını kaybeder. Bu nedenle tohumun üzerinin ortamla kaplanması gerekir. Çimlenme sırasında ışık gereksinimi olan tür veya çeşitlerin tohumları küçük partiküllerden oluşan ve ışığı geçirebilen kum gibi ortamlarla tohum büyüklüğünün iki katından daha kalın olmayacak şekilde kapatılır. Genel bir kural olarak bir tohum kendi büyüklüğünün 2-5 katı derinliğe ekilir.

Tohumla üretim kaplarda da yapılabilir

69


Bölünmüş kaplarda tohumlardan belirli bir büyüklüğe ulaşmış bitkiler

70


Açık Alana Tohum Ekimi: Ekim doğrudan açık alanda hazırlanan tohum parsellerine de yapılabilir. Açık alana tohum ekimi yapılmak istendiğinde alan hazırlığı çok önemlidir. Öncelikle tohum ekimi yapılacak alanda derin bir toprak işlemesi yapılmalıdır. Toprak işlemeden sonra toprakta keseklerin kalmaması için ikinci, gerekirse de üçüncü toprak işlemeleri yapılır. Tohum ekilecek alandaki toprak bir örnek görünümde ve tavında olmalıdır. Açık alanda tohum ekiminden önce sıralar tırmık benzeri bir aletle belirlenir. Tohumun 2-5 katı derinliğe düşmesini sağlayacak sıralar oluşturulduktan sonra ekim yapılır. Eğer serpme ekim yapılacaksa tohumun üzeri 2-5 katı kalınlıkta toprakla örtülmelidir. Ekimden sonra toprak baskılanır ve sulanır. Açık alana tohum ekimi genelde sonbaharda ekilebilecek türlerle yapılırsa da açık alana ekim ilkbaharda da yapılabilir. Açık alanda çimlenme başladıktan sonra sık yerlerde yapılan seyreltme sırasında mümkün olduğu kadar aynı büyüklüklerdeki fideler alanda bırakılır. Sökülen bireyler saksı gibi herhangi bir kaba şaşırtılarak değerlendirilebilir.

Ekim sıralarını belirlemek için kullanılabilecek Ekim sıraları

Açık alanda tohum yastıklarında ekim sıralarının belirlenmesi

71


Gübreleme: Tohumdan yetiştirilen bitkilerde fide döneminde gübreleme genelde gerekmez. Ancak fide döneminden itibaren belirli bir gübreleme programı da uygulanabilir. Gübreler suda eritilerek ve çok düşük dozlarda yetiştirme ortamına sulama suyu ile birlikte verilebilir. Burada öneren dozun yarısı, üçte biri gibi düşük oranlarda haftada veya 15 günde bir yapılabilir. İlaçlama: Tohumdan yetişen fideler ortamdaki nem ve sıcaklıkla ilişkili olarak mantari hastalıklara duyarlıdır. Bu nedenle fungusitlerle önerilenden %50 daha düşük dozda hazırlanmış solüsyonlarla ilaçlamalar yapılabilir. İlaçlamada kullanılan solüsyon fidelere değmemelidir. İlaçlama sulama suyu ile ortama verilebilir. Şaşırtma: Fideler elle tutulabilecek büyüklüğe geldiğinde şaşırtılabilir. Bölünmüş kaplara dikilen fidelerde şaşırtma kök topu bozulmayacağı için çok daha kolay olacaktır. Bu kaplar içinde bitkiler belirli bir boya kadar da büyütülebilirler. Fidelerin şaşırtılmasında ilk anda büyük kaplar kullanılmamalıdır. Şaşırtılan bitkiler dış mekâna geçirilmeden önceki yerlerine alınmalıdır. Bu konu ileride daha ayrıntılı ele alınmıştır.

Tohumla Üretilebilen Bazı Bitkiler Sıra

Bitkinin Adı

Açıklamalar

1

Abies sp. Göknarlar

Taze tohumlar sonbaharda ekilir veya 3-4 hafta 1-3 ay 4oC’de katlanır.

2

Acacia sp. Akasyalar

Tohum kabuğu ekimden önce yumuşatılmalıdır. Sıcak suda ıslatma veya kabuğun mekanik olarak aşındırılması işlemleri yapılabilir.

3

Acer sp. Akçağaçlar

Sonbaharda tohumlar toplanır, katlanır. A.rubrum ve A.saccharinum tohumları ilkbaharda olgunlaşır, toplanır, hemen ekilir. Ova akçaağacı (A.campestre) sonbaharda doğrudan ekilebilir. 8 aya kadar sıcakta katlama, 12-24 ay soğukta katlanarak ilkbaharda ekilebilir.

72


Fransız akçağacı (Acer monspessulanum) 8-12 ay katlanabilir. Dişbudak yapraklı akçaağaç (A.negundo) tohumları işlem yapılmaksızın ilkbahara kadar saklanarak ekilebilir. Japon akçaağacı (Acer palmatum) tohumları sonbaharda (Kasım) işlem yapılmadan ekilebilir. İlkbaharda erken çimlenen fideler soğuktan korunmalıdır. Bu tür 4 hafta sıcakta, sonra da 4-12 hafta soğukta katlandıktan sonra ekilebilir. Çınar yapraklı akçaağaç (A.platanoides) tohumları toplandıktan hemen sonra ekilebilir, ilkbaharda (Şubat) ekim zamanına kadar katlama da yapılabilir. Doğu Karadeniz akçaağacı (Acer cappadocicum) 12-16 hafta soğukta katlandıktan sonra ilkbaharda ekilir. Dağ akçaağacı (A.pseudoplatanus) 6-12 hafta soğukta bekletildikten sonra ilkbaharda ekilir. 4

Aesculus sp. Atkestaneleri

Tohumlar canlılıklarını hızla kaybettiği için sonbaharda toplanır toplanmaz ekilir. İlkbaharda ekim için soğukta katlama uygulanır. Kuru tohumlar ılık suda bekletilip su aldırıldıktan sonra ekilir.

5

Ailanthus sp. Kokarağaç

2-4 ay katlandıktan sonra ekilir.

6

Albizzia sp. Gülibrişim akasya

Ekimden önce sert tohum kabuğu katlama veya sülfürik asitle muamele ile yumuşatılmalıdır. Bazı kaynaklar tohumun ön işlemsiz kolay çimlenebildiğini bildirmekte; sonbaharda toplanan tohumların ilkbaharda ekilebildiğini ifade etmektedir.

7

Alnus sp. Kızılağaç

Şubat sonunda tohumları doğrudan ekilebilir. 4-6 hafta katlanarak da ilkbaharda ekilebilir. A.glutinosa tohumları da aynı şekilde ekilir. A.cordata (ocak) ve A.incana (aralık) tohumları kışın ekilir.

8

Arbutus andrachne Kış ortasında toplanan tohumlar hemen ekilebilir. Ekim sonbaharda da yapılabilir. Sandal ağacı

9

Bignonia sp. Acem borusu

73

Tohumlar ilkbaharda açık alana ekilir.


10

Berberis sp. Hanım tuzlukları

Tohumlar ekimden önce 2-6 (13) hafta 4oC’de katlanır. Ekim ilkbahar veya sonbaharda yapılır. Sonbahar ekiminde herhangi bir işlem yapılmaz. Berberis vulgaris ve B.thunbergia tohumları sonbahar sonu veya kışın (ekim, kasım) ekilebilir.

11

Brachychiton sp. Japon kavakları

Tohumlar meyve açılır açılmaz toplanır ve ekilir.

12

Buddleia davidii Kelebek Çalısı

İlkbaharda ekilir.

13

Calicotome spinosa İlkbaharda tohum kabuğu zedelenerek ekilebilir. Tohum kabuğu zedelenen tohumlar 15 dakika sıcak suda (40oC) bekletilir. Azgan çalısı

14

Callistemon sp. Fırça çalıları

Tohumlar sonbahar ve kış döneminde toplanır, saklanır ve ilkbaharda ekilir.

15

Casuarina equisetifolia Demir Ağacı

Kozalağa benzeyen meyveleri açılmaya yakın toplanır, tohumlar çıkarılır. Erken ilkbaharda ekilir.

16

Catalpa sp.

Sonbaharda olgunlaşan tohumlar toplanır, saklanır ve ilkbaharda ekilir.

17

Cedrus sp. Sedirler

İlkbahar veya sonbaharda ekimden önce birkaç saat ıslatılır. Toros sediri (C.libani) soğukta 4 hafta kumda katlandıktan sonra ilkbaharda ekilebilir.

18

Celtis sp. Çitlenbik

Tohumları sonbaharda ekilir. İlkbaharda ekim için 2-4 ay 4oC’de katlama gerekir. C.australis tohumları da sonbaharda (veya aralık ayı) ekilebilir veya 8-12 hafta soğukta katlanarak ilkbaharda ekilir.

19

Ceratonia siliqua Harnup, Keçiboynuzu

Ekimden önce sert kabuğu yumuşatmak için tohumlar 30 dakika sülfürik asite batırılır. Tohum kabuğu mekanik olarak da zedelenebilir.

Cercis sp. Erguvan

Ekimden önce 30-60 dk. sülfürik asite batırılır, sonra da 2 ay 4oC’de katlanır. C.siliquastrum tohumlarının kabukları mekanik olarak zedelenebilir, katlama 12 aya kadar uzayabilir. Erguvan tohumları sonbaharda (ekim) toplanır toplanmaz da ekilebilir.

20

74


21

Chaenomeles sp. Japon ayvaları

Ekimden önce 2-3 ay 4oC’de katlanır veya 8-16 hafta soğukta bekletilir. Tohumlar sonbaharda toplanır toplanmaz da ekilebilir.

22

Chamaecyparis sp.

Sonbaharda toplanan tohumlar sıcak odada veya 32-43oC’de kurutulur. 2-3 ay 4oC’de katlanarak ekilir.

23

Chamaerops humulis

Tohumlar meyveden ayrıldıktan sonra 1-2 gün suda (20oC) bekletilir, sonra sıcak yatağa (20oC) ekilir.

Cornus sp. Kızılcıklar

C.florida tohumları sonbaharda ve kışın (ekim veya kasım) ekilir veya 4 ay 4oC’de katlanarak ekilir. Diğer türlerde tohum kabuğunu yumuşatmak gerekir. C.mas türü de işlem yapılmadan sonbaharda ekilebilir; çimlenme ikinci baharda olur. Tohum kabuğu zedelendikten sonra sıcak + soğuk katlama yapılırsa çimlenme erkene alınabilmektedir. 16 hafta sıcakta katlama, 4-16 hafta soğukta katlama yapılabilir. C.sanguinea türünün tohum kabuğu da zedelenmeli ve sonra katlama (8 haftaya kadar sıcakta katlama, 8-16 hafta soğukta katlama) yapılmalıdır.

Cotoneaster sp. Dağ muşmulaları

Tohumlar canlılıklarını çabuk kaybeder. Tohumlar ekimden önce sülfürik asitte 90 dk bekletildikten sonra 3-4 ay 4oC’de katlamaya alınır. Asitle işleme girmeden 3-4 ay nemli ve sıcak (16-24oC) katlama yapılabilir. Cotoneaster franchetii tohumları kasım ve aralık aylarında da ekilebilir. C.salicifolia 12 hafta sıcak, 12 hafta da soğukta katlandıktan sonra ilkbaharda ekilir.

26

Crateagus sp. Alıçlar

Su geçirmeyen sert kabuğu yumuşatmak ve embriyo dinlenme dönemini geçirmek için sülfürik asite batırılan tohumlar 3 ay 4oC’de katlanır. İşlem görmeyen tohumlar 2-3 yılda çimlenir. Tohum kabuğunu zedelemek için mekanik aşındırma yapılabilir, sonra bu tohumlar 4-16 hafta sıcakta, sonra da 12-36 hafta soğukta katlanarak ekilebilir. Tohumlar sonbaharda da ekilebilir. C.monogyna ve C.oxycantha tohumları 4-8 hafta sıcakta, sonra da 12-16 hafta soğukta katlandıktan sonra ilkbaharda ekilebilir.

27

Cupressus sp. Serviler

Embriyo dinlenmesi nedeniyle katlama (0-4oC) veya sonbahar ekimi gerektirir.

24

25

75


28

Cytisus sp.

Tohumlar olgunlaşınca hemen toplanır, sert tohum kabuğunu yumuşatmak için sülfürik asite batırılır ve ekilir.

29

Daphne sp. Dafneler

İşlem yapılmadan sonbaharda ekilebilir. Tohumlar 12-14 hafta soğukta ve 8-12 hafta da sıcakta katlanarak ilkbaharda ekilebilir.

30

Eleagnus angustifolia İğde

Yaz sonunda (veya sonbaharda) olgunlaşan meyvelerden çıkarılan tohumlar hemen ekilir. Tohumlar 4 haftaya kadar sıcakta, sonra da 4-12 hafta soğukta katlanarak ilkbaharda ekilebilir. Bazen sadece soğukta katlama yeterlidir. Tohumlar ilkbaharda akarsu altında 6 gün tutulduktan sonra 4 hafta katlanarak da ekilebilir.

31

Erica sp. Funda Calluna sp. Süpürge Çalısı

Kışın seralara, ilkbaharda gölgelik altına (örtülenerek) ekilebilir.

32

Erythrina christa galli Alev Ağacı

Tohumlar uzun süre canlılığını korur. İlkbaharda ekimden önce sıcak suda ıslatılan veya sert kabuğu mekanik olarak aşındırılan tohumlar ekilir.

33

Euonymous europaeus Taflan

İşlemsiz olarak sonbaharda tohumları ekilebilir. Tohumlar ilkbaharda ekimden önce sıcakta 8-12 hafta, sonra da soğukta 8-16 hafta katlandıktan sonra ekilebilir.

34

Eucalyptus sp. Okaliptus

Çok küçük tohumları vardır. Tohumlar canlılıklarını uzun süre korur. Tohumlar ilkbaharda ekilebilir.

35

Feijoa sellowiana

Tohumlar etli meyveler içinde küçük ve çok sayıdadır. Tohumlar toplanır toplanmaz ekilmelidir.

Fraxinus sp. Dişbudak

Tohumlar sonbaharda olgunlaşır. Ağaç üzerinde uzun süre kalabilir. Tohumlara 2-4 ay 4oC’de katlama gerekir. F.angustifolia türü ön işlemsiz sonbaharda ekilebilir. Kış sonu veya ilkbaharda ekim için önce 4 haftaya kadar sıcakta, ardından 4-16 hafta soğukta katlama yapılır. Sıcakta katlama yapılmadan sadece soğukta 16 haftalık katlama da yeterli olabilir. F.ornus tohumları da sonbaharda ekilebilir. Kış sonu veya ilkbahar ekimi için 2-8 hafta sıcakta katlamanın ardından 8-15 hafta soğukta katlama yapılır. F.excelsior tohumları kışın (aralık) ekilebilir.

36

76


37

Ginkgo biloba Mabet ağacı

Tohumlara ekimden önce birkaç ay 4oC’de katlama gerekir.

38

Gleditsia triacanthos Glediçya

Tohumlar sonbaharda olgunlaşır. Uzun süre ağaç üzerinde kalır. Sert tohum kabuğu 24 saat suda bekletilerek yumuşatılır ve bir ay katlamaya alınarak ilkbaharda ekilir. Dikensiz çeşidi (Gleditsia triacanthos cv. inermis) de benzer şekilde çoğaltılır.

39

Grevillea robusta İpek ağacı

Tohumlar olgunlaşır olgunlaşmaz döküldüğü için tohum taşıyan dallar torbalanarak tohumlar toplanır. İlkbaharda ekilir.

40

Hippophae sp. Yabani iğde

Sonbaharda olgunlaşan tohumlar toplanır, ilkbaharda ekilir. Tohumdan genelde erkek bireyler gelişir.

41

Ilex sp. Çoban püskülü

Tohumlar toplanır toplanmaz ekilir, hemen çimlenmeyebilir; çimlenme bir yıla kadar uzayabilir.

42

Jacaranda mimosifolia

Tohumları geç sonbaharda olgunlaşınca toplanır. Uzun süre canlılığını koruyan tohumlar erken ilkbaharda ekilir.

43

Juniperus sp. Ardıçlar

Tohumlar sonbaharda toplandıktan sonra 30 dk sülfürik asite batırılır, sonra 4 ay 4oC’de katlanır. İşlem yapılmaksızın sonbaharda da ekilebilir. Katran ardıcı (J.oxycedrus subsp. macrocarpa) tohumları sonbaharda ekilebilir. Adi ardıç (J.communis) 12 haftaya kadar sıcakta katlama, 12-16 hafta soğukta katlanabilir. Finike ardıcı (J.phoenicea) da 4-12 hafta soğukta katlanabilir.

44

Koelreuteria sp. Güvey Kandilleri

Kış boyunca tohum toplanabilir. Tohumlar canlılıklarını uzun süre korur. İlkbaharda ön işlemsiz veya 60 dk sülfürik asitte bekletilerek ekilebilir. 3 ay 0-2oC’de katlanırsa çimlenme oranı artar.

45

Laurus nobilis Defne

Tohumların kuruması canlılığı olumsuz etkiler. Ön işlemsiz olarak sonbaharda ekilebilir. 6-12 ay soğukta katlama sonrasında ilkbaharda da ekim yapılabilir.

46

Ligustrum sp. Kurtbağrı türleri

Tohumlar yaz sonunda olgunlaşınca toplanır, katlamaya alınır. İlkbaharda ekilir.

77


47

Liquidambar orientalis Sığla

Tohumlar sonbaharda toplanır,1-3 ay 4oC’de katlandıktan sonra ekilir.

48

Liriodendron tulipifera Lale ağacı

Tohumlar sonbahar başlangıcında toplanır. Ekimden önce tohumlar 2 ay kadar 0-10oC arasındaki sıcaklıklarda katlanır. Bu amaçla katlama açık alanda fidanlık koşullarında yapılabilir. Tohumlar katlama yapılmadan sonbaharda da ekilebilir.

49

Maclura pomifera Yalancı portakal

Sonbaharda olgunlaşan tohumlar meyveden ayrıldıktan sonra ilkbahara kadar saklanır ve ekilir.

50

Mahonia aquifolium

Yaz sonunda olgunlaşan tohumlar sonbaharda ekilebilir. Tohumlar 5-13 hafta soğukta katlanarak da ekilebilir.

51

Magnolia sp. Manolyalar

M.grandiflora - herdemyeşil manolya tohumları sonbaharda toplanınca ekilir veya ilkbahara kadar (3-6 ay) 4oC’de katlanır.

52

Melia azaderach Zamzalak

Tohumlar bitki üzerinde uzun süre kalır ve canlılığını korur. İlkbaharda ekilir.

53

Morussp. Dutlar

Tohumlar meyveden çıkarılır, 4-12 hafta soğukta bekletildikten sonra ilkbaharda ekilir.

54

Myrtus communis Murt, Mersin

Ön işlemsiz olarak sonbaharın sonunda tohumları ekilebilir. İlkbaharda ekim 3-6 ay soğukta katlamanın ardından yapılır.

55

Nandina domestica Cennet bambusu

Embriyo gelişmeye gerek duyar. Ekimden önce oda sıcaklığında nemli koşullarda birkaç ay saklanır. Sonbaharda ekilir, ilkbaharda (90 gün sonra) çimlenir.

56

Nerium sp. Zakkumlar

Kapsül açıldıktan sonra toplanan tohumlar seraya ekilir, 2 haftada çimlenir. Tohumlar 1 hafta soğukta katlanarak da ilkbaharda ekilir.

57

Ostrya carpinifolia Demircik

Tohumlar önce 4-8 hafta sıcakta, sonra 16-23 hafta soğukta katlanarak kış sonu veya ilkbaharda ekilir.

58

Parkinsonia acuelata İsa dikeni

Sonbaharda olgunlaşan tohumlar toplanır, saklanır ve 48 saat suya ıslanarak sert kabuğu yumuşatılan tohumlar ilkbaharda ekilir. Kökleri derin olduğu için doğrudan kaplara ekim yapılacaksa kaplar 30 cm derinliğinde olmalıdır.

78


59

Paulownia tomentosa Kral ağacı

Geç sonbaharda olgunlaşan tohumlar çok küçüktür. Erken ilkbaharda ekilir. Derin kök yaptığı için kaplara ekimde derin kap kullanılır.

60

Pistacia lentiscus

Doğrudan sonbaharda veya kabuğu mekanik olarak zedelendikten sonra ilkbaharda ekilebilir. 2-3 hafta soğukta katlanarak ilkbaharda da ekilebilir.

61

Pistacia terebinthus Menengiç

Ön işlemsiz olarak sonbaharda tohumları ekilebilir. İlkbaharda 12 hafta soğukta katlandıktan sonra tohumları ekilebilir.

62

Pittosporum sp.

İlkbaharda ekimden önce tohumlar bir torbayla birkaç saniye kaynar suya daldırılarak ekilir.

63

Platanus sp. Çınarlar

Tohumlar kışın ağaçta bırakılır, ilkbahar başında toplanır ve ekilir. Olgunlaşan tohumlar sonbaharda toplanarak hemen de ekilebilir.

64

Populus sp. Kavaklar

Tohumlar toplanır toplanmaz ekilir.

65

Prunus cerasifera Süs eriği

Tohumlar 2 hafta sıcakta, sonra da 18 hafta soğukta katlandıktan sonra ilkbaharda ekilir.

66

Punica granatum Süs narı

Ön işlemsiz olarak sonbaharda tohumları ekilebilir. İlkbaharda ekim için 4-8 hafta soğukta katlama gerekir.

67

Pseudotsuga sp.

Tohumlarda embriyo dinlenmesi olduğu için sonbaharda ekilir veya 2 ay 4oC’de katlanarak ilkbaharda ekilir.

68

Quercus sp. Meşeler

Tohumun kuruması canlılık kaybına neden olmaktadır. Ön işlemsiz olarak sonbaharda, soğukta katlanarak ilkbaharda ekilebilir. Q.cerris, Q.petraea ve Q.robur türlerinde soğukta katlamaya gerek yoktur. Tohumlar doğrudan ekilebilir.

69

Rhus sp. Sumak

Sonbaharda toplanan tohumlar 1-6 saat sülfürik asite batırılır, sonra 2 ay 4oC’de katlanır.

70

Robinia pseudoacacia Yalancı Akasya

Sonbaharda olgunlaşan tohumları toplanır, ilkbaharda açık alanda oluşturulan tohum yastıklarına ekilir. Ekimden önce sert kabuğunu yumuşatmak için tohumlar sıcak suda (60oC) bir saat bekletilir. Tohum kabuğunu zedelemek için zımparalama da yapılabilir.

79


71

Rosa canina Kuşburnu

Tohumlar meyveden ayrıldıktan sonra 8 hafta sıcakta, sonra da 8-12 hafta soğukta katlandıktan sonra ilkbaharda ekilir.

72

Sambucus sp. Mürver

Yaz sonu sonbahar başında olgunlaşan tohumlar toplanır toplanmaz ekilir.

73

Sophora japonica

Kış boyunca toplanabilen tohumlar suda 24 saat bekletildikten sonra ekilir. Ekim ilkbaharda yapılır.

74

Taxus sp. Porsuklar

Katlama gerekir. Tohumlar toplandıktan sonra katlamaya alınır ve ertesi ilkbaharda ekilir. Tohumlar katlamada 4 yıl bırakılabilir.

75

Taxodium sp. Bataklık servisi

Sonbaharda toplanan tohumlar doğrudan işlem yapılmadan ekilebilir. İlkbaharda ekim için katlama yapılır.

76

Thuja orientalis Doğu mazısı

Tohumlar işlem yapılmadan ekilebildiği gibi, 8 hafta katlanarak da ekilebilir.

77

Tilia cordata Ihlamur

Güzün (ekim) toplanan tohumlar kasım ayında ekilir. 4-20 hafta sıcakta, 20-24 hafta da soğukta katlanarak ilkbaharda ekilebilir.

78

Tsuga sp.

Tohumlar sonbaharda doğrudan ekilebilir veya ilkbaharda ekime kadar 2-4 ay 4oC’de katlanır.

79

Turunçgiller

Tohumlar ilkbaharda meyveden çıkarılır çıkarılmaz sıcaklıklar yükseldiğinde ekilir.

80

Ulmus sp. Karaağaçlar

Olgunlaşan tohumlar toplanarak hemen (ilkbaharda) ekilir. Sonbaharda olgunlaşan türlerin tohumları da sonbaharda ekilir veya ilkbahara kadar (2 ay) 4oC’de katlanır.

81

Vibirnum sp. Kartopları

Tohumlarda dinlenme gereksinimi olabilir. Olgunlaşınca toplanan tohumlar sonbaharda ekilir.

Vejetatif Üretim Bitkiden alınan üretken bir parça kullanılarak yapılan üretimdir. Alınan kısım ve uygulama yöntemlerine bağlı olarak gruplandırılabilir.

80


Çelikle Üretim Çelikle üretimin en önemli avantajı alındığı bitki ile yeni üretilen bitkinin arasında farklılık olmamasıdır. Bitki büyüme ve gelişimi de tohumla üretilenlere göre daha hızlı olup, daha kısa sürede satış büyüklüğüne ulaşır. Çelikle üretimin en önemli dezavantajları anaçlık gerektirmesidir. Yeterli miktarlarda üretimi her yıl yapabilmek için çelik alınabilecek anaç bitkilerin bulunması gerekir. Dünyanın farklı bölgelerinde sadece anaçlık bulunduran ve üretim malzemesi pazarlayan firmalar da bulunmaktadır. Temel olarak bir fidanlıkta üretimi yapılacak bitki türlerinden üretim yapabilmeyi sağlayacak bitkilerin bulunduğu bir “anaç parseli” olmalıdır. Anaç parselleri düzenli bakımın yapıldığı sağlıklı bitkilerden oluşmalıdır. Doğu Akdeniz Bölgesindeki bazı fidanlıkların giriş kısmında yapılan bitkilendirmeler de bu amaca yönelik olarak bazı türlerin dikimi yapılabilir. Ancak Bölge genelindeki fidanlıklarda en önemli eksikliklerden birisi anaç parsellerinin bulunmamasıdır. Çelikler genelde kentsel alan içinde belirli yerlerden toplanmaktadır. Bu alanlardaki bitki türleri çeşitli hastalık ve zararlı etmeni ile bulaşık olabilir. Çelikle üretimde anaç materyalin sağlıklı olması büyük önem taşır. Hastalık ve zararlılarla bulaşık bitkilerden alınan çeliklerin köklenme ve büyümesinde sorunlar ortaya çıkabileceği gibi, köklenebilenler de anaç bitkideki hastalık ve zararlıyı fidanlığa taşırlar. Çelik Dikim Ortamları: Çeliklerin dikileceği ortamların su tutma yeteneği yüksek olmalı, drenajda da bir sorun bulunmamalıdır. Genelde köklenme ortamı olarak kullanılan en ucuz materyal dişli dere kumudur. Bunun dışında perlit, volkanik tüf gibi materyaller de köklenmede kullanılabilirler. Perlit üretimi sırasında yüksek sıcaklıkla muamele gördüğü için hastalık ve zararlı etmenlerinden de arıdır. Bu nedenle en iyi köklenme ortamlarından birisidir. Volkanik tüf, bazaltik tüf gibi ortamlar da köklenmenin kolay olduğu ortamlardır. Bahçe toprağı iyi bir köklendirme ortamı değildir. Köklendirme ortamının derinliği 15-25 cm arasında olabilir. Köklendirme yapılacak tezgâh ve yatak gibi ortamların üzeri plastik örtü ile kapatılarak oransal nemin yüksek olması sağlanarak çelikten su kaybı olması engellenebilir. Köklendirme alanında sisleme gibi sistemler kurularak da havadaki oransal nem artırılabilir. Sistemin bir zaman saatine bağlı olması da işlemin otomatik olarak yürütülmesini ve işçiliği azaltmayı sağlamakla kalmaz, köklenme de kısa sürede ve daha yoğun olur. Dikimden sonraki on gün içinde sulama

81


suyu veya sisleme suyuna fungusit konulması, mantari hastalıkları engeller. Çünkü çeliklerin köklenme ortamında bulunan yoğun oransal nem mantari hastalıkların üremesini tetikleyebilir. Çelik, bitkinin üretim amacıyla herhangi bir bölümünden alınan parçadır. Çelikler alındıkları organlara bağlı olarak isimler alır.

Üretim tezgâhına dikilmiş çelikler

82


Yaprak Çelikleri: Bunlar saplı veya sapsız yaprak kısımları veya yaprağın bir bölümü olabilir. Fidancılıkta genelde kullanılmazlar. Afrika menekşesi (Saitpaulia ionantha) ve bazı yaprak begonyalar bu şekilde üretilebilen bitkilerdir.

Afrika menekşesinde yaprak çeliği ile üretim

83


Yaprak-Göz Çeliği: Bu çelikler odunsu bir dal kısmı, bir göz ve bir yapraktan oluşur. Clematis türleri, amerikan sarmaşığı (Amphelopsis quinquifolia), kauçuk (Ficus elastica), ortancalar (Hydrangea cvs.), sardunyalar (Pelargonium cvs.) ve kamelyalar (Camellia sp.) yaprak göz çeliği ile üretilebilen bitkilerdir. Bu çelikler, su kaybının fazla olmaması için köklenme ortamına yaprak ayası temas edecek şekilde dikilirler.

Yaprak göz çeliği ile üretilebilecek kauçuklar (Ficus sp.)

Sürgün Ucu Çeliği: Sürgünlerin ucundan alınan kısımlardır. Bunlar genelde odunsu yapılarını tam oluşturmamış yarı-olgun çeliklerdir. Genelde yapraklı olarak alınır. Kauçuk ağacının (Ficus elastica) üretimi genelde sürgün ucu çelikleri ile yapılır. Yapraklardan su kaybını azaltmak için 84


zarar vermeden yapraklar sürgüne bağlanabilir. Orman güllerinde (Rhododendron sp.) alınan bu tip çeliklerde yaprakların uç kısımları kesilir. Yaprakların uç kısımlarının kesilmesi bu bitkide su kaybından kaynaklanan stresi azaltır. Weigelia türleri de yarı olgun sürgün ucu çelikleri ile çoğaltılabilir. Bazı açıktohumlu bitkilerde de sürgün ucu çeliği üretimde kullanılabilir.

Sürgün ucu çeliği (Pittosporum tobira)

Sürgün, Gövde, Dal Çeliği: Fidan üretiminde en fazla kullanılan çelik tipidir. Çok sayıda bitki bu tip çeliklerle üretilebilir. Bu çelikler genelde bir yaşlı odunlaşmış dal, sürgün ve gövdelerden alınır. Kalınlıkları genel olarak 0.4-0.7 cm çapında olabilir. Çok ince sürgünleri olan bitki türlerinde kalınlık daha ince olabilir. Çınar (Platanus orientalis) gibi bazı bitki türlerinde ise kalınlık 3-4 cm çapa kadar ulaşabilir. Kalın çeliklerde boy da daha uzun olup, çınarda olduğu gibi 60-70 cm kadar olabilir. Ancak genel olarak çelik boyu 15-25 cm arasında değişir. Çelik 85


üzerinde 3-5 göz bulunmalıdır. Açık alanda tarla koşullarına dikilen çeliklerin boyları biraz daha uzun olabilir. Çeliklerin boyunun yarıdan fazlasının (2/3’ü) toprak içine girecek şekilde dikilir. Bu tip çelikler yaprak döken bitki türlerinin üretiminde yaygın olarak kullanılabilir. Kış sonu veya erken ilkbahar döneminde büyüme başlamadan hemen önce alınırlar. Odunsu çeliklerin dikiminde yön önemlidir. Sürgünün toprağa doğru olan kısmı köklendirme ortamı içine girecek olan kısımdır. Çok sayıda alınan çeliklerde toprak içine gelecek kısım eğimli kesilerek köklenme yüzeyi artırılır. Eğimli kesim ile kök oluşturacak kısım da belli edilmiş olunur.

Odunsu (solda) ve yarı odunsu (sağda) çelikler

86


Yarı odunsu çelikler de yeni büyüyen sürgünler üzerinden alınır. Sürgün belirli bir sertlik kazandıktan sonra oluştuğu yıl içinde alınır. Bu tip sürgünler yarı pişkin olarak da ifade edilir. Yarı odunsu çelikler genelde büyüme mevsiminin ilerleyen dönemlerinde yani yaz sonu veya sonbahar başlarında alınır. Porsuk (Taxus sp.), Cryptomeria sp. ve ardıç türleri bu tip çeliklerle köklendirilebilirler. Yeşil çelikler yeni büyüyen sürgünlerden alınır. Bunlar henüz odunsu bir doku oluşturmamıştır. Türlere göre değişmekle birlikte genelde yumuşak yapılıdır. Alındığı sürgünde eski yapraklar henüz genç döneminde yeni yapraklar da henüz çok küçüktür. Genelde yaz dönemi içinde alınıp köklendirilirler. Köklendirme de genelde örtü altında, sisleme altında yapılır. Yumuşak odun çeliği ile çoğaltılabilen bitkilere şeker akçaağacı (Acer saccharum), yalancı çivit (Amorpha sp.), süs asması (Amphelopsis sp.), açelya (Azalea sp.), hanım tuzluğu veya kadın tuzluğu (Berberis sp.), kelebek çalısı (Buddleia sp.), şimşir (Buxus sp.), kadeh çiçeği (Calycanthus sp.), acem borusu (Campsis radicans), erguvan (Cercis siliquastrum), yalancı servi (Chamaecyparis sp.), kızılcık (Cornus sp.), dağ muşmulaları (Cotoneaster sp.), alıç veya akdiken veya geyik dikeni (Crataegus sp.), iğde (Eleagnus sp.), taflan (Euonymous sp.), altın çanak (Forsythia sp.), orman sarmaşığı (Hedera helix), ortanca (Hydrangea sp.), kurtbağrı (Ligustrum sp.), lale ağacı (Liriodendron sp.), sarılıcı hanımeli (Lonicera caprifolium), manolyalar (Magnolia sp.), dutlar (Morus sp.), süs eriği (Prunus sp.), yalancı akasya (Robinia sp.), söğütler (Salix sp.), leylak (Syringa sp.) ve kartopu (Vibirnum sp.) örnek verilebilir. Köklenme 3-6 haftada olabildiği gibi, 9-10 aya kadar da uzayabilir. Çoban püskülünün (Ilex sp.) köklenmesi bir yıla kadar uzayabilir.

87


Dipçikli çelikler ise alt kısmında daha yaşlı bir sürgün bölümü bulundurur. Çelikler bağlandığı sürgün veya dalın bir bölümü ile birlikte alınır. Bazı türlerde dipçikli çelik alınması ile köklenme sağlanabilmektedir. Yaşlı kısım iki yıllık olduğunda ökçeli çelik adını alır. Bölgemizde yoğun olarak üretilen Thuja orientalis (doğu mazısı) bu yöntemle üretilebilir. Yaşlı kısım iki yıldan daha yaşlı olan dipçikli çeliklerle ardıçlar (Juniperus sp.) üretilebilir.

Dipçikli çeliğin alt kısmında daha yaşlı bir bölüm bulunur

Kök çelikleri: Adından da anlaşılacağı üzere köklerden alınır. Kök çelikleri köklerinden bitki oluşturabilen türlerden alınır. Fidancılıkta yaygın değildir. Leylakta (Syringa vulgaris) gövdeye yakın kısımlardan alınan 10-15 cm uzunlukta kök çelikleri ile açık alanda üretim yapılabilir. Kök çeliklerinin dikiminde kökün üst kısmı yukarıya doğru yerleştirilmelidir. Benzer şekilde 88


Acanthus türünün üretimi de kök çelikleri ile yapılabilir. Ana bitki sökülür, kök kısımları yıkanır, temizlenir, gövdeye yakın kısımlardan kurşun kalem kalınlığında kök kısımları kesilerek köklendirme ortamına dikilir. Kök çelikleri genelde ilkbahar başlarında alınır. Kök çeliği ile üretilebilecek bitkilere at kestanesi (Aesculus sp.), paşa bıyığı (Albizzia sp.), kadeh çiçeği (Calycanthus sp.), japon veya süs ayvaları (Cydonia sp.), dafneler (Daphne sp.), oya ağacı (Lagerstroemia sp.), erikler (Prunus sp.), orman gülleri (Rhododendron sp.), sumak (Rhus sp.), yalancı akasya (Robinia pseudoacacia) ve mor salkım (Wistaria sp.) örnek verilebilir.

Çelikle Üretilebilen Bazı Bitkiler Sıra

Bitkinin Latince ve Türkçe Adı

Çelik Tipi

Dikim Zamanı

1

Abelia sp.

Odun çeliği Kısmen pişkinleşmiş yarı odunsu çelik

Sonbahar veya kış Yaz veya sonbahar (serada)

2

Abies alttürleri Göknarlar

Yarı odunsu çelik Odunsu çelik

İlkbahar-yaz Kış sonu- erken ilkbahar

3

Abutilon sp.

Yumuşak çelik

İlkbahar veya sonbahar Haziran başı

4

Acer sp. Akçağaçlar

Akçaağaçların alacalı ve sarı yapraklı formları dışındaki türleri yarı odunsu çelik ve yumuşak çelikle üretilir (örtü altında veya sisleme altında). Yarı odunsu çelikler 1-1.5 cm uzunluğunda yaralanarak daha fazla köklenme teşvik edilir. A.palmatum kuvvetli sürgün ucu çeliği (sisleme altında)

5

Ailanthus sp. Kokarağaç

Odun çeliği

İlkbahar

6

Albizzia sp. Gülibrişim akasya

Kök çeliği (1 cm çaplı 8-10 cm uzunluğunda)

İlkbahar

89

Yaz


7

Arkeuthos drupaceae - Andız

Yarı odunsu çelik (genç anaçlardan alınmalı)

İlkbahar-yaz

8

Berberis sp. Hanım tuzlukları

Yeşil çelikler (örtü altında)

İlkbahar-sonbahar

9

Bignonia sp. Acem borusu

Gövde çeliği

Yaz sonu-sonbahar başı

10

Bougainvillea sp. Gelinduvakları

Odun çeliği (sisleme altında) Ökçeli çelik (örtü altında)

Kış başı Yaz- sonbahar başı

11

Buddleia davidii Kelebek Çalısı

Yumuşak odun çeliği (örtü altında)

Yaz veya sonbahar

12

Buxus sp. Şimşirler

Yumuşak odun çeliği Odunsu/Yarı odunsu çelik (serada)

Yaz Sonbahar

13

Callistemon sp. Fırça çalıları

Yarı odunsu çelikler (örtü altında) Ökçeli çelik (bazı çeşitler)

Yaz sonu

14

Catalpa sp.

Yeşil çelik (örtü altında)

Yaz ayları

15

Cedrus alttürleri Sedir alt türleri

Yarı odunsu çelik Odunsu çelik

İlkbahar Kış sonu, erken ilkbahar

16

Cercis sp. Erguvan

Yumuşak odun çeliği (açık alanda örtü altında)

İlkbahar veya yaz başları

17

Cestrum sp. Kibrit çalıları

Odunsu çelik (15-25 cm)

Kış

18

Chaenomeles japonica Süs ayvası

Yarı odunsu çelik Kök çelikleri (5-10 cm) kış başında alınır, 2-4oC’de saklanır

İlkbahar sonu İlkbahar

19

Chamaecyparis sp.

Yarı odunsu çelik (genç bitkilerden alınır) Sonbahar-kış Yarı odunsu ve odunsu çelik (serada veya örtü altında)

20

Clematis sp. Orman sarmaşıkları

Yarı odunsu çelik (gölgelenmiş sisleme altında veya örtü altında)

İlkbahar İlkbahar sonu-yaz sonu

90


21

Cornus sp. Kızılcıklar

Odun çeliği (C.rugosa) Yumuşak odun çeliği (C.florida rubra, C.alternifolia)

Yaz başı

22

Cotoneaster sp. Dağ muşmulaları

Birçok türü yazın alınan yeşil çelikle örtü altında üretilebilir.

Yaz

23

Cryptomeria sp.

Yarı odunsu çelik

Yaz

24

X Cupressocyparis leylandii

Yarı odunsu çelik Odunsu çelik

Yaz Kış sonu-erken ilkbahar

25

Daphne sp. Dafne

Yarı odunsu çelik

Yaz

26

Eleagnus angustifolia İğde

Odun çeliği Yeşil çelik (herdemyeşil olanlar) (örtü altında) Yarı odunsu çelik (E.pungens)

İlkbahar Sonbahar Yaz

27

Erica sp., Calluna sp. Yarı odunsu yeşil çelik (örtü altında) - Funda

Her zaman ancak yaz başında daha başarılı

28

Euonymous sp. Taflanlar

Yumuşak odun çeliği (örtü altında)

Yaz başı

29

Ficus elastica Kauçuk

Sürgün ucu çeliği (gölgeli alanda örtü altında veya sisleme altında)

İlkbahar

30

Ficus pumila Sarılıcı kauçuk

Gövde çeliği (gölgelenmiş alanda örtü altında)(çelikler grup halinde dikilebilir) Kısa ökçeli çelik

Yaz sonu-erken sonbahar

31

Forsythia sp. Altın çanak

Odun çeliği Yumuşak odun çeliği (örtü altında)

İlkbahar İlkbahar sonu-yaz başı

32

Gardenia sp. Gardenya

Yeşil sürgün ucu çeliği (serada örtü altında)

Sonbahardan ilkbahara kadar

33

Ginkgo biloba Mabet ağacı

Erkek bireylerden alınan yumuşak odun Yaz ortası çeliği (örtü altında)

91


34

Gleditsia triacanthos Odun çeliği

İlkbahar

35

Grevillea robusta İpek ağacı

5-7 cm uzunluğunda ökçeli çelikler (örtü altında)

Yaz sonu veya kış ortası

36

Hedera helix Orman sarmaşığı

Yarı odunsu çelik Odunsu çelik

İlkbahar-Yaz Kış sonu, erken ilkbahar

37

Hibiscus rosa sinensis Japon Gülü

Yarı odunsu çelikle Yaprak göz çeliği ile (seralarda sisleme altında)

İlkbahar sonu-Yaz başı Yaz

38

Hibiscus syriacus Çit hatmi

Odun çeliği Yarı odunsu çelik

İlkbahar Yaz ortası

39

Hibiscus syriacus Çit hatmi

Odun çeliği

Kış sonu-erken ilkbahar

40

Hippophae sp. Yabani iğde

Dişi bireyler kök çeliği ile çoğaltılabilir.

41

Hydrangea sp. Ortanca

Yumuşak odun çeliği (örtü altında veya sisleme altında) H.paniculata grandiflora odun çeliği

-

42

Ilex sp. Çoban püskülü

Sürgün ucu çeliği (bir yıllık odunsu sürgünler)(dip kısım köklenmeyi teşvik için yaralanır) (örtü altında; nem %100, sıcaklık 35-40oC) Yarı odunsu çelik (I.aquifolium)

Ocak ayından itibaren, Yaz ortası-yaz sonu

İlkbahar başı

Yaz

43

Jasminum sp. Yaseminler

Yeşil çelik (serada, örtü altında)

Yaz sonu-erken sonbahar

44

Juniperus sp. Yer örtücü ardıçlar

Sürgün ucu çeliği (yaşlı dalların yeni büyüyen kısmı) (5-7-15 cm) (dip kısım hafif yaralanır veya 2/3’ü eğik kesilir) (örtü altında, sisleme altında)

Kasım-Şubat arası (sera) Ağustos sonu-Eylül başı (açık alan)

45

Justicia sp.

Gövde çeliği (örtü altında)

Yaz sonu-sonbahar

92


46

Koelreuteria paniculata Güvey Kandili

Yumuşak odun çeliği (serada örtü altında) Kök çeliği

İlkbahar

47

Lagerstroemia indica majör Oya, dantel ağacı

Odun çeliği Yeşil çelik, yarı odunsu çelik (örtü altında veya sisleme altında) Kök çeliği (grup halinde dikilir)

İlkbahar Yaz

48

Lantana sp. Çalı mineler

Odun çeliği Gövde çeliği (veya ökçeli çelik)

Kış sonu- erken ilkbahar İlkbahar

49

Larix sp.

Yumuşak (yeşil) çelik)

İlkbahar, yaz, sonbahar

50

Laurus nobilis Defne

Yarı odunsu yeşil çelik (örtü altında)

İlkbahar sonu

51

Lavandula sp. Lavantalar

Odun çeliği (açık alan) Ökçeli çelik (7-10 cm)(grup halinde)

Kış sonu-erken ilkbahar İlkbahar

52

Ligustrum sp. Kurtbağrı türleri

Odun çeliği (açık yastıklarda)

Yaz başı

53

Liquidambar orientalis Sığla ağacı

Yarı odunsu dipçikli yeşil çelik (serada örtü altında) Kök çeliği (7 cm) (grup halinde)

Yaz ortası

54

Lonicera sp. Hanımelleri

Odun çeliği Yumuşak odun çeliği (örtü altında)

İlkbahar Yaz

55

Magnolia sp. Manolyalar

Yarı odunsu çelik (M.soulengeana, M.stellata) (örtü altında)

İlkbahar sonundan yaz sonuna kadar

56

Melia azaderach Zamzalak

Odun çeliği (2-3 yıllık sürgünlerden alınır) (uzun-2 m kadar-çelik)

Kış sonu veya erken ilkbahar

57

Mahonia alttürleri

Yarı odunsu çelik

Yaz

58

Morus sp.- Dutlar

Odun çeliği

İlkbahar başı

59

Myrtus communis Murt, Mersin

Ökçeli çelik (alacalı çeşitler) (sisleme altında)

Yaz sonu-erken sonbahar

93

Kış sonu

Kış

Kış


60

Nerium sp. Zakkumlar

Odunsu dallardan alınan çelik Yarı odunsu çelik

Yaz

61

Olea europea Zeytin

Odun çeliği (2-3 yaşlı; 25-30 cm) Yarı odunsu çelik

İlkbahar

62

Parthenocissus sp. Süs sarmaşığı

Odun çeliği Yumuşak odun çeliği

İlkbahar Yaz sonu

63

Paulownia tomentosa Kral Ağacı

Kök çelikleri

Kış sonu

64

Philadelphus sp. Filbahriler

Odun çeliği Yumuşak odun çeliği

Kış sonu-erken ilkbahar Yaz başı

65

Photinia sp.

Yarı odunsu çelik Odunsu çelik

Yaz Kış sonu-erken ilkbahar

66

Pinus mugo Bodur çam

Yarı odunsu çelik

İlkbahar-yaz

67

Pittosporum sp.

Yarı odunsu çelikler (örtü altında)

İlkbahar-yaz

68

Plumbago sp. Mavi yaseminler

Yarı odunsu çelik (örtü altında) Kök çeliği

İlkbahar-yaz

69

Populus sp. Kavaklar

Odun çeliği

İlkbahar

70

Prunus sp. Süs erikleri

Odun çeliği

İlkbahar başı

71

Punica granatum Süs narı

Odun çeliği Yeşil çelik

İlkbahar başı Yaz

72

Punica granatum nana - Bodur nar

Ökçeli çelik (örtü altında veya sisleme altında)

İlkbahar

73

Pyracantha sp. Ateş dikenleri

Odunsu çelik (1 yıllık sürgünlerden) Yarı odunsu çelik

Erken ilkbahar İlkbahar sonu

94


74

Rhododendron sp. Orman gülleri

Yarı pişkin çelik (bir yıllık sürgünlerden alınır)

Yaz ortaları

75

Rosmarinus sp. Biberiyeler

Gövde çeliği Ökçeli çelik

İlkbahar (yılın her dönemi)

76

Salix sp. Söğütler

Kök çeliği, Odunsu çelik Yeşil çelik, yarı odunsu çelik

İlkbahar

77

Sambucus sp. Mürverler

Yumuşak odun çeliği (örtü altında), Odun çeliği

İlkbahar yaz Kış sonu

78

Spirae sp.

Yeşil yumuşak odun çeliği (serada)

Yaz ortası

79

Symphoricarpus sp. Gövde çeliği İnci çalıları

Kış

80

Tamarix sp. Ilgınlar

Odun çeliği (30 cm) Yumuşak odun çeliği (örtü altında)

Kış sonu- İlkbahar Yaz başı

81

Taxus sp. Porsuklar

Odunsu çelik (serada: 21oC toprak, 10-13oC hava sıcaklığında) Yarı odunsu ve dipçikli 20-25 cm çelik (Örtü altında)

Kasım sonu Aralık başı (sonbahar-kış) Sonbahar (ilkbahar)

82

Trachelospermum jasminoides Yıldız yasemin

Yeşil çelik, yarı odunsu çelik (sisleme altında)

İlkbahar

83

Tsuga sp.

Yumuşak çelik Yarı odunsu çelik Odunsu çelik

İlkbahar Yaz Kış sonu

84

Ulmus sp. Karaağaçlar

Yumuşak odun çeliği (örtü altında)

85

Vibirnum sp. Kartopları

Odun çeliği (V.opulus) Yumuşak odun çeliği Gövde çeliği (herdemyeşil kartopuV.tinus)

95

İlkbahar İlkbahar sonu Yaz-sonbahar-kış


86

Weigelia sp.

Odun çeliği Yumuşak odun çeliği (örtü altında)

Kış sonu-erken ilkbahar İlkbahar- sonbahar

87

Wistaria sp. Mor salkım

Odun çeliği Yumuşak odun çeliği (örtü altında) Kök çeliği (derin dikim yapılır)

İlkbahar Yaz ortası

Aşıyla Üretim Aşı, bitkiden alınan bir parçanın diğer bir bitki ile birleştirilerek yeni bir bitki elde edilmesi işlemidir. Bitkide anaç kök kısmı, kalem de onun üzerindeki gövde ve dalları içine alan bölümü oluşturur. Bir fidanlıkta aşı ile üretim yapmanın nedenleri arasında tür ve çeşide uygun fidan üretimi yapmak ve başka yöntemler de dahil olmak üzere kolay yöntemlerle çoğaltılamayan bitkileri üretmek en önemlileridir. Aşı ile üretimin de bazı avantaj ve dezavantajları vardır. Aşı ile üretim köklü bir birey üzerine yapıldığında kök sistemi belirli bir büyüklüğe ulaştığı için büyüme ve gelişme hızlı olur. Aşı ile bir bitkiden çok sayıda üretim yapabilmek mümkündür. Örneğin göz aşısı ile tek bir bitki üzerindeki uygun gözlerin sayısı kadar aşılı fidan üretilebilir. Aşı ile üretimin en önemli dezavantajı anaçla kalemin uyuşmazlığıdır. Bu durumda bitki büyüme ve gelişmesinde bazı bozukluklar ortaya çıkar. Aşının tutmasında etkili olan hususlar aşağıdaki gibi sıralanabilir. - Kalem ve anaç birbiri ile uyuşmalıdır. Uyuşmazlık durumunda aşı noktasında kaynaşma olmaz veya çok az olur. Sonuçta aşı noktası şişer. Aşı noktası zayıf olduğu için kolayca kırılabilir. Anaç ve kalemin uyuşmazlığında bir iki yıl içinde aşılı bitki ölür. Botanik akrabalık ne kadar yakın ise uyuşma da o kadar iyi olur. Örneğin sarkık sofora bitkisi normal sofora üzerine aşılandığında tutma oranı çok yüksektir.

96


- Aşıların tutma oranı bitkilerin cinslerine göre değişir. Meşe ve kayın ağaçları çok zor aşı tutarlar. - Anacın kuvvetli ve genç olması da tutmada etkilidir. Anacın tohumdan gelişmesi genelde daha çok tercih edilir. Gül gibi bazı türlerde ise çelikten üretilmiş bireyler de aşılandığında iyi büyür ve gelişirler. - Kalem de uygun kalitede olmalıdır. Çiçekleri ile etkili olan bazı türlerde çiçek açmış dallardan alınan çelikler kalem olarak kullanılır. Böylece aşıdan büyüyen genç bitki kısa sürede çiçeklenir. - Aşılama uygun zamanda yapılmalıdır. Genelde ilkbahar dönemi aşı için en uygun zamandır. Anaç ve kalemin aynı aktif dönemde olması gerekiyorsa kalemler önceden alınarak soğuk hava deposunda saklanabilir. Veya anaçlar seraya alınarak aşılama yapılabilir. Aşılama sonrasında da iklimsel nitelikler aşının tutmasında önemli rol oynar. Aşılama işleminin serada, gölgelikte yapılması, bazılarında sisleme uygulanması başarıyı artırır. - Anaç ve kalemdeki kambiyum dokuları mümkün olduğunca üst üste gelmeli ve sıkıca birbirine temas etmelidir. Bu durumda kaynaşma daha çabuk olur ve aşı kolayca tutar. - Aşı yeri özellikle kalem aşılarında aşılama işleminden hemen sonra macunla kapatılmalıdır. Böylece aşı yerinde olacak kurumaların önüne geçilir. - Aşılanan bitkilere düzenli bakım uygulanmalıdır. Aşılamadan sonra anaç kısmında büyüyen sürgünler dipten alınır (kesilir). - Anaç ve kalem doğru yönlerden birleşmiş olmalıdır. Ters yerleştirilmiş kalem, aşının tutmasını engelleyebilir. - Anaç, kalem veya gözün hastalıklı olması da aşının tutması üzerine etkilidir. Aşının başarısını etkileyen önemli bir husus da aşıyı yapanın becerisidir. Aşılar göz ve kalem aşıları olmak üzere iki ana grupta incelenir.

97


Göz Aşısı (Kabuk Aşısı) Fidan yetiştiriciliğinde en çok kullanılan aşı tipidir. Diğer aşılara göre daha kolay yapılabilir. Özel araç gereç gereksinimi yoktur. Aşı tutmadığı takdirde aynı dönem içinde tekrarlama şansı vardır. İyi bir aşıcı, yanında bağlayıcısı ile birlikte günde 800-2000 arasında göz aşısı yapabilir. Aşıda sadece bir göz kullanıldığı için az bir materyal ile çok sayıda üretime olanak sağlar. Kolayca öğrenilip uygulanabilir. Aşının tutma oranı çok yüksektir (% 80-95). Kurşun kalem kalınlığındaki erken büyüme devresinde olan anaçlar üzerine de yapılabildiği için çok kullanışlıdır. Bu aşılarda macun kullanılmaz.

Göz Yaprak sapı

Göz aşısında anaç üzerine T şeklinde yaranın açılması, kalkan şeklinde alınan gözler (solda kemikli, sağda kemiksiz) ve anaca yerleştirilmesi

98


Anaç ve kalem üzerindeki kabuğun kolayca odun dokudan ayrılması için aşı yapılmadan 2-3 gün önce sulama yapılır. Göz aşıları bitki türlerine ve amaca göre yer seviyesinden itibaren 5 cm’den sonraki bir yere yapılabilir. Örneklemek gerekirse, boylu sarkık dut üretmek için normal dutların 100-150 cm civarına kadar büyümesi beklendikten sonra bu yüksekliklere yakın uygun kısımlardan ters dut aşılanabilir. Aşılı gül fidanı üretiminde ise aşı yerden 5 cm yukarıdan, baston gül üretiminde ise 40-80 cm yukarıdan yapılır. Anaçta aşı yeri ve çevresi üzerinde toz ve gülde olduğu gibi diken kalmayacak şekilde temizlenir. T şeklinde yara açılır ve kabuk iki yana doğru hafifçe kaldırılır. Bu arada bu yara içine girecek göz hazırlanır. Kalemler hazır halde suda veya ıslatılmış bez içinde bekletilir. Kalemlerde sapı kalacak şekilde yapraklar kesilmiş olmalıdır. Kalem üzerindeki bir gözün alt ve üstünden yaklaşık 1.5 cm kadar mesafeden kalkan şeklinde kabuk çıkarılır. Kesme işlemi aşağıdan yukarı doğru yapılır. Kabuğun altındaki odunsu kısım alınır (kemiksiz) veya alınmaz (kemikli). Göz yaprak sapından tutularak T kısmının üst bölümünden aşağıya doğru sürülerek açılan bu yara içine yerleştirilir. T kısmının üstünde kalan kabuk kısmı üst kısım hizasından kesilerek gözün tamamen yara dokusu içine girmesi sağlanır. Daha sonra çok sıkı olmayacak şekilde bağlanır. Aşının tutup tutmadığı 10-15 gün içinde belli olur. Bunu anlamak için yaprak sapına dokunulur, sap kolayca düşüyorsa aşı tutmuş demektir. Eğer düşmüyorsa yara içindeki tüm kısım kurumuştur. Aşının anaç üzerinde yapıldığı yön de önemlidir. Doğu Akdeniz gibi sıcak bölgelerde göz aşısı genelde gövdenin kuzey tarafına yapılır. Böylece aşı güneşin olumsuz etkisinden korunmuş olur. Göz aşıları genelde ilkbahar aylarında yapılır. Bu aşı gözleri o vejetasyon dönemi içinde büyüyüp gelişeceği için “sürgün göz aşısı” olarak isimlendirilir. Sonbaharda dinlenme dönemine girerken yapılan göz aşıları ise ertesi ilkbaharda sürer. Bu aşılara da “durgun göz aşısı” denir.

99


Yama Göz Aşısı: Gözler yama şeklinde bir kabuk kısmı ile birlikte alınarak, anaç üzerinde açılan aynı büyüklükteki yaraya yerleştirilebilir. Yama aşısı ilkbaharda uygulanır. Yaz sonları veya sonbahar başlarında da yapılabilir. Anaç ve kalemin çapları bir cm’den fazla, 2.5 cm’den de az olmalıdır. Bitkide açılan dikdörtgen yara içine kalemden alınan kısım kurumaması için hemen yerleştirilmelidir. Bu aşı için iki ağzı olan özel bıçaklar kullanılır. Bağlama işlemi diğer göz aşılarında olduğu gibi ne çok sıkı, ne de çok gevşek olmayacak şekilde yapılır. Aşı bağı 10 gün sonra kesilerek çıkarılır. Yama aşı ceviz ve yenidünyada başarıyla uygulanmaktadır.

Yama göz aşısı

Yongalı Göz Aşısı: İlkbaharda bitkide aktif büyüme başlamadan önce yapılır. Yaz dönemi ortalarındaki kabuğun odundan kolayca ayrılmadığı durgun büyüme devresinde de yapılabilir. Bu aşıda anacın üzerinde açılan kısmın altında aşı kalemini tutacak bir kertik bırakılır. Anaçtaki yara iki boğum arasındaki düzgün kısımda açılır. Yara kabuk ve odun dokusunu içerir. Aynı

100


şekilde kalemden alınan parça açılan yaranın olduğu kısma yerleştirilir. Sonra da bağlanır. 10 gün içinde aşının tutup tutmadığı belli olur. Aşı tutmuş ise aşının üst kısmından anaç kesilerek kalemin (aşı gözünün) sürmesi teşvik edilir.

Yongalı göz aşısı

Kalem Aşıları Yapılma tekniğine göre en çok bilinenler yarma, kabuk altı (çoban), kakma, yanaştırma, dilcikli, dilciksiz, köprü ve kemer aşılardır. Yarma Aşı: En eski aşılama yöntemlerinden biridir. Kolayca yapılabilir. Yarma aşı 2.5-10 cm ve daha fazla çaplı bitkilere yapılabilir. İlkbaharda gelişme dönemi başlangıcı en uygun aşı zamanı olmakla birlikte, Bölgemiz gibi kışı ılık geçen yerlerde yarma aşı kış dinlenme döneminde yapılır. Aşı yapılacak gövde belirli bir yükseklikten düzgün bir yüzey oluşturacak

101


şekilde kesilir. Kesilen yüzey orta kısmından dik olarak yarılır ve kesim aleti (genelde bıçak) içindeyken bir çubukla (yalancı kalem) yarığın açık kalması sağlanır. Gevrek yapılı bitkilerde derin yarıklar oluşmaması için gövde alt kısımdan bağlanabilir. Anaç bu şekilde hazırlandıktan sonra bu yarığa 3-5 gözlü ve en alttaki gözün etrafındaki kabuk ve odun dokusu inceltilmiş kalem yerleştirilir. Kalem anaca kabuk dokuları (kambiyum) birbirine denk gelecek şekilde yerleştirilir. Sonra yarığı açık bırakmak için yerleştirilen çubuk çıkarılır ve aşı bağlanır. Kabuk Altı (Çoban) Aşısı: Kolay yapılan ve başarı oranı yüksek bir aşıdır. Aşı ilkbaharda büyüme dönemi başlangıcından başlayarak sonbahar sonuna; büyüme mevsimi sonuna kadar yapılabilir.

Kabuk altı aşısı

102


Aşı kalemlerinin hazırlanış şekillerine göre kertikli veya kertiksiz olarak yapılabilir. İlkbaharda büyüme döneminden önce yapılacak aşı için kalemler önceden hazırlanarak 0-4oC’de saklanır. Kabuk altı aşısı yaz dönemi içinde yapıldığında yaprak sapı kalacak şekilde yapraklar kesilir ve kalemler nemli yerde saklanır. Anaç belirli bir yükseklikten yarma aşıda olduğu gibi düzgünce kesilir. Sonra kenarda gövde kabuğu aşağı doğru uzunca kesilir. Kalem alt kısımdaki gözün hemen altından tek taraflı olarak çok düzgün yontularak hazırlanmıştır. Kalem kabuk kısmı dışa gelecek şekilde yukarıdan aşağı doğru sürülerek kesik içine yerleştirilir ve bağlanır. Kalem kertikli olarak da hazırlandığında anaç bitkiye oturtulacak dik bir çıkıntı bırakılır. Böylece kalem anaca daha sağlam tutunur; aşı tutma oranı yükselir. Dilcikli Kalem Aşısı: Eşit çaplı anaç ve kalemlerle yapılır. Bu nedenle tutma oranı yüksektir. Dış mekan bitkileri yetiştiriciliği için en uygun aşı yöntemlerinden birisidir. Anaç ve kalemde birbirine kaynaşacak şekilde karşılıklı dilcikler bırakılarak eşit ve düzgün yüzey kesimle oluşturulur. Sonra öz odunu birbirine denk gelecek ve dilcikler birbiriyle kaynaşacak şekilde anaç ve kalem biraraya getirileir, bağlanır. Dilciksiz ingiliz aşısında ise anaç ve kalemdeki yaralarda dilcik olmayıp düzgün bir yüzey halindedir. Kambiyumlar karşılıklı gelecek şekilde biraraya getirilir ve bağlanır. Aşılama köklü bitkilere yapılabildiği gibi köksüz iki çelikle de yapılabilir. Buna en iyi örnek gülde yapılan “mandal aşı”dır. Çelik birleşim kısımları eğimli bir biçimde keskin bir bıçakla (genelde bu amaçla giyotin denilen bir alet kullanılır) ve bir araya geldiklerinde uç uca eklenirken arada boşluk kalmayacak şekilde kesilir. Bunlar daha sonra mandal gibi bir aletle birbirine tutturulur ve köklendirmek üzere sisleme altına dikilirler. Bu işlem masa başında ve çok sayıda yapılabilir.

103


Dilciksiz ingiliz aşısı

Yandan Dilcikli Aşı veya Yan (Kenar) Aşı: Bu aşı birçok ibreli bitki ile geniş yapraklı bitkilere de uygulanabilir. Aşı, kalemin kendinden daha kalın anacın alt kısmına oturtulması ile yapılır. Anaç üzerinde aşı uygulanacak kök boğazına yakın kısımdaki yapraklar temizlenerek derince bir dilcik (3-5 cm) açılır. Dilcik kambiyum dokusu ve kabuğu içine alacak derinlikte olmalıdır. Üzerinde az sayıda yaprak bırakılan kalem de aynı şekilde hazırlanarak bu dilcik içine oturtulur. Sonra bağlanır. Aşı tuttuktan sonra anaç üzerindeki dallar mevsim sonunda yalnızca kalemden gelişen sürgünler kalacak şekilde aşamalı olarak kesilerek azaltılır. İğne yapraklılarda aşılama serada yapılırsa sonuç daha iyi olur. Aşılanan bireyler aşılamadan 3-4 hafta sonra soğuk seraya da alınabilir. Aşılama sonbahar dönemine girmeden önce yaz sonunda da yapılabilir.

104


Çeşitli aşı bıçakları

105


Aşıyla Üretilebilen Bazı Bitkiler Sıra

Bitkinin Latince ve Türkçe Adı

Aşı Tipleri ve Açıklamalar

1

Acer sp. Akçaağaçlar

1 yıllık çöğürlere T göz aşısı (yaz ortası-yaz sonu) 2 yıllık çöğürlere yandan aşı, yandan dilcikli (kertikli) aşı

2

Aesculus carnea Kırmızı çiçekli atkestanesi

T göz aşısı

3

Arkeuthos drupaceae Andız

Yanaştırma aşı (kışın sera koşullarında)

4

Catalpa sp.

Tohumdan yetişen çöğürlere istenilen yükseklikte göz aşısı sonbaharda yapılabilir.

5

Cedrus sp. Sedirler

1-2 yaşlı çöğürlere yandan kertikli aşı ilkbaharda uygulanabilir. Kalem yıllık sürgünün kuvvetli büyüyen tepe kısımlarından alınır.

6

Ceratonia siliqua Harnup, keçiboynuzu

Göz aşısı ilkbaharda yapılabilir.

7

Clematis sp. Orman sarmaşıkları

Büyük çiçekli formlar yarma ve yandan kertikli aşı ile üretilebilir. Aşı ilkbaharda ve derin yapılır.

8

Cornus sp. Kızılcıklar

C.florida rubra – kırmızı çiçekli süs kızılcığı- T göz aşısı yaz sonunda yapılır.

9

Cupressus sp. Serviler

İlkbaharda yandan kertikli aşı yapılabilir.

10

Feijoa sellowiana çeşitleri

Anaç olarak Feijoa sellowiana kullanılır.

11

Fraxinus excelsior Alacalı yapraklı ve sarkık dişbudak çeşitleri

T göz aşısı

12

Gleditchia triacanthos inermis Dikensiz akasya

T göz aşısı

106


13

Hibiscus rosa sinensis Japon Gülü

Dilcikli aşı (ilkbahar başı) Yandan aşı (ilkbahar sonu-yaz başı) T göz aşısı (ilkbahar)

14

Ilex sp. Çobanpüskülü

Kalem aşıları: Yarma, dilcikli, yandan aşı dinlenme döneminde yapılır. Göz aşısı yaz sonu veya ilkbahar başında yapılır.

15

Juniperus sp. Ardıçlar

Düzgün gövdeli kurşun kalem kalınlığındaki anaçlara yandan kertikli veya yandan aşı yapılabilir. Aşı yerine kadar peat yosunu veya torf içine gömülür. Sıcaklık 24oC, oransal nem %85 olmalıdır.

16

Magnolia sp. Manolyalar

Hızlı olgunlaşma ve erken çiçeklenme için kendi çöğürü üzerine M.grandiflora aşılanabilir. Yandan kertikli aşı veya yandan aşı yaz ortası-yaz sonu, kışın da serada yapılabilir.

17

Nerium oleander Zakkum çeşitleri

T göz aşısı

18

Olea europea Zeytin

T göz aşısı, yama aşı, dilcikli aşı, yandan dilcikli aşı yapılabilir.

19

Persea americana Avokado

T göz aşısı, yandan kertikli aşı, yarma aşı uygulanabilir.

20

Pittosporum tobira Alacalı yapraklı çeşitler

T göz aşısı

21

Prunus sp. Süs erikleri, süs şeftalisi

T göz aşısı

22

Robinia pseudoacacia inermis Dikensiz yalancı akasya

Anaç olarak yalancı akasya kullanılır.

23

Rhododendron sp. Orman gülleri

Kalem aşısı (yaz sonu), Yandan kertikli aşı yapılabilir.

24

Sophora japonica cv. pendula Sarkık sofora

Sophora japonica çöğürleri üzerine T göz aşısı

25

Turunçgiller

T göz aşısı (ilkbahar ve sonbahar) yapılabilir.

107


26

Ulmus sp. Karaağaçlar

Sarkıcı formları normal büyüyen genç fidanlar üzerine yapılan göz aşısı ile üretilebilir.

27

Vibirnum sp. Kartopları

V.lantana - kalem aşısı yaz sonu veya kış ortasında yapılır. T göz aşısı

Daldırma İle Üretim Daldırma bir dalın ana bitkiden ayrılmadan köklendirilmesi işlemidir. Kolay, köklenme oranı yüksek, ekonomik ve beceri istemeyen bir yöntemdir. Bu yöntemle üretilen bitkiler hızlı büyüyüp gelişerek kısa sürede satış büyüklüğünde fidan halini alabilir. Fidanlıklarda az kullanılan bir üretim yöntemidir.

Sarı yasemin (Jasminum nudiflorum) sürgünleri uç kısmından kolayca köklenir. Daldırma tipleri yapılış şekline göre isimlendirilmiştir.

108


Uç Daldırması: Az kullanılır. Sarı yasemin, frenküzümü, ahududu ve benzeri çok sayıda çalı bu yöntemle çoğaltılabilir. Bir yıllık sürgünlerin uçları 5-10 cm kadar daldırılarak kapatılır. Uçları daldırılan sürgünler aynı yıl içinde köklenerek yeni bireyleri oluştururlar. Söküm ilkbahar veya sonbaharda dinlenme döneminde yapılır. Adi Daldırma: Kök sürgünü yapma özelliği olan bitkilerde uygulanır. Rhododendron, Jasminum bu yöntemle kolayca çoğaltılabilir. Bitkinin çevresine daldırılacak sürgün sayısı kadar çukur açılır, sürgünler uç kısmı dışarıda kalacak şekilde çukura yerleştirilir. Topraktan çıkmaması için sürgün toprak içine bir çatalla sabitlenir ve toprakla kapatılır. Daldırılan parçanın kolay köklenebilmesi için toprağa giren kısımda yaralama da yapılır. Toprak içinde kalacak kısımda bilezik alınacak şekilde yapılabildiği gibi, sürgün ana gövdeden kopmayacak şekilde kesilerek de yapılabilir. Sürgünler yaz boyunca bu şekilde kalır; köklenir ve yeni sürgün verirler. Söküm sonbaharda veya ilkbaharda dinlenme döneminde yapılabilir. Adi daldırma ilkbahar dışında yaz ve sonbaharda da yapılabilir. Hendek Daldırması: Çok iyi sonuç alınan bir yöntemdir. Kısa sürede bol sayıda yeni birey elde etmek mümkündür. Kolay uygulanabilir. Bu yöntemde temel kural bitki üzerinde gelişen tüm sürgünlerin bitki çevresinde açılan bir hendeğe yerleştirilmesidir. Bunların toprağa tutunması gerekir, üstleri toprakla kapatılır, sadece sürgün uçları dışarıda kalır. Toprağın kumlu tınlı olması veya üzerine kompost örtülmesi gerekir. Toprakla temas eden gözlerde yapılacak yaralamalar da kök oluşumunu uyarır.

109


Ana bitki çevresinde sürgünlerin tamamını içine alacak kadar 10 cm derinliğinde hendek kazılır. Sürgünler üzerindeki yapraklar koparılır. Sürgün üzerinde toprak tarafında bulunan birkaç göz yaralanır, üzeri toprakla örtülür. Sürgünlerin toprağa sıkı tutunmasını sağlamak için çatallar kullanılır. Yeni oluşan bitkiler yine ilkbahar veya sonbaharda dinlenme döneminde sökülebilirler. Hendek daldırma ilkbahar veya sonbaharda uygulanabilir. Kışı ılık geçen yerlerde daldırmanın sonbaharda yapılması daha uygundur. Tepe Daldırma: Sürgünleri bükülmeyen bitki türlerinde uygulanabilir. Bitkiler sıralara dikilir. Kumlu tınlı topraklar bu amaca daha uygundur. Anaç bitkilere çok iyi bakılmalıdır. Bitkiler ilkbahar veya sonbaharda toprak yüzeyinden itibaren 3-5 cm yükseklikten kesilir. Yeni sürgünlerin boyları 10-15 cm boya eriştiğinde bunların 5-8 cm’lik kısımları iyi nitelikli toprakla örtülür. Sürgün boyları 25-30 cm olunca ikinci kez, son kez de 50-60 cm olunca sürgün dipleri yeniden toprakla doldurulur. Toprağın bitkilerle sıkı temas etmesi için her keresinde baskılama işlemi yapılmalıdır. Toprak doldurmadan sonra yapılacak sulama toprağın sıkışmasını sağlayabilir. Köklenmiş sürgünler ilkbahar veya sonbaharda dinlenme döneminde ana bitkiden kesilerek ayrılır. Kesim ana bitkide toprağa en yakın (3-5 cm) mesafede olmalıdır. Ayrılan her sürgün köklü yeni bir bitkidir. Anaç bitkiden aynı şekilde her yıl fidan üretmek mümkündür. Hava Daldırma: Çok eskiden beri bilinen ve zor köklenen bitkilere uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntem amatör olarak uygulanır, ancak ticari yetiştiricilikte kullanılmaz. Manolyalar (Magnolia grandiflora) ve kauçuklar (Ficus elastica ve çeşitleri) bu yöntemle çoğaltmaya uygundur.

110


Eğilme yeteneği olmayan bitkide dalın herhangi bir yerinden bilezik aldıktan veya yaralama yapıldıktan sonra etrafı sphagnum yosunu gibi nem-su tutucu ve köklenmeyi sağlayacak havadar yapıda bir materyalle sarılması esasına dayanır. Yaralanan kısım sphagnum yosunu ile sarıldıktan sonra plastik örtü (alüminyum folyo ile de olabilir) ile kapatılır. Uygulama 1-2 yıllık bir dalın orta kesimlerinde ilkbahar veya sonbaharda yapılabilir. Yapıldıktan sonraki dönemde köklenen kısım kesilerek ana bitkiden ayrılır ve yeni köklü bitki üretilmiş olunur. Manolya ve kauçuklarda köklenmiş kısım ana bitkiden bir yılın sonunda da ayrılabilir.

Yara yeri

Hava daldırma

111


Ayırma ile Üretim Dip kısmında çok sayıda sürgün oluşturan bitkilere uygulanan bir yöntemdir. Dip kısmında piç adı verilen sürgün oluşturan ağaçlara uygulanabilir. Uygulanacak çalı türleri de sürgünleri kolayca birbirinden ayrılabilecek şekilde gelişenler arasında yer almalıdır. Yöntem dipten çok sayıda yavru geliştiren otsu bitkilerde daha kolay uygulanabilir. Bunlara örnek olarak mor menekşe veya kokulu menekşe (Viola odorata), Cezayir menekşesi (Vinca minör), mavi yumak (Festuca ovina glauca), Acanthus sp., verilebilen bazı türlerdir. Yucca sp. ve sarı sabır (Agave sp.) türleri de ayrılarak üretilebilir. Ayırma sırasında ayrılan her parça üzerinde yeterli kök bulunmalıdır. Kökler yeterince büyük olmadığında su dengesinin korunması-kurulması için üstteki yeşil aksamda budama gerekir. Ayrılan bitkilerin dikileceği ortamın köklenmeyi uyaracak yapıda olması önemlidir. Ayrılan çalıların kök kısmına hormon (oksinler) uygulaması köklenmeyi ve yeni bitkinin büyümesini uyarır. Bu amaçla genelde toz halindeki hormonlar uygulanır.

Farklı Vejetatif Yöntemlerle Üretilebilen Bazı Bitkiler Sıra

Latince ve Türkçe Adı

Açıklama (Üretim Yöntemi ve Zamanı

1

Aesculus sp. Atkestaneleri

Kısa boylu çeşitler ilkbahar ve sonbahar adi daldırma ile üretilebilir.

2

Cercis sp. - Erguvanlar

Adi daldırma

3

Chaenomeles japonica Japon ayvası, bahar dalı

Dip sürgünler büyüme döneminin başlangıcında ayrılabilir.

4

Cotoneaster sp. Dağ muşmulaları

Adi daldırma

112


5

Hibiscus rosa sinensis Japon Gülü

Hava daldırma (ilkbahar, yaz)

6

Hippophae sp. Yabani iğde

Hava daldırma (ilkbahar, yaz)

7

Ilex sp. Çoban püskülü

Haziran ayında temmuz başına kadar yapılan hava daldırma ile üretilebilir.

8

Jasminum sp. Yaseminler

Daldırma ve dip sürgünlerin ayrılması ile üretilebilir.

9

Laurus nobilis - Defne

İlkbaharda yapılan adi daldırma ile 1 yılda üretilebilir.

10

Magnolia sp. - Manolyalar Erken ilkbaharda adi daldırma ile 2 yılda üretilebilir.

11

Nandina domestica Cennet bambusu

Dip sürgünlerin ayrılmasıyla üretilebilir.

12

Nerium sp. - Zakkumlar

Adi daldırma

13

Philadelphus sp. Filbahriler

Köklü dip sürgünlerin ayrılması ile üretilebilir.

14

Plumbago sp. Mavi yaseminler

Yaşlı bireylerde dipteki sürgünler ayrılarak çoğaltılabilir.

15

Punica granatum -Süs narı Dinlenme döneminde dip sürgünler ayrılarak üretilir.

16

Tsuga s.

Daldırma

17

Ulmus sp. - Karaağaçlar

Kök sürgünlerinin ayrılması ile üretilebilir.

18

Vibirnum sp. - Kartopları

Daldırma

113


Şaşırtma köklü bir bitkinin sökülerek başka bir yere dikilmesi işlemidir. Şaşırtma fidanlık koşullarında fidan büyütme kaplarına yapılabildiği gibi, açık alana da yapılabilir. Şaşırtmada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Özellikle tohumdan büyütülen bitkiler henüz fide döneminde olduğu için söküm işlemi köklerin zarar görmemesi için çok dikkatli bir şekilde yapılmalı, bu fideler en kısa sürede de dikilmelidir. Köklenen çeliklerin şaşırtılması sırasında da köklerin zedelenmemesi gerekir. Çok genç bitkilerin dikim kapları çok büyük olmamalı, büyütülecek türlerde tekrarlanan şaşırtma işlemleri ile saksılar da birer boy büyütülmelidir. Şaşırtılan bitkiler hemen güneşli alana çıkarılmamalıdır. Eğer bitkilerin üretimi serada yapılmışsa şaşırtılan bitkiler hemen seradan çıkarılmaz; birkaç gün serada bekletilir, sonra gölgelik altına çıkarılır. Daha sonra da türün ışık isteğine bağlı olarak gölgelikte kalabilir veya açık alana çıkarılabilir. Açık alana çıkarılacak bitkiler öncelikle yarı gölge bir alanda bekletilir, sonra güneşe çıkarılır. Açık alana çıkarma işlemi uyumun kolay olabilmesi için güneşin henüz yoğun olmadığı dönemlerde de yapılabilir. Şaşırtma belirli bir büyüklüğe gelen fidanlarda da yapılabilir. Bu fidanların şaşırtılması bitkinin büyüme döneminden hemen önce yapılır. Bitki bulunduğu kaptan dikkatli bir şekilde çıkarılır. Kök topu bozulmaz, ancak yetiştiği kabın en dış kısmına kadar uzamış olan kökler keskin bir

114


bıçakla kesilir. Kesim işlemi kök topu bozulmadan ve toprağın bir cm kadar derinliğinden yapılabilir. Önemli olan köklerin yeni dikileceği alan içindeki ortama yayılmasını ve büyümesini sağlamaktır. Kök uçlarının alınması ile yeni saçak köklerin oluşması uyarılır. Köklerin yetiştiği saksının şeklini almış yapısı bozularak da yeni dikilecek ortama köklerin yayılması sağlanır. Açık alanda büyütülen bitkilerin sökümünde kök topu ister istemez bozulur. Söküm bitkinin büyüme döneminden hemen önce dinlenme döneminde yapılmalıdır. Sökülen fidanlarda kök veya taç kısmında budama yapılır. Kök budamasında saçak köklere dokunulmaz, kalın ve üzerinde saçak kök olmayan kök kısımları kesilir. Üst aksamda da kısaltma yapılması gerekir. Böylece bitki büyüme döneminde su dengesini daha kolay kurar. Böylece hazırlanan çıplak köklü fidanlar gömü yapılarak dikime veya satışa kadar bekletilebilir. Gömü yapmak için belle 30-35 cm genişliğinde ve 30-35 cm derinliğinde karık şeklinde bir çukur hazırlanabilir. Fidanlar grup halinde ve eğik olarak bu çukura yerleştirilir. Kök kısımları toprak veya kumla kapatılır. Bu alandaki toprak veya kum sürekli nemli kalacak şekilde ara ara sulanır. Çıplak köklü fidanlar kum yığını içine gömülerek de bekletilebilir.

Büyük Bitkiler ve Şaşırtılmaları Fidanlık işletmelerinde pazarlamada büyük bitkiler tercih nedenidir. Büyük bitkilerin üretimi açık alanda ve toprağa dikilerek yapılabilir. Yetiştirilen büyük bitkilerin sökülüp yeni yerine dikilmesinde bu amaçla üretilmiş alet ve makinalar kullanılabilir.

115


Büyük bitkilerin kök topu bozulmadan sökümünde kullanılan bir makina

Büyütüldüğü alanlardan makinalarla sökülerek satışa sunulacak bitkilerde kök toplarının bozulmaması için ambalajlama yapılmalıdır. Kök ambalajları taşınacak mesafe ve bitki büyüklüğüne bağlı olarak çeşitli şekillerde yapılabilir. Büyük bitkilerin yetiştiriciliği büyük saksılar içinde de yapılabilir.

116


Kök topunun telis ve telle sarılarak ambalajlanması Bitkilerin büyütülmesi sırasında aşağıda özetlenen bilgilerin bilinmesi yetiştiriciliğin daha bilinçli yapılmasını sağlar.

117


Bir ağacın köklerini içine yaydığı ‘kök yayılma alanı’nın çapı bir kural olarak ağaç tacının izdüşümünün çevrelediği alandan 1.5 m daha geniştir. Açık alanlarda ise kökler taç izdüşümünün 2-3 katı uzağa kadar yayılabilir. Kök yayılma alanı bitki, toprak ve çevre koşulları ile yakından ilişkili olarak değişebilir. Nemli, verimli, iyi havalanan topraklarda kökler çok dallı ve iyi gelişimlidir. Verimli olmayan ve nem yönünden uygun olmayan topraklarda kökler sayıca az, fakat daha büyük olup, bitkiden çok uzak mesafelere kadar büyür. Kök yayılma alanları kapalı ağaç dikimlerinde daha dardır. Fidanlık koşullarında da kök yayılma alanının dar olması sık dikimle sağlanabilir. Sık dikimle sadece kök yayılma alanı küçük kalmaz, aynı zamanda bitkinin gövdesi de daha fazla uzar. Ancak bu şekilde uzun süre bırakılan türlerin seyreltilmesi gerekir. Seyreltme için sökülenler de farklı alanlarda veya kaplarda büyütülmeye devam edilir. Bu durumda bitki gövdesinin desteklenmesi gerekir. Saksıya alınan ve aynı yerde kalan tüm bitkilerin gövdesi desteklenerek büyütülür. Bir süre sonra gövdeler kalınlaşır. Bitkinin tacında yapılan budamalarla da büyük bitki üretilmiş olunur. Şaşırtma sırasında bitkinin kök topu bozulmamalı, kök büyüklüğü azaltıldığında (budandığında), dallar veya sürgünlerde de budama yapılmalıdır. Budama bitkinin su dengesi için çok önemlidir. İlk anda su dengesinin kurulmasını (korunmasını) sağlamak için düzenli sulama yapılır. Bitki su dengesini kurduktan sonra da gübreleme ve diğer kültürel işlemlere geçilir. Grubu ne olursa olsun büyük fidan olarak yetiştirilen bitkilerde olması gereken aşağıdaki çizelgede sıralanan nitelikler için çok genç dönemlerden itibaren sürekli müdahale gerekir.

118


Nitelikler

Bu Nitelik İçin Yapılan Kültürel İşlem(ler)

Kökler 30-50 cm’den derine inmez.

Çok genç dönemlerde kazık kökler kesilir. Her yıl bitki şaşırtılarak derine giden kökler budanır.

Toprağın ilk 20-25 cm derinliğine kadar olan kısımda çok sayıda saçak kök vardır.

Bu derinlikte saçak kök büyüme ve gelişmesi için en uygun koşulları sağlayan ortam kullanılır. Saçak köklerin büyümesi için gerekli havalanmayı sağlayabilen, besin maddesi yönünden zengin ve su tutma kapasitesi yüksek bir ortam olmalıdır.

Fidandaki üst aksam (dallar) çok kalabalık değildir.

Budama ile bitki taç yapısı sürekli kontrol altında tutulur.

Büyük bitkilerin şaşırtılması farklı bitki gruplarında değişik şekillerde ele alınabilir. Gruplardaki büyük bitkilerin yetiştiriciliğinde de farklı yöntemler uygulanır.

Büyük Palmiyelerin Şaşırtılması Palmiyeler büyük olarak en kolay şaşırtılan bitkilerdir. Açık alanda veya saksılarda büyütülebilirler. Ancak açık alanda büyütme daha başarılı olmaktadır. Açık alana dikilerek büyütülmüş palmiyeler saçak köklü bitkiler olmaları nedeniyle çok yaşlı dönemlerinde bile sökülerek şaşırtılabilir. Palmiyelerde saçak kökler gövdenin toprak içindeki kısmından gelişir. Odunsu bir kısmı olmayan palmiye köklerinin kendini yenileme yeteneği de yüksektir. Palmiyeler çok büyük bitki olarak da sökülüp taşınırken tüm kökleri kesilebilir, ancak bu durumda yaprakların da tamamı kesilmelidir. Bu şekilde budanan palmiyeler gemilerle çok uzak mesafelere taşınabilir. Ülkemize bu şekilde Hindistan, Mısır gibi ülkelerden getirilmiş çok sayıda arap hurması (Phoenix dactylifera) bulunmaktadır. Bu sırada en çok dikkat edilmesi gereken en önemli husus tepedeki büyüme noktasının korunmasıdır. Tüm palmiye cins ve

119


türlerinde büyüme noktası tek olup, tepede ve bir çukur halindedir. Palmiyelerin yakın mesafelere taşınması sırasında kökler budanmaz. Ancak yaprakların en uçtaki 3-4 tanesi bırakıldıktan sonra geri kalan budanır. Tepedeki büyüme noktasını korumak ve su kaybını engellemek için yapraklar tepede bağlanır. Şaşırtma sonrası bitkide yeni yaprak büyümeleri başlayana kadar da bağlı bırakılır. Söküm sonrası saçak köklerin dağılmasını engellemek için de telis gibi bir materyalle sarılıp, bağlanabilir.

Büyüme noktası

Toprak hizası

Saçak kökler

Bir palmiyenin boyuna kesiti

120


İğne Yapraklı Büyük Bitkilerin Şaşırtılması İğne yapraklılarda kökler yayvan kök ve kazık kök olmak üzere iki şekildedir. Kazık kökler gövde hizasında ve genelde dik olarak toprağın derinliklerine doğru büyüyen odunsu kalın köklerdir, yan kökler daha azdır. Bitkinin çimlenmesi sırasında fide devresinde bile kazık kök yapısı tipiktir. Kazık köklü bitkilere örnek olarak göknarlar (Abies sp.), ardıçlar (Juniperus sp.), çamlar (Pinus sp.) ve sedirler (Cedrus sp.) örnek olarak verilebilir. Kazık köklü bitkilerin fidanlık koşullarında büyük bitki olarak yetiştirilmesi sırasında ilk olarak fide devresinde kazık kökleri kesilir. Daha sonra büyütülecekleri yere alınırlar. Büyütülecek bu bitkilere su genelde çapı 35-40 cm kadar alanda etkili olacak şekilde verilir. Yetiştirme ortamı ve kültürel işlemler dikkat ve özenle yapılır. Bu durumda kökler bitkinin gövdesine yakın ve toprak üst katmanlarında yoğunlaşır. Bu da bitkinin alandan şaşırtılmasını kolaylaştırır. Bu süreç sabır gerektirir ve uzun yılları içine alabilir. İbreli bitkiler kendi haline bırakıldığında ise kazık kökler derine gider. Daha sonra sökümde bu köklerin kesilmesi bitkinin tutmaması ile sonuçlanır. İbreli bitkiler büyük kaplar içinde de büyütülebilirler. İbreli yayvan köklü türlerde de kök yayılış alanının bitkinin yakın çevresinde kalacağı önlemlerin alınması gerekir. Yanlara büyüyen kökler belirli aralıklarla kesilir. Kesim bitkinin gövdesine 30 cm mesafede belleme ile de yapılabilir.

Geniş Yapraklı Büyük Bitkilerin Şaşırtılması Geniş yapraklı bitkilerde kökler morfolojilerine göre kazık kökler, yürek kökler ve yayvan kökler olarak gruplanabilir. Köklerinin morfolojisi ne olursa olsun bitkinin beslenmesini ve

121


yaşamasını sağlayan asıl kökler saçak (kılcal veya ince kökler) köklerdir. Çapları en çok 5 mm’ye kadar olan bu köklerin kendini yenileme (regenerasyon) yetenekleri çok yüksektir. Belirli aralıklarla yenilenen saçak kökler su ve suda erimiş besin maddelerinin alımında asıl görevi üstlenir. Saçak kökler tüm ağaç türlerinde topraktan itibaren en çok 15-25 cm derinliklerde bulunur. Ağaçların çoğu türünde köklerin büyük bir kısmı 1 metreden daha derine inmez. Ağaç köklerinin çok az bir bölümü daha derine inse de genelde 3 metreden daha derinde ağaç kökleri çok nadirdir, ancak bazı türlerde kök derinliği 10 metre derinliğe kadar da inebilir. Kazık köklü geniş yapraklı bitkilerde de iğne yapraklılarda olduğu gibi özellikle saçak köklerin gövdeye ve yüzeye yakın kısımlarda çoğalmasını sağlayacak önlemler alınır. Meşe (Quercus sp.) gibi kazık köklü bitkilerde de fide döneminde kazık kökler kesilir, ortam seçimi ve kültürel işlemler iğne yapraklılara benzer şekilde uygulanır. Yürek köklü bitkilerde kökler yanlara ve sonra da azalarak toprağın derinliklerine doğru gelişir. Akçaağaç (Acer sp.), kızılağaç (Alnus sp.), huş ağacı (Betula sp.), kayın (Fagus sp.) ve karaağaç (Ulmus sp.) türleri bu gruba örnek verilebilir. Bu bitkilerde kazık köklü olanlara göre daha fazla saçak kök bulunur. Bu nedenle fide döneminde kazık köklerin kesilmesiyle bitki yoğun saçak kök geliştirir. Bu türlerde de saçak köklerin gövdeye yakın ve toprak üst katmanlarında artması için uygun ortam seçilir ve sulama, gübreleme, budama gibi kültürel işlemler dikkatle yapılır. Yayvan köklü bitkilerde kök yayılım alanı derinliğinden daha fazla alanı kaplar. Ladin (Picea sp.) ve kavaklar (Populus sp.) yayvan köklü bitkilerdir. Bu bitkilerde de toprak yüzeyine yakın yatay büyüyen köklerin çok uzaması engellenir. Fidanın 30-40 cm çaplı alan kalacak şekilde dört bir yanında belleme yapılarak kökler kesilmiş olunur.

122


Budama kısaca; bitki üzerindeki dalların kurallar çerçevesinde belirli kısımlarından kesilmesi işlemidir. Fidanlara yetişme sırasında çeşitli şekiller verilebilir. Bir ağaç veya çalı fidanının kendi şeklini almış olması fiyatını artıran önemli bir husustur. Bu amaçla fide aşamasından hemen sonraki yıl içinde başlanacak budama çalışmaları ile ağaç türleri şekillendirilmeye başlanabilir. Çalı türlerinde ise yetiştiriciliğin ilk aşamalarında şekil verme işlemleri başlar. Ağaç türlerine verilecek şekillerle çalılara verilecek şekiller birbirinden farklıdır. Bir ağaç türü genelde büyüdüğünde alacağı şeklin daha küçüğü olacak şekilde şekillendirilir. Normal bir ağacın şekillendirilmesinde dikkate alınacak bazı hususlar vardır. Bunlardan en önemlileri dal dağılımıdır. Bitki tacı içindeki ana dallar düzenli biçimde dağılmalı, bir diğerini etkilememelidir. Bitki üzerinde birbirine paralel ve birbirini kesen dalların gelişmesi istenmez. Bitki tacı içindeki düzenli dağılım tacın içine düzenli hava giriş çıkışını sağlayarak mantari hastalıkların gelişmesine izin vermez. Bitki tacının alacağı form da daha iyi olur. Buna örnek olarak çınar verilebilir. Ülkemizde bu türe şekil verilmeden kentsel alanlarda kullanılan çok sayıda örnek vardır. Yurtdışında ise kentsel alanlarda şekil verilmiş örnekler kullanılmaktadır. Budama ile bitkide gelişen ana dallar daha kuvvetli ve belirgin bir yapı kazanmaktadır. Budama yapılmadığında ise gövde üzerindeki dalların dağılımı genelde birbirine eşdeğer kuvvette olmakta, ilerleyen yaşlarda bu dallar üzerinde gelişen diğer dallar kolayca çevresel faktörlerden etkilenerek kırılabilmektedir.

123


Taç yapısı dal dağılımı budama ile şekillendirilmiş çınar örnekleri (İspanya, 2011)

Taç yapısına müdahale edilmemiş dal dağılımı budama ile şekillendirilmemiş çınar örnekleri (Adıyaman, 2010)

Bir ağaç fidanının şekillendirilmesi bitki bir yıllık olduğunda başlar. Fidan bu sırada tek gövdelidir. İlk budama bitkinin kuvvetli büyüdüğü en üst kısımdan yapılır. Kesim yapılan yerin altından 2-4 sürgün büyür ve gelişir. Ertesi yıl bu sürgünler ortaya en yakın olanı daha uzun olacak şekilde 3-4 göz bırakılarak kısaltılır. Böylece ana dalı oluşturacak sürgünler üç yıl içinde yeni sürgünler oluşturmuş küçük bir ağaç görünümünü alır.

124


Ağaç fidanlarında boy artışının hızlı olmasını sağlamak, tacı daha yukardan oluşturarak büyük bitki yetiştirmek için de alt sürgünler bitki belirli bir boya ulaşıncaya kadar alınır. Bu amaçla ana gövde üzerinde gövde ucundaki 1-2 sürgün hariç alttaki sürgünler vejetasyon periyodu süresince sürekli kesilir. Bitkide boy istenilen düzeye ulaştığında ise ana dalları oluşturmak için tepeden bir yaşlı fidana uygulanan şekilde budanır. En üstte gelişen dallar yeniden kısaltılarak tacın ana yapısı oluşturulur. Çalı türlerinde ise dipten daha fazla sayıda sürgün gelişimini uyarmak için ilk sürgün 2-3 göz kalacak şekilde kısaltılır. Bitkinin oluşturduğu sürgünler tekrar kısaltılarak yeni sürgün oluşumu ile daha dolgun bir yapı teşvik edilir. Bu arada bitkinin belirli bir şekil alması isteniyorsa bu şekil verilerek budama sürdürülür. Çalılar, çoğu kez istenenden daha fazla uzayarak seyrek bir sürgün yapısı kazanır. Çoğu çalı türünün daha kısa ve dolgun görünümü budama ile sağlanır. Buna örnek olarak çit oluşumu için kullanılan çalı türleri verilebilir. Syringa vulgaris (leylak), kendi haline bırakıldığında seyrek dallı ve gereğinden uzun bir yapı kazanır. Çiçekleri ile son derece etkin olan bu çalıda çiçekler sürgünlerin uç kısmındaki başaklar üzerindedir. Bu nedenle bitki üzerindeki sürgün sayısı ile çiçek yoğunluğu arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu türde genç dönemlerden başlayarak dipten çok sayıda sürgün oluşumunu teşvik edici budamaların yapılması gerekir. Ligustrum vulgare (kurtbağrı) türü hem ağaç, hem de çalı olarak büyütülebilir. Çit olarak kullanımda bu türün dipten bol sayıda sürgün vermesi, ancak budama ile sağlanabilir. Thuja orientalis (mazı), Juniperus communis (ardıç), Spirae vanhouttei (keçisakalı) ve kartopları (Viburnum türleri) de benzer şekilde budanır.

125


Budamanın Amaçları: Budamanın temel amacı bitkinin sağlıklı gelişiminin sağlanmasıdır. Dengeli ve dolayısı ile kuvvetli bir büyüme bitkinin her yerinde aynı çevre koşullarının etkin olması ile sağlanır. Burada en önemli çevre faktörü ışıktır. Bitkinin her yerine ışığın ulaşması, bitkinin daha fazla yaprak üretmesi, daha fazla fotosentez (asimilasyon) yapması ve bitkinin daha kuvvetli gelişimi ile sonuçlanır. Bu nedenle; - çok sık gelişen dallar bitkinin üzerinden temizlenir. - birbirine paralel ve çok yakın gelişen rakip dallardan biri bitkinin üzerinden alınır. - bitki üzerinde çapraz gelişen dallar büyüme yönleri birbirinden farklı olduğu için bitkinin büyüme ve gelişmesine zarar verir. Bu dallardan büyüme şekline uygun olmayan dal çıkarılmalıdır. Yani budanarak bitkinin üzerinden alınmalıdır. - bitki üzerinde kurumuş veya yaşlanmış yapraksız dallar alınmalıdır. - aşılı bitkilerde aşı noktasının altında kalan kısımlarda büyüyen (süren) dallar dipten temizlenmelidir. Aşılı bitkilerde dip sürgünler aşılı kısmın gelişmesini engeller, hatta ilerleyen zamanlarda aşıyı bitki üzerinden atabilir. Budama ile bitkinin sağlığı korunur. Dal dağılımının ve taç genişliğinin kontrolü ile bir ağacın taç yapısı içine hava girmesi sağlanır ve mantari hastalıklar başta olmak üzere diğer hastalık ve zararlılar için uygun ortam oluşması engellenir. Yaşlı ağaçlara yeni sürgünler oluşturması

126


sağlanarak gençleştirilir. Çok yaşlı ve ekonomik ömrünü tamamlamış zeytin ağaçları budanarak yeni sürgün verilmesi sağlanmakta ve pazara da büyük örnekler olarak sunulmaktadır. Doğrudan bitki şekline müdahale etmek amaçlı budama işlemleri sağlıklı büyüme amacına hizmet etmeyebilir. (Örneğin Pyracantha coccinea bitkisinin leylek şeklini alması için yapılan budama işlemleri) Ancak bitkinin çok özel bir şekil olmamak koşulu ile şekline yönelik diğer kesim-budama işlemleri bitkinin sağlıklı gelişimi üzerine de etki yapar. Budama ile bitki üzerindeki çiçek sayısı da artırılabilir.

Yaşlı bir zeytin ağacında genç sürgün büyümesinin budama ile uyarılması

127


Budama Yapılırken Dikkat Edilecek Hususlar - Budama yapılan aletler temiz olmalıdır. - Budanan dallar budak bırakılmayacak şekilde kesilir. Gövde belirli bir çapa ulaşmış ise dal yastığı bitkinin üzerinde kalmalıdır.

Boyda uzamayı sağlamak için gövdenin alt kısmındaki dallar budanmalıdır. Gövdedeki dallar kesilirken dal yastığı kesilmemelidir.

128


- Gözün hemen üzerinden veya hemen altından kesim yapılmamalıdır. Gözün hemen üzerinden yapılan budama sonrası göz kuruyarak ölür. Gözün hemen altından yapılan budama sonucunda da alttaki göze kadar olan kısım kurur. Kesim gözün üzerinde 0.5 cm’den biraz fazla yükseklikten yapılmalıdır. - Budama türlere göre olmakla birlikte aktif büyüme döneminden hemen önce kış sonu veya baharın ilk dönemlerinde yapılır. Ancak yaz döneminde de budama yapılabilir. Bazı türler ise yıl boyunca budanabilir. Bitkilerde yapılan budamalar amaca göre farklı adlar almaktadır: Tepe Budaması: Bitkinin tepe (uç) sürgünlerinin kesilmesi ile yapılan budamadır. Burada amaç apikal dominansın (tepe gözü baskınlığı) kırılarak alttaki gözlerde sürmenin sağlanmasıdır. Bu kesimle alttaki birkaç gözden kuvvetli sürgün büyümesi olur. Fidanlıklarda çok yapılan bir budama şeklidir. Ağaç fidanlarında taç yapılanmasının sağlanması, çalılarda ise dolgun yapı oluşturmak için genelde bir yıllık bitkilere uygulanır. Uç Alma: Bir çeşit tepe budamasıdır. Uç sürgünün koparılması şeklinde uygulanır. Uç sürgün koparıldığında yan sürgünler daha kuvvetli gelişir. Çiçek sürgünlerinin uçlarının alınması ile bitkide çiçeklenme daha kaliteli ve çok sayıda olur. Fidanlık koşullarında Chrysanthemum sp. (kasımpatı), Rhododendron sp. (orman gülü) gibi bitkilere uygulanabilir. Makaslama: Budama makası ile bitkide birçok sürgünün kısaltılması işlemidir. Kesilen sürgünler dinlenme döneminden çıkarak yeni sürgünler geliştirmeye teşvik edilmiş olunur.

129


Fidanlıklarda dolgun yapı elde etmek için uygulanabilir. Ayrıca farklı şekiller verilmek istenen bitkiler de bol sürgün oluşturmak için bu şekilde budama uygulanır. Seyrekleştirme: Fidanlıkta yetiştirilen bitkilere şekil vermek için yapılan bir budama şeklidir. Kuvvetli ve birbiri ile eşit aralıklı (ortalama 3 adet) sürgünler bitkide bırakılarak diğer tüm sürgünler budanır. Kalan sürgünler de kısaltılarak şekil vermek için yeni sürgünlerin oluşması teşvik edilir. Fidanlık koşullarında özellikle ağaç fidanlarında taç şeklinin ana yapısı bu tip budamalarla üç yılda oluşturulur. Çalılarda ise bu tip budama bitki boyunu kısaltır, ancak bitki daha kuvvetli ve sağlıklı bir yapı kazanır. Bu tip budama uygulanabilecek bitkiler arasında leylak (Syringa sp.), altınçanak (Forsythia sp.), dağ muşmulaları (Cotoneaster sp.), filbahri (Philadelphus sp.), oya ağacı (Lagertroemia sp.), çoban püskülü (Ilex aquifolium), defne (Laurus nobilis) ve orman gülleri (Rhododendron sp.) sayılabilir.

Ağaçların Budanması Ağaçlar genel olarak iki şekilde gelişir. Dik ana gövdesi güçlü bir yapı gösterenler ve yatay çok gövdeli ağaçlar. Ana gövdesi dik ve güçlü gelişen ağaçlara örnek olarak iğne yapraklı bitkiler verilebilir. Geniş yapraklı bitkiler içinde de çok sayıda türün gövdesi bu şekildedir. Liquidambar orientalis (sığla ağacı), Liriodendron tulipifera (lale ağacı), Platanus orientalis (çınar) dik gövdeli ağaçlara bazı örneklerdir. Örnekler kolayca çoğaltılabilir. Çok sayıda yatay büyüme eğilimi olan gövdeli ağaçlara örnek olarak da Bauhinia variegata (orkide ağacı), Melia azederach (zamzalak), Jacaranda mimosifolia (mor gelin) verilebilir. Bu türlerde yan dallar gövde gibi güçlü büyür ve gelişir; bitki dağınık form alır. Fidanlık koşullarında ağaçlardaki bu

130


büyüme şekli dikkate alınarak ilk budamalar uygulanır. Bazı türler de derin (kuvvetli) budamaya dayanıklıdır. Bunlardan birisi Schinus molle (yalancı karabiber) ve Brachychiton populneus (japon kavağı) türleridir. Bu tip budama sıcaklığın sıfıra düştüğü zamanlar dışında uygulanabilir. Kış döneminde yapılan bu tip budama ilkbaharda kuvvetli sürgünlerin oluşumunu teşvik eder. İğne Yapraklı Bitkilerin Budanması: Genelde az budamaya gerek duyarlar. İğne yapraklı bitkiler de büyüme şekline göre iki gruba ayrılabilir. Birinci grupta ana gövde dik ve kuvvetli olup, dallar yatay bir şekilde ana dala bağlanmıştır. Bu gruba örnek olarak çamlar (Pinus sp.), göknar (Abies sp.), ladin (Picea sp.), sedir (Cedrus sp.) verilebilir. Bu grupta tepe budaması yapılmaz. Budama ilkbaharda gelişen ve kandil adı verilen genç sürgünlerin koparılması şeklinde yapılır. Dallarda yaprakların alt bölümünden yapılacak bir budama da dalın ölümü ile sonuçlanır. İğne yapraklılarda ikinci grupta dallar ana gövde üzerinde rastgele dağılmıştır. Bunlara örnek olarak ardıçlar (Juniperus sp.), Tsuga sp. ve mazılar (Thuja sp.) verilebilir. Bu grupraki bitkiler budamaya çok uygundur. Makaslama şeklinde budama da yapılabilir. İğne yapraklı bitkilerde budama ilkbahar sonu veya yaz başında yapılır. Ardıçlar ve serviler (Cupressus sp.) ise her zaman budanabilirler. Budama Zamanı: Budama genelde bitki dinlenmeden çıkmadan önce, aktif büyümenin başlamasından hemen önce yapılır. Bu zaman genelde kış sonu veya ilkbaharın erken dönemleridir. Bazı bitkiler ise çiçeklenmeden hemen sonra, yaz boyunca veya sonbaharda budanabilir.

131


Budama Zamanları Budama Zamanı

Kış sonu veya erken ilkbahar (bitki dinlenmede iken)

Bazı Bitkiler Abelia sp. Albizzia julibrissin Hanım tuzluğu (Berberis sp.) Güvercin üzümü (Buddleja sp.) Fırça çalıları (Callistemon sp.) Boru çiçeği veya acem borusu (Campsis sp.) Kadeh çiçeği veya kızılçanak (Calycanthus sp.) Clematis sp. (yaz döneminde çiçeklenenler) Kızılcık (Cornus sp.) Alıç (Crataegus sp.) Dağ muşmulaları (Cotoneaster sp.) Taflanlar (Euonymous sp.) Mabet ağacı (Ginkgo biloba) Dikenli Akasya (Gleditsia triacanthos) Japon gülü (Hibiscus rosa sinensis) Oya ağacı (Lagertroemia sp.) Defne (Laurus nobilis) Sığla (Liquidambar sp.) Çoban püskülü (Ilex sp.) Ardıçlar (Juniperus sp.) Kurtbağrı (Ligustrum sp.) Hanımeliler (Lonicera sp.) Filbahri (Philadelphus sp.) Keçi sakalı (Spirae sp.) Leylaklar (Syringa sp.) Sarmaşık Güller (Rosa sp.) Kartopları (Vibirnum sp.) Büyük çiçekli manolya (Magnolia grandiflora) Cennet bambusu veya Japon bambusu (Nandina domestica)

132


İlkbahar

Çinçan çiçeği (Abutilon sp.) Gelin duvağı (Bougainvillea sp.) Fırça çalısı (Callistemon sp.) Taflanlar (Euonymous sp.) Çit hatmi (Hibiscus syriacus) (geç ilkbahar) Mazılar (Thuja sp.)

Çiçeklenmeden sonra

Abelia sp. Gelin duvağı (Bougainvillea sp.) Fırça çalıları (Callistemon sp.) Süs ayvası veya Japon ayvası (Choenomeles japonica) Funda (Erica carnea, E.arborea) Atatürk çiçeği (Euphorbia pulcherrima) Altın çanak (Forsythia sp.) Dişbudak (Fraxinus sp.) İpek ağacı ve ipek çalıları (Grevillea sp.) Ortancalar (Hydrangea sp.) Sarı yasemin (Jasminum nudiflorum) Hanımeliler (Lonicera sp.) Filbahri (Philadelphus sp.) Keçi sakalı (Spirae sp.) Leylaklar (Syringa sp.) Mor salkım (Wistaria sp.)

Her zaman

Şimşirler (Buxus sp.) Orman sarmaşığı (Hedera helix) Kutbağrı (Ligustrum sp.) Murt (Myrtus sp.) Pittosporum sp. Porsuklar (Taxus sp.)

Yaz ortası

Albizzia julibrissin Çinçan çiçeği (Abutilon sp.) Gelin duvağı (Bougainvillea sp.) Fırça çalısı (Callistemon sp.) Ateş dikeni (Pyracantha sp.)

133


Bir yaşındaki Sophora japonica fidanında budama

Destek Kullanarak Şekil Verme: Genelde sarılıcı bitkilerin şekil alması için farklı destekler kullanılabilir. Taşıma işlemini zorlaştırmayacak nitelikte destekler bu amaçla kullanılır. Destek bitki henüz büyümeye başlamadan hemen önce saksı veya bitki kabı içine yerleştirilir. Bitki üzerinde büyüyen her sürgün desteğe sarılarak şekil oluşturulur. Gelin duvakları (Bougainvillea sp.),

134


Pentas sp., yaseminler (Jasminum sp.), mavi yasemin (Plumbago sp.), yıldız yasemini (Trachelospermum sp.), hanımeliler (Lonicera sp.) gibi sarılıcı karakterdeki bitkiler bu amaçla desteklenebilecek bitkilere örnek verilebilir.

Bitkiye şekil vermek için kullanılan bazı destekler

135


Fidan yetiştiriciliği üretimi yapılan bitkilerin şekillendirilerek belirli büyüklükleri alması sırasında yapılan bütün işlemleri kapsamaktadır. Yetiştiricilikte gübreleme, sulama, hastalık ve zararlılarla savaşım, yabancı otlarla savaşım gibi kültürel işlemler düzenli aralıklarla yapılır. Fidan yetiştiriciliğinde bitkinin büyüme hızının bilinmesi gerekir: Bitkilerde büyüme sürgün büyümesi ile kontrol edilir. Bitki gövdelerinde uzama uç tomurcuk yardımıyla olabildiği gibi, uç tomurcuğa en yakın tomurcukla da olabilir. Uç tomurcuklarla uzayan (monopodial) bitkilere göknar (Abies sp.), ladin (Picea sp.), Pseudotsuga sp., kayın (Fagus sp.), kavak (Populus sp.) ve meşeler (Quercus sp.) örnek verilebilir. Uç tomurcuğa en yakın tomurcukla uzayan (simpodial) bitkilere de karaağaç (Ulmus sp.) huş (Betula sp.), ıhlamur (Tilia sp.) ve gürgen (Carpinus sp.) cinsine ait türler örnek olarak verilebilir. Bitki gövdesinin büyümesi hücre bölünme ve genişleme süre ve oranına bağlı olarak devam eder. Bitkinin yıllık veya günlük büyüme oranları cins ve türlere göre farklılık gösterir. Hızlı gelişen cins ve türlerde hücre bölünme ve genişleme süresi yavaş gelişenlerden daha uzundur. Büyüme hızları cins ve türlere göre farklıdır. Bazı türlerde ise her fertte farklı büyüme hızları görülebilir. Buna en iyi örnek çamlardır. Yavaş büyüyen ağaçlar arasında japon akçaağacı (Acer palmatum), kırmızı akçaağaç (Acer rubrum ve çeşitleri), üç çiçekli akçaağaç (Acer triflorum), Toros sediri (Cedrus libani), sığla

136


(Liquidambar orientalis), manolya (Magnolia acuminata), herdemyeşil büyük çiçekli manolya (Magnolia grandiflora), mavi ladin (Picea pungens ve çeşitleri), karabiber (Schinus terebinthifolius) ve porsuk (Taxus baccata) sayılabilir. Bazı bitkiler ilkbaharda sadece 3-4 hafta gibi çok kısa bir dönemde uzama faaliyetlerini sürdürürken, bir kısmı büyüme dönemi boyunca, diğer bir kısmı da yıl içerisinde çevre koşullarının uygun olduğu her zaman uzama gösterir. Sürgün uzama süresi birkaç şekilde kontrol edilir. Birçok türde sürgün uzaması uç kısımda çiçeklerin ortaya çıkması ile durur. Birçok otsu tek yıllık bitkide bu durum tipiktir. Bazı bitkilerde uç kısım vejetatif olarak kalır, yan sürgünler ise generatif olarak gelişir. Karışık tomurcuklar çiçek açtıktan sonra vejetatif büyüme sonraki mevsime kadar durabilir. Sürgün uzaması uç tomurcuktaki boğumların ilk oluşumunun etkisi ile de kontrol edilir. Yaprak döken tüm bitkilerde ve herdemyeşil bazı türlerde gözler ve boğumlar uçtaki tomurcukta oluşur, fakat boğum araları sonraki ilkbahara kadar uzamaz. Bazı bitkilerde ise sürgünler oluşumundan sonra uzamasını da sürdürür. Birçok çam (Pinus sp.) türü, meşeler (Quercus sp.) ve göknarda (Abies sp.) başlangıçtaki oluşum ve genişlemelerinden sonra sürgünler uzamayı sürdürürler. Burada sürgünlerin uzamasını sağlayan uygun çevre koşulları değil, bitkinin içsel yapısıdır. Aynı dönemde başka göz ve boğum oluşumu olmamasına rağmen uygun çevre koşulları nedeniyle boğum araları uzamasını sürdürür ve bu durum bir sonraki dönem için daha kuvvetli bir büyüme ve daha çok göz oluşumu anlamını taşır.

137


Ardıç (Juniperus sp.), sekoya (Sequoia sp.) ve birçok kapalı tohumlularda sürgün uzaması çevre koşulları uygun olduğu sürece devam eder. Bitki çevresel koşullar ile büyümeyi uyarmak için yapılan kültürel işlemlere aynı dönemde cevap verir. Çamlarda (Pinus sp.) sürgün uzaması uç tomurcukta oluşan göz sayısı ile sınırlı olup çevre koşulları ile de etkilenir. Normal veya stresli çevre koşulları süresince sürgünler sadece belirli bir dönem büyür ve gelişirken, uygun çevre koşullarında sürgün uçları aktif kalarak sürekli büyür. Başlangıçtaki oluşumdan sonraki büyüme sırasında daha kısa boğum araları ve daha küçük yapraklar oluşur. Çevresel koşullar içerisinde sıcaklık ve gün uzunluğu bitkide büyümenin oluşmasında önemli iki önemli faktördür. Birçok bitkide büyüme gün uzunlukları kısaldıkça yavaşlar veya durur. Sürgün büyümesi içsel olarak da kontrol edilebilir. Büyüme döneminden sonra kış döneminde çevresel koşullar uygun olsa bile ılıman iklim bitkilerinin çoğunda gözler dinlenmede kalır. Gözün büyümesi bitki tarafından içsel olarak engellenir. Sonunda bitki büyümeye hazır hale geldiğinde ise, geç kış döneminde uygun olmayan çevre koşulları nedeniyle büyüme görülmez. Fidanlık koşullarında erken büyümeyi uyarmak için veya vejetasyon dönemini uzatmak için fidanlar seralara alınabilir.

Fidan Köklerinin Terbiyesi Fidanlıkta uzun süre aynı yerde kalan bitkilerin kökleri içinde bulunduğu kabın alt kısmındaki drenaj deliklerinden çıkarak uzama eğilimi gösterir. Bu köklerin uzamasına izin verildiğinde bitkinin kök yapısı bozulur. Müşteri memnuniyeti noktasında önemli açıklar oluşur, çünkü kök yapısı bozulan fidanların dikildikleri alanda yaşayabilmeleri çok zordur. Fidanlıkta köklerin alt kısımdan çıkmasını önleyecek çok basit bir işlem vardır. Bu işlem belirli sürelerde bitkinin yerinden kaldırılmasıdır. Bu işlem çok fazla işçilik isteyeceği için genelde en baştaki bir sıra

138


bitki yerinden alınır ve ikinci sıra onun yerine konulur, sonraki sıralardaki bitkilere de aynı şekilde yer değiştirilir. Böylece bitki kök gelişimi sürekli kendi kabı içinde olur; bitki fazla enerji harcamayacağı için büyüme ve gelişimi de daha sağlıklı olacaktır. Bir vejetasyon döneminde elden çıkarılamayan bitkilerde bu yer değiştirme işlemi yapılmalıdır.

Sulama Sulama uygun olan herhangi bir sistemle yapılabilir. Ancak yetiştiriciliğin kişilere bağımlı olmaktan büyük ölçüde çıkarılması için damla sulama sisteminin kurulması fidanlıkta kalite kadar maliyeti de olumlu etkiler. Damla sulama sistemi gübreleme ve ilaçlamaya da olanak tanıması nedeniyle kültürel işlemlerde kolaylıklar sağlar.

Damla sulama sistemi

139


Hastalık ve Zararlılarla Savaşım Fidanlıklarda özellikle koruyucu savaşıma özen gösterilmesi gerekir. Belirli hastalık ve zararlılara duyarlı türlerde düzenli olarak ilaçlama yapılabilir. Kültürel işlemler sırasında hijyen kurallarına uyulması hastalık ve zararlılardan korunmada etkili önemli yollardan birisidir.

Yabancı Otlarla Savaşım Yataklar oluşturulurken yabancı otlarla da mücadele edilmelidir. Yoksa Alanda mevcut yabancı otlarla mücadele için ve bunların fidanlar arasında büyümesini ve onları istila etmesini engellemek için, bu otların bazı hastalık ve zararlılara konukçuluk etmesini engellemek için herbisit uygulamaları yapılabilir.

140


Adak, A., 2000. Büyüme Düzenleyicilerin Süs bitkilerinde Kullanım Özellikleri ve Örnek Bir Çalışma, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. 254 S. Altan, S., 1989. Süs Bitkileri Üretim Tekniği. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Ders Kitabı: 104, Ç.Ü.Z.F. Ofset ve Teksir Atölyesi, Adana. 70 S. Anonim, 1987. The Gardener’s Reference Guide to Plants and Flowers. Dorling Kindersley Ltd. London. 272 P. Anonim, 2012. Süperperlit, Tarım. Taşper Perlit San. Ve Tic. Ltd. Şti. www.superperlit.com Anonymous, 1969. The Marshall Cavendish Encyclopedia of Gardening. Garrot and Lofthouse International Ltd. Vol 1-21. Atay, İ.; Aytuğ, B.; Selik, M.; Ürgenç, S.; Yaltırık, F., 1990. Şehiriçi Ağaçların Tekniğine Uygun Bakımı ve Budanması. Ormancılık Eğitim ve Kültür Vakfı Yay. No: 2, İst. 73 S. Başal, M.; Yazgan, M. E.; Perçin, H.; Çelem, H., Haleplioğlu, N., 1991. Süs Bitkileri Üretim Tekniği. Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Yayınları: 1232, Ders Kitabı No:354, Ankara. 135 S. Boşgelmez, A.; Boşgelmeez, İ.İ.; Savaşçı, S.; Paslı, N.; Kaynaş, S., 2000. Ekoloji I . Ankara. 884 S.

141


Buscher, F. K.; McClure, S.A.M., 1989. All About Pruning. Ortho Books. San Ramon. Conran, T.; Pearson, D., 1999. The Essential Garden Book. Conran Octupus Ltd. 2-4 Heron Quays London E14 4 JB Çelem, H.; Perçin, H., 1988. Ağaçlandırma. Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Yayınları:1031, Ders Kitabı No: 298. Ankara. 78 S. Çetiner, G. 1989. Fidanlık İşletmesi Kuruluşu. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Yardımcı Ders Kitabı No:25, Adana. 164 S. Demirbaş, A.R., 2010. Süs Bitkileri Yetiştiriciliği. T.C. Samsun Valiliği, İl Tarım Müdürlüğü, Çiftçi Eğitimi ve Yayım Şubesi Yayını. 60 S. Evans, E.; Blazih, F.A., 1999. Plant Propagation by Stem Cuttings: Instructions for Home Gardener. N. Carolina Co. Ex. Service. www.ces.ncsu.edu/depts/hort/hil/hil-8702.html Gültekin, E. 1983. Modern Fidanlık Tekniği. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi (Ders Notları) Adana. 79 S. Gültekin, E. 1986. Ağaçlandırma. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü Ders Notları No:19. Ç.Ü.Z.F. Ofset ve Teksir Atölyesi, Adana. 61 S. Gültekin, H.C., 2012. Akçağaç (Acer L.) Türlerimiz ve Fidan Üretim Teknikleri. Çevre ve Orman bakanlığı, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü genel Müdürlüğü, Fidanlık ve Tohum İşleri Daire Başkanlığı. 23 S. www.agm.gov.tr

142


Gültekin, H.C., 2012. Andız (Arkeuthos drupaceae (Labill) Anti et. Cotschy) ve Fidan Üretim Teknikleri. Çevre ve Orman Bakanlığı, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü, Fidanlık ve Tohum İşleri Daire Başkanlığı. 28 S. www.agm.gov.tr Gültekin, H.C., 2012. Ardıç (Juniperus L.) Türlerimiz ve Fidan Üretim Teknikleri. Çevre ve Orman bakanlığı, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü genel Müdürlüğü, Fidanlık ve Tohum İşleri Daire Başkanlığı. 44 S. www.agm.gov.tr Gültekin, H.C., 2012. Yabanıl Meyveli Ağaç Türlerimiz ve Fidan Üretim Teknikleri, 52 S. www.agm. gov.tr Harris, R.W., 1983. Arboriculture. Care of Trees, Shrubs, and Vines in the Landscape. PrenticeHall, Inc., Englewood Cliffs, New Jersey 07632. ABD. 688 p. Kaşka, N.; Yılmaz, M. 1974. Bahçe Bitkileri Yetiştirme Tekniği (H.T. Hartman ve D.E. Kester’den çeviri). Çukurova Üniversitesi. Ziraat Fakültesi Yayınları: 79. Ders Kitapları:2. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara. 596 S. Kocataş, A., 1994. Ekoloji. Çevre Bilgisi. Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi Ders Kitapları Serisi No: 142. Ege Üniversitesi Basımevi Bornova-İzmir. 564 S. MEGEP, 2007. Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, Bahçecilik. Aşıyla Üretim. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, 40 S. MEGEP, 2007. Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, Bahçecilik. Çelikle Üretim. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, 42 S.

143


Mendel, K., 1992. The History of Plant Propagation Methods During the Last 70 Years. Acta Hort. 314: 19-26. Salisbury, F. B.; Ross, C. W. 1985. Plant Physiology. Wadsworth Publishing Company, Belmont, California. 540 S. Söğüt, Z., Tarihsiz. Ağaçlandırma. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü (basılmamış ders notları) Adana. Söğüt, Z.; Küçük, R. 1999. Süs Bitkileri Yetiştiriciliğinde Büyüme Düzenleyicilerin Kullanımı I. Ulusal Süs Bitkileri Kongresi 6-9 Ekim, 1998, Yalova. Bildiri. Kitabı: 369-375. Uzun, G.; Söğüt, Z., 1998. Palmiyeler ve Peyzaj Mimarlığında Kullanımı. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Ganel Yayın No: 207. Yardımcı Ders Kitapları Yayın No: B-20. Ç.Ü.Z.F. Ofset Atölyesi, Adana. 223 S. Yılmaz, M. 1992. Bahçe Bitkileri Yetiştirme Tekniği. Çukurova Üniversitesi. Ziraat Fakültesi, Basımevi, Adana. 151 S. Yücel, M., 1995. Çevre Sorunları. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Genel Yayın No: 109. Ders Kitapları Yayın No: 28. Ç.Ü.Ziraat Fak. Ofset Atölyesi, Adana. 294 S.

144


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

145


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

146


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

147


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

148


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

149


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

150


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

151


NOTLAR: ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................................

152




MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI Atatürk Cd. MTSO Hizmet Binası Kat:3 33070 Akdeniz / MERSİN Tel: 0(324) 238 95 00 / 238 98 00 - Faks: 0(324) 231 96 97 susbitkileri@gmail.com - www.mtso.org.tr

ALATA BAHÇE KÜLTÜRLERİ ARAŞTIRMA İSTASYONU Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli / MERSİN Tel: 0(324) 518 00 52 - Faks: 0(324) 518 00 80 alata@alata.gov.tr - www.alata.gov.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.