“Çağdaş1985” Mine Sanat Galerisi’nin Sanat Postasıdır, Para İle Satılmaz / “Contemporary1985” The Free Of Charge Art Magazine Published By Mine Art Gallery | SAYI / ISSUE: 20 |Aralık / December 2014
SABAHAT ÇIKINTAŞ
d e - ş i f - r e 1 7 K
/
A R A L I K / D E C E M B E R
Ü
R
A
T
Ö
R
/
C
U
R
d e - c i - p h e r
2 0 1 4 A
T
O
R
2 4
:
L
O C A K / J A N U A R Y
Ü
T
F
İ
Y
E
B
O
Z
2 0 1 5
D
A
Ğ
AÇILIŞ / OPENING: 17 ARALIK / DECEMBER 2014, ÇARŞAMBA / WEDNESDAY, 17.30-20.30 M İ N E A R T G A L L E R Y N İ Ş A N T A Ş I Merkez / Centre: Teşvikiye, Prof. Dr. Müfide Küley Sok. No: 1/1 D: 5 Nişantaşı / İstanbul Şube / Branch: Yalıkavak, Palmarina No: D105 Merkez Mah. Çökertme Cad. Bodrum / Muğla T & F : + 9 0 2 1 2 2 3 2 3 8 1 3 | M : + 9 0 5 3 6 5 5 3 5 0 6 6 | i n f o @ m i n e s a n a t . c o m www.minesanat.com | blog.minesanat.com | posthoc.minesanat.com facebook.com/minesanat1985 | twitter.com/mineSanat | youtube.com/minesanat
İ s im s iz / U n ti tl ed, 2014 , t uv a l üze r i n e a k r i l i k / a c r yl ic o n c a n v a s , 8 0 x 1 6 0 c m
SABAHAT ÇIKINTAŞ’IN “de-şif-re” KONSEPTLİ SERGİSİ ÜZERİNE
THE CONSEPT BASED ON AN EXHIBITION CALLED “de-ci-pher” BY SABAHAT ÇIKINTAŞ
Lütfiye Bozdağ
Sabahat Çıkıntaş, birlikte uzun süre vakit geçirdiğim, sanata dair uzun konuşmalar yaptığım ve bu süreçte yakından gözlemleme olanağı bulduğum bir sanatçı. Onun sanat üretme koşullarını ve üretim aşamalarını yakından izleyen bir eleştirmen olarak bir tespitte bulunmam gerekirse öncelikle şunları söyleyebilirim. Sabahat, resimlerini, enstalasyonlarını, videolarını içsel dünyasının süzgecinden geçirdiği bir matematikle yapıyor. Biz izleyiciler elbette sonucu görüyoruz. Yaptığı geometrik soyutlamaların rasyonel bir matematikle ortaya çıkması, üretiminin arka planında da rasyonel-bilimsel bir yaklaşım aramayı gerektirirken Sabahat’ın resimlerinde tam tersi bir durumu görüyoruz. Duygusal bir arka plan… Geçmiş, hatıralar, yaşanmışlığın verdiği burukluk ve hafızada yer tutan anılar, sisler arasından çıkıp gelen, son derece yoğun duyumsamalar onun geometrik soyutlamalarının arka planını oluşturuyorlar. Resmin arka planında bunca yoğun duygu durumunun bulunması bana oldukça şaşırtıcı
geldi. Sanatçının yaptığı tasarımların her biri geometrik soyutlamalar üzerine kurulu ancak bu tasarımların her birinin kendince bir hikayesi var. Buna karşın, ortaya çıkan resim, hikayesi olmayan, soyut bir resim. Duygu durumlarını, espas içinde dolaşan bir enerji dolaşımı olarak gören sanatçı, geometrik soyutlamaları, eski buluntulardaki yaşam izlerini, kağıt ve boyalarla yaptığı kolajlarda bulduğunu söylüyor. Renkler arasında kuvvetli kontrastlarla tabakalaşmış boya katmanlarının hareketi ve ritmi, geometrik soyut kompozisyonlarda, doğayla bütünleşen sanatçının bellek izlerini yansıtıyor. Zaman ve varlık ilişkisi…. Sanatçı, bir önceki sergisinde zaman kavramına odaklanırken “de-şif-re” başlıklı bu sergisinde “zaman ve varlık” kavramına yoğunlaşıyor. Kendi yaşamından onun için önemli olan bir zaman kesitine zoom yapıyor, 1998-2009 yılları arasında zorunlu olarak çalıştığı 15 m2lik ofisin penceresinden baktığında apartman boşluğunu görüyor. Orada, atıl olan kağıt, plastik ve metal obje
Sahibi / Owner: Mine Sanat Galerisi / Mine Art Gallery Genel Yayın Yönetmeni / Editor-in-Chief : Mine Gülener, Nur Gülener Yazı İşleri Müdürü / Managing Editor: Serkan Gülener Çeviri / Translate: Neslihan Özyurt
2
Sabahat Çıkıntaş of whom I have had plenty times together, having conversations about art and in this period of time of whom I had the pleasure to meet her personally with full of careful observation. As an attentive observe I can clearly state the fact that I am witnessed how she can be a productive in such conditions in an art point of view. Sabahat, whom I am addressing to; her portraits, the installations, and the videos she puts her focus in each element instinctively filtering each one of them with an intelligence and using mathematics as a crucial source. However, we the audience can clearly see this matter of fact. As she is using the tool of abstract aspects in her work, it is visible that she is giving a place to mathematical and rational dimensions and by combining them refers to both structural elements and scientific development of art. By this, it is comprehensible to see the contradictory effects on her work of art. An emotional background... Past, the sorrowful memories of living and the memories you keep in mind and the fog which is coming behind, the intensive
Katkıda Bulunanlar / Contributors: H. Avni Öztopçu, Yusuf Taktak Tasarım / Design: Sabahat Çıkıntaş, Ufuk Ülker Fotoğraf / Photograph: Şaban Gökmen Baskı / Print: Focus Basım, Seyrantepe Mah. Yıldız Sok. No:7 Kat:3 Kağıthane/İstanbul
perception indicates and consists the geometrical abstractions of the backgrounds. The way of seeing the intensive sensation of each background she uses, made me doubt-founded. Each production she makes, is settled in geometrical abstractions nevertheless, these productions have a story behind them. On the contrary the art that comes out seems, without story and an abstract work. The sensations, and the energy between the space, the artist tells us that the geometrical abstractions, the marks of life; on paper and painted collages are the examples. The power of contrast colour effects and the movement of layers and its rhythm points out how geometrical abstractions can be complementary with a person who thinks nature as a person of mind. Association between time and existence... The artist, in the previous exhibition focused on the existence of time named as ‘de-ci-pher’ concentrates on ‘time and entity’. She zooms to the point from
Yönetim Yeri / Place of Management: Teşvikiye, Prof. Dr. Müfide Küley Sok. No:1/1 Yasemin Apt. D: 5 34365 Nişantaşı / İstanbul T&F: +90 212 232 38 13 | M: +90 536 553 50 66 info@minesanat.com | minesanat.com
İsimsiz / Unt it led, 2013, k arışık tek nik / mixed media, 146x138cm
yığınından başka görülecek bir şey yok. Ancak pencereden dışarıya açılan tek mekan olan bu boşluğa her baktığında başka bir şey görmeye başlıyor. Gördükleri onun için “atık yığını manzarası”nın dışında bir konstrüksiyona dönüşüyor. Her sıkıldığında, hapsolduğu o ortamdan kaçmayı her düşündüğünde, açtığı pencereden gördüklerini fotoğraf makinesi ile çekiyor. Bu fotoğraflara yıllar sonra baktığında gördükleri, kendi geçmişinin bir dönemine ait orada bulunmuşluğunun, huzursuz hissedişin varoluşsal sessiz
tanıkları oluyorlar. Sanatçı bu fotoğrafları bir araya getiriyor ve 1998-2009 yılları arasında geçen zamanın tek tanığı olan bu fotoğrafların, geçmiş anların donmuş kanıtları olan görüntüleri üzerine boya müdahaleleri ile yerleştirdiği kare biçimlerle kompozisyonlar oluşturuyor. Hep sorgulanan, “zaman ve varlık” ilişkisi Sabahat’ın resimlerinde de sorguladığı en temel kavramlar olarak kare üzerinden okunabiliyor. Kare, Sabahat’ın sanat üretimlerinde en temel, en vazgeçilmez
her life. Between 1998-2009 years she was working by no chance in an office of 15m2 and when she looks from her window what she solely sees is the empty apartment space. There she sees the rubbished papers, objects made of plastics and metals since there could be nothing else to see. However, each time she looks out from that window knowing that there’s no any other in the office she starts seeing different things in a different way. The things she sees are no longer ‘ rubbished objects ‘ but a construction apart from the one she was seeing before.
Each time when she felt prisoned, and wanted to escape from there she makes photo of that apartment space. After years as she looks down to the photographs she sees the unhappiness way and how she was belonging there in the past years. She sets the photo together and the years 1998-2009 she sees them as the memories of the past and the layers of her past life. She is interfering the pictures with colour strokes/effects and squared layered compositions. The question is always, “time and being” relationship can be read 3
biçim olarak karşımıza çıkıyor. Resimlerinin en temel arketipi olan kare, Pisagor’a göre “ateşhava-su-toprak” gibi evrenin en temel dört elementinin simgesi. Evrenin enerjisine inanan Sabahat için Pisagor’un elementleri evrenin en temel elementleri olması bakımından önemli. Bu nedenle kare, O’nun resimlerinde nesnelerin hem zihinsel olarak hem de görünür dünyada bir imge olarak varlığını sürdürebildiğinin bir kanıtı gibi. Kare üzerinden yaptığı biçimsel soyutlamalar sanatçının öznelci ve ifadeci bir tavırla gerçekleştirdiği kompozisyonlarında resim yüzeyini bölen, parçalayan, bazen de tümleyen çerçeveler olarak, onun kozmos içinde evrenselliği aradığı neoplastisizm olarak ortaya çıkıyor. Kare, nesneler dünyasının sembolik durumlarını temsil ediyor. Sabahat, sezgileriyle sanat üreten bir sanatçı. Üretimlerinde etkilendiği ve resimlerinin arketipinde yer alan varlık ve zaman sorunsalı, O’nun tüm sanat anlayışının bir özeti olarak okunabilir. Kare biçim üzerinden ifadesini bulan varlık ve zaman kavramları, sanatçının yaşadığı duygu durum halini; geometrik soyutlamalar, imgeler yoluyla, görsel dünyanın olanaklılığı içinden ifşa ediliyorlar. Kare, bir sanat nesnesi olarak, sanatçının yeni duyu alanlarının tanıklığıyla yeniden kurulan, yeni nesnelliğin kılıfı içinde yeniden var edilen, alımlayıcı ile iletişime geçerek bu kez de alımlayıcının duyu alanları içinde yeniden varolan bir sürecin öznesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu geçişler sırasında meydana gelen zamansallıkta, zihinsel olanla gerçeğin görüntüsü aynı anda varlığını sürdürüyor. Belki de sanatta somut olan bir şey yok. Ne zihnimizde, oluşan duygu durumu somut, ne de onların algımızda, imgeye dönüşmüş geometrik halleri somut. Anlık olanın geçiciliğinde neyin kalıcı olduğunu söyleyebiliriz ki belleğimiz dışında. Varlığın zamanla metanetli ilişkisi… Resimlerini yaparken yegane metot olarak kabul ettiği; içsel dünyasının dışavurumu bir anlamda sezginin şuurlaşması olarak karşımıza çıkıyor. O’nun resimleri öznelci ve ifadeci bir tavırla, kozmos ile uyumlu olarak gerçekleştirdiği, evrenselliği aradığı bir yol. Sabahat’ın resim yapma süreci 4
birçok sanatçıdan farklı. Kendi oluşturduğu dünyanın dengeleri ve enerjisi var. En çok da evrenin enerjisine olan inancı ve bu enerjinin rehberliğinde resimlerini yapıyor olması hayli egzotik. Sebahat’ın büyük bir tutku ve inanç ile sanat ürettiğini görmek bana Seraphine Louis’in resim yapma biçimini hatırlattı. Seraphine’in iç sesini dinleyerek, resim yapma tutkusunu Sabahat Çı-
kıntaş’da gördüm. Seraphine’in çok dindar bir kadın olması ve resim yapma emrinin göklerden geldiğini söyleyerek huşû içinde tutku ile resim yapması dinsel bir ritüeli yerine getirircesine iç huzuru bulmasını Sabahat’da da gözlemlemek mümkün. Resimlerini yaparken kendisine terapi gibi geldiğini ve ruhunun rahatladığını, kendisini huzur içinde hissettiğini söylüyor.
Çıkıntaş’ın yapıtları, kozmos ile uyumlu olarak gerçekleştirilmiş bir yapıda, karşımıza çıkıyor ve evrenselliği arıyor. Form anlayışı, resim yüzeyini bölen çerçeveler ve onun doğadaki yeni arayışları, Neoplastisizm’in önemli temsilcisi Piet Mondrian’ın, kareler formunu çağrıştırıyor. Sanatçının resimlerindeki denge ve kontrastlar, bilimsel ve rasyonel bir anlayışla, yaşamın felsefesini,
tion of time and existence, which is the archetype of her paintings and an inspiration for her works, may be seen as a summary of her understanding of art. The concepts of existence and time, which manifest themselves in the square form, are revealed within the possibilities of the visual realm through geometric abstractions and images. The square, as an object of art, becomes the subject of a recurring process that forms within the confines of new subjectivity; through connecting with the senses of the recipient. The mental and the material co-exist in this temporality that emerges during these connections . Perhaps nothing is tangible in art. Neither in our minds is the state of emotion we experience tangible, nor are their geometrical forms that form an image we perceive. In the fleetness of the momentary we can tell what is consistent, barring our memories. The firm relationship between existence and time… The expressing of her inner self, which is the sole method the artist accepts, manifests itself, in a way, as instinct gaining consciousness. Her paintings are subjectively and expressively a path she takes in harmony with the cosmos, on the search for universality.
İ s ims iz / U n t it le d, 2 0 1 4 , t u v a l ü z e r in e a kr ilik / a c r y lic on canvas, 150x200cm
out as the most fundamental concepts that frame the question in Sabahat’s paintings. Square is the most basic and indispensable art form. Also the most basic archetypes of the paintings, according to Pythagoras “fire-air-water-soil” as a symbol of the universe’s most basic four elements. Sabahat believed in the energy
of the universe and its important that Pythagoras elements are the most important basic elements of the universe. Therefore square, her continued presence in the world, both mentally as well as an image of the objects visible in the paintings as a proof that they could.
pressive compositions performed by dividing the surface of the painting with an attitude, breaks, sometimes complementary frameworks, it turns out to be neoplastisizm sought the universality of his cosmos. Square, the symbolic objects representing states of the world.
The formal abstraction artists on her subjectivist square and ex-
Sabahat is an artist who creates art with her instincts. The ques-
Sabahat’s painting process differs from many other artists. The world she created has balance and energy. Her belief in the cosmic energy and her seeking the guidance of this energy are especially exotic. Sabahat’s way of creating art with intense passion and faith reminds me of Seraphine Louis’ painting method. Listening to Seraphine’s inner self, I saw the passion of painting in Sabahat Çıkıntaş. Seraphine, being a highly religious woman who claimed that the order to paint had come to her from the heavens, treated painting as a ritual, and found serenity in her art. It is possible to see this same passion in Sabahat. She says that painting is therapeutic and calms her soul, causing her to feel tranquility. Çıkıntaş’s works manifest themselves in harmony with the cosmos and search for universality. Her understanding of form, her use of frames that divide the paintings’ surface as well as her search for novelties in nature, remind us of one of Neoplastisizm’s greatest representatives Piet Mondrian’s. Sabahat’s paintings balance and 5
hayata geçirmeyi hedefliyor. Sabahat, geçmişin önemli olduğunu, ayak izlerinin geçmişin izleri olduğunu ve sanat üretmenin kendisinden bir iz bırakmak olduğunu düşünüyor. Sanatçının yolda olduğunu, yürüdükçe yol aldığını, yol alırken de durup geriye bakmanın geçmişiyle hesaplaşmanın önemli olduğunu vurguluyor. Sanat üretme bir görüntü deneyimi. Sabahat’ın üretimlerinde sanat, dış fiziksel etkilerle sanatçının iç kuvvetleri arasındaki etkileşim sonucunda ortaya çıkan bir faaliyet. O, dış etkileri kendi içinde ele alıyor, özümsüyor, kurguluyor ve yeniden biçimlendiriyor. O’nun resimlerinde, dış etkilerin neden olduğu fizyolojik ve psikolojik tepkiler, imgeler yoluyla kendi anlamını buluyor. Plastik dil oluşturma diye adlandırdığımız bu deneyimin fiziksel temellerini oluşturan dış optik etkiler ve çevresel etkilerin bütünleştiği iç etkiler, kendi değer hükümleri içinde faaliyet gösteriyorlar. Ancak dışarıdan gelen etkiler, sanatçının iç görüsü ve duyumları ile düzenleniyor. Her deneyimde dış değer hükümleri, iç değer hükümlerinin bir parçası haline dönüşüyor. Sabahat’ın resimlerinde yer alan duygusallık, geçmişin izleri ve duyumları, iç değer hükümlerinin bir parçası olarak plastiğin olanakları içinde, dış değer hükümlerine dönüşüyor. Sabahat, sezgileriyle sanat üreten bir sanatçı. Üretimlerinde etkilendiği ve resimlerinin arketipinde yer alan varlık ve zaman sorunsalı, O’nun tüm sanat anla-
yışının bir özeti olarak okunabilir. Sabahat’ın sanat üretimlerine resimleri üzerinden baktığınızda “klasist modernist” bir yerde duruyor. Ancak yaptığı enstalasyonlar ve kostümler ile ise postmodern bir yerde duruyor. Kostümdeki kare şeklindeki aynalar ise bakanı içine alan iç-dış, ben-öteki kavramlarına gönderme yaparken izleyici de sanata dahil ediyor, izleyici kendisini parça parça orada sanatçıda görüyor. Böylece parçalar bütünle, bütün de parçayla değişimini gerçekleştiriyor. Sabahat Çıkıntaş’ın işleri, yaşamıyla aynı paralel süreçte gelişip olgunlaşıyor. Bu onun sanat yapma biçimi. Bu nedenle kendini ve yaşamından kesitleri de üretimlerinin bütününde görmek mümkün. Örneğin sergide kendi tasarladığı kostümü giymesiyle kendi varlığını sanatıyla bütünleştiriyor. Sabahat Çıkıntaş, “de-şif-re” sergisi için kendisine bir kostüm tasarladı. Tasarladığı kostümde simge olarak kullandığı renklendirilirmiş muhtelif rujlu dudak imgeleri kullandı. Bu imgeler, gülen, mutlu ifadeleri yansıtan dudaklar. Konuşan, gülen bu dudak imgeleri, kendisinin o günlerde, konuşmak isteyip de konuşamadığı anlarına ironik bir gönderme yaparken, tüm konuşamayan, kendisini ifade edemeyen kadınlara da referansta bulunuyor. Elinde tuttuğu kağıttan gül demetinin siyah olması tüm renkleri içine çeken siyahın hüzün tarafı. Sanatçıya göre, siyah gül demeti, hüznü simgelese de aynı zamanda yaşamın hem madde
contrast aim to accomplish life’s philosophy in a scientific and rational understanding.
source of inspiration for her works, may be read as a summary of her understanding of art.
Sabahat believes in the importance of the past, and that footprints are traces of the past. Creating art is her way of leaving footprints of her own. She believes that the artist is constantly on a path, and gains distance as they walk; and she emphasizes the importance of looking back this path and facing ones past.
When we look at Sabahat’s art works, they appear to be “classist modernist”. However, her installations and costumes are more postmodern. The square mirrors she used on her costume draw the observer in while alluding to the concepts of inner-outer, self-other; including the observer in the art and showing them fragments of their own being inside the artist. Thus, the pieces change with the whole, and the whole changes with the pieces.
Creating art is a visual experience. Art in Sabahat’s works emerges as a result of the interaction between outer physical influences and forces of the artist’s inner being. She combines the physical influences in her inner realm, absorbs and constructs them, and then reshapes them. In her paintings, reactions caused by physiological and psychological influences find their own meanings through images. This combination of optical and environmental influences molded with inner influences exists within its own judgment of value. However, outer influences are arranged by the artist’s inner vision and senses. With every experience, the outer judgment of values becomes part of the inner judgment. The sentimental nature of Sabahat’s paintings, and the traces and senses of the past in them, transform into outer judgment as a part of the inner judgment within the confines of plastic. Sabahat is an artist that creates with her instincts. The question of time and existence, which is the archetype of her paintings and a
İ s im s iz / U n ti tl ed, 2013 , t uv a l üze r i n e a k r i l i k / a c r yl ic o n c a n v a s , 8 0 x 4 0 c m ( 4 a de t / pie c e s ) 6
Sabahat Çıkıntaş’s works develop and mature in the same parallel process as her life. This is her way of creating art. This is how it is possible to see herself and fragments of her life in the entirety of her works. For instance, the way that she wears a costume of her own design in the gallery integrates her being with her art. Sabahat Çıkıntaş designed a costume to wear at the “de-ci-pher” exhibition. She used various colorful images of lips as a symbol for her costume. These symbols project smiling, happy expressions. With these images she makes an ironic reference to all the times she wanted to speak but could not, as well as an allusion to all the women in the world who are unable to express themselves. The bouquet of black paper roses that she’s holding in her hand shows the melancholic nature of black, which consumes all the other colors. According to the artist, the bouquet of black ros-
isimsiz / Untitled, 2014, karışık teknik / mixed media, 121,5x109,5cm
hem de ruh tarafıyla ilgili bir metafor. Kostümünü tamamlayan son parça ile genç kızlığına gönderme yapıyor. Genç kızlığında işlediği kanaviçe çarşaf, kenar bordürü olarak sanatçının sergisinde giydiği kostümün sırtından aşağı doğru sarkan bir bölümü oluşturuyor. Bu kanaviçeli parça, sanatla uğraşmadığı günlerin çok gerilerde kalan bir anı nesnesi olarak sergide yerini alıyor. Sabahat’ın işleri, yaşamıyla aynı paralel süreçte gelişip olgunla-
şıyor. Bu onun sanat yapma biçimi. Bu nedenle kendini ve yaşamından kesitleri de sergi içine katıyor, sergide kendi tasarladığı kostümü giymesiyle kendi varlığını sanatıyla bütünleştiriyor. Böylece tam ve bütün olarak, görünen ve görünmeyen, algılanan ve algılanmayan yanlarıyla içsel sezgilerini, duyumlarını “de-şifre” etmiş oluyor, dudak hareketlerinden oluşan videosu ise kesik kesik heceler şeklinde serginin tematiği olan “de-şif-re” repliğini heceliyor.
es is a metaphor to the material and spiritual sides of life; as well as a symbol of sorrow. With the final piece that completes the costume, the artist references her youth. The canvas sheet that she embroidered as a young girl comprises the fringe of the costume as a piece that hangs from her back. This canvas piece is exhibited as a memento of the distant past when she was not yet an artist. Sabahat Çıkıntaş’s works develop and mature in the same parallel
process as her life. This is her way of creating art. This is why she incorporates herself and fragments of her life with the exhibition, and why she wears a costume of her own design in the gallery: to integrate her being with her art. This way, she “de-ci-pher”s in a complete form, inner thoughts and instincts; visible and invisible, tangible and intangible. Her video, comprised of lip gestures, features the thematic line of the exhibition “de-ci-pher” in intermittent syllables. 7
1955 / ESKİŞEHİR 1991/ YUSUF TAKTAK - ATÖYE ÜÇGEN Üyeliği. BU ATÖLYEDE UZUN SÜRE ( 12 YIL) SANAT EĞİTİMİ VE ÇALIŞMALARI. 1995/ ULUSLARARASI PİLASTİK SANATLAR DERNEĞİ-UPSD ÜYELİĞİ 1995/ RESİM VE HEYKEL MÜZELERİ DERNEĞİ ÜYELİĞİ. 1998/ 1999 (CHİLDREN CENTRE ) ÇOCUK YUVASINDA RESİM DERSLERİ HOCALIĞI. 2003 / İST / TÜNEL DE ÖZEL ATÖLYE 2007/ MARMARA ÜNÜVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ/YAZ AKADEMİSİ’NE KATILIM. 2008 - 2014-STT (SANAT TANIMI TOPLULUĞU) – SANAT ETKİNLİKLERİ ÇALIŞMALARINA KATILIM. 2014- PORTAKAL ÇİÇEĞİ SANAT KOLONİSİ VE SANAT ETKİNLİĞİNE KATILIM.-küratör DENİZHAN ÖZER.
AL ARTS ASSOCİTİON) in 1995 She became a member of painting and sculpture museum association in 1995 She has given drawing lesson on kindergarten ( Children center) between the years 1998 and 1999 She has founded her own workshop in the Tünel/İstanbul in 2003 She has joined to hte summer acatemy of Marmara University of fine arts in 2007 She has been participated in the art activities studies of STT (.The Definition of art group) between the years 2008 and 2012 Artist is currently working on her own workshop in İstanbul/Beyoğlu Her works of art are in the different collectors of domestic and aboad such as ( Switzerland-Israel-Denmark-Germany-USA)
Sabahat Çıkıntaş was born in Eskişehir in 1955. She has started her art educationin Yusuf Taktak’s workshop ( Workshop üçgen) İn this art studio,she has got her art eduationstudy for 12 years. She became a member of UPSD (iNTERNATİON-
SANATÇI HALEN ÇALIŞMALARINI İST / BEYOĞLUNDAKİ ATÖLYESİN’DE SÜRDÜRMEKTE. Yapıtları yurt içinde ve yurt dışında (İsviçre- İsrailDanimarka -Almanya- Amerika ) koleksiyonlarda yer almaktadır.
Ödül-seçilmiş sergiler 2000 İstanbul /Ankara ‘İzmir TRT Resim yarışması,sergilenme hakkı. 1999 İstanbul / Türkcell-İletişim adlı resim Yarışması MANSİYON. 1998 İstanbul / AKM -19. günümüz sanatçıları sergisi sergilenme hakkı. 1996 İstanbul/Habitat/Antropo1”de “ÖTEKİ”adlı ÇAĞDAŞ SANAT SERGİSİ , sergilenme hakkı. 1971-1972 /Soma Linyit Lisesi /Okullar arası Resim Yarışması Birincilik. Awards-Selected exhibitions: 2000- İstanbul/Ankara/İzmir TRT Art competition and right of to be exhibited. 1999- She received honoroble mention by İstanbul/Turcell- Commuication painting competition. 1998-İstanbul/AKM 19th exhibition of contemporary artists righ of to be exhibited. 1996-Right to be exhibited in contemporary art exhibition named “ OTHER” in İstanbu/Habitat/ Antrepo 1 1971-1072- First prize in High schools art competition in Soma linyit High school.
Kişisel sergiler : 2014 İstanbul - Mine Sanat Galerisi-Nişantaşı ş ubesi-”DEŞİFRE” 2012 İstanbul - Mine Sanat Galerisi-Nişantaşı şubesi-”ARKA ODA” 2012 İstanbul - Mine Sanat Galerisi-Artbousphorus Çağdaş Sanat fuarı -DİYALEKTİK ARINMA-LAR 2011 İstanbul - Mine Sanat Galerisi-Caddebostan şubesi-AZ’DAN ÇOK 2011 İstanbul - Mine Sanat Galerisi- Art bousphorus Çağdaş Sanat fuarı-AZ’DAN ÇOK 2010 Kocaeli - Mine Sanat Galerisi- 2.kocaeli kitap ve sanat fuarı-PROJE YOL-9 2010 İstanbul - Mine Sanat Galerisi- Art bosphorus Çağdaş Sanat Fuarı-BÜYÜK ATEŞ 2009 İstanbul - Mine Sanat Galerisi - Caddebostan şubesi. / BAĞINTI-LAR 2007 İstanbul - Ütopya Sanat Gelerisi. / ÇİZGİLERİN ASALETİ 2005 İstanbul - Galeri X / DENGELER 2003 İstanbul - Nelli Sanat Evi / SADELEŞMELER 2002 İstanbul - Nelli Sanat Evi / BİR-İMLER 1998 Ankara -Türk Amerikan Derneği 1998 İstanbul - Bakırköy Sanat Galerisi. 1997 Balıkesir - Akbank Sanat Galerisi