2 minute read
Dijital Gelecekte İnsan Kalabilmek / Merve Akar
from TENKİD DERGİSİ
by murat selim
kitap tenkitleri
MERVE AKAR
Advertisement
DIJITAL GELECEKTE İNSAN KALMAK SINAN CANAN, MUSTAFA ACUNGIL, TUTIKITAP ►
İnsanoğlu… Homo sapiens… Düşünebilen, çevreye uyum sağlayabilen, hareket donanımı gelişmiş olan, zekasının yanı sıra son derece üstün iletişim ve sosyal birlikler kurabilme yeteneğine sahip, beyin ve bilinç farkıyla diğer türlerden ayrılan insanoğlu… İnsanoğlunun içinde sürüklenip gittiği dijitalleşen dünyada insan kalabilme üzerine ve insanın bu süreçten nasıl etkileneceği konusunda dijital gelecek senaryoları üreten bir doğa bilimci Sinan Canan ve bir mühendis olan Mustafa Acungil’in ortak geleceğimize dair sohbetlerinin derlendiği bu kitapta ilk insandan başlayarak insanın hem bedensel hem zihinsel geçirdiği evrimsel süreçlerin, basit makineden yapay zekaya uzanan teknolojinin ve gelecek senaryolarının ‘Bireyin Geleceği, Sosyal Çevrelerin Geleceği, Eğitimin Geleceği, Eğlencenin Geleceği, Yasaların Geleceği, İnsanlığın Geleceği’ gibi alt başlıklara ayrılıp konuşulduğunu görüyoruz.
İkisi de geleceği isabetli bir şekilde öngörme iddiasından son derece uzak insanlar olduklarını belirtmiş ve amaçlarının düşünebileceğimiz tüm olası gelecek senaryolarını masaya yatırıp geleceğe dair hayal gücümüzü kışkırtmak ve kitabı okuyan her insanın buradan kişisel yaşamına ve kişisel geleceğine dair ipuçları yakalayabilmesi olduğunu dile getirmişlerdir. İnsanoğlunu, bedensel eksiklikleri, zayıflıkları ve doğal ortamın ona doğrudan
sağlayamadığı ihtiyaçları nedeniyle, zihinsel donanımını daha yoğun kullanmak ve gittikçe daha ‘zeki’ olmak konusunda zorlanmış, milyonlarca yıl boyunca bu yönde gelişmiş bir canlı olarak tanımlayan yazar aynı zamanda insanı meyvenin içindeki tohuma benzetmiştir. Meyvenin içindeki tohumun, ağacın taslağını taşıması ve ondan o koca ağacın benzerinin çıkabilmesi gibi, bütün canlılık bilgeliğini bünyesinde ve ruhunda barındırır insan... Böylesine çeşitli fonksiyonel özellikleri olan, 'bilinç' sahibi ‘insan’ın kendi ürettiği bir ürünle (bilgisayar, yapay zeka vb.) kendini kıyaslamasını ve ona benzemeye çalışmasını temel problem olarak görüyor yazar.
Bilgisayar [yapay zeka], insan beyninin ürettiği bir üründür. Beynimizin yaptığı bazı işleri daha hızlı gerçekleştirsin diye ürettiğimiz, zamanla da bazı konularda bizi çok gerilerde bırakacak kadar geliştirdiğimiz bir aygıttır. Bilgisayarlar bizim ürünlerimiz olduklarından bizden çok daha basit nesneler olmak durumundadır ve gerçekten de öyledir.
Yazımın en başında insanoğlunun diğer türlerden bilinç farkıyla ayrıldığını dile getirmiştim. Şu an en karmaşık görünen yapay zeka uygulamaları bile, aslında bilinçli bir şey yapmıyor. Yapay zeka, belirlediğiniz veriler ve sınırlar içerisinde verileri inceleyip bir düzen oluşturup sonuca ulaşabilir, peki ya veriler yoksa? İnsan hiçbir düzen olmayan veri kümelerine ilişkin anlam üretebiliyor. Bu yüzden yapay zekadan temel farkımız anlam inşa etmektir. Asıl sorun dijital dünyada var olabilmek. Bugünün dünyasında bile konumumuz sarsıntılı, yarının dünyasında nasıl var olacağımız ise şüpheli… Değerlerimizi, kültürümüzü, zenginliklerimizi koruyabilecek miyiz? Yoksa akışın değiştirmesine izin mi vereceğiz? Hala ‘insan’ kalmaya devam edebilecek miyiz?
Herkesin bildiği gibi teknolojinin verdiği rahatlık ve imkanlar tartışılamaz. Fakat insanları böyle bir imkan bolluğu içinde serbest bıraktığınızda olumsuz yönde sonuçlar yüksek oranda yaşanacaktır.
Günümüzün eğitim ve kültür çevresinin etkisi nedeniyle kendisini ‘bilgi işlem yapan bir organizma' olarak tanımlayan günümüz insanının yerini “Ben aslında neyim?” sorusunu sormak zorunda kalan bir varlık olacak, insanın “ne’liği” sorusu çok daha büyük önem kazanacak diyen Sinan Canan bireyin geleceği hakkındaki en kötü senaryosunu tek tipleşmeden yana kullanmıştır. Sanal ilişkilerin, biz gençliğin, toplumun temel yapıtaşı eğitimin, sosyal düzenin, dinin, ‘insanlığın’ geleceği nokta olası bir kontrolsüzlük ve akışa kapılma konusunda zarar görebilme ihtimali içinde. Yeni bir sosyal düzen, yeni yaşam alışkanlıkları, hayatın her alanıyla ilgili yeni tanımlar oluşması sürecinin içerisindeyiz. Bu yıllarda yapıp ettiklerimiz oluşacak düzenin yapı taşlarına etki edecek. Farklı konulardaki birçok iyi ve kötü senaryoları göz önünde bulundurarak dijital teknoloji imkanlarını lehimize çevirmek zorundayız. Peki sizce dijital gelecekte hala insan kalmayı nasıl başarabiliriz?