AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
SOSYOLOJİ SEMİNERİ II MEDYA İLETİŞİM KÜLTÜR JAMES LULL
ASLIHAN KÜSDÜL
ÖGR. GRV. OSMAN METİN
SOSYOLOJİ
HAZİRAN 2012
JAMES LULL California Son Jose State Üniversitesi’nde iletişim bilimi profesörüdür. Medyanın toplum üzerindeki etkilerini incelemiş ve bu konuyla ilgili kitaplar yazmıştır. İki eseri vardır “Medya iletişim kültür” ,“Popüler müzik ve iletişim”.
MEDYA İLETİŞİM KÜLTÜR 1 baskı: Ekim 2001 Çeviren: Nazife Güngör Yayıma hazırlayan: Ercan şen Kapak tasarımı: Uğur Erbaş
2
MEDYA İLETİŞİM KÜLTÜR Bu kitap toplamda 6 bölümden oluşmaktadır. 1.bölümde yazar ideoloji, bilinç ve hegemonyadan bahsetmektedir. İdeolojiyi, fikirsel bakış açılarının örgütlü duruma gelmesi olarak tanımlamıştır. Örgütlülük durumlarının sıkı ya da gevşek olabileceğine dikkat çekmiştir. İdeoloji ile kitle iletişim araçları arasındaki ilişki kitle iletişim araçları tarafından daha bir yüceltilerek, meşrulaştırılarak ayrıntılı olarak ele alındığını ve geniş izleyici kitlelerine ikna edicilik parıltılı çekicilik içinde dağıtıldığını söyler. İmaj sistemleri fikirsel ve dolayımlı imaj sistemleri olarak ikiye ayrılırlar. Fikirsel imaj sistemlerini en çok kullanan abd’dir. Amerikan kültürünü iyi göstermek adına ırkçı davranışlarla yabancıların kültürel yetersizliklerine ve gelişmemişliklerine gülmeye teşvik etmiştir. Dolayımlı imaj sistemleri de politik ekonomik kültürel bağlamdaki medya geçişli ideoloji ile kısmen dilde ifade edilir, dil aracılığıyla yorumlanır ve değerlendirilir. Dolayımlı imaj sistemleri ya toplumsal olarak değerlendirilir ya da teknolojik olarak. TV reklamları, haberler, mc Donalds gb. Bilinç insan üzerinde etkilidir çünkü düşüncelerimizi bilincimizle süzeriz. Bilinç oluşumu açık ya da bilindik değildir. Nasıl ki balıklar, içinde yüzdükleri suyu sorgulamazlar izleyicilerde gündelik yaşamlarını nerde geçirdiklerini sorgulamazlar. Bilinçaltımıza hitap eden reklamlar bugün TV’lerde yer almaktadır. Uzaysal bilinç ise, dolayımlı mesajlar bir dizi mekânlar ve durumlarda birçok farklı zamanlarda insanlar tarafından alınırlar böylece modern kitle iletişim araçları, zamanın ve uzayın teknolojik kuşatmasını olanaklı kılarlar. İlginç bir nokta daha vardır ki ev içi zamandır. Evlere televizyonun girmesiyle birlikte ev içi yaşamı yeniden yorumlanmıştır. Örneğin TV ile evlere eklenen TV odaları. Televizyon konuşma, uyuma, beslenme alışkanlığı gb. Şeyleri değiştirmiştir. Kitle iletişim araçlarının bu güçlü etkisi ile hegemonya kavramını açıklayabiliriz. Hegemonya bir toplumsal grubun diğerleri üzerinde egemenlik kurmasıdır. Kitle iletişim araçlarını etkisi o kadar yoğundur ki hegemonik bir yönlendirmeyi fark etmemiz çok güçtür. Bir
3
ülkenin egemen hegemonyası karşı hegemonik direnişin önüne geçememektedir. Örneğin; Çin hükümeti etkili sansür uygulaması yapsa da kendi kitle iletişim araçlarının ideolojik gündemini kontrol etmekte başarılı olamamaktadır. Bir toplum kurallar bütününden oluşur ve kurallar bize düzenin verili sistemini empoze ederler. Kuralları yıkmak ilgi çekici hale gelebilirler. Pop yıldızlarının, film yıldızlarının geniş izleyici kitleleri vardır çünkü onlar sürekli olarak toplumsal ve sanatsal kuralları yıkmaktadırlar. Elektronik medyayı kontrol eden güçler ülkeyi de kontrol ederler. Medya otorite ile ters düşerse iktidar yerinden olabilir. Kitle iletişim araçları makro sosyal ve mikro sosyal ortamlar arasındaki mesafenin kalkmasına yardımcı olur. Kültür
konuşma,
giyinme,
beslenme,
yiyeceklerin
hazırlanması
ve
tüketilmesine ilişkin belli kalıpların geliştirilmesidir. İnsanların dünyanın bir yerinden ötekine kolayca gidişi ve kitle iletişim araçları etkisiyle kültürün etnik ve bölgesel durağanlığı değişmiştir. Kültürel iktidara bakacak olursak bireylerin ve grupların kendi kültürel kimliklerini ve etkinliklerini nasıl kurduklarını ve ifade ettiklerini, bunun yanında da bu dışavurumlarla ve davranışlarla nasıl diğerlerini etkilediklerini yansıtır. “ Popüler kültür” İspanyolca’ da ve Portekizce ’de halkın kültürü anlamına gelir biz hepimiz popüler kültür üretiriz. Sokak kültürü olarak adlandırabileceğimiz bir kültür daha vardır. Müzik sokak kültürünü yansıtabilir. Örneğin; ABD’ de rap dinleyen siyahi insanlar ona uygun davranır ve ona uygun yaşarlar. Rap onların sorunlarını dile getiren yoldur artık ve siyahi insanların Pazar potansiyeline sahip olduğunu anlayan ABD onu üzerine yoğunlaşmaya başladı. Yani kitle iletişim bir kez daha kültürleri popülerleştirebildiğini kanıtladı. Medyanın, izleyicilerini nasıl ve ne yönde etkilediğini ölçmek kolay değildir. Joseph Klopper bu yönde bir çalışma yapmış ve kitle iletişim araçlarının insanların davranışını değiştirmekten çok pekiştirdiği ortaya çıkmıştır. Kullanım ve doyumları yaklaşımına göre insanlar medyayı bazı gereksinimlerini karşılamak üzere kullanırlar. Laswell ‘in iddiasına göre kitle iletişim araçları toplum için 4 temel şey yapar. 1.Onlar çevreyi gözetler(Haber verme ve bilgi işlevi) 2.Bu bilgiyi toplumla bağlantılı hale getirir.(Editörlük işlevi) 3.Eğlendirirler( Saptırma işlevi) 4.Kuşaklar arası kültür işlevini gerçekleştirirler(Toplumlaştırma işlevi )
4
Kitle iletişim araçları insanları gereksinimlerden haberdar ederler. Bugünkü tüketim mekanizmasında ki yapay gereksinimler insan gereksinimlerini istekli olmadan da yaparlar. Örneğin kahvaltı yaparken gazete okuyabilirler. İnsanların kültürleri ile medyayı kullanmaları arasında ilişki yapılmaktadır. Alman kadınlarının Dallas dizisini çok izlemelerini örnek olarak verebiliriz Kitle iletişim araçları günümüzde ulusal ve kültürel sınırları kolayca aşmaktadırlar. Radyo ve televizyon ne kadar ticari amaçtan uzaklaştırılmaya çalışılsa da olmamıştır. Schiller, iletişim teknolojilerinin kapitalist toplumların ekonomik ve askeri güç odakları tarafından kullanıldığını belirtirken oldukça haklıdır. Örneğin 1.dünya savaşında radyo, 2.dünya savaşında televizyon kullanılmıştır. Dünyanın her yerinde özellikle televizyon ticarileşmiştir. Medya komünist bir düzen olan Çin’ de bile etkisini sürdürmüştür. Çin her ne kadar müziği bir çatı altında toplamaya çalışsa da resmi komite de toplananlar direnç göstermeye çalışmışlardır. Çin Doğu Alman pop müziğinin etkisini kırmaya çalışmıştır. Kitle iletişim araçları çok seslidir. İncelikli yıkıcı sembolizmin etkisi, egemen ideolojinin sıkça yinelenen sunumlarından çok daha güçlü olabilmekte.1992 yılında Collor’ un seçim sırasında aylarca yapılan hileyle başa geldiği iddia edildi. Brezilya’nın toplumsal kurumları, özellikle de kitle iletişim araçları, çağdaş kültürel ve siyasal dinamizmde büyük rol oynar. Bunun üzerine 29 Eylül pazartesi günü öğleden sonra Brezilya’nın kongre salonunda tartışmalı oylamayla başkan salonun dışına çıkarıldı. Seçimin iptaline karar verildiğinde bu Brezilya’nın ulusal televizyonu Globa’da yayınlandı. Halk bunu büyük coşkuyla karşıladı. Yani medyanın keskin, eleştirel, araştırmacı rolü ortaya kondu. Çin ve Brezilya belli kültürel değerleri korumak için ve otorite yapısının güçlenmesini sağlamak için TV’yi kullanmayı denediler. Ancak bu tam olarak sağlanamadı. Anlam yaratma diye bir kavram vardır ve bunu Madonna’dan yola çıkarak anlatmıştır yazar. Madonna ünlü pop yıldızı ve onu bu kadar ünlü yapan ilahlaştıran şey çok anlamlılığa hitap etmesidir. Aslında bu ün onun değil hayranlarının yorumudur. Çok anlamlılığa bakacak olursak Brahma İspanyollar için boğa, Brezilyalılar için bira, Amerikalılar için taşıt aracı, Hintliler için tanrı demektir. Anlam hiçbir zaman açıklık göstermez. Semboller farklı insanlara farklı anlamlar
5
verebilir. Kültürel geleneklere değinecek olursak hiçbir zaman durağan değillerdir onlar her zaman ardışık kuşaklar tarafından yeniden icat edilirler. Örneğin; müziği kendi toplumlarını birleştirmek için kullanan Vietnam kökenli Amerikalı göçmenlerin yaşadıkları yerlerde sunulmak üzere, Amerika’ya gönderilen Alman pop müzik bantları. Kültürel geleneklerin değişmesine sebep olan göç, kentleşme ve teknoloji önemli etkenlerdir. Yazar küreselleşmeye değinmiş ve küreselleşmenin tek biçimliliğin bir tekrarından çok daha çeşitlilik taşıyan örgütlemedir. Kültürel farklılıkları benzeştirmenin ne denli zor olduğunu görmek isteyen birini Avrupa toplumuna bakması yeterlidir. Goncia canclini“ Sanatların, kitle iletişim araçlarını ve kültürel üretimin söz konusu öznelliği ve yaratıcı dinamikliği kültürel benzeşmeyi ve yönlendirmeyi önler” demiştir. Yersizleştirme, kısmen mevcut kalıpların, sembolik gruplaşmaların ve insanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Bu kültürel yapıların, ilişkilerin yerleşimlerin ve temsillerin ileri düzeyli parçalanmasıdır. Üçüncü dünya nüfusunun daha gelişmiş ülkelere hızlı göçü, yersizleşmenin çarpıcı örneğidir. Türkler Almanya’da, Koreliler Japonya’ da, Vietnamlılar Amerika’da ve Jamaikalılar İngiltere’de yeniden yerleştikten sonra elbette ki önceki yerel kimliklerine bağlılıklarını tam olarak sürdüremezler. Yersizleşmiş insanlar yeni ortamlarıyla bütünleşmeye yönelirler. Bu kültürel erimedir bir nevi. Yersizleştirme, ithal edilen kültürel formların yerel özelliklerin üzerine bindirilmesi anlamına gelir. Örneğin Mc Donald hamburgeri Rio’da “McCarnaval” diye satılır.
SONUÇ Yazar medyanın etkisinden bahsetmek istemiştir. Bunu ideoloji ve hegemonya olarak, kültür ve iktidar olarak ele almaya çalışmış ve anlatmıştır. Medyanın artık çok etkili olduğu bir Dünya’da yaşıyoruz. Bilincimize işleyen, kültürümüze sinen bir medya anlayışı var. Televizyonu, radyoyu kullanıyoruz ve etkileniyoruz. Ancak biz kitle iletişim araçlarını anlamlandırıyor muyuz yoksa direkt olarak mı alıyoruz? Bunların cevabını bulmaya çalışmıştır. Medya o kadar etkilidir ki
6
artık iktidar ile ters düşerse iktidar yerinden olabilmektedir. Kitle iletişim araçları bizi yersizleştirmiştir. Kültür kavramı giderek karmaşıklaşmaktadır. Farklı kültürler kitle iletişim araçları sayesinde karşılaşmaktadır. Medya iletişim kültür ilginç noktalara değinen bir kitaptır. KİTAP HAKKINDA ARKADAŞLARIMIN GÖRÜŞLERİ Kültürün iletişimsel doğasını keşfetmek amacıyla ortaya atılmış kitap. İdeoloji en genel anlamıyla fikirsel bakış açılarının biçimlenme eğilimlerinin örgütlü duruma gelmesidir. Örgütlü düşünce masum değildir. İdeolojiler kendi kökenleri ilişkileri ile ve bağlı oldukları kurumsal ilişkiler tarafından müdahaleye uğrayabilir. SELAMET AYDIN Kitle iletişim araçları bütün insanları etkisi altına almış durumdadır. Bizde kitle kültürü olmaksızın yaşayamaz duruma gelmişiz. Bu anlamda düşüncelerimize, ideolojilerimize kitle iletişim araçları yön vermektedir. Televizyon dışsal hayatı etkilediği gibi aile içi yaşantıyı da büyük ölçüde etkilemektedir. Örnek vermek gerekirsen MADONNA çoğu insanları etkisi altına almış, kendine hayranlık duyulmaktadır. Eğitimli, eğitimsiz herkes onda bir anlam bulmaktadır. Bundan da anlaşıldığı gibi günümüz dünyası kitle iletişim araçlarıyla manipülasyona uğramıştır. AYŞE TOKAGÖZ
Bu kitabın medyaya çok olumsuz baktığını düşünüyorum. Eleştiri sadece olumsuz düşünmek değildir. Kitle iletişim araçları insanlığı çok fazla etkilemektedir, buna katılıyorum. Ancak olumlu yanlarını da göz ardı etmemek gerekir. Kitap sayesinde artık reklamlara, reklamlarda geçen cümlelere özellikler dikkat ediyorum ve altlarında yatan asıl mesajları anlamaya çalışıyorum. Kitle iletişim araçlarının olumsuz olduğu kadar olumlu etkileride var. Bence yazar çok olumsuz eleştiri yapmış. Kitle iletişim araçları hayatımızda çok fazla yer kaplıyor. Bu kadar olumsuz bakarak kendimize eziyet etmemeliyiz. Ama gösterilenin altında yatan gerçekleri söyleyerek eleştirel bakış açımı genişletti. ÖZNUR KOYUNCU
7
Eser genel anlamda kitle iletişim araçlarının toplumdaki etkilerinden söz etmektedir. Kitle iletişim araçları toplumların gelenek ve göreneklerini de etkilemektedir. Topluma yerleşmiş olan kurallar yıkılmakta ve zamanla medya toplumun en üst tabakasını etkiler hale gelmektedir. Kitabın temelde değindiği konulardan biri de küreselleşme ve yersizleşmedir. Toplumları ilgilendiren özel durumlar artık insanlık için ortak bir hal almıştır. Aynı zamanda iletişim toplumların her alanında kullanılan bir ekonomik ve askeri güç halini almıştır. MERVE ÖZTÜRK
Kitle dolayımlı imgelemenin sponsorları, ticari ürünleri satma girişimlerinde genellikle gereksinimi yöntemle birleştirmeyi denerler. Reklamcılar, potansiyel olarak başarılı yöntemleri önererek izleyicilerin zihninde bir gereksinim algılaması yaratma girişiminde bulunurlar. Maddi malları gereksinimler olarak ileri sürme girişimi, anlamlı kasıtlı olarak karıştırmak ve asıl bağlamından koparmak içini reklamcılar tarafından kullanılan stratejinin bir kesitidir. Kitle iletişim araçlarının, insan gereksinimlerinin doyumu için sonsuz yöntemler üretebilmeleridir. NURHAYAT KILINÇ
James Lull, Medya İletişim Kültür" Bazı ideolojiler, kitle iletişim araçları tarafından daha bir yüceltilerek, meşrulaştırılarak geniş izleyici kitlelerine ikna edicilik ve parıltılı bir çekicilik içinde programlarını dağıtılırlar. Bu durum medyanın ideoloji üzerindeki etkisini gösteriyor. İdeoloji aktarımı yoluyla etki altına alınan bilinç, düşünceyi süzebilmekte ve insan etkinliği üzerinde etkili olabilmektedir. Yani bir
hegemonya
alanı
oluşturabilmektedir.
Medya
ise
egemen
ideolojileri
meşrulaştırır, biçimlendirir, onların egemenliklerini sürdürmelerini kolaylaştırır. MEHMET ÜNAL
8
Kitapta ideolojiden, bilinçten hegemonyadan bahsetmiş yazar ve bunu etkileme şekli olarak da televizyon, reklam, medya gibi iletişim araçlarının etkisinden bahsetmiştir. Televizyonu egemen ideolojinin en güçlü aktarıcısı olarak görürken diğer taraftan bazı grupların çıkarlarını daha fazla yansıttığını ve insanlara görmek istedikleri şeyi göstermeye çalışmaktadır. Modern iletişim teknolojileri bu kitaba göre dünyanın her tarafındaki farklı yaşta farklı sınıfta bulunan kesime her toplumsal sınıfa ait çeşitli kültürlerden insanlara belli bir takım değerlere bakış acılarını ve fikirleri iletir. Kültürün yayılmasında on ayak olmuştur. İletişim teknolojileri. bir nebze taşıyıcı görev niteliği görmektedir. Bu taşıyıcı niteliği sayesinde farklı yerlerdeki kültürlere karışarak ortaya farklı bir şey çıkmaktadır. Dansta modada müzikte dilde bunlar karsımıza çıkmaktadır ELİF MAMUR İdeolojiler birbiri arasında karmaşıktır fakat birbirleriyle bir hayli uyumludurlar. İdeoloji ile kitle iletişim araçlarının bağdaştırıldığı ve aslında televizyonun egemen ideolojiyi aktaran en güçlü aygıt olduğu belirtilmiştir. Teknolojik
gelişmelerle
birlikte
insanın
zamanı
algılaması
ve
onlarla
ilişkilendirilmesi çağdaş iletişim sorunlarıdır. ZEYNEP GÜL ATEŞ Yazar kitabın ismini alan medya iletişim ve kültür kavramları arasındaki ilişkiyi bütünsel ele alıp aralarındaki ilişkiyi bütünsel bir şekilde inceleyip açıklamaya çalışmıştır. Kitapta dikkatimi çeken özellikle kitle iletişim araçlarının ev içine girdikten sonra ev yaşamını nasıl etkiledikleri ve bu konuda kitle iletişim araçlarının önemidir. İnsanların istemeden kitle iletişim araçlarının etkisi altında kalması, öyle ki bir kahvaltı masasında TV izlerken veya gazete okurken vb. özellikle kitabı okuduktan sonra tv ve reklamları daha dikkatli incelemeye başlayıp yapılan program ve reklamlardan bir şeyler anlamaya çıkarmaya çalışma gibi bir çaba oluştu bende. NURCAN BOZKUŞ
9
10