AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MODERNLİĞİN SOSYOLOJİSİ PETER WAGNER ZEYNEPGÜL ATEŞ 090110037 SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ
1
PETER WAGNER Akademik kariyerini bir süre Berlin’de Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung’da yürüten Wagner, 1996 senesinden beri İngiltere’de Universty of Warwick’te sosyoloji dersleri veriyor ve aynı üniversitedeki Social Theory Center’ın başkanlığını yürütüyor. Paris’te Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales ve Centre National de la Recherche Scientifique; Princeton’da İnstitut for Advanted Study in the Social Sciences; Berkeley’de University of California ve University of Oxford’da dersler verdi. Şu anda Eureopean University İnstitute’de, daha önceki yıllarda geliştirdiği “modernlik sosyolojisi” üzerine kurulu toplumsal teori ve çağdaş Avrupa’da siyasal düşünce konularında dersler veriyor. Yayımlanan eserleri arasında şunlar bulunuyor: Der Raum des Gelehrten(1993) (Heidrun Friese ile birlikte); A Sociology of Modernity (1994) [Modernliğin Sosyolojisi, çev. Mehmet Küçük, Ayrıntı Yayınları, 2005]; Le travail et la nation (derleme, 1999); A History and Theory of the Social Sciences. Not All That is Solid Melts Into Air(2001); Theorizing Modernity. Inescapability and Attainability in Social Theory (2001); Europa politica. Ragioni di una necessita (2002) (Heidrun Friese ve Antonio Negri ile birlikte).
2
İçindekiler
-GİRİŞ Bir modernlik sosyolojisi mi?............................................................................9 I.MODERNLİĞİN İLKELERİ……………………………………………..22 A. Modernliği anlatma tarzları………………………………………………22 B. Muktedir kılma ve kısıtlama: Modern kurumları anlamak……………….51 II.MODERNLİĞİN İLK KRİZİ……………………………………………80 A. Kısıtlı liberal modernlik: Modern projenin tamamlanmamış geliştirimi…80 B. Kriz ve modernliğin dönüşümü: Liberal ütopyanın sonu………………...113 III.MODERNLİĞİB KAPANIŞI…………………………………………..142 A. İktidar şebekeleri ve giriş önündeki engeller: Tahsisat pratiklerinin örgütlenmesi………………………………………142 B. Demir kafeslerin inşası: Buyurma pratiklerinin örgütlenmesi……………………………………..171 C. Toplum üzerine söylemler: Bilişsel temsil tarzının yeniden örgütlenmesi……………………………198 IV.MODERNLİĞİN İKİNCİ KRİZİ………………………………………227 A. Pratiklerin çoğullaşması: Örgütlü modernliğin krizi…………………….227 B. Sosyoloji ve olumsallık: Örgütlü temsil tarzının krizi…………………..227 C. Modernlik ve özkimlik : Özgürleşme ve yerinden edilme………………283 V.GENİŞLETİLMİŞ LİBERAL MODERNLİĞE DOĞRU MU?............316 A. Tutunumsuz pratikler ve postmodern benlikler: Modernliğin mevcut durumu……………………………………………316
3
-DİZİN……………………………………………………………………….352
4
MODERNLİĞİN SOSYOLOJİSİ Modern toplum terimi yıllardır pek sorgulanmaksızın dünyanın kuzeybatı çeyreğinde kullanılmaktadır. Modernliğin tarihini incelerken temelinde yatan modernliğin düşünce ve kurumlar arasındaki özdeşliği değil aslında modernlik projesinin tarihsel ve teorik olarak açıklanmasıdır. Modernlik ; özgürlük ve özerklik düşüncesine dayanır. Tarihsel olarak, gözlemlenebilir toplumsal pratikler bu açıklamalar ışığında gelişir. Modernliğin iki aşaması vardır; biri özgürleşme söylemi diğeri ise disiplin altına alma diye iki tane birbirine zıt kavramlar ortaya çıkmaktadır. Fakat özgürleşme söylemi çok önemlidir. Çünkü toplumlar için bir yorumlama amacı konumundadır. Modernlikle birlikte bireysellikte artar. Modernliğin temel argümanı ise devlettir. Devlet düşüncesidir. Son 20 yıl boyunca çoğunluk gittikçe arttığı için araçsallık ve tekboyutlulukta önemini yitirdi. Aydınlanma düşüncesi zorda olsa iki çizgiyle ayrılabilir. Bunlar : düzenleyici yönü ve yol gösterici yönüdür. Daha sonra modernliğin gücü insanlara hayırlı birliktelik koşulları sunmalarına yönelik oldu. Böylelikle ortaya tahsisatçı ve buyurgan pratikler çıktı. Bunlardaki temel amaç eylem yeteneğine sahip özerk birey düşüncesine yaslanmasıdır. Modernliğin muğlaklığı çeşitli maskelere bürünür. Avrupa’da modernlik projesini geliştiren toplumsal hareketler uğrunda çabaladıkları özgürlüklerin örgütlü gruplarla çatışmadan elde edilemeyeceğinin farkındaydılar. Bunlar da önde gelen mutlakiyetçi devlet ile geç feodal dönemin aristokratik ve dinsel seçkinleriydi. Bu gruplar ilerleme yanlısı olarak görünseler de aslında gerisinde kalmışlardır. Çünkü bu gruplar kendi aralarında iktidar, zenginlik ve statülerini kaybetme korkuları da vardı. Modernliğin tözselliğinden ve kolektifliğinden bahsetmiştir kitap, modernliğin bunlardan uzaklaştırılması söz konusu olursa eğer ters çevrilmelerin yaşandığı tarihsel süreçler ortaya çıkabilir. Modernist toplumbilimi piyasa, devlet ya da bilimsel kurumların kendi kendini düzenleyen kurumların oluşumunu görmezden gelip öylece kabul edilmiştir. 19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa toplumlarıyla başlayan tarihsel analiz işe Avrupa toplumlarıyla başlayacaktır. Bu dönem liberal ideolojinin en gözde çağıydı. Daha sonra toplumsal düzenin alt üst olmasıyla birlikte belli bir bölgedeki nüfus modern pratiklerin etkisi altına girmiştir. Bunun sonucunda ise; bunlar modern kurumlara dahil olmak zorundaydı. O dönemdeki işçi hareketi ile sendikaların ve işçi partilerinin oluşumu modern kurumlara dahil edilme konusunda olumlu, başarılı bir adımdır. Bunun diğer bir örneği ise evrensel ve eşit oy hakkının kullanılmasıdır. O dönemde modern kurumların ilerleyişiyle toplumsal dönüşümlerde yaşanmıştır. Bu da bireylerin bir düzene yeniden sahip olmasını beraberinde getirdi. 5
Modernliğin toplumsal analizi de insanların gerçek toplumsal pratikleriyle işe başlaması ve modern mitleri oluşturmasına ihtiyaç duyar. Toplumsal kurumlar insanların eylemlerini dayandırdıkları sürece daha sağlam olurlar. Kurumlar herhangi bir bireyden önce varolabilir ancak insan eylemleriyle yaratılıp, sonra tekrardan yaratılmasıyla varlığını devam ettirir. Bizim alışkanlıklarımız da toplumsal kuralların uygulanabilirliğini ortaya koyar. Modernlik açıklaması üçe ayrılır: maddi tahsisat, buyurgan iktidar ve pratikleri ve anlamlandırma pratikleri. 1) Maddi tahsisat: malların doğadan çekilip alınmasını ve emeğin fiziksel ve kültürel yeniden üretime aktarılmasını denetler. 2) Buyurgan iktidar: kurumlarının en önemlileri bürokrasiler ve özgül olarak da modern devlettir. 3) Anlamlandırma kurumları: toplumsal örgütlenme tarzları ve toplum ile birey arasındaki ilişki konusunda özanlamlar sağlama aracıdır. Liberal yaklaşımlardan Marxist yaklaşımlara kadar birçok eleştirel toplum teorisi, iki temel varsayımdan işe başlamışlardır ; ilkin bireyin özerkliği ve kendini icra etme arzusu. İkincisi ise tahakküm, bazı insanların diğerlerinin iktidarına maruz bırakılmaları eleştirilir. Bu yaklaşımların ortak problemi bir kişinin özerklik uygulamasının diğeri üzerinde bir tahakküm kurulmasını getirebileceği olgusunun nasıl açıklandığıdır. Modernleşme saldırıları toplumsal pratikler için yeni koşullar geliştirir. Bu kural hem iktidara yanaşacak hem de iktidar ilişkilerinde ki değişimlere paralel olacaktır. Ben biraz biçimselleştirmeden bahsedeceğim. Biçimselleştirme daima sınıflandırıcı bir düzene sahiptir. Gerçekliğin belli kuralları düzene sokulur ve bu düzenleme dilsel bir ifade verilir. Sınıflandırma, dünyanın belli boyutlarını yalnızca adlandırmaktan çok temsil eden kavramların inşa edilmesini de öngörür. Genellikle modernliğin tarihinin, kurumların kapsamının sürekli genişlemesini içerdiği kabul edilebilir. Tarihsel süreçlerin bazıları olumsallığın giderek artması çerçevesindeki sosyolojik yorum eksik olur. Modernlik söylemleri bütüncülleştirici iddialarına temel sağlayan bir okıl evrenselciliği sergilemiştir. Modernlik kavramının ilke olarak açık uçlu ve kısıtlanımsız olmasına karşılık kolektif olarak denetlenebilir sınırlar içerisinde tutmak amacıyla girişimlerde bulunulur. 18. yüzyıldan 19. Yüzyılın ortasına kadar geçen süreyi dünyanın kuzeybatı diliminde erken dönem, kısıtlı liberal modernliğin inşa edildiği dönem olarak görebiliriz. Bu dönem İngiltere, Amerika ve Fransa’nın üst orta sınıflarından dışarı ve aşağıya doğru yayılan yeni bir ahlaki kültür olarak modern kültürün doğumuna sahne oldu. Toplumsal eylemin gönderme yapması gerektiği anlamlı birimin ulus-devlet olarak tanımlanması ve toplumsal sınıfların çizgileri uyarınca yapılanmış bir ulusal toplum anlayışı modernliğin örgütlenmesinin temelini sağlamıştır. 6
Toplumsal siyasa, tarihsel bağlamlara ve gözlemcilerin perspektiflerine bağlı olarak ya mücadele halindeki işçi sınıfının bir başarısı olarak ya devletin uyruklarına paternalistik bir hibesi olarak görülebilir. Böylece hem aşağıdan hem de yukarıdan gelen bir seferberlik toplumsal siyasaların kökenlerinde yer aldı. Sosyalizmin siyaset sınıfları çok güçlü bir şekilde kurulmuş kapalı bir sınırlar sistemini savunmak zorundaydı. Pratiklerin artık sınırlar içinde kalmadığı bu zamanda sınırları yok sayıldı. Sosyalizmin sona ermesinden sonra geçen birkaç yıl daha genel olarak, siyasal yönetimleri daha açık ülkeler üzerinde yeniden tesis edilmiştir.
7
ARKADAŞLARIMIN YORUMLARI: Modernlik projesi iki temel varsayıma dayandırılır. Birincisi: toplumsal dünyanın kavranabilir olduğu, ikincisi ise şekillendirilebilir ya da yönetilebilir olduğunu dile getirir bu kitap. Modernleşme geleneksel ve modern toplumlar arasında yapılan bir ayrıma dayanıp ilerler. Geleneksel durumdan modern duruma doğru cereyan eden hareket süreci gelişme olarak adlandırılır.
SELAMET AYDIN Modern toplumun nasıl işlediği nasıl çözümlenmesi gerektiği hakkında yazılmış bir kitaptır. Örgütlü toplum yapısı siyasal partiler, refah devleti gibi yapılar halkı yönlendirmekte ve fakir halk bu sayede iyileştirmektedir. Ayrıca modernlik ve postmodernlik karşılaştırılmaktadır. Modern kimliği bir kimsenin mesleği etrafında bir kimsenin kamusal alandaki işlevi etrafında dönmesine karşılık, postmodern kimlik boş zaman etrafında döner.
AYŞE TOKAGÖZ Modernliğin sosyolojisi toplumsal dönüşümü tarihsel değişim içinde ele almıştır. Modernliğin süresince insanın geçirdiği değişikliklerden bahseden kitap özgürleşme ve disiplin altına alma gibi durumlara değinmiştir. Modernliği daha derinlemesine anlamak adına okunması gereken kitap.
ASLIHAN KÜSDÜL Modernliğin kurumsal analizinin modernliği anlamak için yetersiz olduğunu tartışmaktadır. Kurumsal analizin yanı sıra bir modernlik teorisi insanların kendi modernlik deneyimlerini nasıl yorumladıklarına da önem atfetmek durumundadır. Kurumsal ve eleştirel yaklaşımlar olmadan tam anlamıyla modernliği anlayamayız ama bugün modernlik hakkındaki daha verimli görünen düşünme diğer iki yaklaşımda bulunmaktadır: yorumlayıcı ve deneysel yaklaşımlar. Yorumlayıcı yaklaşım modernliğin olası çoğul formlarını anlamak için bir temel sunarken, deneysel yaklaşım da herhangi bir verili ortamda özel bir yorumun gerçekleşme nedenini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bu anlayışları birleştirme çabaları içinde araştırmanın ilgi alanı modernliğin kültürleri olarak tanımlanabilecek bir alana kaymaktır. “ Modernliğin çeşitleri “ veya “ çoklu modernlikler “ üzerindeki araştırma modern anlamın yorumlarının çoğulluğunu analiz etmeyi hedeflemektedir.
NURHAYAT KILINÇ Modernlik terimi yıllardır pek fazla dile getirilmeden aslında biz fark etmesek bile bütün hayatımıza nüfuz etmiştir. Çünkü modernlikle gelen özgürlük ve bireysellik bütün hayatımıza yayılmış durumdadır, böylelikle biz bütün geleneksel bağlardan koptuk. Bu şekilde insanlar daha devletçi politikalar izlemiştir. Modernliği anlamak için okunulması gereken bir kitaptır. 8
ÖZNUR KOYUNCU
9