ve birden koşmaya başladılar üçüncü sayı

Page 1



sayı: 3

“sakalım uzundu, kesti polisler”

alihan poyraz fatih ceyhan

ön kapak çizimi aleyna özden

İlk sayıyı çıkartırken düşlediğimiz gibi bu sayıyı kısa zamanda bitirip yayına sunamadık. Sorumsuzlukla aramız bayağı iyi ama bizden yana işler tıkırında. Fanzin açısından bakacak olursak yine işimiz olmayan düzyazıda bir şeyler estirdik. Yine sorgazm. Yine eski şiir tahlili ve düzyazılar. Her girişte değinmeden geçemediğimiz yine bir ön kapak mükemmeliği söz konusu. En sevdiğim kapak bu oldu. Her sayıda en sevdiğim bu oldu diyeceğim galiba. Her sayı biraz daha gelişiyor. Aleyna kral harikasın. Tam bir mehmet aureliosun harbiden. Giriş yazısı yazmak acayip gergin bir olaymış bu arada. Üç sayıdır sancılanıp duruyorum yazarken. Ondan bahset bundan bahset falan derken acaba bahsetmediğim ne var diye düşün dur. Garip süreç. Bakalım alihan neler diyecek. Söz sende koçum. kaç ayda anca üç sayı çıkartmışız yapacağımız işi sikeyim. fatikoyla çıldırmalara devam yine kendimizi bir bok yapıyormuş gibi hissediyoruz, güzel. giriş yazımda nedensiz yere yunus abid ve ahmet sayfın amına koymak istiyorum müsaadenizle. aslında bayram tatilinde birkaç sayı hazırlayacaktık ki fatih m*ş’a gitti. m*ş ne aq ya diyemedim işte memleket falan dedi babamla takılacaz dedi iyi dedim git, izni verdim de gitti yoksa babayı giderdi :d neyse hoş geldiniz bizi okuyan sevgili üç beş kişi. kendinize iyi bakın olur mu çünkü kendinize iyi bakmanız bizim için çok önemli lütfen bak kendinize iyi bakmazsanız kırılırız bu konuyu çok umursuyoruz. a.k.a. poyraz


SORGAZM ilk attıran kazanır Bu içeriğe evvvvet diyeek giriş yapmayı seviyorum. Evveeet arkadaşlar geldik üçüncü sayının sorgu kısmına. Ben fatih bu içeriğin giriş yazıcısıyım. Bu sefer biraz vites arttırmış sorular mevcut. Geçen sayının biraz daha soft olmasına takılmıştım ama

iyi ki öyle olmuş. dengeyi de sağlamak gerek. Otuz bir motuz bir moruuuk olmuştu ilk sayı. Ama iyiydi. Geçen sayıyla onu biraz daha dik tutmuş olduk. Bu sayıyla da cila.

Bu aralar alihan tarafından değil de bir polis tarafından sorgulansam nasıl olur, tutuklanacağım konu ne olur gibi şeyler düşünüyorum. Niye böyle şeyle düşünüyorum hiçbir fikrim yok. boş vakit en büyük düşmanınızdır. Şu satırlar bile bu boş vaktin ürünü. Boş boş ne yazdığımı bilmeden yazıyorum. Daha uzatmadan sizleri yeni kavgamızla baş başa bırakıyorum.

A l i h a n I n Wo n d e r l a n d FC: hedefine ulaşmak için yapacağın en midesiz seçenek ne olurdu?

AP: aslında karakterli bi tipim kişisel ahlak hedeften daha önemlidir her zaman. yalakalık hariç yapamayacağım şey yok herhalde ya kendimi kandırmayı iyi biliyorum çoluğumun çocuğumun geleceği diyip de bir kaç kişiyi vurabilirim ya da bir kaç milyon dolar için götten yiyebilirim :d

FC:Müslüm Gürses’in hayatını mı yoksa İbrahim Tatlıses’in hayatını mı yaşamak isterdin? AP: müslüm baba daha çekici geliyor çocukluğumdan beri hayatımın bir döneminde kokain bağımlılığı ile uğraşmak isterim ama kafadan kalaşnikof mermisi yiyip de hayatta kalabilecek kadar taşşağım da olsun istemem değil şimdi.


FC: kendine nasıl hakim oluyorsun?

AP: bu soruyu yıllardır kendime soruyorum hatta insanlığın büyük gizemlerinden biri olarak düşünüyorum. yine de cevap vermek adına ilk soruda dediğim gibi kendimi kandırmayı çok iyi biliyorum ya olmadı egomu tatmin edecek yapamayacağımı düşündüğüm şeyleri yapıyorum veya insanlara yaptırıyorum böylece bir gün daha hayatta kalıyorum.

Fa t i h ’ i n D ü nya s ı AP: public bir şekilde biri tarafından sikileceksin ve 1 milyon dolar alacaksın ya da evde kapalı kapılar ardında sana 5 posta atacağım hangisi? FC: bu ne amk. “seni benden başka siken oldu mu?” sorusu gibi. 1 milyon dolar gibi bir mebla aslında böyle bir soruyu etkisiz kılıyor. arsızlığımı biliyorsun. Ama birini seçecek olursam bu public bir şekilde olurdu ya şanımız yürüsün amına koyayım. AP: hem potansiyelinin farkında olman hem de bunu harcadığının farkında olman sana nasıl hissettiriyor ? FC: bunun üzerine düşünüyorum. çok düşünüyorum ama bu aralar böyle takılmak hoşuma gidiyor ve öyle takılıyorum. harcanan bir şey olduğunu düşünmüyorum. geciken bir şeyler olduğunu düşünüyorum. gecikirim bunu da biliyorsun asjdsajdjsa. AP: açık bir şekilde adını söyleyerek geçmişte birlikte olmak istediğin ama olamadığın bir kadına iki üç cümle kursan bunlar ne olurdu?

F C : Pınar İnal. Çocukluk arkadaşımdı. İki yıl önceki yazdı. O ara boşluktan oldu diye yorumluyorum. etkileneceğim detaylara sahip biri olduğunu düşünmüyorum şu an o zamanlara baktığımda. Boşuna koşturduğum bir dönemdi diye yorumlayabilirim. Söylemedim de zaten bunun farkına varınca. efkar moruq efkar.


PREMATÜRE 2016 -bu bir kanun hükmüdür, yazınparalel evrenimin otopsisiyim (bilmezsiniz) şimdi desem ki göbek bağımı kendim kuruttum annemin çıtı çıkmadı kaç "torba yasa" boğulur ? gülse bilirdik devlet kalkınacak sarılsa kış sarışın ölüler daha bir insan olacağız şiir okuduğumu bilse ağlar yolunu sererdim ağaçlar havlardı bileklerinden siyanür toplar dişlerimden kor kusardım istanbul'un kızsallığında prematüre uzardım şehrin okyanusa açılmasıydı kadınları öpüşüm sevişmelerde kulak arkasıydım akıntı çarpışmasından doğmuşum bedenim her seyahatte başka tuz oranıydı annem gerimde kaldıydı kahroldu şimdi tel tel örgüdür pişmanlığım parmak aralarım zift ve yetim film oluyorum hep prematüre ölüyor annem -annem ki kışı sarışınlayanher senaryoda başka devlet kalkındırıyor ellerimde boşluk teorisi bilmem kaç torba yasa boğuluyor


Tarama /Tasnif /Tenkit /Terkib /Tahlil SAYIN FC: Bu şiir şuanki şiirinden izler taşıyor ya. Hiç bilmeden okusam senin eski şiirlerinden olduğunu anlardım yüzde seksen oranında. Bu şiirindeki kelimelerin biraz daha basit olmakla beraber şimdiki şiirinden kelimeler barındırıyor. bazı kelimeleri en iyi şekilde kullanmak için sürekli kullanabiliyoruz. İyi bir antreman. Böyle mi işledi bu süreç ama bilmiyorum. Ama bu şiirde de o zamanlar bir şeyleri yırttığın belli oluyor. Şiir hakkında aydınlanmalar yaşadığın bir dönemden olabilir. Bunu yayınlayan derginin amına koyım şiirin kalitesinden bağımsız. 5/10 veririm mörük. Şimdiki şiir durumuna bakarsak 4/10 da olabilir. Al bununla naparsan yap.

SAYIN AP: o zamanlar elimde güzel bir şiir vardı apartman dergiye atmak istemiyordum onlar da kadın sayısına almak istiyorlardı. ben de hazır kadın sayısı diye anneme böyle şekilli bir şiir yazmıştım. şiirdeki bazı cümleler benim için anlam ifade etse de hiç sesli okumadığım sikimde olmayan bir şiirimdir. biri çalıp benim şiirim dese buna sevinirdim hatta ama kim alır bu şiiri sikko bir şiir sadece yetenekliyim diye yapabildiğim için yaptım onun dışında da bir şey yok. o güzel şiirimi de sıradaki sayıya verip çıktım aq dergisinden. kafamı sikeyim, dergiyi de sikeyim. veysel falan onlara düşmanlık yapacak kadar onları ciddiye alan beynimi de sikeyim bu arada.


niçeyi doğru yazana 5 lira ALİHAN POYRAZ

herkes gibi ben de her şeyi biliyorum bu yeni değil yeni olan artık bunu yarıştırmıyorum. tepkileri gözlemledikçe çözdüm ki insanların çoğu cevabının altında üstünlük kurma hissi yatıyor ve yok canım tabii ki sen öyle bir şey yapmazsın biliyorum. dertler sıkıntılar sadece o dönemde işlevli. tuzu kuruyan yoluna bakıyor haksızlıkmış adaletmiş kimsenin sikinde olmuyor, iyi bok yiyor. cem seymen tivitlerine göz gezdirdim biraz, tuzu kuru pezevenk konuşması kolay tabi de dedim doğru söylüyor aslında da. konuya şöyle bakıyorum ki bunları söyleyecek kişi göt kılları kadife altın tuvalete sıçan tipler değil biziz çünkü olayın içindeyiz. sorun söylenmesi de değil dinlenmesi, genç olan kim kimi dinliyor zaten genç olmanın olayı kafanın dikine gitmek değil midir anasını satayım. o yüzden saldım adamı zaten prim için yardırmış ne kendime dert edenecem dedim. siz de dert edinmeyin. sikeyim cem seymeni (sikeyim sizi) hayatımı çarçur ediyor olduğum düşüncesi beni keyiften çıldırtıyor. kendi hayatımı ben çarçur ediyorum kimsenin sikinde değilim kimse sikimde değil, bireyselliğin mükkemmeliyetini sonuna kadar savunacağım. çocuğum falan olur da bana "sen kim lan benim hakkımda karar veriyorsun" dediğinde içimden "afferin lan yavru poyraz" dışımdan "pezevenk hayırdır lan babaya denir mi öyle" diyecek olma ihtimali beni üzüyor umarım bu senaryoya denk gelirsem aşmış olurum olmazsam iki yüzlü pezevenk olmuş olurum. bir şeylere inanmış kendini bir şeylere adamış insanlar benim perspektifimden çok gülünç ya. çağın en mantıklı olayı bile sıradaki çağda yok olmuş olabilecekken bir şeye adanmış olmak çok afedersiniz gerzekliktir fakat kişi sanane amınakodum derse bu değiştirir işi. kimsenin kimseye karışma ve yorum yapma hakkı yok çünkü. burada genel değerlendirmeler yerine spesifik konuşsam mesela kendime derim ki "senin ne haddine pezevenk" demek gerekir çünkü. velhasıl öyle bir kaç fikir yazdım geçtim takıl veya takılma sana kalmış. (fikirleri de sikeyim)


yolda FATİH CEYHAN

yoldayım. muş’tan gebze’ye dönüyorum. bayram’ın ikinci günü gebze’den muş’a gelmek durumunda kaldım. babamın çocukluğunun geçtiği şehir. yıllardır benim de görmemi istiyordu ama denk gelmiyordu. denk gelince hevesi kırılsın istemedim. gitmemem için de bir neden yoktu zaten. neyse moruk giriş böyle. şehirle ilgili bir şeyler demem gerekirse merkezi herhangi bir şehrin ilçe merkezleri kadar bile gelişmiş durumda değil. gebze ilçe olarak tokatlar aq ama köy olayına gelirsek börtü böcek yılan mılan tilki milki ayı mayıyı kürdü mürdü çıkarırsak karşısında oturup sigara içilecek harika mandalar var. sıcağı terletmiyor ama simsiyah yapıyor. halkını sosyal medya hesapları olan ortaçağlılar olarak kodladım. adam geçiyor karşına imamoğlu istanbul’u alırsa adını konstantin yapacak falan diyor ciddi ciddi ha ajsjskks. daha anlatacak çok şeyi var da gözlemlediğim kimin sikinde. anlatmak istediğim bir olay var. muş’ta babamın dayısının evinde kalıyorduk. evde tam bir vizontele havası var. dört erkek çocuk ana baba gelinler bir sürü çocuk her yaştan geniş bir avlusu olan bir evde kalıyorlar. bir çocuk tarlaya bir çocuk ahır ve kümes hayvanlarına bir çocuk şehre getir götür işlerine bir çocuk da kamyonuyla şehir dışında şantiyelerde falan iş kovalıyor. yaklaşık 15 kadar küçük çocuk da bu işlere yardımcı oluyor. harika bir iletişimleri var. kıskandığım bir mevzuydu bu. ana baba gelinler de ev işlerine koşturuyor.

gittiğimizin üçüncü günü amcam amcamın oğlu ben necmettin abi ve onun çocukları balığa gidecektik. sabah beşte uyandık yarrak var gibi. hazırlan mazırlan kahvaltı et necmettin abinin hayvanlarla ilgilenmesini bekle derken dokuz gibi garajın önünde necmettin abiyi amcamla beklerken amcam köşedeki ahırda boğa var dedi ben de bakalım dedim açtık kapısını harbiden giant aq kafasını bir çevirdi ananı avradını sikim dedim çıktım. amcam kapattı kapısını necmettin abi geldi bindik arabaya gittik nehrin kıyıya.


oltayla değil ağla tutacaktık. ağları suya atıp yarım saat bekleyip çekiyorduk. beş saat falan bunla uğraştık. akıntı az diye balık azmış. az tutmak durumunda kaldık biz de ama necmettin abi az geldikçe hırslandı o yüzden beş saat uzadı. sabır işi de ben sabırlı değilim aq sıkıla sıkıla bekledim. hayatımda ilk defa yılan gördüm ama ölüydü. nehirde boğulmuş aq salağı. canlı görsek muhtemelen birimizin yarrağı yiyeceğini ima etti necmettin abi. bacaklarım titreye titreye bekledim o dakikadan sonrasını ajsjsjks. neyse hikayeden sapıyoruz. moruk necmettin abi de yıldı artık. balık yok aq. 10 tane tuttuk döndük. evin avluya geldik. indik kamyonetten. boğanın olduğu kapının önünde güvercinler vardı. yerde güvercin tüyleri. necmettin abi atıldı aha güvercinler çıkmış diye. izleri takip ettik kedi bir güvercin yemiş. aq kedisi. döndük kapının oraya bir baktık kapı aralı kalmış. oradan kaçmış güvercinler. necmettin abi düştü kim kapıyı açık bıraktı diye aramaya. elli kişiyi suçladı. amcamla ses çıkarmadık aramızda da bu konuyu konuşmadık ama birbirimize itiraf etmemiz gereken bir şey var ki o kapıyı biz aralıklı bıraktık.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.