METANOIA
KASIM 2017 / 04
Özümüze doğru yolculuk...
Kişisel Gelişim | Pozitif Psikoloji Dergisi
+
Verimli Düşünme İçin Bir Yöntem Mind Map-Zihin Haritası
Röportaj:
Yaşam Koçu ve Yoga Eğitmeni Demet Dernek:
"Sadelik; SADEce OLmak"
Kendinle Tanışmak İster misin?
AYIN KONUSU:
SADELEŞ!
NUSRETYEN RÜYA ANALİZLERİ
Daha Sade Daha Özgür
İllüstrasyon: Şenay Kurtuluş
Bu sayfaya reklam verebilirsiniz. İletişim için info@metanoiadergi.com
WWW.METANOIADERGI.COM
3 | KASIM 2017
PUSULAMIZ Metanoia Dergi ekibinde bir uzman kadrosu bulunmuyor ve bulunmayacak. Çünkü bu derginin amacı, insanlara sorgulamayı, soru işareti duyduğu noktalarda kendi uzmanlığına, içine, özüne dönerek kendi doğrusunu buldurtmayı amaçlıyor. Biz Metanoia Dergi yazarları olarak, okuduğumuz, öğrendiğimiz, uyguladığımız ve işe yaradığını düşündüğümüz şeyleri kalemimiz döndüğünce sizlerle bu sayfalar aracılığı ile buluşturacağız. Hiçbir şeyin yüzde yüz doğru-yanlış olduğunu savunmadan, iyi ve kötüye dokunmadan, güzel çirkin kıyaslaması yapmadan sadece yazacağız. Aşağıdaki cümleler Kozmos: Bir Uzay Serüveni (Cosmos: A Spacetime Odyssey) belgesel dizisinin sunucusu ünlü Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’a ait. Bu satırlar Metanoia’nın pusulası olarak her sayımızda burada yerini alacak. Sizlere de pusula olması dileklerimizle…
Otoriteyi sorgula. Hiçbir fikir, birisi doğru olduğunu söylüyor diye doğru değildir, ben de dahil. Kendin düşün. Kendini sorgula. Hiç bir şeye, sırf inanmak istediğin için inanma. Bir şeye inanmak onu gerçek yapmaz. Fikirleri, gözlem ve deneylerden elde edilen kanıtlarla test et. Çok beğendiğiniz bir fikir, iyi kurgulanmış bir testi geçemiyorsa yanlıştır! Yola devam edin. Kanıtlar sizi nereye götürüyorsa oraya gidin. Elinizde hiç kanıt yoksa, peşin yargıda bulunmayın. Belki en önemli kural da şudur: Unutmayın; yanılıyor olabilirsiniz! En iyi bilim insanları bile bazı konularda yanılmıştır. Newton, Einstein ve tarihteki bütün büyük bilim insanları zaman zaman hatalar yapmışlardır. Tabi ki yapacaklardı; sonuçta hepsi de sadece insandı…
WWW.METANOIADERGI.COM
4 | KASIM 2017
Editörün Notu
METANOIA Kurucu Merver Erdem merver.erdem@metanoiadergi.com
Merver Erdem merver.erdem@metanoiadergi.com @mervererdem
Hayatımın bir döneminde iş-ev döngüsüne girmiştim. Sosyal hayatım yoktu. Zamanım olmadığından değil, istemediğimden bu iki mekan dışına çıkmıyordum. Bana kalsa işe de gitmeyecektim. Ancak karnımı doyurmak zorundaydım. Zorunluluklar ve gerekliliklerin beni nasıl bunalttığının farkına vardım. Evet yaşamak için para kazanmak, para kazanmak için de çalışmak zorundaydım. Bu nedenle iş zorunluluğunu, başka bir çözüm bulana kadar sürdürebilirdim. Peki diğer zorunluluklarımı neden yanımda taşıyordum? Geri çekildim. İyice geri. Yalnızlığa. Orada sükut vardı ve beni mutlu ediyordu. Orada yargılama yoktu ve bana huzur veriyordu. Orada ben vardım ve kendimi tanımaya başlıyordum. Bu sanki bir rüyaydı ve ben uyanmak istemiyordum. Hayatımdaki kalabalığın farkına varmıştım ve o kalabalığın beni sürüklediği yalnızlıkla başbaşaydım. Sanki, çevremdeki insanlar, onların düşünceleri ve gerekliliklerini uzun zamandır omuzumda taşımıştım ve bu geri çekilme ile onları kenara
bırakmıştım. Derin bir nefes alıyordum ve şöyle diyordum; Oh be dünya varmış! Peki ben, oldum olası sade bir insan olan ben hayatımdaki bu gereksiz çeşitliliğe neden ihtiyaç duyuyordum. Cevap, "yalnız kalmamak için" şeklide geliyordu. "Peki şuan yalnız değil miyim?" diye sorduğumda kendimle yüzleşiyordum. Yalnız kalmamak için, istediğim için değil de bir korkumu yaşamamak, hayatıma aldığım her kişi beni korkumun içine sokuyordu. O gün şu kararı verdim, "hayatıma artık herkes girmeyecek ve hayatım bu anlamda da sadeleşecek." Sade bir bakış açısı ile kendimle buluşmam, kendimi tanımam ve kendimi doyası sevmem çok sürmedi. Yalnızlıktan, tam istediğim şekilde çıkmam da... Bu ay SADELEŞ dedik. Sade bir evde yaşamak ya da sade giyinmenin ötesinde kendinden başlayarak sadeleş. Sonbahar temizliği sonrası, kışın ilk ayında, artık kendimizle ilgilenmeye başlasak ne güzel olur diye düşüdük. Hazır mısın?
Katkıda Bulunanlar: Aydan Gündüz aydan.gunduz@metanoiadergi.com Çiğdem Onay cozarkonay@gmail.com Deniz Kurtuluş deniz.kurtulus@metanoiadergi.com Didem Ermeydan didem@thenilacademy.com Dilara Gençyürek Onan dilara.onan@metanoiadergi.com Ebru Arasıl ebru.arasil@metanoiadergi.com Şenay Mutlu Kurtuluş senaykurtulus@gmail.com Zeynep Makascı zeynep.makasci@metanoiadergi.com Reklam info@metanoiadergi.com
Bizi Sosyal Medyada Takip Edin
@metanoiadergi @metanoiadergi www.metanoiadergi.com
İ Ç İ N D E K İ L E R 8
10
15
Mind Map
SADEce OLmak
Sadeleşmek Nedir? Ne değildir?
20
23
25
Kendinle Tanışmak İster misin?
Daha Sade Daha Özgür
30
32
Nereden Başlasak?
Sadeleş–Sade Ol–Sadeleştir
Ya Ölümsüz Olsaydın?
33 Zihnimizi Nasıl Sadeleştiririz?
WWW.METANOIADERGI.COM
6 | KASIM 2017
Katkıda B Ebru Arasıl 1974'de doğdu. Çocukluğundan beri hayatın anlamını ve kendini aradı. Bu arayışta karşılaştığı enerji çalışmalarına katıldı. 18 senelik çalışma hayatından sonra Fas'ta 3 sene kendi içine daha derin bir yolculuk yapma fırsatı buldu. Öğrenmek ve bunları paylaşmak en büyük keyfi haline geldi. Dahasını ararken ikinci kez yaşam koçluğu eğitimi alıyor ve yaşam koçluğu yapıyor.
Deniz Kurtuluş 1992'de İstanbul'da doğdu. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümünü bitirip Galatasaray Üniversitesi'nde MBA tamamladı. Küçük yaşlardan beri ilgi duyduğu Reiki Master ve Nefes Koçluğu eğitimlerini taldı, Yaşam Koçluğu alanında da seanslar veriyor
Çiğdem Özerk Onay Antalyalı bir baba, Zonguldaklı bir annenin yani hem güneyim hem de kuzeyin kızı... Sürekli öğrenmeye,yenileri keşfetmeye çalışan, araştıran... Farklı damak tatlarını tadan, yapan, farklı ağızlarda bir harmoniye dönüşmesini zevkle izleyen... Kızıyla birlikte hem çocuk olan hem de büyüyen... Sabretmmeyi ve sabrı düstur edinirken Polyanayı yutmuş, içindeki çocuk ile kıpır kıpır biri...
Didem Ermeydan Aralık 1974'te Edirne’de doğdu. Babasının işi sebebiyle oradan oraya gezdik durdu. Bu yaşam sayesinde rengarenk yerler, insanlar, deneyimler kattı hayatına… Şimdi öğretmen ve hayatına her gün yepyeni farkındalıklar katan bir yolculukta. Keyif,huzur ve mutluluk yaşam amacı... Eşini, kızını, kendini dinlemek, kitap okumak, ruhunu mutlu etmek ve sınırsızlığı deneyimlemek vazgeçemedikleri....
WWW.METANOIADERGI.COM
7 | KASIM 2017
Bulunanlar
Dilara Gençyürek Onan Sanatsever, Müziksever,Qigong sever, bir Müzik Öğretmeni. Vermiş olduğu, özel Piyano ve Flüt dersleri dışında, ayrıca, Reiki Eğitmeni ve Keşifçi
Aydan Gündüz İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümü Fars Dili ve Edebiyatı mezunu, senarist ve yazar. Abdülhamid Son Sultan’ ‘Kanuni Grand Turc’ ve ‘Şarkın ve Garbın Hakimi Yavuz’ ‘Reşat Enis Tozlu Raflardaki Gölge / Hep Oyunda Kalmak ve 100 Liraya Kendi Filmini Çek kitaplarının yazarı. UMAYLA YAŞAM BİLİM MERKEZ’İ'nde Hüseyin Rahmi’nin Romancılığı üzerine atölye çalışmaları ve rüya analizi yoluyla koçluk yapıyor.
Zeynep Makascı Akşehir'de büyüdü. İstanbul'da yaşıyor. Tercüman, dünyasını mutlulukla çeviriyor. Yaşam Koçu adayı, psikolojiyle ilgileniyor. Kendi doğasını keşfetmeye bayılıyor.
Şenay Kurtuluş 1982'de Bulgaristan da doğdu. Okul hayatına İstanbul'da başladı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımını bitirdi. Milano Domus academy'de iç mimarlık üzerine master yaptı. Hayali kişiye özel tasarımlar yapmaktı, 8 yıl mobilya ve tekstil sektörlerinde çalıştıktan sonra bugün freelance illüstratör olarak çalışıyor. Yaptığı resimlerde masalsı kızlar çiziyor, Kelebekler çiçekler kuşlar vazgeçilmezleri. Çocuk kitaplarının çizimlerini yapıyor. Aldığı yaşam koçluğu eğitimi ile birlikte çizimlerinde pozitif mesaj ve masalsı hayal gücünü ortaya koymaktan keyif alıyor.
WWW.METANOIADERGI.COM
8 | KASIM 2017
MINDMAP Zihin Haritası Merver Erdem merver.erdem@metanoia.com
Mind Map, en temel ifade ile, bir not alma yöntemidir. Zihni hızlı çalışan, dikkat eksikliği olan, hayatı hızlı yaşayan ya da o eğilimde olan insanların sürekli bir şeyler düşünen halleri dikkatinizi çekmiştir. Belki siz de onlardan birisinizdir. Meditasyonlar zihnimizi yavaşlatmayı, bu yavaşlama zihin ve beden iletişimini sağlar. Ancak meditasyon gibi dinginlik sağlayan eylemlerin işe yaraması için koşturan zihinlerimizi bir nebze rahatlatmak gerekir. "Zaten meditasyon yapmak bunun için değil mi?" diye soranlar olursa evet ancak mind map bunun için ön hazırlık yapıyor. Bu yöntem tümüyle eylem çözümü olmakla birlikte, uyguladığınızda göreceksiniz ki, uyguladığınız anda zihniniz berraklaşmaya başlayacak. Kocaman bir kağıt ve renkli kalemlerle bu not alma işini güzel bir etkinliğe dönüştürebilirsiniz. "Yok ben defter sayfasında daha mütevazi bir not alacağım" derseniz o da mümkün. Ancak yine de bir A4 sayfadan küçük kağıt tercih etmenizi önermem. Çünkü öyle böyle değil, zihninizi boşaltıyorsunuz ve çıkan şeylere siz de hayret edeceksiniz. Ana konuyu sayfanın merkezine yerleştirip, bu konuyla bağlantılı diğer konuları merkezden çıkan çizgilerle birleştirin. Bağlantı kurduğunuz konu ya da başlıkları onları temsil eden imgeler ile süsleyebilirsiniz. Bu sayede yazdıklarınız görsel olarak da hafızanıza kazınır. Ana konudan çıkardığınız her farklı konu kendi içinde çatallaşabilir. Yani her alt
konudan da kendi altında onlarla bağlantılı diğer konularda çizgiler çıkabilir. Şekil nöronlardan çıkan bağlantıların aldığı şekil gibidir. Zihin haritasının temeli de buna dayanıyor ve bazı araştırmacılara göre bu sebeple beynin işleyişiyle uyumlu bir yöntem olarak düşünülüyor. "Elma" kelimesi denildiğinde herbirimizin aklına farklı şeyler gelir. Bu şeyler bir örüntü oluşturur. Renk, tat, koku, cins vb gibi bir sürü kelime, tüm bu kelimelerin altında yatan birbirinden farklı deneyim herbirimizi için farklı bir elma algısında birleşir.
İşte bu örüntü zihnimizi bir kağıda döktüğümüzde, işimiz, projelerimiz, tatil planımız, yemek tariflerimiz, derslerimiz vb bir çok farklı alanda tüm bunları kafamızda tutmaya gerek kalmadan, o şeyi en iyi şekilde yapmaya yarıyor. Zihniniz çok kalabalıksa, yaratıcılığınızı artırmak istiyorsanız, beyin fırtınası iş yapış şeklinizin bir parçası ise bu yöntem tümüyle size hizmet edecek ve işlerinizi kolaylaştıracak bir yöntem.
WWW.METANOIADERGI.COM
Charles Darwin
Mind Map, daha önce de bahsettiğim gibi, zihni dingileştirmekle kalmaz zihni daha verimli kullanmaya hazır hale getirir. Yoğun şekilde kullanılan bir odanın derli toplu hale gelmesi, tüm eşyaların yerli yerine konması gibi. Bu yöntem geçmişte bir çok deha tarafından da kullanılan bir yöntem olmakla birlikte, günümüzde de bilişim sektöründe kullanılıyor. Yan tarafta, geçmişte Leonardo Da Vinci, Isaac Newton, Charles Darwin gibi kişilerin günümüze ulaşan Mind Map uygulamalarını görebilirsiniz. Mind Map'i bir çözüm odaklı yöntem olarak düşünmek liste yapma yöntemi olarak düşünmekten daha iyi olabilir. Zira bir harita şeklinde önünüzde duran tüm olasılıkları aciliyet ve önem sırasına göre önceliklendirmek, bir çıkış yolu bulmak, ya da akla gelmeyen bir bağlantıyı tepeden bakınca görmek sizi çözüme kavuşturur. Bu yöntemi öğrenmeden önce kafamdaki düşüncelerin benden bağımsız olarak, hızlı şekilde bir solucan misali kendi hallerinde gezindiklerini imgelerdim. Öyle yoğun bir düşünce bulutu altındaydım ki kontrol edemiyordum. Bu yöntem, kafamdaki her bir düşünceyi yerli yerine koyarak, önceliklerimi belirlememi sağladı. Zihnimle açılan boşlukla, zamanımı daha verimli kullanmaya başaldım. En başta da söylediğim gibi, okumak değil, uygulayarak yöntemin etkisini test edebilirsiniz.
Isaac Newton
9 | KASIM 2017
Leonardo Da Vinci
WWW.METANOIADERGI.COM
SADECE OLMAK
10 | KASIM 2017
Röportaj: Zeynep Makascı zeynep.makasci@metanoiadergi.com
urnesux@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
11 | KASIM 2017
Bu ay sorularımızı Yoga Eğitmeni ve Yaşam Koçu Demet Dernek'e yönelttik. "Sadelik, "SADEce OLmak" anlamına geliyor benim için" diyor ve yogadan, yoganın kendisine kattığı sadelikten bahsediyor. Röportaj sonunda ise kısa bir yoga pratiği bizi bekliyor.
WWW.METANOIADERGI.COM
12 | KASIM 2017
Bize biraz kendinden bahseder misin Demet? Demet Dernek kimdir? Ne yapar? 7 haziran 1984 İzmir dogumluyum. Evliyim ve İzmirde yaşiyorum. Kişisel gelişim yolculuğuna 18’li yaşlarımda adım attığımda Evrene dair çokça sorum vardı, birazda insanlar arasındaki eşitsizliğe dair kızgınlığım. Şimdi 33 yaşında sorularımın bazılarının cevabını bulmuşken bazıları hakkında fikrim yok hala. Ancak kızgınlığım yerini anlayışa ve derin bir saygıya bıraktı. Evrenin harika bir işleyişi var ve her insan kendi kalbinin izini sürüyor aslında diye düşünen biriyim artık. 2014 Yılında kurduğum Happy Days markamın altında yoga eğitmenliği ve yaşam koçluğu yapıyorum. Eğitmenler yetiştiriyorum. Grup ve bireysel seanslarıma aktif olarak devam ediyorum. Zaman zaman, bugüne kadar bana çok şey katan eğitmenlerin etkinliklerini organize ediyorum.
hocam bir paraşüt kazasında yaralandıktan sonra yogayla tanışmış, beden ve zihinsel çalışmalarla birlikte eskisinden sağlıklı olmuş bir bayandı. İlk dersten sonra bir felsefe olarak yogayı yaşamımda istediğime karar verdim. Yoga benim için dinlemekten hiç bıkmadığım kendi moduma göre de her dinlediğimde başka duyguları içimde duyuran bir müzik gibi. Yoga eğitmeni olma seçimini nasıl yaptın? O kadar mutluydum ki yoga yaparken, bu işin sistemini kendim için öğrenmek istedim. Derslere gitmediğim günler evde kendim yapabileyim daha da derinleşeyim diye. Derken ailem ve arkadaşlarım bana katıldı sonra tanıdıklarım onların tanıdıkları… Ve baktım ben ders veriyorum bayağı bayağı, aktarıcı rolüne giriyorum. Öğretmenlik yogayla bağımı daha da güçlendirdi. Genel olarak sağlıklı bir bedenim vardı yogaya başlarken de ama yogadaki aşamalarda (bedensel duruşlar) derinleştikçe daha da güçlendim esnedim. Bedenim ve zihnimdeki akışı keşfettim. Ve bu akışın önüne geçen herhangi bir durumu fark edebildim hemen. Ne zaman akış dursa bilirim ki bir şeyler önümü tıkıyor yaşam enerjimin ve o fazlalıkları zarifçe kenara koyup geride bırakmayı biliyorum.
Yoga benim için dinlemekten hiç bıkmadığım kendi moduma göre de her dinlediğimde başka duyguları içimde Fazlalıkların varsa işe duyuran bir müzik gibi. yaramayanları ayıklayıp Yogaya nasıl başladın, yoga sana ne ifade bırakmak ve ıvır zıvırın ediyor? Bazı geceler uykuya dalarken ve sabahları ötesinde SADEce OLmak uykudan yaşama geçerken içimde huzursuzluklar sezdim. Bir süre takip ettim kendimi ve gün içinde de enerjim düşmeye başladı kimi zamanlar. Bu ne dedim ? Stres ve fazlalık dedi iç sesim. Uzun zamandır meditasyon yaptığım için değişimlere karşı erken uyarı sistemim vardı o zamanlarda da. Ve baktım iç sesim doğru söylüyor. Bana ait olmayan ‘iş’ adı altında çok şey içime sızmış hücrelerimde negatif enerjiler dolanıyordu. Bu farkındalığa şükrettim ve ne yapabilirim diye sorduğumda, daha önce sadece adını duyduğum Yogaya yakınlık duydum. İlk
Sadeleşmek senin için ne ifade ediyor? Sadeleşmek bana akışı ifade ediyor. Yaşamla birlikte yeterince aktığımı hissettiğim sürece bilirim ki ruhum bedenim zihnim sadelikte. Ve bu bana kolaylığı da getiriyor. Ne zaman tıkanıklar seziyorum ya da açıkça karşımda görüyorum o zaman anlıyorum ki bir şeyler doluşmuş fikrime bedenime . Bunun için fazla yemeğe, fazla konuşmaya, fazla düşünmeye ara veriyorum bilinçli olarak.
Sadeleşmek fazlalıkların varsa işe yaramayanları ayıklayıp bırakmak ve ıvır zıvırın ötesinde SADEce OLmak anlamına geliyor benim için. Sence yoganın sadeleşmeye bir etkisi var mı? Tüm kalbimle, kendi deneyimlerim ve yüzlerce seansımın tecrübesiyle EVET. Yoga yapmak 1,5 saat bir merkeze gidip ders almaktan ibaret değil. Bu bir yaşam tarzı. Sade bir yaşam tarzı aslında. Kişinin kendine ve çevresine karşı yama ve niyama adıyla vicdani kuralları vardır. Bunların yanında prana dediğimiz tam nefes alma hali, konsantrasyon, meditasyon ile aydınlanmaya varan bir yoldur bu. Bu yolu sadeleşmeden yürüyemezsiniz. Bize yoga için kısa bir egzersiz gösterir misin? Tabii ki, göğüs omurga pelvis ve kalça bölgesinde sadeleşmeye yönelik nefes ve duruşlarla kısa bir yoga pratiği deneyimleyebiliriz.
VAJRASANA: Dizlerinizi bükerek topuklarınızı kalçalarınızın altına yerleştirin. Omuz başlarınızı geriye doğru, yuvarlayarak göğüs kafesinizdeki açıklığı deneyimleyin. Ellerinizi kasıklarınıza ya da uyluklarınıza yerleştirin ve burnunuzdan uzun ve derin nefesler alıp verin. İzin verin, verdiğiniz nefeslerde zihninizdeki kalabalığı bırakırken her nefes alışta sadeliği kendinize davet edin.
WWW.METANOIADERGI.COM
13 | KASIM 2017
SATANGASANA Dört ayak üzerine gelin. Elleriniz omuzlarınızın altında hizalanırken yere doğru iyice köklendiğinizi deneyimleyin. Dizleriniz pelvis genişliğinde açık ve kalçanızın altına yerleşsin. Nefes alırken kuyruksokumun içeri başınızı yukarıya kaldırırken; nefes verirken baş boyun içerde omurganız dışa doğru yuvarlaklaşsın ve karnı da içeriye alın. Yavaş ve derin nefes alışverişlerle 2 dakika harekete devam edin. Omurganızdaki rahatlama otomatikman zihninize etki etsin ve nefeslerle birlikte bedeninizdeki fazlalıkların yavaş yavaş kaybolmaya başladığını deneyimleyebilirsiniz.
ANJANEYASANA Sağ elinizi sağ ayağınızın iç kısmına yerleştirin. Nefesinizi boşaltırken pelvis ve kalça bölgenizdeki esnemeyi ve rahatlamayı deneyimleyebilirsiniz. İzin verin kalça ve pelvis hizasında durağan enerjiler varsa dönüşsün. Kendinizi dengede hissettiğiniz noktada ellerinizi önce uyluklarınıza yerleştirin omuz başlarınızı geriye doğru yuvarlayarak göğüs kafesinizi açın ve bu hizayı koruyarak kollarınızı kulak hizasından geriye doğru taşıyın. (2 dakika boyunca nefeslerinizi izledikten sonra duruşu diğer yanınız için tekrarlayın.)
EKA PADA RAJAKAPOTASANA Satangasana (dört ayak üstü) duruşunda sağ dizini bükerek iki elinizin arasına yerleştirin. Pelvisinizin eşit oranda yere bakmasına yönelik kendinizi hizalayın. Ve özellikle kalçanızı serbest bırakarak kollarınızı yerde öne doğru uzatın. (2dk boyunca nefeslerinizi izledikten sonra duruşu diğer yanınız için tekrarlayın.)
Gerçek sanatçılar sadeleştirir.
-Steve Jobs
WWW.METANOIADERGI.COM
15 | KASIM 2017
SADELEŞMEK
NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Merver Erdem merver.erdem@metanoiadergi.com
WWW.METANOIADERGI.COM
16 | KASIM 2017
Nedir? Sadeleşmek nedir sorusuna sözlük "süslerden arınmak" cevabını veriyor. Peki bizim "süslerden arınmak"tan anladığımız nedir? Yani biz sadeleşmek deyince ne anlıyoruz? Ben hep sade bir insandım. Üzerime taktığım tek süs küpelerdi. Küpelerim olmadan dışarı asla çıkmazdım. Annem eve abartı sayılacak bir eşya aldığında onu da elimden geldiğince sadeleştirirdim. Büyüyüp kendi evime taşındığımda az eşya ile yaşamaya ve bu eşyaların da mümkün olduğunca sade seçimler olmasına özen gösterdim. Hayatım boyunca "o sade sever" gibi bir etiketin çok anlamlı, çok etkileyici ve süse püse çok düşkün kimseler tarafından bile çok özenilen bir şey olduğunu keşfetmiştim. Sadelik seçimim bu etiketin başkaları tarafından bu kadar beğenilmesinden daha çok, bana
kendimi rahat hissettirmesinden kaynaklandığının altını çizmek isterim. Ancak uzun süre sadeliğin giyim kuşam ya da ev dekorasyonu ile sınırlı olduğunu düşünmüştüm. Ta ki, bir gün sözcüklerime, düşüncelerime ve hatta duygularıma taktığım süsleri farkedene kadar. Sadeleşmek, soyunmak demek aslında. Çırılçıplak kalmak. Olduğumuz gibi olmak. Yaşamak için minimum şeye ihtiyaç duymak. Herhangi bir madde ya da duygu için muhtaciyet alanına geçmemek. Özümüze doğru yol almak, yaklaşmak ve bellki ona ulaşmak. Dünya gelişiyor. Gün geçmiyor ki evren hakkında, canlılar hakkında, dünyamız hakkında yepyeni şeyler öğreniyoruz. Teknoloji gelişiyor. Yaşam hızlanıyor. İhtiyaçlarımız değişiyor. Karşılanamayan
ihtiyaçlar insanları mutsuzluğa sürüklüyor. Yeni dönem yaşam bize, "senin şunun olmazsa eksiksin" mesajını veriyor. Ya da "değersizsin" ya da "fakirsin" ya da "prestijsizsin". Bunun gibi bir çok negatif etiket sıralayabiliriz ancak olmaz ise ölmeyeceğimiz bir şey bizden hiç bir şey eksitmediği gibi bizi herhangi bir etiket altına da sokamaz. Sadeleşmek, lüksten, konfordan, hatta süsten vazgeçmek değil. Tüm bunları muhtaciyet alanından yapmamak demek. Başkası için yaptığınız her şeyden vazgeçmek, kendiniz için yaşamak demek. Herhangi bir kimsenin ne söylediğini umursamadan, kalbinizi dinleyip, onun istediği yoldan gitmek demek... Yani enerjisel olarak düşünce süslerinden arınmak demek.
WWW.METANOIADERGI.COM
17 | KASIM 2017
Ne Değildir?
Bir şeyin ne olmadığını anlamak o şeyin aslında ne olduğunu anlamanın en iyi yollarından biri. Bu sebeple "Sadeleşmek ne değildir?" diye bir soralım istedik. Zira Google'a sadeleşmek yazdığımızda ekrana gelen her tanım bizim bahsettiğimiz sadeliği mi tanımlıyor?
Sadeleşmek süslerden arınmak demek değildir! Sade bir hayatı seçip gayet de süslü de olabilirsiniz. Önemli olan, süslü haliniz ile süssüz haliniz arasında kendinize gösterdiğiniz sevgi, şevkat, anlayış arasında farkın olmaması. Eğer makyaj yapmayı, yüzünüzün doğal halini sevmediğiniz için tercih ediyorsanız dikkat! Makyaj yapmayı, makyaj yapmaktan keyif aldığınız için tercih ediyorsanız, makyajsız da gayet mutlu, mesut, hür ve özgür yaşarım diyorsanız dilediğiniz kadar süslenebilirsiniz. Sadeleşmek mütevazi bir yaşam tarzı demek değildir! "Sadeleşmek" kelimesini Google'da arattığınızda yine karşımıza gelecek
sonuçlardan biri; "Dünyanın en zengin listelerinde olmalarına rağmen çok mütevazi hayatlar yaşayan bilmem kaç iş adamı!" Lüks yaşamak sade yaşamaya engel bir durum değil. Sadece sahip olduğunuz lüksün gösteriş için olmamasına dikkat edin. Gerçekten sahip olduğunuz imkanları "kendiniz" için mi kullanıyorsunuz, çevrenize gösteriş yapmak için mi? Bu soruyu kendinize sormak için standartlarınızın yükselmesini beklemeyin. Sahip olduğunuz spor ayakkabıdan tutun eve kadar her şeyi kendiniz ve kendi konforunuz için mi alıyorsunuz başkalarına gösteriş için mi? Sadeleşmek yoksunluk yaşamak değildir! Sadeleşmeyi seçen insanlar, daha az "çeşit" şeyle yaşarlar. Çünkü fazla çeşide ihtiyaç
duymazlar. Az çeşit ile yaşıyor olmaları onların bir şeylerden yoksun oldukları anlamına gelmez. Çünkü farklı seçeneklere sahip olduklarını her zaman bilirler. Sadece kendi seçeneklerini kendileri belirlerler. Sade yaşamak ayıp değildir! Kültürümüz bize ne kadar çok şeyin varsa o kadar gösterişlisin, ne kadar gösterişliysen o kadar varsın gibi bir formul öğretir. Bunun tersini yaşayan kişileri de "zavallı" sınıfına sokmaya eğilimlidir. Oysa iyi olmak, gösterişli olmak, mükemmel olmak çok şeye sahip olmakla değil, az şeye ihtiyaç duymakla alakalıdır. Sadeliği yaşam tarzı olarak belirleyen insanların da ihtiyaç duydukları şeyler azdır ve az şeye ihtiyaç duymak ayıp değildir.
Geçmiş Sayılarımızı Okudunuz Mu?
Metanoia Temmuz-Agustos Cesaret
Metanoia Eylül İçimizdeki Çocuk
Metanoia Ekim Kendi Sesini Yükselt
WWW.METANOIADERGI.COM
19 | KASIM 2017
NEDEN SADELİK
Ebru Arasıl | Kendinle Tanışmak İster Misin? Aydan Gündüz | Alt Beynin Sesiyle Daha Sade Daha Özgür Dilara Gençyürek Onan | Ya Ölümsüz Olsaydın?
efaCnoitatneserP@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
20 | KASIM 2017
Kendinle Tanışmak İster Misin? Ebru Arasıl ebru.arasil@metanoiadergi.com
Türkiye’deki evimiz zaten yeterince doluydu üstüne Fas’taki eşyalarımız da gelmişti. Bu eşyalar nereye sığacak diye düşünürken, bu ayın konusunun “Sadeleş” olduğu aklıma geldi. Hemen ardından çok sevdiğim bir arkadaşım, Marie Kondo’nun ‘ Hayatı Sadeleştimek İçin DERLE, TOPLA, RAHATLA’ adlı kitabını önerdi. Evren benim için çalışıyordu. Yazar aynı zamanda kurs da veriyordu. Kitabın önsözünde, yazarın farklı müşterilerinden gelen “Kursunuzun ardından işi bıraktım, kendi işimi kurdum… Boşandım… Eşimle daha iyi anlaşıyoruz…” gibi yorumları görünce bu kitabın sıradan bir toparlama kitabı olmadığını anladım. Kitabı okudum ve hayatıma yeni bir başlangıç yapmaya karar verdim. panSkcotS@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
21 | KASIM 2017
Anladım ki, ben bilgiye bağımlıyım... Sadece bilgiye değil, anılara, kişilere ve daha pek çok şeye... Bir şeyi, ne istediğimizin farkındalığı ile yaptığımızda, hem kendimizi tanıyor hem de ne istediğimizi daha iyi anlıyoruz. Ben de evi toplamak istediğimde, istediğimin çok daha sade, içinde kendimi huzurlu hissedip, sevdiğim şeyleri yapabilmek için bana hizmet eden bir ev olduğuna karar verdim. Ve evi toplarken sadece beni mutlu eden eşyaların kalmasına izin verdim. Bazı eşyaları ayırırken o kadar çok ağladım ki, sevmediğim şeylerin bile beni nasıl etkileyebildiğine şaşırıp kaldım. Her bir ayırdığım eşyada ruhumun daha derinlerine gittim. En zor ayrıldıklarım kitaplardı. Anladım ki ben bilgiye bağımlıyım. Okuduğum kitaplara istediğimde ulaşabileceğimi bilmek beni rahatlatıyormuş. Ve sadece tekrar okumaktan ya da birkaç satırına bile olsa bakmaktan keyif alacağım kitapları bıraktım kendime. Sadece bilgiye değil, anılara, kişilere ve daha pek çok şeye ne kadar bağımlı olduğumu ve zihnimde ve kalbimde hüzünle karışık ne kadar çok yer tuttuklarını anladım. Bana keyif vermeyen eşyalara, kıyafetlere, ilişkilere, kendim sevmediğim davranışlara artık ihtiyacım yoktu. Zamanında görevlerini yaptıkları için her birine teşekkür ederek, istendikleri yere gitmeleri için minnetle uğurladım onları. Ne kadar çok eşyaya, moda kıyafetlere, son teknolojiye, en yeni bilgilere sahipsek, o kadar değerli olacağımızı sanıyoruz. Oysa bütün bunlar zihnimizi kalabalıklaştırıyor. Ne kadar az şeye sahip olursak, o kadar çok kendimizle baş başa kalabiliyoruz. Ve ne kadar az şeye sahip olma ihtiyacında olursak, o kadar kendimiz oluyoruz. Bir pırlantanın da dışı farklı katmanlarla kaplıyken değeri anlaşılamaz. Toprağı, çamuru temizlersen, öze inip, onun pırlanta olduğunu anlarsın.
Etrafını haz vermeyen eşyalar, insanlar, düşünceler, sorunlar ile çeviren insan da, kendinden uzaklaşır ve sıradanlaşır. Ne kadar bunlardan sıyrılır ise özüne ulaşır. En sade, en parlak, en yalın, en mükemmel özüne. Pek çoğumuz eşyalar gibi, problemlerin de üstünü örtüyor, bir yerlere tıkıştırıyor. Oysa onlar bir yere gitmiyorlar böyle yapınca. Hatta zaman geçtikçe ağırlaşıyorlar. Tıkandığın ilişkilerle yüzleşip tamam ya da devam kararı alırsan, masanda bakılıp işleme alınmamış evrak, evinde değerlendirilip gidecek mi kalacak mı karar verilmemiş eşya, zihninde ve yüreğinde çözüme kavuşmamış sorun bırakmazsan, hayatın sadeleşir. Aksi taktirde nasıl yani dediğimiz çöp evler gibi, çöp zihinlerle yaşarız.
Hayatındaki problemlere bak, sonra bir de evine, ya da işyerine. Benzerlikleri görüyor musun? Yakınımızdaki insanlar bizim aynamız sözünü çok duymuşsundur. Buna sadece insanlar değil, evimiz, işimiz, varsa evcil hayvanlarımız, çevremizdeki her şey dahil. Hayatındaki problemlere bak, sonra bir de evine, ya da işyerine. Benzerlikleri görüyor musun? Evin çok düzgün görünüyor ama sana ait değil gibi? Hayatına bak, dışardan çok düzgün gibi, herkes seni taktir ediyor ama sen mutlu değil misin? Ya da etrafında sürekli sorunlu insanlarla karşılaştığını söyleyen bir arkadaşın var mı ? Varsa o arkadaşının aldığı eşyaların çoğunda, yaptırmak istediği işlerde de sorun çıkıyor mu? Sadece bakmak, derinden bakmak, anlamak için yeterli. Hayatında hangi duyguları yaşamayı seçersen, etrafında da sana o duyguları yaşatacak eşyaları, insanları bulursun. Sadeleşmek aynı zamanda önceliklerini de sade bir şekilde belirlemektir. Eğer hayatında pek çok şey var ve onlara yetişmek için koşturuyorsan, ya da gerçekten yapmak istediğin şeyleri yapamıyorsan ve hayatın seni sürüklediği yere gidiyorsan, önceliklerini belirleyip, hayatını buna göre yaşamıyorsun demektir. Önceliklerini yaparken de sadece zihnini değil, kalbini kullanırsan, yorgun hissettiğinde bile kendini motive etme gücünü kendi içinde kolayca bulabilirsin. Öncelik belirlerken de sade olmazsan, yapacağın uzun listeler peşinden koşmaktan, yaptığın şeylerin keyfine varamazsın. Öncelikler hayatın farklı dönemlerinde farklılık gösterecektir, bunu kabullenmek de önemli. Evlendiğinde ya da çocuğun olduğundaki öncelikler, bekar hayatındakinden tabii ki farklı olacaktır, bunu kabul edip buna göre seçimlerini belirlersen daha sade ve kolay yaşarsın. Yoksa hem bekarken ki bütün önceliklerim kalsın, üzerine de yeni öncelikler eklensin dersen,
WWW.METANOIADERGI.COM WWW.METANOIADERGI.COM
22 || KASIM EKİM 2017 22 2017
Sadeleşmek eşyalara değil, istediğin deneyimlere yer açmaktır. kaosa sürüklenirsin. Aynı şey eşyalarda da geçerli. Hem her şey kalsın, hem de kolay ve sade bir hayatım olsun diyemezsin. Sadeleşmek sadece evinde, işyerinde, ilişkilerinde artık sizi mutlu etmeyen şeyleri bırakmak değil. Yeni şeyleri hayatına alırken de beni mutlu ediyor mu diye özenle seçmek. Eşya, kıyafet, ya da teknolojik ürünü moda olduğu için değil gerçekten sevdiğin için almak. Yeni bir ilişkiye mantıklı olduğu için, ya da o kişi popüler olduğu için, içinden geldiği için başlamak. Bir işi sadece şartlarına göre değil, sana vereceği keyif ve mutluluğu da göz önüne alarak değerlendirmek. Evinin güvenli olması için nasıl kapını kilitliyor, güvenlikli sitede oturuyor, kamera taktırıyorsan, hayatının istediğin gibi olması için de seçici olmayı, başkalarının fikirlerine göre değil, kalbine göre yaşamaya özen göstermelisin. Herkesin kendine has sınırları ve filtreleri var, bu filtreleri çevrenin sözlerine göre değil, kalbinin sesine göre belirlersen, yanılmadığını görürsün. Sadeleşmek eşyalara değil, istediğin deneyimlere yer açmaktır hayatta, her zaman yanında taşıyabileceğin tek şey deneyimlerindir. Şu anda bulunduğun anı, yaşı tekrar yaşayamayacaksın, onu en dolu dolu şekilde yaşamak istemez misin? Geriye dönüp baktığında, çok az hatta hiç keşken olmadığını görmek istemez misin? Ben hayatıma baktığımda, satın almadığım hiçbir şey için keşke dediğimi hatırlamıyorum, ama deneyimlemeyi isteyip de deneyimlemediğim her şey için keşke diyorum. Keşke daha çok gezseydim, keşke hayal ettiğim iş için daha erken hazırlık yapmaya başlasaydım, keşke… Kendine ve hayatına yer açmak için, her anlamdaki safraları atmaya ne dersin? Sana hizmet etmeyen düşüncelere, duygulara, davranışlara, eşyalara, ilişkilere güle güle deyip, kocaman bir nefes alıp, kendine, olmak istediğin kendine odaklanıp, bu yolda yeni deneyimlere var mısın?
WWW.METANOIADERGI.COM
23 | KASIM 2017
İÇTEKİ BENLE BARIŞMAK VE NUSRETYEN RÜYA ANALİZLERİ
ALT BEYNİN SESİYLE DAHA SADE, DAHA ÖZGÜR Aydan Gündüz aydan.gunduz@metanoiadergi.com
Bir rüzgârın ardı sıra gider gibiyim. Kuşlardan mı feyz aldım yoksa bulutlarla mı yarışıyorum, belli değil. Ayak ucumda bir nehir, başımın üzerinde güneşin perdelediği o yıldızlar… Göremesem de biliyorum hep oradalar; saklı bir aydınlığın içinden göz kırpıyorlar.
enneisirapococ@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
24 | KASIM 2017
Bir rüzgârın ardı sıra gider gibiyim. Kuşlardan mı feyz aldım yoksa bulutlarla mı yarışıyorum, belli değil. Ayak ucumda bir nehir, başımın üzerinde güneşin perdelediği o yıldızlar… Göremesem de biliyorum hep oradalar; saklı bir aydınlığın içinden göz kırpıyorlar. İlk rüyalarımın karışık, karanlık ve kaotik olduğunu bugün gibi hatırlıyorum. Anne karnından itibaren aldığım ve kuyruğumun alt ucunda depolanan negatif kayıtlar içteki benle arama kalın bir duvar örmüştü. Onun
sesini duyamıyor, duysam da ne dediğini anlamıyordum. O ise simge çağrışım diliyle bana orada olduğunu hatırlatmak için çırpınıyordu. Kabus diye adlandırıp ölesiye korktuğum ve beni tedirgin eden sayısız rüyanın hep bu takıntıların dışa vurumu, ifadesi olduğunu anladığımda nasıl da rahatlamıştım. Sayfalar dolusu sembol bazen gerçek hayatta gördüğüm bir kişi ya da mekanla birleşerek beni çok tanıdık bir ortama sürüklüyordu. O ortam işte benim asıl gerçeğimdi; sade, basit bir o kadar da
çarpıcı… Zamansız ve mekansız bir dünyadan kendime bakıyordum; baktıkça ve anladıkça yolculuğun seyri değişmeye başladı. Ortaya dökülen kayıtlar gündelik hayatta bana sorun gibi görünen şeylerin kaynağını göstermişti. Doç Dr. Nusret Kaya’nın deyimiyle ‘’hemşerim burada bir sorun var’ diye bağırıp duran rüyalarımın dili çözülmüştü; daha doğrusu ben onun dilini anlamaya başlamıştım. Eğitimde ilerledikçe ve eğitime katılan arkadaşların rüyalarını dinledikçe hepimizin nasıl da bir ve benzer
olduğumuzu farketmek ise muhteşem bir histi. EVRENSEL EŞİT KUYRUKLU CANLI olarak alt beyin dünyasında isimlerden, etiketlerden ve her türlü kimlikten çok uzak bir yerde buluşuvermiştik. Şeklin ötesindeki, şeklin gizlediği güzelliğe bakarak, alt ve üst beynimizin uyumlu birlikteliğini kurmuş kendimizi tanımış, kendimizi tanırken de insanlarla doğru, sevgiye dayalı iletişim kurmamızı sağlayacak bakış açısıyla tanışmıştık. Bunun doğal neticesi ise tarifi
imkânsız bir huzur ve hafiflikti. Negatif kayıtların getirdiği ağırlık yerini sadeliğe bırakıyordu; sadelik de bizi özgürlüğe taşıyordu.
Kapının ardında var olan saklı, örtülü ne varsa ortaya dökülürken içteki asıl ben gereksiz yüklerinden kurtuluyor. Yıldızlar tüm ihtişamıyla gün ışığında bile görünür oluyor.
İlk rüyalarımdaki karışık, karanlık ve kaotik ortam yok artık. Ama yine de her sabah, iki satır arasına sıkışmış yepyeni bir hikâyeyle karşı karşıya buluyorum kendimi. Kağıda dökülen kelimelerle ve dile gelen her bir cümleyle önümde bir başka kapı açılıyor.
Kaynak: http://www.psikoestetik.com/nusretiyenfelsefede-kavramlar Pek mühim bir duyuru; Doç Dr. Nusret Kaya’nın rüya analizi eğitim gurubu ile hazırladığı ikinci kitabı Rüya Satrancı bu ayın sonunda Ganj yayınlardan çıkıyor.
WWW.METANOIADERGI.COM
25| KASIM 2017
YA ÖLÜMSÜZ OLSAYDIN? Dilara Gençyürek Onanl dilara.onan@metanoiadergi.com
Denizdeydi hepsi. Yolculukları fazlaca fırtınalı. Ama Umutlu. İyi ki taştılar. Dışarıdan şekilsiz, sıradan, basit. Bir gün bir kadın farketti bir kaç tanesini. Tek tek dokunarak, severek, hissederek seçti. Aldı yanına. Varolmak, güzellik. Tüm hayatları bu şimdi. Her gün. Ve dokunmak, dokunulmak. Ölmeyecekler, yıllarca. Bu yeterli. Belki çocukların oyunlarına ortak, Belki birilerinin hislerine tanık. Bu yeterli. Denizde olmak da güzeldi. Burada olmak da. Sonrası kimin umrunda?
nikmilk@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
26 | KASIM 2017
Hayat nasıl gidiyor? Herşey istediğin gibi mi? Ne istediğini biliyor musun? Hayatın seni nasıl hissettiriyor? Onu nasıl tanımlarsın? Karmaşık, keşmekeş, sakin, heyecanlı, yoğun, monoton, kayıp, izole, sosyal, tam da istediğin gibi ya da “Aman tanrım bu kimin hayatı?” ya da “Yaşayıp gidiyoruz işte!” Hayatın sana mı ait? Hayat seçimlerini gerçekten farkındalıkla yapıyor musun? Neyi neden seçtiğinin, kimi neden hayatına aldığının farkında mısın? Bu soruların yanıtları senin için önemli mi? Benim için önemliydi.
Henüz tam olarak ne istediğimi bilmiyordum ancak denemek zorundaydım. Çocuklar gibi... olurda aslında istediğini zannederdi? Ya da istekler zamanla değişir miydi? Sizin de zamanla değişen istekleriniz, ihtiyaçlarınız var mı? Ve anlık olarak bunun farkında mısınız? Şimdi bir liste yapacak olsanız neler çıkar acaba? Bundan bir ay sonra bir liste yapacak olsanız neler çıkar acaba? Bu soruları sormayı yeniden alışkanlık yaptığımda kendimden gelen yanıtlar karşısında dehşete düştüm! Ve derhal hayatımda artık olmasını istemediğim; bana
Bir gün bir baktım hayatıma, ben yokum içinde. Bu soruları hep sorardım. Sormayı unuttuğum bir dönem oldu. Unuttukça kendimi unuttum. Kendimi unuttukça sormayı unuttum. Bir gün bir baktım hayatıma, ben yokum içinde. Benim dışımda herşeye ve herkese yer var ama ben yokum. Acaba Dilara nerelere kaçıp saklanmıştı? Bir insan hayatına yerleştirdiği şeyleri nasıl
sevgi, coşku ve yaşama isteği vermeyen şeyleri alanımdan çıkarmaya başladım. Henüz tam olarak ne istediğimi bilmiyordum üstelik. Ama daha fazla böyle devam edemezdim. Hayatımda hiç bir şey iyi hissettirmiyordu ve her zaman ne istediğimi %100 bilmemin imkanı olmadığını farkettim. Denemek zorundaydım. Çocuklar gibi. Benim gibi bir insan için bu önceden oldukça endişe verici bir durumdu. Hayatımın bir sonraki evresinde ne yapacağımı bilememek, kendimi artık eskiden tanımladığım şeylerle tanımlayamamak ölüm gibi bir şeydi. Gerçekten ölüyordum ve bu gerekliydi. Acıdan kaçıyordum hep ama bu sefer acının içinden de geçmeliydim. daha fazla kaçamazdım. Çünkü bu gerçekti. İçinden
Artık hiç birşeyi kural öyle diye yapmak zorunda değilim! geçerken farkettim ki “gerçek” hafif de olsa ağır da olsa saf gerçekti ve kendine özgü bir güzelliği de vardı. Kaçmamak orada durabilmeye ve olana izin verebilmeye başladıkça acının yoğunluğu artsa bile içinden geçmek kolaylaşmaya başladı... Derken beni heyecanlandıran şeyleri takip etmeyi keşfettim. Artık alanımı/hayatımı tamamen boşaltmıştım ve bundan hoşnuttum. Yüksek lisans bitti, akademisyenliği hayatımdan çıkardım, işim olan müziğin bana hitap etmeyen kısımlarını hayatımdan çıkardım ve daha bir çok şey… Artık hiç birşeyi kural öyle diye yapmak zorunda değilim. Şimdi gerçekten istediğim şeyleri hayatıma tekrar geri koymak, bazılarını kalıcı olarak çöpe atmak, bazılarını da önceliklendirmek zamanı geldi. …Ve hayatımın baş köşesine, heyecandan beni sabahlara kadar uykusuz bırakacak kadar tutku hissettiren şeyleri koydum. Ölümsüz olmadığımızı biliyoruz hepimiz öyle değil mi? Soru şu; ya ölümsüz olsaydın ve sonsuza dek şu an yaşadığın gibi yaşamak zorunda olsaydın, ne hissederdin? Ölümü bir kaçış olarak kullanamasaydın? Bu hayatınla ne yapardın? Ne yaratırdın? Neleri hayatında tutar, neleri hayatından çıkarırdın? Sonsuza dek. Evini sadeleştirdin, zihnini ve bedenini sadeleştirdin, peki ya hayatın? Ya hayallerin? Bul o tutkuyu. Evet yalnız kalacaksın. Belki kimse desteklemeyecek. Ama çevren kendiliğinden sadeleşecek! Yola çıktığında, sana söz veriyorum, senin yoluna uygun insanlar girecek hayatına. İşte o zaman iyi ki yapmışım diyeceksin. O insanları bekletme hadi artık. O aşkı bekletme artık. Haydi!
WWW.METANOIADERGI.COM
27 | KASIM 2017
Mükemmelliğe, eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey bulunamadığında ulaşılır. -Antoine de Saint Exupery-
AŞK OLSUN - WORKSHOP 12 Haftalık bir eğitime ne dersin hem de konusu AŞK olan. Aşk nedir? İlişki nedir? Sevgi nedir? Hedef nasıl konulur? İstediğimiz şeyler neden olmaz? İstediklerimizi nasıl elde ederiz? Küçük adım atmak neden önemli? İstekler ve arzular aynı şeyler midir? Karar vermek neden önemli? Direnç nedir? Dirence tepki mi vermeli cevap mı? İkincil kazanç nedir? Hedeflerimizi nasıl etkiler? Düşünceler gerçekten söylendiği kadar güçlü mü? İnanmak ne kadar önemli? İnanmıyorsak ne olur? İçimden gelen hangi sese güvenmeliyim? Ayrıntılı bilgi ve geçmiş dönem geri bildirimleri için www.biradimat.com'u ziyaret edebilir, haydi@biradimat.com'a sorularını gönderebilirsin.
WWW.METANOIADERGI.COM
29 | KASIM 2017
SADELEŞ! AMA NASIL? Merver Erdem | Nereden Başlasak? Deniz Kurtuluş | Sadeleş – Sade Ol – Sadeleştir Didem Ermeydan | Zihninizi Nasıl Sadeleştiririz?
lexipwar@ yabaxiP :farğotoF
WWW.METANOIADERGI.COM
30 | KASIM 2017
Nereden Başlasak? Merver Erdem merver.erdem@metanoiadergi.com
Halka açık alanlarda tuvalete girdiğinizde, kapı arkasında yaptığınız eylem duyulmasın diye suyu açtığınız oluyor mu? Aret Vartanyan'ın Çırılçıplak Aşk kitabından sadece bir soru aklımda kaldı ve o soru benim tüm maskelerimi kenara bırakmamı sağladı. O soru şuydu; "Halka açık alanlarda tuvalete girdiğinizde, kapı arkasında yaptığınız eylem duyulmasın diye suyu açtığınız oluyor mu?" Sorunun ardından gelen açıklamalar beni kendimle yüzleştirdi. Çünkü ben de halka açık yerlerde tuvalate girdiğimde, yaptığım şey duyulmasın diye suyu açanlardandım. Yani insan yaşamı için doğal bir süreci "ayıp" diye örtmeye, gizlemeye çalışanlardandım. Evde nasılsam dışarıda o kişi ben değildim. Dışarı çıkarken, kimsenin ilk bakışta anlayamayacağı maskemi takıyordum. Çünkü çırılçıplak yaşarsam sevilmemekten,
ötelenmekten, dışlanmaktan, tüm bunlar olursa da yalnız kalmaktan korkuyordum. Ancak işin özünde, ben kendimi, gerçeğimi, doğal halimi öteliyor, dışlıyor yalnız bırakıyordum. Bunu maalesef bir çoğumuz yapıyoruz. Dışarıdan gelecek olumsuz bir davranışın bizi içine sokacak durumun kaygısı ile kendimizi, düşüncelerimizi, davranışlarımızı maskeliyoruz.
Arayışımız evimizdeki kendimize göre, bulduğumuz şeyler ise dışarıdaki maskeye göre... Evimizdeki biz ile dışarıdaki biz aynı değiliz. Arayışımız evimizdeki kendimize göre, bulduğumuz şeyler ise dışarıdaki maskeye göre. Dolayısıyla ilk bulduğumuzda sevindiğimiz şeyler zamanla aradığımız şeyi bulamadığımızda bizi üzüntüye sürüklüyor. Dışarıdaki insanlar bizi değil, maskemizi görüyor ve o maskeye geliyorlar. Biz
Aslında biz kandırıldığımızı sanarken, daha ilk andan itibaren karşımızdaki insanı kandırmaya başlıyoruz. aradıklarımızla bulduklarımız arasındaki farkın, bizzat kendi kendimize taktığımız maskeden kaynaklandığının farkına varamıyoruz. Her seferinde bir sevilmeme, yalnız kalma kaygısı ile taktığımız maske bizi günün sonunda yalnızlığa mahkum ediyor. Aslında biz kandırıldığımızı sanarken, daha ilk andan itibaren karşımızdaki insanı kandırmaya başlıyoruz. Kopma anı sadece karşımızdaki kişi(ler)nin kandırıldığını anladığı anda başlıyor. Kitabın sorduğu soruya verdiğim cevap ve ardından gelen açıklamalar ile yüzleştiğim an artık ben eski ben değildim. Dışarı çıkarken kullandığım maskeyi de hemen çıkardığım söylenemez ancak ilk adımım halka açık tuvaletlerde, çişimi yaparken, bunun
WWW.METANOIADERGI.COM
31 | KASIM 2017
Yaşımın gereği gibi değil, doğamın gereği gibi yaşamayı seçiyorum! duyulmaması için ekstra bir çaba göstermemek oldu. Çünkü orası, insan olmanın doğal bir sürecini deneyimlediği bir yerdi. Benim özüm, doğal yaşantımın bir parçasıydı. Dışarıda bu sesi yadırgayacak biri varsa o benim değil, onun problemiydi çünkü orası bir tuvaletti ve tuvaletlerde çiş sesinden daha normal bir şey olamazdı. Ardından sevmediğim ortamlarda, orayı ya da oradakileri seviyormuş gibi yapmayı bıraktım. Sevdiğim yerleri ve kişileri ise sevdiğimi istediğim gibi göstermeye başladım. Bunu yapmak için kendime sadece şu soruyu sordum, "eğer şuan evde tek başına olsaydın, nasıl davranırdın?" Bu sorunun cevabı beni hep evdeki halim yani en çıplak, en maskesiz halim gibi davranmamı sağladı. Tüm bunların sonunda daha ben oldum, daha çok kendime yaklaştım. Bugün, 33 yaşında bir kadın olarak, yaşımın gereği gibi değil, doğamın gereği gibi yaşamayı seçiyorum ve bu yaşam tarzı ile çok mutluyum. İnsanlar mutluluğu kendilerinde olmayan şeylere sahip olduklarında yakalayacaklarını düşünüyorlar. Üzerlerine takıyor takıştırıyorlar. Oysa mutluluğun sahip olmakla değil, sadece var olanların farkında olmakla alakası var. Maskelerinizi çıkarın. Onlar sizi yalnızlıktan, mutsuzluktan, ötekileştirilmekten koruyabilecek şeyler olamazlar. Siz en doğal, en sade, en siz halinizle zaten güçlü bir birey, zaten mutlu bir insan, zaten hür bir karakter olabilirsiniz. Siz de benim gibi, maskelerinizi çıkarmaya çişinizi yaparken, duyulmasın diye suyu açmaktan vazgeçerek başlayabilirsiniz.
WWW.METANOIADERGI.COM
32 | KASIM 2017
Sadeleş–Sade Ol–Sadeleştir Deniz Kurtuluş deniz.kurtulus@metanoiadergi.com
Kendimi nasıl tanımlarsın diye bana sorduklarında, ne tarz kıyafetler giyersin dediklerinde, evimin dekorunu sorduklarında cevabım hep aynı olmuştur ‘’SADE’’. Bu ayki yazının konusunu öğrenince çok mutlu oldum çünkü SADE sözcüğü benim gerçekten hayatımı yansıtan bir kelimedir. Öyle ki gelinliğim bile tamamen sadeydi
Neden karmaşanın, kabalığın içinde kendimizi kaybetmiş gibi hissediyoruz? Günümüzde insanlar sade, saf ve basit sözcüklerinin anlamlarını devşirip kötü gibi göstermeye çalışsalar da hatırlatmak isterim ki özümüzde sadece basit ve mükkemmel saf bir ışıktan ibaretiz. Biraz spritüal bir tanım gibi geliyor ise size, kuantum fiziğini araştırmanızı tavsiye edebilirim. Madem sadece bir saf ışıktan ibaret isek, neden karmaşanın, kabalığın içinde kendimizi kaybetmiş gibi hissediyoruz? Çünkü özümüzü, nereden
geldiğimizi unutuyoruz veya unutturuluyoruz O kadar gereksiz şeylerle uğraşıp hem bedenimizi hem de zihnimizi yoruyoruz ki aklımıza özümüz bile gelmiyor. Aslına baktığınızda tüm içsel ve kişisel çalışmaların temelinde tek orta noktaya ulaşılmaya çalışılıyor, bu da başladığımız noktadır. Kendinize bu ay bir iyilik yapın ve SADELEŞ – SADE OL – SADELEŞTİR adımlarını gerçekleştirin. Hayatına dönüp baktığında bu kadar karmaşanın, kalabalığın içinde sen kendini nasıl görüyorsun? Gelin eski kalıpları, eski düşünce tarzlarını, geçmişe ait ne var ise SADELEŞerek özümüze dönelim. Ardından SADE yaşamaya başlayalım. Evet, çok basit ve sade. Sonrasında da etrafımıza ışık ve ilham olarak başkalarının da SADELEŞTİRmeye teşvik edin. Bu yeni döngüyü hayatınıza geçirme kararı aldığınız anda muhakkak günlük tutmanızı öneriyorum. Farkı kendi gözleriniz ile gördüğünüzde daha çok hoşunuza gidecek. Hayatı sorgulamaya başladığınızda zaten sadeleşmek elden bile değil..
WWW.METANOIADERGI.COM
33 | KASIM 2017
Zihnimizi Nasıl Sadeleştiririz? Klaus Crow/www.simplifyyourday.com Çeviri: Didem Ermeydan dideml@thenilacademycom
Geçmişin üzerinde durma, geleceğin hayalini kurma, şu ana konsantre ol. -Buddha
WWW.METANOIADERGI.COM
34 | KASIM 2017
Ben de herkes gibi kaygılı olabiliyorum, ama geçmiş ile ilgili olarak nadiren endişeleniyorum. Benim de başka şekilde yapmış olmayı istediğim bazı şeyler var tabii ki, ama aynı zamanda onlardan öğrendim çok şeyde var. Bazen gelecek içinde endişeleniyorum, ama eskiye göre çok daha az. Zihnimi sadeleştirdim ve anda yaşamayı Seçtim. Bazı şeyleri salıvermek, dikkati dağıtan noktaları temizlemek, daha az eşyaya sahip olmak, daha az almak, gerçekten yapmak istemediklerinizi bırakmak ve sizin için önemli olan neyse onu yapmak (Tutkunuzun izinden gitmek ve Merver Erdem zamanınızı aile ve sevdiklerinizle harcamak) hayatınızın merver.erdem@metanoiadergi.com mutlulukla tekrar da olmasını sağlayacaktır. Her şey zihinde başlar. Şimdi zihnimizin nasıl sakinleştirebiliriz bir göz atalım;
Nereden Başlasak?
��Geçmişi bırakın: Geçmişteki hatalarınızdan öğrenin. Hata yapmak denediğiniz, yaşadığınız ve bir şeyler yaptığınız anlamına gelir.Bunu kafanızda yün yumağı haline getirmeyin. Öğrenmeniz gerekeni öğrenin ve geriye kalan her şeyi unutun. Geçmişinizi kabul edin, bunun için artık yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Şu anda odaklanın ve gelen her şeyden güzel anlamlar çıkarmayı deneyin. ��Gelecek endişeleri: Gelecek için çok endişelenmemeye çalışın. Geçmişteki endişelerin izin %90’ı gerçekleşmedi ve şu an endişelendimlerinizin de %90’ı gerçekleşmeyecek. Korku dolu hayallerinizin sizi bir taraftan öbür tarafa sürüklemesine izin vermeyin. Bu düşünceler ortaya çıktığında, farkına varın ve dur deyin. Endişeli düşüncelerin yerine güvende olduğunuz, sakin ve huzurlu düşünceler yerleştirin. Kendinize mükemmel olmamaya izin verin. Herkes gibi hata yapabileceğinizi ve insan olmanın gerekliliği olduğunu kendinize hatırlatın. Her şey yoluna girecek. ��Anda yaşayın: Şu an önünüzde ne varsa ona odaklanın. Dikkatinize dağıtan her şeyi zihninizden atın. Kime mesaj atayım diye düşünmektense dışarı çıkıp, çevredeki her şeyin, doğanın tadını çıkartın. Eğer birisi ile konuşuyorsanız, zihninizi geçmiş veya gelecekte tutmaktansa bulunduğunuz anın içinde kalmaya ve karşınızdakini gerçekten dinlemeye çalışın. Pişmanlıklarınıza ve endişelerinize olduğundan fazla güç veriyorsunuz. Düşüncelerinizi sadeleştirin, gülümseyin, tasasız ve neşeli olun.Şu anda olmaya müsaade edin böylece anda kalarak daha kazançlı olacaksınız. �� Korkularınla barışırsan seni yönlendiremez, onları itersen sahibin olur: Eğer bir şeyden, bir kişiden veya bir durumdan korkuyorsan, kendine onu “gerçekten” sevmek için izin vereceğini söyle. Korkuna "hoşgeldin" de ve kollarını açıp tüm kalbinle Kucakla. Göreceksin ki zihnindeki korkular azalacak ve zamanla tamamen yok olacak.
WWW.METANOIADERGI.COM
35 | KASIM 2017
Diğer yandan zihninde korktuğun bir şey veya bir kişiye karşı direncin varsa, reddediyor ve bu düşünceleri sürekli uzaklaştırmak istiyorsan bil ki korkuların daha da yayılıp seni saracak.Kalpten tekrarladığın bir sözün olsun ve böylece çok hoşuna gitmeyen bir durumla karşılaştığında içinden tekrarla. Dene ve nelerin değiştiğini gör. �� Bırakın gitsin: Statü sembollerini bırakın. Büyük evler, lüks arabalar, daha havalı kıyafetler ve pahalı saatler gibi, yüksek statü, düşük statü gibi terimlerden uzaklaşın, mükemmel ve önemli görünmeyi bırakın, bunun yerine gösteriş içerisinde olmadan yada kanıtlamaya çalışmadan kendi içinizde ne kadar önemli ve mükemmel olduğunuzu hissedin. Kendinizi çok ciddiye almayın, kendinizle dalga geçin, kusurlarınızı kabul edin, gülümseyin, gerçek olun. Yapaylıkları bırakın. Olumsuzlukları bırakın, yaşam enerjinizi emen insanları bırakın. İstemediğiniz her şeyi bırakın. �� Sadeleşmeyi sevin: Sadeliği aşık olun. Sadeleşmek zihinde pozitif etki yaratmaktadır. Yaşam kalitenizi ve düşünce şeklinizi yükseltir. Her şey daha net ve canlı olur. Daha aza aşık olun. Basit olana aşık olun. Henüz sahip olamadıklarınıza değil şu an sahip olduklarınıza odaklanın ve onun tadını çıkartın. Mala, mülke değil tutkunuza aşık olun. Sizin için her şeyden önce gelen en önemli neyse ona aşık olun. Yarına değil şu ana aşık olun.
“Eğer bir insanın zihni berraklaşırsa dünyası da berraklaşır” -Buddha
WWW.METANOIADERGI.COM
36 | KASIM 2017
Sözlerini Sadeleştir
Öylece kullandığın kelimelerden özgürleş. Konuş. Ama daha çok dinle. Çokça kelime ile anlatacağın şeyleri, daha az kelime kullanarak anlatma pratiği var. Nasıl ki midene her şeyi atmıyorsun, zihnine de atma.
MAŞAY
Gördüklerini Sadeleştir
Fazlalıkları çek gözünün önüden. Ya da görmek istemediklerini. Hiç bir şeyi görmek zorunda değilsin. Dilersen gözünün ilişmediği yere koyabilirsin. Gözünün önüne istediklerini koy. Görmek, gördükçe gülümsemek istediklerini
WWW.METANOIADERGI.COM
37 | KASIM 2017
Duyduklarını Sadeleştir Herş eyi dinleme. Her şeyi duyma. Yemek seçer gibi seç duyacaklarını. Ruhunu abur cubur ile besleme. Sağlıkla besle.
Kokladıklarını Sadeleştir
Belki en çok buna dikkat ediyorsun. Bırakma. Dikkat etmiyorsan dikkat et. Sana huzu veren koku ile doldur kendini, yaşadığın yeri...
WWW.METANOIADERGI.COM
38 | KASIM 2017
Balkabağı Çorbası Malzemeler
Hazırlanışı
250 gr kesilmiş, temizlenmiş balkabağı �� 1 orta boy havuç �� 1 orta boy kuru soğan �� 1 orta boy patates �� 2 yemek kaşığı zeytinyağı 5 su bardağı su, tuz, karabiber, muscat ve kakule rendesi, Taze fesleğen ��
Tüm katı malzemeleri eşit büyüklükte doğrayıp tencerenin içerisine koyun. Üzerine suyu ekleyin, bir de içerisine ilikli kemikli et atın. Sebzeler güzelce pişene kadar kaynatın ya da düdüklü tencere yardımı ile 20 dk. Pişirin. Kemiği çıkarın tuz ve baharatları ekleyip, bir taşım daha kaynatın. Blenderdan geçirin ve üzerine krema , kabak çekirdeği ve fesleğen ile süsleyerek servis edin
Aşure
WWW.METANOIADERGI.COM
39 | KASIM 2017
Kış Baharatı Malzemeler 3 çorba kaşığı tarçın 2 tatlı kaşığı zencefil 2 tatlı kaşığı muscat rendesi 1,5 tatlı kaşığı yenibahar 1,5 tatlı kaşığı toz karanfil
Hazırlanışı Tüm malzemeleri çukurca bir kaba koyun. Bir kaşık yardımıyla hepsini karıştırın. Saklamak istediğiniz kavanoza koyun. Eklediğiniz her lezzete şifa versin
Çiğdem Özerk Onay, kızı Derin’in adından ilham alarak açtığı, Derinli Tatlar Bloğunda, damaklara ve gözlere hitap eden, birbirinden farklı lezzetlerin yaratıcısı. Bir çoğumuzun, yoğunluktan ve yorgunluktan şikayet ederek, rutin ve sıradan bir hale getirdiği yemek yapmayı, “en yorgun ve en stresli anlarımda beni dinlendiren inanılmaz bir tutku”olarak tanımlıyor. Çiğdem’i, yaptığı yemeklerin hikayelerini de anlattığı paylaşımları ile daha yakından tanımak için takip edebilirsiniz. Çünkü Çiğdem, mutluluklar gibi, lezzetli tariflerin de paylaştıkça artacağını düşünenlerden…
@derinlitatlar @derinlitatlar www.derinlitatlar.com
WWW.METANOIADERGI.COM
40 | KASIM 2017
Karamelize edilmiş balkabaklı ve portakallı kek Malzemeler 4-5 çiçek Brokoli 1 adet orta boy kuru soğan 1 adet orta boy patates 1 adet havuç 5 su bardağı su Terbiye için; 1 çorba kaşığı un 1 çorba kaşığı tereyağı 1 su bardağı soğuk süt Üzeri için; Dereotu
Hazırlanışı Tüm malzemeleri irice doğrayıp su dolu tencereye koyun ve kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra tuzunu ekleyin ve kısık ateşte pişirin. Pişen çorba malzemelerini blenderdan geçirin. Diğer bir yandan sos tenceresinde tereyağı ile unu kavurun. Üzerine yavaş yavaş soğuk sütü ekleyerek unu inceltin. Ağır ağır ve karıştırarak terbiyeyi çorbaya ekleyin. Üzerini dereotu ilke süsleyerek servis edin.
WWW.METANOIADERGI.COM
41 | KASIM 2017
Onlar Sadeliği Seçen Başarılı İnsanlardan Sadece Bazıları Sade bir hayat sürdüğünü ve bu seçim ile mutlu olduğunu her halinden, her davranışından anladığımız, Azra Akın'ın, ülkemizde sadelik denildiğinde akla gelen ilk isimlerden olduğu kuşkusuz. Son dönemde düğünü ve giydiği gelinlikle gündeme gelen Akın, yaptığı bu seçim ile yine göz doldurdu.
Matilda Kahl ismini duymamış olabilirsiniz. Biz onu kendisi için tasarladığı bir kıyafetle tanıdık. Bu kıyafetin özelliği Matilda'nın tüm gardrobunu doldurmuş olması. Bir reklam ajansında sanat yönetmenliği yapan Matilda, zamanını ve enerjisini kıyafet seçimine harcamamak için kıyafet seçiminde böyle bir tercih yapmış. Gardrop ve ayna arasında gidip geldiğimiz süreleri düşününce hiç de haksız sayılmaz değil mi?
Bir prenses olsanız nasıl bir hayatınız olurdu? Kraliyet ile yönetilen onlarca ülkenin bir çok prensesi gelmiş geçmiştir tarihten. Hangisi aklınızda kaldı? Neden kaldı? Diana, sahip olduğu imkanların, adının önüne iliştirilen "prenses" ünvanın ya da sıcaklığı ile başta ülkesindekiler olmak üzere bir çok insanın kendisine gösterdiği ilginin büyüsüne kapılmayıp, olduğu gibi olan, olduğu gibi yaşayan, olduğu gibi kalan ve bu sebeple de ölesiye sevilen bir prensesti. Ne dersiniz?
Steve Jobs'un bu listede yer almasının sebebi yaşam tarzından çok ürettiği ürünlerde sadeliği ön plana alması. Hiç düşündünüz mü, bir çok telefon daha çok özelliği sahip olmasına rağmen neden Iphone pazardaki liderliğini koruyor? Bunun cevabı çok basit. Iphone mükemmelliği, tasarımında, kullanımda ve verimlilikte bu gücü sadelikten alıyor.
WWW.METANOIADERGI.COM
42 | KASIM 2017
KİTAP ÖNERİLERİ DERLE ,TOPLA ,RAHATLA MARIE KONDO Konu sadelik ise bu kitap öneri sayfamızda olmazsa olmazdı. Sadelik üzerine kurslar da veren Marie Kondo kitabında fazla eşyalarımızdan nasıl özgürleştiğimizi anlatıyor. Kitabın önsözündeki kursiyerlerin geri bildirimlerine bakılırsa kurs ve kitap sadece eşyalardan sadeleşmeye değil, hayatı tümüyle yeniden yazmaya, hayatımızda fazla ve bize hizmet etmeyen her şeyden özgürleşmeye yarıyor. Bir kitap bunu yapabilir mi? Ya da almak yerine vermek, çoğalmak yerine eksilmek bizi bütünleştirebilir mi? Bunu öğrenmek için okunmaya değer. Ne dersiniz?
MÜKEMMEL ANNELİKTEN VAZGEÇTİM HALE ERDOĞAN Hale Erdoğan, anne olmanın mutluluğunu yaşayamadan, mükemmel bir anne olma olmak için maratona başlar. Anne olmak, mükemmel bir anne olmak öyle kolay mı? Maraton maratonu getirir ve bir an durur. Vazgeçer. Çünkü mükemmel olmaya ihtiyacı yoktur. Kızı doğduktan sonra yaşadıklarını, farkındalıklarını ve vazgeçtiklerini anlatan Hale Erdoğan, bizzet deneyimlerini ve bu deneyimlerin sonuçlarını anlattığı kitabında bir çok anneye yol gösteriyor.
İNSANIN 8 YETENEĞİ GURMUKH, CATHRYN MICHON Sade bir hayatın yanında getirdiği doğal süreçlerden bir tanesi de meditasyon. Zaten çoğunlukla dingin halde olan enerjinizi kundalini yoga ile taçlandırmaya ne dersiniz. Gurmukh bu kitabında, hem yogaya nasıl başladığını, hem yoganın faydalarını hem de kendimizi keşfetmemiz için taşıdığımız yetenekleri anlatıyor.
WWW.METANOIADERGI.COM
43 | KASIM 2017
FİLM ÖNERİLERİ AKIL OYUNLARI Film, şizofren bir üniversite hocasının hayatını anlatıyor. John Forbes Nash'ın gerçek hayat hikayesini konu alan film, doktorların ilaçsız tedavisinin de yaşamanın da mümkün olmadığını söylediği hastalıkla mücadeliyi, izleyiciye dokunacak şekilde işliyor.
TAMASHA Film afişinde "neden hep aynı hikaye?" diye soruyor. Film izlenince neden olduğu apaçık ortaya çıkıyor ancak asıl önemli soru, "bu hikayeyi değiştirmeyi seçiyor muyuz?" Sosyal çevremizden biraz uzaklaşınca, olabildiğine kendimiz gibi oluyorsak neden o çevrenin içinde yaşamaya devam ediyoruz. Film, ilişkilerde takılan maskeyi, kendimiz olmakla başkasının hayatını yaşamayı, komik bir dille anlatmaya başlıyor. Özellikle ilişkilerde bir problem yaşıyorsanız, nedeni bu filmde saklı olabilir.
RATATOUILLE Bir animasyona da yer verelim sayfamızda. Ratatouille yemek yapmayı seven bir faredir ve Paris'in lüks restoranlarının birinde aşçılık yapmak ister. Peki bir farenin mutfakta olduğunu bilseniz orada yemek yer miydiniz? O farenin Raeatouille olduğunu bilseydiniz kesinlikle yerdiniz. İzlediğimiz en güzel animasyon filmleri arasında yer alan bu film, hafif ve keyifli bir şeyler izlemek isteyenler için çok uygun.