sayı: 2
alihan poyraz fatih ceyhan
“beni sevmiyorsun, anladık ulan”
ön kapak çizimi aleyna özden
evvvvet sonunda gelmek istediğimiz noktadayız. bu aralar içinde bulunduğumuz yoğunluktan dolayı fanzini geciktirmiş bulunduk. fanzini çıkarmaya başlarken aklımızdaki fikir her hafta çıkartmaktı ancak maalesef bunu gerçekleştiremedik. bundan sonraki dönemde daha da hızlanabiliriz. bu uzun arada çok düşündük neler yapacağımızla ilgili. yeni bir tane içerik adapte ettik. önümüzdeki sayılar için de yeni içerikler planlıyoruz. bu sayının ön kapağı içime acayip sindi. aleyna yeni bir program bulmuş. harika bir iş çıkartmış ortaya. yeni içerik olarak da bu ve önümüzdeki sayılarda alihan’ın ya da benim eski şiirlerimizden ikisini seçip ayrı ayrı inceleyeceğiz. geçilmek istense iyi taşşak geçme malzemesi mevcut eski şiirlerde bundan faydalanacağız. bu aralar alihan poyraz ve fatih ceyhan olarak bireysel birkaç fanzin üzerine de kafa patlatıyoruz. üretttttici modu açtık. iki paragrafımı doldurmuş olarak sözü alihan’a bırakıyorum. next sıtayşın şişli mecidiyeköy bu sayıda çeşitliliği arttrdık, biraz doğaçlama yaptık. fotimize de çektiğimiz ilk andan beri bayılıyorum. it gibi çalışıyorum bu sıra gece gündüz, gün içinde fatihle telefonda konuşarak çıkardık fanzini bildiğiniz. aleyna mükko bi kapak yaptı bize kafasını beğenirsiniz umarım.
next sıtayşın gayrettepe. buralardayız, buralarda olacağız ve buraları bir bok sandığımız da yok. derdimiz biraz da kendini bir bok sanmakla alakalı. sikimizde de değil de bakmayın işte uğraş olsun canımız sıkılmasın. her kedi etrafında fare ister. next sıtayşın ebemizin amı.
GECE OTUZ BİRİ fatih ceyhan I. bir koltuğa düştü kafam. kaldıramıyorum. gece iki. karşı duvarı izliyorum. tam ben delirdim diye dolanan salakların yaşayabileceği bir trip. düzeltip şapkamı. gözlerimi kapattım. semptomlarımı yorumluyorum. bünyem bazı hastalıklara yakın. çekiliyorum bedenimden. yüzümde tebessüm. etrafımda azrail yok. ne de tanrıya dair bir iz. şimdi o yumruğu yüzümde hiç olmadığı kadar çok istiyorum. sabah gitmem gereken bir yer var. beni önemseyen birisi. bu düşüş düşündüğümden de kuvvetli olacak. bunu kimse görmesin. vermem gereken çok hesap var. zaman gırtlağımda oturuyor. duvar ne güzel. sen.
bunu sana açıklamaya mecbur değilim. hiçbir şeyi sana açıklamaya mecbur değilim. ne yaptığımı iyi biliyorum. ne sandığın umrumda değil. düşündüğümden çok çalışıyor kafam. istemiyorum seni yenebilecek hamleyi bilmeyi. heyecanım var. artık bunu diyebiliyorum. muhtemelen burada uyuyacağım üstüm açık. muhtemelen uyumayacağım. muhtemelen uyuyamayacağım.
II. KENDİME ÖĞÜTLER -kapılma. düşün ki sana vaadedilen evin içi polis dolu ve senin yanında da 500 gram mal var. amına koyarlar lan adamın. ... -kapılma. düşün ki dünya sana öğüt veriyor ama sen dünyadan çok biliyorsun. teke tekte alamayacağın dünya yok . ... -kapılma. düşün ki bu kapının ardında tam 10 tane eli silahlı insan var kafana sıkmak için emir almış. .... -lan meteor düşecek meteor açarsan kapıyı kapılma. ... -masumsun lan sen. niye sen öleceksin kapılma.
III. kafamın düştüğü koltukta düşünüyorum. ben böyle şeyler düşünmezdim dediğim şeyleri düşünüyorum. ben böyle şeyler yapmazdım dediğim şeyleri nasıl arzuluyorum. düşünüyorum bunu. sana ilk defa kırıldığım yerde duruyorsun. muhtemelen uyudun. muhtemelen uyuyabiliyorsun. muhtemelen bu hislerimin mutsuzlukla ilgisi yok. ne olduğunu da bilmek istemiyorum. sürsün bu neyse. heyecan/şüphe/telaş/ölüm sürsün. dirilişimin başlangıcıyla sonsuz kelebekler kolyenden fırlıyor. beyaz bir ışığa tanrı diyorum. çarmıh falan yalan diyor hiç olmadı. kutsal kasenin amına sen koyasın. duvar duruyor hala gözümün önünde. izliyorum nerede duracağını. duvardan izliyorum. bana tuzakların var. izliyorum. ayaklarım sana meyilli. görüyorum ve geliyorum. görüyorum ve geliyorum. görüyorum ve geliyorum engizisyonuna. adil değilsin. duracak gibi de değil.
beyaz bir ışık. beyaz elbiseler. beyaz bir tanrı üstüme attırıyor. bunun altında kalmayacağım. beyaz elbiseler hediye sana. bütün yük domuzlarımda. kilisenin bahçesinde. sana uzaktan bakıp gülüyordum. şimdiyse sahneye en yakın koltuktan biletim var.
SORGAZM ilk attıran kazanır evvvet yine bir pazar sabahında alihanla birlikte buralardayız. yapmaktan acayip keyif aldığımız bir şeyi yapıyoruz. ve bunun da en sevdiğimiz noktadayız. fanzine ara girince bu piçliklere real life’ta çok hırpaladık birbirimizi. onu aşıyoruz şu an.
ilk sayıda da bu içeriğe en sevdiğimiz noktadayız diye giriş yapmıştım. ve içeride terör estirmiştik. bu sayıda bu durum biraz frenlenmiş gibi duruyor. daha soft sorular daha kaçamak cevaplar mevcut. bunun sebebini anlatmayı üçüncü sayıya bırakıp direkt sorularla sizi baş başa bırakıyorum.
A l i h a n I n Wo n d e r l a n d FC: belediye başkanlığı seçimlerine aday olsan ilk vaadin ne olurdu? AP: valla girmem de girdiğimi var sayarsak gençlere yoğunlaşırdım ya. yani etkinliğe katılmak isteyen kitleler var ama ortak problemimiz harekete geçebilmek. ayda 5 sanat etkinliğine katılan vatandaşa sıradaki ay akbilini bedava kullanacağı bir sistem, laikliq moruqqqq moduyla birlikte bütün yurtları karma yapardı. bu tarz küçük ama bir şeylerin değişim sinyali hareketlerle ilerlerdim. FC: bir sosyal medya sitesiyle kendini benzetecek olsan bu hangisi olurdu? AP: en çok twitterda terör estirdim ama ilk gençliğimin gizli kahramanı olan connected2.me’ye respect atmazsam olmaz. ah bu anonların gözü kör olsun ulan ne zamanlardı be.
FC: dönemin en sevmediğiniz edebiyat gönüllüsü kimdir? A P: her kim diyorsa ki “ben 2019’da hala yılmadan tükenmeden edebiyat gönüllüsüyüm” heh işte tarih onların götüne koyuşumu yazsın. bu konudaki görüşlerim bu kadardır.
Fa t i h ’ i n D ü nya s ı A P : karşında daha önce beni herkesin içinde madara etmiş bir herif var seni tanıyor ve gelip çakmak istiyor ne derdin? FC: “şu ibneyi bir daha madara et de keyfimiz yerine gelsin sonra alırsın çakmağı” desem çok ilkokul aq. “sigara içmiyorum” desem beni tanıyan sigara içtiğimi biliyordur. “kankasını madara etmediğin birinden iste çakmağı” desem ajsjksks bok gibi olay bok. ne biçim ikilem bu. çok fazla racon bekleyen bir olay ve bende racon yok moruk. AP: bir anda bütün foyaların ortaya çıkıyor beni aradın ilk cümle ne olurdu? FC: “yarrağı yedik salvador birbirlerini öğrendiler.” diye lafa girerdim sonra da “ablayı aradım akşam yedi salonda görüşelim.” neden saat yedi dersen akşam altı otuz gibi eve düşsen yarım saat aleyna’yla konuşursun ajjsjs. ancak nasıl bir arsız olduğumu da biliyoruz. böyle bir foya ortaya çıkması ne kadar etkiler beni bilmiyorum. AP: rap şarkı yapacaksın diyelim adın ne olurdu?
FC: üfffff hadi bakim. yıllarca dinledim. uzun yıllar rapçi olmayı da istedim. zorlu yıllardı. ama şimdi dersen takma ad mevzuunda biliyorsun sıkıntılarım var. ne koysam çok güleceğiz galiba. Ama bence Grind olurdu rap adım.
ÖLMÜŞ BULUNDUM 2015
I. Kadıköy'de bulunmuşluğum da var Sahilinde bir kadınla bira içmişliğim de Tövbe etmişliğim de var bira içtiğim için Sonra tekrar içmişliğim de Bu sefer kadınsız ama yine Kadıköy'de Hiç tanımadığım bir kadına aşık olmuşluğum da var En yakınımdaki kadından nefret etmişliğim de Nedim gibi damdan düşüp ölmüşlüğüm de var ''En âliminiz kıymet bileniniz'' demişliğim de Kendimden sıkılıp başkası olmuşluğum da var Kendimi bir sepette cami avlusuna bırakmışlığım da En güzeli de naif halimle isyan dolu şiirler yazmışlığım var
II. Anlatacaklarım olduğu halde susarken öldüm Varoş sokaklarda zenginlik hayalleri kurarken İçkiyi yasaklamayan tanrıların şerefine içerken öldüm Hiç sevmediğim birine en samimi selamı verirken Yeni doğan bebeğe öleceğini öğretirken öldüm İbadethanelerde tanrıları sorgularken Bir akıllılık edip delirirken öldüm Papyon taktırılmış piyano tuşlarından ciddiyetsiz notalar çalarken Tanrıyla konuşacak güzel konularım var diye öldüm En beyefendi halimle en ciddiyetsiz türküleri söylerken En güzeli de aklımdan bir kadın geçerken öldüm
Tarama /Tasnif /Tenkit /Terkib /Tahlil
SAYIN AP: kanka klasik bi gelişim şiiri ya. bulduğun her farklı şeyi birleştirerek bi konsept yakalayıp kotarmışsın olayı. o dönemde benim bi işime atsan kabul ederdim kesin. en beyefendi halini de sikeyim moruk :d onu yazarkenki kafanı bildiğim için daha bir eğlenceli okudum. pişmanlık şiiri olsa da kötü de denilebileceğini sanmıyorum. o yüzden içten bi 10’da 4 puan atıyorum. hayrını gör.
SAYIN FC: kanki ben bu şiiri hatırlıyorum ya. bu ilk yayınlanan şiirim. ama nerede yayınlandığını hatırlamıyorum. ekinoks fanzin olabilir. bu şiir ilk zıtlıklardan faydalandığım da şiir. etkileyici geliyordu o zıtlıklar zamanında. caminin yanına kilise falan demek mesela. bak bak hareketlere bak salaktaki. şimdi kullanmıyorum bile neredeyse. iyi bir adımdı benim için bu şiir o zamanlar. ama şimdi hatırlamak istemediğim bir şiir olarak yer alıyor geçmişte.
biz bir holigan olabilir miyiz? alihan poyraz kendimi akışa kaptıramıyor oluşum bana o kadar çok vakit sağlıyor ki içimden bikaç ontane kitap yazmış olabilirim. birini dinliyorken konudan kopup düşünceme odaklanıyorum, öncedennefret ederdim bundan sonra bayılmaya başladım. çünkü konular üstünde ne kadar düşünülürse o kadar tecrübe kazandırır adama ve inanın çok vaktim vardı. konuşkan bir adamım aslında sürekli embesil gibi düşünmüyorum yine de bununla mutluyum. insanın önce kendi sınırlarını bilmesi gerekiyor bunu her yerde görüyoruz, okuyoruz herkes her yerde bas bas bağırıyor aslında ama kimsenin umurunda (sikinde) değil afferin böyle devam edin amına kodum üç taş sevicileri sizi. akışı özlüyorum arada fakat akıştaki o zamanın kayboluşunu farketmeme olayı canımı sıkıyor. ama yine de temponun getirdiği moral ve morlin verdiği güven hissi eşsiz olaylar. insanı rezil etmez, vezir etme garantili itemlerdir. hayatında bunu her zaman yaşayabilen insanları kıskanıyor olabilirim biraz belki de imreniyorumdur. kemal sunal gibi lokanta camına ekmek banmak istiyorum onları görünce. eski yaşlarımı kendim yaşamışım gibi görmüyorum. farklı kafa yapılarında oluşumuz bunun ana etkeni. gerçekten 13'teki ben şimdiki benle 2 gün yaşasa çıldırırdı. ulan alihan poyraz'ın paralel evrendeki küçük halleri beyninizi sikeyim sizin. halbuki o dönemleri bitirecek tek şey biraz korkaklığı üstünden atmakmış. bu kadar basit bir problem nasıl bu kadar zamanımı aldı akıl sır erdiremiyorum.
bu fanzin üzerinde düşündüm. ilk defa yaptığım bir işi kalıbına oturttum da başladım. burası bizim günah çıkartma kabinimiz olabilir. yedi sekiz sıfırlı servetimiz olsabaşkaşekilde günah çıkartırdım ama yok ve bu şekilde çıkartıyoruz. napalım olum napalım acız. facebook'u bırakmadan önce ilgimi kaybettiğim bir dönem yaşamıştım aynı hisleri twitter'a da duyuyorum bir süredir. anasını bellediler sitenin şerefsizler ya iyice babalarının çiftliğine çevirdiler. çağrı taner'in de beynini sikeyim. fanzinin ikinci sayısında beynini siktiklerimin listesi adı altında 3-5 hesap salarım okuyan kardeşlerimle birlikte bir küfür edip rahatlama zinciri oluşturalım. uzun süre düzyazı yazmadım cümleler arasındaki anlam bir süre sonra kopuyor ve ben resmi dilden başka bir dil kullanamıyorum diye. bundan sonra böyle böyle deneyeceğim bakalım. ulan belki şiir bile yazmam. şaka şaka bir süre daha yazarım ya. neyse bu yazı işi hoşuma gitti düzyazıcılara ettiğim bütün küfürlerin %37'sini geri alıyorum. https://www.youtube.com/watch?v=MOqm0qGJhpw … abi sesin nedir öyle ya.