Modernliğin Sonuçları - Anthony Giddens

Page 1

T.C AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ

SEMİNER-2 MODERNLİĞİN SONUÇLARI (ANTHONY GİDDENS) HAZIRLAYAN AYŞE TOKAGÖZ 090110065 DANIŞMAN ÖĞR. GÖR. OSMAN METİN


MODERNLİĞİN SONUÇLARI Eser Hakkında: Anthony GİDDENS tarafından kaleme alınan eser Ayrıntı yayınları tarafından ilk olarak 1994 yılında basılmıştır. Yüz altmış sekiz sayfadan oluşan eser Ersin KUŞDİL tarafından dilimize tercüme edilmiştir. Eserde oldukça sade bir dil kullanan yazar modernliğin sonuçlarını güzel şekilde ifade etmiştir. Eser toplam altı bölümden oluşmuştur. Yazar Hakkında: Anthony GİDDENS uzun yıllar Cambridge Üniversitesi’nde sosyoloji profesörlüğü yapmıştır. Daha sonra bir dönem London School of Economics’in başkanlığını yaptı. Son yirmi yılda temelde sosyoloji odaklı olarak yayımladığı otuzdan fazla kitabı Anglosakson akademi çevrelerinde ona büyük ün kazandırdı. Eserleri yirmi dokuz dile çevrildi. Çeşitli çalışmalar yapan yazar modernlik konusunda ele aldığı bu kitabıyla çalışmalarında bir adım daha öne çıkmıştır.


MODERNLİĞİN SONUÇLARI Modernliğin sonuçlarını iyi kavrayabilmek için öncelikle “modernlik nedir”? sorusuna yanıt vermemiz gerekir. Modernlik 17. yüzyılda Avrupa da başlayan ve sonraları neredeyse bütün dünyayı etkisi altına alan toplumsal yaşam ve örgütlenme biçimine işaret eder. Bugün 20. yüzyılın sonlarında birçok kişi tarafından toplumbilimlerinin karşılık vermesi gereken ve bizi modernliğinde ötesine götüren bir dönemin başında bulunmaktayız. Kimileri bu döneme tüketim tolumu, kimileri endüstri sonrası toplumu, kimide postmodern toplum demektedir. Evrimciliğe göre tarih insanlıkla ilgili olaylar karmaşasını bir tablo düzeni içinde uydurmaya çalışan olaylar dizini yardımıyla anlatılabilir. Tarih avcı ve toplayıcıların küçük, yalıtılmış kültürleriyle başlar, ürün toplayan ve hayvancılıkla uğraşan toplulukların gelişimine ve oradan da tarıma dayalı devletlerin oluşumuna kadar devam ederek Batıdaki modern toplumların ortaya çıkışıyla son bulur. Modern toplumsal kurumları geleneksel toplumsal dönemlerden ayıran süreksizlikleri şu şekilde ifade edebiliriz; modernliğin konuları içinde değişim hızı son derece fazladır. Bu değişim en çok teknoloji açısından belirgin gibi görünse de diğer bütün alanlara da yayılmıştır. İkinci bir süreksizlik alanı ise değişim alanıdır. Toplumsal dönüşümün dalgaları adeta bütün yerküre yüzeyi boyunca çarpmaktadır. Modernliğin temelini oluşturan bu süreksizlikler sonuçlarını da aynı oranda etkilemektedir. Bu kontekstte modernliğin sonuçlarını kısa kısa paragraflarda açıklayabiliriz; İlk olarak modernlik modern toplumsal kurumların gelişimi ve bunların dünya çapındaki yaygınlığı insanoğlunun güvenli ve çok boş bir yaşamın tadını çıkarması için modernlik öncesi sistemlerin herhangi bir çeşidinden çok daha fazla fırsat yaratmış durumdadır. Fakat modernliğin bunun yanında görünmeyen karanlık tarafı da vardır. Marx, Durkheim, Weber bu filozoflar bile modernliğin karanlık yüzünü tam anlamıyla tahmin edememişlerdir. Bu üç filozofun her birinde modern endüstriyel iş yaşamının insanoğlunu sıkıcı bir çalışma düzeni altına sokan alçaltıcı sonuçlarını görmüşlerdi. Fakat üretim güçlerinin gelişmesinin çevreye yönelik geniş ölçekte yıkıcı bir tehdit oluşturabileceği öngörülmemiştir. Ayrıca siyasal olarak totalitarizmin olması modernliğin bir sonucudur. Geçmiş dönemlerde despotizm vardı. Fakat totalitarizm sonuç olarak daha korkutucuydu. Sosyolojinin klasik kurucularından hiçbiri savaşın endüstrileşmesi olgusuna yönelik sistematik bir dikkat çekmemişlerdir. 19. yüzyıl sonları ve 20 yüzyıl savaş yüzyılıdır. Önceki iki yüzyılın her birinden daha fazla sayıda can kaybına yol açan askeri çarpışmalarla doludur. Tam anlamıyla süper güçler arası bir savaş insanlığı bütünüyle ortadan kaldırabilecektir. Bugün içinde yaşadığımız dünya çok gergin ve tehlikelidir. Böylesi bir durum modernliğin ortaya çıkışının daha mutlu ve güvenli bir düzenin oluşumuna yol açacağına ilişkin varsayıma inanmak yolunda insanların hevesini kırmıştır.


Bir başka modernlik olgusu ise zaman ve uzan kavramıdır. Mekanik saatin icadı ve nüfusun neredeyse tamamına yayılması zamanın uzamdan ayrılmasında çok önemli bir olaydı. Takvimin dünya çapında standartlaşmasıyla zaman kavramı her yerde aynı özellik taşımaya başladı. Modernliğin ortaya çıkışı uzamı herhangi bir yüz yüze etkileşim durumundan konum olarak uzak namevcut kişiler arasındaki ilişkileri geliştirerek gitgide yöreden koparıp atar. Modernlik koşullarında yöre artar bir biçimde düşselleşir. Zaman ve uzamın ayrılması durumu yerel alışkanlık ve deneyimlerin getirdiği kısıtlamalardan kurtulmayı sağlayarak çok çeşitli değişim olanaklarının açılmasına yardım eder. Zaman ve uzamın ayrılmasının yanı sıra yerinden çıkarma konusu da modernlikte önemli bir yer teşkil eder. Modern para ekonomilerinde sağlanan yerinden çıkartılmışlık paranın kullanıldığı modernlik öncesi uygarlıkların her birinde olduğundan çok daha fazladır. Bütün yerinden çıkarma düzenekleri hem simgesel işaretler hem de uzmanlık sistemleri güvene dayanır. Bu nedenle güven modernlik kurumlarının çok önemli bir parçasıdır. Buradaki güven kişilere değil soyut niteliklere karşı duyulan güvendir. Bir başka yerinden çıkarma aracı da uzmanlık sistemleridir. Örneğin; biz bir merdiveni çıkarken her an o merdivenin çökeceği aklımıza gelir. Fakat onun mimarisine güveniriz ister istemez. Bir başka örnek ise; yeni bir araba yerine kullanılmış olanı satın alan kişi kötü bir araba sahibi olma riskini göze alıyor demektir. Bu kişi söz konusu olasılıktan kaçınmak için satıcıya ya da firmanın ününe yönelir. Bir başka konu olan modernliğin kurumsal boyutları iki şekildedir. Endüstriyalizm ve kapitalizm. Endüstriyalizm kapitalizmin bir alt türü olarak görülür. Kapitalizm özel sermaye mülkiyeti ile mülksüz ücretli emek arasındaki ilişki merkezinde yoğunlaşmış bir meta üretim sistemidir. Endüstriyalizm ise cansız maddi güç kaynaklarının mal üretiminde kullanımıdır. Makinalar bu üretim süresinde merkezi rol oynar. Askeri güç modernlik öncesi uygarlıkların her zaman merkezi bir özelliği olmuştur. Kapitalizmin çıkışı endüstriyalizmden önce gerçekleşmiş ve gerçekte de onun ortaya çıkışı için gereken ivmenin çoğunu sağlamıştır. Akabinde ise küreselleşme ortaya çıkmıştır ve bu da modernliğin en önemli sonuçlarından biridir. Dünya ekonomisinde ana güç merkezleri kapitalist devletlerdir. Bunlar da kapitalist ekonomik girişimcilik asıl üretim biçimidir. Eğer ulus devletler küresel siyasal düzenekteki başlıca aktörler ise şirketler de dünya ekonomisi içindeki başat faillerdir. Küreselleşmenin bir boyutu da askeri dünya düzenidir. Devletlerin birbiriyle kurdukları ittifaklar bununla bağlantılıdır. Endüstriyalizm gezegenimiz üzerindeki

herkesi etkileyecek zararlı nitelikli

potansiyel ekolojik değişmelerin var olduğu bir dünya yaratmış bulunmaktadır. Modernleşme beraberinde yabancılaşmayı getirmiştir. Görgü kuralları ve nezaket ritüelleri yabancı ya da tanıdıkların bilerek bir tür örtük toplumsal ilişki türü kullandıkları


kişileri birbirlerine karşı koruyan araçlardır. Modern toplumlarda da bunlar söz konusu olmadığı için kişi korumasızdır ve bu yüzden kendini güvende hissetmez. Güvenilirlik iki çeşittir: ilki birbirlerini çok iyi tanıyan ve uzun süreli tanışıklık temelinde birini öbürünün üzerinde güvenilir kılan nitelikleri kısıtlanmış bireyler arasında kurulmuş olandır. Modern kurumların doğası soyut sistemlerdeki güven düzeneklerine özelliklede uzman sistemlere duyulan güvene derinden bağlıdır. Mesela; uçak görevlisinin kalıplaşmış güler yüzlülüğü yolcu buna güvenmek zorundadır. Bu uzmanlıkların getirdiği bir durumdur. Eğer hastalar hastane odalarında ve ameliyat masasında yapılan hatalarla ilgili tam bilgi sahibi olsalar büyük olasılıkla sağlık görevlilerine bu denli içten bir güven duymayacaklardı. Arkasal planı bilmeden güvenmek modern kurumlara güven… Anthony GİDDENS modern öncesi toplumlarla modern sonrası toplumları sonuçlarını anlamak açısından karşılaştırmıştır. Güven ortamı modern öncesi toplumlarda akrabalık ilişkilerine dayanıyordu modern sonrası toplumlarda ise kişisel ilişkiler bunun yerini aldı. Modern öncesi toplumlarda yerel ilişkiler vardı modern sonrası toplumlarda ise soyut sistemler vardır. Modern öncesi toplumlarda gelenek yani dinsel kozmolojiler yer alırken modern sonrası toplumlarda geleceğe yönelik düşünceler yer almaktadır. Yazarın modernliğin sonuçlarında en çok üstünde durduğu konular değindiğimiz gibi modernliğin yararları olduğu gibi güven, risk ve tehlike gibi zararlı ortamları da beraberinde getirmiş olmasıdır. Akabinde üzerinde durabileceğimiz önemli sonuçlarından biri de küreselleşmedir. Bu batı kurumlarının dünya üzerinde öbür kültürleri ezip geçerek yayılmasından da öte bir şeydir. Küreselleşme dünya üzerinde içinde artık başkalarının olmadığı yeni karşılıklı bağımlılık biçimlerini ortaya çıkarmıştır. Artık yüksek modernlik dönemine girmiş oluyoruz. Modernlik kuşkunun kurumsallaşmasını içermektedir. Modernlik risk ve tehlikeyi de beraberinde getirmiştir. Ona göre post modern bir dönemde değil, modernliğin sonuçlarının radikalleşip evrenselleştiği bir dönemde yaşıyoruz. kapitalizm, endüstriyalizm, ulus devlet belirleyici önemlerini hala sürdürüyorlar. Sonuç olarak toparlamak gerekirse 17. yüzyılda başlayan modernlik sonuçlarını hala yaşatmaktadır. İnsanların insanlara değil de

kurumlara duydukları güven en önemli

sonucudur. Bunun yanında yabancılaşmayı , kapitalizmi ve küreselleşmeyi getirmiştir. Modernliğin sonuçlarıyla birlikte artık dünyamız bambaşka ve tehlikelerle dolu bir yolda ilerlemektedir…


YORUMLAR ASLIHAN KÜSDÜL: Bu kitapta yazar modernliğe bağlı olarak onun sonuçlarının hala devam ettiğini söylemiştir. Modernliğin insanların yaşamını kolaylaştırdığını söyleyen yazar ancak modernliğin karşısına çıkılmazsa bir sürü sorunla da karşılaşılabileceğini belirtmiştir. İnsanın modernlikten kazandığı en önemli şeyin de kendisi hakkında , etrafı hakkında birçok düşünce üretebilmesi olmuştur. Postmodernliğe geçtiğimizi reddeden yazar modernliğin hala etkisini sürdürdüğünü söylemiştir. MERVE ÖZTÜRK: Modernlik 17. yüzyılda başlamış ve günümüzde halen etkileri devam etmektedir. Modernleşen toplumla beraber değişim hızlanmıştır. Modernleşmenin topluma olumlu yönlerinin yanı sıra olumsuz yanları da vardır. Endüstrinin sonuçları modernliğin karanlık yönünü oluşturur. Modernleşme öncesi olan despotizme daha sonra totalitarizm de eklenmiştir. Zaman ve mekan anlayışı modernleşme ile birlikte sınırlarını aşmıştır. Modernliğin diğer kurumlaşması ise kapitalizm ve endüstriyalizm boyutudur. Modernlik toplumlara yabancılaşmayı getirmiştir. Geleneksel toplumlardan modern topluma geçişte güven kişilerden kurumlara doğru kaymıştır. Küreselleşme modernliğin temel sonucudur. Yersiz yurtlaşma küreselleşme ile beraber meydana gelmiştir. ÖZNUR KOYUNCU: Benim cevabını bulamadığım “postmodernliğin kıstası ne”? sorusunun yanıtını bu kitapta buldum sayılır. Post modernliği belirleyen şeyin ne olduğunu düşünürdüm ve bir anlam veremezdim. Bence postmodern dönem diye bir şey yoktur. Yazarında bu soruyu sorarak cevap vermesi benim düşüncemi temellendirdi. Ona göre modernliğin ötesine geçmiş değiliz onun radikalleşmesini yaşıyoruz. Modernlik bitmiş bir şey değil . Postmodern dediğimiz şeyler aslında modernliğin devamı ve sonuçları. Kitapta dikkatim çeken bir noktada “ modernlik batıya özgü bir proje midir “? Sorusuna kesinlikle “ evet” cevabını vermesidir. Bir diğer noktada neden postmodern dönemde yaşıyor muşuz modernliğin bitip yerine onun geçtiğini kabul ediyoruz konusunda söylediği şeydir; ona göre modernliğin yerine postmodernliği koymamızın nedeni tarihe biraz bütünlük vermek ve onun içindeki yerimizi belirlemek. SELAMET AYDIN : Modernlik 17. yyda avrupada o coğrafyanın kendiiç dinamikleriyle ortaya çıkan ve sonrasındada bütün dünyayı etkisi altına toplumsal yaşam ve örgütlenme biçimidir. yani kendinden önceki dönem olan geleneksel dönemle hem ilişki içinde hemde çatışma içindedir modernlik. Modernlik deyince aklımıza küreselleşme geliyor.küreselleşme


modern dönemin en popüler sonucudur. küreselleşme ile birlikte artık ekonomiden sosyal hayata, endüstriden siyasal hayata kadar her alanda bir içe içe geçmişlik vardır bu dünyada. NURHAYAT KILINÇ: Modernlik dediğimiz zaman aklımıza gelen belli başlı kavramlar vardır. Modernlik, bu kavramları biraz da kendisiyle birlikte var etmiştir diyebiliriz. Bunlardan en önemlisi hiç şüphe yok ki ‘küreselleşme’dir. Küreselleşme, modern dönemin en popüler sonucudur. Küreselleşme ile birlikte artık ekonomiden sosyal hayata, endüstriden siyasal yaşantıya kadar her alanda bir iç içe geçmişlik vardır dünyada. Şüphesiz bunun en büyük etkisi ekonomik alan ve bunun diğer alanlara yansımasıdır.Büyük devletler, farklı ülkeleri ekonomik olarak etkileri altına aldıklarında, bir şekilde askeri dünya sistemi de oluşmaktadır. Askeri düzen ile birlikte, silahlanma aratacaktır ve uluslar arası şirketler (devletler!) uzak ülkeleri dahi etkileri altına alabileceklerdir. Bu noktada ise çağımızın sistemi kapitalizm ve belki de onun bir uzantısı ya da yan başlığı olarak endüstriyalizm kavramları karşımıza çıkıyor. Endüstriyalizm’in en önemli boyutu silah sanayisi ve makine teknolojilerinin dünya çapında yayılmasıdır. Silahlanmanın ilerlemesi, savaşların yerel boyutların dışına taşmasına sebep olmuştur.Yani silahlanma hem vardır hem de görünürde değildir aslında. Büyük devletler bir bakıma pastanın paylaştırılmasını kendi aralarında yapmış gibidirler. Hepsi bir şekilde, dünyanın bir başka yerindeki devleti sömürüleri altına alırken, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncı bir tavır sergilemişlerdir. Küreselleşme bütün bu şekillerde tezahür ederken, sadece askeri ve ekonomik değil şüphesiz bütün alanları da etkilemiştir başta da söylediğimiz gibi. İşte kapitalizm ve endüstriyalizm de bu kısır döngünün hem sebebi hem de sonucu olmuştur. ZEYNEP GÜL ATEŞ :Bu kitapta ise postmodernlik reddedilmiştir. yazara göre postmodern bir dönemde değil modernliğin doğasının açığa çıkmaya çalıştığı bir dönemdir. modernliğin çok önemli bir boyutu ise kişinin kendisi hakkında sürekli düşünce üretip bu düşünceleri de bir bütün haline getirmesidir. bu anlamda modernliğin ötesine geçmek gerektiğini savunuyor.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.