METANOIA
ARALIK 2017 / 05
Özümüze doğru yolculuk...
Kişisel Gelişim | Pozitif Psikoloji Dergisi
Şükretmek
Nedir? Ne Değildir
NUSRETYEN RÜYA ANALİZLERİ
Rüyalara Teşekkürle...
Teşekkürü Kucaklamayı Denedin mi? An'a Gel. An'da Kal.
Teşekkürler
HAYAT
AYIN KONUSU:
ŞÜKRET
İllüstrasyon: Şenay Kurtuluş
Bu sayfaya reklam verebilirsiniz. İletişim için info@metanoiadergi.com
WWW.METANOIADERGI.COM
3 | ARALIK 2017
PUSULAMIZ Metanoia Dergi ekibinde bir uzman kadrosu bulunmuyor ve bulunmayacak. Çünkü bu derginin amacı, insanlara sorgulamayı, soru işareti duyduğu noktalarda kendi uzmanlığına, içine, özüne dönerek kendi doğrusunu buldurtmayı amaçlıyor. Biz Metanoia Dergi yazarları olarak, okuduğumuz, öğrendiğimiz, uyguladığımız ve işe yaradığını düşündüğümüz şeyleri kalemimiz döndüğünce sizlerle bu sayfalar aracılığı ile buluşturacağız. Hiçbir şeyin yüzde yüz doğru-yanlış olduğunu savunmadan, iyi ve kötüye dokunmadan, güzel çirkin kıyaslaması yapmadan sadece yazacağız. Aşağıdaki cümleler Kozmos: Bir Uzay Serüveni (Cosmos: A Spacetime Odyssey) belgesel dizisinin sunucusu ünlü Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’a ait. Bu satırlar Metanoia’nın pusulası olarak her sayımızda burada yerini alacak. Sizlere de pusula olması dileklerimizle…
Otoriteyi sorgula. Hiçbir fikir, birisi doğru olduğunu söylüyor diye doğru değildir, ben de dahil. Kendin düşün. Kendini sorgula. Hiç bir şeye, sırf inanmak istediğin için inanma. Bir şeye inanmak onu gerçek yapmaz. Fikirleri, gözlem ve deneylerden elde edilen kanıtlarla test et. Çok beğendiğiniz bir fikir, iyi kurgulanmış bir testi geçemiyorsa yanlıştır! Yola devam edin. Kanıtlar sizi nereye götürüyorsa oraya gidin. Elinizde hiç kanıt yoksa, peşin yargıda bulunmayın. Belki en önemli kural da şudur: Unutmayın; yanılıyor olabilirsiniz! En iyi bilim insanları bile bazı konularda yanılmıştır. Newton, Einstein ve tarihteki bütün büyük bilim insanları zaman zaman hatalar yapmışlardır. Tabi ki yapacaklardı; sonuçta hepsi de sadece insandı…
WWW.METANOIADERGI.COM
4 | ARALIK 2017
Editörün Notu
METANOIA Kurucu Merver Erdem merver.erdem@metanoiadergi.com
Merver Erdem merver.erdem@metanoiadergi.com @mervererdem
Senenin son ayına 5. sayımız ile giriyoruz. Yılın sonunda seninin muhasebesini yaparken, sahip olduğumuz herşeye teşekkür ederek seneyi kapatmak istedik. Bu güzel ayın konusunu bu yüzden "ŞÜKRET!" diye seçtik. Şükret ki, çoğal. Şükret ki farkına var. Şükret ki yeni olana yüksek enerji ile başla. Bu sene bize en güzel hediye METANOIA oldu ve onun sayesinde ulaştığımız yüzlerce kişi... Sene sonu, muhasebemizi gözden geçirirken, bu ayki editör notumda teşekkürlerimi iletmek istiyorum bu derginin bu satırlarını yazmamı sağlayan herkese. Öncelikle, böyle bir girişim için beni cesaretlendiren, yapabileceğime inandıran sevgilime teşekkür ediyorum. Yazıları ile olduğu kadar enerjileri ile de Metanoia'nın ışığını parıldatan tüm yazarlarımıza teşekkür ediyorum. Sayfalarımızı çeviren, satırlar arasında kendilerinden bir şeyler bulan, iyi kötü, gelişmemize ve büyümemize katkı sağlayan tüm okuyucu ve takipçilerimizin varlığına şükrediyorum. Her ay heyecan ile dergi sayfaları arasında kaybolan hevesim için şükrediyorum.
Bana, tüm yazarlarımıza ve tüm okurlarımıza, okuma ve yazmayı öğreten, bu sayede okunacak bir değer ortaya çıkarmamıza çok geçmişten gelerek yardım eden öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Hiç tanımadığımız insanlarla, satır aralarında tanıştığımız için şükrediyorum. Geniş kitlelere ulaştığımız için şükrediyorum. Bu ay sizler için de şükür dolu geçsin. Her anınız, her gününüz bu sene yaptığınız, başardığınız şeyleri hatırlayak ve onlara minnet dolu şekilde yaşansın. Hiç birşey başarmadıysanız bile, halen nefes alıyor olduğunuzu unutmayın. Nefes almanın ne büyük bir nimet olduğunu anlamak için hastalanmayı beklemeyin, farkında olun. Şimdi gözlerinizi yumup, sahip olduklarınıza teşekkürlerinizi ilettikten sonra içeriklerimizi okumak için sayfaları çevirmeye hazır olun. Bu ARALIK harika bir son olsun. Güzel noktalar koyduğunuz, güzel başlangıçlar yapacağınız bir yıl diliyorum.
Katkıda Bulunanlar: Aydan Gündüz aydan.gunduz@metanoiadergi.com Çiğdem Onay cozarkonay@gmail.com Deniz Kurtuluş deniz.kurtulus@metanoiadergi.com Hicran Kurnaz hkurnaz63@gmail.com Dilara Gençyürek Onan dilara.onan@metanoiadergi.com Ebru Arasıl ebru.arasil@metanoiadergi.com Şenay Mutlu Kurtuluş senaykurtulus@gmail.com Zeynep Makascı zeynep.makasci@metanoiadergi.com Reklam info@metanoiadergi.com
Bizi Sosyal Medyada Takip Edin
@metanoiadergi @metanoiadergi www.metanoiadergi.com
İ Ç İ N D E K İ L E R 9
14
17
Şükretmek Nedir? Ne Değildir
Teşekkürler Hayat
Rüyalara Teşekkürle...
19
23
26
Teşekkürü Kucaklamayı Denedin mi?
Şükret! An'a Gel. An'da Kal
27 Şükretmek Neden Sizi Daha Mutlu Biri Haline Getirir?
İçinden Geldiği Gibi Şükret!
WWW.METANOIADERGI.COM
6 | ARALIK 2017
Katkıda B Ebru Arasıl 1974'de doğdu. Çocukluğundan beri hayatın anlamını ve kendini aradı. Bu arayışta karşılaştığı enerji çalışmalarına katıldı. 18 senelik çalışma hayatından sonra Fas'ta 3 sene kendi içine daha derin bir yolculuk yapma fırsatı buldu. Öğrenmek ve bunları paylaşmak en büyük keyfi haline geldi. Dahasını ararken ikinci kez yaşam koçluğu eğitimi alıyor ve yaşam koçluğu yapıyor.
Deniz Kurtuluş 1992'de İstanbul'da doğdu. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümünü bitirip Galatasaray Üniversitesi'nde MBA tamamladı. Küçük yaşlardan beri ilgi duyduğu Reiki Master ve Nefes Koçluğu eğitimlerini taldı, Yaşam Koçluğu alanında da seanslar veriyor
Çiğdem Özerk Onay Antalyalı bir baba, Zonguldaklı bir annenin yani hem güneyim hem de kuzeyin kızı... Sürekli öğrenmeye,yenileri keşfetmeye çalışan, araştıran... Farklı damak tatlarını tadan, yapan, farklı ağızlarda bir harmoniye dönüşmesini zevkle izleyen... Kızıyla birlikte hem çocuk olan hem de büyüyen... Sabretmmeyi ve sabrı düstur edinirken Polyanayı yutmuş, içindeki çocuk ile kıpır kıpır biri...
Hicran Kurnaz Uzun seneler kurumsal hayatta boy gösterdi. Elini attığı her işte çalışkanlığı ile başarıyı yakaladı. Emeklilik hayatında da boş duramadı. Nefes çalışmaları ile tanıştı. Şuan nefes terapileri yapıyor ve sürekli üretiyor.
WWW.METANOIADERGI.COM
7 | ARALIK 2017
Bulunanlar
Dilara Gençyürek Onan Sanatsever, Müziksever,Qigong sever, bir Müzik Öğretmeni. Vermiş olduğu, özel Piyano ve Flüt dersleri dışında, ayrıca, Reiki Eğitmeni ve Keşifçi
Aydan Gündüz İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümü Fars Dili ve Edebiyatı mezunu, senarist ve yazar. Abdülhamid Son Sultan’ ‘Kanuni Grand Turc’ ve ‘Şarkın ve Garbın Hakimi Yavuz’ ‘Reşat Enis Tozlu Raflardaki Gölge / Hep Oyunda Kalmak ve 100 Liraya Kendi Filmini Çek kitaplarının yazarı. UMAYLA YAŞAM BİLİM MERKEZ’İ'nde Hüseyin Rahmi’nin Romancılığı üzerine atölye çalışmaları ve rüya analizi yoluyla koçluk yapıyor.
Zeynep Makascı Akşehir'de büyüdü. İstanbul'da yaşıyor. Tercüman, dünyasını mutlulukla çeviriyor. Yaşam Koçu adayı, psikolojiyle ilgileniyor. Kendi doğasını keşfetmeye bayılıyor.
Şenay Kurtuluş 1982'de Bulgaristan da doğdu. Okul hayatına İstanbul'da başladı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımını bitirdi. Milano Domus academy'de iç mimarlık üzerine master yaptı. Hayali kişiye özel tasarımlar yapmaktı, 8 yıl mobilya ve tekstil sektörlerinde çalıştıktan sonra bugün freelance illüstratör olarak çalışıyor. Yaptığı resimlerde masalsı kızlar çiziyor, Kelebekler çiçekler kuşlar vazgeçilmezleri. Çocuk kitaplarının çizimlerini yapıyor. Aldığı yaşam koçluğu eğitimi ile birlikte çizimlerinde pozitif mesaj ve masalsı hayal gücünü ortaya koymaktan keyif alıyor.
Sorunları ne olursa olsun, herkesi ikna etmeye çalıştığım tek bir şey var: ‘Kendini Sevmek’. Sevgi harika bir tedavidir. Kendimizi sevmek yaşamımızda mucizeler yaratır. Aşırı gurur, küstahça bir kibir ya da kendini beğenme gibi şeylerden bahsetmiyorum; çünkü bunlar sevgi değil, sadece korkudur. Kendini sevmek ise, kendimize saygı duymak, mucizevi bedenimiz ve aklımız için minnettar olmaktır. -Louise Hay
WWW.METANOIADERGI.COM
9 | ARALIK 2017
ŞÜKRETMEK NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Merver Erdem merver.erdem@metanoiadergi.com
WWW.METANOIADERGI.COM
10 | ARALIK 2017
Hep kötü bir şey görünce "halinize şükredin" derdi annem ve devam ederdi; "Bakın, yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızda, sıcacık evinizde yaşıyorsunuz! Neler neler var!" Şükretmeyi aza kanaat etmek olarak öğrenmiştim ve işim ne zaman yolunda gitmese ya da istediğim şey istediğim gibi olmasa, annemden aynı şeyi duyardım; haline şükret! Şükretmek benim için bir kutunun içine tıkılıp kalmak anlamına geliyordu. Kutudan çıkmak isteyip bir hamle yaptığında, kutuyu genişletebildiysen ne ala, genişletemezsen oturup şükretmekten başka bir yol kalmıyordu. Ancak benim istediğim bu muydu?
HİÇ ŞÜKRETMEDİM TA Kİ ŞÜKRETMENIN GERÇEK ANLAMINI ANLAYIP, HAYATIMI KURTARAN BİR RUTİN HALİNE GETİRENE KADAR.
Bir gün öyle bir an gelmişti ki, annemin ağzından çıkmadan o lafı oraya gömmüştüm: BANA SAKIN ŞÜKRET DEME! Kadın sustu. Bir daha da bana hiç şükret demedi. Ben de hiç şükretmedim ta ki şükretmenin gerçek anlamını anlayıp, hayatımı kurtaran bir rutin haline getirene kadar. Yukarıda yazdığım diyalog bir çok kişinin annesi ya da bir büyüğü ile yaşadığı bir diyalog. Peki nedir şükretmek? Ya da ne değildir?
WWW.METANOIADERGI.COM
11 | ARALIK 2017
Nedir? Ne Değildir? Şükretmek aza kanaat etmek demek değildir. Bir çoğumuz böyle tanımlıyoruz şükretmeyi. Çünkü öyle öğrendik. Bir şeyi yaparken, yaptıklarımız ya da söylediklerimizden ziyade yaydığımız enerji önemlidir. Hayat bizi enerjilerimizden tanır ve enerjilerimize göre bize istediklerimizi verir. Büyük bir evin hayalini kurarken, sokakta evsiz insanları görüp, halinize şükrediyorsanız, hayata verdiğiniz mesaj, "aman aman en azından evim var!" Yaydığınız enerji; "ya o olmazsa ne yaparım?" yani yokluktur. Şükretmek için kurduğunuz cümleler sizi yokluk hissine götürüyorsa gerçekten şükretmiyorsunuz demektir. Şükretmek pasif duruma geçmek ve hayatın verdiği ile yetinmek demek değildir. Hayatımızın her alanında aktif durumdayız ve istemediğimiz olmadığında sadece şükretmek ve herşeyi olduğu gibi bırakmak bizi negatif bir alanda tutmaktan başka bir şeye yaramaz. Başarısızlık, yürüdüüğümüz yolun bir parçası olabilir, şükredebiliriz. Buraya kadar doğru. Ancak şükretmek vazgeçmek demek değildir. Hareket ettiğimiz için, başarısızlığı deneyimleyip ondan bir şey öğrendiğimiz için, yola devam etmeye hazır olduğumuz için şükretmeliyiz. Olduğumuz yerde değil, hareket halinde. Şükretmek odağımızı varlığa çevirmektir. Yukarıdaki örneklerde de belirttiğim gibi, olumsuz bir durumda aklımıza gelen şükür hali bizi o istemediğimiz durumdan kaçırır, ki kaçtığımız şeylerin içinde buluruz kendimizi. Dolayısıyla şükür enerjisi ve şükür ruhu varlığın göbeğinde oturur. Hasta birini görünce değil, her gün sağlığınızın farkında olmak size hasta olma korkusu değil, sağlık hissi verir. Şükretmek olanı çoğaltmaktır. Gün içerisinde düşünceleriniz neredeyse orayı bir hortum gibi sular ve suladığınız yerleri çoğaltırsınız. Gerçek anlamda
şükretmek sizi varlıkta tutacağından, hortum hep istediğiniz alanları sulayacaktır. Korktuğunuz alanları değil. Şükretmek farkında olmaktır. Sağlıklı olmak normaldir. Hasta olmak ise anormal. Ne zaman hastalanırız ya da hasta biri ile karşılaşırız o gün anlarız ki sağlıklıyız ve bunun için şükretmeliyiz. Şükretmeyi alışkanlık haline getiren insanlar, sağlıklarının, varlıklarının, sahip olduklarının hep farkındadırlar. Onların şükretmeleri için, kendilerinden daha kötü durumda olanları görmelerine gerek yoktur. Normal, alışılmış durumları farketmek için anormal durumlarla karşılaşmalarına gerek yoktur.
Şükretmek minnet duymak demek değildir. Teşekkür etmektir. Türkçede bir çok kelime birbiri yerine kullanılıyor olsa da, kelimelerin bizde yarattığı enerji bizlere hangisini tercih etmemiz gerektiği konusunda yardım eder. Özünde, teşekkür etmek, minnet duymak ve şükretmek kelimeleri aynıdır. Ancak anlam olarak; teşekkür etmek, size yapılan bir hoşluğa hoşlukla karşılık vermek anlamına gelirken, minnet duymak size yapılan, ekstra bir iyiliğin altında kalmamak için boyun eğerek karşılık vermek anlamına gelebilir. Şükretmek, kısaca şükretmektir. Şimdi, gözlerinizi kapatıp, derin derin nefes alıp, sahip olduğunuz şeyleri düşünmeye başlamaya ve şükretmenin ne demek olduğunu bizzat deneyimlemeye ne dersiniz?
Geçmiş Sayılarımızı Okudunuz Mu?
Metanoia Temmuz-Agustos Cesaret
Metanoia Eylül İçimizdeki Çocuk
Metanoia Ekim Kendi Sesini Yükselt
Metanoia Kasım Sadeleş
WWW.METANOIADERGI.COM
13 | ARALIK 2017
KİME? NEDEN? NASIL? ŞÜKREDELİM
slexeP@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
14 | ARALIK 2017
Teşekkürler Hayat
Ebru Arasıl ebru.arasil@metanoiadergi.com
Hadi birlikte bir masal okuyalım. Bir varmış bir yokmuş... avonidorobv@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
15 | ARALIK 2017
Hadi birlikte bir masal okuyalım. Bir varmış bir yokmuş. Dünya üzerinde bütün işleri yapanlar harika makinelermiş, insan olaraksa sadece sen varmışsın. O kadar biricik, özel ve tekmişsin. Her yerde ne istediğini yazıyormuşsun ve makineler ücretini yazıp, parasını alıp, istediğin ürünü sana veriyormuş. Alışverişe gittiğinde Günaydın diyen de, arkanda dolaşan da, eve geldiğinde ödevlerini kontrol edeceğin çocuk da, niye aramadın diye sitem eden arkadaş da, çalıştığın işyerinde dedikodunu yapan kimse de, gürültücü komşular da, konuşacak kimse de yokmuş. Nasıl geliyor bu masal? Daha çok kabus gibi değil mi? Birlikte bişeyler yapmaktan keyif aldığın arkadaşların, dertlerini paylaştığın ailen, sarılacağın, sevinçlerini üzüntülerini paylaşacağın insanlar yoksa bu hayatı yaşamanın anlamı var mı? Neden para kazanacaksın? Neden kıyafet, ev, araba alacaksın? Neden daha çok şey okuyup öğreneceksin tek başınaysan, hiçbirini kimseyle paylaşamayacaksan?
Pek çok yerde duymuşsunuzdur insanlar sizin aynanızdır diye. İşte insanlar sayesinde biz kendimizi tanıyor ve deneyimliyoruz. Duyu organlarımıza bakarsak hepsi dış dünyayı algılamamız üzerine. Gözlerimiz var ama ayna olmasa kendi yüzümüzü göremiyoruz. Çevremizdeki insanların bizim yaptıklarımıza olan tepkileri sayesinde kendimizi görüp algılayabiliyoruz. Onlar sayesinde kendi doğrularımızı belirliyoruz, öğreniyor, değişiyor ve dönüşüyoruz. Beynimiz saniyede verilerin yaklaşık yüzde onluk bir kısmını bilincimize alıyor. Bu seçimi yaparken de daha önceki anılarımızı ve tecrübelerimizi baz alıyor. Dolayısıyla etrafımızda ne olursa olsun, çevremizdeki insanlar nasıl davranırsa davransın biz anılarımıza uygun olanları algılıyoruz. Bu da bir kez daha gösteriyor ki insan ilişkilerinde de biz görmek istediğimizi görüyoruz. Bunun farkında olarak, bilinçle baktığımızda, neyi görmek istersek, onun göreceğiz. Gülümseyen yüzler, yardımcı olmak için elinden geleni yapan insanlar, sevgiyle candan sarılan arkadaşlar, bizi biz olduğumuz için seven ebeveynler. Ya da
kızan, bizi hayal kırıklığına uğratan, böylece hayata ve kendimize daha fazla kızmamıza ve acımamıza sebep olan insanlar. Sosyal medya populer olmaya başladığından beri sevdikleri tarafından aldatıldığını, emeklerinin karşılığını almadığını anlatan yazılarla karşılaşmışsındır. İyi, kötü, güzel, çirkin diye yapıştırdığımız bütün etiketler bizim bakış açımıza göredir. Yoksa her insan kendi potansiyelinin en iyisini yapmak ister. Hepimizin içinde bütün duygular ve bütün özellikler var, korku, üzüntü, sevinç, yardımseverlik, cimrilik, nezaket, öfke… Hepimiz hangi özelliklerimizi, hangi durumda, hangi kişiye göre daha fazla ortaya koyacağımızı seçiyoruz sadece. İşte tam da bu nedenle örneğin kimseye yalancı diyemeyiz, çünkü hepimizin içinde yalan söylemiş ya da durumun zorluğuna bağlı olarak yalan söyleyecek bir parça var. Hz. İsa’nın suçlu bir kadın taşlanmak üzereyken, “hiç suçu olmayan kimse, bu suçluya ilk taşı atsın” dediğinde bildiği şey, insanoğlunda her türlü özelliğin var olduğuydu. Ve kimse suçluya taş atamamıştı. Eğer bunu bütün hücrelerimizle kabul edersek, karşılaştığımız
her insanın da içimizde olan bir duygu ya da davranışı gerçeklediğinin farkına varırız. Bunu da iki şekilde kullanabiliriz. Birincisi, bu insanın bu davranışı bana benimle ilgili ne anlatıyor? İkincisi, içimdeki hangi bakış açısından dolayı bu insanı bu şekilde algılıyorum? Eğer insanın içindeki iyi yanları görmeyi seçersen, emin ol o da sana iyi yönlerini gösterecektir. Hepimiz yargılanmaktan, sevilmemekten korktuğumuz için kendimize farklı kalınlıklarda duvarlar örüyoruz ve özlerimizi bu duvarların arkasında saklıyoruz. İnsanların bu korkuları nedeniyle kendilerini ortaya koymadıklarını anlayıp, yargısız yaklaşabilirsek, insanlar da bunu fark edip duvarlarını kaldırırlar, ve sizinle birlikte kendi potansiyellerini keşfederler, ve bunun da keyfi, sinerjisi hem seni hem de karşındakini yüceltir. Eğer beklentiyle karşı tarafa iyi davranıyorsan( seni sevsin, senin için birşey yapsın vs) gönlünden geldiği için değil de, o zaman karşı taraf da bunu hisseder, ne olduğunu anlayamasa bile ona göre davranır. Beklentiyle değil de gönülden
WWW.METANOIADERGI.COM
16 | ARALIK 2017
davranırsan, zaten karşılığını alırsın, çünkü vermenin kendisi tek başına büyük biz hazdır. Karşı tarafın özü de bunu anlar, kendisi anlamasa da. Hoş bir davranışla cevap vermese de sen vermenin hazzını aldığın için zaten karşılığını almışsındır. Sonrasında o ilişkiden öğrendiklerini de cebine koydun mu, o ilişkiden aldığın keyfe diyecek yoktur. İnsanlarımız şikayetlerini kolaylıkla ifade ederken, teşekkürlerini iletmek konusunda biraz cimriler. Oysa trafikte yanlış hareket edene kızdığımız kadar, güzel davranışlar için teşekkür etsek, mümkünse bunu göz temasıyla belirtsek ne keyifli olmaz mı? Sana biri teşekkür ettiğin de nasıl hissediyorsun bir düşünsene? Belki afallıyorsun, belki içinden bir ılıklık akıyor ama her halükarda teşekkür edilmeden öncesine göre kesinlikle farklı hissediyorsun. Teşekkür et, karşılaştığın bütün insanlara sıcacık gülümseyerek, öyle alelacele değil, sanki hayata teşekkür etmek için gelmişsin gibi. Karşındakinden beklemek yerine, beklediğin şeyi sen yap. Güzel bir gülüş mü bekliyorsun, sen gül , bir çiçek mi bekliyorsun, sen gönder, aranmaya mı bekliyorsun sen ara. Bekleme,
beklediğin şeyi yap. Sevdiklerinin neden hoşlanabileceğini düşünüp yap hemen, sadece mutlu olacaklarını düşünerek. Sonra bu insanlarla karşılaştığın için kendine, hayata, insanlara teşekkür et. Hayatımdaki herkes ama herkes istisnasız bana çok güzel şeyler öğretmiştir. Yaşarken olumsuz gibi görünen davranışlar bile bir süre sonra, vay bu insan da bana ne güzel şeyler öğretmiş, katmış dedirtmiştir. Karşıma çıkan her insanın bir hediye olduğunu algıladığında, ona sadece sevgiyle baktığında, o insana sadece teşekkür edersin. Hayattaki pek çok şey gibi ilişkiler için de önyargılar var. Üniversiteden sonra, 30’undan sonra ya da 40’ından sonra arkadaş edinmek çok zor, arkadaştan sevgili olmaz vs . vs. Oysa inandığın her şey mümkün. Her yaşında çok güzel yeni arkadaşlar, dostlar edinmiş biri olarak bunun canlı kanıtıyım. Her gün yatağa başımı koyduğumda hayatımdaki bütün insanlar için şükrederim. Ve her sabah kalktığımda da yine güzel insanlar ve güzel olaylarla karşılaşacağıma yürekten inanarak güne başlarım. Çok şükür hayat hep karşıma çook güzel insanlar çıkardı. Dönüp baktığımda
hayatıma özünden kötü diyeceğim hiçbir insanla karşılaşmadım. Nasıl teşekkür etmem ki karşıma çıkan insanlara. Nasıl iyi ki, iyi ki, iyi ki varlar demem ki hayatımdaki insanların varlığına. Bu yılı bitirirken, bu yıl hayatınıza girmiş insanları düşünün, neler paylaşmışsınız, neler öğrenmişsiniz onlardan? Kaç kere varlıkları için, sizinle paylaştıkları için içinizden de olsa teşekkür etmişsiniz? Ben de bu yılı bitirirken hayatıma girmiş bütün insanlara yürekten çoook teşekkür ediyorum, bana kattıkları paha biçilmez güzellikler için, varlıkları için. İsimlerini tek tek sayamıyorum ama hepsi kendisini biliyor, hepsini çok seviyorum. Hepsi çok özel, çok değerli, çok sevilesi. Biri olmasa, hayatım bu kadar güzel, bu kadar keyifli olmazdı. Hepsi bugünkü ben olmama katkıda bulundular. Varlıkları için şükran doluyum. Bakalım yeni yıl bana hangi yeni güzel insanları getirecek? Yeni bir yıla başlarken etrafındaki herkes için iyi ki varlar diyebilmen dileğiyle, harika bir yıl diliyorum. Bu yazıyı okuyarak bir şekilde buluştuğumuz için de iyi ki, iyi ki, iyi ki varsınız hayatımda, çok teşekkürler.
WWW.METANOIADERGI.COM
23 | KASIM 2017
İÇTEKİ BENLE BARIŞMAK VE NUSRETYEN RÜYA ANALİZLERİ
RÜYALARA... TEŞEKKÜRLE... Aydan Gündüz aydan.gunduz@metanoiadergi.com
Yıldızlar altında geceleri; sanki bir rüyanın içinde gibi… Sözsüz ve zamansız bir mekana doğru işte açıldı kapılar…
10hcireteiD@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
18 | ARALIK 2017
Nusretyen Rüya analizleri ve Kuyruk bilimle tanışmam Doç. Dr. Nusret Kaya’nın PVT ( psikolojik virüslerden temizlenme) kitabıyla olmuştu. Anne karnındayken ve hatırlayamadığımız 0-2 yaşa bebeklik dönemine ait negatif kayıtlara Doç. Dr. Nusret Kaya, "psikolojik virüsler" adını veriyordu. Çünkü bu kayıtlar organik virüsler gibi dirençliydiler, onlar gibi yayılıyorlar ve ancak rüyalar kanalıyla deşarj olabiliyorlardı. İçimizdeki "evrensel eşit kuyruklu canlı" anne rahmine düştüğü andan itibaren negatif
olgu, duygu ve davranışları psikolojik virüsler olarak kaydeder. Bunlar temizlenmezse tüm yaşam kalitemizi, hatta bağışıklık sistemimizi bozarak psikolojik ve organik hastalıklara neden olurlar. Temeli bozuk bir binanın en ufak bir sarsıntıda yıkılması gibi, biz insanların da temeli psikolojik virüslerle doluysa yaşam yıkıcı bir depreme benzer. Ve işte bu kitap da psikolojik virüsleri tespit ederek onlardan kurtulma yollarını gösteriyordu. Henüz kendi rüyalarımı yazmaya başlamamıştım; yani henüz
kendimle tanışmamıştım. İçteki benin çığlığını duymadan yaşamış, aslında sanal bir âlemde biraz şaşkın ama çokça korku dolu dolaşıp durmuştum. İşte şimdi alt beyninin sesine kulak verip evrensel eşit kuyruklu canlı olduğunu anımsayanların o muhteşem yol gösterici rüyalarıyla baş başaydım. Kitapta kullanılmak üzere verdikleri rüyalar Nusretyen analiz metoduyla analiz ediliyordu. Her rüyada ve her sembolde bir parça soluklanıp kendi rüyalarımı anımsamaya çalıştığımı bugün
gibi hatırlıyorum. Sonrasında ise elimde İYİLEŞME KİTABI vardı; ve bu kitap benim için adeta bir dönüm noktasıydı; 260 tane rüyanın analizini içeriyordu. Rüyalarımı yazmaya başlamıştım artık ve kitaptaki her bilgiyi not ederek kendi analizlerimi yapıyor, bu yöntemi öğrenmeye çalışıyordum. Ardından EVRENSEL EŞİT KUYRUKLU CANLI 1 VE 2… Her türlü eşitsizlik ve şiddetin sona erdirilebilmesi için “Evrensel Kuyruklu Canlı”nın eşitliğini temel almamız gerektiğini söylüyordu bu kitaplarında Nusret Kaya… Karmaşık bir varlık olan insanı, tarih, efsaneler, evrensel sembol ve rüya dili, kutsal kitaplar ve kuantum araştırmaları gibi değişik disiplinlerden de yararlanarak psikoloji biliminin de verileriyle anlamaya, anlatmaya çalışıyordu.
3. cildin ardından bu ay EVRENSEL EŞİT KURUKLU CANLI 4. Cildiyle tamamlandı. Ben rüya analiz eğitim grubunun ilk kitabı olan RÜYA ÇIĞLIKLARI’nı okuduktan bir süre sonra eğitim grubuna dahil oldum. Alt beynimin bana sembol diliyle anlatmaya çalıştığı asıl olan, o muhteşem hikayeyi eğitimdeki diğer arkadaşlarla paylaşıp rüya sembol dilini öğreniyordum artık. Ben bu yolun daha henüz başındayken diğer arkadaşlar kayıt altına aldıkları rüyalarının kitap olması için çoktan çalışmaya başlamışlardı bile. Şimdi elimde bu çalışmaların sonucu olan Rüya SATRANCI var; 2 hafta kadar önce piyasaya çıkan bu kitap doğru sorular ve doğru hamlelerle ilerleyen bilimsel rüya analizlerini içeriyor. Ve bu analizler alt beynimize açılan kapının
anahtarı adeta… Çığlığın sessizlikle, kaosun dinginlikle ikiliğin teklikle yer değiştirdiği evrensel bir dünyanın farkedilmeyi bekleyen basit bir o kadar da muazzam şifreleri… Hadi bir gece vakti siz de geçiverin o kapıdan. Yıldızlı bir gökyüzünün altında, kendi rüyalarınızl
Kaynak: PVT (psikolojik virüslerden temizlenme) Doç. Dr. Nusret Kaya Goa Yayınları İyileşme Kitabı Pegasus Yayınları Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı Doç. Dr. Nusret Kaya 1-2 Abis Yayınları Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı 3 Pegasus Yayınları Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı 4 Abis Yayınları Rüya Çığlıkları Goa Yayınları Rüya Satrancı Ganj Yayınları
WWW.METANOIADERGI.COM
19| ARALIK 2017
TEŞEKKÜRÜ KUCAKLAMAYI HİÇ DENEDİN Mİ? Dilara Gençyürek Onanl dilara.onan@metanoiadergi.com
Müzik enstrümanları satan bir mağazadayım. 3 katlı bir mağaza. Yukarıda öğrencime piyano seçiyoruz. Aşağıdan gitar sesi geliyor. Birinin parmakları gerçekten sihirli… Kim olduğunu merak edip çabucak ve sessiz adımlarla aşağı indim…
nikmilk@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
20 | ARALIK 2017
Müzik enstrümanları satan bir mağazadayım. 3 katlı bir mağaza. Yukarıda öğrencime piyano seçiyoruz. Aşağıdan gitar sesi geliyor. Birinin parmakları gerçekten sihirli… Kim olduğunu merak edip çabucak ve sessiz adımlarla aşağı indim… Adını vermeyeceğim ama çok uzun zamandır takip ettiğim şahane bir Youtube müzisyeni! Ve daha o sabah dinlemişim onu! Yavaşça yanına sokuluyorum ve adını söylüyorum. “Evet” diyor şaşkın şekilde… “Müthiş cover’lar yaptığını ve bu ara neredeyse her gün onu dinlediğimi, onun cover’larını dinledikten sonra bir daha o şarkının özgün versiyonunu dinleyemediğimi” anlatıyorum… Hafif utanarak teşekkür ediyor… O sırada mağazanın sahibi geliyor. Ona durumu anlatıyorum. Kendisini tanıtıyorum ve internetten bir kaç parçasını açıyoruz. “Müthiş! Ben çok beğeniyorum, her gün dinliyorum!” diye anlatırken mağaza sahibi hayranlıkla “Muhteşemmiş! İnanamıyorum!” dediği an, bizim harika müzisyenimiz gidiyor. Bir yandan şaşırıyor bir yandan anlam veremiyorum duruma. Sevgilisine soruyoruz neden gittiğini. Sevgilisi gülümseyerek cevap veriyor: “Utandı!”
ÇÜNKÜ TEŞEKKÜRÜ KUCAKLAYABİLMEK TEŞEKKÜR EDEN İNSANA DA HAZ VEREN BİR OLAY! O an o kadar şaşırdım ki! O kadar iyi işler yapıp işlerini Youtube’da tüm dünyaya sergileyen birinden böyle bir şey beklemiyordum! Gülümsedim… Çünkü anlıyordum. Gerçekten tutkuyla takip ettiğim insanları tutkuyla takdir etmeyi seviyorum. Ve aynı şekilde (evet ben de bazen hala utansam da) bana tutkuyla teşekkür eden, her hangi bir konuda beğenisini sunan insanları kucaklamaya, onların o güzel enerjisini alıp kabul etmeye gayret ediyorum. Çünkü teşekkürü kucaklayabilmek teşekkür eden insana da acayip haz veren bir olay!
Kendimden biliyorum! Bu çok önemli! Çünkü siz gerçekten teşekkürü alıp kabul edebildiğinizde muhteşem şeyler olmaya başlıyor! Ne gibi? • Auranız genişliyor, dolayısıyla frekansınız yükseliyor. Frekansınız yükselince ne oluyor? Sizin ve yaptığınız işin etki alanı genişliyor! İşiniz ve siz daha fazla insana hizmet etmeye hazır hale geliyorsunuz! • Kendinizi iyi hissediyorsunuz! • Teşekkür eden kişiyi deliler gibi mutlu etmiş oluyorsunuz! Onun hayatına dokundunuz. Bırakın da sarılsın, sevgisini versin size. • Yeni dostluklar gelişiyor. • Hayatınızda tutku, coşku ve neşede artış gözlemliyorsunuz… … ve daha liste uzar gider. Peki nasıl teşekkürü kucaklayacağız? O an çok mu direnç hissediyorsunuz? Karşınızda size beğenisini sunan insanın gözüne bile bakamıyor musunuz? Sorun değil! • Gözlerinizi kapatın, • Dik durun, • Gülümseyin. • O insanın size verdiği şükran enerjisini hissetmeye çalışın,
WWW.METANOIADERGI.COM
21 | ARALIK 2017
• Derin nefes alıp bu teşekkür ve şükran enerjisini kabul ettiğinizi söyleyin kendinize (gözleriniz kapalıyken ve hiç hazır hissetmiyorken bile böyle daha kolay emin olun). Niyet etmek bile gerçekten çok güçlü! • Şimdi daha rahat hissediyorsanız biraz şımarıklık yapabilirsiniz! (Ben mutlu sevimli köpekler gibi popo sallıyorum genelde! Siz kendi tarzınızı bulun!) Bunu yaparak egonuzun kafanızda mızırdanmasına hem alan tutmuş hem de o mızırdanmayla dalga geçip direnci hafifletmenizi sağlıyorsunuz. • Ohhh! işte şimdi geri teşekkür edebilirsiniz! • Gülümseyin ve sarılın sımsıkı! Şimdi nasıl hissediyorsunuz? Biliyorum bu geçici bir çözüm. Ama hadi gene çok iyi kurtardık. Bunu sık sık yaparak belki alışkanlık haline getirebiliriz. Hatta konuyla ilgili Merver Erdem’in 21 gün projesine bir göz atabilirsiniz Benim pek çok konuda çok işime yaradı.
Peki… Herşeyi denedik, gene mi olmadı? Dönüp dolaşıp aynı yere mi geliyorsunuz? Biri size tutkuyla beğenisini sunduğunda ısrarla, utançla karışık suçluluk duyguları hissetmeye devam mı ediyorsunuz? Sizi anlıyorum. Benim de, hayatım kendimi bildim bileli kendi ışığımdan korkarak, saklanarak, kendi varlığımdan uzaklara kaçarak, utanarak ve hatta kendi ışığımdan ötürü suçluluk duyarak geçti. Çünkü bende vardı, onlarda yoktu güya (Nasıl yalan!). Sizde daha farklı bir senaryo olabilir. Pek önemi yok aslında. Son zamanlarda, hem bir müzisyen hem bir öğretmen ve hem de bir terapist adayı olarak, Sanat Terapisi ve Yaratıcılık eğitimim başladığından beri, konuyla ilgili muhteşem farkındalıklarım oldu. Yaklaşık 3. Seferdir de Kefas Berlin ile “Özgürleşmiş İyileştiren Sesimiz” atölyesine katılıyorum ve aman tanrım! Sanırım bir şeyler kendiliğinden son
derece doğal ve içgüdüsel bir süreçte çözülmeye başladı! Üstelik yolum hala devam ediyor. Güzel olan da bunu hep beraber yaşamak! Bir ay sonra görüşene dek teşekkür edelim mi biraz kendimize? Sürpriz; Kendine teşekkür ettiği 20 maddeyi sıralayıp bana yollayan 3 kişiye Reiki seansı hediye ediyorum! Ne olur kabul edin hediyemi. Mutlu olurum. @dilaragencyurek dilaragencyurek@hotmail.com
Hayat, ancak minnetle zenginleĹ&#x;ir. Dietrich Bonhoeffer
WWW.METANOIADERGI.COM
23 | ARALIK 2017
ŞÜKRET AN'a Gel. AN'da KAL Hicran Kurnaz hkurnaz63@gmail.com
raonoM@ yabaxiP :farğotoF
Hedefler bizi hep bu andan uzaklaştırıyor çünkü onlar hep gelecekte. Oysa hayat burada hemen içindeyiz, çok fazla amaç edinmene gerek yok.
WWW.METANOIADERGI.COM
24 | ARALIK 2017
Hayatı sen elde etmedin, ötelerden sana geldi, bedavadan, sen hiç bir şey yapmadan. Bu yüzden şükür et Bir "teşekkür etme üstadı" ile karşı karşıyasınız. Ben iflah olmaz bir "şükür" insanıyım ve bunun hiç ama hiç zararını görmedim. Bugüne kadar neyi ciddiye aldınız, neyi analiz ettiniz, nelere takıldınız, nelere hırs yaptınız, neler sizi olumsuz, ümitsiz, kırgın, öfkeli, suçlu, korkak, acı içinde bıraktı ise şanslısınız bu an itibari ile hepsi hepsi bir hikaye olarak geride kalacak. Eğer gerçekten şükretmeyi deneyimlerseniz. Şükret ama Michael Brown’un (ve tabii ki tüm değerli aydınlanmış insanların da) dediği gibi, olanı kabul ederek şükret. Yani istediğin işi alamasan da şükret, arkadaşından daha güzel bir ilişki yaşayamasan da şükret. Bu bir tür başkalarından üstün olduğun için şükretmek olmasın. Tam tersi bunun bir tık yukarı taşı. Senden daha iyi olanlar için de şükret.
Sadece aptallar geçmişi düşünür. Sadece aptallar geleceği hayal eder
Osho "sadece aptallar geçmişi düşünür" demiş ve eklemiş "sadece aptallar geleceği hayal eder" Geçmişi unut, geleceği unut herşey burada ve bu anda. Ama aptallar bu cesareti gösteremez bu anda yaşayamazlar. Şükür insanı bu anın farkındalığına çeker. Bu anda yaşatmaya başlar. Yaşadığın anın farkında olarak şükret. Geçmiş ya da geleceği düşünmeden, anın tadına vararak şükret. Bu anda oluyor herşey sen kabul etsen de etmesen de. Bunu fark et artık, sızlanmayı bırak. Hayat bir oyun. Hz Peygamber "bu dünya bir rüyadır" demiş. O yüzden bırak sana ötelerden gelen bu hayatı yargılamayı, istediğin yöne doğru çevirmeye uğraşmayı, itikleyip durma onu, kendini. Rahat ol. Dene. Hayatın bir oyun olduğunu hep hatırla ve dene. Ne kadar çok deneyim yaşayacağız, o kadar kemale ereceğiz; tatlı, acı, ekşi, karanlık, aydınlık, yaz, kış ne varsa tüm dualiteleri bileceğiz fark edeceğiz. Farkındalığına geçirmek bu başka bir şey değil. Kaçmayacağız bunu hissetmekten; acıdı tamam ama ben ne hissediyorum, neremden vurdu beni, diye sorup, bunlara bakacağız. Bir kaşif olacağız, teşekkür edeceğiz, şükran dolu olacağız. En başta burada olduğumuz için, var olduğumuz için. Her nerede nasıl olursak olalım buradayız, varız. Bu beden bize bedava verildi, tek kuruş
ödemeden sahip olduk bu bedene. Önümüze serilen fırsatlara bakacağız, sonsuz olasılık ile dolu bu dünya. O zaman sen de güzelce bak tadına, içine sindir, estetik bir deneyime dönüştür. Hassas bir ruh ol, daha hassas ol daha farkında ol, deneyim için hiç bir fırsatı kaçırma, bu deneyimler sana ötelerden gelen hediye. Sen anlasan da anlamasan da hepsi ama hepsi senin iyiliğin için geliyor başına. Sen anla diye, gece olmadan sabah olur mu?. Bir de öğrendiğim en mükemmel en tadına doyulmaz şey; Asla sonuç odaklı olma... Tam 30 yıl çalışma hayatım oldu ve geriye baktığımda sonuç odaklı yaptığım herşeyde hayatı ıskaladığımı gördüm. Çocuklar büyüsün, ev taksitleri bitsin, yaz gelsin vs vs. Bu hissi bilmeyen yoktur. Hepsi oldu büyüdüler, taksitler bitti, yaz geldi kış geldi. Sonra? Hedefler bizi hep bu andan uzaklaştırıyor çünkü onlar hep gelecekte. Oysa hayat burada hemen içindeyiz, çok fazla amaç edinmene gerek yok. Al kahveni eline kapa gözlerini tüm alem senin içinde diyor ya Hz Mevlana. Vallahi de doğru, billahi de doğru. Dışarıda hiçbir şey yok!. Tekrar söylüyorum dışarıda hiç bir şey yok! hepsi içinde oluyor dışarısı sadece ekran kocaman dev bir ekran, biz de ona dünya diyoruz, evren diyoruz. Şükret, An’a gel. An’da kal. Hayatın keyfini çıkar.
Minnettar olduÄ&#x;unuzda korku gider ve yerini bereket alÄąr. Anthony Robbins
WWW.METANOIADERGI.COM
26 | ARALIK 2017
İçinden Geldiği Gibi Şükret. Deniz Kurtuluş deniz.kurtulus@metanoiadergi.com
Hayatımı kökünden değiştiren ve dönüştüren en etkili yöntem Şükür Egsersiziydi diyebilirim. Klişe ama her yerde okuduğumuz “Şükrettikçe şükrettiğiniz şeyler artıyor” cümlesi bana inanabilirsiniz ki gerçekten de gerçek :)
ŞÜKRETTIKÇE ŞÜKRETTIĞINIZ ŞEYLER ARTIYOR Nasıl şükredilir konusunda size öneri vermem gerekirse, herşey ama herşey için koşulsuz şükredin ! Sahip olduğunuz eşyalara, hayatınıza, işinize, duygularınıza, kişiliğinize, kendinizde hoşlandığınız özelliklerinize, yeteneklerinize, varlığınızda her ne var ise Şükredin. Beğenmeseniz bile şükredin, çünkü bilin ki izin verdiğiniz ölçü de size gelen herşeyi siz yaratıyorsunuz. Yani eserinize şükredin :)
İlk başta neye şükredeceğim ki diyebilirsiniz, ama deneyin. Ne var ne yoksa şükredin. Şükredin ki artsın, çoğalsın ve kocaman olsunlar ! Şükretmek, teşekkür etmek, minnet duymak... Bu eylemler , bu hisler o kadar yüksek frekanslı ki.. Keşke bunun coşkusunu size hissettirebilsem. Gün içinde en az 3-5 dk şükrettiğiniz de enerjinizin nasıl da arttığını göreceksiniz. Denklem çok basit, siz şükür ettikçe, şükür frekansında oldukça size çok ve daha fazlası kolaylıkla gelecek. Şimdi hayatınızda var olanlar için bir liste yapın ve her biri için ,size hissettirdikleri için ve kendinize şükredin. Bu zamana kadar hep hayatınızda yok olanlara üzüldünüz, kıskandınız veya hayıflandınız. Elinize çok birşey geçtiğini düşünmüyorum :) Bu sefer de şükretmeyi deneyin. Farkı ve mucizeleri gördüğünüzde her gün şükretmeye devam edeceksiniz. Benden size bir örnek; Bu harika dergide, sizin gibi harika insanlarla buluşabildiğim için şükürler olsun!!!
WWW.METANOIADERGI.COM
27 | ARALIK 2017
Şükretmek Neden Sizi Daha Mutlu Biri Haline Getirir?
www.lifehacker.com Çeviri: Zeynep Makascı zeynep.makasci@metanoiadergi.com
“Şikâyet edip durma, daha kötü durumdaki insanları düşün ve haline şükret!” Muhtemelen buna benzer cümleleri daha önce duydunuz çünkü bu en çok ortalıkta dolanan ve pek de işe yaramayan klişe tavsiyelerden bir tanesi. Teşekkür etme suçlulukla, zorlamayla veya utanmayla olacak bir şey değil. Asıl şükran, sahip olduğunuz şeylere minnettar olmak gibi pek çok amaca hizmet eder.
WWW.METANOIADERGI.COM
28 | ARALIK 2017
Şükran Duygusunu Nasıl Hayata Geçiririz? Teşekkür etmenin temelinde, sahip olduğumuz şeylerle tatmin olma ve bunları takdir etme vardır. Şükran dolu olduğunuzu söylemek ve birazcık şımardığınızda şükretmeyi kendinize hatırlatmak işin kolay olanı; fakat hikayenin asıl kısmı şükür duygusunu içinizde hissetmek. Çünkü böyle yaparak şükretmeyi sadece bir alışkanlık olmaktan çıkarıp güçlü bir araç haline getirebilirsiniz. İyi haber şu ki hayatınızda bu aracı kullanmak çok kolay! Merver olarak Erdem bir yere oturup, hayatınızda minnettar Düzenli merver.erdem@metanoiadergi.com olduğunuz şeylerin bir listesini çıkarmak şükür egzersizlerinin başlangıcı olarak en kolay yöntemlerden biri. Geleceği düşünerek yine bir şükür listesi çıkarmak ise yine bir o kadar kolay ve eğlenceli. Araştırmacı Robert Emmons’ın da bu konu da bir stratejisi var; başımıza gelen kötü şeyleri hatırlamanın faydası olabileceğini söylüyor. İlginç bir şekilde, bizler her şey yolundayken şükretmeye daha az meyilli oluyoruz çünkü kendimizi böyle zamanlarda kurşun geçirmez gibi hissediyoruz. Hayatı bir top gibi görmeye alışmışız ve onun bize geleceği zamanı bekliyoruz. Emmons’ın egzersizleri bunu değiştirmeyi amaçlıyor. İlk olarak, yaşadığınız en kötü olaylardan bir tanesini düşünün. Bugün kaç kez kendinizi bu olayı düşünürken yakaladınız? Bunu düşünmek sizde bugününüz için minnettarlık ve şükretme isteği uyandırdı mı? Bugün yaşadığınız şeyler, yaşanabilecek kötü şeylerin aksine çok daha güzel, bunu fark ettiniz mi? Şimdi bu farkındalıkla hayatınızın aslında o günlere göre çok daha iyi olduğunu taktir etmeyi deneyin. Burada amaç ne o günün üzüntüsünü tekrar yaşamak ne de o üzüntüyü yok sayıp unutturmak, aksine bunu yaparak bugünün olaylarına bakış açınızı o günün referansıyla daha da pozitif hale getireceksiniz. Emmos’ın önerdiği egzersizle sadece şükür yolculuğuna değil, aynı zamanda bugüne gelirken hangi yolları kat ettim? diye de zamanda bir yolculuğa çıkmış olacaksınız. Zor zamanları düşünürken, bunların üstesinden nasıl geldiğinizi de hatırlamış olacaksınız. Bu süreci eski yaraları deşmek için değil, bunlar sayesinde bugüne şükredebilmek için bu egzersizi yaptığımızı kendinize hatırlatırsanız, geçmişteki zor zamanların size zarar vermesini önlemiş olursunuz. Şu anı otomatiğe bağlamış bir şekilde değil de daha farkında ve anda kalarak yaşamaktan bahsedecek olursak, bunun anahtarı şükran dolu hissetmekten geçiyor. Çünkü şükrederek, hayata aldırış etmeye ve onun farkında olmaya zaman ayırmış oluyorsunuz. Şükür duygusuyla bütünleştiğinizde ve yeterince bu egzersizi yaptığınızda, ilişkilerinizin daha iyiye gittiğini, kendinizi çok daha kontrolde hissettiğinizi, hatta zor zamanların içinden daha kolay geçebildiğinizi göreceksiniz.
Nereden Başlasak?
WWW.METANOIADERGI.COM
Şükretmek Metanetinizi Artırır Şükretme üzerine yapılmış geniş çaplı araştırmalardan birine yer veren Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi’nde Emmons şükür yolculuğunu sürdürebilen insanların daha mutlu olduklarını tespit etti. Bu araştırma için, tüm katılımcılardan bir gün içindeki tüm olayları anlatmaları istendi. Bir grup katılımcıdan ise kendi hayatlarının diğerlerine kıyasla daha iyi yönleri neler, bunlara göre bir şükür listesi oluşturulması istendi. Yargısızca ve utanmadan, objektif bir şekilde kendi hayatlarındaki harika yönlerin bir listesi… Araştırmanın sonuçlarına göre, bu egzersizi yapan katılımcıların bir bütün olarak hayatlarında nispeten daha tatminkâr oldukları, gelecek hafta için daha iyimser oldukları ve diğer katılımcılarla öncesine göre çok daha iletişim içinde hissettikleri gözlemlendi. Sonuçlar gösteriyor ki; şükran dolu olmak, kişilerin iyi olma halini değerlendirmesinde elle tutulur ve sürdürülebilir gelişmeleri de beraberinde getiriyor. Zaten mutluluk veren şeyleri düşündüğünüzde daha da mutlu olmanız beklenen bir durum fakat buradaki can alıcı nokta bunun “elle tutulur ve sürdürülebilir” olması. Bu sayede mutluluk kalıcı hale geliyor. Daha etkileyici olanı ise, bu mutluluğun hayatın gerçekten zor diye adlandırdığımız zamanlarında bile devam edebiliyor olması. Hayatımda yerlerde sürünüyordum diyebileceğim bir zaman diliminde, savunma mekanizması olarak teşekkür etmeye sarıldım. Kendimi yalnız ve beş parasız hissediyordum, sarsıcı bir travmaydı bu yaşadığım. O dönmede zaten hayatımın daha kötüye gitme ihtimali yok gibi gözüküyordu fakat sürekli üzgün hissetmekten çok yorulmuştum ve farklı hissetmek istiyordum artık. Sürekli düşük modumdan sıkıldığım için, hayatımda olmasından mutlu olduğum şeyleri araştırmaya başladım. Sosyal Psikoloji Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmada daha önce hiç duymadığım bir şey okudum. Bu araştırmaya göre, 11 Eylül 2001 saldırısından sonra insanların kendini toparlamasında şükretme gibi pozitif duyguların oldukça etkili olduğu gözlemlenmiş. Pozitif duygu genişletme ve inşa etme teorisinin savunduğu gibi sonuçlar da; pozitif duyguların saldırıların hemen sonrasında depresyona karşı kişilerin dayanıklılığını artırdığı ve daha güçlü bireyler haline getirdiği yönünde. Biri bana zor zamanlarımda gelip “Sahip olduğun şeylere şükretsene!” dese, herhâlde onu tekmelemek isterdim. Çünkü bu birine sorunu kabullen, onu çözmeye çalış demek kadar faydasız. Acınızı stratejilerle hafifletemezsiniz; ancak şükretmeye zorlama bir histen çok bir başa çıkma mekanizması olarak yaklaşırsanız bunun çok faydalı olduğunu göreceksiniz. Tıpkı araştırmada şükretmenin bir tampona benzetilmesi gibi, “Belki tüm trajediyi yok etmeyecek şükretmek ama bununla başa çıkmanıza yardım edecek.”
WWW.METANOIADERGI.COM
30 | ARALIK 2017
Şükretmek İlişkilerinizi Geliştirir Stresli ve kızgın olduğumda, çok da çekilebilir biri olduğum söylenemez. Diğer birçok insan gibi ben de böyle zamanlarda, bu hislerimi etrafımdaki herkese yansıtma eğiliminde oluyorum. Bunun çok da iyi olduğunu söyleyemem, ama iyi haber şu ki bunun aksinde de durum böyle. Yani kendinizi minnettar ve şükran dolu hissettiğinizde insanlara karşı daha kibar ve anlayışlı oluyorsunuz. Georgia Üniversitesi’nin yürüttüğü bir araştırmada çiftlerin evliliklerinde mutlu olup olmadıklarıyla ilgili bir röportaj yapılıyor ve bunun sonunda; eşlerin birbirine şükran duygusunu yani teşekkürü ifade etmesiyle, çiftler arasındaki mutluluğun ne kadar bağlantılı olduğu ortaya çıkıyor. Çalışmada 468 çifte iletişim tarzları, finansal durumları ve birbirlerine ne sıklıkta teşekkür ettikleriyle ilgili sorular
yöneltiliyor. Sonuçlara göre, değer bildiklerini ifade eden çiftlerin ilişkileri boyunca karşılaştıkları birçok sorunla, örneğin ekonomik sorunlarla dahi daha kolay başa çıktıkları saptandı. Bu da ‘teşekkür ederim’ demenin gücünü gözler önüne seriyor. Eğer çift farklı alanlardaki zorluklarla ve stresle başa çıkmaya çalışıyorsa, ilişkideki minnet duygusu bu aşamadaki evliliği pozitif yönde etkilemekte yardımcı oluyor. Aslında bunların hepsi birbiriyle bağlantılı. Minnettar hissettiğinizde, duygusal olarak da daha iyi olacaksınız. Zamanı yavaşlatıp keyfine varmaya başladığınızda, onun daha da farkında olacaksınız. Bu aynı zamanda kendinize nefes aldırmanıza ve başkalarına kendinizi açmanıza yardımcı olacak, bu sayede onları da daha iyi anlamaya başlayacaksınız.
Şükrederek Kendi Üzerinizde Kontrolü Artırabilirsiniz Bakış açımı değiştirdiğimde ve hayatımda olmasından keyif aldığım şeylere odaklanarak ve anda kalarak şükrettiğimde, hayatımda nasıl büyük farklar yaratmaya başladığıma şaşırdım. Duygularımın esiri olmaktansa, onları kontrol edebildiğimi hissettim. Aynı zamanda bu finansal durumumda da işe yaradı. Şöyle bir düşünün genelde insanlar finansal durumlarını düşünürken, neye sahip olmadıklarına odaklanırlar. Sürekli gelişiyoruz, ileriye doğru gidiyoruz, hedefler koyuyoruz, hep dahası için çabalıyoruz. Bunda ters bir şey yok, hayat da zaten ileri akıyor. Fakat bu düşünce şeklinin bir mahzuru şu olabilir; böyle düşünerek şuan sahip olduklarınızın yeterince iyi olmadığı hissine kapılabilirsiniz, halbuki bu gerçekten böyle mi?
WWW.METANOIADERGI.COM
31| ARALIK 2017
Benim finansal olarak düzlüğe çıkabilmemin zaman alma sebebi de bu aslında. Birkaç yıl önce, bir dolu hata yüzünden tüm birikimlerim suyunu çekti. Yeniden birikim yapmak zorundaydım ve bu bana çok ağır bir yük gibi görünüyordu. Hayatımın geri kalanında beş parasız kalmaktan korkuyordum. Pek de haksız değildim korkmaktan, fakat pek çok kişiden gelen finans tavsiyesinden sonra, bu korkumla başa çıkmayı öğrendim. Para kazandıkça, sahip olmadıklarıma odaklanmaktansa elimde olanların daha çok farkına varmaya başladım. Ne değildi diye düşünmekten çok Ne olabilirdi diye düşünmeye başladım. Yatırım yaptım ve daha çok para kazanmanın yollarına odaklandım. Sonra bakın ne oldu; finansal durumum iyiye gitmeye başladı. Bu pozitif düşünmekten veya Çekim Yasasından diyemem. Bu tamamen şükretmektendi; şükrettikçe kendimi daha kontrolde hissettim ve kontrolde hissetmek para kazanmanın temel noktası. Dahasını istemekte yanlış bir şey yok, fakat işin garip tarafı şu ki tam şuan hayatınızın iyi olduğunu düşünmenin yollarını aramak, dahası için çabalamaktan çok daha kolay işe yarıyor. Psikolog Guy Winch yaptığı bir TED konuşmasında, bir hata yaptığımızda veya biri tarafından reddedildiğimizde nasıl da kendimizle kavga ettiğimizden bahsediyor. Bu aslında her şeyi daha da kötüye götüren bir alışkanlık. Konuşmasında Winch böyle durumlarda tarafsız kalıp hataları gözden geçirmenin hatayı tekrarlamayı önleyebileceğinden söz ediyor. Ayıca tavsiyelerden biri de şükretmek; neden reddedildiğinize değil; hayatınızın hala iyi devam eden yönlerini hatırlayarak kontrolü tekrar sizin elinize alabileceğinizi söylüyor. Örneğin; ben işten çıkarıldığım dönemde doğal olarak sinirli ve depresiftim, kafam karışıktı. Yeni bir iş bulduğumda bile kendimi hala değersiz hissediyordum. Fakat daha sonra nihayet kabul ettim, evet her gün birçok insan işini kaybediyor; bunu kabul ettiğim zaman hayatımdaki iyi olan şeylerin ne kadar da çok olduğunu gördüm. Harika bir evim vardı, sonra beni orda bekleyen bir ailem ve tatlı kedilerim. İşim olmadığında da onlar hala ordaydılar, bu uyanmam için önümde harika bir sabah var demekti. Şükrederek aslında gerçekle n.
yüzleştim; beni tanımlayan şey işim değildi bu hayatta ve ipler tekrar benim elimdeydi. Diyeceğim o ki, düşünce şeklinizi yeniden gözden geçirirseniz teşekkür etmek harika bir şekilde işe yarıyor. Bunu eski geleneksel, suçluluk veya utanmadan kaynaklanan, sıkıcı, ahlaki bir zorunluluk olarak görmeyin. Aslında çok daha ötesi bu, her güne uyanmak ve onu coşkuyla yaşamak için geçerli sebepler bulmak. Şükretmeyi hayatınıza geçirebilirseniz, sürpriz dolu olaylar yaşamaya hazır olun.
WWW.METANOIADERGI.COM
32 | ARALIK 2017
Dünyanın neresine gidersen git, yanında götürebileceğin şeyler için şükret. Nefes aldığın için, Gülümseyebildiğin için, Ağlayabildiğin için, Şefkatin için, Sevgin için, Yaşadığın için...
MAŞAY
Geçmişine, seni bugünkü sen yapan herşeye şükret. Seni ağlatanlara, Seni güldürenlere, Seni üzenlere, Seni mutlu edenlere, Senden alanlara, sana verenlere...
WWW.METANOIADERGI.COM
33 | ARALIK 2017
Sahip olduklarına şükret. Kalemine, kitabına, Evine, arabana, sevgiline, çoluğuna, çocuğuna, İşine, ilişkine, yeteneklerine, eğitimine, Hesap cüzdına, kazancına, güzelliğine...
Henüz sahip olmadıklarına şükret... Daha çok kazandığın için, hayalindeki ilişkiyi yaşadığın için, Hedeflediğin kariyere ulaştığın için, Her geçen gün bugünden daha iyi bir insan olduğun için..
WWW.METANOIADERGI.COM
34 | ARALIK 2017
"Şükran, erdemlerin en büyüğü olmakla kalmaz, tüm erdemlerin de anasıdır" Çiçero. Şükretmeyi bilmek; sahip olduklarının değerini bilerek hayatın bize verdiklerine teşekkür etmektir. Biz insanoğlu öyle değil miyiz? Sahip olmadıklarımıza odaklanıp, hep uzaklara yeni şeyler keşfetmeyi isteriz. Bu yüzden de çoğu zaman mutsuz, keyifsiz kimi zaman da acı çekeriz. Oysa ki; sahip olduklarımıza odaklansak, kendimize çevremize farkındalıklarımızı arttırarak daha pozitif daha anlamlı baksak. Nefes aldığımız için, sağlıklı olduğumuz için, yürüyebildiğimiz konuşabildiğimiz için, her gün geçtiğimiz yolda yeni açan bir çiçeği koklayabildiğimiz için, birbirinden lezzetli yemeklerin tadına bakabildiğimiz, dostlarımızla hoş sohbetler eşliğinde yiyebildiğimiz için, bir işimiz olduğu için, … uzar gider, sahip olduklarımızın değerini bilsek. Şükretmeyi bilmek, hayatın sahip olduklarımızın değerini bilmek ve yaşamımızı farkındalıklarımızı arttırarak sürdürebilir kılmak, TEŞEKKÜR ETMEK; bağışıklık sistemimizi güçlendiren en büyük besin kaynağıdır. Biz teşekkür etmeyi bilirsek, ailemizle, çocuğumuzla, çevremizle ilişkilerimizde, sağlığımızda, hayatımızda teşekkür edeceğimiz şeyler çoğalır. Haydi hep birlikte bağışıklık sistemimizi güçlendirelim, sahip olduklarımıza odaklanıp, değerini bilerek ve sürdürülebilir kılarak, hep birlikte, her gün, her anın değerini bilerek, şükrederek, TEŞEKKÜR edelim. Acılarım oldu herkes gibi elbet Herkese kısmet olmayan sevinçlerim Unutulmayı da göze aldım, evet Hayat sana teşekkür ederim -Sezen AKSU
Aşure Annemin Mantısı Malzemeler • 3 su bardağı un • 1 yumurta • 1 kave fincanı su • Tuz Kıymalı iç için; • 250 gram kıyma • 1 adet soğan • 2-3 dal maydanoz • Tuz • Karabiber
Sos için • 1/2 kilogram yoğurt • 2 diş sarımsak • 2 çorba kaşığı tereyağ • 2 çorba kaşığı sıvı yağ • 1 çorba kaşığı salça • 1 çay kaşığı pul biber • Nane
WWW.METANOIADERGI.COM
35 | ARALIK 2017
Çiğdem Özerk Onay, kızı Derin’in adından ilham alarak açtığı, Derinli Tatlar Bloğunda, damaklara ve gözlere hitap eden, birbirinden farklı lezzetlerin yaratıcısı.
3 çorba kaşığı tarçın 2 tatlı kaşığı zencefil 2 tatlı kaşığı muscat rendesi 1,5 tatlı kaşığı yenibahar 1,5 tatlı kaşığı toz karanfil
Bir çoğumuzun, yoğunluktan ve yorgunluktan şikayet ederek, rutin ve sıradan bir hale getirdiği yemek yapmayı, “en yorgun ve en stresli anlarımda beni dinlendiren inanılmaz bir tutku”olarak tanımlıyor.
Hazırlanışı Tüm malzemeleri çukurca bir kaba koyun. Bir kaşık yardımıyla hepsini karıştırın. Saklamak istediğiniz kavanoza koyun. Eklediğiniz her lezzete şifa versin
Çiğdem’i, yaptığı yemeklerin hikayelerini de anlattığı paylaşımları ile daha yakından tanımak için takip edebilirsiniz. Çünkü Çiğdem, mutluluklar gibi, lezzetli tariflerin de paylaştıkça artacağını düşünenlerden…
@derinlitatlar @derinlitatlar www.derinlitatlar.com
Hazırlanışı 1. Bir tencereye un elenir. Ortası açılarak tuz, yumurta, su ile sert bir hamur yoğurun. Üzeri kapanarak bir süre dinlendirin. 2. Kıymaya ince doğranmış soğan, maydanoz, tuz, karabiber koyup, yoğurun. 3. Hamuru iki parçaya ayırın. Unlayarak, 1 parmak kalınlığında açın ve iki parmak genişliğinde karelere kesin. 4. Ortalarına kıymalı iç harcınızdan koyarak, istediğiniz şekilde kapatın. 5. Tencerede 8 su bardağı su kaynatın. İçerisine 2 çay kaşığı tuz atın. 6. Hazırlanan mantıları içine bırakın. 7-8 dakika haşlayın ve delikli bir kevgir yardımıyla ayrı bir kaba alın. 7. Tabaklara paylaştırın. Üzerine sarımsaklı yoğurt döküp, hazırladığınız sos ile de servis yapın.
WWW.METANOIADERGI.COM
36 | ARALIK 2017
KİTAP ÖNERİLERİ EVREN DAİMA "EVET" DER DAREL RUTHERFORD Kişisel gelişim bir kitaptan öğrenilir mi diye sorunuz var ise Darel'ın kitabı bu sorunuzun cevabı olabilir. Herhangi bir eylem gerekmeden aslında sadece varlığımızla bile evrenin bize nasıl hizmet ettiğini, hem farklı başlıklarla hem de bir takım egzersizlerle anlatan Darel, kitabında danışanlarına ve onların deneyimlerine de yer veriyor. "olur mu öyle şey" dediğiniz noktada, gerçek hikayerin mucizevi gelişimleri, kitabın arasından fısıldarcasıına "olur" cevabını veriyor.
GERÇEKTEN YAŞIYOR MUSUN? ARET VARTANYAN -Aret Vartanyan'ın okuyucusuyla konuşur gibi yazdığı kitapları, kendini bir solukta okutuyor. Kitaplarında çok sıradan, günlük yaşantımızdan alıntılar yapıyor ancak konuyu sıradanlıktan çıkartıp çarpıcı yapan şey ise günlük yaşantımızda gerçekten biz olmamızı engelleyen, küçük değişikliklerle büyük etkilerini görebileceğimiz, alışkanlıklarımız.
İZAYIFLAMADA SON SÖZ DENİZ EGECE Deniz Egece, zayıflama yolculuğunu yürümüş, öğrendikleri ve deneyimlediklerini de bir kitapta toplamış. Neden şişmanlığı taşıdığımızı bilinçaltı süreçleri ile açıklamaktan tutun, aynaya yapıştırdığını bir görsele nasıl benzemeye başladığınıza kadar birbirinden değerli ve etkili yöntemlerle bu işi nasıl başaracağınızı anlatıyor. Neredeyse kitabın her bölümünde tekrarlanan bir şey var ki, kesinlikle çok önemli: Sevdiğiniz bir bedene kavuşmak için önce var olan bedeninizi sevin.
WWW.METANOIADERGI.COM
37 | ARALIK 2017
FİLM ÖNERİLERİ CAN DOSTUM-THE INTOUCHABLES Kendi ihtiyaçlarınızı kendiniz karşılayamıyor olsaydınız, yine de mutlu olur muydunuz? Mutluluk gerçekten sahip olamadıklarımızda mı yoksa sahip olduklarımızda mı saklı? Gerçek bir hikayeden uyarlanan Can Dostum, izleyende şartlar ne olursa olsun mutluluk herzaman "gerçekten mümkün" düşüncesini oluşturuyor. Bunun bir film olduğunu, filmde tabii ki mutluluğu yansıtacaklarını düşünenler için, son sahnedeki mutluluk dakikaları, bu hikayenin gerçek kahramanlarından geliyor.
DIVINES Bir yanda sahip olduklarımızın diğer yanda sahip olmadıklarımızın bizi görütürdüğü yolu sıradan bir hikaye ile, çarpıcı bir oyunculukla seyirciye sunuyor Divines filmi. Oulaya Amamra'nın başarılı bir başrol performansı sergilediği Fransız yapımı film, bir anda sona geliyor ve beklendik ancak acı bir son ile son buluyor.
CAN DOSTUM-GOOD WILL HUNTING Will, bir üniversitede hademelik yapan süper zeki bir gençtir. Will, bir türlü sokak kavgalarından kendini alıkoyamaz ve başı derde girer. Hapise düşmek üzere olan Will'i bu durumdan kurtarabilecek tek kişi onun yeteneklerini farkeden, okulun profesörlerinden Sean McGuire'dır. Aralarında bir anlaşma yaparlar ve bu zamanla çok özel bir dostluğa doğru yol alırlar..