RUH SAĞLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
Prof. Dr. Aydın ANKAY Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Öğretim Üyesi
NOBEL TIP KİTABEVLERİ
© 2013 Nobel Tıp Kitabevleri Ltd. Şti.
RUH SAĞLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Prof. Dr. Aydın ANKAY ISBN: 978-975-420-947-1
5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasası gereği herhangi bir bölümü, resmi veya yazısı, yazarların ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmadan tekrarlanamaz, basılamaz, kopyası çıkarılamaz, fotokopisi alınamaz veya kopya anlamı taşıyabilecek hiçbir işlem yapılamaz.
Düzenleme: Nobel Tıp Kitabevleri Cenk Akay Baskı / Cilt: Nobel Matbaacılık, Hadımköy-İSTANBUL
NOBEL TIP KİTABEVLERİ LTD. ŞTİ. ÇAPA Millet Cad. No:111 Çapa-İstanbul Tel: (0212) 632 83 33 Fax: (0212) 587 02 17 CERRAHPAŞA Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Karşısı Park içi Cerrahpaşa-İstanbul Tel: (0212) 586 17 58 KADIKÖY Rıhtım Cad. Derya İş Merkezi No: 7 Kadıköy-İstanbul Tel: (0216) 336 60 08
www.nobeltip.com
ANKARA Sağlık Sokak No:17/C Çankaya (Sıhhiye) Tel: (0312) 434 10 87 ANTALYA Meltem Mahallesi Dumlupınar Bulvarı Falez Sit. Toros Apt. No: 183/2 Tel: (0242) 238 15 55 BURSA Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü Kampüs AVM No: 7 Nilüfer-BURSA Tel: (0224) 224 60 21 ELAZIĞ Yahya Kemal Cad. Üniversite Mah. No: 36/B Tel: (0424) 233 43 43 SAMSUN Ulugazi Mah. 19 Mayıs Bulvarı 16/6 Tel: (0362) 435 08 03
Prof.Dr. AydÕn Ankay Orta ö÷renimini østanbul Kabataú Lisesi’nde yaptÕ. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co÷rafya Fakültesi Felsefe Bölümü Sosyoloji, Psikoloji-Pedagoji Kürsüsü’nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi TÕp Fakültesi Psikiyatri Klini÷i’nde iki yÕl staj yaparak serti¿ka aldÕ. Çeúitli liselerde felsefe grubu ö÷retmenli÷i ve yöneticilik yaptÕ. Ankara Üniversitesi E÷itim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik DanÕúmanlÕk Bölümünde lisans ve lisansüstü, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans ve doktora e÷itimi gördü ve siyaset psikolojisi alanÕnda Toplumsal SaldÕrganlÕklarÕn Psikolojik Kökenleri adlÕ tezi ile doktora e÷itimini tamamladÕ, bir süre ODTÜ’de okudu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini de bitiren AydÕn Ankay, Ankara Barosuna kayÕtlÕ olarak otuz bir yÕl avukatlÕk yaptÕ. Gazi E÷itim Enstitüsü, Yüksek Ö÷retmen Okulu, Mesleki ve Teknik E÷itim Yüksek OkullarÕnda görev aldÕ. Daha sonra bu okullarÕn Gazi Üniversitesi’ne dönüútürülmesiyle, görevini Gazi E÷itim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik DanÕúmanlÕk Ana Bilim DalÕ’nda yönetici ve ö÷retim üyesi olarak sürdürdü. AyrÕca Gazi Üniversitesi’ne ba÷lÕ Mesleki ve Teknik E÷itim, Diú Hekimli÷i ve øletiúim Fakültelerinde görev aldÕ ve Gazi Üniversitesi’nden emekli oldu. øki yÕl KKTC Ö÷retmen Akademisi’nde, yaklaúÕk altÕ yÕl YakÕndo÷u Üniversitesi’nde Ö÷retim üyeli÷i yaptÕ. Halen görevini KKTC UluslararasÕ KÕbrÕs Üniversitesi’nde ö÷retim üyesi olarak sürdürmektedir. 2008-2009 Ö÷retim yÕlÕnda UluslararasÕ KÕbrÕs Üniversitesi’nde, yÕlÕn en baúarÕlÕ Ö÷retim Üyesi seçilmiútir. YayÕnlanmÕú olan on sekiz kitabÕ, çeúitli makaleleri, radyo ve televizyon programlarÕ ve bir romanÕ vardÕr. 3
3
4
ÖNSÖZ Ruh Sa÷lÕ÷Õ ve davranÕú bozukluklarÕ, ça÷ÕmÕzÕn en önemli sorunu haline gelmiú ve önemi giderek artmÕútÕr. Nevroz terimi kiúilikle özdeúleúerek onun ayrÕlmaz bir parçasÕ haline gelmiútir. Horney’in, eserlerinden birinin adÕnÕn “Ça÷ÕmÕzÕn Nevrozlu ønsanÕ” olmasÕ da oldukça düúündürücüdür. HÕzlÕ teknolojik ve sosyo ekonomik de÷iúmelere uyum sa÷layamayan pek çok insan, bu de÷iúmelere hazÕrlÕksÕz yakalanmÕú; bunun faturasÕ ise nevroz, madde ba÷ÕmlÕlÕ÷Õ, suç intihar, boúanma olmuútur. DavranÕú bozukluklarÕ henüz ortaya çÕkmadan ve çÕkmamasÕ için alÕnacak önlemleri içeren koruyucu hekimlik daha çok önem kazanmÕútÕr. Bozukluklar ortaya çÕktÕktan sonra, kimi durumlarda sa÷altÕm olanaklarÕ oldukça sÕnÕrlÕdÕr. Bu nedenle koruyucu hekimli÷in sa÷lanmasÕ, ruh sa÷lÕ÷Õ ve bozukluklarÕnÕn bilinmesiyle olanaklÕdÕr. Dünya Sa÷lÕk Örgütü’ne göre 2020 yÕlÕnda depresyon, organik ve psikolojik hastalÕklar sÕralamasÕnda ilk sÕrayÕ iúgal edecektir. Son yedi yÕlda Türkiye’de antidepresan ilaç tüketimi beú kat artmÕútÕr. Bu araútÕrma, bir ders kitabÕ olmanÕn ötesinde, ruh sa÷lÕ÷Õ konularÕnÕn, her kesimden insana ÕúÕk tutmasÕ amacÕna yönelik oldu÷u için yalÕn bir dille yazÕlmÕú ve pek çok örne÷e yer verilmiútir. Bu üçüncü baskÕda pek çok kuramsal bilgiler, örnekler ve çeúitli testler yer almÕútÕr. Kitapta, Amerikan Psikiyatri Birli÷i’ne yer verilmiú; ancak iskeletini kiúilik konusu oluúturdu÷u için klasik görüúler de yer almÕútÕr. KitabÕn 3. baskÕsÕnÕn yazÕmÕnÕ gerçekleútiren sayÕn Ceriya AydÕn’a sonsuz teúekkürler. Sa÷lÕklÕ bir yaúam dileklerimle. Prof.Dr. AydÕn Ankay Ekim, 2012 AcÕbadem 5
5
Kumru Ankay’Õn baúarÕ, sa÷lÕk ve mutlulu÷una...
øÇøNDEKøLER Sayfa BøRøNCø BÖLÜM GENEL OLARAK RUH SAöLIöI TARøHÇE ........................................................................................... 16 NORMALLøK VE ANORMALLøK .................................................. 19 TEKNOLOJø VE RUH SAöLIöI ..................................................... 24 øKøNCø BÖLÜM KøùøLøK KøùøLøöøN BøYOLOJøK VE DUYGUSAL BOYUTU..................... 43 A. KALITIM ................................................................................ 45 B. BEDEN YAPISI....................................................................... 45 C. øÇ SALGI BEZLERø VE GELøùøM........................................ 46 KøùøLøöøN DUYGUSAL BOYUTU ................................................. 47 A. GENEL OLARAK DUYGULAR...................................... 47 B. DUYGULARIN BøYO - KøMYASAL KÖKENLERø ....... 49 C. DUYGU BøÇøMLERø ........................................................ 52 1. Korku ............................................................................. 52 2. Öfke ve düúmanlÕk ......................................................... 53 3. Sevgi .............................................................................. 55 4. Cinsiyet .......................................................................... 57 5. Cinsel sapmalar.............................................................. 61 øncest (Yasak sevi) ........................................................ 61 Eúcinsellik (Homoseksüellik)........................................ 62 Fetiúizm ......................................................................... 64 Transvestizm ................................................................. 66 Sadizm ve mazokizm .................................................... 67 Pedo¿li, zoo¿li ve nekro¿li ........................................... 69 Göstermecilik ve gözetlemecilik ................................... 75 Nemfomani ve satiriasis ................................................ 76 Geronto¿li ..................................................................... 77
7
KøùøLøöøN GELøùøM DEVRELERø ................................................. 78 A. TEMEL GÜVEN ..................................................................... 78 B. ÖZERKLøK ............................................................................. 78 C. GøRøùøM .................................................................................. 79 D. ÇALIùMA VE YAPICILIK..................................................... 80 E. KøMLøK ................................................................................... 80 F. YAKINLAùMA ........................................................................ 80 G. ÜRETøCøLøK........................................................................... 81 H. BENLøK BÜTÜNLÜöÜ ........................................................ 81 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KøùøLøöøN ZøHøNSEL BOYUTU ZEKA.................................................................................................. 83 øLETøùøM, DøL VE DÜùÜNME ....................................................... 85 A. øLETøùøM ................................................................................ 85 B. DøL GELøùøMø......................................................................... 87 C. USLAMLAMA VE DÜùÜNME ............................................. 89 D. ÇOCUKLARDA DÜùÜNME GELøùøMø............................... 90 A. DUYUM............................................................................. 91 B. ALGI................................................................................... 92 C. BELLEK VE øRADE ......................................................... 92 GENEL YETENEK SORULARI ....................................................... 94 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KøùøLøöøN SOSYAL VE TÖREL BOYUTU A. ERGENLøK ÖNCESø ............................................................ 110 B. ERGENLøK ÇAöI ................................................................. 115 C. DøöER ETMENLER ............................................................. 118 BEùøNCø BÖLÜM DAVRANIùLAR VE NEDENLERø GENEL OLARAK DAVRANIùLAR .............................................. 123
8
GÜDÜLENME (MOTøVASYON)................................................... 124 A. DENGELENME ................................................................... 124 B. GÜDÜLERøN SINIFLANDIRILMASI................................ 126 C. GÜDÜLERøN ÖZELLøKLERø VE øÇGÜDÜLER .............. 127 ZORLAMA VE UYUM SORUNLARI ........................................... 129 A. ZORLANMA ........................................................................ 129 1. Engellenme....................................................................... 133 2. ÇatÕúma............................................................................. 134 Yaklaúma - uzaklaúma ..................................................... 134 Uzaklaúma - uzaklaúma ................................................... 135 Yaklaúma - yaklaúma ....................................................... 135 3. BaskÕ................................................................................. 135 DÕú baskÕ ......................................................................... 135 øç baskÕ ........................................................................... 136 B. BENLøöøN YAPISI .............................................................. 136 C SAVUNMA MEKANøZMALARI......................................... 137 1. BastÕrma ........................................................................... 138 2. Düú kurma ........................................................................ 138 3. UssallaútÕrma .................................................................... 139 4. YansÕtma ........................................................................... 140 5. Saplanma ve gerileme ...................................................... 141 6. Özdeúim ........................................................................... 142 7. Özleúme............................................................................ 143 8. Ödünleme ......................................................................... 144 9. Yer de÷iútirme - yön de÷iútirme ....................................... 144 10. Kaçma............................................................................... 144 11.Tepki oluúturma ................................................................. 145 12. Çözülme ........................................................................... 145 13. Dönüúüm .......................................................................... 146 14. Yüceltme .......................................................................... 147 15. Yapma bozma ................................................................... 148 16. YadsÕma ............................................................................ 148 17. YalÕtma.............................................................................. 148 18. DÕúavurma ........................................................................ 149
9
D. KøùøLøöø øNCELEME TEKNøKLERø ................................ 149 1. Derecelendirme ölçe÷i .................................................... 149 2. Kiúisel görüúme ............................................................... 149 3. Serbest ça÷rÕúÕm ve rüya analizi ...................................... 150 4. Klinik Yöntem ................................................................. 150 5. østatistik Yöntem ............................................................. 150 6. Test ve Anket ................................................................... 151 7. Sosyometri....................................................................... 152 8. Tarama Yöntemi .............................................................. 153 9. Vaka øncelemesi............................................................... 153 VAKA øNCELEMESø ÖRNEöø ...................................................... 154 ALTINCI BÖLÜM DAVRANIù BOZUKLUKLARI DAVRANIù BOZUKLUKLARININ NEDENLERø ....................... 162 A. BøYOLOJøK NEDENLER ................................................... 163 B. PSøKOLOJøK NEDENLER.................................................. 163 C. TOPLUMSAL, EKONOMøK VE KÜLTÜREL NEDENLER .......................................................................... 163 DAVRANIù BOZUKLUKLARININ SINIFLANDIRILMASI ...... 164 A. PSøKOZLAR ........................................................................ 164 B. NEVROTøK BOZUKLUKLAR ........................................... 164 C. KøùøLøK BOZUKLUKLARI................................................ 164 D. CøNSEL SAPMALAR VE PSøKOSOMATøK BOZUKLUKLAR ................................................................ 165 KøùøLøK BOZUKLUKLARI, NEVROZLAR VE PSøKOZLAR .... 166 HøSTERøK KøùøLøK VE DAVRANIù BOZUKLUöU ................... 166 SOMATOFORM VE DøSSOSYATøF BOZUKLUKLAR ............... 173 DøSSOSYATøF BOZUKLUKLAR .................................................. 178 DUYGULANIM BOZUKLUKLARI .............................................. 180 ùøZOFRENø ..................................................................................... 198
10
PARANOID KøùøLøK VE DAVRANIù BOZUKLUöU ................. 204 EPøLEPTøK KøùøLøK VE DAVRANIù BOZUKLUöU ................. 212 DøöER KøùøLøK BOZUKLUKLARI .............................................. 216 A. NARSøSTøK KøùøLøK BOZUKLUöU ................................ 216 B. PASøF AGRESøF KøùøLøK BOZUKLUöU ......................... 221 C. BAöIMLI KøùøLøK BOZUKLUöU .................................... 222 D. ùøZOTøPAL KøùøLøK BOZUKLUöU ................................. 228 E. SAKINIMLI KøùøLøK BOZUKLUöU ................................ 228 F. BORDERLøNE KøùøLøK BOZUKLUöU ............................ 231 G. ANTøSOSYAL KøùøLøK BOZUKLUöU ............................ 234 AMERøKAN PSøKøYATRø BøRLøöø’NE GÖRE KøùøLøK BOZUKLUKLARI ........................................................... 245 ANKSøYETE BOZUKLUKLARI ................................................... 257 A. YAYGIN KAYGI BOZUKLUöU ........................................ 257 B. AKUT STRES BOZUKLUöU............................................. 259 C. TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUöU ..................... 261 D. OBSESøF-KOMPULSøF KøùøLøK VE DAVRANIù BOZUKLUöU ................................................ 264 E. PANøK ATAöI ..................................................................... 277 F. FOBøLER ............................................................................. 278 PSøKOSOMATøK BOZUKLUKLAR.............................................. 287 YEDøNCø BÖLÜM ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIM BOZUKLUKLARI UYUM BOZUKLUKLARI ............................................................. 290 A. PSøKOTøK BOZUKLUKLAR ............................................. 290 B. ALIùKANLIK BOZUKLUKLARI ...................................... 291 C. NEVROTøK BOZUKLUKLAR ........................................... 292 DAVRANIM BOZUKLUKLARI .................................................... 295 A. YALANCILIK ...................................................................... 295 B. HIRSIZLIK ........................................................................... 297 C. KAÇMA................................................................................ 299
11
AMERøKAN PSøKøYATRø BøRLøöø’NE GÖRE DAVRANIM VE KARùIT OLMA BOZUKLUöU ........................ 300 SEKøZøNCø BÖLÜM ALKOLøZM VE MADDE BAöIMLILIöI ..................................... 307 DOKUZUNCU BÖLÜM øNTøHAR.......................................................................................... 320 ONUNCU BÖLÜM BOùANMA VE RUH SAöLIöI ..................................................... 331 ON BøRøNCø BÖLÜM SUÇ VE ÇOCUK MAHKEMELERø GENEL OLARAK SUÇLULUK ..................................................... 344 SUÇLARIN NEDENLERø............................................................... 349 A. YAPISAL VE BøYOLOJøK NEDENLER ............................ 349 B. PSøKOLOJøK NEDENLER.................................................. 350 C. EKONOMøK, TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL NEDENLER ......................................................................... 350 D. COöRAFø NEDENLER ...................................................... 350 ÇOCUK MAHKEMELERø ............................................................. 350 A. DøöER ÜLKELERDEKø ÇOCUK MAHKEMELERø........ 352 B. TÜRKøYE’DEKø ÇOCUK MAHKEMELERø .................... 353 ÇOCUK KORUMA KANUNUNUN BAZI ÖNEMLø MADDELERø........................................................ 353 ON øKøNCø BÖLÜM OKUL BAùARI SORUNU A. HATIRLAMA VE UNUTMA ............................................... 371 B. YARATICI DÜùÜNCE ......................................................... 372
12
ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SALDIRGANLIK TANIMI VE ÖNEMø ....................................................................... 376 SALDIRGANLIöIN KÖKENLERø ................................................ 377 A. BøYOLOJøK GÖRÜùLER ................................................... 378 B. ÇEVRECø GÖRÜùLER ....................................................... 379 C. EKLEKTøK GÖRÜùLER .................................................... 382 SALDIRGANLIöI ETKøLEYEN ETMENLER ............................ 384 SALDIRGANLIK BøÇøMLERø ....................................................... 388 A. DOLAYLI SALDIRGANLIK (SANATTA SALDIRGANLIK) ........................................... 388 B. DOöRUDAN SADøZME YÖNELøK SALDIRGANLIK ... 391 SALDIRGANLIK TESTø ................................................................ 393 ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM PSøKOTERAPø TELKøN VE HøPNOZ...................................................................... 398 DESTEKLEYøCø PSøKOTERAPø ................................................... 400 ANALøTøK PSøKOTERAPø ............................................................ 400 KøùøLøK TESTLERø ........................................................................ 402 KAYNAKLAR ................................................................................. 426
13
BøRøNCø BÖLÜM
GENEL OLARAK RUH SAöLIöI Dünya Sa÷lÕk Örgütüne (WHO) göre ruh sa÷lÕ÷Õ, kiúinin kendisiyle ve çevresiyle uyum içinde olmasÕdÕr. Freud’a göre ise sevmek ve çalÕúmaktÕr. Ve sadece ilkel insanÕn ruh sa÷lÕ÷Õ yerindedir. Ça÷daú insan duygularÕnÕ yitirmenin, baúka deyiúle do÷aya yabancÕlaúmanÕn ve do÷adan uzaklaúmanÕn bedelini ödemekte, bu bedel davranÕú bozukluklarÕ olmaktadÕr. Bu tanÕmlar ruh sa÷lÕ÷ÕnÕn, baúka bir deyiúle anormalli÷in sÕnÕrÕnÕ tüm olarak çizmekten uzaktÕr. Kesin bir ölçü olmamakla birlikte, iyi bir ruh sa÷lÕ÷ÕnÕn genel nitelikleri úunlardÕr: Gerçekçi bir algÕlama ve mücadele gücü (haz ilkesinden uzaklaúma), kendini oldu÷u gibi kabul etme (normal bir dilek düzeyi), güvenlik duygusu, alma ile verme arasÕnda denge kurma, yanÕlgÕlarÕnÕ tekrarlamama (antisosyal tipler buna uymazlar), sevgi ve saldÕrganlÕ÷ÕnÕ olumlu alanlara yöneltmedir. Özel nitelikler arasÕnda, düú gücünde artma ya da azalma karabasanlar (kabus) ve korkulu rüyalar, uykusuzluk (uykusuzluk, insomnia, aúÕrÕ uyku hipersomnia), iútahsÕzlÕk ve yaúamdan zevk almama (ya da bunlarÕn tersi), sürekli suçluluk ve aúa÷ÕlÕk duygularÕ, (ya da tersi), fazla a÷lama ve gülme (ya da bunlarÕn tersi), bazÕ úeylerden korkma (ölüm, hayvan, yükseklik), harekette azalma (ya da artma), aúÕrÕ yorgunluk (ya da tersi), yemek yememe (Anoreksia) ya da bulimia (AúÕrÕ yemek yeme krizleri) görülür. Ruh sa÷lÕ÷Õ koruyucu ve iyileútirici (tedavi edici) olmak 5
15
üzere iki kÕsÕmdan ibarettir. HastalÕk olmadan önce, olmamasÕ için gerekli önlemleri alma koruyucu, olduktan sonra tedavi etme iyileútirici ruh sa÷lÕ÷ÕnÕn alanÕna girmektedir. Di÷er tÕp dallarÕnda oldu÷u gibi burada önemli olan koruyucu hekimliktir. Ruh sa÷lÕ÷Õ pozitif (deneysel), normatif (kuralcÕ) ve uygulamalÕ bir bilim dalÕdÕr. Ruh sa÷lÕ÷ÕnÕn alanÕ geniúlemiútir (okullar, iúyerleri). Psikolojinin bir alt dalÕ olan ruh sa÷lÕ÷Õ (klinik psikoloji), sosyoloji, psikiyatri, psikoloji ve antropolojiden yararlanmaktadÕr. TARøHÇE AkÕl hastalarÕ ile ilgili tedavi yöntemleri insanlÕk tarihi kadar eskidir. Eski MÕsÕr’da psikiyatristler aynÕ zamanda din adamÕ olarak görev yapÕyorlardÕ. HastalÕk, kafanÕn içine giren kötü ruhlarla açÕklandÕ÷Õ için hastalar, kafadan delik açma yöntemi ile (trepanasyon) tedavi ediliyordu. Eski Hind ve Çin tÕbbÕnda manevi telkinleri esas alan psikoterapi yöntemleri uygulanÕyordu. Platon’un bazÕ diyaloglarÕnda akÕl hastalarÕ ile ilgili bilgilere yer verilmiútir. Bergama yakÕnlarÕnda bulunan Asklepion hastanesinde hekimler, tedavi uykusuna yatan hastalara de÷iúik tedavi yöntemleri uygulamÕúlardÕr. Burada telkinin önemli oldu÷unu söylemek mümkündür. Ruh kavramÕ meta¿zik bir unsur olarak düúünülmekle birlikte, daha onbirinci yüzyÕlda øbni Sina, Psikolojiyi deneysel boyutta görebilme dehasÕnÕ göstermiútir (Russell, 1969, s.194). ø.Ö. VI ve V. yüzyÕllarda Çin’de yaúamÕú olan ünlü bilge Konfuçiyus’un ilkeleri, e÷itim alanÕnda bugün de geçerlili÷ini korumaktadÕr. øbni Sina Ünlü Bilge’nin “kendine yapÕlmasÕnÕ istemedi÷in úeyi baúkasÕna yapma” (adaletin temelidir) ve “Büyüklerin 16
erdemi rüzgara, küçüklerin erdemi otlara benzer; üstünden rüzgar geçen otlar e÷ilir” özdeyiúleri bugün de güncelli÷ini korumaktadÕr (Akúit, 1970, s.33-34). ø. Ö. VI. yüzyÕlda Hindistan’da yaúamÕú olan Budha’nÕn (Ermiú anlamÕna gelmektedir) ¿kirleri (gösteriúten ve tutkudan uzak bir yaúam felsefesi) Tao’culukla birlikte (Kon¿çyus zamanÕnda yaúamÕú olan bir bilge) Zenbudizmi oluúturmuú; bu görüú ça÷daú Psikanalistlerden Karen Horney ve E. Fromm’un ¿kirlerini etkilemiútir (Fromm, 1978). Bugünkü ça÷daú insan aydÕnlanma ve akÕlcÕlÕk adÕna teknolojisinin esiri olarak, duygularÕnÕ yitirmiú olmanÕn bunalÕmÕnÕ çekmektedir. ølkça÷ düúünürlerinden Epikouros ve Demokritos insan ruhunu maddeleútirmiúlerdir. Demokritos’a göre ruhu teúkil eden atomlar tam olarak vücutta kalÕrsa bilincimize sahibiz; vücuttan belli miktarda atom çÕkarsa ölüm meydana gelir (Weber 1964, s.37). Bu maddeci görüúlerin tersine ruhu tanrÕlaútÕran düúünürler de vardÕr. Örne÷in Platon’a göre ruh, bedenin içinde hapistir. Bu hapislikten kurtulmasÕ için ruhun bedeni terketmesi gerekir (ölüm). O halde “Ölüm baldan tatlÕdÕr”. ønsan ruhu üç unsurdan oluúur: østek (Ruhun aúa÷Õ parçasÕ, merkezi ba÷Õrsaklar; cesaret (ruhun ortasÕ, merkezi kalp) ve akÕl (ruhun yüksek parçasÕ, merkezi kafa). Aristo’ya göre üç türlü ruh vardÕr: Bitkisel ruh (beslenme, ço÷alma) hayvansal ruh (hareket etme) ve insani ruh (düúünce) (Ankay, 1997, s.12-13). Asurlularda ruh hastalÕklarÕ daha çok psikolojik olarak yorumlanÕp tedavi edilmiútir. Galenus ve Hipokrat’Õn, beden sa÷lÕ÷Õna oldu÷u kadar ruh sa÷lÕ÷Õna da katkÕlarÕ büyük olmuútur. Hipokrat kimi hastalÕklarÕ vücut salgÕlarÕ ile açÕklamÕú; epilepsinin ilahi bir hastalÕk olmadÕ÷ÕnÕ ileri sürmüútür (Kisker, 1985, s.16).
17
Ortaça÷da BatÕda skolastik düúünceye ba÷lÕ olarak, pek çok insan úeytanlarla iliúkisi var gerekçesiyle yakÕlarak öldürül-müútür.. Öldürülmeyenler ise zindanlarda çeúitli iúkencelere rülmüştür tabi tutulmuúlardÕr. Kimi hastalarda ise, hastanÕn içine úeytan girdi÷i gerekçesiyle, seytanÕ kovma törenleri yapÕlmÕútÕr. øslam âleminde ise durum bunun tersine, akÕl hastalarÕna önem verilmiútir. Gerek Kur’anda gerekse hadislerde bununla ilgili pek çok beyanlar yer almaktadÕr. Örne÷in “AkÕl hastalarÕ TanrÕnÕn sevgili kullarÕdÕr ve gerçe÷i söylemeleri için O’nun tarafÕndan seçilmiúlerdir” (Öztürk ve di÷erleri 1981 s.5). ølk defa Ba÷dat’ta bir tÕmarhane kurulmuútur. Harun Reúit’in doktoru BahtÕ ùua manevi hastalÕklar doktoru idi. øbni Sina, di÷er hekimler tarafÕndan tedavi edilemeyen melankolik bir úehzadeyi psikoterapi ile iyileútirmiú, mani ve melankolinin tek bir hastalÕk oldu÷unu belirtmiútir (Adasal, 1977, s.109). OsmanlÕlarda müzikle terapi uygulamasÕna yer verilmiútir. Ortaça÷dan sonra reform döneminde psikiyatride de reform sa÷lanmÕú ve tedavide bilimsel yöntemler uygulanmÕútÕr. ølk kez Fransa’da Pinel (1745-1826), hastalarÕ zincirden kurtarmÕútÕr. Almanya’da Emill Kraepel’in (1855-1926) özellikle psikozlar üzerinde bugün de geçerlili÷ini koruyan sÕnÕÀandÕrmalara yer vermiútir. HastalarÕnÕ hipnoz yöntemiyle tedavi eden Antuan Mesmer’in (1734-1815) “hayvani mÕknatÕsÕyet” görüúü bilim kurulu tarafÕndan kabul edilmemiútir. Charcot ve Bernheim gibi psikiyatristler Freud’un da hocasÕ olmuúlardÕr. Amerika’da tedavi edilen Clifford Beers (1876-1943) iyileútikten sonra “Kaybolan ve Yeniden KazanÕlan AkÕl” eserinde Amerikan akÕl hastanelerinin “Trajik” durumunu sergilemiú ve ilk defa “Ruh Sa÷lÕ÷Õ Cemiyeti”nin kurulmasÕna önayak olmuútur (Adasal, 1977, s.1096). 18
Bizde ruh hastalarÕ kutsal taraÀarÕ olan saygÕn kiúiler olarak kabul edildikleri için pek çok úifahaneler açÕlmÕútÕr. SÕrasÕyla Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman (Süleymaniye TÕmarhanesi) akÕl hastaneleri yaptÕrmÕúlardÕr. Süleymaniye TÕmarhanesinde sistematik biçimde müzikle tedavi uygulamasÕna yer verilmiútir. 2. Selim’in karÕsÕ Nur Banu Sultan, Cumhuriyet Devrine kadar süren ToptaúÕ TÕmarhanesini yaptÕrmÕútÕr. Ünlü psikiyatrist Mazhar Osman Uzman bu tÕmarhanede baúhekimlik yapmÕútÕr. Kraepelin’in ö÷rencisi olan Uzman, ToptaúÕ TÕrmarhanesini 1927 yÕlÕnda daha ça÷daú bir hastahane olan BakÕrköy AkÕl Hastahanesi’ne dönüútürmüútür. Türk psikiyatri tarihinde Fahrettin Kerim Gökay, øhsan ùükrü Aksel, Rasim Adasal, Uzman’Õn ö÷rencisi olmuúlardÕr. Özellikle Rasim Adasal’Õn çeúitli etkinlikleriyle, dinamik psikiyatrinin yerleúmesinde büyük katkÕsÕ olmuú ve pek çok de÷erli bilim adamÕ yetiútirmiútir. NORMALLøK VE ANORMALLøK Sosyal bilimlerdeki sÕnÕÀandÕrmalar do÷a bilimlerine göre daha zor ve karmaúÕktÕr. Do÷a bilimlerinde bile kesin sÕnÕÀandÕrma yoktur. Örne÷in haúlamlÕlardan öglena, yarÕ bitki yarÕ hayvan özellikleri göstermektedir. Psikoloji ve psikiyatrideki sÕnÕÀandÕrmalar bu nedenle sürekli de÷iúmeler göstermektedir. Organik hastalÕklarda uluslararasÕ bir tablo geçerli oldu÷u halde ruh hastalÕklarÕnda ortak ve evrensel bir tablo mevcut de÷ildir. Örne÷in verem hastalÕ÷Õna dünyanÕn her yerinde aynÕ teúhis konur. Nevrasteni teúhisi konan bir hastaya ise, baúka bir hekim tarafÕndan depresyon teúhisi konabilir. Ya da Amerikan PsikiyatrÕ Birli÷i’nin (DSM-III-R) sÕnÕÀandÕrmasÕnda oldu÷u gibi, bu iki hastalÕk aynÕ grup altÕnda toplanabilir (Distimi bozukluklar). AynÕ güçlükler, davranÕú bozukluklarÕnda normal anormal ayrÕmÕ yapÕlÕrken de geçerlidir. Bunlar arasÕnda bir nitelik farkÕn19
dan çok bir nicelik farkÕ vardÕr. Bu farklÕlÕk da kimilerine göre klinik, kimilerine göre ise istatistik ya da kültürel boyutlarda olabilir. Esasen bu farklÕ yaklaúÕmlar arasÕnda pek fazla farklÕlÕk yoktur. Örne÷in belli bir kültürel yapÕda, Pueblo KÕzÕlderililerinde yarÕúmaya katÕlmak, ço÷unlu÷un benimsemedi÷i anormal bir davranÕútÕr. AzÕnlÕkta kalan yarÕúmacÕ kiúiler hem klinik hem de istatistik bakÕmÕndan anormal sayÕlÕrlar. Yine kimi KÕzÕlderili kültüründe yakÕnlarÕ ölenlerde görülen sanrÕsal durumlar, bizim kültürlerde oldu÷u gibi psikotik belirtiler de÷ildir. Normallik anlayÕúÕ zamanla da de÷iúmektedir. Örne÷in önceki yüzyÕlda erkeklerin saldÕrgan davranmalarÕ do÷al oldu÷u halde günümüzde sanayileúmiú toplumlarda, kadÕnlara karúÕ kibar davranmak bir erdem olarak kabul edilmektedir. Feodal toplumlarda bir feodal beyin e÷lence dÕúÕnda (avcÕlÕk gibi) boú oturmasÕ normal sayÕldÕ÷Õ halde burjuva toplumlarÕnda bu durum anormal olarak nitelendirilir. Eskimolar’da adam öldüren birinin cezalandÕrÕlmasÕ düúünülemez (Horney, 1980, s.30-32). øçinde bulundu÷umuz ça÷a anksiyete (kaygÕ) ça÷Õ denilmektedir. Teknolojinin geliúmesiyle birlikte insan do÷adan uzaklaúmÕú, yabancÕlaúmÕú, bunun bedeli ise nevroz olmuútur. Alvin TofÀer’e göre uygarlÕ÷Õn geliúimi, uyaran çoklu÷u nedeniyle uyumu güçleútirmiú, gelecek úoku yaratmÕútÕr. Örne÷in “Ortalama AmerikalÕ yetiúkin günde en az 560 reklam bildirisinin saldÕrÕsÕna u÷ramakta bunlardan yalnÕzca 76’sÕnÕ algÕlayabilmektedir” (TofÀer. 1981, s.145). DavranÕú bozukluklarÕnÕ sÕnÕÀandÕrmada birtakÕm kriterler verilmiútir. Uykusuzluk, iútahsÕzlÕk, hayalgücü, suçluluk, yorgunluk, yaúamdan zevk almama, korkular, a÷lama ya da gülme, hareketlilik gibi belirtiler bunlar arasÕnda sayÕlabilir. Bu belirtilerin az ya da çok olmasÕ, belirli biçimdeki davranÕú bozukluklarÕnÕn sonucudur. Örne÷in depresyon (ruhsal çöküntü) geçiren bir 20
kimsede uyku ve iútahta artma ya da azalma görülebilir. Normal davranÕúlardan anormal davranÕúlara do÷ru bir sÕralama yapmak gerekirse; kiúilik tipi, kiúilik bozuklu÷u, nevroz ve psikoz biçiminde bir sÕnÕÀandÕrma yapÕlabilir. Bu tür sÕnÕÀandÕrmalar didaktik ve sa÷altÕm amacÕyla yapÕlmaktadÕr. Baúka bir deyiúle pragmatik bir amaç söz konusudur. YukarÕda belirtilen karúÕt özellikler kimi felse¿ ve dini akÕmlarada da kendini göstermiútir. Örne÷in Dünyadan elini ete÷ini çekmek bir tür depresyon belirtisidir. Ancak felse¿ akÕmlardan Kynism, insanÕn son derece yalÕn bir hayat yaúamasÕnÕ, uygarlÕ÷a karúÕ olunmasÕnÕ, Dünya nimetlerine de÷er verilmemesini, kÕsacasÕ depresif bir yaúamÕ öngörür. Nitekim bu akÕmÕn (Bunlara köpeksiler de denmektedir) en önemli temsilcilerinden Sinop’lu Diogenes (412-323) do÷aya dönük basit bir yaúam sürdürerek, bu felsefeyi uygulamÕútÕr (Gökberg, 1980. s.54). Benzer görüúler Stoa felsefesinde de görülür. Bu ö÷retinin kurucusu KÕbrÕs’lÕ Zenon intihar etmiútir (age, s.102). Platon, depresif oldu÷u için “Ölüm baldan tatlÕdÕr, ruh beden içinde hapistir. Ölünce özgürlü÷e kavuúur” demiúti. Budizmin de temeli bu tür bir felsefeye dayanmaktadÕr. YaúamÕn amacÕnÕn acÕ çekmek oldu÷unu ileri süren ünlü ¿lozof Schopenhauer’Õn felsefesi de aynÕ do÷rultuda düúünülebilir. Ünlü sanatçÕ, bilim adamÕ ve politikacÕlarÕn bir kÕsmÕnda davranÕú bozukluklarÕ görüldü÷ü ileri sürülmüútür. Leonardo da Vinci, Tolstoy ve Himler’in obsesif kompulsif; J.J. Rousseau, Stalin ve Mozart’Õn paranoid; Schumann, øngiliz kralÕ III. George, Abdülaziz ve Hemingway’Õn manik depresif; Sezar, Napolyon, Dostoyevski ve Van Gogh’un saralÕ, Beethoven’in úizofren, Nietzsche’nin genel felç (beyin frengisi) olduklarÕ ileri sürülmüútür. DavranÕú bozukluklarÕnda sÕnÕÀandÕrmanÕn güçlü-
21
÷ü dikkate alÕnÕrsa bu konuda kesin yargÕda bulunmak mümkün de÷ildir. Uzun süre klinikte kalan, testler uygulanan ve verilen ilaçlarÕn etkilerine göre teúhis konulan hastalarda bile ço÷u kez yanlÕúlÕklar yapÕlmakta ve bu durum dava konusu olmaktadÕr. Burada kiúilik tipini; kiúilik bozuklu÷u, nevroz ve psikozdan ayÕrmak gerekir. DavranÕú bozukluklarÕnÕn sÕnÕÀandÕrÕlmasÕnda baúka bir yaklaúÕm da kullanÕlmÕú olan savunma mekanizmalarÕdÕr. Normal ya da anormal herkes bu mekanizmalarÕ kullanmaktadÕr. Ancak bu mekanizmalarÕn sürekli ve yo÷un bir biçimde kullanÕlmalarÕ bir nevroz ya da psikoz belirtisi olabilir. Örne÷in öfkelendi÷imiz kiúilerin bize kötülük yapabilece÷ini düúünebiliriz. Bu durum geçici olarak ortaya çÕkan bir yansÕtma mekanizmasÕdÕr. Ancak bu durum sürekli olarak yineleniyorsa ve yaúamÕn tümünü etkileyecek boyutlara ulaúmÕúsa paranoid bir durum söz konusudur. Bu yaklaúÕmÕn da do÷rulu÷u tartÕúÕlabilir. Bu mekanizmalar toplumlarÕn kültürel yapÕsÕna göre de de÷iúebilir. Ünlü antropolog M. Meed, Pasi¿k adalarÕnda yapmÕú oldu÷u araútÕrmada, bunlardan kimilerinin tümüyle paranoid özellikler gösterdiklerini saptamÕútÕr. AyrÕca psiko-biyoloji alanÕndaki geliúmeler, kiúilik yapÕsÕnda biyolojik etmenlerin de önemini ortaya çÕkarmÕútÕr. SÕnÕÀandÕrmalarÕn ülkeden ülkeye de÷iúmesi ve zamanla yeni boyutlar kazanmÕú olmasÕ bunu göstermiútir. En geçerli sÕnÕÀandÕrmalar olarak kabul edilen Dünya Sa÷lÕk Örgütü’nün (ICD) ve Amerikan Psikiyatri Birli÷i’nin (DSM) sÕnÕÀandÕrma biçimleri sürekli olarak de÷iúmektedir. Determinizm ilkesine göre do÷ada her olayÕn bir nedeni, belirli olaylarÕn da belirli nedenleri vardÕr. KÕsaca olaylar arasÕnda neden sonuç iliúkisi bulunmaktadÕr. Psikanaliz ve davranÕúçÕ yaklaúÕmlar sÕkÕ bir determinizmi kabul ederler. øndeterminizm ilkesi ise determinizme karúÕt olarak insan davranÕúlarÕnÕn özgür 22
oldu÷unu ileri sürer. Varoluúçu psikoloji bu ikinci görüúü temsil etmektedir. Buna göre insanlarÕ normal, anormal biçiminde sÕnÕÀandÕrmak mümkün de÷ildir. Çünkü insan iradesi özgürdür ve insan davranÕúlarÕ bilinçlidir. DavranÕú bozukluklarÕnÕn nedenleri konusunda yapÕlan sÕnÕÀandÕrmalardan en önemlisi, yapÕsal (biyolojik) ya da tepkisel (reaktif) biçiminde yapÕlan sÕnÕÀandÕrmadÕr. Son yapÕlan araútÕrmalar, bu ayrÕmÕn da geçersiz oldu÷unu, mevcut bilgilerin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu hale getirmiútir. Örne÷in en çok psikolojik kökenli oldu÷u ileri sürülmüú olan obsesif kompusif nevrozda bile biyolojik faktörlerin (serotonin miktarÕnÕn azalmasÕ) önemli oldu÷u, belirli türden ilaçlara olumlu yanÕt vermesinden anlaúÕlmÕútÕr (KÕlÕç, 1990, s.22-24). DavranÕú bozukluklarÕnda sÕnÕÀandÕrma güçlü÷ünü bir örnekle açÕklamak gerekirse Hitler hakkÕndaki farklÕ yaklaúÕmlarÕ ele almak mümkündür. Hitler’in kiúili÷i hakkÕnda farklÕ görüúler ortaya atÕlmÕútÕr. Psikanalitik yaklaúÕma göre Hitler paranoiddir. Erich Fromm’a göre ise Hitler’de úizofreni çekirde÷i vardÕr. Bunun yanÕnda yaúamÕnda zaman zaman depresyon, mani, histeri, obsesif belirtiler ve cinsel sapmalar görülmüútür (Fromm, 1985). Bunlardan baúka Hitler’in psikopat, paranoid, borderline kiúilikli oldu÷unu ileri sürenler de vardÕr. Epilepsi oldu÷u ve sürekli amfetamin kullandÕ÷Õ için saldÕrgan davranÕúlar gösterdi÷i de ifade edilmiútir. DavranÕú bozukluklarÕ tarihsel süreç içinde de de÷iúik özellikler göstermiútir. Örne÷in ortaça÷da görülen kitle histerileri zamanÕmÕzda görülmemekte ya da baúka biçimlerde ortaya çÕkmaktadÕr. Freud, ruh sa÷lÕ÷ÕnÕn bireysel bir olay olmaktan çÕktÕ÷ÕnÕ, nevrozlarÕn, uygarlÕ÷a koúut olarak arttÕ÷ÕnÕ, bunun için toplumsal de÷iúikliklerin yapÕlmasÕ gerekti÷ini ancak bunun bir hekimin iúi olmadÕ÷ÕnÕ ifade etmiútir (Freud 1963, s. 27-46). K. 23
Horney, ça÷ÕmÕzda hemen hemen herkeste nevrotik belirtiler görlüdü÷ünü, “Ça÷ÕmÕzÕn nevrozlu insanÕ” adlÕ eserinde belirtmiútir. 1960’lÕ yÕllarda radikal kesimlerce benimsenen ve AmerikalÕ psikiyatrist Thomas Szasz tarafÕndan temsil edilen anti psikiyatri akÕmÕ, Horney’in görüúlerinin tersine, akÕl hastalÕ÷ÕnÕ tanÕmlayan hiçbir nesnel belirti olmadÕ÷ÕnÕ ileri sürmüútür. Rank, ço÷u kez hasta olarak ilan edilen sanatçÕyÕ, Psikanalizin hasta yorumundan kurtarÕp (Psikolojinin ötesi) normal ve nevrozlu dÕúÕnda yaratÕcÕ bir tip olarak görmektedir (May, 1991, s.19). Görülüyor ki insanlarÕ çeúitli biçimlerde sÕnÕÀandÕrmak gerek felse¿ gerekse emprik boyutta mutlak olarak mümkün de÷ildir. E÷er buna gerek duyuluyorsa bunun nedeni pragmatik amaçlarda aranmalÕdÕr. Bunlar, tanÕ, sa÷altÕm ve didaktik amaçlardÕr. TEKNOLOJø VE RUH SAöLIöI ønsanÕn do÷ayla olan çeliúkisine teknoloji denir. ønsanÕn do÷ayla çeliúkisi; insanÕn insanla olan çeliúkisine dönüúür. ønsanÕn insanla çeliúkisine de ideoloji denir. ønsanÕn do÷ayla olan çeliúkisi, sürekli ve kesintisiz olaca÷Õndan ideolojiler hiçbir zaman ortadan kalkmayacaktÕr (Kongar, 1979). Kimi bilim adamlarÕnÕn ideolojinin sonu kuramÕ hiçbir zaman gerçekleúmeyecektir. Geliúmemiú toplumlar adeta ideoloji ¿danlÕ÷Õna dönüúmüútür. Bilimsel araútÕrmalar ve bunlarÕn teknolojiye yansÕmasÕ, insanlarÕn yaúamÕnÕ kolaylaútÕran pek çok araçlarÕn üretimini sa÷lamÕútÕr. Bu nicel artÕúÕn aynÕ oranda nitel artÕúÕ sa÷layÕp sa÷lamadÕ÷Õ en çok tartÕúÕlan sorunlar arasÕnda yer almaktadÕr. Baúka bir deyiúle uygarlÕ÷Õn ilerlemesi insanlarÕn mutlulu÷unu ne ölçüde etkilemiútir. Dinsel kökenini do÷u dinlerinden alan (budizm) ve UygarlÕ÷Õn, insanlarÕ erdemden uzaklaútÕrdÕ÷Õ yaklaúÕmÕnÕn felse¿ temelleri ilk ça÷a kadar uzanÕr. Kynism ö÷retisi24