PSİKANALİZE GİRİŞ
Yazar
Yrd. Doç. İrem Anlı Haliç Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü
NOBEL TIP KİTABEVLERİ
© 2010 NOBEL TIP KİTABEVLERİ PSİKANALİZE GİRİŞ Yazar: Yrd. Doç. Dr. İrem Anlı ISBN: 978-975-420-???-? Bu kitabın, 5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası Hükümleri gereğince yazarın yazılı izni olmadan kitabın bir bölümünden alıntı yapılamaz; fotokopi yöntemiyle çoğaltılamaz; resim, şekil, şema, grafik, vb.’ler kopya edilemez. Her hakkı Nobel Tıp Kitabevleri Ltd Şti’ne aittir. Düzenleme: Nobel Tıp Kitabevleri Selçuk Ertürk Kapak: Selçuk Ertürk Baskı / Cilt: Nobel Matbaacılık, Hadımköy-İSTANBUL
BÖLÜM
1
Psikanaliz Nedir?
Freud, psikanalizi 1922 yılında şu şekilde tanımlamıştır; “Psikanaliz: 1. 2. 3.
Başka türlü neredeyse ulaşılamayan ruhsal süreçleri bir soruşturma yöntemidir; Bu soruşturmaya dayanan nevrotik rahatsızlıkları ele alma yöntemlerinden biridir; Bu yolla elde edilmiş ve giderek yeni bir bilimsel dal bünyesinde kaynaşan bir dizi psikolojik kavramdır.” (Peron; 2003).
Psikanalizin ilk yılları incelendiğinde, bu ilk kuramın her şeyden önce bilinçdışının, yani id’in bir psikolojisi olduğu görülür (Freud; 1986). Sigmund Freud ve izleyicileri ile temsil olunan Dürtü-Savunma Ekolünde odak, dürtüler ve bunlara karşı koymaya çalışan savunmaların yarattığı çatışma üzerinedir. En genel tanımla psikanaliz hem zihinsel işleyişi anlama yöntemi, hem bir tedavi biçimi hem de bir kuramdır. 1
2
PSİKANALİZE GİRİŞ
Temel Kavramlar Serbest Çağrışım Hastanın yaşamındaki sorunlara sebep olan dinamikler serbest çağrışım kesilmedikçe mutlaka yüzeye çıkar. Serbest çağrışımın uygulanması seanslar ilerledikçe zorlaşır; bu ketlenmelerin üstesinden gelmek gerekir, çünkü çağrışımı ketleyenlerle hasta için sorun yaratan dinamikler aynı kökenden gelir. Serbest çağrışım kuralı çerçevesinde “anlamsız, alakasız, saçma” çağrışım yoktur. Analistin görevi hastanın aklına gelen her çağrışıma dikkat etmektir. Hasta bazen belli bir konu anlatırken araya giren başka bir çağrışım konunun kesilmesine sebep olabilir; burada yapılması gereken araya giren çağrışıma dikkat çekmektir. Dil Sürçmeleri Dil sürçmeleri çok özel bir analitik bilgidir. Terapi sırasında ortaya çıkması hastanın biliçdışı süreçlerini yorumlamak için çok önemli bir fırsattır. Dil sürçmesinin hastanın bilinçdışı arzu, korku ve inançlarını ifade ettiği düşünülmektedir. Yapılan sürçme çatışma halindeki zihinsel kuvvetler arasındaki bir uzlaşmadır. Hasta gizli/biliçdışı olanı söylemek için kendine izin vermektedir. Ve bu bastırılmış olanın ifade edilmesinden de doyum alır. Burada anlamlı olan sadece sürçme değil sürçmenin zamanlamasıdır da. Sürçme seans içinde olduğunda, bu durum hastanın sürçme yoluyla ifade ettiği şeyin incelenmesine hazır olduğu anlamına gelir. Bu durumda mutlaka sürçmenin üzerinde durmak gerekir. Bazen hasta seansta yaptığı sürçmenin farkına varmayabilir; terapist mutlaka buna işaret etmelidir.
BÖLÜM 1 Psikanaliz Nedir?
3
Bazen de hasta seans dışında yaptığı bir sürçmeyi seansa getirir; bu durumda hasta sürçme üzerinde düşünmüştür. Bilinçdışı Türevleri Yorumlama Öncelikle bilinç dışının ne olduğunu açıklamak gerekir. Bastırmanın bir içgüdüyü temsil eden bir düşüncenin bilinçli hale gelmesini engellemek olduğunu ve bu olduğunda düşüncenin bilinç dışı durumunda olduğunu biliyoruz ama bilinç dışı sadece bu bastırılan düşüncelerden ibaret değildir. Bastırılmış olan malzeme bilinçdışının sadece bir bölümüdür. Dinamik bilinçdışı terimini kullanmak bilinçdışını açıklamak için daha uygundur. Freud’a göre bütün histerik semptomlar arzunun kılık değiştirerek gerçekleşmesidir ve bunlar açıkça dile gelmeleri çok güçlü kuvvetler tarafından engellenmiş olduğu için kılık değiştirmek durumunda kalmışlardır. Diğer yandan aynı kuvvetler söz konusu arzuyu ve bu arzunun gerçekleşme yolunu da kişiden gizler. Böylelikle dinamik bilinçdışı kavramı ortaya çıkar. Buradaki “dinamik” terimi arzu ile arzunun gerçekleşmesine karşı koyan güç arasında yaşanan çatışmayı ifade eder. Bilinçdışı bütün bu çatışmaların ve bastırılmış olan malzemelerin toplamıdır. Terapist hastanın serbest çağrışımlarını dinlerken hastanın anlattıklarının bilinçdışı türevlerini de görmeye başlar. Ve hastayı bu ipuçlarından yola çıkarak gizil anlamlara ulaştırır. Analiz ilerledikçe hastanın da bunu yapmasını bekleriz. Bu gizli anlamlar hastaya gösterilirken özenli olunmalı ve erken ve sık yorum yapılmamalıdır. Hasta serbest çağrışım yapmayı öğrenmek durumundadır. Bunu yaparken de kendini güvende hissetmelidir. Sık yapılan yorumlar terapötik işbirliğini ve serbest çağrışımı bozar ve hastanın dirençlerini kuvvetlendirir. Hastanın çağrışımlarının ipuçları ve yoğunluğu analiz
4
PSİKANALİZE GİRİŞ
ilerledikçe artacaktır. Analist hastanın dikkatini bu artan malzemeye çeker. Hasta serbest çağrışımı tam anlamıyla yapmaya başladığında yorum için sağlam bir zemin oluşur. Hasta terapistin çağrışım malzemesi içinde dikkatini çektiği meseleleri çalışmak istemezse direnç oluşmuş demektir ve bu direncin kaynağına bakılmalıdır. Diğer yandan hasta serbest çağrışım yapıyor gibi görünerek sürekli aklına gelen malzemeyi kesebilir ve direnç bu şekilde de kendini gösterebilir. Bilinçdışı türevleri yorumlamada yapılan hatalardan biri de terapistin hastanın anlattığı malzemenin görünür içeriğine önem vermediği mesajını vermesidir. Bilinçdışı olan kadar bilinçli malzemeye de ilgi göstermek gerekmektedir. Yorum yapılırken terapinin başlarında önce bilinçli malzemeden yola çıkılır ve hastaya yavaş yavaş bunu bilinçdışı malzemeye bağlaması gösterilir. Yorum yapılırken teknik terimler kullanılmalıdır. Bazen hastalar teknik terim kullanabilirler; terapist bu durumun neden olduğunu (savunma amaçlı mı? vs.) anlamaya çalışmalıdır. Rüyalar ve Fanteziler Neredeyse bütün hastalar serbest çağrışım yaparken gördükleri rüya ya da rüyaları anlatır ve pek çok hasta rüyanın “bilinmezle” bağlantısı olduğunu sezer. En sık yapılan iki hata; rüyayı hemen yorumlamaya kalkmak ya da rüyayı çağrışımı kesen bir malzeme olarak ele alıp eski konuya geri dönmektir. Rüya yorumlarken hastanın çağrışımlarını dinlemek gerekir. Rüyalar bilinçdışındaki arzu, çatışma, istek ve korkuları ifade eder. Hastalar rüyalarını anlatmaya değişik şekillerde başlarlar; rüyaya geçmeden önce başka konularda konuşurlar, rüyanın sadece bir kısmını anlatırlar ya da anlatmaya başlamışken unuttuklarını fark ederler. Bunların hepsi de rüya malzemesi olarak