PSİKANALİZDE NARSİSİZM
Yazar
Yrd. Doç. Dr. İrem Anlı Haliç Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü
NOBEL TIP KİTABEVLERİ
© 2010 Nobel T›p Kitabevleri Ltd. fiti.
© 2010 Nobel Tıp Kitabevleri Ltd. Şti. TORAKS RADYOLOJ‹S‹
PSİKANALİZDE NARSİSİZM Yazar: Prof. Dr. Kemal Ödev
Yazar: Yrd. Doç. Dr. İrem Anlı ISBN: 978-975-420-733-0
Bu kitabın, 5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası Hükümleri gereğince yazarın yazılı izni olmadan kitabın bir bölümünden alıntı yapılamaz,; fotokopi yöntemiyle çoğaltılamaz; resim, şekil, şema, grafik, vb.’ler kopya edilemez. Her hakkı Nobel Tıp Kitabevleri Ltd Şti’ne aittir.
Düzenleme:
Nobel Tıp Kitabevleri - Hakkı Çakır
Kapak:
Hakkı Çakır
Baskı /Cilt:
Nobel Matbaacılık, Hadımköy-İSTANBUL
NOBEL TIP K‹TABEVLER‹ LTD. fiT‹. ÇAPA Millet Cad. No:111 Çapa-‹stanbul Tel: (0212) 632 83 33 Fax: (0212) 587 02 17 CERRAHPAfiA Cerrahpafla T›p Fakültesi Karfl›s› Park içi Cerrahpafla-‹stanbul Tel: (0212) 586 17 58 KADIKÖY R›ht›m Cad. Derya ‹fl Merkezi No: 7 Kad›köy-‹stanbul Tel: (0216) 336 60 08 SAMSUN Ulugazi Mah. 19 May›s Bulvar› 16/6 Tel: (0362) 435 08 03 ELAZI⁄ Yahya Kemal Cad. Üniversite Mah. No: 36/B Tel: (0424) 233 43 43 ANTALYA Meltem Mahallesi, Dumlup›nar Bulvar› Falez Sit. Toros Apt. No:183/2 Tel: 0 (242) 238 15 55 BURSA Alt›parmak Cad. Burç Pasaj›, Bursa Tel: (0224) 224 60 21
Ankara MN MED‹KAL & NOBEL TIP K‹TABEV‹ Halk Sok. No: 5 S›hhiye-Ankara Tel: (0312) 431 16 33 ‹zmir / Bornova ‹ZM‹R GÜVEN K‹TABEV‹ 168. Sok. No: 10/1 Bornova-‹zmir Tel: (0232) 339 16 96 ‹zmir / Konak ‹ZM‹R GÜVEN K‹TABEV‹ SSK ‹fl Han› P/36 Konak-‹zmir Tel: (0232) 425 27 58 Adana ADANA NOBEL K‹TABEV‹ Adnan Kahveci Bulvar› 31/C Adana Tel: (0322) 233 00 29
ÖNSÖZ
“Kendine tapmayan kişi daha doğmamıştır” (Cioran, 1947)
Narsisus miti; narsisistik bozukluğun trajedisini anlatır. Suya yansımasıyla Narsisus, annesinin gurur duyduğu, kendi güzel yüzüne aşık olur. Peri kızının yansıması da bu genç adamın çağrısına cevap verir, çünkü, bizim hastalarımızın anneleri gibi, o da bu güzelliğe aşık olmuştur. Yansımanın cevabı Narsisus’u aldatır, çünkü yansıma onun sadece, mükemmel olan tarafını göstermekte, diğer kısmı saklamaktadır. Örneğin, mükemmel yanın gerisinde olan kısmı ve gölgesi ondan saklı kalmakta, sevgili yansımasından ayrılmış ve ona ait değil gözükmektedir. Kopuş anı grandiyosite ile karşılaştırılabilir. Narsisus “güzel bir genç” olmanın dışında “hiç bir şey” olmak istemiştir. Gerçek kendiliğini inkar ederek bu güzel resimle bir olmak istemiştir. Bu; kendisinden vazgeçmeye, ölüme ya da Ovid’in versiyonu ile çiçeğe dönüşmeye sebep olur. Ölüm sahte kendiliğe takılmış olmanın mantıki bir sonucudur. Narsisus kendi idealleştirilmiş resmine aşıktı. Onun sahte kendiliğine olan tutkusu; sadece nesne aşkını imkansız kılmakla kalmaz, aynı zamanda benliğinin emanet edildiği tek insan olan kendisine olan aşkı da imkansız hale getirir.
İÇİNDEKİLER
TARİHÇE .....................................................................................................1 Antik Dönemde Narsisizm .......................................................................1 Mitoloji ...................................................................................................1 NARSİSİZM .................................................................................................5 KLASİK KURAM ÇERÇEVESİNDE NARSİSİZMİN ELE ALINIŞI.....................7 PSİKANALİTİK LİTERATÜRDE NARSİSİZMİN KULLANIMLARI ................22 Cinsel Sapkınlık Olarak Narsisizm .........................................................22 Bir Gerileme Türü Olarak Narsisizm ......................................................23 Gelişimsel Bir Aşama Olarak Narsisizm .................................................24 Bir Nesne İlişkileri Modeli Olarak Narsisizm .........................................28 Kendilik Değeri (Self-esteem) Olarak Narsisizm .....................................31 NESNE İLİŞKİLERİ KURAMI ÇERÇEVESİNDE NARSİSİZMİN ELE ALINIŞI ...............................................................................................35 1. Narsisizm ve Nesne İlişkilerinin Birlikte Varolması.............................43 2. Narsisistik Durumlar ..........................................................................44 3. Narsisizm ve Haset ............................................................................45 4. Negatif Narsisizm ..............................................................................46 5. Narsisistik Karakter Yapısı ..................................................................47 KERNBERG VE KOHUT .............................................................................48 OTTO KERNBERG’ÜN PATOLOJİK NARSİSİZM KURAMI ........................49 HEINZ KOHUT’UN KENDİLİK PSİKOLOJİSİ ............................................55
IX
İrem Anlı
5
NARSİSİZM
Narsisizm kavramı temel olarak kişinin kendi varoluşundan duyduğu haz ya da acı ile ilişkilendirilmektedir. Eğer kişinin varoluşu kendisi için temelde haz üretiyorsa ve kişinin kendiliği ile çevresi arasında bir uyum varsa, bu durum sağlıklı narsisizm olarak adlandırılmaktadır. Diğer yandan varoluşun kişi için temelde acı üretmesi ise bir problemin varlığına işaret etmektedir. Narsisistik problemler yaşayan kişiler çeşitli varoluşsal sorunlardan muzdariplerdir; hayatın anlamsızlığından, yaygın boşluk duygularından, kimlik belirsizliğinden, doyum verici ilişkilerin olmayışından, hayata karşı genel bir memnuniyetsizlik halinden, can sıkıntısından, emniyetsizlik hislerinden, şiddetli içsel yalnızlıktan ve şiddetli özdeğer sorunlarından şikayet etmektedirler. Bu kişilerin büyük bir çoğunluğu “gerçekte hiç bir şey hissedememekten” yakınmaktadırlar. Günümüzde, bu tarzdaki yakınmaların çoğalması ile yaygın psikopatoloji formunun nevrozdan narsisistik bozukluklara doğru kaydığı gözlenmektedir. Bu durum da narsisizmin klinik önemini arttırmaktadır. Modern ve bilhassa post modern çağın en önemli getirilerinden biri arzuların bastırılması değil kışkırtılmasıdır, ancak bu durum 5
6
PSİKANALİZDE NARSİSİZM
beraberinde doyumu getirmemiştir. Çünkü bir yandan arzular serbest bırakılırken ve gerçekleştirilebilir bir hal alırken diğer yandan kişilerin özbenliği alıkonulmuş ve bu durum da arzu tatminini anlamsız kılmıştır. Görünürde tatmin edilen arzular, aslında özbenliğin alıkonulması ile bastırılmış hale gelmiş olan ve gerçek kendiliğe yakınmış gibi duran arzunun yerine geçenleridir. Dolayısıyla narsisistik problemlerle çalışırken oldukça önemli olan bir nokta, kişinin arzusunun özbenlik kökenli mi yoksa savunmaya yönelik mi olduğunu anlamaktır. Eğer özbenlik bastırılmış ve onun yerini sahte kendilik ve savunmacı doyumlar almışsa, hiç bir şey gerçek anlamda tatminkar ve anlamlı yaşanmayacaktır. Christopher Lasch narsisistik insanın trajedisini şu şekilde tarif etmiştir; “Narsisizm bağımlılığın psikolojik boyutunu temsil eder. Narsisist kendi kendilik değerini devam ettirebilmek için diğerlerine bağımlıdır. Ona hayran olan seyirciler olmadan yaşayamaz. Onun görünüşte aile bağlarından ve kurumsal kısıtlamalardan özgür olması, kendi bireyselliği içinde var olmasını sağlamamıştır. Tam da zıttı olarak onun sadece başkalarının bakışlarında görebildiği kendi “büyüklenmeci kendiliği” ile özdeşleştirerek ya da kendini ün, güç ve karizma sahibi olan kişilerle özdeşleştirerek üstesinden gelebileceği güvensizliğini devam ettirmiştir. Narsisist için dünya sadece bir aynadır” (Cooper, 1976).
İrem Anlı
7
KLASİK KURAM ÇERÇEVESİNDE NARSİSİZMİN ELE ALINIŞI
Amerikan Psikanaliz Derneği’nin sözlüğünde narsisizm; “psikolojik ilginin kendilik üzerinde yoğunlaşması” şeklinde tanımlanmıştır (Fine, Moore, 1967). Analitik literatürde narsisizm; 1. Kişinin cinsel nesne olarak kendi bedenini seçtiği bir cinsel sapkınlık (bu anlamıyla ilk defa Havelock Ellis ve Nacke tarafından kullanılmıştır) olarak ve 2. Genel anlamıyla kendine olan aşkın her hangi bir formu olarak tanımlanır (Rycroft, 1977). Terim ilk defa 1898’de İngiliz cinsel bilimci Havelock Ellis tarafından Narkissos mitolojisi ile ilişkilendirilmiş ve kişinin kendi bedenine cinsel nesneye davrandığı gibi davranması şeklinde açıklanan bir cinsel sapkınlık türünü tanımlamak için kullanılmıştır. Ellis ayrıca terimi açıkça cinsel davranış içermeyen durumları da tanımlamak için kullanmıştır. Ellis bu terimi “genellikle kadınlarda görülen, kendine hayranlığın içinde cinsel duyguların yitip gitmesi, sıklıkla yok olması eğilimi” şeklinde tanımlamıştır (Pulver, 1986). 7